Yargı Bağımsızlığı Sorunu

Transkript

Yargı Bağımsızlığı Sorunu
YARGI BAĞIMSIZLIĞI SORUNU
İsmail Hakkı ERÖZ
Kozluk Hâkimi
Hukukun asıl amacı adaletin sağlanmasıdır. Adaletin tarafsızca bütün bireylere eşit
olarak dağıtılması devletin en önemli görevlerinden birisidir. Adaletin eşit olarak dağıtılması
için hâkimlerin her türlü etkiden uzak bağımsız olması gerekir. Yargı bağımsızlığı adalet için
vazgeçilmez ön koşuldur. Dolayısıyla “hukuk”un olduğu yerde yargı bağımsızlığı her zaman
önde gelen konulardan birisi olacaktır.
Yargı bağımsızlığı öteden beri üzerinde tartışma dahi yapılmaksızın olduğu gibi
kabul edilen bir ilke, bir dogma hâlini almıştır. Ancak bağımsızlık ilkesinin tam anlamıyla
niteliği, muhtevası ve sınırlarının ne olduğu da, her zaman üzerinde en çok konuşulan ve
tartışılan konular olarak süre gelmiş ve buna tam anlamıyla açıklık getirilememiştir.(1) Bu
yazımızda yargı bağımsızlığının tanımını, önemini Anayasa’daki yerini ve sorumluluk
bilincini bir hâkim olarak tarafsızca incelemeye çalıştık.
1. Yargı bağımsızlığı kavramı
Yargı bağımsızlığı kavramı farklı şekillerde tanımlanmıştır.
Hâkimlerin bağımsızlığı; kararlarını verirken hür olmaları, hiç bir dış baskı ve tesir
altında bulunmamaları demektir. Baskı yapılması kadar, yapılabilmesi ihtimalide hâkimlerin
bağımsızlığını zedeler.(2)
Hâkim davada çatışan menfaatler arasında adalet denilen dengeyi bulacaktır. Adalet
dağıtmada denilen yargılamanın iyi işleyebilmesi, adalet terazisinin ne eksik ne fazla tam
tartmasını gerektirir. Tam tartmanın bir şartı, dış etkilerin bulunmaması, hâkimin muhakeme
dışı toplumsal nitelikte etkilere kapılmadan karar verebilmesi, bir kelime ile hâkimlerin
bağımsız olmasıdır.(3)
Yani yargı bağımsızlığı, hâkimlerin her türlü dış müdahalelerden uzak kalarak,
kimseden emir almadan, kendi vicdanî kanaatlerine göre ve hukuka bağlı olarak karar
vermeleri anlamına gelmektedir.
Yargının, yargıcın bağımsızlığı bir “kast” ayrıcalığı değildir. Yargıcın hukuk adına
karar verirken yansızlığını sağlamak içindir. Toplum, insan yararı içindir.(4) Yargının
bağımsızlığı bizzat amaç değildir. Hâkimin adaletli olarak karar vermesine yardımcı olması
için yapılan bir düzenlemedir.
Yargı bağımsızlığı ile hem hâkimlerin hem de mahkemelerin bağımsız olduklarını
kabul ediyoruz.(5) Bundan sonraki açıklamalarla ilgili olarak yalnızca yargı bağımsızlığı
kavramı kullanılacaktır. Yani mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlerin bağımsızlığı kavramı
eş anlamlı olarak ifade edilecektir. Yargıcın bağımsızlığı ile yargının bağımsızlığı kavramını
da birbirinden ayırmak oldukça zordur.
Öztek, ise yargı bağımsızlığını objektif bağımsızlık (yargının hiçbir makama bağlı
olmadan dış etkilerden uzak olarak kanunlara uygun karar vermesi) ve şahsî bağımsızlık
(hâkimlik teminatı) olarak ikiye ayırmıştır.(6)
2. Anayasa’da yargı bağımsızlığı
1982 Anayasasında yargı bağımsızlığı ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.
Anayasa’nın 9’uncu maddesi ile “yargı yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce
kullanılacağını” hüküm altına almıştır.
Anayasa’nın 138’inci mahkemelerin bağımsızlığını, 139’uncu maddesi ile hâkim ve
savcılık teminatını düzenlemiştir.
“Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak
vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasından
mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde
bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması
ile ilgili sorular sorulamaz, görüşme yapılamaz ve herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu
organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremez” (md.138).
Yargının bağımsız olabilmesi hâkim ve savcıların yargı teminatının sağlanması
gerekir. Yargı bağımsızlığı ve teminat ayrı olarak düşünülemez. Anayasa’nın 139’uncu
maddesinde hâkimlik teminatı düzenlenmiştir.
“Hâkim ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasa’da gösterilen yaştan
önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiylede olsa,
aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevi
sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının
uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır” (md. 139).
3. Yargı bağımsızlığının önemi
Yargının bağımsız olması zorunludur. Çünkü hukukta kimse kendi kendisinin yargıcı
olamaz. Eğer yasa yapanlarla uygulayanlar kendi kendilerinin yargıcı olurlarsa orada özgürlük
ve adalet değil, düpedüz çıplak güç, zorbalık egemen olur.(7)
Hukuk devleti kendisini bağımsız yargı ile korur. Günümüzde insan haklarının ve
özgürlüklerin başlıca güvencesi bağımsız yargıdır. Bireyin özel yaşam ve hürriyetine gerek
diğer birey ve gerekse devlet organlarının temsilcileri tarafından olabilecek haksız ve kanuna
aykırı müdahalelere karşı gereği gibi korunabilmesi, ancak bağımsız mahkemeler aracılığı ile
mümkündür.(8)
Yargı iktidarın sınırlandırılmasında en büyük etkiye sahiptir. Çünkü; hukuk devleti
olan her demokratik ülkede, idarenin eylem ve işlemleri yargı denetimine tâbidir. Yargının
bağımsız olmasının önemide burada yatmaktadır. Hukuk devleti olmanın, ölçüsü iktidarı
oluşturanlar üzerindeki bu denetimin büyüklüğüdür. Yargı denetimi içinde de bağımsız yargı
zorunludur.(9)
Demokrasinin kendisini güvenceye alması için hukuku uygulayacak olan yargının
bağımsız olması ile demokraside kendisini güvence altına almış olur. Yargı bağımsız
olmadığı takdirde demokrasinin var olmasından söz edilemez. Bu nedenle yargı bağımsızlığı
demokratik rejim için de oldukça önemlidir.
Bireylere uygulanan müeyyidenin yerinde olduğuna inanılması için yargının her
şeyden önce bağımsız ve tarafsız olduğuna inanılmasına bağlıdır. Haksız yere uygulanan
kural adalet değil, zulüm olacaktır. Bağımsız yargının en başta gelen görevi haksızlığı ortadan
kaldırmak ve haksızlığa sebep olmamaktadır. Kişiler adalet makamından adalet isterler ve bu
onların haklarıdır. Bağımsız yargı bunu sağlamakla yükümlüdür.(10)
Bağımsız yargı bireyi yürütme ve yasama organına karşı koruduğu gibi topluma
karşıda korumaktadır. Yani bağımsız yargı hem bireylerin hem toplumun hem de devletin en
önemli güvencesidir. Birey hak ve özgürlüklerinin Anayasa’ya ve yasalara uygun olarak
korunması açısından da yargı bağımsızlığının önemi büyüktür. Bağımsız yargı devlet ve
demokrasinin temel hak ve özgürlüklerin vazgeçilmez bir unsurudur.
4. Sonuç
Yargının bağımsızlığını sağlayıp güçlendirenler unutulmazlar. Yargı hepimizin
dayanağı, barınağı ve güven kapısıdır. Ulusal egemenliğin en belirgin yetkilerindendir.
Zamanla aykırılıklar giderilmeli, yerel mahkemelerden en yüksek mahkemeye değin çelişkiler
ortadan kaldırılmalı, bağımsızlık her yönden hiçbir tartışmaya veya kuşkuya yer
bırakmayacak biçimde açıklık ve kesinlikle vurgulanmalıdır. Bu sonuç hepimizi mutlu ve
güçlü kılar.(11)
Adaletin esasını mahkemelerin vermiş oldukları kararlar oluşturur. Şayet
mahkemeler tarafından verilen kararlar hiçbir dış etki altında kalmadan, hâkimin vicdanî
kanaatine ve hukuka göre verilmiş ise yargının bağımsızlığından söz edilebilir. Ülkemizde ilk
derece ve üst derece mahkemelerinin verdikleri kararlara dışardan (Yasama ve Yürütme
Organı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı, Kamuoyu) herhangi bir
müdahale söz konusu değildir. Mahkemeler tarafından verilen kararların mahkeme dışı
güçlerden etkilenerek taraflı olarak verildiğini söylemekte mümkün değildir.
Buna rağmen yalnızca bir kısım düzenlemeleri ileri sürerek ülkemizde yargının
bağımsız olmadığını ileri sürmek hatalı bir görüştür. Böyle bir görüş devletin en önemli
kurumlarından birisi olan “yargı organını” zedeleyebileceği gibi bireyin ve toplumun
güvencesi olan “adalet mekanizmasını”da olumsuz etkileyecektir.
Yargı mensubu hâkim ve savcıların bizzat kendileri, kişilikleri ve onların adalet
fikrine bağlı olmaları yargı bağımsızlığının ihlâl edilmesini önleyebilir.(12) Her hâkim ve
savcı yargıya karşı kendileri dışında olanlardan saygı ve itibar beklemeden önce, yargıya en
büyük saygı ve itibarın kendi tutum ve hareketleri ile sağlanacağını çok iyi bilmelidirler.(13)
Yargı bağımsızlığının sağlanması için yapılan Anayasal düzenlemeler ile yargı
bağımsızlığını tamamen sağlamak mümkün değildir. Yargı bağımsızlığının sağlanması ve
devamı konusunda sorumluluk öncelikle yargı mensuplarına düşmektedir. Yargı
bağımsızlığını tam olarak yerine getirebilmek ve onu gerektiği gibi koruyabilmek yine
uygulayıcıların sorumluluğu altındadır.
Yargı bağımsızlığının sağlanması konusunda medyaya da önemli görevler
düşmektedir. Medya çoğu zaman kendilerini hâkim veya mahkeme yerine koyup bireyleri
mahkûm etmektedirler. Suçluluğu mahkeme kararıyla ispatlanmamış kimseler bazen cani gibi
topluma yansıtılmaktadır. Dolayısıyla medyanın bilinçli veya bilinçsizce hâkimi etkileme
tehlikesi ortaya çıkmaktadır.
Anayasa’da (md.28), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda (md. 377), Basın
Kanununda (md. 31) ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki
Kanunla da ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelere rağmen bilinçsizce davranışlar
engellenememektedir. Yargılama devam ederken yargılamanın seyrini ve mahkemenin
kararını etkileyecek gereksiz yorumların medyada açıklanmasına az da olsa rastlanılmaktadır.
Centel’e göre “bu gibi davranışların yasa hükümleri ile engellenmesi oldukça zordur.
Bu konuda medyanın kendi kendini denetlemesi ve yargı bağımsızlığına saygı gösterme
bilincine ulaşmaları, yargı bağımsızlığının sağlanmasına yardımcı olabilir.”(14) Medya
ahlâkının gelişmesinin yargı bağımsızlığına önemli bir etkisi olabileceği gibi mevcut
düzenlemelere ilâveten ek düzenlemeler yapılması da mümkündür.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununda 21.07.1999 tarih ve 4413 sayılı
Kanunla yapılan değişiklikle “seçimle gelen asıl üyelerin bu görevleri süresince başka bir iş
ve görev alamayacakları” hükmü getirilmiştir. Bu değişiklik hem Kurul Üyelerinin daha
verimli çalışmasını hem de yargı teşkilâtına karşı bağımsız davranabilmeleri açısından önemli
ve oldukça yararlı bir değişikliktir.
Bağımsız yargıyı sağlayacak, en önemli unsur hâkim ve savcıların bizzat
kendileridir. Dolayısıyla yargı bağımsızlığının sağlanabilmesi için hâkim ve savcıların içinde
bulundukları çalışma ortamlarının iyileştirilmesi, ekonomik ve sosyal imkânların ülke
koşullarına göre değerlendirilmesi, teknolojiden (bilgisayar, internet gibi) yararlandırılması,
personel ve araç-gereç ihtiyaçlarının diğer kurumlardan daha önce karşılanması gereklidir. Bu
konularda tanınacak imkânlar, hâkim ve savcılarda meslek sevgisini ve çalışma coşkusunu
artıracağı gibi yargı bağımsızlığını daha da güçlendireceği şüphesizdir.
Devletin, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin teminatı olan yargının
“bağımsız” olduğunu söyleyebiliriz. Bağımsız yargıyı bağımlı olarak göstermek son derece
yanlıştır. Bununla birlikte “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kuruluş tarzında
yapılacak bazı küçük değişiklik ve denetleme yöntemlerinde yapılacak kısmî iyileştirmelerle
adalet sisteminin daha da iyi işleyeceğine inanıyoruz.”(15) Adalet Müfettişlerinin yapmış
oldukları teftiş sonrasında doldurdukları gizli sicillerin olumlu veya olumsuz olup
olmadığının ilgili hâkim ve savcıya bildirilmesinin de bağımsız yargıya katkı sağlayacağı
kanısındayız. Bağımsız yargının korunması ve devamı; uygulayıcıların yasama ve yürütme
organının medya ile kamuoyunun sorumluluklarının bilincinde olmaları, yargıyı gereksiz
tartışmalardan uzak tutarak onu hak ettiği yere koymaları ile mümkündür. Özellikle
yürütmeyi temsil edenlerin yargı bağımsızlığı konusunda her zaman duyarlı olmaları
gerekmektedir. Aksi taktirde yargı bağımsızlığı yara alabilecektir. Yargı bağımsızlığı var
olduğu sürece “Demokrasi”, “Hukuk Devleti”, “Ulusal Egemenlik” ve “Temel Hak ve
Özgürlükler” özlüklerde varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Benzer belgeler

bangalor yargı etiği ilkeleri1 - avrupa birliği genel müdürlüğü

bangalor yargı etiği ilkeleri1 - avrupa birliği genel müdürlüğü kanaatine ve hukuka göre verilmiş ise yargının bağımsızlığından söz edilebilir. Ülkemizde ilk derece ve üst derece mahkemelerinin verdikleri kararlara dışardan (Yasama ve Yürütme Organı, Hakimler v...

Detaylı