Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Transkript

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Dün Türk Halkýydý,
Bugün Türkiye Halký, Peki Yarýn?
Av. Dr. Mehmet Savaþ Özdað (*)
Büyük bölümü, düþmaný aratmayacak biçimde, kendi(!) ordusuna kin
güden, kompleksli ve kimlik özürlü bir basýn ordusunun(190 gazeteci) önünde yapýlan bir konuþmada sarf edilen her kelimenin, itina ile seçilmesinin gerekli olduðu açýktýr. Böyle bir ortamda, psikolojik hedefleri de iyi tayin
olunmamýþ bir konuþmanýn taþýdýðý zafiyeti örtmeye; kullanýlan akademik
üslûbun ve yararlanýlan kaynaklarýn zenginliðinin yeterli olmayacaðý da belirgindir.
Bu deðerlendirmeyi, Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Sayýn Ýlker Baþbuð'un, 14 Nisan 2009 tarihinde, Harp Akademileri Komutanlýðý'ndaki konuþmasý üzerine yapýyoruz.
Okuyucuya bir fikir vermek için, sayýn Baþbuð'un konuþmasý ile ilgili
olarak, 14 Nisan ile 24 Nisan 2009 tarihleri arasýnda, 15 gazetede yayýnlanan
97 köþe yazýsýndan bazýlarýnýn yalnýzca baþlýklarýný analým:
Katý olan her þey buharlaþýyor!
TSK'da kýrýlma noktasý
Stratejik geri çekilme!
Orduya sadakatten milletin emrindeki orduya
“Kart kurt” alt üst oldu
(*)
Hukuk doktoru. Avukat. 21. Yüzyýl Türkiye Enstitüsü Anayasal Düzen, Hukuk ve Adalet
Araþtýrmalarý uzmaný.
[137]
Av. Dr. Mehmet Savaþ Özdað
Zorunlu asimilâsyon baþarýlý olamadý
Sivillere gollük pas
Türk ile Türkiyeli arasýndaki farký geç anladýk..
Türkiyeli vatandaþ?!
Atatürk'ün deðiþen politikalarý
Baþbuð'un konuþmasý: Yeni bir dönem mi?
Bu baþlýklara ilham veren esas unsur; Sayýn Baþbuð'un, konuþmasýnda,
Atatürk'ün millet tarifine yaptýðý gönderme oldu:
“ ..Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluþu bir devrimdir. Devrimin amacý ise
bir ulus-devletin yaratýlmasýdýr. Bu düþünceden hareket ederek, Atatürk,
Türk Milletini þu þekilde tanýmlamýþtýr:
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkýna Türk milleti denir.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kimdir? Cevap, Türkiye halkýdýr. Görüldüðü gibi buradaki halk ifadesi, sýnýrlarý çizilen bir coðrafyada -ki burasý Türkiye'dir- yaþayan halkýn bütününü, yani hiçbir dini ve etnik ayrým yapýlmaksýzýn, Türkiye halkýný iþaret etmektedir.
Ayný ülkü etrafýnda toplanmýþ ve Türkiye sýnýrlarý içinde yaþayan Türkiye halkýnýn, siyasal ve sosyolojik bir olgu etrafýnda kendi rýzasý ile birleþmesiyle bir milletin oluþacaðý ve bu millete ise Türk milleti denileceði Atatürk'ün Türk Milleti tanýmýnda açýkça yer almaktadýr.
Atatürk'ün veciz söyleminde, Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar
yaþatýlmasý, ülkü birliðini temsil etmekte olup bu görev Türk milletine
verilmiþtir.
Bu tanýmda da görüleceði gibi “Türk milleti” tanýmlamasýndaki “Türk”
sözcüðü bir sýfat olarak deðil, deðiþik unsurlarýn hepsine birden verilen ortak bir isim olarak kullanýlmýþtýr..”
diyen Sayýn Baþbuð, okuduðu metinde bulunmayan bir vurguyu da irticalen
yapýverdi:
“Atatürk'ün millet tarifindeki Türkiye halký ifadesini çýkarýp,
Türk halký derseniz, o etnik taným olur ”.
Sayýn Baþbuð'un bu sözleri ile birlikte, maalesef, Türkiye, Atatürk'ten
[138]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Dün Türk Halkýydý, Bugün Türkiye Halký, Peki Yarýn?
yapýlan bir alýntýnýn, devletin kuruluþ esaslarýna yönelik sistemli saldýrýlara bir meþruiyet alaný açtýðýna ilk kez þahit olacaktý. Önce, milletvekili sýfatý taþýyanlar ne demiþ bakalým:
“Ordunun böyle bir mesaj vermesi olumludur ama bu sorunun çözümü, ordunun deðil, siyasetin iþi. Koþullar bir takým þeyleri söyletiyor. Türkiye'de halklar varsa, o halklarýn haklarý da vardýr. ”
“Türkiyelilik kavramý ve yasal düzenlemelerden söz etmesi çok önemli..
Çözüme yönelik en önemli adým bu olacak.”
“Türkiye halký ifadesi ve vurgusunun ilk defa yapýlmýþ olmasý, olumlu,
anlamlý ve önemlidir… Bu þimdiye kadar Genelkurmay Baþkanlýðý'nýn yaptýðý ilk açýklama olmasýyla da önemli bir bakýþ ve yaklaþým deðiþikliðini gösteriyor. ”
Þimdi de, yukarýda andýðýmýz köþe yazýlarýndan birinden kýsa bir alýntý
yapalým:
“..Baþbuð'un konuþmasý ile asker, Kürt sorununa yönelik stratejisini
köklü bir þekilde deðiþtirdiðini anlatýyor. Bu köklü deðiþim, sorunun askeri
tedbirlerle çözümü yerine siyasî araçlarýn egemen olmasý anlamýna geliyor.
Baþbuð, 'üniter-ulus devletin' ulusunu yeniden tanýmlamaya giriþti.
Deðiþim ulus tanýmýnda. Þimdilik, “ulus”, Türkiye halký olarak tanýmlanabilecek. Bu taným bizi, toprak esasýna dayalý bir milliyetçilik anlayý21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[139]
Av. Dr. Mehmet Savaþ Özdað
þýna götürür. Ayný zamanda, hukukun koruduðu vatandaþlýk esasýna
dayalý bir millet tanýmý ortaya çýkartýr..”
Bu ve benzeri yorumlar üzerine, Genelkurmay Baþkanlýðý, Sayýn Baþbuð'un konuþmasýndan üç gün sonra, aþaðýdaki açýklamayý yapma ihtiyacý hissetti:
“Türk Milleti tanýmýný, yukarýda görüldüðü gibi(Atatürk'ün el yazýsý resmediliyor) M. Kemal Atatürk kendi el yazýsý ile yazmýþtýr. Bu taným, Prof.
Dr. A. Afet ÝNAN tarafýndan yazýlan Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazýlarý kitabýnýn ilk sayfasýnda yer almaktadýr.
Tanýmýn amacý ‘Türk Milleti’ tanýmýnýn yapýlmasý ve bu tanýmýn etnik
ve dini temellere dayanmadýðýnýn açýkça ifade edilmesidir. Taným içindeki
‘Türkiye Halký’ terimi de Atatürk tarafýndan bu nedenle kullanýlmýþtýr.
Bir cümle, bölünerek ya
da ait olduðu metnin bütününden koparýlarak alýndýðýnda, anlamýnýn tümü ile deðiþmesi ihtimalinin önü açýlmýþ olur.
Bu tanýmdan ‘Türkiyelilik’ gibi tanýmlara ulaþýlabileceðini düþünmek ve bu þekilde deðerlendirmeler yapmak; hem Atatürk'ün ‘Türk Milleti’ tanýmýný niçin yaptýðýný hem de ‘ulus devlet’
kavramýnýn ne anlama geldiðini anlayamamak
ve konuyu saptýrmak demektir. Ulus-devlet yapýsý içinde bu þekildeki düþüncelerin yeri olamaz.
Kamuoyuna saygý ile duyurulur. ”
Öncelikle þu gerçeði belirleyelim: Bir cümle, bölünerek ya da ait olduðu
metnin bütününden koparýlarak alýndýðýnda, anlamýnýn tümü ile deðiþmesi
ihtimalinin önü açýlmýþ olur. Kutsal kitaplar dahi bu ihtimalden baðýþýk deðildir. Pek bilinen bir örnektir. Kuran-ý Kerim'in, Mâide ve Nisa sureleri,
abdestsiz namaza yaklaþýlmamasýný buyururlar. Bu surelerdeki “abdestsiz”
ifadesi, ihmal edilecek olursa, ilâhî buyruða zýt bir anlamýn doðmasý da kaçýnýlmaz olur
Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Sayýn Ýlker Baþbuð'un konuþmasý ile
baþlayan tartýþmalarýn temelinde de, Mustafa Kemal Atatürk'ün millet tarifi
ile ilgili sözlerinin eksik alýntýlanmasý yatmaktadýr. Atatürk'ün Türk Milleti
ve millet kavramý ile ilgili görüþünün eksiksiz anlaþýlabilmesi için sözlerinin
tamamýný buraya almayý elzem görüyoruz:
“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkýna Türk Milleti denir.
Millet sözünden ne anlaþýlmak lazýmdýr? Bunu anlatayým:
[140]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Dün Türk Halkýydý, Bugün Türkiye Halký, Peki Yarýn?
Sözlerimin kolay anlaþýlmasý için yine Türk Milletine bakacaðým! Çünkü, Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz
bir millet yoktur ve bütün insanlýk tarihinde görülmemiþtir.
Bugünkü Türk Milletine bir resim tablosuna bakar gibi bakalým ve þimdiye kadar edindiðimiz bilgilerin yardýmý ile düþünelim! Bir tabloda neler görüyorsak, bir tablo bize neler hatýrlatýyorsa, onlarý birer birer söyleyelim.
Türk Milleti, Asya'nýn batýsýnda ve Avrupa'nýn doðusunda olmak üzere
kara ve deniz sýnýrlarýyla ayýrt edilmiþ, dünyaca tanýnmýþ büyük bir yurtta yaþar. Onun adýna(Türk Eli) derler. Türk yurdu daha çok büyüktü. Yakýn ve
uzak zamanlar düþünülürse Türk'e yurtluk etmemiþ bir kýt'a yoktur. Bütün
dünyada, Asya, Avrupa, Afrika ve hatta Amerika Türk atalarýna yurt olmuþtur. Bu hakikatler eski ve özellikle yeni tarih belgeleriyle bilinmektedir. Fakat
bugünkü Türk Milleti, varlýðý için bugünkü yurdundan memnundur. Çünkü
Türk; derin ve þanlý geçmiþin; büyük, kudretli atalarýnýn mukaddes miraslarýný bu yurtta da muhafaza edebileceðinden, o miraslarý þimdiye kadar olduðundan çok fazla zenginleþtirebileceðinden emindir.
Türk Milletinin her kiþisi, bir takým farklarla Türk Milletinin her kiþive fakat genel olarak birbirine benzer. Bazý yapýlýþ farklarýný ise tabiî bulmak lâzýmdýr. Çünkü, si, bir takým farklarla ve
Mýsýr veya Irak çöllerinden baþlayan bilinen ta- fakat genel olarak birbirihten önce, Sibirya steplerinden baþlayarak Or- rine benzer.
ta Asya, Rusya, Kafkaslar, Anadolu dünkü ve
bugünkü Yunanistan, arkasýnda Girit, Romalýlardan evvel Orta Ýtalya velhasýl Akdeniz kýyýlarýna kadar yayýlmýþ ve yerleþmiþ ve baþka baþka iklimlerin tesiri altýnda, baþka baþka cinsten yerlilerle
binlerce sene yaþamýþ, kaynaþmýþ bu kadar eski ve bu kadar büyük bir insan
topluluðunun, bugünkü çocuklarýnýn tamamý tamamýna birbirlerine benzemeleri mümkün müdür? Her zaman her yerde küçük bir aile çocuklarýnýn
bile tamamen birbirlerine benzemeleri görülmüþ deðildir. Türk kavmini
yalnýz bir noktada, iklimi ayný dar bir mýntýkada belirmiþ zannetmek
doðru deðildir. Türk kavmi yukarýda söylediðimiz gibi çok büyük bir sahada vücut bulmuþ ailelerin birleþerek Sop(klan) ve Soplarýn birleþerek Boy
(kabile) ve Boylarýn birleþerek Öz(aþiret ) ve Özlerin de birleþerek siyasî bir
topluluk olan El(Site ) ve en nihayet El'lerin bir merkezde birleþmeleriyle
büyük bir camia vücuda getirmiþlerdir. Bu büyük Türk camiasýný oluþturan
insanlarýn nitelikleri arasýnda fark büyük olmamakla beraber köklerin geniþliði, nüfusun çokluðu düþünülünce Türk kavimlerinin aralarýndaki manevî
baðlarýn gevþek olmasý ve muhtelif namlarla muhtelif roller oynamasý tabiî
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[141]
Av. Dr. Mehmet Savaþ Özdað
görülür. Bu sebepledir ki tarih, olaylarýný yazdýðý kavimleri nerede, nasýl ve
ne namda tanýdýysa o surette yazmýþtýr. Böyle olmakla beraber, bugünkü
Türk milletinin esasý ayný kökün, ayný uzun ortak geçmiþin tespit
ettiði belirgin tiptir. Türk Tipi..
Bu son sözlerden anlaþýlýyor ki Türk Milletini yapan insanlarýn
tarihleri birdir.” (5 Kasým 1929)
Bu sözler, Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türkiye Halký ve Türk Milleti terimleri arasýnda bir fark görmediðini, ancak Türk Milletini, ayný köke, ayný
ortak uzun geçmiþe sahip insanlardan mürekkep kabul ettiðini ve tarihen,
bu millete yurt kýlýnan coðrafyayý, Türkiye'den ibaret saymadýðýný da ortaya
koymaktadýr. Bunun manasý açýktýr:
Türkiye Cumhuriyeti'ni Türk Milleti kurmuþtur ve bu millet, Türkiye
Cumhuriyeti'nden önce de mevcuttur. Bir baþka deyiþle, Atatürk'ün millet
anlayýþýnýn temelinde, toprak ya da vatandaþlýk esasý deðil; soy, sop, ortak deðer ve mazinin yarattýðý kültür birliði vardýr.
Ne var ki, Sayýn Baþbuð'un konuþmasýnýn devamýnda serdettiði fikirler,
Atatürk'ün millet anlayýþý ile baðdaþmamaktadýr. Yorumcularýn dikkatini
pek çekmemiþ olsa da,(Arslan Bulut'u bir istisna olarak zikredelim) kanaatimizce, Atatürk'ün sözlerinin eksik alýntýlanmasýndan daha büyük bir sorun,
burada yatmaktadýr.
Sayýn Baþbuð, Atatürk'ün sözlerini yorumladýktan sonra, sözlerine þöyle devam etmiþtir:
“..Ulus-devlet yapýsý hangi temel esasa dayanmalýdýr ? Sorusunun cevabý
çok açýktýr. Vatandaþlýk esasýna dayalý milliyetçilik anlayýþýyla. Burada
ABD Baþkaný Obama'nýn Türkiye ziyareti esnasýnda yaptýðý konuþmalardaki bazý bölümleri hatýrlatmakta yarar görüyorum:
‘Biz ayný zamanda farklý kökenlerden, ýrklardan ve dinlerden gelen, ancak ortak idealler etrafýnda birleþen bir milletiz.
Amerika Birleþik Devletleri'nin en güçlü yanlarýndan biri, bizim son derece büyük bir Hýristiyan nüfusa sahip olmamýza raðmen, kendimizi bir Hýristiyan, bir Yahudi, bir Müslüman ulus olarak görmememizdir. Biz kendimizi idealler ve deðerlerin birbirine baðladýðý vatandaþlarýn oluþturduðu bir
ulus olarak görüyoruz. Zannederim, modern Türkiye de benzer bir takým
prensipler üzerine kuruldu’
Obama'nýn bu sözlerinin, ulus-devletin ne olduðunu ve ulus-devletlerin
[142]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Dün Türk Halkýydý, Bugün Türkiye Halký, Peki Yarýn?
bugün için de geçerliliðini koruduðunu anlamayanlara veya anlamak istemeyenlere iyi bir cevap teþkil ettiðine inanýyorum.
Vatandaþlýk esasýna dayalý milliyetçilik, ýrk ve din farký gözetmeksizin, ortak kimlik/üst kimlik etrafýnda her vatandaþý ‘Türk’ saymaktýr. Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý saymaktýr…”
Dokuz ay öncesine kadar bizzat komuta ettiði Türk Kara Kuvvetleri, 28
Haziran 2009 tarihinde, kuruluþunun 2218.nci yýlýný kutlamaya hazýrlanýrken; Sayýn Baþbuð'un, 233 sene önce kurulmuþ ve hâlâ millet olamamýþ bir
toplumu, ulus-devlet modeli olarak referans almasý ve bugün Amerikan
toplumunu bir arada tutabilmek için kullanýlabilen yegâne enstrüman olan
pasaportu(vatandaþlýðý) da, millet tarifinin temeline koymasý, çok vahim sonuçlar doðurmaya müsaittir. Üzülerek belirtelim ki, bu anlayýþla; yine Sayýn
BAÞBUÐ'un konuþmasýnýn devamýnda gelen
“Türk Silahlý Kuvvetleri, Atatürk'ün bize emanet ettiði ulus-devlet ve
üniter-devlet yapýsýnýn korunmasýnda taraftýr ve taraf olmaya da devam edecektir. Bundan kimsenin þüphesi olmasýn ”
Her þeyden önce, sayýn
Baþbuð, millet kavramýnýn sosyolojik boyutunu
Her þeyden önce, sayýn Baþbuð, millet kavihmal etmektedir.
ramýnýn sosyolojik boyutunu ihmal etmektedir.
þeklindeki sözleri arasýnda telif olunmaz bir çeliþki vardýr.
Oysa, Atatürk'ün millet tarifi, sosyolojik olgulara istinat etmektedir ve hukuk, bu sosyolojik olgularý deðiþtiremez. Diðer
yandan, vatandaþlýk ya da toprak esasýna dayalý bir millet ve milliyetçilik anlayýþý; milliyet fikrinin, Batý kültüründeki geliþimine uygun düþse de, Türk
kültür tarihi, ayný verileri sunmaz.
Gerçekten, Batýda, devlet kavramý, tarihen millet kavramýndan önce gelir. Milliyet kelimesinin, muhtelif Avrupa dillerinde bugünkü manasýný alabilmesi, 19.ncu asýrdan sonradýr. Fransýzcadaki milliyete karþýlýk gelen
“Nationalité” kelimesi, Akademi lügatine 1835'de girer. Ýngilizcedeki
“Nationality” kelimesinin varlýðý 1691'den itibaren tespit olunsa da, bugünkü siyasî ve ilmi manasýný almasý için 19.ncu asrý beklemek gerekecektir.
Oysa, milliyet fikri, Türklerde, Ýslamiyet'ten önceki devirlere dayanacak
kadar eski ve muhtelif vesikalar üzerinde tespit edilebilecek kadar açýk ve
kuvvetli bir þuur halindedir ve çoðu zaman devlet kavramý ile millet kavramý
birlikte yürür. Göktürk hakaný Ýþbara'nýn Çin imparatoru Kao-Tsu'ya
Miladi 585 yýlýnda yazdýðý mektupta geçen ve bugünkü Türkçeye;
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[143]
Av. Dr. Mehmet Savaþ Özdað
“ Þimdi oðlum sarayýnýzda ispatý vücut edecek ve her sene haraç olarak
atlar takdim edilecektir. Her gün sabahtan akþama kadar sizin emirlerinizden baþka bir emir dinlemeyeceðim. Fakat elbiselerimizin önlerini kesmeðe, omuzlarýmýzda dalgalanan saç örgülerimizi çözmeðe, dilimizi deðiþtirmeðe ve sizin kanunlarýnýzý kabul etmeðe gelince, bizim adetlerimizle
an'anelerimiz o kadar eskidir ki ben þimdiye kadar bunlarý deðiþtirmeðe
cesaret edemedim : bütün millet ayný kalbi taþýyor..”
þeklinde çevrilebilecek sözleri, bu gerçeðin ifadesidir.
Nihayet, þunu da ekleyelim ki, Sayýn Baþbuð'un, sözlerinde hikmet bulduðu Obama'nýn Amerikasý, gerçekte, hukuksal vatandaþlýk krizi ile boðuþmaktadýr. Harp Akademilerinde yaptýðý konuþmada, sivil-asker iliþkilerinin
ne olmasý gerektiðini anlatýrken, sayýn Baþbuð'un ismine sýk sýk gönderme
yaptýðý Amerikan düþünürü Samuel P. Huntington, 2004 yýlýnda “Biz Kimiz? Amerikan Milli Kimliðine Meydan Okumalar - Who Are We ? The
Challenges to America's National Identity”(Türkçeye, Amerika'nýn Ulusal
Kimlik Arayýþý olarak çevrildi) isimli bir kitap yayýnlar.
Huntington, herhangi bir bilim adamý deðildir. Vefat ettiði 2008 yýlýna
kadar Harvard Üniversitesi'ne baðlý John M. Olin Stratejik Araþtýrmalar
Enstitüsü'nde çalýþan ve ABD Savunma Bakanlýðý'na da danýþmanlýk yapan
Huntington, Üçüncü Dalga, Demokratikleþme ile Medeniyetler Çatýþmasý tezlerinin müellifi olarak 1990'lý ve 2000'li yýllarda Beyaz Sarayýn
politikalarýný etkileyen bir þahsiyettir.
Huntington, yukarýda andýðýmýz “Biz Kimiz?” isimli çalýþmasýnda; Amerikan kimliðinin içeriðinin tarihsel çerçevede, dört temel bileþenle ilintili
olduðunu söyler: Irk, etnik köken, kültür(en önemlisi dil ve din) ve ideoloji.
Huntington'a göre ýrk ve etnik kökenle ilintili bir Amerika artýk söz konusu
deðildir. Kültürel Amerika ise kuþatma altýndadýr ve Sovyet deneyiminin
ortaya koyduðu gibi ideoloji; ýrksal, etnik ve kültürel kaynaklardan yoksun
bir halký bir arada tutmaya yetecek denli güçlü bir yapýþtýrýcý deðildir.
Huntington'un bundan sonra gelen cümlesi çok çarpýcýdýr: Robert Kaplan'ýn dile getirdiði “ Amerika, diðer toplumlara göre çok daha ‘ölmek
için doðmuþ’ bir toplumdur” yaklaþýmýný destekleyecek nedenler bulunabilir.
Amerika'nýn yaþadýðý kimlik krizinin yeryüzünde bir benzerinin olmadýðýný kaydeden Huntington, çok kültürlülük ve çeþitlilik ideolojilerinin; Amerikan kimliðini, öz kültürünü ve “Amerikan Ruhundan” geriye kalan temel öðelerin meþruluðunu erozyona uðrattýðýný belirtir.
[144]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
Dün Türk Halkýydý, Bugün Türkiye Halký, Peki Yarýn?
Huntington'un bu itirafýna bakýlýrsa, çeþitlilik ve çok kültürlülük kavramlarýný; Türk siyasetçisine, Türk aydýnýna bir zenginlik gibi empoze edenlerin, kendi vatanlarýnda iþler yolunda gitmemektedir.
Huntington, Amerikan ulusal kimliðinin motiflerinin Beyaz, Anglo
Sakson, Protestan( WASP ) olarak formüle edildiðini, göçmenler, siyahlar
ve diðerlerinin ; “beyazlaþmak” ve “Anglo-uyum” yoluyla Amerikalý olabildiklerini belirterek; 1960'lý yýllarda ortaya çýkan dekonstrüksiyonist(yeniden tanýmlayýcý ) hareketlerin, ergime potasý konseptine karþý çýktýklarýný,
Amerika'nýn farklý halklardan oluþan bir mozaik olduðunu ileri sürdüklerini
; ulus kimliðinin altýnda yer alan ýrksal, etnik ve kültürel gruplarýn etki ve statüsünü güçlendirmek için çeþitli programlara öncülük ettiklerini; Anayasadaki tek halk tanýmý yerine ABD'nin “halklarý” tanýmýnýn getirilerek tarih
müfredatý ve ders kitaplarýnýn yeniden yazýlmasýný teþvik ettiklerini, iki dilde
eðitim ve dil çeþitliliðini desteklediklerini, grup haklarýnýn ve ýrksal ayrýcalýklarýn yasal geçerliliðini savunarak, bunlarýn “Amerikan Ruhunun” temelinde
yer alan bireysel haklara üstün tutulmasý gerektiðini ileri sürdüklerini ve
içlerinde politik liderlerin de bulunduðu dekonstrüksiyonistlerin bu eylemlerini, çok kültürlülük kuramý ile Amerika'nýn aðýr basan deðerlerinin bütünlük ya da topluluktan çok, çeþitlilik olmasý gerektiði görüþüne dayandýr21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009
[145]
Av. Dr. Mehmet Savaþ Özdað
dýklarýný ifade eder.
Huntington, bir ulusun liderlerinin, yönettikleri ulusu bölümlere ayýrarak yeniden tanýmlamaya çalýþtýðý bir zamanýn, büyük olasýlýkla tarihte daha
önce hiç görülmediðini de söyler.
Nihayet, Huntington, etnik köken ve ýrk önemini yitirdikçe ve AngloProtestan kültürü ciddî saldýrýlarla karþý karþýya kaldýkça, sadece Amerikan
Ruhu ile ayakta kalýnamayacaðýný ; bir ulusu, ulus yapmaya, ruhun(inanç,
doktrin) tek baþýna yetmeyeceðini; Sovyetler Birliði, Yugoslavya ve Çekoslovakya örneklerinin ortada olduðunu ; komünist ideolojinin gücünü yitirmesi ile birlikte Çin Halk Cumhuriyetinin dahi, binlerce yýl öncesine uzanan
Han kültürünü, yeni Çin Ulusçuluðunu teþvik için kullandýðýný ; 21.yüzyýlda
Amerikanýn da, benzeri bir akýbetle karþýlaþmamak için, baþta Anglo-Protestan kültür olmak üzere kendi ulusal kimliðinin bileþenlerine yeniden sarýlmasý gerektiðini açýklar.
Doðrusu, Amerika gibi gerçek anlamda uluslaþmamýþ bir devlet dahi
tek dilli, tek kültürlü, bir Amerikan ulusal kimliðini oluþturma ve muhafaza
etmenin derdinde iken; Türkiye'de devlet eliyle ana dil dýþýnda diller ile ulusal ölçekte televizyon yayýnlarýna baþlanmasý, üniversitelerde bu dillere mahsus kürsüler oluþturulmasýnýn teþvik edilmesi, köy isimlerinin deðiþtirilmesine yeþil ýþýk yakýlmasý(ki, bunu þehir isimlerinin takip etmesi kaçýnýlmazdýr); ulusal kimliði yeniden tanýmlayacak þekilde, Türk halkýna sürekli olarak, mevcut Anayasanýn deðiþmesi gerektiðinin empoze edilmesi; daðdaki
eþkýyaya kuryelik yapmak, bütün demokratik toplumlarda aðýr bir suç kabul
edilirken, Türkiye'de gazetecilik baþarýsý olarak görülmesi ve taþýnan mesajlarýn da devletin birliðini temsil eden makamlarca kabul görmesi; yönetici
kadrolarýn, 25 yýldýr olaðanüstü fedakârlýk ve baþarý ile yürütülen mücadelenin bütün kazanýmlarýný anlamsýz kýlacak bir politik cinnet hali içinde olduklarýný ortaya koymaktadýr.
Ýþte, böyle bir ortamda, Sayýn Baþbuð'un, Türkiye Halký ifadesine yüklediði anlamýn ve ulus-devlet kavramý için Obama'ya gönderme yapan sözlerinin, bir dil sürçmesi olmasýný diliyoruz. Yoksa, yazýmýzýn baþlýðýndaki
soruya döneriz..
[146]
21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009

Benzer belgeler