Nisan - Dhmi

Transkript

Nisan - Dhmi
Nisan | April 2014 Sayı | Issue 33
Alabilirsiniz | Your Complimentary Copy
SİNOP
Hırçın denizin sakin ve güzel limanı
A calm and beautiful port among wild waves
Hint Okyanusu’nun en
turistik adası
MAURİTİUS
The most touristic island of
the Indian Ocean
MAURITIUS
Uzaktaki yakın akrabalar:
Rusya’daki Türk halkları
Close relatives in faraway lands
Turkic people in Russia
İstanbul’un
vazgeçilmez rengi
ERGUVAN
İstanbul’s essential color
JUDAS TREE
2
NİSAN - APRIL 2014
Lütfi Elvan
Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı
Minister of Transport,
Maritime Affairs and
Communication
Değerli vatandaşlarım;
Dear citizens;
Merhum Yahya Kemal diyor ki, “İnsan âlemde hayal
ettiği müddetçe yaşar.” Biz de hayal ediyoruz ama
hayallerimizi gerçeğe dönüştürüyoruz. Bakanlığımız’a
bağlı binlerce şantiyede on binlerce çalışanımız
insanımızın hayallerini gerçeğe dönüştürmek için,
ülkemizin her bir metrekaresini ulaşılır, erişilir kılmak
için canla başla mücadele ediyoruz.
Havacılıkta 12 yılda sektörün güçlü yönlerini öne
çıkartarak sürdürülebilir büyümeyi sağladık. Türk
havacılığında belirlemiş olduğumuz hedefleri aştık,
uluslararası alanda büyük başarılara imza attık.
2002 yılında sadece 8.5 milyon yolcu havayolunu
kullanırken artık bir aydan kısa sürede bu sayıya
ulaşır hale geldik. Hatta bununla kalmadık, geçtiğimiz
yıl havalimanlarımız 76 milyonu iç hatlarda olmak
üzere toplam 150 milyon yolcu ağırladı. Bu artışla
Türkiye, 2013 yılında yolcu sayısı en hızlı artan ülkeler
sıralamasında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü oldu.
Sektörün gelişmesi için yap-işlet-devret modeliyle
Anadolu’nun dört bir yanına birbirinden güzel
havalimanları yaptık, eski havalimanlarını da
yeniledik. Havalimanlarının sadece bir kule ve
yanında bulunan küçük bir binadan oluştuğu algısını
kırdık. İçi boş daracık alanlarda insanların sıra sıra
dizildiği soğuk binalar yapmadık. Havalimanlarını
yarınlara bırakabileceğimiz birer sanat harikası olarak
tasarladık. Yeni havalimanlarını konfor açısından tüm
yolculara özel imkânlar sağlayacak şekilde yaptık.
Mart ayında da Avrupa’nın en büyük terminallerinden
biri olan Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar
Terminali’nin de açılışını yaptık. Yap-işlet-devret
modeliyle 245 milyon Euro yatırım yapılan yeni
terminal binası, yaklaşık 203.000 metrekare alanı ve
20 milyon yolcu kapasitesiyle İzmir’e hizmet verecek.
Bununla da kalmayacak, modern tasarımıyla İzmir’in
yeni vitrini olacak.
Yine mart ayında Bodrum-Milas Havalimanı dış ve
iç hatlar ihalesini de yaptık. 717 milyon Euro+KDV
gibi yüksek bir rakam karşılığında işletme hakkının
devrini gerçekleştirdik. Bu ihaleyle birlikte havacılık
sektöründe gerçekleştirilen kamu-özel işbirliği projesi
sayısını 18’e ulaştırmış olduk.
Kamu-özel ortaklığıyla yatırımlarımızı artırarak
sürdüreceğiz. Gelişmenin yolunu açmak için önümüze
çıkartılan engelleri aşarak, azimle ve kararlılıkla
çalışmaya devam edeceğiz.
2023 yılına hedeflerini yakalamış, hayallerini
gerçekleştirmiş bir Türkiye olarak gireceğiz.
The late Yahya Kemal says: “One lives as long
as he dreams.” We dream too and we realize our
dreams. Tens of thousands of our employees
assigned at thousands of construction sites of our
Ministry are working with might to make every
square meter of our country accessible so that
we realize the dreams of our people. We have
achieved sustainable growth in aviation in the last
12 years. We exceeded the goals we set in the
Turkish aviation and achieved great successes
in the international arena. While in 2002 a total
number of 8.5 million passengers used airports, we
can now reach this number in less than a month.
We didn’t stop at that, our airports welcomed 76
million passengers in domestic terminals and 150
million passengers in total. With this rise Turkey
ranked first in Europe and third in the world in
the ‘countries with the fastest growing passenger
numbers ranking’. We have built airports all
across Anatolia, each more beautiful than the
other, enabled build-operate-transfer model and
renovated old airports too. We have changed the
perception that represents airports as composed
of a small building and a tower. We didn’t build cold
and empty structures in narrow places with people
lined up. We designed the airports as artistic
wonders to hand down to the rising generations.
Our airports are accessible and comfortable for all
passengers, with special facilities.
We inaugurated one of the largest terminals of
Europe, Adnan Menderes Airport New Domestic
Terminal, in March. The new terminal building
that is going to serve İzmir on approximately 203
thousand square meters of area and a capacity of
20 million passengers has been constructed via
build-operate-transfer model for 245 million euros
investment. Not only that, it will be the brand new
face of İzmir with its modern design.
Again in March, we completed the auction
for Bodrum-Milas Airport’s international and
domestic terminals. The rights of operation
have been delivered at quite a high price, 717
million euros+VAT. The number of public-private
partnership projects carried out in the aviation
sector has reached 18 with this concession.
We are going to continue making investments of
public-private cooperation increasingly. We will
continue working with might and determination by
overcoming any obstacle that comes in our way.
We will enter year 2023 as a country that achieved
all its goals and realized all its dreams.
İyi uçuşlar dilerim…
Have a nice flight…
NİSAN - APRIL 2014
3
Orhan Birdal
Yönetim Kurulu Başkanı ve
Genel Müdür
Executive Board Chairman
and General Manager
Değerli misafirlerimiz;
Dear guests;
Türk sivil havacılık sektörünün yaşadığı benzersiz büyümeyi sürdürmekte
kararlıyız. Hız kesmeden süren yatırımlarımız 2014 yılında da meyvelerini
veriyor. Mart ayında, Türk sivil havacılığı açısından özellikle Ege
Bölgesi’nde önemli çalışmalara imza attık. Ege Bölgesi’nin gözbebeği
ve ülkemizin en büyük üçüncü kenti İzmir, geçen yıl hizmete açılan dış
hatlar terminalinin ardından yeni iç hatlar terminaliyle, dünyanın en
konforlu havalimanlarından birine sahip artık. Başbakanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle, DHMİ tarafından yap-işlet-devret (YİD)
modeliyle TAV’A inşa ettirilen İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç
Hatlar Terminali hizmete girdi.
266 milyon avro yatırımla 21 ayda tamamlanan Yeni İç Hatlar Terminali,
Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise en iyi terminali...
DHMİ tarafından 17 Kasım 2011’de yapılan ihale sonucunda 2032 sonuna
kadar 610 milyon avro+ KDV karşılığında TAV tarafından işletilecek
terminalin temeli, 15 Haziran 2012’de atılmıştı.
TAV İnşaat tarafından hayata geçirilen yeni iç hatlar terminali, yaklaşık
200.000 metrekare kapalı alan büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük iç
hatlar terminali olma özelliğini kazandı. Terminal, 64 check-in kontuarı,
40 asansör, 30 yürüyen merdiven, 66 metre yürüyen bant ve saatte 5 bin
bagaj işleme kapasitesiyle 2 bin 537 araçlık kapalı ve 3 bin araçlık açık
otoparka sahip bulunuyor.
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yeni iç hatlar terminalinin hizmete
verilişinin ardından önemli bir başarıya daha imza atıldı.
Türkiye’nin en önemli turistik havalimanları arasında yer alan, Dalaman
ve Bodrum-Milas havalimanlarının ihaleleri de gerçekleşti. Dalaman
Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle bunları tamamlayan
unsurların işletme hakkının devrini kapsayan ihale yapıldı. Dört firmanın
katıldığı ihalede, Dalaman Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle
bunları tamamlayan tesislerin işletme hakkı 26 yıllığına ihaleyi kazanan
firmaya devredilecek. İhaleyi, 705 milyon avro+KDV teklifiyleYDA İnşaat
kazandı. Milas-Bodrum Havalimanı dış ve iç hatlar ihalesini ise, 717
milyon avro+KDV’lik teklifiyle TAV Havalimanları Holding kazandı. TAV,
2015 yılında havalimanını Astaldi’den devralıp 2035 yılı sonuna kadar
işletecek. Böylece DHMİ, 15 günde ekonomiye 1 milyar 678 milyon avro
kazandırdı.
Yeni havalimanları inşa etmek, var olan havalimanlarını genişletmek
ve yenilemenin yanı sıra DHMİ’nin pek çok görevi var. Bizim
için yolcularımızın güvenliği her şeyden önce gelir. Bu sebeple
havalimanlarında yangınlara karşı önlem almak da bunlardan biri… Olası
yangınlardan en az zararla kurtulmak amacıyla İzmir Adnan Menderes
Havalimanı’nda yerli üretim olan 10 adet 8x8 yangın söndürme aracı
hizmete verildi. Kullanmayı hiç arzu etmemekle birlikte havalimanı
işletmesinde mutlaka bulunması gereken araçlardan olan yangın
söndürme araçlarını en üst düzeyde bulundurma görevimiz var. Bin 85
arkadaşımız, 381 itfaiye aracımızla 51 havalimanında hizmet veriyor. Bu
araçların ülkemize hayırlı olması temennisiyle kazasız, yangınsız günler
diliyorum.
We are determined to maintain the amazing growth of Turkish civil
aviation. Ongoing investments bear fruits for 2014. In March, we have
carried out projects that mattered especially to the Aegean Region. The
gem of this region, our country’s third largest city, İzmir now houses
one of the most comfortable airports in the world. The airport’s new
international terminal was opened to service last year, and this year a
new domestic terminal has been built. The new Domestic Terminal of
İzmir Adnan Menderes Airport, which SAA had had constructed by TAV
in build-operate-transfer (BOT) form, has been put into service with a
ceremony attended by the Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan. The
new terminal, that has been completed in 21 months with an investment
of 266 million euros, is described as the largest of Turkey and the best of
Europe... The foundations of the terminal, that is to be operated by TAV
until the end of 2032, were laid on 15 June 2012. In line with the result of
the auction that was organized by SAA on 17 November 2011, TAV Airports
paid 610 million euros+VAT for the rights. The new terminal is the largest
domestic terminal in Turkey with its indoor space as big as 200 thousand
square meters. The terminal features 64 check-in counters, 40 elevators,
30 escalators, 66 meters long moving walkways in the terminal; there is
also a parking garage for 2 thousand 537 cars, another parking lot for 3
thousand cars and a capacity to manage 5 thousand luggage per hour.
Following the inauguration of the new terminal building of İzmir Adnan
Menderes Airport, we have achieved another success. We performed
auctions for Dalaman and Bodrum-Milas airports, that are among Turkey’s
most important touristic airports. An auction for the operational rights
of Dalaman Airport’s international and domestic terminals as well as its
supplements has been organized recently. Four companies participated in
the auction, where YDA Construction won the next 26 years’ operational
rights of Dalaman Airport’s international and domestic terminals and
supplements for 705 million euros+VAT. In other news, after bidding 717
million euros+VAT, TAV emerged as the victorious bidder at the end of the
105th round of Bodrum-Milas Airport international and domestic terminals
auction. TAV is taking over the business from Astalid to operate from 2015
to the end of 2035. This way, SAA has contributed 1 billion 678 million
euros to the economy in 15 days.
Our most recent investments are not limited with these. In
addition to building new airports, extending and renovating
existing ones, SAA has various other duties and responsibilities.
The safety of our passengers comes before anything for us.
Taking measure against fire incidents at the airport is among
these responsibilities... With the purpose of getting minimum
damage from possible fire incidents, we have installed 10 locally
produced 8x8 fire extinguishing vehicles to İzmir Adnan Menderes
Airport. We are responsible for having the best fire extinguishing
vehicles present at our airports even though we wish to never use
them. Currently, 1 thousand 85 employees with 381 fire trucks
are ready for service at 51 airports in total. I hope it all goes well
for our country and I wish accident-free days.
Siz değerli yolcularımıza yakışan yeni ve yenilenmiş
havalimanlarımızdan hayırlı yolculuklar, iyi uçuşlar…
Have a nice flight at our brand new and renewed airports...
NİSAN - APRIL 2014
5
nİsan - APRIL 2014
08 MERCEK / ZOOM
Sivil havacılıktan son haberler
Latest news from civil aviation
20 SEYAHAT / TRAVEL
20
Karadeniz’in sıradışı doğası: Sinop
An extraordinary nature in the Black Sea: Sinop
30 UÇUŞ NOKTASI / FLIGHT POINT
Sinop Havalimanı
Sinop Airport
34 HOBİ / HOBBY
Gökyüzünde süzülen çiçek tarlası: Uçurtmalar
Flower fields floating in the skies: Kites
42 MUTFAK KÜLTÜRÜ / CULINARY CULTURE
Anadolu’nun sütlü tatlıları
Anatolia’s milk puddings
48 TÜRK COĞRAFYASI / TURKISH GEOGRRAPHY
Rusya Federasyonu’nda Türk toplulukları
Turkic societies in the Russian Federation
56 ANADOLU’NUN DOĞASI / NATURE of anatolıa
İstanbul’un moru bir başka olur: Erguvanlar
İstanbul’s purple is something else: Judas trees
60 ÇAĞDAŞ SANATLAR / CONTEMPORARY ARTS
Teknolojinin sanatla buluştuğu çizgi: Animasyon
Technology meets art: Animation
66 KEŞİF / EXPLORE
Mauritius: Hint Okyanusu’nda bir ada cenneti
Mauritius: An island heaven in the Indian Ocean
76 GARİP AMA GERÇEK / FAST FACTS
Doğru bildiğimiz yanlışlar…
Things we thought we knew…
80 LEZZET KEŞİFLERİ / DISCOVER FLAVORS
Baharat çeşitlemesi
Spice sampling
86 AİLE REHBERİ / FAMILY GUIDE
Mutlu çocuk yetiştirmenin püf noktaları
Keys of raising happy children
90 SAĞLIK / HEALTH
Sağlıklı uyku, sağlıklı hayat demektir!
Good quality sleep ensures good health!
94 UÇUŞ REHBERİ / FLIGHT GUIDE
Dış ve iç hat uçuşları
International and domestic flights
98 BULMACA / PUZZLE
6
NİSAN - APRIL 2014
66
56
YÖNETİM / MANAGEMENT
DHMİ Genel Müdürlüğü
Personeli Yardımlaşma Vakfı
Emek 8. Cadde 75. Sokak No: 7/1
Emek - Ankara / TÜRKİYE
42
60
DHMİ Personeli Yardımlaşma Vakfı
Adına Sahibi Onursal Başkan
Honorary President and Owner
on behalf of DHMI Personnel
Assistance Foundation
Orhan Birdal
Yayın Kurulu | Publishing Board
Funda Ocak, Mehmet Ateş,
Mehmet Karakan, Celal Özuğur, Cemal Köksal,
K. Zafer Topuz, Ahmet Ergin,
Mustafa Karpuzcu, Vahdet Nafiz Aksu,
Ali Fuat Emre, Ayhan Öztekin
YAYIN / PUBLISHING
FORA MEDYA
İstanbul: Barbaros Bulvarı No: 143/1
Balmumcu-Beşiktaş 0212 213 98 80
Ankara: Tunalı Hilmi Caddesi No: 68/12
Çankaya
0312 430 51 00
Genel Koordinatör | General Coordinator
Süleyman Karan
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü | Chief Editor
Doğan Uluyüz
[email protected]
Editör | Editor
Işıl Kaya
Sanat Yönetmeni | Art Director
Ferhat Gedik
İngilizce Bölüm Editörü | English Section Editor
Ayşegül Kıratlı
90
48
Reklam Departmanı
Advertisement Department
Rüştü Altıner
[email protected]
Pınar Güneş
[email protected]
Reklam rezervasyon: 0212 213 98 80
Katkıda Bulunanlar | Contributors
Eren Cerciz, Elif İzgi Uluyüz, Ilgın Çelik,
Lokman Karakaş, Medina İsmayilova, Sezai Özden
Baskı | Printing
Başak Matbaacılık
Anadolu Bulvarı Meka Plaza
No: 5 / 15 Gimat / Ankara
Tel: (0312) 397 16 17
Basım Yeri ve Tarihi
Place and Date of Publication
Ankara, Nisan - April 2014
Yayın Türü | Type of Publication
Yerel, aylık, süreli
Local, monthly, periodical
ISSN 1306 - 6323
www.foramedya.com
NİSAN - APRIL 2014
7
mercek | zoom
İZMİR ADNAN MENDERES HAVALİMANI
YENİ İÇ HATLAR TERMİNALİ HİZMETE GİRDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle,
DHMİ tarafından yap-işlet-devret (YİD) modeliyle
TAV’A inşa ettirilen İzmir Adnan Menderes Havalimanı
Yeni İç Hatlar Terminali hizmte açıldı. 266 milyon avro
yatırımla 21 ayda tamamlanan yeni iç hatlar terminali,
Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın en iyi terminali
olarak nitelendiriliyor.
Açılışa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi, DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, TAV
Havalimanları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve
TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener'in
yanı sıra çok sayıda milletvekili, bürokrat ve siyasetçi
katıldı.
Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar
Terminali binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada,
İzmir'in Türkiye'ye ve dünyaya açılan kapısı Adnan
Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali binasının
hayırlı olmasını diledi.
8
NİSAN - APRIL 2014
Havalimanının dış hatlar terminal binasının açılışını da
2006 yılında bizzat kendisinin yaptığını söyleyen Başbakan
Erdoğan, yılda 20 milyon yolcu kapasitesiyle hizmet verecek
terminal binasının İzmir'e yakışan ve İzmir'i temsil eden bir
eser olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, açılış konuşmasında; "Gerek dış hatlar,
gerek iç hatlar binası yapılmadan önce buradaki İzmir
Havaalanı binasını lütfen düşünüverin. Acaba bu güzel İzmir'e
öyle bir havaalanı yakışıyor muydu? Yeni bir kaynak meydana
getirmek suretiyle YİD ile adım attık ve süratle dış hatlar
binasını hizmete soktuk. İç hatlar terminaline ayrılan bölüm
110.000 metrekarelik kapalı alana sahipti, o bize yetmezdi.
Eski iç hatlar terminalinin iki katı büyüklüğündeki yeni
binayı hizmete verdik" dedi.
Terminaldeki bir diğer iftihar vesilesinin de binanın Türk
mimar tarafından yapılması olduğunu kaydeden Başbakan
Erdoğan, bunun da ayrıca bir gurur vesilesi olduğuna dikkati
çekti. Erdoğan, bu nedenle yüklenci firma TAV ve ortaklarını
tebrik ederek, "Bundan sonra da ulusal ve uluslararası
boyutta nice isimlerde, nice ülkelerde bu markanın
büyümesi bizleri de gururlandıracaktır" diye konuştu.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi
Elvan, TAV tarafından Adnan Menderes Havalimanı'nda
YİD modeliyle yapılan yeni iç hatlar terminalinin
açılışında yaptığı konuşmada, İzmir'e Avrupa'nın
en büyük terminallerinden birini kazandırmaktan
mutluluk duyduklarını ifade etti. Elvan, şunları söyledi:
"Anadolu'nun dört bir yanında 16 havalimanı inşa ettik.
Neredeyse mevcut bütün havalimanlarını yeniledik,
modern hale getirdik. 2002 yılında 60 noktaya
gerçekleştirilen seferler 236 noktaya çıktı. Geçen yıl
havalimanlarımız 76 milyonu iç hat olmak üzere 150
milyon yolcu ağırladı. Türkiye, dünyada yolcu sayısını
en hızlı artan üçüncü ülke, Avrupa'da ise birinci ülke
konumuna geldi. Havacılık 11 yıl boyunca, her yıl
ortalama yüzde 15-20 arasında büyüme gerçekleştirdi.
Havacılık sektörü 170 bin kişiyi istihdam eder hale
geldi."
Terminalin ihale ve inşa sürecinde Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı görevinde bulunan Binali
Yıldırım ise İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç
Hatlar Terminali'nin 16 ay gibi bir sürede tamamlandığını ve
hizmete hazır hale geldiğini belirtti. Küresel sivil havacılık
sektöründe Türkiye'nin giderek merkez konumuna geldiğini,
bunun geçmişte havacılıkta tekel konumunda olan ülke ve
uluslararası şirketleri rahatsız ettiğini ifade eden Yıldırım,
şunları söyledi: "Dünyada 1971 yılında havacılığın merkezi
ABD’ydi. 1980'e gelindiğinde merkez Avrupa'nın batısı haline
geldi. Günümüzde ise Türkiye oluyor. Onun için dünyanın
en büyükleri arasında yer alacak üçüncü havalimanı önemli
bir ihtiyaçtı…"DHMİ tarafından 17 Kasım 2011'de yapılan
ihale sonucunda 2032 sonuna kadar 610 milyon avro + KDV
karşılığında TAV tarafından işletilecek terminalin temeli,
15 Haziran 2012'de atılmıştı.TAV İnşaat tarafından hayata
geçirilen yeni iç hatlar terminali, yaklaşık 200.000 metrekare
kapalı alan büyüklüğüyle Türkiye'nin en büyük iç hatlar
terminali olma özelliğini kazandı.Terminal, 64 check-in
kontuarı, 40 asansör, 30 yürüyen merdiven, 66 metre yürüyen
bant ve saatte 5 bin bagaj işleme kapasitesiyle 2 bin 537 araçlık
kapalı ve 3 bin araçlık açık otoparka sahip bulunuyor.
İZMİR ADNAN MENDERES AIRPORT’S
NEW DOMESTIC TERMINAL IS IN SERVICE
The new Domestic Terminal of İzmir Adnan Menderes
Airport, which SAA had had constructed by TAV in buildoperate-transfer (BOT) form, has been put into service
with a ceremony attended by the Prime Minister Recep
Tayyip Erdoğan. The new terminal, that has been completed
in 21 months with an investment of 266 million euros, is
described as the largest of Turkey and the best of Europe.
Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan; Minister of Transport,
Maritime Affairs and Communications Lütfi Elvan; Deputy
Prime Minister Bülent Arınç; Minister of Economy Nihat
Zeybekçi; SAA General Manager Orhan Birdal; TAV Airports
Chairman Hamdi Akın and TAV Airports CEO Sani Şener; as
well as a large number of parliament members, bureaucrats
and politicians attended the opening ceremony. Erdoğan
made a speech at the new terminal’s opening; he delivered
his good thoughts and hopes on the new Domestic Terminal
of İzmir Adnan Menderes Airport, that is a gate to Turkey
and the world. Mentioning that he opened the international
terminal building of the airport back in 2006 too, the Prime
Minister said that the new terminal building, that is to offer
services to 20 million passengers, befitted and represented
İzmir very well.
Prime Minister Erdoğan continued: “Think back on the
previous airport structure here, even before the domestic
and international terminals were built. Don’t you think that
was beneath our gorgeous İzmir? We took a step via BOT by
means of a new resource and put the international terminal
building into service. The area spared for the domestic
terminal had 110.000 square meters of indoor space, which
wasn’t enough for us. So we doubled the square meters and
opened the new building.” Referring to the Turkish architect,
who designed the structure, as ‘a source of pride’, Erdoğan
congratulated the contractors, TAV and partners; and said:
“We will be elated for the national and international advance
NİSAN - APRIL 2014
9
??????? ||???????????
mercek
zoom
of this brand in the future too.” Minister of Transport,
Maritime Affairs and Communications Lütfi Elvan also made
a speech at the opening of the new terminal, that is built
by TAV via build-operate-transfer model; and expressed
his elation for putting one of the greatest airports of Europe
into service in İzmir. Elvan said: “We built 16 airports in all
corners of Anatolia. We renovated almost all existing airports;
modernized them. The number of destinations increased
from 60 in 2002 up to 236. Last year, our airports welcomed
76 million domestic passengers, 150 million passengers in
total. Turkey is the third fastest in the world and the first
in Europe in increasing passenger numbers. During the
last 11 years, every year the aviation sector grew by 15-20
percent.” Former Minister of Transport, Maritime Affairs and
Communications, Binali Yıldırım, who was on post during
the auction and construction periods, expressed that the
new terminal had been built and operationalized in a very
10
NİSAN - APRIL 2014
short time, that is 16 months. Mentioning his thoughts on
how Turkey became the center of aviation and that this
bothered the monopolists in the past, Yıldırım said: “The
USA was the center of aviation in the world in 1971. Around
1980s, Western Europe became the center. And Turkey is
next. Our country will become a leading actor in the world;
this is why the third airport is a must.” The foundations of
the terminal, that is to be operated by TAV until the end of
2032, were laid on 15 June 2012. In line with the result of the
auction that was organized by SAA on 17 November 2011, TAV
Airports paid 610 million euros+VAT for the rights. The new
terminal is the largest domestic terminal in Turkey with its
indoor space as big as 200.000 square meters. There are 64
check-in counters, 40 elevators, 30 escalators, 66 meters
long moving walkways in the terminal; there is also a parking
garage for 2.537 cars, another parking lot for 3 thousand cars
and a capacity to manage 5 thousand luggage per hour.
14 yıl önce hayata geçirilen bu eser, havalimanı işletmeciliğinde dünyada
model olmanın kolay olmadığına vurgu yapıyor. Uzmanlık, detaylara verilen
önem, titizlik ve yenilikçi yaklaşım kesinlikle TAV’a özgü.
Bu eser yaratılırken Andy Warhol’un “Marilyn” adlı eserinden esinlenilmiştir.
NİSAN - APRIL 2014
11
mercek | zoom
DALAMAN HAVALİMANI’NIN İŞLETMESİ 26 YILLIĞINA YDA İNŞAAT’IN…
Dalaman Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle
bunları tamamlayan unsurların işletme hakkının devrini
kapsayan ihale yapıldı. DHMİ Genel Müdürlüğü’nde
yapılan ve dört firmanın katıldığı ihalede, Dalaman
Havalimanı dış ve iç hatlar terminalleriyle bunları
tamamlayan tesislerin işletme hakkı 26 yıllığına ihaleyi
kazanan firmaya devredilecek. İhaleyi en yüksek teklifi
veren YDA İnşaat kazandı.
İhale Komisyon Başkanı Kemal Zafer Topuz ihale süreci
hakkında bilgi verdi. Altı firmanın ihale dosyası aldığını,
beş firmaya da yer görme belgesi düzenlendiğini
belirten Topuz, daha sonra evrak teslim sırasına göre
teklifleri açtı. Topuz, ihaleye Limak-GMR Ortak Girişim
Grubu (OGG), Fraport-IC İçtaş OGG, YDA İnşaat ve
TAV Havalimanları Holding’ten olmak üzere dört teklif
geldiğini açıkladı.
Kapalı zarf içerisinde teklif almak suretiyle açık artırma
usulüne göre yapılan ihalede dosyaların incelenmesinin
ardından Komisyon Başkanı Zafer Topuz, firmaların
iç zarf tekliflerini açtı. Topuz, dosyaların incelenmesi
sonucunda dört firmanın teklifinin de şartnameye uygun
olduğunun tespit edildiğini belirterek açık artırma
oturumunu başlattı.
İhalenin, açık artırma bölümü 350 milyon avro+KDV
ile başladı. Firmaların karşılıklı artırımlarıyla geçen
24 turun ardından Limak-GMR OGG ihaleden çekildi.
Bu arada Komisyon Başkanı Topuz, artırma aralığını 5
milyon avroya çıkardı. Üç firma arasında devam eden
açık artırmada 33’üncü turda Fraport-IC İçtaş da ihaleden
çekildiğini açıkladı.
İki firma arasında devam eden ihalede, 37’nci turda
YDA İnşaat’ın 705 milyon avroluk teklifi üzerine TAV
12
NİSAN - APRIL 2014
Havalimanları Holding de ihaleden çekildi. Böylece,
Dalaman Havalimanı terminallerinin işletme hakkının
devri ihalesinde en yüksek teklifi 705 milyon avro+KDV
ile YDA İnşaat vermiş oldu.
Şartname gereği, YDA İnşaat söz konusu bedelin yüzde
10’unu sözleşme sırasında peşin olarak, kalan bölümünü
ise işletme süresince yıllık taksitler şeklinde ödeyecek.
DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, Muğla’nın ülkenin
önemli turizm destinasyonlarından biri olduğunu
belirterek, Dalaman’ın da özellikle yabancı turistlerin
ilgi gösterdiği bir bölge olduğunu ifade etti. Türkiye’deki
havalimanları içinde Dalaman Havalimanı’nın dış hat
yolcu sayısı itibarıyla dördüncü, toplam yolcu sayısı
itibarıyla da yedinci sırada yer aldığını vurgulayan Birdal,
şunları kaydetti: “Dış hatlar terminal binası, daha önce
YİD (yap-işlet-devret) modeliyle gerçekleştirilmişti.
Halen işletmesi devam ediyor. 2015 yılında dış hatlar
terminal binasının işletmesi sona erecek ve bu ihaleyle
birlikte hem iç hatlar hem de dış hatlar binası ihaleyi
alacak firma tarafından işletilecek. Şu an mevcut dış
hatlar terminali özgün mimariye sahip, modern, dünya
havalimanları içinde de ödüle layık görülen bir proje...
Dalaman Havalimanımız’da 2013’te gerçekleşen toplam
yolcu sayısı 4 milyon 57 bin oldu. Yolcu sayısında bir
önceki yıla göre yüzde 6 artış görüldü. Dünyadaki ilk
100 havalimanı arasında yerini alan bir havalimanımız.
Aynı zamanda engelsiz havalimanı ve yeşil havalimanı
sertifikalarına sahip olarak hizmet vermektedir.”
İhaleyi kazanan YDA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
Hüseyin Arslan da ihalede kıyasıya bir rekabet yaşandığını
belirtti. Dalaman Havalimanının kendileri için çok önemli
olduğunu vurgulayan Arslan, “Kiramızı ödeyebilmek için
çok çalışacağız. Allah utandırmasın” dedi.
YDA CONSTRUCTION TO OPERATE DALAMAN AIRPORT IN THE NEXT 26 YEARS...
An auction for the operational rights of Dalaman Airport’s
international and domestic terminals as well as annexes has
taken place at the General Directorate of State Airports Authority
(SAA) recently. Four companies participated in the auction,
where YDA Construction won the operational rights of Dalaman
Airport’s international and domestic terminals and annexes for
the next 26 years.
Head of Auction Committee Kemal Zafer Topuz gave information
on the process. After announcing the six companies that applied
for bidding documents and the five companies that received
site visit papers, Topuz opened the offers according to dates
of document delivery. Topuz explained that the four offers
represented Limak-GMR Joint Venture Group (JVG), Fraport-IC
İçtaş JVG, YDA Construction and TAV Airports Holding.
The rule of bidding by closed envelopes was followed in the
auction, where the Head of Auction Committee Zafer Topuz
opened the inner envelopes, found them in compliance with
specifications and approved all offers. Then he started the
bidding session. This part of the auction opened with 350
million euros+VAT. After 24 rounds of bidding, Limak-GMR
JVG withdrew from the auction. In the meantime Commission
Head Topuz increased the range up to 5 million euros. FraportIC İçtaş announced withdrawal from the auction at the 33rd
round. The bidding continued between two companies until
YDA Construction offered 705 million euros at the 37th round,
which led TAV Airports Holding to also withdraw. Thus, YDA
Construction has won the operational rights of Dalaman Airport
terminals for 705 million euro+VAT. As required by the list of
conditions, YDA Construction is to pay 10 percent of the given
amount in cash and the rest in annual payments.
SAA General Manager Orhan Birdal highlighted the significance
of Muğla as a touristic destination and added that Dalaman
especially attracted foreign tourists. He underlined Dalaman
Airport’s position among all airports in Turkey: it is the fourth in
international passenger numbers and seventh in total passenger
numbers. Birdal then said: “The international terminal has
been operated via BOT model. The operation period of the
international terminal will end in 2015. This auction has been
organized to determine the next company to operate both
terminals. The international terminal’s current architecture is
an original one; it is modern and has been awarded globally.
Dalaman Airport welcomed 4 million 57 thousand passengers
in total in 2013 – which refers to a 6 percent of increase
when compared to last year. The airport, that is certified
both accessible and green too, is among the world’s best 100
airports.”
YDA Construction Chairman Hüseyin Arslan underlined the
ruthless competition at the bidding. Expressing the airport’s
importance for them, Arslan said: “We are going to work hard to
pay our rent. May god be pleased!”
NİSAN - APRIL 2014
13
??????? ||???????????
mercek
zoom
DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal:
“TÜRK HAVACILIĞININ SON 12 YILI 70 YILA BEDEL”
ARFF Memurları Derneği tarafından düzenlenen
toplantıya DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, İşletme
Daire Başkanı İlyas Koç, İzmir Adnan Menderes
Havalimanı Başmüdürü Erdal Çavuşoğlu, Basın Müşaviri
Vahdet Nafiz Aksu ile Adnan Menderes Havalimanı
Yöneticileri, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı
Can Cankesen, sendika ve dernek temsilcileriyle ARFF
memurları katıldı.
Gecenin açılış konuşmasını yapan ARFF Memurları
Derneği Başkanı Turan Ayanlar, bu önemli günde
kendilerini yalnız bırakmayan herkese teşekkürlerini
sundu. ARFF memurlarının havalimanlarında
yangınlara ve kazalara karşı günün 24 saati hazır
olduğunu belirten Ayanlar, “Üstlenmiş olduğumuz
görevin bilinciyle hareket ediyoruz. Her geçen yıl
modernleşen teçhizatımızla çağın gerektirdiği şartları
yakaladık. Bizlere destek olan yöneticilerimize teşekkür
ediyorum” dedi.
Sendika temsilcilerinin ardından toplantıda konuşma
yapan DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, DHMİ
Genel Müdürlüğü’nün asli görevlerinden olan yangın
söndürme ve kurtarma hizmetlerini yerine getirmek
için uzun süredir çok ciddi yatırımlar yaptıklarını ifade
etti. ARFF biriminde çalışan görevlilerinde 24 saat insan
hayatı kurtarmak için faaliyet gösterdiklerini belirten
Birdal konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Binin üzerinde görev yapan arkadaşımızın son yıllarda
aldıklarımız hep işin eğitimini üniversitede almış olan
arkadaşlarımız. Daha önce lise düzeyinde eğitim almış
kimsenin girebileceği bir meslek dalıydı. Dedik ki, ‘Bu
meslek bu kadar önemli, bu kadar değerli… Bu mesleğe
girerken daha donanımlı girsin arkadaşlarımız’. Son
birkaç senedir ARFF personeli alırken bu eğitimi veren
okullardan mezun olan arkadaşlarımızı tercih ettik. İyi
de yaptık. Önceki dönemler aldığımız arkadaşlarla idari
olarak yaşamış olduğumuz sorunları bu arkadaşlarla
yaşamamaya başladık. Onun için bu okulları tercih ettik
ve arkadaşlarımız da gerçekten bizi mahcup etmediler.
Tabii bununla da yetinmedik geçen sene 2013 yılında
bana gelen bilgilere göre 980’in üzerinde arkadaşımız
Erzincan’daki simülatör tesisin de eğitim gördü.
Türkiye’de bulunan 53 tane havalimanından 51 tanesinin
sorumluluğu üzerimizde... Bu sorumluluğun bilincinde
olarak biz her sene gerek havacılığın gereksinimleri
gerekse sizin iş konunuzla alakalı çok ciddi çalışmalar
yapıyoruz. Türkiye’nin havacılıktaki son 12 yılı bundan
önceki yaşanan 70 yıla bedel. DHMİ Genel Müdürlüğü
bu sene 81’inci yıl dönümünü kutlayacak. Bu 81 yılın 70
yılı bir tarafa ama son 12 yılda 70 senede olanları birkaç
kat katladık. Bunu şahsi bir övünç meselesi olarak
söylemiyorum. Ama bu kurumsal bir övünç vesilesi. 9
binin üzerinde doğrudan, 4 bin 500’ün üzerinde de yine
doğrudan bize bağlı olarak çalışan firma elemanlarının
katkılarıyla biz bu noktalara geldik.”
SAA General Manager Orhan Birdal:
“THE LAST 12 YEARS OF TURKISH AVIATION IS WORTH 70 YEARS”
SAA General Manager Orhan Birdal, Operating Department Head İlyas
Koç, İzmir Adnan Menderes Airport Head Manager Erdal Çavuşoğlu,
Press Adviser Vahdet Nafiz Aksu and Adnan Menderes Airport
managers, Transportation Civil Service Union (Ulaştırma Memur-Sen)
General Manager Can Cankesen, union and association representatives
as well as ARFF employees have attended the gathering organized by
ARFF Working Group Association.
Turan Ayanlar, Head ARFF Working Group Association, who delivered
the opening speech of the event, thanked everyone who joined them
on this special occasion. He explained that ARFF officers were present
at the airports around the clock in case there is an unfavorable event
like fire or accidents; and continued: “We act upon the awareness
of our responsibility. We are catching up with the times with the
equipment and vehicles we provide, that become more and more
modern with each year. I would like to thank our administrators who
have supported us.”
SAA General Manager Orhan Birdal, who spoke after the speeches
of union representatives, explained that the General Directorate of
State Airports Authority (SAA) have been investing great numbers
in fire extinguishing and rescue services for a long time. He added
that the ARFF staff stood ready around the clock to save human life;
and said: “All of our fellow employees, who have joined us in the last
14
NİSAN - APRIL 2014
years, received training for this specific job at the university. This
area of profession had been one that was for high-school graduates.
We thought to ourselves ‘This profession is of vital importance, has
great value... Let’s enable provide its learners with better support and
equipment.’ Whenever we looked to hire ARFF staff in the recent years,
we have preferred the training institutes, which offered this field of
training. Fortunate that we did. The managerial problems we used to
face with the previous staff almost have been resolved with the new
staff. This is why we preferred specific institutes; and our fellow new
staff hasn’t put us to shame at all. We didn’t stop at this – according
to the data I received in 2013, 980 of our employees received training
at the simulator facility in Erzincan. We are responsible for 51 of the
53 airports in Turkey... Conscious of this responsibility, every year
we carry out significant operations both as required by the field of
aviation and related to your line of work. The final 12 years of Turkish
aviation is as valuable as 70 years. The General Directorate of State
Airports Authority is celebrating its 81st anniversary this year. Set apart
70 of these 81 years, in the last 12 years we scaled up the events and
innovations of the past 70 years. I am not priding myself on this. This is
a corporate elation. We have come this far thanks to the contribution
of over 9 thousand direct employees and over 4 thousand 500 directly
associated company employees.”
NİSAN - APRIL 2014
15
??????? ||???????????
mercek
zoom
Bakan Lütfi Elvan:“50 YILDA YAPILACAK
İŞİ 12 YILDA GERÇEKLEŞTİRDİK”
Minister Lütfi Elvan: “WE COMPLETED
50 YEARS’ WORK IN 12 YEARS”
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yerli üretim
The Minister of Transport, Maritime Affairs and
olan 10 adet 8X8 yangın söndürme aracının teslim
törenine katılan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Lütfi Elvan, havacılık sektöründe beklentileri
aştıklarını, 50 yılda tamamlanabilecek işleri son 12 yıla
sığdırdıklarını söyledi.
Türkiye’nin başta ulaşım sektörü olmak üzere büyük
değişim ve dönüşüm içinde olduğunu belirten
Elvan, “Bu değişimin en önemli sektörlerinden birisi
de havacılık sektörü ve biz havacılık sektöründe
beklentileri de aşarak belki 50 yılda yapılacak işleri
son 12 yıla sığdırmış bulunuyoruz. 12 yılda hem
özkaynaklarımız itibarıyla hem de sektördeki firmalar
tarafından havacılık alanına yapılan yatırımlar itibarıyla
çok önemli gelişmeler sağladık” dedi. Türkiye’de
2002 yılında 36 havalimanının bulunduğunu, bu
havalanlarından 28’ini yenilediklerini kaydeden Elvan,
16 yeni havalimanı daha inşa ettiklerini anlattı.
Adnan Menderes Havalimanı’nı devlet kasasından
bir kuruş para ödemeden baştan sona yenilediklerine
değinen Lütf Elvan, şöyle konuştu: “Önce dış hatlar
terminalini hizmete açtık. Şimdi de Türkiye’nin en
büyük ve en modern iç hatlar terminalinin yapımını
tamamladık. Sayın Başbakanımız’ın da katılımıyla
17 Mart Pazartesi günü açılışını gerçekleştireceğiz.
İç hatlar terminalinin de hizmete girmesiyle
Adnan Menderes Havalimanını 20 milyon yolcu
kapasitesine sahip olacak. Ayrıca İzmir Avrupa’nın
en büyük havalimanlarından birine sahip olacak.
Şimdiden hayırlı olsun.” İç hatlarda 2002 yılında iki
merkezden 25 noktaya sefer düzenlendiğini, bugün
yedi merkezden 52 noktaya sefer olduğunu aktaran
Elvan, dış hatlardaki 60 olan nokta sayısını 236’ya
yükselttiklerini belirtti.Yolcu sayısını da 2002’den bu
yana 9 milyondan 76 milyona çıkardıklarını söyleyen
Elvan, “Tüm bu gelişmeler yaşanırken uçak filomuzu
da 11 yıl içerisinde tam 2.5 kat artırdık. 2002 yılında
sadece 150 uçağımız vardı. Bugün yaklaşık 400 uçağa
sahibiz” dedi.
16
NİSAN - APRIL 2014
Communications Lütfi Elvan, who attended the ceremony
organized for the delivery of 10 locally produced 8x8 fire
extinguishing vehicles at İzmir Adnan Menderes Airport,
expressed that the ministry has went beyond expectations and
completed 50 years’ work in 12 years.
Highlighting the great changes and the transformation of Turkey
and especially the transportation sector, Elvan said: “The
aviation sector is among the key sectors of this change and we
have gone beyond expectations and succeeded in completing
50 years’ work in the last 12 years. In these 12 years, we have
covered a lot of ground in resources and investments in the
aviation sector.” He gave numbers too; such as that there were
36 airports in Turkey in 2002, that they have renewed 28 of
these as well as building 16 new airports. Mentioning that they
have thoroughly renovated Adnan Menderes Airport without
demanding a dime from the Treasury, Lütfi Elvan said: “First we
took the international terminal into service. And now we have
completed the construction of the largest and most modern
domestic terminal of Turkey. We are going to inaugurate on 17
March, Monday, with the attendance of our Prime Minister.
Together with the domestic terminal, Adnan Menderes Airport
will have a capacity of 20 million passengers. Moreover, İzmir
will have one of the largest airports of Europe. Have a great
flight, in advance!” Elvan stated that, in 2002 passengers flied
to 25 domestic destinations from two centers in total and
that these numbers increased to 52 destinations from seven
centers; also that the number of international destinations,
which was 60 before, increased up to 236. Adding that the
number of passengers increased from 9 million to 76 million in
the last 11 years, Elvan continued: “While these developments
were taking place, we have scaled our aircraft fleets up by 2.5
times since 2002. We owned 150 aircraft in 2002, while today
this number is 400.”
ADNAN MENDERES HAVALİMANI’NA
10 YANGIN SÖNDÜRME ARACI
10 FIRE-EXTINGUISHING VEHICLES
TO ADNAN MENDERES AIRPORT
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yerli üretim olan
SAA Chairman and General Manager Orhan Birdal, who
attended the ceremony organized for the delivery of 10
locally produced 8x8 fire extinguishing vehicles to İzmir
Adnan Menderes Airport, said that the institution has
reinforced its air rescue and fire extinction family with these
new vehicles. Referring to the international auction they had
participated in, Birdal continued: “A local company, Volkan
İtfaiye, won the auction and started manufacturing these
vehicles as the contractor. The total worth was determined
as 35 million 812 thousand 980 liras. The offer given by this
company, which is one of the top five manufacturers in
the world, was more favorable than the others too. This is
why we preferred them. We are responsible for having the
best fire extinguishing vehicles present at our airports even
though we wish to never use them. Currently, 1 thousand
85 employees with 381 fire trucks are ready for service at 51
airports in total. I hope it all goes well for our country.”
SAA’s new 8x8 fire extinguishing vehicles run with 1.300
horsepower and are able to reach the scene in 21 seconds.
Offering world class service with a capacity to keep 17 tons of
water and 2 tons of foam, the vehicles are able to extinguish
large aircraft too, including A380.
10 adet 8X8 yangın söndürme aracının teslim törenine
katılan DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü
Orhan Birdal hava kurtarma ve yangın söndürme ailesini
yeni araçlarla güçlendirdiklerini söyledi.
Uluslararası ihaleye çıktıklarını dile getiren Birdal,
sözlerine şöyle devam etti: “İhale neticesinde yerli
firmamız Volkan İtfaiye, bu ihaleyi kazanarak bu
yüklenici sıfatıyla araçları imal etmeye başladı. Toplam
değeri 35 milyon 812 bin 980 liraydı. Dünyadaki beş ana
üreticiden birisi haline gelen bu firmanın verdiği fiyat
bizim için de diğerlerine nazaran daha avantajlı fiyattı.
Bunun için tercih ettik. Aslında kullanmayı hiç arzu
etmemekle birlikte hava işletmesinde mutlaka olması
gereken araçlardan olan yangın söndürme araçlarını
en üst düzeyde bulundurma görevimiz var. Bin 85
arkadaşımız, 381 itfaiye aracımızla 51 tane havalimanında
hizmet veriyor. Bu araçların ülkemize hayırlı olmasını
diliyorum.”DHMİ’ye teslim edilen 8X8 yangın söndürme
araçları 1.300 beygir motoruna sahip ve 21 saniyede olay
yerine ulaşabiliyor. 17 ton su, 2 ton köpük sistemiyle
dünya standartlarının üzerinde olan araçlar A 380 de
dahil büyük uçaklara da müdahale etme kabiliyetine
sahip bulunuyor.
NİSAN - APRIL 2014
17
??????? ||???????????
mercek
zoom
BODRUM-MİLAS HAVALİMANI İHALESİNİ
TAV HAVALİMANLARI HOLDİNG KAZANDI
Bodrum-Milas Havalimanı’nın dış ve iç hatlar ihalesini,
105 turluk bir mücadelenin ardından TAV Havalimanları
kazandı. TAV, 2015 yılında havalimanını Astaldi’den
devralıp 2035 yılı sonuna kadar işletecek. İhalede TAV,
Fraport-İÇTAŞ, Astaldi ve YDA firmaları yarıştı.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel
Müdürlüğü’nde yapılan ihalede, önce firmaların iç
zarflarını açtı.
Buna göre, Fraport-IC İçtaş Ortak Girişim Grubu’nun
216 milyon avro+KDV, Astaldi-Romairport-Göçay
Ortak Girişim Grubu’nun 150 milyon avro+KDV, TAV
Havalimanları Holding’in 250 milyon avro+KDV, YDA
İnşaat’ın ise 280 milyon avro+KDV teklif verdiği belirlendi.
Zarfların açılmasının ardından açık artırma safhasına
geçildi. Tüm firmalar 1’er milyon avroluk artırımlarla
ihaleye katılırken üç kez mola verildi. İhaleden önce
Astaldi, arkasından da YDA çekildi. 105’inci turda da
Fraport-IC İçtaş çekilince ihaleyi TAV Havalimanları, 717
milyon avro+KDV’lik teklifle kazanmış oldu. İhale toplam
105 tur sürdü.
Nefes kesen bir yarışa sahne olan ihale, saat 10.00’da
başladı. İhaleden önce bir açıklama yapan DHMİ Genel
Müdürü Orhan Birdal, bu ihale ile birlikte bugün itibarıyla
ülkemiz havacılık sektöründe gerçekleştirilen kamu
özel işbirliği projesi sayısının 18’ye ulaştığını belirterek
“DHMİ bu modelle ülkemize çok büyük eserler kazandırdı,
dünyaya örnek oldu” dedi.
18
NİSAN - APRIL 2014
TAV AIRPORTS HOLDING WINS
BODRUM-MİLAS AIRPORT AUCTION
TAV emerged as the victorious bidder at the end of the 105th
round of Bodrum-Milas Airport international and domestic
terminals concession. TAV is taking over the business from
Astalid to operate from 2015 to the end of 2035. The winner
competed against Fraport-İçtaş, Astaldi and YDA companies.
The concession took place at General Directorate of State
Airports Authority (SAA). Fraport-IC İçtaş Joint Venture Group
offered 216 million euros+VAT, Astaldi-Romairport-Göçay Joint
Venture Group 150 million euros+VAT, TAV Airports Holding 250
million euros+VAT, YDA Construction 280 million euros+VAT.
Following this stage, the auction started. All companies
increased their bids by 1 million euros each. After three
intermissions, Astaldi withdrew from the auction and YDA
followed. Fraport-IC İçtaş continued until the 105th round and
TAV Airports won the auction for 717 million euros+VAT.
This breathtaking competition started at 10 AM. SAA General
Manager Orhan Birdal, who spoke before the bidding, declared
that the number of public-private partnership projects carried
out in the national aviation sector increased up to 18 including
this project. He said: “SAA has contributed great works to our
country via this model; has set a good example to the world.”
NİSAN - APRIL 2014
19
??????? | |???????????
seyahat
travel
Yazı - By: Işıl Kaya
Kalesi, hapishanesi,
sahilleri, fiyorduyla
Karadeniz’de benzersiz
doğa ve tarih
Matchless nature and
history in the Black Sea
with its fortress, prison,
beaches and fjord
Sinop, turizm açısından zengin potansiyele sahip,
Karadeniz’in muhteşem doğal güzelliklerini barındıran
kenti… Zengin orman örtüsü, uzun kıyısı, doğal
kumsalları, yaylaları ve mesire yerleri Sinop’u cennetten
bir köşe yapıyor. Bu dogal güzelliklerin bozulmadan
kalmasının başlıca sebebi ise Sinop’un sürekli göç veren
bir kent olması… Sanayileşmenin ve nüfus artışının
olumsuz etkileri bu sebeple yok.
Sinop genelde doğal güzellikleriyle biliniyor, ancak tarihi
de oldukça zengin... M.Ö. 4.500 yıllarından başlayarak
günümüze kadar uzanan çeşitli uygarlıkların izlerini
taşıyan kaleler, kaya mezarları, kiliseler, camiler,
medreseler, hamamlar, çeşmeler, tabyalar ve türbeler bu
kentin dört bir köşesini süslüyor.
TURİZMİN CAZİBE MERKEZİ
OLMASI İÇİN HER ŞEY VAR
Yağmur miktarının diğer Karadeniz kentlerine göre
daha az oluşu, Karadeniz insanının tatil için Sinop'u
tercih sebebi... Ayrıca; Kastamonu, Çorum, Amasya,
Samsun gibi çevre illerden turizm amaçlı gelen kişi sayısı
da oldukça fazla... Sinop’un 175 kilometre uzunluktaki
kumsallarının 70 kilometrelik bölümünde, Akdeniz
plajlarındaymış gibi rahat ve doğal bir şekilde denize
girilebilmesi de turistik açıdan önemli bir avantaj.
20
NİSAN - APRIL 2014
Located at the north end of
Anatolia, Sinop is a gorgeous town
with its authentic topography and
nature. Its history dates back to
4.500 BC. Considering the sincere
and peaceful mood of its locals,
there remains only one question:
“Where to go but Sinop?”
Anadolu’nun en kuzey ucunda,
kendine özgü topoğrafyası ve
doğasıyla müthiş güzellikleri
barındıran bir kent Sinop.
Aynı zamanda M.Ö. 4.500’lü
yıllara giden bir tarihi mirası
barındırıyor. Siz bir de
Sinoplular’ın içten ve huzurlu ruh
halini eklediniz mi, geriye sadece
“Sinop’a gitmeyelim de nereye
gidelim?” sorusu kalıyor!
Sinop is a pretty Black Sea town with a high
potential in tourism... Its rich forest vegetation,
natural beaches, plateaus, picnic areas make
Sinop a heavenly corner. The main reason that
these beauties remain untouched is that Sinop is
an emigrant city. There are no negative effects of
industrialization or population.
Sinop is primarily known for its natural beauties but
its history is also quite rich. Castles, rock tombs,
churches, mosques, madrasah and Turkish baths,
fountains, bastions and shrines that survived
thousands of years, starting from 4500 BC, are all
around the city.
THE CITY HAS ALL TO BECOME
AN ATTRACTION CENTER
The people of Black Sea prefer Sinop for vacation
since its rainfall amount is less than other cities
of the region. Many tourists from especially
Kastamonu, Çorum, Amasya and Samsun
visit Sinop... On the 70-kilometer part of the
175-kilometer coast, tourists can swim and enjoy
the sea comfortably just like in a Mediterranean
beach – which is an advantage for tourism. The
recent developments, such as; the new touristic
NİSAN - APRIL 2014
21
seyahat | travel
Son yıllarda turistik tesislerin bir kısmının inşaatının
tamamlanarak hizmete girmesi, Sinoplular tarafından ev
pansiyonculuğunun benimsenerek geliştirilmesi, eğlence yeri
sayısının ve kalitesinin artması kent turizminin gelişmesine
olumlu katkıda bulunuyor. Bu konudaki yeni yatırımların teşvik
edilmesi, Sinop’un Karadeniz Bölgesi’nde turizm patlaması
yapmasını sağlayacak.
Bütün bu özelliklere Sinop halkının da dışarıdan gelen
misafirlerine karşı son derece saygılı ve candan davranışı,
konuksever oluşu da eklenince, Sinop birçok turistin özenle
aradığı sakin bir kent adeta bir huzur şehri haline geliyor.
Bu nedenle Sinop’a gelenler, kendilerini evlerindeymiş gibi
hissediyor ve dinlenmek, denizden yararlanmak, rahat bir tatil
geçirmek, gürültü ve stresten kurtulmak isteyenler Sinop’u tercih
ediyor.
ANTİK SURLARLA ÇEVRİLİ BİR KENT
Karadeniz’in bu şirin kentinde görülecek, gezilecek pek
çok yer var. Saymaya başlayalım… M.Ö. 7’nci yüzyılda kenti
korumak amacıyla yarımadanın üzerine kurulan Sinop Kalesi,
aynı zamanda kentin simgesi… Roma, Bizans ve Selçuklular
döneminde onarılarak aralıksız olarak kullanılmış. Günümüzde
hâlâ özelliğini koruyan kalenin 2.050 metre uzunluğu, 25 metre
yüksekliği, 3 metre genişliği olup, iki ana giriş kapısı bulunuyor.
Kale duvarı şehri çevreliyor. Sinop Cezaevi de bir o kadar
ünlü… Tersane alanında iç kalenin ortasında etrafı yüksek kale
bedenleriyle çevrili bir alan... Bu özelliğinden dolayı mahkumların
kaçışını imkânsız kılmış. Cezaevi Osmanlılar döneminde 1877
yılında kullanılmaya başlanmış, Cumhuriyet döneminde de
uzun yıllar pek çok ünlü mahkum burada yatmış. Adına şarkılar,
türküler yazılmış!
Sinop’taki önemli tarihi eserlerden biri de Paşa Tabyası…
Yarımadanın güney doğusunda 19’uncu yüzyılda Osmanlı-Rus
savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla
inşa edilmiş. Yarım ay şeklindeki bu askeri yapı, 11 top yatağı
bulunan cephanelik ve mahzenlerden oluşuyor.
Sinop’un tarihi M.Ö. 4.500’lü yıllara kadar gidiyor. Prehistorik
22
NİSAN - APRIL 2014
facilities coming into service, the adoption of the idea of
hostel by the locals, the increasing number and quality of
entertainment places, contribute to the progress of tourism
here. Encouraging new investments in the area would help
Sinop become the tourism center of the Black Sea. These
features combined with the respectful, hospitable and
warm attitude of the people of Sinop towards tourists, Sinop
appears as a calm place that is ever sought-after by tourists.
Visitors of Sinop prefer this town to feel like home, recreate,
benefit from the sea, have a cosy vacation, relieve their
minds from noise pollution and stress.
SURROUNDED BY ANCIENT CITY WALLS
There are many places to see in this cute little Black Sea
town... Let’s begin with some of them... The Fortress of Sinop,
that was built in the 7th century BC to protect the city, is
the symbol of the town. The fortress had been continuously
repaired and used by Romans, Byzantine and Seljuk. It has
two main entrances and is as long as 2.050 meters, high as
25 meters and wide as three meters. The walls of the fortress
surround the city.
Sinop Prison is as famous as the fortress... It is an area
surrounded by high walls within the fortress’ shipyard zone
– which made it impossible for its prisoners to escape. It was
first used in 1877 by the Ottoman. Many celebrated names
served time here during the Republic too. Songs and ballads
had been written to its name!
Another significant historical structure is the Pasha
Bastions... It was built on the southeast of the peninsula in
the 19th century to ward off dangers that might come from
the sea. This crescent-shaped military structure composes of
armories and vaults with 11 cannonball bearings.
The history of Sinop dates back to 4.500 BC. The findings
from the prehistoric times are exhibited at the Museum of
Sinop, which is in the city center. Pieces from the prehistoric,
Hellenistic, Roman and Byzantine periods as well as icons
collected from Sinop’s vicinities are on display here.
NİSAN - APRIL 2014
23
seyahat | travel
dönemden itibaren pek çok uygarlığa evsahipliği yapan kentte,
yapılan kazılarda elde edilen buluntular ise Sinop Müzesi’nde
sergileniyor. Müze, şehir merkezinde bulunuyor. Müze
bünyesinde Prehistorik, Helenistik, Roma, Bizans dönemine ait
eserlerle Sinop çevresinden toplanmış ikonalar sergileniyor.
Akliman, Karadeniz kıyısında yer alan pek çok doğal ve turistik
yöreden biri… Şehre 9 kilometre uzaklıkta olan bu sahil bölgesi,
kilometrelerce uzanan ince beyaz kumu, ormanla denizin adeta
kucaklaştığı orman içi piknik ve mesire yerleriyle ünlü... Kumsal
boyunca plajlar, kamp-çadır yerleriyle moteller yer alıyor.
TÜRKİYE’NİN TEK FİYORDU: HAMSİLOS
Sinop’taki en özel yörelerden biri ise Hamsilos Koyu…
Akliman piknik alanına 1 kilometre uzaklıkta yer alan bu
doğa mucizesi, denizin kara içine bir ırmak gibi girdiği,
çevresi çam ağaçlarıyla kaplı, güzelliğine doyum olmayan
Hamsilos Fiyordu ile mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Bu fiyord, aynı zamanda Türkiye’nin tek fiyordu... Kent
merkezine 2 kilometre mesafede bulunan Karakum, Sinop
Yarımadası'nı çevreleyen yol üzerinde yer alıyor. Mevcut
plajları harika simsiyah kuma sahip. Yörede, kamu ve özel
kişilere ait oteller, tatil köyü, kafe, restoran, bungalov tipi
evler, kamp, çadır yerleri bulunuyor. Karakum aynı zamanda
Sinop halkının yürüyüş parkuru...
Bahçeler Mevkii ise şehrin girişinde iç limana bakan kısımda
ağaçlarla kaplı kumsalı ve plajı bulunan mesire, piknik,
kamp ve çadır alanı. Yanında kamu kuruluşlarının sosyal
tesisleri bulunuyor. Bir diğer görülmesi gereken yöre de Mobil
Mevkii… Gelincik Mahallesi’nin devamında yer alan bu bölge;
plajları, otel, motel ve restoranlarıyla güzel bir tatil yeri.
24
NİSAN - APRIL 2014
Akliman is only one of the many natural attractions by the
Black Sea... Located nine kilometers from the city, this
coastal town is known for its thin white sand and picnic areas
where the forest and the sea meets... Beaches, camping and
tenting sites as well as motels are available along the coast.
TURKEY’S ONE AND ONLY FJORD: HAMSILOS
Hamsilos Bay is one of the most special areas in Sinop.
Located only one kilometer from Akliman, this natural
wonder is absolutely worth visiting with its pine trees all
around the area, the sea that looks like river flowing into
the forest, and its fjord – which is the one and only fjord in
Turkey...
Situated two kilometers from the city center, Karakum is
located on the road that travels around the peninsula of
Sinop. Its beaches have wonderful dark sand. There are
public and private hotels, holiday villages, cafes, restaurants,
bungalows, camping and tenting sites in the area... Karakum
also serves as a walking track for the people of Sinop.
And Bahçeler is another picnic, camping and tenting site that
has a beach and coast covered with trees. There are public
utilities near the area. Another must-see place is the Mobil
area. This place is near Gelincik neighborhood and is famous
for its beaches, hotels, motels and restaurants.
THE NORTH END OF ANATOLIA
Sinop was built as a ‘castle city’ and developed towards the
Cape of Boztepe that connects to the east of Cape of İnce,
that is the north end of Anatolia. Throughout its history, the
city hadn’t gone beyond the fortress, thus served as a port
ANADOLU’NUN KUZEY UCU
Sinop, Anadolu’nun kuzey yönde uç noktası olan İnce
Burun’a doğu yönde bağlanan Boztepe Burnu tarafında
bir kale-şehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca
doğu yönde gelişmiş. Tarih boyunca kale dışına pek
taşmayan şehir bir liman kenti özelliği taşımış. Bölgenin
kuzeydoğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu
ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde,
Antikçağ’da daha çok bu limanın kullanıldığı biliniyor.
Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı
iç limana aynı dönemde bir kanal bağlarmış. Bu kanal,
Selçuklular döneminde kapatılmış. Yarımadanın güney
yönündeki içliman ise rüzgarlara kapalı konumuyla ve
sakin deniziyle güney Karadeniz 'in en önemli limanıymış.
Bu özellikleri yüzünden ‘Akdeniz’ ismini almış. Tarih
boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu
limanda gerçekleşmiş. 19’uncu yüzyıla kadar tamamen
ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı
kalmış ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu yapılabilecek
durumda... Şehir, doğu yönünde Boztepe Burnu’na doğru
daha yoğun olarak gelişmiş. Aynı burundaki Hıdırlık
Tepesi’nin, 187 metreye kadar yükseltisi bulunuyor ve
nihayet deniz yönünde dik yarlarla kuşatılıyor. Bu sayede,
şehrin deniz yönünden zaptedilmesi imkânsız hale geliyor.
city. Although the outer port, which is on the northeast of
the region, was neither storm-proof nor efficient in naval
operations, it had been used most often in the archaic
times. This port, which had become unoperational over
time because of all the sand that filled it, used to connect to
the inner port with a canal. The canal was stuffed up by the
Seljuk.
The inner port on the south part of the peninsula was the
most important port of the southern Black Sea as its position
is wind-proof and the sea by is calmer. These features gave
the name ‘Akdeniz’ (Mediterranean) to this place. Throughout
the history, this port witnessed a busy port life and shipyard
activity. The walls survived intact until the 19th century. This
means that a major part of these walls made it to our day and
the rest of it can be reconstructed using the ruins. The city
rather developed towards the Cape of Boztepe. Hıdırlık Hill on
the same cape is as high as 187 meters and it is surrounded
by cliffs. This is how the city becomes impossible to seize
from the sea.
THE BLACK SEA’S ANCIENT BASE OF TRADE
Leading a bright and busy commercial and cultural life
since the ancient times, Sinop maintained this character
during the reigns of the Byzantine, Seljuk, Isfendiyarids and
NİSAN - APRIL 2014
25
??????? | |???????????
seyahat
travel
MEZOPOTAMYA İLE HELENİSTİK
KÜLTÜRÜN BULUŞTUĞU İSİM
Antikçağ’da Paflagonya olarak adlandırılan bölgenin kuzey ucunda
yer alan Sinop’un saptanabilen en eski adı ‘Sinope’. Bu kelimedeki
‘Sin’ köküyle Asur-Anadolu ilişkisi, Sinope ile de Yunan Nehir Tanrısı
Asopos’un su perisi kızlarından Sinope kastedilmiştir, ki bu sebeple
ismin kökeni İyonya’nın bölgedeki kolonizasyonuna bağlanabilir.
Bir başka fikir de Amazon Kraliçesi Sinova’dır, ki bu mitin de
nereden geldiği belli değildir. Yalnız bu kavmin Anadolulu olduğu
inancı vardır. Grek etimolojisine yabancı olan ‘Sin’ ya da ‘Sind’
sözcüklerine Yunanistan’ın dışında, Pontus, Doğu Anadolu, İran ve
Hindistan’da rastlanır. Bu da Sinope adının yerli Anadolu dillerinden
gelmiş olabileceğini gösterir. Strabon ise kentin kurucusu olarak
Arganotlar’dan Teselyalı Otolikos’u gösterir ve onun kenti ele
geçirerek bir Yunan kolonisi kurduğunu yazar. Kentin ele geçirilmesi,
kolonileştirmeden önce kentte yerli bir halkın yaşadığını ortaya
koymaktadır.
WHERE MESOPOTAMIA AND HELLENISTIC CULTURE MEET
‘Sinope’ is the oldest known name of Sinop, which is at the north end of the
region known as Paphlagonia in ancient times. The ‘sin’ in this word may be
relating Anatolia to Assyria, or ‘Sinope’ may be referring to Greek river-god
Asopos’ daughter Sinope, which relates the origin of the word to the Ionian
colonization in the region. Another different opinion talks about Sinova,
the Amazon Queen – basically nobody knows where this myth comes from.
However, this society is thought to be Anatolian. The words ‘sin’ or ‘sind’
are not at all related to the Ancient Greek etymology, while these words are
common in Pontus, Eastern Anatolia, Iran and India – outside of Greece. This
might mean that the name Sinope may be from local Anatolian languages.
Strabo points out Arganauts’ Likos of Thessaly as the founder of the town and
writes that he seized the city to build a Greek colony. The city being seized
reveals that there was a society that lived there, before the colonization.
KARADENİZ’İN TİCARET
ÜSSÜYMÜŞ BİR ZAMANLAR
Antikçağ’dan beri parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel
yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Bizans, Selçuklu,
Çandaroğlu ve Osmanlı yönetimlerinde de sürdürmüş, ayrıca
kale ve tersanesiyle bölgenin en önemli askeri üslerinden biri
olmuş. Bu durumunu Sinop Baskını'ndan sonra kaybetmeye
başlayan kentteki gelişim süreci, güneydoğu ve batı yönündeki
kentleşmeyle surların dışına taşmış. Ulaşım şebekesi olarak
Antikçağ'dan beri geometrik yapısını koruyan Sinop'un ulaşım
omurgasını, Boyabat yoluyla bu yolun şehir içindeki devamı
26
NİSAN - APRIL 2014
Ottoman, besides became one of the most important
military bases of the region with its fortress and shipyard.
The development process in the city, which faded
out after the Battle of Sinop, had spread outside the
fortress walls through the urbanization of the southeast
and west parts. Sinop also maintained its geometrical
transportation network since the ancient times. The
baseline starts from Boyabat, changes its name to
Sakarya in the city, and includes Cumhuriyet and Fatih
avenues. The most important vertical approach road is
the Gazi Street that passes by the Office of the Governor
NİSAN - APRIL 2014
27
??????? | |???????????
seyahat
travel
olan Sakarya, Cumhuriyet ve Fatih caddeleri oluşturuyor. Bu
eksendeki en önemli dikey bağlantı, Valilik ve Belediye önünden
geçen Gazi Caddesi... Sinop doğal güzelliklerinin yanı sıra,
birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmanın verdiği avantajla
oldukça fazla sayıda arkeolojik ve tarihi eseri de sınırları içerisinde
bulunduruyor. Sinop ili ve ilçelerinin tümünde MÖ 3.000’lere
uzanan Tunç Çağı’na ait eserlerden Osmanlı dönemine kadar
uzanan tarihsel döneme ait çok sayıda eseri görmeniz mümkün.
Sinop deyince akla hemen deniz ve tarihi cezaevi gelse de
alternatif birçok turizm çeşidine de olanak sağlayan bir yapısı var.
Doğa, yaban hayatı, su, dağ ve park gibi yerlerde farklı aktiviteler
ve macera yaşama, muhteşem doğal güzelliklerini seyretme
isteğinde olan turistler için Sinop bir cazibe merkezi...
28
NİSAN - APRIL 2014
and the Municipality... In addition to its natural beauties,
Sinop also has the advantage of having sheltered various
civilizations throughout its history; there are quite a
lot of archaeological and historical artifacts here. All
around Sinop and its vicinities, you can see Bronze Age
artifacts from 3000 BC as well as late history artifacts,
such as from the Ottoman Period. Although its fortress
prison andAthe sea first come to minds when Sinop
is mentioned, this town is open to many alternative
holiday ideas too. Visitors can enjoy its nature, wild life,
water, mountains and parks, where they can create and
participate in different activities and adventures as well as
just lean back and watch the scenery.
NİSAN - APRIL 2014
29
???????
uçuş
noktası
| ???????????
| flight point
SİNOP HAVALİMANI
Karadeniz’in turistik uçuş noktası olmaya aday
SİNOP AIRPORT
Up for becoming the Black Sea’s flight point
Pisti yenilenen ve 5 Şubat günü yeniden uçuşa açılan Sinop Havalimanı’ndan
İstanbul Atatürk Havalimanı’na halihazırda THY tarafından haftanın her günü düzenli
olarak sefer yapılıyor. 14 Nisan itibarıyla ise Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Borajet
tarafından seferler düzenlenmeye başlayacak.
Sinop Airport, whose runway has been renewed and reopened on 5 February, offers
daily flights to İstanbul Atatürk Airport by Turkish Airlines. As of 14 April, passengers
will be able to arrive at İstanbul Sabiha Gökçen Airport too, by BoraJet.
30
NİSAN - APRIL 2014
Karadeniz’in en ilginç doğal güzelliklerine sahip,
ülkemizin turizm potansiyeli çok yüksek bir kenti Sinop.
Henüz bu potansiyelin yüzde birini bile değerlendirebilmiş
değil. Bunun temel sebeplerinden biri yeterli turizm yatırımı
olmaması, diğeri ise ulaşım açısından biraz sorunlu bir
bölgede bulunması… İşte bu sebeple hava ulaşımı Sinop
ekonomisi açısından büyük öneme sahip. Ve yenilenmiş
havalimanıyla Sinop, geleceğe biraz daha güvenle bakıyor.
Sinop, where one can witness the most interesting natural
beauties of the Black Sea, has quite high potential in
tourism. However, not even one percent of this potential is
in use. One of the main reasons is the lack of investment;
and another one is the region’s geography that complicates
transportation... This is why air transport may be of vital
importance for the economy of Sinop. And Sinop is confident
about the future now that it houses a new airport.
1993 YILINDA DHMİ’YE DEVREDİLDİ
HANDED DOWN TO SAA IN 1993
Sinop Havalimanı; NATO’ya bağlı askeri havaalanı olarak
kullanılmaktayken 1992 yılında sivil hava trafiğine açıldı ve 21
Mayıs 1993 tarihinde DHMİ’ye devredildi. Havalimanındaki
mevcut tesisler kuruluş amacına uygun olarak tadil ve tevsi
edildi, pist boyu uzatıldı, pist aydınlatması, seyrüsefer
yardımcı cihazları binası tesis edildi.
Sinop Havalimanı 1993 tarihinde ‘hava hudut kapısı’ ilan
edilerek uluslararası uçuşlara açıldı. Günümüzde ise fiili
olarak uluslararası uçuş gerçekleşmiyor. 23 pist başı denizden
7 feet yükseklikte konuşlandırılmış bulunan, şehirden
uzaklığı 8 kilometre, kaldırma gücü PCN 40 olan, 05/23
istikametinde 1.652 x 30 metre beton pistle 250 x 15 metre
ebatlarında beton taksiyolu
135x98, 5x63x25x60x75 metre
ebatlarında beton apronu bulunan
Sinop Havalimanı’nda 2001 yılı
sonuna kadar hizmet verildi.
Sinop Airport was a military airport operated by NATO until
1992, when it was opened to civil air traffic. The airport was
handed down to SAA on 21 May 1993. The existing facilities
within the airport have been modified and extended in
line with the foundational purposes; the length of runway
has been extended too. Runway illumination and aids to
navigation buildings have been established. Sinop Airport
was declared as ‘the air entry point’ in 1993, thus was
opened to international flights – which are not taking place
currently.
Eight kilometers away from the town, Sinop Airport offered
its services until the end of 2001. Its features included:
23 runway heading at 7-feet
altitude; 1.652x30 meters, 05/23
bound, concrete runway with a
lifting power of 40 PCN; 250x15
meters concrete taxiway; 135x98,
5x63x25x60x75 meters concrete
apron.
YEDİ YIL KAPALI KALDI!
2001 tarihinden sonra Bakanlar
Kurulu Kararı ile verimli olmadığı
gerekçesiyle hava trafiğine
kapatılan havalimanı mevcut
tesisleri yeniden tadil edilerek 13
Haziran 2008 tarihine kadar hava trafiğine kapalı kaldıktan
sonra belirtilen tarihte hava trafiğine açıldı ve 15 Temmuz
2008 tarihinde de Türk Havayolları tarafından tarifeli iç hat
seferlerine başlandı.
In 2001, the airport had been
closed to air traffic by Cabinet
Decision on the grounds that it wasn’t efficient. Remaining
closed until 13 June 2008, the airport’s existing facilities had
been renewed in the meantime. Turkish Airlines launched
scheduled domestic flights as of 15 July 2008.
YENİLEME ÇALIŞMALARIYLA
YENİDEN HİZMETE GİRDİ
CAME INTO SERVICE
AFTER THE RENOVATIONS
Tarifeli seferler öncelikle haftada üç gün; pazartesi, çarşamba,
cumartesi olarak icra edilmekteyken yolcu potansiyeli
nedeniyle cuma günleri de dahil edilerek haftada dört sefer
düzenlenmeye başlanıldı. Bilahare haftanın her günü tarifeli
(İstanbul-Sinop-İstanbul) seferi yapılmaktayken mevcut
PAT sahalarının ekonomik ömrünü doldurması nedeniyle
pist tevzi onarımıyla yeni apron ve taksiyolu yapımı işi
kapsamında ihale edilerek 1 Ocak 2013 tarihinde havalimanı
uçak trafiğine kapatıldı. Mevcut pist tamamen kaldırılarak
yerine bölgenin yağışlı bir bölge olması da dikkate alınıp,
pist mevcut zemin koduna göre yükseltilerek uzatılıp,
genişletilerek 1.980 metre uzunluğunda 45 metre genişliğinde
110 PCN mukavemetinde beton pist inşa edildi ve 23 pisti
papileri devreye alınarak halen apron ve taksiyolu yapımı
Initially, scheduled flights took place on mondays,
wednesdays and saturdays. Shortly after, the passenger
potential enabled fridays too, increasing the number up to
four times a week. Later on, scheduled flights (İstanbulSinop-İstanbul) covered the entire week, while the existing
PAT fields expired economically, leading to the airport’s
closing on 1 January 2013 with an auction for its repair
of runway, apron and taxiways. The existing runway was
removed completely and a new runway has been installed
taking into account that Sinop is a rainy zone. The runway
has been extended up to 46 meters and elevated according
to the ground level to 1980 meters. A lifting power of 110
PCN has been installed. 23 runway PAPI (Precision Approach
Path Indicator) have been activated. The construction of the
REMAINED CLOSED
FOR SEVEN YEARS
NİSAN - APRIL 2014
31
???????
uçuş
noktası
| ???????????
| flight point
inşaatı devam etmekle birlikte halkımıza hizmet verebilmek
için mevcut taksiyolu ve apron kullanılarak 5 Şubat 2014
tarihinde uçak trafiğine yeniden açıldı.
ILS SİSTEMİ DE DEVREYE GİRECEK
Pist elektrik aydınlatmayla yaklaşma ışıkları montajları tamamlanmış
olup yaklaşma ışıklarının ve 05 papileri hava şartları müsait olduğu
takdirde Mart 2014 ayı içerisin de uçuş kontrole müteakip hizmete
verildi. Ayrıca havalimanı içinde VOR, NDB, DME seyrüsefer yardımcı
cihazları ve DHMİ’ye bağlı olarak faaliyetini sürdüren İnebolu
VOR İstasyonu ‘enroute& olarak kesintisiz hizmet veriyor. ILS
sistemine ait cihazlar alınmış olup en kısa süre içersin de montajının
yapılması bekleniyor. 86 araçlık otoparka sahip olan havalimanında
halen izdüşümü 600 metrekare olan ve 150 bin yolcu/yıl kapasiteli
terminal binasında hizmet sürdürülüyor. Yeni terminal binası ve
mütemmimlerinin projeleri tamamlanmış olup, bu yıl içerisinde ihale
edilmesi bekleniyor.
SABİHA GÖKÇEN’E SEFERLER BAŞLIYOR
Halihazırda havalimanından THY tarafından haftanın her
günü İstanbul (Atatürk Havalimanı-Sinop-İstanbul (Atatürk
Havalimanı) seferleri düzenli olarak yapılıyor. 14 Nisan
2014 tarihinden itibaren de Borajet tarafından haftanın dört
günü pazartesi, çarşamba, cuma ve pazar günleri İstanbul
(Sabiha Gökçen)-Sinop- İstanbul (Sabiha Gökçen) seferlerine
başlanacak.
YOLCU SAYISI HER YIL ARTIYOR
13 Haziran 2008 tarihinde hava trafiğine açılan ve tarifeli ve tarifesiz
seferlere hizmet veren Sinop Havalimanı’nda yıllar itibarıyla
yolcu sirkülasyonunda artışlar oldu. 2013 yılında inşaat nedeniyle
sefer yapılmadığından 2012 Şubat ayıyla kıyaslandığında 4 bin 42
yolcuya karşılık 2014 Şubat ayında 6 bin 506 yolcu sirkülasyonu
yaşandı. Yolcu sayısında aynı dönem itibarıyla yüzde 62’lik artış
oldu. Mart ayında ve müteakip aylarda da aynı oranlarda artışın
devam edeceği bekleniyor. Havalimanında halihazırda hafta içi beş
gün 08.30/17.00 L, cumartesi günü 13.30/17.00 L, pazar günüyse
09.00/12.00 L saatleri arasında ulusal ve uluslararası kurallara
uygun bir şekilde hizmet veriliyor. Pist aydınlatma sistemlerinin
hizmete verilmesine müteakip, gerektiğinde yedi gün 24 saat
ulusal ve uluslararası kurallara uygun bir şekilde kesintisiz hizmet
verebilecek.
Tarih
2008 (15/08/2008 tarihinden itibaren) 2009
2010
2011 2012 2013 2014 (05/02/2014- 28/02/2014) 32
NİSAN - APRIL 2014
Yolcu sayısı
14.464
47.195
57.768
58.723
66.876
İnşaat nedeniyle kapalı
6.506
apron and the taxiway is continuing. This is why the existing
taxiway and the apron have been opened to air traffic as
of 5 February 2014, so that the people continue to receive
services.
ILS IS TO BE SWITCHED ON
The runway’s electrical illumination and approach lights
have been installed. Supposing that the weather will be in
good condition, the approach lights and 05 PAPI will become
operational in March 2014, following air traffic control. The
VOR, NDB, DME aids to navigation are at service 24 hours
at the airport, and so is İnebolu VOR Station, which reports
to SAA, enroute and 24 hours. The ILS devices have been
delivered and will be installed in the shortest time. Services
are active at the airport, which has an area of 600 square
meters, a parking area for 86 cars and a capacity of 150
thousand passenger/year. The project for a new terminal
building and its supplements has been prepared and this
year an auction is planned.
FLIGHTS TO SABİHA GÖKÇEN
Currently, Turkish Airlines flies to İstanbul (Atatürk AirportSinop-Atatürk Airport) from Sinop Airport every day of the
week. On 14 April 2014 BoraJet launches flights to İstanbul
(Sabiha Gökçen-Sinop-Sabiha Gökçen) from Sinop Airport,
that will take place on mondays, wednesdays, fridays and
sundays.
PASSENGER NUMBERS INCREASE
Opened to air traffic on 13 June 2008 with scheduled and nonscheduled flights, Sinop Airport increased its passenger numbers
over the years. When compared with February 2012 – since there
were no flights in 2013 due to maintenance – we can see that
the number of passengers increased from 4 thousand 42 up to
6 thousand 506 in February 2014. This rise means 62 percent
growth. We are expecting this increase to continue in March and
the following months. Currently, the airport offers its services
between hours 08.30/17.00 L five days in week days, between
13.30/17.00 L on saturdays and 09.00/12.00 L on sundays, in
line with national and international codes. Following the launch
of runway illumination systems, the airport is going to be able to
service 24 hours and seven days if necessary.
Date
2008 (as of 15/08/2008) 2009
2010
2011 2012 2013 2014 (05/02/2014- 28/02/2014) Number of Passengers
14.464
47.195
57.768
58.723
66.876
Closed for maintenance
6.506
NİSAN - APRIL 2014
OCAK - JANUARY 2014
33
71
hobi | hobby
Gökyüzü çiçek açacak
The skies blossom
34
mart - march 2014
Uçurtma tutkunu çocuk ve büyüklerin merakla beklediği o aylar geldi ve uçurtma
sezonu başladı. Uçurtma uçurmaya en elverişli ayların başlangıcı sayılan mart ayının
gelmesiyle birlikte, birbirinden renkli, birbirinden nazlı uçurtmalar, özgürlüğün ve temiz
bir doğanın sembolü olarak gökyüzünde süzülmeye başladı.
Curiously expected by children and adults, the kite-flying season has started finally.
Together with the end of March, that is considered as the beginning of the kite-flying
season, colorful and delicate kites have already started sailing the skies, representing
freedom and clean nature.
Yazı - By: Elif İzgi Uluyüz
mart - march 2014
35
hobi | hobby
Uçurtma kimileri için bir sokak oyunu olmaktan
çok bir tutku... M.Ö. 300’lü yıllarda Çin’de doğan,
Çin’de doğup Uzakdoğu’da hızla yayılan uçurtma,
ünlü kâşif Marco Polo tarafından 1295 yılında Malaya
Adaları’ndan satın alınarak Hollanda’ya götürüldü ve
bu şekilde Avrupa ülkeleri uçurtmayı tanıdı ve hızla
yaygınlaştı. Avrupa’ya ulaşan uçurtma, burada ciddi
bir değişim geçirerek çift ipli, dört ipli uçurulmak
suretiyle, havada şekiller çizen gösteri uçurtmaları
haline dönüştürüldü.
13’üncü yüzyılda Avrupa’ya, 15’inci yüzyılda ise
ülkemize ulaşan uçurtma, aradan yüzlerce yıl
geçmesine ve teknolojinin o baş döndürücü hızına
rağmen, hâlâ en sevilen ve eskimeyen sokak
oyunlarımız arasındaki yerini koruyor.
Uzakdoğu’da dini ayinler ve inanışlarda kullanılan,
savaşlarda haberleşme aracı olarak kendine yer bulan,
batıya geçtiğinde ise pek çok bilimsel deneyde aktif
rol alan uçurtma, ülkemizde ise hâlâ bahar oyuncağı
olarak algılanmaya devam ediyor. Mart ayının
gelmesiyle birlikte, uçurtmasını kapan küçükler
ve uçurtma tutkunu büyükler, onları güvenle
uçurabilecekleri alanlara koşuyor.
36
NİSAN - APRIL 2014
Flying kites is more of a passion for some, while others
take it as a street game. Dating back to 300 BC in China,
the first kites spread out to the Far East rapidly and
eventually ended up in the hands of famous explorer
Marco Polo in 1295 in Malaya and was brought to the
Netherlands. This is how Europe met with kite. After
undergoing major changes here, kite then became
something with changing numbers of strings that is flied
in the air for show. Kite-flying, that came to our country
in the 15th century, is still one of the most popular
outdoor activities that just doesn’t get boring despite the
many centuries that have passed and the attraction of
high technology. Used as a religious tool during rituals
and ceremonies and as a communication channel during
wars in the Far East, kite plays an active role in scientific
researches in the West, while it is known as a ‘spring
toy’ in our country. With the arrival of spring, people of
all ages who have a passion for kite-flying run to areas
where they can safely enjoy this activity!
TURKEYS FIRST AND ONLY KITE MUSEUM
Talking about kite culture and kite passion in Turkey,
the next thing that comes to mind is the Mehmet Naci
???????
hobi
| hobby
| ???????????
TÜRKİYE’NİN İLK VE
TEK UÇURTMA MÜZESİ
Türkiye’de uçurtma kültürü ve tutkusu denilince,
uçurtmanın kendisinden sonra akla ilk gelen şey ise;
İstanbul Üsküdar’da bulunan Üsküdar Belediyesi
Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi ile Uçurtma
Atölyesi... Türkiye’de uçurtmanın duayeni olarak
kabul edilen ve kendini adeta uçurtmaya adayan ve
bu güzel oyunun tarihe karışmaması için mücadele
eden İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Avrupa
Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (STACK) Türkiye
Milli Direktörü Mehmet Naci Aköz tarafından kurulan
müze ve uçurtma atölyesi, Türkiye’de alanında bir ilk
ve tek olma özelliği taşıyor. Dünyanın 26 ülkesinden 2
binden fazla uçurtma ve uçurtmayla ilgili malzemenin
Aköz Kite Museum and Workshop supported by Üsküdar
Municipality in İstanbul.
Accepted as the doyen of kite-flying, Mehmet Naci
Aköz, who simply devoted himself to kites and
campaigned for this beautiful game so that it doesn’t
vanish, is the Head of İstanbul Kitefliers Association
and the National Director of European Sport, Team and
Competitive Kiting (STACK). Mr. Aköz established the
museum and the kite workshop as a first in the country.
The kite museum, where over 2 thousand kite-related
material and object from 26 different countries in the
38
NİSAN - APRIL 2014
UÇURTMANIN TARİHÇESİ
D Uçurtmanın ilk yapılış tarihi olarak çeşitli kayıtlar M.Ö. 300
yıllarını gösteriyor.
D Uçurtmanın anavatanının Çin olduğu ve Çin’in Weifang şehrinin
uçurtmacıların başkenti olduğu çeşitli bilgi ve belgelerle de ifade
ediliyor.
D Dünyanın en büyük uçurtma müzesi Weifang şehrinde ‘Dünya
Uçurtma Meydanı’nda bulunuyor. Bu meydana çakılan 18 yer
plaketlinden biri de İstanbul Uçurtmacılar Derneği’ne ait.
D Uçurtma, özellikle Uzakdoğu’da Çin, Japonya, Tayvan ve
Endonezya’da halkın en eski yöresel eğlencelerinden biri oldu.
Uçurtmanın Uzakdoğu tarihinde çok önemli bir yeri olduğu şüphesiz.
Aynı zamanda pek çok farklı amaç için de kullanıldığını tarihe düşülen
not ve belgelerden öğrenmekteyiz.
THE HISTORY OF KITE-FLYING
D Various records show that the first kite was made in the 3000 BC.
D It is documented that the homeland of kite is China and that
Weifang is the capital of kitefliers.
D The world’s largest kite museum is located at the World Kite Plaza
in Weifang. One of the 18 plaques placed on the ground is in the name
of İstanbul Kitefliers Association.
D Kite-flying is one of the oldest local entertainment activities in the
Far East, especially in China, Japan, Taiwan and Indonesia. No doubt
that kites have a special place in the history of Far East. We also read
that this fun invention was used for various other reasons.
SADECE BİR OYUNCAK DEĞİLDİ!
D Çeşitli savaşlarda haberleşme, düşmanı korkutma ve gövde
gösterisi yapma aracı olarak kullanıldı.
D Köylülerin hasat mevsiminde eğlence ve bolluk olması için
tanrılarına yakarış aracıydı.
D Yeni doğan bebeklerin üzerinden kötü ruhları kovduğuna inanılırdı.
D Karada otururken dev balıkları havadan yakalama aracı olarak da
kullanıldı.
D 1572’de Benjamin Franklin’in şimşeğin
elektriksel yapısını uçurtma marifetiyle buldu.
D 1884’de Guglielmo Marconi, Atlas Okyanusu’nun bir kıyısından
diğerine yaptığı radyo yayınlarında uçurtmayı
anten yükseltmede kullandı.
D 1906’da San Francisco depreminin sonuçlarının
fotoğraflanmasında uçurtma kullanıldı.
D Ünlü Niagara Şelalesi’nin üzerindeki ilk köprünün halatlarının
karşıdan karşıya geçirilmesi, yine bir çocuğun uçurtması
marifetiyle oldu.
IT WASN’T JUST A TOY!
D Kites were used during wars for communication,
for holding up the enemies and as a show of force.
D During harvest seasons, it was a tool used by villagers
to pray to god for fun and fertility.
D It was believed to ward off evil spirits of newborn children.
D Kites were used to catch big fish from air when the
fisher had to remain on land.
D In 1572, Benjamin Franklin discovered the electricity
of lightning with the help of kite.
D In 1884, Guglielmo Marconi used kite to elevate the radio antenna
on his boat during his trip from one end of the Atlantic Ocean
to the other.
D Kites were of great help in photographing the
San Francisco earthquake catastrophe in 1906.
D The ropes for the Niagara Falls bridge were brought
over to the other side thanks to the kite-flying skills of a child.
sergilendiği müze, tamamen ücretsiz hizmet veriyor. Müzeye
gelenler, bir yandan dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen
birbirinden renkli, birbirinden ilginç uçurtmaları incelerken,
diğer yandan dünya uçurtma kültürü hakkında bilgi edinme
şansı bulabiliyor. Müzenin hemen alt katında bulunan
Uçurtma Atölyesi ise, ziyaretçilere sadece malzeme ücreti
karşılığında ve usta eğitmenler eşliğinde, uçurtma yapımını
öğrenme ve kendi uçurtmalarını yapma şansı tanıyor.
Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi’nde,
ağırlıklı olarak okullara ve sivil toplum kuruluşlarına
yönelik gerçekleştirilen interaktif müze programı ve
uçurtma atölye çalışmalarıyla yeni nesile uçurtma kültürü
tanıtılıp sevdirilirken, büyüklere de bu çocukluk tutkuları
hatırlatılıyor. Bütün bu çalışmalarla, uçurtma kültürünün
daha geniş kitleye yayılması hedefleniyor.
world are on display, is open to visit free of charge.
Visitors enjoy the opportunity to have a close look
at the many colorful kite materials that came from
around the world and learn about the kite culture in
the world. And the kite workshop offers visitors the
chance to learn how to make kite. The courses are
given by masters of the area and only in exchange of
material expenses. Üsküdar Municipality’s Mehmet
Naci Aköz Kite Museum organizes interactive
museum tours and workshop hours especially for
schools and non-governmental organizations; this
way contributing to the recognition of kite culture
by new generations and also refreshing memories
of older ones. All these operations aim generalizing
kite culture.
NİSAN - APRIL 2014
39
???????
hobi
| hobby
| ???????????
40
İSTANBUL UÇURTMACILAR DERNEĞİ
İSTANBUL KITEFLIERS ASSOCIATION
1998 Yılında kurulan İstanbul Uçurtmacılar Derneği uçurtma
kültürünün ülkemizde geliştirilmesi konusunda oldukça gayretli
çalışmalar sürdürüyor. Bu çalışmalardan biri de ülkemizin ilk
ve halen tek uçurtma müzesi olan Üsküdar Belediyesi Mehmet
Naci Aköz Uçurtma Müzesi, yakın zamanda gerçekleştirdiği
tadilat ve yenilenme sonucunda iki ayrı müze salonu, üç uçurtma
atölyesi alanı, bir okuma salonu ve film kulübüyle birlikte 500
metrekarelik kapalı alana kavuştu
Ağırlıklı olarak okullara ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik
gerçekleştirilen müze gezileri ve uçurtma atölye çalışmalarıyla
uçurtma kültürü yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.
Yurtiçinde gerçekleştirdiği uçurtma şenlikleri, festivaller,
uçurtma atölyeleri ve gezici uçurtma müzesi sergilerinin yanında
yurtdışındaki organizasyonları da takip eden dernek, son
olarak katıldığı (Kasım 2011) Uluslararası Şenzen (Çin) Uçurtma
Festivali’nin ardından bu kez (27– 31 Mart 2012) Hindistan’ın
Jaipur kentinde gerçekleştirilecek ve onlarca ülkenin katılacağı
uluslar arası uçurtma festivalinde ülkemizi temsil etti.
Established in 1998, İstanbul Kitefliers Association
has made zealous efforts to develop the culture of
kite in our country. The one and only kite museum
of our country, Üsküdar Municipality’s Mehmet
Naci Aköz Kite Museum recently has gone through
a number of modification and restorations to offer
services in a closed area of 500 square meters with
two museum halls, three kite workshop areas, a
reading lounge and a film club. Tours and workshop
hours, that are especially preferred by schools and
non-governmental organizations, aim to generalize
kite culture in our country. The association takes
part in international organizations as well as its
own production kite-flying festivals, workshop
sessions and mobile kite museums. Most recently,
in November 2011 represented our country at the
Shenzhen International Kite Festival and in March
2012 in Jaipur, India.
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
41
mutfak kültürü | culinary culture
Geçmiş zamandan
sütlü tatlı tarifleri
Milk pudding recipes from past times
Hafiftirler, şeker oranları azdır ve bu sebeple iç bayıltıcı değildirler ve en önemlisi
sağlıklıdırlar. Sütlü tatlılar Türk mutfağının vazgeçilmezleridir. Tavukgöğsü gibi pek
az mutfak kültüründe rastlanacak ilginç malzeme bileşimleri de, atalarımızın bu
tatlılara ne kadar önem verdiklerinin bir göstergesidir.
They are light, low in sugar, thus never queasy, and most importantly, always
healthy. Milk pudding varieties are essentials in the Turkish cuisine. Interesting
ingredient combinations such as the chicken breast pudding show the importance
our ancestors attached to this type of desserts.
Yazı - By: Ömür Akkor
Tatlı bizim mutfağımızın vazgeçilmezidir. Sütlü tatlılar
da Türk mutfağının temellerinden biri sayılır. Bu yazımda
sizlere içeriğinde daha fazla süt bulunan ve mutfağımızda
en çok yapılan ve yanı sıra da unutulan süt tatlılarından
bahsedeceğim.
Özellikle 'zülbiye' tarihi ve tarifi açısından biraz ilginç,
yıllar önce Beyazıt Kütüphanesi’nde karıştırdığım Akşam
gazeteleri arasında bulduğum köşe yazısından size
aktarıyorum; “… karın tokluğundan bahsedilirken ‘Allah
ziyade etsin’ler arasında ‘zülbiye olsa yemem’ derlerdi.
Bundan da anlaşılıyor ki zülbiye tatlıların en fevkaladesi
imiş. Maalesef ne onu ağzına koymuş bahtiyarlara
rastladım, ne de nasıl şey idüğünü bilene…” (Sermet
Muhtar Alus, Eski Günlerde Meşhur Yemekler - 19 Ocak
1940, Akşam Gazetesi)
İşte zülbiyenin hikâyesi 1940’larda kaybolmuşken bu
yazımızda karşımızda... Yapanların eline sağlık, yiyenlere
afiyet olsun...
42
NİSAN - APRIL 2014
Desserts are among the essentials of our cuisine and
milk pudding varieties form the base of Turkish desserts. In
this article, I am going to talk about these specific type of
desserts, some of which have been forgotten.
Especially ‘zülbiye’ is an interesting one with its history and
recipe. I’m quoting from a column I found years ago in a
newspaper in Beyazıt Library: “... When talking about being
full (in the stomach), they would add ‘I couldn’t eat zülbiye
even if there was some’ next to wishes for abundance
from Allah. It is understood that ‘zülbiye’ was the most
exceptional dessert back then. Unfortunately, I never met
anyone who tasted it, or who could explain what it was
made of...” (Sermet Muhtar Alus, Great Food of the Old
Times - 19 January 1940, Akşam Newspaper)
You see, the story of zülbiye once again presents itself in
this article, after being sought for back in the 1940s... God
bless the hands that make, and ‘bon appetite’ for those
who will eat...
ZÜLBİYE
MALZEMELER: Bir su bardağı süt, iki buçuk su bardağı un,
bir çay bardağı nişasta, bir çay bardağı zeytinyağı, kızartma
için yağ, iki yumurta, 1 kilo tozşeker, iki dilim limon, bir su
bardağı ceviz içi, bir çay bardağı tozşeker, dört su bardağı su…
TARİFİ: Süt ve bir su bardağı su tencerede kaynatılır.
Kaynayınca un ilave edilerek pişirilir. Bir taşım kaynadıktan
sonra dinlendirilir. Ilıyınca zeytinyağı ve nişasta eklenerek
iki yumurta daha katılır ve hamur yapılır. Hamurdan biraz
koparılır, avuç içinde parmak kalınlığında yuvarlanır
ve düğüm yapılır. Hazırlanan bu hamur kızgın yağda
kızartılır. Şeker, su ve limonla hazırlanan şerbete kızaran
hamurlar atılır. Üzerine şeker ve havanda dövülmüş ceviz
dökülerek servis edilir. Şerbet yerine pekmez ya da bal da
kullanılabilir.
INGREDIENTS: One cup milk, two-half cup flour,
half cup starch, quarter cup olive oil, more oil for
frying, two eggs, one kilo granulated sugar, two slices
of lemon, one cup crushed walnuts, quarter cup
granulated sugar, four cups water…
RECIPE: Boil milk and one cup water in a pot. Add
flour and continue cooking. After it comes to boil
again, let it rest. Once it becomes tepid, add starch
and two eggs to make a dough of it. Pull pieces of
dough off and roll into finger-shape, then tie a knot.
Deep fry the dough pieces. Prepare the sherbet on the
side, by mixing sugar, water and lemon. Combine fried
pieces with the sherbet. Sprinkle with some sugar and
crushed walnuts. You can use molasses or honey as a
substitute for sherbet.
SÜTKERİYE (SÜTKERİ)
MALZEMELER: 1 kilo süt, yarım kilo tereyağı, iki buçuk su
bardağı un, 400 gram tozşeker, bir tatlı kaşığı tarçın…
TARİFİ: Un ve tereyağı bir tencerede 45 dakika ağır ağır
kavrulur. Kavrulma işlemi bittikten sonra üzerine şeker
ve sütü de ilave edilerek karıştırılmaya devam edilir.
Kaynamaya başlayınca 10 dakika daha pişirilip tepsiye alınır.
Tepsi ateşe oturtulur ve altı kızarana kadar pişirilip, tarçınla
birlikte servis edilir. Bu tatlı eskiden sadece kömür ateşinde
pişirilirmiş.
INGREDIENTS: One kilo milk, half kilo butter, twohalf cup flour, 400 grams granulated sugar, 1 teaspoon
cinnamon…
RECIPE: Roast and dry flour and butter slowly, in 45
minutes. Keep on mixing as you add sugar and milk. Once
boiling, cook 10 more minutes and pour on a tray. Place
on heat until the bottom layer turns brown. Serve with
cinnamon. In the past, they cooked this dessert on coal
fire.
NİSAN - APRIL 2014
43
??????? |kültürü
mutfak
???????????
| culinary culture
ASUDE
44
MALZEMELER: 1 litre süt, bir su bardağı buğday nişastası,
iki buçuk su bardağı toz şeker, yarım çay bardağı gülsuyu,
yarım çay kaşığı şerbet boyası, bir kibrit kutusu loğusa şerbeti
şekeri, yazın servis yapılacaksa bir su bardağı kırık buz, bir su
bardağı su…
INGREDIENTS: One liter milk, one cup wheat starch,
two-half granulated sugar, less than quarter cup rose
water, a couple drops of sherbet dye, matchbox-size
puerpera sherbet sugar, one cup fragmented ice and
one cup water if served in summer...
TARİFİ: Süt, nişasta ve şeker kısık ateşte karıştırılarak
muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Kıvama gelen
tatlı; tepsiye dökülerek soğutulur. Soğuyan muhallebi
dilimlenir. Diğer yanda loğusa şekeri, su, gülsuyu, yarım
su bardağı tozşeker ve şerbet boyası iyice karıştırılır.
Hazırlanan bu şerbet tepsideki tatlının üzerine dökülerek
servis yapılır. Yazın hazırlanan şerbete buz ilave edilir.
RECIPE: Add milk, starch and sugar in a pot and cook
at medium heat until it thickens. Pour in a tray and
let it cool. In the meantime prepare the other mixture
with puerpera sherbet sugar, water, rose water, half
cup granulated sugar and sherbet dye. Slice the tray
up. Pour the sherbet over, add ice when serving if the
season is summer.
NİSAN - APRIL 2014
SÜTLAÇ (RISE PUDDING)
MALZEMELER: 1 kg süt, 180 gr şeker, 50 gr tereyağı, 100 gr
krema, 100 gr haşlanmış pirinç, 45 gr nişasta, 45 gr süt…
TARİFİ: Süt, şeker, tereyağı ve krema bir tencerenin
içinde kaynamaya bırakılır. Bir kabın içinde nişasta ve
süt karıştırılır ve süt kaynadıktan sonra yaptığımız bu
karışım süte ilave edilir. Süt 2 dakika daha kaynatılır. Daha
sonra haşlanmış pirinç de eklenerek bir kez karıştırılıp
hazırladığımız altı sütlaç kasesinin içine eşit bir şekilde
paylaştırılır. Derin bir tepsinin içine su konur ve altı sütlaç
kasesi içine yerleştirilir. Önceden 240 dereceye ısıttığımız
bir fırında yaklaşık 10 dakika üstü kızarana kadar pişirilir.
Fırından çıkınca soğutulup servis edilir.
INGREDIENTS: One kilo milk, 180 grams sugar, 50
grams butter, 100 grams cream, 100 grams boiled
rice, 45 grams starch, 45 grams milk…
RECIPE: Boil milk, sugar, butter and cream in a pot.
Mix starch and some milk in another container and
add this to the boiling pot. Let it boil for two more
minutes. Finally, add boiled rice, mix once and pour
into glass cups for six portions in total. Fill a hollow
oven tray with cold water and place the cups in it.
Preheat the oven at 240 Celsius degrees and bake
for 10 minutes, until the top layer turns brown. Serve
cold.
NİSAN - APRIL 2014
45
??????? |kültürü
mutfak
???????????
| culinary culture
TAVUK GÖĞSÜ (CHICKEN BREAST)
46
MALZEMELER: Bir tavuk gögsü, 1 litre süt, bir çay bardağı
nişasta, bir çay bardağı pirinç unu, bir su bardağı şeker, bir su
bardağı su, bir tatlı kaşığı tarçın…
INGREDIENTS: One chicken’s breast, one liter milk,
half cup starch, half cup rice flour, one cup sugar, one
cup water, one teaspoon cinnamon…
TARİFİ: Tavuk gögsünü küp küp doğrayın ve 45 dakika haşlayın.
Haşlanan tavuk gögsünü bir havan yardımıyla bir güzel dövün
ve didik didik olmasını sağlayın. Didiklenmiş tavuk gögsünü bir
kaç kez bir süzgeç yardımıyla yıkayıp süzün. Bir tencerede sütü
ve tavuk gögsünü beraberce haşlamaya başlayın. Kaynamaya
başlayınca altını kısın. Diğer yanda bir kabın içinde suyu,
nişastayı ve pirinç ununu karıştırın. Hazırladığınız bu sosu azar
azar kaynayan süte yedirin. Daha sonra şekeri de ekleyerek
20 dakika kıvam alana kadar kısık ateşte pişirin. Pişen tavuk
gögsünü kaselere alarak dinlenmeye bırakın (en az 6 saat)…
Üzerine bol tarçın serperek servis edin.
RECIPE: Dice the chicken breast and boil for 45
minutes. Pound the pieces with the help of a mortar
and pestle, pull to shreds. Wash and drain the shreds
a couple of times. Start boiling the chicken and milk in
a pot. Once boiled, lower the heat. In the meantime,
mix water, starch and rice flour in another container.
Add this sauce to the boiling pot in small amounts.
Mix the rest of the sugar and cook at low heat for 20
minutes until it thickens. Pour into bowls and let them
rest for at least six hours. Serve with plenty of powder
cinnamon.
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
47
Türk coğrafyası | Turkish geography
Uzaklardaki
yakın akrabalar
Close relatives in faraway lands
Yazı - By: Medina İsmayilova
Kuzeyimizdeki büyük komşumuz Rusya Federasyonu içerisinde Türkiye’ye çok
yakın ülkeler bulunuyor. 13 özerk Türk cumhuriyeti gelişmiş sanayisi, zengin
yeraltı kaynaklarıyla özerk cumhuriyetler arasında öne çıkıyor. Rusya’nın ve bu
ülkelerin, son yıllarda aktif bir dış politika izleyen Türkiye ile ilişkileri her geçen
gün daha da gelişiyor.
Our greatest neighbor in the North, the Russian Federation houses many
countries that are close to Turkey. 13 autonomous Turkic republic stand out
among other autonomous countries with their developed industry and rich
underground resources. The relations of these countries and Russia with Turkey,
that has followed a rather active foreign policy in the recent years, gets better
with each day.
48
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
49
Türk coğrafyası | Turkish geography
Bin yılın öncesinden göçüp geldiğimiz
Various Turkish societies still exist on the lands where
topraklarda, yani Orta Asya’da hâlâ pek çok Türk
topluluğu yaşamını sürdürüyor. Sovyetler Birliği’nin
dağılmasının ardından Kazakistan, Kırgızistan,
Özbekistan Ve Türkmenistan bağımsız ülkeler oldu,
ancak halen Rusya Federasyonu içerisinde yer alan
toplam 21 özerk cumhuriyetin 13’ü Türk cumhuriyeti
özelliği gösteriyor. Bu federe cumhuriyetler;
Kuzey Kafkasya’da yer alan Osetya haricindeki altı
cumhuriyet (Çeçenistan, Dağıstan, Karaçay-Çerkes,
Adige, İnguşetya, Kabardin-Balkar) ve bunlara ek
olarak Altay, Çuvaş, Yakut (Saha), Tuva, Hakas,
Başkurdistan ve Tataristan cumhuriyetleri... Saha
(Yakut) Cumhuriyeti bu ülkeler arasında yüzölçümü
en geniş olanı... Nüfus bakımından artış gösterenler
ise Başkurdistan, Tataristan, Altay Cumhuriyeti ve
Dağıstan…
we immigrated thousands of years ago, that is in the
Central Asia. Following the dissolution of the Soviet Union,
Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan and Turkmenistan
declared their independence. 13 of 21 autonomous
countries in the Russian Federation are Turkish. These
federates include the six republics (Chechnya, Dagestan,
Karachay-Cherkessia, Adygea, Ingushetia, KabardinoBalkaria) except for Ossetia in the North Caucasus and
additionally Altai Republic, Chuvashia, Yakutia (Sakha),
Tuva, Khakassia, Bashkortostan and Tatarstan... The
Sakha Republic has the largest surface area among other
Turkic republics in the Russian Federation. Others with
rising population levels are Bashkortostan, Tatarstan, Altai
Republic and Dagestan...
EKONOMİK AÇIDAN BÜYÜK POTANSİYEL VAR
Özellikle Tataristan, Çuvaşistan ve Başkurdistan
Rusya Federasyonu içerisinde ekonomik
kalkınmışlıklarıyla dikkat çeken ülkeler olarak
öne çıkıyor. Bununla birlikte Tataristan sembolik
de olsa, bugün halen Rusya ile tek yetki paylaşımı
anlaşmasına sahip bir federe birim. Başkurdistan’ı
farklı kılan ise bu bölgenin petro-kimya ve
makine sanayiinde oldukça gelişmiş olması.
50
NİSAN - APRIL 2014
GRAND ECONOMIC POTENTIAL
Especially Tatarstan, Chuvashia and Bashkortostan
draw attention with their economic development rates.
Even if symbolically, Tatarstan is the only subject of
Russia that signed a shared authorization agreement
with the Federation. Bashkortostan displays remarkable
petrochemical and machinery industries. Looking from
Moldova’s perspective, Bashkortostan supplies about
20 percent of the oil produced in the country, which
indicates the value of the subject in Russia. Tatarstan
and Bashkortostan are among the most popular regions
NİSAN - APRIL 2014
51
???????
Türk
coğrafyası
| ???????????
| Turkish geography
Moskova açısından bakıldığında ise ülkede üretilen
petrolün yaklaşık yüzde 20’sinin Başkurdistan’dan
karşılanıyor olması bölgenin Rusya’daki değerini
göstermekte. Tataristan ve Başkurdistan ağır
sanayileriyle Rusya ekonomisine yaptıkları katkı
dolayısıyla gözde birimler arasında yer alıyor.
Çuvaşistan da yine aynı şekilde petrol sanayii
gelişmiş bölgeler arasında yer almakta. Saha
Cumhuriyeti ise yeraltı kaynakları açısından
zenginliğiyle Rusya’da öne çıkıyor.
Son dönemde federe cumhuriyetlerde yapılan
seçimler, Moskova’nın etkisi altında gerçekleşiyor.
Ülkelerin iktidar partileri, yaptıkları müzakereler
çerçevesinde belirledikleri başkan adaylarını
Kremlin’e gönderiyor. Kremlin’in uygun
bulduğu adaylar tekrar federe cumhuriyetlere,
parlamentolarında onaylamaları için geri dönüyor
ve parlamentoda en çok oyu alan aday federe
cumhuriyet’in başkanı oluyor. Bu süreç 2010 yılında
yapılan Başkurdistan başkanlık seçimleri ve diğer
cumhuriyetlerin yaptıkları seçimlerde pratiğe
dökülmüş durumda. Halihazırdaki merkeziyetçilik
politikasının uygulama kapsamı yalnızca Türk52
NİSAN - APRIL 2014
with their contribution to Russian economy of heavy
industry. Chuvashia is another place where petroleum
industry is developed. Sakha stands out with its rich
underground resources. The recent federation elections
took place under the influence of Moscow. The country’s
ruling parties confer with one another and send their
presidential candidates to the Kremlin, where the
candidates are evaluated again and sent back to the
federate for parliamentary approval. The best rated
candidate becomes the president of the federate. This
process has already been practiced in Bashkortostan
2010 presidential elections and other elections in various
federates. The existing centralism policy does not only
cover Turkish-Muslim subjects. Other federates are also
subject to this policy.
CULTURAL AND COMMERCIAL
AFFAIRS ADVANCE
Regarding these federates, Turkey’s recent multidirectional foreign policy is rather focused on developing
cultural and commercial affairs. Standing out with their
developed industries and leading-edge technologies,
Bashkortostan, Tatarstan and Chuvashia seem like the
NİSAN - APRIL 2014
53
??????? | ???????????
Eğitimli nüfusları ve yüksek
gelişmişlik düzeyleriyle dikkat çeken
Türk cumhuriyetleri mesafe olarak
Türkiye’ye uzak görünse de, aslında
kültürel açıdan birbirine çok yakın.
Standing out with their rates of
educated population and high
development levels, Turkic republics
may seem far away from Turkey
geographically but are actually quite
familiar to us culturally.
Müslüman birimleri içermiyor. Diğer federe
birimlerde de bu kapsamda politikalar yürütülüyor.
KÜLTÜREL VE TİCARİ
İLİŞKİLER GELİŞİYOR
Türkiye’nin son dönemde izlediği çok yönlü dış
politika, bu cumhuriyetler özelinde daha çok
kültürel ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi konusunda
yoğunlaştırılmakta. Özellikle sanayisi ve gelişmiş
teknolojisiyle öne çıkan Başkurdistan, Tataristan ve
Çuvaşistan ve bu yönüyle kendini ihmal edilmemesi
gerekilen dost ülkeler öne çıkıyor. Bu cumhuriyetler
ve Türkiye arasındaki ticaret son yıllarda istikrarlı
şekilde artmakta.
Ancak Rusya ile ticareti de ileriye taşıyacak olan
bu cumhuriyetler ve Türkiye arasındaki ekonomik
bağların güçlendirilmesi Türkiye’nin inisiyatifiyle
daha ileriye taşınabilir.
Türkiye ve Rusya arasında bir köprü konumunda
olan Türk federe cumhuriyetler halihazırda var
olan ortak tarihi ve kültürel bağların yaşatılması
ve geliştirilmesi için gerekli faaliyetleri
sürdürmektedirler.
54
NİSAN - APRIL 2014
friendly countries to not fail. Trade between Turkey and
these federates has increased steadily in the recent
years. However, only Turkey’s initiative can strengthen
the economic bonds between Turkey and the federates,
which are to improve their commercial affairs with Russia
too. Serving as a bridge between Turkey and Russia, the
Turkic republics already carry out activities to keep the
existing historical and cultural bonds alive and to make
progress.
NİSAN - APRIL 2014
55
??????? | ???????????
Anadolu’nun
doğası | nature of Anatolia
ERGUVAN
Boğaz’ın kendine özgü bir moru var
JUDAS TREE
The Bosphorus in its special purple shade…
56
NİSAN - APRIL 2014
İstanbullular için Boğaz’ın çiçeğidir, İstanbul’un
rengidir erguvanlar. Erguvansız bir İstanbul hayal dahi
edilemez. Eşsiz Boğaz gezilerinin dekorudur. Baharda
hayat fışkırır her dalından… Şehirleri güzelleştirir; renk
renk boyar...
Erguvan, bilimsel adıyla ‘cercis siliquastrum’,
baklagiller familyasından 10 metreye kadar
boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı
görünümünde bir ağaçtır. Sıcağa ve soğuğa
dayanıklıdır, aynı zamanda çok sert olduğu için
mobilyacılıkta da tercih edilen bir ağaçtır.
Kuru, taze, kireçli ve balçıklı toprakları sever.
Erguvan’ın bir özelliği de badem ve erik ağaçları gibi
çiçekleri yapraklarından önce açmasıdır. Mart, nisan,
mayıs aylarında açan çiçekler pembe ve morumsu
renktedir.
Judas tree is the flower of İstanbul, it is the color
of İstanbul citizens. İstanbul without Judas trees is
unimaginable. It is the scene of the unique Bosphorus
trips... In spring, life gushes from every branch of it...It
embellishes the cities; paints them in colors... Judas tree,
known scientifically as ‘cercis siliquastrum’, which can
grow up to 10 meters, is a single-bodied, deciduous, bush
looking tree from the legume family.
It is resistant to heat and cold and at the same time its
structure is very hard so it is preferred in furniture business
too. It is fond of dry, fresh, calcic and slimy soil. Another
quality of Judas tree is that; its flowers blossom before
its leaves, like almond and plum trees. The flowers that
blossom in March, April, May are in pink and purplish
colors.
Bazı ağaçlar vardır kentlerle, hatta imparatorluklarla özdeşleşir. Çınar Osmanlı’nın,
salkım söğüt Polonya’nın simgesidir söz gelimi… Lübnan’ın bayrağında sedir,
Kanada’nın bayrağında akçaağaç yaprağı vardır. İstanbul’un ise çiçekleriyle göz
kamaştıran bir simgesi vardır; erguvan…
Some trees are identified with cities and even empires. For example sycamore is
the symbol of Ottoman Empire and weeping willow is Poland’s…Cedar tree is on
Lebanon’s flag, and the Canadian flag has a maple leaf on it. İstanbul has an eyeful
symbol; the Judas tree...
NİSAN - APRIL 2014
57
??????? | ???????????
Anadolu’nun
doğası | nature of Anatolia
HÜRREM SULTAN’IN
EN SEVDİĞİ RENK
Hatta bu mor rengiyle ilgili efsaneler, destanlar vardır.
Bazı Hıristiyan inanışlarına göre Hz. İsa'nın ihanet eden
havarisi Yahuda kendini bu ağaca asmıştır. Efsaneye
göre bu olaydan sonra önceleri beyaz olan erguvan
çiçekleri utançtan ya da kandan kırmızıya dönüşür.
Bu nedenle erguvan ağacının İngilizce’deki adı ‘Judas
tree’dir (Yahuda'nın ağacı)...
Erguvan moru, Roma İmparatorluğu döneminde
kararlılığın, gücün ve imparatorluğun rengiymiş.
Sadece asiller giyermiş bu rengi.
Osmanlı’da ise erguvan moru Hürrem Sultan’ın en
sevdiği renk olarak bilinir.
* Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya'dır.
Türkiye'de Ege ve Marmara bölgelerinde görülür.
* Yapraklar karşılıklı, basit, dairemsi 7-12 cm kadardır.
* Çiçekler 1.5-2 cm uzunluğunda kırmızı-mor renkte ve
üç ila altı tanesi bir arada bulunur. Tohumu fasulye biçimindedir.
* Diğer bir önemli özelliği de toprağa azot bağlamasıdır.
* Nisan-mayıs ayında açan çiçekleri yapraklanmadan önce açarlar.
* Tohumlarda kabuk sertliğinden kaynaklanan çimlenme engeli vardır.
* The homeland of Judas tree is Southern Europe and West Asia. It is seen in
the Aegean and Marmara regions in Turkey.
* Its leaves are opposite, simple, orbiculate and they are 7-12 cm long.
* Flowers are 1.5-2 cm long, red-purple colored and three to six of them are
bind together. Its seed is in the shape of a bean.
* Another important quality is that it plumbs nitrogen in the soil.
* Its flowers blossom in april-may, and before the leaves.
* There is germination obstacle arising from the hardness of the shell.
20 GÜN SÜREN GÜZELLİK
Erguvanların kışın fasulye görünümünde kahverengi
olan tohumları, nisan ayının son iki haftası ve mayıs
ayının başlarında mora çalan bir pembeye dönüşüyor.
Fakat tüm bu güzelliklerini sadece 20 gün sunabiliyor.
20 gün sonunda mor çiçekler dökülüyor ve bir sonraki
bahar için hazırlık başlıyor.
Karakteri gibi ılıman iklimleri seven erguvan,
Boğaz’ın en çok Üsküdar ve Ortaköy’den başlayan ve
Paşabahçe’de son bulan orta ve güney kısımlarında
görülüyor. Karadeniz’in sert rüzgârlarından etkilendiği
için de Tarabya ve Paşabahçe’den sonra hemen hemen
hiç görünmez oluyor.
HÜRREM SULTAN’S FAVORITE COLOR
In fact, there are legends and epics about this tone of
purple. According to some Christian beliefs, the apostle,
Judas, who betrayed Jesus, hung himself to this tree.
According to the legend; after this event, the flowers of
this tree that used to be white turned red from shame
or blood. Hence the name. The Roman Empire used
Judas tree purple as the color of stability, power and the
empire. Only the noble used to wear this color. In the
Ottoman Empire, Judas tree purple was known as the
favorite color of Hürrem Sultan.
20 DAYS OF BEAUTY
The brown seeds of Judas trees that look like beans in
winter, turn to purplish-pink in the last two weeks of
april and early may. But it can offer all these beauties
only for 20 days. At the end of 20 days, the purple
flowers fall and a preparation starts for the next spring.
Judas tree, which likes temperate climates just like its
character, is mostly seen in the middle and southern
parts of the Bosphorus, which starts from Üsküdar
or Ortaköy and ends in Paşabahçe. And because it is
affected by the harsh winds of Black Sea, it goes out of
sight after Tarabya and Paşabahçe.
58
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
59
??????? sanatlar
çağdaş
| ???????????
| contemporary arts
ÇİZGİ FİLM CARTOON FILM
Elle çizimden son nesil
From traditional
bilgisayar tekniklerine animation to the last
Çizgi filmler geçmişte, sadece
çocuklara hitap ederdi. Oysa generation computer
bugün yediden yetmişe herkesin
beğeniyle izlediği yapımlar artık. techniques
Son teknolojilerle desteklenen bu
Cartoon films were made only for
sanat dalı, bir sinema kurgusuyla
children in the past. But now, they
çok çarpıcı eserler sunuyor.
are watched by young and old alike
Yazı - By: Gürcan Berkay Uluyüz
admiringly. This art branch that has
the support of state-of-the-art
technologies, offers stunning works with
a cinema montage.
60
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
61
??????? sanatlar
çağdaş
| ???????????
| contemporary arts
Çizgi film (animasyon), birkaç resmin arka arkaya
hızlı bir şekilde gösterilmesiyle elde edilen hareketli
görüntü... Geçmişte animasyonlar birkaç kağıda istenen
resimlerin çizilmesi ve kağıtların hızlıca geçirilmesi veya
bir çemberin içine konup döndürülmesiyle yapılıyordu.
Günümüzde bilgisayar teknolojisi hem vektör hem de
piksel tabanlı animasyonlar yapılmasına olanak sağlıyor.
2D animasyon tekniğinde saniyede 12 kare çizilerek
yapılıyor. Limited animasyon tekniğinde ise daha az
kare çizilerek... Bir animasyon filmi yapılmadan önce
karakter tasarımları arkasından senaryonun storyboard
(yani kaba bir önçizim) çalışması ve en son layout
çalışması gerçekleşiyor. Profesyonel bir şekilde yapılması
planlanan bir animasyon filmine bu aşamalar geçilmeden
başlanamıyor. Animasyon teknikleri son zamanlarda
yapılan işlerle teknikte sınır tanımadığını ispatladı. Fakat
genel olarak kategorize etmek gerekirse 3D, 2D, stopmotion, cut-out en yaygın teknikler...
TEKNİK İMKANLARDA SINIR YOK
‘Saniyede 12 kare çizilir ve limited çalışmalarda daha da az
sayıda çizilir’ ibaresi yerine daha yoğun animasyonlarda
saniyede 24 kare çiziliyor ve aslında, ‘gerektiği kadar kare’
çiziliyor. Hareket çok hızlıysa tek kareden, normal hızda
iki kareden yapılıyor. Aslında animasyonu, bilgisayar
tekniğine göre kategorize etmek, yanlış… Çünkü,
animasyon, öncelikle bir sanat. Bir sanat biçimini, onun
aracı olan bir teknikle ifade etmek, bu sanatla uğraşanlara
haksızlık etmek olur. Bu itibarla, 2D animasyon3D animasyon şeklinde ikiye ayırarak, animasyon
açıklanamaz.
62
NİSAN - APRIL 2014
Cartoon film (animation) is created by displaying
several images in a rapid succession. In the past,
animations were created by drawing images on papers
and displaying these quickly or by putting in a circle
and rotating it. Today’s computer technology enables
both vector and pixel-based animation.
2D animation technique means drawing 12 frames
per second. Limited animation technique follows less
frames…
Before an animation film is created, the characters are
designed first, then the scenario’s storyboard and the
layout work are completed.
An animation film that is planned to be made in a
professional way cannot be made without these
processes. Animation techniques used in recent
works proved that there are no boundaries in terms
of techniques. However, we can categorize these
techniques as in 3D, 2D, stop-motion and cut-out, the
most common techniques.
UNLIMITED TECHNICAL POSSIBILITIES
Instead of ‘12 frames per second and less frames
for limited works’ inscription, 24 frames and in
fact ‘enough frames’ are drawn for more detailed
animations. If the movement is fast, it is created with
one frame; if it is normal, with two frames.
In fact categorizing animations by technique is wrong,
because, first of all animation is an art. Explaining an
art branch with a technique which is a tool for art, is
unfair to people who are dealing with it. Therefore, an
animation cannot be categorized as 2D or 3D.
HER ANİMASYONDA BİR YÖNETMEN ŞART
ANIMATIONS NEED DIRECTORS TOO
Animasyon (canlandırma) sanatı, üç temel kategoride
The art of animation is performed under three basic
categories: Traditional, CG (character generation –
icra edilir: Klasik, CG (karakter jenerasyonu -3D
known as 3D) and stop-motion… Animated film artists
olarak bilinir) ve stop-motion… Canlandırma (filmi)
can work on one of these three categories that require
sanatçıları, ayrı ayrı uzmanlık ve bilgi gerektiren bu üç
individual expertise and knowledge, or can use mixed
kategoriden birinde çalışmalarını gerçekleştirebileceği
techniques. For example, using traditional animation
gibi, bazen karışık teknikler de kullanılır. Örneğin,
with CG techniques in the same film is a frequent
klasik animasyonla birlikte, CG tekniklerinin aynı
mixed technique of the recent years. Especially feature
filmde birlikte kullanımı, son yıllarda çok sık görülen
animation films, which are favorable for team work,
bir karışık teknik uygulamasıdır. Zira, özellikle konulu
can be easily performed under the supervision of an
uzun metraj animasyonlar, ekip çalışmasına uygun
experienced director who doesn’t ignore the rules of
olduğundan, sinema kurallarını göz ardı etmeyen
cinema. Using animations in motion picture films is a
tecrübeli bir yönetmen gözetiminde, rahatlıkla
very old idea and has become inseparable now under
karışık uygulamalar gerçekleştirilebilir. Keza, sinema
the favor of visual effects the recent development of
filmlerinde animasyonun kullanımı, hem çok eskidir
CG technology produced.
hem de son yıllarda giderek gelişen CG tekniklerinin
foto gerçekçiliğinin ürettiği görsel efektler sayesinde,
artık birbirinden ayrılmaz
THE FATHER OF CINEMA
olmuşlardır.
Animasyon zorlu bir işti... Bilişim teknolojileri Animation is indeed the father
of cinema… In 1870, the first
öncesinde çizerlerin binlence kare çizmesi
cinema film – more precisely the
SİNEMANIN ATASI…
gerekirdi, şimdi ise yine çizerlerin yaratıcı
first cartoon film screening – was
Animasyon, aslında sinemanın
becerileri büyük önem taşıyor. Ama
shown with the help of a tool that
atası... 1870’li yıllarda, ortasında bir
teknolojik olanaklar sayesinde yapım çok
composed of rotating discs and a
lamba bulunan (ışıklı) dönen diskler
daha çabuk ortaya çıkıyor.
lamp in the middle, surrounded by
üzerindeki şeffaf alanlara çizilen ve
transparent film that had cartoon
bugünün çizgi film karakterlerine
Animation is an uphill job. Before the
figures drawn. Traditional animation
benzeyen çizgi tiplerin çeşitli
information technology, illustrators had
techniques developed after the
hareketlerini perdeye yansıtan araçlar
to draw thousands of frames. Now, the
invention of cinematograph by
vasıtasıyla, ilk sinema, daha doğrusu,
creativity of new illustrators is a crucial
Lumière Brothers, and reached
ilk çizgi film gösterileri düzenlendi.
matter. However, production can be done
its present form. In this respect,
Klasik animasyon teknikleri ise
much faster with the help of technological
traditional animation technique is
Lumiére Kardeşler’in sinema
possibilities.
very old, but it is not abandoned
makinesini icat etmelerinden sonra
with the ‘development of computer
daha gelişerek, bugünkü biçimini
techniques’; it is not an archaic art
aldı. Klasik animasyon tekniği, bu
branch. Traditional techniques such as illuminated
itibarla, hayli eski olmakla birlikte, hiç bir zaman
table or tablet are still applied. Of course, development
‘bilgisayar tekniklerinin gelişmesi’ yüzünden terk
of computer techniques put the acetate technique
edilmiş, arkaik bir sanat biçimi değil. Halen, gerek
NİSAN - APRIL 2014
63
??????? sanatlar
çağdaş
| ???????????
| contemporary arts
ışıklı masa gerekse de, tablet kullanılarak, klasik
animasyon, yani çizim yoluyla animasyon yapılıyor.
Elbette, bilgisayar tekniklerinin gelişmesi, bundan
yaklaşık 10 yıl öncesine kadar yaygın olarak kullanılan
asetata boyama tekniğini ortadan kaldırdı, ayrıca
kurgu tekniklerinde çok daha ileri tekniklerle
görsel efektlerin rahatlıkla kullanılmasını
sağladı. Fakat, klasik animasyonun
veya el çizgili animasyonun bilgisayar
teknikleriyle ikamesi hiç bir zaman
söz konusu olmadı. Böylesine bir
karşılaştırma, kalemin insan
beyninin yerine geçmesi gibi bir
ilişkiyle açıklanabilir ki, her yönüyle
saçma bir ilişkilendirme olur. Oysa,
animasyon konusunda meslekî hiçbir
bilgisi olmayan insanların özellikle
internet yoluyla sanal toplulukları yanlış
yönlendirmesi yüzünden, böyle bir ikamenin gerçekten
yaşanmış olduğu zannediliyor.
ÇEŞİT ÇEŞİT ANİMASYON VAR
2D cel animasyon: Eski ve tarihsel animasyonun en
popüler şekli... Cel animasyona başlamadan önce
arka planlar tamamlanır. Yapılmış olan arka planların
üzerine selüloit (saydam tabaka) yerleştirilir. Bu
tabakanın üzerine çizilip renklendirilmesiyle yapılan
bir tekniktir. Günümüzde cel animasyon yerini
bilgisayar programlarıyla yapılan 2D ve 3D
animasyonlara bırakmıştır.
that was being used commonly 10 years ago away;
and enabled visual effects with advanced montage
techniques. However, replacement of traditional
animation or hand drawing animation with computer
techniques has never even come into question. Such
comparison can be described as replacing human
brain with a pencil, it is that absurd. Because of the
misdirection of those ‘cyber jackals’ who don’t know
anything about professional animation, people might
think that such a replacement actually happened. Well,
it didn’t.
ALL SORTS OF ANIMATIONS
2D cel animation: The most popular form of old and
historical animation… In this type of animation, the
background is completed before anything else. Celluloid
(transparent layer) is placed on the background and
figures are drawn and colored. Today, cel animation left
its place to 2D and 3D computer animations.
64
NİSAN - APRIL 2014
30 Eylül 1960 tarihinde
yapımına başlanan ‘Taş
Devri’ isimli çizgi film,
cel animasyona güzel bir
örnektir.
‘The Flintstones’ was first
drawn on 30 September
1960; it makes one of
the best examples of cel
animation.
1 Aralık 2000 tarihinde
yayınlanan ‘Tavuklar
Firarda’ isimli film,
stop-motion animasyona
güzel bir örnektir.
Released on 1 November
2000, ‘Chicken Run’ is one
of the best examples of
stop-motion animation.
Stop- motion animasyon: 3 boyutlu nesneleri hareket
edermiş gibi gösteren bir animasyon tekniğidir. Kuklalar,
oyun hamurları ve slikon gibi maddelerden yapılmış
modeller kullanılır. Dijital veya tek kare çekme özelliğine
sahip kameralarla durağan nesneye ufak hareketler
vererek ve her hareketin tek kare (her saniye için 15-24
kare) resmi çekilerek tamamlanan hareketli görüntüye
stop-motion animasyon denir. Bu işlemler çoğu çizgi film
tekniğiyle aynıdır. Aralarındaki tek fark, stop-motion
animasyonda kullanılan modeller ve mekanlar gerçek 3
boyutlu objelerden oluşmaktadır.
Stop-motion animation: This animation technique makes
a physically manipulated object look like it moves on its own.
Puppets, play dough and models that are made of materials
such as silicon can be used. The object is moved in small
increments for each individually photographed frames (15-24
frames per second), creating the illusion of movement when
the series of frames is played as a continuous sequence. This
process is the same with many cartoon film techniques. The
only main difference is that the models and spaces used for
filming stop-motion animations are real 3D objects.
Bilgisayar animasyonu: 2D ve 3D seçenekleriyle
günümüzde kullanılmakta olan en son animasyon
tekniğidir. Bu teknikle yapılan animasyonlar
daha hızlı ve daha kaliteli şekilde üretiliyor. Hatta
diğer tekniklere göre 10 kişini yapması gereken
bir işi bir kişi rahatlıkla yapabilmektedir. Bunun
sebebi ise bilgisayar programlarının gerekli pozlar
yapıldıktan sonra arasındaki boşluğu otomatik olarak
tamamlamasıdır.
1995 yılında, Disney
ve Pixar isimli iki
şirket, ortak bir
çalışma sonucu
tamamen bilgisayar
tarafından üretilmiş
‘Toy Story’ adlı ilk
animasyon filmi
üretti.
Computer animation: This one is the latest animation
technique that is currently in use with its 2D and 3D
options. The animations created with this technique are
produced faster and comes with better quality. Moreover,
a process that had to be done by 10 people with other
techniques can be done by one person easily in this
technique. This is because the computer can complete the
empty frames left behind the necessary movements.
In 1995, Disney and
Pixar companies
created ‘Toy Story’
– the first animated
film that is made
using only computer
animation.
NİSAN - APRIL 2014
65
keşif | explore
Hint Okyanusu’nda rengarenk bir ada
A colorful island in the Indian Ocean
Hint Okyanusu’nda 2.400 kilometrekarelik bir ada devletinde şaşılası
bir etnik mozaik var. Hint kökenliler, Afrikalılar, zamanında adayı işgal
eden pek çok Avrupalı halkın bir karışımı barış içinde artık. Pek çok dilin
konuşulduğu bu adanın sosyal yapısı capcanlı, rengarenk… Tıpkı doğası ve
denizi gibi!..
This island nation that sits on an area of 2 thousand 400 kilometer squares
in the Indian Ocean presents a surprising ethnic mosaic. Indians, Africans
and also Europeans, who invaded the island back in the day, live in peace
on this island. The social structure of the island, where various languages
are spoken, is alive and kicking... Just like its nature and the sea...
Yazı - By: Ayşin Mercan Albayrak
66
Haritada toplu iğne başından da küçük görünen ada
Appearing smaller than a pin’s head on the map, the
ülkesi ‘Republic of Mauritius’ ya da Fransızca adıyla
‘Maurice’… 2.400 kilometrekare yüzölçümlü adaya
bir haziran ayında gitmiştim. “Aklımda adayla ilgili
neler kaldı?” diye düşününce, içimi ısıtan bir ferahlık
ve neşe duygusu hatırladım. Emirates Havayolları’nın
uçuşuyla Dubai aktarmalı olarak sabah Mauritius
Adası’na ulaştık. Haziran ayı aslında o bölgenin kış
mevsimine denk geliyordu ve yağmurlu bir hava
karşıladı bizi. Bu tropikal yağmur yarım saat sonra
etrafta mis gibi bir koku bırakarak geçti. Odanın
balkonundan yağmuru seyrederken denizin maviyeşil turkuaz tonları muhteşem görünüyordu. Dalgalar
Republic of Mauritius, or by its French name ‘Maurice’,
has a surface area of 2 thousand 400 kilometer squares.
I traveled to this island in june. As I was thinking about
what is left from that trip in my mind, I remembered the
heart-warming sense of comfort and joy. We reached
there in the morning via Emirates Airlines connecting
over Dubai. June is winter in Mauritius, so the weather
was rainy when we arrived. This tropical rainfall lasted
for half an hour and left behind a sweet fragrance. As I
looked from the balcony of my room, I felt amazed by
the blue-green, turquoise shades of the sea. The waves
broke about 15-20 meters away from the coastal line,
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
67
keşif | explore
kıyıya 15-20 metre uzaklıkta kırılıyorlardı ve bulunduğumuz
sahile ulaşmıyordu. Bunun bir kerelik olduğunu sanıp takip
etmeye başladım ve yanıldığımı anladım. Evet, dalgalar çok
uzaklarda kırılıp o noktadan sahile kadar olan bölgeyi bir
lagüne dönüştürüyordu. Adanın mercan kayalıkları üstünde
olmasının bir etkisiydi bu. Maldivler’de olduğu gibi mercan
kayalığı olan ada aynı zamanda da dünyanın en büyük tek
parça kırılmamış mercan kayalıklarının üstünde yükselmiş.
Sahile kadar olan bölge muhteşem bir akvaryum gibiydi.
Mercan kayalıkları ve küçük renkli balıklar arasında yüzme
şansını elde etmek benim için çok heyecanlı olmuştu.
Yağmur yağdı diye kaçan keyfim fazlasıyla geri geldi ve
sonrasında yağmur yağarken de denize girerek tatilin keyfini
çıkardım.
KOLONYAL MİMARİ DİKKAT ÇEKİYOR
Otelimiz adanın doğusundaki Sugar Beach’ti. Otelin
mimarisi adanın Fransız sömürgesi olduğu günlerdeki
68
NİSAN - APRIL 2014
and didn’t reach the beach in front of us. Thinking that
this was a one time thing, I started keeping track and
figured I was wrong. Yes, the waves did break that far
and created a lagoon in between. This was the effect of
the coral reef under the island. Similar to the Maldives,
that is actually a coral-reef based archipelago, Mauritius
rises on the world’s largest one-piece, unbroken coral
reef. The area that covers the beach is like a giant
aquarium. I felt excited by the chance to swim with the
dozens of tiny and colorful fish in the reef. My spirits,
that went down because of the rain earlier, came back
in abundance and then I enjoyed this vacation day by
swimming in the sea under the rain.
INSPIRING COLONIAL ARCHITECTURE
We stayed at the Sugar Beach Hotel on the east side of
the island. The hotel was built in an architectural style
that originated back to the French colonization. This
OCAK
- JANUARY
2014
NİSAN
- APRIL 2014
69
85
keşif | explore
mimari tarza dayanıyordu. Yüksek tavanlı koloni
tarzı mimari yapı diğer otellerin yanında daha çok ilgi
çekiyordu. Otelde bir de düğün törenine katılma şansımız
oldu. İngiliz bir çift otelin denize bakan bahçesinde
hazırlanan çok güzel bir yerde açıkhavada evlendiler ve
akşam hiç tanımadığımız bu kişilerle otelin barında yeni
evli çiftin mutluğunu paylaşmak için birlikte eğlendik.
Bana “Mauritius nasıl bir yer?” diye sorduklarında ilk
kurduğum cümle “Hindistan gibi ama çok temiz” oluyor.
Gerçekten de ada bana nedense Hindistan’ın güney
bölgelerini hatırlattı. Hint nüfus da oldukça fazla ancak
Hindistan’da görülen heyecan verici kargaşa ve kirlilik
burada yok. Aksine oldukça temiz ve huzurlu...
high-ceiled structure draws way more attention than
the other hotels around.
We also had the chance to attend to an outdoor wedding
here. A British couple got married with a ceremony
that took place in the hotel’s garden; we celebrated
the event and had fun altogether at the bar with
these people, who we don’t even know. Whenever my
opinion on Mauritius is asked, I say “Just like India,
but proper clean.” Indeed, this place reminds me of
the southern parts of India. Indians make up a big
portion of the population but the overwhelming chaos
and uncleanliness of India doesn’t exist here. On the
contrary, it is quite neat and peaceful...
SÖMÜRGECİLER SIRAYLA GELMİŞ!
COLONISTS ARRIVING ONE BY ONE!
Adaya ilk ulaşanlar Portekizliler olmuş, daha sonra
sırasıyla Hollanda, Fransa ve İngiliz sömürgesi
idaresinde yaşamışlar. Ada ismini de Hollandalı
Prens Maurice’den alıyor. Ada oldukça kozmopolit
bir yapıya sahip. Hint, Afrika, Çin ve Avrupa kökenli
Mauritiuslular bir arada barış içinde yaşıyorlar.
HIristiyan, Müslüman ve Hindu dinine mensup halk
yine hepimize farklı din ve kültürlerin yan yana
yaşaması konusunda bir örnek...
Portugal came to the island first; and had been followed
by the Netherlands, France and Britain. The island takes
its name from Prince Maurice of the Netherlands. The
island has a cosmopolitan structure. People from India,
Africa, China and Europe live peacefully in Mauritius.
Christianity, Islam and Hinduism coexist here, setting an
example of how people who believe in different religions
can live in harmony...
UÇAMAYAN DEV BİR KUŞ: DODO
Adanın geçmişiyle ilgili oldukça ilginç hikâyeler
dinledik. Mesela dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan
ve bugün nesli tükenmiş olan bir kuştan bahsedildi.
Aynı zamanda ülkenin de sembolü olan bu kuş hindiye
70
NİSAN - APRIL 2014
A FLIGHTLESS BIG BIRD: DODO
We heard a bunch of interesting stories about the
island’s history. One was about this endemic bird
species that is currently extinct. It was called ‘dodo’
and looked like a bigger version of turkey. Dodo couldn’t
protect itself from Dutch, French and British soldiers,
benzer ama ondan daha büyük, adı ‘dodo’... Dodo
kuşu kendini adaya gelen Hollandalı, Fransız ve İngiliz
askerlerden koruyamamış ve onların sofralarını
süsleyen ana yemek olmuş. Günümüze de sadece
fosilleri kalmış.
Adayı Hollandalılar’dan alan Fransızlar, şeker kamışı
tarlalarında çalışmak üzere Afrikalı köle getirmişler,
1800’lerde ada İngilizler'in eline geçince, adanın
yeni sahipleri önce Hintliler'i (Kalküta ve Kerela
bölgesinden) ve 20’nci yüzyıl başında da Çinliler’i
adaya çalıştırmak üzere getirmişler. Adada Fransızca,
İngilizce ve Afrikano dilleri konuşuluyor. Yine tahmin
edeceğiniz gibi, Hint, Çin ve Afrika mahalleleri yan
yana ve huzur içinde yaşıyorlar.
REGGEA’NİN ATASI; SEGA
Beni en çok etkileyen bir başka şey de Afrikalı
kölelerin haftalıklarını alıp dinlendikleri pazar
günü bir araya geldiklerinde söyledikleri şarkılar
ve danslardı. ‘Sega’ adını verdikleri müzik bugün
hepimizin severek dinlediği ‘reggea’ müziğinin de
atası sayılıyor ve halen adada yaşatılıyor. Bana daha
çok koparılıp geldikleri anavatanlarına bir özlem
and eventually became a meal on their table. Fossils
of this odd species is what is left behind. The French,
who seized the island from the Dutch, brought African
slaves to work in sugar cane farms. In the 1800s when
the British took over, they first brought in Indians
from Kolkata and Kerala and then Chinese in the 20th
century to work in farms. French, English and Afrikaans
languages are spoken in the island. And again, as you
will guess, Indian, Chinese and African neighborhoods
live in peace next to each other.
THE FATHER OF REGGEA: SEGA
Another thing that impressed me was the sunday
entertainment, which involved dancing and singing, of
the African people. The ‘Sega’ is a major music genre
in Mauritius and is considered as the father of reggea.
Giving me the feeling of a longing for their native lands,
this dance is also quite sexy. Men and women dance and
flirt with each other as they move their bodies to the
beat. Primarily featuring women dancing, this activity
warmed us up as we watched them dance freely in
fabulous outfit and barefoot. Eventually we joined the
sega dance.
NİSAN - APRIL 2014
71
???????
keşif
| explore
| ???????????
Sömürgecilerin kurbanı sadece ada halkı olmamış,
dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan ve bugün nesli
tükenmiş olan bir kuş olan dodonun da soyunu tüketmişler.
Ülkenin sembolü olan bu kuş hindiye benzer ama ondan
daha büyük. Bu garip kuş, Hollandalı, Fransız ve İngiliz
askerlerden koruyamamış ve onların sofralarını süsleyen
ana yemek olmuş. Günümüze de sadece fosilleri kalmış.
Not only the island people were the victims of colonization;
the dodo, a flightless endemic bird, became extinct as a
result too. This bird species was almost like a turkey, only
bigger, yet couldn’t protect itself from Dutch, French and
British soldiers, thus became a meal on their table. Fossils
of this odd species is what is left behind.
ritüelini hatırlatan dansları oldukça da hareketli...
Kadın ve erkekler müziğin kıvrak ritimlerine eşlik
ederken hem bir biriyle dans ediyor hem de flört...
Aslında daha çok kadınların ön planda olduğu bir
dans, kıyafetler de oldukça göz alıcı, çıplak ayaklarla
kumsalda seyrettiğimiz dans hepimizin içini
kıpırdatmaya yetti ve bir müddet sonra hepimiz Sega
müziği eşliğinde dans etmeye başlamıştık.
EGZOTİK ÇİÇEKLER CENNETİ
Adada görülmeye değer yerlerden en güzeli botanik
bahçesi. Fransız sömürgesi olduğu dönemde zamanın
valisi Pierre Poivre’ın kurduğu bahçe zamanla gelişmiş
ve dünyaca ün kazanmış. Botanik bahçenin en ünlü
bitkileri; dev nilüferler ve 60 yılda bir çiçek açan
palmiye ağaçları...
Bir diğer görülmeye değer bölge de Chamarel
Şelalesi ve onun hemen yakında bulunan yedi renkli
topraklar. Volkanik oluşumun ortaya çıkardığı bu
doğa harikası görülmeye değer.
Benim için en heyecanlı gezi Casela Doğa Parkı’na
yaptığımız tur oldu. Bu bölgede bizim ATV dediğimiz
quadbike’larla dağlara yaptığımız macera dolu
yolculuk unutulmazdı. 10 kadar ATV ile test sürüşü
yaptığımız sırada acemi bir sürücünün aniden
durmasıyla dünyada ki ilk zincirleme ATV trafik
kazasını da biz yaptık diye düşünüyorum!
72
NİSAN - APRIL 2014
A HEAVEN OF EXOTIC FLOWERS
One of the best places to visit on this island is the
botanical garden. Built by governor Pierre Poivre during
the French colonization, the garden expands as time
passes and gains international recognition. Giant lily
pads and the palm trees that blossom once in 60 years
are the most famous plants of this garden. Another
place worth-seeing is the Chamarel Falls and the Seven
Colored Earth. This volcanic-origin natural wonder is
absolutely worth visiting. The most exciting part of the
tour for us was the visit to Casela Natural Park. We took
an unforgettable trip to the mountains on quad bikes.
When one of us the 10 inexperienced quad bike drivers
hit the brakes suddenly, we had the world’s first quad
bike pileup I guess.
THEY RISKED DEATH FOR FREEDOM
The longest river that runs through the island, the Black
River, is said to take its name from a sorrowful story.
Released by the French, the slaves, who heard about
the next invasion by the British, climb up to the high
mountains of the island so that they don’t become
slaves again. As they hear the British approaching, they
throw themselves down the mountain into the river,
rather than losing freedom. This decision fills the river’s
surface with African corpses, hence the name ‘Black
River’.
NİSAN - APRIL 2014
73
???????
keşif
| explore
| ???????????
ÖZGÜRLÜK İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALMIŞLAR
Adayı bir uçtan diğerine geçen en büyük nehir Siyah
Nehir, rivayet o ki, nehir adını çok hazin bir öyküden
alıyor. Fransızlar’ın özgür bıraktığı köleler adayı
kuzeyden İngilizlerin işgale başladığını duyunca
özgürlüklerini kaybetmemek için adanın yüksek
dağlarına çıkıyorlar. İngilizler’in yaklaştığını duyunca
özgürlüklerini kaybetmektense kendilerini dağdan
aşağı nehire atıyorlar ve nehir Afrikalı kölelerin
bedenleriyle doluyor bu nedenle de nehire ‘Kara
Nehir’ adını vermişler.
MÜSLÜMANLAR İLE MUSEVİLER
AYNI MEZARLIKTA YAN YANA YATIYOR
Adaya geldiğinizde göreceğiniz başka ilginç bir
detay da Müslüman mezarlığının bir bölümünde
görülen Yahudi mezarları... İkinci Dünya Savaşı’nda
Avrupa’dan özelliklede Polonya’dan kaçan
Yahudiler'in hikâyesi oldukça hüzünlü… Filistin’e
gitmeye çalışan bir gemi dolusu Yahudi Hayfa’ya kabul
edilmeyince Atlantik Okyanusu’nu dolaşıp, Ümit
Burnu’ndan Mauritius’a ulaşmışlar. O sırada İngiliz
sömürgesi olan adanın yönetimince savaş bitene
kadar adada tutulmuşlar ve o sırada ölen Yahudiler
Müslüman mezarlığının bir köşesini kendileri için
kullanmışlar. Daha sonra adada yaşayan Yahudiler
İsrail’e gitmişler.
45 YILDIR BAĞIMSIZ
Ada 12 Mart 1968 de bağımsızlığına kavuşmuş.
Başkent Port Louise, oldukça şirin küçük bir kasaba
havasında... Etrafta bağımsızlığı kazandıran kişilerin
büyük heykellerini görmek mümkün. Sokaklarda bol
bol meyve suyu büfeleri vardı. Sıcak yaz günlerinde bu
büfelerin oldukça popüler olduğunu söylediler.
Dönüş yolculuğu yaklaşırken hiç ayrılmak
istemediğimi fark ettim. Fransız aksanıyla konuşulan
İngilizce’nin ritmi, Afrikalılar’ın güler yüzü, Fransız
etkisinin verdiği stil, doğa, deniz ve mercanlar.
Sanıyorum adaya giden her turist için tüm bunlar
çekiciliği artıran etmenler. Ve son olarak oldukça
ucuza ve her akşam içtiğimiz mohitolar unutulmaz
bir lezzet kattı ve Mauritius ziyaretim, benim için
mutlulukla hatırlanan bir tatil olarak kalacak.
74
NİSAN - APRIL 2014
Geçmişinde büyük acılar var Mauritius’un… Portekiz,
Hollanda, Fransa ve İngiltere’nin sömürgesi olan ada, aynı
zamanrda köleciliğin karanlık tarihinin izlerini taşıyor. Söz
gelimi adada bulunan Kara Nehir ismini acı bir öyküden
almış. Sömürgecilerden kaçan Afrikalılar köle olmak
yerine ölümü seçmiş ve nehre atlamışlar… Siyah bedenlerle
kaplanan nehir, adını buradan almış. Özgür ölülerden!..
Mauritius experienced a great deal of pain in its history...
Not just colonized by Portugal, the Netherlands, France
and Britain, but also bears the dark traces of slavery. For
instance, the Black River takes its name from a sad story.
African people who were running away from the colonists
chose death and jumped into the river... The river was
then called after the dark-colored bodies that covered its
surface. The free corpses!
MUSLIMS AND JEWS REST IN PEACE TOGETHER
Another interesting detail you might like seeing on this
island is the Jewish graves neighboring Muslim graves... As
we all know, the story of the Jewish escaping from Europe
and especially Poland during the World War Two is an
extremely painful one... After being rejected in Haifa, the
group of Jewish people sailing to Palestine reach the Cape
of Good Hope. Then they travel to Mauritius, where the
British colonists hold them captive until the war ends. The
Jewish who died in the meantime are buried in the Muslim
cemetery. After the war, remaining captives go back to
Israel.
INDEPENDENT SINCE 45 YEARS
The island gain its independence on 12 March 1968. Capital
city Port Louis gives the feeling of a cute little town.
As you walk around the city, you can see the statues
of personalities who contributed to the declaration of
independence. We walked by several fruit juice stands.
We were told that these places are quite popular in the
summer. As time to leave approached, I realized I didn’t
want to leave. The rhythm of English language in French
style of pronunciation, smiling African faces, the traces of
French style, its nature, the sea and the coral reefs. And
finally, I enjoyed the Mojito we had almost every night
very much and my trip to Mauritius will always be a happy
vacation memory for me.
NİSAN - APRIL 2014
75
garip ama gerçek | fast facts
Bildiğiniz
her şeyi unutun!
Forget everything you know!
Doğruluğundan emin olduğumuz, hatta pek çok ortamda konuşurken ahkam
kesip, üzerine türlü cümleler kurabileceğimiz birçok konu vardır. Biri gelip
aksini söylese hayatta inanmayız. O kadar eminizdir ki, aksini düşünemeyiz
bile. Az araştırdığımız için midir, bize nasıl öğretildiyse ona inanıp gerisini merak
etmediğimizden midir bilinmez, az sonra okuyacaklarınız karşısında şu ana dek
edindiğiniz tüm bilgi birikiminiz yerle bir olacak, bizden söylemesi…
People talk about many things, including those we talk about without
hesitation. If someone came along and said otherwise, we probably wouldn’t
believe them. We are so sure that we don’t even doubt ourselves. We may be
weak in researching facts and evidence or maybe we just believe whatever
is told to us… But what you’re about to read in this article might eliminate
everything you know, quote us on it.
76
NİSAN - APRIL 2014
T
elefonu Graham Bell icat etmedi.
Telefonu icat eden Antonio
Merucci’ydi. 1850’de Amerika’ya giden
mucit 1860’da ‘teletrofono’ adını verdiği
elektrikli bir aygıtın çalışma modelini
gözler önüne serdi.
G
raham Bell didn’t invent the
telephone. Antonio Merucci actually
did. After his trip to America in 1850, the
inventor introduced to the people the
operating model of an electrical device
he called ‘teletrofono’ in 1860.
İ
skoçya, İskoç eteği, İskoç yahnisi, yulaf lapası,viski ve
ekose kumaş aslında İskoç kökenli değildir. İskoçya’nın
ismi Scoti’den geliyor; Scoti, Romalılar’ın Kaledonya olarak
adlandırdıkları yere 5’inci ya da 6’ncı yüzyılda gelen İrlandalı
bir Kelt kabilesidir. Bu kabile 11’inci yüzyılda İskoçya’nın
tamamına hâkim oldu. ‘İskoç dili’ aslında İrlanda dilinin
bir lehçesidir. Viski ise Çin’de bulunmuştur. İskoçya’dan
önce İrlanda’ya gelmiş ve ilk olarak keşişler tarafından
damıtılmıştır. Viski kelimesi İrlanda dilindeki ‘uisge beatha’
ya da Latince’deki ‘aqua vitae’ (hayat suyu) kelimelerinden
geliyor.
Gayda daha eskidir ve muhtemelen Orta Asya’da icat
edilmiştir. Eski Ahit’te (Daniel 3:5,10,15) ve 4’üncü yüzyıldaki
Yunan şiirinde gaydadan bahsedilmektedir. Gaydayı
Britanya’ya muhtemelen Romalılar getirmiştir.
İskoç sakatat yahnisi (haggis) eski bir Yunan bağırsak
dolmasıydı (M.Ö. 423’te Aristophanes’in ‘Bulutlar’ adlı
eserinde bu yemeğin -bağırsaktan dolup taşarken- bahsi
geçmekteydi).
Yulaf lapası, Orta Avrupa ve İskandinavya’da Neolitik döneme
ait 5 bin yıllık bataklık cesetlerinin midesinde bulundu.
S
E
vren, hiç de sanıldığı gibi siyah ya da
lacivert bir renge sahip değildir. Bu
sonsuz boşluğun rengi bejdir.
C
ontrary to popular belief, the
universe’s color is not black or dark
blue. The color of this infinite emptiness
is beige.
Yazı - By: Işıl Kaya
cotland, kilt, Scotch stew (haggis), gruel, whiskey and
plaid pattern are in fact not Scottish. The name of
Scotland derives from Scoti. Scoti was the generic name
used by the Roman to describe the Irish warbands who came
to Caledonia in the 5th or 6th century. The Scoti invaded
the entire Scotland by the 11th century. Scottish language
is actually a dialect of Irish. And whiskey was first found
in China. The invention then traveled to Ireland before
Scotland, where it was distilled by monks. The word ‘whiskey’
comes from ‘uisge beatha’ in Irish and it is one of the earliest
‘aqua vitae’ in Latin. Bagpipes are older and probably were
invented in the Central Asia. The Old Testament (Daniel
3:5,10,15) and a 4th century Greek poem talk about bagpipe.
Romans were most likely the ones to bring bagpipes to
Britain. Scottish offal stew, aka ‘haggis’, sounds like the
ancient Greek stuffed food, which Aristophanes referred to
as a dish ‘that spilled out from intestines’ in his work ‘The
Clouds’ (423 BC). And gruel was found in the stomachs of
5 thousand years old corpses from the Neolithic period in
Central Europe and Scandinavia.
I
şık, pervanaleri çekmez, onlara
yönlerini şaşırtır. Bu nedenle ışığın
etrafında dönerler.
L
ight does not attract moths, it rather
disorientates them. This is why they
circle around it.
NİSAN - APRIL 2014
77
???????
garip
ama
| ???????????
gerçek | fast facts
İ
zafiyet teorisini Albert Einstein
bulmamıştır. İzafiyet teorisi ilk kez
1632’de Galileo Galilei tarafından
‘Dünyanın başlıca iki sistemine dair
diyalog’ makalesinde dile getirilmiştir.
A
lbert Einstein did not find the theory
of relativity. Galileo Galilei was the
first scientist to mention this theory in
his article ‘Dialog concerning the two
chief world systems’ in 1632.
C
üssesine göre en büyük beyne sahip
hayvan, ne balina ne de fildir…
Sanıldığının aksine biz insanlar da
değildir. Yine de pek şaşırtıcı olmasa
gerek, toplumsal örgütlenme ve iletişimi
gerçekleştirebilen karıncalardır.
N
either whales nor elephants have
the largest brain in proportion
to body size… Nope, it is not humans
either. Not surprisingly, ants have the
largest brains, which they use for social
organization and communication.
78
NİSAN - APRIL 2014
Y
P
anter diye bir hayvan yoktur. Bu
sözcük Sanskritçe’deki ‘beyazımsı
sarı renk’ anlamına gelen ve aslında
kaplan için kullanılan ‘pandarah’
kelimesinden geliyor olabilir. Yunanlar bu
sözcüğü alıp ‘tüm hayvanlar’ anlamında
kullanılan ‘panthera’ olarak değiştirdiler.
Ortaçağ armalarında panter, güzel kokan,
uysal ve çok renkli bir hayvan olarak
gösterilir. Bilimsel olarak büyük kedilerin
dört türü de panterdir. İnsanların
akıllarında yer eden panterler ya siyah
leoparlar ya da siyah jaguarlardır.
P
anther is not a separate animal.
The word may be coming from
‘pandarah’, which means ‘whitish
yellow’ in Sanskritic and refers to tiger
in fact. The Greek took this word and
changed it into ‘panthera’ which then
refers to all animals. In Medieval arms,
panther is described as a mild, odorous
and multi-colored animal. Scientifically
all four species of big cats are panthers.
What becomes a part of one’s store
of ideas on panthers might be black
leopards or black jaguars.
eryüzünde en çok oksijeni
sanıldığının aksine ormanlar değil,
denizler üretir! Zira denizlerde ve
okyanuslarda çok bol miktarda bulunan
su yosunları da klorofile sahiptir ve
karbondioksidi oksijene çevirir.
A
s opposed to popular belief, forests
are not the main source of oxygen;
the seas are! The abundant algae in the
oceans have chlorophyll, which converts
carbon dioxide into oxygen.
E
vrendeki en soğuk nokta pek
çoğumuzun sandığı gibi kutuplar
ya da Sibirya’da, veyahut uzayın
derinliklerinde değildir. Kuzey Kutup
dairesine çok yakın olan Finlandiya’da
yapılan bir deneyle elde edilmiş yapay
bir soğukluktur. Helsinki Teknoloji
Üniversitesi’nden bir ekip 2000 yılında
bir rodyum parçasını, mutlak sıfırdan
(-273°C) derecenin 10 milyarda biri
kadar daha yüksek bir sıcaklığa kadar
soğutmuştur!
T
he coldest point on earth is neither the
poles, nor Siberia or in the depths of
space. We are talking about an artifical
cold which was measured during an
experiment in Finland, that is quite close
to the Arctic Pole. In 2000, a group of
researchers from Helsinki University of
Technology actually glaciated a piece of
rhodium from absolute zero to one per 10
billion of -273 °C!
K
anarya Adaları’nın ismi, sanıldığının
aksine, kanaryalardan değil,
köpeklerden gelir! Bu takımada adını,
en büyük adasında bulunan hem vahşi,
hem evcil çok miktarda köpekten dolayı
Romalılar tarafından verilen ‘Köpek
Adası’ (Insula Canaria) isminden almıştır.
T
he name of Canary Islands comes
from dogs, not from the bird! This
archipelago was named ‘Insula Canaria’
(Island of Dogs) by the Romans who
observed the great quantities of both
wild and tamed dogs in the largest island
Yazı - By: Işıl Kaya
of this region.
NİSAN - APRIL 2014
79
lezzet keşifleri | discover flavors
BAHARATLAR
Yemeklere
farklı bir aroma
katan çeşniler Seasonings that give food
SPICES
Dünyanın dört bir yanında hemen her yemekte az ya
da çok kullanılır. Kimi mutfak kültürlerinde, söz gelimi
Hint ve Arap mutfaklarında yemeklerin olmazsa olmaz
çeşnisidir. Avrupa’ya çok sonraları, Doğu Asya’nın
keşfiyle gelmiştir ve çok sevilmiştir. Ortaçağ’da
karabiber neredeyse altın kadar değerli olmuştur
mesela… Türk ve Osmanlı mutfağında da müstesna bir
yeri vardır baharatların… Özellikle de et yemeklerinde,
ama sanılmasın ki baharat demek sadece acı bir lezzet
demektir. Tatlılarımızda da baharat kullanırız, söz
gelimi tarçınsız bir sütlaç düşünülemez! Yani hemen
her yemekte damağımızda özgün bir tat bırakır
baharatlar…Gelin bu çeşnilerin dünyasına dalalım.
Unuttuğumuz bazı baharatları yeniden hatırlayalım…
Hangi baharat hangi yemekte kullanılır? Hangisi toz,
hangisi tane halinde daha lezzetlidir? Yemeklerinizi
daha da lezzetli kılmak ve damaklarda unutulmayacak
tatlar bırakmak için işte size baharatların kullanım
alanları…
They are used more or less in almost every meal
around the world. In some culinary cultures, for example
Indian and Arabic cuisines, these are the indispensable
flavors. Seasonings came to Europe much later with
the discovery of East Asia and were much loved. For
instance; black pepper has been almost as valuable as
gold in the Middle Ages... Spices have an exceptional
place in Turkish and Ottoman cuisines too... We use
spices especially in meat dishes, but this shouldn’t mean
that it is all about making the dish hot. We use spices
also in our desserts, for example a rice pudding without
cinnamon is unimaginable! In other words, spices leave
authentic tastes in our mouth in almost every meal...
Let’s dive into the world of these flavors... And recall
some of the spices we have forgotten... Which spices
to use in dishes? Which one is more tasty: powder or
granular form? To make your meals more delicious and
leave unforgettable tastes in palates, here are the usage
areas of spices...
Ardıç / Juniper
Anason / Aniseed
Anayurdu Mısır olan anason, maydanozgillerden bir
bitkinin küçük, yeşilimsi, tatlı ve baharlı bir tohumudur.
Hamur işlerinde, gevreklerde, çöreklerde kullanılır.
Aniseed from Egypt, is the small, greenish, sweet and
flavored seed of a plant from the umbelliferae family.
It is used in pastries, cereal and muffins.
Kozalaklılardan, yaz, kış yapraklarını dökmeyen, güzel
kokulu, siyahımsı, yuvarlak yemişleri bulunan bir
ağaççıktır. Kümes hayvanlarının etlerinin pişirilmesinde ve
dinlendirilen etlerde kullanılmaktadır.
It is a small tree from conifer family, which is
evergreen in summer and winter, fragrant, blackish
and it has round fruits. It is used in cooking of poultry
and aged meat.
Beyaz toz biber / White pepper
Karabiberin dış kabuğu alınmış ve öğütülmüş olanıdır.
Karabiberden daha keskin kokuludur ama tadı karabibere
göre daha hafiftir.
This is simply what you get when you remove the
outer shell of black pepper and grind it. It is more
pungent than black pepper, but the taste is milder
than black pepper.
Çemenotu / Fenugreek
Cevz-i bevva / Nutmeg
Sıcak bölgelerde yetişen bir ağacın yemişidir.
Rendelenerek toz haline getirilir ve tavalarda, beşamel
soslarda, et, dolma ve sarmalarda kullanılır.
It is the fruit of a tree which grows in warm areas.
It can be turned into powder by grating and can be
used in fried food, béchamel sauce, meat, and stuffed
vegetables.
Sert, kahverengimsi sarı renkli bir tohumdur. Öğütülmüş
olarak turşularda, çorbalarda, soslarda, güveçlerde ve et
yemeklerinde kullanılır.
A hard, brownish yellow-colored seed. When
granulated, it is used in pickles, soups, sauces,
casseroles and meat dishes.
Defne / Laurel
Çörekotu / Black cumin seed
Çöreklerde ve ekmeklerin üzerine pişirilirken serpilir.
Salatalarda da çörekotu kullanılabilir.
Sprinkle this one over buns and breads while baking.
Black cumin can be used in salads too.
Çeşitli balık, et, kümes ve av hayvanlarının etlerinden
yapılan yemeklerde, soslarda, ayrıca bazı turşu ve
konservelerde kullanılır.
It is used in dishes made of various fish, meat, poultry
and venison meat, sauces, and also in some pickles
and canned goods.
Fasulye otu / Chervil
Dolmalık fıstık / Pine nut
Özellikle dolma içlerinde kullanılır.
Mainly used in stuffing.
Özellikle kurufasulye ya da diğer baklagiller pişirilirken
katılırsa lezzet veren bir ottur.
It is best to use with haricot beans or other legumes.
Biberiye / Rosemary
Küçük, kalınca, ensiz ve kokulu olan yaprakları av ve
kümes hayvanlarının etlerinden yapılan yemeklerde, et
yemeklerinde ve soslarda kullanılır. Tazesinin kullanıldığı
her yerde kullanılır.
Small, thick, narrow and fragrant leaves of rosemary
are used in dishes cooked with venison and poultry
meat, meat dishes and sauces. It is used in any dish
that has fresh rosemary.
Dereotu / Dill
Maydonozdan sonra en çok kullanılan taze ot... Sindirimi
kolaylaştırıcı bir bitkidir. Birçok salata ve zeytinyağlı
yemeklerde kullanılır.
Dill is the most used fresh herb after parsley. As a
digestive plant it is used in many salads and olive
oil dishes.
Frenk fesleğeni / Basil
Nanegillerden tropik kökenli bir ot... Domatesle mükemmel
bir uyumu vardır. Patlıcan ve biberli yemeklerle de önerilir.
Sarmısakla birleştiğinde biberli bir tat kazanır.
A tropic-originated herb from the mint family.
Excellent harmony with tomatoes. It is also
recommended for eggplant and pepper dishes.
It has a peppery taste when combined with garlic.
lezzet keşifleri | discover flavors
Frenk maydanozu / Wild chervil
Yerli maydanozun kıvırcık yapraklısı... Kokusu daha hafiftir.
Süslemeye çok uygundur.
Local parsley with curly leaves. Its aroma is lighter.
It is very convenient for decorating the dish.
Haşhaş tohumu / Poppy seeds
Haşhaş bitkisinin tohumudur. Mavi-siyah veya beyaz
renkte olur. Ekmek, çörek, börek gibi fırın ürünlerinde
kullanılır. Ayrıca kavrularak salata, kanape, meze ve sebze
yemeklerine de katılır.
It is the poppy plant’s seed, colored blue-black or
white. Used in baked goods such as bread, buns and
pastries. Also by roasting it can be added to salads,
canapés, appetizers and vegetable dishes.
Hardal / Mustard
Bu bitkinin tohumu un durumuna getirilir ve sirkeyle
karıştırılarak macun kıvamında bir karışım yapılır. Izgara
etlerin yanında ve bazı soslarda kullanılır.
The seeds of this plant are granulated like flour and
brought into a pasty mixture by adding vinegar and
mixing. And it is used alongside grilled meat and in
some sauces.
Karanfil / Cloves
Bu bitkinin koyu renkli, küçük çivi biçimindeki
tomurcukları kurutulur ve öğütülerek toz haline
getirildikten sonra veya dövülmeden tane olarak kullanılır.
Kompostolarda, bazı tatlılarda, şerbetlerde, keklerde,
dondurmalarda, soğanla birlikte bazı yahnilerde kullanılır.
Elma ile ilginç bir uyumu vardır.
This plant’s dark-colored, small nail-formed buds
are used in powder after drying and grinding, or used
in granules without grinding at all. Stewed fruits,
desserts, syrups, cakes, ice-cream varieties and some
meat stew dishes with onions go great with it. Apple is
an interesting match too.
Bir maydanoz türüdür. Salatalarda kullanılır.
A kind of parsley, used in salads.
Kişniş / Coriander
82
Kereviz / Celery
Etlerde, ızgaralarda, sebzelerde ve balıklarda kullanılır.
Özellikle çorbalarda nane gibi kekik de bol kullanılır.
It is used in meat, grill, vegetable and fish dishes.
Thyme is used abundantly in soups, like peppermint.
Kişniş genellikle şuruplarda kullanılmaktadır. Kişniş şekeri
pastacılıkta ve bazı et yemeklerinde de kullanılmaktadır. Bitkinin
yaprak ve filizleri de çorba ve salatalara doğranarak yenir.
ICoriander is used in syrups mainly, also in pastry and some
meat dishes. The plant’s leaves and sprouts are edible in
soups and salads when chopped.
NİSAN - APRIL 2014
Sıcak iklimlerde yetişen kakulenin tohumları küçük ve
beyazımsı renktedir. İştah açıcı ve mide bozukluklarını
giderici özelliği vardır. Bu nedenle hem baharat hem de
ilaç olarak kullanılır.
Cardamom seeds that grow in warm climates are
small and have whitish color. Gives an appetizing
effect and relieves stomach disorders. Therefore used
both as spice and medication.
Kuru ve siyah tanelerinin baharlı ve acı bir tadı vardır.
Hemen hemen her türlü yemekte bütün veya toz halinde
kullanmak mümkündür.
Its dry and black grains have a flavored and bitter
taste. It is possible to use it in almost all kinds of
dishes in grain or powder form.
Kekik / Thyme
Kerbel / Anthriscus
Kakule / Cardamom
Karabiber / Blackpepper
Kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitkidir.
Genel olarak pişirilerek yenir. Bazı yerlerde yaprakları çiğ
olarak da kullanılmaktadır.
Its roots and leaves are used as vegetable. Generally it
is cooked in dishes but in some places the leaves are
also used raw.
Kimyon / Cumin
Genel olarak toz halinde kullanılmaktadır. Türk
mutfağında, köftelerde, bazı et yemeklerinde ve sucuk
yapımında kullanılır.
Often used in powder form, it gives flavor to
meatballs, some meat dishes and fermented sausages
In Turkish cuisine.
Kuşüzümü / Blackcurrant
Pilav, dolma içleri ve bazı tatlılarda kullanılır.
It is used in rice, stuffing and some desserts.
Köri / Curry
Maydanoz / Parsley
Her türlü salata ve yemekte kullanılır. Kök maydanozda
ıtırlı bir yağ bulunduğundan bazı soslarda ve yemek
sularında bu köklerden yararlanılmaktadır.
It is used in all kinds of salads and meals. The fragrant
oil found in parsley root is used in some sauces and
pot liquors.
Kimyon, biber, zerdeçal, kişniş, karanfil, kakule, zencefil,
Hintcevizi, demirhindi ve acı kırmızı biberden oluşan bir
baharat karışımıdır.
It is a spice blend consisting of cumin, pepper,
turmeric, coriander, cloves, cardamom, ginger,
nutmeg, tamarind and red hot pepper.
Melisotu / Lemon balm
Salata veya taze meyvelerle kullanılır.
Goes great with salads or fresh fruits.
Miskotu / Common mugwort
Kaz, ördek, yılanbalığı gibi yağlı yiyeceklerde
ve yahnilerde kullanılır.
It is used in fatty food like goose, duck,
eel and stew meat.
Mercanköşk / Marjoram
Kekiğe çok yakın bir ottur. Salatalardan başka et
yemeklerinde, sebzelerle de kullanılır. Genellikle yemeğe
pişmesine yakın konur. Sindirimi kolaylaştırıcı bir etkisi
olduğundan, av etleri gibi sindirimi zor yemeklerine
mutlaka eşlik eder.
This one is kind of like thyme. It is used in meat dishes
and with vegetables other than salads. Generally it
is added into dishes when they are almost cooked.
Because it has a digestive effect, it is necessarily used
in indigestible dishes like game meat.
Muskat / Nutmeg
Bir tür küçük Hindistan cevizidir. Kullanılan kısmı
tohumudur. Itırlı bir tada ve kokuya sahip olan muskat çok
sert olduğundan rendelenmiş olarak da satılır. Antiseptik,
iştah açıcı, mide ve kalbi kuvvetlendirici ve safra taşlarının
erimesine yardımcı özellikleri vardır.
It is a kind of a small coconut. The part used is
its seed. Nutmeg, which has a fragrant taste and
smell, is also sold in grated form because it is very
stiff. As an antiseptic, appetizer, stomach and
heart-strengthener, it has qualities that help dissolve
gallstones.
Nane / Peppermint
Çorbalardan sebzelere kadar birçok yemekte kullanılır.
Etlerden koyun ve kuzuya konulur. Ayrıca genellikle
salatalarda da kullanılır.
It is used in many dishes from soups to vegetables.
Goes good with lamb meat. Often used in salads too.
Pembebiber / Pink pepper
Özellikle soslarda, et ve balık yemeklerinde kullanılır.
Especially used in sauces, meat and fish dishes.
Pimpinel / Pimpinela
Rezene / Fennel
Anason kokulu bir ot… Yaprakları dereotuna benzeyen,
kökü de sümbül soğanını andıran bu bitkinin yemeği ve
salatası yapılır.
An anise-scented herb... This herb, whose leaves
resemble dill and root is similar to the hyacinth bulb
makes a dish by itself and also used in salads.
Bir anason türüdür. Genellikle çorba, sebze ve balık
yemeklerinde kullanılır.
It is a kind of anise. Generally used in soups,
vegetables and fish dishes.
Pul kırmızı biber / Chili pepper
Acı taze biberlerin kurutulup pul haline
getirilmesiyle yapılır.
Made by drying and turning fresh chili
peppers into flakes.
NİSAN - APRIL 2014
83
???????| lezzet
lezzet
| ???????????
Roka / Arugula
Yaprakları turp yaprağına benzeyen bir bitkidir. Salata
olarak veya tava ve ızgarada pişirilmiş balık yemekleriyle
birlikte yenir. Ayrıca, servis tabaklarının süslemesinde
de kullanılır.
This herb’s leaves resemble radish leaves. Used in
salads as main ingredient or consumed with fried
or grilled fish dishes. You can also decorate service
plates with this plant.
Susam / Sesame
Simit ve benzer çeşitli hamurlu yiyeceklerde ya da tahin
yapmında kullanılır.
Always used in Turkish bagels (simit), various similar
pastry or in the making of tahini.
Safran / Saffron
Safran, kullanıldığı yemeğe sapsarı bir renk verir. Keskin ve
hafif acımsı bir tadı vardır. Bazı balık ve deniz mahsulleri
yahnilerinde, pilavlarda ve sütlü, pirinçli tatlılarda
kullanılır. Zeytinyağında ise hiç erimez. Ayrıca safrandan
zerde adı verilen bir tatlı da yapılır.
Saffron gives quite a yellow color to the dishes it is
added to. It has a tangy and bitterish taste. It is used
in some fish and seafood stews, rice dishes and milk
and rice puddings. It never melts in olive oil. Also a
dessert called ‘zerde’ is made with saffron.
Sumak / Sumac
Toz haline getirilerek kullanılmaktadır. Ekşimsi bir tadı
vardır. Kebaplara ve bazı salatalara ekşilik vermek için
kullanılır.
Comes in powder form. It has a sour taste and used in
kebabs and some salad types.
Tarçın (çubuk) / Cinnamon sticks
Bazı pasta, kek, bisküviler ve sütlü tatlılarda ayrıca boza,
salep gibi içeceklerde kullanılmaktadır.
Perfect for cakes, pastry, biscuits and puddings as
well as drinks like ‘boza’ (fermented millet drink) and
salep drink. Tatlı kırmızı toz biber
Sweet paprika
Tatlı kırmızı biberlerin kurutulup toz haline getirilmesiyle
elde edilir. Pek çok yemekte kullanılır.
It is obtained by drying sweet fresh red peppers and
powdering. It is used in many dishes.
84
NİSAN - APRIL 2014
Bazı soslarda, salçalı et yemeklerde, soslarda,
yumurtalarda ve salatalarda kullanılır.
It is used in some sauces, meat dishes made with
tomato paste, egg dishes and salads.
Toz tarçın / Powder cinnamon
Tere / Pepperweed
Bu bitkinin yaprakları genellikle salata olarak yenir. Servis
tabakların süslenmelerinde de kullanılır.
The leaves of this plant are generally consumed as
salad. It is also used for decorating the plates.
Çubuk tarçının kullanıldığı her yerde kullanılır.
It is used in everything where cinnamon sticks are
used.
Zencefil / Ginger
Vanilya / Vanilla
Meksika kökenli bir baharat... Pastacılık ve şekercilikte
krema, kek, dondurma, komposto, poşe meyveler ve sütlü
tatlıları lezzetlendirmek için kullanılır.
This Mexican spice is used to sweeten creams, cakes,
ice creams, fruit stews and milk puddings in pastry
and confectionery.
Tarhun / Estragon
Yenibahar / Allspice
Kullanılan kısmı meyvesidir. İştah açıcı, gaz söktürücü ve
kabıza karşı etkilidir. Mutfakta ise etli yemeklerde, köfte,
sosis, çeşitli tatlı ve dolmalarda kullanılır.
The part used is the fruit. Appetizing, digestive and
effective against constipation. It is used in meat
dishes, meatballs, sausages, various desserts and
stuffed vegetable dishes. Bir bitkinin toprak altında kalan gövdesinin kurutulmasıyla
elde edilir. Genellikle şerbet, meşrubat ve likör yapımında
kullanılmaktadır.
It is obtained by drying the body of the plant that is
under the soil. Generally it is used in making of syrups,
drinks and liquor in addition to healing purposes.
NİSAN - APRIL 2014
85
???????
aile
rehberi
| ???????????
| family guide
86
NİSAN - APRIL 2014
Mutlu bir çocuk,
hayata umutla bakar
A happy child sees the brighter side of life
Hayatımız boyunca pek çok psikolojik sorunun, aile, iş ve sosyal hayatta karşılaştığımız
meselelerin temelinde çocukluk döneminde aile içinde yaşadıklarımızın önemli bir etkisi
olduğu bilinen bir gerçek. Yani ebeveynlerin çocuklarını mutlu yetiştirmesi en önemli
sorumlulukları… Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Merve Soysal
Başa, ebeveynlere mutlu çocuk yetiştirmenin püf noktalarını açıklıyor.
It is a known fact that what lies beneath our psychological problems, familial, social
and professional issues has strong relations with our childhood life at home. This makes
raising happy children the primary responsibility of parents. Institute for Behavioral
Studies’ Specialist in clinical psychology, Merve Soysal Başa, talks about the key points
of raising happy children.
Çocukluk döneminde yaşadıklarımızın izleri
hayatımızda belirleyici etkilere sahip. Özellikle
davranışlarımız, iş ve sosyal hayattaki konumlanışımızda,
çocukluk döneminde özellikle aile içinde yaşananların
etkisi hiç de azımsanacak gibi değil. Mutlu bir ailede
yetişen çocuklara ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar da
bunu doğruluyor.
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’ndan Uzman Klinik
Psikolog Merve Soysal Başa, bu bilimsel araştırmaları
anlatarak giriyor söze: “Günümüzde, gelişen psikoloji
disiplinlerinden birisi de Martin E. P Seligman’ın
önderliğinde yaygınlaşan pozitif psikolojidir. Bu akıma
göre, klinik psikoloji kişilerin yaşadığı patolojiler için
teşhis ve tedavi etmekten daha fazlasını yapabilmelidir.
Kişilere iyimser düşünme becerisi küçük yaşlardan
itibaren öğretilirse ileride karşılaşılabilinecek depresyon,
kaygı bozuklukları, intihar eğilimi gibi ruhsal sıkıntılar
da bu sayede önlenmiş olacaktır. Bunun için de çocuk
doğduğu andan itibaren çaba harcanmalıdır.”
EBEVEYNLER NE YAPMALI?
Bunları böyle açıklamak kolay da pratikte ebeveynlerin
yapması gerekenler neler? Anne ve babalara,
“Çocuğunuzla ilgili en büyük beklentiniz nedir?” diye
sorulduğunda, verilen yanıtlarda ilk sırada ‘sağlıklı’
olması ardından çok büyük oranda ‘mutlu’ olması gelir.
Childhood experiences determine parts of our life.
Especially our behaviors, problems at work and with
people mainly base on our childhood life at home.
Scientific studies on children raised by happy families
approve this idea. Institute for Behavioral Studies’
Specialist in clinical psychology, Merve Soysal Başa, talks
about these studies first: “Led by Martin Seligman, positive
psychology is a recent branch of psychology. According
to this movement, clinical psychology should be able to
do more than diagnosis and treatment of pathologies.
Instilling the ability to think positively in little children may
avoid future depression, anxiety issues and suicidality.
Parents must work towards this goal as of the birth of their
children.”
WHAT SHOULD PARENTS DO?
Theorizing these is easy, but what should parents do in
practical terms? Whenever parents are asked “What is your
greatest expectation from your children?” two answers
take place in the first place: “Health” and “Happiness”.
Although the definition may vary from one to another,
let’s hear it from Merve Soysal Başa: A child who enjoys
life, thinks positive, establishes good relations with people
and stands strong against falls and rises... In order to do
this, parents should give importance to some key points
starting from mother’s pregnancy to adolescence:
NİSAN - APRIL 2014
87
???????
aile
rehberi
| ???????????
| family guide
Bu tanım kişiden kişiye göre değişse de, Merve Soysal
Başa, genel bir tanımlama yapabiliyor: Hayattan keyif
alan, pozitif düşünen, insan ilişkilerinde başarılı olan,
iniş-çıkışlarda yıkılmayan... Bunun gerçekleşmesi için
de olabildiğince rahat ve mutlu bir hamilelikten ergenliği
bitirene kadar ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı
noktalar var:
o Çocuk doğduğu andan itibaren güvenli bir bağ kurmak
gerekir. Kucağınıza alıp, göz temasında bulunup onunla
gülümseyerek konuştuğunuzda o bağ kurulmaya
başlar. Daha sonralarında ihtiyaçlarının ana bir bakıcı
(mümkünse anne) tarafından olumlu bir yüz ifadesiyle
zamanında karşılanması, bunun etkileşime girilerek
yapılması bağı güçlendirir.
o Bol bol kucağınıza alarak, fiziksel olarak da sevginizi
gösterebilirsiniz.
o Bebekler veya çocukları mutlu etmenin en kolay
yolu onunla oyun oynamaktır. İlla ki bir amacı da
olması gerekmez. Önemli olan beraberce keyifli vakit
geçirmektir. Aktif bir şekilde beraberce oyunda
yer almanız, çocuğunuzun dış dünyayı algılamasını
kolaylaştırır, hayal dünyasını genişletir ve enerjisini doğru
bir yere boşaltmasını sağlar.
o Kazanmak ve kaybetmeyi, kendini güvende hissettiği
aile ortamında yine oyunlarla öğretirseniz, günlük
hayattaki iniş çıkışlara direncini artırabilirsiniz.
o Çocuklara yaşlarına uygun konularda seçim şansları
tanımak özgüvenini destekleyici olacaktır.
o Ona karşı yaptığınız övgülerin zamanında ve yeterince
olmasına özen gösterebilirsiniz.
o Olaylar karşısında yaptığı kötümser yorumlara
alternatifler üretebilirsiniz.
o Yapılan yanlışlar karşısında bağışlamayı ve bağışlanmayı
rol modeli olarak öğretebilirsiniz.
o Çocuğunuzu eleştirirken genellemelerden kaçınarak,
sadece o durum veya davranışa özel bir yorum
yapabilirsiniz.
o Beraber paylaştığınız zamanları sadece zorunluluklar
veya sorumluluklar (ödevler, kurslar, vs.) ile harcamadan,
size özel keyifli organizasyonlar (evde sinema keyfi,
beraber yemek yapmak, balık tutmak, şehir içinde keşif
gezilerine çıkmak, vs.) yapabilirsiniz.
MUTLU ÇOCUK DEMEK
POLYANNA DEMEK DEĞİLDİR!
Diyelim ki tüm bunları hayata geçirdiniz. Peki çocuktaki
etkilerini nasıl ölçümleyebilirsiniz? Mutlu çocukta hangi
özellikler daha belirgin olur? Öncelikle şunu belirtmek
gerekir ki, mutlu çocuk demek, hayatını Polyannacılık
oynayarak geçiren çocuk anlamına gelmez! Yaşamdan
zevk alan, kendini oyalayabilen, çevresindeki olaylara
ve canlılara duyarlı, arkadaşlarıyla iyi bir iletişime sahip,
empati kurabilen, duygu ve düşüncelerini doğru bir
şekilde ifade eden, karamsar düşüncelere alternatifler
üretip olayları doğru yorumlayan çocuklara mutlu
88
NİSAN - APRIL 2014
o Establishing a reliable bond with the infant at birth
is necessary. Connect by hugging them and making
eye contact, talking to them with a smile on your face.
A guiding caretaker’s (the mother, if possible) timely
attention to their needs and positive facial expression
would strengthen the bond.
o You can also show your love physically by holding them.
o Playing with children is the easiest way to make them
happy. The game doesn’t even have to be purposeful.
What matters is quality time together. Participating in
their games actively would make it easier for your child
to perceive the outer world, enrich their imagination and
enable a proper environment to discharge energy.
o You can improve your child’s resistance to falls and
rises of daily life by teaching them about losing as well as
winning, through games in a safe family environment.
o Allowing them to make their own choices on childappropriate matters would support their self-confidence.
o Pay attention to praising them on time and adequately.
o Create alternatives for their pessimistic comments on
events and things.
o Be a role model who forgives and is forgiven in
circumstances.
o Criticize your child by focusing on the specific behavior
or situation, avoiding generalization.
o Enjoy times together doing entertaining activities (such
as movies at home, cooking together, fishing or taking
a city tour etc.) rather than limiting your family time to
obligations and responsibilities (such as homeworks and
courses).
A HAPPY CHILD
IS NO POLLYANNA!
Supposing that you have achieved these goals, so how can
you measure the effects? What defines a happy child? First
of all, a happy child does not represent a Pollyanna type of
kid. Rather represents a child who cherishes life, is able to
entertain and amuse herself, is responsive to other beings
and events, has good communication with friends, is able
to develop empathy, expresses her feelings and opinions
in proper ways, reads happenings by creating alternatives
to pessimistic ideas. Furthermore, a happy child has the
motivation to try again because she doesn’t generalize
failures, which supports self-confidence and success in
social and academic life. This way, happy children can
use their skills and qualities in life actively. And finally it
can be said that their resistance against traumatic events
is higher than others. They can lessen the effects of
unpleasant experiences with a mentality that helps them
through stressful times and hard times.
MISERY BRINGS DESPERATION!
Here’s another question: “What are the differences
between a happy child and an unhappy one? How does
unhappiness influence the child’s life?” And the answer
tanımı yapabiliriz. Bunların yanı sıra, mutlu çocukların
başarısızlıkları genellemeyip sadece o duruma özel bir hale
soktukları için tekrar denemeye motivasyonları vardır. Bu
durum, hem sosyal hem de akademik hayatlarında başarılı
olmalarını sağlamada ve kendilerine güven duymalarına
yardımcı olmaktadır. Bu sayede yeteneklerini yaşamlarına
yansıtıp aktif bir şekilde kullanabilmektedirler. Son
olarak da, travmatik olaylarla karşılaşmaları durumunda
dirençlerinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu
söylenebilir. Başlarına gelen, stresli durumları atlatmada
veya zor zamanları geçirmede onlara yardımcı olan bir
düşünce sistemleri olduğu için olumsuz etkilerini iç
dünyalarında hafifletebilirler.
MUTSUZLUK, UMUTSUZLUK GETİRİR!
Bir soru daha soralım; “Mutlu ve mutsuz çocuğu
kıyaslayabilir misiniz? Mutsuzluk çocuğun hayatındaki
hangi alanlara yayılır?”… İşte sorunun yanıtı: Karamsar
düşünceleri, içselleştirmiş çocukların hayattan
aldıkları tatmini giderek azalttıklarını görebiliriz.
Örneğin, sınavdan düşük bir not aldığında o dersi hiç
anlamadığını, aptal veya beceriksiz olduğunu, yüksek bir
not aldığında ise öğretmenin o günlük kolay sorduğunu
düşünebilir. Okul derslerine karşı isteksizliği, belki de
başaramayacağına dair inancından kaynaklanmaktadır.
Bu tip çocuklar ilerleyen süreçlerde, zorbaca hareketlere
başvurabilir ya da tam tersi pasifize olabilirler. Arkadaşlık
ilişkilerini başlatmada veya devam ettirmede sıkıntı
yaşayabilirler. Onunla bir kere oynanmadığı zaman,
bu ona hiç arkadaşı olmadığını veya kimsenin onu
sevmediğini düşündürebilir. Böylece kendi yarattığı
mutsuzlukla beslenip hayatın değişik yönlerinde bile zevk
alma sıkıntısı yaşayabilirler.
is: We can see that children who internalize pessimistic
thoughts enjoy life less and less as they grow up. For
example, whenever they score low on an exam they might
believe that they are stupid or incapable, just like they
might think the teacher asked easy questions if they score
high. Their reluctance for lessons may be caused by the
fear of failure. Children with this type of problem might
become bullies, or the exact opposite, passive characters.
They might have difficulties in making and keeping friends.
Once rejected for play, they might think that they have no
friends or that nobody really likes them. This may result in
feeding misery, causing them to enjoy almost nothing in
their lives.
NİSAN - APRIL 2014
89
sağlık | health
Sağlığınızın
garantisi iyi uykular!..
Good quality sleep ensures good health!
Yazı - By: Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul • www.huseyinnazlikul.com • [email protected]
Günden kazanmak için uykusundan kısanlardan mısınız? O halde size kötü bir haberimiz
var; uykunuzdan çaldığınız her saat bedeninizin 24 saatlik uyku ritmine ve düzenine
olumsuz bir katkı anlamına geliyor. Daha sağlıklı ve daha kaliteli bir yaşam için uykunuzu
ve uykuya ayırdığınız saatleri önceliğiniz haline getirin.
Are you one of those who sleep less to make the day last longer? Well, we have bad
news for you: Each and every hour you deprive your body of sleep means negative
effects on your body’s rhythm and sleep routine. Give priority to your sleeping habits
and routine for a healthier life of higher quality.
İnsanların 24 saat süren biyolojik saatine verilen isim olan ve
ışık, beden ısısı gibi faktörlerden kolayca etkilenen ‘sirkadyen
ritim’ hormon salınımını, hücre yenilenmesini, beden ısısını,
iştah durumumuzu, fiziksel ve zihinsel anlamda zindeliğimizi
ve uykumuzun kalitesini etkiler.Beynimizin bir bölümünde
yer alan sirkadyen saatimiz, retinadan gelen bilgiler ışığında
gün ve gecelerin uzunluğu hakkında bilgi sahibi olur, bu bilgiyi
yorumlar ve pineal bezlerimize aktarır. Bu sayede bedenimiz
sirkadyen saatimizden aldığı bilgileriyle hareket etmeye, gün
ışığında daha fazla serotonin, adrenalin ve kortizon hormonu
salgılamaya başlar. Sabahları uyanmak ve harekete geçmek gibi
eylemler işte bu hormonlar sayesinde mümkün olur.
90
NİSAN - APRIL 2014
Circadian rhythm, that is the daily cycle of biological
activity based on a 24-hour period and influenced by
regular variations in the environment, such as body
temperature, weather or the alternation of night and day,
effects hormone release, cell renewal, body temperature,
appetite, physical and mental vitality and sleep quality.
Occupying a part of the brain, circadian clock obtains day/
night information via the retina, interprets the information
and transfers it to the pineal gland. Thanks to this system,
the body can take action according to this data; releases
more serotonin, adrenaline and cortisone hormones
during the day. This is how we wake up in the morning
Gün ışığı akşam saatlerine doğru azalmaya başladığında
gündüz saatlerinde salgılanan 'serotonin' hormonu yerini uyku
hormonu olarak bilinen 'melatonin'e bırakır, aktif olan diğer
hormonların salımı yavaşlar ve beden ısımız düşüşe geçer. Gece
boyunca melatonin salgılanması, beynimiz göz kapaklarımız
sayesinde yeniden gün ışığına kavuşuncaya kadar devam eder.
and get moving. As daylight diminishes towards the
evening, serotonin leaves its place to melatonin. Other
active hormones are then released slower and our body
temperature declines. Melatonin release continues
until morning, when eye lids let the brain know of the
daylight.
DENGE BOZULURSA
WHEN THE BALANCE IS DISTURBED
Doğa tarafından kurulmuş olan bu mükemmel denge çevre
This flawless balance that we can observe in every part
ve iklim değişikliği, seyahat, hastalık, gündüzü gece ve geceyi
of the universe may become deteriorated for those of
gündüz gibi yaşayanlarda, günlük rutinde yaşanan değişimler
you, who live day as night and night as day, combined
sonucu farklılıklar gösterebilir. Örneğin iki farklı saat dilimi
with
the effects of environment,
arasında seyahat eden
climate change, traveling,
herkes 'jet lag' olarak bilinen
diseases. Jetlag, that is a
yorgunluk, uykusuzluk,
temporary disruption of bodily
KORURUZ?
RİTMİMİZİ NASILolun
imiz üzerinde etkili olan
ritm
dyen
sirka
ışığı
Gün
:
beslenme düzeninde
rhythms caused by high❍ Gün boyunca uyanık
doğal güneş ışığından
ık kalmanız gereken saatlerde
faktörlerin başında gelir. Uyan
değişiklik, de nge bozukluğu
speed travel across several
faydalanın.
mak için
alan
fayd
fazla
daha
dan
rınız
ve sindirim sisteminde
time zones, may be a clear
onla
❍ Karanlıkta uyuyun: Uyku horm
dan yardım alın.
ında takabileceğiniz göz bantların
sıras
uyku
veya
n
nizde
aksamalar gibi etkileri
example of this situation.
Gün
eleri
perd
m 10.00’ dur.
bir uyku için en ideal saat akşa
❍ Gün batımını takip edin: İyi
.
anın
raml
deneyimleyebilir.
aya prog
n yaklaşık iki saat sonra uyum
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Belirli bağışıklık hücreleri
uyku sırasında artış gösterir,
bu sayede gece onarım
ve iyileşme açısından en
mükemmel zamandır. Ayrıca,
uyku hormonu olarak bilinen
melatonin serbest radikaller
ve diğer toksinlerle savaşan
mükemmel bir antioksidandır.
Bu sebepleri kaliteli bir uyku,
sağlıklı bir bağışıklık sisteminin
yapı taşlarının başında gelir.
batımında
tutmaya, stres dolu
koyun: Akşam öğünlerinizi hafif
t bir
❍ Uyku saatlerinizi düzene
ğunuzu geride bırakmaya ve raha
unlu
yorg
,
maya
kaçın
an
arınd
televizyon programl
erin.
göst
özen
uyku düzeni kurmaya
nizi açın ve güneşi içinize
yeni güne başlarken perdeleri
❍ Güne güzel başlayın: Her
temiz hava almaya çalışın.
rak
kala
ıda
dışar
ka
daki
ç
birka
çekin. Eğer imkanınız varsa
E RHYTHM?
HOW DO WE KEEP TH
r that effects the circadian
ight is the most important facto
❍ Stay awake all day: Dayl
ight during the day.
rhythm. Benefit from natural sunl
ing or use sleep
ains in your bedroom in the even
curt
the
Draw
:
dark
the
❍ Sleep in
.
brain
your
to
age
ers the right mess
masks to ensure the retina deliv
ing. Program yourself
l time to sleep is 22.00 in the even
❍ Follow the sunset: The idea
sets.
sun
the
after
s
to going to bed two hour
the evening, avoiding
Pay attention to eating light in
❍ Regulate sleeping hours:
and sleeping comfortably.
lems
prob
day’s
the
t
abou
g
stressful TV shows, forgettin
sun every morning. If
the curtains and embrace the
❍ Start the day off right: Open
air.
fresh
e
som
possible, step outside and get
EFFECTS ON THE
IMMUNE SYSTEM
Release of specific immune
cells increase during sleep,
which makes night the best
time to repair and heal. As
a part of the human sleepwake cycle, melatonin
hormone is a superb
antioxidant that fights free
radicals and other toxins.
Good quality sleep is the
main condition of a healthy
immune system.
ERKEN KALKAN YOL ALIR!
THE EARLY BIRD CATCHES THE WORM!
Uykunun sağlıklı olabilmesi ve yeterince dinlenilebilmesi için
mutlaka sabah erkenden kalkılmalıdır. Araştırmalar sabah
uyandıktan sonra tekrar uyuma yoluyla gece boyu yapılan
tamiratın tekrar tahrip edildiğini göstermiştir. En büyük
hatamız uyku dalgası geldiğinde uyanık olmamız, uyanıklık
dalgası geldiğinde uyuyor olmamızdır. Çünkü biz ne yaparsak
yapalım, beyin sadece programlandığı dalgaya göre çalışır.
Güneşin ilk ışıklarını alan vücut, melatonin hormonu salgılar
ve bu hormon biyolojik saatimizi belirler.
One should wake up early in the morning to ensure
sleep quality and get enough rest. Studies have shown
that waking up in the morning and then going back to
sleep fairly ruins the nightlong mending and renewal.
The worst scenario is if we are awake when the sleep
wave comes or if we are sleeping when the wakeup
wave comes. Because regardless of our plans, the brain
operates in line with the wave it is programmed to.
UYKU GİZLİ VE GERÇEK GÜÇTÜR!
Uyku, bedenimizde dolayısıyla hayatımızda her şeyin düzene
konulduğu, tamir ve tedavi edildiği son derece önemli bir
süreç olarak yaratılmıştır. Yetersiz uykuyla zihinsel güç kaybı
arasında yakın bir ilişki olduğu da, uykusuz kalan insanların
zihinsel çalışmalarının tamamen durduğu ve düşüncelerini
hiçbir şeyin üzerinde yoğunlaştıramadıkları da ispat edilmiştir.
48 saat uykusuz bırakılan yüksek öğrenimli kişilerin, ilkokul
SLEEP IS THE UNSEEN BUT TRUE POWER!
Sleep is a critical process that regulates everything in
human life, repairs and heals our physical and mental
health. It has been proved that insufficient sleep and
loss of mental power are closely related, through studies
that showed how mental activity nearly stops and the
person can’t focus on anything when deprived of sleep.
It has been observed that highly educated people, who
were deprived of sleep for 48 hours, couldn’t solve
NİSAN - APRIL 2014
91
sağlık | health
çocuklarına öğretilen matematik
işlemleri yapamadıkları da
çalışmalarda görülmüştür.
Düzenli ve kaliteli uyku
sadece büyüme çağında değil,
bedenin sağlıklı olması için
her yaş döneminde son derece
önemlidir.
HERKESİN UYKUSU
FARKLIDIR!
Kısacası uyku, kişiden
kişiye değişen ve aynı
kişinin yaşamının farklı
aşamalarında büyük
farklılıklar gösteren bir
olaydır. Aslında gerçekte
çok uyuyan insanlar ve
az uyuyan insanlar var.
Günde 8 saat uykunun
insan sağlığı için gerektiği
kabul edilir. Yapılan
araştırmalardaysa çok uyuyan (örneğin günde
9-10 saatten fazla) insanların genel durumlarıyla az uyuyan
(örneğin günde 4.5 saatten daha az) insanlarınki arasında
92
NİSAN - APRIL 2014
elementary class maths
problems. Good quality
and regular sleep is of
vital importance not only
for children but also for
everyone.
EVERYBODY’S
ROUTINE TO HIS OWN
Sleeping processes vary
from person to person and
also may change for one
over the years. In fact, there
are people who sleep more
and others who sleep less.
It is generally accepted that
eight hours of sleep per day is
adequate.
However, studies indicate
that there is no difference in
vitality between a person who
sleeps a lot (more than 9-10
hours a day) and a person who
sleeps less
(than 4-5 hours a day). It seems
that adequate sleep must be defined according to the
UYKU ORTAMININ FİZİKSEL ŞARTLARINA DİKKAT
Uyunacak ortamın fiziksel şartlarını kişisel ihtiyaçlarınıza göre düzenleyiniz.
Bazılarımız uyurken, gürültüden rahatsız olmazken, bazılarımız en hafif gürültüden
etkilenir, sık sık uyanırız.
Sese karşı özel hassasiyeti olanların gürültüyü izole etmeleri gerekmektedir.
Uyku öncesi ılık veya sıcak bir banyo vücut ısısını yükseltir, ardından serince bir odada
uyumak, uykuya kolay dalmamızı sağlar ve derin bir uyku uyumamızı kolaylaştırır.
Odanın ışık düzeyi de kişiden kişiye uykuyu farklı etkileyen faktörlerdendir.
Yatak odanızın iyi havalanmasını sağlayın.
Yatak odanızda sessizliği sağlayın.
Yatak odanızın penceresini tam kapatmayın, gece yatarken bile temiz hava akışını
sağlayın.
Rahat ve geniş bir yatakta yatmaya özen gösterin.
Uykunuz gelmeden yatmayın.
30 dakika içinde uykunuz gelmezse kalkın.
Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmayı bir alışkanlık haline getirin (Pazar dahil).
Yatmadan önce alkol almayın. Alkol boğaz - gırtlak bölgesinde meydana getirdiği
esneklikten dolayı horlamanızı kolaylaştırır.
Saat 19.00’dan sonra çay, kahve, sebze, ağır yiyecekler ve kola tüketmeyin.
Akşam ağır egzersiz yapmayın.
Böyle bir uyku stratejisi için 10 günlük ısrarlı takip bu sistemi alışkanlık haline
getirmemiz için yeterli olabilir. Bir defa başardığınızda zihinsel üretim ve bedensel
dinçlikte zirveye doğru tırmanacaksınız. Uykuda geçen zamanın ihtiyaçtan fazla
kısmını büyük bir israf olarak görmeye başladığınızda yaşam sevinciniz de artmaya
başlayacak…
MIND THE PHYSICAL CONDITIONS
OF THE ROOM YOU SLEEP IN
Take the time to organize the room you sleep in according to your personal needs.
Some of us don’t mind noises while others may be affected even by faint sounds and
wake up.
If you are sensitive to noises, do apply some kind of insulation.
Having a warm or hot shower would increase body temperature, which then would
make it easier to sleep when combined with a cooler sleep environment.
Illumination of the room is another factor that might affect people differently.
Make sure your bedroom is aired out.
Ensure silence in the bedroom.
When possible, keep the window of your bedroom half close so that there is fresh air
all through the night.
Sleep in a comfortable and big bed.
Don’t go to bed if you are not feeling sleepy.
Get out of the bed if you failed for 30 minutes to fall asleep.
Make it a habit to sleep and wake up at the same hour. (Including sundays.)
Don’t consume alcohol before going to bed. Alcohol relaxes the throat area, which
increases snoring.
Don’t consume tea, coffee, soda, vegetables and fatty food after 19.00 in the evening.
Don’t get into heavy exercising in the evening.
Persisting with this sleep strategy for 10 days would be enough for most people to
form this into a habit. Once you succeed in this, your mental and physical vitality will
peak. And when you start seeing the hours you sleep more than you need as a waste of
time, your joy of living will increase too...
bir fark bulunmadığı görülmüştür. Öyle görülüyor ki yeterli
uykunun tanımı bu nedenle kişinin geçmişteki uyku durumuna
göre yapılmalıdır. Uyku, beynin dinlenmesi için gereksinim
duyulduğu zaman sanılır. Tersine, uyku, beynin, vücudun
dinlenme ve tamir işiyle meşgul olduğu zamandır. Beynin
elektriksel yapısı üzerinde yapılan araştırmalar zihnimizin uyku
esnasında en az uyanık dönemde olduğu kadar yoğun çalıştığını
göstermiştir. Aradaki tek fark gece ve gündüz yapılan işlerin
farklı olmasıdır.
TOK UYUMAK TEHLİKELİDİR
Yorgun uyanmanın diğer önemli nedeni tok karnına
uyumaktır. Tok karnına uyuduğumuzda beyin sürekli mide ve
bağırsaklarda bulunan besinin parçalamasıyla meşgul olacaktır.
Dolaşımdaki kanın önemli bir kısmı sindirim bölgesinde
odaklaşacaktır. Uykunun durgunluğunda midenin peristaltik
hareketi çok zorlaşacaktır. Uyandığımızda ise sanki hiç
uyumamış hissine kapılırız.
individual’s past sleep pattern. Sleep is thought to be
a time for the brain to rest. On the contrary, sleep is
the time when our brain and body are busy resting and
repairing. Studies on the brain’s electrical pattern show
that the sleeping mind is actually as busy as in awake
hours. The only difference is the variety of tasks we do
during the day and at night.
DANGER IN SLEEPING ON A FULL STOMACH
Another reason you wake up tired is sleeping on a full
stomach. When we do that, the brain spends all night
digesting the food in the stomach and intestines. A
major part of the circulating blood gets busy with the
digestive tract.
The stomach’s peristaltic movement may become
difficult in the stillness of sleep. This is one of the reason
why we wake up in the morning and feel like we didn’t
sleep at all.
NİSAN - APRIL 2014
93
??????? | ???????????
94
NİSAN - APRIL 2014
NİSAN - APRIL 2014
95
??????? | ???????????
HAVALİMANLARI İLETİŞİM NUMARALARI
DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - 0312 204 20 00
İSTANBUL / ATATÜRK HAVALİMANI
İSTANBUL / SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI
ANKARA / ESENBOĞA HAVALİMANI
İZMİR / A.MENDERES HAVALİMANI
ANTALYA HAVALİMANI
TRABZON HAVALİMANI
GAZİANTEP HAVALİMANI
ADANA HAVALİMANI
MUĞLA / MİLAS - BODRUM HAVALİMANI
MUĞLA / DALAMAN HAVALİMANI
ERZURUM HAVALİMANI
ISPARTA / S.DEMİREL HAVALİMANI
NEVŞEHİR / KAPADOKYA HAVALİMANI
ADIYAMAN HAVAALANI
AĞRI HAVAALANI
AMASYA / MERZİFON HAVAALANI
BALIKESİR / MERKEZ HAVAALANI
BALIKESİR / KÖRFEZ HAVAALANI
BATMAN HAVAALANI
BURSA / YENİŞEHİR HAVAALANI
ÇANAKKALE HAVAALANI
ÇANAKKALE / GÖKÇEADA HAVAALANI
DENİZLİ / ÇARDAK HAVAALANI
DİYARBAKIR HAVAALANI
ELAZIĞ HAVAALANI
ERZİNCAN HAVAALANI
HATAY HAVAALANI
KONYA HAVAALANI
KAHRAMANMARAŞ HAVAALANI
KAYSERİ HAVAALANI
KARS HAVAALANI
MALATYA HAVAALANI
MARDİN HAVAALANI
MUŞ HAVAALANI
SAMSUN / ÇARŞAMBA HAVAALANI
SİİRT HAVAALANI
SİNOP HAVAALANI
SİVAS / NURİ DEMİRAĞ HAVAALANI
ŞANLIURFA / GAP HAVAALANI
TEKİRDAĞ / ÇORLU HAVAALANI
TOKAT HAVAALANI
UŞAK HAVAALANI
VAN / FERİT MELEN HAVAALANI
ZONGULDAK HAVAALANI
IĞDIR HAVALİMANI
KONYA HAVALİMANI
KOCAELİ/CENGİZ TOPEL HAVALİMANI
BİNGÖL HAVALİMANI
ŞIRNAK HAVALİMANI
0 212 463 77 77
0 216 588 88 88
0 312 398 00 00 - 71 Hat
0 232 274 26 26
0 242 330 30 30 - 18 Hat
0 462 328 09 40 - 49
0 342 582 11 11
0 322 435 03 80
0 252 523 01 20 - 3 Hat
0 252 792 52 91
0 442 327 28 35 - 5 Hat
0 246 559 20 08
0 384 421 44 55 - 15 Hat
0 416 244 22 12 - 4 Hat
0 472 216 04 02
0 358 535 10 67
0 266 294 75 10
0 266 376 14 18 - 21
0 488 218 04 44 - 4 Hat
0 224 781 81 81 - 8 Hat
0 286 213 12 43
0 286 887 41 41
0 258 846 11 39 - 10 Hat
0 412 233 27 19 - 4 Hat
0 424 255 14 10 - 5 Hat
0 446 226 21 06 - 4 Hat
0 326 235 13 00 - 4 Hat
0 332 239 13 43 - 5 Hat
0 344 236 53 50 - 52
0 352 337 54 94
0 474 213 56 67
0 422 266 00 46
0 482 313 34 00 - 3 Hat
0 436 250 00 04 - 6 Hat
0 362 844 88 30 - 15 Hat
0 484 254 22 02 - 4 Hat
0 368 271 56 08
0 346 223 43 89
0 414 378 11 11 - 8 Hat
0 282 682 40 34
0 356 238 73 30
0 276 253 38 54 - 5 Hat
0 432 227 00 01 - 04
0 372 618 24 57
0 476 278 60 03 - 5 Hat
0 332 239 13 43 - 5 Hat
0 262 375 34 92 - 93
0 426 215 04 01
0 486 636 77 05
TÜRK HAVA YOLLARI
ADANA
İSTANBUL
Atatürk Havalimanı
İSTANBUL - Atatürk
ADANA
ADIYAMAN
ADIYAMAN
İSTANBUL - Atatürk
AĞRI
AĞRI
AMASYA-MERZİFON
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA ESENBOĞA
AMASYA - Merzifon
ANTALYA
İSTANBUL - Atatürk
BATMAN
ANKARA - Esenboğa
DENİZLİ ÇARDAK
İSTANBUL - Atatürk
DİYARBAKIR
İSTANBUL - S.Gökçen
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ANTALYA
ERZURUM
İSTANBUL - Atatürk
GAZİANTEP
İSTANBUL - S.Gökçen
HATAY
IĞDIR
BATMAN
İZMİR ADNAN MENDERES
İSTANBUL - Atatürk
KAHRAMANMARAŞ
DENİZLİ
KARS
İSTANBUL - Atatürk
KAYSERİ
DİYARBAKIR
KONYA
İSTANBUL - Atatürk
MALATYA
ELAZIĞ
MARDİN
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA-BODRUM
MUĞLA-DALAMAN
ERZİNCAN
MUŞ
İSTANBUL - Atatürk
NEVŞEHİR KAPADOKYA
ERZURUM
SAMSUN
İSTANBUL - Atatürk
SİNOP
GAZİANTEP
SİVAS NURİ DEMİRAĞ
İSTANBUL - Atatürk
ŞANLIURFA
HATAY
TRABZON
İSTANBUL - Atatürk
VAN FERİT MELEN
IĞDIR
İSTANBUL S. Gökçen
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA - Esenboğa
ANTALYA
İZMİR - Adnan Menderes
96
NİSAN - APRIL 2014
İZMİR - Adnan Menderes
İSTANBUL - Atatürk
İSTANBUL - S.Gökçen
KAHRAMANMARAŞ
İSTANBUL - Atatürk
KARS
İSTANBUL - Atatürk
KAYSERİ
İSTANBUL - Atatürk
KONYA
İSTANBUL - Atatürk
MALATYA
İSTANBUL - Atatürk
MARDİN
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA - Dalaman
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA - Milas - Bodrum
İSTANBUL - Atatürk
MUŞ
İSTANBUL - Atatürk
NEVŞEHİR - Kapadokya
İSTANBUL - Atatürk
SAMSUN - Çarşamba
İSTANBUL - Atatürk
SİNOP
İSTANBUL - Atatürk
SİVAS - Nuri Demirağ
İSTANBUL - Atatürk
ŞANLIURFA - Gap
İSTANBUL - Atatürk
TRABZON
İSTANBUL - Atatürk
VAN - Ferit Melen
İSTANBUL - Atatürk
0 462 325 99 52
0 342 582 10 21
0 252 792 53 68
0 442 327 28 32
0 246 559 20 30
Z
TEKİRDAĞ
Çorlu
İSTANBUL
Atatürk
İSTANBUL
S.Gökçen
KOCAELİ
Cengiz Topel
GÖKÇEADA
BURSA
Yenişehir
0 358 535 10 16 - 17
ÇANAKKALE
0 266 376 13 02 - 04
0 286 682 40 34
0 286 887 41 12 - 13
ESKİŞEHİR
Anadolu Üniv.
BALIKESİR
Merkez
BALIKESİR
Körfez
KÜTAHYA
Zafer Havalimanı
UŞAK
0 344 236 07 92
0 352 337 52 44 - 45
0 474 213 56 68
0 422 266 00 50
İZMİR
A.Menderes
DENİZLİ
Çardak
ISPARTA
S.Demirel
MİLAS
Bodrum
0 368 271 56 09
0 346 224 79 25
ANTALYA
MUĞLA
Dalaman
0 356 238 73 49
0 432 227 00 11 - 14
ANKARA - Esenboğa
ADANA
AĞRI
ANTALYA
BATMAN
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
GAZİANTEP
HATAY
IĞDIR
İSTANBUL SABİHA
GÖKÇEN
İZMİR ADNAN MENDERES
KARS
MALATYA
MARDİN
MUŞ
SAMSUN
ŞANLIURFA
TRABZON
VAN FERİT MELEN
ADANA
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL- - S.Gökçen
AĞRI
ANKARA - Esenboğa
ANTALYA
ANKARA - Esenboğa
BATMAN
ANKARA - Esenboğa
DİYARBAKIR
ANKARA - Esenboğa
ELAZIĞ
ANKARA - Esenboğa
ERZİNCAN
ANKARA - Esenboğa
ERZURUM
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL- - S.Gökçen
GAZİANTEP
ANKARA - Esenboğa
HATAY
ANKARA - Esenboğa
IĞDIR
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL-Sabiha Gökçen
ADANA
ANKARA ESENBOĞA
ERZURUM
KAYSERİ
SİVAS NURİ DEMİRAĞ
TRABZON
İZMİR - A.Menderes
ANKARA - Esenboğa
KARS
ANKARA - Esenboğa
KAYSERİ
İSTANBUL- - S.Gökçen
MALATYA
ANKARA - Esenboğa
MARDİN
ANKARA - Esenboğa
MUŞ
ANKARA - Esenboğa
SAMSUN - Çarşamba
ANKARA - Esenboğa
SİVAS-Nuri Demirağ
İSTANBUL- - S.Gökçen
ŞANLIURFA - Gap
ANKARA - Esenboğa
TRABZON
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL- - S.Gökçen
VAN - Ferit Melen
ANKARA - Esenboğa
ADANA
BURSA (YENİŞEHİR)
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
BODRUM
ALANYA-GAZİPAŞA
HATAY
ADIYAMAN
ANKARA ESENBOĞA
ANKARA - Esenboğa
ADIYAMAN
BALIKESİR (KOCA
SEYİT)
BURSA (YENİŞEHİR)
DALAMAN
KAHRAMANMARAŞ
SİİRT
TRABZON
BALIKESİR-Edremit
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
BURSA
ANKARA - Esenboğa
ADANA
DALAMAN
ANKARA - Esenboğa
DİYARBAKIR
ADANA
ELAZIĞ
ADANA
İSTANBUL
Sabiha Gökçen
ANKARA - Esenboğa
BALIKESİR-KOCA
SEYİT
BODRUM
UŞAK
TOKAT
SİİRT
ANKARA - Esenboğa
KAHRAMANMARAŞ
ANKARA - Esenboğa
TOKAT
ANKARA - Esenboğa
MARDİN
ADANA
TRABZON
ANKARA - Esenboğa
ŞİRKETLERE GÖRE TARİFELİ UÇUŞ NOKTALARI - İÇ HATLAR
ZONGULDAK
Çaycuma
SİNOP
SAMSUN
Çarşamba
TRABZON
AMASYA
Merzifon
KARS
TOKAT
ANKARA
Esenboğa
IĞDIR
SİVAS
Nuri Demirağ
ERZİNCAN
AĞRI
ERZURUM
BİNGÖL
MUŞ
NEVŞEHİR
Kapadokya
MALATYA
KAYSERİ
ELAZIĞ
KONYA
VAN
Ferit Melen
DİYARBAKIR
ADIYAMAN
KAHRAMANMARAŞ
ADANA
SİİRT
ŞIRNAK
BATMAN
ŞANLIURFA
GAP
MARDİN
GAZİANTEP
HATAY
ADANA
İSTANBUL - Atatürk
ANTALYA
İSTANBUL - Atatürk
DİYARBAKIR
İSTANBUL - Atatürk
ERZURUM
İSTANBUL - Atatürk
ELAZIĞ
İSTANBUL - Atatürk
GAZİANTEP
İSTANBUL - Atatürk
İSTANBUL - Atatürk
ADANA
ANTALYA
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
ERZURUM
GAZİANTEP
İZMİR A. MENDERES
MALATYA
SAMSUN
TRABZON
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - Atatürk
MALATYA
İSTANBUL - Atatürk
SAMSUN - Çarşamba
İSTANBUL - Atatürk
TRABZON
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - Atatürk
ANTALYA
İSTANBUL - Atatürk
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA-Esenboğa
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
MUĞLA-Milas/Bodrum
MUĞLA-Dalaman
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL- Atatürk
MUĞLA-Milas/Bodrum
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA-Dalaman
İSTANBUL - Atatürk
ADANA
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ANTALYA
ADANA
DİYARBAKIR
GAZİANTEP
İSTANBUL SABİHA
GÖKÇEN
İZMİR A.MENDERES
SAMSUN
TRABZON
VAN FERİT MELEN
DİYARBAKIR
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ERZİNCAN
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ERZURUM
İZMİR- A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
GAZİANTEP
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
KARS
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
KAYSERİ
İZMİR - A.Menderes
MALATYA
İZMİR - A.Menderes
MARDİN
İSTANBUL - S.Gökçen
İSTANBUL
Sabiha Gökçen
ADANA
ANTALYA
DİYARBAKIR
ERZİNCAN
ERZURUM
GAZİANTEP
İZMİR A.MENDERES
KARS
MARDİN
TRABZON
VAN FERİT MELEN
İZMİR - A.Menderes
ADANA
ANTALYA
DİYARBAKIR
ERZİNCAN
ERZURUM
GAZİANTEP
İSTANBUL S.GÖKÇEN
KARS
KAYSERİ
MALATYA
SAMSUN
TRABZON
VAN FERİT MELEN
SAMSUN - Çarşamba
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
TRABZON
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
VAN - Ferit Melen
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ADANA
İSTANBUL - S.Gökçen
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
ANTALYA
İSTANBUL - S.Gökçen
BATMAN
İSTANBUL - S.Gökçen
MUĞLA
Milas - Bodrum
ADANA
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
MUĞLA-Dalaman
İSTANBUL - S.Gökçen
DİYARBAKIR
İSTANBUL - S.Gökçen
ELAZIĞ
İSTANBUL - S.Gökçen
ERZİNCAN
İSTANBUL - S.Gökçen
GAZİANTEP
İSTANBUL - S.Gökçen
HATAY
İSTANBUL - S.Gökçen
İSTANBUL - Atatürk
İZMİR- Milas /Bodrum
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
KAYSERİ
İSTANBUL - S.Gökçen
KONYA
İSTANBUL - S.Gökçen
MALATYA
İSTANBUL - S.Gökçen
İSTANBUL
Sabiha Gökçen
ADANA
ANKARA ESENBOĞA
ANTALYA
BATMAN
BODRUM
DALAMAN
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
ERZİNCAN
GAZİANTEP
HATAY
İZMİR A.MENDERES
KAYSERİ
KONYA
MALATYA
SAMSUN
SİVAS NURİ DEMİRAĞ
ŞANLIURFA
TRABZON
VAN FERİT MELEN
SAMSUN - Çarşamba
İSTANBUL - S.Gökçen
SİVAS - Nuri Demirağ
İSTANBUL - S.Gökçen
ŞANLIURFA-GAP
İSTANBUL - S.Gökçen
TRABZON
İSTANBUL - S.Gökçen
VAN - Ferit Melen
İSTANBUL - S.Gökçen
NİSAN - APRIL 2014
97
bulmaca | puzzle
TEMMUZ - JULY 2013
83
??????? | ???????????