derginin tamamına erişmek için tıklayın

Transkript

derginin tamamına erişmek için tıklayın
AB’nin Türkiye’ye
Kat›l›m Öncesi
Mali Yard›mlar›
Sayfa 6 ve 7'de
Sivil Toplum
Diyalogunun
Güçlendirilmesi için
AB hibe veriyor
Sayfa 12'de
AB ve
Türk
çiftçisinin
gelirleri
Sayfa 17'de
Türkiye
dünyan›n
en büyük
ikinci
çay pazar›
Sayfa 20'de
Tar›m kadar
bafl›m›z› a¤r›tacak
çevre konusunda
AB Müktesebat›
Sayfa 24'te
26 May›s 2006
Rize
Anadolu Sohbetleri
Üniversite Rize'yi birlefltirdi
Sayfa 25'te
Tarama Sürecimiz ve AB
Haziran Zirvesi
Sayfa 26 ve 27'de
2
Garanti ve Rize
Anadolu Sohbetleri
Yeni Bir Dönüm Noktas›:
Avrupa Birli¤i ‹le Müzakere Süreci
KOB‹’lerin Bankas›
GARANT‹
KOB‹'ler art›k, bankalar›n ürün ve hizmet
sunduklar› ana müflteri gruplar›ndan biri
olman›n yan› s›ra, çeflitli kurulufllar›n ve Avrupa
Birli¤i (AB) organlar›n›n hibe, kredi ve bilgi
katk›lar›yla daha yo¤un destekledikleri birimler
haline geldi. Ülke ekonomisinde istihdam
aç›s›ndan da ço¤unlu¤u oluflturan KOB‹'ler,
kalk›nma programlar›nda desteklenmesi
gereken bafll›ca aktör konumunda bulunuyor.
Özellikle AB'yle müzakere sürecinde KOB‹'lere
karfl› artan ilgi, 10 y›l öncesine dayanan
öngörülerimizin ne kadar do¤ru oldu¤unu
göstermesi aç›s›ndan bizi çok heyecanland›r›yor.
On y›l önce, KOB‹'lerin sadece Türkiye için
de¤il, genel anlamda ekonomiler için tafl›d›¤›
önemi görerek, ülkemizde sürdürülebilir
büyüme ve ekonomik istikrar›n ancak KOB‹'lere
odaklanan yaklafl›mlarla mümkün olabilece¤i
tespitini yapt›k. 1999'da ‹flletme Bankac›l›¤›
birimini kuran ilk Türk bankas› olduk. Geçti¤imiz
y›l, yeni bir yap›lanma gerçeklefltirerek,
verdi¤imiz hizmetleri "KOB‹ Bankac›l›¤›" iflkolu
çat›s› alt›nda toplad›k.
Bu alanda uzmanlaflm›fl 1.000 kiflilik
kadromuzla, KOB‹'leri dinliyor, anl›yor ve
destekliyoruz. Yaln›zca flirketlere özel de¤il,
faaliyet gösterdikleri sektörlerin iflleyifline de
uygun finansman çözümleri sunuyoruz.
Kredilerin geri ödemesini sektördeki nakit
ak›fl›na göre düzenleyerek, KOB‹'lerin finansman
olanaklar›n› gelifltiriyoruz. fiu ana kadar,
aralar›nda turizm ve tar›m›n da bulundu¤u 10
sektöre yönelik özel paketlerimizi,
profesyonellerin hizmetine sunduk. Yeni
sektörler için de çal›flmalar›m›z sürüyor.
Bugün, Garanti Bankas›'n›n bilançosu içerisinde,
KOB‹'lere sa¤lanan kredilerin toplam kredilere
oran› %22'ye, KOB‹'lerle toplam çal›flma
büyüklü¤ü ise 4,2 milyar dolara ulaflt›.
Sahip oldu¤umuz teknolojik güç ve yetkinlik,
önümüzdeki dönemde, KOB‹'lere yönelik ürün
ve hizmetlerde en önemli itici gücümüz olacak.
2006 y›l›ndan itibaren KOB‹'lere yönelik
çal›flmalar›m›zda, üstün oldu¤umuz teknolojiye
daha fazla odaklanaca¤›z. Bu kapsamda, nakit
ak›fl› yönetimi program›m›z GAN‹'nin, güncel
ikinci versiyonu GAN‹2'yi iflletmelerin
ihtiyaçlar›na uygun olarak gelifltiriyoruz.
‹flletmelerin her an bankac›l›k bilgilerine ve
kesintisiz deste¤e ulaflmalar›n› sa¤layacak 444
KOB‹ (5624) telefon hatt›n› hayata geçirece¤iz.
Güncel ve sektörel bilgiye ulaflabilecekleri ve
on-line destek alabilecekleri KOB‹ Portal›'n›
iflletmelerin hizmetine sunaca¤›z.
Garanti'nin KOB‹ vizyonu, iflletmelerin
geliflmesini sa¤layacak düflünsel vizyonun
oluflturulmas›na katk›da bulunmay› da içeriyor.
Bir yandan iflletmelerin finansal planlama
yapmalar›n› sa¤layacak ürünler gelifltirerek
dan›flmanl›k hizmeti veriyor, di¤er yandan
nab›zlar›n› tutabilmek için onlarla bir araya
gelme ortamlar› yarat›yoruz.
Bu kapsamda, 2002'den bu yana
düzenledi¤imiz Garanti Anadolu Sohbetleri
toplant›lar›yla, 10.000'i aflk›n giriflimciyle yüz
yüze iletiflim kurma f›rsat›n› elde ettik. Garanti
Anadolu Sohbetleri'nin 5. y›l›nda, 32. buluflma
için Rize’deyiz. Toplant›da, AB sürecinde Türkiye
ekonomisinin durumunu ve AB ile Müzakere
sürecinin KOB‹’ler için ne ifade etti¤ini
tart›flmay›, sürdürülebilir büyüme ve rekabet
avantaj› aç›s›ndan çay-kivi, s›n›rötesi iflbirli¤i ve
yayla turizmi alanlar›nda Rize’nin gelece¤ini
almay› hedefledik.
Garanti Bankas› olarak, kalk›nman›n itici gücü
KOB‹'lerin istikrar›n güvencesi haline gelmesine
katk›da bulunmak için çal›fl›yoruz. KOB‹'lerin
bankas› olarak KOB‹'lere deste¤imiz artarak
devam edecek.
Ergun Özen
Garanti Bankas› Genel Müdür
K›rk üç y›ldan beri ülkemizin
gündemini, günün koflullar›na
göre de¤iflen a¤›rl›klarla belirlemifl
bulunan Türkiye-AB iliflkilerinde,
3 Ekim 2005 tarihi, bir dönüm
noktas› olmufl ve Türkiye art›k
müzakere eden ülke statüsünü
elde etmifltir.
Müzakerelerin aç›ld›¤› 3 Ekim tarihinin,
Türkiye'nin AB üyeli¤i yolunda bir son de¤il,
yeni bir iliflki a¤› içinde sadece yeni bir
bafllang›ç oldu¤u unutulmamal›d›r.
Müktesebat›m›z›n AB ile uyumlaflt›r›lmas›
anlam›na gelen ve 35 fas›lda devam edecek
olan kat›l›m müzakereleri, uzun soluklu ve
oldukça da zorlu bir yoldur. Müzakereler,
Türkiye'nin AB üyeli¤inin her iki taraf için de
stratejik bir tercih ba¤lam›nda, yegane
hedefin tam üyelik oldu¤u ve AB'yle
aram›zdaki iliflkinin özüne uymayan
seçeneklerin kabul edilemez bulundu¤u
anlay›fl›ndan hareketle sürdürülmektedir.
AB'ye kat›l›m sürecimiz 3 temel unsur
çerçevesinde flekillendirilmifltir.
toplant›s›yla bafllam›fl, Nisan bafl› itibar›yla
14 fasl›n taramalar› tamamlanm›flt›r. Bilim
ve Araflt›rma fasl›nda, Komisyonun tarama
sonu raporu yay›nlanm›fl ve ülkemiz
müzakere pozisyon belgesini Komisyona
iletmifltir. Avrupa Birli¤i Komisyonu’nun AB
ortak pozisyon belgesini haz›rlamas›n›
müteakip, May›s ay›nda düzenlenecek
Hükümetleraras› Konferans'ta bu fasla iliflkin
fiili müzakereler bafllayacakt›r. Keza, E¤itim
ve Kültür fasl›na iliflkin müzakerelere de
Avusturya Dönem Baflkanl›¤› s›ras›nda
bafllan›lmas› hedeflenmektedir.
Türkiye, di¤er birçok üye ve aday ülkenin
aksine büyük bir nüfusa, ayn› oranda bir
bürokrasiye ve genifl bir co¤rafyaya sahiptir.
Dolay›s›yla, müzakere sürecinin, bürokrasinin
tüm katmanlar›n› kapsayacak pragmatik ve
esnek bir yap›yla sürdürülmesi gere¤i
do¤mufltur. Bu itibarla, süreç, 35 fasl›n
tümünü takip eden 5 kuruluflumuzun yer
ald›¤› ‹zleme ve Yönlendirme Komitesi
taraf›ndan yürütülmektedir. Bu kurulufllar;
Baflbakanl›k, D›fliflleri Bakanl›¤›, DPT, ABGS
ve AB nezdindeki Daimi Temsilcili¤imizdir.
Di¤er kurum ve kurulufllar›m›z da ilgili
olduklar› fas›llara iliflkin çal›flmalara ve
toplant›lara en üst düzeyde kat›lmaktad›r.
- Sivil toplum diyalogunun güçlendirilmesi.
Öte yandan, siyasi reformlar›n devam etmesi
ve uygulaman›n sorunsuz flekilde ifllemesi
için reformlar›n pekifltirilmesi gerekmektedir.
Siyasi reformlar›n uygulanmas› ve
sürdürülmesi süreci yak›ndan takip edilmekte,
muhtemel aksakl›klar›n çözümü için gerekli
önlemler al›nmaktad›r.
AB müktesebat›n›n üstlenilmesi ve
uygulanmas› kat›l›m müzakerelerinin ana
unsurunu teflkil etmektedir. Kat›l›m
müzakerelerinin ilk aflamas›n› oluflturan ve
yaklafl›k bir y›l sürecek olan tarama süreci
de, 20 Ekim 2005 tarihinde Bilim ve Araflt›rma
fasl›n›n tan›t›c› tarama
Sivil toplumla diyalogun güçlendirilmesi ise
üçüncü temel unsuru oluflturmaktad›r.
Gerçeklefltirilen reformlar›n, ülkemizin gerçek
potansiyelinin, kat›l›m sürecindeki zorluklar›n
ve kazan›mlar›n ve son olarak Türkiye'nin AB
üyeli¤inin AB'nin küresel güç olma,
medeniyetler çat›flmas› fikrinin
- AB müktesebat›n›n üstlenilmesi ve
uygulanmas›;
- Kopenhag Siyasi Kriterlerinin tam olarak
uygulanmas›;
baflar›s›zl›¤a u¤rat›larak medeniyetler
ittifak›na do¤ru yol alma hedefleri için tafl›d›¤›
stratejik önemin halk›m›za ve AB halklar›na
en iyi flekilde anlat›lmas› gerekmektedir.
Bunun için toplumun tüm kesimlerinin çaba
göstermesi flartt›r.
Öte yandan, kat›l›m müzakereleri hakk›nda
kamuoyumuzun bilgilendirilmesi, ilgili sivil
toplum kurulufllar›m›z›n bu süreçte yer
almalar› amac›yla çeflitli tedbirler de
al›nmaktad›r. Tarama toplant›lar› tamamlanan
fas›llar hakk›nda bilgilendirme toplant›lar›
düzenlenmektedir. Bu çerçevede, Bilim ve
Araflt›rma ile E¤itim ve Kültür fas›llar› için
bilgilendirme toplant›s› 19 Kas›m 2005
tarihinde, Kamu Al›mlar› ile Rekabet Politikas›
fas›llar› bilgilendirme toplant›s› 17 Aral›k
2005 tarihinde, ‹fl Kurma Hakk› ve Hizmetlerin
Serbest Dolafl›m› ile Sermayenin Serbest
Dolafl›m› fas›llar› bilgilendirme toplant›s›
21 Ocak 2006 tarihinde gerçeklefltirilmifltir.
Bu tür toplant›lar di¤er fas›llar için de
yap›lacakt›r. Ayr›ca, tarama toplant›lar›n›n
gündemi, toplant›larda Komisyon ve ülkemiz
taraf›ndan yap›lan sunufllar ve ilgili fas›la
iliflkin mevzuat listesi Avrupa Birli¤i Genel
Sekreterli¤i’nin internet sitesinde yer
almaktad›r.
AB'ye kat›l›m sürecimiz zorluklarla dolu,
ancak ülkemizi ça¤dafl uygarl›k düzeyine
ç›karacak bir yolculuktur. Bu yolculu¤un her
aflamas›nda halk›m›z›n kazan›mlar›m›z ve
sorumluluklar›m›z hakk›nda bilgilendirilmesi,
AB ülkeleri kamuoylar›n›n ülkemizin gerçekleri
hakk›nda ayd›nlat›lmas› ve karfl›l›kl› yanl›fl
alg›lamalar›n bertaraf edilmesi büyük önem
tafl›maktad›r.
O¤uz Demiralp
Büyükelçi, Avrupa Birli¤i Genel Sekreteri
3
Lizbon Stratejisi
AB, Lizbon’da Strateji Belirlemiflti
2000 Y›l›nda AB Baflkanlar›
Lizbon'da kendilerine, AB'nin
2010 y›l›na kadar dünyan›n
bilgi teknolojisine dayal›
en ileri, rekabetçi,
dinamik, çevreyi koruyan ve
istihdam aç›s›ndan en
geliflmifl ekonomisi haline
getirilmesi hedefini koydu.
“Lizbon Stratejisi” nedir?
K›saca Lizbon Stratejisi dedi¤imiz belgenin
as›l ad›, "Büyüme ve ‹stihdam için Lizbon
Stratejisi". ‹sim, belgenin amac›n› da içeriyor.
Lizbon Stratejisi'nin oluflturulmas›n›n alt›nda
yatan temel neden, uluslararas› rekabet
ortam›nda, nüfusu giderek yafllanmakta olan
ve büyüme oran› giderek azalmakta olan
Avrupa Birli¤i'nin (AB) bu soruna bir ç›k›fl
yolu aramas›. Bu ba¤lamda, Mart 2000'de
düzenlenen Lizbon Zirvesi'nde, AB'nin 2010
y›l›na kadar dünyan›n bilgi teknolojisine
dayal›, en ileri, rekabetçi, dinamik, çevreyi
koruyan ve istihdam aç›s›ndan en geliflmifl
ekonomisi haline getirilmesini hedefleyen ve
"Lizbon Stratejisi" ad› verilen bir plan
oluflturuldu.
Lizbon Stratejisi’nin hedefleri
nelerdir?
Avrupal› liderler, Lizbon Zirvesi s›ras›nda,
y›ll›k ortalama büyüme hedefini %3 olarak
belirledi. Ayr›ca, Strateji sayesinde 2010 y›l›na
kadar 20 milyon kifliye istihdam olana¤›
yaratmay› amaçl›yor.
Kapsaml› hedefler içeren stratejinin ana
hatlar›n› afla¤›daki flekilde s›ralayabiliriz:
* AR-GE politikalar›n›n gelifltirilmesi, rekabet
ve iç pazar›n tamamlanmas›na yönelik yap›sal
reformlar›n h›zland›r›lmas› suretiyle, bilgiye
dayal› ekonomi ve topluma geçifl sürecinin
haz›rlanmas›,
* Avrupa sosyal modelinin modernizasyonu,
insan kaynaklar›na yat›r›m, sosyal d›fllanmayla
mücadele,
* Sa¤l›kl› bir ekonomi ve kalk›nma için uygun
makro-ekonomik politikalar›n uygulanmas›.
Strateji nas›l uygulan›yor?
Strateji, Komisyon ve üye ülkeler aras›nda
eflgüdümlü bir çal›flma öngörüyor. Avrupa
Parlamentosu gibi di¤er topluluk kurumlar›na
da önemli sorumluluklar düflüyor. Bir taraftan,
üye ülkeler, Parlamento ve Konsey taraf›ndan
onaylanan Komisyon önerileriyle belirlenmifl
topluluk seviyesinde bir reform program›
(Lizbon Topluluk Program›) uyguluyor. Di¤er
taraftan, yine üye ülkeler taraf›ndan,
Konsey'in onaylam›fl oldu¤u ana temelleri
gözeten ulusal ölçekli reformlar uygulan›yor.
Komisyonun görevi nedir?
* Avrupa Komisyonu, büyüme ve istihdam›
destekleyen Stratejinin uygulayabilmesi için,
Lizbon Topluluk Program›'na uygun olarak
Avrupa mevzuat›n› haz›rl›yor. Haz›rlanan
mevzuat, di¤er tüm mevzuatlar gibi,
Parlamento ve Konsey taraf›ndan
onaylan›yor.
* Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi,
Bölgeler Komitesi ve Avrupa Yat›r›m Bankas›
gibi AB kurumlar›n›n ilgili konulardaki
uzmanl›¤›ndan faydalan›yor.
* Komisyon, ulusal düzeyde mali destek,
sosyal diyalo¤un teflviki ve en iyi
uygulamalar›n belirlenmesi hususunda üye
ülkelerin ulusal reform programlar›n›
belirlemelerinde kolaylaflt›r›c› rol oynuyor.
* Ayr›ca, Stratejinin uygulanmas› ve
kaydedilmifl ilerlemelerin de¤erlendirilmesi
hususlar›nda üye ülkelerle iflbirli¤i ve
koordinasyon içerisinde çal›fl›yor.
Yeniden canland›r›lmas›na
neden ihtiyaç duyuldu?
Lizbon Stratejisi kapsam›nda bugüne kadar
kaydedilen geliflmeleri flöyle s›ralamak
mümkün:
- AB bünyesinde 6 milyonu aflk›n yeni ifl
imkan› yarat›ld›
- Telekomünikasyon, demiryolu tafl›mac›l›¤›,
posta hizmetleri, elektrik ve gaz piyasalar›n›n
daha fazla rekabete aç›lmas› yönünde ad›mlar
at›ld›.
- Lizbon hedeflerine yönelik 100'ü aflk›n
direktif ve program hayata geçirildi.
Lizbon Stratejisi'nin üzerinden 5 y›l geçmesine
ra¤men, AB'nin 2000 y›l›nda Lizbon
Zirvesi'nde belirledi¤i hedeflere ulaflmak için
yeterince ilerleme kaydedemedi¤i
düflünülüyor.
Özellikle, en büyük rakibi Amerika Birleflik
Devletleri (ABD) ile karfl›laflt›r›l›nca, sonuçlar
AB için son derece hayal k›r›c›. Avrupa,
1996'dan bu yana her geçen y›l ABD'nin
gerisinde kal›yor:
* ABD, iflgücü verimlili¤i konusunda
Avrupa'n›n 2 kat› daha h›zl› ilerliyor.
* Avrupa yeterince yat›r›m yapm›yor;
yat›r›mda büyüme Avrupa'da ortalama %1,7
iken, Amerika'da bu rakam y›lda
% 5,4.
* AB, AR-GE'ye yeterince para harcam›yor:
ABD, bu konuda Avrupa'dan 100 milyar Euro
daha fazla harc›yor.
* ABD nüfusunun %32'si üniversite veya
dengi bir okuldan mezunken, Avrupa'da bu
oran %19'larda kal›yor. Ayr›ca ABD, Avrupa
ülkelerinin pek ço¤unun ö¤renci bafl›na
yapt›¤› yat›r›m›n 2 kat›n› gerçeklefltiriyor.
* 2004 y›l›nda Euro alan›n›n ortalama
büyümesi %2,2'de kal›rken ABD ekonomisi
%4,3, Japonya %4,4, Hindistan %6,4 ve
Çin %9 büyüdü.
Giderek yafllanmakta olan nüfus ve yukar›da
belirtilen rekabetçi büyüme sorunlar›na karfl›,
AB liderlerinin art›k harekete geçme
zaman›n›n geldi¤ini anlad›klar› belirtiliyor.
Baflar›s›zl›¤›n alt›nda yatan
nedenler nelerdir?
Lizbon Stratejisi'nde belirlenen hedeflere
istenilen h›zda ulafl›lmamas›n›n alt›nda yatan
nedenleri flöyle s›ralayabiliriz:
AB'nin yo¤un gündemi, AB içinde bu
konudaki eflgüdümün zay›fl›¤›, üye ülkelerin
birbiriyle çat›flan öncelikleri, üye devletlerin
zor ve kamuoyuna pazarlanmas› güç
ekonomik reformlar› uygulamadaki
isteksizlikleri.
Bunun yan› s›ra Lizbon Stratejisi, üye
ülkelerdeki eksikliklerin daha yal›n bir biçimde
ortaya ç›kmas›na neden oldu ve Almanya,
Fransa gibi köklü gelenekleri olan ülkelerin
stratejinin öngördü¤ü parametrelere uyum
sa¤lamalar› için yap›sal reformlarda
bulunmalar› gerekti¤ini ortaya koydu.
Yeniden yap›lanmalar›n maliyetinin de yüksek
olmas›, stratejinin gelifltirilmesinin önünde
bir engel olarak belirdi.
AB, gerekli uygun araçlara sahipse ve temel
öncelikler üzerinde yo¤unlafl›rsa misyonunu
yerine getirir. Basitlefltirilmifl ve
somutlaflt›r›lm›fl eflgüdümlü çal›flmay› temel
alan yeni yaklafl›m, istenilen sonuçlar›n elde
edilmesini kolaylaflt›racakt›r.
Avrupa Komisyonu ne tür
yenilikler önerdi?
Komisyon, belirlenen hedeflere ulaflmadaki
engelleri 2 farkl› yolla çözmeyi öneriyor.
Önerilen çözümlerden birincisi, hedef say›s›n›
azalt›p, istihdam ve büyüme odakl› bir eylem
plan› oluflturmak... Komisyonun önerdi¤i
yeni eylem plan›n›n ana hatlar› flu flekilde:
* Tek Pazar›n daha iyi ifllemesini sa¤layarak,
AB'yi istihdam ve yat›r›m için daha cazip hale
getirmek: Bunun için, KOB‹'lere özel önem
verecek flekilde mevcut direktiflerin daha
etkin uygulanmas› önem tafl›yacak. Rekabet
politikas›yla kamu ihale kurallar›na etkin
biçimde uyulmas› ve hizmetler alan›nda tek
pazar›n tamamlanmas› da zorunlu. Üye
Ülkeler ve Komisyon taraf›ndan hizmet
pazar›n›n aç›lmas›n›n etkilerine iliflkin olarak
yap›lan de¤erlendirmelerin tamam› olumlu.
1992'den bu yana AB içindeki hizmet ticareti
hiç geliflmedi. Hizmet sektörünün AB
ekonomisinde %70 oran›nda pay sahibi
oldu¤u düflünülürse, bu alanda henüz
faydalan›lmam›fl büyük bir potansiyel yat›yor.
* Bilgi teknolojilerini ve yenilikçili¤i (inovasyon)
büyüme için kullanmak: Komisyon bunun
için, bölgesel ve yerel düzeyde yüksek
teknolojiyi, KOB‹'leri ve ifl çevrelerini biraraya
toplayacak "yenilikçilik noktalar›" oluflturmay›
ve bir "Avrupa Teknoloji Enstitüsü" kurmay›
önerdi.
Teknoloji ve yenilikçilik ile büyüme aras›ndaki
ba¤lant›y› kurabilmek için, sanayi taraf›ndan
finanse edilen ve ticari kazanca yönelik sonuç
do¤uracak AR-GE çal›flmalar›na a¤›rl›k
verilmeli. 2010'a kadar AR-GE yat›r›m oran›n›n
GSMH'n›n %3'üne ç›kar›lmas› hedefleniyor.
* Daha fazla ve daha iyi istihdam imkanlar›
yaratmak: ‹stihdam oran›n›n 2010 y›l›na
kadar %70'e ulaflmas› hedefleniyor. Bu
amaçla, iflgücünün hareketlili¤i ve uyum
kabiliyetinin gelifltirilmesi gerekiyor. Bu
noktada esas sorumluluk, üye ülkelere ait
olacak. Baz› önlemler al›nmakla birlikte,
henüz istenilen sonuçlara ulafl›lamad›. Ayn›
zamanda, gelifltirilen AB Gençlik Giriflimi ile
gençlerin iflsizlik sorunuyla daha etkin bir
biçimde mücadele etmek amaçlan›yor.
‹kinci çözüm ise Komisyon ve Üye Ülkeler
aras›ndaki iflbirli¤i ve koordinasyonu
güçlendirerek stratejinin uygulanmas›n›
kolaylaflt›rmak. Bu ba¤lamda, Üye Ülkelerin
daha iyi uyum sa¤layabilmesi için yeni aktar›m
mekanizmas› gelifltirmek son derece önemli.
Buna göre,
* Üye Ülkelerin parlamentolar›yla görüfltükten
sonra kendi hükümetlerince kabul edecekleri
istihdam ve büyüme için "Tek Ulusal Eylem
Program›"n›n oluflturulmas›,
* Üye Ülkelerin hükümetleri düzeyinde
stratejinin farkl› ö¤elerini koordine etmekten
ve Lizbon Program›n› sunmaktan sorumlu
olacak bir Lizbon elçisi atanmas›,
* Büyüme ve istihdam için Ulusal Lizbon
Programlar›n›n ekonomi ve istihdama yönelik
bafll›ca raporlama arac› olarak kullan›lmas›
öngörülüyor.
Çözülmesi gereken en acil
sorunlar neler?
Acilen çözülmesi hedeflenen 4 temel sorun
bulunuyor: (1) Yüksek ihtisasa, araflt›rma ve
yenilikçili¤e yap›lan yat›r›mlar› önemli ölçüde
artt›rmak. (2) ‹dari formaliteleri en düflük
seviyeye indirgemek, iflletmelerin kurulmas›n›
ve büyümesini teflvik eden ekonomik bir
çevre oluflturmak. (3) Her yafltan kiflilere
istihdam bulabilmeleri yolundaki engelleri
kald›rmak ve yard›mc› olmak. (4)
Sürdürülebilir ve güvenilir enerji kaynaklar›
sa¤lamak.
Kaynak:
http://europa.eu.int/rapid/pressReleasesAction.do?ref
erence=MEMO/06/23&format=HTML&aged=0&langu
age=FR&guiLanguage=fr
p://www.abmerkezi.org.tr/belgeler/Sorular%20ve%2
0cevaplarla%20yeni%20Lizbon%20stratejisi.doc
4
Lizbon Stratejisi
Anadolu Sohbetleri
AB Bahar Zirvesi Sonuçlar›
23-24 Mart tarihlerinde
Brüksel'de gerçekleflen AB
Konseyi'nin Bahar Zirvesi’ndeki
bafll›ca gündem bafll›klar›, Lizbon
Stratejisi ve Avrupa için Enerji
Politikas› oldu. Bahar Zirvesi
sonuç bildirgesinde bu iki
konuyla ilgili al›nan kararlar›
afla¤›da özetlemeye çal›flt›k:
1- Lizbon Stratejisi
Bahar Zirvesi’nin ana gündem maddesi, 2010
y›l›na kadar AB'yi dünyan›n istihdam ve
rekabet gücü en yüksek ekonomisi yapmay›
hedefleyen Lizbon Stratejisi'ydi. Konsey,
Lizbon Topluluk Program› öncelikleri üzerinde
bir uzlaflmaya vard›. Zirvede temel eylem
alan› belirlendi:
- E¤itime, araflt›rmaya ve yenlikçili¤e
(inovasyon) yat›r›m yapmak,
- KOB‹'lerin sorunlar›na çözüm üretmek,
- ‹stihdam politikalar›n› gelifltirmek,
- Sürdürebilir ve güvenli enerji kaynaklar›
sa¤lamak.
Ayr›ca her alan için al›nan önlemlerin 2007
için uygulamaya konulmas› gerekiyor. Bu
ba¤lamda her üye ülkeden, 2006 y›l› sonuna
kadar, ulusal reform programlar›n›,
Komisyonun onay›na sunmufl olmalar›
bekleniyor.
Araflt›rma ve yenilikçili¤e (inovasyon)
yap›lan yat›r›m›n art›r›lmas›:
- AR-GE harcamalar›n›n 2010 y›l›na kadar
Gayri Safi Yurtiçi Has›la'n›n %3'üne
ç›kar›lmas›;
- 7. Çerçeve Program›n›n uygulamaya
konulmas›;
- Yüksekö¤retime yap›lan yat›r›m oran›n›n
2010 y›l›na kadar, Gayri Safi Milli Has›la'n›n
%2'sine ç›kar›lmas›;
- 2007 y›l›nda Avrupa Teknoloji Enstitüsü'nün
kurulmas›.
KOB‹'lerin önündeki engellerin
kald›r›lmas› ve iflletmelerdeki
potansiyelin a盤a ç›kar›lmas›:
- En geç 2007 sonunda, her üye ülkede "tek
gifle" (one-stop-shop) sisteminin uygulamaya
geçmesi;
- Bir iflletmenin kurulmas› için olan sürenin,
2007'ye kadar yar›ya, daha sonraki
dönemlerde ise 1 hafta veya 1 aya indirilmesi;
- ‹fllemlerin elektronik ortama kayd›r›lmas›;
- ‹fl kurma maliyetinin düflürülmesi;
- ‹fle al›mlar için gerekli ifllemlerin tek idari
kurumda yap›lmas›.
‹stihdam olanaklar›n›n art›r›lmas› :
- Üye ülkeler, istihdam oran›n› yükseltmek,
emeklili¤i ve yafllanan toplumun sa¤l›k
giderlerini finanse etmek amac›yla
vatandafllar›n›n ihtiyac› olan deste¤i her yaflta
sunabilmek için "yaflam döngüsü" kavram›n›
temel olarak alan istihdam sunmal›d›r;
- 2007 sonuna kadar 6 ay içinde ve 2010'a
kadar 100 gün içinde, okul veya üniversiteyi
bitirmifl her gence ifl bulma, ç›rakl›k ve ek
e¤itim ve ö¤retim olana¤› sa¤lanmas›;
- 2010 y›l›na kadar her y›l, AB çap›nda 2
milyon ifl yarat›lmas›;
- ‹fl de¤ifltirmenin kolaylaflt›r›lmas›;
- "Aktif yafllanma" stratejilerinin uygulanmas›.
Bu ba¤lamda, 45 yafl üzeri kiflilere ö¤renim
olana¤›n›n, ifl hayat›n›n uzat›lmas› için mali
olanaklar›n ve yar› zamanl› ifllerin teflvik
edilmesi;
- Aktif ve önleyici politikalar güdülerek halk›n
ücretli ifl bulmas›na destek verilmesi ve yard›m
edilmesi;
- Ekonomide çal›fl›lan toplam saatin
artt›r›lmas›;
- Kad›n -erkek eflitli¤i, özel hayat ve ifl hayat›
aras›nda denge sa¤lanmas›. Bu ba¤lamda
Cinsiyet Eflitli¤i için AB Pakt›'n›n onaylanmas›;
- ‹fl güvencesi, ifle alma ve iflten ç›karma gibi
konular› belirleyen çal›flma yasalar›n›n
esnekli¤i (flexicurity) konusunda üye ülkelerin
görüfllerinin birbirine yaklaflmas›n›n
sa¤lanmas›.
2- Avrupa için Enerji Politikas›
AB liderleri, Enerji Politikas›n› benimseyerek,
etkin, güvenilir ve sürdürülebilir enerji
kaynaklar› için iflbirli¤inin güçlendirilmesine
yönelik Komisyon önerilerini destekliyor.
Komisyon, önerilerinde üye ülkeleri, artan
petrol-gaz fiyatlar›na ve kirlili¤e karfl› önlemler
almak için dayan›flma içinde çal›flmaya davet
ediyor. Zirvede liderler, AB'nin enerji
tedarikinin güvenli¤ini sa¤lamaya yönelik
stratejiyi onaylad›. Bu strateji kapsam›nda:
- Avrupa gaz ve elektrik a¤lar› aras›nda daha
etkin bir koordinasyon sa¤lanmas› ve enerji
pazarlar›n›n daha iyi yönetilmesi;
- Yeterli, temiz ve yenilenebilir enerji
kaynaklar› bulunmas›, yap›lan araflt›rmalarla
teflvik edilmesi;
- Enerji kaynaklar›n›n farkl›laflt›r›lmas›;
- AB içinde bölgesel enerji pazarlar›n›n
kurulmas›;
- 2015 y›l›na kadar toplam enerji tüketiminde
yenilenebilir enerji pay›n›n %15'e, biyo-yak›t
pay›n›n ise %8'e ç›kar›lmas›.
AB Geçmiflten Ders Ç›karacak
23-24 Mart tarihlerinde Brüksel'de
yap›lan AB Zirvesi'nin ana gündem
maddesi, 2010 y›l›na kadar AB'yi
dünyan›n istihdam ve rekabet gücü
en yüksek ekonomisi yapmay›
hedefleyen "Lizbon Stratejisi"ydi.
Zirve boyunca 2010 y›l›na kadar yeni istihdam
olanaklar› yaratman›n yollar›n› arayan 25
ülkenin devlet ve hükümet baflkanlar›, kendi
ülkeleri için reform önerileri sundu. AB
Dönem Baflkan› Avusturya'n›n Baflbakan›
Wolfgang Schüssel, istihdam ve büyüme
alanlar›nda somut çözüm önerilerinin
gündeme getirildi¤ini, AB'nin bir günde infla
edilemeyece¤inin bilindi¤ini, strateji
aray›fllar›n›n devam etti¤ini anlatt›. Sosyal
diyaloga verilen önem üzerinde duran
Schüssel, 2010 y›l›na kadar her y›l, 2 milyon
kifliye yeni ifl alan› açma çaba ve
hedeflerinden söz etti.
AB Komisyonu Baflkan› Jose Manuel Barroso
ise Birli¤in araflt›rma ve gelifltirmeye ay›rd›¤›
kayna¤›n art›r›lmas› gerekti¤ini belirtti.
Zirve sonundaki sonuç bildirgesinde, AB
genelinde 2005-2007 y›llar› aras›nda 6 milyon
yeni ifl sahas›n›n aç›lmas› gibi bir hedef
bulundu¤u hat›rlat›larak, AB aç›s›ndan en
önemli hedefin iflsizli¤in azalt›lmas› ve
büyüme potansiyelinin artt›r›lmas› oldu¤u
hat›rlat›ld›.
Avrupa toplumunun yafllanmas›na karfl›
tedbirlerin gelifltirilmesinin, küreselleflmede
AB'de de yerini almas›yla mümkün oldu¤unun
vurguland›¤› sonuç bildirgesinde,
küreselleflmenin yap›lanma reformlar›n›n
temeli olaca¤› belirtildi. Avrupa'da
rekabetçili¤in gelifltirilmesi için
reformlar yap›lmas› gerekti¤inin alt› çizilerek,
mikroekonomik politikan›n gelifltirilmesinin,
büyüme ve istihdam için gereklili¤ine
de¤inildi.
AB Konseyi sonuç bildirgesinde üye ülkelerin
2007 y›l›na kadar flirketlerin kurulmas› için,
sistemlerini tektiplefltirmeleri gerekti¤i
belirtildi. Böylece hangi ülkede kurulursa
kurulsun flirketlerin oluflturulmas› için
harcanan zaman, iflleyifl ve kurulufl prosedürü
aç›s›ndan tek siteme geçilmesi gerekiyor.
fiirket kurmak için yap›lan masraflar›n en
aza indirgenmesi gerekti¤inin belirtildi¤i
sonuç bildirgesinde, flirketlerin daha h›zl›,
daha az masrafl› olarak kurulabilmesi için
imkan yaratman›n hedeflendi¤i kaydedildi.
Avrupa pazar›nda rekabetçili¤in
desteklenmesi gerekti¤ine dikkat çekilen
sonuç bildirgesinde, flirketler için uygun
ortam›n haz›rlanmas›n›n AB'nin rekabetçilik
politikas›na hizmet aç›s›ndan önemli oldu¤u
savunuldu.
Bildirgede; gençler, kad›nlar ve yafll› iflçilere
daha fazla istihdam yarat›lmas›n›n önemi
vurguland›. 2007 y›l›na kadar mezun olan
ve ifl bulamayan her gence, 6 ay içinde ifl
sa¤lanmas› veya ö¤renim e¤itimi almas›
hedefi yenilendi. Ancak tüm bu hedeflerin
tamamen gerçeklefltirilebilmesi için sosyal
ortaklarla do¤rudan ba¤lant›n›n sa¤lanmas›
gerekti¤inin alt› çizildi.
Bu çerçevede AB Konseyi, üye ülkelerin hayat
boyu ele al›nacak ve hayat boyu ifl olarak da
de¤erlendirilebilecek bir yaklafl›m
benimsemeleri gerekti¤ini vurgulad›. Bu
amaçla KOB‹'lerin çal›flmas› için gerekl
kaynaklar›n sa¤lanmas›n›n gereklili¤ine iflaret
edildi.
http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=10762
http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=1076
5
Lizbon Stratejisi
Türkiye: Limonlar ve Dinozorlar
‹fl Kurmaya
Yard›m
Avrupal›lar›n yeni ifl kurmas›n›
engelleyen nedenler: Risk,
maliyet, zaman...
AB Bahar Zirvesi'nde, devlet ve hükümet
baflkanlar›n›n ele ald›¤› konulardan biri de,
KOB‹'lerin istihdam ve büyümeye yapt›klar›
katk› ve Avrupa'da yeni flirket kurulmas›na
ait son y›llarda ortaya ç›kan kötü tablo oldu.
AB'de yeni bir ifl kurmak ortalama 24 gün
al›rken; bu süre baz› ülkelerde 35 güne kadar
ç›kabiliyor.
AB Konseyi, sonuç bildirgesinde, üye ülkelerin
2007 y›l›na kadar flirketlerin kurulmas› için
sistemlerini tektiplefltirmeleri gerekti¤i
belirtildi. Hangi ülkede kurulursa kurulsun
flirketlerin kurulmas› için harcanan zaman;
iflleyifl ve kurulufl prosedürleriyle ilgili al›nan
karar›n hedefi, flirketlerin daha h›zl›, daha az
masrafl› olarak kurulabilmesi için imkan
yaratmak...
Vatandafllar›n yeni ifl kurmalar›n›
kolaylaflt›racak önlemler flöyle s›ralanabilir:
- Üye ülkeler, 2007 y›l›na kadar, flirket
kurmayla ilgili bütün ifllemlerin yürütülece¤i
tek bir merkez (one-stop-shop) kuracak.
- fiirketlerin, ilk çal›flanlar›n› ifle al›rken, birden
fazla kamu idaresine baflvurmak zorunda
olmas› önlenecek.
- 2007 y›l›n›n sonuna kadar AB'nin her yerinde
yeni bir flirket kurmak için gereken ortalama
süre en fazla 1 haftaya düflürülecek.
http://www.abmistanbul.org/dokumanlar/abm/guncel/guncel_in
dex/guncelindex.htm
Komisyon mülkiyet
transferinin
kolaylaflt›r›lmas›n›
istedi
AB Komisyonu, KOB‹'leri destekleyerek,
istihdam ve büyüme stratejisi çerçevesinde,
ço¤unlukla aile flirketleri olan KOB‹'ler
düzeyinde mülkiyet transferlerinin
kolaylaflt›r›lmas›n› önerdi. AB'de ifladamlar›n›n
da yaflland›¤›n› ve ço¤u zaman flirketlerini
devredebilecek kimseleri olmad›¤›na dikkat
çeken AB Komisyonu, bu flekilde ilerlenmesi
halinde, AB'deki giriflimcilerin üçte birinin 10
y›l içinde faaliyetlerine son verece¤ini
öngörüyor. Bu konudaki sorunlar›n
afl›labilmesi için, AB Komisyonu, üye ülkeleri
KOB‹ ve aile flirketlerinin varl›¤›n› sürdürmesini
sa¤layacak baz› önlemler almaya ça¤›r›yor.
Bu önlemler flöyle s›ralanabilir:
1. fiirket transferlerine veya yeni flirket
kurulumlar›na olanak verecek uygun mali
koflullar›n sa¤lanmas›;
2. fiirket transferlerinin önceden planlanmas›
ve bu konuda uzman yard›m al›nmas›
konusunda flirket sahiplerinin
bilinçlendirilmesi, ticaret odalar›n›n, sektör
derneklerinin yönlendirme sa¤lamas›;
3. Potansiyel al›c› ve sat›c›lar›n bir araya
gelece¤i saydam pazarlar oluflturulmas›;
4. fiirket transferlerine olanak veren vergi
sistemleri uygulanmas›.
TÜS‹AD Bülteni
Makroekonomik faktörler, Türkiye
ekonomisinin üretim düzenini etkiliyor
Türkiye'nin flirketler kesimi esas
günahkar
Türkiye'nin cari ifllemler a盤›n›n Gayri Safi
Yurtiçi Has›la'ya oran› (GSYH) 1990-2003
y›l›nda %1,1 iken, 2004 y›l›nda %5,2'ye,
geçen y›l da %6,2'ye ç›kt›. Acaba bu art›fl›n
en önemli nedeni döviz kurunun afl›r›
de¤erlenmesi mi? Veya daha önemlisi,
ekonomik istikrar üzerinde ciddi bir tehdit
oluflturmas› m›? Burada, dönemsel ve
kurumsal etkenlerin d›fl dengesizlikleri
tetikledi¤i bir gerçek. ‹lk olarak, geçen seneki
cari ifllemler a盤›nda meydana gelen art›fl›n
%90'l›k bölümü, yükselen fosil yak›t
fiyatlar›ndan kaynaklanmaktad›r. ‹kinci olarak,
makroekonomik normalleflme sayesinde,
üretimin ve yat›r›m›n artmas› ara mallara ve
sermaye mallar›na olan talebi yükseltmifltir.
Bu ak›mlar flu anda tehlikeli olarak
nitelendirilmese de, ülkenin üretim sürecini
ve makroekonomik performans›n› etkileyen
yap›lar› ve de¤iflimleri anlamak için,
makroekonomik verilerin ötesine bakmak
gerekmektedir.
Siyasi gerilimlerin ve ekonomik floklar›n
ortas›nda, kimse Türkiye'nin flirketler kesiminin
yap›s›n› umursamad›. Fakat flimdi siyasi ve
makroekonomik durumun normalleflmesi,
flirketler kesiminin kurumsal zorluklar›n› ve
mikro düzeydeki eksikliklerini h›zla gözler
önüne seriyor. Sorunlu yap›n›n ilk
katman›nda, büyük aile flirketlerini ön plana
ç›karan kapal› ekonomi gelifltirme stratejisi
yer al›yor. Bu holdingler, fazla say›da farkl›
üretim sahalar›yla Türkiye ekonomisine hakim
oluyor ve sonuçta sanayide dengesiz bir
bileflime yol aç›yor. ‹kinci katman ise, aile
flirketlerinin bir yan ürünü olarak, geleneksel
sektörlerde çal›flan küçük flirketleri içeriyor.
Maalesef, sermayesi olmayan bu küçük
flirketler, operasyonel ve finansal
darbo¤azlarla mücadele ediyor. Bu
darbo¤azlar teknolojik aç›dan gerilemelerine
ve üretimlerini düflürmelerine neden oluyor.
Türkiye ekonomisi iflgücü yo¤un üretim
sektörlerinden uzaklafl›yor
Ara mallar ve sermaye mallar›n›n ithalat›ndaki
art›fl, hem üretimdeki büyümeyi hem de
sanayi üretiminin niteli¤indeki yap›sal de¤iflimi
gösteriyor. Tedarik zincirinin
küreselleflmesiyle, iflgücünün marjinal
maliyetini sermaye maliyetinin üzerine ç›karan
etkenler, iflgücü yo¤un üretimden sermaye
yo¤un üretime geçifli h›zland›rd›. Tabii ki
düflük ihracat içerikli geleneksel sektörlerden,
yüksek ithalat içeri¤i gerektiren yeni ticaret
ak›mlar›na geçifl, üretim büyümesine oranla
ithalat talebinde esneklik art›fl› anlam›na
gelmektedir. Di¤er bir deyiflle, t-shirt üretmek
için ithalat girdisine çok fazla ihtiyaç
duymazs›n›z, ancak araba veya elektronik
eflya üretmek için yüksek ithalat girdisine
gereksinimiz vard›r; özellikle de yerel
tedarikçileriniz günümüzün küreselleflen
dünyas›nda yeterli rekabetçi güce sahip
de¤ilse.
‹flgücü yo¤un sektörler rekabet
bask›s›yla mücadele ediyor
Avrupa Birli¤i, AR-GE bütçesini art›rd›
7. Çerçeve Program›'n›n
bütçesinin %40 artarak, Avrupa
Birli¤i'nin (AB) 2007-2013 AR-GE
bütçesinde toplam 48 milyar
Euro'ya ulaflmas› bekleniyor.
AB'nin 2007-2013 AR-GE bütçesi üzerine
uzlaflma sa¤lad›. Uzlaflma sonras›nda Aral›k
2005'te Avrupa Konseyi'nin üzerinde anlaflt›¤›
7. Çerçeve Program› bütçesine 300 milyon
Euro daha eklenebilecek ve bütçe 48 milyar
Euro'nun üzerine ç›kacak. Böylece, yeni
bütçenin, 6. Çerçeve Program›'n›n (20022006) bütçesine göre
2004 fiyatlar›yla (enflasyon dikkate
al›nmad›¤›nda) %40, enflasyon dikkate
al›nd›¤›nda %60 fazla oldu¤u anlam›na
geliyor.
Rekabet Gücü ve Yenilikçilik Program› (CIP)
için Komisyonun orijinal bütçe teklifi, 20072013 aras› dönem için 4 milyar Euro'ydu.
Aral›k 2005 Avrupa Konseyi Zirvesi'nde bu
teklif 2,9 milyar Euro'ya düflürüldü. Avrupal›
Parlamenterler, bu rakama ek olarak 400
milyon Euro daha ayr›lmas›n› sa¤layabildi.
Hesaplara göre CIP'in bütçesi toplam 3,3
milyar Euro oldu.
http://www.abmstanbul.org/dokumanlar/abm/guncel/guncel_index/gu
ncelindex.htm
‹flgücü yo¤un mallardan sermaye yo¤un
mallara geçifl ve geleneksel sektörlerde
gözlenen düflüfl yarat›c› y›k›ma uygun bir
süreçtir. Fakat, bu süreç ayn› zamanda mikro
düzeydeki yap›sal zay›fl›klar› ve yüksek
sermaye/iflgücü oran›na yol açan iflgücü
pazar›n›n de¤iflmezli¤ini gözler önüne serer.
Bu temel de¤ifliklikleri en iyi belirleyecek
ölçek üretkenliktir. Üretkenli¤in canlanmas›na
ra¤men, çal›flma saati bafl›na üretimden
%36,6'l›k bir art›fl ve birim bafl›na iflgücü
maliyetinde %40,5'lik bir düflüfl, GSYH'nin
son 4 y›lda %32 artmas›n›n arkas›nda yatan
temel etkendir. Kesinlikle çok önemli
sapmalar meydana gelmifltir. Örne¤in,
firmalar›n sadece %21,9'nun yeni
teknolojilere yat›r›m yapt›¤› giyim sektöründe
iflgücü üretkenli¤inde %1,8'lik bir düflüfl
olmufltur. Ancak, %80,6's› yeni teknolojilere
yat›r›m yapan elektronik flirketlerinde ise kriz
öncesi dönemde %60,4'lük üretim art›fl›
görülmüfltür.
Türkiye'nin esas mücadele edece¤i alan,
yüksek kaliteli, yenilikçili¤i (inovasyon)
temel alan flirketler kurmak olacakt›r
2001'deki gerileme, flirketlerin bilançolar›n›
düzeltme gereklili¤i do¤urdu. Fakat, aile
taraf›ndan yönetilen flirketlerin ço¤u, bu
ayarlamay› basit bir maliyet düflüflünün
ötesine götüremedi. Ayr›ca, Avrupa
pazar›nda %23'lük paya sahip Vestel gibi
baflar›l› flirketler bile, "orijinal ekipman üreticisi"
modelinin kârl›l›¤› zay›flad›kça, güçlüklerle
karfl› karfl›ya kal›yor. Yeni giriflimcilerin ortaya
ç›kmas›yla beraber, gelecek o kadar da
ac›mas›z görünmüyor. Örne¤in, uçak
simülatörleri üreten Havelsan veya
nanoteknoloji mikroskoplar› üreten NanoSis
flirketlerini ele alal›m. Türkiye'nin esas
mücadelesi, kapal› ekonominin "limon ve
dinozorlar›n›" korumak için "ihracat› art›rmak
için giriflilen bir devalüasyonun" mühendisli¤ini
yapmak de¤ildir. Esas mücadele, yüksek
kalitede, yenilikçilik (inovasyon) temelli
flirketler oluflturma alan›nda verilecektir. Bu
flirketler, katma de¤er zincirinde tüm
ekonomiyi yukar›ya çekecektir.
MORGANSTANLEYEQUITYRE
SEARCHEUROPE
Morgan Stanley & Co. International Limited
Serhan Cevik
[email protected]
6
AB Mali Yard›mlar›
Anadolu Sohbetleri
Avrupa Birli¤i Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m›
gerekmektedir. Ayr›ca ülkemize adayl›k
statüsü tan›nmas›ndan önce taahhüt edilmifl
olan MEDA projelerinin de uygulamalar
esnas›nda mümkün oldu¤u ölçüde söz
konusu önceliklerle uyumlu hale getirilmesi,
Türkiye'nin AB'ye uyum çal›flmalar›na olumlu
katk› sa¤layacakt›r.
Dr. ‹nci Ataç-Rösch*
Avrupa Birli¤i'nin (AB) Türkiye'ye
sa¤lad›¤› mali yard›mlara iliflkin
olarak toplumun çeflitli
kesimlerinde bu mali yard›mlar›n,
daha do¤rusu hibelerin,
miktarlar›na, kullan›l›fl
prosedürlerine ve uygulan›fllar›na
yönelik önemli bir bilgi ihtiyac›
oldu¤u gözlenmektedir.
Yayg›n bir kan›, bu hibelerin Türkiye
taraf›ndan kullan›lamad›¤›ndan AB bütçesine
geri döndü¤ü fleklindedir. Ayr›ca bazen,
Topluluk Programlar› veya Avrupa Yat›r›m
Bankas› kredileri gibi imkanlar›n mali
yard›mlarla kar›flt›r›ld›¤› görüldü¤ünden, bu
hususu da öncelikle ayd›nl›¤a kavuflturmak
uygun olacakt›r: AB Mali Yard›mlar› Avrupa
Komisyonu taraf›ndan, di¤er aday ülkeler
için oldu¤u gibi, her y›l Türkiye'ye de tahsis
edilen hibe nitelikli yard›mlard›r. Öte yandan,
söz konusu yard›mlar do¤rudan nakdi bir
yard›m niteli¤inde olmay›p, Avrupa
Komisyonu ve Türkiye'nin birlikte seçtikleri
proje ve programlara mali destek sa¤lamak
için kullan›lmaktad›r.
Hukuki ve ‹dari Yap›
Ülkemizin AB üyeli¤ine adayl›¤›n›n Aral›k
1999'daki Helsinki Zirvesi'nde kabulüyle
birlikte, di¤er pek çok alanda oldu¤u gibi
AB ile yürütülen mali iflbirli¤inde de önemli
de¤ifliklikler meydana gelmifltir. Daha önce
AB'nin di¤er Akdeniz ülkeleriyle yürüttü¤ü
MEDA iflbirli¤i program› kapsam›nda yard›m
olmakta olan ülkemiz, adayl›k statüsü
çerçevesinde flekillenen Kat›l›m Öncesi Mali
Yard›m adl› yeni bir mekanizmadan
faydalanma sürecine girmifltir. Bu süreçte
Türkiye ile AB aras›ndaki mali iflbirli¤i
mekanizmas›n›n da di¤er aday ülkelerde
oldu¤u gibi yeniden yap›land›r›lmas›
gerekmifltir. Yap›lan düzenlemeleri 3 bafll›k
alt›nda toplamak mümkündür:
1.Daha önce çeflitli kaynaklar vas›tas›yla
sa¤lanan yard›mlar tek bütçe alt›nda
toplanm›flt›r.
AB taraf›ndan, Türkiye'nin di¤er adaylarla
ayn› yasal ve teknik zeminde
de¤erlendirilmesi ve ayn› prosedürlere tabi
olmas›n› teminen Türkiye'ye yap›lacak hibe
nitelikli yard›mlar› tek bütçe alt›nda toplayan
"Türkiye için Kat›l›m Öncesi Mali Yard›ma
Dair Çerçeve Tüzük" Aral›k 2001 tarihi
itibar›yla kabul edilmifl olup Ocak 2002
tarihinde yürürlü¤e girmifltir.
3.Di¤er aday ülkelerde de oldu¤u gibi AB
mali yard›mlar›, "Merkezi Olmayan Uygulama
Sistemi" (Decentralized Implementation
System - DIS) çerçevesinde kullan›lacakt›r.
Sistemin temel amac›, projelerin seçimi için
gerekli önceliklerin tespitinden, projelere
iliflkin ihale ve ödemelerden ve AB taraf›ndan
sa¤lanan fonlar›n yönetilmesinden sorumlu
makam ve kurumlar›n birbirinden ayr›lmas›
ve bunlar aras›ndaki koordinasyon
mekanizmas›n›n somut bir flekilde ortaya
koyulmas› yoluyla etkinli¤in art›r›lmas›d›r.
Merkezî olmayan uygulama sistemine iliflkin
düzenlemeleri yapmak üzere, 18 Temmuz
2001 tarih ve 2001/41 say›l› Baflbakanl›k
Genelgesi yay›mlanm›flt›r. Mali iflbirli¤inin
de¤iflik evrelerinin farkl› birimler ve kiflilerce
uygulanmas›n› ve denetlenmesini öngören
genelge hükümleri uyar›nca sistem, Ulusal
Mali Yard›m Koordinatörü, Mali ‹flbirli¤i
Komitesi, Ulusal Fon ve Ulusal Yetkilendirme
Görevlisi, Ortak ‹zleme Komitesi ve Merkezi
Finans ve ‹hale Birimi gibi unsurlardan
oluflmaktad›r.
AB ile mali iflbirli¤inin koordinasyonunu,
projelerin öncelikler do¤rultusunda
seçilmesini, haz›rl›k çal›flmalar›n›n yap›lmas›n›
ve izlenmesini sa¤layacak ve AB Komisyonu
ile Finansman Zapt›n› imzalayacak olan "Ulusal
Mali Yard›m Koordinatörlü¤ü" görevi, AB ile
iliflkilerden sorumlu Devlet Bakan› ve
Baflbakan Yard›mc›s›na verilmifltir.
Baflbakanl›k Genelgesi gere¤i Avrupa Birli¤i
Genel Sekreterli¤i Ulusal Mali Yard›m
Koordinatörü'nün sekreteryas›n›
yürütmektedir. Dolay›s›yla söz konusu mali
yard›mlar› programlama ve izleme çal›flmalar›
fiilen Genel Sekreterli¤imizce koordine
edilmektedir.
Mali yard›mlar Hazine Müsteflarl›¤› taraf›ndan
aç›lacak ve yönetilecek bir "Ulusal Fon"da
toplanacakt›r. Fonu yönetmek ve bu kayna¤›n
projelerin uygulanmas›nda kullan›lmas›n›
sa¤lamak üzere Ekonomiden Sorumlu Devlet
Bakan› "Ulusal Yetkilendirme Görevlisi" olarak
tan›mlanm›flt›r.
Mali iflbirli¤i çerçevesinde yürütülen çal›flmalar
aras›nda gerekli uyumu sa¤lamak üzere
D›fliflleri Bakanl›¤›, Maliye Bakanl›¤›, Devlet
Planlama Teflkilat› Müsteflarl›¤›, Hazine
Müsteflarl›¤› ve Avrupa Birli¤i Genel
Sekreterli¤i temsilcilerinden oluflan "Mali
‹flbirli¤i Komitesi" kurulmufltur.
Ulusal Mali Yard›m Koordinatörü, Ulusal
Yetkilendirme Görevlisi, Mali ‹flbirli¤i Komitesi
ve Avrupa Komisyonu temsilcilerinden oluflan
ve y›lda en az bir kez toplanan "Ortak ‹zleme
Komitesi" programlar›n yürütülüflünü gözden
geçirecektir.
2.Mali Yard›mlar›n AB'ye uyum çal›flmalar›
için kullan›lmalar› gerekmektedir.
"Merkezi Finans ve ‹hale Birimi", ihalelere
iliflkin AB kural, düzenleme ve usullerine
ba¤l› kal›nmas›n› ve uygun bir raporlama
sisteminin ifllemesini sa¤layacakt›r.
Yeni dönemde, Türkiye'ye adayl›k perspektifi
ile tahsis edilen AB kaynaklar›n›n Kat›l›m
Ortakl›¤› Belgesinde, ‹lerleme Raporunda,
Ulusal Programda ve Ön Ulusal Kalk›nma
Plan›nda yer alan hukuki, idari, ekonomik
ve sosyal önceliklere uygun olarak
de¤erlendirilmesi zorunludur. Bu nedenle,
AB hibeleri kullan›larak yürütülecek olan
projelerin kesinlikle bu stratejik belgelerdeki
önceliklere uygun olmalar›
AB ile Türkiye aras›nda mali iflbirli¤ine yönelik
bu yeni yap›lanmaya iliflkin hukuki altyap›y›
oluflturan ve Merkezi Finans ve ‹hale Birimi
ile Ulusal Fonu kuran Mutabakat Zab›tlar›,
14 fiubat 2002 tarihinde imzalanm›flt›r. Söz
konusu belgeler, 30 Ocak 2003 tarihinde
TBMM taraf›ndan onaylanm›fl ve 4 fiubat
2003 tarihli Resmi Gazete'de yay›mlanarak
yürürlü¤e girmifltir.
Merkezi Olmayan Uygulama Sistemi AB mali
yard›mlar›n›n kullan›m›nda Türkiye'ye çok
önemli sorumluluklar yükledi¤i için, sistemin
tam anlam›yla ifller hale gelmesi konuyla ilgili
tüm kurum ve kurulufllar›m›z›n yo¤un mesai
harcad›¤› nispeten uzun bir süreci
gerektirmifltir. Sonuç olarak, Avrupa
Komisyonu yürüttü¤ü detayl› incelemeler
›fl›¤›nda, oluflturulan mekanizman›n gerekli
flartlar› haiz oldu¤una iliflkin karar›n›, 8 Ekim
2003 tarihinde vermifl ve bu tarihten itibaren
mali yard›mlar kapsam›ndaki projelerin fiili
uygulamas› bafllam›flt›r.
Yürütülen Projeler
Halihaz›rda uygulamas› devam eden AB
destekli projeler, Türkiye ile AB aras›ndaki
mali iflbirli¤i mekanizmas›n›n tarihsel olarak
iki farkl› döneminde finansman karar› al›nm›fl
olan inisiyatiflerdir. Tüm bu projelerin toplam
bütçe büyüklü¤ü 1 milyar Euro'nun
üzerindedir.
Birinci dönem, 1996 -2001 y›llar›n› kapsayan
"MEDA Çerçeve Anlaflmas›" dönemidir.
Haz›rl›k çal›flmalar› bu dönemde yap›lm›fl
fakat uygulamalar› halen sürdürülen 33
proje, ilgili kurum ve kurulufllar›m›z taraf›ndan
baflar› ile yürütülmektedir. Çeflitli alanlardaki
bu projeler, AB'ye uyum çerçevesinde amaç,
hedef ve proje beklentilerine uygun olarak
zaman›nda tamamlanmalar› için periyodik
olan izlenip de¤erlendirilmektedir.
2002 y›l› mali yard›m program›yla bafllayan
ikinci dönemde ise adayl›k statüsünün
yans›mas› olarak ülkemiz Meda kapsam›ndan
ç›kart›lm›fl ve "Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m"
bafll›kl› bütçe kaleminden destek almaya
bafllam›flt›r. Bu do¤rultuda 2002, 2003 ve
2004 programlar› kapsam›nda, do¤rudan
ve sadece AB'ye uyum perspektifi ile Merkezi
Olmayan Uygulama Sistemi içinde oluflturulan
84 proje, Avrupa Komisyonu taraf›ndan
onaylanarak Finansman Anlaflmalar›
imzalanm›fl ve fiili uygulamalar ivedilikle
bafllat›lm›flt›r. 2005 y›l› program› için yürütülen
programlama çal›flmalar› tamamlanm›fl olup,
bu kapsamda yaklafl›k 280 milyon Euro AB
hibesi sa¤lanacak 36 proje için, Finansman
Anlaflmas›n›n önümüzdeki birkaç ay içerisinde
imzalanmas› öngörülmektedir.
H izmet Sunumu Serbestisi
1%
E nerji
Proje Tespit ve Uygulama
Süreci
Yukar›da bahsedilen yap›lanma çerçevesinde
iflleyen mali iflbirli¤i mekanizmas›, AB'nin 17
Aral›k 2001 tarihinde kabul etti¤i "Türkiye
için Kat›l›m Öncesi Mali Yard›ma Dair Çerçeve
Tüzük" do¤rultusunda, öncelikle Kat›l›m
Ortakl›¤› Belgesi, ‹lerleme Raporlar› ve Ulusal
Program›m›zda ifade olunan ve ülkemizin
adayl›k yükümlülüklerini yerine getirebilmesi
için gerekli kurumsal kapasite gelifltirme
faaliyetlerini hedeflemektedir. Bu kapsamda,
müktesebat uyumunun sa¤lanmas› ve
uygulaman›n güçlendirilmesi gereken
alanlarda dan›flmanl›k hizmetleri ve yine bu
amaca yönelik olmak üzere altyap› yat›r›m›
deste¤i sa¤lanmaktad›r. Kuflkusuz bu tip
projelerde temel faydalan›c›lar, müktesebat
uyum yükümlülü¤ü tafl›yan kamu kurum ve
kurulufllar› olmaktad›r. Ancak, gerek
ülkemizdeki bölgeleraras› geliflmifllik
farklar›n›n gerekse ülkemizle AB aras›ndaki
geliflmifllik fark›n›n azalt›labilmesi için, AB
senelik mali yard›m tahsisat›n›n yaklafl›k 1/3'ü
bölgesel kalk›nma, KOB‹'lere destek, s›n›rötesi
iflbirli¤i gibi ekonomik ve sosyal uyum öncelikli
projelere kulland›r›lmaktad›r. Ekonomik ve
sosyal uyum kapsam›ndaki projelerin, Yüksek
Planlama Kurulu'nun 22 Aral›k 2003 tarih
ve 2003/61 say›l› karar›yla kabul edilmifl olan
"Ön Ulusal Kalk›nma Plan›"ndaki stratejik
çerçeveye oturmas› flartt›r.
Öncelik alan› ne olursa olsun tüm proje
önerileri, Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i
taraf›ndan koordine edilen ve ilgili kurum ve
kurulufllar›n kat›l›m›n›n sa¤land›¤›
programlama ad› verilen bir süreç içerisinde
de¤erlendirilmektedir. Bu sürecin bir çeflit
müzakere niteli¤i tafl›d›¤›n› düflünmek de
mümkündür. Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi,
‹lerleme Raporlar›, Ulusal Program ve Ön
Ulusal Kalk›nma Plan› çerçevesinde
de¤erlendirilen bu önerilerden uygun ve
öncelikli olanlar standart AB proje format›
çerçevesinde gelifltirilmekte ve bu flekilde
oluflturulan senelik proje paketleri Ulusal
Yard›m Koordinatörü taraf›ndan Avrupa
Komisyonu'na iletilmektedir. Bu flekilde
özetlenebilecek programlama süreci her sene
A¤ustos-Eylül aylar›nda bafllat›lmakta ve MartNisan gibi tamamlanmaktad›r. Komisyonun
de¤erlendirme mekanizmalar›ndan
Vergilendirme
1%
Mali Kontrol
1%
2%
Ulast›rma
2%
Mallar›n Serbest Dolafl›m›
5%
E konomik ve Sos yal U yum
31%
Sos yal Politika
5%
Siyas i Kriterler
6%
Gümrük Birli¤i
6%
Tar›m ve Bal›kç›l›k
7%
Ç evre
6%
Topluluk Programlar›
18%
Adalet ve ‹çiflleri
7%
2002 - 2004 Döneminde AB Hibelerinin Da¤›t›m›
7
geçip onay alan paket, Ulusal Yard›m
Koordinatörü ve Avrupa Komisyonu yetkilileri
taraf›ndan imzalanan Finansman
Anlaflmas›'yla fiilen uygulanmaya
bafllamaktad›r.
Projeler çeflitli uygulama yöntemleriyle hayata
geçirilmektedir. Müktesebata uyum amaçl›
projelerde genellikle teknik dan›flmanl›k
hizmet ihaleleri; bunun yan›nda müktesebat
uygulamalar›n›n belirli araç, gereç veya istisnai
olmakla birlikte özel standartlarda tesis
gerektirmesi durumunda tedarik ve inflaat
ihaleleri yürütülmektedir. Di¤er taraftan,
önemli miktarda müktesebat uyum
projesinde dan›flmanl›k hizmeti efllefltirme
(twinning) mekanizmas› kullan›larak, AB
üyesi ülkelerin ayn› alanda faaliyet gösteren
ilgili kamu kurumlar›ndan al›nmaktad›r. Bu
yöntem, bizim kamu kurulufllar›m›zla AB
üyesi ülkelerin kamu kurulufllar›n› biraraya
getirerek birlikte çal›flmalar›na imkan veren,
hatta daha uzun vadeli iflbirli¤i olanaklar›
yaratan, Türkiye'nin tan›t›m› amac›na yönelik
olarak önemli katk›lar sa¤lama potansiyeline
sahip bir araçt›r. Müktesebat uyum
projelerinde çok kullan›lmayan bir di¤er
yöntem ise özellikle belli bir konuda tekel
niteli¤inde bilgi birikimine sahip uluslararas›
kurulufllarla do¤rudan sözleflmeler
yap›lmas›d›r.
Ekonomik ve sosyal uyuma yönelik projeler
ise daha çok sivil toplum kurulufllar›,
belediyeler, organize sanayi bölgeleri,
üniversiteler, ticaret ve sanayi odalar› gibi
toplumun her kesiminin çeflitli öncelikli
alanlarda gelifltirecekleri proje tekliflerine
aç›k olan ve yay›mlanan teklif ça¤r›lar›
vas›tas›yla duyurulan "do¤rudan kulland›r›lan
hibeler" içermektedirler. Bu amaçl› bir
ekonomik ve sosyal uyum projesini çok say›da
küçük ölçekli inisiyatifi destekleyecek bir
çerçeve proje fleklinde tan›mlayabiliriz.
Bununla birlikte çevre, ulafl›m gibi sektörlerde
ülkemizin altyap› ihtiyaçlar›na yönelik büyük
ölçekli inflaat ihalelerinin yer alaca¤› ekonomik
ve sosyal uyum projeleri de önümüzdeki
dönemde giderek artan miktarlarda finanse
edilecektir.
Giriflimciler ‹çin ‹mkanlar
Gelifltirilecek Projeler Çerçevesinde
Do¤rudan Faydalanma
Ön Ulusal Kalk›nma Plan› çerçevesinde
desteklenen ekonomik ve sosyal uyum
öncelikli projeler, giriflimcilerimiz için önemli
mali imkanlar sa¤layabilir.
Bu kapsamdaki bölgesel kalk›nma projelerinin
hemen hepsinde, bölgedeki KOB‹'lere proje
baz›nda destek sa¤lanmas›n› öngören
"bileflenler" bulunmaktad›r. Van, Hakkari,
Bitlis ve Mufl'ta yürütülen Do¤u Anadolu
Bölgesel Geliflim Program›, Diyarbak›r,
Mardin, fianl›urfa, Ad›yaman, Batman, Kilis,
fi›rnak ve Gaziantep'te yürütülen GAP
Bölgesel Geliflim Program› ve Amasya,
Çorum, Samsun, Tokat, Kastamonu, Çank›r›,
Sinop, Erzurum,
Erzincan, Bayburt, A¤r›, Ardahan, I¤d›r, Kars,
Kayseri, Sivas, Yozgat, Karaman, Konya,
Bingöl, Elaz›¤, Malatya ve Tunceli illerinde
yürütülecek olan NUTS-II Bölgesel Geliflim
Programlar›, KOB‹'lere yönelik dan›flmanl›k,
e¤itim ve finans hizmetleri çerçevesinde
destek sistemlerinin gelifltirilmesine ve
sunulacak projeler baz›nda KOB‹'lere hibe
deste¤i sa¤lanmas›na imkan tan›maktad›r.
Bu yöndeki bir baflka bölgesel geliflim projesi
2005 program› kapsam›nda Artvin, Giresun,
Gümüflhane, Ordu, Rize ve Trabzon illerini
kapsayacak flekilde Avrupa Komisyonu'na
önerilmifltir. S›n›rötesi iflbirli¤i kapsam›nda
ise Bulgaristan ve Yunanistan ile s›n›rdafl
olan Edirne, K›rklareli, Çanakkale, Bal›kesir,
‹zmir, Ayd›n, Mu¤la illerindeki KOB‹
faaliyetlerinin desteklenmesi söz konusu
olacakt›r.
Do¤rudan KOB‹'lere yönelik bu faaliyetlerin
yan›nda yerel idareler, hizmet birlikleri,
mesleki e¤itim okullar›, üniversiteler ve
araflt›rma enstitüleri, ticaret odalar›, ifl
gelifltirme merkezleri, bilgi merkezleri, tar›m
birlikleri gibi kâr amac› gütmeyen kurum ve
kurulufllara da flu alanlarda sa¤lanmas›
öngörülen finansman destekleriyle bölgesel
geliflime katk›da bulunulacakt›r: Mesleki
e¤itim veren kurulufllar›n tesis ve
ekipmanlar›n›n gelifltirilmesi; müfredat›n
piyasa ihtiyaçlar› çerçevesinde oluflturulmas›;
e¤iticilerin ve idarecilerin e¤itimi; meslek
sahipleriyle ba¤lar›n›n güçlendirilmesi;
KOB‹'lere özellikle kurulufl aflamalar›nda,
e¤itim ve dan›flmanl›k hizmeti veren yerel
kurumlar›n kurulmas› ve gelifltirilmesi;
bölgenin tarihi ve do¤al zenginlikleri, spor
olanaklar› gibi de¤erlerine vurgu yap›larak
turizm sektörünün gelifltirilmesi; tar›msal
tekniklerin gelifltirilmesi ve gelir yarat›c›
aktivitelerin çeflitlendirilmesi gibi k›rsal geliflim
projeleri; yerel ürünler için tan›t›m faaliyetleri.
Ekonomik ve sosyal uyum önceli¤i alt›nda
bölgesel s›n›rlamalar› olmayan istihdam›
art›rmaya yönelik projeler de finanse
edilmektedir. Türkiye ‹fl Kurumu'nca 2002
program› kapsam›nda yürütülen ve ülke
çap›nda çok say›da istihdam yarat›c› küçük
ölçekli projenin hayata geçirilmesine imkan
tan›yan Aktif ‹flgücü Programlar› Projesi bu
tarz inisiyatiflere bir örnektir. TESK taraf›ndan
yürütülen "Kad›n Giriflimcilerin Desteklenmesi"
program› da benzer amaçl› bir proje olup,
baflar›s› nedeniyle 2005 program›nda da
gelifltirilerek sürdürülmesi öngörülmektedir.
Ayr›ca, KOB‹'lerin finansman ihtiyaçlar›na
destek sa¤layacak nitelikte AB'den sa¤lanan
hibelerin ana sermayesini teflkil etti¤i kredi
programlar› da oluflturulmufltur. Geçti¤imiz
dönemde yürütülen ve önerilen 2005
program›yla da sürdürülmesi sa¤lanacak olan
"Küçük ‹flletmeler Kredi Program›" bunlardan
en önemlisidir. Finansman zorlu¤u çeken
KOB‹'lerin arac› bankalar vas›tas›yla uygun
koflullarda kredi kullanmalar›na olanak
sa¤lanacakt›r.
Projelerin Yürütülmesinde
Müteahhitlik ‹mkanlar›
Türk giriflimcileri yukar›da tan›mlanan
çerçevede do¤rudan faydalan›c› olarak kendi
projeleri için destek sa¤layabilecekleri gibi,
özellikle dan›flmanl›k firmalar› ve
tedarikçilerimiz, di¤er kurum ve kurulufllar›n
projeleri kapsam›nda ç›k›lacak ihalelere teklif
vererek, bu projelerin dan›flmanl›k veya
yat›r›m bileflenlerinin yürütülmesinde
müteahhit / alt yüklenici rolünü de
üstlenebilirler. 2005 y›l›nda 300 milyon, 2006
y›l›nda ise 500 milyon Euro'luk büyüklüklere
ulaflacak olan kat›l›m öncesi mali yard›m
mekanizmas› bu yönüyle de Türk
müteflebbisleri için önemli bir mali imkan
olarak de¤erlendirilmelidir. Bunun
La Tribune
AB Mali Yard›mlar›
yan› s›ra Türk firmalar› AB taraf›ndan Akdeniz
ülkeleriyle iflbirli¤i çerçevesinde finanse edilen
MEDA; Balkan ülkelerine yönelik CARDS ve
Komisyonun izni dahilinde Do¤u Avrupa ve
Orta Asya ülkeleri için yürütülen yard›m
programlar› kapsam›ndaki ihalelere de teklif
verebilmektedirler.
yaklafl›md›r. Aday ülkeyi Avrupa ‹stihdam
Stratejisi çerçevesinde Avrupa Sosyal
Fonu'nun kullan›m›na haz›rlamay›
hedeflemektedir. ‹stihdama eriflim, sosyal
içerme, insan sermayesine yat›r›m
(e¤itim-sa¤l›k) gibi alanlarda faaliyetleri
destekleyecektir.
Türkiye-AB mali iflbirli¤i kapsam›ndaki tüm projelere
iliflkin hibe ve ihale duyurular›
Merkezi Finans ve ‹hale Biriminin
www.cfcu.gov.tr,
Avrupa Komisyonu'nun
http://www.europa.eu.int/comm/europeaid/cgi/fram
e12.p ve
Avrupa Komisyonu Delegasyonu'nun
http://www.deltur.cec.eu.int/mali-ihale.html
adresli web sayfalar›ndan takip edilebilir.
5-K›rsal Kalk›nma:
Tar›m iflletmelerine yat›r›mlar, tar›m
ürünlerinin ifllenmesi ve pazarlanmas›, k›rsal
ekonominin çeflitlendirilmesi gibi tedbirler,
desteklenebilir faaliyetler olarak
de¤erlendirilebilir.
Müzakere Sürecinde Mali
Yard›mlar
Di¤er aday ülkelerle ve yeni üye olan ülkelerle
karfl›laflt›r›ld›¤›nda, AB'nin Türkiye için tahsis
etti¤i mali yard›mlar›n yeterli oldu¤unu
söyleyebilmek mümkün de¤ildir. Ancak, buna
yönelik flikayetimizi geçerli k›lman›n bir yolu
da, Türkiye için her y›l ayr›lan mali yard›mlar›n,
Türkiye'nin AB'ye uyum çal›flmalar› ve h›z›
karfl›s›nda yetersiz kald›¤›n› göstermek ve
bunu kan›tlayabilmektir. Türkiye, özellikle
2002 y›l›ndan bu yana ayr›lan mali kaynaklar›n
tümünü harcayabilecek projeler oluflturarak
bu ihtiyac›n› ve kapasitesini ispatlam›fl
bulunmaktad›r. Hatta son iki y›ld›r, ülkemize
ayr›lan y›ll›k yard›m tutarlar›n›n çok üzerine
ç›kan bütçelerden oluflan proje paketleri
oluflturmaktay›z. Bu durumda haz›rlanan
baz› projelerin kaynak yetersizli¤inden dolay›
bir sonraki y›l program›na devredilmesi de
söz konusu olabilmektedir. Di¤er taraftan,
son 4 y›ld›r Türkiye üzerine düflen çal›flmalar›,
haz›rl›klar› ve düzenlemeleri AB
standartlar›nda yapabildi¤i ölçüde mali
yard›mlar›n sürekli olarak art›r›lm›fl oldu¤unu
da söyleyebiliriz.
2006 y›l›ndan sonraki dönemde, Türkiye'nin
3 Ekim 2005 tarihinde müzakere sürecine
girmesiyle birlikte mali yard›mlar›n
miktarlar›nda önemli art›fllar olaca¤›, bu
yard›mlar›n nitelik olarak müzakere
sürecindeki öncelikli alanlarla birlikte baz›
sektörlerdeki büyük yat›r›m projelerinin
finansman›nda da kullan›labilece¤i
beklenmektedir. AB'nin 2007-2013 bütçesi
Birlik içindeki baz› politik çekiflmeler nedeniyle
kesinleflememifl olmakla birlikte, bu süreçte
ülkemizin y›ll›k milyar Euro baz›nda mali
yard›mlarla desteklenece¤i öngörülmektedir.
Ayr›ca bu dönemde Komisyon taraf›ndan
mali yard›mlar›n kullan›lmas›na yönelik
kapsaml› bir yaklafl›m› içeren yeni bir
mekanizma tasarlanmaktad›r. Yard›mlar
"Kat›l›m Öncesi Araç" ad› alt›nda 5 ana bafll›k
çerçevesinde kullan›lacakt›r:
1-Kurumsal Kapasite Gelifltirme:
Yararlan›c› ülkenin çeflitli müktesebat bafll›klar›
alt›nda müktesebat› uygulamaya yönelik
kurumsal kapasitesini gelifltirmeyi
hedeflemektedir.
2-Bölgesel ve S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i:
Yararlan›c› ülkenin di¤er yararlan›c›lar ile
veya üye devletlerle bölgesel, bölgeleraras›
ve s›n›rötesi iflbirli¤i konular›n› desteklemeyi
hedeflemektedir.
3-Bölgesel Kalk›nma:
Halihaz›rda kullan›lan anlam›ndan farkl›, yeni
bir yaklafl›m içermektedir. Bu bafll›k, aday
ülkeyi üye olduktan sonra faydalanaca¤›
"yap›sal fonlar›n" kullan›m›na haz›rlama etkisi
aç›s›ndan önemlidir. Öncelik alanlar› flunlard›r:
Ulaflt›rma, çevre (su, at›k su ve hava kalitesi
konular›), enerji (yenilenebilir ve enerji
verimlili¤i konular›), e¤itim, sa¤l›k altyap›lar›
ve biliflim teknolojileri dahil KOB‹'lere destek.
4-‹nsan Kaynaklar›:
Bu bafll›k da mekanizma ile getirilen yeni bir
Sonuç
Sonuç olarak gerek kurumsal gerekse hukuki
çerçevesi itibar›yla tamam›yla adayl›k
statümüzün yans›t›lm›fl oldu¤u kat›l›m öncesi
mali yard›mlar›n programlamas› ve
uygulanmas› mekanizmas›, Genel
Sekreterli¤imiz koordinasyonunda, AB
prosedürleri çerçevesinde ifllemeye devam
etmekte olup, sa¤lanan mali yard›mlar›n
tamam›, projeler arac›l›¤› ile etkin bir biçimde
kullan›lmakta ve toplumun çeflitli kesimlerine
de kulland›r›lmaktad›r. Ülkemizin son 3 y›l
içerisinde giderek gelifltirdi¤i proje oluflturma
ve uygulama kapasitesi AB yetkililerince de
olumlu bir ilerleme olarak çeflitli vesilelerle
vurgulanmaktad›r.
* AB Genel Sekreterli¤i
Ekonomik ve Mali Konular Dairesi Baflkan›
8
AB Mali Yard›mlar›
Anadolu Sohbetleri
Bölgesel Politika ve Kalk›nma için Ayr›lan AB Yard›mlar›
Dr. ‹nci Ataç-Rösch*
Son y›llarda Türkiye ekonomisinde
geliflmeler kaydedilmifl olmakla
birlikte, bölgeleraras› geliflmifllik
farklar›n›n istendi¤i ölçüde
azalt›lamam›fl olmas›, ekonomik
geliflmelerin ve büyümenin
karfl›s›nda hâlâ önemini sürdüren
bir sorun olarak kalmaktad›r.
Türkiye'de gelir da¤›l›m›n›n yan› s›ra, fiziki ve
sosyal altyap›, istihdam ve insan kaynaklar›,
e¤itim ve sa¤l›k hizmetlerine eriflim, çevre
kalitesi, giriflimcilik gibi konularda bölgeleraras›
farkl›l›klar mevcuttur. Bölgeleraras› ekonomik
ve sosyal geliflmifllik sorunlar›ndan baz›lar›n› flu
flekilde özetlemek mümkündür.
1. ‹stihdam olanaklar›n›n s›n›rl› olmas›
2. ‹nsan kaynaklar›n›n yetersizli¤i
3. Kentsel alanlarda altyap› yetersizli¤i
4. Sosyal hizmetlere (e¤itim ve sa¤l›k) eriflimin
yetersizli¤i
5. Da¤›n›k yerleflim düzeni
Devlet Planlama Teflkilat› taraf›ndan 2006-2008
y›llar›n› kapsayacak flekilde haz›rlanan orta
vadeli program›n temel hedefleri aras›nda
bölgesel geliflmifllik farklar›n›n azalt›lmas›
bulunmaktad›r. Bu çerçevede yap›lmas›
öngörülen çal›flmalar aras›nda yerel kurumlar›n
güçlendirilmesi ve bölgesel kalk›nma ajanslar›n›n
kurulmas› da yer almaktad›r. Ayr›ca, KOB‹
politikalar›yla tutarl› olarak giriflimcili¤i gelifltirici
uygulamalar›n da desteklenmesi söz konusu
olacakt›r.
Avrupa Birli¤i'ne kat›l›m sürecinde Türkiye'deki
bölgeleraras› farkl›l›klar›n azalt›lmas›, hem
bölgesel politikalara iliflkin direktiflere uyum
çal›flmalar›n› ve hem de ekonomik kriterler
çerçevesinde Türkiye'nin Avrupa'n›n makro
ekonomik göstergelerine yaklafl›m›n› ilgilendiren
ve etkileyen bir konudur. Hem AB ülkeleri ve
Türkiye aras›nda hem de Türkiye'nin 26 ‹statistik
Bölgesi (NUTS-II) aras›nda ekonomik ve sosyal
geliflmifllik farklar› bulunmaktad›r**. Bu nedenle,
bölgelerin iç potansiyellerini harekete geçirmeye
yönelik olarak; yerel kalk›nma giriflimleri
desteklenecek ve kurumsal kapasiteler
gelifltirilecek, belediyelerin küçük çapl› altyap›
ihtiyaçlar›na fon sa¤lanacak ve k›rsal kalk›nma
teflvik edilecektir. Bu flekilde, öncelikle ekonomik
ve sosyal geliflme sorunlar› yaflayan bölgelerin
istihdam düzeyi ve rekabet güçlerinin artt›r›lmas›
sa¤lanacak ve dolay›s›yla da bölgeleraras›
ekonomik ve sosyal geliflmifllik farklar›
azalt›lacakt›r.
Bu yaklafl›mla haz›rlanan bölgesel geliflme
stratejisinin öncelik alanlar› flunlard›r:
- ‹nsan kaynaklar›n›n güçlendirilmesi ve özellikle
kendi hesab›na çal›flma potansiyellerinin
artt›r›lmas›,
- Mevcut ve yeni kurulacak KOB‹'lerin
desteklenmesi ve flebeke tarz› etkileflim
örgütlenmeleri biçiminde iflbirli¤i-ortakl›k
potansiyellerinin yükseltilerek, kollektif düzeyde
rekabet etme güçlerinin artt›r›lmas›,
- Yeni yat›r›mlar›n gerçekleflmesi ve kentsel
yaflam kalitesinin yükseltilmesi aç›s›ndan önem
tafl›yan fiziki ve sosyal altyap› yat›r›mlar›n›n
desteklenmesi,
- K›rsal alanda ekonomik faaliyet çeflitlili¤inin
sa¤lanmas›,
- Yerel kat›l›m› artt›racak ortak giriflim alanlar›n›
gelifltirecek ve yerel ekonomik geliflmeye yerel
aktörlerin kollektif müdahalesini düzenleyecek
yeni yerel yönetiflim modelleri ile kurumsal
yap›n›n güçlendirilmesi
Bu ulusal öncelikler ve AB'ye uyum politikalar›
do¤rultusunda, bölgeleraras› farkl›l›klar›
azaltmak, bölgelerin potansiyellerini
de¤erlendirmek ve iç dinamiklerini harekete
geçirmek, rekabet güçlerini artt›rmak amac›yla,
büyük ölçüde AB kaynaklar›ndan da
yararlan›larak projeler oluflturulmaktad›r.
Bölgesel bazda kurumsal kapasitenin
oluflturulmas› ve desteklenmesi:
Bölgesel düzeyde gelifltirilecek kurumsal
mekanizmalar›n arac›l›¤›yla (Bölgesel Kalk›nma
Ajanslar›), sivil toplum kurulufllar›n›n, yerel
idarelerin, kamu kurulufllar›n›n ve KOB‹'lerin
küçük ölçekli projelerinin uygulanmas›
sa¤lanacakt›r. Bu çerçevede AB kaynaklar›ndan
finanse edilecek bölgesel kalk›nma projeleri
arac›l›¤›yla,
AB MAL‹ YARDIMLARI
1. KOB‹'lerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi,
2. Küçük çapl› altyap› ve inflaat ihtiyaçlar›n›n
desteklenmesi,
3. Bölgesel kalk›nma amaçl› yerel insiyatiflerin
ve sivil toplum kurulufllar›n›n desteklenmesi,
4. Bölgesel bazda kurumsal kapasitenin
oluflturulmas› ve desteklenmesi söz konusu
olacakt›r.
Bu öncelikli alanlar›n hangi konular› kapsad›¤›
ise flu flekilde aç›klanabilir:
KOB‹'lerin desteklenmesi ve
güçlendirilmesi:
KOB‹'ler için ifl ortam›n›n iyilefltirilmesi ve KOB‹
desteklerinin dan›flmanl›k, e¤itim, ö¤retim ve
finansal hizmetleri kapsayacak flekilde
gelifltirilmesi gerekmektedir. Bu önceli¤in
gerçekleflmesini sa¤lamak amac›yla öngörülen
tedbirler ise flunlard›r;
- Yat›r›m projelerinin tasar›m›nda kaynak temin
edilmesi
- Pazarlara ulaflma, ihracat faaliyetlerinin
gelifltirilmesi vb konularda destek sa¤lanmas›
- Üretim kapasitesinin, kalite ve verimlili¤in vb
gelifltirilmesi için modern teknoloji
yat›r›mlar›na destek sa¤lanmas›,
- Giriflimci bilincinin oluflmas› için destek
sa¤lanmas›
Küçük çapl› altyap› ve inflaat ihtiyaçlar›n›n
desteklenmesi:
Hedef bölgelerdeki il idareleri, yerel yönetimler
ve sivil toplum kurulufllar› taraf›ndan yürütülecek
olan küçük ölçekli projelerle, özelikle
bölgelerdeki yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi
için destek sa¤lanmas› gerekmektedir. Bu
önceli¤in gerçekleflmesini sa¤lamak amac›yla
öngörülen tedbirler ise flunlard›r:
- Ticaret fuarlar› ve bu alanlara girifl yollar›n›n
iyilefltirilmesi için destek sa¤lanmas›,
- Üretim tesislerinin yo¤unlaflt›¤› alanlar› mevcut
ulafl›m a¤›na ba¤layacak yollar›n›n
yap›lmas›n›n ve/veya iyilefltirilmesinin
desteklenmesi,
- Mevcut at›k su tesisleri ve kanalizasyon
altyap›s›n›n gelifltirilmesi ve/veya
iyilefltirilmesinin desteklenmesi,
- Turizmle ilgili özel/kamu binalar›n›n
iyilefltirilmesinin desteklenmesi.
Bölgesel kalk›nma amaçl› yerel insiyatiflerin
ve sivil toplum kurulufllar›n›n
desteklenmesi:
Hedef al›nan bölgelerde kâr amac› gütmeyen
sivil toplum kurulufllar›n›n bölgesel kalk›nmaya
katk›da bulunabilecek projelerinin desteklenmesi
gerekmektedir. Bu önceli¤in gerçekleflmesini
sa¤lamak amac›yla öngörülen tedbirler ise
flunlard›r:
- Yerel insiyatiflerin, yeni ifl kurma ve mevcut
iflleri gelifltirme konusunda KOB‹'lere
dan›flmanl›k ve e¤itim sa¤layan faaliyetlerinin
desteklenmesi,
- Tar›msal teknikleri iyilefltirici ve gelir getirici
faaliyetleri amaçlayan k›rsal kalk›nma
projelerinin desteklenmesi,
- Sürdürülebilir turizmin desteklenmesi,
- K›rsal alanda örgütlenme e¤itim düzeyini
gelifltirici faaliyetlerin desteklenmesi,
- K›rsal alanda turizm, tekstil, dokumac›l›k ve
el sanatlar› gibi tar›m d›fl› faaliyetlerin
desteklenmesi,
AB standartlar›na uygun olarak, bölgesel
geliflme program ve projelerinin oluflturulmas›
için bölgesel bazda kurumsal kapasitelerin
oluflturulmas› gerekmektedir.
Bütün bu haz›rl›klara kaynak oluflturmak
amac›yla 2002-2006 y›llar› aras›nda Avrupa
Birli¤i'nden Türkiye'ye sa¤lanan hibe nitelikli
mali yard›mlar›n önemli bir bölümü, bölgesel
kalk›nma projelerinin finansman› için ayr›lm›fl
bulunmaktad›r (fiekil 1). Ekonomik ve Sosyal
Uyum bafll›¤› alt›nda öncelikle bölgeleraras›
farl›l›klar›n azalt›lmas› amac›yla oluflturulan
bölgesel kalk›nma projeleri ve bunlara ek olarak
AB'nin iç s›n›rlar›ndaki üye ve aday ülkelerin
ortak çal›flmalar›n desteklenmesi amac›yla
bafllat›lan S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i projeleri ile Türkiye
ekonomisinin lokomotifi olan küçük ve orta
büyüklükteki iflletmelerin desteklenmesi
amac›yla bafllat›lan KOB‹ projelerinin
uygulamalar› bafllat›lm›fl bulunmaktad›r.
Ekonomik ve sosyal uyum çal›flmalar› için tüm
AB mali yard›mlar›n›n üçte biri ayr›lm›flt›r.
Özellikle bölgesel kalk›nma projeleri için ise bu
dönemde AB mali yard›mlar›n›n %20'si
kullan›ma haz›r bulunmaktad›r. 2007 -2013
y›llar› aras›nda yani AB ile müzakereler sürecinde
ise bölgesel kalk›nma için ayr›lan kaynaklar›n
daha da artmas› söz konusu olacakt›r.
AB mali yard›mlar› arac›l›¤›yla finanse edilen
bölgesel kalk›nma projeleri, Türkiye'nin bölgesel
kalk›nma aç›s›ndan öncelikli tüm bölgelerinde
bafllat›lm›flt›r. Bölgesel politikalar›n AB'ye uyumu
ve istatistik veri taban› oluflturmak amac›yla
Devlet Planlama Teflkilat› ve Türkiye ‹statistik
Kurumu'nun ortaklafla çal›flmalar› sonucu
belirlenen 26 ‹statistik Bölgesi (NUTS-II) aras›nda
önemi ekonomik ve sosyal geliflmifllik farklar›
bulunmaktad›r. Bu nedenle ekonomik ve sosyal
göstergeler kullan›larak yap›lan çal›flmalar
sonunda, Türkiye genelinde 26 bölgeden
12'sinin AB kaynaklar›ndan öncelikli olarak
yararlanmas› sa¤lanarak, bölgeleraras›
farkl›l›klar›n azalt›lmas› yönünde çal›flmalar
bafllat›lm›flt›r.
Uygulamalar› bafllam›fl veya bafllamak üzere
olan bu projeler flunlard›r:
I- Güneydo¤u Anadolu Kalk›nma Projesi
Projenin tasarland›¤› y›l: 2000
Kapsam›: Ad›yaman, Batman, Gaziantep,
Diyarbak›r, Kilis, Mardin, Siirt, fi›rnak, fianl›urfa
Bütçesi: 47 milyon Euro
Son durum: Uygulamalar sürüyor, hibe program›
uygulan›yor, proje tamamlanmak üzere.
II- Do¤u Anadolu Kalk›nma Projesi
Projenin tasarland›¤› y›l: 2001
Kapsam›: Van, Hakkari, Bitlis, Mufl
Bütçesi: 45 milyon Euro
Son durum: Uygulamalar sürüyor, proje teklifleri
de¤erlendiriliyor.
III- Erzurum-Samsun-Kastamonu Bölgesel
Kalk›nma Projesi
Projenin tasarland›¤› y›l: 2003
Kapsam›: Erzurum (Erzurum, Erzincan, Bayburt),
Samsun (Samsun, Amasya, Çorum,Tokat)
Kastamonu (Kastamonu, Çank›r›, Sinop)
Bütçesi: 53 milyon Euro
Son durum: Uygulamalar sürüyor, proje teklifleri
de¤erlendiriliyor.
IV- A¤r›-Konya-Kayseri-Malatya Bölgesel
Kalk›nma Projesi
Projenin tasarland›¤› y›l: 2004
Kapsam›: A¤r› (A¤r›, Kars, Ardahan, I¤d›r);
Konya (Konya, Karaman); Kayseri (Kayseri,
Yozgat, Sivas); Malatya (Malatya, Elaz›¤, Bingöl,
Tunceli)
Bütçesi: 90 milyon Euro
Son durum: Uygulamalar bafllad›, hibe
programlar› için teklif ça¤r›s› yap›ld›.
V- Trabzon Bölgesel Kalk›nma Projesi
Projenin tasarland›¤› y›l: 2005
Kapsam›: Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüflhane,
Rize, Artvin
Bütçesi: 30 milyon Euro
Son durum: Uygulamalar 2006 y›l› içerisinde
bafllayacak
Bu projelerin hibe programlar›yla ilgili olarak
Devlet Planlama Teflkilat›'n›n (www.dpt.gov.tr),
Merkezi Finans ve ‹hale Birimi'nin
(www.cfcu.gov.tr) ve Avrupa Komisyonu
Delegasyonu'nun (www.deltur.cec.eu.int )
internet sayfalar›nda teklif ça¤r›lar›
yap›lmaktad›r. fiu anda teklif ça¤r›s› aç›k olan
A¤r›-Konya-Kayseri-Malatya Bölgesel Kalk›nma
Projesi'ne iliflkin olarak haz›rlanan "proje teklifi
haz›rlama k›lavuzu", di¤er bölgelerin de ön
haz›rl›klar›n› yapabilmeleri için yararl› olabilecek
bilgiler içermektedir. Ayr›ca, Avrupa Birli¤i Genel
Sekreterli¤i'nin internet sayfas› da AB mali
yard›mlar› konusunda genel bilgiler sunmakta,
ve yap›lan tüm teklif ça¤r›lar› için ba¤lant›lar
vermektedir.
AB mali yard›mlar›yla gerçeklefltirilen ve
gerçeklefltirilecek olan bu bölgesel kalk›nma
programlar›, ilgili bölgelerdeki yerel yönetimlerin,
sivil toplum kurulufllar›n›n ve küçük ve orta
büyüklükteki iflletmelerin haz›rlayacaklar› projeler
vas›tas›yla yararlanabilecekleri hibe
programlar›d›r. Bölgesel iç dinamikleri harekete
geçirerek bölgesel kalk›nmaya katk›da
bulunmalar› beklenmektedir. Bu nedenle,
bölgesel farkl›l›klar› azalmas›na katk›da
bulunmakla birlikte, bu bölgelerimizin tüm
sorunlar›na çözüm bulmak gibi bir amaca
yönelik olarak tasarland›klar›n› söylemek
mümkün de¤ildir. Ancak, bilinmesi gereken bir
husus, bölgesel hibelerin amaçlar›ndan birinin
de, Türkiye'nin önümüzdeki y›llarda kullanaca¤›
daha büyük mali yard›m paketlerinden etkin
olarak yararlan›labilmesi için sadece kamu
kurulufllar›nda de¤il, Türkiye'nin her yerinde ve
toplumun her kesiminde proje fikri üretme,
proje haz›rlama, uygulama ve yönetme
kapasitesinin artt›r›lmas› olmas›d›r.
(*) Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali
Konular Daire Baflkan›
(**) Türkiye'nin 26 ‹statistik Bölgesi (NUTS-II) hakk›nda
bilgi Devlet Planlama Teflkilat›'n›n internet sayfas›nda
bulunabilir. Ayr›ca, sosyo-ekonomik göstergeler ve
bölgesel farkl›l›klara iliflkin araflt›rma ve verilere de bu
internet sayfas›ndan ulaflmak mümkündür.
9
AB Mali Yard›mlar
Avrupa Birli¤i'ne üye ülkeler aras›nda sosyoekonomik farkl›l›klar oldu¤u gibi, ülkelerin
bölgeleri aras›nda da önemli farkl›l›klar söz
konusudur. Bu farkl›l›klar ço¤ulcu yap›y›
desteklemeleri bak›m›ndan yararl› olmakla
birlikte, bölgelerin "refah düzeyleri" aç›s›ndan
eflitsizliklere yol açt›klar› takdirde AB içindeki
uyumu tehdit etmektedir. Bölgesel Politika bu
farkl›l›klar› giderme amac›yla oluflturulmufltur.
Dezavantajl› bölgelere istihdam ve ekonomik
kalk›nma için yard›m eden AB Yap›sal Fonlar›,
ayn› zamanda AB vatandafllar› aras›ndaki
dayan›flman›n sa¤lanmas› için de basl›ca araç
olarak görülmektedir.
Avrupa Birli¤i, Bölgesel Politika kapsam›nda
3 ana hedef belirlemifltir:
-Kalk›nmakta geri kalm›fl olan bölgelerdeki
yap›sal uyumu ve geliflmeyi teflvik etmek;
-Ekonomik ve sosyal dönüflüm içerisinde olan
bölgelerin desteklenerek yap›sal güçlüklerin
giderilmesi;
-Ö¤renim, e¤itim ve istihdam politikalar› ile
sistemlerinin modernizasyonu ve
uyumlaflt›r›lmas›n› desteklemek.
AB Bölgesel Politikas›'n›n bu hedeflere ulaflmak
için kulland›¤› mali araçlar› ise 4 yap›sal
fondan oluflmaktad›r:
Avrupa Bölgesel Kalk›nma Fonu
(ERDF);
Avrupa Sosyal Fonu (ESF);
Bal›kç›l›k Yönlendirme Mali Arac›
(FIFG);
ve Yönlendirme Fonu (EAGGF).
Söz konusu dört fonun yan› s›ra,
Uyum Fonu ile çevre ve ulafl›m
alanlar›nda altyap› projelerinin
finansman› sa¤lanmaktad›r. AB
bölgesel destek programlar› da
yürütmektedir. Programlar›n takibi
ve uygulanmas› ulusal ve bölgesel
kurumlar›n sorumlulu¤undad›r.
Bunlar›n yan› s›ra, Topluluk
çap›ndaki sorunlara ortak
çözümler bulmay› hedefleyen Topluluk giriflimleri
bulunmaktad›r.
2000-2006 döneminde dört Topluluk giriflimi
uygulanmaktad›r: Interreg III (s›n›r bölgelerine
yönelik); Leader+ (k›rsal alanlara yönelik); Equal
(istihdamda ayr›mc›l›kla mücadeleye yönelik);
Urban II (kentsel alanlara yönelik). Bunlar›n
d›fl›nda, aday ülkelerin uyumunu sa¤lamak ve
kat›l›m haz›rl›klar›n› h›zland›rmak amac›yla
kat›l›m öncesi araçlar oluflturulabilmektedir.
Aday ülkelerin fonlardan yararlanmak için,
kat›l›mla birlikte;
• gerekli kurumsal yap›lanmay› oluflturmalar›,
bakanl›klar aras› etkili koordinasyonu sa¤lamalar›
ve sürece kat›lan tüm kurum ve kurulufllar›n›n
görev ve sorumluluklar›n› tan›mlamalar›,
• uygun hukuki çerçeveye sahip olmalar›, geçici
bir NUTS s›n›fland›rmas› oluflturmalar›,
• bir kalk›nma plan›n›n yan› s›ra, bütçe
harcamalar›na iliflkin uygun prosedürlerin
oluflturulmas› ve ortakl›k prensibinin
uygulanmas›n› sa¤lamalar›, özel izleme ve
de¤erlendirme
yükümlülüklerini yerine getirmeleri,
• harcamalar›n miktar› konusunda gerekli bilgiyi
sa¤lamalar› gerekmektedir.
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi
Gelifltirme ve Destekleme ‹daresi Baflkanl›¤›
Avrupa Birli¤i’ne üye olmaya yönelik hedef ve
çabalar, Birli¤in bölgesel düzeyde uygulad›¤›
müktesebata uyumu gerektirmektedir. Bu
ba¤lamda Avrupa Birli¤i, ulusal kalk›nma
düzeylerinin yan›nda, üye ülkelerdeki bölgesel
kalk›nma politikalar›na da büyük önem
vermektedir.
Avrupa Birli¤i bölgesel politikas› göz önüne
al›nd›¤›nda, bölgesel sorunlara çözüm arand›¤›
aç›kt›r. Bu nedenle, söz konusu sorunlara yönelik
çözümler üretilirken kaç›n›lmazd›r ki, bölgesel
istatistiklere ve analizlere ihtiyaç duyulmaktad›r.
Bu kapsamda, Ülkemizde DPT Müsteflarl›¤›
koordinatörlü¤ünde ve D‹E Baflkanl›¤›'n›n da
katk›lar›yla, Ulusal Program›m›zda da yer alan
‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas› (‹BBSNUTS) çal›flmas› tamamlanm›flt›r.
Bölgesel istatistiklerin toplanmas›, gelifltirilmesi,
bölgelerin sosyo-ekonomik analizlerinin
yap›lmas›, bölgesel politikalar›n çerçevesinin
yap›lmas›, bölgesel politikalar›n çerçevesinin
belirlenmesi ve Avrupa Birli¤i Bölgesel ‹statistik
Sistemi’ne uygun karfl›laflt›r›labilir istatistiki veri
taban› oluflturulmas› amac›yla ülke çap›nda
‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas›n›n
tan›mlanmas›na iliflkin Bakanlar Kurulu Karar›
22 Eylül 2002 tarihli ve 24884 say›l› Resmi
Gazete'de yay›mlanarak yürürlü¤e girmifltir.
‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas›nda iller
"Düzey 3" olarak tan›mlanm›fl; ekonomik, sosyal
ve co¤rafi yönden benzerlik gösteren komflu
iller ise bölgesel kalk›nma planlar› ve nüfus
büyüklükleri de dikkate al›narak "Düzey 1" ve
"Düzey 2" olarak grupland›r›lmak suretiyle
hiyerarflik ‹statistiki Bölge Birimleri S›n›fland›rmas›
yap›lm›flt›r.
DPT Bölgesel Geliflme ve Yap sal Uyum Genel Müdürlü¤ü,
Do¤u Karadeniz Bölgesel Geliflme Plan› (DOKAP)
www.dpt.gov.tr - www.kosgeb.org.tr
TR 90
TRABZON ALT BÖLGES‹
Trabzon, Ordu, Giresun,
Rize, Artvin, Gümüflhane
KARADEN‹Z EKONOM‹K ‹fiB‹RL‹⁄‹
Karadeniz Ekonomik ‹flbirli¤i fikri, 1980'li y›llar›n
sonunda Do¤u Avrupa Ülkeleri ve Sovyetler
Birli¤i'ndeki de¤iflim sürecinin h›zland›¤› bir
dönemde do¤mufltur.
Türkiye ile Karadeniz'e k›y›s› olan ülkeler aras›nda
ekonomik iflbirli¤i ve bölgesel bütünleflme
giriflimi olan KE‹, dünyada küreselleflme ve
bölgesel düzeyde uluslararas› bütünleflme
yönünde, siyasal ve ekonomik alanda yeniden
yap›lanma sürecinin bir ürünüdür. Do¤u
Avrupa'da, ekonomik boyutta serbest piyasa
ekonomisine ve siyasal boyutta ço¤ulcu
demokrasiye geçifl sürecinin yaratt›¤› ortamda,
konumunu ve zamanlamas›n› bulan KE‹ fikri,
öncülü¤ünü Türkiye'nin yapt›¤› bir bölgesel
ekonomik iflbirli¤i giriflimidir.
olan ülkeler aras›nda aflamal› olarak bir
"serbest ticaret bölgesi" kurulmas› oldu¤u
belirtilmifl, ancak daha sonra yap›lan
toplant›larda bu giriflimin "ekonomik iflbirli¤i"
çerçevesinde de¤erlendirilmesi gereken bir
giriflim olarak nitelendirilmifltir.
KE‹'nin ilk kurucu üyeleri Karadeniz'e k›y›s› olan
Türkiye, eski Sovyetler Birli¤i, Romanya ve
Bulgaristan'd›r. Sovyetler Birli¤i'nin da¤›lmas›
üzerine, Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u olarak
Rusya Federasyonu, Ukrayna, Azerbaycan,
Moldova, Gürcistan ve Ermenistan kurucu üye
s›fat›yla kat›lm›fllard›r. Daha sonra Karadeniz'de
k›y›s› olmayan Yunanistan ve Arnavutluk kurucu
üye olarak kat›lm›flt›r.
Bafllang›çta KE‹'nin amac›n›n Karadeniz'e k›y›s›
Bilgi için : www.die.gov.tr/uid/gnlbilg.html
http://www.ligue-lyonnais-echecs.org/docs/mixite.jpg
http://www.prospeval.org/images/Prospeval.jpg
Bölgesel Kalk›nma Müktesebat›
Euro-Med: Avrupa-Akdeniz Ortakl›¤›
‹deolojik ayr›mlar›n sembolü haline gelen
Berlin Duvar›'n›n 1989 y›l›nda y›k›lmas›na ve
iki Almanya'n›n birleflmesine yol açan politik
de¤iflimler, Avrupa Birli¤i'ni (AB) stratejik ve
jeopolitik önceliklerini yeniden gözden
geçirmeye zorlad›. AB'nin d›fl politika
penceresinde güneye do¤ru derinleflme
seçene¤ini açan bu geliflme, Akdeniz
bölgesiyle ticari ve iktisadi iliflkilerde yaflanan
karfl›l›kl› ba¤›ml›l›klar ve bölge ülkeleri ile AB
ülkeleri aras›ndaki yüksek gelir farkl›l›klar›
gözönüne al›nd›¤›nda, bölgenin bar›fl›,
güvenli¤i, evrenselleflen ekonomiye
eklemlenerek artan refahtan pay almas›
aç›s›ndan, AB ve Akdeniz ülkeleri aras›nda
daha yak›n ve güçlü iliflkilerin kurulmas›n›
zorunlu k›ld›.
Bu ortakl›k fikri, Avrupa Konseyi'nin s›ras›yla,
1992 Lizbon, 1994 Korfu ve Essen
zirvelerinde geliflerek, 1995 Cannes
zirvesinde, Komisyonun sundu¤u "AvrupaAkdeniz Ortakl›¤›" önergesinin
benimsenmesiyle son halini ald›. O zamanki
15 AB ve 12 Akdeniz ülkesinin (Cezayir,
K›br›s, M›s›r, ‹srail, Ürdün, Lübnan, Malta,
Fas, Suriye, Tunus, Türkiye, Filistin Yönetimi)
d›fliflleri bakanlar›, Kas›m 1995'te Barselona'da
bir araya gelerek, bölgenin refah›, bar›fl›,
güvenli¤i gibi ana amaçlar›n yan› s›ra, bu
amaçlara hizmet edecek bir çal›flma
program›n› da içeren Barselona Bildirgesi'ni
imzalad›.
Geçtigimiz y›l Barselona Süreci'nin 10.
y›ldönümünü kutlayan Avrupa-Akdeniz
Zirvesi'nde, hem ortakl›¤› daha da gelifltirmek
için 5 Y›ll›k Çal›flma Program›, hem de
'Terörizme Karfl› Prensipler' konusunda
anlaflmaya var›ld›.
Çal›flma Program›, Avrupa ‹yi Komfluluk
Politikas› alt›nda oluflturulmufl ikili Eylem
Planlar›n› tamamlay›c› ve onlarla tamamen
sinerji içinde Euro-Med çerçevesinde bölgesel
çal›flmalara yer veriyor. Söz konusu prensipler,
Avrupal›lar, Araplar ve ‹sraillileri bir gündem
etraf›nda bir araya getirerek herkesin tüm
boyutlar›yla terörizmle savafl konusundaki
kararl›l›¤›n› vurgulama amac› tafl›yor.
Euro-Med Sonuç Bildirgesi, "‹yi Komfluluk ve
Ortak Savunma Politikalar›"n›n yan› s›ra AB
ve Akdeniz'de sürdürülebilir kalk›nmay›
sa¤lamak üzere de bir dizi iflbirli¤i ve önlem
plan› içeriyor.
http://europa.eu.int/comm/europaid/index_en.htm
http://europa.eu.int/comm
/external_relations/euromed/publication.htm
10
AB Mali Yard›mlar›
Anadolu Sohbetleri
Rize ve Civar› illerde Uygulanan AB Projeleri
Avrupa Birli¤i mali yard›mlar›, Türkiye'nin Avrupa
Birli¤i'ne uyumunu h›zland›rmak amac›yla çeflitli
sektörlerde oluflturulacak çerçeve projelere ve
hibe programlar›na destek sa¤lamak üzere
kullan›lan araçlard›r.
"Uyum çal›flmalar›" ifadesiyle kastedilen ise,
Türkiye'nin çeflitli konulardaki hukuki
düzenlemelerinin, yani mevzuat›n›n Avrupa
Birli¤i müktesebat› ile uyumlu hale getirilmesidir.
Ayr›ca, mevzuat uyumunun tamamland›¤›
alanlarda, idari kapasitemizin de Avrupa Birli¤i
ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu
nedenle, adayl›k sürecinde Türkiye'ye ayr›lan
kaynaklar›n üçte ikisi bu amaçlara yönelik olarak
kullan›lmaktad›r. Mali yard›mlar›n geri kalan
üçte birlik k›sm› ise, ekonomik ve sosyal uyumu
amaçlayan projeler için kullan›lmaktad›r.
Bu çerçevede, Türkiye'de uygulamalar› sürmekte
olan 152 proje mevcuttur. Bu projelerden
baz›lar›n›n içerisinde ise, toplumun çeflitli
kesimlerinin kullan›m›na aç›k olan "hibe
programlar›" vard›r. Hibe programlar›, KOB‹'lerin,
STK'lar›n ve belediyelerin ana projenin
amaçlar›na uygun olarak haz›rlad›klar› küçük
ölçekli proje tekliflerine mali kaynak
sa¤lamaktad›r.
Hibe programlar›ndan, Rize ve civar›ndaki iller
de yararlanabilmektedir. Ancak, bu amaçla
oluflturulan ilk hibe program› olan "Aktif ‹flgücü
Piyasas› Stratejisi" projesi kapsam›nda Türkiye
genelinden 1500 baflvuru teklifi gelmifl olmas›na
ra¤men, Rize ve civar›ndaki illerden çok fazla
teklif baflvurusu yap›lamam›fl ve bu nedenle de
Türkiye genelinde toplam 250 adet alt proje,
hibe kaynaklar›ndan yararlanma f›rsat› bulurken;
Rize'den hiçbir alt proje finanse edilememifltir.
Rize civar›ndaki illerden ise AB'den finansman
kayna¤› bulan alt proje örnekleri flunlard›r,
1. Türkiye Yard›m Sevenler Derne¤i'nin,
"Ardahan- Ç›ld›r Kad›n ve Genç Giriflimcilerin
Desteklenmesi" projesi
2. Kars Belediye Baflkanl›¤›'n›n "Turizmde
‹stihdam Yaratmaya Odakl› E¤itim" projesi
3. Türkiye Erozyonla Mücadele, A¤açland›rma
ve Do¤al Varl›klar› Koruma Vakf›'n›n (TEMA),
"Artvin'de ‹flsizlere Ar›c›l›k Ö¤reterek ‹stihdam
Yaratma" projesi
4. Uluslararas› Mavi Hilal ‹nsani Yard›m ve
Kalk›nma Vakf›'n›n, "Ar›c›l›k E¤itimleri" Projesi
5. Kelkit Kaymakaml›¤› Sosyal Yard›mlaflma
ve Dayan›flma Vakf›'n›n "Kad›n ‹stihdam›n›
Gelifltirme" projesi
6. Erzurum Esnaf ve Sanatkarlar Odalar› Birli¤i
Baflkanl›¤›'n›n "Erzurum Oltu Tafl›-Gümüfl Tasar›m
Becerisi Gelifltirme, Pazarlama ve Sat›fl Mesleki
E¤itimi" projesi
Sa¤l›k Bakanl›¤›'n›n "Üreme Sa¤l›¤› Program›"
kapsam›nda STK'lara yönelik olarak haz›rlad›¤›
iki teklif ça¤r›s›na yap›lan baflvurulardan, Rize
civar›ndaki illerde projenin amaçlar›na uygun
bulunarak finansman deste¤i sa¤lanan STK'la
ise flunlard›r:
1. Uluslararas› Mavi Hilal ‹nsani Yard›m ve
Kalk›nma Vakf› (Rize, Sinop, Samsun, Trabzon,
Ordu, Giresun ve Hopa)
2. K›l›çkaya Kültür, Yard›mlaflma ve Dayan›flma
Derne¤i (Artvin K›l›çkaya beldesi)
3. Anne Çocuk E¤itim Vakf› (Erzurum, Van ve
Adana)
4. Ça¤dafl E¤itim Vakf› (Erzurum, Bingöl, Mufl,
Tunceli, Kars ve A¤r›)
5. T›bbi Araflt›rmalar Derne¤i (Van)
Ana projenin üreme sa¤l›¤› konusundaki
amaçlar›na uygun olarak, yaflam boyu cinsel
sa¤l›k ve üreme sa¤l›¤› yaklafl›m›nda ve güvenli
annelik, aile planlamas›, A‹DS ve gençlerin
sa¤l›¤›, servikal kanserin erken tan›s› ve toplumsal
cinsiyet gibi konularda alt projeler oluflturularak
AB kaynaklar›ndan finansman sa¤lanm›flt›r.
Di¤er taraftan, Rize ve civar›ndaki iller baz›
büyük, çerçeve projeler kapsam›nda oluflturulan
pilot uygulamalardan da yararlanmaktad›r. Buna
ilk örnek Milli E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan
yürütülen "Temel E¤itime Destek" projesidir.
Rize civar›ndaki baz› iller, projenin k›rsal kesim
a¤›rl›kl› ikinci alt bafll›¤›n›n pilot uygulamalar›
için seçilen di¤er 12 il ile birlikte (Ad›yaman,
Ardahan, Kars, fianl›urfa, Bayburt, Diyarbak›r,
Siirt, Erzurum, Mufl, A¤r›, Sakarya, Bingöl) bu
projeden yararlanmaktad›r.
Rize ve civar›ndaki illerin, halen uygulanmakta
olan bu hibe programlar›ndan etkin olarak
yararland›¤› söylenemez. Türkiye'ye yönelik mali
yard›mlar›n her y›l artt›¤› göz önünde
bulunduruldu¤unda, Rize'de proje fikri oluflturma
ve proje teklif haz›rlama kapasitesinin artt›r›lmas›
gerekti¤i aflikard›r. Türkiye genelinde ve çeflitli
bafll›klar alt›nda yap›lacak olan teklif ça¤r›lar›na
ek olarak, özellikle Do¤u Karadeniz Bölgesi'ndeki
illerimizin yararlanabilece¤i "Trabzon Bölgesel
Kalk›nma Projesi" için teklif ça¤r›s› muhtemelen
2006 y›l› içerisinde yap›lacak oldu¤undan, alt
proje haz›rl›klar›na flimdiden bafllanmas›
gerekmektedir.
Bunlara ek olarak belediyelerin kat› at›k ya da
at›k su gibi çevreye yönelik altyap› projelerinin
finansman› için de AB hibelerinden kaynak
sa¤lanmaya bafllanm›flt›r. Türkiye genelinde ilgili
kamu kurulufllar›n›n belirleyece¤i öncelikler
çerçevesinde, Rize ve civar›ndaki illerdeki
belediyeler de önümüzdeki y›llarda altyap›
yat›r›mlar› için bu hibe kaynaklar›ndan
yararlanacaklard›r.
Yerel Yönetimlere
Hibe Ça¤r›s›
Avrupa Komisyonu taraf›ndan MED-PACT
"Akdeniz'de Yerel Yönetimler ‹flbirli¤i Program›"
kapsam›nda yerel yönetimlere hibe imkan›
sa¤lan›yor.
Mali Yard›mlar›n
Proje Duyurular›
Projelere iliflkin ihale duyurular›:
AB ile kat›l›m öncesi mali iflbirli¤i kapsam›nda
finanse edilecek projelerin duyurular› Avrupa
Birli¤i’nin web sayfas›nda "Europeaid" adl›
bölümden takip edilebilir. Söz konusu bölümde
üye ülkeler, aday ülkeler (Türkiye dahil) ve AB'nin
mali yard›m sa¤lad›¤› di¤er ülkelerdeki ihale
duyurular› yer almaktad›r.
Sadece Türkiye'deki duyurularla ilgili; yukar›daki
web sayfas›na ek olarak:
- Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i (www.abgs.gov.tr)
- Avrupa Komisyonu Delegasyonu (www.deltur.cec.eu.tr)
- Merkezi Finans ve ‹hale Birimi (www.mfib.gov.tr)
- Devlet Planlama Teflkilat› (www.dpt.gov.tr)
- AB - GAP Bölge Kalk›nma Program› K›rsal Kalk›nma Projesi
(www.gap.gov.tr)
MED-PACT Avrupa Komisyonu taraf›ndan yerel
iflbirli¤ini teflvik amac›yla 2005 y›l›nda MEDA
Program› kapsam›nda aç›lm›fl bir hibe program›.
Barselona ortakl›k sürecinin üçüncü aya¤›yla ilgili
olan MED-PACT Program›, Akdeniz Havzas›'n›n iki
taraf› aras›nda iflbirli¤i ve kültürleraras› diyalo¤u
art›rmay› hedefliyor.
MED-PACT program› için tahsis edilen toplam
bütçe 5 milyon Euro. Söz konusu rakam›n 4,8
milyonu hibe program› arac›l›¤›yla, 200 bini ise
program›n etkin yürütülmesi için kullan›lacak.
Hibe Program› çerçevesinde:
1. Belediyelerin iflbirli¤i a¤lar›n›n güçlendirilmesi
ve yayg›nlaflt›r›lmas›; uygun teknolojik ve yöntemsel
bilgi ve araçlara ulafl›mlar›n›n gelifltirmesi
2 . Akdeniz Belediyeleri'nin planlama ve yönetim
kapasitelerinin gelifltirmesi
3. AB flehirlerinin oluflturduklar› iflbirliklerinde,
uzmanl›k gelifltirdikleri ve ortakl›klara katma de¤er
ekleyebilecekleri konulara a¤›rl›k vermeleri için
desteklenmesi hedefleniyor.
Hibe program› için yap›lacak baflvurular için son
tarih 2 Haziran 2006... Komisyon taraf›ndan
haz›rlanan baflvuru rehberinin resmi olmayan
tercümesine, ABGS Internet sitesinden ulafl›labilir.
http://www.abgs.gov.tr/content.asp?CID=8641&VisitID={
EDE93F62-AA90-4103-9468-AAF98CE634AB}
http://europa.eu.int/comm/europeaid/cgi/frame12.pl
ABGS, europa, AKTD
AB'den Kufl Gribi Yard›m›
Virüsle mücadelede Türkiye'ye destek olmak
üzere AB Komisyonu acil Komisyon Karar›
ç›kararak "Kufl Gribine Haz›rl›kl› Olma ve
Müdahale Projesi"ne bafllang›ç onay› verdi.
AB Komisyonu, kufl gribi virüsünün
yay›lmas›n› engellenmek amac›yla Türkiye'ye
8,35 milyon Euro tutar›nda yard›m veriyor.
Komisyon'dan yap›lan aç›klamada söz
konusu acil yard›m paketinin 2006'n›n
geniflletilmifl kaynaklar›ndan sa¤land›¤› ve
Türkiye taraf›ndan yürütülecek 2,05 milyon
Euro tutar›ndaki bir program için
kullan›laca¤› belirtildi.
Proje kapsam›nda, kufl gribi salg›n› ile di¤er
enfeksiyonlara karfl› haz›rl›kl› olma ve
müdahale gücünün art›r›lmas› amaçlan›yor.
Kufl gribinin kontrol alt›na al›nmas› ve yok
edilmesine yönelik çal›flmalar›n etkinli¤ini
artt›rmak suretiyle Türkiye'de Veterinerlik
hizmetleri altyap›s›n›n güçlendirilmesine
katk› sa¤layacak. Ayr›ca diagnostik test ve
erken müdahale kapasitesinin iyilefltirilmesi
yoluyla da ulusal halk sa¤l›¤› sürveyans ve
müdahale sistemlerinin gelifltirilmesine
yard›mc› olacak.
Programda ayr›ca Türk veterinerlik
hizmetlerince hastal›¤›n kökünün
kurutulmas› için ortaya konan çabalar›n
desteklenmesi amac›yla e¤itim ve tatbikatlar
yap›lacak.
11
AB Mali Yard›mlar›
STK’lar ‹fl Bafl›na
Sivil Toplum Kurulufllar›na Mali Destek
Bu yeni süreçte, geçmifl dönemlerden farkl›
olarak ülkemiz çok daha kapsaml› ve yüksek
miktarda mali yard›m›, AB'ye kat›l›m sürecinde
kullanmaya bafllam›flt›r.
Çal›flman›n bundan sonraki bölümlerinde
Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m olarak
adland›r›lacak olan söz konusu yard›mlar,
hibe niteli¤inde olup geri ödenmesi söz
konusu de¤ildir. Bunun yan›nda Avrupa
Yat›r›m Bankas›'nca sa¤lanan çeflitli kredi
imkanlar› da farkl› programlar kapsam›nda
ayr›ca yer almaktad›r. Ancak bu çal›flmada
Avrupa Yat›r›m Bankas›'nca sunulan kredi
imkanlar›na de¤inilmeyecektir.
Kurumsal Çerçeve Nedir
AB taraf›ndan ülkemize sa¤lanan Kat›l›m Öncesi
Mali Yard›mlar›n uygulanmas›na iliflkin kurumsal
çerçeve olan Merkezi Olmayan Yap›lanma, 18
Temmuz 2001 tarih ve 2001/41 say›l›
Baflbakanl›k Genelgesi ile oluflturulmufltur.
Bu genelgeye göre, Avrupa Birli¤i Kat›l›m
Öncesi Mali Yard›mlar›n›n kat›l›m öncelikleri
do¤rultusunda kullan›lmas›na iliflkin
koordinasyonu yerine getirmekten Ulusal Mali
Yard›m Koordinatörü sorumludur. Ulusal Mali
Yard›m Koordinatörlü¤ü görevini ise flu anda
Avrupa Birli¤i Genel Sekreteri yürütmektedir.
Bunun yan›nda Ulusal Yetkilendirme Görevlisi,
Ulusal Fon, Merkezi Finans ve ‹hale Birimi, Mali
‹flbirli¤i Komitesi, Ortak ‹zleme Komitesi de
sistemin temel unsurlar› aras›nda bulunmaktad›r
http://www.euturkey.org.tr/abportal/content.asp?CID
=863&VisitID={7F67F8C9-3E20-4E9C-8F4AC247FCADB265}&Time=5146
Süreç Nas›l ‹flliyor
AB standartlar›na uyum amac›yla genellikle
kamu kurulufllar›nca uygulanmakta olan
projeler çeflitli alt bileflenlerden oluflabilmektedir.
Bu alt bileflenlerden bir tanesi de hibe
programlar›d›r. Bu çerçevede, çeflitli politika
alanlar›nda(sivil toplum kurulufllar›, çevre, sa¤l›k
v.b.) AB standartlar›na yaklaflma sürecini
desteklemek üzere hibe programlar›
yürütülmektedir.
Hibe programlar› kapsam›nda yap›lan teknik
çal›flma sonucunda bir teklif ça¤r›s› ilan›
yay›nlanmaktad›r. Söz konusu teklif ça¤r›lar›na
iliflkin duyurular, Avrupa Komisyonu Türkiye
Delegasyonu (www.deltur.cec.eu.int) ile
Merkezi Finans ve ‹hale Birimi
(www.cfcu.gov.tr) nin web sitelerinden
yap›lmaktad›r. Hibe programlar› kapsam›nda
proje tekliflerinin haz›rlanmas› için genellikle
2 ayl›k bir süre verilmektedir. Bu sürenin
sonunda, alt projeler, Merkezi Finans ve ‹hale
Birimine sunulmaktad›r. Sonras›nda sunulan
proje baflvurular› ba¤›ms›z d›fl de¤erlendiriciler
taraf›ndan de¤erlendirilmekte ve hangi alt
projelerin finanse edilece¤i tespit edilmektedir.
Örnek Bir Hibe Program›
Halihaz›rda devam etmekte olan hibe
programlar›ndan bir tanesi, Avrupa Birli¤i Genel
Sekreterli¤i'nin yararlan›c›s› oldu¤u "Sivil Toplum
Kurulufllar› (STK) ile Kamu Kurulufllar› Aras›ndaki
‹flbirli¤inin Gelifltirilmesi ve STK'lar›n Demokratik
Kat›l›mc›l›k Seviyelerinin Artt›r›lmas›" Projesi
kapsam›nda gerçeklefltirilmektedir. Bu
çerçevede yaklafl›k 500.000 Euro tutar›ndaki
toplam 11 alt proje finanse edilmektedir. Bu
alt projeler flunlard›r:
1) K›rsal Kesimlerden Göç Alan Bölgelerde
Kad›n-Çocuk Destek Program›
2) Gençlik STK'lar› ve Kamu Eflgüdüm Projesi
3) Kad›köy'de STK-Kamu ‹flbirli¤ini ve
Demokratik Kat›l›m› Artt›rmak
4) Yeflil Kentler ve Sa¤l›kl› Çevreye Katk› ‹çin
Sincan'da Daha Yeflil ve Sa¤l›kl› Bir Çevre
5) Otizm Tarama Projesi
6) Toplumsal Cinsiyet Temelli Yerel Bütçe
Analizi ‹çin Pilot Uygulama
7) Bursaspor Karfl›laflmalar›nda fiiddetin
Önlenmesi
8) Esentepe Do¤al Park›n›n Korunmas›
9) Devlet ve Sivil Toplum Ortakl›¤›nda Türkiye'de
NATURA 2000 A¤›n›n Kurulmas›na Do¤ru
2) "Sivil Toplum Diyalo¤u" Projesi
Bilindi¤i üzere son dönemde Avrupa Komisyonu
taraf›ndan haz›rlanan belgelerde de iliflkilerdeki
üçüncü önemli unsur olarak gösterilen
SivilToplum Diyalo¤u konsepti giderek önem
kazanmaktad›r.
Sivil Toplum Diyalo¤u çerçevesinde gerek
ülkemizde AB meselelerinin daha iyi bir flekilde
anlafl›lmas› gerekse AB'ye üye olan ülkelerde
Türkiye' nin tan›t›lmas› konusunda, ülkemizde
faaliyette bulunan sivil toplum kurulufllar› ile
AB üyesi ülkelerdeki sivil toplum kurulufllar›n›n
alt proje baz›nda ortak projeler
gerçeklefltirmeleri hedeflenmektedir.
kurumsal kapasite ba¤lam›nda belli bir efli¤in
afl›lm›fl olmas› beklenebilecektir.
Ne var ki hangi hibe program› için baflvuruda
bulunulursa bulunulsun, gerek alt proje
teklifinin haz›rlanmas›nda gerekse
teklifin kabul edilmesi durumunda alt projenin
hayata geçirilmesi aflamas›nda, Avrupa Birli¤i
Proje Çevrimi Yönetimi konseptine hakim
kiflilerin sürece kat›lmalar› büyük önem arz
etmektedir. ‹ki ayl›k k›sa bir süre içerisinde çok
say›da ve oldukça teknik ayr›nt›lar›n bilinmesini
gerektiren dokümanlar›n AB standartlar›na
uygun bir flekilde haz›rlanmas›n›n gereklili¤i
dikkate al›nd›¤›nda bu hususun önemi bir kez
daha ortaya ç›kmaktad›r.
Sonuç
Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i taraf›ndan
yürütülecek projenin toplam büyüklü¤ü 21
milyon Euro seviyesindedir. Projenin çeflitli hibe
program› alt bileflenleri bulunmaktad›r. Bu alt
bileflenler flunlard›r:
1- ‹lçe ve belediyelerin AB'den ilçe ve
belediyelerle eflleflmesine iliflkin hibe program›
(6 milyon Euro - 20 alt proje)
2- Profesyonel örgütlerin ve meslek
kurulufllar›n›n AB'den profesyonel örgüt ve
meslek kurulufllar› ile eflleflmesine iliflkin hibe
program› (3 milyon Euro - 10 alt proje)
3- Türkiye ile AB üyesi ülkeler aras›nda
üniversiteleraras› iflbirli¤ine iliflkin hibe program›
(10 milyon Euro - 20 alt proje)
4- Türkiye ve AB'deki gençli¤e yönelik faaliyetler
gerçeklefltiren sivil toplum kurulufllar› aras›nda
iflbirli¤i gelifltirilmesine iliflkin hibe program› (2
milyon Euro - 20 alt proje)
Bu proje kapsam›nda yaklafl›k olarak toplam
70 alt projenin desteklenmesi öngörülmektedir.
AB müzakere sürecinde gerçeklefltirilecek olan
AB'ye uyum projelerinin içerisinde, sivil toplum
kurulufllar›n›n alt proje teklifi sunabilecekleri
çok say›da ve kapsaml› hibe programlar›
bulunmaktad›r.
Bu hibe programlar›n›n uygulanmas›na iliflkin
esaslar her hibe program› özelinde
belirlendikten sonra kamuoyuna duyurulacak
ve ilgili olabilecek kurulufllar bu programlara
baflvuruda bulunabileceklerdir.
Sivil toplum kurulufllar›nca hayata geçirilecek
olan alt projelerin, ülkemizin sivilleflmesi, AB
üyesi ülkelerin vatandafllar›nca daha iyi
tan›nmas›, AB meselelerinin ülkemizde daha
iyi bir flekilde anlafl›lmas›, STK'lar aras› a¤lar›n
geliflmesi ve nihayetinde sivil toplum
kurulufllar›n›n geliflmesi ile birlikte daha ça¤dafl,
daha demokratik, daha kat›l›mc› bir anlay›fl›n
ülkemizde egemen olmas›na ciddi katk›lar›
olaca¤› düflünülmektedir.
10) Çocuk Dostu Belediye Projesi
11) Engelli Aileleri E¤itim ve Bilgilendirme
Projesi
Yeni Hibe Programlar›
1) “Sivil Toplumun Kat›l›m Öncesi
Dönemde Güçlendirilmesi: STK Hibe
Program›"
Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i ve Avrupa
Komisyonu Türkiye Delegasyonu'nca
yürütülecek olan 12 milyon'luk bu proje
kapsam›nda yaklafl›k 100 alt projenin
desteklenece¤i çeflitli hibe programlar› yer
almaktad›r. Bu hibe programlar›:
a)Kad›n haklar›n›n korunmas› ve güçlendirilmesi
hibe program›
(2,4 milyon Euro - 15 alt proje)
b)Özürlülerin sosyal hayata kat›l›m›n›n
sa¤lanmas› hibe program›
(1 milyon Euro - 10 alt proje)
c)Tüketicilerin korunmas› hibe program›
(500.000 Euro - 10 alt proje)
d)Çocuk iflçili¤inin önlenmesi hibe program›
(1 milyon Euro - 10 alt proje)
e)Çevrenin korunmas› hibe program›
(1,05 milyon Euro - 15 alt proje)
f)‹nsan haklar› ve demokrasinin konsolidasyonu
ve gelifltirilmesi hibe program› (2,25 milyon
Euro - 15 alt proje)
g)Kad›na karfl› fliddetle mücadele hibe program›
(2,25 milyon Euro - 15 alt proje)
h)Avrupa Ufuklar ve Mozaik Programlar› (1,45
milyon Euro - 10 alt proje)
STK’lar›n Kurumsal Kapasitesi
Sivil toplum kurulufllar›n›n yapacaklar› proje
baflvurular›nda, hibe program›n›n niteli¤ine
göre, mevcut kurumsal kapasiteleri oldukça
önem kazanabilecektir. Sivil toplum
kurulufllar›na yönelik bir hibe program›nda
kurumsal kapasitesi daha s›n›rl› STK lar öncelik
kazan›rken, yine STK lara yönelik bir baflka
hibe program›nda, alt projelerin Avrupal›
muhtemel proje ortaklar›yla iflbirli¤i içerisinde
gerçeklefltirilmesi söz konusu olaca¤› için
La Tribune
1999 Helsinki Zirvesi'nde
ülkemizin adayl›k statüsünün
Avrupa Birli¤i (AB) taraf›ndan
kabul edilmifl
olmas›, siyasi iliflkilerde oldu¤u
kadar ekonomik iliflkilerde de yeni
bir sürecin bafllamas›na neden
olmufltur.
Bunun yan›nda yap›lacak olan alt proje
baflvurular›n›n finanse edilebilirli¤ini belirleyecek
olan en temel etken baflvuru dokümanlar›n›n
niteli¤i olup buna iliflkin referanslar, Avrupa
Birli¤i Proje Çevrimi Yönetimi çerçevesinde
ortaya konulmufltur.
Bu anlamda, alt projelerin gerek haz›rlanmas›
gerekse uygulanmas› ve izlenmesi ve
de¤erlendirilmesi süreçlerinde Avrupa Birli¤i
Proje Çevrimi Yönetimi konseptine hakim
olunmas› yap›lacak olan çal›flmalar›n niteli¤ini
belirleyecektir.
12
AB Mali Yard›mlar›
Anadolu Sohbetleri
“Sivil Toplum Diyalogunun
Güçlendirilmesi” Hibe Duyurusu
gerçeklefltirilen platform, toplant› ve
konferanslara kat›lmalar› için mali destek
sa¤layacakt›r:
Avrupa Birli¤i'nde STK
etkinliklerine kat›l›m amac›yla yeni
bir hibe duyurusu yap›lm›flt›r.
Avrupa Birli¤i Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m
Program› kapsam›nda sivil toplum
çal›flmalar›n›n desteklenmesi amac›yla
gelifltirilen hibe program› için proje teklif
ça¤r›lar›, Merkezi Finans ve ‹hale Birimi
taraf›ndan duyurulmufltur.
Program, Sivil Toplum Diyalogu'nun geliflimini
ve Türkiye'deki sivil inisiyatiflerin/STK'lar›n
kapasitelerinin güçlendirilmeleri yoluyla,
kat›l›mc› demokrasinin gelifltirilmesini teflvik
etmeyi amaçlamaktad›r. Program,
Türkiye'deki STK'lar›n AB'deki ve aday
ülkelerdeki ayn› konumda bulunan
kurulufllarla kad›n, çocuk, gençlik, engelliler,
çevre, insan haklar› ve kültür konu alanlar›nda
diyalog ve iflbirli¤ini teflvik etmeyi amaçlayan,
STK temsilcilerinin çal›flma ziyaretlerine,
de¤iflim programlar›na ve AB düzeyinde
http://www.deltur.cec.eu.int
http://www.cfcu.gov.tr
http://www.stgm.org.tr
Baflvuru rehberi ve eklerinin Türkçe versiyonu
yay›nlanmakla birlikte, herhangi bir itilaf
olmas› halinde, ‹ngilizce versiyonun hükümleri
geçerli olacakt›r.
Baflvurular sürekli aç›k olarak, mevcut bütçe
s›n›rlar› dahilinde, etkinli¤in bafllama
tarihinden en az 60 gün önce ve en geç 30
Eylül 2006 saat 16.00'ya kadar kabul edilir.
‹lgili dosyalar :
http://www.euturkey.org.tr/abportal/content.asp?CID
=8684&VisitID={0B033CCD-F5F8-4798-86DD2412DEDB23EF}&Time=1730
AB Deste¤i ‹çin Proje Teklifi Bekleniyor
Avrupa Birli¤i'nin 2007-2013
dönemini kapsayacak yeni bütçe
döneminde Türkiye'ye yap›lacak
mali yard›m kapsam›nda
karayolu, demiryolu ve liman gibi
büyük altyap› projelerinin de
desteklenmesi mümkün olacak.
Ancak bu tür büyük projeler, bölgesel
programlarda oldu¤undan sadece hibe
fleklinde de¤il, öz kaynak, kredi ve hibe
fleklinde de destek sa¤lanacak.
DPT gerekse Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i
bünyesinde, proje haz›rlayacak kurulufllara
fizibilite ve etüd için verilebilecek kaynak
bulundu¤u belirtiliyor.
Yat›r›m program› haz›rlama rehberinde de
kurulufllara bu yönde ça¤r› yap›l›rken,
kurulufllardan gelecek proje tekliflerinden
ciddi bulunanlar›n fizibilitelerinin haz›rlanmas›
ve bunun ard›ndan yap›lacak
de¤erlendirmeyle proje havuzuna dahil
edilmesi gündeme gelecek.
Proje teklifi bilgileri için: www.euturkey.org.tr
Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m Çerçevesi (IPA)
kapsam›nda özellikle e¤itim, sa¤l›k, k›rsal
kalk›nma, enerji (yenilenebilir enerji ve enerji
verimlili¤i) çevre gibi sektörlerin gelifltirilmesi
hedefleniyor. AB ayr›ca, enerji ve ulaflt›rma
stratejileri gibi di¤er sektörlerde de strateji
oluflturulmas›n› da istiyor. Bu stratejilerle
uyumlu proje fikirleri ve bunlardan oluflacak
proje paketlerinin ortaya konmas›n› talep
ediyor.
Projelerin fizibilite etüdünün AB
standartlar›nda olmas› flart› aran›rken, gerek
Demiralp : AB yard›m›nda sorun yok
rakam›n›n her y›l giderek art›fl gösterece¤ini
vurgulad›.
AB'nin 2007-2013 bütçesi görüflmelerinin
devam etti¤ini ve hibe yard›mlar›n›n art›k
geniflleme bütçesinden karfl›lanaca¤›n›
belirten Demiralp, Türkiye'nin üyeli¤inin 20142021 bütçesinde öngörülece¤ini ve 2014'e
kadar önemli bir ilerleme kaydedilmesi
gerekti¤ini kaydetti.
Gül: Gümrük Birli¤i Bizi Korudu
Avrupa Birli¤i (AB) Genel
Sekreteri Büyükelçi O¤uz
Demiralp, Merkezi Finansman ve
‹hale Birimi'nde personel say›s›n›n
artt›r›lmas› koflulunun
çözülmesiyle Avrupa Birli¤i'nin
mali yard›mlar›n›n önünde hiçbir
engel kalmad›¤›n› belirtti.
Avrupa Birli¤i (AB) Genel Sekreteri Büyükelçi
O¤uz Demiralp, Avrupa Birli¤i'nden gelecek
personel say›s›na iliflkin sorunun çözüldü¤ünü
vurgulayarak flunlar› söyledi:
"Projelerin ihalesi için kurulmufl olan Merkezi
Finansman ve ‹hale Birimi'nin, projelerin say›s›
artt›¤› için personel say›s›n›n da artmas›
gerekir. Personel say›s›n›n 80'e kadar
artt›r›lmas› konusunda önümüze bir flart
konulmufltur. Bu flart karfl›lanmasayd›,
hibelerin temininde baz› gecikmeler ve
sorunlar yaflanabilirdi; ancak bu sorun flimdi
tamam›yla çözülmüfltür. Dolay›s›yla projelerin
haz›rlanmas›nda herhangi bir sorun
bulunmamakta."
mali yard›mlar konusunda hiçbir sorun
kalmad›¤›n› söyledi. Büyükelçi O¤uz Demiralp,
AB'den gelecek yaklafl›k 1 milyar euro'luk
hibe yard›m› baflta olmak üzere, AB'nin mali
yard›mlar› önünde önemli bir engel oluflturan
Merkezi Finansman ve ‹hale Birimi'nin
Demiralp, AB Komisyonu'un bu y›l için
Türkiye'ye 500 milyon euro verilmesini
önerdi¤ini, bu çerçevede projelerin AB'ye
gönderildi¤ini ve bu konuda da bir sorun
olmad›¤›n› belirtti. Demiralp, hibe yard›m›
D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Avrupa Birli¤i
Komisyonu'nun, Türkiye'ye 2006'da hibe
olarak 500 milyon Euro verilmesini
önermesiyle ilgili olarak, Gümrük Birli¤i
Anlaflmas›'n›n, Türkiye-AB ticaret hacminin
geliflmesine ve toplumsal refaha katk›da
bulundu¤unu ifade etti. Gül, bu dinami¤in,
1997'de Uzakdo¤u'da, 1998'de Rusya'daki
krizlerle 1999 depremleri ve 2000-2001
ekonomik krizlerinden az hasarl› ç›k›lmas›na
yard›mc› oldu¤unu savundu. Gül, uyum
çal›flmalar›n›n AB fonlar›ndan desteklenmesi
amac›yla sa¤lanan kat›l›m öncesi mali yard›m
için çal›flmalar›n sürdü¤ünü belirtti.
Hem milliyetçi
hem AB'ci
Tempo dergisi; Bilgi Üniversitesi ve Infakto
Research Workshop'un katk›lar›yla 15 ilin
kentsel ve k›rsal yerleflim birimlerinde 18
yafl ve üstü nüfusu temsil eden 800 kifliyi
kapsayan Türkiye çap›nda bir milliyetçilik
araflt›rmas› gerçeklefltirdi.
Araflt›rmaya göre ankete kat›lanlar›n
yüzde 80'i aflan büyük bir kesimi Türk
olmaktan gurur duyuyor.
Avrupa Birli¤i'ne tam üyelik sürecindeki
Türk halk›n›n AB hakk›ndaki görüfl ve
duygular› oldukça karmafl›k. Bir yandan
AB'nin ülkeyi bölmek istedi¤ini düflünüyor
(yüzde 50) ve talep edilen reformlar›n
Sevr Anlaflmas›'ndan farks›z oldu¤una
inan›yor. Tüm bu olumsuz görüfllere karfl›n
di¤er taraftan da büyük ço¤unluk (yüzde
63) AB üyeli¤ini destekliyor.
Kendisini türk milliyetçisi olarak
tan›mlayanlar›n oran› yüzde 68. Yükselen
Türk milliyetçili¤i bölücü terörle besleniyor.
AB üyeli¤i için vazgeçilmezlerin bafl›nda
yüzde 37 ile din geliyor. Kat›l›mc›lara göre
Baflbakan Tayyip Erdo¤an en milliyetçi
siyasi lider. Erdo¤an'› MHP lideri Devlet
Bahçeli, DYP lideri Mehmet A¤ar ve CHP
lideri Deniz Baykal izliyor.
13
AB ve KOB‹’ler
KOB‹’lerin
AB Müktesebat›
Bu bafll›k alt›ndaki müktesebat, Giriflimcilik
Politikas› ve Topluluk Politikalar› ya da
Komisyon önerilerinden oluflmaktad›r. Bu
politikalar›n ço¤unlu¤u aday ülkelerin yasal
düzenlemelerinde kapsaml› bir de¤iflim veya
uygulamada yapt›r›m gerektirmez. Kobi'lerin
finansman kaynaklar›na eriflimi ve yat›r›m
konular›nda bürokratik engellerin azalt›lmas›
bu bafll›k alt›ndaki öncelikli konulard›r.
AB'nin Küçük ve Orta Ölçekli isletmeler
Politikas›, Toplulu¤un Çok Y›ll› Giriflim ve
Giriflimcilik Program› ile de desteklenmekte,
aday ülkelerin bu Program'a kat›l›m› teflvik
edilmektedir. Bu bafll›k alt›ndaki konular
ekonomik geliflme ve rekabet bask›s›yla bafla
ç›kma aç›s›ndan da önem tafl›maktad›r.
Bu nedenle 3 alan ön plana ç›kmaktad›r:
• KOBI politikas› oluflturulmas› ve
uygulanmas›,
• Ülkedeki genel ifl ortam›,
• KOBI tan›m›n›n kabul edilerek uygulanmas›.
Bu politika alanlar›yla ilgili öncelikli konular,
Haziran 2000'de kabul edilen Avrupa KOB‹
Sözleflmesi'nde ortaya koyulmufltur. Bu
müktesebat bafll›¤› ba¤lay›c› hükümler yerine
büyük ölçüde yol gösterici unsurlardan ve
Topluluk programlar›ndan oluflmaktad›r.
Türkiye'nin AB KOB‹ Politikas›'na Uyumu
Türkiye'nin bu alandaki uyum çal›flmalar›
2003 y›l›ndan itibaren ele almakta yarar
vard›r. Avrupa Komisyonunun Kas›m 2003
Türkiye ‹lerleme Raporu, KOB‹ Politikas›
alan›nda durum tespiti yap›yordu:
. Türkiye AB KOB‹ politikas›n› izlemede bir
miktar ilerleme sa¤lad›. fiirket kurmak ve
tescil etmek için öngörülen usullerin
basitlefltirilmesi olumlu bir geliflmedir.
. Teknoloji gelifltirme bölgeleri ve merkezleri
aç›s›ndan da Türkiye gayet iyi durumdad›r.
gibi olumlu notlar›n yan› s›ra,
KOB‹ stratejisi ve eylem plan›n›n resmen
kabul edilip uygulamaya koyulmas›; KOB‹'ler
için ifl ortam› ve finans olanaklar›na eriflimin
iyilefltirilmesi amac›yla ek çabalar gösterilmesi;
KOB‹ tan›m›n›n AB'ninkiyle uyumlu hale
getirilmesi gibi gerekliliklerin alt› çiziliyordu.
Türkiye, eksiklerinin giderilmesi için, Temmuz
2003 Ulusal Program›'nda verilen k›sa ve
orta vadeli öncelikler çerçevesinde
çal›flmalar›n› yürüttü. 10 Kas›m 2003 tarihinde
Yüksek Planlama Kurulunda AB ile uyum
sürecinde KOB‹'ler için yürütülecek
politikalar›n çerçevesini belirleyen "KOB‹
Stratejisi ve Eylem Plan›" kabul edildi. (bkz.
http://ekutup.dpt.gov.tr/esnaf/kobi/strat
eji.pdf )
Komisyon'un 2004 y›l›ndaki ‹lerleme
Raporu'na göre, Türkiye'nin KOB‹ politikas›
büyük ölçüde AB giriflimcilik politikas›n›n
prensip ve amaçlar›yla uyumlu hale
getirilmiflti.
Kamunun çabalar› ve iyileflmifl
makroekonomik ortam sonucunda küçük
iflletmelerin finansmana erifliminin iyileflmesi
olumlu bir geliflmedir. ‹fl ortam›n›n ve
finansmana eriflimin iyilefltirilmesi için daha
fazla çabaya ihtiyaç vard›r. Ticari mahkeme
davalar›nda ifllemlerdeki gecikmeler KOB‹'lerin
geliflmesinde bir baflka önemli engeldir. KOB‹
Stratejisi ve Eylem Plan›n›n kabul edilmesi
Türk KOB‹'leri için önemli bir ad›m olmakla
beraber, Türkiye'nin, özel sektörün tam
kat›l›m›yla bir izleme ve de¤erlendirme
mekanizmas› oluflturmas› gerekiyor.
Türkiye'nin hala KOB‹ tan›m›n› Komisyonun
ilgili tavsiyelerine uyumlu hale getirmesi
gerekiyordu.
Kobi’ler için Bilgi Kaynaklar›
Avrupa Bilgi Merkezleri ABM (EICs)
http://www.europa.eu.int/comm/enterprise
/networks/eic/eic.html
Ankara ABM (KOSGEB)
www.kosgeb.gov.tr/eic
‹stanbul ABM (Avrupa Yakas›)- ‹SO-‹stanbul
Sanayi Odas›
www.abm-istanbul.org
Yenilik Aktar›m Merkezleri (IRCs) Ana Sayfa
http://irc.cordis.lu/
Trabzon Bilgi Bürosu Koordinatörlü¤ü
Yücel ODABAfiI / D›fl ‹liflkiler Sorumlusu
Tel (462) 326 80 70
Faks ( 462) 321 88 77
www.ttso.org.tr
Kobi’ler ‹çin Önemli Linkler
http://www.europa.eu.int/comm/enterprise
/index_en.htm
http://www.kosgeb.gov.tr/
http://www.deltur.cec.eu.int/_webpub/doc
uments/KOBIler%20icin%20.doc
http://www.kobinet.org.tr/
http://www.kobi.org.tr/
http://www.kobi-efor.com.tr
http://www.sanayi.gov.tr/webedit/gozlem.a
spx?sayfaNo=1140
Türkiye Kas›m 2005'te Bakanlar Kurulu
karar›yla KOB‹ tan›m›n AB'ninkiyle
uyumlaflt›rarak büyük bir farkl›l›¤a son verdi.
http://www.map.kosgeb.gov.tr/docs/maste
r1208-last.pdf
http://europa.eu.int/comm/enterprise/enlar
gement/charter/report_2003/turkey_tr9100
2.pdf
http://traccess.tubitak.gov.tr/fp6_yeni/Abcp
b.aspx?tabId=291&aId=290&grpId=69
Kobi Tan›m› AB ‹le Uyumlaflt›r›ld›
http://ekutup.dpt.gov.tr/esnaf/kobi/strateji.pdf
http://www.bilgiyonetimi.org/cm/pages/mk
l_gos.php?nt=383
Türkiye'de, birden çok kurum taraf›ndan
oluflturulmas› nedeniyle, birbirinden farkl›
KOB‹ tan›mlar› bulunmas›n›n özellikle
destekler ve AB ile iflbirli¤i gibi konularda
yaratt›¤› s›k›nt›lar› ortadan kald›rmas›
amac›yla, Türk KOB‹ tan›m› AB ile
uyumlaflt›r›ld›. Bakanlar Kurulu'nun
2005/9617 say›l› karar› ile kabul edilen "Küçük
ve Orta Büyüklükteki ‹flletmelerin Tan›m›,
Nitelikleri ve S›n›fland›r›lmas› Hakk›nda
Yönetmelik", 18 Kas›m 2005 tarihinde Resmi
Gazete'de yay›mland›. Yönetmelik, yay›m
tarihinden alt› ay sonra yürürlü¤e girecek.
fazla çal›flan› olan büyük iflletmelere ait iken,
fazla çal›flan› olan büyük iflletmelere ait iken,
mikro iflletmelerin pay› %20.8, küçük ve orta
ölçekli firmalar›n pay› ise %38.9'dur.
Kaynaklar :
-ABGS (www.abgs.gov.tr)
-Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu
(www.deltur.cec.eu.int)
Türkiye'nin KOB‹ tan›m›n› uyumlaflt›rmas›
sonucunda; iflletmelerin ba¤›ms›zl›¤›na iliflkin
olarak AB limitleri benimsenecek.
Avrupa Birli¤inde KOB‹'ler, çal›flan kifli say›s›
ile y›ll›k cirolar› veya bilançolar›na göre
tan›mlan›r. Bu say› iflletmedeki tüm çal›flan
say›s›n› kapsar.
Eurostat 2002 verilerine göre, AB'deki
iflletmelerin %89.1'ini mikro iflletmeler,
%11.3'ünü ise küçük ve orta ölçekli firmalar
oluflturmaktad›r. Çal›flan say›s›na göre
da¤›l›mda ise büyük flirketlerin pay› %33.1,
mikro ölçeklilerin %27.8, küçük ve orta
ölçeklilerin ise %38.9'dur. Yarat›lan katma
de¤erde en büyük pay %40.3 ile 250'den
www.abigem.org
Kobi Politikam›zdaki Son
Geliflmeler
Müzakere sürecine yön vermesi amac›yla
AB müktesebat› bafll›klar›n›n tümünü
kapsayan Ulusal Plan haz›rl›klar›na
bafllanm›flt›r. ‹flletmeler ve Sanayi Politikas›
bafll›¤› alt›nda AB'ye üyelik sürecinde
Türkiye'nin orta vadeli öncelikleri
belirlenerek Avrupa Komisyonuna
sunulacakt›r.
27-28 Mart 2006 tarihlerinde AB
müktesebat›n›n ‹flletmeler ve Sanayi
Politikas› bafll›¤› için tan›t›c› tarama
toplant›s› Brüksel'de gerçeklefltirilmifltir.
Avrupa Komisyonunun ‹flletmeler ve
Sanayi Politikas› alan›ndaki mevzuat›
konusunda Komisyon yetkililerince sunum
yap›lm›flt›r. Tan›t›c› tarama toplant›s›
Brüksel'de yap›lmakta ve Türk yetkililer
AB mevzuat› ile Türk mevzuat›n›n uyumlu
ve uyumsuz oldu¤u bafll›klar konusunda
Komisyon yetkililerine bilgi vermekteler.
(Tarama süreci ile ilgili daha fazla bilgi
için bkz.
http://www.abgs.gov.tr/tarama/taram
a.htm)
Ülkemizin 2003 y›l›nda kabul etti¤i KOB‹
Stratejisi ve Eylem Plan›n›n 2005 y›l›
‹lerleme Raporu ve Tarama sürecinde
yap›lan de¤erlendirmeler ›fl›¤›nda
güncelleme çal›flmalar›na bafllanm›flt›r.
http://www.europa.eu.int/comm/enterprise/enterprise_policy/sme_definition/index_en.htm
www.oecd.org/infobycountry/0,2646,fr_26
49_33956792_1_70843_119666_1_1,00.html
Kobi'lere AB Yard›mlar›
http://www.cordis.lu/finance/src/conta15.h
tm#F);
http://europa.eu.int/grants/index_fr.htm
http://europa.eu.int/comm/enterprise/entre
preneurship/financing/index.htm
http://www.eban.org
http://www.esc.eu.int/omu_smo/prism
http://sme.cordis.lu/home/index.cfm
http://www.cordis.lu/finance/src/lift.htm
http://www.rpfrance.org/cec/fiches/pme.ht
m#cri
[email protected] - http://www.aprodi.com
http://www.gate2growth.com
http://www.apce.com/
http://www.rpfrance.org/cec/homecec.htm
KOSGEB küçük ve orta ölçekli sanayi
iflletmelerine verilen hizmet ve desteklerin
en etkin flekilde sunulabilmesi için,
desteklerden faydalanacak olan
iflletmelerimizin mevcut durumlar›n›n tespit
edilmesi amac›yla Saha Araflt›rma Çal›flmas›
yap›yor.
Rize'de faaliyet gösteren 155 küçük ve orta
ölçekli iflletmeyle yap›lan anket çal›flmas›,
Rize ilindeki Kobi'lere yönelik ayr›nt›l› verileri
içermektedir.
KOSGEB Saha Araflt›rma Çal›flmas›
Rize ‹li De¤erlendirme raporu Ekonomik ve
Stratejik Araflt›rmalar Merkez Müdürlü¤ü
Ocak 2006, Yay›n No: ESAM-2006-03
14
AB ve KOB‹’ler
Anadolu Sohbetleri
KOB‹’lerin Finansman Sorunlar›na Bir Çözüm Önerisi:
“Risk Sermayesi Finansman Modeli”
Beytullah Y›lmaz*
Türkiye'de toplam iflletmelerin %99,7’sini KOB‹'ler oluflturmaktad›r. Ülkemizde KOB‹'lerin istihdamdaki pay›
Bütün ekonomilerin vazgeçilmez temel bir
bilefleni olan KOB‹'ler, istihdam ettikleri
iflgücünden, gerçeklefltirdikleri yat›r›mlara,
yaratt›klar› katma de¤ere ve ödedikleri vergilere
kadar pek çok yönleriyle her ekonomide önemli
bir yere sahiptir. Çünkü KOB‹'ler ba¤›ms›z
ekonomik birimler olarak sadece mal ve hizmet
üreten iflletmeler olmay›p, ayn› zamanda büyük
iflletmelerin kulland›klar› mamul ya da yar›
mamul girdileri de üreterek büyük iflletmelerin
geliflimini de tamamlamaktad›rlar. Böylece
büyük iflletmeler için ekonomide bir "yan sanayi"
oluflturarak büyük iflletmelerle ortak bir yaflam
kurarlar. KOB‹'ler, bir yandan büyük iflletmelerle
rekabet içinde olarak kendi bafllar›na nihai ürün
ya da hizmet üreterek ekonomiye katk›da
bulunurlarken, di¤er yandan da büyük
iflletmeleri yan sanayi biçiminde tamamlayarak,
onlar›n daha fazla üretken olmalar›na ve
ekonomiye olan katk›lar›n›n daha da artmas›na
yard›mc› olurlar.
% 61,1, yat›r›mlardaki pay› %56,5, yarat›lan katma de¤erdeki pay› %37,7'dir. Ancak ülkemizdeki KOB‹'lerin
KOB‹'ler, büyük iflletmeler gibi yüksek maliyetli
yat›r›mlara ba¤l› kalmad›klar› için, daha esnek
üretim imkânlar›na sahiptirler. Bunu talep
de¤iflikliklerine k›sa sürede uyum sa¤lama, tam
rekabet flartlar›na çabuk adapte olma fleklinde
yerine getirirken, bunun sonucunda KOB‹'ler
milli gelire, istihdama, verimlili¤e, müteflebbis
yetifltirmeye katk› sa¤layarak ekonomi için çok
önemli ifllevleri yerine getirmektedirler.
Ekonomide ortaya ç›kan konjonktürel
dalgalanmalara, büyük iflletmelere göre daha
az duyarl› olan KOB‹'ler, bu dalgalanmalardaki
olumsuz etkilenmeleri elimine edebilmekte ve
geçici talep art›fllar›n› karfl›layarak ani fiyat
art›fllar›n› engellemektedir. Ayn› zamanda
KOB‹'ler makro ekonomik düzeyde de
bölgeleraras› dengesizli¤in de bir
düzenleyicisidir. Tüm ülkeye da¤›lm›fl
olmalar›ndan dolay› bölgeleraras› dengeli
geliflmeye ve büyümeye önemli katk›da
bulunmaktad›r.
Tebli¤in ana ilkeleri flöyledir:
- Tebli¤'de risk sermayesi yat›r›m›n›n tan›m›;
giriflimci flirketlerinin birinci el piyasalarda ihraç
etti¤i, sermaye piyasas› araçlar›na yap›lan uzun
vadeli yat›r›mlar fleklinde tan›m› yap›lm›flt›r.
Ayr›ca risk sermayesi yat›r›m›, giriflimci flirketlere
ortak olmak suretiyle yap›labilece¤i gibi, bu
flirketlerin ihraç etti¤i borçlanma senetlerinin
sat›n al›nmas› suretiyle de yap›labilece¤i fleklinde
aç›klanm›flt›r.
AB'de KOB‹'lere Yönelik Risk
Sermayesi Uygulamalar›
AB ülkelerinde risk sermayesi kaynaklar›n›n
büyük bir bölümü bankalar taraf›ndan
yarat›lmaktad›r. Genel olarak AB ülkelerinde
risk sermayesi yat›r›m› iflletmelerin hisse
senetlerini alarak de¤il, borç karfl›l›¤› kredi
verilerek yap›lmaktad›r. Çünkü bankalar risk
almaktan kaç›nmaktad›rlar. Avrupa'da bu
konuda en geliflmifl ve köklü uygulamalara
sahip ülke ‹ngiltere'dir. ‹ngiltere'de holdingler,
bankalar ve bölgesel kurulufllar risk sermayesi
kayna¤›n› oluflturmaktad›rlar. Bankalar geliflme
potansiyeli tafl›yan KOB‹'lerin hisse senetlerini
sat›n alarak bu flirketlere ortak olmakta ve
gerekli sermeye deste¤ini sa¤lamaktad›rlar.
Fransa'da bankalar risk sermaye sektöründe
a¤›rl›kl› paya sahiptirler. Almanya'da ise risk
sermayesi kamu flemsiyesi alt›nda geliflmifltir.
1978 y›l›nda 28 Alman bankas›n›n kat›l›m›yla
büyük çapta bir risk sermayesi flirketi kurulmufl,
devlet bu flirketin zararlar›n›n %75'ini karfl›lamay›
taahhüt etmifl, fakat bu uygulama baflar›l›
sonuçlar vermemifl ve kurulan flirket uzun
zaman zarar etmifltir. fiirketin zarar etme
nedenleri aras›nda bu flirketin yönetiminin
oldukça bürokratik yap›da olmas› ve çok say›da
temsilciden (bankalar, sanayiciler, bürokratlar)
oluflmas› ve kamunun proje de¤erlendirici
durumunda olmas› yer almaktad›r
toplam ihracat içindeki pay› ile toplam kredilerden alm›fl olduklar› pay di¤er ülkelere göre çok düflüktür.
Türkiye'de Risk Sermayesi
Ülkemizde risk sermayesi alan›nda çal›flmalar
özellikle 1980 y›l›ndan sonra h›zlanarak
sürdürülse de, genelde istenilen sonuçlara
ulafl›lamam›flt›r. 1993 y›l›nda SPK Kanunu'na
dayand›r›larak ç›kar›lan, 21 say›l› "Risk Sermayesi
Yat›r›m Ortakl›klar›na ‹liflkin Esaslar Tebli¤i" ile
konu yasal düzenlemeye kavuflmufltur. Ancak,
tebli¤in yürürlü¤e girmesinden itibaren 3 y›l›
aflk›n süre geçmesine ra¤men sadece bir banka
ifltiraki fleklinde risk sermayesi yat›r›m ortakl›¤›
kurulabilmifltir. 1998 y›l›nda söz konusu tebli¤de
de¤iflikli¤e gidilerek, kurulacak flirketlerin kurulufl
sermayesi 500 milyar TL'ye ç›kar›lm›fl ve yat›r›m
alanlar›nda esneklik getirilmifltir.
- Giriflimci flirketlerinin, s›naî, zirai uygulama ve
ticari pazar potansiyeli olan araç, gereç,
Risk Sermayesinin ‹flleyifli
Risk sermayesi yüksek kazanç arayan yat›r›mc›lar
ile sermaye ihtiyac› olan, en son teknolojiye
dayal› yat›r›m tasarlayan kifliler aras›nda bir
köprü kurmakta, ortakl›k yaratmaktad›r.
Ço¤unlukla bilim adam› olan bu kifliler genellikle
giriflimci olmad›klar›ndan, yeni fikirlerini gelifltirip
ticarilefltirmek için sermayeye ihtiyaç duyarlar.
Risk sermayesi giriflimciye teknik ve yönetsel
destek de sa¤lad›¤› için KOB‹'lerin finansman
sorunlar›n›n yan› s›ra, yönetim sorunlar›n›n
çözümünde de destek olabilece¤i
düflünülmektedir. Risk sermayedarlar›n›n
gözetimi alt›ndaki KOB‹'lerin baflar› flanslar›
artmaktad›r (Viala, 1998: 129)
Risk sermayesinde temel amaç, yüksek geliflme
potansiyeline sahip ve rekabet üstünlü¤ü olan
iflletmelere uzun vadeli yat›r›m yapmakt›r
(Zaimo¤lu, 1995: 3).
Risk sermayesi;
malzeme, hizmet veya yeni ürün, yöntem,
sistem ve üretim tekniklerinin
meydanagetirilmesini veya gelifltirilmesini
amaçlamalar› ya da yönetim, teknik veya
sermaye deste¤i ile bu amaçlar› gelifltirebilecek
durumda olmalar› gereklidir.
- Risk sermayesi yat›r›m ortakl›klar›n›n, kay›tl›
sermayeli anonim flirket fleklinde kurulmas›,
ç›kar›lm›fl sermayesinin asgari % 49'u oran›ndaki
hisse senetlerini, bu tebli¤'de belirlenen süre
ve esaslar dâhilinde halka arz etmek üzere
kurulmufl olmas›, bafllang›ç sermayesinin 500
milyar TL'den az olmamas› ve hisse senetlerinin
nakit karfl›l›¤› ç›kar›lmas› gerekti¤i söz konusu
tebli¤de aç›kça belirtilmifltir.
Sonuç ve De¤erlendirme
Risk Sermayesi iyi bir ifl kurma fikrine, gerekli
giriflimcilik yetene¤ine ve bilgisine sahip olan
ancak ifl kurmak için sermayesi olmayan
giriflimcilere, fikirlerini gerçe¤e dönüfltürmek
için gerekli finansman› sa¤layan bir alternatif
finansman yöntemidir. Di¤er yandan risk
sermayesi, risk sermayedar› taraf›ndan yeni
fikirler ya da teknolojiler üreten geliflme
potansiyeli yüksek KOB‹'lere, edinecekleri pay
karfl›l›¤›nda yapt›klar› öz kaynak benzeri bir
yat›r›m arac›d›r. Teknolojik yenili¤e aç›k, baflar›
i. Finanse edilen iflletmeye d›fl kaynak yoluyla
ve risk tafl›yan olarak kat›lmak,
ii.Geliflme ve büyüme potansiyeli bulunan genç,
yenilikçi ve menkul de¤er ç›karamayan
iflletmeler taraf›ndan kullan›lmas›,
iii.Riski azaltmak için arac› olarak risk sermayesi
ortakl›¤›n›n bulunmas›,
iv.Orta ve uzun vadede iflletmelerin büyümesini
gerçeklefltirmek ve finanse edilen iflletmeden
elde edilen paylar›n gelir getirecek bir flekilde
borsada sat›fla sunmakt›r (Kökçam, 1999: 29).
K›saca risk sermayesi, yeni fikir, bulufl ve
teknolojik yenilikleri, ticari bir ürün elde etmek
için çok yönlü olarak desteklemektir ve bunun
temel ölçütü ise teknolojik yeniliktir (Ekinci,
2003: 96). Uzun vadeli bir yat›r›m oldu¤u için
yüksek getiriyi amaçlayan bir yat›r›md›r. Buradaki
yüksek kazanç f›rsatç›l›ktan do¤an, spekülatif
bir kazanç de¤ildir. Yüksek kazanç, teknolojik
yenilik sonucu verimlilik art›fl›ndan elde edilecek
kazançt›r (Paras›z, 1997: 602)
Ayn› zamanda, ülkemizdeki bankac›l›k sektörü
yaflanan makro ekonomik ortamdan
kaynaklanan yüksek enflasyon, istikrars›z kur,
yüksek faiz politikalar›, reel ekonomi
faaliyetlerinin aleyhine çal›flan ranta dayal›
spekülatif kazançlara yol açan para politikalar›
nedeniyle, bankalara alternatif olarak çal›flan
baz› kurumlar›n geliflmesini de engellemifltir.
Bunun sonucunda özellikle ABD ve AB'de yayg›n
flekilde kullan›lan Risk Sermayesi Finansman
Modeli Türkiye'de istenilen seviyeye
ulaflamam›flt›r. Bu model yeni teknolojilerin
faaliyete geçmesini sa¤layarak ülkeye olan
katma de¤er katk›s› bak›m›ndan çok önemlidir.
Çünkü yeni teknolojileri biran önce devreye
sokabilen ülkeler, di¤er ülkelere göre rekabette
önemli avantajlar elde etmektedirler.
Türkiye'deki risk sermayesi uygulamalar›n›n
dünyadaki uygulamalara göre yetersiz kald›¤›,
Vak›f Risk Sermaye fiirketi ve ‹fl Risk Sermayesi
Yat›r›m Ortakl›¤› A.fi. d›fl›ndaki giriflimlerin
baflar›s›zl›kla sonuçland›¤› görülmüfltür. Fakat
10 Kas›m 2003 tarihinde kurulan KOB‹ A.fi.
adl› risk sermayesi flirketi ise hemen hemen
bütün sanayi odalar›n›, bankalar› ve KOB‹'lerle
ilgili kurulufllar› kapsayan ve aralar›nda
konsensüs sa¤lanarak kurulan yeni bir risk
sermayesi giriflimi olarak çok önemli bir at›l›md›r.
Risk sermayesinin baflar›s› uyguland›¤› ülkenin
toplumsal ve ekonomik durumuna, ayn›
zamanda o ülke ekonomisinin ulaflt›¤› pazar
ekonomisi seviyesine de ba¤l›d›r. E¤er ulafl›lan
seviye gereken ölçüde sermaye (kaynak)
hareketlili¤ine ulaflmam›flsa tatmin edici
uygulama sonuçlar›n›n elde edilmesi mümkün
olmayacakt›r. Etkin bir sermaye piyasas› ile risk
sermayesi uygulamas› baflar›ya ulaflacakt›r.
Çünkü risk sermayesi flirketi yat›r›mlar›n› ya ana
firmaya geri satacak, ya da borsada halka arz
edecektir. Buna göre sermaye piyasas›n›n
derinli¤i ve hacmi artacakt›r.
Dünya'daki risk sermayesi yat›r›mlar›n›n hemen
hemen yar›s› bilgi teknolojileri sektörüne
aktar›lm›flt›r. Türkiye'de ise risk sermayesi, kurulu
olan KOB‹'ler için finansman modeli alternatifleri
aras›nda gösterilmektedir. Fakat Türkiye'de
KOB‹ kapsam›na giren kurulufllar›n toplam ifl
sektöründeki oran› %99,7'leri bulmaktad›r.
Bunun sonucunda Türkiye'de risk sermayesi
dünya ülkelerinde oldu¤u gibi sermaye
hareketlili¤inin olmamas›, KOB‹'lere finansman
alternatifi olarak düflünülmesi nedeniyle verimli
olmamaktad›r. Ancak Türkiye'de etkin bir risk
sermayesi uygulamas›n›n bilgi teknolojileri
sektörüyle bafllamas› ise, k›sa ve uzun vadede
verimli olaca¤› dünyadaki uygulamalardan
görülmektedir.
K›saca Risk Sermayesi Modeli ile KOB‹'lerin yeni
ve yarat›c› fikirleri gün ›fl›¤›na ç›kar›larak, bu
fikirlerin gerçekleflmesi sa¤lanacak; ayn›
zamanda ekonomide at›l duran fonlara ifllerlik
kazand›r›larak, hem mali piyasalara ifllerlik
kazand›r›lm›fl olacak, hem de toplumun biliflim
ça¤›ndaki teknolojik geliflme düzeyine
ulaflt›r›lmas› sa¤lanabilecektir.
(www.kobinet.org).
AB'de risk sermayesi uygulamalar› Risk
Sermayesi (Venture Consort), Bafllangݍ
Sermayesi (Seed Capital) ve Avrupa Teknoloji
Sermayesi (Euro-tech Capital) ifllemleri olarak
3 ana mekanizmaya ayr›lm›flt›r.
ihtimali yüksek potansiyel giriflimcilerin
desteklenerek hayata geçirildi¤i bir model olan
Risk Sermayesi, Türk finans sisteminde etkin
bir yere gelememifltir. Çünkü ülkemizde finansal
sistem tamamen bankac›l›k sektörüne
dayanmaktad›r. Bundan dolay› özellikle de
KOB‹'ler, geleneksel finansman sistemi olan
bankac›l›k sektöründen yeterli ölçüde
yararlanamamaktad›r.
La Tribune
* O.D.T.Ü ‹kt. ve ‹d. Bil. Fak. ‹ktisat Bölümü
Araflt›rma Görevlisi
15
AB ve KOB‹’ler
Tüketicinin ve Tüketici Sa¤l›¤›n›n Korunmas›na ‹liflkin AB Müktesebat›
Tüketicinin ve tüketicinin sa¤l›¤›n›n
korunmas›, Birli¤in, vatandafllar›n›n
yaflam kalitesini art›rmak için
kulland›¤› en etkili araçlardan
birisidir.
Avrupa Birli¤i, Tüketici Politikas›'n› tüm
tüketicilerin sa¤l›¤›n›n ve ekonomik
ç›karlar›n›n korunmas› ve güvenli¤inin
sa¤lanmas› esaslar›na dayand›rmaktad›r.
Amsterdam Antlaflmas›'n›n 153. maddesi,
Toplulu¤a tüketici ç›karlar›n› destekleme ve
yüksek seviyeli bir koruma temin etme
yükümlülü¤ü getirmifltir. Birlik söz konusu
amaç do¤rultusunda; tüketicilerin bilgi
edinme ve e¤itim haklar›n›, ç›karlar›n›
korumak için örgütlenme haklar›n›, bunlar›n
yan› s›ra, sa¤l›k, güvenlik ve ekonomiye iliflkin
ç›karlar›n›n korunmas›n› temin etmekle
yükümlüdür. Üye ülkeler, Birli¤in yürürlü¤e
koydu¤u düzenlemelere uyum sa¤lamak
zorundad›r, ancak bunun yan› s›ra, ‹ç Pazar'›n
iflleyifline zarar vermemek kayd›yla kendi
ulusal politikalar›n› izleyebilmektedir.
Tüketicinin korunmas› di¤er Topluluk
politikalar› üzerinde de etkili olmaktad›r.
Tüketici Politikas›'n›n do¤rudan etkiledi¤i
Birlik politikalar›n›n bafl›nda Ortak Ticaret
Politikas›, Sanayi Politikas› ve Rekabet
Politikas› gelmektedir. AB Komisyonu,
tüketicinin korunmas›na iliflkin müktesebat›n
üye ülkeler aras›ndaki pazar engellerinin
ortadan kald›r›lmas› ve ekonomik
bütünleflmenin sa¤lanmas› aç›s›ndan
vazgeçilmez oldu¤u kan›s›ndad›r. Bunun
sebebi, tüketicilerin korunmas› alan›nda farkl›
mevzuat ve uygulamalar›n ticaretin önünde
do¤al bir engel oluflturmas›d›r.
AB'nin Tüketici Politikas› ayr›ca, fiyatlar›n
düflmesini, ürün ve hizmet çeflitlili¤inin
artmas›n›, ürünlerin asgari sa¤l›k ve güvenlik
standartlar›na kavuflmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu
flekilde, ‹ç Pazar'›n geliflimine önemli katk›da
bulunmufltur.
Tüketicinin ve tüketicinin sa¤l›¤›n›n korunmas›
alan›ndaki Topluluk müktesebat› yan›lt›c›karfl›laflt›rmal› reklamlar, ürün sorumlulu¤u,
kap›dan sat›fllar, tüketici kredileri, tehlikeli
taklitler, paket turlar, tüketici sözleflmelerinde
haks›z hükümler,
ürün fiyatlar›, garanti belgesi ve kullan›m
k›lavuzlar›, tamir ve sat›fl sonras› hizmetler,
tüketicilerin e¤itilmesi gibi konular›
içermektedir.
Birlik içinde tüketici güvenli¤inin sa¤lanmas›
amac›yla, AB Komisyonu'nun haz›rlad›¤› çok
ayr›nt›l› düzenlemelerle, oyuncaktan kozmetik
ürünlere, ilaçlardan zehirli maddelere kadar
pek çok ürün grubuna standart ve kurallar
getirilmifltir. AB Tüketici Politikas›'n›n
esaslar›ndan bir di¤eri de tüketicinin
ekonomik ç›karlar›n›n korunmas›d›r. Bu
çerçevede tüketici; üretim hatalar›ndan,
yan›lt›c› reklamlardan, dürüst olmayan ticari
uygulamalardan korunmaktad›r. Birlik s›n›rlar›
içerisindeki tüm tüketiciler sat›n ald›klar›
mallar›n bozuk, hizmetlerin yetersiz olmas›
durumunda de¤ifltirme, yasal yollara
baflvurma ve zarar›n tazmin edilmesini talep
etme hakk›na sahiptir. Ayr›ca tüketicilerin
piyasadaki mal ve hizmetler hakk›nda bilgi
sahibi olmalar› da tüketicilerin temel haklar›
aras›ndad›r.
AB'nin Rekabet Müktesebat›
Avrupa Birli¤i'nin temel ekonomik hedefi,
üye ülkeler aras›nda tüm engellerden
ar›nd›r›lm›fl bir ‹ç Pazar oluflturmakt›r. Bu
hedefe ulaflmak için Toplulu¤un kulland›¤›
en temel ve etkili araç rekabet kurallar›
olmufltur. Toplulu¤un Rekabet Politikas›,
rekabeti bozdu¤u kabul edilen faaliyetleri
engelleyerek, piyasa güçlerinin hakim oldu¤u
bir ekonomik ortam yaratmay› ve bunu
sürdürmeyi hedeflemektedir.
Toplulu¤un Rekabet Politikas› 4 ana bafll›k
alt›nda incelenebilir: Teflebbüslere uygulanan
rekabet kurallar›, birleflme ve devralmalar›n
denetlenmesi, kamu tekelleri ve imtiyazl›
haklara sahip teflebbüsler, devlet
yard›mlar›n›n izlenmesi ve denetlenmesi.
Toplulu¤un en eski politikalar›ndan biri olan
rekabet alan›ndaki müktesebat Amsterdam
Antlaflmas›'n›n 31. maddesi (ticari nitelikli
devlet tekelleri, Amsterdam Antlaflmas› ile
tadil edilen Roma Antlaflmas›'n›n 37.
maddesi), 81-85. maddeleri (teflebbüslere
uygulanan kurallar, eski 85-89 maddeler),
86. (kamu teflebbüsleri ve imtiyazl› ya da
münhas›r haklara sahip teflebbüsler, eski 90.
madde) ve 87-89. maddeleri (devlet
yard›mlar›na uygulanan kurallar, eski 92-94.
maddeler) temelinde flekillenmektedir.
Birleflme ve devralmalar›n kontrolü ise
802/2004 say›l› Tüzük ile
gerçeklefltirilmektedir. Rekabet
alan›ndaki di¤er Topluluk düzenlemeleri
aras›ndan; 1/2003 say›l› "Antlaflman›n 81 ve
82. maddelerinde Belirtilen Rekabet
Kurallar›n›n Uygulanmas›na ‹liflkin Konsey
Tüzü¤ü", 2790/1999 say›l› Dikey Anlaflmalar
ve Uyumlu Eylemlere ‹liflkin Komisyon
Tüzü¤ü", "773/2004 say›l› Komisyon
Taraf›ndan Soruflturma Yürütülmesine ‹liflkin
Komisyon", Komisyon'un yay›mlad›¤›
k›lavuzlar, tebli¤ler, aç›klay›c› notlar, sektörler
için hayati önem tafl›yan blok muafiyet
tüzükleri (otomotiv, yatay iflbirli¤i anlaflmalar›,
teknoloji transferi anlaflmalar›, sigortac›l›k)
ve kritik sektörlere (ulaflt›rma, tar›m, çelik)
yönelik düzenlemeleri sayabiliriz.
Devlet yard›mlar› konusundaki müktesebat›n
bir bölümü (özellikle ulaflt›rma, tar›m ve
bal›kç›l›k) di¤er müzakere basl›klar› alt›nda
yer almaktad›r. AB Komisyonu'nun enerji,
ulaflt›rma, telekomünikasyon ve bilgi
teknolojileri sektörlerinin serbestlefltirilmesine
yönelik tüzükleri de bu bölüm kapsam›nda
ele al›nmaktad›r.
Komisyon, aday ülkelerin rekabet alan›ndaki
müktesebata uyum sa¤lay›p
sa¤layamayacaklar›n› ve üyelik sonras› ‹ç
Pazar'›n rekabet bask›s›na dayan›p
dayanamayacaklar›n› de¤erlendirirken, aday
ülkelerde yer alan teflebbüslerin ‹ç Pazar'a
benzer bir ortamda faaliyet göstermeye
al›flk›n olup olmad›klar›n› dikkate almaktad›r.
HABER .... HABER.... HABER.....
16 bin 780 g›da firmas›n›n ancak 2
bini AB'ye haz›r
Akademisyen, bürokrat ve sektör temsilcilerinin
kat›l›m›yla oluflturulan Özel ‹htisas Komisyonu
raporunda, AB sürecinde g›da sektöründe
yaflanabilecek geliflmeler de¤erlendirildi.
9. Kalk›nma Plan› çerçevesinde g›da sektörü
için haz›rlanan rapor, firmalar›n büyük
bölümünün yat›r›m ve kendini yenilemeye
ihtiyac› oldu¤unu belirtiyor. G›da sektöründe
bulunan 16 bin 780 firman›n sadece 2 bininin
yeterli oldu¤unun alt› önemle çiziliyor. AB
sürecinin 2.5-2.7 milyar dolarl›k bir pazar imkân›
do¤uraca¤› belirtilen raporda, ayçiçe¤i, m›s›r,
tavuk eti, yumurta ve süt sektörlerini AB'yle
birlikte rekabette zor günlerin bekledi¤i
vurgulan›yor.
* TOBB kay›tlar›na göre tütün ve alkollü
içkiler hariç olmak üzere toplam 16 bin 780
g›da üretim kuruluflu bulunuyor. Bu kurulufllar›n
ancak 2 bini modern teknoloji kullanan büyük
ölçekli firma niteli¤inde. Geriye kalan 14 bin
780 kuruluflun g›da güvenli¤i konusundaki
yap›lanmalar›n›, eksikliklerini tamamlay›c›
yat›r›mlar› gerçeklefltirmeleri gerekiyor.
* AB tar›msal ürünler pazar› Türkiye aç›s›ndan
y›ll›k ortalama 2.5-2.7 milyar dolarl›k bir de¤er
ifade ediyor.
* M›s›r, arpa, ayçiçe¤i, tavuk eti, yumurta ve
süt ürünlerinde AB ile rekabet zor olacak.
* fieker üretimindeki düflüfl, kaçak fleker girifli
ve alternatif ürünlerin kullan›lmas› nedeniyle
olufltu.
Raporda ana hatlar›yla flu saptama ve önerilere
yer verildi:
* Niflasta ve niflasta bazl› fleker alan›nda faaliyet
gösteren firmalar›n AB süreciyle birlikte çevre
yat›r›mlar› yapmalar› gerekiyor. Bu firmalar›n
yapaca¤› ar›tma tesislerinin maliyetleri,
kapasitelerine ba¤l› olarak 500 bin dolarla 2
milyon dolar aras›nda de¤ifliyor.
* G›da alan›nda üretim yapan 25-40 bin firma
oldu¤u tahmin ediliyor, sektörde ise yaklafl›k
260 bin kifli çal›fl›yor. Kay›td›fl›l›k oran› %40.
http://www.abmstanbul.org/dokumanlar/abm/guncel/guncel_index/gu
ncelindex.htm
* 2006-2013 döneminde talep art›fl› beklentisi
y›ll›k ortalama %2.8. Üretimde ise %3.1 art›fl
bekleniyor. Bunlar›n yan› s›ra ihracat
rakamlar›ndaki yükseliflin %3.8 olmas›, ithalatt›n
%3.5 artmas› öngörülüyor.
Sektörün yaflamas› AB'ye uyuma ba¤l›
* G›da sanayii iflletmelerinin %95'ini KOB‹'ler
oluflturuyor. Bu KOB‹'lerin yeni koflullara uyum
sa¤layarak uluslararas› pazarda varl›¤›n›
koruyabilmesi, Avrupa standartlar›nda üretim,
ambalajlama, depolama, da¤›t›m ve kalite
kontrolü yapmas›na ba¤l›. Ayr›ca dünyadaki
geliflmelere paralel olarak Türkiye'nin "organik
tar›m ürünleri" üretim ve ihracat›na yönelmesi
de gerekiyor.
Hizmet sektöründen sanayiye
Avrupal› flirketler
Avrupa Topluluklar› ‹statistik Ofisi Eurostat, AB
flirketleri, yap›sal geliflmeleri ve tüm faaliyetleri
hakk›nda bir istatistik yay›nlad›.
Kaynaklar›n› genifl bir bilgi yelpazesinden alan
araflt›rmada; her faaliyet için üretim ve istihdam,
ulusal uzmanl›klar ve bölgesel da¤›t›mlar,
KOB‹'lerin önemi , iflgücünün özellikleri, d›fl
ticaret vb gibi çok çeflitli konularda detayl›
istatistikler veriliyor. AB flirketlerini yak›ndan
tan›mak isteyenler için:
http://epp.eurostat.cec.eu.int/portal/page?_pageid=1
090,30070682,1090_33076576&_dad=portal&_sche
ma=PORTAL
16
AB ve KOB‹’ler
Anadolu Sohbetleri
Garanti Bankas› ile Avrupa Yat›r›m Bankas›’n›n kredi anlaflmas›
Garanti Bankas›, KOB‹'lerin
finansman›nda kullanmak üzere, Avrupa
Yat›r›m Bankas›'ndan (AYB) 100 milyon
Euro tutar›nda kredi kullanmas›na
olanak veren çerçeve anlaflmas›n›
imzalad›. Garanti, krediyi, AYB'nin ilk
defa yapt›¤› bir uygulamayla, "Yeni Türk
Liras›" olarak da kullanabilecek.
Krediyle ilgili bilgi veren Garanti Bankas›
Genel Müdürü Ergun Özen, "Garanti
Avrupa Yat›r›m Bankas›'ndan ald›¤›m›z kredi
de bu anlay›fl›m›z›n bir parças›." dedi.
Garanti'nin yaklafl›k 10 y›ld›r KOB‹
Bankac›l›¤›'na yo¤unlaflt›¤›n› hat›rlatan Özen,
"KOB‹ Bankac›l›¤›'n›n bilançomuzdaki pay›
%22'ye ulaflt›. Türkiye çap›nda 665.000
KOB‹'ye hizmet veriyoruz. 2004 verilerine
göre müflteri say›s›nda %50'lik art›fl
sa¤layarak, KOB‹ alan›nda Aral›k 2005 sonu
itibar›yla 4.2 milyar dolar çal›flma
büyüklü¤üne ulaflt›k. KOB‹'lere toplam 1.7
milyar YTL kredi kulland›rd›k.
Bankas› olarak, Avrupa Birli¤i'ne tam üyelik
yoluna giren Türkiye'de, KOB‹'lerin rekabet
gücünü yükseltecek yeni finansman olanaklar›
yaratmaya devam ediyoruz.
Avrupa Yat›r›m Bankas›'ndan ald›¤›m›z krediyi
de en h›zl› ve etkin flekilde KOB‹'lerimizin
hizmetine sunaca¤›z." dedi.
Avrupa Yat›r›m Bankas›
Avrupa Yat›r›m Bankas›, Avrupa
Birli¤i'nin (AB) finansman kurumu olarak
görev yap›yor. Kurulufl amac›, üye
ülkelerin entegrasyonuna, dengeli
kalk›nmas›na, ekonomik ve sosyal
uyumuna katk›da bulunmak olan banka,
yüksek miktarlarda fon yarat›yor. Bu
fonlar›n, AB'nin amaçlar› do¤rultusunda
büyük projelerinin finansman›na
yönlendirilmesini sa¤l›yor. AB d›fl›nda
ise Avrupa kalk›nma yard›m› ve iflbirli¤i
politikalar› kapsam›nda gerçeklefltirilen
anlaflmalar›n finansla ilgili k›s›mlar›n›
uyguluyor.
AB'den Bankalara KOB‹ Kredisi E¤itimi
Avrupa Birli¤i (AB) Komisyonu Türkiye
Temsilcili¤i yetkilisi Güray Vural, kredi
politikalar›n› büyük firmalar› baz alarak
oluflturan bankalar›n, AB süreciyle birlikte,
küçük iflletmeleri de göz önünde
bulunduracak politikalar oluflturmas›
gerekti¤ini söyledi.
Vural, bankalara "Kredi de¤erlendirmesinde
küçük iflletmelerden neler istenir?" bafll›kl›
e¤itimler verdiklerini söyledi. Türkiye'de küçük
iflletmelere ve giriflimciye bankalar taraf››ndan
verilen kredi deste¤inin, halen istenilen
düzeyde olmad›¤›n› belirten Vural, "AB
sürecinde bankalar›n daha çok reel sektöre
ve küçük flirketlere yönelmesi flart." diye
konufltu. Vural, flimdiye kadar devlete ve
büyük flirketlere kredi vermeyi tercih eden
bankalar›n, de¤iflen ekonomik koflullar
nedeniyle, zamanla küçük iflletmelere
yöneleceklerini söyledi. Bankalar›n kredi
verme politikalar›n›n ve kredi
de¤erlendirmelerinin büyük firmalara göre
oluflturuldu¤unu dile getiren Vural, küçük
flirketlerden ve yeni ifl kuran kiflilerden bilanço
istemenin zor olaca¤›n› belirtti. Vural, bu
noktada baflka de¤erlendirme ve yöntemlere
ihtiyaç oldu¤unu söyledi.
Sürecin Dezavantajl› Aktörleri
Güray Vural, AB sürecinde, esnaf ve
sanatkârlar›n, Türkiye'deki en dezavantajl›
ekonomik aktörler aras›nda yer ald›¤›n›
söyledi. Maddi gücü az olan bu grubun,
desteklerden en etkin flekilde yararland›r›lmas›
gerekti¤ine iflaret eden Vural, "Dünya
de¤iflirken ticaretin flekli de de¤ifliyor. Baz›
geleneksel sektörler önemini kaybediyor ve
insanlar›n baflka sektörlere yönlendirilmeye
ve deste¤e ihtiyaçlar› oluyor." dedi. AB'ye
son kat›lan ülkelerde tar›m sektöründeki
istihdamda düflüfl yafland›¤›n› hat›rlatan Vural,
Türkiye'de de tekstil, giyim ve deri
sektörlerinde benzer de¤iflimler
Tar›m Sektöründeki KOB‹ ve Kurulufllara Hibe
Tar›m Bakanl›¤›, kalk›nma plan ve programlar›
ile 2006-2010 Ulusal Tar›m Stratejisi
çerçevesinde, K›rsal Kalk›nman›n
Desteklenmesi adl› bir program uyguluyor.
Program, tar›m üreticilerinin k›rsal alanlarda
bireysel veya bir arada yapacaklar› öz
sermayeye dayal› proje yat›r›mlar› için k›rsal
alanda ekonomik ve sosyal geliflmeyi
sa¤lamak için, gerçek ve tüzel kiflilerin tar›m
ürünlerinin ifllenmesi, de¤erlendirilmesi, ve
pazarlamas›na yönelik ekonomik faaliyet
yat›r›mlar› ile kurulufllar›n mevcut altyap›
tesislerinin rehabilitasyonuna yönelik
yat›r›mlar›n› teflvik etmeyi ve desteklemeyi
amaçl›yor.
Bu programlar›n en önemli sacayaklar›
aras›nda, Tar›m Bakanl›¤›'n›n, 2005 y›l›nda
pilot uygulamas›n› yapt›¤› ve Nisan 2006
itibar›yla 65 ilde proje ça¤r›lar›na bafllad›¤›
"K›rsal Kalk›nman›n Desteklenmesi Program›"
yer al›yor. Program kapsam›nda:
Adana, Afyon, A¤r›, Aksaray, Amasya,
Ankara, Antalya, Ayd›n, Bal›kesir,
Bart›n, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis,
Bursa, Çank›r›, Çorum, Diyarbak›r,
Düzce, Edirne, Elaz›¤, Erzincan,
Erzurum, Eskiflehir, Gaziantep, Giresun,
Hakkari, I¤d›r, Isparta, ‹çel, ‹stanbul,
‹zmir, K.Marafl, Karabük, Kars,
Kastamonu, Kayseri, K›r›kkale,
K›rklareli, K›rflehir, Kilis, Kocaeli,
Kütahya, Manisa, Mardin, Mu¤la, Mufl,
Nevflehir, Ordu, Osmaniye, Sakarya,
Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, fianl›urfa,
fi›rnak, Tekirda¤, Trabzon, Tunceli,
Uflak, Van, Yalova, Yozgat, Zonguldak
olmak üzere 65 ilde, "Ekonomik Faaliyetlere
Yönelik Yat›r›mlar" ve "Altyap›
Rehabilitasyonuna Yönelik Yat›r›mlar" ana
bafll›klar› alt›nda hibe ça¤r›lar› yap›ld›.
Ekonomik Faaliyetlere Yönelik
Yat›r›mlar bafll›¤› alt›nda, 65 ilde tar›m
alan›nda faaliyet gösteren KOB‹ ve kurulufllara
(kooperatifler, üretici birlikleri vb) hibe deste¤i
sa¤lanacak. Hibe deste¤inden yararlanmak
isteyenlerin, proje haz›rlayarak Tar›m ‹l
Müdürlüklerine baflvuru yapmas› yeterli.
Toplam bütçesi 250 milyon YTL olan program
için son baflvuru tarihi 3 Haziran 2006.
Altyap› Rehabilitasyonuna Yönelik
Yat›r›mlar bafll›¤› alt›nda, kaymakaml›klar,
köylere hizmet götürme birlikleri ve tar›msal
sulama kooperatifleri proje sunabilecek.
Toplam hibe miktar› proje bedelinin %75'i
kadar olabilecek, ancak hiçbir flekilde 300.000
YTL'yi geçmeyecek. 2006 y›l›nda K›rsal
Kalk›nma Program› kapsam›nda
yürütülebilecek yat›r›m projelerinin konusu
"Köy Bazl› Sulama Tesisleri" olacak.
Bilgi için :
www.tedgem.gov.tr
gözlendi¤ini ifade etti. Vural, aktif istihdam
politikalar›n›n önemine de dikkat çekti.
Kredi Çeflitleri ve Kullan›m› Artmal›
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet
Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birli¤i'nin
(TESKOMB) düzenledi¤i Avrupa Kredi Garanti
Kurulufllar› Aras›nda Karfl›l›kl› ‹flbirli¤i ve Ortak
Anlay›fl Gelifltirme konulu seminerde konuflan
TESKOMB Yeniden Yap›lanma Projesi Ekip
Lideri Claudio Della Vella ise toplam banka
kredilerinden KOB‹'lerin ald›¤› pay›n Türkiye'de
%5 iken, AB ülkelerinde %40'lar› buldu¤unu
belirtti. TESKOMB'un esnafa sadece tek çeflit
kredi sundu¤unu, ancak geliflen piyasa
koflullar›nda kredilerin çeflitlendirilmesi
gerekti¤ini söyleyen Vella, "Tek tip ürün
gelifltirerek ve satarak hayatta kalmak
mümkün de¤il" diye konufltu. Vella, risk
içermesine karfl›n, borcun zamana yay›lmas›
anlam›na gelen uzun vadeli kredilerin,
iflletmeler için önemli olaca¤›n› belirtti.
Devlet Yard›mlar›n›n Kural› Yok
AB'ye kat›l›m sürecinde müktesebata uyumda
en önemli konulardan birinin, AB ülkelerinde
geçerlili¤ini kaybeden devlet yard›mlar›
oldu¤unu söyleyen Vella, Halkbank ile çal›flan
TESKOMB'un devlet yard›m›na ba¤›ml›
yap›dan kurtulmas›n›n önemine iflaret etti.
Vella, 1,5 milyon esnaf ve sanatkâr› temsil
eden birli¤in, ek olanaklar ve mali kaynaklar
bulmas› gerekti¤ini de sözlerine ekledi.
fiubat ay›nda bafllat›lan AB destekli TESKOMB
Yeniden Yap›lanma Projesi'nin Haziran'a
kadar sürecek haz›rl›k aflamas› 200.000 Euro
tutar›nda bütçeye sahip. Projeyle, ilk aflamada
yeniden yap›lanmay› gerçeklefltirmek için
birli¤in personel, e¤itim, bilgi sistemleri ve
yasal düzenleme ihtiyaçlar› tespit edilecek.
TESKOMB, haz›rl›klar›n ard›ndan 18,7 milyon
Euro'luk AB deste¤iyle esnaf ve sanatkâr›n
ihtiyac›na uygun finans araçlar›n›n
oluflturulaca¤› büyük bir projeye bafllayacak
ABHaber
17
AB ve Tar›m
Rag›p Göker*
Rize'de Renkler
Dans Eder
Ebru sanat›na bay›l›r›m.Sanatç›n›n özenli
flekillendirdi¤i eserindeki oluflturdu¤u renk
armonisine bakmak bana tarifi imkâns›z zevk
ve huzur verir. Hikmetinden sual olunmaz
Yaradan da bir ebruli tablo gibi bezerken,yeflil
ve mavinin a¤›rl›kl› oldu¤u tabloda renklerin
dans›n› izleyebilmemiz için Rize'yi biz kullar›na
ba¤›fllam›fl.
Çay tar›m› Rize için bir kazan›md›r hiç
kuflkusuz. Ama, bir o kadar da olumsuzluktur.
Hamdolsun... Rize'de yeflilin hakim oldu¤u
renk cümbüflünü oluflturan en büyük etken
hiç kuflkusuz "çay"d›r. Çok de¤il birkaç ay
sonra çay filizi toplamaya ç›kacak k›zlar da
Rize bezinden yap›lm›fl keflanlar›yla bu
muhteflem görüntüyü zenginlefltirecek
unsurlar aras›na kat›lacak.
Biraz kivi var ama tarlalar, hatta evlerin
bahçeleri çay ekilidir Rize 'de. Tar›mdaki
istihdam› da böylelikle çay karfl›l›yor. Tar›m
d›fl› istihdam da çay›n egemenli¤indedir bu
topraklarda. Çay - Kur, Rize'nin gözbebe¤i...
Kuruma ba¤l› onlarca çay fabrikas› binlerce
Rizeli'nin umut kap›s›d›r. ‹yi ki Çay Kurumu
var. Ancak halk Çay - Kur var diye baflka
istihdam alan› da düflünmemifl hiçbir zaman.
Bundan böyle de düflünece¤ini zannetmem.
(*)Dünya Gazetesi Karadeniz Temsilcisi
Tar›m konu bafll›¤› basl›ca afla¤›daki alt
bafll›klar halinde müzakere edilmektedir:
• Yap›sal politika, k›rsal kalk›nma ve
ormanc›l›k
• Yatay konular: Tar›msal Garanti ve
Yönlendirme Fonu, ticaret mekanizmalar›,
kalite politikas›,organik tar›m, çiftlik say›m›
veri a¤›, devlet yard›mlar›
• Veterinerlik mevzuat›: ‹ç Pazar kontrol
sistemi, hayvan kimli¤i ve kayd›, d›fl s›n›rlarda
kontrol, hayvan hastal›klar› kontrol önlemleri,
hayvan sa¤l›¤› - canl› hayvan ve hayvansal
ürün ticareti, kamu sa¤l›¤›n›n korunmas›,
hayvan refah›, zootekni mevzuat›
Çay Rize'nin her fleyi, ekme¤i, suyu, afl›...
Çay yoksa Rize 'de yaflam da duracak gibidir.
Yaflam ve dolay›s›yla ekonomik yap› da
bütünüyle çay tar›m›na endekslenince,
ekonomide farkl›l›k göstermeyi ve dolay›s›yla
geliflmeyi de engelleyen tek unsur da bu
oluyor.
Bu model Zonguldak 'ta da böyle. Orada da
TTK, flehrin hem her fleyi, hem de flehrin
geliflmesinin önündeki en büyük engel gibi
duruyor. Çay- Kur da böyle, hem olmazsa
olmaz, hem de geliflmenin önündeki en
büyük engel.
Rize'de bir ekonomik kalk›nma modeli
gelifltirilecekse e¤er, planlamac›lar bu unsuru
göz önünde bulundurmal›d›r mutlaka. Her
fleye ra¤men ama, Rize seyrine doyum
olmayan muhteflem bir flehir. fiu Da¤maran'a
ç›k›p muhlama yemenin keyfi, söyleyin bana
nerede var?
Avrupa Birli¤i'nin Tar›m Müktesebat›
Avrupa Birli¤i'nin (AB) Ortak Tar›m
Politikas›'n›n (OTP) oluflturulmas›n›n alt›nda
yatan ana nedenleri flöyle s›ralayabiliriz:
- G›da yetersizliklerinin önüne geçmek,
- Tar›mda çal›flan kesimin gelir düzeyini
art›rmak,
- Piyasa mekanizmalar› aras›ndaki farkl›l›klar›
gidermek ve istikrar› sa¤lamak,
- Üretim standartlar›yla tar›m teknolojisini
gelifltirmek ve dolay›s›yla verimlili¤i art›rmak,
- Tar›msal üretim araçlar›n›n etkili kullan›m›n›
ve ürün arz› güvenli¤ini sa¤lamak,
- Tar›mdaki en önemli faktörlerden biri olan
iflgücünün optimum kullan›m›n› temin etmek,
- Tüketicilere daha gerçekçi ve uygun fiyatlar
sunmak ve fiyatlar›n üye ülkeler aras›nda
haks›z rekabete yol açmas›n›n önüne geçmek.
Bu hedeflere ulaflabilmek amac›yla
Avrupa'daki tar›m sektörü için ortak bir
politika belirlenmesi kararlaflt›r›lm›fl, 1 Ocak
1958 y›l›nda yürürlü¤e giren Avrupa
Ekonomik Toplulu¤u Antlaflmas› ile OTP'nin
yasal temeli oluflturularak ilkeleri belirlenmifltir.
Tek pazar ilkesiyle, tar›m ürünleri, OTP
kapsam›nda üye ülkelerde serbestçe
dolaflabilmekte, üye ülkelerin aras›ndaki
ticaretinin önüne gümrük vergileri, kotalar
ve benzeri engeller koyulmamaktad›r.
Topluluk tercihi ilkesiyle, Topluluk içi
piyasalarda üye ülkeler taraf›ndan üretilen
tar›m ürünlerine öncelikli bir rejim
uygulanmaktad›r. Böylelikle üçüncü ülkelerde
üretilen ürünlere kars› Topluluk üyesi ülke
ürünleri tercih edilerek, Topluluk tar›m
sektörü korunmaktad›r. Mali dayan›flma
ilkesiyle de, di¤er iki ilke çerçevesinde
uygulanan ortak politika do¤rultusunda
yap›lan harcamalar, ortaklafla oluflturulan
bir bütçeden ve AB üyesi ülkelerin tamam›n›n
katk›s›yla karfl›lanmaktad›r.
Topluluk bütçesi içinde 1962 y›l›nda
oluflturulan özel bir fonla mali sorumlulu¤un
ortak paylafl›m› sa¤lanm›flt›r. Tar›msal
Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) ile
OTP giderleri karfl›lanmaktad›r. FEOGA
Garanti Bölümü, fiyat ve pazar politikas›n›n
iflleyebilmesi için gerekli olan harcamalar›
finanse etmekte ve Birlik bütçesinin %45'ini
oluflturmaktad›r. Yönlendirme Bölümü ise
tar›msal yap›lar›n iyilefltirilmesine yönelik
yap›land›rma çal›flmalar›ya k›rsal bölgelerin
kalk›nmas›nda kullan›lmakta ve AB bütçesinin
%3'ünü oluflturmaktad›r.
Tar›m politikas›, AB'ye kat›l›m için
tamamlanmas› gereken müzakere
basl›klar›n›n en genifl olan›d›r. Hayvan ve
bitki sa¤l›¤› alanlar›ndaki mevzuat d›fl›nda,
bu bafll›k üyelik tarihinden itibaren yürürlü¤e
girecek düzenlemelerden oluflmaktad›r.
Kat›l›m aflamas›nda önemli olan nokta, aday
ülkenin Topluluk müktesebat›n›
uygulayabilecek durumda olup olmad›¤›d›r.
Bu do¤rultuda müktesebat›n bütünüyle ulusal
mevzuata aktar›lmas› aday ülkeler için önemli
bir görevdir.
• Ortak piyasa düzenleri: Ekilebilir ürünler,
tah›llar, ya¤l› tohumlar, proteinli ürünler,
ifllenmifl tah›llar, patates niflastas›, bakliyat,
pirinç, seker, lifli ürünler, meyve ve sebzeler,
flarap ve alkol, muz, zeytin ya¤›, tütün
• Hayvansal ürünler: Süt ve süt ürünleri, s›¤›r
ve dana eti, koyun ve keçi eti, domuz eti,
kümes hayvanlar›
• Bitki sa¤l›¤› mevzuat›: Zararl› organizmalar,
tohum kalitesi ve gübreler, bitki çeflitlili¤i
haklar›, bitki koruma ürünleri - ilaçlar, hayvan
beslenmesi
http://www.ikv.org.tr/pdfs/tarim.pdf
AB ve Türk çiftçisinin gelirleri
Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) göre,
Türkiye'de bu¤day çiftçisi, ton bafl›na, AB
çiftçisinden daha çok destek al›yor. Ancak
AB'de verim yüksek oldu¤u için, AB bu¤day
üreticisi, Türk bu¤day üreticisinden daha
fazla kazan›yor.
TMO, haz›rlad›¤› 2005 Y›l› Hububat
Raporu'nda, bu¤day üreten AB ve Türk
çiftçisinin gelirlerini karfl›laflt›rd›.
Karfl›laflt›rmada, Türkiye için ortalama iflletme
büyüklü¤ü 61 dekar, dekar bafl›na verim 250
kg, iflletme bafl›na üretim de 15 ton 250 kg
olarak kabul edildi.
AB'de ise iflletme büyüklü¤ü 174 dekar,
dekar bafl›na verim 600 kg, iflletme bafl›na
üretim ise 104 ton 400 kg olarak al›nd›.
Rapora göre AB'de bu¤dayda müdahale
kuruluflunun al›m fiyat›, 101,31 Euro... Yani
AB çiftçisi, ürününü serbest piyasada
satamazsa, müdahale kurumuna götürüp
101,31 Euro'dan satabiliyor. Bu çiftçi, üretti¤i
bu¤day için FEOGA'dan ayr›ca ton bafl›na
63 Euro destek al›yor. Sonuçta, AB'deki
bu¤day üretcisinin eline ton bafl›na 164,31
Euro geçiyor. Ancak dekar bafl›na verim 600
kg oldu¤u için, ortalama 174 dekarda 104,4
ton bu¤day üreten AB çiftçinin eline geçen
para, 17.154 Euro'ya ulafl›yor.
Türkiye'de ise çiftçi, 16,5 YTL tutar›nda
do¤rudan gelir deste¤i (DGD), 3 YTL sertifikal›
tohumluk, 2,4 YTL mazot deste¤i olmak
üzere, dekar bafl›na 21,9 YTL destek al›yor.
Ortalama 61 dekar iflletme büyüklü¤ü sahip
Türk bu¤day üreticisi, dekar bafl›na 250 kg
verimle elde etti¤i 15.250 kg bu¤day›, 35
YKr'dan TMO'ya satarak, 5.337,5 YTL ürün
bedeli elde ediyor. Ayr›ca kg bafl›na 3 YKr
destekleme primi, DGD, mazot, gübre ve
tohum deste¤iyle birlikte, çiftçi, üretti¤i
15.250 kg bu¤day için 7.130,9 YTL gelir
elde ediyor. Bu¤day üretimi nedeniyle eline
4.322 Euro geçen söz konusu çiftçinin ton
bafl›na ald›¤› para ise 283 Euro'ya denk
geliyor. Yani masraflar hariç, ortalama bir
AB bu¤day üreticisinin geliri 17.154 Euro,
Türk üreticisinin geliri ise 4.322 Euro. Ancak,
destekler dahil, AB üreticisinin eline ton
bafl›na 164,31 Euro, Türk üreticisinin eline
283 Euro geçiyor.
E¤er Türkiye'de ortalama bu¤day verimi 400
kg olsayd›, ayn› topraktan 24,4 ton ürün
elde edilecek ve çiftçi geliri 6.905 Euro'ya,
600 kg verimde ise 36,6 ton üretim nedeniyle
çiftçi geliri 10.358 Euro'ya yükselecekti.
Türkiye'de, ne kadar çok destek verilse ve
mümkün oldu¤unca yüksek al›m fiyat›
aç›klansa bile, iflletme büyüklü¤ünün küçük,
verimin de düflük olmas› nedeniyle çiftçiye
tatmin edecek bir gelir sa¤lanmad›¤›n› ifade
eden yetkililer, sorunun ancak, iflletme
büyüklükleri ve verim art›r›larak
çözülebilece¤ini vurgulad›.
Ayr›ca, Türkiye'de üretim maliyetlerinin
yüksekli¤i önemli bir sorunu oluflturuyor.
Türkiye'de gübre ve mazot fiyatlar›, AB'den
yüksek. ‹flletmeler küçük oldu¤u için teknoloji
kullan›m› yetersiz. Sertifikal› tohumluk
kullan›m› da az. DGD, mazot ve gübre
destekleri de zaman›nda ödenmiyor. 2005
y›l›na iliflkin DGD destekleri halen ödenmedi¤i
gibi dekar bafl›na yap›lacak ödeme miktar›
da belli de¤il. Gübre ve mazot destekleri de
bir süreklilik arzetmiyor, her y›l düzenli olarak
ödenmiyor.
ABHaber
18
AB ve Tar›m
Anadolu Sohbetleri
ÇAY ve ÇAYCILIK
Çay›m›z Nas›l Kurtulur
Çaykur’un Gelece¤i
Çay sektöründeki yap›sal sorunlara bakarken,
sektör ve Çaykur'u ayr› ayr› ele almal›y›z.
Öncelikle, çay›m›z›n kurtulmas› gereken bir
konumda olup olmad›¤›n› tart›flmak faydal›
olacakt›r. Temel bir yaklafl›m olarak, yafl çaya
tatminkâr bir fiyat› verilir ve yafl çay bedeli
bir sonraki y›la sarkmadan ödenebilirse; Türk
çayc›l›¤› üretici bak›m›ndan o y›l› iyi geçirmifl
demektir. Çay› de¤erlendirirken, sektörün
en yayg›n ekonomik ve sosyal taban›n›
oluflturan üretici aç›s›ndan yaklaflman›n do¤ru
oldu¤unu kaydetmek gerekir.
Üreticiye yüksek yafl çay bedeli ve erken
ödeme imkânlar›n›n, istikrarl› bir biçimde ve
Çaykur kaynaklar›ndan sa¤lanamamas›,
sorunun temelini oluflturmaktad›r. Her y›l
Çaykur giderlerinin takriben 1/4'ünü
oluflturan 80-100 trilyon lira gibi bir mebla¤,
Hazine taraf›ndan karfl›lanmazsa, Çaykur
ödeme güçlü¤ü içine düflmektedir. Çünkü
Çaykur'un gelirleri, giderlerinin yaklafl›k
3/4'ünü karfl›lamaktad›r.
Türk çayc›l›¤› %145 gibi yüksek bir gümrük
oran› ile korundu¤u halde, iç piyasan›n
tamam›na hakim olamamakta, yabanc›
çaylarla yar›flacak kalitede siyah çay
üretememekte ve üretti¤i çay›n maliyeti çok
yüksek olmaktad›r. Verimsiz bir iflletmecilikle
birlikte, Çaykur'un sürekli bir destekle
yaflat›lmas› anlam›na gelen bu durumu bir
sorun olarak kabul edersek, çay için çare
aray›fl›m›z bafllayacakt›r.
Sektörde, sat›n al›nan yafl çay bak›m›ndan
% 65 civar›nda pay› olan Çaykur gibi, % 35
pay› olan özel sektör de baflar›l› de¤ildir.
Ülkemiz çay sektörünün, Hindistan, Sri Lanka
ve Kenya gibi büyük çay üreticisi ülkelerde
var olan iki temel müesseseden yoksun
oldu¤u görülmektedir. Bunlardan biri, çay
sektörü ile ilgili bütün yetkileri elinde tutan
üst yönetim organ› olarak Çay Kurulu, di¤eri
ise sektörü kalite ve verimlilikte yar›fl›r hale
getirecek Çay Borsas›'d›r.
Ülkemizde sektörün bütününü yöneten,
sorunlar›na e¤ilen ve düzenleme yetkisi
kullanan bir kamu otoritesi olmamas›,
yaflanan sorunlara çözüm bulunmas›n›
engellemektedir. Hem kamu hem özel sektör
alan›nda yetkili, hem yafl çay hem kuru çay
piyasalar›n› denetleyen bir kamu otoritesi
olarak Çay Kurulu gerekli görülmektedir.
Di¤er çay üreticisi ülkelerdeki yafl çay iflleme
tesis ve fabrikalar›, Çay Borsas›'nda yüksek
fiyat bulacak kaliteli siyah çay üretmeye
odaklan›rlar. Çaylar›n› borsada satt›klar›ndan,
profesyonel bir çaba gerektiren paketleme,
marka oluflturma, reklâm ve pazarlama
faaliyetlerine giriflmelerine gerek kalmaz.
Asl›nda paketleme ve pazarlama faaliyeti,
ülke çap›nda bir kampanya gerektirdi¤inden,
küçük fabrika ve tesislerin ifli de de¤ildir.
Halbuki ülkemizdeki irili ufakl› ve sermaye
yap›s› zay›f fabrikalar, bu faaliyetlere giriflmek
zorunda kalm›fllar ve bir ço¤u da bu
faaliyetlerle bafla ç›kamayarak batm›flt›r. Çay
Borsas› kurularak, yafl çay iflleme tesislerinin
kaliteli kuru çay üretmeye odakland›r›lmas›
sa¤lanmal›, sektör kalitede yar›fl›r hale
getirilmelidir.
Çaykur, 200 bin üreticinin bir milyona varan
toplam nüfusuna geçim sa¤layan çay
sektöründe kabaca %65 paya sahiptir.
Sektörde böylesine önemli bir paya sahip
olan bir kuruluflla ilgili kararlar, bütün riskler
göz önünde bulundurularak ve dikkatle
al›nmal›d›r.
Dikili oldu¤u araziden baflka bir ürün
al›nmas›na izin vermeyen, %80'lere kadar
meyilli olan ve baflka ürün ekilmesine elveriflli
olmayan arazilerde ekildi¤i için, bu araziler
bak›m›ndan alternatifsiz olan çay, Do¤u
Karadeniz bölgemizde feda edilemeyecek
bir önem ve özelli¤e sahiptir. Bu yüzden,
çay ve Çaykur ile ilgili de¤erlendirmelerimizde,
çay›n bölgeye hizmetinin en iyi flartlarda nas›l
devam edebilece¤i temel yaklafl›m› göz
önünde bulundurulmaktad›r.
Çaykur'un gelece¤iyle ilgili alternatif
yaklafl›mlar› k›saca ele al›p incelemek uygun
olacakt›r. Birinci yaklafl›m; Çaykur'un mevcut
yap›s›n›n devam ettirilmesidir. Bunu
yapabilmek için, her y›l 80-100 trilyon liral›k
Hazine deste¤inin sa¤lanmas›, halen %145
olan gümrük korumas›n›n devam etmesi,
atalet ve verimsizli¤e yol açt›¤› elefltirileri
yo¤un olan K‹T statüsünün savunularak
korunabilmesi gerekir. Bu statünün
korunmas›, gümrük duvarlar›n›n kald›r›lmas›
yönünde geliflen AB ve sair yaklafl›mlara karfl›
en üst düzeyde bir siyasi ve ekonomik
kararl›l›k gerektirir.
Bize göre, Çaykur'u (ve çay sektörünü) verimli
çal›flacak bir yap›ya kavuflturmak için kontrollü
bir yap› de¤iflimi daha uygun olacakt›r. Bu
yap› de¤iflimi tart›flmalar›nda ilk akla gelen
seçenek flüphesiz “özellefltirme”dir. Ancak,
çay sektörünün 1984'te özel kesime
aç›lmas›yla kurulan 310'den fazla özel sektör
iflletmesinin büyük k›sm›n›n (1993'e kadar
168'inin) kapanmas›, faaliyete devam
edenlerin de üreticiye Çaykur'dan daha iyi
imkânlar sunamamas›, bu seçene¤i
zay›flatmaktad›r.
Çaykur'un fabrikalara bölünerek
özellefltirilmesiyle, Çaykur fabrikalar›n›n da
bugünkü özel sektör noktas›na getirilmesi
halinde, bugün Çaykur'a satt›¤› yafl çay›n
bedeline güvenerek çayc›l›k yapan üretici
çok zor durumda kalacakt›r. Çay›n›n tamam›
için özel sektörün uzun vadede ödeme veya
yafl çaya karfl›l›k kuru çay teklifleri ile karfl›
karfl›ya kal›rsa, üreticinin, çayc›l›ktan
vazgeçerek göç etmeyi tercih edebilece¤i
düflünülmelidir.
Çaykur'un bütün olarak özel sektöre sat›lmas›
ise, yüksek kârlara al›flm›fl özel sektörün,
y›lda sadece dört ay çal›flan ve düflük kârl›l›k
oran›na sahip bir sektörden yüksek kâr elde
etmek için üreticiye yüklenmesine yol
açabilecektir. Bu seçene¤in de çay sektörünü
bölgede kal›c› yapacak ve sorunlar› çözecek
bir sonuca varmayaca¤› düflünülmektedir.
Çaykur fabrikalar›n›n, hiç bir kâr gayesi
olmaks›z›n, sadece üreticiye yeterli bir yafl
çay geliri sa¤lamay› amaçlamak üzere
üreticiye devredilmeleri, zor durumdaki en
makul çözüm olarak görülmektedir. Bu
çözümün de, Çaykur'un görünüflte de¤il
gerçekten üreticinin kontrolünde olmas›,
yöneticilerinin de¤il üreticinin menfaatine
faaliyet göstermesi ve hizmetini sürekli devam
ettirecek kadar verimli ve kârl› bir faaliyet
yürütmesi flartlar›n› yerine getirmesi gerekir.
Ülkemiz fleker sektöründe üç fabrikas›
bulunan Pankobirlik'in, bir üretici birli¤i olarak
fleker iflletmecili¤i yapt›¤› model
seçeneklerden biri olabilir. Kenya'da bulunan
ve Avrupa Birli¤i'ndeki modellerden
esinlenerek kurulmufl olan Kenya Çay
Çaykur'un üzerindeki afl›r› istihdam yükünün
4-5 y›lda kald›r›larak giderlerini karfl›layacak
duruma gelmesi mümkün ise de, mevcut
yap› ile K‹T anlay›fl›ndan kaynaklanan atalet
ve verimsizli¤in tamamen önüne geçmek
kabil de¤ildir. ‹flini kaybetme riski olmayan,
çal›flmakla takdir - çal›flmamakla tekdir
edilmeyen bir kamu çal›flan› zihniyeti ile bir
yere varmak mümkün görülmemektedir.
Gelifltirme Ajans› (Kenya Tea Development
Agency - KTDA), 45 yafl çay iflleme fabrikas›na
sahip bir üretici kuruluflu olarak bize önemli
bir örnek oluflturmaktad›r.
Çay sektöründe giriflilecek bir yap› de¤iflimi,
haz›rlanacak detayl› bir proje ile Çaykur'u
yeniden yap›land›rmay› da kapsamal› ve AB,
Dünya Bankas› gibi kurulufllar›n fon destekleri
sa¤lanarak sosyal riskleri elimine edilerek
uygulanmal›d›r.
Sorunlar
1- Çay'›n getirisi önemli oranda azalm›flt›r
2- Yafl çay bedelleri zaman›nda
ödenememektedir
3- Stoklar gere¤inden fazlad›r
4- Tan›t›m ve ihracat yetersizdir
5- Sanayici önünü göremiyor, karamsard›r
ve moralsizdir
6- Müstahsil büyük ma¤duriyet yaflamaktad›r
7- Tüketiciye sunulan ürün, arz fazlas›
nedeniyle ülkemiz ekonomik koflullar›na göre
gere¤inden ucuzdur.
Öneriler
K›sa Vadede;
a- Öncelikle Çay Üst Kurulu kurulmal›d›r. Üst
kurul çay üretimindeki taraflar (kamu-özel)
temsilcileri, ilgili meslek örgütlerinin temsilcileri
ve sahas›nda uzman bilim adamlar›ndan
oluflturulmal›. Bu kurul çay sektöründe
yaflanan ihtilaflar› çözüme kavuflturmal›, çay
sektörünün verimlili¤i için gerekli çal›flmalar›
belirlemeli, takip ve denetlemelidir.
b-Üreticiye do¤rudan gelir deste¤i
sa¤lanmal›d›r.
Avrupa Birli¤i içinde sadece Türkiye Çay
üretmektedir. Kalitemizi yükseltip
maliyetlerimizi düflürebilirsek AB
ülkelerine sadece bizim Gümrüksüz çay
satma hakk›m›z do¤ar.
c- Kuru çayda K.D.V oranlar› % 4'e
indirilmelidir. Genelde tar›msal sanayi
ürünlerinde K.D.V oranlar› düflüktür. Örne¤in
Bu¤day, Bu¤day Unu, F›nd›k, F›st›k v.b. gibi
ürünlerde K.D.V % 1'dir. Çay Temel G›da
maddesi olarak halk›m›z›n ihtiyaçlar› için
% 1 K.D.V 'ye tabi bu ürünlerden önceliklidir.
Tar›msal sanayide % 1 düflük bir orand›r.
Çünkü iflletmelerin üretimde kulland›klar›
yard›mc› maddeler için ödedikleri K.D.V'lerden
do¤an mahsuplar› vard›r. Bu nedenle biz çay
için % 4 K.D.V'yi makul olarak görmekteyiz.
d-Hasatta yafl yaprak kalitesi mutlaka
sa¤lanmal›d›r.
Orta Vadede;
a- Gençlefltirme budamas› projesi bahçe ve
bitki yenilemesine dönüfltürülmelidir.
b- Do¤al Çay üretimi için proje gelifltirilmelidir.
Geliflmifl ülke toplumlar›nda do¤al ürünlere
büyük bir yönelifl vard›r. Do¤al g›da üretimi
için özel projeler gelifltirilmekte ve do¤al
ortamda üretilen organik ürünler di¤er
ürünlere göre çok daha yüksek fiyatlarla
sat›lmaktad›r. Do¤al çay› sadece Türkiye
üretebilir. (Japonya'daki kendileri için
ürettiklerini saymazsak) Dünyada Çay ‹hraç
eden bafll›ca ülkelerde çok s›cak ve nemli
olan iklim koflullar› nedeniyle yafl çay
yapra¤›nda bakterileflme oluflmakta haflere
ile mücadele için yaflçay yapraklar› bahçede
kimyasal ilaçlarla ilaçlanmaktad›r. Biz Türk
çayc›l›¤› olarak sadece kulland›¤›m›z gübrenin
yap›s›n› de¤ifltirmek suretiyle bunu
baflarabiliriz.
Bizim ülkemizde çay bölgesinde k›fl›n
0 veya 0'›n alt›na düflen hava s›cakl›klar›
sayesinde iklim koflullar› bahçeyi sürekli
temizlemekte ve kesinlikle hiçbir zaman
bakterileflme olmamaktad›r.
Yurtiçinde ve yurtd›fl›nda tan›t›m yap›lmal›d›r.
a-Ülkemizde Do¤u ve Güneydo¤u
bölgemizde geçmiflten gelen al›flkanl›klarda
yabanc› menfleli çaylar ço¤unlukla
tüketilmektedir. Bu bölgelerimiz için özel
tan›t›m çal›flmalar› gelifltirilmelidir.
b-Özellikle geliflmifl ülkelerde, do¤al ortamda
üretilen çaylar çok iyi tan›t›lmal›d›r.
Çay sektöründe üretim ve pazarlama
baz›ndaki firmalar›n karmafl›kl›¤› yüzünden
(kamu-özel) tan›t›m organizasyonlar› için
bütün firmalar›n kat›l›m›yla ortak bir
organizasyon gerçeklefltirilmelidir. Taraflar
olumlu bakarsa bu organizasyonu Çay Borsas›
yapabilir.
c- Tan›t›m ve Pazarlama organizasyonlar›
yetersizdir.
‹hracat
Türkiye çay ihracat›nda baflar›l› olamam›flt›r.
Nedenleri;
a- Ülkemizdeki çay üretim tipi damak tad›na
çok uygun olmas›na ra¤men Dünyada genel
olarak al›fl›lm›fl damak tad›ndan biraz farkl›d›r.
b-Ülkemizdeki hayat standard› di¤er çay
üreten ülkelere göre yüksektir. Buna ba¤l›
olarak ve di¤er baz› teknik nedenlerle
maliyetlerimiz di¤er ihraç ülkelerinin
maliyetlerine göre çok yüksektir.
c-Devletimiz çay ihracat› için zaman zaman
sadece Çaykur'u desteklemifltir. Çaykur ise
19
AB ve Tar›m
Gübre kullan›m›nda organikli¤in de
ispatlanmas› gerekmektedir. Organik diye
öyle her organik gübrenin kullan›lamamas›
iflin ayr› bir boyutu. Gübre seçimini de kendi
bafl›n›za yapamaman›z belirlenen standartlara
uyma zorunlulu¤unuz da ayr› bir boyutu.
‹zole Edilmifl Alanlar
Dünya pazarlar›na girmek bak›m›ndan K.‹.T
yap›s›ndan kaynaklanan baz› zorluklar› vard›r.
d-Y›llar itibariyle üretim kalitesinden verdi¤imiz
tavizler Dünya Pazarlar›nda aleyhimize
ifllemifltir.
e-Özel sektörün ihracat yapabilmesi için teflvik
program› düflünülmelidir.
Organik Çay (Bio Çay)
Dünyada çaya ayr›lan alan 2,3 milyon
hektara, bu alanlardan elde edilen ürün 3,2
milyon tona ulafl›rken, organik çaya ancak
5.000 hektar ayr›labilmifl ve üretimde ancak
4-5 bin tonluk bir seviyede
gerçekleflmektedir.
‹nternet'te "Organic Tea" yaz›n flöyle bir
dolafl›n, perakende fiyatlar›n kilogram
baz›nda 30-80 $ aras›nda dolaflt›¤›n›
göreceksiniz. Sahi çay üretici ülkeler normal
çay fiyatlar›n›n 5-10 misli üzerinde olan
piyasada yok satan bu çay üretimini tercih
etmemelerinin bir nedeni mi var?
‹lk organik çay üretme fikri 1980'li y›llar›n
bafl›nda ortaya ç›kt›. ‹lk üretim 1986 y›l›nda
Sri Lanka'da gerçekleflti. Dünya piyasas›na
1990'l› y›llar›nda ç›kan, ne kadar üretildiyse
o kadarda sat›lan, di¤er normal siyah çay
üretimi stoklar›n›n artmas› ve fiyatlar›n›n
düflmesine karfl›n yükselen bir trend çizen
bio çay olarak da adland›r›lan çay üretimi
niçin böyle %1'in bile alt›nda kalmaktad›r?
Üretici ülkeler aras›nda, baflta Sri Lanka'n›n
d›fl›nda Çin, Japonya, fiili, Tanzanya, Kenya,
Malawi ve Arjantin de yer almaktad›r.
Bütün bu sorular›n cevab› organik çay›n
ad›nda cevab›n› zaten bulmaktad›r. Sorunun
cevab› gayet basit. Pestisit, inorganik gübre
kullan›m›, izole edilmemifl alanlar ve mevcut
teknolojiden vazgeçildi¤i anda organik- bio
çay üretiminin artmamas› için herhangi bir
neden yok. Hele do¤al›¤›n yan› s›ra birde
insan sa¤l›¤› göz önüne al›n›rsa...
AB'de geleneksel tar›mdan ekolojik tar›ma
do¤ru bir yönelme var. Organik tar›m için
EEC Nr.2092/91 standartlar› oluflturulmufl
olup, politika ve desteklemeler bu yöndedir.
Pestisit : Türkiye için büyük f›rsat
Bilindi¤i üzere çay üretimi çok büyük oranda
ekvatoral ve ekvatora yak›n bölgelerde
yap›lmaktad›r. Çay da bakteriyel ve mantari
hastal›klar›n yan› s›ra 160 farkl› böce¤in tespit
edildi¤i bu hinterland'da k›fl mevsiminin
olmamas›, hastal›k ve böceklerle kimyasal
bir mücadeleyi zorunlu k›lmaktad›r. Bu da
ister istemez bir bardak çay ile birlikte tar›msal
mücadele de kullan›lan kimyasal kal›nt›larla
-pestisit- birlikte bin bir hastal›¤a davetiye
ç›karmam›za neden olmaktad›r. Hiç bir zevkin
insan sa¤l›¤›n› tehdit etmesine göz
yumulmas› gereklili¤i düflünülürse.
Dünya çaylar›nda rastlanan pestisitlerle ilgili
örnek vermek gerekirse;
2000-2001 y›l›nda Çin, Hindistan, Japonya
ve Vietnam çaylar›nda an›lan numunelerde
yap›lan, MRL - Maximum Residue Level Kabul Edilebilinir Maksimum Pestisit
analizlerinde, 1 Temmuz 2001'de kabul
edilen EU - Avrupa Norm'lar› (Ek:1) baz
al›narak limit üstünde tespit edilen MRL'yi
aflan numune yüzdeleri ektedir. (Ek:2)
Dünyada pestisit gereksinimi olmayan üretici
ülkeler yok mu? Vard›r. Bunlar Türkiye ve
Gürcistan'd›r. Ancak bu iki ülkede de henüz
bu konuda ciddi bir giriflim yoktur.
Gürcistan'›n bu avantaj›na ra¤men çay
üretimini devam ettireyim ettirmeyeyim
ikileminde kalmas› da bir yana. (Gürcistan
siyah çay üretimi 1990'l› y›llar›n ortas›nda 10
bin tonun alt›na düflmüflken 2003 y›l›nda
25.000 ton seviyesine ulaflm›flt›r.)
Ekolojik fiartlar
Dünyan›n en büyük çay üreticileri aras›nda
yer alanlarda kimyasal mücadele yap›lmayan
alan çok k›s›tl›d›r. Öncelikle, bu tar›m için
ayr›lan sahalardaki arazilerin rak›m›n›n deniz
seviyesinden en az 700 metre yüksekte
olmas› tercih edilmektedir. Di¤er ekolojik
flartlar› flöyle s›ralayabiliriz:
o
* Y›ll›k s›cakl›k ortalama 18-20 C
* Ortalama günlük günefl ›fl›¤› 4 saat
3
* Y›l boyu minimum 1600 mm ya¤›fl
* %70-90 aras›nda nispi nem
* Toprak PH's› 4,5-5,5
Organik Gübre
Organik çay için elbette organik gübre
kullan›lmas› gerekecek bu bafllang›çta,
organik gübre sat›fl› yapan belgeli firmalardan
karfl›lanacak, zaman içinde organik oldu¤u
belgelenmifl hayvan gübreleriyle, çay
budama ve üretim art›klar› (çöp, lif v.s.) ile
de desteklenecektir. De¤il yaln›z çayda,
di¤er tar›msal üretimlerde de inorganik gübre
kullan›m›ndan kaynaklanan kirlenmenin
getirdi¤i maliyet; insan ve çevre unsurunun
söz konusu oldu¤u noktada organik gübre
maliyeti ile k›yaslanamayacak kadar yüksek
oldu¤u asla unutulmamal›d›r.
Yaln›z dekar bafl›na Avrupa'da inorganik
olarak 9 kg azota müsaade edilmektedir.
Bunun bir nedeni, Avrupa tar›m›nda sadece
sanayi kirlili¤i sonucu havadan dekara en az
6kg azot yüklemesi, belki de bunun bu
flekilde kabullenme ile göz ard› edilmesi
fleklinde düflünülebilir.
Organik çay üretimi, tamamen izole edilmifl
alanlarda yap›lmal›, bunun için; çay
bahçelerinin çevreleri tamamen herhangi
bir vas›tan›n girmeyecek flekilde a¤açlarla
kapl› olmal›d›r.
Çay tar›m›n›n yap›ld›¤› alan gerek endüstri
sahalar›nda gerek yerleflim merkezlerinden
kilometrelerle ifade edilebilecek uzakl›kta
bulunmal›, tafl›mada kati surette motorlu
araç kullan›lmamal›d›r.
Topra¤›n ve bitkinin istenilen hale gelmesi
için en az 3 y›ll›k bir süre gerekti¤i, üretime
bafllamadan önce belirlenen tüm toprak
analizlerinin yap›lmas› gerekti¤i
unutulmamal›d›r.
Üretim Teknolojisi ve Hasat
Ekolojik tar›m, sadece kimyasal mücadele
yapmamak, suni gübreleme yapmamak de¤il,
bu iflin bafllang›c› ama en önemli noktas›.
Ekolojik tar›m yap›ld›¤› tarladaki üreticiden,
tüketiciye ulaflana kadar her safhada kay›t
alt›na al›nmal›, kontrol edilmeli, kontrol
edildi¤i dekontrol edilmeli, belirleme ve
izlenebilirlik sa¤lanmal›d›r.
Organik çay üretiminin IFOAM (Uluslararas›
Organik Tar›m Federasyonu) veya ba¤l›lar›
taraf›ndan akredite edilip sertifikaland›r›lmas›
gerekmektedir. IFOAM 1982'de Fransa'da
kurulmufl olup halen 120 ülkede 600
organizasyon halinde teflkilatlanm›flt›r.
Dünyan›n en büyük çay üretici ülkelerinden
biri olan Hindistan 1996'dan beri bu
yap›lanma içersinde yer alan ülkelerden biridir.
Organik çay (bio çay) üretiminde baz›
farkl›l›klar görülmektedir:
Soldurma, toplanan yapraklar 20 saate
kadar uzanabilecek bir süreç için gayet ince
serilmifl olarak, havadar bir yerde do¤al
soldurulabilece¤i gibi, 20 cm'lik bir kal›nl›kta
(23kg/m3) serilip, düflük derecede s›cak hava
verilerek de soldurulabilinir Süre yeteri
solman›n sa¤lanmas› ile belirlenir.
Fermantasyon, Fermantasyon, ayr› odalarda
gerçeklefltirilir, çaylar fermente olmak üzere
3,5-7,5cm kal›nl›¤›nda alüminyum tavalara
konulur. Bu kal›nl›k oda s›cakl›¤›na göre
o
ayarlan›r. Oda s›cakl›¤› 20-25 C aras›nda
olur. Fermantasyon, 3,5-4 saatlik bir süreyi
al›r, CTC tipi üretimlerde 1-2 saat de bu süre
tamamlan›r.
o
Kurutma, f›r›n girifl s›cakl›¤› 75-85 C
aras›nda olmal›, süre 20 dakika olmal›, f›r›n
ç›k›fl›ndaki kuruçay %3-5 rutubet ihtiva
etmelidir.
Organik çay üretimini sertifikaland›ran, Tar›m
ve Köyiflleri Bakanl›¤›'nca da yetkilendirilen
kontrol ve sertifikasyon kurulufllar› ve ba¤l›
oldu¤u ülkeler: BCS- Almanya, IMO- ‹sviçre
ve SKAL- Hollanda'd›r.
Organik çay üretimi iflçilik maliyeti normal
üretim maliyetlerine göre en az %25'lik bir
fazlal›k göstermektedir.
Paket malzemesinin önemli bir yer tuttu¤u
bu üretimde, kullan›lan malzemenin kimyasal
bir kirlenmeye neden olmayacak türden
olmas›, kati surette yap›flt›r›c› kullan›lmamas›,
a¤›z kapamada iplik kullan›lmas›, bunun da
do¤al olmas› gerekmektedir. Paketin çevreyi
kirletmeden geri dönüflümlü olmas› da
özellikle istenmektedir. Olay malzeme ile de
bitmiyor. Paket de kullan›lan renklerin bile
uygunlu¤u aran›yor.
Hepsi bir yana organik çay üretebilmek için
yönetimde sistem içinde yer almal›, bu da
belgelenmeli yani bir baflka deyiflle
organizasyon ISO 9001 KYS içinde yer almal›.
Bu ilk basamak, ekolojik tar›m yapaca¤›m,
organik çay üretece¤im deniliyorsa HACCP
flartlar› yerine getirilmeden,belgelenmeden
ve sisteme uyarlanmadan bu ifle hiç
bafllamamak gerekir. Tabi bugün Türkiye
için uyma zorunlulu¤u olmayan ancak AB'ye
girildi¤inde olmazsa olmaz olan bu sisteme
flimdiden girmek iflin bir baflka yönü.
Yafl çay, yaln›zca sertifikal› çiftçilerden
al›nmakta ve yüksek fiyat garanti
edilmektedir. Hasat elle olmakta ve iki buçuk
yaprak toplan›lmaktad›r. Gerek hammadde
gerek iflçilik yüzünden yüksek bir maliyet
sergileyen organik (bio) çay›n ona göre de
çay piyasas›nda yüksek bir fiyat› vard›r.
Organik çaylar›n›n dökme torba sat›fl fiyatlar›
bulunduklar› ülkelere göre 15-30$/Kg.dan
al›c› bulabilmekte, tüketiciye ise paketli
olarak farkl› ambalajlarda 100$/kg.a kadar
bir sat›fl fiyat›na ulaflabilmektedir.
Organik çay olarak piyasaya sürülen baz›
çaylar›n düflük fiyatlarda olmas›n›n nedeni,
yapt›klar› üretimin sertifikal› olmamas›ndan
kaynaklanmaktad›r. Özellikle Avrupal› çay
ithalatç›lar› bu sertifikay› aramaktalar ve
sertifikas›z çay girifline izin vermemekteler
ve bu yönde de birbirlerini
desteklemektedirler. Bundan dolay› da
sertifikas›z organik çaylar ki, ço¤unlukla Çin
menfleli çaylar olup ancak ABD ve Kanada
da al›c› bulabilmektedir.
www.Rizeliler.com
20
AB ve Tar›m
Anadolu Sohbetleri
Organik Tar›m
Zihni Derin
Türkiye'ye Çay›
Kazand›ran ‹nsan
•1880 y›l›nda Mu¤la'da do¤du
• Selanik Ziraat Ameliyat Mektebinden ve
Halkal› Ziraat Mekteb- Ali'sinden mezun oldu
•Ayd›n, Rodos, Gediz ve Simav ilçelerinde
Orman Müfettiflli¤i, Selanik'ten Bursa'ya,
‹stanbul'dan Ankara'ya çeflitli okullarda
ö¤retmenlik yapt›
•Milli Mücadele Hükümetinin kurdu¤u ‹ktisat
Bakanl›¤›nda ilk Tar›m Genel Müdürü oldu
•Ö¤retmen arkadafllar›n›n an›lar›na göre;
her k›r gezisinden cepler dolusu bitki
örnekleriyle döner ve laboratuarda
incelemeler yapar, pancardan fleker ç›kar›r,
çeflitli ya¤lardan sabun üretirdi.
•1937'de Tar›m Bakanl›¤› Bafl Müflavirli¤ine,
ard›ndan Rize ve çevresinde kurulacak Zirai
Teflkilat'›n koordinatörlü¤üne atand›.
•1946'da Zihni Hoca yafl haddi nedeniyle
emekli edilir ama emeklilik onun çay ekti¤i
bölgelerde bulunmas› için engel de¤ildi.
Tar›m bakanl›¤› kendisine anlaflmal› bir kadro
tahsis ederek Bakanl›k Koordinatörü görevini
verir. Zihni Hoca Ankara'dan y›lda birkaç
defa Rize'ye gelerek çal›flmalar›na devam
etti.
•Zihni Hoca art›k herkes taraf›ndan çay
tar›m›n›n önderi olarak kabul edildi. Karadeniz
Bölgesi'nde çayc›l›¤›n yerlefltirilmesi amac›yla
sarf etti¤i 40 y›ll›k çaban›n karfl›l›¤›nda, 1964
y›l› A¤ustos ay›nda da Rize'de yap›lan “Çay'›n
40.Y›l›” törenlerine onur konu¤u olarak
ça¤r›ld›. Derin, 25 A¤ustos 1965'te Ankara'da
vefat etti.
•1969 y›l›nda TÜB‹TAK bu de¤erli mücadele
adam›na bir Hizmet Ödülü vererek ad›n›
ölümsüzlefltirdi.
Bir ilimiz var ad› Rize
Durup dururken bir bardak çay sundu bize
Rize'de çay› kim yetiflirdi Rize'de
Missisipi'ye kar›flan çaylar› ö¤rettiler bize
Rize'de çay› kim buldu Rize'de
Kimdi o sessiz sedas›z kumral kumral
demlenen mübarek adam
Ad›n› ö¤retmediler bize
‹flte o güzel adamdan bre flahin aman
bir tane daha
Bedri Rahmi Eyübo¤lu
Organik tar›m; tar›msal üretimde
kullan›lan kimyasal gübreler ve
ilaçlar›n insan sa¤l›¤› üzerindeki
olumsuz etkilerinin ortadan
kald›r›lmas› amac›yla kimyasal
maddelerin hiç ya da mümkün
oldu¤unca az kullan›lmas›,
bunlar›n yerine ayn› görevi yapan
hayvan gübresi, yeflil gübre ve
kompost gibi organik gübreler
ve zararl›lara karfl› kimyasal veya
sentetik olmayan savafl
yöntemlerinin kullan›lmas›
temeline dayanan bir tar›m
sistemidir.
Organik tar›m do¤adaki dengeyi
koruyan, toprak verimlili¤inde devaml›l›¤›
sa¤layan, hastal›k ve zararl›lar› kontrol
alt›na alarak do¤adaki canl›lar›n
süreklili¤ini oluflturan, do¤al kaynaklar›n
ve enerjinin optimum kullan›m› ile
optimum miktarda sa¤l›kl› ürün
al›nmas›n› hedefleyen bir tar›m
sistemidir.
Dünya nüfusu art›kça, beslenme
ihtiyac›n›n karfl›lanabilmesi için tar›mda
birim alandan daha fazla ürün almaya
yönelinmifl ve bu amaca yönelik teknoloji
ve yöntemlerle gelifltirilen sentetik
kimyasal gübreler ve zirai ilaçlar
bilinçsizce kullan›larak verim art›fl› yoluna
gidilmifltir. Sonuçta, çevre
kirlili¤i, do¤al dengenin bozulmas›yla
birlikte, al›nan g›dalar›n do¤al aromalar›
de¤iflmifl, kullan›lan sentetik maddeler
baflta insan olmak üzere canl›lar üzerinde
çeflitli olumsuzluklara neden olmufltur.
Buna bir de tar›m d›fl› kaynaklardan
yay›lan zararl› maddelerin su, toprak ve
havay› kirletmesi hem tar›m ürünlerini
hem de insan sa¤l›¤›n› olumsuz
etkilemesi de eklenmifltir. Zarar›n
neresinden dönersek kârd›r anlay›fl›yla
son zamanlarda insano¤lu, do¤ay› tahrip
etmeyen yöntemlerle üretilen, insanlarda
toksik etki yapmayan tar›msal ürünleri
üretmeyi ve tüketmeyi tercih etmeye
bafllam›fl, bu do¤rultuda modern tar›msal
tekniklerin d›fl›nda yeni bir tar›m tekni¤i
ortaya ç›km›flt›r. Bu yeni üretim tarz›
organik (biyolojik, ekolojik ) tar›m
isimleriyle an›lm›flt›r.
Referans: Organik Tar›m›n Esaslar› ve
Uygulanmas›na ‹liflkin Yönetmelik Özeti
(R.G.:11.07.2002/ 24812)
Akl›n›zda bulunsun
* 1-2 bardak çay içenlerde damar sertli¤i
riski yüzde 46 oran›nda, 4 bardak
içenlerde ise yüzde 69 oran›nda azal›yor.
* Çay, antiseptik olarak göz banyolar›
için de kullan›l›r.
* fiekeri mümkün oldu¤unca az kullan›n.
* Hazm› kolaylaflt›r›r.
* Çay, yemekle birlikte veya hemen
arkas›nda içildi¤inde demir emilimini
engelleyerek kans›zl›¤a yol açar
http://www.rizede.com/Rize/?rize=cayvecaykur
Organik çay üretimi
art›yor
Türkiye Dünyan›n En Büyük ‹kinci Çay Pazar›
Organik çay üreticilerinin say›s› ve organik
çay›n dünya çap›ndaki ticaret hacmi son
y›llarda çok önemli ölçülerde art›fl gösterdi.
Art›fl›n nedeni birçok farkl› faktörlere
dayan›yor. ‹lk olarak, çay çiftçileri, çevresel
sorunlar›n (erozyon, çay üretimindeki böcek
ilac› kal›nt›lar›) ve yo¤un çay üretim sistemine
ba¤l› ciddi sa¤l›k problemlerinin bilincine
vard›. Çay›n bafll›ca üreticileri aras›nda
Hindistan, Çin ve Sri Lanka yer al›yor. Organik
çay üretimi yapan di¤er geliflmekte olan
ülkeler aras›nda ise Tanzanya, Vietnam,
Bolivya, Arjantin ve Endonezya var. Organik
çay›n ata¤a geçmesinin arkas›nda yatan ikinci
bir nedense, tüketicinin, geleneksel çaylarda
bulunan böcek ilac› kal›nt›lar›n›n ve a¤›r
metallerin bilincine var›p, organik çay
tüketmeyi tercih etmesi.
Euromonitor'a göre,
2004'teki toplam
180.000 tonluk hacmiyle,
Türkiye dünyadaki
en büyük ikinci çay
pazar›na sahip.
2004 y›l›nda, Avrupa Birli¤i'ne (AB) üye 25
ülkenin toplam çay ihracat›, 716.043 milyon
Euro. AB'de organik çayda pazar liderleri,
Birleflik Krall›k ve Almanya. Bu iki ülkenin
sadece 2001 y›l› içerisindeki tüketimi s›ras›yla
1.000-1.500 ton ve 600-800 ton. Di¤er
Avrupa ülkelerinin y›ll›k maksimum yeflil çay
ve siyah çay tüketimi 100 ton civarlar›nda.
Birleflik Krall›k, Bat› Avrupa'daki en büyük
çay pazar›na sahip olsa da, bu ülkedeki çay
tüketimi giderek düflüyor. Geleneksel çay›n
fiyat› arz ve talep aras›ndaki denge yüzünden
sabit kalsa da, küçük olan organik çay pazar›
inan›lmaz dalgalanmalara sahne oluyor. Çay
pazar›nda özellikle siyah poflet çaylarda bir
düflüfl ve yeflil, organik ve “fair-trade” çaylarda
ise bir art›fl gözlemleniyor. Ayr›ca, meyve ve
bitki çaylar›na ra¤bet de art›yor.
Standart siyah çay
Türkiye, 2000-2001 dönemlerindeki
ekonomik durgunlu¤a ra¤men, çay›n
perakende sat›fl hacmi sabit bir yükselifl
gösterdi. Euromonitor International'a göre,
çay›n perakende sat›fl hacmi %5 art›flla, 2004
y›l›nda 180.000 tona ulaflt›. Bu oran› özellikle,
ayn› dönem için, %1 olan Bat› Avrupa'n›n
oran›yla karfl›laflt›rmak ilginç olacak. Ürün
kategorisiyle ilgili olarak ise, 2004'teki
perakende sat›fl hacminin %89'una sahip
olan siyah çay, halen pazar›n en büyük deste¤i
konumunda.
Özel siyah çay
Özel siyah çay (black specialty the), özellikle
iyileflen ekonomik durumdan faydaland› ve
1997-2004 y›llar› aras›nda, hacim olarak çift
haneli büyüme gösterdi. Özel siyah çay
pazar›na Unilever ve Lotte gbi yabanc›
flirketler de dahil oldu. Unilever, özel çay
piyasas›ndaki %70'lik perakende sat›fl
de¤eriyle pazarda lider konumda. Unilever'in
Lipton markas›n›n pazarda marka de¤eri
mevcut ve bu de¤er genifl da¤›t›m a¤lar›yla
da destekleniyor. Euromonitor International'›n
gözlemlerine göre, Lipton, süpermarket ve
hipermarketlerde rakiplerine göre çok iyi bir
konumda.
Yeflil çay ve bitki çaylar›: Sa¤l›¤›n
önemli rolü
Meyve/bitki çaylar› en dinamik kategoriyi
olufltururken, perakende sat›fl hacimleri,
1997-2004 aras›nda %38'e ulaflt›. fiu anda
piyasada 20 farkl› çeflit meyve/bitki çay›
mevcut. Yerel bir flirket olan Do¤adan G›da
Ürünleri, pazarda lider konumda. Do¤adan'›,
Unilever ve Twinings gibi uluslararas› flirketler
izliyor.
Büyüme f›rsatlar› göz önünde
bulunduruldu¤unda, Euromonitor
International'e göre meyve/bitki çaylar›nda
önümüzde y›llarda iyi bir potansiyel büyüme
bekleniyor. Olas› büyümenin en önemli
nedeni ise bu tür çaylar›n sa¤l›k nedenleri
yüzünden daha fazla tüketilece¤i.
Kaynak:
http://www.euromonitor.com/articles.aspx?folder=Tu
rkey_Second_biggest_tea_market_in_the_world&indu
stryfolder=Articles
Lider AB çay ithalatç›lar› (geleneksel ve
organik)(2004 de¤er olarak toplam AB
ihracat›ndaki paylar›):
Birleflik Krall›k (%33), Almanya (%13),
Fransa (%11), Hollanda (%8)
AB'nin lider çay tedarikçileri
(geleneksel ve organik),
(2004 de¤er olarak toplam
AB ihracat›ndaki paylar›): Kenya (%17),
Birleflik Krall›k (%13), Hindistan (%12),
Almanya (%9), Sri Lanka
(%8)
Kaynak: EUROSTAT2005
Daha Fazla Bilgi ‹çin:
Uluslararas› Çay Komitesi - International Tea Committee
http://www.inttea.com - Kaynak: http://www.cbi.nl
21
AB ve Tar›m
AB’de Bal ve Balc›l›k
Sancak: Çayda Dünya
Zirvesinde Olabiliriz
Tüketim
Avrupa Komisyonu'nun 2005 verilerine göre,
2002-2003 döneminde, AB'deki toplam bal
tüketimi 303.000 ton ki bu da AB'de kifli
bafl›na ortalama 0.7 kg'l›k bir tüketim
anlam›na geliyor.
Tüketim, AB ülkeleri aras›nda büyük farkl›l›k
gösteriyor. ‹sveç'te kifli bafl›na tüketim 2.0
kg iken, bu miktar Macaristan'da 0.2 kg...
Üye devletler aras›nda bal pazar›nda lider
ülke, AB tüketiminin %30'una sahip olan
Almanya... Almanya'y› %13'le ‹spanya, %11'le
Fransa ve %8'le Birleflik Krall›klar izliyor. Bal›n
2 temel pazar›, ev tüketimi (toplam tüketimin
%80'i) ve do¤al tatland›r›c› olarak sanayi
alan›nda kullan›m› (%20). Tüketiciler,
süpermarketlerden ald›klar› kat› bal› (%70)
ve çiçek bal›n› (%94) özellikle tercih ediyorlar
‹thalat
Rize Ticaret Borsas› Yönetim Kurulu Baflkan› Tahsin Sancak
Ticaret Borsas› Baflkan› Tahsin
Sancak, maliyet oranlar›n›
düflürerek ve iyi reklam yaparak
Türk çay›n›n dünya zirvesine
tafl›naca¤›n› düflünüyor
Nurdan Bernard (NB): Rize ticaret
borsas› ne zaman kuruldu? Faaliyetleri
neler?
Tahsin Sancak (TS): Borsam›z May›s 1995'te
faaliyete bafllam›flt›r. Rize s›n›rlar› içinde
kotasyona ba¤l› ürünlerin al›m sat›m›n›
yapanlar, Ticaret Borsas›'na kay›tl› olmak
durumundad›r. Borsam›z›n üyeleri aras›nda;
çay üreten kamuya ait ve özel fabrikalar,
çay›n pazarlanmas›nda faaliyet gösteren
firmalar, f›nd›k al›m sat›m› yapan tüzel ve
gerçek kifliler, canl› hayvan, un, yumurta ve
tavuk ticaretinde çal›flan kurulufllar
bulunmaktad›r. Ayn› zamanda Artvin ili
bünyesinde ihracat› yap›lan tar›msal ürünlerin
Borsa Tescil Beyannameleri de borsam›z
taraf›ndan verilmektedir. Üyelerimizin
ürününün daha yüksek kazanç elde etmesini
sa¤l›yoruz. %50 gelir vergisi -stopajindiriminden faydalanmalar› için, üreticiden
ald›klar› ürünleri Ticaret Borsam›zda
tescilletmeleri gerekiyor. Borsam›z›n temel
ürünü çayd›r. Yafl çay al›mlar›n›n %70-75'i
borsam›z taraf›ndan yap›lmaktad›r. Ülkemizde
çay fiyatlar›n› dünya çay borsalar› de¤il,
Çaykur belirlemektedir. Çay üretiminde
ürünün ifllenmesi ve paketlenmesini ayr›
birimler üstlenirse Ticaret Borsam›z
geliflecektir. Kuru çay fiyatlar›n›n, arz ve talep
ba¤lam›nda, serbest piyasada borsam›zca
belirlenmesi için Rize Çay ‹htisas Borsas›'n›
kurmam›z gerekmekte.
NB: Çay ve f›nd›k borsas› hakk›nda neler
söylenebilir.
TS: Çay üretimiyle ön plana ç›kan ülkelerin
"çay borsas›" vard›r. Çay borsas› yaz›k ki
Türkiye'de kurulmam›flt›r. Dünya üzerinde
çay fiyatlar›n›, çay borsalar› belirlemektedir.
Ancak bizim ülkemizde çay fiyat›
belirlenmesinde, al›m-sat›m politikalar›nda
Çaykur söz sahibidir. 1985 y›l›na kadar özel
sektöre kapal› olan çay›n halen %50’den
fazlas›na sahiptir. Fiilen iflleyen bir çay
borsas›n›n olmay›fl› sektörün belli bafll›
sorunudur. F›nd›kta da borsam›z henüz
oluflturulmam›flt›r. Dünya ihracat›nda tekel
olmam›za ra¤men hak etti¤imiz geliri
kazanamamaktay›z. F›nd›¤› dünya markas›
yapmam›fl olmak, bugünkü üreticinin temel
sorunudur. Üretti¤imiz f›nd›¤›n fiyatlar›
Hamburg'da belirlenmektedir. F›nd›k rekoltesi
düflüp, fiyatlar art›fl gösterdi¤inde, AB Tar›m
Konseyi f›nd›k için teflvik ç›kar›yor. Böylece
Türk f›nd›¤›na yeni aç›l›mlar sa¤lanmaya
çal›fl›l›yor.
NB: Türk çay›n›n bugünkü
konumunu nas›l buluyorsunuz?
TS: Dünyada en fazla tüketilen 6 içecekten
biri olan çay, Türkiye'de 1935 y›l›nda
üretilmeye bafllam›flt›r. Bu tarihten sonra
ülkemiz yüklü miktarda döviz ç›kt›s›ndan
kurtulmufltur. Baflta Rize olmak üzere Do¤u
Karadeniz Bölgesi, ça¤a ayak uydurabilir hale
gelmifltir. Ülkemizde en fazla tüketilen içecek
olan çay›n 2 milyar dolara yak›n piyasas›
vard›r. Su an çay üretiminde en modern
teknolojileri kullanabiliyoruz.
NB: Avrupa Birli¤i (AB) uyum sürecinde
tar›m direktifleri çay›m›z› nas›l
etkileyecek?
TS : Öncelikle Türk çay›n›n organik olma
özelli¤ini ön plana ç›karmam›z gerekti¤ini
belirtmeliyim. Çay›m›z›n kalitesini artt›rmal›,
nitelikli ürün üretmeye çal›flmal›y›z. Maliyet
oranlar›n› düflürmek ve de ürün reklam›n› iyi
yapman›n Türk çay›n› dünya zirvesine
tafl›yaca¤›ndan hiç kuflkum yok. Sektör
Avrupa Birli¤i'ne (AB) süratle uyum sa¤lamak
zorundad›r. Çünkü Türkiye AB'ye girdi¤inde
sektör baz›nda %3.2'lik gümrük oran›na tabi
olacakt›r. Bu oran çay›m›z›n Ekvator
ülkelerinin çaylar›yla rekabetini
güçlefltirecektir. Bu tabloya bak›ld›¤›nda
çayda h›zla iyilefltirilmelere, revizyona
gidilmelidir.
AB'de, 2004 y›l›ndaki toplam 161.000 tonluk
bal tüketimi, dünya bal tüketiminin %12'sini
temsil ediyor. 2002 ve 2003 y›llar› aras›nda,
AB'deki toplam bal üretimi %11 artt› ve buna
2004 y›l›nda ‹spanya'n›n 37.000, Almanya
ve Macaristan'›n 16.000, Fransa ve
Yunanistan'›n 15.000 tonluk katk›lar›yla %5'lik
bir art›fl daha eklendi.
2002-2003 aras›nda, AB ülkeleri taraf›ndan
yap›lan bal ihracat›, %20 art›fl gösterdi.
2004'te %8'lik bir art›flla toplam 444 milyon
Euro'ya ulafl›ld›. Eurostat verilerine göre,
hacim olarak bal ihracat› 2002-2004 y›llar›
aras›nda üçle çarp›ld›; 2004'te ihracat
632.000 ton oldu.
2004'te %40 üzerinde yapm›fl oldu¤u toplam
bal ihracat› ile Almanya, AB'deki lider bal
ihracatç›s› konumunda. AB'deki di¤er bafll›ca
bal ithalatç›lar›, %13'le Birleflik Krall›k, %10'la
Fransa, %8'le ‹talya ve %6'la ‹spanya. Toplam
bal ihracat›nda küçük bir paya sahip olsalar
da, 2004'te bal ihracat›n› en düflük yapan
ülkeler ise 629.000 Euro ile Slovenya,
437.000 Euro ile Estonya, 413.000 Euro ile
Letonya ve Litvanya ve de 72.000 Euro ile
Malta.
2004'teki toplam ihracat›n %65'lik bölümü
AB'ye üye olmayan, ve yaklafl›k %80'i
geliflmekte olan ülkeler taraf›nda tedarik
edildi. Macaristan, Romanya ve Bulgaristan
gibi Do¤u Avrupa ülkeleri bal tedarikinde
önemli bir rol oynad›.
Geliflmekte olan ülkelerdeki ihracatç›lar için
f›rsatlar:
- Organik bal: Halen küçük bir segmenti
olufltursa da, organik içerikli ürünler pazar›
önümüzdeki y›llarda giderek büyüyecek.
- Özel bal: Etnik az›nl›klar, AB nüfusunun
giderek önemli bir bölümünü oluflturuyor.
Az›nl›klar, kendi ülkelerine özgü olan amber
't›bbi' bal veya ac› bal gibi özel bal çeflitlerini
tüketmeyi tercih edebilir.
Kaynak: www.cbi.nl
Bilgi ‹çin:
Avrupa Bal ‹thalatç›lar› ve Ambalajc›lar› Federasyonu
mailto:[email protected]
http://www.warenverein.com/feedm/
Anzer Çiçek Bal›
Dünyaca ünlü Anzer Bal›, ‹kizdere ilçesinin
Anzer Yaylas›'nda üretiliyor.
80-90 adedi yaln›z Anzer'de yetiflen, toplam
450-500 çeflit çiçekten bal toplayan ar›lar›n
bir ürünü Anzer Bal›... Türkiye'de ve dünyada
efli emsali bulunmayan bal, neredeyse her
derde deva.
Anzer bal›yla ilgili araflt›rmalar Ar›c›l›k
Enstitüsü, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve
Rize ‹l Tar›m Müdürlü¤ü iflbirli¤iyle sürüyor.
Araflt›ralarda, çiçek floras›, bal›n kalitesi,
kalitenin özellikleri inceleniyor.
Anzer bal›n›n korunmas› amac›yla Tar›m ‹l
Müdürlü¤ü, yöredeki çiçekleri koruma alt›na
alarak d›flar›dan kovan sokulmamas› yönünde
çal›flmalar›n› da sürdürüyor. ‹kizdere'nin 2.300
rak›ml› yayla köyü olan Ball›köy'de (Anzer),
yaklafl›k 1.000 kovanda ar›c›l›k yap›l›yor. Hava
flartlar› ve çiçek floras›n›n çok de¤iflken olmas›
do¤rudan üretim üzerinde etkili olmakla
birlikte y›lda ortalama ancak 60-65 kilo Anzer
bal› toplanabiliyor. Bugüne kadar çok az
oldu¤u, hatta hiç olmad›¤› y›llar da görüldü.
Hem üretim miktar› düflük hem de çok
aranan bir bal oldu¤undan fiyat› çok yüksek
ve belirlenen fiyattan dahi fazlaya sat›l›yor.
2005-2006 sezonu Anzer Yaylas›'nda üretilen
ballar, A¤ustos hasat›ndan sonra Hacettepe
Üniversitesi'ne gönderilerek, Anzer Bal›
Standard›na uygunlu¤u belirlenir ve piyasaya
sürülür. A¤aç yetiflmeyen Anzer'in bal›nda
sadece yörenin endemik çiçeklerinin polenleri
bulunmal›d›r. Anzer bal›n›n sahte olup
olmad›¤›n› anlamak için polen analizi
yap›lmaktad›r.
Bu sezon Anzer ballar›n›n üretimi geçen y›la
oranla çok daha verimli geçmifltir. Köyde
toplam 1.000 kovandan ortalama 400-500
kg kadar bal elde edildi¤i düflünülmektedir.
Anzer bal›n›n resmi kilogram fiyat› 380 YTL
olarak belirlenmifltir. Anzer bal› siparifl
usulüyle, s›n›rl› miktarda sat›l›r. Anzer bal›na
d›flar›dan fleker veya herhangi baflka bir katk›
maddesi verilmemektedir. Bal ›s› ifllemi
görmeden sa¤›lmaktad›r. 40 derecenin
üzerindeki s›cakl›klar bal›n enzimlerini ve
polenleri etkisiz hale getirdi¤inden so¤uk
sa¤›m yap›lmaktad›r. Anzer bal›, ekme¤e
sürülüp kahvalt›da tüketilen normal ballardan
de¤ildir. Anzer bal› genellikle hastal›klara
flifa niyetiyle tüketilmektedir.
Ayder Bal›
Orman gülünden bal...
Ayder Yaylas›'nda, orman gülünden
(Rhodedendron) elde edilen bal turistik eflya
dükkanlar›nda ve tezgahlar üzerinde dikkat
çekiyor. Bal sat›c›lar› bunu flifal› bal olarak
sunuyor. Ayder bal›n›n en önemli özelli¤i
tamamen do¤al olmas›.
Ayder bal›n› elde etmek için yöre halk›, içinde
hiçbir fley olmayan ve bira f›ç›s›na benzeyen
tahta kovanlar›, iplerle yüksek çam a¤açlar›n›n
tepesine çekiyor ve orada b›rak›yor. Kafkas
orman güllerinden polen alan ar›lar da
tamamen do¤al ortamda meflhur Ayder
bal›n› yap›yorlar. Bal›, ilk farkl› k›lan özelli¤i
rengi. Klasik bal renginden daha aç›k, üstelik
berrak de¤il de mum gibi bulan›k bir rengi
var. Bu bal›n balmumu, a¤›zda hemen
eriyecek kadar yumuflak. Yöre halk› Ayder
bal›n› baflta mide rahats›zl›klar› olmak üzere
pek çok rahats›zl›¤a karfl› tüketiyor.
http://www.formsante.com.tr/gezi/00334/
NB: Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ)
2005 kararlar› Rize çay›n› nas›l etkiledi?
TS: Aral›k 2005 Hong-Kong toplant›s›ndan
ç›kan sonuca göre, 2013 y›l›na kadar ihracatta
devlet destekleri kademeli olarak
düflürülecektir. Di¤er bir kararsa; az geliflmifl
ülkeler, ürünlerinin %97'sini gümrük vergisi
ve kota ödemeden geliflmifl ülkelere
satabilecektir. Tabii çok olumsuz karalar
olmasa da uzun vadede bir tak›m sak›ncalar
do¤urabilir. DTÖ'nün gelecek kararlar›n›
dikkatle incelememiz gerekiyor.
Ayder'i flifa yaylas› olarak
tan›mlanmas›n› sa¤layan özellikleri;
havas›, suyu, kapl›cas› ve bal›d›r.
22
AB ve Tar›m
Anadolu Sohbetleri
Rize ve Biyolojik Zenginlikleri
Kivi
Kivi meyvesi ülkemize yeni gelmifl bir meyve
türü. Dünyada üretimi 50-60 y›l öncesinde
bafllam›fl olmas›na ra¤men, son 20 y›l içinde
büyük ölçüde yayg›nlaflm›fl ve tüketim
pazarlar›nda da önemli olmufl. Bunun en
önemli nedeni, özellikle 5 kat zengin C
vitamini olmas›, ayr›ca da A, D, ve E
vitaminleri ile çinko, demir, fosfor gibi pek
çok di¤er madensel maddeyi çok fazla
içermesi, tat ve aromas›n›n be¤enilmesi.
Ülkemizde kivi yetifltiricili¤i kamu ve özel
kesimlerde son 14-15 y›ldan beri ilgi çekmeye
bafllam›fl. Özellikle Do¤u Karadeniz ve
Marmara Bölgelerinde yayg›nlaflm›fl.
Rize'de ilk çal›flmalar, 1987 y›l›nda Çaykur'a
ba¤l› Çay ve Bahçe Kültürleri Araflt›rma
Enstitüsü'nün Yalova'dan getirdi¤i Kivi
fidanlar›yla kurdu¤u deneme bahçeleriyle
bafllam›fl. Yap›lan deneme çal›flmalar›, kivinin
il, iklim ve ekolojik flartlara uygun oldu¤unu
ve iyi bir vejetatif geliflme gösterdi¤ini
ispatlam›fl.
Halen Araflt›rma Enstitüsü, Rize Tar›m ‹l
Müdürlü¤ü ve Rize'deki baz› üreticiler
taraf›ndan Kivi fidan› üretilerek isteyen
üreticilerin hizmetine sunulmakta.
Rize'de kivi yetifltiricili¤i
1995 y›l›nda bir hektar ile bir ton olan üretim,
1996 y›l›nda 9 hektar ile 20 tona ve 1997
y›l›nda 25 hektar ile üretim 99 tona ulaflm›fl.
1997 y›l› fiyatlar›yla 1 kg kivi yaklafl›k 250.000
TL oldu¤undan kivi üretimiyle Rize'ye 25
milyar TL'lik bir girdi sa¤lanm›fl.
Rize'de çaya ayr›lan 502.464 dekarl›k arazinin
%5'inin kivi üretimine uygun araziler olarak
de¤erlendirilmesiyle 1997 fiyatlar›yla ortalama
10 trilyonluk bir gelir söz konusu.
Rize'de mevcut tar›ma elveriflli arazinin önemli
bir bölümünü çay oluflturdu¤undan, çayl›k
arazilerden sökerek kivi üretimi için ayr›labilir.
Üreticiler mevcut çay bahçelerini sökecek ve
›slah edecekler. Ayr›ca dört y›l; kivi ürün
verene kadar çay ürününden feragat etmeleri
gerekecek. Kivi üretimi çay gibi kolay bir
tar›m de¤il; üretici, ilk kurulufl aflamas›ndan
itibaren teknik ve yetifltiricilik konusunda
yard›m almak zorunda. Bu nedenle de
üreticilerimiz devletten teflvik bekliyorlar.
Üreticileri teflvik etmek ve refaha kavuflturmak
için Rize Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma
Vakf› Baflkanl›¤›'n›n katk›lar›yla 1997 y›l›nda
Çayeli ilçesinde2 7 milyar TL ödenekle 100
aileye 500'er m 'lik kivi bahçesi tesis edilmifl.
Kivi bahçesi tesisleri devam ediyor. Ancak
üretim rakamlar›na bak›ld›¤›nda, bunun
yeterli olmad›¤› görülüyor. Bu h›zla devam
edilirse üretilen maksimum kapasiteye ve
verim ça¤›na kivi üreticili¤imiz ancak 10 y›lda
ulaflabilir. Bu kapasiteye ulafl›ncaya kadar
yap›labilecek çal›flmalar› k›saca özetleyecek
olursak:
1- Kivi çaydan daha fazla ekonomik getiri
sa¤layacak diye çayl›klar›m›z›n tamam›n›n
bu ifl için ayr›lmas› söz konusu de¤ildir. Ancak
bunlar›n belirli bir bölümünde kivi
yetifltiricili¤ine uygun araziler kurulmas›na
müsaade edilmelidir.
2- Kurulufl aflamas›nda üreticiler
bilinçlendirilmelidir.
3- Bahçe tesis ederken tekni¤ine uygun,
sa¤l›kl› ve kaliteli bitkilerle kullan›lmal›d›r.
4- Kivi meyvelerinin korunabilmesi ve uzun
süre pazarda kalarak daha ekonomik olmas›
için so¤uk hava depolar›n›n kurulmas›
gerekmektedir.
5- Tan›t›m›n iyi yap›larak, halk›m›zda kivi
yeme al›flkanl›¤›n›n gelifltirilmesi
gerekmektedir.
6- Kivi; marmelat, reçel, meyve suyu, çay,
dondurma ve benzeri gibi g›da sanayinde
kullan›labildi¤inden, meyveyi iflleyebilecek
entegre tesislerin de desteklenerek kurulmas›
önemlidir.
Her derde deva KARAYEM‹fi
Vatan› Anadolu olup, yurtd›fl›na giden ve
isim de¤ifltiren karayemifl, 1546 y›l›nda bir
Frans›z taraf›ndan Trabzon'dan toplanm›fl
ve Trabzon Kiraz› (Cerasus trapezuntuna)
olarak adland›r›lm›flt›r. Bitki ayn› y›l ‹stanbul
üzerinden ‹talya'ya, 1574'de baflka bir yabanc›
taraf›ndan Viyana'ya, oradan da Fransa ve
‹ngiltere'ye gönderilmifltir. 1600 y›l›ndan
itibaren tüm Avrupa'da park ve bahçelerde
süs bitkisi olarak yetifltirilmeye bafllanm›flt›r.
Karayemiflin Latince ad› Prunus
laurocerasus'tur (Cerasus'tan dolay› orijininin
Giresun olmas› lâz›m). Ülkemizde ise Taflan,
Karam›fl, Kattak, Laz Üzümü, Laz-Gürcü
Kiraz›, Tçko, Tanal k›saca karayemifl olarak
isimlendirilen bitkiye; Rize, Trabzon, Giresun,
Sinop, Zonguldak, Kastamonu, Bart›n, Bolu,
‹zmit, Adapazar›, ‹stanbul, Bursa ve
Osmaniye'de orman veya orman k›y›lar›nda
do¤al olarak rastlan›r.
Büyüme biçimi, yaprak boyu ve flekli, k›fla
dayan›kl›l›k aç›s›ndan farkl› 20 bodur türü
bulunan karayemiflin yabanc› literatürde,
önemli 9 çeflidi vard›r. Ülkemizdeyse meyve
biçimi ve meyvenin olgunlaflma mevsimine
göre 7 karayemifl çeflidi vard›r.
Karayemifl ve Sa¤l›k
* Hemoroide iyi gelir
* ‹drar söktürür
* Sigaraya karfl› isteksizlik do¤urur
* Mide ülseri ve barsak tembelli¤ini giderir
* Özsuyu egzamaya yarar
* Meyveler çekirdekleri ile toz edildikten
sonra balla kar›flt›r›l›r, bronflite iyi gelir
* Yapraklar› çiçek açma döneminde zehirlidir.
Geliflmesini tamamlayan taze yapraklar› elle
toplan›r. Distile edilerek eczac›l›kta kullan›lan
Laura Cerasin maddesi elde edilir. Baz›
ilaçlarda tat ve koku (kremlerde) verici olarak
kullan›l›r.
* Yapra¤›n bileflimi; glikoz, tanen, kalsiyum
oksalat, emulsin (enzim), prulaurasin
(glikozid), benzoik asit, siyanidrik asittir
(zehirlidir, çekirdekte de bulunur, yapraktan
elde edilen su fazla kullan›l›rsa; bafl dönmesi,
kusma, kar›n a¤r›s› yapar)
* Tafl düflürücüdür
* Spazm çözücüdür (bronfl ve sindirim
sistemi)
* Sakinlefltiricidir (ast›m, sinirsel öksürük)
* Uyku vericidir
* Kalp çarp›nt›s›n› gidermek ve kan flekerini
düflürmek için kullan›l›r
* Karayemifl, zengin antioksidan bileflenleri
sayesinde birçok hastal›¤›n oluflumu ve
geliflmesini önlemede faydal›. Bu anlamda
karayemifl tüketiminin fayda sa¤layaca¤›
rahats›zl›klar›n bafl›nda, alzheimer, diyabet,
doku ve cilt hastal›klar›, kanser, kalp-damar
hastal›klar› ve romatizmal hastal›klar geliyor.
Karayemiflin antioksidan özelli¤iyle, ayn›
zamanda yafl›n ilerlemesiyle vücutta meydana
gelen oksidaf zarar azal›yor, yafllanma da
gecikiyor.
Belge Sahibi: Yrd. Doç. Dr. Ali ‹slam
PURO TÜTÜNÜ ÜRET‹C‹L‹⁄‹
Rize yöresindeki bir baflka gelir kayna¤› da
puro tütüncülü¤üdür. Puro tütünü ilçeye
özgü bir sanayi bitkisidir ve Pazar ad›yla
an›lan purolar›n yap›m›nda kullan›l›r. Puro
tütününü di¤er tütünlerden ay›ran en büyük
özellik, yapraklar›n›n 1 metre civar›nda
olufludur. Di¤er tütünler gibi k›y›lmayan bu
tütün iç sarg›l›k, d›fl sarg›l›k ve dolguluk
olarak 3 aflamada kullan›l›r.
www.rizeliler.com
Likapa ya da Yaban Mersini
L‹KAPA için söylenecek tek söz
var: Hem karl› hem de yararl›
Yaban Mersini ›l›man iklim kufla¤›na adapte olmufl
bir meyve türü olup, botanik olarak gerçek üzümler
grubunda yer almaktad›r. Amerika baflta olmak
üzere baz› Avrupa ülkelerinde binlerce hektarl›k
alanlarda tar›m› yap›lmaktad›r. Günümüzde ticari
olarak yetifltirilen Yaban Mersini 1906 y›l›ndan
itibaren Amerika Birleflik Devletleri'nde bafllat›lan
seleksiyon çal›flmalar›n›n ürünüdür. Bu çal›flmalarla
seçilen Yaban Mersini tipleri daha sonra kendi
aralar›nda melezlenerek yeni çeflitler elde edilmifltir.
Çok h›zl› bir flekilde üretilerek sat›fla sunulan Yaban
Mersinleri dünyada en popüler meyvelerden biri
iken, ülkemizdeki yetifltiricili¤i ancak 2000'li y›llarda
Rize'de bafllam›flt›r.
Do¤u Karadeniz Bölgesi'ndeki illerden Artvin, Rize,
Trabzon ve Giresun'un genelde rak›m› yüksek da¤
ve yaylalar›nda yabani formlar› bulunmaktad›r.
Ekonomik olarak Rize ilinde mevcut tar›msal
ürünlerle karfl›laflt›rd›¤›m›zda L‹KAPA'n›n üzümsü
meyveler aras›nda çok üstün oldu¤u
görülebilmektedir. 2003 y›l›nda iç piyasaya taze
veya dondurulmufl olarak sunulan meyvenin kilosu
toptan 4.000.000.-TL'ye sat›lm›flt›r. Çiftçi
bahçesinden ç›k›fl fiyat› olan bu de¤er, yaban
mersininin oraganik ürün kapsam›nda sat›fla
sunulmas›yla çok daha yukar›lara ç›kacakt›r. Çünkü
ABD'den ithal edilerek ‹stanbul'daki gros
marketlerde sat›fla sunulan ve ilaç ile ticari gübre
kullan›lan yaban mersini meyvesinin 250 gram›
5.000.000.-TL'ye sat›lmaktad›r.
Kaynak :FAO
Bu ülkeler d›fl›nda; ABD, Avustralya, ‹ran, ‹spanya, ‹srail, ‹sviçre, Japonya, Kanada, K›br›s, Kore, Portekiz ve Tunus'ta
kivi üretimi yap›lmaktad›r.
F›nd›k, çay, ahududu, bö¤ürtlen hatta kividen elde
edilen gelirden çok daha fazla gelir getirecek olan
bir meyve olacakt›r. Ortalama olarak 1 dönüm
f›nd›k bahçesinden 300.000.000; çay bahçesinden
675.000.000; Bö¤ürtlen-Ahududu bahçesinden
3.000.000.000 TL gelir elde edilebilirken; 1 dönüm
yaban mersini bahçesinden 2.500 kg ürün
al›nmaktad›r (bu miktar 7.500 kg'a kadar
ç›kabilmektedir) ki bu da 2003 y›l› fiyatlar›yla
10.000.000.000.TL gelir anlam›na gelmektedir.
Karadeniz Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde yabani
olarak yetiflmekte olan likapan›n kültür çeflitlerinin
bölge çiftçisine kazand›r›lmas›na yönelik çal›flmalar,
Ondokuz May›s Üniversitesi Ziraat Fakültesi
taraf›ndan bafllat›lm›fl, TÜB‹TAK ve DPT taraf›ndan
yap›lan çal›flmalara destek verilmifltir. Böylece
Karadeniz Bölgesi'nde ürün çeflitlili¤ine eklenmekte
olan likapaya dayal› yeni bir sanayi kurulabilecektir.
‹nsan sa¤l›¤› aç›s›ndan da çok yararl› olan likapan›n
sahip oldu¤u özellikler :
* Yaprak ve kuru meyvelerinden yap›lan çay ishal
giderici özellik tafl›maktad›r.
* Yaban Mersini çay›n›n idrar yolu
enfeksiyonlar›nda antibiyotik etkisi bulunmaktad›r.
* Kansere karfl› vücudu koruyan enzimleri aktive
etmektedir.
* Anti kanserojen ve antioksidan özelli¤e sahiptir.
* Ya¤l› bilefliklerin vücuttan at›lmas›n› sa¤lar.
* Taze olarak yenildi¤inde kan› temizler.
* Besleyici olmas›na ra¤men kalori ve sodyum
içeri¤i düflüktür.
* Kan flekerini düflürür
* Ba¤›rsak metabolizmas›n› düzenleyen lifli özelli¤i
vard›r.
* Kan kolesterolünü düflürür.
* Kalp krizi riskini azalt›r.
* Gece görüfl kabiliyetini art›r›r.
* Damar elastikli¤ini ve gözlerin geçirgenli¤ini
art›r›r
* Diyetlerin sa¤l›kl› ve çok de¤erli bir parças›d›r.
* Göz yorgunlu¤unu giderir, miyopluk ve fleker
hastal›¤›ndan kaynaklanan görme bozukluklar›n›
engeller. Kamaflma, k›lcal damar çatlamas› ve
gece körlü¤ünü ortadan kald›r›r.
* Kab›zl›k, bulant›, mide kramplar›n› ve ülseri
önler.
* Damar sertli¤i oluflumunu engeller.
* Varis ve basuru (hemoroid) iyilefltirir.
* Sakinlefltirici özelli¤i vard›r.
* A¤›z içi yaralar›n› iyilefltirir.
* ‹ltihaplar için dezenfektan özelli¤i tafl›r, potasyum
içeri¤i son derece yüksektir
Belge Sahibi: Doç. Dr. Hüseyin ÇEL‹K: 0533 4739953
OMÜ Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Böl.
23
Rize ve AB
Rize - Trabzon Dostlu¤unun Canl› Örne¤i Saliho¤lu
Trabzonlu Rize Valimiz
Enver Saliho¤lu iki kent
aras›ndaki çekiflme
söylentilerine büyük
tepki veriyor ve
Rize'yi en az Rizeli kadar koruyor
Karadenizli vatandafllar›m›z› «nas›l bilirsiniz»
diye sorsalar, san›r›m ülkenin tüm geri kalan›
onlar› «dinamik, nefleli, heyecanl› ve
geleneklerine ba¤l›» olarak niteler. ‹talyanlar
Avrupal›lar için neyse, Karadenizliler de Türkler
için öyle bir hoflgörü s›n›f›ndad›r sanki.
Gazetemiz için yapt›¤›m›z görüflmelerde iki
baflka özellik belirgindi: Karadenizlinin bireysel
oldu¤u ki bunu herkes kabul ediyor, övünerek.
Di¤eriyse pek dillendirilmese de Rize ve Trabzon
aras›ndaki dostane çekiflme.
Rize Valimizle görüflmemize bafllad›¤›m›zda
bilmeden baltay› tafla vurduk! Nerelisiniz soruma
«Trabzonluyum» diye cevap verince, iki gündür
tüm görüflmelerde dolayl› olarak dillendirilen
dostane çekiflmeye bir gönderme yapmam,
Karadenizli mizac›n› atefllememe neden oluverdi.
Rize Valimiz Enver Saliho¤lu me¤er ki pek
dertliymifl o konuda : «Birkaç kiflinin bireysel
çekiflmeleri, böyle yersiz bir görüflün oluflmas›na
yol açm›fl. Yersiz hurafeler bunlar. Bu gibi
söylentileri ç›karanlar kan emici...» diye veryans›n
etmeye bafllad›. ‹ki kentin k›z al›p verdi¤ini,
karfl›l›kl› diyalogun hiçbir zaman kesilmedi¤ini
anlatarak “olay”› ülke çap›na yayd› ve «maalesef
Türkiye'de belli kan emici mihraklar böyle
söylentiler ç›kar›rlar. Siyasette de yok mudur?
fiunlar bizi sevmez derler sonra bir bakars›n›z
o partiye geçivermisler. Ayd›n insanlar böyle
fleylere sadece gülerler. Ben kendimi ayd›n
hissediyorum. Bunlar bir parodi, bir komedi.
Gülmek için iyi bir sebep bu. Devam edin
diyorum, çünkü gülmek iyi bir fleydir.” dedi.
Nurdan Bernard (NB): Rize'de en çok neyi
be¤eniyor, seviyorsunuz?
Enver Saliho¤lu (ES): Turizme a¤›rl›k veriyor
Rize art›k. D›fl ticaret zaten sistemine oturmufl.
Buran›n giriflken insanlar› bu konuyu kendi
yöntemleriyle çok rahat çözmüfller. Küçük
esnaflar›m›z bile bu sinir ötesi iliflkiyi çok güzel
kurmufl. Rusça bilenler bile çok var! Devletin
burada 1990'larda yapmas› gereken fleyleri
kendileri yapm›fllar.
NB: Küçük esnaf›n s›n›r ötesi ticari
iliflkilerine birkaç örnek...
ES: Mesela Baku'de flirket kurmufl: Casper
Bilgisayar'›n sahibi bural›, Baku'de bayi açm›fl.
Boya fabrikas› kuranlar var. Burada üretip orada
pazarlayanlar var. Yani büyük ve orta boyda
çok say›da var. Batum'da lokanta ac›yorlar.
Poti'ye haftada iki defa giden ve 40 TIR tafl›yan
Ro-Ro seferimiz var. Diyece¤im Karadeniz insani
giriflken, giriflimci. Tüccar zihniyeti var.
NB: Gelecekte Rize'nin en ümit vaad eden
sektörü sizce turizm galiba.
ES: Biz „gelece¤imiz turizm" diyoruz. Su anda
bizde tesis yok. Yatak kapasitelerimiz il çap›nda
müthifl kotu. Rize ve Do¤u Karadenizin
tümünün bir k›fl turizmi bölgesi oldu¤unu,
b›rak›n dünyay›, Türkiye dahi bilmiyor! Burada
k›fl gelir, kar ya¤ar, yollar kapan›r, her fley
uykudad›r san›l›yor. Bu yan›lg›n›n en önemli
sebebi; e¤lence, dinlenme, kayak ve konaklama
tesislerinin olmamas›. K›fl sporlar› için bugüne
kadar bir çal›flma yap›lmam›fl. Ayder bölgemizde
bir çal›flma yapt›r›yoruz: K›fl etütleri bitti, yaz
etütleri yapacaklar. Bir de Erzurum geçiflimiz
var, 2640 m, Oylut da¤› geçidi. Orada kayak
için uygun alanlar›m›z bulunuyor, etütlerini
yapt›r›yoruz.
NB: K›fl sporunun hangi türleri için?
ES: Her türüne uygun. Burada 2 seneden beri
uluslaras› bir etkinlik yap›l›yor: Helikopterle
kayak. Çok az yerde yap›labilen bir spor. Bu
konuda dünyan›n en iyi kayakç›lar›n›n bildi¤i
bir yer oldu buras›. Bu turun dünyadaki 1
numaral›s›, yüzy›l›n en müthifl kayakç›s› Frans›z
her sene geliyor. Onun Kaçkar da¤lar›nda
çekti¤i bir film su anda 400 kanalda yay›nlan›yor.
NB: Çevreye duyarl› m›s›n›z?
ES: Çevreden kaynaklanan farkl› sorunlar›m›z
var. Milli park uzmanlar›m›z bu kayakç›lara,
yapacaklar› etkinli¤e göre onay veriyor. Do¤aya
zarar vermeleri söz konusu de¤il. Kufllara,
hayvanlara, gürültüden dolay› zarar verdiklerini
iddia edenler oldu. ‹ki helikopter geliyorlar.
Zaten her zaman uçam›yorlar. Helikopter onlar›
çok yükse¤e b›rak›yor. 10 km falan kay›yorlar
ve arkadan 盤 geliyor. Müthifl riskli. Bakir
yerlerde kaymak istiyorlar. Pist olmayacak.
Do¤an›n dengesiyle ilgili baz› sorunlar olabiliyor.
NB: Yani 盤a neden olabiliyorlar.
ES: Baz›lar› bu spora itiraz ediyor. Ama bu
sporu yapanlar do¤ay› çok seviyorlar ve bizden
daha çok koruyorlar. Helikopterlerde pofletleri
var. Helikopterde bir tanesi sak›z çi¤nese,
sak›z›n› bile afla¤›ya atm›yor, poflete koyuyor.
Gürültüden flikayetçi oldu baz› sivil toplum
örgütleri. Bizim uzmanlar›m›z böyle bir zarar›n
olmad›¤›n› iddia ettiler. Yani biz çevreye zarar
verdi¤ine kat›lm›yoruz. Orman ve Cevre
Bakanl›¤› uzmanlar› da geliyor ve üniversiteden
görüfl al›yorlar. Komisyonumuz da incelemeyi
yapt›ktan sonra onay veriyor.
NB: Bu sporu kaç kifli yap›yor?
ES: Çok pahal› bir spor. Geliflleri 6000 avro
dolay›nda zaten. O yüzden de getirdikleri kifliler
zannediyorum gecen sene 250-300 kifliydi. Çok
de¤il. Ama bu konuda dünya çap›nda üne
sahip olduk ki bizim için çok önemli.
Çevreye karfl› platonik aflk olmuyor
NB: Yayla turizmi Trabzon'da bafllam›fl.
Ya burada?
ES: Eskiden beri burada var ama yaz›n. Yaz›n
burada turizm sorunumuz yok. Biz istiyoruz ki;
k›fllar da hareketli olsun. K›flla ilgili broflürümüz
dahi yoktu. 2 senedir yapt›r›yoruz. Ben amatör
da¤c›y›m. Her hafta sonu da¤ yürüyüflleri
yapt›r›yoruz. Karda yürüyüfl yap›p 3000 metreye
ç›k›yoruz. Bunlar› yayg›nlaflt›rmak istiyoruz.
Çevrenin korunmas›, çevreyi bilenlerle olur.
Çevreyi sever ve korur yani çevreye karfl› platonik
aflk olmuyor. Çevreyi bilsinler, içinde yaflas›nlar.
NB: Turist gündüz de¤iflik fley görmek
ister ama akflam oteline döndü¤ünde
al›flk›nl›klar›n› ve konforu arar. Buna içki
de dahil. Oysa Rize'de sahil lokantalar›nda
dahi içkili lokanta yok.
ES: O yabanc› kayakç›lar özel anlaflma yapt›klar›
bir otelde kal›yorlar. Otel onlara göre design
edilmifl. Oras› biraz muhafazakar. ‹çkili yer
yoktur. Yabanc›lar›n oteline bir amerikan bar
koymufllar. Türkiye'de kapl›ca yerleri
anneannelerimizden kalma ilkel yerledir. Bunu
bir e¤lence ve dinlence merkezi de¤il, tedavi
merkezi olarak görmüfl sadece. Tedavi
merkezine muhafazakar insanlar gelir. O yüzden
çok güzel tesisler yok. Mesela ben ac›k havuz
istiyorum. Kar ya¤arken suya girilsin,
K›z›lcahamam gibi. Altyap› eksiklikleri olunca
insanlar niye gelsin? “Efendim bizim bura
güzeldir"! Dünyan›n her yan›nda çok güzel
yerler var. Gecen y›l Rize teflvik kanunu
kapsam›na al›nd›. ‹nflallah gelecekler art›k
yat›r›ma.
NB: Türkler mi, yabanc›lar m› bekleniyor?
ES: Bugünlerde Dubai de merakl› ya, Dubai'den
gelip gidiyorlar. Yerli yat›r›mc›lar da çok soruyor.
Teflvik suresi 2007'de sona erdi¤i için.
NB: Nüfus eskiye oranla daha m› yafll›
Rize'de ?
ES: Eskiye göre biraz yafll›. Eskisi gibi do¤um
oran› yok burada. Yaln›z bebek ölümleri Rize'de
Türkiye ortalamas›n›n çok alt›nda. O yüzden
"bebek dostu il" seçildik. Bakanl›k ödül de verdi
bize, asm›fl›m. O konuda aileler bilinçli burada.
Bebek olumu yok. Do¤um sonras› anne olumu
de yok. Ama maalesef do¤um oran› düflük.
Aileler bir yerlere göçüyorlar. Ama Rize d›fl›nda
olsalar da kimse Rizelili¤ini unutmaz. Hay›r
yapmaya da buraya gelirler. 2003'ten beri 415
derslik yap›ld›. Ama ekonomiye katk› sa¤layacak
yat›r›m yapmazlar.
NB: Bu hay›rseverler bir çat› alt›nda birleflip
istihdam yaratamazlar m›? Bir STK gibi
örgütlenemezler mi?
ES: Bizim Karadenizlinin temel özelli¤i
bireycili¤idir.
“Biz AB'yle bireysel olarak çok ilgileniriz”
NB: O yüzden mi Avrupa'yla da Birlik
oldu¤u için hiç ilgilenmiyorlar?
ES: Biz AB'yle bireysel olarak çok ilgileniriz.
NB: Nas›l bir ilgi bu? Hiçbir proje
üretilmemifl Rize'den.
ES : Bireysel giriflimler çok fazlad›r. Kendi bas›na
proje sunan çok oldu. Ama AB'nin hangi
projelere hibe verdi¤ini de biliyorsunuz de¤il
mi?
NB: AB'nin bölgesel projeler d›fl›nda tüm
ülkeye aç›k programlar› var ama
araflt›rd›m ve Rize'den hiçbir baflvuru
olmam›fl bugüne dek.
ES: Birkaç projeye verdiler. Al›p paralar›
harcad›lar bile. Uydurma dernekler kurmufllar.
Ama bizim projelerimizin hepsi reddediliyor.
Yeni Cevre Vakf›m›zla 6 tane proje gönderdik
ama bizim projelerimiz AB normlar›na uygun
de¤il! Çöple ilgili mesela ama ç›kmad›. AB'nin
istedi¤i projeleri haz›rlasak o ödenekleri al›r›z
biz de ama biz o tur proje yapm›yoruz.
NB: Samsun, Trabzon baflvurdu ve ald›.
“Rize'de nas›lsa bize vermezler" mi
deniyor?
ES: Çöple ilgili bir projemiz vard›. AB geldi. 5
milyonu hibe, 32 milyon Euro bütçe ç›kard›.
Biz hepsini 5 milyona ç›kard›k. Orada kar
maksatl› ifller yap›l›yor. Kendimiz hallettik.
NB: AB'ye temkinli yaklafl›yor ve pek
inanm›yorsunuz gibi.
ES: Benim kiflisel bir fikrim yok AB hakk›nda.
Yani AB'yi tan›mam. Uygulamay› görüyorum.
Uygulaman›n içinde oldu¤um için söylüyorum.
Böyle bir bürokrasi olamaz. Afl›r› bir bürokrasi
var. Avrupa'n›n nas›l böyle bir bürokrasiye
kendini bo¤du¤unu anlayam›yorum
NB: O bürokrasi dedi¤iniz kurallar zinciri,
verilen hibelerin do¤ru kullan›l›p
kullan›lmad›¤›n› kontrol etmek için bir
sistem. Evet karmafl›k gibi ama bir kere
sistemi anlarsan›z, sonra prosedürler hep
ayni.
ES: Ama bürokratlar karar veriyor, siyasiler
de¤il.
NB: Bu daha iyi de¤il mi? Yöreye ne
uygun, ne yararl›, hangi proje daha
verimli...
ES: Proje format› dedi¤iniz, internetten
indiriyorsunuz. Bu konulara bigane de¤iliz
NB: Esta¤furullah
ES: Zaten Türkiye'nin paras›. Kendi paralar›n›
vermiyorlar.
NB: Nas›l Türkiye'nin paras›?
ES : Biz fona para gönderiyoruz, oradan
veriyorlar. Zaten verdikleri 250 milyon avro
de¤il mi?
NB: Pek öyle de¤il. Aç›lan hibe fonlar›na
sembolik bir katk› istenir her zaman.
Genelde %10 kadar. Üstelik de AB, 250
de¤il 500 milyon Euro veriyor bu y›l ve
bu gitgide artacak.
ES: Her neyse ama Türkiye'nin ihtiyaçlar› için
bu para ne ki! Ben AB'nin ekonomisini de¤il,
hukukunu seviyorum.
NB: Hakl›s›n›z. AB'yle iliflkilerimize maddi
bir beklenti olarak de¤il, bir medeniyet
projesi olarak bakmak gerekir diyor
hükümetimiz de.
ES: AB'nin hukuku güzel. Ekonomisi bize pek
yaramaz. Ama Rize AB'nin öncelikle alan›nda
de¤il.
NB: Tabii ki Rize'den çok daha fazla
kalk›nmaya ihtiyac› olan illerimiz var.
ES: Geçen sene nereler için programlar aç›ld›
bilirsiniz...
NB: Do¤uda 4 il için özel bir program
acildi ama tüm Türkiye için aç›lan, örne¤in
do¤rudan turizm olmasa dahi turizme
hizmet edecek projeler üretebilece¤iniz
pek çok program vard› ve Rize hiçbirine
baflvurmad›. Topluluk Programlar› ile AB
mali yard›mlar› çok ayr› konular. Rize’den
mali yard›mlar kapsam›nda bir baflvuru
görmedim ben.
ES: Var. En az›ndan biz kendimiz baflvurduk.
Mesela 270 bin avroluk projemiz vard›. ‹lk 12'ye
kald›k, sonra elendik.
NB: AB'yi sadece para al›nacak bir merci
olarak görürsek hayal k›r›kl›¤›na u¤rar›z
ama ortak çal›flmalarda ö¤renece¤imiz
çok fley var.
ES: Benim vurgulamak istedi¤im de bu. AB'den
form alal›m. Sadece proje formu de¤il. Yaflama
formu da alal›m. AB'ye uygun yasayal›m.
Karadeniz'de sivil toplum örgütü çok yok. Birey
toplum örgütü buras›. Biz de kamu yönetimi
olarak zaten kat›lam›yoruz.
NB: Müzakere sürecindeyiz ve Rize'de
yerel çapta hiçbir bilgilendirme giriflimi
yok.
ES: Size yanl›fl bilgi verilmifl. Trabzon'da, Rize'de
çok etkin faaliyetler var. Uzmanlar, bilim
adamlar› geliyorlar.
NB: Rize’nin kendi giriflimleri olmad›¤›
için d›flar›dan gelmeye çal›fl›l›yor ama
Rize’nin ne STK, ne kurum ve kurulufl
olarak, AB konusunda yapt›¤› pek bir fley
yok. Pek çok baflka valilik ve belediye
baflkanl›klar› AB birimleri kurdu ama
burada yok.
ES: Siz haberdar de¤ilsiniz. Ben burada kendim
bile yap›yorum bireysel olarak
NB : Sizi suçlam›yordum flahsen. Neden
Rize AB'ye bu kadar uzak demek
istiyorum.
ES: Hay›r AB'ye yak›n›z biz. Ayr›ca Japonlarla
çal›fl›yoruz. Japon Kalk›nma Ajans›.
NB : DOKAP'tan söz ediyorsunuz galiba
ama bitiremediler y›llard›r...
ES: Çok titizler, gelip giderler.
24
Rize ve AB
Anadolu Sohbetleri
AB’nin Çevre Müktesebat›
Çevre ve do¤al kaynaklar›n
korunmas›na iliflkin AB
politikalar›n›n önemi, 1980'lerden
bu yana giderek artm›flt›r.
Çevreye yönelik tehditlerin kontrol alt›na
al›nmas› ve çevredeki bozulman›n
engellenmesi amac›yla Avrupa düzeyinde
daha güçlü eylemlere yer verilmifltir. Çevrenin
korunmas›, Avrupa düzeyine ve uluslararas›
seviyeye tafl›n›rken, AB'nin geniflleme süreci
de, özellikle s›n›r ötesi kirlilik sorunlar›yla ilgili
olarak Çevre Politikas› kapsam›nda önem
kazanm›flt›r.
Çevre sorunlar›, Avrupa Toplulu¤u'nun
kuruluflundan itibaren ilk kez do¤rudan
Kurucu Antlaflma'ya, 1986 y›l›nda kabul
edilen Tek Senet ile dahil edilmifltir. Roma
Antlaflmas›'na eklenen 7. Bafll›k; 130R, 130S
ve 130T maddelerini içermektedir. 1993
y›l›nda yürürlü¤e giren Maastricht Antlaflmas›
ile çevrenin korunmas› ilkesi ilk kez aç›kça
AB hedefleri kapsam›na al›narak, ekonomik
büyümenin çevreyle uyum içinde
gerçekleflmesi gerekti¤i belirtilmifl, bu amaçla
AB'ye bir Çevre Politikas› gelifltirmesi görevi
verilmifltir.
AB'de, 1973'ten günümüze 5 adet Çevre
Eylem Plan› (ÇEP) tamamlanm›fl; 2001 y›l›nda
aç›klanan ve 2001-2010 dönemini kapsayan
6. ÇEP ise, çevre alan›nda AB'nin önümüzdeki
hedeflerini ortaya koymufltur. "Çevre 2010:
Gelece¤imiz, Tercihimiz" bafll›kl› programda
4 ana konu öncelikli hedef olarak
belirlenmifltir: ‹klim de¤iflikli¤i; do¤a ve
biyolojik çeflitlilik; çevre ve sa¤l›k; do¤al
kaynaklar ve at›klar...
1997 Amsterdam Antlaflmas› ve 2000 Nice
Antlaflmas›, çevre korumas›n›n bütünleflen
yeni Avrupa düzeninde alaca¤› yeri aç›kça
vurgulam›flt›r. 1998 y›l›nda bafllat›lan "Cardiff
Süreci" ile çevre kavram›n›n ilgili tüm
faaliyetlere entegrasyonu öngörülmüfltür.
Çevre alan›na entegre edilmesi gereken
sektörler aras›nda, tar›m, ulaflt›rma, enerji,
sanayi, kalk›nma ve ‹ç Pazar, ekonomi ve
finansman, d›fliflleri ve ticaret, bal›kç›l›k,
araflt›rma ve yap›sal fonlar bulunmaktad›r.
AB Çevre Politikas›'n›n temel uygulama
alanlar›, çevrenin korunmas›n›, kollanmas›n›
ve çevre kalitesinin yükseltilmesini, do¤al
kaynaklar›n ekolojik dengeye zarar
vermeyecek flekilde kullan›lmas›n›n yan› s›ra,
bunlar›n ak›lc› bir flekilde yönetilmesini içeren
kapsaml› bir çevre müktesebat›n›n
benimsenmesini gerektirmektedir.
Müktesebatta yer alan dikey konular
afla¤›daki gibidir;
• Hava ve su kirlili¤ine karfl› al›nan önlemler,
• At›k yönetimi,
• Endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi,
• Do¤an›n korunmas›,
• Kimyasal maddeler ve genetik olarak yap›s›
de¤ifltirilmifl organizmalar,
• Çevresel gürültü yönetimi,
• Nükleer güvenlik ve radyasyondan
korunma.
‹lgili konular, yüksek seviyede önlem
al›nmas›n›, dolay›s›yla maliyetli yat›r›mlar›
gerektiren temelde tasarlanm›flt›r.
AB'nin Ulaflt›rma Müktesebat›
Serbest ticaret ilkelerine dayanan
dünya küresel ekonomik
düzeninde ulaflt›rma politikalar›
büyük önem tafl›maktad›r.
Küreselleflmenin h›zlanmas›n›n basl›ca
nedenleri aras›nda, geçen yüzy›lda ulaflt›rma
yöntemlerinde ve teknolojide kaydedilen h›zl›
geliflmeler yer almaktad›r. Bu durum, hem
ulus devletleri, hem AB ve benzeri bölgesel
örgütlenmeleri, ulaflt›rma sektörlerini
düzenleyecek ve ortak standartlara
ba¤layacak mevzuat ve anlaflmalar üretme
çabas› içine itmifltir.
Ulaflt›rma sektörü, Topluluk GSY‹H's›n›n
%10'unu, toplam istihdam›n %7'sini, üye
ülke yat›r›mlar›n›n %40'›ndan fazlas›n› ve
enerji tüketiminin %30'unu kapsamaktad›r.
Zaman içerisinde ‹ç Pazar'›n tamamlanmas›
hedefi do¤rultusunda, s›n›rlar›n kald›r›lmas›
ve deniz tafl›mac›l›¤›n›n serbestlefltirilmesi
gibi aç›l›mlar, "Ortak Ulaflt›rma Politikas›"n›n
oluflmas›na yol açm›flt›r. Avrupa Toplulu¤u'nu
kuran antlaflman›n 70-80. maddelerinde
temel bulan "Ulaflt›rma Politikas›" çok say›da
ikincil mevzuata dayanmaktad›r. Ulaflt›rma
Politikas› için ç›kar›lan mevzuat, tek bafl›na
tüm AB müktesebat›n›n %10'unu
kapsamaktad›r.
Ulaflt›rma Politikas›; karayolu ulafl›m›,
demiryolu ulafl›m›, denizyolu ulafl›m› ve hava
ulafl›m›n›n yan› s›ra, iç su yollar› ulafl›m›, çoklu
tas›ma ve lojistik, sehiriçi ulafl›m, ulafl›m
altyap›s› ücretlendirme politikas› alt
sektörlerine ayr›lmaktad›r.
Ulaflt›rma Politikas›'n›n temel öncelik ve
amaçlar› flu flekilde s›ralanmaktad›r:
- Rekabetin düzenlenmesi ve bu do¤rultuda
sürdürülebilir ulafl›m metotlar›n›n a¤›rl›k
kazanmas›,
- Mali ve yasal sorunlar›n afl›lmas›,
- Kullan›c› odakl› politikalar gelifltirilmesi,
- Ulafl›m sektöründeki küreselleflme nedeniyle
oluflan flartlara uyum sa¤lanmas›.
Müktesebat ayn› zamanda, yatay konular›
da içermektedir. Bunlar,
• Aarhus Konvansiyonu,
• Çevre Konusundaki Bilgilere Ulafl›m
Direktifi,
• Çevresel Etki De¤erlendirmesi Direktifi,
• Raporlama Direktifi,
• LIFE Tüzü¤ü,
• Avrupa Çevre Ajans›.
Enerji kavfla¤›nda Türkiye
Kaynak: IKV Yay›nlar›
Financial Times gazetesi, ABD
Baflkan Yard›mc›s› Cheney'nin
Litvanya'dan sonraki dura¤›n›n
Kazakistan oldu¤una dikkat
çekerek, Cheney'nin,
Kazakistan'da, Rus enerji devi
Gazprom'un Avrupa üzerindeki
enerji etkinli¤ini k›rmak amac›yla
yaflama geçirilmesi planlanan ve
Kafkaslardan Avrupa'ya uzanan
boru hatt› projesini ele alaca¤›n›
yazd›:
''Orta Asya do¤algaz ve petrolünün Bat›'ya
tafl›nmas›nda Rusya'y› devre d›fl› b›rakan
proje, Kazakistan'dan bafllay›p, Özbekistan
ve Türkmenistan'a uzanarak, Hazar Denizi
alt›ndan s›ras›yla Azerbaycan, Gürcistan,
Türkiye ve Bulgaristan üzerinden Bat›
pazarlar›na ulaflmay› amaçl›yor.''
''Azerbaycan lideri ‹lham Aliyev, geçen hafta
Washington'daki temaslar› s›ras›nda, ülkesinin
Bat› için güvenilir, laik ve müslüman bir ülke
oldu¤unu vurgulam›fl; Rusya güzergah›na
mahkum olmadan Avrupa'ya petrol ve enerji
sa¤layabilece¤i güvencesi vermiflti. (...)
Amerikan yönetimi, Bakü-Ceyhan boru hatt›n›
desteklemiflti. Hattan bu y›l bafllayacak olan
petrol sevkiyat›, Washington için Kafkas
petrolleri konusunda stratejik bir kazan›m
olacak.''
Haberde, iç piyasa talebi s›n›rl› olan Türkiye'nin
Rusya dahil olmak üzere çeflitli kaynaklardan
enerji sa¤lamak için ihtiyac›ndan fazla ithalat
taahhüdüne girdi¤i belirtiliyor.
Gorst'a göre, gündemdeki kapsaml› plan,
Türkiye'yi Avrupa'ya enerji sevkiyat›nda transit
bir geçifl noktas› haline getirmek. Gorst,
konuyla ilgili olarak ''Ancak benzer bir plana
Gazprom da sahip. Rusya, Karadeniz'in
alt›ndan Türkiye'ye uzanan Mavi Ak›m
do¤algaz hatt›n› Güney Avrupa'ya ve ‹talya'ya
gaz sevkiyat› gerçeklefltirmesini sa¤layacak
flekilde uzatmak istiyor. Gazprom karfl›tlar›,
Rusya'n›n Türkiye üzerinden ilerleme
giriflimini, Balt›k denizi güzergah› ve Kuzey
Avrupa'da infla etmeye çal›flt›¤› di¤er boru
hatlar› projesiyle birlikte de¤erlendirildi¤inde,
Avrupa k›tas›n›n boynuna ilmi¤in geçirilmesi
olarak görüyor.'' dedi.
ABHaber
25
Rize ve AB
Rize, üniversitesine kavufluyor
1995 y›l›nda kurulup, k›sa sürede kurumsallaflan, y›ll›k 5 milyon dolarl›k ihracat›yla Rize'nin önde gelen inflaat, pazarlama, d›fl ticaret ve
nakliyat flirketi Kabiller'in iki orta¤› Ahmet Kabil ve Ömer Faruk Ofluo¤lu, Rize Üniversitesi için gayretle çal›fl›yorlar. Biri eski bir milletvekilimiz,
di¤eri Rize Ticaret ve Sanayi Odas› Baflkan›, her ikisi de Rizeli ve Rizeli olmaktan gururlu...
Kabil:
“Profesörlerimizi 65 yafl›nda
emekli etme lüksümüz
olmamal›”
Nurdan Bernard (NB): Rize'nin
üniversite ihtiyac› nas›l do¤du?
AHMET KAB‹L (AK): Yeni üniversitelerin
aç›lmas› fikrine karfl› olanlar olsa da, dünyada
18-21 yafllar› ars›ndaki nüfusun %30'u
üniversitelidir. Bu oran, kimi geliflmifl ülkelerde
%50'leri bulmakta. Türkiye'deyse %16'larda!
Bu oran 56's› resmi 23'ü vak›f üniversitesi
olmak üzere toplam 79 üniversite anlam›na
geliyor. Halen e¤itim veren üniversitelerimizde
bir ö¤retim eleman›na 46 ö¤renci düflmekte
ki asl›nda bu rakam›n 12 ö¤renci olmas›
gerekir. Tüm bu veriler göz önüne al›nd›¤›nda
yeni üniversitelere ihtiyaç duyuldu¤u
ortadad›r.
NB: Üniversiteleflmenin anlam› her ile
bir üniversite mi olmal›?
AK: Yüksekö¤retimi büyük flehirlerin
tekelinden ç›kar›p, Anadolu'ya yaymak gerekir
ki bölgeler aras› farkl›l›klar› ortadan kald›rmay›,
sanat› ve sporu ülkemizin her köflesine
ulaflt›rmay› baflarabilelim.
NB: AB programlar›ndan nas›l
yararlanmay› düflünüyorsunuz?
AK: Rize'de kurulacak üniversitemizle di¤er
ülke üniversiteleri aras›nda hem akademik
personel hem de ö¤renci koordinasyonunu
sa¤lamay› hedefledik. Bu sayede bilim
organizasyonlar›n› oluflturup, bilimadam›
yetifltirmeyi, ö¤renci dolafl›m›n› ve bilgi ak›fl›n›
sa¤layaca¤›z. Özellikle de AB müzakere
sürecinde Sokrates ve Erasmus programlar›na
uygulama alanlar› bulaca¤›z.
Ofluo¤lu:
“Üniversiteye yap›lacak yard›mlar vergiden düflülebilecek”
Nurdan Bernard (NB): ‹linizde
kurulmakta olan üniversite için herkes
çok heyecanl›...
NB: Üniversitenin altyap›s› haz›r m›?
AK: Bugün Rize'de aç›lacak üniversitemizin
500 kiflilik derslikleri, kütüphanesi, spor
salonu, kampusü, yani altyap›s› haz›r.
Üniversite kanunu ç›karmakla üniversite
açm›fl olmay›z; e¤itim esast›r. Emeklilik yafl›n›
dolduran hocalar›m›z› buraya getirtmeliyiz
böylelikle e¤itmen a盤›n› kapar›z. Di¤er
üniversitelerde doktora yapan ö¤rencilere
imkanlar sunmak ve onlar› iyi yetifltirmek
laz›m. Yaz›k ki e¤itim bütçemiz çok az. fiu
anda Rize'de Mesut Y›lmaz zaman›nda aç›lan
KTÜ'ye ba¤l› olan 4 fakülte var. Fen-edebiyat,
ilahiyat, su ürünleri ve e¤itim fakültelerimiz.
Ayr›ca 3 tane meslek yüksek okulumuz
mevcut. Aç›lma aflamas›nda olan Rize T›p
Fakültemizin ilimize büyük katk›lar› olacakt›r.
NB: Bir e¤itmen sorununuz var...
AK: Alan›nda uzmanlaflm›fl kiflilere ihtiyac›m›z
var. 65 yafl›n› doldurmufl hocalar›m›z› emekli
edip onlar›n tecrübelerinden faydalanm›yor
oluflumuz büyük yanl›fl. Türkiye'nin böyle bir
lüksü yok. Sa¤l›kl› profesörlerimizden
sözleflmeli olarak 73 yafla kadar
yararlanmal›y›z. Profesörlerimizin %58'i
Ankara ve ‹stanbul'daki üniversitelerde
faaliyet gösteriyor. Ö¤retim üyelerimizin
Anadolu'daki di¤er üniversitelere gitmelerini
farkl› ücretler ve sosyal imkanlarla teflvik
etmeliyiz. Söylemek istedi¤im bir fley de;
kimi rektörlerimiz, kimi hocalar›m›z, yaz›k ki
bilimle u¤raflmak yerine siyaset yapmay›
tercih ediyorlar. As›l yap›lmas› gereken kaliteli
e¤itim ad›na ne yap›labilir, bunun
sorgulanmas›d›r. Çünkü art›k dünya
globalleflti. Art›k iyinin daha iyisinin arand›¤›
bir dünyaday›z.
Ömer Faruk Ofluo¤lu (ÖFO): Rize'de bir
üniversite kurulmas› için y›llard›r çal›fl›yorduk.
15 ilde aç›lmas› karara ba¤lanan üniversiteler
aras›nda Rize Üniversitesi de var. Altyap›s›
haz›r olan ve kanunu ç›kan Rize
üniversitesi’nin kurulmas› için yo¤un olarak
çal›fl›yoruz. Bu konuda Rizeliler sa¤ duyulu
davranmal›. Rize Ticaret ve Sanayi Odas›
(RTSO) olarak her türlü katk›y› yapmaya
haz›r›z. Baflbakan›m›z Recep Tayyip Erdo¤an,
ilde yeni yap›lm›fl 400 yatakl› devlet hastane
binas›n›n fiziki konumunu göz önüne alarak
Rize'de t›p fakültesi kurulmas› gerekti¤ine
inand›¤›n› söyledi. Ça¤dafl ve tercih edilir bir
üniversite kurmak istiyoruz ki gençlerimiz
Rize'den göç etmesin. Üniversitemizin teknik
altyap›s› ve donan›m› için sivil toplum
örgütlerinin ve ifl adamlar›m›z›n deste¤ine
ihtiyac›m›z var. Kurulacak olan üniversitemiz,
yöremizi sosyal, kültürel, ekonomik ve
toplumsal olarak kalk›nd›racakt›r. Rize
üniversitesi için yap›lacak ba¤›fl ve yard›mlara
vergi avantaj› sa¤land›¤›n› da bir kez daha
hat›rlatmak isterim.
NB: Rizeli AB için ne düflünüyor?
ÖFO: Rize'de bir araya gelip müflterek ifl
yapma kültürü zay›f. fiu ana kadar Rize'de
AB'yle ilgili ifl yap›lm›fl de¤il. Ancak bu konuya
duyarl›l›¤›m›z var. AB Türkiye için büyük bir
f›rsat. Rize olarak bu imkanlardan
faydalanmak isteriz. Üniversitemizin kurulufl
aflamas›nda da AB'den faydalanabiliriz. Bu
konuda bilgili ve yol gösterebilecek herkesten
destek bekliyoruz.
"200 bin ton çay üretiyorsak bunun
30-40 bin tonu organik çay olmal›"
NB: Rize'nin en önemli firmalar›ndan
birinin orta¤› olman›n yan› s›ra RTSO
Baflkan›s›n›z. Bir ifladam› ve yönetici
gözüyle size Rize'nin en büyük
ekonomik kayna¤› olan çay›n gelece¤i
hakk›nda görüflleriniz almak isterim.
ÖFO: AB ile müzakerelerini yürüttü¤ümüz
ortak tar›m politikas› konusunda RTSO'nda
çayla ilgili bir çal›flma grubu oluflturuldu. AB
ülkeleri aras›nda çay üreten tek ülke Türkiye.
E¤er AB'nin tar›msal yönlendirme garanti
fonundan gerekti¤i gibi faydalanabilirsek
Türkiye'de çay sektörü büyük ad›mlar
atacakt›r. Üretti¤imiz çay›n kalitesini
yükseltirsek çay›m›z tüm bölgelerde tüketilir
ve Türkiye'nin çay› bize bile yetmez. Dünya
genelinde, içinde tek katk› maddesi olmayan
çay bizim çay›m›z. 200 bin ton çay üretiyorsak
bunun 30-40 bin tonu organik çay olmal›.
NB: Rize'de üretilen tüm çaylar zaten
sat›l›yor ve asl›nda iç tüketimine ancak
yetiyor. Malum Rize'de ekilecek alan
sorunumuz var. Daha fazla
üretilemeyecek bir sektörde, ihracata
yönelik organik tar›ma geçmek, iç
ihtiyac› ithalata sevk etmeyecek mi?
ÖFO: Daha önceki y›llarda kalitesiz çay
üretmekten dolay› üretim fazlam›z oldu. Özel
sektör çay üretmeye bafllad›ktan sonra
Çaykur ürün kalitesine dikkat etmeye bafllad›
ve art›k elinde stok kalmad›¤› gibi, Çaykur
kâr da ediyor. Cay üretimine özen gösterilir
ve kaçak çay engellenirse Türkiye'de çay art›
yat›r›mlara gidebilir, ürününü flekillendirebilir.
NB: Çay sektöründeki art› ve eksiler...
ÖFO: Bugün çay sektörünün en büyük s›k›nt›s›
özel sektörün sermaye birikiminin olmamas›.
Sektör flu anda s›k›nt›s›n› çözmeye çal›flt›¤›
için ileriye do¤ru yat›r›m yapam›yor. ARGE'sini yapam›yor. Ancak zaman içinde
afl›laca¤›n› tahmin ediyorum. Çay›n gelece¤i
çok parlak. Art›k destek üreticiye veriliyor.
Çayda iktidar› bu koflullar sa¤lad›. Çay›n
ithalat› için Rize gümrü¤ü çay ihtisas gümrü¤ü
olarak belirlenmeli. Çay›n kontrolü Rize'de
yap›lmal›.
NB: Rize'nin gelece¤ini nas›l
görüyorsunuz?
ÖFO: Rize ekonomisinin %90'›n› çay
oluflturuyor. Bunun d›fl›nda az da olsa tar›m
var. Sanayi konusunda pek etkin de¤iliz
çünkü yeterince alan›m›z yok. Rize'de arsalar
s›n›rl› oldu¤u için çok pahal›. Tüm bunlar
d›fl›nda do¤ay› korumam›z, çevreye karfl›
duyarl› davranmam›z gerekiyor. Yaz›k ki Rize
göç veren illerimizden birisi. Bunu engellemek
ve il dinami¤inin korumas› için yat›r›mlar
yap›yoruz. Örne¤in flu anki plana göre y›l
sonunda sahil yolumuz bitmifl olacak. Ayr›ca
Rize, hidroelektrik santrali proje aflamas›na
ulaflt›. Gelece¤e güvenle bak›yoruz.
26
Türkiye ve AB
Anadolu Sohbetleri
TÜRK‹YE TAM ÜYEL‹⁄‹N‹ MÜZAKERE ED‹YOR
Kaya Türkmen *
Türkiye'nin Avrupa Birli¤i (AB) üyesi olma
hedefi yeni de¤il. Unutmayal›m ki, o zamanki
ad›yla Ortak Pazar veya Avrupa Ekonomik
Toplulu¤u ile ortak olmak için ilk baflvuruyu
1959 y›l›nda yapt›k. 1963 y›l›nda AET ile
nihai hedefi tam üyelik olan bir ortakl›k
anlaflmas›n›, Ankara Anlaflmas›'n› imzalad›k.
Zaman çok yavafl ilerledi. Herfley çok uzun
sürdü. O kadar ki, bugün birço¤umuz "bunlar
bizi almazlar" diyoruz. Ama biz de yeteri
kadar çaba harcamad›k. Gün geldi Türkiye'yi
yöneten iktidar, AB üyesi olman›n bizi
sömürge haline getirece¤ini iddia etti, "onlar
ortak, biz pazar" dedi. Gün geldi demokrasiye
ara verdik ve bu kez AB bizimle iliflkilerini
rafa kald›rd›. Yunanistan'›n 1982 y›l›nda tam
üye olmas› süreci iyice frenledi. K›br›s
sorunumuzun iliflkimize olumsuz etkileri oldu.
Hem kat›lmak istedik hem kuflku duyduk
AB'den. AB yolunda yapt›¤›m›z her reformu
"taviz" diye nitelendirenlerimiz oldu. Oysa,
AB hedefine yönelik olarak yapt›¤›m›z herfley
Türkiye'nin yarar›na, modern, ça¤dafl bir ülke
olma hedefine hizmet etti. "AB bizi bölmek,
parçalamak istiyor" dedik. "Sevr'de
yapamad›klar›n› flimdi yap›yorlar" dedik. Oysa
AB üyesi olmak hiçbir ülkeyi parçalamad›,
bölmedi. AB üyesi olmak ülkelerin refah›n›
art›rd›. ‹nsanlar›n› mutlu etti.
Ben de bütün kalbimle inan›yorum ki, AB
üyesi bir Türkiye'de, demokratik ve fleffaf
devlet anlay›fl› yayg›nlaflacak, sivil toplum
güçlenecek, yerel yönetimler etkinlik
kazanacak. AB üyesi bir Türkiye'de, y›llar›n
biriktirdi¤i altyap› eksiklikleri giderilecek,
çevrenin, do¤al kaynaklar›n korunmas›
yolunda daha etkin bir mücadele
sürdürülebilecek. AB üyesi bir Türkiye'de
e¤itim standartlar› yükselecek, tüketici haklar›
korunacak, gençlerimiz, kad›nlar›m›z,
isçilerimiz, çiftçilerimiz, giriflimcilerimiz daha
ça¤dafl koflullara kavuflacak. AB üyesi bir
Türkiye bölgesinde ve dünyada bar›fl ve
istikrara daha fazla katk›da bulunacak,
kültürler çat›flmas›na dayal› siyaset
kuramlar›n› bofla ç›karacak. AB üyesi bir
Türkiye, hepimizin özledi¤i daha güzel bir
Türkiye olacak. Çünkü hep böyle oldu.
AB ile 40 y›ldan fazla devam eden iniflli ç›k›fll›
iliflkimizde bugün yepyeni bir aflamaya girdik.
Türkiye - AB kat›l›m müzakereleri, 3 Ekim
2005 tarihinde Lüksemburg'da
gerçeklefltirilen "Hükümetleraras› Konferans
Toplant›s›"nda al›nan kararla resmen bafllad›.
Müzakerelerin ilk aflamas›n› tarama süreci
oluflturuyor. Tarama sürecinde AB
müktesebat›, yani AB'nin kuruldu¤undan bu
yana benimsedi¤i bütün kurallar ve
uygulamalarla Türkiye'nin mevzuat›
karfl›laflt›r›l›yor ve uyum sa¤lamak için
atmam›z gerekli ad›mlar tespit ediliyor.
Tarama, AB müktesebat› konulara göre
bölünerek oluflturulmufl 35 fas›lda ve her
bir fas›lda "tan›t›c›" ve "ayr›nt›l›" olmak üzere
iki bölümde gerçeklefltiriliyor. Tan›t›c›
bölümde, AB Komisyonu, Türkiye'ye, AB
müktesebat›n› ve bunu uygulayabilmemizi
sa¤layacak idari yap›lanmay› anlat›yor.
Ayr›nt›l› taramada ise, biz, ilgili fas›ldaki
ulusal mevzuat›m›z›, politika ve
uygulamalar›m›z›n AB müktesebat›yla uyuflan
ve farkl›l›k gösteren yönlerini ortaya
koyuyoruz.
‹lgili fasl›n taramas› sona erince, Komisyon,
tarama-sonu raporunu haz›rl›yor. Raporun
ilk bölümü, bizim verdi¤imiz bilgilerin özetini,
ikinci bölümü ise Komisyonun
de¤erlendirmesini ve AB Konseyi'ne
tavsiyesini içeriyor. Komisyon, raporun birinci
bölümünü taslak halindeyken bizimle
paylafl›yor. Biz de bu bölümü inceledikten
sonra, Komisyon'dan, varsa, maddi hatalar›n›
düzeltmesini istiyoruz.
Buraya kadar muhatab›m›z Komisyon...
Bundan sonra ise üye ülkelerin oluflturdu¤u
Konsey... Konsey, Komisyonun tarama-sonu
raporunda yer alan önerileri aynen veya
de¤ifliklik yaparak karara ba¤l›yor. Konseyde
oybirli¤iyle karar al›n›yor. Yani her üye ülkenin
veto hakk› var. Komisyon raporunda ilgili
fas›lda esas müzakereye bafllan›lmas› için
bizden beklenen hususlar varsa, onlar
belirtiliyor. Di¤er bir ifadeyle, AB, bize "flu
flu sorunlar›n› da çöz, ondan sonra gel
konuflmaya bafllayal›m" diyor. Bunlara "aç›l›fl
kriteri" deniyor.
AB Dönem Baflkanl›¤›n› yürütmekte olan
ülke (bugün Avusturya, 1 Temmuz'dan sonra
Finlandiya), aç›l›fl kriteri kararlaflt›r›lmam›flsa,
Türkiye'yi o fas›lla ilgili "Müzakere Pozisyon
Belgesi"ni sunmaya davet eden bir mektup
gönderiyor. Aç›l›fl kriteri kararlaflt›r›lm›flsa da
bunu bize bildiriyor.
Biz bu mektuba cevaben Müzakere Pozisyon
Belgemizi, Konsey'e iletiyoruz. AB de bizim
bu belgemize göre, kendi Ortak Tutum
Ka¤›d›n› haz›rl›yor. AB üyesi ülkeleri Türkiye
ile bir araya getirecek Hükümetleraras›
Konferans için tarih tespit edilip, Türkiye'ye
bildiriliyor. Bu toplant›da, bizim Müzakere
Pozisyon Belgemiz ile AB'nin Ortak Tutum
Ka¤›d›, de¤ifl tokufl ediliyor ve o fas›lda esas
müzakere resmen bafllam›fl oluyor.
Müzakerelerin neresindeyiz?
Müzakerelerin birinci aflamas›n› oluflturan
tarama sürecinde ilk toplant›, 20 Ekim 2005
tarihinde "Bilim ve Araflt›rma" fasl›nda yap›ld›.
Bugüne kadar 14 fas›lda tarama toplant›lar›
tamamland›, ayr›ca 4 fasl›n tan›t›c› taramas›
yap›ld›.
Türkiye, taramas› tamamlanan "Bilim ve
Araflt›rma" ile "E¤itim ve Kültür" fas›llar›nda
müzakerelere geçifl aflamas›nda bulunuyor.
"Bilim ve Araflt›rma" fasl›nda ülkemiz, Dönem
Baflkan› taraf›ndan gönderilen 23 fiubat
2006 tarihli bir mektupla, "Müzakere
Pozisyon Belgesi"ni sunmaya davet edildi.
Biz de Müzakere Pozisyon Belgemizi, 22
Mart 2006 tarihinde Konsey'e ilettik.
Bu ilk fas›lda fazla bir müktesebat yok.
Dolay›s›yla müzakere edilecek fazla birfley
de yok. Bu nedenle, bu fasl›, 12-13 Haziran
2006 tarihlerinde düzenlenecek AB D›fliflleri
Bakanlar› Konseyi toplant›s›yla ayn› gün
biraraya gelecek Türkiye-AB toplant›s›nda
kapatmay› hedefliyoruz.
Önümüzde yine uzun bir süreç var. Türkiye
büyük bir ülke. AB üyesi ülkelere k›yasla hâlâ
yoksul say›lacak bir ülke. Nüfusumuz, AB'ye
kat›lan son 10 ülkenin toplam nüfusuna eflit.
‹nsanlar›m›z›n üçte biri tar›mda çal›fl›yor. AB
ülkelerinde bu oran ortalama olarak %3 ile
5 aras›nda. AB ülkelerinde, insanlar›n
mutlulu¤u için konulmufl olan kurallara iman
edercesine sayg› gösteriliyor. Biz k›rm›z› ›fl›kta
geçmeyi marifet say›yoruz. Bu örnekleri
ço¤altmak mümkün. Ama Türk insan›n›n
iyiye, güzele özlemi, Büyük Atatürk'ün
gösterdi¤i ça¤dafl uygarl›¤a eriflme hedefini
içsellefltirmifl olmas› bu süreçte en büyük
gücümüz.
(*) Elçi, D›fliflleri Bakanl›¤› Kat›l›m Süreci Genel Müdür
Yard›mc›s›
KISA HABERLER...
9. Reform Paketi
D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül 12
Nisan’da 9. Reform Paketi’ni
aç›klad›. Bakan Gül, siyasi reform
paketiyle daha fleffaf, daha
demokratik ve daha özgür bir
Türkiye ve tüm vatandafllar›n
geliflmifl demokrasilerdeki gibi
özgürlüklerden genifl flekilde
faydalanmas›n› sa¤lamay›
amaçlad›klar›n› ifade etti.
9. reform paketinin içeri¤i için
www.ikv.org.tr
Fiili Müzakerelere Yeflil Ifl›k
AB, bilim ve araflt›rma fas›llar›n›n
ard›ndan e¤itim ve kültür fas›llar›nda
da müzakerelerin bafllamas›na
yeflil ›fl›k yakt›.
Bilim ve araflt›rma bafll›¤›n›n ard›ndan TürkiyeAB müzakere sürecinde tarama toplant›lar›
ve AB Komisyonu'nun de¤erlendirme raporu
tamamlanan e¤itim ve kültür bafll›¤›nda fiili
müzakerelere yeflil ›fl›k yak›ld›. Raporda
Türkiye ve H›rvatistan ile E¤itim ve Kültür
fasl›nda hem tan›t›c› hem de ayr›nt›l› tarama
sürecinin baflar›yla sonuçland›¤›n›n alt›
çizilirken herhangi bir referans kriterine
(benchmarks) raporda yer verilmedi.
Dönem Baflkan› Avusturya'n›n AB Daimi
Temsilcili¤i Sözcüsü Nikola Johannes Donig,
Daimi Temsilciler Komitesi'nin (COREPER),
e¤itim ve kültür bafll›¤›nda müzakerelerle
ilgili tutum belgesini sunmas› konusunda
Türkiye'ye davet mektubu gönderilmesini
onaylad›¤›n› söyledi.
COREPER'de baz› ülkelerin davet mektubunda
siyasi kriterlere de at›f yap›lmas› istedi¤ini
anlatan Donig, "Di¤er ülkeler de bunu
istemedi. Tart›flmalar sonunda uzlaflma
sa¤land›. Davet mektubunda siyasi kriterler
yer almayacak" dedi.
Sözcü Donig, baz› AB ülkelerinin siyasi
kriterlere atf›n Türkiye'ye gönderilmeyecek,
tek tarafl› olarak bir AB belgesinde yer
almas›n› istedi¤inin hat›rlat›lmas› üzerine de
bunun söz konusu olmad›¤›n› söyledi. Davet
mektubunun AB Daimi Temsilcili¤i kanal›yla
Türk taraf›na bu akflam ulaflt›r›laca¤›n›
kaydeden Donig, söz konusu bafll›kta fiili
müzakerelerin Avusturya'n›n dönem
baflkanl›¤› s›ras›nda bafllat›l›p
bafllat›lamayaca¤›n›, "Türkiye'nin tutum
belgesinin ve AB Komisyonu'nun ortak tutum
belgesi önerisinin haz›rlanmas›n›n ne kadar
süre alaca¤›n›n" belirleyece¤ini vurgulad›.
Donig, AB Komisyonu'nun bilim ve araflt›rma
bafll›¤›nda ortak tutum belgesi için
çal›flmalar›n› sürdürdü¤ünü ve ayn› çal›flmay›
e¤itim ve kültür bafll›¤› için de yapaca¤›n›
ifade etti.
Rehn: Fiili müzakereler ilkbaharda
Avusturya'n›n Der Standard gazetesine
konuflan AB'nin genifllemeden sorumlu
komiseri Olli Rehn, flu anda AB müktesebat›
ve Türkiye'deki yasal uygulamalar konusunda
tarama sürecinin devam etti¤ini an›msatarak,
"sonuçlar›n› kontrol etti¤imiz tarama sürecinin
birkaç hafta içinde bitece¤ini umuyorum"
dedi.
Tarama süreci sonuçlar›n› birkaç hafta sonra
AB Konseyi'ne sunaca¤›n› belirten Rehn,
"Türkiye ile fiili müzakerelere Avusturya'n›n
dönem baflkanl›¤›nda bafllanmamas› için
neden göremedi¤ini" kaydetti.
Rehn, bir soru üzerine, Türkiye ile
müzakerelere bilim, araflt›rma, kültür ve
e¤itim konular›nda bafllanabilece¤ini söyledi.
27
Türkiye ve AB
Haziran Zirvesi ve Türkiye
Economist: Türkiye'yi kaybetmeyin
AB Liderleri, birli¤in gelece¤ini ve s›n›rlar›n›
belirleyecek olan özümseme kapasitesi
konusunu, Haziran 2006'da yap›lacak olan
zirvede ele alacak. AB Dönem Baflkan›
Avusturya, Türkiye'yi yak›ndan ilgilendirecek
olan, AB'nin yeni bir ülkeyi "özümseme
kapasitesi" konusunda kapsaml› bir rapor
sunmakla görevlendirdi. Zirvede ayr›ca AB
Anayasas›'n›n halen hayata geçirilememesi ve
2007-2013 bütçesinin AB taraf›ndan
onaylanmas› görüflülecek.
‹ngiliz The Economist dergisi,
"Türkiye'yi, liberal, Bat›'ya dönük,
iflleyen bir müslüman demokrasinin
bafll›ca örne¤i olarak kaybetme
riski çok büyük.
Avrupa liderleri Türkiye'yi
do¤ru istikamete döndürmek için
ellerinden gelen her fley yapmal›"
yorumunu yapt›.
Sonbahar›n Bombas›
Türkiye-AB iliflkilerini sonbahar aylar›nda "2
bomba" bekliyor. AB gözlemcileri, siyasi kriterler
ve yarg›ya yönelik reformlar konusunda
Türkiye'nin h›z kesmesi ve K›br›s Rum band›ral›
gemilere limanlar›n› açmamas›n›n, sonbaharda
"kriz yaratabilece¤i" endiflesi tafl›yor.
Ayr›ca Fransa'n›n bafl›n› çekti¤i bir grup ülke,
tarama süreci tamamlanan e¤itim ve kültür
konusunda müzakerelerin bafllamas› için "siyasi
kriterler" flart›n›n getirilmesini istiyor. AB
yetkilileri, daha önce, e¤itim ve kültür bafll›¤›nda
siyasi kriterlere at›fta bulunmuyorlard›.
AB ile birkaç hafta içinde fiili müzakerelere
bafllamaya haz›rlanan Türkiye, AB'nin
müzakerelerin e¤itim ve kültür fasl›na siyasi
kriterler koyma giriflimlerine karfl› ç›k›yor.
Babacan: ''Vitrine oynam›yoruz ifl
yap›yoruz''
Devlet Bakan› Baflmüzakereci Ali Babacan, 5
May›s'ta Brüksel'de ilk kez bir tarama
toplant›s›na kat›ld›. Yapt›¤› bas›n toplant›s›nda
Türkiye-AB kat›l›m sürecinin baflar›yla sürdü¤ünü
ve 17 fas›lda ayr›nt›l›, 18 fas›lda da tan›t›c›
taraman›n tamamland›¤›n› kaydetti.
Babacan, ''Aç›lan fas›llar›n sahibi kimse Avrupa
ile o birim muhatap oluyor. Di¤er aday
ülkelerden farkl› bir flekilde Türkiye'nin bu
tutumu almas› müzakere süreci sonras› iflimizi
kolaylaflt›racak'' dedi.
Son zamanlarda hükümetin AB politikas›nda
yavafllad›¤› elefltirilerine cevap verircesine
Babacan, ''D›fliflleri Bakan› Gül baflkanl›¤›nda
17 fasl›n uyumu konusunda bir eylem plan›
start› yap›lacak. K›sa, orta ve uzun vadede
hangi kurumun neler yapmas› gerekti¤ine dair
bir yol haritas› oluflturulacak. Tar›m çerçeve
yasas› ve çevreyle ilgili temel bir yasa TBMM'den
geçti. Siyasi reformlarla ilgili befl madde flu an
görüflülüyor. Befl uluslararas› sözleflme
gündemde. Befl yasal düzenleme yolda. Tüm
bunlar TBMM tatile girmeden önce geçirilecek.
Hem ekonomik hem siyasi reformlar alan›nda
süreç gayet iyi iflliyor. Birinci fas›lla ilgili pozisyon
belgesini AB'ye ulaflt›rd›k. fiimdi 25 ülkenin
mutab›k kald›¤› pozisyon belgesini bekliyoruz."
Dedi
‹kinci fas›lla ilgili olarak AB'den davet mektubu
ald›klar›n› belirten Babacan, "Bu fasl›n pozisyon
belgesini oluflturaca¤›z. Bu belgelerde STK'lar›n
görüfllerine yer veriyoruz. Bu, toplumun tüm
kesimlerine süreci sahiplendirme ad›na çok
önemli bir ad›m. (...) Kamu al›mlar› fasl›ndan
itibaren daha yo¤un olan fas›llara geçiyoruz.
Bu aç›l›fl ve kapan›fl kriterleri 'benchmarklar'
sürecin do¤al unsurudur ki uygulama Türkiye
ve H›rvatistan üyeli¤i sürecinde bafllad›. Bu
kriterler daha önceki adaylara uygulanm›yordu.
Türkiye'de stratejik olarak baz› konularda
eksiklikler var. Örne¤in tar›m konusunda bir
strateji gelifltirdik. Simdi çevre fasl›yla ilgili strateji
oluflturmaya çal›fl›yoruz. (...) Kamu al›mlar›
fasl›n›n aç›lmamas› siyasi de¤il teknik
sebeplerdendir. Biz AB'yi memnun etme peflinde
de¤iliz. Bu süreç bizim kendi meselemizdir.
Türkiye için yapaca¤›m›z iflleri ne zaman iflimize
gelirse o zaman yapar›z. Uyumun ekonomik
ve sosyal maliyeti varsa bunu zamana yaymak
zorunludur. Vitrine oynam›yoruz ifl yap›yoruz.
E¤er gerek varsa faydal› olacaksa Brüksel'e
daha s›k geliriz. Bir ifl yap›yorsak mutlaka sebebi
vard›r. Siz sonuca bak›n. Komisyondan takdir
al›yoruz. fiimdi uygulamada netice alaca¤›z.''
dedi
ABHaber ve ajanslar
Dergi baflyaz›s›nda AB'nin Türkiye konusunda
kayg›lanmaya ve Türkiye'nin Avrupa umutlar›n›
canland›rma yollar›n› aramaya bafllamas›n›
istedi.
Geçen y›l her fleyin Türkiye için çok iyi gitti¤ini,
AB üyeli¤i perspektifinin bir yat›r›m patlamas›na
yol açt›¤›n›, kökleri ‹slam'da olan bir partinin
Müslüman dindarl›¤›n›n demokrasi ile
ba¤daflabilece¤ini gösterdi¤ini ancak art›k
Türkiye'nin Avrupa'ya yönelifline iliflkin
heyecan›n bir ölçüde yok oldu¤unu yazd›.
‹liflkilerin raydan ç›kmas›ndan
korkuluyor...
Türkiye ile AB aras›ndaki iliflkilerin raydan
ç›kmas›ndan korkuldu¤unu, olas› en büyük
engelin K›br›s oldu¤unun düflünüldü¤ünü
kaydeden dergi, flöyle devam etti:
"Yönetimdeki AKP art›k ›l›ml› ‹slam için o kadar
iyi bir reklam de¤il. Yolsuzluklara göz yumarak
ve dostlar› en üst düzey görevlere getirerek
iktidar› bir klikte yo¤unlaflt›rmak istedi¤i
kuflkular›n› alevlendirdi. AKP'nin daha aç›k
‹slami bir d›fl politikaya dönük yeni yönü de
kayg› verici."
Pozitif enerji henüz tam tükenmedi...
The Economist, geçen y›l Türkiye konusunda
görülen iyimserli¤in ortadan kalkm›fl olsa da
Türkiye'nin AB umutlar›n›n yaratt›¤› pozitif
enerjinin henüz tam tükenmedi¤ini belirterek
"Bu umutlar, e¤er Türkiye'nin Avrupal› bir
gelece¤i olmas› yolunda herkes sorumlu bir
biçimde hareket ederse hâlâ gerçekleflebilir"
diye yazd›.
Soldan sa¤a: Genifllemeden Sorumlu Komiser Olli Rehn, D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Avusturya D›fliflleri Bakan› Ursula Plassnik
Dergi, AKP'nin önünde iki seçenek
bulundu¤unu, bunlardan ancak birinin
seçilebilece¤ini belirterek seçenekleri, "‹slam
ile daha aç›k bir biçimde flört etmek" ve "Avrupa
kart›n› daha güçlü oynamak" olarak s›ralad›.
‹kinci seçene¤in iflleyebilmesi için AB liderlerinin
Türkiye'yi siyasi riskleri ald›¤›nda ödüllendirmeye
haz›r olmalar› gerekti¤ini belirtti ve bu
çerçevede K›br›s sorununa dikkat çekti. Annan
Plan›'n› reddeden Rumlar›n AB üyeli¤inin
meyvelerinden yararlan›rken "evet" diyen K›br›sl›
Türklerin izole olmay› sürdürdüklerine iflaret
ederek, "AB hükümetleri, Türkiye'nin Rum
gemi ve uçaklar›na yönelik yasa¤›na son
vermesi ›srarlar›n›n yan› s›ra Türkler'e güven
verme ve K›br›sl› Türkleri izolasyondan ç›kartma
yollar›n› da aramal›" yorumunu yapt›.
The Economist, Türkiye'nin AB yolunda
baflar›s›z olmas›ndan AB'de birçok kiflinin
sevinece¤i korkusunun, Türkleri baflka yönlere
bakmaya cesaretlendirdi¤ini belirterek "liberal,
Bat›'ya dönük, iflleyen bir Müslüman demokrasi
olarak Türkiye'yi kaybetme riski çok büyük.
Avrupa'n›n liderleri, Türkiye'yi do¤ru istikamete
döndürmek için ellerinden geleni yapmal›"
yorumunu yapt›.
ANKA
Bulgaristan'›n üyeli¤i ertelenebilir
16 May›s'ta Bulgaristan ve Romanya'ya iliflkin
ilerleme raporlar›n› aç›klayan AB Komisyonu,
Bulgaristan'›n üyeli¤inin rüflvet, yolsuzluk ve
organize suç örgütleriyle mücadele
konusundaki eksiklerden dolay› bir y›l, yani
2008'e ertelenmesini öneriyor.
Nihai karar AB üyesi ülkelerin devlet ve
hükümet baflkanlar›na ait. Olas› erteleme
karar›n›n, H›rvatistan ve Türkiye gibi di¤er
aday ülkeler aç›s›ndan da bir gözda¤› niteli¤i
tafl›yaca¤› da iddialar aras›nda.
Fotograf http://www.eu2006.at
28
Editör’den
Anadolu Sohbetleri
Rize'de ilk ortak proje: Üniversite
Karadenizliler ‹stanbul, Ankara
gibi büyük bat›l› kentlerimize ilk
göç etmeye bafllad›klar›nda belli
ifl kollar›nda çal›fl›rlard›. Ve bu
kentlerde biz onlar› birbirlerine
çok ba¤l› bilirdik. Gazetemiz için
Rize ve yöresinde yapt›¤›m›z
görüflmeler iflin asl›n›n pek de
öyle olmad›¤›n› gösterdi. Me¤er
ki Karadenizliler son derece
bireysellermifl. Bunu söyleyen
kendileri oldu.
Rize, pek çok Anadolu kentine göre
oldukça geliflmifl olmas›na ra¤men,
geliflmenin bir boyutu olan sivil toplum
örgütleri aç›s›ndan pek fakir. Rize Valisi
Enver Saliho¤lu'nun röportaj›ndan da
okuyabilece¤iniz gibi, hay›rsever Rizeliler
pek çok, ancak hepsi bireysel yard›mlar›
tercih ediyorlar. Birleflip de istihdam
sa¤lay›c› ekonomik bir giriflimde
bulunmuyorlar. Belki biraz da bu yüzden
Rize, Avrupa Birli¤i'nin y›llard›r açmakta
oldu¤u hibe ve kredi yard›mlar› için
STK’lar›, yerel yönetimleri ve
giriflimcileriyle proje üretmeye pek
yanaflmam›fl. Zaten içinde birlik
oldu¤undan m›d›r bilinmez ama AB'ye
pek temkinli yaklafl›yor ve pek de
inanm›yorlar. Bu inanç ve güven
eksikli¤inin tamamen bilgi eksikli¤inden
kaynakland›¤›n› gördük. Müzakere
aflamas›na girdi¤imiz AB hakk›nda Rize
bir an önce bilgiye kavuflmal› ki, aç›lan
f›rsatlardan, turizm ve tar›m baflta olmak
üzere, KOB‹’leri yararlanabilsin.
Rize'nin yine bu süreçte çevre konusunda
da oldukça s›k›nt› yasayaca¤›n› anlamak
için sadece o güzelim k›y› fleridinde
denize girilemedi¤ini ö¤renmek bile
yeterli.
Rize'nin eksileriyle bafllad›k çünkü az
oldu¤undan bunlar› saymak kolay.
Art›lar›n› anlatmaksa çok uzun sürer.
Rizelinin genelde tuzu kuru gibi
görünüyor. Ancak hepsinin içini yakan
bir ortak dertleri var: Gençleri kentte
tutamamak. ‹flte ilk kez bu ortak dert
onlar› bir amaç etraf›nda birlefltirmifl.
Tüm Rize, üniversite için seferber olmufl.
Geçen y›l en fazla ihracat yapan firmalar
aras›nda 3. s›rada bulunan Kabiller
fiirketinin ortaklar›ndan eski milletvekili
Ahmet Kabil'le yapt›¤›m›z söyleflide, Rize
Üniversitesi’nin akademik aç›dan güçlü
olmas› için neler önerdi¤ini
okuyabilirsiniz.
Burada Atatürk'ün 17 Eylül 1924'te
Hamidiye kruvazörüyle Rize'ye geliflini
anlatan kitaptan bir bölüm aktarman›n
tam yeri san›r›m.
"...Vali, kumandanlar ve halk motorlar
ve kay›klarla karfl›lamaya ç›kt›lar. Büyük
ve coflkun halk tabakalar› karfl›lama için
her türlü haz›rl›klar› yapm›fllard›. Silah
sesleri ve coflkun alk›fllarla büyük misafir
selamland›. Gazi Pafla Hazretleri,
memleket ve millet için nelerin tehlikeli
olaca¤›n› ihtar ederek bu heyete özet
olarak afla¤›daki sözleri söylemifltir.
"Mektep istemiyorsunuz, halbuki millet
onu istiyor, b›rak›n›z art›k bu zavall›
millet, bu evlad› memleket yetiflsin,
medreseler aç›lmayacakt›r, millete
mektep laz›md›r." Gazinin bu aç›klamalar›
"Bravo" sesleri ile alk›fllanm›flt›r.„
Biz de Rize'nin y›llard›r ›srarla sürdürdü¤ü
Üniversite çabalar›n›n nihayet
gerçekleflmekte oldu¤unu görerek büyük
gurur duyduk. Bravo.
Bu ortak ülkünün baflar›yla
tamamlanmas›ndan sonra eminiz baflka
konularda da Rize, bireysel davranmay›
b›rak›p, birleflme yolunu seçecektir.
Sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantaj› aç›s›ndan Rize'nin gelece¤i tart›fl›l›yor
Garanti Anadolu
Sohbetleri'nin
32. toplant›s› Rize'de...
Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 26 May›s
2006 Cuma günü Rize'de Dedeman Otel'de
gerçeklefltirilen toplant›s›nda, sürdürülebilir
büyüme ve rekabet avantaj› aç›s›ndan Rize'nin
gelece¤i tart›fl›l›yor.
Dünya Gazetesi Genel Yönetmeni Osman
Saffet Arolat'›n yönetimindeki toplant›n›n ilk
bölümünde, dünya ekonomisi ve AB ile
müzakere sürecinde Türkiye ekonomisi ile
sürecin KOB‹'ler için ne ifade etti¤i konusu
tart›fl›l›yor. Toplant›n›n ikinci bölümünde
düzenlenen panelde ise çay-kivi, s›n›r ötesi
iflbirli¤i ve Rize'de ciddi potansiyel tafl›yan
yayla turizmi, sürdürülebilirlik ve rekabet
avantaj› aç›s›ndan masaya yat›r›l›yor, s›n›r
ötesi iflbirli¤inde ticaret odas›n›n rolü
inceleniyor.
Garanti Bankas› Genel Müdür Yard›mc›s›
Nafiz Karadere'nin aç›l›fl konuflmas›yla
bafllayan toplant›n›n ilk bölümünde, Bilgi
Üniversitesi ‹‹BF Ekonomi Bölümü Ö¤retim
Üyesi Prof. Dr. Asaf Savafl Akat ve Avrupa
Birli¤i Genel Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali
Konular Dairesi AB Uzman› Bülent Özcan,
birikimlerini paylafl›yor.
‹kinci bölümde düzenlenen panele, Rize
Belediye Baflkan› Halil Bak›rc›, Rize Ticaret
ve Sanayi Odas› Yönetim Kurulu Baflkan›
Ömer Faruk Ofluo¤lu, Çaykur Yönetim Kurulu
Baflkan› Ekrem Yüce, Karadeniz Teknik
Üniversitesi ‹‹BF Maliye Bölümü Baflkan› Prof.
Dr. Ahmet Ulusoy, Avrupa Birli¤i Genel
Sekreterli¤i Ekonomik ve Mali Konular Dairesi
Baflkan› Dr. ‹nci Ataç Rösch ve Yazar Sevan
Niflanyan kat›l›yor.
GARANT‹ ANADOLU SOHBETLER‹ GAZETES‹
Türkiye Garanti Bankas› A. fi. ad›na sahibi Ergun Özen
Genel Yay›n Yönetmeni : Nurdan Bernard Türkmen Yay›n Kurulu : Nurdan Bernard Türkmen, Naciye Günal, Nafiz Karadere, Sibel Asna Yay›n Koordinatorü : Naciye Günal
Yay›n Ekibi : Gözde Günal, Fatih Özkoyuncu, Melisa Roman, Evin Kayran
Tasar›m : Zeynep Karafak›o¤lu Grafik uygulama ve Bask› : Mikado Matbaa (0212 289 27 93) Redaksiyon : A&B ‹letiflim Kaynaklar: www.abinfoturk.net www.deltur.cec.eu www.abgs.gov.tr www.europa.eu
Teflekkürlerimizle: O¤uz Demiralp, Büyükelçi, AB Genel Sekreteri; Kaya Türkmen, Elçi; Dr. ‹nci Ataç Rösch; Bülent Özcan; Rag›p Göker, Beytullah Y›lmaz, Emre Yerlikaya
Türkiye Garanti Bankas› A.fi. Genel Müdürlü¤ü Nispetiye Mahallesi, Aytar Caddesi No: 2 Befliktafl 34340 ‹stanbul, Tel: 0212 318 18 18
Garanti Anadolu Sohbetleri Gazetesi internet sayfas›: http://garanti.com.tr/bankacilik/kobi/pdf/anadolu

Benzer belgeler