Sakız Adası`nın merkezindeki

Transkript

Sakız Adası`nın merkezindeki
Α
Ν
Ε
Μ
Ο
Σ
4
7
6
9
8
11
10
13
.................. İçindekiler
Arzuladığınız gibi Yaşayın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14
Harita . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15
Sakız Adası, Konumu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16
Sakız Adası’nın Nitelikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17
Sakız Adası’nın Damla sakızı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18
Öğrenin ve Kullanın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20
Sakız Adası Ürünlerini Deneyin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22
Sakız Adası’nın kısaca Tarihi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
Antik Sakız Adası’yla Tanışın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24
Bizans Dönemi Sakız Adası’yla Tanışın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26
Kalelerde Yürüyün . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28
Ortaçağ Dönemi Sakız Adası’yla Tanışın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30
Sakız Adası’nın merkezindeki Osmanlı Yapıtlarını görün . . . . . . . . . . . 32
Müzeleri Ziyaret Edin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 36
Sakız Adası’nın köyünde ve şehrinde dolaşma . . . . . . . . . . . . . . . . . . 38
Kütüphaneyi Tanıyın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 40
Sakız Adası’nın Köylerini Dolaşın . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42
Mağazalarıyla Güney Sahillerinin keyfini çıkarın . . . . . . . . . . . . . . . . 44
Mağazalarıyla Batı & Kuzey Sahillerinin keyfini Çıkarın . . . . . . . . . . . 46
Köyden köye gezinti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48
Yılbaşı ve Apukurya Gelenekleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50
Paskalya Geleneği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52
Notları Öneriler:
Mesta . . . . . . . . . . . . .
Oteller . . . . . . . . . . . . .
Kiralık oda ve daireler
Turizm Ofisleri . . . . . . .
Yerel Ürünler . . . . . . . .
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
54
59
64
66
73
Yemek - Lokantalar . .
Kafe - Eğlence . . . . . .
Çarşı . . . . . . . . . . . . .
Ayios Ğalas . . . . . . . . .
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
85
101
104
106
YAY I N C I NO T U
Arzuladı ğınız gibi Yaşayın
Rahatlatιcι… Doğayla içiçe… Tarihsel… Dini…
Kültürel… Eğlenceli… Sportif… Sosyal…
Sakız Adası size her türlü olanağı sağlıyor!
20.000 adet basılan ilk baskısı altı ay içinde tükenen Türkçe Sakız Adası Turistik Rehber’in sekizinci baskısını sunmaktan kıvanç duyuyor ve 85,000 Türkiye pasaportlu dostumuzun kendine has güzelliklere sahip adamızı ziyaret etmesinde payı olduğuna üstelik diğer ziyaretçilere de önder olacaklarına inanıyoruz.
Kültürel, geleneksel zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle çeşitliliklere sahip, kozmopolitliği ve aktivliğiyle her
türlü çağdaş gezgini kaşılamaya, Türkiye’den gelecek tüm kardeşlerimizi ağırlamaya hazır içten sıcak duygulara sahip halkıyla Ege Denizi’nin incisidir Sakız Adamız sizleri bekliyor!
Sakız Adası’nda göreceğiniz adanın dört bir köşesine dağılmış zenginlik, denizcilikten kaynaklanmaktadır ve
bu zenginlik bizim ruhumuzu değiştirmemiştir. Tam aksine, denizde çalışanların memleketelerine duydukları
hasret onların adaya karşı yoğun sevgilerini arttırmıştır.
Ç
ok sevgili dostlarımız,
Çok uzun yıllar boyunca, büyük güçler ve her iki ülkenin politikacıları, yüreklerimize nefretle düşmanlık
tohumları ektiler. Ancak 1974 yılında aradaki gerginlik en yüksek noktaya vardığında durum değişmeye başladı.
Her iki ülkenin gençleri bu gerginliğin ağırlığına dayanamadılar.
Halkın genç tabakasına hitap eden o zamanın dergilerinde diğer ülkenin gençleriyle iletişime geçme arzularını bildiren dünyaca bilinen kişilerin isimleri duyuruluyordu. Böylece, aynı yaşlardaki, aynı sıkıntıları ve endişeleri yaşayan Çeşme’den Ayşe’yle iletişime geçmeye başladık. İletişim içinde olduğumuz o iki yıl boyunca
her iki tarafın sahillerinde gezinirken Ayşe Sakız Adası’nın Vrondatos’unu bizler de Çeşme’yi görüyorduk. Tek
sıkıntımız, birbirimize bu kadar yakınken, bir o kadar da uzak olmamızdı. Aynı güneş bizi ısıtıyorken, Ege
Denizi’nin aynı suyuyla ıslanıyorken ve aynı bulutlar bize yağmuru getiriyorken, buluşup yüzyüze konuşamıyorduk. Neden? Ayşe’yle aramızda çok güzel bir dostluğumuz olmuştu ve elbette onu asla unutmayacağımız gibi
onun da Sakız Adası’ndaki Andonis’i unutmayacağından eminim. Günün birinde tekrar görüşeceğiz çünkü, her
iki halk arasında geçmişte ve günümüzde ne kadar olaylar olursa olsun, ne kadar maceralar yaşanırsa yaşansın,
bizim aramızdaki güzel dostluğa ve duygularımıza engel olmayacaklardır.
Biz de, Ayşe de ve tüm dostlarımız tarihi DİNİ YA DA ETNİK FARKLILIKLARIN BİZİ ASLA BİRBİRİMİZDEN
AYIRMAMASI GEREKTİĞİNİ HATIRLAMAK İÇİN ÖĞRENİYORUZ .
Tüm içtenliğimizle sizleri adamıza bekliyoruz.
Andonis & Yannis Palios
“ deyişiyle dile
retlerini “biri kaptan öteki armatör
olan denizcilik konusundaki maha
r ikişer ikişer gezer” sözünü size
Sakızlıları n karakteristik özelliği
ızlıla
“Sak
ur
meşh
o
en
tmişk
olduğ umuzdan bahse
yolda karşı laşgetirilerken ve hazır biz de iki kiş
nlı işgali altındaki yıllar boyunca,
ilk yorumlarından biri şudur; Osma
lermiş ve uzaktan bir
gezer
r
ikişe
r
açıklamak istiyoruz. Bu deyimin
ikişe
yolda
ılar
aya zorunlu bırak ırmış. Sakız Adal
ar böylece Türk
tığı Rum’u kendini sırtında taşım
ki Osmanlı “yükünden” kurtulsunl
n biri diğerinin sırtına çıkarmış
heme
de
klerin
gördü
ı
ştığın
miş. Bu yorum belki Sakızlıları n
gider
Türk’ün yakla
geçip
n
rında
yanla
n
mada
görünce hiç bir talepte bulun
Rum’un sırtın ın yüklü olduğ unu
tamamen asılsı zdır.
işaret olabilir ama tarihsel açıdan
dünyaya kadar uzakurnazlığ ına ve keskin zekalarına
ri Homeros’un eserlerinde yarattığı
kökle
ının
anlığ
alışk
e
gezm
r
r ikişe
ikişe
n
lıları
ne kadar tesirini sürSakız
bugü
ırsa
bile
da
bakıl
ca
ların
Sonu
el hayat
alışkanlıklarında olduğ u kadar günc
ası
düny
n
eros’u
en ötekinin etHom
verirk
için
güç”
lılar
ve
nıyor. Ve Sakız
varlığ ının diğerine “cesaret
a adlı eserinde, ikinci bir kişinin
dürmeyi başarmıştı r. Homeros İliyad
der.
güçlenmesini sağlıyor diye bahse
kinleşmesini, tamamlanması nı ve
Teşekkürler n Atina Zaharu Lutrari’ye fililojik ve tarihi konulardaki katkılarından dolayı Teşekkür ederiz. n Dimitris Andreasis’e,
Dimitris Vuhuris’e, Sakız Adası Damla Sakızı Üreticileri Birliği’ne, Nikos Zahariadis’e, Athina Zaharu- Lutrati’ye, Despina Karaca’ya,
Stamatis Menis’e, Diamantis Miçis’e, Yorgos Monogudis’e, Maria Ksida’ya Pandelis Ad. Saliaris’e, Aleksandra Stamatulaki’ye, Kostas
Stamulis’e, Andonis Çaçaronis’e, Staritis Çulelis’e ve Tubis Yayınları’na fotoğraflarla katkıda bulundukları için teşekkür ederiz.
Kitapçığın oluşumunda kullanılan metin ve fotoğraflarda kaynak olarak kullanılan kitaplar: n Athina Zaharu Lutrati “Homeros-Sakız
Adası Bülbülü” Alfa-Pi Yay., 2005 n “Sakız Adası 2.Lisesi Takvimi” Derleyen Athina Zaharu Lutratin, 2002. n Sakız Adası Müzeleri ve
Kolleksiyonu, 2003, Sakızlı gemilerin asırlarda yolculuğu. n 2004, Sakız Adası Kaleleri, 2006 Sakız Adası Korais Kütüphanesi,Tarih ve
Hazineleri. n Aristidis Kelepercis, Yöremi Öğreniyorum Sakız Adası-İnusses Adası- Psara Adası, Alfa-pi Yay. 2008. n Nikos Mitsis, “Sakız
Adası ve Sakız Adası’na Dair, Alfa-pi Yay. 2002. n Haralambos Buras, “Yunan Geleneksel Mimarisi”, Melissa Yay. n Karalambos Buras, “
Ayo Vasilis’in geleceğe dileği” Alfa-pi Yay. 2003. n Pandelis Ad. Saliaris, “Sakız Adası’nın Orkideleri Kardamilla Belediyesi Yay. 2002. n
Sakız Adası - Ajanda 1972. n Metinler: K. Horeanthi,E. Çikritea. n Afon N. Haviara Yay. Sakız Adası: Tarih ve Sanat Sakız Adası Valiliği
Yay. 1988. n Kutsal Ada Sakız, metinler: A. Aksiotaki,Sakız Adası Bel. Bel. Turizm Kurulu n Frangomihalas K.E. “ Homeros Çağı Ruhunun, Gelenklerde, törelerde Sakız Adası Halkının gelenklerinde yaşaması”, Filololijik Sakız Adası cilt 10 2004-2006.
Metin yazarı ve editör: Yorgia Luka-Miçi. Çeviri: Şebnem Arslan Christakopoulos. Elektronik sayfa dizgisi: İliana Stefaki, Despina Karaca, Korina Kontari, Monica Kowarick.
Kapak fotoğrafı: Apostolis Flioukas (Tolis Photography). Fotoğrafı: Stamatis Menis, Giannis Oikonomou, Dimitris Vouchouris, Sideris Loizos.
alfa pi: Reklam - Yayın - Matbaa
www.alfapiprint.gr
www.alfapibooks.gr
n Ofisler: Rodokanaki 7, 82100 Chios Greece ♦ t.: +30 2271041287­♦ m.: +30 6948607617
n Matbaa: Lefkonia, Kontari 82100 Chios ♦ t.: +30 2271082846 ♦ e-mail:[email protected]
SAKIZ ADASI HARİTASI
PSARA ISL
Sakız Adası, Konumu
Bizim ardımızdan biraz sonra
işte sarışın Menelaos yetişiyor Lesvo’ya
uzak yolculuğu hesapladığımız o yere.
Sakız’dan daha öteye çıkarsak
kayalıklı Psiria’ya doğru bırakırsak solumuzda burada ya da
aşağıya doğru rüzgârlı Mimanda’ya doğru...
“Homeros”, Odissea, Rapsodi
…. Sakız Adası’nın yerini Lesvos’a, PsaraV (Psiria)’ya ve Küçük Asya
(Mimanda) sahillerine göre böyle belirtir Homeros.
KONUM Sakız Adası, Ege’nin Kuzey doğu bölgesindeki adalarından biridir.
Küçük Asya kıyılarıyla arasında çok az mesafe vardır. Lesvos ve Samos adalarının ortalarındadır. Pire limanına olan uzaklığı ise 165 mildir.
ÖZELLİĞİ Sekizyüz kırk metrekarelik yüz ölçümüne sahip ada büyüklük açısından
Yunan adalarının beşincisidir. Sahil şeridinin uzunluğu 200 km’yi aşmaktadır. Sakız Adası’na bağlı Psara ve İnusses adında iki küçük ada vardır.
NASIL ULAŞILIR Sakız Adası’na hem deniz yoluyla hem de hava yoluyla ulaşabilrisiniz. Pire Limanı’ndan yapılan günlük seferlerle 6 ile 8 saat
VE NEREYE
arası süren yolculukla deniz yolu ulaşımı sağlanmaktadır. AtiGİDİLİR?
na Eleftherios Venizelos Havaalanından Sakız Adası’na ulaşım
sağlayan iki hava yolu şirketi adaya günde dört sefer düzenlerken yaz aylarında bu seferlerin
sayısı artmaktadır. Astra Airlines’ın Selanik’ten ve Sakız Adası’ndan Selanik’e haftanın beş
günü uçuşları vardır. Yaz aylarındaysa, haftanın iki günü Midilli’ye, Limnos’a, Samos ve
Rodos adalarına uçak serferleri düzenlemektedir.
Deniz yoluyla ulaşım günlük seferlerle Midilli’den ve Sakız Adası’na ait olan İnusses ve Psaras adaları arasında gerçekleşmektedir. Ayrıca Samo Adası’yla (Kalovasi ve Vathi limanlarından), Selanik’le ve Limnos’la haftanın üç günü, Kavala’yla haftanın iki günü, Rodos’la, Kos,
Kalimnos, Midillini Sigris’le ve İkaria adalarıyla haftanın bir günü aktarmalı ulaşım sağlanabilir.
Bunların dışında Türkiye Çeşme’ye günlük seferler vardır.
SAKIZ ADASI HAVAALANI : 222710 81400
OLİMPİK HAVAYOLLARI : 210 9369111, 22710 23998
ASTRA AIRLINES : 22710 82300
HELLENIC SEAWAYS : 22710 40070, 22710 22034
PHAETHON : 22710 80606
LIMAN İŞLETMECİLİĞİ : 108, 22710 44434
Yaz ayları boyunca yolcu ve talep sayısının artması nedeniyle sefer sayıları da artmaktadır.
Şehiriçi toplu
taşıma
Adanın taşıt yolları genel hatlarıyla gayet iyi durumdadır.
Sadece Sakız’ın sokakları ve yolları dar olduğundan yaz ayları
(Temmuz ve Ağustos aylarında özellikle) boyunca yoğun trafik
sıkıntısı yaşanabilmektedir. Adanın geri kalan kısmında arabayla rahatça yolculuk
yapılabilir. Küçük köylere giden yollarıyla birlikte tüm ana caddeleri asfalttır. Yollardaki
trafik işaretleri düzenlidir ve adanın her yerinde benzinlikler bulunmaktadır. Köylere,
plajlara, tarihi ve dini önem taşıyan noktalara giden toplu taşıma araçlarının düzenli seferleri
çok azdır. Diğer Yunan adalarına nazaran otomobil kiralama ücreti çok daha uygundur
ve kusursuz durumdaki çok çeşitli otomobili hizmetinize sunabilecek oto kiralama ofisleri
adada çokça bulunmaktadır.
ŞEHİR İÇİ OTOBÜS HATLARI : 22710 22079, 22710 23098
ŞEHİRLER ARASI OTOBÜS HATLARI : 22710 27507, 22710 24257
TELSİZ TAKSİ : 22710 41 111 (24 saat)
Sakız Adası’nın Nitelikleri
Antik çağlardan beri
Homeros’un kendisine
ait olduğunu iddia eden
birçok kent olmuştur.
Sakız Adası, felsefik, arkeolojik, efsanevi ve adanın geleneklerini “Kutsal
bülbül’ün” İzmir’den gelip bu topraklarda yaşadığına, eserlerini burada yarattığına dair kanıt göstererek
Homeros’u “evladı” olarak kabul eder.
n
n Sakız Adası
sakız ağacının
bir türünün
«meyvesi» olan
damla sakızı,
üretiminde
dünya çapında ayrıcalığa sahiptir. Sakız ağacı
başka yerlerde
de dikilmektedir
ancak sadece adanın güney kısmındakilerden ağacın gövdesine atılan çiziklerden sakız damlar. “Katılaşma” yani kuruma özelliğine sahip olan bu damlacıklar bize bildiğimiz o
sakızları verir. (say.10 bk.)
n Denizcilik ve deniz ticareti Sakız Adası’nda antik
çağlardan beri gelişmiş, adanın ekonomik ve kültürel
açıdan gelişmesinde çok önemli rol oynamışlardır.
Heredot ve Thukidides Sakız Adası’nın güçlü denizciliğinden bahsederler. Öyle bir güçtür ki yüzyıllık yolculuğunun ardından Bizans ve Cenovalıların zamanına kadar uzanmaktadır. Hatta o dönemde (1473) Christopher
Colombus’un Sakız’ın Vrondatos bölgesinden tecrübeli denizciler, denizcilikle ilgili bilgiler, haritalar ve mürettabat almaya gelmiştir. Sakız Adası’nın denizcilik etkinlikleri Osmanlı işgali yılları ve özgürlüğüne kavuştuktan sonra da devam etti. Adanın hürriyetine kavuşmasından sonra ve günümüze kadar Sakız Adası denizcilik alanında oldukça kuvvetli bir güç olmayı sürdürüyor.
Antik çağlardan beri adanın
sembolü Sfenkstir.
M.Ö. sekizinci yüzyıla ait en
eski buluntularda görünmektedir.
Sakız Adası, Sfenks’i en uzun
süre sembolü olarak taşıyan kent
olma özelliğine sahip olarak
örnek teşkil eder.
n
n İlkbahar mevsimi başlarında, şehrin
güneyinde Anemona’da her Mart ayı tarlalar,
adaya has ismiyle “laladele” lerle yani yabani
lalelerle kızıla boyanır. “Ticari” yol kat eden
laleleri bu adadan alıp Hollanda’ya Avrupalı
gezginler götürmüşlerdir.
n Sakız Adası’nda eşsiz ve benzersiz iki mimari
örnek bulunmaktadır. Her iki yapı grubu
Cenovalılar işgali (14.-15. yy) altında bulunduğu
dönemde inşa edilmişlerdir. İlk mimari özelliği
olan grup varlıklı kentlilerin bağlar ve turunçgiller bahçeleri içinde inşa edilmiş Kambos
bölgesindeki konaklardan oluşmaktadır. (say. 23
bk). Diğeri ise Sakız Adası’nın ortaçağ dönemlerden kalma köyleridir. Her biri sur içi köyleridir.
En değerli varlıkları olan damla sakızını korumak amacına hizmet edecek şekilde yapılmış
yapılardır. (say. 22, 23.)
n Sadece Sakız Adası’nda görülebilen geleneklerin sayısı oldukça çok olduğu gibi
her birinin ardında Sakız’a has kültürel tarihi hikayeler saklıdır. Örneğin
Vrondatos köyünde her sene Paskalya’da gerçekleşen havai fişek savaşları (say.
46-47 bk), Thimiana’da ve Mastihahoria’da yapılan Apukurya cümbüşü (say.
40.bk), Sakız’ın merkezinde daha çok görülen yılbaşı “gemileri” (say. 44. bk)
gibi. Ayrıca Noel ve yılbaşılarında Noel şarkılarına eşlik eden çömlekten
yapılan adaya has müzik aleti “trabuka”, çömlekleriyle meşhur damla
sakızı köylerinden Armolya’da yapılmaktadır.
16
19
Sakız Adası’nın
n Hoş tadı, şifa verici özelliği ve çok çeşitli kullanım alanı olan mis kokulu damla sakızı üretimi konusunda dünyaca ünlü olduğun­dan, Sakız Adası
demek damla sakızı demektir. Damla sakızı eski çağlardan beri kadınların kişisel bakımlarında kul­landıkları vazgeçilmez bir üründür.
Sakız Ağacı (Skinos)
Asprohomatisma(beyaz toprak serme)
n Damla sakızının satışa sunulması aşamasına ge­
linceye kadar ne türlü işlemlerden geçtiğine değinmekte de fayda var. Yaz aylarının başlarında sakız
ağacının köklerinin etrafındaki toprak temizlenip,
geniş daire çizilerek düzleştirilir. Ardından toprağa
“masa” (trapezi) denilen şekil verilir. Ağacın gövdesiyle ana dalları temizlenir. Sonra ağacın altındaki
düzleştirilmiş toprak, “trapezi” çalı süpürgesi ya da
normal süpürgeyle sü­pürülür. Bu temizliği sırasıyla “masa kurma” (strosimo trapezion) ve “toprağı
beyazlama” (asprohomati­sma) işlemleri takip eder.
Başka bir deyişle, ağacın altındaki temizlenen yüzeye çevreden toplanan beyaz toprak serpilerek kaplanır. Ağaçtan akacak damlanın sertleşip kurumasına
yardımcı olacak bu beyaz killi toprak düzgünce yayılıp pürüzsüz yüzey sağlamak için iyice bastırılır.
Tüm bu işlemlerin ardından ilk “nakışlama”
(kendima) başlar. Ağacın gövdesine ve büyük dallarına çizikler atarak yarıklar açmaya nakış denir. Yarıkların uzunluğu 1-1,5 santim ve derinlikleri 0,5
santimdir. Ve keskin “nakış aleti” denilen bir aletle açılır bu yarıklar. “Na­k ışlama” dönemi “Nakış”
(kendos) olarak adlandırılır. Nakış işlemi ağacın
gövdesinden dallarına doğru yapılır. Aynı ağaç, beş
altı hafta boyunca haftada iki kez nakışlanır. Ağaca atılan çiziklerin ardından 10-20 gün sonra ağacın reçinesi akmaya beyaz killi toprağa düşerek donmaya başlar. Genellikle tüm bu işlemler ilk toplama
işleminin de başladığı 15 Ağustos’a (Meryem Ana
Yortusu’na) kadar devam eder.
Damla sakızını toplama işlemi ilk “Timitiri”
denilen özel bir aletle yapılır. Damla sakızları hava
sıcak oldu­ğundan birbirine yapışmasın diye genellikle katları olan hasır ya da ahşap kutular içinde
Kendima (Nakışlama)
Dakria mastihas (Sakız damlası)
Damla sakızı
sakız ağacı tarlalarından evlere taşınır. Damla sakızları evlerde serin bir yerde saklanır.
İlk toplamanın ardından yine aynı işlemler yapılarak ikinci “nakışlama” yapılır
ve ardından da son toplamaya geçilir. Artık
sonbahar başlangıdır ve yağmur yağma tehlikesi üreticinin en büyük korkusu olur.
Damla sakızlarının toplanma sürecini
“tartarisma” adı verilen yani sakızların elekten geçirilme işlemi takip eder. Elenen damla
sakızları kapalı mekânda sabunlu suyla yıkanıp kurutulur. Ardından damla sakızı üreticilerinin çoğu kurutmanın ardından “çibima”
yani damlaların kalın, ince ve toz olarak ayrılma işleminin gerçekleşmesi için ürünlerini
“Sakız Adası Damla Sakızı Birliği”nin fabrikalarına verir. Son olarak, ya pa­ketlenir ya da
başka mamüllerin (sakız, damla sakızı yağı,
sabun, diş macunu, yüz kremi vb.) üretilmesi için kullanılır.
n Damla sakızı Avrupalı gezginler sayesinde M.S. 10. yüzyılda dünyaca ün kazandı. Düzenli olarak kullanımı 14. y.y.’da adayı işgâl eden Cenovalılar’ın kurdukları “Maonas” adlı birlikle satışını tekelinde tuttuklarında gerçekleşti.
16. yy’da Osmanlı işgalciler ada mamülünün satışını tekellerinde tutarak damla sakızı
saye­sinde adaya ekonomik ve kültürel açıdan
katkı sağladılar.
Damla sakızının gizli olarak başkaları tarafından satılması, hem Cenovalılar hem de
Türkler döneminde uzuvların kesilmesinden
ölüme kadar uzanan ağır cezalarla sonuçlanırdı. Adanın hürriyetine kavuşma­sının ardından damla sakızı ticareti çok az sayıdaki “damla sakızcı” tüccarların eline geçmişti. Üreticiden inanılmaz derecede düşük fiyata
alarak büyük kâr sağlayacakları fiyatlara pazarlıyorlardı.
Böylece,1983 yılından günümüzde damla
sakızını tekeline alan “Damla Sakızı Üreticileri Birliği” kuruldu.
Damla sakızıve timitiri
18
21
Beyaz toprak üzerindeki damla sakızı
Çibima (sakız damlalarının seçilmesi)
Damla Sakızı. Τanıyın
DAMLA SAKIZI MAMÜLLERİ: Damla sakızının, antik çağlardan bu
yana bilinen sayısız faydalı yanı vardır ve günümüzde çeşitli ürünlerde ve birçok alanda kullanılmak üzere birçok ülkeye ihraç edilmektedir. Mide rahatsızlıkları, kolestrol gibi hastalıklarda yararı ispat edilmiş olan damla sakızı tedavi edici ilaçlarda, ameliyatlarda (cerrahi dikişlerde) ve diş tedavilerinde (çok çeşitli şekilde) kullanılmaktadır.
Damla sakızı, renk sabitleştirici olarak en iyi sonucu verdiğinden bir çok endüstriyel üründe de kullanılmaktadır.
Ama kullanım alanı olarak sürekli gelişen ve artan damla sakızını değerlendiren en önemli alan kozmetik alanıdır.
n
Piyasada sürekli yüz, vücut kremleri, temizleme
sütleri, makyaj ürünleri, diş fırçaları ve bunlar gibi
damla sakızının kullanıldığı yeni ürünler çıkmaktadır.
“Damla sakızı eski çağlardan beri kadınların
kişisel bakımlarında kullandıkları vazgeçilmez
bir mamül.”
ve Ürünlerini Kullanın
20
DAMLA SAKIZLI LEZZETLER: Sakız Adası’nın içki üreticileri tarafından piyasaya eşsiz lezzetteki damla sakızlı uzo sürülmektedir. Aperatif olarak içilen damla sakızlı likör de bulunmaktadır. “İpovrihio” (denizaltı) adı verilen -yarıya kadar su dolu bardağın içine bir tatlı kaşığıyla konulan yumuşak damla sakızlı karamel yoğunluğundaki krema görünümündeki tatlı- Tereddü­tünüz olmasın. Damla sakızının kullanım alanları sayısızdır. Deneyin. Sakız Adası’nda eskiden damla sakızı sadece tatlılarda kullanılırdı. Damla sa­k ızlı karakteristik “beyaz” pasta glaseleri tüm Yunanistan’da
meşhurdur. Sakız Adası’nda bir çift nişanlandığında, kız tarafının, damadın ailesine kristal tatlı kasesi içinde damla sakızı tatlısı götürmesi de Sakız Adası’nın geleneklerindendir. Farkl tatlara duyulan ihtiyaçtan ötürü son yıllarda damla sakızı yemeklerde de kullanılmaya başlanmıştır.
n
Serinletici, doğal damla
sakızlı meşrubat.
Doğal damla sakızının tüm
faydalı özelliklerini içerir.
250 ml cam şişe ve 330 ml
teneke kutularda bulabilirsiniz.
n
23
Damla sakızlı simitler:
700 gr un, 250 gr tereyağı, 100 gr süt, 300 gr pudra
şekeri, 4 yumurta, 15 gr damla sakızı tozu,
üzerlerine serpmek için pudra şekeri
Tereyağını, sütü ve şekeri çırpın. Yumurtaları da
ekleyip, dönüşümlü olarak un ve sütü de ekleyip çırpmaya
devam edin. En son damla sakızı tozunu ekleyin.
Hamur parçalarına istediğiniz şekilde biçim verin.
Önceden ısıtılmış fırında orta sıcaklıkta pişirdikten sonra
henüz sıcakken üzerlerine pudra şekeri serpin.
n
Damla sakızlı Diples (katlı)
5-6 fincan irmik, 8 yumurta, 2-3 portakalın suyu,
biraz tuz, bir tatlı kaşığı soda, 2-3 gram dövülmüş
damla sakızı, tuzsuz antep fıstığı, damla sakızlı likör
derin bir kaba irmiği koyup, yumurtaları, portakal
suyunu, tuzu, damla sakızını ve sodayı ekleyin. Sert bir
hamur haline gelinceye kadar yoğurun. (eğer hamur çok
sert olursa üzerine biraz su seriştirin). Oklavayla
hamurdan yufkalar açın. Ardından yufkaları büyük ya
da küçük tekerlekle farklı şekillerde parçalara kesin.
Kızgın yağda kızartıp yağını süzdükten sonra üzerlerine
damla sakızı likörü serpin. Ardından şerbetini döküp
antep fıstığıyla süsleyerek servis yapın.
Yemek tarifleri: Vaso Kritaki.
n
Sarhoş köfte
5 dilim ekmek ya da 3 adet esmer peksimet. 500 gr
dana kıyma. 2 yumurta, 1 adet rendelenmiş domates,
iki yemek kaşığı sirke, tuz, biber, yarım bardak damla
sakızlı uzo.
Derin bir kaba ekmekleri ya da suyu iyice süzülmüş
peksimetlerle, 2 yumurtayı arzunuza göre tuzu, biberi,
dometesi, sirkeyi koyun ve yoğurun. Ardından
kıymadan alacağınız küçük parçaları elinizle şekillendirip
kızgın yağda kızartın. Kızaran köfteleri bir tabağa alıp
üzerlerine damla sakızlı uzoyu dökün ve
yakarak «flabe» olarak servis yapın.
Kaynak: www.masticha.gr
Sakız Adası Ürünlerini Deneyin
n Sakız Adası’na has konsantre ya da sulandırılmış portakal, mandalina suları eşsiz
serinlik anları yaşatır. Sakız Adası’nın karakteristik
lezzeti olan vişne ve düğünlerin vazgeçilmezi olan
acıbademli soğuk suyla karıştırılmış serinletici Sumada’yı
mutlaka denemelisiniz.
n Pastanelerde sadece adaya has olan en karakteristik iki
tatlıyı bulabilirsiniz. Yunani­stan’da herkes tarafından bilinen bademli bir tatlının Sakız adasına has taarifiyle yapılan Bademli (amig­da­lota) ve “masurakia”. Ma­su­rakia
2 çeşittir. Beyaz, (ceviz, badem vb.) içi dolgulu, Sakız
Adası’nın özel çiçek suyuyla kokulan­d ırılmış, ince yufkaya
sarılı üzerleri pudra şekerli olanlar ve bir de şerbetli üzerlerine badem serpilmiş olanlar vardır. Her ikisi de adadan
ayrılırken beraberinizde götürebileceğiniz tatlı bir lezzettir!
n Sakız Adası antik çağlarda şarabıyla ünlüydü.
Adalılar, adayı ilk inşa eden Vasilia İnopiona’dan
bağcılık ve şarap yapımını öğrendiler. Meşhur
«Ariusios İnos» ithalatıyla adaya büyük zenginlik
sağladı. Antik yazıtlarda, metinlerde bundan
bahsedildiği gibi nomismalarda Sakız Adası
Sfenks’i şarap amforaları ve asma dalıyla
resmedilir.
Yolunuz adanın güneyindeki Mesta’dan geçerse
“Mestutsiko” şarabını tatmalısınız.
n Sakız Adası uzosu özel lezzetiyle meşhurdur.
En iyi uzo olarak kabul görülür ve ihraç edilir.
Çoğu yerde üretimi eski geleneksel yöntemlerle
gerçekleştirilir. Aile işini devam ettiren bir
çok uzo üreticisi geleneksel yöntemlerle
üretimini sürdürürken piyasaya eşsiz
likörler de sunan birçok içki üreticisi
aile vardır.
n Sakız adasında reçel (glika kutalyu-kaşık
tatlısı) bol çeşitli olduğu gibi tüm Yunanistan’da
meşhurdur. Turunçgiller meyvelerinden, mandalina, portakal, narenciye, gül çiçeğinden ya
da limon çiçeğinden (eşsiz tadıyla herkes tarafından çok sevilen bir tatlı), antep fıstığından, patlıcandan ya da incirden yemeden Sakız
Adası’ndan ayrılmayın. Adanın ev tatlıları üretenleri hepsini çok lezzetli yapıyor.
n KRONOS
dondurma
n Sakız Adası pastili piyasada
ve her yerde bulabileceğiniz ünlü
pastillerdir. Ancak olur da yolunuz bir panayıra düşerse kendi elleriyle yaptıkları ve eşsiz lezzete sahip pastiller satan seyyar satıcılardan da alışveriş yapmayı ihmal etmeyin.
n Adadan süt mamüllerinin tadına
bakmadan sakın ayrılmayın! Toplandığı
günün hemen ertesi tüketim için piyasa çıkan
Sakız Adası’nın sütü, kalitesi ve lezzetiyle
ünlüdür. Kesinlikle çok seveceğiniz “Çobani”
şirketinin ürettiği yerel peynir çeşitlerini
her yerde bulabilirsiniz.
Sakız Adası’nın kısaca Tarihi
Prehistorik yıllar
Buluntular ve araştırmalar Sakız Adası’nda Neolitik çağlardan (M.Ö 6000-M.Ö.1100) beri
ge­lişme­kte olan ekono mik ve kültürel yaşamın bu­lunduğunu
ispatlama­kta­d ırlar.
n
Bizans Dönemi
(M.Ö. 4. yy-1346)
n Antik buluntular, en eski hristi­
yanlık dönemlerin ispatıdır. 9. yüzyıldan itibaren Bizans Devleti adanın stratejik konumu nedeniyle Sa-
Antik Yıllar
M.Ö.
1000’lerde Io­nya’nın sakinleri belirli dönemlerde
Sakız Ada­sı’na, Samo
Adası’na ve Küçük Asya
kıyılarına yerleşmişlerdir. Sakız
Ada­sı M.Ö. 7. ve 4. yüzyıllar arasında oldukça gelişmiş ve güçlenmiştir.
n
M.Ö. 3. yüzyılda B. İskender’in
ve varislerinin hakimiyetiyle Sakız
A­dası farklı değişimlere uğramıştır. M.Ö. 2. yüzyılda Romalılar’ın
ha­kimiyetine geçmiş ve Roma
kültü­rüne yakınlığı nedeniyle ayrıcalık kazanmıştır.
kız Adası’nı savunmaya başlamıştır. Bö­ylece şehrin Kalesiyle birlikte
diğer bir çok küçük burç inşa edilmiştir. A­danın kültürel, ekonomik
ve dini ya­şantısında önemli rol oynayan Nea Moni 11. yüzyılda kurulmuştur.
Nea Moni manastırındaki mozaik
n
Cenovalılar Dönemi
(1346-1566)
Cenovalılar tarafından işgal edilen Sakız Adası, güçlü ve varlıklı
aileler sayesinde gelişmiştir. Damla sa­k ı­zı­nın ticaretini elinde tutan
tekelci de­ni­zcilik ve ekonomi şirketi
Maona kurulur. O dönemden kalan
ve or­ta­çağ izlerini taşıyan köyler,
adanın mer­kezinde bulunan güzel mimari ör­nekler ve Kambos köyündeki Ce­novalı zenginlerin yazlık konakları bu döneme aittir.
n
Osmanlı Dönemi (1566-1912)
Sakız Adası Osmanlılar tarafından işgal edilir. Ancak, özellikle damla sakızı nedeniyle imtiyazlı
olarak yö­netilir. İpek ve pamuk ticareti ol­duk­ça gelişir. 1822 yılında
Samos Adası’ndaki direnişin sonucu Sakız Adalıları’ın ayaklanmasına neden olmuş ve bu olayı ada
halkının büyük kısmının katliam
edilmesi takip etmiştir. 1881 yılında meydana gelen de­pre­mler sonrası adanın yıkıcı darbe al­ma­sıyla
ve yerel halkın çoğunun başka ülkelerde diaspora olarak yaşamına
devam etmek üzere ada­dan ayrılmalarıyla so­nu­çlan­mıştır. Sakızlılar, ticaret, denizcilik ve diasporayla memleketlerinin sanat ve edebiyat alanlarında ge­lişmesi için yardımcı olmuşlardır.
n
«Sakız Adası Katliamı»
Ferdinand Victor -Eugène Delacroix
1912 – günümüze kadar
olan dönem
n 1912 yılında Sakız Adası özgürlüğünü kazanıp Yunanistan’a
bağla­nır. Bölgenin kaderini her
ikisinin de göçlerle sonuçlandığı
(1914-1922) iki büyük savaşla birlikte iki dünya sa­va­şı etkiler. Adanın ekonomisi (son dö­nemlerde ada
turizme yöneldi) da­ha çok denizcilik, tarım, tu­runçgil­ler ve damla sakızı ticaretine daya­lıdır.
n Bugün adanın merkezinde yakla­
şık 24.000 kişi, köylerde 28.000
kişi yerleşik hayat sürmektedir.
M.Ö. 332 yılında B. İskender’in adanın
siyasi konularını düzenlemesi hakkında
Sakız Adalılara gönderdiği belge.
Kambos’da bir konak.
22
25
Antik Sakız
Daskalopetra (1). Antik çağlardan günümüze kadar varlığını sürdüren tek antik nokta burasıdır. Her zaman için yüzeyde kalan bu nokta ziyaretçilerin uğrak yeri olmuştur. Şehrin merkezinden 6 km uzaklıktaki
Vrondato’da bulunan Daskalopetra, antik çağlarda Tanrıça Kibele yeraltı tapınağıdır. Kalıntının tam ortadoğu tarafında tahtta oturan başsız bir silüet görülmektedir. Diğer her bir üç tarafında bulunan üç aslandan
geri çok az kısımlar kalmıştır. Bölgenin geleneksel töreleri bu tapınağı Homeros’un Okul’u olarak adlandırmaktadır. Tam ortada şair-eğitmen Homeros’un oturduğuna ve etrafına toplanmış öğrencilerine burada dersler verdiğine inanılır. Büyük şairden izler bulmayı ümit ederek Daskalopetra’yı (öğretmen taşını) ziyaret edenlerin sayısı oldukça çoktur.
n
Agio Galas (Ayo Galas) (Kutsal Süt) (3). Sakız
Adası’nın kuzey batısı üç mağara grubunun bulunduğu
tek köy olma özelliğini taşır. Gezilebilir olan mağaralardan
birinde Neolitik dönemden (6000-5000 M.Ö.) M.Ö. 2700’e
kadar insanların yaşadığı bilinmektedir. Mağarada bulunan ve iki değişik döneme ait olan antik kalıntılar (Neolitik çağa ait
kaplar, aletler, deniz kabukları, keçi kemikleri) Sakız Adası’nın Arkeoloji Müzesi’nde (say.
28 bak.) sergilenmektedir. Mağara antik ve
Hristiyanlığın yayıldığı
ilk dönemlerde tapınak
ve ibadet yeri olarak da
kullanılmıştır. “Kutsal Süt”ün (Ayio Gala)
damladığı söylenen mağaranın girişinde Meryem Ana Ayogalusea’ya
(kutsal sütlü Meryem
Ana) adanmış bir kilise
bulunmaktadır.
n
Aipos (Epos) (2). Rakımı 643 metredir ve
Vrondatos’un en yüksek noktasıdır. Rimokastro
bölgesinde Klasik ve Roma Dönemi’nden
itibaren yaşam belirtileri olduğu bilinir.
Buluntular ve kırık kiremitler, vazolar, figürler,
platolar, toprak duvarlar, kuyular, taş yığınlarıyla birlikte bulunan farklı yapılara ait kalıntılar
bölgenin bir zamanlar çiftçilik ve hayvancılıkla
uğraşanlara “ait” olduğunu ispatlamaktadır.
Tarım alanları büyük ihtimalle sınırlarında
yaşayan köleler tarafından işleniyordu.
n
Adası’yla Tanışın
24
27
n Emborios (4). Sakız Adası’nda bulunan en önemli arkeolojik bölgedir. Sistematik ve aşamalı kazılar sonucunda
ortaya çıkarılmıştır. Neolitik çağdan daha öncesinde yerleşim alanı olarak kullanılmış ve büyük değişimler yaşamıştır. Prehistorik dönemden kalan buluntularla limanın tapınağından geri kalan kalıntılar görünmemektedir.
Ancak son çalışmalarla, tarihi yerleşim alanının Emborios’un kuzeyindeki Profiti İlia (Peygamber İlia) tepesinde
bulunduğunu işaret etmektedir. Hisarlar ardında akropol, tanrıça Athena’nın üç sunaklı tapınağı, saray (büyük ihtimalle liderin yaşadığı) ve akropolün dışında, tepenin yamacında 50 evden oluşan bir yerleşim alanı
bulunmaktadır. Taşınabilir olan buluntular Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
Fana (5). Çinko çağının ortalarında başlayan ve tarihi yıllarda
özellikle de antik dönemde en parlak devri yaşayan ibadet bölgesidir. Geriye çok az kalıntının kaldığı meşhur Faneu Apollona tapınağı burada bulunmaktadır. Bölgenin “Fana” adını almasının
sebebi Dilos’un Lito’ya burada belirdiğine dair yöresel inanış
yüzündendir. (Fana, Yunanca “fanerono” (Φανερώνω) = belirmek, görünür olmak anlamına gelen kelimeden gelmektedir.) Sakız Adası’nın arkeoloji müzesinde sergilenen buluntular, kaplar,
figürler, madeni paralar, takılar, bir dizi kutsal Mısır böceği (Skarabe) ve küçük fayans heykeller tapınağın zenginliğini ve önemini belirtir. Antik tapınağın yapısının malzemeleri, daha sonradan
üzerine inşa edilmiş kiliselerin inşaatında kullanılmış ve Bizans
döneminde Hristiyanlığın merkezine dönüştürülmüş ya da uzak
mekanlara dağıtılmıştır.
n
Psara (6). Adadan Psiri adıyla bahseden Homeros’un yazılarından ve kazılarda ortaya çıkan buluntulardan, çok erken çağlardan beri, konumunun da etkisi sayesinde (Ege Denizi’nin
ortasında oluşundan) ticarette çok önemli rolü olduğu bilinmektedir. Adanın doğu kıyılarında Arhontiki’nin yerinde
Miken (Mykēnai) kültürüne ait yerleşim alanı ve bir kısmı sular altında olan deniz kıyısı boyunca 100 metrelik alanı kaplayan M.Ö 1000 yılın ikinci yarısına ait mezarlık bulunmaktadır.
Mezarlardan çıkan yazıtlar, çömlekler, aletler, kolyeler, değerli
takılar Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
n
(Sakız Adası’nın antik tarihi adada gün ışığına çıkarılmış tüm buluntuların sergilendiği Arkeoloji Müzesi’nde (say. 28) gözler önüne serilmektedir.)
Bizans Dönemi Sakız
Nea Moni (Yeni Manastır) (1).
Nea Moni adanın tam merkezinde Provatio Oros (Provatio Tepesinde) 11. yüzyılın
ortalarında inşa edilmiştir. Yapılışı Konstantinos Monahos’un, kendisi Midilli’de
sürgündeyken krallığını yayan ve mucizeler yaratan Meryem Ana ikonasını Provatio Oros’ta bulan Nikita, İoanni ve İosif
adlı keşişlere verdiği sözünü tutması üzerine gerçekleştirildi. Manastır ve çevresindeki birçok bölgede “toplusanatlar” grupları bulunduğundan Manastır büyük bir
gelişme gösterdi. Eski yıllara ait metinleri kurtarma amacıyla çevre manastırlarla ve diğer adalarla birlikte iş birliği içinde çalışan manastır “Yazıların kopya edildiği” en önemli merkezlerden biri halini aldı. Adada bulunan,
ortaçağa ait en önemli anıt olan manastır aynı zamanda Bizans döneminin mimari, resim ve mozaik sanatları
için önemli bir örnek olma özelliğini de taşımaktadır. UNESCO tarafından dünya kültür hazineleri arasına alınan bu eşsiz mimari eserin korunma ve bakım çalışmaları bitmek üzeredir.
n
Adası’yla Tanışın
26
29
n Ayos İsidoros (5). Sakız Adası’nın şehir merkezinde bulu­
nur. M.S. 250’de Sakız Adası’nda çileci Aziz İsidoros’un şeferine adanmış kilisedir. Neredeyse adadan geçen tüm gezgin ve
n Ayi Apostoli (2). Pirgi’de Bizans dönemine
yolcular tarafından adı anılmıştır. İnşaası dört aşamalı olarak
ait dışı zengin seramik süslemelerle dolu kagerçekleşmiştir. İlk başta kraliyet üçgen yapısında inşa edilen
tolik Nea Moni kilisesinin aynısıdır. 14. yüzkilisenin yapısı en son artı şeklindeki kubbeli halini almıştır.
yılın ortalarında inşaa edildiği bilinmekteGünümüze kadar gelmeyi başarmış zemindeki mozaiklerle indir. Kilisenin iç kısmında bulunan duvar süs- şasında kullanılan ana mermer bölümler Bizans Müzesi’nde
lemelerinin (1655) Giritli Andonios Demestihos (say 27) sergilenmektedir.
Kinigos’a aittir.
n Moni Mundon (3). Dievha’daki Moni Mundon
(Mundon Manastırı) Prodromo Ayo İoannis’e adanmıştır. Küçük katolik kilisesi, inziva odalarıyla, kubbeli girişten oluşur. Bilinen hikâyesi 1574 yılında başlar. Türk
egemenliğinin son yılları boyunca önemli dini bir kurum olarak öne çıkan Moni Mundon’daki kilise Sakız Adası’nın önde gelenlerinin ilgi gösterdikleri yerdir.
Manastırın yazılı belgelerinden ilki 1622, diğeri 1730
yılında iki kez ikona yapılmasına teşebbüs edildiği bilinmektedir. En son üçüncü kez 1849 yılında yapılmış
muhteşem folklorik özellikler taşıyan ikonalar günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Panagia
Skelia (4).
Katolik
monastırı
Panagia
Sikelia,
(Sicilyalı
Meryem Ana)
Didimes
(ikizler)
adlı köyün
dışında bulunmaktadır. Dar uzun kemerli kubbesi olan
bu yapı 12. ve 13. yüzyıllara aittir. Mimari yapısı ve ahşap işlemeli teblosuyla (mihrabı mihberden ayıran perdesiyle) oldukça etkileyicidir.
n
n Panagia Krina (Meryem Ana Krina) (6).
Panagia Krina, adanın merkezinin güneyinde, 8 km
uzaklıktaki Vavili köyünde bulunan 12. yüzyıla ait
Bizans dönemine ait önemli yapılardan biridir. Mimari yapısı Nea Moni’yi anımsatırken, aslında adaya
has sekiz köşeli yapılardan biridir. Duvarlarının inşa
tekniği yapıya ayrıcalıklı etkileyici bir özellik katmaktadır. İbadethanenin duvarlarını süsleyen, farklı
dönemlere ait duvar desenlerinden bir kısmı Bizans
Müzesi’ne nakledilmiştir.
Vizantino Vaptistiri (Bizans Vaftis yeri) (7).
Limanın
güneydoğusunda
Emborios’da,
tam ortasında haç şeklindeki mermer vaftiz
havuzuyla
eski Hristiyan kraliyet
vaftiz yeri
bulunur. Vaftistiri (Vaftis yeri) eski Hristiyanlık dönemine ait ziyaretçilerin görebileceği tek izdir.
n
Kalelerde
Skotini Filaki (zindan) a doğru
Kalenin ana giriş kapısı
Kalenin doğu tarafı
Yanni Pappa’nın Kalenin batı
tarafındaki‘Doksa“(şeref) adlıeseri
n Şehrin Kalesi (1). Şehrin kalesini eşsiz kılan iki karakteristik özelliği vardır:
Deniz kenarında ve yerleşim alanı oluşu. Sakız Adası’nın limanının kuzeyi boyunca uzanır. Ortaçağ ve yakın tarihte adanın siyasi ve stratejik hayatı alanında
önemli rol oynadı. Bizans dönemine ait olan ana kısmına (9.ve 8.yy) daha sonradan
Yönetim Merkezi’ni içeren Cenovalılar tarafından kule eklendi. Resmi anlaşmaya göre
Jüstinyen’in sarayı
Latin ve Kastelin episkoposunun idare merkeziydi. Ziyaretçileri hayran bırakan kaledeki kiliselerin ve konaklar günümüzde bile hiçbir yerle eşleştirilememiştir. Anıtsal
giriş kapısı eski Venedik zamanındaki başkan Silvestro Valerio’nun bugün zorlukla
okunan isminin yazılı olduğu Porta Maggiore Venedikliler’in kapıyı değiştirmek için nasıl çaba harcadıklarının göstergesidir (1694). Her işgal kuvvetlerine ait yapıların (14. ve 18. yy), bombardımanlar(1828), depremler (1881) ve 20.
yy. başlarında inşa edilen dalga kıran kalenin görünüşünü değiştirdiler. Türk işgal yılları boyunca sadece Türkler’in,
Yahudiler’in ve Küçük Asya Felaketi’nin ardından mübadillerin yerleşim alanı olmuştur. Kalenin iç kısımlarında birçok anıtsal yapı vardır. Soğuk Çeşme (Kria Vrisi), yarı bodrum sarnıç, Jüstiniani’nin Sarayı (Palataki İustinani- 15
yy’a ait ve büyük ihtimalle Venedikliler’e ait bir yapı), Skotini Filaki (Zindan) – Osmanlı işgal yıllarında 1882’de
asmadan önce aralarında Mitropol Platona’nın da olduğu 70 kişinin esir tutulduğu hücre), Osmanlı Mezarlığı (1822
yılında donanması Konstantinos Kanaris tarafından sabote edildiğinde hayatını kaybeden Kara Ali’nin mezarlığı),
Türk hamamları, Bayraklı Camii, Ayo Yorgo kilisesi (say. 24-27 bkz) buradadır.
Sakız Adası’nın
batısındaki Burç
n Vigles (Gözetleme Kuleleri): Denizden gelen saldırılardan ötürü sahilleri kontrol edebilmek amacıyla genellikle denize yakın yerlere, adanın
savunması için inşa edilmişlerdir. Ateş yakılarak ya da ateşin dumanıyla
gönderilen işaretlerle kuleler arasında iletişim sağlanırdı. Bu kuleler genellikle adanın daha çok karaya çıkmaya uygun olan kıyılarında güney
kısımlarında inşa edilmişlerdir.
Sidirunda’da kule
Sidirunda’da bulunan Pahi, Elindi, Mesta kuleleri günümüze kadar çok az zarar görerek dayanmayı başarmışlardır. Bunların
yanı sıra şehrin kalesinin içinde
yer alan limana yakın Kula Kulesi de hala ayaktadır.
Yürüyün
28
31
n Volissos Kalesi (Kastro Volissu) (4). Volissos, Sakız Adası’nın kuzey bölgesinnin ana korunağı olarak güçlü
bir savunma alanı teşkil eder. Adanın tüm kuzey batı bölümünü kapsar. Amani ve köylerinde nüfus sayısına ve
konumlarına göre surlar, sığınaklar, kuleler, burçlar ve küçük kaleler içerir. Çoğunun şekli dikdörtgen olup günümüze kadar dayanmayı başarmışlardır. Anna Komnini Aleksiada adlı eserinde Volissos’un kalesinin Bizans
kökeninden söz etmektedir.
Dotya’da Kule
n Sakız Adası’ndaki çeşitli bölgelerde bulunan kalelerin dışında, Pirgi’de bulunan
Dotion Kulesi, Kardamila’daki Gria Kulesi, Kila’da Pitiosun Kulesi, şehir merkezindeki Kammenos Kulesi, Limni bölgesinde bulunan Gothikos Kulesi ve
Kambos’la Kambohora’daki kuleler gibi
kulelere de rastlamak mümkündür. Bu
yapıların çoğu, ortaçağ boyunca adada
savunma ve sığınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmışlardır.
n Apolihnon Kalesi
(2). Latin resmi kayıtlarına göre 1140 yılında Venedikli lider Nikolao Banka Justinani tarafından inşa edilmiş kale Armolia’da
bir tepenin üzerinde
bulun­maktadır. Çift duvarla çevrili kalede 62
oda, kalenin içinde yaşayanlar için yağmur sularının toplandığı bir su sarnıcı ve sağlam bir kulesinin de dışında daha
küçük bir kaç savunma kulesi bulunur. Çevredeki gözetleme
kuleleriyle Komi’den Lithos’un deniz kıyısındakilerle Kalenin
bağlantısı bulunmaktadır. Ziyaretçilerin ilgisini çeken bu kaleyi (1656’da) Thevenot, Piacenza (1688), Cornelli (1696’da) ziyaret etmiş önemli kişilerden bazılarıdır. Yerel halkın inanışına göre kale hakkında çok fazla efsane yaratılmıştır.
n Pitios Kulesi 14.
yüzyılın başlarında, Sakız Adası'nın
dağlık kuzey doğu
ve kuzey batısını doğal yapısıyla
birbirine bağlayan
tek geçidin üzeriPityos’da Kule
ne stratejik nedenlerden dolayı Pitios
Kulesi inşa edilmiştir. Kule on altı köşeli yapıya sahiptir.
İç kısmı üç katlıdır. İçinde sarnıç ve depolar bulunmaktadır. Venedik işgal yıllarının sona ermesinden itibaren kullanılmamıştır. Adanın hürriyetine kavuştuğu 1912 yılına
kadar adanın idaresinden sorumlu Osmanlıkomutanı tarafından askeri idare merkezi olarak kullanılmış olan kule
günümüzde tarihi eser olarak kabul edilir ve ziyaret edilebilmektedir.
n Kambion ya da Orias Kalesi (3).
Kambion kalesi, aynı adı taşıyan köyde, yüksek bir kayalığın zirvesinde Aya Paraskevi’nin
inziva odalarının bulunduğu yerdedir. Bizans
Dönemi’nden kalmadır. Günümüze kadar ayakta kalmayı başardığı kadarıyla çok erken dönemlerinde, savunma özelliğini yitirdiği
zamanlarda terk edildiğini anlıyoruz.
Ortaçağ Dönemi Sakız
n Ortaçağ köyleri (1). Adanın damla sakızının üretildiği güney kısımlarında yer alan ortaçağdan kalma köylerin mimarisi korunma amaçlıdır ve aynı
tip yapılardan oluşur. O dönemde sıkça maruz kalınan korsan saldırılarından damla sakızını koruma ve işgalcilerin olası gelişmeleri kontrol altında
tutmaya duydukları ihtiyaç yüzünden bu şekilde inşa edilmişlerdir. Her bir
köy, evlerin dış duvarlarının birleşik ve dışa açılan bir yeri olmadan oluşturulan büyük surun tek kapısının her gece kapandığı, kare şeklindeki bir kulenin etrafında gelişerek oluşmuştur. Bu dış duvarın kalınlığı oldukça fazlayken, yer yer de daha küçük kulelerle güçlendirilmiştir. Vessa, Armolia, Kalamoti ve Elata bu tip kale köyleridir. Ancak deprem fay hattının dışında olduklarından, hepsinden daha iyi şekilde korunup günümüze kadar gelmeyi başarmış olanlar Mesta, Olimpi ve Pirgi köyleridir. Bunların her biri yerleşim alanı olup ziyaret edilebilen köylerdir ve Sakız Adası’nı ziyaret edenler için birer mü­ze gibidirler. En çok turistik açıdan organize olmuş Mesta
köyünde görülmeye değer iki kilise bulunmaktadır. Biri 19. yüzyıla ait eşsiz
ahşap oyma tablosuyla eski Taksiarhon kilisesi, diğeri ise Yunanistan’daki en
büyük kiliselerden biri olan ve merkezdeki kulenin yerini alan yeni Taksiarhon Kilisesidir. Kastrohoria (kale köyleri) arasında belki de en az değişikliğe
uğramış ve günümüze kadar olduğu gibi gelmeyi başaran, ana kapısıyla, tam
ortasında bulunan merkezi kulesiyle Parthenogogio (kız okulu) ve görülmeye
değer kiliseleriyle birlikte Olimpia köyüdür. Bu köylerin arasında en etkileyici olanı ise evlerin dış cephelerindeki “kazıma usulü sü­slemeler” yapılmış Pirgi’dir. Tüm Yunanistan’da başka hiçbir yerde görülemeyecek köye
farklı bir ifade katan bu dış cephe süslemelerini taşıyan evleriyle Pirgi, ziyaretçilerin uğrak yeri olmaktadır. Önemli tarihi anıtlardan biri Bizans dönemine ait Ayon Apostolon Kilisesi’yle köyün diğer kiliseleri de görülmeye
değer yapılardır. Sakız Adası’nda düzenlenen en canlı panayırlardan biri 15
Ağustos’ta köyün meydanında gerçekleştirilmektedir.
Anavatos (2). Bir kayalığın tepesinde, düz, dik, köşeli yığınlar gibi kayalıkla aynı renklere sahip evleriyle terk edilmiş bu yerleşim alanı Anavatos ilk bakışta bulunduğu çevreyle bir bütün oluşturmak istermiş gibi bir izlenim bırakır. Ancak adından da anlaşıldığı gibi eskiden (çev. notu: Anavatos: geçitsiz, aşılmaz, çıkılmaz) aşılması zor bir savunma suruydu. Kurulduğu tarihi bize net olarak söyleyebilecek yazılı tarih kaynakları bulunmamaktadır. İlk baştaki sur halinin Bizans Dönemi’yle bağlantılı olduğu ve ardından da Venedikliler dönemiyle ilişkisi olabileceği düşünülüyor (1346-1566). Başlangıçta, savunma amaçlı küçük bir kuleyle, merkez kalenin etrafındaki batı sahillerini savunmak için bir kule inşa edilmiş, ve bu kule
daha sonraları Taksiarhon Kilisesi haline getirilmiştir. Anavatos’tan yakın sahiller görüldüğü gibi burçlar arasında yollanan şifreli mesajların da görülmesi
mümkün. Asırlar boyunca sığınılacak en güvenli yer
olarak bilinen Anavatos’a bütün halk Osmanlılar’dan
kaçmak için buraya sığınmış ancak Türkler 1822’de
oraya da ulaşmayı başarınca köyün sakinleri kendilerini uçurumdan aşağı atmıştı. Kalenin dışındaki yerleşim alanı 18.yüzyıldan sonra gelişmiştir. Yüksek kayalığın hemen altında bulunan ve halen yerleşik hayatın sürdüğü en yeni bölümü son iki asır için oluşmuştur. Anavatos Bizans kökenili oluşu ve şekli itibariyle “Ege’nin Mistra’sı*” (Mistras: Mora yarımadasında bulunan ihtişamlı mimari yapısıyla zengin bir köy)
olarak adlandırılır.
n
Adası’yla Tanışın
30
33
Kambos (3). Sakız Adası’nın şehir merkezinin güney bölgesidir. Bolca turunçgil bahçeleriyle, benzeri
olmayan mimari yapılara sahip konakların olduğu bölgedir. Cenovalılar döneminde (1346-1566) ipek
yetiştiriciliğinin Akdeniz’e kadar ulaştığı dönem boyunca bölge bu şeklini aldı. İpek yetiştiriciliğinin ardından ve yetiştiriciliğin ön plana çıktığı zaman diliminde bahçeler gelişmişti. Sakız Adası ilk ipek böceği
yetiştiricilerinden biri oldu. Bahçeler, rüzgârlardan, dondurucu soğuklardan, tozlardan ve gözlerden korunmak için yüksek duvarlarla çevrelendiler. Sulamak için ise derin kuyulardan çekilen meşhur kuyu sularını kullanıyorlardı. Tüm bunlar yüzyıllar boyunca adayı idare eden arazi sahibi soylular ve tıpkı
İustianini gibi ticari hükümdarlığın üyesi olan, yüzyıllarca adayı idare eden güçlü ailelerin evlerinin de
dahil olduğu bir üniteydi. Turunçgillerin (portakal, narenciye, mandalina, limon, bergamon) ihraç edilişi,
damla sakızı ve ipek dışındaki lüks ürünler, adanın 17. 18. ve 19. yüzyıllarda büyük çok gelişmesine neden olan kaynaklardır. Adaya has iki renkli taşla inşa edilmiş batı etkisi taşıyan yapılar, şık kiliseler,
Osmanlı çeşmelerinin yanında yükselen barok tarzı çan kuleleri inşa
edilmiştir. Başbakanlık bildirisiyle “tarihin ve doğal güzelliklerin” yer olarak
ilan edilmiş Kambos’un günümüze kadar gelmeyi başaran konakları bölgeyi
bir açık hava müzesine dönüştürmektedir.
n
Petrokokkinoslar’ın Ayos Vasilios’u (4).
Bugünkü Sakız Adası’nın şehir merkezi seviyesinin daha altında bulunan Dimotikos Kipos’ta (Halk Bahçesi) Ayos Vasilios Kilisesi’nin kalıntıları bulunmaktadır. Kilise bugün açık, boş ve etkileyici şekilde gözler önünde olan aile
kabristanın da bulunduğu köklü ve büyük bir aile olan Petrokokkinoslara
aitti. 15. yüzyılda, üçgen yapıda inşa edilmiş kilise dönemin mimari yapısının rönesansının örneğidir. Kilisede 16.yüzyılda ilk kez Yunanca eğitim veren
okul kurulmuştur. Döneminin Sakız Adalıları tarafından adanın en güzel
kilisesi olarak kabul görmüş ve Metropolit ilan edilmiştir.
n
Sakız Adası’nın merkezindeki
İstanbul’un alınışından uzun yıllar sonra, Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığının son dönemlerinde, Miladi takvime göre 1566 yılının Nisan ayında ve Hicri takvime göre 973 yılının Ramazan ayında Sakız Adası Osmanlı donanması tarafından işgal edildi. Jüstinyani Birliği-şirket olarak da bilinmektedir- (Maona) tarafından o ana kadar son iki yüz yıldır idare edilen Sakız Adası vergi vermekle hükümlü olduğu
imparatorluğun Padişah’ına savaşmadan teslim olur. Bu olay ve çoğu zaman toplumun çoğunluğunu oluşturanYunan ortodoksların tarafsız tutumu, Sakız Adası’nın stratejik konumu,
İmparatorluğun Batı’ya ticareti devam ettirme mecburiyetiyle ve damla sakızı tekelciliğinin ekonomiye kattığı büyük önem, Selim’in 1567 yılında adanın sakinlerinin büyük
çoğunluğunu oluşturan sakinlerine imtiyaz sağladığı ve daha sonradan İmparatorluğun Hristiyan bölgelerine özerklik verilmesi konusundaki ilk olan ahidnameyi
imzalamasına neden olmuştur. Söz konusu sağlanan imtiyazlardan biri de adaya
askeri ve İmparatorluk’un idareci yöneticileri ve aileleri dışında Müslümanların
adaya yerleşmesinin yasak oluşuydu. Gerçekten de Osmanlı İmparatorluğu’nun
hakimiyeti süresince, sadece Sakız Adası’nın Kastro (Kale) bölgesinde yaşayan
müslümanların sayısı genel nüfusun %5’ini geçmedi. Ayrıca bir de Kambos bölgesi ve çevresinde bir kaç müslüman aile yaşardı. Bu durum da Mastihahora
(Damla sakızı köyleri) ve diğer köylerde islami yapılar pek yoktur. Adada, çok
fazla sayıdaki üyeleriyle birlik içinde çalışan, teknisyenler, duvar işçileri, heykeltraşlar vb. ayrım ögzetilmeksizin çalışıyorlarken adada islamı bir birliğin bulunduğuna dair ibare yoktur. Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti boyunca dini ya da
her türlü mimari yapılarda halk sanatı unsurlarıyla birlikte şaşırtıcı şekilde iki kültürün etkileri Sakız Adası’nın mimarisine işlemiştir. Üstelik, eski yapıların çoğunluğu, daha sonraları sürekli kullanıldıkları ya da ikamet edildikleri için Osmanlı’ya
has unsurları sonradan eklenip korunmuştur. Sakız Adası, 19. yüzyıl da geçirdiği
felaketlere (Sakız Adası İsyanı 1822 ve 1881 depremi) kadar mimari yapısını neredeyse değişmeden korumuştur ve böylece İtalyan tarzı şehriyle en çok da islami yapılar Osmanlı Barok döneminden sonra bugünkü şekillerini almışlardır.
MECİDİYE CAMİİ (1). Mecidiye Camii Sultan Abdülmecid döneminde (1823-1861) İmparatorluk’un hazine parasıyla inşaa edilmiştir. 1846 yılına kadar uzanan geç­mişiyle camiinin açılışını adaya üç günlük ziyarette bulunan Padişah tarafından 1849 yılında yapıldı. Padişahın bizzat açılışı yapması devletin halktan resmi bir biçimde 1822 yılında yaşananların ardından “özür dilemek” olarak algılandı. Camii’nin iç kısmında ince ve ustalı­kla işli mihmarıyla üzerinde
padişahın tuğra­sıyla minberi günümüze kadar ulaşmayı başar­mıştır.
Camii’nin girişinde bulunan Padişah Abdülmecid’in Tuğrasıyla birlikte tarihi de yazılıdır. İstanbul’dan hazır olarak gönderilen Padişah’ın
tuğrasını taşıyan yapıların üzerindeki tüm yazılar özenle ve titizlikle
hat sanatıyla ve şiirsel bir Osmanlıca’yla yazılmışlardır.
Etrafı demir korkuluklarla çevrili ibadethanenin bahçesinin içinde ona benzer yuvarlak ve daha küçük iki yapı bulunmaktadır. Girişte, sağ tarafta bulunan ve halen “koruma yeri” olarak kullanılırken sol taraftaki küçük yapı ise üç tara­fı sanat eserleri gibi özenle, Barok çiçek desenleriyle işlenmiş mermelerle kaplı ve üzerlerinde 1848
tarihiyle yine aynı şair,Ziver tara­­fından yazılmış yazıların bulunduğu bir çeşmedir. Çeşmenin dördüncü yüze­yinde ise İmparatorluk donanmasın tarafından yapıldığını belli eden ibareyle güneş takvimi bulunmaktadır.
Mecidiye Camii, Türkiye ve Yunanistan ara­sında imzalanan Lo­zan
Antlaşmasının uygulanmasıyla karşılıklı halkların göç edişiyle adada
müslüman toplum kalmadığı için 1923 yılından beri ibadethane olarak kullanılmamaktadır. Son yıllarda yenilenen ve restore edilen yapı
Bizans Müzesi’ne ev sahipliği yaparken minaresinin restoresine devam edilmektedir.
Camii’nin yenilenmesi ve restorasyonu sıra­sında yapılan kazılarda,
yerel görüşe göre ibadethanenin başka bir kilisenin, büyük ihtimalle
katolik Nutredona ya da Orthodoks Eleimonitria kilisesinin yıkıntıları üzerine inşaa edildiğine dair buluntular açığa çıkmıştır. Günümüze
kadar ulaşmayı başarmış Osmanlı yazılı kaynaklarına göre kilise harabesi bulunan bu ibadethanenin arazisi Vezir İbrahim Paşa tarafından Valide Sultan Emmetullah’a satılmıştır.
n
Osmanlı Yapıtlarını görün*
BAYRAKLI CAMİİ Mezarlığın yakınında, katolik
kilisesi biçimindeki 1881 yılındaki depremde yıkıldığında bir can alan daha önceki ibadethanelerin üzerine inşaa edilmiş camii. Sultan Abdülaziz’in tuğrasını taşıyan
camii 1901 tarihlidir. Söz konusu neo klasik özellikler
taşıyan mimari yapı, büyük ihtimalle adanın yerlisi olan
mimar tarafından, yerel malzemelrle inşaa edilmiş eklektik bir yapıdır. Girişinde, padişahın tuğrasının dışında, depremde yaşamlarını kaybedenler ve onların anısına inşa edildiğine dair levha bulunmaktadır.
35
32
n
35
n OSMANİYE CAMİİ 1881 yılından önce fazla büyük olmayan bir müslüman semti olan Frangomahalla’da
(Frenk Mahallesi’nde) bulunan küçük bir camiidir. Arkeoloji Hizmetleri Birimi tarafından restore edilen bina
sergi alanı olarak kullanılmaktadır.
n ABDÜLHAMİD ÇEŞMESİ 1091 yılında restore
edildi. Sakız Adası’nın merkezinde asırlık çınar ağaçlarının altında adanın hayrat çeşmelerinden en yenisi olan Abdülhamid Çeşmesi bulunuyor. Çeşmeyi inşa
eden ustanın döneminin neo kalsik akımından etkilendiği oldukça bariz şekilde fark edilmektedir. Çeşmenin üst kısmı antik ve çağdaş Atina’nın Lisikrati
anıtını (Diyojen Feneri’ni) anımsatıyor. Düz zemin temel üzerinede ve kızıl Taş ocağı mermerleriyle Kü­çük
Asya’dan getirilmiş beyaz mermerlerin dönüşümlü olarak kullanılmasıyla inşa edilmiştir. Çeşmenin seçkin
tarzı orta Avrupa, Neo klasik ve yeni Osmanlı barok
akımlarının hoş bir uyumunu sergilemektedir.
OSMANLI HAMAMLARI Kastro da, son zamanlarda gezilebilecek şekilde restore edilerek günü­müze kadar gelmeyi başarmış Osmanlı Hamamları vardır. 17. yüz yıla ait, 20. yüz yılın başlarına kadar halka açık hamam işlevi görüyordu ancak daha sonraları ne yazık ki kapandığından beri yağmalanıp tahrip edildi. Şimdi arkeolojik eserleri koruma tarafından yeniden restore edilmiş halde olan hamam yeniden aynı şekilde kullanılacak
halde yenilendi. Yenilenirken mümkün olduğu kadar eski süslemelerinin değişmemesi konusunda özen gösterildi.
Günümüzde, dönemlik sergilerin başarıyla organize edildi ve sergilendiği alan olarak kullanılıyor.
n
* Metinler:
Thomas Karamouslis, “Yasal - Rehber” +30 6937 786213 Fotoğraflar: Yannis İkonomou
Sakız Adası’nın merkezindeki
MELEK PAŞA ÇEŞMESİ YA DA MERMER
ÇEŞME Sakız Adası’nın Osmanlı himayesindeki dö­
n
neminden geri kalan en güzel eser, hiç kuşku­suz Melek
Paşa Çeşmesi ya da Mermer Çeşme olarak bilinen bu
barok yapıdır.
Padişah’ın Damadı Mehmet Melek Paşa Sakız Adalı aristokrat bir Osmanlı ailesinin mensubuydu. 1566 yılında adayı işgal edip ölene kadar idaresini elinde tutan kaptan Kiyale Paşa’nın soyundandı. Melek Paşa za­man zaman adanın
yönetimiyle ve idaresiyle ilgili yüksek mertebelerde de görev yapmıştı. Aynı zamanda Sakız Adası’nda büyük bir gay­ri
menkul servetinin ve Sakız Adası’na 1768’de çeşmeyi hediye edinceye kadar Çeşme vakfının da sahibiydi.
Söz konusu olan, şehrin su tesisatının dü­zen­len­mesinde
yardımcı olduğu gibi hem ge­milere ve hem de donanmaya
fayda sa­ğlayan Sakız Adası’nın yüksekliklerinden şehir mer­
kezine su getiren büyük bir su tesisatına sahip bir çeşmedir.
Tam bir asır boyunca seyyahların en çok tasvir ettikleri
yapıtlardan biri olma özelliğini korumuştur. Günümüze kadar kusursuz şekilde gelmeyi başarmıştır. İlk inşa edildiğinde kurşundan çatısı şimdi kiremittendir.
Melek Paşa Çeşmesini resmeden taş gravür
1776.
n KASTRO’NUN AYOS YEORGOS’U - ESKİ CAMİİ 20. yüz
yılın ilk çeyreğinden itibaren Kastro bölgesinin kilisesi olarak kullanılmaktadır. Kastro’nun merkezin­de, binlerce yıllık tarihi boyunca önemli
rol oynayan bir noktada bulunmaktadır. Cenovalıların koridorlu bazilika şeklinde inşa etmiş oldukları yapının Katolik kilisesi’ne dönüştürülmesi kolay oldu. 1561 yılından beri camii olarak kullanılan yapı1881 yılındaki depremde yıkıldı. Sultan Abdülhamid döneminde 1892’de yenilenen yapı Hamidiye olarak adlandırıldı.
Dikdörtgen merkezi tek kubbeli büyükçe yapı
üzerine inşaa edildiği binaların birçok parçalarının kullanılmış olması onu mimari açıdan oldukça ilginç kılmaktadır. Osmanlı mimarisinin
Batı akımından etkilenmeye başladığı 19. yüzyılın karekteristik süsleme özelliklerinin tamamını içermektedir.
Günümüzde kilise olarak kullanılan yapının
içindeki mihrap ve minberle birlikte bir çok karakteristik unsurlar günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Kilisedeki bir çok özel ikonalar
1922 yılında Çeşme yarımadasından ve çevre
bölgelerden mübadele zamanı gelen Rumlar tarafından getirilmiştir. Yapının günümüzde cam
kapılar ardına kapalı olan korunaklı şerefe de
bulunmaktadır.
Aynı bölgede döneminin meşhur medresesi de
bulunmaktadır. En eski temelleriyle Osmanlı yapısının girişinde, medresenin inşası sırasında mermer levha üzerinde
Hat sanatıyla Osmanlıca yazı bulunmaktadır. Günümüzde arkeolojinin bakım bölümü olarak kullanılıyor.
Avlusunun tam ortasında bulunan su kuyu­sunun hemen yanında daha sonraları üzeri Osmanlı halk sanatı süslemeleriyle bezenerek, geç Roma dönemine ait bir lahit iba­det­haneye gelen müminlerin abdest alması için kullanılacak
şekilde yerleştirilmiştir.
Kilisenin girişinde Abdülhamid’in tuğrasıyla yazıları yazan Feiz’in adı ve 1892 tarihin bulunduğu mermer bir levha bulunmaktadır.
Giriş kapısından geçip içeri girildiğinde sol tarafta duvarın içine gömülü Cenovalılar ( Pietra nita) zamanından kalma, üzerinde Türkçe olmayan bir dilde sıradan bir el yazısıyla yazılı dikdörtgen siyah bir taş vardır. Bulunduğu yükseklik, hem Hristiyan hem de İslami tarihler içerdiği ve son olarak Hz. İsa’yla Hz. Muham­med’den bahsediyor oluşu
açısından oldukça ilginçtir. Yapılan araştırmalarda, kilisenin kronolojisiyle Kastro’nun(Kale’ nin) kronolojisinin tam
ola­rak ör­tü­ştüğü görülmektedir.
Osmanlı Yapıtlarını görün*
34
37
OSMANLI KABRİSTANI Kastro’nun meydanında ve 1822 yılında Sakız
Adası Ayaklanmasın’da Konstantinos Kanaris’in Sakız Adasının limanındaki Osmanlı donanmasının bir kısmına ateş açtığında ki en sonunda tam anlamıyla ironiyle “burlota” ateşe verilmişlerin yeri adı alan olayda hayatını kaybeden Kaptan
Kara Ali Paşa’nın anıtının etrafı Osmanlı mezarlığıdır.
Büyük ihtimalle İstanbul’daki en iyi mermer atölyesinde ki onun donanmasındaki diğer askerlerinkinin de olduğu gibi üzeri özenle işlenmiş beyaz mermerden
bir lahitir.
Kaptan Kara Ali Paşa’nın kabristanı etra­fındaki diğerlerinin ayrı ayrı mezar taşlarının üzerindeki başlıklarına göre rütbeleri ve eğer varsa mezar taşlarındaki yazılardan 1890 yılına kadar adadaki müslüman toplumun önemli kişilerinin yattığı biliniyor.
n
n DİĞER ÇEŞMELER Sakız Adası’nın
Hora bölgesinin çeşitli noktalarında, Kambohoron ve Kambos bölgelerindeki,çiftlik ve evlerde
Cenova dönemiyle birlikte adanın özellikle 18.
yüzyılda Osmanlı etkilerini anımsatan ve gözler önüne seren büyük kapılar, binalar üzerindeki levhalar, sütün ve sütün başlıklarıyla mimari yapılarıdaki etkileri görülür.
Bazı çiftliklerin duvarlarında müslüman geleneklerine uygun olarak yoldan geçenlerin serinlemesi ve genellikle ismi küçük üzerinde yazılı yaptıranın ruhuna dua etmeleri için yapılmış bir çok çeşme vardır.
* Metinler:
Thomas Karamouslis, “Yasal - Rehber” +30 6937 786213 Fotoğraflar: Yannis İkonomou
Müzeleri
n Arkeoloji Müzesi.
Neolitik dönemden, geç antik
döneme kadar ait olan buluntular sergilenmektedir. Örnek
olabilecek düzene sahip iç alanlarında seramik parçalar, heykeller,
kabartmalar, mimari süslemeler, cam,
altın, bakır eşyalar sergilenirken
bahçesinde Makedon mezarı, mezar
taşları ve sütunlar gibi tarihi parçalar
bulunmaktadır. Mihalon 10, Sakız Adası
Tel: +30 22710 44239, 22710 44560
Fax: +30 22710 44650
n Tarih ve Fizik Müzesi
(Musio İstorias kai Fisikis)
1792 yılında kurulan Sakız
Adası’nın tarihi lise
binasının çatısı altında bulunur. Tarih salonunda folklorik unsurlar, kilise ikonları,
eski paralar, silahlar, eski fotoğraflar sergilenmektedir.
Fizik salonunda sergilenen
tarihi fizik ve kimya aletlerinin bir çoğu nadir müzelik parçalardır.
Filippu Argentini Sakız Adası,
tel: +30 22710 22786, 22710 44521
Yaluri Müzesi. Sakız Adası’nın
merkezinde bulunan Gialuri Müzesi
Sakız Adalı meşhur ressam Nikos
Yaluris’in kabartmalarıyla tabloları
sergilenmektedir.
Venizelu 73, Sakız Adası
tel: 22710 43360
n
Sakız Adası Denizcilik Müzesi. Neoklasik
eski Sakız Adası konaklarından birinde Sakız
Adası’nın denizcilik geleneğine ait tarihi örnekler sergilenmektedir. Aristidis Glikas’ın çalışmaları olan yelkenli gemi tabloları, gemi maketleri, gemi­lere ait parçalar ve fotoğraflar da bulunmaktadır.
Atsikis (Stefanu Tsouri 20) Sakız Adası
tel: 22710 44139-40-41
n Belediye Tablo Galerisi.
Şehir merkezinde bulunan (mimari olarak Kambos’un
orjinal binası-1936-) eski halk hamamı binasında
bulunmaktadır. Diomataris’in kişisel kolleksiyonundan ve
özellikle Sakız Adalı çağdaş ressamlarla, ünlü ressam
Yannis Miterakis’in tabloları sürekli olarak sergilendiği
gibi dönem dönem kısa süreli olarak çeşitli
ressamların eserlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Andrea Singru 1 Sakız Adası tel: 22710 43830
n
G. Miterakis’nin eseri
Ziyaret Edin
36
39
n Resim Galerisi- Argentinis’in folklorik kolleksiyonu. Sakız Adası’nın Kütüphanesi “KORAİS” ‘in (say 32-33 bkz) çatısı altında yer almaktadır ve Filippos P. Argentisnis’in şahsi
kolleksiyonunun parçalarından oluşmaktadır. Sakız Adası’nın
topografisini ve tarihi olayların resmedildiği tablolarının yanı
sıra, soylu ailelere ait portreler, madalyalar ve kişisel eşyalar,
tarım aletleri, kuzey köylerden aletler ve yerel giysilerle, nakış,
dantel kolleksiyonları sergilenmektedir.
Adamantiou Korai 2 Sakız Adası, Tel: +30 22710 44246
n Kallimaria’nın
folklorik Müzesi.
Kalimasia’nın ortaokulunun bodrum katında
özel olarak düzenlenmiş
bölümlerde eski meslekler
(zeytin yağcılık, uzo
yapımı, demircilik, vb)
sergilenirken Sakız
Adası’nın eski geleneksel evlerden bölümleri de
görmek mümkündür.
Gimnasio Kalimasias,
Kallimasia, Notia Chios,
Tel : +30 22710 51238
Bizans Müzesi. Vunakiu Meydanı’nda
(Platia Vunakiou) bulunan Osmanlı mabeti Mecidiye Camii (19.yy) çatısı altındadır ve antik hristiyanlık dönemden
Bizans sonrası döneme kadar uzanan
sürece ait kazılardan çıkarılan buluntular
sergilenmektedir. Bunun dışında E.
Delakroix’in ünlü “Sakız Adası Katliamı”
(Sfagi Chiou) adını taşıyan tablosunun
kopyası da bu müzede yer almaktadır.
Plateia Plastira (Vounakiou), Sakız Adası
Tel: +30 22710 44228, 22710 26866
n
Kurunion’un Kilise Müzesi. Eski ilkokul binasının çatı altısında bulunmaktadır.
Tarihi eski kilise fotoğrafları, kilise eşyaları, büyük ressam ikona sanatçısı Georgios
Panagiotakis’in (1900- 1995) eskiden
Ago İoanni kilisesini süsleyen Neo Bizans
ikonaları burada bulunmaktadır.
Dimotiko Sholio Kourinion, Voria Chios
Tel: +30 22740 71469
(Kurinion kahvehanesi)
n
n Turunçgiller Müzesi
“Citrus”. Sakız Adası’nın
Kambos bölgesinde faaliyet
göstermekte olan bu müze
bölgenin turunçgilleri hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olabileceğiniz, turunçgil
meyvelerinin ürünlerinden
edinebileceğiniz çok amaçlı bir
mekândır.
Argenti 9-11 Kambos
Tel: +30 22710 31513
www.citrus-chios.gr
n İnussos Deniz Müzesi.
Dünyaca ünlü armatörleri ve denizcilik
gelenekleriyle ünlü olan İnussos’un
sahip olduğu ünüyle alakalı bir müzeye
sahip olması da gayet doğal. Tarihi denizcilik yazıtları, gemi maketleri, tablolar, fotoğraflar, gemi parçalarıyla, denizcilik ve gemicilikle ilgili bir çok değerli
tarihi parça sergilenmektedir.
Oinousses, tel: +30 22710 55182
Sakız Adası’nın köyünde
8
Sakız
Adasının
Kuzeyine
doğru
7
Sakız Adası
4 Merkezine gider
(Nea Moni,
Anavatos)
3
6
C
5
10
9
14
A
11
13
2
12
18
1
B
9 Kale’nin ana girişi (say. 20 bkz)
10 Petrokokkinosların Ay. Vasiliu kilisesi
kalıntıları (say. 23 bkz)
11 Homeros (Say. 42 bkz)
12 Tablo galerisi (say. 28 bkz)
13 Valilik
D
14 Belediye binası (yanındaki binalar eski
Türk denizcilerin yerleri)
15 Metropol Kilisesi
16 Sakız adasının tarihi ortaokulu binası,
Tarih ve Fizik Müzesi (say. 28 bkz)
17 Kütüphane Korais (say. 32 bkz)
18 Turizm Ofisi
A
B
C
D
Sakız
Adasının
güneyine
Doğru 16
15 17
Vunaku Meydanı
Aplotarias Sokağı
Sinema Tiyatro Salonu Rex.
Yeni limanın binası
Güney Sakız (Havaalanı)
n Sakız Adası’nın Merkezi’yle Kastro’daki Osmanlı Yapılarına Gezinti
Hareket Noktası: Mecidiye Camii
Zaman: Ağır adımlarla yürüyerek duraklamadan yaklaşık 1 saat
Anıtlar: 1. Mecidiye Camii, 2. Abdülhamid Çeşmesi, 3. Melek Paşa Çeşmesi, 4. Osmaniye Camii,
5. Osmanlı Mezarlığı ve Kara Ali Ali Paşa mezarı, 6. Bayraklı Camii, 7. Ayos Yeorgio Kilisesi (eskiden Eski
Camii olan kilise), 8. Osmanlı Hamamları,
Güzergâh: Günümüzde Bizans Müzesi olan avlusunda abdest almak için bulunan çeşmesiyle Sakız
Adası’nın şehir merkezindeki Mecidiye Camii’nden başlayın (syf. 24). Mecidiye Camii’sinin hemen karşısında, meydanın üzerinde Abdülhamid Çeşmesi’ni göreceksiniz (syf. 25). Batı’ya doğru Mermer Çeşme ya da Melek Paşa (syf. 26) Çeşmesi’ne ilerlemek için Dimokratias sokağını takip edin. Melek Paşa Çeşmesi’nden sonra iki seçeneğiniz var. Kastro’ya (Kale’ye) girmek ya da 500 metre kadar da ilerleyip Frangomahalla’daki
(Frenk Mahallesi’ndeki) Osmaniye Camii’sine gitmek. Geri dönüş yolunda Kale’nin ana giriş kapısından girin (Porta Maggier say. 20 bkz) ve Skotini Filaki (Karanlık Hapishane’yi) ve Jüstinyanos’un küçük Sarayına gidebilir, Kale’nin (Kastro’nun) Meydanı’nda Osmanlı Kabristanını (syf. 27) ziyaret edebilirsiniz. Ayo Yeorgio
Sokağı’ndan devam ederek, ilk önce Bizans Orthodoks kilisesi olan daha sonradan Katolik kilisesi ve ardından
da Camii’ye dönüştürülmüş ve en son haliyle yine Orthodoks kilisesine olan Ayo Yorgio Kilisesi’ne (syf. 26) varacaksınız. Ayo Yeorgio kilisesinin avlusunda Medrese’yi ve çeşme olarak işlev görecek şekilde uyarlanmış lahiti görecekseniz. Aynı sokağın sonuna kadar ilerlediğinizde Osmanlı hamamlarını (syf. 25) ve biraz sağ tarafındaysa Soğuk Çeşmeyi görebileceksiniz.
ve şehrinde dolaşma
n Sakız Adası’nın tarihi, geçmişinden bugüne kadar sürekli güzelleştirilmesi ve çağdaşlaştırılması için
yapılan çabalarla doludur. Zor ve meşakkatli olan bu çabalar uğruna, bazen isteyerek bazen de istemeyerek, tarihin bıraktığı izler kurban edildiler. Sonuç olarak, Sakız’ın merkezi daha çok hoş olmayan, uyumsuz bir görüntüye sahip oldu. Ancak bu uyumsuzluğun içinde geçmişi arayacak olursak bugünün daha
çok anlaşılır ve daha çok ilginç olduğundan emin olabiliriz.
n Sakız Adası’nın şehir merkezi bugünkü konumuyla hemen hemen aynı yerde, antik çağlardan günümüze kadar yerleşim alanı olma özelliğini taşıyan limanın çevresinde gelişerek büyümektedir. Limanın varlığı, adanın coğrafi konumunun etkisiyle birleşince (M.Ö. 7. ve 4. yy boyunca) adanın oldukça gelişmesine yardımcı olmuştur. Ancak I. yüzyılda adanın limanının ihmal edilmesi, İudea’nın Kralı İrodis’in ‘’yeni bir liman’’
inşa etmesine neden olur.
Daha sonraki yüzyıllar boyunca Cenovalılar adada hakim oldukları süre
içinde (14. ve 16. yy) liman o dönemin askeri ve ticari tüm ihtiyaçlarını gerektiği gibi karşılayabilsin diye limanda önemli eserler yapmışlardır. Limanın kuzey tarafında bulunan Bizans kalesi de bugünkü son şeklini o zaman
edinmiştir. (Syf. 22 bkz.) 1566 yılında- ki Osmanl işgâli limanın iyi koşullarda korunmasının tamamen göz ardı edilip umursanmadığı dönemin başlangıcıydı. Böylece yavaş yavaş liman gemiler için uygun olmaktan çıkmıştı.
Yapılan baskıların ardından,Osmanlı idareciler 1895 yılında imparatorluk
fermanıyla 1895 yılında yeni limanın inşasını (aynı yerde) Sakız Adası Liman ve Rıhtımlar Birliği’ne devretti. 1904 yılında inşası tamamlanan liman
bazı değişikliklerin ve gelişmelerin eklendiği bugünkü limandır. Sakız AdaLimanlar ve Rıhtımlar Birliği’nin binası
sı özgürlüğüne 1912 yılında kavuştu. 1950 yılına kadar liman ve rıhtımlar
birliği limanı idare ediyordu. Bu yüzden de bir süre sonra Liman Veznesi’ni
de üstlendi. Yeni limanda inşa edilen ilk bina birliğin yazıhanesi olan, bugünkü L. Aigaiou ve Kanari Caddeleri’nin köşesinde bulunan turizm acentalığının bulunduğu binaydı. Eskiden kahvehanelerin bulunduğu şimdiyse
tüm kafe ve barlar- la birlikte lokantaların
Yannis Kuçuradis’in
hakimiyetindeki Sakız’ın rıhtımı olan AiMilli direniş Antıyla
gaiou Cad­desi’nin tamamı 19.yüzyılda yeni
Liman
limanın yapılmasıyla oluşmuştur. Limanlar ve Rıhtımlar Birliği’nin binası Limanın
güney tarafından görünüşü. Eskiden limanın sınırları rıhtımın paralel, boyunca ve
arka sokaklarına kadar uzanıyordu.
Α VUNAKU MEYDANI
Meydan adını daha önceden
orada bulunan küçük tepeden
almış. (Βουνό-Vouno - YunanLimanın güney tarafından görünüşü.
ca dağ demektir ve Βουνάκı
(Vunaki) küçük dağ tepecik
anlamındadır). Bizans ve
Cenovalılar dönemlerinde Vergi ve Ticaret Meydanı anlamına gelen “platia Foru ve Emboriu’’
olarak adlandırılıyordu. Osmanlıegemenliğinin olduğu dönemdeyse askerlerin eğitim alanı olduğu için “Kılıç Meydanı’’ olarak adlandırılmıştır. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra farklı isimlerle anılan meydan en son “Plastira Meydanı-Platia Plastira” olarak adlandırılmıştır. Plaka’daki antik Lisikrat kalıntılarının kopyası merC Sinema Tiyatro Salonu Rex. 1940
mer çeşme (1900) meydanın değişmeyen kalıcı değerlerinden biriyılında inşa edildi. Atina’daki Rex
dir. Dimotikos Kipos -Halk Bahçesi- 1912 yılından sonra yapılmış- sinemasının küçüğüdür. Son on yıldır kultır. 1972 yılında Kanaris’in heykeli meydana yerleştirilmiştir. (bkz lanılmayan bu muhteşem bina Sakzı Adası
say. 49) Meydanın yakınında Aplotarias Caddesi başlar.
belediyesine ait.
B APLOTARIAS SOKAĞI. Sakız Adası’nın
kırsal kesime giden ticaret yoludur. Aplotarias
Caddesi adını Yunanca’da “sermek” anlamına
gelen Απλωνω /aplono/ kelimesinden almıştır.
Sakız Adalı tüccarların orada ipek kumaşlar
yayıp sermeleri ve kilden çömlekleri güneş
altında kurutmak için sergilediklerinden
dolayı bu adı aldığına inanılır.
D Yeni limanın binası (19.
yy sonunda) girişte sağ tarafta bulunmaktadır. İlk önceleri Liman Müdürlüğü olarak
kullanılıyordu. Ardından denizcilerin yatakhanesiydi. Bugün ise kafe-bar olarak kullanılıyor.
38
41
Kütüphaneyi
Kültür ve edebiyat alanındaki zenginliğinin varlığıyla Sakız Adası övünmeyi ve gururlanmayı
hak eden yörelerden biridir. Hatta bir çok şehirde Korais Kütüphanesi’nin tarihi kitaplığı sadece bünyesinde bulundurduğu kitapların sayısıyla değil eşsiz değere sahip eserleriyle de ülkenin
en önemli ve büyük kütüphanelerinden biridir. Kütüphane’de okuma bölümü, bilgisayarlı araştırma kısmı ve ödünç kitap alabilmeniz için bir bölüm bulunmaktadır. Üst katındaysa Folklorik
Müze ve tablo galerisi yer alır.
Heykeltraş Yannis
Pappas’ıın Koris heykeliyle Korais Kütüphanesi
KÜTÜPHANENİN KRONOLOJİSİ:
1792 Sakız Adası Üniversitesi’nin kuruluşu. Kütü­pha­
ne o zaman okula ait bir bölüm olarak hizmet veriyordu.
1811 Ad. Korais’in kütüphanenin zenginleştirilmesi
için Üniversite yetkililerine gönderdiği resmi bildirge.
Burjuva sınıfının maddi desteği ve Ad. Korais’in bitmek tükenmek bilmez ilgisi kütüphaneyi Doğu’nun en
büyüğü haline getirdi. Halktan alınan yıllık 3000 Kuruş, Avrupa’daki Yunan dostu yazarların eserlerinin
satın alınmasına harcanırken bir çoğu Korais’in bu çabasına destek olmak amacıyla değerli eserlerini hediye
olarak yolluyorlardı.
1817 Sayıları gittikçe çoğalan kitapların bir çatı altında
toplanması için ihtişamlı bir binanın inşası. Tahminlere göre 1822 yılından önce toplanan kitapların sayısı
20.000 ciltten fazlaydı.
1822 Türkler tarafından tahrip edilmesi.
1825 Ad. Korais vasiyetnamesinde şahsi kütüpha­nes­
ini Sakız Adası’na miras bıraktığını bildirir.
1850 Korais’in 3000 adet kitabı ve el yazmaları Sakız
Adası’na teslim edilir.
1858 Triesteli çok zengin bir tüccar olan İoan Amdre­
adis’in 4.300 adet kitabı kütüphaneye hediye etmesi
yeni bir kütüphane binasının inşa edilmesi ihtiyacını
doğurur.
1870 Ortaokul binasının yakınında yeni kütüphane binasının inşası başlar.
1871 N. Politis’in kütüphaneye verdiği 11.000 adet kita­
bın yerleştirilip katalogların hazırlanması.
1881 Yaşanan korkunç deprem yüzünden binanın bü­
yük zarar görmesi.
1185 Yeni binanın inşası. Sakız Adalı diasporalar yine
işin ekonomik kısmını üstlenince çok kısa süre içinde bugünkü Korais Kütüphanesi binasının inşaası tamamlandı.
1928 Yunan Devleti tarafından Orta okulun bünyesinden çıkarılıp ‘’Sakız Adası Korais Halk Kütüphanesi’’
adıyla devletin başka bir kurumu olarak ilan edildi.
1933 Kütüphane binasına okuma salonu eklendi.
1948 Argenti Ailesi tarafından kütüphanenin restorasyonu yaptırıldı.
1962 Üst katındaki sergi salonlarıyla kütüphanenin çatısı altında bulunan Folklör Müzesi’nin açılışı yapıldı.
1978 P.F. Argentis tarafından bugünkü binanın
genişle­tilmesi, planlanması.
1993 Eski Parthenogogio (Kız okulu) binasının kütü­
pha­neye devredilmesi. Kütüphanenin genişletilme
planlamaları.
Tanıyın
n KİTAP KOLEKSİYONU Korais kütüphanesinde Sakız Adalı
önemli kişilerin kitap koleksiyonları bulunmaktadır. Bu kitapların
bir çoğu matbaanın ilk yüzyıllık dönemlerine ait kusursuz nadide
basımlar oldukları gibi ciltleleri de eşsizdir.
Kütüphanede korunan en önemli kitap kolleksiyonları:
Adamandios Korais Koleksiyonu, 4.300 citten oluşur. Eşsiz koleksiyon değerli olduğu kadar faydalı kitaplardan oluşuyor.
Yeorgos Mihalinos Koleksiyonu, 2.180 ciltliktir.
Aleksandros Voçanos Koleksiyonu, 2.065 cilt
kitaptan oluşur.
İoannos Vuros Kolleksiyonu 1.114 cilt kitaptan
oluşur.Nikolaos Petrokokkinos Koleksiyonu 930 cilt kitaptan oluşur.Ayrıca Kütüphaneye kitap hediye edenler: Jorjis ve Tarsi Dromakayiti, Aleksandros Pashos, Leonis Kalvokoresis, Grigoris Fotinosi İoakim Foropulos, Konstantinos Amantos ve bir çokları. Bu isimlerin dışında
2.000 ciltlik kütüphanesini bağışlayan Filippos Argendis, kitapların yanı sıra bir çok elyazması metinle birlikte özel zarflar ya da eşsiz ciltlenmiş başka baskılar da hediye etmiştir. Yorgos Theotokas 4.000 kitaptan oluşan kütüphanesini çalışma masası ve kütüphane için gerekli möblelerle birlikte Korais Kütüphanesi’ne bağışlamıştır. En son Kostas Kukuridis kütüphaneye kendi kitaplığını bağışlamıştır.
n EL YAZMALARI Ad. Korais’in el yazmaları hiç
şüphesiz en önemlilerindendir. Bunların dışında G. Ko­
re­sios’ın, N. Vambas’ın, I. Psiharis’in ve başka bir çok
önemli ismin el yazmaları Sakız Adası’nın belediyelerine ve yönlerine göre kayıtlara alınmış el yazmaları bulunmaktadır.
GAZETE-DERGİLER Neredeyse adada yayımlan­
mış olan tüm derbi ve gazetelerin tüm sayılarıyla birlikte, Sakızlılar’ın adanın dışında başka yerlerde yayımladıkları dergi ve gazeteler de bulunmaktadır.
n
n HARİTA VE PLANLAR Rigas Velestinlis’in
Viya­na’da bastığı ‘’Nea
Harta Vlahias’’- Vlahia’nın
yeni ha­­ri­tası ve ‘’Megali
Harta This Elladas’’ -Yuna­
ni­stan’ın Bü­yük Haritası’’
gibi nadir haritalar vardır.
Ar­gendis’in kol­leksiyonun
par­çası olan Sakız Ada­
sı’nın tablo haritaları, Kon­
stantinos Kanel­lakis’in el
çizimi haritaları ve J. Hen­
rief tarafından 1879/ 80
yılın­da yapılmış, şehrin ve
belediye binalarının planları yer alır.
n ESKİ VE NADİR BULUNAN YAYIMLAR Korais’e
ait koleksiyondaki kitaplar arasında bulunan Mısır’ın
tasvirlerini içeren ‘’Napoleon’un Hediyesi’’ gibi pek çok
nadir önemli basımlar bulunmaktadır. Ancak kütüphanede bulu­nan en eski kitap 1493 yılında, matbaanın icat edi­ldiği yüzyılda Latince basılmış tıp tarihiyle ilgili bir kitaptır.
n RESİM GALERİSİ Resim galerisinin salonlarında Sakız Adası’nın önemli kahramanlarının, liderlerinin, ruha­ni liderlerinin, araştırmacılarının ve bağışlarda bulunanların resmedildiği tablolar bulunmaktadır.
Bunların çoğunluğu eşsiz çerçevelere sahip yağlı boya
ta­blolar­d ır. Tabloların yanı sıra bronz ve mermer büstler de bulunmaktadır.
n Tarihi ve yerel manzaralı tablolar Filippos
Argenti­nis’in şahsi kolleksiyonundan bu tablolar Sakız Adası’nın 14. yy.’dan 20. yüzyıla kadar olan tarihini tasvir ederler.
n Sakız Adası yerel giysileri En eskileri hakkında
gra­v ürler kaynak olarak kullanılmışlardır. Daha erken dö­neme ait olan yerel giysilerin örnekleriyse ada
halkının tarifleri üzerine yapılmışlardır. Tablolardaki
örnekler temel alınarak meşhur
Londra porselenlerinden heykelcikler yapılmıştır. Bu heykelciklerden oluşan kolleksiyon eşsizdir
çünkü Argentinis her bir heykelciğin yapımı bittikten sonra kalıpları imha etmiştir.
Giysilerden - kumaşlardan- nakışlardan oluşan Folklorik Kolleksiyon Adanın farklı bölge­lerine has yerel giysilerden
olu­şan koleksiyon sergilenmektedir. Bunların dışında gevger, tüller, havlular ve elişi bir çok eser
gö­rülebilir.
n
Ahşap oyma Çiftçilik hayatı­
nın, kuzey köylerin sakinlerinin
günlük aletleri, möbleleri ve sı­ra­
dan bir çiftçi evinin ahşap eşy­
alarını görmek mümkündür.
n
n Günlükler - fotoğraflar - alma­
naklar. Argentinis’in
sayesinde Sakız Adası’nın bölgelerinin tasvir edildiği
Argentinis’in siparişi üzerine ve maddi giderini üstlenerek büyük sanatçılara (Fr. Aristeas, A. Aristidis, D.P.
Zografos, Dim. Pikionis ve D. Smith gibi) sanatçılar tarafından ya­pılmış Sakız Adası’nın tasvirlerinden oluşan bir dizi önemli eserden oluşan kolleksiyon Argentinis siparişi ve maddi desteğinin sonucudur.
n Fotoğraf Arşivi Sakız Adası’nın farklı bölgelerinin,
daha önceden var olan ancak şu anda farklılaşmış ya
da tamamen yok olmuş binalarının ve manzaraların
görüldüğü fotoğraflar kütüphanede saklanmaktadır.
n Filmler Aynı döneme ait, çok değerli folklorik ve tarihi olayların kaydedildiği filmlerdir.
n Milli unsurlar (1912 yılında göndere çekilen ilk
Yu­nan bayrağı gibi) ulusal miraslar (Psiharis’in saati gibi), metaller eşyalar, paralar bulunmaktadır. Hatta
Sakız Adası otlarının, deniz kabuklarının bile koleksiyonu bu­lunmaktadır.
Enieu Lisesi 2006 tyιllιğιndan* ve Atthina K. Zaharou- Loutrari’nin “Korais Kütüphanesi. Tarihi ve hazineleri” adlι kitaptan alιntιdιr.
40
43
Sakız Adası’nın
Pirgi
Olimbi
n Sakız Adası’nın 64 köyü vardı.
Bugün 62 köyü var. Coğrafi konumlarına göre
Notiahora (Güney köyleri) ya da Mastihahora
(Damla sakızı köyleri), Kambohora, Sakız
Adasının merkez köyleri, adanın kuzey
doğusunda bulunan denizci köyleri
Voriaanatoliki ve son olarak adanın kuzey
tarafındaki dağlık bölgelerdeki köyler olmak
üzere Voriahoria adlarıyla beşe ayrılırlar.
Mastihohoria (Damla sakızı köyleri) 24 köyden oluşur. Tüm köylerin kökeni ortaçağa
dayanır ve (kastrohoria) kale köyleri gibi inşa
edilmişlerdir. Notiahoria (güney köyler) mimari
yapısıyla en iyi durumda olanlardan “oymalarıyla”
Pirgi, ziyaret edebileceğiniz mağarasıyla
Olimpi ve Meston Limanı ya da Paşa Limanı’yla
Mesta vardır. Büyük ve canlı bir köy olan
Kalamoti’yle, adını babadan kalan, baba toprağı
anlamındaki kelimeden alan Patrika’yla Flatsia,
zenginliğiyle meşhur Nenita’yla Vuno, Kini, çömlekleriyle ve ortaçağdan kalma kaleleriyle ünlü
Pagida ve Armolia’yla Ekso (dış) Didima, (iç)
Mesa Didima, deniz kenarında karakteristik limanı olan Katarraktis, Kalamasia, Mirmigi,
Tholopotami, Cenevreliler’in köleleri tarafından
inşa edildiği söylenen Vavili de Mastihohora’ya
aittir. Ayrıca Elata, Vessa, yüksek bir alana inşa
edilmiş ve bölgeye hakim Ayos Yeorgios Skusis,
küçük limanıyla taze balıklarıyla tavernalarıyla
Lithi, tarihi Ayo Mina manastırın yakınındaki
çevre kiliselerin ve güzel konakların inşasında
kullanılan Thiminia taşıyla ve Apukurya
bayramındaki meşhur “Mostra’’ sıyla ünlü
Thimiana da Mastihohora köylerindendir.
n
Mesta’da Taksiarhis kilisesi
Kalamoti
Nenita
Katarraktis
Lithi
Neohori
n Sakız Adası’nın şehir merkezinin yakınında
iki adımlık mesafede Mastihahoriaların en sonuncusu olan Kambohora (Zifias, Vasilioniko,
Halkios, Ververato, Dafonas köylerinden
oluşur) bulunmaktadır.
n Sakız Adası’nın merkezinde, suyuyla ün
salmış Karies, ortaçağ mimarisinin muhteşem
örneklerinden olan ve bu yüzden de turist
akınlarını sık sık yaşayan Avgonima, tarihi
Anavatos (Syf. 20 bkz.) Sakız Adası’nın batı
bölgesinin tamamının ayaklar altında olduğu
manzarasıyla yüksek bir tepeliğe inşa edilmiş
Sidirunda köyleri bulunmaktadır.
Avgonima
Köylerini Dolaşın
n Sakız Adası’nın kuzeyinde, Bizans Kalesiyle
Volisso ana köydür. Söylentilere göre bölgedeki
varlıklı bir adamın çocuklarına eğitim veren
Homeros da Volisso’da yaşamıştır. Küçük bir şehir
olan Volisso’nun karakteristik özelliği Liminia
limanıdır. Sakız Adalı Aya Markella’nın manastırı
da orada bulunmaktadır.
n Adanın daha kuzeyinde, Sakız Adası’nın iki
büyük dağının Amani ve Pellineo’nun çevresinde,
Pirama, Parparia, Tripes, Melanios, muhteşem
mağarası ve mağaranın girişindeki Panagia
Ayogalusena kilisesiyle Ayo Galas köyleri bulunmaktadır. Antik çağlardan Ariusio şarabıyla ünlü
Neniturya, Kurunya, Egrigoros, kaplıcalarıyla
Keramos, Ayasmata, Afrodisya, Halandra,
Potamia, Pispilunda, Leptopoda, muhteşem kanyonuyla yürüyüşü sevenler için en uygun yer olan
Kabya. Kuzey köylerde Viki’ye, Amades,
Spartunda, Fita ve taş meydanıyla lezzetli yemekleriyle ünlü lokantalarıyla Kipuries köylerini de
görürüz. Ortaçağdan kalma şatosuyla Pitios,
Dievha, Katavasi köyleri eski yıllarda kuzey
köylere gitmenin tam anlamıyla yolculuk olduğu
zamanlardaki dinlenme durakları olarak
kullanılan köylerdi.
n Sakız Adası’nın doğu tarafı günümüzde artık
adanın merkeziyle birleşmiş olan Vrondatos’a
rastlarız. Denizciliğin merkezi ve Homeros’un
dersler verdiği yer olarak bilinen kasabadır
Denizciliğin merkezi ve Homeros’un dersler
verdiği yer olarak adlandırılan kasabadır.
Büyük deniz yolculuklarında yetenekli denizciler
bulabilmek için Kolombus da Vrondotos’ya
uğrayanlardandır. Kuzeye doğru ilerledikçe
Skiada ve adanın en güzel limanlarından biri
olan ve gemi sahiplerinin bulunduğu
Langada’ya rastlarız. Biraz daha yukarıda
Kardamila ve Marmaro vardır. Küçük limanıyla
ünlü Kardamila armatör ve kaptanların
mekânıdır.
n Sakız Adası’nın köylerine herkes rahatça
ulaşabilir. Yolları oldukça iyidir. Neredeyse
hemen hepsinde yemek bulabileceğiniz bir
mekân olduğu gibi konaklamak için yerler
de bulunmaktadır.
Spartunda
42
45
Volissos
Viki
Egrigoros
Keramos
Leptopoda
Vrondatos
Langada
Kardamila
Mağazalarıyla Güney
Sakız Adası muhteşem sahillerle doludur. Ziyaretçi akınına uğrayan plajlar olduğu gibi ıssız sahilleri de vardır. Biz size en ünlülerini anlatacağız ve eminiz ki siz daha bir çok muhteşem sahili kendiniz keşfedeceksiniz.
KARFAS (1). Karfas adanιn en kalabalιk ve en ünlü plajlarιndan biridir. Adanιn merkezinden 10 km
uzaklιkta bulunur. Bölgenin tamamι turistik olduğundan en çok turistlerin uğrak yeridir. Kumsalι muhteşemdir.
Sabah erkenden uyanιrsanιz, henüz kimse yokken Karfa’nιn ince kumunu ve güneşin doğuşunu izleyerek keyfini
sürebilirsiniz. Karfa plajι oyunlar ve güneşlenmek için idealdir. Denizi sιğ olduğundan küçük çocuklar için de
uygundur. Organize edilmiş plajda cankurtaranlar, şemsiyeler ve şezlonglar bulabilirsiniz. Her türlü deniz sporunu
yapabilirsiniz. Bölgede bir çok lokanta ve kafeteryalar olduğu gibi süper marketler de bulunmaktadιr.
n
n AYA FOTİA (2). Plaj adını aynı bölgede
bulunan Aya Fotini kilisesinden
almaktadır. Kum yerine taşlık olan plaj
oldukça turistik ve rağbet gören bir sahil
olduğundan bir çok lokanta, kafeterya ve
turistik mekânlar bulunmaktadır.
n LİLİKAS (3). Lilikas
sahili Komi’nin yakınındadır. Sahili küçük
taşlıktır. Bölgede daha çok
küçük tavernalar vardır.
n MEGAS LİMNİONAS (4). Şehir
merkezine yakınlığı nedeniyle adanın en
çok rağbet gören plajlarından biridir.
Denizi kumlu, sahili küçük taşlarla
doludur. Bölgede çok sayıda kafeterya ve
lokantalar vardır.
n VRULİDİA (5). Adanın en
güney kısmındadır. Sessiz sakin bir
plajdır. Sessizliği, sükuneti tercih
edenler için denizinin muhteşem
rengiyle vazgeçilmezdir.
Sahillerinin keyfini çıkarın
44
47
n MAVRA VOLİA (6). Emborio Limanı’nın yanında uzanan sahil volkanik siyah taşlarla kaplıdır.
Limanın trafiğinden uzak sessiz ıssız bir sahildir. Eşsiz doğal güzelliği ve tertemiz deniz suyundan ötürü
rağbet gören bir plajdır. Mavra Volia’nın hemen yanında yine simsiyah uzanan sahiliyle büyüleyici
güzellikteki FOKI plajı bulunmaktadır.
n KOMİ (7). Kalamoti’nin
limanıdır. Komi’nin büyük
kumsal körfezinde adanın en
çok turistik mekânı olma
özelliğini taşır. Sahil boyunca
bir çok kafeterya ve restoran
yer almaktadır.
n 8) Adanın güney batısında
Mesta bölgesinde de muhteşem
plajlar bulunmaktadır. Fana’nın
dışında Didimas (altta sağda),
Avlonia (altta solda), Apothikas
ve Trahilion sahilleri sizlere
yazın unutulmaz deniz keyfi
sözünü vermektedirler!
Mağazalarıyla Batı &
TRAHİLİ (1). Sakız adasının batı bölgesinde yer alır.
Muhteşem bir plajdır. Kalabalıktan ve kargaşadan uzak
olan sahil sessizliğin ve huzurun “müdavimlerinin’’
uğrak yeridir.
n
n ELİNDA (2). Sakız Adası’nın batı sahilidir. Turistik
mekânlardan uzakta yüzmeyi tercih edenler için idealdir.
AYA MARKELLA (3). Volisso yakınlarındadır.
Büyük ve muhteşem bir sahil Aya Markella Manastırı
önünde uzanır. Bu sahil temiz ve serin sularıyla ünlüdür.
n
n LİMNİA (4). Volisso yakınlarındaki küçük liman sahili. Ziyaretçilerinin her türlü ihtiyacını (yemek, eğlence)
karşılayabilir. Yüzmek için ideal, Magemena, Levkathia,
Lampsa ve Limnos gibi plajlara yakındır.
n MANAGROS (5). Volisso bölgesinin kıyı şeridinde uzanan ihtişamlı ve büyük plajı Managro’ya
Sakız Adası’nın kuzeyindeki en büyük nehrin
Malangiotis’in döküldüğü sahildir.
Kuzey Sahillerinin keyfini Çıkarın
n LAGADA (6) doğal
bir limanın yamaçlarında
yemyeşil bir vadi içinde bir
tablo gibidir, bu şirin balıkçı köyünün balık restoranları çok meşhurdur bu nedenle birçok ziyaretçiyi yaz
boyunca misafir eder.
Sikiada köyünün mendireği
olan Pandukios
deniz kıyısında küçük bir
yerleşim birimidir, limanın
çevresinde bulunan yazlıklar ve denizin üstündeki
tavernaları ile mutlaka
ziyaret edilmeli.
n PARALİA TON
GLARON- (Martıların
sahili) (7) Vrondato’nun
kuzeyindedir. Adını martıların uğrak yeri oluşundan almaktadır. Son zamanlarda gençlerin daha
çok tercih ettiği sahil geceleri plaj partilerinin yapıldığı mekâna dönüşür.
n ORMOS TU LO (8). Vrondatos’tadır. Kontrol
altında tutulan organize plajların bulunduğu kabinler ve kafeteryaların olduğu bir bölgedir. Giriş
ücretsizdir ancak (istenirse) şezlong ya da koltuk
kiralıktır. İnce çakıl taşlarıyla kaplı plajın bulunduğu bölgede lokantlar vardır.
n DASKALOPETRA (9). Vrondatos bölgesinde, Homeros’la özdeşleştirilen Daskolapetra’nın
(Syf. 14 bkz.) plajıdır ve ziyaretçilerine bir çok konuda kolaylık sağlamaktadır. Yemek yiyebileceğiniz lokantaları, dinlenme tesisleri, çocuklar için
mekânlarla tertemiz denizi çakıl taşlarıyla kaplı
sahiliyle buluşur.
46
49
Köyden köye
DAMLA SAKIZI KÖYLERİ ÇEVRESİ (1)
Hareket yeri: Sakız Adası’nın şehir merkezi.
Sakız merkezi -Mesta arası 35 km.
Amaç: Güneydeki köylerle damla sakızının
meşhur köyleriyle (Notyahoria’yla) tanışma.
Süre: Molasız 1- 1,5 saatlik yol.
Yol boyunca çevre: Genellikle sakız ve zeytin
ağaçlarının kapladığı alçak tepeler
bulunmaktadır yol boyunca.
Mola yerleri: Mutlaka Pirgi, Olimpi, Mesta
köylerinde mola vermelisiniz. (Syf. 22 bkz.)
Pirgi, Mesta ve Mesta Limanında gündüz gece
yemek yiyebileceğiniz yerler vardır.
Çevresi: Çömlekleriyle ve Apolihnon Kalesiyle
(Syf. 21 bkz.) ünlü köy Armolia’dan Kalamoti
köyüne gidebilir oradan da Komi sahiline
inebilirsiniz. Pirgi’den önce güneye doğru ilerleyen
yol Emboru Limanı’na ve Mavra Bolia plajına
çıkmaktadır. Olimpos’a varmadan önceki sapak sizi
aynı adı yaşıyan mağaraya götürecektir.
Bu bölgede muhteşem sahiller vardır. (Syf. 37 bkz.)
Vessa’dan Vorra’ya doğru giden yol sizi
yüzebileceğiniz ve taze balık yiyebileceğiniz
Lithi’nin limanına çıkaracaktır.
SAKIZ ADASI MERKEZİ ÇEVRESİNDE… (2)
Hareket Yeri: Sakız Adası şehir merkezi
(Sakız- Sidirunda arası 38 km)
Amaç: Sakız Adası’nın merkezini,
Epos platosunu ve adanın iki önemli anıtını görmek.
Süre: Molasız 2 saatten fazla sürecektir.
Yol boyunca Çevre: Yer yer çam ağaçlarını bazen
de çorak dağları göreceksiniz.
Mola yerleri: Kendine has oldukça karakteristik bir mimariye sahip lezzetli ve güzel yemekler yiyebileceğiniz
Avgonima’da durmanıza değecektir. Sakız Adası’nın batısında yer alan Sidirunda’ya gün batımında vardıysanız
karşılaşacağınız manzara sizi büyüleyecektir. Eğer gezintinize adanın şehir merkezinden Karies’e doğru başladıysanız dönüş yolunda Epos platosunda, yeni dikilmiş çam
ağaçlarının arasında karşınızda uzanan K. Asya kıyılarının manzarasının tadını çıkarmak için durmalısınız.
Çevresi: Hiç kuşkusuz bu gezinti çevre yollara sapmanıza
da değecek bir güzergâha sahiptir. Karies’ten sonra, dağa
çımışken, Nea Moni’ye gitmek üzere sola dönün. Sadece orada olacağınız saati iyi ayarlamaya çalışın çünkü manastır 13:00 ile 16:00 arası kapalıdır. Avgonima’dan sağa
doğru sapmanızla Anavato’ya “Mistra tu Egeu”ya ulaşacaksınız. (Syf. 22 bkz.) Aşağı doğru inerken kuzeye doğru yöneldiğinizde Moni Mudon’a- Mudon Manastırı(Syf. 19 bkz.) gidebilirsiniz.
gezinti
AMANİS’İN ÇEVRESİ (3)
48
51
Hareket yeri: Volissos
(Sakız Merkez Volissos arası 27 km)
Amaç: Sakız Adası’nın kuzeyini, büyüleyici dağlık
bölgelerini görmek.Süre: Volisso’dan molasız
yaklaşık 1 buçuk saat.
Yol boyunca çevre: Yer yer dağlık, yer
yer sık çalılarla kaplı bölgelerden geçeceksiniz.
Dağların eteklerinde karakteristik köyler
görünecektir.
Mola yerleri: Volisso’da, Kefalohorio kalesiyle,
muhteşem okulu ve müzesiyle her an lezziz yemekler
bulabileceğiniz bir yerdir. Ayo Galas’da aynı adı
taşıyan mağara görülmeye değerdir. Kurunya’da
kilisenin karakteristik avlusu meydanı ve görülmeye
değer müzesiyle birlikte ayaklarınızın altında uzana
manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
Çevresi: Volisso’dan Aya Markella’ya gidilebilineceği gibi
yemek ve eğlence bulabileceğniz Volisso’nun limanına Limnia’ya
da gidilir. Melanios köyü, 1822 yılında yaşanan katliam sırasında
kaçan Sakız Adalıları’nın balıkçı teknelerinden yardım isteyerek
sığındı kları en son noktadır. Köyün dışında, Melania Akri Burnunda
ayaklanmayı anımsatan anıtlar bulunmaktadır. Potamya köyünden
bugün terk edilmiş, harabe halindeki eski köye gidilip görülebilir.
PELLİNEO’NUN ÇEVRESİ (4)
Hareket yeri: Kardamila
(Sakız Adası merkezi - Kardamila arası 28 km.)
Amaç: Sakız Adası’nın, adanın en yüksek dağının
Pellineo’nun hakim olduğu bölgesini; kuzey doğu bölümünü tanımak.
Süre: Molasız iki buçuk saat.
Yol boyunca çevre: Dağlık bölge sık çalılar sadece
güzergâhın kuzey kısmını kaplamaktadır.
Mola yerleri: Denizciliğin ön planda olduğu
Kardamila kesinlikle dikkati hak ediyor.
Yukarı köyün olduğu kadar aynı adı taşıyan
körfezindeki liman Marmaro kahve içmek, yemek
yemek ve gezinti yapmak için idealdir. Kuşkusuz,
Vrondato’dan Volisso’ya giderken Homeros’un da mola
verdiği söylenen Pitios’a da uğramadan geçmemelisiniz.
Kabia’da kaleye gidebilir, Kipuries’te leziz gerçek ev yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Çevresi: Eğer çevre yollardan gezintiniz kuzey
tarafından başladıysa, Kardamila’dan sonra Nagos ve
Yosona sahilleri Kabiyon sahili gibi yüzmek için
ideallerdir. Dievha’nın yakınında meşhur Moni Mudon
-Mudinon Manastırı- bulunmaktadır. (Syf. 19 bkz.).
Yılbaşı ve Apukurya
n Sakız Adası’nda yeni yıl “vapurlarla” karşılanır. Ya da “Gemilerle” de diyebilirsiniz. Gemi ya da vapur derken
tüm Yunanistan’da bilinen o alışılagelmiş gemiler kast edilmiyor elbette. Söz konusu olanlar, yarım metreden iki metreye kadar olan uzunluklarıyla çeşitli savaş ve ticari gemilerin en ince ayrıntısına kadar birebir yapılmış maketleridir. Yılbaşı gecesine kadar hazır olabilmeleri için yapımlarına ilk baharın sonlarında başlanır ve okulların kapanmasıyla da daha da yoğunlaşır. Çünkü gemileri çoğunlukla aynı yaşlardaki bir grup erkek çocukları yapar. Bunları yapacak olanların oluşturduğu gruba “atölye” adı verilir ve gemileri yapanların biraz da şair ruhlu olması gerekir ki en
ince detayına kadar özenerek yapılsın bu gemiler. Zamanı gelip de gemiler hazır olduğunda, “mürettebatı” genellikle
denizci üniformaları ya da şapkalarını takarak gemileri taşırlar. Tamamlandıktan sonra çok ağır olan bu gemiler özel
bir ızgara üzerinde bir çok kişi tarafından taşınırlar.
“Atölyeler” arasında yaşanan rekabet büyüktür. Genellikle yapılan gemiye onu yapan “atölye-grubun” adı verilir. Ama yine de çoğu zaman Sakız Adası’nın 1912’de hürriyetine kavuşmasında etkili olan kahraman Yunan Deniz
Filosu’nun Elli, İeraks, Themistoklis gibi gemilerin de adları veirlir. Bu geleneğin daha çok 1225 yıllarında fakir ve
mübadillerin yaşadığı mahallelerde geliştiği ve 1922 yılında adaya gelen mübadillerle daha da gelişip önem kazandığına inanılır. Bu gemiler, duman tüten bacaları, top atan toplarıyla gerçek birer sanat eserleridir! Ne de olsa atölyeler
bu konuda oldukça tecrübeli oldukları gibi en ince detaya kadar gerçeğine uygun şekilde yapacak imkâna sahiptirler.
Gittikçe önemini kaybetmeye başlayan bu geleneği canlı tutabilmek için Sakız Adası’nın Çevre Derneği aşağı yukarı son 35 yıldır yılbaşı gecesi şehrin meydanında toplanan gemiler arasında düzenlenecek yarışmayla ödüllendirilerek canlı tutmaya çalışmaktadır.
Ödül töreninin ardından gemiler adanın sokaklarında yeni yıl şarkıları söylenilerek gezdirilir. Bu gemilerden birini görmeyi arzu ediyor ancak yılbaşı zamanı Sakız Adası’nda olamıyorsanız bunların örneklerini adadaki Emboriki Trapeza –Banka– ‘da, adanın rıhtımında ve Sakız Adası 1. Ortaokulu’nda görebilirsiniz.
Gelenekleri
50
53
n MOSTRA: Thimiana köyünde Apukurya zamanı Mostra’yla kutlanıyor. Mostra, kökeni ortaçağa, korsanların Ege’de kol gezdiği zamanlara dayanmaktadır. Şehre yakın olan köylerinde Thimianalılar’ın eğlendikleri bir
pazar günü korsanlar komşu sahillerden adaya çıkmış. Korsanların adaya vardığını onlara Viglalılar haber vermiş. Sık sık maruz kaldıkları korsan saldırılarından bıktıkları için ve eğlencenin verdiği coşkuyla bu sefer korsanlara yüzleşmeye karar vermişler. Köyleri Thimiana’dan yola çıkıp yolda işgâlcilerle karşılaştıklarında küçük
bir meydan savaşı yaşanmış. Köylüler korsanları yenmiş, savaşın galibi olmanın verdiği heyecanla korsanları
meydana “mostralamış” yani asmışlar. Ertesi yıl geçen sene yaşananların unutulmaması için olayı yeniden canlandırmışlar. Böylece her yıl düzenlenmeye başlayan “Mostra” geleneği ortaya çıkmış. Günümüzde Mostra kutlamaları 3 gün boyunca sürüyor. Cuma gününden itibaren farklı etkinliklerle başlayan “Mostra” pazar günü, o
döneme ait yerel giysiler içindeki delikanlıların sokaklarda savaşı canlandırdığı bir çeşit dans olan “Talimi” oynadıkları Thimiana sokaklarında son buluyor. Bunun ardından, Karnaval, arabalar ve çanlarla yapılan kutlamalarla devam ediyor.
n AGAS: Agas geleneği, Kathari Deftera yani “temizkutsal- Pazartesi” günü Olimpi, Mesta, Elata ve
Lithi’den oluşan Sakız köylerine (Masti­hoho­rya’ya)
ait bir gelenektir. Bunun kökenleri Osmanlı egemenliği
altındaki yıllara dayanır. Başka bir deyişle o dönemlerde Sakız Adası’nın halkından yüklüce vergiler tahsil etmek isteyen Osmanlılardan kalma da diyebiliriz. Güçlü,
kişi ve durumları tanıyan Sakızlı bir köylü, bir Osmanlı Ağası gibi giyinip onun oturması için meydana kurulmuş koltuğa oturur. O saatler içinde ziyaretçilerle ve yerlilerle hatta kafeteryalarda kahvelerini içinlerle oldukça kalabalık olan meydanın ortasından gelip geçenleri
inceleyen “Ağa” genellikle ekonomik durumlarına göre
“kurbanlarını” seçmeye başlar. Seçtiği kurbanlarını -elbetteki en çok kişisel ve mesleki özelliklerine göre insanlarla şakalaşarak, en anlamsız, komik sebeplerden dolayı
onlardan vergi toplar. Elbette bu toplanan paraların hepsi adanın Kültür Derneği’ne bırakılır. Bu olaya yerel orkestralar ve apukurya eğlenceleri de katılır.
n KARKALUSES: Pirgi köyünde tüm Apukurya bayramı boyunca gerçekleştirilen gelenektir (Syf. 24 bkz.).
Pirgi’de tüm karnaval döneminde erkekler kadın, kadınlar da erkek kılığında, “kudunatolar” kabul eden evleri dolaşırlar. Pazar günleri meydanda eğlenceler düzenlerler. Yıllara yavaş yavaş yenik düşmeye başlamış olan bu
geleneği adanın Kültür Derneği canlı tutmak için uğraşmaktadır.
Paskalya
n Ruketopolemos (havai fişek savaşı): Vrondoto’da Paskalya’nın son günü İsa’nın Diriliş’i böyle kutlanır. Ruketopolemos, Sakız Adası merkezinden 4 km uzaklıktaki Vrondato’nun, biri Ayo Marko diğeri Panagia Erethria
adlı iki kilise arasında yapılan fişek savaşıdır. Söylentilere göre bu geleneğin kökleri Osmanlı hakmiyeti yıllarına
kadar dayanırmış. Diğer bir inanışa göre ilk ruketopolemo savaşı, Ayo Markos kilisesi daha yeni olduğundan aralarında büyük olasılıkla rekabet sebebi doğmuş iki kilisenin çocukları arasında sapanla birbirlerine taş atarak başlamıştır. Yapılan bu savaşın arasına Paskalya bayramı zamanında büyükler de katılmış sonunda sapanların yerini zamanla kiliselerin avlularına yerleştirilen toplarla yapılan atışlarla İsa’nın Dirilişi kutlanırdı. Geminin kendi güvenliği için
ticaret gemilerinde bulunan bu topları denizciler gemilerden kiliselere getirip hazırlardı.
Top atışlarıyLa kutlama uzun yıllar devam etti. 1889 yılının Anastasi (Diriliş) Gecesi yapılan top atışları tehlikeli boyutlara gelince Türkler durumun herkes için tehlike oluşturduğuna ve himaye altındaki Sakız Adalıları’ın ayaklanma tehlikesini ortadan kaldırmak için bu toplara el koydu.
Her iki kilİse de bu geleneği Türkleri rahatsız etmeden ancak etkileyici şekilde devam ettirmenin başka yollarını
arıyorlardı. İşte sonunda ateşleyici maddelerle uğraşan biri İtalyan usulü o sihirli kelimeyi hatırlayıp söyledi: Roket.
Başlarda “roketleri” onları yapanın dükkânından satın alıyorlardı. Sonraları 1900’lerde “atölye” diye adlandırdıkları
gruplara ayrılmış bu işin meraklıları bizzat kendileri yapmaya başladı.
Roketleri yapanlar Diriliş Gecesi’nin akşamı roket savaşçısına dönüşürler. Başlarda iki kilisenin çatısından
fırlatılırlardı. Ancak bu yöntem oldukça büyük tehlike teşkil edince artık roketleri kiliselerin yakınlarındaki boş arazilerde yönleri Ayo Marko’nun kubbesiyle, ana giriş kapısının üzerindeki Ayo Marko heykelini, Ayo
Marko’nun roketleri de Panagia Erithrias’in saatini hedef alacak şekilde özel düzeneklere yerleştirilirler.
Roketlerin yapım masrafı oldukça yüklü olduğu gibi çok fazla emek gerektiren bu iş dikkat edilmediği zaman tehlikelidir. Ancak Vrondatolular çok sevdikleri bu geleneği canlı tutmak için Paskalya’da hazır olmaları için yaz aylarının ortalarında atölyeler roket yapımına başlıyor. Her atölye 3 ya da 5 kişiden oluşur ve her atölyenin Navsika, Lailapas, Digenis, Kobra, Arapo, Leon, 18lik nişanlı(!), Theios Truman (Truman Amca) gibi isimleri vardır.
Geleneği
52
55
Kalupi (Kalıp) Roket’in oluşması için yanıcı maddenin içine konduğu roketin gövdesidir. Ardından
“kalupi” roket çubuğuna “ruketo ksilo” ya bağlanarak
monte edilir. Kalıbın içindeki karışım, kömür ve nitro roketin havaya yükselmesini ve patla­ma­sını sağlarken içindeki kükürt roket patladığında çıkan sesle ışığı sağlıyor. Roketlerin yapım masrafını tamamıyla yapanlar karşılıyor.
Tam olarak birbirlerinin karşısında bulunan iki
kilise arasındaki mesafe 400 metredir. Ayos Markos
kilisesi Panagia Erithria’dan daha yüksek bir zeminde
bulunduğundan Panagia Eritrea kilisesi teorik olarak
daha kolay bir hedef.
Roket atölyeleri Büyük Cumartesi Günü’nün saba­
hından itibaren ayaktadırlar. Sabahın erken saatlerinde roketlerin fırlatılacağı düzenekleri hazırlar ve her
iki taraftan da deneme atışları yaparlar. Deneme atışları sırasında ellerindeki düdüklerle karşılıklı birbirlerini tahrik ederek her yaştan insanın katıldığı roket savaşı hazırlığına panayır havası yaratırlar.
Büyük Cumartesi Günü’nün akşam üstü, her iki
kilisenin tarafları Omiropolis’in Belediyesi’nden
başlayarak yürüyüş yaparlar. Akşam saat dokuzda ilk
patlamalar duyulmaya başlar. Saat on birde toplu roket
saldırısı başlar ve on bir buçuk gibi inançlılar kiliselere
gidebilsin diye kısa süreliğine ateşkes yapılır.
Çevredeki tarla ve arazilerle, Epos’a (eteklerinde
Vrodotos’un bulunduğu dağ) kadar giden yol insanlarla dolup taşar.
“Savaş alanında” rakipler cephanelerini güçlendirir. Roketlerin yanyana zemine belirli bir açıyla yerleştirildiği düzeneği –Ruketosirti– büyük an geldiğinde
hazır olmak için doldurmaya başlarlar. “Hristos Anesti” –Hazreti İsa Dirildi– sesi duyulur duyulmaz ateşlenen fişekler birbiri ardına havada ışık saçarak gerçekten etkileyici bir manzara oluştururlar. Diriliş tüm ihtişamıyla kutlanır. Kazanan kim mi? Elbetteki bunca yıldır canlı kalmayı başarmış olan gelenektir savaşı
kazanan. Hem Vrondatoslular da bunu söyler.
“Biz savaşsak da aramızda kin kalmaz, ertesi
gün Lambri’nin gününde barış sağlarız”.
n FAni: Haz. İsa’nın Dirilişi gecesindeki Roket savaşlarından başka tüm Sakız Adası’nda
“sesli” kutlamalar da yapılır. Diriliş gecesi bir çok köyde ateşler yakılır ancak Pirgi’de köyün
Merkez Kilisesi Kimisi Theotoku (Meryem Ana’nın Uyuması) Kilisesi önünde yakılan ateş
hepsinden farklıdır. Günlerce toplanan odun ve tahtalarla hem yükseklik hem de büyüklüğüyle
etkileyici bir ateş yığını oluşturulur. En tepesine boş bir hasır sepet yerleştirilen ve yerli halkın
“fanos” adını verdiği odun yığını “Hristos Anesti” sesinin duyulmasıyla yakılır. Çıkan alevler kilisenin boyunu geçerken ayrıcalıklı bir Diriliş gösterisi oluştururken ateşe atılan “pombes”- (büyük çatapat-patlayıcılar) çıkardıkları seslerle ateşe eşlik edip kutlamaları eşsiz kılar.
Mesta
Mesta
54
57
Mesta
Mesta
56
59
Avgonima
Mesta
Oteller
58
61
Oteller
Oteller
60
63
Oteller
Oteller
62
65
Kiralık oda ve daireler
Kiralık oda ve daireler
64
67
Turizm Ofisleri • Kiralık oda ve daireler
Kiralık oda ve daireler • Turizm Ofisleri
66
69
Turizm Ofisleri
Turizm Ofisleri
68
71
Turizm Ofisleri
Turizm Ofisleri
70
73
Kiralık oda ve daireler
Turizm Ofisleri
Yerel Ürünler
72
75
Yerel Ürünler
Yerel Ürünler
74
77
Yerel Ürünler
Yerel Ürünler
76
79
Yerel Ürünler
Yerel Ürünler
78
81
Yerel Ürünler
Yerel Ürünler
80
83
Yerel Ürünler
Yerel Ürünler
82
85
Yerel Ürünler
Yemek - Lokantalar
Yerel Ürünler
84
87
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
86
89
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
88
91
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
90
93
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
92
95
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
94
97
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
96
99
Yemek - Lokantalar
Yemek - Lokantalar
98
101
Yemek - Lokantalar
Kafe - Eğlence
100
103
Kafe - Eğlence
Çarsı
102
105
Çarsı
Çarsı
104
107
Çarsı
Ayios Ğalas
106
109
Çarsı
A
B
C
D
E
1
2
A
R
T
H
S
3
X
4
5
11 NOEMVRIOU . . . . . . . . . . . . B3
AEGEOU AVE . . . C2, C3, D5, E5
AFON RALLI . . . . . . . . . . . . . . . B3
AG. ANARGIRON . . . . . . . . . . . A3
AG. SIMEON . . . . . . . . . . . . . . . B5
AGALASTOU . . . . . . . . . . A3, B3
AMANTOU KON/NOU . . . B4, B5
ANDREADI . . . . . . . . . . . . . . . . A1
APLOTARIAS . . . . . . . . . . . . . . B3
ARGENTI EFSTR. . . . . . . . . . . . B3
ARGENTI F. . . . . . . . . . . . . . . . . B4
ARHERMOU . . . . . . . . . . . . . . . B3
ARSENIOU MITROP. . . . . . . . . B1
CASTLE SQUARE . . . . . . . . . . B1
DAMALA . . . . . . . . . . . . . . . . . A1
DAMALA . . . . . . . . . . . . . . . . . B3
DELAGRAMMATIKA . . . . . . . . A5
DIMOGERONTIAS . . . . . . . . . . B3
DIMOKRATIAS . . . . . . . . . . A1, B2
DIONOS . . . . . . . . . . . . . . . . . . A4
DRIMAKOU . . . . . . . . . . . . . . . . A3
DROMOKAITI . . . . . . . . . . . . . . B3
F. DE COULANGE . . . . . . . B2, B3
GLAFKOU . . . . . . . . . . . . . . . . . B3
GORDATOU . . . . . . . . . . . . . . . B3
HOREMI . . . . . . . . . . . . . . . . . . A4
INOPIONOS . . . . . . . . . . . . . . . A1
KALOPLITOU . . . . . . . . . . . . . . A3
KANALA . . . . . . . . . . . . . . . . . . C3
KANARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . B2
KENNEDY JOHN . . . . . . . . . . . B2
KOKKALI . . . . . . . . . . . . . . . . . E5
KONTOGIANNI . . . . . . . . . A4, A5
KONTOLEONTOS . . . . . . . . . . . A2
KORAI AD. . . . . . . . . . . . . B4, C4
KORESIOU . . . . . . . . . . . . . . . . A2
KOUVELA . . . . . . . . . . . . . D5, E5
LADIS . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B2
LINARI SOT. . . . . . . . . . . . A3, A4
LIVANOU ARIETAS . . . . . . . . . C5
LIVANOU M. . . . . . . . . . . . C5, D5
LOUKA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B1
MAGAZIOTISSIS . . . . . . . . . . . B3
MARTIRON . . . . . . . . . . . . . . . . A1
MIKIADON . . . . . . . . . . . . . . . . A3
MILONADI . . . . . . . . . . . . . . . . A3
MOUTAFI . . . . . . . . . . . . . . . . . A4
MPEKRIDAKI D. . . . . . . . . . . . . B1
MPOURNIA AN. . . . . . . . . A3, A4
NAVARHOU . . . . . . . . . . . . . . . C5
NEOFITOU VAMVA . . . . . . . . . C4
NEORION . . . . . . . . . . . . . . . . . C1
OMIRIDON . . . . . . . . . . . . . . . . E5
OMIROU . . . . . . . . . . . . . . . . . . C4
PAGALAKI . . . . . . . . . . . . . . . . B1
PAHNOU AL. . . . . . . . . . . A3, B3
PARASHOU . . . . . . . . . . . . . . . C3
PASPATI FIL. . . . . . . . . . . . . . . A4
PAVLOU MITROPOLITOU . . . . B5
PERNOT HUMBERT . . . . . . . . . B5
PETROKOKKINOU . . . . . . A2, A3
PLATEON . . . . . . . . . . . . . . . . . B1
PLATONOS MITR/TOU . . C4, C5
POLIHRONOPOULOU . . . B2, C2
POLIHRONOPOULOU . . . . . . . E5
POLITEHNIOU . . . . . . . . . . . . . A2
PORFIRA . . . . . . . . . . . . . . . . . D5
PROIOU DOROTHEOU . . B4, C4
PSIHARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . B4
RIGINOU . . . . . . . . . . . . . . . . . . A3
RODOKANAKI . . . . . . . . . C3, C4
ROIDOU . . . . . . . . . . . . . . . . . . C3
SGHOUTA . . . . . . . . . . . . . . . . . A3
SIGGROU AND. . . . . . . . . A2, A3
SKANAVI . . . . . . . . . . . . . . . . . B3
SKILITSI . . . . . . . . . . . . . . . . . . B4
SOURI . . . . . . . . . . . . . . . . C5, D5
STEFANOU ANTONIOU . . . . . . B5
THEOTOKA G. . . . . . . . . . . . . . C1
TSELEPI . . . . . . . . . . . . . . B3, B4
TSITSEKLI . . . . . . . . . . . . . . . . C1
TSIVOU . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B1
VARVAKI . . . . . . . . . . . . . . . . . B3
VASILIADI AER. . . . . . . . . B2, B3
VASILIKARI . . . . . . . . . . . . . . . A3
VENIZELOU . . . . . . . . . . . . . . . B2
VENIZELOU ELEFTHERIOU
. . . . . . . . . . . . . . . B3, C3, B4, C4
VLAHOGIANNI . . . . . . . . . . . . . A3
VLASTOU . . . . . . . . . . . . . A3, B3
VLATARIAS . . . . . . . . . . . . . . . A3
VOUPALOU . . . . . . . . . . . . . . . B3
XILA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A2
ZAHARIOU . . . . . . . . . . . . . . . . B1
ZOLOTA . . . . . . . . . . . . . . . . . . B4