derginin tamamına erişmek için tıklayın
Transkript
derginin tamamına erişmek için tıklayın
AB’nin Türkiye’ye Kat›l›m Öncesi Mali Yard›mlar› Sayfa 6 ve 7'de Sivil Toplum Diyalogunun Güçlendirilmesi için AB hibe veriyor Sayfa 12'de AB ve Türk çiftçisinin gelirleri Sayfa 17'de Türkiye dünyan›n en büyük ikinci çay pazar› Sayfa 20'de Tar›m kadar bafl›m›z› a¤r›tacak çevre konusunda AB Müktesebat› Sayfa 24'te 26 May›s 2006 Rize Anadolu Sohbetleri Üniversite Rize'yi birlefltirdi Sayfa 25'te Tarama Sürecimiz ve AB Haziran Zirvesi Sayfa 26 ve 27'de 2 Garanti ve Rize Anadolu Sohbetleri Yeni Bir Dönüm Noktas›: Avrupa Birli¤i ‹le Müzakere Süreci KOB‹’lerin Bankas› GARANT‹ KOB‹'ler art›k, bankalar›n ürün ve hizmet sunduklar› ana müflteri gruplar›ndan biri olman›n yan› s›ra, çeflitli kurulufllar›n ve Avrupa Birli¤i (AB) organlar›n›n hibe, kredi ve bilgi katk›lar›yla daha yo¤un destekledikleri birimler haline geldi. Ülke ekonomisinde istihdam aç›s›ndan da ço¤unlu¤u oluflturan KOB‹'ler, kalk›nma programlar›nda desteklenmesi gereken bafll›ca aktör konumunda bulunuyor. Özellikle AB'yle müzakere sürecinde KOB‹'lere karfl› artan ilgi, 10 y›l öncesine dayanan öngörülerimizin ne kadar do¤ru oldu¤unu göstermesi aç›s›ndan bizi çok heyecanland›r›yor. On y›l önce, KOB‹'lerin sadece Türkiye için de¤il, genel anlamda ekonomiler için tafl›d›¤› önemi görerek, ülkemizde sürdürülebilir büyüme ve ekonomik istikrar›n ancak KOB‹'lere odaklanan yaklafl›mlarla mümkün olabilece¤i tespitini yapt›k. 1999'da ‹flletme Bankac›l›¤› birimini kuran ilk Türk bankas› olduk. Geçti¤imiz y›l, yeni bir yap›lanma gerçeklefltirerek, verdi¤imiz hizmetleri "KOB‹ Bankac›l›¤›" iflkolu çat›s› alt›nda toplad›k. Bu alanda uzmanlaflm›fl 1.000 kiflilik kadromuzla, KOB‹'leri dinliyor, anl›yor ve destekliyoruz. Yaln›zca flirketlere özel de¤il, faaliyet gösterdikleri sektörlerin iflleyifline de uygun finansman çözümleri sunuyoruz. Kredilerin geri ödemesini sektördeki nakit ak›fl›na göre düzenleyerek, KOB‹'lerin finansman olanaklar›n› gelifltiriyoruz. fiu ana kadar, aralar›nda turizm ve tar›m›n da bulundu¤u 10 sektöre yönelik özel paketlerimizi, profesyonellerin hizmetine sunduk. Yeni sektörler için de çal›flmalar›m›z sürüyor. Bugün, Garanti Bankas›'n›n bilançosu içerisinde, KOB‹'lere sa¤lanan kredilerin toplam kredilere oran› %22'ye, KOB‹'lerle toplam çal›flma büyüklü¤ü ise 4,2 milyar dolara ulaflt›. Sahip oldu¤umuz teknolojik güç ve yetkinlik, önümüzdeki dönemde, KOB‹'lere yönelik ürün ve hizmetlerde en önemli itici gücümüz olacak. 2006 y›l›ndan itibaren KOB‹'lere yönelik çal›flmalar›m›zda, üstün oldu¤umuz teknolojiye daha fazla odaklanaca¤›z. Bu kapsamda, nakit ak›fl› yönetimi program›m›z GAN‹'nin, güncel ikinci versiyonu GAN‹2'yi iflletmelerin ihtiyaçlar›na uygun olarak gelifltiriyoruz. ‹flletmelerin her an bankac›l›k bilgilerine ve kesintisiz deste¤e ulaflmalar›n› sa¤layacak 444 KOB‹ (5624) telefon hatt›n› hayata geçirece¤iz. Güncel ve sektörel bilgiye ulaflabilecekleri ve on-line destek alabilecekleri KOB‹ Portal›'n› iflletmelerin hizmetine sunaca¤›z. Garanti'nin KOB‹ vizyonu, iflletmelerin geliflmesini sa¤layacak düflünsel vizyonun oluflturulmas›na katk›da bulunmay› da içeriyor. Bir yandan iflletmelerin finansal planlama yapmalar›n› sa¤layacak ürünler gelifltirerek dan›flmanl›k hizmeti veriyor, di¤er yandan nab›zlar›n› tutabilmek için onlarla bir araya gelme ortamlar› yarat›yoruz. Bu kapsamda, 2002'den bu yana düzenledi¤imiz Garanti Anadolu Sohbetleri toplant›lar›yla, 10.000'i aflk›n giriflimciyle yüz yüze iletiflim kurma f›rsat›n› elde ettik. Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 5. y›l›nda, 32. buluflma için Rize’deyiz. Toplant›da, AB sürecinde Türkiye ekonomisinin durumunu ve AB ile Müzakere sürecinin KOB‹’ler için ne ifade etti¤ini tart›flmay›, sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantaj› aç›s›ndan çay-kivi, s›n›rötesi iflbirli¤i ve yayla turizmi alanlar›nda Rize’nin gelece¤ini almay› hedefledik. Garanti Bankas› olarak, kalk›nman›n itici gücü KOB‹'lerin istikrar›n güvencesi haline gelmesine katk›da bulunmak için çal›fl›yoruz. KOB‹'lerin bankas› olarak KOB‹'lere deste¤imiz artarak devam edecek. Ergun Özen Garanti Bankas› Genel Müdür K›rk üç y›ldan beri ülkemizin gündemini, günün koflullar›na göre de¤iflen a¤›rl›klarla belirlemifl bulunan Türkiye-AB iliflkilerinde, 3 Ekim 2005 tarihi, bir dönüm noktas› olmufl ve Türkiye art›k müzakere eden ülke statüsünü elde etmifltir. Müzakerelerin aç›ld›¤› 3 Ekim tarihinin, Türkiye'nin AB üyeli¤i yolunda bir son de¤il, yeni bir iliflki a¤› içinde sadece yeni bir bafllang›ç oldu¤u unutulmamal›d›r. Müktesebat›m›z›n AB ile uyumlaflt›r›lmas› anlam›na gelen ve 35 fas›lda devam edecek olan kat›l›m müzakereleri, uzun soluklu ve oldukça da zorlu bir yoldur. Müzakereler, Türkiye'nin AB üyeli¤inin her iki taraf için de stratejik bir tercih ba¤lam›nda, yegane hedefin tam üyelik oldu¤u ve AB'yle aram›zdaki iliflkinin özüne uymayan seçeneklerin kabul edilemez bulundu¤u anlay›fl›ndan hareketle sürdürülmektedir. AB'ye kat›l›m sürecimiz 3 temel unsur çerçevesinde flekillendirilmifltir. toplant›s›yla bafllam›fl, Nisan bafl› itibar›yla 14 fasl›n taramalar› tamamlanm›flt›r. Bilim ve Araflt›rma fasl›nda, Komisyonun tarama sonu raporu yay›nlanm›fl ve ülkemiz müzakere pozisyon belgesini Komisyona iletmifltir. Avrupa Birli¤i Komisyonu’nun AB ortak pozisyon belgesini haz›rlamas›n› müteakip, May›s ay›nda düzenlenecek Hükümetleraras› Konferans'ta bu fasla iliflkin fiili müzakereler bafllayacakt›r. Keza, E¤itim ve Kültür fasl›na iliflkin müzakerelere de Avusturya Dönem Baflkanl›¤› s›ras›nda bafllan›lmas› hedeflenmektedir. Türkiye, di¤er birçok üye ve aday ülkenin aksine büyük bir nüfusa, ayn› oranda bir bürokrasiye ve genifl bir co¤rafyaya sahiptir. Dolay›s›yla, müzakere sürecinin, bürokrasinin tüm katmanlar›n› kapsayacak pragmatik ve esnek bir yap›yla sürdürülmesi gere¤i do¤mufltur. Bu itibarla, süreç, 35 fasl›n tümünü takip eden 5 kuruluflumuzun yer ald›¤› ‹zleme ve Yönlendirme Komitesi taraf›ndan yürütülmektedir. Bu kurulufllar; Baflbakanl›k, D›fliflleri Bakanl›¤›, DPT, ABGS ve AB nezdindeki Daimi Temsilcili¤imizdir. Di¤er kurum ve kurulufllar›m›z da ilgili olduklar› fas›llara iliflkin çal›flmalara ve toplant›lara en üst düzeyde kat›lmaktad›r. - Sivil toplum diyalogunun güçlendirilmesi. Öte yandan, siyasi reformlar›n devam etmesi ve uygulaman›n sorunsuz flekilde ifllemesi için reformlar›n pekifltirilmesi gerekmektedir. Siyasi reformlar›n uygulanmas› ve sürdürülmesi süreci yak›ndan takip edilmekte, muhtemel aksakl›klar›n çözümü için gerekli önlemler al›nmaktad›r. AB müktesebat›n›n üstlenilmesi ve uygulanmas› kat›l›m müzakerelerinin ana unsurunu teflkil etmektedir. Kat›l›m müzakerelerinin ilk aflamas›n› oluflturan ve yaklafl›k bir y›l sürecek olan tarama süreci de, 20 Ekim 2005 tarihinde Bilim ve Araflt›rma fasl›n›n tan›t›c› tarama Sivil toplumla diyalogun güçlendirilmesi ise üçüncü temel unsuru oluflturmaktad›r. Gerçeklefltirilen reformlar›n, ülkemizin gerçek potansiyelinin, kat›l›m sürecindeki zorluklar›n ve kazan›mlar›n ve son olarak Türkiye'nin AB üyeli¤inin AB'nin küresel güç olma, medeniyetler çat›flmas› fikrinin - AB müktesebat›n›n üstlenilmesi ve uygulanmas›; - Kopenhag Siyasi Kriterlerinin tam olarak uygulanmas›; baflar›s›zl›¤a u¤rat›larak medeniyetler ittifak›na do¤ru yol alma hedefleri için tafl›d›¤› stratejik önemin halk›m›za ve AB halklar›na en iyi flekilde anlat›lmas› gerekmektedir. Bunun için toplumun tüm kesimlerinin çaba göstermesi flartt›r. Öte yandan, kat›l›m müzakereleri hakk›nda kamuoyumuzun bilgilendirilmesi, ilgili sivil toplum kurulufllar›m›z›n bu süreçte yer almalar› amac›yla çeflitli tedbirler de al›nmaktad›r. Tarama toplant›lar› tamamlanan fas›llar hakk›nda bilgilendirme toplant›lar› düzenlenmektedir. Bu çerçevede, Bilim ve Araflt›rma ile E¤itim ve Kültür fas›llar› için bilgilendirme toplant›s› 19 Kas›m 2005 tarihinde, Kamu Al›mlar› ile Rekabet Politikas› fas›llar› bilgilendirme toplant›s› 17 Aral›k 2005 tarihinde, ‹fl Kurma Hakk› ve Hizmetlerin Serbest Dolafl›m› ile Sermayenin Serbest Dolafl›m› fas›llar› bilgilendirme toplant›s› 21 Ocak 2006 tarihinde gerçeklefltirilmifltir. Bu tür toplant›lar di¤er fas›llar için de yap›lacakt›r. Ayr›ca, tarama toplant›lar›n›n gündemi, toplant›larda Komisyon ve ülkemiz taraf›ndan yap›lan sunufllar ve ilgili fas›la iliflkin mevzuat listesi Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i’nin internet sitesinde yer almaktad›r. AB'ye kat›l›m sürecimiz zorluklarla dolu, ancak ülkemizi ça¤dafl uygarl›k düzeyine ç›karacak bir yolculuktur. Bu yolculu¤un her aflamas›nda halk›m›z›n kazan›mlar›m›z ve sorumluluklar›m›z hakk›nda bilgilendirilmesi, AB ülkeleri kamuoylar›n›n ülkemizin gerçekleri hakk›nda ayd›nlat›lmas› ve karfl›l›kl› yanl›fl alg›lamalar›n bertaraf edilmesi büyük önem tafl›maktad›r. O¤uz Demiralp Büyükelçi, Avrupa Birli¤i Genel Sekreteri 3 Lizbon Stratejisi AB, Lizbon’da Strateji Belirlemiflti 2000 Y›l›nda AB Baflkanlar› Lizbon'da kendilerine, AB'nin 2010 y›l›na kadar dünyan›n bilgi teknolojisine dayal› en ileri, rekabetçi, dinamik, çevreyi koruyan ve istihdam aç›s›ndan en geliflmifl ekonomisi haline getirilmesi hedefini koydu. “Lizbon Stratejisi” nedir? K›saca Lizbon Stratejisi dedi¤imiz belgenin as›l ad›, "Büyüme ve ‹stihdam için Lizbon Stratejisi". ‹sim, belgenin amac›n› da içeriyor. Lizbon Stratejisi'nin oluflturulmas›n›n alt›nda yatan temel neden, uluslararas› rekabet ortam›nda, nüfusu giderek yafllanmakta olan ve büyüme oran› giderek azalmakta olan Avrupa Birli¤i'nin (AB) bu soruna bir ç›k›fl yolu aramas›. Bu ba¤lamda, Mart 2000'de düzenlenen Lizbon Zirvesi'nde, AB'nin 2010 y›l›na kadar dünyan›n bilgi teknolojisine dayal›, en ileri, rekabetçi, dinamik, çevreyi koruyan ve istihdam aç›s›ndan en geliflmifl ekonomisi haline getirilmesini hedefleyen ve "Lizbon Stratejisi" ad› verilen bir plan oluflturuldu. Lizbon Stratejisi’nin hedefleri nelerdir? Avrupal› liderler, Lizbon Zirvesi s›ras›nda, y›ll›k ortalama büyüme hedefini %3 olarak belirledi. Ayr›ca, Strateji sayesinde 2010 y›l›na kadar 20 milyon kifliye istihdam olana¤› yaratmay› amaçl›yor. Kapsaml› hedefler içeren stratejinin ana hatlar›n› afla¤›daki flekilde s›ralayabiliriz: * AR-GE politikalar›n›n gelifltirilmesi, rekabet ve iç pazar›n tamamlanmas›na yönelik yap›sal reformlar›n h›zland›r›lmas› suretiyle, bilgiye dayal› ekonomi ve topluma geçifl sürecinin haz›rlanmas›, * Avrupa sosyal modelinin modernizasyonu, insan kaynaklar›na yat›r›m, sosyal d›fllanmayla mücadele, * Sa¤l›kl› bir ekonomi ve kalk›nma için uygun makro-ekonomik politikalar›n uygulanmas›. Strateji nas›l uygulan›yor? Strateji, Komisyon ve üye ülkeler aras›nda eflgüdümlü bir çal›flma öngörüyor. Avrupa Parlamentosu gibi di¤er topluluk kurumlar›na da önemli sorumluluklar düflüyor. Bir taraftan, üye ülkeler, Parlamento ve Konsey taraf›ndan onaylanan Komisyon önerileriyle belirlenmifl topluluk seviyesinde bir reform program› (Lizbon Topluluk Program›) uyguluyor. Di¤er taraftan, yine üye ülkeler taraf›ndan, Konsey'in onaylam›fl oldu¤u ana temelleri gözeten ulusal ölçekli reformlar uygulan›yor. Komisyonun görevi nedir? * Avrupa Komisyonu, büyüme ve istihdam› destekleyen Stratejinin uygulayabilmesi için, Lizbon Topluluk Program›'na uygun olarak Avrupa mevzuat›n› haz›rl›yor. Haz›rlanan mevzuat, di¤er tüm mevzuatlar gibi, Parlamento ve Konsey taraf›ndan onaylan›yor. * Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi, Bölgeler Komitesi ve Avrupa Yat›r›m Bankas› gibi AB kurumlar›n›n ilgili konulardaki uzmanl›¤›ndan faydalan›yor. * Komisyon, ulusal düzeyde mali destek, sosyal diyalo¤un teflviki ve en iyi uygulamalar›n belirlenmesi hususunda üye ülkelerin ulusal reform programlar›n› belirlemelerinde kolaylaflt›r›c› rol oynuyor. * Ayr›ca, Stratejinin uygulanmas› ve kaydedilmifl ilerlemelerin de¤erlendirilmesi hususlar›nda üye ülkelerle iflbirli¤i ve koordinasyon içerisinde çal›fl›yor. Yeniden canland›r›lmas›na neden ihtiyaç duyuldu? Lizbon Stratejisi kapsam›nda bugüne kadar kaydedilen geliflmeleri flöyle s›ralamak mümkün: - AB bünyesinde 6 milyonu aflk›n yeni ifl imkan› yarat›ld› - Telekomünikasyon, demiryolu tafl›mac›l›¤›, posta hizmetleri, elektrik ve gaz piyasalar›n›n daha fazla rekabete aç›lmas› yönünde ad›mlar at›ld›. - Lizbon hedeflerine yönelik 100'ü aflk›n direktif ve program hayata geçirildi. Lizbon Stratejisi'nin üzerinden 5 y›l geçmesine ra¤men, AB'nin 2000 y›l›nda Lizbon Zirvesi'nde belirledi¤i hedeflere ulaflmak için yeterince ilerleme kaydedemedi¤i düflünülüyor. Özellikle, en büyük rakibi Amerika Birleflik Devletleri (ABD) ile karfl›laflt›r›l›nca, sonuçlar AB için son derece hayal k›r›c›. Avrupa, 1996'dan bu yana her geçen y›l ABD'nin gerisinde kal›yor: * ABD, iflgücü verimlili¤i konusunda Avrupa'n›n 2 kat› daha h›zl› ilerliyor. * Avrupa yeterince yat›r›m yapm›yor; yat›r›mda büyüme Avrupa'da ortalama %1,7 iken, Amerika'da bu rakam y›lda % 5,4. * AB, AR-GE'ye yeterince para harcam›yor: ABD, bu konuda Avrupa'dan 100 milyar Euro daha fazla harc›yor. * ABD nüfusunun %32'si üniversite veya dengi bir okuldan mezunken, Avrupa'da bu oran %19'larda kal›yor. Ayr›ca ABD, Avrupa ülkelerinin pek ço¤unun ö¤renci bafl›na yapt›¤› yat›r›m›n 2 kat›n› gerçeklefltiriyor. * 2004 y›l›nda Euro alan›n›n ortalama büyümesi %2,2'de kal›rken ABD ekonomisi %4,3, Japonya %4,4, Hindistan %6,4 ve Çin %9 büyüdü. Giderek yafllanmakta olan nüfus ve yukar›da belirtilen rekabetçi büyüme sorunlar›na karfl›, AB liderlerinin art›k harekete geçme zaman›n›n geldi¤ini anlad›klar› belirtiliyor. Baflar›s›zl›¤›n alt›nda yatan nedenler nelerdir? Lizbon Stratejisi'nde belirlenen hedeflere istenilen h›zda ulafl›lmamas›n›n alt›nda yatan nedenleri flöyle s›ralayabiliriz: AB'nin yo¤un gündemi, AB içinde bu konudaki eflgüdümün zay›fl›¤›, üye ülkelerin birbiriyle çat›flan öncelikleri, üye devletlerin zor ve kamuoyuna pazarlanmas› güç ekonomik reformlar› uygulamadaki isteksizlikleri. Bunun yan› s›ra Lizbon Stratejisi, üye ülkelerdeki eksikliklerin daha yal›n bir biçimde ortaya ç›kmas›na neden oldu ve Almanya, Fransa gibi köklü gelenekleri olan ülkelerin stratejinin öngördü¤ü parametrelere uyum sa¤lamalar› için yap›sal reformlarda bulunmalar› gerekti¤ini ortaya koydu. Yeniden yap›lanmalar›n maliyetinin de yüksek olmas›, stratejinin gelifltirilmesinin önünde bir engel olarak belirdi. AB, gerekli uygun araçlara sahipse ve temel öncelikler üzerinde yo¤unlafl›rsa misyonunu yerine getirir. Basitlefltirilmifl ve somutlaflt›r›lm›fl eflgüdümlü çal›flmay› temel alan yeni yaklafl›m, istenilen sonuçlar›n elde edilmesini kolaylaflt›racakt›r. Avrupa Komisyonu ne tür yenilikler önerdi? Komisyon, belirlenen hedeflere ulaflmadaki engelleri 2 farkl› yolla çözmeyi öneriyor. Önerilen çözümlerden birincisi, hedef say›s›n› azalt›p, istihdam ve büyüme odakl› bir eylem plan› oluflturmak... Komisyonun önerdi¤i yeni eylem plan›n›n ana hatlar› flu flekilde: * Tek Pazar›n daha iyi ifllemesini sa¤layarak, AB'yi istihdam ve yat›r›m için daha cazip hale getirmek: Bunun için, KOB‹'lere özel önem verecek flekilde mevcut direktiflerin daha etkin uygulanmas› önem tafl›yacak. Rekabet politikas›yla kamu ihale kurallar›na etkin biçimde uyulmas› ve hizmetler alan›nda tek pazar›n tamamlanmas› da zorunlu. Üye Ülkeler ve Komisyon taraf›ndan hizmet pazar›n›n aç›lmas›n›n etkilerine iliflkin olarak yap›lan de¤erlendirmelerin tamam› olumlu. 1992'den bu yana AB içindeki hizmet ticareti hiç geliflmedi. Hizmet sektörünün AB ekonomisinde %70 oran›nda pay sahibi oldu¤u düflünülürse, bu alanda henüz faydalan›lmam›fl büyük bir potansiyel yat›yor. * Bilgi teknolojilerini ve yenilikçili¤i (inovasyon) büyüme için kullanmak: Komisyon bunun için, bölgesel ve yerel düzeyde yüksek teknolojiyi, KOB‹'leri ve ifl çevrelerini biraraya toplayacak "yenilikçilik noktalar›" oluflturmay› ve bir "Avrupa Teknoloji Enstitüsü" kurmay› önerdi. Teknoloji ve yenilikçilik ile büyüme aras›ndaki ba¤lant›y› kurabilmek için, sanayi taraf›ndan finanse edilen ve ticari kazanca yönelik sonuç do¤uracak AR-GE çal›flmalar›na a¤›rl›k verilmeli. 2010'a kadar AR-GE yat›r›m oran›n›n GSMH'n›n %3'üne ç›kar›lmas› hedefleniyor. * Daha fazla ve daha iyi istihdam imkanlar› yaratmak: ‹stihdam oran›n›n 2010 y›l›na kadar %70'e ulaflmas› hedefleniyor. Bu amaçla, iflgücünün hareketlili¤i ve uyum kabiliyetinin gelifltirilmesi gerekiyor. Bu noktada esas sorumluluk, üye ülkelere ait olacak. Baz› önlemler al›nmakla birlikte, henüz istenilen sonuçlara ulafl›lamad›. Ayn› zamanda, gelifltirilen AB Gençlik Giriflimi ile gençlerin iflsizlik sorunuyla daha etkin bir biçimde mücadele etmek amaçlan›yor. ‹kinci çözüm ise Komisyon ve Üye Ülkeler aras›ndaki iflbirli¤i ve koordinasyonu güçlendirerek stratejinin uygulanmas›n› kolaylaflt›rmak. Bu ba¤lamda, Üye Ülkelerin daha iyi uyum sa¤layabilmesi için yeni aktar›m mekanizmas› gelifltirmek son derece önemli. Buna göre, * Üye Ülkelerin parlamentolar›yla görüfltükten sonra kendi hükümetlerince kabul edecekleri istihdam ve büyüme için "Tek Ulusal Eylem Program›"n›n oluflturulmas›, * Üye Ülkelerin hükümetleri düzeyinde stratejinin farkl› ö¤elerini koordine etmekten ve Lizbon Program›n› sunmaktan sorumlu olacak bir Lizbon elçisi atanmas›, * Büyüme ve istihdam için Ulusal Lizbon Programlar›n›n ekonomi ve istihdama yönelik bafll›ca raporlama arac› olarak kullan›lmas› öngörülüyor. Çözülmesi gereken en acil sorunlar neler? Acilen çözülmesi hedeflenen 4 temel sorun bulunuyor: (1) Yüksek ihtisasa, araflt›rma ve yenilikçili¤e yap›lan yat›r›mlar› önemli ölçüde artt›rmak. (2) ‹dari formaliteleri en düflük seviyeye indirgemek, iflletmelerin kurulmas›n› ve büyümesini teflvik eden ekonomik bir çevre oluflturmak. (3) Her yafltan kiflilere istihdam bulabilmeleri yolundaki engelleri kald›rmak ve yard›mc› olmak. (4) Sürdürülebilir ve güvenilir enerji kaynaklar› sa¤lamak. Kaynak: http://europa.eu.int/rapid/pressReleasesAction.do?ref erence=MEMO/06/23&format=HTML&aged=0&langu age=FR&guiLanguage=fr p://www.abmerkezi.org.tr/belgeler/Sorular%20ve%2 0cevaplarla%20yeni%20Lizbon%20stratejisi.doc 4 Lizbon Stratejisi Anadolu Sohbetleri AB Bahar Zirvesi Sonuçlar› 23-24 Mart tarihlerinde Brüksel'de gerçekleflen AB Konseyi'nin Bahar Zirvesi’ndeki bafll›ca gündem bafll›klar›, Lizbon Stratejisi ve Avrupa için Enerji Politikas› oldu. Bahar Zirvesi sonuç bildirgesinde bu iki konuyla ilgili al›nan kararlar› afla¤›da özetlemeye çal›flt›k: 1- Lizbon Stratejisi Bahar Zirvesi’nin ana gündem maddesi, 2010 y›l›na kadar AB'yi dünyan›n istihdam ve rekabet gücü en yüksek ekonomisi yapmay› hedefleyen Lizbon Stratejisi'ydi. Konsey, Lizbon Topluluk Program› öncelikleri üzerinde bir uzlaflmaya vard›. Zirvede temel eylem alan› belirlendi: - E¤itime, araflt›rmaya ve yenlikçili¤e (inovasyon) yat›r›m yapmak, - KOB‹'lerin sorunlar›na çözüm üretmek, - ‹stihdam politikalar›n› gelifltirmek, - Sürdürebilir ve güvenli enerji kaynaklar› sa¤lamak. Ayr›ca her alan için al›nan önlemlerin 2007 için uygulamaya konulmas› gerekiyor. Bu ba¤lamda her üye ülkeden, 2006 y›l› sonuna kadar, ulusal reform programlar›n›, Komisyonun onay›na sunmufl olmalar› bekleniyor. Araflt›rma ve yenilikçili¤e (inovasyon) yap›lan yat›r›m›n art›r›lmas›: - AR-GE harcamalar›n›n 2010 y›l›na kadar Gayri Safi Yurtiçi Has›la'n›n %3'üne ç›kar›lmas›; - 7. Çerçeve Program›n›n uygulamaya konulmas›; - Yüksekö¤retime yap›lan yat›r›m oran›n›n 2010 y›l›na kadar, Gayri Safi Milli Has›la'n›n %2'sine ç›kar›lmas›; - 2007 y›l›nda Avrupa Teknoloji Enstitüsü'nün kurulmas›. KOB‹'lerin önündeki engellerin kald›r›lmas› ve iflletmelerdeki potansiyelin a盤a ç›kar›lmas›: - En geç 2007 sonunda, her üye ülkede "tek gifle" (one-stop-shop) sisteminin uygulamaya geçmesi; - Bir iflletmenin kurulmas› için olan sürenin, 2007'ye kadar yar›ya, daha sonraki dönemlerde ise 1 hafta veya 1 aya indirilmesi; - ‹fllemlerin elektronik ortama kayd›r›lmas›; - ‹fl kurma maliyetinin düflürülmesi; - ‹fle al›mlar için gerekli ifllemlerin tek idari kurumda yap›lmas›. ‹stihdam olanaklar›n›n art›r›lmas› : - Üye ülkeler, istihdam oran›n› yükseltmek, emeklili¤i ve yafllanan toplumun sa¤l›k giderlerini finanse etmek amac›yla vatandafllar›n›n ihtiyac› olan deste¤i her yaflta sunabilmek için "yaflam döngüsü" kavram›n› temel olarak alan istihdam sunmal›d›r; - 2007 sonuna kadar 6 ay içinde ve 2010'a kadar 100 gün içinde, okul veya üniversiteyi bitirmifl her gence ifl bulma, ç›rakl›k ve ek e¤itim ve ö¤retim olana¤› sa¤lanmas›; - 2010 y›l›na kadar her y›l, AB çap›nda 2 milyon ifl yarat›lmas›; - ‹fl de¤ifltirmenin kolaylaflt›r›lmas›; - "Aktif yafllanma" stratejilerinin uygulanmas›. Bu ba¤lamda, 45 yafl üzeri kiflilere ö¤renim olana¤›n›n, ifl hayat›n›n uzat›lmas› için mali olanaklar›n ve yar› zamanl› ifllerin teflvik edilmesi; - Aktif ve önleyici politikalar güdülerek halk›n ücretli ifl bulmas›na destek verilmesi ve yard›m edilmesi; - Ekonomide çal›fl›lan toplam saatin artt›r›lmas›; - Kad›n -erkek eflitli¤i, özel hayat ve ifl hayat› aras›nda denge sa¤lanmas›. Bu ba¤lamda Cinsiyet Eflitli¤i için AB Pakt›'n›n onaylanmas›; - ‹fl güvencesi, ifle alma ve iflten ç›karma gibi konular› belirleyen çal›flma yasalar›n›n esnekli¤i (flexicurity) konusunda üye ülkelerin görüfllerinin birbirine yaklaflmas›n›n sa¤lanmas›. 2- Avrupa için Enerji Politikas› AB liderleri, Enerji Politikas›n› benimseyerek, etkin, güvenilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklar› için iflbirli¤inin güçlendirilmesine yönelik Komisyon önerilerini destekliyor. Komisyon, önerilerinde üye ülkeleri, artan petrol-gaz fiyatlar›na ve kirlili¤e karfl› önlemler almak için dayan›flma içinde çal›flmaya davet ediyor. Zirvede liderler, AB'nin enerji tedarikinin güvenli¤ini sa¤lamaya yönelik stratejiyi onaylad›. Bu strateji kapsam›nda: - Avrupa gaz ve elektrik a¤lar› aras›nda daha etkin bir koordinasyon sa¤lanmas› ve enerji pazarlar›n›n daha iyi yönetilmesi; - Yeterli, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklar› bulunmas›, yap›lan araflt›rmalarla teflvik edilmesi; - Enerji kaynaklar›n›n farkl›laflt›r›lmas›; - AB içinde bölgesel enerji pazarlar›n›n kurulmas›; - 2015 y›l›na kadar toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerji pay›n›n %15'e, biyo-yak›t pay›n›n ise %8'e ç›kar›lmas›. AB Geçmiflten Ders Ç›karacak 23-24 Mart tarihlerinde Brüksel'de yap›lan AB Zirvesi'nin ana gündem maddesi, 2010 y›l›na kadar AB'yi dünyan›n istihdam ve rekabet gücü en yüksek ekonomisi yapmay› hedefleyen "Lizbon Stratejisi"ydi. Zirve boyunca 2010 y›l›na kadar yeni istihdam olanaklar› yaratman›n yollar›n› arayan 25 ülkenin devlet ve hükümet baflkanlar›, kendi ülkeleri için reform önerileri sundu. AB Dönem Baflkan› Avusturya'n›n Baflbakan› Wolfgang Schüssel, istihdam ve büyüme alanlar›nda somut çözüm önerilerinin gündeme getirildi¤ini, AB'nin bir günde infla edilemeyece¤inin bilindi¤ini, strateji aray›fllar›n›n devam etti¤ini anlatt›. Sosyal diyaloga verilen önem üzerinde duran Schüssel, 2010 y›l›na kadar her y›l, 2 milyon kifliye yeni ifl alan› açma çaba ve hedeflerinden söz etti. AB Komisyonu Baflkan› Jose Manuel Barroso ise Birli¤in araflt›rma ve gelifltirmeye ay›rd›¤› kayna¤›n art›r›lmas› gerekti¤ini belirtti. Zirve sonundaki sonuç bildirgesinde, AB genelinde 2005-2007 y›llar› aras›nda 6 milyon yeni ifl sahas›n›n aç›lmas› gibi bir hedef bulundu¤u hat›rlat›larak, AB aç›s›ndan en önemli hedefin iflsizli¤in azalt›lmas› ve büyüme potansiyelinin artt›r›lmas› oldu¤u hat›rlat›ld›. Avrupa toplumunun yafllanmas›na karfl› tedbirlerin gelifltirilmesinin, küreselleflmede AB'de de yerini almas›yla mümkün oldu¤unun vurguland›¤› sonuç bildirgesinde, küreselleflmenin yap›lanma reformlar›n›n temeli olaca¤› belirtildi. Avrupa'da rekabetçili¤in gelifltirilmesi için reformlar yap›lmas› gerekti¤inin alt› çizilerek, mikroekonomik politikan›n gelifltirilmesinin, büyüme ve istihdam için gereklili¤ine de¤inildi. AB Konseyi sonuç bildirgesinde üye ülkelerin 2007 y›l›na kadar flirketlerin kurulmas› için, sistemlerini tektiplefltirmeleri gerekti¤i belirtildi. Böylece hangi ülkede kurulursa kurulsun flirketlerin oluflturulmas› için harcanan zaman, iflleyifl ve kurulufl prosedürü aç›s›ndan tek siteme geçilmesi gerekiyor. fiirket kurmak için yap›lan masraflar›n en aza indirgenmesi gerekti¤inin belirtildi¤i sonuç bildirgesinde, flirketlerin daha h›zl›, daha az masrafl› olarak kurulabilmesi için imkan yaratman›n hedeflendi¤i kaydedildi. Avrupa pazar›nda rekabetçili¤in desteklenmesi gerekti¤ine dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, flirketler için uygun ortam›n haz›rlanmas›n›n AB'nin rekabetçilik politikas›na hizmet aç›s›ndan önemli oldu¤u savunuldu. Bildirgede; gençler, kad›nlar ve yafll› iflçilere daha fazla istihdam yarat›lmas›n›n önemi vurguland›. 2007 y›l›na kadar mezun olan ve ifl bulamayan her gence, 6 ay içinde ifl sa¤lanmas› veya ö¤renim e¤itimi almas› hedefi yenilendi. Ancak tüm bu hedeflerin tamamen gerçeklefltirilebilmesi için sosyal ortaklarla do¤rudan ba¤lant›n›n sa¤lanmas› gerekti¤inin alt› çizildi. Bu çerçevede AB Konseyi, üye ülkelerin hayat boyu ele al›nacak ve hayat boyu ifl olarak da de¤erlendirilebilecek bir yaklafl›m benimsemeleri gerekti¤ini vurgulad›. Bu amaçla KOB‹'lerin çal›flmas› için gerekl kaynaklar›n sa¤lanmas›n›n gereklili¤ine iflaret edildi. http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=10762 http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=1076 5 Lizbon Stratejisi Türkiye: Limonlar ve Dinozorlar ‹fl Kurmaya Yard›m Avrupal›lar›n yeni ifl kurmas›n› engelleyen nedenler: Risk, maliyet, zaman... AB Bahar Zirvesi'nde, devlet ve hükümet baflkanlar›n›n ele ald›¤› konulardan biri de, KOB‹'lerin istihdam ve büyümeye yapt›klar› katk› ve Avrupa'da yeni flirket kurulmas›na ait son y›llarda ortaya ç›kan kötü tablo oldu. AB'de yeni bir ifl kurmak ortalama 24 gün al›rken; bu süre baz› ülkelerde 35 güne kadar ç›kabiliyor. AB Konseyi, sonuç bildirgesinde, üye ülkelerin 2007 y›l›na kadar flirketlerin kurulmas› için sistemlerini tektiplefltirmeleri gerekti¤i belirtildi. Hangi ülkede kurulursa kurulsun flirketlerin kurulmas› için harcanan zaman; iflleyifl ve kurulufl prosedürleriyle ilgili al›nan karar›n hedefi, flirketlerin daha h›zl›, daha az masrafl› olarak kurulabilmesi için imkan yaratmak... Vatandafllar›n yeni ifl kurmalar›n› kolaylaflt›racak önlemler flöyle s›ralanabilir: - Üye ülkeler, 2007 y›l›na kadar, flirket kurmayla ilgili bütün ifllemlerin yürütülece¤i tek bir merkez (one-stop-shop) kuracak. - fiirketlerin, ilk çal›flanlar›n› ifle al›rken, birden fazla kamu idaresine baflvurmak zorunda olmas› önlenecek. - 2007 y›l›n›n sonuna kadar AB'nin her yerinde yeni bir flirket kurmak için gereken ortalama süre en fazla 1 haftaya düflürülecek. http://www.abmistanbul.org/dokumanlar/abm/guncel/guncel_in dex/guncelindex.htm Komisyon mülkiyet transferinin kolaylaflt›r›lmas›n› istedi AB Komisyonu, KOB‹'leri destekleyerek, istihdam ve büyüme stratejisi çerçevesinde, ço¤unlukla aile flirketleri olan KOB‹'ler düzeyinde mülkiyet transferlerinin kolaylaflt›r›lmas›n› önerdi. AB'de ifladamlar›n›n da yaflland›¤›n› ve ço¤u zaman flirketlerini devredebilecek kimseleri olmad›¤›na dikkat çeken AB Komisyonu, bu flekilde ilerlenmesi halinde, AB'deki giriflimcilerin üçte birinin 10 y›l içinde faaliyetlerine son verece¤ini öngörüyor. Bu konudaki sorunlar›n afl›labilmesi için, AB Komisyonu, üye ülkeleri KOB‹ ve aile flirketlerinin varl›¤›n› sürdürmesini sa¤layacak baz› önlemler almaya ça¤›r›yor. Bu önlemler flöyle s›ralanabilir: 1. fiirket transferlerine veya yeni flirket kurulumlar›na olanak verecek uygun mali koflullar›n sa¤lanmas›; 2. fiirket transferlerinin önceden planlanmas› ve bu konuda uzman yard›m al›nmas› konusunda flirket sahiplerinin bilinçlendirilmesi, ticaret odalar›n›n, sektör derneklerinin yönlendirme sa¤lamas›; 3. Potansiyel al›c› ve sat›c›lar›n bir araya gelece¤i saydam pazarlar oluflturulmas›; 4. fiirket transferlerine olanak veren vergi sistemleri uygulanmas›. TÜS‹AD Bülteni Makroekonomik faktörler, Türkiye ekonomisinin üretim düzenini etkiliyor Türkiye'nin flirketler kesimi esas günahkar Türkiye'nin cari ifllemler a盤›n›n Gayri Safi Yurtiçi Has›la'ya oran› (GSYH) 1990-2003 y›l›nda %1,1 iken, 2004 y›l›nda %5,2'ye, geçen y›l da %6,2'ye ç›kt›. Acaba bu art›fl›n en önemli nedeni döviz kurunun afl›r› de¤erlenmesi mi? Veya daha önemlisi, ekonomik istikrar üzerinde ciddi bir tehdit oluflturmas› m›? Burada, dönemsel ve kurumsal etkenlerin d›fl dengesizlikleri tetikledi¤i bir gerçek. ‹lk olarak, geçen seneki cari ifllemler a盤›nda meydana gelen art›fl›n %90'l›k bölümü, yükselen fosil yak›t fiyatlar›ndan kaynaklanmaktad›r. ‹kinci olarak, makroekonomik normalleflme sayesinde, üretimin ve yat›r›m›n artmas› ara mallara ve sermaye mallar›na olan talebi yükseltmifltir. Bu ak›mlar flu anda tehlikeli olarak nitelendirilmese de, ülkenin üretim sürecini ve makroekonomik performans›n› etkileyen yap›lar› ve de¤iflimleri anlamak için, makroekonomik verilerin ötesine bakmak gerekmektedir. Siyasi gerilimlerin ve ekonomik floklar›n ortas›nda, kimse Türkiye'nin flirketler kesiminin yap›s›n› umursamad›. Fakat flimdi siyasi ve makroekonomik durumun normalleflmesi, flirketler kesiminin kurumsal zorluklar›n› ve mikro düzeydeki eksikliklerini h›zla gözler önüne seriyor. Sorunlu yap›n›n ilk katman›nda, büyük aile flirketlerini ön plana ç›karan kapal› ekonomi gelifltirme stratejisi yer al›yor. Bu holdingler, fazla say›da farkl› üretim sahalar›yla Türkiye ekonomisine hakim oluyor ve sonuçta sanayide dengesiz bir bileflime yol aç›yor. ‹kinci katman ise, aile flirketlerinin bir yan ürünü olarak, geleneksel sektörlerde çal›flan küçük flirketleri içeriyor. Maalesef, sermayesi olmayan bu küçük flirketler, operasyonel ve finansal darbo¤azlarla mücadele ediyor. Bu darbo¤azlar teknolojik aç›dan gerilemelerine ve üretimlerini düflürmelerine neden oluyor. Türkiye ekonomisi iflgücü yo¤un üretim sektörlerinden uzaklafl›yor Ara mallar ve sermaye mallar›n›n ithalat›ndaki art›fl, hem üretimdeki büyümeyi hem de sanayi üretiminin niteli¤indeki yap›sal de¤iflimi gösteriyor. Tedarik zincirinin küreselleflmesiyle, iflgücünün marjinal maliyetini sermaye maliyetinin üzerine ç›karan etkenler, iflgücü yo¤un üretimden sermaye yo¤un üretime geçifli h›zland›rd›. Tabii ki düflük ihracat içerikli geleneksel sektörlerden, yüksek ithalat içeri¤i gerektiren yeni ticaret ak›mlar›na geçifl, üretim büyümesine oranla ithalat talebinde esneklik art›fl› anlam›na gelmektedir. Di¤er bir deyiflle, t-shirt üretmek için ithalat girdisine çok fazla ihtiyaç duymazs›n›z, ancak araba veya elektronik eflya üretmek için yüksek ithalat girdisine gereksinimiz vard›r; özellikle de yerel tedarikçileriniz günümüzün küreselleflen dünyas›nda yeterli rekabetçi güce sahip de¤ilse. ‹flgücü yo¤un sektörler rekabet bask›s›yla mücadele ediyor Avrupa Birli¤i, AR-GE bütçesini art›rd› 7. Çerçeve Program›'n›n bütçesinin %40 artarak, Avrupa Birli¤i'nin (AB) 2007-2013 AR-GE bütçesinde toplam 48 milyar Euro'ya ulaflmas› bekleniyor. AB'nin 2007-2013 AR-GE bütçesi üzerine uzlaflma sa¤lad›. Uzlaflma sonras›nda Aral›k 2005'te Avrupa Konseyi'nin üzerinde anlaflt›¤› 7. Çerçeve Program› bütçesine 300 milyon Euro daha eklenebilecek ve bütçe 48 milyar Euro'nun üzerine ç›kacak. Böylece, yeni bütçenin, 6. Çerçeve Program›'n›n (20022006) bütçesine göre 2004 fiyatlar›yla (enflasyon dikkate al›nmad›¤›nda) %40, enflasyon dikkate al›nd›¤›nda %60 fazla oldu¤u anlam›na geliyor. Rekabet Gücü ve Yenilikçilik Program› (CIP) için Komisyonun orijinal bütçe teklifi, 20072013 aras› dönem için 4 milyar Euro'ydu. Aral›k 2005 Avrupa Konseyi Zirvesi'nde bu teklif 2,9 milyar Euro'ya düflürüldü. Avrupal› Parlamenterler, bu rakama ek olarak 400 milyon Euro daha ayr›lmas›n› sa¤layabildi. Hesaplara göre CIP'in bütçesi toplam 3,3 milyar Euro oldu. http://www.abmstanbul.org/dokumanlar/abm/guncel/guncel_index/gu ncelindex.htm ‹flgücü yo¤un mallardan sermaye yo¤un mallara geçifl ve geleneksel sektörlerde gözlenen düflüfl yarat›c› y›k›ma uygun bir süreçtir. Fakat, bu süreç ayn› zamanda mikro düzeydeki yap›sal zay›fl›klar› ve yüksek sermaye/iflgücü oran›na yol açan iflgücü pazar›n›n de¤iflmezli¤ini gözler önüne serer. Bu temel de¤ifliklikleri en iyi belirleyecek ölçek üretkenliktir. Üretkenli¤in canlanmas›na ra¤men, çal›flma saati bafl›na üretimden %36,6'l›k bir art›fl ve birim bafl›na iflgücü maliyetinde %40,5'lik bir düflüfl, GSYH'nin son 4 y›lda %32 artmas›n›n arkas›nda yatan temel etkendir. Kesinlikle çok önemli sapmalar meydana gelmifltir. Örne¤in, firmalar›n sadece %21,9'nun yeni teknolojilere yat›r›m yapt›¤› giyim sektöründe iflgücü üretkenli¤inde %1,8'lik bir düflüfl olmufltur. Ancak, %80,6's› yeni teknolojilere yat›r›m yapan elektronik flirketlerinde ise kriz öncesi dönemde %60,4'lük üretim art›fl› görülmüfltür. Türkiye'nin esas mücadele edece¤i alan, yüksek kaliteli, yenilikçili¤i (inovasyon) temel alan flirketler kurmak olacakt›r 2001'deki gerileme, flirketlerin bilançolar›n› düzeltme gereklili¤i do¤urdu. Fakat, aile taraf›ndan yönetilen flirketlerin ço¤u, bu ayarlamay› basit bir maliyet düflüflünün ötesine götüremedi. Ayr›ca, Avrupa pazar›nda %23'lük paya sahip Vestel gibi baflar›l› flirketler bile, "orijinal ekipman üreticisi" modelinin kârl›l›¤› zay›flad›kça, güçlüklerle karfl› karfl›ya kal›yor. Yeni giriflimcilerin ortaya ç›kmas›yla beraber, gelecek o kadar da ac›mas›z görünmüyor. Örne¤in, uçak simülatörleri üreten Havelsan veya nanoteknoloji mikroskoplar› üreten NanoSis flirketlerini ele alal›m. Türkiye'nin esas mücadelesi, kapal› ekonominin "limon ve dinozorlar›n›" korumak için "ihracat› art›rmak için giriflilen bir devalüasyonun" mühendisli¤ini yapmak de¤ildir. Esas mücadele, yüksek kalitede, yenilikçilik (inovasyon) temelli flirketler oluflturma alan›nda verilecektir. Bu flirketler, katma de¤er zincirinde tüm ekonomiyi yukar›ya çekecektir. MORGANSTANLEYEQUITYRE SEARCHEUROPE Morgan Stanley & Co. International Limited Serhan Cevik [email protected] 6 AB Mali Yard›mlar› Anadolu Sohbetleri Avrupa Birli¤i Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m› gerekmektedir. Ayr›ca ülkemize adayl›k statüsü tan›nmas›ndan önce taahhüt edilmifl olan MEDA projelerinin de uygulamalar esnas›nda mümkün oldu¤u ölçüde söz konusu önceliklerle uyumlu hale getirilmesi, Türkiye'nin AB'ye uyum çal›flmalar›na olumlu katk› sa¤layacakt›r. Dr. ‹nci Ataç-Rösch* Avrupa Birli¤i'nin (AB) Türkiye'ye sa¤lad›¤› mali yard›mlara iliflkin olarak toplumun çeflitli kesimlerinde bu mali yard›mlar›n, daha do¤rusu hibelerin, miktarlar›na, kullan›l›fl prosedürlerine ve uygulan›fllar›na yönelik önemli bir bilgi ihtiyac› oldu¤u gözlenmektedir. Yayg›n bir kan›, bu hibelerin Türkiye taraf›ndan kullan›lamad›¤›ndan AB bütçesine geri döndü¤ü fleklindedir. Ayr›ca bazen, Topluluk Programlar› veya Avrupa Yat›r›m Bankas› kredileri gibi imkanlar›n mali yard›mlarla kar›flt›r›ld›¤› görüldü¤ünden, bu hususu da öncelikle ayd›nl›¤a kavuflturmak uygun olacakt›r: AB Mali Yard›mlar› Avrupa Komisyonu taraf›ndan, di¤er aday ülkeler için oldu¤u gibi, her y›l Türkiye'ye de tahsis edilen hibe nitelikli yard›mlard›r. Öte yandan, söz konusu yard›mlar do¤rudan nakdi bir yard›m niteli¤inde olmay›p, Avrupa Komisyonu ve Türkiye'nin birlikte seçtikleri proje ve programlara mali destek sa¤lamak için kullan›lmaktad›r. Hukuki ve ‹dari Yap› Ülkemizin AB üyeli¤ine adayl›¤›n›n Aral›k 1999'daki Helsinki Zirvesi'nde kabulüyle birlikte, di¤er pek çok alanda oldu¤u gibi AB ile yürütülen mali iflbirli¤inde de önemli de¤ifliklikler meydana gelmifltir. Daha önce AB'nin di¤er Akdeniz ülkeleriyle yürüttü¤ü MEDA iflbirli¤i program› kapsam›nda yard›m olmakta olan ülkemiz, adayl›k statüsü çerçevesinde flekillenen Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m adl› yeni bir mekanizmadan faydalanma sürecine girmifltir. Bu süreçte Türkiye ile AB aras›ndaki mali iflbirli¤i mekanizmas›n›n da di¤er aday ülkelerde oldu¤u gibi yeniden yap›land›r›lmas› gerekmifltir. Yap›lan düzenlemeleri 3 bafll›k alt›nda toplamak mümkündür: 1.Daha önce çeflitli kaynaklar vas›tas›yla sa¤lanan yard›mlar tek bütçe alt›nda toplanm›flt›r. AB taraf›ndan, Türkiye'nin di¤er adaylarla ayn› yasal ve teknik zeminde de¤erlendirilmesi ve ayn› prosedürlere tabi olmas›n› teminen Türkiye'ye yap›lacak hibe nitelikli yard›mlar› tek bütçe alt›nda toplayan "Türkiye için Kat›l›m Öncesi Mali Yard›ma Dair Çerçeve Tüzük" Aral›k 2001 tarihi itibar›yla kabul edilmifl olup Ocak 2002 tarihinde yürürlü¤e girmifltir. 3.Di¤er aday ülkelerde de oldu¤u gibi AB mali yard›mlar›, "Merkezi Olmayan Uygulama Sistemi" (Decentralized Implementation System - DIS) çerçevesinde kullan›lacakt›r. Sistemin temel amac›, projelerin seçimi için gerekli önceliklerin tespitinden, projelere iliflkin ihale ve ödemelerden ve AB taraf›ndan sa¤lanan fonlar›n yönetilmesinden sorumlu makam ve kurumlar›n birbirinden ayr›lmas› ve bunlar aras›ndaki koordinasyon mekanizmas›n›n somut bir flekilde ortaya koyulmas› yoluyla etkinli¤in art›r›lmas›d›r. Merkezî olmayan uygulama sistemine iliflkin düzenlemeleri yapmak üzere, 18 Temmuz 2001 tarih ve 2001/41 say›l› Baflbakanl›k Genelgesi yay›mlanm›flt›r. Mali iflbirli¤inin de¤iflik evrelerinin farkl› birimler ve kiflilerce uygulanmas›n› ve denetlenmesini öngören genelge hükümleri uyar›nca sistem, Ulusal Mali Yard›m Koordinatörü, Mali ‹flbirli¤i Komitesi, Ulusal Fon ve Ulusal Yetkilendirme Görevlisi, Ortak ‹zleme Komitesi ve Merkezi Finans ve ‹hale Birimi gibi unsurlardan oluflmaktad›r. AB ile mali iflbirli¤inin koordinasyonunu, projelerin öncelikler do¤rultusunda seçilmesini, haz›rl›k çal›flmalar›n›n yap›lmas›n› ve izlenmesini sa¤layacak ve AB Komisyonu ile Finansman Zapt›n› imzalayacak olan "Ulusal Mali Yard›m Koordinatörlü¤ü" görevi, AB ile iliflkilerden sorumlu Devlet Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s›na verilmifltir. Baflbakanl›k Genelgesi gere¤i Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i Ulusal Mali Yard›m Koordinatörü'nün sekreteryas›n› yürütmektedir. Dolay›s›yla söz konusu mali yard›mlar› programlama ve izleme çal›flmalar› fiilen Genel Sekreterli¤imizce koordine edilmektedir. Mali yard›mlar Hazine Müsteflarl›¤› taraf›ndan aç›lacak ve yönetilecek bir "Ulusal Fon"da toplanacakt›r. Fonu yönetmek ve bu kayna¤›n projelerin uygulanmas›nda kullan›lmas›n› sa¤lamak üzere Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakan› "Ulusal Yetkilendirme Görevlisi" olarak tan›mlanm›flt›r. Mali iflbirli¤i çerçevesinde yürütülen çal›flmalar aras›nda gerekli uyumu sa¤lamak üzere D›fliflleri Bakanl›¤›, Maliye Bakanl›¤›, Devlet Planlama Teflkilat› Müsteflarl›¤›, Hazine Müsteflarl›¤› ve Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i temsilcilerinden oluflan "Mali ‹flbirli¤i Komitesi" kurulmufltur. Ulusal Mali Yard›m Koordinatörü, Ulusal Yetkilendirme Görevlisi, Mali ‹flbirli¤i Komitesi ve Avrupa Komisyonu temsilcilerinden oluflan ve y›lda en az bir kez toplanan "Ortak ‹zleme Komitesi" programlar›n yürütülüflünü gözden geçirecektir. 2.Mali Yard›mlar›n AB'ye uyum çal›flmalar› için kullan›lmalar› gerekmektedir. "Merkezi Finans ve ‹hale Birimi", ihalelere iliflkin AB kural, düzenleme ve usullerine ba¤l› kal›nmas›n› ve uygun bir raporlama sisteminin ifllemesini sa¤layacakt›r. Yeni dönemde, Türkiye'ye adayl›k perspektifi ile tahsis edilen AB kaynaklar›n›n Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesinde, ‹lerleme Raporunda, Ulusal Programda ve Ön Ulusal Kalk›nma Plan›nda yer alan hukuki, idari, ekonomik ve sosyal önceliklere uygun olarak de¤erlendirilmesi zorunludur. Bu nedenle, AB hibeleri kullan›larak yürütülecek olan projelerin kesinlikle bu stratejik belgelerdeki önceliklere uygun olmalar› AB ile Türkiye aras›nda mali iflbirli¤ine yönelik bu yeni yap›lanmaya iliflkin hukuki altyap›y› oluflturan ve Merkezi Finans ve ‹hale Birimi ile Ulusal Fonu kuran Mutabakat Zab›tlar›, 14 fiubat 2002 tarihinde imzalanm›flt›r. Söz konusu belgeler, 30 Ocak 2003 tarihinde TBMM taraf›ndan onaylanm›fl ve 4 fiubat 2003 tarihli Resmi Gazete'de yay›mlanarak yürürlü¤e girmifltir. Merkezi Olmayan Uygulama Sistemi AB mali yard›mlar›n›n kullan›m›nda Türkiye'ye çok önemli sorumluluklar yükledi¤i için, sistemin tam anlam›yla ifller hale gelmesi konuyla ilgili tüm kurum ve kurulufllar›m›z›n yo¤un mesai harcad›¤› nispeten uzun bir süreci gerektirmifltir. Sonuç olarak, Avrupa Komisyonu yürüttü¤ü detayl› incelemeler ›fl›¤›nda, oluflturulan mekanizman›n gerekli flartlar› haiz oldu¤una iliflkin karar›n›, 8 Ekim 2003 tarihinde vermifl ve bu tarihten itibaren mali yard›mlar kapsam›ndaki projelerin fiili uygulamas› bafllam›flt›r. Yürütülen Projeler Halihaz›rda uygulamas› devam eden AB destekli projeler, Türkiye ile AB aras›ndaki mali iflbirli¤i mekanizmas›n›n tarihsel olarak iki farkl› döneminde finansman karar› al›nm›fl olan inisiyatiflerdir. Tüm bu projelerin toplam bütçe büyüklü¤ü 1 milyar Euro'nun üzerindedir. Birinci dönem, 1996 -2001 y›llar›n› kapsayan "MEDA Çerçeve Anlaflmas›" dönemidir. Haz›rl›k çal›flmalar› bu dönemde yap›lm›fl fakat uygulamalar› halen sürdürülen 33 proje, ilgili kurum ve kurulufllar›m›z taraf›ndan baflar› ile yürütülmektedir. Çeflitli alanlardaki bu projeler, AB'ye uyum çerçevesinde amaç, hedef ve proje beklentilerine uygun olarak zaman›nda tamamlanmalar› için periyodik olan izlenip de¤erlendirilmektedir. 2002 y›l› mali yard›m program›yla bafllayan ikinci dönemde ise adayl›k statüsünün yans›mas› olarak ülkemiz Meda kapsam›ndan ç›kart›lm›fl ve "Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m" bafll›kl› bütçe kaleminden destek almaya bafllam›flt›r. Bu do¤rultuda 2002, 2003 ve 2004 programlar› kapsam›nda, do¤rudan ve sadece AB'ye uyum perspektifi ile Merkezi Olmayan Uygulama Sistemi içinde oluflturulan 84 proje, Avrupa Komisyonu taraf›ndan onaylanarak Finansman Anlaflmalar› imzalanm›fl ve fiili uygulamalar ivedilikle bafllat›lm›flt›r. 2005 y›l› program› için yürütülen programlama çal›flmalar› tamamlanm›fl olup, bu kapsamda yaklafl›k 280 milyon Euro AB hibesi sa¤lanacak 36 proje için, Finansman Anlaflmas›n›n önümüzdeki birkaç ay içerisinde imzalanmas› öngörülmektedir. H izmet Sunumu Serbestisi 1% E nerji Proje Tespit ve Uygulama Süreci Yukar›da bahsedilen yap›lanma çerçevesinde iflleyen mali iflbirli¤i mekanizmas›, AB'nin 17 Aral›k 2001 tarihinde kabul etti¤i "Türkiye için Kat›l›m Öncesi Mali Yard›ma Dair Çerçeve Tüzük" do¤rultusunda, öncelikle Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi, ‹lerleme Raporlar› ve Ulusal Program›m›zda ifade olunan ve ülkemizin adayl›k yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için gerekli kurumsal kapasite gelifltirme faaliyetlerini hedeflemektedir. Bu kapsamda, müktesebat uyumunun sa¤lanmas› ve uygulaman›n güçlendirilmesi gereken alanlarda dan›flmanl›k hizmetleri ve yine bu amaca yönelik olmak üzere altyap› yat›r›m› deste¤i sa¤lanmaktad›r. Kuflkusuz bu tip projelerde temel faydalan›c›lar, müktesebat uyum yükümlülü¤ü tafl›yan kamu kurum ve kurulufllar› olmaktad›r. Ancak, gerek ülkemizdeki bölgeleraras› geliflmifllik farklar›n›n gerekse ülkemizle AB aras›ndaki geliflmifllik fark›n›n azalt›labilmesi için, AB senelik mali yard›m tahsisat›n›n yaklafl›k 1/3'ü bölgesel kalk›nma, KOB‹'lere destek, s›n›rötesi iflbirli¤i gibi ekonomik ve sosyal uyum öncelikli projelere kulland›r›lmaktad›r. Ekonomik ve sosyal uyum kapsam›ndaki projelerin, Yüksek Planlama Kurulu'nun 22 Aral›k 2003 tarih ve 2003/61 say›l› karar›yla kabul edilmifl olan "Ön Ulusal Kalk›nma Plan›"ndaki stratejik çerçeveye oturmas› flartt›r. Öncelik alan› ne olursa olsun tüm proje önerileri, Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i taraf›ndan koordine edilen ve ilgili kurum ve kurulufllar›n kat›l›m›n›n sa¤land›¤› programlama ad› verilen bir süreç içerisinde de¤erlendirilmektedir. Bu sürecin bir çeflit müzakere niteli¤i tafl›d›¤›n› düflünmek de mümkündür. Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi, ‹lerleme Raporlar›, Ulusal Program ve Ön Ulusal Kalk›nma Plan› çerçevesinde de¤erlendirilen bu önerilerden uygun ve öncelikli olanlar standart AB proje format› çerçevesinde gelifltirilmekte ve bu flekilde oluflturulan senelik proje paketleri Ulusal Yard›m Koordinatörü taraf›ndan Avrupa Komisyonu'na iletilmektedir. Bu flekilde özetlenebilecek programlama süreci her sene A¤ustos-Eylül aylar›nda bafllat›lmakta ve MartNisan gibi tamamlanmaktad›r. Komisyonun de¤erlendirme mekanizmalar›ndan Vergilendirme 1% Mali Kontrol 1% 2% Ulast›rma 2% Mallar›n Serbest Dolafl›m› 5% E konomik ve Sos yal U yum 31% Sos yal Politika 5% Siyas i Kriterler 6% Gümrük Birli¤i 6% Tar›m ve Bal›kç›l›k 7% Ç evre 6% Topluluk Programlar› 18% Adalet ve ‹çiflleri 7% 2002 - 2004 Döneminde AB Hibelerinin Da¤›t›m› 7 geçip onay alan paket, Ulusal Yard›m Koordinatörü ve Avrupa Komisyonu yetkilileri taraf›ndan imzalanan Finansman Anlaflmas›'yla fiilen uygulanmaya bafllamaktad›r. Projeler çeflitli uygulama yöntemleriyle hayata geçirilmektedir. Müktesebata uyum amaçl› projelerde genellikle teknik dan›flmanl›k hizmet ihaleleri; bunun yan›nda müktesebat uygulamalar›n›n belirli araç, gereç veya istisnai olmakla birlikte özel standartlarda tesis gerektirmesi durumunda tedarik ve inflaat ihaleleri yürütülmektedir. Di¤er taraftan, önemli miktarda müktesebat uyum projesinde dan›flmanl›k hizmeti efllefltirme (twinning) mekanizmas› kullan›larak, AB üyesi ülkelerin ayn› alanda faaliyet gösteren ilgili kamu kurumlar›ndan al›nmaktad›r. Bu yöntem, bizim kamu kurulufllar›m›zla AB üyesi ülkelerin kamu kurulufllar›n› biraraya getirerek birlikte çal›flmalar›na imkan veren, hatta daha uzun vadeli iflbirli¤i olanaklar› yaratan, Türkiye'nin tan›t›m› amac›na yönelik olarak önemli katk›lar sa¤lama potansiyeline sahip bir araçt›r. Müktesebat uyum projelerinde çok kullan›lmayan bir di¤er yöntem ise özellikle belli bir konuda tekel niteli¤inde bilgi birikimine sahip uluslararas› kurulufllarla do¤rudan sözleflmeler yap›lmas›d›r. Ekonomik ve sosyal uyuma yönelik projeler ise daha çok sivil toplum kurulufllar›, belediyeler, organize sanayi bölgeleri, üniversiteler, ticaret ve sanayi odalar› gibi toplumun her kesiminin çeflitli öncelikli alanlarda gelifltirecekleri proje tekliflerine aç›k olan ve yay›mlanan teklif ça¤r›lar› vas›tas›yla duyurulan "do¤rudan kulland›r›lan hibeler" içermektedirler. Bu amaçl› bir ekonomik ve sosyal uyum projesini çok say›da küçük ölçekli inisiyatifi destekleyecek bir çerçeve proje fleklinde tan›mlayabiliriz. Bununla birlikte çevre, ulafl›m gibi sektörlerde ülkemizin altyap› ihtiyaçlar›na yönelik büyük ölçekli inflaat ihalelerinin yer alaca¤› ekonomik ve sosyal uyum projeleri de önümüzdeki dönemde giderek artan miktarlarda finanse edilecektir. Giriflimciler ‹çin ‹mkanlar Gelifltirilecek Projeler Çerçevesinde Do¤rudan Faydalanma Ön Ulusal Kalk›nma Plan› çerçevesinde desteklenen ekonomik ve sosyal uyum öncelikli projeler, giriflimcilerimiz için önemli mali imkanlar sa¤layabilir. Bu kapsamdaki bölgesel kalk›nma projelerinin hemen hepsinde, bölgedeki KOB‹'lere proje baz›nda destek sa¤lanmas›n› öngören "bileflenler" bulunmaktad›r. Van, Hakkari, Bitlis ve Mufl'ta yürütülen Do¤u Anadolu Bölgesel Geliflim Program›, Diyarbak›r, Mardin, fianl›urfa, Ad›yaman, Batman, Kilis, fi›rnak ve Gaziantep'te yürütülen GAP Bölgesel Geliflim Program› ve Amasya, Çorum, Samsun, Tokat, Kastamonu, Çank›r›, Sinop, Erzurum, Erzincan, Bayburt, A¤r›, Ardahan, I¤d›r, Kars, Kayseri, Sivas, Yozgat, Karaman, Konya, Bingöl, Elaz›¤, Malatya ve Tunceli illerinde yürütülecek olan NUTS-II Bölgesel Geliflim Programlar›, KOB‹'lere yönelik dan›flmanl›k, e¤itim ve finans hizmetleri çerçevesinde destek sistemlerinin gelifltirilmesine ve sunulacak projeler baz›nda KOB‹'lere hibe deste¤i sa¤lanmas›na imkan tan›maktad›r. Bu yöndeki bir baflka bölgesel geliflim projesi 2005 program› kapsam›nda Artvin, Giresun, Gümüflhane, Ordu, Rize ve Trabzon illerini kapsayacak flekilde Avrupa Komisyonu'na önerilmifltir. S›n›rötesi iflbirli¤i kapsam›nda ise Bulgaristan ve Yunanistan ile s›n›rdafl olan Edirne, K›rklareli, Çanakkale, Bal›kesir, ‹zmir, Ayd›n, Mu¤la illerindeki KOB‹ faaliyetlerinin desteklenmesi söz konusu olacakt›r. Do¤rudan KOB‹'lere yönelik bu faaliyetlerin yan›nda yerel idareler, hizmet birlikleri, mesleki e¤itim okullar›, üniversiteler ve araflt›rma enstitüleri, ticaret odalar›, ifl gelifltirme merkezleri, bilgi merkezleri, tar›m birlikleri gibi kâr amac› gütmeyen kurum ve kurulufllara da flu alanlarda sa¤lanmas› öngörülen finansman destekleriyle bölgesel geliflime katk›da bulunulacakt›r: Mesleki e¤itim veren kurulufllar›n tesis ve ekipmanlar›n›n gelifltirilmesi; müfredat›n piyasa ihtiyaçlar› çerçevesinde oluflturulmas›; e¤iticilerin ve idarecilerin e¤itimi; meslek sahipleriyle ba¤lar›n›n güçlendirilmesi; KOB‹'lere özellikle kurulufl aflamalar›nda, e¤itim ve dan›flmanl›k hizmeti veren yerel kurumlar›n kurulmas› ve gelifltirilmesi; bölgenin tarihi ve do¤al zenginlikleri, spor olanaklar› gibi de¤erlerine vurgu yap›larak turizm sektörünün gelifltirilmesi; tar›msal tekniklerin gelifltirilmesi ve gelir yarat›c› aktivitelerin çeflitlendirilmesi gibi k›rsal geliflim projeleri; yerel ürünler için tan›t›m faaliyetleri. Ekonomik ve sosyal uyum önceli¤i alt›nda bölgesel s›n›rlamalar› olmayan istihdam› art›rmaya yönelik projeler de finanse edilmektedir. Türkiye ‹fl Kurumu'nca 2002 program› kapsam›nda yürütülen ve ülke çap›nda çok say›da istihdam yarat›c› küçük ölçekli projenin hayata geçirilmesine imkan tan›yan Aktif ‹flgücü Programlar› Projesi bu tarz inisiyatiflere bir örnektir. TESK taraf›ndan yürütülen "Kad›n Giriflimcilerin Desteklenmesi" program› da benzer amaçl› bir proje olup, baflar›s› nedeniyle 2005 program›nda da gelifltirilerek sürdürülmesi öngörülmektedir. Ayr›ca, KOB‹'lerin finansman ihtiyaçlar›na destek sa¤layacak nitelikte AB'den sa¤lanan hibelerin ana sermayesini teflkil etti¤i kredi programlar› da oluflturulmufltur. Geçti¤imiz dönemde yürütülen ve önerilen 2005 program›yla da sürdürülmesi sa¤lanacak olan "Küçük ‹flletmeler Kredi Program›" bunlardan en önemlisidir. Finansman zorlu¤u çeken KOB‹'lerin arac› bankalar vas›tas›yla uygun koflullarda kredi kullanmalar›na olanak sa¤lanacakt›r. Projelerin Yürütülmesinde Müteahhitlik ‹mkanlar› Türk giriflimcileri yukar›da tan›mlanan çerçevede do¤rudan faydalan›c› olarak kendi projeleri için destek sa¤layabilecekleri gibi, özellikle dan›flmanl›k firmalar› ve tedarikçilerimiz, di¤er kurum ve kurulufllar›n projeleri kapsam›nda ç›k›lacak ihalelere teklif vererek, bu projelerin dan›flmanl›k veya yat›r›m bileflenlerinin yürütülmesinde müteahhit / alt yüklenici rolünü de üstlenebilirler. 2005 y›l›nda 300 milyon, 2006 y›l›nda ise 500 milyon Euro'luk büyüklüklere ulaflacak olan kat›l›m öncesi mali yard›m mekanizmas› bu yönüyle de Türk müteflebbisleri için önemli bir mali imkan olarak de¤erlendirilmelidir. Bunun La Tribune AB Mali Yard›mlar› yan› s›ra Türk firmalar› AB taraf›ndan Akdeniz ülkeleriyle iflbirli¤i çerçevesinde finanse edilen MEDA; Balkan ülkelerine yönelik CARDS ve Komisyonun izni dahilinde Do¤u Avrupa ve Orta Asya ülkeleri için yürütülen yard›m programlar› kapsam›ndaki ihalelere de teklif verebilmektedirler. yaklafl›md›r. Aday ülkeyi Avrupa ‹stihdam Stratejisi çerçevesinde Avrupa Sosyal Fonu'nun kullan›m›na haz›rlamay› hedeflemektedir. ‹stihdama eriflim, sosyal içerme, insan sermayesine yat›r›m (e¤itim-sa¤l›k) gibi alanlarda faaliyetleri destekleyecektir. Türkiye-AB mali iflbirli¤i kapsam›ndaki tüm projelere iliflkin hibe ve ihale duyurular› Merkezi Finans ve ‹hale Biriminin www.cfcu.gov.tr, Avrupa Komisyonu'nun http://www.europa.eu.int/comm/europeaid/cgi/fram e12.p ve Avrupa Komisyonu Delegasyonu'nun http://www.deltur.cec.eu.int/mali-ihale.html adresli web sayfalar›ndan takip edilebilir. 5-K›rsal Kalk›nma: Tar›m iflletmelerine yat›r›mlar, tar›m ürünlerinin ifllenmesi ve pazarlanmas›, k›rsal ekonominin çeflitlendirilmesi gibi tedbirler, desteklenebilir faaliyetler olarak de¤erlendirilebilir. Müzakere Sürecinde Mali Yard›mlar Di¤er aday ülkelerle ve yeni üye olan ülkelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda, AB'nin Türkiye için tahsis etti¤i mali yard›mlar›n yeterli oldu¤unu söyleyebilmek mümkün de¤ildir. Ancak, buna yönelik flikayetimizi geçerli k›lman›n bir yolu da, Türkiye için her y›l ayr›lan mali yard›mlar›n, Türkiye'nin AB'ye uyum çal›flmalar› ve h›z› karfl›s›nda yetersiz kald›¤›n› göstermek ve bunu kan›tlayabilmektir. Türkiye, özellikle 2002 y›l›ndan bu yana ayr›lan mali kaynaklar›n tümünü harcayabilecek projeler oluflturarak bu ihtiyac›n› ve kapasitesini ispatlam›fl bulunmaktad›r. Hatta son iki y›ld›r, ülkemize ayr›lan y›ll›k yard›m tutarlar›n›n çok üzerine ç›kan bütçelerden oluflan proje paketleri oluflturmaktay›z. Bu durumda haz›rlanan baz› projelerin kaynak yetersizli¤inden dolay› bir sonraki y›l program›na devredilmesi de söz konusu olabilmektedir. Di¤er taraftan, son 4 y›ld›r Türkiye üzerine düflen çal›flmalar›, haz›rl›klar› ve düzenlemeleri AB standartlar›nda yapabildi¤i ölçüde mali yard›mlar›n sürekli olarak art›r›lm›fl oldu¤unu da söyleyebiliriz. 2006 y›l›ndan sonraki dönemde, Türkiye'nin 3 Ekim 2005 tarihinde müzakere sürecine girmesiyle birlikte mali yard›mlar›n miktarlar›nda önemli art›fllar olaca¤›, bu yard›mlar›n nitelik olarak müzakere sürecindeki öncelikli alanlarla birlikte baz› sektörlerdeki büyük yat›r›m projelerinin finansman›nda da kullan›labilece¤i beklenmektedir. AB'nin 2007-2013 bütçesi Birlik içindeki baz› politik çekiflmeler nedeniyle kesinleflememifl olmakla birlikte, bu süreçte ülkemizin y›ll›k milyar Euro baz›nda mali yard›mlarla desteklenece¤i öngörülmektedir. Ayr›ca bu dönemde Komisyon taraf›ndan mali yard›mlar›n kullan›lmas›na yönelik kapsaml› bir yaklafl›m› içeren yeni bir mekanizma tasarlanmaktad›r. Yard›mlar "Kat›l›m Öncesi Araç" ad› alt›nda 5 ana bafll›k çerçevesinde kullan›lacakt›r: 1-Kurumsal Kapasite Gelifltirme: Yararlan›c› ülkenin çeflitli müktesebat bafll›klar› alt›nda müktesebat› uygulamaya yönelik kurumsal kapasitesini gelifltirmeyi hedeflemektedir. 2-Bölgesel ve S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i: Yararlan›c› ülkenin di¤er yararlan›c›lar ile veya üye devletlerle bölgesel, bölgeleraras› ve s›n›rötesi iflbirli¤i konular›n› desteklemeyi hedeflemektedir. 3-Bölgesel Kalk›nma: Halihaz›rda kullan›lan anlam›ndan farkl›, yeni bir yaklafl›m içermektedir. Bu bafll›k, aday ülkeyi üye olduktan sonra faydalanaca¤› "yap›sal fonlar›n" kullan›m›na haz›rlama etkisi aç›s›ndan önemlidir. Öncelik alanlar› flunlard›r: Ulaflt›rma, çevre (su, at›k su ve hava kalitesi konular›), enerji (yenilenebilir ve enerji verimlili¤i konular›), e¤itim, sa¤l›k altyap›lar› ve biliflim teknolojileri dahil KOB‹'lere destek. 4-‹nsan Kaynaklar›: Bu bafll›k da mekanizma ile getirilen yeni bir Sonuç Sonuç olarak gerek kurumsal gerekse hukuki çerçevesi itibar›yla tamam›yla adayl›k statümüzün yans›t›lm›fl oldu¤u kat›l›m öncesi mali yard›mlar›n programlamas› ve uygulanmas› mekanizmas›, Genel Sekreterli¤imiz koordinasyonunda, AB prosedürleri çerçevesinde ifllemeye devam etmekte olup, sa¤lanan mali yard›mlar›n tamam›, projeler arac›l›¤› ile etkin bir biçimde kullan›lmakta ve toplumun çeflitli kesimlerine de kulland›r›lmaktad›r. Ülkemizin son 3 y›l içerisinde giderek gelifltirdi¤i proje oluflturma ve uygulama kapasitesi AB yetkililerince de olumlu bir ilerleme olarak çeflitli vesilelerle vurgulanmaktad›r. * AB Genel Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali Konular Dairesi Baflkan› 8 AB Mali Yard›mlar› Anadolu Sohbetleri Bölgesel Politika ve Kalk›nma için Ayr›lan AB Yard›mlar› Dr. ‹nci Ataç-Rösch* Son y›llarda Türkiye ekonomisinde geliflmeler kaydedilmifl olmakla birlikte, bölgeleraras› geliflmifllik farklar›n›n istendi¤i ölçüde azalt›lamam›fl olmas›, ekonomik geliflmelerin ve büyümenin karfl›s›nda hâlâ önemini sürdüren bir sorun olarak kalmaktad›r. Türkiye'de gelir da¤›l›m›n›n yan› s›ra, fiziki ve sosyal altyap›, istihdam ve insan kaynaklar›, e¤itim ve sa¤l›k hizmetlerine eriflim, çevre kalitesi, giriflimcilik gibi konularda bölgeleraras› farkl›l›klar mevcuttur. Bölgeleraras› ekonomik ve sosyal geliflmifllik sorunlar›ndan baz›lar›n› flu flekilde özetlemek mümkündür. 1. ‹stihdam olanaklar›n›n s›n›rl› olmas› 2. ‹nsan kaynaklar›n›n yetersizli¤i 3. Kentsel alanlarda altyap› yetersizli¤i 4. Sosyal hizmetlere (e¤itim ve sa¤l›k) eriflimin yetersizli¤i 5. Da¤›n›k yerleflim düzeni Devlet Planlama Teflkilat› taraf›ndan 2006-2008 y›llar›n› kapsayacak flekilde haz›rlanan orta vadeli program›n temel hedefleri aras›nda bölgesel geliflmifllik farklar›n›n azalt›lmas› bulunmaktad›r. Bu çerçevede yap›lmas› öngörülen çal›flmalar aras›nda yerel kurumlar›n güçlendirilmesi ve bölgesel kalk›nma ajanslar›n›n kurulmas› da yer almaktad›r. Ayr›ca, KOB‹ politikalar›yla tutarl› olarak giriflimcili¤i gelifltirici uygulamalar›n da desteklenmesi söz konusu olacakt›r. Avrupa Birli¤i'ne kat›l›m sürecinde Türkiye'deki bölgeleraras› farkl›l›klar›n azalt›lmas›, hem bölgesel politikalara iliflkin direktiflere uyum çal›flmalar›n› ve hem de ekonomik kriterler çerçevesinde Türkiye'nin Avrupa'n›n makro ekonomik göstergelerine yaklafl›m›n› ilgilendiren ve etkileyen bir konudur. Hem AB ülkeleri ve Türkiye aras›nda hem de Türkiye'nin 26 ‹statistik Bölgesi (NUTS-II) aras›nda ekonomik ve sosyal geliflmifllik farklar› bulunmaktad›r**. Bu nedenle, bölgelerin iç potansiyellerini harekete geçirmeye yönelik olarak; yerel kalk›nma giriflimleri desteklenecek ve kurumsal kapasiteler gelifltirilecek, belediyelerin küçük çapl› altyap› ihtiyaçlar›na fon sa¤lanacak ve k›rsal kalk›nma teflvik edilecektir. Bu flekilde, öncelikle ekonomik ve sosyal geliflme sorunlar› yaflayan bölgelerin istihdam düzeyi ve rekabet güçlerinin artt›r›lmas› sa¤lanacak ve dolay›s›yla da bölgeleraras› ekonomik ve sosyal geliflmifllik farklar› azalt›lacakt›r. Bu yaklafl›mla haz›rlanan bölgesel geliflme stratejisinin öncelik alanlar› flunlard›r: - ‹nsan kaynaklar›n›n güçlendirilmesi ve özellikle kendi hesab›na çal›flma potansiyellerinin artt›r›lmas›, - Mevcut ve yeni kurulacak KOB‹'lerin desteklenmesi ve flebeke tarz› etkileflim örgütlenmeleri biçiminde iflbirli¤i-ortakl›k potansiyellerinin yükseltilerek, kollektif düzeyde rekabet etme güçlerinin artt›r›lmas›, - Yeni yat›r›mlar›n gerçekleflmesi ve kentsel yaflam kalitesinin yükseltilmesi aç›s›ndan önem tafl›yan fiziki ve sosyal altyap› yat›r›mlar›n›n desteklenmesi, - K›rsal alanda ekonomik faaliyet çeflitlili¤inin sa¤lanmas›, - Yerel kat›l›m› artt›racak ortak giriflim alanlar›n› gelifltirecek ve yerel ekonomik geliflmeye yerel aktörlerin kollektif müdahalesini düzenleyecek yeni yerel yönetiflim modelleri ile kurumsal yap›n›n güçlendirilmesi Bu ulusal öncelikler ve AB'ye uyum politikalar› do¤rultusunda, bölgeleraras› farkl›l›klar› azaltmak, bölgelerin potansiyellerini de¤erlendirmek ve iç dinamiklerini harekete geçirmek, rekabet güçlerini artt›rmak amac›yla, büyük ölçüde AB kaynaklar›ndan da yararlan›larak projeler oluflturulmaktad›r. Bölgesel bazda kurumsal kapasitenin oluflturulmas› ve desteklenmesi: Bölgesel düzeyde gelifltirilecek kurumsal mekanizmalar›n arac›l›¤›yla (Bölgesel Kalk›nma Ajanslar›), sivil toplum kurulufllar›n›n, yerel idarelerin, kamu kurulufllar›n›n ve KOB‹'lerin küçük ölçekli projelerinin uygulanmas› sa¤lanacakt›r. Bu çerçevede AB kaynaklar›ndan finanse edilecek bölgesel kalk›nma projeleri arac›l›¤›yla, AB MAL‹ YARDIMLARI 1. KOB‹'lerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, 2. Küçük çapl› altyap› ve inflaat ihtiyaçlar›n›n desteklenmesi, 3. Bölgesel kalk›nma amaçl› yerel insiyatiflerin ve sivil toplum kurulufllar›n›n desteklenmesi, 4. Bölgesel bazda kurumsal kapasitenin oluflturulmas› ve desteklenmesi söz konusu olacakt›r. Bu öncelikli alanlar›n hangi konular› kapsad›¤› ise flu flekilde aç›klanabilir: KOB‹'lerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi: KOB‹'ler için ifl ortam›n›n iyilefltirilmesi ve KOB‹ desteklerinin dan›flmanl›k, e¤itim, ö¤retim ve finansal hizmetleri kapsayacak flekilde gelifltirilmesi gerekmektedir. Bu önceli¤in gerçekleflmesini sa¤lamak amac›yla öngörülen tedbirler ise flunlard›r; - Yat›r›m projelerinin tasar›m›nda kaynak temin edilmesi - Pazarlara ulaflma, ihracat faaliyetlerinin gelifltirilmesi vb konularda destek sa¤lanmas› - Üretim kapasitesinin, kalite ve verimlili¤in vb gelifltirilmesi için modern teknoloji yat›r›mlar›na destek sa¤lanmas›, - Giriflimci bilincinin oluflmas› için destek sa¤lanmas› Küçük çapl› altyap› ve inflaat ihtiyaçlar›n›n desteklenmesi: Hedef bölgelerdeki il idareleri, yerel yönetimler ve sivil toplum kurulufllar› taraf›ndan yürütülecek olan küçük ölçekli projelerle, özelikle bölgelerdeki yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi için destek sa¤lanmas› gerekmektedir. Bu önceli¤in gerçekleflmesini sa¤lamak amac›yla öngörülen tedbirler ise flunlard›r: - Ticaret fuarlar› ve bu alanlara girifl yollar›n›n iyilefltirilmesi için destek sa¤lanmas›, - Üretim tesislerinin yo¤unlaflt›¤› alanlar› mevcut ulafl›m a¤›na ba¤layacak yollar›n›n yap›lmas›n›n ve/veya iyilefltirilmesinin desteklenmesi, - Mevcut at›k su tesisleri ve kanalizasyon altyap›s›n›n gelifltirilmesi ve/veya iyilefltirilmesinin desteklenmesi, - Turizmle ilgili özel/kamu binalar›n›n iyilefltirilmesinin desteklenmesi. Bölgesel kalk›nma amaçl› yerel insiyatiflerin ve sivil toplum kurulufllar›n›n desteklenmesi: Hedef al›nan bölgelerde kâr amac› gütmeyen sivil toplum kurulufllar›n›n bölgesel kalk›nmaya katk›da bulunabilecek projelerinin desteklenmesi gerekmektedir. Bu önceli¤in gerçekleflmesini sa¤lamak amac›yla öngörülen tedbirler ise flunlard›r: - Yerel insiyatiflerin, yeni ifl kurma ve mevcut iflleri gelifltirme konusunda KOB‹'lere dan›flmanl›k ve e¤itim sa¤layan faaliyetlerinin desteklenmesi, - Tar›msal teknikleri iyilefltirici ve gelir getirici faaliyetleri amaçlayan k›rsal kalk›nma projelerinin desteklenmesi, - Sürdürülebilir turizmin desteklenmesi, - K›rsal alanda örgütlenme e¤itim düzeyini gelifltirici faaliyetlerin desteklenmesi, - K›rsal alanda turizm, tekstil, dokumac›l›k ve el sanatlar› gibi tar›m d›fl› faaliyetlerin desteklenmesi, AB standartlar›na uygun olarak, bölgesel geliflme program ve projelerinin oluflturulmas› için bölgesel bazda kurumsal kapasitelerin oluflturulmas› gerekmektedir. Bütün bu haz›rl›klara kaynak oluflturmak amac›yla 2002-2006 y›llar› aras›nda Avrupa Birli¤i'nden Türkiye'ye sa¤lanan hibe nitelikli mali yard›mlar›n önemli bir bölümü, bölgesel kalk›nma projelerinin finansman› için ayr›lm›fl bulunmaktad›r (fiekil 1). Ekonomik ve Sosyal Uyum bafll›¤› alt›nda öncelikle bölgeleraras› farl›l›klar›n azalt›lmas› amac›yla oluflturulan bölgesel kalk›nma projeleri ve bunlara ek olarak AB'nin iç s›n›rlar›ndaki üye ve aday ülkelerin ortak çal›flmalar›n desteklenmesi amac›yla bafllat›lan S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i projeleri ile Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan küçük ve orta büyüklükteki iflletmelerin desteklenmesi amac›yla bafllat›lan KOB‹ projelerinin uygulamalar› bafllat›lm›fl bulunmaktad›r. Ekonomik ve sosyal uyum çal›flmalar› için tüm AB mali yard›mlar›n›n üçte biri ayr›lm›flt›r. Özellikle bölgesel kalk›nma projeleri için ise bu dönemde AB mali yard›mlar›n›n %20'si kullan›ma haz›r bulunmaktad›r. 2007 -2013 y›llar› aras›nda yani AB ile müzakereler sürecinde ise bölgesel kalk›nma için ayr›lan kaynaklar›n daha da artmas› söz konusu olacakt›r. AB mali yard›mlar› arac›l›¤›yla finanse edilen bölgesel kalk›nma projeleri, Türkiye'nin bölgesel kalk›nma aç›s›ndan öncelikli tüm bölgelerinde bafllat›lm›flt›r. Bölgesel politikalar›n AB'ye uyumu ve istatistik veri taban› oluflturmak amac›yla Devlet Planlama Teflkilat› ve Türkiye ‹statistik Kurumu'nun ortaklafla çal›flmalar› sonucu belirlenen 26 ‹statistik Bölgesi (NUTS-II) aras›nda önemi ekonomik ve sosyal geliflmifllik farklar› bulunmaktad›r. Bu nedenle ekonomik ve sosyal göstergeler kullan›larak yap›lan çal›flmalar sonunda, Türkiye genelinde 26 bölgeden 12'sinin AB kaynaklar›ndan öncelikli olarak yararlanmas› sa¤lanarak, bölgeleraras› farkl›l›klar›n azalt›lmas› yönünde çal›flmalar bafllat›lm›flt›r. Uygulamalar› bafllam›fl veya bafllamak üzere olan bu projeler flunlard›r: I- Güneydo¤u Anadolu Kalk›nma Projesi Projenin tasarland›¤› y›l: 2000 Kapsam›: Ad›yaman, Batman, Gaziantep, Diyarbak›r, Kilis, Mardin, Siirt, fi›rnak, fianl›urfa Bütçesi: 47 milyon Euro Son durum: Uygulamalar sürüyor, hibe program› uygulan›yor, proje tamamlanmak üzere. II- Do¤u Anadolu Kalk›nma Projesi Projenin tasarland›¤› y›l: 2001 Kapsam›: Van, Hakkari, Bitlis, Mufl Bütçesi: 45 milyon Euro Son durum: Uygulamalar sürüyor, proje teklifleri de¤erlendiriliyor. III- Erzurum-Samsun-Kastamonu Bölgesel Kalk›nma Projesi Projenin tasarland›¤› y›l: 2003 Kapsam›: Erzurum (Erzurum, Erzincan, Bayburt), Samsun (Samsun, Amasya, Çorum,Tokat) Kastamonu (Kastamonu, Çank›r›, Sinop) Bütçesi: 53 milyon Euro Son durum: Uygulamalar sürüyor, proje teklifleri de¤erlendiriliyor. IV- A¤r›-Konya-Kayseri-Malatya Bölgesel Kalk›nma Projesi Projenin tasarland›¤› y›l: 2004 Kapsam›: A¤r› (A¤r›, Kars, Ardahan, I¤d›r); Konya (Konya, Karaman); Kayseri (Kayseri, Yozgat, Sivas); Malatya (Malatya, Elaz›¤, Bingöl, Tunceli) Bütçesi: 90 milyon Euro Son durum: Uygulamalar bafllad›, hibe programlar› için teklif ça¤r›s› yap›ld›. V- Trabzon Bölgesel Kalk›nma Projesi Projenin tasarland›¤› y›l: 2005 Kapsam›: Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüflhane, Rize, Artvin Bütçesi: 30 milyon Euro Son durum: Uygulamalar 2006 y›l› içerisinde bafllayacak Bu projelerin hibe programlar›yla ilgili olarak Devlet Planlama Teflkilat›'n›n (www.dpt.gov.tr), Merkezi Finans ve ‹hale Birimi'nin (www.cfcu.gov.tr) ve Avrupa Komisyonu Delegasyonu'nun (www.deltur.cec.eu.int ) internet sayfalar›nda teklif ça¤r›lar› yap›lmaktad›r. fiu anda teklif ça¤r›s› aç›k olan A¤r›-Konya-Kayseri-Malatya Bölgesel Kalk›nma Projesi'ne iliflkin olarak haz›rlanan "proje teklifi haz›rlama k›lavuzu", di¤er bölgelerin de ön haz›rl›klar›n› yapabilmeleri için yararl› olabilecek bilgiler içermektedir. Ayr›ca, Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i'nin internet sayfas› da AB mali yard›mlar› konusunda genel bilgiler sunmakta, ve yap›lan tüm teklif ça¤r›lar› için ba¤lant›lar vermektedir. AB mali yard›mlar›yla gerçeklefltirilen ve gerçeklefltirilecek olan bu bölgesel kalk›nma programlar›, ilgili bölgelerdeki yerel yönetimlerin, sivil toplum kurulufllar›n›n ve küçük ve orta büyüklükteki iflletmelerin haz›rlayacaklar› projeler vas›tas›yla yararlanabilecekleri hibe programlar›d›r. Bölgesel iç dinamikleri harekete geçirerek bölgesel kalk›nmaya katk›da bulunmalar› beklenmektedir. Bu nedenle, bölgesel farkl›l›klar› azalmas›na katk›da bulunmakla birlikte, bu bölgelerimizin tüm sorunlar›na çözüm bulmak gibi bir amaca yönelik olarak tasarland›klar›n› söylemek mümkün de¤ildir. Ancak, bilinmesi gereken bir husus, bölgesel hibelerin amaçlar›ndan birinin de, Türkiye'nin önümüzdeki y›llarda kullanaca¤› daha büyük mali yard›m paketlerinden etkin olarak yararlan›labilmesi için sadece kamu kurulufllar›nda de¤il, Türkiye'nin her yerinde ve toplumun her kesiminde proje fikri üretme, proje haz›rlama, uygulama ve yönetme kapasitesinin artt›r›lmas› olmas›d›r. (*) Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali Konular Daire Baflkan› (**) Türkiye'nin 26 ‹statistik Bölgesi (NUTS-II) hakk›nda bilgi Devlet Planlama Teflkilat›'n›n internet sayfas›nda bulunabilir. Ayr›ca, sosyo-ekonomik göstergeler ve bölgesel farkl›l›klara iliflkin araflt›rma ve verilere de bu internet sayfas›ndan ulaflmak mümkündür. 9 AB Mali Yard›mlar Avrupa Birli¤i'ne üye ülkeler aras›nda sosyoekonomik farkl›l›klar oldu¤u gibi, ülkelerin bölgeleri aras›nda da önemli farkl›l›klar söz konusudur. Bu farkl›l›klar ço¤ulcu yap›y› desteklemeleri bak›m›ndan yararl› olmakla birlikte, bölgelerin "refah düzeyleri" aç›s›ndan eflitsizliklere yol açt›klar› takdirde AB içindeki uyumu tehdit etmektedir. Bölgesel Politika bu farkl›l›klar› giderme amac›yla oluflturulmufltur. Dezavantajl› bölgelere istihdam ve ekonomik kalk›nma için yard›m eden AB Yap›sal Fonlar›, ayn› zamanda AB vatandafllar› aras›ndaki dayan›flman›n sa¤lanmas› için de basl›ca araç olarak görülmektedir. Avrupa Birli¤i, Bölgesel Politika kapsam›nda 3 ana hedef belirlemifltir: -Kalk›nmakta geri kalm›fl olan bölgelerdeki yap›sal uyumu ve geliflmeyi teflvik etmek; -Ekonomik ve sosyal dönüflüm içerisinde olan bölgelerin desteklenerek yap›sal güçlüklerin giderilmesi; -Ö¤renim, e¤itim ve istihdam politikalar› ile sistemlerinin modernizasyonu ve uyumlaflt›r›lmas›n› desteklemek. AB Bölgesel Politikas›'n›n bu hedeflere ulaflmak için kulland›¤› mali araçlar› ise 4 yap›sal fondan oluflmaktad›r: Avrupa Bölgesel Kalk›nma Fonu (ERDF); Avrupa Sosyal Fonu (ESF); Bal›kç›l›k Yönlendirme Mali Arac› (FIFG); ve Yönlendirme Fonu (EAGGF). Söz konusu dört fonun yan› s›ra, Uyum Fonu ile çevre ve ulafl›m alanlar›nda altyap› projelerinin finansman› sa¤lanmaktad›r. AB bölgesel destek programlar› da yürütmektedir. Programlar›n takibi ve uygulanmas› ulusal ve bölgesel kurumlar›n sorumlulu¤undad›r. Bunlar›n yan› s›ra, Topluluk çap›ndaki sorunlara ortak çözümler bulmay› hedefleyen Topluluk giriflimleri bulunmaktad›r. 2000-2006 döneminde dört Topluluk giriflimi uygulanmaktad›r: Interreg III (s›n›r bölgelerine yönelik); Leader+ (k›rsal alanlara yönelik); Equal (istihdamda ayr›mc›l›kla mücadeleye yönelik); Urban II (kentsel alanlara yönelik). Bunlar›n d›fl›nda, aday ülkelerin uyumunu sa¤lamak ve kat›l›m haz›rl›klar›n› h›zland›rmak amac›yla kat›l›m öncesi araçlar oluflturulabilmektedir. Aday ülkelerin fonlardan yararlanmak için, kat›l›mla birlikte; • gerekli kurumsal yap›lanmay› oluflturmalar›, bakanl›klar aras› etkili koordinasyonu sa¤lamalar› ve sürece kat›lan tüm kurum ve kurulufllar›n›n görev ve sorumluluklar›n› tan›mlamalar›, • uygun hukuki çerçeveye sahip olmalar›, geçici bir NUTS s›n›fland›rmas› oluflturmalar›, • bir kalk›nma plan›n›n yan› s›ra, bütçe harcamalar›na iliflkin uygun prosedürlerin oluflturulmas› ve ortakl›k prensibinin uygulanmas›n› sa¤lamalar›, özel izleme ve de¤erlendirme yükümlülüklerini yerine getirmeleri, • harcamalar›n miktar› konusunda gerekli bilgiyi sa¤lamalar› gerekmektedir. Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Gelifltirme ve Destekleme ‹daresi Baflkanl›¤› Avrupa Birli¤i’ne üye olmaya yönelik hedef ve çabalar, Birli¤in bölgesel düzeyde uygulad›¤› müktesebata uyumu gerektirmektedir. Bu ba¤lamda Avrupa Birli¤i, ulusal kalk›nma düzeylerinin yan›nda, üye ülkelerdeki bölgesel kalk›nma politikalar›na da büyük önem vermektedir. Avrupa Birli¤i bölgesel politikas› göz önüne al›nd›¤›nda, bölgesel sorunlara çözüm arand›¤› aç›kt›r. Bu nedenle, söz konusu sorunlara yönelik çözümler üretilirken kaç›n›lmazd›r ki, bölgesel istatistiklere ve analizlere ihtiyaç duyulmaktad›r. Bu kapsamda, Ülkemizde DPT Müsteflarl›¤› koordinatörlü¤ünde ve D‹E Baflkanl›¤›'n›n da katk›lar›yla, Ulusal Program›m›zda da yer alan ‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas› (‹BBSNUTS) çal›flmas› tamamlanm›flt›r. Bölgesel istatistiklerin toplanmas›, gelifltirilmesi, bölgelerin sosyo-ekonomik analizlerinin yap›lmas›, bölgesel politikalar›n çerçevesinin yap›lmas›, bölgesel politikalar›n çerçevesinin belirlenmesi ve Avrupa Birli¤i Bölgesel ‹statistik Sistemi’ne uygun karfl›laflt›r›labilir istatistiki veri taban› oluflturulmas› amac›yla ülke çap›nda ‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas›n›n tan›mlanmas›na iliflkin Bakanlar Kurulu Karar› 22 Eylül 2002 tarihli ve 24884 say›l› Resmi Gazete'de yay›mlanarak yürürlü¤e girmifltir. ‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas›nda iller "Düzey 3" olarak tan›mlanm›fl; ekonomik, sosyal ve co¤rafi yönden benzerlik gösteren komflu iller ise bölgesel kalk›nma planlar› ve nüfus büyüklükleri de dikkate al›narak "Düzey 1" ve "Düzey 2" olarak grupland›r›lmak suretiyle hiyerarflik ‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas› yap›lm›flt›r. DPT Bölgesel Geliflme ve Yap sal Uyum Genel Müdürlü¤ü, Do¤u Karadeniz Bölgesel Geliflme Plan› (DOKAP) www.dpt.gov.tr - www.kosgeb.org.tr TR 90 TRABZON ALT BÖLGES‹ Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüflhane KARADEN‹Z EKONOM‹K ‹fiB‹RL‹⁄‹ Karadeniz Ekonomik ‹flbirli¤i fikri, 1980'li y›llar›n sonunda Do¤u Avrupa Ülkeleri ve Sovyetler Birli¤i'ndeki de¤iflim sürecinin h›zland›¤› bir dönemde do¤mufltur. Türkiye ile Karadeniz'e k›y›s› olan ülkeler aras›nda ekonomik iflbirli¤i ve bölgesel bütünleflme giriflimi olan KE‹, dünyada küreselleflme ve bölgesel düzeyde uluslararas› bütünleflme yönünde, siyasal ve ekonomik alanda yeniden yap›lanma sürecinin bir ürünüdür. Do¤u Avrupa'da, ekonomik boyutta serbest piyasa ekonomisine ve siyasal boyutta ço¤ulcu demokrasiye geçifl sürecinin yaratt›¤› ortamda, konumunu ve zamanlamas›n› bulan KE‹ fikri, öncülü¤ünü Türkiye'nin yapt›¤› bir bölgesel ekonomik iflbirli¤i giriflimidir. olan ülkeler aras›nda aflamal› olarak bir "serbest ticaret bölgesi" kurulmas› oldu¤u belirtilmifl, ancak daha sonra yap›lan toplant›larda bu giriflimin "ekonomik iflbirli¤i" çerçevesinde de¤erlendirilmesi gereken bir giriflim olarak nitelendirilmifltir. KE‹'nin ilk kurucu üyeleri Karadeniz'e k›y›s› olan Türkiye, eski Sovyetler Birli¤i, Romanya ve Bulgaristan'd›r. Sovyetler Birli¤i'nin da¤›lmas› üzerine, Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u olarak Rusya Federasyonu, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova, Gürcistan ve Ermenistan kurucu üye s›fat›yla kat›lm›fllard›r. Daha sonra Karadeniz'de k›y›s› olmayan Yunanistan ve Arnavutluk kurucu üye olarak kat›lm›flt›r. Bafllang›çta KE‹'nin amac›n›n Karadeniz'e k›y›s› Bilgi için : www.die.gov.tr/uid/gnlbilg.html http://www.ligue-lyonnais-echecs.org/docs/mixite.jpg http://www.prospeval.org/images/Prospeval.jpg Bölgesel Kalk›nma Müktesebat› Euro-Med: Avrupa-Akdeniz Ortakl›¤› ‹deolojik ayr›mlar›n sembolü haline gelen Berlin Duvar›'n›n 1989 y›l›nda y›k›lmas›na ve iki Almanya'n›n birleflmesine yol açan politik de¤iflimler, Avrupa Birli¤i'ni (AB) stratejik ve jeopolitik önceliklerini yeniden gözden geçirmeye zorlad›. AB'nin d›fl politika penceresinde güneye do¤ru derinleflme seçene¤ini açan bu geliflme, Akdeniz bölgesiyle ticari ve iktisadi iliflkilerde yaflanan karfl›l›kl› ba¤›ml›l›klar ve bölge ülkeleri ile AB ülkeleri aras›ndaki yüksek gelir farkl›l›klar› gözönüne al›nd›¤›nda, bölgenin bar›fl›, güvenli¤i, evrenselleflen ekonomiye eklemlenerek artan refahtan pay almas› aç›s›ndan, AB ve Akdeniz ülkeleri aras›nda daha yak›n ve güçlü iliflkilerin kurulmas›n› zorunlu k›ld›. Bu ortakl›k fikri, Avrupa Konseyi'nin s›ras›yla, 1992 Lizbon, 1994 Korfu ve Essen zirvelerinde geliflerek, 1995 Cannes zirvesinde, Komisyonun sundu¤u "AvrupaAkdeniz Ortakl›¤›" önergesinin benimsenmesiyle son halini ald›. O zamanki 15 AB ve 12 Akdeniz ülkesinin (Cezayir, K›br›s, M›s›r, ‹srail, Ürdün, Lübnan, Malta, Fas, Suriye, Tunus, Türkiye, Filistin Yönetimi) d›fliflleri bakanlar›, Kas›m 1995'te Barselona'da bir araya gelerek, bölgenin refah›, bar›fl›, güvenli¤i gibi ana amaçlar›n yan› s›ra, bu amaçlara hizmet edecek bir çal›flma program›n› da içeren Barselona Bildirgesi'ni imzalad›. Geçtigimiz y›l Barselona Süreci'nin 10. y›ldönümünü kutlayan Avrupa-Akdeniz Zirvesi'nde, hem ortakl›¤› daha da gelifltirmek için 5 Y›ll›k Çal›flma Program›, hem de 'Terörizme Karfl› Prensipler' konusunda anlaflmaya var›ld›. Çal›flma Program›, Avrupa ‹yi Komfluluk Politikas› alt›nda oluflturulmufl ikili Eylem Planlar›n› tamamlay›c› ve onlarla tamamen sinerji içinde Euro-Med çerçevesinde bölgesel çal›flmalara yer veriyor. Söz konusu prensipler, Avrupal›lar, Araplar ve ‹sraillileri bir gündem etraf›nda bir araya getirerek herkesin tüm boyutlar›yla terörizmle savafl konusundaki kararl›l›¤›n› vurgulama amac› tafl›yor. Euro-Med Sonuç Bildirgesi, "‹yi Komfluluk ve Ortak Savunma Politikalar›"n›n yan› s›ra AB ve Akdeniz'de sürdürülebilir kalk›nmay› sa¤lamak üzere de bir dizi iflbirli¤i ve önlem plan› içeriyor. http://europa.eu.int/comm/europaid/index_en.htm http://europa.eu.int/comm /external_relations/euromed/publication.htm 10 AB Mali Yard›mlar› Anadolu Sohbetleri Rize ve Civar› illerde Uygulanan AB Projeleri Avrupa Birli¤i mali yard›mlar›, Türkiye'nin Avrupa Birli¤i'ne uyumunu h›zland›rmak amac›yla çeflitli sektörlerde oluflturulacak çerçeve projelere ve hibe programlar›na destek sa¤lamak üzere kullan›lan araçlard›r. "Uyum çal›flmalar›" ifadesiyle kastedilen ise, Türkiye'nin çeflitli konulardaki hukuki düzenlemelerinin, yani mevzuat›n›n Avrupa Birli¤i müktesebat› ile uyumlu hale getirilmesidir. Ayr›ca, mevzuat uyumunun tamamland›¤› alanlarda, idari kapasitemizin de Avrupa Birli¤i ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, adayl›k sürecinde Türkiye'ye ayr›lan kaynaklar›n üçte ikisi bu amaçlara yönelik olarak kullan›lmaktad›r. Mali yard›mlar›n geri kalan üçte birlik k›sm› ise, ekonomik ve sosyal uyumu amaçlayan projeler için kullan›lmaktad›r. Bu çerçevede, Türkiye'de uygulamalar› sürmekte olan 152 proje mevcuttur. Bu projelerden baz›lar›n›n içerisinde ise, toplumun çeflitli kesimlerinin kullan›m›na aç›k olan "hibe programlar›" vard›r. Hibe programlar›, KOB‹'lerin, STK'lar›n ve belediyelerin ana projenin amaçlar›na uygun olarak haz›rlad›klar› küçük ölçekli proje tekliflerine mali kaynak sa¤lamaktad›r. Hibe programlar›ndan, Rize ve civar›ndaki iller de yararlanabilmektedir. Ancak, bu amaçla oluflturulan ilk hibe program› olan "Aktif ‹flgücü Piyasas› Stratejisi" projesi kapsam›nda Türkiye genelinden 1500 baflvuru teklifi gelmifl olmas›na ra¤men, Rize ve civar›ndaki illerden çok fazla teklif baflvurusu yap›lamam›fl ve bu nedenle de Türkiye genelinde toplam 250 adet alt proje, hibe kaynaklar›ndan yararlanma f›rsat› bulurken; Rize'den hiçbir alt proje finanse edilememifltir. Rize civar›ndaki illerden ise AB'den finansman kayna¤› bulan alt proje örnekleri flunlard›r, 1. Türkiye Yard›m Sevenler Derne¤i'nin, "Ardahan- Ç›ld›r Kad›n ve Genç Giriflimcilerin Desteklenmesi" projesi 2. Kars Belediye Baflkanl›¤›'n›n "Turizmde ‹stihdam Yaratmaya Odakl› E¤itim" projesi 3. Türkiye Erozyonla Mücadele, A¤açland›rma ve Do¤al Varl›klar› Koruma Vakf›'n›n (TEMA), "Artvin'de ‹flsizlere Ar›c›l›k Ö¤reterek ‹stihdam Yaratma" projesi 4. Uluslararas› Mavi Hilal ‹nsani Yard›m ve Kalk›nma Vakf›'n›n, "Ar›c›l›k E¤itimleri" Projesi 5. Kelkit Kaymakaml›¤› Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma Vakf›'n›n "Kad›n ‹stihdam›n› Gelifltirme" projesi 6. Erzurum Esnaf ve Sanatkarlar Odalar› Birli¤i Baflkanl›¤›'n›n "Erzurum Oltu Tafl›-Gümüfl Tasar›m Becerisi Gelifltirme, Pazarlama ve Sat›fl Mesleki E¤itimi" projesi Sa¤l›k Bakanl›¤›'n›n "Üreme Sa¤l›¤› Program›" kapsam›nda STK'lara yönelik olarak haz›rlad›¤› iki teklif ça¤r›s›na yap›lan baflvurulardan, Rize civar›ndaki illerde projenin amaçlar›na uygun bulunarak finansman deste¤i sa¤lanan STK'la ise flunlard›r: 1. Uluslararas› Mavi Hilal ‹nsani Yard›m ve Kalk›nma Vakf› (Rize, Sinop, Samsun, Trabzon, Ordu, Giresun ve Hopa) 2. K›l›çkaya Kültür, Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i (Artvin K›l›çkaya beldesi) 3. Anne Çocuk E¤itim Vakf› (Erzurum, Van ve Adana) 4. Ça¤dafl E¤itim Vakf› (Erzurum, Bingöl, Mufl, Tunceli, Kars ve A¤r›) 5. T›bbi Araflt›rmalar Derne¤i (Van) Ana projenin üreme sa¤l›¤› konusundaki amaçlar›na uygun olarak, yaflam boyu cinsel sa¤l›k ve üreme sa¤l›¤› yaklafl›m›nda ve güvenli annelik, aile planlamas›, A‹DS ve gençlerin sa¤l›¤›, servikal kanserin erken tan›s› ve toplumsal cinsiyet gibi konularda alt projeler oluflturularak AB kaynaklar›ndan finansman sa¤lanm›flt›r. Di¤er taraftan, Rize ve civar›ndaki iller baz› büyük, çerçeve projeler kapsam›nda oluflturulan pilot uygulamalardan da yararlanmaktad›r. Buna ilk örnek Milli E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan yürütülen "Temel E¤itime Destek" projesidir. Rize civar›ndaki baz› iller, projenin k›rsal kesim a¤›rl›kl› ikinci alt bafll›¤›n›n pilot uygulamalar› için seçilen di¤er 12 il ile birlikte (Ad›yaman, Ardahan, Kars, fianl›urfa, Bayburt, Diyarbak›r, Siirt, Erzurum, Mufl, A¤r›, Sakarya, Bingöl) bu projeden yararlanmaktad›r. Rize ve civar›ndaki illerin, halen uygulanmakta olan bu hibe programlar›ndan etkin olarak yararland›¤› söylenemez. Türkiye'ye yönelik mali yard›mlar›n her y›l artt›¤› göz önünde bulunduruldu¤unda, Rize'de proje fikri oluflturma ve proje teklif haz›rlama kapasitesinin artt›r›lmas› gerekti¤i aflikard›r. Türkiye genelinde ve çeflitli bafll›klar alt›nda yap›lacak olan teklif ça¤r›lar›na ek olarak, özellikle Do¤u Karadeniz Bölgesi'ndeki illerimizin yararlanabilece¤i "Trabzon Bölgesel Kalk›nma Projesi" için teklif ça¤r›s› muhtemelen 2006 y›l› içerisinde yap›lacak oldu¤undan, alt proje haz›rl›klar›na flimdiden bafllanmas› gerekmektedir. Bunlara ek olarak belediyelerin kat› at›k ya da at›k su gibi çevreye yönelik altyap› projelerinin finansman› için de AB hibelerinden kaynak sa¤lanmaya bafllanm›flt›r. Türkiye genelinde ilgili kamu kurulufllar›n›n belirleyece¤i öncelikler çerçevesinde, Rize ve civar›ndaki illerdeki belediyeler de önümüzdeki y›llarda altyap› yat›r›mlar› için bu hibe kaynaklar›ndan yararlanacaklard›r. Yerel Yönetimlere Hibe Ça¤r›s› Avrupa Komisyonu taraf›ndan MED-PACT "Akdeniz'de Yerel Yönetimler ‹flbirli¤i Program›" kapsam›nda yerel yönetimlere hibe imkan› sa¤lan›yor. Mali Yard›mlar›n Proje Duyurular› Projelere iliflkin ihale duyurular›: AB ile kat›l›m öncesi mali iflbirli¤i kapsam›nda finanse edilecek projelerin duyurular› Avrupa Birli¤i’nin web sayfas›nda "Europeaid" adl› bölümden takip edilebilir. Söz konusu bölümde üye ülkeler, aday ülkeler (Türkiye dahil) ve AB'nin mali yard›m sa¤lad›¤› di¤er ülkelerdeki ihale duyurular› yer almaktad›r. Sadece Türkiye'deki duyurularla ilgili; yukar›daki web sayfas›na ek olarak: - Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i (www.abgs.gov.tr) - Avrupa Komisyonu Delegasyonu (www.deltur.cec.eu.tr) - Merkezi Finans ve ‹hale Birimi (www.mfib.gov.tr) - Devlet Planlama Teflkilat› (www.dpt.gov.tr) - AB - GAP Bölge Kalk›nma Program› K›rsal Kalk›nma Projesi (www.gap.gov.tr) MED-PACT Avrupa Komisyonu taraf›ndan yerel iflbirli¤ini teflvik amac›yla 2005 y›l›nda MEDA Program› kapsam›nda aç›lm›fl bir hibe program›. Barselona ortakl›k sürecinin üçüncü aya¤›yla ilgili olan MED-PACT Program›, Akdeniz Havzas›'n›n iki taraf› aras›nda iflbirli¤i ve kültürleraras› diyalo¤u art›rmay› hedefliyor. MED-PACT program› için tahsis edilen toplam bütçe 5 milyon Euro. Söz konusu rakam›n 4,8 milyonu hibe program› arac›l›¤›yla, 200 bini ise program›n etkin yürütülmesi için kullan›lacak. Hibe Program› çerçevesinde: 1. Belediyelerin iflbirli¤i a¤lar›n›n güçlendirilmesi ve yayg›nlaflt›r›lmas›; uygun teknolojik ve yöntemsel bilgi ve araçlara ulafl›mlar›n›n gelifltirmesi 2 . Akdeniz Belediyeleri'nin planlama ve yönetim kapasitelerinin gelifltirmesi 3. AB flehirlerinin oluflturduklar› iflbirliklerinde, uzmanl›k gelifltirdikleri ve ortakl›klara katma de¤er ekleyebilecekleri konulara a¤›rl›k vermeleri için desteklenmesi hedefleniyor. Hibe program› için yap›lacak baflvurular için son tarih 2 Haziran 2006... Komisyon taraf›ndan haz›rlanan baflvuru rehberinin resmi olmayan tercümesine, ABGS Internet sitesinden ulafl›labilir. http://www.abgs.gov.tr/content.asp?CID=8641&VisitID={ EDE93F62-AA90-4103-9468-AAF98CE634AB} http://europa.eu.int/comm/europeaid/cgi/frame12.pl ABGS, europa, AKTD AB'den Kufl Gribi Yard›m› Virüsle mücadelede Türkiye'ye destek olmak üzere AB Komisyonu acil Komisyon Karar› ç›kararak "Kufl Gribine Haz›rl›kl› Olma ve Müdahale Projesi"ne bafllang›ç onay› verdi. AB Komisyonu, kufl gribi virüsünün yay›lmas›n› engellenmek amac›yla Türkiye'ye 8,35 milyon Euro tutar›nda yard›m veriyor. Komisyon'dan yap›lan aç›klamada söz konusu acil yard›m paketinin 2006'n›n geniflletilmifl kaynaklar›ndan sa¤land›¤› ve Türkiye taraf›ndan yürütülecek 2,05 milyon Euro tutar›ndaki bir program için kullan›laca¤› belirtildi. Proje kapsam›nda, kufl gribi salg›n› ile di¤er enfeksiyonlara karfl› haz›rl›kl› olma ve müdahale gücünün art›r›lmas› amaçlan›yor. Kufl gribinin kontrol alt›na al›nmas› ve yok edilmesine yönelik çal›flmalar›n etkinli¤ini artt›rmak suretiyle Türkiye'de Veterinerlik hizmetleri altyap›s›n›n güçlendirilmesine katk› sa¤layacak. Ayr›ca diagnostik test ve erken müdahale kapasitesinin iyilefltirilmesi yoluyla da ulusal halk sa¤l›¤› sürveyans ve müdahale sistemlerinin gelifltirilmesine yard›mc› olacak. Programda ayr›ca Türk veterinerlik hizmetlerince hastal›¤›n kökünün kurutulmas› için ortaya konan çabalar›n desteklenmesi amac›yla e¤itim ve tatbikatlar yap›lacak. 11 AB Mali Yard›mlar› STK’lar ‹fl Bafl›na Sivil Toplum Kurulufllar›na Mali Destek Bu yeni süreçte, geçmifl dönemlerden farkl› olarak ülkemiz çok daha kapsaml› ve yüksek miktarda mali yard›m›, AB'ye kat›l›m sürecinde kullanmaya bafllam›flt›r. Çal›flman›n bundan sonraki bölümlerinde Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m olarak adland›r›lacak olan söz konusu yard›mlar, hibe niteli¤inde olup geri ödenmesi söz konusu de¤ildir. Bunun yan›nda Avrupa Yat›r›m Bankas›'nca sa¤lanan çeflitli kredi imkanlar› da farkl› programlar kapsam›nda ayr›ca yer almaktad›r. Ancak bu çal›flmada Avrupa Yat›r›m Bankas›'nca sunulan kredi imkanlar›na de¤inilmeyecektir. Kurumsal Çerçeve Nedir AB taraf›ndan ülkemize sa¤lanan Kat›l›m Öncesi Mali Yard›mlar›n uygulanmas›na iliflkin kurumsal çerçeve olan Merkezi Olmayan Yap›lanma, 18 Temmuz 2001 tarih ve 2001/41 say›l› Baflbakanl›k Genelgesi ile oluflturulmufltur. Bu genelgeye göre, Avrupa Birli¤i Kat›l›m Öncesi Mali Yard›mlar›n›n kat›l›m öncelikleri do¤rultusunda kullan›lmas›na iliflkin koordinasyonu yerine getirmekten Ulusal Mali Yard›m Koordinatörü sorumludur. Ulusal Mali Yard›m Koordinatörlü¤ü görevini ise flu anda Avrupa Birli¤i Genel Sekreteri yürütmektedir. Bunun yan›nda Ulusal Yetkilendirme Görevlisi, Ulusal Fon, Merkezi Finans ve ‹hale Birimi, Mali ‹flbirli¤i Komitesi, Ortak ‹zleme Komitesi de sistemin temel unsurlar› aras›nda bulunmaktad›r http://www.euturkey.org.tr/abportal/content.asp?CID =863&VisitID={7F67F8C9-3E20-4E9C-8F4AC247FCADB265}&Time=5146 Süreç Nas›l ‹flliyor AB standartlar›na uyum amac›yla genellikle kamu kurulufllar›nca uygulanmakta olan projeler çeflitli alt bileflenlerden oluflabilmektedir. Bu alt bileflenlerden bir tanesi de hibe programlar›d›r. Bu çerçevede, çeflitli politika alanlar›nda(sivil toplum kurulufllar›, çevre, sa¤l›k v.b.) AB standartlar›na yaklaflma sürecini desteklemek üzere hibe programlar› yürütülmektedir. Hibe programlar› kapsam›nda yap›lan teknik çal›flma sonucunda bir teklif ça¤r›s› ilan› yay›nlanmaktad›r. Söz konusu teklif ça¤r›lar›na iliflkin duyurular, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu (www.deltur.cec.eu.int) ile Merkezi Finans ve ‹hale Birimi (www.cfcu.gov.tr) nin web sitelerinden yap›lmaktad›r. Hibe programlar› kapsam›nda proje tekliflerinin haz›rlanmas› için genellikle 2 ayl›k bir süre verilmektedir. Bu sürenin sonunda, alt projeler, Merkezi Finans ve ‹hale Birimine sunulmaktad›r. Sonras›nda sunulan proje baflvurular› ba¤›ms›z d›fl de¤erlendiriciler taraf›ndan de¤erlendirilmekte ve hangi alt projelerin finanse edilece¤i tespit edilmektedir. Örnek Bir Hibe Program› Halihaz›rda devam etmekte olan hibe programlar›ndan bir tanesi, Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i'nin yararlan›c›s› oldu¤u "Sivil Toplum Kurulufllar› (STK) ile Kamu Kurulufllar› Aras›ndaki ‹flbirli¤inin Gelifltirilmesi ve STK'lar›n Demokratik Kat›l›mc›l›k Seviyelerinin Artt›r›lmas›" Projesi kapsam›nda gerçeklefltirilmektedir. Bu çerçevede yaklafl›k 500.000 Euro tutar›ndaki toplam 11 alt proje finanse edilmektedir. Bu alt projeler flunlard›r: 1) K›rsal Kesimlerden Göç Alan Bölgelerde Kad›n-Çocuk Destek Program› 2) Gençlik STK'lar› ve Kamu Eflgüdüm Projesi 3) Kad›köy'de STK-Kamu ‹flbirli¤ini ve Demokratik Kat›l›m› Artt›rmak 4) Yeflil Kentler ve Sa¤l›kl› Çevreye Katk› ‹çin Sincan'da Daha Yeflil ve Sa¤l›kl› Bir Çevre 5) Otizm Tarama Projesi 6) Toplumsal Cinsiyet Temelli Yerel Bütçe Analizi ‹çin Pilot Uygulama 7) Bursaspor Karfl›laflmalar›nda fiiddetin Önlenmesi 8) Esentepe Do¤al Park›n›n Korunmas› 9) Devlet ve Sivil Toplum Ortakl›¤›nda Türkiye'de NATURA 2000 A¤›n›n Kurulmas›na Do¤ru 2) "Sivil Toplum Diyalo¤u" Projesi Bilindi¤i üzere son dönemde Avrupa Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan belgelerde de iliflkilerdeki üçüncü önemli unsur olarak gösterilen SivilToplum Diyalo¤u konsepti giderek önem kazanmaktad›r. Sivil Toplum Diyalo¤u çerçevesinde gerek ülkemizde AB meselelerinin daha iyi bir flekilde anlafl›lmas› gerekse AB'ye üye olan ülkelerde Türkiye' nin tan›t›lmas› konusunda, ülkemizde faaliyette bulunan sivil toplum kurulufllar› ile AB üyesi ülkelerdeki sivil toplum kurulufllar›n›n alt proje baz›nda ortak projeler gerçeklefltirmeleri hedeflenmektedir. kurumsal kapasite ba¤lam›nda belli bir efli¤in afl›lm›fl olmas› beklenebilecektir. Ne var ki hangi hibe program› için baflvuruda bulunulursa bulunulsun, gerek alt proje teklifinin haz›rlanmas›nda gerekse teklifin kabul edilmesi durumunda alt projenin hayata geçirilmesi aflamas›nda, Avrupa Birli¤i Proje Çevrimi Yönetimi konseptine hakim kiflilerin sürece kat›lmalar› büyük önem arz etmektedir. ‹ki ayl›k k›sa bir süre içerisinde çok say›da ve oldukça teknik ayr›nt›lar›n bilinmesini gerektiren dokümanlar›n AB standartlar›na uygun bir flekilde haz›rlanmas›n›n gereklili¤i dikkate al›nd›¤›nda bu hususun önemi bir kez daha ortaya ç›kmaktad›r. Sonuç Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i taraf›ndan yürütülecek projenin toplam büyüklü¤ü 21 milyon Euro seviyesindedir. Projenin çeflitli hibe program› alt bileflenleri bulunmaktad›r. Bu alt bileflenler flunlard›r: 1- ‹lçe ve belediyelerin AB'den ilçe ve belediyelerle eflleflmesine iliflkin hibe program› (6 milyon Euro - 20 alt proje) 2- Profesyonel örgütlerin ve meslek kurulufllar›n›n AB'den profesyonel örgüt ve meslek kurulufllar› ile eflleflmesine iliflkin hibe program› (3 milyon Euro - 10 alt proje) 3- Türkiye ile AB üyesi ülkeler aras›nda üniversiteleraras› iflbirli¤ine iliflkin hibe program› (10 milyon Euro - 20 alt proje) 4- Türkiye ve AB'deki gençli¤e yönelik faaliyetler gerçeklefltiren sivil toplum kurulufllar› aras›nda iflbirli¤i gelifltirilmesine iliflkin hibe program› (2 milyon Euro - 20 alt proje) Bu proje kapsam›nda yaklafl›k olarak toplam 70 alt projenin desteklenmesi öngörülmektedir. AB müzakere sürecinde gerçeklefltirilecek olan AB'ye uyum projelerinin içerisinde, sivil toplum kurulufllar›n›n alt proje teklifi sunabilecekleri çok say›da ve kapsaml› hibe programlar› bulunmaktad›r. Bu hibe programlar›n›n uygulanmas›na iliflkin esaslar her hibe program› özelinde belirlendikten sonra kamuoyuna duyurulacak ve ilgili olabilecek kurulufllar bu programlara baflvuruda bulunabileceklerdir. Sivil toplum kurulufllar›nca hayata geçirilecek olan alt projelerin, ülkemizin sivilleflmesi, AB üyesi ülkelerin vatandafllar›nca daha iyi tan›nmas›, AB meselelerinin ülkemizde daha iyi bir flekilde anlafl›lmas›, STK'lar aras› a¤lar›n geliflmesi ve nihayetinde sivil toplum kurulufllar›n›n geliflmesi ile birlikte daha ça¤dafl, daha demokratik, daha kat›l›mc› bir anlay›fl›n ülkemizde egemen olmas›na ciddi katk›lar› olaca¤› düflünülmektedir. 10) Çocuk Dostu Belediye Projesi 11) Engelli Aileleri E¤itim ve Bilgilendirme Projesi Yeni Hibe Programlar› 1) “Sivil Toplumun Kat›l›m Öncesi Dönemde Güçlendirilmesi: STK Hibe Program›" Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu'nca yürütülecek olan 12 milyon'luk bu proje kapsam›nda yaklafl›k 100 alt projenin desteklenece¤i çeflitli hibe programlar› yer almaktad›r. Bu hibe programlar›: a)Kad›n haklar›n›n korunmas› ve güçlendirilmesi hibe program› (2,4 milyon Euro - 15 alt proje) b)Özürlülerin sosyal hayata kat›l›m›n›n sa¤lanmas› hibe program› (1 milyon Euro - 10 alt proje) c)Tüketicilerin korunmas› hibe program› (500.000 Euro - 10 alt proje) d)Çocuk iflçili¤inin önlenmesi hibe program› (1 milyon Euro - 10 alt proje) e)Çevrenin korunmas› hibe program› (1,05 milyon Euro - 15 alt proje) f)‹nsan haklar› ve demokrasinin konsolidasyonu ve gelifltirilmesi hibe program› (2,25 milyon Euro - 15 alt proje) g)Kad›na karfl› fliddetle mücadele hibe program› (2,25 milyon Euro - 15 alt proje) h)Avrupa Ufuklar ve Mozaik Programlar› (1,45 milyon Euro - 10 alt proje) STK’lar›n Kurumsal Kapasitesi Sivil toplum kurulufllar›n›n yapacaklar› proje baflvurular›nda, hibe program›n›n niteli¤ine göre, mevcut kurumsal kapasiteleri oldukça önem kazanabilecektir. Sivil toplum kurulufllar›na yönelik bir hibe program›nda kurumsal kapasitesi daha s›n›rl› STK lar öncelik kazan›rken, yine STK lara yönelik bir baflka hibe program›nda, alt projelerin Avrupal› muhtemel proje ortaklar›yla iflbirli¤i içerisinde gerçeklefltirilmesi söz konusu olaca¤› için La Tribune 1999 Helsinki Zirvesi'nde ülkemizin adayl›k statüsünün Avrupa Birli¤i (AB) taraf›ndan kabul edilmifl olmas›, siyasi iliflkilerde oldu¤u kadar ekonomik iliflkilerde de yeni bir sürecin bafllamas›na neden olmufltur. Bunun yan›nda yap›lacak olan alt proje baflvurular›n›n finanse edilebilirli¤ini belirleyecek olan en temel etken baflvuru dokümanlar›n›n niteli¤i olup buna iliflkin referanslar, Avrupa Birli¤i Proje Çevrimi Yönetimi çerçevesinde ortaya konulmufltur. Bu anlamda, alt projelerin gerek haz›rlanmas› gerekse uygulanmas› ve izlenmesi ve de¤erlendirilmesi süreçlerinde Avrupa Birli¤i Proje Çevrimi Yönetimi konseptine hakim olunmas› yap›lacak olan çal›flmalar›n niteli¤ini belirleyecektir. 12 AB Mali Yard›mlar› Anadolu Sohbetleri “Sivil Toplum Diyalogunun Güçlendirilmesi” Hibe Duyurusu gerçeklefltirilen platform, toplant› ve konferanslara kat›lmalar› için mali destek sa¤layacakt›r: Avrupa Birli¤i'nde STK etkinliklerine kat›l›m amac›yla yeni bir hibe duyurusu yap›lm›flt›r. Avrupa Birli¤i Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m Program› kapsam›nda sivil toplum çal›flmalar›n›n desteklenmesi amac›yla gelifltirilen hibe program› için proje teklif ça¤r›lar›, Merkezi Finans ve ‹hale Birimi taraf›ndan duyurulmufltur. Program, Sivil Toplum Diyalogu'nun geliflimini ve Türkiye'deki sivil inisiyatiflerin/STK'lar›n kapasitelerinin güçlendirilmeleri yoluyla, kat›l›mc› demokrasinin gelifltirilmesini teflvik etmeyi amaçlamaktad›r. Program, Türkiye'deki STK'lar›n AB'deki ve aday ülkelerdeki ayn› konumda bulunan kurulufllarla kad›n, çocuk, gençlik, engelliler, çevre, insan haklar› ve kültür konu alanlar›nda diyalog ve iflbirli¤ini teflvik etmeyi amaçlayan, STK temsilcilerinin çal›flma ziyaretlerine, de¤iflim programlar›na ve AB düzeyinde http://www.deltur.cec.eu.int http://www.cfcu.gov.tr http://www.stgm.org.tr Baflvuru rehberi ve eklerinin Türkçe versiyonu yay›nlanmakla birlikte, herhangi bir itilaf olmas› halinde, ‹ngilizce versiyonun hükümleri geçerli olacakt›r. Baflvurular sürekli aç›k olarak, mevcut bütçe s›n›rlar› dahilinde, etkinli¤in bafllama tarihinden en az 60 gün önce ve en geç 30 Eylül 2006 saat 16.00'ya kadar kabul edilir. ‹lgili dosyalar : http://www.euturkey.org.tr/abportal/content.asp?CID =8684&VisitID={0B033CCD-F5F8-4798-86DD2412DEDB23EF}&Time=1730 AB Deste¤i ‹çin Proje Teklifi Bekleniyor Avrupa Birli¤i'nin 2007-2013 dönemini kapsayacak yeni bütçe döneminde Türkiye'ye yap›lacak mali yard›m kapsam›nda karayolu, demiryolu ve liman gibi büyük altyap› projelerinin de desteklenmesi mümkün olacak. Ancak bu tür büyük projeler, bölgesel programlarda oldu¤undan sadece hibe fleklinde de¤il, öz kaynak, kredi ve hibe fleklinde de destek sa¤lanacak. DPT gerekse Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i bünyesinde, proje haz›rlayacak kurulufllara fizibilite ve etüd için verilebilecek kaynak bulundu¤u belirtiliyor. Yat›r›m program› haz›rlama rehberinde de kurulufllara bu yönde ça¤r› yap›l›rken, kurulufllardan gelecek proje tekliflerinden ciddi bulunanlar›n fizibilitelerinin haz›rlanmas› ve bunun ard›ndan yap›lacak de¤erlendirmeyle proje havuzuna dahil edilmesi gündeme gelecek. Proje teklifi bilgileri için: www.euturkey.org.tr Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m Çerçevesi (IPA) kapsam›nda özellikle e¤itim, sa¤l›k, k›rsal kalk›nma, enerji (yenilenebilir enerji ve enerji verimlili¤i) çevre gibi sektörlerin gelifltirilmesi hedefleniyor. AB ayr›ca, enerji ve ulaflt›rma stratejileri gibi di¤er sektörlerde de strateji oluflturulmas›n› da istiyor. Bu stratejilerle uyumlu proje fikirleri ve bunlardan oluflacak proje paketlerinin ortaya konmas›n› talep ediyor. Projelerin fizibilite etüdünün AB standartlar›nda olmas› flart› aran›rken, gerek Demiralp : AB yard›m›nda sorun yok rakam›n›n her y›l giderek art›fl gösterece¤ini vurgulad›. AB'nin 2007-2013 bütçesi görüflmelerinin devam etti¤ini ve hibe yard›mlar›n›n art›k geniflleme bütçesinden karfl›lanaca¤›n› belirten Demiralp, Türkiye'nin üyeli¤inin 20142021 bütçesinde öngörülece¤ini ve 2014'e kadar önemli bir ilerleme kaydedilmesi gerekti¤ini kaydetti. Gül: Gümrük Birli¤i Bizi Korudu Avrupa Birli¤i (AB) Genel Sekreteri Büyükelçi O¤uz Demiralp, Merkezi Finansman ve ‹hale Birimi'nde personel say›s›n›n artt›r›lmas› koflulunun çözülmesiyle Avrupa Birli¤i'nin mali yard›mlar›n›n önünde hiçbir engel kalmad›¤›n› belirtti. Avrupa Birli¤i (AB) Genel Sekreteri Büyükelçi O¤uz Demiralp, Avrupa Birli¤i'nden gelecek personel say›s›na iliflkin sorunun çözüldü¤ünü vurgulayarak flunlar› söyledi: "Projelerin ihalesi için kurulmufl olan Merkezi Finansman ve ‹hale Birimi'nin, projelerin say›s› artt›¤› için personel say›s›n›n da artmas› gerekir. Personel say›s›n›n 80'e kadar artt›r›lmas› konusunda önümüze bir flart konulmufltur. Bu flart karfl›lanmasayd›, hibelerin temininde baz› gecikmeler ve sorunlar yaflanabilirdi; ancak bu sorun flimdi tamam›yla çözülmüfltür. Dolay›s›yla projelerin haz›rlanmas›nda herhangi bir sorun bulunmamakta." mali yard›mlar konusunda hiçbir sorun kalmad›¤›n› söyledi. Büyükelçi O¤uz Demiralp, AB'den gelecek yaklafl›k 1 milyar euro'luk hibe yard›m› baflta olmak üzere, AB'nin mali yard›mlar› önünde önemli bir engel oluflturan Merkezi Finansman ve ‹hale Birimi'nin Demiralp, AB Komisyonu'un bu y›l için Türkiye'ye 500 milyon euro verilmesini önerdi¤ini, bu çerçevede projelerin AB'ye gönderildi¤ini ve bu konuda da bir sorun olmad›¤›n› belirtti. Demiralp, hibe yard›m› D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Avrupa Birli¤i Komisyonu'nun, Türkiye'ye 2006'da hibe olarak 500 milyon Euro verilmesini önermesiyle ilgili olarak, Gümrük Birli¤i Anlaflmas›'n›n, Türkiye-AB ticaret hacminin geliflmesine ve toplumsal refaha katk›da bulundu¤unu ifade etti. Gül, bu dinami¤in, 1997'de Uzakdo¤u'da, 1998'de Rusya'daki krizlerle 1999 depremleri ve 2000-2001 ekonomik krizlerinden az hasarl› ç›k›lmas›na yard›mc› oldu¤unu savundu. Gül, uyum çal›flmalar›n›n AB fonlar›ndan desteklenmesi amac›yla sa¤lanan kat›l›m öncesi mali yard›m için çal›flmalar›n sürdü¤ünü belirtti. Hem milliyetçi hem AB'ci Tempo dergisi; Bilgi Üniversitesi ve Infakto Research Workshop'un katk›lar›yla 15 ilin kentsel ve k›rsal yerleflim birimlerinde 18 yafl ve üstü nüfusu temsil eden 800 kifliyi kapsayan Türkiye çap›nda bir milliyetçilik araflt›rmas› gerçeklefltirdi. Araflt›rmaya göre ankete kat›lanlar›n yüzde 80'i aflan büyük bir kesimi Türk olmaktan gurur duyuyor. Avrupa Birli¤i'ne tam üyelik sürecindeki Türk halk›n›n AB hakk›ndaki görüfl ve duygular› oldukça karmafl›k. Bir yandan AB'nin ülkeyi bölmek istedi¤ini düflünüyor (yüzde 50) ve talep edilen reformlar›n Sevr Anlaflmas›'ndan farks›z oldu¤una inan›yor. Tüm bu olumsuz görüfllere karfl›n di¤er taraftan da büyük ço¤unluk (yüzde 63) AB üyeli¤ini destekliyor. Kendisini türk milliyetçisi olarak tan›mlayanlar›n oran› yüzde 68. Yükselen Türk milliyetçili¤i bölücü terörle besleniyor. AB üyeli¤i için vazgeçilmezlerin bafl›nda yüzde 37 ile din geliyor. Kat›l›mc›lara göre Baflbakan Tayyip Erdo¤an en milliyetçi siyasi lider. Erdo¤an'› MHP lideri Devlet Bahçeli, DYP lideri Mehmet A¤ar ve CHP lideri Deniz Baykal izliyor. 13 AB ve KOB‹’ler KOB‹’lerin AB Müktesebat› Bu bafll›k alt›ndaki müktesebat, Giriflimcilik Politikas› ve Topluluk Politikalar› ya da Komisyon önerilerinden oluflmaktad›r. Bu politikalar›n ço¤unlu¤u aday ülkelerin yasal düzenlemelerinde kapsaml› bir de¤iflim veya uygulamada yapt›r›m gerektirmez. Kobi'lerin finansman kaynaklar›na eriflimi ve yat›r›m konular›nda bürokratik engellerin azalt›lmas› bu bafll›k alt›ndaki öncelikli konulard›r. AB'nin Küçük ve Orta Ölçekli isletmeler Politikas›, Toplulu¤un Çok Y›ll› Giriflim ve Giriflimcilik Program› ile de desteklenmekte, aday ülkelerin bu Program'a kat›l›m› teflvik edilmektedir. Bu bafll›k alt›ndaki konular ekonomik geliflme ve rekabet bask›s›yla bafla ç›kma aç›s›ndan da önem tafl›maktad›r. Bu nedenle 3 alan ön plana ç›kmaktad›r: • KOBI politikas› oluflturulmas› ve uygulanmas›, • Ülkedeki genel ifl ortam›, • KOBI tan›m›n›n kabul edilerek uygulanmas›. Bu politika alanlar›yla ilgili öncelikli konular, Haziran 2000'de kabul edilen Avrupa KOB‹ Sözleflmesi'nde ortaya koyulmufltur. Bu müktesebat bafll›¤› ba¤lay›c› hükümler yerine büyük ölçüde yol gösterici unsurlardan ve Topluluk programlar›ndan oluflmaktad›r. Türkiye'nin AB KOB‹ Politikas›'na Uyumu Türkiye'nin bu alandaki uyum çal›flmalar› 2003 y›l›ndan itibaren ele almakta yarar vard›r. Avrupa Komisyonunun Kas›m 2003 Türkiye ‹lerleme Raporu, KOB‹ Politikas› alan›nda durum tespiti yap›yordu: . Türkiye AB KOB‹ politikas›n› izlemede bir miktar ilerleme sa¤lad›. fiirket kurmak ve tescil etmek için öngörülen usullerin basitlefltirilmesi olumlu bir geliflmedir. . Teknoloji gelifltirme bölgeleri ve merkezleri aç›s›ndan da Türkiye gayet iyi durumdad›r. gibi olumlu notlar›n yan› s›ra, KOB‹ stratejisi ve eylem plan›n›n resmen kabul edilip uygulamaya koyulmas›; KOB‹'ler için ifl ortam› ve finans olanaklar›na eriflimin iyilefltirilmesi amac›yla ek çabalar gösterilmesi; KOB‹ tan›m›n›n AB'ninkiyle uyumlu hale getirilmesi gibi gerekliliklerin alt› çiziliyordu. Türkiye, eksiklerinin giderilmesi için, Temmuz 2003 Ulusal Program›'nda verilen k›sa ve orta vadeli öncelikler çerçevesinde çal›flmalar›n› yürüttü. 10 Kas›m 2003 tarihinde Yüksek Planlama Kurulunda AB ile uyum sürecinde KOB‹'ler için yürütülecek politikalar›n çerçevesini belirleyen "KOB‹ Stratejisi ve Eylem Plan›" kabul edildi. (bkz. http://ekutup.dpt.gov.tr/esnaf/kobi/strat eji.pdf ) Komisyon'un 2004 y›l›ndaki ‹lerleme Raporu'na göre, Türkiye'nin KOB‹ politikas› büyük ölçüde AB giriflimcilik politikas›n›n prensip ve amaçlar›yla uyumlu hale getirilmiflti. Kamunun çabalar› ve iyileflmifl makroekonomik ortam sonucunda küçük iflletmelerin finansmana erifliminin iyileflmesi olumlu bir geliflmedir. ‹fl ortam›n›n ve finansmana eriflimin iyilefltirilmesi için daha fazla çabaya ihtiyaç vard›r. Ticari mahkeme davalar›nda ifllemlerdeki gecikmeler KOB‹'lerin geliflmesinde bir baflka önemli engeldir. KOB‹ Stratejisi ve Eylem Plan›n›n kabul edilmesi Türk KOB‹'leri için önemli bir ad›m olmakla beraber, Türkiye'nin, özel sektörün tam kat›l›m›yla bir izleme ve de¤erlendirme mekanizmas› oluflturmas› gerekiyor. Türkiye'nin hala KOB‹ tan›m›n› Komisyonun ilgili tavsiyelerine uyumlu hale getirmesi gerekiyordu. Kobi’ler için Bilgi Kaynaklar› Avrupa Bilgi Merkezleri ABM (EICs) http://www.europa.eu.int/comm/enterprise /networks/eic/eic.html Ankara ABM (KOSGEB) www.kosgeb.gov.tr/eic ‹stanbul ABM (Avrupa Yakas›)- ‹SO-‹stanbul Sanayi Odas› www.abm-istanbul.org Yenilik Aktar›m Merkezleri (IRCs) Ana Sayfa http://irc.cordis.lu/ Trabzon Bilgi Bürosu Koordinatörlü¤ü Yücel ODABAfiI / D›fl ‹liflkiler Sorumlusu Tel (462) 326 80 70 Faks ( 462) 321 88 77 www.ttso.org.tr Kobi’ler ‹çin Önemli Linkler http://www.europa.eu.int/comm/enterprise /index_en.htm http://www.kosgeb.gov.tr/ http://www.deltur.cec.eu.int/_webpub/doc uments/KOBIler%20icin%20.doc http://www.kobinet.org.tr/ http://www.kobi.org.tr/ http://www.kobi-efor.com.tr http://www.sanayi.gov.tr/webedit/gozlem.a spx?sayfaNo=1140 Türkiye Kas›m 2005'te Bakanlar Kurulu karar›yla KOB‹ tan›m›n AB'ninkiyle uyumlaflt›rarak büyük bir farkl›l›¤a son verdi. http://www.map.kosgeb.gov.tr/docs/maste r1208-last.pdf http://europa.eu.int/comm/enterprise/enlar gement/charter/report_2003/turkey_tr9100 2.pdf http://traccess.tubitak.gov.tr/fp6_yeni/Abcp b.aspx?tabId=291&aId=290&grpId=69 Kobi Tan›m› AB ‹le Uyumlaflt›r›ld› http://ekutup.dpt.gov.tr/esnaf/kobi/strateji.pdf http://www.bilgiyonetimi.org/cm/pages/mk l_gos.php?nt=383 Türkiye'de, birden çok kurum taraf›ndan oluflturulmas› nedeniyle, birbirinden farkl› KOB‹ tan›mlar› bulunmas›n›n özellikle destekler ve AB ile iflbirli¤i gibi konularda yaratt›¤› s›k›nt›lar› ortadan kald›rmas› amac›yla, Türk KOB‹ tan›m› AB ile uyumlaflt›r›ld›. Bakanlar Kurulu'nun 2005/9617 say›l› karar› ile kabul edilen "Küçük ve Orta Büyüklükteki ‹flletmelerin Tan›m›, Nitelikleri ve S›n›fland›r›lmas› Hakk›nda Yönetmelik", 18 Kas›m 2005 tarihinde Resmi Gazete'de yay›mland›. Yönetmelik, yay›m tarihinden alt› ay sonra yürürlü¤e girecek. fazla çal›flan› olan büyük iflletmelere ait iken, fazla çal›flan› olan büyük iflletmelere ait iken, mikro iflletmelerin pay› %20.8, küçük ve orta ölçekli firmalar›n pay› ise %38.9'dur. Kaynaklar : -ABGS (www.abgs.gov.tr) -Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu (www.deltur.cec.eu.int) Türkiye'nin KOB‹ tan›m›n› uyumlaflt›rmas› sonucunda; iflletmelerin ba¤›ms›zl›¤›na iliflkin olarak AB limitleri benimsenecek. Avrupa Birli¤inde KOB‹'ler, çal›flan kifli say›s› ile y›ll›k cirolar› veya bilançolar›na göre tan›mlan›r. Bu say› iflletmedeki tüm çal›flan say›s›n› kapsar. Eurostat 2002 verilerine göre, AB'deki iflletmelerin %89.1'ini mikro iflletmeler, %11.3'ünü ise küçük ve orta ölçekli firmalar oluflturmaktad›r. Çal›flan say›s›na göre da¤›l›mda ise büyük flirketlerin pay› %33.1, mikro ölçeklilerin %27.8, küçük ve orta ölçeklilerin ise %38.9'dur. Yarat›lan katma de¤erde en büyük pay %40.3 ile 250'den www.abigem.org Kobi Politikam›zdaki Son Geliflmeler Müzakere sürecine yön vermesi amac›yla AB müktesebat› bafll›klar›n›n tümünü kapsayan Ulusal Plan haz›rl›klar›na bafllanm›flt›r. ‹flletmeler ve Sanayi Politikas› bafll›¤› alt›nda AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'nin orta vadeli öncelikleri belirlenerek Avrupa Komisyonuna sunulacakt›r. 27-28 Mart 2006 tarihlerinde AB müktesebat›n›n ‹flletmeler ve Sanayi Politikas› bafll›¤› için tan›t›c› tarama toplant›s› Brüksel'de gerçeklefltirilmifltir. Avrupa Komisyonunun ‹flletmeler ve Sanayi Politikas› alan›ndaki mevzuat› konusunda Komisyon yetkililerince sunum yap›lm›flt›r. Tan›t›c› tarama toplant›s› Brüksel'de yap›lmakta ve Türk yetkililer AB mevzuat› ile Türk mevzuat›n›n uyumlu ve uyumsuz oldu¤u bafll›klar konusunda Komisyon yetkililerine bilgi vermekteler. (Tarama süreci ile ilgili daha fazla bilgi için bkz. http://www.abgs.gov.tr/tarama/taram a.htm) Ülkemizin 2003 y›l›nda kabul etti¤i KOB‹ Stratejisi ve Eylem Plan›n›n 2005 y›l› ‹lerleme Raporu ve Tarama sürecinde yap›lan de¤erlendirmeler ›fl›¤›nda güncelleme çal›flmalar›na bafllanm›flt›r. http://www.europa.eu.int/comm/enterprise/enterprise_policy/sme_definition/index_en.htm www.oecd.org/infobycountry/0,2646,fr_26 49_33956792_1_70843_119666_1_1,00.html Kobi'lere AB Yard›mlar› http://www.cordis.lu/finance/src/conta15.h tm#F); http://europa.eu.int/grants/index_fr.htm http://europa.eu.int/comm/enterprise/entre preneurship/financing/index.htm http://www.eban.org http://www.esc.eu.int/omu_smo/prism http://sme.cordis.lu/home/index.cfm http://www.cordis.lu/finance/src/lift.htm http://www.rpfrance.org/cec/fiches/pme.ht m#cri [email protected] - http://www.aprodi.com http://www.gate2growth.com http://www.apce.com/ http://www.rpfrance.org/cec/homecec.htm KOSGEB küçük ve orta ölçekli sanayi iflletmelerine verilen hizmet ve desteklerin en etkin flekilde sunulabilmesi için, desteklerden faydalanacak olan iflletmelerimizin mevcut durumlar›n›n tespit edilmesi amac›yla Saha Araflt›rma Çal›flmas› yap›yor. Rize'de faaliyet gösteren 155 küçük ve orta ölçekli iflletmeyle yap›lan anket çal›flmas›, Rize ilindeki Kobi'lere yönelik ayr›nt›l› verileri içermektedir. KOSGEB Saha Araflt›rma Çal›flmas› Rize ‹li De¤erlendirme raporu Ekonomik ve Stratejik Araflt›rmalar Merkez Müdürlü¤ü Ocak 2006, Yay›n No: ESAM-2006-03 14 AB ve KOB‹’ler Anadolu Sohbetleri KOB‹’lerin Finansman Sorunlar›na Bir Çözüm Önerisi: “Risk Sermayesi Finansman Modeli” Beytullah Y›lmaz* Türkiye'de toplam iflletmelerin %99,7’sini KOB‹'ler oluflturmaktad›r. Ülkemizde KOB‹'lerin istihdamdaki pay› Bütün ekonomilerin vazgeçilmez temel bir bilefleni olan KOB‹'ler, istihdam ettikleri iflgücünden, gerçeklefltirdikleri yat›r›mlara, yaratt›klar› katma de¤ere ve ödedikleri vergilere kadar pek çok yönleriyle her ekonomide önemli bir yere sahiptir. Çünkü KOB‹'ler ba¤›ms›z ekonomik birimler olarak sadece mal ve hizmet üreten iflletmeler olmay›p, ayn› zamanda büyük iflletmelerin kulland›klar› mamul ya da yar› mamul girdileri de üreterek büyük iflletmelerin geliflimini de tamamlamaktad›rlar. Böylece büyük iflletmeler için ekonomide bir "yan sanayi" oluflturarak büyük iflletmelerle ortak bir yaflam kurarlar. KOB‹'ler, bir yandan büyük iflletmelerle rekabet içinde olarak kendi bafllar›na nihai ürün ya da hizmet üreterek ekonomiye katk›da bulunurlarken, di¤er yandan da büyük iflletmeleri yan sanayi biçiminde tamamlayarak, onlar›n daha fazla üretken olmalar›na ve ekonomiye olan katk›lar›n›n daha da artmas›na yard›mc› olurlar. % 61,1, yat›r›mlardaki pay› %56,5, yarat›lan katma de¤erdeki pay› %37,7'dir. Ancak ülkemizdeki KOB‹'lerin KOB‹'ler, büyük iflletmeler gibi yüksek maliyetli yat›r›mlara ba¤l› kalmad›klar› için, daha esnek üretim imkânlar›na sahiptirler. Bunu talep de¤iflikliklerine k›sa sürede uyum sa¤lama, tam rekabet flartlar›na çabuk adapte olma fleklinde yerine getirirken, bunun sonucunda KOB‹'ler milli gelire, istihdama, verimlili¤e, müteflebbis yetifltirmeye katk› sa¤layarak ekonomi için çok önemli ifllevleri yerine getirmektedirler. Ekonomide ortaya ç›kan konjonktürel dalgalanmalara, büyük iflletmelere göre daha az duyarl› olan KOB‹'ler, bu dalgalanmalardaki olumsuz etkilenmeleri elimine edebilmekte ve geçici talep art›fllar›n› karfl›layarak ani fiyat art›fllar›n› engellemektedir. Ayn› zamanda KOB‹'ler makro ekonomik düzeyde de bölgeleraras› dengesizli¤in de bir düzenleyicisidir. Tüm ülkeye da¤›lm›fl olmalar›ndan dolay› bölgeleraras› dengeli geliflmeye ve büyümeye önemli katk›da bulunmaktad›r. Tebli¤in ana ilkeleri flöyledir: - Tebli¤'de risk sermayesi yat›r›m›n›n tan›m›; giriflimci flirketlerinin birinci el piyasalarda ihraç etti¤i, sermaye piyasas› araçlar›na yap›lan uzun vadeli yat›r›mlar fleklinde tan›m› yap›lm›flt›r. Ayr›ca risk sermayesi yat›r›m›, giriflimci flirketlere ortak olmak suretiyle yap›labilece¤i gibi, bu flirketlerin ihraç etti¤i borçlanma senetlerinin sat›n al›nmas› suretiyle de yap›labilece¤i fleklinde aç›klanm›flt›r. AB'de KOB‹'lere Yönelik Risk Sermayesi Uygulamalar› AB ülkelerinde risk sermayesi kaynaklar›n›n büyük bir bölümü bankalar taraf›ndan yarat›lmaktad›r. Genel olarak AB ülkelerinde risk sermayesi yat›r›m› iflletmelerin hisse senetlerini alarak de¤il, borç karfl›l›¤› kredi verilerek yap›lmaktad›r. Çünkü bankalar risk almaktan kaç›nmaktad›rlar. Avrupa'da bu konuda en geliflmifl ve köklü uygulamalara sahip ülke ‹ngiltere'dir. ‹ngiltere'de holdingler, bankalar ve bölgesel kurulufllar risk sermayesi kayna¤›n› oluflturmaktad›rlar. Bankalar geliflme potansiyeli tafl›yan KOB‹'lerin hisse senetlerini sat›n alarak bu flirketlere ortak olmakta ve gerekli sermeye deste¤ini sa¤lamaktad›rlar. Fransa'da bankalar risk sermaye sektöründe a¤›rl›kl› paya sahiptirler. Almanya'da ise risk sermayesi kamu flemsiyesi alt›nda geliflmifltir. 1978 y›l›nda 28 Alman bankas›n›n kat›l›m›yla büyük çapta bir risk sermayesi flirketi kurulmufl, devlet bu flirketin zararlar›n›n %75'ini karfl›lamay› taahhüt etmifl, fakat bu uygulama baflar›l› sonuçlar vermemifl ve kurulan flirket uzun zaman zarar etmifltir. fiirketin zarar etme nedenleri aras›nda bu flirketin yönetiminin oldukça bürokratik yap›da olmas› ve çok say›da temsilciden (bankalar, sanayiciler, bürokratlar) oluflmas› ve kamunun proje de¤erlendirici durumunda olmas› yer almaktad›r toplam ihracat içindeki pay› ile toplam kredilerden alm›fl olduklar› pay di¤er ülkelere göre çok düflüktür. Türkiye'de Risk Sermayesi Ülkemizde risk sermayesi alan›nda çal›flmalar özellikle 1980 y›l›ndan sonra h›zlanarak sürdürülse de, genelde istenilen sonuçlara ulafl›lamam›flt›r. 1993 y›l›nda SPK Kanunu'na dayand›r›larak ç›kar›lan, 21 say›l› "Risk Sermayesi Yat›r›m Ortakl›klar›na ‹liflkin Esaslar Tebli¤i" ile konu yasal düzenlemeye kavuflmufltur. Ancak, tebli¤in yürürlü¤e girmesinden itibaren 3 y›l› aflk›n süre geçmesine ra¤men sadece bir banka ifltiraki fleklinde risk sermayesi yat›r›m ortakl›¤› kurulabilmifltir. 1998 y›l›nda söz konusu tebli¤de de¤iflikli¤e gidilerek, kurulacak flirketlerin kurulufl sermayesi 500 milyar TL'ye ç›kar›lm›fl ve yat›r›m alanlar›nda esneklik getirilmifltir. - Giriflimci flirketlerinin, s›naî, zirai uygulama ve ticari pazar potansiyeli olan araç, gereç, Risk Sermayesinin ‹flleyifli Risk sermayesi yüksek kazanç arayan yat›r›mc›lar ile sermaye ihtiyac› olan, en son teknolojiye dayal› yat›r›m tasarlayan kifliler aras›nda bir köprü kurmakta, ortakl›k yaratmaktad›r. Ço¤unlukla bilim adam› olan bu kifliler genellikle giriflimci olmad›klar›ndan, yeni fikirlerini gelifltirip ticarilefltirmek için sermayeye ihtiyaç duyarlar. Risk sermayesi giriflimciye teknik ve yönetsel destek de sa¤lad›¤› için KOB‹'lerin finansman sorunlar›n›n yan› s›ra, yönetim sorunlar›n›n çözümünde de destek olabilece¤i düflünülmektedir. Risk sermayedarlar›n›n gözetimi alt›ndaki KOB‹'lerin baflar› flanslar› artmaktad›r (Viala, 1998: 129) Risk sermayesinde temel amaç, yüksek geliflme potansiyeline sahip ve rekabet üstünlü¤ü olan iflletmelere uzun vadeli yat›r›m yapmakt›r (Zaimo¤lu, 1995: 3). Risk sermayesi; malzeme, hizmet veya yeni ürün, yöntem, sistem ve üretim tekniklerinin meydanagetirilmesini veya gelifltirilmesini amaçlamalar› ya da yönetim, teknik veya sermaye deste¤i ile bu amaçlar› gelifltirebilecek durumda olmalar› gereklidir. - Risk sermayesi yat›r›m ortakl›klar›n›n, kay›tl› sermayeli anonim flirket fleklinde kurulmas›, ç›kar›lm›fl sermayesinin asgari % 49'u oran›ndaki hisse senetlerini, bu tebli¤'de belirlenen süre ve esaslar dâhilinde halka arz etmek üzere kurulmufl olmas›, bafllang›ç sermayesinin 500 milyar TL'den az olmamas› ve hisse senetlerinin nakit karfl›l›¤› ç›kar›lmas› gerekti¤i söz konusu tebli¤de aç›kça belirtilmifltir. Sonuç ve De¤erlendirme Risk Sermayesi iyi bir ifl kurma fikrine, gerekli giriflimcilik yetene¤ine ve bilgisine sahip olan ancak ifl kurmak için sermayesi olmayan giriflimcilere, fikirlerini gerçe¤e dönüfltürmek için gerekli finansman› sa¤layan bir alternatif finansman yöntemidir. Di¤er yandan risk sermayesi, risk sermayedar› taraf›ndan yeni fikirler ya da teknolojiler üreten geliflme potansiyeli yüksek KOB‹'lere, edinecekleri pay karfl›l›¤›nda yapt›klar› öz kaynak benzeri bir yat›r›m arac›d›r. Teknolojik yenili¤e aç›k, baflar› i. Finanse edilen iflletmeye d›fl kaynak yoluyla ve risk tafl›yan olarak kat›lmak, ii.Geliflme ve büyüme potansiyeli bulunan genç, yenilikçi ve menkul de¤er ç›karamayan iflletmeler taraf›ndan kullan›lmas›, iii.Riski azaltmak için arac› olarak risk sermayesi ortakl›¤›n›n bulunmas›, iv.Orta ve uzun vadede iflletmelerin büyümesini gerçeklefltirmek ve finanse edilen iflletmeden elde edilen paylar›n gelir getirecek bir flekilde borsada sat›fla sunmakt›r (Kökçam, 1999: 29). K›saca risk sermayesi, yeni fikir, bulufl ve teknolojik yenilikleri, ticari bir ürün elde etmek için çok yönlü olarak desteklemektir ve bunun temel ölçütü ise teknolojik yeniliktir (Ekinci, 2003: 96). Uzun vadeli bir yat›r›m oldu¤u için yüksek getiriyi amaçlayan bir yat›r›md›r. Buradaki yüksek kazanç f›rsatç›l›ktan do¤an, spekülatif bir kazanç de¤ildir. Yüksek kazanç, teknolojik yenilik sonucu verimlilik art›fl›ndan elde edilecek kazançt›r (Paras›z, 1997: 602) Ayn› zamanda, ülkemizdeki bankac›l›k sektörü yaflanan makro ekonomik ortamdan kaynaklanan yüksek enflasyon, istikrars›z kur, yüksek faiz politikalar›, reel ekonomi faaliyetlerinin aleyhine çal›flan ranta dayal› spekülatif kazançlara yol açan para politikalar› nedeniyle, bankalara alternatif olarak çal›flan baz› kurumlar›n geliflmesini de engellemifltir. Bunun sonucunda özellikle ABD ve AB'de yayg›n flekilde kullan›lan Risk Sermayesi Finansman Modeli Türkiye'de istenilen seviyeye ulaflamam›flt›r. Bu model yeni teknolojilerin faaliyete geçmesini sa¤layarak ülkeye olan katma de¤er katk›s› bak›m›ndan çok önemlidir. Çünkü yeni teknolojileri biran önce devreye sokabilen ülkeler, di¤er ülkelere göre rekabette önemli avantajlar elde etmektedirler. Türkiye'deki risk sermayesi uygulamalar›n›n dünyadaki uygulamalara göre yetersiz kald›¤›, Vak›f Risk Sermaye fiirketi ve ‹fl Risk Sermayesi Yat›r›m Ortakl›¤› A.fi. d›fl›ndaki giriflimlerin baflar›s›zl›kla sonuçland›¤› görülmüfltür. Fakat 10 Kas›m 2003 tarihinde kurulan KOB‹ A.fi. adl› risk sermayesi flirketi ise hemen hemen bütün sanayi odalar›n›, bankalar› ve KOB‹'lerle ilgili kurulufllar› kapsayan ve aralar›nda konsensüs sa¤lanarak kurulan yeni bir risk sermayesi giriflimi olarak çok önemli bir at›l›md›r. Risk sermayesinin baflar›s› uyguland›¤› ülkenin toplumsal ve ekonomik durumuna, ayn› zamanda o ülke ekonomisinin ulaflt›¤› pazar ekonomisi seviyesine de ba¤l›d›r. E¤er ulafl›lan seviye gereken ölçüde sermaye (kaynak) hareketlili¤ine ulaflmam›flsa tatmin edici uygulama sonuçlar›n›n elde edilmesi mümkün olmayacakt›r. Etkin bir sermaye piyasas› ile risk sermayesi uygulamas› baflar›ya ulaflacakt›r. Çünkü risk sermayesi flirketi yat›r›mlar›n› ya ana firmaya geri satacak, ya da borsada halka arz edecektir. Buna göre sermaye piyasas›n›n derinli¤i ve hacmi artacakt›r. Dünya'daki risk sermayesi yat›r›mlar›n›n hemen hemen yar›s› bilgi teknolojileri sektörüne aktar›lm›flt›r. Türkiye'de ise risk sermayesi, kurulu olan KOB‹'ler için finansman modeli alternatifleri aras›nda gösterilmektedir. Fakat Türkiye'de KOB‹ kapsam›na giren kurulufllar›n toplam ifl sektöründeki oran› %99,7'leri bulmaktad›r. Bunun sonucunda Türkiye'de risk sermayesi dünya ülkelerinde oldu¤u gibi sermaye hareketlili¤inin olmamas›, KOB‹'lere finansman alternatifi olarak düflünülmesi nedeniyle verimli olmamaktad›r. Ancak Türkiye'de etkin bir risk sermayesi uygulamas›n›n bilgi teknolojileri sektörüyle bafllamas› ise, k›sa ve uzun vadede verimli olaca¤› dünyadaki uygulamalardan görülmektedir. K›saca Risk Sermayesi Modeli ile KOB‹'lerin yeni ve yarat›c› fikirleri gün ›fl›¤›na ç›kar›larak, bu fikirlerin gerçekleflmesi sa¤lanacak; ayn› zamanda ekonomide at›l duran fonlara ifllerlik kazand›r›larak, hem mali piyasalara ifllerlik kazand›r›lm›fl olacak, hem de toplumun biliflim ça¤›ndaki teknolojik geliflme düzeyine ulaflt›r›lmas› sa¤lanabilecektir. (www.kobinet.org). AB'de risk sermayesi uygulamalar› Risk Sermayesi (Venture Consort), Bafllang›ç Sermayesi (Seed Capital) ve Avrupa Teknoloji Sermayesi (Euro-tech Capital) ifllemleri olarak 3 ana mekanizmaya ayr›lm›flt›r. ihtimali yüksek potansiyel giriflimcilerin desteklenerek hayata geçirildi¤i bir model olan Risk Sermayesi, Türk finans sisteminde etkin bir yere gelememifltir. Çünkü ülkemizde finansal sistem tamamen bankac›l›k sektörüne dayanmaktad›r. Bundan dolay› özellikle de KOB‹'ler, geleneksel finansman sistemi olan bankac›l›k sektöründen yeterli ölçüde yararlanamamaktad›r. La Tribune * O.D.T.Ü ‹kt. ve ‹d. Bil. Fak. ‹ktisat Bölümü Araflt›rma Görevlisi 15 AB ve KOB‹’ler Tüketicinin ve Tüketici Sa¤l›¤›n›n Korunmas›na ‹liflkin AB Müktesebat› Tüketicinin ve tüketicinin sa¤l›¤›n›n korunmas›, Birli¤in, vatandafllar›n›n yaflam kalitesini art›rmak için kulland›¤› en etkili araçlardan birisidir. Avrupa Birli¤i, Tüketici Politikas›'n› tüm tüketicilerin sa¤l›¤›n›n ve ekonomik ç›karlar›n›n korunmas› ve güvenli¤inin sa¤lanmas› esaslar›na dayand›rmaktad›r. Amsterdam Antlaflmas›'n›n 153. maddesi, Toplulu¤a tüketici ç›karlar›n› destekleme ve yüksek seviyeli bir koruma temin etme yükümlülü¤ü getirmifltir. Birlik söz konusu amaç do¤rultusunda; tüketicilerin bilgi edinme ve e¤itim haklar›n›, ç›karlar›n› korumak için örgütlenme haklar›n›, bunlar›n yan› s›ra, sa¤l›k, güvenlik ve ekonomiye iliflkin ç›karlar›n›n korunmas›n› temin etmekle yükümlüdür. Üye ülkeler, Birli¤in yürürlü¤e koydu¤u düzenlemelere uyum sa¤lamak zorundad›r, ancak bunun yan› s›ra, ‹ç Pazar'›n iflleyifline zarar vermemek kayd›yla kendi ulusal politikalar›n› izleyebilmektedir. Tüketicinin korunmas› di¤er Topluluk politikalar› üzerinde de etkili olmaktad›r. Tüketici Politikas›'n›n do¤rudan etkiledi¤i Birlik politikalar›n›n bafl›nda Ortak Ticaret Politikas›, Sanayi Politikas› ve Rekabet Politikas› gelmektedir. AB Komisyonu, tüketicinin korunmas›na iliflkin müktesebat›n üye ülkeler aras›ndaki pazar engellerinin ortadan kald›r›lmas› ve ekonomik bütünleflmenin sa¤lanmas› aç›s›ndan vazgeçilmez oldu¤u kan›s›ndad›r. Bunun sebebi, tüketicilerin korunmas› alan›nda farkl› mevzuat ve uygulamalar›n ticaretin önünde do¤al bir engel oluflturmas›d›r. AB'nin Tüketici Politikas› ayr›ca, fiyatlar›n düflmesini, ürün ve hizmet çeflitlili¤inin artmas›n›, ürünlerin asgari sa¤l›k ve güvenlik standartlar›na kavuflmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu flekilde, ‹ç Pazar'›n geliflimine önemli katk›da bulunmufltur. Tüketicinin ve tüketicinin sa¤l›¤›n›n korunmas› alan›ndaki Topluluk müktesebat› yan›lt›c›karfl›laflt›rmal› reklamlar, ürün sorumlulu¤u, kap›dan sat›fllar, tüketici kredileri, tehlikeli taklitler, paket turlar, tüketici sözleflmelerinde haks›z hükümler, ürün fiyatlar›, garanti belgesi ve kullan›m k›lavuzlar›, tamir ve sat›fl sonras› hizmetler, tüketicilerin e¤itilmesi gibi konular› içermektedir. Birlik içinde tüketici güvenli¤inin sa¤lanmas› amac›yla, AB Komisyonu'nun haz›rlad›¤› çok ayr›nt›l› düzenlemelerle, oyuncaktan kozmetik ürünlere, ilaçlardan zehirli maddelere kadar pek çok ürün grubuna standart ve kurallar getirilmifltir. AB Tüketici Politikas›'n›n esaslar›ndan bir di¤eri de tüketicinin ekonomik ç›karlar›n›n korunmas›d›r. Bu çerçevede tüketici; üretim hatalar›ndan, yan›lt›c› reklamlardan, dürüst olmayan ticari uygulamalardan korunmaktad›r. Birlik s›n›rlar› içerisindeki tüm tüketiciler sat›n ald›klar› mallar›n bozuk, hizmetlerin yetersiz olmas› durumunda de¤ifltirme, yasal yollara baflvurma ve zarar›n tazmin edilmesini talep etme hakk›na sahiptir. Ayr›ca tüketicilerin piyasadaki mal ve hizmetler hakk›nda bilgi sahibi olmalar› da tüketicilerin temel haklar› aras›ndad›r. AB'nin Rekabet Müktesebat› Avrupa Birli¤i'nin temel ekonomik hedefi, üye ülkeler aras›nda tüm engellerden ar›nd›r›lm›fl bir ‹ç Pazar oluflturmakt›r. Bu hedefe ulaflmak için Toplulu¤un kulland›¤› en temel ve etkili araç rekabet kurallar› olmufltur. Toplulu¤un Rekabet Politikas›, rekabeti bozdu¤u kabul edilen faaliyetleri engelleyerek, piyasa güçlerinin hakim oldu¤u bir ekonomik ortam yaratmay› ve bunu sürdürmeyi hedeflemektedir. Toplulu¤un Rekabet Politikas› 4 ana bafll›k alt›nda incelenebilir: Teflebbüslere uygulanan rekabet kurallar›, birleflme ve devralmalar›n denetlenmesi, kamu tekelleri ve imtiyazl› haklara sahip teflebbüsler, devlet yard›mlar›n›n izlenmesi ve denetlenmesi. Toplulu¤un en eski politikalar›ndan biri olan rekabet alan›ndaki müktesebat Amsterdam Antlaflmas›'n›n 31. maddesi (ticari nitelikli devlet tekelleri, Amsterdam Antlaflmas› ile tadil edilen Roma Antlaflmas›'n›n 37. maddesi), 81-85. maddeleri (teflebbüslere uygulanan kurallar, eski 85-89 maddeler), 86. (kamu teflebbüsleri ve imtiyazl› ya da münhas›r haklara sahip teflebbüsler, eski 90. madde) ve 87-89. maddeleri (devlet yard›mlar›na uygulanan kurallar, eski 92-94. maddeler) temelinde flekillenmektedir. Birleflme ve devralmalar›n kontrolü ise 802/2004 say›l› Tüzük ile gerçeklefltirilmektedir. Rekabet alan›ndaki di¤er Topluluk düzenlemeleri aras›ndan; 1/2003 say›l› "Antlaflman›n 81 ve 82. maddelerinde Belirtilen Rekabet Kurallar›n›n Uygulanmas›na ‹liflkin Konsey Tüzü¤ü", 2790/1999 say›l› Dikey Anlaflmalar ve Uyumlu Eylemlere ‹liflkin Komisyon Tüzü¤ü", "773/2004 say›l› Komisyon Taraf›ndan Soruflturma Yürütülmesine ‹liflkin Komisyon", Komisyon'un yay›mlad›¤› k›lavuzlar, tebli¤ler, aç›klay›c› notlar, sektörler için hayati önem tafl›yan blok muafiyet tüzükleri (otomotiv, yatay iflbirli¤i anlaflmalar›, teknoloji transferi anlaflmalar›, sigortac›l›k) ve kritik sektörlere (ulaflt›rma, tar›m, çelik) yönelik düzenlemeleri sayabiliriz. Devlet yard›mlar› konusundaki müktesebat›n bir bölümü (özellikle ulaflt›rma, tar›m ve bal›kç›l›k) di¤er müzakere basl›klar› alt›nda yer almaktad›r. AB Komisyonu'nun enerji, ulaflt›rma, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri sektörlerinin serbestlefltirilmesine yönelik tüzükleri de bu bölüm kapsam›nda ele al›nmaktad›r. Komisyon, aday ülkelerin rekabet alan›ndaki müktesebata uyum sa¤lay›p sa¤layamayacaklar›n› ve üyelik sonras› ‹ç Pazar'›n rekabet bask›s›na dayan›p dayanamayacaklar›n› de¤erlendirirken, aday ülkelerde yer alan teflebbüslerin ‹ç Pazar'a benzer bir ortamda faaliyet göstermeye al›flk›n olup olmad›klar›n› dikkate almaktad›r. HABER .... HABER.... HABER..... 16 bin 780 g›da firmas›n›n ancak 2 bini AB'ye haz›r Akademisyen, bürokrat ve sektör temsilcilerinin kat›l›m›yla oluflturulan Özel ‹htisas Komisyonu raporunda, AB sürecinde g›da sektöründe yaflanabilecek geliflmeler de¤erlendirildi. 9. Kalk›nma Plan› çerçevesinde g›da sektörü için haz›rlanan rapor, firmalar›n büyük bölümünün yat›r›m ve kendini yenilemeye ihtiyac› oldu¤unu belirtiyor. G›da sektöründe bulunan 16 bin 780 firman›n sadece 2 bininin yeterli oldu¤unun alt› önemle çiziliyor. AB sürecinin 2.5-2.7 milyar dolarl›k bir pazar imkân› do¤uraca¤› belirtilen raporda, ayçiçe¤i, m›s›r, tavuk eti, yumurta ve süt sektörlerini AB'yle birlikte rekabette zor günlerin bekledi¤i vurgulan›yor. * TOBB kay›tlar›na göre tütün ve alkollü içkiler hariç olmak üzere toplam 16 bin 780 g›da üretim kuruluflu bulunuyor. Bu kurulufllar›n ancak 2 bini modern teknoloji kullanan büyük ölçekli firma niteli¤inde. Geriye kalan 14 bin 780 kuruluflun g›da güvenli¤i konusundaki yap›lanmalar›n›, eksikliklerini tamamlay›c› yat›r›mlar› gerçeklefltirmeleri gerekiyor. * AB tar›msal ürünler pazar› Türkiye aç›s›ndan y›ll›k ortalama 2.5-2.7 milyar dolarl›k bir de¤er ifade ediyor. * M›s›r, arpa, ayçiçe¤i, tavuk eti, yumurta ve süt ürünlerinde AB ile rekabet zor olacak. * fieker üretimindeki düflüfl, kaçak fleker girifli ve alternatif ürünlerin kullan›lmas› nedeniyle olufltu. Raporda ana hatlar›yla flu saptama ve önerilere yer verildi: * Niflasta ve niflasta bazl› fleker alan›nda faaliyet gösteren firmalar›n AB süreciyle birlikte çevre yat›r›mlar› yapmalar› gerekiyor. Bu firmalar›n yapaca¤› ar›tma tesislerinin maliyetleri, kapasitelerine ba¤l› olarak 500 bin dolarla 2 milyon dolar aras›nda de¤ifliyor. * G›da alan›nda üretim yapan 25-40 bin firma oldu¤u tahmin ediliyor, sektörde ise yaklafl›k 260 bin kifli çal›fl›yor. Kay›td›fl›l›k oran› %40. http://www.abmstanbul.org/dokumanlar/abm/guncel/guncel_index/gu ncelindex.htm * 2006-2013 döneminde talep art›fl› beklentisi y›ll›k ortalama %2.8. Üretimde ise %3.1 art›fl bekleniyor. Bunlar›n yan› s›ra ihracat rakamlar›ndaki yükseliflin %3.8 olmas›, ithalatt›n %3.5 artmas› öngörülüyor. Sektörün yaflamas› AB'ye uyuma ba¤l› * G›da sanayii iflletmelerinin %95'ini KOB‹'ler oluflturuyor. Bu KOB‹'lerin yeni koflullara uyum sa¤layarak uluslararas› pazarda varl›¤›n› koruyabilmesi, Avrupa standartlar›nda üretim, ambalajlama, depolama, da¤›t›m ve kalite kontrolü yapmas›na ba¤l›. Ayr›ca dünyadaki geliflmelere paralel olarak Türkiye'nin "organik tar›m ürünleri" üretim ve ihracat›na yönelmesi de gerekiyor. Hizmet sektöründen sanayiye Avrupal› flirketler Avrupa Topluluklar› ‹statistik Ofisi Eurostat, AB flirketleri, yap›sal geliflmeleri ve tüm faaliyetleri hakk›nda bir istatistik yay›nlad›. Kaynaklar›n› genifl bir bilgi yelpazesinden alan araflt›rmada; her faaliyet için üretim ve istihdam, ulusal uzmanl›klar ve bölgesel da¤›t›mlar, KOB‹'lerin önemi , iflgücünün özellikleri, d›fl ticaret vb gibi çok çeflitli konularda detayl› istatistikler veriliyor. AB flirketlerini yak›ndan tan›mak isteyenler için: http://epp.eurostat.cec.eu.int/portal/page?_pageid=1 090,30070682,1090_33076576&_dad=portal&_sche ma=PORTAL 16 AB ve KOB‹’ler Anadolu Sohbetleri Garanti Bankas› ile Avrupa Yat›r›m Bankas›’n›n kredi anlaflmas› Garanti Bankas›, KOB‹'lerin finansman›nda kullanmak üzere, Avrupa Yat›r›m Bankas›'ndan (AYB) 100 milyon Euro tutar›nda kredi kullanmas›na olanak veren çerçeve anlaflmas›n› imzalad›. Garanti, krediyi, AYB'nin ilk defa yapt›¤› bir uygulamayla, "Yeni Türk Liras›" olarak da kullanabilecek. Krediyle ilgili bilgi veren Garanti Bankas› Genel Müdürü Ergun Özen, "Garanti Avrupa Yat›r›m Bankas›'ndan ald›¤›m›z kredi de bu anlay›fl›m›z›n bir parças›." dedi. Garanti'nin yaklafl›k 10 y›ld›r KOB‹ Bankac›l›¤›'na yo¤unlaflt›¤›n› hat›rlatan Özen, "KOB‹ Bankac›l›¤›'n›n bilançomuzdaki pay› %22'ye ulaflt›. Türkiye çap›nda 665.000 KOB‹'ye hizmet veriyoruz. 2004 verilerine göre müflteri say›s›nda %50'lik art›fl sa¤layarak, KOB‹ alan›nda Aral›k 2005 sonu itibar›yla 4.2 milyar dolar çal›flma büyüklü¤üne ulaflt›k. KOB‹'lere toplam 1.7 milyar YTL kredi kulland›rd›k. Bankas› olarak, Avrupa Birli¤i'ne tam üyelik yoluna giren Türkiye'de, KOB‹'lerin rekabet gücünü yükseltecek yeni finansman olanaklar› yaratmaya devam ediyoruz. Avrupa Yat›r›m Bankas›'ndan ald›¤›m›z krediyi de en h›zl› ve etkin flekilde KOB‹'lerimizin hizmetine sunaca¤›z." dedi. Avrupa Yat›r›m Bankas› Avrupa Yat›r›m Bankas›, Avrupa Birli¤i'nin (AB) finansman kurumu olarak görev yap›yor. Kurulufl amac›, üye ülkelerin entegrasyonuna, dengeli kalk›nmas›na, ekonomik ve sosyal uyumuna katk›da bulunmak olan banka, yüksek miktarlarda fon yarat›yor. Bu fonlar›n, AB'nin amaçlar› do¤rultusunda büyük projelerinin finansman›na yönlendirilmesini sa¤l›yor. AB d›fl›nda ise Avrupa kalk›nma yard›m› ve iflbirli¤i politikalar› kapsam›nda gerçeklefltirilen anlaflmalar›n finansla ilgili k›s›mlar›n› uyguluyor. AB'den Bankalara KOB‹ Kredisi E¤itimi Avrupa Birli¤i (AB) Komisyonu Türkiye Temsilcili¤i yetkilisi Güray Vural, kredi politikalar›n› büyük firmalar› baz alarak oluflturan bankalar›n, AB süreciyle birlikte, küçük iflletmeleri de göz önünde bulunduracak politikalar oluflturmas› gerekti¤ini söyledi. Vural, bankalara "Kredi de¤erlendirmesinde küçük iflletmelerden neler istenir?" bafll›kl› e¤itimler verdiklerini söyledi. Türkiye'de küçük iflletmelere ve giriflimciye bankalar taraf››ndan verilen kredi deste¤inin, halen istenilen düzeyde olmad›¤›n› belirten Vural, "AB sürecinde bankalar›n daha çok reel sektöre ve küçük flirketlere yönelmesi flart." diye konufltu. Vural, flimdiye kadar devlete ve büyük flirketlere kredi vermeyi tercih eden bankalar›n, de¤iflen ekonomik koflullar nedeniyle, zamanla küçük iflletmelere yöneleceklerini söyledi. Bankalar›n kredi verme politikalar›n›n ve kredi de¤erlendirmelerinin büyük firmalara göre oluflturuldu¤unu dile getiren Vural, küçük flirketlerden ve yeni ifl kuran kiflilerden bilanço istemenin zor olaca¤›n› belirtti. Vural, bu noktada baflka de¤erlendirme ve yöntemlere ihtiyaç oldu¤unu söyledi. Sürecin Dezavantajl› Aktörleri Güray Vural, AB sürecinde, esnaf ve sanatkârlar›n, Türkiye'deki en dezavantajl› ekonomik aktörler aras›nda yer ald›¤›n› söyledi. Maddi gücü az olan bu grubun, desteklerden en etkin flekilde yararland›r›lmas› gerekti¤ine iflaret eden Vural, "Dünya de¤iflirken ticaretin flekli de de¤ifliyor. Baz› geleneksel sektörler önemini kaybediyor ve insanlar›n baflka sektörlere yönlendirilmeye ve deste¤e ihtiyaçlar› oluyor." dedi. AB'ye son kat›lan ülkelerde tar›m sektöründeki istihdamda düflüfl yafland›¤›n› hat›rlatan Vural, Türkiye'de de tekstil, giyim ve deri sektörlerinde benzer de¤iflimler Tar›m Sektöründeki KOB‹ ve Kurulufllara Hibe Tar›m Bakanl›¤›, kalk›nma plan ve programlar› ile 2006-2010 Ulusal Tar›m Stratejisi çerçevesinde, K›rsal Kalk›nman›n Desteklenmesi adl› bir program uyguluyor. Program, tar›m üreticilerinin k›rsal alanlarda bireysel veya bir arada yapacaklar› öz sermayeye dayal› proje yat›r›mlar› için k›rsal alanda ekonomik ve sosyal geliflmeyi sa¤lamak için, gerçek ve tüzel kiflilerin tar›m ürünlerinin ifllenmesi, de¤erlendirilmesi, ve pazarlamas›na yönelik ekonomik faaliyet yat›r›mlar› ile kurulufllar›n mevcut altyap› tesislerinin rehabilitasyonuna yönelik yat›r›mlar›n› teflvik etmeyi ve desteklemeyi amaçl›yor. Bu programlar›n en önemli sacayaklar› aras›nda, Tar›m Bakanl›¤›'n›n, 2005 y›l›nda pilot uygulamas›n› yapt›¤› ve Nisan 2006 itibar›yla 65 ilde proje ça¤r›lar›na bafllad›¤› "K›rsal Kalk›nman›n Desteklenmesi Program›" yer al›yor. Program kapsam›nda: Adana, Afyon, A¤r›, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Ayd›n, Bal›kesir, Bart›n, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bursa, Çank›r›, Çorum, Diyarbak›r, Düzce, Edirne, Elaz›¤, Erzincan, Erzurum, Eskiflehir, Gaziantep, Giresun, Hakkari, I¤d›r, Isparta, ‹çel, ‹stanbul, ‹zmir, K.Marafl, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, K›r›kkale, K›rklareli, K›rflehir, Kilis, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mardin, Mu¤la, Mufl, Nevflehir, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, fianl›urfa, fi›rnak, Tekirda¤, Trabzon, Tunceli, Uflak, Van, Yalova, Yozgat, Zonguldak olmak üzere 65 ilde, "Ekonomik Faaliyetlere Yönelik Yat›r›mlar" ve "Altyap› Rehabilitasyonuna Yönelik Yat›r›mlar" ana bafll›klar› alt›nda hibe ça¤r›lar› yap›ld›. Ekonomik Faaliyetlere Yönelik Yat›r›mlar bafll›¤› alt›nda, 65 ilde tar›m alan›nda faaliyet gösteren KOB‹ ve kurulufllara (kooperatifler, üretici birlikleri vb) hibe deste¤i sa¤lanacak. Hibe deste¤inden yararlanmak isteyenlerin, proje haz›rlayarak Tar›m ‹l Müdürlüklerine baflvuru yapmas› yeterli. Toplam bütçesi 250 milyon YTL olan program için son baflvuru tarihi 3 Haziran 2006. Altyap› Rehabilitasyonuna Yönelik Yat›r›mlar bafll›¤› alt›nda, kaymakaml›klar, köylere hizmet götürme birlikleri ve tar›msal sulama kooperatifleri proje sunabilecek. Toplam hibe miktar› proje bedelinin %75'i kadar olabilecek, ancak hiçbir flekilde 300.000 YTL'yi geçmeyecek. 2006 y›l›nda K›rsal Kalk›nma Program› kapsam›nda yürütülebilecek yat›r›m projelerinin konusu "Köy Bazl› Sulama Tesisleri" olacak. Bilgi için : www.tedgem.gov.tr gözlendi¤ini ifade etti. Vural, aktif istihdam politikalar›n›n önemine de dikkat çekti. Kredi Çeflitleri ve Kullan›m› Artmal› Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birli¤i'nin (TESKOMB) düzenledi¤i Avrupa Kredi Garanti Kurulufllar› Aras›nda Karfl›l›kl› ‹flbirli¤i ve Ortak Anlay›fl Gelifltirme konulu seminerde konuflan TESKOMB Yeniden Yap›lanma Projesi Ekip Lideri Claudio Della Vella ise toplam banka kredilerinden KOB‹'lerin ald›¤› pay›n Türkiye'de %5 iken, AB ülkelerinde %40'lar› buldu¤unu belirtti. TESKOMB'un esnafa sadece tek çeflit kredi sundu¤unu, ancak geliflen piyasa koflullar›nda kredilerin çeflitlendirilmesi gerekti¤ini söyleyen Vella, "Tek tip ürün gelifltirerek ve satarak hayatta kalmak mümkün de¤il" diye konufltu. Vella, risk içermesine karfl›n, borcun zamana yay›lmas› anlam›na gelen uzun vadeli kredilerin, iflletmeler için önemli olaca¤›n› belirtti. Devlet Yard›mlar›n›n Kural› Yok AB'ye kat›l›m sürecinde müktesebata uyumda en önemli konulardan birinin, AB ülkelerinde geçerlili¤ini kaybeden devlet yard›mlar› oldu¤unu söyleyen Vella, Halkbank ile çal›flan TESKOMB'un devlet yard›m›na ba¤›ml› yap›dan kurtulmas›n›n önemine iflaret etti. Vella, 1,5 milyon esnaf ve sanatkâr› temsil eden birli¤in, ek olanaklar ve mali kaynaklar bulmas› gerekti¤ini de sözlerine ekledi. fiubat ay›nda bafllat›lan AB destekli TESKOMB Yeniden Yap›lanma Projesi'nin Haziran'a kadar sürecek haz›rl›k aflamas› 200.000 Euro tutar›nda bütçeye sahip. Projeyle, ilk aflamada yeniden yap›lanmay› gerçeklefltirmek için birli¤in personel, e¤itim, bilgi sistemleri ve yasal düzenleme ihtiyaçlar› tespit edilecek. TESKOMB, haz›rl›klar›n ard›ndan 18,7 milyon Euro'luk AB deste¤iyle esnaf ve sanatkâr›n ihtiyac›na uygun finans araçlar›n›n oluflturulaca¤› büyük bir projeye bafllayacak ABHaber 17 AB ve Tar›m Rag›p Göker* Rize'de Renkler Dans Eder Ebru sanat›na bay›l›r›m.Sanatç›n›n özenli flekillendirdi¤i eserindeki oluflturdu¤u renk armonisine bakmak bana tarifi imkâns›z zevk ve huzur verir. Hikmetinden sual olunmaz Yaradan da bir ebruli tablo gibi bezerken,yeflil ve mavinin a¤›rl›kl› oldu¤u tabloda renklerin dans›n› izleyebilmemiz için Rize'yi biz kullar›na ba¤›fllam›fl. Çay tar›m› Rize için bir kazan›md›r hiç kuflkusuz. Ama, bir o kadar da olumsuzluktur. Hamdolsun... Rize'de yeflilin hakim oldu¤u renk cümbüflünü oluflturan en büyük etken hiç kuflkusuz "çay"d›r. Çok de¤il birkaç ay sonra çay filizi toplamaya ç›kacak k›zlar da Rize bezinden yap›lm›fl keflanlar›yla bu muhteflem görüntüyü zenginlefltirecek unsurlar aras›na kat›lacak. Biraz kivi var ama tarlalar, hatta evlerin bahçeleri çay ekilidir Rize 'de. Tar›mdaki istihdam› da böylelikle çay karfl›l›yor. Tar›m d›fl› istihdam da çay›n egemenli¤indedir bu topraklarda. Çay - Kur, Rize'nin gözbebe¤i... Kuruma ba¤l› onlarca çay fabrikas› binlerce Rizeli'nin umut kap›s›d›r. ‹yi ki Çay Kurumu var. Ancak halk Çay - Kur var diye baflka istihdam alan› da düflünmemifl hiçbir zaman. Bundan böyle de düflünece¤ini zannetmem. (*)Dünya Gazetesi Karadeniz Temsilcisi Tar›m konu bafll›¤› basl›ca afla¤›daki alt bafll›klar halinde müzakere edilmektedir: • Yap›sal politika, k›rsal kalk›nma ve ormanc›l›k • Yatay konular: Tar›msal Garanti ve Yönlendirme Fonu, ticaret mekanizmalar›, kalite politikas›,organik tar›m, çiftlik say›m› veri a¤›, devlet yard›mlar› • Veterinerlik mevzuat›: ‹ç Pazar kontrol sistemi, hayvan kimli¤i ve kayd›, d›fl s›n›rlarda kontrol, hayvan hastal›klar› kontrol önlemleri, hayvan sa¤l›¤› - canl› hayvan ve hayvansal ürün ticareti, kamu sa¤l›¤›n›n korunmas›, hayvan refah›, zootekni mevzuat› Çay Rize'nin her fleyi, ekme¤i, suyu, afl›... Çay yoksa Rize 'de yaflam da duracak gibidir. Yaflam ve dolay›s›yla ekonomik yap› da bütünüyle çay tar›m›na endekslenince, ekonomide farkl›l›k göstermeyi ve dolay›s›yla geliflmeyi de engelleyen tek unsur da bu oluyor. Bu model Zonguldak 'ta da böyle. Orada da TTK, flehrin hem her fleyi, hem de flehrin geliflmesinin önündeki en büyük engel gibi duruyor. Çay- Kur da böyle, hem olmazsa olmaz, hem de geliflmenin önündeki en büyük engel. Rize'de bir ekonomik kalk›nma modeli gelifltirilecekse e¤er, planlamac›lar bu unsuru göz önünde bulundurmal›d›r mutlaka. Her fleye ra¤men ama, Rize seyrine doyum olmayan muhteflem bir flehir. fiu Da¤maran'a ç›k›p muhlama yemenin keyfi, söyleyin bana nerede var? Avrupa Birli¤i'nin Tar›m Müktesebat› Avrupa Birli¤i'nin (AB) Ortak Tar›m Politikas›'n›n (OTP) oluflturulmas›n›n alt›nda yatan ana nedenleri flöyle s›ralayabiliriz: - G›da yetersizliklerinin önüne geçmek, - Tar›mda çal›flan kesimin gelir düzeyini art›rmak, - Piyasa mekanizmalar› aras›ndaki farkl›l›klar› gidermek ve istikrar› sa¤lamak, - Üretim standartlar›yla tar›m teknolojisini gelifltirmek ve dolay›s›yla verimlili¤i art›rmak, - Tar›msal üretim araçlar›n›n etkili kullan›m›n› ve ürün arz› güvenli¤ini sa¤lamak, - Tar›mdaki en önemli faktörlerden biri olan iflgücünün optimum kullan›m›n› temin etmek, - Tüketicilere daha gerçekçi ve uygun fiyatlar sunmak ve fiyatlar›n üye ülkeler aras›nda haks›z rekabete yol açmas›n›n önüne geçmek. Bu hedeflere ulaflabilmek amac›yla Avrupa'daki tar›m sektörü için ortak bir politika belirlenmesi kararlaflt›r›lm›fl, 1 Ocak 1958 y›l›nda yürürlü¤e giren Avrupa Ekonomik Toplulu¤u Antlaflmas› ile OTP'nin yasal temeli oluflturularak ilkeleri belirlenmifltir. Tek pazar ilkesiyle, tar›m ürünleri, OTP kapsam›nda üye ülkelerde serbestçe dolaflabilmekte, üye ülkelerin aras›ndaki ticaretinin önüne gümrük vergileri, kotalar ve benzeri engeller koyulmamaktad›r. Topluluk tercihi ilkesiyle, Topluluk içi piyasalarda üye ülkeler taraf›ndan üretilen tar›m ürünlerine öncelikli bir rejim uygulanmaktad›r. Böylelikle üçüncü ülkelerde üretilen ürünlere kars› Topluluk üyesi ülke ürünleri tercih edilerek, Topluluk tar›m sektörü korunmaktad›r. Mali dayan›flma ilkesiyle de, di¤er iki ilke çerçevesinde uygulanan ortak politika do¤rultusunda yap›lan harcamalar, ortaklafla oluflturulan bir bütçeden ve AB üyesi ülkelerin tamam›n›n katk›s›yla karfl›lanmaktad›r. Topluluk bütçesi içinde 1962 y›l›nda oluflturulan özel bir fonla mali sorumlulu¤un ortak paylafl›m› sa¤lanm›flt›r. Tar›msal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) ile OTP giderleri karfl›lanmaktad›r. FEOGA Garanti Bölümü, fiyat ve pazar politikas›n›n iflleyebilmesi için gerekli olan harcamalar› finanse etmekte ve Birlik bütçesinin %45'ini oluflturmaktad›r. Yönlendirme Bölümü ise tar›msal yap›lar›n iyilefltirilmesine yönelik yap›land›rma çal›flmalar›ya k›rsal bölgelerin kalk›nmas›nda kullan›lmakta ve AB bütçesinin %3'ünü oluflturmaktad›r. Tar›m politikas›, AB'ye kat›l›m için tamamlanmas› gereken müzakere basl›klar›n›n en genifl olan›d›r. Hayvan ve bitki sa¤l›¤› alanlar›ndaki mevzuat d›fl›nda, bu bafll›k üyelik tarihinden itibaren yürürlü¤e girecek düzenlemelerden oluflmaktad›r. Kat›l›m aflamas›nda önemli olan nokta, aday ülkenin Topluluk müktesebat›n› uygulayabilecek durumda olup olmad›¤›d›r. Bu do¤rultuda müktesebat›n bütünüyle ulusal mevzuata aktar›lmas› aday ülkeler için önemli bir görevdir. • Ortak piyasa düzenleri: Ekilebilir ürünler, tah›llar, ya¤l› tohumlar, proteinli ürünler, ifllenmifl tah›llar, patates niflastas›, bakliyat, pirinç, seker, lifli ürünler, meyve ve sebzeler, flarap ve alkol, muz, zeytin ya¤›, tütün • Hayvansal ürünler: Süt ve süt ürünleri, s›¤›r ve dana eti, koyun ve keçi eti, domuz eti, kümes hayvanlar› • Bitki sa¤l›¤› mevzuat›: Zararl› organizmalar, tohum kalitesi ve gübreler, bitki çeflitlili¤i haklar›, bitki koruma ürünleri - ilaçlar, hayvan beslenmesi http://www.ikv.org.tr/pdfs/tarim.pdf AB ve Türk çiftçisinin gelirleri Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) göre, Türkiye'de bu¤day çiftçisi, ton bafl›na, AB çiftçisinden daha çok destek al›yor. Ancak AB'de verim yüksek oldu¤u için, AB bu¤day üreticisi, Türk bu¤day üreticisinden daha fazla kazan›yor. TMO, haz›rlad›¤› 2005 Y›l› Hububat Raporu'nda, bu¤day üreten AB ve Türk çiftçisinin gelirlerini karfl›laflt›rd›. Karfl›laflt›rmada, Türkiye için ortalama iflletme büyüklü¤ü 61 dekar, dekar bafl›na verim 250 kg, iflletme bafl›na üretim de 15 ton 250 kg olarak kabul edildi. AB'de ise iflletme büyüklü¤ü 174 dekar, dekar bafl›na verim 600 kg, iflletme bafl›na üretim ise 104 ton 400 kg olarak al›nd›. Rapora göre AB'de bu¤dayda müdahale kuruluflunun al›m fiyat›, 101,31 Euro... Yani AB çiftçisi, ürününü serbest piyasada satamazsa, müdahale kurumuna götürüp 101,31 Euro'dan satabiliyor. Bu çiftçi, üretti¤i bu¤day için FEOGA'dan ayr›ca ton bafl›na 63 Euro destek al›yor. Sonuçta, AB'deki bu¤day üretcisinin eline ton bafl›na 164,31 Euro geçiyor. Ancak dekar bafl›na verim 600 kg oldu¤u için, ortalama 174 dekarda 104,4 ton bu¤day üreten AB çiftçinin eline geçen para, 17.154 Euro'ya ulafl›yor. Türkiye'de ise çiftçi, 16,5 YTL tutar›nda do¤rudan gelir deste¤i (DGD), 3 YTL sertifikal› tohumluk, 2,4 YTL mazot deste¤i olmak üzere, dekar bafl›na 21,9 YTL destek al›yor. Ortalama 61 dekar iflletme büyüklü¤ü sahip Türk bu¤day üreticisi, dekar bafl›na 250 kg verimle elde etti¤i 15.250 kg bu¤day›, 35 YKr'dan TMO'ya satarak, 5.337,5 YTL ürün bedeli elde ediyor. Ayr›ca kg bafl›na 3 YKr destekleme primi, DGD, mazot, gübre ve tohum deste¤iyle birlikte, çiftçi, üretti¤i 15.250 kg bu¤day için 7.130,9 YTL gelir elde ediyor. Bu¤day üretimi nedeniyle eline 4.322 Euro geçen söz konusu çiftçinin ton bafl›na ald›¤› para ise 283 Euro'ya denk geliyor. Yani masraflar hariç, ortalama bir AB bu¤day üreticisinin geliri 17.154 Euro, Türk üreticisinin geliri ise 4.322 Euro. Ancak, destekler dahil, AB üreticisinin eline ton bafl›na 164,31 Euro, Türk üreticisinin eline 283 Euro geçiyor. E¤er Türkiye'de ortalama bu¤day verimi 400 kg olsayd›, ayn› topraktan 24,4 ton ürün elde edilecek ve çiftçi geliri 6.905 Euro'ya, 600 kg verimde ise 36,6 ton üretim nedeniyle çiftçi geliri 10.358 Euro'ya yükselecekti. Türkiye'de, ne kadar çok destek verilse ve mümkün oldu¤unca yüksek al›m fiyat› aç›klansa bile, iflletme büyüklü¤ünün küçük, verimin de düflük olmas› nedeniyle çiftçiye tatmin edecek bir gelir sa¤lanmad›¤›n› ifade eden yetkililer, sorunun ancak, iflletme büyüklükleri ve verim art›r›larak çözülebilece¤ini vurgulad›. Ayr›ca, Türkiye'de üretim maliyetlerinin yüksekli¤i önemli bir sorunu oluflturuyor. Türkiye'de gübre ve mazot fiyatlar›, AB'den yüksek. ‹flletmeler küçük oldu¤u için teknoloji kullan›m› yetersiz. Sertifikal› tohumluk kullan›m› da az. DGD, mazot ve gübre destekleri de zaman›nda ödenmiyor. 2005 y›l›na iliflkin DGD destekleri halen ödenmedi¤i gibi dekar bafl›na yap›lacak ödeme miktar› da belli de¤il. Gübre ve mazot destekleri de bir süreklilik arzetmiyor, her y›l düzenli olarak ödenmiyor. ABHaber 18 AB ve Tar›m Anadolu Sohbetleri ÇAY ve ÇAYCILIK Çay›m›z Nas›l Kurtulur Çaykur’un Gelece¤i Çay sektöründeki yap›sal sorunlara bakarken, sektör ve Çaykur'u ayr› ayr› ele almal›y›z. Öncelikle, çay›m›z›n kurtulmas› gereken bir konumda olup olmad›¤›n› tart›flmak faydal› olacakt›r. Temel bir yaklafl›m olarak, yafl çaya tatminkâr bir fiyat› verilir ve yafl çay bedeli bir sonraki y›la sarkmadan ödenebilirse; Türk çayc›l›¤› üretici bak›m›ndan o y›l› iyi geçirmifl demektir. Çay› de¤erlendirirken, sektörün en yayg›n ekonomik ve sosyal taban›n› oluflturan üretici aç›s›ndan yaklaflman›n do¤ru oldu¤unu kaydetmek gerekir. Üreticiye yüksek yafl çay bedeli ve erken ödeme imkânlar›n›n, istikrarl› bir biçimde ve Çaykur kaynaklar›ndan sa¤lanamamas›, sorunun temelini oluflturmaktad›r. Her y›l Çaykur giderlerinin takriben 1/4'ünü oluflturan 80-100 trilyon lira gibi bir mebla¤, Hazine taraf›ndan karfl›lanmazsa, Çaykur ödeme güçlü¤ü içine düflmektedir. Çünkü Çaykur'un gelirleri, giderlerinin yaklafl›k 3/4'ünü karfl›lamaktad›r. Türk çayc›l›¤› %145 gibi yüksek bir gümrük oran› ile korundu¤u halde, iç piyasan›n tamam›na hakim olamamakta, yabanc› çaylarla yar›flacak kalitede siyah çay üretememekte ve üretti¤i çay›n maliyeti çok yüksek olmaktad›r. Verimsiz bir iflletmecilikle birlikte, Çaykur'un sürekli bir destekle yaflat›lmas› anlam›na gelen bu durumu bir sorun olarak kabul edersek, çay için çare aray›fl›m›z bafllayacakt›r. Sektörde, sat›n al›nan yafl çay bak›m›ndan % 65 civar›nda pay› olan Çaykur gibi, % 35 pay› olan özel sektör de baflar›l› de¤ildir. Ülkemiz çay sektörünün, Hindistan, Sri Lanka ve Kenya gibi büyük çay üreticisi ülkelerde var olan iki temel müesseseden yoksun oldu¤u görülmektedir. Bunlardan biri, çay sektörü ile ilgili bütün yetkileri elinde tutan üst yönetim organ› olarak Çay Kurulu, di¤eri ise sektörü kalite ve verimlilikte yar›fl›r hale getirecek Çay Borsas›'d›r. Ülkemizde sektörün bütününü yöneten, sorunlar›na e¤ilen ve düzenleme yetkisi kullanan bir kamu otoritesi olmamas›, yaflanan sorunlara çözüm bulunmas›n› engellemektedir. Hem kamu hem özel sektör alan›nda yetkili, hem yafl çay hem kuru çay piyasalar›n› denetleyen bir kamu otoritesi olarak Çay Kurulu gerekli görülmektedir. Di¤er çay üreticisi ülkelerdeki yafl çay iflleme tesis ve fabrikalar›, Çay Borsas›'nda yüksek fiyat bulacak kaliteli siyah çay üretmeye odaklan›rlar. Çaylar›n› borsada satt›klar›ndan, profesyonel bir çaba gerektiren paketleme, marka oluflturma, reklâm ve pazarlama faaliyetlerine giriflmelerine gerek kalmaz. Asl›nda paketleme ve pazarlama faaliyeti, ülke çap›nda bir kampanya gerektirdi¤inden, küçük fabrika ve tesislerin ifli de de¤ildir. Halbuki ülkemizdeki irili ufakl› ve sermaye yap›s› zay›f fabrikalar, bu faaliyetlere giriflmek zorunda kalm›fllar ve bir ço¤u da bu faaliyetlerle bafla ç›kamayarak batm›flt›r. Çay Borsas› kurularak, yafl çay iflleme tesislerinin kaliteli kuru çay üretmeye odakland›r›lmas› sa¤lanmal›, sektör kalitede yar›fl›r hale getirilmelidir. Çaykur, 200 bin üreticinin bir milyona varan toplam nüfusuna geçim sa¤layan çay sektöründe kabaca %65 paya sahiptir. Sektörde böylesine önemli bir paya sahip olan bir kuruluflla ilgili kararlar, bütün riskler göz önünde bulundurularak ve dikkatle al›nmal›d›r. Dikili oldu¤u araziden baflka bir ürün al›nmas›na izin vermeyen, %80'lere kadar meyilli olan ve baflka ürün ekilmesine elveriflli olmayan arazilerde ekildi¤i için, bu araziler bak›m›ndan alternatifsiz olan çay, Do¤u Karadeniz bölgemizde feda edilemeyecek bir önem ve özelli¤e sahiptir. Bu yüzden, çay ve Çaykur ile ilgili de¤erlendirmelerimizde, çay›n bölgeye hizmetinin en iyi flartlarda nas›l devam edebilece¤i temel yaklafl›m› göz önünde bulundurulmaktad›r. Çaykur'un gelece¤iyle ilgili alternatif yaklafl›mlar› k›saca ele al›p incelemek uygun olacakt›r. Birinci yaklafl›m; Çaykur'un mevcut yap›s›n›n devam ettirilmesidir. Bunu yapabilmek için, her y›l 80-100 trilyon liral›k Hazine deste¤inin sa¤lanmas›, halen %145 olan gümrük korumas›n›n devam etmesi, atalet ve verimsizli¤e yol açt›¤› elefltirileri yo¤un olan K‹T statüsünün savunularak korunabilmesi gerekir. Bu statünün korunmas›, gümrük duvarlar›n›n kald›r›lmas› yönünde geliflen AB ve sair yaklafl›mlara karfl› en üst düzeyde bir siyasi ve ekonomik kararl›l›k gerektirir. Bize göre, Çaykur'u (ve çay sektörünü) verimli çal›flacak bir yap›ya kavuflturmak için kontrollü bir yap› de¤iflimi daha uygun olacakt›r. Bu yap› de¤iflimi tart›flmalar›nda ilk akla gelen seçenek flüphesiz “özellefltirme”dir. Ancak, çay sektörünün 1984'te özel kesime aç›lmas›yla kurulan 310'den fazla özel sektör iflletmesinin büyük k›sm›n›n (1993'e kadar 168'inin) kapanmas›, faaliyete devam edenlerin de üreticiye Çaykur'dan daha iyi imkânlar sunamamas›, bu seçene¤i zay›flatmaktad›r. Çaykur'un fabrikalara bölünerek özellefltirilmesiyle, Çaykur fabrikalar›n›n da bugünkü özel sektör noktas›na getirilmesi halinde, bugün Çaykur'a satt›¤› yafl çay›n bedeline güvenerek çayc›l›k yapan üretici çok zor durumda kalacakt›r. Çay›n›n tamam› için özel sektörün uzun vadede ödeme veya yafl çaya karfl›l›k kuru çay teklifleri ile karfl› karfl›ya kal›rsa, üreticinin, çayc›l›ktan vazgeçerek göç etmeyi tercih edebilece¤i düflünülmelidir. Çaykur'un bütün olarak özel sektöre sat›lmas› ise, yüksek kârlara al›flm›fl özel sektörün, y›lda sadece dört ay çal›flan ve düflük kârl›l›k oran›na sahip bir sektörden yüksek kâr elde etmek için üreticiye yüklenmesine yol açabilecektir. Bu seçene¤in de çay sektörünü bölgede kal›c› yapacak ve sorunlar› çözecek bir sonuca varmayaca¤› düflünülmektedir. Çaykur fabrikalar›n›n, hiç bir kâr gayesi olmaks›z›n, sadece üreticiye yeterli bir yafl çay geliri sa¤lamay› amaçlamak üzere üreticiye devredilmeleri, zor durumdaki en makul çözüm olarak görülmektedir. Bu çözümün de, Çaykur'un görünüflte de¤il gerçekten üreticinin kontrolünde olmas›, yöneticilerinin de¤il üreticinin menfaatine faaliyet göstermesi ve hizmetini sürekli devam ettirecek kadar verimli ve kârl› bir faaliyet yürütmesi flartlar›n› yerine getirmesi gerekir. Ülkemiz fleker sektöründe üç fabrikas› bulunan Pankobirlik'in, bir üretici birli¤i olarak fleker iflletmecili¤i yapt›¤› model seçeneklerden biri olabilir. Kenya'da bulunan ve Avrupa Birli¤i'ndeki modellerden esinlenerek kurulmufl olan Kenya Çay Çaykur'un üzerindeki afl›r› istihdam yükünün 4-5 y›lda kald›r›larak giderlerini karfl›layacak duruma gelmesi mümkün ise de, mevcut yap› ile K‹T anlay›fl›ndan kaynaklanan atalet ve verimsizli¤in tamamen önüne geçmek kabil de¤ildir. ‹flini kaybetme riski olmayan, çal›flmakla takdir - çal›flmamakla tekdir edilmeyen bir kamu çal›flan› zihniyeti ile bir yere varmak mümkün görülmemektedir. Gelifltirme Ajans› (Kenya Tea Development Agency - KTDA), 45 yafl çay iflleme fabrikas›na sahip bir üretici kuruluflu olarak bize önemli bir örnek oluflturmaktad›r. Çay sektöründe giriflilecek bir yap› de¤iflimi, haz›rlanacak detayl› bir proje ile Çaykur'u yeniden yap›land›rmay› da kapsamal› ve AB, Dünya Bankas› gibi kurulufllar›n fon destekleri sa¤lanarak sosyal riskleri elimine edilerek uygulanmal›d›r. Sorunlar 1- Çay'›n getirisi önemli oranda azalm›flt›r 2- Yafl çay bedelleri zaman›nda ödenememektedir 3- Stoklar gere¤inden fazlad›r 4- Tan›t›m ve ihracat yetersizdir 5- Sanayici önünü göremiyor, karamsard›r ve moralsizdir 6- Müstahsil büyük ma¤duriyet yaflamaktad›r 7- Tüketiciye sunulan ürün, arz fazlas› nedeniyle ülkemiz ekonomik koflullar›na göre gere¤inden ucuzdur. Öneriler K›sa Vadede; a- Öncelikle Çay Üst Kurulu kurulmal›d›r. Üst kurul çay üretimindeki taraflar (kamu-özel) temsilcileri, ilgili meslek örgütlerinin temsilcileri ve sahas›nda uzman bilim adamlar›ndan oluflturulmal›. Bu kurul çay sektöründe yaflanan ihtilaflar› çözüme kavuflturmal›, çay sektörünün verimlili¤i için gerekli çal›flmalar› belirlemeli, takip ve denetlemelidir. b-Üreticiye do¤rudan gelir deste¤i sa¤lanmal›d›r. Avrupa Birli¤i içinde sadece Türkiye Çay üretmektedir. Kalitemizi yükseltip maliyetlerimizi düflürebilirsek AB ülkelerine sadece bizim Gümrüksüz çay satma hakk›m›z do¤ar. c- Kuru çayda K.D.V oranlar› % 4'e indirilmelidir. Genelde tar›msal sanayi ürünlerinde K.D.V oranlar› düflüktür. Örne¤in Bu¤day, Bu¤day Unu, F›nd›k, F›st›k v.b. gibi ürünlerde K.D.V % 1'dir. Çay Temel G›da maddesi olarak halk›m›z›n ihtiyaçlar› için % 1 K.D.V 'ye tabi bu ürünlerden önceliklidir. Tar›msal sanayide % 1 düflük bir orand›r. Çünkü iflletmelerin üretimde kulland›klar› yard›mc› maddeler için ödedikleri K.D.V'lerden do¤an mahsuplar› vard›r. Bu nedenle biz çay için % 4 K.D.V'yi makul olarak görmekteyiz. d-Hasatta yafl yaprak kalitesi mutlaka sa¤lanmal›d›r. Orta Vadede; a- Gençlefltirme budamas› projesi bahçe ve bitki yenilemesine dönüfltürülmelidir. b- Do¤al Çay üretimi için proje gelifltirilmelidir. Geliflmifl ülke toplumlar›nda do¤al ürünlere büyük bir yönelifl vard›r. Do¤al g›da üretimi için özel projeler gelifltirilmekte ve do¤al ortamda üretilen organik ürünler di¤er ürünlere göre çok daha yüksek fiyatlarla sat›lmaktad›r. Do¤al çay› sadece Türkiye üretebilir. (Japonya'daki kendileri için ürettiklerini saymazsak) Dünyada Çay ‹hraç eden bafll›ca ülkelerde çok s›cak ve nemli olan iklim koflullar› nedeniyle yafl çay yapra¤›nda bakterileflme oluflmakta haflere ile mücadele için yaflçay yapraklar› bahçede kimyasal ilaçlarla ilaçlanmaktad›r. Biz Türk çayc›l›¤› olarak sadece kulland›¤›m›z gübrenin yap›s›n› de¤ifltirmek suretiyle bunu baflarabiliriz. Bizim ülkemizde çay bölgesinde k›fl›n 0 veya 0'›n alt›na düflen hava s›cakl›klar› sayesinde iklim koflullar› bahçeyi sürekli temizlemekte ve kesinlikle hiçbir zaman bakterileflme olmamaktad›r. Yurtiçinde ve yurtd›fl›nda tan›t›m yap›lmal›d›r. a-Ülkemizde Do¤u ve Güneydo¤u bölgemizde geçmiflten gelen al›flkanl›klarda yabanc› menfleli çaylar ço¤unlukla tüketilmektedir. Bu bölgelerimiz için özel tan›t›m çal›flmalar› gelifltirilmelidir. b-Özellikle geliflmifl ülkelerde, do¤al ortamda üretilen çaylar çok iyi tan›t›lmal›d›r. Çay sektöründe üretim ve pazarlama baz›ndaki firmalar›n karmafl›kl›¤› yüzünden (kamu-özel) tan›t›m organizasyonlar› için bütün firmalar›n kat›l›m›yla ortak bir organizasyon gerçeklefltirilmelidir. Taraflar olumlu bakarsa bu organizasyonu Çay Borsas› yapabilir. c- Tan›t›m ve Pazarlama organizasyonlar› yetersizdir. ‹hracat Türkiye çay ihracat›nda baflar›l› olamam›flt›r. Nedenleri; a- Ülkemizdeki çay üretim tipi damak tad›na çok uygun olmas›na ra¤men Dünyada genel olarak al›fl›lm›fl damak tad›ndan biraz farkl›d›r. b-Ülkemizdeki hayat standard› di¤er çay üreten ülkelere göre yüksektir. Buna ba¤l› olarak ve di¤er baz› teknik nedenlerle maliyetlerimiz di¤er ihraç ülkelerinin maliyetlerine göre çok yüksektir. c-Devletimiz çay ihracat› için zaman zaman sadece Çaykur'u desteklemifltir. Çaykur ise 19 AB ve Tar›m Gübre kullan›m›nda organikli¤in de ispatlanmas› gerekmektedir. Organik diye öyle her organik gübrenin kullan›lamamas› iflin ayr› bir boyutu. Gübre seçimini de kendi bafl›n›za yapamaman›z belirlenen standartlara uyma zorunlulu¤unuz da ayr› bir boyutu. ‹zole Edilmifl Alanlar Dünya pazarlar›na girmek bak›m›ndan K.‹.T yap›s›ndan kaynaklanan baz› zorluklar› vard›r. d-Y›llar itibariyle üretim kalitesinden verdi¤imiz tavizler Dünya Pazarlar›nda aleyhimize ifllemifltir. e-Özel sektörün ihracat yapabilmesi için teflvik program› düflünülmelidir. Organik Çay (Bio Çay) Dünyada çaya ayr›lan alan 2,3 milyon hektara, bu alanlardan elde edilen ürün 3,2 milyon tona ulafl›rken, organik çaya ancak 5.000 hektar ayr›labilmifl ve üretimde ancak 4-5 bin tonluk bir seviyede gerçekleflmektedir. ‹nternet'te "Organic Tea" yaz›n flöyle bir dolafl›n, perakende fiyatlar›n kilogram baz›nda 30-80 $ aras›nda dolaflt›¤›n› göreceksiniz. Sahi çay üretici ülkeler normal çay fiyatlar›n›n 5-10 misli üzerinde olan piyasada yok satan bu çay üretimini tercih etmemelerinin bir nedeni mi var? ‹lk organik çay üretme fikri 1980'li y›llar›n bafl›nda ortaya ç›kt›. ‹lk üretim 1986 y›l›nda Sri Lanka'da gerçekleflti. Dünya piyasas›na 1990'l› y›llar›nda ç›kan, ne kadar üretildiyse o kadarda sat›lan, di¤er normal siyah çay üretimi stoklar›n›n artmas› ve fiyatlar›n›n düflmesine karfl›n yükselen bir trend çizen bio çay olarak da adland›r›lan çay üretimi niçin böyle %1'in bile alt›nda kalmaktad›r? Üretici ülkeler aras›nda, baflta Sri Lanka'n›n d›fl›nda Çin, Japonya, fiili, Tanzanya, Kenya, Malawi ve Arjantin de yer almaktad›r. Bütün bu sorular›n cevab› organik çay›n ad›nda cevab›n› zaten bulmaktad›r. Sorunun cevab› gayet basit. Pestisit, inorganik gübre kullan›m›, izole edilmemifl alanlar ve mevcut teknolojiden vazgeçildi¤i anda organik- bio çay üretiminin artmamas› için herhangi bir neden yok. Hele do¤al›¤›n yan› s›ra birde insan sa¤l›¤› göz önüne al›n›rsa... AB'de geleneksel tar›mdan ekolojik tar›ma do¤ru bir yönelme var. Organik tar›m için EEC Nr.2092/91 standartlar› oluflturulmufl olup, politika ve desteklemeler bu yöndedir. Pestisit : Türkiye için büyük f›rsat Bilindi¤i üzere çay üretimi çok büyük oranda ekvatoral ve ekvatora yak›n bölgelerde yap›lmaktad›r. Çay da bakteriyel ve mantari hastal›klar›n yan› s›ra 160 farkl› böce¤in tespit edildi¤i bu hinterland'da k›fl mevsiminin olmamas›, hastal›k ve böceklerle kimyasal bir mücadeleyi zorunlu k›lmaktad›r. Bu da ister istemez bir bardak çay ile birlikte tar›msal mücadele de kullan›lan kimyasal kal›nt›larla -pestisit- birlikte bin bir hastal›¤a davetiye ç›karmam›za neden olmaktad›r. Hiç bir zevkin insan sa¤l›¤›n› tehdit etmesine göz yumulmas› gereklili¤i düflünülürse. Dünya çaylar›nda rastlanan pestisitlerle ilgili örnek vermek gerekirse; 2000-2001 y›l›nda Çin, Hindistan, Japonya ve Vietnam çaylar›nda an›lan numunelerde yap›lan, MRL - Maximum Residue Level Kabul Edilebilinir Maksimum Pestisit analizlerinde, 1 Temmuz 2001'de kabul edilen EU - Avrupa Norm'lar› (Ek:1) baz al›narak limit üstünde tespit edilen MRL'yi aflan numune yüzdeleri ektedir. (Ek:2) Dünyada pestisit gereksinimi olmayan üretici ülkeler yok mu? Vard›r. Bunlar Türkiye ve Gürcistan'd›r. Ancak bu iki ülkede de henüz bu konuda ciddi bir giriflim yoktur. Gürcistan'›n bu avantaj›na ra¤men çay üretimini devam ettireyim ettirmeyeyim ikileminde kalmas› da bir yana. (Gürcistan siyah çay üretimi 1990'l› y›llar›n ortas›nda 10 bin tonun alt›na düflmüflken 2003 y›l›nda 25.000 ton seviyesine ulaflm›flt›r.) Ekolojik fiartlar Dünyan›n en büyük çay üreticileri aras›nda yer alanlarda kimyasal mücadele yap›lmayan alan çok k›s›tl›d›r. Öncelikle, bu tar›m için ayr›lan sahalardaki arazilerin rak›m›n›n deniz seviyesinden en az 700 metre yüksekte olmas› tercih edilmektedir. Di¤er ekolojik flartlar› flöyle s›ralayabiliriz: o * Y›ll›k s›cakl›k ortalama 18-20 C * Ortalama günlük günefl ›fl›¤› 4 saat 3 * Y›l boyu minimum 1600 mm ya¤›fl * %70-90 aras›nda nispi nem * Toprak PH's› 4,5-5,5 Organik Gübre Organik çay için elbette organik gübre kullan›lmas› gerekecek bu bafllang›çta, organik gübre sat›fl› yapan belgeli firmalardan karfl›lanacak, zaman içinde organik oldu¤u belgelenmifl hayvan gübreleriyle, çay budama ve üretim art›klar› (çöp, lif v.s.) ile de desteklenecektir. De¤il yaln›z çayda, di¤er tar›msal üretimlerde de inorganik gübre kullan›m›ndan kaynaklanan kirlenmenin getirdi¤i maliyet; insan ve çevre unsurunun söz konusu oldu¤u noktada organik gübre maliyeti ile k›yaslanamayacak kadar yüksek oldu¤u asla unutulmamal›d›r. Yaln›z dekar bafl›na Avrupa'da inorganik olarak 9 kg azota müsaade edilmektedir. Bunun bir nedeni, Avrupa tar›m›nda sadece sanayi kirlili¤i sonucu havadan dekara en az 6kg azot yüklemesi, belki de bunun bu flekilde kabullenme ile göz ard› edilmesi fleklinde düflünülebilir. Organik çay üretimi, tamamen izole edilmifl alanlarda yap›lmal›, bunun için; çay bahçelerinin çevreleri tamamen herhangi bir vas›tan›n girmeyecek flekilde a¤açlarla kapl› olmal›d›r. Çay tar›m›n›n yap›ld›¤› alan gerek endüstri sahalar›nda gerek yerleflim merkezlerinden kilometrelerle ifade edilebilecek uzakl›kta bulunmal›, tafl›mada kati surette motorlu araç kullan›lmamal›d›r. Topra¤›n ve bitkinin istenilen hale gelmesi için en az 3 y›ll›k bir süre gerekti¤i, üretime bafllamadan önce belirlenen tüm toprak analizlerinin yap›lmas› gerekti¤i unutulmamal›d›r. Üretim Teknolojisi ve Hasat Ekolojik tar›m, sadece kimyasal mücadele yapmamak, suni gübreleme yapmamak de¤il, bu iflin bafllang›c› ama en önemli noktas›. Ekolojik tar›m yap›ld›¤› tarladaki üreticiden, tüketiciye ulaflana kadar her safhada kay›t alt›na al›nmal›, kontrol edilmeli, kontrol edildi¤i dekontrol edilmeli, belirleme ve izlenebilirlik sa¤lanmal›d›r. Organik çay üretiminin IFOAM (Uluslararas› Organik Tar›m Federasyonu) veya ba¤l›lar› taraf›ndan akredite edilip sertifikaland›r›lmas› gerekmektedir. IFOAM 1982'de Fransa'da kurulmufl olup halen 120 ülkede 600 organizasyon halinde teflkilatlanm›flt›r. Dünyan›n en büyük çay üretici ülkelerinden biri olan Hindistan 1996'dan beri bu yap›lanma içersinde yer alan ülkelerden biridir. Organik çay (bio çay) üretiminde baz› farkl›l›klar görülmektedir: Soldurma, toplanan yapraklar 20 saate kadar uzanabilecek bir süreç için gayet ince serilmifl olarak, havadar bir yerde do¤al soldurulabilece¤i gibi, 20 cm'lik bir kal›nl›kta (23kg/m3) serilip, düflük derecede s›cak hava verilerek de soldurulabilinir Süre yeteri solman›n sa¤lanmas› ile belirlenir. Fermantasyon, Fermantasyon, ayr› odalarda gerçeklefltirilir, çaylar fermente olmak üzere 3,5-7,5cm kal›nl›¤›nda alüminyum tavalara konulur. Bu kal›nl›k oda s›cakl›¤›na göre o ayarlan›r. Oda s›cakl›¤› 20-25 C aras›nda olur. Fermantasyon, 3,5-4 saatlik bir süreyi al›r, CTC tipi üretimlerde 1-2 saat de bu süre tamamlan›r. o Kurutma, f›r›n girifl s›cakl›¤› 75-85 C aras›nda olmal›, süre 20 dakika olmal›, f›r›n ç›k›fl›ndaki kuruçay %3-5 rutubet ihtiva etmelidir. Organik çay üretimini sertifikaland›ran, Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›'nca da yetkilendirilen kontrol ve sertifikasyon kurulufllar› ve ba¤l› oldu¤u ülkeler: BCS- Almanya, IMO- ‹sviçre ve SKAL- Hollanda'd›r. Organik çay üretimi iflçilik maliyeti normal üretim maliyetlerine göre en az %25'lik bir fazlal›k göstermektedir. Paket malzemesinin önemli bir yer tuttu¤u bu üretimde, kullan›lan malzemenin kimyasal bir kirlenmeye neden olmayacak türden olmas›, kati surette yap›flt›r›c› kullan›lmamas›, a¤›z kapamada iplik kullan›lmas›, bunun da do¤al olmas› gerekmektedir. Paketin çevreyi kirletmeden geri dönüflümlü olmas› da özellikle istenmektedir. Olay malzeme ile de bitmiyor. Paket de kullan›lan renklerin bile uygunlu¤u aran›yor. Hepsi bir yana organik çay üretebilmek için yönetimde sistem içinde yer almal›, bu da belgelenmeli yani bir baflka deyiflle organizasyon ISO 9001 KYS içinde yer almal›. Bu ilk basamak, ekolojik tar›m yapaca¤›m, organik çay üretece¤im deniliyorsa HACCP flartlar› yerine getirilmeden,belgelenmeden ve sisteme uyarlanmadan bu ifle hiç bafllamamak gerekir. Tabi bugün Türkiye için uyma zorunlulu¤u olmayan ancak AB'ye girildi¤inde olmazsa olmaz olan bu sisteme flimdiden girmek iflin bir baflka yönü. Yafl çay, yaln›zca sertifikal› çiftçilerden al›nmakta ve yüksek fiyat garanti edilmektedir. Hasat elle olmakta ve iki buçuk yaprak toplan›lmaktad›r. Gerek hammadde gerek iflçilik yüzünden yüksek bir maliyet sergileyen organik (bio) çay›n ona göre de çay piyasas›nda yüksek bir fiyat› vard›r. Organik çaylar›n›n dökme torba sat›fl fiyatlar› bulunduklar› ülkelere göre 15-30$/Kg.dan al›c› bulabilmekte, tüketiciye ise paketli olarak farkl› ambalajlarda 100$/kg.a kadar bir sat›fl fiyat›na ulaflabilmektedir. Organik çay olarak piyasaya sürülen baz› çaylar›n düflük fiyatlarda olmas›n›n nedeni, yapt›klar› üretimin sertifikal› olmamas›ndan kaynaklanmaktad›r. Özellikle Avrupal› çay ithalatç›lar› bu sertifikay› aramaktalar ve sertifikas›z çay girifline izin vermemekteler ve bu yönde de birbirlerini desteklemektedirler. Bundan dolay› da sertifikas›z organik çaylar ki, ço¤unlukla Çin menfleli çaylar olup ancak ABD ve Kanada da al›c› bulabilmektedir. www.Rizeliler.com 20 AB ve Tar›m Anadolu Sohbetleri Organik Tar›m Zihni Derin Türkiye'ye Çay› Kazand›ran ‹nsan •1880 y›l›nda Mu¤la'da do¤du • Selanik Ziraat Ameliyat Mektebinden ve Halkal› Ziraat Mekteb- Ali'sinden mezun oldu •Ayd›n, Rodos, Gediz ve Simav ilçelerinde Orman Müfettiflli¤i, Selanik'ten Bursa'ya, ‹stanbul'dan Ankara'ya çeflitli okullarda ö¤retmenlik yapt› •Milli Mücadele Hükümetinin kurdu¤u ‹ktisat Bakanl›¤›nda ilk Tar›m Genel Müdürü oldu •Ö¤retmen arkadafllar›n›n an›lar›na göre; her k›r gezisinden cepler dolusu bitki örnekleriyle döner ve laboratuarda incelemeler yapar, pancardan fleker ç›kar›r, çeflitli ya¤lardan sabun üretirdi. •1937'de Tar›m Bakanl›¤› Bafl Müflavirli¤ine, ard›ndan Rize ve çevresinde kurulacak Zirai Teflkilat'›n koordinatörlü¤üne atand›. •1946'da Zihni Hoca yafl haddi nedeniyle emekli edilir ama emeklilik onun çay ekti¤i bölgelerde bulunmas› için engel de¤ildi. Tar›m bakanl›¤› kendisine anlaflmal› bir kadro tahsis ederek Bakanl›k Koordinatörü görevini verir. Zihni Hoca Ankara'dan y›lda birkaç defa Rize'ye gelerek çal›flmalar›na devam etti. •Zihni Hoca art›k herkes taraf›ndan çay tar›m›n›n önderi olarak kabul edildi. Karadeniz Bölgesi'nde çayc›l›¤›n yerlefltirilmesi amac›yla sarf etti¤i 40 y›ll›k çaban›n karfl›l›¤›nda, 1964 y›l› A¤ustos ay›nda da Rize'de yap›lan “Çay'›n 40.Y›l›” törenlerine onur konu¤u olarak ça¤r›ld›. Derin, 25 A¤ustos 1965'te Ankara'da vefat etti. •1969 y›l›nda TÜB‹TAK bu de¤erli mücadele adam›na bir Hizmet Ödülü vererek ad›n› ölümsüzlefltirdi. Bir ilimiz var ad› Rize Durup dururken bir bardak çay sundu bize Rize'de çay› kim yetiflirdi Rize'de Missisipi'ye kar›flan çaylar› ö¤rettiler bize Rize'de çay› kim buldu Rize'de Kimdi o sessiz sedas›z kumral kumral demlenen mübarek adam Ad›n› ö¤retmediler bize ‹flte o güzel adamdan bre flahin aman bir tane daha Bedri Rahmi Eyübo¤lu Organik tar›m; tar›msal üretimde kullan›lan kimyasal gübreler ve ilaçlar›n insan sa¤l›¤› üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kald›r›lmas› amac›yla kimyasal maddelerin hiç ya da mümkün oldu¤unca az kullan›lmas›, bunlar›n yerine ayn› görevi yapan hayvan gübresi, yeflil gübre ve kompost gibi organik gübreler ve zararl›lara karfl› kimyasal veya sentetik olmayan savafl yöntemlerinin kullan›lmas› temeline dayanan bir tar›m sistemidir. Organik tar›m do¤adaki dengeyi koruyan, toprak verimlili¤inde devaml›l›¤› sa¤layan, hastal›k ve zararl›lar› kontrol alt›na alarak do¤adaki canl›lar›n süreklili¤ini oluflturan, do¤al kaynaklar›n ve enerjinin optimum kullan›m› ile optimum miktarda sa¤l›kl› ürün al›nmas›n› hedefleyen bir tar›m sistemidir. Dünya nüfusu art›kça, beslenme ihtiyac›n›n karfl›lanabilmesi için tar›mda birim alandan daha fazla ürün almaya yönelinmifl ve bu amaca yönelik teknoloji ve yöntemlerle gelifltirilen sentetik kimyasal gübreler ve zirai ilaçlar bilinçsizce kullan›larak verim art›fl› yoluna gidilmifltir. Sonuçta, çevre kirlili¤i, do¤al dengenin bozulmas›yla birlikte, al›nan g›dalar›n do¤al aromalar› de¤iflmifl, kullan›lan sentetik maddeler baflta insan olmak üzere canl›lar üzerinde çeflitli olumsuzluklara neden olmufltur. Buna bir de tar›m d›fl› kaynaklardan yay›lan zararl› maddelerin su, toprak ve havay› kirletmesi hem tar›m ürünlerini hem de insan sa¤l›¤›n› olumsuz etkilemesi de eklenmifltir. Zarar›n neresinden dönersek kârd›r anlay›fl›yla son zamanlarda insano¤lu, do¤ay› tahrip etmeyen yöntemlerle üretilen, insanlarda toksik etki yapmayan tar›msal ürünleri üretmeyi ve tüketmeyi tercih etmeye bafllam›fl, bu do¤rultuda modern tar›msal tekniklerin d›fl›nda yeni bir tar›m tekni¤i ortaya ç›km›flt›r. Bu yeni üretim tarz› organik (biyolojik, ekolojik ) tar›m isimleriyle an›lm›flt›r. Referans: Organik Tar›m›n Esaslar› ve Uygulanmas›na ‹liflkin Yönetmelik Özeti (R.G.:11.07.2002/ 24812) Akl›n›zda bulunsun * 1-2 bardak çay içenlerde damar sertli¤i riski yüzde 46 oran›nda, 4 bardak içenlerde ise yüzde 69 oran›nda azal›yor. * Çay, antiseptik olarak göz banyolar› için de kullan›l›r. * fiekeri mümkün oldu¤unca az kullan›n. * Hazm› kolaylaflt›r›r. * Çay, yemekle birlikte veya hemen arkas›nda içildi¤inde demir emilimini engelleyerek kans›zl›¤a yol açar http://www.rizede.com/Rize/?rize=cayvecaykur Organik çay üretimi art›yor Türkiye Dünyan›n En Büyük ‹kinci Çay Pazar› Organik çay üreticilerinin say›s› ve organik çay›n dünya çap›ndaki ticaret hacmi son y›llarda çok önemli ölçülerde art›fl gösterdi. Art›fl›n nedeni birçok farkl› faktörlere dayan›yor. ‹lk olarak, çay çiftçileri, çevresel sorunlar›n (erozyon, çay üretimindeki böcek ilac› kal›nt›lar›) ve yo¤un çay üretim sistemine ba¤l› ciddi sa¤l›k problemlerinin bilincine vard›. Çay›n bafll›ca üreticileri aras›nda Hindistan, Çin ve Sri Lanka yer al›yor. Organik çay üretimi yapan di¤er geliflmekte olan ülkeler aras›nda ise Tanzanya, Vietnam, Bolivya, Arjantin ve Endonezya var. Organik çay›n ata¤a geçmesinin arkas›nda yatan ikinci bir nedense, tüketicinin, geleneksel çaylarda bulunan böcek ilac› kal›nt›lar›n›n ve a¤›r metallerin bilincine var›p, organik çay tüketmeyi tercih etmesi. Euromonitor'a göre, 2004'teki toplam 180.000 tonluk hacmiyle, Türkiye dünyadaki en büyük ikinci çay pazar›na sahip. 2004 y›l›nda, Avrupa Birli¤i'ne (AB) üye 25 ülkenin toplam çay ihracat›, 716.043 milyon Euro. AB'de organik çayda pazar liderleri, Birleflik Krall›k ve Almanya. Bu iki ülkenin sadece 2001 y›l› içerisindeki tüketimi s›ras›yla 1.000-1.500 ton ve 600-800 ton. Di¤er Avrupa ülkelerinin y›ll›k maksimum yeflil çay ve siyah çay tüketimi 100 ton civarlar›nda. Birleflik Krall›k, Bat› Avrupa'daki en büyük çay pazar›na sahip olsa da, bu ülkedeki çay tüketimi giderek düflüyor. Geleneksel çay›n fiyat› arz ve talep aras›ndaki denge yüzünden sabit kalsa da, küçük olan organik çay pazar› inan›lmaz dalgalanmalara sahne oluyor. Çay pazar›nda özellikle siyah poflet çaylarda bir düflüfl ve yeflil, organik ve “fair-trade” çaylarda ise bir art›fl gözlemleniyor. Ayr›ca, meyve ve bitki çaylar›na ra¤bet de art›yor. Standart siyah çay Türkiye, 2000-2001 dönemlerindeki ekonomik durgunlu¤a ra¤men, çay›n perakende sat›fl hacmi sabit bir yükselifl gösterdi. Euromonitor International'a göre, çay›n perakende sat›fl hacmi %5 art›flla, 2004 y›l›nda 180.000 tona ulaflt›. Bu oran› özellikle, ayn› dönem için, %1 olan Bat› Avrupa'n›n oran›yla karfl›laflt›rmak ilginç olacak. Ürün kategorisiyle ilgili olarak ise, 2004'teki perakende sat›fl hacminin %89'una sahip olan siyah çay, halen pazar›n en büyük deste¤i konumunda. Özel siyah çay Özel siyah çay (black specialty the), özellikle iyileflen ekonomik durumdan faydaland› ve 1997-2004 y›llar› aras›nda, hacim olarak çift haneli büyüme gösterdi. Özel siyah çay pazar›na Unilever ve Lotte gbi yabanc› flirketler de dahil oldu. Unilever, özel çay piyasas›ndaki %70'lik perakende sat›fl de¤eriyle pazarda lider konumda. Unilever'in Lipton markas›n›n pazarda marka de¤eri mevcut ve bu de¤er genifl da¤›t›m a¤lar›yla da destekleniyor. Euromonitor International'›n gözlemlerine göre, Lipton, süpermarket ve hipermarketlerde rakiplerine göre çok iyi bir konumda. Yeflil çay ve bitki çaylar›: Sa¤l›¤›n önemli rolü Meyve/bitki çaylar› en dinamik kategoriyi olufltururken, perakende sat›fl hacimleri, 1997-2004 aras›nda %38'e ulaflt›. fiu anda piyasada 20 farkl› çeflit meyve/bitki çay› mevcut. Yerel bir flirket olan Do¤adan G›da Ürünleri, pazarda lider konumda. Do¤adan'›, Unilever ve Twinings gibi uluslararas› flirketler izliyor. Büyüme f›rsatlar› göz önünde bulunduruldu¤unda, Euromonitor International'e göre meyve/bitki çaylar›nda önümüzde y›llarda iyi bir potansiyel büyüme bekleniyor. Olas› büyümenin en önemli nedeni ise bu tür çaylar›n sa¤l›k nedenleri yüzünden daha fazla tüketilece¤i. Kaynak: http://www.euromonitor.com/articles.aspx?folder=Tu rkey_Second_biggest_tea_market_in_the_world&indu stryfolder=Articles Lider AB çay ithalatç›lar› (geleneksel ve organik)(2004 de¤er olarak toplam AB ihracat›ndaki paylar›): Birleflik Krall›k (%33), Almanya (%13), Fransa (%11), Hollanda (%8) AB'nin lider çay tedarikçileri (geleneksel ve organik), (2004 de¤er olarak toplam AB ihracat›ndaki paylar›): Kenya (%17), Birleflik Krall›k (%13), Hindistan (%12), Almanya (%9), Sri Lanka (%8) Kaynak: EUROSTAT2005 Daha Fazla Bilgi ‹çin: Uluslararas› Çay Komitesi - International Tea Committee http://www.inttea.com - Kaynak: http://www.cbi.nl 21 AB ve Tar›m AB’de Bal ve Balc›l›k Sancak: Çayda Dünya Zirvesinde Olabiliriz Tüketim Avrupa Komisyonu'nun 2005 verilerine göre, 2002-2003 döneminde, AB'deki toplam bal tüketimi 303.000 ton ki bu da AB'de kifli bafl›na ortalama 0.7 kg'l›k bir tüketim anlam›na geliyor. Tüketim, AB ülkeleri aras›nda büyük farkl›l›k gösteriyor. ‹sveç'te kifli bafl›na tüketim 2.0 kg iken, bu miktar Macaristan'da 0.2 kg... Üye devletler aras›nda bal pazar›nda lider ülke, AB tüketiminin %30'una sahip olan Almanya... Almanya'y› %13'le ‹spanya, %11'le Fransa ve %8'le Birleflik Krall›klar izliyor. Bal›n 2 temel pazar›, ev tüketimi (toplam tüketimin %80'i) ve do¤al tatland›r›c› olarak sanayi alan›nda kullan›m› (%20). Tüketiciler, süpermarketlerden ald›klar› kat› bal› (%70) ve çiçek bal›n› (%94) özellikle tercih ediyorlar ‹thalat Rize Ticaret Borsas› Yönetim Kurulu Baflkan› Tahsin Sancak Ticaret Borsas› Baflkan› Tahsin Sancak, maliyet oranlar›n› düflürerek ve iyi reklam yaparak Türk çay›n›n dünya zirvesine tafl›naca¤›n› düflünüyor Nurdan Bernard (NB): Rize ticaret borsas› ne zaman kuruldu? Faaliyetleri neler? Tahsin Sancak (TS): Borsam›z May›s 1995'te faaliyete bafllam›flt›r. Rize s›n›rlar› içinde kotasyona ba¤l› ürünlerin al›m sat›m›n› yapanlar, Ticaret Borsas›'na kay›tl› olmak durumundad›r. Borsam›z›n üyeleri aras›nda; çay üreten kamuya ait ve özel fabrikalar, çay›n pazarlanmas›nda faaliyet gösteren firmalar, f›nd›k al›m sat›m› yapan tüzel ve gerçek kifliler, canl› hayvan, un, yumurta ve tavuk ticaretinde çal›flan kurulufllar bulunmaktad›r. Ayn› zamanda Artvin ili bünyesinde ihracat› yap›lan tar›msal ürünlerin Borsa Tescil Beyannameleri de borsam›z taraf›ndan verilmektedir. Üyelerimizin ürününün daha yüksek kazanç elde etmesini sa¤l›yoruz. %50 gelir vergisi -stopajindiriminden faydalanmalar› için, üreticiden ald›klar› ürünleri Ticaret Borsam›zda tescilletmeleri gerekiyor. Borsam›z›n temel ürünü çayd›r. Yafl çay al›mlar›n›n %70-75'i borsam›z taraf›ndan yap›lmaktad›r. Ülkemizde çay fiyatlar›n› dünya çay borsalar› de¤il, Çaykur belirlemektedir. Çay üretiminde ürünün ifllenmesi ve paketlenmesini ayr› birimler üstlenirse Ticaret Borsam›z geliflecektir. Kuru çay fiyatlar›n›n, arz ve talep ba¤lam›nda, serbest piyasada borsam›zca belirlenmesi için Rize Çay ‹htisas Borsas›'n› kurmam›z gerekmekte. NB: Çay ve f›nd›k borsas› hakk›nda neler söylenebilir. TS: Çay üretimiyle ön plana ç›kan ülkelerin "çay borsas›" vard›r. Çay borsas› yaz›k ki Türkiye'de kurulmam›flt›r. Dünya üzerinde çay fiyatlar›n›, çay borsalar› belirlemektedir. Ancak bizim ülkemizde çay fiyat› belirlenmesinde, al›m-sat›m politikalar›nda Çaykur söz sahibidir. 1985 y›l›na kadar özel sektöre kapal› olan çay›n halen %50’den fazlas›na sahiptir. Fiilen iflleyen bir çay borsas›n›n olmay›fl› sektörün belli bafll› sorunudur. F›nd›kta da borsam›z henüz oluflturulmam›flt›r. Dünya ihracat›nda tekel olmam›za ra¤men hak etti¤imiz geliri kazanamamaktay›z. F›nd›¤› dünya markas› yapmam›fl olmak, bugünkü üreticinin temel sorunudur. Üretti¤imiz f›nd›¤›n fiyatlar› Hamburg'da belirlenmektedir. F›nd›k rekoltesi düflüp, fiyatlar art›fl gösterdi¤inde, AB Tar›m Konseyi f›nd›k için teflvik ç›kar›yor. Böylece Türk f›nd›¤›na yeni aç›l›mlar sa¤lanmaya çal›fl›l›yor. NB: Türk çay›n›n bugünkü konumunu nas›l buluyorsunuz? TS: Dünyada en fazla tüketilen 6 içecekten biri olan çay, Türkiye'de 1935 y›l›nda üretilmeye bafllam›flt›r. Bu tarihten sonra ülkemiz yüklü miktarda döviz ç›kt›s›ndan kurtulmufltur. Baflta Rize olmak üzere Do¤u Karadeniz Bölgesi, ça¤a ayak uydurabilir hale gelmifltir. Ülkemizde en fazla tüketilen içecek olan çay›n 2 milyar dolara yak›n piyasas› vard›r. Su an çay üretiminde en modern teknolojileri kullanabiliyoruz. NB: Avrupa Birli¤i (AB) uyum sürecinde tar›m direktifleri çay›m›z› nas›l etkileyecek? TS : Öncelikle Türk çay›n›n organik olma özelli¤ini ön plana ç›karmam›z gerekti¤ini belirtmeliyim. Çay›m›z›n kalitesini artt›rmal›, nitelikli ürün üretmeye çal›flmal›y›z. Maliyet oranlar›n› düflürmek ve de ürün reklam›n› iyi yapman›n Türk çay›n› dünya zirvesine tafl›yaca¤›ndan hiç kuflkum yok. Sektör Avrupa Birli¤i'ne (AB) süratle uyum sa¤lamak zorundad›r. Çünkü Türkiye AB'ye girdi¤inde sektör baz›nda %3.2'lik gümrük oran›na tabi olacakt›r. Bu oran çay›m›z›n Ekvator ülkelerinin çaylar›yla rekabetini güçlefltirecektir. Bu tabloya bak›ld›¤›nda çayda h›zla iyilefltirilmelere, revizyona gidilmelidir. AB'de, 2004 y›l›ndaki toplam 161.000 tonluk bal tüketimi, dünya bal tüketiminin %12'sini temsil ediyor. 2002 ve 2003 y›llar› aras›nda, AB'deki toplam bal üretimi %11 artt› ve buna 2004 y›l›nda ‹spanya'n›n 37.000, Almanya ve Macaristan'›n 16.000, Fransa ve Yunanistan'›n 15.000 tonluk katk›lar›yla %5'lik bir art›fl daha eklendi. 2002-2003 aras›nda, AB ülkeleri taraf›ndan yap›lan bal ihracat›, %20 art›fl gösterdi. 2004'te %8'lik bir art›flla toplam 444 milyon Euro'ya ulafl›ld›. Eurostat verilerine göre, hacim olarak bal ihracat› 2002-2004 y›llar› aras›nda üçle çarp›ld›; 2004'te ihracat 632.000 ton oldu. 2004'te %40 üzerinde yapm›fl oldu¤u toplam bal ihracat› ile Almanya, AB'deki lider bal ihracatç›s› konumunda. AB'deki di¤er bafll›ca bal ithalatç›lar›, %13'le Birleflik Krall›k, %10'la Fransa, %8'le ‹talya ve %6'la ‹spanya. Toplam bal ihracat›nda küçük bir paya sahip olsalar da, 2004'te bal ihracat›n› en düflük yapan ülkeler ise 629.000 Euro ile Slovenya, 437.000 Euro ile Estonya, 413.000 Euro ile Letonya ve Litvanya ve de 72.000 Euro ile Malta. 2004'teki toplam ihracat›n %65'lik bölümü AB'ye üye olmayan, ve yaklafl›k %80'i geliflmekte olan ülkeler taraf›nda tedarik edildi. Macaristan, Romanya ve Bulgaristan gibi Do¤u Avrupa ülkeleri bal tedarikinde önemli bir rol oynad›. Geliflmekte olan ülkelerdeki ihracatç›lar için f›rsatlar: - Organik bal: Halen küçük bir segmenti olufltursa da, organik içerikli ürünler pazar› önümüzdeki y›llarda giderek büyüyecek. - Özel bal: Etnik az›nl›klar, AB nüfusunun giderek önemli bir bölümünü oluflturuyor. Az›nl›klar, kendi ülkelerine özgü olan amber 't›bbi' bal veya ac› bal gibi özel bal çeflitlerini tüketmeyi tercih edebilir. Kaynak: www.cbi.nl Bilgi ‹çin: Avrupa Bal ‹thalatç›lar› ve Ambalajc›lar› Federasyonu mailto:[email protected] http://www.warenverein.com/feedm/ Anzer Çiçek Bal› Dünyaca ünlü Anzer Bal›, ‹kizdere ilçesinin Anzer Yaylas›'nda üretiliyor. 80-90 adedi yaln›z Anzer'de yetiflen, toplam 450-500 çeflit çiçekten bal toplayan ar›lar›n bir ürünü Anzer Bal›... Türkiye'de ve dünyada efli emsali bulunmayan bal, neredeyse her derde deva. Anzer bal›yla ilgili araflt›rmalar Ar›c›l›k Enstitüsü, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Rize ‹l Tar›m Müdürlü¤ü iflbirli¤iyle sürüyor. Araflt›ralarda, çiçek floras›, bal›n kalitesi, kalitenin özellikleri inceleniyor. Anzer bal›n›n korunmas› amac›yla Tar›m ‹l Müdürlü¤ü, yöredeki çiçekleri koruma alt›na alarak d›flar›dan kovan sokulmamas› yönünde çal›flmalar›n› da sürdürüyor. ‹kizdere'nin 2.300 rak›ml› yayla köyü olan Ball›köy'de (Anzer), yaklafl›k 1.000 kovanda ar›c›l›k yap›l›yor. Hava flartlar› ve çiçek floras›n›n çok de¤iflken olmas› do¤rudan üretim üzerinde etkili olmakla birlikte y›lda ortalama ancak 60-65 kilo Anzer bal› toplanabiliyor. Bugüne kadar çok az oldu¤u, hatta hiç olmad›¤› y›llar da görüldü. Hem üretim miktar› düflük hem de çok aranan bir bal oldu¤undan fiyat› çok yüksek ve belirlenen fiyattan dahi fazlaya sat›l›yor. 2005-2006 sezonu Anzer Yaylas›'nda üretilen ballar, A¤ustos hasat›ndan sonra Hacettepe Üniversitesi'ne gönderilerek, Anzer Bal› Standard›na uygunlu¤u belirlenir ve piyasaya sürülür. A¤aç yetiflmeyen Anzer'in bal›nda sadece yörenin endemik çiçeklerinin polenleri bulunmal›d›r. Anzer bal›n›n sahte olup olmad›¤›n› anlamak için polen analizi yap›lmaktad›r. Bu sezon Anzer ballar›n›n üretimi geçen y›la oranla çok daha verimli geçmifltir. Köyde toplam 1.000 kovandan ortalama 400-500 kg kadar bal elde edildi¤i düflünülmektedir. Anzer bal›n›n resmi kilogram fiyat› 380 YTL olarak belirlenmifltir. Anzer bal› siparifl usulüyle, s›n›rl› miktarda sat›l›r. Anzer bal›na d›flar›dan fleker veya herhangi baflka bir katk› maddesi verilmemektedir. Bal ›s› ifllemi görmeden sa¤›lmaktad›r. 40 derecenin üzerindeki s›cakl›klar bal›n enzimlerini ve polenleri etkisiz hale getirdi¤inden so¤uk sa¤›m yap›lmaktad›r. Anzer bal›, ekme¤e sürülüp kahvalt›da tüketilen normal ballardan de¤ildir. Anzer bal› genellikle hastal›klara flifa niyetiyle tüketilmektedir. Ayder Bal› Orman gülünden bal... Ayder Yaylas›'nda, orman gülünden (Rhodedendron) elde edilen bal turistik eflya dükkanlar›nda ve tezgahlar üzerinde dikkat çekiyor. Bal sat›c›lar› bunu flifal› bal olarak sunuyor. Ayder bal›n›n en önemli özelli¤i tamamen do¤al olmas›. Ayder bal›n› elde etmek için yöre halk›, içinde hiçbir fley olmayan ve bira f›ç›s›na benzeyen tahta kovanlar›, iplerle yüksek çam a¤açlar›n›n tepesine çekiyor ve orada b›rak›yor. Kafkas orman güllerinden polen alan ar›lar da tamamen do¤al ortamda meflhur Ayder bal›n› yap›yorlar. Bal›, ilk farkl› k›lan özelli¤i rengi. Klasik bal renginden daha aç›k, üstelik berrak de¤il de mum gibi bulan›k bir rengi var. Bu bal›n balmumu, a¤›zda hemen eriyecek kadar yumuflak. Yöre halk› Ayder bal›n› baflta mide rahats›zl›klar› olmak üzere pek çok rahats›zl›¤a karfl› tüketiyor. http://www.formsante.com.tr/gezi/00334/ NB: Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) 2005 kararlar› Rize çay›n› nas›l etkiledi? TS: Aral›k 2005 Hong-Kong toplant›s›ndan ç›kan sonuca göre, 2013 y›l›na kadar ihracatta devlet destekleri kademeli olarak düflürülecektir. Di¤er bir kararsa; az geliflmifl ülkeler, ürünlerinin %97'sini gümrük vergisi ve kota ödemeden geliflmifl ülkelere satabilecektir. Tabii çok olumsuz karalar olmasa da uzun vadede bir tak›m sak›ncalar do¤urabilir. DTÖ'nün gelecek kararlar›n› dikkatle incelememiz gerekiyor. Ayder'i flifa yaylas› olarak tan›mlanmas›n› sa¤layan özellikleri; havas›, suyu, kapl›cas› ve bal›d›r. 22 AB ve Tar›m Anadolu Sohbetleri Rize ve Biyolojik Zenginlikleri Kivi Kivi meyvesi ülkemize yeni gelmifl bir meyve türü. Dünyada üretimi 50-60 y›l öncesinde bafllam›fl olmas›na ra¤men, son 20 y›l içinde büyük ölçüde yayg›nlaflm›fl ve tüketim pazarlar›nda da önemli olmufl. Bunun en önemli nedeni, özellikle 5 kat zengin C vitamini olmas›, ayr›ca da A, D, ve E vitaminleri ile çinko, demir, fosfor gibi pek çok di¤er madensel maddeyi çok fazla içermesi, tat ve aromas›n›n be¤enilmesi. Ülkemizde kivi yetifltiricili¤i kamu ve özel kesimlerde son 14-15 y›ldan beri ilgi çekmeye bafllam›fl. Özellikle Do¤u Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde yayg›nlaflm›fl. Rize'de ilk çal›flmalar, 1987 y›l›nda Çaykur'a ba¤l› Çay ve Bahçe Kültürleri Araflt›rma Enstitüsü'nün Yalova'dan getirdi¤i Kivi fidanlar›yla kurdu¤u deneme bahçeleriyle bafllam›fl. Yap›lan deneme çal›flmalar›, kivinin il, iklim ve ekolojik flartlara uygun oldu¤unu ve iyi bir vejetatif geliflme gösterdi¤ini ispatlam›fl. Halen Araflt›rma Enstitüsü, Rize Tar›m ‹l Müdürlü¤ü ve Rize'deki baz› üreticiler taraf›ndan Kivi fidan› üretilerek isteyen üreticilerin hizmetine sunulmakta. Rize'de kivi yetifltiricili¤i 1995 y›l›nda bir hektar ile bir ton olan üretim, 1996 y›l›nda 9 hektar ile 20 tona ve 1997 y›l›nda 25 hektar ile üretim 99 tona ulaflm›fl. 1997 y›l› fiyatlar›yla 1 kg kivi yaklafl›k 250.000 TL oldu¤undan kivi üretimiyle Rize'ye 25 milyar TL'lik bir girdi sa¤lanm›fl. Rize'de çaya ayr›lan 502.464 dekarl›k arazinin %5'inin kivi üretimine uygun araziler olarak de¤erlendirilmesiyle 1997 fiyatlar›yla ortalama 10 trilyonluk bir gelir söz konusu. Rize'de mevcut tar›ma elveriflli arazinin önemli bir bölümünü çay oluflturdu¤undan, çayl›k arazilerden sökerek kivi üretimi için ayr›labilir. Üreticiler mevcut çay bahçelerini sökecek ve ›slah edecekler. Ayr›ca dört y›l; kivi ürün verene kadar çay ürününden feragat etmeleri gerekecek. Kivi üretimi çay gibi kolay bir tar›m de¤il; üretici, ilk kurulufl aflamas›ndan itibaren teknik ve yetifltiricilik konusunda yard›m almak zorunda. Bu nedenle de üreticilerimiz devletten teflvik bekliyorlar. Üreticileri teflvik etmek ve refaha kavuflturmak için Rize Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma Vakf› Baflkanl›¤›'n›n katk›lar›yla 1997 y›l›nda Çayeli ilçesinde2 7 milyar TL ödenekle 100 aileye 500'er m 'lik kivi bahçesi tesis edilmifl. Kivi bahçesi tesisleri devam ediyor. Ancak üretim rakamlar›na bak›ld›¤›nda, bunun yeterli olmad›¤› görülüyor. Bu h›zla devam edilirse üretilen maksimum kapasiteye ve verim ça¤›na kivi üreticili¤imiz ancak 10 y›lda ulaflabilir. Bu kapasiteye ulafl›ncaya kadar yap›labilecek çal›flmalar› k›saca özetleyecek olursak: 1- Kivi çaydan daha fazla ekonomik getiri sa¤layacak diye çayl›klar›m›z›n tamam›n›n bu ifl için ayr›lmas› söz konusu de¤ildir. Ancak bunlar›n belirli bir bölümünde kivi yetifltiricili¤ine uygun araziler kurulmas›na müsaade edilmelidir. 2- Kurulufl aflamas›nda üreticiler bilinçlendirilmelidir. 3- Bahçe tesis ederken tekni¤ine uygun, sa¤l›kl› ve kaliteli bitkilerle kullan›lmal›d›r. 4- Kivi meyvelerinin korunabilmesi ve uzun süre pazarda kalarak daha ekonomik olmas› için so¤uk hava depolar›n›n kurulmas› gerekmektedir. 5- Tan›t›m›n iyi yap›larak, halk›m›zda kivi yeme al›flkanl›¤›n›n gelifltirilmesi gerekmektedir. 6- Kivi; marmelat, reçel, meyve suyu, çay, dondurma ve benzeri gibi g›da sanayinde kullan›labildi¤inden, meyveyi iflleyebilecek entegre tesislerin de desteklenerek kurulmas› önemlidir. Her derde deva KARAYEM‹fi Vatan› Anadolu olup, yurtd›fl›na giden ve isim de¤ifltiren karayemifl, 1546 y›l›nda bir Frans›z taraf›ndan Trabzon'dan toplanm›fl ve Trabzon Kiraz› (Cerasus trapezuntuna) olarak adland›r›lm›flt›r. Bitki ayn› y›l ‹stanbul üzerinden ‹talya'ya, 1574'de baflka bir yabanc› taraf›ndan Viyana'ya, oradan da Fransa ve ‹ngiltere'ye gönderilmifltir. 1600 y›l›ndan itibaren tüm Avrupa'da park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetifltirilmeye bafllanm›flt›r. Karayemiflin Latince ad› Prunus laurocerasus'tur (Cerasus'tan dolay› orijininin Giresun olmas› lâz›m). Ülkemizde ise Taflan, Karam›fl, Kattak, Laz Üzümü, Laz-Gürcü Kiraz›, Tçko, Tanal k›saca karayemifl olarak isimlendirilen bitkiye; Rize, Trabzon, Giresun, Sinop, Zonguldak, Kastamonu, Bart›n, Bolu, ‹zmit, Adapazar›, ‹stanbul, Bursa ve Osmaniye'de orman veya orman k›y›lar›nda do¤al olarak rastlan›r. Büyüme biçimi, yaprak boyu ve flekli, k›fla dayan›kl›l›k aç›s›ndan farkl› 20 bodur türü bulunan karayemiflin yabanc› literatürde, önemli 9 çeflidi vard›r. Ülkemizdeyse meyve biçimi ve meyvenin olgunlaflma mevsimine göre 7 karayemifl çeflidi vard›r. Karayemifl ve Sa¤l›k * Hemoroide iyi gelir * ‹drar söktürür * Sigaraya karfl› isteksizlik do¤urur * Mide ülseri ve barsak tembelli¤ini giderir * Özsuyu egzamaya yarar * Meyveler çekirdekleri ile toz edildikten sonra balla kar›flt›r›l›r, bronflite iyi gelir * Yapraklar› çiçek açma döneminde zehirlidir. Geliflmesini tamamlayan taze yapraklar› elle toplan›r. Distile edilerek eczac›l›kta kullan›lan Laura Cerasin maddesi elde edilir. Baz› ilaçlarda tat ve koku (kremlerde) verici olarak kullan›l›r. * Yapra¤›n bileflimi; glikoz, tanen, kalsiyum oksalat, emulsin (enzim), prulaurasin (glikozid), benzoik asit, siyanidrik asittir (zehirlidir, çekirdekte de bulunur, yapraktan elde edilen su fazla kullan›l›rsa; bafl dönmesi, kusma, kar›n a¤r›s› yapar) * Tafl düflürücüdür * Spazm çözücüdür (bronfl ve sindirim sistemi) * Sakinlefltiricidir (ast›m, sinirsel öksürük) * Uyku vericidir * Kalp çarp›nt›s›n› gidermek ve kan flekerini düflürmek için kullan›l›r * Karayemifl, zengin antioksidan bileflenleri sayesinde birçok hastal›¤›n oluflumu ve geliflmesini önlemede faydal›. Bu anlamda karayemifl tüketiminin fayda sa¤layaca¤› rahats›zl›klar›n bafl›nda, alzheimer, diyabet, doku ve cilt hastal›klar›, kanser, kalp-damar hastal›klar› ve romatizmal hastal›klar geliyor. Karayemiflin antioksidan özelli¤iyle, ayn› zamanda yafl›n ilerlemesiyle vücutta meydana gelen oksidaf zarar azal›yor, yafllanma da gecikiyor. Belge Sahibi: Yrd. Doç. Dr. Ali ‹slam PURO TÜTÜNÜ ÜRET‹C‹L‹⁄‹ Rize yöresindeki bir baflka gelir kayna¤› da puro tütüncülü¤üdür. Puro tütünü ilçeye özgü bir sanayi bitkisidir ve Pazar ad›yla an›lan purolar›n yap›m›nda kullan›l›r. Puro tütününü di¤er tütünlerden ay›ran en büyük özellik, yapraklar›n›n 1 metre civar›nda olufludur. Di¤er tütünler gibi k›y›lmayan bu tütün iç sarg›l›k, d›fl sarg›l›k ve dolguluk olarak 3 aflamada kullan›l›r. www.rizeliler.com Likapa ya da Yaban Mersini L‹KAPA için söylenecek tek söz var: Hem karl› hem de yararl› Yaban Mersini ›l›man iklim kufla¤›na adapte olmufl bir meyve türü olup, botanik olarak gerçek üzümler grubunda yer almaktad›r. Amerika baflta olmak üzere baz› Avrupa ülkelerinde binlerce hektarl›k alanlarda tar›m› yap›lmaktad›r. Günümüzde ticari olarak yetifltirilen Yaban Mersini 1906 y›l›ndan itibaren Amerika Birleflik Devletleri'nde bafllat›lan seleksiyon çal›flmalar›n›n ürünüdür. Bu çal›flmalarla seçilen Yaban Mersini tipleri daha sonra kendi aralar›nda melezlenerek yeni çeflitler elde edilmifltir. Çok h›zl› bir flekilde üretilerek sat›fla sunulan Yaban Mersinleri dünyada en popüler meyvelerden biri iken, ülkemizdeki yetifltiricili¤i ancak 2000'li y›llarda Rize'de bafllam›flt›r. Do¤u Karadeniz Bölgesi'ndeki illerden Artvin, Rize, Trabzon ve Giresun'un genelde rak›m› yüksek da¤ ve yaylalar›nda yabani formlar› bulunmaktad›r. Ekonomik olarak Rize ilinde mevcut tar›msal ürünlerle karfl›laflt›rd›¤›m›zda L‹KAPA'n›n üzümsü meyveler aras›nda çok üstün oldu¤u görülebilmektedir. 2003 y›l›nda iç piyasaya taze veya dondurulmufl olarak sunulan meyvenin kilosu toptan 4.000.000.-TL'ye sat›lm›flt›r. Çiftçi bahçesinden ç›k›fl fiyat› olan bu de¤er, yaban mersininin oraganik ürün kapsam›nda sat›fla sunulmas›yla çok daha yukar›lara ç›kacakt›r. Çünkü ABD'den ithal edilerek ‹stanbul'daki gros marketlerde sat›fla sunulan ve ilaç ile ticari gübre kullan›lan yaban mersini meyvesinin 250 gram› 5.000.000.-TL'ye sat›lmaktad›r. Kaynak :FAO Bu ülkeler d›fl›nda; ABD, Avustralya, ‹ran, ‹spanya, ‹srail, ‹sviçre, Japonya, Kanada, K›br›s, Kore, Portekiz ve Tunus'ta kivi üretimi yap›lmaktad›r. F›nd›k, çay, ahududu, bö¤ürtlen hatta kividen elde edilen gelirden çok daha fazla gelir getirecek olan bir meyve olacakt›r. Ortalama olarak 1 dönüm f›nd›k bahçesinden 300.000.000; çay bahçesinden 675.000.000; Bö¤ürtlen-Ahududu bahçesinden 3.000.000.000 TL gelir elde edilebilirken; 1 dönüm yaban mersini bahçesinden 2.500 kg ürün al›nmaktad›r (bu miktar 7.500 kg'a kadar ç›kabilmektedir) ki bu da 2003 y›l› fiyatlar›yla 10.000.000.000.TL gelir anlam›na gelmektedir. Karadeniz Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde yabani olarak yetiflmekte olan likapan›n kültür çeflitlerinin bölge çiftçisine kazand›r›lmas›na yönelik çal›flmalar, Ondokuz May›s Üniversitesi Ziraat Fakültesi taraf›ndan bafllat›lm›fl, TÜB‹TAK ve DPT taraf›ndan yap›lan çal›flmalara destek verilmifltir. Böylece Karadeniz Bölgesi'nde ürün çeflitlili¤ine eklenmekte olan likapaya dayal› yeni bir sanayi kurulabilecektir. ‹nsan sa¤l›¤› aç›s›ndan da çok yararl› olan likapan›n sahip oldu¤u özellikler : * Yaprak ve kuru meyvelerinden yap›lan çay ishal giderici özellik tafl›maktad›r. * Yaban Mersini çay›n›n idrar yolu enfeksiyonlar›nda antibiyotik etkisi bulunmaktad›r. * Kansere karfl› vücudu koruyan enzimleri aktive etmektedir. * Anti kanserojen ve antioksidan özelli¤e sahiptir. * Ya¤l› bilefliklerin vücuttan at›lmas›n› sa¤lar. * Taze olarak yenildi¤inde kan› temizler. * Besleyici olmas›na ra¤men kalori ve sodyum içeri¤i düflüktür. * Kan flekerini düflürür * Ba¤›rsak metabolizmas›n› düzenleyen lifli özelli¤i vard›r. * Kan kolesterolünü düflürür. * Kalp krizi riskini azalt›r. * Gece görüfl kabiliyetini art›r›r. * Damar elastikli¤ini ve gözlerin geçirgenli¤ini art›r›r * Diyetlerin sa¤l›kl› ve çok de¤erli bir parças›d›r. * Göz yorgunlu¤unu giderir, miyopluk ve fleker hastal›¤›ndan kaynaklanan görme bozukluklar›n› engeller. Kamaflma, k›lcal damar çatlamas› ve gece körlü¤ünü ortadan kald›r›r. * Kab›zl›k, bulant›, mide kramplar›n› ve ülseri önler. * Damar sertli¤i oluflumunu engeller. * Varis ve basuru (hemoroid) iyilefltirir. * Sakinlefltirici özelli¤i vard›r. * A¤›z içi yaralar›n› iyilefltirir. * ‹ltihaplar için dezenfektan özelli¤i tafl›r, potasyum içeri¤i son derece yüksektir Belge Sahibi: Doç. Dr. Hüseyin ÇEL‹K: 0533 4739953 OMÜ Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Böl. 23 Rize ve AB Rize - Trabzon Dostlu¤unun Canl› Örne¤i Saliho¤lu Trabzonlu Rize Valimiz Enver Saliho¤lu iki kent aras›ndaki çekiflme söylentilerine büyük tepki veriyor ve Rize'yi en az Rizeli kadar koruyor Karadenizli vatandafllar›m›z› «nas›l bilirsiniz» diye sorsalar, san›r›m ülkenin tüm geri kalan› onlar› «dinamik, nefleli, heyecanl› ve geleneklerine ba¤l›» olarak niteler. ‹talyanlar Avrupal›lar için neyse, Karadenizliler de Türkler için öyle bir hoflgörü s›n›f›ndad›r sanki. Gazetemiz için yapt›¤›m›z görüflmelerde iki baflka özellik belirgindi: Karadenizlinin bireysel oldu¤u ki bunu herkes kabul ediyor, övünerek. Di¤eriyse pek dillendirilmese de Rize ve Trabzon aras›ndaki dostane çekiflme. Rize Valimizle görüflmemize bafllad›¤›m›zda bilmeden baltay› tafla vurduk! Nerelisiniz soruma «Trabzonluyum» diye cevap verince, iki gündür tüm görüflmelerde dolayl› olarak dillendirilen dostane çekiflmeye bir gönderme yapmam, Karadenizli mizac›n› atefllememe neden oluverdi. Rize Valimiz Enver Saliho¤lu me¤er ki pek dertliymifl o konuda : «Birkaç kiflinin bireysel çekiflmeleri, böyle yersiz bir görüflün oluflmas›na yol açm›fl. Yersiz hurafeler bunlar. Bu gibi söylentileri ç›karanlar kan emici...» diye veryans›n etmeye bafllad›. ‹ki kentin k›z al›p verdi¤ini, karfl›l›kl› diyalogun hiçbir zaman kesilmedi¤ini anlatarak “olay”› ülke çap›na yayd› ve «maalesef Türkiye'de belli kan emici mihraklar böyle söylentiler ç›kar›rlar. Siyasette de yok mudur? fiunlar bizi sevmez derler sonra bir bakars›n›z o partiye geçivermisler. Ayd›n insanlar böyle fleylere sadece gülerler. Ben kendimi ayd›n hissediyorum. Bunlar bir parodi, bir komedi. Gülmek için iyi bir sebep bu. Devam edin diyorum, çünkü gülmek iyi bir fleydir.” dedi. Nurdan Bernard (NB): Rize'de en çok neyi be¤eniyor, seviyorsunuz? Enver Saliho¤lu (ES): Turizme a¤›rl›k veriyor Rize art›k. D›fl ticaret zaten sistemine oturmufl. Buran›n giriflken insanlar› bu konuyu kendi yöntemleriyle çok rahat çözmüfller. Küçük esnaflar›m›z bile bu sinir ötesi iliflkiyi çok güzel kurmufl. Rusça bilenler bile çok var! Devletin burada 1990'larda yapmas› gereken fleyleri kendileri yapm›fllar. NB: Küçük esnaf›n s›n›r ötesi ticari iliflkilerine birkaç örnek... ES: Mesela Baku'de flirket kurmufl: Casper Bilgisayar'›n sahibi bural›, Baku'de bayi açm›fl. Boya fabrikas› kuranlar var. Burada üretip orada pazarlayanlar var. Yani büyük ve orta boyda çok say›da var. Batum'da lokanta ac›yorlar. Poti'ye haftada iki defa giden ve 40 TIR tafl›yan Ro-Ro seferimiz var. Diyece¤im Karadeniz insani giriflken, giriflimci. Tüccar zihniyeti var. NB: Gelecekte Rize'nin en ümit vaad eden sektörü sizce turizm galiba. ES: Biz „gelece¤imiz turizm" diyoruz. Su anda bizde tesis yok. Yatak kapasitelerimiz il çap›nda müthifl kotu. Rize ve Do¤u Karadenizin tümünün bir k›fl turizmi bölgesi oldu¤unu, b›rak›n dünyay›, Türkiye dahi bilmiyor! Burada k›fl gelir, kar ya¤ar, yollar kapan›r, her fley uykudad›r san›l›yor. Bu yan›lg›n›n en önemli sebebi; e¤lence, dinlenme, kayak ve konaklama tesislerinin olmamas›. K›fl sporlar› için bugüne kadar bir çal›flma yap›lmam›fl. Ayder bölgemizde bir çal›flma yapt›r›yoruz: K›fl etütleri bitti, yaz etütleri yapacaklar. Bir de Erzurum geçiflimiz var, 2640 m, Oylut da¤› geçidi. Orada kayak için uygun alanlar›m›z bulunuyor, etütlerini yapt›r›yoruz. NB: K›fl sporunun hangi türleri için? ES: Her türüne uygun. Burada 2 seneden beri uluslaras› bir etkinlik yap›l›yor: Helikopterle kayak. Çok az yerde yap›labilen bir spor. Bu konuda dünyan›n en iyi kayakç›lar›n›n bildi¤i bir yer oldu buras›. Bu turun dünyadaki 1 numaral›s›, yüzy›l›n en müthifl kayakç›s› Frans›z her sene geliyor. Onun Kaçkar da¤lar›nda çekti¤i bir film su anda 400 kanalda yay›nlan›yor. NB: Çevreye duyarl› m›s›n›z? ES: Çevreden kaynaklanan farkl› sorunlar›m›z var. Milli park uzmanlar›m›z bu kayakç›lara, yapacaklar› etkinli¤e göre onay veriyor. Do¤aya zarar vermeleri söz konusu de¤il. Kufllara, hayvanlara, gürültüden dolay› zarar verdiklerini iddia edenler oldu. ‹ki helikopter geliyorlar. Zaten her zaman uçam›yorlar. Helikopter onlar› çok yükse¤e b›rak›yor. 10 km falan kay›yorlar ve arkadan 盤 geliyor. Müthifl riskli. Bakir yerlerde kaymak istiyorlar. Pist olmayacak. Do¤an›n dengesiyle ilgili baz› sorunlar olabiliyor. NB: Yani 盤a neden olabiliyorlar. ES: Baz›lar› bu spora itiraz ediyor. Ama bu sporu yapanlar do¤ay› çok seviyorlar ve bizden daha çok koruyorlar. Helikopterlerde pofletleri var. Helikopterde bir tanesi sak›z çi¤nese, sak›z›n› bile afla¤›ya atm›yor, poflete koyuyor. Gürültüden flikayetçi oldu baz› sivil toplum örgütleri. Bizim uzmanlar›m›z böyle bir zarar›n olmad›¤›n› iddia ettiler. Yani biz çevreye zarar verdi¤ine kat›lm›yoruz. Orman ve Cevre Bakanl›¤› uzmanlar› da geliyor ve üniversiteden görüfl al›yorlar. Komisyonumuz da incelemeyi yapt›ktan sonra onay veriyor. NB: Bu sporu kaç kifli yap›yor? ES: Çok pahal› bir spor. Geliflleri 6000 avro dolay›nda zaten. O yüzden de getirdikleri kifliler zannediyorum gecen sene 250-300 kifliydi. Çok de¤il. Ama bu konuda dünya çap›nda üne sahip olduk ki bizim için çok önemli. Çevreye karfl› platonik aflk olmuyor NB: Yayla turizmi Trabzon'da bafllam›fl. Ya burada? ES: Eskiden beri burada var ama yaz›n. Yaz›n burada turizm sorunumuz yok. Biz istiyoruz ki; k›fllar da hareketli olsun. K›flla ilgili broflürümüz dahi yoktu. 2 senedir yapt›r›yoruz. Ben amatör da¤c›y›m. Her hafta sonu da¤ yürüyüflleri yapt›r›yoruz. Karda yürüyüfl yap›p 3000 metreye ç›k›yoruz. Bunlar› yayg›nlaflt›rmak istiyoruz. Çevrenin korunmas›, çevreyi bilenlerle olur. Çevreyi sever ve korur yani çevreye karfl› platonik aflk olmuyor. Çevreyi bilsinler, içinde yaflas›nlar. NB: Turist gündüz de¤iflik fley görmek ister ama akflam oteline döndü¤ünde al›flk›nl›klar›n› ve konforu arar. Buna içki de dahil. Oysa Rize'de sahil lokantalar›nda dahi içkili lokanta yok. ES: O yabanc› kayakç›lar özel anlaflma yapt›klar› bir otelde kal›yorlar. Otel onlara göre design edilmifl. Oras› biraz muhafazakar. ‹çkili yer yoktur. Yabanc›lar›n oteline bir amerikan bar koymufllar. Türkiye'de kapl›ca yerleri anneannelerimizden kalma ilkel yerledir. Bunu bir e¤lence ve dinlence merkezi de¤il, tedavi merkezi olarak görmüfl sadece. Tedavi merkezine muhafazakar insanlar gelir. O yüzden çok güzel tesisler yok. Mesela ben ac›k havuz istiyorum. Kar ya¤arken suya girilsin, K›z›lcahamam gibi. Altyap› eksiklikleri olunca insanlar niye gelsin? “Efendim bizim bura güzeldir"! Dünyan›n her yan›nda çok güzel yerler var. Gecen y›l Rize teflvik kanunu kapsam›na al›nd›. ‹nflallah gelecekler art›k yat›r›ma. NB: Türkler mi, yabanc›lar m› bekleniyor? ES: Bugünlerde Dubai de merakl› ya, Dubai'den gelip gidiyorlar. Yerli yat›r›mc›lar da çok soruyor. Teflvik suresi 2007'de sona erdi¤i için. NB: Nüfus eskiye oranla daha m› yafll› Rize'de ? ES: Eskiye göre biraz yafll›. Eskisi gibi do¤um oran› yok burada. Yaln›z bebek ölümleri Rize'de Türkiye ortalamas›n›n çok alt›nda. O yüzden "bebek dostu il" seçildik. Bakanl›k ödül de verdi bize, asm›fl›m. O konuda aileler bilinçli burada. Bebek olumu yok. Do¤um sonras› anne olumu de yok. Ama maalesef do¤um oran› düflük. Aileler bir yerlere göçüyorlar. Ama Rize d›fl›nda olsalar da kimse Rizelili¤ini unutmaz. Hay›r yapmaya da buraya gelirler. 2003'ten beri 415 derslik yap›ld›. Ama ekonomiye katk› sa¤layacak yat›r›m yapmazlar. NB: Bu hay›rseverler bir çat› alt›nda birleflip istihdam yaratamazlar m›? Bir STK gibi örgütlenemezler mi? ES: Bizim Karadenizlinin temel özelli¤i bireycili¤idir. “Biz AB'yle bireysel olarak çok ilgileniriz” NB: O yüzden mi Avrupa'yla da Birlik oldu¤u için hiç ilgilenmiyorlar? ES: Biz AB'yle bireysel olarak çok ilgileniriz. NB: Nas›l bir ilgi bu? Hiçbir proje üretilmemifl Rize'den. ES : Bireysel giriflimler çok fazlad›r. Kendi bas›na proje sunan çok oldu. Ama AB'nin hangi projelere hibe verdi¤ini de biliyorsunuz de¤il mi? NB: AB'nin bölgesel projeler d›fl›nda tüm ülkeye aç›k programlar› var ama araflt›rd›m ve Rize'den hiçbir baflvuru olmam›fl bugüne dek. ES: Birkaç projeye verdiler. Al›p paralar› harcad›lar bile. Uydurma dernekler kurmufllar. Ama bizim projelerimizin hepsi reddediliyor. Yeni Cevre Vakf›m›zla 6 tane proje gönderdik ama bizim projelerimiz AB normlar›na uygun de¤il! Çöple ilgili mesela ama ç›kmad›. AB'nin istedi¤i projeleri haz›rlasak o ödenekleri al›r›z biz de ama biz o tur proje yapm›yoruz. NB: Samsun, Trabzon baflvurdu ve ald›. “Rize'de nas›lsa bize vermezler" mi deniyor? ES: Çöple ilgili bir projemiz vard›. AB geldi. 5 milyonu hibe, 32 milyon Euro bütçe ç›kard›. Biz hepsini 5 milyona ç›kard›k. Orada kar maksatl› ifller yap›l›yor. Kendimiz hallettik. NB: AB'ye temkinli yaklafl›yor ve pek inanm›yorsunuz gibi. ES: Benim kiflisel bir fikrim yok AB hakk›nda. Yani AB'yi tan›mam. Uygulamay› görüyorum. Uygulaman›n içinde oldu¤um için söylüyorum. Böyle bir bürokrasi olamaz. Afl›r› bir bürokrasi var. Avrupa'n›n nas›l böyle bir bürokrasiye kendini bo¤du¤unu anlayam›yorum NB: O bürokrasi dedi¤iniz kurallar zinciri, verilen hibelerin do¤ru kullan›l›p kullan›lmad›¤›n› kontrol etmek için bir sistem. Evet karmafl›k gibi ama bir kere sistemi anlarsan›z, sonra prosedürler hep ayni. ES: Ama bürokratlar karar veriyor, siyasiler de¤il. NB: Bu daha iyi de¤il mi? Yöreye ne uygun, ne yararl›, hangi proje daha verimli... ES: Proje format› dedi¤iniz, internetten indiriyorsunuz. Bu konulara bigane de¤iliz NB: Esta¤furullah ES: Zaten Türkiye'nin paras›. Kendi paralar›n› vermiyorlar. NB: Nas›l Türkiye'nin paras›? ES : Biz fona para gönderiyoruz, oradan veriyorlar. Zaten verdikleri 250 milyon avro de¤il mi? NB: Pek öyle de¤il. Aç›lan hibe fonlar›na sembolik bir katk› istenir her zaman. Genelde %10 kadar. Üstelik de AB, 250 de¤il 500 milyon Euro veriyor bu y›l ve bu gitgide artacak. ES: Her neyse ama Türkiye'nin ihtiyaçlar› için bu para ne ki! Ben AB'nin ekonomisini de¤il, hukukunu seviyorum. NB: Hakl›s›n›z. AB'yle iliflkilerimize maddi bir beklenti olarak de¤il, bir medeniyet projesi olarak bakmak gerekir diyor hükümetimiz de. ES: AB'nin hukuku güzel. Ekonomisi bize pek yaramaz. Ama Rize AB'nin öncelikle alan›nda de¤il. NB: Tabii ki Rize'den çok daha fazla kalk›nmaya ihtiyac› olan illerimiz var. ES: Geçen sene nereler için programlar aç›ld› bilirsiniz... NB: Do¤uda 4 il için özel bir program acildi ama tüm Türkiye için aç›lan, örne¤in do¤rudan turizm olmasa dahi turizme hizmet edecek projeler üretebilece¤iniz pek çok program vard› ve Rize hiçbirine baflvurmad›. Topluluk Programlar› ile AB mali yard›mlar› çok ayr› konular. Rize’den mali yard›mlar kapsam›nda bir baflvuru görmedim ben. ES: Var. En az›ndan biz kendimiz baflvurduk. Mesela 270 bin avroluk projemiz vard›. ‹lk 12'ye kald›k, sonra elendik. NB: AB'yi sadece para al›nacak bir merci olarak görürsek hayal k›r›kl›¤›na u¤rar›z ama ortak çal›flmalarda ö¤renece¤imiz çok fley var. ES: Benim vurgulamak istedi¤im de bu. AB'den form alal›m. Sadece proje formu de¤il. Yaflama formu da alal›m. AB'ye uygun yasayal›m. Karadeniz'de sivil toplum örgütü çok yok. Birey toplum örgütü buras›. Biz de kamu yönetimi olarak zaten kat›lam›yoruz. NB: Müzakere sürecindeyiz ve Rize'de yerel çapta hiçbir bilgilendirme giriflimi yok. ES: Size yanl›fl bilgi verilmifl. Trabzon'da, Rize'de çok etkin faaliyetler var. Uzmanlar, bilim adamlar› geliyorlar. NB: Rize’nin kendi giriflimleri olmad›¤› için d›flar›dan gelmeye çal›fl›l›yor ama Rize’nin ne STK, ne kurum ve kurulufl olarak, AB konusunda yapt›¤› pek bir fley yok. Pek çok baflka valilik ve belediye baflkanl›klar› AB birimleri kurdu ama burada yok. ES: Siz haberdar de¤ilsiniz. Ben burada kendim bile yap›yorum bireysel olarak NB : Sizi suçlam›yordum flahsen. Neden Rize AB'ye bu kadar uzak demek istiyorum. ES: Hay›r AB'ye yak›n›z biz. Ayr›ca Japonlarla çal›fl›yoruz. Japon Kalk›nma Ajans›. NB : DOKAP'tan söz ediyorsunuz galiba ama bitiremediler y›llard›r... ES: Çok titizler, gelip giderler. 24 Rize ve AB Anadolu Sohbetleri AB’nin Çevre Müktesebat› Çevre ve do¤al kaynaklar›n korunmas›na iliflkin AB politikalar›n›n önemi, 1980'lerden bu yana giderek artm›flt›r. Çevreye yönelik tehditlerin kontrol alt›na al›nmas› ve çevredeki bozulman›n engellenmesi amac›yla Avrupa düzeyinde daha güçlü eylemlere yer verilmifltir. Çevrenin korunmas›, Avrupa düzeyine ve uluslararas› seviyeye tafl›n›rken, AB'nin geniflleme süreci de, özellikle s›n›r ötesi kirlilik sorunlar›yla ilgili olarak Çevre Politikas› kapsam›nda önem kazanm›flt›r. Çevre sorunlar›, Avrupa Toplulu¤u'nun kuruluflundan itibaren ilk kez do¤rudan Kurucu Antlaflma'ya, 1986 y›l›nda kabul edilen Tek Senet ile dahil edilmifltir. Roma Antlaflmas›'na eklenen 7. Bafll›k; 130R, 130S ve 130T maddelerini içermektedir. 1993 y›l›nda yürürlü¤e giren Maastricht Antlaflmas› ile çevrenin korunmas› ilkesi ilk kez aç›kça AB hedefleri kapsam›na al›narak, ekonomik büyümenin çevreyle uyum içinde gerçekleflmesi gerekti¤i belirtilmifl, bu amaçla AB'ye bir Çevre Politikas› gelifltirmesi görevi verilmifltir. AB'de, 1973'ten günümüze 5 adet Çevre Eylem Plan› (ÇEP) tamamlanm›fl; 2001 y›l›nda aç›klanan ve 2001-2010 dönemini kapsayan 6. ÇEP ise, çevre alan›nda AB'nin önümüzdeki hedeflerini ortaya koymufltur. "Çevre 2010: Gelece¤imiz, Tercihimiz" bafll›kl› programda 4 ana konu öncelikli hedef olarak belirlenmifltir: ‹klim de¤iflikli¤i; do¤a ve biyolojik çeflitlilik; çevre ve sa¤l›k; do¤al kaynaklar ve at›klar... 1997 Amsterdam Antlaflmas› ve 2000 Nice Antlaflmas›, çevre korumas›n›n bütünleflen yeni Avrupa düzeninde alaca¤› yeri aç›kça vurgulam›flt›r. 1998 y›l›nda bafllat›lan "Cardiff Süreci" ile çevre kavram›n›n ilgili tüm faaliyetlere entegrasyonu öngörülmüfltür. Çevre alan›na entegre edilmesi gereken sektörler aras›nda, tar›m, ulaflt›rma, enerji, sanayi, kalk›nma ve ‹ç Pazar, ekonomi ve finansman, d›fliflleri ve ticaret, bal›kç›l›k, araflt›rma ve yap›sal fonlar bulunmaktad›r. AB Çevre Politikas›'n›n temel uygulama alanlar›, çevrenin korunmas›n›, kollanmas›n› ve çevre kalitesinin yükseltilmesini, do¤al kaynaklar›n ekolojik dengeye zarar vermeyecek flekilde kullan›lmas›n›n yan› s›ra, bunlar›n ak›lc› bir flekilde yönetilmesini içeren kapsaml› bir çevre müktesebat›n›n benimsenmesini gerektirmektedir. Müktesebatta yer alan dikey konular afla¤›daki gibidir; • Hava ve su kirlili¤ine karfl› al›nan önlemler, • At›k yönetimi, • Endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi, • Do¤an›n korunmas›, • Kimyasal maddeler ve genetik olarak yap›s› de¤ifltirilmifl organizmalar, • Çevresel gürültü yönetimi, • Nükleer güvenlik ve radyasyondan korunma. ‹lgili konular, yüksek seviyede önlem al›nmas›n›, dolay›s›yla maliyetli yat›r›mlar› gerektiren temelde tasarlanm›flt›r. AB'nin Ulaflt›rma Müktesebat› Serbest ticaret ilkelerine dayanan dünya küresel ekonomik düzeninde ulaflt›rma politikalar› büyük önem tafl›maktad›r. Küreselleflmenin h›zlanmas›n›n basl›ca nedenleri aras›nda, geçen yüzy›lda ulaflt›rma yöntemlerinde ve teknolojide kaydedilen h›zl› geliflmeler yer almaktad›r. Bu durum, hem ulus devletleri, hem AB ve benzeri bölgesel örgütlenmeleri, ulaflt›rma sektörlerini düzenleyecek ve ortak standartlara ba¤layacak mevzuat ve anlaflmalar üretme çabas› içine itmifltir. Ulaflt›rma sektörü, Topluluk GSY‹H's›n›n %10'unu, toplam istihdam›n %7'sini, üye ülke yat›r›mlar›n›n %40'›ndan fazlas›n› ve enerji tüketiminin %30'unu kapsamaktad›r. Zaman içerisinde ‹ç Pazar'›n tamamlanmas› hedefi do¤rultusunda, s›n›rlar›n kald›r›lmas› ve deniz tafl›mac›l›¤›n›n serbestlefltirilmesi gibi aç›l›mlar, "Ortak Ulaflt›rma Politikas›"n›n oluflmas›na yol açm›flt›r. Avrupa Toplulu¤u'nu kuran antlaflman›n 70-80. maddelerinde temel bulan "Ulaflt›rma Politikas›" çok say›da ikincil mevzuata dayanmaktad›r. Ulaflt›rma Politikas› için ç›kar›lan mevzuat, tek bafl›na tüm AB müktesebat›n›n %10'unu kapsamaktad›r. Ulaflt›rma Politikas›; karayolu ulafl›m›, demiryolu ulafl›m›, denizyolu ulafl›m› ve hava ulafl›m›n›n yan› s›ra, iç su yollar› ulafl›m›, çoklu tas›ma ve lojistik, sehiriçi ulafl›m, ulafl›m altyap›s› ücretlendirme politikas› alt sektörlerine ayr›lmaktad›r. Ulaflt›rma Politikas›'n›n temel öncelik ve amaçlar› flu flekilde s›ralanmaktad›r: - Rekabetin düzenlenmesi ve bu do¤rultuda sürdürülebilir ulafl›m metotlar›n›n a¤›rl›k kazanmas›, - Mali ve yasal sorunlar›n afl›lmas›, - Kullan›c› odakl› politikalar gelifltirilmesi, - Ulafl›m sektöründeki küreselleflme nedeniyle oluflan flartlara uyum sa¤lanmas›. Müktesebat ayn› zamanda, yatay konular› da içermektedir. Bunlar, • Aarhus Konvansiyonu, • Çevre Konusundaki Bilgilere Ulafl›m Direktifi, • Çevresel Etki De¤erlendirmesi Direktifi, • Raporlama Direktifi, • LIFE Tüzü¤ü, • Avrupa Çevre Ajans›. Enerji kavfla¤›nda Türkiye Kaynak: IKV Yay›nlar› Financial Times gazetesi, ABD Baflkan Yard›mc›s› Cheney'nin Litvanya'dan sonraki dura¤›n›n Kazakistan oldu¤una dikkat çekerek, Cheney'nin, Kazakistan'da, Rus enerji devi Gazprom'un Avrupa üzerindeki enerji etkinli¤ini k›rmak amac›yla yaflama geçirilmesi planlanan ve Kafkaslardan Avrupa'ya uzanan boru hatt› projesini ele alaca¤›n› yazd›: ''Orta Asya do¤algaz ve petrolünün Bat›'ya tafl›nmas›nda Rusya'y› devre d›fl› b›rakan proje, Kazakistan'dan bafllay›p, Özbekistan ve Türkmenistan'a uzanarak, Hazar Denizi alt›ndan s›ras›yla Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye ve Bulgaristan üzerinden Bat› pazarlar›na ulaflmay› amaçl›yor.'' ''Azerbaycan lideri ‹lham Aliyev, geçen hafta Washington'daki temaslar› s›ras›nda, ülkesinin Bat› için güvenilir, laik ve müslüman bir ülke oldu¤unu vurgulam›fl; Rusya güzergah›na mahkum olmadan Avrupa'ya petrol ve enerji sa¤layabilece¤i güvencesi vermiflti. (...) Amerikan yönetimi, Bakü-Ceyhan boru hatt›n› desteklemiflti. Hattan bu y›l bafllayacak olan petrol sevkiyat›, Washington için Kafkas petrolleri konusunda stratejik bir kazan›m olacak.'' Haberde, iç piyasa talebi s›n›rl› olan Türkiye'nin Rusya dahil olmak üzere çeflitli kaynaklardan enerji sa¤lamak için ihtiyac›ndan fazla ithalat taahhüdüne girdi¤i belirtiliyor. Gorst'a göre, gündemdeki kapsaml› plan, Türkiye'yi Avrupa'ya enerji sevkiyat›nda transit bir geçifl noktas› haline getirmek. Gorst, konuyla ilgili olarak ''Ancak benzer bir plana Gazprom da sahip. Rusya, Karadeniz'in alt›ndan Türkiye'ye uzanan Mavi Ak›m do¤algaz hatt›n› Güney Avrupa'ya ve ‹talya'ya gaz sevkiyat› gerçeklefltirmesini sa¤layacak flekilde uzatmak istiyor. Gazprom karfl›tlar›, Rusya'n›n Türkiye üzerinden ilerleme giriflimini, Balt›k denizi güzergah› ve Kuzey Avrupa'da infla etmeye çal›flt›¤› di¤er boru hatlar› projesiyle birlikte de¤erlendirildi¤inde, Avrupa k›tas›n›n boynuna ilmi¤in geçirilmesi olarak görüyor.'' dedi. ABHaber 25 Rize ve AB Rize, üniversitesine kavufluyor 1995 y›l›nda kurulup, k›sa sürede kurumsallaflan, y›ll›k 5 milyon dolarl›k ihracat›yla Rize'nin önde gelen inflaat, pazarlama, d›fl ticaret ve nakliyat flirketi Kabiller'in iki orta¤› Ahmet Kabil ve Ömer Faruk Ofluo¤lu, Rize Üniversitesi için gayretle çal›fl›yorlar. Biri eski bir milletvekilimiz, di¤eri Rize Ticaret ve Sanayi Odas› Baflkan›, her ikisi de Rizeli ve Rizeli olmaktan gururlu... Kabil: “Profesörlerimizi 65 yafl›nda emekli etme lüksümüz olmamal›” Nurdan Bernard (NB): Rize'nin üniversite ihtiyac› nas›l do¤du? AHMET KAB‹L (AK): Yeni üniversitelerin aç›lmas› fikrine karfl› olanlar olsa da, dünyada 18-21 yafllar› ars›ndaki nüfusun %30'u üniversitelidir. Bu oran, kimi geliflmifl ülkelerde %50'leri bulmakta. Türkiye'deyse %16'larda! Bu oran 56's› resmi 23'ü vak›f üniversitesi olmak üzere toplam 79 üniversite anlam›na geliyor. Halen e¤itim veren üniversitelerimizde bir ö¤retim eleman›na 46 ö¤renci düflmekte ki asl›nda bu rakam›n 12 ö¤renci olmas› gerekir. Tüm bu veriler göz önüne al›nd›¤›nda yeni üniversitelere ihtiyaç duyuldu¤u ortadad›r. NB: Üniversiteleflmenin anlam› her ile bir üniversite mi olmal›? AK: Yüksekö¤retimi büyük flehirlerin tekelinden ç›kar›p, Anadolu'ya yaymak gerekir ki bölgeler aras› farkl›l›klar› ortadan kald›rmay›, sanat› ve sporu ülkemizin her köflesine ulaflt›rmay› baflarabilelim. NB: AB programlar›ndan nas›l yararlanmay› düflünüyorsunuz? AK: Rize'de kurulacak üniversitemizle di¤er ülke üniversiteleri aras›nda hem akademik personel hem de ö¤renci koordinasyonunu sa¤lamay› hedefledik. Bu sayede bilim organizasyonlar›n› oluflturup, bilimadam› yetifltirmeyi, ö¤renci dolafl›m›n› ve bilgi ak›fl›n› sa¤layaca¤›z. Özellikle de AB müzakere sürecinde Sokrates ve Erasmus programlar›na uygulama alanlar› bulaca¤›z. Ofluo¤lu: “Üniversiteye yap›lacak yard›mlar vergiden düflülebilecek” Nurdan Bernard (NB): ‹linizde kurulmakta olan üniversite için herkes çok heyecanl›... NB: Üniversitenin altyap›s› haz›r m›? AK: Bugün Rize'de aç›lacak üniversitemizin 500 kiflilik derslikleri, kütüphanesi, spor salonu, kampusü, yani altyap›s› haz›r. Üniversite kanunu ç›karmakla üniversite açm›fl olmay›z; e¤itim esast›r. Emeklilik yafl›n› dolduran hocalar›m›z› buraya getirtmeliyiz böylelikle e¤itmen a盤›n› kapar›z. Di¤er üniversitelerde doktora yapan ö¤rencilere imkanlar sunmak ve onlar› iyi yetifltirmek laz›m. Yaz›k ki e¤itim bütçemiz çok az. fiu anda Rize'de Mesut Y›lmaz zaman›nda aç›lan KTÜ'ye ba¤l› olan 4 fakülte var. Fen-edebiyat, ilahiyat, su ürünleri ve e¤itim fakültelerimiz. Ayr›ca 3 tane meslek yüksek okulumuz mevcut. Aç›lma aflamas›nda olan Rize T›p Fakültemizin ilimize büyük katk›lar› olacakt›r. NB: Bir e¤itmen sorununuz var... AK: Alan›nda uzmanlaflm›fl kiflilere ihtiyac›m›z var. 65 yafl›n› doldurmufl hocalar›m›z› emekli edip onlar›n tecrübelerinden faydalanm›yor oluflumuz büyük yanl›fl. Türkiye'nin böyle bir lüksü yok. Sa¤l›kl› profesörlerimizden sözleflmeli olarak 73 yafla kadar yararlanmal›y›z. Profesörlerimizin %58'i Ankara ve ‹stanbul'daki üniversitelerde faaliyet gösteriyor. Ö¤retim üyelerimizin Anadolu'daki di¤er üniversitelere gitmelerini farkl› ücretler ve sosyal imkanlarla teflvik etmeliyiz. Söylemek istedi¤im bir fley de; kimi rektörlerimiz, kimi hocalar›m›z, yaz›k ki bilimle u¤raflmak yerine siyaset yapmay› tercih ediyorlar. As›l yap›lmas› gereken kaliteli e¤itim ad›na ne yap›labilir, bunun sorgulanmas›d›r. Çünkü art›k dünya globalleflti. Art›k iyinin daha iyisinin arand›¤› bir dünyaday›z. Ömer Faruk Ofluo¤lu (ÖFO): Rize'de bir üniversite kurulmas› için y›llard›r çal›fl›yorduk. 15 ilde aç›lmas› karara ba¤lanan üniversiteler aras›nda Rize Üniversitesi de var. Altyap›s› haz›r olan ve kanunu ç›kan Rize üniversitesi’nin kurulmas› için yo¤un olarak çal›fl›yoruz. Bu konuda Rizeliler sa¤ duyulu davranmal›. Rize Ticaret ve Sanayi Odas› (RTSO) olarak her türlü katk›y› yapmaya haz›r›z. Baflbakan›m›z Recep Tayyip Erdo¤an, ilde yeni yap›lm›fl 400 yatakl› devlet hastane binas›n›n fiziki konumunu göz önüne alarak Rize'de t›p fakültesi kurulmas› gerekti¤ine inand›¤›n› söyledi. Ça¤dafl ve tercih edilir bir üniversite kurmak istiyoruz ki gençlerimiz Rize'den göç etmesin. Üniversitemizin teknik altyap›s› ve donan›m› için sivil toplum örgütlerinin ve ifl adamlar›m›z›n deste¤ine ihtiyac›m›z var. Kurulacak olan üniversitemiz, yöremizi sosyal, kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak kalk›nd›racakt›r. Rize üniversitesi için yap›lacak ba¤›fl ve yard›mlara vergi avantaj› sa¤land›¤›n› da bir kez daha hat›rlatmak isterim. NB: Rizeli AB için ne düflünüyor? ÖFO: Rize'de bir araya gelip müflterek ifl yapma kültürü zay›f. fiu ana kadar Rize'de AB'yle ilgili ifl yap›lm›fl de¤il. Ancak bu konuya duyarl›l›¤›m›z var. AB Türkiye için büyük bir f›rsat. Rize olarak bu imkanlardan faydalanmak isteriz. Üniversitemizin kurulufl aflamas›nda da AB'den faydalanabiliriz. Bu konuda bilgili ve yol gösterebilecek herkesten destek bekliyoruz. "200 bin ton çay üretiyorsak bunun 30-40 bin tonu organik çay olmal›" NB: Rize'nin en önemli firmalar›ndan birinin orta¤› olman›n yan› s›ra RTSO Baflkan›s›n›z. Bir ifladam› ve yönetici gözüyle size Rize'nin en büyük ekonomik kayna¤› olan çay›n gelece¤i hakk›nda görüflleriniz almak isterim. ÖFO: AB ile müzakerelerini yürüttü¤ümüz ortak tar›m politikas› konusunda RTSO'nda çayla ilgili bir çal›flma grubu oluflturuldu. AB ülkeleri aras›nda çay üreten tek ülke Türkiye. E¤er AB'nin tar›msal yönlendirme garanti fonundan gerekti¤i gibi faydalanabilirsek Türkiye'de çay sektörü büyük ad›mlar atacakt›r. Üretti¤imiz çay›n kalitesini yükseltirsek çay›m›z tüm bölgelerde tüketilir ve Türkiye'nin çay› bize bile yetmez. Dünya genelinde, içinde tek katk› maddesi olmayan çay bizim çay›m›z. 200 bin ton çay üretiyorsak bunun 30-40 bin tonu organik çay olmal›. NB: Rize'de üretilen tüm çaylar zaten sat›l›yor ve asl›nda iç tüketimine ancak yetiyor. Malum Rize'de ekilecek alan sorunumuz var. Daha fazla üretilemeyecek bir sektörde, ihracata yönelik organik tar›ma geçmek, iç ihtiyac› ithalata sevk etmeyecek mi? ÖFO: Daha önceki y›llarda kalitesiz çay üretmekten dolay› üretim fazlam›z oldu. Özel sektör çay üretmeye bafllad›ktan sonra Çaykur ürün kalitesine dikkat etmeye bafllad› ve art›k elinde stok kalmad›¤› gibi, Çaykur kâr da ediyor. Cay üretimine özen gösterilir ve kaçak çay engellenirse Türkiye'de çay art› yat›r›mlara gidebilir, ürününü flekillendirebilir. NB: Çay sektöründeki art› ve eksiler... ÖFO: Bugün çay sektörünün en büyük s›k›nt›s› özel sektörün sermaye birikiminin olmamas›. Sektör flu anda s›k›nt›s›n› çözmeye çal›flt›¤› için ileriye do¤ru yat›r›m yapam›yor. ARGE'sini yapam›yor. Ancak zaman içinde afl›laca¤›n› tahmin ediyorum. Çay›n gelece¤i çok parlak. Art›k destek üreticiye veriliyor. Çayda iktidar› bu koflullar sa¤lad›. Çay›n ithalat› için Rize gümrü¤ü çay ihtisas gümrü¤ü olarak belirlenmeli. Çay›n kontrolü Rize'de yap›lmal›. NB: Rize'nin gelece¤ini nas›l görüyorsunuz? ÖFO: Rize ekonomisinin %90'›n› çay oluflturuyor. Bunun d›fl›nda az da olsa tar›m var. Sanayi konusunda pek etkin de¤iliz çünkü yeterince alan›m›z yok. Rize'de arsalar s›n›rl› oldu¤u için çok pahal›. Tüm bunlar d›fl›nda do¤ay› korumam›z, çevreye karfl› duyarl› davranmam›z gerekiyor. Yaz›k ki Rize göç veren illerimizden birisi. Bunu engellemek ve il dinami¤inin korumas› için yat›r›mlar yap›yoruz. Örne¤in flu anki plana göre y›l sonunda sahil yolumuz bitmifl olacak. Ayr›ca Rize, hidroelektrik santrali proje aflamas›na ulaflt›. Gelece¤e güvenle bak›yoruz. 26 Türkiye ve AB Anadolu Sohbetleri TÜRK‹YE TAM ÜYEL‹⁄‹N‹ MÜZAKERE ED‹YOR Kaya Türkmen * Türkiye'nin Avrupa Birli¤i (AB) üyesi olma hedefi yeni de¤il. Unutmayal›m ki, o zamanki ad›yla Ortak Pazar veya Avrupa Ekonomik Toplulu¤u ile ortak olmak için ilk baflvuruyu 1959 y›l›nda yapt›k. 1963 y›l›nda AET ile nihai hedefi tam üyelik olan bir ortakl›k anlaflmas›n›, Ankara Anlaflmas›'n› imzalad›k. Zaman çok yavafl ilerledi. Herfley çok uzun sürdü. O kadar ki, bugün birço¤umuz "bunlar bizi almazlar" diyoruz. Ama biz de yeteri kadar çaba harcamad›k. Gün geldi Türkiye'yi yöneten iktidar, AB üyesi olman›n bizi sömürge haline getirece¤ini iddia etti, "onlar ortak, biz pazar" dedi. Gün geldi demokrasiye ara verdik ve bu kez AB bizimle iliflkilerini rafa kald›rd›. Yunanistan'›n 1982 y›l›nda tam üye olmas› süreci iyice frenledi. K›br›s sorunumuzun iliflkimize olumsuz etkileri oldu. Hem kat›lmak istedik hem kuflku duyduk AB'den. AB yolunda yapt›¤›m›z her reformu "taviz" diye nitelendirenlerimiz oldu. Oysa, AB hedefine yönelik olarak yapt›¤›m›z herfley Türkiye'nin yarar›na, modern, ça¤dafl bir ülke olma hedefine hizmet etti. "AB bizi bölmek, parçalamak istiyor" dedik. "Sevr'de yapamad›klar›n› flimdi yap›yorlar" dedik. Oysa AB üyesi olmak hiçbir ülkeyi parçalamad›, bölmedi. AB üyesi olmak ülkelerin refah›n› art›rd›. ‹nsanlar›n› mutlu etti. Ben de bütün kalbimle inan›yorum ki, AB üyesi bir Türkiye'de, demokratik ve fleffaf devlet anlay›fl› yayg›nlaflacak, sivil toplum güçlenecek, yerel yönetimler etkinlik kazanacak. AB üyesi bir Türkiye'de, y›llar›n biriktirdi¤i altyap› eksiklikleri giderilecek, çevrenin, do¤al kaynaklar›n korunmas› yolunda daha etkin bir mücadele sürdürülebilecek. AB üyesi bir Türkiye'de e¤itim standartlar› yükselecek, tüketici haklar› korunacak, gençlerimiz, kad›nlar›m›z, isçilerimiz, çiftçilerimiz, giriflimcilerimiz daha ça¤dafl koflullara kavuflacak. AB üyesi bir Türkiye bölgesinde ve dünyada bar›fl ve istikrara daha fazla katk›da bulunacak, kültürler çat›flmas›na dayal› siyaset kuramlar›n› bofla ç›karacak. AB üyesi bir Türkiye, hepimizin özledi¤i daha güzel bir Türkiye olacak. Çünkü hep böyle oldu. AB ile 40 y›ldan fazla devam eden iniflli ç›k›fll› iliflkimizde bugün yepyeni bir aflamaya girdik. Türkiye - AB kat›l›m müzakereleri, 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg'da gerçeklefltirilen "Hükümetleraras› Konferans Toplant›s›"nda al›nan kararla resmen bafllad›. Müzakerelerin ilk aflamas›n› tarama süreci oluflturuyor. Tarama sürecinde AB müktesebat›, yani AB'nin kuruldu¤undan bu yana benimsedi¤i bütün kurallar ve uygulamalarla Türkiye'nin mevzuat› karfl›laflt›r›l›yor ve uyum sa¤lamak için atmam›z gerekli ad›mlar tespit ediliyor. Tarama, AB müktesebat› konulara göre bölünerek oluflturulmufl 35 fas›lda ve her bir fas›lda "tan›t›c›" ve "ayr›nt›l›" olmak üzere iki bölümde gerçeklefltiriliyor. Tan›t›c› bölümde, AB Komisyonu, Türkiye'ye, AB müktesebat›n› ve bunu uygulayabilmemizi sa¤layacak idari yap›lanmay› anlat›yor. Ayr›nt›l› taramada ise, biz, ilgili fas›ldaki ulusal mevzuat›m›z›, politika ve uygulamalar›m›z›n AB müktesebat›yla uyuflan ve farkl›l›k gösteren yönlerini ortaya koyuyoruz. ‹lgili fasl›n taramas› sona erince, Komisyon, tarama-sonu raporunu haz›rl›yor. Raporun ilk bölümü, bizim verdi¤imiz bilgilerin özetini, ikinci bölümü ise Komisyonun de¤erlendirmesini ve AB Konseyi'ne tavsiyesini içeriyor. Komisyon, raporun birinci bölümünü taslak halindeyken bizimle paylafl›yor. Biz de bu bölümü inceledikten sonra, Komisyon'dan, varsa, maddi hatalar›n› düzeltmesini istiyoruz. Buraya kadar muhatab›m›z Komisyon... Bundan sonra ise üye ülkelerin oluflturdu¤u Konsey... Konsey, Komisyonun tarama-sonu raporunda yer alan önerileri aynen veya de¤ifliklik yaparak karara ba¤l›yor. Konseyde oybirli¤iyle karar al›n›yor. Yani her üye ülkenin veto hakk› var. Komisyon raporunda ilgili fas›lda esas müzakereye bafllan›lmas› için bizden beklenen hususlar varsa, onlar belirtiliyor. Di¤er bir ifadeyle, AB, bize "flu flu sorunlar›n› da çöz, ondan sonra gel konuflmaya bafllayal›m" diyor. Bunlara "aç›l›fl kriteri" deniyor. AB Dönem Baflkanl›¤›n› yürütmekte olan ülke (bugün Avusturya, 1 Temmuz'dan sonra Finlandiya), aç›l›fl kriteri kararlaflt›r›lmam›flsa, Türkiye'yi o fas›lla ilgili "Müzakere Pozisyon Belgesi"ni sunmaya davet eden bir mektup gönderiyor. Aç›l›fl kriteri kararlaflt›r›lm›flsa da bunu bize bildiriyor. Biz bu mektuba cevaben Müzakere Pozisyon Belgemizi, Konsey'e iletiyoruz. AB de bizim bu belgemize göre, kendi Ortak Tutum Ka¤›d›n› haz›rl›yor. AB üyesi ülkeleri Türkiye ile bir araya getirecek Hükümetleraras› Konferans için tarih tespit edilip, Türkiye'ye bildiriliyor. Bu toplant›da, bizim Müzakere Pozisyon Belgemiz ile AB'nin Ortak Tutum Ka¤›d›, de¤ifl tokufl ediliyor ve o fas›lda esas müzakere resmen bafllam›fl oluyor. Müzakerelerin neresindeyiz? Müzakerelerin birinci aflamas›n› oluflturan tarama sürecinde ilk toplant›, 20 Ekim 2005 tarihinde "Bilim ve Araflt›rma" fasl›nda yap›ld›. Bugüne kadar 14 fas›lda tarama toplant›lar› tamamland›, ayr›ca 4 fasl›n tan›t›c› taramas› yap›ld›. Türkiye, taramas› tamamlanan "Bilim ve Araflt›rma" ile "E¤itim ve Kültür" fas›llar›nda müzakerelere geçifl aflamas›nda bulunuyor. "Bilim ve Araflt›rma" fasl›nda ülkemiz, Dönem Baflkan› taraf›ndan gönderilen 23 fiubat 2006 tarihli bir mektupla, "Müzakere Pozisyon Belgesi"ni sunmaya davet edildi. Biz de Müzakere Pozisyon Belgemizi, 22 Mart 2006 tarihinde Konsey'e ilettik. Bu ilk fas›lda fazla bir müktesebat yok. Dolay›s›yla müzakere edilecek fazla birfley de yok. Bu nedenle, bu fasl›, 12-13 Haziran 2006 tarihlerinde düzenlenecek AB D›fliflleri Bakanlar› Konseyi toplant›s›yla ayn› gün biraraya gelecek Türkiye-AB toplant›s›nda kapatmay› hedefliyoruz. Önümüzde yine uzun bir süreç var. Türkiye büyük bir ülke. AB üyesi ülkelere k›yasla hâlâ yoksul say›lacak bir ülke. Nüfusumuz, AB'ye kat›lan son 10 ülkenin toplam nüfusuna eflit. ‹nsanlar›m›z›n üçte biri tar›mda çal›fl›yor. AB ülkelerinde bu oran ortalama olarak %3 ile 5 aras›nda. AB ülkelerinde, insanlar›n mutlulu¤u için konulmufl olan kurallara iman edercesine sayg› gösteriliyor. Biz k›rm›z› ›fl›kta geçmeyi marifet say›yoruz. Bu örnekleri ço¤altmak mümkün. Ama Türk insan›n›n iyiye, güzele özlemi, Büyük Atatürk'ün gösterdi¤i ça¤dafl uygarl›¤a eriflme hedefini içsellefltirmifl olmas› bu süreçte en büyük gücümüz. (*) Elçi, D›fliflleri Bakanl›¤› Kat›l›m Süreci Genel Müdür Yard›mc›s› KISA HABERLER... 9. Reform Paketi D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül 12 Nisan’da 9. Reform Paketi’ni aç›klad›. Bakan Gül, siyasi reform paketiyle daha fleffaf, daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye ve tüm vatandafllar›n geliflmifl demokrasilerdeki gibi özgürlüklerden genifl flekilde faydalanmas›n› sa¤lamay› amaçlad›klar›n› ifade etti. 9. reform paketinin içeri¤i için www.ikv.org.tr Fiili Müzakerelere Yeflil Ifl›k AB, bilim ve araflt›rma fas›llar›n›n ard›ndan e¤itim ve kültür fas›llar›nda da müzakerelerin bafllamas›na yeflil ›fl›k yakt›. Bilim ve araflt›rma bafll›¤›n›n ard›ndan TürkiyeAB müzakere sürecinde tarama toplant›lar› ve AB Komisyonu'nun de¤erlendirme raporu tamamlanan e¤itim ve kültür bafll›¤›nda fiili müzakerelere yeflil ›fl›k yak›ld›. Raporda Türkiye ve H›rvatistan ile E¤itim ve Kültür fasl›nda hem tan›t›c› hem de ayr›nt›l› tarama sürecinin baflar›yla sonuçland›¤›n›n alt› çizilirken herhangi bir referans kriterine (benchmarks) raporda yer verilmedi. Dönem Baflkan› Avusturya'n›n AB Daimi Temsilcili¤i Sözcüsü Nikola Johannes Donig, Daimi Temsilciler Komitesi'nin (COREPER), e¤itim ve kültür bafll›¤›nda müzakerelerle ilgili tutum belgesini sunmas› konusunda Türkiye'ye davet mektubu gönderilmesini onaylad›¤›n› söyledi. COREPER'de baz› ülkelerin davet mektubunda siyasi kriterlere de at›f yap›lmas› istedi¤ini anlatan Donig, "Di¤er ülkeler de bunu istemedi. Tart›flmalar sonunda uzlaflma sa¤land›. Davet mektubunda siyasi kriterler yer almayacak" dedi. Sözcü Donig, baz› AB ülkelerinin siyasi kriterlere atf›n Türkiye'ye gönderilmeyecek, tek tarafl› olarak bir AB belgesinde yer almas›n› istedi¤inin hat›rlat›lmas› üzerine de bunun söz konusu olmad›¤›n› söyledi. Davet mektubunun AB Daimi Temsilcili¤i kanal›yla Türk taraf›na bu akflam ulaflt›r›laca¤›n› kaydeden Donig, söz konusu bafll›kta fiili müzakerelerin Avusturya'n›n dönem baflkanl›¤› s›ras›nda bafllat›l›p bafllat›lamayaca¤›n›, "Türkiye'nin tutum belgesinin ve AB Komisyonu'nun ortak tutum belgesi önerisinin haz›rlanmas›n›n ne kadar süre alaca¤›n›n" belirleyece¤ini vurgulad›. Donig, AB Komisyonu'nun bilim ve araflt›rma bafll›¤›nda ortak tutum belgesi için çal›flmalar›n› sürdürdü¤ünü ve ayn› çal›flmay› e¤itim ve kültür bafll›¤› için de yapaca¤›n› ifade etti. Rehn: Fiili müzakereler ilkbaharda Avusturya'n›n Der Standard gazetesine konuflan AB'nin genifllemeden sorumlu komiseri Olli Rehn, flu anda AB müktesebat› ve Türkiye'deki yasal uygulamalar konusunda tarama sürecinin devam etti¤ini an›msatarak, "sonuçlar›n› kontrol etti¤imiz tarama sürecinin birkaç hafta içinde bitece¤ini umuyorum" dedi. Tarama süreci sonuçlar›n› birkaç hafta sonra AB Konseyi'ne sunaca¤›n› belirten Rehn, "Türkiye ile fiili müzakerelere Avusturya'n›n dönem baflkanl›¤›nda bafllanmamas› için neden göremedi¤ini" kaydetti. Rehn, bir soru üzerine, Türkiye ile müzakerelere bilim, araflt›rma, kültür ve e¤itim konular›nda bafllanabilece¤ini söyledi. 27 Türkiye ve AB Haziran Zirvesi ve Türkiye Economist: Türkiye'yi kaybetmeyin AB Liderleri, birli¤in gelece¤ini ve s›n›rlar›n› belirleyecek olan özümseme kapasitesi konusunu, Haziran 2006'da yap›lacak olan zirvede ele alacak. AB Dönem Baflkan› Avusturya, Türkiye'yi yak›ndan ilgilendirecek olan, AB'nin yeni bir ülkeyi "özümseme kapasitesi" konusunda kapsaml› bir rapor sunmakla görevlendirdi. Zirvede ayr›ca AB Anayasas›'n›n halen hayata geçirilememesi ve 2007-2013 bütçesinin AB taraf›ndan onaylanmas› görüflülecek. ‹ngiliz The Economist dergisi, "Türkiye'yi, liberal, Bat›'ya dönük, iflleyen bir müslüman demokrasinin bafll›ca örne¤i olarak kaybetme riski çok büyük. Avrupa liderleri Türkiye'yi do¤ru istikamete döndürmek için ellerinden gelen her fley yapmal›" yorumunu yapt›. Sonbahar›n Bombas› Türkiye-AB iliflkilerini sonbahar aylar›nda "2 bomba" bekliyor. AB gözlemcileri, siyasi kriterler ve yarg›ya yönelik reformlar konusunda Türkiye'nin h›z kesmesi ve K›br›s Rum band›ral› gemilere limanlar›n› açmamas›n›n, sonbaharda "kriz yaratabilece¤i" endiflesi tafl›yor. Ayr›ca Fransa'n›n bafl›n› çekti¤i bir grup ülke, tarama süreci tamamlanan e¤itim ve kültür konusunda müzakerelerin bafllamas› için "siyasi kriterler" flart›n›n getirilmesini istiyor. AB yetkilileri, daha önce, e¤itim ve kültür bafll›¤›nda siyasi kriterlere at›fta bulunmuyorlard›. AB ile birkaç hafta içinde fiili müzakerelere bafllamaya haz›rlanan Türkiye, AB'nin müzakerelerin e¤itim ve kültür fasl›na siyasi kriterler koyma giriflimlerine karfl› ç›k›yor. Babacan: ''Vitrine oynam›yoruz ifl yap›yoruz'' Devlet Bakan› Baflmüzakereci Ali Babacan, 5 May›s'ta Brüksel'de ilk kez bir tarama toplant›s›na kat›ld›. Yapt›¤› bas›n toplant›s›nda Türkiye-AB kat›l›m sürecinin baflar›yla sürdü¤ünü ve 17 fas›lda ayr›nt›l›, 18 fas›lda da tan›t›c› taraman›n tamamland›¤›n› kaydetti. Babacan, ''Aç›lan fas›llar›n sahibi kimse Avrupa ile o birim muhatap oluyor. Di¤er aday ülkelerden farkl› bir flekilde Türkiye'nin bu tutumu almas› müzakere süreci sonras› iflimizi kolaylaflt›racak'' dedi. Son zamanlarda hükümetin AB politikas›nda yavafllad›¤› elefltirilerine cevap verircesine Babacan, ''D›fliflleri Bakan› Gül baflkanl›¤›nda 17 fasl›n uyumu konusunda bir eylem plan› start› yap›lacak. K›sa, orta ve uzun vadede hangi kurumun neler yapmas› gerekti¤ine dair bir yol haritas› oluflturulacak. Tar›m çerçeve yasas› ve çevreyle ilgili temel bir yasa TBMM'den geçti. Siyasi reformlarla ilgili befl madde flu an görüflülüyor. Befl uluslararas› sözleflme gündemde. Befl yasal düzenleme yolda. Tüm bunlar TBMM tatile girmeden önce geçirilecek. Hem ekonomik hem siyasi reformlar alan›nda süreç gayet iyi iflliyor. Birinci fas›lla ilgili pozisyon belgesini AB'ye ulaflt›rd›k. fiimdi 25 ülkenin mutab›k kald›¤› pozisyon belgesini bekliyoruz." Dedi ‹kinci fas›lla ilgili olarak AB'den davet mektubu ald›klar›n› belirten Babacan, "Bu fasl›n pozisyon belgesini oluflturaca¤›z. Bu belgelerde STK'lar›n görüfllerine yer veriyoruz. Bu, toplumun tüm kesimlerine süreci sahiplendirme ad›na çok önemli bir ad›m. (...) Kamu al›mlar› fasl›ndan itibaren daha yo¤un olan fas›llara geçiyoruz. Bu aç›l›fl ve kapan›fl kriterleri 'benchmarklar' sürecin do¤al unsurudur ki uygulama Türkiye ve H›rvatistan üyeli¤i sürecinde bafllad›. Bu kriterler daha önceki adaylara uygulanm›yordu. Türkiye'de stratejik olarak baz› konularda eksiklikler var. Örne¤in tar›m konusunda bir strateji gelifltirdik. Simdi çevre fasl›yla ilgili strateji oluflturmaya çal›fl›yoruz. (...) Kamu al›mlar› fasl›n›n aç›lmamas› siyasi de¤il teknik sebeplerdendir. Biz AB'yi memnun etme peflinde de¤iliz. Bu süreç bizim kendi meselemizdir. Türkiye için yapaca¤›m›z iflleri ne zaman iflimize gelirse o zaman yapar›z. Uyumun ekonomik ve sosyal maliyeti varsa bunu zamana yaymak zorunludur. Vitrine oynam›yoruz ifl yap›yoruz. E¤er gerek varsa faydal› olacaksa Brüksel'e daha s›k geliriz. Bir ifl yap›yorsak mutlaka sebebi vard›r. Siz sonuca bak›n. Komisyondan takdir al›yoruz. fiimdi uygulamada netice alaca¤›z.'' dedi ABHaber ve ajanslar Dergi baflyaz›s›nda AB'nin Türkiye konusunda kayg›lanmaya ve Türkiye'nin Avrupa umutlar›n› canland›rma yollar›n› aramaya bafllamas›n› istedi. Geçen y›l her fleyin Türkiye için çok iyi gitti¤ini, AB üyeli¤i perspektifinin bir yat›r›m patlamas›na yol açt›¤›n›, kökleri ‹slam'da olan bir partinin Müslüman dindarl›¤›n›n demokrasi ile ba¤daflabilece¤ini gösterdi¤ini ancak art›k Türkiye'nin Avrupa'ya yönelifline iliflkin heyecan›n bir ölçüde yok oldu¤unu yazd›. ‹liflkilerin raydan ç›kmas›ndan korkuluyor... Türkiye ile AB aras›ndaki iliflkilerin raydan ç›kmas›ndan korkuldu¤unu, olas› en büyük engelin K›br›s oldu¤unun düflünüldü¤ünü kaydeden dergi, flöyle devam etti: "Yönetimdeki AKP art›k ›l›ml› ‹slam için o kadar iyi bir reklam de¤il. Yolsuzluklara göz yumarak ve dostlar› en üst düzey görevlere getirerek iktidar› bir klikte yo¤unlaflt›rmak istedi¤i kuflkular›n› alevlendirdi. AKP'nin daha aç›k ‹slami bir d›fl politikaya dönük yeni yönü de kayg› verici." Pozitif enerji henüz tam tükenmedi... The Economist, geçen y›l Türkiye konusunda görülen iyimserli¤in ortadan kalkm›fl olsa da Türkiye'nin AB umutlar›n›n yaratt›¤› pozitif enerjinin henüz tam tükenmedi¤ini belirterek "Bu umutlar, e¤er Türkiye'nin Avrupal› bir gelece¤i olmas› yolunda herkes sorumlu bir biçimde hareket ederse hâlâ gerçekleflebilir" diye yazd›. Soldan sa¤a: Genifllemeden Sorumlu Komiser Olli Rehn, D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Avusturya D›fliflleri Bakan› Ursula Plassnik Dergi, AKP'nin önünde iki seçenek bulundu¤unu, bunlardan ancak birinin seçilebilece¤ini belirterek seçenekleri, "‹slam ile daha aç›k bir biçimde flört etmek" ve "Avrupa kart›n› daha güçlü oynamak" olarak s›ralad›. ‹kinci seçene¤in iflleyebilmesi için AB liderlerinin Türkiye'yi siyasi riskleri ald›¤›nda ödüllendirmeye haz›r olmalar› gerekti¤ini belirtti ve bu çerçevede K›br›s sorununa dikkat çekti. Annan Plan›'n› reddeden Rumlar›n AB üyeli¤inin meyvelerinden yararlan›rken "evet" diyen K›br›sl› Türklerin izole olmay› sürdürdüklerine iflaret ederek, "AB hükümetleri, Türkiye'nin Rum gemi ve uçaklar›na yönelik yasa¤›na son vermesi ›srarlar›n›n yan› s›ra Türkler'e güven verme ve K›br›sl› Türkleri izolasyondan ç›kartma yollar›n› da aramal›" yorumunu yapt›. The Economist, Türkiye'nin AB yolunda baflar›s›z olmas›ndan AB'de birçok kiflinin sevinece¤i korkusunun, Türkleri baflka yönlere bakmaya cesaretlendirdi¤ini belirterek "liberal, Bat›'ya dönük, iflleyen bir Müslüman demokrasi olarak Türkiye'yi kaybetme riski çok büyük. Avrupa'n›n liderleri, Türkiye'yi do¤ru istikamete döndürmek için ellerinden geleni yapmal›" yorumunu yapt›. ANKA Bulgaristan'›n üyeli¤i ertelenebilir 16 May›s'ta Bulgaristan ve Romanya'ya iliflkin ilerleme raporlar›n› aç›klayan AB Komisyonu, Bulgaristan'›n üyeli¤inin rüflvet, yolsuzluk ve organize suç örgütleriyle mücadele konusundaki eksiklerden dolay› bir y›l, yani 2008'e ertelenmesini öneriyor. Nihai karar AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet baflkanlar›na ait. Olas› erteleme karar›n›n, H›rvatistan ve Türkiye gibi di¤er aday ülkeler aç›s›ndan da bir gözda¤› niteli¤i tafl›yaca¤› da iddialar aras›nda. Fotograf http://www.eu2006.at 28 Editör’den Anadolu Sohbetleri Rize'de ilk ortak proje: Üniversite Karadenizliler ‹stanbul, Ankara gibi büyük bat›l› kentlerimize ilk göç etmeye bafllad›klar›nda belli ifl kollar›nda çal›fl›rlard›. Ve bu kentlerde biz onlar› birbirlerine çok ba¤l› bilirdik. Gazetemiz için Rize ve yöresinde yapt›¤›m›z görüflmeler iflin asl›n›n pek de öyle olmad›¤›n› gösterdi. Me¤er ki Karadenizliler son derece bireysellermifl. Bunu söyleyen kendileri oldu. Rize, pek çok Anadolu kentine göre oldukça geliflmifl olmas›na ra¤men, geliflmenin bir boyutu olan sivil toplum örgütleri aç›s›ndan pek fakir. Rize Valisi Enver Saliho¤lu'nun röportaj›ndan da okuyabilece¤iniz gibi, hay›rsever Rizeliler pek çok, ancak hepsi bireysel yard›mlar› tercih ediyorlar. Birleflip de istihdam sa¤lay›c› ekonomik bir giriflimde bulunmuyorlar. Belki biraz da bu yüzden Rize, Avrupa Birli¤i'nin y›llard›r açmakta oldu¤u hibe ve kredi yard›mlar› için STK’lar›, yerel yönetimleri ve giriflimcileriyle proje üretmeye pek yanaflmam›fl. Zaten içinde birlik oldu¤undan m›d›r bilinmez ama AB'ye pek temkinli yaklafl›yor ve pek de inanm›yorlar. Bu inanç ve güven eksikli¤inin tamamen bilgi eksikli¤inden kaynakland›¤›n› gördük. Müzakere aflamas›na girdi¤imiz AB hakk›nda Rize bir an önce bilgiye kavuflmal› ki, aç›lan f›rsatlardan, turizm ve tar›m baflta olmak üzere, KOB‹’leri yararlanabilsin. Rize'nin yine bu süreçte çevre konusunda da oldukça s›k›nt› yasayaca¤›n› anlamak için sadece o güzelim k›y› fleridinde denize girilemedi¤ini ö¤renmek bile yeterli. Rize'nin eksileriyle bafllad›k çünkü az oldu¤undan bunlar› saymak kolay. Art›lar›n› anlatmaksa çok uzun sürer. Rizelinin genelde tuzu kuru gibi görünüyor. Ancak hepsinin içini yakan bir ortak dertleri var: Gençleri kentte tutamamak. ‹flte ilk kez bu ortak dert onlar› bir amaç etraf›nda birlefltirmifl. Tüm Rize, üniversite için seferber olmufl. Geçen y›l en fazla ihracat yapan firmalar aras›nda 3. s›rada bulunan Kabiller fiirketinin ortaklar›ndan eski milletvekili Ahmet Kabil'le yapt›¤›m›z söyleflide, Rize Üniversitesi’nin akademik aç›dan güçlü olmas› için neler önerdi¤ini okuyabilirsiniz. Burada Atatürk'ün 17 Eylül 1924'te Hamidiye kruvazörüyle Rize'ye geliflini anlatan kitaptan bir bölüm aktarman›n tam yeri san›r›m. "...Vali, kumandanlar ve halk motorlar ve kay›klarla karfl›lamaya ç›kt›lar. Büyük ve coflkun halk tabakalar› karfl›lama için her türlü haz›rl›klar› yapm›fllard›. Silah sesleri ve coflkun alk›fllarla büyük misafir selamland›. Gazi Pafla Hazretleri, memleket ve millet için nelerin tehlikeli olaca¤›n› ihtar ederek bu heyete özet olarak afla¤›daki sözleri söylemifltir. "Mektep istemiyorsunuz, halbuki millet onu istiyor, b›rak›n›z art›k bu zavall› millet, bu evlad› memleket yetiflsin, medreseler aç›lmayacakt›r, millete mektep laz›md›r." Gazinin bu aç›klamalar› "Bravo" sesleri ile alk›fllanm›flt›r.„ Biz de Rize'nin y›llard›r ›srarla sürdürdü¤ü Üniversite çabalar›n›n nihayet gerçekleflmekte oldu¤unu görerek büyük gurur duyduk. Bravo. Bu ortak ülkünün baflar›yla tamamlanmas›ndan sonra eminiz baflka konularda da Rize, bireysel davranmay› b›rak›p, birleflme yolunu seçecektir. Sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantaj› aç›s›ndan Rize'nin gelece¤i tart›fl›l›yor Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 32. toplant›s› Rize'de... Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 26 May›s 2006 Cuma günü Rize'de Dedeman Otel'de gerçeklefltirilen toplant›s›nda, sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantaj› aç›s›ndan Rize'nin gelece¤i tart›fl›l›yor. Dünya Gazetesi Genel Yönetmeni Osman Saffet Arolat'›n yönetimindeki toplant›n›n ilk bölümünde, dünya ekonomisi ve AB ile müzakere sürecinde Türkiye ekonomisi ile sürecin KOB‹'ler için ne ifade etti¤i konusu tart›fl›l›yor. Toplant›n›n ikinci bölümünde düzenlenen panelde ise çay-kivi, s›n›r ötesi iflbirli¤i ve Rize'de ciddi potansiyel tafl›yan yayla turizmi, sürdürülebilirlik ve rekabet avantaj› aç›s›ndan masaya yat›r›l›yor, s›n›r ötesi iflbirli¤inde ticaret odas›n›n rolü inceleniyor. Garanti Bankas› Genel Müdür Yard›mc›s› Nafiz Karadere'nin aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan toplant›n›n ilk bölümünde, Bilgi Üniversitesi ‹‹BF Ekonomi Bölümü Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savafl Akat ve Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali Konular Dairesi AB Uzman› Bülent Özcan, birikimlerini paylafl›yor. ‹kinci bölümde düzenlenen panele, Rize Belediye Baflkan› Halil Bak›rc›, Rize Ticaret ve Sanayi Odas› Yönetim Kurulu Baflkan› Ömer Faruk Ofluo¤lu, Çaykur Yönetim Kurulu Baflkan› Ekrem Yüce, Karadeniz Teknik Üniversitesi ‹‹BF Maliye Bölümü Baflkan› Prof. Dr. Ahmet Ulusoy, Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali Konular Dairesi Baflkan› Dr. ‹nci Ataç Rösch ve Yazar Sevan Niflanyan kat›l›yor. GARANT‹ ANADOLU SOHBETLER‹ GAZETES‹ Türkiye Garanti Bankas› A. fi. ad›na sahibi Ergun Özen Genel Yay›n Yönetmeni : Nurdan Bernard Türkmen Yay›n Kurulu : Nurdan Bernard Türkmen, Naciye Günal, Nafiz Karadere, Sibel Asna Yay›n Koordinatorü : Naciye Günal Yay›n Ekibi : Gözde Günal, Fatih Özkoyuncu, Melisa Roman, Evin Kayran Tasar›m : Zeynep Karafak›o¤lu Grafik uygulama ve Bask› : Mikado Matbaa (0212 289 27 93) Redaksiyon : A&B ‹letiflim Kaynaklar: www.abinfoturk.net www.deltur.cec.eu www.abgs.gov.tr www.europa.eu Teflekkürlerimizle: O¤uz Demiralp, Büyükelçi, AB Genel Sekreteri; Kaya Türkmen, Elçi; Dr. ‹nci Ataç Rösch; Bülent Özcan; Rag›p Göker, Beytullah Y›lmaz, Emre Yerlikaya Türkiye Garanti Bankas› A.fi. Genel Müdürlü¤ü Nispetiye Mahallesi, Aytar Caddesi No: 2 Befliktafl 34340 ‹stanbul, Tel: 0212 318 18 18 Garanti Anadolu Sohbetleri Gazetesi internet sayfas›: http://garanti.com.tr/bankacilik/kobi/pdf/anadolu