KONUŞMA METNİ Sözlerime başlamadan önce bizi burada misafir

Transkript

KONUŞMA METNİ Sözlerime başlamadan önce bizi burada misafir
KONUŞMA METNİ
Sözlerime başlamadan önce bizi burada misafir eden Ticaret Odası
Başkanımız Sayın Süleyman SARAK, Değerli Yönetim Kurulu üyeleri, Genel
Sekreter Sayın Abdüssamed DOĞANÇAY ve emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum.
27’nci Vergi Haftası etkinlikleri çerçevesinde tertip etmiş olduğumuz “2014
Yılı Gelir ve Kurumlar Vergisi Rekortmenleri Ödül Törenimize” hoş geldiniz diyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, vergi
bilincinin önemini vurgulayan bir sözüyle konuşmama başlamak istiyorum. Atatürk
diyor ki; “Vatandaşa, Hazineye karşı mükellefiyetinin, en mühim vazife olduğunu
anlatmak için yorulmamak lazımdır.”
Evet, Atatürk’ün bize yol gösteren sözünde belirttiği gibi bizler yılmadan,
yorulmadan en mühim vazifenin hazineye karşı olan yükümlülük olduğunu
vatandaşlarımıza anlatmaya devam edeceğiz. Yıllardır geleneksel olarak kutlanan
vergi haftalarının asıl amacı da budur. Bizlerin hazineye karşı olan görevi, yaptığımız
işlere göre çeşitlilik gösterse de asıl olan vergidir.
Bilindiği üzere, "Vergi; kamu giderlerini karşılamak amacıyla kanunlarla
gerçek ve tüzel kişilere mali güçlerine göre getirilen karşılıksız bir yükümlülüktür.”
Vergi kanundan kaynaklanan bir borç ilişkisi olup, borçlusu mükellef, alacaklısı
devlettir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere devlet vergiyi kamu giderlerini karşılamak
için toplamaktadır.
Cumhuriyetimizin ilanından günümüze devletimizin vatandaşına karşı
üstlenmiş olduğu görev ve sorumluluklarında sürekli değişiklikler olmuş, buna bağlı
olarak devletimizin yapmış olduğu harcama düzeyleri de artış göstermiştir. Artan gelir
ihtiyacımız ise çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de bütçe gelirlerinin %90’lık
kısmını oluşturan vergiler tarafından karşılanmaktadır. Günümüzde vergiler, sadece
mali amaçla değil ekonomik ve sosyal hayata müdahale amacı ile de toplanmaktadır.
Buda vergilere olan önemi artırmış ve yükümlülerle devletin daha sıkı bir etkileşim
içine girmesini sağlayarak, toplumda vergi bilinci kavramının yerleştirilmesinin
önemini artırmıştır.
Vergi bilinci, “Kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi bakımından verginin
önemini bilen toplum bireylerinin, vergi ile ilgili ödevlerini yerine getirmedeki
istekliliklerinin düzeyi” şeklinde tanımlanmaktadır. Söz konusu isteklilik düzeyi ne
kadar yüksek olursa vergilemede amaca o kadar çok yaklaşılmış sayılır. Çünkü vergi
bilincinin yüksek olduğu toplumlarda vatandaşlar ödedikleri vergilerin kendilerine ne
şekilde döneceğini, dolayısıyla ödedikleri vergilerin nerelere harcandıklarını bilirler ve
bunun neticesinde üzerlerine düşen vergi ile ilgili yükümlülüklerini kendilerinden
beklenildiği gibi ve içlerinden gelerek yerine getirirler. Vergi bilinci ve vergi ahlakının
yüksek olduğu bir toplumda mükelleflerin vergisel ödevlerini kendiliğinden yerine
getirmeleri idarenin iş yükünün de azalmasına yol açacaktır. İş yükünün azalması vergi
toplama maliyetini azaltacak ve vergilendirme sürecinin aksamadan minimum sürede
tamamlanmasına sebep olacağı için bu durum idareye daha verimli çalışma olanağı
sağlamış olacaktır.
Bakanlığımız da, vergi bilinci yüksek mükelleflerimizin, yükümlülüklerini daha
kolay yerine getirebilmeleri için, mükellef odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde,
kendisinden hizmet alan herkese eşit ve kaliteli bir şekilde hizmet sunmayı kendisine
ilke edinmiş, bu kapsamda vergilendirilebilir unsurların kavranmasına ve sunulan
hizmetlerin basitleştirilmesine ve sadeleştirilmesine yönelik elektronik uygulamalar
geliştirerek kayıtlı ekonomiye geçişi teşvik etmektedir.
Aynı ilke ve hedeflerle Erzincan Defterdarlığı olarak bizlerde, 12’si merkez, 8
İlçe Malmüdürlüğü olmak üzere toplam 20 bağlı birim ve 211 çalışanımız ile
halkımızın hizmetindeyiz.
Ancak vergi bilincinin oluşmasında tek başına Bakanlığımız birimlerinin
çalışma yapması yeterli değildir.
Şimdiye kadar yapılan birçok araştırma göstermiştir ki, çocuklarımız vergi
kelimesini ilk olarak ailelerinden öğrenmektedirler. Dolayısıyla çocuklarımıza vergi
bilincinin aşılanmasında ailelere önemli görevler düşmektedir. Tabii aileler yanında
eğitimcilerimizin, üniversitelerimizin de bu konuda çaba göstermesi gerekmektedir.
Yine mali müşavirlerimiz, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmesinde, idare
ile mükellef arasında bir tür köprü görevi üstlenen sizler.
Sizlere de toplumda vergi bilincinin yerleşmesinde büyük görevler düşmektedir.
Mükellef davranışları üzerindeki etkinize yönelik yapılmış yerli çalışmalardan elde
edilen bulgulara göre; Muhasebe Meslek mensuplarının mükelleflere vergisel
sorumlulukları hakkında ne kadar fazla bilgilendirirse, vergiye gönüllü uyum o kadar
artmaktadır.
Hem mükellefimiz, hem paydaşımız olan tüm meslek odalarının da bu
çalışmalara katkı yapmalarını ülkemizin geleceği adına talep ediyoruz.
Ve siz mükelleflerimiz, girişimcilerimiz, veli nimetlerimiz,
Ben sizleri “Verginin Kahramanları” olarak görüyorum. Tüm bu devlet çarkını
döndüren sizlersiniz.
Sizler, durmadan farklı fikirleri düşünüp, uygun iklimlerde test edip; sonuçlarını
değerlendirerek, olumlu ya da olumsuz bir yatırım kararı verirsiniz. Karar aşamasına
gelebilmek için de çok çalışmak, araştırma yapmak, insanlarla konuşmak, rakipleri
incelemek, farklılıkları teknik, mali ve yönetimsel açılardan değerlendirmeniz
gerekmektedir.
İşinizin yoğunluğundan dolayı yalnızlığa mahkum olursunuz çoğu zaman.
Ailenize, çocuklarınıza, sevdiklerinize zaman ayıramazsınız. Nereye giderseniz gidin
aklınızın bir köşesinde hep işiniz vardır.
Kurumsal olmayan yapılarda çalışanlarınız, bizzat işinizin başında olmak
durumundasınız. Siz çalışmazsanız, işiniz üretim göstermez, kayıplar yaşarsınız. Öyle
anlarınız olur ki, hasta olmaya bile hakkınızın olmadığını düşündüğünüz zamanları
yaşarsınız.
Ve tüm bu zorluklardan sonra kazanç elde etmişseniz verginizi ödersiniz.
Sizden toplanan her kuruş vergi, bugünün ihtiyaçlarını karşıladığı gibi,
yarınlarımızın teminatı olan genç kuşağımızın da iyi eğitim alması, rahat, huzur, güven
ve barış ortamında yaşamalarını sağlayacaktır. Bu nedenle hepiniz birer
vatanperversiniz.
Sözlerime sizlerin ödediği verginin önemini daha iyi anlatabilmek için Falih
Rıfkı Atay’ın Zeytin Dağı adlı eserinden bir alıntıyla son vermek istiyorum;
"Cemal Paşa artık ordu komutanı değildir. Mütareke yakındır. Artık, harbe
niçin girdiğimiz tartışılabilir, büyük adamların küçük adamları adam yerine saymak
ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y.K. bahriye çatanası içinde
Büyükada'ya giderken sordu:
- Paşam söyler misiniz, bu harbe niçin girdik?
Ve üç dört yıl içinde bunalttığı bir nefesi boşalmış gibi ohlıyarak bekledi. İşte
cevap:
- Aylık vermek için!
Ve ilave etti
- Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür
tarafla birleşmeli idik."
Ödediği vergilerle, oluşturduğu istihdamla, yaptıkları ihracatla, Ülkemize katkı
sağlayan, topluma sunulan hizmetlerde pay sahibi olan tüm mükelleflerimiz ile bu
anlamlı günde bizleri yalnız bırakmayan başta Sayın valimiz ve tüm katılımcılara ayrı
ayrı teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
"Verginin meyvesi hizmettir." Sloganı ile sözlerime son veriyorum.