1-15 ARALIK 2006 İKV Bülteni`ne ulaşmak için tıklayınız.

Transkript

1-15 ARALIK 2006 İKV Bülteni`ne ulaşmak için tıklayınız.
İKTİSADİ KALKINMA
VAKFI
1-15 Aralık 2006
AB GENEL İŞLER KONSEYİ’NİN ARDINDAN AB ZİRVESİ
BRÜKSEL’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
11 Aralık’ta gerçekleşen AB Genel İşler Konseyi’nde bir araya
gelen AB üye ülkelerinin Dışişleri Bakanları uzun süren
tartışmaların ardından Türkiye konusunda uzlaşmaya vardı.
AB Dışişleri Bakanları, 8 başlıkta müzakerelerin askıya
alınmasını öneren 29 Kasım tarihli Komisyon Tavsiyesini kabul
etti. Bu çerçevede, Komisyon Türkiye’nin Ek Protokol’e ilişkin
taahhütlerini yerine getirdiğini doğrulayana kadar, Türkiye’nin
G. Kıbrıs’a yönelik kısıtlamalarını ilgilendiren politika alanlarını
kapsayan 8 başlığın açılmayacağı ve geçici olarak
kapatılmayacağı kararlaştırıldı. Böylelikle, Malların Serbest
Dolaşımı, Yerleşim Hakkı ve Hizmet Sunma Serbestisi, Mali
Hizmetler, Tarım ve Kırsal Kalkınma, Balıkçılık, Ulaştırma
Politikası, Gümrük Birliği, Dış İlişkiler başlıklarında
müzakereler açılmayacak. Öte yandan, Konsey, müzakere
sürecinin devam edeceğini ve teknik hazırlıkların tamamlandığı
başlıkların hemen açılacağını vurguladı. Türkiye’ye liman ve
havaalanlarını açması için kesin bir tarih verilmemekle birlikte,
Ek Protokol’ün tam olarak uygulanmasına ilişkin gelişmelerin
Komisyon’un 2007, 2008 ve 2009 yıllık ilerleme raporlarında
yakından izleneceğinin altı çizildi. Bununla birlikte, KKTC’ye
yönelik izolasyonların hafifletilmesine ilişkin doğrudan ticaret
konusunun 22 Ocak tarihli Dışişleri Bakanları toplantısında ele
alınması kararlaştırıldı. Ayrıca, Finlandiya Dönem Başkanlığı
Kıbrıs sorununa ilişkin bir deklarasyon yayımlayarak, Birleşmiş
Milletler nezdinde çözüm çabalarının sürdürülmesi gerektiğini
vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada, katılım
müzakerelerinin kısmen dondurulmasının haksızlık olduğunu
belirterek, Türkiye’nin Kıbrıs politikasında değişikliğe
gidilmeyeceğini belirtti. Kıbrıs’a ilişkin kapsamlı çözüm
çabalarının BM zemininde olması gerektiğine dikkat çeken
Başbakan, bununla birlikte reformların aynı kararlılıkla
sürdürüleceğini belirtti.
14-15 Aralık’ta Brüksel’de AB Hükümet ve Devlet
Başkanlarının katılımıyla gerçekleşen Liderler Zirvesi’nde,
Türkiye ile müzakereler toplantının gündemine girmedi. Genel
İşler Konseyi’nin önerisinin aynı şekilde kabul edildiği Zirve’de,
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, bu kararı
desteklediklerini belirtti. Barroso, sürecin devam ettiğini, ancak
bazı başlıkların açılması ve tümünün kapatılması için
Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini
hatırlattı.
Zirve’nin ilk gününde Adalet, İçişleri ve Göç konuları ile AB
Anayasası ve genişleme tartışıldı. AB Dönem Başkanı
Finlandiya’nın Başbakanı Matti Vanhanen, düzenlediği basın
toplantısında, adalet ve içişleri dosyaları kapsamında AB’nin
göç politikasının ele alındığını ve daha etkili bir politika
belirlenmesinin kararlaştırıldığını kaydetti. Vanhanen, genişlemeye
ilişkin, bu konunun, AB için siyasi ve ekonomik öneminin bilincinde
olunduğunu, aday ülkelerin mevcut kriterleri yerine getirmesi
gerektiğini, bununla birlikte yeni kriterler olmayacağını belirtti.
Basın toplantısına katılan AB Komisyonu Başkanı Barroso, Dönem
Başkanlığını 1 Ocak’ta devralacak Almanya’dan özellikle Anayasa
sorununa çözüm bulunması ve ortak enerji politikasının
geliştirilmesi ve güçlendirilmesine ilişkin ilerleme kaydedilmesini
beklediklerini vurguladı. Komisyon’un Dış İlişkilerden sorumlu
üyesi Benita Ferrero Waldner Genel İşler Konseyi’nde kabul edilen
Türkiye kararının Zirve’de onaylanacağını kaydetti. Avrupa
Parlamentosu Başkanı Josep Borrell ise, düzenlediği son basın
toplantısında, AB’nin KKTC’ye yönelik taahhütlerinin 2007 yılında
yerine getirilmesi gerektiğine değindi.
Aralık 2006 AB Zirve Sonuç Bildirgesi’nin geniş özeti 18-22 Aralık
tarihli e-bülten’de yayımlanacaktır. 11 Aralık 2006 tarihinde AB
Genel İşler Konseyi tarafından kabul edilen ve Zirve sonuçlarına
aynen aktarılan Türkiye kısmının çevirisi aşağıda yer almaktadır:
“Konsey, 8 Kasım 2006 tarihli Komisyon raporunu dikkate almakta
ve raporda yer alan tespitleri ve önerileri memnuniyetle
karşılamaktadır.
Konsey, Türkiye’nin reform sürecinde devam eden ilerlemeyi
memnuniyetle karşılamakta, ancak 2006 yılında reformların hızının
yavaşlamasından üzüntü duymaktadır. Türkiye’nin reform
sürecinin yoğunlaştırılması yönünde kararlı çaba sarf etmesi ve
bunu kararlılıkla uygulaması, sürecin geriye dönülmezliği ve
sürdürülebilirliğinin sağlanması için şarttır. Müzakerelere yönelik
olarak, esasa ilişkin ve teknik hazırlıklarda iyi ilerleme
kaydedilmiştir. Konsey, Müzakere Çerçevesi’ne uygun olarak,
katılım müzakerelerindeki ilerlemenin Türkiye’nin katılıma yönelik
hazırlıklarında kaydettiği ilerleme doğrultusunda devam ettiğini
hatırlatmaktadır. Bu çerçevede, Konsey, ifade özgürlüğü, din
özgürlüğü, kadın hakları, azınlık hakları, sendikal haklar ve ordu
üzerindeki sivil kontrolün güçlendirilmesi için daha etkili çaba sarf
edilmesi gerektiğini not etmektedir. Müzakere Çerçevesi’ne uygun
olarak, Türkiye’nin ayrıca iyi komşuluk ilişkilerine ve
uyuşmazlıkların, gerektiği takdirde Uluslararası Adalet Divanı’na
götürmek dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler Şartı ile uyumlu bir
şekilde barışçı yollardan çözümüne bağlı kalması gerekmektedir.
Konsey, Avrupa Topluluğu ve Üye Devletlerinin 21 Eylül 2005
tarihli deklarasyonunu hatırlatmakta ve Türkiye’nin Ortaklık
Anlaşması Ek Protokolü’nü ayrım gözetmeksizin uygulaması
yükümlülüğünü yerine getirmediğini not etmektedir.
Konsey, 29 Kasım tarihli Komisyon tavsiyesini memnuniyetle
karşılamaktadır. Bu çerçevede, Konsey, Türkiye’nin Ek Protokol’e
ilişkin taahhütlerini yerine getirdiği Komisyon tarafından doğrulana
İKTİSADİ KALKINMA
VAKFI
1-15 Aralık 2006
kadar, Üye Devletlerin Hükümetlerarası Konferans’ta
Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik kısıtlamaları
ilgilendiren politika alanlarını kapsayan başlıkların açılmasına
karar vermeyeceklerini kararlaştırmaktadır.
Bu başlıklar şunlardır: Başlık 1: Malların Serbest Dolaşımı;
Başlık 3: Yerleşim Hakkı ve Hizmet Sunma Serbestisi; Başlık
9: Mali Hizmetler; Başlık 11: Tarım ve Kırsal kalkınma; Başlık
13: Balıkçılık; Başlık 14: Ulaştırma Politikası; Başlık 29:
Gümrük Birliği; Başlık 30: Dış İlişkiler.
Konsey, Türkiye’nin Ek Protokol’e ilişkin taahhütlerini yerine
getirdiği Komisyon tarafından doğrulana kadar, Üye Devletlerin
Hükümetlerarası Konferans’ta başlıkların geçici olarak
kapatılması
yönünde
karar
vermeyeceklerini
kararlaştırmaktadır.
Konsey, 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyonda yer alan konulara
ilişkin ilerlemeleri takip edecek ve gözden geçirecektir.
Konsey, Komisyon’u özellikle 2007, 2008 ve 2009 olmak üzere
uygun şekilde gelecek yıllık raporlarında bu konuya yer
vermeye davet etmektedir.
Konsey, şimdi tarama sürecinin devam edeceğini ve teknik
hazırlıkları tamamlanan başlıkların belirlenen prosedürlere
uygun olarak, Müzakere Çerçevesi doğrultusunda açılacağını
vurgulamaktadır.
Konsey, bu konularda
beklemektedir.”
hızlı
ilerleme
TÜRKİYE İLE KKTC ARASINDA
PROTOKOLÜ” İMZALANDI
kaydedilmesini
“AB
İŞBİRLİĞİ
Protokol AB sürecinde ABGS ile KKTC AB Koordinasyon
Merkezi arasında uzman değişimi ile müktesebat uyumu
konusunda işbirliğini amaçlıyor
Türkiye ile KKTC arasında 7 Aralık’ta, AB üyelik sürecinde iki
ülkenin işbirliği yapmasını öngören protokol Lefkoşa’da
imzalandı. Protokol esas olarak; AB konusunda nasıl işbirliği
yapılabileceği, uzman değişimi ve müktesebat uyumu
konularında yapılabileceklerin belirlenmesini hedefliyor. Aynı
zamanda AB uyum çalışmalarında ABGS ile KKTC AB
Koordinasyon
Merkezi’nin
tecrübe
ve
çalışmalarını
paylaşmalarına yönelik işbirliği mekanizmasının kurulması
amaçlanıyor. Bu amaçla iki kurum arasında eğitim desteği
sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılması ve eğitim
uzmanlarının değişimine yönelik programlar hazırlanması
öngörülüyor.
GENİŞLEME STRATEJİSİNE İLİŞKİN RAPOR İLE KURUMSAL
REFORMLARA İLİŞKİN RAPOR AP GENEL KURULU’NDA
KABUL EDİLDİ
Raportörlüğünü Hıristiyan Demokrat Elmar Brok’un yaptığı ve 29
Kasım’da AP Dışişleri Komitesinde görüşülen Komisyon’un
Genişleme Stratejisi ve Temel Güçlükler 2006-2007 Tebliği’ne
ilişkin Parlamento Raporu 13 Aralık’ta AP Genel Kurulu’nda kabul
edildi. Raporda; Komisyon Tebliği’nin entegrasyon kapasitesine
ilişkin daha detaylı bir değerlendirme yapılması gerektiği
belirtilerek, “entegrasyon kapasitesi”nin Birlik kurumlarının
meşruiyeti, demokratik ve etkili işleyişi, mali kaynakların ekonomik
ve sosyal uyuma katkıda bulunması ve genişleyen Birliğin siyasi
amaçlarını gerçekleştirme kapasitesinden oluştuğu ve entegrasyon
kapasitesinin geliştirilmesi sorumluluğunun aday ülkelere değil,
Birliğe ait olduğu; katılım müzakerelerinin Kopenhag kriterlerine
uyum temelinde belirlenecek bir takvim uyarınca yürütülmesi
ancak, tam üyelik için erkenden bir tarih belirlenmesinden
kaçınılması gereği; AP’nin özellikle siyasi konuların izlenmesinde
daha aktif bir rol üstleneceği belirtilirken, ayrıca, mevcut katılım
müzakerelerinin aksatılmaması için Anayasal sürecin 2008 yılı
sonuna kadar tamamlanması tavsiye ediliyor. Raporun Türkiye’ye
ilişkin bölümünde, Türkiye’nin Ek Protokol hükümlerini tam olarak
uygulamamasının katılım müzakerelerindeki iyi ilerlemeyi ciddi
şekilde tehlikeye attığı ve 11 Aralık’ta AB Genel İşler Konseyi’nde
alınan kararın, Türkiye’nin bu tutumunun kaçınılmaz bir sonucu
olduğuna işaret ediliyor. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk toplumuna
yönelik izolasyonların hafifletilmesi yönünde Almanya Dönem
Başkanlığı’nın BM ile işbirliği içinde çabaları sürdürmesi çağrısına
da yer veriliyor.
Alexander Stubb tarafından hazırlanan ve 16 Kasım’da Anayasal
İşler Komitesi’nde görüşülen AB’nin yeni üye ülkeleri entegre etme
kapasitesinin kurumsal yönlerine ilişkin raporda ise; geçmiş
genişlemelerin Birliği güçlendirdiği, ekonomik büyümeye katkı
sağladığı ve Birliğin dünyadaki rolünü artırdığı ve yeni AB
politikalarının gelişimini teşvik ettiği vurgulanıyor. Raporda
hazmetme kapasitesi yerine “entegrasyon kapasitesi” ifadesinin
kullanılması gerektiği vurgulanırken, bunun aday ülkelere yönelik
yeni bir kriter değil, genişlemenin başarısı ve Avrupa entegrasyon
sürecinin derinleşmesi için bir koşul olduğuna yer veriliyor.
Raporda, gelecek genişlemeler için mevcut kurumsal, mali ve
siyasi yapısının uygun olmaması nedeniyle, Birliğin Güney-Doğu
Avrupa ülkelerine yönelik taahhütlerini yerine getirmede zorluklar
yaşadığı ve buna göre, yeni bir genişleme öncesinde, Birliğin daha
etkili, şeffaf ve demokratik işleyişinin sağlanmasına yönelik olarak
bir dizi kurumsal değişiklik yapılması çağrısında bulunuluyor. Nice
Antlaşması’nın gelecek genişlemeler için yeterli bir temel
oluşturmadığına dikkat çekilirken
Anayasal Antlaşma’nın
onaylanmasının bazı kurumsal reformların gerçekleştirilmesinde
önemli rol oynayacağı vurgulanıyor.
İKTİSADİ KALKINMA
VAKFI
1-15 Aralık 2006
Raporların özetine www.ikv.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
AVRUPA PARLAMENTOSU
ONAYLADI
AB’NİN
2007
giderleri ise 2007 bütçesinde toplam bütçenin %5.5’i olan 6.9
milyar Avro olarak öngörüldü.
BÜTÇESİNİ
AB’NİN YENİ KİMYASALLAR STRATEJİSİ REACH AVRUPA
PARLAMENTOSU TARAFINDAN ONAYLANDI
2007 AB Bütçesi 126.5 milyar Avro olarak belirlendi
27 üyeli AB’nin 2007-2013 mali perspektifinin ilk yılı olan 2007
bütçesi; sürdürülebilir büyüme, rekabet edebilirlik ve
uyumunun güçlendirilmesi amacıyla artırılarak AP tarafından
onaylandı. Bütçe, 2006’ya göre %5 artışla 126.5 milyar Avro
olarak belirlendi. Bütçe başlıklarına göre taahhüt edilen
rakamlar aşağıdaki şekilde gerçekleşti:
1. Rekabet Edebilirlik ve Uyum- Avrupa’nın büyüme
potansiyeli ve AB bölgelerinin kalkınması: AB ekonomisinin
bilgiye dayalı ekonomiye dönüştürülmesi kapsamında eğitim,
araştırma, ulaştırma ve enerji ağlarına yönelik yatırımlar
öngörüldü. Bu çerçevede ayrıca yaklaşık 45.5 milyar Avro
AB’nin az gelişmiş bölgelerinin kalkınmasına ayrıldı. Bu başlık
altındaki bütçe 2006’ya oranla %15.4 artışla toplam 54.9
milyar Avro olarak öngörüldü.
2. Doğal Kaynaklar- Tarımın modernleştirilmesi, kırsal
kalkınmanın güçlendirilmesi ve çevrenin temizlenmesi:
Birliğin tarım reformu kapsamında ki doğrudan ödemeler sabit
kalarak 42.7 milyar Avro olarak belirlendi. Kırsal kalkınma
alanındaki harcamalar ise %3 artarak 12.4 milyar Avro’ya
ulaştı. Çevre fonları da önemli ölçüde artarak 200 milyon
Avro’ya yükseltildi. Doğal kaynaklar başlığı altında öngörülen
bütçe miktarı toplamda 56.3 milyar Avro olarak belirlendi.
3. Vatandaşlık, Özgürlük, Güvenlik ve Adalet: Bu başlık
altında özgürlük, güvenlik ve adalet için bütçe miktarı %12.8
artışla 0.6 milyar Avro olarak öngörüldü. Kültür, gençlik ve
kamu sağlığından oluşan “vatandaşlık” başlığı için de
belirlenen miktar 600 milyon Avro oldu. Böylece toplamda bu
başlık için öngörülen miktar %6.5 artışla 1.2 milyar Avro olarak
gerçekleşti.
4. Global bir aktör olarak AB-Sınır ötesinde istikrar, barış
ve kalkınma: Aday ülkeler için geçerli olan mali yardım bu
başlık altında öngörüldü. Bulgaristan ve Romanya’nın AB
üyesi olmasının ardından, aday ülke olan Türkiye, Hırvatistan
ve Makedonya’nın yanı sıra potansiyel aday ülke olan Batı
Balkan ülkeleri için mali yardım bütçesi 1.2 milyar Avro olarak
belirlendi.
Komşu ülkeler için ayrılan bütçe 1.4 milyar Avro olarak
öngörüldü. Asya, Karaip ve Pasifik ülkelerine 2006’ya göre
daha düşük bir bütçe olan 2.2. milyar Avro ayrıldı. Bunun
nedeni 2006’da söz konusu bölgelerin doğal afetlerle
karşılaşması nedeniyle yardım miktarının artmış olmasıydı.
Genel olarak tüm başlık için öngörülen miktar %4.5 artışla 6.8
milyar Avro oldu.
Yeni üye olan Bulgaristan ve Romanya’ya 2007’de 400 milyon
Avro tutarında ek bir yardım alması öngörülü. AB’nin idari
REACH 2007- 2018 döneminde 30 000 kimyasal maddenin kayıt
altına alınmasını zorunlu kılıyor
Son üç yıldır uzun ve hararetli tartışmalara neden olan AB’nin yeni
kimyasallar stratejisine ilişkin olarak Avrupa Parlamentosu, Avrupa
Komisyon ve Avrupa Konseyi arasında 30 Kasım’da bir uzlaşı
sağlanmasının ardından REACH taslağı 13 Aralık’ta AP tarafından
kabul edildi.
AB iç pazarında 30 000 kimyasal maddenin kayıt altına alınmasını
zorunlu kılan taslak metnin, kimyasal madde imal ve ithal eden
şirketlerin ürünlerini temel sağlık ve güvenlik testlerini sağlamasını
güvence altına alıyor. Yeni kurallara göre, günlük yaşamda
kullanılan 30 000 kimyasal maddeye ilişkin sağlık ve güvenlik
verileri, imalatçı ve ithalatçı şirketler tarafından sağlanacak. Söz
konusu maddeler, bilgisayarda veya cep telefonunda kullanılan
plastik maddelerden tekstil, boya, mobilya, oyuncak ve temizlik
malzemelerine kadar geniş bir yelpazeden oluşuyor. Tüm bu
maddelerin, öncelikle kanserojen gibi tehlikeli olan ve miktar olarak
en fazla piyasaya sürülen kimyasallardan başlamak üzere, 2018’e
kadar merkezi Helsinki’de bulunan Avrupa Kimyasallar Ajansı’na
kayıt edilmesi gerekiyor. Parlamento tarafından onaylanan taslak
Tüzüğün, 18 Aralık’ta AB Tarım Bakanları tarafından da kabul
edilerek resmen AB mevzuatı haline gelmesi bekleniyor.
Söz konusu yeni yaklaşımın üç temel amacı var; KOBİ’ler dikkate
alınarak şirketlerin rekabet gücünün korunması ile yenilikçilik
alanında yatırımlar sürdürülürken aynı zamanda sağlık ve çevre
koşularının geliştirilmesi; 40 direktifin tek bir yasa altında
toplanarak AB mevzuatının geliştirilmesi ve Avrupa çapında idari
formalitelerin azaltılması, hayvanlar üzerine yapılan deneylerin
azami ölçüde azaltılması. Dolayısıyla REACH, kimyasal maddeler
hakkında edinilen bilgileri güçlendirmenin yanı sıra, güvenliğin
arttırılması ve yenilikçiliğin teşvik edilmesi açısından, çok tehlikeli
maddelerin daha güvenli maddelerle değiştirilmesini sağlayacak.
Öte yandan, taslağın en önemli konularından birini, kimyasal
ürünlerin güvenliğine ilişkin ispat yükünün - sanayi lobisine rağmen
- kamu makamlarından özel sektöre devredilmesi oluşturuyor.
REACH’in Avrupa sanayisine getireceği maliyet 5.2 milyar Avro
olarak hesaplanıyor.
REACH Tüzüğü’nün 1 Haziran 2007’de yürürlüğe girmesi
öngörülüyor.
İKTİSADİ KALKINMA
VAKFI
1-15 Aralık 2006
FİNLANDİYA AB ANAYASASI’NI ONAYLADI
Finlandiya Parlamentosu 5 Aralık’ta AB Anayasası’nı 39’a
karşı 125 oyla onayladı. Böylece Finlandiya, onay sürecini
tamamlayan 16. üye ülke oldu. AB Dönem Başkanlığını
yürüten Finlandiya’nın Anayasayı onaylaması, Anayasa
çıkmazının
aşılmasında
sembolik
bir
adım
olarak
değerlendiriliyor.
Avrupa Topluluğu’nun kurucuları arasında yer alan Fransa (29
Mayıs 2005) ve Hollanda’nın (1 Haziran 2005) birkaç gün
arayla gerçekleştirilen referandumlarda AB Anayasası’nı
reddetmesi, AB’de büyük bir krize neden olmuştu. Haziran
2005’te gerçekleştirilen AB Konseyi toplantısında üye ülkelere
Anayasayı tartışmak için ek süre tanınmasına karar verilmiş ve
arzu eden ülkelerin onay sürecini askıya almalarına imkan
tanınmıştı. Bu çerçevede referandum düzenlemeyi planlayan
diğer üye ülkeler -Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İngiltere,
İrlanda, Polonya ve Portekiz- referandumları askıya aldıklarını
açıklarken; Estonya, Letonya, Malta, Lüksemburg, Belçika ve
G. Kıbrıs parlamentoları Anayasayı onaylamıştı.
Avrupa Anayasası’nın yürürlüğe girebilmesi için tüm üye
ülkeler tarafından onaylanması gerekiyor. 1 Ocak 2007’de
Dönem Başkanlığı’nı Finlandiya’dan devralacak Almanya,
Anayasa’nın canlandırılması amacıyla üye ülkelerin görüşünü
aldıktan sonra, somut öneriler ve takvim içeren bir rapor
hazırlayacak.
Anayasa’nın onay sürecinin
tamamlanması hedefleniyor.
2009
yılı
ortasına
kadar
NATO ZİRVESİ RİGA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
NATO Zirvesi, 28-29 Kasım’da NATO üyesi 26 ülkenin devlet
ve hükümet başkanlarının katılımıyla Letonya’nın başkenti
Riga’da düzenlendi. Türkiye, Zirve’de Başbakan, Dışişleri ve
Milli Savunma Bakanları tarafından temsil edildi. Zirve
toplantılarından sonuncusu 28-29 Haziran 2004 tarihlerinde
İstanbul’da düzenlenmişti.
Zirve’nin gündeminde; NATO'nun Afganistan ve Kosova'da
yürüttüğü operasyonlar, Batı Balkanlar, NATO'nun ortaklık
ilişkileri, askeri yeteneklerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar
ve terörizm gibi konular ağırlıklı olarak yer aldı. Zirve
kapsamında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül, çeşitli müttefik ülkelerin heyet başkanları
ve yetkilileriyle ikili görüşmeler gerçekleştirdi.
Ayrıca,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet ve Hükümet
Başkanları ile birlikte kültürel program ve çalışma yemeğine de
katıldı.
NATO Riga Zirvesi, 21. yüzyılın tehditleri karşısında İttifak'ın siyasi
ve askeri dönüşümünün ayrıntılı olarak ele alması özelliğiyle bir
'Dönüşüm Zirvesi' olarak nitelendiriliyor.
SCHENGEN
KARARLAŞTIRILDI
BÖLGESİNİN
GENİŞLETİLMESİ
AB İçişleri Bakanları, 2007 sonunda AB’ye 2004 yılında üye olan
ülke vatandaşlarına yapılan sınır kontrollerinin kaldırılacağını
belirttiler. Pasaportsuz geçiş bölgesinin genişletilmesinin şartı
olarak bu ülkelerin AB’nin yeni dış sınırlarının güvenliğini
sağlayabilmeleri gösteriliyor. Bu şart yerine getirildiği takdirde on
yeni üye ülke vatandaşlarına da Schengen vizesi verilecek.
AB İLE KARADENİZ VE HAZAR DENİZİ BÖLGELERİNDEKİ
ÜLKELER ORTAK BİR ENERJİ STRATEJİSİ ÜZERİNDE
UZLAŞMAYA VARDI
Enerji Yol Haritası AB-Karadeniz-Hazar Denizi ortak enerji
piyasasını yönetecek bir yasal ve düzenleyici çerçevenin
oluşturulmasını hedefliyor
AB ülkeleri ile Karadeniz ve Hazar Denizi bölgelerinde yer alan
ülkeleri bir araya getiren “Bakü Girişimi’nin ikinci toplantısı
Kazakistan’ın
Atsana
kentinde
gerçekleştirildi.
Avrupa
Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Andris Piebalgs ile
Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan,
Moldova, Tacikistan, Türkiye, Ukrayna, Özbekistan ve gözlemci
olarak Rusya Federasyonu’nun enerji bakanlarının bir araya
geldiği toplantıda, taraflar arasında enerji alanında işbirliğinin
geliştirilmesine yönelik uzun vadeli bir planı içeren yeni bir Enerji
Yol Haritası üzerinde uzlaşmaya varıldı. Yol Haritasının
uygulanmasıyla, AB-Karadeniz-Hazar Denizi ortak enerji
piyasasını yönetecek kapsamlı bir yasal ve düzenleyici çerçevenin
oluşturulmasının sağlanması hedefleniyor. Toplantıya katılan tüm
taraflar, sürecin desteklenmesi amacıyla, Ortak Ülkelerden, AB
yardımlarından ve uluslararası finans kuruluşlarından sağlanacak
özel kaynaklar ile kamu kaynakların geliştirilmesi ve
yönlendirilmesi konusunda uzlaşmaya vardı. Toplantıda söz
konusu ülkelerin enerji bakanları uzman çalışma grupları
tarafından hazırlananlar ışığında gelecekteki enerji işbirliğine ilişkin
4 öncelik alanı üzerinde uzlaşmaya vardı. Bu alanlar;
•
Enerji piyasalarının yakınlaştırılması
•
Enerji güvenliğinin artırılması
•
Enerji etkinliği, yenilenebilir enerji kaynakları ve talep
yönetimi de dahil olmak üzere sürdürülebilir enerjinin
desteklenmesi
•
Ortak çıkara hizmet eden enerji projelerine daha fazla
yatırım çekilmesi olarak sıralandı.
İKTİSADİ KALKINMA
VAKFI
1-15 Aralık 2006
FRANSA VE ÇEK CUMHURİYETİ BAZI SEKTÖRLERDE
İSTİHDAM PİYASASINI BULGARİSTAN VE ROMANYA’DAN
GELECEK İŞÇİLERE AÇMAYA KARAR VERDİ
Fransa ve Hollanda, 1 Ocak 2007'de AB’ye üye olmaya
hazırlanan Romanya ve Bulgaristan'dan gelecek işçilere
istihdam piyasalarını açmaya karar verdi.
Fransız Hükümetinin 30 Kasım’da aldığı kararla, 1 Mayıs 2004
itibariyle AB üyesi olan 10 ülkeden, G. Kıbrıs ve Malta hariç
olmak üzere, 8’ine uygulanmakta olan işçilerin serbest
dolaşımına ilişkin kısıtlamaları, Bulgaristan ve Romanya’dan
gelecek işçiler de dahil edilerek, işgücü sıkıntısı yaşanan ve
yasadışı işgücü oranının fazla olduğu sektörlerden başlayarak,
kısmen kaldırmaya karar verdi. Alınan karar uyarınca, hükümet
tarafından belirlenen bazı sektörlerde (inşaat, tarım, turizm,
yiyecek ve içecek) AB’ye üye 8 Merkez ve Doğu Avrupa ülkesi
ile Bulgaristan ve Romanya için mevcut kısıtlamalar aşamalı
bir şekilde kaldırılacak.
Aynı şekilde Çek Cumhuriyeti Hükümeti de, iş aramak için
Bulgaristan ve Romanya’dan gelecek işçilerin ülkede ki
istihdam
piyasasına
girişte
herhangi
bir
kısıtlama
uygulamamaya karar verdi. 30 Kasım’da alınan karar ile ilgili
değerlendirmede bulunan Çek Cumhuriyeti’nin Brüksel Daimi
Temsilcisi Jan Vytopil, işgücünün serbest dolaşımının, AB’nin
dört temel serbestisinden biri olduğunu, AB iç pazarının
düzgün işlemesi için serbest dolaşım hakkının tüm üye
ülkelerine sağlanması gerektiğini söyledi.
AB 2006 REKABET EDEBİLİRLİK RAPORU KABUL EDİLDİ
AB 2006 Rekabet Edebilirlik Raporu 1 Aralık’ta AB Rekabet
Konseyi’nde kabul edildi. Rapor üye ülkelerin enerji
piyasalarını daha fazla serbestleştirmesi, bürokrasiyi azaltması
ile büyüme ve istihdama katkı sağlaması amacıyla yenilikçiliğe
yatırım yapması gereğinin altını çizdi. Rapor, AB’nin dünyada
rekabet gücünün artmasına ve Lizbon hedeflerine ulaşmasına
yönelik aşağıdaki konulardan oluşuyor:
•
•
•
•
•
Enerji sektörünün daha fazla serbestleştirilmesi;
Risk
sermayesine
erişimin
kolaylaştırılarak
yenilikçiliğe destek sağlanması;
Küreselleşen ekonomide başarılı olabilecek öncü
sektörlerin teşvik edilmesi;
Bürokrasiyi azaltarak ve yeni bir iş alanı geliştirerek
iş yapma ortamının iyileştirilmesi;
Rekabet ve hızla büyüyen AB sektörleri olan kimya,
ilaç, bilgi ve iletişim teknolojileri, makine ve ulaştırma
araçları gibi sanayilerde Ar&Ge yatırımlarına
odaklanılması; rekabet dezavantajı bulunan ağaç,
tekstil, ofis ve iletişim ekipmanları gibi sektörlerden
uzaklaşılması.
AVRUPA KOMİSYONU TARIM SEKTÖRÜNDE DEVLET
YARDIMLARINA İLİŞKİN YENİ KURALLAR KABUL ETTİ
2007-2013 dönemine ait yeni kurallar OTP’nin basitleştirilmesini
öngörüyor
Avrupa Komisyonu, tarım sektöründe devlet yardımlarına ilişkin
muafiyet tüzüğünü ve yönlendirici ilkeleri 6 Aralık’ta kabul etti.
Muafiyet tüzüğü, üye ülkelerin tarımsal üretim yapan KOBİ’lere
verdikleri yardımların –bazı koşulların yerine getirilmesi kaydıylaKomisyon’a bildirilmesi gereğini ortadan kaldırıyor. Böylece, başta
kötü hava şartları veya bitki/hayvan hastalıklarından ötürü doğan
kayıpların telafisinde çiftçilere daha hızlı bir şekilde yardım
yapılabilecek.
Yönlendirici ilkeler ise bildirilmesi gereken yardımlara ilişkin
kuralları ortaya koyuyor. Söz konusu belgede yer alan yeni yardım
kategorileri arasında, standartlara uyum yardımı, Natura 2000
yardımı, 2000/60/EC sayılı Direktifte (su politikası) öngörülen
ödemelere ilişkin yardım, 2003/96/EC sayılı Direktifte (enerji
ürünleri ve elektriğin vergilendirilmesi) öngörülen vergiden
muafiyete ilişkin yardım ve ormancılık sektörüne yönelik yardım
bulunuyor. Tarım ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik
devlet yardımları bundan böyle sanayi sektöründeki devlet
yardımları için geçerli olan kurallara tabii olacak.
2007-2013 dönemi boyunca geçerli olacak bu iki belgenin
yürürlüğe girmesiyle reklam, BSE testleri, leşler ve mezbaha
atıklarına yönelik devlet yardımlarına ilişkin yönlendirici ilkeler ile
yönetim kredilerine ilişkin Komisyon Tebliği yürürlükten kalkacak.
Böylece ortak tarım politikasının basitleştirilmesi sürecinde bir
adım atılmış olacak. Ancak tarım sektöründeki devlet yardımlarına
yönelik 2000-2006 dönemini kapsayan yönlendirici ilkelerin bazı
durumlarda sınırlı bir süre uygulanmasına 1 Ocak 2007’den sonra
da devam edilecek.

Benzer belgeler