Turkiyede Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Transkript

Turkiyede Yenilenebilir Enerji Kaynakları
T.C.
EGE ÜNĠVERSĠTESĠ
ĠKTĠSADĠ VE ĠDARĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ
Ġktisat Bölümü
TÜRKĠYE’ DE YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ KAYNAKLARI
POTANSĠYELĠ, KULLANIMI VE DIġA BAĞIMLILIĞI
ÖZDEN YILMAZ & LEYLA KÖSEM
ĠZMĠR – 2011
0
Ġçerik
Kısaltmalar
Tablolar Listesi
ġekiller
Özet
1 . GiriĢ
7
2 . Literatür Taraması
9
3 . 2003-2023 Dönemindeki GeliĢme Ve DeğiĢimleri Belirleyecek Olan
12
Temel Eğilimler Ve Ġtici Güçler
4. Türkiye’nin Enerjide DıĢa Bağımlılığı Ve Enerji Konusunda Genel
Durumu
5.Gelecek Enerji Talebi Tahmini
14
6. Dünya’da Yenilenebilir Enerji ÇalıĢmaları
15
7.Yenilenebilir Enerji
15
8. Jeotermal Enerji
15
16
8.1. Türkiye’de Jeotermal Enerji
8.2.Türkiye’de Jeotermal Elektrik Üretimi Ve Doğrudan Kullanım 2013
21
Projeksiyonları
23
9. Rüzgar Enerjisi
9.1. Rüzgar Enerjisi Potansiyeli Ve Türkiye’nin Durumu
23
9.2.Rüzgar Enerjisi Ve KarĢılaĢtırmalı Maliyetler
25
9.3.Rüzgar Enerjisi Maliyeti
26
27
10. Hidroelektrik Enerjisi
10.1.Türkiye’nin Hidroelektrik Potansiyeli
11. GüneĢ Enerjisi
28
29
11.1. Türkiye'nin GüneĢ Enerjisi Potansiyeli
30
11.2. GüneĢ Enerjisi Avantajları Ve Dezavantajları
31
11.3. Isıl GüneĢ Teknolojileri
32
1
11.4. GüneĢ Termal Güç Santrallerinin Tasarım Ġlkeleri
35
11.5. GüneĢ Enerjisinin Dünyadaki Uygulamaları
35
11.6.GüneĢ Enerjisi Teknolojileri Ve Özellikleri
36
11.7. Eie'nin GüneĢ Enerjisi ÇalıĢmaları
38
11.8. GüneĢ Enerjisi Elektrik Üretimi
38
11.9. GüneĢ Enerjisi Yatırım Maliyeti
39
11.10. GüneĢ Enerji Sistemleri Kendini Ne Kadar Sürede Amorti Eder?
40
11.11. GüneĢ Enerjisinin Diğer Enerji Türlerine Göre Faydaları
41
11.12. GüneĢ Enerjisinin Diğer Enerji Türlerine Göre Sakıncaları
41
11.13. Diğer Kurumların ÇalıĢmaları
42
11.14. GüneĢ Enerjisinin Ġstihdam Yaratmadaki Rolü
42
43
12. Dalga Enerjisi
12.1. Dalga Enerjisi Üretimi
45
13. Biyokütle Enerjisi
45
13.1. Bioyakıt
45
13.2. Biogaz
46
13.3. Biyogaz Üretiminin Yararları
47
13.4.Katı Depo Gazından Elektrik Üretiminin Türkiye’de Uygulanabilirliğine
48
Ġki Örnek : Ġstanbul Ve Bursa Tesisleri
14. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Ġstihdama Etkisi
50
15. Hidrojen Enerjisi
52
15.1. Dünyada Ve Türkiye’de Hidrojen Enerjisi
53
15.2. Hidrojen Enerjisi Teknolojisinin Dünyadaki GeliĢimi
53
16. Nükleer Enerji
54
17. KiĢi BaĢına DüĢen Enerji Kullanımı, GSYIH ve Toplam Enerji
56
Kullanımı Arasındaki ĠliĢkinin Ampirik Analizi Ve 2015 Toplam
Enerji Kullanımı Öngörüsü
17.1.Veri Seti, Yöntem Ve Kapsam
56
2
58
17.2. Ekler
18. KiĢi BaĢına DüĢen Elektrik Kullanımı, Gsyıh Ve Toplam Enerji
69
Tüketimi Arasındaki ĠliĢkinin Ampirik Analizi Ve 2015 Toplam
Elektrik Enerjisi Tüketimi Öngörüsü
18.1.Veri Seti, Yöntem Ve Kapsam
69
18.2. Ekler
71
19. Ġki Ekonometrik ÇalıĢmanın Değerlendirilmesi
82
20. Sonuç
83
Kaynakça
84
3
Tablolar Listesi
Tablo-1. Enerji Ve Doğal Kaynaklar Sosyo-Ekonomik Faaliyet Alanının Teknolojik /
Ekonomik / Yapısal Durumunun, Türkiye Ve Dünya Açısından Değerlendirilmesi
Tablo-2. Jeotermal Elektrik Üretim Projeksiyonu (Teknik YaklaĢım, Tahmini Güç)
Tablo-3. Türkiye‟de Jeotermal Değerlendirme 2013 Projeksiyonu
Tablo-4. Tipik Bir Rüzgar Enerji Santrali Ġçin Ġlk Yatırım Maliyeti
Tablo-5. Enerji Üretim Metotlarının Maliyet Ömür ĠliĢkisi
Tablo-6. Hidroelektrik Enerjisinin Avantaj Ve Dezavantajları
Tablo- 7. Türkiye'nin Yıllık Ortalama GüneĢ Enerjisi Potansiyeli
ġekiller
ġekil-1. Türkiye Jeotermal Haritası
ġekil-2. Türkiye Rüzgar Atlası
ġekil-3. Türkiye Hidroelektrik Potansiyel Haritası
ġekil-4. Türkiye Dalga Enerjisi Potansiyeli Haritası
ġekil-5. Biyokütle Potansiyel Haritası
4
KISALTMALAR
AA:
Alternatif Akım (AC)
CO2:
Karbondioksit (Carbon dioxide)
DA:
Doğru Akım (DC)
GW:
Gigawatt
GWs:
Gigawattsaat
IEA:
Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency)
kW:
Kilowatt
kWs:
Kilowattsaat
MW:
Megawatt
MWe:
Megawattelektrik
MWs:
Megawattssaat
MWt:
Megawatttermal
PV:
Fotovoltaik (Photovoltaic)
TEP:
Ton EĢdeğer Petrol
TW:
Terawatt
TWs:
Terawattsaat
YE:
Yenilenebilir Enerjiler
EĠE:
Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü
ETKB:
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı
HES:
Hidroelektrik Santrali
OECD:
Organisation for Economic Co-operation and Development
OPEC:
Organization of the Petroleum Exporting Countries
TEĠAġ:
Türkiye Elektrik Üretim Ġletim A.ġ.
TEDAġ:
Türkiye Elektrik Dağıtım A.ġ.
TEP :
Ton eĢdeğeri petrol
UNCED:
United Nations Conference on Environment and Development
UNCHE:
United Nations Conferance on the Human Environment
UNCTAD: United Nations Conference on Trade and Development
UNEP:
United Nations Environment Program
UNIDO:
United Nations Industrial Development Organization
5
ÖZET
Enerji ihtiyacı tüm dünyada büyük bir hızla arttığı günümüzde ülkelerin
kalkınmasında enerji kullanımı büyük önem taĢımaktadır. Enerji, gerek firmalar gerekse
ülkeler için stratejik bir kaynak konumundadır. Ülkeler rekabet gücünü artırmak üzere
ekonomiyi büyütecek ve yaĢam standartlarını yükseltecek yeterli, sürekli ve temiz
enerjiye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu çerçevede Türkiye‟deki enerji durumuna genel
olarak bakıldığında; Türkiye‟nin enerji tüketimi ve ithalatı, hızlı bir artıĢ içerisindedir .
Ülkemizin enerjide dıĢa bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanımını artırmamız ve arz güvenliği için enerjide çeĢitlilik yaratmamız
gerekmektedir. Yenilenebilen enerji; uygun teknolojilerin kullanılması halinde kirletici
etkisi olmayan, sürdürülebilen, yerli ve çevre dostu özellikleri ile öne çıkan bir enerji
türü konumundadır ve Türkiye yenilenebilir enerji kaynak potansiyeli oldukça yüksek
bir ülkedir.
BaĢta enerji fiyatlarındaki yükseliĢ ile fosil enerji kaynaklı yakıtlar küresel
ısınmayı tetiklerken aynı zamanda çevreyi kirletici yönüyle birçok olumsuz etkiler
oluĢturmaktadır. Bu durum; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı kadar, yeni
teknolojilerin
geliĢtirilmesine
de
zemin
hazırlamıĢtır
ve
yenilenebilir
enerji
kaynaklarını, tekrar uluslararası kamuoyunun gündemine getirmiĢtir. Bu çalıĢmanın
kapsamı çerçevesinde gelecekte önemli ekonomik ve ticari değere ulaĢacak olan YE
kaynakları olan güneĢ, rüzgar, jeotermal, hidrolik, dalga ve biyokütle enerjileri
incelenecektir. Türkiye‟nin yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli, gelecekte enerji
ihtiyacının dünyada ve Türkiye‟de durumu, hangi yenilenebilir kaynağın ülkemizin
hangi bölgesinde yatırım yapılması gerektiği, bunların tahmini maliyetleri ve kendini ne
kadar sürede amorti edeceği, avantaj ve dezavantajlarının tespiti, Türkiye‟nin enerji
ithalatı, yenilenebilir enerjinin istihdama katkısı, Türkiye nükleer enerji sorunu ve
özellikle enerjide dıĢa bağımlılığımız araĢtırmamızın temel baĢlıklarıdır.
Anahtar kelimeler: Türkiye‟de yenilenebilir enerji, Enerjide dıĢa bağımlılık,
Türkiye‟nin yenilebilir enerji potansiyeli
6
1. GĠRĠġ
Hayatımızda önemli bir yer edinilen enerji hem geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan
ülkelerin en önemli ihtiyacı haline gelmiĢtir. Ġlerleyen dönemlerde enerji üretim ve
tüketimi ülkelerin geliĢmiĢlik derecesini belirleyen bir ölçüt olarak ortaya çıkmıĢtır.
Dünya nüfusunun hızla artıĢı karĢısında insan gereksinimlerinin yükselmesi neticesinde
ülkelerin hem pahalı olmayan hem de bol enerji kaynaklarına ihtiyacı günden güne artıĢ
göstermektedir. Tarihsel sürece baktığımızda yaĢanan petrol krizi, elektrik enerjisinin
maliyetlerinin yüksek seviyelerdeki seyri buna bağlı olarak sanayi üretiminin sekteye
uğraması gibi birçok olumsuz etmenin insanların alternatif enerji kaynaklarına
yönelmesine yol açmıĢtır. Bilindiği gibi fosil yakıtlar insan sağlığında tehlike yaratacak
zararlı gazlar içermektedir bunun neticesinde hem çevre zarar görmekte hem de küresel
ısınmayı tetiklemektedir. Son zamanlarda en çok tartıĢılan nükleer enerjinin ise
maliyetinin yüksek oluĢu ve Japonya örneğindeki gibi çevreye yapmıĢ olduğu ciddi
tahribat yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edilir bir duruma getirmiĢtir.
Günümüzde enerji yalnızca ekonomik bir güç olmaktan çıkarak uluslararası
platformda ülkelerin hem rekabet gücünü hem de siyasi ve ekonomik hâkimiyetini
belirleyen bir kaynak olarak kendini göstermektedir. Bu bağlamada enerjinin güvenliği,
temin edilebilir olması, sürdürülebilirliği ve eriĢim kolaylığı ülkeler için büyük önem
arz etmektedir. KüreselleĢen dünyada teknolojinin hızla geliĢimi enerjiye olan ihtiyacı
ön plana çıkarırken büyük mücadelelerin verildiği savaĢların çıkarıldığı günümüzde
enerjide dıĢa bağımlılığı azaltıcı politikaların hayata geçmesi büyük önem kazanmıĢtır.
Türkiye enerji konusunda ciddi anlamda dıĢa bağımlı bir ülkedir bundan ötürü
teknolojisini geliĢtirerek maliyetleri düĢürücü çalıĢmalara hız vermek, ayrıca temiz ve
sürdürülebilirliği yüksek olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak baĢlıca
politikalarından biri olmalıdır.
Enerji Bakanlığı yenilenebilir enerjiyi "Doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki
gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı" olarak tanımlanmaktadır. Rüzgâr, jeotermal,
güneĢ, hidroelektrik, biokütle, dalga gibi enerjiler bu yönüyle yenilenebilir enerji
sınıfındadır. Bu kaynakların çevre dostu olması, dıĢa bağımlığı azaltması, istihdamı
arttırıcı bir etkisinin olması en büyük özellikleridir. Türkiye potansiyeli yüksek
olmasına rağmen teknolojik yetersizlikler, bürokratik engeller, gereken teĢviklerin
7
sağlanamayıĢından ötürü bu kaynaklardan etkin bir Ģekilde faydalanamamaktadır.
GeliĢmiĢ ülkelerle rekabet edebilirliğimizi yükseltmenin koĢulu yeni teknolojiler
yaratarak yenilenebilir enerji potansiyelimizi ekonomimize katma değer yaracak Ģekilde
geliĢtirmektir. Yapacağımız her yatırım sadece dıĢa bağımlığımızı azaltmakla yahut
çevreyi korumakla kalmayacak ülkemizin en önemli sorunu olan iĢsizliğe de çare
bulacaktır. Yapılan araĢtırmalar yenilenebilir enerji sektörünün tüm diğer enerji
sektörlerine kıyasla en fazla istihdam yaratan sektör olduğunu göstermektedir.
BaĢta AB ve OCED ülkeleri yenilenebilir enerji kullanımına ve yeni
teknolojilerin arge yatırımlarına büyük önem vermektedir. 2015‟te toplan talebin %
3,3‟ünü karĢılamasını öngörülmektedir. Türkiye‟nin durumuna baktığımızda ise
kaynakların
etkin kullanılmadığını %1‟in altında bir kullanımının olduğunu
görmekteyiz. Planlı ve doğru stratejiler geliĢtirmek hayati önem taĢımaktadır, kısa
vadede rüzgar enerjisine yatırım yaparak ve rüzgar tribünleri üretime öncelik vererek,
uzun vadede ise güneĢ enerjisi maliyet düĢürücü arge çalıĢmaları yaparak Türkiye enerji
problemini aĢacak, bütçesine ciddi katkılar sağlayacaktır. Öte yandan ülkemiz, özellikle
petrol ve doğalgaz
gibi kaynakların
yetersizliği nedeniyle
enerji ithalatına
bağımlılığından kaynaklanan riskleri kontrol altında tutabilmek için; rekabet Ģansına
sahip olabileceği alanlara öncelik verip, uluslararası enerji pazarında etkin bir yer
edinmek zorundadır. Enerji Bakanlığı‟nın verilerine dayanarak, dünya GSMH‟ların
%6- 7‟sini birincil enerji kaynakları arzı oluĢturmakta ve enerji yatırımlarının ve
ticaretinin yıllık değeri 1 trilyon $‟ın üzerinde olması sektörün gittikçe artan hızda
büyüdüğünü gözler önüne sermektedir. Kalkınma ve sanayileĢmenin önemli
göstergelerinden biri sayılan birincil enerji tüketiminde Türkiye, kiĢi baĢına 1,370
kilogram (kg) petrol eĢdeğeri tüketimi ile dünyada 69'uncu, Avrupa'da ise sonuncu
sırada yer alıyor. Ne yazık ki Türkiye‟nin ürettiği ve tükettiği enerjinin geliĢmiĢ
ülkelerden daha düĢük düzeyde olması ve kendi potansiyel kaynaklarını hayata
geçirecek yatırımların azlığı nedeniyle bu büyük sektör gelirinden yeterince pay
alamamaktadır. Artan nüfus ve sanayileĢme neticesinde tüketimi artarak enerji
ihtiyacının %70 „ini ithal etmekte ve enerji bağımlılığını arttıran yakıtlardan
karĢılamaktadır. Türkiye 106 milyon ton petrol eĢdeğeri tüketimi karĢısında elektrik
8
üretimi kurulu kapasitesi ise yalnızca 42000 MW e civarındadır. DıĢa bağımlılığımız
yenilenebilir enerjinin devreye sokulmasıyla azaltması gerekmektedir.
Sanayi sektöründe ham maddeden sonra en önemli üretim girdilerinden biri olan
ve bireylerin temel gereksinimlerinin karĢılanmasında kilit rolü bulunan enerji, bu
özellikleri nedeniyle birçok ülke için önemli bir konuma sahiptir. Dünyada enerji
kaynaklarının kontrolü konusunda çıkarılan savaĢlar enerji kaynaklarının yaratabileceği
küresel etkilere çarpıcı bir örnektir. Bu açıdan enerji arz güvenliğine yönelik kaygıların
artmasıyla ve enerji fiyatlarındaki yükseliĢ değerlendirildiğinde, yenilenebilir enerji
uluslararası iliĢkilerdeki gerginliği azaltabilecek bir unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır.
2. LĠTERATÜR TARAMASI
ALTAġ, (1998) “Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Türkiye‟deki Potansiyel “
adlı çalıĢmasında araĢtırma kapsamında: Bir enerji darboğazına girmekte olduğumuzun
sürekli olarak gündeme geldiği bu günlerde Türkiye‟de yenilenebilir alternatif enerji
kaynaklarından olan rüzgar ve güneĢ enerjisinin kullanımı ne oranda olduğu, yürütülen
çalıĢmalar ve projeler, Türkiye rüzgar ve fotovoltaj güneĢ enerjisi kullanımına uygun
olup olmadığı hakkında araĢtırmasını sürdürmüĢtür. Yenilenebilir kaynaklarımızın ülke
ihtiyacına cevap verebilecek düzeyde olduğunu ortaya koymuĢtur.
Hondroyiannis, (2002) Yunanistan‟da enerji tüketimi ve ekonomik büyüme
arasındaki iliĢkiyi 1960-1996 yıllarına ait verilerin hareketle vektör hata düzeltme
modeli kullanarak aydınlatmaya çalıĢmıĢtır. Ampirik bulgular, ele alınan değiĢkenlerin
uzun dönemde eĢbütünleĢik olduklarını ve ekonomik büyümenin belirlenmesinde enerji
tüketiminin önemli bir role sahip olduğunu ortaya koymuĢtur.
GENÇOĞLU, (2003) “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Türkiye Açısından
Önemi” konulu çalıĢmasında Ģu görüĢleri ifade etmiĢtir. Türkiye, yenilenebilir enerji
kaynaklarının çeĢitliliği ve potansiyeli bakımından zengin bir ülkedir. Ülkemiz, birçok
ülkede bulunmayan jeotermal enerjide dünya potansiyelinin %8 ‟ine sahiptir. Ayrıca
coğrafi konumu nedeniyle büyük oranda güneĢ enerjisi almaktadır. Türkiye, hidrolik
enerji potansiyeli açısından da dünyanın sayılı ülkelerindendir. Rüzgar enerjisi
9
potansiyeli yaklaĢık 160 TWh olarak tahmin edilmektedir. Bu çalıĢmada; Türkiye „nin
sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları ayrı ayrı incelenerek, mevcut durum ve
sahip olunan potansiyeli daha verimli olarak kullanabilme imkanları araĢtırılmıĢtır.
Ayrıca enerji sorununun çözümüne iliĢkin bazı öneriler sunulmuĢtur.
Paul ve Bhattacharya, (2004) enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki
nedensel bağıntıyı Engle-Granger eĢbütünleĢme ve standart Granger nedensellik
testlerini kullanarak Hindistan için araĢtırmıĢlardır. 1950-1996 yıllarına ait veriler,
değiĢkenlerin karĢılıklı etkileĢim içinde olduklarını göstermiĢtir.
Ulusoy, (2006) Granger nedensellik tekniğini kullanarak enerji talebi ve büyüme
arasındaki iliĢkiyi ortaya çıkarmaya çalıĢmıĢtır. Sonuç olarak, her türlü enerji
kaynağının büyümeyi doğrudan değil de yatırımların milli hasıla içindeki payının
artırılması vasıtasıyla etkilediğini bulmuĢtur. Ayrıca ekonomik büyümenin enerji
tüketimini yükselttiği sonucunu çıkarmıĢtır.
ERTÜRK, (2008) “Türkiye‟nin Alternatif Enerji Üretim Ġmkanları ve Fırsatları”
adlı çalıĢmasında Ģu konulara değinmiĢtir. Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınma için
temel girdilerden birisi durumunda olup, sanayi, konut ve ulaĢtırma gibi sektörlerde
kullanılmaktadır. Ancak fosil yakıtlar üretim, çevrim ve tüketim esnasında büyük
oranda çevre kirlenmesine de yol açmaktadır. Özellikle enerji çevrim santralleri asit
yağmurları gibi sınırlar ötesi etkileri de beraberinde getirmektedir. Sorunların
çözümlenebilmesi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim Ģarttır. ÇalıĢmada dünyanın
geçmiĢteki enerji tüketiminde kaynakların rolü ve gelecekteki kaynaklara göre enerji
tahminleri gösterilmiĢtir.
10
TABLO -1.ENERJĠ VE DOĞAL KAYNAKLAR SOSYO-EKONOMĠK FAALĠYET
ALANININ TEKNOLOJĠK / EKONOMĠK / YAPISAL DURUMUNUN, TÜRKĠYE
AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
Yıl
Nüfus
GSMH
Kişi başı
Enerji
Elektrik
Kişi başı
Kişi başı
Bin kişi
1990
GSYİH
Talebi
talebi
enerji talebi
kWh/kişi
Fiyatı
$/kişi
Mtep
TWh
elekt. talebi
kep/kişi
Milyar $
1973
38,072
75.9
1,994
24.5
12.4
644
326
1990
56,098
150.0
2,674
53.0
56.8
945
1,013
1995
62,171
177.9
2,861
63.7
85.6
1,025
1,376
1998
65,244
215.5
3,303
74.7
114.0
1,145
1,747
2000
67,804
214.1
3,158
81.3
128.3
1,199
1,892
2001
68,618
193.9
2,826
76.0
126.9
1,108
1,849
2010 *
78,459
421.0
5,366
153.9
286.6
1,962
3,653
2020 *
87,759
812.7
9,261
282.2
566.5
3,216
6,455
2023 *
90,345
821.2
9,090
329.9
675.1
3,652
7,472
Tablo 3.1: Nüfus, ekonomi ve enerji
Enerji ve Doğal Kaynaklar Açısından Türkiye’deki Durum (Kaynak: ETKB/APK)
(*) Bu projeksiyonlar 2002 yılına ait olup, yeni planlama çalışmaları devam etmektedir.
3. 2003-2023 DÖNEMĠNDEKĠ GELĠġME VE DEĞĠġĠMLERĠ
BELĠRLEYECEK OLAN TEMEL EĞĠLĠMLER VE ĠTĠCĠ GÜÇLER
Tübitak‟ın enerji ve doğal kaynaklar panelinden alınan bilgiler doğrultusunda
nüfusun hızla artıĢı karĢısında gereken talebe cevap verebilmek ve üretimi
yükseltebilmek için dünya birincil enerji arzının %1.7 gibi büyüme hızıyla, 2023 yılına
kadar %40'tan fazla artırılması gerekmektedir. Günümüzde fosil kaynaklar önemini
devam ettirecektir baĢta petrol ve doğal gaz olmak üzere kullanım verimlilikleri
arttırılarak dünyanın enerji ihtiyacı büyük oranda giderilecektir lakin fosil kaynaklar
kendilerini kısa zamanda oluĢturabilen bir nitelikte değildir. Yoğun tüketim karĢısında
ülkelerin enerji çeĢitlendirmesine gitmesi elzemdir. Enerjinin hem sürekliliği hem de
doğa dostu olması nedeniyle geleceğe yön verecek uygulamalar yenilenebilir enerjiye
yatırımdan geçmektedir.
Kuzey Denizi ve ABD'deki petrol üretiminin düĢmesi aynı zamanda geliĢmiĢ
ülkelerin petrol ithalatı artarken, Çin gibi hızlı büyüyen ekonomilerin ithalat taleplerinin
11
2020 yılına kadar günde 10 milyon varil düzeylerine ulaĢacak olması ihtimali,
piyasalardaki rekabetin sertleĢeceği ve uluslararası güvenlik risklerinin artacağı
yönünde endiĢelere yol açmaktadır.
Fosil yakıtlara bağımlılıktan kaynaklanan kirlilik, çevre sorunları ve iklim
değiĢikliği enerji emisyonlarının dünya genelinde azaltılmasını gerekli kılmaktadır.
Dünyanın
temiz
teknolojilerin
geliĢtirilmesi,
maliyetlerinin
düĢürülmesi
gibi
çalıĢmalarla alternatif kaynakların geliĢtirilmesi suretiyle fosil yakıt bağımlılığının
sınırlandırılmasını zorunlu hale getirmektedir.
Bu Ģekilde uluslararası enerji bağımlılığının ve doğabilecek gerginliklerin
azaltılması açısından da zorunlu görülüyor. Tübitak‟ın yapmıĢ olduğu maliyet
çalıĢmaları mevcut enerji arz sisteminin bakımı, onarımı, iĢletmesi ve hacminin
büyütülmesi için gereken yatırımların yılda 1 trilyon doları aĢtığını göstermektedir.
Ayrıca temin ve montaj sektörlerinde yoğun bir uluslararası pay alma yarıĢının
yaĢanacağına iĢaret ederek Türkiye‟nin yan sektörlerde de yatırımlarını arttırması
gerektiğini vurgulamaktadır.
4.TÜRKĠYE’NĠN ENERJĠDE DIġA
ENERJĠ KONUSUNDA GENEL DURUMU
BAĞIMLILIĞI
VE
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi BaĢkanı Süreyya Yücel Özden‟in
verdiği bilgiler doğrultusunda; Türkiye‟de 2010 yılında 114 milyon tep değeri enerji
kullanımı gerçekleĢirken, buna karĢılık enerji üretimi 31 milyon tep değerinde olduğunu
açıklanmıĢtır. Sn. Özden, Türkiye‟nin % 70 oranda enerjide dıĢa bağımlı olduğumuzu
ve gereken politikaları hemen oluĢturup yatırımda önemli adımlar atılmadığı takdirde
Türkiye‟nin gelecekteki en büyük sorunun enerji olacağını ifade ederek, her yıl enerji
tüketim miktarımızın % 5 oranında artmakta olduğunu vurgulamıĢtır. Bu artıĢa bağlı
olarak yeterli üretim gerçekleĢmezse dıĢa bağımlılığın daha da artması söz konusu
olduğunu ifade etmiĢtir.
Türkiye yıllık 45 milyar $ civarında kaybı komĢularından temin ettiği petrol,
doğalgaz, kömür ve buna bağlı enerji kaynakları ithaliyle kayba uğramaktadır. Sadece
Türkiye‟de 110 milyar metre küp kullanabileceğimiz su kapasitesinden 140 milyar
12
kilowatt saatlik elektrik üretilebileceği kapasitesi mevcutken bunun sadece üçte biri
kadar elektrik üretebilmektedir. EĠEĠ Genel Müdürlüğü çalıĢmalarına göre; Türkiye su
kaynaklarının sadece %37‟lik bir bölümünü geliĢtirebilmeyi baĢarırken, yaklaĢık olarak
92 milyar kwh/yıl kapasiteli üretim imkanı olan %63‟lük bölüm geliĢtirilmeyi
beklemektedir. Elektrik Piyasası Yasası‟nın yürürlüğe girmesiyle özel teĢebbüslerinde
HES kurma imkanı tanınmıĢ olmasına rağmen 583 lisansın yalnızca 94 adeti hayata
geçirilmiĢtir. GerçekleĢme oranı %16‟dır. Aynı Ģekilde 48000 MW güç kapasitesine
sahip rüzgar potansiyelimizin ancak 1023 MW‟tı devrededir. Yatırımların önündeki en
büyük engeller bürokrasi ve hukuki olmakla birlikte alt yapı yatırımlarının üreticiye
yüklenmesi de projelerin geri dönüĢümünü etkilemektedir. Alt yapı yatırımları devlet
eliyle yapılıp özel sektörün önünü açmalıdır. Aksi takdirde yenilenebilir kaynaklarımızı
özel sermaye eliyle hizmete geçirmemiz, büyük gecikmelerle sonuçlanacaktır.
Türkiye, enerji kaynakları açısından net ithalatçı bir ülkedir.Yine Dünya Enerji
Konseyi verilerine dayanarak Türkiye‟nin 2000 yılı itibariyle yılda tükettiği yaklaĢık 76
milyon ton kömürün %90'ını kendiüretirken, 30 milyon ton ham petrolün %91‟ini, 12.6
milyar metreküp doğal gazın %93'ünü ithal etmiĢtir.Ayrıca tükettiği 120 TWS'lık
elektriğin 5TWS‟ını Bulgaristan ve Gürcistan gibi komĢularından sağlamıĢtır.Yıllık
ihracatımızın yaklaĢık olarak %40‟nı ortadan kaldıran enerji ithalatının olumsuz etkileri,
hem ekonomik alanda hem siyasi alanda bağımsız hareket etme alanını sınırlamaktadır.
Türkiye‟de enerji fiyatları; dünya sıralamasında pahalılık açısından AB‟de en
önde gelen ülkelerden biridir. Ayrıca sanayide tüketilen elektrik fiyatı, ABD‟deki sanayi
de kullanılan elektrik fiyatının yaklaĢık iki katıdır. BaĢlı baĢına ciddi bir maliyeti içinde
barındıran bu durum sanayi üretimimizin rekabetçiliği sağlamasındaki en önemli sorunu
teĢkil etmektedir. Bunu unutmayalım, enerjide dıĢa bağımlılığımız azaldığı taktirde
enerjiden alınan vergiler kabul edilebilir bir seviyeye indirilebilecek ayrıca
maliyetlerimizi düĢürücü bir etki yaratarak üretimimizi artıracak buna bağlı olarak da
milli gelir seviyemiz yükselecektir.
13
5. GELECEK ENERJĠ TALEBĠ TAHMĠNĠ
Dünya enerji Komitesinin verilerine dayanarak, Dünya çapındaki enerji talebi,
2000 ve 2030 yılları arasında her yıl %1,9 oranında artacaktır. Enerji talebi, geliĢmiĢ
ülkelerde yavaĢlarken; geliĢmekte olan ülkelerde ise artacaktır. Fosil yakıtlara olan
ihtiyaç devamlılığını sürdürerek, 2030 yılı itibarıyla toplam enerji stokunun %90‟ını
fosil kaynaklar oluĢturacak; ilk sırayı petrol alırken onu doğal gaz ve kömür takip
edecektir. Nükleer ve yenilenebilir enerjiler ise toplam enerji stokunun %20 „sini
oluĢturacaktır. Yenilenebilir enerjilerin kullanımı 20 kat artarak gittikçe hızlanan bir
oranda artıĢ gösterecektir.
6. DÜNYA’DA YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ ÇALIġMALARI
Enerji enstitüsünün dünyadaki yenilenebilir enerji çalıĢmaları hakkındaki
bilgilere dayanarak Dünyadaki araĢtırma geliĢtirme faaliyetlerine en çok yatırım yapan
ABD her yıl güneĢ ve rüzgar enerjisi kullanımını teĢvik etmek amacıyla 15 milyar $
devlet yardımı ve kredi sağlamaktadır. ABD iĢ dünyası da bu alana oldukça fazla ilgi
göstermekte özellikle çok uluslu Ģirketler bu sektörlere ciddi yatırımlar yapmaktadır.
Örneğin Wal-Mart 3 bin 500 mağazasına güneĢ panoları yerleĢtirerek enerji sorununu
çözmek istiyor.
Google , yenilenebilir enerjiler konusunda etkin çalıĢmaları olan bir diğer örnek
Ġnternet devinin Silikon Vadisi‟ndeki kampüsünde elektrik tüketiminin üçte biri güneĢ
enerjisinden elde etmekte ve 5 yıl içinde bir çok merkezinde aynı uygulamaya geçmeyi
planlamaktadırlar.Aynı Ģekilde ABD‟nin bir çok eyaletinde gökdelenlerin tepesine
rüzgar tribünleri yerleĢtirmeyi amaçlamaktadırlar.
Bazı bilim adamlarına göre temiz teknoloji geleceğe yön veren teknoloji haline
gelecektir. Risk sermayedarlarının temiz teknolojilere yaptıkları yatırımların, üç kat
artıĢ göstererek 3 milyar dolara ulaĢması ve yüksek istihdam yaratması bu sektörün
gelecekteki önemini vurgular niteliktedir . Günümüzde 4 milyon kiĢiye istihdam
14
sağlayan sektörün 2020 yılında 20 milyon kiĢiye istihdam yaratacağı
tahmin
edilmektedir.
7.YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ
Yenilenebilir enerji, “doğanın kendi evrimi içinde, bir sonraki gün aynen mevcut
olabilen enerji kaynağını” ifade etmektedir. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına iliĢkin Kanun Tasarısı Taslağı‟nın 3. Maddesinde
yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde hidrolik, rüzgar, güneĢ, jeotermal, biokütle,
biyogaz, dalga ve gel-git gibi kaynaklar sıralanmaktadır.
8. JEOTERMAL ENERJĠ
En basit anlamıyla jeotermal enerji yer kabuğunun farklı derinliklerinde sıcak su,
kuru buhar ya da gazlarda bulunan potansiyel enerjinin doğrudan ya da dolaylı bir
Ģekilde çıkmasıdır.
Isı sıcaklığına göre, jeotermal enerji çeĢitli alanlarda kullanılabilmektedir.
Örneğin, ısı derecesinin çok yüksek olmadığı alanlar ısıtmacılıkta (sera alanlarında),
kimyasal ürünlerin üretim prosesinde ve de çeĢitli endüstrilerde kullanılabilmektedir. Isı
derecesinin daha yüksek olduğu orta ve yüksek sıcaklıktaki alanlar ise baĢta elektrik
enerjisi üretmek olmak üzere, ısısı alınan suyun kullanım sonucunda atık su olarak,
yerin derinliklerine „‟tekrar basma‟‟ kuyusu ile gönderilmesi Ģartıyla entegre ısıtma
amaçlı da kullanılabilmektedir.
Jeotermal enerjiden güç elde edebilme, Ģuan için üç farklı enerji tesisi ile
olanaklıdır. Bunlar; kuru buhar, flash, ve ikili enerji tesisleridir.
Kuru buhar tesisleri: yerin derinliklerinde bulunan buharın, çatlaklardan yol
bularak yeryüzüne çıkması sonucu, bu buharın jeneratöre bağlanması sonucunda türbini
faaliyete geçirerek, onu sürekli çalıĢtırması için kullanılabilmektedir.
Flash tesisleri: daha çok 200°C üstünde ısıya sahip sıcak suyu yerin derinliklerinden
alarak, kaynayan sudaki buhar ve suyu ayırarak, buharı türbine geçirir. Ġkili tesislerde:
bu tesislerde sıcak suyun ısısından yararlanılarak, türbini çeviren organik sıvıyı ısıtmak
amaçlı kullanılmaktadır.
15
Tüm bu iĢlemler sonucunda geride kalan ısısı alınmıĢ jeotermal su reenjeksiyon ile
tekrar yerin derinliklerine yollanır.
8.1.TÜRKĠYE’DE JEOTERMAL ENERJĠ
Ülkemiz jeolojik olarak genç kütlelere sahip olduğu için, jeotermal potansiyel
bakımından oldukça zengindir. Bu alandaki 31.500 Mwt civarındaki jeotermal
potansiyel ile dünyada ilk on ülke arasında 7. , Avrupa‟da ise birinci sırada yer
almaktadır.1
Ülkemiz için mevcut olan bu enerji potansiyelinin tamamının hem elektrik hem
de ısıtma enerjisi olarak kullanılabilirliği sağlandığı takdirde çok büyük boyutlardaki
enerji ihtiyacı karĢılanarak, yerel gelirin artması sağlanabilecektir. Böyle bir durumu Ģu
Ģekilde daha da açık hale getirmek mümkün; 2
• 1000 Mwe, bize bir yılda 8 milyar Kwh elektrik sağlayabilir. Bu demektir ki,
tam 3 milyon hanenin elektrik ihtiyacı sırf bu Ģekilde karĢılanabilir. Sonuç: yaklaĢık 800
milyon $ net gelir.
• Bu enerji potansiyelimiz 500.000 hane için eĢdeğer ısıtma demektir. Yani bir
yılda tam 1 milyar m3 doğalgaz ithali yapılmayarak, 400 milyon $ tasarruf
sağlanacaktır.
• 30.000 dönüm sera ısıtmasının gerçekleĢmesi sonucunda;
 30.000 kiĢiyi iĢ imkanı sunularak, istihdam artacak,
 600 milyon ABD $ net gelir elde edilecektir.
• Jeotermal kaynaklar aynı zamanda, çeĢitli sağlık sorunlarına iyi gelen Ģifalı
sular olmaları nedeni ile gerek yurt içinde gerekse de yurt dıĢında bulunan insanların
ilgisini çekmektedir.
1
DemirtaĢ, Sibel, 2010, web.ogm.gov.tr/birimler/merkez/egitim/.../AB.../sibeldemirtas.pdf, S.17
2
Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009,
http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html
16
Ülkemizde bunun için tam 400 adet termal tesis potansiyeli vardır.
Bu;
 Bir milyon yatak kapasitesi,
 250.000 kiĢiye istihdam,
 5 Milyar ABD Doları net gelir, demektir.
Mevcut potansiyeli harekete geçirmenin sonucu bize YILDA TOPLAM 6.8 MĠLYAR
DOLAR NET GELĠR sağlayarak. Döviz tasarrufuna imkan verebilecektir.
T.C. BaĢbakanlık Devlet Planlama Maden Enerji ÇalıĢma Grubu, 2008 raporuna
göre; Ülkemiz diğer yenilebilir enerji potansiyellerinde olduğu gibi sahip olduğu
jeotermal enerji yararlanmamaktadır. Bir yılda yaklaĢık 30 milyar m3 dolaylarında sahip
olduğumuz, doğalgaz eĢdeğeri bu enerji potansiyelimizi 1170 farklı yerde kaplıca olarak
faydalanmanın haricinde yeterince değerlendirmemekteyiz. Oysaki hane ısınmasını
karĢılamak için bile kullanılacak olsa, maliyet açısından en avantajlı enerji olan linyitten
bile yarı yarıya daha ucuzdur. ġehirlerin ısınma ihtiyacının karĢılanmasında, seracılıkta
hatta sanayide de kullanılacak olursa çok önemli avantajlar sunabilecektir. Yerli ve
yenilenebilen, bitmeyen, çevre dostu olan bir enerjidir. Bu enerjinin ortaya çıkarılması
külfetli de değildir. Sadece sondaj maliyeti ve pompalama iĢlemlerinde kullanmak için
çok yüksek olmayan, bilakis çok da uygun maliyetlerde olan bir enerji gideri vardır.
17
ġEKĠL-1. TÜRKĠYE JEOTERMAL HARĠTASI
Kaynak:Türkiye Jeotermal Haritası, http://www.limitsizenerji.com/multimedia/tuerkiyejeotermal-haritası
Ülkemizdeki jeotermal enerji potansiyeli oluĢturan sahalar Batı Anadolu'da
(%77,9) yoğunlaĢmıĢtır. Bu bölgedeki enerji potansiyelinin sadece %13'ü yani 4.000
MW civarında olan kısmı Enerji Bakanlığı kuruluĢu olan Maden Tetkik ve Arama
aracılığı ile enerjisinin kullanımı sağlanmıĢtır. Bu her ne kadar iyi boyutta bir geliĢme
olsada %87‟lik bir potansiyelin yer altında öylece duruyor olması, bu alandaki
çalıĢmaların, yatırımlara çok daha fazla önem verilmesi gerektiğini göstermektedir.
Türkiye'deki jeotermal sahaların yaklaĢık %55 dolaylarındaki kısmı ısıtma
uygulamalarına elveriĢlidir. Bu bakımdan 1200 dönüm alan sera ısıtması yapılarak,
jeotermal enerjiden yararlanabilmektedir. Ayrıca 15 yerleĢim yerinde 100.000 hane bu
enerji ile ısınma ihtiyacını karĢılayabilmektedir.
Dahası, MTA Genel Müdürlüğü tarafından çalıĢmalar neticesinde 840 MW
jeotermal enerji kaynağı tespit edilmiĢtir. Potansiyelin 1.500 MW'lık kısmının elektrik
enerjisi üretimi için uygun olduğu tespit edilmiĢtir. Bu elektrik enerjisi üretimi için Ģuan
18
için 600 Mwe dolaylarında mümkünatı vardır. Bu çalıĢmalar sonucunda 2009
yılsonunda jeotermal enerjisi kurulu güç 77,2 MW seviyesine gelmiĢtir.3
AĢağıda yer alan Tablo-2 de 2010 ve 2013 tahmini jeotermal elektrik üretim
projeksiyonu verilmiĢtir. Buna göre;
2010 yılında mevcut olan bölgeler içerisinde en yüksek Mwe‟ye sahip olan
bölge Aydın-Germencik‟tir (100 Mwe). Onu sırasıyla; Denizli-Kızıldere ve ÇanakkaleTuzla (75 Mwe), Aydın- Salavatlı (60 MWe) ile takip etmektedir. 2010 yılsonu için
mevcut alanlardaki toplam tahmini elektrik üretimi 455 MWe civarındadır. 2013
tahmini verilere göre ise; 2010 sıralaması bölgeler için değiĢmemekle birlikte, elektrik
üretiminde bir artıĢ görülmektedir. Bu bağlamda 2013 yıl için toplamda 550 MWe
dolaylarında jeotermal elektrik üretimi beklenmektedir. Bu oranın 2010 yılı için 1000
MWe ulaĢması beklenmektedir.4
3
Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009,
http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html
4
EĠE Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009
http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html
19
TABLO-2:JEOTERMAL ELEKTRĠK ÜRETĠM
PROJEKSĠYONU (TEKNĠK YAKLAġIM, TAHMĠNĠ GÜÇ)
Saha Adı
Sıcaklık (0C)
Denizli-Kızıldere
Aydın-Germencik
Manisa-AlaĢehir-Kavaklıdere
Manisa-Salihli-Göbekli
Çanakkale-Tuzla
Aydın-Salavatlı
Kütahya-Simav
Ġzmir-Seferihisar
Manisa-Salihli-Cafer Bey
Aydın-Sultanhisar
Aydın-Yılmaz köy
Ġzmir-Balçova
Ġzmir-Dikili
200-242
200-232
213
182
174
171
162
153
150
145
142
136
130
2010 Tahminleri
(MWe)
75
100
10
10
75
60
30
30
10
10
10
5
30
Toplam
455
Kaynak: EĠE Elektrik Ġleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, 2009
2013 Tahminleri
(MWe)
80
130
15
15
80
65
35
35
20
20
20
5
30
550
http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/jeotermal/13turkiyede_jeotermal_enerji.html
20
8.2.TÜRKĠYE’DE JEOTERMAL ELEKTRĠK ÜRETĠMĠ VE
DOĞRUDAN KULLANIM 2013 PROJEKSĠYONLARI
Jeotermal Derneğinin hazırlamıĢ olduğu 2007 – 2013 dönemi Türkiye‟nin
jeotermal değerlendirme projeksiyonuna göre;5
TABLO-3. TÜRKĠYE’DE JEOTERMAL DEĞERLENDĠRME 2013
PROJEKSĠYONU
Jeotermal
Değerlendirme
ġubat 2005
20 MWe
(94 GWh)
Elektrik Üretimi
Konut Isınması
MW
635 MWt
Termal Turizm
(Kaplıca)
103.000
konut
eşdeğeri
215 adet
kaplıca
Seracılık
635 dönüm
192 MWt
Toplam doğrudan kullanım
402 MWt
1229
MWt
2013 yılı
MW
Projeksiyonu
550 MWe
(2475
GWh)
500.000
4000
MWt
400 adet
kaplıca
eşdeğeri
5000 dönüm
Toplam Yıllık
Enerji
4 Milyar
kWh/Yıl
1100
MWt
1700
MWt
8000
MWt
2013 yılı Toplam jeotermal doğrudan kullanım (elektrik dıĢı)+jeotermal
elektrik üretim projeksiyonu fuel-oil (kalorifer yakıtı) ikamesi
35.040.000*
MWth/Yıl
3,88 Milyon
Ton/Yıl
= 4,24 Milyar
USD/yıl
Kaynak: Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm
Yukarıdaki Tablo 2 de karĢılaĢtırılması verilen, 2005 ġubat ve 2013 yılı
projeksiyonu kapsamında;
Elektrik üretiminin 20 MWe‟den 550 MWe‟ye artması beklenmektedir. Bunun 8
yılda gerçekleĢebileceğini öngörüyorsak, bu konuda çok büyük atılımların
yapılacağı söylenebilir.
5
2007 – 2013 Dönemi Türkiye‟nin Jeotermal Değerlendirme Projeksiyonu,
http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm
21
2005‟den 2013‟e kadar uzana süre içinde yaklaĢık 400 bin konut eĢdeğeri
ısıtmanın artması beklenerek 103.000‟den 500.000‟e artması beklenmektedir.
Seracılıkta
5000
bin
dönüm
hedeflenerek,
etkinliğin
artırılması
amaçlanmaktadır. Böylece 635 dönümden 5000 dönüme çıkacak olan seracılığa
paralel olarak artıĢ göstererek 15 milyon ABD dolarından 250 milyon ABD
dolarına ulaĢarak, inanılmaz bir artıĢ gösterebilecektir. 6
Doğrudan kullanım 1229 MWt‟den 8000 MWt‟ye artması beklenerek, yakıtte
fuel-oil ile ikame edilmesi sonucunda yılda 4.24 Milyar ABD doları gelir
getirecek, enerjide dıĢa bağımlılığı azaltacaktır.
Ayrıca ekonomik problemlerimizden en önemlilerinden biri olan iĢsizlikte bu
alanda sağlanan istihdam ile düĢük gösterebilecektir. Bu bağlamda, jeotermal- elektrik
ve doğrudan kullanımı 2013 yılında, 2005 yılında gerçekleĢen istihdam oranına göre 5
misli bir artıĢ göstererek 40.000 bin kiĢiden, 200.000 kiĢiye ulaĢabilecektir.7
6
Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm
7
Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm
22
9.RÜZGAR ENERJĠSĠ
Rüzgar, güneĢin yeryüzündeki farklı yüzeylerin, farklı hızlarda ısınıp
soğumasıyla oluĢmaktadır, hareket halindeki havanın kinetik enerjisidir. Rüzgar
enerjisinin temiz ve sınırsız bir kaynak özelliğine sahip olması, girdinin ücretsiz oluĢu,
enerji arzını çeĢitlendirerek enerji güvenliği sağlaması, dıĢ kaynaklı yakıt ithaline
ihtiyaç duymaması, üretim tesislerinin çok çabuk inĢa edilebilmesi ve tesisin kurulduğu
alanda tarım ve sanayi faaliyetlerinin de yürütülebilmesi gibi çok sayıda sağladığı
avantajdan ötürü bu sektöre ülkemizin hızlı bir Ģekilde yatırım yapması elzemdir.
Geleneksel yakıtların aksine, enerji güvenliği açısından yakıt maliyetlerini ve uzun
dönemli yakıt fiyatı risklerini eleyen ve ekonomik, politik ve tedarik riskleri açısından
diğer ülkelere bağımlılığı ortadan kaldıran yerli ve her zaman kullanılabilir bir kaynak
olması rüzgar enerjisinin önemini daha da arttırmaktadır.
Diğer taraftan KuruluĢ maliyetleri konvansiyonel yakıtlı santrallere göre daha
yüksek olması, türbin sayısı çok arttığında gürültü kirliliğine neden olması, çok büyük
enerji üretimine olanak sağlamaması gibi olumsuzları da mevcuttur. Ayrıca yatırımlar
sırasında banka kredilerinin faizlerinin yüksek olması, devlet teĢviklerinin de yetersiz
olması yatırımcıların önündeki önemli engellerden bazılarıdır.
Türkiye için, yenilenebilir enerji projelerinin baĢarısı sadece hükümet
desteklerine dayanmamaktadır. Bu bağlamda dıĢarıdan gelecek yardımlar da hayati
önem taĢımaktadır. Dünya Bankasının, yenilenebilir enerji sektörünü geliĢtirmede enerji
sektörüne hız vermek amacıyla toplam 600 milyon dolar değerinde yatırım yapacağını
açıklamıĢtır ve Türkiye 2009‟ dan dan itibaren bu desteği almaya baĢladı.
9.1. RÜZGAR ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ VE TÜRKĠYE’NĠN
DURUMU
Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz hem karada hem denizde büyük rüzgar
potansiyeline sahiptir. Türkiye‟nin en iyi rüzgar kaynağı alanları kıyı Ģeritleri, yüksek
bayırlar ve dağların tepesinde ya da açık alanların yakınında bulunmaktadır. En Ģiddetli
23
yıllık ortalama rüzgar hızları Türkiye‟nin batı kıyıları boyunca, Marmara Denizi
çevresinde ve Antakya yakınında küçük bir bölgede meydana gelmektedir. Orta
Ģiddetteki rüzgar hızına sahip geniĢ bölgeler ve rüzgar gücü yoğunluğu Türkiye‟nin orta
kesimleri boyunca mevcuttur. Birçok yerde, özellikle sahil boyunca ve doğudaki
dağlarda kıĢları daha güçlü rüzgar hızları görülmektedir.
ġEKĠL-2.TÜRKĠYE RÜZGAR ATLASI
Kaynak:Türkiye Rüzgar Atlası: http://www.dmi.gov.tr/2006/arastirma/arastirmaarastirma.aspx?subPg=107&Ext=htm
Toplam kurulu kapasite 146 MW‟ tır ve 1300 MW‟lık ilave üretim sağlayacak
rüzgar santrallerinin inĢaatı devam etmekte olup, 1100 MW‟lık yeni tesis için de inĢaat
ruhsatı verilmiĢtir. Hala değerlendirme safhasında olan yatırım müracaatlarının toplam
kapasitesinin ise 78,000 MW olması öngörülmektedir. Ayrıca bir endüstri olarak rüzgar
enerjisi sektörü on yıllık bir süre içinde dünya genelinde %28 oranında bir artıĢ
göstererek yıllık cirosu 18 milyar Avro‟yu aĢmaktadır. Rüzgar türbinlerinde küresel
piyasa 2020 yılına kadar Ģimdiki 8 milyar € dan 80 milyar € yıllık iĢ hacmine çıkacaktır.
24
Bu kadar hızla büyüyen ve ekonomik getirisi yüksek olan bu sektörde Türkiye‟de pasta
payı daralmadan üretim aĢamasına geçmelidir.
TABLO-4.TĠPĠK BĠR RÜZGAR ENERJĠ SANTRALĠ ĠÇĠN
ĠLK YATIRIM MALĠYETĠ
Kaynak: Ġngiltere Rüzgar Enerjisi Birliği, http://www.bwea.com/ref/econ.html
9.2.RÜZGAR
ENERJĠSĠ
VE
KARġILAġTIRMALI
MALĠYETLER
Enerji sektörlerindeki üretim maliyetlerini karĢılaĢtıran, Gebze Yüksek
Teknoloji Enstitüsü Rüzgar Enerjisi AraĢtırma Merkezi tarafından hazırlanmıĢ bir tablo
da sunulmuĢtur:
25
TABLO-5. ENERJĠ ÜRETĠM METOTLARININ MALĠYET ÖMÜR
ĠLĠġKĠSĠ
Enerji
DıĢa Bağımlı /
Kalan Ömür
Yatırım Maliyeti
Üretim
Türü
Yerel
(yıl)
Maliyeti
Maliyeti
($/kWh)
(cent/kWh)
Petrol
DıĢ
40-45
1500-2000
6.0
Kömür
Yerel/DıĢ
200-250
1400-1600
2.5-3.0
Doğal Gaz
DıĢ
60-65
600-700
3.0
Nükleer
DıĢ
3000-4000
7.5
Hidrolik
Yerel
750-1200
0.5-2.0
Rüzgar
Yerel
1000-1200
3.5-4.5
GüneĢ
Yerel
Yüksek
10.0-20.0
Jeotermal
Yerel
1500-2000
3.0-4.0
9.3.RÜZGAR ENERJĠSĠ MALĠYETĠ
Potansiyelimiz Ģu anki elektrik üretimimizin iki katı kadardır. ġu anda bu
potansiyelin yüzde 1‟inin bile değerlendirebilmiĢ değiliz.Türkiye 2020 yılına kadar 20
bin megavat (MW) rüzgar enerjisi yatırımı yapmayı hedeflemektedir.
Rüzgar türbinleri fosil yakıt santrallerine kıyasla iĢletme maliyetinin sıfır olması
açısından daha ekonomik üretim yapmaktadır. Bozcaada‟daki rüzgar türbinlerinde bir
kWh kapasite maliyeti 1000 dolar iken, bir hidroelektrik santrali için 2000-4000 doları
bulmaktadır. OECD kaynaklarına göre Türkiye‟de yılda tüketilen elektriğin en az iki
mislinin rüzgardan elde etme potansiyeline sahiptir.
Dünyanın pek çok bölgesinde rüzgar parkları bulunmaktadır. 500 kW‟lık bir
rüzgar pervanesinin tüm kuruluĢ masrafları dahil fiyatı 600 bin dolardır. Yani böyle bir
üniteden Akkuyu‟daki nükleer santrale özdeĢ bir tesisin kurulması için gerekli olan
masrafların tamamı 2,2 milyar dolardır. Bu gerçek göz ardı edilmemelidir.
26
10. HĠDROELEKTRĠK ENERJĠSĠ
Hidroelektrik
enerji,
suyun
potansiyel
enerjisinin
kinetik
enerjiye
dönüĢtürülmesi ile elde edilen enerjidir. Ülkemizdeki mevcut yağıĢ miktarları ve
akarsularımızın durumu göz önüne alındığında bu enerji kaynağından güvenilir olarak
tam kapasite ile yararlanma oranımız yaklaĢık % 75 dolaylarında olabilecektir.
AĢağıda bulunan 6 nolu Tablo‟dan da görüleceği üzere, hidroelektrik santrallar;
yenilenebilir bir enerji olmaları, yerli doğal kaynak kullanmaları, iĢletme ve bakım
giderlerinin düĢük olması, fiziki ömürlerinin uzun oluĢu, en az düzeyde olumsuz
çevresel etki yaratmaları, kırsal kesimlerde ekonomik ve sosyal yapıyı canlandırması
gibi pek çok nedenle tercih edilmektedir. Ancak öte yandan yatırım maliyetlerinin fazla
olması, toplam inĢaat süresinin ortalama 3 yıl sürmesi, yağıĢ koĢullarının iyi gitmemesi
durumunda olumsuz etkilenmesi, kurulduğu alanın büyüklüğü itibari ile yeĢil çevreye
ve kimi hayvanlara kısıt getirmesi gibi olumsuzluklara da sahiptir. .
TABLO-6.HĠDROELEKTRĠK
ENERJĠSĠNĠN
AVANTAJ
VE
DEZAVANTAJLARI
AVANTAJLAR
DEZAVANTAJLAR
Kirlilik Yaratmaz
Yatırım Maliyetleri fazladır
Pik Enerji ihtiyacında çok hızlı devreye Toplam ĠnĢaat süresi uzundur
girer
Acil
Durumlarda
hızla
devreden YağıĢlara bağlı olumsuz etkilenmesi söz
çıkarılabilir
konusudur.
Doğal kaynaklar kullanılır dıĢa bağımlı
değildir.
Yapılan yatırım sadece enerji için değil
sulama-taĢkın amaçlı kullanılabilmektedir.
27
10.1.TÜRKĠYE’NĠN HĠDROELEKTRĠK POTANSĠYELĠ
Hidroelektrik potansiyele; brüt-, teknik-, ekonomik potansiyel olarak bakmak
ülkemizin bu alandaki enerji potansiyelini anlamak adına daha anlaĢılır olacaktır.
Bir akarsu havzasının hidroelektrik enerji üretiminin teorik üst sınırını gösteren
brüt su kuvveti potansiyeli; mevcut düĢü ve ortalama debinin oluĢturduğu potansiyeli
ifade etmektedir. Topoğrafya ve hidrolojinin bir fonksiyonu olan brüt hidroelektrik
enerji potansiyeli, ülkemiz için 433 milyar kWh dolaylarındadır. 8
Teknik yönden değerlendirilebilir su kuvveti potansiyeli; bir akarsu havzasının
hidroelektrik enerji üretiminin teknolojik üst sınırını göstermektedir. Yani olası
kayıpların ileri teknoji yöntemlerinin kullanılması ile minimize edilmesini ifade
etmektedir.
Bu niteliğiyle teknik yönden değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyel, brüt
potansiyelin bir fonksiyonu olmakta ve çoğunlukla onun yüzdesi olarak ifade
edilmektedir. Türkiye‟de teknik yönden değerlendirilebilir hidroelektrik enerji
potansiyeli 216 milyar kWh civarındadır.9
Ekonomik olarak yararlanılabilir hidroelektrik potansiyel ise, bir akarsu
havzasının hidroelektrik enerji üretiminin ekonomik optimizasyonunun sınır değerini
gösteren, gerek teknik açıdan geliĢtirilebilmesi mümkün gerekse de ekonomik yönden
tutarlı olan tüm hidroelektrik projelerin toplam üretimi olarak tanımlanabilir. Bir baĢka
deyiĢle ekonomik olarak yararlanılabilir hidroelektrik potansiyel; beklenen faydaları,
masraflarından fazla olan su kuvveti projelerinin hidroelektrik enerji üretimini
göstermektedir. Ekonomik HES potansiyeli içindeki tüm projeler; termik santrallara
göre rantabiliteleri daha yüksek projelerdir.
2006 yılında kaydedilen teknik ve ekonomik hidroelektrik enerji potansiyelimiz
129,9 milyar kWh kadardır. Bu potansiyel 747 adet hidroelektrik projenin toplam enerji
üretim kapasitesine göre hesaplanmıĢtır.
8
Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, www.eie.gov.tr/turkce/YEK/HES/proje/turkeyhidro.doc
9
Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü, www.eie.gov.tr/turkce/yek/hes/proje/turkeyhidro.doc
28
ġEKĠL-3.TÜRKĠYE
HĠDROELEKTRĠK
POTANSĠYEL
HARĠTASI
Kaynak:HEPA
Genel anlamda ülkemizin bu alandaki enerji potansiyeline bakacak olursak;
yaklaĢık 433 milyar kWh brüt teorik hidroelektrik potansiyeline sahip bir ülke olarak
diğer ülkelere göreli olarak iyi bir seviyedeyiz. Ancak var olan potansiyel tam olarak
etkin bir biçimde kullanılmamaktadır. Dünyadaki mevcut hidroelektrik potansiyelinin
yüzde 1, Avrupa‟da ise yüzde 15‟lik (129,9 milyar kWh) kısmı ülkemize aittir.
Hidroelektrik santralların üretimi, yağıĢ koĢullarına bağımlı olduğundan her yıl
toplam üretim içindeki payı değiĢim göstermekle birlikte, Türkiye‟de elektrik
enerjisinin yaklaĢık %20-30‟u sudan üretilmektedir. Bu açıdan mevsimin beklentilerin
altında bir yağıĢ ile kapanması bu alanda enerji üretimini olumsuz yönde
etkileyebilmektedir.
11. GÜNEġ ENERJĠSĠ
En büyük yenilenebilir enerji kaynağı olan güneĢ, çekirdeğinde yer alan füzyon
süreci ile ortaya çıkan ıĢıma ile enerjisini oluĢturur. GüneĢ enerjisi çok güçlü bir enerji
kaynağıdır. Öyleki, onun 150 milyon km öteden dünyaya ulaĢan çok küçük bir kısmı
29
bile, tüm dünyadaki mevcut kaynakları kullanarak oluĢturabilecek olan enerjiden kat kat
fazladır. Sayısal olarak ifade etmek gerekirse bunu daha da açık hale getirerek;
GüneĢin, dünya yüzeyine yolladığı bir yıllık enerji miktarı: 3,9 • 1024 J ki bu miktar
1,08•1018= kW/saat'e eĢittir. Bir baĢka deyiĢle; bu miktar, dünyanın sanayide ihtiyaç
duyduğu enerjinin yaklaĢık 10.000 katıdır.
11.1. TÜRKĠYE'NĠN GÜNEġ ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ
Ülkemiz coğrafi konumu itibariyle, güneĢ ıĢınlarını oldukça iyi bir Ģekilde
alabilmektedir. Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğünde (DMĠ) mevcut bulunan
1966-1982 yıllarında ölçülen güneĢlenme süresi ve ıĢınım Ģiddeti verileri baz alınarak
Enerji ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğünce gerçekleĢtirilen rapora göre; ülkemizin
yıllık ortalama güneĢlenme süresi 2640 saat, yani günlük 7,2 saat. kWh olarak ise,
güneĢ ıĢınlarının düĢtüğü her metre karede günlük 3.6-, yıllık ise 1311 kWh ıĢınım
Ģiddeti hesaplanmıĢtır. Ülkemiz için mevcut güneĢlenme ve potansiyel güneĢ enerjisinin
durumuna bakarsak; toplam yıllık ortalama güneĢlenme süresi metrekarede: 2.640 saat,
Ortalama toplam ıĢınım Ģiddeti metre karede:
1.311 kWh/yıl. Bu gerçekten de
inanılmaz boyutta bir enerji miktarıdır. Öyleki, yüzölçümü itibariyle 779.452 km2 olan
Türkiye için
1.021.861.572.000.000 kWh/yıl kadardır. Yani kiĢi baĢına düĢen güneĢ
enerjisi miktarı bu bağlamda yaklaĢık olarak 14.000.000 kWh/yıldır ve bu miktar
mevcut olan yıllık kiĢi baĢına elektrik tüketiminden yaklaĢık 5.000 kat daha fazladır.
TABLO- 7. TÜRKĠYE'NĠN YILLIK
ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
3016 saat
Akdeniz Bölgesi
2923 saat
Ege Bölgesi
2726 saat
İç Anadolu Bölgesi
2712 saat
Doğu Anadolu Bölgesi
2693 saat
Marmara Bölgesi
2528 saat
Karadeniz Bölgesi
1966 saat
Kaynak: EĠE Genel Müdürlüğü
30
ORTALAMA GÜNEġ
Yukarıdaki tablodan da görüldüğü üzere; güneĢlenme süresi saatlik veriler itibari
ile en yüksek olan bölgemiz 3016 saatlik yıllık ortalama güneĢlenme süresi ile
Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Bu bölgemizi sırasıyla Akdeniz, Ege, Ġç Anadolu,
Doğu Anadolu, Marmara ve son olarak da 1966 saat güneĢlenme süresi ile Karadeniz
bölgesi izlemektedir.
GüneĢ enerjisi çok yaygın kullanılmamakla birlikte, kısıtlı da olsa; konutlarda ve
iĢ yerlerinde, tarımsal teknolojide, sanayide, ulaĢım araçlarında, iletiĢim araçlarında,
sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır.
Avantajlarını ve dezavantajlarını aĢağıdaki tabloda gördüğümüz güneĢ
enerjisinin kurulum maliyetlerinin çok yüksek olması dıĢında bir negatif özelliği yoktur.
Ancak onun bu dezavantajı, yüksek yenilenebilir enerji kaynağından tam anlamıyla
kullanmaya izin vermemektedir.
11.2. GÜNEġ ENERJĠSĠ AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI
AVANTAJLAR
DEZAVANTAJLAR
Doğrudan güneĢ enerjisini kullanır.
Kurulum maliyetinin çok yüksek
olması.
Doğal ısıtma ve soğutma sistemleri
kullanarak binaların gereksiz ve aĢırı ticari
enerji tüketimlerini önler.
Çevre değerlerini korur, Çevreye verilen
zararları en aza indirir.
Doğal ve sağlığa zararsız malzemeler kullanır
Ekonomiktir
DıĢa bağımlı değildir.
GüneĢ enerjisinden yararlanma konusundaki çalıĢmalar özellikle 1970'lerden
sonra hız kazanmıĢ, güneĢ enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet
31
bakımından düĢme göstermiĢ, çevresel olarak temiz bir enerji kaynağı olarak kendini
kabul ettirmiĢtir.GüneĢ enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey
açısından çok çeĢitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir:
•Isıl GüneĢ Teknolojileri : Sistemde öncelikle güneĢ enerjisinden ısı elde edilir.
Elde edilen ısı doğrudan ya da elektrik üretimini Ģeklinde kullanılabilir.
•GüneĢ Pilleri: GüneĢ ıĢığını fotovoltaik piller olarak (yarı-iletken malzemeler)
doğrudan elektrik enerjisine dönüĢtürürler.
11.3. ISIL GÜNEġ TEKNOLOJĠLERĠ
a. DüĢük sıcaklık sistemleri
Düzlemsel GüneĢ Kollektörleri: Kısaca düzlemsel güneĢ kollektörleri, toplanan
güneĢ enerjisinin ısı olarak farklı aygıtlara iletilmesini sağlar. Bu sistem daha çok
evlerde ve sanayide sıcak su sağlamak amaçlı kullanılır.
GüneĢ Kollektörlü Sıcak Su Sistemi
Dünya‟da yaklaĢık 30 milyon m² alan üzerine kurulu olan bu kollektörlerin, en
fazla yer aldığı ülkeleri sırasıyla; ABD, Japonya, Avustralya, Ġsrail ve Yunanistan
olarak sıralamak mümkündür. Ülkelerin geliĢmiĢlikleri, teknoloji seviyeleri bu tür
enerjilerden yararlanma imkanlarını artırmaktadır. Bu açıdan, ülkemiz Türkiye, 7,5
32
milyon m² kurulu kollektör alanı potansiyelinin altında olmasına rağmen, bu alanda
dünyada önde gelen ülkeler arasındadır.10
GüneĢ Kollektörlü Sıcak Su Sistemleri
GüneĢ Kollektörleri
b. YoğunlaĢtırıcı sistemler
Parabolik Oluk Kollektörler: Doğrusal yoğunlaĢtırıcı termal sistemlerin en
yaygınıdır. Kollektörler, kesiti parabolik olan yoğunlaĢtırıcı dizilerden oluĢur. Enerjiyi
toplamak için absorban boruda bir sıvı dolaĢtırılır. Toplanan ısı, elektrik üretimi için
enerji santraline gönderilir. Bu sistemler yoğunlaĢtırma yaptıkları için daha yüksek
sıcaklığa ulaĢabilirler. (350-400°C) Doğrusal yoğunlaĢtırıcı termal sistemler ticari
ortama girmiĢ olup, bu sistemlerin en büyük ve en tanınmıĢ olanı 350 MW gücündeki
Ģimdiki Kramer&Junction eski Luz International santrallarıdır.
10
Isıl Güneş Teknolojileri, http://www.eie.gov.tr/turkce/yek/gunes/gunesisil.html
33
Parabolik Oluk Kolektörler
350 MW gücünde parabolik oluk güneĢ santralı-Kaliforniya
YoğunlaĢtırıcı sistemler ile elektrik üretimi
GüneĢ enerjisini elektrik enerjisine çevirmede Ģimdiye kadar iki yapı
kullanılmıĢtır. Bunlardan birisi; fotovaltaik sistem diğeri ise; yoğunlaĢtırıcı sistemlerdir.
Fotovaltaik sistemlerinin karmaĢıklığı, yüksek maliyetli olması ve de geniĢ çapta
elektrik üretimi için tatmin edici olmaması gibi nedenler bu sistem üzerine daha da
yoğunlaĢmayı engellemektedir. Diğer bir seçenek olan konvansiyonel yöntem ise; güneĢ
enerjisinin yoğunlaĢtırıcı sistemler kullanılarak, toplanan enerjinin elde edilen kızgın
buhardan, elektrik üretimini sağlar.
34
11.4. GÜNEġ TERMAL GÜÇ SANTRALLERĠNĠN TASARIM
ĠLKELERĠ
GüneĢ termal güç santrallerinin tasarımında ele alınması gereken ilkeleri
maddeler halinde sıralarsak;
- Seçilecek olan uygun olan, bölge, yöre
- Mevcut güneĢlenme ve iklim durumunun değerlendirmesi
- Parametrelerin en iyi Ģekilde kullanılması
- Güç santrallerinin kurulacağı uygun yöre seçilirken;
*GüneĢ Enerjisi ve iklim Değerlendirmesi
*Yıllık yağıĢ miktarının düĢük olması,
*GüneĢ ıĢınlarının geçiĢini engelleyecek bulutlu ya da sisli bir atmosferin
bulunmaması
*Hava kirliliğinin olabildiğince minimum düzeyde olaması
*Alanda güneĢ ıĢınlarını çekecek ya da yağıĢa sebebiyet verecek; ormanlık ya da
ağaçlık alanların bulunmaması ve bu santrallerin yakınlarında olmaması
*ġiddetli rüzgarın olmaması
11.5. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN DÜNYADAKĠ UYGULAMALARI
SOTEL ve Alman DLR Ģirketleri merkezi yoğunlaĢtırma ile elektrik üretiminin
çalıĢmalarını ve de bu doğrultuda kaçınılmaz olarak yapılması gereken teknoloji
araĢtırmalarını
gerçekleĢtirebilmek
için
PHOEBUS
adlı
grubunu
meydana
getirmiĢlerdir. Hedefleri doğrultusunda da Avrupa,Japonya ve ABD olmak üzere altı
tane santral kurmuĢlardır. PHOEBUS‟un uygulamaları merkezi yoğunlaĢtırıcı santraller
bir kaynaktır, denilebilir.
Bugüne değin inĢa edilmiĢ olan merkezi alıcı sistemlerin iĢletilmesi sonucunda,
bir takım önemli problemler ile karĢılaĢılmıĢtır. Öyleki, ekonomik olmamasından dolayı
sistemlerin ikisi bölünerek, üç adeti de direk olarak çalıĢmalarına son vererek projenin
uygulamaları sona erdirilmiĢtir. Dünyada var olan merkezi alıcı sistemlerin temel belli
35
baĢlı özellikleri; sistem verimi, maksimum çıkıĢ sıcaklığı, ilk yatırım maliyeti, enerji
maliyeti verileri Tablo 3‟de gösterilmiĢtir.
TABLO-8. DÜNYADA MEVCUT MERKEZĠ ALICI SĠSTEMLERĠN
ÖZELLĠKLERĠ AġAĞIDAKĠ
Teknoloji Türü
Sistem Verimi
Maks.
Ġlk Yatırım
%
ÇıkıĢ
Maliyeti $
Elekt.
Isı
Sıcaklığı
Elekt.
Isı
o
$/kWh
$/kWh
-
0.0013-
C
Düzlemsel Koll.
-
50-70
Enerji maliyeti
80
250-1000
0.004
Parabolik Oluk
14
46
380
2800 kWe
0.15
0.0053
Parabolik Çanak
24
79
700
5000 kWe
0.28
-
Merkezi Alıcı
15
46
600-700
3000 kWe
0.16
0.004
Tek Kristal
12
-
-
6000 kWe
0.29
-
10
-
-
6000 kWe
0.29
-
Tek Ġnce Film
4
-
-
5000 kWe
0.25
-
Çoklu Ġnce Film
7
-
-
5000 kWe
0.24
-
Silisyum
Çok Kristal
Silisyum
Kaynak: Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü EĠE,
http://www.eie.gov.tr/turkce/yek/gunes/yogunlastiricilar.html
11.6.GÜNEġ ENERJĠSĠ TEKNOLOJĠLERĠ VE
ÖZELLĠKLERĠ
GüneĢ pilleri olarak bilinen
yarı iletken fotovoltaik piller, güneĢ ıĢınlarına
maruz kalmaları sonucunda doğrudan elektrik enerjisi oluĢtururlar. GüneĢ enerjisinin,
güneĢ ıĢınlarıyla birlikte bu pillerin yüzeyine çarpmasıyla sistem otomatikman elektrik
gerilimi üretecek yapıdadır. GüneĢ enerjisinin elektirik enerjisine dönüĢmesi, pilin
36
yapısına göre ortalama % 5 - % 20 aralığında bir verimle
elektrik enerjisine
çevrilebilecek bir düzeydedir.
GüneĢ Pili
GüneĢ Pili Modülü
Fotovoltaik piller Ģebekeden bağımlı ya da bağımsız olarak kullanılabilmektedir.
Mevcut elektrik sistemine bağlı olarak bağımlı bir Ģekilde kullanılması da mümkün olan
bu pillerin maliyetleri bu sistem içinde oldukça yükselmektedir. Enerji maliyetlerindeki
bu yükselmeden dolayı bu yarı iletken güneĢ pilleri tüm dünyada daha çok Ģebekeden
bağımsız, küçük güçlerdeki enerji ihtiyacını karĢılayacak biçimde kullanılmaktadır.
ġebekeden bağımsız bir Ģekilde fotovoltaik pillerin kullanılabildiği alanlar, Ģu Ģekilde
sıralanabilir; .11
- HaberleĢme istasyonları, kırsal radyo, telsiz ve telefon sistemleri
- Petrol boru hatlarının katodik koruması
- Metal yapıların (köprüler, kuleler vb) korozyondan koruması
- Elektrik ve su dağıtım sistemlerinde yapılan telemetrik ölçümler, hava gözlem
istasyonları
- Bina içi ya da dıĢı aydınlatma
11
Sertkaya, Mahir Rodi,Ekim 2003, ‟‟GüneĢ Enerjisi Ve Teknolojileri‟‟, s.19
37
- Dağ evleri ya da yerleĢim yerlerinden uzaktaki evlerde TV, radyo, buzdolabı gibi
elektrikli aygıtların çalıĢtırılması
- Tarımsal sulama ya da ev kullanımı amacıyla su pompajı
- Orman gözetleme kuleleri
- Deniz fenerleri
- Ġlkyardım, alarm ve güvenlik sistemleri
- Deprem ve hava gözlem istasyonları
- Ġlaç ve aĢı soğutma
11.7. EĠE'NĠN GÜNEġ ENERJĠSĠ ÇALIġMALARI
Enerji Kaynakları Etüt Dairesi BaĢkanlığı, GüneĢ Enerjisi ġubesi, 1982 yılında
baĢlatmıĢ olduğu ve bugün hala sürdürdüğü güneĢ enerjisi çalıĢmalarına yönelik AR-GE
çalıĢmaları yapmaktadır. Bu çalıĢmalar da özellikle teknoloji- takibi, değerlendirilmesi
olmak üzere kaynak ve potansiyel tespiti, uygulama bölgelerinin belirlenmesi,
araĢtırılması, demontrasyon projeleri gibi pek çok alanda araĢtırma yapılmaktadır.
Her ne kadar Ģebekeye bağımlı güneĢ pili uygulamaları yüksek maliyetli
oldukları için kaçınılan bir durum olmuĢ olsada, geliĢmiĢ ülkeler geliĢen teknolojileri ile
birlikte Ģebekeye bağlı güneĢ pili uygulamalarını özellikle de son yıllarda artırmaktadır.
Ülkemizde de EĠE Didim GüneĢ ve Rüzgar Enerjisi AraĢtırma Merkezi'ne 4,8 kWp
gücünde Ģebeke bağlantılı güneĢ pili sistemi kurulmuĢ ve 2 yıl iĢletilmiĢtir. Bu sistemin
günlük ortalama enerji üretimi yaklaĢık 20 kWh olmuĢtur.
11.8. GÜNEġ ENERJĠSĠ ELEKTRĠK ÜRETĠMĠ
Ülkemizde güneĢ enerjisi özellikle su ısıtma sistemlerinde kullanılmaktadır.
GüneĢ enerjisini, elektirik enerjisine dönüĢtürebilecek sistemi maliyetinin yüksekliği
sebebiyle, Ģuan için Türkiye‟de güneĢ enerjiinden elektrik üretimi yapılamamaktadır.
GüneĢ pilleri ile üretilen elektriğin maliyeti 1kilowat saat için 25 ABD centi iken, diğer
yöntemler ile elde edilen elektrik kilovat saat maliyeti sadece 8 centdir. Arada mevcut
olan hemen hemen 3 katlık bir maliyet farkı, zaten yeterli tasarrufa sahip olamayan ve
38
de yüksek düzeyde cari açığı bulunan ülkemizde bu alanda yapılacak yatırımları
engellemektedir.
Ülkemizde yaklaĢık 10 milyon metrekarelik güneĢ kollektörü kullanılmaktadır.
Birey baĢına tüketim yönünden değerlendirdiğimizde bu oran Türkiye‟nin mevcut
potansiyelinin yarısı kadardır. Türkiye'deki 100 güneĢ kollektörü firmasının yıllık
üretimi 1 milyon metrekare düzeyindedir. Daha da açık bir örnek verecek olursak; 4
kiĢilik bir aile için gerekli olan güneĢ kollektörünün kurulum maliyeti 300-1200 TL
arasındadır.
11.9. GÜNEġ ENERJĠSĠ YATIRIM MALĠYETĠ
GüneĢ
Enerjisi
yatırımları;
güneĢ
pilleri
ve
güneĢ
modüllerinin
maliyetlendirilmesi olarak iki Ģekilde maliyetlendirilir. Ortalama ölçekte bu iki maliyeti
karĢılaĢtırırsak güneĢ enerjisi modülleri ve pillerinin yatırımın içindeki payları yaklaĢık
% 50 civarındadır.
GüneĢ enerjisi modüllerinin küçük ölçekli üretimlerde kurulum maliyeti 6000 –
7500 euro dolaylarındadır. Bu maliyet daha büyük Megawatt üretimlerinde 3000 Euro
dolaylarında görülebilmektedir.
GüneĢ pillerinin katılımıyla birlikte küçük ölçekli (1-20 KWA) ölçeğindeki bir
GüneĢ Enerjisi Sisteminin maliyet boyutu daha da artarak, 1 KWH baĢına maliyeti
yaklaĢık 10.000 Euro dolaylarına kadar ulaĢabilmektedir. Ancak verimli bir Ģekilde
çalıĢılabilecek sürenin yaklaĢık olarak 10-15 arasında olacağı göz önüne alındığında, 20
yıl enerji elde edilebilecek olan bu sistemlerin maliyetleri büyük değildir. Daha da açık
hale getirmek için Ģu örneği verelim; güneĢ enerjisi santrallerinin ortalama 1 KWA‟lık
bir tesisinin
günde gerçekleĢtirdiği ortalama enerji tam 5 KWA dolaylarında
gerçekleĢmektedir. 1‟e 5 oranı inanılmaz boyutta bir enerji dönüĢümü olduğunu
göstermektedir. Kurulumları her ne kadar maliyetli olsa da devamında neredeyse 0
maliyet ile (santrallerin 1 KWA baĢına ortalama iĢletme gideri 29 cent-, yıllık bakım
maliyeti‟de 10 usd/ KWA kadardır) iĢletilebilmektedir.
39
ġu bir dezevatajdır ki, güneĢ enerjisi- modüllerinin, pillerinin imhaları ve tekrar
yenilenmesinde % 15 – 20 dolaylarında bir atık meydana gelmektedir. Bu çevresel atık,
bu tür sistemlerin kullanıldığı alanın baĢka bir amaç ile kullanılmasına izin vermez.
11.10. GÜNEġ ENERJĠ SĠSTEMLERĠ KENDĠNĠ NE KADAR
SÜREDE AMORTĠ EDER?
Kurulan
sistemin
yapısına
göre
amortisman
süreci
değiĢiklik
gösterebilmektedir. (örneğin, su ısıtma amaçlı kurulan sistemlerde amortisman süresi
kısa
iken,
fotovoltaik
panellerde
hücre
tipinin
özelliğine
göre
farklılık
gösterebilmektedir.)
ġebekeye enerji basan sistemlerde tarifeler önemlidir. ġöyleki devlet ya da özel
enerji dağıtım Ģirketleri tarafından üretilecek olan enerjinin satın alındığı „‟Feed-in‟‟
denilen (fotovoltaik için 28 eurocent/kw'tır Türkiye'nin berilediği fiyat) tarifesinin
uygulanmakta olup olmadığı oldukça önemli bir hususdur. Çünkü yapılacak olan
amortisman ücretlendirilmesi bu tarife üzerinden yapılmaktadır. Almanya, coğrafi
konumu sebebiyle düĢük güneĢlenme olanaklarına sahip bir ülke olmasına rağmen
yüksek bir tarife fiyatı ve uzun vadeli bir alım garantisi getirerek amortisman süresini
ortalama olarak yaklaĢık 20 yıl olarak verebilmektedir.12 Diğer Ģartlar eĢit olarak
tutulduğunda tarife fiyatı düĢük olsa dahi Türkiye güneĢlenme Ģartlarında sistemleri
kullanan ekipmanın kalitesine bağlı olarak yaklaĢık 4 - 16 yıl gibi bir süre aralığıda
amorti edebilecektir.
Eğer mevcut yapıda böyle bir tarife yok ise; yani devletin ya da özel enerji
dağıtım Ģirketlerinin enerji satıĢ tarifelerindeki ücretlendirme ve tüketicinin güneĢin
doğuĢundan batıĢına kadar olan süre içinde harcadığı enerji üzerinden yapılır. Ki bu
durumda amortisman süresi "Feed-in" uygulanmakta olduğu duruma göre daha uzun
bir süreyi kapsayabilecektir.
12
Güneş Sistemleri, http://www.gunessistemleri.com/gunesenerjisisss.php
40
11.11. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN DĠĞER ENERJĠ TÜRLERĠNE
GÖRE FAYDALARI
GüneĢ enerjisi doğada zaten var olan, bol ve tükenmeyen (en azından daha
milyonlarca yıl süreceği ve de bugün bu enerjinin bir gün bitebileceğine dair herhangi
bir kanıt olmadığı bilinmektedir) temiz bir enerjidir.
Çevreye zarar veren herhangi bir kirletici, radyasyon, gaz vb olumsuzluklara
sahip değildir. Ülke içinde yapılabilecek olan yerel uygulamalar için uygundur. Enerji
gereksinimi olan hemen hemen her yerde (güneĢ ıĢınlarının ilgili alana düĢme özelliği
dikkate alınarak) güneĢ enerjisinden yararlanmak olasıdır.
UlaĢım, dıĢa bağlı olma gibi bir durumu yoktur. Ayrıca pek çok uygulaması için
karmaĢık teknolojiye de gerek duyulmamaktadır. Bu enerji ile kurulan sistemlerin
bakım maliyetlerinin hemen hemen yok denecek kadar az ya da hiç olmaması, onu
avantajlı yapmaktadır.
11.12. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN DĠĞER ENERJĠ TÜRLERĠNE
GÖRE SAKINCALARI
Her ne kadar doğal bir enerji kaynağı olarak güneĢ enerjisinin olumlu yönlerini
vurgulasak da bu enerjinin bir takım sakıncaları da mevcuttur. En baĢta, birim yüzeye
düĢen güneĢ ıĢınımı az olduğundan büyük yüzeylere, alanlara gereksinim vardır.
Türkiye‟deki bu değer yaklaĢık olarak 1300 w/m2'dir. GüneĢ ıĢınımı kimi mevsimlerde
daha çok olduğundan ve gece boyunca olmadığından ötürü bu enerjinin daim
kullanılabilmesi için depolanması gerekir. Bu da ancak akü veya yeni yeni geliĢmekte
olan hidrojen Ģeklinde sağlanabilir. Bu durum özellikle enerji ihtiyacının daha da çok
olduğu kıĢ aylarında görülmektedir.
GüneĢ ıĢınımından etkili bir biçimde yararlanabilmek için sistemin ıĢınları dik
açı ile alması ve de çevrenin bu güneĢ ıĢınlarını engellemeyecek Ģekilde açık olması
gerekir. Bu nedenle, bugün pek çok sistem güneĢ ıĢınlarının konumua göre hareket
edebilecek Ģekilde kurulmuĢtur.
Ülkemizde en çok kullandığımız su ısıtma sistemlerinde %60'a yakın verim
sağlanabilinirken, bu oran güneĢ pillerinde yaklaĢık %15 dolaylarındadır. Ancak, yeni
41
araĢtırmalar ile birlikte uygulanabilecek olana melez sistemler elektrik üretimi için bu
oranı %55 dolaylarına getirebilecek potansiyeldedir.
11.13. DĠĞER KURUMLARIN ÇALIġMALARI
Ülkemizde güneĢ enerjisi araĢtırma ve geliĢtirme konularında EĠE'nin yanında
ayrıca Tübitak Marmara AraĢtırma Merkezi ve de Ege Üniversitesi GüneĢ Enerjisi
AraĢtırma Enstitüsü, Muğla Üniversitesi, ODTÜ, Kocaeli Üniversitesi, Fırat
Üniversitesi olmak üzere pek çok üniversite de çalıĢmalar yapmaktadır.
GüneĢ pilleri için en büyük dezavantaj, bugün hala ticari olan silisyum kristali ve
ince film teknolojisiyle üretimlerinin çok yüksek maliyetler oluĢturmasıdır. GüneĢ pili
kullanımını bu maliyetleri düĢmesi ile artabilecek bir çizelgededir.
Türkiye GüneĢ Enerjisi Potansiyel Atlası ve CSP teknolojisi ile 380 milyar
kWh/yıl enerji üretilebileceği hesaplanmıĢtır.13 Ülkemizde kurulu olan güneĢ kolektörü
miktarı yaklaĢık 12 milyon m² ve teknik güneĢ enerjisi potansiyeli 76 TEP (ton eĢdeğer
petrol) olup, yıllık üretim hacmi 750.000 m²'dir. (üretilen güneĢ kolektörlerinin bir
kısmı ihraç edilmektedir.) Bu toplam miktar, kiĢi baĢına 0,15 m² güneĢ kolektörü
kullanıldığını göstermektedir.
GüneĢ enerjisi ve hidrojen enerjisi alanında yapılan tüm araĢtırma ve geliĢtirme,
çalıĢmalar savunma sanayimiz ve askeri kullanım da dahil olmak üzere ülkemizin enerji
geleceği açısından çok büyük bir önem taĢımaktadır.
11.14. GÜNEġ ENERJĠSĠNĠN ĠSTĠHDAM YARATMADAKĠ
ROLÜ
Ġstihdam sağlama Türkiye‟nin yıllardır yaĢadığı en büyük sorunlar arasında yer
almaktadır. Ocak 2011 itibari ile iĢsizlik oranı %11.9‟dur. Bir baĢka deyiĢle 3 milyon 44
bin vatandaĢımız iĢsizdir.14 Bu bağlamda güneĢ enerjisi sektörü enerjinin yanında
insanlarımıza iĢ olanakları da sağlayarak yeni istihdam kapıları açacaktır.
13
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, 11/08/2010,
http://www.enerji.gov.tr/index.php?dil=tr&sf=webpages&b=gunes&bn=233&hn=&nm=384&id=40695
14
TÜİK, www.tuik.gov.tr
42
Ayrıca enerji türleri arasında en fazla istihdam yaratan güneĢ enerjisi, 1MW
(megawatt) güneĢ elektriği sistemine karĢılık ortalama 30-50 kiĢiye iĢ imkanı
sunabilmektedir.15 Bu açıdan bu sistemlerin yaygınlaĢması ülkenin kalkınmasına çok
büyük katkı sağlayabilecektir.
Ülkemizde 76 TEP teknik güneĢ enerjisi potansiyeli vardır. O halde; 1 MW
enerji sistemini ortalama olarak 40 kiĢi iĢtihdam olacağını baz alırsak; 76 TEP ile
yaptığımız hesaplamalara göre tam 35,355 kiĢiye istihdam yaratılabilecektir.
Megawatt; bir milyon watt
12. DALGA ENERJĠSĠ
Deniz dalga enerjisi, deniz akıntıları enerjisi ve med-cezir enerjisi olarak
tanımlanabilmektedir. Ülkemizin Marmara hariç açık deniz kıyı uzunluğu 8210 km
civarındadır. Turizm, balıkçılık gibi nedenlerle en fazla beĢte bir oranında kullanılabilir
ve yıllık olarak 18.5 TWh/yıl düzeyinde bir enerji elde edilebilir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‟nın, yeni ve gizli bir proje üzerinde
çalıĢtığı, ülke çıkarları ve projenin sürdürülebilirliği açısından gizli tutulan “denizden
elektrik enerjisi üretimi projesi” hem oldukça ekonomik hem de dıĢa bağımlılığı ortadan
kaldırabilecek düzeyde olduğu açıklandı. Proje, deniz suyundan elektrik enerjisi
üretmeyi öngörmektedir. Mersin, Antalya ve Ege‟deki denize dik yamaçlar deniz
suyundan elektrik üretimi için en verimli alanlar olarak ön plana çıkıyor. Türkiye‟nin
sahip olduğu denizlerdeki dalga oluĢumları ve özellikleri bakımından en iyi alanının
Karadeniz kıyı Ģeridi olduğu tespit edildi
15
GENSED GüneĢ Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği, 2011, http://www.gensed.org/
43
ġEKĠL-4.TÜRKĠYE DALGA ENERJĠSĠ POTANSĠYELĠ
HARĠTASI
Kaynak: http://www.teknodan.com.tr/download/roportaj.pdf
Bilindiği gibi Türkiye‟nin nüfus olarak en yoğun alanları genellikle kıyı Ģeridini
oluĢturmaktadır. Elektriğin üretim ve tüketim yerinin birbirine çok yakın olması ekstra
harcamaları önleyeceği gibi iletim konusunda da büyük kazanç sağlanmıĢ
olacaktır.Ayrıca dalga enerjisi ilk yatırım maliyeti dıĢında baĢka hiçbir girdisinin
olmaması büyük avantaj içermektedir.Tek dezavantajı yüksek bir ilk yatırım maliyetini
içermesidir net bir maliyet ancak bölgenin konumuna ve coğrafi yapısına bağlıdır.
ETKB, Dalga elektrik santralleri, ulusal elektrik sistemine bağlanılarak,
üretiminin üst sınırlarda olduğu zamanlarda, mevcut hidrolik santrallerimizi devreden
çıkararak rezerv olarak kalmasını sağlayacak ve temiz, sınırsız, ucuz enerji üretileceğini
ifade etmektedir. Bunun yanında dünyada çok sayıda ada ülkesi bulunmakta eğer
Türkiye dalga enerjisi santralleri üretip bu ülkelere ihraç ederse çok ciddi kazançlar da
elde edebilecektir.
44
12.1. DALGA ENERJĠSĠ ÜRETĠMĠ
Pelamis adı verilen bir sistem sayesinde yukarı aĢağı, sal sol dalga hareketlerini
yakalayıp, Pelamis‟in parçalarını bağlayan pistonları hidrolik kanallara iterek
akümülatörden geçirmekte ve böylece hidrolik motorun döndürülmesi sağlanarak
elektrik üretilmektedir. Dalga enerjisinden enerji üretimi için herhangi bir yakıta ihtiyaç
duyulmamakla birlikte enerji üretim aĢamasında da kirlilik yaratmamaktadır. ĠĢletme ve
bakım masrafları ise çok düĢük maliyetlerle yapılabilmektedir. Ancak bu avantajlarının
yanında bazı dezavantajları da bulunmaktadır ; dalgalara bağlı olarak bazen enerji
üretimi mümkün olmayabilir. Ayrıca bu mekanizmaların zor hava koĢullarına dayanıklı
olması gerekmektedir bu da ekstra bir maliyeti beraberinde getirir.
13. BĠYOKÜTLE ENERJĠSĠ
13.1. BĠYOYAKIT
Biyoyakıt, içeriklerinin hacim olarak en az %80'i son on yıl içerisinde toplanmıĢ
canlı organizmalardan elde edilmiĢ her türlü yakıt olarak tanımlanabilir. Biyodizel,
biyoetanol, biyogaz ve biyokütle olarak değerlendirilmektedir.Biyokütle kaynaklarımız;
tarım, orman, hayvan, organik Ģehir atıkları vb.'den oluĢmaktadır. Atık potansiyelimiz
yaklaĢık 8,6 Milyon Ton EĢdeğer Petrol (TEP) olup bunun 6 milyon TEP'i ısınma
amaçlı kullanılmaktadır. 2008 yılında biyokütle kaynaklarından elde edilen toplam
enerji miktarı 66 bin TEP'tir.16
16
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, http://www.enerji.gov.tr/tr/inc_biyoyakit.php
45
ġEKĠL-4. BĠYOKÜTLE POTANSĠYEL HARĠTASI
Kaynak: http://www.teknodan.com.tr/download/roportaj.pdf
Uluslararası Enerji Örgütü‟ne göre, bugün AR-GE ile birlikte daha da önem
verilen biyoyakıt teknolojileri gelecekte çok daha önemli hale gelecektir. Özellikle de
selülöz içeren etanol (bu genel olarak ürünlerin kalıntısı olan mısır koçanları, buğday,
pirinç çöpü, odun atıkları vb) içeren biyoyakıtların ileride önemli roller oynayacağını
belirtmektedirler.
Ġstihdam oluĢturma açısından etanol ve biyodizel üretimi endüstrileri kiĢiye iĢ
olanakları sunabilmektedir. Öyleki, Yenilenebilir Yakıtlar Birliği‟ne göre, 2005 yılında
Amerika‟da sadece etanol endüstrisi için 154,000 kiĢi çalıĢmıĢtır, iĢ edinmiĢtir. Bu da
hane halkının ev gelirlerinin 5.7 milyar ABD doları yükseltmiĢtir.
13.2. BĠYOGAZ
Biyogaz; genel anlamda, organik bazlı atık ve artıkların oksijensiz ortamda
fermantasyonu sonucu ortaya çıkar. BileĢimi içeriğindeki maddelere bağlı olmakla
birlikte, genel olarak; % 40-70 metan, % 30-60 karbondioksit, % 0-3 hidrojen sülfür ile
çok az miktarda azot ve hidrojen bulunan bir gaz karıĢım Ģeklindedir.
1 m3 biyogazın meydana getirebileceği ısı miktarı: 4700-5700 kcal/m3 yani
yaklaĢık olarak 4,70 kWh elektrik enerjisi kadardır.
46
13.3.BĠYOGAZ ÜRETĠMĠNĠN YARARLARI
Biyogazın yararlarını Ģu Ģekilde sıralayabiliriz;
• Biyogaz teknolojisi organik kökenli atık ve artık maddelerden enerji elde edilmesini
sağlayarak aynı zamanda bu atıkların toprağa kazandırılmasını olanaklı hale
getirmektedir.
• Maliyet olarak uygun, ucuz ve çevreye karĢı herhangi bir zararı yoktur.
• Atıkların geri kazanımı ağlar.
• Biyogaz üretimi sonucu hayvan gübresinde bulunabilecek yabancı ot tohumları
çimlenme özelliğini kaybeder.
• Biyogaz üretimi sonucunda hayvan gübresinin kokusu hissedilmeyecek ölçüde yok
olmaktadır.
• Hayvan gübrelerinden kaynaklanan insan sağlığını ve yeraltı sularını tehdit eden
hastalık etmenlerinin büyük oranda etkinliğinin kaybolmasını sağlamaktadır.
• Biyogaz üretiminden sonra atıklar yok olmamakta üstelik çok daha değerli bir organik
gübre haline dönüĢerek toprağa fayda sağlamaktadır.
Üretilen gaz ayrıĢtırıldıktan yani temizlendikten sonra kazanlarda, motorlarda,
türbinlerde ısı
ve
güç üretmek
amaçlı
kullanılabilmektedir.Ancak biyokütle
kaynaklarının elde edilmesi fosil kaynaklara oranla çok daha maliyetlidir. Öte yandan
biyokütle yenilenebilir bir enerji kaynağı olmasıyla tükenmekte olan fosil yakıtların
yanında sürdürülebilir küresel enerjinin önemli bir faktörüdür.
Avantajlarının yanında biyokütlenin pekçok dezavantajı da bulunmaktadır;
düĢük enerji yoğunluğuna sahip olan ham biyokütle kaynaklarının direk yakılasıyla elde
edilmek istenen enerji, önemli ölçüde hava kirliliğine sebebiyet verir.
Termokimyasal bir dönüĢüm süreci ile biyokütleden gaz enerjisi elde edilmeye
çalıĢılır. Biyokütlede ileri teknolojilerin kullanılması ile üretim-kullanım sürecinde
emisyon
azaltılmaya
aynı
zamanda
da
çalıĢılmaktadır.
47
yakıtın
yoğunluğunun
artırılmasına
13.4.KATI DEPO GAZINDAN ELEKTRĠK ÜRETĠMĠNĠN
TÜRKĠYE’DE UYGULANABĠLĠRLĠĞĠNE ĠKĠ ÖRNEK :
ĠSTANBUL VE BURSA TESĠSLERĠ
Çöp depolama alanlarında katı atığın birikmesiyle, depolanmasıyla birlikte depo
içerisinde ayrıĢma baĢlamakta , oluĢan anaerobik ortamda organik maddelerin
bozunması sonucunda bozunma gazları meydana gelmekte ve oluĢan bu gazlar “depo
gazı” olarak adlandırılmaktadır. Depo gazının bileĢiminde büyük oranda metan ve
karbondioksit gazları bulunmaktadır. Metan gazı zehirli ve tehlikeli bir gazdır. Bu gazın
doğrudan havaya bırakılması hem bölgesel hem de küresel anlamda doğal çevre ve
birey sağlığı açısından tehlikeler doğurabilmektedir. Bu tehlikelerin baĢına kötü koku,
yeĢil alanların kuruması-ölmesi, metan gazının olası patlama durumu ve yangın riskini
de beraberinde getirerek küresel sera etkisine neden olabilmektedir. Metan bu nedenle,
dikkat edilmesi gereken bir gazdır. Ayrıca, bilindiği gibi vahĢi depolamadan
kaynaklanan ani metan gazı patlamasının riskini ortadan kaldırmak için düzenli
depolamaya geçilmiĢtir.
Tüm aĢamaları itibari ile metan gazı dönüĢüm prosesinde yaygın olarak elektrik
üretimine imkan sağlamaktadır. Bu yöntem pek çok geliĢmiĢ ülkede yıllar öncesinde
baĢlamıĢken, geliĢmekte olan ülkemiz için yeni yeni uygulamalar bu alan için
baĢlatılmıĢtır.Ġstanbul ve Bursa Tesisleri bu hedef altında açılmıĢtır.
Ġstanbul‟daki tesis gerek uygulamaları gerekse de elde ettiği sonuçlar açısından
son derecede baĢarılıdır. Öyleki, Kemerburgaz Çöp Depolama Alanı‟nda bulunan
elektrik enerjisi üretim santrali yaklaĢık 100.000 kiĢiye hizmet verebilecek boyuttadır.
Toplam maliyeti 6 milyon 500 bin dolar olan tesis, 4,5 yıl sonunda kendini amorte
edebilecek ve 11 yıl ücretsiz olarak nüfusa hizmet sunabilecektir. Dahası, bugün 10 bin
hanenin, 15 yıl boyunca devam edecek olan elektrik ihtiyacı, Kemerburgaz‟daki ĠSTAÇ
tesislerinin elektrik gereksinimi de bu tesisten kaynaklanmaktadır. ĠSTAÇ‟ın amacı, 300
bin konutun 15 yıl boyunca enerji ihtiyacını karĢılayabilmek için iki tane daha çöp
alanından metan gazı çıkarmaktır. Türkiye‟de ilk baĢarılı örnek olan bu tesis, 38 aylık
süreçte üretilen 4.9 milyon Kws elektriği TEDAġ‟a satmıĢtır.
48
Toplamda 1.5 milyon dolara mal olan Bursa‟daki tesiste ise, 1998‟den bu yana
etkili bir Ģekilde faalyetler devam etmektedir ve elde edilen elektrik enerjisi BüyükĢehir
Belediyesi için önemli bir gelir kaynağına sahip olmuĢtur. Tesisin kendi kendini amorte
etmesi, çalıĢma sürecinde gerekli duyduğu enerjiyi gene kendi oluĢturması ve
karĢılığında da yüksek oranda enerji üretmesi, gelir getirmesi, sera etkisine neden olan
etkenleri ortadan tamamen kaldıracak seviyelerde olması bu tesisin de büyük bir atılım,
baĢarı gösterdiğinin açık bir göstergesidir
Bu enerji üretiminde politikalar ve stratejiler çok önemlidir. Bu açıdan devletin
üzerine düĢen görev son derece büyüktür. Merkezi yönetimin bu enerji potansiyelinden
yararlanabilmek için
yerel yönetimlere imkanlar sunması, teĢvik vermesi, yerel
yönetimlerin de alanlarındaki depolarını enerji üretiminin gerçekleĢebilecek düzeyde
olup olmadığı araĢtırması gerekmektedir.
49
14. YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ KAYNAKLARININ
ĠSTĠHDAMA ETKĠSĠ
Alternatif Enerji Kaynaklarının Yarattığı Ġstihdam Miktarı: $1 milyon Yatırım
karĢılığı yaratılan Ġstihdam
$1 milyon yatırım
karĢılığı yaratılan
doğrudan istihdam.
(# iĢ)
$1 milyon yatırım
karĢılığı yaratılan
dolaylı istihdam.
(# iĢ)
$1 milyon yatırım
karĢılığı yaratılan
toplam istihdam.
(# iĢ)
Petrole göre
yaratılan
istihdam.
(% fark)
Petrol ve
Doğalgaz
0.8
2.5
3.4
--
Kömür
2.0
2.8
4.8
+41.1%
1.3
1.6
2.9
-14.7%
Bina
ĠyileĢtirme
7.7
5.1
12.8
+276.5%
Toplu
TaĢıma
12.1
4.2
16.3
+379.4%
Rüzgar
5.6
4.8
10.4
+205.9%
GüneĢ
5.9
4.5
10.4
+291.2%
Biyokütle
8.0
4.3
12.3
+205.9%
Enerji
Kaynağı
Fosil Yakıtlar
Nükleer
Nükleer
Verimlilik
Yenilenebilirler
Kaynak: Tablo, Polllin, Robert ve Heidi Garrett-Peltieras’ın Massachusetts Üniversitesi Politik Ekonomi
Araştırma Enstitüsü ve Amerikan Gelişim Merkezi tarafından çıkartılan, “Green Recovery: A Program to
Create Good Jobs & Start Building a Low-Carbon Economy.” Eylül, 2008, raporundan alınmıştır.
Çevre dostu yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar, hem doğrudan hem de
dolaylı olarak istihdama sağladığı katkıyla ön plana çıkmaktadır. Birincil enerji
kaynaklarından sağlanacak istihdam yatırımların hayata geçirilmesiyle son buluyor
maalesef uzun dönemde devamlılığı sağlar nitelik taĢımıyor.Örneğin inĢa edilen boru
hatları sayesinde hem mavi yakalı hem de beyaz yakalı kesime istihdam oluĢturulurken
50
proje bitiminde bu insanlar baĢka bir iĢ bulmak zorunda kalıyorlar.Nabucco projesinin
ilk dönemimde beĢ bin sonraki aĢamada ise on beĢ bin kiĢiye iĢ sağlayacağı
öngörülürken bunun 3-4 katı Türkiye‟de tahmin edilen yenilenebilir enerji projelerinde
oluĢturulacağı öngörülmektedir.
BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan ''Global Green
New Deal'' baĢlıklı Belgesine göre, Son yıllarda 2,3 milyon civarında insan, dünya
ölçeğine baktığımzda birincil enerji alanının sadece yüzde 2'lik kısmını oluĢturan
yenilenebilir enerji sektöründe iĢ buldu. Dünya genelinde, 2030 yılından itibaren
yenilenebilir enerji sektörüne tahmini olarak 630 milyar dolarlık yatırım, 2,1 milyon
rüzgar enerjisinde, 6,3 milyon güneĢ enerjisinde ve 12 milyon biyoyakıt enerjisinde
olmak üzere, en az 20 milyon istihdam sağlaması beklenmektedir. UNEP'in 2009
yılında yayımladığı raporda oluĢturulan hesaplama neticesinde, 1 megavatlık termik
santralin istihdama katkısının megavat baĢına 1 kiĢi, 1 megavatlık güneĢ enerjisi paneli
veya rüzgar enerjisi santrali kurulduğunda bu sayının 15 kiĢiye kadar çıktığı açıklandı.
Kısacası 1.000 megavat‟lık doğalgaz santrali 1.000 kiĢiyi istihdam etmenizi sağlarken,
bu enerjiyi güneĢ yada rüzgarla elde etmeye çalıĢırsak bunu, rüzgarla yahut da güneĢle
elde etmeye çalıĢırsak, 15 bin kiĢilik istihdam yaratabilmekteyiz..
Alman Çevre Bakanlığı‟nın yaptığı bir çalıĢmaya göre Almanya‟da yenilenebilir
enerjiye yapılan yatırımların beklenilenin çok üstünde bir iĢ sağlayarak 340.000 kiĢiyi
istihdam ettiklerini açıklamıĢtır. Norbert Roettgen yaptığı bir açıklamada bakanlığı
tarafından yapılan bir çalıĢmaya göre Alman yenilenebilir enerji sektöründe çalıĢan kiĢi
sayısının beklentilerinde üzerinde gerçekleĢerek 340.000 kiĢiye ulaĢtığını söyledi. Son
yedi yıl içinde istihdamın iki buçuk kat arttığı belirtildi. 2020 yılına gelindiğinde
500.000‟i aĢan bir istihdam rakamına ulaĢacakları beklentisindeler. Sadece Çin „de bu
sektör 17 milyar dolarlık bir değer oluĢtururken aynı zamanda 1 milyon kiĢi de istihdam
yarattığı açıklanmıĢtır. Nijerya'da ise biyoyakıt endüstrisi 200 bin kiĢiye iĢ sağlarken,
Hindistan'da 2025 yılından itibaren biyokütle enerjisi 900 bin iĢ yaratacak.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Enerji Sektörü verdiği
bilgiye göre, Türkiye'de Ģu anda inĢası devam eden 75 adet HES, 20 adet rüzgar santrali,
3-4 adet jeotermal santrali
projesi bulunuyor. Bu projelerde 5 ile 6 bin arasında
mühendis istihdam ediliyor ve yatırımların artmasına paralel olarak mühendislere olan
51
ihtiyacın daha da artacağı öngörülüyor.Projenin hayata geçirilmesi aĢamasında ortalama
300 kiĢinin istihdam edildiğini bitiminde ise 10 kalıcı istihdam oluĢturulduğu
belirtilmektedir.OluĢturulacak 2 bin proje ile 20 bin kiĢilik istihdam sağlanabilecek
olması Türkiye‟nin özellikle eğitimli gençlerine iĢ yaratması konusunda çok önemli bir
geliĢmedir. Yenilenebilir enerji kaynak santrallerinin bazı ekipmanlarının Türkiye'de
üretilmesiyle ve montajıyla bu sektör 2-3 kat dolaylı istihdam yaratacak potansiyele
sahiptir.
On adet inĢa edilen nükleer veya termik santrali 6 bin megavat enerji üretirken
aynı üretimi sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarından 2 bin adet yapılmaktadır.
Rakamsal olarak daha fazla olduğu için yenilenebilir kaynaklı yatırımları istihdama da
katkısı daha fazla olmaktadır. Nükleer enerji sektörüne yapılacak
1 Milyon US
Dolar'lık yatırım karĢılığında 3 kiĢilik iĢ oluĢturulurken, yenilenebilir kaynaklar
kullanılarak aynı yatırım ile 4-5 kat arasında bir miktar daha fazla istihdam
sağlanmaktadır.
Tüm veriler bize enerjide dıĢa bağımlılığımızın %70 -73 seviyesinde hem de
kayıtlı iĢsizlik oranımızın %11.9 olduğu bu dönemde yenilenebilir kaynaklara yatırım
yapmamız gerektiğini açıkça göstermektedir.
15. HĠDROJEN ENERJĠSĠ
Hidrojen yeryüzünde en fazla bulunan, basit, renksiz, kokusuz ve zehirsiz bir
elementtir. Birim baĢına düĢen enerji hacmi oldukça yüksektir. BileĢikler halinde
bulunan bu enerjinin yeryüzünde en çok bulunan bileĢiği sudur. Doğal ortamda
fazlasıyla bulunan bu enerji, hidrojenin serbest bir Ģekilde bulunamamasından dolayı
doğal bir enerji kaynağı değildir. Ancak bu element enerji kaynakları ile değiĢik
hammaddelerden üretilebilmekte ve üretiminde dönüĢtürme iĢlemleri kullanılmaktadır.
Hidrojen, petrol yakıtlarına göreceli olarak yaklaĢık 1.33 misli daha verimlidir
17
Ayrıca, bu enerji doğayı kirletici hiçbir negatif özelliğe sahip değildir.
17
Enerji 2023 Derneği,
http://www.enerji2023.org/index.php?option=com_content&view=article&id=59:hdrojenenerjs&catid=12:hdrojen&Itemid=128
52
Hidrojen gazı çeĢitli yöntemler aracılığı ile (su, güneĢ, rüzgar, dalga, biyokütle vb) elde
edilebilmektedir.
Hidrojen
üretimi
çok
maliyetli
olması
sebebiyle
üretimi
çok
rahat
sağlanamamaktadır. Bugün bu alanda sürdürülen çalıĢmalar ile bu enerji maliyeti
düĢürülmeye çalıĢılmaktadır.
15.1. DÜNYADA VE TÜRKĠYE’DE HĠDROJEN ENERJĠSĠ
Dünyada her sene 500 milyar m3 civarında hidrojen üretilmektedir.18 En büyük
kullanıcı payına kimya sanayii, özellikle petrokimya sanayii sahiptir.
Ülkemizde için; suni Gübre Sanayii, petrokimya endüstrisi, hidrojene hayvansal yağ
üretimi gibi çeĢitli alanlarda hidrojen enerjisi kullanılmaktadır. Ancak, enerji üretimi
hedefi ile ticari boyutlu hidrojen üretimi bulunmamaktadır.
15.2. HĠDROJEN ENERJĠSĠ TEKNOLOJĠSĠNĠN DÜNYADAKĠ
GELĠġĠMĠ
Hidrojenden,
yakıt
pili
teknolojisi
aracılığıyla
elektrik
enerjisi
kazanılabilmektedir. NASA bu alanda hala da devam etmekte olan çok çeĢitli çalıĢmalar
yapmıĢ ve de ilgili olan çalıĢmaları desteklemiĢtir.
Uluslararası potansiyel yakıt pili pazarı 2030 yılı için 45 milyar Euro olarak
tahmin edilmektedir.19 Amaçlanan ücret, bütün düzenekler için kW baĢına yaklaĢık
1000 Euro civarındadır.
Dünya‟da farklı alanlarda bu enerjinin kullanım alanları vardır. Örneğin;
Almanya'da Münih havaalanında çalıĢan otomobil ve otobüslerin hidrojen enerjisi
kullanması yönündeki projenin yanısıra Neurenburg yakınlarında mini bir hidrojen
enerji sisteminin kurulduğu bir program yürütülmektedir. Solar-Wasserstoff-Bayern
burada güneĢ hidrojen tesisi, depolama sistemi ve hidrojen kullanma sistemleri
kurmuĢtur. Almanya ayrıca Suudi Arabistan ile ortak yürüttüğü Hysolar programı ile
18
Megep, Elektrik Elektronik Teknolojisi, Enerji Üretimi, 2007, Ġnternet EriĢim:
megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul.../522EE0124.pdf
19
EİE, İnternet Erişim: http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/hidrojen/teknolojik_gelismeler.html
53
Suudi
Arabistan'ın
Riyad
yakınında
güneĢ
hidrojen
üretim
tesisi
kurmayı
planlanmaktadır. Suudi Arabistan hidrojeni ihraç edecektir.
Ayrıca, Ġspanya'da INTA solar hidrojen tesisi, Ġtalya, Almanya, Norveç'te
SAPHYS küçük ölçekli fotovoltaik-hidrojen enerji sistemi ve Almanya'da PHOEBUS
pilot tesisi gibi pek çok proje iĢletilmektedir.20
16. NÜKLEER ENERJĠ
Nükleer enerji, günümüzün ve geleceğin en önemli; ancak bir o kadar da en
tehlikeli olan enerji kaynaklarından biridir. Kıt kaynaklar olarak bilinen petrol ve
doğalgazın her yerde mevcut olmaması ve bu enerji kaynalarının yenilenemez olması,
enerji açıklarını bir Ģekilde kapatmak isteyen pek çok ülkeyi nükleer enerjiye itmektedir.
Bugün bakıldığında dünya üzerinde 400'den fazla nükleer enerji santrali vardır ve bu
santraller dünyanın toplam elektrik ihtiyacının %15'ini karĢılayabilecek kapasitede
çalıĢmaktadırlar. Örneğin; Fransa, elektrik ihtiyacının %77'sini nükleer reaktörlerinden
sağlamaktadır.21
Nükleer enerji çok dikkat edilerek iĢletilmesi, depolanması gerekmektedir. Her
ne kadar mükemmel bir Ģekilde beĢeri sermaye ile tüm tehlikeler kaldırılmaya çalıĢsa da
meydana gelen küçük bir sızıntı, hata tüm dünyada derin etkiler oluĢturarak yıllar
boyunca, kuĢaktan kuĢağa devam edebilmektedir. Bugün FukuĢima santralinde
meydana gelen nükleer sızıntısı sadece Japonya içinde kalmamıĢtır. Çernobil Kazası
meydana gelen nükleer patlama ile yıllar öncesinde meydana gelen nükleer sızıntının
etkilerinden bile tam anlamıyla çıkmıĢ değiliz. Ülkemizde dahi özellikle de Karadeniz
Bölgesinde hala bu yüzden pek çok sağlık sorunları yaĢanmaktadır. Sınırlar ötesine
geçen, sınır-engel tanımayan, sizden insan haklarınızı çalan bir durum belki de bu.
Ancak nükleer enerji kullanımın tüm dünya ülkeleri ile ortak bir görüĢ içinde
verilecek karar göre uygulanması gerekir. Ya tüm ülkeler bu enerjiyi kullanmamalı ya
da biri dahi kullanıyorsa bile olumsuz sonuçlar itibariyle tüm dünya etkilendiği için,
20
EİE, İnternet Erişim: http://www.eie.gov.tr/turkce/YEK/hidrojen/teknolojik_gelismeler.html
21
Wikipedia, Nükleer Ednerji, http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCkleer_enerji
54
ülkeler üst seviyedeki güvenlik, kontrol ve depolamaları ile bu enerjiyi kullanabilir
olmalıdır.
2007 yılında enerjide dıĢa bağımlılık oranının % 73, yerli üretimin ise % 27
dolaylarında belirdiği ülkemizde yerli, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek
kaçınılmaz sonuç olmalıdır.22 Öte yandan bugün gündemde olan Türkiye‟de nükleer
santral kurulma istekleri oldukça tartıĢmalıdır. Pek çok yenilenebilir enerji maliyeti
nedeni ile desteklenmez, yatırım yapılmaz iken (SayıĢtay Raporlarında “nükleer
enerjinin maliyeti en yüksek‟‟ yatırm olarak ifade edilmesine rağmen) maliyeti çok
yüksek olan nükleer santrallere yatırım yapılmak istenilmektedir. Bu büyük bir
ikilemdir.
Öte yandan 2007 itibari ile, dünya enerji- tüketiminde nükleerin payı yaklaĢık %
6, üretimindeki yüzdesi ise 15 civarındadır.
Nükleer santral kurulacaksa onu kuracak, iĢletmesini yapacak, gerekli
denetimleri gerçekleĢtirecek, lisans iĢlerini halledebilecek yani özetle nükleer enerji
santrallerinin faaliyete geçiĢleri ve sonrasına dair her Ģey önceden ilgili yasalar ile
belirtilmelidir. Bu gerek kamu gerekse de sosyal hayatın düzeni açısından bir
mecburiyettir.
Bir kaç can alıcı nokta Ģu 2 madde ile özetlenebilir:
1. Nükleer Santral Yasası (ki nükleer enerji- yasası ve güvenlik tüzüğü yoktur) yeterli
teknik hazırlıklar gerçekleĢtirilmeden ortaya çıkmıĢtır. Gerekli güvenlik sınırlamaları
bu enerji santrali ile ilgili olarak belirtilmediği için, açıkça söyleyebiliriz ki Türkiye
nükleer enerjiyi üretebilecek boyutta hazır değildir.
2. Nükleer santrallerin enerji sağlama gibi çok büyük bir avantajı olsa dahi
dezavantajları onu korkulan bir enerji haline getirmektedir.
Birkaç dezavantajı Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:
• Öncelikle kurulumu için gerekli olan yatırım maliyetleri neredeyse diğer tüm yakıtlı
santrallere mukayesen oldukça pahalıdır.
Türkiye
Nükleer
Enerji
ve
http://www.cevre.metu.edu.tr/node/13
22
Nükleer
55
Santrale
Hazır
Değildir,
2008,
• DıĢa bağımsız bir enerji değildir. Çünkü yakın bakımından bizi hala dıĢa bağımlı
tutacaktır.
• Atıkların muhafaza edilmesi hem çok sorunlu hem de yüksek maliyetlidir.
• Sistemin düzgün bir Ģekilde iĢlemesinin yüzde yüz garantisi yoktur, teknolojik riskler
içermektedir.
• Kullanma süreleri bitince, santrali kaldırmanın maliyetleri, santralin kurumu için en
baĢta yapılan maliyetleri geçebilmektedir.
Bu kadar dezavantaja sahip bir enerjiye yatırım yapmak, ülkemizin enerji
sorununu ortadan kaldırmayacaktır. Bilakis, yüksek maliyetleri karĢılamak adına
topluma ek vergiler ya da baĢka alanlarda yükler getirilecektir.
Enerji sorunumuzun çözümünü, ancak kendi ulusal çıkarlarımızı baz alarak
gerçekleĢtireceğimiz programlar ile aĢabiliriz.
17. KĠġĠ BAġINA DÜġEN ENERJĠ KULLANIMI, GSYIH VE
TOPLAM ENERJĠ KULLANIMI ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN
AMPĠRĠK ANALĠZĠ VE 2015 TOPLAM ENERJĠ KULLANIMI
ÖNGÖRÜSÜ
Bu kısımda iki adet ekonometrik çalıĢma yapılmıĢtır. Dünyanın ve insanlığın en
büyük sorunlarından biri olan enerji kaynağı konusu, kiĢi baĢına gerçekleĢtirilen enerji
kullanımı bağlamında, GSYIH, ve toplam enerji kullanımı verileri ile incelenmiĢtir.
Ayrıca kiĢi baĢına düĢen elektrik kullanım miktarı bağlamında GSYIH ve toplam
elektrik tüketimi verileri incelenmiĢtir. Tahminleme yöntemi kullanılarak 2015 yılında
tüketilecek olan toplam enerji ve toplam elektrik tüketimi hesaplanarak, bu enerjiyi
karĢılama yolunda hangi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılabilir açıklanmaya
çalıĢılmıĢtır.
17.1.VERĠ SETĠ, YÖNTEM VE KAPSAM
Modelimizi oluĢturan veriler Dünya Bankası‟ndan (World Bank) resmi web
sitesinden alınmıĢtır. Veri setleri oluĢturulurken, GSYIH değerleri sabit yıllık değerler
56
olarak, kiĢi baĢına düĢen enerji kullanımı ve toplam enerji kullanımı ise ton eĢdeğer
petrol (TEP) değerler olarak alınmıĢtır.
ÇalıĢmada ekonometrik analiz yöntemlerinden yararlanılmıĢtır. OluĢturulan
ekonometrik modelin güvenirliliğini kanıtlamak için bir dizi yapısal test yapılmıĢtır.
KiĢi baĢına enerji kullanımı, GSYIH ve toplam enerji kullanımı arasındaki etkileĢim
logaritmik fonksiyon bağlamında Eviews 5 paket programı kullanılarak OLS (en küçük
kareler yöntemi) ile incelenmiĢ, olası 2015 toplam enerji kullanımı çok değiĢkenli
zaman serilerinin yapısal analizi ve geleceği tahmin etme yolu ile incelenmiĢtir. .
Ülkemiz için oluĢturduğumuz model;
lnPEU= -13.15317+0.034444lnGDP+0.556778lnTEU
t
-14.79909
0.094250
19.95798
R- squared: 0.996670
Burada;
PEU= KiĢi baĢına kullanılan enerji miktarı TEP
GDP= Sabit fiyatlar ile GSYIH ABD $
TEU= Toplam enerji tüketimi TEP olarak verilmiĢtir.
(C ise sabit terimimizdir.)
Mutlak değer t değerlerimizin anlamlı, R kare değerinin yüksek ve de Prob.
değerlerininde çok küçük çıkmasıyla, modelimizin anlamlı olduğu gösterilmektedir.
(Bkz-Ek-2)
Verilerimizin zaman serisi uygulamaları için durağan olması gerekmektedir,
çünkü açıklayıcı değiĢkenlerimizin durağan olmaması durumunda regresyon teorisi
bozulur. Bu nedenle değiĢkenlerimizin durağanlığını test etmek için teker teker unit-root
birim kök testi uyguladık.
KiĢi baĢına enerji tüketim lnPEU durağan olmadığı için, birinci dereden kökü
alınarak durağan hale getirildi. (Bkz-Ek3, ġekil-1) Birinci dereceden kökü alınarak
durağan hale gelen değiĢkenimiz Ek-4‟te gösterilmektedir. Aynı Ģekilde GSYIH için
aynı iĢlem yapılmıĢ olup Ek-5‟te durağan olmadığı, birim köke sahip olan değiĢken, Ek6‟da görüldüğü üzere, birinci dereceden birim kök alınarak durağan hale getirilmiĢtir.
Aynı iĢlemler toplam enerji tüketimi için LnTEU değiĢkenimize de uygulanarak
durağanlık sağlanmıĢtır. (Bkz-Ek-7-8)
57
Durağan hale gelen serilerimizde, dlnTEU (toplam enerji tüketimi)
otokorelasyonuna
bakarak
katsayılarını
inceledik.
(Bkz-Ek9)
için
Otokorelasyonun
katsayıları inceleyerek, yeni bir model kurarak;
„‟Dlogteu c ma(1) „‟ Eviews‟de tahminleyerek, 2015‟in öngörüsünü yaptık. (Bkz-Ek9)
Dlogteu (toplam enerji tüketimimizin 2015 yılında;
11.4312272209857 + 0.0436743114458188 = 11.4749015324315188 TEP olarak
gerçekleĢeceği öngörüsüne ulaĢtık.
17.2. EKLER
EK- 1
Veriler
Yıl
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
Nüfus
28,233,000
28,972,539
29,713,856
30,461,026
31,220,240
31,996,695
32,789,273
33,598,191
34,431,433
35,299,135
36,207,440
37,160,677
38,153,936
39,172,629
40,196,420
41,210,534
42,208,122
43,192,606
44,171,882
45,158,640
46,161,316
47,183,418
Enerji tüketimi (TEP)
10690
10850
11854
12449
13123
13811
15169
15718
16526
17421
18212
19544
22073
24355
25203
26756
29117
31931
31810
30244
31445
31709
58
KıĢı baĢına düĢen
enerjı (Tep)
0.000378635
0.000378635
0.000398938
0.000408686
0.000420336
0.000431638
0.000462621
0.000467823
0.000479968
0.000493525
0.000502991
0.000525932
0.000578525
0.000621735
0.000626996
0.000649251
0.000689844
0.00073927
0.000720141
0.000669728
0.000681198
0.000672037
GSYIH (sabit US $)
13,995,124,535.3392
8,017,479,300.82797
8,919,043,238.27047
10,351,885,924.563
11,172,953,081.8767
11,945,722,171.1131
14,119,135,234.5907
15,664,673,413.0634
17,500,000,000
19,466,666,666.6667
17,086,956,521.7391
16,256,619,963.7997
20,431,095,406.3604
25,724,381,625.4417
35,599,913,836.4328
44,633,707,242.7642
51,280,134,554.2889
58,676,813,687.3681
65,147,022,485.7919
89,394,085,658.2038
68,789,289,565.7434
71,040,020,140.4436
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
48,219,499
49,258,531
50,285,086
51,288,815
52,265,107
53,219,392
54,163,638
55,115,075
56,086,184
57,079,244
58,090,246
59,117,506
60,157,394
61,206,099
62,264,906
63,331,833
64,395,635
65,441,666
66,459,578
67,444,118
68,398,135
69,329,456
70,250,173
71,169,037
72,087,928
73,003,736
73,914,260
74,815,703
33701
35681
37114
39316
42358
46912
47315
49094
52756
52089
53683
56891
56200
61545
66936
70481
71682
70376
76348
70402
74248
77833
80858
84379
93035
100005
98502
92155
Kaynak: World Bank, internet eriĢim: www.worldbank.org
59
0.000698908
0.000724362
0.000738072
0.000766561
0.000810445
0.000881483
0.000873557
0.000890754
0.000940624
0.000912573
0.000924131
0.000962338
0.000934216
0.001005537
0.00107502
0.001112884
0.00111315
0.0010754
0.001148789
0.001043857
0.001085527
0.001122654
0.001151001
0.001185614
0.001290577
0.001369861
0.001332652
0.00123176
64,546,332,580.7583
61,678,280,115.4987
59,989,909,457.8379
67,234,948,264.5987
75,728,009,962.7878
87,172,789,528.3316
90,852,814,004.9917
107,143,348,667.094
150,676,291,094.21
151,041,248,184.246
159,095,003,188.105
180,422,294,772.264
130,690,172,297.297
169,485,941,048.035
181,475,555,282.555
189,834,649,111.257
269,287,100,115.075
249,751,470,869.15
266,567,531,989.763
196,005,288,838.12
232,534,560,774.947
303,005,302,818.309
392,166,274,991.231
482,979,839,237.868
530,900,094,504.725
647,155,131,629.442
730,337,495,197.849
614,603,094,838.71
Ek.2
Dependent Variable: LOGPEU
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 18:18
Sample: 1960 2009
Included observations: 50
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
C
LOGGDP
LOGTEU
-13.15317
0.034444
0.556778
0.888782
0.365459
0.027898
-14.79909
0.094250
19.95798
0.0000
0.9253
0.0000
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.996670
0.996528
0.022051
0.022853
121.3206
0.689287
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
-7.186230
0.374242
-4.732825
-4.618103
7033.637
0.000000
Ek-3
Null Hypothesis: LOGPEU has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
60
t-Statistic
Prob.*
-1.558936
-3.571310
-2.922449
-2.599224
0.4957
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGPEU)
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 19:24
Sample (adjusted): 1961 2009
Included observations: 49 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
LOGPEU(-1)
C
-0.025128
-0.156749
0.016119
0.116143
-1.558936
-1.349627
0.1257
0.1836
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.049166
0.028935
0.041475
0.080847
87.44399
1.825111
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
0.024074
0.042088
-3.487510
-3.410293
2.430281
0.125720
ġekil-1
-6.4
-6.6
-6.8
-7.0
-7.2
-7.4
-7.6
-7.8
-8.0
60
65
70
75
80
85
90
LOGPEU
61
95
00
05
Ek-4
Null Hypothesis: D(LOGPEU) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-6.037983
-3.574446
-2.923780
-2.599925
0.0000
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGPEU,2)
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 19:30
Sample (adjusted): 1962 2009
Included observations: 48 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGPEU(-1))
C
-0.948307
0.023220
0.157057
0.007423
-6.037983
3.128092
0.0000
0.0030
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.442135
0.430008
0.042793
0.084237
84.17861
1.843409
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
62
-0.001640
0.056681
-3.424109
-3.346142
36.45724
0.000000
Ek-5
Null Hypothesis: LOGGDP has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-0.096018
-3.571310
-2.922449
-2.599224
0.9439
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGGDP)
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 19:33
Sample (adjusted): 1961 2009
Included observations: 49 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
LOGGDP(-1)
C
-0.002028
0.009587
0.021118
0.067962
-0.096018
0.141066
0.9239
0.8884
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.000196
-0.021076
0.007333
0.002527
172.3465
1.679451
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
63
0.003062
0.007257
-6.952919
-6.875702
0.009219
0.923915
Ek-6
Null Hypothesis: D(LOGGDP) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-8.014360
-3.574446
-2.923780
-2.599925
0.0000
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGGDP,2)
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 19:32
Sample (adjusted): 1962 2009
Included observations: 48 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGGDP(-1))
C
-1.007643
0.003654
0.125730
0.000985
-8.014360
3.708794
0.0000
0.0006
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.582691
0.573619
0.006208
0.001773
176.8478
1.917246
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
64
0.000371
0.009507
-7.285327
-7.207360
64.22996
0.000000
Ek-7
Null Hypothesis: LOGTEU has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=10)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-2.100193
-3.571310
-2.922449
-2.599224
0.2455
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGTEU)
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 19:34
Sample (adjusted): 1961 2009
Included observations: 49 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
LOGTEU(-1)
C
-0.019284
0.246431
0.009182
0.096592
-2.100193
2.551257
0.0411
0.0140
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.085795
0.066344
0.042087
0.083251
86.72595
1.825118
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
65
0.043963
0.043557
-3.458202
-3.380985
4.410812
0.041105
Ek-8
Null Hypothesis: D(LOGTEU) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=10)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-5.781388
-3.574446
-2.923780
-2.599925
0.0000
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGTEU,2)
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 19:35
Sample (adjusted): 1962 2009
Included observations: 48 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGTEU(-1))
C
-0.910018
0.040406
0.157405
0.009675
-5.781388
4.176486
0.0000
0.0001
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.420833
0.408243
0.044125
0.089563
82.70727
1.810128
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
66
-0.001697
0.057361
-3.362803
-3.284836
33.42445
0.000001
Ek-9
Date: 04/30/11 Time: 19:48
Sample: 1960 2009
Included observations: 48
Autocorrelation
***| .
.|.
. |*.
.*| .
. |*.
.*| .
. |*.
.*| .
.*| .
. |*.
.|.
.*| .
.|.
.|.
.|.
.*| .
.|.
. |*.
.|.
.|.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Partial Correlation
***| .
**| .
.*| .
.*| .
.|.
.*| .
.|.
.|.
.*| .
. |*.
. |*.
.|.
.|.
.|.
.|.
.|.
.*| .
.|.
.|.
.|.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
AC
PAC
Q-Stat
Prob
-0.443
-0.033
0.091
-0.069
0.078
-0.158
0.152
-0.075
-0.061
0.173
-0.048
-0.072
0.045
0.004
0.007
-0.068
-0.009
0.078
-0.023
0.012
-0.443
-0.285
-0.074
-0.080
0.040
-0.151
0.027
-0.042
-0.096
0.090
0.118
-0.027
0.004
-0.002
0.016
-0.033
-0.101
-0.001
0.059
0.029
10.027
10.084
10.521
10.779
11.119
12.550
13.894
14.230
14.459
16.358
16.511
16.853
16.991
16.992
16.996
17.340
17.346
17.829
17.871
17.884
0.002
0.006
0.015
0.029
0.049
0.051
0.053
0.076
0.107
0.090
0.123
0.155
0.200
0.257
0.319
0.364
0.431
0.467
0.531
0.595
67
Ek-10
Dependent Variable: DLOGTEU
Method: Least Squares
Date: 04/30/11 Time: 20:08
Sample (adjusted): 1961 2009
Included observations: 49 after adjustments
Convergence achieved after 6 iterations
Backcast: 1960
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
C
MA(1)
0.043674
0.105874
0.006918
0.153349
6.313026
0.690413
0.0000
0.4933
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.008345
-0.012754
0.043833
0.090304
84.73360
1.887319
Inverted MA Roots
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
0.043963
0.043557
-3.376882
-3.299665
0.395532
0.532451
-.11
ġekil2
.16
Forecast: DLOGTEUF
Actual: DLOGTEU
Forecast sample: 1960 2015
Included observations: 49
.12
.08
Root Mean Squared Error
Mean Absolute Error
Mean Abs. Percent Error
Theil Inequality Coefficient
Bias Proportion
Variance Proportion
Covariance Proportion
.04
.00
-.04
-.08
60
65
70
75
80
85
90
95
00
05
DLOGTEUF
68
10
15
0.042930
0.032430
120.7042
0.406236
0.000002
0.818970
0.181028
18. KĠġĠ BAġINA DÜġEN ELEKTRĠK KULLANIMI, GSYIH
VE TOPLAM ENERJĠ TÜKETĠMĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN
AMPĠRĠK ANALĠZĠ VE 2015 TOPLAM ELEKTRĠK ENERJĠSĠ
TÜKETĠMĠ ÖNGÖRÜSÜ
18.1.VERĠ SETĠ, YÖNTEM VE KAPSAM
Ekonometrik modelimizde kiĢi baĢına düĢen elektrik kullanımı, gayri safi yurt
içi hasıla ve toplam elektrik tüketimimiz 1960-2008 yılları aralığında incelenmiĢtir. Ait
yıllara iliĢkin verilerimizi topladığımız havuzda, ilgili verileri Dünya Banka‟sının
(World Bank) resmi web sitesinden alınmıĢtır. Eviews 5 paket programı kullanılarak
OLS (en küçük kareler yöntemi) ile incelenmiĢ, olası 2015 toplam elektrik enerjisi
tüketimi çok değiĢkenli zaman serilerinin yapısal analizi ve geleceği tahmin etme yolu
ile incelenmiĢtir. .
Bu bağlamda modelimiz;
lnKBDEK= -13.12981+0.457207lnGDP+0.748527lnTEET
t
-30.83720
2.44
99.41
R-squared: 0.99
Burada;
KBDEK= KiĢi baĢına düĢen elektrik kullanımı kWh
TEET= Toplam elektrik enerjisi tüketimi kWh
GDP= Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla (GSYIH) ABD doları, olarak ifade edilmektedir.
t değerlerimizin (mutlak t değerleri) çok küçük olması ve de R kare değerimizin çok
yüksek olması kurmuĢ olduğumuz modelimizin anlamlı olduğunu göstermektedir.
69
Zaman serimiz için 2015 yılı toplam elektrik tüketimimizi hesaplayabilmek için
regresyonumuzun değiĢkenleri durağan olmalı ve de birim köke sahip olmaması gerekir.
Bu nedenle logaritmik değiĢkenlerimize unit-root (birim kök) testi uygulayarak
durağanlıklarını
incelememiz
sonucunda;
değiĢkenlerimizde durağanlık olduğu
görülmüĢtür. (Bkz- Ek3-4, ġekil 1-2) Bu yüzden birinci dereceden köklerini aldığımız
modelimizi durağan hale getiridir. (Bkz- Ek-5-6-7)
Durağan hale gelen serilerimizde, dlnTEET (toplam elektrik enerji tüketimi)
için otokorelasyonuna bakarak katsayılarını inceledik. (Bkz-Ek9) Otokorelasyonun
katsayıları inceleyerek, yeni bir model kurarak;
„‟Dlogteet c ma(1) „‟ Eviews‟de tahminleyerek, 2015‟in öngörüsünü yaptık. (BkzEk10, ġekil3)
Buna göre 2015 toplam elektrik enerjisi tüketimi;
0.0871195385026398+25.862610918388= 25.94973045689064
2,594973045689064 kWh olarak bulunmuĢtur.
70
18.2. EKLER
Ek-1
Yıllar
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
GSYIH ABD Doları
13,995,124,535.3392
8,017,479,300.82797
8,919,043,238.27047
10,351,885,924.563
11,172,953,081.8767
11,945,722,171.1131
14,119,135,234.5907
15,664,673,413.0634
17,500,000,000
19,466,666,666.6667
17,086,956,521.7391
16,256,619,963.7997
20,431,095,406.3604
25,724,381,625.4417
35,599,913,836.4328
44,633,707,242.7642
51,280,134,554.2889
58,676,813,687.3681
65,147,022,485.7919
89,394,085,658.2038
68,789,289,565.7434
71,040,020,140.4436
64,546,332,580.7583
61,678,280,115.4987
59,989,909,457.8379
67,234,948,264.5987
75,728,009,962.7878
87,172,789,528.3316
90,852,814,004.9917
107,143,348,667.094
150,676,291,094.21
151,041,248,184.246
159,095,003,188.105
180,422,294,772.264
130,690,172,297.297
169,485,941,048.035
181,475,555,282.555
Elektrik tüketimi
kişi başı kWh
89,82396486
94,15812677
108,7371494
116,9034818
127,9298301
139,2331302
151,5129658
164,5921949
178,296384
198,3051426
214,2101181
236,7556436
265,0578436
284,4332965
298,2603923
341,7572798
400,4679479
439,4039109
456,3762984
465,1158671
472,0835948
495,046798
518,6283665
530,7710049
587,172109
632,0286402
670,1411709
740,4631755
777,6619436
841,0584581
893,8208383
927,4474623
1002,268092
1068,718968
1096,124609
1172,79162
1267,728566
71
Elektrik Tüketimi kWh
2536000000
2728000000
3231000000
3561000000
3994000000
4455000000
4968000000
5530000000
6139000000
7000000000
7756000000
8798000000
10113000000
11142000000
11989000000
14084000000
16903000000
18979000000
20159000000
21004000000
21792000000
23358000000
25008000000
26145000000
29526000000
32416000000
35025000000
39407000000
42121000000
46355000000
50131000000
52938000000
58222000000
63180000000
65940000000
71782000000
78935000000
1997
189,834,649,111.257
1372,690413
1998
269,287,100,115.075
1447,72235
1999
249,751,470,869.15
1481,319256
2000
266,567,531,989.763
1572,685279
2001
196,005,288,838.12
1535,226541
2002
232,534,560,774.947
1588,069616
2003
303,005,302,818.309
1689,02234
2004
392,166,274,991.231
1804,607656
2005
482,979,839,237.868
1921,481669
2006
530,900,094,504.725
2078,378505
2007
647,155,131,629.442
2237,597813
2008
730,337,495,197.849
2308,133776
Kaynak: World Bank, internet eriĢim: http://data.worldbank.org
86935000000
93227000000
96940000000
1,0452E+11
1,03542E+11
1,08621E+11
1,17099E+11
1,26774E+11
1,3675E+11
1,49826E+11
1,63353E+11
1,70604E+11
Ek-2
Dependent Variable: LOGKBDEK
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 12:53
Sample: 1960 2008
Included observations: 49
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
C
LOGGDP
LOGTEET
-13.12981
0.457207
0.748527
0.425778
0.187313
0.007530
-30.83720
2.440872
99.41036
0.0000
0.0186
0.0000
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.999870
0.999864
0.011136
0.005704
152.4030
0.417797
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
72
6.310555
0.955912
-6.098083
-5.982257
176835.5
0.000000
Ek-3
Null Hypothesis: LOGGDP has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
0.252616
-3.574446
-2.923780
-2.599925
0.9732
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGGDP)
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:36
Sample (adjusted): 1961 2008
Included observations: 48 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
LOGGDP(-1)
C
0.005482
-0.014372
0.021702
0.069799
0.252616
-0.205908
0.8017
0.8378
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.001385
-0.020324
0.007274
0.002434
169.2347
1.710590
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
73
0.003258
0.007202
-6.968112
-6.890145
0.063815
0.801691
ġekil
-1
3.32
3.28
3.24
3.20
3.16
3.12
60
65
70
75
80
85
90
95
LOGGDP
Ek-4
Null Hypothesis: LOGKBDEK has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
74
t-Statistic
Prob.*
-3.269593
-3.574446
-2.923780
-2.599925
0.0220
00
05
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGKBDEK)
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:40
Sample (adjusted): 1961 2008
Included observations: 48 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
LOGKBDEK(-1)
C
-0.015693
0.166194
0.004800
0.030475
-3.269593
5.453351
0.0020
0.0000
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.188573
0.170933
0.031017
0.044255
99.62685
1.595392
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
0.067632
0.034065
-4.067785
-3.989819
10.69024
0.002043
ġekil-2
8.0
7.6
7.2
6.8
6.4
6.0
5.6
5.2
4.8
4.4
60
65
70
75
80
85
90
LOGKBDEK
75
95
00
05
Ek-5
Null Hypothesis: D(LOGGDP) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-8.121234
-3.577723
-2.925169
-2.600658
0.0000
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGGDP,2)
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:43
Sample (adjusted): 1962 2008
Included observations: 47 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGGDP(-1))
C
-1.002725
0.003850
0.123470
0.000974
-8.121234
3.950744
0.0000
0.0003
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.594428
0.585415
0.006094
0.001671
174.0515
1.974076
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
76
0.000608
0.009465
-7.321340
-7.242610
65.95444
0.000000
Ek-6
Null Hypothesis: D(LOGGDP) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-8.121234
-3.577723
-2.925169
-2.600658
0.0000
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGGDP,2)
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:49
Sample (adjusted): 1962 2008
Included observations: 47 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGGDP(-1))
C
-1.002725
0.003850
0.123470
0.000974
-8.121234
3.950744
0.0000
0.0003
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.594428
0.585415
0.006094
0.001671
174.0515
1.974076
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
77
0.000608
0.009465
-7.321340
-7.242610
65.95444
0.000000
Ek-7
Null Hypothesis: D(LOGKBDEK) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-4.689115
-3.577723
-2.925169
-2.600658
0.0004
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGKBDEK,2)
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:50
Sample (adjusted): 1962 2008
Included observations: 47 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGKBDEK(-1))
C
-0.665179
0.045163
0.141856
0.010814
-4.689115
4.176362
0.0000
0.0001
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.328236
0.313308
0.032710
0.048149
95.07458
1.770772
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
78
-0.000342
0.039474
-3.960621
-3.881891
21.98780
0.000026
Ek-8
Null Hypothesis: D(LOGTEET) has a unit root
Exogenous: Constant
Lag Length: 0 (Automatic based on SIC, MAXLAG=0)
Augmented Dickey-Fuller test statistic
Test critical values:
1% level
5% level
10% level
t-Statistic
Prob.*
-4.253247
-3.577723
-2.925169
-2.600658
0.0015
*MacKinnon (1996) one-sided p-values.
Augmented Dickey-Fuller Test Equation
Dependent Variable: D(LOGTEET,2)
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:50
Sample (adjusted): 1962 2008
Included observations: 47 after adjustments
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
D(LOGTEET(-1))
C
-0.588073
0.051489
0.138264
0.013203
-4.253247
3.899875
0.0001
0.0003
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
Log likelihood
Durbin-Watson stat
0.286734
0.270884
0.033698
0.051099
93.67712
1.816367
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
F-statistic
Prob(F-statistic)
79
-0.000629
0.039464
-3.901154
-3.822424
18.09011
0.000105
Ek-9
Date: 05/01/11 Time: 13:53
Sample: 1960 2008
Included observations: 48
Autocorrelation
. |***
. |**
. |**
. |*.
. |*.
.|.
. |*.
. |*.
. |*.
.|.
.|.
.|.
. |*.
.|.
.*| .
.*| .
.*| .
.*| .
.|.
.|.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Partial Correlation
. |***
. |*.
. |*.
.*| .
. |*.
.|.
. |*.
.|.
.|.
.|.
.|.
.|.
. |*.
.|.
.*| .
.*| .
.|.
.|.
.|.
.|.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
AC
PAC
Q-Stat
Prob
0.398
0.221
0.211
0.073
0.107
0.053
0.078
0.091
0.094
0.039
0.051
0.043
0.086
0.056
-0.069
-0.112
-0.081
-0.059
-0.028
-0.011
0.398
0.075
0.119
-0.069
0.084
-0.036
0.073
0.021
0.057
-0.056
0.041
-0.012
0.089
-0.033
-0.116
-0.110
0.011
0.003
0.032
-0.005
8.0822
10.631
12.996
13.286
13.929
14.091
14.450
14.947
15.493
15.587
15.756
15.879
16.382
16.602
16.951
17.899
18.404
18.680
18.746
18.756
0.004
0.005
0.005
0.010
0.016
0.029
0.044
0.060
0.078
0.112
0.150
0.197
0.229
0.278
0.322
0.330
0.364
0.412
0.473
0.538
80
Ek-10
Dependent Variable: DLOGTEET
Method: Least Squares
Date: 05/01/11 Time: 13:58
Sample (adjusted): 1962 2008
Included observations: 47 after adjustments
Convergence achieved after 11 iterations
Backcast: 1961
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
C
AR(1)
MA(1)
0.087412
-0.317111
0.826428
0.006451
0.211804
0.137842
13.55028
-1.497195
5.995483
0.0000
0.1415
0.0000
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
Sum squared resid
0.266658
0.233325
0.031932
0.044864
Mean dependent var
S.D. dependent var
Akaike info criterion
Schwarz criterion
Log likelihood
Durbin-Watson stat
96.73493
1.846650
F-statistic
Prob(F-statistic)
Inverted AR Roots
Inverted MA Roots
0.087995
0.036469
-3.988721
-3.870626
7.999659
0.001088
-.32
-.83
ġekil-3
.20
Forecast: DLOGTEETF
Actual: DLOGTEET
Forecast sample: 1960 2015
Included observations: 48
.16
.12
Root Mean Squared Error
Mean Absolute Error
Mean Abs. Percent Error
Theil Inequality Coefficient
Bias Proportion
Variance Proportion
Covariance Proportion
.08
.04
.00
-.04
60
65
70
75
80
85
90
95
00
05
DLOGTEETF
81
10
15
0.032840
0.024529
50.49404
0.179037
0.000069
0.391037
0.608894
19. ĠKĠ EKONOMETRĠK ÇALIġMANIN
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
2015 toplam enerji tüketimini, 114 milyon 749 bin
TEP;
toplam elektrik
enerjisi tüketimi ise 259 milyar 497 milyon 304 bin 568 kWh olarak, iki ampirik
modelimizde açıklamaları ile tahmin ettik.
Ülkemizin karasal sahalarındaki senelik rüzgar enerji potansiyeli yaklaĢık 400
milyar kWh dolaylarındadır. Teknik potansiyeli ise 110 milyar kWh olarak
belirtilmektedir.23 Bu bağlamda
toplam enerji tüketimi içerisinde yer alan toplam
elektrik enerjisi tüketimi ihtiyacı, ülkemizin mevcut rüzgar enerji potansiyeli ile çok
rahat bir Ģekilde karĢılanabilmektedir.
23
Türkiye‟nin En Büyük Doğal Enerji Potansiyelini Yenilenebilir Enerjiler
OluĢturuyor, http://www.euractiv.com.tr/enerji/link-dossier/turkiyenin-en-buyuk-dogalenerji-otansiyelini-yenilenebilir-enerjiler-olusturuyor-000048
82
20. SONUÇ
Türkiye geliĢmekte olan bir ülkedir. Bu açıdan gerek nüfusu gerekse de ticari
potansiyeli hızla artmaktadır. Enerjinin en büyük savaĢ nedeni olduğu günümüzde,
ülkeler kıt kaynakların artık yetemeyeceğinin farkıdadır. Enerji kaynakları bakımından
dıĢa bağımlı ülkeler kategorisinde yer alan ülkemiz, bu durumun beraberinde getirmiĢ
olduğu ekonomik bozukluk, cari açık, istihdam sorunu, küresel alanda rekabet eksikliği
gibi pek çok sorunun altında güçlük çekmektedir.
Oysaki, Türkiye‟nin, bu durumdan kurtulabilmesi olanaklıdır. Öncelikle,
yapılması gereken gerekli politikalar, strayeji ve projelerle birlikte gerek kamunun
gerekse de özel sektörün öz kaynaklara yönelmesini sağlamaktır. Bu bağlamda bu alanla
ilgili verilecek kararlar radikal olmalı ve ekonomik, sosyal, politik, toplumsal tüm
alanlar ile karĢılıklı olarak yönetilebilecek bir farkındanlık oluĢturulmaya çalıĢılmalıdır.
Mevcut potansiyel, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından oldukça
zengindir.
Söz konusu kaynaklardan en etkin ve rasyonel biçimde yararlanmasını
olanaklı hale getirmek de iĢin ikinci kısmı.
Ayrıca insan sağlığına ve çevreye verdiği zararlı etkileri ile ülkemizin
sürdürülebilir ve insani kalkınma hedefi açısından büyük tehdit oluĢturan fosil kaynaklı
yakıtların kullanımına sınırlama getirilmesi önemlidir. Elde edilecek olan yeni ve
kullanıĢlı enerji kaynakları sayesinde sanayiye büyük ölçüde artı değer sağlanabilecek,
pek çok istihdam yaratabilecektir. Böylece sanayileĢme sürecinde olan ülkemizin bu
süreci hızlanmıĢ olacaktır. Unutulmamalıdır ki, sürdürülebilir bir yasam için
kaynakların sürdürülebilirliğinin yanında yenilenebilir olması Ģarttır. Gelecek nesillere
temiz ve kullanılabilir bir dünya bırakmak ve temiz toplum hedefine ulaĢmak için
sürdürülebilir ve yenilenebilir kaynaklara yönelmeliyiz.
83
KAYNAKÇA
A. Necdet Pamir, "Dünyada ve Türkiye'de Enerji, Türkiye'nin Enerji Kaynakları ve
Politikaları", Metalurji Dergisi, Temmuz, 2003.
Akinlo, A. E. (2008), “Energy Consumption and Economic Growth: Evidence From
11 Sub-Saharan Africa Countries”, Energy Economics, 30, 2391-2400.
Altunç, Ö. F. (2008), “Türkiye‟de Finansal GeliĢme ve Ġktisadi Büyüme Arasındaki
Nedenselliğin Ampirik Bir Analizi”, EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi ĠĠBF
Dergisi, 3(2), 113-127.
Cumhuriyetten gunumuze enerji sektoru, surdurulebilir kalkınma ve cevre,
www.gencbilim.com, odev 97541
Dıç Ticaret MüĢteĢarlığı (DTM), „‟Temel Makro Ekonomik Büyüklükler 1996-2006‟‟,
Ġnternet EriĢim: www.dpt.gov.tr
DemirtaĢ,
Sibel,
2010,
web.ogm.gov.tr/birimler/merkez/egitim/.../AB.../sibeldemirtas.pdf, S.17
EIA 1997b: Energy Information Administration, U.S. Department of Energy, “Annual
Energy
Outlook 1997”, Washington, DC: U.S. Government Printing Office, 1997.
Ekoloji Teknik, Ġnternet EriĢim: http://www.ekolojiteknik.com/?s=aktuel&id=217
Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü,Ġnternet EriĢim:
www.eie.gov.tr/turkce/YEK/HES/proje/turkeyhidro.doc
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, 2010,
Ġnternet EriĢim http://www.enerji.gov.tr/tr/inc_biyoyakit.php
GENSED GüneĢ Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği, 2011,
Ġnternet EriĢim: http://www.gensed.org/
GüneĢ Sistemleri, Ġnternet EriĢim: http://www.gunessistemleri.com/gunesenerjisisss.php
Güvenek, Burcu , A. Volkan, „‟ Enerji Tüketimi ve Büyüme ĠliĢkisi: OECD Ülkelerine
ĠliĢkin Bir Panel Veri Analizi‟‟Enerji, Piyasa ve Düzenleme (Cilt:1, Sayı:2, 2010, Sayfa
172-193)
Haskok, Afiyet ġehnaz, „‟ Türkiye‟nin Mevcut Enerji Kaynaklarının Durum
Değerlendirmesi‟‟ekim, 2005
Ġçli, Sıdık, „‟ Ege Unversitesi GüneĢ Enerjisi Enstitüsünde Yapılan ÇalıĢmalar‟‟
84
Jeotermal Derneği, http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm
Korkmaz Basel, E. Didem, S. Umran,
Kaynaklarının Değerlendirilmesi‟‟, 2006.
S. Abdurrahman, „‟ Turkiye Jeotermal
Korkmaz Basel, E. D., Cakın, K., Satman, A.: Turkiye‟nin Yer altı Sıcaklık Haritası ve
Tahmini Isı Ġceriği, Sempozyum Bildiri Kitabı, VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu,
Ġstanbul 2008b.
Mucuk, Mehmet – Doğan, Uysal, „‟ Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi
Ve Ekonomik Büyüme‟‟, Maliye Dergisi , Sayı 157 Temmuz-Aralık 2009.
Oğulata, T, 2002, Sectoral energy consumption in Turkey, Renewable & sustainable
Energy Reviews, 6, 471-480 p
Saçlı , Murat ,‟‟ Türkiyenin Enerji Üretimi, Enerji Ġthalatı ve Kullanım Alanları‟‟,
Ġzmir, Ocak 2007.
Sertkaya, Mahir Rodi,Ekim 2003, ‟‟GüneĢ Enerjisi Ve Teknolojileri‟‟, s.19
ġengül, S. ve Tuncer Ġ. (2006) Türkiye‟de Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme:
1960-2000, Ġktisat, ĠĢletme ve Finans, Mayıs, 69- 80.
Yılmazer Servet, Gayzer Yerbilimleri Ltd. Sti., „‟ Batı Anadolu‟nun Olası Jeotermal
Potansiyelinin Belirlenmesi
Yılmazer, S., “Batı Anadolu‟nun Gorunur Jeotermal Enerji Potansiyeli ve
Değerlendirilmesi”, Turkiye 7. Enerji Kongresi, Dunya Enerji Konseyi Turk Milli
Komitesi, O.D.T.U. Kultur ve Kongre Merkezi, Cilt: 3, Ankara, s.219-231, 3-8 Kasım
1997.
Yılmazer, S., “Kentimizde Jeotermal Enerjinin Anlamı ve Değerlendirilmesi”, Đzmir
Kent Sempozyumu, TMMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi, Đzmir, s.155-161, 810 Ocak 2009.
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2009-2010 Verileri, Ġnternet EriĢim:
www.enerji.gov.tr.
Türkiye‟nin enerji sıkıntıları, Ġnternet EriĢim: http://www.emo.org.tr
TEĠAġ yük tevzi merkezine göre EÜAġ nin enerji hakkında istatistiki verileri, Ġnternet
EriĢim: http://www.euas.gov.tr
85
Tübitak, Türkiye Bilimsel Ve Teknik AraĢtırma Kurumu, ‟‟Vizyon 2023 Teknoloji
Öngörü Projesi- Enerji Ve Doğal Kaynaklar Paneli Raporu‟‟ Ankara 24 Temmuz 2003
Türkiye'de
GüneĢ
Enerjisi,
Ġnterner
http://gunesenerjisi.com.tr/Haberler/Turkiyede-Gunes-Enerjisi.html
EriĢim:
Türkiye Nükleer Enerji ve Nükleer Santrale Hazır Değildir, 2008, Ġnternet EriĢim:
http://www.cevre.metu.edu.tr/node/13
Yu, E.S.H. and Choi, J.Y. (1985) The Causal Relationship Between Energy and GNP:
An International Comparison”, Journal Energy Development, 10, 249- 272.
Yu, E.S.H. and Hwang, B.K. (1984) The Relationship Between Energy and GNP:
Further
Results”. Energy Economics, 6, 186- 190.
Wikipedia, Nükleer Enerji,
Ġnternet EriĢim: http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCkleer_enerji
World Energy Council, Turkish National Committee, (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli
Komitesi), „‟ Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi Basın Duyurusu- Enerjide
Durum‟‟, Ġnternet EriĢim: Www.Dektmk.Org.Tr
Wooldridge, J. M. (2002) Econometric Analysis of Cross Section and Panel Data, MIT
Press, MA.
Wooldridge, J. M. (2002) Econometric Analysis of Cross Section and Panel Data, MIT
Press, MA. „‟Enerji Tüketimi ve Büyüme ĠliĢkisi: OECD Ülkelerine ĠliĢkin Bir Panel
Veri Analizi‟‟
2007 – 2013 Dönemi Türkiye‟nin Jeotermal Değerlendirme Projeksiyonu,
Ġnternet EriĢim: http://www.jeotermaldernegi.org.tr/projeksiyon%20i.htm
86

Benzer belgeler