Çelebi, Bandırma Limanı`nı devraldı

Transkript

Çelebi, Bandırma Limanı`nı devraldı
TEMMUZ 2010 ÇELEBİ HOLDİNG İÇ YAYIN ORGANIDIR
Çelebi, Bandırma
Limanı’nı devraldı
Çelebi, Delhi’de artık
yer hizmeti de veriyor
Çelebi, şimdi de
Polonya’da
Ernst&Young finalinde
Çelebi’ye büyük ilgi
içindekiler I 04-05
06
Çelebi,
Bandırma Limanı’nı
devraldı
ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş.
Adına Sahibi
Can Çelebioğlu
Sorumlu Yazıişleri Müdürü
Canan Abdullahoğlu
Yönetim Yeri
ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş.
Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok
Kat: 12 Etiler, Beşiktaş - İstanbul
Tel: (0212) 339 40 39
Faks: (0212) 282 13 83
www.celebi.com
Yapım
UMAR İletişim
Hizmetleri Ltd. Şti.
Harman Sok. No: 31/1 34153
Florya - İstanbul
Tel: (0212) 573 15 65
Faks: (0212) 573 89 09
www.umariletisim.com
Baskı
Özgün Ofset Ltd. Şti.
Yeşilce Mahallesi, Aytekin Sokak
No: 214 Sanayi Mah.
Levent, İstanbul
Basım Yeri ve Tarihi
İstanbul, Temmuz 2010
Yayın Türü: 4 aylık, süreli, yaygın
Çelebi Holding iç yayın organıdır.
09
Çelebi, Delhi’de artık yer hizmeti
de veriyor
Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası
Havalimanı’nda, Çelebi-Nas India olarak
yer hizmetleri veren Çelebi, kargo antrepo
işletmeciliği hizmeti sunduğu Delhi
Uluslararası Indira Gandhi Havalimanı’nda
yer hizmetleri vermeye başladı.
10
Ernst&Young’ın “Dünya Yılın Girişimcisi”
finalinde Çelebi’ye büyük ilgi
Ernst&Young’ın “Dünya Yılın Girişimcisi”
yarışmasında en büyük ilgiyi, Türkiye’yi
temsil eden Can Çelebioğlu ve Canan
Çelebioğlu Tokgöz gördü. Bu büyük ilgi
Çelebioğlu kardeşlere finalde en çok
alkışı getirdi.
12
Çelebi şimdi de Polonya’da
ÇHS, uluslararası pazarda birbiri ardına
attığı önemli adımlara bir yenisini daha
ekledi. Avrupa ve Asya’da, 4 ülkedeki
en önemli 5 havalimanında büyük
yatırımlara imza atan Çelebi, şimdi de
Polonya pazarına giriyor.
36
Türkiye’nin sivil havacılık
okulları
Cesaretin profesyonellik ve disiplinle
birleştiği pilotluk mesleği uzun yıllar
süren zor bir eğitim gerektiriyor. Art
arda açılan sivil havacılık okulları ve
meslek yüksekokulları artan pilot
ihtiyacını karşılamak için yarışıyor.
içindekiler
13 haberler
maksimum
29 çhs,
apron güvenliği için
Isago’yu seçti
ege ve
32 karadeniz,
akdeniz’in en serin
yerleri
“yeşil kuruluş”
40 çhs,
ilan edildi
42 makale:
ıncredıble ındıa
45 çalışanlarımız
yönetmenler
56 türk
sinemamızın çehresini
değiştiriyor
içinde
60 “kurum
kullanılan terimler
sözlüğü”
ders çalışmak
66 yazın
çok eğlenceli!
Merhaba
Çelebi’de “Tüm yelkenler fora!” Son yıllarda yer hizmetleri
ve kargo-antrepo terminal işletmeciliği alanlarında birbiri ardına uluslararası başarılara imza atan Çelebi Holding, başta
denizcilik olmak üzere diğer hizmet sektörlerindeki faaliyetlerinde de kazandığı ihaleler ve yaptığı yatırımlarla büyümeye devam ediyor.
Bandırma Limanı’nın işletme hakkını 36 yıllığına devralan
Çelebi Bandırma Uluslararası Liman İşletmeciliği, beş yıl
içerisinde yapacağı 50 milyon dolarlık yatırımla, limanı bölgenin dünyaya açılan kapısı haline getireceğini açıkladı.
Geçen sayımızda Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve Başkan Vekili Canan Çelebioğlu
Tokgöz’ün, Ernst&Young’ın düzenlediği “Dünya Yılın Girişimcisi” yarışmasında Türkiye 1.’si seçildiklerini duyurmuştuk. Yarışmanın Monte Carlo’daki uluslararası finalinde,
“Dünya Yılın Girişimcisi” ödülünü ICAP CEO’su Michael
Spencer alırken görüşmeler süresince tüm katılımcılardan
büyük ilgi gören Çelebioğlu kardeşler, ödül töreninde en
çok alkışı toplayan taraf oldu.
Alkışlarla yoluna devam eden ve Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı’nda ilk yer hizmetini vererek Hindistan
pazarında ilerlemeyi sürdüren Çelebi, Polonya’daki tüm
havaalanlarında yer hizmetleri sunmasına izin veren lisansı
aldığını da duyurdu.
Çelebi Holding; turizm, taşımacılık, gıda, güvenlik ve marina işletmeciliğinde de kalitesiyle fark yaratmayı sürdürüyor.
Tüm hizmet alanlarında elde edilen başarılar, takip eden
sayfalarda... Görünen o ki Çelebi Grubu, elde ettiği önemli
başarılarla daha uzun süre “Tam yol ileri!” diyecek.
Gelecek sayıda buluşmak üzere.
ÇELEBİCE YAYIN KURULU
gündem I 06-07
Çelebi
Bandırma Limanı’nı
devraldı
Çelebi Holding iştiraki Çelebi Bandırma Uluslararası Limanı İşletmeciliği A.Ş., TCDD
Bandırma Limanı’nın 36 yıllık işletme hakkını Ankara’da imzalanan sözleşme ile
devraldı. Çelebi’nin beş yıl içinde 50 milyon dolar yatırım yapacağı Bandırma Limanı,
Güney Marmara ve İç Anadolu’nun dünyaya açılan kapısı olacak.
Devir sözleşmesi
törenle imzalandı
Çelebi Holding imzalanan sözleşmeyle,
Bandırma Limanı’nı 36 yıllığına işletme
hakkını devraldı.
Yer hizmetleri, gıda, turizm, havaalanı
inşası ve işletmeciliğinin yanı sıra liman
ve marina işletmeciliği konularında uzmanlaşmış, hizmet sektörünün önde
gelen şirketlerinden Çelebi Holding,
175,5 milyon dolar tutarındaki en yüksek teklifi sunarak, 16 Mayıs 2008’de
kazandığı TCDD Bandırma Limanı
ihalesinin devir sözleşmesini imzaladı.
Bandırma Limanı’nın 36 yıl için işletme
hakkının devrine ilişkin sözleşme, ihale sonrası sürecin tamamlanmasının
ardından Ankara’da düzenlenen törenle; Çelebi Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Can Çelebioğlu, Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırım, Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, Özelleştirme İdaresi
Başkan Vekili Ahmet Aksu ve TCDD
Genel Müdürü Süleyman Karaman tarafından imzalandı.
İmza töreninde bir konuşma yapan
Can Çelebioğlu, Bandırma Limanı’na
önümüzdeki beş yıl içerisinde 50 milyon dolarlık yatırım yaparak, hizmetlerini çeşitlendireceklerini ve gelecek
on yılda Bandırma’yı 11 milyon ton
dökme ve genel yükün, 300 bin TEU
konteynırın ve 200 bin aracın elleçlen-
diği bir liman haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Çelebioğlu, Bandırma Limanı’nın ulaşacağı bu hacimle,
bölgesinin en önemli lojistik merkezlerinden biri haline geleceğini ve yaratacağı yeni iş alanları ile Bandırma
yöresinin hem ekonomik hem sosyal
kalkınmasında büyük rol oynayacağını
da sözlerine ekledi.
Antalya Limanı’nın ardından
Bandırma...
Çelebi’nin 2006 yılında Antalya Limanı
işletmesini bir ortaklık yapısı ile üstlenmesiyle başlayan süreçte, şirketin
ortaya koyduğu performansla liman
yönetimindeki başarısını kanıtladığını
söyleyen Çelebioğlu, son iki yıl içinde
gerçekleşen yolcu, konteynır, genel
kargo ve dökme yük taşımacılığı ile
Antalya Limanı’nın bugün bölgenin
önde gelen limanlarından biri haline
dönüştüğünün altını çizdi. “Bu başarı
Çelebi’yi marina işletmeciliği konusunda da teşvik etti. Marinayı devraldıktan hemen sonraki bir sene içinde
yaptığımız yatırım ve iyileştirmelerle
bugün, eski konumuyla kıyaslanması
BAKANLAR DA
TÖRENDEYDİ
Törende, Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım da birer konuşma yaptı.
gündem I 08
mümkün olmayan, pırıl pırıl, örnek ve
uluslararası düzeyde bir tesis haline
getirdiğimiz Çelebi Marina Antalya’yı
işletmenin onurunu yaşıyoruz.”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise
konuşmasında, Çelebi’nin Bandırma
Limanı’nı devralmasının, başta istihdam olmak üzere bölge ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını
söyledi. Yıldırım, “Çelebi Grubu, zaman
içinde yapacağı yatırımlarla Bandırma
Limanı’nın kapasitesini birkaç kat artıracaktır” diyerek, Çelebi Holding yetkililerine teşekkür etti. Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, Türkiye’nin toplam
dış ticaretinin %85’inin limanlar üzerinden yapıldığını vurgulayarak, Çelebi’nin
havacılıkta olduğu gibi liman işletmeciliği alanında da dünya markası olabileceğine dikkat çekti.
Projenin finansmanı, UniCredit Bank
AG ve Yapı Kredi Bankası’nın oluşturduğu konsorsiyumun, Çelebi’nin
kullanımına sunduğu uzun vadeli proje ve yatırım kredileri ile sağlandı. Son
yıllarda ülkemizde kullandırılan en uzun
vadeli proje finansmanı kredisi olan bu
14 ay vadeli kredi, Çelebi Grubu’na ve
projeye duyulan güvenin bir göstergesi
olarak yorumlanıyor. Çelebi Bandırma
Uluslararası Limanı İşletmeciliği’nin
azınlık hissedarı olan Bandırma Ticaret Odası ve Bandırma Ticaret Borsası, bölge sanayicilerinin Bandırma
Limanı’nı etkin bir şekilde kullanmasının teşvik edilmesini ve bölge halkı ile,
yerel kamu kurumlarıyla işbirliği sağlanmasını koordine edecek.
Bölgesinin lojistik merkezi
olacak
Türkiye’nin iş ve sanayi merkezi olan
İstanbul’a ve ticari açıdan büyük
önem taşıyan Güney Marmara ve Ege
Bölgesi’ne bağlantıları olan Bandırma
Limanı, Marmara Denizi’nin güney kıyısında çok özgün bir konuma sahip.
Limanda dökme yük, Ro-Ro ve karışık
yük elleçleme hizmetleri veriliyor. Bandırma Limanı, bölgenin en yüksek rıhtım
uzunluğuna sahip limanı olmasının yanı
sıra Türkiye’nin en büyük dökme yük
limanlarından biri. 2004 yılında Ro-Ro
hizmeti sunmaya başlayan Bandırma
Limanı, böylece Marmara Bölgesi’nde
kargo kamyonlarının yurtiçi noktalara
taşınmasında da önemli bir kapı haline
geldi. Ayrıca Bandırma Limanı, ülkemizin artan otomotiv ihracatında ihtiyaç
duyulan liman hizmetleri konusunda,
Bursa bölgesinin artan araç ihracat
hacminin bölge limanları ile karşılanamamasına da çözüm getirecek bir alternatif olacak.
Çelebi, Bandırma Limanı’nı, sahip olduğu demiryolu ve karayolu bağlantıları
ve geniş liman içi stoklama sahalarıyla,
Türkiye dış ticaretinin dinamosu olan
Güney Marmara, İç Anadolu ve Ege
bölgelerine en yüksek faydayı sağlayabilecek liman olarak görüyor. Şirket,
limanı bu geniş hinterlanda hizmet vermeye hazır hale getirmek üzere yeniden yapılandıracak.
Yapılacak olan iyileştirmelerle, limanın
2009 yılında %2,7 olan uluslararası
kargo taşımacılığı içindeki pazar payının, 2020’de yaklaşık %5,2’ye çıkacağı
tahmin ediliyor. Bandırma Limanı ulaşacağı bu hacimle, bölgenin en önemli lojistik merkezlerinden biri olacak.
Çelebi yetkilileri, Bandırma Limanı’nın
bölgenin çevre ve doğaya en duyarlı
limanı olacağının da altını çiziyor.
haberler I 09
Çelebi, Delhi’de artık yer hizmeti de veriyor
Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası
Havalimanı’nda, Çelebi-Nas India olarak
yaklaşık bir yıldır yer hizmetleri veren
Çelebi, kargo antrepo işletmeciliği hizmeti
sunduğu Delhi Uluslararası Indira Gandhi
Havalimanı’nda, 2 Haziran’da yer hizmetleri
vermeye başladı.
Çelebi Ground Handling Delhi Pvt. Ltd., Delhi Uluslararası
Indira Gandhi Havalimanı’ndaki ilk yer hizmetini, 2 Haziran
saat 19.00’da IGI Terminali’nde Air Astana’ya verdi. Bu ilk
hizmet ile birlikte Delhi sivil havacılığı da; son teknoloji ürünü yer hizmetleri ekipmanları, eğitimli kalifiye personeli ve 5
yıldızlı Çelebi hizmet kalitesi ile tanışmış oldu.
Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve
Yönetim Kurulu Başkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı’nda yer hizmetlerimizi başlatmaktan çok
mutluyuz. Delhi’de yer hizmetlerinin faaliyete geçmesiyle
birlikte Çelebi Hava Servisi, Hindistan’daki en önemli iki havalimanında da ana servis sağlayıcısı oldu. Böylece Çelebi,
Hindistan’daki yolcu trafiğinin büyük bir bölümüne hizmet
vermeye başladı. Bu hizmet başlangıcı ile birlikte havaalanı,
bugüne kadar yer hizmetlerinde gördüğü en iyi hizmet ve
teknolojiye şahit olacaktır” dedi.
Yatırım da hedef de büyük
ÇHS, Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı işletmecisi Delhi International Airport Private Ltd. (DIAL) şirketi
tarafından, havaalanı yer hizmetlerinin 10 yıl süreyle yürü-
tülmesi için açılan lisans ihalesini kazanmasının ardından
gerekli çalışmaları ve süreçleri büyük bir hızla tamamladı.
Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda
2009 yılı temmuz ayında hizmet vermeye başlayan ÇHS,
Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı’nda da faaliyete geçmesiyle, Hindistan’daki en önemli iki havalimanında
yer hizmetleri sunmaya başladı. Çelebi’nin bir süredir kargo hizmetleri de sunduğu Delhi Uluslararası Indira Gandhi Havalimanı, Mumbai Uluslararası Havalimanı ile birlikte,
Hindistan’ın yüksek hava trafiğine sahip iki havalimanından
biri. Yılda yaklaşık 23 milyon yolcuya ve 220 bin uçuş hareketine hizmet verilen havalimanında yapılacak altyapı yatırımlarıyla; 2012 yılında yıllık 37 milyon, 2016 yılında 50 milyon ve 2021 yılında ise 66 milyon yolcuya hizmet sunulması hedefleniyor. Delhi’de başlayan yer hizmetleri ile birlikte
Çelebi’nin -aralarında Hindistan’daki Mumbai Chhatrapati
Shivaji ve Macaristan’daki Budapest Ferihegy havaalanlarının da bulunduğu- hizmet verdiği önemli ve uluslararası
havalimanı sayısı 29’a çıktı.
gündem I 10-11
Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu Tokgöz, “Dünya Yılın
Girişimcisi” yarışmasında Türkiye’yi temsil etti
Ernst&Young “Dünya Yılın Girişimcisi” finalinde
Çelebi’ye büyük ilgi
Ernst&Young’ın “Dünya Yılın Girişimcisi”
yarışmasında en büyük ilgiyi, Türkiye’yi temsil
eden Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu
Tokgöz gördü. Bu büyük ilgi Çelebioğlu
kardeşlere finalde en çok alkışı getirirken,
“Dünya Yılın Girişimcisi” ödülü ise ICAP’in
CEO’su İngiliz Michael Spencer’e verildi.
Amerikalı denetim ve danışmanlık firması Ernst&Young’ın
düzenlediği, “Dünyanın en prestijli iş dünyası ödül programı” olarak nitelendirilen “Dünya Yılın Girişimcisi” yarışması
sonuçlandı. Yarışmada birinciliği, 1986’da 45 bin dolarla
yola çıkan ve bugün bankalararası finansal işlemlerde dünyanın en büyük broker firması haline gelen ICAP’in CEO’su
Michael Spencer (55) kazandı.
Ödüller, 5 Haziran gecesi Monte Carlo’da gerçekleşen
törenle sahiplerini buldu. ICAP’in CEO’luğunun yanı sıra
İngiltere’de iktidara gelen Muhafazakâr Parti’nin mali işlerden sorumlu üyeliğini de yürüten Spencer törende yaptı-
Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu Tokgöz yarışma
heyecanını, Monte Carlo’da kendilerini yalnız bırakmayan Türk
ekonomi basınının önemli gazetecileriyle paylaştı.
ğı açıklamada, dünya çapındaki seçkin
girişimciler arasından kendisinin seçilmesinden büyük onur duyduğunu belirtti.
Çelebi, iş dünyasının oldukça
ilgisini çekti
Monte Carlo’daki yarışmada Türkiye’yi
temsil eden Çelebi Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Can Çelebioğlu ve Yönetim Kurulu
Başkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz ise
en çok dikkat çeken finalistler arasında yer
aldı. Ernst&Young Türkiye ve Milliyet gazetesi tarafından yedinci kez düzenlenen
“Dünya Yılın Girişimcisi” yarışmasının Türkiye finalisti olan Çelebioğlu kardeşler, Monte
Carlo’daki finallerde jürinin yanı sıra uluslararası iş dünyasından da büyük ilgi gördü. Yarışmada ülkemizi başarıyla temsil eden Can ve Canan Çelebioğlu, sahneye Mozart’ın Türk
Marşı eşliğinde çıkarak gerek katılımcıların gerekse yabancı
basının ilgi odağı oldu.
Çelebioğlu kardeşler finaller sırasında birçok iş görüşmesi de
gerçekleştirdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Can Çelebioğlu, “Yarışmanın, dünya girişimcilerinin vizyonunu tanımak
açısından kendileri için önemli olduğunu” vurguladı.
Ernst&Young Başkanı:
Türk girişimci renk katıyor
Ernst&Young Başkanı James Turley ise, yarışmada hemen
her yıl çok ilginç Türk girişimcilerle karşılaştıklarını ve Türklerin yarışmaya renk kattığını belirterek, “Jürinin Türk yarışmacıları her yıl dikkatle, uzun uzun incelediğini duyuyorum.
Bu da bizi çok mutlu ediyor. Dünyanın şu andaki ekonomik
durumu, girişimcileri çok etkilemiyor. Girişimcilik apayrı bir
şey. Her şartı, fırsata çevirebilirsiniz. Krizin en hararetli olduğu dönemde bir anket yapmıştık; girişimcilerin üçte ikisinin,
o dönemde bile agresif biçimde yeni yatırım düşündüğünü
gördük” dedi.
Çelebi’nin Hintli ortağı desteğe geldi
Çelebi’nin Hindistan’daki ortağı Jungbir Singh de destek olmak amacıyla Monte Carlo’ya geldi. Babası Hindistan’daki
iktidar partisinin genel sekreteri olan Singh, Çelebi’yle Mumbai Havaalanı’nda yüzde 26, Delhi’de ise yüzde 49 ortak
olduklarını belirterek, “Çelebi Hindistan’a gelerek çok cesur
bir karar verdi. Hem kargo hem de yolcu anlamında çok büyüyeceğiz” dedi.
Çelebi’nin 6 ülkede 10 bin çalışanı var
1958’de babaları Ali Cavit Çelebioğlu tarafından 1 merdiven
ve 5 işçi ile “Türkiye’nin ilk sivil havacılık yer hizmetleri özel
şirketi” olarak temelleri atılan Çelebi Holding, bugün yer hizmetlerinden terminal, liman ve marina işletmeciliğine, güvenlikten gıdaya, seyahat acenteliğinden personel taşımacılığına ve araç filo kiralamaya kadar birçok farklı alanda hizmet
veriyor. Özellikle havacılık işkolunda Macaristan, Hindistan,
Belçika, Almanya ve Polonya’da yaptığı yatırımlarla dünya
pazarlarında söz sahibi olmaya başlayan Çelebi, yaklaşık 10
bin kişiye istihdam sağlıyor.
Çelebi yine
göğsümüzü kabarttı
Bugüne kadar Türkiye’nin böyle bir yarışmada, bu kadar iddialı
olmadığının yetkililer ve diğer katılımcılar tarafından da belirtilmesi,
Çelebi’nin başarısından doğan
gururu bir kat daha artırdı. Türkiye birincisi olan Can ve Canan
Çelebioğlu’nun 50 ülke finalistinin
iştirak ettiği yarışmada ülkemizi en
üst düzeyde temsil ettiği, kurum
dışı katılımcılar tarafından dile getirildi. Gazetelerdeki “Monte Carlo,
Türk iş dünyasının kalitesine boy
aynası oldu” başlığı da tüm Çelebi
ailesini onurlandırdı.
haberler I 12-13
Çelebi şimdi de Polonya’da
ÇHS, uluslararası pazarda birbiri ardına attığı
önemli adımlara bir yenisini daha ekledi.
Avrupa ve Asya’da, 4 ülkedeki en önemli 5
havalimanında büyük yatırımlara imza atan
Çelebi, şimdi de Polonya pazarına giriyor.
Türkiye’de optimum büyüklüğe ulaştıktan sonra son yıllarda
birbiri ardına attığı önemli adımlarla Macaristan, Belçika, Almanya ve Hindistan’da olmak üzere toplam 5 havalimanında yatırımları bulunan Çelebi, logosunu şimdi de Polonya’ya
taşıyor. Türk havacılığı yer hizmetleri sektörünün köklü ve
öncü kuruluşu Çelebi Hava Servisi (ÇHS), Polonya’da havaalanı yer hizmetleri sunma lisansını elinde bulunduran,
Varşova merkezli “Troy Airport Services Sp. z.o.o.” (Troy
Poland) şirketini satın aldı. ÇHS bu satın almayla birlikte,
hizmet verdiği uluslararası pazarlara Polonya’yı da ekledi.
ÇHS’nin, İspanya’da sahip olduğu “Çelebi Ground Handling
Europe SL” (Çelebi Europe) vasıtasıyla hisselerinin tamamını alarak, bünyesine kattığı Troy Poland; Polonya Cumhuriyeti Sivil Havacılık Otoritesi tarafından verilen, Polonya’daki
tüm havaalanlarında yer hizmetleri faaliyetinde bulunulmasına izin veren, 04.02.2011 tarihine kadar geçerli (her sene
yenilenebilecek) bir lisansa sahip.
Yatırım için çok uygun
Polonya, Avrupa’nın dev ekonomilerinden biri olmamasına
rağmen küresel krizde, “gayrisafi milli hasılasında daralma
olmayan tek AB ülkesi” sıfatı ve yıllık %3,2’lik büyüme hızı
ile yatırımcılar için oldukça iyi bir pazar. 38 milyonun üzerinde nüfusa sahip olan Polonya’da, hava trafiği yoğunluğuna
göre sırasıyla; Warsaw Airport, Krakow Airport, Katowice
Airport, Gdansk Airport, Wroclaw Nicolaus, Copernicus
Airport, Poznan Airport, Lodz Lublinek Airport, Rzeszow
Airport, Szczecin Airport, Bydgoszcz Airport ve Zielona
Gora Babimost Airport olmak üzere toplam 11 büyük havalimanı bulunuyor. Ülkenin yıllık ulusal ve uluslararası hava
trafiği; 20 milyona yakın yolcu, 300 binin üzerinde uçak ve
94 bin ton civarında kargo kapasitesine sahip.
Canan Çelebioğlu Tokgöz,
“Yılın İş İnsanı” seçildi
Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Canan
Çelebioğlu Tokgöz, ekonomi gündeminin nabzını tutan
Dünya gazetesinin, başarılarıyla 2009 yılında iz bırakan
kişi ve kurumları belirlediği “Ekonominin Yıldızları”
ödüllerinde “Yılın İş İnsanı” seçildi.
Bu yıl 19.’su düzenlenen ve 11 kategoride verilen “Ekonominin Yıldızları”
ödüllerinde kazananlar belirlenirken yatırım, yönetim, başarı, inovasyon, etkinlik, ilk olma niteliği ve büyüklük gibi kriterler göz önünde bulunduruldu.
Ekonominin Yıldızları, başarılarını ve kendilerini farklı kılan niteliklerini önümüzdeki günlerde yapılacak söyleşilerde Dünya okurlarıyla paylaşacak.
Dünya gazetesinde ödüllerle ilgili çıkan haberde, Çelebi Holding’in özellikle yurtdışındaki büyümesiyle dikkat
çektiği vurgulandı. Haberde, “Canan Çelebioğlu Tokgöz yönetimindeki Çelebi Hava Servisi, Budapeşte ve
Mumbai’den sonra Hindistan’ın en büyük havaalanı olan Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı kargo
ihalesini de aldı ve yurtdışındaki üçüncü büyük adımını attı. Şirket, Belçika’nın Charleroi-Brüksel Sud Uluslararası Havalimanı’nda yer hizmetleri verme hakkını da kazandı” ifadesi yer aldı.
Eskişehirlilerden Canan Çelebioğlu Tokgöz’e ödül
Eskişehir Girişimci Sanayiciler
ve İş Adamları Derneği (EGSİAD)
tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen, Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomi organizasyonu “Beyaz Altın Türkiye Girişimcilik
Ödülleri Referandumu” sonucunda, Çelebi Holding Yönetim
Kurulu Başkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz “Yılın İş Kadını” seçildi. Canan Çelebioğlu Tokgöz ödülünü, 6 Mayıs’ta
Osmangazi Üniversitesi Spor ve Kongre Salonu’nda gerçekleştirilen törende, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
elinden aldı. Törene şeref konuğu olarak katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül de ödül alan
isimler arasındaydı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisine verilen “Dünya Barış Girişimcisi Ödülü”nü Afganistan ve
Pakistan büyükelçilerinin elinden alırken “Yunus Emre Sevgi
ve Eğitime Katkı Ödülü”ne layık görülen Hayrünnisa Gül’e
ise ödülünü, Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar’ın eşi Yrd. Doç.
Dr. Arzu Kılıçlar takdim etti.
Birinciler, ödüllere aday olan iş adamı-iş kadınları arasından, 8 noktada halkın yaptığı değerlendirme ve oylama-
lar sonucu belirlendi. Ödül sahiplerinin
belli olması için bu yıl
25.000 Eskişehirli oy
kullandı. Bu oylama
ışığında; “Yılın Girişimci İş Adamı” Hamdi
Akın, “Yılın Bürokratı”
Durmuş Yılmaz, “Yılın Gazetecisi” Ekrem
Dumanlı, “Yılın Televizyon Programı” Melda Yücel’in sunduğu
Finans Cafe, “Yılın İnovasyon Ödülü” T.C. Devlet Demiryolları ile Süleyman Karaman, “Yılın Sivil Toplum Kuruluşu”
ise Abant Platformu seçildi. Törende ayrıca “EGSİAD Prof.
Dr. Sabahattin Zaim Bilim Ödülü” YÖK Başkanı Yusuf Ziya
Özcan’a, “Yunus Emre Kültür Sanat Ödülü” “Bal” filmiyle
60. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü’nü kazanan Semih Kaplanoğlu’na ve “Eskişehir Marka Katkı Ödülü” ETİ
Şirketler Grubu adına Firuzan Kanatlı’ya verildi.
haberler I 14-15
ÇHS SAW’da, Wataniya Havayolları’yla işbirliği sevinci
Wataniya Havayolları, 30 Mayıs itibariyle
ÇHS İstanbul Sabiha Gökçen İstasyonu’ndan
hizmet almaya başladı. Haftada üç gün,
1550/1659 LT’de Kuveyt-Sabiha GökçenKuveyt parkurunda sefer düzenleyen Wataniya Havayolları, yer hizmetlerinde Çelebi’yi
tercih etti.
34 yolcuyla gelip 61 yolcuyla kalkış yapan A320 tipi uçağın load control, ramp ve
check-in işlemlerini başarıyla gerçekleştiren
ÇHS SAW personelinin göz dolduran performansı, yetkililerin de takdirini topladı. Güzel
başlayan bu anlamlı işbirliğinin güçlenerek
sürmesi için karşılıklı iyi dileklerde bulunan
ÇHS ve Wataniya yetkilileri, ilk hizmeti fotoğraflamayı da ihmal etmedi.
ÇHS Ankara’dan Almanya
Başbakanı’na hizmet
ÇHS-Suudi Arabistan
Havayolları işbirliği büyüyor
ÇHS Ankara, resmi temaslarda bulunmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
davetlisi olarak Ankara’ya
gelen Almanya Başbakanı
Angela Merkel’in uçağının yer
hizmetlerini başarılı bir operasyonla tamamladı. A310
tipi uçakla Ankara Esenboğa
Havalimanı’na inen Angela Merkel ve beraberindeki heyet,
gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından aynı gün içerisinde
Ankara’dan ayrıldı. Yetkililer, 80 yolcuyla ülkesine dönen
Almanya Başbakanı’nın uçağına sunulan başarılı yer hizmetleri dolayısıyla ÇHS Ankara ekibine teşekkürlerini iletti.
Çelebi Hava Servisi, Suudi Arabistan Havayolları ile
1987 yılında başlayan işbirliğini her geçen gün daha
da güçlendirerek sürdürüyor. Çeyrek asrı aşkın süredir
gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla Suudi Arabistan
Havayolları’na ramp hizmeti veren ÇHS, havayollarına
1 Haziran itibariyle İstanbul Atatürk Havalimanı’nda,
yolcu ve operasyon hizmetleri de vermeye başladı.
Başladığı günden bu yana karşılıklı güven ve anlayış
içerisinde sürdürülen bu anlamlı işbirliği, Çelebi’nin
Suudi Arabistan Havayolları’na sunduğu yer hizmetlerinin kapsamını genişletmesiyle ayrı bir değer ve güç
kazandı. Türkiye’ye yılda 1200’den fazla uçuş yapan
Suudi Arabistan Havayolları’na sunulacak bu hizmet
için ÇHS, yolcu hizmetleri ve operasyon kadrosunu
genişleterek eğitimlerine hız verdi ve gerekli hazırlıkları tamamladı. İlk uçuşlardaki geleneğini de bozmayan
ÇHS İstanbul İstasyonu yönetimi, kontuarları çiçeklerle
süsleyip yolculara şeker ikramında bulundu ve uçuş
ekibine çiçek sundu.
Çe-Tur çalışanları, ilkyardım
eğitimine katıldı
Çe-Tur çalışanları, Lokman Hekim Sağlık
Vakfı’nın düzenlediği ilkyardım eğitimine katıldı.
Lokman Hekim İlkyardım Eğitim Merkezi’nin
eğitmenlerinden Canan Özler tarafından Evkur Merkez ofiste gerçekleştirilen eğitime,
Çe-Tur’dan toplam 22 personel katıldı. İlkyardım konusunda önceden almış oldukları
teorik bilgileri tazeleyen Çe-Tur çalışanları,
hayat kurtarmada büyük öneme sahip olan
acil durum müdahaleleriyle ilgili de pratik yaparak öğrendiklerini pekiştirme imkanı buldu.
Tüm personelin aktif olarak yer aldığı ilkyardım
eğitimi sonunda, Lokman Hekim Sağlık Vakfı
tarafından katılımcılara sertifika verildi.
Çelebi-Nas,
1. yıldönümünü kutladı
Çe-Tur’a “SEÇ Yeterlilik
Sertifikası”
Çelebi-Nas, 1 Temmuz’da Mumbai Chhatrapati Shivaji
Uluslararası Havalimanı’nda operasyonlara başlamasının
1. yıldönümünü kutladı. 1 Temmuz 2009’da, bir müşteriye
ve günlük iki uluslararası uçuşa hizmet vererek havalimanındaki faaliyetlerine başlayan Çelebi-Nas, bugün sayıları
13’e ulaşan müşterilerine ve günlük 19 uluslararası uçuşa
başarıyla hizmet veriyor olmanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşıyor. Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can
Çelebioğlu ve Başkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz
Çelebi-Nas’ın yıldönümünü kutlayarak, tüm ekibi gösterdikleri çaba ve elde ettikleri başarı dolayısıyla tebrik etti.
Çelebioğlu, “Çelebi-Nas için uzun, başarılı ve kazançlı bir
gelecek diliyorum” dedi.
MÜTEAHHĐT AKREDĐTASYON SĐSTEMĐ
BP Müteahhit DeğerSEÇ YETERLĐLĐK SERTĐFĐKASI
lendirme Sistemi kapsamında, S&Q Mart tarafından sağlık, eğitim ve çevre
(SEÇ) konularında denetime
tabi tutulan Çe-Tur Çelebi
Turizm, yeterlilik sertifikası
almaya hak kazandı. Mayıs
ayında gerçekleştirilen SEÇ
denetimleri sonucunda, kalite sistemlerinde en yüksek
nokta olan “1. seviye”de olduğu belirlenen Çe-Tur, bu
başarısıyla akaryakıt sektörünün öncü kuruluşlarının tedarikçi havuzunda yer aldı. BP ile uzun yıllardır sürdürdüğü güçlü işbirliği çerçevesinde, daha önce “Ön Yeterlilik
Sertifikası” alan Çe-Tur’un, BP bünyesindeki S&Q Mart
Müteahhit Denetleme Sistemi Yönetim Prosedürü kapsamında aldığı “SEÇ Yeterlilik Sertifikası” bir yıl süreyle
geçerli olacak. Kalite çalışmalarına hız kesmeden devam
eden Çe-Tur, uzun yıllara dayanan tecrübesi, yüksek
hizmet standartları ve müşteri memnuniyetinden ödün
vermeyen ilkeli servis anlayışının yanı sıra hizmetlerini her
geçen gün daha üst seviyelere taşımak için gerçekleştirdiği bu tür girişimlerle de, sektörün öncü ve aranan kuruluşları arasında yer almaya devam ediyor.
Bir yıl gibi kısa bir zamanda kalitesi, müşteri memnuniyetinden ödün vermeyen ilkeli duruşu ve güler yüzlü personeliyle, hizmet verdiği tüm havayollarının takdirini toplayan ve müşteri portföyünü her geçen gün genişleten
Çelebi-Nas’ın yöneticileri gönderdikleri mesajda, “Tüm
ekip adına, 12 ay boyunca verdiğiniz desteğe teşekkür
ederiz. Sizlerin yardımı olmadan, böylesi bir başarı elde
edemezdik. Gelecek yıllarda tüm Çelebi Grubu için en iyisini diliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Müteahhit Yönetim Prosedürü kapsamında, S&Q Mart tarafından yapılan
değerlendirme sonrası “ÇETR  Çelei Tri Tiaret A..” müteahhit
firması, SEÇ Seviyesi 1 ile Yksek Riskli Orta Riskli ve Dk Riskli
sözleme kateorisi iler için “SEÇ Yeterlilik Sertifikası” almaya hak
kazanmıtır
Sertifika No: SQSEÇ10020
Düzenleme Tarihi: 14.05.2010
Geçerlilik Tarihi: 14.05.2011
Osman Köken
Proje Koordinatörü
S&Q Mart
ÇHS, marka değerini artırmaya devam ediyor
Yarım asrı aşkın süredir, sivil havacılık sektöründe paydaşlarına değişmeyen kalitesi, tecrübeli ve güler yüzlü personeli, müşteri memnuniyetinden ödün vermeyen ilkeli hizmet anlayışı, son teknoloji ürünü ekipman parkuru ve bilgi
teknolojilerindeki önemli yatırımlarıyla başarıyla hizmet veren
Çelebi Hava Servisi, 52 yıllık birikiminin mükafatını almaya
devam ediyor.
ÇHS, dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen ekonomi dergilerinden biri olan Fortune tarafından; firmaların satış hacimlerinin, temel finansal göstergelerle birlikte ele alınarak sıralandığı 2009 yılı “Türkiye’nin önde gelen 500 en büyük şirketi”
listesinde 181. sıraya yerleşti. Aynı kriterlerle 2008 yılında
yapılan değerlendirmede 196. sırada yer almış olan ÇHS,
özellikle son dönemde ağırlık verdiği yurtdışı açılım stratejisi
ve yatırımlarıyla 15 basamak birden atlayarak büyük başarı gösterdi. ÇHS, aynı çalışmanın bir uzantısı olarak yapılan
“Çalışan sayısı en yüksek olan şirketler” araştırmasında da
23. sırada yer aldı.
Türkiye’nin saygın ekonomi yayınlarından Capital Dergisi
de, 1 Temmuz tarihli sayısında; bu sene 5.’sini düzenlediği
“En değerli 100 marka” yarışmasının sonuçlarını açıklayarak
2009 yılında 81. sırada bulunan ÇHS’nin, 2010’da 10 basamak yükselişle 71. sıraya yerleştiğini duyurdu.
Böylesine önemli başarıların, ekip çalışmasının en güzel örneği
olduğuna inandıklarını duyuran Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve Başkan Vekili Canan Çelebioğlu
Tokgöz de Grup içerisinde yayınladıkları bir yazıyla emeği geçen
tüm çalışanlara teşekkür etti.
haberler I 16-17
Little Caesars, restoran
açılışlarına devam ediyor
Çelebi Gıda Grubu’nun başarılı markası Little Caesars, pizza severlerin yoğun ilgisini karşılamak için yeni
restoran açılışlarına hız verdi. Benzersiz LC lezzetlerini
tatmak, kaliteli hizmet, geniş ürün yelpazesi ve güler
yüzlü servisten yararlanmak isteyenler için LC Bahçeşehir, Gaziosmanpaşa, Güneşli, İçerenköy, Kağıthane,
Kartal ve Kurtköy şubeleri birbiri ardına hizmete girdi.
Artan taleplere yanıt vermek adına servis ağını son hızla
büyüten LC Pizza, gerçekleştirdiği açılış organizasyonlarıyla da bölge sakinlerinin dikkatini çekti. Eğlenceli müziklerle keyifli animasyon ve palyaço gösterileri eşliğinde
düzenlenen açılışlar, her kesimden büyük ilgi gördü.
Çelebi Gıda Grubu’nun mayıs ve haziran aylarında hizmete soktuğu yeni LC şubelerinden, 145 m2’lik alana
sahip Kağıthane Restoranı’nın açılışı Belediye Başkanı
Fazlı Kılıç tarafından gerçekleştirildi. Çağlayan, Çeliktepe, Gültepe, Kağıthane Merkez, Sanayi Mahallesi, Seyrantepe ve Telsizler’e sipariş götürecek olan LC Restoranı, açıldığı günden itibaren pizza severlerin yoğun
ilgisiyle karşılaştı.
230 m2’lik alana ve 40 kişilik oturma kapasitesine sahip
Güneşli LC, Güneşli ve Mahmutbey’e lezzet taşırken,
200 m2’lik alanıyla Kartal Restoranı da Cevizli, Kartal ve
Topselvi bölgelerindeki LC tutkunlarının yüzünü güldürecek. Beşyüzevler, Küçükköy, Gaziosmanpaşa Merkez
ve Sultançiftliği’ndeki siparişlere yanıt veren Gaziosmanpaşa LC ile Dolayoba, Kurtköy ve Güzelyalı semtlerine hizmet veren Kurtköy LC de pizza fanatiklerinin yeni
uğrak noktaları haline geldi.
Bahçeşehir, Bahçeşehir 2. Bölge ve Esenkent sakinleri;
140 m2 alana ve 36 kişilik oturma kapasitesine sahip LC
Bahçeşehir Restoranı’na, İçerenköy, İçerenköy (Carre),
Kayışdağı ve K. Bakkalköy sakinleri ise 120 m2 alana
sahip LC İçerenköy Restoranı’na artık bir telefonla ulaşabiliyor.
ÇHS Antalya ve Dalaman’a
Condor’dan ödül
Çelebi Hava Servisi istasyonlarında birbiri ardına ödül
sevinci yaşanmaya devam ediyor. ÇHS’nin uzun yıllardan
bu yana başarıyla hizmet verdiği Condor Havayolları’nın,
her yıl tüm dünyadaki yer hizmetleri kuruluşları ve temsilciliklerini davet ettiği toplantının bu yılki organizasyonunda ÇHS Antalya İstasyonu “Uçak Temizliğinde 2009 Yılı
En Başarılı İstasyon” ödülünü alırken, Dalaman İstasyonu
da “On-time Performance (Dakiklik Performansı)” ödülüne layık görüldü. İstasyon çalışanlarının bu başarısını
tüm Çelebi Grubu ile paylaşan Çelebi Holding Yönetim
Kurulu Başkanlığı yayınladığı yazıda, “Sürekli gelişimi
ve her zaman daha iyisini yapmayı hedefleyen bir ekip
olarak, ekip üyelerinin hem kendi aralarında hem de
müşterilerimizle etkin iletişim kurması sonucu yüksek
performans gösterdiğimize
inanıyoruz. ÇHS Antalya ve
Dalaman istasyonlarında görev yapan tüm arkadaşlarımızı, Çelebi’nin gerek yurtiçinde
gerekse yurtdışındaki imajını
yükselttikleri ve şirketimizi en
iyi şekilde temsil ettikleri için
gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz”
ifadesine yer verdi.
ÇHS Bodrum’da
yeni hizmet heyecanı
ÇHS Bodrum İstasyonu, 12 Haziran’da
Bodrum Havalimanı’na
ilk seferini gerçekleştiren
Azerbaycan
Havayolları’na yer hizmeti vermeye başladı.
Uçuş ekibini çiçek ve
lokumlarla karşılayan
ÇHS Bodrum yetkilileri, yeni başlayan bu işbirliğinden duydukları heyecanı
dile getirdiler. Operasyonu sorunsuz bir şekilde tamamlayan ÇHS Bodrum çalışanlarının hizmet kalitesinden çok
memnun kaldıklarını ifade eden Azerbaycan Havayolları
Türkiye Genel Müdürü Hacıağa Hacıyev, uçuş ekibi ve
diğer yetkililer; Çelebi’yle uzun yıllar birlikte çalışma temennisini dile getirdiler. Azerbaycan Havayolları, 2010
yaz sezonu boyunca Bodrum Havalimanı’na haftada üç
sefer düzenlemeyi planlıyor.
ÇHS Ankara’nın yeni
işbirliği: Borajet Havayolları
İç hat seferlerine başlayan Borajet Havayolları, mayıs ayında
gerçekleştirdiği ilk VIP uçuşunu, küçük bir kutlama eşliğinde
ÇHS Ankara İstasyonu’ndan yaptı. Havayolunun, aynı gün
içinde Esenboğa Havalimanı’na inen ve buradan havalanan
ATR-72 tipi uçağına gelişte ve gidişte başarıyla hizmet sunan
ÇHS Ankara personeli, uçakta bulunan heyeti ellerinde çiçeklerle karşıladı. Yolcu hizmetleri çalışanları, güler yüzlü ve nazik
tutumlarıyla yolcuların karşılanması ve uğurlanması ile ilgilenirken; operasyon ve ramp departmanları da sorunsuz gerçekleştirdikleri operasyonla Borajet yetkililerinden tam not aldı.
Çelebi Ankara çalışanları, Esenboğa Havalimanı’na haftanın
hemen her günü uçuşu bulunan Borajet Havayolları’na, Çelebi kalitesini ve yüksek hizmet standartlarını sunacak olmanın
mutluluğunu yaşıyor.
ÇHS Dalaman’dan Orenburg
Havayolu’na ilk hizmet
ÇHS Dalaman İstasyonu, Moskova Domodedovo (DME)
Havalimanı’ndan Dalaman’a ilk seferini yapan Orenburg
Havayolları’na başarıyla hizmet verdi. Rusya’dan kalkan
ORB 9661/9662 sefer sayılı, B737-5 tipi uçak 130 yolcusu
ile 1 Haziran’da Dalaman Havalimanı’na iniş yaptı. Uçuş ekibini çiçeklerle karşılayan ÇHS Dalaman çalışanları, Orenburg
Havayolu’na başarılı bir operasyonla yer hizmeti sunmanın
yanı sıra müşteri yelpazesini genişleterek yeni bir işbirliğinin
güçlü temellerini atmanın mutluluğunu yaşadı. Aldıkları kaliteli hizmetten ve tecrübeli Çelebi personelinin güler yüzlü
yaklaşımından çok memnun kalan havayolu yetkilileri, tüm
istasyon ekibine teşekkürlerini iletti ve başarılı bir sezon geçirmeleri dileğinde bulunarak alandan ayrıldı.
Çelebi Marina Antalya, dünyanın en büyük
yatlarından birini ağırladı
Çelebi Marina Antalya, 21-23 Haziran tarihleri arasında dünyanın en büyük 100 yatından biri olan Alfa Nero’ya evsahipliği
yaptı. Alfa Nero aynı zamanda Çelebi Marina Antalya’nın bugüne
kadar ağırladığı en büyük yat. 21 Haziran’da Çelebi Marina’ya
yanaşan, 82 m boyunda ve 13,80 m enindeki süper yat, 20
deniz mili hıza ulaşabiliyor. Tarihinin en büyük yatını Marina’ya
yanaştıran Çelebi çalışanları, güvertesinde dünyanın en büyük
yat havuzunu bulunduran Alfa Nero’yu 2 gün süreyle en iyi şekilde ağırladı.
Hollandalı Oceanco firması tarafından imal edilen ve 2 yıl önce
suya indirilen 82 m’lik süper yat, 2008 yılında “Dünyanın En Büyük 100 Yatı” (World 100 Largest Yacht) listesinde 30. sırada yer
aldı. Arka güvertesinde 7x3,5 m’lik havuz ve üst güvertesinde
bir jakuzi bulunan Alfa Nero, bu özelliğiyle yüzen plaj olarak anılıyor. Hidrolik kaldıraçlar üzerine oturtulan havuzun tabanı, istendiğinde güverteyle aynı seviyeye getirilebiliyor. Böylece oluşan
alan dans ve helikopter pisti olarak kullanılabiliyor.
Dünyanın en büyük 30. yatına evsahipliği yapmanın haklı gururunu yaşayan Antalya Marina personeli, Alfa Nero’ya verdikleri
başarılı hizmetle Çelebi kalitesini bir kez daha ortaya koydu.
haberler I 18-19
Çe-Tur,
hizmet
yelpazesini
genişletiyor
ÇHS ve Lufthansa,
güçlenen
işbirliğini
kutladı
ÇHS İzmir’e, Thomson Airways’den teşekkür
TCS&Starquest Expeditions’ın misafirlerini taşıyan Thomson Airways’in
özel jetine mayıs ayında başarıyla hizmet veren ÇHS İzmir İstasyonu, teşekkür yazıları ile gururlandı.Thomson
Airways’e ait TOM916 ERV-ADB-IST
seferinde gerçekleştirdikleri başarılı
operasyonla, uçağı sorunsuz bir şekilde karşılayan ve sonrasında İstanbul’a
yolcu eden ÇHS İzmir ekibi, gösterdikleri özenli tutum ve sağladıkları kaliteli
hizmetin karşılığını böyle anlamlı mektuplarla almanın mutluluğunu yaşıyor.
Organizasyonu düzenleyen ABD’li
TCS&Starquest Expeditions yetkilisi
Kjersti McCormick, Çelebi’ye gönderdiği teşekkür yazısında “Şirketim adına,
‘Özel Jetle Eski İpek Yolu’ gezisi kapsamında İzmir ve İstanbul’u ziyaret eden
misafirlerimize gösterdiğiniz ilgiden do-
layı çok teşekkür ederim. Yardımlarınız
ve başarılı hizmetleriniz olmasa, kolaylık
ve konfor için özel jeti tercih eden misafirlerimizin bu isteklerini karşılamak
mümkün olmazdı. En kısa zamanda
Türkiye’ye yeni gruplar getirmeyi ve sizinle tekrar çalışmayı diliyoruz. Başarılarınızın devamını dilerim” dedi.
Firmanın Türkiye’deki acente yetkilisi
Nilgün Şirin’den gelen yazıda da “İzmir
Adnan Menderes Havalimanı’ndaki kusursuz yer hizmeti için, teşekkürü borç
bilerek değil; ülkemiz için göğsümüz
kabararak, iftiharla bu yazıyı yazıyorum. Düzeniniz, çalışma disiplininiz ve
misafirlere gösterdiğiniz güler yüzlü tavrınız ‘Türk misafirperverliği’nin mükemmel
bir örneği oldu. Bizleri yabancı konuklarımızın önünde yücelttiğiniz için teşekkürlerimi iletirim” ifadelerine yer verildi.
SGK’dan ÇHS istasyonlarına
özel teşekkür
T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)
Başkanlığı, istasyonlarında çalışan tüm
personelin haklarını korumak adına
gerçekleştirdiği başarılı çalışmalar ve
konuya ilişkin özel hassasiyeti nedeniyle ÇHS’ye özel bir teşekkür yazısı gönderdi. Sosyal Güvenlik Haftası çerçevesinde, SGK Başkanı M. Emin Zararsız
imzasıyla ÇHS Adana, Bodrum, Dalaman, Erzincan, İzmir, Kars, Mardin ve
Trabzon istasyonlarına gönderilen teşekkür mektuplarında, “Kurumumuza
ve topluma karşı olan sorumluluklarınızı
yerine getirme konusunda göstermiş
olduğunuz hassasiyet, mücadelemiz-
de bizlere güç katmaktadır. Yapacağımız işbirliği çocuklarımızın ve ülkemizin
geleceğini yakından ilgilendirmektedir.
Bugüne kadar çalışanlarınızın haklarını
korumak adına göstermiş olduğunuz
hassasiyet nedeniyle teşekkür ediyor,
çalışmalarınızda başarılar diliyoruz” ifadesine yer verildi.
Bu güzel ve anlamlı teşekkürü tüm Çelebi Grubu ile paylaşan Çelebi Holding
İnsan Kaynakları Bölüm Başkanlığı da
yaptığı duyuruyla, böylesine önem verdikleri bir konuda SGK Başkanlığı tarafından takdir edilmiş olmanın onurunu
yaşadıklarını dile getirdi.
Personel taşımacılığında, tecrübesiyle ortaya koyduğu başarılı hizmetlerin
meyvelerini toplamaya devam eden ÇeTur Çelebi Turizm, Türk Hava Yolları’nın
İzmir ve Dalaman istasyonlarında gerçekleştirdiği taşımacılık ihalelerini kazanmanın haklı gururunu yaşıyor. Kısa
aralıklarla düzenlenen THY personel
servislerine ilişkin ihalede en iyi teklifi sunmasının yanı sıra hizmet yaşamı
boyunca sergilediği profesyonel tutum,
deneyimli çalışan kadrosu ve mükemmellik yolculuğundaki kalite anlayışıyla
da tercih sebebi olan Çe-Tur, hizmete
başlamadan önce gerekli tüm hazırlıklarını tamamladı. Toplam 22 güzergahta
yapılacak olan personel servisi, uçuş
mürettebatı transferleri ve kayıp bagaj
teslimatı hizmeti, iki yıl süreyle Çe-Tur’un
konusunda uzman personeli tarafından
gerçekleştirilecek.
Taşımacılıktaki hizmet yelpazesini her
geçen gün genişleten Çe-Tur’un yöneticileri, Dalaman Havalimanı’ndaki Türk
Silahlı Kuvvetleri (TSK) Meydan Komutanlığı tarafından yapılan personel servisi ihalesini de kazandıklarını duyurdu.
Geniş müşteri portföyüne, TSK gibi saygın bir kuruluşu eklemenin mutluluğunu
yaşayan Çe-Tur, imza attığı bu yeni işbirliğine ilişkin hazırlıklarını sürdürüyor.
Little Caesars ödüle
doymuyor
Çelebi Gıda Grubu, mayıs ayında ABD’nin Nevada
eyaletinde yer alan ünlü kenti Las Vegas’ta düzenlenen Little Caesars Uluslararası Konferansı’ndan ödülle
döndü. Ünlü pazarlama ve iletişim gurusu Stephen F.
Covey’in de konuşmacı olarak katıldığı LC Uluslararası
Konferansı’nda, “2009 yılında bir önceki yıla göre en iyi
satış artışı gerçekleştiren ülke” unvanına layık görülen
Çelebi Gıda Grubu’nun ödülünü, Türkiye LC’yi temsilen
LC Genel Müdürü Hüseyin Genç ve Operasyon Müdürü
Turan Türk aldı.
1959 yılında ABD’nin Detroit şehrinde kurulan ve günümüzde pek çok ülkede sayısız restoranı bulunan LC
Pizza’nın Türkiye’deki başarılı temsilcisi Çelebi Gıda
Grubu yetkilileri törende, emeklerinin karşılığını böyle
güzel bir şekilde almaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler. Çelebi Gıda Grubu Genel Müdürü Hüseyin Genç
törende yaptığı konuşmada, böylesine anlamlı ödüllerin
her zaman daha yüksek noktalara ulaşabilmek ve başka başarılara imza atabilmek için en güzel motivasyon
aracı olduğunu ifade ederek, bu başarıda payı bulunan
tüm şirket çalışanlarına teşekkür etti.
Pizza fanatiklerinin vazgeçemediği lezzet LC’yi, 1996
yılından beri Türk tüketicisine başarıyla sunmanın haklı
gururunu yaşayan Çelebi Gıda Grubu, bir yandan yüksek kalitedeki enfes ürünlerini yüzde yüz müşteri memnuniyetini hedef alan servis anlayışıyla lezzet düşkünlerinin beğenisine sunarken, diğer yandan yakaladığı bu
başarının meyvelerini uluslararası düzeyde toplamaya
devam ediyor.
ÇHS Ankara’dan Katar
Prensi’ne VIP hizmeti
Uzun süredir Katar Havayolları’nın VIP uçuşlarına başarıyla yer hizmeti veren ÇHS Ankara İstasyonu, 2 Haziran’da
Katar Prensi’ni konuk etti. Esenboğa Havalimanı’na inen
Katar Prensi’nin uçağına başarılı bir operasyonla hizmet
veren ÇHS Ankara ekibi, yetkililerden tam not aldı. Resmi ziyaretlerde bulunmak amacıyla, A 340 tipi uçakla ülkemize gelen Katar Prensi ve beraberindeki 15 kişilik heyet, aynı gün Türkiye’den ayrıldı. Geliş ve gidişte, Katar
Havayolları’na ait uçağın tüm yolcu, ramp ve operasyon
hizmetlerini gerçekleştiren tecrübeli ÇHS Ankara çalışanları, güler yüzlü tutumları ve kaliteden ödün vermeyen hizmet
anlayışlarıyla bir kez daha göz doldurdu.
ÇHS Trabzon, Borajet
Havayolları’nın hizmetinde
Borajet Havayolları’nın Trabzon-Zonguldak-İstanbul
Sabiha Gökçen seferleri, 17 Mayıs’ta başladı. Havayolu yetkililerinin, Trabzon Havaalanı’ndaki yer hizmetleri
için tercihi yine Çelebi Hava Servisi oldu. Zonguldak’tan
ilk seferini gerçekleştiren; milletvekilleri, bölge belediye
başkanları ve havayolunun yönetim kadrosunu taşıyan
Borajet’e ait uçağa, Trabzon Havaalanı’nda basının ilgisi büyük oldu. Gelen yolcular, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve diğer yetkililer tarafından karşılanırken, terminal VIP salonunda da karşılıklı iyi dileklerin
iletildiği bir toplantı gerçekleştirildi.
Borajet Havayolları’na hizmet vermeye başlamış olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşayan ÇHS Trabzon
İstasyonu yönetimi ve çalışanları da, grubu uçak altında
karşıladı. Bu güzel işbirliğinin uzun yıllar başarılı bir şekilde devam etmesi dilekleriyle, uçuş ekibine çiçek ve
çikolata sunan Çelebi Trabzon personeli, yolcular için
açılan check-in kontuarında da yolculara şeker ikramında bulundu. Borajet yetkililerinden Yer İşletme Başkanı
Lütfi Başaran ve Ticaret Müdür Yardımcısı Şenol Sezer,
Çelebi’den aldıkları bu ilk hizmette karşılaştıkları profesyonel tutum, kaliteli hizmet ve güler yüzlü yaklaşım
sebebiyle duydukları memnuniyeti dile getirdi.
haberler I 20-21
LC lezzet halkası, yeni
tatlarla büyüyor
Tüm dünyada 50 yılı aşkın bir süredir, pizza sanatında
yeniliklerin ve ilklerin öncüsü olan Little Caesars Pizza,
sağlıklı malzemelerle kaplanmış ve parmesan kenarlı
nefis pizzaları, salata ve sosları, çılgın tatlısı ve suflesiyle klasikleşmiş lezzetlerine her geçen gün bir yenisini
eklemeye devam ediyor.
Özellikle yaza sağlıklı ve fit girmek isteyen pizza severler için LC tarafından özel olarak hazırlanan “Bahçe” ve
“Hafif” pizza seçenekleriyle bol tahıllı, daha da incelmiş,
tüm pizzalarda denenebilecek ve kalorisi düşük “İnce
Kepekli” hamuruyla da herkesten büyük ilgi gördü.
Toplam 39 restoranıyla lezzet dağıtmaya devam eden
Çelebi Gıda Grubu’nun başarılı markası LC Pizza, 2010
yılı sonunda 50 restoran hedefiyle, büyüme yolundaki
çalışmalarını sürdürüyor.
Germania Havayolları-Çelebi
işbirliği, Bursa İstasyonu’nda
Çelebi Hava Servisi; Adana, Ankara, Antalya, Dalaman,
Hatay, İstanbul, Kayseri, Malatya, Samsun ve Trabzon istasyonlarında hizmet verdiği Germania Havayolları’na
Bursa İstasyonu’nda da başarıyla servis sundu. Seferlerini salı günleri, 733 tipi uçaklarla gerçekleştiren Germania
Havayolları’nın 141 yolcuyla gelip, 63 yolcuyla kalkış yaptığı ilk uçuşuna check-in, ramp ve
operasyon hizmetleri veren ÇHS
Bursa personelinin güler yüzlü
tutumu, kaliteli servis anlayışı ve
tecrübeli yaklaşımı, havayolu yetkililerinden teşekkür aldı. Yetkililer,
Çelebi ile diğer havaalanlarında
sürdürdükleri başarılı işbirliğini
Bursa’ya da taşımış olmaktan
duydukları memnuniyeti dile getirdi.
ÇHS Isparta’dan, USAF
uçaklarına başarılı hizmet
Türk Hava Yolları’na sunduğu başarılı hizmetlerle takdir
toplayan ÇHS Isparta İstasyonu, Amerika Birleşik Devletleri
Hava Kuvvetleri (USAF) uçaklarına da hizmet vermeye başladı. Isparta’daki askeri birlikte eğitim almak için Afganistan’dan
Türkiye’ye gelen Afgan askerlerini taşıyan USAF’ın C17 tipi
uçağına, gerçekleştirdikleri sorunsuz operasyonla ilk hizmeti
sunan Çelebi Isparta çalışanları, büyük övgü topladı. USAF
yetkililerinden Hava Ataşesi Christopher Zabriskie, aldıkları
hizmet sonrasında duydukları memnuniyeti dile getirerek personele teşekkürlerini iletti. 2010 yılı kasım ayı sonuna kadar,
Afgan askerlerini taşıyacak uçaklara yer hizmeti sunacak olan
Isparta İstasyonu, Çelebi ile USAF arasında uzun yıllardır sürdürülen başarılı işbirliğini kendi havaalanlarına da taşıyarak bu
uyuma ayrı bir güç katmış olmanın haklı gururunu yaşıyor.
ÇHS ve Lufthansa, güçlenen işbirliğini kutladı
Çe-Tur’dan BP ve Castrol’e
başarılı transfer hizmeti
Çe-Tur Çelebi Turizm, firmaların organizasyonları sırasında gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla transfer
hizmetlerinin aranan şirketi olmaya devam ediyor. BP ve
Castrol de, düzenledikleri organizasyonların transferleri
için, 30 yılı aşkın tecrübesi ve deneyimli personel kadrosuyla kaliteli hizmet veren Çe-Tur’u tercih etti. 18-26
Mayıs’ta, 150 davetlinin katılımıyla Fethiye’de gerçekleştirilen Castrol Mola Toplantısı’nın transfer hizmetlerini sağlayan Çe-Tur, ortaya koyduğu başarılı performansla tüm davetlilerin beğenisini topladı. BP’nin 1-6
Haziran’da Bodrum’da organize ettiği ve 160 davetlinin
katıldığı toplantının tüm transfer hizmetlerini de sorunsuz
bir şekilde tamamlayan Çe-Tur ekibi, kalitesiyle şirket
yöneticilerinin takdirini aldı. Çe-Tur yönetimi, elde edilen
başarılı sonuçlar ve gösterilen özverili tutum nedeniyle
transferlerde yer alan tüm çalışanlara teşekkür etti.
İstanbul Atatürk Havalimanı’na günde altı uçuş gerçekleştiren Lufthansa, ÇHS İstanbul İstasyonu’ndan
aldığı ramp hizmetlerine 1 Nisan itibariyle yolcu hizmetleri ve bilet satış hizmetlerini de ekledi. ÇHS ve
Lufthansa Alman Havayolları yöneticileri, 1984 yılından
beri sürdürdükleri başarılı işbirliği ve ortaklığın giderek
güçlenmesini, 28 Haziran’da düzenlenen bir akşam yemeğinde kutladı. Lufthansa Alman Havayolları Başkan
Yardımcısı Oliver Widmann’ın yanı sıra Juergen Marske, Robert Karl, Thomas Reichwein, Karsten Wulf, Ralf
Behrendt, Dirk Lorenzen ve Sibel Kartal-Doğan’ın katıldığı yemeğe; aralarında Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve Başkan Vekili Canan
Çelebioğlu Tokgöz’ün de bulunduğu, Çelebi Hava Servisi üst düzey yöneticilerinden oluşan kalabalık bir ekip
evsahipliği yaptı. Yemekte iki firmanın yöneticileri; Türkiye, Macaristan ve Hindistan’da başarıyla devam eden
işbirliklerini ve özellikle Atatürk Havalimanı’ndaki yolcu
hizmetlerinin devrini kutladılar. Dünya Kupası üzerine
hararetli tartışmalarla renklenen sohbette, dostluklar
tazelendi ve Lufthansa Havayolları yetkililerinden ilk kez
İstanbul’a gelenler, bu kente olan hayranlıklarını dile getirdi. Çelebi’nin, Lufthansa Başkan Yardımcısı için özel
olarak yaptırdığı el sanatı tablo da, herkesin büyük beğenisini topladı. ÇHS, çeyrek asrı aşkın süredir işbirliği
içinde olduğu Lufthansa’ya verdiği hizmetin kapsamının
genişlemesi çerçevesinde, yolcu hizmetleri kadrosunu
büyüterek eğitimlerine hız verdi.
haberler I 22-23
20. yaşını kutlayan SunExpress’ten, ÇHS Antalya’ya teşekkür
Mayıs ayı itibariyle 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan
SunExpress Havayolları, Antalya’da yaklaşık 2000 kişinin katıldığı
bir etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikte davetlilere, SunExpress’in 20.
yaşı şerefine yapılan logo değişikliğini ve şirketteki diğer yenilikleri
tanıtan havayolu yetkilileri; filoya yeni katılan TC-SNN B738 tipindeki uçağı tören alanına yakın bir şekilde park ettirerek misafirlere
uçağı gezme fırsatı da sundu.
Organizasyonun en dikkat çekici ayrıntılarından biri, ÇHS’nin
yolcu merdivenlerine SunExpress tarafından konulan özel logo
ve yazılardı. “10 yıldan fazla süredir ortaklar: Çelebi ve SunExpress” yazısıyla süslenen merdiven, yurtiçi ve yurtdışı havacılık
camiasından gelen tüm davetlilerin beğenisini topladı ve büyük
alkış aldı. Bu anlamlı yazı ve güzel organizasyon için SunExpress
Havayolları’na teşekkür eden ÇHS Antalya personeli de oldukça
duygulu anlar yaşadı. Kutlama sonrasında, SunExpress Genel
Müdürü Paul Schwaiger ve Genel Müdür Yardımcısı Hacı Say
tarafından, Antalya İstasyon Başmüdürü Battal Çoban ve o gün
hem yaş gününü hem de Çelebi’deki 21. yılını kutlayan Ramp
Müdürü Kürşat Ulutaş’a gönderilen teşekkür mektubunda “...verdiğiniz sınırsız destekten dolayı teşekkür ederiz. Organizasyonumuza vermiş olduğunuz değerli katkılar, etkinliğimizin başarısında
önemli bir yer tutmuştur” ifadesine yer verildi.
Çelebi, çalışanlarının
çocuklarına burs vermeye
devam ediyor
Ülkemizin gelişimine katkı sağlamak ve bireylerin yaşam kalitesini yükseltmek için birinci koşulun eğitim olduğuna inanan Çelebi Grubu, eğitim projelerine destek vermeyi sürdürüyor. Çelebi Grubu’na bağlı şirketlerde görev
yapan personelin üniversitede okuyan çocuklarına burs
vererek, gençlerin eğitimine destek sağlamaktan büyük
mutluluk ve gurur duyduklarını açıklayan İnsan Kaynakları Bölüm Başkanlığı, bu uygulamayı gelecek yıllarda da
devam ettireceğini açıkladı. 2006 yılından bu yana her yıl
“Çelebi Burs Yönetmeliği”nde yer alan ölçütler çerçevesinde belirlenen öğrencilere verilen burslar, 2009-2010
eğitim döneminde mayıs ayında yapılan ödemelerle sona
erdi. Her yıl giderek artan öğrenci sayısına paralel olarak,
2010 yılında 25 Çelebi çalışanının çocuğuna burs verildi.
Gelecekte bu sayıyı daha da yukarılara çekmek için hazırlıklarını sürdürdüklerini belirten İK Departmanı yetkilileri,
bunun için gerekli maddi altyapıyı oluşturma çalışmalarının
da başladığını kaydetti.
2010-2011 yılı eğitim-öğretim yılında, üniversitede okuyan
çocukları için bu burstan yararlanmak isteyen Çelebi çalışanlarına ağustos ayından itibaren bir duyuru yapılacağı
ve burs verilecek öğrencilerin, gelen başvuruların değerlendirilmesiyle belirleneceği açıklandı.
Yoma’da brunch keyfi tam
gaz devam ediyor
Çelebi Gıda Grubu’nun işlettiği, Çelebi Marina Antalya’da yer alan Yoma Restaurant&Bar, farklı damak zevklerine uygun zengin menüsü ile hem Antalyalıların hem
de Antalya’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin beğenisini
toplamaya devam ediyor. Dünya mutfağının seçkin örnekleriyle lezzet düşkünlerinin vazgeçilmez uğrak noktalarından biri haline gelen Yoma Restaurant, özellikle hafta sonları gerçekleştirdiği brunch’larla ünlü. Son olarak,
Antalya Büyük Liman’a demir atan 2500 kişi kapasiteli,
Almanya bandrollü “Aida” gemisi yolcularının Yoma’daki
brunch keyfi basına yansıdı. Antalya’da bulundukları süre
boyunca, öğle ve akşam yemekleri için Yoma Restaurant’ı
tercih eden kaptan Erik Kirchner, Peter Brunke ve Thomas Meenken; zengin açık büfesi, konforlu-şık dekorasyonu ve eşsiz deniz manzarasıyla Yoma Restaurant’ta
brunch’ın tadını çıkarırken, gazetecilere burada bulunmaktan büyük keyif duyduklarını ifade ettiler.
Kars Havaalanı’na yeni
terminal binası
ÇHS SAW’da, Formula 1
heyecanı
ÇHS SAW İstasyonu, İstanbul Park’ta 28-30 Mayıs
tarihleri arasında gerçekleştirilen “2010 Formula 1 Türkiye Grand Prix”si için Sabiha Gökçen Havalimanı’na
inen Corsair Havayolları’na ait B747 tipi uçağa başarıyla hizmet verdi. Paris-Sabiha Gökçen-Paris seferini
gerçekleştiren Corsair yetkilileri, Çelebi çalışanlarının
profesyonel tutumu ve yer hizmetlerindeki deneyimi
sayesinde sorunsuz bir şekilde tamamlanan operasyondan çok memnun kaldıklarını belirterek, istasyon
yöneticilerine teşekkürlerini iletti.
F1 organizasyonu kapsamında, A340 tipi uçakla
Madrid-Sabiha Gökçen-Madrid uçuşunu gerçekleştiren Iberia Havayolları ve A319 tipi uçakla Roma-Sabiha
Gökçen-Roma seferini yapan Alitalia Havayolları da yer
hizmetlerinde ÇHS’yi tercih edenler arasındaydı. Havayollarının temsilcileri, dönüş seferlerini gerçekleştirmeden önce ÇHS Sabiha Gökçen İstasyonu personelini
güler yüzlü yaklaşımları ve kaliteli hizmetleri dolayısıyla
bir kez daha kutladı.
Formula 1 yarışları süresince 28 geliş ve 28 gidiş olmak üzere toplam 56 özel yabancı jet uçuşuna hizmet veren ÇHS SAW çalışanları; ralliye katılmak için
İstanbul’a gelen ve 41 yaşında Mercedes pilotu olarak
pistlere dönen ünlü alman yarışçı Michael Schumacher
ile Ferrari’nin başarılı Brezilyalı pilotu Felipe Massa’nın
da ÇHS yer hizmetlerini deneyimleyen ünlüler arasında
olmasının heyecanını yaşadı.
Faaliyetlerine kısa süre önce başlamasına karşın, özel
uçuşlar için gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla göz
dolduran Çelebi SAW İstasyonu’nun misafirleri arasında Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Milli
Takımlar Eski Teknik Direktörü Fatih Terim gibi önemli
isimler de bulunuyor.
1988 yılında faaliyete geçen Kars Havaalanı’nın yeni
iç ve dış hatlar terminalinin 11 Haziran’da düzenlenen
Temel Atma Töreni, her kesimden büyük ilgi gördü.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Devlet Hava Meydanları
İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü, DHMİ Kars yetkilileri,
Kars Milletvekilleri, Belediye Başkanı ve halkın geniş katılımıyla gerçekleştirilen temel atma töreninde ÇHS Kars
İstasyonu da hazır bulundu. Kars Havaalanı’nın şu anda
ortalama 300 bin olan yıllık yolcu sayısında, yeni iç ve
dış hatlar terminal binasının faaliyete geçmesinin ardından önemli bir artış olması bekleniyor.
LC Pizza, Sabancı
Üniversitesi’nde lezzet dağıttı
Son dönemde açtığı yeni restoranlarla atılım yaparak hızlı bir
büyüme trendi yakalayan Little Caesars, 22 Mayıs’ta Sabancı
Üniversitesi kampüsünde düzenlenen Bahar Şenliği etkinliklerindeydi. 5000’e yakın üniversitelinin katıldığı etkinlikte kurduğu
mutfakla LC pizzalarının enfes lezzetini üniversitelilerle buluşturan Çelebi Gıda Grubu, şenliğe damgasını vurdu. LC yetkilileri, aktivite sonrasında yaptıkları durum değerlendirmesinde;
markalarının ve lezzetlerinin özellikle gençlerin pizza tercihinde
ilk sıralarda yer aldığını görmenin haklı gururunu yaşadı. Şenlikler boyunca müşterilerden aldıkları geri bildirimleri göz önünde
bulunduran LC çalışanları, bu başarıyı yakalamalarında büyük
rol oynayan lezzet, kalite, hijyen ve sunumdaki yüksek standartları daha da geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
haberler I 24-25
ÇHS Tokat’tan, Borajet Havayolları’na ilk hizmet
ÇHS Tokat İstasyonu, mayıs ayında Borajet
Havayolları’na ilk hizmetini verdi. 66 yolcusuyla
Tokat Havaalanı’na inen Borajet’e ait ATR-72 tipi
uçak, Tokat Valisi ve Emniyet Müdürü’nün de aralarında bulunduğu bir heyet tarafından karşılandı.
Uçuş ekibini çiçeklerle karşılayan ÇHS Tokat çalışanları, havayoluna ramp, trafik ve operasyon hizmetlerini başarıyla vererek yetkililerden tam puan
aldı. Sabiha Gökçen Havalimanı’na günde bir kez
düzenlediği uçuşlarla yolcularına hizmet vermeye
başlayan Borajet Havayolları, Ankara Esenboğa
Havalimanı ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı
bağlantılı uçuşlara başlamasıyla birlikte artan seferleriyle, salı ve perşembe günleri dışında haftada
beş sefer düzenleyerek uçuşlarına devam ediyor.
Kısa bir süre önce, gerekli formaliteleri tamamlayarak Tokat Havaalanı’nda kendi hizmetini sağlamaya başlayan havayolu, Çelebi’den aldıkları kaliteli
hizmet için çalışanlara teşekkürlerini iletti.
ÇHS Ankara’dan
Malezya Havayolları’nın canlı
kargosuna hizmet
ÇHS Ankara İstasyonu 10 Haziran’da, canlı hayvan kargosu olan Malezya Havayolları uçağının tüm
yer hizmetlerini başarılı bir operasyonla verdi. Bugüne kadar, özellikle yerli ve yabancı protokole sunduğu
hizmetlerde ortaya koyduğu tecrübe, bilgi birikimi ve
kalite anlayışıyla takdir toplayan ÇHS Ankara personeli,
Esenboğa Havalimanı’ndaki bu farklı operasyonda da
göz dolduran bir performans sergileyerek tüm yetkililerden tam not aldı. Ankara İstasyonu’nun deneyimli
çalışanları tarafından sorunsuz bir şekilde tamamlanan
operasyon sonunda, canlı hayvan kargosu başarıyla
havalimanından gönderildi.
ÇHS İstanbul İstasyonu’na,
USAF’tan teşekkür
Kurulduğu günden bu yana Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri (USAF) ile başarılı bir işbirliği içerisinde bulunan Çelebi Hava Servisi, İstanbul
İstasyonu’nda verdiği destek için USAF yetkililerinden
takdir belgesi aldı. ÇHS ATA İstasyonu Teknik ve Lojistik departmanları çalışanları adına düzenlenen belgelerde, USAF’a yapmış oldukları değerli katkılardan
dolayı Erkan Eratik, Gülten Arman, Ufuk İnce, Karani
Ülke, Serhat Çağman, Yücel Düvenci, Aydın Çavuş,
Ersin Çakır, Tahir Kavrı ve Atıf Öztürk’e teşekkür edildi.
Çelebi İstanbul İstasyonu ekibini, 2 Haziran’da ofislerinde düzenledikleri samimi bir partiye davet ederek
sertifikalarını takdim eden USAF yetkilileri MSgt Ernest
C. Bracey ve Birgül Hallac Tuncer, Çelebi-USAF birlikteliğinin her zaman böyle güçlü temellere dayanmasını
temenni ederek, yardım ve desteklerini esirgemeyen
çalışanlara bir kez daha teşekkürlerini sundu.
Thomas Cook’tan İzmir
İstasyonu’na
motivasyon ziyareti
Çelebi’nin uzun yıllardır başarılı bir işbirliği içerisinde
bulunduğu Thomas Cook Havayolları Overseas Manager (Yurtdışı Müdürü) Chris Stenhouse, 2010 yaz sezonu öncesinde ÇHS İzmir İstasyonu’na gerçekleştirdiği
ziyarette bir sunum yaparak havayolunun beklentilerini
İzmir çalışanları ile paylaştı. Mayıs ayında istasyonu ziyarete gelen ve 2009 yılı boyunca sergiledikleri başarılı
performans ve ortaya koydukları yüksek hizmet kalitesi
için tüm ÇHS İzmir ekibine Thomas Cook Havayolları
adına teşekkürlerini ileten Stenhouse, istasyonun sürekli yükselen başarı grafiğinin 2010 yılında da devam
etmesini diledi. Thomas Cook Yurtdışı Müdürü, ziyaretini tamamlayıp Çelebi’den ayrılmadan önce İzmir personeliyle fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi.
ÇHS Kars İstasyonu’nda
yangın tatbikatı
Mayıs ayı içerisinde kapsamlı bir yangın tatbikatı gerçekleştiren ÇHS Kars İstasyonu çalışanları, yangın tüplerinin kullanımıyla ilgili gerekli bilgileri İstasyon Müdürü
Caner Yücel’den aldı. Çelebi Kars çalışanları, yangına
müdahale konusunda teorik bilgilerin aktarılmasından
sonra uygulamalı eğitime geçti. Tüm personelin teorik bilgisini pratiğe aktarma fırsatı bulduğu ve yangın
tüpleriyle ayrı ayrı müdahalede bulunduğu tatbikat başarıyla sonlandırıldı. Yangın tatbikatına ilişkin eğitimin
gerçekleştirilmesinin ardından Kars İstasyonu ekibine
acil durumlarda karşılaşılabilecek konular hakkında detaylı brifing verildi. Yaşanabilecek aksaklıklar örneklere
dayandırılarak anlatıldı ve bunların en aza indirilmesini
sağlamak amacıyla gerekli bilgi akışı sağlandı.
Little Caesars’ta pizza
şenliği sürüyor
Başarılı kampanyalarına her geçen gün bir yenisini daha ekleyen
Little Caesars Pizza, eşsiz lezzetlerini, kaliteli hizmet anlayışı ve daha
uygun fiyatlarla artan bir müşteri kitlesine ulaştırmak adına çalışmalarına
son sürat devam ediyor. “LC’de Çılgın Günler” sloganıyla hazırlanan ve
müşterilerden gördüğü yoğun ilgi karşısında Çelebi Gıda Grubu yetkilileri tarafından sürdürülmesine karar verilen kampanya çerçevesinde,
her pazartesi ve salı günü, “Gel-Al-Kap” serviste, orta boy 5 malzemeli
karışık pizza sadece 6 TL’ye pizza severlerin damak zevkine sunuluyor. Little Caesars fanatikleri, LC restoranlarına uğrayarak beklemeden
sıcak bir şekilde alabilecekleri pizzaların, uzun bir zaman daha tadını
çıkartacağa benziyor.
haberler I 26-27
ÇHS SAW’dan Borajet’e ilk hizmet
Borajet Havayolları’nın 7 Mayıs’tan bu yana ağırlıklı olarak
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan, ATR-72 tipi uçaklarla gerçekleştirdiği seferler için yer hizmetlerindeki tercihi,
ÇHS Sabiha Gökçen İstasyonu oldu. VIP olarak gerçekleştirilen ilk uçuşta, 64 yolcusuyla Ankara’dan Sabiha Gökçen’e
gelen Borajet’in uçağına ramp ve trafik hizmetlerini başarıyla
sunan ÇHS SAW ekibi, havayolu yetkililerinin beğenisini topladı. Her iki taraf da yeni başlayan bu anlamlı işbirliğinin uzun
soluklu ve güçlü bir ortaklığa dönüşmesi temennisinde bulunurken, SAW Çelebi personelinin mutluluğu ve heyecanı yüzlerinden okunuyordu.
Günlük olarak İstanbul Sabiha Gökçen-Ankara-Tokat ve haftada üç gün Sabiha Gökçen-Zonguldak-Trabzon seferlerini
gerçekleştirecek olan Borajet Havayolları, gelecek dönemde
Bodrum, Antalya gibi münferit çapraz uçuşlar ve Bulgaristan,
Varna gibi yurtdışı uçuşların yanı sıra Türkiye’deki diğer meydanlardan düzenleyeceği ek uçuşlarla da sefer sayısını artırmayı planlıyor.
LC, Kültür
Karıncaları’yla tanıştı
ÇHS Malatya’da, operasyonel
denetimler
Mayıs ayında Pegasus Havayolları ve Çelebi Hava ServisiHolding Operasyonel Denetim yetkilileri tarafından yapılan
denetimlerden geçen ÇHS Malatya İstasyonu, yaz sezonu hazırlıklarını tamamladı. Yıl içerisinde gerek havayolları gerekse Çelebi denetmenlerinin, kimi zaman planlı kimi
zaman sürpriz bir şekilde gerçekleştirdiği iç ve dış denetimlerde her konuda hazırlıklı olduğunu gösteren Çelebi
Malatya ekibi, büyük takdir topladı. Yoğun geçen ziyaretlerin ardından, misafirlerini en güzel şekilde ağırlayan ÇHS
Malatya çalışanları başarılı operasyonlarına hız kesmeden
devam ediyor.
İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması
çerçevesinde, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı tarafından
planlanan “Kültür Karıncaları 2010’a Yürüyor” başlıklı
etkinlik, 13 Haziran’da Kağıthane Sadabad Parkı’nda
yapıldı. Sunuculuğunu Memet Ali Alabora’nın yaptığı
şenliğe, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç ve belediye çalışanlarının yanı sıra pek çok davetli ve 6 ila 13
yaş arası toplam 2010 çocuk katıldı. “Kültür Karıncaları
Eğitim Modeli” ile Europa Nostra’nın “Kültürel mirasa
duyarlılık-farkındalık eğitimi” kategorisinde 2009 yılı
ödülünü kazanan karıncalar, 2010 Avrupa Başkenti
olan İstanbul için yapılan İstanbul rölyefinin de açılışını gerçekleştirdi. Yaşar Morpınar&RitmO-RO ve Doğa
için Çal Grubu’nun müzikleriyle etkinlik alanında doyasıya eğlenen ve dans eden “Kültür Karıncaları” ve
diğer davetliler, Little Caesars’ın kurduğu stantta enfes
pizzalardan tatma fırsatı da buldu. Etkinlikle ilgili web
sitesinde yayınlanan metinde, verdiği destekler için
Çelebi Gıda Grubu’na teşekkür edildi.
ÇHS Bodrum’a, Thomas
Cook UK’den güler yüz
sertifikası
ÇHS Dalaman’da yangın
tatbikatı
ÇHS Bodrum İstasyonu’nun yer hizmetlerini başarıyla gerçekleştirdiği Thomas Cook UK Havayolları’ndan
bir grup yetkili istasyonu ziyaret etti. Ziyaret sonrasında,
Thomas Cook aylık “Gülümseme Ödülleri” kapsamında,
Çelebi Bodrum çalışanlarından Yolcu Hizmetleri personeli
Fatma Yılmaz, mayıs ayının güler yüzlü personeli seçildi.
Havayolu yetkililerinin ziyaret sırasında yaptığı gözlemler
sonucu kontuarın gülümseyen yüzü olmaya hak kazanan
Yılmaz, Thomas Cook’tan sertifikasını alırken yaşadığı
mutluluğu çalışma arkadaşlarıyla paylaştı.
ÇHS SAW’dan çocuklara
tanıtım turu
Hizmet vermeye başladığı günden bu yana, çok kısa bir
sürede başarısını kanıtlayan ve Çelebi kalitesini İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki müşterilerine en güzel şekilde
gösteren ÇHS SAW İstasyonu, bu kez küçük öğrencilerin hizmetindeydi. Çelebi çalışanları, “Havaalanı” dersini görsel olarak
işlemek amacıyla 2 Haziran’da Sabiha Gökçen Havalimanı’nı
ziyaret eden International Community School öğrencilerine evsahipliği yaptı. Teorik olarak işledikleri “Havaalanı” dersini daha
gerçekçi kılmak amacıyla böyle bir organizasyon düzenleyen
okuldan yaklaşık 45 öğrenci, o gün ÇHS Sabiha Gökçen ekibinin en değerli misafiri oldu. Etraflarını büyük bir ilgi ve hayranlıkla izleyen miniklere, öncelikle park alanında, otobüs içerisinde
özel bir kahvaltı hazırlandı. Daha sonra havalimanı turuna çıkarılan öğrenciler; uçakların iniş ve kalkışlarını izledi, yer hizmetlerinde kullanılan ekipmanları tanıdı, check-in ve şut altında verilen
hizmetleri öğrendi. İngilizce olarak gerçekleştirilen tanıtımlar
sonrasında öğle yemeği için havalimanında hamburger ziyafeti
çeken öğrenciler, biraz yorgun ama yaşadıkları deneyimden oldukça etkilenmiş bir şekilde evlerinin yolunu tuttu.
Yer hizmetlerindeki tecrübe ve başarılarını, hem
havacılık alanında hem de genel kapsamlı eğitim, denetim ve tatbikatlarla sürekli olarak destekleyen ÇHS
istasyonları, özellikle yangına müdahale ve ilkyardım
uygulamaları hakkındaki bilgilerini teorik ve pratik anlamda güncelliyor. ÇHS Dalaman ekibi de, özel olarak
hazırlanan bir mizansenle, yangın tatbikatı yaptı.
Elektrik kaçağı nedeniyle melbusat deposunda çıkan
bir yangını söndürmeye çalışan Çelebi çalışanları, dumandan zehirlendiği varsayılan bir arkadaşlarını, toplanma bölgesine götürdü ve gerekli ilkyardımı yaptı. Bu
tür olası acil durumlar karşısında, Çelebi Dalaman çalışanlarının bilincini açık tutmak ve müdahale teknikleri
konusundaki bilgilerini tazelemek amacıyla gerçekleştirilen tatbikat başarıyla sonuçlanırken, rol yapma yetenekleriyle tatbikata gerçekçilik sağlayan Dalaman ekibi
de takdir ve beğeni topladı.
haberler I 28
ÇHS Kars’ta bomba ihbar tatbikatı
ÇHS Kars İstasyonu personeli,
Mülki İdare Amirliği tarafından Kars
Havaalanı’nda gerçekleştirilen bomba
ihbar tatbikatına katıldı. Çelebi Kars çalışanlarının yanı sıra Devlet Hava Meydanları İşletmesi personeli ve Emniyet
Müdürlüğü mensuplarının da yer aldığı
tatbikat, özel olarak hazırlanan senaryoya uygun şekilde organize edildi. Yazılan tatbikat senaryosuna göre; gelen
uçakta bomba ihbarı olduğu kaptan
pilot tarafından kuleye iletildi. Kule,
durumu telsizle gerekli birimlere bildirirken yetkilikler de uçağın tahliyesinin
güvenli bir şekilde yapılabilmesi için
emniyet birimi, sağlık ve itfaiye ekiplerinin yanı sıra Çelebi personeline bilgi
vererek gerekli koordinasyonu sağladı.
Yolcuların uçaktan güvenli ve seri bir
şekilde uzaklaştırılmasının ardından
uçak, bomba uzmanı tarafından kontrol edildi. Yapılan kontrollerden sonra
ise ihbarın asılsız olduğu tespit edildi.
Bomba ihbar tatbikatı boyunca, oldukça profesyonel bir şekilde hareket
eden ve üzerlerine düşen görevi başarıyla yerine getiren ÇHS Kars İstasyonu
çalışanları, bu tarz olumsuz durumlarda
neler yapılması ve olaylara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bilgilerini
tazeleme fırsatı buldu. Tatbikat, Kars
ekibi için eğitici olmasının yanı sıra hayli
heyecanlı dakikaların yaşanmasına da
sebep oldu.
Little Caesars’tan Dünya
Kupası’na özel menü
Özgün ve eşsiz lezzetleri, kaliteli ürünleri ve güler yüzlü
servis anlayışı ile müşteri sayısını her geçen gün katlayarak
artıran Little Caesars Pizza, gerçekleştirdiği kampanyalarla da pizza severlerin dikkatini çekmeye devam ediyor.
2010 Dünya Kupası futbol coşkusunu lezzet tutkusuyla
birleştiren Little Caesars, hazırladığı Kupa Menü’yle hem
heyecanı hem de lezzeti ikiye katladı. Kupa heyecanını yakından takip etmek isteyen LC fanatikleri için özel olarak oluşturulan menü, ilk çıktığı günden itibaren
herkesten büyük ilgi gördü. Pizza severler; orta boy pizza, litrelik Pepsi, elma
dilim patates ve 8’li Çılgın Tatlı’dan oluşan Kupa Menü’yü futbol heyecanının
sürdüğü Dünya Kupası boyunca sadece 22,50 TL’den aldı. Lezzeti katlamak
isteyenleri de unutmayan Çelebi Gıda Grubu, Little Caesars’ta Kupa Menü’yle
birlikte ikinci orta boy pizzayı da müşterilerine, yalnızca 5 TL’ye sundu. Turnuva
heyecanı ve coşkusu LC’nin Kupa Menü’sünün doyumsuz lezzetiyle birleşerek,
futbolseverlerin keyfine keyif kattı.
ÇHS Erzurum’dan
ağaçlandırma projesine destek
Çelebi Hava Servisi Erzurum, Erzurum Havalimanı’nı ağaçlandırma projesine destek verdi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü Erzurum Havalimanı Başmüdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmaları kapsamında, 300 adet ladin ağacı diken Çelebi Erzurum çalışanları
böyle anlamlı bir projeye katkıda bulunmuş olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. DHMİ Erzurum Havalimanı Başmüdürü Ahmet Koçak tarafından konuyla ilgili olarak istasyona
gönderilen teşekkür belgesinde, “Yaptığınız katkılardan dolayı
tüm Çelebi ailesine teşekkür ederiz” ifadesine yer verildi. Erzurum ÇHS personeli de projeyi gönülden desteklediklerini ve gelecekte de benzer çalışmalarda yer almak istediklerini belirttiler.
denetim I 29
ÇHS, maksimum apron güvenliği için ISAGO’yu seçti
Apron güvenliğine büyük önem veren Çelebi Hava Servisi, Uluslararası Havayolu Taşımacılığı
Birliği (IATA) tarafından hazırlanan ISAGO denetim programıyla kazaları en aza indirgemeyi ve
daha güvenli hizmet sunmayı hedefliyor.
Çelebi Hava Servisi (ÇHS), yer hizmetlerinde maksimum
güvenlik sağlamak amacıyla “IATA Yer Hizmetleri İçin Güvenlik Denetimi” (ISAGO) programını
uygulamaya başladı. ISAGO, IATA tarafından
2005 yılında yer kazalarının maliyetini yarıya
indirmek amacıyla başlatılan “Apron Kazalarını Önleme Programı” sonucunda ortaya
çıkan bir sistem. ÇHS, iki yıl içinde hizmet
verdiği tüm istasyonlarda ISAGO tescilinin yapılmasını hedefliyor.
lardan 5000’i aşkın yolcu, mürettebat ve çalışan etkilendi.
Sonuç olarak, kazada hasar gören 66 uçağın tamirine,
yaralanan 24 kişinin tedavisine ve uçuş operasyonlarının yeniden planlanmasına milyonlarca dolar
harcandı. Uçuş Güvenliği Kurumu (Flight Safety
Foundation) da IATA’nın verilerine dayanarak
dünyada her yıl 27 bin apron kazası yaşandığını
ve bu kazalarda yaklaşık 243 bin kişinin yaralandığını açıkladı.
IATA verilerine göre, tüm dünyada apron kazaları sonucunda yılda yaklaşık 4 milyar dolarlık bir kayıp meydana geliyor.
Apron kazaları çalışanların yaralanmasına; uçakların, yer
hizmetleri ekipmanı ve teçhizatının hasar görmesine veya
kullanılamaz hale gelmesine neden oluyor. Bu görünür maliyetlere çalışanların sakatlanması veya ölümü, gelir kaybı
ve mürettebat maliyetleri, otel, ikram, kazadan etkilenen
yolcuların tazmini ve havayolunun imajı gibi dolaylı maliyetler de eklendiğinde tablo daha vahim bir hale geliyor.
ISAGO, IATA adına havayolları tarafından yapılan ve yer
hizmetleri kuruluşları için standardize edilmiş bir denetim
programı. Uluslararası arenada kabul görmüş, operasyonel
standartlara göre kurgulanmış bir risk ve güvenlik yönetim
modeli olan sistemde, uluslararası kalite denetim ilkeleri
kullanılıyor. ISAGO ile operasyonel güvenliğin artırılması,
uçağın yerde uğradığı hasarın ve çalışanların başına gelen
kazaların azaltılması ve defalarca tekrarlanan denetim sayısının düşürülmesi hedefleniyor.
2008 yılında, apron kazalarının tüm havacılık kazalarının
%17’sini oluşturduğu tahmin ediliyor. Safer Skies (Daha
Güvenli Gökyüzü) İnisiyatifi tarafından yapılan ve ekim
1996’dan eylül 2007’ye kadar süren on yıllık takip programına göre; ABD’deki iç hat uçuşlarında 19’u ölümle
sonuçlanan 94 adet ciddi kaza meydana geldi. Bu kaza-
ÇHS bu kapsamda, mart 2010 itibariyle ISAGO uygulaması
için çalışmalarına başladı. İlk aşama için gereken hazırlıkların tamamlanmasının ardından genel müdürlük denetimi
için IATA’ya başvuruda bulunuldu. ÇHS Genel Müdürlük
denetimini, İstanbul ve Antalya İstasyonları denetimleri takip edecek.
Uluslararası ilkelerle şekillenmiş bir model
Havayolları ve yer hizmetleri kuruluşları için faydaları
Havayolları
Yerde yaşanan olaylarda, uçak hasarlı kazalarda
ve iş kazalarında azalma
Denetim Paylaşma sistemi
Maliyet avantajı
Daha az kaza, daha az denetim
Gelişmiş kaza, daha az denetim
Gelişmiş kalite standartları
Daha verimli süreçler
Yer operasyonların içinde yüksek riskli alanların
daha iyi anlaşılması
Yer Hizmeti Kuruluşları
Yerde yaşanan olaylarda azalma
İş kazalarında azalma
Denetim sayılarında azalma, tek düzen denetim
süreci (sadece 2 yılda bir kez)
Şirket imajı ve itibarına katkı
Yer emniyetini daha iyi hale getirme
Gelişmiş kalite standartları
müze I 30-31
Kapadokya Sanat ve Tarih
Müzesi’nde geçmişe yolculuk
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, 150
yıllık tarihi bir konakta ziyaretçilerini “eski
zamanlarda” bir yolculuğa çıkarıyor. Tarihi kişi
ve olayların, özgün dekor ve kostümler içindeki
folklorik bebeklerle betimlendiği müzede;
tamamen el yapımı yüzlerce bebek, ziyaretçilere
farklı kültürlerden ilginç hikayeler anlatıyor.
Yazı ve fotoğraflar: Serkan Paydak
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’nin kuruluş hikayesi,
folklorik bebek sanatçısı Sibel Radiye Gül’ün 150 yıllık tarihi bir konağı 2001 yılında satın alarak restore ettirmesiyle
başladı. 2003 yılında başlayan ve beş yıl süren restorasyon
çalışmaları sonucunda, Gül’ün otuz yıllık birikimini aktardığı,
Türkiye’nin ilk el yapımı bebek müzesi ziyarete açıldı. Müzedeki koleksiyon, Türk tarihi ve kültürünü efsaneler ve destanlarla başlatıp, Cumhuriyet dönemine kadar getiriyor.
Tarihi konağın tarihi freskleri
Müzeye evsahipliği yapan konak da aslında başlı başına bir
tarihi eser. Bir mübadele kasabası olan Ürgüp’e beş kilometre mesafedeki Mustafapaşa Kasabası’nda (eski adıyla Sinasos, yani güneşin şehri), 1800’lü yıllarda 1000’den
fazla konak varmış. Bugün bu konaklardan sadece 90
tanesi ayakta kalmayı başarmış. Kapadokya Sanat ve
Tarih Müzesi’nin bulunduğu konağın ilk sahibi, İstanbul
Kapalıçarşı’da sarraflık yapan bir Rum. Aslına uygun olarak
restore edilen konak, döneminin en güzel mimari özelliklerini taşıyor. Yüzlerce oyuncak bebeğin sıralandığı nişler, tarihi
dolaplar ve konağın yeraltı şapelindeki orijinal freskler göz
alıyor. Bu freskler, Venedik’te resim eğitimi alan Yunan asıllı
ressam Kostas Meletiyadis tarafından 1861 yılında toprak
boya ile yapılmış. Konakta, ahşap oyma sanatı ve taş işçiliğinin en güzel örnekleri bulunuyor. Renkli kapı ve dolaplar
ile duvar nişlerini süsleyen bereket sembolleri dönemin kültürel mirasını yansıtıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “1. Derecede Korunması Gereken Tarihi Kültür Varlığı”
olarak tescillenen tarihi konak, Kapadokya bölgesindeki en
iyi korunmuş konaklardan biri.
Sibel Radiye Gül’ün yaptığı, tarihi dönem ve kişileri konu
alan “Kitre” Bebek Koleksiyonu, Dünya Bebekleri Koleksiyonu ve Etnografya bölümünün yer aldığı müzede 1500’ü
aşkın el yapımı bebek yer alıyor. Kitre bebekler; pamuk, kumaş, tel ve kitreden yapılıyor. Tamamen doğal malzemelerle üretilen bu bebeklerin yapımındaki en temel madde olan
kitre, İç Anadolu bölgesinde çok yaygın olan keven otunun
kaynatılmasıyla elde edilen bir tür zamk.
Müzede; bir yandan Yunus Emre, Nasrettin Hoca, Mevlana, Karacaoğlan, Köroğlu, Dede Korkut, Aşık Veysel, Fatih
Sultan Mehmet, Barbaros Hayrettin Paşa, Mustafa Kemal
ve silah arkadaşları gibi tarihe mal olmuş isimlerin dekorlu
kompozisyonları, öte yandan Osmanlı esnafları, Mehteran
Bölüğü, saraylı kadınlar, ilk itfaiye teşkilatının üyeleri tulumbacılar ve macuncu, oyuncakçı, yorgancı, bezirgan, şerbetçi gibi ait oldukları dönemi ve kültürü yansıtan bebekler
yer alıyor.
Geçmiş de var, bugün de...
Müzede yakın dönemle ilgili çalışmalar da sergileniyor. Örneğin, bir sergide Saraybosna’da bir pazarın bombalanması sonucu çocuğunu kaybeden annenin trajik hikayesi can-
landırılıyor. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz, heykeltıraş İsmail Hakkı Atamula
ve Ürgüp’ün yöresel sanatçısı Refik Başaran gibi bölgenin
tanınmış isimlerinin bebekleri de müzede sergileniyor.
Müzede bulunan “Dünya Bebekleri Koleksiyonu”nda ise 50
ülkeden, yabancı sanatçıların elinde vücut bulmuş el yapımı bebekler var. Koleksiyonda mısır kabuğu, mum ve şişe
gibi değişik materyallerden üretilmiş bebekler de görülebilir.
Dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından müzeye bebek
bağışı yapılıyor. Yeni Zelanda’dan da bebek gönderen var,
Batman’dan da. Bebek yapımıyla ilgilenen pek çok ziyaretçi, müzeyi gezip evine döndükten sonra kendi yaptığı bebeği sergilenmesi için yollamış. Yeni açılan Etnografya bölümünde ise geçmiş dönemlerde kullanılan mutfak eşyaları,
eski halılar, kaftanlar ve yöresel kıyafetler sergileniyor.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, görsel araçlarla çocuk
ve gençlere tarih, kültür, folklor ve sanatı sevdirmeyi hedefliyor. Bu amaçla müzede çeşitli ulusal ve uluslararası kültür
ve sanat etkinlikleri düzenleniyor. Geçtiğimiz yıllarda Japon
Büyükelçiliği ve Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile
ortaklaşa düzenlenen “Japon Bebekleri Sergisi”ne evsahipliği yapan müzede önümüzdeki yıl, Polonya ile ortak bir
kültür haftası düzenlenmesi planlanıyor.
Müzenin bulunduğu tarihi mekan dünyanın dört bir yanından gönderilmiş olan yüzlerce el yapımı bebek kadar, mimari özellikleriyle de kültür turizmine meraklı olanların ilgisini
çekiyor. Müze, geleneksel mimariye uygun dekore edilmiş
beş konuk odasıyla otel hizmeti de veriyor.
gezi I 32-33
Karadeniz yaylalarından Akdeniz ve Ege’ye
Türkiye’nin en ser
Yaz mevsimi, günlük hayatın monoton
temposundan ve bunaltıcı sıcaklardan
kaçmak demek. Karadeniz yaylaları, Ege
Bölgesi’nde çam fıstığıyla ünlü Kozak
Yaylası ve muhteşem manzarasıyla Bafa
Gölü doğayla baş başa huzurlu günler
geçirmek isteyenlere ülkemizin sunduğu
pek çok alternatiften birkaçı.
* Karadeniz fotoğrafları www.camlihemsin.gen.tr adresinden ve
Nadir Özsoy’un arşivinden alınmıştır.
ğer bu yazı sıcaktan bunalmayacağınız bir
ortamda doğayla baş başa geçirmek istiyorsanız, Karadeniz yaylalarından Ege ve Akdeniz’in saklı
cennetlerine birçok nokta, serin ve sakin bir tatil
için sizleri bekliyor. Yazın sıcak yüzünü göstermesiyle beraber kendinizi bir an önce şehrin o bunaltıcı hengamesinin dışına atmak istiyorsunuz değil mi? Bodrum, Çeşme ve Antalya gibi popüler tatil yöreleri çoğu zaman
ilk tercih olsa da, gelin bu yaz, bu bölgelerin aşırı sıcağından
ve “tatilci” kalabalığından uzaklaşmak isteyenlerin kaçtığı serin sığınakları keşfedelim.
Karadeniz vadilerinde bulutlara dokunun
Pokut Yaylası
in yerleri
Yaz aylarını yaylalarda geçirmek, Anadolu’nun dört bir yanında yüzyıllardan beri sürdürülen bir gelenek. Güneydoğu ve
Doğu Anadolu bölgelerinde genellikle hayvan otlatmak için
çıkılan yaylalara, Akdeniz,
Ege ve Karadeniz bölgelerinde sıcak havadan
kurtulmak ve doğayla
baş başa kalıp kafa dinlemek için çıkılıyor.
Yaylalar, turizmin yıkıcı
etkilerinden korunmuş
yemyeşil doğaları ve huzur verici atmosferiyle
sıcak yaz aylarında artık
“şehirliler”i de kendine
çekiyor. Özellikle son
yıllarda patlayan “yayla turizmi,” serin bir yaz
geçirmenin dışında yöre
insanlarıyla tanışma, yöreye özgü lezzetleri tatma ve temiz
havada bol bol yürüyüş yapma olanağı sunduğu için de pek
çok kişi tarafından tercih ediliyor. Turizm şirketleri gittikçe
artan talebe yetişmeye çalışarak, özellikle Doğu Karadeniz
yaylalarına turlar düzenliyor. Öte yandan, haritayı elinize alıp
rotanızı çizerek bu doğal güzellikleri kendi başınıza da keşfedebilirsiniz.
Doğu Karadeniz’e gidecekseniz turunuza Rize’ye bağlı Çamlıhemşin’den başlamanız önerilir. Kaçkar Dağları’nın
kuzeybatı yamacındaki Palovit Vadisi, Aygır Gölü’nün diplerinden başlıyor, birçok yayla ve akarsuyu içine alıp Palovit
Deresi’nin Fırtına Deresi’ne kavuşma noktasında son buluyor.
Vadinin tepesinde bulunan 2000 metre yükseklikteki Pokut
Yaylası, Kaçkar Dağları’nın karlı tepeleri ve göz alabildiğince
uzanan yemyeşil ormanlardan oluşan müthiş bir manzara
sunuyor ziyaretçilerine. Taş duvarlar üzerine oturtulmuş, yağmur ve neme dayanıklı kestane ağaçlarından yapılmış ahşap
evler, yaylanın en belirgin özelliği. Özellikle fotoğraf ve yürüyüş meraklılarının ziyaret ettiği yaylanın merkezine, araç yolu
olmadığı için yaklaşık iki saatlik bir yürüyüşle varılıyor. Son
zamanlarda Pokut Yaylası, yamaç paraşütü tutkunlarının da
gözdesi haline geldi. Rize’ye kadar gelmişken Fırtına Vadisi’ni
görmeden olmaz. Yağmur ormanlarını aratmayan doğasıyla
vadi, kuş sesleri ve Palovit Şelalesi’nin coşkulu şırıltısından
oluşan bir doğa dinletisi sunuyor. Bölgedeki buzul gölleri de
eşsiz manzaralarıyla unutulmaz bir deneyim vaat ediyorlar.
gezi I 34-35
Bir masal diyarı: Ayder Yaylası
Çamlıhemşin’i geçtikten 19 kilometre sonra
Karadeniz’in en ünlü yaylası olan Ayder’e varılıyor. 1987’de Doğu Karadeniz’in ilk turizm merkezi ilan edilen 1350 metre yükseklikteki Ayder
Yaylası, masalsı güzelliği ve yeşillikler arasındaki ahşap evleriyle ünlü. Yaylada çoğunluğu
aile işletmesi olan pek çok otel ve pansiyon
var. Bölgedeki Ayder Kaplıcası’nın 260 metre
derinlikten çıkan sularının şifalı olduğu biliniyor.
Ayder Yaylası her yıl haziran ayının ikinci haftasında, boğa güreşleri ve yemek yarışmalarının
yapıldığı, halk oyunları gösterilerinin düzenlendiği bir şenliğe evsahipliği yapıyor. Yöreye özgü
lezzetler mıhlama, karalahana dolması, laz böreği ve tabii ki balık.
Biraz daha doğuya doğru gidilirse Artvin şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki
Kafkasör Yaylası’na varılıyor. 1250 metre yükseklikte çam, köknar ve ladin ağaçlarıyla çevrili
yayla, Artvin’in “yeşil şemsiyesi” olarak anılıyor.
Türkiye’nin en büyük milli parklarından birini ve
ender bulunan pek çok bitki türünü barındıran
yaylada, her yıl temmuz ayında Kafkasör Kültür ve Sanat Festivali düzenleniyor. Ormanlık
tepelerinde, yöresel Karadeniz yemeklerinden
örnekler sunan iki kır lokantası ve bir konaklama tesisi bulunan yaylanın arka tarafındaki
Genya Dağı’nın yamaçları ve iç içe geçmiş
dağ yolları, off-road gibi doğa sporları için çok
uygun parkurlara sahip.
Ege’nin saklı cennetleri
Bafa Gölü
Bu kadar güneye gitmeyeyim diyorsanız, İzmir’deki Kozak Yaylası’nı da
tercih edebilirsiniz. Bergama Krallığı döneminden beri çam fıstığı üretilen
yayla, adını da bu bitkiden almış. Anadolu’nun birçok bölgesinde “künar” ya da “hünar” olarak bilinen, kendi küçük, lezzeti büyük çam fıstığının kozalağına, Kozak Yaylası’nda “kozak” deniliyor. Bergama çıkışına
20 kilometre uzaklıkta olan Kozak Yaylası’nda yaklaşık beş milyon fıstık
çamı ağacı var. Yayla, bahar ve yaz aylarında piknik ve yürüyüş yapmak
isteyen yöre insanlarıyla dolup taşıyor.
Ege Bölgesi sınırlarına girmişken, Bodrum’a 40 dakika uzaklıkta bir başka saklı cennete de uğramadan geçmeyin. Söke Ovası’nda yer alan
Bafa Gölü, antik kalıntıları ve muhteşem doğasıyla unutulmaz bir manzara sunuyor. Eski zamanlarda Ege Denizi’nin bir parçası olan göl, Büyük Menderes Nehri’nin oluşturduğu alüvyonlarla birlikte, kıyıdan kilometrelerce içerde kalmış. Ülkemizin önemli kuş cennetlerinden biri olan,
üç tarafı dağlarla çevrili gölün çevresinde on üç çeşit orkide ve sayısız
türde bitki yetişiyor. Göl, 1994 yılında Doğal Hayatı Koruma Derneği
tarafından Milli Park kapsamına alınmış. Bafa Gölü üzerindeki Kapıkırı,
İkizce, Menet ve Kahvesar adalarına gezi tekneleriyle ulaşmak mümkün.
Bu keyifli turlar sırasında yüzme molası da veriliyor. Göl kıyısında, tarihi
M.Ö. 7. yüzyıla uzanan Herakliea antik kentinin kalıntıları görülebilir.
Akdeniz’de serinlik
Yaylalar sadece Karadeniz Bölgesi’ne özgü değil
elbette. Akdeniz Bölgesi’nde, Kaş-Kalkan-Elmalı
üçgeninde yer alan Yumru Dağı’nın zirvesindeki
Gömbe Yaylası, soğuk suları ve elma bahçeleriyle
ünlü. Kaş’tan Elmalı’ya doğru 70 km’lik bir yolculukla
Gömbe’ye ulaşılıyor. Sahilden yaylaya doğru ilerledikçe önce çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı ormanlar,
ardından da elma bahçeleri eşlik ediyor yolculara.
Kaş’ın merkez yaylası olan Gömbe, doğa tutkunları
ve Akdeniz’in kavurucu sıcağından kurtulmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası. Antik çağlarda “Komba” olarak bilinen Gömbe, erken Hıristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olarak önem
kazanmış. Çevrede günümüze kadar gelebilmiş kilise
ve lahitler göze çarpıyor. Osmanlı döneminde hayvan panayırı olarak kullanılan yaylada, bugün çok
sayıda yörük yaşıyor. Türkiye’nin en eski yağlı güreşlerinin yapıldığı yer olan Gömbe, geçmişte Meis
ve Rodos gibi Yunan Adaları’nın tahıl ihtiyacını karşılıyormuş. Sulu elması kadar armut ve cevizi de ünlü
olan Gömbe’de, Akdağ’ın doğu yamacından doğan
üç büyük kaynak suyu var. Bunlardan biri şelale olarak 60 metre yükseklikten dökülen Uçarsu. Akdağ’ın
eteklerinde iki krater gölü bulunuyor: Yeşil Göl ve Avlan Gölü. Bahar aylarında açan kır çiçekleri, tertemiz
dağ havası ve şehrin gürültüsüne inat kendini her an
duyumsatan sessizlik, buralarda zamanın durduğu
hissini veriyor insana. Sık ağaçlıklarda bol bol yürüyüş yaparak doğayla baş başa kalmak isteyenlerin
uğrak yeri olan bu bölgede, çok sayıda pansiyon var.
Gömbe Yaylası, dağlardan toplanan kar ile yapılan
dondurması ve kar şerbetiyle ünlü. Gömbe Yaylası’na
Kaş’tan, Elmalı ve Gömbe dolmuşlarıyla çıkılabiliyor.
Ayrıca seyahat acenteleri tarafından günübirlik turlar
da organize ediliyor.
Bafa Gölü
sivil havacılık I 36-37
Yeni nesil havacılarımız
a
d
r
a
l
l
u
k
o
bu
yetişiyor
Cesaretin profesyonellik ve disiplinle birleştiği
pilotluk mesleği uzun yıllar süren zor bir
eğitim gerektiriyor. Yine de pilotluk en gözde
meslekler arasındaki yerini koruyor. Art
arda açılan sivil havacılık okulları ve meslek
yüksekokulları Türkiye’nin artan pilot ihtiyacını
karşılamak için birbiriyle yarışıyor.
İ
kinci Dünya savaşından sonra hem dünyada hem
Türkiye’de çok büyük gelişme kaydeden sivil havacılık, kısa sürede hızlı teknolojik ve yapısal değişiklikler
gösteren bir sektör haline geldi. Yolcu ve kargo taşımacılığının önem kazanmasıyla, 1980’lerden itibaren
ardı ardına özel havayolu şirketleri açılmaya başladı.
Böylece sektörde rekabet artarken pilot, hava trafik kontrolörü, uçak mühendisi, uçak teknisyeni, yer hizmetleri personeli, havaalanı işletmeciliği personeli ve kabin görevlisi gibi
yetişmiş insan kaynağına duyulan ihtiyaç da arttı. Eskiden
Türk Silahlı Kuvvetleri tek başına sektörün pilot ihtiyacını
karşılamaya yeterli olurken, artık hem üniversiteler hem de
özel uçuş okulları, ülkemizin uçuş personeli ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Bu artan ihtiyaca paralel olarak pilotluk
gözde meslekler arasındaki yerini koruyor. Artık uçuş okulları, uçmayı sadece bir hobi olarak görenlere değil, bu işi
meslek edinmek isteyenlere de hizmet veriyor.
Pilot olmak için birçok aşamadan geçmek gerekiyor. Gerekli eğitimleri tamamladıktan sonra ilk aşama Özel Pilotluk
Lisansı (PPL-Private Pilot Licence)’nı almak. Bu lisansın bir
üstü, tüm dünyada Commercial Pilot Licence (CPL) olarak
bilinen Ticari Pilot Lisansı. Havayolu pilotu olmak içinse
Havayolu Nakliye Pilot Lisansı (ATPL-Airline Transport Pilot
Licence)’na sahip olmak gerekiyor. Ayrıca kullanılacak uçağın tipine göre de bir dizi eğitimden geçmek şart. Bir pilot
mesleğinde ne kadar eski ve tecrübeli olursa olsun, yeni
model bir uçak kullanacağı zaman mutlaka o tipin eğitimini de başarıyla bitirmiş olmalı. Pilottan istenen deneyim ve
uçuş süresi havayoluna göre değişiyor. Örneğin, Türk Hava
Yolları’nda kaptan pilot olabilmek için minimum 4.500 saat
uçuş ve en az dört yıl havayolu pilotluğu tecrübesi isteniyor.
Uçuş okullarına özellikle gençler yoğun ilgi gösteriyor.
Gençlerin yanı sıra kendi mesleklerini bırakıp havayolu pilotu olmak için bu okullara yazılanlar da var. Özel pilotluk
kurslarını ise, genellikle küçüklükten beri uçma hayali kuran işadamı ya da doktor gibi meslek sahipleri ve tabii yine
gençler tercih ediyor.
Üniversitelerde havacılık eğitimi
Sivil havacılık eğitimi vermeye başlayan ilk üniversite
Eskişehir’deki Anadolu Üniversitesi. Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu (SHYO), Türk sivil havacılık
sektörünün gelişim hızına paralel olarak artan kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak üzere, 1986 yılında kuruldu. Havacılık Elektrik ve Elektroniği, Uçak Gövde-Motor Bakımı
ve Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği bölümlerine üniversite sınavıyla, Pilotaj ve Hava Trafik Kontrol bölümlerine ise
Özel Yetenek Sınavı’yla öğrenci alınıyor. Eğitim süresi, bir
yılı İngilizce hazırlık olmak üzere toplam beş yıl olan okul,
özel eğitim programlarıyla Emniyet Genel Müdürlüğü, Hava
Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Türk
Hava Yolları ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel
Müdürlüğü’nün hava trafik kontrolörü, pilot ve hava aracı
bakım teknisyeni ihtiyacını karşılıyor. Okulun, kampüs içinde bulunan özel bir havaalanı, orta boy uçakların bakımının
yapılabildiği bir bakım tesisi ve 26 uçağı var.
Türkiye’de Anadolu Üniversitesi dışında iki üniversitede daha
sivil havacılık okulu mevcut ancak bu okullar henüz pilotluk
eğitimi vermiyor. Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’nde Uçak Gövde-Motor Bakımı, Havacılık
sivil havacılık I 38-39
Elektrik ve Elektroniği ile Sivil Hava Ulaştırması İşletmeciliği
bölümleri bulunuyor.
Türk Hava Kurumu ve Türk Hava Yolları
Üniversiteler dışında, Türk Hava Kurumu (THK) ve Türk
Hava Yolları (THY) da uçuş eğitimi veriyor. Türk Hava
Kurumu’na bağlı Türkkuşu Genel Müdürlüğü, amatör ve
profesyonel havacılık alanında faaliyetlerini sürdürüyor.
Gençlere uçma sevgisi aşılamak için Eskişehir İnönü Eği-
tim Kampı’nda ücretsiz amatör uçuş kursları düzenliyor.
1935 yılından bu yana pilot yetiştiren Türkkuşu Uçuş Eğitim Okulu’nda Havayolu Pilotluk Eğitimi 15 ay sürüyor ve
25-26 bin dolara mal oluyor. Profesyonel uçuş eğitimleri
Ankara Etimesgut ve İzmir Selçuk’ta veriliyor.
THY’nin ihtiyaç ve standartlarında pilot yetiştirmek için
2004 yılında kurulan THY Uçuş Eğitim Akademisi; Özel
Pilotluk Lisansı (PPL), Modüler Ticari Pilot Lisansı (CPL
Modular), Modüler Alet Lisansı (IR), Birleştirilmiş Ticari Pilot Lisansı (CPL Integrated), Ticari Pilot Lisansı/Aletli Uçuş
Sertifikası (CPL/IR), Modüler Teorik Bilgi (ATP), Teknik
Kontrol ve Tazeleme (FI) eğitimleri veriyor. Okula başvuracak adayların üniversitelerin mühendislik bölümlerinden
mezun olması ve çok iyi derece İngilizce bilmesi gerekiyor.
THY Uçuş Akademisi’nde uçuş eğitiminin 190 saatlik bölümü, Cessna 172 S tipi tek motorlu uçaklarda veriliyor.
THY’nin yolcu uçakları renklerine boyanan Cessna 172’lerin kokpitleri de büyük yolcu uçaklarına benziyor. Kalan 11
saatlik uçuş ise çift motorlu uçaklarda yapılıyor. Uçuşlar
ağırlıklı olarak, İstanbul’a göre sakin bir hava trafiğine sahip olan Çorlu Havalimanı’nda gerçekleştiriliyor. Akademi
yılda 45 pilot yetiştirmeyi hedefliyor.
Özel uçuş okulları
Türkiye’de pek çok pilot artık “Özel Uçuş Okulları”nda yetişiyor. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
(SHGM) tarafından yetkilendirilen ve denetlenen 15 uçuş
okulunda iki tip uçuş lisansı eğitimi veriliyor; ticari olmayan
Özel Pilotluk Lisansı (PPL) ve Ticari Pilotluk Lisansı (ATPL).
PPL lisansı eğitiminin süresi 2,5 ay. Okul ücreti ise 10 bin
dolar civarında. PPL kurslarına katılanlar, eğer dersleri dü-
zenli şekilde takip ederlerse en fazla üç ay içinde sertifikalarını alıp pilot koltuğuna oturabiliyorlar. Özel pilot lisansı
alabilmek için, 18 yaşını doldurmuş ve lise mezunu olmak,
gerekli sağlık koşullarına sahip olmak ve yetkili kurumlardaki eğitimleri tamamlamış olmak gerekiyor.
ATPL lisansı alabilmek için yaklaşık 15 ay eğitim görmek
ve 55 bin dolar ödemek gerekiyor. Eğitimini tamamlayanlar belli bir uçuş kotasını doldurduktan sonra simülatör sınavına ve Sivil Havacılık Kurumu’nun belirli tarihlerde yaptığı sınavlara giriyor. Bu sınavları kazananlar sivil uçaklarda
ikinci pilot olarak işe girebiliyor. PPL almak için 50, CPL
içinse 200 saat uçmak gerekiyor. 15 özel uçuş okulunun
sadece ikisinde jet pilotu eğitimi var. Bazı okullarda pilot
eğitimi dışında, havacılığın değişik alanlarında da eğitim
veriliyor.
Türk Hava Kuvvetleri’nde görev yapmış pilotlar tarafından
2006 yılında kurulan Anadolu Yıldızları Uçuş Okulu (AYJET), Özel Pilotluk Lisansı ve Havayolu Taşımacılığı Pilot
Lisansı (ATPL Frozen) da dahil olmak üzere her düzeyde
uçuş eğitimi veriyor. AYJET, uçuş eğitimlerini 10 uçak ve
2 uçuş simülatöründen oluşan eğitim filosu ile yoğun hava
trafiğinden uzak, sınırsız ve sorunsuz bir uçuş ortamı sağlayan İstanbul Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleştiriyor.
1994 yılında Adana’da kurulan TARKİM Uçak Bakım Onarım ve Havacılık A.Ş., 1996 yılında SHGM ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gerekli yetkileri alarak TARKİM Uçuş
Okulu’nu açtı. O tarihten bu yana Adana’daki tesislerinde
havacılığa yüzlerce pilot kazandıran TARKİM, 2007 yılında
İstanbul’da bir şube açarak teorik eğitimlerini buraya taşıdı. Okul; Özel Pilotluk Lisansı, CPL/IR, Havayolu Taşımacılığı Pilot Lisansı, ME (Çift Motor Eğitimi) ve Military Pilot
ATPL eğitimleri verme yetkisine sahip.
Ayrıca, İstanbul’da Duha Uçuş Okulu ve Bon Air Uçuş
Okulu, Bursa’da ise Sindel Havacılık özel ve ticari pilotluk
eğitimi veriyor. Profesyonel pilotluk eğitimi veren bu okulların dışında Burak Havacılık, Top Servis Havacılık, İstanbul
Havacılık Kulübü Derneği gibi sadece özel pilotluk eğitimi
ve Sancak Air gibi yalnızca helikopter pilotluğu eğitimi ve-
ren okullar da var.
Bugün Türkiye’de 7000’in üzerinde pilot var. Ancak pilot
ihtiyacı hala o kadar fazla ki, özel havayolu şirketleri pilot
yetersizliği yüzünden filolarını büyütemiyor. THY, 2011 sonuna kadar 1500 pilotu daha istihdam edeceğini duyurdu.
Ancak bu süre içinde mezun olacak pilotlar, talebin üçte birini bile karşılamıyor. Yani şimdi pilot olmanın tam zamanı!
proje I 40-41
Çelebi’nin çevreciliği tescillendi
ÇHS “Yeşil Kuruluş”
ilan edildi
Bu unvan, Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü
tarafından verilmiştir.
Çelebi’nin göstermiş olduğu çevre duyarlılığı, Ulaştırma
Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM)
tarafından tescil edildi. Çelebi Hava Servisi,
yürütülen “Yeşil Havaalanı” projesi kapsamında
“Yeşil Kuruluş” unvanı aldı.
Y
ürüttüğü faaliyetlerde sergilediği çevreci yaklaşımların
“Yeşil Havaalanı (Green Airport)” projesi kapsamında
değerlendirilmesi amacıyla SHGM’ye başvuruda bulunan ÇHS, bugüne kadar çevreye duyarlılığı tescil edilen
yedi “Yeşil Kuruluş”tan biri olmaya hak kazandı. SHGM
tarafından ÇHS’nin İzmir İstasyonu’na verilen sertifikayla
ilgili olarak Çelebi Holding tarafından yapılan açıklamada,
“ÇHS, çevre politikaları ve uygulamaları ile havacılık sektöründe, çalışanlarının ve müşterilerinin yaşam kalitesini
koruyucu ve artırıcı bir yaklaşımı kendisine hedef almıştır”
ifadesine yer verildi.
ÇHS aldığı “Yeşil Kuruluş” sertifikasıyla, projede belirtilen
logoyu kullanabilme, işletme yetki belgesi, ruhsat, sertifika
gibi izin belgelerinin geçerliliğini uzatma ücretlerinde %20
indirim alma hakkını da kazanmış oldu. Projeyle; canlılar
üzerinde olumsuz etki yaratan ve çok sayıda sağlık sorununa yol açan çevresel kirlenmenin oluşmadan önlenmesi,
çevreye duyarlı havaalanlarının çoğalması ve bu havaalanlarında çevreci stratejilerin sürdürülebilir bir şekilde devam
etmesi amaçlanıyor.
ÇHS nasıl “Yeşil Kuruluş” oldu?
ÇHS, SHGM’nin belirttiği çevre politikası ve amaçlarla
uyumlu olarak, faaliyetlerinin ve hizmetlerinin çevre üzerindeki etkilerini kontrol etmek ve en aza indirmek için, “Çevre
Yönetim Sistemi” prensiplerini, iş süreçlerine entegre etti.
ÇHS’nin bu yaklaşımı 2007 yılında, “ISO 14001:2004 Çevre
Yönetim Sistemi Sertifikası” ile belgelendirildi. Günümüzde
doğal kaynakların tükenmeye başlaması ve ciddi biçimde
artan çevre kirliliği karşısında ÇHS, çevre duyarlılığı konusunda yürüttüğü çalışmaları daha da yoğunlaştırdı. ÇHS,
doğal kaynakların optimum kullanımı ve çevre kirliliğinin minimize edilmesi adına şunları yapıyor:
ÇHS iş birimlerinden çıkan atıklar (kağıt, plastik, hidrolik
yağ vb.) düzenli olarak toplanarak sınıflandırılıyor ve Çevre
ve Orman Bakanlığı tarafından lisans verilen kuruluşlara yok
etme/geri kazanma amacıyla teslim ediliyor,
Her yıl düzenli olarak, akredite bir kuruluşa baca gazı analizleri yaptırılıyor,
İçme suyu olarak kullanılan su arıtılıyor ve su numunele
ri üzerinde periyodik analizler yaptırılıyor,
Su ve elektrik tasarrufunun azaltılması adına bazı istas
yonlarda fotosel sistemi kullanılıyor,
Emisyon kaynağı oluşturmayan ekipmanlar kullanılıyor (bataryalı forklift vb.).
Çelebi’den çevreye duyarlı, örnek faaliyetler
1
972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen
Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda “temiz ve
sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel bir insanlık hakkı olduğu” kararı alındı ve 5 Haziran, Dünya Çevre Günü
olarak kabul edildi. Doğal çevrenin kirlenmesinin tüm ülkelerin ortak sorunu haline geldiği şu günlerde, nüfus artışı ve
endüstrileşme ile birlikte çevre sorunlarının insan sağlığını
tehdit eden, yaşam kalitesini düşüren bir boyuta ulaştığına maalesef hep birlikte şahit oluyoruz. Gelecek kuşakların
yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için bugün bizler
üzerimize düşen görevleri yerine getirmek, doğal kaynakları
optimum bir şekilde kullanmak mecburiyetindeyiz. Çelebi
Hava Servisi de bu sorumluluğun bilinciyle, doğal kaynakların optimal kullanımı ve çevre kirliliğinin minimize edilmesi
adına pek çok çevreci çalışma gerçekleştiriyor. Çevre Yönetim Sistemi kapsamında 2007 yılından bu yana;
31 ton atık yağ
24 ton atık akü
8 ton atık lastik
1 ton atık filtre
2 ton kontamine atık
1,2 ton elektronik atık
8 kg atık pil
geri dönüşüme kazandırılarak, dünyamızın temiz tutulmasına küçük bir katkı sağlandı.
Siz de katkıda bulunun!
Küresel ısınma ve sonucunda yaşanan çevre kirliliğini azaltmak amacıyla her bireyin rahatlıkla yapabileceğine inandığımız bazı basit uygulamaları sizlerle
paylaşmak istiyoruz:
1- Ampulünüzü değiştirin: Standart akkor ampulünüzü floresan ile değiştirin, yılda 75 kg daha az
karbondioksit salınımı olsun.
2- Daha az araba kullanın: Daha sık yürüyün, bisiklet kullanın ve toplu taşıma araçlarından daha çok
faydalanın. Araba kullanmadığınız her 2 km için 0,75
kg daha az karbondioksit salınımı oluyor.
3- Geri dönüşüme katkıda bulunun: Evinizden
çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda 1200 kg’dan daha az karbondioksit salınımı olmasını sağlayabilirsiniz.
4- Lastiklerinizi kontrol edin: Düzgün şişirilmiş
lastikler litre başına aldığınız yolu %3 oranında artıracaktır. Her 4 litre benzin tasarrufu, 10 kg karbondioksiti atmosferimizden uzak tutuyor.
5- Daha az sıcak su kullanın: Suyu ısıtmak için
çok fazla enerji gerekiyor. Daha az su tüketen bir
duş başlığı ile 175 kg, giysilerinizi soğuk ya da ılık
suda yıkayarak da 250 kg daha az karbondioksit
salınımı olmasını sağlayabilirsiniz.
6- Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçının:
Çöpünüzü %10 oranında azaltarak 600 kg daha az
karbondioksit salınımı olmasını sağlayabilirsiniz.
7- Su ısıtıcınızı ayarlayın: Isıtıcınızı kışın 2 derece aşağı, yazın 2 derece yukarı ayarlayın. Bu basit
ayarlamayla yılda 1000 kg daha az karbondioksit
salınımı olmasını sağlayabilirsiniz.
8- Bir ağaç dikin: Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton
karbondioksit emer.
Çevre kirliğinin minimize edilmesi maksadıyla göstereceğiniz her türlü gayret, gelecek kuşakların daha
yaşanır bir çevreye kavuşmasını sağlayacak.
Dünya çevre gününüzü kutlarız!
Esra Ultanur / Çelebi Hava Servisi Planlama Uzmanı
makale I 42-43
eklamlarında bu sloganla tanıtıyor kendilerini Hintliler. “İnanılmaz”, “muhteşem”,
“akıl almaz”, “harika” gibi anlamları var
incredible’ın. Henüz sadece iki şehrini görmeme rağmen, bu tanımlamaların bu ülke
için pek de sırıtmadığını söyleyebilirim.
Çelebi Hava Servisi olarak Hindistan’ın iki
şehrinde yer hizmetleri ve antrepo işletmeciliği yapıyoruz.
Bir hafta kadar kısa bir süre kaldığım halde bana, bir yazı
çıkarabilecek kadar ilham veren bu ülke, uzun zamandır
orada yaşayan yöneticilerimize birer kitap yazdırır döndüklerinde herhalde. Hindistan’la ilgili araştırmalarımda Hint
sinemasını incelemeye giden Aylin Sayın’ın “Hindistan
Günlüğü” adlı kitabının bana çok katkısı oldu. Hindistan’la
ilgilenenlere öneririm.
Bir ülkenin ilgimi çekip çekmediğini, elimi fotoğraf makineme atış sayımdan, aldığım notlardan anlayabiliyorum.
Güzellik, sıradışılık, görkem, insanların davranışları, giysiler,
doğa, trafik, sokaktaki insanlar, semt pazarları, sinemalar,
yemekler, iklim ve yaşam koşullarını gözlemlemek beni
etkiliyor. Artık Avrupa’da ilgimi çeken mekanlar, önceden
görmenin de verdiği konforla azalmaya başladı. Turizmin
motorlarından biri de, insanın ziyaret ettiği ülkeyi kendi yaşadığı ülke ile karşılaştırdıktan sonra kendisini iyi hissetme
duygusudur. “Vay be! Adamların şu yaşam koşullarına
bak, adeta Anadolu’nun herhangi bir köyünün elli sene
önceki hali gibi, oturalım da şükredelim halimize” türü
yaklaşımlar da yukarıda yazdığıma örnektir. Hindistan’a da
böyle yaklaşanlar çoğunlukta.
“Nasıl da pisler bir bilseniz, her yer kokuyor” laflarına
kulaklarınızı tıkayın ve imkanınız varsa “Incredible India”yı
mutlaka görün; Hindistan bir başka gezegen adeta.
İlginizi çekeceğini sandığım bazı küçük notlarla bu ülkenin
görkemini anlatmak istiyorum...
makale I 44
•Yerliler Hindistan’a, “memleket” anlamına gelen “Baharat” ya da “Hindustan” diyorlar.
• “Bad” ve “Pur” kelimeleri “şehir” anlamına geliyor.
•Sonu “Bad”la biten şehirler Müslüman, “Pur”la bitenler
ise Hindu şehirleri.
•Hindistan tahminlere göre, bir milyar üç yüz milyon
nüfusu ile Çin’den sonra dünyanın en kalabalık ikinci
ülkesi. Tahminlere göre diyorum çünkü nüfus kaydı olmayan birçok Hintli var.
•Hintçe, İngilizce, Tamilce gibi 16 resmi dilleri olsa da,
ülkede yaklaşık 850 farklı dil konuşuluyor.
•Çok korna çaldıklarından, Hindistan’ın ulusal dili “korna” olarak hicvediliyor.
•Neredeyse her aracın arkasında, “Horn please” (Lütfen
korna çalın) yazıyor.
•Ülkeyi son 4 bin yılda kimler mi yönetmiş? Aryalılar,
Maunyalılar, Guptalar, Hunlar, Müslümanlar, Gazneliler,
Memlûklar, Halaciler, Tuğluklar, Ludiler, Moğollar, Britanyalılar...
•Pasif direnişin simgesi Hintli lider Gandi (1869-1948)’nin
adının önünde yer alan “Mahatma”, “yüce ruh” anlamına gelen bir lakap. Gandi’nin asıl adı Mohandas Karamçand Gandi.
•Bazı görüşlere göre Hindistan’ı modern dünyaya yaklaştıran en önemli şahsiyet eski liderleri Nehru.
•Nehru’nun kızı ve bir torunu suikast sonucu, diğer
torunu ise bir uçak kazasında ölüyor. Bu nedenle
Hindistan’ı, kazada ölen torun Rajiv Gandi’nin İtalyan
asıllı karısı Sonia yönetiyor. Sonia, dünyanın en güçlü
üçüncü kadını.
•Başkent Yeni Delhi, 1911 yılında İngilizler tarafından Avrupa’dan mimar ve mühendisler getirtilerek
kurulmuş.
•Haziran ayında başlayan ünlü muson yağmurları eylül
sonlarına kadar yaklaşık 3,5 ay boyunca tüm ülkeyi tabiri caizse “suluyor”.
•Hindistan’da halen yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış, toplumsal sınıf ayrımcılığı anlamına
gelen “Kast Sistemi”ni sürdüren bölgeler var. Üst kasttan bir erkek, alt kasttan bir kadınla evlendiğinde, doğan çocuklar alt kasttan sayılıyorlar.
•Nüfusun çoğunluğu erkek. Bunun nedeni kız çocuklarının masraflı oluyorlar diye daha doğmadan kürtajla
aldırılması. Bu nedenle doktorların bebeğin cinsiyetini
aileye söylemesi yasaklanmış. Bu işin müsebbibi de
“dowry”, yani çeyiz... Kız tarafı, geleneklere göre damada otomobil, hatta ev hediye etmek zorunda.
•Hindistan bir film cenneti. Hollywood yılda toplam 700
kadar film üretip tüm dünyada 2,5 milyar sinema bileti
satarken, Hindistan’da yılda 1.000’den fazla film üretilip, sadece ülke sınırları içinde 3,5 milyar sinema bileti
satılıyor. Sinema sektöründe 5 milyon kişi çalışıyor. 30
farklı Hint dilinde film çekiliyor. Mumbai’deki “Bollywood” adlı film endüstrisini biliriz. Tamil ve Nadu eyaletle-
Tac Mahal
rinin film tarlalarına da “Tollywood” deniyor.
•Hintlilerin Mekke’si Varanashi şehrinde ölüp, külleri
Ganj’a dökülen fanilerin cennete gideceğine inanılıyor.
Bu nedenle Ganj kenarında yakılmak, hele bir de sandal ağacından kesilmiş odunlarla yakılmak ateş pahası. Indira Gandi, vaktizamanında ekonomik olsun diye
elektrikli fırınlar yaptırmışsa da bu yöntem, “doğal yöntemlerle yakılmak” kadar rağbet görmemiş. Yakılma
törenleri sırasında, olur da üzüntü ile kendisini ateşin
içine atar diye ölenin karısı ateşe yaklaştırılmıyor.
•Ünlü giysileri “sari”yi, evli kadınlar gündelik hayatta, bekarlar yalnızca düğünlerde giyiyorlar.
•İnekler, bildiğiniz gibi en kutsal hayvanlardan sayılıyor.
İnek, Hinduizm’de analığın ve tanrıçalığın sembolü. Bu
nedenle 200 milyon kadar inek ülkede başıboş dolaşıyor. Karanlıkta kalıp bunalıma girmesinler diye ahıra
bile konmuyorlar. Belki de inekler bu kadar huzurlu olduğu için süt üretiminde dünyada bir numaralar.
•Tereyağı, mango, çay, şeker, Hint keneviri, Hindistan
cevizi ve kaju üretiminde; değerli taş ve mücevher kesiminde de dünyanın en önde gelen ülkesi burası.
•Dünyanın en kalabalık ordusuna ve en fazla yazılım
mühendisine sahip ülkesi Hindistan.
•Microsoft çalışanlarının üçte biri, IBM’in dörtte biri,
Intel’in ise altıda biri Hintli.
•Hindistan; genetik, astrofizik, barış, edebiyat, ekonomi
ve fizik dallarında toplam 7 Nobel ödülüne sahip.
•Hindistan’da tanrı ve tanrıçalar kadar beş kutsal şey
daha var: Vatan, anne, baba, öğretmen ve misafir.
Bu, adına Hindustan denen memleket, gerçekten de
“incredible”...
Tunç Müstecaplıoğlu
Çelebi Hava Servisi Satış ve Pazarlama Direktörü
20.05.2010
çalışanlarımız I 45
Geçen ay içerisinde, Operasyon ve Yolcu Hizmetleri departmanlarında yapılan anketler sonucu “Gülümseyen
Hizmet” birincilerini belirleyen ÇHS Adana çalışanları,
arkadaşlarının başarısını kestikleri pastalarla kutladılar.
İki ayın birincileri için düzenlenen kutlamada, Operasyon
Departmanı birincileri Soner Esen ve Suat Sipan olurken
Demet Tanın ve Zahide Özaslan ise Yolcu Hizmetleri’nin
“Gülümseyen Personel”i seçildi.
ÇHS Bodrum yöneticileri, aylık koordinasyon toplantısını Dolphin Restoran’da gerçekleştirdi. Sabah kahvaltısı eşliğinde açık bir platformda düzenlenen toplantıda,
yaz sezonu planları üzerine görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantı sırasında yunusların gösterisini izleme fırsatı
da bulan ÇHS Bodrum yöneticileri oldukça keyifli vakit
geçirdiler.
ÇHS Trabzon İstasyonu, muhteşem Karadeniz
manzarasıyla ünlü Zigana
Yörük Çadırı’nda tüm personelin katıldığı bir öğle yemeği düzenledi. Yaz sezonu öncesinde, Karadeniz’in
sonsuz yeşilliğinin ve yörenin leziz yemeklerinin tadını çıkaran Çelebi Trabzon
çalışanları böylece, bol bol
oksijen, enerji ve moral depolama fırsatı buldu.
ÇHS İzmir, yeni sezonunun yoğunluğu öncesinde stres atmak ve bahar aylarının güneşli
günlerinden yararlanmak için ödüllü bir “Basketbol Atış Turnuvası” düzenledi. Yoğun ilgi
gören turnuvaya toplam 162 çalışan katıldı.
Yaptığı başarılı atışlarla 36 puan toplayan Fırat Turgut birinci olurken, Nimet Kardoğan 26
puanla ikinci, Emrah Deniz Çördük de 25 puanla üçüncü oldu. Dereceye girenler ödüllerini
ve madalyalarını İstasyon Başmüdürü Levent
Kaylak’ın elinden aldılar.
çalışanlarımız I 46-47
ÇHS İzmir, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çalışanların çocuklarıyla birlikte
kutladı. Kendileri için düzenlenen eğlenceli aktiviteler sırasında istasyon yönetiminin palyaço
sürprizi ile karşılaşan çocukların sevinci ikiye katlandı. Havaalanında Türk ve Çelebi bayrakları
ile karşılanan minikler, 23 Nisan’a özel süslenen Eğitim Salonu’nda bir yandan resim yaparken
diğer yandan ikramların tadını çıkardılar.
ÇHS Malatya’nın geleneksel moral aktiviteleri arasında yer alan yaz sezonu piknikleri, bu yıl da tüm hızıyla
devam etti. Bir yandan yoğun tempoda başarıyla sürdürdükleri operasyonların yorgunluğunu diğer yandan
devam eden terminal inşaatının sıkıntısını, yeşillikler arasında atmayı tercih eden Çelebi Malatya çalışanları, sezon pikniklerinin vazgeçilmezlerinden olan voleybolda da
tüm hünerlerini ortaya koydular. Piknik, böylesine motivasyon dolu etkinlikleri tekrar etme dilekleriyle sona erdi.
ÇHS Trabzon İstasyonu, Paşa Tatil Köyü’nde istasyon departman amirlerinin katıldığı bir akşam yemeği
organize etti. Yoğun geçecek yaz sezonu öncesinde,
iş ortamı dışında bir araya gelen Çelebi Trabzon yöneticileri, keyifli sohbetler eşliğinde devam eden yemekte
sezon öncesi hazırlıkları ve değerlendirmeleriyle ilgili konuşmayı da ihmal etmedi.
ÇHS Adana İstasyonu’nda
bir süredir İstasyon Müdürlüğü görevini vekaleten sürdüren Apron Hizmetleri Müdürü
Çilem Özütok’un bu göreve
asaleten atanması, tüm istasyon personelinin katıldığı
samimi bir organizasyonla
kutlandı. Oldukça eğlenceli
vakit geçiren ÇHS Adana çalışanları, bu güzel haberi özenle
hazırlanan yiyecekler ve kesilen pasta ile tatlandırdılar.
ÇHS İzmir’in her yıl düzenlediği “Geleneksel Köfte
Partisi”ne istasyon personeli, havayolu müşterileri ve
havalimanı mülki erkanı katıldı. Lezzetli köftelerin ve
keyifli sohbetin tadını çıkaran davetliler, kısa zamanda
tekrar bir araya gelme temennisini dile getirdiler.
ÇHS Bodrum yöneticileri, bahar aylarında gerçekleştirdikleri personel ev ziyaretlerini bu yıl da devam ettirdiler.
Ziyaret ettikleri çalışanlara küçük hediyeler de götüren
Çelebi Bodrum yetkilileri, 2010 yılı sonuna kadar tüm
personelin ev ziyaretlerini tamamlamayı planlıyor. Keyifli
sohbetlerle oldukça eğlenceli geçen ziyaretler sırasında,
çalışanların aileleri de çok mutlu olduklarını ifade ettiler.
Eğitim uzmanı Selda Ülkü’nün doğum gününü kutlamak
için bir araya gelen ÇHS Antalya departman yöneticileri
ve ekip arkadaşları, Ülkü için sürpriz bir parti düzenledi.
Kutlama sırasında duygu dolu anlar yaşayan Ülkü, yaptığı
anlamlı konuşmada yeni yaşına ÇHS Antalya ekibiyle beraber girmiş olmaktan dolayı duyduğu sevinci dile getirdi.
ÇHS İstanbul çalışanları ve Lufthansa Havayolları yetkilileri, uzun yıllardır sürdürdükleri başarılı
işbirliğini bilet satış ve yolcu hizmetlerine taşımanın sevincini Cuba Bar’da hep birlikte kutladı.
Tüm davetlilerin oldukça eğlendiği geceye; ÇHS ATA İstasyonu yönetici kadrosu ve çalışanlarıyla birlikte Lufthansa’dan İstasyon Müdürü Sibel Kartal Doğan, Kalite Müdürü Jens Stapelfeldt, Nöbetçi İstasyon Müdürü Eşber Güneş ve Supervisor Oral İnalp da katıldı.
çalışanlarımız I 48-49
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen “Benim Bayramım” resim yarışmasında, birincilik ödülünü kazanan ÇHS Antalya
Yolcu Hizmetleri Memuru Nuray Arıkan’ın kızı Bensu
Irmak’a katılım sertifikasını ve hediyesini vermek üzere
istasyonda bir ödül töreni gerçekleştirildi. Havalimanını gezen Irmak, Antalya İstasyonu Başmüdürü Battal
Çoban’a uçakları çok sevdiğini anlattı. Tören sırasında,
Yolcu Hizmetleri Memuru Serkan Murat Başbay’ın ikiz
çocukları Toprak Doğa ve Rüzgar Tutku’ya da teşekkür edilerek katılım sertifikaları verildi.
Yoğun iş temposunda dahi
arkadaşlarının doğum günlerini unutmayan ÇHS Malatya İstasyonu personeli,
mayıs ayında doğan Çelebi
Malatya çalışanları için samimi
bir kutlama organize etti. Hayli
keyifli bir atmosferde gerçekleştirilen doğum günü partisi,
pastanın lezzeti ve sohbetin
neşesiyle ayrıca tatlandı.
ÇHS Antalya Başmüdürü
Battal Çoban ve departman
müdürleri, harekat ve yolcu hizmetleri memuru olarak
göreve başlayacak olan yeni
personel şerefine Anadolu
Park Restaurant’ta bir kahvaltı organize etti. Eski ve yeni
personelin bir araya geldiği bu
kaynaşma toplantısında, yoğun yaz sezonuna hazırlanan
ekibe tecrübeleriyle yol gösteren ÇHS Antalya çalışanları, bu
keyifli aktiviteyle takım ruhuna
sahip olduklarını da ortaya
koydular.
ÇHS İstanbul, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı’nı tüm
departman çalışanlarının
çocuklarıyla birlikte kutladı. ATA İstasyonu merkez
bina bölgesini araç trafiğine kapatarak güvenli hale
getiren ve çocuklar için
süsleyen Çelebi İstanbul personeli, çocukların
uçakları yakından görmesi için bir de apron turu
düzenledi. Ellerinde Türk
ve Çelebi bayraklarıyla
toplu fotoğraf çektiren
miniklerin mutluluğu, gezi
sonunda dağıtılan kitaplarla bir kat daha arttı.
ÇHS Dalaman İstasyonu, muhteşem doğası ve tertemiz havasıyla yeryüzünün cennet köşelerinden biri
olarak adlandırılan Göcek’teki İnlice Koyu’nda piknik
yaptı. Çelebi Dalaman personeli arasında var olan birlik
ve beraberliğin daha da arttığı, hayli keyifli zaman geçirilen organizasyonda, çalışanların yanı sıra çocuklar da
kumsalda özgürce koşmanın ve doyasıya oynamanın
tadını çıkardılar.
ÇHS İstanbul Proje Grubu, çalışmalarına son hızla
devam ediyor. Personel doğum günlerini aylık olarak
düzenlenen toplu organizasyonlarla kutlayan ATA çalışanları, mayıs ayının doğum günü partisini 9 Haziran’da
gerçekleştirdi. Güzel dileklerin ve keyifli sohbetlerin doğum günü pastasına eşlik ettiği kutlama, yoğun iş temposuna da keyifli bir mola oldu.
Thomson Airways için hazırlanan acil durum planında
görev alan ve verilen ekstra görevleri taahhüt edilen
zaman içerisinde başarıyla yerine getiren ÇHS Bodrum personelinin ödülü keyifli bir tekne gezisi oldu.
Gezi sırasında güzel bir öğle yemeği de yiyen çalışanlar, bu anlamlı ödül ve mesai arkadaşlarının tebrikleriyle gururlandı.
ÇHS Adana çalışanları, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramı’nı eşleri ve çocuklarıyla birlikte eğlenceli bir piknikle kutladı. Yeşillikler arasında stres atarak sıcak yaz sezonuna
hazırlanan ÇHS Adana personeli, artık bir gelenek haline gelen
etkinlikte davul eşliğinde halay çekmeyi de ihmal etmedi.
çalışanlarımız I 50-51
ÇHS Dalaman İstasyonu’nda Yolcu Hizmetleri Şefi olarak görev yapan Ümit Güçlü’nün, ÇHS Antalya İstasyonu’na Nöbetçi
Müdür olarak atanması sebebiyle bir veda yemeği düzenlendi.
Güçlü’nün uzun yıllar birlikte çalıştığı ekip arkadaşlarının yanı
sıra istasyon genelinden de katılımın olduğu gecede, mutluluk
ve hüzün bir aradaydı. Dalaman personeli, ekip arkadaşlarına
yeni görevinde başarılar diledi.
ÇHS Trabzon İstasyonu’nun 29 Mayıs’ta, ramp sundurma bölgesinde gerçekleştirdiği köfte partisi çalışanlardan
büyük ilgi gördü. Uzun yıllardan beri gerçekleştirilen ve bir
gelenek halini alan organizasyon sırasında meşhur sebzeli
köftelerin tadına bakan Çelebi Trabzon personeli, bu keyifli
aktivitenin ardından birlikte toplu resim çektirmeyi de ihmal
etmedi.
Emekliliği sebebiyle görevinden ayrılan Lufthansa Havayolları Ankara İstasyon Müdürü Tayfun Eralp için ÇHS Ankara
İstasyonu’nun düzenlediği veda partisi,
duygu dolu anlara evsahipliği yaptı.
Esenboğa Havalimanı’nda sürdürülen başarılı
işbirliğinin ardından Eralp’e iyi niyet temennileri
ve alkışlarla veda eden ÇHS Ankara çalışanları, üzerinde LH Müdürü’nün resmi bulunan
özel bir pasta hazırlatmayı da ihmal etmedi.
Çelebi Gıda Grubu’nun başarılı markası Little Caesars Pizza, 3 Haziran’da Kilyos’ta gerçekleştirdiği piknikle, yoğun çalışma temposu içerisinde gösterdikleri başarı sebebiyle restoranlarda görevli asistan ve vardiya müdürlerine
teşekkür etti. Merkez ofis çalışanlarının da katılımıyla toplam 70 kişinin bir araya geldiği organizasyon, keyifli bir kahvaltıyla başladı. Çuval, yumurta taşıma, halat çekme ve yoğurt yeme gibi hayli çekişmeli yarışların yapıldığı piknikte,
öğle yemeğindeki mangal ziyafeti herkes için ayrı bir keyif kaynağı oldu.
ÇHS Kars İstasyonu, Yolcu Hizmetleri memurlarından Funda Göyce ve Postabaşı personeli Burhan
Şengel’in doğum gününü
samimi partilerle kutladı.
Arkadaşlarıyla birlikte pastalarını kesen doğum günü
sahipleri ve tüm Çelebi Kars
çalışanları için bu parti, operasyon sonrasında verilen
keyifli bir mola niteliğindeydi.
ÇHS Antalya, işçi şoförlerinden İbrahim Işık’ın emekli olması dolayısıyla bir araya geldi. Çelebi Antalya
İstasyonu’nda uzun süredir ring aracı şoförü olarak başarıyla görev yapan ve tüm ekibin “İbrahim Abisi” olan Işık’ı
departman yöneticileri de bu anlamlı günde yalnız bırakmadılar. Işık, yaptığı veda konuşmada vardiya arkadaşlarına ve bugüne dek kendisinden desteklerini esirgemeyen
yöneticilerine teşekkür etti. Mesai arkadaşları, özverili çalışmaları için Işık’ı tebrik ederek, iyi dileklerle yolcu ettiler.
Bandırma Limanı’nı işletme hakkının devralınmasına ilişkin sözleşmenin imza törenine katılmak üzere
8 Haziran’da Ankara’ya giden Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve beraberindeki yöneticiler, İstanbul’a dönüşlerinde bir sürprizle
karşılaştılar. Can Çelebioğlu’nun doğum gününü,
uçak başında pasta keserek kutlayan ÇHS Ankara
İstasyonu’nun bu sürprizi, yöneticileri şaşırtmanın
yanı sıra ekipteki herkesi de mutlu etti.
ÇHS Ankara İstasyonu’nda
vedalaşmaların hüznü yaşanıyor. Çelebi Ankara çalışanları,
İstanbul İstasyonu Başmüdür
Yardımcılığı’na atanan Başmüdürleri Umut Yüzer’e ve İstanbul İstasyonu Nöbetçi Müdürlüğü görevine terfi eden Yolcu
Hizmetleri Şefi Murat Andaç’a
“hoşçakal” partisi düzenledi.
DHMİ Başmüdürü’nün de
katıldığı samimi törende kesilen veda pastası ve kameraya
verilen gülümsemelerle dolu
pozlar, ayrılığın burukluğunu
kapatmaya yetmedi.
çalışanlarımız I 52-53
ÇHS Ankara İstasyonu, yıllardır aksatmadan sürdürdüğü geleneksel köfte partisini bu yıl da 13 Mayıs’ta
istasyon binası önünde gerçekleştirdi. Yaz sezonu
başında moral bulmak ve enerji depolamak adına düzenlenen köfte partisine ilgi büyük oldu. Arkadaşlarının
pişirdiği lezzetli köftelerin tadına bakan Çelebi Ankara
çalışanları, verdikleri bu keyifli molanın ardından tekrar
işbaşı yaptı.
Çelebi Marina Antalya çalışanları, 18 Haziran’da
bu yıl 28.’si gerçekleştirilen Sahil Güvenlik Günü Kutlama Törenleri’ne katıldı. Aktivitelerde gösterdiği başarılı
performanslar sonucunda Çelebi Marina personeli, iki
kategoride kupayı havaya kaldıran taraf oldu. Şef gemici Sultan Anık “el incesi atma” yarışmasında 1. gelerek
kupasını Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr.
Mustafa Akaydın’dan, gemici Cihan Bektaş da “gemici
bağı yapma” yarışmasında 1. gelerek kupasını Garnizon Komutanı Tuğgeneral Zafer Çelikel’den aldı.
ÇHS Ankara İstasyonu’nun
gerçekleştirdiği Çanakkale gezisi, tüm katılımcılar tarafından
memnuniyetle karşılandı. Özellikle daha önce Çanakkale’ye
gitmemiş olan Çelebi Ankara çalışanlarının yoğun istekleri doğrultusunda planlanan gezi, herkes
için hem çok anlamlı hem de oldukça eğlenceli bir aktivite oldu.
Çanakkale Savaşı’nın yapıldığı
yerleri ziyaret eden ve çok etkilenen Ankara personeli, benzer
gezilerde daha sık bir araya gelmeyi dilediklerini ifade etti.
ÇHS Kars İstasyonu, operasyon saatleri dışında personelin
özenle hazırladığı öğle yemeği ile hoş ve leziz bir mola verdi. İstasyon Müdürü Caner Yücel’in de katılımıyla, keyifli sohbetlerle
devam eden yemek tüm ÇHS Kars çalışanları için tekrar işbaşı
yapmadan önce, bir moral ve motivasyon kaynağı oldu.
Mayıs ayı içerisinde, yolcu hizmetlerinden bir mesai
arkadaşlarını askere uğurlayan ÇHS Malatya İstasyonu çalışanları akşam yemeğinde bir araya geldi. Arkadaşlarına hem teşekkür hem de veda eden Çelebi
Malatya personelinin düzenlediği bu anlamlı gecede,
eğlencenin yanı sıra ayrılmanın hüznü de yaşandı.
ÇHS Sabiha Gökçen İstasyonu üst yönetimi ve
çalışanları, Çelebi Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
Can Çelebioğlu’nun doğum
gününü, düzenledikleri samimi bir organizasyonla kutladı. Seyahati sebebiyle Sabiha Gökçen Havalimanı’na
gelen Can Çelebioğlu ve
beraberindeki yöneticiler,
SAW CIP Salonu’nda düzenlenen sürpriz organizasyonla karşılaştı. Doğum
günü pastasını kesen ve
Çelebi Sabiha Gökçen personelinin iyi dileklerini kabul
eden Can Çelebioğlu, parti
sonunda istasyon ekibiyle
birlikte fotoğraf çektirdi.
ÇHS İzmir’de görev yapan
Elektrik Teknisyeni Esat Güz ve
Apron Hizmetleri Şefi Hüsnü
Özen, emekli olarak Çelebi’deki
23 yıllık çalışma hayatlarına
veda ettiler. Çalışma arkadaşları
ve istasyon yönetiminin katıldığı
veda yemeği hem neşeli hem
hüzünlü anlara sahne oldu. Çalışanlar, anılarını paylaşarak dostluklarının kalıcı olması dilediler.
Gecede, İstasyon Başmüdürü
Levent Kaylak da bir teşekkür
konuşması yaparak emekliye
ayrılan personele gelecek yaşamlarında başarılar diledi.
ÇHS İstanbul Ramp Departmanı çalışanları, Yedikule
Hisarı’nda düzenledikleri sucuk
ekmek partisi ile stres attı. “ATA
Ramp Yaza Merhaba-Sucuk
Ekmek Bedava” sloganıyla
gerçekleştirilen etkinliğe katılan
şef, postabaşı, memur, işçi ve
işçi-şoförler keyifli sohbetler ve
müzikle dolu eğlenceli bir akşam geçirdiler.
çalışanlarımız I 54
Dalaman Çelebi İstasyonu’nda geleneksel hale gelen köfte partisi; çalışanları,
müşterileri ve devlet protokolünü bir araya
getirdi. İstasyon Başmüdürü’nün elleriyle pişirdiği köfteleri afiyetle yiyen ÇHS Dalaman
çalışanları, organizasyonların devam etmesi
yönünde dileklerini dile getirirken partiye katılan diğer davetliler de bu tür aktivitelerin motivasyon için iyi bir araç olduğunu ve örnek
alınması gerektiğini belirttiler.
Gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla hizmet yaşamına
hızlı ve etkili bir başlangıç yapan ÇHS Sabiha Gökçen
İstasyonu, Çelebi’nin geleneksel köfte partilerinden de
düzenlemeye başladı. 16 Haziran’da gerçekleşen organizasyona, Çelebi Sabiha Gökçen çalışanlarının yanı
sıra Çelebi’nin müşterisi olan havayollarının temsilcileri
ve havalimanı yetkilileri de katıldı. Köftelerin lezzetine
sohbetin keyfinin de eklendiği etkinlik sonrasında tüm
katılımcılar benzer organizasyonlarda tekrar bir araya
gelme isteğini dile getirdiler.
ÇHS Adana çalışanları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı’nı çocuklarıyla birlikte renkli bir şölen
havasında kutladı. Kutlama için istasyon yemekhanesi
süslendi ve çocuklara özel ikramlar hazırlandı. Çocuklarla oyunlar oynayan ve hep birlikte şarkılar söyleyen
ÇHS Adana personeli, en az çocuklar kadar eğlenceli
vakit geçirdi.
ÇHS İzmir, Yolcu Hizmetleri çalışanları, düzenledikleri piknik
ve mangal partileri ile yaz sezonu öncesi moral ve güç depoladı. Oldukça eğlenceli geçen organizasyonlar; istasyon ekibinin
bir araya gelmesi, motivasyonunun yükselmesi, takım ruhunun
ve iletişimin güçlenmesine katkı sağladı.
nostalji I 55
Çocukluğumuzun
unutulmaz tatları
Çocukluğumuzdan bugüne yadigar, unutamadığımız şeyler vardır. Evimizin sokağı, tonton ve eliaçık komşumuz, mahalledeki küçük -o zamanlar bize çok büyük gelen- park, cebimizdeki çekirdekten bisiklete, her
şeyimizi paylaştığımız fedakar dostumuz... Bir bakış, bir yer, bir koku, bir ses,
bir renk veya bir tat... Çocukluğumuzda kalan, unutamadığımız bir tat...
epimizin unutamadığı bir tat vardır mutlaka.
Dayımızın bize aldığı ilk elmaşekeri veya mahalle maçını kazandığımızda, sonuna kadar
hak ettiğimizi düşündüğümüz ve kasıla kasıla yediğimiz o
sütlü dondurma. Yazlık sinemada annemizden yalvar yakar
aldığımız parayla ceplerimizi doldurduğumuz çekirdek ve
şürekası gazoz... Daha sonra hiçbir şeyin aynı hissi vermediği o özel, bize ait, damağımızda değil aklımızdaki tatlar...
Dondurma, elmaşekeri, pamukşeker, gazoz bugün de her
yerde var. Ama çocukluğumuzda aldığımız o tadı bir türlü
alamıyoruz değil mi? Bir şeyler eksik her zaman, bir taraf
hep yarım. Bir de biz çocukken olup da, bugün artık üretilmeyen hatta adı bile bilinmeyen tatlar var. Hatırladığımız,
tadını damağımızda hissettiğimiz ama günümüze ulaşamamış tatlar. Bazılarının bugün olmaması nasıl da burukluk
veriyor bize. Sanki çocukluğumuzun bir parçasını, bize ait
özel bir şeyi izinsiz almışlar gibi. Bugün marketlerde çocuklar için yapılmış bir dolu şey var; çeşit çeşit, renk renk. Bize
sorsanız hiçbiri onların yerini tutamaz; dilimize elektrik verilmiş gibi hissettiren patlayan şeker, ağzımızı kocaman açıp
doldurduğumuz ve arkadaşlar hinlik yapıp güldürünce un
gibi etrafa saçılan leblebi tozu, mahallemize çokluk dönmedolapçıyla birlikte gelen macuncudan aldığımız rengarenk
macun, diş diş satılan “gerçek” damla sakızı, “çantada,
cepte” Bonibon, yalnızca tadı için değil içindeki çizgi-diziyi
merak ettiğimiz için de aldığımız TipiTip, tatlı mı tatlı bir kızın “On yüz baloncuk yuttum” dediği reklamını dün gibi hatırladığımız Fruko gazoz, her seferinde ağlayarak bir daha
almayacağım dediğimiz halde vazgeçemediğimiz ekşi mi
ekşi Sulugöz, erkekler gururuna “yediremediği” için yalnızca kızların aldığı emzik şeker, şekli bozulmasın diye rahat
rahat yiyemediğimiz horozşeker, lezzetine doyamadığımız
Şambaba tatlısı, okul kapılarının demirbaşı turşu suyu ve
her pazar dönüşünde annemize, torba taşımak karşılığında rüşvet olarak aldırdığımız şemsiye çikolata...
Onlar artık yalnızca hatıralarımızdaki o nostaljik “çocukluk
filmi”ni süslüyorlar. Yeniden görmek için can attığımız ama
asla göremeyeceğimizi bildiğimiz, makinistliğini “zaman”ın
yaptığı o rüya gibi filmi...
sanat I 56-57
Yeni kuşak Türk yönetmenler
sinemamızın
çehresini değiştiriyor...
Özgün eserleri ve sinema dilleriyle Türk sinemasında yepyeni bir dönemin kapısını
aralayan yeni kuşak yönetmenler, hem ulusal hem de uluslararası alanda başarıya
doymuyor. Yeni kuşak sinemacılar izleyicinin filme ve sinemaya bakış açısını
değiştirmekle kalmıyor, deyim yerindeyse “yeni bir Türk sineması” yaratıyorlar.
1980’lerde yaşanan çöküş döneminin ardından Türk sineması 90’lı yılları kendini var etme mücadelesi içinde geçirdi.
Bir yandan seyirciyi yeniden sinema salonlarına çekmeye
çalışan filmler üretilirken, diğer yandan kendi sesini ve tarzını bulmaya çabalayan yeni yönetmenler sahneye çıkmaya
başladı. Uzun zamandır Türk sinemasına uzak duran seyirci, 90’lı yıllarda “Eşkıya”, “İstanbul Kanatlarımın Altında” ve
“Ağır Roman” gibi yapımları izlemek için salonları doldurdu.
Aynı dönemde, devlet sinemaya daha çok destek vermeye başladı ve çekilen film sayısı gözle görülür şekilde arttı.
Böylece çok daha büyük ölçekli filmler yapmak mümkün
hale geldi. Ama hiç kuşkusuz, 90’lı yıllardan bu yana Türk
sinemasına damgasını vuranlar, özgün ve yenilikçi yönetmenler oldu. 2000’li yıllara gelindiğinde ise yeni bir Türk sinemasının doğuşundan söz edilmeye başlandı. Seyirciden
aldığı destekle ulusal alanda prestij kazanan Türk sineması,
uluslararası alanda da popülaritesini artırdı.
Kişisel üsluplarını filmlerine cesurca yansıtan, tematik ve
görsel olarak özgün bir tarz yaratmayı başarabilmiş Reha
Erdem, Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz gibi yönetmenler, daha minimalist ve kişisel bir sinemanın peşinde
koşarken; Çağan Irmak, Fatih Akın ve Ferzan Özpetek gibi
ana akım sinemaya daha yakın duran yönetmenlerin filmleri
hem seyirciden hem de uluslararası festivallerden büyük ilgi
gördü. Bu çeşitlilik, Türk sinemasına yeni bir soluk getirdi.
Minimalizmin gövde gösterisi
1995’te çektiği “Koza” isimli kısa filmle Cannes Film
Festivali’ne katılarak, sonraki yıllarda elde edeceği başarının sinyallerini veren Nuri Bilge Ceylan; 1997’de çektiği
ve başta Berlin Film Festivali olmak üzere pek çok dünya festivalinde gösterilen ilk uzun metrajlı filmi “Kasaba” ile
özgün tarzını ortaya koydu. 1999 yapımı “Mayıs Sıkıntısı”
ve 2002’de çektiği “Uzak”ta da bu tarzı sürdüren Ceylan,
“Uzak”ın Cannes Film Festivali’nde “Jüri Büyük Ödülü”nü
kazanmasıyla, belki de Yılmaz Güney’den sonra yurtdışında en çok tanınan Türk yönetmen oldu. Otobiyografik öğeler barındıran ve genellikle uzun plan çekimlerden oluşan
filmlerinde dingin ve sakin bir anlatımı benimseyen Ceylan,
bu yönüyle efsanevi Rus yönetmen Andrei Tarkovsky’e
benzetiliyor. Nuri Bilge Ceylan, 2008 yılında çektiği son filmi
“Üç Maymun”la yine Cannes’da “En İyi Yönetmen Ödülü”ne
layık görülerek filmlerinin uluslararası beğeni kazanacak düzeyde olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ceylan, diğer filmlerinin aksine otobiyografik öğeler barındırmayan ve ilk defa
profesyonel oyuncularla çalıştığı “Üç Maymun”da; şehrin
varoşlarında yaşayan şoför Eyüp’ün, yemekhanede çalışan
karısı Hacer’in ve üniversite sınavını kazanamayan oğulları
İsmail’in öyküsünü suç ve suçluluk duygularını irdeleyerek
anlatıyordu.
İnsanlık halleri
Kendine özgü bir sinema dili yaratabilmeyi başarmış bir diğer yönetmenimiz, şehir hayatında kapana kısılmış insanın
ruh hallerini betimlemekte ustalaşmış olan Zeki Demirkubuz. 1994’te ilk filmi “C Blok”u çeken Demirkubuz, kendi
sanat I 58-59
senaryolarını yazan bağımsız bir yönetmen olarak çalışmaya devam etti. Uluslararası eleştirmenler ve izleyiciler ise
Demirkubuz’u Venedik Film Festvali’nde gösterilen ikinci
filmi “Masumiyet”le tanıdılar. “Karanlık Üzerine Öyküler”
adını verdiği üçlemesinin ilk iki filmi “Yazgı” ve “İtiraf”, 2002
yılında Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde gösterildi. Demirkubuz, başrolünü de üstlendiği “Bekleme Odası”yla 2003’te bu üçlemeyi tamamladı ve 2006’da
“Masumiyet”in başlangıç öyküsünü anlatan “Kader”i çekti.
Son olarak Nahit Sırrı Örik’in 1946 tarihli aynı adlı romanından senaryolaştırdığı “Kıskanmak”ı çeken yönetmenin filmlerinde, Albert Camus ve Jean Paul Sartre’ın başını çektiği
varoluşçuluk akımından izler bulmak mümkün. Demirkubuz, karakter odaklı filmlerinde; suç, talihsizlik ve aşk gibi
evrensel temaları ele alıyor.
Sıradan ve gündelik olanın ötesi
Paris’te sinema eğitimi alan Reha Erdem, 1988 yılında
Büyükada’nın nostaljik ve büyüleyici atmosferinde çektiği
ilk filmi “A Ay”la başlayan yönetmenlik yolculuğuna, 11 yıl
sonra çektiği, İstanbul’un arka sokaklarında geçen soluk
soluğa bir aksiyon ve suç filmi olan “Kaç Para Kaç” ile devam etti. Ardından 2004’te gerçeküstü ve absürt öğelerle
bezeli “Korkuyorum Anne”, 2006 ve 2008’de ise çok daha
melankolik bir atmosferde geçen “Beş Vakit” ve “Hayat Var”
geldi. Uluslararası prömiyeri Berlin Film Festivali’nde gerçekleşen son filmi “Kosmos”, Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödüllerini
kazandı. Bugüne kadar tüm filmlerinde farklı türler deneyen
Reha Erdem; sinemada yapay, yaratılmış ve gündelik olanın ötesinde olanı aradığını söylüyor. “Beş Vakit”te taşrada,
“Korkuyorum Anne” ve “Hayat Var”da İstanbul’un varoşlarında, “Kosmos”da ise adı sanı belli olmayan uzak bir sınır
kasabasında zamana, mekâna ve insana dair sorulara cevap arıyor.
Göçmenlerin evrensel hikâyesi
Trabzon’dan Almanya’ya göç etmiş bir ailenin çocuğu olan
Fatih Akın’ın filmlerinde göçmenlik olgusunun baskın öğe
olması şaşırtıcı olmasa gerek. 1998 yılında çektiği ilk uzun
metrajlı filmi “Kısa ve Acısız” ile sinema dünyasına hızlı bir gi-
Seyirciden aldığı destekle ulusal
alanda prestij kazanan Türk
sineması, uluslararası alanda da
popülaritesini artırdı.
riş yapan yönetmen, Almanya’da yaşayan ve hapisten yeni
çıkmış Türk göçmen Cebrail’in yolunun Yunan Costa ve Arnavut Bobby ile kesişmesini anlattığı bu çalışmasıyla pek
çok festivalde övgü topladı. 2000’de gösterime giren ikinci
filmi “Temmuz’da”da Almanya’da başlayıp İstanbul’da son
bulan, romantik bir yol hikâyesi anlatan Akın; 2002 yapımı
“Solino”da ise Almanya’ya göç eden İtalyan bir ailenin yaşamını beyazperdeye taşıdı. 2005’te çektiği “Duvara Karşı”,
hem gişede hem de uluslararası festivallerde kazandığı başarı ile Akın’ı, Avrupa’nın en parlak genç yönetmenleri arasına soktu. Bu filmiyle, Metin Erksan’ın “Susuz Yaz”ından
40 yıl sonra Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü
kazanan ikinci Türk yönetmen unvanını elde eden Akın, “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” belgeseli ile 2005 yılında
Cannes Film Festivali’ne katıldı.
Belgesel, İstanbul’un gösterişli yüzünden uzak arka sokaklarında yeteneklerini sergileyen müzisyenlerden, Türk
müziğinin popüler kültüründe yer etmiş Sezen Aksu ve
Orhan Gencebay gibi başarılı müzisyenlere kadar birçok
insanı ve mekanı müzikle birleştirerek tarihi şehirdeki değişik yaşam ve kültürleri gözler önüne serdi. Cannes Film
Festivali’nde “En İyi Senaryo” ödülünü kazanan 2007 yapımı “Yaşamın Kıyısında”da altı ana karakterin birbiriyle iç
içe geçen hikâyelerini, Almanya-Türkiye ekseninde anlatan
Akın, son filmi “Soul Kitchen”da ise yemek ve aşkla bezeli,
“Hamburg’da geçen komik bir hikâye” anlattı. Yönetmen bu
filmiyle de Venedik Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü”nü
kazandı.
İtalya’dan farklı renkler
Ferzan Özpetek, tıpkı Fatih Akın gibi bol ödüllü ve yurtdışında yaşayan bir Türk yönetmen. Filmlerinde izleyiciye
farklı kültürlerden hikayeler anlatan yönetmenin ana teması
genellikle insan sevgisi ve dostluk. İtalya’da sinema eğitimi
alan Özpetek, 1997’de çektiği ilk filmi “Hamam”da; Halil
Ergün ve Şerif Sezer gibi Türk sinemasının usta oyuncuları
ile İtalyan Sineması’nın parlayan yıldızları Alessandro Gassman ve Francesca d’Aloja’yı aynı filmde buluşturdu. Film
Türkiye ve İtalya’da geniş kitleler tarafından izlendi ve aynı
yıl Cannes Film Festivali’nde, “Yönetmenlerin On Beş Günü”
seçkisinde yer aldı. Türk-İtalyan-Fransız ortak yapımı ikinci
filmi “Harem Suare”, 1999 yılında Cannes Film Festivali’nin
“Resmi Seçki” kategorisine seçildi ve “Hamam” gibi birçok
ülkede gösterim şansı yakaladı. İtalya’da, gösterimde kaldığı süre boyunca en çok izlenen film olmayı başaran 2001
yapımı “Cahil Periler” ve 2003’te çektiği “Karşı Pencere”
hem İtalya’da hem Türkiye’de büyük gişe başarısı elde etti.
2005 yapımı “Kutsal Yürek”le İtalya’nın Oscar’ı sayılan “David di Donatello Ödülleri”nden iki ödülle dönen yönetmen,
son filmi “Serseri Mayınlar”ı yine kendine özgü hümanist
yaklaşımıyla aile ve dostluk temaları etrafında şekillendirdi.
Özpetek ilişki yumağındaki karmaşanın ya da aile içi gerginliklerin genellikle yemek sofrasında çözüldüğü filmlerinde;
her dilden, ırktan ve cinsiyetten insana yer veriyor.
Melodramın dönüşü
Filmlerinde hem sosyal konulara hem duygusallığa yer vermesi nedeniyle “Atıf Yılmaz’ın halefi” olarak anılan, “Asmalı
Konak” ve “Çemberimde Gül Oya” gibi sevilen dizilerin yönetmeni Çağan Irmak, popüler Türk sinemasının en başarılı
yönetmenlerinden biri. “Mustafa Hakkında Her Şey”in ardından, 2005’te çektiği “Babam ve Oğlum”da yakaladığı
duygusal ve hüzünlü tonla izleyicileri kalbinden vuran Irmak,
filmde babasının Ege’deki çiftliğinden gazetecilik okumak
için ayrılan Sadık’ın, yıllar sonra oğluyla beraber yeniden
çiftliğe dönüşünü, arka planında 12 Eylül darbesiyle anlattı.
2008 yapımı “Issız Adam”da iki gencin aşklarının özelinde
modern yaşamın insanları nasıl yalnızlaştırdığını anlatan Irmak, bu filmle birlikte Türk seyircisi için tam bir fenomene
dönüştü. Son olarak 2009’da çektiği “Karanlıktakiler”de
dışarıdan bakıldığında normal gözüken bir evin içine gizlenmiş küçük bir cehennemi anlattı. Bu filmle çok daha olgun
bir sinema dili yakaladığını gösteren Irmak, yeni filmleri en
fazla merak edilen yönetmenlerin başında geliyor.
kişisel gelişim I 60-61
Gü
n
şirk ümüz
d
e
kül tlerin e tıp
k
tür
d
kur ünd e ke ı ülkel
n
e
e
u
işle msal n doğ dine a r, mill
et
yişi
te
a
i
bu
hız rimle n ve t bir d ler gi
b
t
l
ö
r
aile erimle andıra i var. zel a ili, kur i
n
u
İ
n
r
n
mo in pa , çalış ve h letişim lamla m
r
rça
tiva
ata
anl
i
içe
kol
sı
ar
syo
o
r
nun olara ın ke ranla aylaşt en
nd
rın
kg
ıra
da
artm örme ini bü ı düşü n,
yü
s
ren
ası
nı s ini, do k bir
ağl
l
ıyo ayısıy
r.
la
Yeni başlayanlar ve merak edenler için
“Kurum içinde
kullanılan
terimler sözlüğü”
Kurum içi iletişimde çalışanların birbirini anlamak için en sık
tercih ettiği yöntemin dedikodu olduğunu hepimiz biliriz.
Aynı binada, aynı katta, hatta aynı ofiste çalışan insanlar
birbiriyle yüz yüze anlaşmak yerine, “fısıltı gazetesi”ni okumayı tercih ederler genellikle. Kahve makinesinin önü, şirket
içi işleyişin düzenlendiği, herkes tarafından sessizce kabul
görmüş minik bir toplantı alanıdır adeta. Kurumun gerçek
yapısı kurul toplantılarında değil, makine başındaki bu sohbetlerde anlaşılır. Yazılı kurallar insana dair her şeyi çözmeye
ve iletişimi sağlamaya yetmediği için günlük yaşantının getirdiği, işleyişten doğan yazısız kurallar, kelimeler hakimdir
bu sohbetlere. Biraz kulak misafiri olursanız, aynı şirkette
çalışan insanların, farklı kişiliğe sahip olsalar ve farklı şeyler düşünseler dahi aynı kelimeleri kullandığını görürsünüz.
Yalnızca kurum mensupları tarafından kullanılan ve söylendiğinde herkesin hemen anladığı bu özel jargonlar; iletişimi
kolaylaştırır, işleyişi hızlandırır ve çalışanların kendini büyük
bir ailenin parçası gibi hissetmesini sağlar. Aynı dili konuşan
insanların hissettiği bu aidiyet, motivasyonu yükselten en
önemli öğelerden de biridir.
Şirketten şirkete değişebilecek bu “kurumsal dil”in yanı
sıra tüm şirketlerde geçerli olan birtakım kelimeler de vardır. Özellikle orta ve büyük ölçekli şirketlerde çalışanlar, bu
kelimeleri kullanarak daha net ve daha hızlı anlaşırlar. Bu
terimlerle işleyiş hızlanır, yanlış anlama oranları ve hata payı
düşer. İşte bu terimler, şirket içi iletişimi sağlayan ve işe yeni
başlayan birinin dahi kısa sürede öğrenip, anlayabileceği
“kurum içi terimler”dir. Bu terimlerin bazıları, çalışanlar tarafından kurum kültürü, politikası ve şirket içi dengelere göre
anlaşılır. Herkes verilmek istenen mesajı alır ve buna göre
hareket eder. Bu terimlerde öznelliğe yer yoktur. Birçoğunuzun bu kelimeleri -hatta belki de daha fazlasını- çok iyi
bildiğini ve iş hayatında sürekli kullandığını biliyoruz. Ama
bazılarınızın “Peki nedir bu kurum içi terimler?” dediğini duyar gibiyiz. İşte 21. yüzyılın ilk çeyreğinde hemen tüm şirketlerde kullanılan ve iletişimi kolaylaştıran terimler...
Belgelendirme (Sertifikasyon):
Bir ürün, hizmet, personel, laboratuvar veya sistemin, belirli bir standart veya teknik düzenlemeye uygun olduğunun yazılı olarak belirlenmesi işlemi.
Bürokrasi: Devletle ilgili işlerin yürütülmesinde konulan
gereksiz kurallar ve bu yönde yapılan gereksiz işlemler, kırtasiyecilik.
Bülten: Kurumun çalışmaları hakkında, çalışanları bilgilendirmek amacıyla, belirli zamanlarda
yayınlanan çok sayfalı mektup vb. gibi yazılı
araçlar.
Dış müşteri: Sunulan ürün ve hizmetleri satın alarak, kendi kişisel amaçları
için kullanan ve çalışanların ücretlerinin
ödenmesini sağlayan müşteri.
Dönemsel
işler: Bir işletmenin iş yoğunluğunu dikkate alarak belirli zamanlarda, geçici
olarak eleman çalıştırdığı işler.
Empati: Başkalarının duygularını sezmek, bakış açılarını
anlamak ve endişeleriyle etkin bir biçimde ilgilenerek kendini onların yerine koyabilmek.
Geribildirim (feedback): Alıcının, kaynağın mesajına
verdiği yanıt.
Haber medyası: Kitle iletişim araçlarında, haberden
ya da haber programından sorumlu tüm birim ve kişiler.
İç müşteri: Bir işletme içindeki her birim (ve çalışanlar),
kendinden bir önceki safhanın müşterisi konumundadır.
İmaj: Kurum ya da kişiler hakkında sahip olduğumuz bilgileri özetleyen kanı ve inançlar.
İnovasyon: Önemli değişiklikler getiren yeni ürün ve stratejiler geliştirme.
İş tanımı (job description): Bir işin içerdiği görevler,
sorumluluklar ve iş özellikleri.
Kurum kültürü (corporate culture):
Bir vizyon ve misyon etrafında toplanan insanların sahiplendikleri inanç ve değerler sistemi.
Logo: Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf vb. özel işaret.
Mahrem alan: İnsanların sadece çok yakınlarını kabul
ettikleri, kırk beş santimetreye kadar olan uzaklığı kapsayan
alan.
Manipülatif: Varlıkları yapıcı, açıklayıcı ve yararlı bir biçimde kullanma işi.
kişisel gelişim I 62
İş hayatında sıkça kullanılan
kısaltmalar ve anlamları:
Misyon (mission): Bir organizasyonun varlık nedeninin
bir cümle ile ifadesi.
Oryantasyon (uyumlama): Yeni çalışanlara organizasyonu ve kendi iş birimlerini tanıtmak ve işe alıştırmak
için gerçekleştirilen aktiviteler.
Outsourcing (dış kaynak kullanımı): Bir organizasyonun kendi kaynaklarına ve çalışanlarına dayalı olarak
yürüttüğü bir etkinliği, o alanda uzmanlaşmış ve etkinliğini
kanıtlamış kişi ya da kuruluşlara yönlendirmesi.
Rol belirsizliği: Bireyin, nelere ve kimlere karşı sorumlu
olduğunun tam olarak belirlenememesi.
Rotasyon: Yerine getirdiği değişik işlerin sayısını artırmak
ve motivasyonunu sağlamak amacıyla, çalışanı belli bir süre
için bir görevden diğer bir göreve almak.
Sosyal alan: Toplantılarda ve davetlerde, birbirlerini az
tanıyanlar arasında bırakılan bir metre ila iki buçuk metre
mesafe.
Sponsor: Destekleyen, himaye eden.
Statü: Bir toplumsal sistem içerisinde, bireyin elde ettiği yer.
Strateji: Bir amaca varmak için eylem birliği sağlama ve
düzenleme sanatı.
Vizyon: Görme, önsezi, imgelem, görme gücü.
Yatay iletişim: Aynı kademedeki yöneticilerin, ortaklaşa bağlı bulundukları üst kademeye başvurmadan, karşılıklı
olarak kendilerini ilgilendiren konularda işbirliği yapmaları
durumunda gerçekleşen bir iletişim biçimi.
Yetkinlik: Çalışma ortamında gereken bilgi, beceri.
Yeterlilik (kalifikasyon): Çalışanın mesleki ve profesyonel becerileri ve görevlerini yerine getirme gücü.
Zaman yönetimi: Çalışanın kısıtlı olan zamanını iyi değerlendirmesi, üretken zamanlarını maksimize etmesi ve
işle ilgili olmayan boş zamanlarını minimize etmesinin sağlanması.
AB: Avrupa Birliği
ARGE: Araştırma-Geliştirme
ASAP: As Soon As Possible
(Mümkün olan en kısa zamanda)
AVM: Alışveriş Merkezi
BT: Bilgi Teknolojileri
CRM: Customer Relations Management
(Müşteri ilişkileri yönetimi)
CV: Curriculum Vitae (Özgeçmiş)
DTÖ: Dünya Ticaret Örgütü
EU: European Union (Avrupa Birliği)
FYI: For Your Information (Bilginize)
IT: Information Technologies
(Bilgi teknolojileri)
İK: İnsan Kaynakları
LMS: Learning Management System
(Eğitim yönetim sistemi)
MBA: Master of Business Administration (İşletme mastırı)
MT: Management Trainee (Yönetici adayı)
ST: Sales Trainee (Satışçı adayı)
STK: Sivil Toplum Kuruluşları
PC: Personel Computer (Kişisel bilgisayar)
PR: Public Relations (Halkla ilişkiler)
UMYS: Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemi
ÜRGE: Ürün Geliştirme
İş yerinde, özellikle ofis içinde sıkça
kullanılan yabancı kelimeler ve anlamları:
Advertorial: Bir şirketin
ürünlerinden ve hizmetlerinden
söz eden yazı
Scan etmek: Taramak
Check etmek: Doğrulamak
Save etmek: Kaydetmek
Print etmek: Yazdırmak
Forwardlamak: Yönlendirmek
Copy-paste: Kes-yapıştır
Part-time: Yarı zamanlı
Talent pool: Yetenek havuzu
Maillemek: Göndermek
Happy hour: Parti
Data: Veri
Coffee break: Kahve molası
Okeylemek: Onaylamak
Brief: Kısa bilgi, özet
Timing: Zamanlama
Business: İş yaşamı
Global: Küresel
Networking: Ağ, bilgi ağı
Restart: Yeniden başlatmak
Chatleşmek: Sohbet etmek,
gevezelik etmek
Trend: Moda, eğilim
Schedule: Zaman çizelgesi
Start-up: Başlatmak
Back-up: Yedeklemek
Management: Yönetim
Marketing: Pazarlama
Benchmark: Düzey işareti
Training: Eğitim, staj
Deadline: Son tarih, bitiş tarihi
Double check: Çift kontrol
Offlama: İptal etme
Resource: Kaynak, eleman
(çalışan)
Server: Sunucu
Call center: Çağrı merkezi
Update: Güncelleme
As-is: Şimdiki hali, şimdiki
durum
To-be: Planlanan
To-do: Yapılacak (işler)
Log: Giriş, kayıt
Task: Görev, iş
Manual: Elle (otomatik
olmayan)
Conversion: Dönüşüm,
dönüştürme
Migration: Toplu aktarım
Up-to-date: Güncel (veri)
Outsource: Dış kaynak, taşeron
Upgrade: Yükseltme
Downgrade: Düşürme
Memo (memorandum’un
kısaltması): Bilgi notu
yarışma I 63
ÇHS, 23 Nisan’ı resim yarışmasıyla kutladı
Çelebi Hava Servisi Sosyal Komitesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Çelebi çalışanlarının
çocuklarına yönelik “Benim Bayramım” adlı bir resim yarışması düzenledi. Çelebi’nin “Yarının büyükleri çocuklarımızın,
gökkuşağı rengindeki hayallerinin asla solmaması dileğiyle”
ifadesiyle duyurusunu gerçekleştirdiği yarışmada, yaptığı
resimle 23 Nisan’ı en iyi anlatan minikler sürpriz hediyeler
kazandı. 7-9 ve 10-12 yaş grubu olarak iki kategoride gerçekleştirilen yarışmaya, Çelebi çalışanlarının çocukları yoğun ilgi gösterdi. Katılan tüm çocuklara “Teşekkür Belgesi”
verilen yarışmada dereceye giren çocuklara ise MP3 çalar,
saat, spor ayakkabı ve tişört hediye edildi. Her iki kategoride dereceye giren miniklerin resimleri 15 gün süreyle ÇHS
istasyonlarında sergilenecek.
07-09 yaş dereceye giren çocuklarımız
Adı-Soyadı
Velisi
İstasyon
Yaşı
1
2
3
4
5
10-12 yaş dereceye giren çocuklarımız
Adı-Soyadı
Velisi
1
2
3
4
5
ödüllerimiz
1.’lere
2.’lere
3.’lere
4. ve 5.’lere
İstasyon
Yaşı
hobi I 64-65
Bi’tur özgürlük: Bisiklet
Birçoğumuzun ilk
hayali ve ilk heyecanıdır
bisiklet. Günler, haftalar
boyu büyüklerimizin
tabiri caizse başının
etini yiyerek sahip
olduğumuz bu iki
tekerlekli naif araç,
ilk binişimizde bizi
üzerinden atıvererek
mutluluğumuzu küçük
dirsek sızılarıyla bölmüş
olsa da, çocukluğumuzun hatta ilk gençliğimizin ayrılmaz bir
parçasıdır.
Otomobilin trafikte kapladığı alanın 1/4’ünü, park alanının 1/8’ini
kaplıyor. Fiyatı otomobilin 1/80’i kadar. Üstelik bakım masrafı
yok denecek kadar az ve ödenen vergi oranı ise %0. Neden mi
bahsediyoruz? Dünyanın en çevreci ulaşım aracından; bisikletten…
Hepimizin bisikletle ilgili bir anısı vardır değil
mi? Kimine karne, kimine sünnet gününü;
kimine ise dirsek ve dizindeki sıyrıkların acısını anımsatır. Korkup da binemediğimiz o
ilk anı hangimiz unutabiliriz ki... Binip düşüşümüzü, hissettiğimiz acıya rağmen ayağa
kalkıp tekrar deneyişimizi…
İlk mücadelelerimizden ve üzerinde kalmayı
başarmışsak ilk zaferlerimizden biridir bisiklet. Küçük ama tamamen bize ait bir zafer.
Hele zaman geçip de ustalaşınca, jantların
üzerinde dengede durup etrafa afili pozlar
vermemiz… Ve bizim gibi bisiklet tutkunu
arkadaşlarla yapılan mahalle turları. Bisikleti
“faça”lamak da, öğrenilen yeni numaralar-
la şov yapmak da usulden. Hele o tıkır tıkır
zincir sesi…
Yıllar geçti; devir, kültür, nesil, her şey değişti. Eskiden karne zamanı bisiklet isterdi
çocuklar. Şimdiyse favorileri PlayStation
veya bilgisayar. Yeni nesil; sokakta, arkadaşlarının arasında, hayatın içinde değil,
masa başında büyüyor artık. Oysa bisiklet
yalnızca bir oyun, hobi veya spor aracı değil; sokağın sesini dinlemenin, sosyalleşmenin, çevreye duyarlılığı öğrenmenin de en
güzel yolu. Belki de işte bu nedenle, gelişen
teknolojiye ve hızını gittikçe artıran gündelik
yaşam koşullarına rağmen kullanmaktan ve
sevmekten vazgeçmedik bisikleti.
Tıpkı karınca gibi...
Çocukluğumuzun bir parçası olan bisiklet bu romantik ve nostaljik tarafının yanı sıra ekonomik,
sağlıklı ve çevreye duyarlı oluşuyla her milletten
insanın kullandığı işlevsel bir araç. Bugün dünya
üzerinde 100 milyondan fazla bisiklet var. Özellikle
Akdeniz ülkeleri ve Uzakdoğu’da bisiklet, her gün
piyasaya yeni çıkan otomobillere inat insanlarla o
sıcak yarenliğini sürdürüyor. Bisikletin otomobile
nazaran sağladığı ekonomik ve fiziksel avantajları göz önüne aldığımızda, özellikle nüfusu yoğun
olan ülkelerin bisikleti neden tercih ettiğini daha iyi
anlarız. Tıpkı bir karınca gibi, kendisinden 10 kat
ağır yükleri kolaylıkla taşıyan ve basit düzeneğine
göre oldukça hızlı yol alan bisikletle; yürürken harcadığınız kadar bir enerjiyle saatte 15-20 km hız
yapabilirsiniz. Üstelik bisiklet karınca gibidir, tümsek veya çukur tanımaz. Otomobilin aşamayacağı
engebeleri bisikletle rahatça aşabilirsiniz. Özellikle
beklemeyi sevmiyor ve aracınızı şehrin ortasında
dahi gittiğiniz yerin kapısının önüne bırakmak istiyorsanız, bisiklet tam size göre…
Yalnızca trafik, tasarruf ve çevre için değil, bir anlığına bile olsa çocukluğumuza dönmek ve tabiata
daha yakın olmak için bisikleti hayatımızın bir parçası yapmalıyız. Tabii bu faydalarının yanı sıra pedal çevirmenin büyük bir artısı daha var. Sportif bir
hayat, zinde bir yaşam. Uzmanlara göre, düzenli
yapılan bisiklet egzersizi dayanıklılık antrenmanı
yerine geçiyor ve bu da beyin tarafından “endorfin”
adı verilen mutluluk hormonunun salgılanmasını
sağlıyor. Özellikle açıkhavada yapılan bir bisiklet
gezintisi, bize tabiatın güzelliklerini içimize sindire
sindire seyretme imkânı veriyor. Telaşlı, aceleci ve
edilgen olduğumuz modern yaşamda bisiklet, yalnızca “bi’tur” bile olsa bir çeşit özgürlük ve iç huzur
aracı.
Ne tür bir bisiklet almalıyım?
Yazlıkta, kampta, piknikte hatta işe giderken... Yaz günlerinde
bisiklet üzerinde serin serin tur atmanın, yolculuk etmenin kulağa çok hoş geldiğini biliyoruz. Bunun için öncelikle güzel bir
bisiklete ihtiyacınız var. Rengini belirlemiş olabilirsiniz ama satın
almadan önce karar vermeniz gereken başka bir konu daha
var; bisikleti ne amaçla alacağınız. Yalnızca dolaşmak mı yoksa
profesyonel bir yarışçı olmak mı istiyorsunuz; fitness ve sağlık
amacıyla mı yoksa ülke ülke dolaşmak için mi kullanacaksınız?
Hayaliniz tepelerden aşağı çılgınca süzüleceğiniz bir bisiklet mi,
şehir içi ulaşımda kullanacağınız mütevazı bir model mi? Vereceğiniz cevap, alacağınız bisikletin modelini belirleyecek. Bisiklet alırken dikkat edeceğiniz diğer noktalar ise şunlar:
• Bisiklet boyunuza uygun bir ölçüde,
• Ağırlığı taşıyabileceğiniz bir ağırlıkta,
• Kullanım amacı, beklentilerinize uygun,
• Fiyatı gerçek değerinde,
• Fren ve vites mekanizması kullanışlı,
• Tasarımı beğenilerinize uygun,
• Amortisörlü ise amortisörünün kalitesi yüksek,
• Yedek parçası kolay bulunan,
• Garanti süresi uzun,
• Üretim kalitesine güvenilen bir ülkede imal edilmiş, olmalı.
çocuk I 66-67
“Ders çalışmak istemiyorum! Çok sıkılıyorum!” Her anne-babanın hayatlarının bir döneminde mutlaka duyduğu bu serzeniş, yaz aylarının
gelmesiyle daha da artar. Sıcaktan bunalmış ve tatil psikolojisine girmiş
olan çocuk, ders çalışmak istemez. Bu güzel havada gezip dolaşmak,
yüzmek, bisiklete binmek, arkadaşlarla basket oynamak varken, bu
davranışı gayet doğal. Ama size bir sır verelim; biraz ilgi ve yaratıcılıkla,
tatilde bile çocuğunuzun ders çalışmasını sağlamanız mümkün.
Yoğun bir eğitim ve öğretim yılının sona ermesiyle birlikte
öğrencilerin sabırsızlıkla beklediği yaz tatili başladı. Çocuklar ders çalışmayı çok sıkıcı bir iş olarak görebilirler. Özellikle de yaz aylarında. Pek çok anne-baba, çocuğunu ders
çalışması için masa başına oturtmakta zorlandığından ve
çocuğunun çabucak sıkılıp, ilgisinin başka yöne kaydığından şikayet eder. Peki çocukların verimli bir şekilde ders
çalışması için neler yapılabilir?
Tatil dönemi, anne-babanın çocuğu ile birlikte keyifli zaman
geçirmesi için bir fırsattır. Uzmanlar tatil dönemini dinlenerek
ve ailesiyle beraber geçiren çocukların yeni eğitim-öğretim
döneminde daha başarılı olduklarına dikkat çekiyor. İlk olarak çocuğa neden ders çalışması gerektiği ve ders çalışmanın ona ne gibi faydalar sağlayacağı anlatılmalıdır. Böylece
çocuk, ders çalışmayı oyun oynayarak geçirebileceği zamandan çalan sıkıcı bir iş olarak görmeyecektir. Yazın evde
ders çalışma zamanı, anne-babanın da katılımıyla eğlenceli
bir aktiviteye dönüştürülürse, minik afacanlar da yaz ödevlerini yapıp öğrendiklerini unutmayacaklardır.
İşte yaz aylarında ders çalışmayı daha
eğlenceli ve verimli hale getirecek birkaç öneri:
• Yaz tatili, okul döneminde anlaşılmamış ya da eksik kalmış konuların pekiştirilmesi için bir fırsat olabilir. Önemli
olan, tüm günü dersle doldurmak yerine günün belli saatlerini ders çalışmaya ayırıp, geri kalanında çocuğun gönlünce
eğlenmesine fırsat vermektir.
• Özellikle yaz aylarında çocuğun dikkati kısa bir süre içinde
dağılacağından, masadan kalkmadan saatlerce çalışmanın
hiçbir faydası yoktur. Bu nedenle ders çalışma süresini kısa
tutun. Mesela, yarım saat ders çalıştıktan sonra 10 dakika
ara vermek ideal bir çalışma planıdır.
• Çalışılacak konuları görsel malzemelerle zenginleştirerek
çocuk için eğlenceli hale getirebilirsiniz. Örneğin, çocuğunuzu okuma yazmaya teşvik
etmek için ders kitapları dışında daha
renkli, resimli ve eğlenceli kitaplar
okumasını teşvik edebilirsiniz. Onu
kitapçıya götürerek ilgisini çeken kitapları seçmesine izin verin.
• Evde ailece kitap okuma seansları
düzenleyin. Anne-babasının kitap okuduğunu gören çocuk kitap okumaya
çok daha hevesli olacaktır.
• Okuma ve yazma becerilerini
günlük hayatta da kullanarak,
okuma-yazmanın
keyfini
fark etmesini sağlamak
için çocuğunuza günlük
gazetelerin başlıklarını
okutabilir veya mağazaların vitrinlerindeki yazıları okumasını isteyebilirsiniz. Ayrıca onunla
birlikte
hikayeler
okumak (örneğin bir
sayfasını siz, bir sayfasını çocuğunuz) onu bu konuda heveslendirebilir.
• Sayı kavramının gelişmesi için, okul öncesi dönemden
itibaren çocuğunuzun sayılarla nesneler arasında ilişki
kurmasını sağlayacak egzersizler yaptırın. Mesela, merdivenleri çıkarken basamakları saymak, çevredeki rakamlara
dikkatini çekmek, sayı yazma alıştırmaları yapmak ve zarlı
oyunlar oynamak gibi.
• Yaz tatili bol bol oyun oynamak için bire bir. Monopoly ve
Scrabble gibi hem eğlenceli hem eğitici oyunlarla çocuğunuzla birlikte güzel vakit geçirebilirsiniz.
• Çocuğunuz bir konuyu bitirdikten sonra farklı bir konuyu
çalışmasını sağlayın. Örneğin o gün Türkçe çalıştıysa, ardından Tarih yerine Matematik çalışmasını teşvik edin. Böylece çabucak sıkılmayacaktır.
• Sosyal dersler tekrar yaparak ve sesli anlatarak, sayısal
konularsa bol problem çözerek öğrenilir. Sosyal derslerde
çocuğunuzdan okuduğu konuyu size anlatmasını isteyebilirsiniz.
• Çocuğunuzun ödevi kitap okumaksa, siz de o kitabı okuyun. Daha sonra onunla kitap hakkında sohbet edip, konuyla ilgili sorular sorabilirsiniz.
• Özellikle çok sıkıldığı bir dersi eğlenceli bir şekilde çalışmak için şunu deneyebilirsiniz: Çocuğunuz o dersin öğretmeni olsun. Siz de öğrenci olup dersi dinleyin. Bu küçük
rol yapma oyunuyla çok sıkıldığı dersler bile eğlenceli bir
aktiviteye dönüşecektir.
• Çocuğunuza ödül verin. Ders çalıştıktan sonra sevdiği bir
şeyi yapmasına izin verin; arkadaşları ile oynamak, bisiklete
binmek ya da yüzmeye gitmek gibi.
• Tatilin öncelikle çocuğunuzla keyifli zaman geçirmek için
bir fırsat olduğunu unutmayın. Anne-babasıyla kurduğu yakın ve sıcak iletişim, çocuğun okuldaki başarısını etkileyen
faktörlerin başında gelir. Bu nedenle çocuğunuzun tatilini,
sizinle sürekli iletişim halinde geçirmesine özen göstermelisiniz.
lezzet I 68-69
soğuk
çorbalar
Serinlemenin en lezzetli yolu:
Yaz sıcağında çorba mı içilirmiş, demeyin. Çünkü hem besleyici hem
serinletici soğuk çorbalar, sıcak yaz aylarının en büyük kurtarıcısı.
Soğuk çorbalar, bu yıl yaza denk gelen Ramazan ayında da iftar
sofralarına sık sık konuk olacağa benziyor.
ürkçeye, tuz ve suyla pişirilmiş yemek
anlamına gelen Farsça “shorba” kelimesinden geçen çorba, ülkemizde sabah kahvaltısı da dahil olmak üzere tüm
öğünlerin vazgeçilmez lezzeti. 800’ün
üzerinde çorba çeşidine sahip Türk mutfağının tarhana, bulgur, pirinç, nohut, mercimek gibi
bakliyat ağırlıklı çorbaları, yaklaşık 500 yıldan beri sofralarımızdan eksik olmuyor.
Özellikle soğuk havalarda ısınma amacıyla tüketilen bir
besin olsa da, çorba soğuk olarak hazırlandığında serinlemek için bire bir. Soğuk çorbanın ortaya çıkışı, göçebe
toplulukların mevsimlere göre yeme içme alışkanlıklarını
değiştirerek kışın sıcak olarak yaptıkları çorbayı yazın soğuk şekilde hazırlamalarıyla başladı. Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerinde soğuk çorbalar saray mutfaklarına da girdi
ve Anadolu, özellikle ekşili ve yoğurtlu çorbaların anavatanı
haline geldi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü, ismi
yöreden yöreye değişen yoğurtlu soğuk çorbalar, zamanla
Türk mutfağının değişmez lezzetlerinden oldu.
Ayran aşı, Gazpacho ve diğerleri
Yoğurttan yapılan ve içine buğday, nohut, mısır, hatta bazen
fasulye konulan ayran aşı çorbası, Türk mutfağındaki soğuk
çorbaların en ünlüsü. Domates, kırmızı biber ve salatalık
karışımından oluşan İspanyolların ünlü Gazpacho’su, buzlu
avokado çorbası, mantarlı ve ıspanaklı çorba, tavuklu sebze çorbası ve yine bir İspanyol çorbası olan pırasa ve patatesli Vichyssoise, dünyaca ünlü soğuk çorba çeşitlerinden
bazıları. Yoğurt, salatalık ve nane karışımından oluşan cacık
da Batı ülkelerinde soğuk çorba olarak tüketiliyor.
Sivas’ın pazılı bulgur çorbası, Siirt’in mihir çorbası ve Karadeniz yöresine özgü yoğurt ve nohutlu çorba, ayran aşı veya
ayran çorbasının farklı bölgelerdeki değişik yorumlarından
bazıları. Ülkemizde ayran aşı çorbasının sayısız versiyonu
bulunuyor. Soğuk çorba, bilhassa sıcak bölgelerde ve yaz
aylarında sofraların vazgeçilmez öğesi haline geliyor. Özellikle hafif olması nedeniyle tercih edilen bu çorbalar, bakliyat
ve yoğurt ağırlıklı oldukları için yüksek besin değerleriyle de
öne çıkıyor. İçine katılan taze nanenin ferahlatıcılığı ve soğuk servis edilmesi sayesinde hem hazmı kolay hem de
hafif olan soğuk çorbaların hazırlanması ise oldukça pratik.
Lezzetli soğuk çorbalar için
Soğuk çorba yaparken malzemelerin dengeli ve doğru kullanılması büyük önem taşıyor. Çorbanın malzemeleri çiğ
ya da az pişmiş kullanıldığından taze ve mevsime uygun
seçilmeli. Temel olarak, çiğ malzemelerin ince şekilde doğranması, blender’dan geçirilmesi veya ezilmesiyle yapılan
soğuk çorbalarda, katı yağ kullanılması tavsiye edilmiyor. Bu çorbalarda en mükemmel sonucu saf zeytinyağı
veriyor. Çorba yapımında genellikle et veya tavuk suyu
lezzet I 70
kullanılsa da, soğuk çorbalarda et suyu yerine yoğurt, domates suyu, sebze ve meyve suları kullanılarak içimi hafif
lezzetler elde ediliyor.
Soğuk çorbalar, çiğ veya pişirilerek soğutulmuş besinlerle
hazırlandığı için genellikle pişirme araçları kullanılmadan
hazırlanıyor. Çorba pişirilerek hazırlanmış olsa bile soğutularak servis ediliyor. Çiğ olarak kullanılan malzemelerin çorbaya öz suyunu bırakması ve içilebilecek kıvama
gelmesi için ezilmesi, süzülmesi veya rendelenmesi gerekiyor. Soğuk çorba yapımının en önemli püf noktası,
hazırlandıktan sonra bekletilmemesi ve taze olarak servis
edilmesi.
İftar için bire bir
Soğuk çorbalar, Ramazan’ın bu sene sıcak yaz aylarına
denk gelmesiyle, iftar sofralarının vazgeçilmezlerinden olmaya aday. Bunaltıcı sıcaklarda oruç tutarken iftarda serinletici gıdalara olan ihtiyaç da artıyor. Önceleri yalnızca
lüks restoranların menüsünde rastladığımız soğuk çorba,
mahalle lokantalarına ve hazırlarının piyasaya çıkmasıyla
market raflarına taşındı.
İftar için soğuk çorba hazırlarken, çorbanın iftardan en
az iki saat önce pişirilip soğumaya bırakılması gerekiyor.
Servis yaparken çorbaya buz parçaları ekleyebilirsiniz.
Soğuk çorbalar aynı zamanda yaz mevsiminde sağlıklı
zayıflamak isteyenler için de besin değeri yüksek ve kalorisi düşük alternatifler sunuyor.
Soğuk yoğurt çorbası
Malzemeler: 500 g yoğurt, 3,5 su bardağı su,
1 kahve fincanı pirinç, 3 dal taze sarımsak, 8
dal taze soğan sapı, 4 dal taze nane, 2-3 dal
dereotu, 1 çay kaşığı kekik, 3 çorba kaşığı zeytinyağı, tuz
Yapılışı: Sarımsak ve taze soğan saplarını ince
ince doğrayın. Pirinci, yarım bardak su ve tuz
ekleyerek kısık ateşte yumuşayıncaya kadar
haşlayın. Yoğurdu derin bir kaseye alarak kekik
ve bir tutam tuz ekledikten sonra mikserle krema
haline gelene kadar çırpın. 3 bardak su ekleyip
ayran kıvamına gelene kadar çırpmaya devam
edin. Pirinç, zeytinyağı, sarımsak, nane yaprağı
ve dereotunu karışıma ekleyin. Taze soğan saplarıyla süsleyerek soğuk olarak servis yapın.
Soğuk sebze çorbası
Malzemeler: 4 domates, 1 haşlanmış kabak,
200 g kereviz yaprağı, 2 çarliston biber, 1
kırmızı soğan, 1 litre domates suyu, 6 kaşık
zeytinyağı, 1 limon suyu, 1 kahve fincanı sirke,
5 diş sarımsak, yarım demet maydanoz, yarım
demet dereotu
Yapılışı: Küp küp doğranmış domatesleri, çarliston biberleri ve soğanları zeytinyağında kavurun.
Kabağı haşlayın, küp küp doğrayın ve suyunu
domates karışımına ekleyin. Kabak, doğranmış
kereviz, maydanoz, dereotu, domates suyu, sirke ve sarımsağı ekleyin. Tuz ve karabiber serperek soğuk olarak servis yapın.
Fesleğenli domates çorbası
Malzemeler: 6 domates, 2 su bardağı süt, 1
kahve fincanı un, 1 yumurta, 1 kahve fincanı
zeytinyağı, 2 su bardağı domates suyu, yarım
demet taze fesleğen, 3 diş sarımsak, tuz, karabiber, beyaz biber
Yapılışı: Domatesleri ve sarımsağı zeytinyağında kavurun. Domatesler iyice pişince unu ekleyin ve kavurmaya devam edin. Domates suyunu
ekleyin ve bir taşım kaynatın. Ayrı bir kapta süt
ve yumurtayı iyice çırpın, kaynayan domatese
ekleyin. Baharatı ve doğranmış fesleğeni ekleyerek soğuk olarak servis yapın.

Benzer belgeler

53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında

53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş. Adına Sahibi Can Çelebioğlu Sorumlu Yazıişleri Müdürü Canan Abdullahoğlu Yönetim Yeri ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş. Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok Kat: 12 Etiler, Beşiktaş - İstanbul Tel...

Detaylı

Evimdeyim - Çelebi Holding

Evimdeyim - Çelebi Holding inşası ve işletmeciliğinin yanı sıra liman ve marina işletmeciliği konularında uzmanlaşmış, hizmet sektörünün önde gelen şirketlerinden Çelebi Holding, 175,5 milyon dolar tutarındaki en yüksek tekl...

Detaylı

Çelebi sözünü tuttu!

Çelebi sözünü tuttu! Adına Sahibi Can Çelebioğlu Sorumlu Yazıişleri Müdürü Canan Abdullahoğlu Yönetim Yeri ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş. Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok Kat: 12 Etiler, Beşiktaş - İstanbul Tel: (0212) 339 40 39 F...

Detaylı