Başta ABD, batı Ülkeleri, Japonya ve İsrail`de

Transkript

Başta ABD, batı Ülkeleri, Japonya ve İsrail`de
Fitoterapi Nedir? - ALTERNATİF TIP - Gizli ilimler Sitesi
Başta ABD, batı Ülkeleri, Japonya ve İsrail'de "doğal tedavi"ye dönülmüştür. Almanya'da
eczanelerde satılan ilaçların %80'i ve Türkiye'de ise %1'i bitkiseldir. Oysa ki Almanya'da bitki
örtüsü Türkiye'ye göre çok azdır. Türkiye'de çok bitki yetişmesine rağmen ve de yetişmeyen
türlerinde yetiştirilmesi mümkün olduğu halde yetiştirilmemekte bu konu Türkiye'de bakir
kalmıştır. ABD'de 180 000, İngiltere'de 35 000 ve Almanya'da 30 000 kişi kimyasal ilaçların yan
tesiri nedeniyle her yıl ölmektedir. Bu nedenle oradaki insanlar konuya daha duyarlıdır.
Antibiyotik ilaçlar, bulunduğu günden beri insanlar sürekli zehirlenmektedir. Kimyasal ilaçlar
özelikle de antibiyotikler bağırsak florasını bozar. Bağırsak florasında ortaya çıkan aşırı zararlı
bakteriler ve mantarların ürettiği zehirli gazlar ve zehirli alkolleri elimine etmek için aşırı oranda
B6, B12-Vitamini ve Folikasit harcanır. Buda homocystein oranının yükselmesine neden olur.
Homocysteini B6, B12-Vitaminleri ve Folikasit Metionine çevirerek zararsız hale getirir.
Antibiyotikler mantarların yayılmasına sebep olur, mantarların ürettiği toksik maddeler ise başta
alerjinin her türü, baş ağrısı, migren, depresyon ve deri hastalıkları astım, nefes darlığı vs .
rahatsızlıklara sebep olur. Nasıl mı diyorsunuz?
Homocystein LDL-Kolesterolünü oksitleyerek yapısını bozar. Oksitlenen kolesterol makrofaj
tarafından mikrop olarak algılanır ve onu yok etmeye çalışır. Aşırı oranda LDL-Kolesterolü
yiyerek ölen makrofaj hücrelerde, hücre aralarında, dokularda ve damarların iç yüzeyinde
yağlanmalara sebep olur. Damar, hücre ve doku yağlanmasına sebep olan bu CÜRUF (artık
maddeler, cüruf) hücrelerin beslenmesine engel olur. Bu da beslenemeyen hücreler nedeniyle
kişide sürekli açlık duygusunun ortaya çıkmasına neden olur ve kişi iştahım açıldı diyerek
sürekli yemek yemek zorunda kalır. Bu nedenle bağırsak florası bozulanların tatlı, aşırı hamurlu,
peynir, et ve et mamulleri yememeleri siyah çay, kahve ve kola içmemeleri gerekir.
Bağırsak mantarlarının ürettiği toksik maddelerden zehirli gazlar karında şişkinliğe sebep olur.
Karın şişince akciğeri sıkıştırır. Akciğer kalbi sıkıştırır. Sıkışan kalbe alttan bıçak batıyormuş gibi
ağrı verir. Kardiyolojiye ben gittim günlerce muayene ve test sonucu senin kalp problemin yok
dediler. Peki bu problem nedir diyince bilemiyoruz oldu. Bağırsak mantarlarının ürettiği zehirli
gazların (metan, propan, etan, heksan vb..,) karında şişkinliğe sebep olduğu bununda akciğeri
sıkıştırdığı ve de akciğerinde kalbi sıkıştırır ve böylece kalp problemi ortaya çıkar. Tatlı ve
hamurlu yiyecekler mantarların ana besinidir bu nedenle kola vs tatlı içecekler ve tatlı yiyecekler
mantarları azdırır. Kahve ve Siyah çayda şişkinliğe sebep olur, çünkü çay ve kahvenin
birleşimindeki tanin mukozayı kurutur ve bağırsaklar besinlerdeki vitamin mineral ve enzimleri
değerlendiremez. Ve kişide vitamin mineral ve enzim yetersizliği görülür.
Ne kadar kimyasal ilaç, özelikle de antibiyotik o kadar mantar, ne kadar mantar o kadar toksik
madde ne kadar toksik madde o kadar hastalık demektir. Mantarların ürettiği toksik maddeler
temiz bir ırmağa karışan kanalizasyon gibidir. Kirlenen kan karaciğer ve böbrekler tarafından
sürekli arıtılmaya çalışılır ve zamanla karaciğer ve böbrekler yağlanır görevini tam yapamaz,
diğer organlar ve dokularda toksik maddeler yoğunlaşarak bir çok hastalığa sebep olurlar.
Konuyu iyi anlamak için mantarlar, bağırsak florası, CÜRUF, asidoz, et-peynir masalı, çay,
1/6
Fitoterapi Nedir? - ALTERNATİF TIP - Gizli ilimler Sitesi
kahve, kola yazılarını da okumak şarttır.
Ülkemizi iki büyük Atom bombası tehdit ediyor. Bunlardan biri cahillik (bilinçsizlik) diğeri ise
inançsızlık. her gün televizyonlardan filan Artistten filan Artistten bahsedenler? Neredesin
Türkiye? diye bağıranlar. Önemli meselelerden hiç bahsetmiyorlar, çünkü bunlar reytingsiz
(halkın ilgi duymadığı) konulardır. İnsanlarımız yan tesirine bakmadan her türlü Kimyasal ilacı
alıyorlar ve de aşırı miktarda alkol, sigara vb., maddeler kullanıyorlar. Diğer taraftan da
bilinçsizce çevreyi tahrip ediyorlar.
Günümüzde çevre ve insan hayatını tehdit eden 15.000.000 kimyasal madde vardır ve bunların
bir çoğu ile günlük yaşantımızda farkın varmadan hava (Araba eksozları, Fabrika bacaları
vb...,), içecekler (Alkol, Kola, Çay, Kahve vb....,) ve yiyeceklerle (Konserve, Çikolata, Cips vb...,)
karşılaşıyoruz ve de zararlarını görüyoruz. her gün insanlar, hayvanlar, bitkiler, içme suları,
denizler ve de toprak sürekli zehirleniyor. 1970 yılına kadar bizim köyün ırmağında tonlarca
balık olurdu ve insanlar ırmağa girmeden yastı namazından sonra elleri ile balık yakalardılar.
Son 20 yıldır ise Hamsi büyüklüğünde dahi balık bulmak imkansızlaşmıştır. Nedeni nedir diye
şöyle geriye doğru dönüp bir bakacak olursak.
Son 30 senedir kimyasal gübreler, herpezitler (yabani ot öldürücü ilaçlar) ve bakterizidler (böcek
ve haşere öldürücüsü ) kullanılmaktadır. Dünyanın hemen her ülkesinde satılması ve
kullanılması yasak olan kimyasal maddeler (DDT vb...,) Türkiye'de serbestçe satılmaktadır ve
hatta bazı Aktarlar bu maddeleri şifalı bitkilerle birlikte aynı raflarda satmaktadırlar. Bu zehirli
maddeler toprağa atıldığında topraktaki milyonlarca mikro organizmayı öldürmekte ve bunlarla
beslenen böceklerde besinsizlikten ölmektedir. Sürüngenler, kuşlar, balıklar vb., besisizlikten
yok olmaktadır. Bizim köyde (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) artık Leylek görmek mümkün değildir,
oysa eskiden Karaleylekleri dahi sürüler halinde görürdük. Aslında çevreyi bilinçsizce tahrip
eden insanoğlu kendi geleceğini de tehlikeye atmaktadır.
Bugün Avrupa ülkelerinde kadın ve erkeklerdeki kısırlılık oranı bundan 40 yıl öncesine göre
%50'lere ulaşmıştır. Biranın birleşimindeki şerbetçi otunun kozalakları HUMULON, LUPULON
ve bunların türevlerini içerir ve bu maddeler aynı Östrojen hormonu gibi etki yaparak erkeklerin
zamanla kısırlaşmalarına neden oluğunu 1956'da K. Knörr, H. Lehr, V. Prot ve ekibi ve de
1973'de C. Fenselau, P. Talalayl yaptıkları araştırmalarla belgelemişlerdir (HHB 5.454) Prof. Dr.
R. F. Weiss yaptığı araştırmalarla Biranın Nitrosaminler içerdiği ve bununda KANSERE sebep
olduğunu ispatlamıştır. (LP. 83)
Almanya'da DOKTORLAR tarafından yazılan yanlış ilaçlar nedeniyle yılda 30.000 kişi
ölmektedir ve bu yapılan ilmi araştırmalarla ispatlanmıştır ve de bu konuda yazılmış bir düzine
eser mevcuttur.Çare ilk çevrecidedir, ilk çevreci Muhammed (SAV) ilk defa Mekke, Medine ve
Cidde'de avlanmayı ve ağaç kesilmesini yasaklamış ve çevreyi korumuştur. Fatih Sultan
Muhammed
Han'da ormanlardan ağaç kesilmesini yasaklamıştı. Almanya'da yapılan bir araştırmada bir
ağacın çevreye katkısının 250.000 € olduğu tespit edilmiştir. Bizim gerçek ilim ve devlet
adamlarına ihtiyacımız vardır.
Alternatif Tıp veya Doğal Tedavi, ben burada daha çok üniversite araştırmaları ile etkisi
2/6
Fitoterapi Nedir? - ALTERNATİF TIP - Gizli ilimler Sitesi
ispatlanan bitkilerden bahsedeceğim. Günümüzde başta ABD, Almanya, Japonya ve Fransa
dünyada en çok doğal ilaç üreten ülkelerdir. Almanya'nın bitki örtüsünü Türkiye'nin bitki örtüsü
ile karşılaştırmak bir hayaldir, yani Türkiye'de oldukça çok farklı bitki yetişmektedir. Almanya'da
200'ün üzerinde büyük firma doğal ilaçlar (preparatlar) üretmektedir. Örneğinin 100' den fazla
firma ginseng preparatları üretmektedir, fakat bunlardan sadece üçünün ürettiği ürün gerçekten
etkilidir.
Neden diyecek olursanız, bir kapsülde olması gereken 1000 mg etki maddesi olan ginsenosit
içermesi gerekirken çoğu firma preparatı sadece 1-50mg çoğu firma preparatı sadece 1-50mg
ginsenosit içerir. Tabii ki bu doğal ilacın da etkisi olmaz. Bu sadece ginseng için değil aynı
zamanda bir çok bitki preparatı içinde aynıdır. O halde eczaneden herhangi bir ilaç almadan
önce, bu konunun uzmanlarına danışıp bilgi almak (Türkiye'de bulunmaz) gerekir. Almanya'da
Doktorların büyük bir kısmı ayrıca Doğal Tedavi (Naturheilkunde) eğitimi görmektedirler. Bu
Doktorlarda diğerlerine göre daha çok rağbet görmektedirler.
Kimyasal ilaçlar kimyasal silahlar gibidir, nasıl ki kimyasal silahlar dost düşman ayrımı
yapmadan bütün canlıları yok ederse kimyasal ilaçlarda bağırsak florasındaki (Hastalıklardaki
bağırsak florasına bak) faydalı bakterileri de aynı anda yok eder ve de hücrelere zarar verir.
Doğal ilaçlar ise akıllı füzeler gibi sadece hedefteki mikropları yok eder. Almanya'daki
Doktorların yazdıkları kimyasal ilaçların yan tesirinden dolayı her yıl 30 000 kişi ölmektedir.
Bu konuda yazılmış olan eserler mevcuttur ve de bu nedenle belgelere dayanmaktadır. Mesela
bir Contaganın 15 000 çocuğun spastik özürlü doğmasına neden olduğu bilinmektedir (Tehlikeli
maddelere bak). Birde bitkilerden zehirlenenler oldu mu ona bakalım. Örneğin ısırgan, kimyon,
rezene, anason, nane, oğulotu, çörek vb. bitkilerden zehirlenen var mı? Tabii ki bundan benim
tıbba karşı olduğum anlaşılmamalıdır bana göre modern tıp ve doğal tedavi birbirini
tamamlarlar. Tabii ki bundan da Lokman Hekim ismi ile milleti dolandıran şarlatanları
desteklediğim anlaşılmamalıdır, onları sitede hikayelerim adlı başlıkta bulabilirsiniz. Türkiye de
bunun okulu olmadığından herkes kendini Lokman hekim ilan ediyor ve milleti dolandırıyor.
Geçen pazar bir beni aradı kansere karşı şifalı bitki bulduğunu söyledi ben de Sakarya'ya gittim,
her kanser türüne karşı ayrı bitki bulduğunu söyleyen zatın namaz kılarken oğlu ağabey ayda 3
kişi gelse 4 500 YTL bundan karlı iş yok demez mi? Dünyanın en büyük kanser araştırmaları
Enstitüsü 34 yıllık bir çalışma sonunda taxol'u keşfetti onunda bir çok yan tesiri var. Bizim
Ahmet ağa yatığı yerden ne hikmetse kansere karşı çare buluyor hem de her kanser türüne ayrı
bitki pes doğrusu.
Türk Milleti olarak eskiden doğal tedavide ne kadar ileride isek bugünde o kadar gerideyiz,
bunun nedeni muhtemelen bazı ilaç fabrikalarının sahipleri olanların veya ilaç ithalatı ihracatı ile
uğraşanların aynı zamanda basını da kontrol etmeleridir. Benim doğal ilaçlarla tedavi
edemeyeceğim (Allah'ın izniyle) hastalık yoktur. Örneğin oğlum M. Şamil 3 yaşında
pseudokrup'a (larenjit) yakalandı ve Frankfurt üniversitesi çocuk kliniğinde bu hastalığa virüsler
neden oluyor bakteriler değil bu nedenle antibiyotikler etki yapmaz sadece tuzlu su ile
enhalasyon yapabiliriz dediler. Bende evde tuzda suda yeterince var o halde çocuğu eve götüre
bilirim dedim ve çocuğu doğal bir ilaçla tedavi ettim.
Alman Sağlık Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan bir komisyon olup konunun uzmanı olan ilim
3/6
Fitoterapi Nedir? - ALTERNATİF TIP - Gizli ilimler Sitesi
adamları tarafından oluşur. Bunlar yılda bir kaç defa toplanarak kendilerinin veya diğer ilim
adamlarının yaptıkları çalışmaları değerlendirirler ve bitkiler üzerine monografi bildirileri
yayınlarlar. Peki Türkiye ne zaman Komisyon E sini kuracak.
Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap'tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı
Rönesans ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden
Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef”
tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek,
"Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp"
alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! Bu kitabı yazmak için
12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda
olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000'e yakın reçete
bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum.
Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve
tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve
halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat
zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli,
klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E' ye göre
kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü,
posyon'u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir.
Ekim 1978 Almanya'ya gittim (hamd olsun 29 yıl kaldıktan sonra geri döndüm) ve tedavi olmak
için doktora gitmeye başladım. “Fakat nafile” Bunun üzerine 1980'de şifalı bitkiler üzerine
araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını
göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allah'ın Bahçesin ...adlı
kitabıyla tanıştım. Oradaki bilgilerden bir reçete geliştirdim ve uyguladım ve de çok şükür
fibromiyalji'den (yumuşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete yoktu.
1989'de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb. mutfak eşyasını sadece soğuk suyla
çalkalıyorduk. Tabi ki bakteriler, virüsler ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine
böylece yakalandım.17 senede alerji ile mücadele ettim ve buna karşı Gökçek İksir ve Gökçek
Tonik'i geliştirdim. Hamdolsun şimdi çok iyiyim.
Yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan birçok kitaptan daha
kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimi
1994'de,1996'da,1998'de,2000'de ve nihayet 2002'de olmak üzere sürekli yenileyerek
yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hem de çok geniş
kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedir. Bu eser için binlerce
Almanca kitap okudum ve 10 bine yakın dergi inceledim, 12 yılda 1000 bitkinin 7000 fotoğrafını
çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim ve tabii en önemlisi önce bu
bitki droglarını kendi üzerimde denedim.
Bugün Türkiye de yayınlanan birçok kitap yığınla yanlışlarla dolu ve hatta internette ki Türkçe
metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünya'ya şöyle bir
bakmanın zamanı gelmedi mi? Lütfen birazda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta
ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, İsrail gibi ülkelerde 1000 den
4/6
Fitoterapi Nedir? - ALTERNATİF TIP - Gizli ilimler Sitesi
fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavi denemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve
sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli
muşlu masalsı değildir. Bazı dostlarım, insan 27 yıllık bilgi birikimini yayınlar mı? diyorlar. Evet!
Almanya da eczanelerden aldığım şifalı bitkilerin menşeinin Akdeniz, Balkan, Doğu Avrupa,
Güneydoğu Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin olması ve Türkiye den çok az şifalı bitki
gitmesi beni üzüyordu. Türk Milletinin bu alanda bilgi, ticaret ve güce sahip olabilmesi için geniş
ve derin bilgi vermeye çalıştım. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira kekik deyince akla
hangi kekik geliyor. Türkiye de 52 tür kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece hakiki kekik otu
(Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kullanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir.
Ak kekik (Toros kekiği) en az hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir
araştırma yapılmamıştır. Türkiye de 83 tür adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı
adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kullanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi
harareti düşürür. Alıç'ın Türkiye de 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli
Alıç kalp ve kan dolaşımı rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Kılıç otunun bilinen 400 türü mevcuttur
ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve iç huzursuzluğa karşı
kullanılır. Türkiye de bana dahi bazı aktarlar benim istediğim değil, kendi istedikleri bitkileri
satmaya kalktılar. Bu kitapta adı geçen şifalı bitkileri çevrenizden temin etmeye çalışırsanız.
Büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Burada adı geçen bazı bitkileri biz yurtdışından
getirtiyoruz. İnşallah ileride yurtdışından bitki getirmemize gerek kalmaz, çünkü Türkiye de
hemen hepsi yetişebilir. KOMİSYON'DA BULUNAN İLİM ADAMLARI
1.) Prof. Dr. Med. H.W. Bauer, Münih
2.) Dr. Med. F. E. Brock, Bad Wörishofen
3.) Prof. Dr. med. W. Dorsch, Münih
4.) Prof. Dr.med. G. Faust, Mainz
5.) Prof. Dr. rer. nat. G. Franz, Regensburg
6.) Prof. Dr. med. H. Frotz, Bergisch-Gladbach
7.) Prof. Dr. phil. W. Gaus, Ulm
8.) Priv. Doç. Dr. med. K. Kraft, Bonn
9.) Prof. Dr. rer. nat. U. Undeguist, Greifswald
10.) Prof. Dr. rer. nat A. Nahrstadt, Münster
11.) Prof. Dr. med. D. Loew, Wiesbaden
12.) Prof. Dr. med. I. Roots, Berlin
13.) Prof. Dr. S. Wellek, Mannheim
14.) Prof. Dr. rer. nat. H. Winterhoff, Münster
15.) Dr. rer. nat. W. Widmaier, Stuttgart
16.) Dr. med. M. Wiesenauer, Weinstadt
17.) Dr. med. A. Wiebrecht, Berlin
18.) P.A. Zizmann, Hechingen
Burada benim 15 senedir incelediğim dergiler ve hangi konuları nerde nasıl takip etmişim. Bazı
5/6
Fitoterapi Nedir? - ALTERNATİF TIP - Gizli ilimler Sitesi
okurlar soruyor ki bu bilgiyi nereden aldınız, kaynağı nedir diye. Bu dergiler alternatif tıp ve şifalı
bitkiler üzerine uzman dergilerdir. Ayrıca okuduğum kitaplardan da bahsedeceğim. ileride....... [1]
Kaynaklar
[1] www.bitkiseltedavi.com/category/hastaliklar/page/4/
6/6

Benzer belgeler