CORDARONE® 200 mg Bölünebilir Tablet Prospektüs Bilgisi

Transkript

CORDARONE® 200 mg Bölünebilir Tablet Prospektüs Bilgisi
CORDARONE®
200 mg Bölünebilir Tablet
FORMÜLÜ
Bir bölünebilir tablette:
Amiodaron hidroklorür ...............200 mg.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Farmakodinamik Özellikleri:
Anti-aritmik özellikleri :
- Kalp kası liflerinde aksiyon potansiyelinin 3. fazını uzatarak potasyum akımının
yavaşlamasına yol açar (Vaughan Williams Sınıf III);
- Bradikardi yapan etkisi sinüs otomatizmasının azaltılmasına bağlıdır; bu etki atropin ile
antagonize edilmez;
- Non-kompetitif alfa ve beta antiadrenerjik etkisi vardır;
- Sinoatriyal, atriyal ve nodal iletide yavaşlamaya yol açar. Bu ileti kalp atım hızına bağlı
olarak artar;
- İntraventriküler iletide değişiklik oluşturmaz;
- Refrakter evrelerde uzamaya ve atrial, nodal ve ventriküler düzeylerde miyokardın
eksitabilitesinde azalmaya yol açar.
- Atriyoventriküler yan yollarda refrakter evreleri uzatır ve iletiyi yavaşlatır.
Diğer özellikler :
- Periferik direnci orta derecede azaltmak ve kalp atım hızını düşürmek yoluyla oksijen
tüketimini azaltır.
- Miyokard arterlerinin düz kasları üzerine doğrudan etkiyle koroner kan akışını artırır.
Negatif inotrop etki söz konusu olmadığından ve periferik direnç ve basınç azaldığından
kardiyak debiyi korur.
Farmakokinetik Özellikleri:
Amiodaron, yavaş taşınan bir moleküldür ve dokulara afinitesi yüksektir.
Oral yolla alındığında biyoyararlanımı bireysel farklılıklar gösterir ve %30-80 arasında
değişir (ortalama değer % 50’dir). Tek bir dozu takiben, 3-7 saatte pik plazma düzeyine
erişilir. Terapötik etki, genellikle bir hafta içinde (bu süre birkaç gün ile iki hafta arasında
değişebilir) elde edilir.
Amiodaronun yarı-ömrü uzundur ve belirgin bireysel farklılıklar gösterir (20-100 gün).
Tedavinin ilk günlerinde ilaç, başta yağ dokusu olmak üzere vücudun hemen hemen bütün
dokularında birikir. Atılım birkaç gün sonra başlar ve bireysel farklara göre bir ay ila birkaç
ay içinde sabit plazma yoğunluğuna ulaşılır.
SB onay tarihi: 17.07.2007
1
Yukarıdaki özelliklerden dolayı yükleme dozu, terapötik etkiyi sağlamak için gerekli doku
doyumuna hızla ulaşılacak şekilde düzenlenmelidir.
İyodun bir bölümü molekülden ayrılır ve iyodür halinde idrara geçer. Amiodaron günde 200
mg dozunda uygulandığında idrarla atılan iyodür miktarı 6 mg/24 saat kadardır. Molekülün
geriye kalan kısmı, dolayısıyla iyodun büyük bir bölümü karaciğerde metabolize olduktan
sonra feçesle atılır.
Böbrek eliminasyonunun ihmal edilebilir düzeyde olması, böbrek yetmezliği olan
hastalarda standart dozların uygulanabilmesini sağlar.
İlacın atılımı, tedavinin kesilmesinden sonra birkaç ay süresince devam eder; bu nedenle
ilacın 10 gün ila 1ay boyunca etkinliğini sürdürebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
ENDİKASYONLARI
Cordarone Bölünebilir Tablet aşağıda belirtilen durumların tekrarının önlenmesi için
kullanılır:
- Yaşamı tehdit eden ventriküler taşikardi: tedavi hastanede, yakın monitorizasyon altında
başlatılmalıdır.
- Tanısı konmuş, semptomatik ventriküler taşikardi.
-Tanısı konmuş, tedavi gerektiren supraventriküler taşikardi; Diğer tedaviler için
kontrendikasyon veya direncin söz konusu olduğu durumlarda.
- Ventriküler fibrilasyon
Supraventriküler taşikardi tedavisi: Atrial fibrilasyon veya flutter'ın kardiyoversiyonu veya
ventrikül hızının yavaşlatılması
Amiodaron ayrıca, koroner hastalığı ve/veya sol ventrikül fonksiyon bozukluğu olan
hastalarda antiaritmik olarak kullanılabilir (bkz. “Farmakodinamik Özellikler”).
KONTRENDİKASYONLARI
Cordarone Bölünebilir Tablet aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
- Pacemaker kullanılmayan sinoatrial blok veya sinüs bradikardisi olguları;
- Pacemaker kullanılmayan hasta sinüs sendromu (sinüs aresti riski);
- Pacemaker kullanılmayan yüksek dereceli ileti bozuklukları;
- Hipertiroidizm (amiodaronun şiddetlendirme olasılığı nedeniyle);
SB onay tarihi: 17.07.2007
2
- İyod'a veya amiodarona karşı aşırı duyarlılık halleri;
- II. veya III. derece kalp bloğu;
- Bradikardi nedenli senkoplarda;
- Torsade de Pointes'a neden olan ilaçlarla kombine kullanım:
·
·
·
·
·
Sınıf I a antiaritmikler (kinidin, hidrokinidin, dizopiramid, vs.),
Sınıf III antiaritmikler (sotalol, dofetilid, ibutilid, vs.),
Sultoprid,
Bepridil, sisaprid, difemanil, IV eritromisin, mizolastin, sparfloksazin vs. gibi diğer ilaçlar
(Bkz. “İlaç Etkileşmeleri”)
Sparfloksazin
Bu ilacın aşağıdaki ilaçlarla kombine kullanımı GENEL OLARAK ÖNERİLMEZ:
· enjektabl diltiazem,
· halofantrin, pentamidin, moksifloksazin,
· bazı nöroleptikler (tiyoridazin, klorpromazin, levomepromazin, trifluoperazin,
siyamemazin, sülpirid, amisülpirid, tiaprid, pimozid, haloperidol, droperidol),
· ve sotalol ve esmolol dışındaki beta-blokerler (Bkz. “İlaç Etkileşmeleri”).
· Hamileliğin son altı ayında
· Laktasyon (Bkz. “ Laktasyon”)
UYARILAR / ÖNLEMLER
Uyarılar:
Tedaviye başlamadan önce EKG ölçümlerinin yapılması gerekir.
- Yaşlı hastalarda kalp hızını belirgin bir şekilde azaltabilir.
- Amiodaron güçlü bir CYP enzim inhibitörüdür. Dolayısıyla bazı ilaçların serum
konsantrasyonlarının artmasına yol açabilir.
- QT aralığında uzama, amiodaronun farmakolojik özelliklerinin bir sonucudur. Bu nedenle
ilaç, tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de
Pointes hastalarında kullanılmamalıdır.
- Cordarone Bölünebilir Tablet, EKG değişikliklerine yol açabilir. Bu "cordaronik"
değişiklik, repolarizasyonun uzamasına bağlı olarak QT aralığında uzamaya neden olur.
Buna eşlik eden U dalgaları görülebilir; bu amiodaronun terapötik etkisinin bir belirtisi olup,
toksisite değildir.
- 2. veya 3. derece A-V blok, sinoatrial blok veya bifasiküler blok gelişmesi durumunda
tedavi kesilmelidir. 1. derece atriyoventriküler blok gelişmesi yakın takip gerektirir.
- Bileşikteki iyot, bazı tiroid testlerinin yanlış sonuç vermesine yol açar (radyoaktif iyodun
bağlanması, PBI); Bununla beraber, tiroid fonksiyon testlerinin değerlendirilmesi mümkün
olur (T3, T4,TSHus). Hipotiroidi veya hipertiroidizme neden olabilir.
SB onay tarihi: 17.07.2007
3
+ Sotalol dışındaki beta blokerler (kontrendike kombinasyon), esmolol (kullanımı dikkat
gerektiren kombinasyon), verapamil ve diltiazem ile kombine kullanılması, sadece yaşamı
tehdit eden ventriküler ritm bozukluklarında düşünülmelidir. (Bkz. İlaç Etkileşmeleri)
+ Laktoz içermesi nedeniyle, bu ilacın konjenital galaktozemi, glukoz ve galaktoz
malabsorpsiyonu sendromu veya laktaz yetersizliğinde kullanımı kontrendikedir.
Tek başına veya genel durum bozukluğuyla birlikte dispne veya kuru öksürük başlaması,
pulmoner toksisite olasılığını düşündürmeli ve akciğer grafisi çekilmelidir (Bkz.” Yan
Etkiler/Advers Etkiler”).
Optik nöropati veya optik nevritise neden olabilir. Bunun sonucunda görme yetisinde
zayıflık yaşanabilir.
Kullanım tedbirleri:
Elektrolit dengesi bozuklukları, özellikle hipokalemi: Proaritmik etki başlangıcını
destekleyebileceğinden, hipokaleminin eşlik edebileceği durumlar göz önünde
bulundurulmalıdır.
Hipokalemi amiodaron uygulamasından önce düzeltilmelidir.
Hastalar, tedavi sırasında güneşe maruz kalmamaları veya bir güneş koruyucusu
kullanmaları konusunda uyarılmalıdır.
Amiodaron tiroid anomalilerine neden olabilir. (Bkz. “Yan Etkiler/Advers Etkiler”)
Bütün hastalarda, tedavi öncesinde ve daha sonra tedavi süresince düzenli olarak –
örneğin 6 ayda bir- ve ilacın kesilmesinden birkaç ay sonra TSH testi yapılması önerilir.
Tiroid fonksiyon bozukluğundan şüphe edildiğinde, TSH düzeyleri ölçülmelidir (Bkz. “Yan
Etkiler/Advers Etkiler”).
Çocuklarda amiodaronun
değerlendirilmemiştir.
güvenilirliği
ve
etkinliği
kontrollü
klinik
çalışmalarla
Amiodaronun neden olabileceği karaciğer hasarının saptanması için, karaciğer
fonksiyonunun (transaminaz düzeylerinin) amiodaron tedavisine başlar başlamaz ve tedavi
süresince düzenli olarak, yakından takip edilmesi önerilir. (Bkz. “Yan Etkiler/Advers
Etkiler”). Oral ve intravenöz formlarla tedavi sırasında, akut karaciğer bozuklukları (ağır
hepatoselüler yetmezlik veya bazen fatal olabilen karaciğer yetmezliği de dahil olmak
üzere) ve kronik karaciğer bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu durumda amiodaron dozu
azaltılmalı veya transaminaz düzeylerinin normalin üç katını aşması halinde, tedavi
kesilmelidir.
Oral amiodaron uygulamasına bağlı kronik karaciğer bozukluklarının klinik ve biyolojik
belirtileri minimal olabilir (hepatomegali, normal düzeyin 5 katı serum transaminaz düzeyi)
ve tedavi kesildikten sonra geriler. Ancak, fatal seyirli vakalar bildirilmiştir.
Anestezi
Cerrahi girişim öncesinde, anestezist hastanın amiodaron ile tedavi edildiği konusunda
uyarılmalıdır.
SB onay tarihi: 17.07.2007
4
Amiodaron ile kronik tedavi, yan etkiler bakımından, genel veya lokal anesteziklerin
hemodinamik risklerinin artmasına neden olabilir. Bunlar özellikle bradikardik ve hipotansif
etkiler, azalmış kardiyak output ve ileti bozukluklarıyla ilgili yan etkilerdir.
Bunlara ek olarak, amiodaronla tedavi edilen hastalarda, nadir vakalarda cerrahiden
hemen sonra akut solunum sıkıntısı gözlenmiştir. Bu nedenle, böyle hastalara suni
solunum uygulanırken, hastaların dikkatle gözlenmesi önerilir. (BKz. “Yan Etkiler/Advers
Etkiler”).
GEBELİK VE LAKTASYON
Gebelik :
Gebelik Kategorisi D’dir.
Klinik olarak, gebeliğin ilk üç aylık döneminde uygulanan amidaronun potansiyel
malformatif etkisini değerlendirmeyi mümkün kılacak yeterli veri henüz bulunmamaktadır.
Fötal tiroid bezi, son adet döneminden 14. hafta sonra iyot bağlamaya başladığından,
ilacın bu dönemden önce uygulanması halinde fötal tiroid bezi üzerinde herhangi bir etki
oluşturması beklenmez.
Bu dönemden sonra ilacın kullanımına bağlı aşırı iyot yüklenmesi, fötusta biyolojik veya
hatta klinik (guatr) hipotiroidizme neden olabilir. Sonuç olarak, amiodaron’un gebeliğin ilk
üç ayından sonra kullanılması kontrendikedir.
Laktasyon :
Amiodaron ve metaboliti, iyotla beraber, anne sütüne maternal plazmadan daha yüksek
konsantrasyonlarda geçer. Yenidoğanda hipotiroidizm riski nedeniyle, bu ilaçla tedavi
sırasında emzirme kontrendikedir.
Araç ve Makina Kullanmaya Etkisi
Bildirilmemiştir.
YAN ETKİLER / ADVERS ETKİLER
Oftalmolojik belirtiler:
- Vakaların hemen hemen hepsinde gelişen mikro birikimler genellikle pupillanın altındaki
bölgeyle sınırlıdır ve tedavinin kesilmesini gerektirmez. Şiddetli ışıkta renkli halkaların
görülmesi veya bulanık görme, nadiren bu tabloya eşlik eder. Korneal mikro birikimler
kompleks lipit çökeltilerinden oluşur ve tedavinin kesilmesinden sonra tamamen geriler.
- Birkaç vakada, bulanık görme, görmede azalma ve göz dibinde papilla ödemi ile birlikte
optik nöropati (optik nörit) bildirilmiştir. Bu durum, görme keskinliğinde az veya çok şiddette
bir azalmayla sonuçlanabilir. Ancak bugünkü bilgilere göre amiodaronla ilişkisi kesinlik
kazanmamıştır. Bununla beraber, durumu açıklayacak belirli başka bir neden yoksa
tedavinin kesilmesi önerilir.
SB onay tarihi: 17.07.2007
5
Dermatolojik belirtiler:
- Fotosensitivite: hastalara tedavi boyunca güneş ışığından (ve genel anlamda UV
ışınlarından) kaçınmaları öğütlenmelidir. Radyoterapi sırasında eritem vakalarının oluştuğu
da bildirilmiştir.
- Genellikle özellik göstermeyen deri döküntüleri ve nadiren birkaç vakada eksfoliyatif
dermatit bildirilmiş, ancak bunların ilaçla ilişkili olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır.
- Uzun süreli ve yüksek dozda tedavide, deri üzerinde mavimsi veya kurşuni renkte
pigmentasyonlar ortaya çıkabilir; bu pigmentasyonlar tedavinin kesilmesinden sonra yavaş
yavaş kaybolur (10-24 ay).
Tiroid ile ilgili belirtiler:
- Tiroid fonksiyon bozukluğuna ait herhangi bir klinik belirtinin bulunmadığı durumlarda,
bozulmuş serum tiroid hormon seviyeleri (serum T4 düzeyi artmış, T3 düzeyi normal veya
hafifçe azalmış olabilir) tedavinin kesilmesini gerektirmez.
- Hipotiroidizm klasik şekilde kendini gösterir: Tanı, kilo alma, apati, uyku hali ve TSH
düzeyinde belirgin bir yükselmeye dayanarak konur. Tedavinin kesilmesinden 1-3 ay sonra
kademeli olarak normal tiroid fonksiyonlarına geri dönüş sağlanır; ancak ilacın kesilmesi
zorunlu değildir. İlacın endikasyonu hayati önem taşıyorsa, L-tiroksin bazlı yerine koyma
tedavisiyle birlikte, amiodarona devam edilebilir; L-tiroksin dozu TSH düzeylerine göre
belirlenir.
- Hipertiroidizmin teşhisi daha zordur: az sayıda semptom (açıklanamayan hafif kilo kaybı,
antiaritmik etkinin ve/veya anti-anjinal etkinin azalması), yaşlı hastalarda psikiyatrik
bulgular veya tirotoksikoz ortaya çıkabilir. Serum TSHus düzeyinde belirgin bir azalma
tanıyı destekler. Bu durumda amiodaron hemen kesilmelidir. Genellikle tedavinin
kesilmesinden 3-4 hafta sonra klinik iyileşme sağlanır. Ciddi vakalar ölümle
sonuçlanabileceğinden, acil olarak uygun bir tedaviye başlanmalıdır. Tirotoksikozun
kendisi veya miyokard kasının dengesini bozma etkisi endişe verici bir boyuttaysa, sabit
olmayan bir etki sağlayan sentetik antitiroid tedavisi yerine, yeterince uzun bir süre (3 ay)
kortikosteorid tedavisi (1 mg/kg) tercih edilmelidir.
Amiodaron tedavisinin kesilmesinden aylar sonra ortaya çıkan hipertiroidizm vakaları
bildirilmiştir.
Pulmoner belirtiler :
Diffüz interstisyel veya alveoler pnömopati ve bronşiolitis obliterans organize pnömoni
(BOOP) vakaları bildirilmiştir. Genel durum bozukluğuna (halsizlik, kilo kaybı, hafif ateş)
eşlik eden veya yalnız başına ortaya çıkan efor dispnesinde göğüs filmi çekilmeli ve
gerekirse tedaviye ara verilmelidir. Bu tür pnömopatiler, pulmoner fibrozise ilerleyebilir .
Pulmoner patolojiler, -kortikositeroid tedavi eşlik etsin veya etmesin-amiodaronun erken
dönemde kesilmesiyle geriler. Klinik belirtiler genellikle 3-4 hafta içinde kaybolur, ancak
radyolojik düzelme ve akciğer fonksiyonlarının normale dönmesi daha uzun zaman alır
(birkaç ay).
SB onay tarihi: 17.07.2007
6
Birkaç vakada, genellikle interstisyel pnömopatilere eşlik eden plörezi bildirilmiştir.
Özellikle astmatik hastalarda, birkaç bronkospazm vakası bildirilmiştir.
Birkaç vakada, bazen fatal sonuçlanabilen ve bazen cerrahi girişimden hemen sonra
ortaya çıkan (yüksek dozda oksijenle etkileşme olasılığı üzerinde durulmuştur) akut
solunum sıkıntısı sendromu gözlenmiştir (Bkz. “Uyarılar/Önlemler”)
Nörolojik belirtiler ve SSS üzerine etkiler:
- Baş dönmesi, yorgunluk, başağrısı, hafıza zayıflığı, koordinasyon zayıflığı
Nadir olarak;
- Uzun süreli amiodaron uygulaması, duyusal, motor veya mikst tipte periferik nöropati ve
miyopatiye neden olabilir. Bunlar tedaviden birkaç ay sonra, bazen de birkaç yıl sonra
ortaya çıkabilir ve genellikle tedavinin kesilmesiyle düzelirler. Bununla beraber, düzelme
tam olmayabilir, çok yavaş gerçekleşebilir ve tedavi kesildikten ancak birkaç ay sonra
meydana gelir.
- Bildirilen diğer bozukluklar, tremor veya diğer ekstrapiramidal semptomlar, serebellar
tipte ataksi, nadiren intrakranyal hipertansiyon (psödotümör serebri), kabuslar da dahil
olmak üzere uyku bozukluklarıdır.
Hepatik belirtiler:
Karaciğer bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Bu vakalara, serum transaminazlarındaki
yükselmeye dayanarak tanı koyulmuştur. Aşağıdaki bulgu ve vakalar bildirilmiştir:
- Transaminaz düzeylerinde, dozun azaltılmasıyla, hatta kendiliğinden gerileyebilen, izole
ve genellikle orta dereceli (normalin 1,5-3 katı) yükselme;
- Çok nadir olarak (birkaç izole vakada), yükselmiş serum transaminaz seviyeleri ve/veya
sarılıkla birlikte görülen, bazen fatal olabilen ve tedavinin kesilmesini gerektiren, akut
hepatopati.
- Tedavinin uzun sürmesi ile görülen nadir kronik hepatopati vakaları. Histolojik görünüm
psödo-alkolik hepatitteki gibidir. Belirsiz klinik ve laboratuar bulguları (sürekli olmayan
hepatomegali, normal düzeyin 1.5-5 katı serum transaminaz düzeyi), karaciğer fonksiyon
parametrelerinin düzenli monitorizasyonunu gerektirir. Serum transaminaz yüksekliği –orta
derecede bile olsa- 6 aydan uzun süren bir tedaviden sonra ortaya çıkarsa, kronik
karaciğer hasarını akla getirmelidir. Klinik ve laboratuar bulgularındaki bozukluklar,
genellikle tedavi kesildikten sonra geriler. Gerilemeyen birkaç vaka bildirilmiştir.
Kardiyak belirtiler:
- Hipotansiyon görülebilir.
- Genellikle orta dereceli ve doza bağlı bradikardi görülebilir. Bazı vakalarda, özellikle
yaşlılarda ve sinüs fonksiyon bozukluğu bulunanlarda, belirgin bradikardi ve daha ender
olarak sinüs aresti bildirilmiştir.
SB onay tarihi: 17.07.2007
7
- Sinoatrial blok ve değişik derecelerde AV blok gibi ileti bozuklukları nadir olarak
bildirilmiştir.
- Amiodaronun aritmojen etkisi birçok antiaritmiğe göre zayıftır ve belirli ilaç
kombinasyonları (Bkz. “İlaç Etkileşmeleri”) ve elektrolit denge bozukluklarında ortaya çıkar.
Diğer yan etkiler :
- Sindirim sistemine ait bulantı, kusma, anoreksi, konstipasyon, AST veya ALT
düzeylerinde artma ve tat alma bozuklukları gibi yan etkiler genellikle yükleme tedavisi
sırasında ortaya çıkar ve dozun azaltılmasıyla geriler. Az sayıda vakada epididimit
bildirilmiş, ancak ilaçla ilişkili olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır. Birkaç vakada alopesi
gözlenmiştir.
- Koku alma yeteneğinde anormallik görülebilir.
- Vaskülit, serum kreatinin düzeylerinin orta derecede yükseldiği böbrek yetmezliği ve
trombositopeni gibi aşırı duyarlık reaksiyonu düşündüren bir kaç vaka bildirilmiştir.
- Çok nadir olarak: uygunsuz antidiüretik hormon salımı sendromu bildirilmiştir.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
İLAÇ ETKİLEŞMELERİ VE DİĞER ETKİLEŞMELER
Birçok antiaritmik ilaç kalbin otomatizmasını, ileti sistemini ve kontraktilitesini deprese
edebilir.
Farklı sınıflardan antiaritmiklerin kombinasyonu faydalı bir terapötik etki sağlayabilir,
ancak, genellikle ÇOK DİKKAT gerektirir; bu durumda yakın klinik izlem ve EKG
monitorizasyonu şarttır. Torsades de pointes’a neden olan (amiodaron gibi) antiaritmiklerin
kombine kullanımı KONTRENDİKEDİR.
Aynı sınıftan antiaritmiklerin kombinasyonu, bazı istisnai durumlar dışında, kardiyak yan
etki riskinin artması nedeniyle ÖNERİLMEZ. Negatif inotropik, bradikardik ve/veya
atriyoventriküler iletiyi yavaşlatıcı etkileri bulunan ilaçlarla kombine kullanım da DİKKAT
gerektirir; bu durumda yakın klinik izlem ve EKG monitorizasyonu yapılmalıdır.
Kombinasyonu kontrendike olanlar:
+
+
+
+
+
Torsades de pointes'a neden olan ilaçlar:
Sınıf Ia antiaritmikler (kinidin, hidrokinidin, dizopiramid),
Sınıf III antiaritmikler (dofetilid, ibutilid, sotalol),
Diğer ilaçlar: Bepridil, sisaprid, difemanil, IV eritromisin, mizolastin, IV vinkamin
Sultoprid
Ventriküler aritmi ve özellikle de Torsades de pointes riski artar.
+ Sparfloksazin
QT aralığında uzama nedeniyle Torsades de pointes riski artar (elektrofizyolojik additif
etkiler nedeniyle)
SB onay tarihi: 17.07.2007
8
Kombinasyonu önerilmeyenler :
+ Torsades de pointes’a neden olan nöroleptikler:
Bazı fenotiyazin nöroleptiker (klorpromazin, siyamemazin, levomepromazin,
tiyoridazin, trifluoperazin), benzamid nöroleptikler (amisülpirid, sülpirid, tiaprid),
bütirofenon nöroleptikler (droperidol, haloperidol), diğer nöroleptikler (pimozid).
Ventriküler aritmi ve özellikle de Torsades de pointes riski artar.
+ Halofantrin, moksifloksazin, pentamidin
Ventriküler aritmi ve özellikle de Torsades de pointes riski artar. Mümkünse, Torsades
de pointes’a neden olan, antibiyotik haricindeki ilacın kullanımına ara verilir. Kombine
tedaviden kaçınılması mümkün değilse, tedaviye başlamadan önce QT kontrolü
yapılmalı
ve
tedavi
sürekli
elektrokardiyokrafik
monitorizasyon
altında
gerçekleştirilmelidir.
+ Enjektabl diltiazem:
Bradikardi ve atriyoventriküler blok riski mevcuttur. Eğer bu kombinasyonun verilmesi
gerekiyorsa, devamlı klinik izlem ve EKG monitorizasyonu yapılması önerilmektedir.
+ Beta-blokerler (sotalol ve esmolol dışındakiler)
Kontraktilite, otomatizma ve ileti bozuklukları ortaya çıkabilir (kompansatuar sempatik
mekanizmaların baskılanması nedeniyle).
+ Florokinolonlar:
Amiodaron tedavisi alan hastalarda, florokinolonların kullanımından kaçınılmalıdır.
Dikkatle kullanılması gereken kombinasyonlar :
+ Oral antikoagülanlar:
Antikoagülan etki ve hemorajik risk artar.
Protrombin düzeyi ve INR daha sık kontrol edilmelidir. Oral antikoagülan dozu,
amiodaron tedavisi sırasında ve tedavi kesildikten sonra ayarlanmalıdır.
+ Siklosporin
Dolaşan sisklosporin düzeyleri, ilacın hepatik metabolizmasının azalmasına bağlı olarak
artar; nefrotoksik etki riski söz konusudur.
Kan siklosporin konsantrasyonlarının ölçümü, böbrek fonksiyonlarının takibi ve
amiodaron tedavisi sırasında ve tedavi kesildikten sonra doz ayarlaması yapılması
gereklidir.
+ Oral diltiazem
Özellikle yaşlılarda, bradikardi ve atrioventriküler blok riski mevcuttur.
Klinik takip ve elektrokardiyografik monitorizasyon yapılmalıdır.
SB onay tarihi: 17.07.2007
9
+ Kalp glikozidleri:
Otomatizma depresyonu (aşırı bradikardi) ve atriyoventriküler ileti bozuklukları
görülebilir. Digoksin kullanılması halinde, digoksin klirensinin azalmasına bağlı olarak
plazma digoksin düzeyinde artış gözlenebilir.
Klinik izlem ve EKG monitorizasyonu yapılmalı; gerekirse kan digoksin düzeyleri
ölçülerek, digoksin dozu ayarlanmalıdır.
+ Esmolol
Kontraktilite, otomatizma ve ileti bozuklukları ortaya çıkabilir (kompansatuar sempatik
mekanizmaların baskılanması nedeniyle).
Klinik takip ve elektrokardiyografik monitorizasyon yapılmalıdır.
+ Potasyumu düşüren ilaçlar: potasyumu düşüren diüretikler (tek başına veya
kombine olarak), uyarıcı laksatifler, glukokortikoidler (sistemik kullanım),
tetrakosaktid, amfoterisin B (IV)
Ventriküler aritmi ve özellikle de Torsades de pointes riski artar (hipokalemi predispozan
bir faktördür).
Klinik takip ve elektrokardiyografik monitorizasyon yapılmalıdır.
+ Fenitoin:
Plazma fenitoin düzeylerinde yükselme ve buna eşlik eden özellikle nörolojik tipte doz
aşımı belirtileri görülebilir (fenitoinin hepatik metabolizmasının azalması nedeniyle).
Klinik takip yapılmalı, fenitoinin plazma konsantrasyonları kontrol edilmeli ve gerekirse,
ilacın dozu ayarlanmalıdır.
+ Bradikardik ilaçlar: bradikardik kalsiyum antagonistleri (diltiazem, verapamil),
beta-blokerler (sotalol hariç), klonidin; guanfasin, kalp glikozidleri, meflokin;
antikolinesteraz ilaçlar (donezepil, galantamin, rivastigmin, takrin, ambemonyum,
piridostigmin, neostigmin)
Ventriküler aritmi ve özellikle de Torsades de pointes riski artar
Klinik takip ve elektrokardiyografik monitorizasyon yapılmalıdır.
+ Simvastatin
Rabdomiyolizis gibi, doza bağımlı yan etkilerin riski artar (kolesterol düşürücü ilacın
hepatik metabolizmasının azalması nedeniyle).
Simvastatin uygulanırken,20 mg/gün dozu aşılmamalıdır.
Bu dozla terapötik etkinlik elde edilemiyorsa, bu tür etkileşimi bulunmayan başka bir statin
kullanılmalıdır.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
Başlangıç tedavisi:
Genellikle uygulanan doz 8-10 gün süreyle günde 3 tablettir.
SB onay tarihi: 17.07.2007
10
Bazı durumlarda, başlangıç tedavisinin kısa süreyle daha yüksek dozda (4-5 tablet/gün)
verilmesi gerekir. Bu durumda elektrokardiyografik monitorizasyon yapılmalıdır.
İdame tedavisi:
Minimum etkili doz saptanmalıdır; bu doz hastadan alınan cevaba göre, günde 1/2 (2
günde bir 1 tablet) ila 2 tablet arasında değişir.
Günlük doz 1/2 tablet olarak belirlendiğinde, tabletin özel çentiği tek parmakla
bastırılarak iki parçaya ayrılır.
Günlük dozlardan birinin yanlışlıkla atlanması halinde, bir sonraki doz normal olarak
alınmalıdır. Atlanan dozu telafi etmek için, dozun iki katı alınmamalıdır.
DOZ AŞIMI
Amiodaronun akut doz aşımı ile ilgili çok az bilgi vardır. Birkaç vakada sinüs bradikardisi,
ventriküler aritmi –özellikle de Torsades de pointes- ve karaciğer hasarı bildirilmiştir.
Semptomatik tedavi yapılmalıdır. Amiodaronun farmakokinetik özellikleri nedeniyle, hasta
yeterince uzun süre takip edilmeli ve özellikle kardiyak fonksiyonlar açısından izlenmelidir.
Amiodaron ve metabolitleri diyalizle vücuttan atılamaz.
SAKLAMA KOŞULLARI
Oda sıcaklığında (30ºC altında) va ambalajında saklanmalıdır.
ÇOCUKLARIN ERİŞEMEYECEĞİ VE GÖREMEYECEĞİ YERLERDE VE
AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.
TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ VE AMBALAJ MUHTEVASI
30 bölünebilir tablet içeren blister ambalajlarda.
Piyasada mevcut diğer farmasötik dozaj şekilleri:
Cordarone Ampul 150 mg / 3 ml 3m’lik 6 ampul içeren ambalajlarda
Ruhsat sahibi
: Sanofi aventis İlaçları Ltd. Şti.
No: 209 4. Levent-ISTANBUL
Ruhsat tarih ve no
:16.10.2007-123/11
İmal yeri
: SANOFI WINTHROP INDUSTRIE
FRANSA
Reçete ile satılır.
Prospektüs Onay tarihi: 17.07.2007
SB onay tarihi: 17.07.2007
11

Benzer belgeler

Dogmatil® (sülpirid) Prospektüs Bilgisi

Dogmatil® (sülpirid) Prospektüs Bilgisi Dogmatil 200 mg tablet, aşağıdaki durumlarda genellikle tavsiye edilmez: - Emzirme sırasında (bkz. “Gebelik ve laktasyonda kullanım“), - Aşağıdakilerle kombinasyon halinde: - Alkol, - Levodopa, - T...

Detaylı