Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Transkript

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
‘Tarihin Kazas›’
Belçika’ya AB’den Bak›fl
Aynur LAHİ*
AB’nin kurucu ülkesi, başkenti ve model ülkesi Belçika, yıllardır siyasi krizlerle boğuşurken
krizi aşmak bir yana dağılmanın eşiğine geldi.
Valonlar ile Flamanlar arasında yaşanan siyasi
çekişme sınırlarına yaklaşırken bölünmenin şekli
ve etkileri tartışılmaya, ekonomik kriz içindeki
AB’ye yansımaları ele alınmaya ve AB’nin benzer bir kaderi paylaşıp paylaşmayacağına ilişkin
senaryolar üretilmeye başlandı.
Belçika’da 2007’den bu yana yaşanan siyasi
istikrarsızlık ve hükümet boşluğu 22 Nisan
2010’da Başbakan Leterme’in istifa etmesiyle
zirveye ulaşmıştı. Daha merkezi bir yapıyı savunan Valonlar ile federal bölgelerin yetkilerinin
artırılmasını isteyen Flamanların yapılacak anayasal değişiklik konusunda anlaşamamaları, siyasi
krizin temelini oluşturmaktadır. Bu sebepten dolayıdır ki 13 Haziran 2010’da düzenlenen erken
seçimlerden bu yana 7 ay geçmesine ve Kral Al-
bert II’nin atadığı arabulucunun tüm girişimlerine rağmen hükümet kurma çalışmaları başarıya
ulaşamamıştır.
Belçika’nın Bölünmesinde
İhtimal ve Engeller
Belçika’nın bölünmesi, son siyasi krizle birlikte güçlü bir ihtimal olarak konuşulsa da hem
Belçika içindeki hem de AB bağlamındaki bazı
engeller bölünmeyi zorlaştırmaktadır. Ayrıca Belçika’nın kuruluşundan bu yana hep bölünme tehlikesi yaşamasına rağmen yapılan reformlarla yaşamını sürdürdüğü de unutulmamalıdır.
Belçika’yı oluşturan ve birbirinin içine geçmiş üç dil (Flamanca konuşan Flaman, Fransızca konuşan Valon ve Valon bölgesinin doğusunda Alman nüfusun yaşadığı küçük bir bölge) ile
* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Avrupa Araştırmaları Merkezi, Araştırmacı, [email protected]
[4]
21. YÜZYIL
Şubat ’11 • Sayı: 26
‘Tarihin Kazas›’ Belçika’ya AB’den Bak›fl
üç sosyo-ekonomik bölgenin (Flaman, Valon ve
Brüksel) nasıl bölüneceği sorusu önem kazanmaktadır. Sıkça ortaya atılan ihtimaller:
• Valonya ve Flamanya’nın bağımsızlık ilan
etmesi;
• Valonya’nın Fransa’yla, Flamanya’nın Hollanda’yla, Alman nüfusun yaşadığı bölgenin de
Almanya’yla birleşmesi;
• En çok dile getirilen ihtimal ise refah düzeyi yüksek Flamanların bağımsızlık ilan etmesi,
tek başına ayakta durması zor olan Valon bölgesinin ise Fransa ile birleşmesidir.
Bununla birlikte ortaya çıkan önemli bir sorun da bölünmenin gerçekleşmesi halinde hangi
tarafın ardıl devlet olacağıdır. Belçika ismi, devam edecek midir yoksa devlet süjesi niteliğini
kaybedecek midir? Valonların statükodan yana
tutumları, Flamanların ise bağımsızlık istekleri
Belçika devletinin Valonlar üzerinden sürdürülmesi ihtimalini artırmaktadır.
Tüm bu ihtimaller içinde en temel sorunlardan birini başkent Brüksel’in paylaşımı oluşturacaktır. Nüfusun büyük bölümü Fransızca konuşan ve fakat çift dilli olan Brüksel, Flaman bölgesinin sınırları içinde yer almaktadır. Brüksel’in
çevresindeki komünlerde resmi dil Flamanca’dır
ancak burada yaşayan Fransız azınlığa dil hakları tanınmıştır. Yukarıda sayılan tüm ihtimallerde,
Brüksel’e geniş özerkliği öngören bir statü verilmesi muhtemeldir. Brüksel’in ayrı bir statüde devam etmesi, AB başkentinin garanti altına alınmasına da imkân sağlayacaktır. Bununla birlikte
Flamanların ‘Flaman topraklarının bütünlüğü ve
bu sınırlar içinde Flamancanın tek resmi dil olduğu’ görüşü ile Valonların 19. yüzyıldan bu yana
Brüksel üzerindeki tarihi hak iddialarının çarpışması, Brüksel’in paylaşılmasının zorluğunu ortaya koymaktadır.1
Valon ve Flaman bölgelerinin kolaylıkla ayrılamayacağı açıktır. 19. yüzyıl boyunca Flamanlara göre daha gelişmiş bir ekonomiye sahip olan
Valonlar, ülkede Fransız dilinin yaygın bir biçimde yerleşmesine katkı sağlamıştır. 20. yüzyılda
ise sosyo- ekonomik dengeler nüfusun yüzde
60’ını oluşturan Flamanların lehine gelişmiştir. 2
Bu süreçte iki bölge arasında işçi göçünün/akım-
larının gerçekleştiği, her iki bölgede de diğer topluluk nüfusunun yaşadığı ve hatta belli azınlık
haklarından yararlandığı düşünülürse ayrılmanın
zorluğu daha iyi anlaşılabilir.3
Bir diğer önemli sorun, siyasi krizin derinleşmesiyle AB’nin kırılgan ekonomileri arasında
gösterilen Belçika’nın GSYİH’sına (432 milyar
Dolar) denk gelen borçlarının paylaşımıdır. Bunun haricinde, ‘Farklı Bir Belçika’ (Belgie Anders) düşünce kuruluşunun 2008’de yayınladığı
rapora göre Belçika’nın bölünmesi, Valonya'ya 5
milyar Euro, Flaman bölgesine 1,2 milyar Euro
ve Brüksel'e 1 milyar Euro ek yük getirecektir.
Valonların zararının federal yapıdan aldıkları kaynakların sona ermesinden, Flamanların zararının
ise bağımsızlık sonrasında gerçekleştirecekleri
kurumsallaşmadan kaynaklanacağı belirtilmektedir.4
Ülkenin bölünmesinden en fazla zararı görecek olan Valonların daha merkeziyetçi bir yapıyı
savunmalarının altında da özellikle federal devletten aldıkları kaynak aktarımını kaybetmeme isteği bulunmaktadır. Ekonomik kriz de ‘birliği’
sürdürmekte isteksiz olan taraflara bölünme için
yeni bahaneler oluşturmaktadır. Nitekim Valonların daha fazla finansörlüğünü yapmak istemeyen Flamanlar, iş piyasasının ayrılmasını, federal
bölgelerin yetkilerinin özellikle mali konularda
artırılmasını istemektedir. Aşırı uçtakiler ise
AB’nin en zengin bölgelerinden olan Flaman
bölgesinin doğrudan bağımsızlık ilan etmesini talep etmektedir.
Avrupa Birliği’ne Etkisi
AB ve NATO’nun başkenti kabul edilen
Brüksel’in parçalanması, her iki kurumun da
imajını zedeleyecektir. Kriz yorgunu AB’nin yeni krizleri istemeyeceği açıktır. Belçika’nın dağılmasının, zaten kriz içindeki AB ekonomisini daha da olumsuz etkileyeceği de kesindir. 2010 yılında küresel ekonomik krizin Euro alanına yansımaları ve AB’nin krizlerle baş etmede gösterdiği zaaflar AB projesinin başarısını da sorgulanır
hale getirmiştir. Bu açıdan, ulusüstü bir ‘entegrasyon’ projesi olan AB’nin başkentinden yani
kalbinden parçalanması, AB’nin geleceğine ilişkin şüpheleri de artırmıştır.
Şubat ’11 • Sayı: 26
21. YÜZYIL
[5]
Aynur Lahi
Valonlar’ın yükünü daha fazla taşımak istemeyen Flamanların durumu, AB’de Yunanistan,
İspanya, Portekiz gibi zor durumdaki üyelere yönelik özellikle Almanya’da gelişen tepkileri
anımsatmaktadır. İşbirliği ve serbest ticarete dayalı birliğin gün geçtikçe bir transfer birliğine dönüşmesi zenginlerde tepkiye, güney bölgelerinde de bu transferlere bağımlı bir yapının oluşmasına neden olmaktadır.5 Bu durum da zaman içinde ortak bağların zayıflamasına yol açmaktadır.
AB projesinin küçük bir modeli olan Belçika, AB hayalinin gerçekleşebilirliğine duyulan
inancı zayıflatmıştır. 10 milyonluk bir ülkede federal bir devlet yapılanmasının başarısızlığa uğraması, nüfusu 500 milyona ulaşan AB’nin federal
bir devlete dönüşeceği umudunu taşıyan federalistler için özellikle hayal kırıklığı yaratacaktır.
Bir bütünleşme projesi olan AB’nin gittikçe
daha küçük birimlere bölünmesinin AB’nin doğasından kaynaklandığı da söylenebilir. Nitekim
Avrupalılık kimliği aslında bu tür bölünmeleri de
teşvik etmektedir. Ulus devleti aşarak ulusüstü
bir yapılanma oluşturma hedefi olan AB projesi,
ulus-devletlere olan bağın zayıflamasını ve bir üst
kimlik olarak Avrupalılık kimliğinin benimsenmesini öngörmektedir. Sonuçta AB içinde serbest dolaşımın olması, devletlerin üzerinde -ekonomiden, dış politikaya kadar karar alma yetisindeki- AB kurumlarının bulunması, devleti ve sınırları önemsizleştirirken vatandaşlık kavramını
da dönüştürmekte, ortaklık yaratan bağların değişime uğramasına sebep olmaktadır.
tadır. Aksine Belçika'nın tampon bölge olarak
varlığının devamı bu AB üyeleri açısından önemlidir. Fransa ve Almanya'nın Brüksel gibi ortak bir
başkentlerinin olması, aralarında azalsa da yok olmayan rekabeti sınırlamaya yaramaktadır. İngiltere (ve ABD) ise Belçika’nın AB başkenti olarak
varlığını, AB içinde Fransa-Almanya ekseninin
oluşmasını engellemek amacıyla desteklemektedir. Flaman bölgesinin Belçika sınırları içinde kalması ise Hollanda-Fransa ilişkilerine katkı sağlayacak ve Fransa'nın Valonya'yı topraklarına katma
ihtimalini düşünmesini de engelleyecektir.6
Tüm bu iç ve dış engellere bakıldığında, Belçika’nın bölünmesinin zorluğu göze çarpsa da tarafları bir arada tutacak bağın yokluğu bu birliğin
devamını imkansız hale getirmektedir. Kriz sürecinin üstesinden gelmek için tarafların konfederal bir yapı üzerinde anlaşması daha yüksek ihtimal olarak ortaya çıkmaktadır. Zayıf ekonomileriyle Valonların Belçika’nın dağılmasındansa
özerklik yönünde taviz vermesi beklenebilir. Ancak bunun Flamanların bağımsızlık isteklerini
dindirmeyeceği söylenebilir. Belçika, bu açıdan
“AB’ye giren ülkeler bölünmez”, “demokrasi ve
yüksek refah düzeyi bölünmeyi engeller” gibi
klişe ifadelerin doğru olmadığını gösteren önemli bir örnek ülkedir.
21. YÜZYIL
1
Lieven de Winter and Pierre Baudewyns, ‘Belgium:
Towards the Breakdown of a Nation-State in the Heart
of Europe’; Nationalism and Ethnic Politics, 15, s.
291-292
2
Hatta bugün Flamanlar arasında işsizlik oranı yüzde
10’un altındayken Valonlar’da bu oran yüzde 20’leri aşmaktadır. ülke nüfusunun yüzde 34’ünü oluşturan Valonlar’ın GSYİH’ya katkıları yüzde 25’in altında kalmaktadır.
3
Ayrıntılı bilgi için bknz: Lieven de Winter and Pierre
Baudewyns, ‘Belgium: Towards the Breakdown of a
Nation-State in the Heart of Europe’.
4
“Belçika’da bölünmenin maliyeti hesaplandı”, Deutsche
Welle,http://www.dw-world.de/dw/article/0,,
3632999,00.html, 08.09.2008 (erişim tarihi 12.01.2010)
5
Simon Jenkins, ‘Plucky Belgium is leading the way. Today Flanders, tomorrow Scotland’, Guardian,
17.07.2010; http://www.guardian.co.uk/commentisfree/2010/jun/17/plucky-belgium-leading-the-way (erişim
tarihi: 11.01.2010)
6
John Thys, ‘Europe: Why Belgium’, Stratfor Raporu,
30.04.2010,http://www.stratfor.com/analysis/
20100429_europe_why_belgium (erişim tarihi:
11.01.2010)
Almanya-Fransa-Hollanda’nın Tepkisi
Belçika’nın bölünmesi ve ortaya çıkacak yeni bağımsız devletlerin tanınması, ayrılıkçı hareketlerle mücadele eden İspanya (Bask ve Katalan) ve İngiltere’nin (İskoçya) tepkisine neden
olabilir. Kendi ülkelerindeki ayrılıkçı hareketleri
teşvik edeceği endişesiyle yeni bağımsızlığını kazanan ülkelerin AB üyeliklerinin veto edilmesi
dahi gündeme gelebilir.
Genel olarak zaten AB güçleri bölünmeye sıcak bakmamaktadır. Fransa’nın Valonya, Hollanda’nın ise Flaman bölgesini topraklarına katma
iddialarının günümüzde geçerliliği bulunmamak[6]
21. YÜZYIL
Şubat ’11 • Sayı: 26

Benzer belgeler

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız. Belçika’nın tarihi açıdan gelişiminin kısaca ele alınması Valon-Flaman temelli çatışmanın anlaşılması açısından önemlidir. Romalılar M.Ö. 1. yy. da, Seine nehrinden Ren’e kadar uzanan Kelt ve Cerme...

Detaylı