hakkari - Trakel

Transkript

hakkari - Trakel
HAKKARİ
HAKKARİ
Yazı ve fotoğraflar: Oktay Subaşı
Uzun süredir gitmeyi planlayıp bahanelerle ertelediğim bir geziydi Hakkari. Kısmet bu seneye imiş. Temmuz ayının ortalarında birlikte gitmeye karar verdiğimiz Olcay ve Gülten Yeğin Hocalarla ve Murat Genç ile
Tatvan’da buluşup sabah erken saatlerde Hakkari’ye doğru yola çıkıyoruz.
www.gezgindergi.com
www.gezgindergi.com
68
69
Berçelan yaylası
Kırıkdağ vadisi
Nedense Hakkari adı çok uzak bir
yeri çağrıştırır. Aslında herhangi
bir ile gitmekten çok ta uzakta
sayılmaz. Uçakla gelecekler için Van
Havaalanından sonra karayolu ile
205 kilometre mesafededir. Bu da
uçak yolculuğu dahil ortalama beş
saat sürecek bir zamanda Hakkari’ye
ulaşacağımızı gösterir.
Zap vadisi
Yolculuk başladıktan sonra ilk molayı
Van – Tatvan karayolunda yer alan
Kuzgunkıran geçidinde veriyoruz.
Burada Satyrium w-album (Karaağaç
sevbeni) kelebeğini bulup fotoğrafını
çekip yola devam ediyoruz. İkinci
molamızı Gürpınar ilçesinden geçtikten
sonra ulaştığımız Hoşap Kalesi’nde
veriyoruz. Kahvaltı yapmadan yola
çıktığımız için acıktık. Hoşap Kalesinin
altında yer alan bir kahvede kahvaltı
yaptıktan sonra tekrar yola çıkıyoruz.
Öğlene kadar Hakkari’de olmayı
planladığımız için kaleyi gezecek
zamanımız yok. Uzaktan Hoşap
Kalesinin fotoğraflarını çekmekle
yetiniyoruz. Yol boyunca uygun
www.gezgindergi.com
yerlerde durarak fotoğraf çekiyoruz.
Güzeldere Geçidinde kısa bir fotoğraf
molası verdikten sonra Başkale
ilçesinden geçiyoruz. Zap Nehri ile
birlikte Van’dan beri alışık olduğumuz
fazla ağaçlı olmayan ova görüntüsü
değişiyor. Zap Nehrinin kıvrımlarına
göre şekillenen yolda adeta duvar
gibi yükselen kayaların, dağların ve
tünellerin arasından geçerek vadinin
içinden ilerliyoruz. Yüksek kayalar
oldukça etkileyici, Hakkari’ye yaklaştıkça
yükseltiler dahada artıyor. Güneşi
görmekte zorlandığımız vadiden
geçerek Zap Suyu üzerinden Hakkari’ye
erişimi sağlayan Depin Köprüsüne
ulaşıyoruz. Depin Köprüsünü geçtikten
kısa bir süre sonra Hakkari’deyiz.
Sümbül Dağına yaslanmış dağlarla
çevrili bir yamaca kurulmuş Hakkari.
Hacı Tansu bizi bekliyor. Hakkari
Üniversitesinde buluşup öğlen yemeği
yiyoruz. Otele yerleştikten sonra hiç
vakit kaybetmeden Berçelan Yaylasına
doğru yola çıkıyoruz. İlk görmek
istediğimiz yer Berçelan Yaylası.
Berçelan Yaylası Hakkari’ye oldukça
yakın. 18 kilometre uzaklıkta.
Stabilize ama iyi sayılabilecek bir
yoldan gidiliyor. Yaklaşık 3600
metrede olan bir yayla Berçelan.
Tepede durarak Berçelandan Sümbül
Dağının güzelliği ile Hakkari’yi
izliyoruz. Dağlar arasında Hakkari.
Her yönde dağlar var. Ağrı, Süphan,
Erciyes’e benzemeyen, aniden
yükselen daha kayalık, daha dik
ve ihtişamlı, adeta testere dişini
andıran biçimleri ile çok etkileyici
görünümdeler. Biraz Kaçkarlara
benziyorlar. Aynı zamanda Zirve
dağcılık kulübünün Hakkari temsilcisi
olan Hacı Tansu otuza yakın 3000
metrenin üzerinde zirve olduğunu
söylüyor. Bulunduğumuz yerden
görülen zirvelerinin isimlerini,
yükseklikleri ve tırmanış zorluk
derecelerini anlatıyor. Bu zirvelerin
çoğuna çıkabilmek için teknik
tırmanış gerekiyor.Bunlar arasında en
yükseği Cilo dağları içinde yer alan
Reşko cilo zirvesi (Uludoruk) 4168
metre yükseklikte.
Berçelan Yaylasında ilerlemeye
başlayınca adeta mevsim değişiyor.
Hakkari’de dört mevsim böyle bir
şey demek ki. Temmuzun ortasında
ilkbaharı yaşıyoruz. Yayladaki yüksek
tepelerde halen bol miktarda kar var.
Eriyen kar suları, çiçekler, kelebekler
baş döndürücü güzellikteler.
Yorgunluğumuzu unutuyoruz. Her
adımda çeşme var. Durabildiğimiz her
çeşmeden kana kana buz gibi sulardan
içiyoruz. Hiç ara vermeden kelebekleri,
çiçekleri fotoğraflamaya koyuluyoruz.
Hakkari’ye gelirken öncelikli hedefimiz
özellikle başka yerlerde görülme
imkanı pek olmayan, önceden
Hakkari’den kayıtları olan kelebek
türlerini bulup fotoğraflamak. Bunlar
arasında Polyommatus Fatima
(Çokgözlü fatma mavisi), Brenthis
mofidii (İran brentisi), Polyommatus
dezinus (Çokgözlü hakkari çillisi),
Polyommatus buzulmavi (Çokgözlü
buzulmavi), Turanana cytis (İran turan
mavisi), Hyponephele urartua (Urartu
esmer perisi) gibi türler ilk bulmak
istediklerimiz. Geliş tarihimiz bu
www.gezgindergi.com
Hoşap kalesi
70
71
Kırıkdağ Şelalesi
Kırıkdağ
Hakkari genel görünüm.
www.gezgindergi.com
72
73
Coenonympha saadi - İran Zıpzıp Perisi
Agrodietus s.p.
türlerin uçuş dönemleri açısından
uygun. Hakkari kelebek türleri
açısından oldukça zengin bir tür
çeşitliliğe sahip. Bu zenginlik
kelebek gözlemcileri ve doğa
fotoğrafçıları açısından Hakkariye
ayrı bir önem kazandırıyor.
Gördüğümüz her kelebeği bu
türlerden birini bulma heyecanıyla
fotoğraflıyoruz. İlk olarak
Polyommatus fatimayı (Çokgözlü
fatma mavisi), ardından Brenthis
mofidii (İran brentisi) yi, buluyoruz.
Benim için ilkler bitmiyor, Melanargia
syriaca (Kara melike), Coenonympha
glycerion (Orman esmer perisi),
Lyceana candens (Ateş rengi kelebek)
ve daha bir çok tür kelebeği ardarda
fotoğraflıyorum.
Berçelan yaylası çok geniş bir
alanı kaplıyor. Rehberimiz Hacı
Tansu yüksek tepelerde buzul
gölleri olduğunu ve bir hafta önce
sarı nergiz çiçekleriyle çevrili bu
göllerde yüzdüğünü anlatıyor.
www.gezgindergi.com
Yaylanın içinde köyler var. Kışın
yollar kapandığı için bu köylerin
genelde boş olduğunu baharla
birlikte köylülerin geri döndüğünü
öğreniyoruz. Yaylada ilerledikçe
bol miktarda koyun sürüsü ile
karşılaşıyoruz. Her yıl temmuz ayının
ilk haftası Berçelan Yayla şenlikleri
yapılıyor. Şenlik etkinliklerine
Hakkari Üniversitesinin öncülüğünde
geçen yıl Berçelan’dan Van’a
altı gün süren 120 kilometrelik
yürüyüş parkuru eklenmiş. Köy ve
yaylalarda kamp yapılarak yürünülen
parkurun güzelliğini geziyi bir
hafta önce tamamlayan Hacı
Tansu’dan dinliyoruz. Bir sonrakine
katılabilmeyi temenni ediyoruz.
Berçelan şenliklerinin yapıldığı
alanda piknik yapan gençlerle
sohbet edip ikram ettikleri karpuzu
yiyerek Berçelan gezisini tamamlayıp
Hakkari’ye dönüyoruz.
İkinci gün güzergahımız Kırıkdağ
yaylaları. Kırıkdağ Mergan yaylası
Hakkari kent merkezine 37 kilometre
uzaklıkta. Gezimize ilk gün eşlik
eden Hacı Tansu işleri nedeniyle
katılamıyor. Bugünkü gezimize
Zirve Dağcılık Kulübü Hakkari
temsilciliğinden Abdulkerim Tekçe
rehberlik ediyor. Erken saatlerde
yola çıkıyoruz. Depin Köprüsünü
geçtikten sonra Kırıkdağ vadisine
doğru stabilize bir yoldan ilerliyoruz.
Yolculuğumuz vadide inşaatı devam
eden HES lere malzeme taşıyan
kamyonlar nedeniyle zaman zaman
kesiliyor. Tek şeritli yoldan güçlükle
ilerliyoruz. Kırıkdağ yolundan Ava
spi (Ak su) vadisine ulaşıyoruz. Bu
vadinin benim açımdan en şaşırtıcı
tarafı Yusufeli Olgunlar Köyünden
Kaçkar dağları güzergahının
başlangıç rotası olan Dilberdüzü yolu
ile benzerliği.
İlk molamızda Murat Polyommatus
dezinus (Çokgözlü hakkari
çillisi) u bulup fotoğraflıyor.
Fakat bunu geziden döndükten
sonra burada çektiği kelebek
fotoğraflarını incelerken türü
teşhis edip fotoğrafını yayınlayınca
öğreniyoruz. İkinci molamızı kayalar
arasından büyük bir hızla akan
Kırıkdağ şelalesinde veriyoruz .
Şelaleyi ve burada karşılaştığımız
kelebek ve çiçeklerin fotoğraflarını
çekip yola devam ediyoruz. Vadi
kelebek türleri açısından çok
zengin. Her molada farklı türlerle
karşılaşıyoruz. Molalardan birinde
uzun süredir aradığım türlerden
biri olan Cigaritis maxima(Büyük
şeytancık) yı buluyorum. Tüm
güzelliği ile poz veriyor. Daha ileride
Satyrus amasinus (Beyaz damarlı
piri reis)lar uçuyor. Yine bu bölgede
aradığımız türlerden biri olan
Polyommatus buzulmavi (Çokgözlü
buzulmavi), yi Olcay ve Gülten
Hocamın Hakkari’den döndükten
sonra bulduğunu fotoğrafları
yayınlayınca öğreniyoruz.
Yol giderek yükseliyor, iki tarafımızda
adeta duvar gibi yükselen sivri
kayalar var. Yol bitiyor. Mergan
yaylasındayız. Mergan yaylası yöre
halkının Cennet cehennem dediği
bölgenin başlangıcı, Muhteşem bir
www.gezgindergi.com
Tatvan - Van yolunda kuzgunkıran
geçidinde bir çiçek...
74
75
Polyommatus fatima - Çokgözlü fatmamavisi
Lycaena tityrus - İslibakırgüzeli
Lycaena alciphron - Büyük Morbakırgüzeli
Melanargia Syriaca - Kara Melike
Lyceana Candens - Ateş Rengi Kelebek
www.gezgindergi.com
www.gezgindergi.com
76
77
Coenonympha glycerion - Orman Zıpzıp Perisi
Tomares callimachus - Kafkasya
Gelinciği
güzellikle karşı karşıyayız. Yaylanın
bitiminde Mergan buzulları başlıyor.
Bulunduğumuz yerden buzulları
izliyoruz. Berçelan yaylasından daha
etkileyici bir güzellikte olduğunu
düşünüyorum. Abdulkerim Mergan
buzullarının olduğu vadiden iki,
üç saatlik bir yürüyüş sonrası
buzul mağaralarına ve Hakkari
dağlarının en yüksek zirvesi olan
Reşko Cilo ya (Uludoruk – 4168
metre) ulaşabileceğimizi söylüyor.
Zamanımız kısıtlı. olduğundan
daha ileriye yürümüyoruz. Arabayı
park ettiğimiz yerde Olcay Hoca
Turanana cytisi (İran turan mavisi)
bulup fotoğraflıyor. Ben sadece
kanat üstünü yarı kapalı halde
çekebiliyorum. Uçup gözden
kayboluyor. Tüm aramalarımıza
rağmen bulamayınca aramaktan
vazgeçip Hakkari’ye dönmeye karar
veriyoruz. Görebildiğimiz için yinede
çok şanslıyız. Çünkü hangi türün
nerede, hangi tarihlerde uçtuğunu
bilmek hafıza kayıtlarımız açısından
önem taşıyor.
www.gezgindergi.com
Dönüş yolunda fotoğraf çekmek
için zaman zaman duruyoruz. Bu
molalardan birinde göçerlerle
sohbet ediyoruz. İkram ettikleri yeni
sağılmış ve kaynatılmış koyun sütünü
içiyoruz. Kırıkdağ Köyü yakınlarında
yolumuz HES inşaatının kaynak
çalışması nedeniyle kesiliyor. Bir saat
kadar yol kapalı kalıyor bu esnada
görüştüğümüz santral inşaatı yetkilisi
Kırıkdağ Vadisinde üç HES santrali
projesi yürüttüklerini, projelerinin
çevreci bir proje olduğunu, doğayı
fazla tahrip etmediklerini, mevcut yol
güzergahına boruları döşediklerini
söylese de akan suyun kaynakta
%90 ını alacaklarını, su yatağında
kalan suyun sonradan eklenen
kollarla % 35 seviyesine ulaşacağını
öğreniyoruz. Kalan su yol boyunca
suyu kullanan köylere ve su boyunca
aralıksız devam eden ceviz, söğüt
ağaçlarına umarım yeter.
Hakkari gezimizin son günündeyiz.
Öğlene kadar zamanımız var.
Berçelan Yaylası yakın olduğu için
zamanımızı tekrar Berçelan’da
değerlendiriyoruz. Pseudochazara
aurantica (Doruk yalancıcadısı)
günün önemli sürprizi. Pontia
cadillice (Dorukların benekli
meleği) bol miktarda var ama hiç
konmuyorlar. İzlemekle yetiniyorum.
Depin köprüsü yakınındaki Zap suyu
kenarındaki bir alabalık lokantasında
ceviz ağaçları altında alabalık
yedikten sonra Tatvan’a doğru yola
çıkıyoruz.
En kısa zamanda yeniden gelme
düşünceleri içinde bir sonraki
Hakkari gezisine daha fazla zaman
ayırarak göremediğimiz bir çok
güzelliği, ters laleleri, sarı nergizleri,
beybun çiçeğini, Sümbül Dağını,
Cilo ve Sat Dağlarını, Cilo buzullarını,
buzul göllerini Gevaruk yaylasındaki
tarihi kaya resimlerini, Nebırnav
Yaylasını, Cennet Cehennem
bölgesindeki buzul mağarasını,
Karadağdaki Seyithan Golaşın
ve Golan Göllerini, Bay Gölünü,
Zap suyuna yukarıdan düşen
büyük kayaların oluşturduğu
Şeytan Köprülerini, tarihi Şemdinli
Saraylarını, Hakkari Kalesini,
buradaki stelleri, Mar Şalita ve
Mar Abdişo Manastırlarını, Şine
kayalıklarını, Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarının Zap suyu üzerinde
yaptıkları Gençlik Köprüsünü,
Hakkari kent merkezindeki kentin
sembolü olan Meydan Medresesini,
Hakkari’nin ünlü kök boya herki,
kesneker, gülhazar gibi isimleri olan
kilimlerini , yöresel yemeklerini
ve göremediğimiz Hyponephele
urartua (Urartu esmer perisi),
Lycaena lampon (İran ateşgüzeli),
Lycaena phoenicurus (İran
bakırgüzeli), Plebejus iranicus (İranlı
esmergöz), Polyommatus ciloicus
(Çokgözlü cilomavisi), Pieris persis
(İran beyazmeleği) gibi daha bir çok
kelebek türünü gelip görebilme
düşünceleri içinde Zap Vadisinden
Tatvan’a doğru ilerlerken Hakkari
gerilerde kalıyor.
www.gezgindergi.com

Benzer belgeler

Frig Vadisi Projesi

Frig Vadisi Projesi görmekte zorlandığımız vadiden geçerek Zap Suyu üzerinden Hakkari’ye erişimi sağlayan Depin Köprüsüne ulaşıyoruz. Depin Köprüsünü geçtikten kısa bir süre sonra Hakkari’deyiz. Sümbül Dağına yaslanmı...

Detaylı