Sayı 23: Mart Bülteni - Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü

Transkript

Sayı 23: Mart Bülteni - Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI
HUDUT ve SAHİLLER
Mart 2010
SITMA
BÜLTEN
Eski çağlarda kitleler halinde ölüme sebep olan sıtma,
bugün de bu tehlikesini muhafaza etmektedir. Günümüz
dünyasında, her yıl, 52 milyon kadar ölüm görülmekte
olup, bu ölümlerin %4’ünün nedeni sıtmadır.
Mal Aria
Yakın çağlarda bir bölgede sıtma görülmesi halinde bölge hemen karantinaya alınır, elbise ve
eşyalar kaynatılır ve hatta yakılırdı. Sıtmalı hasYeryüzünde belirli bölgelerde sık bulunan hastata olan gemilere karantina konur ve limanla her
lık 60º kuzey, 40º güney enlemleri arasında faztürlü ilişkisi kesilirdi.
ladır. Tropik ve subtropik bölgelerin hastalığıdır. Afrika’da ölen her 10 çocuktan birinin ölüm Eski çağlardan beri kitleler halinde ölüme sesebebidir.
bep olan sıtma, bugün de bu tehlikesini muhaSıtma, salgın hastalık dünya- faza etmektedir. Rusya’da I. Dünya Savaşı’ndan
sı için yeni değildir. Bağışık- sonra 5 milyon sıtmalı vardı ve bunların
lıkla ilgili genler üzerinde ya- 60.000’i öldü. 1934’te Seylan’da 3 milyon sıtmapılan çalışmalar sıtma hasta- lının 100.000’i yaşamını yitirdi. Amerika’daki
lığının on bin yıl kadar önce ilk salgın 1938’de Brezilya’da görüldü ve
ortaya çıktığını, 5–6 bin yıl 100.000 hastanın 14.000’i öldü. Salgın, 1942’de
kadar önce de Akdeniz kıyı- Nil Vadisi’ne kaydı ve Mısır’da 12.000 kişilarının en yaygın hastalıkla- yi öldürdü. Daha sonra Etiyopya’da 15.000
rından biri haline geldiğini
ölü bıraktı. Savaşları ve doğal afetleri takiben
göstermiştir.
Karayipler’de büyük hasar yapan salgın, 1963’te
Haiti’de 75.000 kişinin ölümüne sebep oldu.
İlkel çağlarda sıtmadan kurtulmak için kurbanlar kesi- Sıtma tarihin bütün zamanlarında birçok uygarlir, ayinler yapılırdı. Bazı top- lığın yok olmasında önemli bir etmen olmuştur.
lumlarda bu hastalıktan ko- Bu nedenle de üzerinde en çok çalışılan, çare
runmak için bileklerine sarı aranan hastalılardan biridir. Günümüz dünyaiplikler bağlarlardı. Hıristisında, her yıl, 52 milyon kadar ölüm görülmekyanlar kiliseye gider dualar okur, Müslümanlar te olup, bu ölümlerin %4’ünün nedeni sıtmadır.
ise hocalara muska yazdırırlardı.
Sayı: 23
Sıtma ve diğer tüm seyahat hastalıklarından
insanlarımızı korumak için ücretsiz olarak
Seyahat Sağlığı hizmetini veren
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü
bünyesinde yurt çapında toplam 27 adet
seyahat sağlığı merkezi bulunmaktadır.
Bu merkezlerimizde seyahat sağlığı dalında
sertifika sahibi hekimlerimiz tarafından
genel sağlık durumunuz, gideceğiniz ülke ve
bulunacağınız etkinlikler dikkate alınarak,
size en uygun aşı ve ilaçlar belirlenir.
İhtiyaç halinde falciparum sıtmasından
korunma amacıyla Meflokin tabletleri
ücretsiz olarak vatandaşlarımıza sağlanır.
2000’li yıllar itibarı ile 101 ülkede üç milyar
nüfus sıtma riski altındadır. Diğer bir anlatımla, dünya nüfusunun %40’ı sıtmanın yerleşik olduğu bölgelerde yaşamaktadır. Bu nüfustan, her yıl 160–170 milyon yeni sıtma olgusu çıkmakta, yıllık klinik olgu sayısı toplamı ise 300–500 milyonu bulmaktadır. Dünya
nüfusunun yaklaşık %10’u her yıl sıtma geçirmektedir. Bu olgulardan 2,7 ile 3 milyonu
ölmektedir. Bu ölümlerin bir milyon kadarı beş yaş altı çocuk olup, her gün 300 çocuk
sıtmadan ölmektedir.
Sıtma ölümlerinin diğer bir özelliği de bir
milyonunun beş yaş altı çocuklarda görülmesidir. Her yıl meydana gelen, yaklaşık
10,5 milyon, beş yaş altı çocuk ölümünün
%11-12’sinin nedeni sıtmadır. Bu sayılardan
da anlaşılacağı üzere, sıtma; geçmişte olduğu
gibi, günümüzde de insanlığın en çok görülen ve en çok öldüren ilk on hastalığı içindeki yerini korumaktadır.
Tropikal bölgelerde görülen
ölümcül sıtma hastalığının
günümüzdeki yaygınlığı.
Sıtma hastalığının sıklığı
Renk koyulaştıkça yoğunluk
artmaktadır.
Haritadaki kırmızı renkli
alanlar tropikal bölgelerdeki
sıtmanın görüldüğü alanlardır.
Afrika’daki ülkelerde, hastane yataklarının
%3-10’u, hekim polikliniklerinin %20-30’u
sıtmalı hastalar tarafından meşgul edilmektedir. Özetle sıtma yalnızca can almakla kalmamakta, ülke ekonomilerine de büyük bir yük
getirmektedir. Bu nedenle de, birçok
Sıtma hastalığı
salgınlarının
önlenmesinde “kinin”
kullanılmıştı.
az gelişmiş ülkenin gelişebilmesinin önündeki
en önemli engellerden birisi de sıtmadır. Önümüzdeki yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından birisi sıtma olacaktır:
Ulaştırmanın artmasına koşut olarak, insanların
kullandığı her türden ulaşım aracından yararlanan sivrisinekler, dünya yüzeyindeki hareketlilik alanını genişletmektedir. Böylece bir yandan
böcek öldürücü ilaçlara direnç kazanmış türler bölgeler arası yayılma ve yerleşme olanağına kavuşurken öte yandan da bulaştırıcı sinekler sınırlar ötesi hareket yetisi kazanarak hastalığın elimine olduğu bölgelerde yeni odaklar
oluşturmaktadır.
Günümüzde, Amerika’nın ortası ve güneyi,
Asya ve Akdeniz bölgesindeki vakaların yayKentler ile kırsal bölgeler arasındaki fizik sınırgın olduğu ülkelerdeki kentsel bölgelerde sıtlar yok olmaktadır. Hızla büyüyen kentler kırma bulaşması görülmez. Ancak Afrika ve
sal yerleşimleri içine almakta ve onları adeta
Hindistan’da kentsel bölgelerde de sıtma göyutmaktadır. Bu gelişmenin doğal bir sonucu
rülebilir. 1500 metrenin üzerinde hastalık risolarak, geçmişte ağırlıkla kır yayılımı gösteren
ki genellikle daha düşüktür ancak uygun iklim
hem sıtma hem de sivrisinek kentleşmektedir.
koşullarında 3000 metreye kadar sıtma vakalaDünyada hızlı bir iklim değişikliği yaşanmakta
rı rastlanabilir. Enfeksiyon riski mevsime bağlı
ve sıcaklığı artan dünyanın suptropikal, tropiolarak da değişebilir. En yüksek risk yağmurlu
kal alanları diğer bir anlatımla sıtmanın görülmevsimlerde bulunmaktadır. Güneydoğu Asya
me riski yüksek bölgeleri genişlemektedir. Yave Latin Amerika’da ki birçok turistik yerde
pılan hesaplamalara göre, salt sıcaklık artışı nehiçbir sıtma riski bulunmayabilir.
deniyle, 2050 yılına dek sıtma riski altında yaşayan nüfusa 500 milyonluk bir nüfus eklene- Sıtmanın yaygın olduğu bölgelerde bulaşma
cektir.
mevsimi boyunca özellikle geceleri sinek ısır-
malarına maruz kalan ve bağışıklık kazanmamış tüm yolcular sıtma riski altındadırlar.
Yolcularda meydana gelen sıtma vakalarının
çoğu; koruyucu ilaç tedavisine uymamak veya
uygun olmayan ilaç kullanmaktan dolayı gerçekleşmektedir.
Sıtmanın yaygınlık derecesinin ülkenin farklı
yerlerinde çeşitlilik gösterdiği yerlere giden yolcular, gidecekleri yerlere özgü fazla sıtma riski bulunup bulunmadığı konusunda bilgi almalıdırlar. O yere seyahat etmeden önce net bilgi
toplamak olanaksızsa, ülkenin her yerinde yüksek sıtma riski varmış gibi hareket edilmesi tavsiye edilir. Bu durum özelliklede sırtında tek bir
çanta ile uzak yerlere giden ve sağlık hizmetlerinin verilmediği bölgeleri ziyaret eden kişiler
için geçerlidir. Kırsal alanlarda geceleri dışarıda uyuyan yolcular en fazla risk altında olan kişilerdir.
Sıtma riskinin bulunduğu bir bölgeye gittikten bir hafta veya daha sonraki günlerde ateş
görülürse, teşhis ve tedavi için acilen bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır.
Kaynak: Prof.Dr. Recep AKDUR’un
Sıtma ve Sıtma Salgınları Tarihi
başlıklı makalesinden alıntıdır.
SITMA’dan korunmak için
Sıtmadan korunmanın başlıca yolu bu hastalığa neden
olan sivrisineklerin ortadan kaldırılması ya da üremesini
engelleyici tedbirlerin alınması gerekir. Sinek ısırığından
korunmak için (özellikle geceleri), sinek kovucu spreyler,
sineğin ısırmasını engelleyecek kıyafetler tercih edilebilir.
Amaç, sivrisineğin vücuda temasını önlemektir.
Tropik ve subtropik ülkelere seyahat eden Avrupalı
turistlerden 120 bini yılda sıtmaya yakalanmaktadır.
Sıtma hala dünyanın önde gelen ölümcül enfeksiyon
hastalıklarındandır. Amerika’da doktorlar yılda yaklaşık
1.200 vakaya sıtma tanısı koyarlar. Bunların çoğu yakın
zamanda sıtmanın yaygın olduğu bölgelere seyahat edip
dönmüş kişilerdir.
Sıtmaya karşı etkili bir aşı yoktur. Sıtmanın yaygın
olduğu bir yere seyahate gitmeden 4–6 hafta önce bir
Hekime başvurulduğunda, sıtmanın yaygın
olduğu yerlerden gelinip gelinmediği söylenmelidir. Diğer hastalıklarla karışmaması ve
sıtmanın kesin tanısı için, hastadan alınan
kan örneğinden, mikrobun kanda bulunup
bulunmadığı araştırılır. Plasmodiumların görülmesiyle, hastalığın tanısı konur.
Hazırlayan: Dr. Ali AY
seyahat sağlığı merkezine başvurularak ya da
Seyahat Sağlığı Danışma Hattı (0212 444 77 34)
aranarak sıtmaya karşı gerekli ilaçlar ve yolculukla
ilgili bilgiler alınmalıdır. Sıtmanın yaygın olarak
görüldüğü yerlere seyahat edecek kişilerin seyahatlerinden önce sıtma ilacı almaları gerekir.
Büyük İskender dahil birçok kişinin ölümüne
neden olan sıtmaya karşı kullanmamız gereken ilaç
gidilecek ülkeye göre değişmektedir. Nedeni
değişik sıtma parazit türlerinin, bazı ilaçlara karşı
direnç kazanmış olmasıdır. Fakat genellikle tropikal
ve subtropikal bölgelere yapılacak seyahatler
öncesi başlanması gereken ilaç “meflokin”dir.
Türkiye’de sadece Hudut ve Sahiller Sağlık Genel
Müdürlüğü’nde bulunmakta ve ücretsiz olarak
kişilere verilmektedir.
Dünyada fenerlerin tarihi en eski
deniz feneri olarak tahmin edilen
M.Ö. 7. yüzyılda Sigeon’da, bugünkü
adıyla, Kumkale’de (Çanakkale) yapılan
bir fenerle başlar.
Denizin
Fenerleri
Kesin olarak varlığı bilinen ilk deniz
feneri dünyanın antik çağdaki yedi
harikasından biri olan, inşaatı M.Ö.
246 yılında tamamlanan İskenderiye
Feneri’dir.
Fener, Mısır’da İskenderiye Limanı’nın
Ülkemizde 422 deniz feneri bulunuyor.
karşısındaki Pharos Adası üzerine
Bunların 53 tanesi İstanbul’da yer almaktadır.
yapılmıştır. Yüksekliği 135 metre olan
bu fenerin şöhreti ve yüksekliği bu güne
Kaynak: www.istanbul.gov.tr
kadar aşılamamıştır. 14. yüzyılda
meydana gelen bir depremde
yıkılmıştır.
Anadolu Feneri, sabit silindir krisİskenderiye Feneri
talinin içindeki 1000 watlık ampul,
kristalin çevresinde elektrik motoruyla dönen bir paravan saye-sinde
yanıp sönüyor, ilk günkü gibi korunan fener, açık havalarda 16 deniz
mili açıklığı görebiliyor, İstanbul’un
Karadeniz’e açılan kapılarından birinde Karadeniz’den gelip Boğaz’a
girecek gemilere rehberlik eder.
Anadolu
Feneri
Ahırkapı
Feneri
Ülkemizde ise fenerlerin tarihi Kırım Harbi yıllarına (1853-1857) dayanıyor.
Bu dönemde inşa edilen fenerler Bahriye Nezareti’ne (Donanma Komutanlığı) bağlıydı. Daha sonra Osmanlı Devleti’nden alınan imtiyazlarla Fransızlara geçmiştir.
Osmanlı döneminde yapılan ilk fener, restorasyon kapsamında olan Ahırkapı Feneri’dir.
Fenerin yapılış öyküsü bir deniz kazasına dayanıyor. 1775 yılında Mısır’a gitmekte olan Hacı
Kaptan emrindeki bir kalyon Kumkapı’da karaya oturmuş. Kazayı öğrenen padişah, denizcilerin kurtarılmasında hazır bulunmuş. Bir denizci
“eğer burada ve bu surlar üzerinde bir fener
yapılırsa, uzağa giden, uzaktan gelen gemiler
yollarını bulur” deyince Padişah, Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa ya emir vererek Ahırkapı
Feneri’nin yapılmasını buyurmuş.
Türkiye’nin en yüksek ikinci
feneri olan ve 1755 yılında
III. Osman tarafından yaptırılan
fener beyaz bir kule şeklinde,
İstanbul’u çeviren surlardan
birisinin üzerine oturtulmuş.
Denizden yüksekliği ise
40 metre.
Ahırkapı Feneri kurmal fener
olarak tanımlanıyor.
Bulunduğu köye de adını
veren fener ilk olarak 1834
yılında kurulmuş. 1858’de
Fransızlar tarafından karşı sahildeki fenerle beraber
kule kısmı yapılarak Anadolu Feneri işletilmeye başlanmış. 1933’de Fransızlara
verilen 100 senelik işletme
imtiyazı iptal edilmiş ve
tamamen millileştirilmiştir.
Anadolu Feneri orijinal
halini koruyan nadir
fenerlerden biridir. Bir tek
fenerin kristalini döndüren
motor ve ampul sonradan
eklenmiş.
Denizden 75 m yükseklikteki fener, saniyede bir beyaz
ışık veriyor, sonrasında 18
saniye bekliyor.
Şile Feneri
Yeşilköy
Feneri
Müzeye çevrilen Şile Feneri’nin 150 yıllık bir
geçmişi var. Türkiye’nin en büyük, dünyanın
da ikinci büyük feneri Karadeniz’deki kıyı emniyetini sağlayan iki fenerden biri olan Şile Feneri, diğer büyük fenerler gibi, Osmanlı imparatorluğu zamanında verilen imtiyazlar sonucunda Fransız Fenerler İdaresi’nce 1859 yılında
yaptırılmış. Fener deniz seviyesinden 60 metre
yükseklikteki kayalıklar üzerinde 110 cm. kalınlığında kule şeklinde inşa edilmiş. 20 deniz
mili görüş mesafesine sahip olan, kurmal sistemli fener, ilk dönemlerde 3 fitilli gaz lambası ile çalışırken, 1968 yılında elektrikle çalışmaya başlamış.
Şile Feneri
Bir rota feneri olan Fenerbahçe Feneri 400
yıllık bir geçmişe sahip. Yüksekliği 20 metre.
Fenerin sis düdük binası fenerin yanına 1932
yılında kurulmuş. Mercek yapısı sabit kristal
olan fener, ışığın 15 deniz mili uzaktan görülmesini sağlıyor. Fenerbahçe Feneri, idamlar dahil pek çok olaya sahne olmuş, İngiliz işgali sırasında
İngiliz askerleri kuleye çıkmak istemişler. Fenerci Mediha Hanım ve annesi, içkili
askerleri elinde sopayla kovalamış. Cumhuriyetin 10. yıl
kutlamalarında ışıklandırılıp
süslenmiş. II. Dünya Savaşı
yıllarında fenerin kristali
siyah perde ile kapatılarak
karartılmış.
Marmara Denizi’nden seyirle İstanbul Boğazına
giriş yapan gemiler ilk önce tarihi Yeşilköy
Feneri’yle karşılaşır. Böylece gemiler Boğaz
giriş rotalarını tespit etmiş olurlar. 1856 yılında Fransızlar tarafından taş kule olarak inşa
edilen bu fener, ilk önce Ayastafonos olarak
adlandırılmış. Yeşilköy Burnu’nda bulunan fenerin ismi daha sonra bulunduğu semte uygun
olarak değiştirilip, Yeşilköy Feneri adını almış.
23 metre yüksekliğindeki taş kulenin yanı sıra
bir de lojmanı olan Yeşilköy Feneri, 1945-1988
yılları arasında 3 kez restore edilmiş.
Dünyada tutku haline gelen fener gezilerini
Türkiye’de hayata geçirmek için harekete geçen Kıyı Emniyeti yetkilileri ilk adımı İstanbul Boğazı’ndaki fenerlerde attı. İlk olarak
Şile Feneri müzeye dönüştürüldü. Ahırkapı,
Fenerbahçe, Yeşilköy, Anadolu, Rumeli fenerleri de restore ediliyor. Yerli ve yabancı
turistlerin ziyaretleri için fenerler boyanacak,
bahçeleri çiçeklendirilip, havuzlar yapılacak;
maketleri, kartpostalları satılacak, duvarlarına tarihçeleri, en son batan geminin, kurtarılan insanların öyküleri, fotoğrafları asılacak.
Fenerbahçe Feneri
Sayı 23, Mart 2010
Mart 2010
Sayı: 23
Dünyanın en yüksek
feneri Japonya’da
Yokohama’daki
Yamashita park içinde
bulunan 106 metre
yüksekliğindeki
çelik konstrüksiyon
fener kulesidir.