Yaşlılıkta Bakıma Muhtaçlık ve Yeni Bir Bakım Kültürü

Transkript

Yaşlılıkta Bakıma Muhtaçlık ve Yeni Bir Bakım Kültürü
Yaül×l×kta Bak×ma Muhtaçl×k ve
Yeni Bir Bak×m Kültürü
Sosyal Bak×m Sigortas×: Demografik Deùiüimlerin Yaratt×ù×
Bir Sorun ve Tart×ümaya Aç×k Bir Konsept
3URI'UúVPDLO7XIDQ
1
2
3
4
úçindekiler
YAùLILIKTA BAKIMA MUHTAÇLIK VE..............................................1
YENø BøR BAKIM KÜLTÜRÜ ...................................................................1
SOSYAL BAKIM SøGORTASI: DEMOGRAFøK DEöøùøMLERøN
YARATTIöI BøR SORUN VE TARTIùMAYA AÇIK BøR KONSEPT .1
øÇøNDEKøLERÖNSÖZ ................................................................................5
ÖNSÖZ ...........................................................................................................7
GøRøù ............................................................................................................12
BAKIMA MUHTAÇLIK PROBLEMø .....................................................14
TANIMLAR .................................................................................................16
BAKIMA VE YARDIMA MUHTAÇ ENGELLø YAùLILAR ................................25
HøZMETLERDEN YARARLANMADA KAYDA DEöER BøR ùEY YOK! ............31
BAKIMA VE YARDIMA MUHTAÇLIK DAHA øYø NASIL TESPøT EDøLEBøLøR? 34
GERONTOLOJø ATLASI øLK BULGULAR ......................................................38
SEBEPLERø .................................................................................................44
TÜRKøYE’DE DEMOGRAFøK YAùLANMA ....................................................44
øLERø YAùLILIK ..........................................................................................47
YAùLI KADINLAR ÇOöALIYOR ..................................................................48
BAKIMA VE YARDIMA MUHTAÇ ENGELLøLER ...........................................51
GEÇMøùøN DEVAMI ....................................................................................57
SEÇENEKLERøMøZ ..................................................................................61
YENø STRATEJøLER.....................................................................................61
BøLøMLERøN BULUùMASI ............................................................................63
ÖNERø: SOSYAL BAKIM SøGORTASI ..................................................65
AMACI .......................................................................................................65
FøNANSMAN ...............................................................................................66
BAKIMA MUHTAÇLIöIN TESPøTø ................................................................67
Sigortal×l×k ûart× ...................................................................................67
Bak×ma Muhtaçl×k Derecesi .................................................................67
Kriterler................................................................................................68
HøZMETLER ................................................................................................70
Evde Profesyonel Bak×m .......................................................................70
Aile Taraf×ndan Evde Bak×m ................................................................70
Parasal ve Aynî Hizmetler ...................................................................70
Dan×ümanl×k Hizmetleri.......................................................................72
Bak×c×lar úçin Ücretsiz Kurslar ............................................................73
Bak×ma Uygun Konut ..........................................................................74
5
Profesyonel Hizmetlerde Modüler Ödeme Sistemi .............................. 74
Sosyal Yard×m Kurumu ....................................................................... 75
BAKIM YASASI GEREKLø! .......................................................................... 76
SOSYAL BAKIM SøGORTASININ TEMEL ÖZELLøKLERø ............. 83
SOSYAL BAKIM YASASI ............................................................................ 85
KARAR VERME HAKKI .............................................................................. 85
EVDE BAKIM ÖNCELøöø ............................................................................. 86
HøZMETLERøN TÜRÜ VE KAPSAMI ............................................................. 86
ÖNLEM VE REHABøLøTASYON ÖNCELøöø .................................................... 87
BøREYSEL SORUMLULUK ........................................................................... 87
BøLGøLENDøRME VE DANIùMANLIK ............................................................ 88
ORTAK SORUMLULUK ............................................................................... 88
YEREL YÖNETøMLERøN GÖREVø ................................................................ 89
BAKIM KURUM VE KURULUùLARININ HAKLARI VE GÖREVLERø ............... 89
BAKIM KASALARININ GÖREVø .................................................................. 90
GELECEK ÜZERøNE ÖNGÖRÜLER ..................................................... 91
GENÇ NÜFUSUN ANLAMI .......................................................................... 92
BAKIMA MUHTAÇ YAùLILAR ÇOöALACAK ............................................... 94
ZøHøNSEL ENGELLø YAùLILARA ÖZEL BAKIM VE YARDIMLAR .................. 96
AøLE ........................................................................................................ 101
SON SÖZ.................................................................................................... 106
ùEKøLLER ................................................................................................ 110
KAYNAKÇA ............................................................................................. 112
KAYNAKÇA ............................................................................................. 112
6
Önsöz
Hastal×klar, kazalar, sakatl×klar geliyorum demiyor,
beklenmedik bir anda ortaya ç×k×yorlar. Böyle durumlara
karü× kendisine kol kanat gerecek alternatiflerin
bulunduùunu bilmesi insan için rahatlat×c×, güzel bir
duygudur. Diùer taraftan yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma
muhtaçl×k, adeta ç×ù×rarak Türkiye’ye geleceùini
bildirmektedir. Demografik deùiüimler, bak×ma muhtaç
yaül× say×s×n×n h×zla artacaù× haberini iletmektedir.
únsanlar×n gelecekle ilgi kayg×lar×n× asgari düzeye
çekebilecek en iyi alternatiflerden biri yeni bir bak×m
kültürünü oluüturmak ve bak×ma muhtaçl×k riskine karü×
en uygun cevap Sosyal Bak×m Sigortas×n×n devreye
sokulmas×d×r.
Devletlerin de gelecekle ilgili kayg×lar× çoùalmaktad×r.
Özellikle toplumsal yaülanma nedeniyle! Bunun çeüitli
gerekçeleri aras×nda bak×ma muhtaç yaül×lar×n çoùalmas×
da var. Bu yüzden gerontolojik konular× ele alan
kitaplarda, gelecekle ilgili öngörülere çok s×k
rastlamaktay×z.
Geleceùi güvence alt×na alma hesaplar× yap×l×rken, birçok
faktörü ve aralar×ndaki karü×l×kl× etkileüimlerden doùacak
sonuçlar× tahmin etmek gerekiyor. Bu yüzden hem
insanlar hem de devletler, geleceùin, bugün yapabilecekleri
üeyleri yapmam×ü olman×n piümanl×ù×n× duyacaklar× bir
dönem haline gelmesi için çaba harcamaktad×rlar. Gelecek
daima tahmin etmeyi gerekli k×lmaktad×r ve tahmin
kavram×n×n özündeki yan×lg× pay×, geleceùi mutlak üekilde
bilmeyi ve planlamay× engellese de, tahminlerimizdeki
yan×lg× pay×n× en aza indirgeyerek, olas× kötü durumlara
karü× zaman×nda al×nacak önlemlerle, uykular×m×z×
kaç×ran kayg×lar× azaltabilir, hatta yok edebiliriz.
7
Yar×n nas×l bir dünya ile karü×laüacaù×m×z belli deùil. Belki
yaüam× ilginç k×lan bu belirsizliktir. Öleceùimizi bildiùimiz
halde yaüama bu kadar s×k× sar×lmam×z×n nedeni bu olsa
gerek. Yaüamay× sevdiùimiz için, onu uzatmaya
çal×ü×yoruz. Hiçbir yaüam süresinin bize yeterince uzun
görünmeyiüinin nedeni, yaüamay× sevdiùimizden ileri
gelmiyor mu?
Tarih boyunca bu özelliùini hep korudu insan, sonsuz
yaüam üzerine düüler kurdu. Düüleri gerçekleümedi, ama
gerçekten dikkate deùer bir yaüam süresine ulaüt×ù×n×
görüyoruz. Yüzy×l önce ortalama k×rk y×lla s×n×rl× olan
yaüam×n×, bugün altm×ü, yetmiü, seksen ve daha yukar×lara
taü×d×.
Ancak her zaman olduùu gibi madalyonun bir de öbür
yüzü var. Yaüam süresi uzad×kça, yaüam×n×n son
safhas×nda bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelme riski
artmaktad×r. Bu risk herkes için ortaya ç×km×üt×r, özellikle
uzun bir yaüam sürdüreceùinden yola ç×kanlar×n bunu
daha fazla dikkate almalar× gerekiyor.
Yaüam standard× yükseldikçe, yaül×l×ù×n ileri safhalar×nda
bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelme olas×l×ù×n×n
artt×ù×n× bilimsel araüt×rmalar da ortaya koyuyor. Her ne
kadar uzun süre saùl×ù×m×z× koruyabiliyor, baükas×n×n
yard×m×na gerek kalmadan yaüam×m×z× sürdürebiliyorsak
da, yaül×lar aras×nda bak×ma ve yard×ma muhtaçlar×n artan
say×s×, yaüam× uzatt×kça baù×ml× olarak geçecek y×llar× da
uzatt×ù×m×z× gösteriyor.
Özellikle T×p ve Farmakolojinin, bu konuda bizden
yard×mlar×n× esirgemeyeceùi kesindir. úlaçlar, tedavi
yöntemleri ve t×bbi cihazlar sayesinde yaüam
uzat×labilirken,
bazen
insan
ummad×ù×,
hatta
hoülanmad×ù× kadar uzun süre hayatta kalabiliyor.
8
Yatalak olarak yaüamaktan, baükalar×na baù×ml× olmaktan,
bebek gibi alt×n×n temizlenmesinden b×kanlar, ac×lar içinde
k×vrananlar, toplumun, yaüama verdiùini iddia ettiùi
deùerden ötürü, ölmek isteyip ölemiyorlar.
Yaüama sevincini yitirmemiü bak×ma ve yard×ma muhtaç
yaül×lar×n çoùalacaù× geleceùe doùru yol al×yoruz.
Yaül×l×kta bak×ma muhtaçl×k, çaù×m×z×n bu nedenden
ötürü en önemli problemlerinden biridir. Öyle bir
problemdir ki bu, devleti, toplumu, bireyi olduùu kadar,
aileyi, çocuklar×, gençleri de ilgilendiriyor. Çünkü bak×ma
muhtaçl×k sadece bireyi etkilemez. Aksine kolektif bir
etkiden söz edebiliriz. Bu kolektifliùin olumsuz yönlerini
azaltmak, varsa eùer olumlu etkilerini çoùaltmak
düüüncesi, iyi bir ç×k×ü noktas× olarak görünüyor.
Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n olumsuz bir üey
olduùunu anlamakta zorlanmasak da, herhalde bunun ne
gibi olumlu yönleri olabilir diye bir soru akla gelebilir. Bu
ise bak×ma muhtaçl×ùa hangi perspektiften bak×ld×ù×yla
iliükilidir. Eùer sadece t×bbi bir problem olarak ele al×n×rsa,
olumsuz yönleri daha aù×r basacakt×r, ama sosyal bir olgu
olarak alg×lan×rsa, bireyin, ailenin, toplumun, bu probleme
getireceùi çözümlerden elde edeceùi kazançlar da
olacakt×r. Çünkü bedensel fonksiyonlarda meydana gelen
hasarlar deùildir insan× öldüren, aksine insan yaüarken
sosyal bir ölü haline de gelebilir. As×l problem bu noktada
yat×yor ve bu çal×üman×n amac× Türkiye’de say×lar×n×n hiç
de az olmad×ù× görülen sosyal ölüleri “canland×racak” bir
çözüm önerisi getirmektir.
Say×lar×n×n çoùalacaù×na dair güçlü sinyaller ald×ù×m×z
bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar×n durumu, saùl×k
sistemini, bak×m hizmetlerini, aileyi, ekonomik sistemi ve
akla gelebilecek diùer sosyal sistemlerin hepsini az ya da
çok etkilemektedir. Annesi yatalak olan bir kad×n, iüinden
ayr×lmak zorunda kalabilir. Bunun ekonomiye ve aile
9
gelirine etkisi olacakt×r. Fakirleüen aileler çoùald×kça,
bundan çocuklar etkilenecektir. Boüanma olaylar×, aile içi
üiddet, psikolojik bunal×m geçiren insanlar çoùalacakt×r.
Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n içindeki avantajlara
gelince, eùer bu problemi çözmede kararl×l×k ortaya
ç×karsa, çözüm giriüimlerinin yaratacaù× olumlu sonuçlar
olacakt×r. Belirttiùim ve belirtmediùim problemlerin
yaratt×ù× ihtiyaçlara uygun çözümler getirerek, olumlu
etkileri hissedilecek, toplumun dayan×üma duygular×
artacakt×r. Bunun yan× s×ra hizmet sektörüne yapacaù×
etkileri düüünelim. Hizmet çeüitliliùi, kalitesi ve kalifiye
eleman gibi Türkiye’nin ihtiyac× olan olumlu etkiler
yaratacakt×r.
Ama bu olumlu etkiler, beklemekle ortaya ç×kmazlar.
Bunu yaratacak bir araç laz×m. Bak×ma muhtaçl×k
problemine çözüm olabilecek etkiler yarat×lmadan, olumlu
geliümelerin meydana gelmesini bekleyemeyiz. Bu arac×n
ad× Sosyal Bak×m Sigortas×d×r (SBS).
Bununla ilgili bir taslak sunuyorum. Geliütirilmeye aç×k,
tart×ü×lmay× bekleyen bu taslak, risk ve kayg×lar× azaltacak
niteliktedir. Toplumun, ailenin ve bireyin asgari düzeye
inecek kayg×lar× toplumun dinamiklerini pozitif yöne
çekecektir. Yeni bir bak×m kültürünün oluümas×na yol
açacak ve toplumsal dayan×üma kavram×na yeni boyutlar
ekleyecektir.
Bu konseptin amac× bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×
ortadan kald×rmak deùildir, aksine birey, aile, toplum ve
devlet aç×s×ndan yaratt×ù× olumsuz etkileri, el birliùiyle
azaltmak, mümkün olan durumlarda bunlar× tamamen
silmektir.
Türkiye’nin yeni bak×m kültürünün ad× olabilecek Sosyal
Bak×m Sigortas×, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n
toplumdan d×ülanmaya yol açan etkilerini yok ederek,
10
toplumsal kalk×nma, istihdam, hizmet kalitesi ve
organizasyonu gibi çeüitli katma deùerler getiren, üzerine
tart×ümaya deùer bir konsept olarak görünüyor. Birlikte
geliütirebilir, riskleri herkes için azaltabiliriz.
Doç. Dr. úsmail Tufan
11
Giriü
Kat×ks×z, saf gerçeùi hiçbir zaman ortaya koyamay×z.
Daima gerçekliùin bir bölümünü s×n×rlayarak, onu analiz
edebiliriz. Fakat kat×ks×z, saf bir hata da yoktur. Aüaù×da
sunacaù×m bilgiler, bu iki nokta aras×nda yer alan, ilk
noktaya daha yak×n olan bulgulardan meydana
gelmektedir.
Türkiye’de cereyan eden demografik deùiüimlerin
yaratt×ù× en önemli sonuçlardan biri bak×ma ve yard×ma
muhtaç birey say×s×nda meydana getirdiùi art×üt×r. Bunun
temel sebebi, toplumsal yaülanma eùilimidir. Bugün öyle
bir dünyada yaü×yoruz ki hiçbirimiz yar×n bizi nas×l bir
dünyan×n
beklediùini
kesin
olarak
söyleyemez.
Geleneklerin ve metafiziùin erozyona uùramas×yla
baùlant×l× olan bu durum modern toplumlar×n “risk
toplumu” (Beck 1986)1 olarak tan×mlanmas×na yol açm×üt×r.
Bu yüzden riskin sosyolojisinden (Luhmann 1991)2 söz
edilmektedir.
Toplumlar×n yap×s×nda meydana gelen güçlü deùiüimler,
üimdiye dek hiç görülmemiü yeni bir toplumun ortaya
ç×kmas×na yol açm×üt×r. Bu toplumun eskisinden birçok
yönden ayr× özelliklere sahip olduùunu, yaül×lar×n maziye
bakarak, eski günleri yâd etmelerinden anlamakla birlikte,
o eski günlerin, bugünkü durumlar×n×n sebebi olduùunu
unutmalar×na
hayret
ederiz.
Bugünün
toplumu
beklentileri, problemleri, ihtiyaçlar× baùlam×nda tamamen
farkl× niteliklere sahip olduùu için, onun beklentilerinin
karü×lanabilmesi ancak yeni giriüimlerle mümkün
olabilecektir.
Beck, U. 1986. Risikogesellschaft. Auf dem Weg in eine andere Moderne.
Suhrkamp: Frankfurt/M.
2 Luhmann, N. 1991. Soziologie des Risikos. De Gruyter: Berlin.
1
12
Bu deùiüimler yaül×lar×n çoùalmas×yla baülad×. Yaüam
süresinin uzamas×na sevinen insan, bunun toplumda
yaratacaù× problemleri baütan göremedi. Daha önce tarihte
rastlanm×ü bir geliüme olduùu için, yaül× toplumla ilgili
tecrübelerden yoksundu. Bu yüzden endüstri ülkeleri,
toplumsal yaülanmay× uzun süre görmezlikten de
gelmiülerdir. Ufak bir uzman grubu, kendi aras×nda
yaülanma ve yaül×l×ù× tart×üm×ü, yaratacaù× sonuçlar×n
sosyal sistemi ve sosyal bar×ü× tehdit edebileceùini
önceden haber vermiülerdi. Ancak bilim adamlar× da
dâhil, çok az insan demografik deùiüimlerin bu kadar h×zl×
geliüeceùini tahmin edebilmiüti.
Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda,
k×smen Asya ülkelerinde yoùunlaüan endüstri, bu
ülkelerdeki yaüam standard×n×n h×zla iyileümesini
saùlay×nca, uzun ömürlülük olgusu ortaya ç×km×üt×r. T×bbi
geliümeler, çal×üma koüullar×ndaki olumla deùiüimler,
daha iyi beslenme ve ikamet koüullar×, endüstrileümenin
yaratt×ù× olumlu sonuçlard×r, ama demografik etkileri
beklenmedik derecede yaül×lar×n lehine geliümiütir. Henüz
20.yüzy×l×n baülar×nda ortalama 40 y×ll×k bir yaüam
beklentisine sahip olan insanlar, bugün 80, 90 yaülar×na
rahatl×kla eriüebilmektedir.
Türkiye 72 milyon insan×yla Avrupa’da bir istisna olarak
gösterilebilir. Çünkü nüfus yap×s× itibariye genç bir
görünüm sunmaktad×r. Ancak makyaj×n× ne kadar
tazelemek istese de, art×k yüzündeki k×r×ü×kl×klar×
gidermesi mümkün olmayacakt×r. Türk toplumu, t×pk×
diùerleri gibi geri dönüüü olmayan yaülanma sürecinin
içinde kendisini bulmuütur. Bu geliümeyi biraz daha
detayl×ca incelemekte yarar vard×r. Çünkü toplumsal
yaülanman×n yaratacaù× sonuçlar× tahmin edebilmek için,
sadece bireyler deùil, toplumlar da kendi bünyesindeki
deùiüimleri idrak edebilmelidir. Ancak bu üekilde önceden
13
alacaù× önlemlerle, “bünyedeki” deùiüimlerin olumsuz
etkilerini asgari bir zararla atlatabilir.
Bak×ma Muhtaçl×k Problemi
T.C. Devlet Planlama Teükilat×’n×n saùlad×ù× maddi
olanaklarla yedi bölgede 5 y×l sürecek ve yedi ilde 3500
yaül×n×n kat×ld×ù×, Türkiye Birinci Gerontoloji Atlas×
araüt×rmas×n×n ilk bulgular× yaül×lar×n çok ciddi
problemlere sahip olduklar×n× ortaya koymuütur.
Türkiye’nin ilk Gerontoloji Atlas×n× (Tufan 2006c,
GeroAtlas©)3 ç×karmak üzere yürüttüùümüz araüt×rmada,
bak×ma ve yard×ma muhtaç birçok yaül×yla da karü×laüt×k.
Bay K. (72 yaü×nda), eüiyle ufak bir evde yaü×yor. Geçirdiùi
felç sonras× gördüùü t×bbi tedaviler sayesinde hareket
yeteneùinin bir bölümünü tekrar elde edebilmiü. Ama sol
kolu ve bacaù× eski gücüne kavuüamam×ü. Yar× felçli
olarak yaüam×n× sürdürüyor. Y×kan×rken, giyinirken,
merdivenleri inip ç×karken, sokakta yürürken yard×ma
ihtiyac× var. Yaül× eüi ona elinden geldiùince yard×mc×
olmaya çal×ü×yor. Ama onun da saùl×k durumu pekiyi
deùil. Özel bir bak×c× tutacak ekonomik güce sahip
deùiller. Bay K.’n×n ufak bir emekli ayl×ù×yla k×t kanaat
geçiniyorlar. Bayan K. hayat×nda hiç çal×ümam×ü. Ev kad×n×
olarak geçirdiùi yaüam×nda iki çocuk yetiütirmiü. Biri k×z.
Ama evlendikten sonra baüka bir kente taü×nm×ülar. Bu
yüzden çocuklar×ndan yard×m bekleyemiyor. Onlar×n da
gelir durumu çok iyi olmad×ù× halde, arada s×rada parasal
yard×mlarda bulunarak, anne ve babalar×na yard×mc×
olmaya çal×ü×yorlar. Akrabalar×ndan yard×m talep etmek
istemiyorlar. Bayan K.’n×n deyimiyle “herkesin kendi
derdi kendine yetiyor.” Zaman×n×n neredeyse tamam×n×
evinde geçirmek zorunda olan Bay K. özel bir bak×c×
tutacak durumlar× olsayd× bile, yak×n çevrede bak×m
3
Tufan, ú. 2006c. Türkiye Gerontoloji Atlas× Araüt×rmas×.
14
hizmeti sunan kurum veya kuruluü bulunmad×ù×n×
belirtiyor. Kendisini en çok üzen üeyin yar× felçli bir yaül×
olarak yaüam×n× sürdürmesinden deùil, daha ziyade eüine
yük olmaktan büyük bir üzüntü duyduùunu söylüyor.
ûöyle olabilirdi: Bay K. henüz hastanede tedavi görürken,
hekimlerin tavsiyesine uyarak Bayan K. Sosyal Bak×m
Sigortas×na baüvurabilir ve eüinin bak×ma muhtaçl×k
derecesinin tespit edilmesini talep edebilirdi. Evinin
yak×n×ndaki özel veya resmi bir bak×m kuruluüuyla
irtibata geçebilir ve bir kalifiye bak×m personeli, Bay
K.’n×n evini tetkik ederek, bak×m hizmetleri için
uygunluùunu belirleyebilirdi. Bu inceleme sonunda, evde
bak×m×n devam× için Bay K.’n×n bir “bak×m yataù×na” ve
bir de “tekerlekli sandalyeye” ihtiyac× olduùunu tespit
edebilir ve bunu yaz×l× olarak tasdik edebilirdi. Evinde
bak×labilmesi için, günde bir kere olmak üzere profesyonel
bir bak×c×n×n Bay K.’y× evinde ziyaret etmesinin yeterli
geleceùini tespit edebilir ve bir de uygun bir “bak×m
plan×” haz×rlayabilirdi. Her sabah Bay K.’× evinde ziyaret
eden profesyonel bak×c×, onu y×kay×p, giydirdikten sonra
eüine teslim edebilirdi. Günün geri kalan k×sm×nda Bayan
K., eüinin bak×m×n× yapmaya devam edebilirdi. Bu arada
tedaviye devam edilebilir, belki Bay K. bir süre sonra bir
bak×c×ya gerek kalmadan yaüam×na devam edecek duruma
gelirdi. Saùl×k durumu iyi olmayan, yaül×l×ù×n yaratt×ù×
fiziksel güç kay×plar×ndan dolay× Bayan K. eüinin bak×m×n×
bir bak×c×n×n üstlenmesinden mutlu olur, kendisinin
yapamayacaù× aù×r iülerin bu bak×c× taraf×ndan
yap×lmas×yla, kendi saùl×ù×n× da daha uzun süre
koruyabilirdi.
Bayan L. (43 yaü×nda) annesiyle birlikte (82 yaü×nda) bir
apartman dairesinde yaü×yor. Ev kendilerinin, bu yüzden
kira problemi yok. Babas× trafik kazas×nda öldükten sonra
annesiyle birlikte yaüamak üzere eüiyle annesine taü×nan
15
Bayan L., annesinin bak×ma muhtaç hale gelmesiyle
birlikte evliliùinin bozulduùunu söylüyor. Bu yüzden üç
y×l önce eüinden boüand×ù×n× belirtiyor. Çocuùu
bulunmayan Bayan L., özel bir üirkette sat×ü eleman×
olarak çal×ümaktad×r. Yorucu bir iü gününün ard×ndan,
aküamlar× bir de annesinin bak×m×n× yapmaktad×r.
Ekonomik durumu bir bak×c× tutmaya yeterli olduùu
halde, çünkü kendi maaü×n×n yan× s×ra, annesinin de
dulluk ayl×ù× ald×ù×n× belirtmektedir, güvenebileceùi bir
bak×c× bulamad×ù×n× belirtiyor. Annesinin birçok iüi tek
baü×na yapabildiùini, sadece aù×r iülerde yard×ma ihtiyac×
olduùunu belirten Bayan L., annesine bu iülerde yard×mc×
olabilecek kalifiye bir bak×c× bulamaman×n s×k×nt×s×n×
yaüad×ù×n× vurguluyor. Profesyonel bak×m hizmeti sunan
kuruluülar×n eksikliùinden üikayet ederken, annesini
hiçbir zaman, bir bak×mevine vermeyi düüünmeyeceùini,
tek isteùinin, kendisinin evde olmad×ù× saatlerde,
annesine yard×mc× olacak, önüne bir tabak s×cak yemek
koyacak ve ilaçlar×n× aksatmadan verecek, güvenilir bir
bak×c× bulmak olduùunu söylüyor.
Tan×mlar
Sosyolog Rene König’in (1973)4 dediùi gibi “sadece
terimlerden hareket ederek özel bilgilere ulaü×lmaz, onlar,
tam karü×l×ù× olmayan manalar×ndaki belirlenmek istenen
sosyal var oluü boyutunun analitik anlat×m×n× temsil
ederler.” Yaül×l×ù×n, yaülanman×n, engelliliùin bugüne
kadar kesin tan×mlar×n×n ortaya konulmam×ü olmas×,
kelimelerdeki manalar×n bolluùuna dayanmaktad×r. Bu
yüzden
bu
çal×ümadaki
anlamlar×na
aç×kl×k
kazand×rmam×z gerekir.
König, R. 1973. “Einleitung” Pp. 1 – 20 in Handbuch der empirischen
Sozialforschung edited by R. König. Deutscher Taschenbuch Verlag (dtv):
Stuttgart.
4
16
“Yaül×” kavram×yla buna baülayal×m. Yaül× denilince akla
genellikle kiüinin yaü× gelir. Her ne kadar problemli bir
tan×mlama olsa da, yaül×l×k, belli bir yaüa eriümiü bireylerle
tan×mlanacakt×r. Yani yaül×l×ù×n “sanki” bir alt s×n×r×
varm×ü gibi davranacaù×z ve yaü× 60 ve üzerinde olanlar×,
bu çal×ümada yaül× olarak adland×racaù×z. Fakat
gerontolojik kaynaklarda yaül×l×ù×n 12 ayr× tan×m×
bulunduùunu an×msatmak gerekir (Bango 1994: 109 –
110). Bunlar aras×nda takvimsel yaü, en çok kullan×lan×d×r.
Bunun yan× s×ra psikolojik, hukuksal, sosyal ve diùer yaü
türleri, yaül×l×ù×n tan×mlan×ü×nda kullan×lmaktad×r.
“Engellilik” de tan×mlanmas× zor kavramlardan biridir.
Literatürde
çeüitli
tan×mlar×
yap×lan
engelliliùin
Türkiye’deki tan×m×, bu çal×ümada kullan×lmayacakt×r.
Sak×ncal× yönleri bulunan bu tan×m×n, engelliliùi ifade
edemediùi görülmektedir. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×
(2002) sonuç raporundaki tan×ma göre, engellilik, normal
yaüam×n gereklerine uymamakt×r (DúE 2002 Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas×)5.
Engellilik, bu üekilde de tan×mlanabilir, ama birçok
yönden hem tan×mlayan, hem tan×mlanan aç×s×ndan
dezavantajlara sahiptir. Öncelikle normal yaüam nedir ve
kim taraf×ndan tan×mlan×r sorusunun cevab×n× vermek
gerekir. Bu cevap verildikten sonra hangi k×staslardan
hareket ederek, bir insan× normal yaüam×n gereklerini
yerine
getiren,
diùerini
getiremeyen
üeklinde
s×n×fland×r×lacaù×n× ortaya koymak ve bunun doùru bir
s×n×fland×rma olduùunu da kan×tlamak gerekir.
Belki klasik bir örnek olacak ama dünyaca ünlü úngiliz
fizikçisi Hawkins, bir engelli midir, yoksa normal yaüam×n
gereklerini yerine getiren biri midir? Bedensel
T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler
Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara.
5
17
fonksiyonlar×ndan hareket edersek, normal denilen ve ne
olduùu belli olmayan yaüam×n gereklerini yerine
getiremeyeceùinden hareket etmek gerekecektir. Ama
engelliliùi bu üekilde tan×mlamak, insan× s×n×rland×rmak
ve t×bbi bir kategoriye indirgemektir. O halde daha
engelliliùi daha iyi ifade edebilen bir tan×ma ihtiyac×m×z
vard×r.
Engelliliùi, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar×n
yaratt×ù× sosyal dezavantajlar (Heiden 1996)6 olarak
tan×mlarsak, Dünya Saùl×k Organizasyonu’nun tan×m×na
bir hayli yaklaüm×ü oluruz. Dünya Saùl×k Organizasyonu
üç kademeli engellilik tan×m×ndan hareket eder. Bu tan×m
hasar (impairment), fonksiyonel k×s×tlanma (diability) ve
sosyal dezavantaj (handicap) aras×nda ay×r×m yapar (Tews
2001: 16). Organizmada, doùuütan veya sonradan ortaya
ç×kan bir hasar, bu tan×ma göre engellilik deùildir.
Organizman×n fonksiyonlar×nda k×s×tlama meydana
getiren hasar×n sosyal dezavantajlar yaratmas×n×, engellilik
olarak görür. Normal yaüam×n herkes için mümkün
olabileceùi görüüünü benimser.
Eùer bu gerçekleümiyorsa, bunun nedenini organizmadaki
hasara dayand×rmaz, aksine fizyolojik fonksiyonlar×nda
k×s×tl×l×k bulunan insanlara uygun olan koüullar×n
noksanl×ù×n× “engellilik” olarak kabul eder. Böylece sosyal
çevre taraf×ndan engellenmek, engellilik anlam×na
gelmektedir ki Türkiye’deki tan×mda bu eksiktir.
Tamamen farkl× bir perspektif sunan WHO’nun tan×m×,
art×k “suçu” organizmas×ndaki hasarda deùil, bu hasar×
dikkate almayanlarda arar.
Yard×ma ve bak×ma muhtaçl×k aras×nda da ay×r×m yapmak
gerekir. Günlük yaüamda düzenli olarak yerine getirilmesi
Heiden, H.-G. 1996. “Niemand darf wegen seiner Behinderung benachteiligt
werden” - Grundrecht und Alltag: eine Bestandsaufnahme, Reinbek bei Hamburg.
6
18
gereken iülerin üstesinden gelinememesi durumunda
ortaya ç×kan yard×ma muhtaçl×k, bak×ma muhtaçl×k deùildir.
Örneùin merdivenleri tek baü×na inip ç×kamayan bir
yaül×ya “yard×m” edilir, ama bu bak×m deùildir. Bedensel
fonksiyonlar×nda meydana gelen hasar nedeniyle yard×ma
ihtiyaç duyan bu yaül×ya yard×mc× olunmazsa, sokaùa
ç×kamaz. úüte o zaman toplumdan soyutlanma süreçleri
baülam×ü olur. Bedensel fonksiyonlar×ndaki hasar
nedeniyle sosyal dezavantajlara maruz kalmaya baülar ve
engelli haline gelir.
Bak×ma muhtaçl×k, bedensel fonksiyonlardaki hasar×n
derecesi yükseldikçe ortaya ç×kan, yard×m×n yan× s×ra,
bak×m×n gerekli olduùu durumlarla baùlant×l×d×r.
Merdivenleri tek baü×na inip ç×kamayan yaül×, örneùin
yatalak duruma gelir ve idrar kesesi üzerindeki
kontrolünü kaybederse, günde birkaç defa y×kanmas×,
yataù×n×n deùiütirilmesi, vücudunda yaralar oluümamas×
için özel önlemlerin al×nmas× gerekecektir. Bu giriüimleri
art×k yard×m olarak deùil, daha ziyade bak×m kavram×yla
tan×mlamak gerekir.
Bu analizler üunu ortaya ç×karm×üt×r: Yard×ma ve bak×ma
muhtaçl×k, engelliliùin ortaya ç×kmas×na yol açabilir. Eùer
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k yaratan fonksiyonel
k×s×tlamalar× ortadan kald×ran koüullar yarat×lmazsa,
birey, sosyal çevrenin yaratt×ù× bariyerlerden ötürü engelli
konumuna gelmektedir.
Baüka bir örnekle de bu tan×m×n daha iyi olduùu
görülebilir: Örneùin askerlik yaü× gelen bir erkek, hekim
kontrolünden geçirilerek, askerliùe uygun veya deùil
üeklinde s×n×fland×r×l×r. Bu baùlamda ordunun “normali”
tan×mlay×ü×na dayanan k×staslar devreye girmektedir. Bir
parmaù× eksik olan erkek, askerliùe uygun olarak kabul
edilmeyebilir, ama ondaki bu “farkl×l×k”, onu, günlük
19
yaüam×n gereklerini yerine getiremeyen birey s×n×f×na
indirgemez.
Organizmada meydana gelen her hasar, kiüiyi bak×ma ve
yard×ma muhtaç hale getirmediùi gibi, birçok engellilik
türünün d×ütan alg×lanmas× mümkün olmad×ù× halde, bu
engelliler bak×ma ve yard×ma muhtaç olabilirler. Örneùin
spastik
engellilik
d×ütan
alg×lanabilen
engellilik
türlerinden biridir, buna karü×n saù×rl×k, ilk etapta d×ütan
alg×lanan bir engellilik olmad×ù× halde, iüitme engelinden
dolay× birey çok çeüitli sosyal dezavantajlara maruz
kalabilir. Örneùin trafiùe ç×kabilmesi için kendisine “kulak
olan” bir refakatçinin yard×m×na ihtiyaç duyabilir.
Engellilerin sosyal yaüama kat×lmas×n× engelleyen, onlar×
soyutlayan toplum (Neubert/Cloerkes 1994; Thimm 19947)
taraf×ndan engelliliùin tan×mlan×ü×, engellilere sunulan
hizmet ve yard×mlar×n türünü, kapsam×n× ve tarzlar×n×
belirlemektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaç bir kimseyi,
hangi kriterlerden hareket ederek, bu s×fat× ona
verdiùimizi kesin olarak ortaya koymad×kça, kimin, ne
kadar ve hangi bak×m ve yard×m türlerine ihtiyaç
duyduùunu belirleyemeyiz. Terimlerimizin sosyal
içeriklerini mümkün olduùunca iyi tan×mlamal× ve
kulland×ù×m×z kavramlar×n, sosyal yönden var olmak ve
olmamak aras×ndaki s×n×r× çizebileceùini göz önünde
bulundurmal×y×z.
Buraya kadar yapt×ù×m×z analizler, engelliliùin bir
hastal×k olarak kabul edilemeyeceùini de ortaya
koymaktad×r. Ancak hastal×ù×ndan dolay× sosyal
dezavantajlara maruz kal×yorsa, bu insan× engelli olarak
tan×mlamak gerekir. Örneùin AIDS, sadece t×bbi bir
problem deùildir, ayn× zamanda HI-Virüsü taü×y×c×s× veya
Thimm, W. 1994. Leben in Nachbarschaft. Hilfen für Menschen mit
Behinderungen. Herder: Freiburg, Basel, Wien.
7
20
AIDS hastas× olmak, birçok yönden sosyal dezavantajlarla
maruz kalmakt×r (bkz. Rhotensee1999)8. Dolay×s×yla HIV
taü×y×c×lar× ve AIDS hastalar× birer engellidir, ama engelli
olduklar×n× d×ütan alg×lama olanaù× yoktur. Engellilik ve
hastal×k, ayn× üeyler olmad×klar× halde, hastalar, engellilik
araüt×rmalar×n×n kapsam×na al×nmaktad×rlar (Bkz. Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas× 2002).
Bir insan×n hasta olup olmad×ù×na hekim karar verir.
Böylece hastal×k kurumsal bir ürün haline gelmektedir
(Freidson 19709, Zola 197210). Engellilik sosyal bir olgudur.
K×smen alg×lamalara dayanan tutumlarla, k×smen
önyarg×larla baùlant×l×d×r. Bu önyarg×lar sadece toplumda
deùil, ayn× zamanda kurum ve kuruluülarda ç.al×üan
uzmanlarda da vard×r. Bu yüzden engellilerdeki farkl×ù×
yerine engelsizlerle ortak noktalar× dikkate alan (MilesPaul/Frehse 1994) yeteneùi geliütirmemiz gerekir.
Yaül×l×k, engellilik veya hastal×k olmad×ù× halde,
“alg×lanan engellilik” ile baùlant×s× vard×r. Özellikle
yaül×l×ù×n d×ütan alg×lanan izleri ortaya ç×kt×kça, tutum ve
davran×ülar×n deùiütiùi görülmektedir. Eùer yaül×, ayn×
zamanda d×ütan alg×lanan bir engelliliùe sahipse, sosyal
çevresi ona normal yaüam×n gereklerine uymayan
damgas×n× vurabilir. Bu yüzden engelli, hasta, saùl×kl× ve
yaül× kavramlar× aras×ndaki, birçoùu basmakal×p
düüüncelere dayanan tutum ve davran×ülara f×rsat
tan×mayan bir engellilik tan×m×ndan hareket edilmesi
gerekir.
Rhotensee, M. 1999. Die soziale Konstruktion von AIDS zwischen Exotik
und Integrität. Eine Untersuchung zu Aufklärungsmaterialien in Westeuropa
und Südostasien. Lang Verlag: Frankfurt/Main, Belin, Bern, Bruxelles, New
York, Wien.
9 Freidson, E. 1970. Porofession of Medicine. A Study of the Sociology of Applied
Knowledge. Dodd Mead: New York.
10 Zola, I. 1972. “Medicine as an Institution of Social Control” Pp. 487 – 503 in
Sociological Review 20.
8
21
Engelliliùin, yaüa ve cinsiyete göre yaratt×ù× sonuçlar,
birbirinden tamamen farkl× olabilirler. Kad×n engellilerin
birçok yönden daha fazla sosyal dezavantajlara maruz
kald×klar×, hem ulusal hem de uluslar aras× bulgularla
kan×tlanabilir. Ayr×ca bireyin yaü×, farkl× problemlerle
baùlant×l×d×r. Bu yüzden Tews (2001: 12) engellileri genç,
daha yaül× ve yaül× üeklinde ay×rarak, problemlerini tespit
etmeyi önermektedir.
Organizmadaki hasarlardan dolayÕ
sosyal dezavantajlara maruz kalmaktÕr.
Engellilik
BakÕma ve YardÕma muhtaçlÕk
YardÕma muhtaçlÕk
BakÕma muhtaçlÕk
ûekil 1: Engellilik
Bu analizler üunu ortaya ç×karm×üt×r: Yard×ma ve bak×ma
muhtaçl×k, engelliliùin ortaya ç×kmas×na yol açabilir. Eùer
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k yaratan fonksiyonel
k×s×tlamalar× ortadan kald×ran koüullar yarat×lmazsa,
22
birey, sosyal çevrenin yaratt×ù× bariyerlerden ötürü engelli
konumuna gelmektedir.
Baüka bir örnekle de bu tan×m×n daha iyi olduùu
görülebilir: Örneùin askerlik yaü× gelen bir erkek, hekim
kontrolünden geçirilerek, askerliùe uygun veya deùil
üeklinde s×n×fland×r×l×r. Bu baùlamda ordunun “normali”
tan×mlay×ü×na dayanan k×staslar devreye girmektedir. Bir
parmaù× eksik olan erkek, askerliùe uygun olarak kabul
edilmeyebilir, ama ondaki bu “farkl×l×k”, onu, günlük
yaüam×n gereklerini yerine getiremeyen birey s×n×f×na
indirgemez.
Organizmada meydana gelen her hasar, kiüiyi bak×ma ve
yard×ma muhtaç hale getirmediùi gibi, birçok engellilik
türünün d×ütan alg×lanmas× mümkün olmad×ù× halde, bu
engelliler bak×ma ve yard×ma muhtaç olabilirler. Örneùin
spastik
engellilik
d×ütan
alg×lanabilen
engellilik
türlerinden biridir, buna karü×n saù×rl×k, ilk etapta d×ütan
alg×lanan bir engellilik olmad×ù× halde, iüitme engelinden
dolay× birey çok çeüitli sosyal dezavantajlara maruz
kalabilir. Örneùin trafiùe ç×kabilmesi için kendisine “kulak
olan” bir refakatçinin yard×m×na ihtiyaç duyabilir.
Engellilerin sosyal yaüama kat×lmas×n× engelleyen, onlar×
soyutlayan toplum (Neubert/Cloerkes 1994; Thimm
199411) taraf×ndan engelliliùin tan×mlan×ü×, engellilere
sunulan hizmet ve yard×mlar×n türünü, kapsam×n× ve
tarzlar×n× belirlemektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaç bir
kimseyi, hangi kriterlerden hareket ederek, bu s×fat× ona
verdiùimizi kesin olarak ortaya koymad×kça, kimin, ne
kadar ve hangi bak×m ve yard×m türlerine ihtiyaç
duyduùunu belirleyemeyiz. Terimlerimizin sosyal
içeriklerini mümkün olduùunca iyi tan×mlamal× ve
11 Thimm, W. 1994. Leben in Nachbarschaft. Hilfen für Menschen mit
Behinderungen. Herder: Freiburg, Basel, Wien.
23
kulland×ù×m×z kavramlar×n, sosyal yönden var olmak ve
olmamak aras×ndaki s×n×r× çizebileceùini göz önünde
bulundurmal×y×z.
Buraya kadar yapt×ù×m×z analizler, engelliliùin bir
hastal×k olarak kabul edilemeyeceùini de ortaya
koymaktad×r. Ancak hastal×ù×ndan dolay× sosyal
dezavantajlara maruz kal×yorsa, bu insan× engelli olarak
tan×mlamak gerekir. Örneùin AIDS, sadece t×bbi bir
problem deùildir, ayn× zamanda HI-Virüsü taü×y×c×s× veya
AIDS hastas× olmak, birçok yönden sosyal dezavantajlarla
maruz kalmakt×r (bkz. Rhotensee1999)12. Dolay×s×yla HIV
taü×y×c×lar× ve AIDS hastalar× birer engellidir, ama engelli
olduklar×n× d×ütan alg×lama olanaù× yoktur. Engellilik ve
hastal×k, ayn× üeyler olmad×klar× halde, hastalar, engellilik
araüt×rmalar×n×n kapsam×na al×nmaktad×rlar (Bkz. Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas× 2002).
Bir insan×n hasta olup olmad×ù×na hekim karar verir.
Böylece hastal×k kurumsal bir ürün haline gelmektedir
(Freidson 197013, Zola 197214). Engellilik sosyal bir
olgudur. K×smen alg×lamalara dayanan tutumlarla,
k×smen önyarg×larla baùlant×l×d×r. Bu önyarg×lar sadece
toplumda deùil, ayn× zamanda kurum ve kuruluülarda
ç.al×üan uzmanlarda da vard×r. Bu yüzden engellilerdeki
farkl×ù× yerine engelsizlerle ortak noktalar× dikkate alan
(Miles-Paul/Frehse 1994) yeteneùi geliütirmemiz gerekir.
Yaül×l×k, engellilik veya hastal×k olmad×ù× halde,
“alg×lanan engellilik” ile baùlant×s× vard×r. Özellikle
Rhotensee, M. 1999. Die soziale Konstruktion von AIDS zwischen Exotik
und Integrität. Eine Untersuchung zu Aufklärungsmaterialien in Westeuropa
und Südostasien. Lang Verlag: Frankfurt/Main, Belin, Bern, Bruxelles, New
York, Wien.
13 Freidson, E. 1970. Porofession of Medicine. A Study of the Sociology of Applied
Knowledge. Dodd Mead: New York.
14 Zola, I. 1972. “Medicine as an Institution of Social Control” Pp. 487 – 503 in
Sociological Review 20.
12
24
yaül×l×ù×n d×ütan alg×lanan izleri ortaya ç×kt×kça, tutum ve
davran×ülar×n deùiütiùi görülmektedir. Eùer yaül×, ayn×
zamanda d×ütan alg×lanan bir engelliliùe sahipse, sosyal
çevresi ona normal yaüam×n gereklerine uymayan
damgas×n× vurabilir. Bu yüzden engelli, hasta, saùl×kl× ve
yaül× kavramlar× aras×ndaki, birçoùu basmakal×p
düüüncelere dayanan tutum ve davran×ülara f×rsat
tan×mayan bir engellilik tan×m×ndan hareket edilmesi
gerekir.
Engelliliùin, yaüa ve cinsiyete göre yaratt×ù× sonuçlar,
birbirinden tamamen farkl× olabilirler. Kad×n engellilerin
birçok yönden daha fazla sosyal dezavantajlara maruz
kald×klar×, hem ulusal hem de uluslar aras× bulgularla
kan×tlanabilir. Ayr×ca bireyin yaü×, farkl× problemlerle
baùlant×l×d×r. Bu yüzden Tews (2001: 12) engellileri genç,
daha yaül× ve yaül× üeklinde ay×rarak, problemlerini tespit
etmeyi önermektedir.
Bak×ma ve Yard×ma Muhtaç Engelli Yaül×lar
Henüz 1988 y×l×nda Türkiye’de 1 milyonun üzerinde
engelli ve yaü× 60’×n üzerindeki nüfusta bak×ma muhtaç 3
milyondan fazla insan yaüamaktayd× (DúE 198815: Temel
Britannica, Cilt 15: 33116).
Bugün 60 – 69 yaü grubunun %37’i engellilerden meydana
gelmektedir. Bunlar×n %32’i erkek, %42’i kad×nd×r. 70+
kuüaù×nda ise engellilerin oran× %44’e ulaümaktad×r (erkek
%39,77; kad×n %47,77). Yaü yükseldikçe kronik hastalar×n
say×s×nda belirgin art×ü meydana geldiùi saptanm×üt×r 60 –
69 yaü grubunun %32’i, 70+ kuüaù×n×n %36’× kronik
T.C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 1988. Ankara.
Temel Britannica. 1993. “Sosyal Yard×m Hizmetleri” Pp. 328 – 332 in Temel
Britannica. Temel Eùitim ve Kültür Ansiklopedisi, Cilt 15, Ana Yay×nc×l×k A.û. ve
Encyclopaedia Britannica, Inc.: ústanbul.
15
16
25
hastalardan meydana gelmektedir (Türkiye Özürlüler
Araüt×rmas× 2002: 6)17.
2002 y×l× itibariyle Türkiye’de yaü× 60 ve üzerinde farkl×
derecelerde engelli 356000 yaül×ya yöneltilen sorulardan
biri de günlük aktivitelerindeki baù×ml×l×k durumuyla
ilgiydi (Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002)18.
Bu araüt×rmaya ait verilerin ikincil analizleri (Tufan
2006a)19, bu yaül×lardan %49’nun günlük aktivitelerini
kimsenin yard×m×na gerek duymadan tek baü×na yerine
getirebildikleri belirlendi. Ancak %23,2’i k×smen baù×ml×,
%18,7’si ise tam baù×ml×yd×. %8,8’i hakk×nda ise bununla
ilgili bir bilgi elde edilemediùi saptand×.
Günlük aktivitelerinde tam baù×ml× yaül× engellilerin
%77’nin yaü× 60 – 79 aras×ndad×r. Bu da yaül×l×ù×n erken
dönemlerinden itibaren bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n
ortaya ç×kt×ù×n ortaya koyan bu bulgular×n, yar× baù×ml×lar
için de geçerli olduùu, %87’nin 60-79 yaülar×
aras×ndakilerden meydana geldiùi belirlendi.
Engelli yaül×lar×n %42’nin az veya çok, günlük
aktivitelerini yerine getirebilmeleri için yard×ma ve
bak×ma veya yard×ma veya bak×ma, ihtiyaç duyduklar×
anlaü×ld×. Günlük aktivitelerinde k×smen baù×ml× olanlar×n
%50,9’nu ve tam baù×ml×lar×n 54,7’ni kad×nlar meydana
getirmektedir.
17 T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler
Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara.
Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×, Sonuç Raporu, 2002, Ankara.
Tufan, ú. 2006a. T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas× Verilerinin úkincil Analizleri Sonuç Raporu.
18
19
26
Türkiye'de Engellilerin Yaú Gruplar Õna Göre Da÷ÕlÕmÕ
50
40
30
Toplam
Erk ek
20
KadÕn
10
0
0- 9
10 - 19
20 - 29
30 - 39
40 - 49
50 - 59
60 - 69
70+
ûekil 2: Engellilerin yaü gruplar×na göre daù×l×m× (Kaynak: Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6).
Kronik HastalÕ÷a Sahip Olan Nüfus
50
40
30
Toplam
Erkek
20
KadÕn
10
0
0- 9
10 - 19
20 - 29
30 - 39
40 - 49
50 - 59
60 - 69
70+
ûekil 3: Süreùen hastal×ùa sahip olan nüfusun yaü gruplar×na göre daù×l×m×
(Kaynak: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6).
Yaü× 80’nin üzerindeki, günlük aktivitelerinde yar×
baù×ml×lar×n %52’ni kad×nlar meydana getirmektedir ve
yar× baù×ml×lar×n %45’nin eüi hayatta deùildir. Yaü× 80’nin
üzerindeki tam baù×ml× engelli yaül×lar×n %55,5’i kad×nd×r
ve bu yaü grubundaki tam baù×ml× yaül×lar×n %61’ini
dullar meydana getirmektedir.
27
Günlük aktivitelerinde tam baù×ml× yaül× engellilerin
%77’nin yaü× 60 – 79 aras×ndad×r. Bu da yaül×l×ù×n erken
dönemlerinden itibaren bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n
ortaya ç×kt×ù×n ortaya koyan bu bulgular×n, yar× baù×ml×lar
için de geçerli olduùu, %87’nin 60-79 yaülar×
aras×ndakilerden meydana geldiùi belirlendi.
Günlük Aktiviteler
Bilinmeyen
8,8%
Tam ba÷ÕmlÕ
18,7%
49,3%
Ba÷ÕmsÕz
23,2%
YarÕ ba÷ÕmlÕ
ûekil 4: Günlük aktivitelerde baù×ml×l×k (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama:
Tufan 2006).
Yaü× 80’nin üzerindeki, günlük aktivitelerinde yar×
baù×ml×lar×n %52’ni kad×nlar meydana getirmektedir ve
yar× baù×ml×lar×n %45’nin eüi hayatta deùildir. Yaü× 80’nin
üzerindeki tam baù×ml× engelli yaül×lar×n %55,5’i kad×nd×r
ve bu yaü grubundaki tam baù×ml× yaül×lar×n %61’ini
dullar meydana getirmektedir.
Çeüitli perspektiflerden bak×nca yaül×l×kta bak×ma
muhtaçl×ù×n boyutlar× belirgin hale gelmektedir. Fakat
günlük aktivitelerinde baù×ml×, baù×ms×z, yar× baù×ml× gibi
kategorilere ayr×larak, onlar×n hangi yard×m türlerine
28
ihtiyaçlar× bulunduùunu tespit etme olanaù× yoktur.
Yaül×lara yönelik evde veya kurumsal bak×m hizmetlerini
tasarlayabilmek için ihtiyac×n yüzeysel olarak deùil,
aksine detayl×ca belirlenmesi gerekmektedir. Bak×ma ve
yard×ma muhtaçl×ù×n yaül×l×kta çok yayg×n olduùunu
ortaya koyan bulgular, bu özelliùe sahip olmad×klar× için
bugünkü koüullarda yaül×lara uygun bak×m ve yard×m
hizmetlerinin plan ve organizasyonunda güçlükler
yaüanabilir.
Türkiye’de bak×m hizmeti sunan kurum ve kuruluülar×n
say×s× da fazla deùildir. Bunlar×n kesin say×lar× ve
sunduklar× hizmet türleri, fiyatlar×, çal×üt×rd×klar×
elemanlar×n kalifiyeliùi gibi konular hakk×nda hiçbir
bilgiye sahip deùiliz. Hangi bölgelerde, öncelikle kimlere
hizmet verdiklerini de bilmiyoruz.
Günlük Aktivitelerinde Tam Ba÷ÕmlÕ YaúlÕ Engelliler
Günlük Aktitelrinde YarÕ Ba÷ÕmlÕ Engelli YaúlÕlar
65-69
70-74
22
75-79
18
12
80-84
7
85-89
19
75-79
16
80-84
22
65-69
24
70-74
19
60-64
26
60-64
85-89
3
6
90+
90+
0
10
20
5
0
30
10
20
30
%
%
ûekil 5: Yar× ve tam baù×ml× engellilerin yaü gruplar×na göre daù×l×m×
(Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar×n neredeyse
tamam×na aileleri evde bakmaktad×r. Yaül×lar ya kendi
evinde ya da çocuklar×n×n evinde bak×lmaktad×r. Devreye
girecek bir sosyal bak×m sigortas×n×n, ayn× zamanda aileye
29
de yard×m etmek
anlaü×lmaktad×r.
anlam×na
geldiùi,
kendiliùinden
Bak×m olanaklar×nda çeüitli sebeplerden dolay× k×s×tlanma
varsa, bak×m görevini üstlenen aile üyelerine profesyonel
yard×m gerekli hale gelebilir. Akrabalar veya tan×d×klar
aras×nda profesyonel bir bak×c× yoksa evde bak×m hizmeti
sunan kurum veya kuruluülar×n devreye girmesi
gerekmektedir.
Bak×m sigortas×n×n bulunduùu ülkelerde, bak×m
hizmetlerini çeüitli organizasyonlar sunmaktad×r. Vak×flar,
dernekler, Kilise ve özel sektör sayesinde kapsaml× bir
hizmet aù× oluüturulabilmiütir.
Türkiye’de henüz böyle bir hizmet aù× yoktur. Ama
K×z×lay, ülke çap×nda en iyi örgütlenebilmiü kurum olarak,
evde bak×m ve kurumsal hizmeti alan×nda da Türkiye’ye
önemli katk×lar saùlayabilecek güçlü bir organizasyondur.
Bu alanda öncü rolünü üstlenerek, diùer kurum ve
kuruluülara örnek olabilir. Sadece bak×m hizmetleri
sunmada deùil, ayn× zamanda bak×m ve hizmet alan×nda
kalifiye personel yetiütirme konusunda da, K×z×lay’×n
yapabileceùi
birçok
giriüimin
bulunduùunu
düüünmekteyim.
Türkiye’de bak×ma muhtaç yaül×lar×n neredeyse hepsi k×z×
ve gelini taraf×ndan bak×lmaktad×r. Ender durumlarda
erkeklerin de bak×m görevini üstlendikleri görülmektedir.
Türkiye Gerontoloji Atlas× Araüt×rmas× kapsam×nda
ziyaret ettiùimiz yaül×lardan hareket ederek ileri
sürdüùüm bu düüünce, baüka ülkelerde yap×lan
araüt×rmalarla da uyumludur (Yaül×lara ilk etapta
kad×nlar×n bakt×ù×n× gösteren birkaç kaynak verilecek).
Bak×m görevini üstlenen bu kad×nlar×n sosyal, ekonomik
ve psikolojik birçok problemle karü×laüt×ù×n× ortaya koyan
bulgular (bak×c× kad×nlar×n problemlerini gösteren
30
kaynaklar),
bak×ma
muhtaçl×ù×n,
ayn×
zamanda
“saùlamlar×” da hasta yapan etkilerine dikkat edilmesi
gerektiùini göstermektedir.
Hizmetlerden Yararlanmada Kayda Deùer Bir ûey
Yok!
Engelli yaül×lar×n zorluklar×n× yararland×klar× hizmetlere
bak×nca da anl×yoruz. En büyük grubu “saùl×k
hizmetlerinden” yararlananlar meydana getiriyor. Engelli
yaül×lar×n %56’s× bu hizmetlerden faydaland×ù×n×
belirtiyor. Bardaü×n dolu k×sm×ndan çok, boü k×sm×yla
ilgilendiùimiz için neredeyse 2 engelli yaül×dan 1’nin
saùl×k hizmetlerinden yararlanamad×ù×n× söylemek daha
doùru bir yaklaü×m olacakt×r.
Ancak geriye kalan hizmetlerden yararlanabilenlerin
say×s× o kadar düüük ki asl×nda üzerine konuümaya dahi
deùmezdi, eùer özellikle belirtilmesi gereken husus bu
olmasayd×! Çünkü vak×f, dernek, federasyon veya
konfedersayon gibi çeüitli sivil toplum örgütlerinin hiçbir
üekilde yaül× engellilere hizmet ulaüt×ramad×klar× ortaya
ç×km×üt×r. Yaül× engellilerin sadece 1000’de 3’ü bu
kuruluülar×n sunduùu hizmetlerden faydalanmaktad×r.
Yerel yönetimlerde de durum daha iyi deùildir. Engelli
yaül×lar×n sadece 1000’de 8’i belediyeler taraf×ndan
sunulan hizmetlerden yararland×ù×n× belirtmektedir.
Sosyal yard×m kurumlar×ndan yararlananlar×n say×s× ise
1000’de 1’e gerilemektedir.
Kurum ve kuruluülar×n, engelli yaül×lara hizmet
sunabilmek için aralar×nda çetin bir rekabete giriütiklerini
gerçekten söyleyemeyiz. Daha ziyade pasif bir ilgisizliùin
varl×ù×na iüaret eden bulgulara ulaüm×ü bulunuyoruz. Bu
yüzden her y×l kutlanan “Yaül×lara Sayg× Haftas×” ad×
31
alt×ndaki organizasyonun ne anlama ve kime faydal×
olduùunu anlamakta da zorlanmaktay×z.
Sadece engelli yaül×lar deùil, onlar×n aile fertleri de kurum
ve kuruluülar×n hizmetlerinden yararlanam×yor (ortalama
%1 – 2). Bu konuda adeta bir çölü an×msatan durumlara
rastlan×lm×üt×r. Verimsiz topraklara ekilen tohumlar×n
yeüermeyiüi deùil, aksine bu topraklara neden tohum
serpiütirildiùine anlam veremiyoruz.
Soru,
neden
bunlardan
yararlan×lamad×ù×nda
düùümleniyor. Öncelikle ekonomik durum ve bu
hizmetleri veren kurum ve kuruluülar×n yak×n çevrede
bulunmay×ü× gerekçe olarak gösterilmektedir. Ancak
cevaplardan hareket edilerek, ihtiyaçlar× belirlemek
burada da mümkün olmuyor.
Hizmetlerden faydalanmama sebebi olarak baüta
ekonomik durumun yetersizliùi gösteriliyor (%60). Ancak
amme hizmeti veren kurum ve kuruluülara ödeme
yap×lmad×ù×na göre hangi hizmetleri kastettikleri de
anlaü×lam×yor. Büyük ihtimalle saùl×k hizmetlerinden
bahsediyorlar.
“Özrüne yönelik hizmetler” iadesinden, hangi hizmetlerin
kastedildiùi anlaü×lamad×ù× gibi, bu soruya cevap verenler
de herhalde ayn× duyguyu yaüam×ü olmal×lar. Örneùin
saùl×k hizmeti denilince, bandajlar×n deùiütirilmesinden
doktor ziyaretine, hastanede yatmaktan röntgen
çektirmeye kadar o kadar çok hizmet türü akla
gelmektedir
ki
hangi
hizmetlerin
kastedildiùi
bilinmedikçe, engelli yaül×lara yönelik saùl×k hizmetlerini
bile tatmin edici biçimde organize etme olanaù×na sahip
olunamayacaù× anlaü×l×yor.
32
Hizmetlerden Neden FaydalanmÕyorlar?
Ekonomik durum
60,3%
13,0%
10,5%
Haberi yok
Aile çözüm
16,2%
Çevrede yok
ûekil 6: Hizmetlerden faydalanmama nedenleri (Kaynak: DúE
2002/Hesaplama: Tufan 2006).
%16’s× yak×n çevrede engelliliùine yönelik hizmetlerin
bulunmad×ù×n×, %10’nu bu tür hizmetlerden haberi dahi
olmad×ù×n× belirtiyor. Asl×nda bu iki grubu birleütirebiliriz,
çünkü haberi olsa hizmet yok, hizmet olsa haberi yok.
Temelde ayn× sonuç ortaya ç×k×yor ve %20’den fazlas×
olmayan ya da olan hizmetlere ulaüam×yor.
Geriye aile içinde getirilen çözümler kald×. Bunlar %13
civar×nda. Ama ailenin getirebileceùi çözüm olanaklar×n×n
da neler olduklar× bilinmiyor.
Bu analizleri sürdürmenin anlam× ve gereùi yok. K×saca
üunu söyleyebilirim: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×’n×n
ikincil analizleri, yaül× veya genç, bak×ma muhtaç veya
deùil,
bütün
engellilerin,
sunulan
hizmetlerden
33
yararlanamad×ù×n×, yerel yönetimlerden sivil toplum
örgütlerine, úü Bulma Kurumundan meslek eùitimi veren
kurum ve kuruluülara ve sosyal yard×m kurumlar×na
var×ncaya kadar her alanda dezavantajlarla karü× karü×ya
olduklar×n× ortaya ç×karm×üt×r. Ama yaül×l×k ve engellilik
bir araya gelince, dezavantajlar katlanarak çoùalmaktad×r.
Bak×ma ve Yard×ma Muhtaçl×k Daha úyi Nas×l
Tespit Edilebilir?
Elimizde karü×laüt×rabileceùimiz bir ölçü olursa, yaül×l×kta
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k problemini alg×lamak
kolaylaü×r diye düüünüyorum.
Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×nda (2002) tespit edilen
rakamlar×n önemi, baüka ülkelerde tespit edilen
durumlarla karü×laüt×r×nca daha iyi anlaü×lacakt×r. Aüaù×da
sunacaù×m bilgiler Lenz et. al. (1999: 78)20 taraf×ndan bir
araya getirilmiütir ve ilginç yorumlara ulaümam×za
yard×mc× olacaklar× gibi, bu problemle ilgili alternatifler
aras×ndan seçim yapmay× da kolaylaüt×racaklard×r.
Yaül×l×ù×n hastal×ùa ve bak×ma muhtaçl×ùa indirgenmemesi
gerektiùi konusunda yayg×n bir görüü birliùine var×ld×.
Yaül×l×k, hastal×k ve bak×ma muhtaçl×kla s×n×rland×r×lamaz
ve s×n×rland×r×lmamal×d×r, ama hastal×k ve bak×ma
muhtaçl×ù×n, yaül×l×ù×n olas× refakatçileri aras×nda yer
ald×ù× da unutulmamal×d×r.
Araüt×rmalar 40 yaü×ndan itibaren saùl×k problemlerinde
belirgin art×ü meydana geldiùini göstermektedir.
Hastal×klar
ve
kaza
sonucu
yaralanmalar
40
20 Lenz, K., Rudolph, M., Sickendieck, U. 1999. “Alter und Altern aus
sozialgerontologischer Sicht” Pp. 7 – 96 in Die alternde Gesellschaft.
Problemfelder gesellschaftlichen Umgangs mit Altern und Alter, “Juventa Verlag:
Weinheim, München.
34
yaü×ndakilerde %7 iken, 55 yaü×ndakilerde %15’e, 70
yaü×ndakilerde %20’e (Datenreport Alter 1997: 24)21
yükselmektedir.
40 yaü×na kadar cinsiyetler aras×nda bu baùlamda dikkate
deùer bir fark görülmezken, 40 – 65 yaülar× aras×ndaki
erkeklerde hastal×klardan ve yaralanmalardan üikayet
edenler çoùalmaktad×r. Buna karü×n 70 yaü×ndan sonra
kad×nlarda bunlar fazlalaümaktad×r.
Türkiye’de yaü× 40 ve daha büyük olan bireylerin say×s×
18,8 milyondur (DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Bunlar×n %22’nin yaü× 60 ve üzerindedir. Geriye kalan
%78’lik kesim, 20 y×l sonra 60 – 79 yaü grubunda yer
alacakt×r. Yaülanmakta olan bu insan kitlesinin hepsi,
bak×ma
ve
yard×ma
muhtaçlardan
meydana
gelmeyecektir. Fakat önemli bir bölümü, günlük yaüam×n
üstesinden gelebilmede, çeüitli yard×mlara ve hizmet
türlerine ihtiyaç duyacakt×r.
Yaü ilerledikçe hastal×klar×n süresi ve kazalarda
yaralanmalar×n oran× yükselmektedir. 15 – 40 yaülar×
aras×ndaki bireylerde rastlanan hastal×klar genellikle k×sa
süreli olmaktad×r. Sadece 8 kiüiden 1’inde bir y×l×
aüabilmektedir. Yaül×larda durum tamamen farkl×d×r. Yaü×
65’in üzerindekilerde ortaya ç×kan saùl×k problemlerinin
neredeyse üçte ikisi, bir y×l×n üzerinde devam etmektedir.
21
Datenreport Alter 1997. Individuelle und sozioökonomische
Rahmenbedingungen heutigen und zukünftigen Alters. Schriftenreihe des
Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend, Bd. 137,
Stuttgart.
35
100
92,4
95,6
97,1
98,1
86,6
N= 18,8 milyon
78,2
80
68,2
56,6
60
41,5
40
22,3
20
0
40 -44
45 -49 50 -54 55 -59 60 -64 65 -69 70 -74 75 -79
80 -84
ûekil 7: Yaü× 40’×n üzerindeki nüfusun yaü gruplar×na göre daù×l×m×
(Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Yaü× 70 ve üzerindekilerin neredeyse hepsinde en az×ndan
bir hastal×k tespit edilmiütir. %30’nda beü veya daha fazla
hastal×k vard×r. Birden fazla hastal×ùa sahip olmak
(multimorbidite), yaül×l×kta yayg×n ve tipik bir fenomendir
(Steinahgen – Thissen et. al. 1994)22.
Yaül×l×ù×n tipik özelliklerinden biri de kronik hastal×klara
sahip olmakt×r. Yaü× 70 ve üzerindekilerin %92’si en az bir
ilaç, neredeyse 4 kiüiden 1’i beü veya daha fazla ilaç
kullanmaktad×r. %28’nin ise uygun olmayan ilaçlar
kulland×ù×, %24’nde tedavi görmemiü aù×r dereceye varan
bedensel hastal×klar×n bulunduùu belirtilmektedir.
Steinahgen – Thissen, E. et. al. 1994. “Innere Medizin und Geriatrie” Pp. 124
– 150 in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie
edited by P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin.
22
36
70 yaü×n üzerindekilerin “sadece” 1/3’ünde yaüam
tehlikesi ihtiva eden hastal×klara rastlanm×üt×r (örneùin
koroner kalp hastal×klar×). Yaü× 85 ve üzerindekilerin bile
çoùu aù×r hastal×klara sahip deùillerdir. Psikiyatrik
hastal×klara sahip gruplar aç×s×ndan da bu geçerlidir.
Bunlar aras×nda yaü× 70’in üzerindekilerin %14’ü demans
hastas×d×r. %9’da depresyon ve %4’de korku hastal×klar×
vard×r. Genel olarak 70 – 74 yaü grubunda demans
hastal×klar×na rastlanmamaktad×r. Buna karü×n 95+
kuüaù×nda demans hastalar×n×n oran× %60’a ulaüt×ù×
tahmin edilmektedir.
Bu bilgiler, bak×ü aç×s×na göre farkl× yorumlanabilirler.
Bilgileri aktaranlara göre bunlar, yaül×l×ù× hastal×kla ve
bak×ma muhtaçl×kla bir tutmamak için gerekçe
gösterilmektedir. “95 yaü ve üzerinde bile çoùu demanstan
muaf bir yaüam sürdürmektedir” (ebd. S.80) cümlesinden
ancak bu sonucu ç×karabiliriz.
Bu rakamlar× baüka türlü de yorumlayabiliriz. Her ne
kadar yaül×l×k, hastal×k deùilse de, yaül×lar×n çoùu ilaç
kullanmaktad×r, önemli bir bölümü aù×r ve orta dereceli
kronik hastal×klara sahiptir ve yaü yükseldikçe demans
hastalar× h×zla çoùalmaktad×r. Dolay×s×yla önemli bir
bölümü, bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelmektedir.
Hastal×k, kronik hastal×k ve birden fazla hastal×ùa sahip
olmak, hiçbiri bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k anlam×na
gelmemektedir.
Kronik
hastal×klar
fonksiyonlarda
k×s×tlama meydana getirebilse de, kronik hastal×klara
sahip yaül×lar×n çoùu, baükas×n×n yard×m×na ve bak×m×na
gerek kalmadan yaüam×n× tek baü×na sürdürmektedir
(Mayer et. al. 1994)23.
23 Mayer et., K.U. al. 1994. “”Gesellschaft, Politik und Altern” Pp. 721 – 758 in
Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie edited by P.B.
Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin.
37
Berlin’de yap×lan bir araüt×rmadan elde edilen bu
bulgulardan hareket ederek, evde bak×ma ve yard×ma
muhtaç yaül×lar×n say×s× Almanya’da 1,123 milyon kiüi
olarak hesaplanm×üt×r (Lenz et. al. 1994: 80) ve nüfusun
%1,4’üne denk gelmektedirler. Bu yaül×lardan 190000’ni
tam baù×ml×d×r, %97’i yataùa yat×p kalkarken birinin
yard×m×na ihtiyaç duymaktad×r, %94’ü tuvalet ihtiyac×n×
tek baü×na gideremeyecek durumdad×r. 458000 yaül×n×n her
gün ve 465000’nin haftada en az birkaç defa profesyonel
yard×ma ihtiyac× vard×r. Bunlara kurumsal bak×m alt×ndaki
450000 kiüi eklenince, tam baù×ml× ve bu yüzden “sürekli
bak×m” alt×nda tutulan yaül×lar×n say×s× 1,6 milyona
yükselmektedir.
Bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lara ek olarak, sadece
yard×ma ihtiyaç duyan ve kendi evinde yaüayan 2,1 milyon
yaül×y× da hesaba kat×nca, nüfusun %2,7’ne denk gelen
bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lardan söz edilmektedir.
Kapsaml× bir araüt×rmadan al×nan bu ufak kesit bile
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n tespitinde, genel
kavramlardan
hareket
edilemeyeceùini
ortaya
koymaktad×r. Daha ziyade problemi tam olarak ifade
etmek ve denklere bunlar× sormak gerekiyor (Örn. tuvalet
ihtiyac×, yataùa yat×p kalkmak, giyinmek ve soyunmak,
merdivenleri inip ç×kmak, sokakta yürümek vs.).
Amaç ne kadar insan×n bak×ma ve yard×ma ihtiyac×
olduùunu tespit etmenin yan× s×ra, hangi yard×m ve bak×m
türlerine ihtiyaç duyduklar×n×n da belirlenebilmesidir.
Çünkü hedef bu insanlara yard×mc× olabilecek hizmetleri
tasarlamak ve çeüitliliùi çoùaltmakt×r.
Gerontoloji Atlas× úlk Bulgular
Türk yaül×s×n×n en büyük korkusu baù×ml× hale gelmek, en
düüündürücü isteùi ise bu duruma düümektense ölmeyi
tercih etmesidir.
38
Ekonomik zorluklar çoùald×kça, bak×ma muhtaçl×k
korkusunda art×ü meydana gelmektedir. ûu ana kadar
yap×lan analizlerden elde edilen sonuçlardan en önemlileri
aüaù×da verilerek, Türk yaül×s×n×n güncel durumuna biraz
olsun ×ü×k tutulmaya çal×ü×lacakt×r.
Bak×ma muhtaçl×k yaül×lar×n en önemli problemlerinden
birini meydana getirmektedir. Bedensel engellilik, en
yayg×n engellilik türüdür. Yaü× 60’×n üzerindeki her 4
yaül×dan 1’nin farkl× derecelerde bedensel engelliliùi
vard×r. Yaüland×kça engellilerin say×s× artmaktad×r, ama 90
yaü×n üzerindekilerde %4 seviyesine gerilemektedir.
Sosyal Güvenli÷i Olmayan YaúlÕ lar ve E÷itim Durumu
90
78
80
68
70
%
60
49
50
32
40
30
19
20
10
2
0
okuryazar de÷il
diplomasÕz
ilkokul
ortaokul
lise
üniversite
okuryazar
Kaynak GeroAtlas© AraútÕrmasÕ 2006
ûekil 8: Sosyal güvenlik durumu ve eùitim durumu (Tufan 2006,
GeroAtlas).
Fakirlik, yaül×lar×n en büyük sorunlar× aras×nda yer
almaktad×r. Ortalama ayl×k geliri 100 YTL olan yaül×lar×n
oran× %73’e ulaümaktad×r. En zor durumdaki yaül×lar, dul
kad×nlard×r. Genellikle yaü× 75’ten büyük olan bu
kad×nlar×n çoùu yaln×z yaüamaktad×r. Bunlar×n %8’i
bak×ma muhtaçt×r, %67’nin hiçbir geliri yoktur. Çocuklar×,
39
akrabalar× veya komüular× taraf×ndan bak×lmakta ve
desteklenmektedirler.
Yaüam koüullar×yla eùitim düzeyleri aras×nda s×k×
baùlant×lar vard×r. %39’u okuma yazma bilmemektedir,
%47’i ilkokul mezunudur. %10’nu herhangi bir okuldan
mezun olmam×ü, ama okuma yazma bilenlerdir. Okuma
yazma
bilmeyenlerin
%65’ni
kad×nlar
meydana
getirmektedir.
Sosyal Güvenli÷i Olmayan YaúlÕ lar ve YaúadÕ klarÕ Kentler
64
70
57
60
50
38
34
%
40
30
26
27
østanbul
Trabzon
21
20
10
0
Ankara
øzmir
Antalya
Van
DiyarbakÕr
Kaynak GeroAtlas© AraútÕrmasÕ 2006
ûekil 9: Sosyal güvenlik durumu ve yaüad×ù× kent (Tufan 2006, GeroAtlas).
. Yaül×lar×n %38’i geleceùe umutsuzlukla bakmaktad×r ve
en çok yaln×zl×ktan üikayet etmektedirler. Bunlar×n %55’i
sosyal çevreden tamamen soyutlanm×ü bir yaüam
sürdürmektedir ve %42’i bir an önce ölmek istediùini
söylemektedir.
Yaüam×ndan hiç memnun olmad×ù×n× söyleyenlerin say×s×
yaü ilerledikçe artmaktad×r. Beü y×l öncesine göre kendisini
daha mutsuz hissedenlerin oran× %65’tir. Beü y×l öncesiyle
karü×laüt×rd×ù×nda saùl×ù×n×n bozulduùuna inananlar×n
oran× ise %72’dir.
40
Gelir Durumu
80
73
70
60
%
50
40
30
24
20
10
3
0
Fakir
Orta
øyi
Kaynak GeroAtlas© AraútÕrmasÕ 2006
ûekil 10: Gelir durumu (Tufan 2006, GeroAtlas).
Yaül×lar×n problemleriyle ilgilenilmediùi görüüünü %87’i
kabul etmektedir.
Bak×ma muhtaç hale gelerek çocuklar×na yük olma
korkusu çok yayg×nd×r, ölmeyi tercih edeceùini
söyleyenlerin oran× %56’d×r. Bak×ma muhtaç yaül×lar×n
çoùu evden d×üar× ç×kamamaktad×r. Çoùuna çocuklar×
bakmaktad×r ya bir odada tek baü×na yaüamaktad×rlar ya
da yüzölçümü küçük olan konutlarda, odan×n bir köüesine
konulan bir yatak veya yer yataù×, onlar×n tüm dünyas×n×
meydana getirmektedir.
Bu yaül×lar×n %88’i ailede
sayg×nl×ù×n×n kalmad×ù×na inanmaktad×r.
Sorunlar bölgesel nitelikler taü×maktad×r ve belirli
bölgelerde baz× sorunlar×n yoùunlaüt×ù× görülmektedir.
Doùu bölgelerinde saùl×k, sosyal hizmet ve rehabilitasyon
hizmetlerinin
azl×ù×ndan
üikayet
(%92)
edenler
çoùunluktad×r. Bat× bölgelerindeki yaül×lar, kentin
sunduùu olanaklardan yararlanamamay× büyük bir
dezavantaj olarak görmektedirler (%77).
41
Ba
kÕ So
m sy
Si al
go
r ta
sÕ
z
tsu
Mu
ri
ga lilik
As ek
Em
En g
elli
Fakir
Durumlar
Çözümler
ùi
ka
ye
ka Sos
tÕl ya
m l
a ya
ol úa
an m
ak a
la
rÕ
Fi
dü zik
ze se l
nl çe
em v
es re
i
u ts
Um
tçi
uz
ûekil 11: Durum ve Çözümler (Tufan 2006, GeroAtlas).
Bedensel engelli yaül×lar×n %94’ü fiziksel çevre
koüullar×n×n, kendi özelliklerine göre uyarlanmam×ü
olmas×n×
büyük
bir
dezavantaj
olarak
deùerlendirmektedir. Devlet kurumlar×n×n, diùerlerine
örnek olmas× gerektiùini ve kamu bina ve taü×tlar×n×n
yaül×lara göre düzenlenmelerini istemektedirler.
Yaül×lar×n çoùu sosyal güvenlikten yararlanamamaktad×r.
Kad×nlar bu aç×dan daha dezavantajl× durumdad×r. Doùu
bölgelerinde sosyal güvenliùi bulunmayan yaül×lar×n
say×s× daha fazlad×r (Örneùin Ankara’da %21,
Diyarbak×r’da %64).
Çoùu kötü ikamet koüullar× alt×nda yaüamaktad×r. %27’nin
tuvaleti d×üar×da, %32’nin s×cak suyu ve %47’nin banyosu
yoktur. Tek baü×na yaüayanlar×n durumlar× hepsinden
kötüdür, birçoùu ufak tek odal× evlerde oturmaktad×r.
Konutlar×n çoùu sobal×d×r, kent merkezinden uzakt×r,
ulaü×m olanaklar× yetersizdir (%78).
42
Be
ú
y
sa ke Õl ö %
÷l nd nc 72
Õk is e
sÕ in si
z i d ne
hi a g
ss h ö
ed a re
iy
or
re
gö uz
e ts
65 in u
% ces a m r
h o
ön a iy
Õl i d d
úy isin sse
Be nd hi
ke
Psikososyal Durum
ilg Ya
ile úl
ni Õla %
lm rÕ
ed n s 87
i÷ or
in un
i d la
üú rÕ
ün yla
üy
or
,
lip a,
ge s
e an
al kt r
56 h a o
% taç olm diy
uh k e
m yü ci h
a a er
m Õn i t
kÕ lar ey
Ba cuk lm
ö
ço
ûekil 12: Psikososyal durum (Tufan 2006, GeroAtlas)
Çoùu fakir ailelerden gelmektedir. %89’u çocukluùunu da
fakirlik içinde geçirmiütir. Ufak bir k×sm×n×n (%3) eùitim
ve gelir durumu tatmin edici bir düzeydedir. Bunlar×n
%82’nin sosyal güvenliùi vard×r. Saùl×k sorunlar× fazla
deùildir. Genellikle 60 – 70 yaülar× aras×ndaki bu yaül×lar,
y×lda en az bir kere tatil yapt×klar×n× belirtmektedir.
Türkiye’nin “genç yaül×lar×n×” oluüturan bu grubun
beklentileri ve yaüama bak×ülar× diùer yaül×lardan
tamamen farkl×d×r. “Geriye kalan süreyi” dolu dolu
yaüamak istediklerini belirtmektedirler. Ama bu yaül×lar×n
toplam içindeki oran× %0,2’dir.
Dul yaül×lar×n %27’si, vefat etmeden önce engelli hale
geldiùi için eüinin bak×m×n× yapm×üt×r. %18’i eüinin
beklenmedik k×sa süre içinde vefat ettiùini söylemektedir
ve eüi öldükten sonra kendisinin de yaüama isteùinin
kaybolduùunu belirtmektedir.
43
Sebepleri
Türkiye’de Demografik Yaülanma
Önce üunu hemen belirtelim: Bizim problemimiz yaül×lar×n
çoùalmas× deùildir. Tam tersine, hedefimiz bugünkünden
daha fazla yaül× insan×n yaüad×ù× bir topluma sahip
olabilmektir. Bütün uùraülar×m×z, yaüam koüullar×n× daha
iyi bir düzeye çekmektir. Bu hedefin doùuracaù× yan
etkilere uygun tepkiler verilmeyiüi, as×l sorunumuz budur.
Türkiye’de yaül×lar×n çoùald×ù×n× 1960 – 2005 dönemine ait
veriler net bir biçimde ortaya koymaktad×r. 1960 y×l×nda
yaül×lar×n oran× henüz %3,5 iken, bugün %9’a yükselmiütir.
Ayr×ca hemen üunu da ekleyelim: Yaül× kavram×n×n
buradaki anlam×, yaü× 60 ve üzerindeki insan demektir. Bu
da sanki yaül×l×ù×n belli bir baülang×ç s×n×r× varm×ü gibi bir
düüünce yaratabilir. Fakat sükûnetinizi bozmay×n×z.
Çünkü böyle bir s×n×r ne bugün vard×r, ne de geçmiüte
olmuütur. Bu sadece bir tan×mlama meselesidir. Bugün
Gerontoloji
kitaplar×n×
kar×üt×ranlar
k×sa
sürede
anlayacakt×r
ki
yaül×l×ù×n
birden
fazla
tan×m×
yap×lmaktad×r. Sosyolojik, psikolojik, hukuksal, takvimsel
ve diùerleriyle birlikte 12 ayr× yaül×l×k tan×m×ndan hareket
edilmektedir (Bango 1994: 109 – 110)24. Burada takvimsel
yaü×, yaül×l×ù× tan×mlarken kullan×yor oluüumuz, sadece
pratik nedenlerden ileri gelen ve tamamen problemsiz
olmayan bir tan×mlama biçimidir.
úlk etapta yaül×lar×n çoùalmas×, hedefe doùru yol
ald×ù×m×z× gösteren sevindirici bir geliümedir. Anlaü×lan
bütün üikâyetlere raùmen Türkiye’de yaüam standard×
yükselmektedir. Bu da erken ölümlerin üstesinden k×smen
gelinebildiùini müjdelemektedir. K×smen diyorum, çünkü
24 Bango, J. 1994. Soziologie für soziale Berufe. Grundbegriffe und Grundzüge. Enke
Verlag: Stuttgart.
44
birçok bulgu, bu baùlamda henüz büyük zorluklarla karü×
karü×ya olduùumuzu ortaya koymaktad×r.
Özellikle yaüam koüullar×n×n daù×l×m×ndaki heterojenlik,
Türk insan×n×n hala endüstri ülkelerinin insanlar×ndan
önemli ölçüde daha k×sa bir yaüam beklentisinden hareket
etmelerini zorunlu hale getirmektedir. Devlet ústatistik
Enstitüsü (DúE) taraf×ndan verilen bilgilere göre erkeler 70,
kad×nlar 72 y×ll×k ortalama yaüam süresine sahiptirler (DúE
2005)25. Oysa Türklerin öldüùü yaüta, refah düzeyi yüksek
toplumun
insanlar×,
yaüam×n
yeni
baülad×ù×n×
düüünmekte, önlerindeki geriye kalan uzun süreyi, en iyi
üekilde geçirmeyi umut etmektedirler.
Her ne kadar kad×n ve erkek için yaüam süresi uzamaya
devam etse de, öncelikle kad×nlar×n lehine bir geliüme
olduùu dikkat çekmektedir. Bütün toplumlarda, sebebi
kesin olarak aç×klanamam×ü olan bir olgu, kad×na daha
uzun bir ömür armaùan etmektedir. Örneùin Japon
kad×nlar ortalama 95, ABD’li kad×nlar ortalama 101,5 y×l
(Schirrmacher 2004)26 yaüamaktad×rlar.
Endüstri ülkelerinde daha erken dönemlerde baülayan
demografik yaülanman×n, Türkiye’de benzer üekilde
cereyan ettiùini görmek ve gelecekle ilgili, tahmin
yürütmek için Almanya ve Türkiye’deki geliümeleri
karü×laüt×rmaya çal×üal×m. Almanya, Türkiye’nin yak×n
gelecekte eriüeceùi toplumsal yaülanma düzeyine, henüz
1960’l× y×llarda ulaüm×üt×. 1960 y×l×ndan önce baülayan ve
sürekli güçlenerek devam eden toplumsal yaülanma,
endüstri devi olarak adland×r×lan Almanya’y× bugün
büyük kayg×lara sürüklemektedir.
T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü ,2005, Ankara.
Schirrmacher, Frank. 2004. Das Methusalem-Komplott. 5. Aufl. Blessing:
München.
25
26
45
Ayn× dönemi dikkate alarak Türkiye’nin nüfusunda
yaül×lar×n oran×na bakt×ù×m×z zaman, hayret edecek
derecede paralel bir geliümenin varl×ù×n× alg×l×yoruz.
Aradaki tek fark, yaül× oran×n×n düzeyidir. Fakat bu
geliümelerin devam edeceùinden hareket edilirse ki böyle
olmas×n× gerektiren yeterince örnek elimizde vard×r, o
zaman yak×n geleceùin Türkiye’sinde bugünkünden çok
daha fazla yaül× insan×n yaüayacaù× öngörüsünü ortaya
atabiliriz.
Türkiye ve Almanya KarúÕlaútÕrmasÕ
35
30
25
20
Almanya
15
Türkiye
10
5
0
1960 1970 1980 1990 2000 2002 2010 2020 2030 2040
YÕl
ûekil 13: Türkiye ve Almanya’n×n nüfusunda yaül× oranlar× ve gelecekle
ilgili öngörüler (Kaynak: DúE 1960 – 2005 ve Wacker 2001).
Grafikten görüldüùü gibi 2040’l× y×llarda Alman
nüfusunun %35’e yak×n×n× yaül×lar meydana getirecektir.
Ayn× dönemde Türkiye’nin nüfusundaki oranlar× %20’ye
merdiven dayam×ü olacakt×r (Türkiye verileri DúE27,
27
T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü’nün 1960 – 2002 dönemine ait verileri:
46
Almanya verileri Wacker 2001: 4728). Fakat daha detayl×
analizler, toplumsal yaülanman×n Türkiye’de daha h×zl×
ilerlediùine iüaret etmektedir, kan×mca 2020’li y×llarda
yaül×lar×n oran× %20’e ulaüacakt×r (Tufan 2006b)29.
úleri Yaül×l×k
Türkiye’de 1960 – 2000 döneminde, yaül× nüfus içinde en
h×zl× çoùalan grubun, yaü× 80’nin üzerindekiler olduùu
görülmektedir. Bu dönem zarf×nda yaül× nüfus içinde yaü×
60’×n üzerindekiler %57, yaü× 80’nin üzerindekiler %266
artm×üt×r (Tufan 2003)30.
Yeni analizler, bunun devam ettiùini ortaya koymuütur.
Yaül× nüfus içinde henüz çoùunluk 60 – 69 yaü
grubundad×r
ve
yaül×lar×n
%58’ni
meydana
getirmektedirler. Ama 80+ kuüaù×ndaki geliümeler, ileri
yaül×l×k eùiliminin varl×ù×n× ve devam edeceùini
kan×tlamaktad×r. Özellikle 90 yaü×n üzerindekilerin (%7,2)
80– 89 yaü grubundakilerin oran×ndan (%6,5) daha fazla
oluüu dikkat çekici bir geliümedir. Bu da bak×ma
muhtaçl×ù×n yaül× nüfusta yayg×nlaüacaù×n×n sinyalini
iletmektedir.
Wacker, E. 2001. “Wohn-, Förder – und Versorgungskonzepte für ältere
Menschen
mit
geistiger
Behinderung.
Ein
kompetenzund
lebensqualitätsorientierter Ansatz” Pp. 43 – 122 in Versorgung und Förderung
älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertisen zum Dritten Altenbericht
der Bundesregierung. Deutsches Zentrum für Altersfragen, Band 5,
Leske+Budrich Verlag: Opladen.
29 Tufan 2006b, Türkiye’de Yaülanmak ve Yaül×l×k, bas×m haz×rl×klar× devam
eden çal×üma..
30 Tufan, ú. 2003. Sosyolojik Yaülanma
28
47
YaúlÕ Nüfus ve øleri YaúlÕlÕk
35
31,5
30
26,4
25
18,3
20
15
10,1
10
7,2
4,7
5
1,8
0
60 – 64
65 – 69
70 – 74
75 – 79
80 – 84
85 – 89
90+
Yaú Grubu
ûekil 14: Daha üimdiden 90+ kuüaù× 80 – 89 yaü grubunu aüm×ü durumdad×r
(Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006)
Yaül× Kad×nlar Çoùal×yor
úleri derecede yaül× nüfus içinde, cinsiyet daù×l×m× daima
kad×n×n lehine deùiüir. Bütün toplumlarda rastlan×lan bu
durum, Türkiye’de de yaül×l×ù×, kad×n×n spesifik problemi
haline getirmektedir. Tews (1993)31 bunu yaül×l×ù×n
feministleümesi olarak tan×mlamaktad×r.
Daha üimdiden 80 – 84 yaü grubunun %54,5’ni ve 80 – 89
yaü grubunun %56’n× meydana getiren kad×nlar×n 90+
kuüaù×ndaki oran× ise %64’e yaklaüm×üt×r. Gelecekte yaül×
nüfusun ¾’ü kad×nlardan meydana gelecektir.
31 Tews, H.-P. 1993. “Neue und alte Aspekte des Strukturwandels des Alters” Pp. 15
– 42 in Lebenslagen im Strukturwandel des Alterns edited by G. Naegele and H.-P.
Tews. Westdeutscher Verlag: Opladen.
48
Demografik deùiüimlerin kad×n aç×s×ndan yaratt×ù× risk,
onun cinsiyetinden deùil, cinsiyetinin yaratt×ù× sosyal
dezavantajlardan kaynaklanmaktad×r. Eùitim düzeyi
düüük, fakir ve sosyal güvenliùi olmayan yaül× kad×nlar×n,
özellikle dul yaül× kad×nlar×n durumu (Tufan 2006,
Türkiye’de Yaülanma ve Yaül×l×k), yaül×l×ù× kad×n×n özel
problemi yapmaktad×r.
Yaül×l×ù×n kad×n×n özel problemlerinden biri olarak kabul
edilmesi, Tews’in (1993) feministleüme olarak tan×mlad×ù×
durumla iliükilidir. úleri yaütaki yaül×lar aras×nda
kad×nlar×n çoùalmas×, bak×ma muhtaçl×ù× kad×n×n önemli
problemlerinden biri haline getirmektedir.
Endüstri
ülkelerinde görülen bu durum, acaba Türkiye’de de var
m×? Cevab×n “evet” olduùuna dair bulgulara
rastlan×lmaktad×r. 80 yaü ve üzerindeki nüfusta tespit
edilen feministleüme efekti, gelecekte daha da artacakt×r.
Buraya kadar yapt×ù×m×z ampirik verilere dayanan
tespitler, Türkiye nüfusunun yaüland×ù×n× ortaya
koyarken, diùer taraftan bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n,
yaül× nüfusta yayg×n olmas× gerektiùini de ortaya ç×kard×.
Bunu kesin olarak iddia edemeyiüimin sebebi, eldeki
verilerle
engelliliùi
ve
kronik
hastal×ù×
tespit
edebilmemden, ama bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× tespit
edememekten ileri geliyor.
Demografik yaülanma Avrupa ve Kuzey Amerika ile
s×n×rl× kalan bir olgu deùildir. Aksine küresel bir
geliümedir. Farkl× h×zda olsa da, bütün toplumlarda
yaül×lar×n say×s× artmaktad×r. Türkiye bu trendin tam
içinde yer almaktad×r. Genç nüfusu, asl×nda sadece
yaülanan bütün toplumlar×n geçirdiùi evrelerden biridir.
Yaül×l×k gelmeden önce, bir süre gençleüen ve ard×ndan bu
özelliùini bir süre daha koruyan, ama daha sonra h×zla
yaülanan toplumlardan birine sahiptir.
49
80+ Kuúa÷Õnda Cinsiyet Da÷ÕlÕmÕ
100,0 %
80,0 %
54,5 %
56,3 %
63,4 %
60,0 %
Erk ek
KadÕn
40,0 %
20,0 %
45,5 %
43,7 %
36,6 %
0,0 %
80-84
85-89
90+
ûekil 15: Türkiye’nin yaü nüfusunda feministleüme olgusu (Kaynak: DúE
2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Kuzey Amerika’da 1990 y×l× itibariyle 60+ kuüaù×n×n
toplam nüfus içindeki oran× %16,6 idi. 2030’da %25,4’e
yükselmesi bekleniyor. Japonya, en h×zl× yaülanan
toplumuyla ilk s×ralarda yer almaktad×r. 1990 y×l×nda 60+
kuüaù×n×n %17,4’ten 2030’da %35’2 yükseleceùi tahmin
edilmektedir. Almanya’da ayn× dönem aras×nda yaül×lar×n
oran× %20,4’ten %34,6’ya yükselecektir.
Toplumsal yaülanma, bu yüzden endüstri ülkelerinin
ortak problemi olarak kabul edilmektedir. Ancak Asya ve
Latin Amerika ülkelerinin toplumlar× da yaülanmaktad×r.
1990 – 2030 döneminde Asya ülkelerinde yaül×lar×n oran×
%7,6’dan, Latin Amerika ülkelerinde %7,2’den %16’ya
50
yükselecektir (Yukar×da sunulan bilgiler için bkz.: Roloff
199632: Lenz et.al. 1999: 16).
Bu öne sürdüùüm tahminlerin doùru ç×kma olas×l×ù×n×
artt×ran, yani 2020’li y×llar×n ortalar×nda, ama en geç
sonlar×nda Türkiye nüfusunun %20’ni yaül×lar×n meydana
getireceùi anlam×na gelmektedir.
Bunu üu geliümeyi dikkate al×nca da görebiliriz: 1960 –
2000 dönemi aras×ndaki 40 y×lda yaül×lar×n oran× %71’lik
art×ü gösterirken, 2000 – 2002 döneminde, yani sadece iki
y×l içinde %48’lik bir art×ü meydana gelmiütir (DúE 1960 –
2002). Yaülanma h×z×n×n ivme kazand×ù×n×n göstergesi olan
bu geliüme, Türk toplumun yaülanmakta olan toplumlar
s×n×f×na koymay× gerekli k×lmaktad×r.
Endüstrileümeyi hedef olarak seçen Türkiye, önümüzdeki
dönemlerde sadece endüstrileüme baùlam×nda deùil, ayn×
zamanda demografik baùlamda da endüstri ülkelerine bir
hayli yaklaüacakt×r. Yüksek doùurganl×k nedeniyle nüfusu
artmaya devam edecektir, ama 2020’li y×llarda 100
milyonluk nüfusuyla AB ülkeleri aras×nda ilk s×raya
yerleütiùinde, nüfusun %20’ni yaül×lar meydana
getirecektir. Dolay×s×yla Türkiye hem h×zla çoùalan, hem
de h×zla yaülanan bir nüfusa sahiptir.
Bak×ma ve Yard×ma Muhtaç Engelliler
Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, günlük rutin iülerin
üstesinden k×smen veya tamamen gelememe durumuyla
baùlant×l×d×r. Sosyal bak×m sigortas× (SBS) bak×ma
muhtaçl×ù× bedensel, zihinsel veya ruhsal hastal×k veya
engellilik nedeniyle, günlük yaüamda düzenli olarak
yap×lmas× gereken iülerin, süreùen veya muhtemelen en az
alt× ay boyunca, bireyin kendisi taraf×ndan yap×lamamas×
32
Roloff, J. 1996. “Alternde Gesellschaft in Deutschland. Eine
bevölkerungsstatistische Analyse” in Aus Politik und Zeitgeschichte 35: 3 – 11.
51
ve bunlar için önemli ölçüde veya belirgin üekilde
yard×ma ihtiyaç duymas× (Keller 2002: 64)33 olarak
tan×mlar.
10
8,9
8
6
6
5,5
4,4
4,7
4,2
4 3,5
2
0
'1960
'1970
'1980
'1990
'1995
'2000
'2002
ûekil 16: 1960 – 2002 döneminde Türkiye nüfusunda yaül×lar×n oran× (Kaynak:
DúE).
Ayn× anda SBS’ten kimin yararlanabileceùi sorusunun
cevab×n× veren bu tan×mda “yaül×l×k” kavram×na yer
verilmediùi görülmektedir. Yani SBS, sadece yaül×lara
yönelik olarak tasarlanm×ü bir sigorta deùildir. Ama ortaya
ç×k×ü×n×n baül×ca sebebi demografik yaülanma eùilimidir.
Bu yüzden yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× sosyal
bir probleme dönüütüren demografik deùiüimlerin,
Keller, S. 2002. Pflege und Pflegeversicherung. Stiftungwarentest Berlin, Econ
Verlag: München.
33
52
yaülanma ve engellilik aras×ndaki birbirini güçlendiren
etkilerine (Tews 2001: 22)34 dikkat etmek gerekir.
Günümüzün yaül×s×, bundan bir as×r önceki yaül×dan daha
saùl×kl× ve daha zindedir. Endüstri ülkelerinde, ortalama
yaüam süresi, bir insan×n sahip olduùu kabul edilen yaüam
kapasitesi s×n×r×na iyice yaklaüm×üt×r. Bilim adamlar×
insan×n 110 – 120 y×l yaüabileceùinden hareket etmektedir
(Prahl/Schroeter 1996: 99)35.
Cinsiyetinden baù×ms×z bugün herkes için “kazan×lan
y×llar” (Imhof 1981)36 giderek çoùalmaktad×r. Türklerin
ortalama yaüam süresini dikkate al×nca, demografik
deùiüimlerden “kazanacaklar× y×llar×n”, bunun büyük
bölümünü kazanm×ü olan endüstri toplumlar×n×n
insan×ndan daha fazla olacaù×n× da söyleyebiliriz.
Buna baùl× olarak, bu y×llarlar×n hangi koüullarda geçtiùi,
ne zaman kazanç, ne zaman kay×p olarak görülebileceùi
sorusu ortaya ç×kmaktad×r. Yaül×l×ù×n, bak×ma ve yard×ma
muhtaçl×k anlam×na geldiùi durumda, bak×ma muhtaçl×ùa
raùmen, nas×l kazanca dönüütürülebileceùinin cevaplar×
aranmal×d×r. SBS, cevap alternatifleri aras×nda en
önemlilerinden biridir.
Engellileri baù×ms×z, yar× baù×ml× ve tam baù×ml× olmak
üzere üç gruba ay×r×p, sadece yar× ve tam baù×ml×
engellileri dikkate alarak üu tespitleri yapabiliyoruz.
Bedensel engellilerin %47’si, görme engellilerin %38’i,
úüitme engellilerin %32’si, konuüma engellilerin %57’si ve
Zihinsel engellilerin %54’ü tam baù×ml×d×r. .
Tews, H. – P. 2001. “Behindertenpolitik für ältere Menschen mit geistiger
Behinderung” Pp. 11 – 42 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit
geistiger Behinderung. Expertisen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung.
Deutsches Zentrum für Altersfragen, Band 5, Leske+Budrich Verlag: Opladen.
35 Prahl, H. W. and Schroeter, K. R. 1996. Soziologie des Alterns. Schöningh:
Paderborn.
36 Imhof, A. E. 1981. Die gewonnenen Jahre, München.
34
53
Engellili÷in Türüne Göre BakÕma ve YardÕma MuhtaçlÕk
100,0 %
80,0 %
46,9 %
31,6 %
37,8 %
57,4 %
54,4 %
42,6 %
45,6 %
Konuúma
Engelli
Zihinsel
Engelli
60,0 %
40,0 %
53,1 %
68,4 %
62,2 %
20,0 %
0,0 %
Bedens el
Engelli
Görm e Eng elli øúitme Engelli
YarÕ Ba÷ÕmlÕ
ûekil 17: Engellilik türü
2002/Hesaplama: Tufan 2006).
ve
Tam Ba÷ÕmlÕ
bak×ma
muhtaçl×k
(Kaynak:
DúE
Aüaù×daki grafik bütün engellileri dikkate almaktad×r.
Buna göre %45,5’i günlük iülerinin üstesinden kendisinin
gelebildiùini söylemektedir. Bu da %55’nin az veya çok
yard×ma ve bak×ma muhtaç olduùu anlam×na gelebilir.
Bu engelliler, bedensel fonksiyonlar×ndaki bir veya daha
fazla hasar nedeniyle, sosyal dezavantajlara maruz
kalmamaktad×rlar. úüitme engellilerin %60’× günlük
aktivitelerini tek baü×na yerine getirebilirken, zihinsel
engellilerin sadece %24’ü tam baù×ms×zd×r. Yar× ve tam
baù×ml× kategorilerinde yer alan engelliler aras×nda,
zihinsel engelliler yine ilk s×rada yer almaktad×r.
Bu kategorileri birlikte deùerlendirince, bedensel
engellilerin %31’i, görme engellilerin %23,8’i, iüitme
engellilerin %19,3’ü, konuüma engellilerin %30,5’i ve
zihinsel engellilerin %48,5’i günlük yaüam×n rutin
aktivitelerinde k×smen veya tamamen baù×ml×d×r (Bkz.
Tufan 2006a).
54
Engellili÷in Türüne Göre BakÕma ve YardÕma MuhtaçlÕk
80
60
40
20
0
Bedens el
Engelli
øúitme
Engelli
Görm e
Engelli
YarÕ Ba÷ÕmlÕ
ûekil 18: Engellilik türü
2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Konuúma
Engelli
Tam Ba÷ÕmlÕ
ve
bak×ma
Zihinsel
Engelli
Ba÷ÕmsÕz
muhtaçl×k
(Kaynak:
DúE
Engelliliùin, yaül×l×kta artt×ù×n× aüaù×daki grafikten
görmekteyiz. Bu grafikte sadece 75 – 94 yaü grubu dikkate
al×nm×üt×r. Baù×ms×zl×ktan baù×ml×l×ùa doùru belirgin bir art×ü
bulunduùu dikkat çekmektedir. Bu kuüaù×n içindeki en
ufak grubu, kimseye baù×ml× olmadan günlük iülerinin
üstesinden gelebilenler meydana getirmektedir (%5).
Günlük iülerinde yard×ma ve bak×ma ihtiyaç duyan “yar×
baù×ml×lar×n” oran× %8’e varmaktad×r. Buna karü×n “tam
baù×ml×lar×n oran× %12’dir. ûimdiden 75 yaü×n üzerindeki
yaül×lar×n %20’si k×smen veya tamamen bak×ma ve
yard×ma muhtaçt×r.
55
75+ Kuúa÷Õnda BakÕma MuhtaçlÕk
15
10
5
0
Ba÷ÕmsÕz
YarÕ ba÷ÕmlÕ
Tam ba÷ÕmlÕ
ûekil 19: Bugün yaü× 75’in üzerinde olan her 5 yaül×dan 1’i bak×ma
muhtaçt×r (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n sadece yaüla deùil,
engelliliùin türü dolay×s×yla da yaül×lar×n aleyhine bir
durum bulunduùunu görmekteyiz. Engelliliùin (Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas×nda) dikkate al×nan bütün
türlerinde, 60 yaü ve üzerindeki nüfusta belirgin art×ü
gösterdiùi dikkat çekmektedir.
Bütün bu tespitler bize üunu göstermiütir: Engellilik,
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, ilk etapta yaül×lar×n
problemidir.
Yaül×l×ùa engelli olarak baülayanlar×n say×s× Türkiye’de
h×zla artarken, baüka ve daha fazla dikkat çeken bir
durum daha belirlenmiütir. Engelli yaül×lar×n say×s×, yaü
ilerledikçe aü×r× derecede h×zl× bir üekilde azalmaktad×r.
úleri derecede yaül× nüfusta (80+) engellilik %3’e
gerilemektedir (Kaynak: DúE 2002/Hesaplamalar: ú. Tufan
56
2006b:116). Bu ise yaül×l×k ve engelliliùin hayati risk
taü×yan bir kombinasyon olduùunu göstermektedir.
Ortop edik, Görme, øúitme, Dil ve Konuúma v e Zihinsel Engelli Nüfus
10
8
6
Toplam
Erkek
4
KadÕn
2
0
0- 9
10 - 19
20 - 29
30 - 39
40 - 49
50 - 59
60 - 69
70+
ûekil 20: Engellilik türlerinin toplam× ve yaü gruplar×na göre daù×l×m
(Kaynak: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6).
Geçmiüin Devam×
Toplumlar×n yap×s×nda meydana gelen bütün deùiüimler,
geçmiüten günümüze, oradan öteye taüan, seriler üeklinde
gelen trendlerdir (Elias 197737: Korte/Schäfers 199738: 84).
Ancak demografik eùilimlerin içindeki koüullar×n devam
etmesi, seriler üeklinde gelen bu deùiüimlerin bir özelliliùi
deùildir, aksine baüka nedenlere dayanmaktad×r.
Elias, N. 1977. “Zur Grundlegung einer Theorie sozialer Prozesse” in
Zeitschrift für Soziologie, Jg.6, 2: 139.
38 Korte, H., Schäfers, B. 1997. Einführung in Praxisfelder der Soziologie,
2.Aufl., Leske + Budirich Verlag: Opladen.
37
57
K r o n ik H a s ta la r v e E n g e l li le r
30
Ölüm Tepesi:
4 kiúiden 1’i yaúlÕlÕk
dönemine engelli
olarak giriyor
25
E n g e lli
Kurtuluú Vadisi:
En dayanÕklÕ
olanlar:%2olanlar:%2-3
i
iú
øn
10 kiúiden 1’i orta
yaúlarda kronik
hasta
15
m
lü
Ö
Ölüm TÕ
rmanÕú
Õ
K r o n ik H a s t a ( % )
20
10
5
0
2
2
0
3
5
–
–
24
3
0
–
29
4
5
4
0
39
5
5
–
–
–
34
44
5
0
6
5
–
–
49
54
6
0
7
5
64
7
0
–
–
–
59
69
8
5
8
0
–
–
74
79
9
5
–
84
89
0
ve
ü
z
ûekil 21: Engellilik yaül×l×ù×n erken döneminde baül×yor (Kaynak: DúE
2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Bu nedenler, toplumsal deùiüimlere paralel olarak
yürüyen süreçlerin geleneksellik kazanmalar×na yol
açm×üt×r. Yaül×lar×n ve Türk kad×n×n×n geleneksel fakirliùi
bunlardan biridir. Yaül× kad×nlar×n %98,7’nin ayl×k
ortalama geliri 50 YTL veya alt×ndad×r (Tufan 2006b: 64,
69). ûüphesiz yaüam standard×n×n düüük bir düzeyde
kalmas×na yol açmakla kalmay×p, yaül×l×ù×n engellilikle
olan baùlant×lar×n× da güçlendirmektedir. Henüz (burada
tan×mland×ù× üekliyle) yaül×l×ùa ad×m atmam×ü 15 milyon
“ev kad×n×” ise bu geleneùin devam edeceùine iüaret eden,
dolay×s×yla problemin önemli kaynaklar×ndan biridir.
Geleneksel toplumlarda bireyler geçimlerini kendileri
saùlamak zorundayd×. Çal×üma yaüam× ve emeklilik dönemi
aras×nda s×n×r yoktu (Ritter/Hohmeier 1999: 109)39.
Yaül×lar×n durumundan hareket ederek, Türk toplumunu
ne “modern” ne de “geleneksel” toplum s×n×f×na
yerleütirebileceùimiz anlaü×lmaktad×r. Daha ziyade ikisi
aras×nda yer alan, modernleüme sürecindeki toplum
39 Ritter, U.P. and Hohmeier, J. 1999. Alterspolitik. Oldenbourg Verlag:
München, Wien.
58
olarak, geleceùi, ayn× zamanda bak×ma ve yard×ma
vereceùi cevaplarla baùlant×l× olacakt×r. Özellikle sosyal
güvenlik sistemini çökertecek güçte bir bak×ma muhtaçl×k
dalgas×na dayanabileceùi üekilde desteklenecek yeni
“sütunlara” ihtiyaç vard×r.
Türkiye’de yaülanmakta olan yaü× 15 – 59 aras×nda çal×ü×r
durumda 15 milyona yak×n insan vard×r. Bunlar×n %35’nin
sosyal güvenliùi yoktur. Dolay×s×yla geleceùin yaül×lar×
aras×nda da 10 yaül×dan 3 veya 4’nün, sakatl×k, hastal×k,
bak×ma
ve
yard×ma
muhtaçl×k
durumunda,
s×ù×nabilecekleri, onlar× koruma alt×na alacak bir
güvenceleri olmayacakt×r.
Türk toplumunu geçmiüten kalan, yaül×l×kta problemlere
yol açan geleneksel niteliklerinden s×yr×labildiùi ölçüde
“modern toplum” s×fat×na lay×k bir görünün kazanacaù×
için kaybedecek zaman× kalamam×üt×r.
Demografik
deùiüim trendinin önünü kesme olanaù× çok fazla deùildir,
Türk kad×n×n×n doùurganl×ù×n×n devam×n× umut edebilir,
ama eùitim düzeyi yükseldikçe daha az çocuk dünyaya
getiren kad×nlar×n çoùalacaù×ndan ve kariyer yapmak
isteùinin kad×n×n önemli özelliklerinden biri haline
geleceùinden hareket etmeliyiz.
Türkiye’de ilginç bir durumla da karü× karü×yay×z.
Bugünkü problemler yerine gelecek üzerine vizyonlarla
uùraüanlar çoùal×yor. úlk etapta bunda herhangi bir
sak×ncal× durum yok. Tabii ki hayallerimizi kanat takabilir
ve geleceùin rüyas×n× görebilir. Ama bunu yaparken
zaman× sadece gelecekle ilgilenerek geçirip, hayal edilen
geleceùin gerçekleümesine engel olacak bugünkü sorunlar×
unutamay×z.
Bütün göstergeler, bilimsel araüt×rmalar ve uzmanlar,
bak×ma muhtaçl×ù×n, en önemli problemlerden biri haline
geleceùini vurgulamakla kalm×yorlar, aksine bunun
üimdiden ortaya ç×kt×ù×n× ve çözüm getirilemediùi
59
takdirde tüm toplumu etkileyecek probleme dönüüeceùi
konusunda uyar×da bulunuyorlar. Problemin kaynaù×
demografik deùiüimlerle baùlant×l×d×r. Özellikle yaü×
80’nin üzerindeki nüfusta bak×ma muhtaç ve zihinsel
engelli yaül×lardaki art×ü, ülkeleri harekete geçiriyor (DZA
200240; DZA 200141). Örneùin Danimarka’n×n nüfusu
1996’da 5,2 milyondu ve erkekler ortalama 72,2 y×l,
kad×nlar 77,7 y×l yaüamaktayd×. Yaü× 60 ve üzerindeki
nüfusun oran× ise daha o zaman %20’ye ulaüm×üt×. Yaü×
80’nin üzerindeki nüfusun 2/3’nü kad×nlar meydana
getirmekteydi. Bunar×n 45000’ni özel kuruluülarda
yaüamaktayd× ve 37000’ni bak×ma muhtaçt× (Köhler
1996)42.
Bak×m ve yard×m hizmetlerinde Bat× ülkeleriyle
karü×laüt×r×ld×ù×nda Üçüncü Dünya Ülkesi görünümü
sunan Türkiye’de bak×ma ve yard×ma muhtaç kiüi say×s×
artarken, bu kiüilere nas×l ve hangi koüullar alt×nda
bak×ld×ù×, onlar×n bak×m×n× yapanlar×n zorluklar×, bunlar×n
üstesinden gelmek için hangi çarelere baüvurduklar× ve
onlara nas×l yard×m edilebileceùi sorular× üzerinde
yeterince
durulmamaktad×r.
T×bbi
bak×m
ve
rehabilitasyonlar bile yeterli gelmezken (Tufan 2006a),
bak×ma ve yard×ma muhtaçlar× sosyal yaüama entegre
edecek giriüimler konusunda tam bir pasiflik
sergilenmektedir.
40 Deutsches Zentrum für Altersfragen. 2002. Hochaltrigkeit und Demenz als
Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum
Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Vincentz Verlag: Honnover.
41 Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Versorgung und Förderung älterer
Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der
Bundesregierung, Band V,. Leske + Budrich Verlag: Opladen.
42 Köhler, P. A. 1996. “Landesbericht Dänmark” Pp. 1 – 56 in Altenhilfe in
Europa: Länderberichte Dänmark, Niederlande, Vereinigtes Königreich, Frankreich,
Spanien. Band 132.2 edited by Bundesministerium für Familie, Senioren,
Frauen und Jugend. Kohlhammer: Stuttgart, Berlin, Köln.
60
Seçeneklerimiz
Yeni Stratejiler
Ekonomik öngörülerin tersine demografik öngörüler hep
doùru ç×kmaktad×r (Birg 200143: Schirrmacher 2004).
Bugün 100 kiüiden 8’nin yaül×lardan (60+ kuüaù×) meydana
geldiùi toplumdan, 100 kiüiden 20’nin yaül×lardan
meydana geleceùi topluma doùru ilerleyen Türkiye’de,
100 yaül×dan 27’si engellidir (Tufan 2006b). Nüfusunun
%12,3’ü engellilerden meydana gelen Türkiye’de (Türkiye
Özürlüler Araüt×rmas× 2002) bugün ve gelecekte, bak×ma
muhtaçl×k kitlesel bir problem olarak ele al×nmal×, çözüm
aray×ülar×na sosyal boyutlar eklenmelidir.
Toplumsal yaülanmay× sosyal probleme (Von Kondratowitz
1999: 236)44 dönüütüren sebeplerden biri bak×ma ve
yard×ma ihtiyaç duyan yaül×lar×n çoùalmas×d×r. Yaül×l×k,
engellilik deùildir, ama bak×ma ve yard×ma muhtaç insan
say×s×n× artt×ran sosyal problemlerden biridir (Thimm
197245; Thimm et. al. 1985)46. Yaül× engellilerin say×s×ndaki
art×ü (Bintig 1999: 493)47, bu probleme getirilecek
çözümlerin önemini de artt×rmaktad×r.
Sosyal problemler, ancak sosyal plan ve stratejilerle
kontrol alt×na al×nabilir. Bak×ma muhtaçl×k problemi, çok
Birg, H. 2001. Die demographische Zeitenwende. Der Bevökerungsrückgang in
Deutschland und Europa. München.
44 Von Kondratowitz, H.-J. 1999. “Altern und Alter” Pp. 236 – 254 in
Handbuch Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F.
Stallberg, Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden.
45 Thimm, W. 1972. Soziologie des Behinderten. Schindele: Rheinstetten.
46 Thimm, W., v.Ferber, C., Schiller, B., Wedekind, R. 1985. Ein Leben so
normal wie möglich führen… Zum Normalisierungskonzept in der
Bundesrepublik Deutschland und in Dänemark. Bundesvereinigung
Lebenshilfe für geistig Behinderte: Marburg/Lahn
47 Bintig, A. 1999. “Körperbehinderung” Pp. 487 – 506 in Handbuch Sozialer
Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F. Stallberg, Westdeutscher
Verlag: Opladen, Wiesbaden.
43
61
say×daki problemlerden sadece bir tanesidir. Belli bir
sosyal problem diye bir üey yoktur, daha ziyade sosyal
alanlarda ortaya ç×kan problemlerden söz edilebilir. Sosyal
planlamalar daima toplumsal çerçeve taraf×ndan
belirlenir. Çözümler bu çerçevede ve onun koüullar× içinde
aranabilir.
Sosyal problemlerin çoùalmas×, finans kaynaklar×n×n
azalmas×,
toplumsal
perspektiflerin
parçalanmas×,
fakirliùin yayg×nlaümas×, çözüm giriüimlerinin ortaya
ç×kmas×na engel veya k×s×tl× bir alanda kalmas×na yol
açabilir.
Bu yüzden sosyal devlet taraf×ndan sevk ve idare edilen
çözüm konseptlerine ihtiyaç vard×r. Sosyal politikan×n
bulunmad×ù× bir yerde, sosyal planlamadan da söz etmek
pek mant×kl× deùildir.
Demografik
deùiüimler
yaül×
say×s×n×
giderek
artt×rmaktad×r. Yaül×l×kta yard×ma ve bak×ma muhtaç
insanlar×n say×s× da buna baùl× olarak artmaktad×r.
Dolay×s×yla bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, Türkiye’nin de
çözmesi gereken sosyal problemlerden biridir ve sosyal
planlama kapsam×na al×nmas× gerekir.
Sosyal plan kapsam×nda çözüm arana bütün problemler,
bu problemden etkilenen herkesi ve yaüam durumlar×n×
göz önüne almay× gerekli k×lmaktad×r. Böylece sosyal
planlamalara belli bir kalite düzeyi ve süreùenlik
kazand×r×labilir.
Sosyal planlama, sosyal problem bilinciyle baùlant×l×d×r.
Tan×mlanmayan bir problemin sosyal problem olarak
kabul edilmesi mümkün deùildir. Sosyal problemleri
kamuoyuna tan×tmak, kabul görmesini saùlamak ve
çözüm
giriüimleri,
ayn×
zamanda
problemden
etkilenenlerin yan×nda olmak, sosyal eüitsizliklere dikkat
çekmek, problemi acilliùini ve önemini vurgulamakt×r.
62
Sosyal problemlerin sosyal planlama giriüimleriyle
çözümü, sadece tek bir probleme yönelik olabilir. Daha iyi
bir çözüm alternatifi, probleme getirilecek çözümlerin,
baüka alanlara yapacaù× olumlu etkilerdir. Yarat×c×
çözümlere Türkiye’nin her alanda ihtiyac× vard×r.
Özellikle hizmet, kalite, kalifiye eleman, istihdam
yaratabilen her çözüm, toplumun refah düzeyini
artt×racakt×r.
Sosyal planlamalar gelir gider ve finansman olanaklar×
aç×s×ndan bir pusula görevi de görmektedir. Böylece
araüt×rma, planlama ve koordine giriüimleri aras×nda
uyumluluk saùlanabilmektedir. Ayr×ca yeni organizasyon
ve çal×üma strüktürleri yarat×lmas×na, bürokrasinin
azalmas×na ve vatandaüa yak×nlaüan bir sosyal devlet
anlay×ü×n×n yayg×nlaümas×na katk×da bulunmaktad×r.
Etkili sosyal planlamalar, çözüm getirmek istediùi
problemi daima geniü bir perspektiften ele almal×d×r.
Problem alanlar×n×, bu alanlar aras×ndaki iliükileri
görebilmeli ve disiplinler aras× çözüm alternatiflerini
keüfetmelidir.
Organizasyon ve stratejik aç×dan asgari giriüimlerle,
maksimum çözümler getiren çözüm alternatiflerini tercih
etmelidir.
Tespit edilen durumlara uzmansal uyumluluk saùlanmal×,
problem çözümleri, bu problem hakk×nda bilgi ve tecrübe
sahibi olanlara b×rak×lmal×d×r.
Bilimlerin Buluümas×
Gerontoloji, teorik ve uygulamal× olmak üzere iki önemli
özelliliùinin yan× s×ra, disiplinler aras× bir bilim koludur. Bu
yüzden yaülanma ve yaül×l×kla ilgili problemlerin
çözümünde ortak platformlar oluüturmaya çal×ü×r.
63
Sosyal Gerontoloji (Bango 1994: 108), yaülanma ve yaül×l×ù×n
doùurduùu ve doùurabileceùi sosyal nitelikli problemlere
çözüm getirmeye çal×ü×rken, disiplinler aras× iübirliùinden
vazgeçmez. Aksine sosyal problemlerin hiçbir zaman tek
boyutlu çözümlerle kontrol alt×na al×nmayacaù×n×n
bilinciyle hareket ederek bunu destekler.
Ancak Türkiye’de disiplinler aras× ortak çal×ümalar ancak
istisna durumlarda gerçekleüebilmektedir. Daha çok
disiplinler aras× rekabetin yaratt×ù× karü×l×kl× bir
güvensizliùin varl×ù×n× alg×lamaktay×z. Bilimler aras×
önyarg× ve anlaümazl×klar×n yerine, ortak noktalarda birlik
ve beraberliùin geçebileceùini ve bu sayede Türkiye’nin
hedeflerine daha kolay ulaüabileceùini kabul ederek,
Akdeniz Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi’nde
kurulan Gerontoloji Bölümü’nün, ayn× zamanda bilimler
aras× iübirliùini geliütirmesi gerekmektedir.
Özellikle sosyologlar×m×z×n bu çaùr×ya uymalar× gerekir
diye düüünüyorum. Sosyal giriüimleri yorumlayarak
anlayan,
süreçleri
ve
etkilerini
sebepleriyle
aç×klayabileceùini söyleyen sosyologlara (Weber 197248,
Schülein 200149), yaülanma ve yaül×l×ù×n yaratt×ù× sosyal
problemleri tan×mlamalar×, çözümler üretmeleri gerekir.
Ayr×ca bu çaùl× antropologlara ve kültür bilimcilerine
yap×lmaktad×r. Sosyoloji, Antropoloji ve Kültür Bilimleri
gerontolojik çal×ümalara aktif üekilde iütirak ederek, hem
yeni bir alana ad×m atma f×rsat×n× iyi deùerlendirmiü, hem
de kendi bilim alanlar× aç×s×ndan yeni bir sürecin
baülamas×na katk×da bulunmuü olurlar.
48 Weber M: Wirtschaft und Gesellschaft. In: Grundriss der verstehenden
Soziologie. 5. Revidierte Aufl.. Mohr Verlag, Tübingen, 1972.
49 Schülein J A: Alltagsbewusstsein und soziologiesche Theoriebildung. Hug T
(eds.), Wie kommt Wissenschaft zum Wissen. Band 3, Einführung in die
Methodologie der Sozial- und Kulturwissenschaften. Schneider Verlag,
Baltmannsweiler, 2001. s: 11-30.
64
Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, Türkiye’de hem yayg×n
hem de üimdiye kadar sosyal – gerontolojik perspektiften
ele al×nmam×ü, eski olduùu kadar yeni bir sosyal
problemdir. Eskiliùi geleneksel bir dizi sosyal
problemlerle olan baùlant×lar×ndan, yeniliùi Türkiye’de
incelenmemiü olmas×ndan ileri gelmektedir. Bu yüzden
Sosyal Gerontoloji ve Sosyoloji aç×s×ndan keüfedilmeyi
bekleyen birçok bulgularla dolu bir çal×üma ve uygulama
alan× olarak dikkat çekmektedir.
Öneri: Sosyal Bak×m Sigortas×
Amac×
Baül×ca amac× bak×ma muhtaçl×ù×n yaratt×ù× ekonomik
riskleri azaltmakt×r (Oyen/Löhe 1996)50. Hastal×k, kaza,
emeklilik ve iüsizlik sigortalar×n×n yan×na eklenen “beüinci
sütun” olarak hastal×k, engellilik veya yaül×l×k nedeniyle
ortaya ç×kabilecek bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k
durumlar×nda çeüitli destekler vererek, evde bak×m
koüullar×n× olumlu yönde deùiütirmektir. Böylece hem
bak×lan× hem de aileyi ekonomik çöküntüden korur ve
fakirleümeyi önler. Masraflar×n hepsini deùil, bir
bölümünü üstlenecektir. Amaç tam destek deùil, yükün
dayan×üma ilkesiyle paylaü×lmas× ve hafifletilmesidir
(Verbraucher Zentrale 1999)51.
Oyen, R./Löhe, I. 1996. “Soziale Sicherheit durch Sozialversicherung” Pp. 96 – 130
in Lehrbuch der Sozialmedizin für Sozialarbeit, Sozial – und Heilpädagogik edited by
W. Schwarzer. Borgmann Verlag: Dortmund.
51 Verbraucher Zentrale Nordrhein – Westfalen e.V. 1999. Die Pflegeversicherung.
Informationen und Tips für Betroffene und Pflegepersonen, Düsseldorrf.
50
65
Finansman
Çal×üanlar, emekliler ve iüverenler taraf×ndan ödenen ayl×k
primlerle finanse edilecektir. Sosyal problem haline gelen
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×, sosyal devletin
“dayan×üma” ilkesinden hareket ederek çözecektir. Ayl×k
brüt gelirden %1 – 2 oran×ndaki kesintilerle finansman
probleminin önemli bir bölümü halledilecektir. úüveren,
çal×üt×rd×ù× eleman baü×na yap×lan kesintilerin toplam×n×,
prim olarak yat×racakt×r. Emekliler, brüt emekli ayl×ù×ndan
yap×lacak kesintiyi öderken, emeklilik kasas× geri kalan
k×sm×n× (t×pk× iüverenler gibi) karü×layacakt×r. Serbest
meslek sahipleri ve iüverenler, kendi primlerinin tamam×n×
ödeyeceklerdir.
BakÕm
Evde BakÕm
Aile
Kurumsal BakÕm
Tam gün
Profesyonel
ucuz
Ambulant
pahalÕ
SBS
ûekil 22: Evde ve kurumsal bak×m
66
Bak×ma Muhtaçl×ù×n Tespiti
Sigortal×l×k ûart×
Sosyal bak×m sigortas×ndan yararlanabilmenin temel üart×,
bak×ma muhtaçl×k durumunun tespit edildiùi günden
geriye doùru 10 y×l içinde, en az 5 y×l sigortal×l×k dönemine
sahip olmakt×r. Çocuklarda, ebeveynden birinin, bu
koüulu yerine getirmesi yeterli gelecektir. Bu da
sigortal×l×ù× teüvik eden ve sigortal×lar× çoùaltan,
dolay×s×yla sosyal güvenlik sisteminin ayakta kalmas×na
katk×da bulunan bir özelliktir.
YarÕsÕnÕ
iúveren
karúÕlayacak
YarÕsÕnÕ
emeklilik
kasasÕ
karúÕlayacak
TamamÕnÕ
kendisi
karúÕlayacak
ÇalÕúan
Emekli
øúveren
%50
%50
%100
SBS Primleri
ûekil 23: SBS’in finansman prensibi.
Bak×ma Muhtaçl×k Derecesi
Üç kademeli derecelendirme sistemine göre bak×ma
muhtaçl×k derecesi, bilirkiüi taraf×ndan tespit edilecektir.
67
Bilirkiüi görevi, sadece uzman ve tecrübeli bireyler
taraf×ndan yürütülecektir. Örneùin yüksek hemüire ve
hekimler, bilirkiüi olabilecektir.
Bak×ma muhtaçl×k derecesinin tespit sürecinde tedavi
yapan hekimin bilgilerine baüvurulacakt×r. Hekimin bu
bilgileri verebilmesi için s×r mükellefiyetinin, bak×ma
muhtaçl×ù×n×n tespit edilmesini isteyen birey taraf×ndan
kald×r×lmas× gerekecektir. Bak×ma muhtaçl×ù×n tespiti için
verdiùi baüvuru dilekçesinde, kendisini tedavi eden
hekimin (ev doktoru) s×r mükellefiyetinin kald×r×lmas×na
r×za gösterdiùini, ek bir imza ile tasdik edecektir.
I. Derece: Belirgin üekilde bak×ma muhtaç: Günde en az
90 dakika ve en az iki ayr× iüin yerine gelmesi için ve temel
bak×m için en az 45 dakikaya ihtiyaç olduùu durum. .
II. Derece: Aù×r derecede bak×ma muhtaç: Günde en az
üç defa ve en az üç saat yard×ma ve bak×ma ihtiyaç ve bu
sürenin en az iki saatinde temel bak×ma ihtiyaç durumu.
III. Derece: En aù×r derecede bak×ma muhtaç: Günün her
saatinde bak×ma ihtiyaç durumu. Minimum beü saat ve en
az dört saati temel bak×m ihtiyac× ve geceleri de bak×ma
ihtiyaç durumu.
Özel Derece: Olaùanüstü düzeyde bak×ma muhtaç:
Sadece 24 saat bak×ma ihtiyaç durumlar×nda kullan×lan ve
genellikle ölüm döüeùindeki hastalarda devreye girecektir.
Temel bak×m için günde en az yedi saat hesaplanacakt×r.
Bunun en az iki saati geceye denk gelmesi gerekir. Ayr×ca
temel bak×mlara birden fazla kiüinin kat×lmas× gerekir ve
biri aile üyesi olabilir
Kriterler
Bilirkiüi, bak×ma muhtaç kiüinin bedensel ve ruhsal
özelliklerinin yan× s×ra, günlük temel iülerinin üstesinden
68
gelip gelemediùine bakacakt×r. Özellikle üu kriterleri
dikkate alarak karar×n× verecektir.
x
Bedensel
solunum)
fonksiyonlar
(kan
dolaü×m×,
x
Bedensel hareketlilik
x
Beslenme yetenekleri
x
Sindirim sistemi üzerindeki kontrolü
x
Bedensel bak×m yapabilme yetenekleri
x
Tek baü×na giyinip giyinemediùi
x
Uyum saùlama ve reaksiyon yetenekleri
x
Yön tayini yeteneùi
x
Karar yeteneùi
x
Günü ve zaman× planlanma
x
Uyku ritmi
x
úletiüim yeteneùi
x
Sosyal iliüki yeteneùi
Baù×ms×zl×k: Bir baükas×n×n yard×m×na gerek kalmadan
her iüini kendisi yapabilecek durumda.
Koüullu baù×ml×l×k: Uzun sürse ve zorluk çekse de,
yard×mc× aletlerle günlük iülerinin çoùunu kendisi
yapabilecek durumda.
K×smi baù×ml×l×k: Belirli aktiviteleri, sadece bir kimsenin
yard×m×yla yapabilecek durumda.
Tam baù×ml×l×k: Kapsaml× yard×ma ihtiyaç, neredeyse
hiçbir iüi kendisi yapacak durumda deùil.
69
Hizmetler
Evde Profesyonel Bak×m
Evde bak×m hizmetleri, resmi veya özel kuruluülar
taraf×ndan verilebilir. úkisi de devletin s×k× denetimi
alt×nda olacakt×r. Sadece yasal koüullar× yerine getiren
(ruhsat) ve hastal×k sigortalar× ile bir “bak×m anlaümas×”
imzalayan, kurum ve kuruluülar, sunduklar× evde bak×m
hizmetlerini “fatura” ederek SBS’ten talep etme hakk×na
sahip olacaklard×r.
Aile Taraf×ndan Evde Bak×m
Sosyal bak×m sigortas×n×n en önemli özelliùi, aile üyeleri
taraf×ndan yap×lan bak×mlar için ödeme yapmas×d×r.
Böylece ailenin sunduùu hizmetlerin devam×n× garanti
alt×na al×r ve ailenin ekonomik kay×plar×n× k×smen
karü×layarak fakirleümesine karü× önlem al×r.
Bu baùlamda “hizmet” kavram×na dikkat etmek gerekir.
Aile taraf×ndan sunulan yard×mlar× bir “ailevi görevi”
olarak kabul etmeyip, t×pk× profesyonel hizmetlerde
olduùu gibi “karü×l×ù×” olan “ürün” olarak görür. Ama
aileye yap×lan ödeme profesyonel bak×m hizmetleri için
yap×lan ödemeden daima düüüktür. Böylece ailenin bak×m
görevini üstlenmesi, ayn× zamanda toplumun yarar×nad×r.
Çünkü bak×m giderlerinden çok büyük tasarruflar elde
edilmiü olur.
Parasal ve Aynî Hizmetler
Bak×ma muhtaç kiüiye sunulacak hizmetler parasal ve aynî
olmak üzere iki türlü olacakt×r.
Ayl×k bak×m paras×: Bak×m aileden bir kiüi üstlenirse,
bak×m paras× ödenecektir. Bak×m paras×, bak×ma muhtaçl×k
derecesine göre ayarlanacakt×r.
70
Devletin sÕkÕ denetimi
Evde BakÕm
Hizmeti Sunan
Kurum/Kuruluú
BakÕm hizmeti
BakÕm Anlaúma
HastalÕk
SigortasÕ
Fatura
BakÕmÕ
yapÕlan kiúi
ûekil 24: Bak×m hizmeti sunan kurum/kuruluü ve hastal×k sigortas×
aras×nda bir bak×m anlaümas× varsa, devlet denetimindeki bu kuruluü,
sunduùu hizmetin karü×l×ù× olan ücretsi, sigortadan talep edebilir.
Vekil bak×c×: Bak×c×n×n yükünü hafifletmek, dinlenmesini
saùlamak için yerine vekil bak×c× tayin edebilir. Bu
profesyonel veya akrabal×k iliükisi bulunmayan biri
olabilir. Bu bak×c×lara bak×ma muhtaçl×k derecesinden
baù×ms×z ayn× düzeyde bak×m paras× ödenecektir. Aile
içinden biri vekil bak×c× olursa, bak×ma muhtaçl×k
derecesinin öngördüùü kadar bak×m paras× alacakt×r.
K×smi kurumsal bak×m veya gece bak×mlar×: Bak×ma
muhtaç kiüinin kurumsal bak×mlardan veya gece
bak×mlar×ndan yararlanmas× halinde, bak×ma muhtaçl×k
derecesine baùl× ayl×k bir para, bak×c×lara ödenecektir.
K×sa vadeli kurumsal bak×m: Bir hastal×k sonras× veya
bak×ma muhtaç kiüinin hastanede kalmas× durumunda
veya k×sa süre için bak×m hizmetlerinin aile taraf×ndan
71
verilememesi durumlar×nda, en fazla dört haftal×k bir süre
için tam gün kurumsal bak×m hizmetlerinden faydalanma
olanaù× olacakt×r. K×sa vadeli kurumsal bak×mlar,
bak×c×n×n dinlenme hakk×ndan (Bkz. Vekil bak×c×)
kesilmeyecektir.
Bak×mevi yard×m×: Bak×ma muhtaç kiüinin bir bak×mevine
yerleütirilmesi mümkündür. Bu durumda bak×ma
muhtaçl×k derecesine göre belli bir miktar para yard×m×
yap×lacakt×r. Ancak bak×mevinin talep ettiùi tüm
giderlerin karü×lanmas× söz konusu olmayacakt×r, sadece
yasalarla belirlenmiü olan yard×m yap×lacakt×r.
Bak×mda kolayl×k saùlayan araç gereç yard×m×: Evde
bak×m× kolaylaüt×r×c× ve sadece gerekli olan araç gereçler,
bak×ma muhtaç kiüinin baù×ms×z yaüam sürdürmesine
katk×
saùl×yorlarsa,
bunlar
SBS
taraf×ndan
karü×lanacaklard×r. Bu araç gereçler (1) Teknik yard×mc×
araç gereçler ve (2) tüketim ürünleri olmak üzere iki türlü
olacakt×r.
Dan×ümanl×k Hizmetleri
Bak×mlar×n bilinçli üekilde planlanmas× ve yürütülmesi
büyük önem taü×maktad×r. Ama bak×ma muhtaçl×k
durumu ortaya ç×kt×ù×nda, aile üyelerinin neredeyse
hiçbiri bu konu hakk×nda bilgi ve tecrübeye sahip deùildir,
dolay×s×yla dan×ümanl×k hizmetlerine ve eùitici kurslara
ihtiyaçlar× vard×r. ûu konularla ilgili dan×ümanl×k
hizmetleri sunulacakt×r:
x
Psikososyal dan×ümanl×k hizmetleri
x
Bak×m hizmeti sunan kuruluülar hakk×nda
bilgi
x
Bak×mda önemli konular üzerine bilgile
x
Konut dan×ümanl×ù×
72
x
Bak×c×lar için spor, terapi ve rahatlama
olanaklar× üzerine bilgiler
Bak×c×lar úçin Ücretsiz Kurslar
Ücretsiz kurslarla, aile desteklenecektir. Bak×m görevini
yürüten aile üyelerini, bak×m×n nas×l yap×lacaù×
konusunda bilgilendiren bu kurslar, ayn× zamanda
tecrübe al×ü veriüi aç×s×ndan önemlidir. Bu tür kurslara
kat×ld×ktan sonra birçoùunun sosyal soyutlanma
probleminin üstesinden gelebildiùi gözlemlenmektedir.
Benzer problemleri paylaüan kimselerle sosyal iliüki
kurarak, yaüam×n× kolaylaüt×ran birçok spesifik, tecrübeye
dayanan bilgiler edinmektedir.
Bu kurslarda öncelikle üu bilgiler sunulacakt×r:
Günlük aktiviteler: Bak×ma muhtaç kiüinin yaüam×nda
meydana gelen s×n×rlamalar ve bunun bak×ma ve bak×m
kapsam×ndaki iliükilere etkileri üzerine bilgiler.
T×bbi bilgiler: Alzheimer, Parkinson veya kalp krizi
hastal×klar×nda ortaya ç×kan durumlarda, bak×c×n×n baz×
t×bbi bilgilere sahip olmas× önem taü×maktad×r. Bak×m
hizmetlerinin uygun ve doùru üekilde sunulabilmesi için
bu bilgilerin aktar×lacaù× kurslar düzenlenecektir.
Bedensel bak×m: Bak×c×n×n iüini kolaylaüt×ran olanaklar ve
teknikler hakk×nda bilgi veren kurslar.
úletiüim: Bak×ma muhtaç kiüiyle kurulacak iletiüimlerde
dikkate al×nmas× geren konular hakk×nda kurslar.
Önlem: Bak×ma muhtaçl×k durumlar×ndan kaynaklanan
ve ikincil hastal×klar olarak tan×mlanan hastal×klara karü×
önlemler hakk×nda bilgi veren kurslar.
Yard×mc× teknik araç gereçler: Bak×mlarda kullan×lan
teknik araç gereçlerin kullan×m× hakk×nda pratik bilgiler.
73
Bak×c×n×n bak×m×: Bak×m görevini üstlenen kiüinin
saùl×ù×n× korumak, zorluklar× aümas×na yard×mc× olmak ve
bak×m görevini vermeye devam etmesini saùlamak
amac×yla, bak×ma ihtiyac× olacakt×r. Özellikle duygusal
problemlerinde yard×mc×ya ihtiyaç duyan bu kimselere,
özel kurslarla yard×m eli uzat×lacakt×r.
Bak×ma Uygun Konut
Baz× durumlarda, bak×m× kolaylaüt×rmak için evde
deùiüiklik yap×lmas× gerekecektir. Hem bak×lan×n hem de
bak×c×n×n koüullar×nda iyileüme saùlamak amac×n×
gütmektedir. Konutun uyarlanmas× gerekli görülürse SBS,
buna belli bir miktar parasal yard×mla katk×da
bulunacakt×r. Masraflar×n tümünü üstlenmesi söz konusu
deùildir. As×l giderden baù×ms×z bir yard×m olacakt×r.
Baz× durumlarda konutun uyarlanmas× yerine, baüka bir
eve taü×nmak daha uygun olabilir. Mesela üst katlarda
oturanlar×n, konutta yapacaklar× deùiüiklikler, bak×mda
herhangi bir kolayl×k saùlamayabilir. Buna karü×n zemin
kata taü×nmak, büyük kolayl×k getirebilir. Bu durumda da
taü×nma masraf×na belli bir ölçüde SBS kat×lacakt×r.
Profesyonel Hizmetlerde Modüler Ödeme Sistemi
Sosyal bak×m sigortas×, sadece ihtiyaç duyulan hizmetler
için ödeme yapacakt×r. Bunun d×ü×ndaki hizmetleri,
bak×lan kiüi veya ailesi karü×layacakt×r.
Profesyonel hizmet sunan resmi kurum ve kuruluülara
yap×lan ödemeler ayn× olacakt×r. Ödemeler daima “bak×m
modülleri” dikkate al×narak yap×lacakt×r. Örneùin yemek
piüirmek, banyo, bandaj deùiütirmek vs. her biri ayr× bir
hizmet modülüdür ve önceden belirlenmiü bir ödeme
cetvelindeki miktar ödenecektir.
74
Hizmet türlerinin hepsi modüler sistemle tan×mlanm×ü
olacakt×r. Bak×m hizmetinde kullan×lan hizmet modülleri,
her ay×n sonunda hesaplanacak ve fatura edilecektir.
Bak×ma muhtaçl×k derecesi, hangi bak×m modüllerinden
yararlan×labileceùini tayin edecektir ve bak×ma muhtaçl×k
derecesi için öngörülen bak×m modülleri için ödeme
yap×lacakt×r. Bak×m sigortas×n×n yapt×ù× ödeme, sunulan
hizmetlerin hepsini karü×lamak zorunda olmad×ù×ndan,
ödemenin yeterli gelmediùi durumlarda, geriye kalan
miktar, bak×lan kiüi veya ailesi taraf×ndan karü×lanacakt×r.
Sosyal Yard×m Kurumu
Kapsaml× yard×mlar gerekiyorsa ve bak×lan kiüinin kendi
evinde yaüamaya devam edebilmesi için sosyal yard×m
kurumu devreye girecektir. Bunun için temel koüul
bak×lan kiüinin sosyal yard×ma muhtaç olmas×d×r. Yasalar
taraf×ndan belirlenen “cetvel” ile sosyal yard×ma
muhtaçl×k tespit edilecektir ve bireyin veya hane geliri,
ölçüt olarak al×nacakt×r.
75
Ödeme
BakÕm Hizmeti
Sunan Kurum veya
Kuruluú
BakÕm SigortasÕ
Ödeme
Fatura
Sosyal YardÕm
Kurumu
Sosyal YardÕm
SigortanÕn yaptÕ÷Õ
ödeme yeterli
de÷ilse, geri kalan
bölümü bakÕmÕ
yapÕlana fatura
edilir
BakÕlan kiúi
Veya ailesi
E÷er ailenin, geri
kalan ödemeyi
yapacak ekonomik
gücü yoksa, sosyal
yardÕm kurumu geri
kalan bölümü
ödemek zorundadÕr
ûekil 25: Sosyal bak×m sigortas×, hizmetlerin tümünü karü×lamak zorunda
deùildir. Kapsaml× hizmetlerin gerekli olduùu ve ailenin bunlar× ödeyecek
durumu bulunmad×ù× hallerde, sosyal yard×m kurumu devreye girer.
Bak×m Yasas× Gerekli!
Bak×ma muhtaç bireylerin “gereken durumlarda”
ihtiyaçlar×n×n devlet güvencesi alt×na al×narak sosyal
bak×m sigortas× taraf×ndan karü×lanabilmesi için önce bir
“bak×m yasas×na” ihtiyaç vard×r. Siyasi çerçeve
çizilmeden, sosyal bak×m sigortas×n×n hayata geçirilmesi
mümkün olamaz.
Sosyal politikalara yeni boyut ekleme görevi sadece
politikac×lara ve hukukçulara düüen bir görev olarak
kabul edilmemelidir. Aksine bak×m yasas× tart×ümalar×na
sosyologlar, psikologlar, hekimler, kültür bilimcileri,
antropologlar, teologlar ve diùer alanlarda çal×üan
76
uzmanlar da kat×larak, Türkiye için en uygun çözüm
bulunmal×d×r.
Burada yasal çerçeve için temel nitelikli ve bir sosyal
bilimcinin gözüyle getirilen teklifler sunulabilir. Diùer
yasalarda olduùu gibi bak×m yasas× için de baüka
ülkelerden yararlan×labilir. Böylece tart×üma zemini
oluüturma haz×rl×klar×na baülanabilir.
Burada Almanya örnek al×narak, bu ülkenin bak×m
yasas×n×n baz× özellikleri, bu baùlamda yaüanan sorunlar
ve reform talepleri üzerinde durulacakt×r.
Almanya’da 1985’te yürürlüùe giren Hasta Bak×m× Yasas×,
hemüire ve hasta bak×c×s×, çocuk hemüiresi ve çocuk hasta
bak×c×s× olmak üzere iki farkl× bak×m personeli tipinden
söz eder. Yaül× hemüiresi ve yaül× bak×c×s× terimleri bu
yasada yer almamaktad×r.
O dönemlerde özel olarak yaül×lar× dikkate alan bir yasa
yokken, 1994 y×l×nda yürürlüùe giren Yaül× Bak×m×
Yasas×nda
ilk
defa
yaül×lar×n
bak×mlar×ndan
52
bahsedilmektedir (Henke 2000: 18 – 19) .
Her iki yasada da profesyonel bak×m personelinin nitelikleri
hakk×nda yerine gelmesi gereken yasal koüullar
belirtilmiütir. Hasta Bak×m× Yasas×n×n bu baùlamdaki
içeriùi üöyledir: “Hemüirelerin ve hasta bak×c×lar×n×n, çocuk
hemüirelerinin ve çocuk bak×c×lar×n×n meslek eùitimleri,
sorumlulukla kullan×lacak bilgi, beceri ve yetenekler elde
edilmesini saùlamal×d×r. Meslek eùimi özellikle üu noktalara
yönelik olmal×d×r:
x
Hastan×n bak×m× pratik ve teorik bilgilere dayanan,
kapsaml× ve planl× üekilde yürütülebilmelidir.
52
Henke, F. 2000. Pflegeplanung. Hilfen
Kohlhammer Verlag: Stuttgart, Berlin, Köln.
77
zur
praktischen
Umsetzung.
x
Teühis ve tedaviye haz×rl×k, asiste etmek ve teühis ve
tedavi sonras× haz×rl×klarda sorumluluklu haz×rl×k;
x
Saùl×ù× destekleyici ve hastay× bilgilendirici davran×ülara
yönlendirmek;
x
Hastan×n bedensel ve ruhsal durumunu takip alt×na
almak ve saùl×ù×n× etkileyen, gözlemlerden elde edilen
durumlar hakk×nda teühis, tedavi ve bak×m giriüimlerinin
içinde yer alanlara bilgi iletmek;
x
Yaüamsal önem taü×yan acil önlemleri hekim gelinceye
kadar yapm×ü olmak;
x
Bak×mlarla ilgili idari görevleri yerine getirmek.“
(Henke 2000: 18).
Yaül× Bak×m Yasas× da, yaül×lar×n bak×m×n× yasal bir
çerçeve içersine oturtmaktad×r: “Yaül× bak×m× ile ilgili meslek
eùitimi baù×ms×z, sorumluluklu ve planl× çal×ümay× saùlayan,
yaül× insanlara dan×ümanl×k, refakatçilik ve bak×c×l×k yapabilecek
beceri ve yetenekler elde edilmesini saùlamal×d×r; ayr×ca yaül×
bak×m× alan×nda çal×üan diùer kiüilerle birlikte çal×üabilme
becerilerinin kazan×lmas×n× saùlamal×d×r.” (Nordrhein –
Westfalen Eyaleti Yaül× Bak×m× Yasas× içinden al×nt×,
Henke 2000: 19).
Bu yasalardan hareket ederek kalifiye bak×c×larda aranan
baül×ca özellikleri üu üekilde s×ralayabiliriz:
x
Bak×m konusunda pratik bilgilere sahip olmal×d×r,
x
Bak×m hizmetleri
olmal×d×r
x
Sunduùu hizmetler teorilere dayanmal×d×r,
x
Her
durumda
sunulabilmelidir,
x
Bak×m hizmetlerini önceden planlamal×d×r,
üzerine
kapsaml×
78
teorik
bilgi
bak×m
sahibi
hizmeti
x
Sorumluluk duygusuyla hareket ederek bak×m
hizmetlerini sunmal×d×r,
x
Bak×m× tek baü×na yapabilecek durumda olmal×d×r,
x
Yaül×lara dan×ümanl×k yapabilecek bilgilere sahip
olmal×d×r,
x
Yaül×lara refakat edebilecek beceri ve yeteneklere
sahip olmal×d×r,
x
Yaül× bak×m×nda gereken özel bilgi ve becerilere
sahip olmal×d×r,
x
Ayn×
alanda
çal×üan
baükalar×yla
birlikte
çal×üabilecek bireysel özelliklere sahip olmal×d×r,
x
údari iülerden anlamal× ve tek bal×na bunlar×n
üstesinden gelebilmelidir.
Türkiye’de bu bilgi ve becerilerin aktar×ld×ù× öùretim
kurumu hemüirelik okullar× ve hemüirelik yüksek okullar×d×r.
Ancak bu öùretim kurumlar×nda hasta bak×m×yla ilgili
pratik ve teorik bilgiler verilmektedir.
T×bbi bak×m hizmetlerine gereksinim duyan bireylere
sunulan bak×m hizmetlerinde birbiriyle ortak özellikler
bulunabilir. Ama nas×l ki çocuk bak×c×l×ù× özel baz× bilgi ve
beceri gerektiriyorsa, yaül×lar×n bak×m×nda da özel bilgi ve
becerilere sahip olmak gerekir.
Bu bilgi, beceri ve yeteneklerin meslek eùitimi s×ras×nda
mutlaka elde edildiùinden emin olabilmek ve bu
yap×lmad×ù× takdirde, yasal yapt×r×mlarla bunu koüul
olarak ortaya koyabilmek için, Türkiye’de yaül× bak×m×
yasas× üzerine çal×ümalar×n baülamas× gerekmektedir.
Bu yasal çerçevenin bulunmamas×, yaül× bak×m× hizmetleri
alan×nda teorik bir boüluùun mevcut olduùundan hareket
etmemizi gerektirmez. Ama Geriatri d×ü×nda üimdiye
kadar hiçbir gerontolojik giriüimin bulunmad×ù×n×, bak×m
79
hizmeti aù×n×n seyrekliùini ve kalifye elemanlar×n
say×s×ndaki azl×ù× dikkate al×nca, Türkiye’de yaül×lara
bak×m ve yard×m konusunda “bilimsel bilgi ve teoriler”
hakk×nda kalifiyeleümiü, bu bilgi ve teorileri, bak×m ve
yard×m hizmetlerinde devreye sokabilecek durumda
olanlar×n say×s×n×n düüük olmas× gerekir.
Bak×ma muhtaçl×ù×n tan×m×, önerilen bak×m yasas×
kapsam×nda yap×labilir, ama baüka bir yasa içersinde
tan×mlanmas×n× daha doùru olacakt×r. Bak×ma muhtaçl×k
sadece t×bbi bir durum olarak kabul edilecek olursa – ki
Türkiye’de bu aç×dan alg×land×ù× söylenebilir, o zaman
hemüirelikle ilgili yasalar×n içersine yeni bir madde
eklenerek, bu gerçekleütirilebilir. Buna karü×n bak×ma
muhtaçl×ù×n sosyal yasa kapsam×nda tan×mlanmas× daha
iyidir. Böylece bak×ma muhtaçl×k durumlar×nda sadece
t×bbi bak×mla yetinilemeyeceùi, aksine bak×ma muhtaç
bireyleri “sosyal güvence” alt×na alma gereùi
kabullenilmiü olacakt×r.
Almanya’da “Sosyal Yasa Kitab× XI” (Sozialgesetzbuch:
SGB XI) bak×ma muhtaç bireylere sunulacak hizmetleri ve
bak×ma muhtaçl×ù× içeren iki ayr× madde içermektedir.
15.Madde, bak×ma muhtaçl×kta hangi yasal hizmetlerin
verileceùini, 14.Madde ise bak×ma muhtaçl×ù×n tan×m×n×
yapmaktad×r.
Bunlar×n yan× s×ra 17.Madde, Bak×m Kasalar× ile ilgili yasal
çerçeveyi düzenlemektedir. Böylece deùiümeyen ayn×
uygulamalar×n ortaya ç×kmas× saùlanmaktad×r (Hesse –
Schiller 1996: 3)53.
Hesse – Schiller, W. 1996. “Das Pflegeversicherungsgesetz, Pflegebedürftige
– Pflegekassen – Pflegeeinrichtungen” Pp. 2 – 17 in Pflegeversicherung.
Konsequenzen für die Reorganisation, Finanzierung und Qualitätssicherung edited
by G.Junkers, B. Moldenhauer, U. Reuter. Schattauer Verlag: Stuttgart, New
York.
53
80
Bu yasa üzerinde biraz durmakta fayda görüyorum,
çünkü Türkiye’de üu ana kadar bak×ma muhtaçl×k
durumlar×nda kesin tan×m× yap×lmam×ü kavramlardan
baz×lar×n× içermektedir:
1.
Bak×m Sigortas× Yasas×
2.
Bak×m Kasas×
3.
Bak×ma muhtaçl×ù×n üç farkl× derecesi
Türkiye’de SSK baüta olmak üzere BAø – KUR ve daha az
seviyede EMEKLú SANDIøI, baül×ca sosyal güvenlik
kurumlar× iken Bat× ülkelerinde hastal×k sigortalar×n×n
say×s× bir hayli kabar×kt×r. Sadece Almanya’da irili ufakl×
1000’nin üzerinde hastal×k sigortas× bulunmaktad×r. Saùl×k
hizmetlerinin organizasyonda büyük farkl×l×klar vard×r.
Almanya’n×n en büyük hastal×k sigortas× olan AOK’y×
k×smen SSK ile karü×laüt×rmak mümkün olabilir, ama
asl×nda biri sadece hastal×k sigortas× iken diùeri, yani SSK
daha genel görevler ve sorumluluklarla donat×lm×üt×r.
Türkiye’de de özel hastal×k sigortalar× vard×r, ama
bunlardan faydalananlar×n say×s× düüüktür. Son
dönemlerde sosyal sigorta alan×nda baz× reform
giriüimlerinin baülad×ù× göze çarpmaktad×r. Özel hastal×k
sigortalar× aç×s×ndan bu giriüimlerin yaratacaù× sonuçlar×
üimdiden tahmin etmek zordur. Kan×mca daha efektif ve
kaliteli hizmetler sunulabilmesi için sosyal saùl×k alan×nda
kapsaml× deùiüikliklere gidilmesi gerekecektir.
Özellikle sosyal güvenlik ve saùl×k, birbirinden ayr× olarak
organize edilmesi gereken alanlard×r. Devlet, ayn×
zamanda toplum saùl×ù×n× da kapsayan sosyal güvenlik
yasalar×n× haz×rlamal×, ama bu baùlamda pratik çal×ümalar×
özel sektöre kayd×rmak suretiyle, hem rekabete dayanan
yeni bir sektörün oluüumuna katk× saùlamal×d×r, hem de
yasal çerçeveleri ve bunlar×n uygulamalar×n× s×k× denetim
81
alt×na alarak, sosyal güvenlikte genel kalitenin art×ü×n×
teüvik etmelidir. Bunun ekonomiye, kalifiye eleman say×s×
art×ü×na ve istihdama yapacaù× olumlu yan etkileri de
olacakt×r.
Bak×m sigortas×, bak×m yasas× kapsam×nda devlet güvencesi
alt×na al×nm×ü, belirli kriterlere dayanan bir bak×ma
muhtaçl×ù×n tan×mlanmas×n× saùlayacakt×r. Buna karü×n
bak×m kasas×, bak×m hizmetlerinin finansman iülerini
üstlenen kurumlar×n genel ad× olacakt×r.
Bak×m kasalar×, özel sigortalar×n bünyesinde oluüturmaya
elveriüli olacak üekilde yeni yasal düzenlemeleri gerekli
k×lmaktad×r. Özel veya resmi bütün hastal×k sigortalar×n×n
bünyesinde ve ayn× üartlara dayanan bak×m kasalar×
oluüturulmas×na olanak saùlayacak yasalar ihtiyaç vard×r.
Bak×ma muhtaçl×k teühisi konulan birey, hangi hastal×k
sigortas×n×n üyesi ise, o sigortan×n bak×m kasas×ndan
bak×m hizmetleri için gereken maddi yard×m×, yasalar×n
öngördüùü kadar×yla talep edebilmelidir.
Bak×ma muhtaçl×k teühisi devlet taraf×ndan konulmal×d×r.
Özel sigortalar×n objektif davranacaklar×ndan hareket
edilmemelidir. Bak×ma muhtaçl×ù×n tespit edilmesinde
özel sigortalara yetki verilmemeli, özel eùitimden geçmiü
bilirkiüiler taraf×ndan bak×ma muhtaçl×ù×n tespit edilmesi
saùlanmal×d×r.
Almanya’daki
Sosyal
Bak×m
Kurumuna
(Sozialversorgungsamt) benzer bir kurumun Türkiye’de
de oluüturulmas× büyük bir sorun yaratmamas× gerekir.
Sosyal Bak×m Kurumunun görevleri aras×nda, bak×ma
muhtaçl×k baüvurular×n× kabul etmek, bilirkiüi tayin etmek
ve karar× resmiyete baùlayarak, bunu bireye ve sigortaya
bildirmek de vard×r.
82
RESMø
RESMø/ÖZEL
RESMø/ÖZEL
RESMø
Sosyal BakÕm
Kurumu
BakÕm KasasÕ
BakÕm Hizmetleri
Bilirkiúi
•ødari øúler
•Finans øúleri
BAùLANGIÇTA
DEVLET
SSK
øLERøDE
DEVLET
ÖZEL SøGORTALAR
•Uygulama
KIZILAY
KIZILAY
ÖZEL SEKTÖR
•Teúhis
DEVLET
SERBEST MESLEK
ûekil 26: Sosyal bak×m sigortas×n×n olas× modüler yap×s×.
Bak×ma muhtaçl×k derecesine ve gelir durumuna göre
bak×ma muhtaç birey kamu taü×mac×l×ù×nda ve telefon
ücretlerinde indirimli tarifelerden yararlanabilmelidir.
Ancak bak×ma muhtaçl×k, bunlardan yararlanabilmesinin
tek koüulu olmamal×d×r, ayn× zamanda haneye giren toplam
gelir de dikkate al×nmal×d×r. Yasalarca belirlenen asgari
gelir s×n×r×n×n alt×na düüen durumlarda, ek yard×mlardan
yararlanma olanaù×na sahip olunmal×d×r.
Almanya 20 y×l tart×üt×ktan sonra bak×m yasas×n× ve sosyal
bak×m sigortas×n× yürürlüùe koyabilmiütir. Türkiye’nin bu
kadar süresi kalmad×ù× demografik verilerle ortaya
konulmuütur. Bu yüzden makul bir süre içersinde yasal
koüullar oluüturulmal×d×r.
Sosyal
Bak×m
Özellikleri
Sigortas×n×n
Temel
Modernleümenin deùiütirdiùi en önemli üeylerden biri,
toplumlar×n yap×s× oldu. Yaül×lar×n say×s×nda sürekli olarak
meydana
gelen
art×ü,
yeni
sosyal
sistemlerin
tasarlanmas×n× veya var olanlar×n× demografik deùiüimlere
göre uyarlanmas×n× gerekli k×lmaktad×r. Almanya ve
Japonya, dünyan×n bu iki önemli endüstri ülkesi,
83
demografik deùiüimlere bir yan×t olarak bak×m sigortas×n×
yürürlüùe koydular. Demografik deùiüimlerin yaratt×ù× bu
giriüimin “dikkate deùer sosyal deùiüimlere” yol açt×ù×
görülmektedir (Shimada, Blüher, Stosberg, Tagsold 2001:
143)54.
Bak×m sigortas×n×n devreye girmesiyle “kamuoyunda”,
meydana gelen deùiüimlerin ve Türkiye aç×s×ndan
bunlar×n önemi üzerinde durmakta faydalar vard×r.
Özellikle son y×llarda Türk kamuoyunu rahats×z eden ve
insanlarda sosyal dayan×üman×n yerine üiddetin geçtiùi
hissini yaratan durumlar göz önüne al×n×nca, toplumun
finanse edeceùi sosyal bak×m sigortas×n×n, sosyal devlet
sisteminin ard×ndaki “iyi” tasavvurlar× hareket geçirmesi
mümkün olabilir (Dallinger 2001: 119)55.
Türkiye’ye uygun ve uygulanabilir bir sosyal bak×m
sigortas×n×n hangi özelliklere sahip olmas× gerektiùi
konusu tart×ü×labilir. Ancak tart×üma götürmez, olmazsa
olmaz
özellikleri
ars×nda
baül×calr×
üunlard×r
56
(Sozialgesetzbuch
2000) .
Temel
özelliklerinden
vazgeçmeden,
kafa
kafaya
verip,
Türkiye’nin
taü×yabileceùi ve bak×ma muhtaçlar×n ihtiyaçlar×na cevap
verebilen bir sosyal bak×m sigortas×n×n yollar×n×
aramal×y×z.
Shimada, S., Blüher, S., Stosberg, M., Tagsold, C. 2001. “Öffentlichkeit im
Wandel: Die Einführung der Pflegeversicherung in Japan und Deutschland
Pp. 143 – 168 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des Alter(n)s edited by
Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske + Budrich Verlag: Opladen.
55
Dallinger,
U.
2001.
“Die
Konstr×ktion
des
<Guten>
Generationsverhältnisses – Semantiken und Akzeptanzgrundlagen des
Rentensystems” Pp. 119 – 142 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des
Alter(n)s edited by Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske +
Budrich Verlag: Opladen.
56
Sozialgesetzbuch. 2000. Sonderausgabe, 26. Aufl., Deutscher
Tascenbuchverlag: München, Redaktionelle Verantwortung Beck Verlag:
Nördlingen.
54
84
Sosyal Bak×m Yasas×
Bak×ma muhtaçl×k riskinin sosyal güvence alt×na al×nmas×
için yeni, sosyal güvenliùin yeni bir kolu olarak Sosyal
Bak×m Sigortas× ad× alt×nda bir yasan×n yürürlüùe konmas×
halinde, milyonlarca insan, bak×ma muhtaçl×k riske karü×
koruma alt×na al×nabilir.
Sosyal Bak×m Sigortas×’ndan sosyal sigortal× herkes
yararlanabilmelidir. Hastal×klara karü× özel sigorta
yapt×rm×ü olan kiüiler ise üyesi olduklar× hastal×k
sigortas×nda
Özel
Bak×m
Sigortas×
anlaümas×
yapabilmelidirler.
Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n sorumluluùu Bak×m Kasalar×na
verilmeli ve bu kasalar×n görevleri hastal×k sigortalar×
taraf×ndan yürütülmelidir.
Sosyal Bak×m Sigortas×n×n görevi, bak×ma muhtaç
bireylere, bak×ma muhtaçl×ù×n aù×rl×ù×ndan dolay×
yard×ma ihtiyaç duyanlara, dayan×üma ilkesinden hareket
ederek, yard×mc× olmakt×r.
Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n yard×mlar× kademeli olarak
devreye sokulmal×d×r. Önce evde bak×m güvencesi, daha
sonra kurumsal bak×m güvencesi saùlanmal×d×r.
Sosyal Bak×m Sigortas×n×n giderleri, üyeler ve iüverenler
taraf×ndan karü×lanmal×d×r. Sosyal Bak×m Sigortas×na
ödenecek primler, üyelerin prim ödemek zorunda
olduklar× gelire göre ayarlanmal×d×r. Sigortal× aile üyeleri
için prim al×nmamal×d×r.
Karar Verme Hakk×
Sosyal
Bak×m
Sigortas×’n×n
yard×mlar×,
bak×ma
muhtaçl×ù×na raùmen, bireye mümkün olduùunca
baù×ms×z, kendi isteùine uygun ve insanl×k onuruna
yaraü×r bir yaüam× mümkün k×labilmelidir. Yard×mlar×n
85
hedefi, bak×ma muhtaç olan bireyin bedensel, zihinsel ve
ruhsal güçlerini yeniden elde etmesine ya da mevcut
olanlar× korumas×na yönelik olmal×d×r.
Bak×ma muhtaç bireyler, çeüitli kurumlar ve hizmet türleri
aras×ndan seçim yapma hakk×na sahip olmal×d×r.
Yard×mlar×n tarz ve biçimleri, uygun olduklar× sürece,
yard×m hakk× çerçevesinde karü×lanmal×d×r.
Bak×ma muhtaç bireylerin dinsel ihtiyaçlar× göz önüne
al×nmal×d×r. ústerlerse, kendi dininden insanlar×n bak×m
hizmeti sunduklar× bir kurumda bu hizmetlerden
yararlanabilmelidir.
Bak×ma muhtaç birey, bu haklara sahip olduùu, ama evde
bak×m×n öncelikli olduùu konusunda bilgilendirilmelidir.
Evde Bak×m Önceliùi
Sosyal Bak×m Sigortas×, sunduùu yard×mlarla öncelikli
olarak evde bak×mlar× ve aile üyelerinin veya komüular×n
bak×m görevini üstlenmesini desteklemelidir ki bak×ma
muhtaç birey, mümkün olan en uzun süre al×ü×k olduùu
kendi ev ortam×nda yaüamaya devam edebilsin. Bunun
tam manas×yla mümkün olmad×ù× durumlarda k×smi ve
k×sa süreli bak×mlar, tam kurumsal bak×mdan öncelikli
tercihler olmal×d×r.
Hizmetlerin Türü ve Kapsam×
Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n sunacaù× yard×mlar hizmet, ayni
ve parasal yard×mlar üeklinde üçe ayr×lmal×, temel bak×m,
ev masraflar× ve yasan×n öngördüùü giderlerin iadesi
üeklinde sunulmal×d×rlar. Yard×mlar×n türü ve kapsam×,
bak×ma muhtaçl×ù×n derecesine ve evde bak×m, k×smi
kurumsal
bak×m
veya
tam
kurumsal
bak×m
hizmetlerinden
hangilerini
kulland×ù×na
göre
ayarlanmal×d×r.
86
Sosyal Bak×m Sigortas× taraf×ndan sunulan yard×mlar, aile,
komüular veya diùer gönüllü bak×m ve yard×mlar×, evde
bak×m ve k×smi kurumsal bak×m hizmetleriyle
desteklemelidir. K×smi ve tam kurumsal bak×mlar için
yap×lan masraflar, eùer bak×ma muhtaçl×ù×n türü ve
derecesine uygun iseler, Sosyal Bak×m Sigortas× taraf×ndan
karü×lanmal×d×r (Bak×m ihtiyac×na baùl× yard×mlar). Yatak
ve yemek masraflar×n×, bak×ma muhtaç birey
karü×lamal×d×r.
Bak×m kasalar×, bak×m kuruluülar× ve bak×ma muhtaç
bireyler, yard×mlar×n etkili ve ekonomik üekilde
sunulmas×na dikkat etmelidirler ve sadece gerekli olduùu
kapsamda yard×m almal×d×rlar.
Önlem ve Rehabilitasyon Önceliùi
Bak×m Kasalar×, masraflar× üstlenmekten sorumlu
kuruluülar×n, zaman kaybetmeden bütün önleyici tedavi
ve rehabilitasyonlar× devreye sokmalar×na dikkat ederek,
bak×ma
muhtaçl×ù×n ortaya
ç×kmas×n× önlemeye
çal×ümal×d×r.
Bak×ma muhtaçl×k durumu meydana geldikten sonra da
yasalar×n öngördüùü ölçüde ve kapsamda, bak×ma
muhtaç bireylerin t×bbi ve tamlay×c× rehabilitasyonlardan
eksiksizce yararlanma hakk× olmal×d×r ve bak×ma
muhtaçl×ù× yenmek, hafifletmek veya kötüye gitmesini
önlemeye yönelik olmal×d×rlar.
Bireysel Sorumluluk
Sigortal×lar, saùl×k bilinciyle yaüamlar×n× sürdürmeli,
bak×ma muhtaçl×ù× önleyen ve hastal×k tedavilerine ve
t×bbi rehabilitasyonlara aktif üekilde katk×da bulunarak,
bak×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kmamas×na çal×ümal×d×rlar.
87
Bak×ma muhtaçl×k meydana geldikten sonra t×bbi
rehabilitasyon önlemlerine ve etkinleütirici bak×mlara
kat×larak, bak×ma muhtaçl×ù× yenmeye, hafifletmeye veya
kötüleümesini
önleme
giriüimlerine
katk×da
bulunmal×d×rlar.
Bilgilendirme ve Dan×ümanl×k
Bak×m
kasalar×,
bak×ma
muhtaçlar×n
bireysel
sorumluluùunu, saùl×k, bak×ma muhtaçl×ù× önleyici yaüam
biçimleri hakk×nda bilgilendirme ve dan×ümanl×k
hizmetleriyle desteklemelidir ve saùl×ù× koruyucu
etkinliklere kat×lmaya teüvik etmelidir.
Bak×m kasalar×, bak×ma muhtaç bireyleri ve aile üyelerini,
bak×ma muhtaçl×kla ilgili bütün sorularda, özellikle Bak×m
Kasalar× taraf×ndan sunulan yard×mlar ve diùer kurumlar
taraf×ndan sunulan yard×mlar konusunda bilgilendirmek
ve dan×ümanl×k yapmak mükellefiyetine sahip olmal×d×r.
Bak×ma muhtaç bireyin izniyle tedavi eden hekim,
hastane, rehabilitasyon merkezi ve sosyal yard×m kurumu,
bak×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kacaù× belli olduktan veya
ortaya ç×kt×ktan sonra, zaman kaybetmeden bunu Bak×m
Kasas×na bildirmelidir. Dan×ümanl×k için gerekli olan
bireye ait özel bilgiler, sadece s,gortal×n×n izniyle kayda
geçirilebilmeli,
iüleme
konulabilmeli
ve
kullan×labilmelidir.
Ortak Sorumluluk
Bak×m hizmetlerinin topluma sunulmas×, toplumsal bir
görev olarak kabul edilmelidir.
Merkezi
yönetim,
yerel
yönetimler,
bak×m
kurum/kuruluülar× ve bak×m kasalar×, saùl×k hizmetlerine
s×k× bir iübirliùi içersinde kat×larak, verimliliùi yüksek,
bölgesel olarak yayg×n, ikamet bölgelerine yak×n ve bu
bölgelerin ihtiyaçlar×na uygun, birbiriyle uyumlu evde
88
bak×m ve kurumsal bak×mlar×n topluma sunulabilmesini
saùlamal×d×rlar. Gerekli olan bak×m hizmetlerinin
yayg×nlaümas×na
ve
geliütirilmelerine
katk×da
bulunmal×d×rlar. Özellikle evde ve kurumsal bak×m
hizmetlerine, yeni k×smi bak×m hizmetleri ve k×sa süreli
kurumsal bak×m hizmetleri alternatifleri sunmaya ve
bak×mdan önce, bak×ma muhtaçl×ù× önleyen t×bbi
rehabilitasyonlara öncelik tan×mal×d×rlar. Bunun yan× s×ra
insanc×l bak×m ve yard×m hizmetlerini garanti eden
profesyonel ve gönüllü bak×m personeli, aile üyeleri,
komüular ve kendi kendine yard×m eden gruplar
taraf×ndan sunulan yard×m ve bak×mlar× desteklemeli ve
böylece yeni bir yard×mlaüma kültürünün ve
dayan×üman×n oluümas×n× saùlamal×d×rlar.
Yerel Yönetimlerin Görevi
Yerel yönetimler yüksek rand×man yeteneùine sahip,
yeterli say×da ve ekonomik olarak çal×üan bir bak×m
hizmeti altyap×s×n×n oluümas×ndan sorumlu olmal×d×rlar.
Bak×m kurum ve kuruluülar×n× destekleme ve planlama
konusunda, bölgeye özgü niteliklere uygun yasal
düzenlemelere
gidebilmelidirler.
Sosyal
Bak×m
Sigortas×n×n devreye girmesinden sonra sosyal kurumlar×n
artan yükünü hafifletebilmek için tasarruf yapmay×
saùlayan giriüimlerde bulunmal×d×rlar.
Bak×m Kurum ve Kuruluülar×n×n Haklar× ve
Görevleri
Bak×m kurum ve kuruluülar×, hizmetlerinden yararlanan
bireylere, güncel ve genel olarak kabul gören t×bbi ve
bak×msal bilgiler doùrultusunda bak×m, tedarik ve refakat
konular×nda hizmetler sunmal×d×r. Hizmetlerin içeriùi ve
organizasyonu,
insanc×l
ve
etkinleütirici
bak×m
89
niteliklerine sahip olmal×, bütün hizmetler insan onuruna
uygun tarz ve biçimlerde yap×lmal×d×r.
Masraflar× üstlenen kuruluülar×n çeüitliùi bak×m hizmeti
sunan kuruluülarca desteklenmeli, masraflar× üstlenen
kuruluülar×n karar verme yetkilerine ve baù×ms×zl×klar×na
sayg× gösterilmelidir. Dini kurum ve kuruluülar×n bak×ma
muhtaç bireyleri bakmalar×, refakat etmeleri, teselli
etmeleri ve ölüm döüeùindekilere refakat etmeleri
dolay×s×yla ortaya ç×kan masraflar× karü×lanmal×d×r.
Öncelik amme hizmeti sunan kuruluülarda ve özel
kuruluülarda olmal×, kamusal kurumlar daha sonra
gelmeli.
Bak×m Kasalar×n×n Görevi
Bak×m kasalar×, kendi üyelerinin bak×m hizmetlerinden
yararlanabilmesini güvence alt×na almal×d×rlar. Bak×msal,
saùl×ksal ve sosyal yard×mlara kat×lan bütün aktörlerle s×k×
bir iübirliùi yapmal×d×rlar ve bak×m hizmetlerinin yap×sal
eksikliklerinin giderilmesine etkin üekilde iütirak
etmelidirler. Yasalar×n kendilerine yüklemiü olduùu
görevleri en iyi üekilde yürütebilmek için yerel ve bölgesel
çal×üma gruplar× oluüturmal×d×rlar.
Bak×ma muhtaç bireylerin yararlanabildiùi hizmetleri en
iyi üekilde koordine etmek üzere evde bak×m, kurumsal
bak×m ve sosyal yard×m sunan kurum ve kuruluülarla
birlikte çal×ümal×d×rlar. Özellikle bak×ma muhtaç her
bireyin t×bbi bak×mlar×n×n, rehabilitasyonlar×n, temel
bak×mlar×n ve ev iüleri hizmetlerinin kesintisizce ve
sorunsuz üekilde birbiriyle uyumlu olarak yürümesini
güvence alt×na almal×d×rlar.
90
Gelecek Üzerine Öngörüler
Alman atasözlerinden biri “üeytan×n resmini duvara
çizmemeyi” önerir. Merton (1984)57 bunu “kendi kendini
doùrulayan kehanet” olarak tan×mlamaktad×r. Sunduùum
demografik veriler, ampirik bulgulara ve bunlardan
hareket edilerek geleceùe yönelik öngörülerden
oluümaktad×r. Kehanet deùil, aksine bütün ülkelerde
gözlemlenen ve üüphe duyulmayan bir gelecekle
ilgilidirler. Bunlar× takip ve tespit ederek, gelecekle ilgili
doùru öngörülere ulaüma üans×m×z da artar (Tufan 2005
)58.
Toplumsal geliümeler tesadüfen ortaya ç×kmazlar.
Ard×ndaki yasalar×n tespit edilmesiyle geleceùin tahmin
edilebileceùi, olumsuz geliümelere zaman×nda önlemler
al×narak yönlerinin deùiütirilebileceùi düüünülebilir
(Popper 1984)59.
Tabii ki her öngörüde belli bir yan×lma pay× bulunur. Eùer
toplumlar×n birbiriyle eü deùerli, deùiüen ve geliüen,
bireylerin davran×ü ve giriüimlerinde çoùunluùun ölçüt
al×nd×ù×, istatistiksel olas×l×klar×n dikkate al×nmas× gereken
bir sosyal sistem (Bango 1994) olduùu dikkate al×n×rsa,
demografik öngörülerin, gerçekleüme ihtimali hiç de az
deùildir.
Merton, R. K. 1984. “Die Eigendynamik gesellschaftlicher Voraussagen” Pp.
144 – 161 in Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl. edited by E. Topisch, E.
Athäneum Taschenbücher: Königstein/Ts.,.
58 Tufan, ú. 2005. Vizyon 2023.Geleceùin Türkiye’si – Türkiye’nin Geleceùi.
Sorunlar, Görüüler, Çözümler. Yay×nlanmam×ü çal×üma.
59 Popper, K. R. 1984. “Prognose und Prophetie in den Sozialwissenschaften”
113 – 125 Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl., edited by E. Topisch,
Athäneum Taschenbücher : Königstein/Ts.
57
91
Genç Nüfusun Anlam×
Türkiye, Avrupa’n×n en genç nüfusuna sahip ülkesidir ve
yak×n gelecekte bu özelliùini koruyacakt×r.
Zaman zaman bas×na da yans×yan haberlerde nüfusun
genç oluüunun, övgü meselesi yap×labildiùine üahit
oluyoruz. Birçok endüstri ülkesinin sahip olmak istediùi,
ama bütün uùraülara raùmen baüaramad×ù× bir nüfus
yap×s×na sahip olan Türkiye’de, bunun nedenleri ve
kal×c×l×ù× üzerine birkaç söz söylememiz gerekir.
Demografik deùiüimler, Türk toplumun yaülanma
sürecine girdiùine iüaret etmektedir ve “gençliùini”
koruyamayacakt×r. Nüfus yap×s×ndaki deùiüim h×z× çok
yüksektir. Ve bu üzülecek deùil, aksine sevinilmesi
gereken bir haberdir. Çünkü genç toplum sadece
doùurganl×ù×n yüksek oluüuna deùil, ayn× zamanda erken
ölümlerin
çokluùuna
da
dayanmaktad×r.
Yaüam
standard×yla baùlant×s× olan bu durum, yaüam
standard×n×n
istenilen
düzeye
eriüemediùinin
göstergesidir.
Türkiye hem doùurganl×kta, hem de erken ölümlerde
Avrupa’da ilk s×rada yer almaktad×r (UNO 1996).
Türkiye’nin genç nüfusu, sadece Türk kad×n×n çok çocuk
doùurmas×na deùil, ayn× zamanda çocuk ölümlerinin
çokluùuna da dayanmaktad×r. Yeni doùan her 1000
çocuktan 52’si bir yaü×na ulaüamadan ölmektedir. Bu da
nüfusun yaü ortalamas×n× azaltmaktad×r.
Nüfusun genç kalmas×na yol açan diùer önemli faktör
yüksek doùurganl×kt×r, yani çocuk dünyaya getirebilecek
yaütaki kad×nlar (49 yaü ve alt×ndaki kad×nlar) dikkate
al×narak hesaplanan, kad×n baü×na düüen çocuk say×s×d×r.
Endüstri ülkelerinde hem çocuk ölümleri hem de
doùumlar bir hayli azalm×üt×r. Endüstri ülkelerinin
hepsinde rastlanan bu durum dikkate al×nd×ù×nda, genç
92
nüfusa sahip olman×n sevindirici özelliklerinin az, buna
karü× önlem al×nmas× gereken yönlerinin fazla olduùu
anlaü×lmaktad×r.
Çocu k Ölümleri
60
52
40
20
6
6
6
Almanya
Hollanda
B.Brütanya
0
Türkiye
ûekil 27: Türkiye’de dünyaya gelen 1000 bebekten 52’si, bir yaü×n×
doldurmadan ölüyor. Almanya, Hollanda ve B.Britanya’da ise ayn× ak×bete
uùrayana bebeklerin say×s× sadece 6’d×r (BM 1996).
Türk kad×n×n×n doùurganl×ù× yavaü da olsa gerilemektedir.
2002 y×l× itibariye 2,5 çocuk ile AB ülkeleri s×ralamas×nda
ilk s×rada gelmekteydi. Bu da nüfusun artmaya devam
edeceùi anlam×na gelmektedir. . 2020’li y×llarda 100
milyonluk nüfusuyla AB ülkeleri aras×nda ilk s×raya
yerleüecektir. Bugün 80 milyonu aüan nüfusuyla ilk s×rada
yer alan Almanya’n×n nüfusu ise giderek azalmaktad×r.
2005 y×l×nda da bu eùilim devam etmiütir. Türkiye h×zl×
çoùalan, ama buna paralel olarak h×zla yaülanan nüfusuyla
dikkat çekmektedir.
93
Do÷urganlÕk
4
3
2
1,3
1,6
1,8
Hollanda
B.Brütanya
0
Türkiye
Almanya
ûekil 28: Türk kad×n× doùurganl×kta Avrupa’da ilk s×rada yer almaktad×r
(BM 1996).
Bak×ma Muhtaç Yaül×lar Çoùalacak
Bak×ma muhtaçl×k kompleks bir konudur. Yaül×l×kta bak×m
demek, çeüitli boyut ve iliükiler üzerine görüüler ileri
sürmek demektir. únsanlar×n yaülanma ve yaül×l×klar×,
kurumlar ve organizasyonlar, beden, hastal×k ve
engellilikler, yasalar, tüzükler, raporlar, etik, normlar,
politika, profesyonellik, iletiüim, sosyal iliükiler, sosyal
kimlikler, teknoloji, maddi olanaklar, bilgiler, tecrübeler,
uygulamalar ve daha nice konu, bak×m kavram×yla
baùlant×l×d×r. Bu komplekslik bak×ma muhtaçl×ù× analitik
ve teorik olarak incelemeyi zorlaüt×rmaktad×r (Heinlein
2003: 11)60.
60 Heinlein, M. 2003. Pflege in Aktion. Zur Materialität alltäglicher Pflegeparxis.
Hampp Verlag: München, Mering.
94
Yaül×larla
ilgili
basmakal×p
düüünceler
tümüyle
silinememiütir. Ama gerontolojik araüt×rmalardan ç×kan
bulgular×n kabul görmeye baülams×ndan sonra meydana
gelen olumlu deùiüimler, art×k yaül×l×ù×n aktif ve üretken
bir yaüam dönemi olabileceùi düüüncesinin de
yayg×nlaümas×na yol açm×üt×r. Yaül×l×ù× bedensel ve
zihinsel kay×plarla bir tutan Defisit Teorisinin yanl×ül×ù×
kan×tlanm×ü, hatta isteùe baùl× olarak toplumdan geri
çekilmek
(Disengagement
teorisi,
Cumming/Henry
61
1961) anlam×yla uyumlu olmad×ù× görülmüütür. Bu
yüzden ortaya at×lan Aktivite Teorisi (Russel 1989)62,
yaül×l×ù×n pozitif yönlerini vurgular ve yaül×lara yönelik
birçok hizmet türlerinde, yaül×lar×n aktifleütirilmesi
prensipleri uygulan×r.
Diùer taraftan yaül×l×ù×n problemsiz bir yaüam dönemi
olarak kabul edilemeyeceùini kan×tlayan bulgular da
yeterince ortaya konulmuütur. Yaül×l×kta bak×ma
muhtaçl×k anlam×na gelmediùi kabul edilmekle birlikte, bu
riskin çoùald×ù× da inkar edilemez. Yaül×l×k “hastal×k ve
bak×ma muhtaçl×kla s×n×rland×r×lamaz ve s×n×rland×r×lmamal×d×r,
ama hastal×k ve bak×ma muhtaçl×k, yaül×l×ùa refakat eden olas×
durumlard×r” (Lenz, Rudolph, Sickendieck 1999: 78).
Yaüam süresi uzad×kça bak×ma ve yard×ma muhtaç hale
gelmekten korkanlar×n çoùald×ù× da görülmektedir
(Natter/Reinprecht 1992)63. Bunun yersiz bir korku
olmad×ù× ve bak×ma muhtaçl×ù×n gelecekte yaül×lar
aras×nda artacaù× (Schneekloth 199664: Schroeter/Prahl
1999: 33) detayl× anlizlerle kan×tlanm×üt×r. 75 yaü×ndan
Cumming E, Henry W E (eds): Growing old. The process of disengagement,
Basic Books: New York, 1961.
62 Russel, C. H. 1989. Good news anout aging. Wiley: New York.
63 Natter, E./Reinprecht, C. 1992. Achtung Sozialstaat. Europaverlag: Wien,
Zürich.
64 Schnneekloth, U. 1996. “Entwicklung von Pflegebedürftigkeit im Alter” in
Zeitschrift für Gerontologie und Geriatrie 29: 11 – 17.
61
95
itibaren bak×ma muhtaçl×k ve kronik hastal×k riski
yükselmektedir (Kardorff 2005)65.
Zihinsel Engelli
Yard×mlar
Yaül×lara
Özel
Bak×m
ve
Zihinsel engelli yaül×lar, bak×ma ve yard×ma muhtaç
yaül×lar aras×nda özel bir olarak kabul edilseler de, zihinsel
yetenek kay×plar×,
“prensipte”, engelsizlerden farkl×
biçimlerde geliümemektedir (Down – sendromuna sahip
ufak grup d×ü×nda). Ancak yaül×l×ùa baùl× kay×plar,
engelsizlerle karü×laüt×r×l×nca, daha düüük bir düzeyden
baülamaktad×rlar, bu yüzden zaman kaybetmeden bireysel
yard×mlarla desteklenmeleri gerekir. Zihinsel engellilerin
topluma entegrasyonu ve sunulacak bak×m hizmetlerini
birbirinden ay×rmak, bu nedenlerden dolay× anlams×zd×r
(Lempp 2001: 138)66.
Zihinsel engelli yaül×lar×n temel ihtiyaçlar×, ayn× yaütaki
engelsizlerden farkl× deùildir. Soyutlanmamak, güvence
alt×nda olduùundan emin olmak, sosyal yetilerini ve
iliükilerini korumak, bunlardan sadece baz×lar×d×r. Ayn×
zamanda günlük iülerinde yard×m, serbest zamanlar×n×
deùerlendirebileceùi olanaklar, bak×ma muhtaçl×k ve
hastal×k durumlar×nda tan×d×ù× ve güvendiùi insanlar
taraf×ndan bak×lmak, yeterli düzeyde ekonomik bir
güvence, zihinsel engelli ve zihinsel engeli bulunmayan
65 Von Kardorff E: Kein Ende der Ausgrenzung. In: Ahorn R, Bettinger F (eds)
Sozialer Ausschluss und Soziale Arbeit. Positionsbestimmungen einer
kritischen Theorie und Praxis Sozialer Arbeit. VS Verlag für
Sozialwissenschaften, Wiesbaden, 2005, s: 253 – 272.
66 Lempp, R. 2001. “Geistige Behnderung im Lebenslauf. Die Bedeutung der
Kompetenzförderung aelterer Menschen mir geistiger Behinderung für die
Aufrechterhaltung der erworbenen Faehigkeiten und Fertigkeiten” Pp. 123 –
140 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung.
Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,. edited by
Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Leske + Budrich Verlag: Opladen.
96
bak×ma muhtaç yaül×lar×n temel ihtiyaçlar×d×r (Wacker
2001: 78).
Yaü× 65 ve üzerindeki kurumsal rehabilitasyon alt×ndaki
zihinsel engellilerin Almanya’daki oran× %12’dir. Bunun
“düüük” (Tews 2001: 12) bir oran olduùu belirtilirken,
Türkiye’de 65 yaü ve üzerindeki yaül×lar×n tümüne bak×nca
(4,2 milyon kiüi), bunlar aras×nda zihinsel engellilerin
sadece %0,3’lük bir orana sahip olduklar× (DúE
2002/Hesaplama: Tufan 2006) tespit edilmektedir. Bu ise
Almanya’daki engellilerden 40 kat daha düüük bir
orand×r. Oysa uluslar aras× araüt×rmalar, zihinsel engelli
yaül×lar×n artacaù×n× göstermektedir. Dolay×s×yla yaül×
zihinsel engellilerdeki bu düüük oran×n sebepleri ve
kurumsal bak×mlarda daha fazla dikkate al×nmalar×n×
saùlayacak yeni araüt×rmalara ihtiyaç vard×r.
Yaül× engellilerin say×s× devaml× artmaktad×r. Bak×m ve
yard×m hizmeti sunan kurum ve kuruluülar×n, sadece genç
engellilerle deùil, aksine yaül× engellilere yönelik
hizmetlerle ilgilenmeleri gerekmektedir (Tews 2001).
Endüstri ülkelerinde yaü× 65’ten büyük nüfusta psiüik
hastal×klar %23’e kadar ulaümaktad×r. Bunlar×n %11’ni
demans hastalar×, %10’nu psiüik hastal×klar ve geriye
kalan×n× fonksiyonel psikozlar (Kardorff 2005) meydana
getirmektedir.
Bu bulgularla, Türkiye’dekiler aras×ndaki tezatl×k nas×l
aç×klanabilir? Bunun farkl× sebepleri aras×nda, kan×mca en
önemlisi, ailelerin bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar,
özellikle zihinsel engelli yaül×lar hakk×nda bilgi iletmemesi
yer almaktad×r. Bu ise devletten gelecek yard×mlar
konusunda umutsuz olmalar×na dayanmaktad×r.
ûimdiye kadar bu yaül×lara yönelik yard×m ve bak×m
hizmetlerinin devlet güvencesi alt×na al×nmam×ü olmas×,
engelli istatistiklerine de yans×maktad×r ve gerçek
say×lar×n ortaya ç×kmas×na engel teükil etmektedir.
97
Örneùin Türkiye Alzheimer Derneùi’nin tahminlerine
göre 450000’den fazla demans hastas× vard×r ve bunlar×n
250000’den fazlas× Alzheimer hastas×d×r. Her ne kadar bu
hastal×k, bir yaül×l×k hastal×ù× deùilse de, yaül×lar aras×nda
daha s×k rastland×ù× görülmektedir. Ama engelli
istatistiklerine göre Türkiye’de sadece 16000 zihinsel
engelli yaüamaktad×r ve bunlar aras×nda yaül×lar×n oran×
yok denecek kadar azd×r (Tufan 2006).
Bak×ma ve yard×ma muhtaç engelliler aras×nda, yaül×
zihinsel engellilerin, diùerlerinden daha fazla sosyal
dezavantaja sahip olduklar× dile getirilmektedir. Çeüitli
kültürlerdeki engellilere yönelik tutum ve davran×ülar×
inceleyen Dieter Neubert ve Günter Cloerkes (1994)67, baz×
kültürlerde zihinsel engellilere yönelik “aü×r× tepki”
gösterildiùini ve bu tepkilerin sonradan ortaya ç×kan
zihinsel engellilik durumlar×nda da ortaya ç×kt×klar×
belirtilmektedir
Bunun baül×ca sebepleri, zihinsel engellilerin iüe yaramaz
kiüiler olarak kabul edilmesi veya onlardan kaynaklanan
reel ve reel olmayan tehlikelerden hareket eden
düüüncelerle (Neubert/Cloerkes 1994: 66) baùlant×lar×
vard×r.
Saùl×kl× ve zinde yaül×lar, prestiji yüksek birçok
fonksiyonu yerine getirmeye devam etmektedir. Yaülanma
sürecinde bedensel, zihinsel veya psiüik kay×plar ortaya
ç×karsa, sosyal konumlar× deùiüir. “Çocuklar× taraf×ndan
bak×labilecek durumlara raùmen, kuvvetten düüen yaül×lara karü×
aü×r× tepkiler verilebildiùi, öldürülmelerine çocuklar×n×n da
doùrudan iütirak ettikleri” (Neubert/Cloerckes 1994: 72)
tespit edilmiütir.
Neubert, D., Cloerkes, G.1994. Behinderung und Behinderte in verschiedenen
Kulturen. Eine vergleichende Analyse ethnologischer Studien, 2.Aufl., Edition
Schindele: Heidelberg.
67
98
Yaül×l×k ve zihinsel engellilik bir araya gelince, bireyin
sosyal çevresindeki sayg×nl×ù×, ona ve yaüam×na verilen
deùerdeki düüüü, sadece ilkel toplumlarda gözlemlenen
bir durum deùildir. Her ne kadar modern toplumlarda
“aü×r× tepki” bulunmasa da, kurumsal bak×m alt×ndaki
yaül×lar× zehirleyerek öldüren “profesyonel bak×c×lar”
oraya ç×kabilmektedir. Almanya ve Avusturya’da
örnekleri görülen bu olaylar istisna kabul edilerek
önemsiz olarak s×n×fland×rabilir. Ancak modern toplumun
içinde de yaül×lara, özellikle zihinsel engelli yaül×lara karü×
“aü×r× tepki” potansiyelinin mevcut olduùunu gösteren
belirtiler olarak da ciddiye al×nabilirler.
Almanya’da 2006’da yaüanan bir olayda, 65 yaü×ndaki bir
öùretmen kad×n Alzheimer hastas× 90 yaü×ndaki annesini
öldürdü. Bu tür olaylar bak×m görevini üstlenen
insanlar×n, ister aile üyesi olsun isterse profesyonel bak×c×
olsun, bir tak×m sorunlarla yaüad×klar×n× ve baz×
durumlarda bunlar×n üstesinden gelemeyerek, aü×r× tepki
gösterdiklerini de ortaya koymaktad×r. Gelecekte say×lar×
artacak olan zihinsel engelli yaül×lara karü× bu giriüimlerin
artmayacaù× garantisini ise hiç kimse veremez. Bu yüzden
sosyal politikalar daima yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma
muhtaçl×ù× göz önüne alacak üekilde tasarlanmal×d×rlar.
Çünkü çocuk engellilere gösterilen duygusal anlay×ü,
yaül×lardan genellikle esirgenir.
As×rlarca kan baù×yla birbirine baùl× küçük topluluklar
halinde yaüayan Türklerde sosyal yard×mlaüman×n gücü
ve hala ayakta oluüu, gelecekte ayakta kalacaù×n×n
güvencesi olarak görülmemelidir. Bu devlet örgütlenmesi
içine al×nan sosyal yard×m etkinliklerinin kapsam× ve
içeriùi, bak×ma muhtaçlar× da kucaklayacak üekilde
deùiütirilmelidir.
Çünkü engelli ve bak×ma muhtaç
bireylerin topluma kazand×r×lmalar×n× isteyenler, bunu
99
istemeyenlerden daha fazlad×r (Bächtold 1984)68. Bunu
baüarabilmek için soyutlama mekanizmalar× olarak görev
yapan yöntemlerin (Rosenberger 1998)69 belirlenmesi ve
bertaraf edilmeleri gerekmektedir.
Bak×ma ve yard×ma muhtaç bireyleri sosyal ve kültürel
yaüama kat×lmaya teüvik eden, onlara günlük
yaüamlar×nda yard×mc× olurken, yeni baù×ml×l×klar
yaratmayacak stratejilere ihtiyaç vard×r. Yaüam×yla ilgili
kararlar×nda baù×ms×zl×ù× (Miles-Paul/Frehse 1994)70
sadece “saùlamlara” ait bir hak olarak görmemek gerekir.
Aksine “mümkün olduùunca normal” (Thimm et. al. 1985,
Nirje 199471, Wohlhüter 199572, Hahn 199473) yaüam
olanaklar×n×n yarat×lmas× gerekir.
Sosyal bak×m sigortas×, toplumsal tepki olarak kabul
edilebilir. Bu, hem bak×ma muhtaç durumdakilerin, hem
de bak×ma muhtaç duruma gelebileceklerin güvenliùi
aç×s×ndan önemli olan bu kolektif sosyal tepkinin
yarat×labilmesi için giriüimlerde bulunmam×z gerekir.
Bak×ma muhtaçl×k yaül×l×kla doùrudan baùlant×l×d×r. Evde
bak×m hizmetleri, bunun türleri ve s×n×rlar× üzerine
yap×lan araüt×rmalar (Schneekloth 199474; Trost/Metzler
68 Bächtold, A. 1984. „Soziale Reaktionen auf behinderte Jugendliche.
Einstellungen und gesellschaftliche Hintergründe.“ Pp. 30-39 in Geistige
Behinderung 1/1984.
69 Rosenberger, M. 1998. Ratgeber gegen Aussonderung,Heidelberg.
70 Miles-Paul, O. and Frehse, U. 1994. “Persönliche Assistenz. Ein Schlüssel
zum selbstbestimmten Leben Behinderter.“ Pp. 12 – 27 in Gemeinsam Leben
1/1994.
71 Nirje, B. 1994. „Das Normalisierungsprinzip - 25 Jahre danach.“ Pp. 12 – 32
in Vierteljahresschrift für Heilpädagogik und ihre Nachbargebiete 1/1994.
72 Wohlhüter, H. 1995. „Das Normalisierungsprinzip und andere Leitideen für
die Gestaltung der Behindertenhilfe.“ Pp. 16 – 21 in Zur Orientierung 1/1995.
73 Hahn, M. T. 1994. „Selbstbestimmung im Leben, auch für Menschen mit
geistiger Behinderung“ Pp. 81 – 84 in Geistige Behinderung 2/1994.
74 Schneekloth, U. 1994. Hilfebedürftige Behinderte in privaten Haushalten:
Sekndaeranalyse der Studie “Möglichkeiten und Grenzen selbststaendiger
Lebensführung” im Auftrag des Bundesministeriums für Familie und Senioren,
100
199575) ve sosyal politikalar sayesinde devreye
sokulabilecektir. Bak×ma muhtaç yaül×lara yard×mc×
olabilmek için özel saùl×k ve sosyal politikalar×n hayata
geçirilmesi, özel enformasyonlar sunulmas× (özellikle
aileye, ama ayn× zamanda hastal×ù×n baülang×c×nda
hastalara), duygusal destek ve kamusal yard×mlara da
ihtiyaç vard×r. Ayr×ca yeni bak×m ve yard×m konseptleri
geliütirilmeli, bilimsel araüt×rmalar desteklenmelidir
(Deutsche
Alzheimer
Gesellschaft
e.V.
2001:
76
Wimmer/Fischer 2002: 119 ).
Aile
Bak×ma muhtaç durumdaki yaül×lara, Bat× ülkelerinde
genellikle (Keller 2002: 9), Türkiye’de ise hep aileler
bakmaktad×r. Bak×ma muhtaçlara yard×m, aileye yard×m
anlam×na gelmektedir. Sosyal dezavantajlar×n yaratt×ù×
sosyal eüitsizliklerin engellileri marjinal (Hradil 1999)77
hale getirmesi deùil sadece, ayn× zamanda aileleri de
marjinalleütirme riskinden hareket edilmelidir.
Eskiden yaül×lar×n durumu bugünkünden belirgin üekilde
daha farkl×yd×. Aile ve çal×üma yaüam×ndaki etkinliklerden
yavaü bir süreçten geçerek ayr×lmaktayd×lar. Bak×ma ve
yard×ma muhtaçl×k, çoùunlukla aile içinde çözülebilen
problemlerden biriydi.
Stuttgart. u.a. (Schriftenreihe des Bundesministeriums für Familie, Senioren,
Bd. 20.3)
75 Trost, R./Metzler, H. 1995. Alternde und alte Menschen mit geitiger
Behinderung in Baden – Württemberg. Stutgart. Ministerium für Alter,
Gesundheit und Sozialordnung Baden – Württemberg.
76 Wimmer, T./Fischer, G.C. 2002. “Möglichkeiten und Grenzen der
haeuslichen Betreung an Demenz Erkrankter unter besonderer
Berücksichtigung der Hochbetagten” pp. 57 – 146 in Hochaltrigkeit und Demenz
als Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum
Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Tedited by Deutsches
Zentrum für Altersfragen, Vincentz Verlag: Hannover.
77 Hradil, S. 1999. Soziale Ungleichheiten in Deutschland. Leske u. Budrich:
Opladen.
101
Bunun nedenlerinden biri kalabal×k ailelerde, bak×m
görevinin birçok kiüiye paylaüt×r×lmas×yla aç×klanabilir.
Ancak as×l sebep, çok az insan×n, bak×ma muhtaç oluncaya
kadar yaüabilmesiyle baùlant×l×d×r. Az say×daki bak×ma
muhtaç yaül×n×n yaratt×ù× yükü kald×rmak, en az×ndan
kalabal×k aileleri fazla bir bask× alt×na sokmuyordu.
Bugün ise çeüitli nedenlerden dolay× bu olas×l×k azalm×üt×r.
Hatta ailelerin birçoùu aç×s×ndan tamamen kaybolmuütur.
Bak×ma muhtaçl×l×ù×n ekonomik, psikolojik ve sosyal
olmak üzere kompleks bir problem yumaù× meydana
getirmesi buna dayanmaktad×r. Hem bak×ma muhtaç
olan×, hem bak×m görevini üstleneni çok yönlü
etkilemesinin ard×nda, deùiüen yaüam koüullar×, yaüam
biçimleri, fakirlik, bölgesel koüullar aras×nda farkl×l×k gibi
birçok neden yatmaktad×r.
Bu sebeplerden biri doùudan bat×ya doùru geliüen iç
göçtür. Daha iyi bir yaüam umuduyla yola koyulanlar
genellikle gençlerdir. Köylerde geriye kalan yaül×lar
(Tufan 2006b: 71ff.78; göç olgusuyla ilgili olarak ayr×ca bkz.
Geißler 200079: : 5 – 8; Ritter/Hohmeier 1999: 38) bak×ma
muhtaç hale gelirse, onlara bakacak olan “kad×nlar” art×k
yanlar×nda deùildir.
Ailede bak×ma muhtaç yaül× veya yaül×lar varsa, öncelikle
kad×nlar bak×mlar×n× yamaktad×r. Gelecek y×llarda bak×ma
muhtaç yaül×lar×n ve çal×üan kad×nlar×n çoùalacaù×
düüünülürse, bak×ma muhtaçl×k problemine yeni
konseptlerle çözüm getirmenin kaç×n×lmaz bir sonuç
olduùu anlaü×lmaktad×r.
Kad×nlar×n, yaül×lara bakmayacaù× anlam×na gelmeyen,
aksine bu görevi (çal×ümas×na raùmen) yine de üstlenecek
Tufan, ú. 2006. Türkiye’de Yaülanma ve Yaül×l×k., yay×na haz×rlanan çal×üma.
Geißler, R. 2000. “Struktur Entwicklung der Bevölkerung” in Informationen
zur politischen Bildung, 4: 3- 8.
78
79
102
olan kad×nlar×n bu yöndeki isteùinin k×r×lmamas× için,
desteùe ihtiyaçlar× vard×r. Bu kad×nlar× kaderlerine terk
etmeyen her konseptin, ayn× zamanda aileye destek veren,
onu koruyan, parçalanmas×n× önleyen bir giriüim olacaù×n×
dikkate al×rsak, sosyal hak×m sigortas×n×n çok yönlü
etkilerini alg×lamak zor deùildir. Çocuk, kad×n, erkek,
yaül×, genç, aile fertlerinin hepsi aç×s×ndan kazanç
anlam×na gelen bu sigortan×n, toplum taraf×ndan destek
göreceùinden üüphe duymaya gerek yoktur.
Çekirdek ailenin yayg×nlaümas× devam edecektir.
Gençlerden ayr× konutlarda yaüamay× tercih eden yaül×lar
çoùalacakt×r. Bu istek bugün de vard×r, ancak ekonomik
durumlar× elveriüsiz olanlar çoùunlukta olduùundan, bu
isteùin uygulanmas×n× zorlaüt×rmaktad×r (Tufan 2006).
Fakirliùi azaltan baüar×l× her giriüimin, yaüam standard×n×
yükselten ve tek baü×na yaüayanlar×n çoùalmas×na yol aüan
etkiler yaratt×ù× göz önüne al×nmal×d×r.
Aile odakl× stratejilere aù×rl×k verilirken, profesyonel bak×m
hizmetlerinin yayg×nlaümas×n× saùlayacak koüullar
yarat×lmal×d×r. Toplum yap×s×nda meydana gelen
deùiüimler, yaül×lara yönelik yard×mlar× öngören sistemde
köklü deùiüimlere gidilmesini ve mevcut yard×m ve
hizmetlere yenilerinin eklenmesini gerekli k×lmaktad×r.
Sosyal bak×m sigortas×, bu yenilikleri devreye sokabilecek
iyi bir alternatif olarak görünmektedir. Hedefi aileyi
bak×m hizmetlerinden d×ülamak deùil, aksine onu
destekleyerek, bak×ma muhtaç yaül×lar×n, mümkün
olabilen en uzun süre, evde bak×lmalar×n× saùlamakt×r.
ûu andaki t×bbi bak×m ve rehabilitasyon hizmetlerinin,
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k problemine çözüm
olamay×ü×n×n sebebi, bu hizmetlerin hedefleriyle
baùlant×l×d×r. Tedavi alt×ndakileri dikkate alan hedeflerin
yan× s×ra, tedavi sonras× normal yaüamda karü×laü×lan
problemlere çözüm getiren konseptlere ihtiyaç vard×r ve
103
daima ailenin beklentilerine
taü×malar× gerekir.
cevap
veren
nitelikler
Aile yap×s× da zamanla deùiüecektir. Yaüam biçimlerinde
meydana gelen, modernleüme süreciyle baùlant×l× olan bu
geliüme, toplumun genel eùitim düzeyi yükseldikçe ivme
kazan×r. Buna baùl× olarak yaüam tarzlar× ve biçimleri
deùiümektedir. Örneùin 1870 y×l×nda Almanya’da hane
halk× ortalama 5 kiüiden meydana geliyordu. 1950’de 3,3’e
geriledi ve bugün 2,15’tir. En geç 2030’da 2 – s×n×r×n×n
aüaù×s×na ineceùi tahmin edilmektedir (Kramer/Zippel
2003: 25)80.
Modernleüme sürecindeki toplumlarda, özellikle endüstri
toplumlar×nda rastlanan bu durum Tews’in (1993)
bireyselleüme olarak tan×mlad×ù×, yani tek kiüilik hanelerde
yaüayan insan say×s×n×n art×ü×na yol açmaktad×r.
Türkiye’de
bireyselleüme
eùilimi
henüz
belirginleümemiütir. Daha ziyade “aile” kurmak isteyenler
çoùunluktad×r. Yaü× 18 ve üzerindeki 44 milyon kiüinin
%73’nün evli oluüu, aile kavram×n×n Türk toplumundaki
önemini de yans×tmaktad×r. Dolay×s×yla en az×ndan iki
kiüilik hanelerde yaüanlar çoùunluktad×r (Kaynak: DúE
2002/ Hesaplama: Tufan 2006).
ABD’den Japonya’ya kadar bütün endüstri ülkelerinde
rastlan×lan bireyselleüme olgusunun Türkiye’de ortaya
ç×kma olas×l×ù×, endüstrileüme sürecindeki baüar×s×na baùl×
olarak artacakt×r. Özellikle tek baü×na yaüayan yaül×lar
aç×s×ndan
doùuracaù×
sonuçlar×
dikkate
almak
gerekecektir.
Kramer, D./ Zippel, C. 2003. “Demographische Grundlagen und
Entwicklungen oder der Weg weg von der Pyramide” Pp. 17 – 32 in Soziale
Arbeit mit alten Menschen. Sozialarbeit in der Altenhilfe, Geriatrie und
Gerontopsychiatrie edited by C. Zippel, S. Kraus, Weissensee Verlag: Berlin.
80
104
Single yaüam tarz×n×n hem gençlik aras×nda, hem yaül×
kuüakta, farkl× nedenlerden ötürü ileride yayg×n hale
gelebileceùi ihtimalinin dikkate al×nmas× da gerekir ve
Rosenmayr’×n kuüaklar aras×nda gözlemlenen “mesafeli
yak×nl×ù×”, Türkiye’nin geleceùinde önem kazanacak bir
sosyal eùilim olacakt×r. Dayan×üma biçimleri, iliüki say×s×
ve kalitesini deùiüime uùratan bu eùilim, bak×ma
muhtaçl×k durumlar×nda, mesafeli iliükiye yeni boyutlar
da kazand×rabilir ve “yaül× annemize/ babam×za üimdi kim
bakacak?” soruna yeni anlamlar katabilir.
Bireyselleüme eùilimi az olmas×na raùmen, bu soruya kafa
yoranlar×n say×s× fazlad×r. Çünkü engellilik ve yaül×l×k
aras×ndaki baùlant×lardan hareket ederek bak×ma
muhtaçl×ù× deùerlendirince, ekonomik gücü zay×f aileler
aç×s×ndan, daha da fakirleümek anlam×na gelmektedir.
Ne zaman, hangi sebepten dolay× bak×ma ve yard×ma
muhtaçl×kla ilgilenmek zorunda kal×rsa kals×n, insanlar×n
çoùu için bu öncelikle kendi geleceùi üzerine düüünmek,
bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n getireceùi ekonomik,
psikolojik
ve
sosyal
yükün
alt×ndan
kalk×p
kalkamayacaù×n×n
hesaplar×n×
yapmak
demektir.
Türkiye’de bak×ma muhtaçl×k, ekonomik baù×ms×zl×ù×n
yitirilmesiyle s×k× bir iliüki içindedir. Sadece bak×ma
muhtaç bireyi deùil, tüm aileyi fakirliùe sürükleyen, bir
problemdir. Bu da mesafeli yak×nl×k ifadesindeki “mesafe”
kavram×n×n önem kazanmas×na, yani kuüaklar aras×
iliükilerin bozulmas×na yol açabilir.
105
MEDENø DURUM
18 + Kuúa÷Õ
Di÷erleri
Hiç evlenmedi
6,9%
20,2%
Evli
72,9%
Kaynak: DøE 2002/ Hesaplama: Tufan 2006
ûekil 29: 18 yaü×nda ve üzerindeki nüfusun medeni durumu (Kaynak: DúE
2002/Hesaplama: Tufan 2006).
Yaln×z yaüayan ve bak×ma muhtaçl×k riskine sahip veya
bak×ma muhtaç yaül×lar×n problemlerine, sosyal güvenlik
sistemi kapsam×nda çözümler getirilirken, bireyselleüme
eùiliminin de dikkate al×nmas× bu yüzden gerekmektedir.
Son Söz
Yirminci yüzy×l×n baülar×nda ortalama yaüam süresi 40 y×l
civar×ndayd×. Ölümler, erken geliyor, yaülanabilenlerin
nüfustaki oran× çok düüük bir düzeyde kal×yordu. Bu
106
yüzden bak×ma muhtaçl×k ve yaül×l×k aras×nda çok s×k×
baùlant×lar yoktu. Daha ziyade erken ölümler, insanlar
aç×s×ndan büyük bir problem olarak kabul ediliyordu.
Modernleüme sürecinde yaüam koüullar× deùiüince, yaüam
süresi de buna baùl× olarak h×zla uzamaya baülad×. Bugün
bütün toplumlarda, yüzy×l öncesiyle karü×laüt×r×l×nca, daha
uzun yaüayan insanlar×n varl×ù× ve giderek çoùalmalar×n×n
anlam× budur.
Yaüam standard× yükseldikçe, yaüam süresi uzad×ù×ndan,
endüstri ülkelerinin insan× diùer ülkelerin insan×ndan
belirgin üekilde daha uzun bir yaüam beklentisine sahiptir.
Bu yüzden toplumsal yaülanman×n ilk etapta endüstri
ülkelerinin problemi olduùu kabul edilir ve gerçekten bu
ülkeler etkilerini daha fazla hissetmektedir.
Ancak iüin asl× böyle deùildir. Her ne kadar endüstri
ülkelerinde yaül×lar çoùalm×ü olsa da, yaül×l×ù×n as×l
sorunlu bir dönem olduùu ülkeler, endüstri ülkeleri deùil,
aksine aralar×nda Türkiye’nin de bulunduùu geliümekte
olan ülkelerdir. Çünkü endüstri ülkeleri, yaülanma ve
yaül×l×ùa çözüm getiren konseptleri teker teker hayata
geçirirken,
nüfustaki
say×lar×n×n
göreceli
azl×ù×
gerekçesinden hareket eden geliümekte olan ülkeler, daha
çok
gençliùin
problemlerine
odaklanmaktad×rlar.
Gençlerin sorunlar×na da kesin çözümler getirmedikleri
için, bu ülkelerdeki sosyal problemler hem çoùl×yor, hem
de etkileri daha üiddetli oluyor.
Yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×kta da, endüstri
ülkelerinin çok say×daki yaül×lar×na daha iyi yaüam
koüullar× haz×rlayabildikleri, buna karü×n geliümekte olan
ülkelerin az say×daki yaül×lar×na dahi tatmin edici asgari
bir yaüam standard×n× saùlamad×klar× görülüyor. Bu
yüzden yaülanma yaül×l×k, ilk etapta endüstri ülkelerinin
deùil, daha ziyade çözümsüzlük içersindeki geliümekte
olan ülkelerin baül×ca problemidir.
107
Çözümsüzlüùün gerekçeleri sürekli olarak ekonomik
nedenlerle aç×klanamaz, her ne kadar bu problemin
varl×ù×n× ret edemesek de, özellikle geliümekte olan
ülkelerdeki birçok sebep, ayn× zamanda bu problemler
için gayet iyi olanaklar da sunuyor. Örneùin yat×r×mlar×n
ve personel giderlerinin belirgin üekilde düüük oluüu, bu
sebeplerden iki tanesidir. Ayr×ca birçok alanda tasarruf
yap×labilir ve ülkeyi ekonomik s×k×nt×lara sürükleyen
önlenebilir birçok problemlere çözümler getirilerek, daha
önce boüa giden veya gözden kaçan ek gelirler, as×l
çözülmesi gereken alanlara kayd×r×labilir.
Ancak bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ùa çözüm konseptleri
aras×nda Sosyal Bak×m Sigortas×, kaynaù×n×n önemli
bölümünü kendisi yaratan, dolay×s×yla devlete maliyeti
göreceli düüük olan konseptlerden biridir ve çeüitli
ülkelerde, baüar×yla uygulanmaktad×r.
Böyle bir konseptin Türkiye’de de hayata geçirilmemesi
için en az×ndan ekonomik sebepler çözülebilir. Yasal
deùiüiklere gitmenin de zor olmayacaù×n×, son birkaç y×lda
AB’ye uyum yasalar×n×n baü döndürücü h×zla yürürlüùe
konuluüundan biliyoruz. Geriye kalan problemler ise daha
ciddidir ve çözümleri o kadar kolay olmayacakt×r.
Bunlar aras×nda gerontolojik bilgi noksanl×ù× baüta gelen
problemdir. Sözde gençliùin problemlerine çözüm
aran×rken, yaül×lar× unutan Türkiye, genç nüfusuna
güvenerek düütüùü hatan×n faturas×n×, üu anda ihtiyac×
olan gerontolojik bilgilere sahip olmamakla ödemektedir.
Endüstri ülkeleri, kendi insan×n×n nas×l yaüland×ù×n×,
problemlerini ve çözümlerini incelerken, Türkiye’de boüa
geçirilen sürenin olumsuz etkileri, yaül×lar×n ve bunlar
aras×nda bak×ma muhtaç olanlar×n×n, genel ve spesifik
durumlar×ndaki olumsuzluklardan net bir biçimde
alg×lanmaktad×r.
108
Ancak bu bilgi boüluùu kapat×labilir. Sadece yapmak
zorunda olduùumuz tek bir üey var: Yaülanma ve yaül×l×ù×,
Türkiye’nin sosyal problemleri aras×nda görmek ve bunun
sadece t×bbi problem olmad×ù×n× ve hiçbir zaman da
olmayacaù×n× art×k idrak etmektir.
údrak sözcüùü bilerek kullan×lmaktad×r, çünkü bunu
anlamak istemeyen veya görmezlikten gelenler Türkiye’de
hala vard×r ve özellikle de, yaül×l×k problemlerinden çok
fazla etkilenmeyenler aras×nda bu görüüün yayg×n olduùu
dikkat çekmektedir.
Yaül×l×k, öncelikle fakirlikle, ama ayn× zamanda cinsiyetle
ve eùitimle baùlant×l×d×r. Nas×l ki yaül×l×k sadece biyolojik
bir olgu deùilse, cinsiyeti de sadece bu aç×dan
göremeyeceùimiz ortadad×r. Türk kad×n×n×n geleneksel
rolleri, fakirliùi, cehaleti ve bunlar×n yaratt×ù×
dezavantajlar birikimi, onun yaül×l×ù×na doùrudan etki
eden sosyal problemlerdir.
Eùitim, gelir, cinsiyet, bölge gibi birçok unsurun yaratt×ù×
sosyal eüitsizliklerin, yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma
muhtaçl×ù× etkilemekle kalmad×ù×, öte yandan geriden
gelen genç ve orta yaül× kuüaklar aç×s×ndan da olumsuz
etkilere yol açt×ù× kan×tlanabilir. Bu üeytan çemberini
k×rabilmemiz için yeni stratejiler ihtiyac×m×z vard×r.
Bunlardan birini, bu çal×ümayla tart×ümaya açmak ve Türk
toplumuna uygun bir sosyal bak×m sigortas×n×n
tasarlanmas×na katk×da bulunmak istiyorum. Bunu teorik
bir çal×üma olarak deùil, aksine insan yaüam×na direk etki
eden pratik bir giriüim olarak kabul ediyor ve tart×ümaya
herkesin kat×lacaù× umudunu taü×yorum.
109
ûekiller
ûEKúL 1: ENGELLúLúK ..................................................................................... 22
ûEKúL 2: ENGELLúLERúN YAû GRUPLARINA GÖRE DAøILIMI (KAYNAK:
TÜRKúYE ÖZÜRLÜLER ARAûTIRMASI 2002: 6). ................................... 27
ûEKúL 3: SÜREøEN HASTALIøA SAHúP OLAN NÜFUSUN YAû GRUPLARINA
GÖRE DAøILIMI (KAYNAK: TÜRKúYE ÖZÜRLÜLER ARAûTIRMASI 2002:
6). ......................................................................................................... 27
ûEKúL 4: GÜNLÜK AKTúVúTELERDE BAøIMLILIK (KAYNAK: DúE
2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 28
ûEKúL 5: YARI VE TAM BAøIMLI ENGELLúLERúN YAû GRUPLARINA GÖRE
DAøILIMI (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ........... 29
ûEKúL 6: HúZMETLERDEN FAYDALANMAMA NEDENLERú (KAYNAK: DúE
2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 33
ûEKúL 7: YAûI 40’IN ÜZERúNDEKú NÜFUSUN YAû GRUPLARINA GÖRE
DAøILIMI (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ........... 36
ûEKúL 8: SOSYAL GÜVENLúK DURUMU VE EøúTúM DURUMU (TUFAN 2006,
GEROATLAS). ...................................................................................... 39
ûEKúL 9: SOSYAL GÜVENLúK DURUMU VE YAûADIøI KENT (TUFAN 2006,
GEROATLAS). ...................................................................................... 40
ûEKúL 10: GELúR DURUMU (TUFAN 2006, GEROATLAS)............................... 41
ûEKúL 11: DURUM VE ÇÖZÜMLER (TUFAN 2006, GEROATLAS)................... 42
ûEKúL 12: PSúKOSOSYAL DURUM (TUFAN 2006, GEROATLAS) ..................... 43
ûEKúL 13: TÜRKúYE VE ALMANYA’NIN NÜFUSUNDA YAûLI ORANLARI VE
GELECEKLE úLGúLú ÖNGÖRÜLER (KAYNAK: DúE 1960 – 2005 VE
WACKER 2001). ................................................................................... 46
ûEKúL 14: DAHA ûúMDúDEN 90+ KUûAøI 80 – 89 YAû GRUBUNU AûMIû
DURUMDADIR (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006)..... 48
ûEKúL 15: TÜRKúYE’NúN YAû NÜFUSUNDA FEMúNúSTLEûME OLGUSU
(KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ........................... 50
ùEKøL 16: 1960 – 2002 DÖNEMøNDE TÜRKøYE NÜFUSUNDA YAùLILARIN ORANI
(KAYNAK: DøE). ................................................................................... 52
ûEKúL 17: ENGELLúLúK TÜRÜ VE BAKIMA MUHTAÇLIK (KAYNAK: DúE
2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 54
ûEKúL 18: ENGELLúLúK TÜRÜ VE BAKIMA MUHTAÇLIK (KAYNAK: DúE
2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 55
ûEKúL 19: BUGÜN YAûI 75’úN ÜZERúNDE OLAN HER 5 YAûLIDAN 1’ú BAKIMA
MUHTAÇTIR (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ....... 56
ûEKúL 20: ENGELLúLúK TÜRLERúNúN TOPLAMI VE YAû GRUPLARINA GÖRE
DAøILIM (KAYNAK: TÜRKúYE ÖZÜRLÜLER ARAûTIRMASI 2002: 6). .. 57
ûEKúL 21: ENGELLúLúK YAûLILIøIN ERKEN DÖNEMúNDE BAûLIYOR (KAYNAK:
DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ............................................. 58
110
ûEKúL 22: EVDE VE KURUMSAL BAKIM ..........................................................66
ûEKúL 23: SBS’úN FúNANSMAN PRENSúBú. ......................................................67
ûEKúL 24: BAKIM HúZMETú SUNAN KURUM/KURULUû VE HASTALIK
SúGORTASI ARASINDA BúR BAKIM ANLAûMASI VARSA, DEVLET
DENETúMúNDEKú BU KURULUû, SUNDUøU HúZMETúN KARûILIøI OLAN
ÜCRETSú, SúGORTADAN TALEP EDEBúLúR. .............................................71
ûEKúL 25: SOSYAL BAKIM SúGORTASI, HúZMETLERúN TÜMÜNÜ KARûILAMAK
ZORUNDA DEøúLDúR. KAPSAMLI HúZMETLERúN GEREKLú OLDUøU VE
AúLENúN BUNLARI ÖDEYECEK DURUMU BULUNMADIøI HALLERDE,
SOSYAL YARDIM KURUMU DEVREYE GúRER. ........................................76
ûEKúL 26: SOSYAL BAKIM SúGORTASININ OLASI MODÜLER YAPISI. ...............83
ûEKúL 27: TÜRKúYE’DE DÜNYAYA GELEN 1000 BEBEKTEN 52’Sú, BúR YAûINI
DOLDURMADAN ÖLÜYOR. ALMANYA, HOLLANDA VE
B.BRúTANYA’DA úSE AYNI AKIBETE UøRAYANA BEBEKLERúN SAYISI
SADECE 6’DIR (BM 1996). ....................................................................93
ûEKúL 28: TÜRK KADINI DOøURGANLIKTA AVRUPA’DA úLK SIRADA YER
ALMAKTADIR (BM 1996). ....................................................................94
ûEKúL 29: 18 YAûINDA VE ÜZERúNDEKú NÜFUSUN MEDENú DURUMU
(KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..........................106
111
Kaynakça
Bächtold, A. 1984. „Soziale Reaktionen auf behinderte Jugendliche.
Einstellungen und gesellschaftliche Hintergründe.“ Pp. 30-39 in Geistige
Behinderung 1/1984.
Bango, J. 1994. Soziologie für soziale Berufe. Grundbegriffe und Grundzüge.
Enke Verlag: Stuttgart.
Beck, U. 1986. Risikogesellschaft. Auf dem Weg in eine andere Moderne.
Suhrkamp: Frankfurt/M.
Bintig, A. 1999. “Körperbehinderung” Pp. 487 – 506 in Handbuch
Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F. Stallberg,
Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden.
Birg, H. 2001. Die demographische Zeitenwende. Der Bevökerungsrückgang in
Deutschland und Europa. München.
Cumming E, Henry W E (eds): Growing old. The process of
disengagement, Basic Books: New York, 1961.
Dallinger,
U.
2001.
“Die
Konstr×ktion
des
<Guten>
Generationsverhältnisses – Semantiken und Akzeptanzgrundlagen des
Rentensystems” Pp. 119 – 142 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des
Alter(n)s edited by Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske +
Budrich Verlag: Opladen.
Datenreport Alter 1997. Individuelle und sozioökonomische
Rahmenbedingungen heutigen und zukünftigen Alters. Schriftenreihe des
Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend, Bd. 137,
Stuttgart.
Deutsches Zentrum für Altersfragen. 2002. Hochaltrigkeit und Demenz als
Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum
Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Vincentz Verlag: Honnover.
Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Versorgung und Förderung
älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht
der Bundesregierung, Band V,. Leske + Budrich Verlag: Opladen.
Elias, N. 1977. “Zur Grundlegung einer Theorie sozialer Prozesse” in
Zeitschrift für Soziologie, Jg.6, 2: 139.
Freidson, E. 1970. Porofession of Medicine. A Study of the Sociology of
Applied Knowledge. Dodd Mead: New York.
Geißler, R. 2000. “Struktur Entwicklung der Bevölkerung” in
Informationen zur politischen Bildung, 4: 3- 8.
Hahn, M. T. 1994. „Selbstbestimmung im Leben, auch für Menschen mit
geistiger Behinderung“ Pp. 81 – 84 in Geistige Behinderung 2/1994.
Heiden, H.-G. 1996. “Niemand darf wegen seiner Behinderung benachteiligt
werden” - Grundrecht und Alltag: eine Bestandsaufnahme, Reinbek bei Hamburg.
Heinlein, M. 2003. Pflege in Aktion. Zur Materialität alltäglicher
Pflegeparxis. Hampp Verlag: München, Mering.
Henke, F. 2000. Pflegeplanung. Hilfen zur praktischen Umsetzung.
Kohlhammer Verlag: Stuttgart, Berlin, Köln.
Hesse – Schiller, W. 1996. “Das Pflegeversicherungsgesetz,
Pflegebedürftige – Pflegekassen – Pflegeeinrichtungen” Pp. 2 – 17 in
112
Pflegeversicherung. Konsequenzen für die Reorganisation, Finanzierung und
Qualitätssicherung edited by G.Junkers, B. Moldenhauer, U. Reuter. Schattauer
Verlag: Stuttgart, New York.
Hradil, S. 1999. Soziale Ungleichheiten in Deutschland. Leske u. Budrich:
Opladen.
Imhof, A. E. 1981. Die gewonnenen Jahre, München.
Kardorff E, v.: Kein Ende der Ausgrenzung. In: Ahorn R, Bettinger F
(eds) Sozialer Ausschluss und Soziale Arbeit. Positionsbestimmungen einer
kritischen Theorie und Praxis Sozialer Arbeit. VS Verlag für
Sozialwissenschaften, Wiesbaden, 2005, s: 253 – 272.
Keller, S. 2002. Pflge und Pflegeversicherung. Stiftungwarentest Berlin,
Econ Verlag: München.
Köhler, P. A. 1996. “Landesbericht Dänmark” Pp. 1 – 56 in Altenhilfe in
Europa: Länderberichte Dänmark, Niederlande, Vereinigtes Königreich, Frankreich,
Spanien. Band 132.2 edited by Bundesministerium für Familie, Senioren,
Frauen und Jugend. Kohlhammer: Stuttgart, Berlin, Köln.
Kondratowitz, H.-J. v. 1999. “Altern und Alter” Pp. 236 – 254 in
Handbuch Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F.
Stallberg, Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden.
König, R. 1973. “Einleitung” Pp. 1 – 20 in Handbuch der empirischen
Sozialforschung edited by R. König. Deutscher Taschenbuch Verlag (dtv):
Stuttgart.
Korte, H., Schäfers, B. 1997. Einführung in Praxisfelder der Soziologie,
2.Aufl., Leske + Budirich Verlag: Opladen.
Kramer, D./ Zippel, C. 2003. “Demographische Grundlagen und
Entwicklungen oder der Weg weg von der Pyramide” Pp. 17 – 32 in Soziale
Arbeit mit alten Menschen. Sozialarbeit in der Altenhilfe, Geriatrie und
Gerontopsychiatrie edited by C. Zippel, S. Kraus, Weissensee Verlag: Berlin.
Lempp, R. 2001. “Geistige Behnderung im Lebenslauf. Die Bedeutung
der Kompetenzförderung aelterer Menschen mir geistiger Behinderung für
die Aufrechterhaltung der erworbenen Faehigkeiten und Fertigkeiten” Pp.
123 – 140 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger
Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,.
edited by Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Leske + Budrich Verlag:
Opladen.
Lenz, K., Rudolph, M, Sickendieck, U. 1999. “Alter und Altern aus
sozialgerontologischer Sicht” Pp. 7 – 96 in Die alternde Gesellschaft.
Problemfelder gesellschaftlichen Umgangs mit Altern und Alter edited by K.Lenz,
M. Rudolph, U. Sickendieck, Juventa Verlag: Weinheim und München.
Luhmann, N. 1991. Soziologie des Risikos. De Gruyter: Berlin.
Mayer et., K.U. al. 1994. “”Gesellschaft, Politik und Altern” Pp. 721 – 758
in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie edited by
P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin.
Merton, R. K. 1984. “Die Eigendynamik gesellschaftlicher Voraussagen”
Pp. 144 – 161 in Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl. edited by E. Topisch,
E. Athäneum Taschenbücher: Königstein/Ts.,.
113
Miles-Paul, O. and Frehse, U. 1994. “Persönliche Assistenz. Ein Schlüssel
zum selbstbestimmten Leben Behinderter.“ Pp. 12 – 27 in Gemeinsam Leben
1/1994.
Natter, E./Reinprecht, C. 1992. Achtung Sozialstaat. Europaverlag: Wien,
Zürich.
Neubert, D., Cloerkes, G.1994. Behinderung und Behinderte in
verschiedenen Kulturen. Eine vergleichende Analyse ethnologischer Studien, 2.Aufl.,
Edition Schindele: Heidelberg.
Nirje, B. 1994. „Das Normalisierungsprinzip - 25 Jahre danach.“ Pp. 12 –
32 in Vierteljahresschrift für Heilpädagogik und ihre Nachbargebiete 1/1994.
Oyen, R./Löhe, I. 1996. “Soziale Sicherheit durch Sozialversicherung” Pp. 96 –
130 in Lehrbuch der Sozialmedizin für Sozialarbeit, Sozial – und Heilpädagogik
edited by W. Schwarzer. Borgmann Verlag: Dortmund.
Popper, K. R.
1984. “Prognose und Prophetie in den
Sozialwissenschaften” 113 – 125 Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl., edited
by E. Topisch, Athäneum Taschenbücher : Königstein/Ts.
Prahl, H. W. and Schroeter, K. R. 1996. Soziologie des Alterns. Schöningh:
Paderborn.
Rhotensee, M. 1999. Die soziale Konstruktion von AIDS zwischen Exotik
und Integrität. Eine Untersuchung zu Aufklärungsmaterialien in Westeuropa
und Südostasien. Lang Verlag: Frankfurt/Main, Belin, Bern, Bruxelles, New
York, Wien.
Ritter, U.P. and Hohmeier, J. 1999. Alterspolitik. Oldenbourg Verlag:
München, Wien.
Roloff, J. 1996. “Alternde Gesellschaft in Deutschland. Eine
bevölkerungsstatistische Analyse” in Aus Politik und Zeitgeschichte 35: 3 – 11.
Rosenberger, M. 1998. Ratgeber gegen Aussonderung,Heidelberg.
Russel, C. H. 1989. Good news anout aging. Wiley: New York.
Schirrmacher, Frank. 2004. Das Methusalem-Komplott. 5. Aufl. Blessing:
München.
Schneekloth, U. 1994. Hilfebedürftige Behinderte in privaten Haushalten:
Sekndaeranalyse der Studie “Möglichkeiten und Grenzen selbststaendiger
Lebensführung” im Auftrag des Bundesministeriums für Familie und Senioren,
Stuttgart. u.a. (Schriftenreihe des Bundesministeriums für Familie, Senioren,
Bd. 20.3)
Schnneekloth, U. 1996. “Entwicklung von Pflegebedürftigkeit im Alter”
in Zeitschrift für Gerontologie und Geriatrie 29: 11 – 17.
Schülein J A: Alltagsbewusstsein und soziologiesche Theoriebildung.
Hug T (eds.), Wie kommt Wissenschaft zum Wissen. Band 3, Einführung in
die Methodologie der Sozial- und Kulturwissenschaften. Schneider Verlag,
Baltmannsweiler, 2001. s: 11-30.
Shimada, S., Blüher, S., Stosberg, M., Tagsold, C. 2001. “Öffentlichkeit
im Wandel: Die Einführung der Pflegeversicherung in Japan und Deutschland
Pp. 143 – 168 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des Alter(n)s edited by
Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske + Budrich Verlag: Opladen.
114
Sozialgesetzbuch. 2000. Sonderausgabe, 26. Aufl., Deutscher
Tascenbuchverlag: München, Redaktionelle Verantwortung Beck Verlag:
Nördlingen.
Steinahgen – Thissen, E. et. al. 1994. “Innere Medizin und Geriatrie” Pp.
124 – 150 in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie
edited by P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin.
T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler
Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara.
T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler
Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara.
T.C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 1988. Ankara.
T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü ,2005, Ankara.
T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü’nün 1960 – 2002 dönemine ait verileri:
Temel Britannica. 1993. “Sosyal Yard×m Hizmetleri” Pp. 328 – 332 in Temel
Britannica. Temel Eùitim ve Kültür Ansiklopedisi, Cilt 15, Ana Yay×nc×l×k A.û. ve
Encyclopaedia Britannica, Inc.: ústanbul.
Tews, H. – P. 2001. “Behindertenpolitik für ältere Menschen mit
geistiger Behinderung” Pp. 11 – 42 in Versorgung und Förderung älterer
Menschen mit geistiger Behinderung. Expertisen zum Dritten Altenbericht der
Bundesregierung. Deutsches Zentrum für Altersfragen, Band 5, Leske+Budrich
Verlag: Opladen.
Tews, H.-P. 1993. “Neue und alte Aspekte des Strukturwandels des
Alters” Pp. 15 – 42 in Lebenslagen im Strukturwandel des Alterns edited by
G. Naegele and H.-P. Tews. Westdeutscher Verlag: Opladen.
Thimm, W. 1972. Soziologie des Behinderten. Schindele: Rheinstetten.
Thimm, W. 1994. Leben in Nachbarschaft. Hilfen für Menschen mit
Behinderungen. Herder: Freiburg, Basel, Wien.
Thimm, W., v.Ferber, C., Schiller, B., Wedekind, R. 1985. Ein Leben so
normal wie möglich führen… Zum Normalisierungskonzept in der
Bundesrepublik Deutschland und in Dänemark. Bundesvereinigung
Lebenshilfe für geistig Behinderte: Marburg/Lahn
Trost, R./Metzler, H. 1995. Alternde und alte Menschen mit geitiger
Behinderung in Baden – Württemberg. Stutgart. Ministerium für Alter,
Gesundheit und Sozialordnung Baden – Württemberg.
Tufan 2006b, Türkiye’de Yaülanmak ve Yaül×l×k, bas×m haz×rl×klar×
devam eden çal×üma..
Tufan, ú. 2003. Sosyolojik Yaülanma
Tufan, ú. 2005. Vizyon 2023.Geleceùin Türkiye’si – Türkiye’nin Geleceùi.
Sorunlar, Görüüler, Çözümler. Yay×nlanmam×ü çal×üma.
Tufan, ú. 2006.a Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× úkincil Analizleri Sonuç
Raporu, Ankara.
Tufan, ú. 2006c. T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002.
Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× Verilerinin úkincil Analizleri Sonuç Raporu.
Tufan, ú. 2006c. Türkiye Gerontoloji Atlas× Araüt×rmas×.
Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×, Sonuç Raporu, 2002, Ankara.
115
Verbraucher Zentrale Nordrhein – Westfalen e.V. 1999. Die
Pflegeversicherung. Informationen und Tips für Betroffene und Pflegepersonen,
Düsseldorrf.
Wacker, E. 2001. “Wohn –, Förder –und Versrgungskonzepte für aeltere
Menschen mit geistiger Behinderung – ein Kompetenz – und
lebensqualitaetsorientierter Ansatz” Pp. 43 – 122 in Versorgung und Förderung
älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht
der Bundesregierung, Band V,. edited by Deutsches Zentrum für
Altersfragen.2001. Leske + Budrich Verlag: Opladen.
Weber M: Wirtschaft und Gesellschaft. In: Grundriss der verstehenden
Soziologie. 5. Revidierte Aufl.. Mohr Verlag, Tübingen, 1972.
Wimmer, T./Fischer, G.C. 2002. “Möglichkeiten und Grenzen der
haeuslichen Betreung an Demenz Erkrankter unter besonderer
Berücksichtigung der Hochbetagten” pp. 57 – 146 in Hochaltrigkeit und Demenz
als Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum
Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Tedited by Deutsches
Zentrum für Altersfragen, Vincentz Verlag: Hannover.
Wohlhüter, H. 1995. „Das Normalisierungsprinzip und andere Leitideen
für die Gestaltung der Behindertenhilfe.“ Pp. 16 – 21 in Zur Orientierung
1/1995.
Zola, I. 1972. “Medicine as an Institution of Social Control” Pp. 487 – 503
in Sociological Review 20.
116

Benzer belgeler