Küresel Isınma ve Anlaşılamayan Hususlar

Transkript

Küresel Isınma ve Anlaşılamayan Hususlar
Küresel Isınma ve Anlaşılamayan
Hususlar
ABD'nin karbon emsiyonlarını azaltma politikasına getirdiği eleştiri bu ülkenin serbest pazar
ideolojisinin bir mahkumu olması şeklinde ele alınarak ABD bazı çevreler tarafından
suçlanıyor. Ancak tam tersine tersine bu politika zeki pragmatizmin bir ürünüdür.
RUPERT DARWAL
toprakSUenerji-Denizlerin yükselmesinde yavaşlamanın başladığı dönem
Barack
Obama değil de Ronald Reagan dönemi olabilirmiydi?. Bu Ontario'nun Waterloo
Universitesinden Kanada'lı fizikçi Qing-Bin Lu 'nun yeni makalesinden bir sonuç .Prof Lu
küresel ısınmanın nedeninin
CO2 salımları yerine ozon tabakasını azaltan
kloroflorokarbonlar ve diğer halokarbonlar olduğunu ileri sürüyor.Reagan döneminde ve
1987 Montreal Protokolunda kloroflorokarbonlar (CFC)'ın gelişmiş ülkeler tarafından
üretimine son verilmesi kabul edildi.Bir dönem sonra Prof Lu küresel sıcaklıklar 2002
yılının en yüksel seviyelerine çıktığını ve tedrici bir şekilde gelecek 50 ve 70 yıl boyunca
azalacağı tahmininde bulundu.
İnsan kaynaklı küresel ısınma savunucularına göre CO2 miktarındaki artış küresel
sıcaklıklardaki artışı açıklamak için tek yoldu.Ancak şimdi ortaya çıkan sonuçlara
bakıldığında bu sonuçlara daha iyi uyan kronolojik bir açıklama mevcut.
Aslında küresel sıcaklıkların CO2 ile arttığı açıklamaları uzun dönemdir sürekli bir sorun
taşıyordu. Örneğin CO2 seviyesi sürekli artmasına rağmen küresel sıcaklıkların 1940'ların
ortalarından itibaren azalmasını ve 1975'e kadar göreceli olarak değişmeyen bir eğilim
göstermesini nasıl açıklamak gerekiyor.
Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli (IPCC) bu konuda şu açıklamayı yaptı;
"Kömür yakılan termik santrallardan salınan sülfat aeresollar soğutma etkisi yaparak
küresel sıcaklık artışını durdurdu".
1
Ancak aerosollarla ilgili elde çok güvenilir veriler yoktu.Bu nedenle tahminler kullanıldı.
Bu da gerçekteki durumu kontrol edebilme şansımızı ortadan kaldırdı.Hemen herkes ancak
daha çok
bazı iklim bilimciler tam olarak tatmin olmadı.Özellikle farklı iklim
modellemecileri aynı sonuçları elde etmek için farklı değerler kullanıyorlardı.
Bununla birlikte bu açıklama Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli (IPCC)'nin 1995
ikinci tahmin raporunda geliştirilen bir çizgiydi.Ancak buna karşı olarak Prof. Lu'nun CFS
'lerin iklim değişimi üzerinde etkili olduğu iddiaları sadece 1970'lerin sonlarında anlamlı
oldu.( Prof Lu'nun analizinde CFS'lerin Atmosferin üst kesimlerine yerleşmesi için 9 yıllık
bir süre geçtiği ve daha sonra dünya yüzeyinden yansıyarak gelen sıcaklığın tutulduğu yer
alıyor).
Daha geçenlerde bu gerçek tekrar kendini gösterdi. ABD Başkanı Obama geçen ay " İklim
10 yıl öncesinde yapılan tahminlerden daha hızlı olarak ısınıyor " dedi.
Ancak bu böyle değil. Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi İngiltere Meteoroloji Bölümü
tarafından elde edilen verilere göre, bu yüzyılın ilk 10 yılında küresel ortalama sıcaklık
2
önce sabitlenmiş ve sonra da azalma eğiliminde girmiştir. Bu durum CO2 artışı ile sıcaklık
artışı arasındaki korelasyonun bu dönemde gerçekleşmediğini ortaya koymuştur.
Sağlıklı olmayan tahmini CO2 kaynaklı ısınma verilerine karşıt olarak CFS'ler başka bir
konudur. Prof Lu'ya göre küresel yüzey sıcaklığı atmosferdeki CFS'lerle ve diğer
halokarbonlarla 1970'lerden bu yana neredeyse mükemmel bir korelasyon içinde değişiyor.
Prof Lu ,halojenli gazların etkisiyle oluşan ısınmayı dikkatli bir şekilde hesaplayarak 1970
yılından bu yana ölçülen sıcaklıkları ve son 10 yıldır sıcaklıklardaki azalma eğilimini
yakalayabilmiştir.Ancak Prof Lu IPCC'nin CO2 salımının sera gazı etkisi denklemlerini
kullanarak 1850 ve 1970 arasındaki ölçülen sıcaklıkları veya son dönemdeki azalmayı
hesaplayamamıştır.
Prof Lu 'nun ileri sürdüğü CFC 'ye bağlı ısınmanın kesin fiziksel mekanizmasının
sonradan modifiye edilmesine rağmen CFC nin ölçülen sıcaklık değişimi ile oldukça yakın
ilişki içinde olduğu görüldü.
Prof Lu " 1970'lerde atmosferdeki halokarbon
konsantrasyonundaki artış
hemen hemen CO2 konsantrasyonundaki artış ile aynı idi.
Ancak bu durum bu yüzyıldan itibaren değişti." diyor.
ABD'nin karbon emsiyonlarını azaltma politikasına getirdiği eleştiri bu ülkenin serbest
pazar ideolojisinin bir mahkumu olması şeklinde ele alınarak ABD bazı çevreler tarafından
suçlanıyor. Ancak tam tersine tersine bu politika zeki pragmatizmin bir ürünüdür.
Montreal ve Kyoto protokolleri'nin Cass Sunstein tarafından 2007 de yapılan bir analizi
bunun nedenini ortaya koydu .Cass Sustein daha sonra Başkan Obama'nın düzenleme
işlerinin başına geçti.
Tüm ülkeler arasında ABD'nin en fazla Montreal protokolünden kazanmayı en çok da
Kyoto Protokolünden kaybedeceği umuldu. ABD'nin bu protokollere uyum için her 1
milyar dolarlık harcamasına karşın Montreal protokolünden 170 milyar dolarlık fayda
sağlayacağı tahmin edildi.Kyoto için ise bu meblağ sadece 37 milyon dolardı.
Regan yönetimi döneminde Ekonomik Danışmanlar Konseyinden (Council of Economic
Advisers) fayda -maliyet analizi ile anahtar bir yeni fikir geldi.Konsey gelecekte cilt
kanserinden ölümleri önlemek için maliyetlerden çok daha önemli olan finansal bir faydayı
gösterdi.Sonuçlar Başkan Reagan'a sunulduğunda ( Eğer ABD tek başına davranırsa uzun
vadede
çok küçük bir kazancı olacak açıklaması ile birlikte) Başkan ABD'li
müzakerecilere anlaşmanın yürürlüğe girmesi için katılımın eşiğinin azaltılması talimatını
verdi.
BM'nin önceki Genel sekreteri Kofi Annan "George Shultz bana Montral protokolünün
muhteşem bir başarı olduğunu söyledi" diyordu.Annan" bu belki de bugüne kadar yapılmış
en başarılı uluslararası anlaşma" diye açıklamasını sürdürmüştü.
Bu anlaşma sera gazı salınımlarını azaltmak için yapılmamasına rağmen, bu konuda Kyoto
Protokolünden çok daha etkili oldu.
Prof Lu'nun çok yoğun ateş altında yaptığı analizlerle
yaklaşımın bilimsel olarak hatalı olduğunu ileri sürüyor.
3
küresel ısınmaya bugünkü
Halojenli gazlar Montreal Protokolünde yer almamasına rağmen bu
salınımın
düzenlenmesi sıcaklıktaki yavaş azalmayı tersine çevirecektir. Eğer Prof Lu CFC'ler
konusunda haklı ise yani CO2 son 40 yıldır küresel sıcaklık artışını yönlendiren etken
değilse, Bu durumda Montreal Protokolü herkesin tasavvur ettiğinden çok daha fazla şey
başaracaktır.
TOPRAKsuENERJİ
Rupert Darwall "The Age of Global Warming—A History," kitabının yazarıdır (Quartet,
2013).
Kaynak : Rupert Darwall " Global Warming and the Gipper" 6 Haziran 2013 The Wall Street
Journal
The Age of Global Warming - Rupert Darwall
, 11:30 AM - 1:30 PM
About the book:
The Age of Global Warming: A History is the first book to tell the full storyof the
concerns over global warming and put the movement into its historical context. It
explains:
 Why 19th century predictions of eco-doom turned out to be wrong – but are still
believed

The First Environmental Wave in the 1960s, and how it came crashing down
during the economic crisis of the 1970s

The 1980s and renewed economic growth leading to the rise of the Second
Wave, when global warming burst on the world with an unlikely political champion
– Margaret Thatcher
4

How science became the spear carrier of the environmental movement and global
warming its most powerful argument

How politics “settled the science” of global warming in 1992 when the
governments of the world agreed to the UN climate change convention at the Rio
Earth Summit

Why the developing world’s opposition resulted in an unprecedented humiliation
for the West at the Copenhagen climate summit in 2009.
About the author:
Rupert Darwall read economics and history at Cambridge University, after which he
worked at the Conservative Research Department and then in the City as an
investment analyst and in corporate finance. He was a special advisor at the
Treasury under Norman Lamont (alongside David Cameron).
In the private sector he has advised a number of companies, including Richard
Branson’s Virgin Group, in addition to writing articles on politics and economics for
publications including the Daily Telegraph, the Financial Times, The Wall Street
Journal, and Forbes.
He is the author of Paralysis or Power? – The Centre Right in the 21st Century (CPS
2002), A Better Way to Help the Low Paid – US lessons for the UK tax credit
system (CPS 2006), and Reluctant Manager – A report on reforming
Whitehall(KPMG, 2005). He has also written three 4,000-6,000 word essays for the
Hoover Institution’s Policy Review, the third of which is being published this autumn.
5

Benzer belgeler