ÜVEİT HASTASININ MERAK ETTİKLERİ

Transkript

ÜVEİT HASTASININ MERAK ETTİKLERİ
ÜVEİT HASTASININ MERAK ETTİKLERİ
Sayın hastamız,
Bu broşür ile hastalığınız hakkında merak ettiğinizi düşündüğüm bazı sorularınıza
yanıt vermeye çalışacağım.
Üveit hastalığı uzun süreli tekrarları olabilen doğru tanısı konulamazsa ve uygun
tedavi edilemezse görme azalmalarına yol açabilen bir sağlık problemidir. Doktor ve
hastasının yakın işbirliği gerekir. Birbirlerine güvenmeleri ve her şeyi karşılıklı
konuşmaları önemlidir. Bu yakın işbirliği, hastalık atakları ile mücadele ve kalıcı
hasarların önlenmesi açısından çok önemlidir.
Üveit nedenlerinden bazıları vücudunuzun diğer organlarını da tutabilir bu yüzden
göz doktorunuz haricindeki branş doktorlarından da yardım alabiliriz. Yani sizinle
oluşturduğumuz takımımıza diğer doktorlar da zaman zaman iştirak edeceklerdir.
Aşağıda yıllar içinde bana hastalarımın en sık sorduğu soruları yazdım ve
yanıtlamaya çalıştım. Bu sorular haricinde aklınıza gelen diğer sorular hakkında
konuşmaya her zaman hazır olduğumu bilmenizi isterim. Saygılarım ile
Dr. Halil Ateş
•
Üvea dokusu gözün neresindedir?
Göz üç tabakadan oluşur. En dış tabaka skleradır ve gözümüzün beyaz
kısmını oluşturur. En iç tabakada ise görme hücrelerinin bulunduğu retina
tabakası vardır. Uvea bu iki tabaka arasında bulunur. Uvea damarlardan ve
gözün savunma sistemlerinden yoğun bir tabakadır. İltihaplanmasına uveit
denir. Üveit gelişen hastaların bir kısmında komşu dokularda da iltihabi
reaksiyonlar gelişebilir. Retina tabakası tutulduysa retinit, sklera tabakası
tutulduysa sklerit, göz boşluğunu dolduran jel kıvamındaki sıvı tabaka
tutulduysa vitrit ve göz siniri tutulduysa nörit adlarını alır.
•
İnflamasyon nedir?
İnflamasyon, kelime olarak “ateşlenme” anlamına gelmektedir. İnflamasyon
göz ve çevresindeki dokular dahil vücudun herhangi bir yerinde gelişebilir.
İnflamasyon hastalıklı veya incinmiş dokunun verdiği karakteristik cevaptır.
İnflamatuar cevap, yabancı cismi veya mikrobu uzaklaştırmaya yönelik olup,
dokularda daha ileri hasar oluşumunu önler.
İnflamasyonun dört belirtisi vardır. Bunlar; şişlik, kızarıklık, ısı artışı ve ağrıdır.
Eliniz kesildiğinde veya yandığında muhtemelen bu belirtileri görmüşsünüzdür.
Normal olan sağlıklı dokular bu inflamatuar süreç sırasında zarar görebilir.
Buna “masum seyirci” hasarı denir. Bu hasarlanma göz çevresinde
oluştuğunda etkilenen bölge (gözler, göz kapakları, sklera, iris, retina veya
görme siniri) kırmızı, şiş ve hassas olur. Eğer gözdeki inflamasyon uzun
sürerse (kronikleşirse) ve ciddi olursa, göz çevresindeki dokuları ve kan
damarlarını da tahrip ederek görme kaybına yol açabilir.
•
İnflamasyonun gelişmesi sadece mikroplarla mı olur?
Hayır. İmmun sistem, vücudu yabancı etkenlere karşı korumak ve savunmak
üzere geliştirilmiştir. İmmun sistemin işleyişi karmaşıktır ve çok çeşitli hücre
türleri bu sistemde görev alır. Hücrelerden bazıları güvenlik bekçileri gibi görev
yapar ve yabancı cisim saldırılarına karşı vücudu sürekli kollarlar. Saldırganı
saptadıkları anda, onu yok etmek için harekete geçerler.
İnflamatuar göz hastalıklarının bazı tiplerinde, vücudun savunma sistemi
yabancı konakçı ile kendi normal hücrelerini ayrıt etme yeteneğini kaybeder.
Böylece gardiyan hücreler hafızalarını kaybederek yanlışlıkla kişinin kendi
normal hücrelerini yabancı (antijen) olarak algılar ve onları yok etmek üzere
harekete geçerler. İmmun sistemdeki bu düzensizlik otoimmunite olarak
adlandırılır ve immun sistem kendi dokularına saldırır. Bunun nedeni
bilinmemektedir. Sonuç olarak otoimmunite kronik (uzun süre devam eden) bir
inflamasyondur.
•
Otoimmunite sonucu gelişen üveitler nelerdir?
Otoimmun hastalıklar, immun cevabın vücudun kendi dokularına karşı
yöneltildiği uzun süreli inflamasyon nedeniyle süregelen doku hasarı ile
karakterizedir. Birçok otoimmun hastalık vardır. En bilindik olanı romotoid
artrittir. Romotoid artritte işleyişi bozulan immun sistem eklemlere saldırır.
Gözün çeşitli bölümlerini etkileyen birçok otoimmun hastalık vardır. İnflamatuar
göz hastalığına neden olan otoimmun hastalıklar genellikle sistemiktir ve
sadece gözü değil, vücuttaki çeşitli organları da etkilerler. Bu gibi hastalıklara
verilebilecek örnekler arasında en yaygın görülenleri romotoid artit (RA),
sistemik lupus eritematozus (SLE), poliarteritis nodoza (PAN),
polikondrit, Wegener granülomatozu, skleroderma, Behçet hastalığı,
inflamatuar bağırsak hastalıkları (Crohn ve ülseratif kolit), sarkoidoz ve
ankilozan spondilittir. Bununla birlikte, belirli otoimmun hastalıklarda göz tek
başına ve özel olarak etkilenir. Bu hastalıklar; oküler skatrisiyel pemfigoid,
Mooren’nın korneal ülseri, Birdshot korioretinopatisi ve Vogt-Koyanagi
Harada sendromu gibi bazı özel üveit tipleri ve sempatik oftalmidir.
•
Uveit neden olur?
Uveitte yol açan 85’ten fazla neden bulunmaktadır. Bunlar infeksiyoz veya
infeksiyoz olmayan, travmatik, ilacın neden olduğu veya malign (kanser)
nedenlerdir. İnfeksiyöz nedenler arasında; bakteriler, parazitler, mantarlar, HIV
ve kızamık gibi viruslar, sifiliz ve gonore gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar,
tuberküloz ve toksoplazmozis yer alır.
İnflamatuar göz hastalığına neden olan birçok infeksiyöz olmayan neden
vardır. Bunlardan bir kısmını otoimmun hastalıklar oluşturur. Birçok otoimmun
hastalık sistemiktir ve aynı zamanda gözün bir bölümünde inflamasyona
neden olur. İnflamatuar göz hastalığı, gözde inflamasyonun bulunduğu
bölgeye göre tanımlanır. Örneğin juvenil romotoid artritte (JRA) inflamasyon
gözün ön kısmında görülür ve iritis veya ön üveit olarak adlandırılır.
İnflamasyonun bulunduğu bölge, aynı zamanda inflamatuar göz hastalıkları
tiplerinin ayırıcı tanısında göz doktoruna yol göstericidir.
İnflamatuar göz hastalığının diğer nedenleri idiyopatik olarak adlandırılır.
İdiyopatik kaynağı belirsiz anlamına gelir ve tanısı diğer hastalıklar
dışlandıktan sonra konulur. Bu inflamatuar hastalık tipinde, hastalığın seyrini
izlemek amacıyla diğer tiplerde yapılan kan tetkiklerine gerek yoktur.
İlaç ve çeşitli tedaviler de inflamatuar göz hastalığına neden olabilirler. Bu tür
ilaçlara örnekler; bifosfonatlar, cidofovir, rifabutin ve sülfanamidler veya topikal
kortikosteroidler ve latanoprost’ tur. Aşılar ve dövmeler de inflamatuar göz
hastalığına neden olabilirler. Akciğer, meme ve lenf bezi gibi bazı kanser tipleri
inflamatuar göz hastalığa yol açabilirler.
•
Uveitte ne tür şikayetler olur?
İnflamasyon gözün herhangi bir bölümünü ve onu çevreleyen yapıları
etkileyebilir. İnflamasyon belirtileri gözün etkilenen bölümüne göre değişir.
Gözün arka kısmını tutan üveitlerde genelde şiddetli bir şikayet gelişmez,
genellikle bulanık görme ve uçuşan cisimler görülebilir. Gözün ön tarafını tutan
üveitlerde ise hasta oldukça rahatsızdır. Olası şikayetler şunlardır;
Ağrı
Kızarıklık
Uçan cisimler görme
Görmede azalma
Işığa hassasiyet
•
Uveit hangi yaşlarda ortaya çıkar?
Her yaşta görülebilir. En sık görüldüğü yaş grubu 25-45 yaş aralığıdır.
•
Çocukluk çağında üveit olur mu?
Evet. Üveitli hastaların %10’u 16 yaşın altındadır. Mikroplara bağlı olabileceği
gibi otoimmun bir nedene bağlı da gelişebilmektedir. Özellikle 7 yaşın altında
gelişenlerde hastalığa göz tembelliği de ekleneceği için görme kaybı daha
fazla olmaktadır. Tedavilerin erken dönemde ve hızla görmenin düzelmesini
sağlayacak şekilde yapılmalıdır.
Bu çağda en sık görülen üveit çeşitleri; Juvenil romatoid artrit,
Toksoplazmosis, Toksokariasis, Sarkoidozis, Harada ve Behçet Hastalığıdır.
•
Uveit genetik geçiş gösteren bir hastalık mıdır?
Evet, bazı üveit tipleri ailesel geçiş gösterebilir. Özellikle otoimmun tiplerde
dikkatli olmamız gerekir. Aile bireylerinden birinde üveit varsa belirli aralıklar ile
muayene olunmasında veya yukarıda bahsedilen şikayetlerden biri veya
birkaçı geliştiğinde acil göz doktoruna başvurulmasında yarar vardır.
Mikroplara bağlı gelişen üveit tiplerinde ise bu tür bir risk söz konusu değildir.
•
Üveit atağının gelişmesi ile kadınlardaki adet döngüsü arasında bir ilişki
var mı?
Evet. Döngünün son günlerinde (25-29. gün) atak gelişme olasılığı diğer
günlere göre daha fazladır. Bu yüzden tedavi kesilirken bu günlere dikkat
etmek gerekir.
•
Hamilelikte atak olur mu, kullandığım ilaçlar bebeğe zarar verir mi?
Maalesef bu iki sorunun da cevabı evet. Hamile kalmayı düşünüyorsanız veya
hamileyseniz tedaviniz ile ilgili sizinle uzun bir konuşma yapmamız gerekecek.
•
Doğum kontrol hapı kullanmam üveitimi tetikler mi?
Kesin olmamak ile birlikte bu sorunun da cevabı maalesef evet. Bu yüzden
diğer korunma yöntemlerini önermekteyim.
•
Cinsel ilişkide bir kısıtlama yapmalı mıyım?
Üveitin ortaya çıkması veya şiddetlenmesi ile cinsel birleşme sıklığı arasında
bir ilişki yoktur. Ancak bazı üveit tipleri cinsel organları da tutabilmektedir, ilgili
branş doktoru ile temas kurmanızı öneririm.
•
Üveitli hastaların bilgisayarda çalışması sakıncalı mıdır?
Uzun süreli ekrana dikkatli bakmak göz kurumasına yol açacaktır, bu da üveit
şikayetlerinizin artmasına neden olacaktır. Ayrıca göz bebeğinin hızlı
hareketleri üveitli hastalarda ağrıya yol açabilmektedir. Bu yüzden atak
halindeki hastaların uzun süre bilgisayar ekranına bakmamalarını
önermekteyim.
•
Stres üveit atağına neden olur mu?
Bunu tam olarak bilmiyoruz. Stresli zamanlarda veya hemen sonra
hastalığında alevlenme bildiren birçok hasta olsa da, bu sorunun cevabının
verilebilmesi için bilimsel çalışmaların yapılması gerekir. Elimizde bunu
ispatlayacak bilimsel kanıt olmasa da, biz çeşitli stres türlerinin inflamasyonun
tetiklenmesinde rol oynayabileceğini düşünmekteyiz. Stresin kendisi hastalığın
kaynağı değildir ancak stres immün sistemin çalışmasını etkileyerek
inflamatuar hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırır.
•
Üveitli hastaların Kontakt lens takması sakıncalı mıdır?
Evet. Tedavi bölümünde anlatacağımız gibi üveit tedavisinde kullanılan bazı
ilaçlar vücudun mikroplara karşı direncini düşürmektedir. Kontakt lensin
kendisine karşı veya takma-çıkartma işlemi sonucu kornea tabakasında
gelişebilecek çizikler şiddetli enfeksiyonlara yol açabilir. Ayrıca üveit
tedavisinde kullanılan ilaçlar veya üveite yol açan romatizmal hastalıklar gibi
bazı durumlar gözyaşı kalitesini bozmaktadır, bu da kontakt lenslerin göz
problemlerine yol açmasına neden olabilmektedir.
•
Üveitli hastaların lazer ile görme kusurlarını ortadan kaldıran ameliyatları
olmasında bir sakınca var mı?
Evet var. Bu tür ameliyatlarda kornea dokusunda hastanın kırma kusuru
cinsine bağlı (miyop, hipermetrop, astigmat) düzeltme işlemleri yapılmaktadır.
Düzeltilen dokuların lazer cerrahisine beklenen uygun yanıtı vermesi
gereklidir. Üveitli hastalarda ise bu yanıt farklılıklar gösterebilir ve hedeflenen
numara düşüşüne erişilemeyebilir. Daha önemlisi kullanılan üveit ilaçlarına
bağlı gözün savunma hücrelerin görevleri zayıflayabileceği için lazer
cerrahisinden sonra gözün mikrop kapma olasılığı normal insanlara göre daha
fazladır.
•
Yemeklerin üveit ile bir ilişkisi var mı?
Hayır. Ancak sigara kullanımı üveitinizi tetikleyebilir veya kötüleşmesine yol
açabilir. Üveit tedaviniz sırasında kortizonlu ilaçlar kullanıyorsanız tuz ve
hamurlu gıdaları kullanmamanızı öneririm.
•
Spor yapmanın bir sakıncası var mı?
Hayır yok. Ancak Üveit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar kemik erimelerine yol
açabilmektedir, bu yüzden spor yaparken kemik kırıklarından kaçınmanızı
öneririm.
•
Gözlük kullanımı ile üveite yakalanma arasında bir ilişki var mıdır?
Hayır. Miyop, hipermetrop ve astigmatı olanların gözlük kullanmayanlar ile
arasında üveite yakalanma olasılığı açısından bir fark yoktur.
•
Türkiyede en çok görülen üveit tipleri hangileridir?
Türk halkının genetik yapısı nedeni ile Behçet Hastalığı ve Romatizmal
Üveitler en sık karşılaştığımız gruplardır. Paraziter bir üveit çeşidi olan
Toksoplasmozis de Türkiye’de sık görülmektedir.
•
Üveit bulaşıcı mıdır?
Hayır. Ancak Tüberküloz gibi vücut enfeksiyonlarına bağlı gelişen üveitli
hastalarda bu enfeksiyon diğer insanlara bulaşabilir ve bulaştığı kişide de üveit
geliştirme olasılığı vardır.
•
Bir gözünde üveit olan hastanın diğer gözünde de üveit gelişebilir mi?
Evet. Hastalığın immunolojik yönünü yukarıda anlatmıştık. Bir dizi reaksiyon
sonucu diğer gözde de benzer olaylar ile karşılaşabiliriz. Mikroplara bağlı
gelişen üveitlerde bu oran hayli düşükken, otoümmin reaksiyonlara bağlı
gelişen üveitlerde diğer gözün tutulma olasılığı daha yüksektir.
•
Her göz kızarıklığı ve ağrısı üveit lehine midir?
Hayır. Konjonktivit, glokom gibi başka nedenlere bağlı da olabilir.
Doktorunuzun ayırıcı tanı yapması gerekir.
•
Üveit muayenesi nasıl yapılır?
Aslında genel göz muayenesinden ciddi bir farkı yoktur. Önce görmede
azalma olup olmadığını saptamak için görme keskinliği muayenesi yapılır.
Kolay bir muayene şeklidir. Hastaya görme eşelindeki harfler, sayılar veya
şekiller okutularak yapılır.
Göz doktorlarının kullandığı bir mikroskop olan biomikroskop ile gözün hangi
tabakalarının hastalıktan etkilendiği ve iltihap hücrelerinin varlığı araştırılır.
Bazı üveit tiplerinde göz basıncı yükselmiş olabilir, bu nedenle biomikroskop
muayenesi sırasında hastanın göz tansiyonuna bakılır. Gözün arka
kısımlarının da hastalıktan etkilenip etkilenmediğini anlamak için göz bebeği
bir ilaç ile büyütüldükten sonra özel luplar veya oftalmoskop ile retina koroid ve
optik sinir tabakası incelenir.
•
Tanı koydurucu özel muayene yöntemleri var mıdır?
Evet. Tanı genellikle göz doktorunun yukarıda anlatılan muayenesi ile
konulmasına rağmen tanıyı desteklemek ve üveitin tiplerini ayırt edebilmek için
kan testleri ve vücudun çeşitli bölümlerinin filmlerinin çekilmesi gerekebilir.
Göz filmi de bu tetkikler arasındadır. Tüm bu testlerin herhangi bir tehlikesi
yoktur. Vücudun çeşitli dokularını da tutabilen üveit tiplerinde farklı
branşlardaki doktorlardan yardım istenebilir. Üveitinizin tipinin belirlenmesinin
yanı sıra tedavi protokolünün belirlenmesi için de diğer doktorlar ile yapılan
konsültasyonun önemi büyüktür.
•
Ön Üveit nasıl seyreder?
Ön üveit aslında bir hastalık çeşidi değildir. Üveitin gözün ön kısmında (kornea
ile lens arasında) yerleştiğini gösterir. hasta kızarık göz, ağrı, ışıktan
rahatsızlık, bulanık görme ve göz yaşarması gibi şikayetler bildirir. Tedavisi en
kolay ve en selim tip olmasına rağmen hastanın en çok şikayetinin olduğu
üveit tipidir. Türkiye’de ön üveit yapan nedenler arasında en sık
karşılaştıklarımız Behçet Hastalığı ve HLA-B27 grubu üveitlerdir. Bazen orta
ve arka üveitler ile birlikte olabilir. Katarakt ve glokom yaratma olasılığı diğer
gruplara nazaran daha fazladır.
Genellikle damla tedavisine iyi cevap verirler ve diğer yollardan ilaç alınmasına
gerek kalmayabilir.
•
Orta Uveit (İntermediet uveit, Pars Planit) seyri nasıldır?
Hastanın şikayeti genelde uçuşan cisim görülmesidir. Kızarık göz ve ağrı
nadirdir. Hasta olayı genelde geç fark eder. Türkiye’de bu grupta en sık Multibl
Skleroz, sifiliz ve sarkoidoz etmenleri ile karşılaşıyoruz. Bazı tiplerinde görmeyi
şiddetli azaltmadı ise ve sarı nokta tutulumu olmadı ise tedavisiz izlem
önerilebilmektedir.
•
Arka Üveit nasıl seyreder?
Görme üzerinde en ciddi hasar yaratan gruptur. Retina, koroid, optik sinir ve
vitrenin tutulduğunu tanımlayan bir terimdir. Türkiye’de Behçet Hastalığı ve
Toksoplazmosis bu grupta en sık karşılaşılan etmenlerdir.
•
Behçet Hastalığı nedir?
Bir Türk dermatologu olan Dr Hulusi Behçet tarafından tanımlanan çeşitli
organ tutulumlarının görüldüğü otoimmun hastalıktır. Göz bulgusu tekrarlayan
uveittir. Gözün tüm katlarını tutabilir. Behçet hastalarının %70’inde göz
tutulumu gözlenir, genellikle bir gözde başlayıp zamanla diğer göze de geçer.
Göz haricindeki en yaygın bulgusu ağızda aft gelişmesidir. Ayrıca; deride
sivilceler, ülserler, eklem rahatsızlıkları, damar hastalıkları, beyin ve sinir
rahatsızlıkları, barsak hastalıkları gelişebilir.
Sarı noktanın tutulması ile görmede ciddi azalmaya yol açabilir. Arka uveit
sıklıkla retina damarlarının vaskuliti (damar iltihaplanması) şeklinde seyreder.
Başlangıçta muayene ile anlaşılamayabilir, bu yüzden ince retina damarlarının
anjiografisi hastalığın tanısını koymada yararlı olur.
Sıklıkla 25-30 yaş grubunda ilk başlangıcını gösterir. 40’lı yaşlarda ve 16
yaşın altında da başlayabilir.
Yardımcı birçok test bulunmasına rağmen tanısı klinik muayene ile konulur.
Diğer organ tutuluşlarının olup olmadığı mutlak araştırılmalıdır. Tedavisinde
basamaklı üveit tedavi protokolü uygulanır. Hasta, doktor ve diğer branş
doktorlarının koordinasyonu tedavinin başarısı için çok önemlidir.
•
Üveitli hastanın tedavisi nasıldır?
Tedavide amaç inflamasyonu ortadan kaldırarak vücudun daha fazla zarar
görmesini önlemektir. Doku hasarı kalıcı görme kaybı ile sonuçlanmadan önce
inflamasyonu durdurmak çok büyük önem taşır. İnflamasyonun ortadan
kalkmasıyla ağrı, uçuşma şikayeti ve göz ile ilgili bulgular kaybolur. Tedavinin
bir diğer amacı nükslerin steroid tedavisine uzun süre devam etmeden
önlenmesidir. Bu amaca aşağıdaki basamaklı yaklaşım izlenerek ulaşılabilir.
Uzun vadedeki amaç ise tüm ilaçlar kesildikten sonra da iyilik halinin devam
etmesi yani remisiyonun sağlanmasıdır.
İnflamatuar göz hastalığı tedavisini kavramak için immun sistemin gözde değil,
vücutta faaliyet gösterdiğini unutmamak gerekir. Nedenin saptanabildiği
durumlarda, tedavi nedene yönelik yapılır. Enfeksiyon varlığında doktor
antibiyotik reçete edecektir. Enfeksiyöz olmayan inflamasyonun tedavisinde
ise basamaklı yaklaşım izlenir. Basamaklı yaklaşımın amacı immun sistemi
modifiye ederek inflamasyonu ve göze olan uygunsuz saldırıyı durdurmaktır.
•
Üveit tedavisinde hangi aşamada ne yapıyoruz? (Basamaklı Üveit
tedavisi)
Steroidler, ilaç tedavinin ilk basamağını oluşturur. Steroidler anti-inflamatuar
etkili immunosüpresiv ilaçlardır. Steroidler damla, hap veya iğne şeklinde
kullanılabilir. İlacın kullanım şekli inflamatuar göz hastalığının türüne ve
ciddiyetine göre belirlenir.
Steroidler, akut (aniden ortaya çıkan) inflamasyonun hızlı bir şekilde bertaraf
edilmesinde oldukça etkili ilaçlardır. Ancak uzun süreli kullanımlarında mide
ülseri, osteoporoz (kemik erimesi), diyabet, katarakt, glokom, kardiyovasküler
hastalıklar, kilo alımı, vücutta su tutulumu ve Cushing sendromu (aşırı
şişmanlama) gibi istenmeyen yan etkileri vardır.
Steroid tedavisi kesildikten sonra inflamasyon tekrarlamaya devam ederse,
tedavinin ikinci basamağına geçilir. İkinci basamakta yer alan ilaç grubu nonsteroid anti inflamatuar ilaçlardır (NSAİİ). Bunlara örnek Naprosyn, Majezik,
Aprol, Apranax ve Voltaren’ dir. Bu ilaçlar ile amaç inflamasyonun
baskılanmasıdır. Ağız yolu ile NSAİİ alımında hastanın karaciğer ve böbrek
fonksiyonları belirli aralıklarla kontrol edilmelidir. NSAİİ ile uzun süreli tedavinin
gerektiği durumlarda, bazı NSAİİ türleri ile beraber mide ülserinden koruyucu
ilaçlar da alınmalıdır.
•
Steroidli damlalar ne sıklıkta kullanılmalıdır?
Ön üveitin temel ilaçlarından olan steroidli damlalar üveitinizin şiddetine göre
dozlandırılır. Şiddetli üveitte saat başı veya iki saatte bir damlatılması gerekir.
Doktorunuz aksini söylemedikçe uyuduktan sonra kalkıp damla damlatmanız
gerekmez. Örneğin gece 24’de yattıysanız saat sabah 8’e kadar damla
damlatmayabilirsiniz. Arada geçen zaman için doktorunuz gerekli önlemi
almıştır. Hastalığınızın akut dönemi geçtikten sonra da bir süre bu damlalara
devam etmek gerekecektir. Bu türde en sık kullandığımız göz damlaları Predforte, Dexa-sine, Maxidex damlalarıdır. Damlanız bitse bile doktorunuzun
tedavi programı sürüyorsa mutlaka yeni bir damla almanız gerekecektir.
Program harici damla kesilmeleri istenmeyen yan etkilerin doğmasına yol
açabilir.
•
Damla ilaçlar nasıl kullanılır?
İlaçların doğru ve zamanında kullanımı hastalığınızın ilerlemesini
engelleyeceği gibi, ilaçlara bağlı yan etkilerden korunmanızı da sağlayacaktır.
Lütfen aşağıda madde madde belirttiğim hususlara dikkat ediniz.
1. İlacınızı damlatmaya başlamadan önce ellerinizi yıkayınız.
2. Kullanacağınız tüm ilaçları önünüze koyunuz.
3. Aynı saatte damlatmanız gereken iki veya daha fazla ilaç varsa önce harf
sırasına göre küçük olanı damlatınız.
4. Damlatacağınız şişenin kapağını açınız, kapağı ters çevirip masaya koyunuz.
5. Başınızı hafifçe geriye kaydırınız.
6. Alt göz kapağınızı hafifçe aşağıya çekiniz.
7. Damladan bir damla gözünüze damlatınız. Yanma veya soğukluk
hissettiyseniz damla isabet etmiştir, ikinci kez damlatmayınız.
8. Gözünüzü kapayınız ve göz kapağınızın burun kökü köşesine bastırınız. Bu
sayede damlanın genizinize akmasını önlemiş olursunuz ve damlanın yan
etkilerini azaltırsınız.
9. Birinci damlanın damlatılmasından 10 dakika sonra aynı saatte damlatmanız
gereken ikinci bir damla var ise onu da yukarıdaki yolu izleyerek
damlatabilirsiniz.
Tüm damlalardan sonra gözde yanma, batma ve kızarma meydana gelir. Ancak bu
şikâyetleriniz 1 saatten fazla sürüyor ise damla sizde alerjiye yol açmış olabilir. Lütfen
beni arayınız.
•
İmmun sistemi yönlendiren (immunosupresif / immunomodülatör) ilaç
tedavisine neden gerek vardır, tehlikeli mi?
NSAİİ kullanımına rağmen inflamasyon devam ederse bir sonraki basamak
olan immunosupresif kemoterapi veya immunomodülatör tedaviye geçilir. Bu
grupta yer alan ilaçlara örnek olarak Methotrexate, Imuran, Myfortic, Leukeran
ve Sandimmun, Neural verilebilir. Bunlardan hangisinin seçileceği sizin vücut
hastalıklarınızın olup olmadığına ve en az yan etkinin hangisinde olduğuna
bakılarak karar verilir. Böyle bir tedavide çıkması muhtemel yan etkileri gözden
kaçırmamak için hastanın özel kan testleri ile düzenli kontrol edilmesi gerekir.
Birçok hastaya bu ilaçların kanser kemoterapisinde kullanılanlara yakın yüksek
dozlarda verilmesi gerekmektedir. Bu yüksek dozlarda tüm yan etkilerin
görülme sıklığı artmaktadır. Ancak immunomodülatör tedavi doktor tarafından
doğru bir şekilde uygulandığında, inflamatuar göz hastalığı hastası normal
görünür ve kendini iyi hisseder.
•
Biyolojik cevabı modifiye eden ilaçların kullanılması gerekebilir mi?
Evet. Yukarıda bahsettiğim basamaklı ilaç tedavisine rağmen istenen sonuca
hala ulaşılamadıysa bu seçeneği denemekteyiz. “Biyolojikler” veya “biyolojik
cevap modülatörleri” olarak adlandırılan bu ilaçlar, otoimmun hastalıklarda
yeni bir tedavi seçeneğini oluştururlar. Biyolojikler immun sistemin belirli
elemanlarına daha spesifiktirler ve bu nedenle immunumodülatör ajanlara göre
yan etkileri daha azdır.
Enbrel, Humira, Remicade, Zenapax, Orencia, Rituximab ve İmmunoglobulin
(IgG) bu ilaç grubundan bazı örneklerdir. Dirençli inflamasyonlarda biyolojikler
immunumodulatörlere eklenerek tedavi agresivleştirilebilir. Bu yeni ilaç
grubuyla çalışmalar devam etmekte ve hangi ilacın hangi inflamatuar hastalık
tipinde daha etkili olduğu henüz bilinmemektedir. Bu yüzden bu ilaçların
kullanımı için sizden “rıza” almak zorundayım.
•
Ön uveit tedavisinde göz bebekleri neden büyütülmektedir?
Göz bebeğini genişletici damlalar, inflamasyonun iriste olduğu durumlarda,
ağrıya neden olan iris ve siliyer cisim kaslarındaki spazmı çözmek için verilir.
Ayrıca lens ile irisin üveit esnasında birbirine yapışması da bu şekilde
önlenmiş olur. Göz bebeğiniz büyük olduğu için ışıktan rahatsız olacaksınız ve
yakın görmeniz bir miktar bozulacak, ilacın kesilmesi ile tüm bu sorunlar
geçecektir, endişe etmeyiniz. Parlak ışığın neden olduğu hassasiyeti azaltmak
için güneş gözlükleri önerilebilir.
•
Üveit tedavisi ne kadar sürer?
Tedavi süresi, kişiden kişiye değişiklik göstermekte ve bizzat hastalığın tipiyle
ilişkilidir. Üveitin basit tiplerinde tedaviye birkaç gün içinde cevap alınır ve
hastalık çoğunlukla tekrarlamaz. Görmeyi tehdit eden kronik (uzun süreli,
tekrarlayıcı) hastalık tiplerinin tedavisi ise oldukça zordur ve hastalık genellikle
nüks eder.
İmmunomodülatör tedavide hasta 4-6 haftada bir görülmelidir. Tedavinin
süresi kişisel özellik gösterse de, temel olarak immunomodülatör ilaçlara en az
2 yıl süresince devam edilmelidir.
Tedavi süresince hastanın düzenli olarak kontrol muayeneleri yapılmalı,
hastalık dursa bile hasta belli aralarla görülmeye devam edilmelidir.
•
Steroid kullanımına bağlı olası koplikasyonlar nelerdir?
Gözde katarakt ve glokom oluşturabileceğini baştan belirtelim, ayrıca vücudun
çeşitli hastalıklarına da yol açabilir. Bunlar; ciddi enfeksiyonlara zemin hazırlar,
kemik erimesine yol açar, şeker hastalığı geliştirebilir, kas erimesi yapabilir,
mide ülserine yol açabilir ve hormon dengesini bozabilir. Uygun doz ve
zamanda verilmesi, aralıklarla vücut muayenesinin yapılması gereklidir.
•
Azathioprine (Imuran) kullanan hastalardaki olası komplikasyonlar
nelerdir?
Kanser riskini artırabilir, karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. İlacı
kullananlarda düzenli aralıklar ile bu organların fonksiyon testleri yapılmalıdır.
•
Cyclosporine (Neoral, Sandimmune) kullanan hastalarda olası
komplikasyonlar nelerdir?
Böbrek ve karaciğer yetmezliği en önemli problemdir, sık aralıklarla fonksiyon
testlerini yaptırmak gerekir. Ayrıca enfeksiyon ve lenfoma risklerini de artırır.
Arterial hipertansiyonun geliştiği hastalar da bulunmaktadır. Üveit hastalığında
kullanılan dozları diğer hastalıklara oranla düşük olduğu için bahsi geçen
komplikasyonların gelişme olasılığı hayli düşüktür.
•
Üveitin cerrahi tedavisi var mıdır?
Hayır. Ancak yol açtığı komplikayonları için cerrahi tedavi seçenekleri
mevcuttur. Katarakt ameliyatı ya da saydamlığı bozulan vitrenin temizlendiği
vitrektomi ameliyatı bunlara örnek olarak gösterilebilir.
•
Her üveit atağı tedavi edilmelimidir?
Hayır bazı özel durumlar vardır. Örneğin tüm tedavi kriterleri gerçekleşmemiş
bazı orta üveit ve toksoplasmozis hastaları tedavi edilmeden sadece
izlenebilir.
•
Üveite bağlı gelişebilecek göz komplikasyonları var mıdır?
Evet. Üveitin tekrar yoğunluğu ve şiddeti bu komplikasyonlara yol açabilir. En
sık görülen komplikasyonlar şunlardır;
Katarakt
Glokom
Vitrenin saydamlığının kaybolması
Retina dekolmanı
Sarı nokta hastalığı
Göz siniri kuruması
•
Uveitli hastanın katarakt ameliyatı özellikli midir?
Evet. Üveite bağlı katarakt tekrarlayan üveit ataklarına ve/veya üveit
tedavisinde kullanılan kortizonlu ilaçlara bağlı gelişir. Genellikle göz bebeği ile
kataraktlı lens arasında yapışıklıklar gelişmiştir. Bu hastalardan bir kısmı
otoimmuniteyi düzenleyen ilaçlar kullandıkları için vücudun mikroplara karşı
direnci düşüktür, katarakt ameliyatından sonra gözün mikrop kapma olasılığı
daha fazladır.
Ana kural üveit atağı geçirmiş bir hastaya en az 3 ay cerrahi bir müdahale
yapılmaması yönündedir. Ameliyat göz sakinken gerekli koruyucu ilaçlar
verildikten sonra yapılır. Ameliyat sonrasında cerrahi strese bağlı üveit atağı
geçirme olasılığı vardır. Bu yüzden gerekli ilaç tedavisi ameliyattan sonra bir
süre daha devam ettirilmelidir.
•
Üveitli hastanın glokomu nasıl tedavi edilmeli?
Üveite ve/veya tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı göz içi basıncı yükselebilir.
Glokom da üveit kadar görmeyi tehdit eden bir hastalıktır ve tedavi edilmesi
gerekir. Tedavisinde ilaç, laser ve cerrahi yolları kullanıyoruz. Glokomun ilaç
tedavisinde birçok seçeneğimiz, farklı ilaç gruplarımız var, ancak bunlardan
hipotansif yağları (prostoglandin analoglarını, örnek: Xalatan, Travatan,
Lumigan ve bu ilaçların bulunduğu kombine ilaçları) üveitli glokom
hastalarında kullanamıyoruz. Bu grup varolan üveiti tetikleyebiliyor ve/veya
sarı nokta üzerine olumsuz etkiler gösterebiliyor. Lazer ve glokom
ameliyatında da katarakt ameliyatında bahsettiğimiz olası nüks tehlikesi ve
olası komplikasyonlar gelişebilir. Müdahale öncesi ve sonrası gerekli üveit
tedavisinin uygulanması gerekir.
•
Oruç tutmanızda bir sakınca var mı?
Var. Üveit tedavisinde kullanılan ilaçlar vücudun su ve tuz dengesini
değiştirmektedir. Açık sonucu istenmeyen durumlarla karşılaşma olasılığınız
artar. Oruç tutmamanızı öneririm.

Benzer belgeler