szf

Transkript

szf
Psikoz:
İZOLASYONDAN ÇΙKІŞ YOLLARІ
Hastalar ve yakınları
için bilgiler
İçindekiler
Şizofreni ne demektir?
4
Hastalık belirtileri nelerdir?
6
Şizofren bozukluklara ne sıklıkla rastlanır?
14
Hastalık nasıl ortaya çıkar?
15
Şizofren psikozlar nasıl ilerler?
17
Ana tedavi ilkeleri
20
Tedavide ilaçların yeri
22
Antipsikotik ilaçlar
26
İlaçların istenmeyen yan etkileri ile başa çıkma
27
Hasta olarak ne yapabilirim?
28
Hastalar ve yakınları için umut
29
Bazi tibbi terimlerin açıklaması
30
Bilgi kaynakları
31
ÖNSÖZ
Bir insanın duygu ve düşünceleri değişir ise, duygu ve düşüncelerinin içeriği
gerçekle örtüşmezse, diğer insanlarin algılamadığı bazı seyleri algılıyorsa
ve insanlardan giderek uzaklaşıyorsa, bu durum hastanın kendisi ve hasta
yakınları için alışılmışın dışında ve endişe yaratan bir hal alır. Bu tablonun
kaynağı bir psikoz olabilir.
Böyle bir durumda bir doktora başvurmak kesinlikle zorunludur. Doktorunuz
sizin bulgularınızı inceleyecek, tedavinizi üstlenecek ve hastalık nedenleri,
hastalığın gidişhatı, ve tedavi yöntemleri hakkında sizi bilgilendirecektir.
Hastalık hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olmak hastalıkla başa çıkmada
önemli bir yapı taşıdır. Bu kitapçık doktorunuzun veya diğer uzmanların
yerini kesinlikle alamaz, sadece destekler ve sizin herzaman için
şizofren psikozlar hakkında önemli bilgileri elinizin altında
bulundurmanıza yarar.
Aynı zamanda bu kitapçık sizofreni hastalığı hakkındaki
tabuları yıkmaya, doğru bilgilendirmeye ve sizin
hastalıkla ilgilenmenizi sağlamaya ve psikozlu
hayatınızı aktif olarak yaşamanıza yardımcı
olmaya yöneliktir.
4
ŞİZOFREN NE DEMEKTIR?
Şizofren tanımı günlük hayatta çoğu zaman yanlış kullanılır ve normalin
dışında, veya saçma olan davranışları tanımlar.
Tibbi açıdan şizofren, ruh parçalanması veya bilinç
parçalanması olarak tercüme edilebilir ve yaklaşık
100 yıldan beri hayatın içindedir.
Bu tanımlama çok çeşitli, ve hastalık devamında
değişik karakterler gösteren hastalık belirtilerinin
olduğu bir grup ruhsal bozukluğu içerir.
Her hastada farklılıklar gösterse de, duygulanımda ve düşünce
sistemindeki kopukluklar esas semptomları oluşturur.
Hastalar kendi algıladıkları iç dünya ile diğer insanların
algıladıkalrı dış dünya arasında kalırlar ve normal iş, ve aile
hayatlarını sürdüremezler, arkadaşlarından uzaklaşırlar.
5
HASTALІK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Düşünce ve konuşma
Hastaların çoğunda düşünce bozuklukları çok belirli değildir. Konuşma
esnasında ortaya çıkar. Çoğu zaman dikkat bozukluğundan şikayetçi olurlar.
Bir konuda, tek ana çizgide kalamazlar. Bunu hastanın etrafındaki kişiler
hemen fark eder.
Şizofren psikozlar bircok ruhsal işlevleri de etkiler. Bu kitapçıkta
sadece esas birkaç semptom hakkında bilgi verilecektir.
Mantıklı ve birbiri ile ilişkili düşünme yetisi yok olmuştur. Düşünceler birbirinden kopuk olarak sıralanır. Cümle yapısı sıklıkla yoktur ve kullanılan dil parçalı,
ilgisiz bölümlerden oluşur. Yeni kelimeler üretildiği bile olur. Arada düzenli bir
düşüncenin olduğu dönemler de olabilir.
Bazı hastalar ise hiç konuşmazlar veya sadece sorulara yanıt verirler. Soyut
düşünce yapısı tamamen etkilenmiş olabilir. Bu nedenle herhangi bir atasözünün anlamını bildiremez veya benzetmelerle konuşmayı beceremez.
7
Ruh hali ve Duygulanım
Şizofren hastalarında ruh hali çok çeşitlilik gösterebilir ve zaman içinde
farklılıklar gösterebilir. Bazıları kendilerini daha çok üzüntülü, çökük, çaresiz
hissederler. Çoğu zaman birşey yapmak için gerekli enerji ve istekleri yoktur.
Bir kısım hastada ise duygulanımda uygunsuzluk görülür. Mesela hasta gülerek
yakın bir arkadasının geçirdiği trajik bir kazadan bahseder. Bu tür bir davraniş
diğer kişiler tarafindan yadırganabilir.
Bir kısım hastalar ise psikotik algılamaları içinde huzursuz ve korkuludurlar.
Çok yakın kişilere karsı güvensizlik ve düşmanca davranma isteği de ortaya
çıkabilir ve hasta yakınları için tehdit edici bir oluşturur.
Ben duygusu
Bu karakteristik belirtide şizofreni hastaları duygu ve düşüncelerinin dış
etkenlerin etkisi altnda kaldığına inanırlar. Mesela radyasyon veya olağanüstü
güçlerin düşüncelerini kontrol ettiklerini düşünürler. Sanki hastaların kafasındaki
düşüncelerin sesi artmıştır, diğer insanlar bu düşünceleri duyabilir (mesela
radyo aracılığı ile), düşünceleri ondan çalınabilir veya yabancı düşünceler uydu
aracılığı ile beyinlerine yerleştirilebilir.
9
Hezeyanlar (Sanrı) ve halüsinasyonlar (varsanılar)
Hezeyanlarda hastalar kendilerine veya yakınlarına birşey olacağına inanırlar.
Sanrı belli bir çağ ve toplum içinde gerçeğe uymayan ve mantıklı tartışma
ile değiştirilemeyen düşünce demektir. Şizofrenide sanrılar genellikle düzensiz,
dağınık, tutarsız ve acayiptir. Tesadüfen gelişen olaylar bu düşünceye kanıtolarak tanımlanır. Mesela yolda birisi bir cadde ismi sorsa, hasta o caddede
öldürüleceğini düşünür. Tehdit edilme ve takip edilme birçok hastanın
hezeyanlarında (Sanrı) önemli bir yer oluşturur. Seyrek durumlarda şizofren
hastalar hezeyanlarında mutludurlar.
Halüsinasyonlar (Sanrılar) dis uyari olmadan hastalarin 5 duyulardan biriyle
hissettikleri gerçek dışı algılamalardır. Tüm duyu organları etkilenmişolabilir.
En sık olarak sesler duyulur, ve bu sesler hastaları yöneten emirler verirler,
onlara küfür ederler, tehdit ederler veya eleştirirler. Halüsinasyonlar olağan dışı
ve beden yabancılaşması (iç organların yanması gibi) gibi de algılanabilir.
Sıklıkla hezeyanlar ve halüsinasyonlar gerçek dünyadan uzak, tehdit edici
tehlikelere dönüşürler. Bu iç ve dış dünya arasındaki çelişki hastalar için zarar
vericidir (Bilinç parçalanması).
Sanrılar ve varsanılar şizofren hastalar için tipiktir.
Bu hastalıkta sıklıkla görülmesine rağmen diğer ruhsal hastalıklara
da eşlik edebilirler.
Diğer hastalık belirtileri
Şizofreni hastalarında hareket bozuklukları da ortaya çıkabilir. Hastalar hiç
hareket edemez hale gelirler ve konuşmazlar. Bilinçleri yerindedir, kendilerini
kısıtlanmış hissederler ve bu durumu işkence olarak değerlendirirler. Tam
tersi durumlar da görülebilir.
Hastalar kendilerini devamlı hareket etmek zorunda hissedebilirler, yukarı
aşağı yürürler, iç huzursuzlukları vardır ve gergindirler.
Şizofren psikozların belirtilerini pozitif belirtiler ve negatif
semptomlar olarak sınıflandırabiliriz.
Pozitif belirtiler
Halüsinasyonlar
Hezeyan
Ben duygu bozuklukları
Gerginlik
Aşırı güvensizlik
Düşmanca davranışlar
Negatif semptomlar
İstek ve istenç azalması
Ani karar verememe
Aşırı içe kapanma ve toplumdan
uzaklaşma
Kuruntuya eğilim
Konuşmada, düşüncede fakirleşme
Duygulanımda azalma, küntleşme,
vurdumduymazlık
Artı belirtiler (yani pozitif belirtiler) şiddetine göre hastanın gerçekten
uzaklaşmasına, ve günlük yaşantısının sekteye uğramasına neden olur. Buna
karşın negatif semptomlar tanımı genel işlevlerin azalması anlamına gelir.
Bu bozukluklar kendine olan özgüvenin kaybolmasına neden olur ve buna
bağlı olarak günlük yaşamda ve meslek yaşamında engel oluşturur.
13
ŞİZOFREN BOZUKLUKLAR HANGİ
SІKLІKLA GÖRÜLÜR?
Şizofreni hastalığı seyrek görülen bir hastalık değildir. Tüm ırklarda ve topluluklarda düşünülenden daha sık görülen bir hastalıktir.
Yaşam boyunca yüz kişiden biri şizofreni hastalağına yakalanır. Cinsiyet ayırımı
yoktur. Hastalığın başlangıcı ergenlik ile 35 yaş arasındadır. 50 yaşından sonra
ilk hastalık seyrek olarak görülür.
HASTALІK NASİL ORTAYA ÇІKAR?
Uzun süreli, devamlı araştırmalara rağmen şizofren psikozlarin ortaya çıkış
nedeni tam anlamıyla ispatlanamamıştır. Ama bir noktada tüm bilim adamları
aynı düşünceyi paylaşırlar: Farkli nedenler hastalığın ortaya çıkışında beraber
rol oynamaktadir:
Kalıtım etkileri (genetik)
Aile araştırmalarına göre % 50 oranında hastalık nedeni kalıtımsaldır. İstatiksel
olarak, aile bağı hasta kişiye yakınlaştıkça (anne-baba, kardeş) hastalığa yakalanma oranı artmaktadır. Önceden bunu belirleme imkani yoktur.
Çevre faktörleri
Aşağıdaki faktörler hastalığın ortaya çıkışında %50 rol oynamaktadir:
Hamilelik ve doğum komplikasyonları
Hamilelik esnasındaki virüs enfeksiyonları
İlaç ve uyuşturucu bağımlılığı
15
Bu risk faktörleri yoğunluğuna ve sayısına göre şizofren
psikozlarin oluşumunda az veya çok kişinin hastalığa olan
yatkınlığını etkiler.
Bu yatkınlık zemininde bazı stres
faktörleri hastalığın akut biçimde
ortaya çıkmasına neden olur.
Bu stres faktörleri şunlardır:
Gergin aile ortamı
Beklentileri fazla olan bir
sosyal çevre
Duygusal yoğunluk yaratan
yaşam olayları (bir yakınını
kaybetme, evlenme gibi)
Uyuşturucu kullanımı
Şizofeni hastalarının genelde iç ve
dış uyarılara farklı şekilde hassasiyet
gösterdikleri, hassas davrandıkları
kabul edilir. Bu yüzden bu hastalar
arasında ünlü sanatçı ve yaratıcı kişiler
vardır.
HASTALІK SEYRİ
Hastalık çoğunlukla ergenlik ile 30 yaş arasında başlar. Olguların %75 inde
belirsiz bulguların bulunduğu erken bulgu dönemi vardır. Hastalar bu
dönemde gergin, ve değişime uğramış şekildedirler. Ve böyle bir ruhsal hastalık
şüphesi taşımazlar. Özel hayatta, okulda veya meslek hayatında gerilemeler
görülür.
Hastalar çevreden uzaklaşırlar. Bazen tüm zamanlarını dini veya izoterik
konularla ilgilenerek geçirirler. Bazıları da hiçbirşey yapmadan yaşamlarına
devam ederler.
Bu dönem birkaç yıl sürebilir. Daha sonra yaşanılan kişisiel bir olay hastalığın
ortaya çıkmasına neden olur. Hastalığın ortaya çıktığı ilk dönemdeki
semptomlar iyileştikten sonraki hastalık seyri çok farklı olabilir. Şu anda
hastalığın seyrini önceden belirleyebilecegimiz herhangi bir yöntem yoktur.
17
Temelde 3 genel seyir şekli vardır:
1
2
3
1
Akut hastalık dönemi-semptomlar tamamiyle
iyileşir
2
Birden fazla hastalık dönemi- uzun süreli ara
dönemlerde bulgular çok az veya tamamen yok
olmuştur
3
Kronik seyir- bulgular şiddetlenir
Özetlenmek istenirse istatiksel olarak tüm şizofreni olgularının
2/3 ünün iyi seyirli olduğu söylenilebilir.
1%20 hastanın yeniden ruhsal sağlığına kavuşması beklenir. Fakat hastalık
bulgularınınn şiddeti nedeniyle etkisi uzun sürebilir.
2%70 hastada ilk dönemden aylar, hatta yıllar sonra yeni hastalık dönemleri
görülebilir. Ara dönemlerde hastalar tamamen bulgusuz veya zayıf bulgulu
olabilirler. Bu semptomların ağırlığına bağlı olarak hastalar mesleklerine devam
edebilirler veya çevredeki görevlerini yerine getirebilirler. Hangi sürelerde
hastalığınn tekrarlayacağı önceden bilinemez.
3%10 Hastada hastalık bulguları şiddetlenir. Her devrede kişilik değişimleri
görülür. Hastalar sosyal görevlerini yerine getiremezler, çalışamazlar ve ilerleyen
hastalıklarda uzun süre yataklı tedaviye ihtiyaçları vardır. Bu hastaların yakınları
tarafindan bakımları önemlidir. Ama çoğu zaman bu durum aile içinde çelişkilere
de yol açabilir.
Uzun yıllar sonra bile negatif semptomlar kendiliğinden düzelebilir.
19
TEDAVI ESASLARІ
Şizofreni psikozlarda ana tedavi prensibi hastaların semptomlardan arınmış,
serbest ve kendi belirleyebilecekleri bir yaşam sürmelerini sağlamaktır.
Tedavi aşağıda sıralanan tedavi şekillerinden hastanın kendi durumuna ve
aktuel durumuna göre uygun olan seçilerek planlanır ve uygulanır:
Psikoterapi
Hastalık hakkinda bilgilendrmek
(psikoedukasyon)
Davranis terapisi
Calisma terapisi (ergoterapi)
Spor tedavisi
Rahatlama tedavileri
Hasta ve hasta yakınları yardım
dernekleri
Esas tedavinin basarisi hastanin aktif katılımına ve yakınlarının
desteğine bağlıdır.
Ana tedavi planı daha çok hastanın kişiliğini desteklemek, strese olan
duyarlılığını azaltmak ve hastalığa bağlı problemleri çözmesine yardımcı
olmak esaslarına dayanır. Diğer bir amaç ise, hastayı yeniden eski sosyal
çevresine kazandırmak ve bu yönde destek vermektir.
Vazgeçilmez olan bir tedavi basamağı da ilaç tedavisidir. Hastalığın seyri
hakkında önceden tahminde bulunmak zordur ve akut durumlar kaçınılmazdır.
Bu nedenle ilk hastalık ortaya çıkışından sonra ilaç tedavisine bir yıl düzenli
bir şekilde devam etmek gerekmektedir. Yeni bir hastalık alevlenmesinden
sonra ise 2 ile 5 yıl arası ilaç alımı devam etmelidir.
21
TEDAVİDE İLAÇLARIN YERİ
Şizofren psikozların her evresinde ilaç kullanımı tedavinin esaslarından birini
oluşturur. Şizofreniye ait tipik bulgular, beyindeki bazı ulak maddelerin aşırı veya
normalden az çalışmaları sonucu ortaya çıkar. Verilen ilaçlar, bu biyokimyasal
dengesizliği düzeltir, ve sonuçta halüsinasyonların, hezeyanların ve düşünce
bozukluklarının çözülmesine yardımcı olur. Aynı zamanda ilaçlar hastaların
algılama zorluklarına yardımcı olurlar, ve böylece dış uyaranlara ve strese karşı
daha az tepkili olurlar. Bu nedenle bu etken
maddelere antipsikotik ilaçlar (önceden
nöroleptik ilaçlar) adı verilmiştir.
Antipsikotik ilaçlar çok seçici olarak
etkilerini gösterirler. Hepsi her
bulguya karşı etkisini göstermez.
Yani her hasta için tamamen kişisel etkili antipsikotik ilaç bulunmalıdır. İlaç ve
uygulanım seçimi (mesela tablet, damla veya iğne) esnasında diğer bir önemli
kriter de hastanın içinde bulundugu hastalık dönemidir.
Akut Dönem
Akut dönemde tedavinin esasını huzursuzluk ve korku semptomlarını
gidermek, ve hastayı sanrılı durumdan gerçeğe döndürmek oluşturur. Diğer
bir amaç hastayı yukarıda belirtilen ilaçsız tedavi şekillerini uygulayabilecek
düzeye getirmektir.
Alevlenmeye (hastalık tekrarlaması) karşı koruma
Şizofreni hastalığında akut dönem kısa sürelidir. Bu nedenle daha sonraki
hastalık dönemi önemli rol oynar. Buradaki amaç hastalık semptomların
olabildiğince azaltmak ve hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Bilimsel çalışma
sonuçlarına ve deneyimlere göre, bir yıl içinde ilaç kullanmayan hastaların
%70 inde alevlenme görülür. Ayni süre içinde ilaç kullanıldığında bu oran %20
ye düşer. Bu alevlenme önlemi çok önemlidir. Çünkü her alevlenmede:
Yeni istenmeyen şizofreni bulguları eklenir
Çoğunlukla yeniden hastaneye yatmak gerekir
İşyeri veya mesleki eğitim tehlikeye girer
Aile ve arkadaş ilişkileri etkilenir
23
Hastalığın yeniden iyileşme süresi uzar
Hastalık bulgularının tamamiyle iyileşme şansı azalır
Tedavi zorlaşır ve komplike hale gelir
Alkol ve ilaç bağımlılığı rizikosu artar
Kişisel beceriler azalır
Tek başına yaşam sürdürme zorlaşır
Yasal koruma ve bakım altına alınma gerekli olabilir
Özetlenmek istenirse, hastalık alevlenmeleri hastaların tek başlarına yaşam
sürme yetilerini tehlikeye sokar. Hastalık alevlenmeleri mutlaka önceden bazı
uyarıcı sinyaller verir. Uyarıcı sinyaller günler veya haftalar öncesinden belirir.
Olası uyarıcı
sinyaller:
Sinirlilik
Güvensizlik
Korku ve üzüntü hali
Dikkat bozukluğu
Ses ve gürültüye karşı
hassasiyetin artması
Huzursuzluk
Başarının azalması
Uyku bozuklukları veya
yorgunluk
Uzaklaşma isteği
Bununla birlikte her şizofreni hastası kendi uyarı sinyallerini zamanla öğrenir,
ve kısa zamanda doktora başvurur.
25
ANTİPSİKOTİK İLAÇLAR
Antipsikotik ilaçlar iki ana grupta toplanir:
Eski, tipik antipsikotik ilaçlar şizofrenide artı semptomlara iyi etki gösterir.
Fakat negatif semptomlara olan etkisi çok azdır. Aynı zamanda kaslar
üzerinde istenmeyen etkileri daha fazladır (istemsiz kasılmalar, robot yürüyüş,
ve uyuma bozuklukları gibi extrapiramidal yan etkiler).
Bu yüzden günümüzde atipik nöroleptikalar daha fazla uygulanır. Bu ilaçlar
şizofrenide hem pozitif hem de negatif belirtilerin tedavisinde kullanılır. Diğer
yan etkiler tipik gruba göre daha azdır.
Her iki ilaç grubunda farklı uygulamalar vardır
(tablet, kapsül, dilüstü tabletler, damla ve iğne).
Hastalık tekrarlarını önlemede depo şekilde ilaçlar
özellikle önemlidir. Bu depo ilaçların etki maddesi
haftalar içinde eşit olarak kana karısır. Böylece
istenmeyen etkiler azalır ve günlük ilaç alınması
gerekmediğinden hasta bağımsız olur.
İSTENMEYEN İLAÇ YAN ETKİLERİ
İLE BAŞA ÇIKMA
Diğer kuvvetli ilaçlarda olduğu gibi antipsikotik ilaçlarda da istenmeyen
etkiler (yan etkiler) ortaya çıkabilir. Bu istenmeyen etkilerin şiddeti farklı faktörlere bağlıdır. Özellikle hastanın kişisel hassasiyeti ve ilacın dozu burada
çok önemlidir.
Daha önce belirtildiği gibi extrapiramidal yan etkiler antipsikotik ilaçlarda
karakteristik bir yan etkidir. Bunun dışında bazi antipsikotik ilaçlarda farklı yan
etkiler ortaya çıkabilir. Bunlar çok çeşitlidir ve bu broşürde tek tek sayılması
imkansızdır.
Burada esas şudur: Lütfen istenmeyen yan etkiler nedeniyle tek başınıza
ilacınızı değiştirmeyin veya ilacınızı bırakmayın. Böyle bir davranışta doktorunuzun işini zorlastırırsınız ve hastalığın tekrarlamasına yol açmış olursunuz.
Normalde yan etkiler tedavinin başında ortaya çıkar, doz değişimine baglı
olabilir, ve kısa süre sonra kendiliğinden geçebilir. Bazen şikayetler ilaçlardan
kaynaklanmayabilir, tesadüfen aynı zamanda ortaya çıkabilir.
Şikayetlerinizi doktorunuzla konuşun. Doktorunuz şikayetlerinizin nedenini
araştıracaktır, ve deneyimlerine dayanarak ilaç dozunu, alım saatini, veya ilacın
kendisini değiştirerek size yardımcı olacaktır.
27
HASTA OLARAK BİZ NE YAPABİLİRİZ?
İlaçlar hastalığın tedavisinde önemli bir yapı taşıdır. Hasta olarak belirli davranış
biçimimizle normale yakın bir hayat sürebiliriz.
Bu önemli davranışlar şunlardır:
Tedavi eden doktora güvenmek
Doktor ve diğer terapistlere düzenli olarak gitmek
Hastalık hakkında yeterli bilgi sahibi olmak
Doktora danışmadan ilaç değişikliği yapmamak
Hastalık tekrarlama uyarı sinyallerine dikkat etmek
Düzenli yağsız beslenme
Düzenli spor yapmak
Yeterli uyku
İlaç veya alkol kullanmamak
Stresle başa çıkma tekniklerini öğrenmek
HASTALAR VE YAKINLARI İÇİN UMUT
Hasta yakınları, hastalık karşısında önce şaşkın, bilgisiz ve çaresiz bir halde
olurlar. Aile içinde önyargilar ve hastalık hakkindaki bilsizlik giderilerek hastalık
kabul edilebilir ve hasta kişiye karşı anlayış ortamı sağlanabilir. Bu durum
hastalığın seyri açısından belirleyici bir faktördür.
Bilimsel araştırmaların sonucuna göre aile içinde olumlu bir ortam hastalığın
seyrine de olumlu bir etki gösterir. Bunların hepsinin bir kere öğrenilmesi gereklidir. Bu nedenle hastalar ve yakınları hastalık dernekleri (Selbsthilfegruppe)
oluşturarark aynı durumdaki insanlarla deneyim ve bilgi alışverişi yaparlar.
Böylece diğerlerinin deneyimlerinden yararlanırlar ve hastalık hakkındaki korkulardan, endişelerden ve zorluklardan uzaklaşırlar.
29
BAZI TIBBI TERİMLERIN AÇIKLAMASI
Antipsikotik ilaçlar:
Bazı ruh hastalıklarının örneğin şizofreninin tedavisinde kullanılan ilaçlar
Sanrı (halüsinasyon):
Algı yanılması örneğin olmayan seslerin duyulması
Negatif belirtiler:
Davranma ve hareket yetersizliği, içine kapanma, hareketsizlik, şizofreni
belirtilerinin bir kısmını oluşturur
Pozitif Belirtiler:
Varsanılar, sanrılar, şiddet, düşünce bozuklukları, şizofreni belirtilerinin bir
kısmını oluşturur
Psikoz:
Algılama, düşünce içerik ve duygulanım bozukluğu
Kuruntulu algılamalar:
Gerçek bir algılamanın gerçek dışı yorumlanması (örneğin bir araba geçiyor
–> araba benim yüzümden geçiyor)
KAYNAK
Bäuml, J.: Psychosen aus dem schizophrenen Formenkreis. Ein Ratgeber für
Patienten und Angehörige; Springer Verlag, Berlin; 2., aktual. und erw. Auflage
(März 2007)
Kissling, W./Pitschel-Walz, G.: Mit Schizophrenie leben. Informationen für
Patienten und Angehörige; Schattauer Verlag, 1. Auflage (Januar 2003)
Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.V. (Herausgeber):
Mit psychisch Kranken leben. Rat und Hilfe für Angehörige; Psychiatrie Verlag
2. Aufl. (Dez. 2001)
Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.V. (Herausgeber):
Psychisch krank. Und jetzt? (Dez. 2003)
Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.V. (Herausgeber):
Medikamente bei psychischen Erkrankungen (Aug. 2004)
31
Praxis- oder Klinikanschrift:
Çevirinin eksiksizliği ve doğruluğu konusunda sorumluluk
üstlenilmez. Janssen-Cilag GmbH işbu broşürde yer alan
bilgilerden hareketle yapılan girişimler sonucunda doğacak
zararlardan sorumlu tutulamaz.
Mat.-Nr. 58564
Für die Vollständigkeit und Richtigkeit der Übersetzung
wird keine Haftung übernommen. Die Janssen-Cilag GmbH
haftet zudem nicht für Schäden, die aufgrund von Handlungen,
die ausgehend von den in dieser Broschüre enthaltenen
Informationen durchgeführt werden, entstehen.