TÜRKİYE

Transkript

TÜRKİYE
PARALİMPİK
PARALYMPIC TURKEY
TEMMUZ/JULY 2014 Sayı/Nr:11
TÜRKİYE
v ENGELSİZ DEV ADAMLAR DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ / HANDICAPLESS GIANT MEN THIRD IN THE WORLD
v YİNE, YENİ, YENİDEN / AGAIN, ANEW, ONCE MORE v DR. TRAWINSKI UNUTULMADI / DR. TRAWINSKI NOT FORGOTTEN DÜN, BUGÜN VE YARIN
yavuz kocaömer
TMPK BAŞKANI
NPCT PRESIDENT
Engelli sporları Türkiye’de son 10-15 yılda nereden
nereye geldi… Paralimpik Oyunları’na ilk kez 1992 yılında
Barcelona’da bir sporcu (Mehmet Gürkan - yüzme) ile
katılan Türkiye, 1996 Atlanta Oyunları’na sporcu
gönderememiş, 2000 Sydney Oyunları’nda ülkemizi
yine yüzmede bir sporcu (Ali Uzun) temsil etmişti.
Tekerlekli sandalye basketbolu başta olmak üzere
engelli sporlarının oluşumunda Batılı ülkelerin 30-40
hatta 50 yıl gerisinde kalan Türkiye’nin 2000’li
yıllardan itibaren büyük bir ivme yakalaması ve bugün
eriştiği nokta inanılmazdır. 2004 Atina’da Korhan
Yamaç’ın atıcılıkta aldığı altın ve bronz madalyaları,
2008 Beijing’de Gizem Girişmen’in okçuluktaki altın,
Neslihan Kavas’ın masa tenisindeki bronz madalyaları
izlemiş, 2012 Paralimpik Oyunları’na ise 69 sporcu
ile giden Türkiye, Londra’dan bir altın (Nazmiye
Muslu / halter), beş gümüş (Çiğdem Dede - halter,
Korhan Yamaç - atıcılık, Nazan Akın - judo, Neslihan
Kavas - masa tenisi, Kadın Masa Tenisi Milli Takımı),
dört bronz (Duygu Çete - judo, Özlem Becerikli halter, Doğan Hancı - okçuluk, Goalball Milli Takımı)
madalya ile dönerken, hem katılım hem de madalya
bazında rekorları altüst etmişti.
Gelelim 2014’e, yani günümüze…
Son birkaç ay içinde çeşitli branşlarda katıldığımız
Dünya, Avrupa Şampiyonaları ve uluslararası
turnuvalarda sporcularımız hem bireysel hem de
takım sporlarında parlak başarılar elde ettiler.
Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın
IWBF Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı dördüncü
kez kazanması, Beşiktaş RMK Marine Tekerlekli
Sandalye Basketbol Takımı’nın Andre Vergauwen
How far disabled sports came in Turkey during the past 10-15 years… Participating in the Paralympic Games for the first time in 1992 in
Barcelona with one athlete (Mehmet Gürkan - swimming) Turkey could
not send any athletes to the 1996 Atlanta Games and at the 2000
Sydney Games our country was again represented by only one swimmer
(Ali Uzun). Remaining behind Western countries by 30-40 and even 50
years in the initiation of disabled sports, led by wheelchair basketball,
the momentum caught by Turkey since the 2000’s and the level it has
reached is incredible. We watched the gold and bronze medals won by
Korhan Yamaç in shooting in 2002 in Athens, the gold won by Gizem
Girişmen in archery during Beijing 2008, the bronze medal by Neslihan
Kavas in table tennis. Going to the 2012 Paralympic Games with 69
athletes, Turkey returned from London with one gold (Nazmiye Muslu
/weightlifting), five silver (Çiğdem Dede - weightlifting, Korhan Yamaç shooting, Nazan Akın - judo, Neslihan Kavas – table tennis, Women’s
Table Tennis National Team), four bronze (Duygu Çete - judo, Özlem
Becerikli - weightiftine, Doğan Hancı - archery, Goalball National
Team) medals and had broken records both in participation and in
medals. Let’s come to 2014, the present day… Our athletes have
obtained bright successes in both individual and team sports during the
YESTERDAY, TODAY AND TOMORROW
Kupası’ndaki ikinciliği, Bayan Goalball Milli
Takımımızın Finlandiya’daki Dünya Şampiyonası’nda
elde ettiği üçüncülük, Dünya 21 Yaş Altı İşitme
Engelliler Basketbol Şampiyonası’ndaki dünya
ikinciliğimiz, Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli
Takımımızın İstanbul’da 6. Dr. Trawinski Tekerlekli
Sandalye Basketbol Turnuvası’nda güçlü rakiplerini
dize getirerek şampiyon olmasının ardından, Güney
Kore’den Dünya üçüncüsü olarak dönmesi,
Almanya’nın Suhl kentinde yapılan Bedensel
Engelliler Dünya Atıcılık Şampiyonası’nda Cevat
Karagöl’ün altın ve bronz, Çağla Baş’ın gümüş,
Korhan Yamaç, Cevat Karagöl, Yunus Ali Beyaz’dan
oluşan 10 metre havalı tabanca milli takımımızın
bronz madalyaya ulaşması akla ilk gelenler. Bu
sonuçların ardından Bayan Goalball Milli Takımımız
ile atıcılıkta Cevat Karagöl ve Çağla Baş 2016 Rio
Paralimpik Oyunları’na katılma hakkını şimdiden elde
etmiş durumdalar. Görünen o ki, bu sayı önümüzdeki
iki yıl içinde tekerlekli sandalye basketbolu, okçuluk,
halter, judo, masa tenisi, atletizm, yüzme, erkekler
goalball, atıcılık ve başka dallarda elde edilecek diğer
kotalarla artacak, Rio’ya gidecek sporcularımızın
sayısı 100’e yaklaşacak. Ve tabii orada da çok sayıda
madalya bizi bekliyor.
Engellilerimiz 90’lı yıllarda tanıştıkları spora önce
hastane sandalyeleri ile başlayıp şimdi bugünlere
geldiler. 10 yıl gibi kısa bir zaman diliminde erişilen
bu noktada en önemli etken Türk insanının genlerinde
var olan yetenek ve sürekli öğrenme arzusudur.
Devletin ve sponsorların desteği arttıkça ülkemizde
engelli sporları aynı paralelde gelişmeye devam
edecektir.
past few months at the World and European Championships and at
international tournaments. The Galatasaray Wheelchair Basketball Team
won the IWBF European Champion Clubs Cup for the fourth time,
Beşiktaş RMK Marine Wheelchair Basketball Team won second place at
the Andre Vergauwen Cup, our Women’s Goalball National Team won
third place at the World Championship , we won second place at the
World U21 Deaf Basketball Championship, our Wheelchair Basketball
National Team won the championship at the 6th Dr. Trawinski
Wheelchair Basketball Tournament in Istanbul, beating all its powerful
opponents, then returning from South Korea as third place winner in the
world, Cevat Karagöl won a gold and a bronze medal, Çağla Baş won a
silver medal, our 10 meters air pistol national team consisting of Korhan
Yamaç, Cevat Karagöl and Yunus Ali Beyaz won the bronze medal. As a
result of these achievements, our Women’s Goalball National Team and
Cevat Karagöl and Çağla Baş in shooting have already won the right to
participate in the 2016 Rio Paralympic Games. Our handicapped were
initiated into sports in the 90’s first in hospital chairs, and then they
reached their current status. The most important factor in having
reached this level in only one decade is the ability present in the genes
of the Turkish people and their desire to constantly learn.
PARALİMPİK TÜRKİYE 3
İÇİNDEKİLER / INDEX
6
12
ENGELSİZ DEVLER DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ KARAGÖL DÜNYA ŞAMPİYONU
HANDICAPLESS GIANT MEN THIRD IN THE WORLD
KARAGÖL IS WORLD CHAMPION
16
21
YİNE, YENİ, YENİDEN BEŞİKTAŞ AVRUPA İKİNCİSİ AGAIN, ANEW, ONCE MORE BEŞİKTAŞ IS NUMBER TWO IN EUROPE 23
28
DR. TRAWINSKI UNUTULMADI
KADIN LİDERLİK ZİRVESİ
DR. TRAWINSKI NOT FORGOTTEN
WOMEN’S LEADERSHIP SUMMIT
PARALİMPİK TÜRKİYE 4
35
44
KORKULU RÜYA: FANTOM AĞRISI
BİR SPOR EMEKÇİSİ; ALİ KİREMİTÇİOĞLU NIGHTMARE İS PHANTOM PAIN
A SPORTS WORKER ALİ KİREMİTÇİOĞLU
51
57
BERABERCE KOŞALIM, ENGELLERİ AŞALIM
DÖRT MEVSİM PARALİMPİĞİ
LET US RUN AND OVERCOME OBSTACLES TOGETHER
FOUR SEASONS OF PARALYMPICS ParaLİmPİk
TÜrkİye
PARALYMPIC TURKEY
Temmuz/JuLy 2014 - Sayı/Number: 11
Bu dergi Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Derneği İktisadi İşletmesi’nin resmi yayın organıdır.
Üç ayda bir yayınlanır. Dergi dernek tarafından bedelsiz dağıtılır.
TMPK DERNEGİ İKTİSADİ İŞLETMESİ
ADINA SAHİBİ - PUBLISHER ON BEHALF
OF NPCT ASSOCIATION ECONOMIC
MANAGEMENT: a.yavuz kocaömer
YAYIN KURULU - PUBLISHING BOARD:
aLİ kİremİTÇİoĞLu - İBraHİm
GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar
YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD.
EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR:
HamİT TurHaN
GÖRSEL YÖNETMEN / ART DIRECTOR:
erSİN özTekİN
BASKI / PRINTING:
marT maTBaacILIk SaNaTLarI
TİcareT ve SaNayİ LİmİTeD ŞİrkeTİ
aDreS: merkez mah. ceylan Sok. No:24
Nurtepe - kağıthane / İstanbul
TeL: +90 212 321 23 00 pbx
fax: +90 212 295 11 07
www.martmatbaa.com.tr
YÖNETİM MERKEZİ / ADMINISTRATION
BUREAU: Türkiye milli Paralimpik komitesi
Derneği İktisadi İşletmesi / National
Paralympic committee of Turkey association
economic management - Balmumcu, Hattat
Halim Sokak, No:13/1 Beşiktaş - İstanbul
TeL: +90 212 347 93 35
fax: +90 212 347 97 19
e-maIL: [email protected] www.tmpk.org.tr
v Bu dergideki yazılar yazarların kişisel
görüşlerini yansıtır. Bunlardan TMPK
sorumlu tutulamaz.
PARALİMPİK TÜRKİYE 5
ENGELSİZ DEV ADAMLAR DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ
HANDICAPLESS GIANT MEN THIRD IN THE WORLD
TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL MİLLİ TAKIMIMIZ GÜNEY KORE’DE TARİH YAZDI. INCHEON KENTİNDE DÜZENLENEN
DÜNYA ŞAMPİYONASI’NDA GÜÇLÜ RAKİPLERLE MÜCADELE ETTİ. GRUP MAÇLARINI ABD’NİN ARDINDAN İKİNCİ SIRADA
TAMAMLAYAN MİLLİ TAKIMIMIZ ÇEYREK FİNALDE ŞAMPİYON ADAYLARINDAN İNGİLTERE’Yİ DEVİREREK SÜRPRİZ YAPTI.
YARI FİNALDE AVUSTRALYA’YA BEŞ SAYI FARKLA YENİLEN TÜRKİYE, SON MAÇTA İSPANYA’YA 68-63 ÜSTÜNLÜK SAĞLADI
VE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDU. FEDERASYON BAŞKANI DEMİRHAN ŞEREFHAN, “GELECEK YIL AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA
İLK BEŞE GİREREK 2016 RIO PARALİMPİK OYUNLARI’NA KATILMA HAKKINI ELDE ETMEK İSTİYORUZ. ARTIK TÜM ULUSLAR
ARASI ORGANİZASYONLARDA MADALYALARA TALİBİZ” DEDİ.
OUR WHEELCHAIR BASKETBALL NATIONAL TEAM WROTE HISTORY IN SOUTH KOREA. THEY PLAYED AGAINST STRONG
OPPONENTS AT THE WORLD CHAMPIONSHIP HELD IN INCHEON. COMPLETING THEIR GROUP MATCHES IN SECOND
PLACE BEHIND THE USA, OUR NATIONAL TEAM TOPPLED CHAMPIONSHIP CANDIDATE BRITAIN IN THE QUARTER FINAL
AS A SURPRISE. LOSING TO AUSTRALIA BY FIVE POINTS IN THE SEMI FINAL, TURKEY WON AGAINST SPAIN BY A SCORE OF
68-63 IN ITS LAST MATCH TO BECOME WORLD THIRD. FEDERATION PRESIDENT SAID, DEMİRHAN ŞEREFHAN, “WE WANT
TO ENER THE TOP FIVE NEXT YEAR AT THE EUROPEAN CHAMPIONSHIP TO WIN THE RIGHT TO PARTICIPATE IN THE 2016
RIO PARALYMPIC GAMES. WE ARE GOING TO GO AFTER MEDALS AT ALL INTERNATIONAL EVENTS FROM NOW ON”.
Hemen tüm spor dallarında ülke nüfus ve milli gelir
potansiyelini başarıya dönüştürmek şöyle dursun, uluslararası
sporcu yetiştirmekte bile zorlanan Türkiye'nin son yıllarda
tartışmasız yüz aklarından biri tekerlekli sandalye basketbolu…
Öncelikle Galatasaray'ın bu branşa eğilmesi, yapılan doğru
yatırımların başarıya dönüşmesi ciddi bir engelli sporcu nüfusu
barındıran ülkemizde bu spor dalına olan ilgiyi de artırdı.
Kulüpler bazında çoğunlukla yabancı oyuncuların katkılarıyla
gelen başarıları bir üst seviyeye taşımanın en iyi yolu milli
takımımızın ön plana çıkmasıydı.
Önce Avrupa Şampiyonası'nda gelen başarı, ardından, temmuz
ayında Güney Kore'nin Incheon kentinde yapılan Dünya
Şampiyonası'nda gelen üçüncülük bu beklentilerin kat ve kat
ötesine geçti.
Güney Kore'de 12’incisi düzenlenen Tekerlekli Sandalye
Basketbolu Dünya Şampiyonası, engelli sporlarının en köklü
organizasyonları arasında yer alıyor. Bugüne kadar yapılan
turnuvalarda ABD'nin başarısı gözlenirken, İngiltere de oldukça
başarılı bir performans çizmiş… İstanbul’daki Dr. Trawinski Kupası’nda güçlü rakiplerini
devirerek şampiyon olan ve bu Dünya Şampiyonası için dereceye
girme hedefiyle yola çıkan Milli takımımız, C grubunda Cezayir,
Kolombiya ve ABD ile eşleşti. Basketbolun güçlü ülkesi ABD'nin
ardından gruptan ikinci olarak bir üst tura rahatlıkla yükselerek
gücünü ortaya koyan Ay-Yıldızlılar, ikinci turda Avustralya,
Almanya ve İtalya karşısındaydı. İlk turdan gelen iki galibiyet
avantajına karşın bu turda işler pek de yolunda gitmiyordu.
Almanya ve Avustralya karşısında alınan farklı mağlubiyetler ve
İtalya karşısında kader niteliği taşıyan maçta kıl payı farkla elde
edilen galibiyet sonrası bir üst tur yani çeyrek final kapısı açılmıştı
ama gelişmeler hiç iç açıcı değildi. Biz bu şartlar altında yürürken, çeyrek finaldeki rakibimiz
İngiltere ya da diğer adıyla Büyük Britanya, maçlarının hepsini
kazanarak karşımıza gelmişti. Yine de, İtalya galibiyeti Türkiye
için büyük moral olmuş, Federasyon başkanından teknik
direktörüne herkes bu şampiyonada büyük işler başaracağımız
inancını hiç yitirmemişlerdi. Öyle ki, İtalya maçı sonrası
Let alone transforming the country population and national
income potential to success in almost all sports branches, having
a tough time in training international athletes, Turkey’s pride in
recent years is without a doubt wheelchair basketball…
Galatasaray leaning towards this branch and the conversion of
the correct investments into success increased the interest in our
country, with a sizeable handicapped athlete population, towards
this sport. The best way to move the successes clubs had mostly
with the contributions of foreign players, is to highlight our
national team. First the success achieved at the European
Championship, then the third place win in July at Incheon, South
Korea went way beyond these expectations. He 12th Wheelchair
Basketball World Championship held in South Korea is among
the most rooted handicapped sports. While the USA has had the
most success in tournaments held to date, the UK has also
displayed quite a successful performance… Beating its powerful
opponents to become champion at the Istanbul Dr. Trawinski
Cup and aiming to place among the top teams in this World
Championship, our national team was matched in Group C
against Algiers, Colombia and the USA. Demonstrating their
strength by comfortably rising to the next round behind the
powerful country of basketball, the USA, the Crescent & Start
PARALİMPİK TÜRKİYE 8
kameraların karşısına geçen Bedensel Engelliler Spor Federasyonu
Başkanı Demirhan Şerefhan, “Biz buraya şampiyon olmaya
geldik” diyecek kadar iddialı konuşuyordu. Sonrasında oynanan
maçlar, Şerefhan’ın bu sözlerinin haklılığını gösterdi. Federasyon
Başkanı hiç de öylesine konuşmamıştı.
team faced Australia, Germany and Italy in the second round.
Despite the advantage of two victories from the first round, things
did not go so well in this round. Defeats by large margins suffered
against Germany and Australia and the win against Italy by a hair
in the match that would determine their fate, the door to the next
round, the quarter final had been opened but developments were
not too heartening. While we were in these circumstances, our
opponent in the quarter final, Great Britain, was facing us
unbeaten in all its matches. Still, the win against Italy was a
source of morale for Turkey, everyone from the President of the
Federation to the Head Coach, never lost the faith that we would
attain major achievements in this championship. Disabled Sports
Federation President Demirhan Şerefhan faced the cameras after
the Italy match and claimed, “We are here to win the
championship”. The matches played later proved that what
Şerefhan was saying was justified. The Federation President was
speaking the truth. Starting the match in a fury against England,
Turkey gained superiority in the play. At the end of the first
period, there was a lead of 14 points and shooting percentage of
77 percent was brilliant and surprising. Going into half time
Britain had made a comeback and the gap had narrowed to
seven points but our team still had a great advantage. İngiltere karşısında maça fırtına gibi başlayan Türkiye oyunun
üstünlüğünü tamamen ele geçirdi. İlk periyot sonunda 14 sayılık fark
ve yüzde 77 şut isabeti hem göz kamaştırıcı hem de şaşkınlık
vericiydi. Devre biterken İngiltere biraz toparlanmış ve farkı yediye
indirmişti ama takımımız hala büyük avantaj sahibiydi. Üçüncü
periyotta fırtına yine başladı. Art arda gelen kolay basketler farkı yine
12'ye taşıdı. Maçı tribünde izleyen ve kendi maçlarını bekleyen diğer
ülkelerin sporcuları da şaşkınlık içindeydi. Tribünlerdeki bir avuç
Türk, sporcularımızın başarısıyla coşmuş, salonu sanki Abdi İpekçi'ye
çevirmişti. Ancak, İngiltere hem güçlü hem de tecrübeli bir takımdı.
Sahaya farklı bir kadro sürerek farkı eritmeye başladılar. Dakikalar
ilerledikçe azalan fark, oyunun sona ermesine 30 saniyeden az bir
süre kala bir sayıya kadar indi. Son topu rakibimiz kullanıyordu,
kenar yönetimimiz hem iyi savunma hem de biraz şans için duacıydı.
İngiltere oldukça iyi sayılabilecek bir hücum oynadı, potanın dibinde
yapılan atış havaya yükseldiğinde sürenin bitmesine sadece 0.6
saniye vardı, top çemberin ön kısmına çarptı, artık ya içeri ya dışarı
düşecek ve maçın galibi belli olacaktı…
Sonuçta, kenar yönetimin duaları kabul olmuştu. Top çemberden
dışarı çıkarken süre doluyor, millilerimiz güçlü İngiltere karşısında
tekerlekli sandalye basketbol tarihimizin en önemli zaferlerinden
birine imza atıyordu. Tarih yazmıştık. Yarı finaldeki rakibimiz bir kez daha Avustralya’ydı. Bu kez başa
baş bir oyun sergileyen ekibimiz son çeyrekte çözülüp sadece beş
sayı farkla sahadan mağlup ayrılacak ama bir gün sonra İspanya'yı
The fury started again in the third quarter. Baskets one after the
other opened the gap back up to 12 points. Players of other
countries, waiting their turn to play while watching the game
were in awe. A handful of Turkish fans on the stands were
jubilant and had turned the place into Abdi İpekçi. But the UK
had a strong and experienced team. They put in different players
on the court to erode the lead. As they cut down the lead with
the advancing minutes, there was a difference of only one point
with less than 30 seconds to go before the end of the match.
England was using the last ball, our sidelines were praying for
good defense and a little bit of luck. England made a good
offensive drive, the shot at the hoop rose to the air with only 0.6
seconds to go; the ball hit the rim of the hoop and would either
go in or out to determine the winner of the match… At the end
the prayers of the sidelines were accepted. As the ball bounced
out of thehoop, time was up, our national team was winning
one of the most important victories of our history of wheelchair
basketball against powerful Britain. We had written history.
Our opponent in the semi final was again Australia. Playing a
close game throughout, our team came loose in the last quarter
to lose by five points, but defeated Spain one day later to
become world third. This was almost a repeat of the success we
yenerek Dünya üçüncüsü olacaktı. Futbolda 2002'de gösterdiğimiz
başarının bir tekrarı yaşanıyordu sanki. Türkiye’nin başarısı Korelileri
de sevindirmişti. Hepsinden önemlisi, Türkiye basketbol faaliyetleri
içinde en önemli başarılardan birinin kazanılmıştı. Finalde ABD'yi
yenen Avustralya altın madalyanın sahibi olurken, sporcularımız
bronz madalyalarını gururla boyunlarına asıyorlardı.
Murat, Fikri, İsmail, Deniz, Kaan, Bestami ve diğerleri hepsi de
bu zaferin ortak mimarlarıydı. Bu başarıları Türkiye engelli
sporları camiasını sevince boğdu, üstelik geleceğe yönelik
özgüven ve moral aşıladı.
ŞEREFHAN; “ŞİMDİ HEDEF RIO”
Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan,
Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımı'nın Güney Kore'de
gösterdiği başarının haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.
Şampiyonaya iyi bir hazırlık dönemi sonrasında gittiklerini ve takım
halinde madalya alacaklarına inandıklarını ifade eden Şerefhan,
"2013 Avrupa Şampiyonası'nın finalinde İngiltere'ye iki sayıyla
kaybederek ikinci olmuştuk. Finali kaybetmemize rağmen elde edilen
sonuç bizi çok ümitlendirmişti. Milli Takım’ın yarısından çoğu
Galatasaray ve Beşiktaş sporcusu… İki kulübümüzün de Avrupa
kupalarındaki performanslarına bakınca, güzel işler yaptıklarını
görüyoruz. Bu nedenle iyi bir derece alacağımıza inanmıştık.
Tekerlekli sandalye basketbolunda büyük bir yükseliş içindeyiz. Artık
tüm uluslararası organizasyonlarda madalyalara talibiz" diye konuştu.
achieved in football in 2002. Turkey’s success also made the
Koreans happy. Most importantly, one of the most significant
achievements of Turkish basketball history had taken place.
Australia defeated the USA in the final to win the gold medal,
while our players put their bronze medals around their necks with pride. Murat, Fikri, İsmail, Deniz, Kaan, Bestami and the others were the partners of this victory. This
victory created tremendous joy in the community of
handicapped sports in Turkey, also providing self confidence
and morale for the future. ŞEREFHAN: “RIO IS OUR TARGET NOW”
Disabled Sports Federation President Demirhan Şerefhan
indicated that everyone felt the justified pride of the success
achieved by the Wheelchair Basketball National Team in South
Korea. Explaining that they went to the championship following
a proper period of preparation and that the whole team believed
that they will win a medal, Şerefhan said, "We had come in
second in the final of the 2013 European Championship by
losing to Britain by two points. Despite losing in the final, the
result we achieved had encouraged us greatly. More than half of
the National Team are players from Galatasaray and Beşiktaş… PARALİMPİK TÜRKİYE 9
Demirhan Şerefhan, grup müsabakalarında dört maçta iki
galibiyet aldıklarını, sonrasında ise inişli çıkışlı bir grafik
sergilediklerini belirtti. Şampiyonanın son günlerinde
ümitlerini kaybetmeye başladıklarının altını çizen Federasyon
Başkanı Şerefhan, şöyle devam etti: "Grubumuzda yer alan ve
yendiğimiz Kolombiya'nın Almanya'yı yenmesi, bizim de
İtalya maçını kazanmamız gerekiyordu. Kolombiya'nın sürpriz
şekilde Almanya'yı yenmesinin ardından İtalya maçını
kazandık ve gruptan çıktık. Daha sonra İngiltere maçını da
kazandık ve son dört takım arasına kaldık. Avustralya
kıtasından Avustralya, Amerika kıtasından ABD ve Avrupa
kıtasından Türkiye ilk üç sırada yer aldı. Gerçekten önemli bir
başarı elde ettik. Tarihimizde ilk kez Dünya Şampiyonası’nda
madalya kazanmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Başkan Demirhan Şerefhan, hedeflerini giderek
yükselteceklerine dikkati çekerek, "Gelecek sene yapılacak
Avrupa Şampiyonası'nda ilk beş ülke arasında yer alarak Rio
Paralimpik Oyunları'na katılma hakkını elde etmek istiyoruz"
dedi. Şerefhan Türkiye'nin tekerlekli sandalye basketbolunda
belli bir seviyeye geldiğini belirterek, "Diğer ülkelerden 45-50
sene sonra bu spora başlamamamıza rağmen dünya ve
Avrupa ülkeleri Türkiye'nin gösterdiği yükselişi konuşuyor.
Yerimizde saymamalı, elde edilenlerle yetinmemeli ve üstüne
katarak yolumuza devam etmeliyiz" ifadesini kullandı.
Demirhan Şerefhan, Uluslararası Tekerlekli Sandalye
Basketbol Federasyonu (IWBF) Yönetim Kurulu üyeliğine
seçilmesinin kendisini ayrıca mutlu ettiğini vurgulayarak, ülke
olarak da ellerinin güçlendiğini söyledi. Tekerlekli sandalye
basketbolunda öğrenen pozisyonundan öğreten pozisyonuna
geçtiklerini kaydeden Şerefhan, sözlerini şöyle tamamladı: "Uluslararası organizasyonları başarıyla yapan ülkelerin
başında geliyoruz. Artık dünya platformlarında yer almamız
gerekiyordu. IWBF Yönetim Kurulu üyeliğine ben dahil 11 kişi
aday oldu. Altıncı turun sonunda en çok oyu alarak yönetim
kuruluna seçildim. Bu ülkemiz açısından da çok önemli.
Yaptığımız tanıtımların beğenilmesi sonrasında delegeler bize
'Sizi Avrupa federasyonunda da görmek istiyoruz' dedi.
Geldiğim bu görev, Türkiye'nin de elini güçlendirdi."
When we look at the performance of both these teams in European
cups, we see that they are achieving important feats. This is why
we believed that we would do a good job. We are making great
progress in wheelchair basketball. We are going to go after medals
at all international events from now on”. Demirhan Şerefhan
indicated that they won two out of four group matches and then
they had a fluctuating performance afterwards. Stressing that they
started to lose hope on the final day of the championship,
Federation President Şerefhan went on: "Colombia, which was in
our group and whom we had beaten, had to beat Germany and we
had to win the Italy match. Following a surprise win by Colombia
against Germany, we won the match against Italy and we came
out of the group. Later, we also won the match against the UK and
we were in the top four. Turkey was in the top three among teams
from the continents of Australia, America, USA and Europe. This
was truly a major success. We are happy to have won a medal in
the World Championship for the first time in our history. President
Demirhan Şerefhan emphasized that they will be constantly raising
the bar and said, "We want to enter into the top five countries at
the European Championship to be held next year and to win the
PARALİMPİK TÜRKİYE 10
right to participate in the Rio Paralympic Games”. He stated that
Turkey had reached a certain level at wheelchair basketball and
continued, "Even though we started this sport 45-50 years after
other countries, countries in Europe and the world are talking
about the rise displayed by Turkey. We must not stand still; we
must keep improving and advance on our way". Demirhan
Şerefhan also emphasized that being elected to the executive
board of the International Wheelchair Basketball Federation
(IWBF) also gave him satisfaction and that this strengthened our
hand as a country. Indicating that they went from a learning
position to a teaching position in wheelchair basketball, Şerefhan
finished by saying: "We are among the top countries to
successfully host international events. We had to also be included
in world platforms. Including myself, there were 11 candidates for
the membership of the IWBF Executive Board. At the end of the
sixth round, I received the most votes to be elected to the
executive board. This is important for our country as well. After the
promotion we did was appreciated, the delegates told us 'We want
to see you in the European Federation too'. This task to which I
was assigned also strengthened Turkey’s hand."
CEVAT KARAGÖL DÜNYA ŞAMPİYONU
CEVAT KARAGÖL IS WORLD CHAMPION
ALMANYA’DA DÜZENLENEN IPC ATICILIK DÜNYA
ŞAMPİYONASI’NDA CEVAT KARAGÖL 50 METRE
TABANCA DALINDA ALTIN MADALYAYA UZANIRKEN,
10 METRE TABANCA DALINDA BRONZ MADALYA ALDI.
KADINLAR 10 METRE HAVALI TÜFEKTE ÇAĞLA BAŞ
GÜMÜŞ MADALYANIN SAHİBİ OLDU. BU
SONUÇLARLA KARAGÖL VE BAŞ RIO 2016 PARALİMPİK
OYUNLARI’NA KATILMA HAKKI ELDE ETTİ.
WHILE CEVAT KARAGÖL WON THE GOLD MEDAL IN
THE 50 METERS PISTOL AT THE IPC SHOOTING WORLD
CHAMPIONSHIP HELD IN GERMANY, HE ALSO WON THE BRONZE MEDAL IN THE 10 METERS PISTOL. ÇAĞLA
BAŞ WON THE SILVER MEDAL IN THE WOMEN’S AIR
RIFLE. BASED ON THESE RESULTS, KARAGÖL AND BAŞ WON THE RIGHT TO PARTICIPATE IN THE RIO 2016
PARALYMPIC GAMES. 19
-27 Temmuz tarihleri arasında Almanya’nın Suhl
kentinde düzenlenen IPC Atıcılık Dünya
Şampiyonası’nda Türkiye bir altın, bir gümüş, iki bronz
madalya kazandı. Şampiyonadaki tek altın madalyamızı 50 metre
tabanca dalında tarihi bir performans sergileyen Cevat Karagöl
elde etti. Karagöl bu kategoride 181.4 final puanı topladı.
Şampiyonada kadınlar 10 metre havalı tüfek dalında yarışan
Çağla Baş da dünya ikincisi oldu. Bu sonuçlarla Cevat Karagöl
ve Çağla Baş, 2016 Rio Paralimpik Oyunları’na katılma hakkı
elde eden ilk iki sporcumuz oldu. Cevat Karagöl ayrıca 10
metre tabanca dalında da üçüncü olarak bronz madalya
kazanırken, Korhan Yamaç, Cevat Karagöl ve Yunus Ali
Beyaz’dan oluşan 10 metre havalı tabanca
milli takımımız da Dünya üçüncülüğü ile
bir diğer bronz madalyayı ülkemize
getirdi. Kadın tüfek milli takımımızın
dünya dördüncülüğünü elde ettiği
şampiyonada, erkekler tüfekte
Celal Karaca 42 sporcu arasında
Türkiye rekorunu kırmasına
rağmen 17. sırayı aldı.
Turkey won one gold, one silver and
two bronze medals at the IPC
Shooting World Championship held
in Suhl, Germany during 19-27 July.
Our only gold medal at the
Championship was won by Cevat
Karagöl, who displayed a historical
performance in the 50 meters pistol.
In this category, Karagöl collected
181.4 final points. Competing in the
10 meters air rifle at the
championship, Çağla Baş won
second place in the world. Through
these results, Cevat Karagöl and
Çağla Baş became our first two
athletes to win the right to participate
the 2016 Rio Paralympic Games.
Cevat Karagöl also won a bronze
medal in the 10 meters pistol by
coming in third place, while our 10
meters air pistol national team
consisting of Korhan Yamaç, Cevat
Karagöl and Yunus Ali Beyaz won
another bronze medal by winning
third place in the world.
BİR DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ DE GOALBALL’DEN
FİNLANDİYA’DA
DÜZENLENEN GOALBALL
DÜNYA ŞAMPİYONASI’NDA
SON DERECE BAŞARILI
KARŞILAŞMALAR ÇIKARAN
KADIN MİLLİ TAKIMIMIZ SON
MAÇINDA JAPONYA’YI 3-0
YENEREK DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ
OLDU VE 2016 RIO
PARALİMPİK OYUNLARI’NA
KATILMA HAKKINI ELDE ETTİ.
ERKEK MİLLİ TAKIMIMIZ İSE
İKİNCİ OLARAK TAMAMLADIĞI
GRUP MAÇLARININ
ARDINDAN ÇEYREK FİNALDE
ABD’YE 5-4 YENİLEREK ELENDİ.
ANOTHER WORLD
THIRD PLACE WIN
BY GOALBALL
PLAYING VERY SUCCESSFUL
MATCHES AT THE WORLD
GOALBALL CHAMPIONSHIP
HELD IN FINLAND, OUR
WOMEN’S NATIONAL TEAM BEAT
JAPAN BY A SCORE OF 3-0 IN ITS
LAST MATCH AND BECAME
THIRD IN THE WORLD AND
WON THE RIGHT TO
PARTICIPATE IN THE RIO
PARALYMPIC GAMES.
MEANWHILE, OUR MEN’S
NATIONAL TEAM COMPLETED ITS
GROUP MATCHES IN SECOND
PLACE BUT LOST TO THE USA BY
A SCORE OF 5-4 IN THE QUARTER
FINAL TO BE ELIMINATED. G
oalball Kadın Milli Takımımız tarihinde
ilk kez katıldığı Dünya Şampiyonası'nda
üçüncü oldu ve 2016 Rio Paralimpik
Oyunlarına katılmaya hak
kazandı. Finlandiya'nın Espoo kentinde
düzenlenen Goalball Dünya Şampiyonası'nda
grubunu namağlup bir şekilde lider
tamamlayan millilerimiz, çeyrek finalde İsrail
engelini 10-2'lik skorla geçti. Yarı finalde
Rusya ile karşılaşan milli takımımız rakibine 21 mağlup olarak final şansını kaybetti. Son
olarak Japonya ile bronz madalya
mücadelesine çıkan Goalball Kadın Milli
Takımımız, rakibini 3-0 mağlup ederek Dünya
üçüncüsü oldu ve 2016 Rio Paralimpik
Oyunlarına katılmaya hak kazandı. Şampiyonada en çok gol atan ve en iyi
savunma yapan ve en az gol yiyen milli
takımımız olurken, sporcularımızdan Sevda
Altunoluk gol kraliçeliğini elde etti.
Şampiyona sonrası görüşlerini açıklayan
Federasyon Başkanı Abdullah Çetin,
''Öncelikle başarılarından dolayı kızlarımı
kutluyorum. Paralimpik Oyunları’na
tarihimizde ilk kez kadınlarda kota hakkı elde
ettik. Ülkemizde takım sporlarında 2016
kotasını ilk defa kadın milli takımımız aldı. Bu
başarının gelmesinde emeği geçen başta
Gençlik ve Spor Bakanımız olmak üzere, Spor
Genel Müdürümüz, antrenörlerimiz, sporcular
ve camiamıza teşekkür ederim. Kadın ve Erkek
Goalball Milli Takımımız Finlandiya'da
göğsümüzü kabarttı. Erkek milli takımmımız
talihsiz bir şekilde elendi. Ancak, eminim ki
onlar da Dünya Oyunları ya da Avrupa
Şampiyonası’nda kota alarak kadın ve erkek
goalball milli takımlarımız birlikte Rio'da
düzenlenecek Paralimpik Oyunları’na
katılacaklardır" dedi.
Dünya Şampiyonası’nda grup maçlarını
ikinci sırada tamamlayan Erkek Goalball Milli
Takımımız ise çeyrek finalde ABD’ye 5-4
yenilerek elendi.
Our National Goalball Women’s Team participated in the World
Championship for the first time in its history, coming in third place
and won the right to participate in the 2016 Rio Paralympic
Games. Our national team completed its group as unbeaten
leader at the Goalball World Championship held in Espoo,
Finland and was able to beat Israel by a score of 10*2 in the
quarter final. Meeting Russia in the semi final, our national team
lost by a score of 2-1 to lose its chances for the final. Playing
finally against Japan for the bronze medal, our Goalball Women’s
National Team beat its opponent by a score of 3-0 to win third
place and won the right to participate in the 2016 Rio Paralympic
Games. Our national team scored the most goals, had the best
defense and had the least goals scored against it, with our player
Sevda Altunoluk being the highest scorer. Expressing his views
following the Championship, Federation President Abdullah Çetin
PARALİMPİK TÜRKİYE 14
said, ''Firstly, I would like to congratulate my girls for their
success. We qualified for the first time in our history at the
Paralympic Games in women. The 2016 quota was obtained for
the first time in teams by our women’s national team. I would like
to thank foremost our Youth and Sports Minister among those who
contributed to this success, our Sports Director General, our
coaches, the players and our community. Our women’s and
men’s Goalball National Teams made us proud in Finland. Our
men’s national team was eliminated in an unlucky manner. But, I
am sure that they will qualify either in the World Games or the
European Championship so that our men’s and women’s goalball
national teams will be able to participate together in the
Paralympic Games to be held in Rio”. Finishing its group matches
in second place at the World Championship, our Men’s Goalball
National Team lost to the USA by a score of 5-4 to be eliminated.
YİNE, YENİ, YENİDEN
AGAIN, ANEW, ONCE MORE GALATASARAY TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL
TAKIMI BİR KEZ DAHA TARİH YAZDI. MAYIS AYINDA
ÖNCE İSPANYA'DA BEŞİNCİ KEZ AVRUPA ŞAMPİYONU
OLAN SARI-KIRMIZILILAR, ARDINDAN SEKİZİNCİ KEZ
TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONLUĞUNA ULAŞARAK SEZONU
ÇİFTE KUPAYLA TAMAMLADI. ENGELSİZ ASLANLAR,
SEZON BOYUNCA 18 LİG, 5 AVRUPA MAÇININ TÜMÜNÜ
KAZANIP YENİLMEZ ARMADA OLDUĞUNU KANITLADI.
THE GALATASARAY WHEELCHAIR BASKETBALL TEAM WROTE
HISTORY ONE MORE TIME. BECOMING EUROPEAN CHAMPION
FOR THE FIFTH TIME IN MAY FIRST, THE YELLOW-RED TEAM
WON THE CHAMPIONSHIP OF THE TURKISH LEAGUE FOR THE
EIGHTH TIME TO FINISH THE SEASON WITH DOUBLE CUPS. THE
LIONS WITHOUT OBSTACLES WON ALL 18 OF THEIR REGULAR
SEASON GAMES AND 5 OF THEIR EUROPEAN MATCHES TO
PROVE ONCE MORE THAT THEY ARE THE UNBEATEN ARMADA
G
alatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol
Takımı başarıdan başarıya koşmaya devam
ediyor. İspanya'da düzenlenen Şampiyonlar
Ligi finallerinden zaferle çıkan Sarı-Kırmızılı takım,
Türkiye Ligi'ni de şampiyon olarak tamamlayarak
2013/2014 sezonunu çifte kupayla kapadı.
1-4 Mayıs tarihleri arasında İspanya'nın başkenti
Madrid'te düzenlenen ve kulüpler bazındaki en üst
düzey organizasyon olan IWBF Champions Cup
Finalleri'nde B Grubu'nda yer alan Galatasaray,
Fransa ’dan Hyeres HandiBasket, Almanya’dan RSC
Rollis Zwickau ve İtalya ’dan Unipol Briantea 84
takımlarıyla eşleşti. İlk maçında İtalyan Unipol
Briantea 84 ile karşı karşıya gelen Engelsiz Aslanlar,
rakibini 78-58'lik skorla mağlup etti. İkinci maçında
Fransız Hyeres Handi Basket takımını 74-55, üçüncü
maçında da Alman RSC Rollis Zwickau takımını 8346 yenen Galatasaray grubunu lider tamamladı ve
yarı finale yükseldi. Sarı-Kırmızılılar yarı finalde ise A
Grubu'nda ikinci olan Almanya'dan RSV Lahn-Dill
ile karşılaştı. Baştan sona büyük çekişme içinde
geçen maçta güçlü rakibini 64-56'lık skorla geçen
Galatasaray'ın finaldeki rakibi, diğer yarı final
maçında İtalyan Unipol Briantea 84 takımını 59-57
ile geçen İspanyol CD Fundosa ONCE idi. 4 Mayıs günü oynanan final müsabakası da büyük
bir çekişmeye sahne oldu. Karşılaşmaya Özgür
Gürbulak, Ferit Gümüş, Seyran Orman Kurt,
Matheuz Filipski ve Rodney Hawkins beşiyle
başlayan Engelsiz Aslanlar, ilk çeyreği 19-15 önde
bitirdi. İkinci çeyrekte müthiş bir mücadele vardı.
Karşılıklı basketlerle geçen bu bölümde İspanyol
ekibi son iki dakikada üstünlüğü eline geçirdi ve
devreyi 33-32 önde tamamladı. İkinci yarıya çok iyi
başlayan takımımız Rodney Hawkins ve Ferit
Gümüş'ün kaydettiği sayılarla tekrar öne geçti ve 3.
çeyreği 52-47'lik skorla tamamladı. Son çeyrekte de
etkili bir oyun ortaya koyan Galatasaray,
karşılaşmadan 71-64 galip ayrılarak beşinci kez
Avrupa Şampiyonu oldu. Sarı - Kırmızılılar Avrupa
Şampiyon Kulüpler Kupası'nı daha önce de, 200708, 2008-09, 2010-11, 2012-13 sezonları olmak
üzere dört kez kazanma başarısı göstermişti.
The Galatasaray Wheelchair Basketball Team continues to run from
one success to the next. Coming out with a victory from the finals of
the Champion’s League held in Spain, the Yellow-Red team
completed the Turkish League as champion to finish the 2013/2014
season with double cups. Taking place in Group B of the highest
level event on a clubs basis, the IWBF Champions Cup Finals held in
Spain’s capitol Madrid during 1-4 May, Galatasaray played against
Hyeres HandiBasket from France, RSC Rollis Zwickau from Germany
and Unipol Briantea 84 from Italy. Meeting the Italian Unipol
Briantea 84 in their first match, the Lions Without Obstacles defeated
their opponents by a score of 78-58. Also beating the French Hyeres
Handi Basket in its second match by 74-55 and the German RSC
Rollis Zwickau in its third match by 83-46, Galatasaray ended up as
the leader of its group and rose to the semi final. In the semi final the
Yellow-Red team met the second place finisher of Group A, RSV
PARALİMPİK TÜRKİYE 18
Lahn-Dill from Germany. Beating its strong rival by a score of 64-56
during the match, which was closely contested from beginning to
end, Galatasaray's opponent in the final was the Spanish CD
Fundosa ONCE that beat the Italian Unipol Briantea 84 team by 5957 in the other semi-final match. The final match played on May 4th
was also the scene of a tremendous battle. Starting the match with
the first five of Özgür Gürbulak, Ferit Gümüş, Seyran Orman Kurt,
Matheuz Filipski and Rodney Hawkins, the Lions Without Obstacles
led by 19-15 at the end of the first quarter. There was a great struggle
during the second quarter. During this period where there was
mutual scoring, the Spanish team took the lead in the last two
minutes and finished the first half ahead by 33-32. Starting the
second half very well, our team went ahead again with the points
scored by Rodney Hawkins and Ferit Gümüş to finish the third
quarter with a 52-47 lead.
Galatasaray, sezonun ikinci kupasını ise Türkiye Tekerlekli
Sandalye Basketbol Ligi'nde elde etti. 10 Mayıs tarihinde Ahmet
Cömert Spor Salonu'nda oynanan ligin 16. hafta karşılaşmasında
Bornova Barışgücü ile karşılaşan ‘Engelsiz Aslanlar’, salondan 6228 galip ayrılarak ligin bitimine iki hafta kala şampiyonluğunu
ilan etti. Galatasaray, kalan son iki maçını da kazanarak ligi 18'de
18 galibiyet ve 36 puanla şampiyon olarak tamamlarken, Beşiktaş
Also playing well in the last quarter, Galatasaray won the match 7164 to become European champions for the fifth time. The
Yellow-Red team had won the European Champion Clubs Cup four
times previously during the 2007-08, 2008-09, 2010-11, 2012-13
seasons. The Galatasaray Wheelchair Basketball Team continues to
run from one success to the next. Coming out with a victory from
the finals of the Champion’s League held in Spain, the Yellow-Red
team completed the Turkish League as champion to finish the
2013/2014 season with double cups. Taking place in Group B of the
highest level event on a clubs basis, the IWBF Champions Cup
Finals held in Spain’s capitol Madrid during 1-4 May, Galatasaray
played against Hyeres HandiBasket from France, RSC Rollis
Zwickau from Germany and Unipol Briantea 84 from Italy. Meeting
the Italian Unipol Briantea 84 in their first match, the Lions Without
Obstacles defeated their opponents by a score of 78-58. Also
18 maçta 15 galibiyet ve 33 puanla ikinci, Kardemir Karabükspor
18 maçta 13 galibiyet ve 31 puanla üçüncü sırayı elde etti. 2005 yılında kurulan Galatasaray, antrenör Sedat İncesu
yönetiminde ligde yer aldığı son sekiz sezonun tamamını
şampiyon olarak tamamlamayı başardı. Galatasaray'ın ayrıca dört
kez de (2008, 2009, 2011, 2012) Kıtalararası Şampiyonluğu
bulunuyor. beating the French Hyeres Handi Basket in its second match by 7455 and the German RSC Rollis Zwickau in its third match by 83-46,
Galatasaray ended up as the leader of its group and rose to the semi
final. In the semi final the Yellow-Red team met the second place
finisher of Group A, RSV Lahn-Dill from Germany. Beating its strong
rival by a score of 64-56 during the match, which was closely
contested from beginning to end, Galatasaray's opponent in the final
was the Spanish CD Fundosa ONCE that beat the Italian Unipol
Briantea 84 team by 59-57 in the other semi-final match. The final
match played on May 4th was also the scene of a tremendous
battle. Starting the match with the first five of Özgür Gürbulak,
Ferit Gümüş, Seyran Orman Kurt, Matheuz Filipski and Rodney
Hawkins, the Lions Without Obstacles led by 19-15 at the end of
the first quarter. There was a great struggle during the second
quarter. PARALİMPİK TÜRKİYE 19
İNCESU: OYUNCULARIMLA
GURUR DUYUYORUM
Sezonun ardından Paralimpik
Türkiye Dergisi'ne açıklama yapan
Sedat İncesu, muhteşem bir sezon
geçirdiklerini belirterek, "Camiamıza
bu onuru yaşatan oyuncularımla gurur
duyuyorum. Onlara canı gönülden
teşekkür ediyorum. Şimdi biraz
dinleneceğiz, ardından yeni hedeflere
koşmak için kolları sıvayacağız" dedi.
Avrupa'de beşinci, Türkiye'de ise
sekizinci kez başarıyı yakaladıklarını
hatırlatan İncesu, "Söz verdiğimiz gibi
sezonu alnımızın akıyla tamamladık.
Artık insanları başarıya alıştırdık gibi
olduk ama bu başarıyı yakalamak
kolay değil. Stresli ve zor bir süreç
yaşadık. Başarılar üst üste gelince ister
istemez insanların dikkatini çekiyoruz
ve şampiyon olmamız istenmiyor.
Rakiplerle beraber pek çok etkenle de
uğraşmak zorunda kalıyoruz.
İnancımız ve bütünlüğümüzle biz
bunların hepsinin üstesinden geldik.
Camiamıza hayırlı olsun" diye konuştu.
Takım olarak bir aile olduklarının
altını çizen Sedat İncesu sözlerini şöyle
tamamladı:
"Müsabakalarımıza çok büyük bir
arzu ve hırsla çıktık. Oyuncularımın
isteğiyle her sene üzerine koyarak
oynuyoruz. Bizi hedeflerimize
kenetleyen ve üzerine koymamızı
sağlayan en büyük etken bir aile gibi
oluşumuzdur. Ben bütün sezon
boyunca birbirine bağlı insanların bir
takım oluşturduğunu gördüm.
Duygusal ve mental olarak birbirimize
çok bağlıydık. Bu başarılarda emeği
geçen herkesi bir kez daha
kutluyorum." During this period where there was mutual scoring, the Spanish
team took the lead in the last two minutes and finished the first
half ahead by 33-32. Starting the second half very well, our team
went ahead again with the points scored by Rodney Hawkins and
Ferit Gümüş to finish the third quarter with a 52-47 lead. Also
playing well in the last quarter, Galatasaray won the match 71-64
to become European champions for the fifth time. The YellowRed team had won the European Champion Clubs Cup four times
previously during the 2007-08, 2008-09, 2010-11, 2012-13
seasons. Galatasaray won its second cup of the season in the
Wheelchair Basketball League of Turkey. Meeting Bornova
Barışgücü at the 16th match of the league played at the Ahmet
Cömert Sports Hall on May 10th, the ‘Lions Without Obstacles’
won the match 62-28 to announce their championship two
weeks before the end of the league. Galatasaray won the
PARALİMPİK TÜRKİYE 20
remaining two games to finish the league winning 18 out of 18
games and 36 points, Beşiktaş played 18 matches, winning 15
and 33 points to win second place, Kardemir Karabükspor played
18 matches, winning 13 and 31 points to come in third place.
Established in 2005, Galatasaray finished all eight of its last eight
seasons as champion under the management of its head coach
Sedat İncesu. Galatasaray also won four Intercontinental
Championships (2008, 2009, 2011, 2012). İNCESU: I AM PROUD OF MY PLAYERS
Making a statement to the Paralympics Turkey journal following
the season, Sedat İncesu indicated that they just completed a
magnificent season and said, "I am proud of my players who gave
our community this honor. I sincerely thank them. Now we will
rest a little, then we will endeavor to run to new targets". BEŞİKTAŞ AVRUPA İKİNCİSİ BEŞİKTAŞ RMK MARİNE TEKERLEKLİ
SANDALYE BASKETBOL TAKIMI, ANDRE
VERGAUWEN KUPASI'NIN FİNALİNDE
ALMAN OETTINGER RSB T. THÜRİNGEN'E
88-67 YENİLEREK İKİNCİ OLDU. SİYAH
BEYAZLILAR FİNAL YOLUNDA İSPANYOL,
FRANSIZ VE İSRAİL TEMSİLCİLERİNE
ÜSTÜNLÜK SAĞLADI.
BEŞİKTAŞ IS NUMBER
TWO IN EUROPE BEŞİKTAŞ RMK MARINE WHEELCHAIR BASKETBALL
TEAM CAME IN SECOND PLACE AT THE FINAL OF
THE ANDRE VERGAUWEN CUP BY LOSING TO
GERMAN TEAM OETTINGER RSB T. THÜRİNGEN BY
A SCORE OF 88-67. ON THE WAY TO THE FINAL,
THE BLACK AND WHITE TEAM WON AGAINST THE
SPANISH, FRENCH AND ISRAEL TEAMS. T
ekerlekli sandalye basketbolunda
Avrupa'da final oynayan bir diğer
takımımız Beşiktaş RMK Marine
ikincilikte kaldı. 25-27 Nisan tarihleri
arasında İspanya'nın Getafe kentinde
düzenlenen organizasyonda
şampiyonluk için Almanya'nın
OeTTINGER RSB T. Thüringen takımı
karşısına çıkan temsilcimiz, sahadan
88-67 mağlup ayrılarak ikincilikte kaldı.
Beşiktaş'ın Avrupa macerası
Euroleague 1 Kupası’yla başladı. Bu
turnuvada üçüncü olan SiyahBeyazlılar, Andre Vergauwen'e
katılmaya hak kazandı. 25 Nisan'da başlayan Andre
Vergauwen Kupası'nda A Grubu'nda
yer alan Beşiktaş RMK Marine,
Almanya’dan OeTTINGER RSB Team
Thüringen, Fransa’dan Leopards de
Guyenne Bordeaux ve İspanya’da CID
Casa Murcia Getafe takımlarıyla
mücadele etti. İlk maçında Alman
OeTTİNGER RSB T. Thürringen
Takımı'na 88-67 yenilen temsilcimiz,
ikinci maçında CID Casa Murcia
Getafe'yi 82-59 mağlup etti. Üçüncü
maçında Fransız Leopards de Guyenne
Bordeaux'u da 76-74 yenen SiyahBeyazlılar, grubu ikinci sırada
tamamladı ve yarı finale yükseldi. Yarı finalde B Grubu birincisi İsrail'in
B.H. Tel Aviv takımının karşısına çıkan Beşiktaş RK Marine, üstün bir
oyun ve 80-63’lik farklı galibiyetle
adını finale yazdırdı.
Kara Kartal'ın finaldeki rakibi ise
grubundaki ilk maçında mağlup olduğu
Alman OeTTINGER RSB T.
Thüringen'di. Finalde rakibi karşısında
beklenmedik şekilde tutuk bir
müsabaka çıkaran takımımız, ilk
çeyreğini 25-20, devreyi, 44-35,
üçüncü çeyreği 65-52 geride
tamamladı. Beşiktaş Rk Marine, şaşırtıcı
bir tesadüfle karşılaşmadan, rakibine ilk
maçta yenildiği skorla, 88-67 mağlup
ayrılarak Kupa'da ikinci sırayı aldı. Another one of our teams playing in the finals in Europe, Beşiktaş
RMK Marine came in second place. Our representative met the
German team OeTTINGER RSB T. Thüringen for the
championship at the event held in Getafe, Spain, during 25-27
April but left the court with an 88-67 defeat to come in second.
The European adventure of Beşiktaş started with the Euroleague 1
Cup. Coming in third place in this tournament, the Black & White
team won the right to participate in the Andre Vergauwen. Taking
Place in Group A at the Andre Vergauwen Cup starting on April
25th, Beşiktaş RMK Marine met the German OeTTINGER RSB
Team Thüringen, French Leopards de Guyenne Bordeaux and
Spanish CID Casa Murcia Getafe. Losing in its first match to the
German team OeTTİNGER RSB T. Thürringen by a score of 8867, our representative defeated CID Casa Murcia Getafe by a
PARALİMPİK TÜRKİYE 22
score of 82-59 in its second match. Also beating the French
Leopards de Guyenne Bordeaux by 76-74 in its third match, the
Black & White team completed its group in second place and
rose to the semi final. Meeting the first place finisher of Group B
the Israeli team B.H. Tel Aviv, Beşiktaş RK Marine played a
superior game to win by a lopsided score of 80-63 to rise to the
final. The opponent of the Black Eagles in the final was again the
German OeTTINGER RSB T. Thüringen they lost to in the first
game in their group. Playing an unexpectedly poor performance
in the final against its opponent, our team was behind in the first
quarter by 25-20, at the half by 44-35, the third quarter by 65-52.
With a surprising coincidence, Beşiktaş Rk Marine lost to its rival
by the same score it lost with in the first match by 88-67 to win
second place in the Cup. DR. TRAWINSKI UNUTULMADI
TÜRKİYE’DE TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOLUNUN
BUGÜNLERE GELMESİNDE ÖNEMLİ PAY SAHİBİ OLAN VE
1998-1999 YILLARINDA HİÇBİR MADDİ KARŞILIK
BEKLEMEKSİZİN ÜLKE ANTRENÖRLERİMİZE EĞİTİM VEREN
ALMAN SPOR ADAMI HANS JOSCHIM TRAWINSKI,
DÖRDÜNCÜ KEZ SEMİNER İÇİN GELDİĞİ TÜRKİYE’DE
SAKARYA’DA 17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ’NDE
HAYATA GÖZLERİNİ YUMMUŞTU. ONUN ANISINA
DÜZENLENEN ULUSLARARASI TEKERLEKLİ SANDALYE
BASKETBOL TURNUVALARININ ALTINCISI MAYIS AYINDA
İSTANBUL’DA YAPILDI. TURNUVADA ABD, ALMANYA,
İSPANYA, İTALYA VE KANADA’YLA MÜCADELE EDEN TÜRKİYE
TÜM MAÇLARINI KAZANARAK ŞAMPİYON OLDU.
DR. TRAWINSKI NOT FORGOTTEN
GERMAN SPORTS PERSONALITY HANS JOSCHIM
TRAWINSKI, WHO HAD A MAJOR SHARE IN THE
ACHIEVEMENT OF WHEELCHAIR BASKETBALL IN
TURKEY AND HAD TRAINED COACHES IN OUR
COUNTRY WITHOUT EXPECTING ANY FINANCIAL GAIN
DURING 1998-1999, HAD DIED DURING THE
MARMARA EARTHQUAKE ON AUGUST 17TH, 1999. THE
SIXTH OF THE INTERNATIONAL
WHEELCHAIRBASKETBALL TOURNAMENTS HELD IN HIS
MEMORY TOOK PLACE IN ISTANBUL DURING MAY.
PLAYING AGAINST THE USA, GERMANY, SPAIN, ITALY
AND CANADA, TURKEY WON ALL ITS MATCHES AND
BECAME CHAMPION. T
ürkiye’de tekerlekli sandalye basketbolu, 1995
yılından önce federe olmayan altı yedi kulübün
senede bir kez kendi aralarında düzenledikleri
turnuvalar ve yurt dışından gelen takımlarla dostluk
müsabakaları oynamalarından öteye gitmemişti. 1995-96
sezonunda dönemin federasyon başkanı Tarık Bitlis
önderliğinde ülkemizdeki ilk Tekerlekli Sandalye Basketbol
Ligi kuruldu. Başlangıçta ‘Deneme Ligi’ adı altında 10
takımın mücadele ettiği lig yokluklarla gerçekleşti. İlerleyen
yıllarda bu spora ve engellilere gönül veren çeşitli kişi, kurum ve
kuruluşlardan alınan desteklerle ivme kazanan Türk tekerlekli
sandalye basketbolu, 90’lı yılların sonunda bir dönem federasyon
başkanlığı yapan günümüz Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı
Yavuz Kocaömer’in çabaları ve onun Türkiye Engelliler Spor Yardım
ve Eğitim Vakfı’nı (TESYEV) kurmasıyla farklı bir boyut kazandı.
TESYEV’in oluşturduğu fonlarla kulüplere malzeme temini konusunda
büyük destekler verilirken, yine Yavuz Kocaömer’in federasyon
Before 1995 wheelchair basketball in Turkey consisted of
tournaments organized by six or seven non-federated clubs amongst
themselves once a year and playing friendly matches with teams
coming from abroad. During the 1995-96 season under the
leadership of the federation president of the time Tarık Bitlis, the first
Wheelchair Basketball League of our country was established. The
league where 10 teams competed under the name of the ‘Trial
League’, took place against all odds. Gaining momentum in
subsequent years thanks to the support provided by various people,
institutions and establishments, who gave their hearts to this sport and
the handicapped, Turkish Wheelchair basketball gained a different
dimension at the end of the 90’s with the efforts of Yavuz Kocaömer,
who had been federation president for a term and is the current
President of the National Paralympic Committee of Turkey as he
established the Disabled Sports and Education Foundation of Turkey
PARALİMPİK TÜRKİYE 24
başkanlığı döneminde çeşitli branşlarda gerçekleşen eğitim
hamlesi ülke tekerlekli sandalye basketbolunun bugünlere
ulaşmasında çok önemli rol oynadı. O dönemde birçok kez
seminerler vermek üzere Türkiye’ye gelen ve Türk tekerlekli
sandalye basketbolunun geleceğini taa o günlerde gören
Alman spor adamı Dr. Hans Joschim Trawinski, bu spor
dalının sağlam temeller üzerinde inşa edilmesinde çok
büyük pay sahibidir. Çağırıldığı her eğitim için hiçbir maddi
ücret talep etmeksizin gönüllü olarak Türkiye’ye koşan ve
antrenörlerimizin yetiştirilmesinde harcadığı emek dışında sistemin
oluşturulması konusunda da katkılar sağlayan Dr. Hans Joschim
Trawinski, yine bir seminer için geldiği ülkemizde 17 Ağustos 1999
depreminde Sakarya’da hayatını kaybetmişti. Alman spor adamının
tekerlekli sandalye basketbolumuza katkılarını unutmayan TESYEV’in
kurucu başkanı Yavuz Kocaömer’in önderliğinde bir vefa borcu
olarak başlatılan Dr. Trawinski Uluslararası Tekerlekli Sandalye
Basketbol Turnuvaları iki yılda bir İstanbul’da gerçekleştiriliyor.
(TESYEV). While providing a great support with the funds created by
TESYEV to clubs in the area of equipment supply, the educational
move made in various branches during the term of Yavuz
Kocaömer’s federation presidency played a major role in
wheelchair basketball attaining its current status. German Sports
personality Dr. Hans Joschim Trawinski, who had come to Turkey
at that time to give seminars and foreseeing the future of wheelchair
basketball in Turkey, has a great share in the building up of this
sports branch on a solid foundation. Running to Turkey on a
volunteer basis without requesting any fees for every training
session that he was called for and also providing contributions in
the area of the creation of the system in addition to the efforts he
spent in training our coaches, Dr. Hans Joschim Trawinski had lost
his life in our country, where he had come for another seminar,
during the earthquake of 17 August 1999 in Sakarya. Birincisi 2001 yılında yapılan ve geleneksel hale gelen 6. Dr.
Trawinski Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Turnuvası 22-24
Mayıs tarihleri arasında Ahmet Cömert Spor Salonu’nda düzenlendi.
Dünya şampiyonası öncesi önemli bir hazırlık olarak görülen
turnuvaya Türkiye’nin dışında ABD, Almanya, İspanya, İtalya ve
Kanada milli takımları katıldı. Turnuvadan bir gün önce düzenlenen
tanıtım toplantısında Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve TESYEV
Başkanı Yavuz Kocaömer, Türkiye Bedensel Engelliler Spor
Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, Türkiye Tekerlekli Sandalye
Milli Takım Kaptanı Özgür Gürbulak, ABD Milli Takım Kaptanı
Matthew Scott ile Kanada Milli Takım Kaptanı Bo Hadges katıldı.
Basın toplantısında konuşan Federasyon Başkanı Demirhan
Şerefhan, “Dr. Trawinski’nin adını bir turnuvayla yaşatmak, bizim için
bir gurur kaynağı” dedi. Şerefhan, turnuvanın önemine vurgu yaparak,
“Dr. Trawinski Turnuvası, altı ülkenin katılımıyla dünyada yapılan en
önemli özel tekerlekli sandalye basketbol turnuvasıdır. Türkiye
The Dr. Trawinski International Wheelchair Basketball Tournament
started as a debt of gratitude with the leadership of TESYEV’s
founding President Yavuz Kocaömer, who did not forget the
contributions of the German sports personality to the wheelchair
basketball branch in Turkey, is held in Istanbul on a biannual basis.
The 6th Dr. Trawinski Tournament, the first of which was held in
2001 and which has become traditional, was held during 22-24
May at the Ahmet Cömert Sports Hall. Regarded as a major
preparation before the World Championship, the tournament was
attended by the USA, Germany, Spain, Italy and Canada national
teams in addition to Turkey. The promotional meeting held one day
before the tournament was attended by the President of the
National Paralympic Committee of Turkey and TESYEV Yavuz
Kocaömer, President of the Disabled Sports Federation of Turkey
Demirhan Şerefhan, National Team Captain of the Wheelchair
Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanlığı ve Türkiye Engelliler
Spor Yardım ve Eğitim Vakfı Başkanlığı’nın işbirliği ile yapılmaktadır.
Bu organizasyon, Güney Kore’deki Dünya Kupası öncesinde çok
önemli bir hazırlık turnuvasıdır” diye konuştu.
Turnuva hakkındaki görüşlerini aktaran Türk Milli Takım Kaptanı
Özgür Gürbulak, “Dünya Kupası öncesinde kendi açıklarımızı ve
yapabileceklerimizi göreceğiz. Turnuvada mücadele edecek bütün
takımlara ‘Hoşgeldin’ diyoruz. Umarım takım arkadaşlarımızla çok iyi
bir turnuva geçiririz” ifadelerini kullandı.
Önemli bir hazırlık turnuvasına katılacaklarını aktaran ABD Milli
Takımı Kaptanı Scott “Türkiye inanılmaz bir ülke. Burada
karşılaştığımız yardımseverlik ve dostluk bizleri derinden etkiledi.
Turnuva boyunca mücadele edeceğimiz rakiplere başarılar diliyoruz.
Güney Kore’de düzenlenecek turnuvadan önce burada geçireceğimiz
hazırlık dönemi bizim için çok yararlı olacaktır” şeklinde görüş
belirtti.
Basketball Team of Turkey Özgür Gürbulak, USA National Team
Captain Matthew Scott and Canadian National Team Captain Bo
Hadges. Speaking at the press conference, Federation President
Demirhan Şerefhan said, “It is an honor for us to ensure that Dr.
Trawinskis name lives on through a tournament”. Expressing his
views concerning the Tournament, Captain of the Turkish National
Team Özgür Gürbulak stated, “We will see our own downfalls and
capabilities before the World Cup. We say ‘Welcome’ to all the
teams to compete in the tournament. I hope that we will have a
very good tournament along with all my teammates”. Indicating
that they are about to participate in an important preparatory
tournament, USA National Team Captain Scott said, “Turkey is an
incredible country. We were deeply affected by the helpfulness and
friendship we encountered here. We wish the best of success to all
our rivals against whom we will compete during the tournament”.
PARALİMPİK TÜRKİYE 25
Kanada Milli Takım Kaptanı Hadges de
Türkiye’ye davet edilmelerinden dolayı
duydukları mutluluğu dile getirerek,
şunları söyledi:
“Emimin ki turnuva rekabetçi ve dostluk
içinde olacak. Her turnuvada olduğu gibi
destek veren insanlar, özellikle gönüllüler
fark oluşturan insanlardır. Onlara
verdikleri destek için teşekkür etmek
istiyorum. Türkiye’de olmak Kanada Milli
Takımı için güzel bir şans.”
Üç gün süren turnuvayı Türkiye
Bedensel Engelliler Spor Federasyonu
Başkanı Demirhan Şerefhan ile birlikte
takip eden Türkiye Milli Paralimpik
Komitesi ve TESYEV Başkanı Yavuz
Kocaömer ise “Bu turnuva küçük çapta
bir dünya şampiyonası. İtalya, İspanya,
Almanya, Amerika, Kanada, Türkiye
katılıyor. Dünya ilk sekizini tamamlamak
için sadece Avustralya ve İngiltere eksik.
Almanlar, Engelliler Spor Federasyonu’nu
1948 yılında kurmuş biz ise 40-45 yıl
sonra kurmuşuz. Yanlızca engelsiz
gençlerimiz değil engelli gençlerimizde
aynı fıtrattan geldiği için öğrenmeye çok
yatkınlar ve çok yetenekliler. Biz de onlar
için elimizden geleni yapıyoruz”
diye konuştu.
Turnuvada ilk maçını İtalya ile oynayan
Türkiye sahadan 60-56 galip ayrıldı.İlk
gün ikinci maçında Kanada’yı 73-51
yenen Türkiye, ikinci gün Almanya’yı 7253, ABD’yi 80-76, son günde de
İspanya’yı 65-54 mağlup ederek
turnuvayı yenilgisiz şampiyon tamamladı.
İkinciliği ABD, üçüncülüğü ise İspanya
aldı. Şampiyon olan milli takımımıza
kupa ve madalyalarını Spor Genel
Müdürü Mehmet Baykan ile Türkiye Milli
Paralimpik Komitesi ve TESYEV Başkanı
Yavuz Kocaömer verdi.
Canadian National Team Captain Hadges mentioned the
happiness they feel due to having been invited to Turkey and
went on to say: “I am sure that the tournament will take place in
a competitive and friendly spirit. As in every tournament, the
people providing support, especially the volunteers are the
people that make a difference. I would like to thank them for the
support they give. Being in Turkey is a good opportunity for the
Canadian National Team.” Following the three day long
tournament along with Disabled Sports Federation of Turkey
President Demirhan Şerefhan, President of the National
Paralympic Committee of Turkey and TESYEV Yavuz Kocaömer
said, “This tournament is a small scale world championship.
Italy, Spain, Germany, the USA, Canada and Turkey are
participating. Only Australia and Britain are missing to complete
the world’s top eight. The Germans have established their
PARALİMPİK TÜRKİYE 26
Disabled Sports Federation in 1948; we established ours 40-45
years later. Since our handicapped youth are of the same breed as our non-handicapped youth, they are very conducive
to learning and they are very talented. In turn, we are doing all
we can for them”.
Playing its first match of the tournament with Italy, Turkey won
by a score of 60-56. Beating Canada by a score of 73-51 in the
second match of the first day, Turkey defeated Germany on the
second day by a score of 72-53, the USA by 80-76, and Spain
on the final day by 65-54 to complete the tournament as the
unbeaten champion. The USA was second and Spain was third.
Our champion national team received their trophy and medals
from Sports General Director Mehmet Baykan and President of
the National Paralympic Committee of Turkey and TESYEV
Yavuz Kocaömer.
DR. HANS JOSCHIM TRAWINSKI
24.12.1953 tarihinde Köln’de dünyaya geldi. Brake Unterweser
Lisesi’ni bitirdikten sonra Oldenburg Üniversitesi’nde spor ilimleri
ve tarih konularında eğitim gördü. 1996 yılında aynı üniversitede
doktorasını tamamladı. 1980-1984 yılları arasında Oldenburg
Üniversitesi’nde spor sosyolojisi ve spor tıbbı konusunda
çalışmalarda bulundu. 1984-1986 yılları arasında engelliler
konusunda iletişim projesi üzerinde çalıştı. 1988 yılından itibaren
Niedersachsen eyaleti Engelliler Spor Federasyonu öğretim
kadrosunda görev yaptı. Yine aynı yıldan itibaren aynı eyaletin
eyalet takımının antrenörlüğünü üstlendi. 1989 yılından itibaren
Alman Tekerlekli Sandalye Spor Federasyonu Eğitim Dairesi
Başkanlığı’na getirildi ve Almanya Tekerlekli Sandalye Antrenör
Eğitim Komitesi Başkanı oldu. 1990 yılında Almanya Kadınlar
Tekerlekli Sandalye Milli Takım Antrenörlüğü’ne yükseldi. 19921995 yılları arasında Oldenburg’da Spor Terapi Enstitüsü’nün
yönetiminde yer aldı. 1995 yılından itibaren Oldenburg
Üniversitesi’nde basketbol ve engelliler sporu konusunda öğretim
üyeliği yaptı. Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol Antrenörleri
Semineri için bulunduğu ülkemizde Sakarya’da 17 Ağustos 1999
Marmara depreminde yaşamını yitirdi. Dr. Trawinski’nin; engelliler,
spor yoluyla entegrasyon, çocukların ilköğretim yıllarında biyolojik,
psikolojik ve sosyal yönden gelişmeleriyle ilgili çok sayıda makalesi
ve iki kitabı bulunmaktadır.
SONUÇLAR / RESULTS
22.05.2014
Almanya - Kanada
İspanya - ABD
Türkiye - İtalya
ABD - Almanya
İtalya - İspanya
Kanada - Türkiye
23.05.2014
ABD - İtalya
Türkiye - Almanya
Kanada - İspanya
Türkiye - ABD
İtalya - Kanada
İspanya - Almanya
24.05.2014
ABD - Kanada
İtalya - Almanya
İspanya - Türkiye
DR. HANS JOSCHIM TRAWINSKI
He was born on 24.12.1953 in Cologne. After graduating from Brake
Unterweser High School, he was educated in sports sciences and
history at the Oldenburg University. He received his doctorate degree
at the same university in 1996. He did research on sports sociology
and sports medicine during 1980-1984 at the Oldenburg University.
He worked on a communications project for the handicapped during
1984-1986. Starting in 1988 he took part in the instruction staff of the
State of Niedersachsen Handicapped Sports Federation. Again, starting
the same year, he took on the coaching job for the state team of the
same state. In 1989 he was assigned as the Director of the German
Wheelchair Sports Federation Education Department and he became
88- 61 50-65 60-56 58-49 56-58 51-73 66-43
72-53
46-75
80-76
74-52
75-42
58-49
42-68
54-65
president of the German Wheelchair Coaches Training Committee. In
1990 he took on the position of the National Team Coach of the
German Wheelchair National Team. Between 1992-1995 he took part
in the administration of the Oldenburg Sports Therapy Institute.
Starting in 1995 he was an instructor at the Oldenburg University in
the area of basketball and disabled sports. He lost his life in the
province of Sakarya in Turkey, where he was taking part in a seminar
for wheelchair basketball trainers of Turkey during the Marmara
earthquake on 17 August 1999. Dr. Trawinski has authored a large
number of articles and two books in the areas of the handicapped,
integration through sports and developments of children during
primary school years in biological, psychological and social aspects.
PARALİMPİK TÜRKİYE 27
KADIN LİDERLİK ZİRVESİ
AVUSTURYA PARALİMPİK KOMİTESİ, ULUSLARARASI
PARALİMPİK KOMİTESİ (IPC) VE AVRUPA PARALİMPİK
KOMİTESİ (EPC) İŞBİRLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN
KADIN LİDERLİK ZİRVESİ VE WOMENTORİNG
PROGRAMI 8-11 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA
VİYANA'DA YAPILDI. ZİRVEYE ÜLKEMİZ ADINA
TÜRKİYE MİLLİ PARALİMPİK KOMİTESİ (TMPK) YÖNETİM
KURULU ÜYESİ VE SPORCU KONSEYİ BAŞKANI GİZEM
GİRİŞMEN İLE MİLLİ TENİSÇİMİZ BÜŞRA ÜN KATILDI
WOMEN’S LEADERSHIP SUMMIT
THE WOMEN’S LEADERSHIP SUMMIT AND THE WOMENTORING
PROGRAM HELD WITH THE COLLABORATION OF THE
PARALYMPIC COMMITTEE OF AUSTRIA, THE INTERNATIONAL
PARALYMPIC COMMITTEE (IPC) AND THE EUROPEAN PARALYMPIC
COMMITTEE TOOK PLACE IN VIENNA DURING 8-11 MAY. THE
SUMMIT WAS ATTENDED BY NATIONAL PARALYMPIC COMMITTEE
OF TURKEY (NPCT) EXECUTIVE MEMBER AND ATHLETES COUNCIL
PRESIDENT GİZEM GİRİŞMEN AND NATIONAL TENNIS PLAYER
BÜŞRA ÜN ON BEHALF OF OUR COUNTRY.
A
vusturya'nın Başkenti Viyana, 8-11 Mayıs tarihleri arasında
önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. Avusturya Paralimpik
Komitesi, Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) ve Avrupa
Paralimpik Komitesi (EPC) işbirliğinde gerçekleştirilen Kadın Liderlik
Zirvesi ve Womentoring programı Viyana'da yapıldı. Zirveye ve
Womentoring programına Türkiye Milli Paralimpik Komitesi'nden
mentör (akıl hocası/danışman) olarak Paralimpik şampiyonu
sporcumuz Gizem Girişmen, mentee (danışman tarafından
yetiştirilen) olarak da Büşra Ün
katıldı. Üç gün süren toplantıda
kadının yönetimdeki rolü,
kadınların liderlik
pozisyonlarındaki temsilinin
artırılması, cinsiyete dayalı
ayrımcılık ve iyi örneklerin
sunumu gibi konularda oturumlar
yapıldı.
Cinsiyete dayalı ayrımcılık
başlığı altında TMPK Yönetim
Kurulu üyesi ve Sporcu Konseyi
Başkanı Gizem Girişmen bir
konuşma yaptı. Girişmen, ayrıca
son oturumda Avrupa Paralimpik
Komitesi’nin (EPC) stratejik önerileri
başlığında sporcular ve katılımın
artırılması çalıştayını yönetti.
Yapılan oturumlar ve sunumlar
sonunda öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı: - Rol model sporcuların, spora teşvik adına önemli mesajlar
verebileceği ve daha fazla kitleye ulaşabileceği sistemli iletişim
kanallarının kurulması, okullar ve potansiyel sporcular ile
buluşturulması. - Beden eğitimi öğretmeni yetiştiren eğitim programları
müfredatına engelli spor dalları ve engelli sporculara ilişkin derslerin
zorunlu ders olarak eklenmesi.
The capitol of Austria, Vienna hosted an important summit during 811 May. The Women’s Leadership Summit and the Womentoring
program held with the collaboration of the Paralympic Committee of
Austria, the International Paralympic Committee (IPC) and the
European Paralympic Committee were held in Vienna. The summit
and the Womentoring program were attended by our Paralympic
champion athlete Gizem Girişmen from the National Paralympic
Committee of Turkey as mentor (mental coach/advisor) and Büşra Ün
as mentee (person trained by the mentor). The three-day meeting
included sessions in subjects such as the role of women in
management, increasing the representation of women in leadership
positions, gender based discrimination and the presentation of good
examples. NPCT Board Member and President of the Athletes’
Council Gizem Girişmen made a speech under the heading of
gender based discrimination. During the final session Girişmen also
chaired the workshop for increasing athletes and participation under
the heading of strategic recommendations from the European
Paralympic Committee (EPC). The headings that were highlighted at
the end of the sessions and presentations are as follows: - Role model athletes being able to transmit important messages for
providing incentives to sports, the establishment of systematic
communication channels for reaching larger masses and accessing
schools and potential athletes. - Courses on handicapped sports branches and handicapped athletes
- Beden eğitimi derslerinde engelli öğrencilerin de fiziksel aktivite
ile tanışması ve spor yapabilmelerini öngören programların
geliştirilmesi.
- Engelli bireylerin spor yapmalarında önemli rol oynayan ailelerin
eğitimi ve sporun bireyin hayatına kattığı olumlu unsurlara ilişkin
bilgilendirme programlarının artırılması.
- IPC, IBSA gibi çatı kuruluşların Milli Paralimpik Komitelerinin
kadın sporcuların yönetimde daha fazla temsil edilmelerine ve kadın
sporcuların spora başlamalarına ilişkin
teşvik ve takip rolünün güçlendirilmesi.
- Kadın antrenörlerin sayısının
artırılması ve erkek egemen spor
dallarında daha aktif rol almalarının
sağlanması.
- Deneyimli sporcular ile yeni spora
başlayan sporcuları eşleştirerek,
deneyimli sporcuların yeni
başlayanlara yol gösterip,
deneyimlerini paylaşmasını
sağlayan ‘Mentoring’ gibi
programların yaygınlaştırılması. Zirvede ayrıca Womentoring
programı kapsamında birbiri ile
eşleştirilen danışman ve katılımcıların
Mart 2016 tarihine kadar birlikte karar
verdikleri kişisel gelişim planı
kapsamında fikir alışverişinde bulunması ve katılımcıların
yararlanabileceği eğitim ve kişisel gelişim olanaklarının
değerlendirilmesi karara bağlandı. Söz konusu programın başarıya
ulaşabilmesi için ulusal Paralimpik komitelerinin desteğinin şart
olduğu vurgulandı. Pilot proje olarak başlayan womentoring
programı, kadınların yönetimde ve liderlik pozisyonlarında daha
fazla rol almasını hedefliyor. Program kapsamında Türkiye Milli
Paralimpik Komitesinden Gizem Girişmen ile Büşra Ün eşleşti ve
birlikte çalışmaya başladılar. being included in the curriculum of educational programs for
physical education instructors as mandatory courses.
- Development of programs to include handicapped students being
involved in physical activity during physical education classes and
participate in sports.
- Increasing informing programs for education of families playing an
important role in handicapped individuals participating in sports
and positive aspects that sport provides for the lives of individuals.
- Reinforcing the role of incentives and monitoring the roles of
the National Paralympic Committees of umbrella institutions such
as the IPC and IBSA in order to ensure that women athletes are
represented more in management and for women athletes to start
in sports.
- Increasing the number of woman coaches and ensuring that they
take on a more active role in sports branches dominated by men.
- Matching experienced athletes with athletes who are recently
starting in sports and the extension of programs such as ‘mentoring’
allowing experienced athletes to lead the way for those who are
recently starting and share their experiences. It was also decided at
the summit that mentors and participants that were matched within
the scope of the Womentoring program would exchange ideas
concerning the personal development plan they decide together by
March 2016 and utilize the educational and personal development
possibilities that the participants can benefit from.
PARALİMPİK TÜRKİYE 29
GİRİŞMEN: ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ
TMPK Yönetim Kurulu üyesi ve Sporcu Konseyi Başkanı milli
sporcu Gizem Girişmen, projeyle ilgili olarak görüşlerini şöyle
dile getirdi:
“Kadınların sporda ve yönetimde yeterince yer almamaları ve
söz sahibi olmamaları dünyada yaygınca paylaşılan sorunlardan.
Bu kapsamda gerek daha fazla kadın sporcuya ulaşmak ve temsil
kabiliyetimizi artırmak, gerekse yönetim kademelerinde
kadınların eşit katılımının sağlanması adına atılacak adımlar
önemli. Bu sebeple Womentoring gibi bilgi ve deneyim
paylaşımını içeren projelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
It was emphasized that the support of the National Paralympic
Committees was mandatory for the concerned program to attain
success. Initiated as a pilot project, the Womentoring program
aims for women to take more of a role in management and leadership positions. Gizem Girişmen from the National
Paralympic Committee of Turkey and Büşra Ün were matched within the scope of the program and they started to work together. GİRİŞMEN: A SIGNIFICANT START
NPCT Board Member and President of the Athletes’ Council
national athlete Gizem Girişmen expressed her views on the
project as follows: “The inadequate inclusion of women in sports
PARALİMPİK TÜRKİYE 30
Şu anda pilot proje olarak hayata geçti ve elde edilecek sonuçlara
göre daha yaygınlaştırılması planlanıyor.
2016’da tamamlanması planlanan projede, katılımcıların kendi
hedeflerine ve koydukları kişisel gelişim planlarına göre
belirleyecekleri yol haritasında, akıl hocaları bu hedeflerine
ulaşmada yardımcı olacak. Projede, Türkiye Milli Paralimpik
Komitesi adına mentor-akıl hocası olarak ben, katılımcı-mentee
olarak da Büşra Ün yer alıyor. Alanında daha deneyim kazanmış
kadınlar ve gelecekte yönetimde söz sahibi olmayı hedefleyen
katılımcıların eşleşmesi ve aynı yolda birlikte yürümelerini
hedefleyen bu proje bence çok önemli bir başlangıç. Umarım bu
ve benzeri projeleri biz de Türkiye’de yaygınlaştırabiliriz.”
and administration is a common problem throughout the world.
Therefore, it is important to take steps to reach more women
athletes, to increase our representation capacity and to ensure the
equal participation of women in management tiers. Thus, I believe
projects such as Womentoring that involve sharing of information
and experiences are very important. It has currently come to life as
a pilot project and it is planned to extend it further based on the
results to be gained. Within the project planned to be completed
in2016, participants will set out a road map according to their own
objectives and personal development plans, with mentors assisting
them in achieving these goals. I am included in the project as
mentor on behalf of the National Paralympic Committee of Turkey Büşra Ün is included as mentee. ÜN: İDEALLERİME ULAŞMA FIRSATI
Milli tenisçi Büşra Ün de
‘WoMentoring’ programı ile ilgili
deneyimini ve düşüncelerini şöyle
özetledi:
“Womentoring Programı,
gelecekteki planlarım için edindiğim
en iyi tecrübelerden biri oldu. Orada
bayanların liderlik pozisyonuna
gelerek daha fazla söz hakkına sahip
olmalarına katkıda bulunmak isteyen
mentörler ve daha nice önemli kişiler
vardı. Yapılan seminerler
doğrultusunda ortaya şöyle bir sonuç
çıkıyordu: Önce ne yapmak ve olmak
istediğimize karar vermemiz, daha
sonra da doğru kişi ve kuruluşlarla
bağlantıya geçerek gerekli yolları
izlememiz... Ben kendi alanımdan
olan ve benim hayallerime ulaşmış iki
kişiyle tanıştım orada. İkisi de
Paralimpik şampiyonu olmuşlardı. Şu
an spor dışında yaptıkları şey de
kendileri gibi olan kişilerin ideallerine
ulaşmalarına yardım etmekti. Ve ben,
o kişilerden biri olan Gizem Girişmen
ile ideallerim üzerinde beraber
çalışma fırsatı buldum. Umarım
gelecekte daha iyi bir pozisyona
gelebilir ve kendim gibi kişilerin
hayallerine ulaşmalarına katkıda
bulunabilirim. Şüphesiz en zor ve
pahalı branşlardan biri olan tekerlekli
sandalye tenisinde önümde daha
uzun bir yol var. Bu yolda ilerlerken
aynı zamanda akademik alanda ve
diğer alanlarda kendimi
geliştirmemde bana yol gösterebilecek
daha fazla bağlantıya sahibim artık.
Bana bu fırsatı sundukları için Türkiye
Milli Paralimpik Komitesi ’ne teşekkür ederim.”
Aiming to match women having gained considerable experience in
their fields with participants who plan to have authority in
management in the future and to ensure that they walk along the
same path is a very important start in my opinion. ÜN: OPPORTUNITY TO REACH MY IDEALS
National tennis player Büşra Ün summarized her experience and
opinion about the ‘Womentoring’ program as follows: “The
Womentoring Program was one of the best experiences I acquired for
my future plans. There were mentors there, who wish to contribute to
more women coming to leadership positions and to have more say-so
and there were many other important people. This was the
conclusion of the sessions that were held: We must first decide what
we want to be and do, then we must contact the proper people and
establishments to take the required action... I met two people there
who were in my area and who attained my dreams. They had both
won Paralympics championships. What they currently do in addition
to sports is to help people like themselves to reach their ideals. I had
the opportunity to work together with Gizem Girişmen, who is one of
these people, on my ideals. I am hoping to achieve a better position
in the future and contribute towards individuals such as myself to
reach their dreams. I still have a long way to go in wheelchair tennis,
which is one of the most difficult and expensive branches. I now have
more connections to lead the way in developing myself in the
academic area and other areas as well. I thank the National
Paralympic Committee of Turkey for offering me this opportunity.”
PARALİMPİK TÜRKİYE 31
BASKETBOLDAKİ PATLAMA
BOOM IN BASKETBALL
B
HamİT TurHaN
PARALİMPİK TÜRKİYE YAYIN YÖNETMENİ - SPOR YAZARI
PARALYMPIC TURKEY
EDITOR IN CHIEF SPORTS WRITER
undan on beş yıl önceydi. Gazetem
Fanatik'te amatör sporları yönetiyordum.
Engelli sporlarının sessiz kahramanı
Hüseyin Sakarya bir gün yanıma gelerek "Gel
çocuk seni bir yere götüreyim, hayata bakış
açın değişecek" dedi. Birlikte
Bahçelievler'deki Çocuk Esirgeme
Kurumu'nun bahçesinde yer alan küçük ve
bakımsız bir spor salonuna gittik. İçeri
girdiğimde, o zamana kadar hiç görmediğim
bir manzara ile karşılaştım. Tekerlekli
sandalye üzerinde bir takım insanlar basketbol
oynuyor, tribünde de kimsesiz çocuklar onları
destekliyordu. Hiç kimsenin bilmediği,
görmediği, farkına varmadığı sürrealist bir
ambiyansla karşı karşıya olduğumu fark ettim.
O insanların parkeler üzerinde düşe kalka
verdikleri mücadele ve sahipsiz çocukların
hafta sonu eğlencesi beni oldukça etkiledi.
Hüseyin abinin söylediği doğru çıktı.
Gerçekten de o gün hayata bakış açım değişti.
Bu, benim engelli sporlarıyla ilk tanışmamdı.
İşin içine biraz daha girince Yavuz
Kocaömer'i tanıdım. Onun yarattığı dip
dalgasının yıllar içinde nasıl da büyüyerek
koca bir tsunamiye dönüştüğünü gördüm. On
beş yıl önce 'hayata tutunuyorlar' babında
duygusal terminolojiyle yaklaştığım engelli
sporunun nasıl bir performans sporu olduğunu
görünce bu insanlara olan hayranlığım kat be
kat arttı. O zamanlar, E5 Karayolu'nun
kenarındaki izbe bir salonda bir avuç insanın
verdiği mücadelenin tüm Türkiye'ye yayılmış
olması, ülkenin her yerinde tekerlekli sandalye
basketbolu oynanması ve nihayetinde Türk
Milli Takımı'nın Dünya üçüncülüğü gibi
olağanüstü bir derece elde etmesi bu sporda
aldığımız mesafenin en açık göstergesidir. Aslında Güney Kore'de elde edilen başarı
geliyorum diyen bir başarıydı. Zira, yıllardır
Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın, İzmir Büyükşehir
PARALİMPİK TÜRKİYE 32
Belediyesi'nin uluslararası arenada kazandığı
kupalar, Güney Kore'nin ayak sesleriydi.
Türkiye normal olimpiyatlara tarihinde takım
sporlarında hiç katılamamışken, 2012 Londra
Paralimpik Oyunları'na tekerlekli sandalye
basketbolunda ve goalballde iki takım
götürmemiz bugünlerin habercisiydi. Şöyle bir
geriye dönüp baktığımızda insana 'nereden
nereye' dedirten bir sportif manzara ile karşı
karşıyayız. Henüz daha emekleme
safhasındayken, bu sporu on yıllardır yapan
ülkelerle başa çıkmamız, Türk insanının
yeteneğini, zekasını, azmini ve kararlılığını da
ortaya koyuyor. Sahip olduğumuz bütün bu
meziyetler, yeter ki doğru ve akılcı bir
planlama, programlamayla yönlendirilsin.
Sanırım bu işin püf noktası da budur.
Tekerlekli sandalye basketbolu camiasının
dinamizminin yanı sıra çağdaş ve bilgili
yöneticilerin, antrenörlerin işin başında
olması, gelişmiş ülkelerle aramızdaki
mesafenin hızla kapanmasına neden oluyor.
Ben, tekerlekli sandalye basketbolunda
önümüzdeki yıllarda daha da büyük başarılar
elde edeceğimize, Dünya üçüncülüğünün
yerini Avrupa ve Dünya şampiyonluklarının,
hatta Paralimpik şampiyonluğunun alacağına
inanıyorum. Emeği geçen ve bundan sonra da
geçecek olan herkese sonsuz teşekkürler. It was five years ago. I was running amateur sports in my
Newspaper Fanatik. The silent hero of handicapped sports
Hüseyin Sakarya came up to me one day and said, "Come on
kid, I’ll take you some place and it will change your outlook on
life". Together we went to a small and unkempt gym located in
the yard of the Children’s Protection Institution at Bahçelievler.
When I went inside, I encountered a sight that I had never seen
before until then. Some people were playing basketball on
wheelchairs and orphans were supporting them on the stands. I
noticed that I was encountering a surreal ambience that no one
knew, saw or noticed. The struggle those people gave on the
court and the weekend entertainment of the orphans impressed
me quite a bit. Hüseyin’s claim turned out to be true. My
outlook on life truly changed that day. This was my first
encounter with handicapped sports. When I delved a little more
into it, I met Yavuz Kocaömer. I observed how the bottom wave
he created grew in years to turn into a tsunami. When I saw how
handicapped sports that I approached with a sentimental
outlook fifteen years ago, thinking ‘they are hanging on to life’,
turned into a performance sport, my admiration for these people
increased by many fold. The fact that the struggle given by a
handful of people in a rundown gym alongside the E5 Highway
at that time, has now spread throughout all of Turkey,
wheelchair basketball being played all over the country and
finally, the Turkish National Team winning third place in the
world are the clearest indicators of the distance we took in this sport. The success achieved in South Korea was coming
to us. The trophies won by Galatasaray, Beşiktaş and the Izmir
Municipal Team in the international arena were the footsteps of
South Korea. The fact that we took two teams to the London
2012 Paralympic Games in wheelchair basketball and goalball,
when Turkey had never participated in the regular Olympics in
team sports in its history, was the harbinger of today. When we
stop for a moment and look back, we can see a sportive picture
that shows us how far we have come. Our ability to deal with
countries that have been practicing this sport for decades when
we are only in the crawling stage, demonstrates the
capacity, intelligence, determination and decisiveness of the
Turkish people. We only need these qualities we possess to be
directed with the proper and smart planning and programming. I think that is the heart of the matter. Alongside
the dynamism of the wheelchair basketball community,
contemporary and knowledgeable administrators and trainers
being at the helm ensures that we close the gap between
ourselves and developed countries rapidly. I believe that even bigger successes will follow in coming years
and that third place in the world will be replaced by European
and World championships, in fact the Paralympic
championship. Endless thanks to everyone who has and will
contribute in the future. ŞENTÜRK VE ARIK’A TÜRKİYE FAIR PLAY BÜYÜK ÖDÜLÜ
FAIR PLAY TURKEY GRAND PRIZE TO ŞENTÜRK AND ARIK
2
013 Türkiye Fair Play Ödülleri’ne engelli iki isim
damgasını vurdu. ‘Sportif Tanıtım’ dalında
Karadeniz Ereğli Fiziksel Engelliler Derneği
Başkanı İsmail Şentürk ile ‘Sportif Davranış’ dalında
Yalova’dan milli masa tenisi oyuncusu Mevlüt Arık
‘Büyük Ödül’ ile onurlandırıldılar. Geçirdiği deniz kazası sonrası belden aşağısı
tutmayan bir bedensel engelli olan İsmail Şentürk,
Türkiye’de sadece bedensel, zihinsel, görme, işitme
engelli vatandaşların çalışabileceği ve eğitilebileceği
bir tekstil fabrikası kurduğu, engellilere yeni bir
yaşam sunduğu ve onlara iş eğitimi verip,
sonrasında istihdamlarını sağladığı gerekçesiyle
ödüle değer bulundu.
Mevlüt Arık ise 10-19 Aralık 2013 tarihleri arasında
Uluslararası Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu’nun
(INAS) Hong Kong’da düzenlediği Masa Tenisi Dünya Şampiyonası’ndaki
centilmenliği ile ödül aldı. Arık, şampiyonadaki bir maçta, sayıyı
kendisine veren hakemi o sayının rakibine ait olduğunu söyleyerek
uyarmış ve izleyenlerin takdirini kazanmıştı. Mevlüt Arık, şampiyona
sonunda altın madalya kazanmıştı. Şentürk ve Arık’a ödülleri, 13 Mayıs
2014 tarihinde İstanbul’da Olimpiyatevi’nde düzenlenen törende verildi.
Two handicapped individuals placed their mark on the 2013
Turkey Fair Play Awards. In the ‘Sportive Promotion’ branch
Karadeniz Ereğli Physically Disabled Association President
İsmail Şentürk and in the ‘Sportive Behavior’ branch the table
tennis player from Yalova, Mevlüt Arık were honored with the
‘Grand Prize’. A physically handicapped individual,
paralyzed from the waist down following the accident at sea
he underwent, İsmail Şentürk was found worthy of the award
since he established a textile factory where only citizens with
physical, mental, visual and hearing disabilities can be
employed and trained, presenting the disabled a new life and
training them and then providing them employment. Mevlüt
Arık was awarded due to his gentlemanly conduct at the
Table Tennis World Championship held during 10-19
December 2013 by the International Mentally Handicapped
Sports Federation (INAS) in Hong Kong. Arık had warned the
referee who gave a point to him that the point belonged to
his opponent during a match at the championship and won
the admiration of the spectators. Mevlüt Arık won the gold
medal at the end of the championship. Şentürk and Arık
were presented their awards at the ceremony held at the
Olympic House in Istanbul on 13 May 2014.
PARALİMPİK TÜRKİYE 33
ŞAMPİYONLAR BAKAN’IN ONUR KONUĞU OLDU
CHAMPIONS HONOR GUESTS OF THE MINISTER
G
ençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç,
Bakanlığın düzenlediği ‘Şampiyonlar Onur
Konuğumuz’ programının ilkinde halen faal
olan Olimpiyat-Paralimpik Madalyalı Dünya ve
Avrupa Şampiyonu sporcularla bir araya geldi.
Şampiyonların tüm Türkiye'ye haklı bir gurur
yaşattığının altını çizen Bakan Çağatay Kılıç,
kazandıkları başarılar için sporculara bir kez daha
teşekkür etti. Daha önce birçok Dünya ve Avrupa
şampiyonluğu yaşamış ve halen aktif olarak spor
hayatına devam eden Gizem Girişmen, Korhan
Yamaç, Nazmiye Muslu, Neslihan Kavas gibi milli
sporcularımızın yanı sıra Bedensel Engelliler Spor
Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan'ın da
bulunduğu kahvaltı organizasyonunda konuşan
Bakan Kılıç şunları söyledi:
"Bu tür etkinlikleri, hem sizlerin kazandığı
başarıların hatırlanması, hem de bizlerin size karşı
vefa duygusunun yansıması olarak görüyoruz.
Eminim ki bu tür buluşmalarımızda,
sohbetlerimizde, sizlerle dertleşmelerimizde güzel
bir birliktelik yaşayacak, karşılıklı fikir alışverişinde
bulunmanın motivasyonunu güzel bir şekilde
hissedeceğiz. Sizlerin fiziki durumlarınızın yanı sıra
bu motivasyonun performansınıza etkisi olursa ne
mutlu bize… Belki de bu küçük katkı bronzu
gümüş, gümüşü altın yapacak. Belki de bir rekoru
getirecek. Burası sizlerin evi. Burayı sadece
betonarme bir yapı olarak görmeyin. Burası, sizin
başarılarınız için ortak bir çalışma ruhuyla hareket
eden bir ekibin çalışma alanı. Burayı sizlerle beraber
anlamlı kıldık, bu çatıyı sizlerle birlikte oluşturduk."
Federasyon Başkanımız Demirhan Şerefhan ve
Şampiyon sporcular Bakan Çağatay Kılıç'a yapılan
tesisler ve sağlanan tüm imkanlar için teşekkür
ederken, millilerimiz başarılarını arttırarak devam
ettirecekleri hususunda da söz verdiler. Sporcular
Bakan Çağatay Kılıç'a konuşmasının ardından
hediyeler takdim ederken, Bakan Kılıç da sporculara
çeşitli hediyeler verdi.
Minister of Youth and Sports Akif Çağatay Kılıç met with World and
European Champion athletes, who are currently active with OlympicParalympics medals in the first of the ‘Champions Our Guests of
Honor’ program held by the Ministry. Stressing that the champions
allow all of Turkey to experience a justified pride, Minister Çağatay
Kılıç thanked the athletes one more time due to the successes they
achieved. Speaking at the breakfast event attended by national
athletes Gizem Girişmen, Korhan Yamaç, Nazmiye Muslu and
Neslihan Kavas, who have been World and European champions
several times earlier and still continuing their sports careers actively;
as well as Disabled Sports Federation President Demirhan Şerefhan,
Minister Kılıç made the following statement: "We see these kinds of
events as a way to remember the successes you haveachieved and a
reflection of the appreciation we have for you. I am sure that in these
types of meetings, conversations and discussions with you we will
PARALİMPİK TÜRKİYE 34
experience good feelings and the motivation of exchanging ideas
mutually. How happy it will be if this will have an effect on your
motivations in addition to your physical condition… Maybe this
little contribution will be enough to transform the bronze into silver
and the silver into gold. Maybe it will bring a record. This place is
your home. Do not see this place only as a brick and mortar
building. This is the working area of a team, acting together with a
common spirit of work for your successes. We made this place
meaningful together with you; we created this structure together
with you." Our federation President Demirhan Şerefhan and
champion athletes thanked Minister Çağatay Kılıç for the facilities
built and all the capabilities that were provided, while promising to
maintain and increase their successes. While the athletes presented
gifts to Minister Çağatay Kılıç following his speech, Minister Kılıç in
turn gave various gifts to the athletes.
ÖZEL DOSYA / SPECIAL FILE
AMPUTELERİN KORKULU RÜYASI: FANTOM AĞRISI
ENGELLİ SPORLARINDA PERFORMANSI
OLUMSUZ ETKİLEYEN FAKTÖRLERDEN BİRİ
DE FANTOM (HAYALET) AĞRISIDIR. BU, BİR
UZUV KESİLDİKTEN SONRA, SANKİ O
UZUV YERİNDE DURUYOR VE AĞRI
YAPIYORMUŞ GİBİ HİSSEDİLEN BİR
DURUMDUR. SPORCUYA HAYATI
ZEHİR EDEN FANTOM AĞRISI'NIN
TAM OLARAK NE OLDUĞUNU VE
NASIL TEDAVİ EDİLEBİLECEĞİNİ
UZMAN GÖRÜŞLERİYLE SİZLER
İÇİN DERLEMEYE ÇALIŞTIK.
NIGHTMARE OF AMPUTEES PHANTOM PAIN
ONE OF THE FACTORS NEGATIVELY
AFFECTING PERFORMANCE IN
HANDICAPPED SPORTS IS PHANTOM
PAIN. THIS IS A CASE WHERE A LIMB IS
AMUTATED BUT IT IS FELT AS THOUGH
IT IS STILL THERE AND CAUSES PAIN.
WE CONSULTED WITH SPECIALISTS
TO FIND OUT EXACTLY WHAT
PHANTOM PAIN, WHICH
MAKES LIFE DIFFICULT FOR
ATHLETES, IS AND HOW IT
COULD BE TREATED. E
ngellilerin yakından bildiği ama engelsiz insanların pek aşina
olmadığı ilginç bir konu, Habertürk Gazetesi'nde Murat Ağca
imzalı bir haberle gündeme geldi. Aynı zamanda Paralimpik
Türkiye'nin Yayın Kurulu'nda da yer alan Ağca'nın haberinde,
Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nın Polonyalı
oyuncusu Mateusz Filipski'nin yıllardır muzdarip olduğu bir
rahatsızlığından antrenörü Sedat İncesu'nun uyguladığı sıra dışı
bir tedaviyle kurtulduğu belirtiliyordu. Kanser nedeniyle bir
ayağını kaybeden Filipski'ye 13 yıldır hayatı zehir eden problemi
'Hayalet Ağrı' olarak bilinen Fantom Ağrısı'ydı. Ağrı nüksettiği
zaman basketbol oynayamayan Filipski'nin bu sorununu İncesu,
'Ayna tedavisi' denilen bir yöntemle çözmüş. Kısaca, bir uzuv
kesildikten sonr, sanki o uzuv yerinde duruyor ve ağrı yapıyormuş
gibi hissedilen bir ağrı olarak nitelendirilen Fantom Ağrısı'nı nasıl
giderdiğini Sedat İncesu Habertürk Gazetesi'ne şu şekilde
açıklamış: "Ben bu ağrılara bizzat şahit oldum. Ameliyatın yıl dönümü olan
13 Şubat gecesi başlıyor ve çok şiddetli olarak 30-45 dakika
sürüyor. Ne ağrı kesici ilaçlarla, ne de başka bir yöntemle hiçbir
şekilde geçmiyor. Ben de bunu ayna terapisiyle gidermeye çalıştım.
An interesting subject, which disabled people are very familiar
with, but not so well known for people without handicaps, was
published in a news story in Habertürk Newspaper by
correspondent Murat Ağca. Also a member of the editorial board
of Paralympics Turkey, Ağca's story was mentioning how Polish
player of the Galatasaray Wheelchair Basketball Team Mateusz
Filipski's recovered from a disorder he suffered for years thanks to
an unusual treatment applied by his coach Sedat İncesu. The
problem that had been making life insufferable for Filipski, who
had lost a limb due to cancer for 13 years, was Phantom Pain.
Filipski, who could not play basketball when his pain recurred,
had this problem solved by İncesu with a method called 'mirror
treatment'. Sedat İncesu explained phantom pain, which is
described as a pain that is felt after a limb is amputated, as
PARALİMPİK TÜRKİYE 36
Bu tedavi aslında beyinin aldatılarak yeniden programlanmasıdır.
Travmayı belirleyip, tedavi sırasında aynaya yansıyan diğer uzvun
sağlıklı görüntüsü sayesinde, o ağrının aslında olmadığını beyne
kabullendirmek. Tedavide bacak arasına konulan ayna sayesinde
olmayan bacağının yerinde diğer bacağının yansımasını gören
Filipski, ameliyat öncesi hatırladığı son şey olan bileğindeki kesiğe
odaklandı. Aslında olmayan bacağı yerinde gören kişi büyük bir
duygusal şok yaşıyor. Beyin de hayalet uzuv yerine gerçek bacak
görüntüsüne saniyeler içinde alışıyor ve hayali ağrı ortadan
kalkıyor. İşte Filipski’de de olan bu. Tedavi sonrası 13 yıllık
ağrılarından kurtulan Filipski, mental rahatlamayı sahadaki
performansına da yansıttı."
Biz de Paralimpik Türkiye Dergisi olarak bunun üzerine
genellikle uzuvlarını çeşitli nedenlerle sonradan kaybederek engelli
olan sporcuların korkulu rüyası haline gelen Fantom Ağrısı'nın ne
olduğu ve nasıl tedavi edilebileceği gibi konularda bir derleme
yaptık. Çeşitli tıp dergileri ve sitelerinde yaptığımız araştırmanın
yanısıra konunun uzmanlarının görüşlerine başvurduk. Öncelikle
Fantom Ağrısı'nın tam olarak ne olduğu ve nasıl tedavi
edilebileceği konusuna kısaca değinelim. though it were still in place and causing the pain, as follows to
Habertürk Newspaper: "I personally witnessed these pains. They
would start during the night of February 13th, which is the
anniversary of the surgery and continue very violently for 30-45
minutes. Neither painkillers, nor any other method helps. I tried
to overcome this with mirror treatment. This treatment is actually
fooling the brain and reprogramming it. It involves getting the
brain to accept that the pain doesn’t actually exist by determining
the trauma and the healthy appearance of the other limb that
reflects onto the mirror during the treatment. Seeing the reflection
of his other limb instead of the limb that doesn’t exist due to the
mirror that Is placed between the legs during the treatment,
Filipski focused on the cut that is on his ankle, which is the last
thing he remembered before the surgery. FANTOM AĞRISI NEDİR?
Fantom Ağrısı bir uzvun
kesilmesinden sonra sanki kesilen
uzuv yerinde duruyor ve ağrımaya
devam ediyormuş gibi
hissedilmesidir. Genellikle kol veya
bacak kesilmelerinden sonra ortaya
çıkar. Nadiren de olsa Fantom Ağrısı
doğuştan kolu ya da bacağı
olmayanlarda da ortaya
çıkabilmektedir. Vücutta bir uzuv
herhangi bir nedenle kesildikten
sonra üç değişik ağrı durumu
ortaya çıkar:
Fantom Ağrısı: Kesilen uzuvda ağrı
Güdük Ağrısı: Uzuv kesildikten
sonra kalan parçada oluşan ağrı
Fantom Hissi: Kesilen uzuv hala
yerindeymiş hissi. Beraberinde yanma
ve karıncalanma da bulunabilir.
Fantom Ağrısı, hava değişiklikleri,
uzuv kesildikten sonra kalan parça
üstüne baskı, duygusal stres ve
yorgunluk gibi nedenlerle tetiklenir.
Ağrı operasyondan birkaç gün sonra
başlar. Bazı hastalarda zamanla
azalma gösterip ortadan kalksa da
bazen uzun yıllar boyunca devam
edebilir. Fantom ağrısının nedeni tam
olarak bilinmemektedir. Önceleri bu
ağrının hastanın sakatlığı kabul
etmemesine bağlı psikolojik kökenli
bir ağrı olduğu düşünülmüşse de
yapılan araştırmalarla ağrının
kaynağının tam olarak psikolojik
nedenler olmadığı ortaya
çıkarılmıştır. Beynin ağrıyla ilgili
merkezlerinin bu durumu ortaya
çıkardığı düşünülmektedir. Kolun ya
da bacağın kesilmesinden önce ilgili
uzuvda uzun süre ağrı çeken
hastalarda Fantom Ağrısı daha
yaygındır.
The person, who sees the limb that doesn’t actually exist, intact
experiences a great emotional shock. The brain becomes
accustomed to the appearance of the real limb instead of the
phantom limb within seconds and the imaginary pain is
eliminated. This is what happened with Filipski. Getting rid of his
pain of 13 years after the treatment, Filipski transmitted his
mental relief onto his performance on the court." An interesting
subject, which disabled people are very familiar with, but not so
well known for people without handicaps, was published in a
news story in Habertürk Newspaper by correspondent Murat
Ağca. Also a member of the editorial board of Paralympics
Turkey, Ağca's story was mentioning how Polish player of the
Galatasaray Wheelchair Basketball Team Mateusz Filipski's
recovered from a disorder he suffered for years thanks to an
unusual treatment applied by his coach Sedat İncesu. The
problem that had been making life insufferable for Filipski, who
had lost a limb due to cancer for 13 years, was Phantom Pain.
Filipski, who could not play basketball when his pain recurred,
had this problem solved by İncesu with a method called 'mirror
treatment'. Sedat İncesu explained phantom pain, which is
described as a pain that is felt after a limb is amputated, as
though it were still in place and causing the pain, as follows to
Habertürk Newspaper: "I personally witnessed these pains. They
would start during the night of February 13th, which is the
anniversary of the surgery and continue very violently for 30-45
minutes. Neither painkillers, nor any other method helps. I tried
to overcome this with mirror treatment. This treatment is actually
fooling the brain and reprogramming it. PARALİMPİK TÜRKİYE 37
TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Fantom Ağrısı tedavisi çok zor bir durumdur. Tedavide öncelikle çeşitli
ilaçlar kullanılır. Fantom Ağrıs'ını tedavi eden özel bir ilaç yoktur. Pek
çok değişik ilaç denenebilir. Bir hastaya iyi gelen bir ilaç başka bir
hastada işe yaramayabilir. İlaç tedavisinde kalsitonin, çeşitli depresyon
ilaçları, sara ilaçları, morfin türevi ağrı kesiciler ve bazı başka ilaçlar
denenir. İlaç tedavisine yanıtsız hastalarda TENS uygulanabilir. TENS
cilde yapıştırılan elektrotlardan elektriksel uyarı verilerek ağrı iletiminin
kesilmesidir. TENS fantom ağrısında değil, güdük ağrısında etkilidir.
Ancak güdük ağrısının varlığı fantom ağrısını da artırabileceğinden
TENS fayda sağlar. Aynı amaçla güdüğe lokal anestezik enjeksiyonları
It involves getting the brain to accept that the pain doesn’t actually
exist by determining the trauma and the healthy appearance of the
other limb that reflects onto the mirror during the treatment. Seeing
the reflection of his other limb instead of the limb that doesn’t exist
due to the mirror that Is placed between the legs during the
treatment, Filipski focused on the cut that is on his ankle, which is
the last thing he remembered before the surgery. The person, who
sees the limb that doesn’t actually exist, intact experiences a great
emotional shock. The brain becomes accustomed to the appearance
of the real limb instead of the phantom limb within seconds and the
imaginary pain is eliminated. This is what happened with Filipski.
Getting rid of his pain of 13 years after the treatment, Filipski
transmitted his mental relief onto his performance on the court."
We, at the Paralympics Turkey Journal carried out a collation in the
subject of what phantom pain, which is the nightmare of
handicapped athletes that lose limbs for various reasons to become
disabled, is and how it can be treated. Alongside the research we
carried out through various medical journals and sites, we also asked
the opinions of specialists in the subject. First, let us briefly mention
exactly what phantom pain is and how it can be treated. da yapılabilir. İlaç tedavisiyle düzelmeyen ve TENS'e yanıt vermeyen
hastalarda girişimsel tedavi uygulanır. Bu amaçla sempatik sinir bloğu
denenebilir, omuriliğe yerleştirilen ince elektrotlar aracılığıyla bir
pilden elektriksel uyarı verilebilir veya derin beyin uyarısı yapılabilir.
Tüm bu yöntemlere rağmen bazen Fantom Ağrısı tüm tedavilere
dirençli olabilir. Bu durumda hastanın yapması gereken ağrıyla nasıl
başa çıkabileceğini öğrenmektir. İlgiyi ağrıdan uzaklaştırıp başka
yerlere yönlendirmek bir yöntemdir. Kitap okumak ya da müzik
dinlemek bu amaçla faydalı olabilir. Egzersiz, yüzme, yürüme gibi
aktivitelerle fiziksel olarak zinde kalmak ağrının daha az hissedilmesini
sağlar. Psikolojik danışmanlık hizmeti almak ve Fantom Ağrılı başka
hastaların da katıldığı terapi gruplarına katılmak faydalıdır.
WHAT IS PHANTOM PAIN?
Phantom pain is the feeling that a limb is still in place and
continues to cause pain as though it were still in place after it is
amputated. Generally, it appears after arm or leg amputations.
Although rarely, phantom pain can also occur in individuals
missing a limb from birth. When any limb in the body is
amputated for whatever reason, three different types of pain can
appear:
Phantom pain: Pain in the amputated limb
Stump pain: Pain that occurs in the remaining part after the limb
is amputated
Phantom feeling: The feeling that the limb that was amputated is
still in place. There may be burning and tingling along with it.
Phantom pain is triggered due to reasons such as weather
changes, pressure upon the stump after the limb is amputated,
emotional stress and fatigue. The pain starts a few days after the
operation. Although it may diminish and disappear in time for
some patients, it may also continue for long years. The cause of
phantom pain is not fully known. ANAFOROĞLU İLE ERBAHÇECİ'NİN ÇALIŞMASI
Konuyla ilgili detaylı bir çalışma yapan ve makalelerini Ankara
Sağlık Hizmetleri Dergisi'nin 2012 yılındaki ilk sayısında
yayınlayan Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Bahar Anaforoğlu ile
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve
Rehabilitasyon Bölümü'nden Fatih Erbahçeci özetle şunları
belirtiyor:
"İnsidansı hızla artan amputasyonla beraber amputelerin
yaşamını olumsuz etkileyen amputasyona sekonder en sık
HOW IS IT TREATED?
Phantom pain is a very difficult disorder to treat. Various
medications are tried for the treatment. There is no special drug to
treat phantom pain. Many different drugs can be tried. A drug that
works for one patient may not work in another. During drug
therapy calcitonin, various depression agents, epilepsy drugs,
morphine derivative pain killers and some other medications are
tried. TENS may be applied to patients not responding to drug
therapy. TENS is the interruption of pain transmission by applying
electrical stimulation through electrodes that are placed on the skin.
TENS is effective in stump pain rather than phantom pain.
However, since the presence of stump pain may increase phantom
pain, TENS is beneficial. For the same purpose, local anesthetic
karşılaşılan problemlerden biri fantom ağrısıdır. Fantom ağrısı,
amputelerin ekstremitelerinin kaybettikleri kısmında hissettikleri
şiddetli ağrıdır. Amputelerin %80 kadarında fantom ağrısının
görüldüğü bildirilmiştir. Genellikle şiddeti zamanla azalan bu ağrı
tipi çeşitli mekanizmalardan kaynaklandığı gibi, ağrının şiddeti
bazı faktörlerden etkilenmektedir. Çoğunlukla merkezi ve
periferal sinir sistemine ait mekanizmlar ağrının kaynağı olarak
bildirilse de ağrı fizyolojik faktörlerden de etkilenmektedir.
Günümüzde halen tartışılmakta olan Fantom Ağrısı’nın etkili bir
şekilde tedavi edilebilmesi için ağrının oluşumuna neden olan
mekanizmaların daha iyi anlaşılması gerekmektedir."
injections may be administered to the stump. Interventional
treatment is applied to patients not improving with drug therapy
and not responding to TENS. For this purpose a sympathic nerve
block may be tried, electrical stimulation may be supplied from a
battery through thin electrodes placed on the spinal column or
deep brain stimulation may be performed. Sometimes phantom
pain may be resistant to all these treatments. What the patient must
do in this case is learn how to deal with the pain. One method is to
move the concentration away from the pain and to focus in other
areas. Reading a book or listening to music may be useful. Physical
activities such as exercise, swimming and walking may allow the
pain to be felt at a lower level. Receiving psychological advice and
participating in therapy sessions where other phantom pain patients
are included may also be beneficial.
PARALİMPİK TÜRKİYE 39
Ağrıyı, Merkezi Sinir Sistemi, Periferal
(Çevresel) ve Fizyolojik olmak üzere üç ana
faktörde sınıflandıran Anaforoğlu ile
Erbahçeci, giriş bölümünde ise şu tespitlerde
bulunuyor:
"Birçok ampute kaybettikleri
ekstremitelerinin var olmayan kısmında
şiddetli bir ağrı hissetmektedirler. Bu fenomen
Fantom Ağrısı olarak bilinmektedir. Fantom
Ağrısı’nın başlamasını veya oluşumunu
açıklamak için çeşitli teoriler ileri sürülmüştür,
fakat başarılı tedavi seçenekleri halen
sınırlıdır. Çoğu amputenin protezlerinin
fonksiyonel olarak kullanılmasına yardım ettiği
için Fantom Hissinden şikayetçi olmadıkları
fakat Fantom Ağrısı ile amputelerin başa
çıkmalarının zor olduğu rapor edilmiştir.
Fantom Ağrısı terimi ilk olarak 1872’de
Mitchell tarafından kullanılmıştır. Ambroise
Paré 1552’de, merkezi ağrı hafızası kadar
periferal faktörlerin de Fantom Ağrısı’na yol
açabileceğini varsaymış ve bu fenomeni ilk
tanımlayan kişi olmuştur. Fantom Ağrısı’nın,
var olmayan ekstremitenin belirli pozisyon
veya hareketleri ile ilgili olabileceği rapor
edilmiştir. Ağrı, çeşitli fiziksel (örneğin; hava
değişimi veya güdükteki basınç) veya
psikolojik faktörler (örneğin; duygusal stres)
nedeniyle ortaya çıkabileceği veya
alevlenebileceği bildirilmiştir. Fantom Hissi
gibi Fantom Ağrısı da kayıp ekstremitenin
özellikle distal kısmında hissedilmektedir. Alt
ekstremite amputelerinde, genellikle Fantom
Ağrısı’nın parmaklar, topuk, ayağın üst kısmı
ve ayak bileğinde hissedildiği bildirilmiştir.
Fantom Ağrısı’nın en sık tanımlanan tipi yanıcı
ve kramp şeklindedir. Bunların yanı sıra
titreyen, delici, yırtılan, kaşıntılı veya keskin
şeklinde de tanımlanmıştır. Ağrı devamlı veya
gün boyunca çeşitli alevlenme dönemleri
içinde hissedilebilirken, bazı vakalarda
rastgele aralıklarla daha sık veya seyrek
hissedilebildiği de tespit edilmiştir.”
THE TRIAL OF ANAFOROĞLU AND ERBAHÇECİ
Conducting a detailed project on the subject and publishing their
papers in the first 2012 issue of the Ankara Health Services Journal,
Bahar Anaforoğlu from the Başkent University Healthcare Sciences
Faculty Physiotherapy and Rehabilitation Department and Fatih
Erbahçeci from the Hacettepe University Healthcare Sciences
Faculty Physiotherapy and Rehabilitation Department summarize
the subject as follows: "Along with amputations, whose incidence is
rapidly increasing, one of the most frequently encountered
secondary problems that negatively affects the lives of the amputees
is phantom pain. Phantom pain is the severe pain felt by amputees
in the area where they lost their limbs. It has been reported that
phantom pain has been observed in about 80% of amputees. As this
PARALİMPİK TÜRKİYE 40
pain type, whose severity decreases in time, can be originated by
various mechanisms, the severity of the pain is affected by certain
factors. Although mechanisms from the central and peripheral
nervous system are reported as the source of the pain, the pain is
also affected by physiological factors. In order for phantom pain, still
under discussion in the present day, to be effectively treated,
mechanisms that cause the pain must be better understood."
Anaforoğlu and Erbahçeci classify the pain in three main factors;
central nervous system, peripheral and physiological, making the
following observations at the introduction section: "Many amputees
feel severe pain in the non-existing part of the extremities they lost.
This phenomenon is known as phantom pain. Several theories have
been offered to explain the onset or initiation of phantom pain but
successful treatment options are still limited. DOÇ. DR. YAŞAR TATAR'IN MAKALESİ
Marmara Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi Müdürü Doç. Dr.
Yaşar Tatar ise Fantom Ağrısı'nı şu şekilde özetledi: Fantom Ağrısı, bir çeşit nöropatik ağrı olarak sınıflandırılır ve
santral veya periferik sinirlerin hasarıyla ilgili olduğu kabul edilir.
Merkezi sinir sisteminde amputasyon sonrasındaki değişimler,
amputasyona uyum; amputasyonla beraber periferik sinir
sisteminde gerçekleşen değişimler veya güdük çevresi fizyolojik
değişimlerin hatta psikolojik değişimlerin fantom hissi veya
ağrısının temelinde yattığı kabul edilir. Ampute kişilerde fantom
uzvun varlığı ile ilgili ilk tanımlamalar 1872’de Mitchell
tarafından yapılmıştır.
Amputasyonun ilk yıllarında %80-90 oranlarında görülürken
yıllar içinde bu oranlar değişmekte, azalmaktadır. Doğuştan
amputelerde fantom ağrısı çok az sayıda rapor edilmesine
rağmen, genel olarak fantom hissinin varlığı bildirilmiştir.
Travmatik amputasyona uğrayan çocuklarda bu oran %100’ler
mertebesinde olsa da çocuktan bilgi toplama yönteminin
güvenilirliği sorununu taşımaktadır. Fantom hissi genelde
karıncalanma, kaşınma şeklinde oluşurken, Fantom ağrısı yanıcı,
kramp tarzında zonklayıcı, delici vb tarzlarda gözlenir.
Amputasyon cerrahi sonrasında gelişmiş ise ameliyat öncesine
benzer ağrılar şeklinde de gözlenebilir. Fantom ağrısının
temelinde genelde amputasyon öncesi son ağrılı halin (kaza
anında gelen son darbe vb) devamı veya son imajdan kanalı
olduğu da öne sürülmektedir.
Fantom ağrısı/Fantom hissi genelde amputasyonu takipeden
birkaç gün içinde başlar ve zamanla azalarak bazı olgularda
devamlı ve gün boyunca alevlenmeler gösterebilirken,
bazılarında daha seyrek ve rastgele aralıklarla görülebilir. Ortaya
çıkışı hava şartları, güdük volüm değişimleri, stres dahil birçok
unsurdan etkilenebilmektedir.
Nöroplastisite ile Fantom ağrısı arasındaki ilişki karmaşıktır.
Ramachandran, Fantom uzvun cortical remapping /
reorganisation’ın bir sonucu olduğunu söylerken Herta Flor ve
arkadaşları cortical remapping/reorganisation’un sadece FA olan
hastalarda oluştuğunu göstermiştir. Özellikle FA’nın cortical
remapping/reorganisation’la algısal korelasyonu olduğu
gösterilmiştir
Fantom ağrısı/Fantom hissi başlangıçta tüm uzuvda
hissedilirken, zamanla distale doğru yer değiştirmesi “teleskop
belirtisi” olarak adlandırılır. Genelde distal dışında his/ağrı
THE ARTICLE OF ASSOCIATE PROFESSOR DR. YAŞAR TATAR
Marmara University Athlete Health Center Director Associate
Professor Dr. Yaşar Tatar described phantom pain as follows:
Phantom pain is classified as a type of neuropathic pain and is
considered to be related to the damage of central or peripheral
nerves. It is deemed that post-amputation modifications in the
central nervous system, adaptation to amputation, modifications
taking place in the peripheral nervous system or physiological
changes in the vicinity of the stump or even psychological
changes with the amputation lie on the basis of the phantom
feeling or phantom pain. First descriptions concerning the
presence of a phantom limb in amputees were made in 1872 by
Mitchell. While phantom pain is observed at the rate of 80-90%
sorunu kalmaz, öyleki ampute edilen eğer alt ekstremite ise
güdüğün hemen bitiminde yerleşik ayak bileği-ayak ve onların
ağrılarından şikayet edebilirler. Bu durum Homunculus’daki
görselle de bağlantılı olabileceğini, ekstremitelerin distal
parçaların hem motor hem de somatosensörial homunculus’da
daha fazla yer işgal etmesi ile ilişkili olabileceğini
düşünmekteyiz. Üst ekstremite amputasyonlarında post-op
dönemlerde %90 oranlarında gözlenmesi de bunu destekler
niteliktedir.
during the initial years after the amputation, these rates change
and decrease throughout the years. Although very little phantom
pain is reported to a very small extent in born amputees,
generally the presence of phantom feeling has been reported.
Although this rate is around 100% in children, who have suffered
traumatic amputation, it carries the problem of the reliability of
collecting data from children. While phantom feeling is observed
in the manner of tingling or itching, phantom pain is observed as
burning, cramping, throbbing or puncturing styles. If the
amputation was performed surgically, it may be observed in the
shape of pre-surgery pains. It is also claimed that the basis of
phantom pain is the continuation of the most recent painful state
before the amputation (the last strike coming at the time of the
accident etc.) or the remnant of the final image.
PARALİMPİK TÜRKİYE 41
Kaynak: http://www.amareway.org/holisticliving/06/sensoryhomunculus-cortical-homunculus-motor-homunculus/
Kaynak :Virtual reality entertainment system for treatment of
phantom limb pain and methods for making and using same US
20110065505 A1
http://www.google.com/patents/US20110065505
Amputasyon bölgesi, seviyesi, amputasyon sebebi, geçirilen
süreçler, yaş, cinsiyet dahil olmak üzere bir dizi unsurun tedavi
yöntemi kadar tedavi sonuçlarını da değiştirdiği görülmektedir.
Burada tıbbi tedavi (ilaç, radyofrekans, elektrik stimülasyon, spinal
kord veya MSS uyarımı vb) dışında kalan kullanımı yaygın
yöntemlerlerden bahsedeceğiz.Bunlardan en bilineni 1992 yılında
Ramachandran’ın yaptığı çalışmalardır. “Beyni aldatma” temelli
“ayna kullanarak görsel geri bildirim sağlama” esaslı bu yönteminin
tedavide kullanılmaya başlanılması ile süreç yeniden bilim
adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır lAyna Kullanarak Görsel Geri Bildirim Sağlama
Kaynak: Mirror therapy, Beth D. DarnallinMotion Volume 20,
Issue 6 November/December 2010
The phantom pain/phantom feeling generally start within a few days
subsequent to the amputation and while it is decreased in time, in
some cases it may show constant and day-long exacerbations and it
may be observed less frequently and with random intervals in other
cases. Its appearance may be affected by many elements such as
weather conditions, changes in the stump volume and stress. The relationship between neuroplasticity and phantom pain is complex.
While Ramachandran claims that the phantom limb is a result of cortical remapping /reorganization, Herta Flor et al demonstrated that
cortical remapping/reorganization only takes place in patients with
FA. It has been demonstrated that FA is especially perceptually correlated with cortical remapping/reorganization. While phantom
pain/phantom feeling is felt in the whole limb at the start, its moving
towards the distal in time is named the “telescope indication”. In
general, there is not problem of pain/feeling other than the distal,
such that if the amputated limb is a lower extremity, there may be
some complaints of ankle or foot aches just at the end of the stump.
This situation leads us to think that there may be a connection with
PARALİMPİK TÜRKİYE 42
Beyni aldatma temelli bu yöntem, gelen girdi/uyarıları
değiştirerek sorunsuz çıktılar elde edilmesi esasına dayanır.
Uygulandığında beyin her iki uzvu da sağlam ve işlevsel olarak
algılar. Uygulama eller için yapılacaksa genelde özel yapılmış
aynalı kutular kullanılır. Alt ekstremite çalışmalarında resimde
görüldüğü gibi iki uzvun tam ortasına sağlam uzvu görecek şekilde
ayna yerleştirilir, ampute sadece aynaya bakar. Sağlam taraftaki
uzvu hareket ettirdikçe aynadaki yansıma da hareket edeceğinden,
yansıma kesilmiş uzvun yerine konulmuş olur. Genelde günde 2025 dk seanslar halinde sürdürülür. Bitiş süresi kişiye ve sistemi
bilinçli kullanmasına bağlı olarak değişebilmektedir. Genelde 4-8
hafta aralığında kalıcı sonuçlar alınabilmektedir. Bazı olgular
birkaç uygulamadan sonra bile sonuç vermektedir. Basit gibi
görünse de bu yöntemin uygulanmasına ve uygulanma şekline bir
Fiziksel Tıp Rehabilitasyon Uzmanı karar vermeli ve başlangıç
uygulamaları mutlaka fizyoterapist nezaretinde yürütülmelidir. Her
hastada işgörmesi beklenilmemekle beraber, başarı yüzdesi yüksek
ve noninvaziv bir yöntem olduğundan denenmektedir. Fakat çift
taraflı amputelerde uygulanma imkanı yoktur.
the image in the homunculus and that it may be related to the distal
parts of the extremities occupying more space in both the motor and
somatosensorial homunculus. The observation in higher extremity
amputations at the rate of 90% during post-op periods tends to supports this. Source: HYPERLINK "http://www.amareway.org/holisticliving/06/sensory-homunculus-cortical-homunculus-motor-homunculus
/"http://www.amareway.org/holisticliving/06/sensory-homunculuscortical-homunculus-motor-homunculus/
Source: Virtual reality entertainment system for treatment of phantom
limb pain and methods for making and using same US 20110065505
A1 HYPERLINK "http://www.google.com/patents/US20110065505"
http://www.google.com/patents/US20110065505
It is observed that a series of aspects including the area of amputation, its level, the reason for amputation, the issues undergone, age
and gender modify the results of the therapy as much as the method
of therapy. Here we shall discuss methods with extensive usage remaining outside of medical therapy (drugs, radiofrequency, electrical
stimulation, spinal cord or MSS stimulation, etc.) l Sanal Gerçeklik Çalışmaları:
Kaynak
:http://www.donanimhaber.com/Art%C4%B1r%C4%B1lm%C4%B1%
C5%9F%20ger%C3%A7eklik%20uzuv/
Farklı uygulama örnekleri mevcuttur. En sofistike olanı İsveç
Chalmers Teknoloji Üniversitesi'nde geliştirilen ve özellikle üst
ekstremite amputeleri için tercih edillen sistemdir. Sistem kaslara
yerleştirilmiş elektrotlardan gelen uyarı ve entegre kamera birlikteliği
ile çalışır. Kameradan alınan görseldeki eksik uzuv software tarafından
görsel olarak tamamlanır, ampute kas uyarıları ile kola hareket verir ve
bu hareketleri “tamamlanmış olan” kendi görüntüsü üzerinde izler.
Uzman desteği ve özel ekipmanlara ihtiyaç duyması dolayısıyla çok
yaygınlaşmasa da işlevsel bir yöntemdir. Billhassa ayna yönteminin iş
göremeyeceği çift taraflı amputelerde denenebilir.
lProtez kullanımını hızla gerçekleştirmek. Özellikle üst ekstremite
amputelerinde kısa sürede protez kullanmaya başlamanın olumlu
etkileri bilinmektedir. Burada myoeletrik destekli olmasa da protez
kullanımı ile beden imajında gerçekleşen olumlu değişimlerin de
katkısı olduğu düşünülmektedir. Aynı şekilde güdüğü devamlı sıcak
tutarak, masaj yaparak dolaşımını arttırmak; güdükte kasılmalar,
ardından yavaş gevşemler yapmak; silikon iç soketler, linerlar
kullanmak ve yeni nesil vakum tahliyeli protezler kullanmak da
fantom ağrısıyla başetmekte işe yarar yöntemler olarak denenmelidir.
lGenel egzersiz yapmak, sportif faaliyetlerde bulunmanın
amputeye psikolojik unsurların yanında fizyolojik destek de
sağlayacağı ve Fantom hissi ile başetmesinde destekleyici olabileceği
düşünülmekte ise de kanıtlanmış çalışmalara rastlanmamıştır. Egzersiz
yapmanın güdük dolaşımına katkısının bu etkinin mekanizmasında rol
oynayabileceğini düşünmekteyiz. Egzersizin inflamasyon faktörlerinin
seviyesini azaltarak sinir hasarı kaynaklı nörapatik ağrıyı azalttığı
hususunda da çalışmalar vardır Aynı şekilde amputeye zihinsel
meşguliyet doğurarak fantom hissi başetmede kullanılması
mümkündür. Bununla birlikte başedilememiş fantom ağrısının
sporcunun odaklanmasına engel olacağı ve başarısını düşüreceği
gerçeği unutulmamalıdır.
lHipnoz, Hipnoz ağrının vücuttan ayrıldığının canlandırılması
şeklinde kullanılır. Tekrarlayan egzersizlerle sorunlu herbir bölge
üzerine yoğunlaşılarak ağrının vücuttan atılması egzersizleri yapılır.
Uzman kontrolünde yapıldığında işlev gördüğü kabul edilir. Beynin
yeni duruma uyumu sağlanır.
Source: Mirror therapy, Beth D. Darnall in Motion Volume 20, Issue 6
November/December 2010. Even though it doesn’t work for every
patient, since it is a method with a high rate of success and it is
noninvasive, it is tried commonly. However, it is not possible to be
applied to double sided amputees.
VIRTUAL REALITY WORK:
Source :
http://www.donanimhaber.com/Art%C4%B1r%C4%B1lm%C4%B1%
C5%9F%20ger%C3%A7eklik%20uzuv/ Different examples of
applications exist. The most sophisticated one is the one developed at
the Sweden Chalmers Technology University and is preferred
especially for upper extremity amputees. The system operates with
the cooperation of the signals arriving from the electrodes placed on
the muscles integrated with a camera. The missing limb in the image
received from the camera is visually completed by the software; the
amputee moves the arm with the stimuli from the muscles and
observes these movements upon his own view that has been
“completed”. Since it requires support of experts and special
equipment, this method is not too common but it is functional. It may
be tried especially in double sided amputees, where the mirror
method will not work. Quick realization of the use of prosthesis. The
positive effects of starting to use prosthesis in a short time especially
in upper extremity amputees are known. Even if it may not be
myoelectrically supported, it is thought that positive changes that
occur in the body image with the use of prosthesis also have a
contribution. In the same manner, increasing the circulation by
keeping the stump constantly warm and massaging it; performing
contractions followed by slow relaxations on the stump; using
silicone inner sockets and liners and using new generation vacuum
evacuated prosthesis may also be tried as useful methods in dealing
with phantom pain. Partaking in general exercise, participating in
sports activities is considered to be supportive for the amputee to deal
with phantom pain by providing psychological and physiological
support but no trials to prove this considerations were encountered.
Hypnosis is used by imagining that the pain leaves the body.
PARALİMPİK TÜRKİYE 43
BİR SPOR EMEKÇİSİ; ALİ KİREMİTÇİOĞLU
A SPORTS WORKER ALİ KİREMİTÇİOĞLU
O GERÇEK BİR HİZMETKAR. ZAMAN ZAMAN
PROFESYONELCE, ZAMAN ZAMAN DA AMATÖRCE
TÜRK SPORUNA HER AŞAMADA HİZMET VERİYOR.
İSTANBUL'UN 2020 ADAYLIK SÜRECİNİN MERKEZİNDE
DE O VARDI, ENGELLİ SPORLARININ GELİŞİMİNDE DE...
ALİ KİREMİTÇİOĞLU, TÜRKİYE'DE ENGELLİ
SPORLARININ SORUNLARINI VE BU SORUNLARIN
NASIL AŞILACAĞINI, 2020'Yİ NEDEN KAYBETTİĞİMİZİ PARALİMPİK TÜRKİYE'YE ANLATTI.
HE IS A REAL SERVICE MAN. HE SERVES TURKISH
SPORTS AT EVERY STAGE, SOMETIMES PROFESSIONALLY, OTHER TIMES IN AN AMATEUR CAPACITY. HE
WAS AT THE CENTER OF ISTANBUL'S 2020 CANDIDACY
PROCESS, AS WELL AS THE DEVELOPMENT OF DISABLED SPORTS... ALİ KİREMİTÇİOĞLU TOLD PARALYMPICS TURKEY THE PROBLEMS OF DISABLED SPORTS
IN TURKEY, HOW THESE PROBLEMS CAN BE OVERCOME AND WHY WE LOST 2020. G
eçtiğimiz yıl, Türk sporu açısından
tarihsel anlara sahne oldu. Olimpiyat
ve Paralimpik Oyunları'na beşinci
kez aday olan İstanbul'un 2020'ye ev
sahipliği yapmak için verdiği yarış nefesleri
kesti. Adaylık için gerekli üç aşamanın ikisini
başarıyla geçen İstanbul, son ve en önemli
aşama olan seçimde Tokyo'ya geçilerek bir
kez daha hayal kırıklığı yaşadı. Ancak bu kez
diğer adaylıklardan daha farklıydı. Gerek
altyapısı, gerek ekonomisi, gerekse bilgi,
birikim ve tecrübesiyle İstanbul daha hazır
bir görüntü verdi. Tokyo'yla ikinci tura
kalması ise 'acaba' dedirtti. Ancak son
oylamada IOC üyeleri tercihlerini Tokyo'dan
yana kullanınca, başta Bouines Aires'teki
Türk kafilesi olmak üzere tüm ülkenin
üzerine bir hüzün bulutu çöktü.
İstanbul'un 2020'yi kazanması için canla
başla çalışan o kafilenin en önemli
dişlilerinden biri olan Ali Kiremitçioğlu,
Paralimpik Türkiye Dergisi'nin konuğu oldu.
İstanbul Hazırlık ve Düzenleme Kurulu'nun
eski CEO'su Kiremitçioğlu, aynı zamanda
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) ile
Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim
Vakfı'nın da (TESYEV) Yönetim Kurulu
üyeliğini yapıyor. Başta engelli sporları
olmak üzere Türk sporuna her aşamada
gerek profesyonelce, gerekse gönüllülük
esasına dayalı olarak hizmet veren Ali
Kiremitçioğlu'nun tespitleri ve getirdiği
çözüm önerileri, üzerinde özenle durulması
gereken hususlardan oluşuyor.
Paralimpik Türkiye ekibi olarak
Kiremitçioğlu ile Ortaköy'deki şirketinin
ofisinde buluştuk. Yine her zamanki gibi harıl
harıl çalışıyordu. Yoğun programı arasında
bize ayırdığı bir saatlik zaman diliminde keyifli
bir sohbet gerçekleştirdik. Biz az ve öz sorduk,
o bütün ayrıntılarıyla cevapladı. Engelli
sporlarının sorunlarından tutun da, Buenos
Aires'teki 2020 adaylığı oylamasında
yaşananlara kadar her şeyi samimiyetle anlattı.
Last year was the scene of historical moments for Turkish sports. The
race that took place for Istanbul, which had been a candidate for the
Olympic and Paralympic Games for the fifth time, to host 2020 was
breath taking. Successfully qualifying on two out of the three steps
required for the candidacy, Istanbul was once more disappointed by
losing to Tokyo on the last and most important step, which was the
selection. This candidacy was, however, different than the previous
ones. Istanbul appeared readier with its infrastructure, its economy,
as well as its know-how, experience and capabilities. Going to the
second round with Tokyo made everyone wonder. Unfortunately, as
the IOC members picked Tokyo in the final round, the whole country was enveloped in a cloud of sadness, headed by the Turkish delegation in Buenos Aires. Ali Kiremitçioğlu, who had been one of the
major cogs of the delegation toiling for Istanbul to win 2020, was the
guest of the Paralympics Turkey journal. Former CEO of the Istanbul
Preparation and Organization Board, Kiremitçioğlu is also a board
member of the National Paralympic Committee of Turkey (NPCT)
and the Disabled Sports and Aid Foundation of Turkey (TESYEV).
Rendering services to Turkish sports, mostly sports for the disabled,
professionally and on an amateur basis, Ali Kiremitçioğlu's observations and the solutions he recommends are issues that we must carefully dwell on. We met with Kiremitçioğlu in his Ortaköy office as
the Paralympics Turkey team. As always, he was working intensely.
We had an enjoyable conversation with him during the one hour
time period he allocated to us during his busy schedule. We asked
short and to the point questions and he answered us in full detail. He
told us all in all sincerity, from problems of the sports for the disabled
to the events at the voting for 2020 candidacy in Buenos Aires.
Fotoğraflar / Photos: Mustafa Avcı
Söze önce engelli sporlarıyla nasıl tanıştığıyla başladık. İlk olarak
çok çarpıcı bir itirafta bulundu. Engelli sporlarıyla tanışmadan önce,
bu konuyla alakalı hiç bir bilgisinin olmadığını belirtti. Ne ailesinde
ne de yakın çevresinde bir engelli olmadığını ifade eden
Kiremitçioğlu şunları söyledi: "Sadece babamın bir arkadaşı vardı. Kaza geçirmiş ve tekerlekli
sandalyeye mahkum olmuştu. Bir tek onu tanırdım engelli olarak. Ne
engellilerle ne de engelli sporlarıyla alakalı en ufak bir bilgim yoktu.
Bundan on yıl önce bir arkadaşım beni bir toplantıya davet etti.
İsviçreli Gerald Metroz isimli bir adamın yazdığı 'Kendimi
Engelletmem' isimli kitabın tanıtım toplantısıydı. O toplantıda Yavuz
Kocaömer'le tanıştım. Bir kaç dakika içinde zaten resmiyeti bir
kenara bırakıp benim için 'Yavuz Abi' oldu. Gerald masada benim
yanımda oturuyordu. Hoş sohbet bir adamdı. Bir kaç dil biliyor ve
herkesle bildiği dilden sohbet ediyordu. Bir ara bana Fransızca,
'Tuvalete gitmem gerekiyor.' dedi ve oturduğu yerden doğruldu. O
We started out the interview with how he was first introduced to disabled sports. He made a very striking confession to start with. He indicated that he had no idea about this subject before he was
introduced to disabled sports. Saying that there were no disabled
people neither in family, nor in his surroundings, Kiremitçioğlu
stated: "I only knew a friend of my father’s. He’d had an accident
and was confined to a wheelchair. He was the only handicapped
person I knew. I didn’t have the slightest knowledge about the
handicapped or sports for the disabled. Ten years ago a friend invited me to a meeting. It was the promotional meeting for a book
by a Swiss author named Gerald Metroz titled ‘I Will Not Let Myself Be Handicapped'. I met Yavuz Kocaömer at that meeting. In
a few minutes we set aside all formalities and he was 'Yavuz Abi'
for me. Gerald was sitting next to me at the table. He was a
pleasant man to talk to. He spoke a few languages and he would
converse with everyone in their own language. At one point he
told me ‘I must go to the restroom' in French and he got up from
anda belden aşağısının olmadığını fark ettim. Yanımda otururken
onun engelli olduğunu fark edememiştim. Çevik bir hareketle
sandalyeden, yanındaki tekerlekli sandalyeye zıpladı ve gitti. Ben ise
şaşkınlıkla arkasından bakıyordum. O esnada Yavuz Abi bana
seslendi ve dedi ki, 'Ya gördün mü, işte hayatın gerçekleri!' Engelli
gerçeğiyle ilk yüzleşmem o oldu. Ardından da Yavuz Abi'nin
teşvikiyle önce TESYEV, daha sonra da TMPK üyesi oldum. Ben
yapım gereği cemiyetçi bir adamım. Yönetim kurullarından ziyade
komitelerde görev alarak hizmet etmeyi severim. Ama TESYEV'de ve
TMPK'de yönetime girmeyi kabul ettim. Gördüm ki, Türkiye'de
engelli konusu son derece ihmal edilen bir hususmuş. İşin içine
girince, engelli bireylerin birbirleriyle, aileleriyle, çevreleriyle olan
ilişkilerine, yaşadıkları sorunlara yakından tanık oldum. Sporun
onların adaptasyonu konusunda ne kadar önemli bir role sahip
olduğunu kavradım. O gündür bugündür engelli sporlarına elimden
geldiğince hizmet vermeye çalışıyorum."
where he was sitting. I noticed at that moment that the lower part
of his body from the waist down didn’t exist. I could not notice
that he was disabled sitting next to me. He jumped from his chair
to the wheelchair next to him with an agile move and left. I was
staring after him with awe. Just then Yavuz Abi called out to me,
'See, these are the realities of life!' This my first face off with the
reality of the handicapped. Subsequently with the encouragement
of Yavuz Abi I enrolled first in TESYEV, then as a member of the
NPCT. As per my nature, I am a person who enjoys associations.
I prefer to take on tasks in committees rather than board rooms.
But I agreed to partake in the management at TESYEV and NPCT.
I saw that the area of the handicapped in Turkey was quite neglected. When I delved into the issue, I was a close witness to the
relations of the handicapped with each other, their families and
their surroundings and the problems they experienced. I grasped
the important role sports had for their adaptation. Since then, I
am trying to serve handicapped sports as much as I possibly can."
Önce Beijing, daha sonra da Londra Paralimpik Oyunları için
düzenlediği tanıtım kampanyaları fikrinin nasıl oluştuğunu
sorduğumuzda ise Ali Kiremitçioğlu şunları anlattı:
"Öncelikle şunu belirtmeliyim: Yavuz Kocaömer, Türkiye için
fark yaratan bir insan. Yarı Alman, yarı Türk hayatı, bilgisi,
birikimi, tecrübesi bize çok şey kattı. Belki bunlar sık sık dile
getiriliyor ama bir kez daha bu gerçeğin altını çizmekte fayda
var. Onun emeklerini ve bu ülkeye kattıklarını ne kadar çok
tekrarlarsak, onu o kadar çok bu işin içinde tutarız diye
düşünüyorum. Kampanya fikri de elbette Yavuz Abi'nindi.
Hazırlık sırasında Paralimpik Oyunları ile ilgili bir tanıtım
kampanyası düzenlememi istedi. Bir ürünün tanıtımını yaparken
önce marka değerinin ne olduğu konusunda bir piyasa
araştırması yapılır. Paralimpik için de aynı profesyonel araştırma
şirketlerinden böyle bir talepte bulunduk. Yapılan ön
çalışmadan sonra böyle bir araştırmaya gerek olmadığı
söylendi! Çünkü 'Paralimpik' olgusu hiç bilinmiyordu! Bugüne
kadar belki 800 marka için araştırma yaptırttım ama ilk kez
böyle bir sonuçla karşılaştım. Nasıl ki Türkiye'de engellilere
karşı bir ayrımcılık yapılıyorsa, engelli sporları görmezden
geliniyorsa, Paralimpik de bilinmiyordu. Üstelik bilmeyenler
arasında Türkiye'de sporu yönetenler de vardı! Kimisi
'Paraolimpik' diyordu, kimisi 'Paraolimpiyat', kimisi de 'Paralel
Olimpiyatlar' diye telaffuz ediyordu. Olimpiyat Oyunları'nın
felsefesinde sporda hiç bir ayrım yapılmaması vardır. Biz de bu
gerçekten hareketle işe koyulduk. Beijing öncesi bir çalışma
yaptık. Nispeten başarılı da oldu. Ama asıl kampanyayı Londra
için devreye soktuk. Bilboardlar, reklam ve tanıtım filmleri
derken, 'Paralimpik' kavramı yavaş yavaş insanların bilincine
yerleşmeye başladı. Londra'nın burada altını çizmek gerekir.
Nasıl ki, Atina Olimpiyat için bir ilkse, Londra da Paralimpik
için bir ilktir. İlk Paralimpik Oyunları 1946 Londra'da yapıldı.
Biz de ilk kez tarihimizde rekor bir katılımla (68 sporcu)
Londra'ya gittik. Orada daha ilk günden Nazmiye Muslu'nun
altın madalya alması da Türkiye'nin gündemine Paralimpik
Oyunları'nı soktu. Sonrasında bu işi 30-40 yıldır yapan ülkelerle
başa baş mücadele vermemiz, kazanılan diğer madalyalar
engelli sporlarına ülkemizde daha sempatiyle yaklaşılmasına,
daha fazla tanınmasına sebep oldu. Bir bakıma sporcularımızın
performansı da kampanyamıza destek oldu denilebilir." When we asked how the idea came about for the promotional
campaigns he held for Beijing first, then the London Paralympic
Games, Ali Kiremitçioğlu told the following: "First I must say that
Yavuz Kocaömer is a person, who makes a difference for Turkey. His
life half in Germany, half in Turkey, his knowledge and experience
added a lot to us. Perhaps these are too frequently mentioned but it is
useful to underline this reality one more time. The more we repeat his
efforts and what he has added to this country, the more we can keep
him in this business, I think. The idea for the campaign was for sure
from Yavuz Abi. He asked me to organize a promotional campaign
for the Paralympic Games during the preparation. When you are
promoting a product, first a market research is done in order to assess
its brand value. We made such a request to the same professional
research companies for the Paralympics. After the preliminary work,
we were told that there was no need for such a survey! Because the
'Paralympic’ issue was not known at all! I’ve had surveys done for
almost 800 brands until now but I encountered such a result for the
first time. The same way that there is discrimination against the
handicapped in Turkey and handicapped sports were being ignored,
Paralympics were not known either. There were people, who
administered sports in Turkey among those who didn’t know! Some
said 'Paraolympics', some said 'Paraolympiad', others said 'Parallel
Olympics'. The philosophy of the Olympic Games involves no
discrimination at all in sports. We got our start from this reality. We
did some work before Beijing. It was quite successful. But we got the
real campaign going for London. Billboards, commercials and
promotional films got the awareness of ‘Paralympics’ into people’s
minds. London must be stressed here. Just as Athens is a first for the
Olympics, London is the first for the Paralympics. The first Paralympic
Games were held in London during 1946. We went to London with a
record level of participation (68 athletes) in our history. As Nazmiye
Muslu won a gold medal on the first day, the Paralympic Games went
into Turkey’s agenda. Our head-to-head competition with countries
which have been at it for 30-40 years and other medals we won
ensured that handicapped sports were approached with more
sympathy and better known in our country. Londra kafilesinde yönetici olarak yer alan Ali
Kiremitçioğlu'ndan biraz oyunların iç yüzünden bahsetmesini
istedik. O de devam etti:
"Burada Paralimpik Oyunları'nın bir talihsizliğinden söz
etmeliyim. Bütün dünya Olimpiyat Oyunları'na kilitleniyor.
Oyunları düzenleyen kentte ve o ülkede herkes seferber oluyor.
Açılıştı, müsabakalardı, kapanıştı derken üç hafta boyunca bir
aksaklık olmaması için olağanüstü bir efor sarfediliyor.
Olimpiyat Oyunları bitince de insanların bütün enerjisi
boşalıyor. Aynı duyarlılık Paralimpik Oyunları için
gösterilmiyor. Paralimpik 'nasıl olsa başarırız' denilerek bir
rutine dönüşüyor. Bir bakıma ikinci planda kalıyor. Gerçi
Londra, sahadaki ekibinin önemli bir kısmında değişikliğe gidip
aynı heyecanı yaratmaya çalıştı ama genel görüntü maalesef bu.
Gelecek yıllarda bu soruna bir çözüm bulunması lazım. Londra
ülkemiz için bir hayli verimli geçti. Katılımın yüksek olması,
elde ettiğimiz başarılı sonuçlar, ayrıca 2020'ye aday olmamız
Londra'yı bizim için farklı kılan etkenlerdendi. Londra Türk
insanın Paralimpik kavramıyla gerçek anlamda yüzleşmesi
In a sense, it can be said that the performance of our athletes
supported our campaign." We asked Ali Kiremitçioğlu, who took part
in the London Games as an administrator to talk about the inner
world of the games. He continued: "Here, I must mention the
misfortune of the Paralympic Games. The whole world is locked on
to the Olympics. Everyone is mobilized in the city and country where
the Olympics are held. What with the opening, contests and closing,
an extraordinary effort is expended throughout three weeks in order
not to have any mishaps. When the Olympic Games end, people’s
energy runs out. The same sensitivity is not shown for the Paralympic
Games. The Paralympics turn into a routine by saying ‘We’ll succeed
in any case’. In a way they become a secondary priority. London
replaced a major portion of the team on the field to create the same
excitement, but this is unfortunately the overall view. A solution must
be brought to this problem during future years. London was quite
fruitful for our country. The high attendance, the successful results we
achieved and being a candidate for 2020 were factors that made
London different for us. London was a milestone for Turkish people to
bakımından bir milattı. Londra'dan madalya haberleri geldikçe
engelli çocuğu olan ailelere cesaret geldi, çeşitli nedenlerle
engelli olan gazilerimiz, kazazedelerimiz yavaş yavaş
evlerinden çıkarak spor alanlarına akın etmeye başladı.
Oldukça geniş bir kafileyle yer almamız, sporcuların
birbirleriyle kaynaşması, bir ekip ruhu içinde hareket etmemiz
bizim açımızdan önemli derslerdi. Londra'da bir bakıma Rio
2016 ve sonraki oyunlar için Türkk engelli sporu açısından
işaret fişeği çakıldı. Bundan sonra Türkiye için engelli sporunda
hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Bu noktaya gelmemizde
TMPK ile TESYEV'in ve elbette Yavuz Kocaömer'in çok büyük
katkıları var. Londra'da işimiz biter bitmez hemen Rio 2016 için
bir toplantı yaptık. Neler yapabileceğimiz, eksiklerimizin neler
olduğu, nasıl hazırlanabileceğimiz, daha fazla sporcuyu nasıl
götürebileceğimiz gibi konularda bir toplantı yaptık. Dönüşte
hemen kolları sıvamaya karar verdik. Başta Spor Genel
Müdürlüğü, TMPK; TESYEV ve ilgili federasyonlarla eş güdüm
içinde çalışarak Rio'ya hazırlanmak konusunda ilke kararı aldık.
Şimdi yaşanan süreç de budur."
face up to the concept of the Paralympics in the real sense. As
news of the medals came from London, families with handicapped
children were encouraged, veterans and accident victims who
were disabled for various reasons started to come out from their
houses and into the sports fields. The large size of our delegation,
athletes bonding with each other and moving with a team spirit
were important lessons for us. A beacon was lit in London for Rio
2016 and subsequent games for Turkish disabled sports. Nothing
will be the same from now on for Turkey in disabled sports. NPCT,
TESYEV and naturally Yavuz Kocaömer have a great contribution
in us coming this far. As soon as we got done in London, we
immediately held a meeting for Rio 2016. We discussed issues
such as what we can do, what our shortcomings are, how we can
prepare and how we can take more athletes. We decided to get
started right away upon our return. We took a principle decision to
prepare for Rio by collaborating with Sports General Directorate,
NPCT, TESYEV and the concerned federations. This is the process
we are currently undergoing."
Elbette Ali Kiremitçioğlu’nu bulmuşken, İstanbul'un 2020
Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'na ev sahipliği adaylığını
konuşmamak olmazdı. Zira bu işin merkezinde profesyonel
yönetici olarak yer alan bir isimdi. Başarılı spor adamı, Tokyo'ya
neden geçildiğimizi, süreçte nelerin yaşandığını açık yüreklilikle
anlattı bize. Sözü yine kendisine bırakıyoruz:
"2020 adaylığı Türkiye'de iz bırakarak geçti. Biliyorsunuz
beşinci kez aday olduk. Geçmiş adaylıklarda aldığımız puanlar
dünya ortalamasının çok altındaydı. Bu kez daha iddialıydık,
daha güçlüydük. Gerek ekonomik bakımdan, gerek altyapı
yatırımları bakımından, gerekse sportif seferberlik bakımından
İstanbul ciddi bir adaydı. Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle
kente yapılacak yatırımları da göz önüne alırsak bırakın dünya
ortalamasının altında puan almayı, kazanma şansımız dahi
doğmuştu. Adaylığın her üç aşamasında da iyi bir
performans sergiledik."
Burada araya girdik ve "Türkiye neden çok iyi adayken, niye
zayıf bir aday haline geldi?" sorusunu yönelttik. Devam etti: "IOC adaylık konusunda üç kriteri göz önüne alır. Birincisi
maddi imkanlar, ikincisi maddi imkanları destekleyen
organizasyonu gerçekleştirebilme kriteri, üçüncüsü de uluslararası
arenada tanınırlık. Bizde her üçü de had safhadaydı. IOC 2012'yi
Londra'ya verdikten sonra 2016 Rio için çok rahat karara vardı.
Ancak zaman içinde Rio irtifa kaybetmeye başladı. Verdikleri
sözleri yerine getirememeye başladılar. Londra Oyunları'ndan
sonra Rio'da yapılan bir brifingde IOC'nin Rio için oldukça
endişeli olduğunu gördük. İstanbul'un elinin zayıfladığı aslında o
brifingde belli olmuştu. Çünkü IOC, Rio nedeniyle riskli gördüğü
kentlere daha temkinli yaklaşacaktı. Bize göre risk yoktu ama
IOC'ye göre vardı! Buna Sochi'de yaşanan sıkıntılar da eklenince
IOC garantiye gitti. Daha önce bu oyunları düzenlemiş Tokyo'yu
İstanbul'a tercih etti. İstanbul'un yedi yıl içinde oyunlara hazır
olabileceğine inanmadılar. Oysa Sochi'yi yetiştiren Türk inşaat
şirketleriydi! Yani, bir bakıma İstanbul'un kaybetmesinin nedeni
Rio'nun yaşadığı problemlerdi. Ayrıca İstanbul'un tanınırlık
oranının düşük olmasını da unutmamak gerekir. IOC üyelerinin
yüzde sekseni Madrid'i, yüzde altmışı Tokyo'yu tanıyordu. Ama
İstanbul'u tanıyanların oranı yüzde ellinin altında idi. Tabi, aday
olduğumuz için üyeleri İstanbul'a da getiremiyorduk. Bunun çok
daha önceki yıllarda yapılması gerekiyordu.”
As long as we had caught Ali Kiremitçioğlu we naturally had to
ask him about Istanbul's candidacy for the 2020 Olympic and
Paralympic Games. He was in the middle of it as a professional
administrator. The successful sports personality told us open
heartedly why Tokyo passed us and what happened in the
process. His statement is as follows: "The candidacy for 2020 left
an impression on Turkey. As you know, we were candidates for
the fifth time. The points we received during past candidacies
were far below the world average. This time we were more
ambitious, stronger. Economically, in terms of infrastructure
investments and as far as sportive mobilization Istanbul was a
serious candidate. If we take into consideration the investments
to be made to the city due to the 100th Anniversary of the
Republic, not only did we ensure winning points above the world
average, we even had a chance to win. We performed well in all
three stages of the candidacy." We interrupted here and asked,
"While Turkey was a solid candidate, why did it become a weak
candidate?" He replied: "IOC considers three criteria for
candidacy. The first is financial capability, second is the criterion
to bring about the event supporting the financial capability and
the third is being well-known in the international arena. We were
at an advantage in all three areas. IOC made an easy decision for
2016 Rio after giving 2012to London. However, Rio started to
lose credibility in time. They started not to fulfill their
commitments. During a briefing held in Rio after the London
games, we observed that the IOC was quite concerned about Rio.
It became apparent at that briefing that Istanbul’s hand was
weakening. Because IOC was approaching cities that it saw as
risky due to Rio with more caution. There was no risk as far as we
were concerned, but there was according to the IOC! Add the
problems that occurred in Sochi to this and the IOC went for the
sure thing. They preferred Tokyo, which had organized these
games before over Istanbul. They did not believe that Istanbul
could be ready for the games within seven years. But those that
delivered Sochi on time were Turkish construction companies! In
a way, Istanbul lost due to the problems that occurred in Rio.
Kiremitçioğlu'na Gezi olaylarının kaybetmemizde etkisi olup olmadığını
sorduğumuzda ise aldığımız cevap ilginçti:
"Gezi olaylarının etik açıdan etkisi olduğunu sanmıyorum ama teknik olarak
olumsuz etkilemiş olabilir. IOC bu gibi toplumsal olaylarda işin etik boyutuna
değil, daha ziyade güvenlik gibi teknik boyutuna bakar. Belki güvenlik
konusunda IOC'yi Gezi olayları endişelendirmiş olabilir."
Son olarak Türkiye'de engelli sporunun daha emekleme safhasında olması,
engellilerin yaşam alanlarında hala sıkıntı çekiyor olmasının 2020
adaylığımıza ne gibi etkisi olduğunu sorduk. Bu konuya da farklı bir bakış açısı
getiren Kiremitçioğlu sözlerini şöyle noktaladı:
"Birincisi, sporun engellisi engelsizi ayrımını kaldırmamız lazım. Türk
sporunun en büyük problemi hedefsizliktir. Oyunları alsaydık bu sorunu
giderecektik. Bir gün bir toplantıda Kanadalı bir buz hokeyi antrenörüyle
konuşuyorduk. Ona, 'Siz neden daha başarılısınız da biz başarılı olamıyoruz'
diye sordum. O da bana, 'NHL'de oynayabilmeleri için ilkokuldan başlayarak
sporcu adaylarını klasifikasyona tabi tutuyoruz. On bin aday sporcu
başlatıyoruz. Bunların içinden sadece bir tane çıkıyor. Bu sayı yüz bin olunca
on tane çıkıyor. Sizin ülkenizde kaç çocuk bu spora başlıyor? diye cevap
verdi. Bunun üzerine sustum. Bu sistemsizlik ve altyapı hezimeti sporun her
alanında yaşanıyor. Engelli sayısını sadece seçim dönemlerinde hatırlıyoruz.
Ondan sonra yok sayıyoruz. Her şeyden önce güçlü kulüplerin bu işe el atması
lazım. Devletle iş birliğine giderek bir engelli altyapısı oluşturmaları gerekir.
Bir engellinin spora başlaması bütün madalyalardan daha önemlidir."
It must also be remembered that Istanbul’s familiarity rate was
low. Eighty percent of the IOC members knew Madrid and sixty
percent knew Tokyo. But the rate of those who knew Istanbul
was less than fifty percent. Of course, since we were a candidate,
we could not bring the members into Istanbul. This had to be
done during much earlier years.” When we asked Kiremitçioğlu
whether the Gezi incidents had any effect on our loss, we
received an interesting reply: "I do not think that the Gezi
incidents had any effect from an ethical point of view but it may
have had a negative effect technically. In such social events, the
IOC considers the technical aspect such as security rather than
the ethical aspect. Perhaps the IOC may have been concerned
about the Gezi incidents as far as security was concerned."
Finally, we asked how our 2020 candidacy was affected by
handicapped sports being in a state of infancy in Turkey and that
the handicapped are still experiencing problems in their living
areas. Bringing a different perspective to this issue, Kiremitçioğlu
finished by saying: "First we must eliminate the distinction of
handicapped and not handicapped in sports. The biggest
problem of Turkish sports is the lack of objectives. If we could
win the games, we would have solved this problem. One day in
a meeting I was speaking with a Canadian ice hockey coach. I
asked him, 'How come you people are successful and we are
not?' He responded, 'We subject candidate athletes to
classification starting from elementary school in order to get
them to play in the NHL. We initiate ten thousand candidate
players. We only get one out of these. If we increase this figure
to hundred thousand, we get ten players. How many children
start this sport in your country? I then remained quiet. This lack
of system and inadequate infrastructure is present in all areas of
sport. We remember the number of handicapped only during the
elections. Then we ignore them. Before all else, powerful clubs
have to get their hands into this. They must cooperate with the
government to create a handicapped infrastructure. It is more
important to get one handicapped started into sports than all the
medals."
BERABERCE KOŞALIM, ENGELLERİ AŞALIM
LET US RUN AND OVERCOME OBSTACLES TOGETHER
TÜRK SPOR BASININ USTA KALEMİ OSMAN
TANBURACI YAKLAŞIK İKİ YILDIR TÜRKİYE BEDENSEL
ENGELLİLER SPOR FEDERASYONU’NUN YÖNETİM
KURULU’NDA YER ALIYOR. ÜNLÜ GAZETECİ BU
SÜREÇTE EDİNDİĞİ DENEYİMLERİ, GÖRDÜKLERİNİ,
YAŞADIKLARINI, TANIK OLDUĞU KOŞULLARI,
ENGELLİLER SPORU İÇİN NELER YAPILDIĞINI VE
KİMLERİN ULVİ BİR HİZMET AŞKIYLA TAŞIN ALTINA
ELLERİNİ NASIL SOKTUĞUNU PARALİMPİK TÜRKİYE
DERGİSİ İÇİN KALEME ALDI.
SENIOR WRITER OF THE TURKISH SPORTS PRESS OSMAN
TANBURACI HAS BEEN A MEMBER OF THE BOARD OF
DIRECTORS OF THE DISABLED SPORTS FEDERATION OF
TURKEY. THE RENOWNED JOURNALIST WROTE THE
EXPERIENCES HE GAINED DURING THIS PERIOD, WHAT
SAW AND WENT THROUGH, THE CIRCUMSTANCES HE
WITNESSED, WHAT IS BEING DONE FOR HANDICAPPED
SPORTS AND PEOPLE WHO GAVE THEIR ALL FOR THE
LOVE OF SERVING THE HANDICAPPED FOR
PARALYMPICS TURKEY.
‘Kim bilir kaç sene dünyadan habersiz yaşamışım.
Kim bilir kaç sene böyle sessiz kalmışım…’
Ben değil sizlerin, hepinizin, hepimizin sorması lazım bu soruyu
kendine.
Neden, neden, neden?
Neden böyle duyarsız kalmışım ben!
Engelsizler Allah’ın kendilerine bahşettiği sağlığın kıymetini
bilmeden, engelliler de kentte, evde, dost meclisinde neden gereken
ilgiyi görmeden yaşamışlardı acaba?
Neden?
Oysa yaşamak için bir yürek, sevmek için bir gönül yeter de
artardı bile…
Bende ikisi de vardı…
Sizlerde de…
Onlarda da…
Bir gün telefonum çaldı…
İyi ki de çaldı.
O günden bu güne nerdeyse iki yıldır, Türkiye Bedensel Engelliler
Spor Federasyonu’na karınca kaderince hizmet etmekteyim.
Federasyon Başkanım Demirhan Şerefhan ve pek çok değerli
arkadaşımla beraber Türkiye’nin her yerine engelli vatandaşlarımız
için imkanlar sağlamaya, onları sporla tanıştırmaya, hayatla
yarıştırmaya çalışıyoruz. Kimi koltuk değnekleriyle, kimi tekerlekli
sandalye ile öylesine büyük bir özveriyle çalışıyorlar ki, ömrümün
önceki kısmında ‘engelli farkındalık’ yaşadığımın da böylece farkına
varıyorum.
“I wonder how many years I lived unaware of the world.
I wonder how many years I was quiet like this…”
Not just I, you, all of you, all of us must ask ourselves this question.
Why, why, why?
Why was I so insensitive!
Why did people who are not handicapped live without appreciating
the health that God gave them and why did the handicapped live in
the city, at home, among friends without receiving the necessary
care?
Why?
In fact, one heart to live and one mind to love would have been
more than enough…
I had both…
You did too…
They did too…
My phone rang one day…
It is a good thing it rang.
Ever since then, I have been serving the Disabled Sports Federation
of Turkey to the best of my ability. Along with my Federation Presi-
PARALİMPİK TÜRKİYE 52
Edindiğim dostlarım için söyleyeceğim tek söz var; Allah
eksikliklerini göstermesin. Bu yüzden ben de onların bedenlerindeki
eksikleri hiç mi hiç görmüyorum. Eminim onlar da bana bu
eksikliklerini hiç mi hiç göstermiyorlar. O kadar gayretliler ki…
Engelli olup da engel tanımazların kendilerini çok iyi
tanımalarından kaynaklanan bir irade gücünü de hayranlıkla
izledim hep…
Gönlümün sevgi penceresinden baktığım için de; onları hep
takdir ettim.
BİR FEDERASYONUN ANATOMİSİ
Kimleri tanımadım ki bu saygın camiada;
Başta Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı
Demirhan Şerefhan… 47 yaşın ötesinde bir olgunluk, Türkiye
sınırlarının ötesinde bir başarı… Bundan sonra Türkiye sporda
uluslararası bir kuruluşta bir Türk evladıyla temsil edilecek;
Demirhan Şerefhan artık Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol
Federasyonunun yönetim kurulu üyesi. Hem de en fazla oyu alarak…
Demirhan Şerefhan’ın ülke çapındaki başarısı artık dünyaya
yansıdı.
Onun, insanlarla uyumu, sorunları kavgasız çözümleme yeteneği,
‘emek - karşılık’ kavramında devletin dar imkanlar içinde bedensel
engellilere verdiği bütçenin ‘artmaz - yetmez’ sorumluluğu altına
girebilecek bir yüreği var… Demirhan Şerefhan gerçekten takdire
değecek işler yapıyor. dent Demirhan Şerefhan and many valued colleagues, we are trying
to provide capabilities for our handicapped citizens all over Turkey
and get them introduced to sports and start experiencing life. They
are working so diligently, some with their crutches, other on wheelchairs; I am becoming conscious of having experienced ‘disabled
awareness’ for the remaining part of my life. I have only one thing to
say for the friends I acquired; may God always keep them with us.
This is why I never see the disabilities in their bodies. I am sure that
they are not showing me their disabilities. They are such hard workers… I have always admired the will power of those who are handicapped not giving in to their disabilities because they know
themselves so well… I always appreciated them since I was looking
through the love window of my heart. THE ANATOMY OF A FEDERATION
I have known so many people in this respectful community;
At the top, President of the Disabled Sports Federation of Turkey
Demirhan Şerefhan… He is mature beyond his 47 years, he is
successful beyond the borders of Turkey… Başkanla yaptığımız ilk yönetim kurulu
toplantısında ve sonrasında onun ne kadar sabırlı, ne
kadar çalışma azmiyle dolu, ne kadar toparlayıcı bir
kimlik olduğunu, ileride daha büyük işlere imza
atacağını daha o günlerde görmüştüm. İlk imzayı yönetim içinde denge kurarak atmış, yurt
içi ve yurt dışı organizasyonlarda yönetim kurulu
üyelerimiz de gereken desteği kendisine verince
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu sesini
duyurmaya başlamıştı…
Bir aile gibi, aileden öteye yönetim içinde kan bağı
gibi dostluklar kurarak yola koyulduk.
Ampute Futbol, atıcılık, atletizm, badminton, bilek
güreşi bocce, halter, kayak, masa tenisi, okçuluk,
oturarak voleybol, tekerlekli sandalye basketbol,
tekerlekli sandalye dans, tekerlekli sandalye tenis,
yelken, yüzme branşlarında her seferinde bir yerlerde
başarı kazandık…
Kimlerle?
Can dostlarla… Kimlerle?
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu
yönetim kurulu üyeleriyle…
Bunları gururla söylüyorum.
Galatasaray’dan tanıdığımız tekerlekli
sandalye basketbolunun nerdeyse babası
diyebileceğim Sinan Kalpakçıoğlu da
yönetimde.
Tekerlekli sandalye
basketbolunun emektar
oyuncularından Yönetim Kurulu
Başkan Vekili Bülent Yağar…
Geçende konuşuyorduk, Bülent
Yağar kardeşim Türkiye’deki
yolların, binaların, otellerin
bedensel engelli
vatandaşlarımızın hizmetinden
ne kadar uzak olduğunu her
yerde vurgulayan ve bu
From now on, Turkey will be represented in an international establishment in sports with one of her own sons; Demirhan Şerefhan is a
member of the Board of the International Wheelchair Basketball Federation. He received the largest number of votes… Demirhan
Şerefhan’s success throughout Turkey is now familiar in the whole
world. He harmonizes with people, he has the ability to solve problems without conflict, he has the heart to bear the responsibility of
managing the limited budget provided by the government…
Demirhan Şerefhan performs work that is worthy of admiration. I
had seen in the first board meeting we had with the President and afterwards, how patient he is, how he is full of determination to work,
how he has a gathering personality and how he will achieve much
more in the future. He placed his first signature to maintain a balance
within the management, when members of the board gave him the
necessary support at home and abroad, the Disabled Federation of
Turkey started to have its voice heard… We were like a family, we
bonded within the management with friendships that were closer
than family. We achieved success in amputee football, shooting, athletics, badminton, arm wrestling, bocce, weight lifting, kayak, table
konuda önemli bir misyon üstlenmiş kişi. Tekerlekli
sandalyeye mahkum engellilerin özel ihtiyaçları
olduğunu, yollarda, kaldırımlarda hatta otel
odalarında çok sıkıntı çektiklerini anlatınca, bu
konuda dünyanın ne kadar gerisinde olduğumuzu
anladık. Şimdi Bülent kardeşim bu konuda bilgi
isteyen kuruluşlara, şirketlere rehberlik ederek
tekerlekli sandalye ile yaşadığı zorlu ortamın
kolaylaştırılması için çaba sarfediyor. Kaya Çilingiroğlu bir başka engelli gönüllüsü olarak
her türlü araç gereç ihtiyacının karşılanmasında kendi
geniş çevresini kullanarak federasyona yardımcı
oluyor. Engelli kardeşlerimizin hem daha rahat
yaşamalarını hem sportif yarıştaki araç gereçlerini
sağlıyor.
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu
yönetim kurulu toplantılarını da aldığımız karar
üzerine her ay yurdun çeşitli kentlerinde yaparak
camianın bütünleşmesini sağlıyoruz. Kah Ankara’da,
kah İstanbul’da, kah Antalya’da, kah Adana, Konya,
Gaziantep’te… Öylesine mutlu bir beraberlik,
öylesine ulvi bir hizmet aşkı var ki görülmeye değer.
ÖRNEK BİR BELEDİYE BAŞKANI;
FATMA ŞAHİN
Geçende, Temmuz başında yönetim kurulu
olarak Gaziantep’teydik. Güneydoğu’nun
sıcakkanlı insanları bizi büyük bir coşkuyla
karşıladı. 42 derece sıcak yüzmüze üflerken,
bedensel engelli bayan kardeşlerimizin
Tekerlekli Sandalye Basketbol Türkiye
Şampiyonası’nda bulunmak da bizim
yüreklerimizi ferhalatıyordu. Çok güzel maçlar izledik. Böylece Türkiye Tekerlekli Sandalye
Bayan basketbolü de Gaziantep’te
başlamış oldu…
Neden Gaziantep?
O da çok anlamlı bir tercihti.
tennis, archery, sitting volleyball, wheelchair basketball, wheelchair
dancing, wheelchair tennis, sailing and swimming…
With whom? With sincere friends… With whom? Board members of
the Disabled Federation of Turkey… I am saying this proudly. Sinan
Kalpakçıoğlu, whom we know from Galatasaray that I can just about
call the father of wheelchair basketball is also in the management.
Veteran player of wheelchair basketball, Vice President of the Board
of Directors Bülent Yağar… We were discussing the other day, Bülent Yağar is a person, who has made it his mission to emphasize
everywhere how inadequate facilities such as roads, buildings and
hotels are for the service of the handicapped in Turkey and made it
his mission to improve things in this area. When he told us how
handicapped individuals, who are bound to a wheelchair have special requirements and that they are experiencing big problems on
roads, sidewalks and even in hotel rooms, we realized how far behind the world we are in this area. Bülent is now making efforts to inform establishments and companies that request information in this
subject and guides them to improve the difficult environment handicapped individuals in wheelchairs are living in. PARALİMPİK TÜRKİYE 53
Yönetim Kurulu üyemiz Gaziantepli Hulusi Kalender’in
teklifi üzerine harekete geçtik. Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanı, tuttuğunu koparan, cabbar, hizmet
gönüllüsü ve de kendisini bundan önceki bakanlık
döneminde Kadın Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı olarak
tanıdığımız bir isimdi; Bayan Fatma Şahin.
Hulusi Kalender haklıydı. Tekerlekli Sandalye Bayan
Basketbolu’nun bu şirin kentimizde başlaması gerekti. Fatma
Şahin Hanımefendi bizi üç gün Gaziantep’te ağırladı ve
Tekerlekli Sandalye Bayan Basketbolu da böylece belediye
başkanı bayan olan bir şehrimizde başlamış oluyordu… HULUSİ KALENDER VE PİR AŞKINA HİZMETLERİ
Hulusi, bizim yönetimin sakin ama yürekli, sessiz ama
yaptığı işlerle bedensel engelliler camiasında ses getiren bir
yönetim kurulu üyemiz. Onunla gurur duyduğumu
söyleyebilirim. Hulusi Kalender kardeşim sağ kolunun
altındaki koltuk değneğine yaslanıp değme insanın
çıkamayacağı başarı merdivenlerini süratle tırmanan bir
Kaya Çilingiroğlu is another volunteer devoted to the handicapped;
he assists the federation by taking advantage of his wide circle for
meeting the requirement of all kinds of materials and equipment.
He provides a more comfortable for the handicapped and the materials and equipment they need during sports competition. Based
on a decision that we took we are holding the meetings of the
board of directors of the Disabled Sports Federation of Turkey in
various different cities of Turkey to ensure the integration of the
community. The meetings are sometimes in Ankara, other times in
Istanbul, Antalya, Adana, Konya, or Gaziantep… the happy togetherness and the love of service is worth seeing.
hizmet gönüllümüz. Neler yapmıyor ki…
Siz bakmayın soyadının Kalender olduğuna, o engel
tanımayan bir hizmet gönüllüsü. O, soyadına inat tam bir
tezcanlılık örneği veren üretken kimlik. İstanbul’daki
üniversite tahsilinden sonra memleketi Gaziantep’te hayatını
sürdürüyor. Bedensel engelliler için orada hayata geçirdiği bir
hizmet binası var ki görülmeğe değer. Ben diyeyim hizmet
binası, siz deyin rehabilitasyon merkezi. Hulusi Kalender
kardeşimizin Gaziantep’te engelliler için açtığı ‘umut
kapısı’nın üstünde şunlar yazıyor;
Türkiye Sakatlar Derneği Gaziantep Şubesi Engelsiz
İstihdam Merkezi. Başkanı da Hulusi Kalender…
Merkezi İstanbul’da olan bu dernek; Gaizantep’te engelli
vatandaşların emek verdiği, onların rehabilite edilirken ulusal
ekonomiye katkı sağladığı ve de üretim yaparak aile
bütçelerine katkı sağladığı bir ocak. Bir ticarethane. Geliri
bedensel engelliye…
We watched very good matches. Thus, Women’s Wheelchair Basketball in Turkey was started in Gaziantep… Why Gaziantep? That
was a very meaningful preference. We went into action through
the suggestion of our board member from Gaziantep, Hulusi
Kalender. The mayor of the Gaziantep Metropolitan Area was a
woman, who was a go getter, hard working, service volunteer
whom we knew earlier while she was a state minister responsible
from women’s rights; Fatma Şahin. Hulusi Kalender was right.
Women’s Wheelchair Basketball had to start in this pleasant city.
Ms. Fatma Şahin hosted us for three days in Gaziantep and thus
Women’s Wheelchair Basketball was started in a city with a
woman mayor… AN EXEMPLARY MAYOR: FATMA ŞAHİN
HULUSİ KALENDER AND SERVICES JUST FOR LOVE
Recently our board of directors was visiting Gaziantep. The warm
blooded people of the Southeast met us with tremendous jubilation. While the temperature of 42 degrees was blowing in our
faces, it lightened our hearts to attend the Wheelchair Basketball
Turkish Championship of our disabled sisters. Hulusi is a board member, who is calm but courageous, silent but
able to resound in the disabled field with his accomplishments. I
can say that I am proud of him. My brother Hulusi Kalender is a
service volunteer, who can climb the ladder of success rapidly,
leaning on the crutch under his right arm. He does so much…
PARALİMPİK TÜRKİYE 54
İçerisini gezerken Kalender’e sordum;
“Kaç karpuz var koltuğunda?”
Bir koltuğu, 1.5 yaşında geçirmiş olduğu çocuk felcinden sonra
zaten dolu olan Kalender’in diğer koltuğunda basite indirgenmiş
bir tevazu ile pek çok karpuz olduğunu gördüm; Türkiye
Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Üyeliği, Gaziantep Sakatlar
Derneği Başkanlığı, SS Güneykent Kooperatifleri Üst Birlik
Başkanlığı, Kent Konseyi Yürütme Kurulu görevi, bir de kendi işi
bilişimcilik ve de mutlu bir evlilik…
Hulusi Kalender aynı zamanda Sanko’nun ülke çapında bilgi
işlem merkezlerinin kurucusu. 20 yılını oraya vermiş bir
matematik mühendisi. Eşi Meryem Hanınmefendi de arkeolog…
O da gençliğin hizmetinde olarak şimdilerde öğretmenlik
yapıyor.
Gaziantep’ten dönerken aklımda iki şey vardı;
Hulusi Kalender’in
övgüye layık işler
yaptığı ve Gaziantep
esnafının bedensel
engellilerin üretttiği
ürünlere daha fazla
rağbet gösterek
onlara maddi imkan
sağlamalarının
gerektiğiydi.
Gaziantep’te o
gece AK Parti
Milletvekili Halil
Mazıcıoğlu, Vali
Yardımcısı Mehmet
Taşdöğen, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin
de bizlerle beraberdiler… Bu ülkenin her ferdinin refahı için
uğraşacağımızı, temsil ettiğimiz engelli kerdeşlerimize hiç bir
engel tanımadığımızı onlara da anlattık. Her konuda yardımcı
olacakları sözünü aldık…
BAŞKAN ŞEREFHAN ENGELLİLERİ KUCAKLIYOR
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı
Demirhan Şerefhan’la birlikte yönetim kurulu üyelerimiz, hizmet
Never mind that his last name is Kalender; he is a service volunteer,
who knows no obstacles. He has a productive character that is
exactly the opposite of his last name. After graduating from
University in Istanbul, he has been living in his hometown of
Gaziantep. The service building he had built for the disabled is
extremely impressive. More than a service building, it is a
rehabilitation center. The ‘gate of hope’ opened by our brother
Hulusi Kalender for the handicapped in Gaziantep is inscribed as
follows; The Disabled Association of Turkey, Gaziantep Branch
Handicap-Free Employment Center. Its president is Hulusi Kalender… Headquartered in Istanbul, this
association is an establishment in Gaziantep where disabled citizens
toil; where they contribute to the national economy while being
rehabilitated and earning an income towards their family budget. It is
a commercial operation. The revenues go to the disabled… I asked
Kalender while touring the interior;
“How many watermelons are you carrying in your arms?”
While one of his arms is already occupied due to the polio he
underwent at the age of 1.5, Kalender’s other arm holds many
aşkıyla bütün ülkeyi her fırsatta kucaklamak istiyor ve bu emelle
önceden planladığımız şekilde adımlar atıyor, uyumlu bir aile
olarak hizmet veriyoruz. Nesrin Mater Hanımefendi, Gökhan Sarı,
Hüseyin Taşer, Erol Ersan, Nurettin Konar, Alparslan Ünlü, Vedat
Soylu, Atilla Bingöl’den kurulu ekibimiz Demirhan Şerefhan
başkanlığında maddi zorlukları aşmak için dört koldan devlet
kapılarında dolaşırken, bir yandan da sponsorluklarla bizden
hizmet bekleyen engelli kardeşlerimize katkıda bulunmak
istiyoruz.
Burada, bedensel engellilere destek olan Garanti Bankası’nı da
zikretmeden geçemeyeceğim. Keşke… Diğerleri de… Garanti
Bankası gibi bu sosyal sorumluluk projesinde yer alsa…
Keşke…
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun sportif
faaliyetleri sadece organizasyon olarak kalmıyor, araç gereçlerin
temininde de
büyük zorluklar
var. Çeşitli
branşlardaki ligler
de deplasmanlar da
bir başka zorluk…
Bunların içinden
çıkmak da bir hayli
sabır günleri
gerektiriyor.
Meğer ne zor
işmiş bütçelerin
darlığında dünya
devleri ile
karşılaşmak…
Ancak burada söylemek istediğim bir başka şey daha var ki
yaşanmadan anlaşılmaz. Türkiye’de 8.5 milyon engelli vatandaş
var. Onları spora yönlendirmek, dünyanın dev ülkeleriyle
yarıştırmak gerçekten çok zor bir iş. Yabancıların imkanları
binken, bizimkiler beşyüz… Yine de benim bedensel engelli
evlatlarım onlara kafa tutuyor. Şeref kürsülerine çıkıyor. Atlıyor,
zıplıyor, yüzüyor… Büyük küçük top demeden onun peşinden
koşuyor ve federasyonun bütçesinin çok üzerinde işler yaparak
altın madalyaları hak ediyor.
watermelons with a simplified humility; membership to the Disabled
Federation of Turkey, President of the Gaziantep Crippled
Association, SS Chairman of the South City Cooperative, member of
the City Council Executive Board, and his own business information
technology and a happy marriage… Hulusi Kalender is also the
founder of the IT centers for Sanko throughout the country. He is a
mathematical engineer, who devoted 20 years to this field. His wife
Meryem is an archeologist… She is also in the service of the youth as
a teacher. Returning from Gaziantep I had two things in my mind;
The first was that Hulusi Kalender’s accomplishments were worthy of
praise and that it is necessary for tradesman in Gaziantep to opt for
products made by the disabled to provide financial means for them.
That night in Gaziantep we were also accompanied by AK Party
Deputy Halil Mazıcıoğlu, Deputy Governor Mehmet Taşdöğen and
Gaziantep Metropolitan Municipality Mayor Fatma Şahin… We
explained to them that we will work towards the welfare of every
individual in this country and that we recognize no handicaps for the
disabled brothers and sisters we represent. We received their word
that they will assist us in every area…
PARALİMPİK TÜRKİYE 55
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun başka gizli
yürekleri de var; Kılı kırk yaran, yanlışa tahammülü olmayan, dürüst çizginin
adeta cetveli olan Genel Sekreter Suat Öztin. Disiplin Kurulu Başkanı kıymetli dost Osman Buldan…
Federasyonda görevli sekreter kardeşlerimiz Fidan Hanım ve
Emrah Dumlu
Ve de her branşın hocaları…
Onlar öğrencileriyle birlikte yarışmaya doymayanlar…
Yine öyle bir yarışmadan bahsetmek istiyorum. Onu sona bıraktım.
IWBF ADANA’YA HAYRAN KALDI
Yönetim Kurulu üyemiz Ali Duran Karakaya 12 ülkenin katılımı
ile düzenlenen U22 Gençler Avrupa Şampiyonası’nın Adana’da
yapılmasını sağlarken iyi bir imtihan vermiş ve şampiyona
süresince Adana’ya yurt dışından gelecek sporcu, hakem,
delegasyon, sporcu yakınları, basın mensuplarından oluşan 700
kişilik kafileyi başarılı bir şekilde ağırlamıştı. Hatta bu
organizasyon öncesi IWBF’nin yerinde yaptığı inceleme sonrası
Adana geçer not almış ve şampiyonanın burada yapılması önerisi
kabul edilmişti. IWBF Başkanı Maureen Orchard , IWBF Avrupa
Başkanı Jan Berteling ve Avrupa Bedensel Engelliler Basketbol
Federasyonu Genel Sekreteri Ron Copperanth Adana’yı takdirle
alkışlamışlardı…
Şampiyonanın açılış töreni, açılış maçı, Türk milli takımının
yapacağı tüm maçlar ve final maçı TRT tarafından yayınlanmış,
diğer haber ve görüntüler dünya televizyonlarına aktarılarak
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun başarılı
organizasyonu, Organizasyon Komitesi Genel Koordinatörü
Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail
Güneş’in büyük katkılarıyla dünyaya izlettirilmişti.
Bazı işler vardır; sonucu yürek yakar.
Bazı işler vardır; bal tutan parmak yalar.
Bazı işler vardır; pir aşkına yapılır, kullar bilmezse kıymetini
Allah bilir…
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, çok dar imkanlar
içinde bu yola yürek koymuşların sorumluluğundadır.
Maddi - manevi…
PRESIDENT ŞEREFHAN EMBRACES THE HANDICAPPED
Along with the Disabled Federation of Turkey President Demirhan
Şerefhan, our members of the board wish to embrace the entire
country at every opportunity with the love of service, taking steps as
planned earlier for this purpose, providing services as a compatible
family. Our team consisting of Mrs. Nesrin Mater, Gökhan Sarı,
Hüseyin Taşer, Erol Ersan, Nurettin Konar, Alaparslan Ünlü, Vedat
Soylu and Atilla Bingöl is dealing with the government under the
presidency of Demirhan Şerefhan to overcome financial difficulties,
while also trying to contribute to our disabled brothers and sisters
expecting services from us through sponsorships. I must also mention
here Garanti Bank in supporting the disabled. I wish others would
take part in this social responsibility project like Garanti Bank…
IWBF ADMIRES ADANA
Our Board Member Ali Duran Karakaya passed a major test while
ensuring that the U22 Youth European Championship held with the
participation of 12 countries and successfully hosted the athletes,
referees, delegations, athletes’ relatives and press members amounting
PARALİMPİK TÜRKİYE 56
Onlar ne alkış isterler ne övgü…
Dünyaya Türk’ün adını bir kez daha duyurmak için
onlara bir küçük destek, bir
sponsorluk, bir kanedyen, bir
OSMAN TANBURACI
tekerlekli sandalye yeter.
to a 700 person group to arrive in Adana throughout the
championship. In fact, as a result of the audit performed by the IWBF
before this event, Adana received a passing grade and the suggestion
to hold the championship here was accepted. IWBF President
Maureen Orchard, IWBF Europe President Jan Berteling and Disabled
Basketball Federation of Europe Secretary General Ron Copperanth
had admired Adana… The opening ceremony of the Championship,
the opening game, all the matches to be played by the Turkish
National Team and the final match were aired by the TRT, other
images and news stories were transmitted to world television channels
and this event of the Disabled Sports Federation of Turkey was
watched by the whole world through the contributions of Coordinator
General of the Organization Committee Çukurova University Staff
Member Associate Professor Dr. İsmail Güneş. There are some affairs,
whose results burn the heart. The Disabled Federation of Turkey is
under the responsibility of those who placed their hearts on this path
with very limited means. Materially or spiritually… They do not
require any applause or praise… A small support, a sponsorship or a
wheelchair to have the name of the Turks heard in the world will
suffice for them.
DÖRT MEVSİM PARALİMPİĞİ
TATYANA McFADDEN ESKİ
SOVYETLER BİRLİĞİ’NDE BELDEN
AŞAĞISI FELÇLİ DOĞDU. AİLESİ
FAKİRDİ, YETİMHANEYE VERİLDİ. ABD
SAĞLIK DEPARTMANINDAN BİR ELÇİ
ONU EVLAT EDİNEREK ÜLKESİNE
GÖTÜRDÜ. 2004 ATİNA VE 2008
BEIJING PARALİMPİK
OYUNLARI’NDA YÜZMEDE TOPLAM
ALTI MADALYA KAZANDI.
2009’DAN İTİBAREN
ATLETİZMİN ZORLU BRANŞI
MARATONDA CHICAGO,
NEW YORK, LONDRA
MARATONU’NDAKİ
BİRİNCİLİKLERİYLE EFSANE
OLDU. 2012 LONDRA
PARALİMPİK OYUNLARI’NA
ATLET OLARAK KATILDI. AYNI
YIL DÜNYA ATLETİZM
ŞAMPİYONASI’NDA ALTIN
MADALYA KAZANDI. VE SON
OLARAK 2014 SOCHI KIŞ
PARALİMPİK
OYUNLARI’NDA ‘1 KMCROSS COUNTRY’
DALINDA YARIŞIP
GÜMÜŞ MADALYAYI
BOYNUNA TAKARKEN
BİYOLOJİK ANNESİ DE
KENDİSİNİ İZLEYENLER
ARASINDAYDI.
FOUR SEASONS OF
PARALYMPICS
TATYANA McFADDEN WAS BORN PARALYZED
FROM THE WAIST DOWN IN THE FORMER
SOVIET UNION. AS HER FAMILY WAS
POVERTY STRICKEN, SHE WAS PLACED IN AN
ORPHANAGE. AN AMBASSADOR FROM THE
US HEALTH DEPARTMENT ADOPTED HER
AND TOOK HER BACK HOME. SHE WON A
TOTAL OF SIX MEDALS IN SWIMMING
DURING THE 2004 ATHENS AND 2008 BEIJING
PARALYMPIC GAMES. STARTING IN 2009 SHE
BECAME A LEGEND IN THE TOUGH BRANCH
OF ATHLETICS, THE MARATHON AT THE
CHICAGO, NEW YORK AND LONDON
MARATHONS. SHE PARTICIPATED IN THE
2012 LONDON PARALYMPIC GAMES AS
AN ATHLETE. SHE WON A GOLD
MEDAL IN THE WORLD ATHLETICS
CHAMPIONSHIP DURING THE SAME
YEAR. AND FINALLY SHE
COMPETED IN THE ‘1 KM-CROSS
COUNTRY’ BRANCH AT THE
2014 SOCHI WINTER
PARALYMPICS AND WON
THE SILVER MEDAL,
WHILE HER
BIOLOGICAL
MOTHER WAS
AMONG THE
SPECTATORS
WATCHING
HER. S
porun özü ve yarışmayı heyecanlı kılan şey önünüzdeki
engelleri aşmaksa, Paralimpik sporcuların bu işin en büyük
yıldızları olduğunu söylemek anlamlı olur. Bir de, onların içinde
bu rekabet duygusunu zafer ışıltısıyla parlatanlar var. Paralimpik
sporları kaydadeğer yapan en önemli paydalardan biri de onlar. Öyle
hikayeler ortaya çıkarıyorlar ki, pekçok profesyonel spor yıldızının
üzerindeki spot ışıkları kalkıp yaldızları döküldüğünde bu isimlerle
karşılaştırılması bile gülünç geliyor.
Tatyana McFadden da bu Paralimpik idoller arasında. Sırf
kazandığı başarılar değil onu özel kılan. Aynı zamanda kendi
If the essence of sports and what makes competition exciting is to
overcome obstacles, it would be meaningful to say that Paralympic
athletes are the biggest starts at this. There are also those among
them that shine this feeling of competition with the brilliance of
victory. They are one of the most important elements that make
Paralympic sports worthwhile. They unravel such stories that when
the spot lights come off many sports stars and their glitter falls off, it
is pathetic to compare them to these names. Tatyana McFadden is
also among these Paralympic idols. There is more than just the
success she achieved that makes her special. She does not make do
PARALİMPİK TÜRKİYE 58
dalındaki üstülüğüyle yetinmeyip önüne yeni, cesaret isteyen ve
başarısızlığı da göze almayı gerektiren hedefler koyması…
Eski Sovyetler Birliği'nde 1989'da dünyaya gelmiş McFadden. Tam
da duvarların yıkıldığı, kapalı bir ideolojinin tarihin sayfalarına doğru
yol aldığı yıllarda…
Onun hayatıysa zorluklarla başlayacaktı. Hem de ne zorluklar…
Doğuştan bel altı felçti. Hayatının ilk altı yılını elleri üzerinde
yürüyerek geçirmek zorunda kaldı Tatyana. Ailesi o kadar fakirdi ki,
tekerlekli bir sandalye almak şöyle dursun, ona bakacak durumları
dahi yoktu. Böylece yetimhanenin yolunu tuttu. with her superiority in her own branch but she sets out new targets
that require courage and dare to be unsuccessful… McFadden was
born in 1989 at the former Soviet Union. This was the time when the
walls were about to come down and a closed ideology would move
towards the pages of history… Her life started out with difficulties.
These were quite severe… She was paralyzed from the waist down at
birth. Tatyana was forced to spend the first six years of her life
crawling on her hands. Her family was so poor that let alone buying
her a wheelchair; they could not even afford to take care of her.
Thus, she set out for the orphanage. Bu acıklı hikayenin geri kalan
kısmı ise Tatyana'nın büyük azmi
ve biraz da şansla bambaşka bir
yön bulacaktı. ABD Sağlık
Departmanı’nın bir elçisi olarak
Rusya'yı ziyaret eden Deborah
McFadden, ülkede engelilerin
durumuyla ilgili bir rapor
hazırlamak için bulunuyordu.
Kader karşısına Tatyana'yı çıkardı.
Bayan McFadden, bu küçük ve
çaresiz görünen kızı evlat edinip
ülkesine götürdü, kendi soyadını
verdi. Tatyana McFadden için
böylece yeni bir hayat başlamış
oldu. Çocukluğu boyunca
yapmadığı spor kalmadı
McFadden'ın… Yüzmeden
cimnastiğe, basketboldan hokeye
kadar hemen her sporu yaparken
görüyordu yaşıtları onu. Asıl
amacı, oldukça zayıf olan ve
doğumundan itibaren başına dert
kaslarını güçlendirmekti. Zamanla
spora doğuştan bir yeteneği olduğu
ortaya çıktı. Kimbilir belki doğuştan
gelen problemleri olmasa, çok
başarılı bir sporcu olabileceğinin
hayallerini kuruyordu. Ancak azim
sayesinde aşılmayacak engel yoktu.
Hayallerin de gerçek olacağı bir an
gelecekti...
The remainder of this sad story would change completely with
Tatyana's tremendous determination and also with a little luck.
Visiting Russia as an ambassador of the US Health Department,
Deborah McFadden was there to prepare a report on the state of the
disabled in this country. Fate brought her to Tatyana. Mrs. McFadden
adopted this little helpless girl and took her back to her country and
gave Tatyana her own family name. Thus, a new life started out for
Tatyana McFadden. McFadden tried just about every sport starting
with her childhood… Her peers could see her participate in just
about any sport including swimming, gymnastics, basketball and
hockey. The actual purpose was to strengthen her muscles that were
weak and troubling since her birth. In time, it became apparent that
she had a natural aptitude towards sports. Perhaps she was imagining
that if she did not have all the problems she was born with, she
could have become a very successful athlete. There was, however,
no obstacle that could not be overcome with perseverance. In time,
her dreams would come true... Her athletic career was starting to
take off. She overcame her first major challenge when she was only
15 years old in swimming at the Athens Paralympic Games. She had
attracted attention with the silver she had won; she had won a
bronze medal right afterwards in the 200 M-T54 category to be
highlighted as the most successful young individual of the games.
PARALİMPİK TÜRKİYE 59
Artık sporculuk yaşantısı iyiden iyiye ciddiyet kazanmaya başlamıştı. İlk büyük
mücadelesini henüz 15 yaşındayken Atina Paralimpik Oyunları’nda yüzme
dalında vermişti. Kazandığı gümüşle dikkat çekmiş, hemen ardından 200 M-T54
kategorisinde bir bronz kazanarak Oyunlar’ın en başarılı genç ismi olarak ön
plana çıkmıştı. Dört yıl sonra bu kez Beijing’de yarışacaktı ve yine çok
başarılıydı. Ancak, hayal ettiği altını kılpayı kaçırıyor, üç gümüş ve bir bronzla
evine dönüyordu. O zamana kadar kısa sprintlerde ustalaşan McFaden, 2009'da
evi sayılacak Chicago'da biraz da öylesine maratona katıldı. Yarışın sonuda ise spor tarihinin en büyük hikayelerinden birini yazarak birinci
geliyordu. Bu onun ardı ardına gelecek maraton birinciliklerinin ilkiydi. Bir yıl
sonra New York'ta, 2011'de yine Chicago'da ve aynı yıl Londra'da kazandığı
zaferler onu maraton Paralimpikleri arasında bir efsane haline getirecekti. 2012 Londra Paralimpik Oyunları McFadden açısından biraz sönük geçse de,
ertesi yıl katıldığı Dünya Atletizm Şampiyoası'nda aldığı altı altın madalyayla
adeta gövde gösterisi yapıyordu. Aynı yıl katıldığı Boston, Chicago, New York ve
Londra maratonlarını kazanarak, sırf Paralimpik alanda değil, tüm maratoncular
arasında bile yapılması neredeyse imkansız bir şeyi gerçekleştiriyordu. Yazının başında dediğimiz gibi, McFadden'ı özel kılan sırf
gösterdiği başarıları değil, aynı zamanda önüne devamlı yeni hedef
ve engeller koyması ve bunları aşmaya çalışması. Tam da
Paralimpik sporların ruhunu yansıtan bu karakterin en uç noktasını
belki de bu yıl sergiledi MCFadden. Hayatını, havuzda ya da pistte
geçirmiş bir sporcu olarak onu 2014 Sochi Kış Paralimpik
Oyunları’nda görmeyi kimse beklemiyordu. Ancak ‘1 KM-Cross
Four years later she was competing in Beijing and again she was very
successful. However, she was missing the gold she was yearning for
going back home with three silvers and one bronze. Specializing in short sprints until then, McFadden entered the
marathon in Chicago that she considered home just for the sake of it.
She did, however, write one of the biggest stories of the history of
sports to come in first place at the end of the race. This was the first
one of her marathon wins that would come one after the other. The
victories she won one year later in New York, in 2011 again in
Chicago and the same year in London would make her into a legend
for marathon Paralympics. Although the2012 London Paralympic
Games were somewhat disappointing for McFadden, she shone
again next year at the World Athletics Championships the following
year by winning six gold medals. She also won the Boston, Chicago,
New York and London marathons she entered during the same year,
Country’ dalında yarışıp gümüş madalya kazanarak yine
herkesi şaşırtmayı başardı. Henüz bu alanda kendini
geliştirmeye başlayalı bir yıl bile olmamıştı. Üstelik bu
madalyayı kazanırken kendisini izleyenler arasında tüm
ailesi, yani kendisini yetimhaneye
vermek zorunda kalan biyolojik
DENİZ ÜLKÜTEKİN
annesi de vardı.
achieving a feat that is almost impossible to attain among all
marathon runners, let alone in the Paralympic area. As we said at
the start, what makes McFadden special in addition to the
successes she achieves is that she always sets out new targets and
challenges in front of herself and tries to overcome them.
McFadden displayed the extreme point of this character, which
fully reflects the spirit of Paralympic sports this year. No one
expected to see her at the 2014 Sochi Winter Paralympic Games
as she was an athlete that spent her career at the swimming pool or
the athletics field. However, she again managed to amaze
everyone by competing in the ‘1 KM-Cross Country’ branch and
winning the silver medal. She had been working out in this area for
less than a year. Her whole family, even her biological mother,
who had been forced to give her up to the orphanage were among
the spectators while she was winning this medal.
PARALİMPİK TÜRKİYE 61
GERÇEK SPOR YAZARLARINA SAYGI DURUŞU
MOMENT OF SILENCE FOR TRUE SPORTS WRITERS
Y
yİĞİTer uLuĞ
SPOR YAZARI
SPORTS WRITER
aklaşık iki yıl yurt dışında yaşadıktan sonra
Nisan ayında memlekete döndüm.
İnsanoğlu bir tuhaf; güzelliğe, iyiliğe, ince
düşünce eseri yüksek standartlara pek çabuk
alışıyor. İstanbul’a ayak bastığım günden beri
kimsenin birbirine saygı göstermediği, özellikle de
yayaları yok saydığı trafik, her gün sinir uçlarıma
zımpara yapıyor. Alışkanlıklarımı yitirmişim. Sanki
yurt dışına gitmeden önce on yıllar boyu bu şehrin
kaldırımlarını çiğnemiş olan adam ben değilim!..
Günlük hayatın hayhuyunda yayalara bile yer
bulamayan bir düzenden (kaos demek daha
doğru) engelli vatandaşlara saygı göstermesini
beklemek mümkün mü? Değil elbette… Son
dönemde yapılan bazı akıllı binalar hariç, hemen
her yerde giriş-çıkışlar felaket… Sözümona
tekerlekli sandalyeleri düşünerek yapılmış bazı
eklemeler, tadilatlar göstermelik… Çoğu
fonksiyonel olmaktan uzak…
Tüm bunların arasında insanın göğüs kafesine
iyimser bir bulutun dolmasını sağlayan bazı
gelişmeler de yok değil. Belediye otobüsleri
mesela… Hatırlıyorum da, 70’li yılların sonu,
80’lerin başında bir Bussing otobüsler vardı
İstanbul’da… Durağa gelir yanaşır, malum ön
kapıdan bineceksiniz… Ama ilk basamak o kadar
yüksektir ki, kadınlar, çocuklar, yaşlılar bir türlü
adımını atamaz. Kaç kez ön kapıya gidip, elimi
uzatarak bir yaşlı amca ya da teyzeyi otobüsün
içine ‘çektiğimi’ dün gibi anımsıyorum. Aradan 3035 yıl geçti. Bugün otobüsler tekerlekli sandalye
ihtiyacı içinde olan İstanbulluları da hesaba katarak
dizayn edilmiş durumda. Kaldırımlarda, binalarda,
kamusal alanlarda hâlâ büyük eksikler var ama
buna da şükür…
I came back to my homeland in April after living abroad for nearly
two years. People are strange; you get used to beauty, goodness and
high standards resulting from fine thinking very quickly. The Istanbul
traffic where no one respects each other, also where pedestrians are
completely ignored has been grating on my nerves every day. I lost
my old habits. It is as though I weren’t the one who walked on the
sidewalks of this city for decades before going abroad!.. Is it possible
to expect an order that cannot even find room for pedestrians due to
the daily rush (chaos is more appropriate), to show respect for
handicapped individuals? Absolutely not… Except for some smart
buildings constructed recently, going in and out of places is a
disaster… Some additions and modifications made by considering
the so called wheelchairs are for show… Most are far from being
PARALİMPİK TÜRKİYE 62
Yeni işyerim Akatlar’da, Beşiktaş’ın basketbol
ve voleybol maçlarını oynadığı spor salonunun
içinde. Geçenlerde Basketbol Federasyonu
yetkilileri tarafından denetlendik. Aydınlatmadan
tuvaletlere, giriş-çıkışlardan telekomünikasyon
altyapısına kadar her konuda detaylı bir teftişten
geçtik. Ardından, yaklaşan yeni sezonda
uygulanacak yeni standartlar ve bizim
tesisimizdeki eksikler tarafımıza bildirildi.
Başlıklardan biri, engelli vatandaşlarımızı
yakından ilgilendiriyordu; tekerlekli sandalye
giriş-çıkışlarında iyileştirme yapılmasını ve
salona gelen engelli seyircilerin maçları en iyi
koşullarda izlemesini sağlayacak düzenlemelerin
bir an gerçekleştirilmesini istiyordu Federasyon…
O satırı okuduğum an, yüzüme huzurlu bir
tebessüm yayıldı. Yavuz Kocaömer’in hiçbir
takdir cümlesiyle özetlenemeyecek olağanüstü
çabalarıyla açtığı yoldan giden sevgili
meslektaşlarım sayesinde gelmiştik buralara…
Bugün rahmetle andığımız Cem Can, yaptığı
onca işe karşın hiçbir zaman öne çıkmayı
sevmeyen Hüseyin Sakarya, gittiği her
Olimpiyatta en duyarlı paragraflarını
Paralimpiklere ayıran Attila Gökçe, vicdanııyla
bilgisini aynı cümlelerde buluşturan güzel
insanlar; Hakan Can, Hamit Turhan, Deniz
Gökçe ve onlardan etkilenerek Paralimpik
sporlara yönelen daha nice ‘gerçek’ spor
yazarı… Onların emekleri, sayfalar dolusu
yazıları olmasa bugün bu noktaya gelebilir
miydik? Federasyonlar, maçların oynanacağı
tesisleri denetlerken engelli seyircileri, tekerlekli
sandalye giriş-çıkışlarını dikkate alır mıydı?
Pek sanmıyorum…
functional… There are, however, some developments that make
one feel somewhat optimistic. For example, the municipal buses…
I remember there were Bussing brand buses in Istanbul at the end
of the 70’s and start of the 80’s… They’d arrive at the bus stop and
you had to board through the front door… But the first step is so
high that women, children and elders just cannot reach it. I
remember so many times when I had to ‘pull in’ an old man or an
old woman into the bus. It has been 30-35 years. Now all the
buses in Istanbul are designed by considering citizens who use
wheelchairs. There are still many deficiencies on sidewalks, in
buildings and public areas, but thanks for this much… My new
place of business is in Akatlar, inside the sports hall where
Beşiktaş play their basketball and volleyball matches. MASA TENİSİNDE MADALYA YAĞMURU
T
ürkiye Bedensel
Engelliler Spor
Federasyonu Masa
Tenisi Milli takımı
madalyaları toplamaya,
ülkemizi gurulandırmaya
devam ediyor. Mayıs ayında
Slovakya'da düzenlenen
Uluslararası Masa Tenisi
Turnuvası’nda teklerde
Nesim Turan 4. klasmanda
altın madalyanın sahibi
olurken, 9. klasmanda
Neslihan Kavas, 10.
klasmanda Ümran Ertiş, 5.
klasmanda Ali Öztürk ve 3.
klasmanda Nergiz Altıntaş
bronz madalya kazandılar.
Takımlarda ise; Abdullah
Öztürk - Ali Öztürk 5.
Klasmanda altın, Nesim
Turan - Süleyman Vural 4.
klasmanda, Neslihan Kavas Thu Kompasov 9. klasmanda
gümüş, Ümran Ertiş- Merve
Cansu Demir 10. klasmanda,
Hilal Türkkan-Ebru Can ise
10. klasmanda bronz
madalyanın sahibi oldular.
Slovakya’dan önce yine
Mayıs ayında Slovenya’da
düzenlenen turnuvada da
başarılı sonuçlara imza atan
masa tenisi milli takımımız,
burada da iki altın, iki gümüş,
üç bronz madalya elde etti.
We were recently inspected by officials of the Basketball
Federation. We went through a detailed audit from lighting to
toilets, entrances and exits to the telecommunications
infrastructure in every area. Subsequently, the new standards to be
applied in the approaching new season and the inadequacies in
our facility were informed to us. One of the headings was of close
interest to handicapped citizens; the Federation asked that
improvements be made for wheelchair entries and exits and
arrangements for handicapped spectators, who come into the hall
to watch the matches, in the best conditions possible… As soon as
I read that line, I felt a peaceful smile spread on my face. We came
all this way through my esteemed colleagues following the path
opened by the extraordinary efforts of Yavuz Kocaömer that cannot
SHOWER OF MEDALS IN TABLE TENNIS
The National Table Tennis
Team of the Disabled
Sports Federation of
Turkey continues to
collect medals and make
our country proud. During
the International Table
Tennis Tournament held
during May in Slovakia
Nesim Turan won the
gold medal in the singles
in class 4, while in the 9th
class Neslihan Kavas, 10th
class Ümran Ertiş, 5th
class Ali Öztürk and 3rd
class Nergiz Altıntaş all
won bronze medals. In
the teams; Abdullah
Öztürk - Ali Öztürk won
the gold medal in class 5,
Nesim Turan - Süleyman
Vural in class 4 and
Neslihan Kavas - Thu
Kompasov in class 9 won
silver medals, while
Ümran Ertiş- Merve Cansu
Demir in class 10 and
Hilal Türkkan-Ebru Can in
class 10 won bronze
medals.
Our table tennis national
team also achieved
successful results at a
tournament held in
Slovenia in May before
Slovakia, to win two gold,
two silver and three
bronze medals there.
be described through any expression of praise… The late Cem
Can, whom we remember with great gratitude, Hüseyin Sakarya,
who does not like to be in the limelight despite all the good things
he does, Attila Gökçe, who reserves the most sensitive paragraphs
to the Paralympics at every Olympic Games that he goes to,
beautiful people whose conscience and knowledge meet in the
same sentence such as; Hakan Can, Hamit Turhan, Deniz Gökçe
and many other ‘real’ sports writers who were influenced by them
and turned to Paralympic sports… Could we have come this far
without their efforts and pages full of articles? Would federations
take into consideration handicapped spectators and wheelchair
entries and exits when auditing the facilities where matches are to
be played? I don’t think so…
PARALİMPİK TÜRKİYE 63
TRAFİKTE VE YAŞAMDA LÜTFEN BİRAZ DİKKAT
A LITTLE BT OF CARE IN TRAFFIC AND IN LIFE
G
İBraHİm GÜmÜŞDaL
TÜRKİYE MİLLİ PARALİMPİK
KOMİTESİ GENEL SEKRETERİ
NATIONAL PARALYMPIC
COMMITTEE OF TURKEY
SECRETARY GENERAL
eçtiğimiz Mayıs ayında Soma’daki
ocaklardan birinde maden kazası oldu.
Milletçe büyük bir acı yaşadığımız bu
dramatik kazada 301 emekçimizi kaybettik. Ölenleri
rahmetle anarken, geride kalanlara da başsağlığı ve
metanetler dilerim. Hızla değişen ve gelişen
dünyamızda günlük yaşam mücadelemizde kazalar
maalesef kaçınılmaz oluyor, bu kazaları mümkün
olduğunca minimize etmek için koruyucu, önleyici
gibi tedbirlerin ivedilikle alınması ve uygulanması
gerekiyor.
Ancak kazalar sadece madenlerde olmuyor, bizleri
haber bültenlerine ekranlara kilitleyen, bir anda 301
kardeşimizin ölmesi… Aslında hiçbir günümüz
geçmiyor ki, ekranlardan kaza haberleri almayalım.
En çok da trafik kazaları gündemde... Trafik
kazalarında günde yaklaşık 10 vatandaşımız yollarda
yaşamını yitiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu, Emniyet
Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel
Komutanlığı’nın verilerine göre 2013 yılında
yurdumuzun çeşitli bölgelerinde meydana gelen 1
milyon 207 bin 354 trafik kazasında 3 bin 685
vatandaşımış ölmüş ve 274 bin 825’i yaralanmış.
Özellikle bayram dönemlerinde trafik kazalarında
önemli artış olduğu bilinen bir gerçek. Trafik
kazalarında en çok omurilik yaralanmaları dikkat
çekiyor.
Bilinen bir gerçek var ki, kazalarda öne çıkan kalıcı
engellilik durumlarına çeşitli bölgelerdeki omurga
kemiği hasarları neden oluyor. Omurilik beyinle
Last May there was a mining accident in a town called Soma. 301
miners were killed at this terrible accident that caused great anguish
for our nation. We remember the dead with gratitude, while giving
our condolences to those left behind. Accidents are unfortunately
unavoidable in our rapidly changing and developing world and
preventive measures must be urgently taken and implemented in
order to minimize these accidents as much as possible. Accidents
do not occur only at mines, what got us locked into the news
screens was that 301 people were killed all at once… Actually, not
a day passes by when we do not get news of a accident on the TV
screens. The most common are traffic accidents... Approximately 10
of our citizens lost their lives on the roads in traffic accidents.
According to the data of the Statistics Institute of Turkey, Security
General Directorate and the Gendarmerie General Command,
1,207,354 traffic accidents took place in various parts of our
country in 2013, where 3,685 citizens died and 274,825 were
wounded. It is a known fact that there is a significant increase in
traffic accidents during holiday periods. The most common bodily
damages in traffic accidents tend to be spinal injuries. It is also well
PARALİMPİK TÜRKİYE 64
uzuvlar arasında bağlantıyı sağlayan, beyinden
gönderilen komutların eyleme dönüşmesine aracılık
eden çok önemli bir organdır. Beyin travmalarının
dışında diğer yaralanmalarda hasta zamanla sağlığına
kavuşabilirken, omurilik yaralanmaları genellikle
sakatlıkla sonuçlanıyor. Ayrıca, el, kol ve bacak
amputasyonları, kafatası kırık ve çökmelerinin sebep
olduğu beyin rahatsızlıkları da kazazedelerin belki de
ömür boyu engelli kalmalarına yol açıyor.
Aşırı sıcaklığın yaşandığı şu yaz günlerinde diğer
elim haberler listesine deniz, göl, havuzlarda
meydana gelen kazaları ekleyebiliriz. Bilhassa dibi
görünmeyen sığ sulara atlamalardan dolayı bir çok
insan omuriliğinden ciddi şekilde sakatlanmakta...
Sonuç olarak, hiç de azımsanmayacak bir
çoğunluğun sürekli engelli kalması söz konusu… Bir
başka deyişle, engelli nüfusunda artış kaçınılmaz
oluyor. Bu kazaların tamamına yakınının (%99,12)
sürücü, yaya ve yolcu hatalarından meydana geldiği
de bir başka gerçek... Bir insan yetiştirmenin ne kadar
meşakkatli olduğu hepimizin malumu, bir kaç
saliselik dalgınlık veya dikkatsizliğin neden olduğu
bu kazaların olmaması, hiçbir yavrumuzun annebabasız kalmaması ve hiçbir vatandaşımızın da
engelli konumuna gelmemesini diler, herkese gerek
trafikte, gerekse günlük yaşamda her türlü kazaya
karşı önlem almalarını ve sağlıklarının kıymetini
bilmeleri konusunda duyarlılık göstermelerini
öneririm.
Kazasız belasız, bol sağlıklı günlere…
known that permanent disabilities that are mostly occurring in
accidents are caused by spine injuries in various parts of the body.
The spinal cord is a very important organ that provides connection
between the brain and the organs, acting as intermediary to the
commands sent from the brain to turn into actions. While the
patient heals in injuries other than brain traumas, spinal cord
injuries generally end up causing a disability. In addition, hand,
arm and leg amputations, brain injuries caused by skull fractures
and cracks may also cause accident victims to become disabled
for life. The list of sad news during these summer days, when we
experience extreme hot weather, includes accidents occurring in
the sea, lakes and pools. Many people suffer serious spinal cord
injuries due to diving into shallow waters where the bottom is not
visible... In conclusion, a large number of people that cannot be
overlooked are becoming permanently disabled… In other words,
the increase in the disabled population is unavoidable. It is
another fact that almost all of these accidents (99.12%) are due to
driver, pedestrian or passenger faults... May you have healthy,
accident and trouble free days…
HAYATIN İÇİNDEN - 3 / FROM WITHIN LIFE - 3
İÇİMİZDEN BİRİ MEHMET BARIŞ TUNCA
ONE OF US MEHMET BARIŞ TUNCA
YAĞMURLU BİR İSTANBUL SABAHI MALTEPE’DEN BİR
TREN GEÇTİ, GENÇ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNİN
HAYATI DEĞİŞTİ. İSTASYONDA TRENLE PERON
ARASINDAKİ SIKIŞMA ANI SONRASI İKİ AYAĞI KESİLEN
MEHMET BARIŞ TUNCA İÇİN YENİ BİR YAŞAM
BAŞLAMIŞTI. BU DURUMA ALIŞMAK KENDİSİ İÇİN NE
KADAR ZORSA, AİLESİ İÇİN DE ÖYLEYDİ AMA ONUN
GÜÇLÜ DURUŞU AİLESİNİN DE GÜÇLÜ KALMASINI
SAĞLADI. TUNCA, TEKERLEKLİ SANDALYESİYLE
ÜNİVERSİTEYİ BİTİRDİ, YÜKSEK LİSANS YAPTI, YÜKSEK
EKONOMİST UNVANI ALDI VE SPORDA BİRÇOK
BAŞARIYA İMZASINI ATTI.
A TRAIN PASSED THROUGH THE DISTRICT OF MALTEPE ON A
RAINY ISTANBUL MORNING AND THE LIFE OF A YOUNG
UNIVERSITY STUDENT CHANGED FOREVER. HAVING BOTH HIS
FEET AMPUTATED AFTER BEING CAUGHT BETWEEN THE TRAIN
AND THE LANDING AT THE STATION, A NEW LIFE HAD
STARTED FOR MEHMET BARIŞ TUNCA. IT WAS JUST AS HARD
FOR HIM AND HIS FAMILY TO BECOME ACCUSTOMED TO THIS
SITUATION BUT HIS STRONG STANCE MADE HIS
FAMILYSTRONG AS WELL. TUNCA GRADUATED FROM
UNIVERSITY IN HIS WHEELCHAIR, COMPLETED HIS MASTER’S
DEGREE, RECEIVED THE TITLE OF EXPERT ECONOMIST AND
ACHIEVED MANY SUCCESSES IN SPORTS.
Herkesin hayatı bir roman… Onunki de öyle… Mehmet Barış Tunca 1981 yılında
Ankara’da doğdu. Ev hanımı bir anne ve
marangoz bir babanın üç kız çocuktan
sonra doğan tek oğlu… Aslında onun
hikayesini 2002 öncesi ve sonrası diye iki
ayrı zaman dilimine bölünebilir. Engelli
olmadan önceki hayatından daha çok
engelli olduktan sonra ama
engellenemeyen hayatının periyodunu
anlatıyor aşağıdaki satırlar.
2002 yılında Sakarya Üniversitesi Dış
Ticaret Bölümü’nü bitirdikten sonra
girdiği dikey geçiş sınavını kazanarak
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Uluslararası Ticaret Bölümü’nü kazanan
Tunca, kayıt işlemleri için gerekli
diplomasını almak için yağmurlu bir
İstanbul sabahında yola koyulur. Maltepe
İstasyonu’ndan Adapazarı Ekspresi’ne
binmeye çalışırken ıslak zeminde kayan
kösele ayakkabısı ile bir anda bedeni
hareket eden tren ile peron arasında
sıkışır. Çevreden yetişenlerin yardımıyla
kurtarılan 1.90’lık genç öğrenci için o
tarihten itibaren yeni bir yaşamın kapıları
açılmıştır. İlk etapta bir ayağı, sonrasında
diğeri kesilir. Eskiden çok iyi bir kaleci ve
basketbol oyuncusu olan Mehmet Barış
Tunca engelli yaşamında ilk tekerlekli
sandalyesini ve protezlerini Türkiye Engelliler Spor Yardım ve
Eğitim Vakfı’ndan alır. Yeni protezleriyle boyu 1.60’a düşer. Ama
o bunu dert etmez.
Kazadan sonra ailesini teselli etmek de ona düşer. Hastanede
yatarken annesine ve babasına hep, “Üzülmeyin, Allah hiçbir
kuluna kaldıramayacağı yükü vermez. Kötü günler de göreceğiz
ki iyi günlerin kıymetini bilelim. Birbirimize destek olalım. Sizler
Everyone’s lives are novels… So is his… Mehmet Barış Tunca was
born in 1981 in Ankara. His mother was a housewife and his father
was a carpenter and he was their only son after three daughters…
His story can actually be split into two separate periods, before and
after 2002. The following narration tells more about his life after
becoming disabled but not recognizing any handicaps. After
winning the vertical transition exam following his graduation from
the Sakarya University Foreign Trade Faculty in 2002 and entering
the Manisa Celal Bayar University International Trade Department,
Tunca starts out on a rainy Istanbul morning to pick up his diploma
that was required for registration procedures. While trying to board
the train at the Maltepe Station, his leather soled shoes slide on the
wet ground and his body gets caught between the moving train and
the landing. Rescued with the help of the surrounding passengers,
the young 1.90 m tall young student had his life altered since that
day. First one of his limbs, then the other is amputated. Formerly a
very good goal keeper and basketball player, Mehmet Barış Tunca
gets his first wheelchair and prostheses in his disabled life from the
Disabled Sports and Aid Foundation of Turkey. He is only 1.60 m
tall with his new prostheses. But, he doesn’t let that trouble him. He
is the one to console his family following the accident. While lying
PARALİMPİK TÜRKİYE 66
sağlam olun ki, dik durun ki bundan sonra ben de sizin
desteğinizle bir yerlere gelebileyim” der.
Bu duruma alışmak kendisi için ne kadar
zorsa, ailesi için de öyledir. Ama onun
güçlü duruşu ailesinin de güçlü
kalmasında etken olur.
Hikayenin bu bölümünü bizzat Mehmet
Barış Tunca’nın kendi ağzından
dinleyelim: “Ailem de zamanla bu duruma
alıştı. Aksi halde duygusallık hepimizin
gardını düşürebilirdi. Hastanede yatarken
telefonda davudi bir sesin benimle
iletişime geçmesi hayatımının dönüm
noktalarından birisini oluşturdu.
Telefondaki ses kendini Yavuz Kocaömer
olarak tanıtıyordu. ‘Posta Gazetesi’nde
engelliler hakkındaki ‘Çengelli İğne’
köşesini yazıyorum. Yazılarımda
engellilerin sorunlarını, dertlerini
paylaşıyorum, başarılarını, mutluluklarını
aynı şekilde topluma yansıtmaya
çalışıyorum’ diyordu. TESYEV ve
Kocaömer ile tanışmam, kimilerine göre
tesadüf olabilir ama bence değil. İnsanın,
bazen içine düştüğü durum ve sebepler
karşısında sustuğu anda, nerden ve kim
tarafından gönderildiği bilinmeyen
yardımlardan biriyle karşılaşması ‘İlahi
Kader’den başka bir şey olmasa gerek…”
Hastaneden çıkma süreciyle birlikte bir
yıl boyunca evde yeniden sınavlara hazırlanır. Aynı zamanda
yeniden yürüyebilmek için protezlere alışma safhasındadır.
Sonuçta Marmara Üniversitesi’nin İktisat Fakültesi’ni kazanır.
Aynı dönemde tekerlekli sandalye basketbolu ile tanışmıştır.
Önceden aktif olarak yaptığım running basketbolunu şimdi biraz
farklı olarak tekerlekli sandalye üzerinde sürdürmeye karar verir,
spordan kopmaz.
at his hospital bed, he always tells his parents, “Don’t be sad, God
never gives any of his subjects a burden they cannot bear. We must
have bad days so that we can appreciate the good ones. Let’s
support one another. You stand upright so that I can go somewhere
with your support”. As hard it is for him to get accustomed to this
situation, it is also the same for his family. But, his strong stance
also helps his family to remain strong. Let us listen to this part of the
story directly from Mehmet Barış Tunca’s own mouth: “In time, my
family also got used to this situation. Otherwise, being emotional
would have brought us all down. A bass voice getting in touch with
me while I was lying in my hospital bed became one of the turning
points of my life. The voice on the telephone introduced himself as
Yavuz Kocaömer. He said, “I am writing a commentary in the
‘Posta Gazette’ about the disabled called ‘Safety Pin’. I am sharing
the problems and frustrations faced by the disabled in my articles;
in the same manner I try to share their successes and happiness
with society”. My acquaintance with TESYEV and Kocaömer could
be deemed as a coincidence according to some but to me it is not.
A person encountering help whose source is not known, when he
remains helpless faced with the circumstances he has fallen in is
nothing but ‘divine fate’ …”
Tekerlekli sandalye basketbolu ile tanışması,
yaşamına yeni bir ufuk ve bakış açısı getirir.
Başlangıçta rehabilitasyon amacıyla yaptığı bu
spor daha sonra bir tutku haline dönüşür ve de
hayatının olmazsa olmazlarında biri haline gelir.
Tekerlekli sandalye basketboluna Anadolu Yakası
Engelliler Spor Kulübü’nde başlar,
sırasıyla yarım sezon Kocaeli
Saraybahçe Engelliler Spor Kulübü’nde
oynar, Kırklareli Engelliler Spor
Kulübü’nde altı yıl geçirir ve son bir
buçuk yıldır da Çanakkale Boğazgücü
Engelliler Spor Kulübü’ndedir.
Tekerlekli sandalye basketbolu
oynadığı kulüplerde çok sayıda
ödül kazanır. Spor yaşamındaki
başarılarını kendisi şöyle özetliyor:
“Tekerlekli sandalye basketbolu
oynadığım takımlarda bir çok kupa
ve madalya aldım. 2006-2007
sezonunda Saran Anadolu Yakası
Engelliler Spor Kulübü ile Bölgesel
Lig şampiyonluğu yaşayıp 1. Lig’e
yükselme başarısı gösterdik. 20082009 sezonunda Kırklareli
Engelliler Spor Kulübü ile yine
bölgesel ligde, play-off’larda
yenilgisiz şampiyon olup takımımızı
1. Lig’e yükselttik. Kırklareli’nde 1. Lig’de 20102011 ve 2011-2012 sezonlarında üçüncü olarak
kıl payı farkla Süper Lig’in kapısından döndük.
Kırklareli Engelliler Spor Kulübü takımının maddi
imkansızlıklar sonucu kapanması sonucu 20122013 sezonunun devre arasında Çanakkale
Boğazgücü takımına transfer olduk. Burada da
yine play-off maçlarını namağlup tamamlayarak
bölgesel Lig’den 1. Lig’e yükselmeyi başardık.
After he is discharged from the hospital, he prepares for the
exams at home once more for a year. He is also getting used to
the prostheses in order to walk again. Finally, he wins the Faculty
of Economics at the Marmara University. Around the same time,
he is introduced to wheelchair basketball. He decides to maintain
his basketball career that he carried out actively as running
basketball, a little differently, on the wheelchair, thus remaining
active in sports. Being introduced to wheelchair basketball brings
a new horizon and outlook on his life. Started initially for the
purposes of rehabilitation, this sport later transforms into a
passion and becomes an essential part of his life. He starts
wheelchair basketball at the Anatolian Side Disabled Sports Club,
then plays half a season at the Kocaeli Saraybahçe Disabled
Sports Club, plays for six years at the Kırklareli Disabled Sports
Club and for the past year and a half he plays at the Çanakkale
Boğazgücü Disabled Sports Club. He wins many awards at the
clubs where he played wheelchair basketball. He summarizes his
achievements in his sports career as follows: “I won many
trophies and medals at the teams where I played wheelchair
basketball. During the 2006-2007 season we won the Regional
League Championship at the Saran Anatolian Side Disabled
Bayrampaşa Belediyesi’nin her yıl düzenlemekte
olduğu tekerlekli sandalye sokak basketbol
turnuvalarında 2011 yılında üçüncülük, 2012 ve
2013 yıllarında ikincilik sevinci yaşadım.
Tekerlekli sandalye basketbol oyunculuğunun
yanı sıra bu spor dalını daha geniş kitlelere
duyurabilmek, gelişmeleri aktarabilmek adına
çeşitli internet sitelerinde haber editörlüğü
ve yöneticilik görevi üstlendim. İlk olarak
www.ttsb.gen.tr ile başladığım medya
çalışmalarımı şimdi Türkiye’nin tek
tekerlekli sandalye basketbol bilgihaber portalı www.engelsizbasket.com
sitesinde sürdürmekteyim. Dünyada
pek örneği bulunmayan, ülkemizde
de ilk ve tek olan ‘Tekerlekli
Sandalye Basketbol Dergisi’nin
yayın kurulunda yer almaktayım.
Bunun dışında, Türkiye’de ilk defa
kurulan Golf Milli Takım
kadrosunda da yer aldım ve bir
nevi mini Türkiye Şampiyonası
özelliği taşıyan Türkiye Kalp
Vakfı’nın 10. Golf Turnuvası’nda
ikincilik elde ettim.”
Mehmet Barış Tunca; sporun
dışında eğitimine de aynı derecede
özen göstermektedir. Marmara
Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazanmasının
ardından, 2006 yılında okulun ‘Lisans’
bölümünden başarı ile mezun olur. Sonrasında
‘Yüksek Lisans’ için gerekli sınavlara girer ve
mülakatlar sonucu Marmara Üniversitesi
Uluslararası İktisat Bölümü’nde yüksek lisans
çalışmalarına başlar. ‘Avrupa Birliği Enerji
Politikası ve Türkiye’ konulu tez çalışmasıyla da
‘Yüksek Ekonomist’ unvanını alır.
Sports Club to rise to the Premier League. During the 2008-2009
season at the Kırklareli Disabled Sports Club we were again
unbeaten in the play-off’s of the regional league to raise our club
to the Premier League. At Kırklareli we came in third place by a
hair in the 2010-2011 and 2011-2012 seasons and missed going
to the Super League. As a result of the Kırklareli Disabled Sports
Club closing down as a result of financial difficulties, during the
midterm break of the 2012-2013 season we were transferred to
the Çanakkale Boğazgücü team. Here we again finished the playoff matches unbeaten to rise from the Regional League to the
Premier League. I won third place in 2011 and second place in
2012 and 2013 at the wheelchair street basketball tournaments
held by the Bayrampaşa Municipality every year. In addition to
being a wheelchair basketball player, I took on the job of news
editing and manager at various Internet sites in order to make this
sport heard by wider masses and to tell the developments. I am
maintaining the media work I started initially at www.ttsb.gen.tr
at the only wheelchair basketball information-news portal of
Turkey www.engelsizbasket.com. I am on the editing board of
the ‘Wheelchair Basketball Journal’ that is rather rare in the world
and is the first and only in our country. PARALİMPİK TÜRKİYE 67
Mezun olmasının ardından iş
hayatı başlar. Tunca, halen İstanbul
Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde
(İSKİ) Kartal Şube Müdürlüğü İdari
İşler Şefliği’nde kamu görevlisi
olarak görevini sürdürüyor. İş
hayatında engelli insanların neler
başarabileceğine ilişkin ve engelli
farkındalığını oluşturabilmek adına
kendi çapında çalışmaları
bulunuyor. Bu konuda şunları
söylüyor:
“Teorik değil de pratikte, işleyişte
bunları diğer kişilere göstererek ‘Atıl
İnsan’ olarak nitelendirilen veya
mecburi çalıştırılacak kişiler olarak
adlandırılan yüzde üç
kontenjanından işe girmiş diye
tanımlanan engelli yerine, çalışkan,
tuttuğunu koparan, hedefleri olan,
başarılı bir birey olmaya gayret
ediyorum. Engelliler genelde
görüntü kirliliği gibi görülüyor. Ön
planda işlere verilmiyorlar. Hep
arka plandaki işlerde, ortada
olmayacakları yerlerde
çalıştırılıyorlar. Birçok özel kurum
engellileri mecburiyet dolayısıyla
istihdam ediyor ama işyerine
gelmelerini bile istemiyorlar. Birçok
engelli insan çalışıyor görünüyor
ama onlar evde oturtulup
kendilerine maaş ödeniyor.
Engellileri görüntü kirliliği olarak
görenlerin akılları, fikirleri, beyinleri
kirli aslında… PARALİMPİK TÜRKİYE 68
Engelli bireyin hayatında ailenin katkısı ve
desteğinin de çok önemli olduğunu
vurgulayan Mehmet Barış Tunca, sözlerini
şöyle sürdürüyor:
“Aileler bu desteği verirken dozajı iyi
ayarlamaları lazım. Ne çok aşırı korumacı ne
de tamamen desteğini çekerek değil, tam
yerinde tam zamanında
yapılması gerekeni
yapmalı. Engelli birey de
arkasındaki bu gücün
farkına varıp, hem
kendisiyle gurur duyulan
hem de örnek bir birey
olma yolunda ilerlemeli.
Ailem gerek sportif gerek
eğitim konusunda bana
hep destek oldu,
yanımda oldu. Engelli
olduktan sonra
hayatımda bir çok şey
değişti. Bu değişim hep
olumlu yönde oldu.
Tekerlekli sandalye
basketbolu sayesinde
normalde turist olarak
bile gidilemeyecek
yerlere gittim, yeni
kültürlerle tanıştım,
tanışmaya da devam
ediyorum. Türkiye’nin en
batısından en doğusuna
spor sayesinde gittim. 2007
yılında TESYEV’in düzenlemiş olduğu
4. Avrupa Paralimpik Gençlik Kampı’na
gençlerin başında refakatçılardan biri olarak
katıldım. Bu sayede ilk yurtdışı maceramı
yaşadım. Çeşitli resmi ve özel kuruluşların
düzenlemiş olduğu bir çok sosyal projede
yer aldım. Bu projelerle hem bilgi
dağarcığım genişlerken hem de çeşitli
aktiviteleri öğrenme şansım oldu. Bunlardan
birinde ‘Engelsiz Dalış Projesi’ kapsamında
denizin altına tüple dalış yaptım. Her şeyden
önemlisi, arkadaşlarımın her
zaman desteğini, yanımda
olduklarını hissettim. Bir Pazar
günü Bursa’da oynayacağım
maç için bir minibüs dolusu
insanın İstanbul’dan pankartlar
hazırlayarak yola çıkmaları ve
tam maçın başlayacağı
esnasında salona girip
tezahüratları ile bana destek
olmaları en unutamayacağım
anılarımdan birisini
oluşturuyor.”
Mehmet Barış Tunca, geçmişe
dair bir özlem duymadığını dile
getirirken, “Eskiden bisiklete
binerdim şimdi tekerlekli
sandalyeye biniyorum” diyecek
kadar kendini aşmış. Başarılı
sporcu, A Milli Basketbol Takımı
oyuncuları Kerem Tunçeri ile
Ömer Onan’ı beğendiğini ve
onları örnek aldığını belirterek
“Karakter ve oyun yapılarını
seviyorum. Ben de görev adamı olmayı
severim oyun içinde. Oynarken ‘Sen de
Kerem gibi Ömer gibi görev adamısın’
diyorum kendi kendime. Sahaya çıkarken
kral gibi hissediyorsunuz kendinizi, böyle bir
durum işte” diyor.
In addition, I am also on the roster of the National Golf Team
established for the first time in Turkey and I came in second place at
the 10th Golf Tournament of the Heart Foundation of Turkey that is a
kind of a mini championship of Turkey.” Mehmet Barış Tunca also
takes care to sustain his educational life in addition to sports. After
gaining entrance into the Faculty of Economics at the Marmara
University, he successfully graduates with a bachelor’s degree in
2006. Then he enters the exams for the Master’s degree and following
his interviews, he starts his graduate work at the Marmara University
International Economics Department. He receives the title of ‘Expert
Economist’ with his thesis titled ‘European Union Energy Policy and
Turkey’. Following graduation he starts to work. Tunca is currently
employed as a civil servant at the Kartal District Branch Directorate of
the Istanbul Water and Sewage Administration (İSKİ). He is also doing
work to prove disabled people can be successful in work life and to
create handicapped awareness. He has the following to say in this
subject: “I am trying to be an industrious, hard working, successful
individual by showing these to people in practice, not in theory, rather
than the disabled worker hired from the three percent contingency to
be employed mandatorily, qualified as ‘people to be discarded’.
Generally, the handicapped are thought to be image polluters. They
are not given jobs where they are visible. They are always kept in the
background, where they will not be out in the open. Many private
businesses hire the handicapped due to the obligation, but they do not
even want them to show up for work. Many handicapped people
appear to be working, but they are made to stay at home and their
salaries are paid. Those who see the handicapped as image pollution
have polluted minds, ideas and brains… Emphasizing that the support
and contribution of the family is also very important in the life of the
handicapped individual, Mehmet Barış Tunca goes on as follows:
“Families must adjust this dosage well when providing this support.
They should not be overly protective, nor should they completely pull
their support, they should do exactly what needs to be done at the
right place and the right time. The handicapped individual must notice
this strength behind him and improve to become an exemplary person
everyone is proud of. My family always supported me both for sports
and education; they’ve been on my side. Many things changed in my
life after I was disabled. This change was always on the positive side.
Thanks to wheelchair basketball, I went to places that normal tourists
cannot even go, I met new cultures and I continue to meet more.
Thanks to sports I traveled from the westernmost point of Turkey to the
easternmost. In 2007 I participated as a chaperone at the 4th European
Paralympics Youth Camp held by TESYEV to oversee the youngsters. I
thus had my first experience abroad”
PARALİMPİK TÜRKİYE 69
ŞEREFHAN, IWBF YÖNETİM KURULU’NDA
T
ŞEREFHAN IS IN THE IWBF
EXECUTIVE BOARD
ürkiye Bedensel Engelliler Spor
Federasyonu (TBESF) Başkanı
Demirhan Şerefhan,
Uluslararası Tekerlekli Sandalye
Basketbol Federasyonu (IWBF)
Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
IWBF seçimli genel kurulu, 14
Temmuz'da Güney Kore'nin Incheon
kentinde yapıldı. 11 aday ile yarışan
Şerefhan, en yüksek oyu alarak
yönetim kurulu üyeliğine getirildi.
Şerefhan, konuyla ilgili yaptığı
açıklamada, "Sporumuzun buna
ihtiyacı vardı. Uluslararası arenada
sportif olarak kendini kanıtlayan
ülkemiz, uluslararası sportif
yöneticilik alanında da boy
göstererek yükselişine devam
edecektir" ifadelerini kullandı.
The Disabled Sports Federation of
Turkey (TBESF) President Demirhan
Şerefhan was elected as a member of
the International Wheelchair
Basketball Federation (IWBF). The
general assembly of the IWBF with
elections was held on July 14th in
Inchon, South Korea. Competing
against 11 candidates, Şerefhan
received the highest number of votes
and was elected as a member of the
board. Şerefhan made a statement on
the subject to say, "Our sports needed
this. Proving itself on a sportive basis
in the international arena, will also
take place in the area of sports
administration internationally and
continue its climb".
AMPUTE FUTBOLA AYBESK DAMGASI
STAMP OF AYBESK ON AMPUTEE FOOTBALL
T
ürkiye Ampute Futbol Ligi’nde 2013-2014 sezonu
şampiyonluğunu Ankara Yenimahalle Bedensel
Engelliler Spor Kulübü (AYBESK) kazandı. Sezona
tüm kupaları alma hedefiyle başlayan AYBESK Ampute
Futbol Takımı, ligdeki son maçını da kazanıp Şampiyonlar
Ligi kupası, Federasyon Kupası ve Lig Şampiyonluğu
kupasını da kazanıp bu hedefini gerçekleştirdi. Ligi sadece
bir beraberlikle kapatan AYBESK son maçını 17 Mayıs
Cumartesi günü İstanbul Yeditepe Engelliler Spor klubüyle
oynadı ve sahadan 6-0 galip ayrıldı. Karşılaşmanın gollerini
Richard Opentıl, Şeyhmus Erdinç, Barış Telli(2), Rahmi
Özcan ve Alican Kuruyamaç attı. Peşpeşe beşinci kez
şampiyon olan AYBESK bu maçta sezonun 100. golünü de
kaydetti. SOMA’da yaşanan üzücü olaydan dolayı
yapılacak tüm etkinlik ve kutlamalar iptal edilirken, maç
sonunda sade bir kupa töreni düzenlendi. Şampiyon ekibe
kupa ve madalyalarını Bedensel Engelliler Spor
Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan verdi.
AYBESK Ampute Futbol Takımı, geçen sene Rusya da yapılan
organizasyonda Dünya şampiyonluğu kazanmış ve ülkemize ilk
kez Dünya Kupası’nı getiren takım olmuştu. Ampute futbolda
beş yıldır üst üste şampiyon olan AYBESK, bir çok uluslararası
organizasyonda da başarılı sonuçlar elde etti.
BASKETBOLDA DA SÜPER LİG’E YÜKSELDİLER
Tekerlekli Sandalye Basketbol Birinci Ligi’nde de
şampiyonluğa AYBESK ulaştı. AYBESK, finalde Ankara
Büyükşehir Belediyesi’ni 63-57 yenerek Süper Lig’e yükseldi.
Altındağ Spor Salonu’nda oynanan karşılaşma büyük çekişme
içinde geçti. Maçta bir ara 10 sayı geriye düşen AYBESK,
sonrasında gösterdiği mücadele ile maçı kazanmayı bildi.
AYBESK Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, geçen sezon
bir sayı fark ile şampiyonluğu kaçırmıştı.
PARALİMPİK TÜRKİYE 70
In the Amputee Football
League of Turkey, the
championship of the
2013-2014 season was
won by the Ankara
Yenimahalle Disabled
Sports Club (AYBESK).
Starting the season with
the objective to win all
the cups, the AYBESK
Amputee Football Team
won its last match in the
league to win the
Champions League Cup,
Federation Cup and League Championship Cup to carry out this
objective. Finishing up the league with only one tie, AYBESK played its
final match on Saturday, 17 May with the Istanbul Yeditepe Disabled
Sport Club and left the pitch with a 6-0 victory. The goals of the match
were scored by Richard Opentil, Şeyhmus Erdinç, Barış Telli (2), Rahmi
Özcan and Alican Kuruyamaç. Winning the championship for the fifth
consecutive time, AYBESK scored its 100th goal of the season during
this match. As all the events and celebrations were cancelled due to the
sad incident that took place in SOMA, a simple cup ceremony was
held at the end of the match. The champion team received its trophy
and medals from the Disabled Sports Federation President Demirhan
Şerefhan. During an event held in Russia last year, the AYBESK
Amputee Football Team had won the World Championship and was
the first team to bring the World Cup into our country. THEY ROSE TO THE SUPER LEAGUE IN BASKETBALL ALSO
AYBESK won the championship in the Wheelchair Basketball Premier
League as well. AYBESK rose to the Super League by defeating Ankara
Metropolitan Municipality by a score of 63-57 in the final. Falling behind
by 10 points at one time, AYBESK made a comeback to win the game. KADIN BASKETBOLUNDA BİR İLK
GARANTİ BANKASI’NIN
SPONSORLUĞUNDA
İLKİ BU YIL
GAZİANTEP’TE
GERÇEKLEŞTİRİLEN
TEKERLEKLİ SANDALYE
BASKETBOLU KADINLAR
TÜRKİYE
ŞAMPİYONASI’NDA
FİNALDE CESUR
MELEKLER’İ 39-32 YENEN
POTANIN SULTANLARI
ŞAMPİYON OLDU. THE SULTANS OF THE
HOOP BEAT THE BRAVE
ANGELS BY A SCORE OF
39-32 AT THE FINAL
MATCH OF THE
WHEELCHAIR
BASKETBALL WOMEN’S
CHAMPIONSHIP OF
TURKEY HELD FOR THE
FIRST TIME THIS YEAR IN
GAZIANTEP UNDER THE
SPONSORSHIP OF
GARANTI BANK. T
A FIRST IN
WOMEN’S
BASKETBALL
ekerlekli sandalye basketbol liglerinin
sponsorluğunu üstlenen Garanti Bankası,
bu kapsamda Garanti Tekerlekli
Sandalye Basketbol Kadınlar 1. Türkiye
Şampiyonası’na da destek oldu. Gaziantep
Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 2527 Haziran tarihleri arasında yapılan,
birbirinden güzel ve heyecanlı görüntülere
sahne olan turnuvanın final maçı Kamil Ocak
Kapalı Spor Salonu’nda oynandı. Garanti
Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi’nde
mücadele eden kadın sporculardan oluşturulan
dört takımın mücadele ettiği turnuvada, Cesur
Melekler’i 39-32 yenen Potanın Sultanları
takımı şampiyonluğu elde etti.
Maç sonrasında düzenlenen ödül töreninde
konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Biz yola
çıkarken önce insan dedik. Hiç kimseye
ayrımcılık yapmayacağız. Hiç kimseye de
imtiyaz vermeyeceğiz. Her şeye adalet ile
yaklaşacağız. Ben Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı yaptığım yaklaşık iki buçuk yıl
boyunca bu bakışla nelerin başarılabileceğini
gördüm. Azcık alan, azcık fırsat açtığımız
zaman neler başarılabileceğini gördüm.
Dünyadaki rekabetin içinde yer alan bizim
sporcularımızın kadınıyla, erkeğiyle
engelsizlerden nasıl daha azimle ve kararlılıkla
mücadele ettiğini gördüm. Muhteşemsiniz,
tebrik ediyorum sizi” diye konuştu.
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı
Demirhan Şerefhan ise, “Bize gerektiği kadar önem gösterilmiyor.
Spor tesislerinde istediğimiz kadar kendimizi gösteremiyoruz.
Bugün burada yapılan Türkiye Şampiyonası liglerimizin bir
provasıydı. Buraya yaklaşık 30 sporcumuz geldi ama gelemeyen
bayan sporcularımızın şu an içi gidiyor. Şampiyona sadece spor
anlamında değil, sosyal alanda da birçok şeyler kattı. Kadınlar
Basketbol Şampiyonası’nda altı kadın hakem görev aldı.
Büyükşehir belediyesinin kadın başkanı olan bir ilde böyle bir
Taking on the sponsorship of the wheelchair basketball leagues,
Garanti Bank also supported the 1st Women’s Wheelchair Basketball
Championship of Turkey in this scope. The tournament was hosted by
the Gaziantep Metropolitan Municipality during 25-27 June, with the
final match being the scene of exciting play action being played at the
Kamil Ocak Indoor Sports Hall. The tournament was participated by
four teams consisting of women players competing at the Garanti
Wheelchair Basketball League and the Sultans of the Hoop beat the
Brave Angels by a score of 39-32 to win the championship. Speaking
at the awards ceremony held after the match, Gaziantep Municipality
Mayor Fatma Şahin said, “We say people first. We will not
discriminate against anyone. We will not issue privileges to anyone.
We will approach everything with justice. I saw what can be achieved
with this approach during the two and a half years that I was the
Minister of Family and Social Affairs. I saw what can be succeeded
when we open up a little path and provide the tiniest opportunity. I
saw how the men and women athletes of our country competed with
the rest of the world with decisiveness and determination. You are
PARALİMPİK TÜRKİYE 72
organizasyon yaptık” diye konuştu.
Konuşmaların ardından şampiyonada derece elde eden takımlara,
madalyaları ve kupaları verildi. Programa, Gaziantep Vali
Yardımcısı Mehmet Taşdöğen, Gaziantep Büyükşehir Belediye
Başkanı Fatma Şahin, Şehit Kamil Kaymakamı Mehmet Aydın,
Gaziantep Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ömer Faruk Şiran,
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan
Şerefhan, Şahinbey Belediye Başkanvekili Cuma Güzel, Spor Yazarı
Osman Tanburacı ve davetliler katıldı.
magnificent. I congratulate you.” Disabled Sports Federation of
Turkey President Demirhan Şerefhan took his turn to say, “They do
not pay enough attention to us. We cannot make use of sports
facilities as much as we should. The Championship of Turkey held
here today was a rehearsal of our leagues. Approximately 30 players
made it here, but those women players who couldn’t come are really
upset right now. The championship made a social contribution as
well in addition to its sportive sense. Six woman referees took part in
the Women’s Basketball Championship. This event was held in a
province where the mayor of the metropolitan municipality is a
women”. Following the speeches, teams that placed in the
championship were presented their medals and trophies. The
program was attended by Deputy Governor of Gaziantep Mehmet
Taşdöğen, Gaziantep Mayor Fatma Şahin, Şehit Kamil Governor
Mehmet Aydın, Gaziantep Youth Services and Sports Provincial
Director Ömer Faruk Şiran, Disabled Sports Federation of Turkey
President Demirhan Şerefhan, Şahinbey Deputy Mayor Cuma Güzel,
Sports Writer Osman Tanburacı and other guests.
ENGELLİLER SPOR KULÜPLERİ - 4 / DISABLED SPORTS CLUBS - 4
YALOVA ORTOPEDİKLER SPOR KULÜBÜ
YALOVA ORTHOPEDICS SPORTS CLUB
2005 YILINDA KURULAN KULÜP, TEKERLEKLİ SANDALYE
BASKETBOLUNDA 2007 YILINDA BÖLGESEL LİG’DEN BİRİNCİ LİG’E,
2009 YILINDA İSE SÜPER LİG’E YÜKSELDİ. GEÇEN SEZON TÜRKİYE’Yİ
AVRUPA KUPASI’NDA TEMSİL EDEN YALOVA ORTOPEDİKLER
TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL TAKIMI ÖNÜMÜZDEKİ SEZON
YİNE EUROLEAGUE CUP 3’TE MÜCADELE EDECEK. KULÜBÜN
KURUCU BAŞKANI ALPASLAN ERKOÇ, “ENGELLİ SPORLARINDAKİ
VARLIK AMACIMIZ, ENGELLİLERİMİZİN SOSYAL AKTİVİTELERE
KATILIMI İLE HAYATA BAKIŞ AÇILARININ DAHA OLUMLU OLMASINI
SAĞLAMAKTIR” DİYOR.
ESTABLISHED IN 2005, THE CLUB ROSE FROM THE
REGIONAL LEAGUE TO THE FIRST LEAGUE IN
WHEELCHAIR BASKETBALL DURING 2007 AND TO
THE SUPER LEAGUE IN 2009. REPRESENTING
TURKEY IN THE EUROPEAN CUP LAST SEASON,
THE YALOVA ORTHOPEDICS SPORTS CLUB WILL
AGAIN COMPETE IN EUROLEAGUE CUP 3 NEXT
SEASON. THE FOUNDING PRESIDENT OF THE
CLUB ALPASLAN ERKOÇ SAID, “OUR PURPOSE IN
TAKING PART IN HANDICAPPED SPORTS IS TO
ENSURE THAT THE HANDICAPPED HAVE A MORE
POSITIVE OUTLOOK ON LIFE THROUGH
PARTICIPATION IN SOCIAL ACTIVITIES”.
E
ngelli bireylerin sosyal aktivitelere katılabilmelerini sağlayabilmek
için engelli sporunun faydalı olabileceği düşüncesiyle 2005
yılında kurulan Yalova Ortopedikler Spor Kulübü, ilk olarak
tekerlekli sandalye basketbol şubesini hayata geçirdi. Bu sporun
Yalova’da engelliler dışında engeli olmayan vatandaşlar tarafından da
sevilerek takip edilmesiyle, kurucu başkan Alpaslan Erkoç’un
deyimiyle, ‘sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da ses
getireceğine inanılan bir spor kulübünün temeli atılmış oldu. Yalova
Ortopedikler Spor Kulübü’nün kurucuları Alpaslan Erkoç, Halil
Mahmut Güral, Sönmez Giray, Hakan Atlıbatur, Ekrem Egemen,
Nursel Yıldız ve Serap Şahinoğlu’ndan oluşuyor. Geride kalan dokuz
yılda başkanlığını sürdüren Alpaslan Erkoç’un günümüz yönetiminde
ise Selami Ardahan, Figen Abbasioğlu, Erhan Egemen ve Yakup
Established in 2005 with the concept that disabled sports may be
useful to ensure that handicapped individuals can participate in
social activities, the Yalova Orthopedics Sports Club first opened
its wheelchair basketball branch. As this sport was favorably
followed with appreciation by the non-handicapped as well as the
handicapped citizens, as the founding President Alpaslan Erkoç
says, ‘the foundation was laid for a sports club that could be heard
in the international area as well as Turkey. The founders of the
Yalova Orthopedics Sports Club are; Alpaslan Erkoç, Halil Mahmut
Güral, Sönmez Giray, Hakan Atlıbatur, Ekrem Egemen, Nursel
Yıldız and Serap Şahinoğlu’ndan. Sustaining the presidency for the
past nine years, Alpaslan Erkoç’s management team today includes
Selami Ardahan, Figen Abbasioğlu, Erhan Egemen and Yakup
PARALİMPİK TÜRKİYE 74
Güdenoğlu yer alıyor. Kulübün tekerlekli sandalye basketbolunda on
iki, okçulukta dört, yüzmede iki, bilek güreşi ve halterde birer olmak
üzere toplam 20 lisanslı sporcusu var. Kuruluşunun ardından 2007
yılında Tekerlekli Sandalye Basketbol Bölgesel Ligi’nde ikinci olarak
Birinci Lig’e yükselen Yalova Ortopedikler, 2009 yılında Birinci Lig’de
şampiyon olarak Süper Lig’e adım attı. Süper Lig’i ilk üç yıl üst üste
beşinci tamamlayan ekip, geride kalan 2013-2014 sezonunda ligi
yedinci sırada bitirirken, aynı zamanda tarihinde ilk kez Avrupa
Kupası’na katıldı. Euroleague Cup 3’te grubunu ikinci olarak bitiren
Yalova Ortopedikler, finallere gitme şansını son anda kaybetti. Kırmızı Yeşilliler 2014-2015 sezonunda da ülkemizi yine
Euroleague Cup 3’te temsil edecek. Kulüp Başkanı Erkoç, geçen
sezonun deneyimi ve daha fazla çalışarak bu kez finallere katılmayı
hedeflediklerini söylüyor.
Güdenoğlu. The club has 20 licensed athletes; 12 in wheelchair
basketball, four in archery, two in swimming and one each in arm
wrestling and weight lifting. Rising to the Premier League by
coming in second place at the Wheelchair Basketball Regional
League in 2007 following its foundation, the Yalova Orthopedics
Sports Club won the championship of the Premier League in 2009
to move up to the Super League. After completing the Super
League in fifth place for the first three years in a row, the team
finished in seventh place in the 2013-2014 season, participating in
the European Cup for the first time in its history. Finishing in
second place in its group at the Euroleague Cup 3, the Yalova
Orthopedics Sports Club lost the chance to move into the final at
the last minute. Yeni sporcular arayışında olan kulüp bu yıl 10 yeni engelli
sporcuya daha kapılarını açtı. Yaz aylarında alt yapı çerçevesinde
sürdürülmekte olan çalışmalar sonunda bu sporcuların da lisansları
çıkarılacak ve kulübün sporcu sayısı artırılacak.
Başkan Alpaslan Erkoç, “Kulüp olarak engelli sporlarındaki varlık
amacımız, engellilerimizin sosyal aktivitelere katılımı ile hayata
bakış açılarının daha olumlu olmasını sağlamaktır. Bizim en önemli
misyonumuz ve görevimiz budur” diyor.
Bu arada sosyal, kültürel aktiviteler de kulübün faaliyetlerinin bir
diğer parçası. Yaz aylarında Türkiye’nin tanınmış sanatçıları
Yalova’ya getirilerek Yalova Ortopedikler Spor Kulübü’nün tanıtımı
yapılıyor. Ceza, Murat Boz, Gökhan Türkmen, Halil Sezai, Fettah
Can gibi sanatçılar şimdiye dek bu aktivitelere katılan ünlüler
arasında yer alıyor. Başkan Erkoç bu konuyla ilgili olarak da,
“Sanatçılarımızı ilimize getirerek binlerce vatandaşımıza konserler
verdirdik ve bu sayede kulübümüzün tanıtımını yapmış olduk.
Engelli sporcularımızın halk ile daha sık iç içe olmalarını sağlamak
amacıyla zaman zaman yemekli gece etkinlikleri de
düzenlemekteyiz” bilgisini veriyor.
Yalova Ortopedikler Spor Kulübü Başkanı, “Kısa ve uzun vadedeki
projeleriniz nelerdir” şeklinde kendisine yönelttiğimiz soruyu ise
şöyle cevaplıyor:
“Kulübümüzün şu ana kadar Süper Lig’de kalıcı olması, uzun
vadeli projelerimizin olduğunun göstergesidir. Hedefimiz en geç
2018 yılına kadar Avrupa Kupası’nda derece alarak ülkemizi yurt
dışında en iyi şekilde temsil etmektir. Süper Lig’de 2018 yılına kadar
ilk üçe girmek bir başka hedefimizdir. 2020 Paralimpik Oyunları’na
kadar da Süper Lig şampiyonluğu uzun vadeli hedeflerimiz arasında
bulunuyor.” 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde büyük acıların yaşandığı
kentte, o gün enkaz altından çıkan ve omurilik felci olan İsmail Ar
ile yine enkaz altından çıkan ve bacağını kaybeden Elif Soydan gibi
bir çok isim Yalova Ortopedikler Spor Kulübü sayesinde spora
kazandırıldı ve hayata bağlanmaları sağlandı.
Kulüp Başkanı Alpaslan Erkoç son olarak, bir minnet borcunu dile
getirmeden edemiyor ve şu eklemeyi yapıyor:
“Kulübümüz neredeyse kapanmak üzereyken ilimize atanan
engelli dostu Yalova Valisi Sayın Esengül Civelek, toparlanmamızı
ve ayakta kalmamızı sağladı. Bugün faaliyetlerimizi
sürdürebiliyorsak Sayın Valimiz sayesindedir. Engelli toplumu adına,
engelli sporuna verdiği destekten dolayı kendisine Paralimpik
Türkiye aracılığı ile buradan bir kez daha teşekkürler ederiz.”
The Red & Green team will again represent our country during the
2014-2015 season at the Euroleague Cup 3. Club President Erkoç
claims that they will reach the finals this year thanks to the
experience from last season and by working harder. Always on the
lookout for new athletes, the club opened its doors to 10 new
handicapped athletes. As a result of the work maintained at the grass
roots level, these athletes will also be issued licenses and the club’s
athlete roster will be increased. President Alpaslan Erkoç says, “Our
reason for taking part in handicapped sports as a club is to impart a
more positive outlook on life for our handicapped athletes through
participation in social activities. That is our most important mission
and duty”. Meanwhile, social and cultural activities are another part
of the events carried out by the club. Celebrity artists of Turkey are
brought to Yalova during the summer months to promote the Yalova
Orthopedics Sports Club. Artists such as Ceza, Murat Boz, Gökhan
Türkmen, Halil Sezai and Fettah Can are among celebrities to
participate in these events. When we asked him, “What are your
short and long term projects?” the President of the Yalova
Orthopedics Sports Club gave us the following answer: “The fact that
our club lasted in the Super League so far, is an indicator that we
have long term projects. Our objective is to move into the top three
in the European Cup by at the latest 2018 and to represent our
country abroad in the best manner. Entering the top three in the
Super League by 2018 is another one of our objectives. Becoming
the champion of the Super League by the 2020 Paralympic Games is
a long term target for us.” Many individuals such as İsmail Ar who
became paralyzed in his spine after being rescued from under the
rubble in the city where tremendous pain was experienced during
the Marmara earthquake of August 17th, 1999 and Elif Soydan, who
was also removed from under the rubble and lost one of her legs
were gained into sports thanks to the Yalova Orthopedics Sports Club
and gained a new lease on life. PARALİMPİK TÜRKİYE 75
BOĞAZİÇİ’NDE PROTESTO
2014 SAMSUNG BOĞAZİÇİ KITALARARASI YÜZME
YARIŞI’NA KATILANLAR ARASINDA BU YIL 15 BEDENSEL
ENGELLİ YÜZÜCÜ YER ALDI. BU İSİMLERDEN BİRİ OLAN
ALPER CEYLANTEPE 0:48:58 İLE 1661 KİŞİ ARASINDA EN İYİ 9. DERECEYİ YAPTI. 30-34 YAŞ KATEGORİSİNDE
İKİNCİ OLARAK KÜRSÜYE ÇIKMA İTİRAZI KABUL
EDİLMEYEN BAŞARILI YÜZÜCÜ, ENGELLİLER
KATEGORİSİNİN BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ ALMADI.
THERE WERE 15 PHYSICALLY HANDICAPPED SWIMMERS
AMONG THOSE WHO SWAM IN THE 2014 SAMSUNG
BOSPHORUS INTERCONTINENTAL SWIMMING RACE THIS
YEAR. ALPER CEYLANTEPE, WHO WAS ONE OF THESE
SWIMMERS, HAD THE 9TH BEST TIME IN THE RACE WITH A
TIME OF 0:48:58 AMONG APPROXIMATELY 1700 PEOPLE.
THE SUCCESSFUL SWIMMER, WHOSE OBJECTION TO RISE
TO THE PODIUM IN SECOND PLACE IN THE 30-34 AGE
CATEGORY, REFUSED THE FIRST PLACE TROPHY
OF THE HANDICAPPED CATEGORY. HANDICAPPED PROTEST ON THE BOSPHORUS
İ
stanbul Boğazı’nda 20 Temmuz Pazar
günü düzenlenen 2014 Samsung Boğaziçi
Kıtalararası Yüzme Yarışı’na engelli engelsiz ayırımı tartışma yarattı. Kanlıca
Vapur İskelesi’nden başlayıp Kuruçeşme
Cemil Topuzlu Parkı’nda sona eren 6.5
kilometrelik mücadelede, 1661 katılımcı
arasında bedensel engelli yüzücülerden
Alper Ceylantepe 0:48:45 ile tüm
yarışmacılar arasında en iyi 9., Oğulcan
Altaş ise 0:48:58 ile 12. dereceyi elde etti.
1982 doğumlu Alper Ceylantepe’nin, 30-34
yaş kategorisinde Yeni Zelandalı Moss
Burmester’in (0:48:42) ardından 0:48:58 ile
ikinci olarak kürsüye çıkması gerektiğine
ilişkin itirazı, organizasyon yetkililerince
kabul edilmedi. Ceylantepe bu gelişme sonrası, engelliler
kategorisinin birincilik kürsüsüne çıkmayı
reddetti ve ödülü almadı. Engelliler kategorisinin
sonuçları ise şöyle açıklandı:
1.Alper Ceylantepe (E)
(Türkiye)0:48:45, 2 . Oğulcan
Altaş (E) (Türkiye) 0:48:58, 3.
Miray Ulaş (K) (Türkiye)
0:58:18, 4. Şebnem Güre (K)
(Türkiye) 0:58:37, 5. Valentin
Zabolotnyy (E) (Belarus)
1:01:20, 6. Berk Kamanlı
(E)(Türkiye) 1:08:56, 7. Ömer
Kalay (E) (Türkiye) 1:12:09, 8.
İsmet Ayık (E) (Türkiye)
1:13:12, 9. Hasan Şener (E)
(Türkiye) 1:15:06, 10. Recep
Ateş (E) (Türkiye) 1:15:20, 11.
Mustafa Kemal Çelikkol (E) (Türkiye) 1:17:30, 12. Hüseyin Dündar
(E) (Türkiye) 1:18:56, 13. Çilem Çelik (E) (Türkiye) 1:19:27, 14.
Hamit Demir (E) (Türkiye) 1:56:05, Uğur Uçak (E) (Türkiye) DQ
Öte yandan; Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda
Peugeot firması, ‘Peugeot ile Engelsiz Yaşam’ projesi kapsamında,
2013 yılında olduğu gibi engelli yüzücüleri destekledi. Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri
Genel Müdürü Bakanlık
Müşaviri Kenan Önalan,
Peugeot Genel Müdürü Marc
Bergeretti ve Peugeot
gönüllüleri yarış günü engelli
yüzücüleri ‘Peugeot ile
Engelsiz Yaşam’ standından
başarı dilekleriyle yarışa yolcu
ettiler. Peugeot Genel Müdürü
Marc Bergeretti aynı zamanda
kendisi de Boğaz’ı yüzerek
geçen yüzücüler arasında yer
aldı ve yarışı tamamladı.
Engelliler kategorisinde dereceye girenlere madalyalarını Peugeot
Genel Müdürü Marc Bergeretti verdi. Bergeretti, tüm dünyadan
sporcuların katıldığı, İstanbul için önemli ve anlamlı bir
organizasyonda engelli yarışçılarla bir arada bulundukları için çok
mutlu olduklarını vurgularken; “Engelsiz bir yaşam için engelleri
birlikte aşıyoruz” dedi.
ENGELLİLER KATEGORİSİ SONUÇLARI / HANDICAPPED RESULTS
The distinction of handicapped vs. non-handicapped created a
controversy during the 2014 Samsung Bosphorus Intercontinental
Swimming Race held at the Bosphorus in Istanbul on Sunday, July
20th. During the 6.5 kilometer contest that starts at the Kanlıca
Ferryboat Pier and ends at the Kuruçeşme Cemil Topuzlu Park,
among 1661 participants, one of the physically handicapped
swimmers, Alper Ceylantepe achieved the 9th best time among all
participants of 0:48:45, while Oğulcan Altaş achieved a time of
0:48:58 to come in 12th place. The objection of Alper Ceylantepe,
who was born in 1982, to go to the podium in the 30-34 year age
category behind Moss Burmester from New Zealand (0:48:42) with
his time of 0:48:58 was not accepted by officials of the event.
Following this situation, Ceylantepe refused to go on the podium as
the first place winner of the handicapped category and refused the
trophy. The results of the handicapped category were announced as
follows: 1. Alper Ceylantepe (M) (Turkey) 0:48:45, 2 . Oğulcan Altaş
(M) (Turkey) 0:48:58, 3. Miray Ulaş (F) (Turkey) 0:58:18, 4. Şebnem
Güre (F) (Turkey) 0:58:37, 5. Valentin Zabolotnyy (M) (Belarus)
1:01:20, 6. Berk Kamanlı (M) (Turkey) 1:08:56, 7. Ömer Kalay (M)
(Turkey) 1:12:09, 8. İsmet Ayık (M) (Turkey) 1:13:12, 9. Hasan Şener
(M) (Turkey) 1:15:06, 10. Recep Ateş (M) (Turkey) 1:15:20, 11.
Mustafa Kemal Çelikkol (M) (Turkey) 1:17:30, 12. Hüseyin Dündar
(M) (Turkey) 1:18:56, 13. Çilem Çelik (M) (Turkey) 1:19:27, 14. Hamit
Demir (M) (Turkey) 1:56:05, Uğur Uçak (M) (Turkey) DQ. Meanwhile
the Peugeot company supported handicapped swimmers as they did
in 2013 at the 2014 Samsung Bosphorus Intercontinental Swimming
Race within the scope of the ‘Handicap-Free Life with Peugeot’
project. Family and Social Policies Ministry, Disabled and Elderly
Services Director General, Consultant to the Ministry Kenan Önalan,
Peugeot General Manager Marc Bergeretti and Peugeot volunteers
saw the handicapped swimmers off from the ‘Handicap-Free Life with
Peugeot’ booth, wishing them success. PARALİMPİK TÜRKİYE 77
EGE DENİZ AVRUPA ÜÇÜNCÜSÜ
INASFID TARAFINDAN HOLLANDA'DA DÜZENLENEN
AVRUPA AÇIK ATLETİZM ŞAMPİYONASI'NDA 5000
METREDE 22.28'LİK DERECE ELDE EDEN SPORCUMUZ
BRONZ MADALYA KAZANDI
OUR ATHLETE OBTAINED A TIME OF 22:28 IN THE
500 METERS DURING THE EUROPEAN OPEN
ATHLETICS CHAMPIONSHIP HELD BY INASFID IN
HOLLAND TO WIN A BRONZE MEDAL O
tizmli sporcumuz Ege
Deniz'den bir büyük başarı
daha... Milli sporcumuz,
Dünya Zihinsel Engelliler
Federasyonu (INASFID) tarafından 1215 Haziran tarihleri arasında
Hollanda'da düzenlenen Avrupa Açık
Atletizm Şampiyonası'nda bronz
madalya kazandı. Şampiyonada 5000
metrede mücadele veren Ege Deniz,
22.28'lik derecesiyle üçüncülük
kürsüsüne çıktı. Bu madalya, otizmli
bir Türk spocusunun bugüne kadar
elde ettiği en büyük başarı oldu.
Daha önce de yüzmede Avrupa
şampiyonu olan Ege Deniz, sekiz ay
önce branş değiştirerek atletizme
başladı. Son üç ayda önce
Antalya'da yapılan Türkiye Atletizm
Bölge Yarışması’nda birinci olan
başarılı sporcu, daha sonra yine
Antalya'da Türkiye Şampiyonu
olmuştu. Milli sporcunun antrenörü
Halil Kargulu, Ege Deniz'in inanılmaz
bir gelişim gösterdiğine dikkat
çekerek, "Hiç kimse şüphe etmesin ki,
Ege bir gün Paralimpik Şampiyonu
olacaktır. Rio 2016'da kürsüye
çıkarak Türk bayrağını
dalgalandıracaktır" dedi.
Another tremendous success from our
autistic athlete Ege Deniz... Our
national athlete won a bronze medal at
the European Open Athletics
Championship held by the World
Mentally Handicapped Federation
(INASFID) during 12-15 June in
Holland. Competing in the 5000
meters at the championship, Ege Deniz
won third place with a time of 22:28.
This medal is the biggest success ever
achieved by an autistic Turkish athlete.
Winning the European championship
in swimming earlier, Ege Deniz
switched his branch eight months ago
to start athletics. During the past three
months, the successful athlete first won
first place at the Athletics Regional
Tournament of Turkey held in Antalya,
then became Turkish champion also in
Antalya. The trainer of the national
athlete Halil Kargulu emphasized that
Ege Deniz demonstrated an
unbelievable improvement and said,
"Let no one doubt that Ege will
someday become Paralympics
champion. He will rise to the podium
in Rio 2016 to fly the Turkish flag". EGE DENİZ IS
THIRD IN EUROPE
BU SPOR SALONU ÇOK ÖZEL
İSTANBUL’DA HAYATA GEÇİRİLEN ÖZEL
SPORCULARA YÖNELİK SPOR TESİSİ, OTİZM, ZİHİNSEL
ENGELLİLİK, DOWN SENDROMU GİBİ TANIMLARA
SAHİP ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARA KAPILARINI
AÇTI. BAKANLIK, BU VE ÜLKE GENELİNDEKİ BENZERİ
TESİSLERDE SPOR YAPACAK AMATÖR, PROFESYONEL,
MİLLİ PARALİMPİK SPORCULAR İÇİN DEĞİŞİK
PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYOR.
THIS GYM IS VERY SPECIAL
A SPORTS FACILITY BUILT ESPECIALLY FOR SPECIAL
ATHLETES IN ISTANBUL OPENED ITS DOORS TO CHILDREN
WITH SPECIAL NEEDS HAVING CONDITIONS SUCH AS
AUTISM, MENTAL RETARDATION AND DOWN SYNDROME.
THE MINISTRY IS STARTING VARIOUS PROJECTS FOR
AMATEUR, PROFESSIONAL AND NATIONAL PARALYMPIC
ATHLETES TO TAKE PART IN SPORTS AT THIS AND SIMILAR
OTHER FACILITIES THROUGHOUT THE COUNTRY. G
ençlik ve Spor Bakanlığı, ülke genelinde sürdürdüğü spor ve
gençlik yatırımlarının yanı sıra özel sporculara yönelik
tesisleşme hamlesi ve projeler kapsamında Türkiye'de bu
alanda bir ilk olma özelliğini taşıyan spor tesisini hayata geçirdi.
Bakanlığın koordinesinde PG Sport'un girişimleriyle İstanbul'da
hayata geçirilen özel sporculara yönelik spor tesisi, otizm, zihinsel
engellilik, down sendromu gibi tanılara sahip özel gereksinimli
çocuklara kapılarını açtı.
Bakanlık, özellikle Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları düzeyinde
sporcuları yetiştirebilmek adına alt yapı çalışmalarına çok ciddi bir
kaynak ayırırken, bu tesislerde spor yapacak amatör, profesyonel,
milli, paralimpik sporcular için de çok sayıda projeyi hayata geçiriyor.
İstanbul'da kapılarını açan bu önemli tesiste Paralimpik branşlarda
hedeflenen başarılar için özel çocuklar sporla tanıştırılıyor.
Türkiye'nin özel sporculara yönelik ilk spor tesisinde, özel sporcular
için çeşitli programlar uygulanarak bu alanda güzel sonuçları
getirebilecek bir spor geleceğinin temelleri atılıyor.
Uzun süren bir hazırlık sürecinin ardından hizmete açılan tesiste, ilk
olarak özel çocukların kazanması gereken motorik özellikler, atma
The Ministry of Youth and Sports commissioned a sports facility
that is a first in Turkey in its field within the scope of facility
construction and projects aimed at special athletes alongside other
sports and youth investments it has been maintaining throughout
the country. The sports facility for special athletes started in Istanbul
with the coordination of the Ministry and the work of PG Sport;
opened its doors to children with special needs such as those with
autism, mental retardation and Down syndrome. While the Ministry
allocated a sizeable resource to grass roots work especially with an
eye to raising athletes at Olympic and Paralympic level, it is also
bringing about a large number of projects aimed at amateur,
professional, national and Paralympic athletes to take part in sports
at these facilities. Special children are being initiated into sports at
this significant facility opening its doors in Istanbul for the
successes targeted in Paralympic branches. Various programs are
being implemented for special athletes at the first sports facility in
Turkey for special athletes, laying the foundation for a sports future
to bring about good results in this field. The facility, opened
following a long preparation phase, first provides training towards
motor functions that special children must attain such as throwing
PARALİMPİK TÜRKİYE 80
tutma becerileri, çabukluk, çeviklik, denge, koordinasyon gibi
alanlara yönelik eğitimler veriliyor. Daha sonra ise masa tenisi, yüzme
ve bisiklet gibi sporlar çocuklarla tanıştırılarak, gelecek dönemlerde
ciddi başarılara imza atabilecek sporcuların yetiştirilmesi amaçlanıyor.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye'nin yedi bölgesi
ve 81 ilinde spor ve gençlik üzerine yatırımlara imza attıklarını
belirterek, bu yatırımların Türkiye'nin sportif geleceğinde ve sporla
yetişecek sağlıklı nesillerde büyük roller üstleneceğini söyledi.
Bakanlık olarak sadece bir takım alt yapı yatırımları yapıp, kenara
çekilen bir yapıda olmadıklarını ve olmayacaklarını vurgulayan
Kılıç, "Bu tesisleri içerisini dolduracak çocuklarımız, gençlerimiz,
sporcularımız için de her türlü desteği veriyoruz. Özel sporcularımıza
ve engelleri birlikte aşacağımız çocuklarımız için de önemli işlere
imza atıyoruz. Bu konudaki hassasiyetimiz en üst noktada.
Bakanlığımızın koordinesinde ve desteğinde İstanbul'da hizmete giren
bu tesisin özel sporcularımız için de engelleri sporla geride bırakan
gençlerimiz için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca,
burada sporla tanışacak kardeşlerimizin sosyal hayata katılımlarının
çok da farklı olacağına inancım tam" dedi.
and catching skills, quickness, agility, balance and coordination.
Then the children are inducted into sports such as table tennis,
swimming and cycling in order to train athletes who can achieve
major successes in subsequent times. Youth and Sports
Minister Akif Çağatay Kılıç indicated that investments were being
carried out in seven regions and 81 provinces of Turkey for sports
and youth and stated that these investments will take on
tremendous roles for the sportive future of Turkey and healthy
generations to be raised with sports. Emphasizing that the Ministry
is not and will not be of a nature that makes infrastructure
investments and pulls aside, Kılıç said, "We are providing all kinds
of support for our children, youth and athletes to fill the inside of
these facilities. We are also doing work for our special children
and the children whose disabilities we will overcome together.
Our sensitivity in this area is at the highest level. I believe that this
facility going into service in Istanbul with the coordination and
support of our Ministry is very important for our special athletes
and youth who leave behind their handicaps through sports. I also
fully believe that our youngsters who will meet with sports here
will also have a much better participation in social life”.

Benzer belgeler

TÜRKİYE

TÜRKİYE GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD. EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR: HamİT TurHaN

Detaylı

paralimpik

paralimpik GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD. EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR: HamİT TurHaN

Detaylı

TÜRKİYE

TÜRKİYE London Paralympic Games with 69 athletes and winning a total of 10 medals consisting of one gold, five silver and four bronze medals, Turkey is aiming to send more athletes to Rio and to win

Detaylı

TÜRKİYE

TÜRKİYE GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD. EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR: HamİT TurHaN

Detaylı