anayasa kitap-11.cdr

Transkript

anayasa kitap-11.cdr
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
İçindekiler
I.
Sunum
1
II.
Anayasa Platformu Ulusal Çağrısı
3
III.
Ortak Sonuçlar
5
IV.
Sonuçların Analizi
IV.0. Anayasa Yapımı
IV.1. Bireyi Esas Alan Anayasa
IV.2. Eşitlik İlkesi
IV.3. Temel Hak ve Özgürlükler
IV.4. Seçme, Seçilme Hakkı ve Siyasi Partiler
IV.5. Yasama ve Yürütme
IV.6. Yargı
IV.7. Toplumun Çeşitli Kesimlerinin Karar Alma Mekanizmalarına Katılımının Sağlanması
IV.8. Devletin Ekonomideki Rolü
7
7
8
9
10
12
13
15
17
17
V.
Çalıştayda Uygulanan Arama Konferansı Yöntemi ve Çalışma Akışı
19
VI.
Anayasal Kazanımlar
23
VII.
Çalıştay Sonuçlarına Dair Basın Açıklaması
24
VIII.
Tutanaklar
Ortaklaştırılmış Güçlü - Zayıf Yanlar
Ortaklaştırılmış Fırsatlar ve Tehditler
Ortaklaştırılmış İlkeler
Bütünleştirilmiş Anayasa Mimarisi
Anayasaların Yapılması ve Değiştirilmesi
26
26
27
28
30
30
Çalıştay Notları
40
GZFT Grup Çalışmaları
45
GZFT Grup Sunumları
70
Anayasa İlkeleri Grup Çalışmaları
76
Sonuç Raporu I
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
İçindekiler
X.
Anayasa Mimarisi Grup Çalışması
110
Bütünleştirilmiş Anayasa Mimarisi
149
Genel Değerlendirme Oturumu - Kapanış Konuşmaları
159
Çalıştaya Davet Edilen ve Katılan Sivil Toplum ve Meslek Örgütleri
161
Çalıştay Öncesinde Anayasa Platformu Girişim Grubu Tarafından Yapılan Konuşma ve Açıklamalar
165
VIII.1. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma
165
VIII.2. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması (25 Eylül 2007)
166
VIII.3. 9 Ekim Tarihli Anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısında Yapılan Konuşmalar
a. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Başkanı
b. Tuğrul Kudatgobilik, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı
c. Salim Uslu, HAK-İŞ Genel Başkanı
d. Bircan Akyıldız, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı
e. Bendevi Palandöken, TESK Genel Başkanı
f. Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Başkanı
168
168
172
177
180
183
VIII.4. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması (10 Ekim 2007)
185
Sonuç Raporu ii
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
I. Sunum
Türkiye'nin sağlıklı bir anayasa hazırlama ve tartışma sürecine ihtiyacı olduğunu düşünen yedi
Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşu (TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK VE TZOB) 25
Eylül 2007 tarihinde yaptıkları ortak açıklamada anayasa hazırlama sürecinin en az anayasanın içeriği
kadar önemli olduğunu ifade ederek yeni anayasanın dayanması gereken temel ilkelerin bir tartışma
süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştı.
Ekonomik Sosyal Konsey üyesi bu yedi kuruluş, yeni bir anayasa metni hazırlamak
istemediklerini, metnin zaten TBMM'de yazılacağını, önemli olanın anayasanın dayanacağı temel
ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini yaratmak olduğunu ifade ederek "Anayasa Platformu"
adı altında bir süreç başlattılar. TÜSİAD, TBB, TÜRKONFED, MÜSİAD, MEMUR-SEN, TUSKON,
ASKON, TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve TVYD'nin de katılımıyla, "Anayasa Platformu"
sürecinin girişim grubu daha da genişlemiştir. Anayasa Platformu Girişimi'nin sekreteryası TEPAV
tarafından yürütülmektedir.
Esas amacı anayasa metnini kaleme almak olmayan; TBMM'ye yapacağı çalışmalarda katkı
sunmayı hedefleyen bu tür girişimler; ileride yapılacak Anayasa'nın meşruiyetinin artması, ortaya
çıkacak metne sivil toplum örgütlerinin sahip çıkması ve nihayetinde "sosyal sözleşme" niteliğinde bir
anayasaya ulaşılması açısından büyük önem taşımaktadır.
Anayasa Platformu sürecinin ilk adımı olarak girişim grubunun organizasyonunda 8-9 Aralık
2007 tarihlerinde, Ankara'da Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya 83 sivil
toplum ve meslek örgütünden yaklaşık 250 kişi katıldı.
Çalıştayda katılımcılar Arama Konferansı adı verilen yöntemle iki gün boyunca grup çalışmaları
ve toplu tartışmalarla yeni anayasaya temel oluşturacak ilkeleri tartıştılar. Arama Konferansı, Arama
Katılımlı Yönetim Danışmanlığı tarafından yürütüldü. Gruplarda ve toplu tartışmalarda ayrıntılı bir
biçimde ele alınan konuların bir kısmında farklı görüşler dile getirilmiş olsa da ilkeler düzeyinde "ortak
akıl"a ulaşıldı.
1.Ulusal Çalıştay'ın içeriği iki temel kabul üzerine şekillendi. "Anayasa Platformu",
Anayasamız'ın değiştirilemez hükümlerinde ifadesini bulan Cumhuriyet'in temel niteliklerini ve 1995
yılından beri Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde yapılan bir dizi anayasa değişikliği ile
benimsenen evrensel insan hakları standartlarını kazanım saymıştır. Bu konularda geri adım
sayılabilecek tartışmaların anayasa yapım sürecine olumlu bir katkı sağlamayacağı düşüncesinden
hareket edilmiştir. Esas olarak bu iki kabulün katılımcılar tarafından da büyük çoğunlukla teyit edildiği
gözlenmiştir.
Çalıştay, bir yandan sivil toplumu anayasa yapım sürecine katmak için nasıl bir mekanizma
kullanılması gerektiği konusunda bir örnek oluştururken, diğer yandan sivil toplumun anayasa
Sonuç Raporu 1
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
konularında nasıl somut bir katkı sağlayacağını göstermiştir. Birinci Çalıştay sonucunda elde edilen
en önemli kazanım, "katılımlı" bir anayasa yapım sürecinin ana hatlarının ve ortak bir iradenin ortaya
çıkmış olmasıdır.
Elinizdeki bu kitap Ankara'da düzenlenen 1. Ulusal Çalıştay'ın çıktılarını ve çalıştay öncesinde
sürece ilişkin yapılan konuşmalar ve açıklamaları içermektedir.
Anayasa Platformu sürecinin gerekçelerinin anlatıldığı ve çalıştay öncesinde kamuoyuna
duyurulan "Anayasa Platformu Ulusal Çağrısı"nda yer almaktadır. Çalıştayda ortaya çıkan ortak akla
dayalı ilkeler "Ortak Sonuçlar" başlığı altında verilmektedir. "Sonuçların Analizi" bölümünde çalıştayda
ele alınan konular ve yapılan tartışmalar ortak sonuçlarla ilişkilendirilerek aktarılmaktadır. "Çalıştayda
Uygulanan Arama Konferans Yöntemi ve Çalışma Akışı" başlığı altında yöntemle ilgili bilgiler ve
konuların bu yöntemle nasıl ele alındığına ilişkin bilgiler yer almaktadır. "Anayasal Kazanımlar" başlığı
altında çalıştayda geri adım olacağından hareketle çalıştayda tartışamaya açılmayan anayasal
kazanımlara yer verilmiştir. Çalıştay sonuçlarının açıklandığı basın toplantısında Anayasa Platformu
Girişim Grubu adına yapılan konuşma metni "Çalıştay Sonuçlarına Dair Basın Açıklaması" başlığının
içeriğini oluşturmaktadır. Çalıştay sırasında toplu oturumlarda yapılan konuşmalar, grup
çalışmalarının sonuçları "Tutanaklar" başlığı altında verilmiş olup çalıştayın tüm detaylarını
içermektedir. Bu bölümü takiben çalıştaya davet edilen sivil toplum ve meslek kuruluşları ve çalıştay
katılımcılarının temsil ettikleri kuruluşlar listelenmektedir.
Çalıştay öncesinde girişim grubu tarafından yapılan konuşmalar ve açıklamalar raporun
sonunda yer almaktadır. Bu bölümde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda
yaptığı ve yeni anayasa ihtiyacına işaret eden konuşması, TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN,
TESK ve TZOB'un 25 Eylül ve 10 Ekim 2007 tarihli ortak açıklamaları ve 9 Ekim 2007 tarihinde yapılan
anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısı'nda söz konusu kuruluşların başkanlarının yaptıkları
konuşmalara yer verilmektedir.
Sonuç Raporu 2
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
II. Anayasa Platformu Ulusal Çağrısı
Anayasalar, dinamik toplumsal koşulları statik kurallarla düzenlemeye çalışan hukuksal
metinlerdir. Ancak aynı zamanda anayasalar, bir toplumun ortak değerlerini, zihniyetini ve gelecek
tahayyülünü yansıtan ilkeler toplamıdır. Anayasalar, "ülkelerin yol haritalarıdır." Anayasalar toplumun
dinamiklerini dikkate alacak ve toplumsal gerçek ve özlemleri yansıtacak şekilde hazırlanmamışsa
değişimi kısıtlayarak veya toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek kurumları ihmal ederek sürekli kriz ve
bunalım yaratabilirler.
Türkiye'nin uzun yıllardır bir anayasa meselesi olmuştur. Bugün bu uzun vadeli meseleyi çözme
fırsatı vardır. Yeni anayasa süreci, bugüne kadar kendi geleceği üzerinde ayrıntılı olarak düşünmemiş,
yeterince tartışmamış bir topluma bunun için çok az bulunan bir fırsat sunmaktadır. Türkiye bu fırsatı
kullanmalıdır.
Daha önemlisi Türkiye bu fırsatı ayırıcı değil, birleştirici bir anayasa hazırlama süreci
tasarlayarak kullanmalıdır. Anayasanın ayrım değil, birlik sembolü olmasının yolu anayasayı
hazırlama süreci ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle anayasa tartışma sürecinin tasarımı, en az tartışma
süreci sonunda ortaya çıkacak anayasa metni kadar önemlidir.
Anayasa sürecinde teknik olanla olmayan arasındaki ayrım önemlidir. Anayasanın teknik
kurgusu hukukçuların, siyasi vurgusu siyasetçilerin işidir. Evrensel normların yanı sıra anayasanın
hangi temel ilke ve tercihlere dayanması gerektiği kolektif ve katılımlı bir tartışma süreci ile ortaya
çıkarılmalıdır.
Türkiye'nin ihtiyacının sağlıklı bir anayasa hazırlama ve tartışma süreci olduğunu düşünen yedi
Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşu1 bir araya gelerek ve anayasa hazırlama sürecinin en az anayasanın
içeriği kadar önemli olduğunu ifade ederek yeni anayasanın dayanması gereken temel ilkelerin bir
tartışma süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştır. Ekonomik Sosyal Konsey üyesi bu yedi
kuruluş, yeni bir anayasa metni hazırlamak istemediklerini, metnin zaten TBMM'de yazılacağını,
önemli olanın anayasanın dayanacağı temel ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini
yaratmak olduğunu ifade etmiştir. TÜSİAD, TBB, TÜRKONFED, MÜSİAD,MEMUR-SEN, TUSKON,
ASKON, TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve TVYD'nin de katılımıyla, girişim grubu daha da
genişlemiştir.
Amaç, anayasa konusunda kesin bir toplumsal uzlaşma sağlamak değil, anayasa gibi ortak
iradeyi yansıtması beklenen en temel yasanın, en temel ilkeleri konusunda vatandaşların doğrudan
ve üye oldukları sivil ve meslek örgütleri aracılığıyla katılacakları ve kendi aralarında tartışacakları bir
ortam yaratmaktır.
1
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu
(Türk-İş), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen),
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)
Sonuç Raporu 3
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Bu amaca yönelik olarak 8-9 Aralık 2007 tarihlerinde Ankara'da sivil toplum, meslek örgütleri, iş
dünyası, medya, sanat ve bilim camiasından geniş bir katılımla Arama Konferansı® yöntemiyle
Türkiye'nin gelecek tasavvurlarını ve bunun anayasal yansımalarını tartışacağı Anayasa Platformu
Ulusal Çalıştayı düzenleniyor. Çalıştayda, anayasanın dinamiklerini oluşturacak temel ilkelerin
belirlenmesi hedefleniyor.
Ardından ülkemizin yedi bölgesinde yapılacak benzer toplantılarla geniş bir kitleye ulaşılmaya
çalışılacak.
Çalıştayların yanı sıra, anayasada yer alan belirli konularda uzmanlardan oluşan ihtisas
komisyonları ulusal ve yerel çalıştayların sonuçları temelinde öneri raporları kaleme alacaklar. Bu
süreçlerin ardından anayasanın dayanması gereken temel ilkeleri içeren bir rapor, Türkiye Büyük
Millet Meclisi'ne sunulacak.
Tüm bu süreç boyunca toplantılar, paneller, basın açıklamaları, raporlar, broşürler, ilanlar ve
Internet sayfası aracılığıyla kamuoyunu her konuda bilgilendirmeye yönelik yoğun bir etkinlik dizisi
yürütülecek.
Anayasa tartışmaları boyunca olabildiğince geniş katılıma ve düşünceye ulaşılmaya
çalışılacaktır. Bu süreçte aktif bir uzlaşı aranacak ama bu olmadığı takdirde farklılıklar mümkün olan en
geniş şekliyle yansıtılacaktır.
Ancak unutulmamalıdır ki bu sürecin gerçek sahipleri kamuoyunun ve toplumun ta kendisidir.
Bizlerin rolü, sürecin yürümesi için gerekli adımları atmak ve tartışmaya doğru ortamı sağlamaktan
ibarettir. Anayasa siz ne kadar sahip çıkarsanız o kadar sizin olur.
Bu sürece katılmaya, Türkiye'de yaşayan, Türkiye üzerinde iddia sahibi olan herkesi
çağırıyoruz.
Sonuç Raporu 4
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
III. Ortak Sonuçlar
1. Anayasa bireyi esas alan bir anlayışla kaleme alınmalıdır.
2. "Eşitlik" ilkesine ilişkin sonuçlar:
a) Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir hükmü Anayasada muhafaza edilmelidir, hiçbir
gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır.
b) Engellilerin, yaşlıların, gençlerin ve çocukların hakları bu konudaki uluslararası sözleşmeler
uyarınca öncelikli olarak korunması güvence altına alınmalıdır.
c) Kadın-erkek eşitliğinin uygulamada da hayata geçirilmesini sağlayacak anayasal tedbirler
alınmalıdır. Bu amaçla, özellikle kadınlar açısından sosyal ve siyasi alanda "pozitif ayrımcılık"
ilkesinin etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacak nitelikte anayasal düzenlemeler
yapılmalıdır.
3. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin sonuçlar:
a) Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır.
b) Başta "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi" ve "Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Bildirgesi" olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin
sözleşmelerin hükümlerine aykırı kısıtlama yapılmamalıdır.
c) Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri etkin biçimde teminat altına alınmalıdır.
d) Okul öncesi eğitim ve 12 yıllık temel eğitim zorunlu olmalıdır. Herkes bu haktan eşit ve ücretsiz
olarak yararlanmalıdır. Bu hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenememelidir.
e) Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır.
f) Sosyal devletin bir gereği olarak sosyal güvenlik hakkı tüm çalışanlara eşit biçimde
sağlanmalıdır.
g) Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı ile canlı ve cansız varlıkların "sürdürülebilir yaşamı"
güvence altına alınmalıdır.
4. Seçme, seçilme hakkı ve siyasi partilere ilişkin sonuçlar:
a) Seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler alınmalıdır.
(Bu amaçla, İki turlu dar bölge seçim sistemi düşünülebilir).
b) Mevcut seçim sistemi korunacaksa ülke barajı temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden
düzenlenmelidir.
c) Anayasa'da; "demokratik devlet" ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasi katılımın
bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere
yer verilmelidir.
d) Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir.
e) Siyasi partilerde demokratik işleyiş anayasal güvence altına alınmalı, partilerin finansmanı
şeffaflaştırılmalıdır.
5. Yasama ve yürütme organlarının yapısı, işleyişi, görev ve yetkilerine ilişkin sonuçlar:
Sonuç Raporu 5
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
a) Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın diğerine
üstünlüğünü engelleyecek biçimde yeniden tanımlanmalıdır.
b) Yasama organının iki meclisli olarak yeniden düzenlenmesi düşünülebilir.
c) Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.
d) Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırlandırılmalıdır.
e) Yerel yönetimler güçlendirilmeli; aynı ölçüde "hesap sorulabilirliği", "şeffaflığı" ve
"katılımcılığı" artırılmalıdır.
f) Üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliği sağlanmalıdır.
g) YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumlar
anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.
6. Yargı organın yapısı, işleyişi, görev ve yetkilerine ve "Hukuk Devleti" ilkesine ilişkin
sonuçlar:
a) Yargı bağımsızlığının sağlanması amacıyla hakimlik teminatı anayasada muhafaza
edilmelidir.
b) Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının "Hakim ve Savcılar
Yüksek Kurulu" tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır.
c) "Hukuk Devleti"nin güvencesi olan yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Hakim ve
d)
e)
f)
g)
h)
Savcılar Yüksek Kurulu'na siyasi müdahale olmamalı, Kurul üyeleri hakim ve savcılar
tarafından seçilmelidir.
Yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır.
"İddia" ve "Savunma" makamlarının eşit konumlanması sağlanmalı; Anayasaya "Savunma
bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur." hükmü konularak savunma makamı anayasal
güvenceye alınmalıdır.
İdari yargıda birlik sağlanmalıdır.
İdarenin bütün işlem ve eylemleri istisnasız yargı denetimine tabi olmalıdır.
"Kamu Denetçiliği" (Ombudsperson) anayasal bir kurum haline getirilmelidir.
7. Meclise tasarı sunma ve kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa
Mahkemesi'ne başvurma hakkı, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek
örgütlerine de tanınmalıdır.
8. Anayasanın ekonomik boyutuna ilişkin sonuçlar:
a) Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa mekanizmasını esas alan bir ekonomik model
"Sosyal Devlet" ilkesi de gözetilerek anayasada düzenlenmelidir.
b) Tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde piyasaların işleyişinin yetersiz kaldığı veya
bölgesel dengesizliklerin baş gösterdiği hallerde tarımsal destekler başta olmak üzere, etkin
bir devlet yardımları sisteminin hayata geçirilmesi için devletin gerekli önlemleri alması
anayasal güvence altına alınmalıdır.
c) "Ekonomik Sosyal Konsey" anayasal bir kurum haline getirilmelidir.
d) Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilirlik esasına dayanılarak, şeffaf ve
denetime açık olmalıdır.
Sonuç Raporu 6
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
IV. Sonuçların Analizi
Aşağıda Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı'nda ele alınan konular ve yapılan tartışmalar
çalıştayın ortak sonuçlarıyla ilişkilendirilerek anlatılmaktadır.
IV.0. Anayasa Yapımı
Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda, kısmen birinci gün ve ağırlıklı olarak ikinci gün tartışılan temel
konulardan biri "anayasa yapımı" olmuştur. Bu Çalıştay; AK Parti inisiyatifiyle bir grup akademisyene
hazırlattırılan anayasa önerisi bağlamında halen devam etmekte olan anayasa yapım sürecine
alternatif bir "katılımlı anayasa yapım" girişiminin ilk aşaması olarak tasarlandığı için, Çalıştay'ı
organize edenler, anayasa yapımı konusunun Çalıştay'a katılan tüm gruplar tarafından tartışılmasını
arzu etmiştir.
Bu tartışmalar çerçevesinde ilk olarak, yeni bir anayasaya ihtiyaç olup olmadığı konusu
üzerinde durulmuştur. Grupların hemen tümü; 12 Eylül askeri müdahalesi sonrasında, olağanüstü
şartlarda yapılan ve bugüne kadar bir çok kez değişikliğe uğrayan 1982 Anayasası'nın değiştirilmesi
konusunda fikir birliğine varmış; ancak bu değişikliğin, bugüne kadar yapıldığı gibi "kısmi revizyon"
şeklinde mi, yoksa "topyekun" bir değişiklikle yepyeni bir anayasa yapılması şeklinde mi olması
gerektiği konusunda uzlaşamamıştır. Kuşkusuz, Türkiye'nin "anayasa ihtiyacı" her iki yolla da
giderilebilir.
Anayasa yapımı bağlamında, yapılacak yeni anayasanın hukuki anlamda gerçekten "yeni" bir
anayasa sayılıp sayılmayacağı Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda tartışılan en önemli konulardan biri
olmuştur. Bazı katılımcılar, mevcut anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilemeyeceğini, yapılacak
diğer değişikliklerin ise (ne kadar kapsamlı olursa olsun) mevcut Anayasa'nın 175. maddesinde yer
alan "değiştirme kuralları"na göre yapılacağını, dolayısıyla ortaya çıkacak metnin "yeni" bir anayasa
değil, 1982 Anayasası'nın bir kez daha "değiştirilmiş" hali olacağını savunmuşlardır. Bu konuyla
bağlantılı olarak, Ulusal Anayasa Çalıştayı'nın yöntem ve içeriğine ilişkin bir noktanın altını çizmek
gerekir. Ulusal Anayasa Çalıştayı tasarlanırken, Anayasa'nın ilk üç maddesinde ifadesini bulan
Cumhuriyet'in kazanımları veri olarak kabul edilmiş, bu bağlamda "geri adım" sayılabilecek
tartışmaların anayasa yapım sürecine olumlu bir katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareketle bu
konular tartışmaya açılmamıştır. Bazı katılımcılar bunu eleştirmiş ve ilk üç maddeye ilişkin de
tartışılması gereken konular olduğunu belirtmişlerdir.
Anayasa yapımı konusuyla bağlantılı olarak tartışılan bir başka konu, anayasayı nasıl bir
meclisin yapması gerektiğiyle ilgilidir. Demokratik anayasa yapım yönteminde, anayasanın halkın
seçtiği temsilciler tarafından kaleme alınması esastır, ancak karşılaştırmalı örneklere bakıldığında
halkın seçimle belirlediği "anayasa-yapıcılar"ın farklı organların çatısı altında bir araya geldikleri
görülür. Bazı örneklerde anayasa; sadece anayasayı yapmak için oluşturulmuş ve kural olarak bu
görevi yerine getirdikten sonra dağılan bir "kurucu meclis" tarafından kaleme alınmış; bazı örneklerde
Sonuç Raporu 7
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ise mevcut yasama meclisi, yasama işlevine ek olarak anayasa yapma işlevini de üstlenmiştir.
Anayasa hukuku literatüründe bu yöntemlere ilişkin yapılan değerlendirmelerde, demokratik
anayasa yapım ilkeleri açısından birinin diğerine üstün olmadığının altı çizilmektedir. Ulusal Anayasa
Çalıştayı'nda yapılan tartışmalarda da, her iki yöntemin de olumlu ve olumsuz yanları olduğu
vurgulanmış ve toplumdaki güç dengesini doğru yansıtmak ve geniş bir uzlaşma tabanına dayanmak
koşuluyla, TBMM'nin veya oluşturulacak bir kurucu meclisin yeni anayasayı yapabileceği sonucuna
varılmıştır.
Ulusal Anayasa Çalıştayı'na katılanların üzerinde en çok durdukları konu, anayasa yapım
sürecine sivil toplum örgütlerinin katılması gerekliliğidir. Anayasalar uygulandıkları toplumdaki bütün
bireyleri ilgilendiren "sosyal sözleşmeler" olarak kabul edilir. Bu nitelikleriyle anayasaların diğer
yasalardan farklı bir yöntemle hazırlanması uygun olur. Kuşkusuz "ideal" olan, anayasaların
toplumdaki "tüm bireylerin" katılımıyla hazırlanması ve "oybirliğiyle" kabul edilmesidir; ancak pratikte
bu mümkün olmadığı için, bu ideale en çok yaklaşan ve "demokratik anayasa yapımı" olarak
nitelendirilen yöntemle anayasaların yapılması gerekir. Demokratik anayasa yapım sürecinde esas
olan anayasa yapımının her aşamasının; "halk"ın "katılım" ve "katkısı"na açık olmasıdır. Halk
demokratik anayasa yapım sürecine çeşitli aşamalarda ve çeşitli biçimlerde katılabilir. Bu bağlamda,
toplumdaki bireylerin menfaatlerini örgütlü bir biçimde temsil eden "sivil toplum" kuruluşları çok
önemli bir işlev üstlenir. Ulusal Anayasa Çalıştayı'nda hemen hemen oybirliğiyle, sivil toplumun
"katkısı" ve "katılımı" olmaksızın "meşruiyeti" yüksek bir anayasanın yapılamayacağı sonucuna
ulaşılmış ve bunun bağlantılı olarak, bizahiti Çalıştay çerçevesinde başlatılan bu girişimin, sivil
toplumu anayasa yapım sürecine dahil etmenin etkin bir aracı olabileceğine işaret edilmiştir.
Çalıştay'da tartışmalar sırasında ortaya çıkan "katılımlı anayasa yapımı" terimi bu noktanın altını
çizmektedir.
Bu genel tespitler dışında, anayasa yapımı konusunda bütün grupların, ufak tefek farklılıklarla,
şu noktaların üzerinde anlaştıkları söylenebilir: Anayasa yapım sürecine katılan tüm aktörler talep ve
görüşlerini serbestçe ifade edebilmeli, ortaya çıkan nihai metin geniş bir uzlaşmaya dayanmalı; ve
anayasa halkoylamasında onaylandıktan sonra yürürlüğe girmelidir. Aslında bu üç nokta birbiriyle
yakından ilgilidir ve çağdaş siyaset bilimi literatüründe "müzakereci demokrasi" olarak bilinen
kavramın anayasa yapım süreci açısından ifadesidir. Kamusal kararların vatandaşların özgür bir
ortamda yapacakları tartışmalardan ve uzlaşmalardan kaynaklanması gerektiğini savunan
"müzakereci demokrasi" anlayışı—bu şekilde adlandırılmasa da—katılımcılar tarafından anayasa
yapımı için önerilmiş olmaktadır. Bu tasarıma göre, anayasa yapım sürecinde, ilgili aktörler serbestçe
tartışacak, müzakereler neticesinde bir uzlaşma ortaya çıkacak ve halkoylamasıyla bu uzlaşma tescil
edilecektir. Halkoylamasında, salt çoğunluğun kabul oyunun yeterli görülmeyip, 2/3 gibi "nitelikli" bir
çoğunluğun önerilmesi, Çalıştay'a katılan sivil toplum kuruluşlarının, yeni anayasanın meşruiyeti
yüksek bir anayasa olması gerektiği konusundaki hassasiyetlerinin bir göstergesidir.
IV.1. Bireyi Esas Alan Anayasa
1.Anayasa bireyi esas alan bir anlayışla kaleme alınmalıdır.
Sonuç Raporu 8
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Bireyi esas alan anayasa, birey-devlet ilişkilerinde birey odaklı bir anayasa demektir.
Anayasanın bireye dayanması, özgürlük ile otorite arasındaki ilişkinin, özgürlük lehine düzenlenmesi
anlamına gelir. Bu da, bireyin hak ve özgürlüklerinin devlete, topluluklara ve diğer bireylere karşı
korunmasını ve geliştirilmesini sağlayacak araçların anayasada düzenlenmesini gerektirir. 1982
Anayasası, bireyden çok devletin çıkarının öncelendiği, güçlü devlet ve otoriter yönetim anlayışına
önem veren bir anlayışla kaleme alınmıştır. 1982 anayasa koyucusunun benimsediği bu yaklaşım,
hem hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde, hem de yürütme organını yasama ve yargı organı
karşısında güçlendiren hükümlerde kendini göstermiştir. 1990'lardan itibaren yapılan anayasa
değişiklikleri, özellikle hak ve özgürlükler üzerindeki yasak ve antidemokratik sınırlamaları büyük
ölçüde kaldırmış olsa da, katılımcılar, anayasal düzenin bu ilkeyi gerçekleştirecek yeterli donanıma
hala sahip olmadığını Çalıştay'ın ilk gününde, Türkiye'nin zayıf yönlerinden biri olarak dile getirmiştir.
Katılımcıların bireyi temel alan bir anayasa anlayışına ilişkin tespit ve önerileri, temel hak ve
özgürlüklere ilişkin bölümde daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
IV.2. Eşitlik İlkesi
"Ulusal Anayasa Çalıştayı"nda temel hak ve özgürlüklerle ilgili konulardan üzerinde en çok
tartışma yaratanı "eşitlik ilkesi" olmuştur. Bu ilke ile ilgili olarak dile getirilen hususları şöyle sıralamak
mümkündür:
2.a.Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir hükmü Anayasada muhafaza edilmelidir, hiçbir
gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır.
Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, cinsel yönelim, cinsel
kimlik ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
2.b.Engellilerin, yaşlıların, gençlerin ve çocukların hakları bu konudaki uluslararası sözleşmeler
uyarınca öncelikli olarak korunması güvence altına alınmalıdır.
Devlet haklarını koruyamayacak kişi ve grupların haklarını özel olarak korumalıdır.
2.c. Kadın-erkek eşitliğinin uygulamada da hayata geçirilmesini sağlayacak anayasal tedbirler
alınmalıdır. Bu amaçla, özellikle kadınlar açısından sosyal ve siyasi alanda "pozitif ayrımcılık" ilkesinin
etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacak nitelikte anayasal düzenlemeler yapılmalıdır.
• Kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere izleme mekanizmaları ve bu bağlamda kamu
denetçiliği gibi mekanizmalar kurulmalıdır.
• Atama ve seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşmasında cinslerin eşit temsili esas
olmalıdır.
• Eşitlik ilkesi "kanun önünde eşitlik kenar başlığı altında" 1982 Anayasası'nın 10. maddesinde
düzenlenmiştir.
Bu başlık altında öncelikle eşitlik ilkesi üzerinde yoğun biçimde durulduğu ve yeni anayasada
bu ilkeyle ilgili bazı beklentilerin dile getirildiği görülmektedir. Bu bağlamda, "kanun önünde eşitlik"
ilkesi ile ilgili bazı istekler yanında, özellikle kadınlar ve erkekler arasında fiili anlamda eşitliği sağlamak
Sonuç Raporu 9
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
amacıyla "pozitif ayrımcılık" ilkesine anayasada yer verilmesi gerektiği de ifade edilmiştir. Ulusal
Çalıştay'da "pozitif ayrımcılık" talebini dile getirenler, kadınların zamanla içine düştükleri fiili
eşitsizlikten kurtulup erkeklerle fiilen eşit konuma gelebilmeleri için "pozitif ayrımcılık" uygulamalarının
gerekli olduğunu savunmaktadırlar. Gerçekten de, ülkemizde kadınların pek çok alanda erkeklerle
aralarında önemli eşitsizlikler ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda, öncelikle temsili kurum
(parlamento) ve makamlarda (belediye başkanlığı gibi) kadınların göz ardı edilemeyecek derecede
eksik temsil edilmektedir. Anayasaya pozitif ayrımcılık uygulamalarına hukuki zemin hazırlamak üzere
düzenlemeler eklenmesini isteyenler, özellikle "seçim kotaları" yoluyla eksik temsilin önüne geçmeyi
amaçladıklarını Çalıştay'ın iki gününde de vurgulamışlardır.
IV.3. Temel Hak ve Özgürlükler
Ulusal Çalıştay'da bazı temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak üzerinde uzlaşılan talepler
yanında, Çalıştay'ın ilk gününde gerçekleştirilen "beyin fırtınası" sonucunda ortaya çıkan bu alana
ilişkin bazı genel saptamalar da önem taşımaktadır.
Özellikle toplumsal "zayıf yanlarımızın" tartışıldığı gruplarda, "insan haklarına, hukukun
üstünlüğüne dayalı, özgürlükleri esas alan demokratik devlet anlayışının eksikliğine" işaret edilmiştir.
Bunun yanında, "kadın-erkek eşitliği" alanında görülen eksiklikler de zayıf yanlarımız olarak ısrarla
katılımcılar tarafından gündeme getirilmiştir. "Güçlü yanlarımızın" tartışıldığı gruplarda ise, en güçlü
toplumsal özelliklerimiz olarak temel hak ve özgürlüklerle yakından ilişkili "demokratik devlet" ilkesi ile
aralarında "insan haklarına saygılı devlet" ilkesinin de yer aldığı "Anayasal düzenimizin dayandığı
temel niteliklere" işaret edilmiştir. "Güçlü" ve "zayıf" yanların karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkan
bu tabloyu bir çelişki olarak değerlendirmek yerine, "insan hakları ve demokrasi alanında gelişmeye"
yönelik toplumsal bir arzunun işareti olarak görmek daha isabetli olacaktır. Bu bağlamda, Çalıştay'ın
ortaya koyduğu sonuç şöyle özetlenebilir: Temel hak ve özgürlükler alanındaki kazanımlarımız
toplumsal ilerlememiz ve demokratik gelişimimiz yönünden "güçlü" yanımızdır, ancak bu yeterli
değildir, temel hak ve özgürlüklerin daha da güçlendirilmesi gerekir. Çalıştay'dan çıkan bu sonucun,
demokratik gelişimimiz ve temel hak ve özgürlükler alanındaki durumumuzla ilgili genel toplumsal
düşünceyi yansıttığı söylenebilir.
3.b. Başta "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi" ve "Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Bildirgesi" olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin
hükümlerine aykırı kısıtlama yapılmamalıdır.
Çalıştay'da temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak ileri sürülen talepler arasında temel hak ve
özgürlüklerin sınırlandırılmasında evrensel standartlara uyulması isteği de yer almıştır. Bu çerçevede,
başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve
özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin hükümlerine aykırı sınırlamalar yapılmaması gereği katılımcılar
tarafından dile getirilmiştir.
3.a. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır.
2001 yılı Anayasa değişiklikleri öncesinde 1982 Anayasası'nın en çok eleştirilen yönlerinden
Sonuç Raporu 10
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
birisi temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin olarak benimsenen "genel sınırlama rejimi"
idi. Buna göre, Anayasa'nın 13. maddesi tüm temel hak ve özgürlükler yönünden geçerli sınırlama
nedenleri öngörmekteydi. Ancak, 2001 yılında gerçekleştirilen değişiklikten sonra "genel sınırlama
rejimi" terk edilmiştir. Böylece, bir temel hak ve özgürlük ancak ilgili düzenlemede belirtilen sebeplere
dayanılarak sınırlandırılabilecektir. Bu gelişme, yukarıda aktarılan taleple ilişkili olarak temel hak ve
özgürlükler yönünden bir kazanım olarak korunmalıdır.
3.c. Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri etkin biçimde teminat altına alınmalıdır.
Ulusal Çalıştay'da temel hak ve özgürlükler alanında dile getirilen taleplerden bir diğeri
"düşünce, ifade ve basın hürriyetlerinin" güvenceye kavuşturulmasına ilişkindir. Buna göre, "basın,
ifade ve düşünce özgürlüğünün teminat altına alınması sağlanmalıdır." Düşünce özgürlüğü klasik
haklar arasında yer almaktadır ve 1982 Anayasası'nda da düzenlenmiş bir haktır. 1982 Anayasası'nın
"kişi hakları" arasında saydığı "düşünce ve kanaat özgürlüğü"ne ilişkin 25. madde incelendiğinde,
düşünce özgürlüğü için geçerli herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmediği görülmektedir.
Düşüncenin dışa yansıtılmadığı sürece kişinin iç dünyası ile ilgili olması gerçeği bu durumu
açıklamaktadır. Diğer taraftan, düşünce özgürlüğü düşüncelerini başka kişilerle paylaşmayı da
kapsar ve bu nedenle ifade özgürlüğü ile yakın ilişki içindedir. Bunun yanında, gerçek anlamda
düşünce özgürlüğünden söz edebilmek için bilgilenme (basın) özgürlüğüne de ihtiyaç olduğu açıktır.
Bu nedenle, düşünce özgürlüğünün bilgilenme ve kanaat özgürlüğü ile başladığını ve ifade
özgürlüğü ile devam ettiğini söylemek mümkündür ve Ulusal Çalıştay'da bu alana ilişkin olarak dile
getirilen talepler bu yakın ilişkiye işaret etmektedir.
3.d. Okul öncesi eğitim ve 12 yıllık temel eğitim zorunlu olmalıdır. Herkes bu haktan eşit ve
ücretsiz olarak yararlanmalıdır. Bu hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenememelidir.
Eğitim Hakkı ile ilgili olarak Ulusal Çalıştay'da üzerinde uzlaşılan talep çerçevesinde okul öncesi
eğitim ve 12 yıllık temel eğitimin zorunlu olması dile getirilmiştir. Ayrıca, herkesin bu haktan eşit ve
ücretsiz yararlanması da talep edilmiştir. 1982 Anayasası'nın, "eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi"
düzenlenmiştir. 1982 Anayasası'nın, eğitim hakkını düzenleyen 42. maddesine göre, "ilköğretim, kız
ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır." Bilindiği gibi ülkemizde
ilköğretim süresi beş yıldan sekiz yıla kanunla çıkarılmış ve bu kapsamda zorunlu ilköğretim süresi
sekiz yıl olmuştur. Bugün dünyada okul öncesi eğitimin, eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğu
yönünde bir anlayışın baskın konuma geldiğini belirten katılımcılar, aynen ilköğretim için geçerli
olduğu gibi, okul öncesi eğitimin de Anayasa ile zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
3.g. Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı ile canlı ve cansız varlıkların "sürdürülebilir yaşamı"
güvence altına alınmalıdır.
Ulusal Çalıştay'da dile getirilen taleplerden bir diğeri, yeni anayasada çevre hakkının daha
güvenceli bir biçimde düzenlenmesi yönündedir. 1982 Anayasası, "Sosyal ve Ekonomik Haklar"
bölümünde 'çevre hakkına' da yer vermiştir. Bu durum, ilgili düzenleme çerçevesinde devlete
yüklenen ödevlerin Anayasa'nın 65. maddesinde belirtilen "mali kaynakların yeterliliği ile sınırlı"
olmasına yol açmaktadır. Çevre hakkının güçlendirilmesi talepleri çerçevesinde, çevre hakkının
"sosyal haklar" yerine "kişi hakları" bölümünde düzenlenmesi gerektiği düşünülebilir.
Sonuç Raporu 11
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
3.e. Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır.
3.f. Sosyal devletin bir gereği olarak sosyal güvenlik hakkı tüm çalışanlara eşit biçimde
sağlanmalıdır.
Sosyal haklar alanında dile getirilen taleplerden bir diğeri "kamu çalışanlarına toplu sözleşmeli,
grevli sendikal hakların" tanınmasıdır. 1982 Anayasası'nın "toplu iş sözleşmesi" hakkını düzenleyen
52. maddesi ile "grev hakkı ve lokavt"ı düzenleyen 54. maddelerinde söz konusu hakların "işçilere"
tanınmış olduğu görülmektedir. Bu düzenlemeler nedeniyle memurlar toplu sözleşme ve grev
hakkından yoksun bırakılmaktadır. Çalıştay'da katılımcılar, bu durumun, ülkemizin de taraf olduğu
uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtmiştir. Anayasa'nın 90. maddesine göre kanunlara
göre öncelikli olarak uygulanması gereken usulüne göre yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar
bu hakları işçiler yanında kamu görevlilerine de tanırken, Anayasa'nın bu grubu söz konusu haklardan
mahrum bırakması eleştirilmiştir. Bu nedenle, uluslararası hukuka uygun olarak bu hakların kamu
görevlilerine de tanınmasının isabetli olacağı ifade edilmiştir.
IV.4. Seçme, Seçilme Hakkı ve Siyasi Partiler
4.a. Seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler
alınmalıdır. (Bu amaçla, İki turlu dar bölge seçim sistemi düşünülebilir).
Çalıştay'ın ikinci gününde temel hak ve özgürlükler bütün gruplar tarafından çalışılmış ve
katılımcılar seçme ve seçilme hakkına ilişkin görüşlerini burada dile getirme olanağını bulmuştur.
Katılımcılar, özelikle seçmenle temsilcileri arasındaki bağların güçlendirilmesini sağlayacak tedbirler
alınması gereğini vurgulamıştır. Bu çerçevede, seçim sisteminde (iki turlu; dar bölgeli çoğunluk; nisbi
temsil gibi) değişiklik; milletvekillerinin emredici vekaletle bağlı olması gibi çeşitli öneriler gündeme
getirilmiştir. Ne tür bir seçim sisteminin Türkiye için daha uygun olacağı; ya da emredici vekaletin
kendinden beklenen yararı sağlayıp sağlayamayacağı konularında, katılımcılar arasında görüş birliği
sağlanamamıştır. Bu önerilerin istikrar ilkesini de göz önünde bulundurarak değerlendirilmesi ve
uygulanabilirliği, konunun uzmanları tarafından araştırılmalıdır.
4.b. Mevcut seçim sistemi korunacaksa ülke barajı temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden
düzenlenmelidir.
Seçimlerde baraj sisteminin temsilde adaleti sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gereği
Ulusal Çalıştay'da yoğun olarak dile getirilmiştir. Katılımcılar, yürürlükteki seçim barajının seçmenin
TBMM'de adil biçimde temsil edilmesini engellediğini belirtmiştir. Barajın %5 ya da daha düşük bir
orana çekilmesi ya da tümüyle kaldırılması yönünde öneriler gelmiştir. Bu oranın temsilde adalet
ilkesinin yanı sıra yönetimde istikrarı da gözetecek biçimde yeniden belirlenmesi konusu, uzmanlar
tarafından ele alınmalıdır.
4.c. Anayasa'da; "demokratik devlet" ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasi katılımın
bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere yer
verilmelidir.
Anayasa'da; "demokratik devlet" ilkesinin tam anlamıyla uygulanması ve siyasi katılımın bireyler
Sonuç Raporu 12
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip artırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmesi
gereği katılımcıların hemfikir olduğu noktalar arasında yer almıştır. Bu çerçevede, sivil toplum
örgütleriyle bireylerin siyasi karar alma süreçlerine daha geniş ve doğrudan katılımının sağlanması
talep edilmiştir. Meclise tasarı sunma ve kanunların anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa
Mahkemesi'ne başvurma hakkının, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de
tanınması yönünde ortaya çıkan görüşler de, siyasi katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri
düzeyinde artırılıp genişletilmesini sağlayacak öneriler olarak değerlendirilebilir. Bu ve benzeri
önlemler, ileriki günlerde yapılacak çalıştaylarda ve bilimsel toplantılarda enine boyuna tartışılıp
somutlaştırılmalıdır.
4.d. Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir.
Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmesi gereği de Çalıştay'da dile getirilmiştir.
Katılımcılar, kamu çalışanlarının siyasi faaliyette bulunmasına yönelik olarak konan anayasal ve yasal
kısıtlama ve yasakların kaldırılmasını önermiştir. Kamu görevinin tarafsızlığı ile bağdaşabilecek
ölçüde, bazı kamu görevlilerine siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı verilmesini sağlayacak biçimde
yasakların kalkması, yukarıda dile getirilen katılımcı demokrasi ilkesinin de bir gereği olarak
değerlendirilmiştir.
4.e. Siyasi partilerde demokratik işleyiş anayasal güvence altına alınmalı, partilerin finansmanı
şeffaflaştırılmalıdır.
Çalıştay'da üzerinde durulan bir başka konu, siyasi partilerde demokratik işleyişin anayasal
güvenceye kavuşturulması ve siyasi partilerin finansmanının şeffaflığını sağlayacak düzenlemelerin
yeni anayasada yer alması gereğidir. Siyasi partiler demokratik yaşamın vazgeçilmez bir unsuru
olduğuna göre, bunların iç düzenlerinin ve işleyişlerinin de demokratik ilkelere uygun olması gerekir.
1982 Anayasası da siyasi partilerin iç işleyişinin demokrasi ilkelerine uygun olacağını
düzenlemektedir. Burada çıkan sorun, söz konusu anayasal düzenlemeyi hayata geçirecek yasal
düzenlemelerin bulunmamasıdır. Katılımcılar, demokrasinin gerçek anlamda işleyebilmesi açısından
siyasi partilerin kendilerinin de demokratik ilkelere uygun bir biçimde yönetilmesi gerektiğinin altını
çizmiş; ülkemizde sıkça görülen, parti başkanının parti içinde mutlak anlamda egemenliğe sahip
olması ve delege sistemi gibi, siyasal partilerin demokrasiyle bağdaşmayan uygulamalarını ortadan
kaldırmayı ve parti içi demokrasiyi yerleştirmeyi sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını talep etmiştir.
Bu bağlamda, bir kişinin ancak belli bir süre için parti başkanı olabilmesi, seçimlerde siyasi partilerin
göstereceği adayların önseçimle belirlenmesinin zorunlu kılınması gibi somut öneriler sunulmuştur.
Partilerin finansmanının şeffaf ve denetime açık olması da demokrasinin işlemesi açısından son
derece önemlidir. Buna ilişkin somut ne tür düzenlemelerin yapılabileceği ileriki çalışmalarda ayrıntılı
olarak ele alınmalıdır.
IV.5. Yasama ve Yürütme
5.a. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın
diğerine üstünlüğünü engelleyecek biçimde yeniden tanımlanmalıdır.
Sonuç Raporu 13
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
5.b. Yasama organının iki meclisli olarak yeniden düzenlenmesi düşünülebilir.
5.d. Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırlandırılmalıdır.
Kuvvetler ayrılığı, geleneksel olarak iktidarı sınırlama araçlarından biri olarak, çağdaş
demokrasinin temel ilkelerinden biridir. Kuvvetler ayrılığı, egemenliğin üç farklı görünümü olan kural
koyma, kuralı uygulama ve bundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözme yetkilerinin farklı kişi ya da
kurumlara bırakılması ve bu yetkilerin tek bir kişi ya da organın elinde toplanamamasını ifade eder.
Demokrasilerde yargı organı, diğer iki erkten bağımsızdır. Yasama ve yürütme erkleri arasındaki
ilişkinin biçimi o ülkenin hükümet sistemini ortaya koyar. Ulusal Çalıştay'da katılımcılar, kuvvetler
ayrılığı ilkesinin demokrasinin gerçekleştirilmesi açısından önemine vurgu yapmış; bu ilkenin,
yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilerde bir tarafın diğerine üstünlüğünü engelleyecek
biçimde yeniden tanımlanması gereğinin altını çizmiştir. Yasama-yürütme arasında dengenin
sağlanabilmesi için 1961 Anayasası döneminde olduğu gibi ikinci bir meclisin yeniden kurulmasına
ilişkin öneriler de katılımcılar tarafından dile getirilmiştir. Bu öneriler, ihtisas komisyonu tarafından
olgunlaştırılmalıdır. Hükümet sistemine ilişkin bir tartışma olan cumhurbaşkanının parlamento mu
yoksa halk tarafından mı seçilmesi gerektiği konusunda katılımcılar arasında bir uzlaşma
sağlanamamıştır. İktidarın sınırlanması açısından önem taşıyan kuvvetler ayrılığı ilkesinin, dolayısıyla
yasama ile yürütme erkleri arasındaki ilişkilerin anayasada nasıl düzenlenmesi gerektiği, bundan
sonra yapılması düşünülen çalıştaylarda ve ilgili ihtisas komisyonunda daha ayrıntılı biçimde ele alınıp
olgunlaştırılacaktır. Ulusal Çalıştay'da ele alınan bir başka konu da cumhurbaşkanının yetkileridir.
Katılımcılar, cumhurbaşkanına 1982 Anayasasıyla tanınan yetkilerin çok geniş olduğunu dile
getirmiştir. Bu yetkilerin sınırlandırılması gereği konusunda Çalıştay'da ortak bir akıl ortaya çıkmıştır.
Cumhurbaşkanının yetkilerinin ne olacağı meselesinin hükümet sistemiyle birlikte tartışılması daha
yararlı olacaktır. İleride yapılacak çalıştaylarda ve ilgili ihtisas komisyonunda bu konu ayrıntılı olarak
ele alınmalıdır.
5.c. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.
Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gereği Çalıştay
katılımcılarının görüş birliğine vardığı konular arasında yer almıştır. Katılımcılar, milletvekillerinin
söyledikleri sözlerden ya da kullandıkları oylardan dolayı sorumlu tutulmamaları; ancak 1982
Anayasasında düzenlenen biçimiyle bir dokunulmazlığa da sahip olmaması gerektiğini dile
getirmiştir. Bu doğrultuda, bazı katılımcılar, hükümlülerin milletvekili seçilip cezaevinden çıkmasının
toplum vicdanını rahatsız ettiğini vurgulamıştır.
5.e. Yerel yönetimler güçlendirilmeli; aynı ölçüde "hesap sorulabilirliği", "şeffaflığı" ve
"katılımcılığı" artırılmalıdır.
Katılımcıların, yürütme bölümünde uzlaştıkları konulardan bir diğeri de yerel yönetimlerin
güçlendirilmesi; aynı ölçüde de "hesap sorulabilirliği"nin, "şeffaflığı"nın ve "katılımcılığı"nın artırılması
gereği olmuştur. Güçlü yerel yönetim anlayışı, katılımcı bir demokrasinin ve yerinden yönetim
ilkesinin de bir gereği olarak değerlendirilmiştir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, bunlara mali ve
idari açıdan özerklik tanınması ile söz konusu olabilir. Çalıştay'da, yerel yönetimlerin siyasi karar alma
mekanizmalarındaki etkinliğini artırmayı sağlayacak, yerel yönetimlere kendilerini ilgilendiren
Sonuç Raporu 14
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
konulardaki yasalarla sınırlı olmak üzere, Anayasa Mahkemesine anayasaya aykırılık başvurusunda
bulunabilme ve TBMM'ye yasa teklif edebilme yetkisi tanınması gibi, öneriler de sunulmuştur.
Katılımcılar, yerel yönetimlerin şeffaf olmasının ve etkin biçimde denetlenmesinin de bunların
yetkilerini kötüye kullanmalarını önlemek açısından gerekli olduğunu belirtmiştir. Güçlü, saydam
biçimde iş gören ve denetime açık yerel yönetimin nasıl sağlanabileceği, ihtisas komisyonunun
yapacağı çalışmalarda somutlaştırılmalıdır.
5.f. Üniversitelerin bilimsel, mali ve idari özerkliği sağlanmalıdır.
5.g. YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumlar
anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Katılımcıların dile getirdiği bir başka konu da üniversitelerdir. Bu bağlamda, üniversitelerin bilimsel,
mali ve idari özerkliğinin sağlanması gerektiği Çalıştay'da dile getirilmiştir. Rektörlerin seçim yöntemi,
YÖK'ün hukuki statüsü ile üniversiteler üzerindeki yetkileri gibi konular da üniversite özerkliği içinde yer
alan sorunlardır. RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK ve benzeri düzenleyici ve denetleyici kurumların
anayasal güvence altında bütünüyle özerk bir yapıya kavuşturulması gereği Çalıştay'ın iki günlük
çalışması sonunda ortaya çıkan bir başka sonuçtur. Katılımcılar, siyasi iktidarın bu kurumlar üzerindeki
etkisinin azaltılması gereğinin altını çizmiştir. Söz konusu kurumlar, özellikle serbest piyasanın ve idarenin
daha iyi işlemesini sağlayan ve gözeten kurumlardır. Günümüzde bu tür kuruluşlara yasayla belli ölçüde
özerklik tanınmıştır. Ancak bunların daha da özerk bir yapıya kavuşturulması ve bu özerkliğin yasalardan
daha güvenceli bir konum olan anayasada düzenlenmesi gereğine ilişkin tartışma, ilgili ihtisas
komisyonu tarafından ayrıntılı olarak ele alınmalıdır.
IV.6. Yargı
Ulusal Anayasa Çalıştay'ında "yargı"; ikinci gün belli grupların, birinci gün ise "güçlü yanlarımız"
ve zayıf yanlarımız" tartışması çerçevesinde bütün grupların üzerinde durduğu bir konudur. Bu
tartışmalarda ortaya çıkan ana fikir şudur: "hukuk devleti" ve "kuvvetler ayrılığı" ilkelerinin anayasal
sistemimizde yer alması bir kazanımdır, ancak mevcut haliyle bu ilkelerin tam olarak hayata geçirildiği
söylenemez. Çalıştay'a katılanların bu temel tespiti yaparken altını çizdikleri en önemli kavram "yargı
bağımsızlığı olmuştur.
6.a. Yargı bağımsızlığının sağlanması amacıyla hakimlik teminatı anayasada muhafaza
edilmelidir.
Yargı bağımsızlığı hem "hukuk devleti", hem "kuvvetler ayrılığı" açısından vazgeçilmez bir
unsurdur. "hukuk devleti", yönetenlerin yönetilenler gibi hukuk kurallarıyla bağlı olmasını; "kuvvetler
ayrılığı" ise egemenliğin yasama, yürütme ve yargı organları tarafından birlikte kullanılmasını ifade
eder. Buna göre, "kuvvetler ayrılığı" ilkesi özellikle yargının yasama ve yürütme organlarından
bağımsızlığını güvence altına alarak, "hukuk devleti" ilkesinin de uygulanmasını mümkün kılar. Eğer
yargıçların bağımsızlığı sağlanmazsa, yasama ve yürütmenin hukuka uygun davranıp davranmadığı
denetlenemez. Bu bağlamda, Çalıştay'da, yürürlükteki Anayasamız'ın 139. maddesinde yer alan
"Hakimlik ve Savcılık Teminatı"nın, yeni yapılacak anayasada da aynen yer alması gerektiği
konusunda fikir birliğine varılmıştır.
Sonuç Raporu 15
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
6.b. Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının "Hakim ve Savcılar
Yüksek Kurulu" tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır.
6.c. "Hukuk Devleti"nin güvencesi olan yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Hakim ve
Savcılar Yüksek Kurulu'na siyasi müdahale olmamalı, Kurul üyeleri hakim ve savcılar tarafından
seçilmelidir.
Yargı bağımsızlığı ile ilgili tartışılan bir başka konu ise, "Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu"nun kuruluşu, görev ve yetkileri konusudur. Bu konu 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği
günden beri üzerinde en çok tartışılan konulardan biridir. Yürürlükteki Anayasamız'ın 159.
maddesinde düzenlenen "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu" esas olarak; adli ve idari yargı hakim
ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa
ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin
cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Ayrıca Kurul, Adalet Bakanlığı'nın, bir
mahkemenin veya bir hakimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı
çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Çalıştay'a katılanlar, hakim ve
savcıların idari, mali ve hukuki statülerine ilişkin konularda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun
yetkili olmasını, yargı bağımsızlığı açısından bir kazanım olarak değerlendirmiş, ancak yeni
anayasada Kurul'un siyasi etki ve müdahalelere maruz kalmasına yol açabilecek düzenlemelere yer
verilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu noktada da en çok; Adalet bakanının Kurul'un başkanı,
Adalet Bakanlığı müsteşarının ise Kurul'un tabii üyesi olmasına ilişkin düzenlemeler eleştirilmiştir.
6.d. Yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır.
Yargı bağımsızlığı tartışılırken, yargının tarafsızlığı da gündeme gelmiş, katılımcılar bu konuda
farklı görüşler ileri sürmüştür. Katılımcıların bazılarına göre, "yargı tarafsızlığı" hukuk teori ve pratiğinde
mevcut olmayan, siyasi içerikli bir kavramdır; yargının tarafsızlığı yargıcın vicdani kanaatine göre
karar vermesiyle ilgilidir ve bağımsızlık gibi anayasal tedbirlerle sağlanması mümkün değildir. Bazı
katılımcılar ise, bu konuda son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmaların, böyle bir kavramın
anayasaya girmesinin zorunlu olduğunu gösterdiğine işaret etmiştir.
6.g. İdarenin bütün işlem ve eylemleri istisnasız yargı denetimine tabi olmalıdır.
6.h. "Kamu Denetçiliği" (Ombudsperson) anayasal bir kurum haline getirilmelidir.
Bunun dışında Ulusal Çalıştay'da, yine "Hukuk devleti" ilkesiyle bağlantılı olarak, bu ilkenin
uygulamada pekiştirilmesi gerektiği dile getirilmiş, yasama ve yürütme organlarının hukuk kurallarıyla
daha etkin bir biçimde sınırlanmasını sağlayacak bir takım tedbirlere ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır. Bu
bağlamda, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının tanınması gibi, yasama organının
Anayasaya uygunluğunu sağlamaya yönelik mekanizmaları güçlendirecek bir takım öneriler
tartışılmış, ancak ağırlıklı olarak yürütme organının hukuka uygunluğunu sağlayacak tedbirler
üzerinde durulmuştur. Özellikle bu son noktayla ilgili yapılan öneriler şu şekilde özetlenebilir: Birincisi
katılımcılar, 1982 Anayasası'nda idarenin bazı işlemlerinin (örneğin, Cumhurbaşkanı'nın tek başına
yaptığı işlemler, YAŞ kararları, HSYK kararları) yargı denetimi dışında bırakılmış olmasını eleştirmiş ve
yeni anayasada idarenin bütün eylem ve işlemlerinin "istisnasız" yargı denetimine tabi olması
Sonuç Raporu 16
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
gerektiğine dikkat çekmişlerdir. İkincisi katılımcılar, "kamu denetçiliği" kurumuna ilişkin yasal bir
düzenlemenin bulunduğunu, ancak bunun yetersiz olduğunu tespit etmişler ve bu kurumun, pek çok
Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Anayasa'da düzenlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Üçüncüsü
katılımcılar, memurlara tanınan yargılama ayrıcalıklarının kaldırılması gerektiğini vurgulamışlardır.
Mevzuatta (örneğin; Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'da,
Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda, Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu'nda) yer alan bu ayrıcalıklar 1982
Anayasası'nın 129. maddesinin 6. fıkrasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu fıkra şu şekildedir:
"Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza
kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine
bağlıdır." Katılımcılar, mevzuatta memurlara yönelik yargılama ayrıcalıklarının anayasal dayanağını
oluşturacak benzer bir hükme yeni anayasa'da yer verilmemesi gerektiğini ifade etmişlerdir.
6.e. "İddia" ve "Savunma" makamlarının eşit konumlanması sağlanmalı; Anayasaya "Savunma
bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur." hükmü konularak savunma makamı anayasal güvenceye
alınmalıdır.
6.f. İdari yargıda birlik sağlanmalıdır.
Son olarak Çalıştay'da, "hukuk devleti" ilkesinin tam olarak uygulanabilmesi için yargı
sisteminde bir takım yapısal reformlar yapılması gerektiği üzerinde durulmuş, bu bağlamda; "iddia" ve
"savunma" makamlarının eşitliğinin anayasal olarak tanımlanması; "Savunma bağımsızdır ve yargının
kurucu unsurudur." şeklinde bir hükmün Anayasa'da yer alması ve askeri idari yargının kaldırılarak
idari yargıda birliğin sağlanması gibi talepler gündeme getirilmiştir.
IV.7. Toplumun Çeşitli Kesimlerinin Karar Alma Mekanizmalarına Katılımının Sağlanması
7.Meclise tasarı sunma ve kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne
başvurma hakkı, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmalıdır.
Ulusal Çalıştay'da ortaya çıkan sonuçlardan bir başkası da, toplumun çeşitli kesimlerinin karar
alma mekanizmalarına katılımını sağlayacak düzenlemelerin yeni anayasaya konması yönündeki
taleptir. Katılımcılar, bu talebi yaşama geçirmek amacıyla, Meclise tasarı sunma ve kanunların
anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkının, yerel yönetimler, sivil
toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmasını önermiştir. Sivil toplum kuruluşlarının artan
gücü, Çalıştay'ın ilk gününde Türkiye'nin güçlü bir yanı olarak ortaya konmuştu. Siyasal karar alma
süreçlerine sivil toplumun katılımının güvence altına alınması ise arzu edilen bir unsur olarak
belirtilmişti. Meclise yasa önerisi sunma ve yasaların anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa
Mahkemesi'ne başvurma hakkının toplumun çeşitli kesimlerine tanınması talebi, bunun yaşama
geçirilmesini sağlayacak bir istek olarak değerlendirilmiştir.
IV.8. Devletin Ekonomideki Rolü
8.a. Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa mekanizmasını esas alan bir ekonomik model
"Sosyal Devlet" ilkesi de gözetilerek anayasada düzenlenmelidir.
Sonuç Raporu 17
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
8.b. Tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde piyasaların işleyişinin yetersiz kaldığı veya
bölgesel dengesizliklerin baş gösterdiği hallerde tarımsal destekler başta olmak üzere, etkin bir devlet
yardımları sisteminin hayata geçirilmesi için devletin gerekli önlemleri alması anayasal güvence altına
alınmalıdır.
Çalıştayda katılımcı olarak yer alan çeşitli meslek kuruluşları ve çıkar grupları kendi alanlarıyla
ilgili olarak devlete destekleme görevi yükleyecek ifadelerin anayasa metninde yer almasını
önermişlerdir. Ancak aynı gruplar "iyi işleyen bir piyasa ekonomisi" ilkesi konusunda da hemfikir
olmuşlardır. Dolayısıyla ortak akıl; devletin piyasa ekonomisinin yeterince işlemediği alan ve
durumlarda ekonominin işleyişine müdahale etmesi ve sosyal devletin gereği olarak küreselleşmenin
etkilerini en olumsuz şekilde hisseden kesimlere yönelik tedbirler alması yönünde oluşmuştur.
Çalıştayda gündeme gelen "İyi İşleyen Piyasa Ekonomisi" Avrupa Birliği'nin aday ülkelere şart
koştuğu Kopenhag Kriterleri arasında da yer almaktadır. Etkin ve fonksiyonel bir piyasa ekonomisinin
unsurları olarak aşağıdakiler sayılabilir:
• Arz-talep dengesinin piyasa güçlerinin bağımsız bir şekilde karşılıklı etkileşimi ile kurulmuş
olması,
• Ticaret kadar fiyatların da serbest olması, piyasaya giriş (yeni firma açılması) ve çıkış (iflaslar)
için engellerin bulunmaması,
• Mülkiyet haklarına (fikri ve sınai mülkiyet) dair düzenlemeleri kapsayan yasal bir sistemin
olması ve bu yasalar ile düzenlemelerin icra edilebilmesi,
• Fiyat istikrarını içeren bir ekonomik istikrara ulaşılmış olması ve sürdürülebilir dış dengenin
varlığı,
• Ekonomik politikaların temel ilkeleri hakkında geniş bir uzlaşmanın olması,
• Mali sektörün, tasarrufları üretim yatırımlarına yönlendirebilecek kadar iyi gelişmiş olması
Ulusal Çalıştay'da birçok katılımcı tarafından Anayasa'da ekonomik istikrarın sağlanması ve
kollanması ile ilgili hüküm bulunması isteği dile getirilmiştir. Katılımcıların ülkenin ekonomik
istikrarsızlık döneminde neler kaybettiğinin ve bu alanda büyük mesafe alınan son dönemdeki
kazanımların bilincinde oldukları; siyasetin doğası gereği bir seçim dönemine odaklanan kısa vadeli
bakış açısının ekonomik istikrarı tehlikeye sokabileceği, dolayısı ile bunun ile ilgili kurumsal
düzenlemelere önem verdikleri anlaşılmaktadır.
8.d. Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilirlik esasına dayanılarak, şeffaf ve
denetime açık olmalıdır.
Katılımcıların hemen tamamının üzerinde uzlaştığı noktalardan birisi kamu kaynağı kullanan
tüm bütçelerin şeffaflığının ve hesap verebilirliklerinin sağlanması konusu olmuştur.
8.e. "Ekonomik Sosyal Konsey" anayasal bir kurum haline getirilmelidir.
Sivil toplumun yasama sürecine etkin olarak katılımının sağlanması açısından Ekonomik Sosyal
Konsey ya da benzeri bir mekanizmanın anayasada yer alması katılımcılar tarafından önerilmiştir.
Sonuç Raporu 18
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
V. Çalıştayda Uygulanan Arama Konferansı Yöntemi ve Çalışmanın Akışı
Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı 8–9 Aralık 2007 tarihlerinde, "Paralel Arama Konferansı*"
yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.
Arama Konferansı ortak akıl yaratmayı amaçlayan katılımlı bir planlama metodolojisidir. Bir grup
iddia sahibi (stakeholder), metodolojinin ön gördüğü mantık içersinde en ideal gelecekleri ortaya
çıkartacak yaratıcı stratejileri, işbirlikçi bir tutumla tasarlarlar.
Ortak görüş yaratmayı, ortak sorunlara çözüm bulmayı, daha iyiye ulaşmak, gelişmek için neler
yapılması gerektiğini belirlemeyi ve ortak hedefler seçmeyi sağlayan bir çalışma düzenidir. Klasik
olmayan konferans düzeni içinde, ortak akıl aramak üzere 40 dolayında "iddia sahibini" 2-3 gün süre
ile biraraya getirir. İddia sahipleri, konu ile ilgili, o konuda çalışıp bir tecrübe kazanmış karar vericiler ve
bilgi birikimi olan kişiler diye tanımlanır. Aranan şey ortak akıldır. Katılımcıların birbirlerini ikna ederek
geliştirecekleri ortak akıl arama konferansının her aşamasında aranır ve bulunur. Klasik konferans
düzenlerinde bir veya birkaç kişi çıkıp belirli konuları anlatır ve geri kalanlar dinler; Arama
Konferansında ise, tam tersine, katılanların tamamı bir düzen içinde konuşarak bir sonuca ulaşır.
Beyin fırtınaları, tartışma ve yorum konuları genelden özele doğru yürür ve evvelden
tanımlanmış olan "konferans görevi" tamamlanınca sona erer. Bilim adamı Fred Emery tarafından
sistem düşünüşü ve grup dinamiği teorilerine dayandırılarak kurulmuş bir metodolojidir. Çok çeşitli
sorunlarda ve kurumlarda Amerika, Kanada, Avustralya, İngiltere ve Norveç gibi ülkelerde son 20 yıldır
kullanılmaktadır. Son beş senedir Türkiye'de çeşitli holding, dernek, sektör kuruluşu, kamu kuruluşu
ve şirketlerde 400'ün üzerinde uygulamaya sahiptir.
Arama konferansının amacı, normal olarak direkt ilişkide bulunmayan kişileri bir araya getirip,
onları katılımlı bir tasarım ve problem çözme süreci içine sokmasıdır. Toplantı, büyük gruptan küçük
gruplara bölünerek, organik bir şekilde, konferans görevini bitirinceye kadar çalışır. Konferansın
sonuca götürülmesinde bir yürütücü bulunur. Yürütücü tartışmanın içeriğine karışmaz ve içerik ile ilgili
özel uzman olması gerekmez. Yürütücünün rolü süreç ve zamanlama garantörü olmaktır. Anayasa
Platformu 1. Ulusal Çalıştayı'ında uygulanan Arama Konferansı'nın yürütücülüğünü Arama Katılımlı
Yönetim Danışmanlığı yapmıştır.
Katılım ve Diyalog Şartları
Arama Konferansı sistematiğine uyumlu olarak Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı için
gönderilen davetlerde çalıştaya katılımın bazı şartlarla uymak koşuluyla mümkün olabileceği
belirtilmiştir. Bu şartlar aşağıdaki gibi belirlenmiştir:
* Arama Konferansı, ARAMA Ltd.'in (www.aramasearch.com) tescilli markasıdır.
Sonuç Raporu 19
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Ortak Geleceğe Odaklanma: Katılımcıların mevcut pozisyonlarını korumaya değil arzulanan
daha iyi bir ortak geleceği keşfetmeye odaklanmaları beklenir.
Şahsi Katılım: Katılımcılar kurumlarının sözcüsü olarak değil şahısları adına katılırlar.
Çalışma Sistematiğine Uyma: Arama Konferansı klasik bir konferans türü değildir. Uzun
konuşmalar yapılmaz. Katılımcılar metodoloji yönlendirmesi doğrultusunda katkılarını
yaparlar. Diyalog akışı bir yöntem ile düzenlenir, katılımcıların yöntemin gerektirdiği düzene
uymakla yükümlüdürler.
Diyalog ve Açıklık: Katılımcılardan kendi fikirleri kadar diğer fikirleri dinlemeye önem
vermeleri, yeni ve alışılagelmemiş fikirlere önyargılı yaklaşmamaları, kavgacı değil uzlaştırıcı
olmaları beklenir.
Fikirlere Tolerans: Her görüş meşrudur, fikirleri yüzünden kimse katılıma fırsatından men
edilemez ve dışlanamaz. Katılımcıların, toplantı öncesi veya sonrası her türlü sindirici söz
veya hareketten kaçınmaları gerekmektedir; bu davranışlarda bulunan katılımcılar oturumlara
girme şansını yitirebilirler.
Katılımda Eşitlik: Toplantı süresince rütbe, statü, yetki, yaş veya bir meslek grubuna ait
olmak, oturumlarda bir öncelik veya bir ayrıcalık sağlamaz. Katılanların uzman olmaları
gerekmez ve beklenmez.
Gönüllü Katılım: Toplantıya katılanların gönüllü katılmış olması önemlidir.
Tam Katılım: Çalışmaya kısmi katılım olmaz. Katılanlar tüm toplantıya katılırlar. Konferans
sürecinin evreleri birbiri arasında ilişkili olduğu için bir parçasına katılıp öbür parçasına
katılmamak olmaz. Toplantı esnasında her türlü mobil haberleşme araçları kullanılmamalıdır
www.anayasaplatformu.net adresindeki "Anayasa nedir, ne değildir" bölümündeki
bilgilendirme yazısını okuyarak çalıştaya anayasa içeriği hakkında bilgilenmiş olarak gelmek
gerekir.
Rahat çalışma ortamı: Katılımcıların çalıştaya formel olmayan rahat giysilerle gelmeleri
önerilir.
Anayasa Platofmu 1. Ulusal Çalıştayı'ında Paralel Arama Konferansı 3 aşamada
uygulanmıştır:
1) Bağlam Çalışması
2) İlkeler Çalışması
3) Anayasa Mimarisi Çalışması.
1) Bağlam çalışmasında, katılımcılar 4 paralel Arama Konferansı grubuna bölünerek
çalışmışlardır.
Grup 1: Kendi kendimizi yönetmedeki güçlü yanlarımızı,
Grup 2: Kendi kendimizi yönetmedeki zaaflarımızı,
Grup 3: Türkiye'nin fırsatlarını,
Grup 4: Türkiye'nin tehditlerini
tartışmıştır.
Sonuç Raporu 20
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Parallel gruplar, kendi alanlarında toplandıktan sonra kendi içlerinde 7–8 kişilik küçük
gruplara bölünerek çalışmış, daha sonra kendi içlerindeki diğer küçük gruplara sunarak
ortaklaştırma yapmışlardır.
Paralel gruplar, ortaklaştırma sunumlarını daha sonra büyük grupta sunmuş ve ardından
görüşler ve değerlendirmeler alınmıştır.
2) İlkeler çalışmasında yine 4 paralel gruba gidilmiş ve İdeal Anayasa için ilkeler çalışması
her paralel grupta çalışılmıştır. Yöntem olarak paralel gruplar birinci aşamadakine benzer formatta
çalışmışlardır.
3) Anayasa mimarisi aşamasında ise 4 paralel arama konferansı grubunun tümü Anayasa
Yapma ve Değiştirme Süreci ile Temel Hak ve Özgürlükleri üzerine çalışmış ve her grup aşağıdaki
başlıklardan birini işlemiştir;
Grup 1: Yasama
Grup 2: Yürütme
Grup 3: Yasama ve Yürütme İlişkileri
Grup 4: Yargı
Bütün grup çalışmaları tüm katılımcılara sunulduktan sonra bütünleştirme grupları
oluşturulmuş ve her konu başlığı ayrı gruplar tarafından tüm grup sunumları değerlendirilerek
bütünleştirilmiştir.
Sonuç Raporu 21
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Sonuç Raporu 22
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
VI. Anayasal Kazanımlar
Bu "Anayasa Platformu", iki temel alanda "geri adım" sayılabilecek tartışmaların anayasa yapım
sürecine olumlu katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareketle, bu alanlardaki mevcut kazanımları
"Anayasa Çalıştayı"na yapılacak katkıların "doğal sınırı" olarak kabul etmektedir: (1) Yürürlükteki
Anayasamız'ın değiştirilemez hükümlerinde garanti altına alınan Cumhuriyet'in temel nitelikleri; (2)
Özellikle Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde, evrensel insan hakları standartlarının iç hukuka
aktarılması amacıyla, anayasal sistemimizde yapılan değişiklik ve yenilikler.
I- CUMHURİYET'İN TEMEL NİTELİKLERİ
1.
2.
İnsan Haklarına Saygı
Atatürk milliyetçiliği
3.
4.
5.
6.
7.
Demokratik Devlet
Laik Devlet
Sosyal Devlet
Hukuk Devleti
Anayasamız'ın 3. maddesinde; "Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük" kavramıyla ifade
edilen "üniter" devlet yapısı
8. Devletin resmi dilinin Türkçe olması
9. Bayrak, Milli Marş ve Başkente ilişkin düzenlemeler
10. Başlangıçta belirtilen temel ilkeler
II- EVRENSEL İNSAN HAKLARI STANDARTLARININ ANAYASAL SİSTEMİMİZE
AKTARILMASI AMACIYLA YAPILAN DÜZENLEMELERE ÖRNEKLER
1.
Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasnda her temel hak ve özgürlük için geçerli olan
"genel sınırlama"sebeplerinin kaldırılması
2. İdam cezasının kaldırılması
3. "Kanunla yasaklanmış dil" kavramının Anayasa'dan çıkarılması
4. Toplu suçlarda "gözaltı" süresinin 15 günden 4 güne indirilmesi
5. Özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve haberleşme özgürlüğüne ilişkin
maddelerde yapılan evrensel insan haklarına uygun düzenlemeler
6. Dernek ve sendika kurulmasını kolaylaştıran düzenlemeler
7. Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran düzenlemeler
8. "Adil yargılanma" ilkesinin anayasal sistemimize girmiş olması
9. "Devlet Güvenlik Mahkemeleri"nin anayasal sistemimizden çıkarılmış olması
10. İnsan haklarına ilişkin milletlerarası andlaşmalara yasalar karşısında üstünlük tanınması
Sonuç Raporu 23
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
VII. Çalıştay Sonuçlarına Dair Basın Açıklaması
"Anayasa yapım sürecine, siz ne kadar sahip çıkarsanız anayasa o kadar sizin olur."
12 Aralık 2007
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından yapılan konuşma şöyle:
Anayasalar, ülkelerin yol haritalarıdır. Ülkenin geleceğini, toplumun beklentilerini ve isteklerini
dikkate alarak hazırlanan anayasalar istikrar,huzur ve güven oluştururlar.
Türkiye'nin de uzun yıllardır bir anayasa meselesi olmuştur. Bugün bu uzun vadeli meseleyi
çözme fırsatı vardır. Türkiye bu fırsatı kaçırmamalıdır. Daha önemlisi Türkiye bu fırsatı ayırıcı değil,
birleştirici bir anayasa hazırlama süreci tasarlayarak kullanmalıdır.
Anayasanın ayrım değil, birlik sembolü olmasının yolu anayasayı hazırlama süreci ile yakından
ilişkilidir. Bu nedenle anayasa tartışma sürecinin tasarımı, en az tartışma süreci sonunda ortaya çıkacak
anayasa metni kadar önemlidir.
Türkiye'nin ihtiyacının sağlıklı bir anayasa hazırlama ve tartışma süreci olduğunu düşünen
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in hükümet dışı kanadını oluşturan TOBB, TZOB, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMUSEN, TESK ve TİSK başkanları olarak 25 Eylül'de bir açıklama yapmış ve anayasa hazırlama sürecinin
en az anayasanın içeriği kadar önemli olduğunu ifade ederek, yeni anayasanın dayanması gereken
temel ilkelerin bir tartışma süreci içinde belirlenmesinin yararını vurgulamıştık.
Ekonomik Sosyal Konsey üyesi bu yedi kuruluş, yeni bir anayasa metni hazırlamak
istemediklerini, metnin zaten TBMM'de yazılacağını, önemli olanın anayasanın dayanacağı temel
ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini yaratmak olduğunu ifade etmiştir.
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ, TÜSİAD, TÜRKONFED, MÜSİAD, MEMUR-SEN, TUSKON, ASKON,
TÜGİK, KAGİDER, KADER, TÜGİAD ve TELEVİZYON YAYINCILARI DERNEĞİ'nin de katılımıyla,
"anayasa platformu" daha da genişlemiştir.
Amaç, anayasa konusunda kesin bir toplumsal uzlaşma sağlamak değil, anayasa gibi ortak
iradeyi yansıtması beklenen en temel yasanın, en temel ilkeleri konusunda vatandaşların doğrudan ve
üye oldukları sivil toplum ve meslek kuruluşları aracılığıyla katılacakları ve kendi aralarında
tartışacakları bir ortam oluşturmaktır.
Bu amaca yönelik olarak geçtiğimiz haftasonu düzenlediğimiz Anayasa Platformu Ulusal
Çalıştayı, katılımlı bir tartışma sürecini başlatarak hedefine ulaştı. Çalıştaya 83 sivil toplum ve meslek
kuruluşunu temsil eden 250 kişi katıldı.
Bu "Anayasa Platformu", iki temel alanda "geri adım" sayılabilecek tartışmaları, bu sürece olumlu
Sonuç Raporu 24
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
katkı sağlamayacağı düşüncesinden hareketle gündemine dahi almamıştır. Bunlardan birincisi,
yürürlükteki Anayasamız'ın değiştirilemez hükümlerinde garanti altına alınan; Atatürk milliyetçiliği,
demokratik, laik sosyal hukuk devleti, üniter devlet yapısı, devletin resmi dilinin Türkçe olması, bayrak,
milli marş ve başkente ilişkin düzenlemeleri yani cumhuriyetin temel niteliklerini tartışmaya açmamıştır.
İkincisi, Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde, evrensel insan hakları standartlarının iç hukuka
aktarılması amacıyla, anayasal sistemimizde yapılan değişiklik ve yenilikleri de tartışmaya açmadık.
Esas olarak bu iki kabulün katılımcılar tarafından da büyük bir çoğunlukla teyit edildiği gözlenmiştir.
Çalıştayda oldukça farklı düşüncelerde olan insanlar katılımlı bir tartışma sistematiği içinde
birbirlerinin fikirlerine tolere ederek, çatışmacı değil uzlaşmacı bir anlayışla ortak bir geleceğe
odaklanarak ve bir yurttaş sorumluluğuyla anayasanın dayanması gereken ilkelerle ilgili ortak aklı
oluşturmuşlardır.
Ortak akıl, herkesin uzlaştığı, fikir birliğine vardığı bir mutabakat anlamına gelmemektedir. Şunu
ifade etmek istiyorum ki, burada açıklanacak ana başlıklarda benim, arkadaşlarımın da mutabık
olmadığı hususlar bulunmaktadır.
Bu da gayet doğaldır. Burada önemli olan bu fikirlerin özgürce dile getirilmesi, tartışılması ve
uzlaştığımız hususlar kadar uzlaşamadığımız, çatıştığımız alanların da ortaya çıkarılmasıdır. Bu
aşamada önemli olan tartışma sürecinin kendisidir.
Bu ülkede karşılıklı monolog yerine sağlıklı ve etkileşimli bir diyalog ortamının olabileceğini
görmüş bulunuyoruz. Ben gerçekten Cumartesi ve Pazar günleri geç saatlere kadar süren çalıştayda
gösterilen özveriden dolayı tüm katılımcılara şükranlarımı sunuyorum.
Ancak bu çalıştayın bir son değil bir başlangıç olduğunu da tekrar hatırlatmak istiyorum. Kısa bir
süre içinde üç ihtisas komisyonu kurularak çalışmalara başlayacak. Bu ihtisas komisyonları;
dengeleme ve denetleme mekanizmaları komisyonu, kamu yönetiminde etkinlik komisyonu ve
ekonomik sosyal haklar komisyonu olacak.
Bunun yanında Şubat ayı içinde İstanbul'da da arama konferansı yöntemiyle katılımlı bir çalıştay
daha gerçekleştireceğiz.
Biz bu platformu oluştururken Anayasa tartışmalarının ülkenin gündemini tıkamasına, çatışma
unsuru olmasına ve toplumsal enerjiyi tüketmesine engel olmayı hedefledik. Bu konuda attığımız ilk
adım başarılı bir sonuç vermiştir.
Ancak unutulmamalıdır ki bu sürecin gerçek sahipleri kamuoyunun ve toplumun kendisidir.
Bizlerin rolü, sürecin yürümesi için gerekli adımları atmak ve tartışmaya, doğru ortamı sağlamaktan
ibarettir. Anayasa yapım sürecine, siz ne kadar sahip çıkarsanız anayasa o kadar sizin olur.
Sonuç Raporu 25
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
VIII. Tutanaklar
ORTAKLAŞTIRILMIŞ GÜÇLÜ – ZAYIF YANLAR
ORTAK GÜÇLÜ YANLAR
ORTAK ZAYIF YANLAR
1. Laik, sosyal, demokratik, hukuk devleti
olmamız ve yönetim şeklimizin cumhuriyet
olması (Anayasa bağlantısı: mevcut
anayasadaki hükümlerin korunarak
güçlendirilmesi)
1. Yargının bağımsız olmaması. Yürütmenin
yasama üzerindeki baskısı. Kuvvetler
ayrılığı/dengesi ilkesinin düzgün
işletilememesi (Anayasa bağlantısı:
Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının
güvence altına alınması)
2. Serbest piyasa ekonomisi (Anayasa
bağlantısı: sosyal devlet kavramının
güvence altına alınması)
2. Şeffaflık ve hesap sorulabilirliğin
bulunmaması
3. AB uyum sürecinin itici gücü (Anayasa
bağlantısı: yasama ve yürütmede
uluslararası standartlara uyumun
sağlanması)
3. Araştıran, sorgulayan, bilgiye ulaşmayı
öngören, hak ve sorumluluklarının bilincinde
olan bireyler yetiştiremeyen bir eğitim
sistemi (Anayasa bağlantısı: Devletin,
4. STK'ların artan gücü (Anayasa bağlantısı:
siyasal karar alma süreçlerine katılımın
güvence altına alınması ve örgütlenme
özgürlüğünün geliştirilmesi)
Tek Grupta Ç kanlar:
1. Atatürk ilkelerinin uygulanıyor ve halk
tarafından güçlü bir toplumsal bilinçle
sahipleniliyor olması (Anayasa bağlantısı:
Mevcut anayasadaki ilgili maddenin
korunması)
eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve
niteliğin yükseltilmesi için gerekli tedbirleri
alması)
4. Bireysel hak ve özgürlüklerin devlet, gruplar
ve diğer bireyler karşısında korunmaması ve
geliştirilmemesi. İnsan haklarına, hukukun
üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan
demokratik devlet anlayışının eksikliği
(Anayasa bağlantısı: Türkiye
Cumhuriyeti'nin, insan haklarına, hukukun
üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan
demokratik bir devlet olduğunun
vurgulanması)
Tek Grupta Çıkanlar:
1. Seçim sistemi ve siyasi parti sistemi
2. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda
çoğulculuğun, eşitliğin ve katılımcılığın
sağlanamaması (Anayasa bağlantısı: Kadın
erkek eşitliği; ekonomik istikrar; toplumsal
örgütlenme)
3. Gelir dağılımı dengesizliği (Anayasa
bağlantısı: Devletin, sosyal devlet anlayışı
içerisinde gelir dağılımında dengesizliği
giderecek tedbirleri alması)
4. Din ve devlet ilişkilerimiz sorunlu (Laiklik
ilkesinin anayasada yer alması)
Sonuç Raporu 26
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAKLAŞTIRILMIŞ FIRSATLAR VE TEHDİTLER
ORTAK FIRSATLAR
ORTAK TEHDİTLER
1. AB süreci ve uluslararası sözleşmelere taraf
olmanın, temel haklar ve özgürlüklerin
geliştirilmesi için sunduğu fırsat (Anayasa
Bağlantısı: Temel Hak ve Özgürlükler)
1. Demokrasi ve hukukun egemenliğindeki
yetersizlikler (kuvvetler ayrılığı ilkesinden
uzaklaşma, STK'lara eksik odaklanma)
(Anayasa bağlantısı: Kuvvetler ayrılığı ve
kuvvetler dengesinin evrensel demokrasi
ilkeleri çerçevesinde düzenlenmesi)
2. Toplumumuzda, tarihi ve kültürel
birikimimizden kaynaklanan farklılıkların bir
zenginlik olarak görülmesi
3. Kadın ve genç nüfusun siyasal, sosyal ve
ekonomik yaşama katılabilme imkânı:
• Kadın-erkek eşitliği
• Çağdaş yaratıcı eğitim
4. Bilgi ve yenilikçiliğin sosyal ve ekonomik
yaşamın temelini oluşturması
(bilim, girişimcilik, fikri mülkiyet)
Tek Grupta Ç kanlar:
1. Coğrafi konum ve doğal kaynaklar
2. Ekonomik ve siyasi istikrarı gözetici önlem
alınması (Anayasa bağlantısı: temsilde
adalet)
2. Hoşgörüsüzlük, ötekileştirme, barıştan
uzaklaşma, ulusal birlik tehdidi (çatışmalar,
şovenizm, terör, dinsel ve etnik köken
bölücülüğü) (Anayasa bağlantısı:
Anayasada evrensel değerlere atıf yapılarak
birey, devlet karşısında korunmalı)
3. Sosyal ve ekonomik tehditler (göç, toprak
göçü, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımında
dengesizlik, eşitsizlik, ekonomik
istikrarsızlık, yolsuzluk, eğitim ve sağlık
problemleri, küreselleşme ve bilgi toplumu
olamama) (Anayasa bağlantısı: Ekonomik,
sosyal, kültürel hakların korunması,
geliştirilmesi)
4. Hakların yetersizliği eksiklik (Birey hakları,
kadın hakları -cinsiyet ayrımcılığı) (Anayasa
bağlantısı: Ayrımcılığın önlenmesi
konusunda maddeler olması)
Tek Grupta Ç kanlar:
1. Kamu yararının gözetilmesi
2. Ulusal bağımsızlık
3. Ekonomik istikrarsızlık tehdidine karşı, güçlü
ekonomi için çerçeve koşulların yaratılması.
Sonuç Raporu 27
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAKLAŞTIRILMIŞ İLKELER
• Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce,
felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, kanun
önünde herkes eşittir. Devlet, toplumsal cinsiyet eşitliğini (geçici özel önlem almak da dâhil
olmak üzere) kanun önünde ve fiili uygulamada sağlamakla yükümlüdür.
• Birey-Devlet ilişkilerine birey odaklı bir anlayış egemen olmalıdır.
• Sosyal devlet ilkesi (sağlık, çalışma, sosyal güvenlik, eğitim, dengeli gelir dağılımı, bölgesel
kalkınmada eşitlik) gözetilmelidir.
• Hukuk devletini teminat altına almak üzere;
– Yargı denetimi dışında alan bırakılmaması
– Yargı bağımsızlığı
– Yargı tarafsızlığı
– Yargılama birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde)
– Adil yargılanma hakkı
– Yasama dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlanması
– Kamu görevlileri için şeffaflık ve hesap sorulabilirlik ilkelerinin uygulanması gereği
güvence altına alınmalıdır.
• Anayasa yapım süreci ve ortaya çıkacak metinde çoğulcu ve katılımcı demokrasi esas
alınmalıdır.
• Devlet, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalar, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ve Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı hükümlerinin uygulanmasını sağlamakla
yükümlüdür.
• Laiklik anayasanın temel ilkelerinden olmalıdır.
– Din ve vicdan özgürlüğü sağlanmalıdır.
– Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalıdır.
– Anayasada laiklik kavramı açık ve net biçimde tanımlanmalıdır.
• Anayasa ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasa düzenini güvence altına almalıdır
(örneğin mali ve parasal disiplinin korunması, siyasetin ekonomiye müdahalesinin
sınırlandırılması, kamu maliyesinin etkin denetimi...)
• Sürdürülebilir kalkınma ilkesi: İnsan ve devlet (tüzel kişilik) ile birlikte, çevrenin, doğal
kaynakların, canlı ve cansız varlıkların şimdiki ve gelecek nesiller için sürdürülebilirliği
güvence altına alınmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınmış İlkeler
• Eğitim:
– Bilimsel standartlara uygun eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
Sonuç Raporu 28
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
– Üniversite özerkliği ve bilimsel özgürlük güvence altına alınmalıdır.
• Atatürk ilkeleri gözetilmelidir.
• Anayasal vatandaşlık kavramı uygulamaya konmalıdır. Vatandaşlık etnik bir kimliğe atıfla
tanımlanmamalı, vatandaşlığın hukuki bir tanımı yapılmalıdır.
– "Türkiyelilik" kavramını içeren bir vatandaşlık anlayışı geliştirilmelidir.
• Bilgi edinme hakkının yanı sıra, kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşması ve
düzeltilmesini talep etme hakkı sağlanmalıdır.
• Merkezi ve yerel yönetimler arası görev ve sorumlulukların dengelendiği, yerel yönetimlerin
güçlendirildiği, katılımcı bir yerinden yönetim ilkesi uygulamaya konmalıdır.
• Siyasi parti sisteminde demokratik ilkeler egemen kılınmalıdır.
– Temsil mekanizması güçlendirilmeli,
– Siyasi partilerde aday belirleme sorunu demokratik ilkeler uyarınca çözülmeli,
– Ulusal seçim barajı yeniden ele alınmalı,
– Mesleki ayrım yapılmaksızın siyaset yapma yasağının önündeki engeller kaldırılmalı,
– Milletvekillerinin ve tüm kamu çalışanlarının dokunulmazlıkları kaldırılmalı ve siyasi parti
başkanlarının ve milletvekillerinin görev süreleri sınırlandırılmalıdır.
• Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemelidir.
• Din hizmeti devlet tarafından sağlanmamalıdır.
• Ekonomik ve Sosyal Konsey anayasal bir kurum olmalı ve etkin çalışması sağlanmalıdır.
– Sivil Toplum Kuruluşlarının kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmesine olanak
tanınmalıdır.
• Anayasada muğlâk ifadeler yer almamalı; kamu yararı, kamu hizmeti vb. kavramlar açık ve
net bir biçimde tanımlanmalıdır.
• Parlamenterler parti disiplininden bağımsız olarak hareket edebilmelidir.
• Siyasal sistem üzerindeki askeri ve bürokratik baskı kalkmalıdır.
• Üniter devlet yapısı ile devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü korunarak çoğulculuk ve
farklılık korunmalı ve geliştirilmelidir.
Sonuç Raporu 29
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ ANAYASA MİMARİSİ
ANAYASALARIN YAPILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ
·
Ortak:
o Sivil toplum örgütlerinin katılımıyla makul bir süreç işletilmek ve geniş bir mutabakat
sağlanmak koşuluyla yeni bir anayasanın yapılmasına ihtiyaç vardır.
§ İkinci seçenek olarak mevcut anayasa tadilatlarla korunabilir fikri de dile getirildi.
·
Referanduma sunulmak ve nitelikli çoğunluk aranmak kaydıyla
o TBMM, yeni bir anayasa yapabilir (çoğunluk)
o Yeni bir anayasa ancak kurucu meclisle yapılabilir (azınlık).
·
Anayasa şekil olarak kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır.
·
Anayasa tartışmaları ifade özgürlüklerinin tanındığı demokratik bir ortamda yürütülmeli ve
devlet bu demokratik ve özgür tartışma ortamını sağlamalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
·
Anayasa yapımı, siyasi ya da bürokratik elitlerin ve akademisyenlerin tekeline
bırakılmamalıdır. Anayasa taslağı, STK ve bireylerden gelecek taleplerden sonra ve bu
talepleri dikkate alarak oluşturulmalı ve daha sonra anayasa hukuku ve siyaset bilimi
uzmanları bu taslak üzerinden çalışmalarına başlamalıdır.
·
Anayasada felsefi bütünlük olmalıdır.
·
Her ülkenin-devletin kuruluşunda belli bir felsefe, belli bir ideoloji vardır. Bu anlamda devletin
temel yasası olan Anayasa da bunu yansıtmalıdır.
·
Anayasa yapım sürecinde Avrupa Birliği Anayasası'nın hazırlanma süreci dikkate alınabilir.
Sonuç Raporu 30
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER
Kişisel haklar
ORTAK
·
Temel hak ve özgürlüklere, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi, AB Temel Haklar Şartı ve benzer uluslararası sözleşmelerin hükümlerine
aykırı kısıtlamalar getirilemez.
·
Haklara getirilebilecek kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır.
·
Devlet, haklarını koruyamayacak kişilerin ve özel grupların (engellilerin, yaşlıların,
çocukların, korunmaya muhtaç yurttaşların) haklarını korur.
·
Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılamaz
·
Basın, ifade ve düşünce özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalıdır.
·
Konut dokunulmazlığı sağlanmalıdır.
·
Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınanlar:
·
Ulusal bütünlüğe zarar vermemek koşuluyla evrensel temel hak ve özgürlükler
yaygınlaştırılmalıdır.
·
Kişinin kendi hakkında bilgiye erişim ve bu bilginin düzeltilmesini talep etme hakkı
tanınmalıdır.
·
Askerlik hizmetine vicdani ret hakkı verilmeli, vatan hizmeti yükümlülüğün kamu hizmetiyle
yerine getirilebilmesine olanak tanınmalıdır.
·
Kişinin anadilini öğrenme hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır.
·
Kişilerin eğitim ve çalışma hakkı kılık-kıyafet nedeniyle engellenemez.
·
Bilim, sanat ve din eğitim ve öğretiminde evrensellik felsefesi hedef alınmalıdır.
Ekonomik ve sosyal haklar
ORTAK
·
Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır.
·
Çocuk hakları, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca anayasal güvence altına
alınmalıdır.
·
Fikri mülkiyet hakkı güvence altına alınmalıdır.
·
Sosyal güvenlik sosyal devletin görevidir ve bu hak herkese sağlanmalıdır.
Sonuç Raporu 31
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
·
Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hakları tanınmalıdır.
·
Eğitim:
o Kızlar ve erkeklerin eşit düzeyde erişimine açık olmak üzere, okul öncesi eğitim de dahil
olarak 12 yıllık temel eğitim zorunlu kılınmalıdır.
o Ücretsiz olmalıdır.
o Bölgeler, cinsiyetler ve kır-kent arasında fırsat ve kalite eşitliği sağlanmalıdır.
·
Genç hakları ve gençler korunmalıdır.
·
Engellilerin ve yaşlıların haklarının öncellikli korunması için devlet gerekli önlemleri almalı ve
ilgili teşkilatları kurmalıdır.
·
Ekonomik Sosyal Konsey'a anayasal işlerlik ve etkinlik kazandırılmalıdır.
·
Tarım sektörü devletçe desteklenmeli, tarımsal destekler anayasal güvence altına alınmalıdır.
·
Hak ve özgürlüklerin uygulanmasını denetleyecek kurumlar, kadın-erkek eşitliği izleme
mekanizması ve kamu denetçiliği gibi izleme ve denetleme mekanizmaları kurulmalıdır.
·
Atama ve seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşmasında cinslerin eşit temsili
esastır. İlgili bütün kurumlar, herhangi bir cinsin temsili oranı %60 düzeyini aşmayacak
biçimde düzenleme yapmakla yükümlü kılınmalıdır.
·
Temel sağlık hizmeti ücretsiz olmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınanlar:
·
Ana dilde eğitim ve öğrenim hakkı anayasal olarak tanınmalıdır.
· Eğitimde ve öğretimde evrensel düşünce ve zihinsel üretim zemini devletin resmi dilinde
oluşturulur.
·
Esnaf ve sanatkârların korunması için devlet gerekli tedbirleri alır.
·
Vergi kaçırmak anayasal suç sayılmalıdır.
·
İstihdam alanında cinsiyet kotasına izin verilmemelidir.
·
İşsizlik yardımı ve asgari ücret anayasal teminat altına alınmalıdır.
·
Serbest piyasa ekonomisi tüm kurum ve kurullarıyla işletilmelidir.
·
Ev kadınlarının sağlık hizmetine erişim hakkı devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
Siyasi Haklar
ORTAK
·
Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir.
·
Seçimle oluşan tüm karar organlarına kadınların eşit katılımı ve temsili için geçici pozitif
Sonuç Raporu 32
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ayrımcılık önlemleri alınmalıdır.
·
Örgütlenme hakkı geliştirilmelidir.
·
İfade özgürlüğü sağlanmalıdır.
·
Seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır
o 657 sayılı kanun uyarınca siyasi yasakların milletvekili seçilme yeterliğine engel
oluşturacağı hükmü kaldırılmalı, kısıtlama yalnızca yüz kızartıcı suçlarla
sınırlandırılmalıdır.
o Bireylerin tutukluluk süresi devam ettiği sürece, suçsuzlukları ibra edilmediği takdirde
siyasi aday olamazlar.
·
Çatışma Noktası
Baş örtüsü, türban ve siyasi simgeler;
o kamusal alanda kullanılmamalıdır.
o kamusal alanda kullanılmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınanlar:
·
Çalışanların toplu sözleşmeli grevli sendikal hakları tanınmalıdır.
·
Seçim temsili güçlendirmek için baraj oranı düşürülmelidir.
·
Yasaların ve uygulamaların anayasaya aykırılığı iddiası ile başvuru ve dava açma hakkı
STK'lara da verilmelidir.
·
Seçilme süreci doğrudan demokrasi yöntemiyle yapılmalıdır.
·
Siyasi partilere üye olma hakkı genişletilmelidir.
Sonuç Raporu 33
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YASAMA
ORTAK
• Adil bir seçim sistemi için
o Ulusal baraj düşürülmeli ya da tamamen kaldırılmalıdır.
o Delege ve aday belirleme süreçleri parti başkanlığından bağımsız olacak şekilde
düzenlenmelidir.
o Milletvekillerinin en fazla kaç dönem görev yapabileceğine sınırlama getirilmelidir.
• Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılmalıdır
• Meclis'e yasa önerisi sunma hakkı, yerel meclisler, yerel yönetimler, STK'lar ve meslek
örgütlerine de tanınmalıdır.
Çatışma Noktası:
• Yasama organı:
o Millet Meclisi ve Senato olmak üzere 2 kamaralı olmalıdır.
o Parlamenter sistemde tek meclisli temsil
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Cumhurbaşkanını Meclis seçmelidir. Cumhurbaşkanının yetkileri parlamenter sistemin
gerekleri uyarınca sınırlandırılmalıdır.
• Yasama-yargı ilişkisi: Yasama, atama yetkisini, yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde
paylaşmalıdır.
• Siyasi parti teşkilatlarının tüm karar organları, cinsiyetler arası eşit temsil ve katılımı fiilen
sağlayacak esaslara göre oluşturulmalıdır.
• Milletvekilliği gönüllü hizmet kapsamına alınmalı, devlet memurluğundan ayrılmalıdır.
• Demokratik yaşamın temel işleyişiyle ilgili (yargının işleyişi, siyasi partiler, terörle mücadele
vb.) yasaların onaylanmasında nitelikli çoğunluk aranmalıdır.
• Milletvekili sayısı azaltılmalıdır (400 MV). Nispi temsille seçilecek bu grubun yanı sıra 50 kişilik
bir "Türkiye milletvekilliği kontenjanı" uygulamaya konmalıdır.
• Siyasi partiler yasası parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak yönde değiştirilmelidir.
• Milletvekilliği adaylık ve seçim süreçlerine cinsiyet kotası getirilmelidir (%40).
• Milletvekilliğinde 65 yaş üst sınırı olmalıdır.
• Milletvekili seçilme yeterlik koşullarına asgari lise mezunu olma şartı eklenmelidir.
• STK üyelerinin bu kuruluşlardaki görevi milletvekili seçildikten sonra da devam etmelidir.
• Milletvekili, milletvekilliği dışında ticari işlerle uğraşmamalı, kamu kurum ve STK'larda görev
alamamalıdır.
Sonuç Raporu 34
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YÜRÜTME
ORTAK
• Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlandırılmalıdır.
• Üniversitelere tam özerklik tanınmalıdır. Rektör seçimleri kanunla düzenlenmeli, bu
seçimlerde öğrencilere de oy hakkı tanınmalıdır.
• YÖK özerkleştirilmelidir.
• Kamu kaynağı kullanılan her tür bütçe hesap sorulabilir, şeffaf, denetime açık kılınmalıdır.
• Milli Güvenlik Kurulu, uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmelidir.
• YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. kurumların tamamı özerk ve şeffaf hale
getirilmelidir. Buna paralel olarak bu kurumların denetimleri sağlayacak mekanizmalar
güçlendirilmelidir.
• Kamu denetçiliği kurumu tesis edilmelidir.
• Yerel yönetimler güçlendirilmeli, mali ve idari özerklikleri sağlanmalı ve buna paralel olarak
sorulabilirlik, şeffaflık ve katılımcılık nitelikleri geliştirilmelidir.
• Yürütme ve idarenin her türlü işlemi istisnasız olarak yargı denetimine açık kılınmalıdır.
• Memurları özlük hakları yolu ile ayrıcalıklı bir konuma taşıyan anayasa maddesi değiştirilmeli
ve memur yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Belediye Başkanları halk tarafından geri çağırılabilmeli ve belediyelerde katılımcı bütçe
uygulanmalıdır.
• Yürütme ve idare ile ilgili tüm kurum ve kurullarda, seçim ve atama ile gelinen görevlerde
liyakat ilkesi ve cinsiyetler arası temsil eşitliği gözetilmelidir.
• YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. gibi kurumlar ve yerel yönetimlerdeki il özel
idarelerinde yönetim oluşturulmasında sosyal konsey modeli benimsenmeli ve söz ve karar
hakkı açısından temsil eşitliği sağlanmalıdır.
• Bakanlar milletvekillerinden değil, teknisyenlerden oluşmalıdır.
• Bakanlar kurulu üyeleri, savcı ve yargıçların atanması ve yüksek mahkeme üyelerinin seçimi
de dahil olmak üzere yargıyı etkileyecek hiçbir yetkiye sahip olmamalıdır.
• Bakanlar Kurulunun atama yetkileri kısıtlanmalıdır.
• Parlamenter sistemin bir gereği olarak Bakanlar Kurulu güçlendirilmelidir.
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında yerindenlik ilkesi uygulanmalı, bu
kurumların mali denetimi diğer kamu tüzel kişilikleri ile aynı biçimde yürütülmelidir.
• Ticari kar amacı güden özel üniversitelerin kurulmasına izin verilmelidir.
• Üniversitede hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin eğitim ve örgütlenme hakkına sahip
Sonuç Raporu 35
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
olması temin edilmelidir.
• Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kurumlarının yetkileri
etkinleştirilmelidir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri
daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır.
• Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi sınırlandırılmalıdır. Kanun Hükmünde
Kararnameler en kısa sürede yasaya dönüştürülmezse yürürlükten kaldırılmalıdır.
• Diyanet İşleri Bakanlığı anayasal bir kurum olarak kalmalı ancak özerkleştirilmeli ve tüm
inanç gruplarına hizmet etmelidir. Din eğitimi anayasada yer almamalıdır.
Çatışma Noktası:
• Cumhurbaşkanı seçimi:
o Cumhurbaşkanı halkoyu ile seçilmelidir.
o Cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçilmelidir.
Sonuç Raporu 36
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YASAMA VE YÜRÜTME İLİŞKİLERİ
ORTAK
• Bakanlar Kurulu üyeleri partilerden ve/veya parlamentodan istifa etmelidir.
• Yasama sürecine sivil toplumun katılımı sağlanmalıdır.
• Seçim sisteminde ulusal baraj oranı yeniden düzenlenmelidir.
o %10 barajı kaldırılmalıdır.
o %10 barajı %5 düzeyine indirilmelidir.
• İki turlu ve dar bölgeli seçim sistemi uygulanmalıdır.
• Siyasi partilerde demokratik işleyiş sağlanmalıdır:
o Parti başkanlarının görev süreleri sınırlandırılmalıdır.
o Seçimlerde adayların belirlenmesi aşamasında cinsiyet kotası konmalıdır.
o Partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır.
o Hazine yardımı makul ölçüye çekilmeli, finansmanın demokratik yollardan paylaşımı
yoluna gidilmelidir.
o Partilerin milletvekilliği aday adaylığı için ücret talep etme hakkı kaldırılmalıdır.
• Milletvekili dokunulmazlıkları kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Meclis daimi ihtisas komisyonlarının işlevleri değiştirilmeli ve etkinliği arttırılmalıdır.
• 'Türkiye' milletvekilliği uygulamasına geçilmelidir.
• Yerel yönetimlerde katılımcılık ve hesap sorulabilirlik güçlendirilmelidir.
• Cumhurbaşkanı tek dereceli seçimlerle ve parlamento tarafından seçilmelidir.
• Milletvekilliği hizmeti maddi ve manevi olarak herhangi bir kamu hizmeti statüsüne
eşitlenmelidir.
• Yasama, yürütme, yargı arasında etkin bir denge ve kontrol mekanizması oluşturulmalıdır.
• Halkoyuna başvurulacağı durumlarda, vatandaşlara neyi oyladığı ayrıntılı olarak açıklanmalı,
bunu müteakiben uzun süreli bir tartışma ortamına olanak tanınmalıdır.
Sonuç Raporu 37
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YARGI
ORTAK
• Yargının bağımsızlığı güvence altına alınmalıdır. Bunun için:
o Yargı, yürütmeden bağımsız kılınmalıdır.
o Hakim teminatı güvence altına alınmalıdır.
o Hakim tarafsızlığı sağlanmalıdır.
• İddia ve savunma makamları eşit konumlandırılmalıdır. Anayasada savunmanın bağımsızlığı
ve yargının kurucu unsuru olarak işlevi tanınarak savunma makamı anayasal güvence altına
alınmalıdır.
• Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, anayasa mahkemesinden bağımsız bir yapı
olarak kurgulanmalıdır.
• İdari yargıda bütünlük sağlanmalıdır. Bunun için:
o Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalıdır.
o Askeri yargı bünyesinde yalnızca askeri disiplin mahkemelerine yer tanınmalıdır.
•İdarenin her türlü işlem ve eylemi istisnasız olarak yargı denetimine açılmalıdır.
•Yüksek yargı kurumları bünyesinde Türkiye Barolar Birliği üyesi avukatlar arasından makul
oranda temsilci bulunmasına olanak tanınmalıdır.
• Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu:
o HSYK'ya siyasi müdahalede bulunulması engellenmelidir.
o HSYK üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir.
• Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmalıdır.
• Kamu denetçisi (ombudsman) kurumu kurulmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• HSYK yerine Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak mali ve idari özerkliğe sahip iki ayrı
kurul oluşturulmalıdır.
• TBMM, yüksek yargıya üye seçebilmelidir.
• HSYK, yüksek yargıya üye seçebilmelidir.
• Mahalli mahkeme, istinaf mahkemesi ve üst mahkemeden oluşmak üzere 3 dereceli yargı
sistemi oluşturulmalıdır.
• Bağımsız düzenleyici kurulların (SPK, EPDK, vb.) yargısal nitelikli işlevleri anayasada
açıklığa kavuşturulmalıdır.
• Yargının halk egemenliği ile bağlantısı güçlendirilmelidir.
• Anayasa Mahkemesi'nin oluşturulma şekli değiştirilmelidir. Anayasa Mahkemesi, yüksek
Sonuç Raporu 38
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
mahkemelerin doğrudan temsilcileri, TBMM'nin atayacağı temsilciler ve Cumhurbaşkanı'nın
atayacağı temsilcilerden oluşmalıdır.
• Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konularının idaresi
o HSYK tarafından yürütülmelidir.
o Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmelidir.
• Yüksek Hakem Kurulu korunmalıdır.
Sonuç Raporu 39
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ÇALIŞTAY NOTLARI
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Prof. Dr. GÜVEN SAK,
Tepav İcra Direktörü
Günaydın. Öncelikle ayağınıza sağlık. Toplantıdan kısa bir süre önce yaptığımız daveti kabul
edip geldiğiniz için teşekkürler. Bugün burada tarihi bir şey yapıyoruz. Türkiye'de 1870'lerden beri
anayasalar yapmışız ama bu anayasalar az sayıda kişi tarafından ya da az sayıda kişiye ısmarlanarak
yapılmış. Bugün anayasada yer alması gerektiğini düşündüğümüz temel ilke ve kavramların içini
dolduracağız. "Katılımcı bir şekilde anayasa yazılmalı" dendi, biz de bunu düşündük ve kapalı kapılar
ardında değil, herkesle bir araya gelerek bu sürece hep birlikte katkıda bulunmak istedik. Anayasanın
nihai metninin yazılacağı yer elbette TBMM ama bence burada daha önce denenmemiş, tarihi bir
süreç başlıyor. Bu organizasyonu yapmak için yedi sivil toplum kuruluşu ile yola çıktık, bugün
organizasyonda adı geçen STK sayısı yirmiye çıktı. Bir ilk gerçekleştireceğimize göre bu ilki sağlıklı bir
şekilde tartışarak ve katılımın temellerini atarak tartışacağız. Benim anayasa konusunda bir
uzmanlığım yok, ancak elbette anayasa hepimizin hayatını doğrudan ilgilendiren bir şey. Metin
meclisteki tartışmalara gittiğinde bizi nasıl etkileyeceği konusunda bilgi sahibi olmamız gerekir. Bu
fikri sahiplenip süreci başlattığı için yedi sivil toplum kuruluşuna teşekkür ederiz. "Başkanlar gelelim
ve desteğimizi gösterelim ama konuşmayalım" dediler. Bu sürece kimse damga vurmayacak.
Amaçlanan, kolektif bir sürecin sonunda bir ortak akıl üretmek. Ortak akıl deyince de Oğuz Babüroğlu
akla geliyor. Ben uzun konuşmayacağım. Hepinize teşekkürler, ayağınıza sağlık. Türkiye Barolar
Birliği Başkanı Sayın Özdemir Özok'u kürsüye davet ediyorum.
ÖZDEMİR ÖZOK
Türkiye Barolar Birliği Başkanı
Ülkemizin çağdaş çoğulcu ve katılımcı demokrasi göstergesi olan sivil toplum kuruluşları, kamu
kuruluşları ve dernek başkanları adına diyebilirim ki, bugün çok yararlı ve iyi sonuçlar vereceğine
inandığım bu toplantıya gelmiş olmanızdan onur duyuyoruz. Güven Hocamızın söylediği gibi bu
zamana kadar tüm anayasa değişiklikleri daha çok önemli toplumsal olaylar ve darbelerden sonra
oldu. Bunların kaleme alınması çoğu kez bir müdahale ve olağanüstü dönemler sonrası gerçekleşti.
Türkiye Barolar Birliği, kuruluşundan bu yana kendine biçtiği temel işlev olarak bir yandan
meslektaşlarının sorunlarını çözerken bir yandan da hukuk devletinin yaşama geçmesi için doğru
bildiklerini ifade etmiştir. Anayasa gibi bizi doğrudan ilgilendiren ve 70 milyon insanın "Benim
geleceğimdir" diyebileceği bir metni, buradaki başkanlar, sivil toplum kuruluşları ve halk aracılığıyla
oluşturacağız. Eğer "sivil" deniliyorsa bu sivil halkın katkılarıyla olur. Başta bu olanağı sağladığı için
TEPAV ve Rıfat Hisarcıklıoğlu'na teşekkür ederim. Bu sivil anayasa tartışmalarının başladığı an.
Sonuç Raporu 40
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Türkiye Barolar Birliği bir taslak çalışması başlattı ve 4 Kasım'da bunu kamuoyuna açıkladı. 2001
yılında, bugünkü siyasi iktidarın henüz siyasi parti dahi olmadığı dönemde, ülkemizdeki herkesin
kabul edebileceği, devletin yapısı, temel hak ve özgürlükleri yerli yerine koyan ve bizim
diyebileceğimiz anayasa metni üretmek için 4-9 Ocak'ta bir anayasa kurultayı toplantısı
düzenlenmişti. Bu toplantıda değerli bilim adamlarına bir anayasa tasarısı hazırlatılmıştı. 2-3 Ekim
1982 tarihinde ise Türkiye Barolar Birliği 1982 Anayasası ile ilgili bir genel kurul yaparak bu metnin
Türk ulusu ve halka dar geleceğini, sıkıntıya sokacağını ve bu anayasanın reddinin lazım geldiğini tüm
madde ve fıkralarıyla ele almış ve bu yönde bir rapor vermişti. Siyaseti beğenmeyebiliriz, siyaset,
argümanlar ve partiler değişebilir. Ama Türkiye Barolar Birliği'nin değişmeyen bir çizgisi var. Sivil
anayasa deniyorsa sivil toplum kuruluşları ve halkın öne çıkması ve anayasayı onların şekillendirmesi
gerekiyor. Bugün geçerli olan, sonra değişikliklerle değiştirilmeye çalışılan metni Türkiye Barolar
Birliği başından reddetmiştir. Bugünkü siyasal iktidarın anayasal çalışmasına yardımcı olmamız ve yol
vermemiz konusunda eleştiriler geldi. Bizim bir alıp veremediğimiz olan taraf iktidar partisi değil, bizim
meselemiz milletin huzurlu, uygar bir yaşam sürebilmesi ve yurttaşa verilen hak ve özgürlüklerini doya
doya yaşandığı bir millet olma isteğidir. Bu nedenle bir metin hazırlandı. Saygın hukukçu ve şahıslar
buradalar, 12 Eylül hukukunda ortaya çıkan bu anayasanın değiştirilmesine destek vereceğimizi
yineleriz ama bu çalışmayla doğrudan katılmaya çalışmamız imkansız, onu düzenleyen arkadaşlara
bir şey söylememiz anlamsız olacaktır. Bu saygın topluluğa hizmette hazırız ancak bunu madde
madde tartışamayız. Çalışmanın ülkemiz adına faydalı olmasını diliyorum. Güven Hocamın ne kadar
yorulduğunu biliyor ve Rıfat Bey'e teşekkür ediyorum.
OĞUZ BABÜROĞLU
Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı
Artık çalışmaya başlayabiliriz. Benim adım Oğuz Babüroğlu. Arama Katılımlı Yönetim
Danışmanlığı ile destek vereceğiz. Aynı zamanda ekibimizde çalışan arkadaşların akademik kimliği
de var. Biz de anayasa uzmanı değiliz. İçeriğe hâkim de değiliz, ancak tabii ki bu süreçte çok şey
öğreniyoruz. Çok iyi bir anayasa hukuku danışman ekibimiz var, onlar zaten burada olacaklar. Levent,
Selin ve Ozan'dan oluşan bir ekip bu. Birazdan anlatacağım çalışma mekanizmasında bu ekip
herkese bilgi sağlama rolü üstlenecek, onlara istediğiniz soruları sorabilirsiniz. Biz de onlarla o şekilde
çalıştık. Gece gündüz hazırlandık ki düzgün bir çalışma yapalım.
Bu katılımlı bir anayasa tasarlama süreci ya da sivil toplum kuruluşlarının katkısını anlamlı bir
şekilde alma süreci; dolayısıyla tabii ki herkesin aklında "Bir seferde mi yapılacak?" sorusu var. Bu bir
süreç ve bu sürecin bir başlangıcı. Bundan sonra bu süreçte uzmanlaşma çalışmaları devam edecek
hem de yaygınlaşarak İstanbul, İzmir ve Diyarbakır vb. illerde de yapmayı düşünüyoruz, bu daha
fazla katkı almaya yönelik çalışmalar olacak. İlla Arama Konferansı olması gerekmiyor önemli olan
katılımlı olması, diyalog konferansı gibi en az 20 yöntemimiz var. Temel mesaj bu sürecin devam
edeceği, bu önemli bir nokta. İkincisi de sizler nasıl yöneticilerimizle, hükümetle temastaysanız,
platform da temasta. Bu iletişim de temasla olacak. Bu tartışmalar bir yandan da mecliste karar
vericilere aktarılacak. "Böyle toplantılarda geldik konuştuk tartıştık ama sonra ne olacak? Bizim grup
duydu ama asıl karar vericiler yok." diye düşünceler olabilir. "Bu sivil toplumsa, onlar olmasınlar."
Sonuç Raporu 41
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
dedik. Bu süreç hem derinleşerek hem de yaygınlaşarak devam edecek. Önemli olan ortak zemin ve
ortak aklı yaratmak, bu bir tasarım ve bizler, tasarım heyecanını yaratmak istiyoruz. Böyle yapınca
sadece 1870'lerden beri bir ilki gerçekleştirmiş olmuyoruz. Dünyada da sivil toplum kuruluşlarıyla
beraber anayasa yapılan bir ülke oluyoruz. Örneği var mı, biz bilmiyoruz, belki de vardır. Ancak
anayasa çalışmalarında hukukçu arkadaşlarımızın bahsettiği kadarıyla bilmiyoruz. Biz bir ilki
yapacağız. Birlikte bu heyecanı duyuyor olmamız gerek. Burada bir hareket var, başkanlarımızı da
serbest bıraktık, burada kurum olarak bizi destekliyor olabilirsiniz, minnettarız ama kalıyorsanız kişi
olarak kalmanız lazım, başkan olarak değil. Katılımlı demokraside mutlaka bir yerden
etkileniyorsunuz ama burada siz o temsilci olarak kalmamalısınız. Burada herkesin bir görüşü olması
çok doğal. Kurumlar da kendi dokümanlarını yayınlayabilir. Burası bir ortak akıl Arama Konferansı.
İşlevini görebilmesi için de her türlü dokümanın bulunup tartışılabileceği bir "web" sitesi yarattık.
Buraya herkesin dokümanı konabilecek. Bu süreç devam ettikçe daha interaktif olarak herkese
açmayı düşünüyoruz. Hem Arama Konferansı gibi yüz yüze teknolojilerimiz var hem de internette
"web" sitesi ve portallarla iletişimi sağlayacak teknolojimiz var. Bu bir başlangıç, içinde bulunduğumuz
akımları düşüneceğiz. Bu tür bir çalışmaya sivil toplum olarak başlıyoruz.
Anayasa nedir? Bütün kanunları yönlendirecek bir sosyal mutabakat düzenlemesidir. Bu
düzenleme kendi kendimizi nasıl yöneteceğimizi düzenleyecek. Demokrasi halkın koyduğu kurallar
ve bu çalışma kuralları koyma sürecine katkı olacak. Demokrasiye bir katkı olması için bunu
yapıyoruz. Bunu yaparken hangi şartlarımız var? Sizlerin elinde verilen dosyalarda katılım şartlarımız
var. En kritik konulardan biri bu katılımlı demokraside. Bu süreç içinde diyalogu düzenli yapmak
gerekiyor. Her zaman bir çalışma sistematiği olacak. Bunu sizlere anlatıp sizden de uymanızı
bekleyeceğiz. Başka türlü böyle bir süreci yürütmek zor. Tabii ki fikir ayrılıklarımız olacak ortak akıl
demek herkesin aynı düşünceye sahip olması demek değil. Tüm bu farklılıkların arasında ortak aklı
arayacağız. Birlikte işin daha derinine çalışmalara yönelik adımlar atacağız. Ortak bir geleceğe
odaklanacağız, burada şahsi katılım olacak. Ben temsilciyim diyerek kendinizi kısıtlamayın ve rahat
edin. Çalışma sistematiğini anlatacağız. Burada bir açıklık olsun istiyoruz. Ne düşünüyorsak rahat bir
şekilde o fikirleri söyleyip, aynı şekilde dinlemeye hazır olmamız gerekiyor. Tüm görüşlere önyargısız
ve kavgacı olmadan yaklaşmanızı bekliyoruz. İlla ortak akılı bulamayabiliriz ama arayacağız, bu
nedenle farklı fikirlere toleranslı olmalıyız. Farklı fikirlere hangi çerçeve, yöntem ve ilkede ortak
olabiliriz diye soracağız? Burada ortak değil yeni akıl da arıyoruz. Herkesin pozisyonu iyice katılaşmış
olabilir ancak aynı şeyleri konuşarak iki günü geçirmeyelim. Buranın da bir özgünlüğü olsun.
"Geldiler, konuştular, çatıştılar, sonuçlar yine aynı oldu" hissiyatı olmasın. Burada herkes eşit. Bu
demek ki her oturumda daha önceki oturumlarda daha az katkıda bulunan katılımcıya katılım önceliği
vereceğiz. Herhangi bir yetki, unvan ya da sivil toplum kuruluşuna öncelik vermek gibi bir durumumuz
yok. Buraya yatırım yapıp, kendi zamanını ayırabilen arkadaşların katkısını almak istiyoruz. Böyle bir
çalışma yapacağız. Herkese söz veremeyeceğiz ama kalan zamanımıza göre mesela 1 saatlik bir
çalışmada her kişi 2 dakikadan 30 kişiye söz vereceğiz. Mümkün olan en fazla katılımı sağlayacağız.
Bu da diyalog düzeniyle olacak. Bir fikirle geldiniz, bunu ilk konuşmanızda hemen söylemeyin, sırası
gelince söyleyin. Burada gönüllü olmanızı bekliyoruz. Mecburen buraya geldiniz, gibi bir şey yok,
katılımda zaten zorluk çekmiyoruz. Platformu oluşturmak zaman aldı anladığım kadarıyla, baktığımda
Ankara'nın katkısı daha fazla oldu. 600 sivil toplum kuruluşu davet edilmesine rağmen, o kadarı
gelmeli ama İstanbul'dan katkı daha az görünüyor. Belki kısa zamanda davet yapılmasından
Sonuç Raporu 42
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
kaynaklanmış olabilir. Dolayısıyla gönüllü ve tam katılım olması bizim için önemli. Bir Arama
Konferansı'nın tadına varmak için başından sonuna kadar kalmak gerek. Bu klasik bir konferans değil.
"Bunu yapayım, buna katılmayayım, telefon geldi gideyim" gibi davranışlar olmamalı. Buradaki bir
konuşma çok uzun sürmemeli. Bugün gerçekten de güzel bir ortak davranış sergilediniz. Diyalog
kültürü dediğimiz şey de bu. İki günde güzel şeyler üretebiliriz. Bu çalışma nasıl olacak, bunu
anlatacağım. Uzun uzun sunuşlar yapmak bizdeki Arama Konferansı kültürüne aykırı. Güven daha
fazla şey anlatacak derken ben anlatmak durumunda kaldım, bu yüzden benim sunuşum uzun sürdü.
Burada biz genelde başlangıçta bir tanışma merasimi yaparız. Biliyorum çok kişiyiz ama sadece isim
ve kurumunuzu söyleyeceğinizi umarak odayı dolaşmak istiyorum. Görüşleri söylemeden sadece
isminizi ve grubunuzu duyalım. Ayağa kalkarak hızlı hızlı odayı dolaşalım. Uygun görürseniz, bunu
yapmak istiyorum.
Hemen katılım şartlarından sonra akışa geçeceğim. Bu toplantıları ben ve arkadaşlarım
yöneteceğiz. Yöntem uygulaması biraz emrivaki, bunu kabul etmeyecek arkadaşlarımız varsa bu
arkadaşlardan özür dileyip, arkadaşlara teşekkür edeceğiz.
Bir yandan da evrensel insan hakları konusunda ve cumhuriyetin temel nitelikleri konusunda
kabullerimiz var. Bunlar da bizim kabullerimiz, yarın ve ilkeler tartışmasında daha içine gireceğiz.
Burada ne var? İnsan haklarına saygı, laik devlet, Atatürk milliyetçiliği gibi temel nitelikler var.
Diğerlerinde de ölüm cezası gibi birtakım başka hukukçu arkadaşlarımızın tanımına göre kazanımlar
var. Evrensel kazanımlar var. Bu konuları da tartışmasak iyi olur diye planladık. Başka birçok konumuz
var, bunlara gireriz. İki günlük çalışmamız nasıl bir bağlam içerisindeyiz diye başlayacak, ilk
yapacağımız çalışma bu. Hemen gruplara gidip çalışma yapacağız. Bir ara vermeyeceğiz. İhtiyaçları
gruplara gitmeden görmek mümkün olabilir. İkinci çalışma olarak "bir vatandaş olarak bir anayasadan
neler istiyoruz?" çalışılacak. Burada normal bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşamak
nasıl olmalı? Hangi ilkeler öne çıkmalı sorularını yanıtlayacağız. Buradan birtakım şeyler olabilir.
Buradan sonra bir mimar gibi davranacağız. Bu ekip önce bir vatandaş nasıl bir anayasa ister diye
genel bir beyin fırtınası yapacak, sonra ekibi anayasa mimarı yerine koyacağız. Burada bir tartışma
çerçevesi, bir takım sorular olacak. Bizim moderatörlerimizi anayasa hukukçuları eğitti. Bu soruları da
şu yönde, bu yönde şeklinde değil, gerekiyorsa bunlar hatırlatılacak. Grupların çalışmaları
bütünleştirerek bir araya geleceğiz.
Buradan çıkarken birtakım sonuçlarla çıkalım. Bu adımlarla ilgili neler düşünüyorsunuz? Biz
farklı bölgelerde toplantılar yapmayı ve ihtisas komisyonlarını oluşturmayı düşünüyoruz. Bu iki
günden sonra başka şeyler de çıkabilir. Çalışırken amacımız "İyi ki geldik" diyebilmek. İyi ki bu hafta
sonumuzu böyle bir çalışmaya verdim diyelim. Programın tümüne baktığımızda ilk önce güçlü-zayıf
yanlar ve fırsatlar tehditler çalışmasını yapıyoruz. Bu büyük Arama Konferansı'nın grubun adı. Bu grup
da 4-6 gruba ayrılacak. Konu içerisinde de bölünecek. Yüz yüze diyalogu anlamlı kılabilecek küçük
gruplara bölüneceğiz. Bu Arama Konferansı'nda herkesin fikrini almak için gruplara gideceğiz, 6-7
kişilik ufak gruplar olacak, hem de 50 kişilik grupta bir şeyler paylaşacağız. Hem de bu büyük grupta
da çalışacağız. Temelde de bu döngü var. Anayasa mimari ve tasarım ile ilgili bu döngüler tekrar tekrar
dönecek. Git, gel, bütünleştir, bütünleştirileni sun. Temel çalışma akışı bu olacak. İçerik sizin, size
bağlı. "Aman bunlar çıksın, bunlar çıkmasın" diye bir kaygımız yok. Mümkün olduğunca rastgele
dağıtım yapacağız ama bir yandan da bütünleştirmede mümkün olduğunca kontrolü katılımcıya
Sonuç Raporu 43
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
vereceğiz. Bu katılımlı yöntemler böyledir. Bütünleştirmelerde gönüllü olanları alıp onlarla ortak
noktalara riayet ederek çalışacağız. Ortak ve çatışan noktaları kaybetmememiz lazım. Bugün ve yarını
değerlendirmek için 4 tane perspektifimiz var. Bu perspektifler doğrultusunda 4 tane Arama
Konferansı grubuna bölüneceğiz. Bir grup fırsatlar, bir grup tehditler, bir grup kuvvetli yanlar, bir grup
zaafları çalışacak. Perspektif belli. Bu bağlamın patlatılmış hali. 1960'ta nasıl bir bağlam vardı ki, 82
anayasası çıktı? 1980'de nasıl bir bağlam vardı ki; anayasa nasıl çıktı? Şimdi nasıl bir bağlam var, bunu
çıkarmaya çalışacağız. Bağlamı iyi anlarsak, anayasaya nasıl bir hipotez gidecekse onu da
anlayabileceğiz. Gruplara gittiğinizde size birer renk verilecek ve onu isimliklerinize yapıştıracaksınız,
bugün o rengi verilen gruba gideceksiniz. Gruplarınız yarın değişecek. Tehditler fırsatlar derken
ülkenin üzerinden akıp giden tehditler ve fırsatları düşünüyoruz. Bunlar birtakım bizden kaynaklanan
veya kaynaklanmayan akımlar olabilir. Ekonomik, sosyal ve dış politikada bir şeyler değişiyor ama
hangi yönde değişiyor? Bazısı iyiye, bazısı kötüye gidiyor. Sizin algılamanız nasıl? Bu gidişatı nasıl
algılıyorsunuz? Her türlü, ülkeyle ilgili akımları hızlı bir şekilde döküyorsunuz. Tehditlerdeyseniz
tehditlere, fırsatlardaysanız fırsatlara bakacaksınız. Bu ülkeyle alakalı konular bağlamı iyi anlamak için
gerekli ve bu trendleri rakamsal olarak da ifade edebilirsiniz. Beyin fırtınasını 3 tane seçiyorsunuz
sonra da "Bunlar anayasaya nasıl yansır?" diyorsunuz. Bazıları anayasayla çözülmeyebilir, o zaman
onu da belirliyorsunuz. Bu süzgeci kullanmak gerekiyor. Zayıf ve güçlü yönlerse iç analizdir. Bu "iç"
nedir? İç kendi kendimizi yönetebilme, demokrasi... Anayasa daha evvel de yaptık. Ne kadar iyi
yaptık? Zayıf yanlardaysanız da "Neleri yapamadık?" diyorsunuz. Orada da 3 taneyi çıkarıyorsunuz. İç
gruba sunup bütünleştiriyorsunuz. Küçük gruplar içerisinde de ortak varsa, olanlar birleştiriliyor.
Hemen gruplara bölünme aşamasına geçelim. Herhangi bir soru olursa her grupta 3 arkadaşımız ve
gezen hukukçularımız var, ben de tüm grupları bir şekilde dolaşıyor olacağım. Herhangi bir şey açık
değilse bunları açıklığa kavuşturacağız. Bizim yöntemimiz, sizin içeriği hazırlamanıza dayanıyor.
İlkelerde bir problemimiz yok, gruplara gidebiliriz. Şimdi bağlamı sonra ilkeleri konuşuyoruz.
İlkelerde neleri özlüyoruz? Anayasayla ilgili "keşke"lerimiz neler? Son çalışmada onu çalışacağız.
Sonuç Raporu 44
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GZFT GRUP ÇALIŞMALARI
GÜÇLÜ YANLAR
GRUP 1- GÜÇLÜ YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Yönetim şeklimiz cumhuriyet
• Demokrasi kültürümüz var
• İnsan haklarının uygulanmasında iyiyiz
• Çok partili siyasal yaşam
• Hak kayıplarına katlanma gücü (düzeni koruyoruz)
• Demokratik kurumlar işliyor
• Seçim sistemimiz iyi işliyor
• Vatanseveriz
• Hukuk devleti (her şeye rağmen) işliyor
• Nüfusumuz genç ve dinamik
• Atatürk devrim ve ilkeleri halen uygulanıyor
• Eğitimde güçleniyoruz
• Piyasa ekonomisi uygulanıyor
• Güçlü bir savunma sanayimiz var
• Üniversitelerimiz bağımsız
• Kurumsallaşma süreci iyi işliyor
• Kuvvetler ayrımı uygulanıyor
• Kültürel zenginliğimizi koruyoruz
• Sosyal haklarımız güvence altına alınmış
• STK'ların özgürce faaliyet göstermesi
• Sağlıkta iyiye gidiyoruz
• Ekonomide dünyayla entegrasyon
• İyi seçmenleriz
• Ekonomiyi düzenleyen bağımsız kuruluşlarımız var
• Eğitime talep yüksek
Sonuç Raporu 45
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Seçilen güçlü yanlar:
1. Demokratik kurumların işlediği, laik, sosyal, demokratik hukuk devleti oluşumuz ve yönetim
şeklimizin cumhuriyet oluşu (Anayasa bağlantısı: Mevcut Anayasanın ilk iki maddesinin
korunması)
2. Atatürk ilkelerini uyguluyor olmamız ve halkın güçlü bir toplumsal bilinçle sahiplenmesi
(Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasada ilgili maddenin korunması)
3. Küresel ekonomiye entegre piyasa ekonomisinin işlemesi (Anayasa bağlantısı:
Anayasadaki karma ekonomi sisteminin serbest piyasa sistemine yönlendirilmesi [madde
166-167])
GRUP 2 - GÜÇLÜ YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Cumhuriyet tercihi
• Anayasa ile yönetilmek
• Demokrasi görece bilincinin gelişmiş olması
• Tarihsel devlet tecrübesi
• Yönetimin seçimle el değiştirmesi
• Yönetimde kuvvetler ayrılığının esas alınması
• AB ile bütünleşme süreci
• İletişimin ve bilgi paylaşımının güçlü olması
• Yaygın ortak kültür
• Yönetsel açıdan değişim ve gelişime açık olmak
• Sosyal devlet olma arzusunun varlığı
• Genç ve güçlü insan kaynağı potansiyeli
• Rekabetçi piyasa ekonomisine yönelim süreci
• Adil yönetim talebinin varlığı
Seçilen güçlü yanlar:
1. Kuvvetler ayrılığını esas alan anayasal demokrasi tercihi (Anayasa bağlantısı: Hukuk
devleti, demokrasi, cumhuriyet ilkeleri ile bağlantılı olarak bu sürecin gelişmesine yönelik
eğilim)
2. AB ile uyum süreci (Anayasa bağlantısı: Yönetim yapısı, temel hak ve özgürlükler, yasama,
uluslararası standartlara uyum)
3. Rekabetçi piyasa ekonomisine yönelim süreci (Anayasa bağlantısı: Özgürlükler, sosyal
haklar, siyasal iktidarın sınırlandırılması)
Sonuç Raporu 46
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GRUP 3 - GÜÇLÜ YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmeye başlaması
• Yargı
• Seçimler
• Ulus devlet
• Politize toplum
• Kadın hareketi
• Denetim
• Genç nüfus
• Küçük esnaf
• AB katılım hedefi
• Parlamenter sistem
• Hayvan hakları
• İnançlara saygı
• İyi yönetileniz
• Vatandaş kavramı oturmuş
• Çevre teşkilatı ve mevzuatı
• Empati – vatandaş olarak derdini dinliyor
• Sağlık hizmetine erişim iyi
• Bilişim ve teknolojiye ilgi
• E-devlet uygulamaları
• Ortak menfaatlerde bir araya gelebilme
• Yardımlaşma ve dayanışma ruhu
• Siyaset yapma isteği
• Yüksek milliyetçilik
• Ulaşım sektörü
• Üniversitelerin yaygınlaşması
Seçilen Güçlü yanlar:
1. Seçimlerin iyi işlemesi (yerel ve genel seçimler) (Anayasa bağlantısı: İyi işleyen bir seçim
sürecinin devamının sağlanması)
2. STK (Anayasa bağlantısı: STK'ların karar verme sürecinin her aşamasında katılımının
güvence altına alınması)
Sonuç Raporu 47
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
3. Daha iyi yönetim için istekli olmamız, bu istekten kaynaklanan güç (Araç olarak AB'ye girme
hedefinin itici gücü: İnsan haklarına saygı, eşitlik, refah, özgürlük, adil yargı, çevreye ve
doğaya duyarlılık, sosyal devlet) (Anayasa bağlantısı: Halkın daha iyi bir yönetim için istekli
olması)
GRUP 4- GÜÇLÜ YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Demokratik sistemi (kesintili de olsa) işletmek
• Aktif siyasi partiler
• Üniter yapı
• Hukuk devleti olmak
• Gelişen sivil toplum
• Soğuk savaş döneminde batı bloğunda yer alma
• Siyasi sistemin uyum içinde çalışması
• Terörün (anarşinin) sona ermesi
• İşçi – işveren dengesinin kurulması
• Ortak yaşam kültürüne sahip olmak
• Uluslararası sözleşmelere taraf olmak
• AB uyum sürecinin içinde olmak
• İşletmelerin rekabet gücünün artması
• Güçlü sendikacılık oluşması
• Kadın erkek eşitliğinde elde edilen kazanımlar
• Yargının bağımsızlığı
• Toplum içinde iletişim özgürlüğü
• Liberal bir ekonomik altyapı
• Atatürk ilkelerinin uygulanıyor olması
• Seçme özgürlüğünün uygulanıyor olması
Seçilen Güçlü Yanlar:
1. Demokratik sistemi kesintili de olsa işletmek
2. Gelişen sivil toplum örgütleriyle ortak yaşam kültürüne sahip olmak
3. Liberal ekonomik sistem içinde işletmelerin rekabet gücü
Sonuç Raporu 48
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK GÜÇLÜ YANLAR
1. Laik, sosyal, demokratik, hukuk devleti olmamız ve yönetim şeklimizin cumhuriyet olması
(Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasada var olması ve korunarak güçlendirilmesi)
2. Serbest piyasa ekonomisi (Anayasa bağlantısı: Sosyal devlet kavramının güvence altına
alınması)
3. AB uyum sürecinin itici gücü (Anayasa bağlantısı: Yasama ve yürütmede uluslararası
standartlara uyumun sağlanması)
4. STK'ların artan gücü (Anayasa bağlantısı: Siyasal karar alma süreçlerine katılımın güvence
altına alınması ve örgütlenme özgürlüğünün geliştirilmesi)
Tek Grupta Çıkanlar:
1. Atatürk ilkelerini uyguluyor olmamız ve halkın güçlü bir toplumsal bilinçle sahiplenmesi
(Anayasa bağlantısı: Mevcut anayasada ilgili maddenin korunması).
Sonuç Raporu 49
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ZAYIF YANLAR
GRUP 1 - ZAYIF YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Hukuk devleti ilkesi zayıf
• Ekonomik istikrarsızlık
• Çocuk hakları ihlalleri
• İnsan hakları kültürü yerleşmemesi
• Haksız rekabet
• Yargı bağımsızlığı zayıf
• Güçlü devlet, zayıf birey
• Eğitim sistemi zayıf
• Kemalist devrim karşıtlığı
• Milliyetçilik, muhafazakârlık, cinsiyetçiliğin yükselişi
• Piyasa ekonomisinin oturtulamaması
• Sosyal devlet ilkesinin gerçekleşmemesi
• Çalışan hakları, anayasa – dar kalıplar
• Cumhuriyetin temel niteliklerinin tartışmaya açılması
• Yeni fikirler ve haklar üretilmemesi
• Bağımsızlıktan vazgeçme
• Siyasi sistemin demokratik olmaması
• Basın özgürlüğünün olmaması
• Toplumsal tabular - korkular
• Anayasanın muğlâk, değişken ve tartışılan hükümler içermesi
• Özgürlüklerin baskı altında olması
• Çoğulcu katılımı engelleyen yapısal durumlar
• Cemaat, mafya ve küresel sermaye baskıları
• Kadın-erkek başta olmak üzere eşitlik sorunu
• Kamu yararı kavramının yerleşik olmaması
• Düzenli kentleşmenin başarılamaması
• Askerin siyasetteki yeri
• Halkın istemediği şeyi iktidar yapması
• Milli gelir dağılımı adaletsiz
Sonuç Raporu 50
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Devletin bir ideolojisinin olması
• Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yürütme lehine bozuluyor olması
• "Büyük Ortadoğu Projesi"nin parçalanması planı – eş başkanlık
• Ekonomik-sosyal yaşam; yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet
• Şeffaflık olmaması
• Akademik özerkliğin zayıflığı (YÖK)
• Kavramların net olmaması
• Kamunun ekonomideki ağırlığı
• Kayıtdışılıkla mücadelede yetersiz kalınması
• Serbest piyasa ütopyasının gerçek sanılması
• Sosyal adaletsizlik
• Yetersiz muhalefet
• Devletin kesimler arası ilişkilerde belirleyici rol üstlenmesi
• Sosyal devlet olarak görevleri özel sektöre-sivil toplum kuruluşlarına devretmesi
Seçilen zayıf yanlar:
1. Kuvvetler ayrılığı/dengesi prensibinin düzgün işletilememesi
o Yargı bağımsızlığının yetersizliği
o Yürütmenin yasama üzerindeki baskısı
2. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda çoğulculuğun, eşitliğin ve katılımcılığın
sağlanamaması
o Kadın erkek eşitsizliği
o Ekonomik istikrarsızlık
o Yolsuzluk-şeffaflığın olmaması
o Toplumsal örgütlenme zaafı
GRUP 2- ZAYIF YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Bireyin korunmaması
• Rasyonaliteden uzaklık
• Katılımcılığın ve çoğulculuğun eksikliği
• Yöneten yapıların iç işleyişlerinde demokrasi ve hukukun işlememesi
• Etki gruplarının demokrasi alt kültürlerine uygun olmaması
Sonuç Raporu 51
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Etnik ve dinsel taleplerin bölücülük olarak algılanması
• Hukuki güvenliğin olmaması
• Eşitliğin sağlanamaması
• Yargının iyi işlememesi ve bağımsızlığın sağlanamamış olması
• Bireysel özgürlüklerin yeterince korunmaması
• Örgütlü toplum olmayışı, baskı uygulayamayışı
• Basının kendi içinde özgür olmayışı
• Siyasi partilerin işleyişinde demokrasinin olmaması
• Tüm kurumlarda hoşgörü eksikliği
• Uzlaşma kültürünün gelişmeyişi
• Hesap sorulabilirliğin olmaması
• Sivil toplum kuruluşlarının yeterince desteklenmemesi
• Kavram kargaşasının yoğun olması (kamusal alan-kamu yararı)
• Rüşvet
• Feodalite
• Kayırmacı siyaset
• Cebri icranın etkisizliği ve keyfi kullanımı
• Mesleki eğitimin yetersizliği
• Eğitim sisteminin etkinsizliği
• Üst kimlik problemi
• Eğitim sisteminin planlama, yönetim ve örgütlenmesi, bilgiye ulaşmayı öngörmemesi
• Üniversite sınav sistemi (ÖSS)
• Kayıtdışı istihdam
• Kayıtdışı ekonomi
• Vergi oranlarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi
• Rekabet ortamının sağlanamaması
• Eğitim sisteminin ödev ve sorumluluğunun bilincinde olan yurttaşı hedeflememesi
• Çevre ve kuraklık
• İç göç
• Terörizm
Seçilen zayıf yanlar:
1. Bireysel hak ve özgürlüklerin devlet, gruplar ve diğer bireyler karşısında korunmaması ve
Sonuç Raporu 52
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
geliştirilmemesi
2. Araştıran, sorgulayan, bilgiye ulaşmayı öngören, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan
bireyler yetiştiremeyen bir eğitim sistemi
3. Yargının bağımsız olmaması, karar vericilerin şeffaf olmaması ve hesap sorulabilirliğin
bulunmaması
1,2 ve 3 no'lu zaafları Anayasada çözecek tedbir ve hükümlere yer verilmesi.
GRUP 3 - ZAYIF YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Yargı bağımsızlığı yetersiz
• Basın bağımsızlığı yetersiz
• Temel hak ve özgürlükler uluslararası standartlardan geri
• Kuvvetler ayrılığının gerçekleşmemesi
• Hak arama önündeki engeller
• Egemenlik millete hiç verilmemiştir
• Seçim sistemi ve siyasi partiler sistemi sorunlu
• Demokrasi kültürünün gelişimi engelleniyor
• Yönetimde şeffaflık ve hesap sorulabilirlik yok
• Sosyal devletin içi dolu değil
• Ekonomik istikrarsızlık
• Dışa bağımlılık
• Gelir dağılımında adaletsizlik
• Ulusal birlik sağlanabilmiş değil
• İnsani kaynaklar kötü yönetiliyor
• Vergi adaletsiz
• Eğitim güçsüz
• Sivil toplum güçlü değil
• Uygulamada demokratik, laik sosyal hukuk devleti olamamak
• Yürütmenin yargıya müdahalesi
• Siyasi parti ve seçim sistemi
• Ekonomik istikrarsızlık ve dışa bağımlılık
Seçilen zayıf yanlar:
1. Din ve devlet ilişkilerimiz sorunlu
Sonuç Raporu 53
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
2. Seçimler yurttaşın tercihini doğru temsil etmiyor
3. Hükümetlerin yargıya müdahalesi
Anayasaya yansımaları
1. Laiklik ilkesi anayasada yer almalı
2. Seçim sistemi ve siyasi parti sistemi düzeltilmeli
3. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı güvenceye alınmalı
GRUP 4 - ZAYIF YANLAR
Beyin Fırtınası:
• Demokrasi eksikliği
• Eğitimsizlik
• Sivil toplumun zayıflığı
• Özgürlüklerin azlığı
• Seçilmişlerin üstünlüğünün sağlanamaması
• Yüksek düzeyde yolsuzluk
• Gelir dağılımı dengesizliği
• Ayrımcılık, temel devlet politikaları
• Çok kültürlülüğün temsil edilememesi
• Din ve vicdan özgürlüğü
• Eğitimin niteliğinin düşüklüğü
• Sosyal güvenlik eşitliği
• Siyasal partilerin gelir harcamalarının kontrol edilmemesi
• Doğal kaynakların yönetim eksikliği
• Bağımsız ve özgür medyanın yokluğu
• Hukukun üstünlüğü uygulanmıyor
• Güvenlik bürokrasisinin sivil siyasete vesayeti
• Özgürlüklerin suiistimali
• Şiddet kültürünün yaygınlığı
• İnsan birey odaklı toplum ve devlet oluşturulamaması
• Yargının tarafsız olmayışı
• Ekonomide fırsat eşitliği
• Yargının işleyişi
Sonuç Raporu 54
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Azınlık haklarının ihlali
• İnsan haklarına dayalı devlet anlayışının yoksunluğu
• Laikliğin tanımlanmamış olması
• Sorun çözme kültürünün hayatımıza girememesi
Seçilen zayıf yanlar:
1. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan demokratik devlet
anlayışının eksikliği
2. Eğitimde fırsat eşitsizliği ve niteliksiz eğitim
3. Gelir dağılımı dengesizliği ve sosyal devlet
Anayasaya yansımalar
1. Türkiye Cumhuriyeti, insan hakları ile hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan
demokratik bir devlettir.
2. Devlet, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve niteliğin yükseltilmesi konusunda gerekli
tedbirleri alır.
3. Devlet, sosyal devlet anlayışı içerisinde, gelir dağılımındaki dengesizlikleri giderecek
tedbirleri alır.
Sonuç Raporu 55
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK ZAYIF YANLAR
1. Yargının bağımsız olmaması. Yürütmenin yasama üzerindeki baskısı. Kuvvetler
ayrılığı/dengesi prensibinin düzgün işletilememesi
o Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı güvenceye alınmalı
2. Şeffaflık ve hesap sorulabilirliğin bulunmaması
3. Araştıran, sorgulayan, bilgiye ulaşmayı öngören, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan
bireyler yetiştiremeyen bir eğitim sistemi
o Devlet, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve niteliğin yükseltilmesi konusunda gerekli
tedbirleri alır
4. Bireysel hak ve özgürlüklerin devlet, gruplar ve diğer bireyler karşısında korunmaması ve
geliştirilmemesi. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas alan
demokratik devlet anlayışının eksikliği
o Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı ve özgürlükleri esas
alan demokratik bir devlettir
Tek Grupta Çıkanlar:
1. Seçim sistemi ve siyasi parti sistemi
2. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda çoğulculuğun, eşitliğin ve katılımcılığın
sağlanamaması (Kadın erkek eşitliği, ekonomik istikrarsızlık, toplumsal örgütlenme)
3. Gelir dağılımı dengesizliği
Devlet, sosyal devlet anlayışı içerisinde, gelir dağılımındaki dengesizlikleri giderecek tedbirleri
alır.
4. Din ve devlet ilişkilerimiz sorunlu (Laiklik ilkesi anayasada yer almalı).
Sonuç Raporu 56
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
FIRSATLAR
GRUP 1 - FIRSATLAR
Beyin Fırtınası:
• Genç nüfus yapısı
• Avrupa Birliği süreci
• Tarihi kültürel miras
• Azalan nüfus artış hızı
• Coğrafi konum
• Zihinsel değişim
• Hoşgörü
• Artan eğitim düzeyi
• Ekonomik kalkınma
• Yenilikçilik
• Genç girişimcilik
• Ön plana çıkan insan hakları ile birey ve grup hakları
• Küreselleşme ile bilgi ve iletişim teknolojilerindeki artış
• Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi
• Devletin karar alma sürecinde tek merkez olmaktan çıkması
• AKP iktidarının varlığı
• Sivil ve askeri bürokrasinin etkinliğinin azaltılması
• Bilgi toplumuna evrilen bir dünya
• Uluslararası rekabetin artması
• Çok kültürlülüğün desteklenmesi
• Kadın nüfusun daha eğitimli ve bilinçli hale gelmesi
• Kadın işgücünün ekonomiye taşınması
• Kadın varlığının toplumda, siyasette, ekonomide daha güçlü hale gelmesi
• Sınırlararası insan hareketliliğinin artması
• Turizm sektörünün gelişmesi
• Katılımcılık ve saydamlık ilkelerinin daha uygulanabilir hale gelmesi
• Bilim ve teknolojide etkinlik
• Genelde dinlerin, özelde İslam'ın daha iyi anlaşılması
• Kemalizm'in sunduğu fırsatlar
Sonuç Raporu 57
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Seçilen Fırsatlar:
1. Bilgi ve yenilikçiliğin sosyal ve ekonomik yaşamın temelini oluşturması
2. Kadın ve genç nüfusun toplumsal, siyasal, sosyal ve ekonomik yaşama katkısı
3. AB sürecinin ve uluslararası sözleşmelere taraf olmanın temel haklar ve özgürlüklerin
geliştirmesi için sunduğu fırsat
o Bilim, girişimcilik, fikri mülkiyet, akademik özgürlük
o Eğitim
o Temel hak ve özgürlükler
GRUP 2- FIRSATLAR
Beyin Fırtınası:
• Kadın erkek eşitliği
• Genç nüfus
• Türk milletinin tarihi geçmişi, uygarlık tarihi
• Anayasa yapma deneyimi
• Madenler ve enerji kaynakları, yeraltı ve yerüstü zenginlikler
• İnsan kaynakları
• Avrupa Birliği ve dış devletlerle ilişkiler
• Tarihi eserler ve tarihi kaynakların korunması
• Küreselleşme
• Coğrafi konum ve iklimsel avantajlar
• Etnik kökenlerin ortak yaşamları
• Sorun çözme kabiliyeti ve geleceğe pozitif yaklaşım
• Teknoloji kullanımı ve gelişmeler
• Eğitim
• Toplumsal uzlaşma
• Yatırımlar
• Kadın rolünün Türk toplumunda artış göstermesi
• Türk dili
• Toplum temel hak ve hürriyetlerinin düşünce fikir özgürlüğünün geliştirilmesi
• Türk ekonomisinde büyüme trendi
• Türk kadınının her alanda fırsat eşitliği
• Siyasi partiler kanunu ve seçim anayasasının iyileştirilmesi ve düzeni
Sonuç Raporu 58
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Devletin inanç sisteminde düzenleme
• Diyanetin sistem dışında farklı yapıya kavuşturulması
• Anayasaya bireysel başvuru
Seçilen Fırsatlar:
1. Avrupa Birliği ve dış ilişkiler
2. Kadın erkek eşitliği
3. Etnik kökenler – çoğunluk ve toplumsal uzlaşma
o Toplumsal barışı sağlamanın önünde engel olarak duran, gerçek anlamda ve her alanda
kadın erkek eşitliğinin sağlanması, kültürel ve etkin çoğulculuğun anayasal düzende yer
alması (anayasada düzenlenmesi)
GRUP 3- FIRSATLAR
Beyin Fırtınası:
• Genç nüfus: İstihdam ve eğitim
• Coğrafi konum
• Sanat
• Anadolu'nun kültürel birikimi
• İslam'ın aydınlık yüzü
• Tarihi birikim
• Farklı kültürlerin bir arada bulundurulabilmesi
• Hoşgörü kültürü
• Dünyadaki bireysellik akımı
• İletişim
• Doğal kaynak
• Küreselleşme
• Çağdaş modern yapı, laik bir yapı (laik cumhuriyet bir fırsattır)
• Avrupa Birliği süreci
• Batılılaşma
Seçilen Fırsatlar:
1. Tarihi kültürel birikim: Medeniyetlerin beşiği olan bir bölgedeyiz, değişik etnik kökenler ve
dini inançlardan kültürleri barındırıyoruz. İyi değerlendirebilirsek yaratıcılığımızın
gelişmemizi sağlayacak.
Sonuç Raporu 59
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
2. Genç nüfus: Yaratıcı ve çağdaş eğitim alabilmek ve istihdama katılabilmek için
yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerek (fırsat eşitliği).
3. Coğrafi konum ve doğal kaynaklar
o Kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve gelişmesini sağlamak (sağlayıcı düzenler):
Ulusal devlet yapısı içinde kültürel ve etnik ve inanç farklılıklarına saygı duyarak
korunması
o Çağdaş ve yaratıcı eğitim, eğitimde fırsat eşitliği
o İstihdam politikasının dikkate alınması, ekonomik istikrar ve gelişmenin özetleyici bir ruhu
olma
GRUP 4 - FIRSATLAR
Beyin Fırtınası:
• Toplumda yeni bir anayasa isteğinin olması
• Karar alma süreçlerinde katılımcılık
• Avrupa Birliği süreci ve batılılaşma
• Ekonomik istikrar
• Toplumun etnik çeşitliliği ve farklılaşma ve bir arada yaşama arzusunun varlığı
• Genç nüfusun dinamizmi ve yaratıcılığı
• Ülkenin coğrafi ve stratejik konumu
• Azınlıkların artık sesini çıkarabiliyor ve duyurabiliyor olması
• Parlamentonun toplumsal iradeyi yansıtıyor olması
• Toplumun siyasi ve demokratik sağduyusu
Seçilen Fırsatlar:
1. Avrupa Birliği süreci, modernleşme
2. Toplumun farklılıklarından meydana gelmesi ve demokratikleşme sürecinde seslerini
duyurabiliyor olması
3. Ekonomik ve siyasi istikrar
• Temel hak ve özgürlüklerin farklılıkları ve çoğulculuğu sağlayacak şekilde anayasada
güvenceye alınması
• Temsilde adaletten vazgeçmeden siyasi istikrarı sağlayacak hükümler
• Ekonomik istikrarı ve sosyal adaleti güvenceye alacak hükümler
Sonuç Raporu 60
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK FIRSATLAR
1. AB süreci ve uluslararası sözleşmelere taraf olmanın temel haklar ve özgürlüklerin
geliştirilmesi için sunduğu fırsat (Anayasa Bağlantısı: Temel Hak ve Özgürlükler).
2. Toplumumuzda tarihi ve kültürel birikimimizden kaynaklanan farklılıkların bir zenginlik olarak
görülmesi.
3. Kadın ve genç nüfusun toplumsal siyasal, sosyal ve ekonomik yaşama katılabilme imkanı:
1. Kadın erkek eşitliği
2. Çağdaş yaratıcı eğitim
4. Bilgi ve yenilikçiliğin sosyal ve ekonomik yaşamın temelini oluşturması (bilim, girişimcilik,
fikri mülkiyet)
Tek Grupta Çıkanlar:
1. Coğrafi konum ve doğal kaynaklar
2. Ekonomik ve siyasi istikrarı gözetici önlem alınması (temsilde adalet ile anayasaya
yansıyacak)
Sonuç Raporu 61
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
TEHDİTLER
GRUP 1 - TEHDİTLER
Beyin Fırtınası:
• Özgüven eksikliği
• Askerin anayasa yapması
• Demokrasi ve hukuk devleti eksikliği
• Demografik sorunlar
• İşsizlik
• Eşitsizlik
• Hoşgörü eksikliği
• Yargının siyasallaşması
• Eğitim yetersizliği
• Çağdaş laiklik anlayışı eksikliği
• Çarpık kentleşme
• Yürütmenin (idarenin) keyfiliği
• Laiklik tanımı eksikliği
• Kavram kargaşası
• İdeolojik kamplaşma
• Ötekileştirme (Kürt sorunu, başörtüsü, Alevilik)
• İnsanın ve çevrenin korunması
• Koordinasyon eksikliği
• İletişim eksikliği
• İşbirliği eksikliği
• Kuvvetler ayrılığı
• Bilinçsizlik
• Resmi ideoloji
• Fikir ve düşünce önünde engeller
• Sosyal güvenlik
Seçilen Tehditler:
• Demokrasi ve hukuk devleti eksikliği
o Askerin siyasete müdahalesi
Sonuç Raporu 62
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Yargının siyasallaşması
o İdarenin keyfiliği
o Çağdaş laiklik tanımı eksikliği
o Kuvvetler ayrılığı eksikliği
o Resmi ideolojinin egemenliği
o Koordinasyon, iletişim eksikliği
• Hoşgörüsüzlük-Ötekileştirme
o Özgüven eksikliği
o İletişim eksikliği
o İnsan hakları sorunu
o Toplumsal çatışma
o Aşırı milliyetçilik
o İdeolojik kamplaşma
o Radikalleşme
o Fikir ve düşünce özgürlüğü önündeki engeller
• Sosyal ve ekonomik tehditler
o Eşitsizlik
o Gelir dağılımı (adaletsizliği)
o İşsizlik
o Sosyal güvenlik
o Eğitim yetersizliği
o Demografik dönüşüm
o Sağlık hizmetlerinin zayıflığı
o Koordinasyon eksikliği
Anayasa Bağlantısı:
• Bireyi devlete karşı koruyan metin olması gerek. Devlet birey için vardır. Kulluktan bireyliğe
geçiş. Anayasadaki dengeleme ve denetleme mekanizmasının (kuvvetler ayrılığı ilkesi)
bireyin devlete karşı korunması ilkesi çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi
• İnsanlar arasında hiçbir ayırım yapmayan, haklar ve hürriyetlerden herkesin eşit olarak
yararlanacağı bir metin
• Sosyal ve ekonomik hakların piyasa ekonomisi çerçevesinde güvence altına alınması
Sonuç Raporu 63
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GRUP 2 - TEHDİTLER
Beyin Fırtınası:
• Ayrımcılık
• Büyük Ortadoğu Projesi
• Bölücülük
• Savaş
• Terör
• Toprak göçü
• Uzay araştırması
• Ar-Ge
• Su sorunu
• Hoşgörü – tolerans eksikliği
• Dini ve siyasi ideoloji
• Ermeni lobisi
• İslamcılık
• PKK
• Irkçılık
• Milliyetçilik
Seçilen Tehditler:
• Etnik ve dinsel temele dayalı (düşmanlık) bölücülük (barıştan uzaklaşma)
• Ayrımcılık
o Cinsiyete dayalı
o Dini
o Milli
o Irksal
o Etnik
o Siyasi
o Felsefe
• (Küresel) Bilgi ekonomisinde geri alma
• Çevre kirliliği
• Yolsuzluk ve yoksulluk
• Yabancılara toprak satımı
Sonuç Raporu 64
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Toprak göçü
• STK'ların güvenceye alınması
• Kamu yararının dikkate alınmaması
o Bilgi alma özgürlüğü
o İfade özgürlüğü
o STK desteği
Anayasa Bağlantısı:
• Parlamentoya ait olan soruşturma yetkisinin yargıyla paylaşılması (yolsuzluk)
o Yargı bağımsızlığı
• İlkeler anayasayı dikey kesmeli (cinsiyete dayalı ayrımcılığın önlenmesi, kadın bakış açısı)
• Doğal kaynakların korunması (sular, tarım arazileri)
• Kamu yararının önceliklendirilmemesi
o Bilgi edinme
o İfade özgürlüğü
o STK desteği
• Ulusal bağımsızlık
• Etnik ve dinsel temele dayalı düşmanlık-bölücülük
o Barıştan uzaklaşma
GRUP 3 - TEHDİTLER
Beyin Fırtınası:
• Doğa ve çevre tehdidi – küresel ısınma
• Ulusal birlik tehdidi – üniter devlet yapısının bozulması
• Devletin kuruluş temel ilkelerinin yok edilmesine yönelik tehdit
• Uluslararası rekabet gücünde gerileme
• Küresel rekabet koşullarının gittikçe güçleşmesi
• Sosyal politikalarda gerileme, kazanılmış hakların tehdit altında olması
• Etnik milliyetçiliğin yükselmesi
• Toplumsal hoşgörünün azalması
• Ekonominin yeni iş olanakları yaratmaya olanak tanımaması
• Nüfusun eğitim düzeyinin düşük kalması
• Sahip olunan hakların farkındalığın yetersiz olması
Sonuç Raporu 65
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Türkiye'de etnik kimlik çatışması tehdidi
• İnsan Hakları Beyannamesi'nde yer alan temel hakların tehdit altında olması
• Küresel anlamda ortaya çıkacak enerji darboğazı
• Uluslararası iktisadi kuruluşların etkili olduğu algısının kaybolması
• Laik-antilaik çatışması
• Yürütme erkinin yasama ve yargıyı egemenliği altına alma çabası
• Ekonomi ve dış siyasetin giderek AB ve ABD güdümüne girmesi
• Yargı bağımsızlığının tehdit altında olması, tarafsızlığının sağlanması
• Katılımcı siyasetin sağlanamaması
• TBMM'nin yasama etkinliğinin zayıflaması, sivil ve askeri bürokrasinin etkisinin artması
• Ekonomik bağımsızlığın küresel ekonomik tehdit altında olması
• Ülkenin tarımsal olarak kendine yetemez hale gelmesi
• Devlet kurumlarının şeffaflığı
• Dünya genelinde siyasi bilge liderliğin azalması
• Türkiye'nin AB üyeliğine karşı tutumların artması
• AB mevzuat ve uygulamalar açısından farklı uygulamalara geçilmesi
• Terörizm
• Yolsuzlukların yaygınlaştırılmasının önlenememesi
• Sivil toplum örgütü çalışmalarının yeterince desteklenmemesi
Seçilen Tehditler:
• Ulusal birlik tehdidi
o Üniter devlet yapısının bozulması
o Terörizm
o Etnik milliyetçilik ve kimlik
o Laik-antilaik çatışması
o Toplumsal hoşgörünün azalması
o Düşünce, din, vicdan ve ifade özgürlüğü
• Ekonomik istikrarsızlık
o Uluslararası rekabet gücü kaybı
o Yeni iş olanaklarının yaratılmaması
o Eğitim düzeyinin ve farkındalığın düşük kalması
• Kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşılması
Sonuç Raporu 66
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının zedelenmesi
o Yürütmenin yasama ve yargıya etkisinin artması
o Demokrasinin katılımcı niteliğinin gelişmemesi
Anayasa Bağlantısı:
• Evrensel insan haklarını temel alan, ulusal farklılıkları hoşgörü ile değerlendiren, bu anlayışla
ulusal bütünlüğü ve üniter devlet yapısını öngören bir yaklaşım
GRUP 4 - TEHDİTLER
Beyin Fırtınası:
• Aşırı milliyetçilik
• Kürt milliyetçiliği
• Doğal kaynaklar üzerinde baskı
• Çevre konularındaki algılama sorunu
• STK'ların sivilleşme niteliği üzerindeki baskı
• Ulusal ahlaki değer unsurlarında yıpranma
• Etnik bölücülük
• Hoşgörü eksikliği
• Anti demokratik eğilimlerin güçlenmesi
• Gelir adaletsizliği
• Uluslararası örgütlerin baskıları
• Cari açık; denk bütçe anlayışından uzaklaşma
• Toplumsal cinsiyet eşitsizliği
• Yolsuzluk
• Eğitimde fırsat eşitsizliği
• Toplumsal kutuplaşmalara zemin hazırlanması
• Uluslararası göç
• Eğitim standartlarının evrensel standartların altında oluşu
• Uzlaşma kültürünün zayıflığı
• Üye olunan uluslararası kuruluşların kriterlerine uyum sağlamamada ısrar
• Ülkenin uluslararası saygınlığının erozyonu
• Üretimsizlik
• İşsizlik
Sonuç Raporu 67
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Adalet sistemindeki yozlaşma ve baskılar
• İnsan haklarına saygısızlık
• İnsan haklarının algılanmasında sorunlar
Yukarıdakilerin özetlenmiş hali:
• Çevre hakkının algılanmaması
• Eğitim (fırsat eşitliği/kalite)
• Ekonomik/sosyal hakların gerçekleşmemesi
• Uzlaşma ve hoşgörü kültürü eksikliği
• Ayrılıkçı milliyetçilik
• İnsan hakları
• Yargı sorunlar/yozlaşma
• Demokrasi
• Uluslararası saygınlığın erozyonu
Seçilen Tehditler:
• Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları eksiklikleri
• Terör/ayrılıkçı milliyetçilik
• Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların eksikliği ve sorunlar (işsizlik, gelir dağılımı eşitsizliği,
üretim eksikliği, eğitim)
Anayasa Bağlantısı:
• Anayasa'da insan haklarının kayıtsız şartsız güvence altına alınması, demokratik
yapılanmanın evrensel/çağdaş ölçütlerde gerçekleştirilmesi, hukukun üstünlüğünün
sağlanması
• Terörün engellenmesi
• Ekonomik, kültürel ve sosyal hakların evrensel değerler ölçüsünde güvence altına alınması.
Sosyal devlet kavramının kurumlarıyla birlikte yer alması
Sonuç Raporu 68
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK TEHDİTLER
1. Demokrasi ve hukukun eksikliği (kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşma, STK'lara eksik
odaklanma) (Anayasa bağlantısı: Kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler dengesinin evrensel
demokrasi ilkeleri çerçevesinde düzenlenmesi)
2. Hoşgörüsüzlük, ötekileştirme, barıştan uzaklaşma, ulusal birlik tehdidi (çatışmalar,
şovenizm, terör, dinsel ve etnik bölücülük) (Anayasa bağlantısı: Anayasada evrensel
değerlere atıf yapılarak, birey devlete karşı korunmalı)
3. Sosyal ve ekonomik tehditler (göç, toprak göçü, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımı, eşitsizlik,
ekonomik istikrarsızlık, yolsuzluk, eğitim ve sağlık problemleri, küreselleşme ve bilgi
toplumu olamama) (Anayasa bağlantısı: Ekonomik, sosyal, kültürel hakların korunması,
geliştirilmesi)
4. H aklarda eksiklik (Birey hakları, kadın hakları -cinsiyet ayrımcılığı) (Anayasa
bağlantısı:Ayrımcılığın önlenmesi konusunda maddeler olması (Cinsiyet ayrımcılığı vb.))
Tek Grupta Çıkanlar:
1. Kamu yararının gözden kaçırılması
2. Ulusal bağımsızlığa yönelik tehditler
3. Ekonomik istikrarsızlık tehdidi
Sonuç Raporu 69
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GZFT GRUP SUNUMLARI
Bildiğiniz gibi Arama Konferansı sürecinde geldiğimiz nokta, sabahki bağlamın sunuşu. Bu
bağlamı anlamayı anayasaya bir gönderme yapacağını düşündüğümüz için yapıyoruz. Türkiye'nin
önünde bazı fırsat ve tehditler var. Yönetim sisteminde de hangi güçlü ve zayıf yanlarımız var. Bunları
tespit etmek istiyoruz. Hem var olan akımlara hem de bu Cumhuriyetin vatandaşları olarak kendi
kendimize bakıyoruz. Bu düzeni belirleyecek olan anayasadır. Neden burada yapmaya karar verdim.
Daha önceki anayasaların da bağlamı vardı. Şimdi bunun testini yapıyoruz. Her gruptan birer
arkadaşımız gelip anlatacak. Hiçbir maddeyi kaybetmiyoruz. Derinleşme ve yaygınlaştırma
toplantılarında bunları kullanacağız. Bunları öne çekmemiz lazım ki zamanımızı iyi değerlendirelim.
Şimdi sistem şöyle: 4 tane arkadaşımız var. Fırsat tehdit güçlü ve zayıf yanlardan gelecek
arkadaşlarımız grup nereye, ne gerekçeyle hangi göndermeyi yaptığına karar verdi. 4 grup da
bitirecek. Yarım saat, 45 dakika kadar bir yorumlama ve değerlendirme seansımız var. Buradaki
katkıyı davet ederken, özellikle üretilen doküman üzerine şurasını açıklamak açıdan katkıda, ya da
tutarlığı hakkında katkıda bulunabilirsiniz ama bunun ortak aklını anlamanız gerekiyor. Öyle katkıları
alırsak daha sonra en önemli katkılarımız var. Bundan sonra ilkeler, mimari, hayata geçirme var.
Dolayısıyla bir sonraki aşamalara katkıda da bulunuruz. Belki fazla takıldığımız ya da eksik
bıraktığımız yerler olabilir. Gruptaki argümanları buraya taşımamaya çalışalım ama ana amaç ortak
aklın yorumlanması. Bununla ilgili söz almak isteyen olabilir. Bir grup çalışmamız daha var bugün.
Ona da vaktimiz kalsın. Yorulmayalım. Yarın sabah enerjiniz olsun. Fırsatlar grubu arkadaşımızı davet
edeyim. Burayı paylaşabilirseniz. Sunucudan ricamız grubun mutabık kaldığı içeriği anlatmaları.
Aklında başka bir şey olabilir ama lütfen ne çıktıysa onu sunun.
FIRSATLAR
Cemil Erkan. Birinci fırsat olarak gördüğümüz AB süreci ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
sözleşmeler nedeniyle temel hak ve özgürlükleri geliştirmek için bir fırsatımız var. Bunların yerine
getirilmesi ile ilgili önemli bir fırsat var. İkinci olarak tarihi ve kültürel birikimden gelen bir zenginliğinin
olması ve burada farklılıkları açmak lazım ama şu anda detaya girmek istemiyorum. Bu farklılıklar
çeşitli düzeyde ve bizim için önemli. Üçüncü olarak ülkemizde kadını sosyal yaşama ve iş hayatına
taşıyamıyoruz. Bu önemli bir eksiğimiz. Dünya rekabetinde önemli bir eksik. Bizim rakiplerimiz
kadınları eşit ve sosyal hayatın bir parçası olarak alıyor. Bizse büyük bir parçamızı kullanmıyoruz.
Diğer bir avantaj olan demokratik yapı kadınla ilişkili değil. İkincisi de genç nüfus varlığı. 2050'lere
kadar Türkiye genç nüfusa sahip olacak. Bir sonraki maddede de vurguladığımız gibi, bilginin değer
kazanması ve bunların genç insanlara kazandırılması durumunda büyük bir değer. Dördüncü olarak
bilgi belli ülke veya bölgenin tekelinde değil. Bilgi nerede yaratılır ve değere dönüştürülürse ülkeye
katkı sağlar. Bu nasıl yansıyacak? Bilimsel özgürlük ve girişimcilik ve mülkiyet demişler. Fikri mülkiyet
var. Bu şu açıdan önemli, anayasamız mülkiyet kavramını devamlı işledi ama fikri mülkiyetle ilgili
yazım bulamıyorum. Burada yer alması gerek. Tek grupta çıkan coğrafi konum ve doğal kaynaklar.
Burada kendi aramızda doğal kaynaklar denir. Bunlar bize hep fırsat olarak söylenir ama daha fırsat
olmadı. Bunu bilgiyle birleştirirsek ancak fırsat olabilir. Benim söyleyeceklerim şu anda bu kadar.
TEHDİTLER
İsmim Seyhan Ekşioğlu. Tehditleri çalıştık. Türkiye'de yaşanan olgular nasıl tehdit olur. Bize
Sonuç Raporu 70
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
göre 4 ayrı grubun çalışması vardı. Birinci olarak demokrasi ve hukuk eksikliği. Tanzimat ile birlikte
gelen uzun bir dönem var ama hala demokrasi eksik, kuvvetler ayrılığı bile düzgün uygulanmıyor.
Dünyanın gittiği trend olarak sivil toplum kuruluşlarının anayasada yer alması gerektiğini vurguladık.
Anayasal tehdit: hoşgörüsüzlük, ötekileştirme, milliyetçilik, dinsel ve etik köken bölücülüğü dedik.
Anayasa genel çerçeveyi çizmeli, bu çerçevede barışı sağlamalı ve ötekileştirmeyi de ortadan
kaldırmalıdır. Üçüncü konu sosyal ve ekonomik tehdit, yoksulluk, göç, yolsuzluk, küreselleşme ve
bilgi toplumu olamama dedik. Başlangıçtaki sorunlar her saniye yaşanan kavramlar. Bizim
gelişmemiz bizim bilgi toplumu olmamamıza ve küreselleşmeyi yanlış anlamaya bağlı. Bu
kavramların anayasaya girip güvence altına alınmamasını bir tehdit olarak görüyoruz. Hala haklarımız
eksik. Her ne kadar kanun olarak varsa da uygulamada çok eksik: birey ve kadın hakları cinsiyet ile
ilgili maddeler olmalı. Cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi Türkiye'nin ufkunu açacak ve barışı
getireceğine inanıyoruz. Her türlü ayrımcılığı yasaklayan bir ayrımcılık istiyoruz. Kadınların da cinsiyet
ayrımcılığına uğramadan eşit yaşatan bir anayasa istiyoruz. Demokrasimiz tam demokrasi olsun
istiyoruz. Bir de tek grupta ortaya çıkan var: bireyin öne çıkması çok önemli, bunların sınırsız
olmaması gerektiğini düşünen bir grubumuz var. Kamu yararı önemlidir dendi. Mutlaka ulusun
bağımsızlığı olsun demiş bir grup. Ekonomik istikrarsızlık tehdidine göre burada önlem alınması ve
güçlü ekonominin sağlanması dendi. Güçlü ekonomik şartlarının oluşması gerek. Bu çalışmamızın
anayasa ile bağlantısı şu şekilde: herkes kendini çok demokrat kabul ediyor ama uygulamaların tek
yanlı olduğu hükümet uygulamalarından görüyoruz. Yasama, yürütme ve yargının evrensel
demokrasi çerçevesinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Anayasada bireyin devlete karşı korunması
gerekiyor. Birey koruması da sınırsız olmamalı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 32-33 maddede
tüm bu sınırları anlatır ve getirir. Sınırsız özgürlük de oligarşi yaratır. Bu ülkede yaşamamız için
ekonomik politika olması ve sosyal haklarımızın güven içinde olması ve mutlaka kültürel haklarımızın
çeşitliliği zenginliktir. Laiklik, cumhuriyet kadar olmazsa olmaz şartımız.
GÜÇLÜ YANLAR
Biz bu güçlü yanları belirleyen grupta olmak istemedik. Çünkü zor, eksiklikleri söylemek daha
kolay. Bizimkiler daha çok fırsat. İlk olarak laik, sosyal, hukuk devleti olmamız ve cumhuriyetin olması
ne kadar gerekleri uygulanmasa da bir güçlü yan. Anayasada bu var. Çelişki gibi görünse de yeterli
görmediğimizi belirtmek isterim. Serbest piyasa ekonomisi ne kadar güç gibi görünse de sosyal
devlet kavramının güvence altına alındıktan sonra bir fırsat olabilir. Avrupa Birliği'nin bir itici gücü var.
Bu daha iyi yaşama isteğimiz olarak da yorumlanabilir. Her alanda eşitlik, insan hakları ve bireysel hak
ve özgürlükler konusunda bu istek. Bu istemenin getirdiği bir güç. Sivil toplum kuruluşlarının artan
gücü biraz fırsat. Siyasal karar alma sürecine katılmaları, örgütlenme özgürlüğü geliştirirken
hakikaten içten katmak istemesi ve bunun anayasada yerini bulması önemli bir gelişme. Tek grupta
öne çıkan bir güçlü yanımız var: Atatürk ilkelerini uyguluyor olmamız ve milli bilincin olması. Buna
bireysel değil grupsal olarak, keşke diyoruz, bunları sadece ilke değil, hedef olarak alsak. Kadın erkek
eşitliği bir hedeftir. Bu hedefe ulaşmak için yapılması gerekenler vardır. Bu hedefe ulaşmak istememiz
bir güçtür.
ZAYIF YANLAR
İsmim Ural Aküzüm. İnsan insanın ve Türk Türk'ün kurdudur, dolayısıyla zayıf yanlarımızı ortaya
dökmek kolay oldu. Yargının bağımsız olmaması ve kuvvetler ayrılığının düzgün işlememesi bizim
Sonuç Raporu 71
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
zayıf yanlarımız. Bunlar yapısal unsurlar olduğundan düzeltileceği yer de anayasa. Yargı üyelerinin
hükümet tarafından atanması gibi bir konu var. Kuvvetler ayrılığı çok önemli. Bunların ayrı olması
dışında bir de denge olmalı. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı önemli. Şeffaf ve hesap sorulabilir
bir yönetim yok. Ayrıca araştıran, sorgulayan birey yetiştiremeyen eğitim sistemimiz de zayıf bir yan.
Gerçekten eğitimde fırsat eşitliği olmaması bir anayasal güvenceyle kaldırılmalı. Burada gerekli
tedbiri almalı. Bu da uygulanabilmeli. Bireysel hak ve özgürlükler altında bireylerin korunamaması ve
demokratik devletin olmaması birey haklarının çoğulcu demokrasi içinde işletilmemesi bir zayıflık.
Özgürlükler esas alınmalı. Burada kadın erkek eşitliği geliyor. %40-60 kota tartışmaları bizim
zamanımızı aldı. Tek tek gruplara bakarsak şunlar var. Lider oligarşisi diyoruz. Bu 1990'lardan beri var.
Bu yasal sistemin getirdiği sıkıntı. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamı yaydık çünkü katılımcı
demokrasi etkin değil, bunun için zihinsel engelleri de aşmamız gerekiyor. Türkiye'de siyasi partiler
yasası böyleyken de işletilebilir. Kadın-erkek eşitliği için ekonomik istikrarsızlık ve yasal engeller var.
Bununla ilgili değişiklikler ve anayasada toplantı ve gösteri hakları hakkında değişiklik istiyoruz. Gelir
dağılımının getirdiği birçok eşitsizlik var. Eğitim, sosyal güvenlik ve sağlık alanında. Burada çelişki var,
serbest piyasa burayı engelliyor. Bir de karma görüş var. Bu anayasada çözümlenmeli. Laiklik
anayasada yer almalı. Laiklikle ilgili görüş ayrılıkları var. Bu nedenle anayasanın net kavramları
tanımlayan, muğlaklığa yer bırakmayan bir yapısı olmalı. Hak ve özgürlükler açısından daha
demokratik olması gerektiğini düşünüyorum.
Oğuz Babüroğlu: Farkındayız oda biraz sıcak ve yemek sonrası rehavet var. Bazı gözlerin
kapanmasını normal karşılayacağız. Herkesin elinde belgeler var. Olmayanlar da edinebilirler. Bir
yarım saat – 45 dakika bunlarla ilgili yorum bekliyorum. Bu yorum şöyle olmalı. Buradaki çalışmayı
bağlamı anlamak için yapıyoruz. Nasıl bir ortam içerisinde, nasıl bir anayasa nasıl bir ortamda
oluşacak? Bunun İngilizce tabiri SWOT, bunu iyi yapabiliyor olmamız lazım. Bunu özümsememiz
lazım. İlk katkı bu ortamda bu yönde. İkinci beklediğimiz katkı, bazı konuların daha iyi açıklığa
kavuşturulması. Savunma ya da kurum görüşüne yönelik yorum beklemiyoruz. Eksik diyebilirsiniz.
Çünkü bunları süze süze getirdik. Elenenler hiç yok diyemeyiz ama ortaya çıkan noktaları da bu
gruplar üretti. Bir yandan yazıp 20'de duracağım. İkişer dakikadan fazla da katkı olmasın istiyoruz. İki
dakikayı geçerseniz müdahale edeceğim, sonra bitirmenizi sağlayacağım.
• Anayasayla bağlantı konusunda fırsatların korunması açısından ekonomik istikrarı gözetici
maddeler anayasada olmalı.
• Bir şey dikkatimi çekti. Bir anayasa metninin ne içermesi konusunda mutabakat yok. Kadın
erkek eşitliği denmiş. 1930'dan beri istisnasız anayasanın bu konuda problemi yok. Olmadığı
için bunu anayasaya getirmenin anlamı yok. Anayasa sosyal psikolojik belge değildir. Bu
uygulamada olmayabilir ama bu anayasa ile ilgili değil. Keza sivil toplum kuruluşları içinde
bu vurgulanıyor. Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları devletten beslenir. Çoğunun az üyesi
vardır ve kaynakları düşüktür. Başka ülkelerde büyük sivil toplum kuruluşlarının olmasının
nedeni üyelerinin çok olması ve bütçelerinin büyük olması. Bunların hepsinin önde tutulması
gerekiyor.
• Anayasanın mimarisinde ne olması gerektiği çerçevede olacak.
• 4 grupta da sanat yok. Sanat olmadan biz batı da olamayız, adam da olamayız. Sanata
gerekli değeri verelim. Burada da sanatın yeri olsun.
Sonuç Raporu 72
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Merhaba. 4 grupta da dikkat edersek yargıya yönelik, yani kuvvetler ayrılığı var. Bizim
tekrarladığımız 3 erk: yasama yürütme yargı. Bunlar kim için var. Egemenliğin sahibi millet
için. Millet yargının neresinde yer alıyor? Mahkemede Türk Milleti adına hüküm verilir, peki
burada Türk milleti nerede geçiyor? Örneğin jüri sistemini tartışamaz mıyız?
• İki husus var: Biri laikliğin tanımı. Bunun tanımını yapmadan fırsat-tehdit iyi değerlendirilmez.
Bunun yoruma mahal vermeyen bir tanımı yer almalı. Bir de basının kartelleşmesi ile ilgili
anayasada hüküm olmalı.
• Bireyin hak ve özgürlüklerinden bahsedildi. Sorumluluk hiç yoktu. Oysa ki bireyler de
sorumluluk sahibi olmalı. Ülkeyi bu şekilde kaybetmeyelim.
• Güçlü yanlara ilişkin çok şeyden bahsettik. Biz genç nüfusu göz önünde bulundurmalıyız.
Artık sabit fikirli olmuş insanları dinlenmeye alalım diyoruz.
• Çevre hakkı yok. Özellikle tek grupta doğal kaynaklar salt ekonomik büyüme için mi? Çevre
hakkını koymuştuk. Doğal varlıkların korunmasının bir tehdit olduğunu insan hakları altına
koymuştuk. Sağlıklı bir çevrede yaşamak herkesin hakkı. 56 maddede bu ele alınıyor.
• Göç kavramı sadece tehdit olarak alındı. Bu öyle genel bir kavram olarak almak sakıncalı. İç
göç, zorunlu iç göç, ekonomik sebepli dış göç ve iltica olarak bakmak lazım. Türkiye'de 1
mülteci var; bu durum açıkça sorunu ortaya koyuyor. İltica hakkının da bir insan hakkı olmalı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde bu var.
•
4 gruptan da kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı geldi, bunlar zaten anayasada olmalı.
Böyle nitelikte olmayan anayasa zaten olmasın. Devletin sadece siyasi niteliğini gösterir.
Kuvvetler ayrılığı derken neyi kastediyor? Yasama, yürütme ve yargıyı biliyor. Bunun
vurgulanması gereken üçünün dengede olması. Yargı bağımsızlığı deyince hakimlerin
bağımsızlığı ve güvencesi kendi içinde tartışılacak uzun konular. Bunları daha sonra tekrar
açmak gerekiyor. Bunlar genel konular. Burada pek çok sivil toplum kuruluşu var. Buradaki
sivil toplum kuruluşları belli konular hakkında ne düşünüyor. Bu platformda da şu genel
izlenimi alamadık. Burada daha netleştirilmeli. Anayasada olması gereken temel ilkeler. Yargı
bağımsızlığı, işçinin korunması bunların içeriği doldurulmalı.
• Yöntem çok net. Daha evvel sunduk. Bundan sonra ilkeler, mimari var. Sonra bu soruyu
alalım. Bir daha yöntem ve detay olmalı, her şey burada yok.
• Doğal varlıkların tahribi bir tehdittir. Bu nedenle anayasamızda doğal varlığı, toprak, tarım
alanları ve biyolojik çeşitliliği fazla olan ormanların satılması güvence altına alınmalı.
• En güçlü ve en zayıf yanlarımız aynı maddeler olarak ifade ediliyor: Demokratik sosyal hukuk
devleti ve kadın erkek eşitliği. Bu bir çelişki olarak algılanabilir ama aslında buradaki sorun
uygulamada. Bunları uygulayacak uygun mekanizmanın anayasada belirtilmemesinde.
Bunun nasıl sağlanacağını belirten bir şey yok. Aynı şey laiklik ilkesi için de geçerli. Bunlar
uygulanmıyorsa kim sorumludur? Bu sorumlu nasıl devreye girecek? Partiler bir yerde
tıkanıp, kendileri hüküm veriyor. Esas mesele şunu bulmamız: bu mekanizmalar nasıl
konsun ki bu kesintilere uğramayalım? İktidardaki partiler anayasadaki maddelere
kendilerini zincirle bağlı hissetsinler. Anayasa yapım sürecinin yönetimi doğru mudur, metni
kim onaylar? İçerik ne olursa olsun, kimse uymuyor. Anayasa yapma yöntemi yanlış.
• Ortak güçlü yanlarımızın başında laik, sosyal, hukuk devleti demişiz. Sosyal devlet olarak
kötü bir durumdayız. Bu güçlü bir taraf değil. Bölgesel kalkınmaya Avrupa Birliği'nde çok
Sonuç Raporu 73
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
para harcanmış. Bunun anayasada yer alması gerekiyor. Bunun yanında şeffaflık yok. Bunun
nedenini anayasada yer alan bir maddeye bağlamak istiyorum. Bütçe, harcamaların
yapılmasına izin verir, kesin hesap kanunu bunun hesabını sorar. Dolayısıyla hesap
sorulabilirlik orada kapanır. Anayasamızda gelecek yasa değişikliklerine göre Bakanlar
Kurulu'na vergi koyma vs. yetkisi verilir. Aynı yasaya göre vergiler kanunla konur ve kaldırılır.
• Ortak tehditler arasında milliyetçilik vardı. Ancak, Atatürk milliyetçiliği konusunda konsensus
var. Etnik kimlik dersek bu milliyetçilik olur. Bizim benimsediğimiz anlayış etnik kimliği aşar.
Burada milliyetçilik tehdit olmamalı. Serbest piyasa beklentisi ile sosyal devletin güvence
altına alınması zıt gibi görünmüyor. Bu bir avantajdır. Türk burjuvazisinin oluşması devleti
sınırlayacaktır. Mülkiyetin sınırlandırması sosyal devlete ilişkin bir seçenek olabilir. Burada
sosyal devletten uzaklaşmayalım.
• Bireylerle ilgili çok şey söylenmiş, bazı gruplarda kadın haklarına kadar gelmiş ama asıl olan
mesele bireyin devletle olan meselesidir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü
var. Ülke ve milletin devletin olduğu anlaşılıyor. Bir emekli orgeneral şöyle demiştir: milletin
ülkesi ve devletiyle bölünmez bütünlüğü denir. Burada mana değişikliği var. Bunu
düzeltmemiz lazım. 13. maddede milleti öne çıkartan bir kavrayışı getirmemiz gerekiyor. Bu
tabii yasayla olacak şey değil ama askerin anayasa yapım sürecine müdahalesinin
azaltılması gerekiyor.
• Tehditlerdeki milliyetçilikten kastedilen aşırı milliyetçilik ve şovenizmdi. Serbest piyasanın,
hele ki içinde bulunduğumuz coğrafya içinde, güçlü yanlar içinde olması çok mantıklı.
Fırsatlar içinde son dönemdeki istikrarı sayıyor olmamız lazım. "Bilişime önem verelim"
görüşüne olanak tanıyan şey Türkiye ekonomisindeki istikrar; bu istikrarın temellerinin
anayasada yer bulması gerekiyor. Politik istikrar için yaptığımızın ekonomik istikrar için
yapılması lazım.
• İktidardaki parti seçim yasasıyla kendini halk çoğunluğundan soyutladığı için anayasa
değişikliği yetkisini kendisinde görmemeli. Halkı dışlıyor. Böyle toplantılar, bazılarının
karanlık emellerine meşruiyet kazandırmak için yapılır.
• Güçlü yanlarımız arasında doğal kaynaklardan ve yeraltı zenginliklerinden bahsedilmiş.
Bizim bunlardan başka gözle görünmeyen kaynaklarımız da var. Bunlardan biri de
frekanslar. Bunlara da atıfta bulunmak gerekiyor.
• Öncelikle yeni anayasada "Devletin konumu ne olmalı?" sorusuna yanıt aramak gerekiyor.
Devlet hakem mi hükümran mı olmalı? Benim kanaatim devleti hakem olmaya doğru
götürmek gerektiğidir. Anayasa ideolojisiz olmalıdır. Herhangi bir görüşü dayatmamalıdır. Bu
anlamda Atatürk milliyetçiliğinin temel alınması anayasayı ideolojik hale getirir. İdeolojisiz bir
anayasa istiyorsak herhangi bir görüş onun içinde olmamalı. Anayasanın yargının
bağımsızlığı için öngörmesi gereken hükümlerden dem vuruldu. Yargı bağımsızlığındansa
yargı kararsızlığı daha büyük bir sorundur. Yeni anayasa ilerici demokrasinin çevresinde
yüksek demokrasiyi yapılandırmalı ve birçok yüksek yargı organı halka dayalı olmalı.
• Kamusal karar alma mekanizmalarında sivil toplum kuruluşları yer almıyor. Özellikle yürütme
ve yasama organlarında bu kuruluşların iradesinin yansıtılması için iyi bir mekanizma olmalı.
Bu birçok yerde uygulanıyor. Bunun bir kurum olarak düşünülmesi gerektiğini
düşünüyorum. Sivil toplum kuruluşları Avrupa'da kamusal karar alma mekanizması için
önemli bir araç.
Sonuç Raporu 74
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Halihazırdaki durumu doğru değerlendirebilmek için 27 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı krizi,
asker ve sivil bürokrasinin vesayeti ile bunların anayasa yapım sürecindeki rolüne
değinmemiz gerekir. Bunları görmezden gelmek bu olguların varlığını ortadan
kaldırmayacaktır.
• Ben kavram kargaşalarına değineceğim. Anayasada, kavramların içlerinin doldurularak yer
alması çok önemli. Laiklik nedir, kamu yararı nedir? Kimin açısından kamu yararı
gözetilecektir? Bunları açık tanımlara kavuşturmak gerekiyor.
• Benim değinmek istediğim üç husus var. Birincisi, genç nüfusun getirdiği avantaj. Bu
gençlerin nitelikli yetişmesi için büyük masraflar yapıyoruz. Bunlar nitelikli insan olarak
yetiştirildikten sonra işsizlik nedeniyle beyin göçü yaşanıyor. Bunları kaçırıyoruz. Bununla
ilgili bir yaptırım olmalı. Bir genç en verimli zamanında, ülkesine verimli olabileceği çalışmalar
yapabilsin. İkincisi, ombudsman olarak çalışmalar yapmış kişileri halkın temsilcisi olarak
anayasada yer alması gerekiyor. Son olarak, küresel ısınma ve su sorunu tüm dünyanın
meselesi, doğal kaynaklara ilişkin konular da anayasada yer almalı.
• Kadın-erkek eşitliği söyleminden sıkıldığını ifade edenlere şunu söylemek istiyorum: eşitlik
sağlanana kadar sıkılacaksınız. Kadın istihdamı 1950'de %72'deyken bugün %50'lerde.
Belediye başkanlarının hemen tamamı erkek. Oysa ülkemizin uluslararası anlaşmalarda
imzası var. Hala erkeklerin dünyasında yaşıyoruz. Ne yazık ki, eşitlik sağlanana kadar
sıkılmaya devam edeceksiniz.
Oğuz Babüroğlu: İlk çalışma itibariyle bağlamı epey yakaladık. Bayağı bir şey yakaladık, birçok
arkadaş görüş bildirdi. Bazıları görüşlerini bildirdi, bazıları açıklama yaptı, bazıları açıklamaya devam
ediyor. Detayları tamamlamadan gitmeyeceğiz. Adım adım buraya gideceğiz. Gördüğünüz gibi bizim
yapmaya çalıştığımız şeyin en önemli noktası yöntemi doğru işletip içeriğe karışmamak. Bazı
moderatörlerin herkes konuştuktan sonra toparlayıp özetlemek gibi bir huyu vardır. Ben bunu
yapmıyorum. İstediğimiz yere gitmek için bol bol zamanımız olacak, ben devam etmek istiyorum. Bu
yöntemi çalıştıralım, umuyorum ki yarın akşam hepimiz memnun ayrılırız. Bu toleransı göstermemiz
lazım. Lütfen birbirimizi hedef almayalım, mümkünse devam edelim. Geldiğimiz noktada bağlamdan
ilkelere, ilkelerden bunların anayasadaki yansımalarına ilişkin göndermeler yaptık. Şimdi bu
göndermeleri işleyeceğiz. Birer vatandaş olarak biz nasıl bir anayasa istiyoruz? Bu temel ilkelerin ne
olmasını istiyoruz? Şimdi işin özüne doğru yol alıyoruz. Birebir tasarım yapmasak da kavramlarımızı
sağlamlaştırmamız lazım. Bundan sonraki çalışma en önemli gördüğünüz ilkeleri çıkartmaya
çalışmak. Biz nasıl bir anayasa özlüyoruz, bununla ilgili beyin fırtınası yaptıracağız. İlk önce herkes
kendi görüşünü söylüyor. Sonra biraz seçicilikle getirmenizi rica edeceğiz. Buradan da 6 tane ilkeyi,
bu anayasada olması gerektiğini tasarlayabileceğimiz özellikleri getireceğiz. Beyin fırtınasını yapıp
daha sonra eleyerek bunların sayısını azaltacağız. Sonra da tanımları yapmaya çalışacağız. O ilke
karşımıza geldiğinde bunu iyi anlamamız lazım. Gruplar kendi içerisinde sunuş yapacak ve daha
sonra ulaştıkları ilkeleri birleştirecekler. Sonra ucu açık. Sonra 19'a kadar, tartışmamıza devam
edeceğiz. Aynı gruplara gidiyoruz. En önemli ilkeyi seçmeye çalışıyoruz.
Sonuç Raporu 75
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ANAYASA İLKELERİ GRUP ÇALIŞMALARI
KIRMIZI GRUP
GRUP 1
Beyin Fırtınası:
• Düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına almalı
• Eşitlikçi olmalı
• Laik bir anayasa olmalı
• Bireyi gözeten bir anayasa olmalı
• Teknik bir anayasa olmalı: İdeolojik unsurları içermemeli
• Dokunulmazlık zırhını kaldırmalı
• Yasama – yürütme – yargı iyi tanımlanmalı
• Temsil hakkını kolaylaştırmalı
o Siyasi partiler
o Baraj sorunu
o Aday belirleme
• Vatandaşlık ve Türklük kavramlarını milli bütünlüğü destekleyecek şekilde tanımlamalı
• Çalışma yaşamında adalet sağlayacak bir Anayasa olmalı
• Milli gelirin adaletli bölüşümünü sağlamalı
• Merkezi yönetimin yerel yönetim üzerindeki idari vesayeti kaldırılmalı
• Vergilendirme adil olmalı
• Kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşma ve düzeltme hakkını tanımalı
• Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi olan Atatürk ilke ve devrimlerine sadık bir anayasa olmalı
• Ulusal çıkarlara uygun bir anayasa olmalı
• Anayasa kullandığı kavramları tanımlamalı
• Bütün düzeylerde bürokrasinin yürütme üzerindeki gücünü azaltmalı
• Doğal varlıkların ve çevrenin korunmasını sağlamalı
• Evrensel insan hakları standartlarını içermeli
• Çocuk haklarının korunması sağlanmalı
• Yürütmenin bürokrasi üzerindeki etkilerini azaltmalı
• Katılımcı sivil toplum oluşturulmalı
• Haberleşme özgürlüğünü güvenceye almalı
Sonuç Raporu 76
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Bağımsız örgütlenmeyi destekleyen bir Anayasa olmalı
• Doğal kaynaklar ve frekans spektrumu gibi konularda lisans verme ilkelerini tanımlamalı
• Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu benimsemeli
• Sosyal hukuk devletini içermeli
• Egemenliğin kuvvetler ayrılığı ilkesine göre kullanılmasını sağlamalı
Seçilen İlkeler:
1. Cumhuriyetimizin kurucu felsefi olan Atatürk ilkelerine sadık bir anayasa olmalı
2. Egemenliğin kuvvet ayrılığı ilkesine göre kullanılmasını sağlamalı (hem tarafsız, hem
bağımsız)
3. Evrensel insan hakları standartlarını içermeli
4. Temsil hakkının kolaylaştırılmasını sağlamalı
§ Siyasi partiler barajı sorunu
§ Aday belirleme sorunu
5. Kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşma ve düzeltme hakkını tanımalı
6. Milli gelirin adaletli bölüşümü için gerekli çerçeveyi sağlamalı
GRUP 2
Beyin Fırtınası:
• Ücret eşitliği (eşit işe eşit ücret) öngörmeli
• Ekonomik ve Sosyal Konseyin işlevi anayasada yer almalı
• Esnaf ve sanatkârın korunması için 173. madde geliştirilerek sürdürülmeli
• Su sorununa çözüm bulmalı
• Çevreyi ve doğal kaynakları korumalı
• Kamu maliyesinin etkin denetimini sağlamalı
• Milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmalı (kürsü dokunulmazlığı hariç)
• Siyasi parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev sürelerine sınırlandırma getirmeli
• Anayasadaki tanımlar muğlâk olmamalı, net tanımlar getirilmeli
• Bireyi devletin önünde görmeli
• Serbest piyasa ekonomisinin tüm kuralları ile işletilmesini sağlamalı, 173. madde
geliştirilerek sürdürülmeli
• STKların başkanları milletvekili olabilmeli
• Kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlemesini sağlayacak yöntemler geliştirmeli
• Eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini sağlamalı
Sonuç Raporu 77
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Sosyal güvenlik sisteminde değişikliğin önünü açmalı
• Bölgeler arası farklılıkların giderilmesine olanak tanımalı
Seçilen İlkeler:
1. Ekonomik ve Sosyal Konsey Anayasa'da yer almalı ve etkin çalıştırılmalı
2. Çevre ve doğal kaynakları sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda korumalı
3. Kamu maliyesinin etkin denetimini öngörmeli
4. Milletvekillerin dokunulmazlıklarını (kürsü dokunulmazlığı hariç) kaldırmalı, siyasi parti
başkanları ve milletvekillerinin görev sürelerini sınırlandırmalı
5. Serbest piyasa ekonomisinin tüm kurum ve kuralları ile işletilmesini, esnaf ve sanatkârların
korunmasını sağlamalı
6. Bireyin devletin önünde tutulması, eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğinin sağlanması ve sosyal
güvenlik sisteminde eşitlik sağlanırken kamuda eşit işe eşit ücret ödenmesi esasının
getirilmesini öngörmeli
GRUP 3
Beyin Fırtınası:
• İnsanlık onuru
• Eşitlik
• Demokratik laiklik sosyal hukuk devleti
• Hukukun üstünlüğü
• Kuvvetler ayrılığı
• Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı
• Egemenliğin millete ait olması
• Kontrol ve denge mekanizmalarının varlığı
• Mali ve ekonomik alanlarda saydamlık
• Kadın erkek eşitliği
• Örgütlenme özgürlüğü
• Din ve vicdan özgürlüğü
• Sosyal haklar
• Yönetime katılımın güçlendirilmesi
• Bireysel haklar ve bunların kamu yararıyla sınırlandırılması
• Siyasi haklar ve yükümlülükler
• İfade özgürlüğü
Sonuç Raporu 78
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Mülkiyet hakkı
Seçilen İlkeler:
1. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti; şekli cumhuriyettir
2. Bireysel hak ve özgürlüklerin korunması (ifade, mülkiyet, din ve vicdan)
3. Kolektif hak ve özgürlükler (örgütlenme, toplanma )
4. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının korunması
5. Kadın-erkek eşitliği başta olmak üzere kanun önünde ve uygulamada eşitliğin sağlanması
6. İnsan onurunun dokunulmazlığı
7. İdari, mali ve ekonomik alanlarda saydamlık ve etkinliğin sağlanması
GRUP 4
Beyin Fırtınası:
• Eşitlik: cinsel, cinsiyet, sosyo-ekonomik, bölgesel, dinsel, etnik
• Teşebbüs hürriyeti
• Bireysel ve kolektif özgürlüklerin korunması
• Vatandaşlık sorumlulukları
• Sosyal devlet, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin geliştirilmesi
• Çevre, kültür, diğer canlılara kaşı yükümlülükler korunmalı
• Sürdürülebilirlik ilkesi
• Katılımcı demokrasi ilkesinin geliştirilmesi
• Hesap sorulabilirlik ve şeffaflık
• Denetim ilkesi
• Hukuk devleti
• Haber alma ve yayma özgürlüğü
• Memur sendikalarının grev hakkı
• Sosyal adalet ilkesinin güçlendirilmesi
• Düzgün iş ve haklar standardı
• Eğitimde fırsat eşitliği, sonuçta fırsatta eşitlik
• Uluslararası antlaşmalara ve standartlara uygun hak ve özgürlükler
• Kayıtdışılığın önlenmesi, verginin genelleştirilmesi
• İnanç özgürlüğünün korunması
• Uluslararası antlaşmaların iş hukuku
Sonuç Raporu 79
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Yerel yönetimlerin geliştirilmesi
• Engelliler ve kimsesizlerin sosyal yaşama katılımı
• Devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama yükümlülüğü
Seçilen İlkeler:
1. Devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini fiili olarak sağlama yükümlülüğü (Eşitlik ilkesi)
2. Bireysel ve kolektif temel hak ve hürriyetlerinin ancak hukuk devleti ilkesi içinde sınırlanması
(Temel hakların sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemelerde değişiklik ve daha somut, açık
hükümlerin getirilmesi)
3. Katılımcı demokrasinin geliştirilmesi (STK, mahalli yönetim, siyasi partiler seçimler ve
üniversiteler)
4. Uluslararası antlaşmaların iç hukuka üstünlüğü (90. madde hükmünün değiştirilmesi)
5. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi (il-ilçe yönetimi ve belediyeler)
6. Aktif sosyal devlet ilkesi (sosyal sigorta yardım ve hizmetler)
Sonuç Raporu 80
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK İLKELER- KIRMIZI GRUP
1. Çevre ve doğal kaynakların, canlı ve cansız varlıkların ve üçüncü neslin sürdürülebilir
haklarının güvence altına alınması
2. Bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin korunması (evrensel standartlar)
3. Devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini kanun önünde ve uygulamada sağlama yükümlülüğü
ilkesi (geçici özel önlem alma dâhil)
4. Yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının korunması
Tek Grupta Çıkanlar:
1.
Bireyin devletin önünde tutulması
2.
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in anayasada yer alıp etkin çalıştırılması
o Sivil toplum kuruluşlarının kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmeleri
3.
Kamu maliyesinin etkin denetimi (Kamu harcamalarının ve kamu gelirlerinin saydamlığı)
4.
Milletvekillerinin ve tüm kamu çalışanlarının dokunulmazlıklarının kaldırılması ve siyasi
parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev sürelerinin sınırlandırılması
5.
Milli gelirin adil dağılımı, ülke gelirinin ülke insanlarınca adil bir sistemde dağıtılması
(Asgari ücret, emeklilik vb)
6.
Serbest piyasa ekonomisinin tüm kurum kuralları ile işletilmesi; bazı ekonomik ve sosyal
kesimlerin korunmaya devam edilmesi
7.
İnsan onurunun dokunulmazlığı ilkesi
8.
İdari, mali ve ekonomik alanlarda saydamlık, etkinlik ve hesap sorulabilirliğin sağlanması
9.
Bilgi edinme ve kişinin kendisiyle ilgili bilgiyi düzeltme talebi hakkı
10. Uluslararası antlaşmaların iç hukuka üstünlüğü
11. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi
12. Aktif sosyal devlet ilkesi (sosyal sigorta yardım ve hizmetler)
13. Atatürk ilkelerinin gözetilmesi
14. Temsil hakkının kolaylaştırılması sağlanmalı
o Siyasi partiler aday belirleme sorunu
o Baraj sorunu
Açıklamalar:
Geçenlerde bir kitap okudum, önsözünde "Söyleyebileceğimi bilmiyordum." diye bir söz vardı.
Biz de konuşurken bazı şeylerde böyle olduk. Biz de söyleyebileceğimizi bilmiyorduk ama girince
açıldık. Bireyin ve devletin hak ve sorumluluklarını yazılı olarak yazıldığı ve buna uyulduğu kurallar
zinciridir anayasa. "Birey, insan ve tüzel kişilik dışında hak ve sorumluluklar var mıdır?" dedik. Çevre ve
doğal kaynakların dışında canlı ve cansız varlıkların ve üçüncü neslin sürdürülebilir haklarının
Sonuç Raporu 81
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
güvence altına alınması ilkesi var. Buna emin olun farklı şeyi sunmak adına elimin titrediği, heyecan
duyduğum bir madde. Bizler diğer yasa yapanların dar kalıplaşmış fikirlerinin dışında olaylara
bakmak, bunun sonucunda da başka bir sunum yapmakla mükellefiz. Sivil toplumun işlevi buradan
geliyor.
• Üçüncü nesil nedir?
Üçüncü nesil bizim dışımızda gelecek nesiller. Üçüncü nesilde insanın dışında bitki, hayvan
doğal kaynaklar, hava, tarihi değer ve kültürel miras için üçüncü nesil var. Bir nesil olsaydı dar kalıplı
olurdu. Bu üçüncü nesle sürdürülebilir bir kaynak bırakmamız gerekiyor.
İkinci olarak, bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin evrensel standartlarda güvence altına
alınmasını koyduk. Bu cemaat olabilir, mahalle, genelde komün yaşayan insanlar olabilir. Bireylerin
bir araya getirdiği topluluklar diyebilir.
• Kolektif olarak kullanılan bireysel haklar derseniz daha uygun olur.
Üçüncü olarak burada bulunan bayan arkadaşların inanılmaz mücadelesine karşı bizim sadece
boynumuz eğik. Burada olan erkek arkadaşların da iyi niyetinin de bir göstergesidir. Birçok grupta
cinsiyet eşitliği ilk sıralara alınmıştır. Kanun önünde ve uygulamalarda geçici özel önlem halleri dahil
dedik. Son olarak da yargının bağımsızlığını ele aldık. İlk 4 maddeyi böyle özetledik.
Bir de tek tek çıkan şeyler vardı. Bunlar da bireyin devletin önünde tutulmasından, ekonomik ve
sosyal konseyin sivil toplum kuruluşlarının devletin ve hükümetin yürütme erkine etkisi ile ilgili
kurduğu platformdan bahsediliyor. Kamu maliyesinin etkin denetimi, dokunulmazlıkların kaldırılması
ve siyasi parti başkanlarının görev sürelerinin kısıtlandırılması dedik. Hatta bunu dernekler için de
düşündük. Aslında 20-30 yıldır dernek başkanı olan "genç" arkadaşlarımız da var. Adil ücret sistemi
kurulması, serbest ekonominin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesi diğer unsurlar. İnsan onurunun
konulmasını biz birinci madde olarak algıladık. Hesap sorulabilirliğin düzenlenmesi gerekiyor. Kişinin
kendi ile ilgili bilgilere ulaşma ve bunların düzeltilmesini talep etme hakkı varmış. Kendimle ilgili bilgi
edinme hiç aklıma gelmemişti. Uluslararası anlaşmaların iç hukuka üstünlüğü var. Yerel yönetimlerin
içine demokrasi katma düşüncesini ele aldık, ancak bunu kaldıramayacağımıza karar verdik. Atatürk
ilkelerinin gözetilmesi dedik. Temsil haklarında ise ülke barajı sorunu da buraya dahil.
Sonuç Raporu 82
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
MAVİ GRUP
GRUP 1
Beyin Fırtınası:
• Bilimsel merkezli eğitimi önemli tutan bir anayasa olmalı
• Ekonomik istikrar; işleyen piyasa ekonomisini önceliklendirmeli
• Anayasa bir fikir ve ideolojiye bina edilmemeli
• Hesap sorulabilirlik
• Bireye dayalı olmalı
• Bağlayıcılıkta evrensellik
• Yargı bağımsızlığı
• Atatürk ilkeleri metinde yer almalı
• Özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik, çağdaş
• Gelir dağılım adaleti
• Eşitsizlik ilkesi
• Kısa olmalı
• Vatandaşların gönülden kabul edeceği metin olmalı
• Çağdaşlık
• Vesayet olmamalı
• Yerinden yönetim
Seçilen İlkeler:
1. Ekonomik istikrar işleyen piyasa ekonomisi
2. Hesap sorulabilirlik
3. Bağlayıcılıkta evrensellik
4. Özgürlükçü, eşitlikçi, bireye dayalı, demokratik, çağdaş
5. Bilimsel merkezli eğitimi önemli tutan
6. Anayasa bir fikir ve ideolojiye bina edilmemeli
GRUP 2
Beyin Fırtınası:
• Kadın erkek eşitliğinin fiilen sağlanması için kota ve pozitif ayrımcılık önlemlerinin getirilmesi
• Laiklik ilkesinin gözetilmesi
Sonuç Raporu 83
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Yönetimin halk iradesine dayanması
• Kuvvetler ayrılığı ilkesinin belirgin olarak yer alması
• Meslek kuruluşlarının mutlaka anayasada düzenlenmesi ve güçlendirilmesi
• İnsanın en üst değer olması
• Belirli meslek gruplarının – tarım ve küçük esnaf—korunması
• Demokratik ve özgürlükçü olması
• Hukukun üstünlüğü ilkesine ve yargı bağımsızlığına dayalı olması
• İnsan haklarına dayanması
• Siyasi partiler yasası ile seçim yasasının toplumun geniş kesimlerine hitap edecek şekilde
yer alması
• Temel hak ve hürriyetlere getirilecek sınırlamaların bu hakların özüne dokunmaması
• Bütün kuvvetlerin ulus egemenliği ile bağlantı kurulması
• Dil, din, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, medeni hal, yaş, engelllik, siyasi görüş ve
benzeri her türlü ayrımcılığın yasaklandığı bir eşitlik düzenlemesi
• Çoğulculuk ve katılımcılık esaslarına dayanması
• Seçimlerin seçmenlerce talep edilmesi durumunda hemen yenilenmesi
• Parti içi demokrasi anlayışının ulusal bütünlüğe bağlanması
• Hak arama özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
kararlarına yargı yolu açık olmalı)
• Kooperatifçiliği geliştirecek tedbirlerin alınması
• İnsanı ve insani değerleri merkez alması
• Sosyal devlet ilkesinin net bir şekilde yer alması, genişletilmiş ve talep edilebilir sosyal haklar
tanınması
• Memurlara siyaset yapma yolunun açılması
• Anayasada belirli bir meslek grubuna özerklik verilmemesi, eşitlik sağlanması
• Din hizmeti veren kamu kurumuna yer vermemesi
• Silahlı Kuvvetler'in yurt savunmasından ibaret olan görevini Milli Savunma Bakanı'na bağlı
olarak yerine getirmesi
• Sistemin üzerindeki askeri ve sivil bürokratik vesayetin önlenmesi
• Partileşmenin toplumsal verilere göre sınırlandırılması
• Memurlara toplu sözleşme ve grev hakkının tanınması
• Her türlü ayrımcılığın anayasal suç haline getirilmesi
• Doğa, çevrenin ve kaynakların köklü mirasın korunması, planlı kentleşme
Sonuç Raporu 84
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Seçilen İlkeler:
1. Laiklik (din ve devlet işleri ayrı)
o Din hizmeti veren kamu kurumu olmamalı
o Din ve vicdan özgürlüğü
o Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalı
2. Çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi esas alan bir anayasa
3. İnsan hak ve özgürlüklerini esas alan ve insan onurunu en yüce değer kabul eden bir
anayasa
4. Her türlü ayrımcılık anayasada yasaklanmalı
o Cinsiyet, etnik köken, dil, din, ırk, medeni hal, engelliler, cinsel yönelim
5. Meslek ayrımı gözetilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engeller kaldırılmalı
6. Sistemin üzerindeki askeri ve bürokratik baskı kaldırılmalı
GRUP 3
Beyin Fırtınası:
• Haklarını koruma imkanı olmayanların da haklarını koruyacak bir anayasa
• Çoğulculuk
• Eşitlik (Kadın-erkek, etnik köken, din, cinsel yönelim)
• Laiklik
• Anayasanın yeniden yapılması sürecinin yönetimi metinde yer almalı
• Ulusal bağımsızlığa vurgu yapmalı
• Sosyal devlet
• Birey haklarıyla birlikte devleti de gözetmeli
• Hukukun üstünlüğü
• Bireyin kendini temsil edecek kişiyi seçebileceği bir sistem
• "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk devrimlerine bağlı anti-emperyalist, milliyetçi, devletçi,
cumhuriyetçi, laik, halkçı ve devrimci bir Cumhuriyettir" ibaresinin yer alması
• "Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı her yurttaş Türk'tür" ibaresinin yer alması
• Yaşama, eğitim, barınma gibi temel insan haklarının yer alması
• Bireysel tercihlerin (din, cinsiyet, töre vb) kamu kurumlarına taşınmaması
• Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı
• Bilgi alma ve öğrenme hakkı
• Farklılıkların korunması
• Seçilmişlerin üstünlüğü
Sonuç Raporu 85
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Şeffaflık ve hesap sorulabilirlik
• Çocuk hakları
• İnsan haklarına dayalı bir devlet
• Kişilerin birbirlerine saygı göstermesini emreden bir anayasa
• Fırsat eşitliklerini sağlayan bir anayasa
• Her türlü ayrımcılığı önleyen bir anayasa
• Devleti değil bireyi ön plana çıkaran bir anayasa
• İyi eğitimi yüksek öğretim düzeyine kadar garanti altına alan bir anayasa
• Yapılacak yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyecek etkin mekanizmaları öngören bir
anayasa
Seçilen İlkeler:
1. Demokratik devlet
2. Sosyal devlet
3. Laik devlet
4. İnsan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü kabul eden bir anayasa
5. Üniter yapı içerisinde devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü korurken çoğulculuğu ve
farklılıkları koruyan ve geliştiren bir anayasa
6. Eşitlik (cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken, din, dil, mezhep, yaş, engellilik) ve eşitlik
sağlanana kadar pozitif ayrımcılık Not: POZİTİF AYRIMCILIK KONUSUNDA UZLAŞMA
SAĞLANAMADI.
GRUP 4
Beyin Fırtınası:
• Laiklik
• Sosyal hukuk devleti
• İnsan haklarına dayananda eşitliği öngören (dil, din, ırk, cinsiyet)
• Toplumun huzurunu sağlayan bir anayasa
• Toplumsal uzlaşı kültürünü geliştiren bir anayasa
• Demokratik
• İdeolojisiz anayasa
• Hakem devlet
• Çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasiyi benimseyen bir anayasa
• Atatürk ilke ve inkılaplarına dayanan bir anayasa
Sonuç Raporu 86
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Devlet bireyin özgürlüğü, sağlıklı yaşaması, iyi bir eğitim alması için vardır
• Örgütlenme hakkı
• Çalışma barışı, sosyal güvenceyi sağlamalıdır
• Kayıt dışı ekonomiyi denetim altına alabilen bir anayasa
• Sosyal devlet ilkesini serbest piyasa ekonomisi karşısında koruyabilen, gelir dağılımını
dengeleyen bir anayasa
• Yargının bağımsızlığını güçlendiren, yargının bağımsızlığını sağlayan (hükümet-yargı, askeryargı) bir anayasa
• Yargı sisteminin birliği
• Müdahalesiz demokrasi anlayışı
Seçilen İlkeler:
1. Laik bir devlet anlayışı (tanımlanmak şartıyla)
2. Çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü anlayışı benimseyen demokratik bir devlet
3. Dengeli gelir dağılımını öngören, sosyal devlet ilkesini serbest piyasa karşısında koruyan ve
geliştiren bir devlet anlayışının benimsenmesi
4. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını öngören hukuk devleti anlayışı
5. Doğal çevrenin korunması
6. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması
Sonuç Raporu 87
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK İLKELER – MAVİ GRUP
• Çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi esas alan bir anayasa
• Özgürlükçü, eşitlikçi ve birey odaklı bir anayasa. İnsan hak ve özgürlüklerini esas alan ve
insan onurunu en yüce değer kabul eden demokratik devlet
• Bilimsel merkezli eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan bir anayasa
• Cinsiyet, etnik köken, dil, din, ırk, medeni hal, engelliler, mezhep, cinsel yönelim gibi
gerekçelerle her türlü ayrımcılık anayasada yasaklanmalıdır.
• Laiklik (din ve devlet işleri ayrı)
o Din ve vicdan özgürlüğü
o Devlet tüm inançlara eşit mesafede
• Dengeli gelir dağılımını öngören, sosyal devlet ilkesini serbest piyasa karşısında koruyan ve
geliştiren bir devlet anlayışının benimsenmesi
• Ekonomik istikrar, işleyen piyasa ekonomisi
Tek Grupta Çıkanlar:
• Hesap sorulabilirlik
• Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını öngören hukuk devleti anlayışı
• Doğal çevrenin korunması
• Bağlayıcılıkta evrensellik
• Anayasanın bir fikir ve ideolojiye bina edilmemesi
• Sistemin üzerindeki askeri ve bürokratik baskının kaldırılması
• Din hizmeti veren kamu kurumunun olmaması
• Meslek ayrımı gözetilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engellerin kaldırılması
• Üniter yapı içerisinde devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyarak çoğulculuğun ve
farklılıkların korunması ve geliştirilmesi
• Eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık? (uzlaşma yok)
Açıklamalar:
Mavi grup olarak çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi esas alan, özgürlükçü, eşitlikçi ve insan
onurunu en yüce değer kabul eden bir anayasa istiyoruz. Bilim ve eğitimde fırsat eşitliğinin yanı sıra
her türlü eşitliği esas kabul ediyoruz. Din ve devlet işlerinin ayrılması olarak tanımladığımız laiklik
benimsediğimiz bir diğer ilke. Laikliğin altında din ve vicdan özgürlüğü ile devletin tüm inançlara eşit
mesafeli olmasını öngörüyoruz. Dengeli gelir dağılımı öngören, serbest piyasa karşısında koruyan bir
devlet anlayışının benimsenmesi gerektiği inancındayız. Bunu iyi işleyen piyasa olarak isimlendirdik.
İyi işleyen piyasa ekonomisini herkes istiyor. Ancak bunun yanında sosyal devlet yok olmamalı.
Sosyal devletle piyasa güçleri kararlarını birlikte vermeli. Yalnız biri güçlenmemeli. Biri ayakta
Sonuç Raporu 88
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
dururken bu durum diğerine rağmen olmamalı. Sosyal adalet göz önüne alınmalı. Tek grupta hesap
sorulabilirlik çıktı. Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı dendi. Doğal çevrenin korunması, bağlayıcılıkta
evrensellik öne çıkan diğer ilkeler. Ortaya sürülen bir diğer fikir, ideolojinin anayasanın inşasında rol
üstlenmemesi gerektiği. Sistemin üzerindeki askeri ve bürokratik baskının kaldırılması gerekiyor. Din
hizmeti veren kamu kurumu olmamalı. Siyaset yapma üzerindeki engeller kalkmalı. Devlet ve milletin
bölünmez bütünlüğünü korurken çoğulculuk sağlanmalı. Eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık
dedik. Peki ne için bunu dedik, hangi konularda eşitlik? Dil, cinsiyet, etnik köken gibi birçok olgu var.
Pozitif ayrımcılık fikri, cinsiyet eşitliği için uygundur. Etnik köken için bu geçerli midir? Bu tartışılır. Biz
pozitif ayrımcılığı yalnızca cinsiyet için öngördük.
Sonuç Raporu 89
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YEŞİL GRUP
GRUP 1
Beyin Fırtınası:
• Hukuk devleti
• Adil fırsat eşitliği
• Parasız eğitim, sağlık
• Cinsiyet eşitliği
• Anayasal vatandaşlık
• Eşitlik ilkesine "cinsel yönelimin" de eklenmesi
• Yargı bağımsızlığı
• Sosyal güvenlik ayrımının olmaması
• Örgütlenme özgürlüğü
• Merkez-yerel dengesi
• Yargılama birliği ilkesi
• Yargı tarafsızlığı
• "Söz konusu insansa gerisi teferruattır"
• MGK ve diyanet işleri başkanlığı anayasal kurum olmaktan çıksın
• Laiklik ilkesinin gerçek anlamda yerleşmesi
• Sosyal devlet
• Düşünce ve ifade özgürlüğü
• Tam bağımsızlık
• Vicdani ret hakkı
• Kültürel haklar
• Çoğulculuk
• Katılımcılık, saydamlık, hesap sorulabilirlik
• Cevap alma hakkı
Seçilen İlkeler:
"Asıl olan insansa gerisi teferruattır"
1. Hukuk devleti:
o Yargı bağımsızlığı
o Yargı tarafsızlığı
Sonuç Raporu 90
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Yargılama birliği
2. Anayasal vatandaşlık (vatandaşlığın etnik bir kimliğe atıf yapmaması, hukuki bir bağ olması)
3. Sosyal devlet:
o Parasız eğitim ve sağlık
o Adil fırsat eşitliği
o Sosyal güvenlik hakkı
o Gelir dağılımının dengelenmesi
o Bölgesel kalkınma eşitliği
4. Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması (özellikle kamu görevlilerinin bir
kısmının dernek kurma özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, kamu görevlilerinin
ve öğrencilerin siyasi partilere üye olabilmesi)
5. Düşünce ve ifade özgürlüğü (çoğulculuk)
6. Ayrımcılık karşıtlığı: herkes ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, etnik kimlik ayrımı
gözetilmeksizin yasalar önünde eşittir
Sunum:
• Hukuk devleti ilkesi teminat altına alınmalıdır. Yargılamada birlikten kastımız, hukuk kuralların
herkes için geçerli olması, herkesin aynı prosedürle yargılanması, yargı karşısında herhangi
bir ayrımcılık ya da kayırmacılık olmaması.
• Yani bir vatandaşlık paradigması ihtiyacı: etnik kimlikler arasında nötr bir unsur. Hukuki bir
bağ.
• Sosyal devlet kimliği için öneriler: sosyal güvenlikten yararlanmayan kimse kalmaması.
• Bazı kamu görevlilerinin sendika, parti ve vakıflara üye olmasının önündeki engeller
kaldırılmalı
• Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı. Bir takım kısıtlamalar elbette
olacaktır ama temel kısıtlamalar dışında bireyler düşüncelerini dile getirdikleri için kendilerini
tehlikede hissetmemelidir.
• Irk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, etnik kimlik gibi olgulardan kaynaklanabilecek
ayrımcılıklara karşı anayasal güvenceler getirilmelidir.
GRUP 2
Beyin Fırtınası: KEŞKE:
• 1961 Anayasası yeni anayasada örnek alınsa birey merkezli bir Anayasa olsa
• Haklar korunsa yazılı haklar uygulamada korunsa ve gözetilse kanun devleti yerine hukuk
devleti kök salsa
• Birey için devlet anlayışı yerleşse
Sonuç Raporu 91
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Kültürel farklılıklar sosyal eşitlikte yansımasını bulsa
• Devlet sosyal adaleti sağlasa
• Hükümetlerin/yürütmenin yetkilerinin sınırlandığı fren/denge mekanizmaları kurulsa
• Şeffaflık gözetilse
• Kuvvetler ayrılığı kesin çizgilerle ayrışsa
• Yargı bağımsızlığı sağlansa
• Etkin/etkili yargı yaratılsa:
o Adil yargılanma hakkı uygulamaya geçse
o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kuruluşunda tarafsızlık gözetilse
o Yargının tarafsızlığı sağlansa
o Yargının bağımsızlığı (organik-faaliyet) sağlansa
• Düşünce özgürlüğü güvenceye alınsa
• Sosyal devlet ilkesi yerleşse
• Yürütme organının üyeleri, yasama organı üyesi olarak yasama faaliyetlerine dahil olmasa
• Kritik kavramlar muğlak olmasa, açıklıkla tanımlansa (laiklik – kamu yararı – kamu hizmeti)
• Hesap verme sorumluluğu kesin kurallara bağlansa
• Doğal – kültürel varlıklar (çevre, orman, kültürel varlıklar) korunsa
• Adem-i merkeziyetçilik öngörülse (yerinden yönetim ilkesinin uygulansa)
• Türkçeye önem verilse (Türkçe kullanılsa/korunsa) tabela kirliliğinden kurtulunsa
Seçilen İlkeler:
"Önce insan"
1. Bireyin kişisel gelişimini esas alan birey merkezli bir anayasa (sosyal adalet – sanat ve
kültürün desteklenmesi – eğitim – kültürel farklılıkların fikir özgürlüklerinin korunması)
çoğulcu bir anayasa, çoğunlukçu değil
2. Hükümetlerin/yürütmenin yetkilerinin sınırlandığı, etkin fren/denge mekanizmalarının
oluşturulduğu bir anayasa
3. Yargı bağımsızlığı/yargı etkinliğini sağlayan bir anayasa
o organik
o faaliyet bağımsızlığı
o adil yargılanma hakkı
4. Katılımcı, yerinden yönetim ilkesinin uygulandığı bir anayasa
5. Sosyal devlet ilkesini gözeterek ekonomik istikrarın bozulmasına izin vermeyen bir anayasa
(sosyal güvenlik, sağlık, eğitimin ücretsiz sağlanması, mali disiplin, parasal disiplinin
Sonuç Raporu 92
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
sağlanması, politik müdahalelerin engellenmesi)
6. Hukuk devletini esas alan (kanun devleti değil hukuk devleti), hukukun üstünlüğünün
sağlandığı, güvenlik kaygısıyla özgürlüklerin dengelendiği bir anayasa
7. Temel kavramların açık tanımlandığı (kamu yararı - kamu hizmeti – laiklik) bir anayasa
Sunum:
• Bireyin kişisel gelişimini esas almalı, birey merkezli olmalı (sosyal adalet sağlanmalı– eğitim,
sanat ve kültür desteklenmeli – kültürel farklılıklar ve fikir özgürlükleri korunmalı).
Çoğunlukçu değil, çoğulcu bir anayasa yazılmalı.
• Hükümetlerin/yürütmenin yetkileri sınırlanmalı , etkin fren/denge mekanizmaları
oluşturulmalı. Mevcut yasalar hükümetler KHK'lar gibi yetkiler tanır, bunlara sınır getirilmeli,
kararlar katılımcı bir süreçte alınmalı, yasama yürütme karşısında güçlenmeli.
• Yargı hem oluşmasında hem faaliyetinde bağımsızlık sağlanmalı. Yargı etkinliği sağlanmalı.
Adil yargılanma hakkı gözetilmeli.
• Katılımcılık ve yerinden yönetim ilkesi uygulanmalı. Yerel yönetimler karar alırken STK'ları
katmalı.
• Sosyal devlet ilkesini gözetilmeli ancak ekonomik istikrarın bozulmasına izin verilmemeli.
(sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim ücretsiz sağlanmalı, mali disiplin, parasal disiplinin
sağlanması, politik müdahalelerin engellenmesi) Tüm vatandaşlara hatta yabancılara da
sosyal yardım sağlanmalı.
• Yasama dokunulmazlığı gibi bir ayrıcalığın kaldırılması düşünüldü. Anayasa hukuk devletini
esas almalı, hukukun üstünlüğünü sağlamalı, güvenlik kaygısıyla özgürlükleri dengelemeli.
• Tartışmaların sona ermesi ve herkesin ortak akılda birleşmesi için temel kavramlar
anayasada tanımlanarak yazılmalı.
GRUP 3
Beyin Fırtınası:
• Din eğitiminde zorunluluk olmasa
• Diyanet işleri gibi bir kurum olmasa
• Anayasa birey hak ve özgürlüklerini temel alsa, "devlet"ten önce birey dese
• Devlet yine de isteyene din eğitimi sağlasa
• Eğitimde fırsat eşitliğinin altı çizilse
• Devlet, tüm inanç gruplarına eşit mesafede olsa
• Milletin egemenliğini kullanmasına engel olan, vesayet altına alan uygulamalar yer almasa
• Seçim sistemi iki turlu olsa
• Farklılıklarımızı zenginlik olarak algılasak
Sonuç Raporu 93
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Parasız on iki yıl temel eğitim sağlansa (okul öncesi eğitim dahil)
• "Ayrımcılık yapmama" ilkesi bütün kimlikler ve haller için olsa (yaş, cinsel yönelim, engellilik,
medeni hal, etnik köken)
• Sosyal güvenlikte eşitlik ilkesi gözetilse
• Bilimsel özgürlük ve üniversite özerkliği sağlansa
• Dokunulmazlık sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılsa
• Diyanet işleri başkanlığı özerk olsa, başkan atanmasa da seçilse
• Hesap sorulabilirlik "yetki", "sorumluluk" birlikte değerlendirilebilse (tüm kamu kurumları için)
• Kamu görevlilerinin göreve atanmaları ve yükseltilmeleri "liyakat" esası çerçevesinde olsa.
• Mülkiyet kavramına "fikri mülkiyet" hakları da eklense
• Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sistem üzerindeki vesayeti kaldırılsa
• Devlet somut eşitliği sağlasa
Seçilen İlkeler:
1. Devlet, hizmet ve eğitimde tüm inanç gruplarından eşit mesafede olmalı (devlet din eğitimi
garanti altına almalı [bu ibarede oydaşma yoktur]).
2. Birey hak ve özgürlükler temelli bir Anayasa yapılmalı, sınırlamamalar taraf olunan
uluslararası sözleşmeler uyarınca düzenlenmeli
3. Tüm kamu görevlerinde "şeffaflık" ve "hesap sorulabilirlik" esas alınmalı
4. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı, okul öncesi eğitim + 12 yıl zorunlu parasız eğitim
öngörülmeli
5. Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, siyasal düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapılamaz,
yasalar önünde herkes eşittir.
6. Sosyal güvenlikte eşitlik ilkesi gözetilmeli.
7. Bilimsel özgürlük ve üniversite özerkliği sağlanmalı.
8. Dokunulmazlık sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalı.
Sonuç Raporu 94
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK İLKELER – GRUP YEŞİL
1. Birey hak ve özgürlüklerini temel alan bir anayasa. Birey merkezli: "önce insan"
2. Hukuk devletini teminat altına alan bir anayasa, kanun devleti değil, hukuk devleti:
o Yargı bağımsızlığı
o Yargı tarafsızlığı
o Yargılama birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde)
o Adil yargılanma hakkı
o Yasama dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlanmalıdır
o Kamu görevlilerine şeffaflık ve hesap sorulabilirlik
3. Sosyal devlet:
o Sosyal güvenlik şemsiyesinin genişletilmesi
o Parasız eğitim (okul öncesi ve 12 yıllık temel eğitim) ve sağlık
o Adil fırsat eşitliği
o Gelir dağılımının dengelenmesi
o Bölgesel kalkınma eşitliği
o Tüm inanç gruplarına eşit mesafede eğitim ve hizmet
4. Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce,
felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, herkes
eşittir. Devlet eşitliği sağlamakla yükümlüdür.
5. Kuvvetler ayrılığı prensibinin hayata geçirilmesi
6. Düşünce ve ifade özgürlüğü (çoğunlukçu değil, çoğulculuk)
7. Örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması
Tek Grupta Çıkanlar:
1. Katılımcı, yerinden yönetim ilkesinin uygulandığı bir anayasa
2. Ekonomik istikrarı sağlayan bir anayasa (mali disiplin, parasal disiplinin korunması, siyasetin
ekonomiye müdahalesinin sınırlandırılması) Anayasada ekonomiyi düzenleyen temel
ilkelerin bulunması (Maastricht kriterleri vb)
3. Laiklik, kamu yararı, kamu hizmeti kavramların açık ve net tanımlandığı bir anayasa
4. Üniversite özerkliği ve bilimsel özgürlük
5. Anayasal vatandaşlık, vatandaşlığın etnik bir kimliğe atıf yapılarak tanımlanmaması,
vatandaşlığın hukuki bir tanım olması
Sonuç Raporu 95
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Açıklamalar:
Biz yeşiller olarak üç grup halinde çalıştık ve yedi konuda mutabık kaldık. Bunları arz etmek
istiyorum. Bütün grupların ortak paydası bireyin haklarını gözetmesi oldu. Ulu, yüce gibi sıfatları
devlete bahşetmeyen bir anayasa istedik. Ayrıca hukuk devletini de güvence altına alsın istedik. Nedir
bu hukuk devleti? Burada alt ilkeler var. Bir kere yargı bağımsızlığı teminat altına alınmalı. Yargı tarafsız
olmalı, herhangi bir ideoloji ve parti altında olmadığını belirtmeli. Yargılamada askeri ve adli yargı
ayrımı giderilmeli. Yargıya muhatap kişilerin taşıdığı sıfatlar yargıya dahil olmamalı. Yasamaya sadece
kürsü masumiyeti içerisinde dokunulmamalı. Ayrıca şeffaflık da bir ilke. Üçüncü ilke sosyal devlet.
Bunun nasıl anlaşılması gerekiyor? Sosyal güvenlik şemsiyesi genişletilmeli. Kendi hayatını kendi
idame edemeyecekler için gerekli tedbir alınmalı. Eğitim ve sağlık parasız olmalı. Okul öncesi ve 12 yıl
eğitim parasız olmalı. Gelir dağılımı politikalarla dengelenmeli. Eşitsiz kalkınmanın bölgelerde
engellenmesi için bazı fonlar bu doğrultuda kullanılmalı. Devletin hizmet verirken herhangi bir din,
düşünce ve gruba bağlı olmadan herkese eşit mesafede olmalı. Dördüncü olarak dil, ırk, etnik köken,
renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, medeni
hal, yaş, engellilik ayırt edilmeksizin ayrımcılık yapılmaması, herkesin eşit olması lazım. Devletin eşit
olması yeni bir hüküm olmalı. Sağlıklı bir parlamenter rejim için kuvvetler ayrılığı prensibine uygun
olmalı. Düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalı. Toplumun çoğulcu
yapılanabilmesi için fiili yasal korkuları taşımamalı. Örgütlenme özgürlüğü olmalı. Kamuda çalışanlar
için ciddi bir örgütlenme sıkıntısı var, bu sıkıntı giderilmeli. Tek grupta çıkanlar ise aşırı merkeziyetçi bir
yapı bugün Türkiye gerçeklerini karşılamıyor; yerinden yönetimi esas alan bir anayasa olsun dendi.
Ekonomik istikrar sağlansın ve istikrarı bozacaklar edimlere karşı önlemler alınsın dendi.
Kullandığımız kavramların tanımlarının açıklanılması gerek: Laiklik, kamu yararı gibi kavramlar
açıklanmalı. Üniversitelere tam özerklik verilmeli. Vatandaşları herhangi bir kimlik altında
toplanmamaya teşvik etmeli. Bizim önerilerimiz bunlar; teşekkür ediyoruz.
Sonuç Raporu 96
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
SARI GRUP
GRUP 1
Anayasa nasıl yapılmalı / değiştirilmeli?
• STK'ların geniş katılımı ve toplumsal uzlaşma anayasa yapımında ve değiştirilmesinde temel
yöntem olmalı
• Anayasa mahkemesine başvurma hakkı STK'lara da tanınmalı
Beyin Fırtınası:
• Yargı, yasama ve yürütme bağımsızlığı
• Sosyal devlet ilkesinin hayata etkin geçirilmesi (sosyal güvenlik, sağlık, eğitim)
• Birey haklarının, devlet haklarının önünde olması.
• Laiklik
• Çoğulcu demokrasi (Azınlık hakları)
• Bütün görüşlere aynı mesafede olması ve hepsine imkan tanıması (ekonomik-sosyal-inanç)
• Çalışma hakkı ile ilgili konularda gençlerin ifadesine yer verilmesi
• İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, sendikal hak ve özgürlüklerin güvence altına
alınması
• Ayrıntılı değil "ÇERÇEVE" bir Anayasa
Seçilen İlkeler:
1. Birey-devlet ilişkilerinde "BİREY" odaklı bir anayasa yapılmalıdır.
2. İnsan hakları, ifade ve örgütlenme özgürlüğü başta olmak üzere bütün temel hak ve
özgürlükler AİHM kararları doğrultusunda düzenlenmelidir.
3. Sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi için daha etkin tedbirler alınmalıdır (SağlıkÇalışma-Sosyal Güvenlik-Eğitim).
4. Devlet bütün görüşlere aynı mesafede olmalı ve hepsine imkan tanımalıdır. Fiili eşitlik
sağlanmalıdır (din, dil, ırk, cinsiyet, mezhep, siyasal düşünce, felsefi inanç).
5. Siyasi partilerin işleyişinde demokratik prensipler hakim kılınmalı, şeffaflık ve hesap
sorulabilirliğin sağlanacağı mekanizmalar oluşturulmalıdır.
6. STK'nın anayasa yapımı dahil tüm temel yasaların yapımında etkin katılımlarını sağlayacak
düzenleme yapılmalıdır.
7. Bütün hak ve özgürlüklerin güvenceli kılabilmesi için, siyasal iktidarın etkilerinden uzak bir
bağımsız yargı oluşturulmalı ve yargının iyi işleyişini sağlayacak önlemler alınmalıdır.
8. Yargı denetimi dışında alanlar bırakılmamalı, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru dahil,
iptal davası açma imkanı arttırılmalıdır.
Sonuç Raporu 97
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GRUP 2
Beyin Fırtınası:
• Devletin kuruluş gerekçesi bir ilkesel temel olmalı
• Devletin niteliği net tanımlanmalı
• Katılımcı demokrasi temel alınmalı
• Anayasa devlet odaklı değil, birey odaklı olmalı
• Anayasa yorumlara açık olmamalı (anlaşılabilirlik)
• Genel ilkeleri belirlemeli
• Hukukun üstünlüğü benimsenmeli
• Hesap sorma ilkesi yer almalı
• Vatandaşın huzur ve mutluluğu ön planda tutulmalı
• Sürdürülebilir kalkınma ilkesi benimsenmeli
• Devletin ve bireyin görevleri net tanımlanmalı
• BM İnsan Hakları Sözleşmesine dayandırılmalı
• Güvenlik sektörü sivil denetim altına alınmalı
• Sığınma hakkı tanınmalı
• Fırsat ve kaynaklardan eşit yararlanmaya olanak tanınmalı
• Azınlık hakları korunmalı
• Özgürlükçü olmalı
• Uluslararası anlaşmaların uygulanabilirliği net şekilde belirlenmeli
• Kuvvetler ayrılığı ilkesi güvence altına alınmalı
• Özgürlükler soyut ve keyfi gerekçelerle sınırlandırılmamalı
• Kamu yararı tanımı net yapılmalı
• Yüksek öğretimde idari ve mali özerkliği öngören bir yapı kurulmalı
• Kamu çalışanlarının hakları korunmalı
• Yerel yönetimler teşvik edilmeli
• Eğitim ve sağlıkta fırsatlara erişim eşitliği yaratılmalı
• Sosyal devlet özelliği öne çıkarılmalı (sosyal devlet ilkesi)
• Laiklik ilkesi korunmalı
• Irk, din, mezhep farkı gözetmeyen bir eşitlik ilkesi getirilmeli
• Eşitlik ve cinsler arası temsil eşitliği ana akım olmalı
• Doğa ve çevre korunmalı
• Çağdaşlık ilkesi gözetilmeli
• Merkezi yönetim ve yerel yönetim alanları netleştirilmeli
• Basın ve ifade özgürlüğü sınırlandırılmamalı
Sonuç Raporu 98
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Rekabet serbestisi güvence altına alınmalı
• Fikri mülkiyet hakları korunmalı
Yukarıdakilerin özeti:
• Katılımcı demokrasi (şeffaflık, hesap sorma)
• Eşitlik ve özgürlük ilkesi (Irk, din, cinsiyet vs.)
• Uluslararası anlaşma ve sözleşmelerde yer alan insan hakları kapsamının benimsenmesi
• Birey ve devletin karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin dengeli ve adil bir şekilde gözetilmesi
• Çağdaşlık ilkesi
• Çalışanların haklarının korunması
• Yüksek öğretimde idari, mali özerklik
• Basın ve ifade özgürlüğü
• Kuvvetler ayrılığı ilkesi
• Yönetimde yerel katılımın güçlenmesi
• Cinsiyetlerin eşit katılımı ve temsili
• Sosyal devlet
• Laiklik
• Devletin kuruluş felsefesi
Seçilen İlkeler:
1. Katılımcı demokrasi (şeffaflık, hesap sorma)
2. Eşitlik ve özgürlük ilkesi (Irk, din, cinsiyet vs.)
3. Uluslararası anlaşma ve sözleşmelerde yer alan insan hakları kapsamının benimsenmesi
4. Kuvvetler ayrılığı ilkesi
5. Sosyal devlet
6. Laiklik
7. Sürdürülebilir kalkınma ilkesi
GRUP 3
Beyin Fırtınası:
• Kalıcı ve dayanıklı bir anayasa
• Çağdaş demokratik bir anayasa
o Kurucu veya taraf olduğumuz uluslararası örgütlerin ve Avrupa kuruluşlarının demokrasi
ve temel hak ve özgürlüklerle ilgili kriterleriyle tamamen uyumlu bir anayasa (bağlantı:
temel hak ve özgürlükler)
Sonuç Raporu 99
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Toplumun her kesimini kapsayan, vatandaşlık tanımını net bir biçimde ortaya koyan,
"Türkiyelilik" kavramını içeren bir anayasa
• Dili tutarlı olan (sade ve anlaşılır) bir anayasa
• Bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin açık bir biçimde yazıldığı ve yönetimin bu hak ve
özgürlükleri yerine getirmesi için görevlendirildiği; buna karşılık hak ve özgürlüklerin
sınırlanmasının yasalara bırakıldığı ya da sadece net bir biçimde belirtilen kamu yararı
doğrultusunda gözetilerek sınırlandırıldığı bir anayasa
• Eşitlik- Ayrımcılık Yapmama İlkesio Irk, din, dil, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, azınlığa mensubiyet ayrımı gözetilmeksizin
herkes yasalar önünde eşittir
• Adil, insan ve çevre odaklı bir anayasa (insan haklarına dayalı)
• Devletin niteliklerinin açık olarak belirlendiği bir anayasa
• Kısa bir anayasa
• Parlamenter rejimi güçlendiren, meclis üstünlüğünü esas alan bir anayasa
• Başkanlık rejimini esas alan bir anayasa
• Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin sınırlandırıldığı bir anayasa
• Siyasi partilerin demokratik işleyişini güvence altına alan bir anayasa
• HSYK, YAŞ Kararlarına karşı denetim yolunu açan bir anayasa
• Güçlü ekonominin çerçeve şartlarını koyan bir anayasa
• Girişim hürriyetini koruyan bir anayasa
• Toplumsal ve kamusal çıkarların öncelikle gözetildiği bir anayasa
• Öncelikler
• Çağdaş demokratik anayasa
o Taraf olduğumuz Avrupa kuruluşlarının hukuki değerlerine uygun temel hak ve
özgürlükler (evrensel hukuki değerler)
o Sade ve anlaşılır (dili tutarlı olan) bir anayasa
• Eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkesi
• İdarenin her türlü eylemleri yargı denetimine açıktır
• Adil, insan ve çevre odaklı insan haklarına dayalı bir anayasa
• Toplumun her kesimini kapsayan vatandaşlık tanımını net bir biçimde ortaya koyan,
"Türkiyelilik" kavramını içeren bir anayasa
• Temel hak ve özgürlük sınırlandırılmasının çerçevesinin net bir şekilde çizildiği bir anayasa
• Parlamenter rejimi güçlendiren meclis üstünlüğünü esas alan bir anayasa
Sonuç Raporu 100
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAK İLKELER – SARI GRUP
• Tüm temel hak ve özgürlüklerde uluslararası anlaşmalara, AİHM hükümlerine uyum
• Sosyal devlet ilkesi (Sağlık, Çalışma, Sosyal Güvenlik, Eğitim)
• Eşitlik İlkesi (Devlet tüm görüşlere aynı mesafede; ırk, din, dil, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımı
yok; cinsler arası fiili eşitlik sağlanması için tüm anayasa maddelerinde referans)
• Yargı denetimi dışında alan bırakılmaması (Şeffaflık, hesap sorma)
• Katılımcı demokrasi
Tek Grupta Çıkanlar:
• Birey-Devlet ilişkilerinde birey odaklı
• Siyasi parti işleyişinde demokratik ilkeler
• Anayasanın tutarlı dili olmalı
• Yargı bağımsızlığı
• Meclis üstünlüğü
• Adil, insan ve çevre odaklı
• "Türkiyelilik" kavramını içeren (Şerhli)
• Sürdürülebilir kalkınma ilkesi
Açıklamalar:
Sanıyorsunuz ki ben buradan ineceğim, ama erkekler maç izleyemeyecekler. Onun için bir
açıklama: sabahtan beri bir karmaşa üzerine gidiyor. Kadınlar ve erkekler farklı bir dünyanın insanları
değil, sanki kadınlar bir bahçe yapmışlar, ekmişler biçmişler. Şunu da ekip biçmeyin gibi bir görüş var.
(Burada müdahalelerle tartışma kesildi.)
Bu grup çok önemliydi, çok tartışmalı şeyler sonunda çıktı, birçok madde açıklandı. Önce sarı
grubun ortak ilkelerine bakalım. Tüm hak ve özgürlüklerinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine
uyum önemliydi. Buna uyulduğunda demokrasi doğrudan geliyor. Buraya yazmadığımız insan
hakları, kadın hakları sözleşmeleri ilkelerle yapılmış anayasa olur dendi. Sosyal devlet ilkesi ikinci
madde. Bu önemli bir madde; sosyal devlet bireyi devlete karşı koruduğu için ortaya çıkarıldı. Eşitlikle
kastedilen devletin herkese aynı mesafede olması. Burada cinsiyet ayrımı ve bunun içinde cinsel
yönelim de var. Buraya eksik aktarılmış. Cinsler arası fiili eşitlik sağlaması için tüm maddeleri referans
alması. Dikey kesen bir ilke bu. Cinsler arası eşitlik bunu sağlıyor. Özellikle bu konu dikey olduğu için
diğerlerinden farklı. Yargının denetim dışı bırakılmaması daha önce söylendi. Kürsü dışında bütün
dokunulmazlıkların kaldırılması çıktı. Zaten katılımcı demokrasi herkeste çıktı, ona özel olarak
değinmiyorum. Tek grupta çıkanlar birey odaklılık, demokratik ilkelerin içinde açılımlar konusu.
Partinin bütün oluşumlarda demokratik olması. Anayasanın tutarlı bir dili olması çok soruldu. Şeffaflık
dışında muğlak ve sübjektiflikte sorunlar oldu. Birtakım hükümlerde genel ahlak vs. gibi kavramlar var,
bunların açıklanması gerekiyor. Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı dendi. Bizde özellikle yargının
üstünde özellikle duruldu. Meclis üstünlüğü vardı. Kırmızı grup bunu çok güzel söyledi. Türkiyelilik
kavramına şerh getirilmesi ise Türklük olgusunun süren ağırlığını gösteriyor.
Sonuç Raporu 101
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ORTAKLAŞTIRILMIŞ İLKELER
• Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce,
felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik vb. nedenlerle ayrımcılık yapılamaz, kanun
önünde herkes eşittir. Devlet, toplumsal cinsiyet eşitliğini kanun önünde ve fiili uygulamada
sağlamakla yükümlüdür (geçici özel önlem alma dâhil).
• Birey-Devlet ilişkilerinde birey odaklı bir anlayış
• Sosyal devlet ilkesi (Sağlık, çalışma, sosyal güvenlik, eğitim, dengeli gelir dağılımı, bölgesel
kalkınmada eşitlik)
• Hukuk devletini teminat altına almak üzere;
– Yargı denetimi dışında alan bırakılmaması
– Yargı bağımsızlığı
– Yargı tarafsızlığı
– Yargılama birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde)
– Adil yargılanma hakkı
– Yasama dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlanması
– Kamu görevlileri için şeffaflık ve hesap sorulabilirlik ilkelerini uygulama gereği
• Çoğulcu ve katılımcı demokrasinin esas alınması
• Devlet tüm temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmaların ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür
• Laiklik (din ve devlet işleri ayrı)
– Din ve vicdan özgürlüğü
– Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalı
– Laiklik kavramının açık ve net tanımlandığı bir Anayasa
• Ekonomik istikrarı ve iyi işleyen bir piyasayı sağlayan bir Anayasa (örneğin mali disiplin,
parasal disiplinin korunması, siyasetin ekonomiye müdahale edememesi, Kamu maliyesinin
etkin denetimi...)
• Sürdürülebilir kalkınma ilkesi: İnsan ve devlet (tüzel kişilik) ile birlikte çevre, doğal kaynaklar,
canlı ve cansız varlıkların şimdiki ve gelecek nesillerin sürdürülebilir yaşamının güvence
altına alınması.
Tek Grupta Ele Alınmış İlkeler:
• Eğitim:
– Bilimsel standartlara uygun eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması
– Üniversite özerkliği ve bilimsel özgürlük
• Atatürk ilkelerinin gözetilmesi
Sonuç Raporu 102
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Anayasal vatandaşlık, vatandaşlığın etnik bir kimliğe atıf yapılarak tanımlanmaması,
vatandaşlığın hukuki bir tanımının olması
– "Türkiyelilik" kavramını içeren bir vatandaşlık anlayışı (Şerhli)
• Bilgi edinme ve kişinin kendisi ile ilgili toplanan bilgilere ulaşma ve düzeltmesini talep etme
hakkı
• Merkezi ve yerel yönetimler arası görev ve sorumlulukların dengelendiği, yerel yönetimlerin
güçlendirildiği, katılımcı, yerinden yönetim ilkesinin uygulanması
• Siyasi parti sisteminde demokratik ilkeler
– Temsil mekanizmasının güçlendirilmesi
– Siyasi partilerde aday belirleme sorunu
– Ulusal seçim barajı
– Yaptığı görev ayırt edilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engellerin kaldırılması
– Milletvekillerinin ve tüm kamu çalışanlarının dokunulmazlıklarının kaldırılması ve siyasi
parti başkanlarının ve milletvekillerinin görev sürelerinin sınırlandırılması
• Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemeli
• Din hizmetinin devlet tarafından sağlanmaması
• Yaptığı görev ayırt edilmeksizin siyaset yapma yasağının önündeki engellerin kaldırılması
• Ekonomik ve Sosyal Konsey'in anayasada yer alıp etkin çalıştırılması
– STK'ların kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmeleri
• Anayasada muğlak ifadelerin yer almaması. Kamu yararı, kamu hizmeti kavramların
anayasada açık ve net bir biçimde tanımlanması
• Meclis üstünlüğü: Parlamenterler yeri geldiğinde parti disiplininden bağımsız olarak hareket
edebilmeli.
• Sistem üzerindeki askeri ve bürokratik baskının kaldırılması
• Üniter yapı içerisinde devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunarak çoğulculuğun
ve farklılığın korunup geliştirilmesi
DEĞERLENDİRME VE YORUMLAR
Oğuz Babüroğlu:
Hepinize iyi sabahlar.
Geldiğimiz noktanın üzerinden geçeceğiz. En son yapılan çalışmanın bütünleştirilmiş halini ve
varsa yorumları alıp anayasa mimari çalışmasına başlayacağız. En son olarak da bu platform nasıl
devam etsin, onu konuşup ayrılacağız.
Katılım şartlarını uygulamaya çalışıyoruz. Özellikle üstünde durulması gereken konu çalışma
sistematiğimiz. Düzenli ve belirli aşamalara ayrılmış bir diyalog. Buna uymak en önemli konulardan
biri. Bu katılımlı bir süreç, konu ile ilgili her görüşü dinlememiz gerekiyor. Burada bir sorunumuz var
Sonuç Raporu 103
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ama bu çalışmanın genel mantığı şudur. Bir bağlama bakılıyor. Bağlam şu nedenle önemli: 1960
anayasası bir önceki dönemdeki olgulara bir yanıt gibi ortaya çıkmış olabilir. Burada yetkiler ve
siyasetle alakalı bir bağlam olabilir. 1970'lerin sonunda herkes birbirini vuruyordu, yönetim darlığı
vardı. 1960'larda biraz özgürlükçü bir anayasa, 1980'lerde biraz daha merkezi bir anayasa vardı. Bizim
şimdi önümüzde ne gibi tehdit ve fırsatlar var ve biz nasılız? Bunu bilinç üstüne çıkaralım dedik. 21.
yüzyılda öyle görünüyor ki, fırsatlarda bir uluslararasılaşma süreci var, tarihsel, kültürel ve demografik
kaynaklarımız var. Bilgi toplumu rüzgarı esip gidiyor. Diğer bir yandan da birtakım sorunlarımız da var.
Demokrasi ve hukuk eksikliği, ötekileşme ve sosyoekonomik tehditler var. Bir yandan daha fazla
bireyi öne çıkaran ve bu tür uluslararası değişimlere uyan bir yönetim ayarı yapamamış gibi
görüyoruz. Kuvvetler dengesi, hak ve özgürlükler arasında bir mutabakat yok. Sivil bir anayasa
olacaksa biz de sivil toplum olarak dün ve bugün bu ayarların nasıl olmalı diye bir çalışma yapıyoruz.
Bu bağlamda özgürlük ve uluslararasılaşmanın, yenilikçi ve ekonomik rekabet gibi bir ortama uyum
sağlama ve yeniden yapılandırılması gibi bir ders çıkardım. Bunun ardından ilkeler çalışması yaptık.
Burada bir vatandaş olarak ne özlüyoruz? Bu yeni anayasanın özünde hangi ilkeler olmalı. Buna göre
de bugün bir mimari yapalım. Dün vatandaş olarak baktık, bugün de bunlarla sınırlı kalmayarak daha
detaylı daha somut, çatıştığımız konularda da çözüm yolları deneyerek yapalım. Bunları da artık
birbirimize söyleyecek ve rahat konuşabilecek bir tecrübemiz var. Dünkü konular kolay
uzlaşılabilecek konulardı. Bunlar bir anlamda bizi bir diyalog ortamına da hazırladı. İlkelerden sonra,
dünkü çalışmayı da sizlere dağıttık. Sunucular bütünleştirmeyi yaptı. Bizim anayasa profesörü
arkadaşlarımız dokümanın üzerinden geçtiler. Büyük bir değişiklik yok ama cümlelerde dünkü gibi
hata olmamasını sağladık. Bunun üzerinden geçeceğiz, bugün prototip bir anayasanın içerisinde
olması gereken başlıklar doğrultusunda gruplara bölünerek çalışacağız. İlk önce ortaklardan
başladık. Bazıları ortaklaştı, bazıları dışarıda kaldı. Aynı şeyleri 4 grup için yaptık. Tek grupta çıkanlar
da örtüştürmekte zorlandığımız şeyler. Onları da tek grup diye koyduk. Unutmayın ki o tek grupta
çıkanlar da buradaki ortak noktalar. Gerçekten de bir ortak akıl zemini hazırlayarak gidiyoruz. Şunu da
hatırlatmak lazım: Kazanımlarla alakalı bir sayfa dağıtmıştık. Cumhuriyet'in temel değerleri ve
Evrensel İnsan Hakları ile ilgili uluslararası anlaşmalar var. Bunların belirli öncelikleri de varmış. Şöyle
bir süreçle başlıyoruz. Çıkanların üstünden geçeceğim, sonra da ortak aklı üzerinden geçerek
değerlendireceğiz. Neler var, neler yok? Aynen dünkü yöntemi izleyeceğiz. Artık grup elemanı değil
kendinizsiniz. Bu akıl ne çıkarmış. Gruplarla ilgili gözlemlerimiz olmalı ki aklımızın neyi içeri alıp
almadığını görelim. Buradan nasıl bir akıl çıkmış onu anlayalım. Dün kavramların açık olmadığı
belirtildi. Buraya konup da açık olmadığını düşündüğümüz konularda katkınızı bekliyoruz. Bizim
gruplarda şöyle anlaşıldı diye katkılarınızı bekliyoruz.
Daha çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi istiyoruz. Uluslararası anlaşmaların uygulamakla
yükümlüdür. Laiklik ilkesi istiyoruz. Ekonomik istikrarı sağlayan bir anayasa istiyoruz. Sürdürülebilir
kalkınma istiyoruz. Çevre ve diğer canlıları da burada yer almış. Canlı ve cansız deyince sürdürülebilir
deyince bu şimdiki ve gelecek zamanı da kapsıyor. Bunu önerebilirseniz, bunun daha güzel yazılma
şekilleri olabilir. Tek grupta çıkan eğitimi örtüştüremedik ama tek tek maddelerde topladık. Atatürk
ilkeleri, anayasal vatandaşlık, bilgi talebi, merkezi yöntem ile yönetim, seçim barajı gibi örneklemeler
var. Bir yandan bu alt başlıklar bundan sonraki çalışma için bilgi veriyor. Dolayısıyla anayasanın
ideoloji üzerine inşası, din hizmetinin devlet tarafından sağlanmaması, muğlak ifadeler, meclis
üstünlüğü olması, askeri bürokratik baskı, üniter gibi ifadeler var. Belki biraz daha konuşsak bunlar
belli yerlere taşıyabiliriz. Dün akşamki grubun disiplin ve fedakarlığı ancak bu kadarına yetti.
Konuşmak isteyen çok arkadaşımız var. Yorumlarınızı iki dakika ile sınırlandıracağım. Bunları
uzun uzun dinlersek tasarım yapmaya zamanımız olmaz.
Sonuç Raporu 104
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Dün birçok kez sanat konusuna değindik. Bugün yine sanat yok. Biz batıyı ekonomiden çok
sanatla zorlamalıyız. Son birleştiren arkadaşlar sanatla ilgili değil. Bu sıkıntıyı çok yaşıyoruz.
• Ben de şunu eklemek istiyorum. Dün çeşitli gruplarda yer aldı ama güçler ayrılığı yeterince
yer bulmamış. Ayrıca meclis üstünlüğü yasamanın yürütme karşısında güçlenmesi anlamına
kayıyor.
• Ülkemizin yarısı kadın yarısı erkek. Ama 30 milyonun üstünde 18 yaş altı birey var. Bunların
haklarının korunması için bizim emeğimiz gerekli. Gençler burada kendilerini temsil
edemiyor ve maddeler eklemiyor. Bunları eklemek ve uygulanmasını sağlamak bize
düşüyor. Çocuk ve gençler birey olarak ele alınıp bir madde özellikle eklenmeli.
• Dünkü grup çalışmalarında itirazımı bildirdim. Yargı tarafsızlığı siyaseten getirilmiş bir
kavram. Hukukta böyle bir kavram yok. Yargı zaten anayasal ilkelerden taraftır ve bağımsızlık
zaten tarafsızlığını içerir. İki tip bağımsızlık vardır: Organik ve fonksiyonel. Organik
bağımsızlık yasama, yürütmeden ve telkin ve tavsiyeden uzak olması demektir. Fonksiyonel
bağımsızlık hakimin beynindedir, anayasayla düzeltilmez. Hakimin sübjektif kaygılardan
uzak karar vermesidir. Ceza yasaları bunu engeller. Ceza yasasına 228 maddesine göre
hakim memurdur. Kişisel düşünceler ile karar verirse cezası 257 madde 4 fıkrada yer alır. Yeni
kavram kargaşaları yaratmayalım.
• Bu tarafsızlık olayı çok önemli. Tarafsızlık klasik anlamda adil yargılanma hakkının içindedir.
Tarafsız bir yargıç önünde yargılanırsınız. Bu bir siyasal uyumdur. Bağımsızlık ve tarafsızlık
yan yana olmaz. Siyasal iktidar bu yargı bana karşı taraftır deyip, bunun için yargıçları ben
atamalıyım diyor. Bugünlerde kullanılan siyasal bir terminolojidir. Hakim ve savcıyı meclis,
Danıştay'ı Bakanlar Kurulu, anayasa mahkemelerini ise meclis atıyor. Bağımsızlık diyorsanız,
bu mahkemeleri bu kurullar atamamalıdır. İkisi birlikte olduğunda adalet olur.
• Çok teknik iki şeyden söz edeceğim. Fiili uygulama tuhaf, bir şey ya fiilidir, ya uygulamadır.
Yaptığı işten bağımsız siyasete katılması tekrarlı olarak yazılmış. Mehmet'in de sanatla ilgili
çabasını saygıyla karşılayıp, katkıda bulunmak istiyorum. Yargı bağımsızlığı tarafsızlığı
içeriyor olabilir, bu ayrı mesele. Bugün ülkenin geldiği noktada tarafsızlık ihtiyaç olmuş
durumda. TESEV'in bir anketi var. Hakimlerin %50'si bu algıladıkları bir tehlike karşısında
insan hakları kenarda kalabilir diyor. Bugünkü Türkiye'de vurgulanması gereken bir ihtiyaç
da yargı tarafsızlığı.
• Anayasalar kadar yapılış yöntemi de önemli. Bu meclis anayasa yapamaz. Yaparsa anayasa
sıradan yasa haline gelir. Meclis kurucu meclis oluşturup, toplumun eşit şekilde katılmasını
planlamalıdır. Anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilemez. Böyle bir hüküm varken yeni
anayasa yapılamaz. Kurucu meclis ile ilgili yasa çıkartılır, kurucu meclis oluşturulur, sonra
anayasa oluşturulur. Dün söylediğim halde girmeyen, anayasanın dili ve dilindeki tutarlılık
çok önemlidir. 367 tartışması bu nedenle ortaya çıkıyor.
• Taraf olmaktan bahsediyoruz. Bu anayasa başını örtenlerin anayasası değildir. Bizim başı
örtülü hanımlar olarak seçme hakkımız var, seçilme hakkımız yok. 10 milyon kadın yok
sayılamaz. İnanmayanların geniş davranması gerekiyor. Cezaevinden çıkan insanlar 5 yıl
boyunca iyi davranmışlarsa sabıka kaydı silinsin, L tipi cezaevlerinin kaldırılması var, yakın
zamanda yaşadığımız bir olayda bir kızın annesi genelevde çalıştığı için bir subayla
evlenmesine izin verilmedi. Aydın geçinen bir yasa buna yasak getirmemeli.
• Ekonomik konulara gireceğim. Siyasetin ekonomiye müdahale etmemesi farklı yerlere
Sonuç Raporu 105
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
gidebilir. Şöyle bir şey formüle ettik: Hükümetin işleyen piyasa ekonomisine yönelik hedef,
kural koyma, denetim ve hesap sorma işlemlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmesinin
sağlanması, mali ve parasal disiplin; rekabet ortamı ve ilgili kurumsal yapının korunması.
• Seçimle ve atamayla gelinen tüm karar organlarında kadınların eşit katılım ve temsilini
sağlamak dahil hukuksal ve kurumsal tüm geçici özel önlemleri almakla devlet yükümlüdür.
Bu önlemler eşitlik ilkesini bozmaz. Ortamlarda hukuksal ve kurumsal önlemleri almakla
yükümlüdür. Bireyin temel hak ve özgürlüklerini temel alan bir anlayış ile anayasa
hazırlanmalıdır.
• Özetle birey-devlet ilişkisinde bireyin ön plana çıkması devleti potansiyel tehlike yaratan
yaklaşımlara dönüştürülebilir. Bunu hukuk çözer. Hukuk devleti derken hukukun üstünlüğü
demek uygun olabilir. Siyasetin de tek işi ekonomiye müdahale etmek değil. Serbest piyasa
ise sosyal devleti satabilir. Değişmez maddelerde Cumhuriyet'in temel ilkeleri var. Aşağıda
tek grupta Atatürk ilkeleri kısmının çıkarılmasını öneriyorum. Bu zaten anayasada var.
• Ben ortaklardan bazılarının çıkarılması gerektiğini, ortak olmayanlardan bazılarının önemli
olduğunu belirtmek isterim. Siyasi partiler konusu var, siyasi partilerde iç işleyişlerin
demokratik olması çok önemlidir. Çok ikinci derecede önemli görülme ihtimali var ama yine
de düşünün. İç işleyiş demokratik değilse; bir başkan hayat boyu genel başkan kalabilip,
delegeleri kendi seçiyorsa, bu parti iktidardayken ülkeyi kötü yönetir. Bugünkü tıkanıkların
sebeplerinden biri budur. Bunun ortak ilkelere dahil edilmesi gerekiyor. Partilerin mali
denetiminin Sayıştay değil Anayasa Mahkemeleri tarafından şeffaflıkla yapılmasını istiyorum.
Piyasa ekonomisi belli bir ekonomik görüşün özelliğidir. Bunun anayasada bulunması sorun
yaratır.
• Anayasa ilkeleri çerçevesinde konu itibariyle ikinci ve üçüncü madde birleştirilebilir. Sosyal
devlet ilkesi göz ardı edilmeden, dengeli gelir dağılımı sağlanması gerekiyor. Birey-devlet
ilişkilerinde de birey odaklı olsun diyorum. İkisinin bir cümle şeklinde birleştirilmesini talep
ediyorum. Yüksek Hakim ve Savcılar Kurulu var, bundan çekiniliyor, çoğunluk onlarda
oluyor. Bu işlemiyor. Bu itibarla başkanlığın seçimle kendi aralarından bağımsız biri
tarafından seçilmesini öneriyorum.
• Siyasi parti kararlarını destekliyorum. Dışarıdan gelen etkileri almamışız. Finans grubunun
üniter devletlerini yıkmak gibi bir eğilimi var. Buna karşı tedbirler alınmalı. Tek güçleri de
basın. Üniversitede akademisyenlerin hakim olacağı yerde basında hiçbir mensubu yok.
Bunun pek katkısı olmuyor. Başörtüsüne diyecek bir şey yok, türbanla başörtüsü
karıştırılmamalı. Nazilerin gamalı hacı nasıl bir simgeyse bu da bir simgedir.
• Birey odaklı anlayış yerine dengeli bir anlayış konmalı. Devleti de ihmal etmemek gerekiyor.
Bölgesel kalkınmada eşitlik olmaz. Bölgesel kalkınma farklarını giderecek tedbirleri alır
demek gerekiyor.
• Şimdi biz ilkeleri benimsedik, 1982 anayasasında da bu ilkeler var. Cinsel yönelim ve cinsiyet
ayrımcılığı hariç tüm bu ilkeler var. 1982'de din dersi zorunlu oldu ve tek yanlı din dersi
sürdürüldü. Bunun uygun olmadığına dair karar çıktı ama bu taslakta var. 102. maddede
Diyanet İşleri hala anayasal organizasyon olarak korunuyor. Diyanet İşleri, devletin tüm
inançlara eşit olması kısmına uymuyor. Anayasanın bir-iki madde güzel başlıyor, sonralarda
araya bir şeyler giriyor ve büyük bir tutarsızlık çıkıyor. Burada tutarsızlığı engelleyecek bir
mekanizma gerekiyor. Biz başbakan aleyhine dava açtık, zorla duruşma günü aldık, 15
Sonuç Raporu 106
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
günde çıkması gereken karar 6 aydır hala çıkmadı.
• Merhaba, biz daha önceki anayasalarda kavramlar başka yere çekildiğinden kavramları açık
açık yazıp, tekrarlara bile düştük. Her kavramı anladım yalnız cinsiyet kimliğinin ne demek
olduğunu anlamadım. Her şeyde özgürlükten bahsediyoruz. Bundan sonra simgeler
olmamalı diye kısıtlamalara düşüyoruz. İnsan neyi savunuyorsa savunsun, başkalarına
saldırmadan bunu savunabilmeli.
• İlk madde ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. Burada yapılmaması gereken ayrımcılığı
sınırlamış oluyoruz. Bunların dışında benzer maddeler var. Hukuk önünde hiçbir gerekçe ile
ayrım yapılamaz diyebiliriz. Ben başörtüsü kullanıyorum. Türban Sihlerde var. Türkiye'de
türbanlı kimse tanımıyorum.
• Biz alt gruplarda bunu tartıştık ve kanun önünde eşitlik ve sosyal yönden tartışmalarda
bulunduk. Memurlar daha ayrıntılı düzenlenmiş, bu uygulamada birçok soruna neden oldu.
Tüm kurumları tek çatıda toplama çalışması oldu. Çalışan bir kesim olarak memur olanlar
korunmalı ama bunun işçisi var, esnafı var. Devletin bir uzantısı olarak, esnaf ve sanatkarların
korunması kaldırılırken memurlar korunuyor. Düzenleme anlamında tüm çalışanlar eşit
mesafede olmalı. Kanunlarla düzenleme yapılmalı. Bunları tek sosyal güvenlik çatısı altında
toparlamaya çalışıyoruz.
• Üçüncü maddede her şeyi saymışlar ama sonrasına ve benzeri demişler bunun içine ne
girer, ne girmez? Bu yürütmenin dendiği gibi bazı düzenlemeler yapılması gerek. Genel
olmalı. Birey odaklılıktaki maddeye nereden geldiğimizi bilip katılıyorum. 1982 anayasasına
tepki olarak bu maddeyi istedik. Yalnız devleti de korumak lazım. Vicdani ret geliştirilmeye
çalışıyor. Katılınır, katılınmaz ayrıdır. Hukuk devletinin teminat altına alınması denmiş. Her
vatandaş idareden hesap sormalı. Burada kamu görevlilerini de korumak gerek. Kamu
görevlileri gereksiz suçlamalardan korunmalı.
• Bizim siyasi algılarımız çok arızalı. Benim siyasetim iyi seninki kötü olarak algılıyoruz. O kadar
kötüyse neden yapıyoruz? Herkesin kendi tercihlerini yansıtması gerekir. Bu şekliyle bunun
anayasaya yansıtılması gerek. Meşru bir siyasi çerçevede siyaset yapıyorsak sembolleri
kullanıp buna engel olmamalıyız. Kuvvetler ayrılığı tek bir kaynaktan beslenmekte, bu
kaynak da milletin iradesidir. Biz diyoruz ki meclis kanun yapsın, hatta zaman zaman
yapmasın diyoruz. Biz kuvvetler ayrılığı altında hiçbir yerde göremiyoruz. Ortak akılda bunu
görüyoruz. Yüksek yargı kurumlarının üyelerinin meclis tarafından atanması gerekiyor.
• 1982 anayasasının ikinci maddesinde ve 24. maddesinde din ve vicdan hürriyeti ve laiklik var,
eşitlik ilkesi 12. madde net tanımlanmış olmasına rağmen, en çok ihlal edilen bu üç
düzenlemeyi görüyoruz. Yeni hazırlanan metinde bunun göz önünde bulun durulması
gerekiyor. Vergi ödeyen, askerlik yapan bireylerin toplumun dışına itilmesini doğru olarak
görmüyorum.
• Tek grupta ele alınmış ilkelerde ele alınan üniter devletin öneminin arttırılması gerekiyor.
Güçler ayrılığı da aynı şekilde ortaklarda yer almalı. Bunun yasamaya dayandırılması
şeklindeki görüş ihtiyatla ele alınmalı. Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemeli
görüşü var. Bana göre bütün devletler ve anayasalar belli bir doktrine dayanır. Bugün
Türkiye, bölgesinde Müslüman bir toplumun laiklik ve demokrasi içinde yaşayabileceğini
gösteren bir örnektir.
• Laiklik açık ve net tanımlandığı maddesine gelince, 1982 anayasasında bu madde var.
Sonuç Raporu 107
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Buradan değişik anlamlar çıkabilir. Bu anlamda böyle bir maddelerde yeterince açıklama var.
Bunun bu şekilde kalması gerekir. Türkiye kavramını içeren vatandaşlık dün hiç söylenmedi.
Hiç tartışmadık. Çok tartışılan bir konu. Böyle bir Türkiyelilik kavramı azınlıklarla karıştırılabilir,
tehlikeli bir kavram.
• Ben kadın kuruluşlarına katılım ve heyecanları nedeniyle teşekkür ediyorum. Bu katılım ve
diyalog şartlarını hatırlatmak istiyorum. Fikirlere önyargılı yaklaşmamaları, uzlaşmacı
olmaları beklenir. Toplantı sonrası, belli bir fikri ya da simgeyi gamalı haçla eş tutmak uygun
değildir.
• İlkelerde iki ilke öne çıkıyor: İlki katılımcı ve çoğulcu demokrasi diğeri de hukuk devleti.
Bunlar her şeyi kapsıyor. Ama burada yine Türkiye'ye özgü koşullar burada ortaya çıkıyor.
Türkiye'de yargı zaman zaman devleti koruma ve kollama görevi üstlenmiştir. Yargı kesinlikle
böyle bir görevi üstlenemez, sadece yasaları uygularlar. Subjektiflik konusunda bir niyet
okuma yaparsanız, bu bir art niyettir. Yargıçlar süreçlerin sonucunda bu noktaya geldik.
Bağımsızlık tarafsızlığı içeriyor.
• Ortak ilkelerde birey odaklılığın açılmasını ve özgürlük ve dokunulmazlılık konusunda açıklık
istiyoruz. Devlet birey için vardır lafının düşünülmesini istiyorum. Sosyal devlet ilkesinde
barınma hakkı olmalı. Bir tek Amerika'da barınma hakkı yok. Çok önemli bir hak. Yerel
yönetimlerle ilgili bir bölüm var. Katılım tek başına çok anlamlı değil, eğer şeffaflık yoksa.
• Anayasanın evrensel metin olduğuna inanıyorum. Ortak ilkelerin ilk maddesinde kanun
önünde herkesin eşit olması yeterli bir cümledir. Anayasa evrensel haklarla bir bütün
olmalıdır. Devlet kanun önünde eşitliği sağlamakla yükümlüdür deyince kadın hakları erkek
hakları diye ayrılmamalı, insan hakları yeterli. Demokrasiye çoğulcu ve katılımcı demek onu
tıkayan bir deyim, çoğulcu ve doğrudan yeterlidir. Ekonomi ile anayasanın da bir ilgisi yoktur.
Üniversite özerkliği ve bilimsel özerklik dersek bu bütün insanlığı ilgilendirir. Böyle bir yasa
da bizi tek tip bir üniversiteye yönlendirir.
• STK'ların kamusal karar alma mekanizmalarını etkileyebilmesi için katılım teşvik edilmeli.
STK'lara insanlar zorluk ve korkularla katılıyor. Burada batıda olduğu gibi bir hareket yok.
Batıda STK'lar çok öndedir. Şuralar binlerce kişiyle dolmalıydı. Şu an 70 STK gelebildi.
Kaynak yaratılması ve projelerin teşvikinin anayasada görülmesi lazım. Patent ve telif hakları
var. Milli değerlerimiz için patentin alınmasını istiyorum. Bir hususta devlet sanatçısı olma
hususu var. Atatürk'ün sanatçıya verdiği önem belliydi. Ben bir ressam kızıyım, ek iş
yapmasaydı bizi yetiştiremezdi. Devlet sanatçısı niteliklerinin belirtilip, unvanının verilmesi
anayasada çok net belirlenmeli. Böylece daha çok sanatçı çıkacaktır. Bazı devlet
sanatçılarına ödül veriliyor, bu ödül geri bırakılıyor.
• Ben ilk ilkeden başlayacağım. Kanun önünde eşitlik biçimsel eşitliği gözetir, fiili eşitliği
gözetmez. Burada kadın-erkek eşittir denmesi gerekiyor. Geçici önlem kadınların hamilelik
ve emzirme dönemleri ile karıştırılıyor ama kotayı ifadece edecek şekilde düzenlenmemiş.
Burada biçimsel eşitlik var. Çocuk, engelli ve yaşlılarla ilgili maddeye ihtiyaç var. Kadınlarla
ilgili bölümlerin sosyal devlete dahil edilmesi gerekiyor. Sürdürülebilirlik ile çevre çatışır.
Çevreyi feda edebilirsiniz. Memurlar ve diğer çalışanların aynı konuda kaynatılması doğru
değil. Memurlar statü hukukuna tabii, devlete karşı korunmaları lazım. Eşitliği sağlamak için
denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor.
• Birkaç noktanın altını çizeceğim. Kavramları açıklayalım. Anayasada olan ikinci bir bölüm
Sonuç Raporu 108
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ihmal edilmiş. İdarenin örgütlenmesi ile ilgili bölümler yargı dışında yer almıyor. Bu yerel
yönetime yansıyacaktır. İlk konuşmalarda kuvvetler ayrılığı vardı. Yasama ilişkileri vs. ile ilgili
bir şey söylemek gerekiyor. Bununla ilgili girdi olmalı. İstikrar ve sosyal devleti tartışın,
buradan yeni bir şey lazım. Almadan vermek Allah'a mahsus. Burada denge kurulmalı.
Hepimizi birden olumsuz sonuca yönlendirmemek için mekanizmalar gerekiyor. Orada her
şeyi çözmemiz gerekmiyor. Bazı şeyler öğrenme süreci için de olmalı. Uzmanlara metinler
hazırlatılmalı. Bazı şeyler zamana bırakılmalı.
Oğuz Babüroğlu: Hepinize teşekkür ediyoruz. Herkes 2 dakikaya riayet etti. 10 dakika mola
veriyoruz.
Sonuç Raporu 109
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ANAYASA MİMARİSİ GRUP ÇALIŞMASI
Bundan sonraki çalışmayı ben anlatacağım ondan sonra Levent'e söz vereceğim.
Danışmanlarımızdan "nasıl bir içerik bekliyoruz", konusunu destekleyecek uzman katkısı alalım dedik.
Anayasa uzmanlarımızın danışmanlığında bu çalışmayı hazırladık. Yine 4 gruba ayrılıyoruz. Her grup
bölündüğünüz zaman iki konuyu mutlaka tartışmalı: bir tanesi anayasaların yapılması ve
değiştirilmesi ile ilgili. Bununla ilgili neler düşünüyorsunuz? Buradaki önerileriniz rica ediyoruz.
Bundan sonraki diğer madde, hazırlamaya başladığımız ve çeşitli görüşler aldığımız temel hak ve
özgürlükler. Mümkün olduğu kadar ortak konularımızı buraya taşımak istiyoruz ki bir ortak zemin
oluşturalım. Dolayısıyla hem getirdiğiniz 25 küsur öneri, hem aralarda söylenenler üzerinden mutlaka
geçin. Kişi hakları, siyasi haklar, sosyal ve ekonomik haklar, temel hak ve özgürlükleri oluşuyor.
"Bunları yakalamış mıyız?" diyerek bakın. Şimdi 4 gruba ayrılacağız ve buna ek olarak 4 grubun biri
yasama, biri yürütme ve idari yapı, biri hükümet sistemleri, biri de yargı konularını paralel oturumlarda
çalışacak. İlk grup yasama çalışacak, göreviniz yasamayla alakalı somut önerileri getirmek. İkinci
gruba gittiyseniz, yürütme ve idari yapıya bakıyorsunuz. Eğer üçüncü gruba düştüyseniz, hükümet
sistemlerini siz alıyorsunuz. Eğer dördüncü gruba düştüyseniz yargıyı ele alıyorsunuz. Anayasada
olması gereken mimarilerin önerilmesi gerekiyor. Gruptaki çalışmayla alakalı önemli bir önerimiz var.
Somutlaştıkça uzlaşma ihtimali azalacak. Ama biz bunun peşindeyiz. Ne kadar uzlaşılamayacak gibi
çıkacak konularda ortaklaşıyorsak bu ortak aklın bir sonucudur. Uzlaşma olmayabilir, o zaman nasıl
çözüleceğiyle alakalı yöntem istiyorum. Her durumda 3-4 konuya odaklanacaksınız. Levent konuları
anlatacak. İleriye yönelik önerileri çıkaralım. Ama uzlaşamayınca nasıl bir yöntemle bu çalışmaya
yaklaşacağız diyeceğiz. Orada da yaratıcı olmak gerekiyor. Bunları aynı zamanda çözmeye ve çözüm
sürecini tasarlamaya mecburuz.
Hukuki Bilgilendirme:
Çok fazla uzmanlık konularına girmek amacımız yok. Derli toplu bir tartışma olsun diye bazı
konular belirlenmeli. Tartışma kolaylığı açısından bir liste var, ama bu bir yönlendirme değil. Bizim
verileri alabilmemiz için bunlar gerekiyor. Tüm anayasaları açıp baktığınızda iki alan var: devletin
temel organizasyonu ve birey-devlet ilişkileri. Biz de bu iki alana vurgu yapmalıyız. Temek hak ve
özgürlükler ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Temel hak ve özgürlükler büyük bir kategori, siz bunları ayırt
edip ortaya koyuyorsunuz. Kişi hakları dediğimiz klasik alanlar, yaşama hakkı, konut dokunulmazlığı,
özel hayatın gizliliği vb kavramlar. Bunlar kişi hakları oluyor. Siyasi haklar kişilerin devlet yönetimine
katılması, parti kurma, seçme ve seçilme özgürlüğü gibi haklar. Sosyal ve ekonomik haklar ise en son
oluşturuldu. Bireyler devletten bir şeyler istiyor, bir takım yükümlülükler geliyor, eğitim isteniyor, konut
isteniyor vs. Bu 3 başlık altında önerilerinizi bekliyoruz. Mevcut anayasadan memnun musunuz,
değilseniz ne eklersiniz? Üstüne ne koyarsınız? Devlet organizasyonuna baktığımızda, bunun
tartışma sürecini daha ayrıntılı düzenledik. Anayasa sadece özgürlük değil, devlet organizasyonu da
var temel hak ve özgürlüklerinin yanında. Burada şöyle bir tasarım yaptık, yasama, yürütme, hükümet
sistemleri ve yargı dedik. Bunlar çakışabilir. Hükümet sistemleri dediğimizde yasama ve yürütmenin
birbirleri ile olan ilişkilerini düşünmeye çalışıyoruz. Burada bir uzmanlık bilgisine sahip
olmayabilirsiniz. Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemleri var. Bunların hepsine yönelik
ilişkiler var. İdeal olarak hangisi Türkiye için uygundur sorusunun yanıtını tartışabilirsiniz. Yasama ve
yürütmeyi ayrı ayrı da değerlendirmek gerekiyor. Bunlar kendi başlarına iki unsur. Yasama, yasama
dokunulmazlığı, sorumsuzluğu, seçim sistemi, siyasi partilerin tablo içindeki yeri gibi konular.
Yürütme ise iki kanattan oluşuyor: Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlar Kurulu. Bunların fonksiyonu üstte,
Sonuç Raporu 110
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
bunların yanı sıra aşağıda idare yapısı var. İdarenin içinde merkezi idare, yerel idare, YÖK,
üniversiteler, TRT var. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yargı hepsinden ayrı ve hukukçu
olduğumuz için bizim için çok önemli. Ayrıntılı düşünmek gerekiyor. Bu sistemin garantisi yargıdır.
Bununla ilgili spesifik bir öneriniz var mı? Anayasaların yapılmasını çok konuştuk. Bunun var olma
sebebi bu. Şu anda bir süreç devam ediyor. Biri diğerinden nasıl farklı olmalı?
• İlkeleri saptadık. 4 başlık altında somutlaştıracağız. Ama bunlar örtüşmeyebilir. Örneğin
çevrenin korunması kişisel haklara mı girer?
• Bu sosyal ve ekonomik haklara girer.
• Bu bir hak mı?
• Herkeste aynı sorular olmayabilir. Şimdi soruları almayalım. Birebir örtüşmeyen yerlerde yeni
şeyler söyleyeceğiz. Siz tamamen özgürsünüz. Biz tartışma açısından kolaylık için bu
bilgilendirmeyi yaptık.
Sunucu 15 arkadaşımız var. Bu arkadaşlarla beraber ayrıca bir 15 kişi ile bütünleştirme
çalışması yapacağız. 15 kişi temel hak ve özgürlükleri sunacak. Sonra da tümünü birlikte gözden
geçirip bitireceğiz. 15 grup 10 dakika sunsa 2.5 saat, biraz da ne çıktı, ne yapabiliriz, nasıl devam
edeceğiz dersek, 18:30'a kadar çalışacağız.
Sonuç Raporu 111
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
KIRMIZI GRUP
GRUP 1
1. Anayasa Nasıl Yapılmalıdır?
a. Hükümet programa paralel olarak STK ve tüm kurumların (söz sahibi olmak isteyen her
kişi ve kurumun) görüşlerine başvurmalıdır.
b. Anayasanın nasıl yapılacağına ilişkin kanuni düzenleme yapılmalı, usul ve esaslar bu
çerçevede düzenlenmelidir.
c. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in ne zaman dikkate alınması gerekir? Tasarı, Ekonomik ve
Sosyal Konsey'de ele alınmalı. ESK'nın yapısını değiştiren kanun teklifi hükümetçe ele
alınarak yasalaştırılmalı.
d. Anayasa yapım süreci meclis çalışması + referandum olmalı
e. STK'lar toplumsal ihtiyacın tespit edilmesi için sürecin içinde olmalı
f. Bu kadar sık anayasa değişmez, oldubittiye getirilmez. Tüm toplumun görüşü alınmalı,
yerelden başlamalı. Tüm sivil örgütlerin görüşü alınmalı. Eşitlik ilkesi özellikle kadın erkek
eşitliği dikkate alınarak, gözetilerek yapılmalı.
g. Gerginliklere, anayasal formül içerisinde çözüm getirilmeli: "anayasa" "ne zaman" "hangi
iktidarda"? Bu ve bunun gibi platformlarda metni etkilemeliyiz, kamuoyu oluşturmalıyız,
daha aktif katılım sağlanmalı.
h. Platformun çalışması Ankara merkezli kalmamalı
i. En küçük birimlere kadar inilmeli
j. "Esnek olmalı". Değiştirilmesinin önü de tıkanmasın.
k. İlk üç maddenin değiştirilmemesi
l. Eğer değiştirmemiz teklif edilirse yeni bir anayasa mı?
m. İlk üç maddenin değiştirilemeyeceği hükmüne gerek yok!
n. Değiştirilemez hükümlerin öngördüğü ilkeler mevcut 82 Anayasası'ndan farklı olarak ve
daha ayrıntılı biçimde anayasanın ana metninde değil "giriş" kısmında yer almalıdır.
o. Anayasa yapım sürecinde;
• Toplumun en küçük birimleri dahil olmalı
• STK'ların katkısı alınmalı
• Uzman ve akademisyenler kaleme almalı
• Meclis oylamalı ve referanduma sunmalı
2. Temel Hak ve Özgürlükler
a. Basın ve ifade özgürlüğü, diğer siyasi ya da temel haklar dışında net olarak düzenlenmesi
lazım.
b. Türkiye'nin AB ve globalleşme sürecinde, anayasasında yabancılar hukuku yer alıyor
Sonuç Raporu 112
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
mu? Türkiye'nin yabancılar hukuku, mülteciler, sığınmacılar vb. haklarını tanıması
gerekmektedir. Temel insan hakları kapsayıcı ve evrensel olmalı
c. Çalışanların toplu sözleşmeli grevli sendikal haklarının tanınması
d. Eşitlik sağlanana kadar hayatın her alanında cinsiyet kotasının kullanılması
e. İstihdam konusunda kota uygulanması olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
f. Anadilde eğitim anayasada düzenlenmeli (Üniter devlet ilkesine aykırı bulundu).
g. Devletin resmi dili Türkçedir. Uluslararası insan hakları anlaşmalarında kültürel haklar
konusunda getirilen yükümlülüklere bağlı kalınmalıdır. (şerhli)
h. Kişisel hak ve özgürlük bağlamında ortak ilkelerde benimsenmiş olan, 1. maddede yer
alan "Eşitlik İlkesini" grup olarak aynen benimsiyoruz.
3. Yasama
a. Parlamenter sistem = tek meclis. Mevcut sistem içinde düzenleme (1 tane başkanlık
sistemi önerisi var)
b. Seçim sistemi: parti başkanlığına mutlak bağımlılıktan kurtulunmalı, ön seçim parti üyeleri
arasında yapılmalı.
c. Baraj kalkmalı: adil, temsili, seçim sistemi
• Milletvekili seçimi en fazla 3 (ya da 2) dönem/sınırlama getirilmemeli uzlaşı yok!
d. Meclise yasa sunma yetkisi yerel meclisler aracılığıyla yapılabilir (2 şerh var)
e. Dokunulmazlık "kürsü dokunulmazlığıyla" sınırlandırılmalıdır
f. Cumhurbaşkanını meclis seçmeli. Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlı olmalı
g. Meclis-yargı ilişkisi: yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde yasama atama yetkisini
paylaşmalı
h. Milletvekili seçildikten sonra da STK görevi devam etmeli
i. Milletvekili, milletvekilliği dışında ticari, kamu kurum ve STK'larda görev alamaz.
Açıklamalar:
Bunları madde madde okumayacağız. Anayasa nasıl yapılmamalıdır konusu üstünde
duracağım. Anayasaların oluşturulmasında sivil toplum kuruluşları ve diğer kamu kuruluşları görev
almalıdır. Uzman ve akademisyenler de bunu kaleme almalı ve bu düzen bir çerçeveye oturtulmalıdır.
Bugünkü eşitlik ilkesinin ilk maddesinin tamamını kabul ettik.
Temel hak ve özgürlüklerde basın ve ifade özgürlüğünün net olarak tanımlanması lazım.
Mültecilerde de tam bir uzlaşma sağlayamadık. Eşitlik sağlanana kadar cinsiyet kotası uygulanmalı.
Üniter devlet ilkesine karşı çıkan bir arkadaş oldu. Kültürel haklara bağlı kalınmalıdır, diye uzlaştık.
Yasamayı çok çalışamadık. Bizim görüşümüz parlamenter sistem ve tek meclis. Bir arkadaşımız
başkanlık sistemi önerdi. Adil seçim dedik. Yasa sunma yerel meclislerle de yapılabilir ama burada
şerh de var. Cumhurbaşkanını meclis seçmeli. Yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde
yasamanın atama yetkisini paylaşması gerekiyor. Milletvekilleri ticari kurumlar ve kamu kurumlarında
görev alamaz dedik.
Sonuç Raporu 113
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GRUP 2
1. Anayasa yapım süreci
a. Katılımcı bir süreç 3 yöntem:
i. Tüm vatandaşların görüşlerinin alınabileceği yaygın sistem
ii.
STK, meslek örgütleri ve akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulunca
hazırlanarak halkın görüş ve önerilerine sunulmalı
iii. Anayasanın kurucu meclis tarafından yapılması
NOT: Anayasa hazırlama sürecinin nasıl olacağının müzakere edilerek belirlenmesi
2. Temel hak ve özgürlükler
a. Demokrasi, insan onurunu korumak, kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamak, kişilerin hak ve
özgürlüklerine, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine aykırı olarak sınırlayan siyasal
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak
b. Devletin temel nitelikleri göz önünde bulundurularak bunun dışındaki temel hak ve
özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması.
c. Çağımızın sanatsal birikimlerine halkımızın kolay ulaşabilmesi için gerekli ilgi ve desteğin
gösterilmesi
d. Seçimle oluşan tüm karar organlarına kadınların eşit katılımı ve temsili (siyasal hak)
e. Fikri mülkiyet hakları
f. Çocuk hakları
g. Hayvan hakları
h. Gençlik hakları
i. Dilimizin korunması
j. Din eğitimi zorunlu olmamalı
k. Diyanet işleri devlete bağlı olmamalı (özerk olmalı)
l. Din ile ilgili dersler zorunlu olmamalı. Din kültürü ve ahlak kültürü dersleri tüm din ve
mezheplere eşit mesafede olması, din eğitimi ise zorunlu veya seçmeli değil, isteğe bağlı
olarak verilmeli.
m. Kamusal alanlara (üniversiteler dahil) şapka, türban gibi giysilerle girilememeli
i. Örtünme bir kişilik hakkıdır.
ii. Türban bir dini sembol olduğu için kamusal alanda kullanılmamalıdır.
iii. Kamusal alanlarda dini ve siyasi sembollerin kullanımı ile ilgili düzenlemelerde hizmet
veren ve hizmet alan ayrımı yapmalıdır.
Sonuç Raporu 114
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
3. Yasama
a. Yasama sistemi iyileştirilmelidir
b. Tek meclisli bir yapı
c. Aşağıdaki konularda iyileştirme gerekmektedir:
i. Alt komisyonlar fonksiyonlarını yerine getirmekte yetersiz kalmaktadır
ii. Milletvekilleri yasaları oylarken kendi görüş ve vicdanları doğrultusunda değil parti
başkanının isteği doğrultusunda oy veriyorlar.
d. Seçim sisteminde köklü bir değişikliğe gidilmelidir.
i. Delege ve aday belirleme süreçleri yeniden belirlenmelidir.
ii. Seçim sisteminde adil bir temsil sistemi sağlanmalı (baraj kalkmalı), siyasi parti
teşkilatlarının tüm karar organları, cinsiyetler arası eşit temsil ve katılımı fiilen
sağlayacak esaslara göre oluşturulmalıdır.
e. STK, meslek örgütleri, yerel yönetimler vb. örgütler yasa teklifinde bulunabilmelidir.
f. Milletvekilliği devlet memurluğundan ayrılmalıdır. (gönüllülük esası – meslek değil)
g. Milletvekilliği dokunulmazlığı, düşünce özgürlüğü = kürsü özgürlüğü dışında kalan
alanlarda kaldırılmalıdır.
h. Milletvekillerinin mevcut emeklilik sistemi daha adil bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Açıklamalar:
Bugün dünden daha zor ilerledi. Birçok konuda ortak görüşe varamadık. Yapım sürecinde ortak
görüşe varamadık. Bu süreç katılımcı ve şeffaf şekilde olsun dedik. Sistem alttan yukarı gelecek,
akademisyenlerin de oluştuğu bir taslak üzerinden gitmeli. Anayasa bir kurucu meclis tarafından
yapılmalı. Anayasanın hazırlanma süreci müzakere edilerek belirlenmeli. Burada Güney Afrika
örneğini verebiliriz, orada kamuoyu görüşüne başvurma süreci buradan daha yaygın bir şekilde
uygulandı.
Temel hak ve özgürlüklerde çerçeveyi takip etmedik. Yeni haklardan bahsedip uzlaşamadık.
Demokrasi, insan onurunu korumak, kadın-erkek eşitliğini fiilen sağlamak, kişilerin hak ve
özgürlüklerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine aykırı olarak sınırlayan siyasal ekonomik ve
sosyal engelleri kaldırmaktır dedik. Devletin temel niteliklerinin göz önünde bulundurulması
gerekiyor. Seçimle oluşan organlara kadınların eşit katılımı var. Yeni bazı haklar altında fikri mülkiyet,
hayvan, çocuk hakları ile ilgili düzenlemeler yapmak istedik. Meclis anayasada gençlerin korunması,
gençlerin hakları olarak özgür bir düzenleme dedik. Dilimizi korunması ile ilgili bir konu var. Din
derslerinin zorunlu olmasında uzlaşamadık. Seçmeli olabilir, tüm dinlere eşit mesafede olması gerekir
ya da zorunlu veya seçmeli değil, isteğe bağlı verilmesi gerek diyenler oldu. Diyanetin özerkliği
hakkında konuştuk. Kamusal alanlarda ortak noktaya varamadık, örtünme, türban, çeşitli terimler
hepsi kullanıldı. Kamusal alanlarda kullanılmamalı dendi. Bir kısım kişilik hakkı olduğundan bahsetti.
Bazıları hizmet veren ve alan ayrımına gidilmesini gerektiğini söyledi. Yasama hakkında çok şey
bilmiyoruz. Bu sorunlara yol açtı. Şu anki işleyişten haberdar olmadığımıza karar verdik. Bunun
iyileştirilmesi gerek. Çoğunluk tek meclisi savundu. Burada farklı görüşler de oldu. Alt komisyonların
görevini yerine getirmede yetersiz kaldığını fark ettik. Sivil toplum kuruluşlarını anayasa yapım
Sonuç Raporu 115
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
sürecine katan bir uygulama olmalı. Milletvekilleri bugünkü düzende kendi vicdanları değil, parti
başkanlarının iradesi uyarınca oy verdiği için, adil bir seçim sistemi istiyoruz. Burada farklı görüşler
çıktı. Cinsiyetler arası eşitliğe göre ortak bir fikir oluştu. Yeni bir düşünce olarak sivil toplum
kuruluşlarının, yerel yönetimde meclise doğrudan yasa teklifinde bulunması görüşü var.
Milletvekilliğinin meslek olarak ortaya çıkmamasından bahsettik. Milletvekillerinin mevcut emeklilik
sistemlerinin yeniden düzenlenmesinde karar kıldık. Umuyorum ki uzlaşamadığımız noktalarda da
ileride uzlaşabiliriz.
GRUP 3
1. Anayasa nasıl yapılmalı (bütün maddeler şerhli):
a. Yeni anayasa yapılması gerekli
b. Mevcut anayasa bazı tadilatlarla korunabilir
Yöntemler:
c. Toplumsal mutabakat sağlanması gereklidir.
d. Sivil toplum platformu çalışmaları anayasa komisyonu patronajı altında yapılmalıdır.
e. Uzmanlar (örn. kurucu meclis) tarafından hazırlanacak taslağın STK görüşlerine açılması
ve tartışılması
2. Hak ve Özgürlükler
a. Bütün bireyler kanun önünde eşittir; hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılamaz.
b. Okulöncesi ve 12 yıllık zorunlu temel eğitim süresince eşit ve ücretsiz olmalıdır. Bu temel
hak ebeveynler dahil hiç kimse tarafından engellenemez.
c. Fikri mülkiyet hakkı bir temel hak olarak korunmalıdır.
d. Vergi kaçırmak anayasal suçtur (şerhli)
e. Tüm kamu çalışanlarının grevli toplu sözleşme hakkı olmalıdır. (şerhli)
f. Sosyal güvenlik herkesi kapsamalıdır.
g. Yönetmelik vb. ikincil mevzuatın anayasaya aykırı olmamasını sağlayacak bir denetim
mekanizması oluşturulmalıdır.
h. Hakkını koruyamayacak kişilerin haklarının korunması anayasayla güvence altına
alınmalıdır.
i. Anayasa mahkemesi kararları geriye dönük de uygulanmalı (şerhli)
j. Devlete karşı suçlarda zaman aşımı olmamalı (şerhli)
k. Kürsü dokunulmazlığı haricindeki dokunulmazlıklar kaldırılmalı
l. Laiklik ilkesi başlangıç metninde yer almalı
m. Yasal binada oturmayanlar mahalli seçimlerde oy kullanamaz. (şerhli)
Sonuç Raporu 116
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
3. Yasama
a. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalı
b. Tek meclis olmalı
c. Milletvekilleri toplam 3 dönemden fazla görev yapamamalı (şerhli)
d. Milletvekillerinin emeklilik hakları kamu görevlilerinin emeklilik haklarıyla koşut olmalı
e. Demokratik yaşamın temel işleyişiyle ilgili (yargının işleyişi, siyasi partiler, terörle
mücadele vb.) yasaların onaylanmasında nitelikli çoğunluk aranmalı
f. Milletvekili sayısı azaltılmalı (400). Bunun yanı sıra "Türkiye Kontenjanı" olarak, ek 50
milletvekili kontenjanı getirilmeli.
g. Baraj %5'e çekilmeli
h. Siyasi partiler yasası parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak yönde değiştirilmeli
i. Milletvekili seçimlerinde kadın kotası olmalı (%40) (şerhli)
j. Milletvekili seçimlerinde yaş üst sınırı olmalı (65) (şerhli)
k. Milletvekili seçimlerinde asgari lise mezunu olma şartı aranmalı (şerhli)
Açıklamalar:
Biz 8 kişilik bir gruptuk. Bir sürü maddede uzlaşamadık, o nedenle burada uzlaşma sayılarını da
belirteceğim. Yeni anayasa yapılmasını %60'ımız savundu, %40 tadilat yönünde görüş bildirdi.
Yöntem konusunda üzerinde anlaştığımız şey toplumsal mutabakatın sağlanması. İkinci olarak sivil
toplum kuruluşları çalışanlarının anayasa komisyonu önderliğinde toplantılara girip uzlaşma metninin
hazırlaması gerek. Üçüncü olarak kurucu meclis tarafından oluşturulacak taslağın sivil toplum
kuruluşlarının görüşlerine açık olması gerekmektedir. Hak ve özgürlükler 12 madde olarak çıktı. İlki
ayrım yapılmaması. İkincisi zorunlu temel eğitim süresince eğitim eşit, ücretsiz ve bu engellenmemeli.
Üçüncü olarak fikri mülkiyet bir temel hak olarak kullanılmalı. Şerh yok. Vergi kaçırmak anayasal
suçtur dedik, bir arkadaş itiraz etti. Toplu sözleşme konusunda iki itiraz olmuştu. İkincil mevzuatın
anayasaya aykırılığını engelleyecek denetim mekanizması gerekiyor. Anayasa mahkemesi kararları
geriye dönük uygulanmalı, bir şerh var. Zaman aşımı olmamalı noktasında bir itiraz var. Kürsü
dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıklar kalkmalı. Laiklik kesinlikle yer almalı. Şu ana kadar
geçmeyen yasal binalarda oturmayanların mahalli seçimde oy kullanmamaları oldu. Biz grup olarak
bu konuda mutabakata vardık. 1 arkadaş itiraz etmiş.
Yasama ile ilgili olarak kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kalkmalı, tek
meclis, toplam 3 dönem görev yapması konusunda 2 itiraz var. Emeklilik bir hak olsun dedik. Kamu
kuruluşunda 5 sene çalışan milletvekili adayı milletvekili olarak 4-5 sene ekleyerek görev yaptığında
emekliliğine kalan ödemeyi yapmalı dedik. Demokratik yaşamın temel işleyişi ile ilgili terörle
mücadele maddesi bulunmakta. Milletvekili sayısı 400'e insin dedik. Türkiye kontenjanı olarak ek 50
kontenjan ekledik. Baraj %5 olsun böylelikle siyasi partilerin işlerlik kazandırılsın. Milletvekilliğine %40
kadın kotası konsun dedik, 1 itiraz geldi. Milletvekili yaş üst sınırı 65 yaş olsun görüşüne 2 itiraz geldi.
Milletvekilleri asgari lise mezunu olsun dedik, 2 itiraz geldi.
Sonuç Raporu 117
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
MAVİ GRUP
GRUP I
• STK'lar anayasal hazırlığa en geniş biçimde katılmalı
• Bireyin temel hak ve özgürlükleri temelli mevcut kazanımlar korunarak yine aynı temele
dayanan yeni bir anayasa yazılmalı
• Anayasa hazırlama süreci katılımcı ve çoğulcu biçimde yürütülmeli
Kişi hakları:
• (Genel sınırlandırma rejiminin kaldırılması olumludur.) Kişi hak ve özgürlüklerinin
sınırlandırılması ile ilgili: Kademeli sınırlandırma rejiminde sınırlamalar Türkiye'nin taraf
olduğu uluslararası sözleşmelere saygı gösterilerek yapılmalı (öznel ifadeler olmamalı)
• Barınma/konut hakkı mevcut olana ilaveten sosyal haklar altında da yer almalı, Sosyal
Devletin sorumluluğunda olmalı
• Ana dilini öğrenme hakkı
Siyasal Haklar:
• Kamu çalışanlarının siyasi parti faaliyetlerine, siyasete katılma hakkı verilmeli
• Kadınların bu haktan yararlanabilmeleri için pozitif ayrımcılık veya destek uygulamalarına
başvurulmalı (özel önlem politikalarından kota, siyasi partiler, milletvekili seçim kanunlarında
tanımlanmalı)
• Seçim sistemi anayasada yer almalı
• Seçim temsili güçlendirmek için baraj oranı düşürülmeli (1 ŞERH 5 destekliyor)
Sosyal Haklar:
• Örgütlenme Hakkı önündeki bütün engeller kaldırılmalı (Uluslararası sözleşmelerde yer alan
sınırlar dışında yeni bir sınırlama konulmamalı)
a. Kamu çalışanlarına grev/toplu sözleşme/siyasete katılma hakkı verilmeli.
b. Kamu çalışanlarına örgütlenme hakkı verilmeli. Yasaklı gruplar özgürleştirilmeli.
• Çocuklar, engelliler ve bakıma muhtaç olanlar için koruma tedbirleri alınmalı
• Çocuk hakları Uluslararası Çocuk Sözleşmesi uyarınca anayasal garanti altına alınmalı
• Eğitim sosyal devletin görevidir. Kız ve erkek çocukları için eşittir. Okul öncesi +12 yıl zorunlu
ve parasız olmalıdır. Bölgeler ve şehirler arası eğitim kalitesi eşit olarak sunulmalı
• Çalışma, eğitim hakkında kadınlara yönelik mevcut negatif ayrımcılığın giderilmesi için
geçici özel --pozitif ayrımcılık—önlem politikaları yapılmalıdır. Kreş, yuva, çocuk bakım
Sonuç Raporu 118
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
hizmetlerinin aile, işveren, devlet, sendika, yerel yönetim paylaşılması
• Sosyal güvenlik sosyal devletin görevidir ve bütün vatandaşlar için sağlanmalıdır.
• Sanatta telif ve patent hakları düzenlenmeli
Yürütme:
• Üniversite rektörleri seçimine öğrenciler de katılsın ve rektör seçimi kanunla düzenlensin
• Halkın seçtiği, yetkileri daraltılmış cumhurbaşkanı
• Gerekçeli bütçe; hesap sorulabilirlik, şeffaflık, görevi nedeniyle işlediği suçtan yargılansın
• MGK sadece danışma amaçlı, tavsiye veren bir kurul olsun
• Belediye Başkanları geri çağırılabilmeli ve katılımcı bütçe uygulanmalı
• Yürütme ile ilgili tüm kurum ve kurullarda seçim ve atama ile gelinen görevlerde liyakat ve
kadın-erkek temsil eşitliği öncelikli olarak gözetilmeli
• Kurulların tamamı özerk şeffaf olmalı
• Ombudsperson/kamu denetçiliği getirilmeli
• Yerel yönetimler güçlendirilmeli, mali ve idari özerklik sağlanmalı; aynı oranda hesap
sorulabilirliği, şeffaflığı ve katılımcılığı geliştirilmeli
Açıklamalar:
Bizim grubumuzda tartışmalar yoğundu. Kısaca özetlersek şunlar var. Anayasanın toplumsal
birer sözleşme olduğu ve bu şekilde hazırlanması gerektiği kanaatine vardık. Referanduma sunulmalı
dedik. Metin üzerinde yapılacak değişiklikleri yaptık. Temel hak ve özgürlüklerde uluslararası
sözleşmelerle belirlenen standartlara baktık. Grup içerisindeki tartışmada sorun uygulamadan
kaynaklanıyor sonucu çıktı. Bunun güçlendirilmesi gerek. Uluslararası sözleşmelerle de çatışan
maddelerin kaldırılması gerekiyor. Çocuk hakları da anayasada olmalı dedik. 657 kanun gibi yüz
kızartıcı suçlar işleyenlere siyasi yasaklamaların kaldırılmasında bir şerh vardı. Burada siyasi yasaklar
kaldırılacak ama sınırsız olmayacak şeklinde. Anayasada mevcut sivil toplum kuruluşlarına da yer
verilmesi gerek. Ekonomik ve sosyal açıdan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması ya da
özerkleştirilmesi konusunda tartışma oldu. Kaldırılmasını isteyen 5 kişi, kalsın diyenler 3 kişiydi. Eşitlik
maddesi kalsın dedik. Geçici özel önlemler alınmasında karar kıldık.
Yürütme alanında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, karar almada halkın da güçlendirilmesi
gerek. Yatırım proje ve programlarının denetime açık, şeffaf olması gerek. Yürütmenin organlarından
olan YÖK vs. bünyesinde çoklu katılım modelinin benimsenmesi ifade edildi. Grup içinde karar
alınamadı.
GRUP 2
• Toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla oluşturulmuş olan toplumsal uzlaşı metni (sözleşme)
Sonuç Raporu 119
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Toplumun üzerinde uzlaştığı anayasal metin, parlamento tarafından referanduma sunulur
• Anayasal metin üzerindeki herhangi bir değişiklik toplumsal uzlaşı alınmadan yürürlüğe
sokulamaz
Kişi hak ve özgürlükleri:
• Uluslararası sözleşmelerle belirlenen ve güvence altına alınan kişi hak ve özgürlüklerinin
aynen korunması ve uygulanması için gerekli mekanizmaların yürürlüğe konulması
• Kişi hakları alanında uluslararası sözleşleşmelerle ( örneğin çocuk hakları sözleşmesi)
çelişen maddelerin anayasadan çıkarılması
Siyasal Haklar:
• 657 sayılı kanundaki siyasi yasakların kaldırılması - yüz kızartıcı suçlar
• Katılımcılığı destekleyen seçim sistemlerinin anayasa ile güvence altına alınması
o ŞERH VAR!! (Bütün hak ve özgürlükler sınırsız değildir.)
• Anayasaya aykırılık iddiası ile başvuru ve dava açma hakkı STK'lara da verilsin
Sosyal ve Ekonomik Haklar
• Sosyal Devlet ilkesinin evrensel yorumu çerçevesinde sosyal ve ekonomik hakların ve
özellikle sağlık, eğitim, çalışma ve sosyal güvenlik hakkının herkese eşit koşullarda
sağlanması güvence altına alınmalıdır.
• Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması 5 oy, kalması 3 oy
• Eşitlik; 10. madde aynen kabul. Devlet toplumsal cinsiyet eşitliğini kanun önünde fiilen
sağlayabilmek için geçici özel önlemler alır.
Yürütme:
• Yerinden, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi
• Yerel yönetimlerdeki karar alma sürecinde halkın katılım mekanizmaları güçlendirilmesi
• Merkezi ve yerel yönetimlerin ulusal ve yerel bütçe, kaynak ve harcamaları ile yatırım proje ve
program denetime açık ve şeffaf, hesap sorulabilir hale getirilmesi
• Yürütmenin (Cumhurbaşkanlığı dahil) her türlü faaliyet ve işlemlerinin yargı denetimine tabi
olması
• Yürütmenin organlarından olan YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. ayrıca yerel
yönetimlerdeki il özel idareleri için yönetim oluşturulmasında Sosyal Konsey modelinin
benimsenmesi; söz ve karar hakkı olmak üzere eşit temsil edilmesi
• Ombudsman konusu tartışılmış ancak karara bağlanamamıştır
Sonuç Raporu 120
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Açıklamalar:
• Parlamento anayasa yapabilir, kurucu meclise gerek yoktur.
• Anayasalar toplumsal sözleşme niteliği taşıyacak ise toplumsal yaşamın tüm aktörlerinin
katılımının sağlanacağı bir kurucu mecliste yapılmalıdır.
• Toplumun tüm kesimlerinin görüşü alınarak müşterek kabuller doğrultusunda kurucu meclis
tarafından anayasa hazırlanmalıdır.
Sonuç olarak: Parlamento anayasayı toplumdaki farklı görüşleri dikkate alarak yapmalıdır.
GRUP 3
Temel hak ve özgürlükler
• Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi referans alınarak düzenlenmeli.
• Yaşama hakkı (kişi dokunulmazlığı anlamında değil) ve gıda hakkı tanımının yapılması ve
güvence altına alınması
• Ekonomik haklar kapsamında üretim girdileri çok pahalı olan ve üretimde zorluk çeken tarım
kesiminin desteklenmesi ve bu desteğin anayasal teminat altına alınması
• Devletin esnaf ve sanatkarın korunması için gerekli tedbirleri alması
• Siyasi partiler ve seçim yasalarının demokratikleştirilmesi
• Çevre hakkı anlayışının gelişmesi
• Seçmen iradesinin meclise yansıması için anayasal güvencenin sağlanması
Yürütme ve İdari Yapı
Cumhurbaşkanı Seçimi ve Yetkileri
• Cumhurbaşkanı halkoyu ile seçilmeli, yetkileri parlamenter sisteme göre oluşmalı.
• Cumhurbaşkanını Parlamento seçmeli, yetkileri ve sorumlulukları dengelenmeli, her türlü
işlemi yargı denetimine tabi olmalı.
Bakanlar kurulu
• Bakanlar milletvekillerinden değil, teknisyenlerden oluşmalı
• Bakanlar kurulunun yargıyı etkileyecek hiçbir yetkiye sahip olmaması
o Savcı ve yargıçların atanması
o Yüksek mahkeme üyelerinin seçimi
• Bakanlar Kurulunun atama yetkileri kısıtlanmalı
• Bakanlar Kurulu parlamenter sistemin gereği olarak güçlendirilmeli. Cumhurbaşkanının
yürütmeye yönelik yetkileri Bakanlar Kuruluna devredilmeli.
Sonuç Raporu 121
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yerindenlik uygulamaları ve mali denetimi
diğer kamu tüzel kişileri ile aynı olmalıdır.
Bağımsız İdari Kuruluşlar
• İdari ve mali özerliklerinin güçlendirilmesi ve üyelerin arasında sektör temsiliyetinin
gözetilmesi
YÖK
• İdari ve mali özerkliği sağlanmalı ve korunmalı
• Üniversiteler özerkleşmeli (Bilimsel ve yönetimsel özerklik)
• Danışma ve eşgüdüm kuruluşu olarak yeniden düzenlenmeli
• Ticari kar amacı güden özel üniversiteler olabilir
• Üniversitede hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin eğitim ve örgütlenme hakkına sahip
olması temin edilmelidir
Yetki Devri
Merkezi Yönetim
• Adalet
• Güvenlik
• Çevre ve doğal varlıkların korunması ve yönetimi
• Eğitim ve sağlık
Sonuç: Bu konuda mevcut sisteme bir alternatif getirilmiyor.
Memur
Memurları özlük hakları yolu ile ayrıcalıklı bir konuma taşıyan anayasa maddesinin
değiştirilmesi (madde 28)
Açıklamalar:
Biz de aslında benzer şeyler çıkmış. Parlamento anayasa yapabilir, kurucu meclise gerek yoktur
tartışması oldu. Tartıştık, uzlaşamadık. Bir grup anayasalar toplumsaldır ve buna ilişkin kararlar
toplumun tüm kesimleri tarafından alınır dedi. Bir yandan da hiçbir iktidar partisi kendi çoğunluğu
varken kurucu meclis istemez. Bir grup mükerrer burada. Temel hak ve özgürlükler, 90. madde son
fıkraya göre İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi örnek alınarak düzenlenmelidir. Yaşama hakkı ve
gıda hakkı gibi haklar üçüncü kuşak insan haklarıdır. Ekonomik olarak tarımın desteklenmesi ve
teminat sağlanması gerekiyor. Buna süspansiyon diyebiliriz. Köyden kente göçün engellenmesi
gerek. Esnaf ve sanatkarlar başka bir husus. Çevre hakkı da üçüncü kuşak bir haktır. Seçmen
iradesinin mecliste yansıması için %10 uygundur kararı var.
Sonuç Raporu 122
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Yürütmede Cumhurbaşkanı seçimi. Mevcut parlamenter rejimde Cumhurbaşkanı yetkileri
böyleyken halk seçimi doğru değil görüşü bir görüştü. Diğer bir görüş yetki ve sorumlulukları yeniden
değerlendirilmeli, başka bir görüş de halkoyuyla seçilmemesi gerektiği yönünde. Bakanlar Kurulu
teknisyenlerden, teknokratlardan oluşsun dediler. Milli güvenlik açısından sorumlu olmayanlar da
yapamaz. Adalet Bakanı'nın oy kullanması var. Yargının bağımsızlığını vurguladık. Bakanların atama
yetkileri kısıtlanmalıdır. Mevcut sistemde güçlü bir Cumhurbaşkanlığı var. Kamu kuruluşları
yerindenlik ilkesini gözetmeli ve mali bakımdan Sayıştay denetimine tabii olmalıdır. Çatısı altında
olduğumuz TOBB da bunun bir parçasıdır. Bugün başbakana helikopter alır, YÖK alamaz. Arta kalan
paralarla üniversite alamaz. Bağımsız idari kuruluşlara değinildi. İdari ve mali özelliklerinin
değiştirilmesi gerek. YÖK'ü tartıştık. İdari ve mali özerkliğin sağlanması gerekiyor. Üniversiteler
özerkleşmeli. Bilimsel anlam dışında angajmana karşıyız. Ticari ve kar amacı güden vakıf
üniversiteleri 12 Eylülden önceki gibi olsun diye bir fikir çıktı. Ama azınlıkta kaldı. Yetki devri için
merkezi yönetim dedik. Çevre ve doğal varlıkların yerel yönetimin inisiyatifinden çıkarılması gerek.
Rant için zarar veriyorlar. Mevcut sisteme alternatif yok. Memurların özlük hakları ile ayrıcalık yapan
madde değiştirilsin. Burada memurların hakkı madde 128 oluyor.
GRUP 4
Anayasanın Değiştirilmesi ve yapılması
• Sivil toplum örgütlerinin bu süreçte mutlaka görüşü alınmalı
• Kurucu meclis olmamalı, ama anayasa yeniden yapılmalı.
Sonuç: Geniş bir mutabakat ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla anayasanın tümden
değiştirilmesinde ihtiyaç vardır. (şerhli)
Anayasa şekil olarak kısa, öz ve anlaşılabilir olmalı.
Kaygımız: Sonuç bildirgesinde hükümet bu toplantıyı referans göstermez. Ama istediği gibi
yararlanabilir.
Temel hak ve özgürlükler
• Ortak ilkelerde hukuk devleti ibaresinin başına demokratik ifadesi eklenmeli.
• Temel hak ve özgürlüklere ilişkin olarak devlet, taraf olduğu uluslararası anlaşmaları, Avrupa
Konseyi demokratik kriterlerini ve AİHS hükümlerini uygulamakla yükümlüdür. Anayasada
kaynağını bu belgelerden almayan hiçbir kısıtlama yer almamalıdır.
Yürütme
• Klasik parlementer sistem olmalı. Cumhurbaşkanı'nın yetkileri kısıtlanmalı. Veto, atama
yetkileri mutlaka kısıtlanmalı.
• Üniter devlet yapısı bozulmadan yerel yönetimler güçlendirilmeli. Ancak yatay ve dikey
denetim mekanizmaları da çok daha etkin bir hale getirilmeli. Ancak özellikle devlet denetimi
yerel yönetimlerde olması gereken karar verme bağımsızlığına zarar vermemeli. Sivil toplum
Sonuç Raporu 123
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kurumlarının yetkileri bu anlamda etkin hale
getirilmeli.
• Düzenleyici ve denetleyici kuruluşların üzerindeki siyasi etki azaltılmalı. Ayrıca keyfiliğin
azaltılması için denetim arttırılmalı.
• Ombudsman anayasada bir kurum olarak düzenlenmeli.
• Kanun Hükmünde Kararname yetkisi sınırlandırılmalı. Kanun Hükmünde Kararnameler en
kısa sürede yasaya dönüştürülmezse yürürlükten kaldırılmalı.
• Memur yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalı.
• Milli Güvenlik Kurulu uluslararası kriterlere uyumlu hale getirilmeli.
• YÖK ismi tamamen değiştirilerek koordinasyon kurulu haline getirilmeli
• Diyanet İşleri Bakanlığı anayasal bir kurum olarak kalmalı. Ancak özerk bir yapısı olmalı ve
tüm inanç gruplarına hizmet etmeli. Din eğitimi anayasada yer almamalı.
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri daha demokratik bir
yapıya kavuşturulmalı.
Açıklamalar:
Az çatıştık, uzlaştık. Kısa ve öz sıraladık. Aslında tartışmamızı kurucu mecliste yaşadık. Bazıları
olmalı bazıları olmamalı dedi. Daha ziyade anayasal süreçte sivil toplum kuruluşları ve halk katılımı
olmadığı söyleyince bu sistemden kaynaklanıyor dendi. Kurucu meclis olmamalı. Yasama organı da
bunu yapabilir. Şu anda mevcut anayasa da sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmalı. Anayasanın
şekli kısa, öz olmalı; ayrıntıya girmemeli. Uzun bir süreçte hazırlanmalı, ayrıntıya girmeden geneli
düzenlemeli. Sınırlanması kanunlarla düzenlenecek biçimde haklar korunarak anayasada kısa ve öz
biçimde yer almalı. Sonuçta bu toplantıdan elbette hükümet istediği gibi yararlanabilir ama bunu
kendine referans almamalı. Temel hak ve hukuk devletinin başında mutlaka demokratik ibaresi olmalı.
Temel hak ve özgürlükler konusunda çok kapsayıcı olduğu için böyle. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesinde bulunan haklar bizde kısıtlanmamalıdır. Bugün düşünülmeyen ancak
ileride ortaya çıkabilecek hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması gerekiyor. Parlamenter sistem
kalsın ama üniter devlet yapısı bozulmadan, yatay ve dikey denetim yapılması gerekiyor. Sivil toplum
kuruluşlarının denetimi ve bu denetim yetkisinin etkinleşmesi için yerel yönetimler güçlenmeli. TRT,
BDDK gibi kurumlardaki siyasi etki azaltılıp, denetim arttırmalı. Ombudsman durumu var. Kanun
hükmünde kararnamelerde süre kısıtlaması olmalı. 10 yıldır kanun hükmünde kalan kararnameler var.
Buna süre kısıtlaması gerek. Bu sistemde kanun hükmünde kararname kalıcı çözüm oluyor.
Kaymakam ve valilerin, üst düzey bürokratların yargılanmasında özel izin olmalı. Bu tip ayrıcalıklar
kaldırılıp usul tek olmalı. YÖK ismi de özellikle tamamen değiştirilerek sadece koordinasyon kurulu
olmalı. Diyanet İşleri Başkanlığı da özerk bir yapıya kavuşmalı. Bu, tarikatların denetimi açısından
sıkıntılı ama Diyanet İşleri denetim mekanizmasına dönüştürülerek tüm inanç gruplarına hizmet
etmeli. TSK daha demokratik ve işleyen bir yapıya kavuşturulmalı.
Sonuç Raporu 124
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YEŞİL GRUP
GRUP 1
• Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi
o Halk STK'lar aracılığıyla anayasayı yapabilir. Son aşama: referandum.
o Anayasalar hükümetin çıkardığı kanunlardan farklıdır. (Anayasaların evrensel ilkeleri
vardır, yasalar millidir.) Farklı bir "anayasa hazırlama meclisi" tarafından hazırlanmalıdır
(meclisten, STKlardan, üniversitelerden...) Onay: TBMM
• Temel hak ve özgürlükler:
--Doğal haklar:
o Fiziksel işkence ve düşünsel baskının olmaması
o Ulusal bütünlüğe zarar vermemek koşuluyla evrensel temel hak ve özgürlükleri ve
düşünceyi yaymak
--Siyasi haklar:
o Seçilme süreci doğrudan demokrasi yöntemiyle yapılmalıdır.
o Herkesin siyasi örgütlenme hakkı vardır (kamu görevlileri dahil)
o Bireylerin tutukluluk süresi devam ettiği sürece, suçsuzlukları ibra edilmediği takdirde
siyasi aday olamazlar
--Ekonomik ve sosyal haklar:
o Çevre hakkı (bireyin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı) esastır.
o Eğitimde fırsat eşitliği. Eğitimde ve öğretimde evrensel düşünce ve üretme zemini
devletin resmi dili ile oluşturulur.
o Çocukların, engellilerin ve yaşlıların ekonomik ve sosyal hakları önceliklidir.
o Bireyin inancının gereklerini yaşama ve yerine getirme hakkı
o Eğitim ve öğretimde çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkılabilesi için bilimin, sanatın
ve dinin evrensellik felsefesini hedef alması.
• Yasama ve yürütme:
o Yasama organı iki meclisli olmalı: millet meclisi ve senato
o Bakanlar siyasi partilerinden istifa edip bağımsız olmalılar
o Meclis daimi ihtisas komisyonlarının işlevleri değiştirilmeli ve etkinliği arttırılmalı
o Yasama sürecinde sivil katılım sağlanmalı.
Sonuç Raporu 125
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Uzlaşılamayan:
o Başkanlık sistemi uygulanabilir
Açıklamalar:
Bizim grubumuz yedi kişiydi ve uzlaşmacıydı. Anayasanın yapılıp değiştirilmesinde temel
esasını katılımcılık olarak belirledik. İki alternatif vardı. Biri halkın anayasayı örgütlü kanallar
aracılığıyla yapması. Bu memlekette bu kolay kolay uygulanmıyor. Anayasaların bir şekilde böyle bir
meclis tarafından yapılıp özellikle TBMM tarafında onay verilmesini önerdik. Kişisel hakları doğal
haklar olarak tanımladık. Kişisel haklarda fiziksel işkence ve düşünsel baskının olmaması var.
Düşünsel baskı derken hükümet politikalarının baskı yaratmamasını kastediyoruz. Örneğin,
emeklilere az maaş vereceğiz, IMF'ye bağlıyız gibi baskılar. Düşünceyi yaymak önemliydi, bunu da
belirli koşullarda; evrensel temel hak ve özgürlük olarak tamamladık. yaymak konusunda
tamamladık. Lider sultası önemli bir süreç, biz doğrudan demokrasi dedik. Devlet memurlarının
milletvekili olmak üzereyken istifa etmeleri ya da partilere üye olamamaları olmasın. Bireyler,
suçsuzlukları ibra edilmediği sürece seçimlere katılamamalılar. Örneğin İstanbul Minibüsçüler Odası
başkanı seçimlerde hapisteyken seçilmiş, daha sonra çıkınca başkan olmuştur. Türkiye'de yaşanan
süreçlerde örnekleri var. Bunların aday olmamaları gerekiyor.
Ekonomik ve sosyal haklara gelince çevre hakkı hep konuşuldu. Uyandığında kuş sesi duyma
hakkı gibi örnekleri var. Eğitimde evrensel düşünce, devletin resmi dili ile oluşturulur. Ana dil-resmi dil
tartışması sürdü. Ekonomik ve sosyal haklar öncelikli.
Bizde yasama ile yürütme ortaktı. Daha çok yürütmenin yasama üzerindeki etkisini azaltma
yönünden etkisi oldu. Biz senato istedik. Sağlıklı olmasını istiyorsak yasama da yürütme kadar ehil
olmalı. Daha önceki dönemlerde algılayamadık ama senatonun yeniden gündeme gelmesi bizi
ihtisaslaşma açısından dengede tutar. Belki sağlıklı olur. Yürütme açısından bakanların siyasi
partilerinden istifa edilmesi gerektiğine karar verdik. Meclisin yürütmeye karşı gücünü koruyan daimi
ihtisas komisyonu yetkilerinin arttırılmasının öneminin altını çizdik. Yasama sürecinde sivil katılım çok
önemli. Bu ihtiyari değil, mutlak olmalıdır.
GRUP 2
• Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi:
o Yeni anayasayı kurucu meclis yapmalı, değişiklikleri parlamento yapmalı
o Kurucu meclis, seçim bölgeleri bazında seçilmek suretiyle belirlenerek, STK'ların ve tüm
siyasi partilerin, üniversitelerin, meslek kuruluşlarının, işçi ve işveren sendikalarının
temsilcilerinden oluşmalıdır. (STK'ların tanımlanması)
o Anayasa değişikliği için; meclis anayasa özel komisyonunda, meclisteki tüm siyasi
partilerin eşit sayıda temsil edilmesi.
o Yeni anayasa halkoyuna sunulmalı ve en az 2/3 oyla kabul edilmeli
o Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesinde, usul ve esaslar açısından mevcut
hükümler korunmalı veya
Sonuç Raporu 126
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Anayasanın bazı maddeleri meclisin 2/3 çoğunluğu ile kabul/red edilmeli.
• Temel hak ve özgürlükler:
o Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin kavram ve gerekçelerin
tanımlanması (genel ahlak gibi belirsiz kavramların olmaması)
o Dinin bir inanç sistemi olduğu ve devletin düzenleme değil, bireyin diğer anayasal
haklarının kısıtlandığı noktada denetim yapması.
o Hiç bir dini ya da siyasi simgenin, parlamento, kamu kurum ve kuruluşlarının temsili ya da
devletin temsilinde kullanılmaması. Herhangi bir din, siyasi düşünce ya da bir ideoloji
kamusal hizmet verilmesinde ayrımcılığa neden olamamalı.
o Üyeleri atama veya seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşturulmasında,
cinslerin eşit temsili esastır. Herhangi bir cinsin temsilinin %60'ın üzerinde olmamak üzere
ilgili bütün kurumlar düzenlemeyi yapmakla yükümlüdür
o Bilgi edinme ve kişinin kendisiyle ilgili bilginin düzeltilmesini talep etme hakkı
o Devlet, töre, aile içi şiddet, nefret, namus adına işlenen cinayetlerin insanlık suçu
olduğunu kabul etmekle, her türlü önlemi almakla ve bunları önlemek için kaynak
yaratmakla yükümlüdür
o Devlet medyanın kartelleşmesini engeller. Basın ve yayın özgürlüğünde tarafsız bilgi ve
haber edinme hakkı için hükümetlerden mali ve editoryal bağımsızlığı olan özel kamu
yayın kuruluşunun güçlendirilmesi.
o Askerlik hizmetine vicdani ret hakkı verilmesi, bu yükümlülüğün kamu hizmeti olarak
yerine getirilme olanağının tanınması
o Sağlık ve sosyal güvenlik haklarına ev kadınlarının da dahil edilmesi
o Devlet kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konularında ücretsiz sağlık ve
eğitim hizmetlerini sağlamakla yükümlüdür
o Devlet temel sağlık hizmetlerini ücretsiz sağlamalıdır
o Devlet engellileri, yaşlıları, korunmaya muhtaç çocukları ve yurttaşları özel olarak korur,
gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
• Yasama yürütme ilişkileri:
o Parlamenter sistem içerisinde yürütmenin yasama üzerindeki vesayetini azaltacak
tedbirler
• İki kamaralı parlamento
• Türkiye milletvekilliği
• Bakanlar Kurulu üyelerinin partilerinden ve parlamentodan istifa etmesi
• Seçim sistemiyle yasamanın etkinliğinin arttırılması
• Barajın %5'e çekilmesi
Sonuç Raporu 127
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Nispi temsil ve dar bölge sisteminin uygulanması
• Siyasi partilerde demokratik işleyişin sağlanması
• Siyasi parti başkanlarının görev sürelerinin sınırlandırılabilmesi
o Milletvekili adaylığının ücretsiz olması
o Milletvekilliği dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması
o Kamu görevlilerinin hizmete alınma ve yükselmelerinde tek kriter liyakat olmalıdır
o Yerel yönetimlerin, katılımcılığın ve hesap sorulabilirliğin güçlendirilmesi
o Milletvekilliği hizmetinin maddi ve manevi olarak herhangi bir kamu hizmeti statüsüne
eşitlenmesi
Açıklamalar:
Anayasa ya yeniden yapılmalı ya da anayasada değişiklik yapılmalı tartışması oldu. Yeni
anayasada uzlaştık. Yeni anayasa için kurucu meclis istedik. Sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin
temsilcilerinden oluşur. Siyasi partilerin eşit sayıda temsilcilerin daha iyi olacağını düşündük.
Anayasanın da değişmesi ve kabulünde nitelikli çoğunluğu benimsedik.
Temel hak ve özgürlüklerde muğlaklığın giderilmesini düşündük. Bir inanç sistemi devletten
çıkarılmalı. Devletin diğer bireylerinin denetim rolü üstlenmesi gerekiyor. Devlet dini eğitim verilmesini
teşvik etmesin. İkna dışında etkilemenin önüne geçsin. Siyasi herhangi bir simge kamu kurum ve
kuruluşlarında kullanılmamalı. Herhangi bir din, düşünce ve ideoloji kamusal hizmette ayrımcılığa
neden olamaz. Tüm kurumlarda iki cinsin eşit temsili olmalı. Herhangi bir cins %40'ın altına
düşmemeli. Kişinin kendi hakkında bilgi edinme ve düzeltme hakkı olmalı. Töre cinayetlerinin insanlık
suçu olarak kabul edilmesini istedik. Medyanın kartelleşmesini engellenmeli. TRT özerk bir kurum
haline getirilmeli. Vicdani ret hakkının tanınmasını istedik. Sağlık ve sosyal güvenlik parasız olsun.
Devlet kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık hakları ile ilgili ücretsiz sağlık hizmeti vermeli.
Yasama ve yürütme ilişkilerinde parlamentonun yasamanın yürütme üzerindeki etkilerini
azaltmak gerek. İki kamaralı parlamento önerdik. Bakanlar partilerinden istifa etsin. Barajın %5'e
çekilmesini ve dar bölge-nispi temsil sisteminin oluşturulmasını önerdik. Ön seçim uygulamasına
geçilmesi ve siyasi parti başkanlarının görev sürelerinin standartlaşması gerek. Milletvekili adaylığı
ücretsiz olmalı. Kürsü dokunulmazlığı kalsın. Tek kriter liyakat olsun. Katılımcılık teşvik edilmeli.
Milletvekili kamu hizmetine denktir.
GRUP 3
• Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi:
o Anayasa demokratik (katılıma açık ve şeffaf) bir tartışma sürecinde hazırlanmalı.
o Anayasa maddeleri değişime açık olmalı.
o Anayasa metni, çerçeve bir metin olmalı.
o Halk oylamasına gidilmeli
Sonuç Raporu 128
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Nispi temsil sistemiyle seçilen bir anayasa kurulu tarafından hazırlanmalı
• Temel hak ve özgürlükler:
--Kişisel haklar
o Yaşama hakkı
o İfade özgürlüğü
o Din ve vicdan özgürlüğü
o Kişi hürriyeti ve güvenliği
o Zorla çalıştırma yasağı
o Konut dokunulmazlığı
o Özel hayatın gizliliği
o Haberleşme ve seyahat hakkı
--Siyasi haklar
o Vatandaşlık hakkı
o Seçme ve seçilme hakkı
o Siyasi partilere üye olma hakkı
o Örgütlenme hakkı
o Toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkı
o Kamu hizmetlerine girme hakkı
o Bilgi edinme hakkı
o Dilekçe hakkı
Kişisel haklar ve siyasi haklar demokratik toplum düzeninin gereklerine, ölçülülük ilkesine ve
hakların özüne aykırı bir şekilde sınırlandırılamaz.
--Ekonomik ve Sosyal Haklar
o Ailenin korunması
o Çocuk hakları
o Eğitim ve öğrenim hakkı
• Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.
• Eğitim hakkı: Ana dilde eğitim ve ana dilde öğretim
o Konut hakkı
o Çalışma hakkı
o Sendikalaşma, toplu iş sözleşmeleri ve grev hakları
o Sağlık hakkı (sosyal güvenlik hakkı, sosyal yardım ve hizmet)
Sonuç Raporu 129
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Mülkiyet
o SözleşmeHükümet sistemi:
o Mevcut sistem gerçek bir parlamenter sistem olarak nitelendirilemez. Bu sistemdeki
eksiklikleri gidermek için grubun 2 önerisi vardır. Birincisi; parlamenter sistemin işleyen,
çoğulcu gerçek bir parlamenter sistem haline getirilmesidir. İkincisi ise; fren ve dengeleri,
yetki ve sorumlulukları iyi ve kesin bir şekilde belirlenmiş bir başkanlık sistemidir.
o Dar bölgeli iki turlu seçim sistemi
o Nispi seçim sistemi
o %10 ulusal barajının kaldırılması
o Partilerin finansmanının şeffaflaştırılması
o Yasama-yürütme-yargı arasında denge ve kontrol mekanizmasının belirlenmesi
Açıklamalar:
Anayasanın yapılması konusundaki usul konusunda bizim grup anlaştı. Anayasa demokratik
bir tartışma sürecinde yapılmalı. Demokratik katılım açık ve şeffaf olmalı. Değişime açık olmalı. Ne
kadar açık tartışması oldu. Bazıları hiçbir madde kapalı olmamalı derken, diğerleri bazı maddeler
değiştirilemez olsun dedi. Anayasa çerçeve bir metin, yoksa bütün dertlerimizi çözecek metin değil.
Temel bir felsefeyi yansıtması yeter. Anayasa nasıl hazırlanırsa hazırlansın. Halk oylamasıyla
onaylanan anayasanın demokratik meşruiyeti yüksek. En sonda halkoyuna sunulması, nispi temsil ile
hazırlanıp daha sonra halkoyuna sunulması da bir seçenek. Temel hak ve özgürlükleri ayrıma tabii
tuttuk.
Kişisel haklar ve yaşama hakkının anayasanın mutlak güvence altına alınması gerekiyor. Zorla
çalıştırma, konut haberleşme ve seyahat özgürlüğü konuları anayasada gündeme gelmeli. Dilekçe
hakkı da düzenlenmeli. Bunun sınırı ne olmalı? Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere ve insan hakları
beyannamesine uymalı. Hakların özüne aykırı bir şekilde sınırlanamaz. Sosyal-ekonomik haklarda
konut hakkı, sendika hakkı, toplu iş sözleşmeleri ve grev hakkı, sözleşme hakkı var. Eğitim-öğrenimde
iki alt bölüm açılıyor. Buralar tartışılmalı. Din dersinde uzlaştık. Kimileri ana dilde eğitim bir hak dedi. İki
farklı görüş oldu.
Gerçek bir parlamenter sistemde hemfikirdik. Ama nasıl çıkacağız? Parlamenter sistemin adam
edilerek yola devam edilmesini düşündük. Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında sert ve kati bir
ayrım olması için başkanlık sistemi olsun diyenler de oldu. Yetki ve sorumlulukları anayasada yer
almak kaydıyla olsun dediler. Temsilde farklı bir yer var. Dar bölge çıktı, diğerleri nispi bir seçim sistemi
Türkiye için daha gerçekçi dedi. %10 barajı kaldırılsın. Finansman şeffaf olsun. Kuvvetler ayrılığında
denge sağlansın.
GRUP 4
• Anayasanın yapılması ve değiştirilmesi
o Tespit:
Sonuç Raporu 130
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Diğer yasaların yapım süreci de şeffaf değil, dolayısıyla anayasanınki de şeffaf değil. Yasa
yapımı sırasında "önerge" sorunu.
o Anayasa değişikliği ihtiyacı olduğuna yürütme karar verdi. Bu ihtiyaç için fikirlerin oluşup
oluşmadığını test etmeli. Katılımın düzeyine de yürütme karar veriyor. Kurumsallaşmaya
ihtiyaç var.
o 82 anayasası STKların kapatıldığı koşullarda tek taraflı olarak kabul edildi. Toplum
tarafından benimsenmedi. Bu nedenle yeni bir anayasa tüm toplumun ihtiyacıydı. Yeni
anayasanın ilgili tüm kesimlerin katılımı ile hazırlanması gerekir.
o Anayasa değişikliği için hükümetin sunduğu gerekçelerdeki çelişkiler tartışılmalı. Bu
iktidar 82 anayasasının hazırlanmasına benzer bir yöntemi uygulamaya devam ediyor.
Aynı despotluğu kullanıyor. Süreç tüm toplumun kesimlerinin görüşlerinden oluşan bir
anayasa değil.
o Anayasa toplumsal mutabakat metnidir. Anayasanın oluşumunda tartışma ve sindirim
süresi uzun olmalıdır. ( Tarihsel olaylar sıkıştırınca detaylar gözden kaçar.)
o Anayasa tartışmaları ifade özgürlüklerinin tanındığı demokratik bir ortamda yürütülmeli ve
hükümet bu ortamı sağlamalıdır.
o Öneri:
o Toplumun tüm kesimlerinin etkin katılımıyla, uzun soluklu bir süreçte, bağımsız
uzmanların oluşturduğu bir kurulca hazırlanması
o Şeffaf olması (yapım sürecini herkes anlamalı ki sahiplenmeli)
o Sürecin takvimi: Belirli olmalı, geniş bir tartışma zamanı bırakan somut bir takvim
kamuoyuna açıklanmalı. (3-5 yıllık bir süre)
o Anayasa siyasi ya da bürokratik elitlere ve akademisyenlere bırakılmamalı. STK ve
bireylerden gelecek taleplerden sonra bir taslak oluşmalı ve bu metin üzerinden uzmanlık
çalışması başlamalı.
• Temel hak ve özgürlükler
o İlkelerin saptanması yeterli değil, Anayasanın diğer maddelerindeki uygulamaların da bu
ilkelere saygı duyacak şekilde kurgulanması esastır. Bunu takip edecek gereken
mekanizmanın kurulması ve işletilmesi sağlanmalı. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel
şikayet yolu açılmalı.
o Aslolan temel hak ve özgürlüklerdir. Diğer maddelerin bu genel ilkelerle uyumunun
sağlanması gerekir.
o Hak ve özgürlüklerin uygulanmasını sağlamak üzere kadın-erkek eşitliği izleme
mekanizması, ombudpersonluk gibi mekanizmalar kurulmalıdır.
o Temel hak ve özgürlüklerin genel ahlak, genel sağlık, kamu düzeni ve milli güvenlik gibi
içeriği öznel yorumlara açık kavramlarla sınırlandırılmaması gerekir.
o Temel hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemelerde yorum gerekmesi halinde, yorumlar
Sonuç Raporu 131
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
birey lehine yapılmalıdır.
o Seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
o Her birey seçme ve seçilme hakkına sahiptir ancak, seçilme hakkıyla ilgili koşullar
daraltılacak şekilde tartışmaya açılmalıdır.
o Aile içi yükümlülükler kadın-erkek arasında eşit paylaşılmalıdır.
o Kamuya alınacak personellerde eşitlik ilkesi.
o Kamu çalışanlarının örgütlenme özgürlüklerinin yeniden tanımı, kamu çalışanlarına
siyaset yapma yasağının kaldırılması.
• Hükümet sistemi:
o Halk, oylamalarında neye sahip çıktığını bilmiyor. Vatandaşa ne oyladığı, uzun vadede
yapılacak tartışma ortamında anlatılarak halk oylamasına başvurulmalıdır. Anayasal
olarak görev ve yetkilerinin sınırlanacak olması hasebiyle Cumhurbaşkanı'nın seçimi
konusundaki halk oylaması yanlıştır.
o Cumhurbaşkanı seçimi tek dereceli olacaksa, uygun yürümesi için, seçim süreci için
ayrıntılı düzenlemeye ihtiyaç var. Parlamenter sistem temsili demokrasiyi gerektirir.
o Barajlar düşürülmeli, dar bölge sistemi olmalı, siyasi partiler seçim kanunu ile
demokratikleşmeli. Siyasi partilerin seçim adaylarının belirlenmesinde kota konmalı,
Hazine yardımı makul ölçüye çekilmeli, demokratik paylaşım yapılmalı, cinsiyet eşitliği
için adım atılmalı.
• Uzlaşılamayan
o Çalışma hayatında kadınlar doğurganlık hakları açısından desteklenmelidir. Çocuk ve
benzeri bakım hizmetleri konusunda devletin de işverenlerin de yükümlü olması. İşe
alınma ve ücret ayrımcılığı yapılamaz. Evlilik, hamilelik ve doğum nedeniyle kimse işten
çıkarılamaz.
o Yasa yapım sürecine konuyla ilgili kamu kurumları, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve konuyla ilgili STK'ların katılımı sağlanmalıdır. Belli sayıda imza toplanarak
yurttaşlara yasa teklifi, yasa değişikliği teklifi verme; seçilmiş temsilcilerini geri çağırma
hakkı tanınmalıdır.
• Uzlaşılamayan fakat şiddetle tartışılması gerektiği düşünülen:
o Çift meclis olmalı, çünkü tek mecliste oransal temsil esası zedeleniyor. Cumhurbaşkanı
aynı siyasi partiden olunca denetim sistemi zayıflıyor. O yüzden ikinci meclise ihtiyaç var.
İkinci meclis doğrudan Türkiye milletvekili olarak seçilmelidir. veya
o Tek meclis olmalı. Milletvekili sayısı azalmalıdır. Yerel yönetimler işlevselleştirilmelidir.
Sonuç Raporu 132
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Açıklamalar:
İlk başta anayasanın yapılması sürecinde tespitlerimiz oldu. Bundan sonraki sürecin ele alınıp
değerlendirilmesinde kullanılacaktır. Yasaların yapım sürecinin şeffaf olmaması sorunu var. Önerge
kavramını burada kullandık. Çeşitli müdahalelerle umut edilenden farklı metinler karşımıza çıkıyor.
Son dönemde ciddi bir sorun olduğunu tespit ettik. Bunun anayasaya yansıması endişesi oluştu. Bu
sadece hükmedenler tarafından değil, genelde bir değişiklik ihtiyacı var. Bunun nasıl gerçekleşeceği
konusunda belirsizlik var. Platform olarak bunu tartışıyoruz. Anayasaların toplumsal mutabakat metni
olması nedeniyle orada yapılacak değişiklik sonuçları muhatapları tarafından bilinmeli. Şeffaf olup,
süreç takvime bağlanmalı. Burada hemfikir olduk. İlkelerin anayasada saptanması yeterli değil. Bu
ilkelere saygı duyacak esaslar nasıl belirlenir? Bu ilkeler korunuyor mu? Bunu denetleyen
mekanizmalar kurulmalı ve anayasada belirtilmeli.
Temel hak ve özgürlüklerin içeriği öznel kavramlarla sınırlı kalmamalı. Bu anayasa taslağında bir
düzenleme yapılmalı. Seçme ve seçilme hakkı konusunda birçok görüş verildi. Bunun koşulları
daraltılacak şekilde tartışmaya açılması gerektiğini dile getirdik. Kadın-erkek eşitliği sağlanmalı. Kamu
alanlarında eşitlik yine dile getirildi. Kamu tanımının yapısı konusu vurgulanmalı dendi. Öncelikle
varılan sonuç, parlamenter sistemin korunması gerektiği. Çift meclis mi yoksa tek meclis mi olsun
dendi. Burada ikili bir ayrım var. Bunun tartışılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından
seçilmesini öngören anayasal sistem, mevcut düzenlemeler düşünüldüğünde önem kazanıyor.
Özellikle Cumhurbaşkanı halk tarafından, parlamentoya hâkim olan partiden seçilecekse burada
yetki sorununun çözümlenmesi gerekir. Bu anlamda Cumhurbaşkanı yetkileri ile ilgili bir tartışma
başlamalı. Siyasi partiler kanunda da değişiklikler bu bağlamda yapılsın. Baraj düşsün. Siyasi
partilerin belirlenmesi, kota, Hazine yardımları, demokratik paylaşım yoluyla parti bütçesinin
belirlenmesi, seçim adaylarının belirlenmesi aşamasında cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi maddeleri
var. Çalışma hayatında çocuk ve bakım hizmeti bakımından yükümlülükler konusunda kimlerden
hangi süreçte destek ve katılım sağlanacağına ilişkin bir uzlaşma yok.
Sonuç Raporu 133
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
SARI GRUP
GRUP 1
• Anayasaların yapılması/değiştirilmesi
o Sadece Meclis değil, çok geniş bir katılım
o Meclis (Temsili Demokrasi)
o Geniş katılımlı, STKların görüşlerinin alındığı ve hayata geçirildiği, TBMM Komisyon
çalışmalarına dahil oldukları bir süreç sonunda yapılması
o Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda mutabık kalınması halinde, ihtiyaç
tanımlanmalı. Kavramların mutlaka açık ve net biçimde yer aldığı bir anayasa (Çerçeve,
ana metin, şemsiye niteliğinde bir anayasa)
o Üniversiteler, STK'lar, yargı organları ve yürütme organının bir araya geleceği geniş bir
katılım sağlayacak bir süreçle bir mutabakat anayasası hazırlanabilmeli (Koşul: yürütme
organının keyfiyetinin önüne geçilmeli)
o Toplum temsilcilerinin katılımını, tartışma, tanıtma, ortak düşünceye ulaşmayı etkin olarak
sağlayacak bir sürecin sonunda yapılmalı
o Katılımcılık ve profesyonellik esası
o Anayasanın yapılması ve değiştirilmesine ilişkin esaslara metin içinde yer verilmeli
o Referandumda nitelikli çoğunluk şartı aranmalı
o Yeni anayasa mutlak ihtiyaç
o Kısa, az ve öz genel maddeler
o Felsefi bütünlük
o İhtiyacın belirlenmesinde Anayasa Yüksek Mahkemesi'nin görüşü alınmalı
o Bugün kaygısıyla gelecek perspektifinden uzaklaşan bir Anayasa metninin ortaya
çıkmasının önüne geçilmeli
o Gelecek nesillerin iradesini ipotek altına alacak mutlak değiştirilemez hükümler
konmamalı
o Her ülkenin-devletin kuruluşunda belli bir felsefe, belli bir ideoloji vardır. Bu anlamda
devletin temel yasası olan anayasanın da bunu yansıtması gerekmektedir.
• Temel hak ve özgürlükler
o Sendikal haklar özgürlükler (Uluslararası normlar çerçevesinde güvence altına alınmalı)
o Kişi haklarının vatandaş haklarına çevrilmesi ve vatandaş haklarının tanımlanması
o Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere
sahiptir.
Sonuç Raporu 134
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Dil, din, inanç özgürlüğü, laiklik ile çelişmeyecek bir tanıma kavuşturulmalı
o Türban veya başörtüsü tartışması Anayasa'da yer almamalı (Şerhli)
o Kamusal alanda, kamu hizmeti verenlerde siyasi, ideolojik, kültürel simge, işaret ve
kıyafetlerin (şerhli) olmaması
o Sosyal ve ekonomik haklar, ekonomik istikrarı tehdit etmemeli
o Kadınların, gençlerin, engellilerin çalışma hayatına katılması ile ilgili özel önlemler alınmalı
o Birey ve bireyin hakları esas alınmalı. Bu anlamda, bireyin haklarını kısıtlayacak kamusal
alan veya kamusal dışı gibi bir ayrım yapılmamalı (Şerhli)
o Birey ve birey haklarının ancak Anayasa'da açıkça belirlenen sınırlı şartların ortaya
çıkması halinde sınırlandırılması
o Birey tanımı İNSAN olarak ele alınmalı
o Siyasi görüş açıklanması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılmamalı
o İnsan ve vatandaşlık haklarının açıkça anlaşılabilir bir dile kavuşturulması (Farklı kimlikleri
de kapsaması-ek görüş olarak belirtildi)
o Ekonomik ve Sosyal Konsey'e Anayasa'da yer verilmesi
o Devlet, ekonomik ve sosyal kararların alınma sürecinde sosyal tarafların katılımını
sağlayacak, Ekonomik ve Sosyal Konsey benzeri kurumların her düzeyde (ulusal, yerel,
işkolu, işyeri) oluşturulmasını ve işlevselleştirilmesini sağlar.
o Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, çalışma hakkı
o Adli, idari ve askeri yargı (disiplin hariç) tek elde toplanmalı (şerhli – işleyişine karşı olan
var)
• Yargı
o Yargının organik bağımsızlığı güvence altına alınmalı
o Hakim teminatı güçlendirilerek sürdürülmeli
o HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) yürütmeden bağımsız kılınmalı
o Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak 2 ayrı kurul oluşturulmalı
o Bu kurulların mali özerkliğe sahip olması sağlanmalı
o İddia ve Savunma Makamı yargılama faaliyetinde eşit konumlanmalı, bu anlamda
Savunma Makamı da anayasal güvence altına alınmalı
o İdarenin her türlü işlem ve eylemi yargı denetimine tabi tutulmalı. Yargı denetimi istisnası
olmamalı
o Yüksek Yargı Kurumları'nda makul oranda TBB'den (Türkiye Barolar Birliği), avukatlardan
üye temsilci bulundurulmalı
o Suç karşısında herkesin eşit yargılanması (M.M.K. (Memurin muhakematı kanunu)
tarafından öngörülen izne bağlı soruşturma usulü kaldırılmalıdır)
Sonuç Raporu 135
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Yüksek yargı organları üye seçimlerinde yürütmenin/idarenin dahlinin olmaması
o Yüksek Yargıya TBMM üye seçmeli
o Yüce Divan Yargıtay Ceza Dairesi Başkanları'nın da katılımı ile oluşmalı
o Yargının tarafsızlığı (Şerhli: yargı adaletten taraftır)
o Yargıçlar belli bir süre (en az 15 yıl) avukatlık yapmış kişiler arasından seçilmelidir.
o Hukukçu olabilmenin koşulu 4 yıllık üniversite eğitiminden sonra 3 yıllık Hukuk eğitimine
bağlanmalıdır.
Açıklamalar:
Biz uzlaşamadığımız noktaları bu noktada tartışılabilir diye buraya getirdik. Görüşlerimizde
farklılıklar var. Anayasanın geniş katılımlı ve geniş katılımlı, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin
alındığı ve hayata geçirildiği, TBMM Komisyon çalışmalarına dahil oldukları süreç sonunda
yapılmasını bekliyoruz. Öncelikle anayasa yapım sürecindeki ihtiyaçlar Anayasa Mahkemesi'nin
görüşleri alınarak belirlenmeli ve ihtiyaç olması halinde, ihtiyaç tanımlanmalı. Kavramların mutlaka
açık ve net yer aldığı bir anayasa olmalı. Buralarda ortak noktalar var, kısaca değinip geçeceğim.
Burada yürütmenin sıklıkla ve keyfiyetle anayasa değiştirmesinin önüne geçilmesi gereği belirlendi.
Referandumda nitelikli çoğunluk şartı aranması öngörüldü. Yeni anayasa mutlak ihtiyaç ancak kısa,
az ve öz genel maddelere ve felsefi bütünlüğe önem vermek gerekiyor. Mevcut anayasadaki
değiştirilemez maddelere ilişkin bir şerh kondu: gelecek nesillerin iradesi ipotek altına alınmamalı
dendi. "Her ülkenin ve devletin kuruluşunda belli bir ideoloji vardır" önermesinde uzlaşamadık.
Herkes kişiliğine bağlı temel hak ve özgürlüklere sahiptir. Kişi, birey ve insan kavramlarını
tartıştık. Kişi ve vatandaş kavramı anayasada tanımlanmalı. Farklı kimlikler de bu tanımları kapsamalı.
Sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması gerek. Türban tartışmasının bu
metinde yer almaması konusunda bir şerh kondu. Kamu hizmeti verenlerde simge işaret kıyafet
olmamalı. Birey ve bireyin hakları esas alınmalı. Birey hakları sınırlandırılmalı. Ekonomik istikrar, ilgili
özel önlem ve tedbirler anayasada yer almamalı. Ekonomik ve Sosyal Konsey anayasada yer almalı.
Devlet, ekonomik ve sosyal kararların alınma sürecinde sosyal tarafların katılımını sağlayacak,
Ekonomik ve Sosyal Konsey benzeri kurumların her düzeyde oluşturulmasını ve işlevselleştirilmesini
sağlar. Çalışma hakkı da anayasada yer almalı.
Yargı ise şöyle belirledik. Hakim teminatı var. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yürütmeden
bağımsız olmalı. İddia ve savunmanın eşit konumlandırılması ve güvence altına alınması başka bir
husus. İdari işler yargı denetimine tabii tutulmalı. Yüksek yargının bir kısmını meclis seçmeli. Türkiye
Barolar Birliği üye ve temsilci olmalı. İzne bağlı soruşturma usulü olmalı. Yargı adaletten taraftır şerhi
oldu. Hukukçu olmak 4 + 3 yıllık bir eğitim süreci sonucunda olmalı dendi. ABD'deki eğitim sistemi
önerildi. Adli idari askeri yargı tek elde toplansın. Bir şerh geldi: bu ayrım yapılsın, adli ve idari yargının
ana işleyişi şu anki işleyişinden farklı.
Sonuç Raporu 136
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GRUP 2
• Anayasaların yapılması/değiştirilmesi
o Yeni anayasa yapılması
- Özel yasayla oluşmuş Kurucu Meclis (Anayasa Meclisi) yapmalı
- STK'ların geniş katılımı sağlanmalı
- Anayasa taslağı halk oylamasına sunulsun
o Anayasa değişikliği
- Anayasadaki mevcut hükümler uygulanabilir
- Değişiklik önerisi için "halk girişimi"
• Temel hak ve özgürlükler (mevcut anayasadaki haklara ilave olarak)
o Bilgi edinme hakkı
o İnsanların kılık kıyafetleri yüzünden eğitim ve çalışma hakkı engellenmemeli
o Çevre hakkı eklensin
o Hayvan hakları
o Kişinin hakları ve hürriyetleri, siyasi haklar ve ödevler, sosyal ve ekonomik haklar net
olarak belirtilmeli
o Hak arama özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı
o Küçükler ve gençler korunmalı
o Kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev hakkı
o Anadilde eğitim hakkı
o Toplumu ve gençleri uyuşturucu tehlikesinden koruyacak hükümlere yer verilmeli
o Her türlü insan ticaretini önleyici maddeler
o İltica hakkı
o Vatandaşlık kavramının dün belirlenen "ilkeler"de yer alan esaslarla yeniden tanımlanması
o İnsan onuru temel olmalı ve anayasada vatandaşa güven esas olmalı
• Yargı
o Yargıda birlik sağlanmalı (askeri-sivil yargı ayrımı-tartışmalı)
o Üç dereceli yargı sistemi oluşturulmalı (mahalli mahkeme, istinaf mahkemesi, üst
mahkeme)
o Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmalı
o Kamu denetçisi (ombudsman kurumu) kurulmalı
Sonuç Raporu 137
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Bağımsız düzenleyici kurulların (SPK, EPDK vb) yargısal nitelikli işlevleri anayasada
açıklığa kavuşturulmalı
o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda müsteşara da yer verilmemeli, kurul
özerkleştirilmeli
o Yargının halk egemenliği ile bağlantısı sağlanmalı
o Tahkim kurumuna yer verilmeli
o Anayasa mahkemesinin teşkil şekli değiştirilmeli (yüksek mahkemelerin doğrudan
temsilcileri, TBMM'nin doğrudan temsilcileri, Cumhurbaşkanı temsilcilerinden oluşmalı)
o Yüce Divan yetkisi Anayasa Mahkemesi'nden alınmalı. Tabii hakim ilkesine uygun olarak
bu hususta ihtisası olan Yargıtay'a verilmeli ve temyiz hakkı tanınmalı
o Hakimlerin özlük ve denetim işleri doğrudan Yüksek Hakimler Kurulu'na bağlı birimler
tarafından yürütülmeli
o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı (itiraz)
o YAŞ kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı (itiraz)
Açıklamalar:
Birinci başlıkta şu anki anayasanın niteliğini konuştuk. Yeni bir anayasanın yapılması mı yoksa
mevcut anayasanın yeniden düzenlenmesi mi? Ortak görüş yeni bir anayasa yapılması. Bunun için
kurucu meclis oluşturulmalı ve sivil toplum kuruluşları anayasa yapım sürecine katılmalı. Halk girişimi
de burada önemli.
Temel haklar ve özgürlükler konusunda nokta atışları yapıldı. Bir defa mevcut anayasan bu
konuda bir şey çıkarmak mevzu bahis değil. Kılık kıyafet dendi. Çevre hakkı korunmalı dendi. Hayvan
hakları konusunda bir kural olmalı. Anayasadaki haklar olabildiğince net. Hak arama engeli kalkmalı.
Çocuk ve genç hakları konusunda düzeltmeler yapılmalı. Grev hakkı olmalı ve toplu sözleşme
yapılabilmeli. Bir anayasa hakkı olarak yer almalı. Uyuşturucu tehlikesini önemsiyoruz. İnsan ticareti,
kadın ticaretinin de önüne geçilmeli. İlticayı bunun için koyduk. Vatandaşlıkta hemfikirdik ama
Türkiyelilik olmasında uzlaşamadık. En son söylediğimizi en başta söylemeliydik. İnsan onuru var.
Yargıda ilk öneride görüş birliği yoktu, tartışmalı dedik. Bazıları tamamen birleştirilsin, bazıları
hiç değiştirilmesin dedi, askeri yargının varlığıyla ilgili tartışma yaşadık. Islah mahkemelerinin
konulmasını istedik. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolu açılması önemli. Bu temel hak ve
özgürlük kurallarının gerçekten uygulanan kurallar olmasının temel bir yoludur. Bağımsız düzenleyici
kuruluşların bazı işlevleri yarı anayasal temele kavuşturulsun. Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı ile
bağlantı sağlanmalı. Tahkim kurulu bir anayasal kurum olarak düzenlenmeli. Anayasa
Mahkemeleri'nde hem yüksek mahkemelerin hem de TBMM'nin seçtiği temsilciler olmalı.
Üniversitenin seçtiği temsilciler son anda eklenmişti ama buraya girmemiş. Temyiz yolu yapısal olarak
mümkün olacak. Bunu takiben hakimlerin özlük işleri var. Bu özlük işleri Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu tarafından yürütülmelidir. YAŞ kararlarına karşı yargı yolu açık olmalı.
Sonuç Raporu 138
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GRUP 3
• Anayasaların yapılması/değiştirilmesi
o TBMM'de geniş katılımlı ve uzun süreç
o STK+üniversite vs.
• Kişi hakları
o Düşünceyi açıklama özgürlüğü
o Eşitlik/eşitliğin gerçekleşmesi için kamu denetçiliği birimi (ombudsman)
Sade, açık, anlaşılır (daha alt metinlerde düzenlenebilecek metinler yer almamalı)
• Sınırlama
o Kanunla ve geçici
- Anayasanın sözü ve ruhuna uygun
- Demokratik toplum düzeninin gerekleri
- Ölçülülük
- Hakların özüne odaklanma
- Türkiye'nin taraf olduğu insan haklarına ilişkin milletlerarası sözleşmelerle kurulan
organların içtihatları da göz önünde tutulur
• Yargı
o Tarafsızlık
o Yargı birliği (askeri yapı disiplin mahkemeleri hariç kalkmalı, askeri Y.İ.M. mutlak olarak
kalkmalı)
o Mesleğe alınma, HSYK/Adalet Bakanlığı
o HSYK üyelerini hakim ve savcılar seçsin, başkanı Adalet Bakanı olsun
o Tüm yargıda %50 kadın kotası
o Yüksek yargı üyelerinin seçimi HSYK tarafından yürütülmeli
o Bütün yüksek mahkemelere avukat atanmalı
o Adil yargılanma hakkı. İddia ve savunma, tarafların eşitliği prensibine göre düzenlenir
o Savunma: "savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur"
o Yargı denetimi, bütün idari işlem ve eylemler istisnasız yargı denetimine tabidir
o Anayasa Mahkemesi'ne insan hakları alanında bireysel başvuru hakkının sağlanması
(ayrı daire, mahkeme yükü azalır)
Sonuç Raporu 139
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Hakim ve savcıların denetimi HSYK tarafından yapılır
Açıklamalar:
Bizim grupta akademik bir tartışma oldu. Kısa bir metin çıktı. Kurucu meclis olsun mu olmasın mı
diye. Geniş katılımlı uzun bir süre, bu geniş katılımlı sürece sivil toplum kuruluşları ve disiplinler arası
uzman grubu katılmalı. Düşünceyi açıklama, yayma özgürlüğü en az sınırlanacak şekilde konulmalı.
Anayasanın sözü ve ruhuna uygun, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun, ölçülü ve
haklara odaklanan bir anayasa istiyoruz. Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalara uyulmalı. Burada bir
sınırlama söz konusu olacak. Bütün bu unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekiyor. Eşitlik konusunda
tartışma çıktı. Özellikle bu eşitliğin gerçekleşmesinin ancak denetim ile mümkün olabileceği ve bu
nedenle "ombudsperson" kurumunun olması gerektiğini sonucuna vardık. Bu "Ombudsperson"
yanlış mı? "Ombudsman" cinsiyetçi bir sözcük olduğundan kullanılmamalı. Akademik tartışma uzun
sürdüğü için çok önemli olmasına rağmen sosyal ve ekonomik hakları konuşamadık.
Yargı birliği (disiplin mahkemeleri hariç) mutlaka anayasaya konmalı. Meslek atamalarının
yapılacağı kuruluş Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mu Bakanlık mı? İki farklı görüşte uzlaşamadık.
En son seçim Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından Adalet Bakanlığı başkanlığında yapılsın
dedik. Hakim ve savcılar için kadın kotasını %50 olarak belirledik. Yüksek yargı organlarının seçilmesi
ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılmalıdır. Buraya atanan avukatların belli bir süre
hizmet görmüş, kendini kanıtlamış avukatlar olması gerekiyor. Mahkemelerdeki marangoz hataları
üstüne konuştuk. Mahkemelerde avukatlar aşağı sırada, hakimler yukarıda oturur. Buna marangoz
hatası denir. Anayasaya girmese bile ifadeler düzenlenmeli. Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu
unsurudur. Her işlem yargı denetimine tabii olacak. Anayasa mahkemelerine bireysel başvuru
konuşuldu. Burada bireysel başvuru hakkına değinildi, İnsan Hakları Mahkemeleri'nin iç hukuk yolları
tüketildikten sonra gidecek bir yol olması konuşuldu. Son olarak hakim ve savcıların denetimi
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılacak.
GRUP 4
• Anayasaların yapılması/değiştirilmesi
o Hazırlık aşamasında mümkün olan en geniş katılım nihai karar: meclis
o Kurucu meclis: katılımcılığa hukuki zemin sağlamak için
o Siyasi iktidarların anayasa hazırlama süreçlerine müdahale edememesi
o Kurucu meclis olmamalı
o Hazırlık aşaması için geniş katılım
o Parlamento metni: referandumda oylanmalı
o Örgütlü toplum temelinde, üye sayısına göre delege gönderecek STK temsilcilerinden
oluşacak kurucu meclis
o Kurucu meclis süreci tam şeffaf olmalı
o Doğrudan halk katılımına açık olmalı
Sonuç Raporu 140
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Kurucu meclis olmamalı, olursa mutlaka uzmanlardan oluşmalı
o AB anayasasının hazırlık aşaması dikkate alınabilir
o Cumhuriyetle birlikte elde edilen örfi hukuk (her kuralın anayasada yazılması gerekmez)
o TBMM anayasa yapabilir; ancak meclisin oluşturulduğu seçime katılım oranı ve temsil
kabiliyeti dikkate alınmalı, meşruiyete gölge düşürmemeli
o Referandum muhakkak olmalı
Ortak noktalar:
o Anayasa metni mutlaka referanduma sunulmalı
o Tüm toplum kesimlerini ülke çapında dikey ve yatay olarak temsil edecek, demokratik
usullerle seçilmiş kurucu meclis tarafından yapılmalı (şerh: meclis tarafından yapılmalı)
• Temel haklar
o Temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması ve sınırlandırılması İnsan Hakları
sözleşmesi çerçevesinde yapılmalı
-- Kişi hakları
• Hiçbir alanda ayrım yapılmamalı
• BM insan hakları evrensel bildirgesindeki haklar esas olmalı
• Din eğitimi isteğe bağlı olarak temel hak olarak devlet kontrolünde yer almalı; hizmeti
yürütecek kurum şeffaf ve demokratik olarak işlemeli
-- Siyasal haklar
• Temsilde adalet gözetilmeli
• Anayasada siyasi partilerin işleyişine ilişkin hükümler
o Parti tüzükleri zorunlu olarak ön seçim içermeli
o Ön seçimler hakim nezaretinde yapılmalı
o Siyasi partilerin mali denetimi anayasa mahkemesinde kurulacak bir daire tarafından
yapılmalı
o Gelirlerde şeffaflık
o Siyasi partilerin harcamaları Sayıştay'dan geçmeli
o 2 meclisli yapı; en az 1/3'ü 2 yılda bir seçilmeli
o Örgütlenmenin önündeki engeller kalkmalı
o Kamu görevlileri siyaset yapabilmeli
o Seçimlerde baraj sistemi, temsil yetisini geliştirecek şekilde yeniden düzenlenmeli
Sonuç Raporu 141
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
-- Sosyal ve ekonomik haklar
• Sosyal devlet ilkesi korunmalı
• Serbest piyasa ekonomisi tüm kurum ve kurallarıyla işletilmeli
• Doğuştan sosyal güvenlik hakkı için anayasa teminatı getirilmeli
• Çevreye saygılı sürdürülebilir kalkınma önceliklendirilmeli
• Eğitim, sağlık, parasız olmalı
• Kültürel grupların hakları korunmalı
• Tarımsal destekler anayasal güvence altına alınmalı
• İşsizlik yardımı ve asgari ücret anayasal güvence altına alınmalı
• Yargı
o HSYK'ya siyasi müdahaleden masun olmalı
o Avukatların meslek bağımsızlığı teminat altına alınmalı
o Yargıçların mesleğe alınmaları ve özlük konuları HSYK tarafından yürütülmeli
o HSYK'ya üye seçimi tüm yargıçlar tarafından yapılmalı
o Ceza mahkemelerinde savunma ve iddia makamları eşitlenmeli
o Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, Anayasa Mahkemesi'nden bağımsız,
müstakil bir yapı olmalı
o İdari yargıda bütünlük sağlanmalı
o Yüksek Hakem Kurulu anayasada korunmalı
o Türk milleti adına karar veren yargının milletle ilişkisinin güçlendirilmesi için HSYK'ya
TBMM'den üye seçilebilmeli (şerhli)
Açıklamalar:
Tahmin edeceğiniz üzere uzun tartışmalar oldu. Bu tartışmalardan sonra ülkeyi temsil edecek
demokratikçe seçilmiş bir kurucu meclis tarafından yapılmalı, şerhli yazıldı. Muhakkak referandum
olmalı. Bunun dışındaki maddelerin tek tek üzerinden gitmeyeceğim, çünkü bu maddeler çelişkili. Bu
da bizim grubumuzdaki tartışmayı yansıtıyor. Kişi haklarında ayrım yapılmaması ilkesinde insan
Hakları Evrensel Bildirgesi esas alınacak. Din eğitiminin temel bir hak olarak isteğe bağlı olup devlet
kontrolü altında ve şeffaflıkla yapılması gerekiyor. Siyasi haklarda temsilde adalet istedik. Siyasi parti
tüzüklerinin ön seçimi zorunlu olarak tamamlaması ve bunun hakim nezaretinde yapılması var. Sosyal
ve ekonomik haklar noktasında sosyal devlet ilkesinin korunmasından yola çıkarak serbest piyasaya,
anayasaya ve çevreye saygı. Eğitim ve sağlık olanağının ücretsiz sağlanması ve sosyal devlet
konusunda mutabakata vardık. 2-3 konuda mutabakata varamadık. Siyasi partilerin mali denetiminin
anayasa mahkemesinde kurulacak bir daire tarafından yapılmasını ve gelirlerde şeffaflığı öngördük.
Siyasi partilerin harcamaları Sayıştay'dan geçmeli. 2 meclisli yapının en az 1/3'ü 2 yılda bir seçilmeli.
Örgütlenmenin önündeki engeller kalkmalı. Bunun yanında kamu görevlileri siyaset yapabilmeli.
Sonuç Raporu 142
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Seçimlerde baraj sistemi temsil yetisini yükseltecek şekilde yeniden düzenlenmeli.
Yargıda siyasi müdahale olmalı. Avukatların teminat altına alınması gerekiyor. Yargıçların
mesleğe alınması işlevini Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görmesi gerek. İki görüş var, diğer
gruplarda çıkmayan bizde çıkan konular bunlar: Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu,
Anayasa Mahkemesi'nden bağımsız, müstakil bir yapı olmalı. Bu, Anayasa Mahkemesi'nin Yüce
Divan işlevini yerine getirmesinde sorun olduğu düşüncesinden hareketle ortaya çıktı. Yüksek Hakem
Kurulu anayasal bir kurum olarak korunmalı. Tek bir konuda uzlaşamadık, o da HSYK'ya TBMM'den
üye seçilmesi. Buna şerh kondu.
Sonuç Raporu 143
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
DEĞERLENDİRMELER VE YORUMLAR
Arkadaşlar gruplarımız güzel çalışmışlar ve gerçekten de içerik itibariyle konular birtakım
şerhlerden de görüldüğü üzere tartışmalı. Bu da beklemediğimiz bir sonuç değil. Birlikte son oturuma
giriyoruz. Bu oturumda yapılacak 2 temel şey var: Bu son sunuşları değerlendireceğimiz oturum.
Dolayısıyla katılım ve çoğulculuk gibi konular var. Veya ortak olmayan konular var. Şimdi bu grup
kendi kendisini bir değerlendirsin. Ben yöntem itibariyle değerlendirebilirim. İyi bir uyum ve harika bir
çalışma vardı. Ben kendi adıma çok minnettarım. Buna benzer ya takdir ya eleştiri bekliyoruz: içerik ve
süreçle ilgili. İkinci beklentimiz ilk başlangıçta da söyledim. Bundan sonra ne yapacağız? Geldik, 2
gün verdik, sıkı çalıştık, bundan sonra ne yapacağız. Bununla ilgili konuları bekliyoruz. Bunları anons
edeceğim ki birtakım şeylerin yapıldığını bilin. Birtakım fikirler de söylendi bu süreçle alakalı, siz bu
süreci bundan sonra nasıl görüyor ve nerelere gitmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Bu akşam bir
bütünleştirme yapacağız. Burada gönüllü arkadaşlarımız kalıyor. Başka arkadaşların da adları
söylendi onları çalışmaya bekliyoruz. Raporu olduğu gibi web sitesine koyacağız. Herkese açık
şekilde koyacağız. Kurum isimlerini koymayı düşünüyoruz. Bütünleştirmeye başlamadan evvel bir
hatıra fotoğrafı çektireceğiz. Size bir değerlendirme formu dağıtıldı. Bunu doldurmanızı rica edeceğiz.
Değerlendirmelerde 2 dakika kuralını uygulayacağım. Buna şu ana kadar gerçekten iyi riayet edildi.
Ancak lütfen kimse bu zamanı kendi pozisyonunu yeniden dile getirmek için kullanmasın. Herkes için
katkı olacak şeyleri söylemeye özen gösterin.
• Şimdi bu anayasa platformunun çalışmasının faydalı olması için anayasaya hazır maddelere
dönüştürülmek gerekiyor. Ayrıca buradan, %50 gibi bir "Kurucu Meclis" %50 gibi de TBMM
çıktı. Bundan hangisi alınacak? Kamuoyu ile paylaşılmadan önce anayasa hazırlama
tekniğine uygun maddelerin somut madde önerileri gibi yazılması lazım. Yoksa "ilkeler zaten
var, siz ne öneriyorsunuz" denir. TBMM ve yürütme ile ilgili konular zaten mevcut taslakta var;
bunlar somut maddelere dönüştürülmelidir.
• Dokunulmazlıklarla alakalı bir şey söylemek istiyorum, burada milletvekiline karşı
dokunulmazlık kaldırılsın denmiş. Sadece milletvekilleri değil, birçok dokunulmayan insan
var. Yargıda jüriden de bahsedilmemiş, yargının tarafsızlığı var deyince jüri düşünülebilirdi.
Bunlar da göz önüne alınmalı. Bir de bağımsızlıktan başka yargı denetleyecek ama yargıyı
kim denetleyecek? Bu bende netleşmedi.
• Öncelikle tabu diye bir oyun var. Ondan bahsetmek istiyorum. Bilmeyenler için kelime oyunu
bazı kelimeleri kullanmadan anlatacaksınız. Piknik için gezi, kır gezisi, oyun, top gibi temel
kelimeler yok. Biz buna benzer çalıştık. Temel konuları tartışmadık, temel değişikliklerden
bahsetmedik. Bazı önerilerle, değil 1982 anayasası, Hammurabi kanunlarından daha geriye
gittiğimizi görüyoruz. Bu kadar sivil toplum kuruluşundan bu mu çıktı? Parlamentonun
önünde olmamız lazım ama geride kalıyoruz.
• Bu çıkan metin ile en son kime açıklama yapılacak? Sivil toplum kuruluşları olarak sunum
yapacağız. Önemli olan kelimelerin ne ifade ettiğini düzgünce belirlemek. Burada çok şey
ifade edildi ama sosyal eşitlik ve toplumsal ahlaki değerler öne çıkmadı.
• Az çok dokunulmazlıkta konsensus var, kürsü dokunulmazlığı deniyor. Bu bence yanlış.
Eşini muayene etmeyen diş hekimi ile ilgili dava var, bu bile açılabiliyor. Dokunulmazlık
kürsüyle sınırlı kalırsa tehlikeli. Kürsü ile sınırlandırılmamalı.
• Anayasanın çerçeve olup ayrıntı olmaması gerekir. Yasama, yürütme, yargı ayrılığı güzel,
Sonuç Raporu 144
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
herkes ana diliyle konuşur. Devlette Türkçe konuşulur, başka türlüsü zaten kaos yaratır. 1789
Fransız İhtilalı ile Yahudilere haklar verelim gibi akımlar oldu. Ama dendi ki "Yahudilere Yahudi
olduğu için hiç bir şey, Fransa vatandaşı olduğu için her şey." Aynı şey Korsika da yapılmış.
"Korsikalı olduğu için hiç, ama Fransız vatandaşı olduğu için her şey denilmiş." Bizde de
olabilir. İstanbul'da 1/10000'lik metropol planı var. "3. köprüye hayır!" deniyor. Gerekçeleriyle
birlikte de sıralanmış. Ama bir referandum yapılsa bunun tersine karar çıkabilir. Referandum
demokratik ve sağlıklı olmayabilir. Yerel yönetimlerde oy kullanma konuşuldu. Sitede
oturuyorsunuz, oylama ile yönetici seçtiniz, idareciniz var, para veriyorsunuz. 3 kişi gelip
sizin bahçenize gecekondu dikiyor ve sizin yöneticinizi o seçiyor. Onun da oy hakkı doğuyor.
• Konuşamadığımız bir iki kısa nokta var. Mevcut anayasalarda yer alan kurumların – TSK dahil
– yeni anayasada görev ve sorumlulukların net bir şekilde tanımlanması gerekiyor. Mevcut
anayasada geçici maddeler var. Yeni anayasada bu maddeler yer almalı mı? Almazsa ortaya
çıkan durumu nasıl halletmeliyiz? Bir başka noktada yeni anayasa için geçici ayrı bir madde
konmalı ve zaman sınırlanması ile ilgili bir madde tanımlanmalı. 2-3 sene tanıyıp bütün
yasaların yeni anayasaya uyumu incelenmeli. Hükümetin sürecinde gecikme oldu. Sivil
toplum kuruluşlarının oluşumunda bundan sonraki adımlarda birtakım stratejiler
düzenlemek zaman açısından önemli.
• Ekonomik-sosyal maddeleri tartışırken emeklilere de yer vermek istedik. Emeklilere insan
gibi yaşama hakkı tanınmalı. Örneğin bazı ilaçlar 65 yaşından önce yazılmıyor. Bunun
dışında tiyatro 65 yaşından sonra indirimli. Tren yolculukları da böyle. Zaten çalışırken de
yaşayamamışlardı. Emekliler %50 indirim gibi olanaklardan neden yaralanamasınlar? Belki
de dar gelirlidir, ev sahibi olamamıştır. Yarı aç, yarı tok yaşayanlar, eş dosttan borç alanlar var.
Sosyal yardım fonundan neden faydalanmasın. Emeklilerimiz, emektarımız çok. Hakları
iyileştirilmeli. Bunu zaman dar olduğu için grupta yetiştiremedik.
• Teşekkür ederek başlamak istiyorum. Türkiye genelde sorunlarını tartışmayıp uzlaşmayan,
kavga eden bir ülke. Burada farklı düşüncelerde olan insanlar tartışmayı öğrenip ülke
sorunlarına ilişkin önerilerde bulundu. Ayrıca birinci ve ikinci gruptaki arkadaşların da
gördüğü üzere, bilmediğimiz konularda da düşünce ürettik. Ne kadar katkı yapmışızdır,
bilemeyiz. Umarım yasa koyucular etkilenir. Bu toplantı halkın gelecek için alınan kararlarda
söz sahipliğine etkili olacak. Bu çalışmadan ötürü bu çalışmayı örgütleyen herkesi
kutluyorum.
• Hiçbir grubun tamamında göremediğim bir eksiklik var. Küçük önemli bir ekleme
yapacağım. Avrupa Birliği Adalet Alt Komisyonu'nda yargı bağımsızlığıyla ilgili bir madde var.
Bizde adalet müfettişleri Adalet Bakanlığı'na bağlı. Yargı denetiminin bağımsız olması için
Yüksek Hakim ve Savcı Kurulu'na bağlanması gerek.
• Anayasada yer alması gereken ama dışarıda kalan konularla ilgili çok şey söylendi. Bunlar
çağdaş gelişimlere uygun değil. Yoksullara verilen eğitim hizmetlerinin özellikle korunması
gerekiyor. YÖK dışında rektör seçimleri hiç konuşulmadı. Öğrenciler çok dinamik ama rektör
seçimine katılmıyor. Sanatın desteklenmesi de önemli. Bizde bir maddeydi ama
vurgulanmadı. Kadın kotalarında pozitif ayrımcılığı savunuyorum. Bu tür kotalar pozitif
ayrımcılığa uygun değil. Pozitif ayrımcılığı savunan arkadaşların özgürlük adına başörtülü
giyimi savunması gerek. Din eğitimi konusu da var. Bu eğitim zorunlu olmamalı ama yerine
ne konacak? Bu bir eksiklik.
Sonuç Raporu 145
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Öncelikle anayasa Türk toplumunun asgari müştereklerine değinip açık tutulmalı. Gelecek
nesli ipotek altına alacak değiştirilemez maddelere yer verilmemeli, referandum, laiklik
yeniden tanımlanmalı. Diyanet devletten ayrılmalı ve diğer dinlere de aynı imkanları tanımalı.
Patron devlet tehlikeli bir kavram. Tevhid-i tedrisat kaldırılmalı. Askeri rejim yeniden
düzenlenmeli, emir ve komuta işlemleri dahil olmak üzere Milli Savunma Bakanlığı'na
bağlanmalıdır. Yargı mekanizması eşitliğe dayalı olmalı, yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır.
Yüksek yargı, yargı mensuplarınca seçilmeli. Yüksek Hakim ve Savcı Kurulu katılımcı
demokrasiye uygun olmalı. Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalı, bunun yerine enformasyon
birimi kurulmalı. Merkeziyetçi yapıyı küçültmek gerekiyor. Halk belediye başkanını nasıl
seçiyorsa, valiyi de seçmeli. Vatandaşlık anayasaya dahil edilmelidir.
• İlk dileğim bu çıkan metinlerin kısaltılmadan basına duyurulması ve internete konmasıdır.
İkincisi bu çalışmanın çıktılarının açıklanacağı basın toplantısında bu çalışmanın nihai
olmadığının, bir zincirin halkası olduğunun vurgulanması. Üçüncüsü sosyal ve ekonomik
hakların üzerinde yeterince durmadık. Çalışma koşullarını düzenleyen madde düzeltilmeli.
Kadınlar için biyolojik duruma ve işin getirdiği koşullara bakılmalı. Ruhsal yetersizlik halleri
gibi çocuklarla bir tutulan haller olmamalı. İşin gerektirdiği unsur ile biyolojik koşullar farklıdır.
Memur tanımı mutlaka anayasada olmalı. Eskiden bu nedenle Türkiye'de büyük sorunlar
yaşandı. Bu problem hala yaşanıyor. Bu tanım anayasada net olarak açıklanmalı.
• Bu 2 günlük çalışmada önemli başlıklar yakalandı. Buradaki iki konu uygun değil:
Suçsuzlukları ibra edilmediği sürece aday olmamaları gibi bir cümle var. Genel kural olarak
herkesin bildiği suçsuzluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur. Bununla çelişiyor. Ben de
kadın savunmasını destekliyorum ama bazı konularda kötü örnekler var. Hakimde %50 kota
diye de bir husus vardı. Buradan giderseniz hukuk fakültesinden %50 kadın %50 erkek
olması mezun olması gerekiyor. Liyakatle ilgili işlerle cinsiyetle ilgili kota olmaz. ÖSS'de kızlar
başarılı, o zaman erkek kotası olmalı. Bazı başlıklar da eksik kaldı, bu başlıklarla ilgili ne
yaparsınız bilemem. Bunların gözden geçirilmesi gerek. Bir başlık veriyorum tartışılmak
üzere, ileride dünya ve Türkiye'de önemli olacak. Yabancı üniversiteler Türkiye'de şube
açıyor. Bu konu anayasada bir şekilde yer almalı. Bununla ilgili de pek çok başlık var. Bir
çalışmaya daha ihtiyaç var. Burada en önemlileri üç taneyle kısıtladık. Çok önemlileri
konuştuk, gerisini konuşamadık.
• Böyle bir çalışmanın ortaya çıkmasından çok memnun kaldık. Bu ortamın sağlanması bile
Türkiye'de siyasete verilen ciddi bir mesajdır. Zemin hazırlaması gereken anayasanın sivil
toplum kuruluşları tarafından çıkarılması önemlidir. Kültür, inanç, etnisite ve cinsiyet
kimliklerimiz içinde tanıklık ettiğimiz geçmiş anayasalardaki koşulların bizi memnun
etmediğini gördük. İnsan haklarını engellemeyen, evrensel hukukla özdeş kuralların
gündelik hayatta karşılığı yok. Geleceğimizi belirleyecek temel ilke şu olmalı. Burada kişisel
olarak yaklaşımdan öte hala bazı kimlik ve kurum değerlerinden kurtulamadığımızı
sanıyorum. Toplumun uzlaşma metnine ilişkin bir mutabakat metni hatırlayan biz sıradan
insanların vurguladığı insan merkezli söylem bu anayasada yer almalı. Bu hukukun retoriğini
cinsiyetçi, etnik, dinci yaklaşımdan sıyrılıp, neoliberal söylemlerden de kurtulması gerekiyor.
Bir anayasa din dışı kalmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğü anayasa tarafından korunmalı.
Burada yaşayan farklı insanların uzlaşma metni olarak algılanmalı. Bir takım sanal kutsal
devletler inşa etmemin anlamı yok. Devlet biziz.
• Anayasa bir mukaveledir. İngilizlerin haklarını kralın elinden aldığı Magna Carta önemli bir
Sonuç Raporu 146
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
olaydır. ABD'deki anayasada da az madde var. Ne kadar fazla madde koyarsak bunu
sınırlamış oluruz. Şimdi anayasalar gerçekten ihtiyaçtan doğmalı. 1982 anayasası birçok
kere tadil edildi. Yeni anayasa bakkaldan portakal almak gibi olmamalı, bir süreci olmalı. Bazı
ihtiyaçlardan dolayı anayasanın değişmemesi için bu sürecin içerisinde her türlü
değerlendirme yapılmalıdır. Maddeleri aza indirgeyip anayasa için teklif götürmek
durumundayız. TBMM anayasa komisyonunda iki-üç sivil toplum kuruluşunu temsil eden
birilerinin olması lazım. Bu konular göz önüne alınmaz ise biz konu mankeni gibi görülürüz.
Buradaki arkadaşlar biliyor, biz konu mankeni değiliz; çok güzel şeyler ortaya çıktı. Sivil
toplumu dikkate alan bir şey bugüne kadar olmadı. Barcelona'da bir süre kaldım. Şehre yeni
bir şey yapılacakken bir planı yapılır, maketi şehre konur ve halktan görüş alınır. İyi ki İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Metropolitan kuruldu, bu konuda ciddi çalışmalar başladı. Yasama,
yürütme ve yargı ile ilgili komisyon oluşturulmalı.
• Önce toplantının düzenlenmesi ile ilgili bir sıkıntı var. Toplantıya katılım bu nedenle az olabilir.
Kadın kurumları İslam'da kadın kurultayındalar, bundan gelememişlerdir. İlk konuşan
arkadaşım da söyledi. Sivil toplumun ne olduğunu gördüm ve sorguladım. Baştan tutucu bir
yaklaşım var. İlk 3 maddenin konuşulmaması bence problemli bir şey. Bir Cumhuriyet içinde
yaşayan bireyim, feministim ve sosyalizme inanıyorum. Anayasanın Kemalizm'le
sınırlanabilmesi bence problemdir. Atatürk ilke ve inkılaplarına yönelik demesi problemlidir.
Bizim kendimizi tükettiğimizi sandığımız kadın meselesinde sivil toplum kuruluşlarının
yerinin ne olduğunu gördük. Kadın kotası demek doğru değil, cinsiyet kotası doğru. Bu da
herhangi bir cinsiyetin anlaşılmaması gerek. Henüz dünya örnekleriyle yüzleşemedik. 2
temel problem var: Şeriat ve bölünme. Anadil dediğimiz zaman üniter devlet ne olacak gibi
bir kaygı ortaya çıkıyor. Merkezi devlet küçülüyor, yerelde insanlar daha mutlu. Sivil toplum
kuruluşları olarak bunu yapamıyoruz. Sivil toplum bunun için bir kez daha sorgulanmalı.
• Katılımcılara teşekkür etmek istiyorum. Anayasada ön plana çıkan düzenlemeye ilişkin talep
ve tercihler. Anayasanın her tarafının düzenlenmesi, uzun ömürlü olmasını ve sürekliliğini
zayıflatır. Anayasa normdur, kişi hürriyetlerinin anayasada yer alması gerekir. Kadın eşitliği ile
ilgili talep ve tercihler burada ön plana çıktı. Kadın eşitsizliğinden ziyade Türkiye'deki
sorunlar insani dramlardan kaynaklanıyor: terör, göç, vb. İnsan bir değerdir, liyakat
noktasına atıfta bulunmamız ve düzenlemeleri buna göre yapmamız gerekiyor. Kurucu
meclis ön plana çıktı. 1924, 1961 anayasalarında, 1971 değişikliğinde ve 1982 anayasasında
kurucu meclisler anayasayı hazırlıyordu zaten. Bu durum bizdeki ihtiyaç güdüsünü ortaya
koyuyor. Burada, sivil toplum kuruluşları kurucu meclislerden önemli olmalı. Sivil toplum
kuruluşlarının oluşturduğu metnin düzenlenmesi, görüş ve eylem birliği paydalarının ortaya
çıkmasında güçlü argümanlar olmalı. Çok az çatışma noktamız var, bu noktalar tolere
edilebilir. Anayasada başörtüsü bir sorun olmaktan çıkmalı. Eğitim var yine. Çalışmayla ilgili
bir yasa da var. Eğitim hakları anayasaya girmeli.
• En son konuşmacı oldum herhalde. Beklenti ulusal hedefler konusunun açıklığa
kavuşmasıydı, oysa bu hiç gündeme gelmedi. Toplumumuz hedefsiz bir insan gibi. Hedefsiz
insan yaşamaz, hedefsiz toplum da yaşamaz. Şüphesiz aklınızda çok şey var ama bu hedef
ve beklentiler toplumun genelinde ne ölçüde kabul görüp müşterekleşiyor? Biz bu
hedeflerde mutabakata varıp şimdiki çocuklarımıza ne kadar aktarıyoruz? Eğitim
sistemimizde hedefimiz ne? Nasıl insan yetiştiriyoruz? Hepimizin malumu, ABD'yi bugüne
getiren etkenlerden biri de 1969'taki 10 yıllık aya ayak basma hedefidir. Türkiye'nin hedefi ne,
bu hedef de somut olmalı. İnsanlar hedef peşinde konumlanmalı. Milli değerler hiç gelmedi.
Sonuç Raporu 147
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Bizim milli değerlerimiz nedir? Bizim mutabık olduğunuzu değerler nedir? Anayasa bu
değerlere uygun olup bunları koruyacak mı? İnsan sadece maddeden mi ibaret? Bu
anayasa insan içinse insanın her boyutunu ele alması gerekir. Sadece ekonomi vs gibi
olmamalı. Mana yönüme hiç cevap vermeyecek mi? Bence en önemlisi pratik uygulama.
Anayasayı karakol odasının içerine ya da genel müdür odasına soktuğun sürece ifade eder.
Temel sıkıntı insan yetiştirmek. Hiç kendimizi sorgulamadık. Sivil toplum kuruluşlarındaki ve
bizdeki sorumluluk bilincini hiç sorgulamadık.
• Ben de hep Türkiye'nin vizyonu diye bir konferans yapmak istiyorum.
• Ümit ediyorum dikkate alınır ve ilgili yerlere verilir. Buradan bir mutabakat çıkmadı. Öyle bir
amacımız da yoktu. Buradan bir siyasi iradeye de sivil toplum iştirak etmiştir. Böyle
yazılmasını talep ediyorum. Özellikle mutabakatı açmak istiyorum. Burada tüm sivil toplum
kuruluşları yok. Bu yüzden kurumsal bir yapı ve geniş bir mutabakat da yok.
Sonuç Raporu 148
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ ANAYASA MİMARİSİ
ANAYASALARIN YAPILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ
ORTAK
• Geniş mutabakatla, makul bir süreç içerisinde sivil toplum örgütlerinin katılımıyla, yeni bir
anayasanın yapılmasına ihtiyaç vardır.
• İkinci seçenek olarak;
o Mevcut anayasa tadilatlarla korunabilir fikri de dile getirildi (azınlık görüşü)
• Referanduma sunulmak ve nitelikli çoğunluk aranmak kaydıyla
o TBMM, yeni bir anayasa yapabilir (9 Grup)
o Yeni bir anayasa ancak kurucu meclisle yapılabilir (7 Grup).
• Anayasa şekil olarak kısa, öz ve anlaşılır olmalıdır.
• Anayasa tartışmaları ifade özgürlüklerinin tanındığı demokratik ortamda yürütülmeli ve
hükümet bu ortamı sağlamalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Anayasa siyasi ya da bürokratik elitlere ve akademisyenlere bırakılmamalıdır. STK ve
bireylerden gelecek taleplerden sonra taslak oluşmalı ve bu metin üzerinden uzmanlık
çalışması başlanmalıdır.
• Anayasada felsefi bütünlük olmalıdır.
• Her ülkenin-devletin kuruluşunda belli bir felsefe, belli bir ideoloji vardır. Bu anlamda devletin
temel yasası olan Anayasa'nın da bunu yansıtması gerekmektedir.
• Anayasa yapım sürecinde Avrupa Birliği anayasasının hazırlık aşaması dikkate alınabilir.
Sonuç Raporu 149
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER
Kişisel haklar
ORTAK
• Temel hak ve özgürlüklere ilişkin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
hükümlerini ve uluslararası sözleşmelerin hükümlerine (AİHS vb.) aykırı kısıtlama yapılamaz.
• Kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır.
• Devlet, haklarını koruyamayacak kişilerin (engellilerin, çocukların, korunmaya muhtaç
yurttaşların) haklarını özel olarak korur.
• Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılamaz.
• Basın, ifade ve düşünce özgürlüğü teminat altına alınmalıdır.
• Konut dokunulmazlığı esastır.
• Sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı gözetilmelidir.
Tek Grupta Ele Alınanlar:
• Ulusal bütünlüğe zarar vermemek koşuluyla evrensel temel hak ve özgürlükleri ve
düşünceleri yaymak
• Kişinin kendi hakkındaki bilgilere erişim ve bu bilgilerin düzeltmesini talep etme hakkı
• Askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkının tanınması ve bu yükümlülüğün kamu hizmetiyle
yerine getirilmesi
• Anadili öğrenme hakkı
• Kılık kıyafet nedeniyle eğitim ve çalışma hakkının engellenmesi
• Eğitim ve öğretimde bilim, sanat ve dinin evrensellik felsefesini hedef alması
Ekonomik ve sosyal haklar
ORTAK
• Çevre hakkı gözetilmelidir.
• Çocuk hakları uluslararası çocuk sözleşmesi uyarınca anayasal güvence altına alınmalıdır.
• Fikri mülkiyet hakkı tanınmalıdır.
• Sosyal güvenlik sosyal devletin görevidir ve herkese sağlanmalıdır.
• Kamu çalışanlarının toplu sözleşmeli, grevli, sendikal haklarının tanınması
• Eğitim:
Sonuç Raporu 150
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
o Kız/erkek okul öncesi dahil olarak 12 yıl eğitim zorunlu olmalıdır.
o Ücretsiz olmalıdır.
o Fırsat eşitliği sağlanmalıdır. (bölgeler/şehirlerarası eğitim kalitesi gibi)
• Genç hakları ve gençlerin korunması anayasada yer almalıdır.
• Engellilerin ve yaşlıların haklarının öncellikli korunması için devlet gerekli önlemleri alır ve
ilgili teşkilatları kurar.
• Ekonomik Sosyal Konsey anayasal güvence altına alınmalıdır.
• Tarım desteklenmeli, tarımsal destekler anayasal güvence altına alınmalıdır.
• Hak ve özgürlüklerin uygulanmasını gözleyecek, kadın-erkek eşitliği izleme mekanizması,
kamu denetçiliği gibi mekanizmalar kurulmalıdır.
• Atama ve seçimle belirlenen tüm kamusal organların oluşmasında cinslerin eşit temsili
esastır. İlgili bütün kurumlar herhangi bir cinsin temsilinin %60'ın üzerine çıkmamasını
sağlamak üzere düzenleme yapmakla yükümlüdür (pozitif ayrımcılık).
• Temel sağlık hizmeti ücretsiz olmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınanlar:
• Anadilde eğitim Anayasa'da düzenlenmelidir.
• Anadilde öğrenme hakkı
• Eğitimde ve öğretimde evrensel düşünce ve üretme zemini devletin resmi dili ile oluşturulur.
• Esnaf ve sanatkarların korunması için devlet gerekli tedbirleri alır.
• Vergi kaçırmak Anayasal suç sayılmalıdır.
• İstihdam konusunda cinsiyet kotası olumsuz sonuç verir.
• İşsizlik yardımı ve asgari ücret Anayasal teminat altına alınmalıdır.
• Serbest piyasa ekonomisi tüm kurum ve kurullarıyla işletilmelidir.
• Ev kadınlarının sağlık güvencesi devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
Siyasi Haklar
ORTAK
• Kamu çalışanlarına siyaset yapma hakkı verilmelidir.
• Her alanda kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
o Seçimle oluşan tüm karar organlarına kadınların eşit katılımı ve temsili (siyasal hak)
gözetilmelidir.
• Ana dilde eğitim ve öğrenim hakkı tanınmalıdır.
Sonuç Raporu 151
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• Örgütlenme hakkı tanınmalıdır.
• İfade özgürlüğü güvence altına alınmalıdır.
• Seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
o 657 sayılı kanundaki siyasi yasaklar kaldırılmalıdır - yüz kızartıcı suçlar
o Bireylerin tutukluluk süresi devam ettiği sürece, suçsuzlukları ibra edilmediği takdirde
siyasi aday olamazlar.
Çatışma Noktası
• Başörtüsü, türban ve siyasi simgeler;
o kamusal alanda kullanılmamalıdır.
o kamusal alanda kullanılmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınanlar:
• Çalışanların toplu sözleşmeli grevli sendikal hakları tanınmalıdır.
• Seçim temsili güçlendirmek için baraj oranı düşürülmelidir.
• Anayasaya aykırılık iddiası ile başvuru ve dava açma hakkı STK'lara da verilmelidir.
• Seçilme süreci doğrudan demokrasi yöntemiyle yapılmalıdır.
• Siyasi partilere üye olma hakkının kapsamı genişletilmelidir.
Sonuç Raporu 152
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YASAMA
ORTAK
• Adil bir seçim sistemi için:
o Ulusal seçim barajı düşürülmeli veya kaldırılmalıdır.
o Delege ve aday belirleme süreçleri parti başkanlığından bağımsız olacak şekilde
düzenlenmelidir.
o Milletvekillerinin en fazla kaç dönem seçileceklerine sınırlama getirilmelidir.
• Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.
• Meclise yasa sunma hakkı, yerel meclisler, yerel yönetimler, STK'lar ve meslek örgütlerinde
de bulunmalıdır.
Çatışma Noktası:
• Yasama organı Millet Meclisi ve Senatodan oluşmak üzere 2 kamaralı olmalıdır.
• Parlamenter sistemde tek meclisli temsil sistemi sürdürülmelidir.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Cumhurbaşkanını meclis seçmelidir. Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlı olmalıdır.
• Yasama-yargı ilişkisi: yargı bağımsızlığını zedelemeyecek şekilde yasama atama yetkisini
paylaşmalıdır.
• Siyasi parti teşkilatlarının tüm karar organları, cinsiyetler arası eşit temsil ve katılımı fiilen
sağlayacak esaslara göre oluşturulmalıdır.
• Milletvekilliği devlet memurluğundan ayrılmalıdır. (gönüllülük esası – meslek olmaması)
• Demokratik yaşamın temel işleyişiyle ilgili (yargının işleyişi, siyasi partiler, terörle mücadele
vb.) yasaların onaylanmasında nitelikli çoğunluk aranır.
• Milletvekili sayısı azaltılmalıdır (400). Bunun yanı sıra "Türkiye Kontenjanı" olarak, ek 50
milletvekili seçilmelidir.
• Siyasi partiler yasası parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak yönde değiştirilmelidir.
• Milletvekili seçimlerinde cinsiyet kotası olmalıdır (%40).
• Milletvekili seçimlerinde yaş sınırı olmalıdır (65).
• Milletvekili seçimlerinde asgari lise mezunu olma şartı aranmalıdır.
• Milletvekili seçildikten sonra da STK görevi devam etmelidir.
• Milletvekili, milletvekilliği dışında ticaret ve kamu kurumlarında görev alamaz.
Sonuç Raporu 153
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YÜRÜTME
ORTAK
• Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlandırılmalıdır.
• Üniversiteler özerk olmalıdır. Rektör seçimleri kanunla düzenlenmeli, seçime öğrenciler de
katılmalıdır.
• YÖK özerk olmalıdır.
• Kamu kaynağı kullanılan bütün bütçeler hesap sorulabilir, şeffaf, denetime açık olmalıdır.
• Milli Güvenlik Kurulu uluslararası kriterlere uyumlu hale getirilmelidir.
• YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK, vb. kurumların tamamı özerk ve şeffaf olmalı ve
denetimi güçlendirilmelidir.
• Kamu denetçiliği sistemi getirilmelidir.
• Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bunlara mali ve idari özerklik sağlanmalıdır. Aynı oranda
hesap sorulabilirliği, şeffaflığı ve katılımcılığı geliştirilmelidir.
• Yürütmenin tüm işlemleri (istisnasız olarak) yargı denetimine tabi olmalıdır.
• Memurları özlük hakları yolu ile ayrıcalıklı bir konuma taşıyan anayasa maddesi değiştirilmeli
ve memur yargılama sistemindeki ayrıcalıklar kaldırılmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Belediye Başkanları geri çağırılabilmeli ve belediyelerde katılımcı bütçe uygulanmalıdır.
• Yürütme ile ilgili tüm kurum ve kurullarda seçim ve atama ile gelinen görevlerde liyakat ve
kadın-erkek temsil eşitliği öncelikle gözetilmelidir.
• YÖK, RTÜK, Rekabet Kurulu, BDDK, EPDK vb. kurumlar ve yerel yönetimlerdeki il özel
idarelerinde yönetim oluşturulmasında Sosyal Konsey modeli benimsenmeli; söz ve karar
hakkı olmak üzere eşit temsil gözetilmelidir.
• Bakanlar milletvekillerinden değil, teknisyenlerden oluşmalıdır.
• Bakanlar Kurulu yargıyı etkileyecek hiçbir yetkiye sahip olmamalıdır:
o Savcı ve yargıçların atanması
o Yüksek mahkeme üyelerinin seçimi
• Bakanlar Kurulu'nun atama yetkileri kısıtlanmalıdır.
• Bakanlar Kurulu parlamenter sistemin gereği olarak güçlendirilmelidir.
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yerindenlik uygulamaları ve mali denetimi
diğer kamu tüzel kişileri ile aynı olmalıdır. Bu kuruluşların idari ve mali özerlikleri
güçlendirilmeli, üyeleri arasında sektör temsiliyeti gözetilmelidir.
• Ticari kar amacı güden özel üniversiteler olabilir.
• Üniversitede hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin eğitim ve örgütlenme hakkına sahip
Sonuç Raporu 154
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
olması temin edilmelidir.
• Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kurumlarının yetkileri etkin hale
getirilmelidir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri daha
demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır.
• Kanun Hükmünde Kararname yetkisi sınırlandırılmalıdır. Kanun Hükmünde Kararnameler en
kısa sürede yasaya dönüştürülmezse yürürlükten kaldırılmalıdır.
• Diyanet İşleri Bakanlığı anayasal bir kurum olarak kalmalı, ancak, özerkleştirilmeli ve tüm
inanç gruplarına hizmet etmelidir. Din eğitimi anayasada yer almamalıdır.
Çatışma Noktası:
• Cumhurbaşkanı halkoyu ile seçilmelidir.
• Cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçilmelidir.
Sonuç Raporu 155
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YASAMA VE YÜRÜTME İLİŞKİLERİ
ORTAK
• Bakanlar Kurulu üyeleri partilerden ve parlamentodan istifa etmelidir.
• Yasama sürecine sivil toplumun katılımı sağlanmalıdır.
• Seçim sisteminde baraj oranı yeniden düzenlenmelidir.
o %10 barajı kaldırılmalıdır.
o %10 barajı %5'e düşürülmelidir.
• İki turlu ve dar bölgeli seçim sistemine geçilmelidir.
• Siyasi partilerde demokratik işleyişin sağlanması için:
o Parti başkanlarının başkanlık süreleri sınırlandırılmalıdır.
o Seçim adaylarının belirlenmesinde cinsiyet kotası konmalıdır.
o Partilerin finansmanı şeffaflaştırılmalıdır.
o Hazine yardımı makul ölçüye çekilmeli, demokratik paylaşım yoluna gidilmelidir.
o Milletvekilliği aday adaylığı başvurusu ücretsiz olmalıdır.
• Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Meclis daimi ihtisas komisyonlarının işlevleri değiştirilmeli ve etkinliği arttırılmalıdır
• 'Türkiye' milletvekilliği uygulanmalıdır.
• Yerel yönetimler ve bu yönetimlerde katılımcılık ve hesap sorulabilirlik güçlendirilmelidir.
• Cumhurbaşkanının tek dereceli bir süreçle parlamento tarafından seçilmelidir.
• Milletvekilliği hizmeti maddi ve manevi olarak kamu hizmeti statüsüne eşitlenmelidir.
• Yasama, yürütme, yargı arasında denge ve kontrol mekanizması belirlenmelidir.
• Halkoylamasına başvururken vatandaşa ne oyladığı, uzun soluklu bir tartışma ortamında
anlatılmalıdır.
Sonuç Raporu 156
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
YARGI
ORTAK
• Yargı bağımsızlığı için:
o Yargının yürütmeden bağımsız olması sağlanmalıdır.
o Hakim teminatı sürdürülmelidir.
o Hakim tarafsızlığı güçlendirilmelidir.
• İddia ve Savunma Makamı eşit konumlanmalıdır (Anayasaya "Savunma bağımsızdır ve
yargının kurucu unsurudur" hükmü konularak savunma makamı anayasal güvenceye
alınmalıdır).
• Yüce Divan, ceza yargıçlarının ağırlıklı olduğu, anayasa mahkemesinden bağımsız bir yapı
olmalıdır.
• İdari yargıda bütünlük sağlanmalıdır. Bunun için:
o Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalıdır.
o Askeri yargı sadece disiplin mahkemeleri olarak kalmalıdır.
• İdarenin bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine tabi tutulmalıdır. Yargı denetimine hiçbir
istisna olmamalıdır.
• Yüksek yargı kurumlarında Türkiye Barolar Birliği'nden makul oranda avukat üye temsilci
bulundurulmalıdır.
• Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun işleyişine ilişkin olarak:
o HSYK'ya siyasi müdahale olmamalıdır.
o HSYK üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir.
o Hakim ve savcılara ilişkin mesleğe alınma, denetim ve özlük konuları HSYK tarafından
yürütülmelidir.
• Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmalıdır.
• Kamu denetçisi (ombudsman) kurumu kurulmalıdır.
Tek Grupta Ele Alınan Hükümler:
• Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak iki ayrı kurul oluşturulmalıdır. Bu kurullar mali
özerkliğe sahip olmalıdır.
• TBMM yüksek yargıya üye seçmelidir (Şerhli).
• HSYK yüksek yargıya üye seçmelidir.
• 3 dereceli bir yargı sistemi oluşturulmalıdır (Mahalli mahkeme, istinaf mahkemesi, üst
mahkeme).
• Bağımsız düzenleyici kurulların (SPK, EPDK, vb.) yargısal nitelikli işlevleri anayasada
açıklığa kavuşturulmalıdır.
Sonuç Raporu 157
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
• HSYK başkanlığını Adalet Bakanı yürütmelidir.
• Yargının halk egemenliği ile bağlantısı sağlanmalıdır.
• Anayasa Mahkemesi'nin teşkil şekli değiştirilmelidir (Yüksek mahkemelerin doğrudan
temsilcileri, TBMM'nin dorudan temsilcileri, Cumhurbaşkanı temsilcilerinden oluşmalıdır).
• Hakim ve savcıların mesleğe alınması Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmelidir.
• Yüksek Hakem Kurulu anayasada korunmalıdır.
Sonuç Raporu 158
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
GENEL DEĞERLENDİRME OTURUMU
KAPANIŞ KONUŞMALARI
OĞUZ BABÜROĞLU
Bizim ortak akıldan kastettiğimiz şeyi birkaç şekilde yaşıyorsunuz, bu mekanizma şeffaf. Kalıp
bütünleştireceksiniz diye umuyorum. Nereye gideceğiz konusunda çok katkı gelmedi. Genelde
eksikliklerimiz ve bilinen gruplar içerisinde pozisyonlar ile ilgili idi. Bu bir süreç olarak devam edecek.
Sivil toplum dediğimiz zaman bu işe birileri sahip çıkmalıydı. Çok iyi bilinen 20 sivil toplum kuruluşu
sahip çıktı. Bayağı bir kuruluş vardı. Hep söyledik, asıl organizasyonu gerçekleştiren kuruluş TEPAV.
Biz Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı olarak yöntemi uyguladık. TEPAV'la işbirliği yapmaktan çok
memnunuz ama önemli olan katılımlı demokrasi deneyimini yaşamaktı. Burada çıkan mutabakatı
siyasi partilerin kullanması söz konusu olmayabilir ama nelerin ortak çıktığı, nelerin çıkmadığı web
sitesinde olacak. Bunu da isteyen sivil toplum kuruluşu istediği gibi kullanır. Açık bir materyaldir.
Katılımlı demokrasiyi iyi anlamak lazım. Her zaman kısmi katılım olur, herkesi kapsamanız mümkün
değildir. Bu gönüllü bir iştir, gelir zamanınızı yatırır, savaşını verirsiniz ve bir şeyler çıkar. Katılımlı devam
etmesi çok kritik. Bizim aklımızda bir bölgesel çalışmalara devam etmek var. Güven şimdi daha detaylı
açıklayacak.
GÜVEN SAK
Hala buradasınız, ben bu kadarını ummuyordum! Göstermelik bir toplantı yapmadık, gerçekten
işe yaramasını istiyoruz. Bundan sonra ne olacağını biz de tam bilmiyoruz, henüz tasarlamadık.
Başka ülkelerde de böyle bir uygulama yok. Şu ülkede böyle bir şey var diye bulunca siteye koyarız.
Davetler de geç geldi. Burada kapıya herkes gelsin istemedik, çok geniş bir davetiye seti vardı. 800
kişiye gönderdik. 250 civarı katılım oldu. Ben şunu gördüm, bir kere şunu söylemek mümkün; katılım
istendiğinde olabiliyormuş. Konuşa konuşa mümkünmüş. İhtilafları çözmek için kullanılacak
yöntemlerden birisi bu. Böyle başlayalım dedik çünkü başka bir şey bilmiyoruz. Ben iktisatçıyım,
anayasayı problem çıktıkça okudum, nasıl bir şeydir pek bilmem. Anayasa hayatımızı etkiliyor
biliyorum, etkiledikçe ilgili yerleri okuyorum. Bir şekilde süreçte etkili olabilecek mekanizmalar
bulduk. Bundan sonra başka neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Ağustos'ta ortalık gerildiğinde bir
dizi sivil toplum kuruluşu "bizim daha katılımcı olmamız gerek" dediler ve bize geldiler. Bizim başlangıç
noktamız bu oldu. Devamında bilgi setimizi arttıracak bir öğrenme sürecimiz olmalı, bunun için de
birden fazla yöntem kullanılmalı. Alan biraz teknik olduğundan daha ne tartışacağımızı bilmiyoruz.
Taslaklar gösteriyor ki anayasa hukukçuları da bilmiyorlar. İki konuda, ekonomik ve devletin
örgütlenme yapısında bir yenilik yok. Belki oralarda yeniliklere ihtiyacımız var. Türkiye'deki hukuk
eğitiminden daha elit bir eğitime ihtiyacımız var. Doğrudan anayasa ile ilgili olan maddeleri
öğrenmemiz lazım. Dolayısıyla bu bir öğrenme süreci olmalı. Anketlere bir kere cevap verin. Bundan
sonrası ile ilgili ne düşündüğünüzü yazın. Bundan bir tane yapalım dedik ama İstanbul'da da bir tane
yapılabilir. Bunun yarattığı vizibilite ile daha yararlı olabilir. Bu deneyim ile ilgili bol bol konuşun. Böyle
olması lazım deyin. Katılımın olabildiğini madem gösterdik, böyle bir sürece şans verin ve sahip çıkın.
Büyük sivil toplum kuruluşlarına yardımcı olmak lazım, ortak bir deklarasyon olsun, mümkün
olduğunca ortak olsun. Ayrıntılar atılacak değil. Ama uzlaşılan kısım ayrı, son derece ayrıntılı bir ek ile
Sonuç Raporu 159
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
yayınlanabilir. Bu eki de herkes bilsin böyle bir şey yapabiliriz. Bölgesel bir şey yapmak deyince
herkesin aklına Diyarbakır geliyor. Ama biz İstanbul'u düşünüyoruz. Sonra bölgesel problemlerle ilgili
bir şey eklenir. Yerelleşmeye o açıdan bakan bir nokta olabilir. Anayasa hukukçularına gitmeden önce
ihtisas komisyonu oluşturuyoruz. Daha önce siyaset bilimcilerinin ne tür seçenekler olabileceği ile
ilgili katkısını alacağız. Demokrasinin iyi işlediğini burada görüyoruz ama basit çoğunlukçuluk tehdidi
de olabilirdi. Bunu nasıl takip edeceğimizi bilmiyoruz. Seçim sistemi nasıl olsun? Bizler bunu
anladıktan sonra bir araya gelip onların anlattıklarına dayanarak tekrar düşünmemiz lazım. Örneğin
yerelleşme konusu: yerelleşmenin siyasi kötü bir manası var ama bu aslında kamu hizmetinin
kalitesinin artması ve yolsuzluğun azalması demek. Onu yerinden kopardığımız için bu araç üstünde
hiç konuşmadık. Dolayısıyla giderek bilgi dağarcığımızı zenginleştiren bir tartışma süreci olacak ve
açıklamalar yapılacak. Başka ülkelere ilişkin bilgimiz olmalı ve tekrar bir araya gelip yeniden
konuşmalıyız. 70 civarı sivil toplum kuruluşu var. Bundan sonra belki 170'li bir toplantı yaparız. Niye bu
kadar kısa zamanda toplandık? Çok hazırlıklı olmayan bir toplulukla daha dengeli tartışabileceğimizi
düşündük ve böyle bir topluluk oldu. Son 20 yıl içinde çok mesafe alındı. Böyle bir toplantı içerisinde
kavga olmadı, herkes düşüncelerini söyledi. Bir ay önce davetiye gönderseydik belki daha hazırlıklı
gruplar içeri girmek isteyebilirlerdi. Tartışma çıkabilirdi. 4-5 günde bir araya geldik. Bu ne kadar büyük
bir isteklilik olduğunun göstergesi. Yapmanız gereken bu konuda her yerde konuşmak. Neler
yapabileceğimiz konusunda gösteride bulunun. Anketleri doldurun. Bundan sonra katılmak isteyip
istemediğinizi belirtin. Bir veri tabanı oluşturalım. İstekliliği ortaya koyarsanız bu süreç devam eder.
Bu, dinamiğini kendi içinde taşımalı. Bütün bu süreçte bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor.
Yöntemle ilgili konuşuyorum. Bence yapılması gereken, geçmişle çok fazla uğraşmamak. Ortak
hedefler bu nedenle iyi olabilir. Geçmişin problemleri büyük problemler, biliyoruz. Onlar zaten
çözülüyorlar. 2001 taslağında da 2007 taslağında da Ergun Hoca var. 2001 taslağında Avrupa Birliği
süreci henüz daha başlamamış. 2007 taslağındaki hızlı özgürleşmenin göstergeleri var. 2001'de aynı
taslağı yazanlar Türkiye'de bu kadar değişiklik olacağını öngörememişler. Biraz daha mutlu
bakmamız lazım. Teşekkürler. Ayağınıza sağlık.
Sonuç Raporu 160
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
IX. Çalıştaya Davet Edilen ve Katılan Sivil Toplum ve Meslek Örğütleri
Çalıştaya sivil toplum, meslek örgütleri, iş dünyası, medya, sanat ve bilim camiasından yaklaşık
800 kişi davet edilmiştir. Katılımcıların temsili konumları açısından aşağıda yalnızca davet edilen ve
katılan kişilerin mensubu oldukları sivil toplum veya meslek örgütlerine yer verilmektedir.
DAVETLİLER
10 ARALIK HAREKETİ, 68'LİLER VAKFI, ADANA TİCARET BORSASI, AKDENİZ BELEDİYELER
BİRLİĞİ, ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU, ALEVİ VAKIFLARI FEDERASYONU, ALIŞVERİŞ
MERKEZLERİ VE PERAKENDECİLERİ DERNEĞİ, ALTI NOKTA KÖRLER DERNEĞI , ANADOLU
ASLANLARI İŞ ADAMLARI DERNEĞİ, ANADOLU YAPIM MÜTEAHHİTLERİ FEDERASYONU,
ANADOLU'NUN GENÇ LİDERLERİ HAREKETİ, ANAYASA KADIN PLATFORMU, ANKARA
BAKKALLAR BAYİLER FEDERASYONU, ANKARA SANAYİ ODASI, ANKARA SOROPTİMİST KULÜBÜ,
ANKARA TABİP ODASI, ANKARA TİCARET ODASI, ANKARA TİCARET BORSASI, ANTALYA TİCARET
VE SANAYİ ODASI, ARI HAREKETİ, ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ, AVRASYA STRATEJİK
ARAŞTIRMALAR MERKEZİ, AVRUPA KADIN LOBİSİ, AYDINLAR GİRİŞİMİ, BAĞIMSIZ KAMU
GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU , BAĞIMSIZ DENETİM DERNEĞİ, BAĞIMSIZ
SOSYAL BİLİMCİLER DERNEĞİ , BAĞLANTILI HAK SAHİBİ FONOGRAM YAPIMCILARI MESLEK
BİRLİĞİ (MÜ-YAP), BAŞBAKANLIK MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ, BAŞKENT KADIN PLATFORMU, BATI
TRAKYA TÜRKLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ, BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ, BEYAZ NOKTA
VAKFI, BUĞDAY DERNEĞİ, BURSA TİCARET VE SANAYİ ODASI, BÜYÜK MENDERES PLATFORMU ,
CEM VAKFI, CIRP ULUSLARARASI ARAŞTIRMA VE POLİTİKA PLATFORMU, CUMHURİYET
KADINLARI DERNEĞİ , ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI, ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ, ÇAĞDAŞ
KADIN GENÇLİK VAKFI, ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ, ÇARE-SİZ HAREKETİ, ÇEKÜL
VAKFI, ÇOCUK VAKFI, DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ, DEMİR ÇELİK ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ,
DEMOKRASİDE BİRLİK VAKFI, DEMOKRATİK ÖZGÜR KADIN HAREKETİ , DEMOS DEMOKRATİK
UZLAŞMA VE KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM GİRİŞİMİ , DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI
KONFEDERASYONU (DİSK), DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KONSEYİ, DİL DERNEĞİ , DİYARBAKIR
TİCARET BORSASI, DOĞA DERNEĞİ, DOĞAL HAYATI KORUMA VAKFI TÜRKİYE, DOĞU
KARADENİZ BELEDİYELER BİRLİĞİ, EDİRNE TİCARET BORSASI, EGE BÖLGESİ ÖZEL OKULLAR
DERNEĞİ, EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI, EGE SANAYİCİLERİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ, EĞİTİM
REFORMU GİRİŞİMİ , EHLİBEYT VAKFI, EKONOMİ VE DIŞ POLİTİKA ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
(EDAM), EKONOMİK VE SOSYAL KALKINMA HAREKETİ, EKONOMİK VE TEKNİK DAYANIŞMA
VAKFI , ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI, ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI, FEVZİYE MEKTEPLERİ
VAKFI, GAZİANTEP SANAYİ ODASI , GENÇ GÖNÜLLÜLER DERNEĞİ, GENÇ LİDERLER DERNEĞİ,
GENÇ SİVİLLER, HABİTAT İÇİN GENÇLİK DERNEĞİ, HACI BEKTAŞİ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI
, HAK İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (HAK-İŞ), HALKLA İLİŞKİLER DERNEĞİ, HEKİMLER
BİRLİĞİ VAKFI, HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ , HESAP UZMANLARI DERNEĞİ, HUKUKİ
ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ, HUKUKUN EGEMENLİĞİ DERNEĞİ, IPS İLETİŞİM VAKFI, İKTİSADİ
KALKINMA VAKFI, İNÖNÜ VAKFI, İNSAN HAKLARI DERNEĞİ, İNSAN HAKLARI ORTAK
PLATFORMU, İNSAN KAYNAĞINI GELİŞTİRME VAKFI , İNSAN YERLEŞİMLERİ DERNEĞİ, İNSANCA
YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ, İRİS EŞİTLİK GÖZLEM GRUBU, İSTANBUL AZINLIKLARI
PROJESİ, İSTANBUL BAROSU, İSTANBUL ÇEVRE FEDERASYONU , İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ,
Sonuç Raporu 161
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
İSTANBUL ÇEVRE VAKFI, İSTANBUL DENİZ TİCARET ODASI, İSTANBUL KÜLTÜR, TURİZM VE
ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ, İSTANBUL MİMARLAR ODASI, İSTANBUL POLİTİKALAR MERKEZİ,
İSTANBUL SANAYİ ODASI, İSTANBUL TİCARET ODASI, İŞ DÜNYASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR
KALKINMA DERNEĞİ, İZMİR TİCARET BORSASI, İZMİR TİCARET ODASI, KADIN ADAYLARI
DESTEKLEME VE EĞİTME DERNEĞİ (KA-DER), KADIN DAYANIŞMA VAKFI, KADIN EMEĞİNİ
DEĞERLENDİRME VAKFI, KADIN GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ (KAGİDER), KADIN GİRİŞİMCİLER
KURULU , KADIN VE GENÇLİK PLATFORMU DERNEĞİ, KADININ İNSAN HAKLARI YENİ
ÇÖZÜMLER, KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU, KAFKASYA FORUMU , KALİTE DERNEĞİ
(KAL-DER), KA-MER, KAMU ARAŞTIRMALARI VAKFI, KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI
KONFEDERASYONU , KAMU ETİK KURULU, KAMU YÖNETİMİ ARAŞTIRMALARI VAKFI, KAOS GL,
KAYSERİ SANAYİ ODASI, KİMYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ, KIRK ÖRÜK KADIN KOOPERATİFİ,
KIRSAL VE KENTSEL GELİŞME VAKFI , KONYA SANAYİ ODASI, KONYA TİCARET ODASI,
KOOPERATİFLER BİRLİĞİ, KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞİ, KÜRESEL DENGE
DERNEĞİ, KÜRESEL EYLEM GRUBU, KÜYEREL DÜŞÜNCE GRUBU, LİBERAL DEMOKRASİ
GRUBU, LOZAN MÜBADİLLERİ DERNEĞİ, MAHALLİ İDARELER TEKNOLOJİ ARAŞTIRMA VE
GELİŞTİRME DERNEĞİ, MAKİNE İMALATÇILARI BİRLİĞİ, MALİYE MÜFETTİŞLERİ YARDIMLAŞMA
DERNEĞİ, MANİSA TİCARET VE SANAYİ ODASI, MARMARA GRUBU STRATEJİK VE SOSYAL
ARAŞTIRMALAR VAKFI , MARMARA VE BOĞAZLARI BELEDİYELER BİRLİĞİ, MAZLUM-DER,
MEKANSAL GELİŞİM DERNEĞİ, MEMUR SENDİKALARI KONFEDERASYONU (MEMUR-SEN),
MESS EĞİTİM VAKFI, MEZO-DER , MİMARLAR ODASI, MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE BAŞKANI
DANIŞMANLARI DERNEĞİ, MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ VAKFI , MÜSTAKİL SANAYİCİLER VE
İŞADAMLARI DERNEĞİ (MÜSİAD), NEVŞEHIR TICARET ODASI, ÖĞRETİM ELEMANLARI DERNEĞİ,
ÖZGÜN YAKLAŞIM DERNEĞİ, PEN TÜRKIYE , REC TÜRKIYE, REKABET DERNEĞİ, REKLAMCILAR
VAKFI, SAVUNMA SANAYI İMALATÇILARI DERNEĞI, SEKTÖREL DERNEKLER FEDERASYONU
(SEDEFED), SEMA YAZAR VAKFI, SIVIL TOPLUM GELIŞTIRME MERKEZI, SİYASAL UFUK
HAREKETİ, SİYASET EKONOMİ & TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI, SOSYAL DEMOKRASI
DERNEĞI, SOSYAL DEMOKRASİ VAKFI, SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞI, SOSYOLOJİ
DERNEĞİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İÇİN GELİŞME PLATFORMU , SÜRDÜRÜLEBİLİR KIRSAL VE
KENTSEL KALKINMA DERNEĞİ, TARİH VAKFI, TEMA VAKFI, TERAKKİ VAKFI, TIP HUKUKU
DERNEĞİ, TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI, TOPLUMSAL DUYARLILIK VE ENGELLİLER
ENTEGRASYON GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ, TOPLUMSAL DÜŞÜNCE DERNEĞİ, TOPLUMSAL
EKONOMİK SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKFI, TRABZON TİCARET VE SANAYİ ODASI, TUĞLA VE
KİREMİT SANAYİCİLERİ DERNEĞİ, TÜKETİCİYİ KORUMA DERNEĞİ, TÜKETİCİLER BİRLİĞİ, TÜM
ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ, TÜM ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON KURUMLARI DERNEĞI,
TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ, TÜRK EĞİTİM VAKFI , TÜRK GİRİŞİM VE İŞ DÜNYASI
KONFEDERASYONU (TÜRKONFED), TÜRK HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ, TÜRK İMAR-SEN,
TÜRK İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (TÜRK-İŞ), TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ , TÜRK
PARLAMENTERLER BİRLİĞİ, TÜRK SAĞLIK SENDİKASI, TÜRK SANAYİCİ VE İŞADAMLARI VAKFI,
TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (TÜSİAD), TÜRK SOSYAL BİLİMLER DERNEĞİ,
TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ , TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ , TÜRK TEKNOLOJİ GELİŞTİRME
VAKFI, TÜRK ULAŞIM SENDİKASI, TÜRK YÜKSEK ZİRAAT MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ, TÜRKÇEMİZ
DERNEĞİ, TÜRKİYE BARIŞ MECLİSİ, TÜRKİYE BİLİŞİM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI,
TÜRKİYE ÇEVRE VAKFI, TÜRKİYE DEPREM VAKFI , TÜRKİYE EKONOMİK VE KÜLTÜREL
DAYANIŞMA VAKFI, TÜRKİYE ETİK DEĞERLER MERKEZİ VAKFI, TÜRKİYE GENÇ İŞADAMLARI
KONSEYİ, TÜRKİYE GENÇ İŞADAMLARI KONSEYİ (TÜGİK), TÜRKİYE GIYIM SANAYİCİLERİ
DERNEĞİ, TÜRKİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU, TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ ,
Sonuç Raporu 162
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
TÜRKİYE PERSONEL YÖNETİMİ DERNEĞİ , TÜRKİYE SOSYAL FORUMU , TÜRKİYE BANKALAR
BİRLİĞİ, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ , TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ, TÜRKİYE BEYAZ EŞYA
SANAYİCİLERİ DERNEĞI, TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ, TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ, TÜRKİYE
BİLİŞİM VAKFI, TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU, TÜRKİYE ÇİMENTO MÜSTAHSİLLERİ BIRLIĞİ,
TÜRKİYE DEMOKRASİ VAKFI , TÜRKİYE ECZACILAR BİRLİĞİ , TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ
VAKFI, TÜRKİYE EKONOMİK VE SOSYAL ETÜTLER VAKFI, TÜRKİYE ERMENİLERİ DERNEĞİ,
TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU, TÜRKİYE GENÇ İŞADAMLARI
DERNEĞİ , TÜRKİYE GÖNÜLLÜ TEŞEKKÜLLER VAKFI , TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ,
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI, TÜRKİYE İŞ KADINLARI DERNEĞİ, TÜRKİYE İŞADAMLARI VE
SANAYİCİLER KONFEDERASYONU (TUSKON), TÜRKİYE İŞÇİ EMEKLİLERİ DERNEĞİ, TÜRKİYE
İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU (TİSK), TÜRKİYE KAMU-SEN, TÜRKİYE LPG
DERNEĞI, TÜRKİYE MADENCİLER DERNEĞİ, TÜRKİYE MİMAR VE MÜHENDİS ODALARI BİRLİĞİ,
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ, TÜRKİYE OTELCILER FEDERASYONU, TÜRKİYE ÖZEL
SEKTÖR HAVACILIK İŞLETMELERİ DERNEĞİ, TÜRKİYE PROTESTAN KİLİSELER BİRLİĞİ, TÜRKİYE
SAKATLAR KONFEDERASYONU, TÜRKİYE SERAMİK FEDERASYONU, TÜRKİYE SERBEST
MUHASEBECİ, MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ (TÜRMOB),
TÜRKİYE SEYAHAT ACENTELERİ BİRLİĞİ, TÜRKİYE SÜT, ET, GIDA SANAYİCİLERİ VE ÜRETİCİLERİ
BİRLİĞİ, TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI, TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ SEKTÖR VAKFI (TÜSEV),
TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞİ, TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI, TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI
BİRLİĞİ (TZOB), UÇAN SÜPÜRGE KADIN DERNEĞİ, ULUSAL İNOVASYON GİRİŞİMİ, ULUSAL
YAZILIM BİRLİĞİ , ULUSLARARASI ÇOCUK MERKEZİ, ULUSLARARASI REKLAMCILIK DERNEĞİ,
UMUT ÇOCUKLARI DERNEĞİ, UMUT VAKFI, ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ ,
VATANDAŞIN VERGİSİNİ KORUMA DERNEĞİ, VATANDAŞLIK HAKLARI DERNEĞİ, VEHBİ KOÇ
VAKFI, VERGİ DENETMENLERİ DERNEĞİ, VERGİ KONSEYİ , YABANCI SERMAYE DERNEĞİ ,
YARGIÇLAR VE SAVCILAR BİRLİĞİ (YARSAV), YARININ TÜRKİYESİ HAREKETİ, YASAMA DERNEĞİ,
YEREL GÜNDEM 21 PROGRAMI, YOL-İŞ SENDİKASI, YOLSUZLUKLA MÜCADELE DERNEĞİ,
YÖNETİŞİM DERNEĞİ, YÖRTÜRK VAKFI, YURTTAŞ GİRİŞİMİ, YÜKSELEN SEVGİ, SİNERJİ VE
DÜŞÜNCE PLATFORMU
KATILIMCILAR
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU , ALEVİ VAKIFLARI FEDERASYONU, ANAYASA KADIN
PLATFORMU , ANKARA BAKKALLAR BAYİLER FED. , ANKARA BAYİLER BİRLİĞİ YARDIMLAŞMA
DERNEĞİ, SOROPTİMİST KADINLAR DERNEĞİ , ARI HAREKETİ , ASKON , AVRUPA KADIN LOBİSİ ,
BAĞIMSIZ KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU , BAŞKENT KADIN
PLATFORMU , BATI TRAKYA TÜRKLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ , BÜYÜK MENDERES PLATFORMU ,
CEDAW , DEMOKRASİDE BİRLİK VAKFI , DOKU SANAT GALERİSİ , EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI ,
EĞİTİM REFORMU GRUBU , EHLİBEYT VAKFI , ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI , GENÇ
SİVİLLER, HAK-İŞ , HEKİMLER BİRLİĞİ VAKFI , HUKUKİ ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ , İNSAN
HAKLARI ORTAK PLATFORMU , İNSANCA YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ , İRİS EŞİTLİK
GÖZLEM GRUBU , İSTANBUL ÇEVRE FEDERASYONU , İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ , İSTANBUL
ÇEVRE VAKFI , İSTANBUL KÜLTÜR, TURİZM VE ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ , İSTANBUL POLİTİKALAR
MERKEZİ , KA.DER , KADIN EMEĞİNİ DEĞERLENDİRME VAKFI , KADIN GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ ,
KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU , KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU , KAFKASYA FORUMU ,
KAMU ARAŞTIRMALARI VAKFI , KAMU HİZMETLERİ ARAŞTIRMA VAKFI , KAOS GL , KIRK ÖRÜK
KADIN KOOPERATİFİ , KÜRESEL DENGE DERNEĞİ , KÜYEREL , MARMARA GRUBU VAKFI ,
Sonuç Raporu 163
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
BAŞBAKANLIK MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ , MAZLUM-DER , MEKTUP DERGİSİ , MEMUR-SEN ,
MESS EĞİTİM VAKFI , MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE BAŞKANI DANIŞMANLARI DERNEĞİ, MÜSİAD ,
ÖZGÜN YAKLAŞIM DERNEĞİ , PARLAMENTO MUHABİRLERİ DERNEĞİ , PERYÖN , SOSYAL
DEMOKRASİ DERNEĞİ , SOSYAL SORUMLULUK DERNEĞİ , TELEVİZYON YAYINCILARI DERNEĞİ ,
TEMA VAKFI , TEPAV , TESK , TIP HUKUKU DERNEĞİ , TİSK , TOBB , TUSKON , TÜGİAD , TÜGİK ,
TÜRK YÜKSEK ZİRAAT MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ , TÜRKÇEMİZ DERNEĞİ , TÜRK-İŞ, TÜRKİYE
BİLİŞİM DERNEĞİ , TÜRKİYE İMAR-SEN , TÜRKİYE KAMU-SEN , TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ SEKTÖR VAKFI
, TÜRKONFED , TÜSİAD , TZOB , UÇAN SÜPÜRGE , VATANDAŞIN VERGİSİNİ KORUMA DERNEĞİ ,
VERGİ KONSEYİ , YÖNETİŞİM DERNEĞİ , YÖRTÜRK VAKFI , YÜKSELEN SEVGİ DERNEĞİ
Sonuç Raporu 164
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
X. Çalıştay Öncesinde Anayasa Platformu Girişim Grubu Tarafından
Yapılan Konuşma ve Açıklamalar
X.1. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma
"Türkiye Dönüm Noktasındadır"
27 Mayıs 2007
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun genel kurula hitaben yaptığı konuşmasının yeni anayasa
ile ilgili bölümü şöyle:
....Bugün Türkiye bir bakıma, 2001'dekine benzer bir dönüm noktasındadır. 2001 krizi bize, bozuk
iktisadi sistemin devam etmesinin, imkânsız olduğunu göstermişti. Bu sayede krizi, değişimi
ateşleyecek bir fırsata dönüştürmeyi başarmıştık. Şimdi yaşadığımız olumsuzlukları, fırsata çevirecek
olan da bizleriz.
Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, bir bütün olarak iyi bir sınav verememiştir. Artık, "kimin
kabahati en büyük" diye tartışmayı bırakıp, sistemin işlemeyen yönlerini, doğru tespit etmek zorundayız.
Türkiye'de siyasetin sorunu, kişilerde değil, sistemde aranmalıdır. Mevcut siyasi sistem, vekilleri
milletinden koparıyor. Seçmenler vekillerini tanımıyor, takip edemiyor.
Nasıl ki ekonomide, iş yapma zihniyeti değiştiyse, artık siyasette de zihniyet değişiminin
zamanıdır. Siyasi partiler ve seçim yasaları, seçmenle seçilen arasındaki bağı kuvvetlendirecek şekilde
değiştirilmelidir. Yöneten demokrasiyi sağlamanın yolu, siyaseti tabana yaymaktır. Siyasetin de görevi,
tabanın sesini duymaktır. Kendisine vekillik edecek kişiyi, bizatihi milletin kendi, kendi içinden
seçebilmelidir.
Diğer taraftan, 1982 Anayasası'nın miadını doldurduğunu görüyoruz. Anayasamız, zaten yapılan
çok sayıda değişikliklerle, yamalı bohçaya dönmüş, sistematiğini yitirmiş durumdadır. Artık yeni bir
anayasa yazmanın zamanı gelmiştir. Yeni meclisimiz, yeni anayasayı katılımcı bir şekilde hazırlamalıdır.
Yeni anayasamızın temeli, vatandaşına güvenen, ona hizmet için varolan, modern devlet anlayışı
olmalıdır. Bu yeni anayasa, Türkiye'yi 21. yüzyılda atağa kaldıracak, milleti temsil eden yeni siyasetin
altyapısı olacaktır. Buna paralel olarak, kamu yönetiminde yarım kalan reform süreci de
tamamlanmalıdır. Yeni meclisimizin ilk ve öncelikli gündemi, siyasi ve idari sisteme dair bu reformlar
olmalıdır...
Sonuç Raporu 165
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
X.2. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması
"Yeni Bir Anayasa İhtiyacını Çok Net Olarak Görüyoruz"
25 Eylül 2007
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından yapılan ortak açıklama şöyle:
Sizleri, Ekonomik ve Sosyal Konseyin hükümet dışı kanadını oluşturan 8 meslek kuruluşu ve
sendika adına saygıyla selamlıyorum.
Bugün Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu'na önceki Genel Başkanın milletvekili
seçilmesi nedeniyle boşalan Genel Başkanlığı'na seçilen Sayın Bendevi Palandöken Bey
arkadaşımıza hayırlı olsun dileklerimizi iletmek ve desteklerimizi belirtmek amacıyla ziyarete geldik.
Bendevi Bey'e sizlerin huzurunda da başarılar diliyor ve müşterek çalışmalarımıza yapacağı
katkılara şimdiden teşekkür ediyoruz.
Ekonomik ve Sosyal Konseyin sivil kanadını 8 sivil toplum örgütümüz oluşturmaktadır. TOBB,
TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB olarak bizler daha önce kendi aramızda çağdaş bir
Anayasa çalışmalarına katılmak ve katkı vermek üzere daha aktif olma kararı almış ve bu amaçla
arkadaşlarım bu görevin koordinasyonunu şahsıma tevdi etmişlerdi.
Bugün Bendevi Beyi ziyaretimiz vesilesi ile bu hususu da görüştük. Ekonomik ve Sosyal
Konseyin Hükümet-dışı kuruluşlarını temsil eden meslek kuruluşları ve sendikalar olarak daha önce
aldığımız prensip kararı çerçevesinde çağdaş bir anayasa için değişikliğin sağlanması amacıyla bir
eylem planı çerçevesinde çeşitli aktiviteler yürütmeyi kararlaştırdık.
21. yüzyılın ilk yedi yılını geride bıraktığımız bu dönemde, dünyamız daha önceden hayal bile
edilemeyecek bir değişime tanık olmaktadır.
Bilişim, ulaşım ve iletişim teknolojileri ile genetik ve nano teknoloji alanlarında devrim niteliğinde
bilimsel değişiklikler gerçekleşmektedir.
Üretim sürecinin kendisi de olmak üzere mal ve hizmetler ile üretim faktörleri
uluslararasılaşmaktadır. Böylece, küreselleşme giderek hız kazanmakta, bireyden aileye,
işletmelerden devlet organizasyonlarına kadar her türlü yapıda köklü değişimler gerçekleşmektedir.
Kısacası, tüm sosyal, iktisadi, siyasi ve hukuki düzen ve sistemler değişmektedir. Bu değişim
sürecinde küresel rekabet acımasız hale gelmektedir. İşletmelerimiz ile çalışanlarımızın bu
küreselleşme sürecinden azami fayda elde ederek çıkması bizler için yaşamsal önemdedir.
Bulunduğumuz bu noktada Türkiye bir tercih yapmak zorundadır.
Sonuç Raporu 166
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Biz, ya değişen koşullara uyarak güçlü, zengin, sözü geçen, etkili bir ülke olacağız, ya da
kaybedenler safına gerileyeceğiz.
Bu değişimin birinci basamağı ise çağdaş bir Anayasadır. Yapılacak reformların en başında yeni
bir Anayasa gelmektedir.
Biz sivil toplum kuruluşları olarak yeni bir Anayasa ihtiyacını çok net olarak görüyoruz.
Bu nedenle yeni Anayasa yapım sürecine de herkesin katkı yapmasının bir yurttaşlık görevi
olduğunu düşünüyoruz. Biz Ekonomik ve Sosyal Konseyin sivil kanadını temsil eden meslek kuruluşları
ve sendikalar olarak, çağdaş Anayasa için bir tartışma platformu oluşturacak ve öneriler paketi
hazırlayacağız.
Ayrıca, başta TBMM olmak üzere tüm siyasi partileri, üniversiteleri, meslek kuruluşlarını,
sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını, medyayı çağdaş bir Anayasa için katkı yapmaya çağırıyoruz.
Anayasa, bir toplumsal sözleşmedir, tüm toplum kesimlerinin mutabakatını temsil eder.
Farklı toplum kesimlerinin duyarlıklarını dikkate alacak bir ortam oluşturularak, yapılacak
değişikliklerin toplumsal uzlaşı halinde yapılması sosyal dengelerin sağlanması açısından faydalı
olacaktır.
Hükümetimizi de Anayasa yapım sürecine katkı yapması için tüm toplum kesimlerini
bilgilendirmeye çağırıyoruz. Ayrıca, Hükümetten süratle Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplantıya
çağırmasını ve Anayasa değişikliğini Konseyin gündemine getirmesini bekliyoruz.
Sonuç Raporu 167
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
X.3. 9 Ekim Tarihli Anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısında Yapılan Konuşmalar
a. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Başkanı
Son 25 yılda dünya büyük bir değişim geçirdi. Paradigmalar, hayat tarzları, ekonomi modelleri,
aile yapısı, yönetim yapıları değişti. Savaşlar bitti, duvarlar yıkıldı ve yeni savaşlar başladı, yeni duvarlar
dikildi. Kapitalist ve Sosyalist dünyalar arasındaki Soğuk Savaş yerini, dini ve etnik savaşlara bıraktı.
Yeni bir dünya düzeni kuruldu derken 11 Eylül yaşandı. Terör global sahneye çıktı. Sınır tanımayan
küreselleşme, üretim tekniklerini, tüketim kalıplarını ve pazarlama yöntemlerini değiştirdi.
Türkiye de bütün bu değişimlerden nasibini aldı. Ancak bu değişimin farkına çok geç vardık. İç
sıkıntılarımız nedeniyle 1991-2001 yıllarımızı heba ettik. Bu arada neler oldu? Ülkemizin dünya ticareti
içindeki payı arttı. 1980'ların başında, Türkiye'nin dünya ticaretinde aldığı pay binde 2 iken 2006'da
payımız binde 9'a çıkmıştır.
Türkiye ekonomisi, son 5 yılda, küresel ekonomiyle son derece hızlı bir ticari entegrasyon
sürecine girdi. Ülkemizin dünya ekonomisinin daha önemli bir partneri, daha önemli bir parçası haline
gelmeye başladı. Türkiye, doğrudan yabancı sermaye için de önemli bir çekim merkezi oldu. 19802003 döneminde gelen toplam sermaye 17,5 milyar dolar iken, sadece 2006'da 17 milyar dolar geldi.
25 yıl önce ihracatımızın yüzde 90'ı tarım ürünüyken, bugün yüzde 90'ından fazlası sanayi
ürünüdür. 100 milyar dolara ulaşan ihracatımızın yüzde 65'ini, dünyanın en rekabetçi piyasalarına, AB
ve ABD'ye gerçekleştiriyoruz.
1980'de milli gelir 70 milyar dolardı. Bugünse, milli gelir 400 milyar dolara yükselmiş ve dünyanın
en büyük 20 ekonomisinden biri haline gelinmiştir. Bu rakamları AB çerçevesinde
değerlendirdiğimizde, Türkiye, AB'nin 6. büyük dış ticaret partneri ve 7. büyük ekonomisidir.
Türkiye ekonomisi, AB üyelik sürecinin de katkısıyla, 2001 yılından bu yana, büyük bir dönüşüm
sürecini yaşıyor. 2002'den itibaren Türk ekonomisi, her yıl ortalama yüzde 7,5 büyüdü.
Türkiye'de mevzuat bu değişen Türkiye tablosuna ayak uyduramamıştır. Bütün mevzuatın temel
referansı ise Anayasa'dır.
1982 Anayasası daha beş yaşındayken 1987'de ilk değişikliği görmüş, ardından 1993'ten
bugüne değin 177 maddelik anayasanın 70 maddesi ya değiştirilmiş ya da kaldırılmıştır. Bu
değişiklikler zaten anayasanın sistematiğini bozmuştur.
Anayasa sadece temel, siyasi ve ekonomik hakları belirlemeli, devlet organlarının işleyişini
düzenlemelidir. Bunun dışında ekonomik alana ilişkin düzenlemeler yasalarla yapılmalıdır. Mevcut
anayasamız detaylı düzenlemeler içerdiği için geçmişte özelleştirmeler, sosyal güvenlik gibi
reformlarda çok vakit kaybettik. Bu kaybın sebebi 1982 Anayasası hazırlanırken hâkim ekonomik
anlayışın karma ekonomi olmasıydı. Bu anlayışın yıkıldığını az önce arz ettim.
Sonuç Raporu 168
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Hatırlayacağınız üzere, biz TOBB olarak, 2000 yılında Türkiye'nin saygın hukukçularından oluşan
bir heyete, tartışmalara zemin olsun diye bir anayasa önerisi hazırlatmıştık. O günden beri her
platformda Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getiriyoruz.
Nitekim 22 Temmuz seçimleri öncesinde de, bu seçimin ülkemiz için çok büyük bir fırsat
olduğunu söyledik. Seçim sonrası meclis aritmetiği nasıl şekillenirse şekillensin, seçimden sonra
reformlara siyasi sistemimizden ve öncelikle de anayasadan başlamamız gerektiğini vurguladık. TOBB
olarak mevcut anayasanın Türkiye'nin 21. yüzyılda ihtiyacı olan kurumsal altyapıyı sağlayamayacağını
sürekli gündeme getirdik.
1982 Anayasası'nın üzerinde şekillenen siyasi sistem ile tempolu ekonomik büyümeyi
sürdürmemizin mümkün olmadığını da defalarca dile getirdik
Seçim sonrası, hükümetin anayasa değişikliği konusunu hızla gündeme almış olmasından büyük
bir memnuniyet duyuyoruz. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki, düne kadar herkes yeni bir
anayasaya ihtiyacını dile getirirken, bugün gelinen noktada bu talep yıpranmıştır. Anayasa sürecinde
yaşanan tartışmalar, bizleri, toplumun geniş kesimlerinin üzerinde uzlaşacağı bir metin ihtimalinden
giderek uzaklaştırıyor.
Yeni anayasa diğer reformlara kapıyı açsın derken, bir dipsiz kuyuda kaybolma tehlikesi
içindeyiz. Oysa önce temel ilkeler üzerine uzlaşıp, detayları bunlar üzerine bina etmeliyiz. Bugün
yapılan, inşaatın temelini atmadan, duvarların rengini tartışmaktır.
Değerli dostlarım, açıkça ifade edeyim, bu tartışmalarla, bu yöntemle, inşaatı hiçbir zaman
bitiremeyiz, sadece vakit kaybederiz.
Bir buçuk aydır, çeşitli şekillerde medyaya yansıyan, kimisi doğru, kimisi yanlış, birçok anayasa
maddesi okuduk. Her gün gazetede yeni bir madde hakkında haber görüyoruz. Bir gün hayvan hakları
anayasaya girdi, başka bir gün internet üzerinden haberleşme anayasaya girdi şeklinde haberler
çıkıyor. Ama anayasanın temel ilkeleri neler olacak, devlet organları arasındaki ilişkiler nasıl
düzenlenecek, bunlar üzerinde kamuoyunda hiçbir ciddi fikir tartışması yapılmadı.
İstiyoruz ki, anayasa tartışmasına yeniden, ama doğru noktadan başlayalım. İşte bunun için,
Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütleri olarak bir araya geldik. Şimdiye kadar yapılan teknik
hazırlıklar, çalışmalarımızın altyapısı olsun. Ama işe detayları değil, temel ilkeleri tartışarak başlayalım.
Süreci en geniş çerçevede yürütelim. Gençleri, kadınları sürecin içine katalım. Tartışma
platformunu Türkiye'nin tüm bölgelerine taşıyalım. Bu yöndeki ilk adımı da müştereken
düzenleyeceğimiz atölye çalışmalarıyla atıyoruz. Hem sivil toplumun temsilcilerini, hem de konunun
yerli yabancı uzmanlarını bir araya getirip, dünyadaki tüm tecrübeleri masaya yatıracağız. Nasıl bir
anayasa toplumumuzun taleplerine cevap verebilir, bunun resmini çıkaracağız.
Biz yeni, alternatif bir anayasa taslağı hazırlamıyoruz. Biz bu sürecin bir taslaklar yarışı haline
gelmesinin önüne geçmek istiyoruz.
Bu yüzden, tartışmaya doğru yerden, temel ilkelerden başlayacağız. Tartışmaya toplumun tüm
kesimlerini, yurdumuzun tüm bölgelerini dâhil edeceğiz; ve anayasanın üzerine bina edileceği temel
Sonuç Raporu 169
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ilkeler üzerinde mutabakat arayacağız. Kimseyle yarış içinde değiliz. Bu işte herkesin birlikte çalışması
gerektiğine inanıyoruz.
Sürecin sonunda üzerinde mutabakat sağlanan temel ilkelere ilişkin öneri paketimizi Meclis
Başkanlığı'na ve siyasi partilere sunacağız. Bundan sonra anayasanın madde madde yazılması teknik
bir konudur. Bu platformumuzun işi değildir. Hukukçuların ve nihai olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin işidir.
Biz Meclisteki çalışmaları yakından izleyeceğiz ve bu anayasanın hepimizin, tüm Türkiye'nin
anayasası olması için demokratik hakkımızı kullanarak görüşümüzü açıklayacağız.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, kurumsal yapısı kuvvetli olan ülkeler zenginleşmektedir. Anayasa ise
kurumsal yapının temelidir. Bu yüzden doğru ilkeler üzerine bina edildiğinde yeni anayasa yapacağımız
diğer reformlar için bir sıçrama tahtası olacaktır. Bu ilkeler üzerinde tartışmak ve uzlaşmak zorundayız.
Ben bunların bazıları üzerine düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, bir perspektif sunmak istiyorum.
Anayasanın temelinde her şeyden önce Türkiye'nin "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti"
olduğu yer alacaktır. Bu ilkeler cumhuriyetimizin 80 yıldır temelidir. Toplumumuzun kılcal damarlarına
nüfuz etmiş, çimentosu olmuştur. Bu ilkelerden geri adım atıldığı izlenimi verecek her adım sadece
gerginlik ve kutuplaşma getirir. İkinci olarak, anayasa sade ve değişen zamana adapte olabilecek bir
metin olmalıdır.
Yeni anayasamız ileride yapılacak reformların önünü tıkamayacak sade bir metin olmalıdır. Yeni
anayasa toplumun gelişmesine ve kendini sürekli olarak yenilemesine açık bir metin olarak
kurgulanmalıdır.
Son olarak, yeni anayasamız devlet organlarının işleyişini, modern bir parlamenter sistemde bu iş
nasıl oluyorsa, öyle düzenlemelidir. Bu düzenleme kuşkusuz siyasi partiler ve seçim yasalarını da
ilgilendirmektedir. Siyasi sistemimizin uzlaşma ve çözüm üretmesi için milletvekilleri ile milletin bağı
güçlendirilmelidir. Millet iradesinin temsilcisi olan meclisin ağırlığı artırılmalıdır.
Ama bir yandan da, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan güçler dengesi sağlanmalıdır. Bu
dengeyi sağlayacak olan en başta bağımsız yargıdır. Yargı bağımsızlığı hem anayasal açıdan, hem de
maddi imkânlar açısından- tüm koşullarıyla teminat altına alınmalı, idarenin tüm eylemleri yargı
denetimine açılmalıdır.
Hepimiz 1982 Anayasası'nın miadını doldurduğu konusunda uzlaşıyoruz. Bu tarihi bir fırsattır. Bu
ülke hepimizin ülkesi; yeni anayasa da hepimizin anayasası olacaktır. 21.yüzyıla Türk çağı yapmak için
bu yeni anayasaya ihtiyacımız var.
Yeni anayasa siyasi çekişmelerin bir aracı haline getirilmemelidir. Toplumun tamamı bir metin
üzerinde uzlaşamaz; zaten uzlaşma teriminin anlamında da bu vardır: Azami derecede sivil toplum ve
meslek örgütlerinin, siyasi partilerin çoğunun mutabık kalması yeter şarttır. Anayasa doğru bir yöntemle
yazılmalı, detay tartışmaların uzlaşmayı bozmasına izin verilmemelidir.
Yeni anayasayı doğru zeminde, doğru şekilde tartışmalıyız. Toplum olarak daha tartışmaların
başında birbirimizi maalesef yanlış anladık.
Sonuç Raporu 170
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
1921 ve 1924 anayasalarında Atatürk'ün sağladığı milli mutabakatı örnek yöntem olarak
görüyoruz. Biz, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütleri olarak, bunun için tüm gücümüzü
kullanacağız. Buna da temel ilkeler üzerinde tartışarak başlıyoruz. Amacımız yeni bir anayasa taslağı
hazırlamak değil, bir çerçeve sunmaktır. Atölye çalışmaları yapacağız ve bu çalışmaların sonucunda bir
ortak ilkeler manzumesi çıkaracağız.
Tüm aktörler sağduyunun sesine kulak verirse, eminim bu süreci alnımızın akıyla bitireceğiz.
Bilişim, ulaşım ve iletişimde hayale sığmayan gelişmelerin yaşandığı, genetik ve nano teknolojileriyle,
yapay zekâ çalışmalarıyla devrimlerin gerçekleştiği muasır medeniyetler seviyesi üzerinde kafa yormak
varken, kısır tartışmalarla birbirimizi lütfen yıpratmayalım.
Girişim özgürlüğünün, yatırımın, üretimin, istihdamın önündeki engelleri kaldıran,
ayaklarımızdaki bağları çözen çağdaş bir anayasayla ülkemizi 21. yüzyıla taşımanın gururunu hep
beraber yaşayalım. Yolumuz açık olsun.
Sonuç Raporu 171
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
b. Tuğrul Kudatgobilik, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı
60. Hükümet Programı'nda yer alan "sivil bir uzlaşma Anayasası" ifadesini, yeni Anayasa'nın
olabilecek en geniş toplumsal uzlaşma ile hazırlanacağı konusunda önemli bir gösterge olarak
görüyor ve Hükümetin bu taahhüdün arkasında duracağı ümit ve temennisinde olduğumuzu öncelikle
belirtmek istiyorum.
Konfederasyonumuz, yürürlüğe girdiğinden bu yana gerek hazırlanış, gerek uygulanması ve
içeriği konusunda sık sık eleştiriye uğrayan 1982 Anayasamızın, ülkedeki sosyal ve ekonomik şartlar
dikkate alınarak hazırlandığı, Anayasaların sık sık değişmesinin topluma yarar değil,zarar vereceği
görüşünü savunmuş; Anayasa'nın özellikle çalışma hayatına ilişkin bölümlerinin, barışı sağlayan ve
uzun süreli kılan bazı temel prensiplere dayandığını ve bu hükümlerin toplumun tüm dokusunu
etkileyecek nitelikte bulunduğunu vurgulamış; bununla beraber "Anayasaların değişmez belgeler
olmadığını" da belirtmiştir.
Zaten, 1982 yılından bu yana, tam 13 kez tadil gören ve 11 maddesinde birden fazla olmak üzere
65 maddesi değiştirilen mevcut Anayasamızın, değişime, gelişmeye ve ilerlemeye paralel olarak
şekillendirildiğini görmekteyiz. Bu cümleden olarak, "Sivil Anayasa-Askeri Anayasa" tartışmalarını da
anlamsız görüyoruz.
Öte yandan, 60. Hükümetin kuruluşu ile birlikte kamuoyu gündemine getirilen Anayasa Taslak
metni hazırlanış biçimi ve içerdiği düzenlemeler nedeniyle toplumsal gerginliğe yol açmış ve biz sivil
toplum kuruluşlarını endişeye sevketmiştir.
Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu 19.09.2007 tarihinde yaptığı toplantıda, Anayasa
tartışmalarını değerlendirmiş ve ülkenin huzur ve barışını bozacak nitelikte yeni bir Anayasa hazırlık
sürecinin hem yöntem, hem de zamanlamasının doğru olmadığı, bu tartışmaların bugün için ülkemiz
gündeminden çıkarılması gerektiği sonucuna vararak, kamuoyuna açıklamıştır.
Gerçekten uluslararası camiada ekonomik durgunluk senaryolarının ön plana çıktığı
bugünlerde, Ülkemiz ve Ulusumuz siyasi, sosyal ve ekonomik istikrar talep etmektedir. Milletin huzur ve
istikrar talebi Seçim sonuçlarına da yansımıştır. Hal böyle iken, Anayasa tartışmalarını gündemin ilk
sırasına alarak, toplumsal tansiyonu yükseltmek, söz konusu talep ile uyuşmadığı gibi, sosyal ve
ekonomik bakımdan önemli riskler de taşımaktadır.
Seçimlerden bu yana neredeyse 2,5 ay geçmiştir. Bu süreyi Hükümetimizin beklediğimiz
etkinlikte ve aktiflikte kullandığını ne yazık ki söyleyemiyoruz.
Şüphesiz anayasalar değişebilir. Ancak bunun için sosyal şartların oluşması ve toplumun ihtiyaç
duyması şarttır. Anayasa'da değişiklik yapılması konusunda siyasi partilerin görüş birliğine varmaları
yeterli olmamalıdır. Yapılacak değişikliklerin topluma mal edilebilmesi için siyasi partilerin görüşlerinin,
ülkedeki ilgili kuruluşların ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının görüşleriyle desteklenmesi,
bütünleşmesi gerekir. Bu bütünlük sağlanmadıkça hazırlanacak anayasa, yürürlüğe girmesini takiben
yeniden eleştirilmeye başlanacaktır.
Sonuç Raporu 172
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Bunu niye söylüyorum? Sivil toplum kuruluşlarına verilen bir diğer isim ise
"toplumsal
katalizör"dür. İşte bu noktada, sivil toplum kuruluşlarının "anayasa" konusundaki önemleri ve etkileri ön
plana çıkmaktadır. Hükümetimizin de "toplumsal katalizör" fonksiyonumuzu dikkatle ele alacağı ve
değerlendireceği inancını taşımaktayız.
Günümüzde, anayasaların sadece ülkelerin siyasi yapısını ve devlet şeklini belirleyen,
demokratik hak ve özgürlüklerle ilgili hükümlere yer veren birer belge olduğu şeklindeki klasik anlayış
geçerliliğini yitirmiş; bunun yanında anayasaların ülkelerin ekonomik sistemlerini belirleyen ve onların
istikrar içinde gelişmesini sağlayacak hükümlere yer veren belgeler olması gerektiği şeklindeki anlayış
hakim olmuştur.
Diğer bir ifadeyle, "Ekonomik Anayasa" fikrinden hareket ederek ekonomide devletin
küçültülmesi ve bireysel girişimcilik ile rekabetin ön plana çıkmasına imkan verecek şekilde Anayasalar
yeniden biçimlendirilmektedir. Bu hedeflere dönük ve yönlendirici bir Anayasa istikrarlı ekonomi
politikalarının uygulanmasına da imkan sağlamaktadır.
Avrupa Birliği'nin en önemli belgelerinden olan Maastricht Antlaşması'nda da üye ülkeler için
uyma zorunluluğu bulunan;
Düşük enflasyon oranı,
Kamu maliyesinde düşük açık,
Para politikalarında istikrar,
şeklinde ekonomik anayasa ilkeleri benimsenmiştir.
Konfederasyonumuz 10 yıla yakın bir süredir savunduğu Ekonomik Anayasa fikrini, ekonomide
devleti sınırlandırmak ve piyasa ekonomisine işlerlik kazandırmak, hükümetlerin mali disiplin ve mali
sorumluluk içinde hareket etmelerini sağlamak, kamu finansman dengelerini oluşturmak ve "temiz
devlet" şartlarına ulaşabilmek bakımından önemli görmektedir.
Siyasi iktidarların harcama yapma, para basma, vergilendirme ve borçlanma yetkilerinin
anayasal hükümlerle sınırlandırılması özel sektörün gerçek yatırım, üretim ve istihdam potansiyelini
harekete geçirecek bir ekonomik iklim yaratılmasına neden olacak ve rekabet gücümüzü artırarak
küresel ekonomi ile hem rekabet etmemize ve hem de bütünleşmemize katkıda bulunacaktır.
İçinde bulunduğumuz sosyal şartlar açısından Anayasamızın çalışma hayatını düzenleyen
hükümlerinin değiştirilmesini haklı kılacak bir neden bulunmadığını ifade etmek isterim. Çalışma
hayatımızın mevcut görüntüsü ve ihtiyaçları Anayasamızın yapıldığı dönemdekinden hiç farklı değildir.
Her ülkenin gelişmişlik düzeyi, mevcut koşul ve ihtiyaçları farklıdır. Dolayısıyla, anayasaları da
farklı olacaktır ve nitekim öyledir. Başka bir deyişle, anayasa hazırlanırken "şu ülkede şu var, biz de
alalım" diye hazır elbiseciliğe özenmekten çok, vücut ölçülerine ağırlık veren bir "ısmarlama" imalat
düşünmek çok daha yerinde olur. Şüphesiz, çağdaş demokrasilerin hepsinde yer alan bir takım
evrensel ilke ve kurallardan vazgeçmemiz mümkün değildir. Aslında bize göre bunların çoğu 1982
Anayasası'nda da mevcuttur. Fakat, özellikle ülke ekonomisi ve çalışma hayatı söz konusu olduğunda,
Sonuç Raporu 173
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
bu alanlara getirilecek düzenlemelerin kesinlikle ülke gerçeklerini gözönünde bulundurması
gerektiğine inanıyoruz.
Kamuoyuna yansıyan Anayasa Taslak metninin çalışma hayatıyla ilgili bölümü incelendiğinde
endişe duymamıza neden olan düzenlemelere yer verildiğini görmekteyiz.
Çalışma hayatında yaşanan kargaşa ortamına son vermek amacıyla 1982 Anayasamızın son
derece titiz bir biçimde kaleme alınan "Sendika kurma hakkı"na ilişkin 51. maddesi, "Toplu iş
sözleşmesi hakkı" başlıklı 53. maddesi, "Grev Hakkı ve Lokavt" başlıklı 54. maddesinde eski kaos
ortamına dönüşe neden olabilecek değişiklikler öngörülmektedir.
Kamuoyuna yansıyan taslak metinde; Konfederasyonumuzca olmazsa olmaz olarak görülen;
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzüklerinin, yönetim ve işleyişlerinin cumhuriyetin temel
niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamayacağına ilişkin hüküm çıkarılmakta,
İşverenin lokavt hakkını düzenleyen ifadelere yer verilmemekte,
Grevin ancak toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında çıkan uyuşmazlıklarda kullanılabileceği
şeklindeki ifadenin Taslağa konulmaması ile Anayasada hak grevini yasaklayan hüküm ortadan
kaldırılmakta,
Grevin toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek tarzda kullanılamayacağına ilişkin yasağa
yer verilmemekte,
Önemli yargısal kuruluşlardan olan ve Yargıtay, Danıştay gibi yüksek mahkeme niteliği bulunan ve
çalışma barışının kurulmasında önemli bir fonksiyon üstlenen Yüksek Hakem Kurulu'nun
oluşturulmasına yönelik hüküm çıkarılmakta,
Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, işyeri işgali, iş yavaşlatma, verimi
düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklara yer verilmemekte,
Greve katılmayan işçilerin işyerinde çalışmalarının engellenemeyeceği şeklindeki hüküm
Anayasadan çıkartılmaktadır.
Bu maddelerin ülkemiz endüstriyel ilişkilerinin temelini oluşturduğunu ve geçmiş tecrübelere
dayanarak son derece kapsamlı çalışmaların ürünü olduklarını belirtmek isterim. Kaldı ki, mevcut
Anayasamızdaki söz konusu düzenlemelerin pek çoğuna AB ülkelerinde de yer verilmektedir.
Son olarak, Fransa'da Cumhurbaşkanı Sarkozy, "çalışma hayatındaki kaos ortamını ortadan
kaldırma ve çalışma şartlarını esnek hale getirme" sözü vererek, kamuoyunun desteğini almış ve
iktidara gelmiştir.
Keza, Almanya'da, İtalya'da ve diğer pek çok AB ülkesinde de bu yönde hazırlıkların sürmekte
olduğu bilinmektedir.
Öte yandan, Avrupa Birliği Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn'in 21 Eylül
2007 günü yaptığı açıklamada belirlediği gibi, Anayasamızda kadın istihdamı ve eşitliği konusunda
özenli düzenlemelerin gereğine bende işaret etmek istiyorum. Özellikle TİSK olarak bu konuda
Sonuç Raporu 174
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
başlattığımız çalışmaların giderek olgunlaşma sürecine girdiğini görmek bizleri mutlu etmektedir.
Dünyada kadın istihdamının yüksekliği ve niteliği, ülkenin çağdaşlık sınırlarını da belirlemektedir.
TİSK olarak, yukarıda saydığımız çalışma hayatına dönük tüm düzenlemelerin vazgeçilmez
olduğunu ısrarla belirtmek isteriz.
Konfederasyonumuzun 1982 Anayasası'nın hazırlık çalışmaları sırasında Anayasa'ya dahil
edilmesi yönünde çaba sarfettiği Ekonomik ve Sosyal Konsey, 1995 yılında Başbakanlık Genelgesiyle
oluşturulmuş ve 11 Nisan 2001 tarih ve 4641 sayılı Kanun ile yasal bir çerçeveye kavuşmuştur.
Ekonomik ve sosyal politikaların belirlenmesinde toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlamak ve
ortak görüş geliştirmek üzere istişari nitelikte bir Ekonomik ve Sosyal Konsey'in kurulacağı hükmünün
yeni Anayasa'da yer alması gerektiği düşüncesindeyiz.
Böyle bir düzenleme, Anayasa'da öngörülen temel bir uzlaşma platformu olarak Konsey
çalışmalarına etkinlik kazandıracak ve "yönetişim" kavramının gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği'nin Anayasası niteliğindeki kurucu anlaşmalarında ve son
olarak hazırlanıp üye ülkelerin onayına açılan AB Anayasası'nda Ekonomik ve Sosyal Konseyin
oluşumuna ilişkin özel hükümlerin bulunduğu unutulmamalıdır.
Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu'nun 19 Eylül 2007 tarihli basın açıklamasında vurgulandığı
üzere Anayasa değişikliklerinin zamanlaması ne olursa olsun, vazgeçilmez gördüğümüz temel felsefe,
Anayasamızın Atatürk ilke ve devrimlerine dayanması gerektiğidir. Bu çerçevede Sayın Bakanımızın 21
Eylül 2007 tarihli TÜSİAD İstişare Konseyi'nde dile getirdiği gibi 1982 Anayasasının ilk dört maddesi ile
"Inkılap Kanunlarının Korunması" başlıklı 174. maddesinin kesinlikle değiştirilmemesi gerektiğini
vurgulamak isterim.
Biz Türk işverenleri, bugün Cumhuriyetimize güç veren ve onun canlılığını sürdüren ana etkenin
Atatürk ilkeleri olduğuna inanıyor ve bunlara tüm gücümüzle sahip çıkıyoruz. Özellikle laiklik ilkesi,
Cumhuriyetimizin güçlenip çağdaşlaşmasında çok önemli rol oynamış bir altın prensiptir.
Yine biz Türk işverenleri, bu çağda Cumhuriyetimize güç katan, onu yücelten çoğulcu
demokrasiye ve çok partili özgürlükçü rejime sahip çıkmaya, onu savunmaya, onu savunanları
desteklemeye devam edeceğiz.
Anayasaların, "Toplumsal Sözleşme" niteliği taşıyan belgelerden olduğunu; toplumun tümünü
çok uzun vadeli biçimde ilgilendirmesi ve bağlaması nedeniyle, herhangi bir kanun gibi parlemento
çoğunluğu ile oluşturulmasının düşünülemeyeceğini; iktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları,
üniversiteleri özetle toplumun tümü tarafından özümsenmesi ve paylaşılmasının gerektiğini; değişiklik
çalışmalarının da "toplumsal uzlaşma belgesi" niteliğine uygun tarzda gerçekleştirilmesinin zorunlu
olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum.
Böylesine önemli toplumsal uzlaşma belgesine, biz "toplumsal katalizör" niteliğindeki
kuruluşların katkıları da büyük olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, Anayasalar, iktidarların ömrü ile sınırlı olmayan, bir ülkenin "ileriye doğru"
Sonuç Raporu 175
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
reflekslerini belirleyen; geleceğini ifade eden temel belgelerdir. Özellikle Türkiye'nin AB'ye
entegrasyonu sürecinde de Anayasamızın taşıyacağı önem ve çizgi de ayrıca belirleyici olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Ülkemizin geleceği bakımından bu toplantının yararlı sonuçlar
doğurmasını diliyor, Şahsım ve Konfederasyonumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sonuç Raporu 176
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
c. Salim Uslu, HAK-İŞ Genel Başkanı
Katılımcılığı ve mutabakatı öngören, insanı merkez alan, ideoloji egemenliğini reddeden, tarih,
kültürel değerler, çevresel etkiler ve evrensel parametreleri dikkate alan çağdaş bir Anayasa talebi
önceliklerimiz arasında bulunmaktadır. Bu nedenle yürütülmekte olan yeni Anayasa çalışmalarını
önemsiyoruz.
Anayasanın bir hukuk metni olmasının çok ötesinde anlamları ve boyutları bulunmaktadır.
Toplumun katkı ve katılımı ile hazırlanmış, milli ve evrensel değerlerin uyumlaştığı bir zemin üzerinde
yükselen Anayasa ancak, toplumun beklentilerine karşılık verebilir ve rehber niteliğinde metinler olarak
değerlendirilebilir.
Yeni Anayasa çalışmalarının Türkiye'nin rejim tartışmalarına dönüştürülmesini gereksiz
buluyoruz. Türkiye köklü ve güçlü demokrasi birikimi olan üniter bir devlettir. Bu yapının
güçlendirilmesinden yanayız.
Ayrıca Anayasa'nın değiştirilemez dört temel ilkesi ile toplumun herhangi bir sorunu yoktur.
Ancak bu ilkeleri sıkı ve dar kalıptan çıkartıp, bütün toplumu sisteme entegre eden ve kucaklayan bir
çerçeveye oturtmak gerekir.
Yeni Anayasa hazırlanırken, toplumsal denge gözetilmeli, toplumun her kesiminin talep ve katkısı
dikkate alınmalıdır. Anayasa, hukukun üstünlüğüne dayanmalıdır.
Düşünceler arasında farklılık gözetilmemeli ve çoğulculuk Anayasanın temelini oluşturmalıdır.
Sivil siyasetin etkinliğini artıran modern, katılımcı ve demokratik bir rejim öngörülmelidir.
Artık Cumhuriyet ve demokrasi kavramlarının yan yana gelmesi gerilim değil sinerji yaratmalıdır.
Anayasanın sosyal ve ekonomik haklar ve ödevlere ilişkin hükümleri düzenlenirken de "sendikal
hak ve özgürlükler yeni Anayasanın aksesuarı olmamalı", sendikal hakların özüne dokunan tahdit ve
yasaklamalardan kaçınılmalı, sendikal haklara uluslar arası normlara uygun sağlam güvenceler
oluşturulmalıdır.
Bütün sosyal politikalar şüphesiz Anayasaya yazılamayacaktır. Ancak temel sosyal sorunların
çözümüne ilişkin referans ve güvencelerin Anayasa'da gösterilmesinde yarar bulunmaktadır.
Zira çeşitli ülkeler, anayasalarında öncelikli gördükleri sosyal kalkınma hedeflerini dile
getirmişlerdir. Örneğin Fransa Anayasası'nda Ekonomik ve Sosyal Konseye (ESK) yer vermiştir.
Ülkemizde de sosyal bakış açısı Anayasada üç başlık altında özetlenebilir;
Ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme stratejileri ile siyasi gelenekler ve yapı arasında Anayasal
düzeyde bir ilişki kurulmalıdır.
Özgür ve örgütlü toplumun rolünü ve gücünü etkinleştiren düzenlemeler Anayasal güvence
altına alınmalıdır.
Anayasa halkımızın yardımlaşma ve dayanışma kültürü ve geleneklerini de içine alan modern
Sonuç Raporu 177
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
ulusal bir sosyal model öngörmelidir. (Bu; halkın bütün sosyal sorunlarını ele alan, sosyal kalkınma
hedeflerini gösteren ve istisnasız bütün yurttaşları kapsayan bir modeldir. Sosyal Model Referansı
sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesini hem tanımlayacak hem de tamamlayacaktır).
Anayasa'nın başta sosyal hukuk devletini içeren Devletin temel amaç ve görevlerine ilişkin
maddesi ile kanun önünde eşitlik ve zorla çalıştırma gibi kimi maddelerin aynen korunmasından
yanayız.
Ancak bu maddelerin uygulanmasında ve denetiminde yaşanılan sıkıntıların aşılması da
öngörülmelidir.
Bunun yanı sıra, dernek kurma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme gibi haklar
Anayasada yer almış olmasına rağmen bunun kullanılmasında; "milli güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak" gibi son derece soyut kavramlarla kısıtlanması
kabul edilemez.
Sendikal hakların özünü teşkil eden üyelik, toplu sözleşme ve grev hakkının yeniden
düzenlenmesi gerekmektedir.
Grev hakkının sadece toplu iş sözleşmeleriyle sınırlı tutulması uluslar arası normların çok
uzağındadır. Bu maddenin de yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Anayasanın temel ilkelerinde "sosyal hukuk devleti"nden bahsederken, 65. maddesinde ise
Hükümetlere sosyal devletin gereklerini yerine getirme konusunda kaçış fırsatı verilmektedir.
"Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın
korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" maddesi
2001 yılında;
"Devlet sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin
amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirir"
Şeklinde değiştirilmiş, ancak yine de sosyal devlet ilkesi ile uyumlu hale getirilememiştir. Bu
maddenin de yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Sayın Prof. Dr. Ergun Özbudun Başkanlığındaki Bilim Kurulu tarafından yeni bir Anayasa taslağı
hazırlanmıştır. Bu, çağdaş bir çalışma yöntemi olarak görülmelidir. Tartışma zemini oluşturması
bakımından da son derece yararlıdır.
Ancak burada 7 sivil toplum örgütünün yaptığı gibi toplumun değişik kesimleri de Anayasa
hazırlık çalışmaları yürütmektedir.
Bu nedenle Hükümet ve Parlamento; katılımcılık ve uzlaşmanın sağlanacağına ilişkin
açıklamalarına paralel olarak bu taslakların nasıl ve hangi zeminlerde ortaklaştırılacağını da
belirlemelidir.
Yeni Anayasa hayatımızı, geleceğimizi, umutlarımızı, coşkularımızı değişen taleplerimizi; kendi
yarattığımız önyargıların, vehimlerin, korkuların donmuş karelerine hapsetmemelidir.
Sonuç Raporu 178
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Kültürel farklılıklarımız kimliklerimiz, yaşam biçimlerimiz, seçkincilerin kendi hakikatlerine, tek tip
ve yekpare bir hayat ideolojisine, kaba genellemelere ve basit figürlere indirgenmemelidir.
Yeni Anayasa; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın, topluma sorunların
üstesinden gelme ve ilerleme fırsatı sağlamanın çağdaş bir yol haritası olmalıdır.
Sivil Anayasa; halkın gerçek gündemine dönmenin, yaşam standartlarımızı yükseltmenin, AB
uyum sürecini tamamlamanın, yapay krizleri aşmanın, daha çok demokrasi, daha çok hukuk ve daha
çok refah hedeflerine varmanın, çoğulculuğun dinamizmi ve keyfini yaşamanın, muasır medeniyete
ulaşmanın heyecanı ve iradesidir.
Sakin ve telaşsız bir ortamda uygarca tartışarak yeni Anayasa oluşumuna katkıda bulunmalıyız.
Statüsünü, çıkarını, fiyakasını kaybedecek olanların çıkardıkları gürültü geniş ufkumuzu daraltmamalı,
Türkiye'nin ileriye doğru yürüyüşünü durdurmamalıdır.
Sonuç Raporu 179
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
d. Bircan Akyıldız, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı
Anayasalar her şeyden önce; devletin kuruluşlarını, örgütlenmelerini, iktidarın el değiştirmesini,
bireylerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Anayasalar bu anlamda, bir ülkedeki
hukuk normlarının en üstü olarak nitelendirilmekte, milli and veya toplumsal mutabakat gibi ifadelerle;
vücuda getirildiği ülkenin toplumsal ve siyasi gereksinimleri ile bütünleşmektedir.
Anayasalar; bir devletin kuruluş felsefesini, devlet yapısını tarihi gerçekleri ile birlikte
özetlemektedir. Cumhuriyetimizin temel nitelikleri ve Atatürk İlkelerini içeren mevcut anayasamızın ilk
üç maddesi aynen muhafaza edilmeli, anayasal normlar toplumsal ve siyasi gereksinimler dikkate
alınarak ortaya konulmalıdır.
Öncelikli olarak, bir anayasanın geniş bir katılım sonucu benimsenmesi ve kabul görmesi
demokratik bir yapılış biçiminin ortaya konulması gereklilik arz etmektedir. Bunun için, açık bir tartışma
ortamında anayasa metninin olgunlaştırılması ve hayata geçirilmesi amaç edinilmelidir. Bu siyasi
organlara düşen asli bir görev niteliğindedir. Zira anayasa metinleri belli dönemlerin değil, uzun
dönemler uygulanacak, toplumu geleceğe taşıyan değiştirilmesi belli bir zorluğu gerektiren
metinlerdir.
Nasıl bir anayasa olması gerektiği konusu, nasıl bir yönetim biçimi ve bu yönetim biçiminin hangi
sistemi öngördüğü hususuna da bağlıdır. Kuşkusuz ki günümüzde en geçerli ve ideal yönetim biçimi
cumhuriyet olarak ifade edilmekte, bu rejim içerisinde parlamenter sistem tüm ağırlığı ile haklı olarak
yerini almaktadır. Hürriyetçi demokratik rejim olarak ta adlandırılabilen parlamenter sistemlerin en
önemli unsurları; siyasal sistem içerisinde yer alan siyasi karar organlarının genel oya dayanan serbest
seçimlerle oluşması, serbest biçimde örgütlenen siyasi partiler arasında eşit şartlarla yürütülen iktidar
yarışması, tüm vatandaşlara temel hak ve hürriyetlerin tanınmış ve hukuki güvence altına alınmış
olmasıdır.
Toplumsal bir sözleşme niteliğindeki anayasalar; milli egemenliğin nasıl kullanılacağını açıkça
ortaya koymaktadır. Bu egemenlik kullanımı parlamenter sistem bakımından tek bir organın kullanımına
verilmeyecek kadar önemlidir. Parlamenter rejimler; yasama yürütme ve yargı organları arasındaki
erkler ayrılığını içermekle birlikte bu kuvvetler ayrılığının işbirliği içerisinde, toplumsal ve siyasi
tıkanmalara yol açmayacak şekilde gerçekleşmesini amaç edinmektedir.Parlamenter rejimlerin
belirtilen özelliği gereği, anayasal metinler yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki
dengeyi,frenlemeyi ve uyumu sağlayacak metinler halinde düzenlenmeli, sayısal üstünlüğe sahip olan
parti ve partilerin yürütme organı yoluyla diğer organlara, tüm sisteme egemen olabilmesi tehlikesine
engel olacak önlemlere yer vermelidir.
Belirtilen açıklama doğrultusunda; anayasa metinleri; hukuk devleti ilkesine açıkça vurgu
yapmalıdır. Hukuk devleti ilkesi gereği yürütmenin hukuka bağlılığı ve yürütme işlemlerinin yargı
denetimi altında bulunması mutlak olarak sağlanmalıdır. Aynı paralellikte; yasama faaliyetinin
anayasaya uygunluğunun denetimi, anayasanın üstün hukuk normu özelliğini koruması açısından
gereklik arz etmektedir. Bu amaçla özellikle kendi menfaatleri ile ilgili konularda meslek kuruluşları ve
sendikalara da Anayasa Mahkemesinde iptal davası açma hakkı tanınmalıdır.
Sonuç Raporu 180
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Yasama ve yürütme organlarının yargı organ ve kurumlarında temsilci bulundurmaması ve üye
seçiminde yetkili olmaması, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK üyelerinin seçiminin yasama ve
yürütme organından bağımsız seçilmesi yargı organının görevini en iyi şekilde ifası bakımından daha
yerinde olacaktır.
Anayasaların toplumun bütününü ifade ettiği düşünüldüğünde; sosyal devlet ilkesinin
anayasalarda yer almasının kaçınılmaz olduğu açıktır. Sosyal barışın ve sosyal adaletin sağlanması
amacıyla devletin ekonomik hayata müdahalesinin meşru olduğu çeşitli anayasalarda çeşitli şekillerde
ifade edilmiştir. Sosyal devlet piyasa ekonomisinin ve sanayileşmenin getirdiği gelişmelerle birlikte
sosyal sorunların arttığı gelir ve servet eşitsizliğinin arttığı toplumlarda devletin sosyal tedbirler almasını
içermektir. Bu sayede milli bütünleşmede sağlanmış olacaktır. Sosyal devlet ilkesinin gerçekleşmesine
yönelik hukuki yöntemler olarak ifade edilen; herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeyi
sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması,vergi adaletinin sağlanması, toplumun ekonomik kaynaklarının,
yer altı ve yerüstü zenginliklerimizin ekonomik kalkınmayı sağlayacak biçimde bilimsel ve akılcı olarak,
milli çıkarlarımıza uygun olarak değerlendirilmesi, sosyal hakların korunması ve geliştirilmesi, sosyal
adaleti sağlanması sosyal eşitsizliklerin azaltılması, toplum içindeki ekonomik bakımdan güçsüz
olanların korunması" anayasal bir ilke olarak benimsenmelidir.
Anayasalar bakımından son derece öneme haiz başka bir konu ise; birey hak ve özgürlükleri ve
kollektif özgürlüklerdir. Temel haklarla ilgili genel ve özel sınırlamalar kollektif hak ve özgürlüklere ilişkin
kayıtlamalar, toplantı gösteri ve yürüyüşlerine ilişkin sınırlamalar; durumun gerektirdiği düzeyde olmalı,
ülkenin bölünmez bütünlüğü dışındaki kesin sınırlamalar dışında, başkaca sınırlamalar getirilecekse;
sınırlama yasa ile olmalıdır. Ancak; ülkemiz bakımından özellikle sendika kurma hakkı kamu
görevlilerine tanınmışken, bu hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin Anayasal güvenceler sisteminin var
olmaması, yeni anayasa öneri metninde toplu görüşmenin kanunla düzenleneceğine ilişkin bir
ifadenin yer alması, anayasal bir kurum olan sendikaların, kamu çalışanları bakımından bir alt normla
ifade edilmesi anlamına gelmektedir ki, evrensel hukuk normları bakımından bunun izah
edilebilir
bir yanı bulunmamaktadır. Kamu görevlilerinin grev ve toplu sözleşme hakkı anayasada açıkça
tanımlanmalıdır.
-Temel hak ve özgürlükler bağlamında; kadın erkek eşitliğini sosyal devlet ilkesini geliştirici
çağın gerektirdiği düzenlemeler yapılmalıdır.
Anayasalar özü itibariyle siyasi faaliyetleri taşımakta ve faaliyetin kapsam ve koşullarını
düzenlemektedirler. Dernek, sendika, kooperatif, vakıf, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
gibi tüzel kişiliklere getirilen siyasi sınırlamalar demokratik katılımı ve siyasete katılım hakkını
engelleyecektir. Daha geniş bir katılımın sağlandığı siyaset; demokrasinin sağlanmasında ana bir rol
oynayacaktır.
Sonuç olarak; anayasa değişiklikleri toplumsal ve siyasi bir gereksinimden kaynaklamalı,
anayasa değişikliği toplumun her kesimince tartışıldıktan sonra hayata geçirilmelidir. 1982 anayasası
dönemin koşullarına göre hazırlanmış ve sistematiği belirtilen şartlarda gerçekleştirilmiş bir
anayasadır. Anayasa daha çok bireye karşı devleti korumak saiki ile normlarını ortaya koymuştur. Bu
yüzden bir çok konuyu ayrıntılı olarak düzenleme ihtiyacını kendinde görmüştür. Ancak mevcut
anayasa, anayasaların bir felsefesi olması gerektiğinden hareketle başlangıç kısmında anayasanın
Sonuç Raporu 181
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
bütününü temsil eder şekilde kendini ifade etmiş, Türk devletinin var oluş amacı ilk dört maddeyi
bütünleyecek şekilde vurgulanmıştır. 1982 anayasanın düzenlendiği tarihten bu tarafa ülke
gerçeklerinde bazı değişimlerin olduğu, bu değişimlerin toplumsal gereksinimleri ortaya koyduğu bir
gerçektir. Kuşkusuz ki anayasalar değişmez metinler değildir. Ancak bu toplumsal gereksinimlerin
anayasal düzenleme gerektirip gerektirmediği konusu çözüm açısından belirleyici rol oynayacaktır.
Son dönemlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ortaya çıkan ve ülkenin genel bir seçime gitmesi
ile sonuçlanan siyasi tıkanma Anayasa değişikliğini gündeme getirmek için bir fırsat olarak
algılanmıştır. Kamuoyuna "öneri" olarak sunulan bir metinde bu değişikliğin boyutu son derece önemli
olan konularda 2-3 alternatifli olarak sunulmuş, yasama yürütme ve yargı üçleminde, yetkileri kısıtlanan
Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi gibi bir sonuç ortaya konulmuştur. Yürütme organının iki
başlılığı içerisinde, başbakan ve bakanlar kurulu güçlendirilmiştir. Yasama organına karşıda,
yürütmenin etkisi arttırılmıştır. Yine öneri metninde sosyal devlet ilkesinden uzaklaşılmıştır. Daha da
önemlisi üniter yapımızın korunmasına ilişkin 1982 Anayasası ile getirilen güvence ve müeyyideler
oldukça yumuşatılmış, adeta yeni metin demokratik bir açılım gibi kamuoyuna lanse edilmeye
çalışılmıştır.
Kısaca; 1982 anayasasının günümüze kadar 84 maddesi değişikliğe uğramıştır. Anayasanın
yeniden revize edilmesi değişiklik hükümleri ile uyumlu hale getirilmesi gereklilik arz etmektedir.
Sonuç Raporu 182
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
e. Bendevi Palandöken, TESK Genel Başkanı
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in sivil kanadını oluşturan meslek kuruluşlarından toplumumuzun
dörtte birini çatısı altında toplayan Konfederasyonumuz, esasen toplumsal bir sözleşme olan sivil ve
çağdaş bir Anayasa ihtiyacının net olarak mevcut olduğuna inanmaktadır.
Sivil ve çağdaş yeni bir Anayasa yapım sürecine; bütün toplum kesimlerinin özellikle meslek
örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ve üniversitelerin, çalışmaların ve hazırlıkların
her aşamasında iştirak etmeleri ve destek vermeleri sağlanmalı, demokratik katılım süreci etkin bir
şekilde işletilmeli ve herkesin üzerinde mutabakata vardığı 21. yüzyılın değişim anlayışı ve
felsefesini de yansıtan bir Anayasa ortaya çıkarılmasına çaba gösterilmelidir. Böyle bir Anayasa
çalışması bizim de temel arzumuzdur.
Esasen, toplumun her kesiminden kişi ve kuruluşların eleştiri, görüş, kanaat ve taleplerini
açıklamaları, yaymaları ve bu yolda çaba sarfetmeleri, çağdaş ve çoğulcu demokratik anlayışın bir
göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Hükümetimizin bu konsepte uygun bir uzlaşı ortamı yaratılması konusunda cesaretle çaba
gösterdiğini görmekten de mutluluk duyduğumuzu özellikle vurgulamak istiyorum.
Bu vesile ile esnaf ve sanatkar kesimimiz için son derece yaşamsal olan bir konuya
huzurlarınızda kısaca değinmek istiyorum.
Hepinizin bildiği gibi, Anayasamızın 2'nci maddesi Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve
sosyal bir hukuk Devleti olduğu hükmünü amirdir.
Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemez nitelikteki dört maddesinden, bizce en
önemlisini oluşturan, "Cumhuriyetimizin Sosyal Devlet" olma özelliği, yeni Anayasa çalışmalarında
mutlaka dikkate alınmalıdır.
Anayasa hazırlık çalışmalarında, mevcut Anayasamızda yer alan ve Sosyal Devlet ilkesinin
yaşama geçirilmesi ile ilgili düzenlemeleri aynen muhafaza edilmeli ve hatta çağdaş Avrupa
Anayasaları dikkate alınarak daha da geliştirilmelidir.
Anayasamızın toplumsal dayanışmanın ve adaletli gelir dağılımının sağlanması amacıyla
Devletimize verdiği esnaf ve sanatkarları koruma, teşvik ve destekleme görevi hiçbir şekilde gözardı
edilmemeli ve Anayasada bu husus mutlaka yer almalıdır.
Toplumsal dayanışmayı güçlendirecek, hakça gelir dağılımını hedefleyecek böyle bir Anayasa
hazırlanmasına Konfederasyonumuz bütün gücüyle destek verecektir. Bu konuda sözümüz ve
desteğimiz tamdır.
Bilişim, ulaşım ve iletişim alanında yaşanan gelişmeler ile genetik ve nano teknolojide devrim
niteliğinde bilimsel değişikliklerin gerçekleştiği, para, mal ve hizmetler ile üretim faktörlerinin
ülkelerarası mübadelesi sonucunda küreselleşmenin arttığı 21. yüzyılda, bütün bu gelişmelerin
temelinde ekonomide serbest piyasa anlayışının hakim kılınması yatmaktadır.
Sonuç Raporu 183
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Bu temel ekonomik tercih muhafaza edilmeli ve Anayasamızın temel ilkelerinden biri olarak önem
ve ağırlığını sürdürmelidir.
Demokrasiler diyalog rejimleridir. Toplumsal sınıf ve gruplar arasındaki diyalog ne denli güçlü
olursa, toplumsal çatışmalar ve gerginlikler de o ölçüde azalacak, uzlaşma kültürü topluma yayılarak
yaşamamızın bir parçası haline gelecektir.
Hükümetimizin; bu felsefe ve anlayışa ters düşmeyen bir uzlaşı yaklaşımıyla, çağdaş ve modern
bir Anayasa yaparak, ülkemizi mutlu ve müreffeh bir geleceğe ulaştırması Konfederasyonumuzun en
önemli beklentisidir.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son veriyor, hepinizi yeniden şahsım ve
Konfederasyonum adına selamlıyor, birkaç gün sonra idrak edeceğimiz mübarek Ramazan
Bayramınızı da kutluyor ve saygılar sunuyorum.
Sonuç Raporu 184
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
f. Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Başkanı
Milletimizin ortak bir değeri olarak doğan Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 84'üncü yılını
kutlamaya hazırlanmaktadır.
Bir asra yaklaşan bu zaman dilimi içerisinde İmparatorluktan Cumhuriyete ve demokrasiye geçiş
döneminin ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntılarını kaçınılmaz bir süreç olarak milletçe yaşamaktayız.
Bu demokratikleşme süreci içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası köklü değişiklikler
geçirmiştir. Bu gün de bir defa daha, hükümetin öncülüğünde "sivil" bir Anayasa hazırlık çalışmaları
sürdürülmektedir.
Sayın Başbakan Yardımcımız; Karma İstişare Komitesini oluşturan işveren ve işçi sendikaları ile
meslek kuruluşları temsilcileri olarak, bizleri Anayasa Hazırlık çalışmaları konusunda bilgilendirmek
için buradadır.
Bu durum katılımcı demokrasi adına hepimizi mutlu etmektedir.
Bu bakımdan Sayın Başbakan Yardımcımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Bilindiği gibi hükümet tarafından konu uzmanlarına hazırlatılan yeni anayasa taslağının hazırlanışı
konusundaki yöntem üzerinde tartışmalar yapılmaktadır.
TZOB olarak, milletin her kesimini kucaklayan, katılımcı ve şeffaf bir platformda tartışılarak
oluşturulacak bir anayasa taslağının Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulacak bir "Uzlaşma
Komisyonu" tarafından değerlendirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Aksi taktirde
uzlaşmadan gidilen bir referandumun sonucunda taslak kabul görse bile, anayasa siyasi açıdan
tartışmaya açık bir durumda kalabilir ve ileriki dönemlerde değişiklik için yeniden gündeme gelebilir.
Açıklanacak metin üzerinde çalışmak üzere KİK tarafından Birliğimiz temsilcilerinin de iştirak
edeceği bir çalışma gurubu oluşturulmuştur. Yapacağımız çalışmanın sonuçları, değerlendirilmek
üzere ilgili mercilere ulaştırılacaktır.
Yeni Anayasanın Milletimizin mutabakat metni olarak ortaya çıkmasını diliyoruz. Çünkü
anayasalar birer toplumsal sözleşme olduğuna göre, toplumun hemen hemen tamamını temsil eden
meslek kuruluşları ve sendikalarımızın, hazırlanacak anayasayla ilgili görüşlerinin alınmaması, bu
konuda katkıda bulunmaması düşünülemez.
Tüm kesimlerin katılımının sağlandığı, uzlaşma yöntemiyle hazırlanmış olan bir anayasaya, Türk
milleti de doğal olarak sahip çıkacaktır.
Şeffaflık ilkesine uygun olarak yapılacak geniş katılımlı bir çalışma; belli konulara saplanıp kalma
ve çatışma ortamı oluşmasına engel olabileceği gibi, pek çok endişeleri ve belirsizlikleri de ortadan
kaldırabilecektir.
Sonuç Raporu 185
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
Eğer gerçekten sürekliliği olan bir anayasa hazırlamak ve çalışmaların verimli olmasını, hayırlı bir
sonuca ulaşmasını istiyorsak, herkesin görüşünün dikkate alındığı bir yol ve yöntemi bulup uygulama
mecburiyetimiz vardır.
Aksi halde tüm kesimlerin görüşlerinin alınıp değerlendirilmediği, sivil toplum kuruluşları, meslek
kuruluşları ve sendikaların katkılarının alınmadığı bir çalışma ortamında hazırlanacak bir anayasa
taslağı ile "sivil" bir anayasa iddiasının gerçekleşmesi mümkün değildir.
Sivil bir anayasa, sivil toplum kuruluşlarının katkıları ile hazırlanabilir.
Bu toplantının böyle bir amaca hizmet edecek bir açılım ve bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz.
Daha önce de açıkladığımız gibi Karma İstişare Komitesini oluşturan Sivil Toplum Kuruluşları
olarak bizler de yeni ve çağdaş bir anayasayı toplumumuzun ve demokrasimizin vazgeçilmez bir
ihtiyacı olarak görüyoruz.
Bu süreçte kararlı bir şekilde her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Hazırlanacak anayasanın;
- Cumhuriyeti ve onun temel değerlerini koruyacak, demokrasimizin standartlarının
yükseltecek,.
- Avrupa Birliği üyeliği yolunda ilerleyen ülkemize layık ve Dünya standartlarında demokratik
yapıya kavuşturacak,
- Sivil toplum örgütlerinin sesini ve konumunu güçlendirecek
Bir anayasa olmasını diliyoruz.
Diğer taraftan, tarımın, 4 milyon çiftçi ailesinin ve 22 milyon nüfusun temsilcisi olarak;
hazırlanacak anayasanın sektörümüzün stratejik bir sektör olduğunu gözeten, çok fonksiyonlu bir
faaliyet olan çiftçilik mesleğinin korunup geliştirilmesi ihtiyacını karşılayan bir Anayasa olması da
beklentilerimiz arasındadır.
Türkiye artık ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyi ve Avrupa Birliğine üyelik standartlarına
ulaşmış bir ülke olarak, sık sık değiştirilme ihtiyacı duyulmayacak bir anayasayı oluşturabilmelidir.
Tabii ki anayasamız Ülkemizin birliğini, bütünlüğünü koruyup geliştirecek unsurları güçlü
biçimde kapsayan bir yapıda olacaktır.
Devletimizi zaafa uğratmayacak, insanımızı özgürlüklerinden mahrum bırakmayacak istikrarlı,
demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletini daha güçlü hale getirebilecek bir anayasa oluşturmalıyız.
İnanıyorum ki bunu başarabiliriz.
Sonuç Raporu 186
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
VIII.4. TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB Ortak Açıklaması
"Yeni anayasanın üzerine bina edileceği temel ilkeler üzerinde çalışacağımız bir tartışma
platformu oluşturuyoruz”
10 Ekim 2007
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in Hükumet-dışı kanadını oluşturan kuruluşlardan TOBB, TİSK,
TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TÜRKİYE KAMU-SEN, TESK ve TZOB olarak, "yeni anayasa" çalışmalarına katkı
vermek üzere daha aktif davranma kararı almış ve bu kararı 25 Eylül 2007 tarihinde kamuoyuna ortak bir
açıklama ile duyurmuştuk.
Bu açıklamamızda, Hükümetimizi de Anayasa yapım sürecine katkı sağlanması için tüm toplum
kesimlerini bilgilendirmeye çağırmıştık. Dün (9 Ekim 2007) düzenlediğimiz bir toplantıda, Başbakan
Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek, "yeni anayasa" hazırlık çalışmaları konusunda bizleri bilgilendirmiştir.
Kendisine teşekkür ediyoruz. Biz de, yaklaşımlarımızı Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek'e
aktardık.
Ülkemizin, dünyadaki gelişme yarışındaki pozisyonunu asla yeterli göremeyiz. Türkiye'nin
dünyadaki yerini ve rolünü layık olduğu düzeye yükseltmek için tüm yönetsel, ekonomik, sosyal vb.
sistemlerimizi reforma tabi tutmalıyız.
60 ncı Hükümet tarafından öngörülen Yeni Anayasa da bu kapsamda değerlendirilmeli ve
ülkemizin dünyadaki çok hızlı değişime başarıyla uyum sağlaması amaçlanmalıdır.
Bu nedenle yeni Anayasa yapım sürecine herkesin katkı yapmasının bir yurttaşlık görevi
olduğunu düşünüyoruz. Biz Ekonomik ve Sosyal Konsey'in sivil kanadını temsil eden sosyal taraflar ve
meslek kuruluşları olarak, yeni anayasanın üzerine bina edileceği temel ilkeler üzerinde çalışacağımız
bir tartışma platformu oluşturuyoruz.
Amacımız yeni bir anayasa taslağı oluşturmak değil, yeni anayasamızın dayanması gereken
temel ilkeler üzerinde en geniş uzlaşmayı temin etmektir. Dolayısıyla, toplumsal uzlaşmanın kurumsal
altyapıya kavuşmasını fevkalade önemsiyoruz.
Biz, bir eylem planı dâhilinde bu ortamın oluşmasına katkı sağlayacağız. Gerçekleştireceğimiz
atölye çalışmalarıyla, ülkenin her yerinde, toplumun tüm kesimlerini sürece dâhil etmeye çalışacağız.
Ayrıca, başta TBMM olmak üzere tüm siyasi partileri, üniversiteleri, meslek kuruluşlarını,
sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını, medyayı çağdaş bir Anayasa için katkı yapmaya çağırıyoruz.
TBMM ve Hükümetten beklentimiz, anayasa yapım sürecinin şeffaf hale getirilmesi ve bu
çerçevede izlenecek yol haritası konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesidir.
Yeni anayasa yazma sürecinin ayrışmaya değil, birleşmeye vesile olması gerektiğine inanarak
herkesi üzerine düşeni yapmaya davet ediyoruz.
Anayasa, bir toplumsal sözleşmedir, tüm toplum kesimlerinin mutabakatını temsil eder. Farklı
Sonuç Raporu 187
Anayasa Platformu 1. Ulusal Çalıştayı
toplum kesimlerinin duyarlılıklarını dikkate alacak bir ortam oluşturularak, değişikliklerin toplumsal
uzlaşı halinde yapılması sosyal dengelerin sağlanması açısından faydalı olacaktır.
Sonuç Raporu 188

Benzer belgeler