Olgunluğunun Zirvesinde

Transkript

Olgunluğunun Zirvesinde
TÜRKİYE’NİN
İKİNCİ EL
OTOMOBİL
REHBERİ
Her Ay 500
İkinci El Araç
MAYIS 2010
vIa
a
t
c
O
a
d
o
k
S
Olgunluğunun
Zirvesinde
TEST
VW TOUAREG
YENİLİK
LP 570-4 SUPERLEGGRA
KLASİK
MASERATI BORA
RÖPORTAJ
Jean PIerre Vıeux
EDİTÖRDEN
F. Levent Gençağa
DOD Marka Yönetimi Pazarlama Yöneticisi [email protected]
Merhaba,
Günlük hayatın yoğun temposu içerisinde göz açıp kapayıncaya kadar bir aylık süreyi daha geride bırakıp tekrar
sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
2010 yılına hızlı bir başlangıç yapan otomotiv sektörü,
ardarda düzenlenen fuarlarla canlılığını devam ettiriyor.
Sektörde hala Detroit ve Cenevre fuarlarının yarattığı etkileri hissetmek mümkün. Türkiye’de de hızla gelişen otomotiv sektöründe birçok başarılı gelişme birbirini izliyor.
Eskiden Avrupa ülkelerinde piyasaya çıkan yeni araçların
Türkiye’ye ithal edilmesi ve kullanıcıların bu araçları satın alabilmeli için uzun bir süre geçmesi gerekiyordu. Günümüzde ise yeni modeller artık Avrupa ile aynı zamanda
satışa sunuldukları gibi birçok modeli de ülkemizde üretip
dünyaya ihraç eder konuma geldik. Son dönemde piyasaya
çıkan yeni Fiat Doblo, Opel Astra, Skoda Yeti, Citroen C3,
Hyundai ix35, VW Touareg ve Lamborghini Superleggera,
bu gelişmelerin en güzel örneklerinden. Üretim konusunda ise vardığımız nokta, birçok markanın “En iyi üretim üssümüz Türkiye” açıklamasıyla tescillendi.
Erman YERDELEN
Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve
Ticaret A.Ş.'yi temsilen Yönetim
Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi
Genel Yayın Yönetmeni
Alper Aköz
(Sorumlu Müdür)
Editör
Levent Gençağa
Görsel Yönetmen
Kemal Toğanç
Her sayımızda bu yeniliklere yer verdiğimiz DOD dergimizin Mayıs sayısında, satışa sunulan 500’e yakın aracı
sizlerle paylaşırken beğenerek okuyacağınızı umduğumuz
röportaj ve haberlere de yer verdik. Dergimiz, sunduğumuz
hizmetler ya da araç alım satımı ile ilgili öğrenmek istediğiniz her türlü bilgi ve görüşleriniz için bizimle info@dod.
com.tr mail adresinden ya da 0212 456 54 00 no lu telefondan irtibata geçebilirsiniz.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere...
Saygılarımızla,
DOD 10. YIL ÖZEL İKİNCİ EL REHBERİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ DERGİNİZDE!
Yönetim Yeri
Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve
Tic. A.Ş. Eski Büyükdere Caddesi
USO Center No: 61 34389 Maslak /
İstanbul Tel: (212) 335 00 00
VW Touareg demişken VW markasının son dönemde arka
arkaya adından söz ettiren başarılarından da bahsetmeden
geçmeyelim. Norveç’de Golf R için gerçekleştirilen başarılı organizasyonun üzerinden henüz bir ay bile geçmeden,
VW AG’nin Yeni Touareg için Antalya’da düzenlediği “Uluslararası Bölge Lansmanı” büyük ses getirdi. 30 ülkeden
500’ün üzerinde katılımcı ile gerçekleştirilen bu büyük
organizasyon ile, VW AG ilk kez ülkemizde bu çapta büyük
bir organizasyon gerçekleştirdi. VW çatısı altında yer alan
diğer markaların yıl içinde satışa sunacağı yeni modellerle
heyecanınızı her zaman yüksek tutacağını garanti ediyoruz.
İkinci el araç alıp satmaya karar
verdiğimizde kafamızda oluşan
soruların cevaplarını elinizdeki
derginin orta sayfalarında yer
verdiğimiz DOD İkinci El Rehberi'nde
bulabileceksiniz.
•İhtiyaç analizi nasıl yapılmalıdır?
Katkıda Bulunanlar
•İhtiyaca uygun farklı araç alternatifleri
nasıl tespit edilir?
Basım Yeri
•Araç fiyatlarını belirleyen değişkenler
Edmon Bekyan, Zeynep Yeşilipek,
Mert Uyan, Sinem Eroğlu,
Gökhan Aydaş
Promat Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Evren Mahallesi, Evren 1 Oto Sanayi
Sitesi Yanı, Esenyurt İstanbul
Tel: (0212) 690 63 63
"DOD'un fiyat ve görüntü
değiştirme hakkı saklı olduğundan
DOD bu konularda güncelleme
yapabilir. Tipografik hatalardan
DOD sorumlu değildir. Resim, fiyat
ve bilgilerde yazım hatası olduğu
takdirde ilgili Yetkili Satıcı'daki bilgi
ve fiyatlar geçerli olacaktır. KDV ve
diğer vergilerdeki değişiklikler ve
gelebilecek yeni vergiler fiyatlara
aynen yansıtılacaktır. Kredi ödeme
seçenekleri, kredi başvurusu VDF
tarafından onaylandığı takdirde
geçerlilik kazanacaktır."
BUSINESS
dergisinin okurlarına ücretsiz hediyesidir.
•Fiyat karşılaştırmasında
önemli noktalar
•Mevsimlerin fiyat üzerindeki etkileri
•Pazarlık payı
Hepsi ve daha başka can alıcı detaylar...
Her ay devam edecek olan
bölümleri çıkartıp sakladığınızda yıl
sonunda vereceğimiz kapağın içine
yerleştirebileceksiniz. Böylece elinizde
uzun süre saklayabileceğiniz DOD Özel
İkinci El Rehberi'ne sahip olacaksınız.
DOD Ö
ZE
LÜTFE L REHBERi. .
'N
N SAK
LAYIN i
!
3
CHEVROLET EpIca'DA
GÜVENLİK ÖN PLANDA
Yenilenen tasarımı, yüksek güvenlik ve
konfor özellikleriyle dikkat çeken Chevrolet
Epica satışa sunuldu. Çarpışmaya dayanıklı
gövde içi koruyucu paneller, güçlendirilmiş
tavan ve gövde yapısıyla güvenliği artırılan
yeni Epica’da, Çekiş Kontrol Sistemi (TC),
Elektronik Stabilite Kontrol Programı (ESC),
ön ve arka sis farları, arka park sensörü,
sürücü-yolcu-yan-perde hava yastıkları ve
alarm gibi aktif ve pasif güvenlik sistemleri
standart olarak sunuluyor. Donanım
seviyesi de yükseltilen yeni modelde, sekiz
yönlü elektrikli sürücü koltuğu, elektronik
iklim kontrollü klima, 17 inç alaşım
jantlar, deri döşemeli ısıtmalı koltuklar,
yol bilgisayarı, hız sabitleyici, yağmur
sensörü, 6'lı CD/MP3 çalar, ısıtmalı
yan aynalar, direksiyondan kumandalı
müzik sistemi standart ekipmana
dahil. Yeni Epica’nın 2.0 Dizel (150 HP)
versiyonunda 6 ileri otomatik şanzıman
standart olarak sunuluyor.
AUDI R8 V10’a performans ödülü
Audi R8, New York
Otomobil Fuarı’nda
düzenlenen Dünyada
Yılın Otomobili Ödül
Töreni’nde (WCOTY)
‘Performans Otomobilleri’
kategorisinde ikinci kez
ödüle layık görüldü.
Audi böylece marka
olarak son beş yılda bu
kategoride üçüncü kez
ödül kazanarak önemli
bir başarıya imza attı.
V8 motorlu R8 ilk olarak
2008 yılında bu ödülü
almıştı. Audi ayrıca, WCOTY
ödüllerinde, 2005 yılında A6,
2007 yılında TT ve 2008 yılında
da R8 ile ‘Dünyada Yılın
Otomobil Tasarımı’ ödülüne
layık görülmüştü.
Sürekli dört tekerlekten çekiş
sistemine ve alüminyum
gövde sahip olan Audi R8 V10,
0-100 km/s hızlanmasını 3.9
saniyede tamamlayıp 316
km/s’lik maksimum hıza
ulaşıyor. Bunu 525 beygir
gücündeki 5.2 litrelik V10
motoruyla gerçekleştiriyor.
HyundaI Tucson’un
yerini ix35 aldı
Dünya ŞAMPİYONU
Türkİye’ye gelİyor
Hyundai'nin Tucson modelinin
yerini alan ix35, Avrupa ile aynı
anda 81 bin TL’den başlayan
anahtar teslim fiyatıyla yollara
çıktı. İki farklı donanım seçeneğinin
sunulduğu ix35’in tasarımında ilk
bakışta altıgen radyatör ızgarası,
panoramik cam tavan, yeni tip ön
farlar, sis lambaları ve arka stoplar
dikkat çekiyor. Tucson’dan daha büyük
ve alçak olan ix35’in kabini de daha geniş
ve konforlu bir yapıya kavuştu. Gösterge
paneli ve Hyundai ile özdeşleşen mavi renkli
ışıklandırma iç mekanın en karakteristik
özellikleri arasında yer alıyor.
ix35’te sunulan aktif güvenlik özellikleri
arasında EBD (Elektronik Fren Gücü Dağılımı)
destekli ABS, TCS (Savrulma ve Patinaj
Önleme), ESP, HAC (Yokuş Kalkış Destek
Sistemi), DBC (Yokuş İniş Destek Sistemi),
sürücü ve yolcu için ön ve yan hava yastıkları,
perde hava yastıkları ve dikiz aynası üstünde
bulunan 3,5 inçlik renkli LCD geri görüş
kamera ekranı bulunuyor. Yeni model ilk
etapta 184 beygir gücünde
2.0 litre dizel motor ve 6 ileri Shiftronic
şanzımanla satışa sunuldu. ix35, 100 km’de
ortalama 7.1 litre yakıt tüketirken 0-100
km/s hızlanmasını 10.1 saniyede tamamlıyor.
Maksimum hızı ise 195 km/s.
Türkiye’de 2011 yılında satışa
sunulması planlanan Chevrolet Camaro
“Dünyada Yılın Otomobil Tasarımı”
yarışmasında birinci oldu. Geçen ay
düzenlenen New York Uluslararası
Otomobil Fuarı’nda açıklanan sonuçlara
göre; Chevrolet Camaro dünyanın
farklı yerlerinden beş tasarım uzmanı
tarafından seçilen dört değişik model
içinde “Dünyada Yılın Otomobil
Tasarımı” ödülüne layık bulundu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Chevrolet
Türkiye Genel Müdürü Murat Aydın,
tasarım ve performans konusunda
dünyanın en özel araçlarından birisi
olan Camaro’yu Avrupa ülkeleri ile
eşzamanlı olarak 2011’de Türkiye’de
satışa sunacaklarını belirtti. Camaro
arama motoru Yahoo'da 2009'da en çok
aranan otomobil oldu.
Nissan Navara’yı yeniledi
Yenİlenen Bravo’da
motor seçeneklerİ arttı
Fiat Bravo’nun yeni modeli,
showroom’lardaki yerini aldı. 33 bin 500
TL’den başlayan fiyatla satışa sunulan
yeni Bravo’da Active Plus, Dynamic Plus
ve Sports Style olarak üç farklı donanım
seçeneği sunuluyor. Ayrıca,1.4 litre 90
HP ve 1.4 litre T-Jet 120 HP benzinli
motorların yanı sıra 1.6 litre 105 HP
Multijet ve 1.6 litre 120 HP Multijet turbo
dizel alternatifleri de bulunuyor. 1.4
litre 120 HP T-Jet ve 1.6 litre 120 HP
Multijet motor seçeneklerinde, Dualogic
otomatik şanzıman seçeneği opsiyonel
olarak sunuluyor. Dualogic şanzımanlı
tüm Fiat Bravo’larda, ESP, MSR, HBA
ve Hillholder gibi sistemler standart
ekipmana dahil. İç mekanda gri ve bej
renginde iki yeni döşeme seçeneğine yer
verilirken, ön konsolda karbon kaplama
opsiyonu da tercih edilebiliyor.
4
“Quadrifoglio” Efsanesi
MiTo’yla Döndü
A
lfa Romeo, MiTo’nun 1.4 litre 170
HP’lik Multiair Tbi motorla donatılan
“Quadrifoglio” (Dört yapraklı yonca)
versiyonunu 25 bin eurodan satışa sundu.
Çevik şasi yapısına, 6 ileri manuel şanzımana
ve dinamik süspansiyon sistemine sahip
Alfa Romeo MiTo Quadrifoglio Verde, İtalyan
markanın “Dört yapraklı yonca” logosunu
taşıyan efsane modellerinin en yeni üyesi
olarak çıkıyor karşımıza.
170 HP’lik motoru ile litre başına 124
HP güç sunan yeni model, bu değerle, Alfa
Romeo ailesinde bir ilke de imza atıyor.
Yeni model, 0-100 km/s hızlanmasını
yedi saniyede gerçekleştiriyor. Dinamik
süspansiyon sistemi, otomobilin hareketi ve
yol koşullarının yanı sıra sürüş tarzına da
bağlı olarak dört amortisörün sönümleme
dağılımında sürekli değişiklikler yaparak
yüksek viraj kabiliyeti ve yol tutuş sağlıyor.
Sistem ayrıca hızlanma, frenleme ve vites
değişimleri sırasında şasinin hareketini
ayarlayarak kontrolün korunmasına katkıda
bulunuyor. Süspansiyon sistemi “Normal”,
“All Weather” ve “Dinamik” olmak üzere
üç farklı ayar imkânı sunuyor.
FerrarI 458 ItalIa SAHİPLERİNE KAVUŞUYOR
Ferrari’nin 378 bin 284 euroluk satış
fiyatına sahip yeni modeli 458 Italia,
sahiplerine teslim edilmeye başlandı.
Ferrari’nin arkadan itişli ve ortaarka motorlu spor otomobil serisinin
evrimini simgeleyen yeni model,
Pininfarina tarafından tasarlandı.
Kompakt boyutları ve aerodinamik
yapısıyla dikkat çeken 458 Italia’da litre
başına 127 HP güç sunan V8 motor yer
alıyor. 570 beygir ve 540 Nm’lik tork
üreten V8, yeni modelin 0-100 km/s
hızlanmasını 3.4 saniyenin altında
tamamlamasını sağlıyor. Çift kavramalı
7 ileri F1 tipi otomatik şanzımana
ve 1380 kg’lık ağırlığa sahip Ferrari 458
Italia’nın maksimum hızı saatte 325 km’ye
DACIA’DAN
BLACK LINE SERİSİ
N
issan, 2005 yılında satışa sunduğu
ve SUP (Sports Utility Pick-up)
kavramının oluşmasına neden olan
Navara’yı yeniledi. Keskin çizgilerin
hakim olduğu yeni tip panjur, ön tampon,
kaput ve yenilenen farlar, Navara’ya
daha agresif ve dinamik bir görünüm
kazandırıyor. Kabinde ise gümüş renkli
orta konsol, yeni tip kapı cepleri ve 4x4
kontrol düğmesiyle SUV’ları andıran
prestijli bir görünüm elde edildi. Yenilenen
tasarımının yanı sıra 2.5 lt common
rail turbo dizel motorun da gücü 19 HP
artırıldı. 4x2 SE versiyonunda 163 HP ve
403Nm tork, 4x4 SE ve LE versiyonlarında
ise 190 HP ve 450 Nm tork değerine ulaştı.
Geliştirilen motorun yakıt tüketimi de
azaltıldı. 4x2 ve 4x4 versiyonlarında düz
ve otomatik vites seçenekleri sunan yeni
Navara’nın SE versiyonunda ABS, EBD ve
Brake Assist, sürücü ve yolcu hava yastığı,
6’lı CD çalar, çift taraflı otomatik klima,
cruise control, yol bilgisayarı, Bluetooth,
alüminyum alaşımlı jantlar yer alıyor.
Yenilenen Navara’nın fiyatı 50 bin 740
TL’den başlıyor.
Dacia, Sandero, Logan sedan ve Logan
MCV 5 kişilik modellerinin Black Line
serisini satışa sundu. Sınırlı sayıda
üretilen Black Line özel serisi, Lauréate
donanım seviyesi üzerine ekipmanlar
eklenerek oluşturuldu. Black Line serisi
ile makyajlanan Sandero, tasarım ve
donanım açısından daha modern ve çekici
hale geldi. Metalik siyah ve platin gri
renk seçenekleri, siyah far çerçeveleri,
gövde rengindeki kapı kollarıyla dikkat
çeken seride yer alan otomobillerin iç
mekanlarında da değişiklikler yapıldı.
Dikişli özel koltuk döşemeleri, klima, yol
bilgisayarı, alüminyum alaşımlı jantlar
ve 4x15 W Mp3 radyo CD çalar gibi birçok
ekipman Black Line özel serisinde
standart olarak sunuluyor.
Yeni KIA MagentIs yüzünü gösterdi
ulaşıyor. Yakıt tüketimi konusunda da iddialı
olan yeni model, 100km’de ortalama 13.7
litre yakıt tüketiyor.
Kia, orta-üst segmentteki sedan modeli Magentis’i,
New York Otomobil Fuarı’nda tanıttı. Kia’nın Frankfurt ve
California’daki tasarım merkezlerinde şekillendirilen yeni
nesil Magentis, bir önceki modelden daha uzun, daha geniş
ve daha alçak olarak tasarlandı. Yeni model, markanın
teknoloji, konfor, performans ve güvenlik alanında ulaştığı
noktayı sergiliyor. Avrupa’da 2011 ilkbaharında pazara
sunulacak olan yeni nesil Kia Magentis’de 1.7 lt. dizel ve
2.0 lt benzinli motor seçenekleri yer alacak.
5
Doğuş Otomotiv, tüm
dünya ve Türkiye’yi
etkisi altına alan
ekonomik kriz
döneminde tasarruf ve
verimli yönetim anlayışı
ile 30,5 milyon TL kâr
etti. 2009 yılı konsolide
ciro tutarı 2 milyar
129 milyon 485 bin TL
olan Doğuş Otomotiv
50 bin 789 adet satış
gerçekleştirdi.
Gallardo’nun
en hızlısı yollarda
L
amborghini, Gallardo ailesinin en
hafif ve performanslı modeli olan LP
570-4 Superleggera’yı dünyayla aynı
anda Türkiye’de satışa sundu.
Daha fazla güç, daha az ağırlık ve çevreci
özellikleriyle iddiasını daha da artıran yeni
modelin dış yüzeyinde ve yoğun olarak kabinde kullanılan karbon fiber sayesinde LP
560-4 modelinden 70 kilo hafif olması sağlandı. Toplam ağırlığı 1.340 kiloyla sınırlandırılan Gallardo LP 570-4 Superleggera’da
her Lamborghini’de olduğu gibi motor,
sürücünün arkasına uzunlamasına yerleştirilmiş. Yeni modelde görev alan 5.2 litrelik V10 motor, LP 560-4’dekinden 10 beygir
fazla güç üreterek 570 beygire ulaştı. Bu
değerler, Superleggera’nın beygir gücü başına sadece 2,35 kilogram çekmek zorunda
kalmasını sağlıyor.
Gallardo LP 570-4 Superleggera’da,
rüzgâr tüneli uzmanlarıyla birlikte gerçekleştirilen yoğun tasarım çalışmaları sonucunda dış kısımda yapılan değişikliklerin
tamamı, aerodinamik etkilerin artırılmasına
yönelik olarak gerçekleştirildi. Bu çalışmalar sonucunda ön ve arka tampon yeniden
biçimlendirildi. LED gündüz farları ve karbon fiberden üretilen parçalar otomobile
jilet keskinliğinde bir görünüm kazandırdı.
Dört çeker sisteminin avantajları
Model isminde de belirtilen 4 rakamından da anlaşılacağı gibi, Superleggera dört
tekerlekten çekiş sistemi ile donatıldı. Sürekli dört tekerlekten çekiş, merkezi viskoz
Doğuş Otomotiv tasarrufa
gitti yüzde 100 kâr etti
Teknik Özellikler
Motor
V10 DOHC 40 supap
Silindir hacmi
5204 cc
Beygir gücü
570 HP 8000 d/d
Maksimum tork
540 Nm 6500 d/d
Şanzıman
6 ileri otomatik
0-100 km/s
3.4 sn
0-200 km/s
10.2 sn
Maksimum hız
325 km/s
Tüketim (ort.)
13.5 lt/100 km
Lastikler (ön/arka)
235/35 ZR19–295/30 ZR19
Ağırlık
1.340 kg
Fiyat
395.650 Euro
bağlantı ve arka aksta yüzde 45 oranında
sınırlı kaymalı bir diferansiyeli içeriyor.
Normal koşullarda, V10’un sunduğu güç,
ön ve arka akslara 30:70 oranında yönlendiriliyor. Gallardo’nun ağırlık dağıtımı
ise, öne yüzde 43, arka yüzde 57 olarak
oluşturuldu. Lamborghini, 1993’te pazara
sunduğu dört tekerlekten çekiş sistemine
sahip ilk İtalyan süper spor otomobili Diablo VT’den günümüze kadar segmentindeki
öncülüğünü daha da pekiştirdi. Bu özellik
sayesinde Lamborghini sürücüleri, arkadan çekişli otomobillerin sürücülerine göre
virajlara daha yüksek hızlarda daha güvenli
bir şekilde girebildikleri gibi viraj çıkışında
da daha erken hızlanabilme üstünlüğünün
avantajını kullanabiliyorlar.
Gallardo Superleggera’da ayrıca, güçlü
karbon seramik frenler ve 19 inç jantlara
giydirilen Pirelli P Zero Corsa spor lastikler
yüksek frenleme kabiliyeti sağlıyorlar.
Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu
(solda) Doğuş
Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı
Aclan Acar (ortada)
ve Doğuş Otomotiv CFO’su Dr. Berk
Çağdaş
B
Uçuran performans
Gallardo LP 570-4 Superleggera, 0-100
km/s hızlanmasını 3.4 saniyede tamamlarken,
200 km/s hıza ulaşmak için sadece 10.2 saniyeye ihtiyaç duyuyor. Yeni modelin maksimum
hızı ise 325 km/s’e ulaşıyor. Superleggera’nın
yüksek performanslı motoru aynı zamanda
etkileyici bir verimlilik sunarken yakıt tüketimi ve CO2 emisyon değerleri, LP 560-4’e göre
yüzde 20.5 oranında azaltılmış.
LP 570-4 Superleggera, standart olarak
yer alan ve vitesin direksiyon üzerindeki kollar aracılığıyla değiştirilmesine olanak tanıyan e-gear şanzımanla donatıldı. Elektronik
kontrollü 6 ileri otomatik şanzıman, vites geçişlerini insan reflekslerinden çok daha hızlı
bir şekilde değiştirerek zaman kazandırıyor.
Superleggera dünyanın en hızlı tek marka yarış serisi olan Lamborghini Blancpain Super
Trofeo’da edinilen deneyimlerle geliştirildi.
ünyesinde yer alan 15 uluslararası muayene hizmetindeki ortaklığıyla, 2009 yımarkanın 80’e aşkın modelini Tür- lında 3 milyar TL’den fazla iş hacmi yarattıkkiye otomotiv pazarına sunan Doğuş larını söyleyen Aclan Acar, “Bu konuda saOtomotiv, 2009 yılına ait finansal sonuçlar hip olduğumuz eşsiz yapı ve katma değerli
ve ekonomik değerlendirmelerin yanı sıra hizmet kabiliyetiyle artık yurtdışına hizmet
ihraç ediyoruz! Lozan’da bulunan D’Auto
2010 yılına ait öngörülerini açıkladı.
Düzenlenen basın toplantısında 2009 yı- Suisse’le bu adımı attık. Dünyaca ünlü bir
lında dünyayı etkisi altına alan finansal kri- Alman markasını, İsviçre’de satan Türk şirzin Türkiye ve Türk otomotiv sektörünü de keti olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
etkilediğini belirten Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, krizin 2010 Uçağın burnunu kaldırdık
yılında iyileşme eğilimine geçtiğini belirtti.
şimdi uçuşa geçiyoruz
Otomotivin artık lüks olmaktan çıkıp bir
2009 yılında dünyada 59.2 milyon adet araç
ihtiyaç olduğuna değinen Aclan Acar “Türk üretildiğine değinen Doğuş Otomotiv CEO’su
otomotiv pazarının ciddi bir po)
tansiyeli bulunuyor. Bunu hem
2009 ÖZET SONUÇLAR (mn YTL, SPK
( Değişim)
2008
2009
üretimle yakalanan ihracat fazPAZ AR BİL GİL ERİ
lasından hem de Türkiye’nin ka-8%
55.307
50.789
liteli iş gücü kaynağı haline gelToplam Toptan Satış Adedi *
9%
395
516.
564.416
Toplam Pazar
mesinden anlıyoruz. Türkiye’nin
10,6%
8,9%
Pazar Payı
bu potansiyeli ne kadar kısa
GEL İR TAB LOS U
-1%
2.144
zamanda açığa çıkarsa, Türkiye
2.129
lar
Satış
4%
291
302
ekonomisi için o kadar güçlü bir
Brüt Kâr
128%
-110
30,5
ivme yaratılır” dedi.
Net Dönem Kâr / (Zararı)
BİL ANÇ O
Doğuş Otomotiv grubu olarak
-16%
1.444
1.219
Toplam Aktifler
distribütörlük, perakende, ikinci
52%
352
533
Toplam Özsermaye
el, finans, filo kiralama, üretim,
-10%
60
54
Yatırım Tutarı (CAPEX)
-61%
satış sonrası hizmetler ve araç
31
12
İştirakler Sermaye Artışı
Ali Bilaloğlu, Avrupa’nın lider otomotiv grubu
Volkswagen Grubu’nun kriz döneminde pazar
payını yüzde 19’dan yüzde 20’ye yükselttiğini
belirtti. Türkiye’de her 10 otomobil kullanıcısından birinin Doğuş Otomotiv’in distribütörü
olduğu markaları kullandığını belirten Bilaloğlu söyle devam etti: “Şirketimiz pazar paralelinde bir daralma yaşayarak 2009 yılında
50 bin 789 adet satış gerçekleştirerek yüzde
8.9 pazar payı elde etti. 2010 yılında pazar payımızı yüzde 10’a çıkarmak istiyoruz. Pazara
sunacağımız 16 model ve bu modellerin seçenekleri bunda etkili olacaktır.”
“Bugünü yönetirken geleceğe de yatırım
yaptık. Bu doğrultuda son üç yılda 245 milyon TL yatırım yaptık. 2010 yılında bu yatırımların sonuçlarını görmeyi planlıyoruz”
diyen Bilaloğlu, 2010 yılında toplam pazarın
520 bin olacağını öngördüklerini ve Doğuş
Otomotiv’in 52-53 bin satış hedeflediğini
söyledi. “Verimli yönetim anlayışı çerçevesinde uyguladığımız etkin maliyet politikaları ile 2009 yılında 45,5 milyon TL tasarruf
sağlayarak 30,5 milyon TL kâr ettik. Tasarruf, bize dinamizm kazandırdı” diyen Bilaloğlu “2009, tasarruftan sağladığımız ivme
ile uçağın burnunu kaldırdığımız yıl oldu.
2010 yılı ise kalkış yılı olacak” diye ekledi.
*BA, HTA, ATA (Skoda dahil)
6
7
Olgunluğunun Zirvesinde
VW AG bünyesine katıldıktan sonra kalite çıtasını
her geçen gün üst noktalara taşıyan Skoda, yeni nesil
TSI motoruyla iddiasını daha da artırıyor.
Yazı: Levent Gençağa
Fotoğraflar: Sinem Eroğlu / Zeynep Yeşilipek
O
Octavia, Skoda'nın Volkswagen
Grubu'yla işbirliği sonrasında
giderek artan kalitesinin
en güzel örneklerinden biri.
8
ctavia modeli, Skoda markasının tarihinde önemli bir yer tutuyor. “Spartak”
olarak da bilinen Skoda 440 modelinin
halefi olan aracın, ilk olarak üretimi
1959 yılında başladı. Markanın, modellerini sayısal tanımlamalarla isimlendirme stratejisini değiştirmesini takiben Octavia adını alan araç, 1989
yılından sonra tekrar canlandırılarak Skoda’nın
VW Grubu’nun bir parçası olmasından sonra ülke
içinde geliştirilen ilk otomobil oldu. İlk konsepti
1992 yılında yapılan Octavia 1996 yılında piyasaya
sunulurken, station versiyonu olan Combi modeli ise iki yıl sonra tanıtıldı. Daha sonra seriye 4X4
seçeneği de eklendi. Dünya genelinde bugüne ka-
dar 2 milyon adedin üzerinde bir satış rakamına
ulaşan Octavia, Skoda markasının en çok satan
modeli olma unvanını da elinde bulunduruyor.
2000 yılında makyajlanan ilk nesil Octavia, 2004
yılında ikinci nesil Octavia’nın piyasaya sürülmesinin ardından Tour adı altında halen üretilmeye
devam ediliyor. 2004 yılı şubat ayında lansmanı
yapılan ikinci nesil Octavia’nın yeni modeli 2008
Paris Auto Show’da tanıtılarak pazara sunuldu.
Bugüne kadar ülkemizde 1.6 benzinli, 1.9 turbo
dizel ve 2.0 turbo dizel motor seçenekleriyle satışa sunulan Octavia’ya ağustos ayının ikinci yarısında, VW grubunun bol ödüllü motoru TSI seçeneğine de eklenince iddiasını bir kat daha artırdı.
9
Teknik Özellikler
TSI motor teknolojisiyle performans
ve ekonomi beklentilerini aynı anda
karşılayabilme başarısı gösteren Octavia,
ortalama 7.4 lt seviyesindeki tüketimiyle
yaklaşık 700 km’lik bir menzile sahip.
Skoda Octavia 1.4 TSI DSG Tiptronik
Motor
Sıralı / 4 silindirli
Yerleşim
Önde, enlemesine
Silindir hacmi
1390 cc
Maksimum güç
122 HP / 5000 d/d
Maksimum tork
200 Nm / 1500-4000 d/d
Şanzıman
7 ileri otomatik
Son hız
203 km/s
0-100 km/s
9.7 sn
Aktarma
Önden çekiş sistemi
Yakıt türü
Benzinli
Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk / disk
Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 8.0/5.3 lt/100 km
Depo kapasitesi
55 lt
Bagaj hacmi
585/1350 lt
Baz fiyat
36.990 (1.4 TSI Classic)
Test aracı fiyatı
49,490 TL
Performans, şanzıman, kalite,
Radio Bolero
Direksiyon simidi tasarımı, merkezi
kilit kumandasının konumu
S
ESP
S
Hava yastığı
sürücü/yolcu/yan S/S/S
Klima
S
Radyo/CD çalar
S
Aracın içerisine
girildiğinde sizi şık ve
derli toplu bir kokpit
bölümü karşılıyor.
İşçilik ve plastik
kalitesi yüksek.
Ülkemizde 1.6 benzinli 102 hp gücündeki Classic baz donanımıyla 33.990 TL’dan
başlayan fiyatlarla satışa sunulan aracın, 4
farklı motor seçeneği ve donanım seviyesi
bulunuyor. 1.6 benzinli (102 hp), 1.4 TSI benzinli (122 hp), 1.6 TDI CR dizel (105 hp) ve 2.0
TDI CR dizel (170 hp) motor seçeneklerine;
Classic, Ambiente, Elegance ve RS donanım
seçenekleri eşlik ediyor. Motor ve donanım
seçeneklerinin çeşitliliği, farklı bütçe ve
beklentilere sahip müşterilerin aradıkları
araca daha kolay kavuşabilmelerini mümkün kılıyor. Testimize konuk ettiğimiz model
ise Octavia’nın 1.4 TSI 122 hp gücündeki motorunun Elegance donanım seçeneği.
Octavia, yeni motor seçenekleri ve yüksek
donanım seviyesi ile oldukça rekabetçi bir
konuma gelmiş. Elegance donanım seçe10
Performans ve sürüş özellikleri
Octavia’nın en büyük yeniliği motor kaputunun altında yatıyor. VW grubunun Audi,
VW ve Seat markalarında da kullanılmakta
olan yeni teknoloji ürünü 1.4 TSI motoru,
üstün performansının yanısıra ekonomik
yapısıyla piyasaya çıktığı günden beri adeta
ödül avcısı durumunda. Kontak anahtarının
çevrilmesinin ardından devirlenme isteği
hemen hissedilen motor, 5000 d/d’de 122
HP güç ve 1500–4000 devir bandı aralığında 200 Nm tork üretiyor. Performans ve
ekonomi ile ilgili tüm beklentileri aynı anda
karşılayabilen motor, sessiz yapısıyla konfor anlamında da yüzleri güldürüyor. Test
aracımızda bulunun 7 ileri DSG şanzımanla
büyük bir uyum gösteren motor, yeni tekno-
Dünya genelinde bugüne kadar 2 milyonun üzerinde
alıcıya ulaşan Octavia, Skoda'nın en çok satan modeli
olma unvanını da elinde bulunduruyor.
Donanım
ABS
geçtiğini hemen belli eden kabinde, başarılı
işçiliğin yanısıra kullanılan plastiğin yüksek
kalitesi de gözlerden kaçmıyor. Özellikle yolcu tarafında kokpitin eğimli yapısı ve
yumuşak dokusu, aracın en çok hoşumuza
giden yanlarından biri olarak ortak beğenimizi kazandı. Kolay erişilebilir kumanda
düğmeleri içerisinde yalnızca merkezi kilidin kumandası biraz alışkanlık gerektiriyor. Elektrikli katlanabilir ayna kumandası
ise şehir içerisinde dar sokaklarda ve park
manevralarında büyük kolaylık sağlıyor ve
aracın prestijli görüntüsünü destekliyor.
Kokpit içerisinde belki biraz daha iyi olabilirmiş diyebileceğimiz tek unsur, kolay ve
rahat bir kullanım sunmasına karşın aracın
bütünüyle çok uyumlu olmadığını düşündü-
neğine sahip test aracımızda 6 hava yastığı,
ABS, ESP, hill hold fonksiyonu (yokuş kalkış
asistanı), sis farları, lastik basınç kontrol
sistemi, alarm, deri direksiyon, çift bölgeli
otomatik klima, yağmur sensörü, ısıtmalı ön
cam yıkama sistemi, kendiliğinden kararan
dikiz aynası, far sensörü, yol bilgisayarı, soğutmalı torpido gözü, ISOFIX, alaşım jant, hız
sabitleyici gibi geniş bir konfor ve güvenlik
ekipmanı yer alıyor. Aracımızda bu standart
donanımlara ek olarak ön ve arka park sensörleri (ekrandan görsel destekli), dokunmatik ekranlı Radio Bolero ve 7 ileri DSG şanzıman da eşlik ediyor. Test aracımızın fiyatı
ise TSI motor seçeneği, Elegance donanım
seviyesi ve 7 ileri DSG şanzımanıyla 49.490
bin TL’lik bir fiyata geliyor. Aracın sundukları
gözönünde alındığında, fiyatın kabul edilir bir
seviyede olması dikkat çekiyor.
Dış tasarım
Diğer testlerimizden farklı olarak İzmir ve
İstanbul’da aynı özelliklerde iki farklı Octavia ile gerçekleştirdiğimiz testimizin ilk gününde, Skoda ve DOD’un İzmir Yetkili Satıcısı Özdemirler Otomotiv’e aracımızı almaya
gittiğimizde, ilk olarak yeni renk seçeneği ve
şık tasarımı dikkatimizi çekti. Octavia, trafikte kendisine çok baktıran bir araç olmasa
da güçlü ve elit görünümüyle beklentileri rahatlıkla karşılıyor. Golf V platformu üzerinde
yükselen Octavia, makyaj operasyonunun
ardından daha keskin ve kararlı bir ön yüze
kavuşmuş. Artık günümüzde birçok otomotiv markasının marka kimliğini vurgulamak
üzere kendine has burun tasarımı uygula-
malarının bir örneği de Skoda modellerinde
yerini alıyor. Markanın küçük farklılıklarla
da olsa benzer yapıda uygulanan ön ızgaralarıyla, uzaktan bakıldığında Fabia, Roomster, Yeti, Superb modellerinin kardeş olduklarını anlamak hiç de zor değil. Octavia’nın
makyaj sonrasında büyüyen ızgara ve farları
da bu uygulamanın bir sonucu olarak aracın
bir Skoda olduğunun hem farkedilmesini
sağlarken, krom kaplamalarıyla oldukça
kaliteli bir görünüm sunuyor. Genel olarak
tasarım değerlendirildiğinde, Octavia’nın
sade ancak iri farları, kanallı motor kaputu
ve şişkin çamurluklarıyla yollarda kendini
belli eden bir araç olduğunu söyleyebiliriz.
4569 mm’lik uzunluğu, 1769 mm’lik genişliği ve 1462 mm’lik yüksekliği ile sınıf ortalamalarının içerisinde yer alan model, bir
hatchback gibi arka camla birlikte açılabilen
devasa bagajıyla (585 lt) geniş ailelerin beklentilerini rahatlıkla karşılayabiliyor. Aracın
bagajının bu şekilde açılabilmesi yükleme ve
bagajda aradığınız bir eşyayı kolaylıkla bulabilmenizi mümkün kılarken, arka camın geniş yapısı ve silecek sistemi sayesinde geniş
bir görüş açısı da sunabiliyor.
ğümüz şişkin direksiyon simidi. Test aracımızda bulunan Radio Bolero radyo/CD sistemine ise ayrı bir satır ayırmak istiyoruz.
Son dönemlerde bir üst sınıf otomobillerde
bile çok sık rastlamadığımız özelliklerde
olan dokunmatik ekranlı sistem, 6’lı CD
değiştiricisinin yanısıra mesafe göstergeli
park sensörü ve çift bölgeli otomatik klima
ile entegre yapısıyla araca çok yakışıyor.
Önde ve arkada yeterli bir yaşam alanı
sunan araç, koltuk ve kapı içlerinde kullanılan açık renk kumaşlarla ferah bir görünüm sunuyor. İdeal sürüş pozisyonunun
elde edilmesine imkan veren koltuklar,
uzun yolculuklar için rahat ve konforlu.
VW grubunun bol ödüllü TSI motorunun
da desteğiyle araç içerisinde rahatsız edici
herhangi bir ses bulunmuyor.
loji ürünü şanzımanın da desteğiyle testimiz
süresince 7 lt seviyesinde bir yakıt tüketim
değerine ulaştı. Tipik bir VW disiplini göstergesi olarak kolay dozlanabilen bir fren
sistemine sahip olan araç, duruş mesafesi
konusunda da başarılı sonuçlar elde ediyor.
Sonuç
Octavia ülkemizde rekabetin en çok yaşandığı segmentlerden birinde mücadele
ediyor. Markanın VW grubuyla olan işbirliği
sonrasında giderek artan kalitesi, makyajlanan Octavia’daki TSI motor seçeneği ve DSG
şanzımanla en üst noktaya çıkarak bu yoğun
rekabette aracı öne taşıyor. Bu noktada tüketicilerin farklı beklentilerine aynı anda
cevap verebilen araç, giderek daha fazla kişi
tarafından tercih edileceğe benziyor.
Testimizin ilk bölümü, Skoda ve DOD’un İzmir
Yetkili satıcısı Özdemirler Otomotiv’den aldığımız
Octavia ile Ege’de yazın habercisi olan güneşli
bir havada gerçekleşti. Octavia’nın yeni renk
seçenekleri araca oldukça yakışmış.
İç mekan
Octavia’nın içerisine girildiğinde sizi çok
şık ve derli toplu bir kokpit bölümü karşılıyor. Aracın VW mühendislerinin elinden
11
AYIN KONUĞU
Peugeot Genel Müdürü
Jean PIerre Vıeux
Türkiye’ye en kısa sürede uyum
gösteren yabancı yöneticilerden biri
Peugeot Türkiye Genel Müdürü Jean
Pierre Vieux… “Türkiye’ye yatırım”
diyoruz, “İnşallah” diyor. Türkiye’nin
potansiyelini sorduğumuzda ise “Vergi
düzenlemeleri yapılırsa pazar 1 milyon
adetlere ulaşır” cevabını veriyor
Yazı: Edmon Bekyan
Pazarı ikiye katlamanın
yolu vergiden geçiyor
P
eugeot Türkiye Genel Müdürü Jean
Pierre Vieux ile yeni yatırımlar, modeller, 2010 beklentileri ve vergileri
konuştuk. Türkiye’de bin kişi başına
düşen otomobil sayısı Avrupa’nın beşte biri
düzeyinde. Bu rakamın Türkiye’nin sahip
olduğu potansiyeli ortaya koyduğunu vurgulayan Peugeot Türkiye Genel Müdürü, vergi
oranlarında düşüş olursa toplam pazarın iki
katına çıkabileceğinin altını çiziyor ve vergilerin düşürülmesiyle hem alıcıların hem de
devletin kazanç sağlayacağını ekliyor.
12
Türkiye’ye en kısa sürede uyum gösteren
yabancı yöneticilerden olan Vieux, her fırsatta Türkiye’nin sunduğu güzelliklerin tadını
çıkardığını vurgularken satış veya yatırım
konularıyla ilgili cümlelerinin sonuna ‘İnşallah’ kelimesini eklemeyi de ihmal etmiyor.
Neden Türkiye artık Peugeot’nun Güney
Avrupa bölgesinde yer alıyor?
Öncelikle şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Avrupa dışındaki bir bölgede yer
almak, Avrupa’daki ülkelerden daha az ilgi
görmek anlamına gelmiyor. Türkiye eskiden Avrupa dışındaki tüm pazarların dahil
olduğu ‘Uluslararası Pazarlar’ sınıfındaydı. Türkiye’nin bölgesini değiştirmemizde
iki kriter rol oynadı. Bunlardan ilki, Türkiye
pazarı olgunlaştıkça, Batı Avrupa’da olduğu
gibi, daha gelişmiş metotlar ve profesyonel
yaklaşımlara ihtiyaç duyulmasıydı. Sadece satış olarak değil, sigorta, garanti uzatma gibi hizmet alanlarında da atılımlar söz
konusu. İkinci kriter olarak pazarın temsil
ettiği potansiyel dikkate alındı. Bu iki kriter
göz önüne alındığında böyle bir değişikliğe gidildi. Avrupa’da her bin kişiye, 500-600
otomobil düşerken Türkiye’de bu sayı 100120 adetle sınırlı. Bu, önemli bir potansiyelin
varlığına işaret ediyor. Bu nedenle Peugeot,
Türkiye’yi yakından takip ediyor. Türkiye, İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan gibi bir
Akdeniz ülkesidir. Bu ülkelerde satılan otomobiller birbirleriyle benzerlik gösteriyor.
Bu ülkeleri tek bir yönetim altında biraraya
getirdiğinizde, üretim ve lojistik anlamında
esneklik elde etmiş oluyorsunuz.
Peugeot 2015 yılına kadar dünyadaki konumunu üç basamak yükseltip 8. sıraya ulaşmayı planlıyor. Bunun için neler yapılıyor?
Yeni modellerin haricinde kullanıcıya yönelik yeni hizmetlerle markanın tanınırlığını
artırmayı ve yeni müşteriler edinmeyi planlıyoruz. Peugeot otomobilden ticari araçlara,
scooterdan bisiklete kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bu yıl Fransa’da uygulamaya başladığımız “Mu by Peugeot” sistemini Avrupa’ya
da yayacağız. Bu sistem yardımıyla; diyelim
ki 207 sahibisiniz ve tatile güneşli bir bölgeye
gitmeye karar verdiniz. Peugeot bayilerinden
birine gidip otomobilinizi bırakıp yerine 308
CC ile yola çıkabileceksiniz. Ya da sahilde
turlamak istiyorsunuz. Yine bayi aracılığıyla
motosiklet veya bisiklet temin etmeniz de
mümkün olacak. Peugeot sahibi olmayanlar da bu uygulamadan yararlanabilecek.
Türkiye’de de benzer uygulama için araştırmalarımız devam ediyor.
2009 nasıl geçti? 2010 beklentiniz nedir?
2009’da toplam pazar 525 bin civarında gerçekleşti. Peugeot olarak geçen yıl 31 bin araç
satarak yüzde 5.5 oranında pazar payı elde ettik. Nüfusu 72 milyon olan bir ülkede toplam
pazarın 800 binler civarında olması gerekiyor.
Burada ertelenmiş taleplerin olduğunu düşünüyorum Önümüzdeki yıllarda pazar 1 milyon adetlere yükselebilir. Peugeot’nun 2010
yılındaki pazar payı hedefi yüzde 6 olmasına
karşın ilerleyen yıllarda yüzde 8'e ulaşmayı
planlıyoruz. Toplam pazarı da bir milyon olarak değerlendirdiğimizde, önümüzdeki iki-üç
senede 80 bin araç satmayı planladığımızı
söyleyebilirim. Bu da bizi, Avrupa’da 4. pazar
konumuna yükseltecek. Şu anda Portekiz,
Avusturya ve İsviçre’den daha iyi, Belçika ve
Hollanda ile aynı düzeydeyiz.
Sanayicilerin ve tüketicilerin duydukları
güven, krizin bitme aşamasına geldiğini gösteriyor. Mart ayı için 41 bin araçlık satış öngörülmüştü ancak 52 bin araç satıldı. 2008
yılının mart ayıyla aynı olan bu sonuç canlanmayı işaret ediyor. Yıl geneline baktığımızda,
başlangıçta pazarın 480 bin civarında şekilleneceği tahmin edilirken ilk üç aylık satışların ardından bu rakam 600 bin olarak revize
edildi. Peugeot olarak yüzde 6 pazar payı hedeflediğimiz göz önüne alındığında, 2010 satış
beklentimizin 36 bin olduğunu söyleyebilirim.
Otomotivde vergiler konusunda bir değişiklik bekliyor musunuz?
Pazarın 800 bin, 1 milyon civarına ulaşmasını bekliyoruz derken zaten bunun gereği
olan bazı değişikliklerin de oluşacağını düşünüyorum. Bunların başında vergi düzenlemesi geliyor. Aldığımız duyumlar, bu alanda
çalışmaların devam ettiği ve ÖTV oranlarının
gözden geçirileceği yönünde. Bunun kademeli olarak uygulanacağını düşünüyorum.
Beklenti içinde olduğumuz diğer bir uygulama ise, ÖTV oranlarının, araçların karbondioksit salınım oranlarına paralel olarak belirlenmesi. İkinci seçenekte ÖTV oranlarında
önemli düşüşler olmayabilir ancak araç tercihinde değişiklik olacağı kesin. Türkiye’de
kullanıcılar yüzde 64-80 oranında vergi vermemek için 1.600 cc otomobilleri kullanmaya yöneliyorlar. Motor hacmindeki bir kübik
santimetre fark
İlginin her geçen gün arttığı elektrikli otomobillerde hangi aşamadasınız? Bu yıl satışa sunacağınız yeni modeller hangileri?
Bu yıl Avrupa’da elektrikli modelimiz iOn’u
satışa sunacağız. Dört kişilik olan ve maksimum hızı 130 km/s’e ulaşan iOn’un akülerini
evdeki priz yardımıyla doldurup 130 km yol
yapabiliyorsunuz. Biraz önce bahsettiğim
vergi düzenlemelerinde gerekli değişiklikler
olursa, 2011’de Türkiye’de de satışa sunmayı planlıyoruz. Ayrıca, 2011’den itibaren
Avrupa’da bütün dizel ürün gamında mikrohibrid seçeneklerini sunacağız. 2012’de ise
şarj edilebilir dizel hibrid gibi çığır açıcı teknolojilere yatırım yapacağız. Ben hibrid araçların satış potansiyelinin elektriklilerden
daha çok olduğuna inanıyorum.
Yılın ikinci yarısında 2+2 kişilik spor coupe
modelimiz olan RCZ’i satışa sunacağız. 160
beygir gücünde 1.6 litrelik turbo motorun
kullanıldığı RCZ, sürüş keyfi açısından yeni
bir dönemin başlangıcını simgeliyor.
Dönem dönem Peugeot’nun Türkiye’de yatırım yapacağı konuşuluyor. Son durum nedir?
Krizle birlikte bu beklenti ertelendi. Kişisel
olarak bu projenin gerçekleşmesi için elim-
Peuegot RCZ
bile, vergide yüzde 30
artış anlamına geliyor. Otomobilden, çevre
kirliliği normlarıyla orantılı olarak vergi alınmaya başlandığında kullanıcıların da satın
alma alışkanlıkları değişecek ve daha çok
keyif alacakları daha yüksek hacimli motorların yer aldığı otomobilleri satın alabilecekler. Şu gerçeği de unutmamak lazım: Hükümet vergi oranlarını düşürdüğünde satış
artacağı için vergi gelirleri de artacak. Hurda
indiriminden çok böylesine bir çalışmanın
daha iyi olacağı kanaatindeyim. Bu uygulamalar pazarı canlandıracaktır.
rısında
yılın ikinci ya
liyor.
ge
ye
e'
Türkiy
den geleni yapıyorum. Ancak son
karar PSA grubuyla birlikte verilecek. Bir
şeyi daha gözden kaçırmamak lazım. O da
mevcut yatırımlara yenilerini ekleyecek durumda olup olmadığımız. Böyle bir gelişme
Peugeot Türkiye için de çok olumlu olurdu
ancak insanları hayal kurmaya yöneltip, olmadığı takdirde hayal kırıklığına uğratmayı
da istemem. Türkiye pazarındaki her olumlu
gelişme olayın seyrini de değiştirebilir. Zaten
Türkiye üretiminin yüzde 80’ini ihraç ettiği
için belli bir avantaja da sahip çünkü ne kadar çok araç üretirseniz öncelik sıralamasında üst sıralarda yer alırsınız.
13
Maserati’nin Yol Yarışçısı
BORA
Maserati’nin arkadan motorlu ve keskin hatlara sahip modeli Bora, tasarımı ve
performansıyla egzotik İtalyan otomobiller arasında önemli bir yer edindi.
60
’lı yılların sonunda arkadan motorlu egzotik İtalyan
otomobiller bütün otomobil
severlerin rüyalarını süslüyordu. Bu alanda Lamborghini, Miura modeliyle, De Tomaso ise Mangusta ile öne
çıkarken Ferrari de bu alanda önemli bir
yere sahipti. Yarışın gerisinde kalmak istemeyen Maserati ise, prototip aşamasında
117 kodunu taşıyan ve seri üretime geçildiğinde Bora olarak adlandırılan modeliyle
iddiasını ortaya koydu. Projeye 1968 yılında
başlayan Maserati, ilk prototipi 1969 yılında
üretti. 1971 yılının Mart ayında gerçekleştirilen Cenevre Otomobil Fuarı’nda otomobilseverlere sunulan Bora’nın üretimine
1978 yılına kadar devam edildi ve 570 adet
otomobil üretildi.
Bu güzel hatlara sahip iki kapılı coupe’nin
motoru arka-ortada yer alıyordu. Motorun
konumu itibariyle ürettiği yüksek sesin kabine ulaşmaması için önlem alan Maserati,
14
koltukların arkasındaki alana halı kaplı alüminyum levha yerleştirdi. Ayrıca, motor bölümünün üzerinde ve sürücünün arkasında
çift cam kullanıldı. Maserati, yarış otomobillerinin haricinde bağımsız süspansiyon
sistemini ilk olarak bu otomobilde kullandı.
Farlar sportif görünümü destekliyor
Bora’nın hava soğutmalı disk frenleri yüksek frenleme kabiliyeti sunarken yükseklik
ayarlı direksiyon ve yaklaşık 7.5 cm ileri
geri hareket imkanı sunan pedal grubu,
sürücünün en hassas ayarları yapmasına
imkan tanıyordu. Açılıp kapanan farlarsa
kullanılmadıklarında yuvalarına katlanarak
otomobilin sportif görünümünü güçlendiriyordu. Bütün bu özellikler Bora’nın, döneminin en gelişmiş modellerinden olduğunu
gösteriyor. Yarış tipi koltuklar, kapı içleri ve
ön konsolun deriyle kaplandığı kabinde yer
alan gösterge paneli, hız, devir, yağ basıncı,
yağ sıcaklığı, su sıcaklığı, akünün durumu-
nu kontrol edebileceğiniz bir dizi Veglia göstergeye ev sahipliği yapıyor.
0-100 km/s hızlanma = 6.2 saniye
Bora, 1.520 kiloluk ağırlığına rağmen 4.7
litrelik V8 motorunun sunduğu 310 beygir
güç sayesinde 0-100 km/s hızlanmasını 6.2
saniyede tamamlıyordu. Otomobilin maksimum hızı ise 270 km/s. 310 beygiri zorlanmadan elde edebilmek için dört adet Weber
karbüratör kullanıldı. Amerikan pazarı için
üretilen otomobillerde, emisyon standartlarını karşılamak üzere 280 beygir güç üreten
4.9 litrelik motor tercih edildi. Bu motorla
Bora 0-100 km/s hızlanmasına 7.2 saniyede ulaştı, bu ise Avrupa versiyonundan bir
saniye daha yavaştı. Amerikan pazarı için
gerçekleştirilen diğer değişiklikler arasında
Amerikan tamponlar da yer alıyordu. 1975
yılından itibaren bütün Bora’larda beygir
gücü 320’ye yükseltilmiş 4.9 litrelik motor
kullanılmaya başlandı.
Volkswagen’in birçok ilki sunduğu yeni Touareg, teknolojik
yeniliklerin yanı sıra eskisinden daha lüks, estetik, güvenli,
hafif, çevreci özellikleri ve hibrid alternatifiyle markanın
ulaştığı noktayı sergiliyor. Edmon Bekyan
Touareg
SUV’de hibrid dönemini başlatıyor
V
olkswagen’in lüks SUV sınıfında 500 bin adetten fazla satarak kendini kanıtlayan modeli Touareg’in ikinci kuşağı,
aile kimliğini yansıtan, Golf, Polo ve Sirocco modellerindekine benzer far tasarımıyla çok daha dinamik bir görünüme
kavuştu. Bu dinamik modern görünüm aracın arka bölümünde ve
kabinde hemen hissediliyor. Yerini almaya hazırlandığı modelden
daha uzun, geniş ve alçak olarak tasarlanan yeni Touareg’in ağırlığı
ise versiyona göre 203 ile 222 kilo arasında hafiflemiş. Bazı markalar 20-30 kilo için senelerce uğraşırken VW’in bir çırpıda 200 kiloyu
yok etmesi ancak sihir olarak kabul edilebilir. Buna karşın gövdenin burulma direnci yüzde 5 oranında artırılmış. Aerodinamik yapıda da önemli iyileştirmelerin (Cd değeri 0.38’den 0.35’e geriledi)
yapıldığını da belirtmeden geçmeyelim. Eski model daha çok, “kutu
gibi” tarif edilen köşeli düz çizgilerden oluşurken yeni model çok
daha estetik ve ince detaylarla dolu bir görünüme kavuşmuş. Jant
tasarımlarından tutun da egzoz çıkışlarına kadar her detaya verilen
önem kendini belli ediyor. Belki de bu yüzden, tasarımı ve sahip olduğu teknolojik yeniliklerle öne çıkan yeni Touareg’in uluslararası
tanıtımı için Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi ünlü sanatçıların yetiştiği yer olan Floransa şehri tercih edildi. Yeni Touareg’le
Floransa’nın sokaklarında ilerlerken kendinizi sanki başka bir döneme ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. Yapımı 1436’da biten ünlü
Duomo katedrali başta olmak üzere sayısız tarihi eser sizi etkisi
altına alıyor. Volkswagen de sanki açık hava müzesi olarak kabul
16
edilen bu şehirde son çalışması olan Touareg modeliyle, otomotivin
geçirdiği evrimi sergiliyordu.
Sizin yerinize fren yapıyor
Leonardo da Vinci’nin geleceğe ışık tutan makineleri gibi yeni Touareg de aralarında ‘ilk’lerin de yer aldığı teknolojik yeniliklerle dikkat
çekiyor. Ahşap, deri, alüminyum gibi lüks ve modern materyallerin
uyum içinde kullanıldığı kabinde ergonomiye önem verilmiş. Kolay
okunan göstergeler ve kullanımı dikkat dağıtmayan kontrol düğmeleri tercih edilmiş. Ön ve arkada oturanlar artan boyutların sağladığı
daha geniş alanın avantajlarından yararlanıyorlar. Koltukların ergonomisi ve tasarımları çok başarılı.
Yolda konfor içinde yol almanızı sağlayan Touareg arazide de
kendinden emin tavrını sürdürüyor. Dört çeker sistemi (4MOTION),
elektronik diferansiyel kilidi ve “Normal” Comfort” ve “Sport” seçeneklerinin yer aldığı havalı süspansiyon işinizi kolaylaştırıyor. Kabindeki yuvarlak düğme yardımıyla kullanım koşuluna göre “On road”,
“Off road” yada “Low” seçenekleri arasında tercih yapabiliyorsunuz.
SUV sınıfında hibrid seçeneğini sunan ilk Avrupalı model olan
Touareg’deki yenilikler arasında; trafik ışıklarında motoru durduran
Stop-Start özelliği, 8 ileri otomatik (sınıfında bir ilk) şanzıman, güvenliği artıran ve aracın etrafındaki kör noktaları görmenizi sağlayan dört
adet kamera, öndeki araçla mesafeyi otomatik olarak koruyan Adaptive Cruise Control sistemi, bu sistemle koordineli olarak çalışan ve
öndeki aracın durduğunu fark etmediğinizde sizin yerinize fren yapan
Front Asist sistemi ile şehirlerarası yollarda karşıdan gelen araç sürücüsünün gözünü almadan uzunları yakarak seyahat etmenizi sağlayan
(Dynamic Light Asist) far sistemini sayabiliriz. Bu özel far sistemi uzunlarla yol aldığınızda otomobilin önündeki kamera yardımıyla karşıdan
araç geldiğini algıladığında uzunları yakmaya devam ederken sadece
karşıdaki sürücünün göz hizasına gelecek ışık kümesini engelliyor.
Böylece siz uzun farların aydınlatma avantajını kullanmaya devam
ederken karşıdan geleni de tehlikeye atmamış oluyorsunuz. Yeni modelde motor yağını ölçmek için de yerinizden ayrılmaya, ellerinizi kirletmeye gerek kalmıyor. Dijital gösterge her şeyi sizin yerinize yapıyor.
Hibrid, V8 gibi gidiyor 4 silindirli gibi tüketiyor
Türkiye’de haziran ayında satışına başlanacak olan yeni Touareg’in,
V6 TDI ve Hibrid seçenekleri ithal edilecek. 6 silindirli TDI seçeneği
240 beygir güç üreterek yeni modeli 7.8 saniyede 100 km/s hıza ulaştırıyor. Maksimum hız ise 218 km/s. Yakıt tüketimi ise eski modele
oranla 1.9 lt azalarak 100 km’de ortalama 7.4 litreye geriledi. Hibrid
versiyonu ise 333 beygir güç üreten V6 TSI ve 46 beygir gücündeki
elektrik motorundan oluşuyor. V8 motorun performansını 4 silindirlinin tüketim değerleriyle sunan Hibrid, 100 km’de ortalama 8.2 litre
yakıt tüketerek bu alanda önemli bir sonuç elde ediyor. 50 km/s hıza
kadar elektrik motorunun devrede kaldığı hibrid versiyonu, 6.5 saniye gibi iddialı bir sürede 100 km/s hıza ulaşıyor.
Yeni Touareg’in daha geniş
iç hacme sahip kabininde,
ahşap, deri ve alüminyum
uyum içinde harmanlandı.
Koltukların tasarımı ve
ergonomisi çok başarılı.
17
İKİNCİ ELİ UZMANINA SORUN
DOD İkinci El Sistemi Fiyatlandırma Şefi olan Barış Diker, otomobil
tercihi ve alım satımı hakkında rehberlik yapıyor ve sorularınızı yanıtlıyor.
Sorularınız için: [email protected]
DOD’da sunulan
garantiler nelerdir?
Merhabalar, web sitesinizi düzenli olarak
takip ediyorum. Araç listesinde bazı araçlarda sol tarafta garanti işareti oluyor. Bunun
dışında DOD’da sanırım opsiyonel ve otomatik garantiler de var. Farkları nelerdir,
DOD’daki garanti sistemini anlatabilir misiniz? Teşekkürler.
Ahmet Hasar
Sayın Ahmet Hasar,
DOD Otomatik Garanti, DOD Araç Detay
Bilgileri sayfasında garantili olduğu belirtilen tüm araçlarda size araç fiyatının içinde
sunulmaktadır. Motor, şanzıman ve diferansiyelin önemli parçalarını kapsayan DOD
Otomatik Garanti aracı almanızdan itibaren
herhangi bir ücret ödemeden 6 ay boyunca
kilometre sınırı olmadan geçerlidir.
Değişen ve boyanan
parça arttıkça değer
düşüyor
Barış Bey merhaba, ikinci el araç bakıyorum, ancak bulduğum birçok araçta değişen,
boyanmış parçalar oluyor. Bu parçaların
araç için önemli olup olmadığını bilemiyorum, genelde aracı satan kişiler bu işlemlerin yetkili servislerde yapıldığını söylüyorlar.
Bir araçta değişen, boyanan parça olması
önemli midir? Özellikle dikkat etmem gereken bir parça var mıdır? Değişme/boyama işlemlerinin yetkili servislerde olması/
olmaması aracın güvenliğini etkiler mi? Görüşlerinizi rica ederim.
Seyhan Çimenli
Sayın Seyhan Çimenli,
İkinci el bir araçta, yıl ve kilometreye
bağlı olarak, hasar veya çizik nedeniyle
boyanmış parçalar olması normal karşılanmalıdır. Hiç hasarsız, hiç boya ve kaporta değişim işlemi görmemiş, motoru
ilk günkü performansında çalışan bütün
parçaları garantili araç almanın bir tek
yolu vardır: Sıfır araç almak. İkinci el bir
araçta hiç kusur olmaması nadir görülen
18
bir durumdur. İkinci el aracın sıfır araçtan çok daha hesaplı olmasının en önemli
sebebi de budur. Özellikle birçok kazanın
yaşandığı İstanbul’da yaşıyorsanız boya ve
değişeni olmayan bir araç aramanızı tavsiye etmeyiz, bulduğunuzda da genelde
piyasanın çok üzerinde bir rakamla karşılaşabilirsiniz.
Teknik olarak, bir araçta boyanan kaporta parçası olması aracın sürüş konforunu
etkilemez ve güvenliği açısından da bir
risk yaratmaz. Renk atması, renk farklılığı,
akma, fırça izi gibi görüntüde de itici gelen
unsurlara rastlanmaması parçanın uygun
tekniklerle boyandığı anlamına gelir, korozyonu önleyerek aracın paslanmasını
geciktirdiği için aslında tercih edilmesi gereken bir durumdur.
Küçük çaplı bir kaza sonucu gerçekleşen
parça değişimi ise, yetkili servis tarafından
yapıldığı müddetçe yine hiçbir risk yaratmaz. Daha büyük çaplı kazalarda, örneğin
şasi ve direklerde işlem gerektiren durumlarda, fabrikada kullanılan cihazlar yetkili
servislerde de kullanılmakta ve aracın sürüşünü etkileyecek her türlü olumsuzluk
giderilmektedir. Değişen kaporta parçaları ile beraber teknik aksamda da değişim
yapılıyorsa (radyatör ve yağ karteri gibi
parçalar) birçok parçanın yenilenmesi söz
konusudur.
Ancak ülkemizde, konuya bu şekilde bir
yaklaşım getirilmediği için, değişen ve
boyanan parçası çok olan araçların ikinci
elde daha az tercih edilmesi rasyonel gerçeklerden uzak bir realite haline gelmiştir. Bu durum dizel motorlu ve otomatik
şanzımanlı araçlarda daha az etki yaratmakla beraber, hiç masrafsız ama birkaç
parça boyası olan bir araç, masraflı ve
kaporta boyası tamamen orijinal olan aynı
özellikte bir araçtan daha ucuza satılabilmektedir.
Araçların boyanan değişen parçaları ile
ilgili tavsiyemiz, aracın boyası orijinal değilse görünen hata olup olmadığının kontrolü, tamponlar hariç değişen parça varsa
nasıl bir kaza sonucu oluştuğuna servis
kayıtlarından bakılması, yüzde 100 doğru
sonuç vermese de tramere sms göndererek gerekli sorgunun yapılması ve satıcının
beyanının teyididir. Bunun dışında aracın
mekanik ve elektronik aksamındaki kusurlar, araca verilen garanti kapsamı, aracın
genel dış ve iç görünüşü, değişen ve boyanan parçalardan çok daha önemlidir.
DOD Opsiyonel Garanti ise, Otomatik
Garanti kapsamına ilave olarak düşük bir
fiyat farkı ödeyerek alabileceğiniz ve aracın elektrik-elektronik aksamı ile motor
soğutma sisteminin ve çekiş sisteminin
önemli bir kısmını teminat altına aldığınız
12 ay süreli en geniş DOD Garanti kapsamıdır. Prime DOD araçlarında, distribütör
garantisi bitmişse, 12 ay süreli opsiyonel
garantimiz standart olarak sunulmaktadır.
DOD Garanti işareti olmayan, ancak DOD
Garanti kapsamına girebilecek araçlarda
da, araç fiyatının üzerine belirli bir ücret
eklenerek DOD Garanti alma imkanınız
mevcuttur. DOD Otomatik ve Opsiyonel Garanti hizmet ve parça kapsamları ile ilgili
daha ayrıntılı bilgiyi Yetkili Satıcılarımızdan
alabilirsiniz.
DOD Garanti kapsamındaki aracınız, bozulan parça garanti kapsamında olmasa
bile DOD Yol Yardım hizmetiyle en yakın
servis noktasına çekilir.
Devir maliyeti
yüzde 50 ucuzladı
Merhaba, ikinci el araç alacağım ama devir işlemlerinin çok uzun ve zor olduğu söyleniyor. Yeni çıkan kanunla bu işin noterlere verildiği ve masrafların azaldığı bilgisini
aldım. Ne tavsiye edersiniz? Bu konuda son
durumu sizden alabilir miyim?
Mustafa Demir
Sayın Mustafa Demir,
25 Aralık 2009 tarihinde çıkan 5942 sayılı kanunla, posta masrafları hariç noterler
tarafından 20 TL maktu ücret alınmaktadır.
Bu da eskiye göre noter masrafının bazı
durumlarda yüzde 10’a inmesi anlamına
gelir, ancak trafik tescilde ödenen ücretlerde değişiklik yoktur. Toplamda masraflar yüzde 50’ye yakın oranda düşmüştür.
İlgili kanun 1 Mayıs tarihinden itibaren
noterlere, trafik tescil ile ilgili ek yükümlülükler getirmekte, trafik tescile bildirim
ve geçici belge düzenleme yetkisi vermektedir. Ancak bu işlemlerin elektronik ortama aktarılması ve sistemin nasıl işleyeceği konusunda henüz net bir durum ortaya
çıkmamıştır. Kanundan amaçlanan, trafik
tescil işlemlerinin daha kolay, güvenli ve
hızlı yürümesi, masrafların azalması ve
vatandaşın tek bir nokta olarak noterle işlem görmesidir. Bu nedenle konuya ilişkin
yönetmelik yayınlandığında işlemlerin çok
daha zahmetsiz ve masrafsız olması beklenmektedir.
19
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-3-
İkinci El Araç Alırken Fiyat
Analizi Nasıl Yapılmalıdır?
İkinci el araç alırken en büyük zorluk çekilen konu şüphesiz
ki fiyat konusudur. Sıfır araç alırken beğendiğiniz ve bütçenize
göre alabileceğiniz en fazla 7-8 opsiyon varken, ikinci elde aynı
fiyat aralığında bunun 10 katı kadar model ve bu modellerin çeşitli
versiyonları karşınıza çıkacaktır.
Sözgelimi 30 bin TL bütçeniz var, sıfır araç alacaksınız, Renault Clio, Opel Corsa, Toyota Yaris gibi birkaç model arasından
seçim yapmanız gerekir. Aynı bütçeyle ikinci ele yöneldiğinizde
ise, farklı segment ve model yılından birçok aracın 30 bin TL’de
buluştuğunu görürsünüz bu da sizin seçiminizi zorlaştırır. 30 bin
TL’ye, Ford Focus’un dizel modellerinden, VW Golf’ün daha yeni
benzinli versiyonlarına veya bir üst segmentte bulunan Toyota
Avensis’in daha eski modellerine, keza biraz daha eski model
arazi araçlarına ulaşmanız mümkündür. Araçların kilometrelerine göre farklı fiyatlarda olmaları da kafanızın daha da karışmasına neden olur.
27
Araç Fiyatlarını Belirley
İkinci el araç piyasası sıfırdan farklı olarak borsa
mantığında çalışır. Fiyatı yüksek tutarsanız satılmaz.
Piyasa çok düştüğünde ise araçlar satıştan çekilir.
Arz ve talebin buluştuğu yerde satış gerçekleşir.
İkinci el araç fiyatlarının tespitinde
her zaman sıfır araç fiyatları temel alınır.
Sıfır araç fiyatlarının yükselmesi ve düşmesi sonucunda ikinci el fiyatlar da paralel
olarak etkilenir. Ancak bu fiyat etkileşimi,
bütün modellerde ve model yıllarında aynı
oranda olmaz. Sıfırdan en çok etkilenen
modeller 0, 1 ve 2 yaşındaki araçlardır.
Araç yaşı arttıkça etkilenme oranı azalır,
öyle ki, 8-10 yaşındaki araçların piyasası
hiç etkilenmez.
Küçük ve orta segment araçlar 1 yaşında
(2009 model) yüzde 15 ila 20 oranında değer kaybeder. Araç orta üst sınıfa çıktığında bu oran yüzde 20-25’e, lüks modellere
geldiğinde ise yüzde 25-30’a kadar çıkabilir. Sonraki yıllarda bu oran çok daha azalır, ortalamada yüzde 5 civarında seyreder.
Bu hesaplamadan çıkarılması gereken en
önemli sonuç, 0 veya 1 yaşındaki aracını
satan bir kişinin, 2009 yılındaki ÖTV indirimi veya çok düşük kurdan araç almak gibi
bir avantajı olmamışsa, çok ciddi bir zarara
uğrama riski ile karşı karşıya olmasıdır, bu
nedenle genel olarak tavsiye edilmez.
28
Ancak bu verileri standart veri olarak almak bizi ciddi yanlışlara götürür. Her şeyden önce her aracın ikinci el fiyatında farklı
durumlar söz konusu olabilir:
• Marka değeri,
• Modelin sıfırdaki satış durumu,
• Modelin sıfır stokları,
• Yukarıdaki iki faktöre bağlı olarak düzenlenen kampanya fiyatı,
• Araç sahiplerinin memnuniyeti ve araçlarını piyasaya arz durumu (Örnek: Müşteri
memnuniyeti yüksek bazı modellerin ikinci
elde zor bulunması),
• Araca üretici tarafından yapılan makyajın etkisi,
• Sektörel vergi düzenlemeleri (ÖTV indirimi, hurda araç indirimi, noter masraflarındaki değişiklikler)
• Varsa kasa değişiminin etkisi,
• Döviz kurundaki değişiklikler,
• Aracın gelecek 1 yıl içinde kasasının
değişme ihtimali,
Ancak bütün bu faktörler bir yana, genel
ekonomik durum ve otomotive olan talep, fiyatların sıfıra oranında ve piyasanın
hareketliliğinde mutlak dominant etkiye
sahiptir. Otomotiv piyasası, ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biridir.
Lokomotif olmasının yanında, fiyatlarda
yapılacak küçük değişiklikler de piyasada
satış adetlerinin büyük oranda değişmesi
için yeterlidir, başka bir deyişle sektörün
lokomotif özelliği yanında esnek bir talebe
sahip olması, ekonomik gösterge olarak da
otomobil satışlarına ayrı bir fonksiyon yüklemektedir. Sektörde canlılık yaşanıyorsa,
ekonomide de genel bir canlılık olduğu genellemesi yapılabilir. Sektördeki canlılığın
birincil göstergesi olan sıfır satışları, çok
kısa vadede ikinci eli de olumlu etkileyerek
fiyatların yukarı doğru seyretmesine katkıda bulunur.
Bu noktada ikinci el piyasasının türev
bir piyasa olduğunu vurgulamakta yarar
görüyoruz. Özetle şunu belirtmek lazım,
ikinci el piyasası sıfırdan farklı olarak
borsa mantığında çalışır, döviz kuru, sabit ve değişken maliyetler ve rekabetçi
fiyat hesaplaması ile sıfır araç satan sınırlı sayıda distribütörden farklı olarak
piyasaya çok çeşitli araç arz eden sınırsız
sayıda araç sahibi ve yine sınırsız sayıda
araç talep eden vardır, bu arz ve talebin
buluştuğu yerde satış gerçekleşir, araç
sahipleri fiyatlarını sıfıra yaklaştırırlarsa
satamazlar, fiyatı indirmeye mecbur kalırlar, piyasa çok düştüğünde de acil ihtiyacı olmayanlar aracını satıştan çeker ve
yen Değişkenler
fiyatlar otomatik olarak yükselir. İkinci el
firmaları, galeriler ve Yetkili Satıcılar, burada fiyat açısından sadece aracı konumdadırlar, esas belirleyici olan araç alıcısı
ile satıcısıdır.
Bu nedenle, ikinci el araç almak isteyenlerin, ikinci el satış noktalarındaki bazı
fiyatlara gösterdikleri tepkiler ve sektörde
çok yüksek kar marjı olduğu düşüncesinin genelde eksik bilgiden kaynaklandığını
özellikle belirtmemiz gerekir. Teşhir alanında veya internet sayfalarında gördüğünüz araçların önemli bir kısmı emaneten
satılmak üzere alınmış araçlardır, fiyat
oluşumunda en belirleyici faktör de doğal
olarak araç sahibi olmaktadır. İkinci el piyasası, yapı itibarıyla bir borsa olmakla beraber, söz konusu olan bir hisse senedi olmadığı için günlük reaksiyonlarla hareket
edilmesi mümkün olmamaktadır.
Piyasada hızlı bir şekilde el değiştiren
modellerin net piyasa rakamları olması
nedeniyle, kar marjları, araç ister emaneten satışa konmuş olsun, ister sahibinden nakit veya takas yoluyla
alınmış olsun, ortalamada yüzde 5
seviyesindedir. Büyük filo şirketlerinin araçlarında ise bu oran yüzde
2’ye kadar düşer.
Bunun dışında stok devir hızı düşük olduğu için, satıcısına düşük
fiyat verilen bazı modellerde ise kar
marjı daha yüksek olabilir, ancak toplam karlılıkta bu araçlar ihmal edilebilir bir paya sahiptir. 2.el piyasasıyla ilgili
olarak şu hususu her zaman göz önüne almak gerekir: Araç alıcısı ve satıcısı, diğer
birçok piyasadaki alıcı-satıcı ilişkisinden
çok daha pratik olarak, gazete ilanı, internet yayını veya açık pazar gibi birçok kanal
yardımıyla temas kurma ve alım-satım yapma imkanına sahip olduğu için, bu piyasada
aracı olanların yüksek kar marjı ortalaması
ile çalışması fiilen mümkün değildir.
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-3-
Fiyat
Karşılaştırmasında
Önemli Noktalar
Araç alırken yapacağınız fiyat
karşılaştırmanızda kullanacağınız
diğer yardımcı hususları da bu
vesileyle vurgulayalım:
• Dizel araçlar her yaş ve km.de
kolay satılan araçlardır.
• Dizel bir aracın piyasası, aynı
modeldeki benzinli bir araçtan
yüzde15-20 daha yüksek bir fiyatta
oluşur.
• Otomatik araçlar da her yaşta
mutlaka alıcı bulurlar.
• Düz bir aracın fiyatı ile, 1 yaş
daha eski bir otomatik aracın fiyatı
aynı seviyededir, otomatik araç
durumuna göre biraz daha yüksek
bir fiyattan satılabilir.
• Kasa değişimi küçük araçlarda
daha az etki yapar, bu etki yüzde 4
ila 5 arasındadır, Renault Megane,
VW Golf, Opel Astra sınıfındaki
araçlarda bu etki yüzde 6-7’ye
çıkar, daha üst sınıfta ise yüzde 1015’e kadar çıkabilir.
• Orta gelir grubuna hitap eden
markaların lüks modelleri, ne
kadar kaliteli olursa olsun, imajları
nedeniyle ikinci elde yüksek bir
fiyat bandına ulaşamaz.
• Aynı durum lüks markaların
orta sınıfa hitap eden araçları için
de geçerlidir.
• Piyasadaki ortalama fiyatın çok
altında satışa sunulan araçların
çok ciddi kusurları veya masrafları
olabileceği dikkate alınmalıdır.
29
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
- 3-
Fiyatlar mevsime
göre değişiyor
piyasası daima olacaktır.
“Fiyatlar yüzde 20-25 arttı” veya “alıcı yok, fiyatlar yüzde 20
düştü” gibi haberlerin çoğu abartılıdır. Döviz kurundaki büyük bir
dalgalanma nedeniyle, fiyatı Euro ile belirlenen araçlarda bu tip
durumlar olabilir, ama grafikte de görüldüğü gibi, özellikle TL bazlı araçlarda yüzde 20-25 çok büyük oranlardır, piyasanın bu oranda
geri gelmesi durumunda araç sahiplerinin çoğu (ekonomik gücü
olanlar) araçlarını satıştan çekecek, tersi piyasa hareketinde de
piyasa sıfır araca kayacak bu da fiyatları aşağı doğru baskılayacaktır. Dolayısıyla bu derece yüksek fiyat farklılığı ekonominin arztalep mantığına aykırıdır.
Fiyat karşılaştırmasında dikkate alınması gereken en önemli
husus ise, sunulan fiyatın içinde alınan hizmetin kalitesi ve standardıdır. Tüzel kişilerden alınan araçlarda, kurumsal güvenin yanısıra, Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun’un koruması
söz konusudur. Şahıslardan
alınan araçlarda ise çok daha
genel olan ve satıcıya önemli bir
yükümlülüğü olmayan Borçlar
Kanunu hükümleri geçerlidir.
Bu durum,bir birinin aynı 2 araç
için çok farklı 2 güvence anlamına gelmektedir. Araç alımlarınızda yapacağınız fiyat karşılaştırmalarında bu durumu dikkate
almanızı özellikle tavsiye ederiz.
Gelecek ayki yazımızda, mevcut aracınızın nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusuna değineceğiz.
O
ca
Şu k
ba
t
M
ar
N t
is
an
M
a
H yıs
az
Te iran
m
m
A uz
ğu
st
os
Ey
lü
l
Ek
im
Ka
sı
m
A
ra
lık
Son olarak mevsimsel fiyat etkisini irdelemenin gerekli olduğunu düşünüyoruz:
Bu yazı dizisinin başlangıcında da vurgulamış olduğumuz gibi,
otomotiv piyasası, belirli etkilere bağlı olarak her mevsimde farklı bir fiyat karakteristiği gösterir. Haziran sonuna kadar artarak
giden fiyatlar, Temmuz’la beraber düşer, Eylül’de tekrar artar
ve Aralık sonuna kadar da aynı trendi sürdürür, Ocak ayında ise
durgunluk nedeniyle düşüşe geçer. Aşağıda bu durumu ay bazında
grafiksel olarak inceleme imkanı bulabilirsiniz. (Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu durumun her model için birebir geçerli olmadığını vurgulayalım)
Grafiğin ve yazımızda geçen bazı bilgilerin de yardımıyla fiyat konusunda genelde yanlış bilinen bazı hususlara değinmekte yarar
görüyoruz:
Şahısların internette yayınlanan ilanlarında asgari 1.0001.500 TL pazarlık payı vardır,
galerilerden veya kurumsal
ikinci el firmalarından alınan
araçlarda da belli oranlarda
indirim olabilir, bu nedenle bu
fiyatları nihai fiyat olarak değerlendirmeniz yanlış olacaktır.
“İkinci El bitti” tarzı haberler,
aslında, sıfırdaki kampanyalar
nedeniyle elindeki aracın fiyatını
buna uygun olarak düşürmeyen
araç satıcılarının durumunu anlatmaktadır ve piyasa açısından
geçici bir durumdur, sıfır araç
satışı olduğu müddetçe ikinci el
30

Benzer belgeler

her ay en az 500ikinci el araç

her ay en az 500ikinci el araç •İhtiyaç analizi nasıl yapılmalıdır?

Detaylı