e-bülten - Ankara Patent

Transkript

e-bülten - Ankara Patent
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Marka
Patent
Tasarım
Alan Adı
Ankara Patent
Twitter’dan sesleniyor
Buluşçu ve girişimci Aytül Erçil
Türk iş kadınına Yeni Nesil 2010 Ödülü
Mikrobiyolojik sebze baskını
Salladıkça şarj olan pil
Ankara Patent Twitter’dan sesleniyor
İlk 100’ün 23’ü Ankara Patent’li
n
Türkler Nanoteknolojiyi uzaya çıkarıyor
n
Eserlerde isteğe bağlı kayıt-tescil sistemi ve zaman damgası
n
Markaların benzerliği nasıl değerlendirilir?
n
Türk yapımı ilk üç boyutlu cep telefonu
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
Tasarım
Alan Adı
Ankara Patent
Twitter’dan sesleniyor
Fikri Haklar ile ilgili merak edilen bilgiler ve güncel haberler için
e-bültenimiz ve bloğumuza ek olarak şimdi “twitter”da da varız.
Bizleri http://twitter.com/ankara_patent adresinden takip edebilirsiniz.
SİZİN ÖNERİLERİNİZ
Önümüzdeki ay e-bültenimizde hangi konulara yer vermemizi istersiniz?
Yoksa cevaplanmasını istediğiniz bir sorunuz mu var? Lütfen bize yazın;
[email protected].
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
AYIN BULUŞÇUSU
Tasarım
Alan Adı
Buluşçu ve girişimci Aytül Erçil
AYIN BULUŞÇUSU
Bize biraz kendinizden ve kariyerinizden
bahseder misiniz?
Ben Robert Lisesini tamamladıktan
sonra Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Matematik
bölümlerinden lisans derecelerini, Brown Üniversitesi Uygulamalı Matematik
bölümünden de yüksek lisans ve doktora derecelerini aldım. 5 yıl General Motors firmasının araştırma
laboratuvarında "senior research scientist" ve "staff
research scientist" olarak görev yaptıktan sonra
Türkiye'ye dönerek Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliğine başladım. Boğaziçi Üniversitesinde BUPAM yapay görme ve örüntü
laboratuvarını kurup ulusal ve uluslararası kaynaklardan destek alarak uygulamalı
birçok çalışma gerçekleştirdim. Ancak bu
uygulamalı çalışmaların hayata geçirilmesinde büyük zorluklar yaşadık. Üniversitede gerçekleştirilen araştırmaların ürünleştirilebilmesi ya da bir ürünün içine entegre edilebilmesi için ciddi bir ARGE sürecinin gerektiği ve bu işi yapmak için ara
teknoloji şirketleri gerektiğini gördüm ve
1997 yılında iki mezun öğrencim ile birlikte Vistek Bilgisayar ve Danışmanlık limited şirketinin kuruluşunda yer aldım
ve yapay görme tabanlı otomasyon sistemleri konusunda özgün çözümler üretmeye başladık. O yıllarda Türkiye'deki ortam
şartlarının yerli teknolojilere çok açık olmamasının sonucu olarak Vistek Ltd. olarak uluslararası projelerde yer almaya başladık, Uluslararası Başarı ödülü, EUREKA başarı öyküsü gibi çeşitli ödüller alarak çalışmalarımızı sürdürdük.
2001 yılında Boğaziçi Üniversitesinden ayrılarak Sabancı Üniversitesine geçtim ve VPALAB Yapay Görme ve Örüntü
Analizi laboratuvarını kurdum. VPALAB
Amerika, Japonya, Avrupa Birliği'nden
ve yerli ARGE destek kurumlarından çeşitli projeler alarak kısa zamanda hızlı bir
büyüme gösterdi, 2005 yılında da Avrupa Birliği tarafından potansiyel mükemmeliyet merkezi seçildi. Bir yandan da
Vistek bünyesinde uygulamalı çalışmalarımız devam ediyordu. 2006 yılında yeni
bir yapılanma ile Vistek Ltd. tasfiye sürecine girdi, üniversite sanayi işbirliğini art-
tırmak için kurulan ve üniversitelerde geliştirilen fikirlerin sanayileşmesi için destek veren Sabancı Üniversitesinin Teknoloji Yatırım şirketi Inovent A.Ş.'nin katılımı ile Vistek Yapay Görme ve Otomasyon
A.Ş. kuruldu.
2009 yılı Mart ayında da yapay görme konusunda Avrupa'da 1 numara, dünyada da ilk 5 arasında bulunan
ISRA Vision AG firması benimle temasa geçerek Vistek A.Ş.'ye
ortak olmak istediğini bildirdi. 9 aylık görüşmeler sonucunda Aralık 2009'da ortaklığı gerçekleştirdik ve ismimizi Vistek ISRA Vision Yapay Görme
ve Otomasyon A.Ş. olarak değiştirdik.
Buluş yapmaya ne zaman başladınız?
Somut bir zamandan bahsetmek çok
zor. Aslında çoğumuzun hayatında yaşadığımız problemlere çözüm bulma arayışı
içinde oluşturduğumuz yenilik içeren çözümler var. Özellikle de akademik camiada çalışan kişilerin hayatlarının önemli bir
parçası araştırmalar yapmak, yeni bir şeyler bulmak.
Sizin için en fazla anlam taşıyan buluşunuz
hangisi?
Böyle bir ayrım yapmak çok zor. Çalıştığınız her konu, ürettiğiniz her yenilik
sizin bir parçanız.
Buluşlarınızı patent belgesi ile koruma altına
alıyor musunuz?
Ben Türkiye'ye döndüğüm ilk yıllarda (1980'lerin sonu) fikri mülkiyet kavramları Türkiye için çok yeniydi, hatta hiç gündemde değildi diyebilirim. 4.
Çerçeve'de bir projede yer almak için davet aldığımda üniversitemizin avukatına
gittim ve yardım istedim, ancak hiç yardım alamadım. Son yıllarda ARGE desteklerinin artması, fikri mülkiyet bilincinin de artmasına ve bu konuda yetişmiş
hukuk insanlarının yetişmesine sebep olmuştur. Patent ile ilgili mali desteklerin de
oluşması bizlerin bu konudaki çekincelerimizi aşmamızı sağlamış ve yaptığımız çalışmalar için patent korumasına başvurmamıza ön ayak olmuştur.
Öğrencilerinizin buluş yapma eğilimi var mı?
Çok memnuniyetle izlemekteyim ki
son dönemde gençlerde bu konuda büyük
bir bilinçlenme ve istek var. Pek çok öğrenci ile sohbetlerimiz sırasında gelecek
planlarını sorduğumda "patente dönüşecek bir çalışma yapmak istiyorum" cevabını alıyorum.
Türkiye'nin sayılı kadın buluşçularından biri
olarak, kadın buluşçu olmanın zorluklarından
ve bunları nasıl aştığınızdan biraz bahsedebilir
misiniz?
Ben şahsen kadın olmanın çok fazla dezavantajını yaşamadım. Bunda eşimin ve çocuklarımın desteğinin önemli
bir rolü var tabii ki.
“3D Scanner” adlı buluşunuzda 8 tane başvuru
sahibi var. Bu başvuru sahipleri patent haklarını
nasıl paylaştı?
Bu buluşumuz Fransa'da bir üniversite ile birlikte geliştirdiğimiz bir çalışma
sonucu gerçekleşmiştir. Şu an hala 2 üniversite arasında sözleşme çalışmaları devam etmektedir.
Bir patent başvurunuzda yabancı başvuru
ortaklarınız var (Fransız). Yabancılarla ortak
patent başvurusu yapmanın avantajları ve
dezavantajları nelerdir?
Fransız ortaklarla birlikte ortak patent başvurusu oldukça sancılı bir süreç
oldu. Fransız üniversitenin ilgili kurumlardan onay almaları çok uzadı. Sonunda "siz başvuruyu yapın biz daha sonra katılalım" dediler ve biz başvuruyu Sabancı
Üniversitesi olarak gerçekleştirdik. Ancak
Fransız üniversitesindeki araştırmacıların
adları da patent başvurusunda yer aldı.
AB 7. Çerçeve programı kapsamında çalışan
uzmanlarımızdan biri olarak bize ne tür
çalışmalar yaptığınızı anlatır mısınız?
Ben 10 yılı aşkın bir süredir çerçeve
programları içinde yer alıyorum. 4. Çerçeve kapsamında bir projede yer aldım, daha
sonra 6. Çerçeve'de Sabancı Üniversitesinde kurucusu olduğum VPALAB AB tarafından "potansiyel mükemmeliyet merkezi" seçildi ve desteklendi. Gene 6. Çerçevede Phillips ve Hollanda ile birlikte Marie
Curie transfer of knowledge programından destek aldık. Vistek ISRA Vision olarak da AB 7. Çerçeve programından Vicomo – Visual Context Modeling isimli bir
proje kapsamında destek almaktayız. Ayrıca 6. Çerçevenin başından beri AB projelerinin değerlendirilmesinde hakem olarak görev yapmaktayım.
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
ANKARA PATENT BLOG
Tasarım
ANKARA PATENT BLOG
blog.ankarapatent.com
Alan Adı
Mikrobiyolojik sebze baskını
BLOĞUMUZDAN
AYSU DERİCİOĞLU
Geçen hafta, Almanya’da EPO
(Avrupa Patent Ofisi) önünde çiftçiler ve Greenpeace üyeleri, birleştirilen brokoli patenti ve domates patenti konularını, sebzelerin hiçbir zaman
patente konu olmaması gerekliliğine
vurgu yaparak protesto ettiler.
Konunun gündeme gelmesinin
sebebi ise; EPO’nun genişletilmiş temyiz kurulunun, domates ve brokoli içerikli iki patent başvurusuna yapılan itirazlar üzerinde çalışıyor olması. Araştırdıkları ise; patent iddiasında
bir doğal bir biyolojik üreme süreci mi
var, yoksa teknik bir metot mu söz konusu? Teknik bir metot ise patent verilebileceğine karar verecekler. Yapılan
açıklamaya göre bu yıl sonuna kadar
karar verecek olan kurul, bitki ve hayvan çeşitlerini ve üretimini içeren buluş iddialarına patent verilmesi konusunu ise tartışmayacak.
Avrupa Patent Sözleşmesi 53b
uyarınca, patent verilemeyenler kategorisinde; bitki ve hayvan çeşitleri ya
da bitki ve hayvan üretiminde biyolojik işlemler belirtiliyor. Ama mikrobiyolojik işlemler ve ürünler hariç deniliyor. Şu an kurulun önünde yanıt
bekleyen iki soru var.
n Söz konusu özellik; mikrobiyolojik bir işlem olmamasına rağmen, teknik bir ek özellik taşıyor olabilir mi?
n Eğer sorunun cevabı hayır ise;
özelliğin mikrobiyolojik olup olmadığına hangi kriterlere göre karar veriliyor ve teknik özelliğin katkısının
önem derecesi bu kararı etkileyebilir mi?
EPO başkanının yaptığı açıklamaya göre; eğer bahsedilen teknik
özelliğin çıkarılması üründe amaçla-
Bir tarlada patentli bir ürün yetişirken; esen bir
rüzgar, yağmur suları ya da kuşlar veya arılar yakınlarındaki bir başka tarladaki bitkilerin döllenmesine kolaylıkla sebep olabiliyor ve böylelikle
oradaki ürünlerde değişiklik yapabiliyor.
nan sonucu etkilemiyorsa, patent verilmesi söz konusu değil. İkinci soru
büyük ihtimalle bu açıklama sebebiyle iletilmiş.
Kaygı uyandıran bu gelişmeler, bizi nasıl bir geleceğin beklediğine dair pek çok soruyu gündeme getiriyor. Bu geliştirilmiş sebzelerin doğallığını yitiriyor olmasının sağlığımıza etkilerinin ne olacağını bilemememizin yanı sıra, son zamanlarda bu
konu çiftçiler için de hukuki problemler doğurmaya başladı. Çünkü bir tarlada patentli bir ürün yetişirken; esen
bir rüzgar, yağmur suları ya da kuşlar
veya arılar yakınlarındaki bir başka
tarladaki bitkilerin döllenmesine kolaylıkla sebep olabiliyor ve böylelikle
oradaki ürünlerde değişiklik yapabili-
yor. Bu durumda çiftçi, hiçbir şey yapmadığı halde, patentten doğan haklara tecavüz davası ile karşı karşıya kalıyor. Üstelik, kendisi istemese de ürünleri doğallığını yitiriyor.
Tüketici tarafında, patentli ürünlerin sağlığımıza etkilerine ek olarak
yankılanan ayrı bir kaygı da; bu ürünlerin çok yüksek fiyata satılma durumu ile karşı karşıya kalınacağı ve tüketicilerin alternatif ürün bulamayacağı.
Bizse bu noktada; her ne kadar
bitki ve hayvan çeşitlerini ve üretimini içeren buluş iddialarına patent verilmesi konusunun görüşülmeyeceği açıklanmış olsa da, ortaya çıkan sorulara ilişkin cevapları merakla bekliyoruz.
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
FİKRİ HAKLAR GÜNCEL
Tasarım
Alan Adı
İsrail Madrid Protokolü’ne katıldı
Madrid Protokolü uyarınca uluslararası marka tescil başvurusu yapılabilecek ülkeler arasına İsrail de katılıyor. Bugüne kadar ulusal marka tescili yapılabilen ülkede, 1 Eylül 2010 tariTürkiye
Almanya
Amerika
Antigua ve Barbuda
Arnavutluk
Avrupa Topluluğu
Avustralya
Avusturya
Azerbaycan
Bahreyn
Benelux (Belçika, Hollanda,
Lüksemburg)
Beyaz Rusya
Bhutan
Bosna Hersek
Botswana
Bulgaristan
Çek Cumhuriyeti
Çin
Danimarka
D. Kore C. (K.Kore)
hi itibari ile uluslararası tescil ile koruma mümkün olabilecek.
Bu sistem; marka sahibine, birçok ülkede markasını koruma imkanını; tek bir ofise, tek dildeki, tek bir dö-
Ermenistan
Estonya
Fas
Finlandiya
Fransa
Gana
Gürcistan
Hırvatistan
Hollanda Antileri
İngiltere
İran
İrlanda
İspanya
İsrail (01.09.2010 itibariyle)
İsveç
İsviçre
İtalya
İzlanda
Japonya
Karadağ
Kenya
Kıbrıs
Kırgızistan
Kore Cumhuriyeti (G. Kore)
Küba
Lesoto
Letonya
Liberya
Liechenstein
Litvanya
Macaristan
Madagaskar
Makedonya
Mısır
Moğolistan
Moldova
Monako
Mozambik
Namibya
Norveç
Özbekistan
Polonya
HİNDİSTAN MARKA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
FİKRİ HAKLAR GÜNCEL
viz cinsiyle (İsviçre Frangı) yapılan basit bir başvuru ile sağlıyor.
İsrail ile birlikte Madrid Protokolü
üye sayısı 81’e yükseliyor. Bu kapsamdaki ülkelerin en güncel listesi ise şöyledir;
20.05.2010 tarihinde yapılan değişiklikle, 42 olan sınıf sayısı Nis Sınıflandırma Sisteminin 9. versiyonuna göre sıralanmış ve
45’e yükselmiştir. Eklenen sınıflar çoğunlukla değişiklikten önceki
42. sınıfın bölünmüş halidir. 42. sınıfta işlemde olan başvurular ve
bu sınıfta tescilli olan markalar konu ile ilgili talimat verilene kadar başvurulan şekliyle işlem görmeye devam edecektir.
Eklenen/değişen sınıflar:
42. Bilimsel ve teknolojik hizmetler ile bunlarla ilgili araştırma ve tasarım hizmetleri; endüstriyel analiz ve araştırma hizmetleri; bilgisayar yazılım ve donanımı tasarım ve geliştirme hizmetleri.
43.Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri; geçici konaklama hizmetleri.
44. Tıbbi hizmetler, veterinerlik hizmetleri, hayvanlar veya
insanlar için hijyenik bakım ve güzellik hizmetleri; tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler.
45. Hukuki hizmetler; malların ve bireylerin korunması
için güvenlik hizmetleri; bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere
üçüncü kişilerce verilen kişisel ve sosyal hizmetler.
Portekiz
Romanya
Rusya Federasyonu
San Marino
Sao Tome&Principe
Sırbistan
Sierra Leone
Singapur
Slovakya
Slovenya
Sudan
Suriye
Svaziland
Türkmenistan
Ukrayna
Umman
Vietnam
Yunanistan
Zambiya
İNTERNET SİTELERİNE
GÜVENLİK KODU VERİLECEK
İnternetin ve alan adları yönetiminden sorumlu Amerikan kuruluşu (ICANN), siber korsanların kullanıcıları aldatmak için sahte siteler kullanmalarını engelleyecek yeni güvenlik önlemleri getirildiğini açıkladı. ICANN’in internet güvenliğinde uzman bir kuruluş olan Verisign
ve ABD Ticaret Bakanlığı ile ortaklaşa geliştirdiği sistem, internet sitelerine yasal olduklarını ispat
edecek bir “şifreli kimlik” tahsis ediyor. Bu sistem;
bilinen ve yasal sitelere benzeyen sahte sitelere girişleri engellerken, internet kullanıcılarının kişisel
bilgilerini sağlayacak virüs ve kötü niyetli programları indirmelerine de engel olacak.
Örneğin Google gibi arama motorları, bir
bankanın online işlem sayfasının gerçek olup olmadığını söyleyebilecek. Kaminsky’nin yaptığı
açıklama göre de artık bir müşteri bankadan mail
aldığında, bunun gerçekten bankadan geldiğinden
emin olacak.
Kaynak : NTV Haber
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
ANKARA PATENT GÜNCEL
Tasarım
Alan Adı
e-bülten yazıları
ANKARA PATENT GÜNCEL
İDİL BUSE KÖK
Sahibinin özelliğini taşıyan; ilim
ve edebiyat, müzik, güzel sanatlar ve sinema eserleri olarak sayılan her türlü fikir ve sanat ürünleri eser olarak adlandırılmaktadır. Gerek Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu (FSEK), gerekse bu kanunun temel dayanağını oluşturan 1886
tarihli Edebiyat ve Sanat Eserlerinin
Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi uyarınca, eserler meydana getirildiği an itibariyle doğal bir korumaya tabidir. Diğer bir değişle; marka, patent, endüstriyel tasarım gibi endüstriyel bir çıkarı değil, bireysel bir çıkarı ele alan bu
korumadan faydalanabilmek için, herhangi bir başvuru gerçekleştirilmesi
veya bir belge talep edilmesi gerekliliği
bulunmamaktadır.
Fakat eserlerin meydana getirildiği zaman konusunda ortaya çıkan
uyuşmazlıklar ile ilgili olarak, Fikir ve
Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik’in 7. maddesi uyarınca, zorunlu kayıt tescile tabi olanlar dışındaki eser gruplarındaki eser
sahipleri; Türkiye’de Kültür Bakanlığı bünyesinde beyana dayalı bir işlem
olan “İsteğe Bağlı Kayıt –Tescil İşlemi”
ile eserlerini kayıt altına alabilmektedir.
Böylece, eserlerin doğal korumaları ile
birlikte zaman yönünden de korunabilmeleri sağlanabilmektedir ve eserin
meydana getirildiği tarihi hukuki olarak ispatlayan bir belgeye sahip olunmaktadır.
İsteğe Bağlı Kayıt-Tescil Başvurusunda bulunabilecek kişiler; eser sahipleri, eseri meydana getiren kişiler ya da
tüzel kişiler (aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanmaktadır) ya da
mirasçılardır.
Eserlerde isteğe bağlı
kayıt-tescil sistemi ve
zaman damgası
İsteğe Bağlı Kayıt-Tescili
gerçekleştirilen eser grupları;
İlim ve Edebiyat Eserleri: Kitap, bilgisayar programı, estetik değeri olmayan projeler, fotoğraflar, maketler, tasarımlar v.b.
Güzel Sanat Eserleri: Estetik değeri
olan tablolar, heykeller, tasarımlar, fotoğraf eserleri, karikatür eserleri v.b.
Müzik Eserleri: Müzik eseri içeren yapımlar dışındaki sadece sözlü ve sözsüz
besteler. Bestelerin notaya dökülmüş
olması durumunda söz konusu yazılı
eser, ilim ve edebiyat eserleri grubunda
değerlendirilmektedir.
Bütün başvuru çeşitleri için ortak
olan evraklar ise;
n 1 adet başvuru formu
n Eser sahibi sayısından 3 adet
fazla olacak şekilde kayıt-tescil belgesi
n Taahhütname
Taahhütnamenin mutlaka eser sahibi tarafından imzalanması gerekmektedir. Eser sahibinin tüzel kişi olması
durumunda ise şirket adına imza atmaya yetkili kişi ya da kişiler tarafından
imzalanarak ve şirket kaşesi basılarak
şirket imza sirküleri eklenmelidir.
n Başvurunun vekil aracılığıyla
yapıldığı hallerde noterden tasdik ettirilmesi gereken vekaletname
n Başvuru harcının yatırıldığını
gösterir banka dekontu. (Vekaleten yapılan işlemlerde eser sahibinin adının
banka dekontunda belirtilmelidir.)
Bu evraklara ek olarak Kültür ve
Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema
Genel Müdürlüğü’nün belirlemiş olduğu
formatlarda eser kopyalarının 2 adet olarak teslim edilmesi gerekmektedir.
İsteğe Bağlı Kayıt Tescil İşlem
harcı 01.07.2010 tarihinden itibaren
74,31 TL olup, ücret 6 ayda bir memur
maaş katsayısı doğrultusunda değişmektedir.
Kültür Bakanlığı tarafından “İsteğe Bağlı Kayıt-Tescil İşlemi” ile elde
edilen bu zaman damgasının yanı
sıra ayrıca Eczacıbaşı Bilişim tarafından oluşturulmuş olan ve yasal olarak
da yetkilendirilmiş elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı “Tasdix” programı ile de kalıcı ve yasal geçerliliği olan
bir zaman damgası ile koruma sağlanabilmektedir. Eczacıbaşı Bilişim’in
E-Güven ile ortak verdiği bir hizmet
olan Tasdix, Türkiye’de son kullanıcının hizmetine sunulmuş olan ilk sayısal zaman damgası hizmetidir. Zaman
damgasının hukuki mahiyeti 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 3. maddesinin H bendinde “Bir elektronik verinin üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kaydı” şeklinde açıklanmıştır.
Zaman damgası uygulanmış bir doküman, uygulanma anının ve uygulanmasının ardından değiştirilmediğinin yasal merciler de dahil olmak üzere her
yerde kanıtlanabilmesini sağlamaktadır. Tasdix programı ile zaman damgası uygulanmış dokumanın bir örneği işlem yapıldıktan sonra TÜBİTAK’a
gönderilmekte ve saklanmaktadır.
Kaynak: www.telifhaklari.gov.tr
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
ANKARA PATENT GÜNCEL
Tasarım
Alan Adı
ANKARA PATENT GÜNCEL
Markaların benzerliği
nasıl değerlendirilir?
Geçen ay yayınlanan sayımızda
bahsedilen ve benzer markaların farklı kişiler adına tescil edilmesini önleyen
hükümlerin uygulanabilmesi için, markalardaki ayniyet veya benzerlik yeterli olmayıp bunların aynı veya aynı türdeki mal ve hizmetler için kullanılması
da gerekmektedir.
Mal ve hizmetlerin aynı tür olup
olmadığının incelenmesi, dünyada ilk
kez 1957 yılında kabul edilerek yürürlüğe giren ve Türkiye’nin de taraf olduğu "Marka Tescilinde Eşyaların ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına ilişkin NİCE Anlaşması"na göre yapılmaktadır. Bu anlaşmaya göre mallar 34, hizmetler ise 8 ayrı sınıfa ayrılmıştır.
Ancak bu tebliğde farklı “sınıflara ve gruplara” dahil olmakla birlikte,
birbirleri ile iltibas yaratacak nitelikte olan ve halkı yanıltarak kamu düzenini bozacak biçimde birbirleriyle
ilişkili mal veya hizmetler de aynı tür
olarak değerlendirilmektedir. Tebliğde açıkça, “sınıflandırma tescil edilen
herhangi bir marka için temin edilen
koruma sınırlarının değerlendirilmesi konusunda özellikle bağlayıcı olmayacaktır” denmektedir. Çünkü markaların uluslar arası sınıflandırılması sadece tescil amacına hizmet etmekte
olup koruma sınırlarıyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Ancak, mal ve hizmetlerin benzerliğinin tespitinde; söz
konusu alt gruplar ve sınıflardan yararlanılmayacağı anlamına da gelmemektedir. Dolayısıyla, farklı alt gruplara ve/veya farklı sınıflara dahil mal
veya hizmetlerin birbiriyle iltibas yaratması mümkün olmaktadır. Gerçekten, mal ve hizmetlerin benzer olup
olmadığının belirlenmesinde ise, bunların benzer tüketici çevresine hitap
edip etmediklerine ve benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına bakılır. Bu anlamda, turistlere konaklama hizmeti verilmesi ile
yazlık evlerin kiralanması ve idaresi
arasında, kara taşıtları ile kara taşıtları
bakım ve onarım hizmetleri arasında
benzerlik olduğu söylenebilecektir.
Bu hususa diğer bir örnek, 12. sınıfta ifade edilen “taşıtlar” ile 37. sınıfta
ifade “kara araçlarının bakım ve tamiri
kabul edilerek söz konusu başvurunun
reddedilmesine karar verilmiştir.
Son olarak, markaların benzerliği değerlendirilirken, mal veya hizmetin pazar payı da önem kazanmaktadır. Benzerlik kavramı yanılma ile doğrudan ilişkili olduğundan, sürümü çok
Benzer markaların farklı kişiler adına tescil
edilmesini önleyen hükümlerin uygulanabilmesi için,
markalardaki ayniyet veya benzerlik yeterli olmayıp
bunların aynı veya aynı türdeki mal ve hizmetler için
kullanılması da gerekmektedir.
hizmetleri” arasındaki net benzerliktir.
Bu durum Türk Patent Enstitüsü uygulamaları ile de doğrulanmaktadır. Şöyle ki, 25. sınıfta tescil edilmek istenen ZİNGARO marka başvurusunun tesciline karşı 03. sınıfta başka bir şirket adına
tescilli bulunan ZİNGARO
markasının varlığı gerekçe gösterilerek yapılan itiraz; başvurunun ayak giysileri mallarının moda sektörü olarak nitelendirilebilecek ürünleri kapsadığı, itiraz
edenin ise tescil alanının kozmetik
ürünleri olduğu ve yine bu markanın
da moda sektörü olarak nitelendirilebilecek ürünleri kapsadığı, bu nedenle
söz konusu ürünlerin
• Piyasa anlayışı
• Benzer alıcı çevresine hitap etmeleri
• Benzer ihtiyaçları gidermede kullanılmaları
• Son kullanıcıları, kullanım amaçları, birinin diğerini tamamlama imkanının olması
• Dağıtım kanallarının ortak bulunması
• Kullanım yöntemleri ve hedeflenen
halk kesimleri
göz önüne alındığında aynı tür olarak
değerlendirilebilecekleri gerekçeleriyle
olan ve halkın her gün kullandığı ihtiyaç maddelerinin değerlendirilmesi ile,
bilgilenmiş kişilerce satın alınan ve tüketilen malların değerlendirilmesi de
farklı olmalıdır. Örnek olarak; peynir, ekmek gibi herkes tarafından her gün tüketilen ve her
yerde satılan mallar için kullanılacak markalarda halkın
yanılma oranı, bir iş makinesi satın alacak müteahhidinkinden fazla olacaktır. İş
makinesinin üreticisi de tüketicisi de sınırlı sayıda olduğundan, aldanma söz konusu olmayacaktır.
İlaç markaları arasında iltibas
bulunup bulunmadığının saptanmasında ise, reçete ile satılması zorunlu
olan-olmayan ilaç ayırımı yapılmaktadır. Reçete ile satılan ilaçlarda, doktor ve eczacıların görüşleri, bu zorunluluğa tabi olmayan ilaçlarda ise, orta
düzeydeki alıcıların algılaması esas tutulmaktadır. Tüketicinin korunması
için birinci durumdaki tüketim mallarının markalarındaki benzerliklerin
araştırılmasında daha duyarlı davranılması gerekmektedir.
Seçilen işaretin tesciline engel teşkil eden koşullardan bir diğeri olan,
ürün veya hizmetleri tanımlayan işaretlerin tescil edilememesi kavramı gelecek sayımızda ele alınacaktır.
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
MUCİDİN SANDIĞI
Tasarım
Alan Adı
MUCİDİN SANDIĞI
Polaroid Fotoğraf Makinesi
1943'te üç yaşındaki Jennifer Land adındaki bir kız çocuğu
basit bir soru sordu: "Fotoğraf çekildiği anda neden hemen kendimi göremiyorum?" Babası Edwin
Land (ABD) gitti ve bunu yapabilecek anında görüntü veren, banyo gerektirmeyen bir fotoğraf makinesi ile filmini icat etti. Fikrin
gerçekleştirilmesi çok hızlı olmadı,
kusursuz hale getirilmesi 3 yıl alan
fotoğraf makinesi, ışık alan negatif
görüntünün bir dizi merdanenin
arasından geçerken kimyasal madde içeren tabakasının kırılması ile
banyo edilerek pozitif görüntüye
dönüşmesi şeklinde işliyordu.
Land, buluşunu 21 Şubat 1947'de Amerikan Optik
Cemiyeti'nde tanıttı ve 26 Kasım
1948'de Polaroid Land fotoğraf
makinesini piyasaya sürdü; ilk yılda 5 milyon dolarlık bölgesel satış rakamına ulaştı. İzleyen 10 yıl
içinde 300den fazla patent başvurusu yaptı. İlk yenilik, sepya tonu
yerine siyah beyaz baskının geliştirilmesi oldu. 1963'te anında renkli
baskıyı, son olarak da 1972'de Polaroid SX-70 (kullanıcılar çektikleri fotoğrafların gün ışığında renklenişini kendi gözleriyle görebiliyorlar) model fotoğraf makinesini geliştirdi.
Başımıza icat çıkarın!
Hiç farkında olmadan kullandığımız
yüzlerce buluşun yaşamımıza nasıl
girdiğini bilmek ister misiniz?
www.patentmuzesi.com
İlk 100’ün 23’ü
Ankara Patent’li
Türkiye’nin “DEV”leriyle omuz
omuza çalışmanın verdiği güçle her geçen gün güçlenmeye ve güçlendirmeye
devam ediyoruz.
Fortune dergisinin açıkladığı
Türkiye’nin ilk 500 firması listesindeki ilk 100 şirketin 23’ü Ankara Patent
güvencesi ile ilerliyor. Beraber çalışmaktan mutluluk ve gurur duyduğumuz ve
özverili çalışmalarıyla hak ettikleri yerlerini alan müşterilerimizi tebrik ediyor,
fikri hakların önemini kavramalarının
yanı sıra bizi tercih ettikleri için de teşekkür ediyoruz. Müzik yastığı
I-hat adı verilen müzik yastığı; müzikle
uyumayı seven I-Pod kullanıcıları için,
Japon Century firmasının geliştirdiği
teknolojik bir buluş. Yastığın içine yerleştirilen hoparlör ve yastığın kenarlarından ilerleyen kablolardan oluşan buluş, çok basit bir sisteme sahip. Başucuna yerleştirilen I-Pod 'a kablo aracılığıyla bağlanıyor. Ürün her ne kadar I-Pod
için tasarlanmış olsa da, gerekli uygulamalar ile diğer müzik çalarlara da uygun hale getirilebiliyor. Japonya'da kısa
süre önce satışa sunulan ürün henüz
ülke sınırları dışına çıkmış değil. İnternet siparişleri de yine yalnızca Japonya
sınırları içinde verilebiliyor. Dünya pazarına ne zaman açılacaklarına dair ise
henüz bir açıklama yok.
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
BULUŞLAR GEÇİDİ
Tasarım
Alan Adı
Türk iş kadını Zeynep Ilgaz Pala
Yeni Nesil 2010 Ödülünü aldı
ABD’de kurduğu Confirm BioSciences şirketinde evde uygulanan uyuşturucu kullanımını belirleme ve sağlık
test setini üreten 37 yaşındaki Zeynep
Ilgaz Pala’nın, San Diego’ da "Ekonomiyi Etkileyen Güçler Yeni Nesil 2010"
ödülüne layık görüldü. Yarışmanın ardından jüri, Confirm Bio-Sciences’ı
evde uygulanan uyuşturucu ve sağlık
testleri pazarının lideri olarak gördüğünü açıkladı.
Amerika Sağlık Enstitüsü’ne yeni
teknolojiler için danışmanlık da yapan
Zeynep Ilgaz Pala, daha önce de San
Diego’da En Hızlı Büyüyen Şirket Ödülü (2007) , YWCA TWIN Kadınlar Sanayi Lideri ödülü (2008) , 40 Yaş Altında 40 Ödül (2008) ve San Diego State
Üniversitesi’nin (SDSU) Yükselen Yıldız Ödülü’nü (2009) almıştı.
Test Country şirketinin kurucusu
eşi Serhat Pala ile birlikte, pazarda gör-
dükleri ihtiyaç üzerine girişimcilik ruhuyla hayata geçirdikleri proje sonuncunda sağlık testlerinin evlerde yapılmasına olanak sağlayan ucuz, basit, ancak sonucu kesin gösteren kitler ürettiklerini ifade eden Zeynep Ilgaz Pala’nın
şirketinin ürettiği ürünler bu yıl ABD
dışında Avrupa, Asya, Güney Amerika
ve Avustralya’da da satılmaya başlanmış.
Türkiye’nin adının duyulması ve şirketlerinin insanlığa faydalı olması için gece
gündüz çalıştıklarını belirten Pala, şirketlerinin büyümesinde en büyük payın
büyük bir ekip ruhuyla hareket etmeleri
olduğunu söylüyor.
Kaynak: www.gazeteport.com.tr
BULUŞLAR GEÇİDİ
Opet Full Serisi'ne
Salladıkça
altın ambalaj ödülü şarj olan pil
OPET, Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) bu yıl 23.
kez düzenlediği Altın Ambalaj Yarışması’nda yeni Full Serisi motor yağı ambalajları ile ödüle layık görülerek, Dünya Ambalaj Örgütü ( WPO ) tarafından düzenlenen ve Eylül 2010'da
İstanbul'da yapılacak olan "WorldStar" yarışmasına katılmaya
hak kazandı.
OPET Madeni Yağları Genel Müdür Yardımcısı Murat Seyhan; Altın Ambalaj Ödülü'nün OPET için sürpriz olmadığını söyleyerek; madeni yağların tasarım sürecinin 30 kişilik ekiple, yaklaşık 2 yıllık bir planlama, araştırma ve çalışma dönemini kapsadığını belirtti : "OPET, Türkiye’nin güçlü bir madeni yağ markası. Yeni
ürünlerin ambalajlarını tasarlarken madeni yağ ambalajının yapısının, kullanımla ilgili özgün bir form ile buluşabileceğini gördük.
Motora hız ve güç katan madeni yağ performansını tasarımımıza
da yansıttık. Ürünün, güçlü ve erkeksi kişiliğini ortaya koyan, kullanılışlılığı ve görünümüyle farklılaşan bir motor parçasıymış izlenimi veren ambalajı tasarlamak üzere yola çıktık. Kategoriye ait
ama ezber bozan bir tasarım yarattık" diye aktardı.
Kaynak: www.opet.com.tr
Brother
Industries’in geliştirdiği yeni pil teknolojisiyle, pillerin şarj olabilmesi
için sağa sola birkaç kez sallanması
yeterli olacak.
"Vibration-powered Generating Battery" ismi
verilen yeni pil teknolojisi, titreşim yoluyla şarj olabiliyor. Enerjisi minimum seviyeye inen bu pilleri kısa
bir süre salladığınızda, pil olduğu yerde maksimum
güç seviyesine ulaşabiliyor. Örneğin kumandayı elinizle sağa sola bir süre salladığınızda kumandanın
içerisindeki pil tekrar doluyor ve bu şekilde pil değiştirme derdi ortadan kalkıyor.
Henüz ilk örnek aşamasında olan yeni nesil pil
teknolojisinin pil çöplüğünü ortadan kaldıracağını
açıklayan Brother Industries yetkilileri, artık kullanıcıların enerjisi tükenen pil derdinden tamamen kurtulacağına dikkat çekti.
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
BULUŞLAR GEÇİDİ
Tasarım
Alan Adı
Türkler Nanoteknolojiyi
uzaya çıkarıyor
Türk mühendisler, uzaydaki yüksek radyasyona 100 kat daha dayanıklılık sağlayan nanoteknoloji temelli malzeme geliştirdi.
TÜBİTAK tarafından desteklenen
ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen proje kapsamında geliştirilen yeni ürünün Türkiye’de üretilecek uydularda kullanımı hedefleniyor.
Büyük maliyet avantajları getiren yeni
teknoloji, uyduların çok daha hafif olarak üretilmesini de sağlıyor. Uzmanlar,
Türkiye’nin bu teknolojiyi uzayda kullanan ilk ülke olmasını planlıyor.
Bilkent Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Bilkent Üniversitesi Uzay Teknoloji Araş-
tırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ekmel
Özbay, uzayda kullanılacak yüksek güçlü ve yüksek hızlı elektronik devrelerin
tamamen Türkiye’de üretimi konusunda önemli bir aşamaya gelindiğini ifade etti.
Uzayda yüksek oranda radyasyonun bulunması nedeniyle uzay ortamında bulunan elektronik devrelerin çok
kısa sürede bozulduğunu anlatan Özbay; bu nedenle uyduların, uydu maliyetlerini de ciddi olarak arttıran çok kalın alüminyum tabakalarla korunduğunu söyledi. Özbay; uzayda bulunan radyasyona dayanıklı yeni malzemelerin
geliştirilmesi ile uyduların daha ucuz ve
daha uzun ömürlü olacağını belirtti.
Kaynak: milliyet.com
Türk yapımı ilk üç
boyutlu cep telefonu
AB 7. Çerçeve Programı kapsamında desteklenen ve Türk araştırmacıların yürüttüğü "Üç Boyutlu Telefon Projesi" kapsamında, üç boyutlu görüntü veren cep telefonunun ilk prototipi yapıldı.
Avrupa’da 7 ülkenin üzerinde çalıştığı telefonun tüm testleri tamamlandığında,
cep telefonundan karşılıklı olarak üç boyutlu iletişim kurulabilecek.
Bilkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Çapın’ın verdiği bilgilere göre, tüm donanımı sıfırdan hazırlanan telefonun üzerinde gözlük takmayı gerektirmeyen üç boyutlu bir ekranı ve üç boyutlu fotoğraf ve video çekimleri yapabilen kamerası bulunuyor. Uluslararası alanda pek çok bilimsel etkinlikte de sergilenen telefonun, proje kapsamında beş uluslararası patent başvurusu
da yapılmış.
Cep telefonu üreticisi Nokia’nın da detaylı şekilde izlediğini projenin ortakları
arasında; İspanya’nın ve dünyanın en büyük
cep telefon operatörlerinden birisi olan Telefonica, MP3 ve DVD’lerde kullanılan teknolojilerin mimarı Fraunhofer, yeni nesil mobil kullanıcı arabirimleri alanında en başarılı
KOBİ şirketlerinden birisi olan TAT, üç boyutlu holografik ekran üreticisi Holografika
ve Finlandiya’nın en iyi üniversitelerinden
biri olan Helsinki Üniversitesi yer alıyor.
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
Zara, Zarakol'a açtığı davayı kaybetti
Zara; Zarakol İletişim Hizmetleri'nin
markalarının gücünden yararlanmaya çalıştığını iddia ederek, şirket adından "Zara"
sözcüğünün çıkarılmasını istiyordu. Dava
5 yıl sürdükten sonra 12 Temmuz Pazartesi
günü Zarakol İletişim Hizmetleri A. Ş. lehine sonuçlandı.
Zarakol İletişim Hizmetleri A. Ş Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Dünya çapında bakıldığında her ülkede büyük markaların ününden yararlanmak isteyen fırsatçı küçük şirketler bulunabilir. Kurumların markalarına yıllarca yaptıkları yatırımları korumak en doğal haklarıdır. Ama kendi
haklarını korurken, içinde bulundukları ül-
kenin koşulları ve değerlerini, karşılarına çıkan şirketlerin kimliklerini iyi anlamaları ve
buna göre hareket etmeleri gerekir. Bizim,
şirket olarak 2005 yılı Mayıs ayında Türkiye
Patent Enstitüsü’ne yaptığımız başvuru; sadece kendi iş alanlarımızda adımızın marka olarak tescili ile ilgiliydi. Zara için çalışan
hukuk bürosu bu başvurumuza karşı çıkarken bir araştırma yapabilir ve kullandığımız
ismin, benim 1976 yılından bu yana evlilik
dolayısıyla kullandığım soyadım olduğunu
bulabilirdi. Öte yandan bu davanın bir de
ironik yanı var, şirket olarak 2001 yılından
bu yana üyelerinin çoğunluğu hızlı tüketim
malları sektöründeki çok uluslu şirketlerden
oluşan ve gönüllü bir inisiyatif olan Marka
Koruma Grubu’na danışmanlık veriyoruz.
Yani büyük markaların; kötü niyetli, fırsatçı şirketlerin taklit ya da sahte ürünleriyle yarattığı sorunlarına karşı kamuoyunda
duyarlılık sağlanması için çaba harcıyoruz.
Bu kadar hassasiyetle çalıştığımız bir alanda
karşımıza böyle bir sorun çıkması gerçekten
ilginç bir durum. Beş yıl süren bu gereksiz
ve anlamsız dava bir sürü masrafın yanında şirketimin ticari itibarına zarar vermekle
kalmadı, küresel kriz öncesinde bir yabancı
şirketle sürdürdüğümüz hisse devri işlemleri bu yüzden sonlanamadı. Şimdi ben Zara
hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacağım."
Kaynak: www.marketingturkiye.com
Marka
e-bülten
2010 Ağustos Sayı: 8
Patent
TASARIM DÜNYASI
Tasarım
Alan Adı
TASARIM DÜNYASI
tasarım harikası saatler
Başarının anahtarı tasarımlarınız için
MARKA
PATENT
ENDÜSTRİYEL
TASARIM
ALAN ADLARI
Düşlerden değerlere
güçlendiren güç
Yaşanan olaylar, sonuçları, bu sonuçların firmalara yansıması, olumlu ve olumsuz
etkileri konusundaki 46 yıllık tecrübemiz ve uzman kadromuzla geliştirdiğimiz
inceleme, değerlendirme, eleme ve öneri yöntemimizle düşlerinizi değerlere
dönüştürmek için yanınızdayız.
Müşteri odaklı yaklaşımımız sayesinde, sizleri sonuca ulaşmayacak bir başvuru
yapmaktan alıkoymak, haklarınızın en verimli ve etkili şekilde korunmasını sağlarken
gereksiz masrafların önüne geçilmesini de sağlamak bizlerin birincil önceliği.

Benzer belgeler

e-bülten - Ankara Patent

e-bülten - Ankara Patent FİKRİ HAKLAR SÖZLÜĞÜ

Detaylı

e-bülten - Ankara Patent

e-bülten - Ankara Patent Başvuru sırasında ödenmesi gereken harç Kaynak : Fikri Haklar Sözlüğü, 4. Cilt, Endüstriyel Tasarımlar

Detaylı