12 • ISSN 2147-6179 - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği

Transkript

12 • ISSN 2147-6179 - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği
CSR Turkey
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Kasım-Aralık 2013 • Sayı: 12 • ISSN 2147-6179
Merhaba,
KSS Türkiye dergisinin 12. ve yılın son sayısı sizlerle.
Bir sonraki sayı ile birlikte KSS Türkiye 3.yılına giriyor
olacak. Bu derginin neden var olduğunu unutmadan yol
almaya çalışıyoruz.
Kısa bir 2013 değerlendirmesi yapmak gerekirse; yıl
boyu birçok KSS projesinin geçmiş yılların uzantısı
olarak devam ettiğini gördük. Öte yandan yıl içinde farklı
etki alanlarında yeni uygulamalar da başlatıldı. Yapılan
çalışmaları KSS Türkiye aracılığıyla aktarmaya çalıştık.
Bundan sonrası için de sizlerle işbirliğimizin güçlenerek
sürmesi adına çalışıyor olacağız.
Yeni dönem için temennimiz elbette KSS alanında aktif
çalışan kuruluş ve üretilen proje sayısının, beraberinde
KSS alanındaki farkındalık ve dayanışmanın artması
olacak. Biliyoruz ki, KSS konusunda konuşacak daha
fazla verinin olması, tüm kesimler için kazanç olacak.
Herkese iyi ve verimli bir yıl dilerim.
İyi okumalar.
Sevgi ve Saygılarımla,
D.Eylem Altıok
KSS Uygulamaları
7 KSS Pazaryeri
8 Kale Grubu
12Koç Holding
19 Türk Ekonomi Bankası
21Shell&Turcas
22Sorumlukurum.com
23Dialogue in the Dark
31Digiturk
32Michelin
35TNT Express
36Samsung
36P&G
38TOG - SİM
39Anadolu Sigorta
39ETİ
41Opet
43Peugeot
44AIESEC Türkiye
44Doğan Organik
45Sun-Ka Kağıt
KSS Söyleşileri
Makale
11 Pakpen
Mehmet Tuza
16Sertrans Logistics
Nilgün Keleş
27ING Bank
Buket Okumuş
34Yapı Kredi
İmre Tüylü
40Bosch Ev Aletleri
Neylan Süer
25 Serdar Tunçer
30 Ali Ercan Özgür
STK
37 Türkiye Spastik
Çocuklar Vakfı
45 İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği
46ÇEDBİK
Değerli okuyucular,
Türkiye’deki kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
uygulamalarının nicel ve nitel olarak arttığı 2013
yılı için öncelikle memnuniyetimi dile getirmek
isterim. Paydaşların KSS alanında daha talepkar,
sorgulayan ve yorum yapar bir hale gelmesi, KSS
uygulamalarının proje mantığından öteye geçerek
daha sürdürülebilir uygulamalara dönüşmesi,
sosyal ve ticari faydanın dengeli bir şekilde
gözetildiği KSS uygulamalarının artması, yaşanılan
çok olumlu gelişmeler.
Birkaç önemli konudan bahsetmek isterim.
KSS alanında yapılan kamu-özel sektör-sivil
toplum işbirliklerinin geliştirilmesini çok önemli
görüyorum. İşbirlikleri, KSS uygulamalarının
sosyal, çevresel ekonomik etkilerini arttıracağı
gibi uygulamaları sürdürülebilir de kılmaktadır. Bu
yüzden paydaş işbirliğinin daha fazla olacağını
ümit ediyorum. Ayrıca KSS ve/veya Sürdürülebilirlik
Raporlamalarının artması, özel sektörün KSS
alanında yaptığı faaliyetleri şeffaf bir biçimde
paydaşlarıyla paylaşarak güven oluşturması diğer
iyileştirilmesi gereken bir konu olarak karşımıza
çıkıyor. Hangi KSS raporlama aracını kullanırsa
kullansın, raporlama yapan şirket sayısının
artmasını hedeflersek, KSS’nin içselleştirilmesi için
önemli bir adım daha atacağımızı düşünmekteyim.
Bir diğer önemli konu ise KOBİ’ler ve KSS’dir.
KOBİ’ler için KSS farkındalığı oluşturulması,
KOBİ KSS uygulamalarının yaygınlaştırılması
için çalışmaların artması ve bu çalışmaların etkili
olabilmesi için ilgili tüm paydaşların desteğini çok
değerli görüyorum. KSS’yi işin bir parçası olarak
değil işin kendisi olarak görmeyi başarabildiğimiz
anda KSS alanında iyi yerlere geleceğimizi
düşünüyorum.
6
KSS pazarı Türkiye’de giderek büyüyor. KSS
alanında faaliyet gösteren şirketler, bilimsel
araştırma yapan akademisyenler, KSS
danışmanları ve benzeri ilgili paydaşların sayıca
artması çok sevindirici. Pazar büyüdükçe KSS
uygulamalarının çeşitlendiğini, zenginleştiğini ve
derinleştiğini göreceğiz.
Yukarıda sözünü ettiğim KSS ekosisteminin, çok
önemli bir bölümünün bir araya geldiği Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Pazaryeri'ni, yılın son büyük
KSS etkinliği olarak, 6 Aralık 2013 günü İstanbul’da
Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirdik.
KSS alanında aktif olarak çalışan, ilgisi olan ve
kendini geliştirmek isteyen herkesin buluşma
yeri olan KSS Pazaryeri 500’den fazla kişiyi bir
araya getirerek KSS uygulamaları, deneyimleri,
fikirleri ve hayallerinin paylaşıldığı network ortamı
sağladı. Bu keyifli etkinlik sayesinde ortaya çıkan
enerji ve sinerjiyle 2014 yılına özgün, inovatif,
kapsayıcı, sosyal etkisi büyük, yeşil uygulamalarla
başlanmasını umut ediyorum.
KSS Pazaryeri, CSR Europe, GAP İdaresi, UNDP,
UNGC, Kadir Has Üniversitesi ve İDEMA işbirliğiyle
gerçekleşti.
KSS Türkiye olarak şu an sürdürdüğümüz ve diğer
yepyeni KSS etkinlikleri ile 2014 yılına gireceğiz.
Give&Gain Çalışan Gönüllülüğü Günü, Sağlam
KOBİ, Sürdürülebilir Şehirler, Girişimcilik Merkezi
gibi birbirinden farklı proje ve etkinliklerle KSS
alanında çalışmalarımızı büyük bir heyecanla
yürüteceğiz.
Herkese keyifli, sağlıklı, huzurlu bir yıl diliyorum.
Uyg
KSS Pazaryeri bu yıl da
renkli geçti ve sosyal sorumlu
şirketler ödüllendirildi
Kadir Has Üniversitesi ve Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) işbirliği ile
düzenlenen Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Çözümleri Pazaryeri etkinliğinin beşincisi 6 Aralık
2013 Cuma günü Kadir Has Üniversitesi Cibali
Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
K
atılımcılar fuar alanında şirketlerin (Akçansa,
Anadolu Efes, Avea, Banvit, Bosch, Cummins,
Ford Otosan, HSBC, IBM, MNG Kargo, Nestle,
TEB, Tepe Betopan, UPS Türkiye, Viko, Argande,
PepsiCo, PTT, Karaköy Güllüoğlu, Uludağ
Madensuyu, Vefa Bozacısı, CSR For All, Yolyola
Platformu, Global Compact, Uluslararası Göç
KSS
ulam
alar
Örgütü, Sosyal İnovason Merkezi, Habitat, Hayata
Renk Ver Derneği, Fatih Emniyet Müdürlüğü)
standlarında sosyal sorumluluk projelerini
incelediler ve Bilgi aldılar.
Düzenlenen panellerde ise “Sosyal Sorumlu
Şehirler”, “Girişimcilik ve Sürdürülebilir
Kalkınmadaki Rolü” ve “Sorumlu Üretim ve Tüketim
Uygulamaları” konuşuldu.
Pazaryerinde yer alan şirketlerin KSS
uygulamaları CSR Europe Ulusal Ortakları ve
KSS uzmanlarından oluşan jüri kurulu tarafından
değerlendirilerek, etkinlik sonunda katılımcı
şirketlere ödülleri dağıtıldı.
KSS Pazaryeri 2013 ödülleri
Jüri Ödülü 1.
Avea
“Avea Labs Kuluçka Merkezi”
Jüri Ödülü 2.
TEB
“TEB Aile Akademisi”
Jüri Ödülü 3.
Banvit
“Kızlar Banvit’le Okula”
KSS’ye Katkı Ödülü
Gülben Ergen
“Çocuklar Gülsün Diye”
Sosyal İnovasyon Ödülü
UPS
“Sağlam Kobi”
Jüri Özel Ödülü
Tepe Betopan
“Taraftar Akademisi”
Jüri Özel Ödülü
Cummins
“Toplum İçin Teknik Eğitim”
Ziyaretçilerin oylarıyla şirketlere Paydaş Ödülü verildi
Paydaş Ödülü 1.
VİKO
“Aydınlık Bir Gelecek İçin”
Paydaş Ödülü 2.
MNG Kargo
“Aç Kanatlarını Türkiye”
Paydaş Ödülü 3.
Anadolu Efes
“Gelecek Turizm’de”
7
ı
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
KSV, meslek edindirme kurslarıyla
4 bin 500 genci meslek sahibi yaptı
Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Hande Sarantopoulos, Dr. (h.c) İbrahim
Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nın (KSV) özellikle insanların meslek
sahibi olması, bilgi ve becerilerini geliştirmesi için proje geliştirdiğine işaret ederek, bugün Türkiye’yi
kapsayan bir sosyal sorumluluk ağı oluşturduklarını söyledi.
D
r. (h.c) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim,
Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nın (KSV)
çalışmaları hakkında bilgi veren Kale Grubu
Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü
Hande Sarantopoulos, ''Başarılı ve ihtiyaç sahibi
700 öğrenciye burs sağlayan KSV, bugüne kadar
gerçekleştirdiği meslek edindirme kurslarıyla
yaklaşık 4 bin 500 işsiz genci meslek sahibi yaptı''
dedi.
Geliştirme ve uyum kurslarıyla da inşaat sektörüne
3 bin 800’e yakın vasıflı usta kazandırdıklarını
anlatan Sarantopoulos, “İlk İşim Okullarda Değişim
projesiyle 14 ilde 25 köy okulunun tuvaletlerinin
yenileyen KSV, 2015 yılına kadar toplam 2.5 milyon
lira kaynak aktarılacak projeyle, 1.250 işsiz genci
daha meslek sahibi yapmayı ve 50 köy okulunu
daha yenilemeyi hedefliyor” diye konuştu.
Hande Sarantopoulos KSV’nin sürdürdüğü sosyal
sorumluluk faaliyetlerinin detaylarını; “Eğitim”,
“İstihdam” ve “Usta Kulübü” başlıkları altında
toplarken, şu bilgileri verdi:
Eğitime Yönelik Faaliyetler
Burslar
K
ale Grubu ve Bodur Ailesi tarafından verilen
eğitim bursları, 2001 yılından itibaren KSV
çatısı altında organize ediliyor. Kuruluşundan
bu yana başarılı ve ihtiyaç sahibi 700 öğrenciye
eğitim bursu sağlayan KSV, bursiyerlerine rehberlik
desteğinin yanı sıra grup bünyesinde iş ve staj
imkanı sağlıyor.
8
İstihdama Yönelik Faaliyetler
Meslek Edindirme Kursları
K
SV ve Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan
protokol çerçevesinde yürütülen, seramik yer
ve duvar karosu kaplamacılığı meslek edindirme
kurslarıyla işsiz gençler Avrupa Birliği kriterlerine
uygun, kalifiye seramik ustası oluyor. KSV Meslek
Edindirme Kursları’nın amacı, eğitimli ara eleman
yetiştirme konusunda ülkemizi hem maddi hem de
manevi yönden destekleyerek; kalifiye, bilgili, el
becerisi artırılmış, yeni malzeme ve teknolojilerle
donatılmış, çağdaş, belgeli ustalar yetiştirmek.
Türkiye genelinde yapılan meslek edindirme
kursları ile yaklaşık 4.500 işsiz genç meslek sahibi
oldu. Ayrıca cezaevlerinde, çocuk ıslah evleri ve
yetiştirme yurtlarında açılan kurslarla tutuklu ve
hükümlülere, yeni hayatlarına büyük bir umutla
başlamaları için katkıda bulunuluyor.
Geliştirme ve Uyum Kursları
K
SV, 2003 yılında eğitim faaliyetlerini inşaat
sektörünün ihtiyaçlarına göre genişleterek,
“seramik yer ve duvar karosu kaplamacılığı”nın
yanı sıra “sıvacılık”, “inşaat boyacılığı”, “sıhhi
tesisatçılık” ve “yapı yalıtımcılığı” alanlarında
da Geliştirme ve Uyum Kursları düzenlemeye
başladı. Böylelikle sektörde çalışan işgücünün
teknolojik gelişmelere uyumunun sağlanması ve bu
gelişmelerin endüstriyel teknik öğretim okullarına
aktarılması ve eğitimsiz ustadan kaynaklanan iş
kazalarını en aza indirmeyi hedeflendi.
Hande Sarantopoulos
5 günlük geliştirme ve uyum kursu eğitiminin
ardından Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı sertifika
vermeye devam eden KSV, kuruluşundan bu yana
Geliştirme ve Uyum Kursları ile inşaat sektörüne
yaklaşık 3.800 vasıflı usta kazandırdı.
“İlk İşim Okullarda Değişim”
projesi
K
SV, 2009 yılında “İlk İşim Okullarda Değişim”
sloganıyla bir sosyal sorumluluk projesi başlattı.
1991 yılından bu yana ana faaliyet alanlarından
biri olan Meslek Edindirme Kursları ile binlerce
işsiz genci meslek sahibi yapan KSV; başlattığı bu
proje ile Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediği
“Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı
Meslek Kursları’nın staj çalışmalarını Anadolu’daki
köy okullarında gerçekleştirdi. Böylece kursiyerlerin
mesleklerindeki ilk işleriyle, bir sosyal sorumluluk
projesi içinde yer almalarını sağlamanın yanı sıra,
bölgelerindeki köy ilkokullarının hijyenik bir ortama
kavuşması sağlandı.
Kale Grubu bünyesinde faaliyet gösteren
Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kalekim ve
Kale’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen “İlk İşim
Okullarda Değişim” projesi kapsamında; bugüne
kadar Denizli, Erzurum, Isparta, Kayseri, Mersin,
Sivas, Trabzon, Şanlıurfa, Çankırı, Anada, Çorum,
Ankara, Hatay ve Amasya gibi Türkiye’nin değişik
bölgelerinde toplam 25 köy okulunun yenilenen
tuvaletleri hizmete açıldı. Bu sosyal sorumluluk
projesinde yetişip tekrar bu zincire dahil olan
ustalar sayesinde toplam 2.047 öğrenci, daha
sağlıklı ortama kavuştu.
KSV, kadın usta yetiştirerek ilki
gerçekleştirdi
K
SV, “İlk İşim Okullarda Değişim” projesi
kapsamında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek
inşaat sektörüne kadın usta yetiştirdi. Ankara’da
başlatılan projede Gölbaşı Belediyesi tarafından
bulunan gelir düzeyi düşük işsiz kadınlara 50 saati
teorik eğitim, 150 saati atölye eğitimi, 100 saati
sertifikalı usta talep edebiliyor.
• Kalekim, ayrıca garantili sistemine dahil ettiği
ustaların yaptığı uygulamalara 1 yıl garanti
veriyor. Bu uygulama 2010 yılında başladı ve
Türkiye geneline yayma çalışmaları devam
ediyor.
• 4448782 No’lu Kalekim Usta Kulübü İletişim
uygulama olmak üzere 300 saatlik seramik yer ve
duvar karosu kaplamacılığı alanında mesleki eğitim
verildi. İnşaat sektöründe ilk defa kadın istihdamına
yönelik bu faaliyeti başlatan KSV, kadın ustaların
uygulamasını atölye yerine köy okullarının
tuvaletlerinde yaparak 25 kadın ustanın ilk işleriyle
bir sosyal sorumluluk projesi içinde yer almalarını
sağladı.
Usta Kulübü
K
alekim Usta Kulübü, seramik kaplama, boya,
sıva, su ve ısı yalıtım ustalarının yaptığı işlerin
önemini ortaya çıkarmak, eğitim ve seminerler
ile üye ustalarımızın mesleki bilgi ve becerilerini
geliştirerek sektörün kalifiye eleman ihtiyacına
katkıda bulunmak amacıyla 2001 yılında kuruldu.
Kalekim Usta Kulübü‘nün bugün 55 bine yakın
üyesi bulunuyor. Kalekim Usta Kulübü, faaliyetleri,
ustalara vermiş olduğu destek ve alanında
Türkiye’nin ilk, en büyük ve en kapsamlı Usta
Kulübü olmakla birlikte çığ gibi büyüyen bir
mesleki kulübü de simgeliyor. Kalekim dün ve
bugün olduğu gibi sektöründe “Daima En İyi” olma
bilinciyle hareket ederken, yarattığı değerlere titizlik
ve hassasiyetle sahip çıkmaya devam ediyor.
Usta Kulübü Faaliyetleri
• Sosyal güvenceden yoksun olarak çalışan
ustalar her yıl ücretsiz olarak yenilenen Ferdi
Kaza Sigortası ile güvence altına alınıyor.
Ferdi Kaza Sigortası ile ustalarımıza bugüne
kadar yaklaşık 300.000 TL tutarında ödeme ile
destek olundu.
• Geliştirme ve Uyum Kursu’ndan mezun
10
olan MEB onaylı sertifikalı ustalar “Tanıdık
Usta Sistemi” ile profesyoneller ve son
kullanıcılarla buluşturuluyor. Sertifikalı usta ile
çalışmak isteyen profesyonel ve son
kullanıcılar, kulübün web sitesi aracılığı ile
Merkezi, sertifikalı ustalardan gelen her türlü
görüş, öneri ve bilgiyi anında değerlendirerek
çözüme ulaştıran veya en kısa sürede
çözülebilmesi için ilgili birimlere aktaran, işinin
uzmanı profesyonel bir ekipten oluşuyor.
Ustalar için mesleki bir başvuru ve referans
merkezi olmanın yanı sıra yönelttikleri sosyal,
kültürel ve hukuki sorularla ilgili de ustalarımıza
sürekli destek veriliyor.
• Ustaların, Kalekim ve inşaat sektörüyle
ilgili bilgilere ulaşabilecekleri, mesleki birikim ve
bilgisinin gelişmesine yardımcı olan Kalekim
Ustam Gazetesi 2004 yılından beri ustalarımıza
özel olarak hazırlanıyor. 3 ayda bir yayınlanan
Ustam Gazetesi üye ustalarımızın adreslerine
ücretsiz olarak ulaştırılıyor.
• Kalekim ve Kale markalı ürünlerimizi kullanan
ustalarımız yaptıkları işlerde kullandıkları
ürünlerden birçok hediye kazanabiliyor. Ustalar
biriktirip, gönderdikleri puanlar karşılığında
binlerce çeşit hediyenin yer aldığı
www.ustakulubu.com ve www.kalepuan.com
Online Hediye Sistemi’nden tercih
yapabiliyorlar. Hediye talepleri; basılı form, web
sayfası, portallar ve çağrı merkezi ile
iletilebiliyor.
• Kalekim Usta Kulübü üye ustaları, usta kulübü
portalımız www.ustakulubu.com’dan tüm
üyelik, puan ve hediye bilgilerine doğrudan
ulaşıp, diğer ustalarla iletişime geçerek tüm
yenilikleri anında takip edebiliyor.
KSV’nin kuruluşu
D
r. (h.c) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim,
Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV), Kale
Grubu Kurucusu İbrahim Bodur tarafından, Kale
Grubu şirketlerinin topluma yaptığı katkıları devamlı
ve düzenli hale getirmek amacıyla 27 Temmuz
1991 tarihinde kuruldu. Kuruluşundan bu yana
eğitim, istihdam ve girişimcilik alanlarında faaliyet
gösteren KSV, sosyal sorumluluk bilincini, gerçek
ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilmek için çalışmalarını
sürdürüyor.
Mesleki eğitime yönelik
çalışmalarımızı sürdüreceğiz
Söy
KSS
leşil
e
ri
Pakpen Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza,
KSS Türkiye’ye şirketin sosyal sorumluluk
çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi.
KSS uygulamalarınıza ilişkin bilgi verir misiniz?
Özellikle üzerinde durduğunuz alanlar/konular
nelerdir?
Kuruluşunuz kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
alanında nasıl bir yol izliyor? KSS, faaliyetlerinize/iş
yapış şeklinize etki eder bir konumda mıdır?
Ülkemizin içinde bulunduğu durumu göz önünde
bulundurduğumuzda ciddi bir kalifiye ara eleman
ihtiyacı bulunmaktadır. Biz bu açığa hizmet
etmek ve katma değer yaratmak üzerine eğitimi
önemseyen bir kuruluşuz. Mesleki eğitim bu alanda
önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Dolayısıyla
Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi’ni mesleki eğitim almak isteyen öğrencilerin
ilk tercihi haline gelmesini hedefliyoruz.
Son yıllarda Türk sanayisinin gelişmesine önemli
katkılarda bulunan Konya Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki üretici firmaların donanımlı ve
nitelikli çalışan ihtiyacı Pakpen olarak toplumsal
fayda yaratan sosyal sorumluluk çalışmalarına
yönelmemizi sağladı.
Bölgenin eğitim ve sosyo-ekonomik açıdan
geldiği son duruma baktığımızda da yarınlarımız
olarak gördüğümüz çocuklarımız için okul ve
staj imkanlarını bir arada sunabilen bir meslek
lisesinin eksikliğini hissettik. Sektörün de en büyük
sorunlarından biri kalifiye eleman yetersizliği. Bu
hedefler doğrultusunda Konya Organize Sanayi
Bölgesi’nde Milli Eğitim Müdürlüğü ve sanayicilerin
ortak girişimi ile Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve
Endüstri Meslek Lisesi’ni açtık.
Bu okulu kurma amaçlarımızdan en önemlisi ise
mesleki eğitim görecek öğrenci sayısını artırarak
gençlerimizi sektöre kazandırmak ve daha sonra
sağlanacak burs imkanlarıyla birlikte Konya
Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yatılı eğitimöğretim imkanını bir arada sunmak.
Bu yüzden 35 bin metrekarelik alana kurulu, 24
dersliği bulunan Mehmet Tuza Pakpen Teknik
ve Endüstri Meslek Lisesi’nin Pakpen başta
olmak üzere Konya bölgesinin önemli sanayi
kuruluşlarının ve STK’ların da desteğiyle sektörün
en önemli sorunlarından biri olan nitelikli teknik ve
ara çalışan ihtiyacına büyük bir katkı sağlayacağını
düşünüyorum.
2014 için planlanmış KSS projeleriniz/
uygulamalarınız var mıdır?
2014 yılında da eğitimle ilgili çalışmalarımıza
devam ederek büyüyen sektörümüze nitelikli
eleman yetiştireceğiz.
Eklemek istedikleriniz
Okul açmak, eğitime destek olmak en büyük
hayallerimizden birisiydi. Bu hayalimizi
gerçekleştirdik. Şimdi sürekliliğini sağlamak önemli.
Sanayi kurumları ve STK’ların oluşturacağı sinerji
sayesinde özellikle maddi durumu iyi olmayan ve
çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde eğitim
almak isteyen gençlerimizin bulunması konusunda
hepimize önemli görevler düşüyor. Özellikle şunu
da belirtmek isterim ki; Mehmet Tuza Pakpen
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde okuyacak
yavrularımız yeterli düzeyde mesleki eğitim
alma imkanı bulmanın yanı sıra 4 sene boyunca
yapacakları stajlarla öğrendiklerini uygulama
imkanı da bulacaklar. Onun için bölgemiz için
büyük önem taşıyan bu eğitim projesine herkesin
elinden gelen tüm desteği vermesi bu yardımların
sistemli bir şekilde uygulamaya konulması
gerekiyor.
11
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
Engelli vatandaşlarımız için daha
kalıcı adımlar atacağız
Koç Holding’in 2012 yılında başlattığı ‘‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’’ projesi, Koç Topluluğu
Şirketleri’nin yeni çalışmalarıyla her geçen gün daha fazla kişiye ulaşıyor. Projenin yakaladığı ivme
ve gerçekleştirilen çalışmaların oluşturduğu heyecanı hız kesmeden sürdürdüklerini vurgulayan Koç
Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, bu yıl tamamlanması planlanan projeyi bir yıl daha
uzattıklarını açıkladı.
M
ustafa V. Koç, “Proje ile önümüzdeki süreçte
bilinç düzeyinin artmasına paralel olarak
fiziksel şartların iyileştirilmesine ve engelli dostu
ürün- hizmet geliştirilmesi noktasında daha kalıcı
adımlar atmayı hedefliyoruz” dedi.
Koç Topluluğu kültürünün çok önemli bir parçası
olan sosyal sorumluluk bilincini, çalışandan bayiye,
şirketlerden servis ağına, geniş Koç Ailesi’nin
tüm bireylerine yaymak amacıyla 2006 yılında
başlatılan Ülkem İçin Projesi’nin hayata geçen son
adımı olan “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi,
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve
Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğinde
başarılı çalışmalara imza atıyor. Projede gelinen
yolu değerlendiren Koç Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa V. Koç, Ülkem İçin Engel
Tanımıyorum Projesi’nin 2012 – 2013 yılına
yayılmak üzere planlandığını ancak gerçekleştirilen
başarılı çalışmaların yeni gelişmelere ivme
kazandırması sebebiyle bir yıl daha uzatıldığını
açıkladı.
Engelli dostu ürün ve hizmet
geliştirme zamanı
K
oç Topluluğu Şirketleri’nin geçtiğimiz süreçte
başarılı uygulamalar ile projeye destek
verdiğini de açıklayan Mustafa V. Koç, üç
aşamalı gerçekleşen projenin ilk ayağında, Koç
Topluluğu çalışanlarının yüzde 74’üne Engelliliğe
Doğru Yaklaşım eğitimleri verildiğini belirtti.
Devam eden eğitimlerin yanı sıra projenin ikinci
yaklaşımını ise tüm Koç Topluluğu şirketlerinin
‘Engelli Dostu İşyeri’ haline getirilmesinin yer
12
aldığına dikkat çeken Mustafa V. Koç, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Koç Topluluğu şirketlerinin ve
bayilerinin işyerlerinin fiziki şartlarının engelliler
için erişilebilirliğiin gözden geçirilmesi süreci
devam ediyor. Bu kapsamda önemli gelişmeler
yaşıyoruz. Öte yandan bildiğiniz gibi projenin
uygulamasının son ayağını ise Koç Topluluğu’nun
bayi ve şirketlerinin desteğiyle “Engelli dostu ürün
ve hizmet” geliştirme çalışmaları oluşturuyor.
Bu bağlamda Koç Topluluğu şirketleri “Ülkem
İçin Engel Tanımıyorum” projesi kapsamında
çalışmalarına devam ediyor.”
Ülkem İçin Engel Tanımıyorum projesi
çerçevesinde Koç Holding Engelliğe Doğru
Yaklaşım eğitimlerini Ülkem İçin Elçisi bayileri
aracılığı ile tüm Türkiye’ye yayıyor. Öte yandan
Koç Holding, Tohum Otizm Vakfı ile işbirliği
içinde Beylikdüzü’ndeki İş Okulu’nda görev yapan
eğitimcilerin eğitimi ve Beylikdüzü ilçesinde
bulunan 20 adet okulda Kaynaştırma Eğitimi
yapılması için çalışmalara da başladı. Holding
ayrıca Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü ile işbirliği
içinde 250 emniyet mensubuna farkındalık eğitimi
düzenledi.
Koç Topluluğu Şirketleri’nin ise hayata geçirdği
başarılı çalışmalardan bazı örnekler ise şöyle:
• Ford Otosan, “1 Ford Dene, Engelliler İçin
1 Okul Yenile” kampanyası kapsamında
Konya, Edirne, Şanlıurfa, Gaziantep, Sivas,
Ordu, Çanakkale, Kocaeli ve Muğla’dan
oluşan 9 ildeki okullarda fiziki şartları iyileştiren
Ford Otosan bu illerde farkındalık eğitimleri de
düzenledi.
Mustafa V. Koç
• Satılan her aracın içine “Engelliliğe Doğru
Yaklaşım” broşürü yerleştiren Ford Otosan,
fabrika çalışanlarına ise işaret dili eğitimi
veriyor.
• Yapı Kredi, proje kapsamında Koç Holding
ile birlikte “Ülkem İçin Fonu”nu hazırladı. Fon
çerçevesinde elde edilen gelir ile YKB’nin
“Ülkem İçin“ projesi özelinde sosyal sorumluluk
çalışmaları gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Bu yıl, fondan elde edilecek gelir, ilköğretim
okullarının fiziksel şartlarının iyileştirmesi
amacıyla kullanılacak.
• Engellilere yönelik ürün ve hizmet geliştirme
çalışmalarına devam eden Yapı Kredi, 51 ilde
toplam 470 ATM’yi, görme engellilerin
kullanımına uygun olarak faaliyete geçirdi.
Müdürlüğü’nden onaylanan “Engelliliğe Karşı
Önlemler Kılavuzu”, İstanbul’daki Aile Hekimliği
Merkezleri’ne dağıtılmak üzere 180 bin adet
basıldı. Yaklaşık 900 Aile Hekimliği Merkezi’ne
dağıtıldı.
• Arçelik engelli dostu pişirici cihazlar, çamaşır
makinesi, buzdolabı, tv, kurutma makinesi,
bulaşık makinesi geliştirmek için çalışmalarını
hızlandırdı. Ayrıca Arçelik’in 11 engelli çalışanı
ise evden istihdam ediliyor.
• Engelli bireylerin tüp siparişlerini kolaylaştırmak
adına sipariş sistemini sesli hale getiren
Aygaz, bayilerden de büyük destek alıyor.
Proje çerçevesinde Aygaz bayileri tarafından
küçük tüplerin engelli bireyler için evlere servisi
sağlanıyor.
• Yapı Kredi Yayınları’ndan basılan her kitap,
• Tüm otel, restoran, pastane, oda, masa ve
okuyucularla eşzamanlı olarak GETEM işbirliği
ile görme engellilerin de erişimine açılıyor.
Bugüne kadar 61 kitaba ulaşılırken bu sayı her
geçen gün artıyor.
ortak alanlara “Engelliliğe Doğru Yaklaşım”
broşürü yerleştiren Divan, asansörlerinde LCD
ekranlara da bu broşüre yansıyan bilgiledirme
metinlerini yansıtıyor.
• Amerikan Hastanesi’nin Koç Holding işbirliği ile
• Koç Üniversitesi, üniversite kampüsünü engelli
hazırladığı, İstanbul İl Halk Sağlığı
dostu hale getirdi.
• Engelli öğrencilerin ve ziyaretçilerin kampüs
olanaklarından faydalanmalarını hedefleyen
Koç Üniversitesi, Braille alfabeli bilgisayar ve
kitapları da görme engelli öğrencilerinin
kullanımına sundu.
• Koçtaş, proje ortağı AYDER’in Kaş Çukurbağ
Köyünde kuracağı Kaş Köy Akademisi’ne
malzeme desteği sağladı.
• Engelli bireylere yönelik eğitim ve hobi merkezi
olarak hizmet verecek Kaş Köy Akademisi’nin
engelli misafirleri ve engelli bireyler için
hazırlanan yatakhanenin sponsorluğunu
üstlenen Koçtaş, ihtiyaç duyulan mobilya ve
malzemelerin teminini sağlıyor.
• “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi
çerçevesinde Opet istasyonlarına, müşterilere
dağıtılmak üzere “Engelliliğe Doğru Yaklaşım”
broşürleri yerleştirildi. Ayrıca tüm
istasyonlardaki kiosklarda Ülkem İçin Engel
Tanımıyorum projesinin görsellerine yer verildi.
• Otokar, satılan her otobüsün içinde “Engelliliğe
Doğru Yaklaşım” bilgilendirme kitapçığı
dağıtıyor. Ayrıca Doruk serisi araçlarda Braille
alfabesi kullanılması devreye alınırken
yedi kişilik tekerlekli sandalyeli yolcu taşıma
kapasitesine sahip servis otobüsü Sultan Maxi
Engelli, Otokar’ın Türkiye pazarına sunduğu
ürünler arasına eklendi. BEDER (Bedensel
Engelliler Derneği) için İETT tarafından
hazırlanan otobüs ise Otokar tarafından Engelli
erişimine uygun hale getirildi.
• Sakarya’da 1000 engelli çocuk ve gencin
14
katıldığı Engelsiz Spor Şenliği’ne ana
sponsor olan Otokar ile Sakarya Çalışma ve
İş Kurumu İl Müdürlüğü arasında Uzmanlaşmış
Meslek Edindirme Merkezi Projesi (UMEM
Beceri 10) kapsamında Nisan ayında bir
işbirliği protokolünü imzalandı. Bu kapsamda
engelli istihdamına yönelik olarak 16
engellinin Otokar’ın görevlendireceği mühendis
ve teknik çalışanlar eşliğinde üç ay süreyle
‘temel imalat ve montaj teknikleri’ eğitimi
almasına ve katılımcılardan bir bölümünün
Otokar’da istihdam edilmesine karar verildi.
• RAM Dış Ticaret, Rumelihisarı’ndaki bir
ilköğretim okulunun Özel Zihinsel Engelliler
Sınıfı’na Dönüştürülmesi Projesi için maddi
destekte bulundu.
• RMK Marine, Beşiktaş Tekerlekli Sandalye
Takımı’nın sponsorluğunu üstlendi.
• www.setur.com.tr web sitesinde “Herkes İçin
Engelsiz Tatil” sayfası oluşturan Setur,
yurtiçinde engellilerin konaklamasına uygun
otellerin bilgileri paylaşıyor. www.bookinturkey.
com sitesinde “gelişmiş arama” seçeneği altına
“engelli dostu” otel kategorisi eklenirken bu
sayede, bölgeye göre engelli dostu otel seçimi
yapılabiliyor.
• Setur rehberliğinde hazırlanan yurt dışı
destinasyon tanıtım videoları işitme engellilere
özel alt yazılı hale getirilirken bir yandan da
Youtube/Setur sayfasında yayınlanıyor.
Ayrıca Setur yurt içi otel kataloğunda yer
alan otel sayfalarında otellerin engelli bireylere
uygunluğunu belirten ikonlara yer veriliyor.
• Bunun yanı sıra Kaş’ta bulunan Setur
Marina’da açılan Yelken Okulu‘nda engelli ve
sosyal dezavantajlı öğrenciler için ücretsiz
olarak yelken eğitimi veriliyor. Setur Marina’ya
ait olan tenis kortları ise bu öğrenciler
tarafından ücretsiz olarak kullanılabiliyor.
• Tanı tarafından Sultangazi’de yer alan bir
ilköğretim okulunun özel sınıfında fiziki
şartlarında iyileştirilme sağlandı. Okulda bu yıl
9 engelli öğrenci eğitime başladı.
• Tofaş, fabrikada düzenlenen toplantı ve diğer
etkinliklerde işitme engelliler için bir tercüman
bulunduran Tofaş’ta engelli çalışanlardan bir
sendika temsilcisi de seçildi. Seyahatlerinde
İdobüs kullanan her çalışan için Ülkem İçin
projesine 10 TL bağış kampanyası başlatılan
Tofaş’ta ayrıca işitme engelli çalışanlara
İnteraktif Tiyatro ile İş Güvenliği Eğitimi verildi.
Tofaş’ın işitme engelli çalışanların liderleri,
İşaret Dili Eğitimi almaya başladı. Tofaş
Akademi ise projeye dikkat çekmek için “Ya
Böyle Olsaydı” adlı videoyu 4500 bayi çalışanı
ile paylaştı. Tofaş’ın yurt çapındaki 138
bayi çalışanı “Engeliliğe Doğru Yaklaşım”
eğitimi aldı. Fabrikaya gelebilecek engelli
ziyaretçiler de unutulmadı ve onlar için
tekerlekli sandalye temin edildi.
• Tüpraş, Türkiye Görme Engelliler Spor
Federasyonunun düzenlediği Türkiye Satranç
Şampiyonası’nda iki öğrenciye sponsor oldu.
Öğrenciler bu şampiyonada Türkiye Şampiyonu
oldular. Tüpraş ayrıca sekiz derslik ile 40
otizmli çocuğa eğitim veren İzmit Kaymakamlığı
Özel Eğitim Uygulama Merkezi’ne, öğrencilerin fiziksel gelişimine katkı ve hiperaktivite kontrolü
gözlemleri amacıyla kamera sistemi kurulumu
ve bedensel gelişim aletlerinin teminini sağladı.
Tüpraş son olarak Kocaeli Valiliği ve Kocaeli
Kent Konseyi ile işbirliği içinde Kocaeli’ndeki
300 kamu personeline işaret dili eğitimi verdi.
Neler başardık?
• Ülkem İçin Projesi’nin 2006 - 2007 yılları
uygulaması olarak yerel kalkınmaya destek
olan 387 yerel proje hayata geçirilmiştir.
• 2008 - 2009 yılları uygulaması olarak ise
ülke geneline yaygın olarak yeşeren 7 Ülkem
İçin Ormanı’nda 1.084.000 fidan dikilmiş ve
18.000 çocuğa çevre eğitimi verilmiştir.
• 2010 - 2011 yılları uygulaması olarak gönüllü
ve düzenli kan bağışçısı kazanım kampanyası
ile 103.000 kişi bilinçlendirilmiş ve 83.579 ünite
kan bağışlanmıştır.
Turgay Durak - Mustafa V. Koç - Oya Ünlü Kızıl
15
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
Nilgün Keleş
Sosyal sorumlu davranmamayı
anormal görüyoruz
Sertrans Logistics Genel Müdürü Nilgün Keleş
ile şirketin sosyal sorumluluk algısı ve projelerini
konuştuk.
Kuruluşunuz ve kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
ilişkisi üzerine neler söylersiniz?
Kurumsal sosyal sorumluluk, firmamızı 1989’da 30
m2’lik bir ofiste sıfırdan başlayarak kurduğumuz
ilk yıldan itibaren, Sertrans Logistics’in var oluş
nedeni ile ve iş yapış kültürüyle iç içe geçmiş bir
kavram. Operasyonel süreçlerimizi sürdürülebilirlik
yaklaşımına göre yapılandırırken, bir yandan da
başta ülkemizin geleceği olan çocuklarımız olmak
üzere, gençlerimize ve bilhassa kız öğrencilerimize
destek olmak üzere projeler gerçekleştiriyoruz.
Açıkçası ilk günden bu yana büyüklüğümüz,
gelirimiz ne olursa olsun, bu alanlarda üstümüze
düşen sorumlulukları yerine getirme konusunda
bir an bile tereddüt etmedik. Bunun olmamasını
anormal görüyoruz.
Projelerinizi kurgularken baz aldığınız alanlar/
konular nelerdir?
KSS proje ve uygulamalarımızı kurgularken
öncelikle eğitim, sağlık, çevre ve spor konularına
16
öncelik veriyoruz. Eğitim alanında ÇYDD ile
beraber Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yaklaşık
500 kız öğrenicinin ilkokuldan üniversiteye uzanan
eğitimlerine verdiğimiz katkı bizim için ayrı bir
anlam taşıyor. Yine aynı alanda, TOÇEV ve NTV
radyonun önderliğinde, 2006-2007 ve 2007-2008
eğitim-öğretim yılında, okullar açılırken öğrencilerin
sevinçlerine ve umutlarına destek olmaya çalıştık.
Yatılı ilköğretim bölge okullarında, zor koşullarda
eğitimini sürdüren çocuklarımıza ‘eğitim setleri’ni
ulaştırdık. Diğer yandan, kimsesiz çocukların
bakımı için Koruncuk Vakfı ile yürüttüğümüz
Bolluca Çocuk Köyü destek projesi ise hala devam
ediyor. Uzun yıllar LÖSEV’le yürüttüğümüz lösemili
çocuklara destek projemiz ve böbrek yetmezliği
olan hastalara destek vermek üzere Türk Böbrek
Vakfı ile yürüttüğümüz çalışmalarımız sağlık
alanındaki projelerimizden bazıları. Spor alanındaki
çalışmalarımıza ise ilk olarak 2006 yılında başladık.
Artvin Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Artvin
Kafkasor yaylasında, 30 gönüllü ve 80 engelli genç
ile bir araya geldik. Engelli gençler için, çeşitli spor
aktivitelerinin yanında, müzik terapisi, dans, ilk
yardım, İngilizce, el sanatları eğitimlerinin yer aldığı
bir kamp projesine destek olduk. Kamp programı
içinde, çevre gezilerine ve grup oyunlarına da yer
verildi. Yine sporla ilgili olarak geçtiğimiz yıllarda,
22 ülkeden 176 bisikletçinin katılımıyla 47.’si
düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’na
lojistik hizmet sağlayıcısı olarak sponsor olduk.
Bu projelerin yanı sıra ‘sürdürülebilirlik’ konusunu
hep çok önemsedik. Sertrans Logistics olarak
tüm faaliyetlerimizi “Yeşil Lojistik” uygulamaları
çerçevesinde gerçekleştiriyoruz.
Güncel proje/projeleriniz nelerdir? Hedef ve
sonuçlarına ilişkin bilgi verir misiniz?
Koruncuk Vakfı ile yürüttüğümüz Bolluca Çocuk
Köyü destek projemiz hala devam ediyor. Bolluca
Çocuk Köyü, Korunmaya Muhtaç Çocukları
(Koruncuklar) topluma kazandırmak amacıyla
hayata geçirilmiş büyük bir sosyal sorumluluk
projesi. İstanbul Gaziosmanpaşa İlçesi, Bolluca
Köyü sınırları içinde yer alan bu ilk Türk çocuk
köyünün sakinleri ‘Koruncuklara’ ihtiyaç duydukları
tüm konularda destek vermeye çalışıyoruz.
gereği kabul görmüş, çevreye en az zararı veren
motorlara sahip. Öte yandan, tüm araçlarımızın,
üretici firmalarının yetkili temsilcileri tarafından
düzenli olarak ses ve egzoz emisyon testlerine tabi
tutularak kontrolleri yapılıyor. Ayrıca araçlarımızda,
nitrojen oksit gibi zararlı egzoz gazlarını su
buharı ve zararsız nitrojene dönüştüren sentetik
üre solüsyon kullanılıyor. Araçların iç ve dış
temizliğinde kullanılan malzemelerin dahi çevre
dostu olmasına büyük özen gösteriyoruz. Yine
araçlarımızın dış temizliğinde kullanılan suları
ise, hiçbir şekilde toprağa karıştırmadan ayrı bir
depoda muhafaza ediyor ve bunları Belediye ve
İSKİ yetkililerince belirlenmiş atık su tanklarına
boşaltıyoruz. LAS-DER’le olan işbirliğimiz
çerçevesinde de, araçlarımızda kullanılmış ve ömrü
tamamlanmış lastikleri geri dönüşüme vererek,
doğaya karışmadan yeniden geri kazanılmasını
sağlıyoruz. Bu kapsamda 2011 - 2013 yılları
arasında LAS-DER’e geri kazanım için verilmiş
toplam lastiğimiz 12.280 kg oldu.
Sertrans olarak, tüm faaliyetlerimizde doğal
Sektörde bir ilk olan “yeşil bina” uygulamamızdan
kaynaklarımızı koruyarak, lojistik faaliyetlerimizin
da bahsetmek isterim. Ekosisteme duyarlı yapılar
çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza
olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş ‘yeşil bina’lar
indirgemeye çalışarak yarınlara bugünden
enerji tüketiminde
daha temiz ve
yüzde 24-50,
yaşanılabilir bir
CO2 salınımında
dünya bırakmayı
Eşitlik Bildirgesi’ni kurumumuz
yüzde 33-39, su
hedefliyoruz.
adına
imzalayarak
cinsiyet
tüketiminde yüzde 40
Sertrans Logistics
ve atıklarda yüzde
temelli ayrımcılığın ortadan
olarak tüm
70’e varan bir düşüş
faaliyetlerimizi
kaldırılmasına yönelik
sağlıyor. Biz Sertrans
“Yeşil Lojistik”
Logistics olarak,
belirlenen ilkelere uyacağımız,
uygulamaları
Hadımköy’deki 42.500
çerçevesinde
bu ilkelerin yaygınlaştırılması
m2 arazi üzerine
gerçekleştiriyoruz.
kurulu yeni lojistik
konusunda
öncü
olacağımız
Karbon ayak izimizi
merkezimizi ‘yeşil
ölçüyor ve küresel
konusunda söz verdik.
bina’ olarak inşa ettik.
ısınmaya sebep
Merkezimiz, inşaat
olan en temel sera
planlarından başlayarak enerji modellemesinden,
gazı karbondioksitin çevreye salınımının azaltması
günışığı simülasyonuna varıncaya dek tamamen
için projeler üretip uyguluyoruz. Bunların başında,
ekosisteme uyumlu hale getirilerek tamamlandı.
karayolu kullanımı yerine çoklu taşıma modellerine,
Dünyada LEED sertifikasyonu olarak bilinen “yeşil
yani multimodal taşımacılığa ağırlık vermek
bina” sertifikamız için de, merkezi Amerika’da
geliyor. Örneğin 2012 yılında, bir önceki yıla oranla
bulunan US Green Building Council’a gerekli
karayolu kullanımını yüzde 38 oranında azaltarak
müracaatlarımızı yapmış bulunuyoruz. Binamızın
ve Ro-Ro kullanımına ağırlık vererek, hem yakıt
LEED sertifikasını almasıyla, lojistik sektöründe
tasarrufu sağladık hem de karbondioksit salınımını
bir ilk olacak. Bulunduğumuz topluma, insana,
azaltmış olduk. Böylece sadece 2012 yılında
bizden sonraki nesillere ve yaşadığımız dünyaya
yaklaşık 10.000 ağaçlık bir ormanın yok olmasını
karşı sorumluluklarımızı yerine getirme konusunda
önlemiş olduk.
liderlik etmenin mutluluğunu ve huzurunu
yaşayacağız.
Diğer yandan, zorunlu karayolu faaliyetlerimiz
için öz mal araç filomuzun tamamının, AB’nin
Co2 emisyon standartlarına uygun olarak Euro/5
ve Euro/6 normlarında olmasına büyük önem
veriyoruz. Filomuz, uluslararası standartlar
Yeni dönemde KSS anlamında nasıl ilerleyeceksiniz?
Kız çocuklarının eğitimi alanındaki çalışmalarımız
devam edecek. Diğer yandan çalışmayan
17
Sahip olduğumuz yüksek kadın çalışan oranıyla,
hem iş dünyasında hem de lojistik sektöründe öncü
bir rol üstleniyoruz. Kadın çalışanlarımıza pozitif
ayrımcılık yapıyor, “kadın dostu” insan kaynakları
uygulamalarıyla da kadın çalışanlarımızın
hayatlarını kolaylaştırıyoruz.
Sertrans olarak “insan” değerini referans alarak tüm
çalışanlarına “işte fırsat eşitliği sağlama” prensibiyle
hareket ediyoruz. Kadın çalışanları teşvik etmek
amacıyla Dünya Ekonomik Forumu (DEF)
işbirliğiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
tarafından yürütülen bir platform olan “İşte Eşitlik
Platformu”na katılarak, Türkiye’de iş dünyasındaki
ve ekonomik alandaki cinsiyet uçurumunu en aza
indirmek üzere harekete geçtik. Platformda yer alan
şirketler, ülkedeki ekonomik cinsiyet uçurumunu 3
yılda yüzde 10’a kadar azaltmayı amaçlıyor. İşte
Eşitlik Bildirgesi’ni kurumumuz adına imzalayarak
cinsiyet temelli ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına
yönelik belirlenen ilkelere uyacağımız ve ülkemiz
genelinde bu ilkelerin yaygınlaştırılması konusunda
öncü olacağımız konusunda söz verdik.
Hangi sektörde olursak olalım unutmamalıyız ki
en önce Türkiye’nin ekonomik refahı, hedeflerine
çok daha hızlı ve emin bir şekilde ilerleyebilmesi,
hemen akabinde hepimizin özlemini çektiği barış
ve huzur ortamının kalıcı olarak oluşması ve de
demokrasimizin olgunlaşması için kadınların iş
hayatında ve üst düzey pozisyonlarda yer alması
gerekiyor. Ataerkil düşüncelerimizi değiştirmek
üzere çaba göstermeye başlayarak ilk adımı
atabiliriz.
Bu kapsamda kadın, erkek çalışanlarımız arasında
cinsiyet farkı gözetmeksizin sağlık, güvenlik
ve refahlarını sağlıyoruz. Kadınların iş gücüne
katılımını özel olarak destekliyoruz, eşit işe eşit
ücret politikası ile hareket ederek takipçisi oluyoruz,
eğitim politikaları oluşturuyor, kadınların katılımına
özel olarak dikkat ediyoruz, aile-iş-yaşam dengesini
koruyan çalışma ortam ve uygulamalarını
oluşturuyoruz.
kadınların iş hayatında yer almasına yönelik
projeler üzerinde çalışıyoruz.
Eklemek istedikleriniz?
Lojistik sektöründe tepe yönetici konumunda bir
kadının yer aldığı birkaç şirketten biriyiz, Sertrans
Lojistics olarak kuruluşumuzdan bu yana kadın
çalışanlarımızı hep destekledik ve desteklemeye
devam edeceğiz. Bu anlamda bir rol model
olmaktan dolayı çok mutluyum.
18
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Finansal okuryazarlığın önemine
dikkat çekiyoruz
TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Genel Müdür
Yardımcısı Gökhan Mendi, Türk Ekonomi
Bankası (TEB) olarak, bireysel bankacılık
alanında benimsediğimiz ‘‘Sorumlu Bankacılık’’
anlayışının ilk adımını 5 Ekim 2012 tarihinde
atarak, TEB Aile Akademisi’ni hayata geçirdik.
Toplumumuzun finansal okuryazarlık düzeyini
yükseltmek ve tasarruf bilincini geliştirmek
amacıyla, bankamız çalışanlarından 500 kişilik
bir ekiple uzun soluklu bir yolculuğa çıktık’’ dedi.
T
EB’in “Ekonomi Ailede Başlar” düşüncesinden
yola çıkarak hayata geçirdiği TEB Aile
Akademisi ile uzun vadede halkın bankacılık
işlemlerine ilişkin bilgilerini arttırmayı ve
tasarruf bilincini
yaygınlaştırmayı
amaçladıklarını
söyleyen Gökhan
Mendi proje üzerine
şu bilgileri verdi:
TEB Aile Akademisi eğitimleriyle bireylerin
ekonomik durumlarını düzeltmelerine ve birikime
başlamalarına yardımcı olarak, ülke ekonomisine
katkılarını artırıyoruz. Her ayın üçüncü perşembesi
tüm illerimizdeki TEB şubelerinde saat 18:00’den
sonra, TEB müşterisi olsun ya da olmasın herkese
ücretsiz eğitim veriyoruz.
TEB Aile Akademisi ile bir yılda 70 bin kişiye bire
bir finansal okuryazarlık eğitimi verdik. 2013 yılı
sonuna kadar ise 100 bin kişiye eğitim vermeyi
hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, TEB
Aile Akademisi eğitimlerimizi gerçekleştirebilmek
için şubelerimizi sınıfa, çalışanlarımızı eğitmene
çevirdik. Şubelerimizdeki eğitimlerin yanı sıra
talep eden kurum, kuruluş, dernek ve odalara
giderek çalışanlarına
ve mensuplarına
da eğitim veriyoruz.
Eğitimlerimizde
aileler, kadınlar,
üniversite öğrencileri
ve çocuklara özel
hazırlanan içerikleri
kullanıyoruz. TEB
Aile Akademisi
eğitimine katılanlara
TEB Aile Akademisi
Eğitimi Sertifikası ve
bütçe planlamada
kullanabilecekleri
TEB Aile Akademisi Kılavuzları veriliyor. Şube içi
eğitimlerin yanı sıra online eğitimimiz de mevcut.
Eğitimlerimize tamamlayıcı olarak şubelerimizde
bireylere bütçe planlama konusunda da destek
oluyoruz.’’
Eğitimlerin finansal
anlamda eskisine oranla
daha doğru kararlar
alınmasına katkı sağladığını
gördükçe, finansal
okuryazarlığın önemini
bir kez daha anlıyoruz.
“Ev ekonomisini
odağına alan TEB
Aile Akademisi
seminerlerinde kredi
kartlarının doğru
kullanımı, yatırım
araçları, internet
bankacılığı, doğru
borçlanma, tasarruf, bütçe yönetimi gibi herkesin
bilgi sahibi olması gereken temel bankacılık
konuları hakkında eğitim veriyoruz. Eğitimler
sonucunda katılımcıların bankacılık kanallarının
doğru kullanımı ve birikimlerini değerlendirecekleri
finansal araçlar konusunda daha bilinçli olduklarını
görüyoruz. Eğitimlerin finansal anlamda eskisine
oranla daha doğru kararlar alınmasına katkı
sağladığını gördükçe, finansal okuryazarlığın
önemini bir kez daha anlıyoruz.
15 Mayıs Dünya Aile Günü’nde ilk TEB Aile
Akademisi Evi’ni Ankara’da hizmete açtıklarını
söyleyen Mendi, 100 kişiye kadar kapasiteli
TEB Aile Akademisi Evi’nde her gün eğitim
19
Erişim Zirvesi’ni düzenledik. Kamu, özel sektör,
sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve dünya
çapında konuk konuşmacıların bir araya geldiği bu
zirvede kadınların, çocukların ve gençlerin finansal
okuryazarlığını masaya yatırdık.
düzenlendiğini, İçerisinde iPad’ler, çocuk oyun
alanı, derslik ve kütüphane bulunan TEB Aile
Akademisi Evi’nden eğitim saatleri dışında da
yararlanmanın mümkün olduğunu ifade etti.
TEB Çocuk ekonomiyi eğlenceli
oyunlarla öğretiyor
F
inansal okuryazar bir nesil yaratmak için
işe çocuklardan başlamanın büyük önemi
olduğunu düşündüklerini belirten Gökhan Mendi,
‘‘TEB olarak, www.tebcocuk.com internet adresi
üzerinden TEB Çocuk uygulamasını hayata
geçirdik. 6-12 yaş arasındaki çocuklara hitap
eden TEB Çocuk, eğlenceli eğitim modülleri ve
oyunlarıyla çocuklara ekonomi ile ilgili en temel
terimleri öğretiyor. TEB Çocuk ile, ayrıca çocuklara
bütçe oluşturmanın ve tasarrufun yollarını
gösteriyoruz’’ dedi.
TEB Aile Akademisi kapsamında şubelerimizdeki
bireysel portföy yöneticilerimizi Boğaziçi
Üniversitesi sertifikalı 6 aylık bir eğitim programına
dahil ederek Aile Danışmanı olarak yetiştiriyoruz.
Program sayesinde portföylerimiz, müşterilerimizin
ihtiyaçlarını doğru tespit edebilme ve doğru
ürünü doğru müşteriye sunabilme konusunda ileri
seviyede danışmanlık yetkinliği kazanıyor.’’
Türkiye’nin ilk Finansal
Okuryazarlık ve Erişim Endeksi
540 TEB çalışanı Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı’ndan
sertifikalı
T
EB Aile Akademisi kapsamında, iş birliği
yapılan ortaklar arasında devlet ve kamu
kuruluşları, yasa düzenleyiciler, sivil toplum
kuruluşları, akademisyenler, finansal kurumlar
ve ticari firmaların yer aldığını ve TEB’in, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Ocak 2013’te
imzaladığı protokol çerçevesinde, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı’nın Aile Eğitim Programı’nın
ilk ve tek finansal iş ortağı olmaktan gurur
duyduklarını söyleyen Gökhan Mendi, TEB Aile
Akademisi’nde finansal eğitim veren gönüllü 540
TEB çalışanının, aynı zamanda Bakanlığa ait Aile
Eğitim Programı iktisat alanında Eğitici Sertifikası
sahibi olduğunu belirtti.
Mendi, TEB Aile Akademisi çalışmalarını Finansal
Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) ile
iş birliği içerisinde yürüttükleri aynı zamanda
Derneğin ilk kurumsal üyesi oldukları bilgisini verdi.
Gökhan Mendi şöyle devam etti: ‘‘Türkiye’de
finansal okuryazarlık konusunda ortak bilinç
ve gündem yaratma hedefimiz doğrultusunda
FODER iş birliğiyle 1. Finansal Okuryazarlık ve
20
B
oğaziçi Üniversitesi ile birlikte Türkiye’nin
Finansal Okuryazarlık ve Erişim Endeksi’ni
hazırlayan TEB, 22 Mayıs’ta Çırağan’da
düzenlenen Finansal Okuryazarlık ve Erişim
zirvesinde açıklanan “Finansal Okuryazarlık
Endeksi”ni takiben, 5 Kasım 2013’te Boğaziçi
Üniversite’sinde gerçekleşen basın toplantısı
ile Türkiye’nin ilk “Finansal Erişim Endeksi”ni
kamuoyuyla paylaştı. Yılda 2 defa tekrarlanan bu
çalışma ile, Türkiye’nin finansal okuryazarlığının
ne şekilde geliştiğini tespit etmeyi, bankalaştırılmış
nüfusun nasıl büyüdüğünü takip edip sektöre ve
kamuoyuna duyurmayı amaçladıklarını söyleyen
Gökhan Mendi, ‘‘Tüm bu çalışmalarımızla
birlikte, TEB Aile Akademisi projemiz, Avrupa
Komisyonu, CSR Europe ve Business in the
Community iş birliğiyle 30’a yakın Avrupa ülkesinde
gerçekleştirilen, Türkiye ayağını ise Türkiye
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin yürüttüğü
Avrupa KSS (Kurumsal Sosyal Sorumluluk)
Ödülleri’nde Etkin Yönetim Kategorisi’nde ödüle
layık görüldü’’ dedi.
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Shell, 2013’te farklı konularda KSS
projeleri uyguladı
Türkiye’deki faaliyetlerinin 90.yılını kutlayan Shell, önemli sosyal sorumluluk çalışmaları
gerçekleştiriyor. Çalışmalarıyla, bugünün ve geleceğin sorunlarına çözüm üretmeyi amaçlayan Shell,
2013 yılında da eğitim, yol güvenliği, kültür ve arkeoloji gibi farklı alanlarda birçok projeyi hayata
geçirdi. Shell & Turcas Kurumsal iletişim Müdürü Yankı Özkan Yıldırır, uygulanan projelere ilişkin
bilgileri paylaştı.
Özel eğitime ihtiyaç duyan
çocuklar için okul
"S
hell & Turcas’ın, özel eğitime ihtiyaç duyan
çocuklara okul imkânı sağlamak amacıyla
T.C. Kocaeli Valiliği’nin kullanımına verdiği
Derince’deki binası, Derince Özel Eğitim Uygulama
Merkezi ve Derince Özel Eğitim İş Uygulama
Merkezi adıyla eğitime açıldı. Merkez, orta ve
ağır derecede zihinsel öğrenme yetersizliği olan
çocuklara eğitim imkânı sağlıyor. İzmit, Derince,
Kandıra, Kartepe ve Körfez de dahil olmak üzere
geniş bir bölgeye hizmet veren 110 öğrenci
kapasiteli merkezde; 11 derslik, 6 bireysel oda, el
sanatları, resim ve müzik atölyeleri, yemekhane,
çocuk parkı ve basketbol sahası bulunuyor. 20132014 eğitim ve öğretim dönemi içerisinde okulda
toplam 70 öğrenciye eğitim sağlanacak.
96 bin kişiye yol emniyeti eğitimi
S
hell, yol emniyeti konusunda çok boyutlu
ve etkin çalışmalar yürüterek, Dünya Sağlık
Örgütü’nün (DSÖ) 2010 yılında başlattığı “Yol
Emniyeti Eylem 10 Yılı” programına destek
veriyor. Shell bu çalışmalarla, son iki yılda toplam
96 bin kişiye yol emniyeti eğitimi verdi. Shell’in
çalışmaları 2013 yılında iş dünyasının en prestijli
organizasyonlarından biri olan Stevie International
Business Awards’un “Avrupa’da Yılın Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Programı” kategorisinde Bronz
Stevie Ödülü’ne layık görüldü.
Kocaeli Güvenli Trafik projesi
S
hell, DSÖ’nün dünya genelinde güvenlik çıtası
en düşük 10 ülkede başlattığı 10 Ülkede
Güvenli Trafik Projesi (RS10) kapsamında 2013
yılında Kocaeli’de hayata geçirilen Güvenli Trafik
Projesi’ne katkı sağlıyor. ‘Emniyet kemeri’ ve ‘hız’
konularına odaklanan proje dâhilinde devrilme
ve çarpma simülatörleri ile güvenli sürüş ve
yol emniyeti konularında eğitim veriliyor. Shell,
ilkokul öğrencilerine gönüllüler tarafından yol
emniyeti verilmesini sağlıyor. Haziran ayı içinde
10 okulda yaklaşık 1000 öğrenciye yol emniyeti
eğitimi verildi ve önümüzdeki öğretim döneminde
de bu çalışmalar sürdürülecek. Sürücü kursu
öğretmenlerine de yol emniyeti eğitimi verilmesi
planlanıyor.
21
Shell’in yol emniyeti çalışmaları arasında ayrıca 11
milyon çocuğa emniyet bilinci aşılamayı hedefleyen
“Trafik Çocuk” internet sitesi ve Türkiye’nin
çeşitli şehirlerinde “Emniyet günü” kapsamında
gerçekleştirdiği eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları
yer alıyor.
Trafikte Sorumluluk Hareketi
platformu
S
hell 2013 yılında imzalanan Kurumsal Trafik
Güvenliği Deklarasyonu ile Trafikte Sorumluluk
Hareketi platformuna da üye oldu ve trafik
güvenliğine gönüllü olarak destek veren ilk şirketler
arasında yerini aldı. Shell Türkiye Ülke Başkanı
Ahmet Erdem, Trafik Güvenliği Platformu Akaryakıt
Sektörü Alt Komitesi Başkanlığı görevini üstlendi.
Çatalhöyük’te öğrencilere tarih
bilinci aşılıyor
S
hell, dünyanın en büyük arkeolojik çalışmaları
arasında yer alan Çatalhöyük kazılarına 16
yıldır katkı sağlıyor. Buna paralel olarak 2003
U
yılından bu yana Çatalhöyük Arkeoloji Yaz Atölyesi
etkinliğiyle, çocuklara kültürel mirasın koruyucuları
olmayı öğretiliyor. Atölye etkinliklerine bugüne
kadar 5000’i aşkın öğrenci ücretsiz olarak katıldı.
Shell Eco-marathon’a 13 Türk
takımı katıldı
R
oyal Dutch Shell’in, gençleri geleceğin enerji
kaynaklarıyla çalışan araçları geliştirmeye
teşvik etmek amacıyla her yıl düzenlediği Shell
Eco-marathon’a Türkiye’den öğrencilerin katılımı
sağlanıyor. Geçen yıl 13 Türk takımının katıldığı
Shell Eco-marathon’un 30’uncusu 2014 yılı
Mayıs ayında Hollanda’nın Rotterdam şehrinde
gerçekleştirilecek. Shell Eco-marathon’a katılacak
Türk takımlar, heyecanla hazırlıklarını sürdürüyor.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanında iş dünyasına
örnek teşkil eden çalışmaları gerçekleştiren Shell,
önümüzdeki dönemde de özellikle yol emniyeti
başta olmak üzere yeni ve kapsamlı projeleri
hayata geçirecek.’’
KSS ları
ama
ygul
Kurumsal sorumluluk
alanında yeni bir pencere açıldı:
sorumlukurum.com
Türkiye’nin hızla gelişen kurumsal sorumluluk
gündemine eleştirel bir bakış sunmak amacıyla
hayata geçen www.sorumlukurum.com,
Türkiye’de kurumsal sorumluluk üzerine çalışan
şirketlerin etkinliklerini ve yayınladıkları kurumsal
sorumluluk raporlarını olumlu ve olumsuz
yönleriyle ele alıyor.
S
itenin yazarı Berkay Orhaner, ‘‘Kurumsal
sorumluluk uygulamaları tüm dünyada olduğu
gibi Türkiye’de de artış gösterdi. Fakat kurumsal
sorumluluk örneği olarak verilen birçok uygulamayı
hâlâ genelde iletişim odaklı, kısa vadeli etki üreten
kampanyalar veya sadece hayırsever bir tavırla
ortaya konan yardımlar olarak görmemiz mümkün.
22
Bu sebeple uzun süredir Türkiye’de kurumsal
sorumluluk alanında etkinliklerde bulunan kurumları
hevesleri için alkışlıyor, onları yüreklendirmeye
çalışıyoruz. Fakat birçok şirket, artık giriş
seviyesinin çok üzerinde kurumsal sorumluluk
yaklaşımları izliyor. Uluslararası tedarik zincirleri,
standartlar ve kuruluşlar, Türkiye’deki firmalardan
giriş seviyesindeki sorumluluk uygulamalarının çok
daha ötesinde bakış açıları geliştirmelerini bekliyor’’
diyor.
Kurumsal sorumluluk alanında yeni bir soluk olan
‘‘Sorumlu Kurum’’, konu hakkında genel okuryazarlığı artırmayı, soru sormayı ve ilham vermeyi
hedefliyor.
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Dialogue in the Dark İstanbul’da
Dünya üzerinde 130 kentte 7 milyondan fazla
insana ulaşan Dialogue in the Dark (Karanlıkta
Diyalog) deneyimi, TTNET ana sponsorluğu,
Dünya Göz Hastanesi stratejik iş ortaklığı ve
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul
Ulaşım A.Ş. ev sahipliğinde 20 Aralık’tan
itibaren Gayrettepe metro istasyonundaki 1500
metrekarelik Diyalog Sergi Alanı’nda ziyaretçilerle
buluşuyor.
Z
iyaretçilere, görme duyularını kullanmadan
tamamen karanlık bir ortamda günlük
yaşamlarını deneyimleten proje, görme engelli
rehberler eşliğinde “hayatı başka açılardan
görmeye” davet ediyor.
İstanbul’da hayatımızın günlük akışından kesitlerin
yer aldığı Diyalog Sergi Alanı, İstanbulluları daha
aydınlık bir dünyaya davet edecek. Körlüğün bir
metafor olarak kullanıldığı ve rollerin değiştiği bu
önemli projede görenler bir süreliğine görme engelli
rehberlerin gözünden hayatın farklı kesitlerini
deneyimliyor olacaklar. 1988 yılından bu yana
7 milyondan fazla insanın deneyimlediği proje,
Türkiye’de ilk kez Dialogue in the Dark İstanbul
tarafından hayata geçiriliyor.
Serginin başrol oyuncuları görme engelli rehberler.
Tamamen karanlık olarak yaratılan ve hayatın
farklı kesitlerinin deneyimlendiği bu ortamda,
insanların ‘’ötekileştirme’’, ‘’birbiriyle iletişim’’ ve
‘’karşısındakini dinleme’’ konularında düşünmeleri
ve devamında aksiyon almaları hedefleniyor.
Ana hedef ise kalıcı Diyalog Müzesi’nin açılması
ile birlikte empati, ayrımcılık ve duyuların keşfi
gibi konularda küçük yaştan itibaren farkındalık
23
ve farkındalığına yönelik “atölye çalışmaları”
ücretsiz olarak gerçekleştirilecektir.
İş dünyası da karanlıkta
öğrenecek
P
rojede, yurt dışındaki örneklerde olduğu gibi,
iş dünyasına yönelik birçok şirkete özel eğitim
modülleri hazırlandı. Sergi süresince, İstanbul
Business School ile birlikte iş dünyasına yönelik
karanlıkta iş atölyeleri düzenlenecek. Dünyanın
en büyük şirketlerinin yöneticileri de dahil iş
dünyasından önemli isimlerin geçmişte katıldığı
deneyimlerden, Türkiye’den de üst ve orta düzey
1.500 yöneticinin faydalanması hedefleniyor.
Unutulmaz bir deneyim
G
yaratılması ve sözkonusu alanların Almanya’da
olduğu gibi eğitim müfredatına dahil edilebilmesidir.
Öğrenciler için çalışma atölyeleri
düzenleniyor
G
eçtiğimiz on yıllarla karşılaştırıldığında
günümüzde çocuklar diğer pek çok şeyin yanı
sıra “duyuların zayıflaması” tehdidi ile de karşı
karşıya kalıyor. İnsanın algılama becerisinin müthiş
potansiyeli giderek ihmal ediliyor ve tamamen
yitirilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınıyor.
Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sağlıklı bir
gelişim için tüm duyuların kullanılması son derece
önemli. Projede hakim konumdaki duyu olan
görme duyusunun kaybolması halinde, ihmal
edilmiş diğer duyular harekete geçecek ve böylece
çocuklar işitme, dokunma, koku alma ve tat alma
duyularını büyük ölçüde aktif hale getirme imkanı
yakalayacaklar.
Karanlıkta Diyalog Sergisi’ne 9 yaş (4. sınıf ) üstü
tüm öğrenciler katılabilecek. Sergi süresince 4.,
5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilere yönelik, uzman
eğitmenlerce programları hazırlanan duyu eğitimi
24
örme engelli rehberler, ziyaretçilerin
dokunarak, koklayarak ve duyarak “yeni
ve farklı” bir biçimde görmelerini sağlıyor.
Yapılan araştırmalara göre 5 yıl sonra dahi
Karanlıkta Diyalog deneyimi hakkında soru
sorulan ziyaretçilerin/katılımcılarım %100’ü halen
bu deneyimi tümüyle hatırlıyor. %90’ı görme
engellilere ve onların dünyasına karşı duyarlılığının
arttığını, %52’si Karanlıkta Diyalog’u dostlarına ve
ailelerine tavsiye ettiklerini, %34’ü ise bu deneyimi
yeniden yaşamak istediklerini belirtiyor. Türkiye’de
ilk defa hayata geçirilecek Karanlıkta Diyalog
deneyiminin biletlerine biletix.com üzerinden
ulaşmak mümkün.
Proje Nasıl Başladı?
D
ialogue Social Enterprise’ın kurucusu Andreas
Heinecke, Almanyada bir radyo istasyonunda
çalışırken, ilk defa bir görme engelliyle karşılaşır.
Kısa sürede, görmeyen insanların, görenlerin sahip
olmadığı birçok özelliğe sahip olduklarını farkeder.
Andreas, görme engelli genç meslektaşını iyi bir
radyocu olması üzere eğitirken, kendisi de onun
tarafından hayata dair eğitildiğini farkeder. Görme
engelli insan, Andreas’ın “gözlerini açar” ve onun
farklılıkların ötesine geçerek neler yapabileceğimiz
konusunda düşünmesine sebep olur. Bu deneyimin
olağanüstü değerinin farkına varan Andreas,
1995’te ilk sosyal girişimini başlatmaya ve bu
deneyimi diğer insanlarla paylaşmaya karar verir.
O günden beri kendini, insan karşılaşmalarında
oluşan boşluklar/iletişimsizlikler arasında köprüler
kurmak için yeni yollar bulmaya adar ve “Dialogue
in the Dark” projesini Hamburg’da 1988 yılında
hayata geçirir. Kalıcı ‘’Diyalog in the Dark’’ sergisi
ise 2000 yılında Hamburg’ta açıldı.
Mak
ale
KSS projelerinde Web 1.0’dan
Web 2.0’a geçişin sancıları
Serdar Tunçer
Sosyal medya hesapları yöneterek projenizi
yeni medyaya taşıdığınızı düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz. Tepeden tırnağa dijital bir kimlik
kazandırmadığınız ve ona bu mecralarda “ruh”
vermediğiniz sürece yeni medya olanakları,
“eklenti” olmanın ötesine geçemeyecektir.
Seth Godin, Tribes adlı kitabında tüketicilerin
şirketlere değil, diğer tüketicilerle bağlantılı olmak
istediğini söyler. Godin, şirketlerin başarısının
toplulukların desteğine bağlı olduğunun altını çizer
ve ekler: “Yayılan fikirler kazanır”
Topluluklara ulaşmada yeni medyanın rolünü inkar
etmek artık imkansız. Ancak yeni medyayı ne
kadar “stratejik” kullandığımız tartışılır. Kullanıcılar
marka kimliğini (yani avatarı), topluluk içindeki
deneyim birikimine göre değerlendirir. Tıpkı
bizlerin internette, kişisel hesaplarından her gün
yaptığı gibi. Sosyal medya hesapları yöneterek
projenizi yeni medyaya taşıdığınızı düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz. Tepeden tırnağa dijital bir kimlik
kazandırmadığınız, ona bir “ruh” vermediğiniz
sürece yeni medya olanakları, “eklenti” olmanın
ötesine geçemeyecektir. Sözün özü projenizin
“yayılan bir fikir” olma ihtimali yok denecek kadar
azdır.
Yeni medya olanaklarını yıllardır kullanmamıza
rağmen günümüzde kaç marka ya da proje
kendisini yaşayan bir organizma ya da bir üye
gibi konumlandırıyor? Coca Cola metal kutuya
“ruh katmak uçun” ismimize özel ürün çıkartırken,
biz yılbaşı, bayram gibi “özel” günleri kutlayan
facebook mesajları çerçevesinde kalıyorsak web
1.0’dan çok ötelere gidememişiz demektir. Paid,
owned, earned kanallarında gerçekten olduğunuz
anlamına gelmiyor olabilir. Eğer kapsamlı bir dijital
stratejiniz ve kriz planınız yoksa ve ehil ellerden bu
konuda danışmanlık almıyorsanız, kritik anlarda
önceden yaptığınız paylaşımlarınız hiçbir önemi
kalmaz. Yıllarca gözünüz gibi baktığınız markanıza
saniyeler içinde “halel gelir” ve algıdaki zararı
düzeltmek yıllarınızı alabilir.
KSS 1.0’dan ve KSS 2.0’a Geçiş ve Farklılıklar
• Kendini dayatır
• İşbirlikçidir
• Geleneksel iletişimi
tamamlar
• Yeni bir iletişim
dili oluşturur, yeni
olanaklar sunar
• İmaj odaklıdır
• Performans
odaklıdır
• Standart olmasına
rağmen
ölçümleme olanağı azdır
• Çeşitlidir ve
ölçümlenebilir
• Kurumsal iletişim
veya sürdürülebilirlik
departmanları başlatır,
yönetir
• Tabandan gelir,
Katılımcı herkesdir
• Ulusal, bölgeseldir
• Global olabilir
İnsanlar doğası gereği bağlanmak
isterler, onlara bu fırsatı verin
İnsanlar doğası gereği bağlanmak ve ait olmak
ister. Bu nedenle de sosyal medya tüm oyunu
değiştirir. Ancak her mecranın olduğu gibi yeni
medyanın da kendine has dili ve ruhu vardır.
Ve burada benzerlerinden sıyrılmak eskisinden
daha çok emek ve yaratıcılık gerektiriyor.
Bu noktada “availibilty hueristic” etkisini göz
önünde bulundurarak hareket etmekte fayda
var. Heuristik, aklımızın patikaları, kestirme kısa
yollarıdır. Belirsizlik durumlarında ya da sorun
çözmede hemen karar vermemizi sağlarlar ama
yanılgı payı çok yüksektir.
Örneğin eğer çevrenizde boşanmış arkadaşlarınız
varsa, boşanma oranının yüksek olduğunu
düşünebilirsiniz; Facebook’ta mutlu anlarını
paylaşan insanların mutlu olduğunu düşündüğümüz
25
gibi…Tersinden bakarsak üzerinde durduğumuz
sosyal konu ne kadar özel ve yaygın olmasa bile
farkındalığı ve gündemi sosyal medyada yaratmak
çok daha kolay. Özetle yeni medyada sıkıcı ve
diğer çoğunluğa dahil olabileceğimiz gibi yaratıcı
bir stratejiyle sıyrılabiliriz de. KSS 2.0’ı önceki
iletişim yöntemlerinden nasıl ayırdığımıza gelince
aşağıdaki tablo yol gösterici olacaktır.
4. Etap: Standardizasyon - “Büyümek için
Organize Olmak”
Yeni medyaya geçişin adımları
5. Etap: Strateji - “Sosyal Şirket Olmak”
Geleneksel medya ile iletişim kuran firmaların yeni
medya olanaklarına kullanmaya başlamalarında
dikkat edilecek adımları kısaca aktaran Brain
Solis’in bir yazasından eklemeler yaparak
çevirdiğim yazıyı aşağıda paylaşıyorum.
1. Etap: Planlama - “Dinlemeyi Öğrenmek”
İlk etabın hedefi, strateji geliştirmek,
organizasyonu hizaya getirmek, kaynak
geliştirmek ve uygulamak için güçlü temel
sağlamaktır.
2. Etap: Var olmak - “Sahip Çıkmak”
Sahip çıkmak, planlamaktan aksiyona geçmenin
doğal gelişimidir. Sosyal medyada yer aldıkça
formal ve informal dil de kendiliğinden gelişim
gösterir.
3. Etap: Etkileşim - “Diyalog İlişkileri
Derinleştirir/Güçlendirir”
Organizasyonlar bu etaba ulaştıklarında, sosyal
medyanın temas etmesinin ötesinde ilişki
geliştirme aşamasını hedeflemelidirler.
Organizasyonları 4. etaba taşıyan unsur
organize olmayan sosyal girişimlerin taşıdığı
risklerdir. Standardizasyon yaklaşımı 3 ana
aktiviteden oluşur: Yönetimin sahip çıkması,
bir merkez oluşturulması ve organizasyon
içerisinde öz denetim kurulması.
Organizasyonlar yetkinlik kazandıkça sosyal
medya üzerinden yürütülen girişimler de
gerçek etkili sonuçlar doğurmaya başlar. Bu
da orta ve üst seviye yöneticilerin daha çok
dikkatini çekerek projeleri sahiplenmelerini ve
içselleştirmelerini sağlar.
6. Etap: Kümelenme - “İş, Sosyaldir”
Yürütülen çapraz projeler ve yönetimin desteği
ile sosyal yaklaşım artık işin bir parçası haline
gelmiş, temel yaklaşım olmuştur.
KSS ve yeni medya uygulamaları ile ilgili çeşitli
araştırmalar da mevcut. Fortune’un ilk 2000’deki
216 Şirketin Yöneticileri ile 2010 yaptığı yapılan
ankete göre KSS projelerinde sosyal medyayı
belirli oranlarda kullananlar yüzde 74’lük bir dilimi
oluştururken hiç kullanmayanlar yüzde 26 oranında
kalmaktadır. Facebook ise yüzde 67 ile en değerli
mecra olarak ön plana çıkmaktadır. Onu bloglar,
linkedin, twitter ve foursquare takip etmektedir.
(impact.webershandwick.com)
Böyle bir çalışmayı önümüzdeki sayılarda KSS
Türkiye sayfalarında sizlerle paylaşmaktan mutluluk
duyacağız.
What future for socially responsible investing?
15 Ocak 2014 Brüksel, Belçika
Organizasyon:
Centre for European Policy Studies (CEPS)
Webinar: Entrepreneurship for Job Creation
20 Ocak 2014
Organizasyon:
CSR Europe
26
Söy
KSS
leşil
e
ri
Sürdürülebilirliğe ekonomik,
çevresel ve sosyal açılardan
yaklaşıyoruz
ING Bank Kurumsal İletişim Grup Müdürü
Buket Okumuş ile kuruluşun kurumsal sosyal
sorumluluk politikaları, uygulamaları ve 2014
planları üzerine söyleştik.
gerçekleştiriyoruz. Bankamız satın alma
faaliyetlerinde tedarikçilerimizden, Birleşmiş
Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ile yükümlü
olduğunu kabul etmesini bekliyoruz.
ING Grubu, bankacılık alanındaki faaliyetlerde,
Çevresel ve Sosyal Risk politikalarını küresel
çapta 2003’ten beri uygulamaktadır. ING
Bank’ın Türkiye’ye
girişinin ardından
İçinde yaşadığımız topluma
küresel politikalar
olan sorumluluğumuzu yerine
ING Bank Türkiye’de
de uygulanmaya
getirebilmek için elimizi taşın
başlamıştır.
Kuruluşunuzun kurumsal sosyal sorumluluk
anlayışından söz eder misiniz?
Sosyal sorumluluk
projelerinin
temelinde
samimiyet yatması
gerektiğine
inanıyoruz.
altına koymamız gerektiğini
Biz Türkiye’de
Bankacılık
sorumlu bankacılık
düşündük ve Türkiye’de
faaliyetlerimizde ve
anlayışını
çok düşük olan finansal
kredi politikalarımızda,
benimsedik.
satın alma
Bu paralelde,
okuryazarlık üzerine gitmeye
süreçlerimizde
öncelikle ana
karar verdik.
tedarikçilerle olan iş
faaliyet alanımızı
ilişkilerimizde, altyapı
olması gerektiği
ve binalarımızda sürdürülebilirlik alanındaki
gibi yürütme gayretiyle kurumsal sorumluluğumuzu
uluslararası otoritelerin prensiplerini takip
yerine getiriyoruz. Bu bazın üzerine sürdürülebilir
ediyor ve her bir alanda çeşitli uygulamalar
bir etki yaratmak üzere projeler geliştiriyoruz.
gerçekleştirmekteyiz.
Ancak böylece güçlü bir itibarın kazanılabileceğini
düşünüyoruz.
Bankanın bir iç sistemi olarak geliştirilen
Çevresel ve Sosyal Risk (ESR) Politikaları
Öte yandan sürdürülebilirlik alanında yapılan
müşterilerimizin çevresel ve sosyal etkilerini
çalışmalar da iş yapış şeklimizin temelini
ölçmeyi amaçlamaktadır ve bankamızın insan
oluşturuyor. Sürdürülebilirliğe ekonomik, çevresel
hakları, koruma altındaki alanlar, biyoçeşitlilik ve
ve sosyal açılardan çok boyutlu yaklaşıyoruz
etik uygulamalar açısından minimum standartlarını
ve sürdürülebilir finansı destekleyecek şekilde
ortaya koyar. Risk Yönetimi bünyesinde yer alan
faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Bankacılık
ve bu konuya özel oluşturulmuş ESR ekibimiz,
kapsamında yürüttüğümüz kredi faaliyetlerimizde
Çevresel ve Sosyal Risk (ESR) Politikalarımızı;
kredilendirdiği projelerin çevreye duyarlı ve
İhraç Politikaları, Sektör Politikaları ve Proje
insan haklarına saygılı olması için büyük bir
Finansmanı – Ekvator Prensipleri olmak
çaba harcamaktadır. Tüm müşterilerimiz ESR
üzere 3 ana başlık altında topluyoruz. Bina,
süzgecinden geçirilmekte ve faaliyetlerinden
inşaat ve altyapı alanında ise özellikle ısı ve
doğan risklere göre sınıflandırılmaktadır. Bu
enerji tasarrufuna yönelik önemli çalışmalar
şekilde çevresel ve sosyal risk analizleri kredi
27
Buket Okumuş
değerlendirme sürecinin ayrılmaz bir parçası haline
gelmiştir.
Ayrıca bu politikalarımız sadece kendimizin
değil müşterilerimizin de çevresel ve sosyal
performanslarını artırabilmeleri için yol gösterici
bir kılavuz niteliğindedir. Biz kaynaklarımızı,
uzmanlığımızı ve olası etki alanını dikkate alarak
sorumlu bir şekilde kullanırken, bunun olumlu
yönde bir değişimi teşvik edeceğine ve toplumda
bir fark yaratacağına da inanmaktayız.
Uluslararası bir kuruluşun Türkiye ayağı olarak,
KSS uygulamalarınızı/projelerinizi kurgularken
belirleyici olan faktörler neler oluyor?
ING Bank olarak, Türk ekonomisinin büyüme
hedeflerine katkı sağlamak için “Türkiye’nin lider
tasarruf bankası” olma vizyonuyla yola çıktık.
Yaptığımız her işin kalıcı bir iz bırakmasına,
ezber bozmasına gayret ediyoruz. Bu vizyon
doğrultusunda, unutmaya başladığımız tasarruf
alışkanlığımızı yeniden kazanmak, küçük
birikimlerden bile değer yaratabilmek için çeşitli
finansal ürünler geliştirdik. Bu kapsamda
ING Günlük, Turuncu Hesap ve ING Turuncu
Çocuk sayesinde küçük birikimlerle bile tasarruf
edileceğini müşterilerimize göstermekteyiz. İki
yıldır Sabancı Üniversitesi ve IPSOS KMG’nin
işbirliğinde başarıyla yürüttüğümüz “Tasarruf
Eğitimleri Araştırmamız” ile üç aylık periyodlar
halinde her ay rastgele 800 kişiyle yapılan
görüşmeler neticesinde Türkiye’nin tasarruf
haritasını çıkarmaktayız. Çalışmalarımız sayesinde,
tasarrufun önemini yeniden ortaya koymuş olmak
ve toplumda bir bilinç düzeyinin yaratılmasına katkı
sağlamaktan büyük memnuniyet duymaktayız.
Bu araştırmamız 2013 yılında uluslararası halkla
ilişkiler kuruluşları tarafından “En İyi İletişim
Araştırması” kategorisinde IPRA ve Stevies ödülleri
kazandı.
28
Bu süreç içerisinde birçok sosyal paydaş ve
kuruluşla yaptığımız görüşmeler bize, çocukluk
döneminden başlayarak tasarruf bilincinin
oluşturulması gerektiğini çok net bir şekilde
gösterdi. Tasarruf odaklı bir banka olarak, içinde
yaşadığımız topluma olan sorumluluğumuzu yerine
getirebilmek ve katma değer sağlayabilmek için bu
konuda elimizi taşın altına koymamız gerektiğine
düşündük. Türkiye’de diğer Avrupa ülkelerine
göre çok düşük olan finansal okuryazarlık üzerine
gitmeye karar verdik. Finansal okuryazarlıkla
ilgili dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz
bir dizi araştırmalar sonrasında tasarruf odaklı
bir program oluşturma çalışmalarına başladık.
Tasarruf alışkanlığını çocuklarımıza kazandırmak
için, geçtiğimiz sene pilot uygulamasını yaptığımız
ve başarılı sonuçlar aldığımız “Turuncu Damla”
sosyal sorumluluk programını hayata geçirdik.
Programı hazırlarken de daha önce yapılmayanı
ve gerçek bir etki yaratmamıza olanak sağlayacak
fikirlere odaklandık. Tasarruf alışkanlığını
erken yaşta kazandırmak ve davranış değişikliği
yaratmak amacıyla 8-9 yaşındaki çocuklara
yönelik hazırladık. Turuncu Damla programı, sınıf
öğretmenleri tarafından 8 hafta gibi uzun bir sürede
akademik bir araştırma ile desteklenen bir program
olarak ilk olma özelliği taşıyor.
Devam eden proje/projelerinizi anlatır mısınız?
Hedef ve sonuçlarına ilişkin bilgi verir misiniz?
2013 yılının Nisan ayında İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürlüğü himayesinde, Koç Üniversitesi, REC
Türkiye ve PSI Danışmanlık’ın proje ortaklığı
ile Turuncu Damla Programımızı hayata
geçirdik. İlkokul 3. ve 4. sınıflara yönelik olarak
yürüttüğümüz 8–haftalık tasarruf odaklı finansal
okuryazarlık eğitimi olan Turuncu Damla dünyada
bu kadar erken yaş grubundaki çocuklara verilen
ve etki analizi yapılan ilk finansal eğitim olma
özelliği taşıyor.
İlk eğitim dönemi Haziran’da tamamlanan Turuncu
Damla, yeni eğitim dönemiyle beraber İstanbul’da
toplam 75 devlet okulunun 3. sınıflarında öğrenim
gören yüzde 48’i kız, yüzde 52’si erkek olmak
üzere yaklaşık 6000 öğrenciye ve 170 sınıf
öğretmenine ulaştı. Programın ilk bacağında,
öğretmenlere birebir eğitici eğitimleri verildi.
Sonrasında, öğretmenler öğrencilerine hikayeler,
diyaloglar, soru-cevap, tartışma yöntem ve
teknikleri ile tasarrufu anlattılar.
Programın eğitim kapsamı ve metodolojisi, tasarruf
alışkanlığının temel yapı taşları olan gelecek
algısı, rasyonel tüketim kararları, gelecekte
tüketim için bugünkü tüketimden vazgeçebilme
becerisi, öz-denetim ve gelecekteki yüksek getiriyi
görüp bugünkü benliği bu getiri için beklemeye
ikna etmek üzerine kurulu. Çocuklara yaratıcı,
yansıtıcı ve eleştirel düşünme, yorum yapma,
çıkarımda bulunma, basit hesaplama ve plan
yapma gibi beceriler kazandırmayı amaçlarken
liderlik, inisiyatif alma, empati kurma alanlarındaki
gelişime yönelik teknikleri de içinde barındırıyor.
Eğitimlerin sonunda, çocukların tasarrufu motive
eden davranışlarında derslerin etkin olup olmadığı
Koç Üniversitesi akademisyenleri tarafından
gerçekleştirilen etki analiziyle ölçüldü. Davranışsal
iktisadın da dünyaca kabul görmüş bilimsel
metotlarının kullanıldığı bu ölçümlerde; eğitim alan
çocuklarla eğitim almayan çocuklar kıyaslanıp
öz-denetim, farkındalık, zaman tercihi, ödüllü
ekonomik karar oyunları/deneyleri uygulandı.
Turuncu Damla Projesi kapsamında 3. sınıf
öğrencilerine verdiğimiz eğitimlerin etki analizinden
bazı sonuçlara değinmek gerekirse;
Tüketimde sabır ve başarı arasında pozitif bir ilişki
bulunuyor. Bu yaşlarda yarınlar için bugünden
isteklerini erteleyebilen çocuklar, ileride toplumdaki
her rollerinde diğerlerine göre daha başarılı
olabiliyorlar.
Tasarrufun temelinde sabır motivasyonunun
yatmasına göre kurguladığımız 3. sınıf eğitimleri
sonrasında, eğitim alan çocukların tüketimde daha
sabırlı davranarak bir hafta sonra gelebilecek daha
büyük bir getiri için bugünkü tüketimden vazgeçme
eğilimi gösterebildiklerini gördük.
Eğitimler kapsamında erkek çocuklarda sabırlı
davranma yönünde daha fazla artış olduğunu
gözlemledik. Eğitimden önce erkek öğrenciler daha
bugüne odaklı iken, eğitim sonrasında sabır artışı
meydana geldi. Bunun nedeni kız çocuklarının
başlangıçta daha sabırlı bir tutum sergiliyor
olmaları.
Yine yaptığımız ölçümlemeler gösteriyor ki
verdiğimiz eğitim sonrasında çocuklarımız
daha fazla ‘yarın’ düşüncesiyle karar vermeye
başlıyorlar.
Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nün önde
gelen akademisyenleri tarafından etkinliği
bilimsel olarak kanıtlanmaya çalışılan Turuncu
Damla programımız, yurtdışında da pek
çok akademik çevre ve uluslararası kuruluş
tarafından takip ediliyor. Uluslararası Çocuk ve
Gençlik Finans Kuruluşu’nun (Child and Youth
Finance International) Mayıs ayında ikinci
kere gerçekleştirdiği Finansal Okuryazarlık
Konferansı’nda sunuldu. Ayrıca 30 Ekim’de
OECD’nin finansal eğitim ağında sunulan Turuncu
Damla programımızla yeni eğitim döneminde,
İstanbul dışında altı yeni şehirle birlikte 2013
sonuna kadar 6 bini aşkın çocuğa ulaşmayı
hedefliyoruz.
ING Türkiye olarak, grubumuzun yürüttüğü sosyal
sorumluluk projelerine de dahil olmaktayız. Bu
kapsamda ‘ING ChancesforChildren’ programına
destek olmaktayız. Programı Türkiye’de “Küçüklere
Büyük Destek” ismiyle yürütüyoruz.
UNICEF ile 2005 yılından bu yana küresel işbirliğini
sürdüren ING Grubu, ‘ING ChancesforChildren’
programı kapsamında yaklaşık 800 bin çocuğa
destek vererek ve 23 milyon Avro’nun üzerinde (50
milyon TL) kaynak yaratarak çocukların eğitime
erişimini sağlamaktadır. Küresel sorumluluk
standartlarına uyumu FTSE4Good ve Dow
JonesSustainability Index gibi kurumlarca da
tescillenen ING Grubu 2006 yılında Küresel İlkeler
Sözleşmesi Global Compact’a da imza atmıştır.
ING Grubu 2007’den beri faaliyetlerini sıfır karbon
ayak izi ile sürdürmektedir.
2014’e yönelik KSS alanındaki planlarınız hakkında
bilgi verir misiniz?
Turuncu Damla Programımız uzun soluklu bir
proje olarak devam edecektir. İlk olarak sadece
İstanbul’da uygulamaya alınan programımız
2013-2014 eğitim-öğretim yılında 6 yeni şehirde
daha gerçekleşiyor. Ayrıca Ekim ayında yayına
aldığımız www.turuncudamla.com internet sitemizin
çeşitli uygulamalarıyla birlikte daha çok çocuğa
ve ailesine ulaşacağız. Ayrıca bu sene, Küçüklere
Büyük Destek programımız kapsamında, Turuncu
Damla Programının yürütülmediği okullarda
tasarruf eğitimlerini ING Bank gönüllüleri verecek.
29
Mak
ale
Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Trendi
Ali Ercan Özgür
Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) konusu her
geçen gün gündemimizde daha fazla yer alıyor.
Şirketlerin artan kurumsal sosyal sorumluluk
projeleri, çalışan gönüllülüğü uygulamaları,
KSS ve sürdürülebilirlik raporları bunların temel
göstergeleri olarak öne çıkıyor.
Trends’e yansıyan ve daha çok internet kullanan
kamuoyunun ilgisini ölçmek açısından önemlidir.
B
ununla birlikte KSS raporlaması yapan şirket
sayısının artması, iletişim ajanslarının KSS
projelerinde uzmanlaşması, şirketlerde KSS ve
sürdürülebilirlik birimleri açılması, KSS alanındaki
eğitimler ve araştırmalar, üniversitelerde öğrenci
kulüpleri ve dersler ile bu alanın genişlediği de
görülmektedir.
2013 yılı da bu gelişmelere paralel olarak devam
etti. Buna ek olarak KSS, son 10 yıl içinde nasıl
bir arama trendine sahip diye Google Trends aracı
ile arama yaptık. Türkiye’de ve dünya genelinde
farklı sonuçlar ortaya çıktı. Buradan hareketle
kısa bir 2013 değerlendirmesi ile birlikte kurumsal
sosyal sorumluluk trend olmuş mu ona bakmaya
çalışacağız.
Aşağıdaki ilk tablo Türkiye genelinde kurumsal
sosyal sorumluluk kelimesinin aranma trendlerini
gösteriyor. Buna göre 2007 sonu itibari ile
Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk yaygın
olarak aranmaya başlanmış. 2010 yılına kadar
aramaların dönemsel olarak sert iniş çıkışlara sahip
olduğu görülüyor.
Ancak 2010 yılı itibari ile daha istikrarlı bir arama
söz konusu. Özellikle uluslararası alanda benzer bir
arama trendi istikrarı mevcut. Bu açıdan Türkiye’de
KSS alanındaki ilginin en azından özellikle son
üç yıldır sürekliliğe dönüştüğü söyleyebiliriz.
Bu kapsamda elbette özel sektör, sivil toplum
ve kamu ortaklıkları ile yapılan projeler, KSS
raporları vb gelişmeler önemlidir. Ancak Google
30
Aşağıda yer alan tabloda ise Google Trends’de
dünya genelinde kurumsal sosyal sorumluluğun
arama trendi görülüyor. Buna göre dünya genelinde
belli bir istikrar ile özellikle Ekim - Kasım ve Mart
- Nisan ayları kurumsal sosyal sorumluluğun en
çok arandığı dönemler olmuş. Bu gösterge de
aslında hem haber değeri olarak hem kurum ve
bireylerin ve etkinliklerin hangi dönemlerde
yoğunlaştığını gösteriyor. Bu göstergeler hem bu
alanda yatırım yapan hem de faaliyette bulunanlar
için önemli bir gösterge ve ipucu sunuyor. Yapılan
KSS etkinlikleri, duyuruları ve belki bütçeleme
dönemleri için önemli bir göstergedir. Aynı ivmenin
son 2-3 yıllık dönemde Türkiye’de de yakalanmaya
başlandığı görülüyor.
Bu çerçevede 2013 yılı, Türkiye’de KSS alanında
kurumların sürekliliği açısından önemli bir yıl oldu.
Ayrıca gelen davet ve haberler ile KSS alanında
yapılan projelerin ve şirket sayısının oldukça
arttığı görüldü. Yanı sıra şirketler farklılaşabilmek
amacıyla sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma
alanlarında da farklı uygulamalar ve raporlamalar
geliştirerek önemli yatırım ve katkı sağladı. Artan
ihtiyaç temelinde bu konularda hizmet sunan
şirketler arttı, var olanlar arasında da daha fazla
yoğunluk oluştu. Bunlarla birlikte birçok sivil toplum
kuruluşu KSS alanında yapılan projelerde yer aldı.
2013, raporlama ve üniversitelerde yapılan sosyal
sorumluluk çalışmaları için de önemli bir yıl oldu.
Ayrıca çalışan gönüllülüğü de 2013’te artarak
devam etti.
Tablo böyle iken, 2014 yılında da KSS tabanlı
çalışmaların çoğalacağını ve sürekli bir trend haline
geleceğini beklemek gerçekçi olacaktır.
Uyg
KSS
ulam
alar
Çocuklar dilek tutuyor,
Digiturk gerçekleştiriyor
Digiturk, “Hayallerine Dokun” sloganından yola çıkarak, Bir Dilek Tut Derneği, Make-A-Wish® Türkiye
ile hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi kapsamında, çocukların dileklerini gerçekleştirmeye
devam ediyor. Bu proje ile her ay bir çocuğun hayali gerçeğe dönüşüyor.
P
roje çerçevesinde, hayati tehlike taşıyan bir
hastalıkla mücadele eden, bu nedenle sosyal
yaşamdan uzak kalan çocukların hayallerine
kavuşmaları, yaşamlarına ve geleceğe daha umutlu
yaklaşmalarının sağlanması hedefleniyor. Bu proje
sayesinde bugüne kadar 6 çocuğu hayalleriyle
buluşturan Digiturk, çocukların hayallerini
gerçekleştirmeye devam edecek.
Metehan’ın hayali gerçek oldu
A
dana’da yaşayan 16 yaşındaki fanatik
Beşiktaş’lı Metehan Kaynak’ın en büyük hayali
Beşiktaşlı futbolcularla tanışmaktı. Digiturk’un
“Hayallerine Dokun” projesi çerçevesinde hayalini
gerçekleştirmek üzere ailesi ile birlikte yaşadığı
Adana’dan İstanbul’a gelen Metehan, Beşiktaş
Nevzat Demir Tesisleri’ne giderek, küçüklüğünden
bu yana fanatik taraftarı olduğu Beşiktaşlı
futbolcularla bir araya geldi. Hayranlıkla izlediği
oyuncularla tanışan ve vakit geçiren Metehan,
Beşiktaş tesislerinde uzun süre unutamayacağı bir
gün geçirdi. Çocuklara dileklerinin yanında özel
ilgi alanlarıyla ait küçük sürprizler de hazırlayan
Digiturk, fotoğraf çekmeyi çok seven Metehan’a bir
fotoğraf makinesi hediye etti. Beşiktaş idmanının
tamamına katılan Metehan, hayranı olduğu
Beşiktaşlı futbolcularla birlikte bol bol fotoğraf
çektirdi.
ı
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
“İyi Dersler Şoför Amca”
Michelin ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)
işbirliğiyle oluşturulan ‘‘İyi Dersler Şoför
Amca’’ projesi, ‘servis sürücüleri, bir yandan
çocukların trafikteki güvenliğini sağlarken, bir
yandan da davranışları ile yönlendirici olmalıdır’
düşüncesiyle hayata geçti. Projeye ilişkin temel
bilgiler şöyle:
İyi Dersler Şoför Amca projesi ne zaman ve nasıl
doğdu?
Türkiye’nin bazı şehirlerinin belirli yerleşim
bölgelerinde, merkez okullar ile arasındaki mesafe
135 kilometreye kadar çıkıyor. Okulla yerleşim yeri
arasındaki ulaşım süresinde, öğrencilerin servis
sürücüleri ile birlikte geçirdikleri süreler oldukça
uzun olabiliyor.
Bu uzun süreli yolculukların öğrencilerin eğitimine
katkısı olacak şekilde düzenlenmesi, öğrencilerin
doğru rol modellerle karşılaşmasının sağlanması
gerekiyor. Servis sürücüleri, bir yandan çocukların
trafikteki güvenliğini sağlarken, bir yandan da
davranışları ile yönlendirici olmalıdır düşüncesiyle,
Michelin ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) iş
birlikteliği doğdu.
Bu projeyle, temel öncelik olan trafik güvenliğinin
sağlanmasının yanı sıra sürücüler ve öğrenciler
arasındaki iletişim anlamında da eksikliklerin
giderilmesi hedeflendi. Bu amaçla 2011 yılında
Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte başlatılan proje,
şu anda İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri
Esnaf Odası (İSAROD) iş birliği ile devam ediyor.
Projede ulaşılmak istenen hedef nedir?
“İyi Dersler Şoför Amca” çalışmasının amacı,
“Taşımalı İlköğretim Uygulaması” adı verilen
sistemle öğrenci taşımacılığı yapan sürücülerin
eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, konu, içerik
ve süreç olarak sürücülere verilecek eğitimin
etkinliğinin değerlendirilmesi ve eğitim materyalinin
geliştirilmesi. Proje sonucunda, çocukların güvenli
32
ulaşımlarını sağlayacak nitelikte sorumlu, güvenli
davranışlar sergileyen ve kişilerarası iletişimde
yetkin sürücü profilinin oluşmasına katkıda
bulunulması hedeflenmekte.
Gelinen nokta itibarıyla sonuçlar
2011 yılından beri titizlikle sürdürülen projede
bugüne kadar 10 bine yakın servis şoförü eğitim
aldı. 10 bin üyesi bulunan ve her yıl 3 bin 500’e
yakın üyeyi bünyesine katan İSAROD, yeni
üyelerine katılım şartı olarak “İyi Dersler Şoför
Amca” eğitimlerini almasını zorunlu tutuyor. Bu
kapsamda bakıldığında proje her yıl ulaştığı
servis şoförü sayısını katlayarak devam edecek
ve sürdürülebilirliği olan bir proje olarak dikkat
çekiyor. Ulaşılan kitle ve bu kitlenin yansımalarına
bakıldığında ise, 2011 yılından bu yana devam
eden proje oldukça başarılı ilerliyor.
Projenin elde ettiği başarı aynı zamanda aldığı
ödülle de kanıtlandı. “İyi Dersler Şoför Amca”
projesi, Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği (Responsibility Europe) ulusal ortakları ve
kurumsal sosyal sorumluluk uzmanlarından oluşan
değerlendirme kurulu tarafından incelenen KSS
çözümleri arasında da, 9 Aralık 2011 tarihinde
Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “KSS
Çözümleri Pazaryeri” etkinliğinde üçüncülüğe
değer bulundu.
Şoförlere nasıl bir eğitim uygulanıyor? Eğitim ne
kadar sürüyor?
Eğitim programlarının oluşturulması öncesinde
oldukça kapsamlı bir çalışma gerçekleştirildi.
Çalışma kapsamında ideal bir sürücünün sahip
olması gereken niteliklerin sorgulandığı ve bu
niteliklere dair eğitim ihtiyaçlarının analiz edildiği
derinlemesine bir araştırma gerçekleştirildi.
Kocaeli’de başlanan odak grup çalışmasından
sonra Diyarbakır, Adana, Trabzon, Malatya,
Şanlıurfa, Konya, Aydın, Antalya, Elazığ, Ankara,
eğitim odası sayesinde internet üzerinden aynı
eğitimleri alabiliyorlar.
Eğitim öncesi ve sonrasında gözlemlenen farklılıklar?
Projenin hayata geçirilmesi öncesinde yapılan odak
grup çalışmalarından çıkan sonuçlar ise şöyle;
Ordu ve Bursa gibi 13 ilde de araştırmalar devam
etti. Araştırmalar kapsamında toplam 360 sürücüyle
görüşme yapıldı. Michelin’in, akademisyenlerle
birlikte yürüttüğü araştırmalar sonucunda elde
edilen veriler, eğitim programının öncelikle
ilkyardım, trafikte güvenlik ve iletişim-davranış ana
başlıkları altında toplanması gerekliliğini ortaya
çıkardı. Araştırmanın ardından oluşturulan eğitim
programı da bu çerçevede şekillendi.
Akademisyenler tarafından içeriği hazırlanan
program, “Trafikte Güvenlik”, “Trafikte İletişim ve
Davranış”, “Trafikte İlkyardım” başlıkları altında
hazırlandı. İlk pilot uygulama, 2012 yılında Elazığ
İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Elazığ’da 250
servis şoförünün eğitimiyle hayata geçirildi.
Proje kapsamında bir online eğitim ağı mevcut. Bu
ağ sayesinde yüz yüze, birebir eğitime katılamayan
servis sürücüleri de, internet üzerinden aynı
eğitimleri alabiliyor.
Bugüne kadar hangi illere ulaşıldı? Sırada hangi iller
söz konusu?
2011 yılından beri sürüdülen “İyi Dersler Şoför
Amca” projesi kapsamında Türkiye’nin pek çok
ilinden yaklaşık 10 bin servis şoförüne ulaşıldı.
Michelin ve İSAROD (İstanbul Umum Sevis Aracı
İşletmecileri Esnaf Odası) işbirliğiyle hayata
geçirilen ‘Online Eğitim Odası’ ile ise 2013
yılında 7 binden fazla servis şoförüne ulaşılması
hedefleniyor. İSAROD merkez binasındaki uzaktan
•
Öğrenciler, sürücüleri anne-baba veya
öğretmenleri gibi eğitimin bir parçası
olarak görmek istiyor. Verilen eğitimlerle,
sürücülerin davranışlarının kontrol altına
alınması bekleniyor,
•
Servis araçlarında öğrenci dışında diğer
yolcuların da taşıması yapılmamalı,
•
Eğitimler sadece sürücüleri değil, öğrenci
ve velileri de kapsamalı.
•
Çocukların güvenliğini sağlamak için önce
çocukların bilinçlendirilmesi gerekiyor,
•
Sürücülerin insan ilişkileri açısından
sahip olması gereken özellikler; ”öğrenci
psikolojisini bilmeli ve davranışıyla
öğrencilere örnek ve daha yumuşak,
sevecen, hoşgörülü olmalı özetle
çocuklarla iyi iletişim kurabilmeli” şeklinde
ifade edildi,
•
Çocukların saatinde toplanma noktasında
olmaması, taşıma sürecini zorlaştıran en
önemli nedenlerin başında geliyor,
•
Kimi araçlarda emniyet kemeri bulunmuyor.
Olanlarda da çocuklar emniyet kemeri
takılması konusunda yönlendirilmiyor.
•
Hız kurallarına her zaman uyulmuyor,
•
Velilerle iletişimde zorluklar yaşanıyor,
•
Çocuklar araç içinde disiplinsiz davranıyor,
Eksikliği hissedilen bu alanlarda gerçekleştirilen
eğitimlerle etik değerler ve mesleki ilkeler açısından
olumlu davranışlar sergileyen bilinçli sürücüler
yetiştiriliyor.
2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde,
başlatılan proje, 2013 yılından itibaren İSAROD
(İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf
Odası) işbirliğiyle bu konudaki çalışmalarına
devam ediyor. Projeye yeni bir alan kazandıran
bu işbirliği ile beraber İSAROD merkez binasında
“İyi Dersler Şoför Amca” uzaktan eğitim odası
hazırlandı. Online eğitim imkanı ile servis sürücüleri
yüz yüze alamadıkları eğitimleri internet üzerinden
alabiliyorlar.
Ayrıca 10 bin üyesi bulunan ve her yıl 3 bin
500’e yakın üyeyi bünyesine katan İSAROD, yeni
üyelerine katılım şartı olarak İyi Dersler Şoför Amca
eğitimlerini almasını zorunlu tutuyor.
33
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
Çözümün bir parçası
olmayı, üzerimize düşeni
yapmayı sürdürüyoruz
Yapı Kredi Özel Bankacılık Pazarlama Direktörü İmre Tüylü,
"Ülkem İçin" projesine yönelik sorularımızı yanıtladı.
2006’dan bu yana devam eden “Ülkem İçin”
projesinin, Yapı Kredi özelindeki işleyişinden söz eder
misiniz?
Yapı Kredi, kurulduğu günden bu yana toplumun
sadece ekonomik değil, kültürel ve sosyal alanlarda
da gelişimine katkı sağlamayı kendine ilke edinmiş
bir banka. Koç Holding’in 80. yılında hayata
geçirdiği “Ülkem İçin Projesi” de Yapı Kredi’nin
hedefleriyle örtüşen bir proje. Biz de Yapı Kredi
olarak bu projeye çeşitli ürün ve hizmetlerimiz
ile yakından destek oluyoruz. Bu doğrultuda
Vehbi Koç Vakfı ve Koç Holding işbirliğiyle B
Tipi Ülkem İçin Büyüme Amaçlı Değişken Fon’u
satışa sunarak Ülkem İçin projesine desteğimizi
pekiştiriyoruz. Fondan elde ettiğimiz gelirleri bu
projeye aktarıyoruz.
Ülkem için projesinin son iki yıldaki konsepti
engellilere yönelik uygulamalar. Biz de Yapı Kredi
olarak fonun satışından elde ettiğimiz yönetim
ücretinin yaklaşık yüzde 70’ini okulların engelli
dostu haline dönüşmesi için kullanacağız. Okulların
seçimi ve projelerin değerlendirilmesi ise Yapı
Kredi Portföy, Yapı Kredi ve Koç Holding’den
oluşan bir komite tarafından yapılıyor. Fonun satış
miktarına göre de bu okulların sayısını artıracağız.
Önümüzdeki dönemde Ülkem İçin projelerinin farklı
konulara eğilmesiyle yatırım fonunun da finansman
sağlayacağı alanlar değişebilecek. Böylelikle farklı
konulara duyarlı kişileri de projelere dahil etmeyi
hedefliyoruz.
Bu fonun en farklı ve dikkat çekici yanı ise;
müşterilerimizin tasarruflarını değerlendirmek
üzere cazip bir getiri potansiyeli sunan Ülkem İçin
fonunu aldıkları andan itibaren sosyal sorumluluk
projesine katılımlarını sağlamamız. Bu katkıyı
direkt fon yönetim ücretinden, yani tamamen banka
gelirinden aktarıyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz
sosyal sorumluluk projesine katılım için ek bir
ücret ödemiyorlar. Bu da bir yandan yatırım yapıp
gelir elde etmelerine, diğer yandan Ülkem İçin’in
34
İmre Tüylü
uzun soluklu, güçlü ve güvenilir projelerine destek
olmasına imkan veriyor.
Ayrıca fonumuzun belli bir alt limiti yok. Bu fon,
100 TL karşılığında da alınabiliyor. Böylelikle
yatırımcılar fon sepetlerine yeni bir ürün eklerken
hem getiri kazanabiliyor, hem de ekstra bir ücret
ödemeden Yapı Kredi kanalı ile çok değerli bir
projeye destek oluyorlar. Kredi kartından fon
alınabildiği gibi hesaptan düzenli alım talimatı
da verilebiliyor. Fonu satın alan müşterilerimiz,
gerçekleştirilen projeleri internet bankacılığı
üzerinden adım adım takip edebiliyor.
Alınan sonuçlara ilişkin güncel durum nedir?
B Tipi Ülkem İçin Büyüme Amaçlı Değişken
Fon, piyasaya çıkışından bu yana geçen kısa
sürede 12,5 milyon lirayı aşkın büyüklüğe ulaştı.
Müşterilerimizden gelen talep, projeye başlarken
koyduğumuz hedeflere tahminimizden çok daha
çabuk ulaşacağımızı gösteriyor.
Eklemek istedikleriniz
Yapı Kredi olarak böylesine güzel bir amaca hizmet
eden bir sosyal sorumluluk üstlenmekten dolayı
çok mutluyuz. Bugünkü tabloya baktığımızda
ne yazık ki engelli bireylerin dış mekanlardan
ve hizmetlerden bir kişiden yardım almadan
faydalanamadıklarını görüyoruz. Fiziki kısıtlamalar
nedeniyle eğitim ve çalışma hayatları da oldukça
güçleşiyor. Biz, engellilere erişim tanınmasının
sadece kanuni bir yükümlülük değil, bireysel ve
kurumsal bir sorumluluk olduğuna da inanıyoruz.
Çözümün bir parçası olmayı, üzerimize düşeni
yapmayı sürdürüyoruz. Müşterilerimiz şu ana kadar
yaptıkları yatırımla çok önemli bir misyona hizmet
etmiş oldular. Bu çalışmaların da tıpkı Türkiye’de
bir ilk olarak 2008 yılında başlattığımız Yapı Kredi
Engelsiz Bankacılık Programımız gibi örnek teşkil
etmesini ve engellilerin hayat kalitesini yükseltmeye
yönelik projelerin sayısının artmasını umuyoruz.
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
TNT Ekspres Türkiye’den eğitim
bursu ödülü
TNT Ekspres Türkiye’nin sosyal sorumluluk
kapsamında bu yıl yedinci kez düzenlediği “İşte
Benim Öyküm” yarışmasının kazananları belli
oldu.
“T
NT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” adlı kitap
toplama kampanyası ile kitap ulaştırılan
okullardan 7-14 yaş grubu öğrencilerin katıldığı
öykü yarışmasında finale kalanlar, TNT Ekspres
Türkiye’den eğitim bursu kazandı. TNT Ekspres’in
12 yıl boyunca toplam 2 bin 212 okula 4 milyon 750
bin kitap ulaştırdığı kitap toplama kampanyasının
devamı olan yarışma kapsamında yedi yılda 44
öğrenciye eğitim bursu verildi.
“TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” adlı kitap
toplama kampanyasının devamı niteliği taşıyan
“İşte Benim Öyküm” yarışmasının bu yılki
kazananları belli oldu. Çocukları okumaya teşvik
etmek amacıyla düzenlenen “İşte Benim Öyküm”
yarışması kapsamında kendi hikâyelerini oluşturan
7-10 ve 11-14 yaş gruplarındaki çocuklardan finale
kalanlar, TNT Ekspres Türkiye tarafından eğitim
bursuyla ödüllendirildi.
“İşte Benim Öyküm” yarışmasına öğrenciler, TNT
Ekspres Türkiye’nin kitap toplama kampanyasıyla
kendi okullarına ulaşan kitaplardan esinlenerek
yazdıkları hikayelerle katılıyor. Bu sene 7-10
yaş kategorisinde ilk üçe Ankara Faik Hızıroğlu
İlköğretim Okulu öğrencilerinden M. İslam Demirel,
Görkem Coşkuntuna ve Ömer Can Eltiok girdi.
Jüri Özel Ödülü’nü ise Sinop Karlı Köyü’nden
Karlı TOBB İlköğretim Okulu öğrencisi Onur Usta
kazandı. 11-14 yaş kategorisinde ise Ankara Faik
Hızıroğlu İlköğretim Okulu’ndan Ümmügülsüm
Ertekin birinci; Tokat Erbaa’daki EVYABA
İlköğretim Okulu’ndan Beyzanur Durak ikinci; Sinop
Karlı Köyü’ndeki Karlı TOBB Ortaokulu’ndan Ece
Çavdar üçüncü olurken; Tokat Erbaa’daki EVYABA
İlköğretim Okulu’ndan Yıldıray Karaca Jüri Özel
Ödülü kazandı.
TNT Ekspres Türkiye, yarışmayı kazanan tüm
öğrencilere lise hayatlarının sonuna kadar eğitim
bursu verirken, birinci olan öğrencilerin okullarına
da bilgisayar hediye ediyor. Bu proje kapsamında
TNT Ekspres, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
Zeytinburnu Şubesi’yle beraber çalıştı.
TNT Ekspres 44 öğrenciye eğitim
bursu verdi
“T
NT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” adlı
kampanya kapsamında 12 yılda, 2 bin 212
okula 4 milyon 750 bin kitap ulaştırıldı. 36 bin 373
kişi ve kurumun kitap bağışlarıyla destek verdiği
kampanya için 12 yılda toplam 900 TNT Ekspres
gönüllüsü kitapların tasnifi aşamasında görev aldı.
Yedinci yılına giren İşte Benim Öyküm yarışması
kapsamında ise TNT Ekspres bugüne dek 34’ü
kız 10’u erkek 44 öğrenciye eğitim bursu verdi.
Şemdinli, Sivas, Konya, Kars, Şanlıurfa, Mardin,
Ankara gibi Türkiye’nin dört bir yanından ödül
kazanan bu öğrencilerden 42’si bugün orta veya
lise öğrenimine, 2’si üniversite eğitimine devam
ediyor.
İşte Benim Öyküm yarışmasında finale kalan
öğrencileri seçen jüri üyeleri arasında TNT Ekspres
Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, ÇYDD
Zeytinburnu Şubesi Başkanı Sema Murat, Psikolog
İrem Akduman, Çocuk Kitapları Yazarı Gülsevin
Kıral, Sabancı Üniversitesi Yazma Becerileri
Merkezi’nde yaratıcı yazma hocası ve yazar
Gülayşe Koçak yer alıyor.
35
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
Samsung Akademi’nin
üçüncü ayağı Ankara oldu
Samsung’un kurumsal sosyal sorumluluk projesi
Samsung Akademi, İstanbul ve İzmir’in ardından
Ankara’da da hayata geçirildi. Uygulamalı eğitim
programı Ankara’da ilk yılda 172 öğrenciye
ulaşacak. Proje ile amaçlanan ise, teknik meslek
lisesi öğrencilerini iş hayatına hazırlamak.
S
ansung Akademi eğitim programı kapsamında;
ürün teknik özellikleri ve onarımı, müşteri ile
iletişim ilkeleri, Samsung servis altyapısı ve hizmet
standartları ile ilgili eğitimler verilecek. İki dönem
sürecek şekilde planlanan eğitim, bir öğretim yılı
boyunca devam ediyor. Projede eğitimler haftada
2 gün, 3’er saat sürecek. Eğitimler okul öğrenim
saatleri dışında 17.00 - 20.00 saatleri arasında
U
KSS ları
ama
ygul
“O
kulumdan Olimpiyat Oyunlarına” projesi
kapsamında P&G ve Makro, bu yıl Türkiye
genelindeki okulların spor ekipmanının yanı sıra
teknoloji ekipmanını da yeniliyor.
Çocuklarımız ülkemizin
geleceğidir
roje ortağı Makro Genel Müdürü Mehmet
Songör, P&G ile böyle bir projeye imza
atmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
Makro ve P&G’nin uzun yıllardır iş ortağı olduklarını
belirten Songör sözlerine şöyle devam etti: “Her iki
36
Ankara’da da kapılarını açan Samsung Akademi
çalışmaları kapsamında; 8 farklı teknik meslek
lisesinden öğrenciler, Yenimahalle Teknik
ve Endüstri Meslek Lisesi’nde kurulan yeni
laboratuvarlarda dört farklı ürün grubuyla
ilgili uygulamalı teknik eğitim alan öğrenciler,
bir sene boyunca verilecek eğitimi başarıyla
tamamladıklarında öğrenciler, Milli Eğitim
Bakanlığı ve Samsung onaylı sertifika almaya hak
kazanacaklar.
P&G ve Makro, okulların
spor ekipmanlarını yeniliyor
Türkiye’de çocukların yaşamlarını sporla
iyileştirmek ve Olimpiyat Oyunları ruhunu
çocuklarla buluşturmak hedefiyle başlatılan
“Okulumdan Olimpiyat Oyunlarına” projesi
kapsamında P&G ve Makro, “1 paket = 1
destek” kampanyası ile Türkiye genelinde beş
ilde beş okulun spor ekipmanlarını yeniliyor.
Proje kapsamında P&G ve Makro tarafından
spor ve teknoloji ekipmanı yenilenen Ankara 23
Nisan Ortaokulu’nda, protokolün de katılımıyla
açılış töreni düzenlendi.
P
düzenlenecek. Samsung Electronics Türkiye, bu
proje ile tüketici elektroniği sektörünün ara eleman
ihtiyacını pratik bilgisi ve donanımı yüksek yeni
mezunlarla karşılamayı hedefliyor.
kurum da tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmek ve
toplumun yararını gözetmek gibi ortak bir vizyona
sahip. Bu bakış açısı ile her iki şirket arasında
doğan sinerji projemize güç verdi. P&G ile birlikte
ülkemizin geleceği çocuklarımızın hayatlarını
iyileştiren bir proje içinde olmaktan dolayı mutluyuz.
Makro olarak başkentte başladığımız başarı
serüvenimizde yine başkentteki bir okula destek
olmak da ayrıca bir gurur kaynağı”.
Hedefimiz sporla büyüyen
nesillere destek olmak
A
çılış törenine katılan P&G Türkiye Marka
Müdürü Ayça Demirci, P&G’nin daha
fazla yaşamı iyileştirme amacı doğrultusunda
çalıştığını ve “Okulumdan Olimpiyat Oyunları’na”
projesi ile çocukların yaşamlarını spor yoluyla
iyileştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Demirci,
P&G’nin Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile
10 yıllık işbirliği anlaşması imzalayarak Olimpiyat
Oyunları’nın sponsoru olduğunu ve Türkiye’de spor
ve Olimpiyat Oyunları ruhunu canlandırmak için
girişimde bulunduklarını ifade etti.
STK
CP’mle Hayattayım projesi tamamlandı
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Cerebral Palsy’li
çocuk ve gençlerin hayatını değiştiren projesini
tamamladı.
T
ürkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Cerebral
Palsy (CP) konusunda önemli bir ihtiyaca
cevap veren “Cerebral Palsy’li Çocuk ve Gençlerin
Sosyal Yaşama Katılımlarının ve Rehabilitasyon
Hizmetlerine Erişimlerinin Arttırılması (Cerebral
Palsy’mle Hayattayım)” projesini tamamladı. Proje,
Türkiye genelinde CP veri tabanı oluşturulmasına
katkı sağlayacak.
TSÇV, projeyi İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığı
yaklaşık 1 milyon TL mali destek ile hayata geçirdi.
CP’mle Hayattayım projesinin kapanışı, İstanbul
Caddebostan’da düzenlenen “CP Farkındalık
Yürüyüşü” ile yapılarak, tüm CP’liler ve diğer
engelliler sokağa çıkmaya davet edildi. Yürüyüşe
Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk,
TSÇV İcra Kurulu Başkanı Dr. Altan Edis’in yanı
sıra CP’li çocuk ve gençler ile aileleri ve halk da
katıldı.
Veriler CP konusundaki
çalışmalara kaynak olacak
T
SÇV İcra Kurulu Başkanı Dr. Altan Edis yaptığı
konuşmada; “TSÇV olarak, Cerebral Palsy
alanında yaptığımız farkındalık çalışmalarına bir
yenisini daha başarıyla eklemenin mutluluğunu
yaşıyoruz. Şubat ayında başladığımız Cerebral
Palsy’mle Hayattayım projesi ile bugüne kadar elde
ettiğimiz veriler, Türkiye genelinde oluşturulacak
veri tabanı için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.
Projemiz kapsamında, CP’li genç ve çocuklara
evde rehabilitasyon desteği sağlamanın yanı sıra
onları topluma kazandıracak, sosyalleşmelerini
sağlayacak çalışmalar da yaptık” dedi.
Sosyalleşme çalışmalarına değinen Dr. Altan
Edis, “Yüzme, mozaik yapım atölyesi, fotoğraf
çekimi, atletizm, dans ve ebru çalışmaları ile
CP’li bireylerin sanatsal ve sportif aktivitelere
katılmalarını sağladık. Aileleri de unutmadık.
Çocuklarımızın anneleri ile keyifli bir mutfak
atölyesinde hem yemek yaptık hem de annelerin
birbirleriyle tanışmalarını sağladık. Ayrıca engelli
hukuku, iletişim becerileri, tuvalet eğitimi, beslenme
sorunları ile ergenlik ve cinsel gelişim konularında
da seminerler düzenleyerek aileleri bilgilendirdik”
dedi.
Proje ile Cerebral Palsy tanısı konmuş, 1-20 yaş
grubundaki toplam 4 bin 677 kişiye ulaşıldı. Proje
kapsamında, bin 992 ev ziyareti gerçekleştirilerek,
101 Cerebral Palsy’li bireye evde rehabilitasyon
hizmeti verildi.
37
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
TOG - SİM ortaklığı sosyal
sorumluluk ve sosyal girişimciliğin
gelişimini amaçlıyor
Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından yürütülen ve
U.S. Department of State’in desteklediği, Sosyal
İnovasyon Merkezi’nin de çözüm ortağı olduğu
“Üniversitelerde Sosyal Sorumluluk ve Sosyal
Girişimcilik Pilot Projesi” kapsamında, 26-27
Ekim 2013 tarihlerinde proje sürecinde yer alan
beş üniversiteden akademisyen, idari birim ve
öğrenci temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da “Yol
Haritaları Destek Toplantısı” gerçekleşti.
38
A
kdeniz Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi,
Uludağ Üniversitesi, Giresun Üniversitesi
ve Gaziantep Üniversitesi’nin bir araya geldiği
toplantıda “Üniversitelerde Sosyal Sorumluluk
ve Sosyal Girişimcilik Pilot Projesi Raporu’nun”
değerlendirilmesinin ardından ilgili üniversitelerde
sosyal sorumluluk ve sosyal girişimcilik
çalışmalarının geliştirilmesi amacıyla öneri ve
planlar paylaşıldı.
Bir Usta Bin Usta projesine
Marcom’dan ödül
Anadolu Sigorta’nın 2010 yılından bu yana
sürdürdüğü sosyal sorumluluk projesi Bir
Usta Bin Usta, dünyanın en önemli pazarlama
ve iletişim ödüllerinden biri olan Marcom
Ödülleri’nde 5 kategoride Platin ödülün sahibi
oldu.
B
aşvuruların halkla ilişkiler uzmanlarından
oluşan bir jüri tarafından değerlendirildiği
Marcom Ödülleri’nde yarışmaya katılmak üzere
gönderilen çalışmalar arasında, sektöre referans
teşkil edecek kalitede olanlar Platin Ödül almaya
hak kazandı.
Bir Usta Bin Usta projesi İletişim, Halkla İlişkiler,
Yazılı Basın Kullanımı, Kurumsal Sosyal
Sorumluluk ve İletişim Planı kategorilerinde ödül
kazandı. Bu seneki yarışmaya dünya çapında
6500’den fazla başvuru yapıldı. Başvurular
şirketlerin kurumsal iletişim bölümlerinin yanısıra
halkla ilişkiler ve reklam ajansıları tarafından da
gönderildi. Ödüller ise 200 kategoride medya ve
iletişimle ilgili 7 farklı alanda verildi.
Uyg
KSS
ulam
alar
Bir Usta Bin Usta sosyal sorumluluk projesi,
Türkiye genelinde kaybolmaya yüz tutan meslekleri
yaşatmak, bu mesleklerin yeniden canlanmasını
ve meslek ustalarının deneyimlerinin geleceğe
taşınmasını sağlamak amacıyla hayata geçirildi.
Her yıl 5 farklı ilde ve meslekteki ustaların, toplam
100 gence birikimlerini aktarmasının hedeflendiği
projede 10 yılın sonunda 50 meslekte toplam 1000
ustanın yetiştirilmesi amaçlanıyor.
Proje daha önce 12. Altın Pusula Halkla İlişkiler
Ödülleri’nde - Büyük Ödül; Altın Sabre 2012
Ödülü, Stevie Gümüş Ödül 2012, KSS’nin
Yaygınlaştırılması Ödülü- TKSSD 2012 gibi ulusal
ve uluslararası pek çok ödül kazandı.
Proje, gençlere yönelik yapılan istihdam
çalışmalarını paylaşmak ve genç çalışan nüfus
sayısını arttırmak amacıyla AB Komisyonu
tarafından düzenlenen Pro-Youth Employment
projesinde de Türkiye’yi temsilen en başarılı
örnekler arasında seçildi.
ETİ Çocuk Tiyatrosu,
1.5 milyona yakın çocuğa ulaştı
Uyg
KSS
ulam
a
ETİ Çocuk Tiyatrosu, yeni oyunu “Kral Çıplak” ile 2013-2014 sezonunda minik izleyicilerine
merhaba dedi. 2001 yılından bu yana 6 farklı oyunla 1.5 milyona yakın çocuğa ulaşan ETİ
Çocuk Tiyatrosu, 30 Kasım ve 1 Aralık tarihlerinde İzmir’deki çocuklarla buluştu.
Ç
ocukların kişisel, sosyal ve kültürel
gelişimine katkı sağlayan, kendilerini
daha iyi ifade etmelerine yardımcı olan en
önemli sanat dallarından biri olan tiyatro, ETİ
aracılığıyla çocuklarla buluşmaya devam
ediyor. 2001 yılından beri Hakkari’den
Edirne’ye, Lefkoşa’dan Üsküp’e kadar
yurtiçinde ve yurtdışında onlarca şehirde
ücretsiz tiyatro oyunları sergileyen ETİ Çocuk
Tiyatrosu çocuklara tiyatro sevgisini aşılamayı
amaçlıyor.
ETİ Çocuk Tiyatrosu, 30 Kasım ve 1 Aralık
tarihlerinde İzmir’de Ege Üniversitesi Atatürk
Kültür Merkezi’nde iki gösterim sergiledi.
ı
Hedef 45 il/ilçede 120 bin
çocuğa ulaşmak
B
ugüne kadar “Bisküvi Adam”, “Kakaolu
Olsun”, “Alaaddin’in Sihirli Lambası”,
“Alice Harikalar Diyarında”, “Pinokyo” ve
“Çizmeli Kedi” adlı oyunlarıyla çocuklarla
buluşan ETİ Çocuk Tiyatrosu’nun bu sezon
hedefi en az 120 bin çocuğa daha ulaşmak.
ETİ Çocuk Tiyatrosu, bu sezon 45 il/
ilçede çocukları tiyatro sanatı ile ücretsiz
buluşturacak.
ları
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
Bosch, sürdürülebilirliğe
çevre ve eğitim odaklı
projelerle dikkat çekiyor
Neylan Süer
Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Neylan Süer, KSS Türkiye’ye süregelen kurumsal sosyal
sorumluk projesine ilişkin bilgiler verdi.
Güncel olarak yürüttüğünüz sosyal sorumluluk
projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
“Yaşam için teknoloji” sloganı çerçevesinde
geliştirdiğimiz doğa dostu teknolojilerle enerji ve
su tasarrufu, doğal kaynakların bilinçli kullanımı,
karbon ayak izinin azaltılması, atık yönetimi gibi
sürdürülebilirlik şemsiyesi altında bulunan birçok
farklı konuya dikkat çeken bir markayız. Bu dikkati,
“çevre “ ve “eğitim” odaklı yürüttüğümüz sosyal
sorumluluk projeleriyle daha da yoğunlaştırıyor,
insanları, çevre ve gelecek konusunda daha duyarlı
olmaya yönlendiriyoruz.
Çevre konusunda bilinçli bireyler yaratılmasına
katkıda bulunmak hedefiyle 2008 yılında hayata
geçirdiğimiz ve çok önem verdiğimiz bir projemiz
Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu. Yeni tiyatro
sezonunun açılması ile birlikte gündemimizin
başında bu projemiz yer alıyor.
Bu projenin hedefleri nelerdir?
Çevre ve eğitim bizim birbirinden ayırmadığımız
ve öncelik verdiğimiz iki ana konu. Sürdürülebilir
bir gelecek için çevremizi, doğayı, dünyamızı
korumak gerektiğine ve bunu da ancak eğitimle
yapabileceğimize inanıyoruz. Bu inançla, biz
ve bizden önceki nesillerin yaptıkları yanlışların
tekrarlanmamasını sağlamaya, aynı zamanda
yapılan bu yanlışların doğaya verdiği zararı
mümkün olduğunca azaltmaya çalışıyoruz. Bosch
Çevre Çocuk Tiyatrosu projemizde de tiyatronun
evrensel dilini kullanarak, çocuklarımızı küçük
yaştan itibaren eğlendirirken eğitmeyi hedefliyoruz.
Projeyi uygulamaya ne zaman başladınız?
2008 yılı itibariyle hayata geçirdiğimiz Bosch
Çevre Çocuk Tiyatrosu kapsamında 2008 ve
2010 yılları arasında ilk sahnelediğimiz oyun
Çevreci Nasreddin Hoca Kukla Oyunu oldu.
40
2010 yılından bu yana ise ise Sadri Alışık Kültür
Merkezi işbirliğiyle hazırladığımız La Fonten Orman
Mahkemesinde adlı yeni oyunumuzu sahnelemeye
devam ediyoruz.
Proje bugüne kadar neler kazandırdı?
İki oyunumuz ile toplamda 70 binin üzerinde
çocuğumuza ve ailelerine ulaşarak, çevre koruma
bilinci, doğa ve hayvan sevgisi aşılamış olduk.
Projeyle ulaşmak istediğiniz nokta neresidir? Bunun
şirkete katkısı ne olacak?
Tiyatromuz, yeni sezona 21 Eylül’de Antalya’dan
merhaba dedi. 27 Ekim’de Akşehir’deki ve 3
Kasım’da da Burdur’daki sahnesini tamamlayan
tiyatromuz, sırasıyla Marmaris, Bodrum, Denizli,
Aydın, Uşak, Manisa, İzmir, Kütahya ve Balıkesir
illerini gezerek, sezon kapanışını Çanakkale’de
yapacak. Böylece, Eylül 2013 - Haziran 2014
boyunca toplam 19 hafta sonu ve 76 temsil
gerçekleştirecek, daha binlerce çocuğumuza ve
ailesine çevre bilinci aşılayacak. Her şeyden önce
bu hedefimizi başarıyla tamamlamak istiyoruz.
Diğer taraftan, markamız adına yürüttüğünüz tüm
bu çalışmalar, topluma sağladığımız katkının yanı
sıra zaten çok yüksek olan marka algısını daha
da olumlu etkiliyor. Markaya atfedilen “güvenilir,
kaliteli ve doğa dostu” gibi bizim en başından beri
sahiplendiğimiz değerleri daha da belirginleşiyor.
Bu proje için bugüne kadar ne kadar yatırım
yaptınız? Planlanan bir yatırım tutarı var mı?
Genel olarak, pazarlamada iletişim bütçemizin
yüzde 8 ile yüzde 10 arasında bir bölümünü,
doğa dostu ürünlerimizin tanıtımına ve sosyal
paydaşlarımızla yürüttüğümüz bütün sosyal
sorumluluk projelerimize ayırdığımızı söyleyebiliriz.
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Opet’in Temiz Tuvalet Kampanyası
13 yıldır devam ediyor
OPET, ‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile tuvalet hijyeni konusunda Türkiye’de köklü bir değişim
yaratmayı ve kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedefledi.
O
pet, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından
ilan edilen Dünya Tuvalet Günü’nde hazırladığı
çarpıcı TV reklamı ile konuyu tekrar gündeme
taşıdı.
‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile Türkiye’de 7
milyonu aşkın kişiye ulaşan ve kampanyanın
başarısını yurtdışına da taşıyan OPET, 19 Kasım
Dünya Tuvalet Günü’nde konunun önemini
hazırlanan reklam filmi ile yineledi. Filmde
izleyiciye «Bugün Dünya Tuvalet Günü. Komik mi
buldunuz? Peki size çarpıcı veriler söylersek hala
komik bulacak mısınız?” diye soruldu ve ardından
dünyada günde yaklaşık 2 bin çocuğun temiz
tuvalet olmadığı için hayatını kaybettiği ifade edildi.
OPET, ‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile 13
yıldır Türkiye’de hijyen bilincini yerleştirmek için
çalışmalarını sürdürüyor. 2000 yılından bu yana
sürdürülen ve Türkiye’de gerçekleştirilen en uzun
soluklu toplumsal projelerden olan ‘‘Temiz Tuvalet
Kampanyası’’ ile OPET, kendi istasyonlarından
başlayan tuvalet temizliği ve hijyenini
yaygınlaştırmak amacıyla yürüttüğü dönüşümü
kalıcı hale getirmeyi başardı. OPET akaryakıt
istasyonlarındaki personele eğitimler verilirken,
tuvaletleri hijyenik bir ortama kavuşturuldu, engelli
tuvaleti şartı getirildi. İstasyonlara bebek bezi
değişim üniteleri yapıldı. Çocuk ve yetişkinleri
eğitmek amacı ile çizgi filmler ve reklam filmleri
hazırlanarak televizyonlarda yayınlanması
sağlandı. Proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı
ve Kültür Bakanlığı ile işbirliği yapılarak, okullarda
öğrenci ve öğretmenlere de eğitim verildi.
Proje kapsamında eğitim veren OPET Yönetim
Kurulu Üyesi Nurten Öztürk liderliğindeki OPET
Eğitim Ekibi, Türkiye genelinde 72 ili gezerek
5,5 milyon km’den fazla yol kat etti. 5500 saat
eğitimle 7 milyonu aşkın kişi, doğru ve temiz tuvalet
kullanımı konusunda bilgilendirildi. Kampanya
çeşitli kurum ve kuruluşlardan işbirliği çağrıları
almaya devam ediyor. Projenin bundan sonraki
adımlarında; Türkiye’de yapılan çalışmaların
sürdürülebilir kılınması hedeflenirken, Suudi
Arabistan ve Makedonya ile başlayan yurtdışı
açılımlarının devam etmesi öngörülüyor.
Öte yandan OPET, Türk Standartları Enstitüsü’nün
talebi üzerine, halka ve müşterilere açık tuvaletlerin
standartlarını yeniden belirledi. Yeni standartlar,
İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı uygulamayla işyeri
ve restoran tuvaletleri de dahil olmak üzere tüm
tuvaletlerde zorunlu kılındı.
OPET Temiz Tuvalet Kampanyası, 2004 yılında
IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği) Golden
World Awards yarışmasında “Sosyal Sorumluluk
Projeleri” kategorisinde birinci seçildi. Aynı yıl
TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği) 3. Altın
Pusula Ödülleri’nde “Sosyal Sorumluluk Projeleri”
41
kategorisinde ve Nokta Dergisi “Doruktakiler”
anketinde “Sosyal Sorumluluk Kampanyaları”
kategorisinde birinci oldu. OPET, 2013 yılında iş
dünyasındaki üstün performansları onurlandıran
Uluslararası Stevie Ödülleri’nde de Yılın Sağlık,
Güvenlik ve Çevre Programı kategorisinde “Temiz
Tuvalet Kampanyası” ile ödüle layık bulundu.
ve her gün yaklaşık 2 bin çocuk önlenebilir ishal
nedeniyle hayatını kaybediyor. Gelişmekte olan
ülkelerde kanalizasyon ve temiz su yetersizliği
nedeniyle yıllık 260 milyon dolar kayıp yaşanıyor.
Tuvalet imkanı temel insan saygınlığı için de önem
taşıyor. Tuvalet imkanı olmayan kadınlar tecavüz
ve istismar riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Çocuklar hayatını kaybediyor
BM rakamlarına göre, 7 milyarlık dünya nüfusunun
6 milyarı cep telefonuna sahipken ancak 4,5 milyar
kişinin uygun koşulları taşıyan tuvalet imkanı
bulunuyor.
İ
statistiklere göre dünyada her üç kişiden birinin
uygun koşullarda tuvalet imkanı bulunmuyor
Türkiye, sanayi - çevre ilişkisine ışık
tutacak Karbon Zirvesi’ne hazırlanıyor
1. İstanbul Karbon Zirvesi Karbon Yönetimi
-Teknolojileri ve Ticareti Konferansı, 3-5 Nisan
2014 tarihleri arasında, uluslararası düzeyde
1000’i aşkın katılımla, İstanbul’da düzenlenecek.
Organizasyon Komitesi’nde yer alan ve
destekleyen kuruluşlar arasında PAGDER’in de
bulunduğu Karbon Zirvesi’nde, küresel karbon
salımıyla bağlantılı sorunlar, sanayi çevre ilişkisi
ve Türkiye’nin de gündeminde bulunan karbon
ticaretiyle ilgili önemli toplantılar, oturumlar
gerçekleştirilecek.
P
AGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin
Semerci, dünyaca ünlü akademisyenler, sektör
profesyonelleri, Türkiye’de konusunda deneyimli
akademisyenler ve sektörünün önde gelen
isimlerinin buluşacağı Karbon Zirvesi’nin sanayiçevre ilişkisine yönelik kapsamlı bilgi almaya imkan
tanıması yanında, plastik sanayisinin çevreyle
ilişkisi konusunda kamuoyuna yayılan yanlış
bilgilerin düzeltilmesi için de çok önemli fırsatlar
sunacağını söyledi.
Kyoto protokolü ile getirilen kurallar sonrasında
dünyada önemi giderek artan “karbon ticareti” ve
sanayi-çevre ilişkisi, 1. İstanbul Karbon Zirvesi’nde
tartışılacak. Türkiye’de ilk kez düzenlenen zirvede,
sera gazlarına yönelik politika ve uygulamalar,
karbon ticareti ve finansmanı, temiz enerji üretim
ve tüketim teknolojileri, sektörel karbon salımı
uygulamaları, orman ve toprak kullanımı konuları
ana başlıklar olarak ele alınacak.
PAGDER’in de desteklediği; kapsamlı bilgi sağlama
açısından önemli bir fırsat sunan Karbon Zirvesi’ne
42
ilgili bütün kamu kurumları yanında, çok sayıda
sektörel sivil toplum örgütü ve üniversite de destek
sağlıyor.
Uluslararası düzeyde 1000’i aşkın katılımın
beklendiği zirvede, yaklaşık 16 oturum ve 11
konuşmacının yer alması planlanıyor. Karbon
Zirvesi’ne davet edilen Avrupa Birliği, Uluslararası
Karbon Hareketi Ortaklığı (ICAP), Uluslararası
Emisyon Ticareti Derneği (IETA), Bölgesel
Çevre Ofisi (REC), Avrupa Finans Birliği (EFA),
Point Carbon gibi uluslararası kuruluşların
konuşmacılarının yanı sıra EPDK, Enerji,
Orman-Su, Çevre, Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlıkları’ndan temsilciler de Türkiye’deki
durumu anlatacak.
Sanayi-çevre, karbon ticareti, karbon ticareti
finansmanı, enerji verimliliği alanlarında sunumların
öne çıkacağı zirveyi değerlendiren PAGDER
Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, “Sanayiçevre ilişkisi konusunda en hassas sektörlerden biri
plastik sanayisidir. Çünkü plastikler en fazla haksız
rekabete konu edilen ürünlerin başında geliyor. 1.
İstanbul Karbon Zirvesi’nin elbette ana konuları
karbon ticareti ve finansmanı, sanayi-çevre ilişkisi.
Bizim açımızdan ise sanayi-çevre ilişkisinde
artık ‘şehir efsanelerinden’ kurtularak bilimsel
bazlı, gerçekçi ve gerçek anlamda duyarlılığı
oluşturacak bir tartışma ortamının bu platformda
başlatılabilmesi” dedi.
Kurumsal sosyal sorumluluk noktasında da büyük
önem taşıyan etkinlikte uluslararası işbirliklerinin
önünün açılması da hedefleniyor.
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Peugeot ile Engelsiz
Yaşam projesi farklı
etkinliklerle sürüyor
Peugeot, sürdürülebilir kalkınmayı hedef alarak
başlattığı “Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projesi
kapsamında yeni bir etkinlik düzenledi.
Ö
nemli bir kurumsal sosyal sorumluluk
çalışması olan “Peugeot ile Engelsiz Yaşam”
projesi farklı etkinliklerle devam ediyor.
“Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projesi kapsamında,
Peugeot çalışanları ve bayilerinden oluşan 10
gönüllü ve aralarında Suat Ayöz Trafik Mağdurları
Derneği'nden de engelli arkadaşlarımızın
bulunduğu farklı engelli gruplarından 10 kişi 5 - 8
Ekim tarihleri arasında Kaş'ta “Dalmak Özgürlüktür”
etkinliği çerçevesinde bir araya geldiler.
“Dalmak Özgürlüktür” etkinliği, T.C. Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı desteğiyle, Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam
Derneği (AYDER) işbirliği ile gerçekleştirildi.
T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık
Müşavirleri Ayhan Metin ve Kenan Önalan'ın da
katıldığı etkinlikte engelli arkadaşlarımıza Peugeot
gönüllüleri eşlik ettiler. Peugeot gönüllüleri ve
engelli arkadaşlarımız etkinlik boyunca eşleşerek,
birlikte konakladılar ve engelli arkadaşlarımızın
tüm ihtiyaçlarını karşıladılar. 3 gün boyunca süren
etkinlik kapsamında engelli arkadaşlarımız, sualtı
dünyasının iyileştirici ve özgürleştirici gücü ile
buluşarak, hayatları boyunca unutamayacakları
bir deneyim yaşadılar. Ayrıca farklı spor etkinlikleri
ve sosyal aktivitelerle hep birlikte eğlenceli vakit
geçirdiler.
T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli
ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakanlık
Müşaviri Ayhan Metin; “Bu projede Bakanlığımız,
Birleşmiş Milletler, Alternatif Yaşam Derneği ve
Peugeot işbirliği yaparak çok güzel bir çalışma
örneği göstermiştir. Burada olduğu gibi bütün
çalışmalarımızda bunu yapmak istiyoruz.
Böylelikle toplumsal entegrasyon daha hızlı ve
etkin bir şekilde yaygınlaşacaktır. Ortopedik
engelli bir birey olarak buradaki organizasyonda
su altında özgürlüğü yakalamanın ve çok güzel
vakit geçirmenin ötesinde Peugeot çalışanlarının
ve AYDER gönüllülerinin zihinlerdeki engelleri
kaldırma çabası en kıymete değer iş idi. Esas
olarak bütün mesele zihinde… Bundan sonraki
aşamada Peugeot’un engelsiz ürünlerini ve
Peugeot ile Engelsiz Yaşam projesinin bir sonraki
aşamasını heyecanla bekliyoruz” dedi.
UNDP - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi
Direktör Yardımcısı Hansın Doğan duygularını
“Ölümsüzlüğe inanan Likyalılar'ın antik kenti
Kaş, mesajı nesiller boyu aktarılması gereken bir
organizasyona ev sahipliği yaptı: Hayata katılım
için hiçbir engel olamaz” şeklinde ifade etti.
Alternatif Yaşam Derneği AYDER’in Kurucusu ve
Başkanı Ercan Tutal: “Spor aracılığı ile toplumsal
değişim - sport for social change - özellikle
sosyal sorunların çözümsüzlükler içinde biriktiği
ve 'büyük azınlık engellilerin' dışlanmaya maruz
bırakıldığı ülkelerde dinamik ve öncü bir rol oynar.
Dalmak Özgürklüktür projesi bu misyonla engelsiz
bir yaşama atılmış en girişimci adımlardan bir
tanesidir. Bir kez daha 'sualtı dünyasının iyileştirici
ve özgürleştirici gücünü' (J.M.Cousteau) yaşadık”
dedi.
Konu hakkında görüşlerini bildiren Peugeot Türkiye
Genel Müdürü Marc Bergerettı: “Engelli bireyleri
sosyal hayata dahil etmek, onlara hareket ve
ulaşılabilirlik sağlamak amacıyla başladığımız
“Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projemizde,
2013 yılı boyunca yaptığımız eğitim ve farklı
etkinliklerle başarılı ve sağlam adımlar attık. Sosyal
sorumluluklarını yerine getiren, duyarlı, ülkenin
geleceğine sahip çıkan ve toplumsal kalkınmayı
hedefleyen bir kurum olarak, engellilik konusunda
toplumsal duyarlılığı da arttırdığımıza inanıyoruz.
Bu nedenle projenin sürdürülebilirliğini sağlayarak,
engelsiz bir yaşam için engelleri birlikte aşmaya
devam edeceğiz” dedi.
43
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
Global Citizen, sosyal sorumluluk
projelerine katılma şansı sunuyor
AIESEC Türkiye, Global Citizen programı
kapsamında üniversite hazırlık 1. ve 2. sınıf
öğrencilerine dünyanın farklı bölgelerinde
gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projelerine
katılma şansı sunuyor.
K
atılımcılara, diğer ülkelerden gelen proje
gönüllüleriyle tanışma ve liderlik gelişimlerine
katkıda bulunma imkanı sağlayan program en az
6 hafta sürecek. Katılımcılar program kapsamında,
gittikleri ülkede AIESEC’in anlaşmış olduğu diğer
U
sivil toplum kuruluşları, anaokulları, yaz kampları,
okul vb. yerlerde görev alabilecek.
Global Citizen programına katılmak isteyen
üniversite öğrencileri için 03 Kasım 2013 günü
İngilizce sınavı gerçekleştirilecek. Sınavı geçen
öğrencilere her aşamada, AIESEC gönüllü
çalışanları yardımcı olacak. Programa katılmak
ve başvuruda bulunmak isteyen öğrenciler,
AIESEC web sitesinden detaylı bilgi alabiliyor ve
başvurularını site üzerinden gerçekleştirebiliyorlar.
KSS ları
ama
l
u
g
y
Doğan Organik, projesiyle BITC’nin
forumuna katıldı
Doğan Organik Ürünler, kurumsal sosyal
sorumluluk anlayışını yaygınlaştırmak üzere
İngiliz iş dünyası tarafından 1982 yılında
Londra’da kurulan “Business in the Community
- BITC”nin düzenlediği “European CSR Award
Best Practice Exchange Forum”a katıldı.
B
ITC’nin Corporate Social Responsibility
Europe’un Avrupa çapında düzenlediği ödül
programında başarı kazanan projelerin detaylarını
paylaşmak amacıyla gerçekleştirdiği forumun
Türkiye’den tek katılımcısı Doğan Organik Ürünler
oldu. Doğan Organik Ürünler adına forumda
konuşma yapan Doğan Holding Kurumsal İletişim
Direktörü Rişe Özkan, kurumsal sosyal sorumluluk
uzmanları ve iş dünyası temsilcilerinden oluşan
44
topluluğa projenin detaylarını ve başarısını anlattı.
Rişe Özkan şunları söyledi: “Bu forum Avrupa
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri Programı’nda
ödül almış projelerin başkalarına ilham kaynağı
olmasını sağlamak, benzer projelerin hayata
geçirilmesi konusunda şirketlere cesaret vermek
amacıyla düzenlendi. 30 ülkenin 60 projesi
arasından Business In The Community’nin
burada deneyimlerini paylaşmak üzere seçtiği 6
projeden biri olarak buradayız. Kelkit ve çevresinin
sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak amacıyla
2002 yılında başlattığı projenin başarısının bugün
farklı kurumlar tarafından teyit edilmesi gurur
verici. Bu projenin başkalarına da ilham vermesini
umuyoruz.”
STK
Yedi Bölge Yedi Orman projesi İle
Adıyaman yeşilleniyor
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği tarafından
‘‘Yedi Bölge Yedi Orman’’ ağaçlandırma
projesi kapsamında Adıyaman merkez Atakent
Beldesi Atatürk Barajı sağ sahilinde fidan dikimi
gerçekleştirildi.
P
rojenin üçüncü ayağını Adıyaman’da hayata
geçirdiklerini söyleyen İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği Genel Sekreteri Tevfik Türker,
“Bu proje kapsamında daha önce Bilecik ve Bursa
illerinde 20 bin fidan dikimini gerçekleştirdik.
Adıyaman ilimizde de sosyal sorumluluk
çerçevesinde 10 hektarlık arazide 20 bin fidanı
toprakla buluşturuyoruz. Bu faaliyetle amacımız
madencilikle çevreciliği birlikte yaşaması gerektiğini
vurgulamak ve madenciler ile çevrecileri el ele
hatta birbirlerini anlayarak yaşamalarını ve önlerine
çıkacak problemleri birlikte çözmektir’’ dedi.
Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş ise İstanbul
Maden İhracatçıları Birliği’nin ilde sosyal
sorumluluk projesi kapsamında 20 bin fidan dikerek
doğaya katkıda bulunmalarının mutluluk verici
olduğunu belirterek, “ Bu proje ile Atatürk Barajı’na
kıyısı bulunan köylerde meyve fidan türleri
dikilerek, köylülerimize ekonomik anlamda katkı
sağlayacağız. Hedefimizde 1 milyon meyve fidanı
dikimi var. Bu projenin sonuçlanması ile birlikte
köyden kente göçün tersine döneciğine inanıyoruz.
Madencilerimiz doğayı tahrip eder ama İstanbul
Maden İhracatçıları Birliği duyarlı davranarak
yaptığı bu tür etkinliklerle bunu telafi etmektedir’’
şeklinde konuştu.
Sun-Ka geri dönüşüme
dikkat çekiyor
Sun-Ka Kağıt Çorum ve Sungurlu çevresinde
‘‘Bir kilo kağıt getir, bir fidan götür’’ isimli
sosyal sorumluluk projesi ile atık kağıtları geri
kazandırıyor.
G
eri dönüşüm konusunda bilgilendirme
çalışmalarına hız verdiklerini belirten Sun-Ka
Kağıt Genel Müdürü Zeki Öztekin, genç kuşaklara
geri dönüşümün önemini ve çevre için ne kadar
önemli olduğunu anlattıklarını söyledi.
Öztekin, “Bu bilinç bütün insanlarımıza yayılmalı.
Öncelikle çocuklarımızda ve gençlerimizde bu
bilincin yerleşmesini sağlamalıyız ki, sonraki
kuşaklara aktarılsın’’ dedi.
Köylerdeki öğretmenlerin, bu bilinç
sayesinde öğrencilerinin eğitim ihtiyaçlarını
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
karşılayabildiklerini anlatan Öztekin, kullanılmış ve
atık kağıtları toplayarak, Sun-Ka’ya getirdiklerini
belirtti. Sektördeki firmaların halen yurtdışından atık
kağıt ithal ettiğine dikkat çeken Öztekin, bu ithalatın
durdurulabilmesi için başta evlerdeki bilincin
değişmesi gerektiğini ve kağıtları kağıt, camları
cam ve plastiklerin de plastik çöplerine atılması
gerektiğini vurguladı.
En büyük sorunlarının temiz hammadde
bulamamaktan kaynaklandığını dile getiren Zeki
Öztekin, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde
Türkiye’de de aynen uygulanmasına çalışılan çevre
yasasına dikkat çekti. Öztekin, devletin toplum
bilincini artırmak için kamu spotu olarak gerek yazılı
gerekse görsel medyada önemli çalışmalar sarf
ettiğini dolayısıyla artık kağıtların çöpe düşmeden
ayrıştırılması gerektiğini belirtti.
Eğitim odaklı KSS uygulamaları
olan şirketlere işbirliği fırsatı
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), okul öncesi ve
mesleki eğitime yönelik 20 Milyon TL’lik bir mali
destek programı ilan etti.
B
u mali destek programının iki temel amacı,
İzmir’de okul öncesi ve mesleki eğitim
alanlarında yenilikçi yöntemlerin uygulanması ve
İzmir’de okul öncesi ve mesleki eğitime yönelik
olarak kullanılan atölye, laboratuar, sınıf gibi eğitim
ortamlarının makine-teçhizat, eğitim materyalleri
açısından geliştirilmesi olarak açıklandı.
İZKA tarafından bu amaçlara yönelik projelere
proje başına verilecek destek miktarı asgari
200.000 TL ve azami 800.000 TL arasında olacak.
İZKA projelerin toplam uygun maliyetinin kar
amacı gütmeyen başvuru sahipleri için %90’ını
karşılayacak.
STK
Eğitim alanında KSS çalışmaları yürüten şirketler,
İZKA’nın mali destek programına başvurmak
isteyen proje sahibi kar amacı gütmeyen kurum
ve kuruluşların (genelde okullar, üniversiteler,
sivil toplum kuruluşları) projelerine sponsor olarak
veya mesleki eğitim projelerinde istihdam, staj
vb. imkanlar sağlayarak destek verebilirler. Bu
şekilde işbirlikleri içeren projeler değerlendirme
aşamasında öncelikli olacak.
3. Uluslararası Yeşil Binalar
Zirvesi 20-21 Şubat’ta yapılacak
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK)
tarafından yapı sektörünün yeşil dönüşümüne
rehberlik etmek amacıyla bu yıl üçüncü kez
düzenlenecek olan “Uluslararası Yeşil Binalar
Zirvesi”, 20-21 Şubat 2014 tarihlerinde Lütfi
Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
Zirve, Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilir/
yeşil bina sektörünün önde gelen paydaşlarını,
gayrimenkul ve inşaat şirketlerinin üst düzey
yöneticilerini ve konusundaki en uzman kişileri
konferans, panel ve seminerlerde bir araya
getirecek, yapı sektöründe bilgi paylaşımı için
nitelikli bir tartışma ortamı oluşturacak.
K
onferansın temel amacı, 21. yüzyılın başında
Türkiye’de en iyinin yapılmasını teşvik etmek
için ulusal ve uluslar arası alanda en iyileri bir
araya getirmek; tasarımda sınırları aşan projelerin,
yenilikçi fikir ve modellerin zirve katılımcılarına
ilham vermesini sağlamak.
Dünya Yeşil Binalar Konseyleri Avrupa Bölgesel
Ağı (WGBC Europe Regional Network)’nın 2014
46
İZKA yetkilileri, bu mali destek programının
eğitim alanında kurumsal sosyal sorumluluk
(KSS) çalışmaları yürüten şirketler için bir
fırsat oluşturabileceğini düşünüyorlar. İZKA, bu
şirketleri ve mali destek programına proje sunacak
potansiyel başvuru sahiplerini bir araya getirmeyi
hedefliyor.
yılındaki ilk toplantısı, 20 Şubat 2014 tarihinde
Zirve’ye paralel olarak ÇEDBİK ev sahipliğinde
Türkiye’de düzenlenecek.
Ayrıca, Türkiye’nin ilk Ulusal Yeşil Bina
Sertifikası’nın lansmanı da Zirve’de gerçekleşecek.
“Yeşil Okullar” projesinin Türkiye
ayağı Zirve’de tanıtılacak
T
ürkiye’de Yeşil Dönüşümün lideri ÇEDBİK
bugüne kadar sürdürdüğü bilinçlendirme
çalışmalarına bir yenisini daha ekledi ve Cape
Town Dünya Yeşil Binalar Konseyleri Kongresi’nde
“Yeşil Okullar” anlaşmasına imza atarak Türkiye’yi
projeye dahil olan 20 ülke arasına soktu. Yeşil
Okullar Projesi, öğrencilerin sağlıklı, güvenli ve
daha verimli binalarda eğitim alabilmesi temeline
dayanan uluslararası çok paydaşlı bir proje.
Projenin amacı, daha sağlıklı binalarda eğitim alan,
bu sayede akademik açıdan daha başarılı, daha
sağlıklı nesiller yetişmesine katkı sağlamak.