Campus Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı

Transkript

Campus Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı
1
Campus Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı
Bestekar Sok. 82/3 Kavaklıdere/ANKARA
Tel: (0312) 468 00 30
Fax: (0312) 468 00 69
E-mail: [email protected]
Website: www.campusum.com
Bu broşürün içeriği Campus Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı tarafından 2006-2008 yılları arasında Work and
Travel programı ile ABD’ye gönderdiği öğrencilerden gelen yorumlar ve fotoğraflar yardımıyla hazırlanmıştır.
2
İÇİNDEKİLER
Abdülkadir KAVAK (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)…………………………….... 3
Aslı Tarım (Carowinds, Charlotte, North Carolina, 2008)………………………………………………… 4
Ayşe Oben Şen (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)…………………………………. . 5
Dağhan Omurtak (Old Town, Florida, 2006) …………………………………. ………………………….. 6
Doğukan Bilici (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) ………………………………7
Doğuş Ünsal (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………. ….. 8
Erkan Tenekeci (Palace Entertainment Theme Park, NEW YORK, 2008) ………………………………. 9
Gökhan Başaran (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)….. ……………………………..10
Gülin Yakupoğlu (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) …………………………...11
Gülşah Metin (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) ………………………………..12
Hakan Kocakara&Melih Turgut (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) ……………..13
Haktan Akçin (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………….14
Hasan Ünker (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………. …15
Hüseyin Gürel (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) ………………………………16
İbrahim Aba (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………. ….17
İbrahim Çolak (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………. ..18
Mehmet Emin Güneri (Mount Olympus Water and Theme Park, WISCONSIN, 2007) ………………...19
Mehmet Gürtan Tüt (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………….20
Merve Uysal (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) …………………………………21
Muammer Mustafa Özduran (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) ……………..22
Sema Öztürk (Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT, 2006) ………………………………...23
Serdar Ergün (Mrytle Beach, SOUTH CAROLINA, 2008) ………………………………………………..24
Serhan Canlı (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………. ….25
Şermin Çelik (Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006) …………………………………..…26
Sinan Bakal (Mount Olympus Water and Theme Park, WISCONSIN, 2007) ……………………………..27
Murat Şenyüz (Yellowstone National Park, Old Faithful, WYOMING, 2007) …………………………...28
Semih Ayhan (Mount Olympus Water and Theme Park, WISCONSIN, 2008) …………………………...29
Serdal Yeğen (Mount Olympus Water and Theme Park, WISCONSIN, 2008) ……………………………30
Ali Kara (Waffle House INC, Destin, FLORIDA, 2008) …………………………………………………...31
Atıl Bayrak (Mount Olympus Water and Theme Park, WISCONSIN, 2008) ……………………………...32
Berk Cudal (King’s Island, Cincinnati / OHIO, 2007) …………………………………. …………………33
3
Abdülkadir KAVAK
ODTÜ, Bilgisayar Öğretmenliği Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi
(Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)
"Merhaba ben Kadir. Geçen yaz ilk defa yurt dışına çıkma olanağı
buldum Work And Travel programı ile ve gerçekten benim için çok
farklı ve çok güzel deneyimler edindiğim bir yazdı. Ben, kız arkadaşım
ve 3 arkadaşımız daha beraber gittik. San Diego'ya vardığımızda,
nerdeyse bu programla Amerika’ya giden bütün öğrenciler gibi biz de
çeşitli problemlerle karşılaştık fakat gitmeden önce deneyimli
arkadaşlarımızdan aldığımız tavsiyelerle bu problemlerden zaman
içinde kurtulmaya başladık. Yerleştirildiğimiz motel bizi tatmin etmedi,
ev aradık ve on gün sonra da yeni eve geçtik. İş yerine ulaşım sorunu
vardı fakat 4 gün gibi kısa bir sürede yoğun bir aramadan sonra biz beş
arkadaş bir araba aldık 700 dolara :-) San Diego şehir merkezine de
uzak olmamız gezme açısından bizim için bir problemdi fakat arabayı almamız bu problemi de çözdü. İşyeri ile
ilgili tek problemimiz olan haftalık 30 saat uygulamasını ise karşılıklı konuşmalarla iş yerimizle halletmeye
çalıştık ve ortalama haftada 37-39 saat çalıştık ve ilk 3 haftadan sonra da gerçekten Amerika’da olmaktan zevk
almaya başladık. Yukarda saydığım problemler gerçekten herkesin
karşılaştığı problemler Amerika’da ve öğrencinin bunların üstesinden
kendisinin gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu problemleri hallettikten
sonra, tabi eğer varsa, işte o zaman her şey istediğiniz gibi ve çok güzel
bir yaz olur sizin için. San Diego gerçekten çok güzel bir şehir, Los
Angeles'a 2 saat, Six Flags'e, Hollywood'a 2.5 saat uzaklıkta, kendi içinde
bir sürü gezilebilecek parkları ve plajları olan tam bir turistik şehir.
Oralarda bulunmak ve gezmek bizim için çok güzeldi. San Diego'nun
Meksika sınırında olmasından dolayı insanların büyük bir çoğunluğu
Meksikalıydı ve Meksikalılarla çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Çok
samimi ve içten davranan insanlar. Bazı arkadaşlarım biz Amerika’ya
çalışmak için gitmeyiz dediler fakat şunu söyleyeyim, orada çalışarak bir yazı geçirmek turist olarak gezmekten
çok daha fazlasını katacaktır. Çok güzel tecrübeler edinmek ve güzel bir yaz geçirmek için kesinlikle tavsiye
edebileceğim bir program WAT... "
4
Aslı TARIM
Odtü İktisat Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi
(Carowinds, Charlotte, NC, 2008)
"Merhaba, ben Aslı Tarım. 2008 yazında Campus Yurtdışı Eğitimle Work and Travel programına katıldım.
North Carolina eyaletindeki Charlotte’a diğer adıyla Queen City’ye gittim. İlk başta daha önce ismini
duymadığım bu şehre gitmenin tedirginliğini yaşadım çünkü ben de herkes gibi daha popüler bir şehre gitmek
istiyordum. Ama gittikten 1 hafta sonra şehre alıştım. Çünkü çok sevimli bir yerdi. Tek sorun ulaşımın zor
olmasıydı. Onu da metro ve otobüslerle hallediyorduk. Yol biraz uzun sürüyordu ama uzun da sürse istediğimiz
yere gidebiliyorduk. Zaten sonraları iş arkadaşlarımız bizi istediğimiz yerlere getirip götürmeye başladılar.
Otobüs biletleri tek kullanım için 1.30$’dı. Ama 1 haftalık sınırsız kullanım için 13$ veriyorduk. 1 haftalık
biletler daha hesaplı oluyordu. Aslında 4-5 kişinin araba satın alıp giderken de arabayı satması çok daha hesaplı,
zaten benzin de çok ucuz. Ama biz araba alamamıştık.
İlk 1 ay Tyvola’daki Extended Stay Hotel’de kaldık. Sonra yine Extended Stay’in Pineville’deki oteline
taşındık. Tyvola’daki otelin çevresinde bir şey olmadığından ve ordan ulaşımın zor olmasından dolayı kesinlikle
Pineville’deki otelde kalmanızı tavsiye ediyorum. Pineville’deki otelin çevresi çok hareketli ve istediğiniz her
şeyi otelin yakınında bulabilirsiniz. Ayrıca Pineville’den ulaşım çok daha kolay. 1 aylık oda fiyatı 520 $’dı ama
bunu odada 4 kişi kalarak hesaplı hale getirebilirsiniz çünkü odalar büyük.
Biraz da Charlotte’u anlatacak olursam, Charlotte çok zengin bir şehir. İnsanların hep arabası var. Toplu taşıma
pek kullanılmıyor. Bu yüzden de bizim gibi arabası olmayanlar için ulaşım biraz sorun oluyor. Mesela
Pineville’deki otelden şehre inmeniz için önce otobüsü sonra da metroyu kullanmanız gerekiyor. Ama sonraları
alışıyorsunuz buna. Charlotte ucuz bir şehir. Eğer daha sonra Amerika’yı gezmek istiyorsanız çok rahat para
biriktiriyorsunuz. Şehirde çok zenci var. İnsanlar güleryüzlü ve yardımsever. Charlotte’a 2-3 saat uzaklıkta çok
güzel beachler var izin günlerinizde gitmek için. Öğlenleri çok sakin gibi görünen şehir akşamları çok farklı çok
hareketli bir yer oluyor. Mesela ben ilk dışarı çıktığım akşam şehri tanıyamamıştım. Charlotte’un en güzel
yanlarından biri de 18 up olup gidebileceğiniz bir sürü bar var. Biz genelde Bar Charlotte’a giderdik.
Biraz da oradaki işimden bahsedeyim. Carowinds isimli bir eğlence parkında ride operator olarak çalışıyordum.
Ama daha sonra roller coaster makinistliği yapmaya başladım. Charlotte’da 2. iş imkanı pek yok. İlk başlarda
Carowinds’te pek overtime vermiyorlar ama disiplininizi ve güvenilirliğinizi gösterirseniz ve supervisor’unuzla
iyi anlaşırsanız sizin overtime yapmaniza izin veriyorlar. Kısacası supervisorunuza kendinizi sevdirmeniz çok
önemli. Carowinds’e gitmek için otelin önünden kalkan otobüse bindikten sonra son durakta inip, oradan kalkan
Carowinds otobüsüne binmeniz gerekiyor. Zaten otobüs ve metronun saatleri var. O saatlere göre gidip
geliyorlar. Bence Crowinds çalışmak için eğlenceli bir yer. Parası biraz az ama overtime yaparak bu sorunu bir
nebze de olsa azaltabilirsiniz. İlk başlarda çalışırken zorlanıyorsunuz ama sonra Türkiye’ye dönünce keşke şu an
Carowinds’te çalışıyor olsam bile diyorsunuz. Kısaca 2009 yılında Amerika’nın en yaşanılası şehri seçilen
Charlotte Work&Travel programı için gayet güzel bir şehir."
5
Ayşe Oben ŞEN
ODTÜ, Kimya Mühendisliği Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi
(Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)
"Work and Travel’a katılmak benim için gerçekten çok büyük stresti.
Bunu Gökay Bey’e de çok fazla yansıttım bunun için öncelikle özür
dilerim. Programa katılmaya karar verdiğim ilk günden gideceğim güne
kadar her gün wat ile yattım wat ile kalktım… Ve sonunda gittim, tabi tek
değildim 5 kişiydik. Wat’ın en iyi yanı bence Amerika’da 3 ay gibi bir
süre (hiç de kısa sayılmaz) Amerikalılar gibi yaşamak. Orada turist
değilsiniz. Onlar gibi sabah erkenden kalkıp işe gidiyorsunuz haftanın 5
günü çalışıyorsunuz. Pay checklerinizi onlarla beraber alıyorsunuz.
Onlardan hiçbir farkınız yok orada. Amerika’yı yaşıyorsunuz. Kesinlikle
denemeye değer. Çok yazık ki Türkiye’de olmayan yerler var. Oraları
görebiliyorsunuz ki bence sadece buna bile değer. Biz Disneyland’a,
Universal Studio’larına, Six Flags’a, Sea World’e gittik.
Dedim ya o kadar güzeldi ki tekrar oraları görmek için bile gidilir.
Elbette sıkıntı çekiyorsunuz. Tatilde değilsiniz. İş yaşamı bu. Ama
Wat’ın da güzel yanı herhalde bu (gittikten sonra konuşması kolay).
Gitmeden önce bana en çok söylenen ‘şirketini iyi seç’ti. Kesinlikle
Campus’te çok ilgilendiklerini Amerika’da iken bile telefonla
görüştüğümüzü belirtmemden anlayabilirsiniz. Gerek Gökay Bey’e
gerekse Ömer Bey’e yardımları için çok teşekkür ederim…"
6
Dağhan OMURTAK
Selçuk Üniversitesi, Maden Mühendisliği 3. Sınıf Öğrencisi
(Old Town, Florida)
"Amerika çok eğlenceli bir yer. Tabii burada gideceğiniz yerin
önemi büyük. Bana sorarsanız herhangi bir iş seçmeyin
seveceğiniz yada zorlanmayacağınız bir iş seçin derim. Böylece
hayat orada sizin için daha eğlenceli olacaktır. Ben ilk sene New
York’a, ikinci sene Orlando’ya gittim ve ikisi de birbirinden güzel
yerler. Ama istediğim işleri yaptım hem çok yorulmadım hem de
çok boş zamanım kaldı, hem de fazlasıyla eğlendim tabi para
kazanmak da cabası. Eğer Amerika’da nereye gideyim diye
düşünürseniz eğlence parklarını şiddetle tavsiye edebilirim çünkü
eğlence parklarında çalışırken bile olağanüstü eğlenebiliyorsunuz.
Hem çalıştığın yerden insanları izlerken (bazen o suratlardaki
korku dolu ifadeler seni gülmekten öldürüyor) hem de orada
çalıştığın için o parkın aktivitelerine bedava katılıyorsun. Bunun
yanı sıra o parktan alacağın bir şey de % 50’nin üzerinde indirimin
oluyor ki oradaki insanlar bunu duysa sanıyorum sinir olurlar =D
Ben Old-Town diye bir yere gittim eğlence parkıydı. Orlando’da
Kissimmee diye bir cadde üzerinde. Küçük bir parktı ama
eğlenceliydi. Oradaki birkaç ride ( yani insanların bindiği alet )
bazı insanları korkutuyordu ve biz sadece onları izleyerek bile
eğlenebiliyorduk . Açık bir alanda çalıştığımız için insanlarla da
istemediğimiz kadar diyaloğa girip İngilizcemizi de
geliştirebiliyorduk . Kalacak yer konusunda da sıkıntımız yoktu.
Odalar çok rahattı ki kendi yemeğimizi bile kendimiz
yapıyorduk. Oradaki yabancı arkadaşlar bu yemekleri ilk kez
tattığından genelde akşamları bizdeLERdi =D
Bir de unutmadan Social Securty Number diye bir şey alacaksınız oradan yani buradaki vergi numaranız gibi bir
şey. O olmadan çalışamazsınız, ona da başvurduktan sonra ilk hafta içinde elinizde oluyor. bu size gelen
numarayı kaybetmeyin. Öncelikler ve bu numara sayesinde de ikinci hatta üçüncü işte bile çalışabiliyorsunuz.
Yani kısacası Amerika’da çok eğlenirsiniz ama dediğim gibi alelade bir iş seçmeyin. Kendi istediğiniz işi seçin,
size çok yarar sağlayacağını göreceksiniz. Dönünce de hem İngilizce seviyenizde bir artış, hem de vücuttaki
adrenalin hat safhada olacağından (aşırı eğlenceden dolayı) iyi ki gitmişim diyeceksiniz . Şimdiden iyi
eğlenceler…"
7
Doğukan BİLİCİ
Atatürk Üniversitesi, Makine Müh. 3.sınıf Öğrencisi
(Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT)
"Gitmeden önce gözümü korkutan ABD, gitmeye karar verdikten
sonra çok eğlenceli gelmeye başladı. Giderken aşırı bir heyecan vardı
ama New York’a indiğim an o heyecandan eser kalmamıştı.
Çalıştığım yerdeki çalışanların çoğu WAT'la gelmişlerdi. Orada iken
hem onlarla sürekli konuşarak İngilizcemi ilerlettim hem de onların
kültürleri hakkında bilgi sahibi olmuş oldum. En önemlisi dünyanın
farklı yerlerinden bir çok arkadaşım oldu. Ayrıca çalışarak
kazandığım parayla da giderken yaptığım harcamayı fazlasıyla
çıkarmış oldum... Amerika’da gezdiğim yerleri anlatmama gerek
yoktur herhalde. Her yer süper. Empire State, State of Liberty,
Brooklyn Bridge görülmeye değer yerler...Eğer WAT’ı
düşünüyorsanız, düşünmekle kalmayın derim...Harekete geçin”
8
Doğuş ÜNSAL
Çankaya Üniversitesi, İktisat Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi
(Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)
"Arkadaşlar öncelikle bu programın size hiç bir zararı olmadan
her bakımdan kendinizi geliştirmenizi sağlamaktadır. Yeni
yerler göreceksiniz ve yeni insanlar ile tanışacaksınız. Orada
hem İngilinizcenizi geliştirip hem de kendi kazandığınız parayla
Amerika’ yı gezeceksiniz. Ben hayvanat bahçesinde çalıştım ve
orada çok sıcak ilgiyle karşılandım. Zor günümüz tabi ki oldu
ama California eyaletinin tüm güzelliklerini görme şansım oldu.
Ayrıca Meksika’n yemekler de bizim yemeklerimize çok
benziyor o konuda zorluk çekeceğinizi sanmıyorum. Bu
programı bana anlatan ve bana sağlayan Campus ekibine
teşekkür ediyorum.”
9
Erkan TENEKECİ
(Anadolu Üniversitesi Fizik Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi)
(Palace Entertainment, NY, 2008)
"2008 haziranda gittim NYC'ye…. Gökay Bey biraz anlat bize
oraları dedi bende yazayım dedim bir şeyler... Öncelikle ulaşımı
kolay bir yer. Havaalanından iniyorsunuz eğer ki ters bir saat
değilse metroyla kolayca ulaşırsınız. Ama ters bir saate denk
geldiyseniz taksiye bineceksiniz . Bu da 200 $ demek :). Orada
kalabileceğiniz 2 tane güzel otel var ama yolun üzerindeki
Grinwiew diye bir otel var. Ben orada kaldım ve çok da rahat
ettiğimi söyleyebilirim. Çalışma ortamına gelince ise ben
restoranda çalıştım rahattım. Ama cankurtaranlık yapanlar
bizlerden daha çok çalışıyorlar. Ama tabi çalıştıklarının karşılığını
dolar olarak alıyorlar. Ama dediğim gibi su parkında çalışmak
eğlenceli oluyor . İşe bisikletle gidip geliyorsunuz zaten bisikletle 5 dakika falan sürüyor. Burada çalışmanın
avantajı Manhattan'a yakın olması. Özgürlük Anıtı , Empire Binası ve önemli gezilecek yerler, barlar ve gece
kulüplerine sadece 90 dakika mesafede olmanız olacaktır. Eğer ki ABD'ye ilk kez gidecekseniz ilk gitmeniz
gereken yer New York'tur bence. Şimdiden iyi eğlenceler sizlere!!"
10
Gökhan BAŞARAN
(ODTÜ, Makina Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi)
(Wild Animal Park, San Diego, CALIFORNIA, 2006)
"It was 6th of June when I first stepped my foot on California land. I
still don’t know why i waited for so many years but finally I was there.
I wasn’t thinking about the tiring 20 hours trip anymore. It was a
feeling like finding something that you have lost a long time ago. That
is how my ‘American Dream’ had started. I was on a run in the first
days i had in San Diego. Because I was in a different country by
myself. I was trying to meet new people to get informed about the city,
about people, about culture, about everything. Then things went well, i
met a lot of friends from Turkey, US, Mexico etc. And the funny days
started. There were a lot of people like me from all over the world.
There was just one purpose for everyone: to have fun!
I worked at the San Diego Zoo for about 3 months. During the
first month, i found a second job at the Sheraton Hotel as a
busser. What I understood during that time is, having two jobs is
not easy. I was making good money these days, but it was not
easy to work like 12 hours a day. In these times, I understood
that making money is not as fun as spending it, but it was a life
experience for me. I am glad that I got it when I am 20, it would
have been later.
Working at the zoo was really fun. I was working at the visitor
assistance department, talking to more than hundreds of people
everyday. It helped me to improve my English and to get more
self-confidence about it. In the first days, I was shy to express all
my feelings in a foreign language, but after a week i got used to it. All my colleagues were helpful to me for
warming up, and being a member for the team. It was not just like a work, it was like a volunteered zoo tour
everyday.
After all that working period, it was the time to see other cities.
With the friends from the zoo, I visited Las Vegas, Los Angeles,
San Francisco and finally New York. Where ever I visited,
whatever I did, I felt closer to the idolized American culture in
my head. Believe me that listening to your favorite songs from
the radio, watching the newest Hollywood movies before anyone
else around the world, getting on a roller-coaster, going to a
concert of a world famous rock band, seeing a Professional
Bowling player while playing or a baseball game in a huge
Arena, driving a Mustang on a 8 lane-highway is exactly a need
for every young guy who adores that kind of fun. I am glad that i
did it all.
To conclude, work and travel student exchange program is
quite useful for students to have a life experience earlier. It
gives the chance to university students to experience living by
them without any help. It also teaches a totally different
culture in an enjoyable way. I really think that it was a
different experience which will help me to plan my future
career. If you have the chance to try it, just listen to me, do not
wait! Hurry up!"
11
Gülin YAKUPOĞLU
(Yeditepe Üniv. Uluslararası Tic. ve İşletmecilik Bölümü 3.sınıf Öğrencisi)
(Club Getaway Tatil Köyü, Kent, CONNECTICUT)
"WAT programına katılmayı düşünmek benim için yepyeni bir heyecan ve
korkuydu aslında. Programa katılsam mı yoksa başka şekilde mi
değerlendirsem diye düşünürken kendimi tatlı bir telaşın içinde buldum.
Evet Amerika 'ya gidiyordum. Ben ilk defa ailemden ayrıldım ve bu ilk
ayrılık için oldukça uzun bir mesafeydi. Ayrıca ilk defa bir çalışma
ortamına girdim. Bu da bunca rahatlık içindeyken benim için sıkıntı verici
bir durumdu başta fakat bunun orada yaşayıp döndükten sonra öyle
olmadığını anladım. Ben koskoca bir hayat dersi aldım. Bu dersin
hayatımızda neleri değiştirebileceğini gördüm. Belki de ilk defa yaşamı fark
ettim. Tek başına bir şeyler başarabilmenin mutluluğunu yaşadım.
Kendime ve hayata karşı sorumluluklarımın olduğunu gördüm ve
bu sorumlulukların altından kalkmayı başardım. Amerika’yı
gördüm, birçok ülkeden arkadaşlarla tanıştım ve en önemlisi
insanları tanıdım. Orada çok mutsuz olduğum günlerde oldu.
Bazen ağladım, bazen güldüm ama en güzeli sabrettim, engelleri
aşmasını bildim. WAT programına güvenilir bir şirketle her
üniversite öğrencisinin bir kere gitmesi gerektiğine inanıyorum.
Ben çok memnun kaldım belki daha farklı hayal ettim daha farklı
buldum ama bulduğum şey hayatımın en önemli anıları arasında
yer aldı. İlgilerinden dolayı başta Ömer Abi olmak üzere
CAMPUS ailesine teşekkür ederim."
12
Gülşah METİN
(Ankara Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi)
(Club Getaway, NEW YORK)
"Merhaba arkadaşlar;
Ben de bir Club Getaway’ci olarak sizlere Amerika’ya gitme
düşüncenize farklı bir açıdan yardımcı olabilirim. Öncelikle iyi
günler geçirebileceğiniz gibi kötü günler geçirebileceğinizin de
farkında olarak bu yola çıkmalısınız. Biz üç arkadaş ‘Amerika
bekle bizi biz geliyoruz’ dedik kendimizi Harlem'de bulduk.
Tabi öncesinde havaalanında sabahladık. Ellerimizde tıka basa
dolu bavullar ile yolumuzu bulmaya çalışmak bizi bir hayli
zorladı. (Bundan dolayı fazla kıyafet götürmenize gerek yok.
Sadece gerekli olan birkaç parça alın.) Sora sora Bağdat
bulunmuş Club Getway’i mi bulamayacağız düşüncesiyle
herkese sorduk. Tam bir fiyaskoyla karşılaştık. Club Getaway
yerine bir anda Amerikalıların bile gitmeye korktuğu tek bir
beyazın olmadığı Harlem’e düştük. Önce şöyle bir yutkunduk.
Hepimiz beyaz beyaz ay gibi parlıyoruz, ellerde dikkat çekici
bavullar ‘turistim gel’ der gibi. Böyle zorluklar ile nerden geldik
biz buraya derken bir şekilde ulaştık Club Getaway’e. Çok
eğlendik, çok güzel vakit geçirdik. Çalışma ortamında ki
arkadaşlarla da çok iyi anlaştık ve zaman su misali geçti. Bu
arada nereye giderseniz gidin Newyork'ta mutlaka birkaç Türk ile
karşılaşıyorsunuz. Ayrıca haftada iki gün alışveriş günleri oluyor
( Çarşamba ve Pazar). Sizin çalışma saatinize göre hangi gün
uygunsa o gün gidiyorsunuz. Bazı günler çalışanlara partiler
yapıyorlar veya müşterilerinde olduğu günlerde de izin verdikleri
partilere katılabiliyorsunuz. Sadece odalar biraz temiz değil.
Artık orası da size kalmış bir durum. Temizlersiniz olur biter.
Club Getaway faklı kültürlerden, farklı ırklardan, farklı dillerden
oluşmuş bir yer. İngiltere, Rusya, Ukrayna, İspanya, Romanya,
Polonya ve daha sayamadığım ülkelerden gelmiş insanlarla dolu.
Çalışma arkadaşlarımız bu kadar renkli olunca 3 ay nasıl geçti pek
anlamadık. Hafta içi çocuklar hafta sonları ise büyükler veya aileler
geliyor. Günde 8 saat çalışıyorsunuz. Günden güne değişiyor çalışma
saati başlangıcınız. Yani pazartesi saat 7:30' da başlayabilirken Salı
12:00'de iş başı yapabilirsiniz. Düğünlerde biraz yoruluyorsunuz. Ama
oranın düğünleri de bir başka oluyor. Sonuç olarak iyi günleriyle kötü
günleriyle kesinlikle denemeye değer. Zaten yaşam her yerde böyle
değil mi? İyi kötü yan yana. Ama mekan Amerika olunca başka bir tat
alıyor insan. Hayallerinizi ertelemeyin belki çok geç olabilir. Bir şey
başardım demek için Amerika iyi bir seçim. Şimdiden başarılar…