NBA 2K14… - OyunaBakış

Transkript

NBA 2K14… - OyunaBakış
İÇERİK
SYF. 18
İçerik............................ 2
Lol’an Biten.................. 3
Profesyonel
Oyunculuk.................... 5
Oyun Dünyası
-Spot Işığı
-E-spor Takvimi.............. 9
GRAND THEFT AUTO V
‘‘Rakibi olmayan oyunların işi zor. Düşünsenize, alanınızda en iyisi sizsiniz ve doğal olarak kendinizi daha fazla geliştirme gereği duymuyorsunuz... Fakat, rakipsiz oyunların örnek alması gereken bir seri var; GTA serisi…’’
SYF.23
Darklings...................... 10
NBA 2K-14.................... 13
Kum Torbası.................. 17
Grand Thef Auto v.......... 18
DYNA Blaster................. 21
Pes 2014...................... 23
Cosmoplan.................... 30
PES 2014
SYF.13
Bu kez FIFA vs PES karşılaştırması yapmayacağım. Bu konuda
söyleyebileceğim tek şey, FIFA14, PES14’ü her türlü ezer. Ne
yazık ki…
SYF. 3
LOL’AN BİTEN
5 Ekim 06:00’da Staples
Center’da yapılan Sezon
3 turnuvalarının finalini
SK T1 Telecom kazandı.
SYF. 5
PROFESYONEL OYUNCULUK
‘‘...oyunda sadece “Competitive Mode” oynayarak yaklaşık
100 saat geçirdikten sonraki
deneyimlerimi aktaracağım.’’
NBA 2K14
İşte bunlar hep NBA 2K14…
GÜNCEL
LOL
‘an biten
SEZON 3’ÜN TAHTI SK-T1 TELECOM’UN
5 Ekim 06:00’da Staples Center’da
yapılan Sezon 3 turnuvalarının
finalini SK T1 Telecom kazandı. Turnuvanın favorisi olarak
gösterilen Royal Club’ı 3-0 gibi bir
üstünlükle geçen koreli ekip 1 milyon dolarlık ödülün sahibi oldu.
Neticede bir rakibi yavaşlatma
bir kişiye karşı hız üstünlüğüyken
şampiyonun hızlanması 5 kişiye karşı bir üstünlük sağlıyor.
Final’den çokta önce olmayan
bu değişiklik maçlarda kader belirlediğini söyleyebilirim.
Neredeyse hatasız oynayan SKT
takımına karşı Seçim Ekranında
hata yapmaya başlayan Royal Club 3
maçtada oyuna ağırlığını koyamadı.
Kore server’ında sıkça oynanan jax’ı
3 oyun boyunca banlamamaları ve
3 oyundada aktif bir kule yıkıcı jax
izlememiz Royal Club’ın maçlara
girdiği izlenimi uyandırdı bende.
Ayrıca pasif özelliği değişip, rakibi yavaşlatma yerine şampiyonu
hızlandırma özelliği konan üçlü
kuvvet, Corki, Ezrael ve Jax gibi
şampiyonların ilk tercihi oldu.
Staples Center’da baştan sonra
harika bir gösteri sunan Riotun,
Kendinden beklenenin kat be
kat üstüne çıktığı söylenebilir.
Dünya’da hızla büyüyen Moba
piyasası göz önüne alındığında
Sezon 4 için çok farklı beklentilere girmek uçuk bir düşünce
olmaz. Ayrıca yaşı yetmediği
için turnuvalara katılamayan
profesyonel oyuncular bu yıl aktif olacaklar ve başta Fnatic olmak üzere bir çok takım yaldur
yuldur Sezon 4 tahtına koşacak.
GÜNCEL
Rüya takım belli oldu!
Malum Sezon 3 sonlandı, Şampiyon belli oldu. Şampiyondan sonra en
çok merak edilen konu ise yakın zamanda belli oldu. Rüya takım!
Her koridorun en iyileri turnuva sonunda belli oldu ve sıralamak gerekirse. ;
SKT T1 Impact Üst koridor – Jax
SKT T1 bengi Orman – Lee Sin
Fnatic xPeke Orta– Kassadin
Royal Club Uzi Saldırı Gücü taşıyıcısı – Caitlyn
SKT T1 PoohManDu Destek – Zyra
SKT T1 rüya takımın 3 koridorunu alırken. Turnuva boyunca kendinden sıkça söz
ettiren xPeke ve Uzi orta koridor ve Saldırı gücü taşıyıcı rollerini kaptı. Uzi turnuvanın başından beri yaptığı hareketler ve taşıdığı oyunlarla izleyicilere görsel şov
sunuyordu. xPeke ise zaten turnuva başlamadan önce bir marka haline gelmişti.
Her yapılan backdoor denemesinde xPeke’ye gönderme oluyor. Türkiye turnuvalarında DP Naru’nun yaptığı backdoorlardan sonra xNaru olarak anılmasının nedenide budur.
Rüya takım oluşurken her isim turnuva izleyicilerinin aklında bir bir sahne canlandıracak şekilde olmuş ve bence harika bir eşleştirme olmuş.
PROFESYONEL OYUNCULUK
Counter-Strike
GO GO GO
Geçtiğimiz seride sizlere CS:GO ile ilgili ilk izlenimlerimi paylaşmıştım. Şimdi
ise oyunda sadece “Competitive Mode”
oynayarak yaklaşık 100 saat geçirdikten
sonraki deneyimlerimi aktaracağım.
Profesyonel
Oyunculuk
Serinin
devamında
Starcraft’a kısa bir ara
verip CS:GO “Competitive Mode” ile ilgili
detaylı bir inceleme
sunacağım. Eğlenerek okumanız dileğiyle.
O yun, beklenildiği üzere profesyonel çevrenin beklentileri doğrul-
tusunda oldukça gelişmeye başladı. Bu gelişmeler içerisinde bırakın
silah mekaniklerini, tavukların sizden ne kadar uzaktayken korkup kaçmaya başlayacağını bile düzenleyen bazı değişiklikler mevcut.
Elbette halen silah mekaniklerinde çözülmemiş dengesizlikler de yok değil. Örnek olarak
bir yüksek sınıf SMG olan P90’ın
hem ucuz hem de çoğu uzun namlulu silahtan daha efektif olduğu
gerçeği. Öyle popüler ki oyunda sürekli p90 kullananlara “p90
çaylağı” dendiğine şahit oldum.
PROFESYONEL OYUNCULUK
Biraz da haklılar hani, silahta “recoil” yok gibi. Yani
geri tepmiyor alet. Bunun
yanında bir de saniyede onlarca mermi boşaltıyorsa tabi
ki yakın mesafede ölümcül
oluyor. Gelsin isyanlar…
Competive Mode
Öncelikle
“Competitive Mode” nedir kısaca bahsedeyim. Bu modu
seçtiğinizde oyun sizin için
seviyenize uygun oyuncularla dolu bir 5 vs 5 kişi ile
oynanacak maç bulmaya
çalışıyor. Yani bilenler bilir,
“Pick-up serveriniz ayağınıza geldi!” desek yeridir. Popüler haritaları seçerseniz yaklaşık
olarak 5 dakika içinde maçınız bulunuyor ama dikkat etmeniz gereken önemli bir şey var: Bu maçları sonuna kadar oynamak.
Eğer maçı terk ederseniz veya takımınıza zararı dokunacak şekilde oynamaya başlarsanız sistem veya diğer oyuncular sizi rapor
edebiliyor ve bir süreliğine “Competitive” sunuculara giremiyorsunuz. DOTA’daki sisteme benzer bir uygulama söz konusu.
PROFESYONEL OYUNCULUK
Oyundaki “Competitive” Sunucuların çoğu, Türkiye için size en aşağı
80-90 ping verebilecek konumdalar. Haliyle karşışınızdaki çoğu oyuncu Avrupalı olduğundan, karşınıza 50 ve altında pingler ile geliyorlar.
Aradaki bu fark, FPS oynayanlar bilirler, refleks vuruşlarında sizden
çoğu zaman bir adım önde olacakları anlamına geliyor. O yüzden
oynayışınızı mümkün olduğu kadar taktiksel yürütürseniz daha fazla
hayatta kalırsınız. Eğer mümkün olduğu kadar düşük ping ile oynamak
istiyorsanız bunu oyunun menüsünden ayarlamanız mümkün. Eğer çok
az bir limit verirseniz büyük ihtimalle size yakın bir oyun sunucusu bulamadığınız için maç bulucu size eli boş dönecektir. İnat etmeyin biraz daha arttırın o limiti, yoksa maç bulamıyor vallahi çok denedim.
“Competitive Mod”’da maçlar ortalama 50dk-1 saat sürüyor ama bazen 90 dk’ya kadar uzadığı olabiliyor. Bu yüzden ki maç ararken eğer
maç bulunursa ve kabul butonuna tıklarsanız 90 dakika boyunca oyunu terk etmemeniz gerektiğine dair bir uyarı ile karşılaşıyorsunuz.
Maç aramaya başlamadan önce oynamak istediğiniz haritaları seçebiliyorsunuz. Birden fazla ya da tek bir harita seçebilirsiniz. Bu tamamen size kalmış. Eğer yeni güncellemelerden biri olan Operation Bravo’yu satın aldıysanız yeni haritalarda da maç yapabilmeniz mümkün.
PROFESYONEL OYUNCULUK
ARMS DEAL
Bahsetmek istediğim diğer şeylerden bir tanesi de kişiselleştirilebilir silahları oyuna getiren “Arms
Deal” güncellemesi. Bu güncelleme
ile bir çift “Load Out” yani “Ekipman Dolabı” sahibi oluyorsunuz.
Terroristler ve Counter-Terroristler için ayrı ayrı özel silahlar mevcut. Artık istediğiniz silahın “camo”
desenlisini ya da pembe puantiyelisini bulmanız gayet muhtemel.
Satın aldığınız ya da haritaların
sonunda size şansınız varsa düşen
bu silahları dolabınızdan seçip
eski silahlarınızın yerine koyuyorsunuz. Önemli bir nokta var ki bu
silahlar sadece görselleri değiştiriyor ve oyunun mekaniğine hiçbir
şekilde karışmıyorlar. Buna tek istisna bu güncelleme ile gelen susturuculu m4a1 ve USP ki zaten
bunları CT’lerin dolabında herkese
verilmiş şekilde bulabiliyorsunuz.
Bu silahların değerleri piyasadaki miktarına göre
değişiyor. Markette 10 dolar
civarlarında gezen AWM
ve AK-47 modelleri bulabilmek mümkün. Eğer ki
size değerli bir silah çıkarsa, kullanmak istemiyorsanız çıkar çıkmaz değeri
ne ise satmanız çoğu zaman
sizin kârınıza olacaktır.
Valve bu silah modellerinin
yapımını hem “Community
Workshop” ile destekliyor
hem de bunların satışlarından elde edilen gelirlerin bir
bölümünü de bu oyun için
yapılacak turnuvaların ödül
havuzuna pay ediyor. Sizi
bilmem ama bence Valve
CS:GO için doğru adımları
atıyor gibi geliyor. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
OYUN DÜNYASINDA NELER OLUYOR?
SPOT IŞIĞI
TLO – Dario Wünsch
Renkli taktikleri ve rahat tavırlarıyla tanınan Alman
asıllı oyuncu Dario Starcraft 2’ye “Random” seçerek
başlamış ama beta’dan bir süre sonra Zerg ile yoluna
devam etmiştir. TLO’nun bir keresinde bir hayır kurumu için 24 saat kesintisiz Starcraft oynayıp 2500$
dolara yakın para toplamışlığı vardır. Çok sevilir
kendisi. Bu yüzden kendisinin bir fan kulübü olmasına şaşmamalı. (Ayrıca sakalının da kendi fan kulübü
var)
TLO şu an hem e-spor organizasyonları ile ilgili
çalışmalarıyla hem de Team Liquid adı altında katıldığı
turnuvalar ile beraber e-spor kariyerini sürdürmekte.
Dario Wünsch
E-Spor Takvimi (Starcraft 2)
2013 WCS Grand Finals
(8 Kasım 2013 –9 Kasım 2013)
BattleNet üzerinden online takip edebileceğiniz WCS Grand
Finals, çoğunlukla Koreliler domine etse de dünyadaki tüm
oyuncuların sahne alabileceği bir strateji şöleni. Ödül havuzu:
250,000$
DENİZHAN GÜÇER
DARKLINGS İNCELEME
DARKLINGS
Merhaba
arkadaşlar, bu ay çok
özel bir oyun ile karşınızdayım.
Bu oyunu özel yapan şey, arkadaşlarımız tarafında geliştirilmiş
olması ve gerçekten farkılılık yaratacak bir oyun olması. Elbette arkadaşlarımız tarafından geliştirdirildiği için iltimas göstermeyeceğiz.
Darklings günümüzde, mobil sektöründe çok populer olan o
sonu olmayan, bitmek bilmeyen oyunlardan biri. Ama kendi özgü, hiç biryerde görmediğiniz oyun mekaniği ve grafikleri
ile size çok farklı bir dünya sunmakta. Bu yenilikçi mekanik sizi kısa sürede ele geçirecek. Birazdan detayları vereceğim.
Öncelikle
Darklings’in
hikayesinden başlayalım. Darklings’in asılarlardır bütün oyunlarda, filmlerde, kitaplarda
gördüğünüz, bildiğimiz bir
konunun farklı bir tarzda anlatımı bulunmakta. İyinin kötü
ile savaşı, gündüzün gece ile
savaşı, ışığın karanlık ile savaşı.
Oyunda Lum adındaki ana karaterimiz, iyinin ışığın simgesi
olarak görülmekte. Kendisi ışığı
çalan, evreni karanlığa mahkum
etmeye çalışan Darklings’leri bir
bir avlayıp, evreni kurmakmak
istiyor. Biz de bu görevinde ona
yardımcı olmaya çalışıyoruz.
DARKLINGS İNCELEME
Şimdi gelelim o yenilikçi, farklı oyun mekaniğine. Darklings ekibi oyun
mekaniğini hazırlarken, mobil oyun sektörünün, akıllı telefonların bütün
nimetlerini kullanarak hazırlamış. Oyunun başında ormanın ortasında
Lum ile baş başayız. Bir süre sonra etraftan yaratıklar gelmeye başlıyor.
Oyunda sağa sola gitmek için bir kontrol yok. Sadece bize doğru gelen yaratıkların kafalarının üstünde görünen şekli çizmeye çalışıyoruz.
Başarılı olduğumuz anda o yaratığın içine girip onu patlayıyoruz. Bu
sırada etrafa saçılan yıldızları topluyoruz. Bu işlem aynı zamanda bize
ekstra zamanda sunuyor. Belirsi sayıda düşman dalgası yendikten
sonra, birbirinden farklı mekaniğe sahip boss dövüşlerine geliyoruz.
Bunlardan da sağ kurtulup yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz.
Bu
ry
ek
bu
tarz bir oynanış bana zamanında ilk PC ye çıkan HarPotter oynunu hatırlattı. Onda da ekrana bazı şekiller çizerbüyü atabiliyorduk ama PC ortamında biraz acı verici olmuştu
mekanik ama sonradan Wii yardımıyla daha eğlenceli olabildi.
Darklings'de oyun içinde topladığınız yıldızlar ile farklı farklı geliştirmeler
alabilirsiniz, daha fazla yıldız düşmesi ve daha fazla zaman gibi. Geliştirmeler haricinde birbirinden faklı kiyafetler ile Lum'u değiştirebilirsiniz.
İlk arkadaşlar oyunun testini yapmak için bize getirdiklerinde oyunu
gördüğüm an, grafiklerine hasta olmuştum. Gerçekten oyunun içeriğine
ve hikayesine bu kadar uyabilirlermiş. Daha sonra mekaniği görünce
iyice gözüme girdi. İki gün önce oyun ilk piyasaya çıktığında merakla
takip ettik olacakları. Şuan gerçekten güzel bir başarı yakalamak üzereler
ve bunu hak etmişler. Siz de bu başarıya ortak olup, destekleyebilirsizin.
Ayrıca oyun etresan bir şekilde kendiliğinden multiplayer olmuş.
Oyundaki multi-touch özelliği sağolsun 3 kişi bile tek tablette
eğlenceli vakit geçirebiliyorsunuz. Benim için şu noktada olan e
önemli şey, yapımcıların sürekli oyunu güncellemeleri, eğer yeni
içerikler, yeni kostümler, farklı farklı achievementlar ile oyunu
sürekli tutabilirler. Aldığım bilgilerde bu yönde olacağı konusunda.
Benim gözümdeki tek eksik şuan sadece iOS ortamı için olması ama bunuda yakında aşacakları ve diğer platformlarada çıkacaklarını biliyorum. Android ve Windows kullanıcılarını da bu oyundan mahrum etmezle umarım. İyi oyunlar
MURAT KARAKAŞ
https://itunes.apple.com/us/app/darklings/id742489894
NBA2K14 İNCELEME
NBA2K14
İşte bunlar hep NBA 2K14…
S
izlere şu anki ruh halimden bahsetmek
istiyorum yazıya başlamadan önce. Biraz
önce yerimden kalktım, kirli sepetine bir
üçlük attım. Odamın kapısından mutfağa
kadarki koridordan topu ustalıkla sürüp,
tatlı bir gözyaşı damlasıyla potaya uzandım. Sayı! Hem de Howard’ın üzerinden!
İşte bunlar hep NBA 2K14…
Annem beni yatağıma gönderirdi. Saat daha 23:00! 23’te uyunur mu anne? Saatlerce
annemin uyumasını beklerdim. Annemin uyuduğundan emin olduğumdaysa,
NBA parmaklarımın ucunda. Hava aydınlanana kadar süren muhteşem maçlar…
Hepsini izleyebildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Tabi sabahın 7’sinde yatan
ve 3 saat sonra annesi tarafından kahvaltıya kaldırılan bir çocuk ne kadar sağlıklı
bir çocukluk geçirmiştir, düşünün. İşte bunlar hep NBA. :D
NBA2K14 İNCELEME
Beklentileri Yüksek Tutun
NBA Live piyasadan çekildiğinde
üzülmüştüm. 2K serisinin sunacaklarının Live kadar sağlam olup olmayacağını herkes kadar ben de merak
ediyordum. Nitekim 2K Live’den pek
de aşağı kalır olmadığını gösterdi ve
bizlere NBA heyecanını sonuna kadar sunmayı başardı. Bugün olduğu
gibi. Bu arada EA, Live’in bomba gibi
döneceğini söylemiş. Bu da rekabet
demek. Biz oyun severlere yarar arkadaşlar, beklentileri yüksek tutun.
NBA 2K14… Dünya’nın en takip
edilesi ligini oyun konsollarımıza
getiren dev oyun.
Ve bu dev oyun bizlere sadece NBA
takımlarını sunmamış bu kez. Orada
bir Efes ve Fenerbahçe görüyorum,
evet, onlar gerçekler, oradalar, seçebiliyorum, o takımlarla oynayabiliyorum!.. Ama bu takımları görünce bir
şüphe etmiyorum değil. “Ya” diyorum,
“Avrupa takımı bunlar, savsaklayarak
eklesek de olur” demişlerse diyorum.
Oyunu oynayan arkadaşlarıma bir bir
danışıyorum, Türk takımlarının oyuncu özellikleri sizce gerçekle benzer mi
diye, “için rahat olsun benzer abi, gel iki
maç atalım…” diyorlar. İçim rahatlıyor.
Jordan
2K13’te en çok hoşuma giden mod Jordan moduydu. Jordan’ın efsanevi maçlarını
oynamak için zamanda biraz geri gidiyorduk. O maçların oynandığı tarihlere.
Ve Jordan’ın gerçekten gösterdiği insan üstü performansları, bir de biz Jordan
parmaklarımızın ucundayken göstermeye çalışıyorduk. Sonuç olarak, Jordan’a
duyduğumuz saygı, kat kat artıyordu. Bu kez bu modun benzeri, hatta neredeyse
aynısı, Lebron James ile bizlere sunulmuş. Fakat 2K14’teki bu mod, serinin geçmiş
oyunundaki kadar haz verici olmamış.
NBA2K14 İNCELEME
Yapay Zeka
2K14 oynarken bir şey çok dikkatinizi çekecek. Karşı takımın defans yapma yeteneği. Evet, yapay zeka büyük oranda artırılmış. Bu da bizlere zor zamanlar yaşatan
savunmacılarla başımızın dertte olduğu anlamına geliyor. Atak zekasındaki artış
da gözden kaçmıyor ancak, defansın zorlayıcılığını tek geçerim.
Pasın yönünü manuel olarak verebilme özelliğinin, oyun mekaniğine eklenmesi
ise, oyuna hakimiyetimizi bir hayli artırmış. Oyuncu fizikleri ve akıcı oyun sistemi
ile de oyunun içine girmemizi engelleyen tek şeyin ekranlarımız olduğu günlere
çok yakın olduğumuzu söyleyebiliriz. Nitekim, oyunu uzaktan gören biri, biraz
da astigmatsa, oyunu gerçek sanıp omzunuza dokunarak, “Detroit mi almıştı bu
maçı?” diyebilir. Arkadaşıma buradan selamlar. :D
My Career modunu gene çok sıkıcı buldum. Birkaç maç atıp, tekrar Detroit’imin
başına geçtim. Size iyi oyunlar arkadaşlar. :D
HALİL COŞGUN
KUM TORBASI
SİTEM
Başta seversin… Bazen çok seversin hem de… Ama
sonra bir şey olur, nefret edersin, sinir olursun…
Sonra gider yumruklarsın kum torbasını; ama izi
kalır… Yıllar geçse de hep hatırlarsın; yine gider
yumruklarsın…
CLONE BİR OYUNLA MİLYONLAR KAZANMAK: SPELUNKY
Spelunky’i çoğu kişi duymuştur. Hatta bir iki ay önce biz de incelemesine yer verdik. İnternet ortamını saymazsak ilki 2009 yılında Microsoft Windows için çıkan
oyun, daha sonra XBox ve PlayStation ortamlarına yeniden uyarlandı; herkesçe
konuşuldu, ödüller aldı, adından bolca söz ettirdi… Ama hiç kimse de çıkıp “Ben
bu oyunu bir yerden hatırlıyorum ya…” demedi. Aslında “hatırlıyorum” demek
bile az kalırdı; çünkü Spelunky, Spelunker’ın ne yazık ki aynısı… Oynanış hikâye,
isim… Spelunky’deki tek fark daha fazla karakter içermesi filan sanırım?
Yine de asıl problem oyunun “clone” olması ya da olmaması değil; asıl mesele indie
bir oyunda bunu görmemiz… Şahsen benim, indie oyunlardan da onların geliştiricilerinden de beklentim yaratıcılık. Bugüne kadar da çok farklı, çok eğlenceli,
düşünce açısından insana “Vay be!” dedirten indie oyunlar gördük. “clone” oyunla para kazanılmasına da lafım yok; bu, arz talep meselesi ile alakalı bir şey; ama
“clone” olan bir oyun neden bu kadar şişirilir, benim anlamadığım nokta bu…
Bence, oyunları göklere çıkarmadan, ödüllere boğmadan önce; onun “clone” olmasına ya da olmaması da dikkat etmekte yarar var.
BIKTIRAN İKİLİ: STEAM ve GÜNCELLEMELERİ
Artık bilgisayarımı açmaya korkar oldum. Çünkü masaüstünden bile önce karşıma çıkan, hiç sevmediğim bir misafirle karşılaşıp duruyorum: Steam güncellemeleri! Anlamadığım nokta ise Steam sürekli güncelleyecek ne buluyor? Windows bile
sürekli güncelleme yayınlamıyor ya da en azından onun güncellemelerini kapatıp
kurtulabiliyoruz, neleri yükleyip neleri yüklemeyeceğimize karar verebiliyoruz.
Kullandığımız işletim sistemi üzerinde bile söz hakkına sahibiz! Ama Steam, güncellemeler hakkında siteye girip okumazsanız bilgi vermiyor ve güncellemeleri
reddetmek gibi bir şansınız da yok. Öyle ya da böyle, bir şekilde güncellemeler
sisteminize kuruluyor…
Sebebi ne olursa olsun; sürekli izninizin bile alınmadığı Steam güncellemeleri ile
karşılaşmak sinir bozucu değil mi? Şahsen, oyun oynamak için Steam sahibi olmak zorunda kalmasaydık, bir dakika bile sistemimde tutmazdım…
Steam buna bir çözüm bulmalı!
Mustafa Cihan Özer
GTA- İNCELEME
GRAND THEFT
AUTO
G
V
Rakibi olmayan oyunların işi
zor. Düşünsenize, alanınızda en
iyisi sizsiniz ve doğal olarak kendinizi daha fazla geliştirme gereği
duymuyorsunuz. Bir çok serinin
başına gelen de bu. Rakipleri
olmadığı için, serinin her yeni
oyununda en fanatik hayranlarının dahi olumsuz eleştirilerine hedef oluyorlar. Fakat,
rakipsiz oyunların örnek alması
gereken bir seri var; GTA serisi…
rand Theft Auto, daha ilk oyunuyla, oyun severlerin kalplerinde zirvelere
oynadı. Kendilerinden başka rakiplerinin olmadığını ve aynı şeyi tekrar tekrar
oyuncuya sunabileceklerini bilmelerine rağmen, her yeni seride altın harflerle kazındılar oyun tarihine. GTA II bir devrimdi. Oynayana, eğlencenin en uç seviyelerinin enjekte edildiği bir devrim. GTA III hala türüne yakın oyunlardan açık ara
önde. Vice City’ye bakın, hangimiz başında sabahlamadık? İlk bilgisayarım bu oyunu kaldırmadığı için evimden kilometrelerce uzaktaki internet kafeye koşarak giderdim. Benzer hikayeler olduğunu biliyorum çünkü hepimizin GTA oynamadan
duramadığımız günlerimiz oldu. GTA’yı adeta damarlarımızda yaşadık ve Rockstar geliştiricileri serinin her yeni oyununda, daha iyisini yapmalıyız ilkesine bağlı
kaldılar. Onların bu felsefesi, GTA ile büyüyen bir nesil yarattı.
GTA V incelerken nereden başlamam gerektiğini gerçekten bilemediğim bir oyun.
Adeta yaşayan şehrinden mi, dev haritasından mı, peşinize takıldı mı kene gibi
yapışan polisinden mi, araç modellemelerinden mi, Michael’dan mı, Trevor’dan mı,
Franklin’den mi yoksa oyunun başında soyduğumuz bankadan mı? Kuşkusuz, hepsinden önce söylenmesi gereken bir şey var; “Rockstar felsefesi ekrana bağlar.”
GTA’da bu güne kadar, GTA IV ek paketlerini saymazsak hep tek ana karakterimiz
oldu. Aslında GTA IV paketlerinde kontrol ettiğimiz üç karakter, GTA V’te dene-
GTA- İNCELEME
GTA V’de çoklu karakter mekaniği büyük bir yenilik, kabul ediyorum. Ancak
yeni oyundaki bu özelliğe, beta gözüyle bakmak en doğrusu. İlk defa denenen bir
sistemin eksiksiz olmasını bekleyemeyiz. GTA VI’da eminim çok daha eksiksiz bir
oynanış mekaniği sunulacaktır.
GTA V… Serinin bu oyununda Los Santos’dayız. Los Santos deyip geçmeyin.
Gördüğümüz en büyük GTA haritası. Tam anlamıyla devasa. Bu kadar büyük bir
alan tanınması, bu kadar yeni keşfedilecek yer olması, GTA gibi bir saat hırsızının
gücüne güç katmış.
Oyun başlangıcı nefes kesici. Serinin diğer oyunlarında, oyuna ısındırma kavramı
hiç kullanılmamıştı. GTA V’te ise oyuncuya oynanış sistemi anlatılabilecek en iyi
biçimiyle anlatılıyor. Oyuncu bunun bir training olduğunu daha anlamadan, kendini oyunun içinde buluyor.
Oyuna, banka soygunu aracılığıyla alıştırıldıktan sonra, Franklin’in kontrolünü
devralarak başlıyoruz. Diğer karakterler de görev yaptıkça kullanıma açılıyor. Sonrasında ise, Frenklin’den Michael’a, Michael’den Trevor’a. Takıl takılabildiğince.
GTA- İNCELEME
Karakterlerden bahsedecek olursak, trailer’da da dikkatleri üzerine bir hayli çeken
Trevor ile başlamak isterim. Trevor, şimdinin çılgını, eskinin askeri pilotu. Askeri geçmişinin ona verdiği çılgınca yetenekleri var. Frenzy Mod’da iki katı zarar
verirken, aldığı zarar da normalde alması gerekenin yarısı oluyor. Kısaca o bir
savaş makinesi. İkinci olarak favori karakterim Franklin’in üzerine yanıyor spotlar. Franklin zeki bir dolandırıcı, bir araba hırsızı ve repocu. Franklin’in özelliği ise
oyundaki en iyi araç kullanan adam olması. Ve araç sürerken zamanı da yavaşlatabiliyor. Şimdi de sahnede Michael var. Oyunun en karizma adamı. Emekli olduğunu söyleyen ama bir türlü emekli olamayan bir suçlu. Franklin’in de akıl hocası.
FBI ile yaptığı anlaşma sayesinde evli mutlu çocuklu bir hayat yaşayan Michael,
para sıkıntısına düşünce banka soyguncusu rolünü tekrar alır. Bu arada Michael,
çatışmalar sırasında zamanı yavaşlatabilmektedir.
GTA, araç sürme dinamiği açısından bir çok arcade yarış oyununa taş çıkarmaya
devam ediyor.Lisansları alınamamış bir çok model, neredeyse birebir aktarılmış
oyuna. Ki bu da araçları daha tanınır kılıyor. Araçların gerçek isimlerine gerek
duymuyorsunuz, onları kullanırken.
GTA V sosyal medayada topladığı ilgi ile de serinin yükselişinin devam ettiğini gösteriyor. Bu ilginin sebebini reklama ve oyunun yapımına harcanan çuvallar
dolusu paraya bağlayabileceğimizi biliyorum ancak, oyunun muhteşem komünitesi ve Rockstar Felsefesi de GTA’nın muhteşem yükselişinin sebepleri arasında
gösterilmeli. Daha nice GTA’lara arkadaşlar, iyi oyunlar.
HALİL COŞGUN
NOSTAJİ
DYNA BLASTER : 1, 2, 3, ATEŞ!
Ş
imdi hep birlikte 90’ların başına gideceğiz ve hepimizin bildiği bir oyundan
bahsedeceğiz. Avrupa onu, Dyna Blaster
olarak tanımış olsa da bahsedeceğimiz
oyun Bomberman’den başkası değil.
Dyna Blaster’ın özelliği ise; 1983 yılında
çıkan ilk oyunun, yeni grafikler ve eklemelerle geliştirilerek, Avrupa pazarına
farklı bir isimle sunulmuş olması. İlk
olarak 1990 yılında Hudson Soft ve NEC
ortak ürünü olan TurboGrafx-16 (PC
Engine) için yine Hudson Soft tarafından yeniden uyarlanan Dyna Blaster; iki
yıl içinde MS-DOS, Amiga ve Atari ST
gibi ortamlara da geldi.
Tek veya çoklu kişilik seçenekleriyle oynanabilen Dyna Blaster’ın tek kişilik oyununda Beyaz Bomberman olarak oynuyoruz. Düşmanımız ise Siyah Bomberman.
Oyunun hikâyesi ise oldukça kısa ve net: Bir gün, Siyah Bomberman; iki Bomberman’in de yaratıcısı olan Profesör’ün kızını kaçırır ve kalesine hapseder. Böylece
bize de önce Siyah Bomberman’in kalesine giden; sonra da kalenin içinde Profesör’ün kızına ulaşan yollarda düşmanlarla savaşmak kalır. Evet, hikâye açısından
çarpıcı bir şey yok; ama oyunun eğlence dolu olduğu kesin!
Mülayim ben, Bombacı Mülayim!
Bomberman/Dyna Blaster, sekiz ana
bölüm ve her ana bölümün içinde de sekiz
bölüm olmak üzere toplam altmış dört
bölümden oluşur. Her bölümden önce
haritada bulunduğumuz konum gösterilir
ve her bölümün sonunda “boss” sayılabilecek yaratıklarla savaşılır. Son bölümdeki
düşmanımız da tabii ki Siyah Bomberman
ve onunla birlikte bize karşı savaşan farklı
renklerdeki Bombermanlerdir.
NOSTAJİ
Oyundaki bölümler; farklı özelliklere sahip yaratıklar, bomba ile patlatılabilen veya patlatılamayan duvarlar, patlayan duvarların içine saklanmış
güçler ve kapıdan oluşur. Sonraki
bölüme geçmek için bölümdeki tüm
yaratıkların öldürülmesi ve kapının
bulunması gerekir. Kapıyı önceden bulup ona zarar verebilecek bir konumda
bomba patlatırsanız da kapıdan yeni
yaratıklar bölüme dâhil olur.
Oyunda, kullandığımız tek silah bombadır ve eğer bomba süresini kontrol
etme gücünü almadıysanız siz bombayı
yerleştirdikten birkaç saniye sonra patlar. Aldığınız güçlerle bomba sayısını,
etki alanını arttırabilirsiniz. Ayrıca
duvarlar veya bomba içinden geçme,
hak… gibi ek güçler de duvarlardan
çıkabilir. İşin bir başka eğlenceli tarafı
ise bölüm içindeki gücün yeri size belli
edilirken; kapıyı kendi çabanızla bulmanız gerekmesidir. Yani iş sadece
yaratıklara karşı savaşmak değil, aynı
zamanda zamana karşı yarışmak da
diyebiliriz.
Bölümler, ekran içine sığdırılmış ya da
enine veya boyuna uzayan şekildedir. Genelde yaratıkların tamamı çok
temel bir yapay zekâya sahiptir; belli
bir hat üzerinde ileri geri gidip gelirler
(“Balonlar” gibi). Ama arada hamleleri
ile sizi şaşırtan (Duvarlardan geçme
özelliği olan “Hayaletler”, “Paralar” ve
“Yarasalar” gibi) veya sürekli size ulaşmaya çalışan yaratıklar (Son derece hızlı “Ayılar” gibi) da mevcuttur.
Siyah Bomberman: “Bunlar hep yalnızlıktan…”
Bomberman, çoğu atari oyunu gibi zor
sayılabilecek bir oyun. Özellikle ilk kez
oynayan biri, ilk iki bölümü geçmekte çok zorlanabiliyor. Oyundaki ölme
sebebinizse genelde yaratıklardan kaynaklı değil; kendi bombalarınızdan
kaynaklı oluyor. Bomberman’de oyuncu, genelde kendini ya duvarla bomba arasına sıkıştırarak ya da patlayan
bombanın alevine değerek ölüyor.
Dyna Blaster, çok oyunculu modda ise
beş kişiye kadar survival/death match
tarzında da oynanabiliyor. Multiplayer oyunda, yaratıklar da mevcut ve ilk
ölen oyuncu eli kaybediyor.
Zengin Oturması
Özetle diyebileceğim şudur ki Bomberman/Dyna Blaster hakkında yazıya
dökebilecek fazla bir şey olmasa da
başından kalkamayacağınız tarzda bir oyundur. Defalarca üst üste
öldüğünüz bir bölümü bile oynamaya
devam edersiniz. Yine de yanınızda
kâğıt kalem bulundurup passwordleri
not almayı unutmayın! Ayrıca hâlâ hiç
Bomberman oynamadıysanız; hemen
bir yerlerden edinin!
MUSTAFA CİHAN ÖZER
PES-2014 İNCELEME
N
e zaman PES hakkında konuşacak olsam, ilk cümlem şu olur, yani olurdu :
“Tam bir PES fanatiğiyim, ona göre başlayalım muhabbete beyler!”. PES14 benim için hayal kırıklıklarından ibaret. Yeni oyun motoruymuş, yeni teknolojiymiş,
FOX’muş, oymuş buymuş… Gerek yok, tutmuş işi saptırmayın. İnsanların sevdiği
ve önemli bir değer haline getirdiği şeylere dokunmayın. Ne PES bir dizi, ne de
siz bir televizyon kanalısınız. O kanalı örnek almayın.Yapmayın sayın Konami,
yapmayın. 13’ün üzerine oturtun işte sistemi. Hazır eskilerdeki PES ruhunu yakalamışsınız, ne diye FIFA’nın motorunu andıran motorlarla çalışıyorsunuz?
Bu kez FIFA vs PES karşılaştırması yapmayacağım. Bu konuda söyleyebileceğim tek şey, FIFA14, PES14’ü her türlü ezer.
Ne yazık ki…
PES-2014 İNCELEME
Benim asıl anlamadığım nokta şu. Simülasyona 13’te çok yaklaşılmıştı. Birbirini çok az tekrar eden goller, oyuncu performansları, oyun akışı… Her şey yerli
yerindeydi. Çok az sayıda bug vardı, hem grafiksel hem de yapay zeka açısından.
14’te ise her oynayan, bug diyarında buluyor kendini. Berbatsınız. Dost acı söyler, berbatsınız…
Neyse, objektif olarak oyunu incelemeye başlayalım. Bu kadar tokat atmak da
pek hoş karşılanmayabilir Konami’ye.
Fox Engine ve Havok Fizik Motoru temelleri üzerine oturtulan PES14, bizleri
daha büyük bir futbol eğlencesi içine sokmayı amaçlamıştı. Fakat bunda pek
başarılı olmuş gibi görünmüyor. Bunun en büyük suçlusu ise, kullandıkları fizik
motoru bana kalırsa. İkili mücadeleden kurtulurken topu süren oyuncunun belinde ilginç bir dönme yaşandığını görünce bana hak vereceksiniz.
Oynanışa getirilen yeni ve köklü değişiklik, benim gibi geri kafa oyuncuları
bir hayli yoracak gibi görünüyor. “W” tuşunu kullanamadan PES oynamaya
çalıştığım şu 3 hafta boyunca, bir tane adam akıllı koşu yolu pası atamadım.
Attığım tek işe yarar pası da PES14’ün muhteşem yapay zekası harcadı. Önüne
düşen topa bakan kafası iyi forvetler…
PES-2014 İNCELEME
Güzel değişiklikler de olmamış mı? Olmuş. Mesela, Master League’de takıma bağlı
kalmamanız ve üstüne üstelik bir ülke takımını da aynı anda yönetebiliyor olmanız, büyük bir artı olarak görülebilir. Sonunda geliştiriciler Football Manager
oynamışlar sanırım. Aferim, böyle devam gençler.
Aslında değinilmesi gereken noktalardan biri de şu : “Oyuna Türkçe dil desteği
koyuyorsun…” Evet, oyuna Türkler’in ne kadar değer verdiğinin farkındasın, PES
serisinin en çok tüketildiği ülkeler arasında Türkiye, bu topraklarda seviliyorsun...
Neden bu ülkenin takımlarının lisanslarını almıyorsun, alamıyorsun? Hadi bunu
geçtim de, Avrupa Ligi’nde olmasına rağmen Trabzonspor neden yok oyununda?
Bunlar önemli şeyler Konami…
Kabul ediyorum, PES bu güne kadar oynanış açısından incelendiğinde hep arcade olarak nitelendirilirdi. 14 ile bu yıkılmış. Arcade olarak nitelendirilmesi PES
için bir eksi miydi, bence hayır. Gerçekliğe yakınlaştıkça, oyun sadece Pro-Gamer’lar için çıkarılmış olacaktır. Herkes oyunun doğayeni değil. Bu özelliğin kapatılabilmesi seçeneği sunulmasaydı, oyunu bırakıp köşeme çekilebilirdim.
Konami’nin sonunda akıl ettiği bir sistem daha var üzerinde konuşmak istediğim.
Oyuncuların moralleri ve bunun oyunlarına etkileri… Oyuncunuz maçta iyi oynuyorsa, moral seviyesi yükseliyor ve daha iyi oynamaya başlıyor. Bunun tersi de
geçerli tabi, kötü oynayan oyuncunuz daha kötü oynamaya başlarsa, hemen alın
onu oyundan, moral seviyesi diplerde geziyordur çünkü. Ayrıca deplasman ve
evinizde yaptığınız maçlara göre de takım morali etkileniyor. Yani ben öyle gözlemledim. Yanlış bir yorum okursanız, bana iletin lütfen. Dil bu, sürçer. Düzeltiriz. :D
PES-2014 İNCELEME
Taktiğin oyuna anında işlenmesi ve taktik zekasını iyi kullananın on adım öne
geçirilmesi ise 14’ün takdir ettiğim nadir yanlarından. Taktiği veriyorsunuz, araya
koşu yapan hızlı oyuncularınız, kaleciyle karşı karşıya kalıyor, eğer şutu doğru yere
çektiyseniz, gol sevincinizi izliyorsunuz.
Become A Legend modunda hala bir gelişmeye gidilmemesi, bence geliştiricilerin hantallığından. Hayır, başarıya doymuş yazılımcılarla çalışmak yerine, neden
bizim gibi idealleri olan insanları kadronuza katmazsınız ki! E alın bizi, biz de
yazalım. :D Şaka bir yana, oyunlarına, yani baş yapıtlarına yeterince değer vermediğini düşünüyorum Konami’nin. Master League’de yapılan güzel değişimlere
denk değişimler, Become A Legend’a da yapılabilirdi. Ve böylece oyunculara, bir
yaşam simülasyonu sunmaya, birkaç adım daha yaklaşılmış olurdu. New Star Soccer da oynayın ey sevgili PES geliştiricileri!..
Oyuncuların yüzleri de güzel modellenememiş. Bir 3D artist değilim ama, benim
hoşuma gitmedi. Yanlışsam, yanlış deyin.
Seçilen menü müziklerini sevdim ama. Klasik müzik duyunca, “oha la, süper!”
tepkisi verdiğim doğrudur. Fakat, genel olarak seçenek darlığı hakim oyunda.
Müzikler az, oyuncu oluştururken oyuncumuza atayabileceğimiz gol sevinçleri
az… Eski sevinmeleri koysanız da kabul ediyorduk, onları neden kaldırdınız,
bilmiyorum. Bu iş ağırıma gitti.
Benden bu kadar arkadaşlar. Söyleyeceklerimi söyledim. Gerisi size kalmış. Oyunu kurun konsolunuza, bilgisayarınıza, birkaç saat aralıksız oynayın. Eğer hala
oynama isteğiniz kalmışsa o birkaç saatin ardına içinizde, hiç kulak asmayın dediklerime. Oynamaya devam edin, iyi oyunlar.
HALİL COŞGUN
PES-2014 İNCELEME
KORKULAN OLDU:
PES’TEKİ ÇİFT SAYI LANETİ PES 2014 ile KANITLANDI!
P
ES 2014 bir ay kadar önce piyasaya sürüldü. İncelemeyi kimi sebeplerden ötürü
bu kez geç yayımlasak da oyunu olabildiğince çabuk oynadık. Ben, “çift sayı laneti”nden dolayı oyuna temkinli yaklaşsam, tüm beklentilerimi sıfıra kadar indirgesem de sonuç benim için bile üzücü oldu. Eğer aceleniz varsa şimdiden söyleyim;
yazıyı sonuna kadar okumanıza gerek yok. PES 2014; en az PES 2010, PES 2012
kadar kötü bir oyun. Oyuna harcadığınız zamana, verdiğiniz paraya yazık. Bence
PES 5, PES 2009; hiç olmadı New Star Soccer 3 oynamaya devam edin.
Ama yok, ben okumak istiyorum diyorsanız da inceleme aşağıda. Hatta oyunun
bu kadar kötü olmasına tepki olarak ben de incelemeye bodoslama dalıyorum,
oldukça özensiz bir inceleme yazıyorum. Konami; oyunculara saygı duymuyor,
bu kadar berbat bir oyunu piyasaya sürebiliyorsa, bizim de ona saygı duyup adam
akıllı bir inceleme yazmamıza gerek olduğunu sanmıyorum. Buyurun efendim:
Oyun yüzünün olmaması, müziklerin eskiye oranla azlığı; insanın aklına “Acaba
Konami küçülmeye mi gidiyor ya da parası mı bitmeye başladı?” gibi soruları akla
getirmiyor değil. Yine de oyun yüzünün olmaması ya da müziklerin az olması
bence bir oyun ya da en azından PES için bir eksi değil. Sonuçta bu bir futbol oyunu. Ama ne yazık ki futbol oyunu olarak da ortaya bekleneni koyamıyor…
Oyunun ana menüsü ile başkarsak; menünün tamamen değiştiğini görüyoruz.
Eski PES menülerine benzer bir yapısı var ve renk seçimleri, düzen, yapı açısından bence güzel olmuş. Oyunun ayarları konusunda da artık eski PES oyunlarına
oranla daha fazla kontrol sahibiyiz. Onun dışında menü ve seçenekleri hakkında bahsedilebilecek şeylerden biri oyun modlarında yine Master League ve Become a Legend’a dönülmesi olmuş. PES 2013’deki gibi menajerlik modu yok. Ama
Master League’e FIFA serisinden alışık olduğumuz takımlar arasında dolaşma
özelliği eklenmiş durumda. Ayrıca PES 2014’in Master League’inde milli takım da
çalıştırabiliyorsunuz.
Bu sene Türk takımlarından sadece Galatasaray olduğu için ne yazık ki geleneği
bozup ilk oyunu Galatasaray Fenerbahçe derbisi ile oynayamayacağız. Onun yerine Galatasaray F.C. Copenhagen maçı ile başlayacağız.
PES-2014 İNCELEME
Hazırlık maçı ile ilgili daha en başında söylenebilecek şeyin grafiklerin alışılmış
PES grafiklerindense FIFA grafiklerine benzemiş olması. Kimi oyuncular son
derece gerçekçi; ama kimi oyuncularınsa gerçek hâlleriyle uzaktan yakına alakası
yok (Muslera’nın koyu saçlı, kara tenli, çekik gözlü olması gibi). Ayrıca artık hava
durumu hakkında da eskisi kadar söz sahibi değiliz. Bunun dışında Pes 2014 için
bir eskiye dönüş daha yapılmış ve oyuncuların duyguları da oyuna eklenmiş. Bu
özelliği, Konami’nin özellikle Sega ve NES ortamlarından akla gelen International
Superstar Soccer oyunundan hatırlayabiliriz. Tıpkı International Superstar Soccer’da olduğu gibi PES 2014’de de oyuncu duyguları maç içindeki performansı ve
motivasyonunu etkiliyor.
Oynanış ise yeni fiziğin etkisiyle olsa gerek tamamen değiştirilmiş durumda. Oyundaki atak ve defans sistemi de yenilenmiş. Serbest vuruşların kullanım sistemi, pas
ve şut sistemi tamamen değişmiş. Oyunda ciddi anlamda fizik hataları var ve yeni
kontrol sistemi de bence iyi olmamış. Oyunu zorlaştırma konusunda etkili; ama
özellikle PC ortamında oynayan oyuncalar için eğlenceli olmayacağı da kesin.
Oyuna en büyük eksi ise yapay zekâsızlıktan ötürü geliyor. PES 2014, PES serisindeki en kötü yapay zekâya sahip. Kaleciler hamle yapmaktan aciz, oyuncular önlerinden geçen topa sadece bakmakla yetiniyor, yakınlarında top boşta kalırsa da çoğu
zaman hamle yapmayı reddedebiliyorlar ve özellikle düşük overall sahibi oyuncular, verdiğiniz komutları yerine getirme konusunda oldukça aciz. Özellikle multiplayer oyunlarda bu durum, oyuncuları çileden çıkaracaktır. Onun dışında topun
fiziğinde de zaman zaman gariplikler söz konusu. Bu yüzden özellikle uzaktan sert
çekilen şutlarda garip fizik olayları ile karşılaşmanız olası.
Yeri gelmişken PES 2014 hakkında genel bir değerlendirme yaparsak:
.
.
.
Fizik hatası kaynaklı goller
Yapay zekânın yetersizliği yüzünden harcanan pozisyonlar
Çoğu zaman oyuncuların yanlarında duran toplara bir “Hi!” bile dememeden
yürümeye devam etmeleri ve bu sırada sizden gelen komutları almamaları
.
İkili ya da hava topu mücadelelerinde oluşan garip fizik hataları
.
.
.
Taraftarların yine kartonsulaşmaları
Riera’nın, Selçuk ile Ujfaluši’nin ortak ürünü olabilecek bir çocuğa benzemesi
Özellikle yapay zekânın çalım atma çabası içindeyken konumunun sabit kalması
ve bu yüzden genelde topu kaptırması (Bunu en çok Messi yapıyor… Messi la
Messi!)
Oyuncu formalarındaki garip fizik ve zaman zaman kameraya en yakın oyuncu
formasının piksel piksel gözükmesi
Elde kalan tek olumlu şeyse çalım animasyonlarının güzelliği…
BAL’de ise oyuncu yaratma kısmı hariç fazla bir değişiklik olduğu söylenemez.
Yine var olan bir oyuncuyu kullanabildiğimiz gibi sıfırdan bir oyuncu da yaratabiliyoruz; ama artık ayakkabılar oyuncu gücünü etkilemiyor. Bir de ligi seçtikten sonra direkt bir takıma atanıyorsunuz. Eskiden olduğu gibi gelen seçenekler
arasında değerlendirme yapmak mümkün değil. Atandığınız takım da genelde ligin en güçsüz ekibi oluyor. Bir diğer değişiklik ise BAL’de artık sadece topa odaklı
kameranın kullanılması. Ama bu değişikliğin ben ve benim gibi az sayıda oyuncu
dışında kimseyi etkileyeceğini sanmıyorum.
BAL’de oyuncunuzu geliştirmek de yine antrenman için kullandığınız puanlar ve
oyuncunuza aldığınız kartlarla oluyor. Kartların etkisi yine oyuncunun sahip olduğu özelliliğin sayısal değerinden üstün. Kendinizi kanıtlasanız bile her maça ilk
on birde çıkmak da yine uzun zaman alabiliyor. BAL’de göze en çok batansa yine
oyuncular arası etkileşimler sonucu ortaya çıkan fizik hataları…
Sonuç olarak; görsel açıdan son FIFA oyunlarında olduğu kadar bariz fizik hataları olmasa da PES 2014’deki fizik hataları ve yapay zekânın vasatlığı PES 2014’i
gelmiş geçmiş en kötü PES oyunları arasına koyuyor ve “PES’teki çift sayı laneti”ni
kanıtlıyor.
Bu kadar.
Mustafa Cihan ÖZER
COSMOPLAN İNCELEME
Cosmoplan
Herşeyden önce, mekaniği bu denli etkileyici bir oyunun, Zbam Games ekibi
tarafından, muhteşem bir ekip çalışması ile sadece 48 saatte gözlerimin önünde
yazıldığını söylemem gerek.
Zbam Games, Emrah Özer, Murat Kalkavan, Güney Özhan ve Tarık Kaya‘dan
oluşuyor. Ekip üyelerinin kaliteleri çıkardıkları ürünle de görülüyor ancak, Zbam
Games öncesinde de ekip üyeleri büyük işlere imza atmışlar.
Bilişim 2012 Oyun Maratonu… Oradayım. Ekipler belirleniyor. Action Script3.0
kullanan pek bir az, Zbam Games ekibi, ben ve takım arkadaşım. Ekipler ayrıldıktan sonra başlıyor Game Jam fırtınası. Beyin fırtınası yapıyoruz ilk saatlerimizde.
Odaklanmaya çalışıyorum kendi ekibime ancak, aklımın bir yerinde örnek aldığım ve her zaman da alacağım geliştiricilerden biri var. Göz ucuyla Emrah Abi
ve ekibine bakıyorum, ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar? Kapabildiğim her şeyi kapmalıyım onlardan, çünkü çaylaklık başa bela arkadaşlar. Zaman hızla akıyor ve
aktıkça zaman Zbam Games’in kalitesi ortaya bir kez daha çıkıyor. Muhteşem bir
takım çalışması hakim masalarında. Yorulan devrediyor yerini, herkes aynı anda
yapıyor yapması gerekeni. Sakinler, profesyoneller ve çevreye de yardımcı oluyorlar. Tam bir Game Jam mantığı… Cosmoplan’ın mekaniğini iki gecede yazarak,
o gün Bilişim Maratonu birincisi oluyorlar. Benim saygımı da sonsuza dek kazanıyorlar…
COSMOPLAN İNCELEME
Sergey Cosmonovich isimli bilim adamı, gizemli bir şekilde ölüdürülür ve gerisinde
cevaplanmamış onlarca soru bırakır. Bize düşense, bu soruları yanıtlamak için,
gezegen gezegen dolaşmak…
Senaryodan çok oyun mekaniğinden etkilendiğimi itiraf etmek zorundayım.
Oyun mekaniği ise şöyle. Bir çok puzzle türü oyunda olduğu gibi, çözmemiz gereken sistemler ve ulaşmamız gereken bir nokta var. Bu oyunda ulaşmamız gereken
nokta, her bölüm için ayrı bir gezegen. Bu gezegene ulaşırken de muhteşem tasarlanmış bir uzay gemisi kullanıyoruz. Şöyle ki, bu gemi her biri kendi itiş gücüne
sahip olan katmanlardan oluşuyor. Biz bu katmanlara yön veriyoruz ve zamanında katman bırakarak, itiş gücünün yön değiştirmesini, dolayısıyla geminin yön
değiştirmesini sağlıyoruz.
Puzzle türü oyunlarda, oyunun kendini tekrar etmesi, oyuncuyu yeterince zorlayamaması ya da çok zorlayıp bıktırması, genel bir sorun. Ancak Cosmoplan, bu tür
sorunları aşmış görünüyor. Her bölümü 3 yıldızla geçmek isteyen puzzle tutkunlarına da, ben gezegenime varırım kafam rahat, mevzu olmasın diyen oyunculara
da aynı anda hitap ediyor.
Oyunun free sürümü Android markette. Bence koşun yetişin indirin oynayın arkadaşlar. Oyunabakış’ın şiddetle tavsiye ettiği bir oyundur. Ekibe başarılar diliyoruz.
HALİL COŞGUN
AMD SİSTEM TOPLAMA
Hazırlayan: Ahmet DAĞTTAŞ
Merhaba OyunaBakış takipçileri. Bu ay sistem toplama kısmında size 2 adet bilgisa-
yar önereceğiz.
Bunlardan birisi ultra ekonomik seviye oyun bilgisayarı ve diğeri de orta seviye oyun
Ultra ekonomik oyun bilgisayarı;
Bu kısımda topladığımız bilgisayar tam
anlamıyla bir oyun bilgisayarı olmayacak. Adı üstünde, ultra ekonomik. Yani
kardeşim eğer oyun oynayacağım diyorsan, bundan aşağısı ucuz etin yahnisi bile
değil. Paran boşa gitmesin. Bazı oyunları
orta ayarlarda çalıştırabilecekken, bazı
oyunları ise düşük ayarlarda oynamak
zorunda kalacak. Fakat bu sistemin bir
özelliği var. İleride AMD yongalı bir ekran
kartı takarsanız, APU’nun içerisindeki dahili grafik yongasıyla crossfire yaparak satın aldığınız ekran kartının performansını bir nebze yükseltebilirsiniz.
Eğer şimdi yükseltmek istiyorsanız tavsiyem HD 7790 ya da HD7850 olacaktır.
Bellekleri de artık 4 GB tercih etmiyoruz.
Yeni çıkacak CoD bile 6 GB RAM istiyor.
Yani Yaklaşık 1300 liraya Battlefield 3’ü 720p çözünürlükte
İşte o sistem
yüksek ayarlarda oynayabiİşlemci: AMD A10-6800K Black Edition HD8670D 382,44 TL
leceğiniz bir sistem toplamış
Anakart: ASUS F2A85-V 253,09 TL
olduk. Bana sorarsanız optik
Ram: CORSAIR 8GB VENGEANCE (2X 4GB) 1600 MHz 183TL
sürücü takmayın. Ben kendi
Ekran kartı: İşlemci içinde dahili
bilgisayarımdan söktüm. CD
Kasa COOLER MASTER RC-K280 500 Watt 203,15 TL
ve DVD kullanımımı miniHDD: WD Caviar Blue 1 TB WD10EZEX 147,83 TL
muma indirdim. Bence onOptik sürücü: Asus DRW-24F1ST/BLK 24X ± Sata Double Layer 49
ların devri artık bitti. Artık devir flaş yongaların devri. Her
şey flaş belleklerle taşınıyor.
Bilgisayara format atarken bile en kötü flaş bellek en hızlı okunan DVD’den daha
hızlı ve yeniden yazılabilir durumda. Yok kardeş, benim elimde CD-DVD’lerim var, kullanıyorum diyorsanız takın abi. Kasayı da büyük watt’lı taktık çünkü
ileride sistemi upgrade edecek olursanız ki eğer oyun oynuyorsanız buna mecbursunuz, 2 kez satın almaktansa 1 kez satın almak kesinlikle daha karlı.
Orta Seviye Sistem
İşlemci: AMD FX-X6 6300 281,11 TL
Anakart: MSI 970A-G43 187,63 TL
Ram: Kingston HyperX Genesis 8GB (2x4GB) 1600MHz 222,47 TL
Ekran kartı: ASUS GTX760 DIRECTCU II O.C. 676 TL
Kasa: Corsair Carbide 200R VS550 550 Watt 263,21 TL
HDD: WD Caviar Blue 1 TB WD10EZEX 147,83 TL
SSD: CORSAIR Force GS 310,45 TL
Optik sürücü: Asus DRW-24F1ST/BLK 24X ± Sata Double Layer 49 TL
Gelelim orta seviye sisteme. Bu sistemde de AMD’nin fiyat performans dalında
en çok tutulan işlemcilerinden 6 çekirdekli FX 6300’ü tercih ettik. SSD artık şart oldu.
Kullanınca siz de bana hak vereceksiniz.
Bu sistem bir high-end sistem olmasa da hemen hemen tüm oyunların
anasını ağlatabilir ve hatta çıkacak
oyunları da muhtemelen orta ayarlarda oynayabilirsiniz. İyi oyunlar.

Benzer belgeler