boydak üret‹m‹ - Boydak Holding

Transkript

boydak üret‹m‹ - Boydak Holding
‹LKBAHAR 2011 • SAYI 24
B‹ZB‹ZE, BOYDAK HOLD‹NG YAYINIDIR. ÜÇ AYDA B‹R YAYINLANIR.
BOYDAK ÜRET‹M‹
SINIRLARI
AfiTI
Üretimini yurtd›fl›na
tafl›yan Boydak
Holding, Rusya ve
Ukrayna’da iki fabrika
sat›n ald›. Türkiye
d›fl›nda ilk mobilya
üretim yat›r›m›yla
bölgedeki en önemli
mobilya
üreticilerinden biri
olmay› hedefleyen
Boydak Holding,
rekabette üretim ve
pazarlama
konusundaki 50 y›ll›k
tecrübesine güveniyor
‹stikbal yine sektöründe
en be¤enilen flirket
Boydak tan›t›ml›
‹MOB’a
yüksek kat›l›m
Türk
inovasyonun
atalar›
Bellona’n›n yeni
yüzü:
fiEVVAL SAM
SINIRLARIMIZI AfiTIK
Sizlere önce, bir önceki sayımızda kaleme aldığım yazıyı nasıl bitirdiğimi
hatırlatmak istiyorum. Sanayi Bakanımız Nihat Ergün’ün Kayseri Sanayi
Odası’nın geleneksel Sanayi Gecesi’nde söylediği șu cümleleri vurgulamıștım: "Elde ettiği bașarılarla yetinenler ve yeni ufuklara yelken açmayanlar ayakta kalamazlar. Osmanlı İmparatorluğu, zamanında çok büyümesine rağmen, ayakta kalamadı. Çünkü kendi içine kapandı, açılım yapamadı. Ancak uzak denizlere giden gemiler yapan, Ümit Burnu'nu,
Amerika'yı keșfedenler, bugün ayakta durmayı bașarabildi."
Bu sayfanın açılıșını da aynı sözlerle yapmanın tam vaktidir. Çünkü gerçekten de yeni ufuklara yelken açtık, yeni kıtaları keșfediyoruz. Geçtiğimiz yıl enerjiyle bașlayan yatırımlarımıza, bu yıl yurtdıșı yatırımlarımızla
devam ediyoruz.
1990’lı yıllarda beș mağazamızın bulunduğu, ancak 1998 krizi nedeniyle
çıktığımız Rusya pazarına bu kez üretici olarak giriyoruz. Vizyoner bakıșımızla gelecekteki büyüme potansiyelini tespit ettiğimiz bu pazara üretici sıfatıyla girerek, aynı zamanda karșımıza çıkarılan mevzuat ve uygulama engellerini de așmıș olacağız.
Avrupa’nın en büyük mobilya üreticilerinden biri Fabryki Mebli Forte
SA’nın Rusya ve Ukrayna’daki iki fabrikası, 20 milyon dolar bedelle artık
Boydak Grubu’na ait. İlk beș yıl içerisinde 60 milyon dolar daha ilave bina ve makine yatırımı yapacağız. Tüm yatırımların tamamlanmasıyla birlikte beș yıl sonunda, yıllık yaklașık 100 milyon dolar satıș gerçekleștirecek bir büyüklüğe ulașmayı planlıyoruz.
Dediğim gibi, bir yola çıktık ve artık durmak yok. Capital Dergisi’nin
‘Türkiye’nin En Beğenilen Șirketleri 2010’ araștırmasında çok sayıda sektörden üst ve orta düzey yöneticinin İstikbal markamızı, sektöründeki
en beğenilen șirket olarak değerlendirmesinin haklı gururunu yașadık.
Biliyoruz ki bașarımızın temelinde, dünyanın kendi çıkarlarımızdan ve
mutluluğumuzdan ibaret olmadığı algımız yatıyor. Bu algımız çerçevesinde, dünyanın diğer ucunda yașanan, yakinen bildiğimiz bir felakete binlerce can veren Japonya’nın acısını paylașıyor, yaralarının en kısa zamanda sarılmasını canı gönülden diliyoruz. Ortak acılar bizlere öğretti ki, dünyamız yașanabilir olduğu ölçüde yollarımız açık, insanlık mutlu olduğu ölçüde mutluyuz. Mutluluğumuzun daim ve kapsayıcı olmasını diliyoruz.
Saygılarımla,
Bekir Boydak
B‹zb‹ze 3
6 ı DÜNYA VE B‹Z
Boydak üretimi sınırları aștı
10 ı gündem
Bellona bayileri Antalya’da buluștu
Boydak tanıtımlı İMOB’a yüksek katılım
Milano Uluslararası Mobilya Fuarı’na Boydak çıkartması
Bir tasarım kenti: Milano
Bir mutluluk bir hüzün
İstikbal yine sektöründe en beğenilen șirket
22 ı marka
‹ç‹ndek‹ler
‹Ç‹NDEK‹LER
Boyçelik altı yașında ama Avrupa’nın hammadde tedarikçisi
24 ı hayata da‹r
Melikșah Üniversitesi: Hedef sanayi ve bilim arasında
köprü olmak
26 ı rotam›z
‹mtiyaz Sahibi
Boydak Holding ad›na
Bekir Boydak
Yaz›iflleri Müdürü
Murtaza Durmufl
Editör
Belgin Demirer
Kreatif Direktör
Metin Özkan
Yay›n Kurulu
Bilal Uyan›k
Halit Bayhan
Aygün Baflok
Muzaffer Çetinkaya
Hasan Ünal
Ar›n Saydam
Ülkü Karaosmano¤lu
Duygu Ülgen
Reklam
Ebru Çal›flkan
[email protected]
V‹ZYON SAH‹B‹ OLMAK,
FARKLI BAKAB‹LMEK
Yap›mc›
Kesiflim Yay›nc›l›k ve Tasar›m
Hizmetleri A.fi.
Kasap Sokak, Hilmi Hak Han, 22/6
34394 Esentepe-fiiflli/‹stanbul
Tel: (0212) 337 51 99
Faks: (0212) 288 62 36
www.kesisim.com.tr
Yönetim Yeri
Boydak Center, O.S.B. 6. Cad.
No: 35 Kayseri
e-posta: [email protected]
[email protected]
Ada Ofset Matbaac›l›k
Tel: (0212) 567 12 42
Yay›n Türü Yerel Süreli Yay›n
Gaziantep: Lezzet, tarih, sanayi kenti
29 ı BAY‹LER
Gaziantep bayilerimize misafir olduk
34 ı kamera arkas›
Gerçek hikâyeler gerçek insanlar
Üç de yetmez beș tane Bellona’dan ver
36 ı renkler
Nasuh Mahruki: Hiçbir șey hayat kurtarmakla karșılaștırılamaz
Șevval Sam: Arabesk albümüm bir misyondu,
14
misyonunu tamamladı
42 ı YEN‹
Stratejik düșünce ordulardan çok șirketlere lazım
Türk inovasyonun ataları
48 ı art› 1
Mükemmel değil yeterince iyi anne-baba olalım
52 ı sa¤l›k
Hasta değil susuzsunuz
54 ı LEZZET DURA⁄I
60 ı B‹ZDEN HABERLER
4 B‹zb‹ze
26
36
Bahar, müjdeleriyle geldi. Biz de büyük bir memnuniyetle sizlere bu müjdeli haberleri aktaracağız. Dergimizde,
vizyoner bir bakıșla atılan adımlara tanıklık edeceğiz.
Elbette bu sayımızda okuyacağınız en vizyoner adım, Boydak Holding’in aldığı ilk yurtdıșı yatırım kararı olacak. Kararın
açıklanması amacıyla 11 Mart’ta düzenlediğimiz basınla sohbet toplantısına gösterilen ilgili, haberin ulusal basında geniș
kapsamlı ve “Boydak’tan Rusya’ya muhteșem dönüș”, “Rusya ve Ukrayna’yı fethedecek” gibi bașlıklarla yer alması da,
atılan adımın öneminin ortak bir görüș olduğunu gösteriyor. İlgili haberimizden de izleyeceğiniz gibi halen orta
büyüklükte olan fabrikalar, Boydak Holding’in stratejisi doğrultusunda orta vadede yapılacak kapasite artırımlarıyla
büyük birer tesise dönüșecek, uzun dönemde de bölgedeki en önemli mobilya üreticilerinden olacak.
Holdingin 2006 yılında attığı bir bașka vizyoner adımın sonucunu ise Boyçelik Genel Müdürü Șevket Ganioğlu ile
yaptığımız söyleșide okuyacaksınız. Göreceksiniz ki, potansiyelin öngörülmesiyle yapılan bu yatırım, altı yıl içinde
Avrupa’nın en büyük yatak ve mobilya üreticilerine hammadde tedarik eder duruma gelmiș. Bugün 52 ülkeye, 199
firmaya ihracat yapan Boyçelik, mobilyadan otomotive, beyaz eșyadan inșaata birbirinden farklı birçok sektöre
sunduğu ürünlerle sanayimizi ithalat zorunluluğundan kurtarıp, gücüne güç katıyor.
Boydak Holding’in vizyoner bakıșının katkısı, grubumuzu da așarak ülke sanayisine güç veriyor. Dünyanın en büyük
üçüncü mobilya fuarı olma yolunda emin adımlarla ilerleyen İMOB bu yıl, önceki yılları da așan bir ilgiyle izlendi.
MOSDER adına tanıtım faaliyetlerini yürüten Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak ve ekibi, tanıtım
bütçesini așmadan, mecraları etkin kullanarak İMOB’u daha fazla sayıda ilgiliye duyurmayı bașardı. Bu haberimizde,
fuara katılan İstikbal, Bellona ve Mondi markalarımızın stantları ve șirketlerin hedefleriyle ilgili bilgilere de
ulașabileceksiniz.
Șimdiye kadar söz ettiğimiz haberlerimiz, farklı ve iyi bir fikri ticari bir faydaya dönüștürmeyi içeriyordu. Yani fark
yaratan düșünce biçimleri… Sizlere iș hayatındaki farklı bakıș açılarını sunmak amacıyla hazırladığımız sayfalarımızda
bulacağınız ‘Türk inovasyonun ataları’ bașlıklı haberde, arabalı vapurun bir Türk tasarımı olması gibi ilginç ve gurur
verici bilgiler bulacaksınız.
‘Pazarlama 3.0’ adlı kitaptan yola çıkarak hazırladığımız sayfalarda ise yeni pazarlama yaklașımında müșterinin bugün ve
gelecekte aklından neler geçtiğini ve geçeceğini bilmenin önemini okuyacaksınız.
Farklı düșünebilen genç bir nesil hedefiyle geçtiğimiz yıl kurulan Melikșah Üniversitesi, bu sayıdaki ziyaret duraklarımız
arasında. Diğer durağımız ise ülkemizin en önemli sanayi kentlerinden, zengin tarihi ve leziz mutfağıyla göz kamaștıran,
değerli bayilerimizle gurur duyduğumuz Gaziantep.
Farklı bakıș için gerekli en önemli altyapı, sağlıklı bir çocukluk. Anneler Günü, 23 Nisan, 19 Mayıs kutlamalarını
yașayacağımız bahar sayımızda, psikolog Nur Dinçer Genç’ten iyi birer anne-baba olmanın, çocuklarımızı ve
gençlerimizi geleceğin sağlıklı, faydalı yetișkinlerine dönüștürebilmenin gereklerini, olumlu davranmanın, onları
yargılamadan dinleyip anlamanın önemini dinleyeceğiz.
Dergimizin renkli simaları, Bellona markamızın bu yılki yüzü Șevval Sam ile İstikbal markamızın tanıtımında yer alan
Nasuh Mahruki’yi keyifle okuyacaksınız.
Yeni sayımızda bulușuncaya kadar esenlikle kalın.
Saygılarımla
Murtaza Durmuș/Yazı İșleri Müdürü
B‹zb‹ze 5
dünya ve b‹z
BOYDAK ÜRET‹M‹ SINIRLARI AfiTI
BELLONA, RUSYA VE UKRAYNA’DA
Üretimini yurtd›fl›na tafl›yan
Boydak Holding, Rusya ve
Ukrayna’da iki fabrika sat›n
ald›. Türkiye d›fl›nda ilk
mobilya üretim yat›r›m›yla
bölgedeki en önemli
mobilya üreticilerinden biri
olmay› hedefleyen Boydak
Holding, rekabette üretim
ve pazarlama konusundaki
50 y›ll›k tecrübesine
güveniyor
6 B‹zb‹ze
Boydak Holding, zorlukları așmakta gösterdiği cesareti bir kez daha
sergiledi. Boydak Holding, Türkiye için dıș ticaretin güçleștirildiği Rusya
ve Ukrayna pazarlarında, üretici bir firma sıfatıyla var olma kararı aldı,
bu kararını da iki ülkeden birer fabrika alarak uygulamaya koydu.
Böylece mobilya üretimi alanındaki ilk yurtdıșı üretim yatırımını hayata
geçiren Holding, küresel oyunculuk hedefine bir adım daha yaklaștı.
CEO Memduh Boydak, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Boydak ve
Murat Bozdağ’la birlikte 11 Mart’ta düzenlenen basınla sohbet
toplantısında, bu önemli karara varan süreci șöyle özetliyor:
“Aslında 1990’lı yıllarda Rusya’da beș mağazaya ulașmıștık. Ancak
1998 krizinde çıkmak zorunda kaldık. Sonra bir daha mağazayla
girmedik. İhracat yapmakta da zorlanıyorduk. Çünkü, karșımıza ciddi
mevzuat ve uygulama engelleri çıkarıyorlardı. Bu etkenin yanı sıra
bölgenin gelecekte büyüme potansiyeline sahip olduğuna inanıyorduk.
Bunun üzerine biz de Rusya ve Ukrayna’da fabrika alıp, doğrudan
üretim yapmayı seçtik.”
İKİ FABRİKA DA FAAL DURUMDA
Boydak Holding’in satın aldığı fabrikalar Polonyalı bir șirkete ait;
Fabryki Mebli Forte SA. Avrupa’nın en büyük mobilya üreticilerinden
biri olan Fabryki Mebli Forte SA, 10 yıldır Rusya ve Ukrayna pazarında
üretim yapıyor.
Șirketin Rusya’daki fabrikası, Bașkent yakınlarındaki Vladimir șehrinde,
“
Türk‹ye’de 32 fl‹rket‹yle
sek‹z sektörde var olan,
2010 y›l›n› 4.1 m‹lyar TL
c‹ro ve yüzde 14
büyümeyle kapatan
Boydak Hold‹ng,
ülkem‹zde oldu¤u g‹b‹
yurtd›fl›nda da büyümes‹n‹
SÜRDÜRECEK”
Yurtd›fl›nda 5 bin farkl› sat›fl noktas› ve 100’e yak›n ülkeye yapt›¤› ihracatla
baflar›s›n› kan›tlayan Boydak Holding, Rusya ve Ukrayna’da do¤rudan
yat›r›m karar› alarak, mobilya üretimi alan›ndaki ilk yurtd›fl› üretim
yat›r›m›n›n ad›m›n› da atm›fl oluyor. Bu ad›m, grubu global piyasalarda
bilinen bir oyuncu olma hedefine de biraz daha yaklaflt›r›yor.
60 bin metrekarelik bir alanda kurulu.
Vladimir’in Moskova’ya uzaklığı 160
kilometre. Ukrayna’daki fabrika ise
Donekst bölgesinde bulunan
Artemovsk șehrinde yer alıyor. Fabrika,
50 bin metrekare açık alanda faaliyet
gösteriyor. Her iki fabrika da faal
durumda.
ÜRETİM MARKASI BELLONA
Boydak Holding söz konusu fabrikaları
almaya karar verdikten sonra iki taraf
arasında görüșmeler aylarca sürüyor.
Sonunda Polonyalı Forte SA ile 20
milyon dolarda anlașma sağlanıyor.
Hisse devir anlașmaları tamamlandıktan
sonra da, Șubat ayı içerisinde devir
ișlemleri yapılıyor.
Anlașmaya göre fabrikaların yüzde
100’ü Boydak Holding’in. Rusya ve
Ukrayna’daki fabrikalar için Forte SA’ya
20 milyon dolar ödeyen Holding, ilk
beș yıl içerisinde 60 milyon dolar daha
ilave bina ve makine yatırımı yapmayı
öngörüyor. Yapılacak yeni yatırımlarla
birlikte, bașta Rusya’daki tesisler olmak
üzere bu fabrikalarda mevcut panel
mobilya üretimine ilave olarak yatak,
kanepe ve oturma gruplarından olușan
döșeme mobilya ve ev tekstili imalatı
yapılacak. Tüm yatırımların
tamamlanmasıyla birlikte beș yıl
sonunda, yıllık yaklașık 100 milyon
dolar satıș gerçekleștirecek bir
büyüklüğe ve toplamda 600’e yakın
çalıșan sayısına ulașılması planlanıyor.
Her geçen gün daha iyi bir noktaya
gelen Türkiye-Rusya Federasyonu
ilișkilerinin, bu ve benzeri özel sektör
yatırımları için daha da elverișli bir
ortam hazırladığı düșünülüyor.
Boydak Holding’in stratejisi
doğrultusunda halen orta büyüklükte
olan fabrikalar, orta vadede söz
konusu kapasite artırımlarıyla birlikte
büyük birer tesise dönüșecek. Uzun
dönemde ise faaliyet gösterdikleri
bölgedeki en önemli mobilya
üreticilerinden olacaklar.
Rusya ve Ukrayna’da üretim, bir yıl
kadar mevcut markayla yapılacak,
ondan sonra Bellona markasıyla devam
edecek. Fabrika yatırımının yanında
Rusya'nın tüm büyük șehirlerinde dört
yıl içinde toplam 50 mağaza açmak da
Boydak Holding’in hedefleri arasında.
EN BÜYÜK AVANTAJ
YARIM ASIRLIK TECRÜBE
Boydak Holding, 2011 için belirlediği
300 milyon dolar toplam yatırım
tutarına Rusya’ya yaptığı bu ilk yurtdıșı
yatırımıyla start vermiș oluyor.
Memduh Boydak, yurtdıșı mobilya satıș
kanalı olan Boydak Dıș Ticaret A.Ș.
üzerinden yaptıkları yatırımda,
Rusya’daki Türk șirketlerinden cesaret
aldıklarını söylüyor: “Bașka Türk
șirketleri de Vladimir bölgesinde
B‹zb‹ze 7
dünya ve b‹z
G8 ülkeleri aras›nda yer alan
Rusya Federasyonu, 17 milyon
kilometrekarelik yüzölçümüyle,
dünyan›n en genifl ülkesi. Rusya,
171 milyonluk nüfusuyla
dünyan›n en kalabal›k
ülkelerinden.
“
fabr‹ka yat›r›m›n›n
yan›nda rusya’n›n tüm büyük
fleh‹rler‹nde dört y›l ‹çer‹s‹nde
toplam 50 ma¤aza açmak da
boydak hold‹ng’‹n
hedefler‹ aras›nda”
BOYDAK HOLD‹NG’DEN NOTLAR
“ENERJİDE HESAP TUTMUYOR”
Memduh Boydak, enerji sektöründeki yatırımları da yakından izlediklerini söylüyor: “İki hidroelektrik santralımız var. 190
megavat elektrik üretim kapasitesine sahibiz. 500 megavata ulașmadan enerjide ciddi yatırımcılar arasına girmiș olmayız.
Hedefimiz üretimde olan, yapımı süren veya lisansı alınmıș projelerden uygun olanları almak. Önümüzdeki enerji
yatırımlarımızı çeșitlendirmeyi düșünüyoruz. Rüzgâr, doğalgaz çevrim santrali gibi… Elektrik dağıtımıyla da ilgileniyoruz.
Ancak, fiyatlar havada uçuyor. Mevcut fiyatlarla alım yapmak bize pek uymuyor.”
NEREYE, NE KADAR YATIRIM?
Boydak Holding, bu yıl yapılması planlanan 300 milyon dolarlık yatırımın 200 milyon dolarını enerjide kullanmayı
planlıyor. Yatırım bütçesinin 30 milyon doları halı yatırımına harcanacak. 20 milyon dolar Rusya ve Ukrayna’daki iki
fabrika için kullanıldı. 30 milyon dolarla Kayseri'de halı yatırımı yapılıyor. 50 milyon dolar HES Kablo’nun çelik halat
yatırımı. Ve 10 milyon doların üzerinde demir-çelik yatırımı.
Cumhuriyetle
yönetilen Ukrayna,
48 milyonluk bir
nüfusa sahip. Son
y›llarda sanayileflme
ve teknolojide
ilerleme kaydeden
Ukrayna, Do¤u
Avrupa’n›n en
geliflmifl
ülkelerinden.
8 B‹zb‹ze
üretim yapıyor. Türkiye'de önümüzü
açan girișimciler var; Șișecam, Beko ve
Vestel… Burada birçok Türk
markasının bulunmasının yanı sıra son
zamanlarda İș Bankası'nın bir Rus
bankası olan Bank Sofia'yı alması da
bizi yüreklendirdi, cesaretlendirdi.”
Bölgedeki en önemli mobilya
üreticilerinden birisi olmayı
hedeflediklerini belirten CEO Memduh
Boydak stratejilerini șöyle açıklıyor:
“Türkiye’ye komșu coğrafi alanlarda
genișlemek istiyoruz. Çok önem
verdiğimiz Rusya pazarına da bu
yatırımla ilk kez girdik. Bu pazarlardaki
yatırımlarımızla kısa vadede faaliyette
bulunduğumuz sektörün yapısını ve
dinamiklerini öğrenerek, orta ve uzun
vadede ürünlerimizi ve markalarımızı
daha geniș bir pazara yaymak ilk
hedefimiz. Bunu, dünya mobilya
sektöründeki pozisyonumuzu
güçlendirmek ve marka tanınırlığımızı
artırma hedefimiz takip ediyor.
Rusya ve Ukrayna’daki fabrikalarda
ev mobilyası üretimini, 50 yılı așkın
tecrübelerimizi kullanarak
gerçekleștireceğiz. Bu anlamda ilgili
pazarlarda büyük bir rekabet
avantajına sahibiz. Her iki fabrika da
2011'DE 500 KİȘİYE YENİ İSTİHDAM
Mobilyadan kablo üretimine, demir-çelik ve finanstan enerji yatırımlarına kadar birçok alanda iș yapan Boydak Holding,
2010'da 4.1 milyar lira gelir elde etti. Grup bünyesinde toplam 11 bin 500 kișiye istihdam sağladıklarını aktaran Memduh
Boydak, bu yıl 500 kișiyi daha ișe alacaklarını anlattı. 100'e yakın ülkede mağazaları bulunduğunu, özellikle Fransa,
Almanya, Hollanda'da yoğun mağaza açma faaliyetlerine giriștiklerini de sözlerine ekledi.
halen orta büyüklükte fabrikalar. İki
șirket, orta vadede kapasite
artırımlarıyla birer büyük tesis haline
dönüșecek, uzun dönemde ise faaliyet
gösterdikleri bölgedeki en önemli
mobilya üreticilerinden biri konumuna
gelecek, iç piyasanın ihtiyaçlarını
karșılayan ve ihracat yapan bir firma
olacak.
Rusya ve Ukrayna pazarı Türkiye için
dıș ticaret yapılması zor bölgeler;
dolayısıyla bu pazarlarda üretim yaparak
yer alacağız. Grup olarak en büyük
rekabetçi avantajımız üretim ve
pazarlama konusundaki 50 yıllık
tecrübe ve birikimimizdir.”
Memduh Boydak, “Șu anda Rusya,
Ukrayna ile faaliyete bașlıyoruz. Burada
olayları bir test edelim diyoruz.
Sonrasında inșallah devam edeceğiz.
Mobilya sektöründe alma, satma her
türlü fırsata bakıyoruz” diyor.
HES KABLO HALKA AÇILIYOR
Boydak Holding’in bu yılki önemli
planlarından biri, 850 milyon TL cirosu
bulunan HES Kablo'yu halka arz
etmek. Memduh Boydak, İstikbal,
Bellona gibi markalar dururken neden
HES Kablo'yu halka açtıklarını șöyle
açıklıyor: "Halka arza en uygun
șirketimiz HES Kablo. Bu șirketimiz
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
kaydında var. “
B‹zb‹ze 9
GÜNDEM
‘BEN’ YOK ‘B‹Z’ VARIZ
Boydak Holding yöneticileri ve Bellona bayileri Antalya’da bulufltu. Hedef ve
politikalar›n paylafl›ld›¤›, güvenin pekifltirildi¤i buluflmada, Bellona tercihinde
bayinin imaj› ve sosyal çevresinin ürün kalitesi kadar önemli oldu¤u vurguland›
“
B‹z‹m kurum kültürüMÜZde
‘ben’ yoktur, sadece ‘b‹z’
vard›r ve bu ‘b‹z kültürü’
hedefler‹m‹Z‹ gerçekleflt‹rme
noktas›nda en öneml‹
dayana¤›m›zd›r”
10 B‹zb‹ze
Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili
Mustafa Boydak: “Daha fazla bayii, daha büyük
metraj hedefimizde ilerliyoruz.”
“Bu noktalara kolay gelmedik, birçok zor dönemlerden birlikte geçtik ama en zor
dönemlerde bile kurum kültürümüzün parçası olan ortak çalıșma, birbirimize
güvenme ve inanma, pes etmeme ve sürekli lider kalma konularından hiç taviz
vermedik. Her birimiz Bellona zincirinin parçasıyız ve her birimiz bu kurum için aynı
seviyede önemliyiz. Bizim kurumumuzun kültüründe ‘ben’ yoktur, sadece ‘biz’ vardır
ve bu ‘biz kültürü’, hedeflerimizi gerçekleștirme noktasında en önemli dayanağımızdır.
Bizler, tecrübemiz ve oturmuș kurumsal yapımız sayesinde artık piyasaların iyi ve kötü
olduğu dönemlerde nasıl hareket edeceğimizi, yani nerede ne yapacağımızı çok iyi
biliyoruz.”
Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak, 1-4 Nisan tarihlerinde Antalya
Rixos Premium Belek Otel’de bir araya geldikleri Bellona bayilerine böyle seslendi.
Bellona bayi toplantısında, bayiler ve yöneticileri arasında çok sıcak bir diyalog
hâkimdi. 2011 hedef ve politikalarını dinleyen bayiler, bütün yöneticilerini karșılarında
buldu; onların övgü ve müjde dolu sözleriyle moralini yükseltti.
estetik–kalite üçgenini olușturduk.
Büyüyen tesisimiz, Bellona için günlük 2
bin 500 kanepe, 400 koltuk takımı, 25
bin metrekare panel mobilya, bin 600
sandalye, 2 bin 500 yatak, 4 bin parça
ev tekstili üretilebilecek kapasiteye
sahip. Panel üretim kapasite hedefimizi
2011’de, sosyo-ekonomik dengelerde
istikrarsızlık olmazsa yüzde 40 artırmayı
hedefliyoruz.”
ȘÜKRÜ BOYDAK: PANEL ÜRETİM HEDEFİ YÜZDE 40 BÜYÜME
“Her geçen gün marka bilinirliliğini
artıran Bellona, kendine özgü
çizgisiyle özellikle genç nüfusun
tercih ettiği bir marka ve Türkiye’nin
genç nüfusunu göz önünde tutacak
olursak markamızın geleceğinin çok
parlak olduğu așikârdır” diyen Hacı
Boydak’ın ardından kürsüye çıkan
Boydak Holding Yönetim Kurulu
Bașkan Vekili Șükrü Boydak da
Bellona’nın üretim kapasiteleri ve
yapılan ilave yatırımlar hakkında bilgi
ve büyüme müjdesi verdi: “2000’lerde 52 milyar dolar olan dünya mobilya ticareti,
2010’da 102 milyar dolar olarak gerçeklești; 2011’de de 107 milyar dolar olması
bekleniyor. Bu rakamlar bize, dünyada ve Türkiye’de mobilya ticaretinin gelecek
yıllarda çok daha fazla artacağını gösteriyor. Bellona olarak marka bilinirliğimizi ve
pazar payımızı artırma yönündeki yatırımlarımız, hedeflerimizin tutmasına, büyüme
rakamlarımızın yakalanmasına ve müșteri portföyümüzün her geçen gün artmasına
olanak sağlıyor. Pazar koșullarına göre fiyat odaklı ürünler ön plana çıkıyor. Bundan
dolayı Ar–Ge’lerimizde katma değeri yüksek ürünlere yönelik tasarımlar yapılması
gerekiyor. Mobilya sektöründe sahip olduğumuz avantajları kullanarak, katma değeri
yüksek ürünlere yönelik tasarımlar yaparak, tüketici açısından önemli olan fiyat-
MUSTAFA BOYDAK: EN
ÖNEMLİ SERMAYEMİZSİNİZ
Boydak Holding Yönetim Kurulu
Bașkan Vekili Mustafa Boydak,
Ortadoğu ülkeleri, Kuzey Afrika ve
Japonya’daki felaketten dolayı 2011’de
dünya ekonomisindeki beklenilen
yüzde 4.5’lik ivmenin revize
edilmesinin beklendiğini söyledi.
Boydak șöyle devam etti: “Türkiye
ekonomisinin 2011’de yüzde 5-6
oranında büyümesi bekleniyor.
Türkiye ekonomisindeki en önemli
sermayemiz sizlersiniz. Bellona olarak
ortalama ekonominin üzerinde
büyüdüğümüz zaman, bu bizim için
bașarıdır. Bellona’nın pazarda daha
fazla etkinleșmesi için daha az bayi,
daha büyük metraj demiștik ve bu
hedefe doğru gidiyoruz. Türkiye’de
paylașmayı en iyi bilen firmalardan
biriyiz, o yüzden arkadașlarımıza
teșekkür ederiz.”
NAZİF TÜRKOĞLU: MARKA
BİLİNİRLİĞİ YÜZDE 100
2008 ve 2010 yıllarında yaptırılan piyasa
araștırmalarını değerlendiren Boydak
Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif
Türkoğlu’nun verdiği bilgiler de
sevindiriciydi. Buna göre 2008’de 100
evden 23 eve giren Bellona, 2010’da
34 eve girmiș. Bayinin bölgesindeki imajı
ve sosyal çevresi, markanın ürün kalitesi
kadar önemli. 2008’de yüzde 94 olan
marka memnuniyeti 2010’da yüzde
97’ye yükselmiș. 2012 hedefi ise yüzde
99-100. Her 100 kișiden 33’ü Bellona
kullandığını, yine her 100 kișiden 64’ü
bu markayı satın almayı
düșünebileceğini belirtmiș. Bilinirlik
konusunda 2008’de yüzde 97 olan
Bellona bilinirliği, 2010’da yüzde 100
olarak, bir bașka markayla birinci sırayı
paylașmıș.
Türkoğlu bayilere önemli bir mesaj da
Yusuf Boydak, bayra¤› teslim etmek
üzere çocuklar›n e¤itilmesini önerdi.
verdi: “Müșterinin Bellona tercihindeki
en önemli nedenlerden biri ‘kalite ve
dayanıklılık’. Ancak bayinin bölgesindeki
imajı ve sosyal çevresi, markanın ürün
kalitesi kadar önemli. Bu bakımdan
markanın güvenilir olmasında siz değerli
bayilerimize büyük ișler düșüyor.
Markaya duyulan memnuniyet açısından
bayilerimizin müșterilerine sunduğu
hizmet ve iletișim becerileri de çok
önemli. Araștırma verileri Bellona’nın
her kesime hitap edebilen, sempatik bir
marka olduğunu gösteriyor. Marka
bilinirliği konusundaki hedefimize
ulașarak birinci sırada yer almaktayız,
ancak ișin en zor kısmı bu liderliği
korumaktır.”
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi
Yusuf Boydak da konușmasında,
Bellona ürünlerinin piyasada hak ettiği
beğeniyi kazandığını ve bu iyi gidișin
devamı için elden gelen azami gayretin
gösterildiğini söyledi. Yusuf Boydak
B‹zb‹ze 11
GÜNDEM
Memduh boydak:
“mob‹lya sektörüne
b‹rçok grup
heveslend‹ ama lay›K›yla
baflaramad›. b‹z bunu,
z‹nc‹r‹n öneml‹
halkalar› olan
s‹zler ve ana bay‹lerle
baflard›k”
bayilere șöyle seslendi, “Bizden sonra bu
görevi yürütecek çocuklarımızı, mağaza
yönetiminde aktif rol vererek ișin
içerisine katalım. Çocuklarımız
muhasebeci olmasın ama ișletmenin
bilançosunu okuyabilsin, montörlük
görevi yapmasın ama ürün kurulumunu
bilsin. Masanın da kasanın da sahibi
olacak șekilde yetiștirelim.”
Boydak Holding CEO’su Memduh
Boydak’ın, “Sizlerle beraber olmak bize
sorumluluklarımızı hatırlatıyor, deșarj
ediyor, heyecanlandırıyor dolayısıyla
sinerji olușturuyor” sözleriyle seslendiği
bayilere mesajları vardı: “Mobilya
sektörüne birçok grup heveslendi ama
hiçbir grup layıkıyla bașaramadı. Biz
zincirin önemli halkalarından olan sizlerle
ve ana bayilerle bunu bașardık.
Çalıșanlarımızı heyecanımıza dahil
etmeliyiz. Onları sürece katmadıkça yeni
fikirler ortaya çıkmaz. Onlar fikir
üretsinler, siz sevecenlikle onları
koordine edin. Çalıșanlarınız nezdinde
sürece liderlik etmeniz lazımdır. Türkiye
șu anda iyi bir yolda. Yalnız Türkiye’nin iyi
yolda olması aslında tehlikeli bir durum.
Ekonomik göstergelerin iyi bir yolda
olması rehavetin artacağı anlamına gelir.
Bu, biz müteșebbisler için iyi değildir.
Parlak günler bizi bekliyor diye rehavete
kapılmayalım, bundan sonra ișimizde
așımızda rekabet daha çok olacak.
Rekabetin daha çok olması bizim
12 B‹zb‹ze
ayrıșmamızı gerektiren önemli bir unsur
olacaktır.”
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi
Bekir Boydak da ‘nasıl yașarsak mutlu
oluruz?’ sorusuna yanıtlar verdi.
Kurulușundan bugüne büyüyerek gelen
Bellona’nın yurt içi yatırımları yanında
yurt dıșında da Rusya ve Ukrayna da
fabrika alarak bu ülkelerde on yılda
büyük hedeflere ulașmayı planlandığını
belirten Bekir Boydak, “Bellona’nın ünü
Türkiye’yi aștı, artık bir dünya markasıyız.
Toplantılardan sonra sizlerden aldığımız
notları hızlı șekilde değerlendiriyoruz.
İyileștirmeler yaptığımız için sürekli
büyüyoruz. Birlik ve beraberliğimizin
devamını diliyorum” dedi.
Mobilya Grubu Pazarlama Koordinatörü
Bilal Uyanık konușmasında, tüketici
davranıșları ve değișim konularına
odaklandı. Günümüzde sınırların bile
değișimi konușulurken, insanların özel
deneyimler yașamak istedikleri dünyada
köklü bir yer edinmek için çalıșmak
gerektiğini belirten Uyanık, iși geliștirmek
ve değiștirmek için gerekli adımları șöyle
özetledi: “İșimizi sevmeliyiz. Pazarı,
müșteriyi anlamalı, araștırmalıyız.
Trendleri, yenilikleri izlemeliyiz. Rekabetin
kalbi ve ruhu, müșterileri cezbetmeyi
bilmektir. Müșteriden neye karșılık para
istediğimizi anlatmalıyız. Müșteriye özen
göstermeliyiz; bireyden pay almak,
pazardan pay almaktan daha zor. Sadık
tüketici olușturmalıyız.” “Değișim șart”
diyen Uyanık, değișim için bayilere düșen
görevleri șöyle sıraladı: “Mağaza hedefleri
elemanlarla paylașılmalı. Müșterinin
mağaza algısı iyi yönetilmeli. Bașarı
detaylarda gizlidir. Nevresim alana
fievval Sam konseri, verimli
toplant›y› taçland›rd›.
yorgan satmak gibi ilave satıș kanallarını
artırmak gerek. Performansı ölçmek
gerekir ki, yönetebilelim. Teșhir, stok,
teslimat kontrol altında tutulmalı.”
Uyanık sözlerini, “Son söz, değișim șart.
Eğer uçurtmalar rüzgâra karșı durabiliyorsa
yükselir. Bellona olarak bizler de zorluklara
karșı yükseleceğiz” mesajıyla tamamladı.
Bellona Pazarlama Müdürü Bülent Alıcı,
2010 çalıșmaları hakkında bilgi verdikten
sonra gelecek hedeflerini șöyle özetledi:
“2011’de Bellona bilinirliğini pekiștirmek ve
yenilikçi yüzümüzü göstermek için serimiz
modern ürünlerle güncellendi. 2015 yılına
kadar her yıl yüzde 15 büyümeyle 2015 yılında sektörün lider markası Bellona
olacak.”
Boydak Ailesi’nin sevgi ve övgü dolu sözleri, bayilerden de karșılık buldu.
Bayi temsilcilerinin bölgeleri adına konuștuğu topantıda anabayi temsilcisi Halis
Gökçek, “Markamıza inanıyor ve güveniyoruz. İșimize yatırım yapıyoruz. Yaptığımızın
doğruluğunu savunuyoruz. Bunları yaparken de önümüze çıkan engellere
sabrediyoruz” dedi.
Bölge birincileri, en güzel mağaza, en verimli mağaza, Türkiye ciro sıralamasında ilk
üçte yer alan mağazalar ödüllendirilip üç bayiye Yașam Boyu Bașarı Ödülü verildikten
sonra Bellona bayileri 2011 yılında markanın yüzü olan Șevval Sam’ın șarkılarıyla
eğlenceli bir gala gecesi yaptı.
Bahçeflehir Üniversitesi ‹letiflim
Fakültesi ö¤retim üyesi Ali At›f Bir,
marka ve markalaflma konusunda
bilgi verdi. Bir, markan›n özünden
bahsederken çok fazla ürün, çok
fazla flirket, çok fazla seçenek varsa
markalaflma olmas› gerekti¤ini
söyledi. Müflterilerin ayn› fleyleri
görmeye bafllamas›yla fiyatlar›n
düflece¤ini belirten Bir, ayn›laflma ve
kârlar›n yok olmas›n› büyüme krizi
olarak niteledi. Bir, kârl›l›k ve
büyüme için farkl› olmak ve stratejik
pazarlama planlar› gelifltirmek
gerekti¤ini vurgulad›. Marka
yaratman›n de¤er yaratmak oldu¤unu
ifade eden Bir, pazarlamay› da
“Tüketicinin karfl›lanmam›fl
ihtiyaçlar›n› kârl› bir flekilde
öngörmek, tan›mak ve tatmin etmek”
sözleriyle tan›mlad›.
B‹zb‹ze 13
GÜNDEM
BOYDAK TANITIMLI ‹MOB’A YÜKSEK KATILIM
BU YIL MOB‹LYANIN TARZI SADE,
RENG‹ BEYAZ
Türk mobilya
sektörü bir
zamanlar
yurtd›fl›ndaki
fuarlara ak›n
ederdi. Art›k
dünya ‹stanbul’a
geliyor. ‹MOB,
dünyan›n en
büyük üçüncü
mobilya fuar› olma
yolunda ilerliyor
Evinizi yenileyecekseniz ya da yeni bir ev
kuracaksanız ve 2011’in mobilya trendini
bilmek istiyorsunuz. Söyleyelim: Rahat ve
sade bir tasarım, günün yorgunluğunu
atacağınız beyaz veya yumușak renkler,
gözünüzü dinlendirecek desensiz kumașlar…
İstanbul Mobilya Fuarı’nın (İMOB)
koridorlarında ilerlerken gözünüze çarpan
eğilim bu. Tabii bir de meraklı bir kalabalık...
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği
(MOSDER) adına tanıtım faaliyetlerini
yürüten Boydak Holding Yönetim Kurulu
Üyesi Bekir Boydak ve ekibinin stratejisi,
beklenen sonucu vermiș ve fuar katılımında
yaklașık yüzde 35’lik bir artıș yașanmıș.
120 BİN METREKARE
ITE Group Plc. Türkiye Ofisi Uluslararası
Fuarcılık tarafından, MOSDER liderliğinde
düzenlenen fuar, mobilya profesyonellerini
bulușturdu. İstanbul Fuar Merkezi/CNR
Expo’nun koridorları, 1-5 Șubat tarihleri
MOND‹ PAZARLAMA MÜDÜRÜ
SONER SAKALLI
HAYAT YORUYOR, MOB‹LYA
SADELEfi‹YOR
arasında doldu. Sekiz salonda tasarlanan
fuara, katılımcıların yoğun ilgisi nedeniyle bir
salon daha eklendi. Böylece fuar, dokuz
salona, 120 bin metrekarelik dev bir alana
yayıldı. 300’ün üzerinde katılımcı ürünlerini
sergilerken, 87 bin 189 ziyaretçi sektörün
yeniliklerini izledi.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından
açılan fuarı, Maliye Bakanı Mehmet Șimșek,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız
da ziyaret etti. Fuar, Türkiye genelindeki
ticaret odaları üyeleri, tüketiciler kadar,
Azerbaycan, Fas, Hırvatistan, İrlanda, İsrail,
Japonya, Kenya, Malezya, Moldova, Rusya,
Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün, Yunanistan,
Lübnan’dan heyetleri de ağırladı.
İstikbal, Bellona ve Mondi markalarıyla
katıldığı fuarın en büyük grubu olan Boydak,
aynı zamanda üstlendiği tanıtım çalıșmasıyla
da sektöre katkıda bulundu. Boydak Holding
Reklam ve Halkla İlișkiler Müdürü Murtaza
Durmuș, tanıtım bütçesini yükseltmeden, ilgili
BELLONA PAZARLAMA MÜDÜRÜ BÜLENT ALICI
3 B‹N METREKARE ÜZER‹ A PLUS OLACAK
İMOB, Türk mobilya sektörünün tanıtımına katkı sağlıyor. Fuara yabancıların ilgisinin giderek artması
bize, Türkiye’nin mobilya üretim merkezi haline geleceğini gösteriyor. Fuara katılımcı sayısı arttı ama
daha önemlisi, bu yılki fuar bize tasarıma verilen önemin arttığını gösterdi. Tasarımlarda modernlik
ve yalınlık birleșmiș. Bizim ürünlerimiz de beyaz ve ekru denilen kırık beyaz ağırlıklı. Hem bayilerimiz
hem tüketicilerimiz standımızdan çok memnun. Çünkü sürekli bayilerimizin fikirlerini alıyor, yurtdıșı
fuarlarını izliyoruz, bunları harmanlayıp ürünlerimizi tasarlıyoruz. Sektörde ikinciliğe oturduk, artık liderliği hedefliyoruz. Mağazaları büyümeye
teșvik ediyoruz. 2011’de 3 bin metre üzerindeki mağazalara A Plus tanımlaması getireceğiz. Sadece o mağazalarda satılmak üzere de
Bellona Premium serisi olușturduk. Fuarda serinin bir konsept grubunu teșhir ettik. İki grup daha var. Sadece bu mağazalar için, daha üst
gelir grubuna seslenecek konseptler hazırlanacak. Müșterimiz A Plus’ta her istediğini bulacak. Bu mağazaların cephe düzenlemesi, logosunda
farklılık düșünüyoruz. Ülkemizde mobilya, artık statü sembolü olarak görülüyor. Bu gözlemimiz doğrultusunda butik ürünlerimizi tasarlıyoruz.
Ancak butik ürünlerimizi yaygın dağıtım ağımızla geniș kitlelere ulaștırma șansına da sahibiz.”
14 B‹zb‹ze
mecraları etkin kullandıklarını anlattı. Bu stratejiye göre tanıtım filmlerinin gösterimi
15-18 güne yayıldı. Sadece ișadamlarına ulașan mecralar yerine de, insanların
dinlenme saatlerinde olduğu, yoğun ilgi gören dizi araları tercih edildi.
Bu tanıtımlar ardından fuarı dolduran ziyaretçiler, küçük arabalarda leziz yiyecekler
dağıtan stantların arasında dikkat çeken İstikbal, Bellona ve Mondi stantlarına yoğun
ilgi gösterdi. İstikbal standında çizgi film karakterleri Tom ve Jerry boy gösterdi. 1000
metrekarelik teșhirde en fazla ilgiyi, bembeyaz kameriye ve çift konforlu yatak çekti.
Yine beyazın hâkim olduğu 510 metrekarelik zarif Bellona standı, yașam alanlarının
canlandırıldığı odalar halinde tasarlanmıștı. ‘Kalp adamları’yla fuar boyunca ilgi çeken
Mondi standında hakim beyaz renge, zıt kardeși siyah da eșlik ediyordu. Mondi, 400
metrekarelik standıyla yetinmeyip bu yıl ‘evlere hizmet’ de götürmüș. Stand üç
boyutlu çekilerek web sitesine yüklenmiș. Böylece Mondi bayileri fuar genelini
göremeseler de, ellerine ulașacak ürünler hakkında bilgi sahibi olmuș.
‹ST‹KBAL PAZARLAMA MÜDÜRÜ MUSTAFA BÜYÜKKATIRCI:
DUYGUSAL TASARIMLAR ÖN PLANA ÇIKIYOR
Her yıl önemi gittikçe artan İMOB,
artan ziyaretçi sayısıyla Türk
mobilyasının dünya arenalarında
markalașması ve markalarımızın da
bu arenada tanıtımı açısından çok
önemli. Fuarlar genel olarak
geleceğin trendlerini belirliyor. Önemi
giderek artan İMOB da artık dünya mobilya
merkezleri olan İtalya ve Almanya’daki
fuarlarla aynı kategoride anılmaya bașlandı.
Sektörün lideri olan İstikbal markası ise
İMOB’da yeni ürün gruplarını görücüye
çıkardı. Sergilenen ürün gruplarımızla ilgili
yorumların alınması, gelecekte yapacağımız
tasarım faaliyetlerimiz hakkında bizlere yön
verecek. Tabii potansiyel yurtdıșı
müșterilerimize ulașıp, bayilerimize 2011 yılı
ürün koleksiyonumuzu da sunuyoruz.
Fuarda 2011 yılı konsepti olarak, tasarımları
tamamlanan modern ve avangart
tarzda yemek ve yatak odaları, rahat
oturum konforuna sahip panel
mobilyayla konsept olarak tasarlanan
koltuk takımları, genç odası takımları
ve sağlığın, hijyenin, fonksiyonelliğin,
konforun ve teknolojik özelliklerin ön
planda olduğu en yeni yatak çalıșmalarımızı
sunduk.
Hedefimiz, müșterilerin dillendiremediği
veya farkında olmadığı yeni ihtiyaçlarını
saptayıp, dönemin dinamiklerine uygun
tasarımlar sunmak. 2011 trendleri için șu
öngörüde bulunabiliriz: Zaman
duygusallașmaya ve tekil yașama doğru
kayıyor. İnsanlar ruhen rahat olabilecekleri
yerlerde yașamak istiyor. Dolayısıyla
2011’de duygusal tasarımlar ön plana
çıkacak.
Fuar geçen yıla göre çok iyi geçiyor.
Hayatın her alanında
tasarım ön plana
çıkmaya bașladı. Geliri
ne olursa olsun
tüketici, verdiği paranın
karșılığında tüm
ihtiyacına cevap
verecek tasarımı ve
keyfi almak istiyor.
Tüketiciyi rahat
ettirecek, onun keyfi ve
bütçesine göre tasarımları yakaladığınızda,
markanız da sektörde hızla büyüyor. Biz de
bunu yaparak 2010’da iyi bir büyüme
yakaladık, 2011’de de hedefimiz aynı. Ama
2011’de yeni çizgilerimiz var. Renkte siyahbeyaz, modelde sadelik ön planda. İnsanlar,
günlük hayattaki yorgunluklarını evde
rahatlığa dönüștürmek istiyor; așırı renkle
göz yormak yerine huzur verici renkleri
tercih ediyor. Huzur verici tasarım
2011’den sonra daha da ön plana çıkacak.
Șimdiye kadar ‘markalarda duygusallık’
diyorduk, artık tasarımda da duygusallığı ön
plana çıkarmaya çalıșıyoruz. Çünkü tüketici
ürünün sağladığı faydaları biraz daha
kendine yakın hissettiğinde, markayı da
kendisine yakın hissediyor. Bayilerimize,
tüketicilerin teșhirli, dekorlu mağaza
görmek, ürünlere dokunmak, oturmak ve
ilgi istediği bilgisini vererek, bunu sağlayacak
ortamlar olușturulmasını önerdik. Bu ortam
500 mekrekarede de sağlanabilir, 1500
metrekarede de. Henüz büyük mağazalar
istemiyoruz. Hedef sindirerek büyümek. Bu
nedenle hem bizden, hem mağazadan,
hem müșteriden kabul göreceği periyotlarla
ürün çıkarıyoruz. Mağazalarımız, Mondi’nin
büyümesine paralel büyüsün ve
münhasırlığa adım atsın istiyoruz. Bayiler,
bize güvenin.
B‹zb‹ze 15
GÜNDEM
GÜNDEM
‹stikbal ve Bellona anabayi pazarlama müdürleri
ve genel merkez yetkilileri, dünyan›n en büyük
mobilya fuar› ve Milano’nun fl›k mobilya
ma¤azalar›ndan yeni fikirlerle döndü.
16 B‹zb‹ze
Tasarım, artık hayatın her alanında ön plana çıkıyor. Tüketiciler
kaç para verirse versin, gerek estetik anlamda gerek fonksiyonel
olarak aldığı ürünlerin tüm beklentilerini karșılamasını istiyor.
Tüketici ürünün sağladığı faydaları kendine yakın hissettiği ölçüde
markaya daha fazla yakınlık duyuyor ve giderek sadık müșteri
haline geliyor. Boydak Holding’in mobilya sektöründeki öncü
markaları İstikbal, Bellona ve Mondi’nin bașarı sırrı da burada
yatıyor. Yani tüketicilerden ve bayilerden gelen eleștiri, öneri ve
taleplere kulak vermek, Ar-Ge departmanlarını bu talepleri
yanıtlayacak tasarımlara yönlendirmek… Ancak Boydak
Holding’in tasarım olușumunda ilham aldığı bir kaynak da
mobilya fuarları… Özellikle de dünyanın en büyük ve etkili fuarı
olarak kabul edilen Milano Uluslararası Mobilya Fuarı.
Boydak Holding, 13-16 Nisan tarihlerinde İtalya’nın Milano
kentinde düzenlenen uluslararası mobilya fuarına bir gezi
düzenlendi. Geziye, Bellona ve İstikbal markalarının anabayi
pazarlama müdürlerinin yanı sıra genel merkezden Pazarlama
Koordinatörü Bilal Uyanık, Bellona Pazarlama Müdürü Bülent
Alıcı, İstikbal Pazarlama Müdürü Mustafa Büyükkatırcı, Mondi
Pazarlama Müdürü Soner Sakallı, Reklam ve Halkla İlișkiler
Müdürü Murtaza Durmuș ve bazı genel merkez çalıșanları katıldı.
Milano gezisinin ilk gününde mobilya fuarını ziyaret eden, ikinci
günde kentteki mobilya mağazalarını gezerek ürün teșhiri ve
dekorasyonlar konusunda önemli notlar alan heyet, kentin
büyülü mimarisini de inceleme fırsatı buldu.
Bu yıl 50’ncisi düzenlenen, 2 bin 700 firmayla katılımın en yüksek
seviyede olduğu, ziyaretçi sayısının 100 bini aștığı tahmin edilen
fuarda, ticari olmaktan ziyade tasarımı ön planda tutan ürün ve
standlar krizin etkilerinin așıldığını gösterdi. Krizin etkilerinin
hissedildiği son iki yıldan farklı olarak bu yıl lüks ürünler ön
plandaydı. Tasarım ürünlerinde ahșap, döșeme grubunda düğme
ve fitil, toprak tonlarının sıcak ve pastel renklerle birlikte
kullanımının arttığı Köln fuarındaki trendler, Milano’daki hemen
her koleksiyonda yerini almıștı. Doğal deri ve kumașın birlikte
kullanıldığı gözlenirken, köșelerin koleksiyonlardaki kullanımı
yoğunlașmıștı.
Fuardaki Bellona standı, dizaynı ve modüler ürünler bașta olmak
üzere tüm kolleksiyonuyla Batı Avrupalı ve Rus ziyaretçilerden
yoğun ilgi gördü.
Bu gezi kapsamında mobilya sektörünün dünyadaki trendlerini
inceleyen ekip, yeni fikirlerle Türkiye’ye döndü.
MODA VE TASARIM KENT‹
Her y›l dünyan›n
en büyük mobilya
fuar›na ev sahipli¤i
yapan Milano,
‘sanat’
denilebilecek
mobilya
tasar›mlar›n›
buluflturuyor.
Moda ve tasar›m
kenti olarak
görülen Milano,
Türk mobilya
sektörüne de
ticaret f›rsatlar›
sunuyor
Milano tarihsel açıdan Floransa, Roma,
Venedik gibi diğer İtalyan șehirleri kadar
zengin değil. Milano’nun zenginliği farklı
alanlarda. Yanı bașındaki Alpler’den gelen
dağ havasını soluyan bu Kuzey İtalya
kentinin güzel sokakları, sıcak insanları,
pizza dükkanları son derece cazip. Ancak
Milano’yu diğer İtalyan șehirlerinden
ayıran, bir moda, tasarım, finans, alıșveriș
merkezi olması. Gucci, Armani, Ferrari,
Hugo Boss gibi ünlü markaların
mağazalarına her yerde rastlayabileceğiniz,
birbirinden güzel vitrinlerden gözlerinizi
alamayacağız Milano, çok șık bir kent. Bu
tanımı sadece Milano değil, Milanolular
için de yapmak mümkün. Bu durumun
farkında olan Milanolular, ülkenin esas
bașkentinin Roma değil Milano olduğu
görüșündeler.
NİSAN, MOBİLYA AYI
Dünyanın kabul görmüș moda
merkezlerinden Milano’nun sokakları,
yılın belli dönemlerinde yapılan indirim
‹TALYA’YLA T‹CARET FIRSATI
M‹LANO’YA TASARIM TURU
Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen İtalya, aynı
zamanda ülkemizin Almanya ve Rusya’dan
sonraki en büyük ticaret ortağı. İki ülke
arasındaki ticari ve ekonomik ilișkiler hızla
gelișiyor. İtalyan iș dünyası Türkiye’yi, Çin, Rusya,
Brezilya'dan çok daha önemli bir yatırım ve
ticaret ortağı olarak görüyor. Çünkü İtalya’ya
yakın bir konumda bulunan Türkiye, aynı
zamanda bu ülkeye, komșu pazarlara girebilmesi
için önemli bir merkez olușturuyor.
haftalarında marka ve alıșveriș
meraklılarıyla dolup tașar. Bu dönemsel
kalabalıklar dıșında da moda ve tasarım,
kentte tüm yıl hüküm sürer. Nisan ayları
hariç. Her yılın nisan ayında Milano’ya
moda değil mobilya damgasını vurur.
Çünkü yılın bu döneminde Milano,
dünyanın en büyük mobilya fuarı olan
Uluslararası Mobilya Fuarın’na ev
sahipliği yapar. Fuar, sektörün
uluslararası seviyedeki en önemli
bulușması olmasının yanında çok önemli
bir küresel iș ortamı, iletișim ve imaj
fırsatı sunar.
Fuar tüm dünyadan tasarımcıları,
mimarları ve mobilya tutkunlarını
cezbeder. Ancak bu bir hafta boyunca
yașanan hareketlilik, sergi ve 1uar
kompleksiyle sınırlı kalmaz. Bir hafta
boyunca șehrin her yerinde; eğlence
merkezlerinde, meydanlarda ve
sokaklarda yapılan neșeli partiler, verilen
konserler, açılan sergilerle Milano capcanlı
bir mobilya ve bulușma merkezine döner.
Türkiye-İtalya arasında pek çok sektörde ișbirliği
imkanı var. Bu sektörler arasında mobilya yan
sanayisi de yer alıyor. İtalya’nın önemli dolap,
kapı ve banyo dolap sistemleri mümessillik
yoluyla çalıșıyorlar. Türk mobilya sektörü
üreticilerinin markalașmıș, satıș ve dağıtım
uzmanlığı olan İtalyan firmalarıyla yan sanayide
yapacağı ortak yatırımlarla hem șirketlerini hem
Türkiye’yi daha rekabetçi kılabilecekleri
değerlendirmeleri yapılıyor.
B‹zb‹ze 17
GÜNDEM
GÜNDEM
Boydak CEO’su
Memduh Boydak’›n
Japonya Fahri
Baflkonsolosu ve
Kayseri’deki
baflkonsolosluk aç›l›fl›yla
sevinen Boydak
Holding, hemen
ard›ndan gelen faciayla
üzüntü yaflad›
B‹R MUTLULUK B‹R HÜZÜN
Japonya, 11 Mart’ta büyük bir felaketle sarsıldı. 8.9 büyüklüğündeki
depremin yıkamadığını dev tsunami dalgası yıktı. Dalgalar binlerce can
alarak çekildi. Tüm dünyayı üzen bu felaket, Kayseri’yi, Boydak
Holding’i bir kardeșlik duygusuyla daha da yürekten etkiledi. Çünkü
Japonya’nın Türkiye’deki tek fahri konsolosluğu Kayseri’de, Japonya
Fahri Bașkonsolosu da Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak’tı...
Depremden iki ay gibi kısa bir süre önce Japonya Fahri
Bașkonsolosluğu ofisi binası açılmıș, Boydak Center’de Japon
konukların onuruna bir resepsiyon verilmiști. Kısa bir süre sonra
yașanan acı ardından Memduh Boydak, Japonya’ya, yaraların en kısa
zamanda sarılmasını ümit ettikleri, bunun içinde ellerinden gelen
desteği göstermeye hazır oldukları mesajını gönderdi.
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO'su Memduh Boydak,
1 Eylül 2010 tarihinde Japonya'nın Kayseri Fahri Bașkonsolosluğu’nu
üstlendi. Japonya Fahri Bașkonsolosluğu, 29 Ocak’ta Kayseri'de açılıșı
yapılan ofisle, kurumsal mekânına da kavuștu. Aynı gün Boydak
Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak da, Memduh Boydak'ın
Japonya Fahri Bașkonsolosu olması nedeniyle Boydak Center’da bir
resepsiyon verdi. İlgiyle karșılanan resepsiyona Kayseri Valisi Mevlüt
Bilici, Kayseri Büyükșehir Belediye Bașkanı Mehmet Özhaseki ve
Japonya Büyükelçisi Nobuaki Tanaka olmak üzere birçok üst düzey
davetli katıldı.
Açılıș töreninde konuklara seslenen Memduh Boydak, Türkiye ve
Japonya arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilișkilerin geliștirilmesinin
temel hedefleri olduğunu vurguladı. Kayseri hinterlandında bulunan
Kapadokya’yı ziyaret eden Japon turistlere sunacakları hizmetlerle,
bölgenin cazibesini artıracakları sözünü verdi.
Japonya Büyükelçisi Nobuaki Tanaka ise Japonya’nın Türkiye’de sadece
Kayseri’de Fahri Bașkonsolosluğu’nun bulunduğunu belirterek, “Bu
anlamda Fahri Bașkonsolos Memduh Boydak’ın her iki ülke için de en
iyi hizmeti vereceğinden șüphem yoktur” dedi.
18 B‹zb‹ze
Japonya’n›n Türkiye’de sadece bir Fahri
Baflkonsoloslu¤u var, o da Kayseri’de.
Baflkonsolosluk, 29 Ocak 2011’de hizmete girdi.
Memduh Boydak’tan
Japonya’ya mesaj:
“Bu büyük felakette yaflam›n› kaybedenlerin,
yaral›lar›n›n ve ma€dur olan tüm Japon vatandafllar›n›n
ac›s›n› en içten dileklerimizle paylafl›yoruz. Hayat›n›
kaybedenlerin yak›nlar›na baflsa€l›€›, yaral›lara acil
flifalar diliyoruz. Felaketin yaralar›n›n en k›sa zamanda
sar›lmas›n› ümit ediyoruz. Bunun için de elimizden
gelen deste€i göstermeye haz›r›z. Böyle büyük bir
felaketin bundan sonra dünyan›n hiçbir yerinde
yaflanmamas›n› ümit ediyoruz.”
‹ST‹KBAL Y‹NE SEKTÖRÜNDE
EN BE⁄EN‹LEN fi‹RKET
Capital dergisinin ‘Türkiye’nin En Be¤enilen fiirketleri 2010’ araflt›rmas›nda çok say›da
sektörden üst ve orta düzey yönetici Türk ifl dünyas›ndaki flirketleri ve sektörlerindeki
rakiplerini de¤erlendirdi. ‹stikbal, sektöründeki en be¤enilen flirket oldu
Kaliteli ürün sunan, tasarımcı, yenilikçi, sosyal sorumluluk sahibi, müșteri memnuniyetini
sağlamıș, itibarlı, çalıșanlarına önem veren, onların gelișimlerine yatırım yapan… İș hayatının
profesyonel yöneticileri, Türkiye’nin en beğenilen șirketlerini seçmek için bu kriterlerle șirketleri
mercek altına aldı. İstikbal ‘mobilya’ kategorisinde ipi göğüsledi. Gerçi İstikbal bu beğeniye
yabancı değildi, çünkü geçtiğimiz yıl da bu kategoride Türkiye’nin en beğenilen șirketiydi.
İstikbal’in gurur verici ödülünü, Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak aldı.
Capital dergisinin düzenlediği ‘Türkiye’nin En Beğenilen Șirketleri 2010’ araștırmasında
dereceye giren șirketlere ödülleri, 30 Mart Çarșamba günü The Ritz-Carlton Otel’deki törenle
verildi. Bu yıl 11’incisi düzenlenen araștırmanın sonuçlarının açıklandığı törenin sunuculuğunu
oyuncu Demet Tuncer yaptı. Çok sayıda sektörden üst düzey yöneticinin katıldığı törende
Capital dergisi Genel Yayın Yönetmeni Rauf Ateș, araștırmanın amacını dünyadan verdiği bir
örnekle açıkladı. Dünyanın en beğenilen șirketlerinden Apple’ın CEO’su olan Steve Jobs’un,
Sony șirketini örnek aldığını, Japonya’da yaptığı araștırmalar sonunda Apple’ı kurduğunu anlattı.
Bu firmaların cazip, yenilikçi,
kusursuz yapılara sahip olduğunu
söyleyen Ateș, Türkiye’de de bu
yapıya sahip pek çok șirket
bulunduğunu hatırlattı.
Araștırmada Capital’le ișbirliği yapan
insan kaynakları çözümleri firması
İsviçre merkezli Adecco’nun Doğu
Avrupa Bölgesi Direktörü Tibet
Eğrioğlu da Türk șirketlerinin
bașarısını övdü: “Krizden, Batı
Avrupa'daki șirketlerden daha iyi
durumda çıktılar. Türk ekonomisi
yüzde 8 büyüdü ve global șirketlerin
Türkiye'deki yatırımları örnek model
haline geldi. Eskiden sadece yabancı
sermayenin Türkiye’ye yapacağı
yatırımlardan söz ederken artık Türk
șirketlerinin de dünya çapında
șirketlere yapabileceği yatırımlardan
söz ediliyor. Yani dünya markaları
Türk șirketlerince satın alınmayı
bekliyor.”
Türkiye’nin sektör
birincileri
Mobilya Sektörü: ‹stikbal
Akaryak›t Da€. ve Madeni Ya€lar Sek.:
Shell&Turcas Petrol
Arac› Kurumlar: ‹fl Yat›r›m
Bankac›l›k Sektörü: Garanti
Biliflim Sektörü: Microsoft
Bireysel Emeklilik Sektörü: Anadolu Hayat
Emeklilik
Boya Sektörü: Marshall
Çimento Sektörü: Akçansa
Dayan›kl› Tüketim Mallar› Sektörü: Arçelik
Demirçelik Sektörü: Erdemir
Enerji Sektörü: Enerjisa
Factoring Sektörü: Garanti Factoring
G›da Sektörü: Eti
Haz›r Giyim ve Ma€azac›l›k Sektörü: LC
Waikiki
Alkollü ‹çecek Sektörü: Efes Pilsen
Alkolsüz ‹çecek Sektörü: Coca-Cola
‹laç Sektörü: Novartis
‹nflaat Sektörü: Enka
Ka€›t ve Ambalaj Sektörü: Olmuksa
Kargo, Nakliye, Lojistik Sektörü: DHL
Kiflisel Bak›m ve Kozmetik Sektörü: Procter &
Gamble
Leasing Sektörü: Garanti Leasing
Otomotiv Sektörü: Ford
Paketlenmifl Et Sektörü: P›nar
Perakende Sektörü: Migros
Plastik Boru ve Pencere Sektörü: Egepen
En Be€enilen Reklam Ajans›: Medina Turgul DDB
Seramik Sektörü: Eczac›bafl› Vitra
Sigorta Sektörü: AXA Sigorta
Su Sektörü: Danone
Süt ve Sütlü Mamüller Sektörü: Sütafl
Tekstil Sektörü: Zorlu Tekstil
Telekomünikasyon: Turkcell
Temizlik Ürünleri Sektörü: Unilever
Turizm Sektörü: ETS
MARKA
Boyçelik, grup firmalar›na
günlük, hatta saatlik
ihtiyaçlar›n›, kaliteli,
zaman›nda ve uygun
fiyata temin ederek
destek oluyor.
Boyçelik Genel Müdürü fievket Ganio¤lu, bu
y›lki yat›r›mlar›n›n yaklafl›k 7 milyon TL
civar›nda olaca¤›n› söylüyor.
ALTI YAfiINDA AMA
AVRUPA’NIN HAMMADE TEDAR‹KÇ‹S‹
2006 y›l›nda bafllayan
ihracat› ayl›k olarak 25 bin
dolarlardan bugün yaklafl›k
2.5 milyon dolara ç›kan, 52
ülkeye ve 199 firmaya
ihracat yapan Boyçelik,
mobilyadan otomotive,
beyaz eflyadan inflaata
birbirinden farkl› birçok
sektöre sundu¤u ürünlerle
sanayinin gücüne güç
kat›yor
20 B‹zb‹ze
Avrupa’nın en büyük yatak ve mobilya üreticilerinin hammadde tedarikçisi.
Entegre tesislerde ileri teknolojilerle üretilen boru, profil, çelik tel ve yatak yay
sistemlerinden olușan geniș ürün yelpazesine sahip. Boru-profil ișletmesinde
üretimi gerçekleștirilen boru, profil ve levha sac ürünleriyle mobilya, otomotiv,
beyaz eșya ve inșaat sektörlerine; tel-yay ișletmesinde üretilen çelik tel, bonel
yay, LFK (cossiflex) yay, SL (super lastic) yay, torba yay, off-set yay ve yay
karkasları, S yayla mobilya ve tekstil sektörlerine hizmet veriyor. Bu bașarı
karnesi, henüz altı yıllık bir geçmiși olan Boyçelik’e ait. Genel Müdür Șevket
Ganioğlu, Boyçelik’in bașarısının Bizbize’ye anlattı.
Boyçelik’in kuruluș sürecini anlatır mısınız?
Boyçelik A.Ș. 2005 yılı itibarıyla, Boytaș A.Ș., Merkez Çelik A.Ș., İstikbal A.Ș.
ve grubumuza sonradan katılan Mondi A.Ș’de sürdürülen yay karkasları
üretimini ve Merkez Çelik’te yapılan tel üretimini bir çatı altında toplayarak,
bu birleșmeden doğacak avantajları kullanmak suretiyle hem grup
șirketlerimize daha iyi hizmet ve kaliteli ürünler sunması hem de ulusal ve
uluslararası rekabet șartlarına ayak uydurması hedeflenerek kuruldu.
Altı yıllık bir șirketsiniz, ama
İSO’nun en büyük 500 șirket
listesindesiniz. Hatta 2008’de
359’uncuyken 2009’da 306’ya
çıkmıșsınız. 2009 Fortune
listesinde ilk 500 șirket arasında
331’inci sıradasınız. Bu kadar kısa
bir sürede bu kadar hızla
tırmanıșın öyküsü nedir?
1 Ekim 2006’da Boyçelik adı altında
faaliyete geçen firmamız, 2007
faaliyetleriyle ISO ilk 500 sıralamasında
439. sırada yer aldı ve daha sonraki
yıllarda sıralamada yukarılara doğru
tırmanıșını devam ettirdi.
2006 yılında bașlayan ihracatımız, aylık
olarak 25 bin dolarlardan bașladı. Bu
rakamlar her ay artarak, bugün yaklașık
2.5 milyon dolar/ay seviyesine geldi.
Bugün itibarıyla dünyada 52 ülkeye, 199
firmaya ihracat yapıyoruz.
2006 yılında 3 bin ton/ay olan tel
üretimimiz, planlı yatırımlarımızla 5 bin
ton/ay kapasitesine ulaștı ve kapasite
kullanımımız tel üretim makinelerinde
yüzde 97 civarında.
Çelik boru ve profil tesislerimizde
kuruluș kapasitesi 2 bin 500 ton olan
tesislerimiz, bugünlerde 10 bin tonun
üzerinde bir sac ișleme kapasitesine
ulaștı. Teknolojik yatırımlara önem
veren firmamız, ürettiği kaliteli ürün ve
verdiği hizmet kalitesiyle sektöründe
aranan marka oldu.
Boyçelik’i aynı sektördeki
șirketlerden ayıran nedir?
Boyçelik geniș ürün yelpazesiyle bugün
Türkiye ve Avrupa’da yay alanında en
çok çeșide ve en büyük kapasiteye bir
çatı altında sahip firmadır. Sürekli
iyileștirmeyi hedefleyen firmamız,
tecrübeli kadrosuyla teknolojiyi ve
pazarı iyi takip ederek, fırsatları
değerlendirmeye çalıșıyor. Ekibimizin
katılımı ve desteğiyle yürüttüğümüz
verimlilik çalıșmaları, dün olduğu gibi
yarınlarda da devam edecektir.
Anlayıșımız, bizi diğer firmalardan ayıran
diğer bir özelliğimizdir.
Bugün Türkiye’de ABD firması
Legett&Plat lisansıyla sadece bizim
üretmekte olduğumuz Superlastik yay
sistemi, diğer adıyla SL yay sistemi ve
off–set yay sistemleri vardır. Ayrıca
pocket spring yay sisteminde barel türü
yaylarla ilgili gelișmiș teknolojiyi kullanan
firma konumundayız.
Boyçelik’in Boydak Holding
șirketlerine ve ülke ekonomisine
katkılarını anlatır mısınız?
Boyçelik, grup firmalarımıza günlük,
hatta saatlik ihtiyaçlarını, kaliteli,
zamanında ve uygun fiyata temin
ederek destek oluyor. Grup
firmalarımız bu ürünlerin üretim
maliyetinden, yer ve stok maliyeti
bakımından da destekleniyor.
Boyçelik 456 çalıșanıyla aylık olarak 15
bin ton sac ve filmașin ișleyen bir tesis
olarak birçok sanayi kurulușunun
ürettiği yardımcı girdi malzemesi
kullanıyor. Ürettiğimiz ürün grupları
mobilya, otomotiv, beyaz eșya ve inșaat
sektörleri için vazgeçilmez birer girdi
olup, karșılanamadığı takdirde ithalatı
yapılması gerekecek. Kaldı ki yapmıș
olduğumuz ihracat da artı bir değer
olarak ülkemize döviz kazandırıyor.
2010’da ödediğimiz vergiler de 6.6
milyon TL civarında.
2011 için hedefleriniz nelerdir?
2010 metal sektörü için kar marjlarının
düșük kaldığı bir yıl olarak geçtiği halde,
biz Boyçelik olarak hedeflerimizi
yakaladık. 2010 sonunda planladığımız
2011 yatırımlarımız, planlarımız
doğrultusunda devam ediyor. 2011 için
planladığımız ilk çeyrekteki planlarımız
gerçeklești. Bu yıl yatırımlarımız yaklașık
7 milyon TL civarında olacak.
Bayiler sizin üretim alanınızla
ilgili olarak müșterilere ne tür
bilgiler vermeli?
Üretmiș olduğumuz ürünler EN
standartlarına uygun, yüzde 100 kalite
kontrolden geçirilerek müșterilerimize
gönderilmekte ve ileri teknolojiyle
üretildikleri için satıș sonrası müșteri
memnuniyetsizliği yașatmamaktadır.
B‹zb‹ze 21
hayata da‹r
Büyük Selçuklu Devleti’ni en genifl s›n›rlar›na ulaflt›ran Melikflah’›n ilime
de¤er veren misyonu, flimdi Kayseri’de, onun ad›n› alan Melikflah
Üniversitesi’nde sürüyor
HER Ö⁄RENC‹YE B‹R LAPTOP
hedef sanay‹ ve b‹l‹m aras›nda
köprü olmak
Rektör Prof. Dr. Reflit Özkanca:
“Hedefimiz, ülkemizi dünyan›n her
yerinde temsil edebilecek gençler”
22 B‹zb‹ze
“Aynı cümlelerle konușmamak, bir
önceki gün yașananları tekrar
yașamamak ve aynı çıtayı seyre
dalmamak için, dünyanın hızlı
değișimine ayak uydurmak zorundayız.”
Boydak Holding CEO’su Memduh
Boydak, Türkiye’nin 36’ncı vakıf
üniversitesi olan Melikșah Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Bașkanı sıfatıyla
gençlere böyle sesleniyor. Ekonomik
kaynakların yüksek verimlilik alanlarına
aktarılmasında baș aktör olan girișimci
ruhlara bugün her zamankinden fazla
ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Boydak,
gençlerden beklentilerini șöyle ifade
ediyor: “Geleceğin birer bilim ve iș
adamı adayı olan üniversite
gençlerimizden beklentimiz; düșünme ve
muhakeme yetenekleri güçlü, girișimci
ve eleștirel düșünebilen, inovatif, güçlü
sezgi sahibi, iyi gözlemci, hayal gücü
geniș, iletișim konusunda uzmanlık
edinebilen, çok yönlü, kendine güvenen
bireyler olma yetisini edinerek Melikșah
Üniversitesi’nden hayata atılmalarıdır.”
Hükümdarlığı yıllarında farklılıkları
gözeterek Kayseri’yi Türkleștiren
Melikșah’ın Gazali, Kașgarlı Mahmut,
Ömer Hayyam gibi șair ve alimleri
himayesine almasına yol açan ilim
dostluğu, Melikșah Üniversitesi’nin de
kuruluș felsefesini olușturdu.
2008’de sanayici ve bilim adamı
arasında köprü olma hedefiyle
yerleșkesi inșa edilen, 2009’da eğitime
bașlayan çiçeği burnunda Melikșah
Üniversitesi hakkında rektörü Prof. Dr.
Reșit Özkanca’dan bilgi aldık.
Melikșah’ın ilme verdiği önemi izleyen
insanların bir vakıf üniversitesi kurmaya
karar verdiğini söyleyen Rektör
Özkanca, Burç Eğitim, Kültür, Sağlık
Vakfı’nın kurduğu üniversite için
hedeflediklerini anlattı:
DÖRT YILDA
ÇİFT DİPLOMA ȘANSI
“Üniversitede kurduğumuz bölümler
birbirini destekleyen ve belirli bir alana
konsantre olunan bölümler… Yani her
alanda bașarılı olmayı beklemiyoruz.
Sadece stratejik gördüğümüz, güncelliği
ve geleceği olan alanlarda hem eğitim
ve hem de AR-GE yapıyoruz.
İnancımız, bu șekilde üniversitemizin
diğer üniversitelere göre bir fark
olușturacağıdır. Ayrıca
ayrıcalıklarımızdan biri de uluslararası
ilișkilerimizdir. Amerika’da 14
üniversiteyle bilimsel ișbirliği
anlașmaları yapıldı. İngiltere’de bulunan
Leeds Metropolitan University ve East
London University ile çift diploma
anlașmaları yaptık. Yani bașarılı
öğrencilerimiz; üç yıl Melikșah
Üniversitesi’nde, bir yıl İngiltere’deki
ilgili üniversitede eğitim alacak ve her
iki üniversitenin, Avrupa’da da geçerli
olan diplomasını alacak. Șu așamada
sadece beș bölümde uygulanacak bu
anlașmanın yanında diğer bölümler
için de anlașma yapamaya çalıșıyoruz.
Bilgisayar mühendisliği, elektrikelektronik mühendisliği, ekonomi,
uluslararası ticaret ve ișletmecilik
bölümleri, anlașmadan șimdilik
yararlanabilen bölümlerden. Erasmus
Öğrenci Değișim Programları’yla ilgili
olarak 20’den fazla üniversiteyle
anlaștık. Öğrencilerimiz birinci sınıftan
sonra bu programdan
yararlanabilecekler.”
En kısa vadede bașarılı öğrencilerin
tercihi olmak isteyen Melikșah
Üniversitesi’nin ikinci stratejik hedefi,
orta vadede ülkemizdeki diğer
üniversiteler arasında belirli alanlarda
bașarısını ispatlamıș bir üniversite
olmak. Uzun vadeli hedef ise
dünyadaki üniversiteler arasında iyi bir
noktaya gelmek.
AZ ÖĞRENCİ, ÇOK BAȘARI
Rektör Özkanca’nın verdiği bilgilere
göre, 100 dönüm üzerine kurulmuș
șirin bir kampüse sahip üniversitenin
eğitim için gerekli olan temel binaların
tamamı, yeni fakülte binaları, spor
tesisleri, merkezi kütüphane, yurtlar
gibi binalar yüzde 80 oranında
tamamlandı. Önümüzdeki eğitimöğretim dönemine kadar yurtlar da
hizmete girecek. Halen 14 bölümde
mevcut mekânlarda eğitim sürüyor.
Geçen yıl eğitim-öğretime bașladığı
halde en çok tercih edilen
üniversiteler arasına giren Melikșah,
mevcut 700 öğrencisine, önümüzdeki
yıl bir 700 öğrenci daha ekleyecek.
Özkanca, “Hedeflerimiz, bașarılı vakıf
üniversiteleri gibi az sayıda öğrenciyi
yetiștirerek piyasayla bulușturmak. Bu
bakımdan öğrenci sayısından çok
kaliteli öğrenci sayısını dikkate
alıyoruz” diyor ve ekliyor: “Büyük
hedefimiz; ülkemizi ve milletimizi
dünyanın her yerinde en iyi șekilde
temsil edebilecek, en az iki yabancı dil
√ Yeni kaynakların büyük kısmı
özellikle İngilizce olarak
yayımlandığı için
öğrencilerimizin yabancı dil
eğitimini en iyi șekilde
almalarını istiyoruz.
√ Uygulama ve öğrenci merkezli
bir eğitimi tercih ediyoruz.
√ Eğitim teknolojilerinden
maksimum oranda
faydalanıyoruz.
√ Üniversitemizi kazanıp kayıt
yaptıran her öğrenciye bir
laptop bilgisayar veriyoruz.
Amacımız, tüm bilgilere
ulașmalarına imkân tanımak.
√ Amerika’dan 15 bin İngilizce
kaynak kitap satın aldık.
İngilizce kaynak bulundurma
bakımından belki Bilkent’ten
sonra ikinci üniversite olacağız.
√ Öğrencilerimizi sanayicilerle
bulușturacağız.
√ Halen öğretim üyelerimizin
sürdürdüğü büyük projeler
var. Bu projelerde bazı bașarılı
öğrencilerimiz çalıșma imkânı
bulacak. Örneğin endüstri
ürünleri tasarımı bölümü
öğrencileri anlaștığımız
firmaların atölyelerinde proje
yarıșmalarına katılarak yeni
modeller yapacaklar.
Mühendislik fakültesi
öğrencileri fabrikalarda
uygulamalarla iç içe.
İİBF’dekiler ise ticaretle
uğrașan iș dünyasıyla pratik
uygulamalara katılabilecek.
bilen, bilgiyle donatılmıș ve hepsinden
önemlisi insani yönü güçlü nesiller
yetiștirmek. Öğrencilerimiz bizim için
ürün kalitemizin piyasaya sunulduğu
bir zaman dilimi olacaktır.”
B‹zb‹ze 23
EfiSiZ LEZZET
ROTAMIZ
GAZ‹ANTEP
Adı üstünde, Antepfıstığı. Tarım ve Köyișleri Bakanlığı Antepfıstığı
Araștırma Enstitüsü’nce üretimi takip ve teșvik ediliyor. Șehir
vitrinlerinde birçok fıstık çeșidi görebilirsiniz. İște birkaçı: Kırmızı fıstık,
olgunlașmıș Antep fıstığı. Cumbalarından ayrılmıș taze fıstık çerez olarak
tüketiliyor. Kavrulmuș fıstık, kırmızı fıstığın tuzla kavrulmasıyla elde
ediliyor, yine çerez olarak satılıyor. Boz iç, en kaliteli ve en lezzetli tür.
Hasat zamanından bir ay önce, tam olgunlașmadan toplanır. Rengi
daha yeșildir. Tadı ve aromatik lezzeti çok yoğun olduğu için baklava
yapımında kullanılır. Meverdi iç, tam olgunlașmaya yakın evrede hasat
edilen bu tür, pasta ve helva yapımında gözde. Kırmızı iç, tam
olgunlașmıș fıstık. Rengi tam kırmızı, taneleri iri. Hem çerez olarak
tüketiliyor, hem de helva, çikolata ve lokum sanayiinde tercih ediliyor.
Gaziantep Kalesi galerilerinde oluflturulan
Gaziantep Savunmas› ve Kahramanl›k Panorama
Müzesi’nde, tarihin destanlaflan olaylar› aras›nda
yer alan Antep savunmas›, resimler, rölyefler,
heykeller, maketlerle canland›r›l›yor. Kale’nin
ard›ndan bölgedeki pasajlar› gezmelisiniz.
LEZZET, TAR‹H, SANAY‹ KENT‹
Tarihi 600 bin y›l önceki tafl aletlere kadar uzanan Gaziantep, bugün Türkiye’nin
en önemli sanayi kentlerinden biri. Gaziantep kadar Gaziantepliler de, kendinizi
evinizde hissedece¤iniz bir zenginlikle ve konukseverlikle karfl›l›yor sizi
Adı Ayıntap’mıș. Arapça’da ‘parlak pınar’ demek. Fransızlara karșı 6 bin 317 can
kaybına karșın cesaretle sürdürdüğü direniș nedeniyle 6 Șubat 1921’de ‘gazi’ unvanı
almıș. ‘Gaziayıntab’, 1928’den bu yana da Gaziantep… Türkiye’nin en güçlü kentleri
arasında. Bir sanayi kenti, hatta sevenlerine göre ‘küçük İstanbul’. Ama bunca
özelliğine karșın, kime sorarsanız sorun, ‘Gaziantep’ deyince aklına yemek, baklava,
fıstık gelir. Dergimizin bahar sayısının konuğu Gaziantep’e doğru yola çıkarken
bizlere verilen tavsiye de, “Yemekler o kadar güzeldir ki, ne bulursanız yiyin” oldu.
Gaziantep bizi, sarımsı bir havayla karșıladı. Sanki havanın her zerresi kum
kokuyordu. İlerleyen saatlerde anladık ki, ‘sanki’ değil, gerçekten kum soluyormușuz.
Çünkü Gaziantep her yıl bir iki kere Suriye’de kopan kum fırtınasının mağduru
olurmuș. Neyse ki akșamüstü yağan yağmurla birlikte gökyüzünün parlak mavisi ve
șehrin pırıltısı ortaya çıktı.
Gaziantep, uygarlığın doğduğu Mezopotamya’yla Akdeniz arasında. Yani güneyden
gelip kuzeye ve batıya, Akdeniz’den gelip doğuya ve kuzeye giden yolların
kavșağında, aynı zamanda tarihi İpek Yolu’nun üzerinde. Bugün de Gaziantep,
Güneydoğu Anadolu’nun en gelișmiș, Türkiye’nin en gelișmiș șehirlerinden.
Sanayi kenti olması Gaziantep’i aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu’nun çekim
merkezi yapıyor. Öylesine göç alıyor ki, adeta șehre yeni șehirler ekleniyor. Yeni
arsalar yaratılmıș ve șık konutlar yapılmıș. Bașka bir kentte görülmeyecek kadar
geniș metrajlı daireler var Gaziantep’te. 400 metrekarelere varan, beș-altı odalı…
Ama șehirde birkaç gün geçirdikten sonra bu ihtiyacın neden kaynaklandığını
anlıyorsunuz. Halkı o kadar konuksever ki, șehirlerine gelen herkese kapıları açık.
BÖLGE SERMAYESİ GAZİANTEP’E GELİYOR
Șehrin göç aldığını söyledik. Ancak Gaziantepliler’in belirttiğine göre, bu șehrin
aldığı göçün niteliği farklı. Sermayesi olan ve yatırım yapmak isteyen bölge
insanlarının kentlerini tercih ettiklerini anlatıyorlar. Gaziantep Ticaret Odası’nın bu
24 B‹zb‹ze
konuda verdiği bilgiler de șehrin
yatırımcı için cazibesini gösteriyor.
Gaziantep’in yatırımcılar açısından
stratejik avantajları șöyle sıralanıyor: *
Suriye ve Irak’a komșu olmasının yanı
sıra Ortadoğu ülkelerine yakın bir
merkez. * GAP projesi kapsamında.
Özellikle tarım ürünleri için ișleme,
paketleme, dağıtım ve ihracat alanında
önemli bir merkez. * Sanayi ve ticaret
sektörlerinde gelișmiș bir altyapıya
sahip. * Kalifiye eleman eksikliği yok. *
Serbest Bölge’nin yanı sıra Organize
Besi Bölgesi de var. * Mersin ve
İskenderun limanlarına yakınlığı
sebebiyle önemli bir lojistik merkez. *
Önemli bir TIR filosuna sahip. *
Demiryolu ve havayolu kargo
tașımacılığı gelișkin. * Doğalgaz
kullanımı yaygınlașıyor. * Șehri, Adana,
Mersin ve İskenderun’a bağlayan
otoyolun Irak sınırına varması
bekleniyor. * Yerleșik köklü bir ticaret
kültürü ve altyapısına sahip. * Dıș
ticaret yapan firmaların ve yabancı
yatırımcıların ihtiyaç duyduğu
bankacılık, gümrükleme, lojistik,
depolama, müteahhitlik, iletișim, ulașım,
konaklama gibi birçok hizmet dalında
altyapı çalıșmaları tamamlamıș.
Gaziantep, 1980 sonrası tekstil
sektörünün öncülüğünde büyüyen
Anadolu kentleri arasında. Sanayi
sektörleri içinde istihdam kapasitesine
göre yapılan sıralamada ilk üç sırayı
tekstil, gıda ve plastik sanayii alıyor.
Gaziantep’in büyük ölçüde kendi iç
dinamikleriyle sağlanan gelișme ve
büyümedeki en önemli faktör olarak,
girișimcilik kültürü görülüyor.
KAHRAMANLIK DESTANI
Gaziantep çok büyük bir șehir.
100’üncü Yıl Parkı, șehrin adeta oksijen
deposu, ciğerleri… Küçük bir orman
gibi uzayan park, șehri neredeyse ikiye
bölüyor. Sabah saatlerinden itibaren
yürüyüșçülere veya ișlerine koșușturan
kentlilere, günün diğer zamanlarında
ise kafeleri ve banklarında tüm șehre
kucak açıyor. Türkiye’nin en büyük
parklarındanmıș.
İlk kez gittiğiniz bir șehirde âdetten
olduğu üzere önce kaleye gidiyoruz. İyi
ki de gidiyoruz ve sizlere de kale ve
civarını gezmeden șehirden
ayrılmamanızı öneriyoruz. Büyük bir
kaya üzerinde yükselen kalenin
kimlerce, ne zaman yapıldığı tam
olarak bilinmiyor. 12 kulesi olan kalenin
etrafı 1200 metre. Kaleye doğru
merdiven çıkarken, Antep direnișinin
tüm figürleri size eșlik ediyor. Bir
mağarada kurșunlanarak idam edilen
14 çocuk, bir atlı, demirci, doktor,
asker… Yine de bu bakır heykeller sizi
kalede bekleyen sürprize hazırlamıyor.
Kalenin galerilerinde olușturulan
Gaziantep Savunması ve Kahramanlık
Panorama Müzesi’nde, tarihin
destanlașan olayları arasında yer alan
Antep savunması resimler, rölyefler,
heykeller, maketlerle canlandırılıyor.
BAKIRCILARIN ‘TIK TIK’LARI
Bu müzeden çıkıșta hayata karıșmak
için biraz soluklanmanız gerekiyor. Ağır
ağır kale civarını dolașın. Eskiyle yeni
arasında bir zamanda duran bu
bölgede, eski zanaatların izleri hâlâ
sürüyor. Nehir midyesinin mat, deniz
B‹zb‹ze 25
ROTAMIZ
BAY‹LER
GAZ‹ANTEP
bay‹ler‹m‹ze m‹saf‹r olduk
Uçsuz bucaks›z Gaziantep’in birbirinden çok farkl› semtlerindeki Boydak Holding
bayilerinin ortak noktas›, konukseverlikleri, yard›mseverlikleri… ‹fllerinden
memnuniyetlerinin de nedeni bu samimiyetleri olsa gerek. Çünkü bir giden bir
daha gidiyor ve sad›k müflterileri olufluyor.
Gaziantep’in simgesi
haline gelen ‘Çingene
K›z’, Zeugma’dan
ç›kar›lan di¤er eserlerle
birlikte yeni evinde.
Zeugma’n›n izi art›k
Gaziantep Arkeoloji
Müzesi’nde (solda)
de¤il, Zeugma
Müzesi’nde sürülecek.
midyesinin alacalı sedefleriyle bezeli ev
eșyalarının sergilendiği güzelim vitrinler,
tıkırtılarıyla size ulașan bakırcılar,
dumanı tüten nargileler, eski Antep
evleri… Bakır ișçiliğinin en güzel
örneklerini Kale etrafında bulabilir,
üstelik bakırın desenlenmesini üretim
safhasından görebilirsiniz. Bakırcılar
Çarșısı’ndaki çekiç sesleri, ahenkli bir
ritimle sürüyor. Ancak Gaziantep bakırı
sanata dönüștürürken, alüminyumlar,
plastikler, çeliklerin devreye girmesiyle
bu sanata ilgi azalmıș.
Yine bu bölgede Gaziantep’in meșhur
pasajlarından örnekler bulabilirsiniz.
Gaziantep pasajları 1980’den önce
Halep, Ürdün, Suriye’den gelen
mallarla tüm Türkiye’nin alıșveriș
yaptığı yerler olarak ün salmıș. Ancak
pasajların tahtı, ticaret serbestliğiyle
beraber sallanmıș. Ama hâlâ dolular.
ALİNAZİK ZAMANI
Hazır buraya kadar gelmișken Uzun
Çarșı’daki lezzet durağı İmam
Çağdaș’ta alinazik ve baklava yemeden
ayrılmak olmaz. Șehrin en bilinen
baklavacıları Güllüoğlu, İnal ve Koçak.
Güzel yemeği eritmek için yollara
düșmenin zamanı. Dar sokaklara girip,
26 B‹zb‹ze
birbirine omuz vererek sıralanan eski
Antep evlerini mutlaka görmelisiniz.
Hele yaz aylarında bu sokaklardan
çıkmak istemeyeceksiniz, yüksek
evlerin gölgeleriyle serin dar sokaklar
size soluk aldıracak.
Çok değișik kültürlerin tanığı olan
kentte 250'yi așkın höyük var.
Gaziantep Müzesi’nde, Anadolu'nun
en eski buluntularından olan Dülük
Mağarası'ndaki taș aletleri görebilirsiniz.
Tarihleri 600 bin yıl önceye uzanıyor.
Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi,
İslahiye ilçesindeki Yesemek Açık Hava
Müzesi ve açılması beklenen dev
Zeugma Müzesi de listenizde olmalı.
Su kaynaklarının yetersizliği ve kuraklığa
çözüm olarak tasarlanan, Gaziantep
mimarisinin özgün simgelerinden
kasteller, aklınızdan çıkmayacak.
Kentin siluetine damga vuran camiler,
tarihi hanlar, kiliselerin yanı sıra bahar
ve yaz aylarında kentin doğasının da
tadını çıkarmalısınız. Rengârenk kır
çiçekleri ve türlü ağaçlarıyla yaylalar
sizleri bekliyor. O yürüyüșlerinizde
Gaziantepli ailelerin kalabalık kır
yemeklerine șahit olursanız, iște onun
adı da, kentin geleneksel
eğlencelerinden olan ‘sahre’dir.
‹ST‹KBAL BAY‹‹ YILMAZ EV CONCEPT
ALIfiVER‹fi MERKEZ‹ G‹B‹ MA⁄AZA
ZEUGMA DÜNYANIN
HAYRANLIINI TAfiIYOR
Zeugma, MÖ 300 civarında Büyük
İskender'in generali Selevkos I
Nikator tarafından kurulmuș. Nizip
ilçesinin Belkıs köyü eteklerinde.
Roma İmparatorluğu’nca ele
geçtikten sonra köprü anlamına
gelen ‘Zeugma’ ismini almıș. Uzun
yıllar kaçak kazı ve tarihi eser
kaçakçılığına maruz kalan bölgenin
önemi, 1992’de kaçakçılara karșı
Gaziantep Müzesi'nce bașlatılan
kazılarla anlașıldı. İlk kazılarda bir
Roma villası ortaya çıkarıldı.
Ardından iki villanın teras
mozaikleri çıkarılarak Gaziantep
Müzesi'ne tașındı. Șehrin villaları ve
çarșılarının bulunduğu bölümleri
bugün Birecik Hidroelektrik Baraj
Gölü altında. Zeugma kazılarından
çıkarılan mozaikler Gaziantep
Arkeoloji Müzesi'nde
sergileniyordu. Ancak aralarında
Zeugma mozaiklerinin ve
arkasından Gaziantep’in de simgesi
konumunu gelen ‘Çingene Kızı’nın
da bulunduğu mozaikleri görmek
için, artık yeni müzenin açılmasını
bekleyeceksiniz.
Yılmaz Ev Concept bir mağaza değil,
adeta alıșveriș merkezi. Altı kattan beși
satıșa ayrılmıș, bir katı bin 500
metrekarelik bir depo. Açıktan çıkan iki
camekânlı asansör, iki merdiven var.
Büyük sarmal merdiven, mağazanın
ortasında geniș bir açıklık bırakarak çıkıyor.
Alt kattaki kafeteryada müșterilere
ücretsiz servis yapılıyor. Mayıs 2009’da
hizmete giren mağaza, daha dün açılmıș
gibi pırıl pırıl.
Sahibi Ramazan Yılmaz, 1995 yılında
İstikbal bayiliği almıș. 2000 yılında ise bin
500 metrekarelik bir showroom açarak
sadece İstikbal markasını satmaya
bașlamıș. 2009’da da bugünkü 6 bin 100
metrekarelik binalarına tașınmıșlar. Yılmaz
mağazayı, anabayi Vefa Limited, anabayi
mimarı ve kendi mimarlarıyla birlikte
projelendirdiklerini söylüyor. Özellikle
ferah olmasını istemișler. Saygıyla andığı
ana bayii Ahmet Șiritçi’yi kast ederek, “Biz
uyumluyuz. Ağabeylerimizin sözlerini
dinleriz. Haklı da çıktılar” diyor.
Bayilerden çok çalıștıklarını düșündüğü
Boydak Ailesi’nden çok memnun
olduklarını belirterek ekliyor, “Boydaklar’a
diyecek yok. Çok çalıșıyorlar, kendilerini
düșündükleri kadar bizi de düșünüyorlar.
Onlardan isteğim, bu kadar büyük bir
yatırıma bir özellik sunmaları. Daha fazla
prim olabilir, farklı bir ürün grubu
olabilir…”
Ramazan Yılmaz, 2009 yılının çok iyi
geçtiğini, 2010 yılını 2009’dan yüzde 5
oranında daha geride geçirdiklerini
söylüyor. Yılmaz, bu yıl ise geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 25-30 gibi bir artıș
yașandığını belirtiyor.
B‹zb‹ze 27
BAY‹LER
‹ST‹KBAL BAY‹‹ HANDAN EV CONCEPT
BELLONA BAY‹‹ SENAY MOB‹LYA
CANLI MÜZ‹K EfiL‹⁄‹NDE ALIfiVER‹fi
“B‹R FARKIMIZ OLMALI”
2000 yılında 5 bin metrekare teșhir alanıyla mobilya sektöründe hizmete
bașlayan Handan Ev Concept ‘zamanla gitmeyen zamanla kaybolur gider’
politikasıyla, yıllar geçtikçe yenilenerek, büyüyerek perakende sektöründeki
hayatına devam ediyor. Handan Ev Consept, halen 10 bin metrekare
teșhir alanı ve 28 kișilik dinamik kadrosuyla Gaziantep ve Güneydoğu
bölgesinin birçok yerine yaptığı satıșlarla, hizmet kalitesiyle bölgenin en
büyük satıș mağazası olmayı bașarmıș. Türkiye’nin en büyük İstikbal
bayilerinden biri olan mağazanın en önemli sırrı, müșteriye her sene
mutlaka yenilikler sunulması. Yedi katlı mağazanın üst katı outlet’e ayrılmıș.
Devamı olmayan ürünler bu katta yüzde 60’lara varan indirimlerle satılıyor.
Uygulama Gaziantep’te tek, Türkiye’de birkaç mağazada yapılıyor. Müșteri
memnuniyeti odaklı, çocuk oyun parkı, geniș otoparkı ve kafesiyle rahat
alıșveriș imkânı veren, hafta sonu canlı müzik keyfiyle farklı bir ortam
sağlayan mağazanın müdürü Kadir Demir, bu farklılıkların satıș ve müșteri
üzerindeki olumlu etkilerini bariz șekilde gözlemlediklerini anlatıyor.
Satıșların profesyonel bir takım ruhu içinde sürekli kendini yenileyen,
zaman zaman yapılan motive edici etkinlikler, eğitici seminerlere
katılımlarla artması ve geri dönüșlerin daha çok olması sağlanıyor. Mağaza
aynı zamanda sosyal sorumluluk sahibi bir kurum gibi davranarak organize
ettiği gezi ve sinema günleriyle sosyal hayata, sponsorluklarıyla da spora
verdiği önemi gösteriyor.
Senay Mobilya 7 bin metrekarelik alanıyla Güneydoğu
Anadolu’nun en büyük Bellona mağazalarından. Bir yılını
tamamlamak üzere olan çiçeği burnunda mağazanın
Maraș’tan, Erzurum’dan müșterileri var. Bayisini kollaması,
hoșgörüsü, samimiyeti nedeniyle Boydak Grubu’yla çalıșmayı
tercih etmișler. Mağaza sahibi Dilek Dana kararlarından çok
memnun oldukları, İstikballer mağazalarıyla yarıșabileceklerini
söylüyor. Kapıdan içeri kim girerse girsin ev sahibi sıcaklığıyla
karșılayan Dilek Dana ișe yaklașımını șöyle anlatıyor: “Hep
bardağın dolu tarafını görürüm. Hayata nasıl bakarsanız, hayat
da size öyle geri döner. Hedeflerinizi ne kadar yüksek
tutarsanız, o hedefe bir
șekilde ulașıyorsunuz. Biz
de cesur kararlarla ilerledik.
Kendimize çok
güveniyoruz. Burası aile
ortamı gibidir, sıcaktır,
doğaldır. Bu nedenle
buraya girip de ürün
almadan çıkan müșteri
yoktur asla. Elemanlarımız
bazen ‘Dilek Hanım gelen akrabanız mı?’ diye sorarlar. Hayır
değildir, ilk defa görüyorum ama iște o müșteriyi orada
kazanıyorum ben. Pozitif enerji çok önemlidir.” Dilek Dana,
tasarımı cıvıl cıvıl görünen mağazaya gelen müșterileri, mağaza
aleyhine fiyat farkı bile olsa ihtiyacı olan ürüne
yönlendirdiklerini söylüyor. Artık çarșamba günlerini kadın
müșterileri için çay-pasta günü ilan eden Dilek Dana’nın
Boydak Hoding’den bir isteği var: “Biz elimizi tașın altına
koyduk. 7 bin metrekarelik bir mağaza yatırımı yaptık. Yanlıș
anlașılmasın ama küçük bir Bellona mağazasıyla bir
tutulmayalım. Desteklenmek isteriz. Bu, mesela prim olabilir.”
BELLONA BAY‹‹ GÜNEfi MOB‹LYA
MOND‹ BAY‹‹ ÇA⁄DAfi MOB‹LYA
HER MÜfiTER‹N‹N B‹R SATIfi DANIfiMANI VAR
“YEN‹L‹KLER MOND‹’YE ANINDA GELS‹N”
Güneșler Mobilya’nın sahibi Mustafa Güneș 1999’da bayiliği aldığında daha
18 yașındaymıș. O yıllardaki 200 metrekarelik mağazayı büyüterek,
Gaziantep’in son 10 yıldır büyüyen lüks mahallesi İbrahimli’de bin
metrekarelik șık bir mağaza yaratmıș. Kentin her semtinden 11 bin 500 sadık
müșteriye sahip olduklarını anlatan Güneș, bunun nedenlerini șöyle sıralıyor;
“Yerel bazda çok ciddi reklam veririz. İșimizde kurumsal bir yapıya sahibiz.
Konusuna hâkim șirket içi ve bölge eğitimlerinden geçen arkadașlarımız satıș
danıșmanlığı hizmeti verir. Mağazamızda her müșterinin bir satıș danıșmanı
vardır. Çünkü o müșterinin ne istediğini, ev dekorasyon zevkini bilerek
öneriler sunar. Tüketiciye satıș öncesi hizmet dediğimiz, ürünle ilgili tüm
detaylı bilgi verilir. Satılan ürünleri depodan hatasız teslim ederiz.
Arkadașlarımız kurulumda ayrıntılı açıklama yapar. Kullanım bilgilerini
tüketiciye aktarır. Özel günlerde kutlama ve kampanya bilgilendirme içerikli
SMS‘ler atarız. Her yıl ürün tanıtım kokteylleri düzenler, müșterileri
mağazaya çağırır, yeni ürünleri tanıtırız. Çalıșma arkadașlarımızla her
pazartesi toplanır, önümüzdeki haftayı planlarız. Mobilyayı uyumlu teșhir
ederiz. Bunun için her yıl dekorasyon ve mobilya fuarlarını takip eder,
oradan fikirler ve beğeniler tașırım. İșimizi severek yaparız.”
Anabayi Vefa Limited’e övgüde bulunan Güneș, “Bayileri kollayan bir bölge
yönetimi var. İyi ki anabayimiz Vefa Ltd.” diyor.
Güneș’ e göre Türkiye’de mobilya artık yașam tarzı; insanların hayatındaki
önemi oldukça büyük. Eskilerde mobilya pahalıydı, artık ekonomik…
28 B‹zb‹ze
Boydak ile tanıșıklıkları 30 yılı așkın bir zamana dayanan
Çağdaș Mobilya’nın ikinci kușağını temsil eden Mesut Atik
İstikbal’in Gaziantep’teki ilk bayisiyken, 2006’dan bu yana
Mondi bayiliği yaptıklarını anlatıyor. Bu uzun ișbirliğinden
memnuniyetlerini ifade eden Mesut Atik, “Yatırım için mobilya
sektörünü düșünenler Boydak’tan vazgeçmesin. Boydak,
bayilerine karșı asla küçük hesaplar yapmaz. Boydak’ın bölge
bayileri, pazarlama müdürleri, diğer basamaklarda yer alan
yetkililerinden çok memnunuz. Çok sıcak ilișkilerimiz var.
Bașka bir büyük șirketin bayisi olarak yöneticilere ulașmak için
en az dört beș sekreterden geçmeniz gerekir. Ama bizler
Boydak’ın zirvesindeki Hacı Boydak ile rahatlıkla görüșebiliriz”
diyor.
Mondi’nin ürün gamının genișletilmesini isteyen Mesut Atik,
bunun nedenlerini șöyle sıralıyor: “Evet, mevcut ürünlerle 800
metrekareyi dolduruyoruz ama isterim ki bir 800 metrekareyi
daha doldurayım. Biz bayilerin büyüyebilmesi için biraz daha
ürün çıkarılmalı. Modellerin yakından takip edilmesi, bizim için
çok önemli. Mesela piyasaya yeni giren bir ürünün mutlaka
Mondi’de de hemen çıkmasını istiyorum. Piyasaya yeni giren
bir ürünü ‘A’ markasında, ‘B’ markasında görüyorum, markasız
ürünlerde de görüyorum, herkes kaymağını yedikten sonra
Mondi’de çıkıyor. Yenilikçi bir konsept olmadığı için genç
çiftlere ürün satamıyoruz. Önemli bir müșteri kitlesine
seslenemiyoruz. Çünkü genç çiftlere bir evin tüm ihtiyaçlarını
satabiliriz. İște bu gibi nedenlerle yeniliklerin Mondi’ye de
anında yansıtılması gerekiyor.”
B‹zb‹ze 29
BAY‹LER
REG‹NA BAY‹‹ DURUCU MOB‹LYA
HES KABLO BAY‹‹ GEYLAN‹ ELEKTR‹K
PAZARIN SADECE YÜZDE 10’U HAZIR MUTFAKTA
ANKETLERLE MEMNUN‹YET ÖLÇÜMÜ
Durucu Ailesi, 1995’te Gaziantep’teki ilk teșhirli İstikbal
mağazalarından birini açmıș, 2000’de Bellona’ya geçmiș. Ancak
Boydak Grubu’nun mutfak sektörüne gireceğini öğrendikleri
anda, hiç düșünmeden bayilik bașvurusunda bulunmușlar. Aynı
zamanda mimar olan ve inșaat sektöründe de faaliyet
gösteren Mustafa Durucu, “Regina için hiç tereddüt etmedik.
İnșaat sektöründe de çalıștığımız için markamızın desteğini
arkamızda görmek istedik. Hem mimarlık hem inșaat firmamız
faal durumda. Gaziantep, İstanbul’dan sonra neredeyse en çok
göç alan kentlerden. Dolayısıyla inșaat sektörü çok hareketli.
Yani bizim Regina ve inșaat firması ișlerimiz birbirini besliyor.
Projelerimizde de İstikbal mutfak kullanıyoruz” diyor. Mustafa
Durucu, Gaziantep’te mutfaktaki pazar payının yüzde 10’unun
hazır markalarda, yüzde 90’ının merdiven altı imalatçılarda
olduğunu belirtiyor: “Yerel bazda kendisini kanıtlamıș
firmalarla mücadele içindeyiz. Hazır mutfağın oturması,
Gaziantep için biraz zaman istiyor. Ama gün geçtikçe daha iyi
oluyor. Çünkü önümüzde yüzde 90 gibi çok ciddi bir pazar
var. Merdiven altı sektörde fiyatlar çok değișken. Bizden çok
altta satanlar da, üstte satanlar da var. Bizim rekabetimiz
fiyatta değil, kalite, servis, zamanında teslimde. Arkamızda çok
ciddi bir holding desteğimiz var. Buraya gelen müșteri de
zaten bunun bilicinde, almaya hazır geliyor. Kafasında șüphe
olanlara da markanın güvenilirliği, bir marka satın almanın
artılarını, markamızın gücüyle ömür boyu satıș sonrası servis
hizmetini (merdiven altı bunu çok nadir yapıyor) anlatıyoruz.”
KDV indirimi, merdiven altı sektördeki KDV’siz satıșlar
nedeniyle Regina’ya çok yansımamıș ama Durucu’nun
2011’den beklentisi, hem piyasaların toparlanması hem
insanların panik havasından kurtulması nedeniyle yüksek.
Geylani Elektrik, 1978
yılından bu yana
Gaziantep’in ticaret
hayatında. Ancak
Geylani Elektrik’in
Boydak Grubu’yla
yollarının kesișme tarihi
daha kısa. Șirket 12
yıldır Hes Kablo ürünleri
satıyor. Beyhan
Hıdıroğlu, Boydak Holding’le çalıșmanın avantajlarını
sıralarken, öncelikle ürün kalitesi ve güvenilirliği sayıyor. Bu
duruma kanıt olarak da Hes ve Boydak Grubu’nun
piyasadaki itibarını gösteriyor. Müșteri memnuniyetinin ana
nedenleri arasında da Boydak Grubu’nun fiyat politikasındaki
müșteri memnuniyeti yaklașımını görüyor. “Gönül rahatlığıyla
ve güven içinde çalıșabiliyorsunuz” diyen Hıdıroğlu, övgüyle
söz ettiği Boydak yönetiminden mutlu ve huzurlu çalıșma
ortamının devamını istiyor.
Geylani Elektrik’in temel anlayıșı da, ‘șartlar ne olursa olsun,
müșteri memnuniyeti’. Bu memnuniyeti sağlamak için
kullandıkları temel yöntem, anket sistemi. Hem yıllık hem de
iki aylık periyotlarla anket yapıyorlar. Anketlerde kalıcı 500
müșterilerinin yüzde 50’sini baz alıyorlar. Anketlerle birlikte
gelen șikâyetleri değerlendiriyor, bu șikâyet belli bir
yoğunluktaysa değerlendirip düzeltiyorlar. Hıdıroğlu, çok
büyük bir șirket olmadıkları için hareket kabiliyetlerinin çok
kolay olduğunu söylüyor.
2009-2010 yılında yüzde 10, 2010-2011’de de yüzde 7
büyüyen șirketin hedefi yüzde 10. Șimdiden yüzde 6’lık bir
eğri yakalamıșlar.
HEs KABLO BAY‹‹ AKINAL ELEKTR‹K
HES KABLO BAY‹‹ DO⁄Ufi ELEKTR‹K
“MÜfiTER‹ ‘KABLO’ DEMEZ ‘HES KABLO ‹ST‹YORUM’ DER”
M‹MARLIK BÜROSU G‹B‹
Doğuș Elektrik’e girdiğinizde, bu ișyerinin bir mimarlık bürosu,
reklam ajansı veya herhangi bir büro olduğunu düșünmeniz
mümkün. Çünkü burası alıșageldiğimiz bir elektrikçi gibi değil.
Hayli geniș ve boș bir alandan girdiğiniz mağazanın giriș
katının kalan yarısı büro șeklinde düzenlenmiș. Müșteriler
Doğuș Elektrik’e girdiklerinde, doğruca müșteri temsilcilerine
gidiyorlar. Siparișlerini veriyorlar. Müșteri temsilcileri, bu
siparișler doğrultusunda bilgisayardan malzemenin çıkıșını
yapıyor. Bir așağı katta bulunan depoda çalıșan personel
sipariși bilgisayardan görüyor ve hemen malzemeyi hazırlıyor.
Müșteri depo çıkıșından ürünü alıp, ayrılıyor. Uygulamanın
Türkiye’de bir ilk olduğunu söyleyen Fethi Eyisabancı, “Artık
her șeyimiz bilgisayarda. Müșteri bir ürünü sorduğunda
hemen cevap veriyoruz. Çünkü ürün elektrik malzemesi
olunca, insanların beklemeye tahammülü yok. Müșteriler
sistemimizden çok memnun” diyor.
Doğuș Elektrik’in Boydak Grubu’yla tanıșıklığı 10 yıl öncesine
dayanıyor. Sattıkları malzemeler içerisinde Hes Kablo ürünleri
de varmıș. Ancak ilișkilerdeki güvenle birlikte ticaretin de
giderek arttığını ve son üç yıldan bu yana sadece Hes Kablo
ürünlerini sattıklarını belirten Eyisabancı, “Hizmetin en iyisini
30 B‹zb‹ze
alıyoruz. Ve en güzeli, dürüstlük. Sattığımız maldan eminiz.
Biliyoruz ki Hes Kablo’da hile hurda olmaz. O nedenle
rahatça satıyoruz” diyor.
2010, hem küresel krizle birlikte duran inșaat sektörü Mart
2010’dan itibaren hareketlendiği hem de bin 600
metrekarelik yeni mekânlarına geçtikleri ve çeșit
artırabildikleri için yüzde 100’e yakın büyüdükleri bir yıl
olmuș. Bu yıl da büyümeyi hedefleyen Eyisabancı, kâr marjının
artırılmasının bayilerin elini güçlendireceğini söylüyor.
Akınal Elektrik’in Hes Kablo ile ișbirliği 25 yıl öncesine
dayanıyor. Tüm bu zaman zarfında Hes Kablo, Akınal
Elektrik’in ana ürünlerinden biri olmuș. Proje, taahhüt, satıșla
birlikte teknik ve idari konularda hizmet veren mağazanın
sahibi Mehmet Akınal, Hes Kablo Boydak Grubu’na geçtikten
sonra ișin büyüdüğünü söylüyor: “Çünkü Boydaklar ile birlikte
iș anlayıșı değiști. Reklamlara önem
verildi, reklam mecraları iyi kullanıldı.
Malın tanıtımı, marka bilinirliği temel
alındı. Müșteri ilișkisine çok önem
verildi, müșteriye yakınlık gösterildi.
Boydak Grubu, ișine gerçekten
hakim insanları bayiliklerine aldı.
Mevcut Hes bayileri, ciddi anlamda
elektrikçi esnaftır. Mesela çok büyük
ciro yapmamıza rağmen, bizimle
bayilik anlașması yaptılar. Boydak
Holding, dürüstlüğe, sadakata önem
veren bir gruptur. Dürüst olunca,
büyümenin kendiliğinden geleceğine
inanıyor ve bunu yașıyoruz.” Akınal,
Hes’in müșteri tarafından markasıyla
istenilen ürün olduğunu belirterek
șöyle devam ediyor: “Müșteri ‘kablo istiyorum’ demiyor, ‘Hes
Kablo istiyorum” diyor. Sektörün profesyonellerinden değil,
halktan söz ediyorum. Hes adıyla yaygın bir markadır. Diğer
markalarla arasında bir miktar fiyat farkı olmasına rağmen
tercih ediliyor. Çünkü elektrik malzemesi yiyecek, giyecek, ev
eșyası gibi değildir, tehlikeler doğurabilecek bir malzemedir.
Dolayısıyla Hes Kablo’nun güvenilirliği
bilindiğinden, fiyat farkına karșın bu
markayı tercih ediyorlar. Boydak
Grubu’ndan memnuniyetini dile
getiren Akınal, sadece kârlılığı az
buluyor.
Akınal satıș sonrası müșteri
memnuniyetine önem verdiklerini
belirtiyor, “Kabloda malzemeye
güvendiğimiz için, bir sorun
bildirildiğinde kullanım hatası olduğunu
biliyoruz. Ama bunu doğrudan
müșteriye söyleyerek onu suçlamak
yerine, sistemi anlatarak ikna ediyoruz.
Bazen direniyorlar ama önce doğru
șeklini anlatıp sonra yanlıșı gösterdiğiniz
zaman ikna oluyorlar” diyor.
B‹zb‹ze 31
KAMERA ARKASI
‹deal Comfort’un reklam›nda
profesyonel bir oyuncu yok.
Özellikle yok. Çünkü yatak,
insanlar›n gerçek sorunlar›na
çözüm sunuyor. Bu nedenle
reklamda da gerçek insanlar
kullan›lmas› uygun
bulunmufl. Reklam›n ünlü
yüzleri Nasuh Mahruki ve
Tülin fiahin de yata¤›n
do¤rudan faydalar› dikkate
al›narak seçilmifl
32 B‹zb‹ze
Bin kișiyle, yüz yüze görüșülmüș. Bir, beș ve 10 yıllık çiftlere, eșiyle yatak
seçimlerinin uygunluğu sorulmuș. Ortaya çıkmıș ki, yeni evliyken bu tür
ayrıntıları dert etmeyen çiftler birkaç yıl sonra çözüm peșine düșüyor.
Yatak ayırmanın akıllardan bile geçmediği toplumumuz için çareyi İstikbal
bulmuș. “Tek yatakta çifte konfor” sloganıyla sunulan İdeal Comfort’un
reklam çekimlerini sizin için izledik.
Reklamın kahramanı, bu yıl lansmanı yapılan kișiye özel yatak serisinin
yıldızı olan İdeal Comfort. Yatağın kumașı oksijen terapi teknolojisiyle
üretilmiș. Uyku sırasında oksijen miktarını artırdığı için, kısa süre bile
uyunduğunda, temiz havanın etkisiyle dinlenmiș olarak kalkılıyor. Ama
yatağın en önemli özelliği, bir tarafının yumușak bir tarafının sert olması.
Reklamda, yatağın bu özelliği, dört çift üzerinden anlatılıyor. Çekim,
Türkçe karșılığı 'tanıklık' denebilecek, reklam oyuncularının ürünle ilgili
kendi kullanım görüșleri ve deneyimlerini aktaracağı ‘testimonial’
formatta yapılıyor. Bu formata uygun olarak da dört çiftten ikisi, șimdiye
kadar hiç reklamda yer almamıș. Sıcak bir çalıșma ortamı sağladığı
çekimde amatör oyuncuları motive eden yönetmen Ali Erdemci,
“Oyuncular, ‘sokak kastı’ denilen, tanıdık, tanıdığın tanıdığı gibi yollarla
seçildi. Ön çekimler ardından eleme yaptık. Son elemede de, kamera
fobilerinin olup olmadığına, tekrarlarda ne kadar doğal davrandıklarına
baktık. Șimdiye kadar reklamlarda rol almamıșlar, bundan sonra șansları
açılırsa bilemem. Kameraya alıșkın değiller, ama biz bu durumu bir
avantaja dönüștürmeye çalıșıyoruz. Onları mümkün olduğunca rahatlatıp,
önceden belirlediğimiz metinleri kendi cümleleri gibi vermelerini
amaçladık” diyor.
Reklamın ünlüleri de, yatağın doğrudan faydaları dikkate alınarak seçilmiș.
Nasuh Mahruki, AKUT’un hem kurucusu hem bașkanı, aynı zamanda
KÜNYE
GERÇEK ‹NSANLAR
Yönetmen Ali Erdemci, ilk kez kamera karfl›s›na
geçen oyuncular› rahatlatmaya çal›fl›rken,
Nasuh Mahruki ve Tülin fiahin’in kameraya al›flk›n
oyunculuklar› dikkat çekiyor
Reklamveren: Boydak Holding – İstikbal Reklamveren Yetkilisi: Murtaza Durmuș, Fadime Özcan Reklam Ajansı: Klan
Yaratıcı Yaratıcı Yönetmen: Ediz Kurtbarlas Yaratıcı Ekip: Cüneyt Tiryaki, Sezgi Olgaç, Ahmet Sefer, Halit Demirel, Serhat
Akavcı, Alev Bozduman, Sait Akdemir Müșteri İlișkileri: Sibel Yeșileker, Merve Hașimoğlu Ajans Prodüktörü: Saime Akçura
Prodüksiyon Șirketi: Haylazz Yönetmen: Ali Erdemci
GERÇEK H‹KÂYELER,
aktif bir spor hayatı var. Mahruki dağ
tırmanıșlarında çok uzun süreler uykusuz kalabiliyor
ama evinde rahat ve sert bir yatakta uyumak
istiyor. Türkiye’nin tanıtım yüzü olan Tülin Șahin’in
de günleri defileden defileye, tanıtımdan tanıtıma
koșturarak geçiyor. O da sert yatakta uyumayı
sevenlerden. Peki yumușak yatakta uyumayı seven
eșleri? Fedakarlık onlara düșüyor… du. “Artık”
diyor İstikbal, “kimse fedâkarlık etmeyecek, herkes
istediği yatakta uyuyacak.”
ȘANSLI BİR ÜRÜN, ȘANSLI BİR KAST
Yönetmen Ali Erdemci, çalıșma ortamından,
üründen, senaryodan, kasttan ve ekipten çok
memnun. Sıcak, ferah, taze bir ortam yaratmaya
çalıșmıșlar. Erdemci, İdeal Comfort’un söyleyecek
çok lafı olduğunu belirtiyor: “Ürün reklamcılık
açısından bir ihtiyaçtan yola çıkılarak olușturulmuș
olduğu için șanslı. Çiftler ortak sorunu dile
getiriyor, sonra çözümü sunuyoruz. Yine ürün iyi
olduğu için senaryo da düzgün. Oyuncular da öyle.
Yönetmen olarak bazen razı olmak zorunda
kalırsınız. Bu öyle değil. Mahruki saygın, güvenilir bir
imaj. Șahin de Türkiye’nin yüzü olarak tanınıyor,
medyanın fazla gözü önünde olmasına rağmen
saygınlığını korumuș bir isim. İdeal isimleri
bulduğumuzu düșünüyorum.”
nasuh mahruki: SERT YATAK VE YASTIK
OLMADAN GECEM KÖTÜ GEÇER
Nasuh Mahruki, kameraya alıșkın. Televizyon reklamlarında
oynamıș, kendisini çekerek belgesel yapmıș. Yenilikleri
denemeyi sevdiğini söylüyor. Reklama da çok değișik bir
deneyim olarak bakıyor. Ancak eși için durum farklıydı. İlk kez
kamera önüne çıkmanın heyecanını yașıyordu.
Ürünle ilgili görüșünü sorduğumuz Mahruki, yatağın önemine
değiniyor: “Yattığım yer çok önemli. Benim yatağım da yastığım
da serttir. Bu nedenle otellerde çoğunlukla rahatsız oluyorum,
o gecem kötü geçiyor.”
Kamera karșısındaki rahatlığıyla dikkat çeken Mahruki, eșiyle
birlikte böyle bir deneyim yașamaktan da çok memnundu.
B‹zb‹ze 33
KAMERA ARKASI
KÜNYE
Reklamveren: Boydak Holding Bellona Reklamveren Yetkilisi:
Murtaza Durmuș, Serpil Savașçı
Reklam Ajansı: Piramit
Yaratıcı Yönetmen: Deniz
Köker Yaratıcı Grup: Hatice
Ekși, Beske Köker Duru Müșteri
İlișkileri: Deniz Sesli, Ayșe Ișın,
Doli Bolkar, İnci Karatağ
Prodüksiyon Șirketi: Kala Film
Yönetmen: Hakan Yonat
Medya Șirketi: Mindshare
Mecra: TV, Basın, Radyo,
Outdoor, İnternet
ÜÇ DE YETMEZ BEfi TANE,
BELLONA’DAN VER
Bellona tutkusunu odadan
odaya, evden eve yayma
hedefindeki Moderno
reklam›yla birlikte bu y›l›
Bellona’n›n imaj yüzü,
sevilen sanatç› fievval Sam
oldu. Müzikal havas›ndaki
reklamda hissedilen keyif,
sete de hâkimdi
34 B‹zb‹ze
Yaklașık 70 kișilik kadro, üç gündür ișbașında. Çekilecek çok fazla plan,
ama az zaman var. Bu șartlarda sette bir gerginlik olsa yeridir, değil mi?
Ama bırakın gerginliği, bir keyif hali hüküm sürüyor. Yönetmen Hakan
Yonat bu eğlenceli ortamı uzun süredir Boydak Holding ile çalıșmasının
getirdiği sahiplenme duygusuna ve tabii ki Șevval Sam’ın ıșıltılı enerjisine
bağlıyor.
Șevval Sam, Bellona’nın bu yılki imaj yüzü. Her yılın ilk aylarında olduğu
gibi bu yıl da Bellona için bir imaj filmi çekilmeden önce, reklamı
sürükleyecek bir isim düșünülmüș. İmaj filminin ürünü, içinde farklı
markalarla yatak, yemek, oturma odaları takımları bulunan Moderno
serisi. Takımlar farklı zevkleri yakalayabilecek bir anlayıșla tasarlanmıș ama
adından da anlașılacağı gibi genel çizgisi modern ve sade. Kullanımda
fonksiyon ön planda; kitabeli masalar, kalabalık misafir ağırlamaya uygun,
yemek masasında açma kapama kolaylığıyla hem ergonomik hem de
modern yașamın ihtiyaçlarına uyum sağlayabilecek bir seri. Hedefi, șehir
yașantısı içinde sadeliği isteyen ama kaliteden de ödün vermeyen
gençler. Peki bu durumda reklamda kim olmalı?
Hem daha eğlenceli bir ruh yakalamak hem Moderno serisini daha
sansasyonel olarak duyurmak için șarkı söyleyebilen, kurum imajına
yakıșır bir isim arandığında, akıllara Șevval Sam gelmiș. Türk halkının
Bellona’yla özdeșleștirebileceği bir isim olarak görülen Șevval Sam,
gerçekten de insanları etkilemeye çekim ekibinden bașlamıș. Reklamda
sağlanmaya çalıșılan eğlenceli, keyifli hava, sette de hâkim.
Yönetmen Hakan Yonat, “Profesyonel birisiyle çalıșmak çok kolay.
Șevval olmasaydı, șu andaki çekimin dört beș saat gerisinde olurduk.
Çünkü çok fazla plan var, ama hızlıyız. Șevval’i yormadan bu kısmı
bitiriyoruz” derken, bu sözleri duyan Șevval Sam setin diğer ucundan
gülerek yönetmenine sesleniyor, “Evet evet”. Yonat devam ediyor:
“Șevval’den çok sıcak bir mesaj alınıyor. Oyunu, enerjisi pozitif ve sürekli
katkıda bulunuyor. Bu hali de setteki enerjiyi çok pozitif etkiliyor. Șevval
Sam, ürün açısından da müthiș bir uyușma içerisinde. Setin genelinde,
markanın kendisi, markanın firması, ajansıyla çok uyumlu bir çalıșma
flevval sam: “senaryo ÇOK E⁄LENCEL‹”
Artık evlerimize konuk olmaya bașlayan reklam, önce ezgisiyle bizleri yakalıyor.
Senaryo gereği tekir kedisiyle Bellona’sına kurulan Șevval Sam, Bellona tutkusunu
ifade ettiği șarkısıyla kadınları peșinden sürüklediği senaryoyu çok beğenmiș.
“Senaryo çok eğlenceli” diyor Șevval Sam, “Bu șarkıyı daha önce bir filmde
okumuștum zaten. O yüzden bildiğim, Türkiye'nin de bildiği bir melodi, çok
sempatik. Filmin de kaynaștırıcı bir mesajı var. Çekimler de çok iyi, çok keyifli.
Profesyonel bir ekiple çalıșıyoruz, her șey yolunda. Tabii benim için çekimlerin en
güzel taraflarından biri, rol arkadașım kediydi, çok güzeldi.” Sam, özel bir kurguyla
planlar hissettirilmeden birbirine bağlanarak ortaya çıkarılan bu ‘müzikal’den
memnundu.
BELLONA TUTKU HALİNE GELECEK
Reklam, evin tüm mobilya ihtiyacını uyum içinde karșılayacak
koleksiyonlar sunan Moderno’nun kadınlar için bir tutku haline
geleceğini anlatıyor. Sadece salonda bir Bellona olması
yetmeyecek, yatak odasında da, yemek odasında da oturma
odasında da Bellona olacak. Yani bir kere Bellona sahibi olan
mutlaka daha fazlasını isteyecek. Tabii bu mesajı en iyi
anlatacak șarkı olarak da ‘Ver Allah’ım ver’ seçilmiș. Reklam
sadece televizyon kanallarında değil, radyolarda ve internette
de karșımıza çıkacak.
olduğunu söylemeliyim. Benim Boydak ile çalıșmam da eski
yıllara dayanıyor, bende özel bir yeri vardır. Bu da enerjiyi çok
etkiliyor. (Boydak Holding Reklam ve Halkla İlișkiler Müdürü
Murtaza Durmuș’u kastederek) Murtaza Bey de hep burada.
Profesyonelliğin yanında daha amatör bir bakıș açısı gerekiyor
ki, kurumu sahiplenme de bu bakıșı sağlıyor.”
YATAKTA ‘REFORM’
Moderno’nun set komșusu da yine Bellona’nın Reform
yataklarıydı. Bir yataktan ne beklenirse sunan, içindeki gümüș
iyonlarla günün gerginliğini alan anti stres ve anti bakteriyel
özellikli Reform’un bir özelliği de, neredeyse çarșaf sermek bile
istemeyeceğiniz deseni. Șiltenin her iki tarafta da kullanılabildiği
yatağın iki yüzü farklı seçenekler sunuyor. Çift taraflı yatağın bir
tarafı yumușak bir tarafı sert.
B‹zb‹ze 35
renkler
Nasuh Mahruki, “Tekrar
zirveyi düflünüyor
musunuz?” sorumuza
karfl›l›k “Neden olmas›n”
derken, yeni bir
heyecan›n ipucunu verir
gibiydi. Mahruki’nin
Everest zirvesine
t›rman›rken çekti¤i
foto¤raflar›n sergisi
Türkiye’yi geziyor.
“H‹ÇB‹R fiEY
HAYAT KURTARMAKLA KARfiILAfiTIRILAMAZ”
Ekipler sizin çağrınızla mı kuruluyor?
Hayır. Bölgedeki insanlar, “Yaptıklarınızı takdir ediyoruz
ve biz de yapmak istiyoruz” diyorlar. Tanıșıyoruz ve
bakıyoruz, hayatı bizim gibi mi algılıyorlar mı, yapabilirler
mi? AKUT’un çok güçlü bir kurum kültürü vardır.
Nasuh Mahruki bir ilkelerini flöyle aç›kl›yor: “Kural olarak
kurtard›¤›m›z insanlarla görüflmeyi tercih etmiyoruz. Çünkü
en çaresiz zamanlar›nda hayatlar›na giriyoruz, kurtarmak için
çabal›yoruz. Operasyon sonras›nda onlar›n hayatlar›n› bize
bir manevi borç yüküyle sürdürmelerini istemiyoruz”
Türkiye AKUT’u 19 Ağustos Depremi’nde tanıdı. O zamana kadar adını bilmezken,
depremin ikinci gününde, artık enkazdan enkaza koșan AKUT’un adını ve kurucusu
Nasuh Mahruki’yi tanımayan kalmamıștı. Deprem ardından AKUT, ülkenin tüm
kurumlarını gerisinde bırakarak Türkiye’nin en güvenilir kurumu seçildi. Mahruki’yle, acı
bir tesadüf eseri Japonya’nın büyük bir depremle sallandığı günlerde, özverili
çalıșmalarını konuștuk.
Kitapçılarda son kitabınız, ‘Kendi Everest’inize Tırmanın’…
Evet, kișisel gelișim temalı bir kitap. 15-16 yıldır kișisel gelișim seminerleri
veriyorum. Üç sene de Bahçeșehir Üniversitesi’nde ders verdim. Bu seminer ve
dersleri uzun süredir kitaplaștırmayı istiyordum. Kitap üzerinde de uzun zamandır
çalıșıyordum. Herkesin kendi potansiyelini keșfetmesi ve o potansiyeli gerçek
performansa dönüștürebilmesi için bir yol haritası. Herkesin tırmanabileceği bir
Everest’i olduğu düșüncesiyle yazdım. Özellikle Türkiye’nin genç nüfusuna
kendilerini tanımaları, keșfetmeleri, potansiyellerini ortaya çıkarmaları için kendi
hayatımdaki yolculuğu anlattım. Okuyuculardan çok güzel tepkiler alıyorum, çok
motive olduklarını söylüyorlar, “Artık daha fazlasını yapabileceğime inanıyorum”
diyorlar.
AKUT 15 yılı geride bıraktı. Siz bir ilktiniz. Bu örnekten yola
çıkılarak kurulan kaç dernek var bugün?
Çok... Sayısını kimse tam olarak bilmiyor.
Peki bu sistem gerektiği gibi olușuyor mu?
Tabii hiçten bugüne gelmesi, Türkiye için çok büyük bir kazanç. 17 Ağustos
Depremi’nin sabahında arama ve kurtarma yapmak üzere kurulmuș tek sivil toplum
kurulușu bizdik. Bu örneğin etkisiyle artık belediyelerin, fabrikaların, șirketlerin, Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin arama kurtarma ekipleri var. Türkiye için büyük kazanç oldu.
AKUT’u oluștururken mutlaka önemini biliyordunuz ama 17
36 B‹zb‹ze
Ağustos’ta “Ne kadar iyi yapmıșız” dediniz mi?
Tabii. Biz doğru yolda olduğumuzu biliyorduk ama bir kitlesel afeti
hesaplamamıștık, beklemiyorduk. Ama sonuçta bu konuda çok
büyük bir boșluk olduğunun farkındaydık. Toplum bizi 17 Ağustos’ta
tanıdı ama o bizim 34’üncü arama kurtarmamızdı. Bugüne kadar da
850’nin üzerinde operasyona katıldık. Kurtardığımız insan sayısı da
bin 209 ve sürekli artıyor.
İnsanı, bir can kurtarmak kadar tatmin edebilecek
hiçbir șey yoktur herhalde?
Hiç. Hiçbir șeyle karșılaștırılamaz. Bașka bir șey. İyi ki yapmıșız.
AKUT’a ne kadar vakit ayırıyorsunuz?
Çok vakit veriyorum. Ama eskisi gibi operasyonlara katılmıyorum.
Yönetim kurulu bașkanı olarak daha çok stratejisiyle ve kurumsal yapısıyla
uğrașıyorum. AKUT’u bu șekilde büyüttük. AKUT’u kurma kararı
verdiğimizde, ben daha 26 yașındaydım. İstanbul’daki bir tek takımdan
ibarettik. Karadeniz’deki sele, Antalya’daki yamaç parașütü kazasına,
Adana’da depreme biz gidiyorduk… Tabii bu, çok sürdürülebilir bir
yöntem değildi. İkinci ekibimiz, depremden önce Antalya’da kuruldu. Çok
da bașarılı bir modeldi. Onu, her sene iki, üç tane ekip izledi. Bu sene
bitmeden 30 ekibimiz olacak. Bin 200 de gönüllümüz var.
Yeterli buluyor musunuz?
Arama kurtarma ekipleri ihbar geldiğinde olay yerine bir iki saatlik
karayolu mesafesinde bulunmadıkları sürece, hayır. Böyle olduğu
takdirde “Bu iș tamam, yeterince yaygın” diyebiliriz.
‘Hayat algısı’ dediniz… Nasıl seçiyorsunuz AKUT
bünyesine girecek insanları?
Öncelikle bu, gönüllü bir çalıșma. Buradaki herkesin vatan, millet,
cumhuriyet sevgisi bizimle aynı olmalı. İnsanları ayrımsız, koșulsuz,
karșılıksız, sonuna kadar sevmeleri ve her türlü fedakârlığı da göze
almaları gerek. Neden bu kadar titiziz? Çünkü üyelerimizi gecenin bir
vaktinde, karda kıșta operasyona gönderiyoruz. Söylenmeden göreve
gidiyor ve hayatlarını ortaya koyuyorlar. Bunu yapabilmek için
samimiyetle ülke ve insan sevgisi tașımaları șart. İnsanlarda önce bunu
görmek istiyoruz, gerisi kolay. Çünkü bu değerler varsa, gerisi eğitimle
verilir.
Kișilik özelliklerine de dikkat ediyor musunuz?
Tabii. Arama kurtarma bir takım ișidir, dolayısıyla gelecek insanların da
takım oyuncusu olmaları gerekir. Takımın bir parçası olup, takıma karșı
yükümlülüklerini yerine getirebilmeli. Fiziksel, ruhsal dengesinin yerinde
olması gerekir. Bu, diğerkam duygularla, yani bașkaları için yapılan bir
çalıșma. Hayatımızda hiç görmediğiniz ve bir daha da hiç
görmeyeceğiniz insanlar için çabalıyorsunuz. Onları, içine düștükleri
zor koșullardan alıyoruz, normal yașam koșullarına getiriyoruz ve
çıkıyoruz hayatlarından. Bu yapıda olan insanları arıyoruz. Çünkü
AKUT çok popüler, değerli bir kurum. AKUT’un gönüllüsü olduğunuz
zaman herkes size saygıyla bakıyor. Biz de kuruma bu niyetle
gelinmesini istemiyoruz. AKUT, vermek için gelinen bir kurum, bir șey
almak için değil.
Kurtardığınız insanlarla ilișkiler hiç sürmüyor mu?
Kural olarak kurtardığımız insanlarla görüșmeyi tercih etmiyoruz. Çünkü
en çaresiz zamanlarında hayatlarına giriyoruz ve operasyon sonrasında
bize bir manevi borç tașımalarını istemiyoruz.
Arama kurtarma misyonunuzu bașka bir șeyle
kıyaslayabilir misiniz? Mesela zirveyle…
Yok, hayır… Everest’in zirvesi, somut bir hedef. Gayret eder, çalıșırsanız
zirveye çıkarsınız. Ama birini ölümden çekip almak, bașka bir șey.
B‹zb‹ze 37
RENKLER
“ARABESK ALBÜMÜM B‹R M‹SYONDU,
M‹SYONUNU TAMAMLADI”
“‹nsanlar eflit ve herkesin
bir hikâyesi var. Herkesi
oldu¤u gibi kabullenmek
gerek. E¤er bir fley
de¤ifltirilecekse de, bu,
önce derdi olan o
insanlar›n dili konuflularak
yap›labilir. ‹nsanlar›n
dikkatini, onlarla ayn› dili
konufltu¤um zaman çektim.
fiimdi hayata dair
cümlelerimi söyledi¤imde
onlara ulaflabilmenin
yolunu açm›fl oldum.
Tart›flmalar hiç umrumda
de¤il. Yapmak istedi¤im bir
fley vard›, tam da istedi¤im
gibi yapt›m”
38 B‹zb‹ze
Șevval Sam, bir ses aktristi. Onu Karadeniz türküsü söylerken Karadenizli,
Kürtçe türkü söylerken Kürt, Rumca söylerken Rum gibi dinliyoruz.
Amacından emin, sonuçtan da memnun olduğu için, arabesk albümü
nedeniyle yapılan eleștiriler hiç umrunda değil… Lafı daha fazla
uzatmadan sizleri, yeni filminin müjdesini veren Șevval Sam ile baș bașa
bırakıyoruz.
Müziğin içine doğdunuz. Bașından beri aklınızda mıydı
müzik?
Hayatımın hiçbir köșesinde kariyer planı yapmadım. Kariyer, hiç
umrumda değil. Ben kendini bir șekilde ifade etme ihtiyacı hisseden,
herhangi bir insanım. Kendimi, sanat gibi hem estetik hem zevkli bir
alanda ifade edebildiğim için șanslı hissediyorum. Ve kendimi iyi
hissettiğim ișlerin içinde olmak, ister istemez bana bir kariyer yarattı.
Kendiliğinden geliști. Ama prensiplerim tabii ki var, ișimi yaparken.
Seçiciyim. Kendimi bütünleșmiș hissedebileceğim ișlerde yer almayı
tercih ediyorum. Bu gibi kriterlerim, beni bugün kariyer diye tabir edilen
bir noktaya getirdi. Bunun planını, programını yapmadım. İnsanlar
figürasyon, yașanan hadiseler senaryo, bulunulan ortamlar dekor. Yani
ben kendi iç hikâyem üzerinden devam ediyorum. Bu arada da yaptığım
ișlerle hayatın tadını çıkartıyorum, diyebilirim.
Siz bir ses aktristi gibisiniz. Hangi dilden, yöreden söylerseniz
söyleyin, sanki o yörenin, o dünyanın insanıymıșsınız gibi
okuyorsunuz. Nasıl oluyor bu samimiyet?
Dünyaya herhangi bir ideolojinin, milliyetçiliğin ötesinde bir yerden, insan
olmak, insan hakları, hatta canlı olanların yașam hakları üzerinden
baktığım için bütün bu farklılıklar bana çok renkli geliyor. Müzik
mevzubahis olduğunda da, her dilin kendine has bir ritmi ve müziği var.
İster istemez müzik kulağıyla o sesleri duyup, onun taklidini yapıyorum
aslında. Her coğrafyanın bir müzikal karșılığı oluyor ister istemez.
Karadeniz'de o sarp dağların, tabiatın kendine has bir sesi var.
Akdeniz'de bașka bir sıcaklık, Doğu Anadolu’nun bașka bir mistisizmi var.
Batı daha farklı seslerin, șivelerin,
tatların olduğu bir yer.
Yani empati kuruyorsunuz, o
bölgeyi anlıyorsunuz,
tanıyorsunuz ve bu samimiyet
oradan geliyor...
Kesinlikle. Tabii ki yapamayacağım
șeyler vardır ama ben aralarından
yapabildiklerimi seçiyorum. Önceliğim,
benim bir șekilde yüreğime geçmiș
olması. O ezgideki, cümle haline
dönüștürülemeyen hissiyatı, ruhu, tadı
benim almam lazım önce. Tarifi zor.
Ama onu, etnik müziğe bu anlamda
daha yakın hissediyorum. O sadeliği,
naifliği, o özü seviyorum. İnsan önce
kendi özünü aramak yoluna
düștüğünde, zamanla diğer insanlardaki
özü görmeye bașlıyor. Ya da yașamın
anlamındaki özü, o șarkılardaki özü…
O zaman iște, yüreğinize dokunuyor.
Dolayısıyla farklı halk türküleri, toprağa
yakınlığım itibarıyla da, beni biraz daha
fazla etkiliyor. Ama, ben aynı zamanda
oyuncuyum. O empatiyi oradan da
kullanıyorum. ‘Ses aktrisliği’ dediniz,
evet benim için oyunculuk gibi bir șey.
O yüzden albümlerde de farklı
konseptler üzerinden gitmeyi
seviyorum.
Dile karșı da bir yatkınlığınız
olmalı.
Bir empati kuruyorum ama aslında
duyduğumu taklit ediyorum. Çünkü
oralı değilim, bölgede yașamıș ve o
kaslarım gelișmiș değil ama esnekliğim
var buna dair. Bizim ailede böyle bir
temayül var; annem, babam, ablam…
20 küsur dilde șarkı söyleyen insanlar.
İnsanlarla çok yakın ilișki
kuruyorsunuz. Böyle bir
B‹zb‹ze 39
RENKLER
ortamda büyümenin katkısı mı,
yoksa sizin karakteriniz mi?
Aslında kimi de beni uzaktan çok
soğuk bulur. Yakına gelince insanlar
bașka bir enerjiyle karșılașıyorlar. Belki
karakterim, belki zaman içerisinde
bende gelișmiș bir kanal, bilemiyorum.
Ama herhangi bir sorun olmadığı ya da
kötü bir enerji gelmediği müddetçe
doğal ve samimi olmak en doğrusu
herhalde. Bu özellikle yaptığım bir șey
değil, karșımdan gelen etkiye göre de
bende o enerji gelișiyor. Ama, çalıșma
ortamında huzuru seviyorum. İnsanlarla
diyalogu seviyorum.
Müzik yolculuğunuz nasıl bir
seyir izleyecek?
Söylenecek çok șarkı, çok farklı tarzlar
var. Proje üretmeyi seviyorum. Bu
anlamda Kalan Müzik’le aynı dili
konușuyoruz. Hasan benim çok eski
arkadașım. O olmasaydı, içimdeki bu
farklılıkları ortaya çıkarmakta güçlük
çekebilirdim. Çünkü öyle bir esnekliğe
“
Hem çocuk hem de anne
nosyonunun ‹nsan›n
tekamülünde çok öneml‹
oldu¤unu düflünüyorum.
çocu¤unuz varsa baz›
sert sorular› es
geçem‹yorsunuz, s‹z
sormazsan›z o
soruyor”
40 B‹zb‹ze
sahip çok fazla prodüktör yok
piyasada. Biz de heyecanlanıyoruz yeni,
farklı bir konsept geliștiği zaman.
Çünkü yeni bir konsept, benim için de
yeni bir rol, yeni bir karakter oluyor;
bașka seslerimi keșfediyorum.
Mesela arabesk, bedenimdeki farklı
sesleri, ses tellerimdeki farklı tınıları
keșfetmem açısından ilginç ve çok
eğlenceli bir süreçti. Ben arabeski
seviyordum zaten. Lise döneminde her
tarz müziği dinlerdim, arabeski de çok
dinledim. Benim için tarza dair bir
sıkıntı yok. Türkiye'de bu kadar tepki
görmesinin sebebi, arabeskin sadece
müzikten ibaret olmaması. Bunun aynı
zamanda sosyolojik bir olgu olması.
İnsanoğlunun egosu, her zaman
kendini diğerlerinden farklı ve ayrıcalıklı
görmek ister. Arabesk dinleyen
insanların küçümsenme, așağılanma,
hor görülme hali var. Yașadıkları acı,
sıkıntı yanlıș politikaların sonucudur,
toplumsaldır, o insanların suçu değildir.
Ben tüm farklılıkları seviyorum, sınıf
hayata dair cümlelerimi söylediğim
zaman, onların zihinlerine ya da
kalplerine ulașabilme yolu açmıș
oldum. Yani ben arabesk konusunda
olumsuz düșünmüyorum. O
tartıșmalar da hiç umrumda değil.
Yapmak istediğim bir șey vardı, tam da
istediğim gibi bir șey yaptım.
farkı hariç. Dolayısıyla sınıf farkını,
insanları biraz daha yaklaștırabilmek
için aslında arabesk albümümün bir
misyonu olduğunu düșünüyorum.
İnsanların eșit ve herkesin bir hikâyesi
olduğunu, herkesi olduğu gibi
kabullenmek gerektiğini, eğer bir șey
değiștirilecekse de, bunun, önce derdi
olan o insanların dili konușularak
yapılabileceğini düșünüyorum.
İnsanların dikkatini, onlarla aynı dili
konuștuğum zaman çektim. Șimdi
“ANNE-ÇOCUK ‹L‹fiK‹S‹NDE K‹M
Anneler Günü’ne yaklașırken, biraz da annelik konușalım sizinle. Bir
söyleșinizde oğlunuzu șehir kargașasından uzak büyütmek istediğinizi
söylemiștiniz…
İsterdim ama yapamadım. Babasına düșkün bir çocuk. Babası İstanbul’da yașadığı için
ilișkilerinin incelmesini istemedim. Her ne kadar boșanmıș olsak da, aile bağlarımız
güçlüdür. Dolayısıyla biz de hayatımızı șehirde kurduk. Șehir de böyle değildi bizim
zamanımızda. 2000'lerden itibaren çok hızlı bir değișime uğradı, șehirde oturmak
farklı bir anlam ifade etmeye bașladı. Biz de șehirde büyüdük ama çocukluğumuzda,
șehirde piknik yapacak yerler vardı. Her taraf site değildi. Bu kadar sınıf farklılığı
yoktu. Bisikletlerle her yeri gezerdik, her yer bizimdi o zaman.
Anneliği nasıl tarif ediyorsunuz, siz anneliği nasıl yașıyorsunuz? Sizin
annenizle ilișkiniz, sizin anneliğinize nasıl yansıdı?
Ben, kendi tekamül hikâyesine odaklanmıș biri olduğumu düșünüyorum. Bu anlamda
etrafımdaki her șey gibi anne ve çocuk ilișkisi de bana hayatla ilgili ipuçları veriyor.
Annemin tecrübeleri bana bazen ne yapmam ya da yapmamam gerektiğine dair
Mağdur yanında durdunuz yani...
Burada mağdur olan sadece o halk
değil, burada mağdur olan aynı
zamanda bu müzik de. Çünkü bu
müziğin çok iyi örnekleri de var. Bu, ne
olursa olsun bir eser. Tabii ajitasyon
içerenlerinden bahsetmiyorum. Her
klasik eser, her caz eseri, her özgün
sayılabilecek eser, kaliteli ve güzel diye
bir kaide yok. Her Karadeniz türküsü
güzel değil, her Ege türküsü güzel değil
ya da her Orta Anadolu türküsü..
Aralarında iyisi var, kötüsü var.
Arabesk müzikteki iyi örnekler de, o
mağdur olan halk kadar mağdur oluyor
ve ben bundan da hoșlanmıyorum.
Üstelik illa ağlaya bağıra söylemek
gerekmediğini de göstermek istedim.
O șarkıları son derece sade ve zarif bir
tavırda söylemeyi tercih ettim.
Beklediğiniz tepkiyi aldınız mı?
O sosyolojik önyargı çok baskın
insanların üzerinde. Ben konuyu
tartıșmaya açmadım. Yani, onu ben
yaptım, isteyen dinler, dinlemez. Zaten
amacına ulașırsa, onu eleștirecek
insanlar üzerinden değil, bașka bir
kanaldan ulașacak. Önemli olan oraya
ulașmasıydı; oraya da ulaștı.
Devam edecek mi bu misyon..
Hayır, o misyonunu tamamladı.
Beste yapmaya devam mı?
Ancak bir proje olduğu zaman, o proje
için beste yapıyorum. O bir odaklanma
istiyor. Șu aralar çok yoğun tempoda
çalıșıyorum. Gerçi bu tempo, dozunu
kaçırmazsanız bir enerji veriyor. Ben
öyle boș oturabilecek biri de değilim.
TRT’deki yeni programınızdan
memnun musunuz?
Memnunum. Konuklarımızla tatlı tatlı
sohbet ve güzel bir müzik oluyor.
Ayrıca eğitim sürecim sürmüș oluyor.
Müzikle ilgili akademik bir geçmișim
yok. Kalan Müzik benim için bir
üniversite gibi oldu. Eğitim bu
programla da devam ediyor.
Dizi ya da film falan var mı?
Dizi düșünmüyorum bir müddet.
Çalıșma koșulları çok ağırdı. Bir bölüm
90 dakika çekilecek diye kaliteden
düșüyor. O kadar yorulmușum ki bu
ișlerden… Ama sinema filmi var. Mayıs
ayında Adıyaman'a gideceğiz.
Adıyaman'da ama etnik bir film değil,
daha evrensel bir hikâyesi var, bir
kadın hikâyesi… Belçika’da sinema
okuyan bir Türk arkadașımın bitirme
projesi aslında. Normalde kısa metrajlı
çekeceklermiș, o uzun metrajlı yazmıș
ve çok destek görmüș. Festivallere de
yollayacağı bir film olacak.
KÜÇÜK K‹M BÜYÜK, BAZEN KARIfiIYOR”
çok yakın örnekler teșkil ediyor. Çocuğumda ise o yașıma
kadar olan sürecimi, yani o büyüdükçe onun geçtiği
yașlardan, geçtiğim yașları temize çekerek geliyorum. İnsan
hayata dair sert sorular sormayı ihmal edebiliyor tek bașına
olduğu zaman. Ama, çocuğunuz olduğu zaman es
geçemiyorsunuz. Çünkü siz sormasanız o soruları kendinize,
o size soruyor. Bu anlamda hem çocuk hem de anne
nosyonunun, insanın tekamülünde çok önemli bir yapı tașı
olduğunu düșünüyorum.
Anne çocuk ilișkisi, bazen kimin küçük kimin büyük
olduğunun belli olmadığı bir ilișki. Annemle olan ilișkimde de,
çocuğumla olan ilișkimde de böyle. Ben öyle aman çocuğum
yemeğini yedin mi, dersini çalıș, diyen bir anne değilim. Tam
tersine “SBS'ye girmek istemiyorum” dedi, “Girme”, dedim.
Çünkü Türkiye'deki eğitim sistemine inanmıyorum. Okulların
bu çocuklara bir șey verdiğini düșünmüyorum hatta aldığını
da düșünüyorum. Bu sınav süreci içerisinde, müzik, resim
dersleri kalkıyor, beden dersleri kısıtlanıyor… E, bu çocukların
en çok eğlenmesi, yaratıcılıklarını, hayal güçlerini geliștirmeleri
gereken yerde testler, ezberler...
Onun da müziğe ilgisi var mı?
Var, var. Okulda bir grupları vardı, ama bu sene sınav senesi,
ne yapacaklar bilmiyorum. Okulundan çok memnunuz. Çok
baskıcı ve rekabetçi bir okul değil. Sınıfının iki șubesi var, biri
yabancı biri Türk öğrenciler için. Farklı ülkelerden çocuklar
var, dolayısıyla çok renkli bir kültürel ortam.
Müziğe devam edecek mi?
İstiyor. Oyunculuk yapmak istiyor ama, önümüzdeki sene
liseye bașlayacak. Yetenek sınavını geçerse, Güzel Sanatlar
Lisesi'ne vermek istiyorum. İnșallah, bakalım.
B‹zb‹ze 41
yen‹
STRATEJ‹K DÜfiÜNCE
ORDULARDAN ÇOK fi‹RKETLERE LAZIM
“Çok övündü¤ümüz bir geçmiflimiz var. Alparslan,
Osman Gazi, Barbaros Hayrettin veya Mustafa
Kemal'in stratejik düflünme biçimleri yaln›z askeri
okullarda okutuluyor, ama belki askerlerden de çok
ifl dünyas›n›n bu düflünce biçimine ihtiyac› var”
İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Güventürk Görgülü ve pazarlama
danıșmanlığı konusunda uzman Nesteren Görgülü ‘Pazarlama 3.0’ adlı kitaplarında,
yeni pazarlama yaklașımlarının, değișik stratejilerin ve uygulamaların firmalarda nasıl
kullanılabilir hale getirileceğine kafa yormușlar. Biz minik bir alıntı verip, sözü
Güventürk Görgülü’ye bırakalım: “Pazarlama üzerindeki mutlaklıklar ortadan kalktı.
Artık neyi seçersen pazarlama odur, neyi pazarlama aracı haline getirirsen o senin,
sana özel pazarlama fikrindir. Peki, artık neler önemli? Müșterinin bugün ve gelecekte
aklından neler geçtiğini, geçeceğini bilmek önemli.”
Kitabınızla neyi amaçladınız?
Pazarlama konusunda çok değerli çalıșmalar yapılıyor. Ancak bu çalıșmaların günlük
hayatta, iș dünyasının ișleyișine yönelik katkıları bizce zayıf kalıyor ve bizim kitabımız
özellikle bu noktaya katkı sunuyor. Örneğin, bütün pazarlama yazarları stratejiden
söz ediyor, ama dönüp șirketlere baktığınızda, ister küçük boy, ister büyük boy pek
çoğuna stratejinin ‘s’si henüz girebilmiș değil. Bu noktada firma yöneticileri ve
patronlar için bir tür tercümanlık gerekiyor. Pazarlamayla ilgili söylenen çok fazla söz
var ve bir patron veya yönetici, söylenen bu sözlerin kendi firmasında isabet ettiği
yeri çok fazla göremiyor. Bu nedenle, günümüzde pazarın ve pazarlamanın pratikte
ne anlama geldiğinden bașlayarak değișik pazarlama yaklașımları, değișik stratejilerin
ve uygulamaların firmalarda nasıl kullanılabilir hale getirileceği üzerinde kafa yorduk.
42 B‹zb‹ze
“
Kobiler için finansa erișmenin
önemi vurgulanır ama siz
stratejik düșünceyi gündelik
hayatlarının merkezine
yerleștirmekten söz
ediyorsunuz. Bundan kast
ettiğiniz tam olarak nedir?
Strateji iș dünyasının temel
kavramlarından, ama eğer tekneniz bir
șekilde yürüyorsa, stratejiyi bir türlü
öncelikler listenize alamıyorsunuz.
Bunun nedeni, stratejinin ‘halledilmesi
gereken bir iș’ olarak görülmesi. Biz
stratejinin böyle bir iș olmadığını, tek bașına ele alınıp
șekillendirilmesi ve zaman zaman yenilenmesi gereken bir
kavram olarak kabul edildiği sürece ‘stratejik düșünce’nin
ortaya çıkamayacağını düșünüyoruz. Aksine stratejik düșünceyi
hayatımızın merkezine yerleștirmemiz ve ișimizi bu düșünce
biçimi etrafında șekillendirmemiz gerekiyor. Çok
övündüğümüz bir geçmișimiz var. Hanlar, kağanlar, hakanlar,
padișahlar, komutanlar bu kadar bașarıyı nasıl elde ettiler?
Alparslan, Osman Gazi, Barbaros Hayrettin Pașa veya Mustafa
Kemal'in stratejik düșünme biçimleri, bugün yalnız askeri
okullarda okutuluyor, ama belki askerlerden de çok iș
dünyasının bu düșünce biçimine ihtiyacı var. İș dünyasının
stratejik düșünceyi yașamının merkezine yerleștirmesi
gerektiğini söylüyoruz. Yani strateji yalnız toplantı odalarında
değil, her an hayatımızda olmalı. Dünyaya bu șekilde bakarsak
önümüzdeki fırsatları ve tehditleri de zamanında görebilir,
doğru stratejiyi olușturabiliriz. Geçtiğimiz günlerde McKinsey'in
yayınladığı bir araștırmada, dünyadaki firma yöneticilerinin
ancak yüzde 10'unun elle tutulur bir stratejiye sahip olduğu,
yüzde 65'inin ise strateji denebilecek bir sistematiğin yanından
bile geçmediğini gösteriyor. Durum böyle olunca stratejik
düșüncenin hayatınızın içine girmesi bile sizi kendiliğinden
birkaç adım ileriye tașıyor.
ve daha sonra hizmet en çok üzerinde
durulan konulardı. Satmak için gerekli
olanın da bu üstünlükleri ya da kaliteyi
mümkün olduğunca geniș kitlelere
duyurabilmenin yeterli olduğuna
inanılırdı. Yine geleneksel anlayıșa
damgasını vuran bir bașka konu da,
pazarlamanın standart bir düșünce
sistematiğine sahip olduğuna
inanılmasıydı; tüm markaların aynı
pazarlama araçlarını kullanması,
pazarlamanın herkes tarafından aynı
șekilde tarif edilmesi, tüm firmaların
pazarlama sürecinde hep aynı noktalara odaklanması gibi.
Oysa yașadığımız çağın pazarlama yaklașımı olan pazarlama
3.0’a baktığımızda, bir kere pazarlama üzerindeki mutlaklıkların
tamamen ortadan kalktığını görüyoruz. Artık neyi seçersen
pazarlama odur, neyi pazarlama aracı haline getirirsen o senin,
sana özel pazarlama fikrindir diyoruz. Peki, artık neler önemli?
Müșterinin bugün ve gelecekte aklından neler geçtiğini,
geçeceğini bilmek önemli. Yani varsayımlar değil, gerçek ve
objektif bilgi önemli artık. Faaliyet gösterilen pazar, alt pazar,
pazarların içinde bulunduğu sektör, pazardaki karar vericiler,
yakın ya da uzak rakipler, pazarın gelecekte nereye doğru
evrileceği gibi konularda kim daha çok ve daha gerçek bilgiye
sahipse, o daha çok kazanacak. Ayrıca dünya ve ülke
gerçekleriyle ilgili, edindiği bilgileri bașka alanlara transfer
edebilen, daha cesur ve aslında tüm bunların sonucu olarak;
daha yaratıcı yöneticiler ve patronlar kazanacak...
dünyadak‹ f‹rma
yönet‹c‹ler‹N‹n ancak yüzde
10’u b‹r stratej‹ye sah‹p.
durum böyle olunca,
stratej‹k düflünCEN‹N hayat›n›za
g‹rmes‹ b‹le s‹Z‹ ‹ler‹ye tafl›r”
Neden pazarlama 3.0?
Bu kavram yaklașık iki yılda ortaya çıktı. Bize göre Pazarlama
3.0, insanlar tarafından çoktan satın alınmıș; yani zaten
beklenen, ihtiyaç duyulan ve arzulanan bir ürünü veya hizmeti
ortaya koyabilme becerisidir. Bunu yapabildiğinizde zaten
geriye yapmanız gereken çok az șey kalır. Tabii buradaki
anahtar kelime ‘süreklilik’.
Pazarlama 3.0’ı geleneksel pazarlama anlayıșından
ayıran özellikler neler? Kobi patronları, geleceğin
pazarlamasıyla ilgili nelerin farkında olmalı?
Geleneksel pazarlama ya da bașka bir deyișle pazarlama 1.0
ve 2.0 dönemlerinde, ürünlerin özellikleri, üstünlükleri, kalitesi
Gelecek 15-20 yılda içerisinde üretim ve tüketim
kültüründe çok önemli değișiklikler olacağından söz
ediyorsunuz. Bu çerçevede yeșil pazarlama
yaklașımının önemi nedir?
Tüketim kültürünün önümüzdeki yıllardaki belirleyicisinin
‘sürdürülebilirlik’ kavramı olacağını düșünüyoruz. Bunun
alametleri ortada ve yalnız pazarlamacılar değil, ekonomistler,
mühendisler, yöneticiler gibi pek çok kiși bu kavram üzerinde
hassasiyetle duruyor. Bunun önemli belirleyicilerinden biri
küresel ısınma ve karbon salımı tabii, ama sürdürülebilirlik
bununla sınırlı değil. Eldeki kaynakların verimli kullanımı, su,
hava ve toprak kirliliği, biyolojik çeșitliliğin korunması ve
benzeri kavramlar önümüzdeki yılların tüketim anlayıșında
değișikliklere yol açacak. Bu eğilimin bugünkü görünümünü
yeșil ekonomi veya yeșil pazarlama olarak adlandırıyoruz.
Çevresel ve sürdürülebilirlik konusunda duyarlılığı olan
insanların sayısı artıyor ve bu insanlar daha az karbon salımı
yaratan, çevreyi daha az kirleten firmaların ürünlerini tercih
ediyorlar. Bir yandan kullanırken daha az karbon açığa çıkaran
elektrikli otomobiller gibi araçlar yaygınlașırken, bir yandan da
B‹zb‹ze 43
yen‹
YEN‹
bu araçların nasıl olup da daha az
karbon salımıyla üretilebileceği de
araștırılıyor ve bu yöndeki ilerlemeler
tüketiciyle hemen paylașılıyor. GE gibi
büyük șirketler de Ecomagination gibi
konseptlerle tüketicilere dünyayla ilgili
neler yaptıklarını anlatıyorlar. Avrupa
Birliği'nde eko-etiketleme mevzuatı
hızla büyürken eko-etiket alan firma
sayısı da hızla artıyor. Bütün bunlar
gelecekte üretimden tüketime kadar
ekolojik duyarlılığı daha yüksek olan
firmaların kazançlı çıkacağını gösteriyor.
Tabii duyarlılık gerçek olduğu sürece.
Ya gerçek değilse?
Emin olun ki bu durum tahmin
edemeyeceğiniz kadar hızlı bir biçimde
ortaya çıkıyor. İnternet çağında
șirketlerin veya kurumların bir șeyi çok
da uzun süre gizleyemeyeceği ortada.
Don Tapscott ve David Ticoll'ın
birlikte yazdığı The Naked Corporation
(Çıplak Șirket) diye bir kitap var. Kısaca
‘mıș gibi’ yapmanın nelere mal
olabileceği anlatılıyor. Eğer yeșilseniz,
gerçekten yeșil olmalısınız, yoksa
bașınız dertte demektir.
Kitabınızdaki en ilginç
tanımlamalardan biri, gerilla
pazarlama… Gerilla
pazarlamanın kobiler için
öneminden bahsedebilir misiniz?
Gerilla pazarlama artık bir efsane haline
gelen Jay Conrad Levinson'ın
1980'lerde ortaya attığı bir kavram.
Pazarlama bütçesi kısıtlı olan küçük
girișimlerin, pazarlama konusunda neler
yapabileceklerini ortaya koymak
amacıyla geliștirilen bir yöntem. Az
parayla büyük etki yaratabilmek için
yapılması gerekenleri araștırıyor. Bunun
temelinde de daha fazla yaratıcılık, daha
fazla sabır, daha çok azim ve çalıșma
yatıyor. Aslında bu bir düșünce biçimi.
Gerilla dünyaya kısaca “Ben neyi
pazarlama aracı olarak kullanabilirim?”
diye bakan, “Müșterimi nasıl daha fazla
memnun edebilirim, ona daha fazla ne
44 B‹zb‹ze
verebilirim?” diye düșünen, yaratıcı,
cesur bir girișimci tipi. Tabii bu haliyle
Türkiye'deki küçük ve orta boy șirketler
için de ideal bir yöntem. Üstelik yalnız
tüketicilere yönelik ürünlerde değil, ișten
ișe pazarlamada yani endüstriyel
alımlarda da etkili. Levinson, gerilla
pazarlama için bedava veya çok düșük
maliyetli 200'ün üzerinde araç sayıyor.
Bunların bir kısmı yalnızca tutum ve
davranıșlardan olușuyor. Yani gerilla
pazarlama dediğiniz șey, yaptığınız iși
nasıl yaptığınızla, insanlara nasıl
davrandığınızla bașlıyor. Tabii ilk kural,
yaptığınız iși iyi yapmanız. Levinson, bu
yöntemin anlık olarak parlak bir fikir
ortaya atmanın ötesinde, bir süreç
olduğunu söylüyor. Yani ișinizi iyi
yapacaksınız, bir pazarlama planınız
olacak, her gün sabırla o planı
uygulayacaksınız ve yılmadan insanlara
mesajınızı vereceksiniz.
Geleceğin pazarlamasında en
önemli kavramlar sizce neler
olabilir?
Geleceğin dünyasında; dediğimiz gibi
sürdürülebilirlik kilit kavramlardan biri,
belki de en önemlilerinden biri olacak.
Sonra kișiselleștirme çok önemli. Yani
ürün ve hizmetler alabildiğince
kișiselleștirilebilir hale geliyor. Bilișim
dünyasında bu çok geliști. Artık
dizüstü bilgisayarlar sizin ihtiyacınıza
göre, size özel olarak birleștiriliyor.
Diğer yandan iphone ve android
gibi akıllı telefonlar için o kadar çok
uygulama geliștiriliyor ki, artık aynı
model iki telefon birbirinden çok
farklı özelliklere sahip olabiliyor.
Sonra deneyim ekonomisi çok
önemli. Apple gibi bir kullanıcı
deneyimi veya Starbucks gibi
bir mekânsal deneyim
yaratmak, daha yüksek
katma değer ve kâr
anlamına geliyor. Tabii
bütün bunları
yapabilmek için de
küresel ve ulusal düzeyde
trendleri çok iyi izleyip, gelecekte neler
olacağını, sırada neyin olduğunu
görmek son derece önemli.
Geleceğin değișen ve rekabetçi
iș dünyasını kucaklayabilmek için
kobilere ne öneriyorsunuz?
Türkiye'de sermaye birikiminin
yetersizliği șirketler için önemli bir sorun.
Ancak șirketlerin içinde bulundukları
durum salt parasızlıkla açıklanabilir değil.
Gelecekte var olabilmek için her șeyden
önce dediğimiz gibi stratejik düșünceyi
yaptığımız ișin odağına yerleștirmemiz
gerekiyor. Bunu yaptığımızda stratejik
düșünebiliriz ve ișimiz için planlar,
programlar geliștirebiliriz. Bu bir süreç ve
öğrenme meselesidir ki, öncelikle
eğilmemiz gereken konuların bașında
geliyor. Bu koșul gerçekleștikten sonra
sıra yaratıcılık ve yenilikçiliğe geliyor.
Nereye doğru gittiğinizi bilirseniz ve
hangi yoldan gittiğinizi bilirseniz, bu yolda
yaratıcı ve yenilikçi çözümler geliștirebilir,
müșterileriniz için bir değer ortaya
koyabilirsiniz. Bunu sürekli yaptığınızda
da büyürsünüz ve gelecek resmi içindeki
yeriniz belirginleșmiș ve sağlamlașmıș
olur.
TÜRK ‹NOVASYONUN ATALARI
Evet, inovasyon
baflar›m›zla dünyay›
peflimizden
sürüklemiyor
olabiliriz ama
yarat›c› tarihimize
haks›zl›k etmeyelim.
Arabal› vapurun bir
Türk tasar›m›
oldu¤unu biliyor
muydunuz? Ya ilk
otobüslerimizin
kamyonetten
dönüfltürüldü¤ünü?
Son yıllarda sık sık kullanılan inovasyon,
iș dünyasının gündemine yerleșmiș
durumda. İnovasyon dünya iș
liderlerinin gündeminin üst sırasında.
Șirketlerin tepe yöneticileri, bugünün iș
dünyasında değișime etki eden en
önemli faktörün inovasyon olduğu
düșüncesinde. Hakkında uluslararası
toplantılar düzenleniyor, kitaplar
yazılıyor. Peki nedir bu inovasyon?
Türkçe’de yenilik ve yenilenme
sözcükleriyle karșılanmaya çalıșılsa da,
inovasyon, tek bir sözcükle
anlatılamayacak kadar geniș çerçeveli
bir kavram. ”Farklı ve iyi bir fikri paraya
dönüștürme sanatı” olarak kabul edilen
inovasyon, “yeni fikirleri kullanarak
veya mevcut bilgileri çok farklı yollarla
hayata geçirerek, ticari bir faydaya
dönüștürerek önemli bir değișiklik
yapmak” olarak tanımlanıyor.
Bir gelișme ya da yeniliğin inovasyon
tanımına girebilmesi için ortaya
çıkarılan gelișme ya da yeniliğin
pazarlanabilir nitelikte olması șart. Bir
yeniliğin inovasyon olarak
değerlendirilebilmesi için onun ille de
yüksek teknoloji alanlarıyla ilgili olması
da gerekmiyor. Ortaya çıkarılan
pazarlanabilir geleneksel, sıradan
teknoloji ve yenilikler de inovasyon
içinde değerlendiriliyor. Son
zamanlarda inovasyon için toplumsal
fayda niteliği de aranıyor.
Acaba biz inovasyonun neresindeyiz?
Türkler insanlık tarihi için büyük
bulușlara ve teknolojik yeniliklere
damga vurmamıș olabilirler ancak ticari
hayatta yenilikçi fikirlerle ortaya
çıkmıșlar. Türk inovasyonun atalarını,
Türkiye’nin inovasyon tarihini kaleme
alan araștırmacı gazeteci Șafak
Altun’dan dinledik.
ARABALI VAPUR TÜRK İCADI
İlk örnek 1870’lerden. 1851’de Șirket-i
Hayriye’nin kurulmasıyla İstanbul
Boğazı’nın iki yakası arasında yük ve
B‹zb‹ze 45
YEN‹
‹novasyon için
ille de büyük
yat›r›mlar
gerekmiyor.
Önemli olan
yarat›c› olmak.
Herkesin
gördü¤üne farkl›
bakmak, hatta
her daim yapt›¤›n
fleyi yeni
bafltanbir baflka
bak›flla da
tasarlayabilmek.
eșya tașınmaya bașlanıyor. Ancak
hayvan ve yük arabası tașınması hayli
zor. Yani iki yaka arasında eșya tașıma
ișini yapacak özel bir gemiye ihtiyaç
var. 1867’de șirketin bașına getirilen
Hüseyin Haki Efendi, ülkede sanayi
altyapısı yeterli olmadığı için
İngiltere’ye, iki yaka arasında hem insan
hem araba tașıyacak bir gemi sipariș
ediyor. Ama dünyada böyle bir vapur
örneği olmadığı için İngilizler bocalıyor.
Bunun üzerine Hüseyin Haki Efendi ve
șirketin Hasköy Fabrikası Sermimarı
Mehmet Usta baș bașa veriyor, üç ay
çalıșarak bir gemi tasarlıyor. Bugünkü
arabalı vapurların atası sayılan bu
geminin mantığı da aynı; düz güverte,
iki uçta açılan kapaklar ve her iki yöne
gidebilme yeteneği… Gemi yan
taraflarındaki çarklarla hareket ediyor.
O tarihlerde karșıdan karșıya deniz
ulașımını halat ya da zincirlerle
çektirilen sallarla yapan İngilizler,
Türkler’den gelen tasarımı görünce
șașırıyor. Yapımı bir senede
tamamlanan, zor bir yolculukla ülkeye
46 B‹zb‹ze
getirilen ‘Suhulet’in önemi çok kısa
zamanda anlașılıyor. Bir topçu
taburunu ağırlıklarıyla birlikte karșı
kıyıya geçirmek dört gün gerekirken,
bu vapurlar tașımayı dört saatte
tamamlıyor.
PİȘMEYE HAZIR KAHVE
Kahve, bașına ‘Türk’ yazdıracak kadar
Osmanlılar’ın hayatının içinde. Mısır ve
İskenderiye’den Eminönü’ne gelen
kahve, o yıllarda çiğ satılıyor. Evlerdeki
kahve tavalarında kavruluyor ve kahve
değirmenlerinde öğütüldükten sonra
pișirilmeye hazır hale geliyor. Bu uzun
süreç, ta Hasan Efendi’nin baharat ve
çiğ kahve satılan dükkânını oğluna
devretmesine kadar devam ediyor.
Mehmet Efendi 1871’de bașına geçtiği
ișinde devrim yaratıyor. Evet, herkes
kahve satıyor, ama o, bașka bir süreç
bașlatıyor. Osmanlı ekonomisinin
farklılık yaratan ilk isimlerinden biri olan
Mehmet Efendi, çiğ kahveyi kavurup
dibeklerde öğüterek, pișirilmeye hazır
satmayı akıl ediyor. Bu yenilik ve
müșterilerine sağladığı bu kolaylık
nedeniyle çok kısa sürede tanınıyor.
Artık ‘Kurukahveci Mehmet Efendi’
olarak anılıyor. ‘Kurukahveci Mehmet
Efendi’ markasının pazarlama
inovasyonu, kahveyi folyo veya teneke
kutu içerisine koymak ve yurtdıșına
tașımak adımlarıyla da sürüyor.
TARİHİN İLK DOLMUȘU
Her zaman, hatta çevremizde de
olumsuz bir durumdan, iyi iș fikirleri
çıkarabilen insanlar var. 1929 yılında
yașanan ‘dünya ekonomik buhranı’ da
böyle fikirleri ateșliyor.
Kriz günlerinde tüm dünyada olduğu
gibi Türkiye’de de kepenkler birer
birer inmeye bașlıyor. Esnaf kara kara
düșünüyor. Tabii taksiciler de…
Cağaloğlu’nda lokanta ișletirken
kendisine turist getiren șoförlerle
ahbaplık eden Așçı Halit de bu yıllarda
taksicilik yapmaya karar vermiș. Ancak
ekonomik kriz patlayınca, siftahsız
günler bașlıyor. Devamlı müșterisi olan
bir ișadamı, ișlerinin bozulduğunu ve
artık taksiye binemeyeceğini
söyleyince, artık taksici olan Halit, aynı
yöne giden dört müșteriye, saatin
yazdığı ücreti paylaștırmayı öneriyor.
Önerisi kabul görüyor ve böylece ilk
dolmuș hayatımıza giriyor. İlk hat
Nișantașı-Eminönü. Hatların
çoğalmasıyla birlikte dolmuș olarak
kullanılan otomobillerin șekli șemali de
değișmeye bașlıyor. Gelirlerini artırmak
isteyen dolmușçular, otomobillerinin
ortasına bir sıra daha ekletiyor. 1955’e
gelindiğinde İstanbul’daki her beș
yolcudan birini bu araçlar tașıyor. Ve
onlar, hâlâ gözde ulașım aracımız.
OTOBÜS GÖRÜNÜMLÜ
KAMYONET
Marshall yardımıyla traktör ve ziraat
makineleriyle tanıșıp, otomotiv
sanayiinde ilk adımların atıldığı yıllarda,
Anadolu’da otomotiv sanayiine yönelik
çalıșmalar bașlamıș bile… Satılmıș
Șahin Usta’nın 1948 yılında bașladığı
inovasyonu, yokluk nedeniyle yabancı
menșeli kamyonet ve kamyonların
ahșap kasa otobüs haline
dönüștürülmesi. Mengenli ustanın
ahșap doğramacılığına olan el yatkınlığı,
onu farkında olmadan otomotiv
sektörüne sokuyor. Önceleri sipariș ve
isteğe bağlı karoseri yapan Satılmıș
Usta, otobüs ihtiyacını fark ettiğinde,
bir fikir geliștiriyor. Kendi
kamyonundan bașlıyor, ardından
müșterilerinin kamyonlarını otobüse
dönüștürüyor. Pikap veya kamyonet
tipi arabaların yük kasasını ahșapla
kapatıyor. Satılmıș Șahin giderek özgün
bir üretim tekniği olușturuyor.
Marangozluk yöntemleriyle hazırlanan
ahșap elemanlar kafes șeklinde
birleștirildikten sonra ahșap gövde
üzerine saç levhalar çivilenerek
kaplanıyor.
LOTUSU TAKLİTLE KİR
TUTMAYAN BOYA
Șafak Altun’la tarihten geleceğe doğru
bir sıçrama yapıyoruz. Altun, Hezarfen
Ahmet Çelebi’nin de aslında doğayı
taklit ederek bir inovasyon yaptığını
söylüyor. Hezarfen Ahmet Çelebi,
kușların nasıl uçtuğunu merak etmiș,
onları incelemiș, onları taklit ederek bir
değer yaratmıș. Her ne kadar onunki
bir ticari faydaya dönüșememișse de,
günümüzde doğadan taklit ederek
üzerine bir tuğla daha koyduğunuz
türdeki bu inovasyona ‘biyomimikri’
deniliyor.
“3.8 milyar yıldır ișleyen, ișleyebilen bir
sistem var doğada. Kirlilik yaratmıyor,
sürdürülebilir bir sistem… İnsanoğlu da
sürdürülebilir bir yașam için bu
sistemden esinleniyor” diyen Altun
ilginç örnekler veriyor:
“Kendi kendini temizleyen dıș cephe
boyaları, kir tutmayan akıllı tekstiller,
lotus bitkisinin yaprağından esinlenerek
yaratılıyor. Çünkü lotus çamurlu
ortamlarda yetiștiği halde, mumsu
yaprakları asla kirlenmiyor. Bu
yapraklar, üzerlerine bir su ya da
toprak sıçradığı zaman kendisini
çırparak lekeleri atıyor. Bilim insanları
da ‘lotusan effect’ denilen bu sistemi
inceliyor. ‘Neden dıș cephe boyalarına,
tekstile uygulanmasın?’ diyorlar.”
Șafak Altun, anlattığı örnekleri bir daha
tekrarlayarak, inovasyon için ille de
büyük yatırımlar gerekmediğini
belirtiyor. Küçük ișletmelerin pazarlama
inovasyonlarını izlemesini öneriyor,
“Önemli olan yaratıcı olmak, herkesin
gördüğüne farklı bakmak. Hatta her
daim yaptığınız șeyi yeni baștan, bir
bașka bakıșla da tasarlayabilirsiniz”
diyor.
B‹zb‹ze 47
art› 1
“MÜKEMMEL DE⁄‹L,
YETER‹NCE ‹Y‹ ANNE BABA OLALIM”
Hepimiz mükemmel anne babalar olmay› ister, genellikle de önemli
görevimizi yerine getiremedi¤imizi düflünürüz. Ama psikolog Nur Dinçer
Genç uyar›yor: “Kimse mükemmel de¤ildir, yeter ki do¤al davran›n,
çocu¤unuzu nelerin etkiledi¤ini gözlemleyin, yalan söyleme derken yalan
söylemeyin ve kendi mükemmeliyetçili¤inizin çocu¤unuza bask› yap›p, onda
travmalara yol açaca¤›n› unutmay›n”
Psikolog Nur Dinçer Genç
48 B‹zb‹ze
Çocuklukta yașanan travmalar mutsuz
ve sorunlu bireyler yaratır. Travmanın
nedenleri hiç ummadığınız olaylar
olabilir. Mutlu bireyler yetiștirmenin
öncelikli yolu her çocuğun eșsiz, sizden
doğduğu halde tek bașına bir birey
olduğunu bilmekten ve onu her zaman
yargısız dinleyip anlamaktan geçiyor.
Çocuk ve ergen psikoloji alanında
danıșmanlık hizmeti de veren Nur
Dinçer Genç, mükemmel anne baba
olmayı isteyen tüm ebeveynleri
uyarıyor, “Kimse mükemmel değildir,
sizin mükemmeliyet yaklașımınız
çocuğunuzda baskı yaratır ve bu da
travmalara neden olur. Ancak
travmaların çok çeșitli nedenleri olabilir,
evde veya okulda yașanan pek çok șey
çocuğun toleransına bağlı olarak farklı
etkiler yaratır. Olumlu olun, çocuğunuza
her durumda yanında olduğunuzu
hissettirin ve onu gözleyin, yargılamadan
dinleyin ve anlayın.”
Anneler Günü ve Babalar Günü’nün
yaklașması vesilesiyle Dinçer’le
mükemmel anne babalık takıntısı ve
çocukluk travmalarını konuștuk… Mutlu
bir aile yapısı çocukluk ve ergenlik
döneminin çok daha az sorunla
geçirilebilmesini ve ileriki yașlarda
bireyin mutluluğunu sağlıyor.
İyi bir anne baba olduğumuzu
nasıl anlarız?
İyi anne baba olduğumuzu anlamak
oldukça zor… Danıșmanlık almaya
gelen birçok anne baba, mükemmel
anne baba olamadıklarından, bu yüzden
çocuklarının sorunlar yașadığından
șikâyet ederler, ben de hep aynı soruyu
sorarım, “Sizce mükemmel anne baba
olmak ne demek?”
Oysa çocuklarımız tam da bu
nedenle sorunlar yașayabilir…
Aynen öyle. Mükemmel olmak amacıyla
o kadar fazla șey yapıyoruz ki çocuklar
için, belki de esas sorun o noktada
bașlıyor. Benim çok sevdiğim bir tanım
var; ‘yeterince’ iyi anne baba olmak.
Elimizden geldiği kadar, yapabildiğimiz
kadar, dört dörtlük değil. Aksi takdirde
çocuk için de hayatı çok zorlaștırmıș
oluyoruz, çünkü doğal olmuyoruz. Her
șeyi kontrol altında tutup, her șeyi iyi ve
dört dörtlük yapmaya çalıșmak, çocuk
üzerinde de baskı olușturuyor.
Kendimizi sorgulamalı, “İyi anne baba
olmaya çalıșıyorum, ama çocuğu çok
mu sıkboğaz ediyorum?” demeliyiz.
Peki çocuğumuzu nasıl görürsek,
“Biz doğru yapmıșız” diyebiliriz?
Kendi çocuğumuz açısından objektif
olmak çok güç, o dengeyi yakalamanın
güçlüğüne karșın “Ben nasıl olmasını
istiyorum?“ değil de “Çocuğum nasıl bir
çocuk?” noktasından bașlamak
gerekiyor, “Benim beklentim değil,
onun ihtiyaçları neler?” Yanlıș
anlașılmasın. Bu, o nasıl bir çocuksa,
tümüyle ona göre davranalım demek
değil. Onu kendi kafamızdaki çocuk
kalıbına uydurmaktan ziyade, çocuğun
ihtiyaçlarını da göz önünde tutmamız
gerekiyor. Hâlâ sol eliyle yazdığı için
çocuğun eline vuran anne babalar var.
Onun nasıl bir yapısı olduğunu fark
etmek çok önemli. Evet, o bizim bir
parçamız ama çoğu anne-babanın
gözden kaçırdığı șey, kaç yașında olursa
olsun onun da tek bașına bir birey
olduğu. Tabii mutlaka her çocuğun
birtakım kuralları tanıması ve öğrenmesi
gerekiyor. “Biz demokratik bir aileyiz,
her șey çocuğa göre organize edilir”
demek de yanlıș bir bașlangıçtır. Aslında
bizim ataerkil yapı, iyi bir aile yapısıdır.
Çocuğun anne ve babayla birebir eșit
olmadığını görmesi gerekiyor.
çocuklar sakin çatıșmalar yașıyorlar.
Duygularını doğru ifade ediyorlar. En
önemlisi bu. Etraflarındaki insanların
duygularını, ihtiyaçlarını fark
edebiliyorlar. İște oradan
anlayabiliyorsunuz çok net bir șekilde.
Otoritenin dili ne olmalı?
Kesinlikle baskıcı değil, kuralları mantıklı
bir șekilde anlatan ve tutarlı uygulayan
bir otorite olmalı. Çünkü en çok bu
yüzden sorun yașanıyor. Annenin ‘evet’
dediğine baba ‘hayır’ diyor ya da anne
bugün vazoya dokunduğunda bir șey
demiyor, yarın dokunduğunda avazı
çıktığı kadar bağırabiliyor.
Yani duygusunu ifade etmekten
korkmuyor…
Tabii ki… Hem olumlu, hem de
olumsuz olarak. Bizim toplumumuza
genellikle olumsuz duygulardan
bahsetmek çok hoș karșılanmaz.
Üzüntüler belli edilmez, birine çok
kızsanız da öfkenizi içinizde tutmanız
gerekir… Çocukluktan itibaren öğretilir
bunlar. İlla söze dökülmesi gerekmez,
davranıșlarla da öğretilir. Sonra da o
duygularla nasıl bașa çıkacağımızı
bilemeyiz. Yetișkinde zor ama
çocukların yaptığı resimde, sizinle
sohbetinde, anlattığı masalda, kurduğu
oyunda bunu gözleme șansınız var.
Mutlu bir çocuğu nasıl tanırsınız?
Öyle bir çocuğu her halinden anlarsınız.
İçeriye girdiği andan itibaren, oynaması,
sohbet etmesi, her șeyiyle… Tabii
mükemmel çocuk diye bir șey olamaz,
her çocuğun zayıf ve güçlü yönleri var.
Ama evde belirli bir denge yakalandıysa,
genelde o çocuklar, zaman zaman
huysuzluk inatçılık da etse -ki bunların
bir kısmı belli yașlara özgü dönemlerdirsakin geçiriyor. Evinde denge olan
Çocuklarda travmalar nasıl
ortaya çıkıyor?
Travmayı, rutin bir çizgide giden
hayatımızı herhangi bir șekilde kesintiye
B‹zb‹ze 49
art› 1
uğratan, çizgiye bir makas atan bir șey
gibi düșünün. İlla çocuğun annesinin
babasının ölmesi ya da bașına çok
büyük bir hastalık veya kaza gelmesi
gerekmiyor travma geçirmesi için.
Bazen öğretmenden yediği bir tokat da
travma yaratıyor, evde anne babanın
“Niçin kötü not aldın? Sen gerizekâlı
mısın?” türünden davranıșları da...
Bir de herkesin travmayı tolere etme
biçimi farklıdır. Kiminin kutusunu tek bir
olay bile doldurur, kiminin kutusu daha
geniștir, dolması için daha çok olay
olması gerekir. Aslında herkesin içinde
kendisini travmadan kurtarabilecek o
güç var. Mesela bir ölüme ilk anda çok
büyük tepki gösterseniz de, bir süre
sonra rutin hayatınıza dönüyorsunuz.
Çocuklarda bu güç büyüklere göre daha
fazla. Çok daha çabuk adapte oluyorlar.
Tabii eğer her șey doğru tanımlanırsa…
Yani travmatik bir olayda, anne
babaların en çok dikkat etmesi gereken,
en kritik nokta șu; olayı yok farz etmek.
Bu çok bizim toplumumuza özgü bir
șey, konușulmaz. Birisi ölünce çocuğu
evden kaçırırlar.
Aslında dede çoktan vefat etmiștir ama
çocuk hep oyalanır. Halbuki çocuklar
50 B‹zb‹ze
böyle șeyleri o kadar çabuk anlarlar ki...
Konușmamak, üzüntüyü ifade etmemek
de çocuğa șu mesajları verir; “Annem
babam tepki vermediğine göre, bu
konuyu o kadar da önemsememe
gerek yok, ya da, belki de ben bir hata
yaptım, en iyisi konușmamak.”
Halbuki çocuğa duyguları anlatmak
gerekiyor. Çünkü kötü olaylarla ilgili
kendilerini suçlama eğilimleri çok
fazladır. Mesela 1999'da depremin
hemen akabinde çocuklara destek
vermek için bölgeye gitmiștik. Bütün
ailesini kaybetmiș bir çocukla
konuștuğumda fark ettim ki, o gün
yaramazlık yapmıș, annesi de ona,
“Allah canımı alsın da kurtulayım, bıktım
senin yaramazlığından” demiș. O gece
de deprem olmuș.
Peki, bu çocuk iflah olur mu?
Doğru tanımlarsanız olur. Yani bunun
yanlıș bir olgu olduğunu çocuğa,
annenin söylediği sözleri kullanarak
anlatabiliyoruz. Bunu onarmak gerek.
Ölümü de, acılı olayları da çocuğa çok
doğru tanımlamak gerekiyor.
Anlatmamak, çok farklı travmalara yol
açabiliyor. Uzun vadede de o
BU TEST‹ UYGULAYIN
“Çocu¤a, do¤du¤u günden gelecek
günlere do¤ru gitti¤i düflünülen bir
yaflam çizgisi çizdiririz. Çizginin
üstüne onu bugüne kadar mutlu
eden, alt tarafa olumsuz etkileyen
fleyleri çizmesini isteriz. Ailelerden
de... Çünkü bazen çocuk için çok
önemli olan bir fleyi aile fark
etmiyor olabilir ya da tam aksi...
‹kisini yan yana getirip bakar›z.
Bunu evde de yapabilir, sonra da
sizin için önemli olaylarla
k›yaslayabilirsiniz, neleri
kaç›rd›¤›n›z› görebilirsiniz.
travmaların etkisi daha büyük oluyor.
Bazen yetișkinlerde görürsünüz, küçük
travmatik bir olay olur hayatında, çok
büyük infial yaratır. Der ki, “Patronum
bana bağırdı ama neden bu kadar çok
etkilendim?” Aslında geride susturulmuș,
bastırılmıș, konușulmamıș ve tedavi
edilmemiș o kadar çok șey vardır ki,
son yașadığı tetikleyici olur birdenbire.
Travmalar için mutlaka profesyonel
destek alınması gerekiyor. Çocuklukta
yașanan bir travmanın etkisi 40 yașında
ortaya çıksa bile…
Halen yașanan bir travmatik olay
varsa ne yapmalıyız?
Çocuğun hayatında birdenbire bir
değișiklik olmuștur, mesela okul bașarısı
düșmüștür. Sorabilirsiniz çocuğa,
“Notların niye düștü?” diye değil de
daha olumlu bir șekilde, “Son
zamanlarda seni üzen, aklını kurcalayan
bir șeyler var gibi geldi bana. Eskisi
kadar keyifle oyun oynamıyorsun?” diye.
Bazen çocuklar sorunlarını
kendiliklerinden anlatmazlar, sormanızı
beklerler. Bu gibi durumlarda genelde
çocuklar paylașmayı sever. Özellikle
taciz tarzı olaylarda, çocuklar çok fazla
anlatmazlar. Ruh halinde bir değișiklik
olduğu zaman, sizinle konușmuyorsa,
eğer varsa okuldaki rehber
öğretmenine bu değișiklikleri anlatıp
çocukla konușmasını isteyebilirsiniz.
Çünkü bazen yabancı birine anlatmak
daha kolaydır hepimiz için.
Bu gibi durumlarda çocukla nasıl
konușmak lazım?
Onu dinlediğinizi ve anladığınızı
hissettirmeniz lazım çocuğa. Ne olursa
olsun, onu kabul ettiğinizi… Onun da
en iyi yolu, yargılamadan dinlemek. Çok
kötü bir șey yapmıș olabilir, arkadașının
çantasından para da almıș olabilir,
notunu değiștirmiș olabilir ama bunları
yaptıysa bir nedeni olmalı. Hiçbir çocuk
durup dururken böyle șeyler yapmaz.
Ya öğretmen baskı yapıyordur, çocuk o
yüzden yalan söylüyordur ya evde bir
sorun vardır. Anlatması için güven ilișkisi
olușturmanız gerekiyor. İște iyi anne
baba olmanın șartlarından biri bu… O
güven ilișkisini olușturmak. Sen benim
çocuğumsun, ne olursa olsun, çok kötü
bir șey de olsa, seni dinleyeceğim.
Profesyonel yardıma hangi
durumlarda bașvurmak lazım?
Hastalık, ölüm, taciz, çok yakın bir
arkadașın ölümü gibi bir sürü durumla
karșılașıyoruz. Böyle bir durumda eğer
çocuğun duygularında, davranıșlarında
bir değișim varsa, dinlemeye, anlamaya
çalıșarak yardımcı olabiliriz. Ama olayın
üzerinden bir ay geçtiği halde çocuğun
düzeninde hâlâ bozukluklar varsa,
mesela yeme içme veya uyku düzeni
değiștiyse, eskisi gibi keyifli değilse, iște
o zaman profesyonel bir yardım
almakta fayda var.
Her çocuk farklıdır. Her çocuk, tek ve
özeldir. Onun kendi aile hikâyesi var,
kendi yașantısı var, kendi arkadaș
hikâyesi var. Durumu, o hikâye içinde
ele alıp değerlendirmek gerekiyor.
Bazen de aileye çok büyük sorun
varmıș gibi gelir, siz bakarsınız çocuğa
her șey olması gerektiği gibidir.
Büyük travmalardan söz ettik.
Daha da önemsizmiș gibi gelen
travmalar onları nasıl zedeliyor?
Evde dayak ya da çocuğun azar ișitmesi
de travma yaratabiliyor. Bu sürekli hale
geliyorsa, bir süre sonra çocuk buna
alıșıp hayata devam edebiliyor, ama,
genellikle travma yaratan șey bizlerin
repertuvarında olmayan șeydir. Yani,
diyelim ki, her zaman dayağa maruz
kalan bir çocukla, hayatında ilk defa
tokat yiyen bir çocuk arasında farklılık
vardır. Çünkü bilmediğiniz, daha önce
karșılașmadığınız bir durumdur. Son
zamanlarda çok sık rastladığımız bir șey,
ergenlik döneminin bașlamasıyla birlikte,
sosyal becerisi eksik kalan, çekingen,
sessiz olan çocuklarda, diğer çocuklar
tarafından hırpalanma durumu. Bu
travmatik olay çoğu zaman ailelerce
fark edilmiyor.
profesyonel yardım șart. Aksi takdirde
gelecekteki sosyal yașantısını, özel
ilișkilerini, ișteki insanlarla ilișkilerini
doğrudan etkiler. Belki de çok iyi yaptığı
șeyleri bile sunmasını engelleyecek,
kendine güvenini kaybedecek, içine
kapanacak, daha ileride depresyona
yatkın olacak… Yani bu, birçok
olumsuz etkisi olan bir durum.
Yani profesyonel bir destek
alırsak bu sorun çözülür mü?
Tabii. Çünkü genellikle o grubun dıșına
itilen çocuklarda sosyal beceri
eksikliğinden de söz edebiliriz. Eğer
böyle bir durumsa, o zaman sosyal
becerisini geliștirmek için gerekli destek
yapılabilir. Ve daha sonra benzeri
durumlarla da karșı karșıya kaldığında,
problem çözme becerisini geliștirip,
böyle bir durumla nasıl baș etmesi, nasıl
yönetmesi ve kendini nasıl kollaması
gerektiğini de öğretmeniz gerekir
mutlaka. Onu da ancak bir psikolog, bir
danıșman öğretir.
Fark edildiğinde aradan
zaman geçmișse ne
yapılmalı?
Bu, mutlaka profesyonel terapi
desteği gerektiren bir durum.
Yașarken de, yașadıktan sonra
da, fark edildiğinde de…
Öncelikle okuldan destek
istemeli. Onlar okulda
olduklarından daha kolay
yardımcı olabilirler. Bu
olamıyorsa, dıșarıdan
B‹zb‹ze 51
SA⁄LIK
HASTA DE⁄‹L
‹ranl› doktor Batmangeliç, hastal›klar›n birço¤unun temelde vücudumuzun
susuz kalmas›ndan kaynakland›¤›n› söylüyor. Ona göre do¤ru su tüketimiyle
neredeyse bütün hastal›klara karfl› korunabiliriz
Feridun Batmangeliç, İranlı bir doktor.
Halen ABD’de yașıyor. Onu Bizbize
sayfalarına tașıyan öykü ise 1979 yılında
bașlıyor. Batmangeliç, İran İslam
Devrimi sırasında iki yıl yedi ay hapis
yatıyor. Hapisanede geçirdiği ilk
günlerde șiddetli ülser ağrısı çeken bir
hastaya, yanında hiç ilaç olmadığı için iki
bardak su veriyor. Ağrı 10 dakikaya
varmadan geçiyor. Hasta üç saatte bir
iki büyük bardak su içmeyi sürdürüyor.
Ağrılı dönem geçtikten sonra yemekten
yarım saat önce ve iki buçuk saat sonra
250 cc, aralarda da istediği kadar su
içen hasta, bu tedavi ardından yıllarca
ağrı çekmiyor.
Batmangeliç bu olayla suyun
52 B‹zb‹ze
hastalıkların tedavisindeki etkisine șahit
oluyor ve araștırmaları yoğunlaștırıyor.
Hapisten çıktığı 1982’ye kadar 3 bini
așkın peptik ülserli mahkumu sadece
suyla tedavi ediyor. Hatta erken
salıverilmesi teklifini kabul etmiyor,
araștırmalarını tamamlamak için birkaç
ay daha hapishanede kalıyor.
Dr. Batmangeliç su üzerine yaptığı
çalıșmalarının sonuçlarını Iranian Medical
Association ve The Journal of Clinical
Gastroenterology dergilerinde
yayınladıktan sonra, ‘Hasta Değil
Susuzsunuz’ kitabında bir insanın suya
ne kadar ihtiyaç duyduğunu
anlatabilmek için 46 madde sıralıyor.
İște o 46 neden:
1- Hiçbir șey susuz yașayamaz.
2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce
bastırır, sonra öldürür.
3- Su temel enerji kaynağıdır, vücudun ‘nakit akımıdır’.
4- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji
üretir, bize yașam gücü verir.
5- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir
yapıștırıcıdır.
6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi
çalıșmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA
sayısı azalır.
7- Bağıșıklık sisteminin (bütün mekanizmalarının) merkezi olan
kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere,
çeșitli hastalıklara karșı güçlendirir.
8- Bütün besinlerin, vitamin ve minerallerin temel
çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır,
sindirimlerinde ve son metabolik așamalarında görev
yapar.
9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim
sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin
vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
10- Su, besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır.
11- Bütün öğelerin vücuda tașınmasına yardımcı olur.
12- Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin
çalıșma verimini artırır.
13- Hücreye ulașan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları
vücuttan atılmaları için akciğerlere tașır.
14- Vücudun çeșitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve
atılmaları için karaciğer ya da böbreklere tașır.
15- Eklem boșluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve
sırt ağrılarının olușumunun önlenmesinde yardımcı olur.
16- Omurgadaki diskleri ‘șok emici su yastıkları’na dönüștürür.
17- Bağırsakları en iyi çalıștıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı
önler.
18- Kalp krizi ve felce karșı koruyucudur.
19- Kalp ve beyin damarlarında pıhtılașmayı önler.
20- Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri
için vazgeçilmezdir.
21- Düșünme bașta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları
için bize güç ve elektriksel enerji verir.
22- Serotonin ve diğer sinir ileticilerin üretimi için
vazgeçilmezdir.
23- Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün
hormonların yapımı için gereklidir.
24- Çocuklarda ve yetișkinlerde dikkat yetersizliği sorununa
çözüm getirir.
25- Çalıșma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
26- Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay
bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
27- Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı
olur.
28- Uykuyu düzenler.
29- Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin
enerjisini verir.
30- Cildi yumușatır ve yașlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı
olur.
31- Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
32- Glokomdan korunmamıza yardım eder.
33- Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve
lenfoma olușumunun önlenmesine yardımcı olur.
34- Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliștiği
bölgelerde bağıșıklık sistemini güçlendirmek için çok
gereklidir.
35- Kanı sulandırır ve dolașım sırasında pıhtılașmasını önler.
36- Kadınlarda, âdet öncesi ağrıyı ve ateș basmasını hafifletir.
37- Kalp atıșıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak
dolașımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
38- İnsan vücudunda susuzluk sırasında kullanılabilecek bir su
deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su
içmemiz gerekir.
39- Susuzluk cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu
iktidarsızlık ve libido kaybının bașlıca nedenlerindendir.
40- Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt
edebilirsiniz.
41- Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su
için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman
așırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.
42- Susuzluk doku boșlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer,
beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su
bunları temizler.
43- Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.
44- Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleștirir. Karar verme
ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
45- Yașlılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur.
Alzheimer, multipl skleroz, parkinson ve lou gehring
hastalıklarının riskini azaltır.
46- Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın
giderilmesine yardımcı olur.
B‹zb‹ze 53
LEZZET DURA⁄I
DONDURMALI
Ç‹LEKL‹ KADAYIF
TOPLARI
OKTAY USTA ‹LE LEZZET YOLCULU⁄U…
K›fl› da devirip bahara
ulaflt›k. Bahar›n geliflini
havalar›n güzelli¤inden
oldu¤u kadar yemek
tariflerimizden de
anlayacaks›n›z. Çünkü
bu say›m›zda otlar,
yemifller, sebze ve
meyvelerle rengârenk
yemek tarifleri
bulacaks›n›z. ‹flte Oktay
Usta’n›n leziz tarifleriyle
nefleli bir bahar sofras›.
‹ZM‹R P‹LAVI
AKDEN‹Z SOSLU KÖFTE
ISIRGAN ÇORBASI
Malzemeler: 2 çorba kașığı mısır unu, 1 çorba kașığı buğday unu, 1 soğan, 1
çorba kașığı tereyağı, 1 kâse ısırgan otu, 1 tutam kereviz yaprağı, 2-3 dal taze
sarımsak, tereyağı ve sıvıyağ, su, tuz
Hazırlanıșı: Tereyağı ve sıvıyağı tencereye alıp, ince doğranmıș soğanları ekleyip
kavurun. Mısır ununu, buğday ununu ilave edip kavurmaya devam edin. Üzerine
soğuk su koyup yavaș yavaș karıștırarak kaynatın. Çorbanın kıvamı ortaya çıkınca,
ince doğranmıș ısırgan otunun yapraklarını, taze sarımsağı ve kereviz yapraklarını
ilave edip bir tașım kaynatıp servis edin.
Malzemeler: 2 su bardağı baldo pirinç, 1 soğan, 1 çorba kașığı tereyağı, 1 çay bardağı
ceviz, 2 çorba kașığı antepfıstığı, 2 çorba kașığı kuș üzümü, 1 çorba kașığı dolmalık fıstık, 1
çay kașığı tarçın, 6 organik kuru kayısı, 1 tutam maydanoz, 1 tutam dereotu, sıvıyağ, 1 su
bardağı et suyu, su, tuz, süslemek için taze otlar
Hazırlanıșı: İnce doğranmıș soğanı bir-iki dakika tereyağında kavurun. Ppirinci ve tuzu da
ekleyip dört-beș dakika daha kavurun. Sıcak et suyunu koyup, kısık atește pilavı pișirin. Pilav
demlenirken bașka bir tavada, sıvıyağda dolmalık fıstığı, ardından cevizleri, kuș üzümlerini, küp
doğranmıș kayısıları, antepfıstıklarını ekleyip iki-üç dakika kavurun. Demlenen pilavın üzerine
kavurduğunuz malzemeleri ekleyin. Tarçını, ince doğranmıș maydanoz ve dereotlarını da
üzerine boșaltıp pilavla birlikte harmanlayın. Islattığınız kalıbın içine pilavı doldurup servis
tabağına ters çevirin. Üzerini taze otlarla süsleyip soğumadan ikram edin.
54 B‹zb‹ze
Malzemeler: 350 gram kıyma, 1 soğan, 2 diș sarımsak, 5 parça domates kurusu,
1 yumurta, galeta unu, 1 çay bardağı ceviz, sıvıyağ, tuz, karabiber
Sosu için: 1 kereviz, 1 havuç, 1 soğan, 2 diș sarımsak, 4 domates, sıvıyağ, tuz
Hazırlanıșı: Soğanı, sarımsağı soyup ince olarak doğrayın. Islatılmıș domates
kurularını minik doğrayın. Bir tavada önce soğan ve sarımsağı, peșinden domates
kurularını ilave edip üç-dört dakika kavurun. Harç soğurken karıștırma kabına
kıymayı alın. Yumurtayı üzerine kırın. Parçalayıcıdan geçirilmiș cevizi, tuzu, karabiberi
ve sotelediğiniz harcı döküp, hepsini yoğurun. Kıvamını galeta unuyla ayarlayın.
Harçtan ceviz büyüklüğünde kopartıp yuvarlak yassı köfteler yapın. Tavada az yağda
köfteleri kızartın. Tavada köfteler beklerken sosu için bașka bir tavaya sıvıyağı, ince
doğranmıș soğanla sarımsağı alın. Rendelenmiș havucu, ardından rendelenmiș
kerevizi ekleyip kavurun. Domatesleri de rendeledikten sonra tuzunu ilave edip
hepsini bir tașım kaynatın. Hazırladığınız bu sebze sosunu köftelerin üzerine döküp
yayın. Bir su bardağı sıcak su döküp, kapağını kapatıp kısık atește pișirin. 10-15
dakika ağır ağır pișen köfteyi servis tabağına alıp, üzerine kerevizlerin yeșil
yapraklarından doğrayın.
Malzemeler: 300 gram kadayıf, 1
çorba kașığı tereyağı, dondurma, çilek,
nane
Kreması için: 2.5 su bardağı süt, 1
çorba kașığı un, 1 çorba kașığı pirinç
unu, 1 çorba kașağı nișasta, 1 yumurta
sarısı, 1 çay bardağı toz șeker, damla
sakızı
Șerbeti için: 2.5 su bardağı toz
șeker, 2 bardak su
Hazırlanıșı: Kadayıfları tezgâhın
üzerinde lif lif ayırın. Eritilmiș tereyağını
üzerine döküp harmanlayın. Üzerini
kapatıp, kremasını pișirmeye bașlayın.
Tencereye soğuk sütü, unu, pirinç
ununu, nișastayı, damla sakızını, toz
șekeri, yumurtanın sarısını alıp çırparak
pișirin. Krema soğuyunca kadayıftan bir
tutam kopartıp elinizle diderek çay
fincanının içine yerleștirin. Kuș yuvası
gibi olan kadayıfın içine bir kașık krema
koyup kenardan sarkan kadayıflarla
üzerini kapatıp yağlanmıș bir fırın
kabına ters çevirin. Isıtılmıș fırında
kızartın. Su ve șekeri bir tașım kaynatın.
Kadayıfların ilk sıcaklığı çıktıktan sonra
ılık șerbeti dökün. Tatlıyı servis
tabağına alıp üzerini dondurma, nane
yaprakları, çilek veya mevsim
meyveleriyle süsleyin.
ZEYT‹NL‹ DOMATES SALATASI
Malzemeler: 1 kâse çeri domates, kırmızı soğan, siyah zeytin, yeșil zeytin, taze
soğan, maydanoz, elma sirkesi, zeytinyağı
Hazırlanıșı: Çeri domatesleri yıkadıktan sonra ortadan ikiye ayırın. Kırmızı
soğanları soyup piyaz olarak doğrayın. Taze soğanı, maydanozu doğradıktan sonra
karıștırma kabına alarak üzerine elma sirkesini, zeytinyağını ilave edin. Zeytinleri de
ekleyip hepsini harmanlayın. Salatayı șık bir salata kâsesinin içine alarak zevkinize
göre süsleyin.
B‹zb‹ze 55
B‹ZDEN HABERLER
B‹ZDEN HABERLER
Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili Mustafa Boydak’›n görevleri
aras›na bir yenisi eklendi. Holdingdeki göreviyle birlikte Kayseri Sanayi Odas›
Baflkanl›¤›’n› da sürdüren Mustafa Boydak, art›k ayn› zamanda Türkiye
Odalar ve Borsalar Birli¤i’nin (TOBB) de yönetiminde.
MUSTAFA BOYDAK TOBB YÖNET‹M‹NDE
12 Haziran 2011 tarihinde yapılması planlanan 24. Dönem
Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili aday adayı olmak üzere
TOBB Yönetim Kurulu'ndaki görevlerinden ayrılan Nejat Koçer
ve Hüseyin Üzülmez'in yerine 13 Mart’ta temsil ettikleri
konseyin birinci yedek üyeleri olan Kayseri Sanayi Odası Bașkanı
Mustafa Boydak ile Eskișehir Ticaret Odası Bașkanı Harun
Karacan getirildi. TOBB Bașkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, yönetim
değișikliği ardından yaptığı açıklamada, Koçer ile Üzülmez'e görev
süreleri boyunca gösterdikleri çalıșmalar için teșekkür ederken,
TOBB Yönetim Kurulu'nun yeni üyeleri Mustafa Boydak ve
Harun Karacan'a da bașarılar diledi. Hisarcıklıoğlu, “Sayın Boydak
ve Sayın Karacan'ın Yönetim Kurulumuza güç katacaklarına
inanıyorum” dedi. Mustafa Boydak daha önce TOBB Yüksek
Disiplin Kurulu Bașkanı olarak görev yapıyordu.
CHP Genel Bașkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4 Nisan’da Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili
Mustafa Boydak’ın da üyesi olduğu TOBB Yönetim Kurulu’nun toplantısına konuk oldu. Toplantının
açılıșında konușan TOBB Bașkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye'de ekonomiyi büyüten, istihdamı
sağlayan özel sektörümüzdür. Bu yüzden, özel sektörü güçlendirecek her adım, siyasetin esas gündem
maddelerinden olmalıdır” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu'na Genel Bașkan seçilmesinden sonra tebrik
ziyaretinde bulunduklarını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, șimdi Kılıçdaroğlu'nun iade-i ziyarette bulunmasından
ve kendisini TOBB birlik merkezinde ağırlamaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu da, iș
dünyasının rahat çalıșabileceği, üretebileceği, istihdam yaratabileceği bir modeli kurmayı hedeflediklerini,
sanayicinin önündeki engellilerin kaldırılması gerektiğini ifade etti.
TOBB’DAN B‹R ‹LK:
YÖNET‹MDEN GAZ‹ANTEP ÇIKARMASI
56 B‹zb‹ze
Erciyes Üniversitesi Kampusu içerisinde Boytaș A.Ș. tarafından yaptırılan Boydak
Mobilya ve Dekorasyon Atölyesi’nin açılıș törenine, Cumhurbașkanı Abdullah Gül de
katıldı. Açılıș kurdelesini kesmeden önce Boydak Ailesi’ne hayırseverlikleri ve ülkeye
kazandırdıkları eserler nedeniyle teșekkür eden Abdullah Gül, daha sonra Boydak
Mobilya ve Dekorasyon Atölyesi’ni hizmete açtı. Cumhurbașkanı Abdullah Gül, açılıș
ardından Sabancı Kültür Merkezi’nde yapılan plaket töreninde de Boydak Holding
Bașkan Vekili Șükrü Boydak’a üniversiteye kazandırdıkları Mobilya ve Dekorasyon
Atölyesi’nden dolayı bir plaket verdi.
Boyteks Al‹ Babacan’› a¤›rlad›
KILIÇDARO⁄LU’NDAN Z‹YARET
TOBB tarihinde ilk kez, Yönetim Kurulu Bașkanı ve üyelerin
tümü bir etkinliğine birlikte katıldı. Boydak Holding Yönetim
Kurulu Bașkan Vekili Mustafa Boydak’ın da aralarında
bulunduğu TOBB Yönetim Kurulu heyeti, 5 Nisan’da M. Rifat
Hisarcıklıoğlu bașkanlığında Gaziantep’e bir gezi düzenledi.
İlk olarak Gaziantep Ticaret Odası'nı ziyaret edip oda ve
borsa bașkanlarıyla bir araya gelen heyetin bașkanı
Hisarcıklıoğlu, kentin Türkiye'de birlikteliğin, rahmetin ve
bereketin rol modeli olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin 1991'de dünyanın gittiği eğilimi ıskaladığını ve
2001 krizinden sonra gözünü açtığını belirterek, “Dünya yeni
bir değișim ve dönüșümün içinde. Bunun farkına varalım, yeni
pazarlara odaklanalım. Ortadoğu'da yeni bir siyasi dönüșüm
var. Bunun riskleri var mı, var. Ama biz Ortadoğu'yu kazanca
Boydak Mob‹lya ve Dekorasyon
Atölyes‹’n‹ Cumhurbaflkan› Abdullah Gül açt›
çevireceğiz” uyarısında bulundu. Gaziantep'te olmaktan büyük
mutluluk duyduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “TOBB tarihinde
bir ilk oluyor galiba. İlk defa 13'ümüz beraber bir bașka
etkinlik için geliyoruz ki, Gaziantep de bu ilke yakıșır bir kent”
dedi. Oda’nın Yönetim Kurulu Bașkanlığı’na seçilen Adil
Konukoğlu’na bașarılar dileyen heyet, milletvekili adayı olmak
üzere görevinden ayrılan eski bașkan ve TOBB Yönetim
Kurulu’nun eski üyesi Nejat Koçer’e de hizmetlerinden ötürü
teșekkür etti. Heyet Koçer'e Gaziantep Üniversitesi
Senatosu’nca verilen ‘fahri doktora’ unvanı törenine de katıldı.
Kayseri Sanayi Odası’nca düzenlenen
'Ekonomik Gelișmeler ve 2011 Yılı
Beklentileri' konulu seminere katılmak
üzere Kayseri’de bulunan Devlet Bakanı
ve Bașbakan Yardımcısı Ali Babacan,
Boyteks A.Ș’nin üretim tesislerini ve
showroom’unu da ziyaret etti. Babacan'a
eșlik eden Boydak Holding Yönetim
Kurulu Bașkan Vekili Șükrü Boydak ve
Mustafa Boydak, Boydak Holding ve
Boyteks A.Ș. faaliyetleri hakkında bilgi
verdiler. Babacan, Boydak Holding'in
faaliyetlerinden duyduğu memnuniyeti
belirterek, Boydak Holding’e bașarı
dileklerinde bulundu.
Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’nin de katıldığı
seminer ise Mustafa Boydak’ın
konușmasıyla açıldı. Türkiye’nin yeniden
yapılanma döneminde olumlu bir yolda
seyrettiğini, tek sorunun cari ișlemler
açığı olduğunu belirten Boydak, özetle
șunları söyledi:
“Sanayiciler olarak yeterli ölçek
büyüklüğünde değiliz. Borçlar Kanunu,
Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan tarihi
düzenlemelerle ișletmelerimize bir șans
daha verildi. Belki de 10 yılda bir elimize
geçecek bu șansı iyi değerlendirmek
istiyoruz. Ancak projenin bir bacağı eksik.
BDDK’nın borçların yeniden
yapılandırılmasına yönelik düzenlemesi 1
Mart’ta kaldırıldı. Bu bazı ișletmeler
açısından zorluk doğurabilir. Bu
düzenlemelerin bir yıl ya da altı ay daha
uzatılması yerinde olacaktır. Kredilerde
bankacılık sisteminin çok sınırlanması
durumunda gayri nizami sistemler
devreye girebilir. Bu konuda özellikle
küçük ve orta boy ișletmelere ve yatırım
yapma noktasında kredi kullanan
ișletmelere biraz daha esnek davranılması
faydalı olur. İș dünyasının önünün
açılması durumunda Türkiye’yi çok daha
büyük bașarılara tașıma konusunda
azimliyiz.”
Hem küresel hem de Avrupa ve Kuzey
Afrika’daki siyasi tablo nedeniyle 2011’in
karșımıza farklı senaryolar çıkabileceği bir
yıl olduğunu belirten Ali Babacan da,
“Türkiye bu tablo içinde bir bașarı örneği
olarak ortaya çıktı. 2011’de ișsizlik düștü.
2011 yılıyla ilgili büyüme beklentimiz
yüzde 4.5-5 arasında. Yüksek petrol
fiyatları, içerde satılan ithal ürünlerin
payının artması, cari açığımızı artırdı.
2012’ye sağlıklı girebilmek için 2010’dan
itibaren para politikalarını sıkılaștırdık.
Ekonomik önlemleri kalıcı hale getiren
bir anlayıș içindeyiz. Torba Yasa
sayesinde ișadamı ve sanayiciler devlete
vergisini ödeyip, kayıt dıșılıktan çıkmalı.
Kurumlar ve gelir vergisini așağıya çektik.
Vergileri bu kadar düșürdükten sonra
vergiyi tam olarak almak istiyoruz" dedi.
B‹zb‹ze 57
B‹ZDEN HABERLER
TÜRK‹YE'DE 6 YÖNET‹M S‹STEM‹’NE
SAH‹P TEK KURULUfi ‹ST‹KBAL
Türkiye ve dünyada bașarısını kanıtlayan İstikbal, sürdürdüğü
kalite ve verimlilik çalıșmaları kapsamında geçen yıl aldığı
beș yönetim sistem belgesine Bilgi Güvenliği Yönetim Sistem
Belgesi’ni de ekledi. Kalite ve verimlilik konusundaki örnek
çalıșmalarıyla mobilya sektöründe Türkiye ve Avrupa’da
‘Mükemmellikte 5 Yıldız Yetkinlik Belgesi’ne sahip ilk ve tek
marka olan İstikbal, son olarak aldığı Bilgi Güvenliği Yönetim
Sistem Belgesi’yle yönetim sistemlerinin sayısını altıya çıkardı
ve Türkiye’de TSE’den alınan altı yönetim sistem belgesine
sahip ilk kuruluș olmayı bașardı.
Bilginin güvenliğini, bütünlüğünü ve sürekliliğini sağlamak için
standartların belirlendiği, bu standartlara göre risklerin
tanımlandığı, görev, yetki ve sorumlulukların, iș sürekliliği
planlarının, acil durum ve olayların yönetiminin izlenmesini ve
iyileștirilmesini sağlamak için tasarlanmıș uluslararası bir
sistem standardı olan ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim
Sistemi (BGYS) çalıșmaları İstikbal'de bașarılı bir süreç
yönetimi olarak 2010 yılında bașlatıldı.
TSE Bașkanı Hulusi Șentürk’ün de katıldığı belgenin takdim
töreninde konușan Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı
Hacı Boydak, İstikbal yöneticileri ve mesai arkadașlarına
teșekkür ederek, “Kurum kültürümüzün temel tașlarında biri
kalitedir. Bu kalite unsurlarından birisi de bilgi güvenliğidir.
Bilgi güvenliğini sağlamayan kurumlar, pazar kaybı, müșteri ve
iș ortakları karșısında güven yitirme gibi ciddi sorunlarla karșı
karșıya gelebilir. Dolayısıyla tüm bu unsurları yerine getirerek
bugün aldığımız belge, șirketimizin Bilgi Güvenliği’ne verdiği
önemin en büyük kanıtıdır” dedi.
HES KABLO
KKTC'DE BULUfiTU
Hes Kablo bayileri ve üst düzey yöneticileri 8-10 Nisan 2011 tarihleri
arasında KKTC’de Cratos Otel’de bir araya gelerek 2010’u değerlendirdi,
2011 hedefleri paylașıldı. ‘Satıșın 10 Altın Kuralı’ kitabının yazarı Taner
Özdeș’in satıș ve pazarlama teknikleri konusundaki semineri ilgiyle izlendi.
Seminer sonrası Genel Müdür Bekir Irak, Hes Kablo’nun 2010’da
tamamladığı yatırımlar ve devam eden projeler hakkında bilgi verdi. Yapılan
bu yatırımların meyvelerinin 2011 yılında alınacağından ümitli olduklarını
belirten Irak, yeni dönemde gerek Hes Kablo ailesi gerekse çözüm
ortaklarının daha yoğun bir gayret göstermesi gerektiğini ve Türkiye’de
kazanılan liderliğin yurtdıșına da tașınmasının hedeflendiğini söyledi. Boydak
Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Vekili Mustafa Boydak kapanıș
konușmasında, bayilere risklerini iyi yönetmeleri konusunda bilgiler verdi,
karșılığı olmayan büyük risklerden kaçınmalarını istedi.
PETK‹M’DEN HES KABLO’YA
ÖZEL ÖDÜL
Petkim 46’ncı yılını kutlarken, iș ortaklarını ödüllendirdi. Petkim Genel Müdürü
Hayati Öztürk’ün ev sahipliğinde yapılan, İzmir ve Aliağa iș dünyası temsilcilerinin
yoğun katılım gösterdiği törende Petkim'in geleneksel hâle getirdiği Özel Ödüller
sahiplerini buldu. ‘Sadık Müșteri’ kategorisinde ‘En Büyük Müșteri’ ödülü Hes
Kablo’nun oldu. Ödülü Hes Kablo adına Mehmet Emin Boydak, Turcas Grubu
Bașkanı ve Petkim Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Erdal Aksoy’dan aldı.
BOYDAK ORMANI'NA BASINDAN HATIRA
ACI KAYBIMIZ
Boydak Holding hissedarlarından değerli büyüğümüz Sn. Hacı Mustafa Budak
17/04/2011 tarihinde vefat etmiștir. Merhuma Allahtan rahmet, Budak
Ailesi’ne ve tüm Boydak Holding camiasına bașsağlığı ve sabırlar dileriz.
58 B‹zb‹ze
Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak,
Kayseri’de faaliyet gösteren basın kurulușlarının mensuplarına
Boydak Ormanı’nda bir kahvaltı verdi. Kahvaltı öncesi basın
mensupları hatıra ağaçları diktiler. Boydak Ormanı hakkında
bilgi veren Hacı Boydak, 2009’da devletten kiralanan 1.50
milyon metrekarelik ormanlık alana bugüne kadar 217 bin
ağaç dikildiğini, bu rakamın her sene artacağını belirtti. Hacı
Boydak, “Boydak Ormanı Kayseri’ye ve Kayserililere sosyal bir
hizmet. Bu tür sosyal sorumlulukların diğer ișadamlarınca da
benimsenmesi durumunda gelecek nesillerimize yemyeșil bir
Kayseri bırakabiliriz” dedi.
B‹zb‹ze 59
B‹ZDEN HABERLER
B‹ZDEN HABERLER
KIZILAY’A ANAHTAR TESL‹M‹ ‹K‹ AfiEV‹
Boydak Holding grup șirketlerinden Boypaș Dayanıklı
Tüketim Malları Pazarlama A.Ș. ve Boytaș Mobilya Sanayi ve
Ticaret A.Ș, Türk Kızılayı ile ortak bir girișimi hayata geçiriyor.
İstanbul ve Trabzon’da inșa edilecek așevleri için yapılan
çalıșma kapsamında; 14 Ocak’ta Boydak Holding Yönetim
Kurulu Bașkanı Hacı Boydak, Boydak Holding Yönetim Kurulu
Bașkan Vekili Mustafa Boydak ve Kızılay Genel Bașkanı Tekin
Küçükali arasında bir protokol imzalandı.
Protokol kapsamında; ihtiyaç sahibi vatandașlara sıcak yemek
hizmeti vermek üzere İstikbal markası adına İstanbul’da,
Bellona markası adına Trabzon’da așevleri inșaat edilecek.
Așevlerindeki tefriș ve donanımların sağlanmasını da
kapsayan, toplam 1 milyon TL’lik bir yatırım bedeli olușan
proje için Boydak Holding’e teșekkür eden Kızılay Genel
Bașkanı Küçükali, “Boydak Holding’in bugüne kadarki
projelerimizde destekçimiz olduğunu bilmek bize yapacağımız
çalıșmalarda güç veriyor. Kendilerine teșekkür ediyoruz” dedi.
Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak ise,
mutlu bir gün yașadıklarını belirterek, Türk Kızılayı’nın büyük
bir atak içerisinde olduğunu, ayrım gözetmeksizin dünyaya
yardım eli uzattığını, kendilerinin de bu yardımlara katkı
sağlamak amacıyla așevi yapımı üstlendiklerini söyledi.
“Boydak Holding olarak sosyal sorumluluk anlamında
üstümüze düșen tüm görevleri yerine getirmekten son
derece mutluyuz” diyen Mustafa Boydak da, așevlerini bu yıl
içinde bitirmeye gayret edeceklerini, anahtar teslimi Türk
Kızılayı’na bağıșlayacaklarını bildirdi.
“VERG‹M‹Z‹ ÖDEMEK EN BÜYÜK M‹LL‹YETÇ‹L‹K”
Vergi haftası kapsamında Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Mustafa
Boydak’ı Kayseri Sanayi Odası’ndaki makamında ziyaret eden Vergi Dairesi
Bașkanı Niyazi Özkök, kentin vergi gelirlerinde beklentilerin çok üzerinde bir
artıș olduğunu belirterek, tüm sanayicilere teșekkür etti. Mustafa Boydak da
ülkelerin gelișmișlik düzeylerinin topladıkları vergilere de bağlı olduğunu
belirterek șunları söyledi: “Eğer bir ülke vergisini sağlıklı olarak toplayabiliyor ise,
o ülkede insanların huzurundan, mutluluğundan bahsetmek daha mümkündür.
Bugün geldiğimiz noktada Türkiyemiz iyi bir yere doğru gidiyor. Bundan sonraki
süreçte de verginin daha tabana yayılıp artık vergi toplamayla ilgili problemin
tamamen gündemimizden düșmesini istiyoruz. Vergimizi hakkıyla vermemiz en
büyük vatandașlık görevimiz ve en büyük milliyetçiliktir.”
Boydak Hold‹ng’e verg‹ ödülü
Boydak Holding’in ülke ekonomisine katkısı ödüllendirildi.
Kayseri Vergi Dairesi Bașkanı Niyazi Özkök, Boydak Holding
CEO’su Memduh Boydak'a grup șirketlerinin kurumlar
vergisinde yer aldığı sıralama nedeniyle plaket verdi. Plaket
töreninde Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif
Türkoğlu da bulundu.
60 B‹zb‹ze
BOYDAK’A EFQM ÖVGÜSÜ
Kayseri Sanayi Odası’nın, KalDer ișbirliğiyle düzenlediği ‘Yerel Kalkınma ve
Mükemmellik Yolculuğu’ toplantısı Kayseri Sanayi Odası’nda yapıldı. KAYSO
Meclis Bașkanı Nurettin Okandan, Kayseri firmalarının gelișimine, yeni
teknolojilere, yeni sistemlere ilgisinden söz ederek, Ulusal Kalite Hareketi’ne
katılan Boydak Holding firmaları İstikbal, Boytaș ve Merkez Çelik’i çalıșmaları
nedeniyle kutladı. KalDer Yönetim Kurulu Bașkanı A. Hamdi Doğan da Ulusal Kalite
Hareketi’ne katılan firmaların EFQM Mükemmellik Modeli’ne gösterdikleri ilgi ve
azmin, mükemmellik yolculuğunda kendilerine bașarı getireceğini söyledi. Konușma sonunda Ulusal Kalite
Hareketi’ne katılan Boytaș ile KalDer arasında İyi Niyet Bildirgesi imzalandı. Harekete katılan firmalara da plaketleri
verildi. Toplantıda ayrıca İstikbal Mobilya Genel Müdürü Mesut Yiğit’in de aralarında bulunduğu konușmacılar,
EFQM Modeli’ne neden ihtiyaç duyduklarını anlattı, kendi firmalarında yașadıkları tecrübeler hakkında bilgi verdi.
TEDAR‹KÇ‹LERE ‘MÜKEMMEL’ B‹LG‹LER
İstikbal Mobilya ve KalDer yöneticileri, ‘Kayseri'den Avrupa'ya
Mükemmellik Yolculuğu’ konulu bir toplantıyla İstikbal'in tedarikçilerini
EFQM Mükemmellik Modeli hakkında bilgilendirdi.
KalDer Dıș Değerlendirme Yöneticisi Zulal Kızıltaș’ın anlattığı EFQM
Mükemmellik Modeli, dıș değerlendirme, mükemmellik așamaları,
katılımcıların ilgisini çekti. İstikbal Mobilya Genel Müdürü Mesut Yiğit de
İstikbal’in kalite yolculuğu, EFQM Mükemmellik Modeli uygulamaları ve
2010’da iki defa gerçekleșen dıș değerlendirme hizmetine yönelik
kazanımları anlattı. Yiğit bu uygulamaların ardından gelen Mükemmellikte
3 Yıldız Yetkinlik ve Mükemmellikte 5 Yıldız Yetkinlik sertifikası
çalıșmalarını ve bu çalıșmalarda gösterilen özverili, heyecanlı süreci
katılımcılarla paylaștı..
‹ST‹KBAL ÇALIfiANLARINA MADALYA
2010 Kasım ayında alınan EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 5 Yıldız Belgesi
nedeniyle bu bașarının mimarı olan İstikbal çalıșanları için madalya töreni
düzenlendi. Bu büyük bașarıyı sembolik olarak temsil etmesi ve kalıcı bir hatıra
olması amacıyla her çalıșana isme özel yaptırılan madalyalar, 1-2 Aralık 2010
tarihlerinde düzenlenen törenlerle çalıșanlara takdim edildi. İstikbal Genel
Müdürü Mesut Yiğit, TSE ve KalDer yetkililerinin de katıldığı törende, İstikbal
çalıșanlarının bu uzun ve zahmetli
yolda gösterdikleri üstün
performans ve fedakârlık için
teșekkür etti. Bir sonraki hedefin
Ulusal Kalite Ödülü olduğunu
belirten Yiğit'in madalyasını,
KalDer eğitmenlerinden Selami
Güven Antal verdi.
“A‹LE fi‹RKETLER‹NDE
KADINLAR ROL ALMALI”
Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili ve KAYSO
Yönetim Kurulu Bașkanı Mustafa Boydak, aile
șirketlerinde kadınların da rol almasının, iș dünyasına hem
kalite hem rekabet getireceğini söyledi. Mustafa Boydak,
KAYSO’nun Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ve
TÜSİAD’ın ișbirliğinde düzenlediği ‘Aile Șirketleri
Semineri’nin açılıș konușmasında șu önerilerde bulundu:
“Geçmiș yıllarda hiç üzerine gitmediğimiz bu konunun
tartıșılıyor olması ve aile șirketlerince ortaya konan bașarı
hikâyeleri, gelecek adına bizleri ümitlendiriyor. Türkiye'de
kadınlarımızın iș hayatında yer alma konusundaki eksikliğini
hep hissettik. Kadınlarımızın iș hayatında biraz daha öne
çıkması gerektiğini düșünerek TOBB ve TÜSİAD'da ciddi
çalıșmalar yapıldığını görüyoruz. TÜSİAD'ın son iki
dönemdir bașkanlığını kadınlarımızın yapıyor olması da
bana anlamlı geliyor. Aile içinde kadının tanımlanması
konusu da önemli. Aile șirketlerinde kadınların da rol alıyor
olmasının iș dünyamıza hem kalite hem de rekabet
getireceğini düșünüyorum. Miras dağılımlarında kadınlara
karșı adaletli davranılması da aile șirketlerinin hayatiyetlerini
devam ettirmeleri açısından son derece önemli.”
B‹zb‹ze 61
B‹ZDEN HABERLER
B‹ZDEN HABERLER
“‹fi DÜNYASI GENÇ
KATKILARLA GEL‹fiECEK”
PAZARLAMA MÜDÜRLER‹
BULUfiTU
TÜKET‹C‹LERE ÜRÜN
TANITIMI VE BAY‹ L‹STES‹
Yön A.Ș, 2011 yılı yeni İdeal Yatak&King ürün
grubuna yönelik lansman çalıșmalarını, genel
merkezin katkı ve destekleriyle hız kesmeden
sürdürüyor. Pazarlama Müdürü Kadir Yön bayilere
yönelik açıklamasında, bu doğrultuda özellikle bölge
bayilerinin satıșlarına destek olmak amacıyla Adana
Real AVM içerisinde, ürün grubuna yönelik 8-9-10
Nisan tarihleri arasında tanıtım lansmanı yapıldığını
bildirdi. Yön, yapılan çalıșmanın amacına hizmet
etmesi için de bayilerin isim ve telefon numaralarının
bulunduğu özel tanıtım insertleri hazırlanarak
dağıtıldığını söyledi. Tüketicilerin mağazalara
çekilmesinin hedeflendiğini belirten Kadir Yön,
mağaza teșhirlerinde bu ürünlere yönelik eksikliği
bulunan bayilerin teșhirlerini kontrol etmesini istedi.
“F‹NANS UZMAN ‹fi‹”
Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili ve
KAYSO Yönetim Kurulu Bașkanı Mustafa Boydak,
Kayseri Serbest Muhasebeci ve Mali Müșavirler
Odası’nın sempozyumunda șirketlere önerilerde
bulundu. Boydak, zor duruma düșen șirketlerin
finansman yapılarını iyi idare edemeyen ve kayıtlarını
iyi tutamayan șirketler olduğunu söyledi. Finansman
iși aile bireylerine bırakıldığında büyük hatalar
yașanabileceğini ifade eden Boydak șöyle devam etti:
“Konu uzmanlara bırakılması. Șirketlerimizin
ölçeklerini büyütmemiz için muhasebe ve finans
konularını sağlam tutmalıyız. Șirketlerimiz, bireysel
hatalar ve finans yapılarını düzgün takip etmemeleri
nedeniyle zor duruma düșüyor. Hesabımızı iyi
yaparsak, hem ortaklık hem aile ilișkilerimiz, hem
devlete karșı ișlerimiz daha düzenli olur.
62 B‹zb‹ze
İstikbal’in, Mondi’nin ve Regina’nın pazarlama müdürleri ve anabayileri bir
araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı.
İstikbal için toplantı günü 25 Mart’tı. Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı
Hacı Boydak ve Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif Türkoğlu’nun
da katıldığı toplantıda markanın 2.5 aylık performans değerlendirmesi yapıldı.
Toplantı ardından Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak’ın da katıldığı
mağaza ziyaretinde bayiler, yeni teșhir anlayıșının yatak satıșlarına olumlu
katkısı konusunda bilgilendirildi.
Mondi pazarlama müdürleri ve anabayileri ise 26 Mart’ta buluștu. Genel
Müdür İzzet Sümer açılıș konușmasında, “Yeni ürün olarak tasarlanan
avangart serisi yemek odası, alınan görüșler doğrultusunda beyaz ağırlıklı
olarak çalıșılacak. Ayrıca pazarın gerçeklerini göz önünde bulundurarak
Mondi ürünlerini yapılandırma çalıșmalarımız var” dedi.
Regina’nın toplantısı ise 21 Șubat’ta günü yapıldı. 2011 marka politika ve
stratejilerine yönelik bilgi veren İstikbal Pazarlama Müdürü Mustafa
Büyükkatırcı, 2010’un Regina adına çok olumlu sinyaller verdiğini, bayilerden
gelen talepler doğrultusunda 2011’de ve gelecek yıllarda çok daha iyi ișler
yapılacağını belirtti. Boytaș Genel Müdürü Șahin Nursaçan üretim
malzemeleri konunda bilgi verirken, Memduh Boydak, “Bașarı için hedef
koymamız, kendimizi ve ekibimizi sorgulamamız gerekiyor” uyarısı yaptı.
REG‹NA GÖRÜCÜYE ÇIKTI
Regina mutfak görücüye çıktı, müteahhitlere tanıtıldı. Osmaniye/Kabuller
Bayii ve Günep/Adana Anabayiinin organize ettiği Regina tanıtım
organizasyonu, 18 Mart Cuma günü Büyük Osmaniye Otel’de yapıldı.
Yaklașık 120 müteahhitin katıldığı toplantıyı, yerel basın mensupları da izledi.
Genel merkez yetkililerinin de hazır bulunduğu toplantıda, iki mutfak, bir
banyo ve bir raydolap teșhir edilerek, ürünler hakkında bilgi verildi. Kabuller
Yönetim Kurulu Bașkanı Arif Kabul’ün açılıș konușması ardından genel
merkez yetkilileri Regina için hazırladıkları kurumsal sunumu yaptı. Regina’nın
tanıtımı ardından șirketin üretim ve kalite kriterleriyle ilgili bilgi verildi.
Soruları cevaplandırılan katılımcılara toplu iș katalogu ve ürün katalogları
dağıtıldı. Etkinlik, keyifli bir akșam yemeğiyle son buldu.
MEHMET KILINÇ’A VEDA
Boydak Holding’de uzun yıllar yönetim kurulu
üyeliği yapan ve üst kademelerde görev alan
Mehmet Kılınç, 28 Mart 2011 Pazartesi günü
emekliye ayrıldı. Mehmet Kılınç için
düzenlenen veda töreninde, Boydak Holding’e
bugüne kadar verdiği hizmetler nedeniyle
teșekkür edildi. Törende Mehmet Kılınç’a bir
teșekkür plaketi sunuldu. Tören Mehmet
Kılınç, Boydak Holding Yönetim Kurulu
Bașkanı Hacı Boydak, Bașkan Vekili Șükrü
Boydak ve Mustafa Boydak, CEO Memduh
Boydak, Boydak Holding Yönetim Kurulu
Üyesi Yusuf Boydak’ın da bulunduğu bir
kareyle sonsuzluk kazandı.
Kayseri İl Genç Girișimciler Kurulu Bașkanı Sami Boydak ve kurul üyelerinden
olușan bir heyet, 7 Mart’ta Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili ve
KAYSO Yönetim Kurulu Bașkanı Mustafa Boydak’ı ziyaret etti. Ziyaretten
duyduğu memnuniyeti dile getiren Mustafa Boydak, genç girișimcileri 2010
yılında gösterdikleri performans nedeniyle kutladı. Genç girișimcilerin iș
dünyasına katkılarını çok önemsediklerini belirten Boydak, “Genç
arkadașlarımızın katkısı arttıkça iș dünyasının genișleyeceğine ve bașarısının
artacağına eminiz. Arkadașlarımız yoğun bir faaliyet dönemi geçirdi. 2011 yılı
için de bir faaliyet planı çıkarmıșlar, biz de bu planı onaylıyoruz. 2011 yılında
da kendilerine bașarılar diliyorum” dedi. Sami Boydak da, Mustafa Boydak’a
2010’da verilen destekler için teșekkür etti, 2011’de de yine aynı destekle
bașarılı bir yıl geçirme umutlarını dile getirdi.
YÖN A.fi’DE YO⁄UN GÜNLER
‘Müșteri Çağında Pazarlama Zirvesi’ seminerinin notları 17 Ocak
tarihinde Arı Pazarlama idari personeline aktarıldı. Yeni dönem
perakendede duygulara hitap etmenin öneminin vurgulandığı bu seminer
programında, dünyanın ve Türkiye’nin sayılı yöneticilerinin düșünceleri
katılımcılarla paylașılmıștı.
AB projesi kapsamında ‘Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe
KUPA BOYTAfi-2
METAL ÇEL‹KSPOR’UN
Üçüncü geleneksel Boytaș fabrikalar arası futbol
turnuvasında kupa, 20 Mart 2011 Pazar günü
oynanan maçlarla sahibini buldu. Bugüne kadar çetin
mücadeleleri ve centilmenlikleriyle göz dolduran
Boytaș-2 Metal Çelikspor, final maçında da bașarısını
yineleyerek
kupanın sahibi
oldu. Final
maçında Boytaș 2
Fabrikası, Erciyes
Spor’u 8-5 gibi
açık farkla
yenerek kupayı
hak etti.
Programı’nda kadınlara yönelik iș garantili bir eğitim süreci düzenlendi. Bu
süreç, Yön Șirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Büyükkiraz’ın
bașkanlığında, Dostder Yardımlașma Derneği’nce yürütüldü. Yön A.Ș.
eğitimcisi, katılımcılara 18-19 Ocak tarihlerinde perakende satıș temelleri,
iletișim ve beden dili konularında eğitim verdi.
Prof. Dr. İsmail Üstel, 26-27 Șubat tarihlerinde Yön A.Ș. merkezinde
idari personele yönelik ‘müzakere becerileri’ eğitimi verdi. İki gün boyunca
grup çalıșmalarıyla interaktif olarak süren eğitimde, olumlu çatıșma
yöntemleri, bașarılı müzakere süreçleri, duygusal zekânın önemi gibi konu
bașlıkları ele alındı.
Bellona, 8 Mart’ta kadınlara yönelik bir sosyal sorumluluk projesinde ana
sponsor oldu. Psikolog Alp Ardıç’la ‘Ruhsal Detoks’ olarak lanse edilen
proje kapsamında 100 bin kișiye Bellona markasıyla mail atıldı. Eskișehir
yolunda Spica düğün
salonunda yapılan sunuma
katılan kadın müșteriler,
programla ilgili olumlu geri
bildirimleri paylaștı.
B‹ZDEN HABERLER
B‹ZDEN HABERLER
KAYSER‹L‹ ‹fiADAMLARINA
KAZAK‹STAN DAVET‹
ELB‹RL‹⁄‹YLE B‹L‹M ATA⁄I
Erciyes Üniversitesi’nin
hedefleri, Kayserili
idarecileri ve ișadamlarını
bulușturdu. KAYSO ve
Erciyes Üniversitesi
ișbirliğinde 15 Șubat’ta
düzenlenen ‘Üniversiteler
Șehri Kayseri ve Erciyes
Üniversitesi’nin
Konumu/Erciyes
Üniversitesi’nin Hedefleri’ konulu toplantıda Boydak Holding Yönetim
Kurulu Bașkan Vekili Mustafa Boydak, katılımcılara șöyle seslendi:
“Kayseri’nin kalkınmasının ekonomik olarak bir anlamı olmakla beraber,
bilim tarafını da hiç ihmal etmemeliyiz. Üniversitelerimizin Türkiye’yi çok
daha modern, çağdaș ve zengin yerlere götüreceğinden en ufak endișemiz
yok. Bu kurumların ayakta kalabilmesinin bir yolu da kamuoyu ve halk
desteği. Kayseri olarak bu konuda üzerimize düșen maddi ve manevi
desteği vermeye gayret ediyoruz. Șehrin kalkınmasında emeği geçenlere
teșekkür ediyoruz.” Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin
Keleștemur, șimdiye kadar sanayi ve ticaretiyle anılan Kayseri’nin artık
üniversiteleriyle anılmaya bașlandığını, Ankara, İstanbul ve İzmir dıșında dört
üniversitesi olan ilk șehrin Kayseri olduğunu hatırlattı. Keleștemur, nüfusu
40 bini geçen bir eğitim kurumu olan Erciyes Üniversitesi’nin bir araștırma
kurumu haline dönüșme sürecini yașadığı müjdesini verdi. Keleștemur,
yakında hizmete açılacak bilim merkezlerinde görev alacak yaklașık 50 bilim
adamının eğitimini sağlayan hayırseverlere teșekkür etti. Melikgazi Belediye
Bașkanı Memduh Büyükkılıç da, sanayicilerle üniversite arasında yeni yeni
iletișim bașladığını belirterek, sosyal mekânlar yapımı konusunda belediye
olarak üzerlerine düșeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.
EK‹P MEMNUN,
MÜfiTER‹ MEMNUN
İstikbal mağazaları ekipleri, kıșı bu șık kıyafetlerle
geride bıraktı, yazlıklarını raflardan indirdi. Ünlü
modacı Cemil İpekçi’nin imzasını tașıyan iș
kıyafetleri, İstanbul Avcılar’daki Göker İstikbal
Centroom ekibine enerji vermiș. Deneyimli Mağaza
Müdürü Serhat Bașkan, aynı zamanda zarif ve pratik
olan iș kıyafetlerinin müșterilerin gerek ișyerine
gerek çalıșanlara bakıșını etkilediğini söyledi.
Kıyafetlerindeki tasarımlarıyla kaliteli bir çizgi yaratan
satıș ekibi, bu sayede müșterilerin ilgisini çekiyor.
Hazırlanan bu güzel konsept, müșteriler ve
çalıșanlar arasında özel bir iletișim kurulmasını
sağlıyor. Ekip ruhuna geliștirici ve yapıcı bir heyecan
katan, mağazalara seçkin bir hava veren kıyafet
uygulaması, İstikbal mağazacılık yapılanmasında
kaydedilen așamayı personele tașımak ve
kurumsallașma çalıșmalarını pekiștirmek hedefiyle
bașlatılmıștı. Uygulama, yazlık kıyafetlerle sürecek.
Kazakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev ve beraberindeki
heyet 17 Șubat’ta Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili ve KAYSO
Yönetim Kurulu Bașkanı Mustafa Boydak’ı ziyaret etti. İșadamlarının iki ülke
arasındaki ilișkilerin geliștirilmesinde büyük bir rol oynadığını ifade eden
Tüymebayev, bu ziyareti ișadamlarıyla da görüșerek iki ülke arasındaki
ișbirliğini geliștirmek amacıyla yaptıklarını söyledi. Tüymebayev, geçen yıl
Pavlodar bölgesinden ișadamlarının Kayseri’yi ziyaret ettiğini, bu yıl da
Kayserili ișadamlarını tecrübelerinden faydalanmak amacıyla bölgeye
götürmek istediklerini belirtti. Kazakistan’ın son yıllarda yıldızı parlayan bir
ülke olduğunu ifade eden Boydak da, “Bugün dünyanın 16. büyük ekonomisi
Türkiye, sanayi tecrübesini Kazakistan’la paylașmaktan memnuniyet
duyacaktır. Kayseri’den Kazakistan’a 6 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Bașka
ülkeler üzerinden Kazakistan’a
yaptığımız ithalat ve ihracatımız da
var. Bunları da direk Kazakistan’a
yapmalıyız. Bölgede barıș ve
istikrarın sembol ülkelerinden biri
olan Kazakistan’la ișbirliğini
geliștirmeye hazırız” dedi.
EGE BAY‹LER‹ KKTC’DE TOPLANDI
MEFOK'DAN 2. KARMA
FOTO⁄RAF SERG‹S‹
Merkez Çelik A.Ș. bünyesinde
kurulan ve iki yıldır çalıșmalar
yürüten Merkez Çelik Fotoğraf
Klübü ‘Mefok’, bu yıl yine
çalıșanlarınca hazırlanan karma
sergiyle fotoğrafseverlerin
karșısına çıktı. Kayseripark'ta
düzenlenen, Merkez Çelik A.Ș. Genel
Müdürü Namık Kemal Ulusoy'un da
katıldığı serginin açılıșını Boydak Holding
Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak
yaptı. Bașkanlığını Hüseyin Tașkın'ın
yaptığı Mefok'ta 25 fotoğrafçının
genellikle manzara, yașam ve portreden
olușan 60 fotoğrafı sergilendi. Mefok
üyeleri yıl boyunca șehiriçi ve șehir dıșı
gezilerde çektikleri fotoğrafları
www.mefok.net sitesinde paylașıyor. Site
ayrıca üyelerin bilgi alıșverișinde
bulunduğu bir platform.
İstikbal Ege Bölge Temsilciliği Batılı Ltd. Ști, 6-9 Nisan tarihlerinde KKTC Kaya
Artemis Otel’de geleneksel bayiler toplantısını hayata geçirdi. Ege Bölgesi ana bayi
patronları Hakkı Ulusoy, Nazif Ulusoy, Gökmen Ulusoy bașkanlığında ve bölge
pazarlama departmanı, İstikbal ve Mondi Ege bölge bayilerinin katıldığı toplantıda
2010 yılı değerlendirildi, 2011 yılı beklentileri ve hedefleri ele alındı. Toplantı
sonunda 2010 yılı ciro sıralamasında ilk üçe giren bayilere plaket ve hediyeleri verildi.
DO⁄U ANADOLU’NUN 2011 HEDEFLER‹ GÖRÜfiÜLDÜ
Doğu Anadolu Bölgesi anabayi Garanti Mobilya'nın Yönetim Kurulu Bașkanı
Șerafettin Aslan ve bölge yöneticileri 18 Mart 2011’de Boydak Holding Genel
Merkezi’ni ziyaret ederek bir dizi temaslarda bulundu. Ziyaret kapsamında
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO'su Memduh Boydak ile Yönetim
Kurulu Üyesi Nazif Türkoğlu’nun da katıldıkları bir toplantı düzenlenerek, 2010
yılının genel değerlendirmesiyle birlikte, bölgedeki yapılanma faaliyetleri ve 2011
yılının hedef ve stratejileri görüșüldü.
HSBC’den z‹yaret
HSBC Bank Genel Müdür Yardımcısı Virma Sökmen,
Kurumsal Bankacılık Yöneticisi Hülya Kalkavan ve Șube
Müdürü Sedat San, 5 Nisan Salı günü Boydak Holding
Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Mustafa Boydak’ı
makamında ziyaret etti. Mustafa Boydak ile fikir
alıșverișinde bulunan HSBC Bank yetkilileri, Kayseri
ekonomisi hakkında da bilgi aldı.
64 B‹zb‹ze
BOYTRANS BÜYÜYOR
Boytrans Lojistik Hizmetleri ve Ticaret A.Ș. filosuna 10 adet DAF marka CF 85.410
4x2 On-Road Çekici, 2 adet ADR’li yarı römork akaryakıt tankeri ve 20 adet
TIRSAN marka Perdeli Maxima Semi-Treyler ekledi. TIRSAN Treyler A.Ș’den alınan
araçların teslimatı, Tırsan Adapazarı fabrikasında yapıldı. Teslimat törenine Tırsan
Treyler Yönetim Kurulu Bașkanı Çetin Nuhoğu, Boytrans Genel Müdürü Kenan
Kızılkaya, İstanbul Bölge Müdürü Ömer Demirel ve firma yetkilileri katıldı. Nuhoğlu
1996’da 10 adet Tırsan, 10 adet DAF teslimatıyla bașlayan Boytrans-Tırsan ișbirliğinin
devamından memnuniyetini dile getirirken, Kızılkaya “DAF ve Tırsan ilk göz ağrımız.
Temel tercih nedenimiz hizmet, araçların ekonomik olması ve yedek parça maliyetleri.
Kayseri’den günlük çıkan araç sayısı 350. Yüzde 20 kendi araçlarımız, yüzde 80 filo dıșı
araçlar. Her beș senede bir, araçlarımızı yeniliyoruz ve yüzde 80 dıșarıdan aldığımız
hizmette de ikinci el olarak sattığımız araçları tercih ediyoruz. Bu sayede sadece kendi
filomuzda değil filo dıșından
aldığımız hizmette de DAF
ve Tırsan kullanıyoruz” dedi.
MERKEZ ÇEL‹K’TEN
KAN BA⁄IfiI
Türkiye, kan bağıșının yetersiz
kaldığı ülkelerden biri. Yılda en az
1.5 milyon kișinin kan bağıșında
bulunması gerekirken bu rakamın
yarısına bile ulașılamıyor. O nedenle
Türkiye genelinde kan ihtiyacını
karșılamakta yetersiz kalan kan
merkezlerinin yöneticileri zaman
zaman kan bağıșı kampanyaları
düzenliyor. Sorumluluk sahibi
vatandașlar ve kurumlar da kan
bağıșında bulunuyor. Merkez Çelik
A.Ș. çalıșanları da sorumlu
vatandașlık örneği göstererek kan
bağıșladı.
B‹zb‹ze 65
B‹ZDEN HABERLER
ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMAL
BOYDAK DIfi T‹CARET
Boydak Dıș Ticaret Projeli&Distribüsyon Satıșlarından Sorumlu Pazarlama
Müdürlüğü görevini yürüten İlyas Boydak, BDT Mali ve İdari İșler Genel
Müdür Yardımcılığı görevine atandı.
Boydak Dıș Ticaret Mağazacılıktan Sorumlu Pazarlama Müdürü Ömer
Yavaș, BDT Bayi Yapılandırma ve Mağazacılık Faaliyetlerinden Sorumlu
Genel Müdür Yardımcılığına atandı.
Boytaș 4 Üretim Müdürlüğüne vekaleten atandı.
Boytaș 2 Üretim Müdür Yardımcılığı görevini sürdüren Yakup Karakaș,
Boytaș 2 Üretim Müdürlüğüne vekaleten atandı.
Boytaș 1 Satıș Sevkıyat Șefliği görevini sürdüren Mehmet Durna, Boytaș
Satıș Sevkıyat Müdürlüğüne vekaleten atandı.
YEN‹ YATIRIMLAR
Boypaș bünyesinde İnșaat Grup Șefliği yapan İnșaat Mühendisi Cem
Yüksel, Boydak Holding Yeni Yatırımlar kadrosunda İnșaat Bölge
Müdürlüğüne atandı.
Boytaș 3 Tasarım Uzmanlığı görevini sürdüren Yalçın Çelikbaș, Boytaș 3
Ar-Ge Șefliğine atandı.
Boypaș bünyesinde İnșaat Mühendisi Talip Küçük, Boydak Holding Yeni
Yatırımlar kadrosunda, İnșaat Bölge Müdürlüğüne bağlı Șantiye Șefliğine
atandı.
Mali İșler Müdürü Mustafa Özdemir, Boydak Dıș Ticaret A.Ș.
iștiraklerinden Forte Rusya șirketinde Mali İșlerden Sorumlu Genel Müdür
Yardımcılığına atandı.
Boytaș 2 Döșeme Hazırlık Üretim Uzmanlığı görevini sürdüren Tamer
Nargileci, Boytaș 2 Döșeme Hazırlık Üretim Șefliğine atandı.
Yeni Yatırımlar İnșaat Müdürlüğü bünyesinde İnșaat Mühendisi olarak
görev yapan Cengiz Vural, aynı müdürlüğe bağlı Șantiye Șefliğine atandı.
İstikbal Mobilya Mali İșler Müdürü Yahya Kemal Berber, Boydak Dıș
Ticaret A.Ș. Mali ve İdari İșler Müdürlüğüne atandı.
BOYÇEL‹K
Yeni Yatırımlar İnșaat Müdürlüğü bünyesinde mimar olan Özgür Mehmet
Beserek, aynı müdürlüğe bağlı Mimari Projeler Bölüm Șefliğine atandı.
Ortadoğu bölgesinde müșteri hizmetleri görevini yürüten Ahmet
Karabacak, Müșteri Hizmetleri Șefliğine atandı.
BOYTEKS
Kayseri İșletmesi’nde Satıș ve Pazarlama Șefi olarak görev yapan Deniz
Boydak, Satıș ve Pazarlama Müdürlüğüne atandı.
Bursa İșletmesi’nde Satıș ve Pazarlama Uzmanı Hakan Erim, Satıș ve
Pazarlama Șefliğine atandı.
Dıș Ticaret ve Satınalma Müdürü Erol Boydak, Boyçelik A.Ș. Mali ve İdari
İșler Genel Müdür Yardımcılığına atandı.
Tel ve Yay Bölümü İșletme Müdürü Mehmet Yıldız, Boyçelik A.Ș. Teknik
Genel Müdür Yardımcılığına atandı.
Tel ve Yay Bölümü Planlama Șefi Hasan Memnun, Boyçelik A.Ș. Planlama
Müdürlüğüne vekâleten atandı.
İhracat Müdür Yardımcısı Kazım İlker Çandır, İhracat Müdürlüğüne atandı.
İhracat Uzmanı Feridun Tosun, İhracat Șefliğine atandı.
İhracat Uzmanı Arif Emre Ölmeztoprak, İhracat Șefliğine atandı.
BURSA BOYTEKS
Boru Profil Üretim Uzmanı Nedim Herdem, Boru Profil Üretim Șefliğine
atandı.
Bursa Boyteks Planlama Memuru Selçuk Güngör, Planlama Uzman
Yardımcılığına atandı.
Boru Profil Planlama Uzmanı Osman Dökmeci, Boru Profil Planlama
Șefliğine atandı.
Sisge Uzman Yardımcısı Zeynep Sarıyer, Sisge Uzmanlığına atandı.
Satınalma Uzmanı Sami Șahin, Satınalma Șefi olarak atandı.
Panlama Uzman Yardımcısı Hüseyin Bașkaya, Depo-Sevkiyat Uzmanlığına
atandı.
Maliyet Muhasebesi Analiz Memuru Ali Erdoğan, Maliyet Muhasebesi
Analiz Uzmanlığına atandı.
İdari İșler Uzman Yardımcısı Halil Kocaman, İdari İșler Uzmanlığına atandı.
Tel Yay Planlama Memuru Cihangir Ünsal, Tel Yay Planlama Uzman
Yardımcılığına atandı.
Muhasebe Uzman Yardımcısı Nebi Öcal, Muhasebe Uzmanlığına atandı.
Satıș Pazarlama Uzman Yardımcısı Osman Karayağız, Satıș Pazarlama
Uzmanlığına atandı.
Pazarlama Uzman Yardımcısı Muhammed Tahir Özdemir, Pazarlama
Uzmanlığına atandı.
Satıș Pazarlama Uzman Yardımcısı İlknur Dağ, Satıș Pazarlama
Uzmanlığına atandı.
Pazarlama Memuru Fırat Ozan Demir, Pazarlama Uzmanlığına atandı.
Satıș Pazarlama Uzman Yardımcısı M. Soyer Orhon, Satıș Pazarlama
Uzmanlığına atandı.
Muhasebe uzman yardımcısı Nuray Güden, muhasebe uzmanlığına
atandı.
Satıș Pazarlama Uzman Yardımcısı Șenay Kılıç, Satıș Pazarlama
Uzmanlığına atandı.
Muhasebe Memuru Mesut Canan, Muhasebe Uzman Yardımcılığına
atandı.
BOYTAfi
İhracat memuru Sedat Civan, ihracat uzman yardımcılığına atandı.
İthalat Memuru Abdullah Yağmuroğlu, İthalat Uzman Yardımcılığına
atandı.
Yeni Yatırımlar Tesisat Proje ve Uygulama Grup Müdürlüğü’nde Elektrik
Mühendisi Turgay Uslu, aynı müdürlüğe bağlı Elektrik Tesisatları Uygulama
Grup Șefliğine atandı.
Yeni Yatırımlar Tesisat Proje ve Uygulama Grup Müdürlüğü’nde Elektrik
Mühendisi Avni Korhan Boran, aynı müdürlüğe bağlı Elektrik Tesisatları
Uygulama Grup Șefliği görevine atandı.
İnșaat Mühendisi Abdullah Sığınkaya 2008 yılında atandığı Yeni Yatırımlar
İnșaat Müdürlüğü’ne bağlı İnșaat Uygulama Grup Șefliğini sürdürecek.
YURTDIfiI YATIRIMLAR ‹Ç‹N
RUSYA
Merkez Çelik A.Ș. Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin
Çevrim, gruba yeni eklenen Rusya’daki fabrikaya Genel Müdür, Bayi
Yapılandırma ve Perakende İș Geliștirme Müdürü Aygün Bașok , Mali, İdari ve
Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı,
İș Üretim Müdürü Hüseyin Yıldırım, Teknik Genel Müdür Yardımcısı,
Teknoloji ve Sistem Geliștirme Müdürü Ümit Kaya, Yardımcı İșletmeler ve
Bilgi İșlem Müdürü,
Yatak Üretim Müdürü Fikret Kamer, Yatak, Baza ve Döșemeli Mobilya
Üretim Müdürü,
İstikbal Pazarlama Uzmanı Süleyman Bütün Satıș, Pazarlama ve Sevkiyat
Șefi,
İstikbal Mobilya A.Ș. Satınalma Müdüresi Belma Mercan, Merkez Çelik
Satınalma Müdürlüğüne atandı.
Kumaș Kesim Ünitesi Müdürü Kandemir Özdemir, Döșemeler Ünitesi
Müdürlüğüne atandı.
Yardımcı İșletmeler Bölümü Müdürlük görevini vekaleten sürdüren Cüneyt
Akbaș, Metal Mekanik Ünitesi Müdürlüğüne asaleten atandı.
Mobilya Bölümü Müdürlük görevini vekaleten sürdüren Mevlüt Demirel,
bu göreve asaleten atandı.
Muhasebe Bölümü Müdürlük görevini vekaleten sürdüren Cafer Ulus,
göreve asaleten atandı.
İnsan Kaynakları Bölümü Müdürlüğünü vekaleten sürdüren Halis Zeki
Erciyes, göreve asaleten atandı.
Döșemeler Ünitesi Șefi Mehmet Cem Nane, Kumaș Kesim Ünitesi
Müdürlüğü’ne vekaleten atandı.
Müdürlüğünü Köksal Doğru’nun yaptığı Planlama Departmanı’nın adı,
Planlama ve Lojistik Departmanı olarak değiștirildi.
Sürekli İyileștirme Departmanı uzmanı Emre Tuna, aynı departmanın
șefliğine atandı.
Döșemeler Üretim Uzmanı Mehmet Özdemir, Döșeme Üniteleri Șefliğine
atandı.
Sosyal Hizmetler Uzmanı Ramazan Yavuz, Sosyal Hizmetler Șefliğine
atandı.
Sürekli İyileștirme Departmanı Uzmanı Osman Kürkçü, Ar-Ge
departmanında bulunan Ür-Ge Șefliğine atandı.
BOYDAK HOLD‹NG
Boydak Holding Yazılım Geliștirme Müdürü Zafer Tezcan, Boydak Holding
İș Uygulamaları ve Proje Danıșmanlık Müdürlüğüne atandı.
Boydak Holding Sistem ve Veri Güvenliği Șefi Seferhan Bilgici, Boydak
Holding Teknoloji Müdürlüğüne atandı.
İstikbal Mobilya BT Müdür Yardımcısı Hüseyin Ünal, Boydak Holding
Network ve Veri Güvenliği Müdürlüğüne atandı.
Kalite Yönetim Uzmanı Mustafa Cömertman Kalite Sistem Șefi,
Boydak Holding Web Yazılım Șefi Melih Hamit Sarıca, İstikbal Mobilya BT
Müdürlüğüne (Bilgi Teknolojileri Süreci Lideri) atandı.
Tasarım Uzman Yardımcısı Çağdaș Ozan Kılıç Ar-Ge ve Ür-Ge Șefi olarak
atandı.
Boydak Holding A.Ș. İnsan Kaynakları Șefi Yücel Doğan, Boydak Holding
A.Ș. İnsan Kaynakları Müdürlüğüne vekaleten atandı.
UKRAYNA
Boydak Holding A.Ș. Mali İșler Departmanı’nda uzman olan Selman
Üstüner, Boydak Holding A.Ș. Mali İșler Șefliğine atandı.
İstikbal Adapazarı İșletme Müdürü Mustafa Karamemiș Fabrika Müdürü,
Satıș Sevkıyat Müdürü Halit Durkut, Mali, İdari ve Pazarlamadan Sorumlu
Fabrika Müdür Yardımcısı,
Boydak Holding A.Ș. İstikbal Pazarlama Departmanı’nda Uzman Hasan
Hüseyin Ulutaș, Boydak Holding A.Ș. İstikbal Pazarlama Șefliği’ne atandı.
Teknik Genel Müdür Yardımcılığı’nı vekaleten sürdüren Bülent Karakapu,
Teknik Genel Müdür Yardımcılığına asaleten atandı.
Boru Profil Üretim İșçisi H. Mustafa Aslan, Boru Profil Sevkiyat
Memurluğuna atandı.
Maliyet Muhasebe Müdürlük görevini vekaleten sürdüren Sadık Kayar,
Maliyet Muhasebe Müdürlüğüne asaleten atandı.
ERC‹YES ÇEL‹K HALAT
Mehtap Durkut Satıș, Pazarlama ve Sevkiyat Șefi olarak atandı.
Boydak Holding A.Ș. Web Yazılım Uzmanı Ali Narin, Boydak Holding A.Ș.
Web Yazılım Șefliğine atandı.
Boytaș 2 İșletme Müdürlüğü görevini vekaleten sürdüren Hüseyin
Karadeli Boytaș 2 İșletme Müdürlüğüne asaleten atandı.
Erciyes Çelik Halat Tel Sanayi ve Ticaret A.Ș. Üretim Müdürü Kazım
Serdar Așkın, Genel Müdür Teknik Yardımcısı olarak atandı.
MERKEZ ÇEL‹K
Boydak Holding A.Ș. Network ve Veri Güvenliği Uzmanı Ahmet Köylü,
Boydak Holding A.Ș. Network ve Veri Güvenliği Șefliğine atandı.
Satınalma Müdürü Ahmet Çatal, Lojistikten Sorumlu Genel Müdür
Yardımcılığına atandı.
Boyçelik ve Metal A.Ș. BT șefi İlhami Koyuncu, Boydak Holding A.Ș.
Fabrikalar Lojistik Destek Șefliğine atandı.
Boytaș 2 Ar-Ge Müdürlük görevini vekaleten sürdüren Süreyya Öztürk,
Boytaș 2 Ar-Ge Müdürlüğüne asaleten atandı.
Boytaș 4 Üretim Müdürlüğü görevini sürdüren Arif Üstündağ, Boytaș 4
İșletme Müdürlüğüne vekaleten atandı.
Boytaș 4 Üretim Müdür Yardımcılığı görevini sürdüren Erol Gelekli,
66 B‹zb‹ze
Üretim Uzmanı Soner Tekin, Üretim Șefi,
Genel Muhasebe Uzmanı İsmet Budak Finansal Kontrolör,
FORM SÜNGER ATAMA
Form Sünger A.Ș. Kalite Güvence Șefi Özkan Yıldızhan, Boyteks Tekstil
A.Ș. Ar-Ge Müdürlüğü’ne atandı.
Döșemeler Ünitesi Müdürü Çetin Öztürk, Üretimden Sorumlu Genel
Müdür Yardımcılığına atandı.
Metal-Mekanik Ünitesi Müdürü Kalender Dirik, Yardımcı İșletmeler
Müdürlüğüne asaleten atandı.
-Boydak Holding A.Ș. ERP Sistem Uzmanı Ramazan Yıldırım, Veritabanı ERP
Sistemi Yönetim Șefliğine atandı.
‹ST‹KBAL
Boytaș Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ș’de Mali İșler Müdürü Harun Cesur,
İstikbal Mobilya A.Ș. Mali İșler Müdürlüğüne (Ödeme/Tahsilat Süreci Lideri ve
B‹zb‹ze 67
B‹ZDEN HABERLER
ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATAMALAR ATA BAY‹ AÇILIfiLARI BAY‹ AÇILIfiLARI BAY‹ AÇILIfiLARI BAY‹ AÇILIfi
Finans Süreci Lideri) atandı.
Adapazarı’nda Planlama Șefi Ayhan Bayram, Üretim Müdürlüğüne atandı.
Endüstriyel Üretim Müdürü Metin Uğur, Endüstriyel Üretim Müdürü
(Siparișin Yerine Getirilmesi - Endüstriyel Ürünler Süreci Lideri) görevine
atandı.
İç ve Dıș Satınalma Müdürü Zeyad Geze, İç ve Dıș Satınalma Müdürü
(Tedarik Süreci Lideri) görevine atandı.
Kayseri’de Ar-Ge ve Tasarım Șefi olan Oktay Karaca, Yatak Üretim Müdür
Vekilliğine (Siparișin Yerine Getirilmesi-Yatak Süreci Lideri) atandı.
Yatak Üretim Șefi olan Faruk Yüce, Yardımcı İșletmeler Müdür Vekilliğine
(Yardımcı İșletmeler Süreci Lideri) atandı.
Kalite Yönetim Șefi Latife Șahin, Kalite Yönetim Müdür Vekilliğine atandı.
Elektronik Bakım Onarım Uzmanı Göksel Özer, Yardımcı İșletmeler
Șefliğine atandı.
Boytaș-2 Üretim Uzmanı Uğur Budur, Boytaș-1 Üretim Uzmanlığına
getirildi.
Boytaș-2 Ür-ge Uzmanı Selçuk Erkan , Boytaș-1 Ür-ge Uzmanlığına
getirildi.
Boytaș-1 Ür-ge Uzmanı Özay Özen, Boytaș-4 Ür-ge Uzmanlığına
getirildi.
Boytaș-4 Yardımcı İșletmeler Șefi Ahmet Serin, Boytaș-2 Yardımcı
İșletmeler Șefliğine getirildi.
Boytaș-1 Yardımcı İșletmeler Șefi Ali Șenyürek, Boytaș-4 Yardımcı
İșletmeler Șefliğine getirildi.
Boytaș-2 Yardımcı İșletmeler Uzmanı Abdulvahit Tașar, Boytaș-1
Yardımcı İșletmeler Uzmanlığına getirildi.
Kalite Yönetim Uzmanı Tolga Soylu, Ar-Ge ve Tasarım Șefliğine atandı.
Maliyet Muhasebesi Uzman Yardımcısı Serdar Güven, Maliyet Muhasebesi
Șefliğine atandı.
Boytaș-4 Üretim Uzmanı Çağrı Ünalan, Boytaș 4 Projeli İșler Uygulama
Uzmanlığına getirildi.
Ev Tekstili Üretim Uzmanı Hamza Elkıran, Ev Tekstili Üretim Uzmanı
(Siparișin Yerine Getirilmesi - Ev Tekstili Süreci Lideri) görevine atandı.
Boytaș-1 BDT Temsilcisi Mahmut Yașar, Boytaș-3 Satıș bölümünde
İstikbal Bölge Temsilcisi ve BDT Temsilciliği görevini sürdürecek.
Boytaș-1 Üretim Müdür Yardımcısı Erol Gelekli, Boytaș-4 Üretim Müdür
Yardımcığına getirildi.
Boytaș-4 Kalite Yönetim Șefi Ersan Öztaș, Boytaș 4 ve Mondi Kalite
Yönetimi Șefliğine getirildi.
Boytaș Laboratuvar ve Kalibrasyon Uzmanı Nasır Ay, Boytaș-4 Kalite
Yönetimi Uzmanlığına getirildi.
Boytaș-3 Kalite Yönetim Șefi Korkmaz Dursun, Boytaș-1 Kalite Yönetim
Șefliğine getirildi.
Boytaș-1 Sevkiyat Memuru Mustafa Kemal Aktaș, Boytaș-4 Sevkıyat
Memurluğuna getirildi.
Boytaș-4 Sevkiyat Memuru Namık Gültekin, Boytaș-1 Sevkıyat
Memurluğuna getirildi.
Boytaș-3 Sevkiyat Memuru Osman Karaağaç, Boytaș-4 Sevkıyat
Memurluğuna getirildi.
Boytaș-4 Sevkiyat Memuru Șuayip Tașkıran, Boytaș-3 Sevkıyat
Memurluğuna getirildi.
HES KABLO
Boytaș-4 Kalite Yönetim Șefi Ahmet Hamdi Onaran, Boytaș-3 Kalite
Yönetim Șefliğine getirildi.
Hes Kablo İstanbul Bölge Müdür Yardımcısı Serdar Günal, HES Kablo
İstanbul Bölge Müdürlüğüne atandı.
Boytaș-1 Kalite Yönetim Uzmanı Zeynep Çam, Boytaș Laboratuvar ve
Kalibrasyon Uzmanlığına getirildi.
Hes Kablo Muhasebe Șefi Ayșe Paltacı, Erciyes Çelik Halat Tel Sanayi ve
Tic. A.Ș. Mali ve İdari İșler Müdürlüğüne vekaleten atandı.
Boytaș-1 Planlama Șefi Murat Arslan, Boytaș-2 Planlama Șefliğine getirildi.
Yardımcı İșletmeler bölümünde Elektronik Bakım Onarım Mühendisi
Altuğ Özden, aynı bölümde Elektronik Bakım Onarım Șefliğine atandı.
Boytaș-3 Planlama Șefi Zafer Sarıyıldız, Boytaș-1 Planlama Șefliğine
getirildi.
Boytaș-1 Hammadde Depo Șefi Serhat Gökdemir, Boytaș-4 Hammadde
Depo Șefliğine getirildi.
Boytaș-4 Hammadde Depo Șefi Veli Kınık, Boytaș-3 Hammadde Depo
Șefliğine getirildi.
Boytaș-3 Hammadde Depo Șefi Zehra Badegül, Boytaș-1 Hammadde
Depo Șefliğine getirildi.
Boytaș-1 Üretim Uzman Yardımcısı Eray Oğuzhan, Boytaș-3 Üretim
Uzman Yardımcılığına getirildi.
Boytaș-2 Üretim Uzmanı Murat Özbek, Boytaș-4 Üretim Uzmanlığına
getirildi.
68 B‹zb‹ze
Firma adı: İlhami
Center Mobilya Ltd. Ști.
Yetkili kiși:
İlhami Çıplak
Adres: B.Esat Bağlar
Cad. No: 230
Seyranbağları/Çankaya/
Ankara
Metraj: 2.000
metrekare
İletișim bilgileri:
(0312) 4477377
Açılıș tarihi:
14 Ocak 2011
‹stikbal Bayii Uyar Sar›l Mobilya
Uyar Sarıl Mobilya, 24 Aralık 2010’da
Kaymakam Abdülkadir Karataș bașta olmak
üzere daire amirleri, Ege Bölge Bayii Batı
Șirketler Grubu Yönetim Kurulu Bașkanı Hakkı
Ulusoy, Nazif Ulusoy- Gökmen Ulusoy Halil
Bașbarut- Hüseyin Özbek-Mehmet GökçenDevrim Bilek, sivil toplum kurulușları
temsilcileri, kalabalık bir davetli topluluğunun
katılımıyla Soma’da hizmete girdi. Açılıșa
Bergama ve komșu ilçelerden de katılım oldu.
Firma adı: Uyar Sarıl İstikbal
Yetkili kiși: Arif Uyar, Ali Sarıl
Metraj: 1.200 metrekare
Adres: Namazgah Mah. Gazi Osman Pașa
Cad. Dereiçi Sok. No: 16 Soma/Manisa
İletișim bilgileri: (0236) 614 1910
Açılıș tarihi: 24 Aralık 2010
Boytaș-4 Satıș Memuru Mustafa Sayan, Boytaș-2 Sevkıyat Memurluğuna
getirildi.
Boytaș-1 Üretim Uzmanı Selçuk Doğru, Boytaș 2 Kalite Yönetim
Uzmanlığına getirildi.
Boytaș-2 Planlama Șefi Mustafa Özkan, Boytaș-3 Planlama Șefliğine
getirildi.
Açılıșa AKP Adıyaman Milletvekili Șevket Gürsoy, AKP Çorum Milletvekili Cahit Bağcı,
AKP Çankırı Milletvekili Suat Kınıkoğlu, AKP Adana Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirișçi,
AKP Meclis Grup Amiri Halil Ergen, Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili
Mustafa Boydak, İstikbal Pazarlama Müdürü Mustafa Büyükkatırcı, Yön Pazarlama
Yönetim Kurulu Bașkanı Halis Gökçek, Yön Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa
Siviș, Genel Müdür Yardımcısı İskender Çolum, Bölge Sorumlusu Mehmet Topçu
katıldı. İlhami Çıplak, Abdülgaffar Çıplak ve İsmail Çıplak’ın ev sahipliğindeki açılıșa, halk
da yoğun ilgi gösterdi.
Boytaș-3 Satıș Șefi Ömer Boz , Boytaș-4 Satıș Șefliğine getirildi.
Boytaș-4 Regina Satıș Uzman Yard. Yasemin Doğan, Boytaș-1 Ar-ge
Uzman Yardımcılığına getirildi.
BOYTAfi ROTASYON
‹stikbal Bayii ‹lhami Center Mobilya
Enerji Kabloları Üretim Bölümü, Granül Ünitesinde Üretim Mühendisi
Ali Tuğrul, aynı bölümde Granül Üretim Șefliğine atandı.
Haberleșme Kabloları Üretim Bölümü Fiber Optik Ünitesinde Üretim
Mühendisi Mükremin Sayıalioğlu, aynı bölümde Fiber Optik Üretim Șefliğine
atandı.
Kalite ve Laboratuar Bölümü Fiber Optik Laboratuar Ünitesinde
Laboratuar Mühendisi Mustafa Tuna, aynı bölümde Fiber Optik Laboratuar
Șefliğine atandı.
Sami Erkan, Hes Kablo Ankara Bürosu’ndan Boydak Havacılık Tașımacılık
Ticaret A.Ș.’ye nakil oldu.
Bellona Bayii Köse
Ev Gereçleri
Köse Ev Gereçleri
Ticaret ve Sanayi Ltd. Ști.
dokuz yıldır hizmet
verdiği Hasköy’deki
mağazasına
Okmeydanı’nda bir
yenisini ekledi. Bayi
sahipleri Mehmet Köse,
Yavuz Köse, Yusuf Köse
ve babaları Mustafa Köse’nin ev
sahipliğindeki törende açılıș konușmasını
Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı
Hacı Boydak yaptı. Açılıșa, Boydak
Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf
Boydak, BEPAȘ A.Ș. Genel Müdürü
Cüneyt Ocak, Boypaș A.Ș. Genel
Müdürü Hakan Ünsal, Bepaș AȘ. Avrupa
Yakası Pazarlama Müdürü Ekrem Aktaș,
Bepaș A.Ș. Anadolu Yakası Pazarlama
Müdürü Ali Türkmen katıldı.
Firma adı: Köse Ev Gereçleri
Yetkili kiși: Mehmet Köse, Yavuz Köse
Metraj: 600 metrekare
Adres: Fatih Sultan Cad, No: 90
Okmeydanı / İstanbul
İletișim bilgileri: (0212) 297 21 81
B‹zb‹ze 69
B‹ZDEN HABERLER
AY‹ AÇILIfiLARI BAY‹ AÇILIfiLARI BAY‹ AÇILIfiLARI BAY‹
Bellona Bayii Evyapar Mobilya
Bellona Bayii Bilir Mobilya
Anadolu yakasında Bellona Ailesi’ne bir halka daha
eklendi. Ümraniyeliler’in büyük ilgi gösterdiği Evyapar
Mobilya’nın açılıșına Boydak Holding Yönetim Kurulu
Üyesi Bekir Boydak, Bepaș Genel Müdürü Cüneyt
Ocak, Evyapar-Bellona A.Ș. Yönetim Kurulu Üyeleri ve
firma yetkilileri katıldı.
Bellona Bayi Bilir
Mobilya, Üsküdar șubesi
hizmete açıldı. 19
Șubat’ta yapılan açılıșa,
Boydak Holding
Yönetim Kurulu Üyesi
Bekir Boydak ve Yusuf
Boydak, Bepaș Genel
Müdürü Cüneyt Ocak,
Bellona Pazarlama
Müdürü Bülent Alıcı,
Bellona Ürün Müdürü
Attila Tașkıran, Bepaș
Akfırat Bellona
Pazarlama Müdür Vekili
Ali Türkmen ile diğer
pazarlama müdürleri ve
bölge pazarlama temsilcileri katıldı. Sanatçlar Serdar Tuncer,
Mustafa Demirci, Ertuğrul Erkiși, Eșref Ziya Terzi, Recep
Demirkaynak, Erkan Mutlu da açılıșa renk kattı.
Firma adı: Evyapar AVM. Ltd. Ști.
Yetkili kiși: Bekir Kaya, Veysel Kaya, Sıtkı Kaya,
Mehmet Kaya, Rașit Kaya
Adres: Tepeüstü Mah. Alemdağ Cad. No: 608
Ihlamurkuyu Ümraniye/İstanbul
Metraj: 1.150 metrekare
İletișim bilgisi: (0216) 365 85 32 - 33
Açılıș tarihi: 18 Aralık 2010
Firma adı: Bilir Mobilya
Yetkili kiși: Yılmaz Bilir
Adres: Ahmediye Mah. Halk Cad. No:17/C
Üsküdar/İstanbul
Metraj: 850 metrekare
İletișim bilgileri: (0216) 310 34 72 - 73
Açılıș tarihi: 19 Șubat 2011
Mondi Bayii Narlar Yap› Malzemeleri
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak, Orpaș Pazarlama A.Ș.
Genel Müdürü İhsan Ermen, Orpaș Pazarlama A.Ș. İstikbal Bölge Müdürü Orhan
Bașar, Orpaș Pazarlama A.Ș. Mondi Bölge Müdürü Özgür Kaya’nın katıldığı
açılıșın 14 Șubat’a denk gelmesi nedeniyle, törene katılan kadınlara Mondi’den
sürpriz hediyeler verildi. Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak
açılıșta yaptığı konușmada, son yıllarda insanların yatırım yapmaktan çekinir hale
geldiğini belirterek, “Ama Uzunköprü Bayimiz Narlar Ticaret sahibi Fatih Nar,
Uzunköprü’ye yakıșır bir mağazayı Uzunköprülüler’in hizmetine açıyor. Bu gurur
verici mağazadan ve cesaretinden dolayı kendisini kutluyoruz” dedi.
Firma adı: Narlar Yapı ve Dayanıklı Tüketim Malzemeleri
Yetkili Kiși: Fatih Nar
Metraj: 500 metrekarej
Adres: Kurtuluș Cad. No 31 Uzunköprü/Edirne
İletișim bilgileri: (0532) 244 77 26
Açılıș tarihi: 14 Șubat 2011
70 B‹zb‹ze

Benzer belgeler

Yatırımlarımızla büyümeye devam ediyoruz

Yatırımlarımızla büyümeye devam ediyoruz Bir tasarım kenti: Milano Bir mutluluk bir hüzün İstikbal yine sektöründe en beğenilen șirket

Detaylı

van ‹ç‹ntek vücut olduk

van ‹ç‹ntek vücut olduk kendisini, ilișkilerini, durumunu test edebilir. Türkiye de, Boydak Holding de bu acı günlerde iyi bir sınav verdi. Yönetim Kurulu Bașkanımız Hacı Boydak’ın da dediği gibi, “Bu güç günler bir defa ...

Detaylı

ayakta kalamaz - Boydak Holding

ayakta kalamaz - Boydak Holding Odası Bașkanı Mustafa Alan ve sanayicileri bulușturan geceye Cumhurbașkanı Abdullah Gül ve Bașbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği mesaj okundu. Cumhurbașkanı Gül ve Bașbakan Erdoğan

Detaylı

BİZBİZE, BOYDAK HOLDİNG YAYINIDIR. ÜÇ AYDA BİR

BİZBİZE, BOYDAK HOLDİNG YAYINIDIR. ÜÇ AYDA BİR çıktığımız Rusya pazarına bu kez üretici olarak giriyoruz. Vizyoner bakıșımızla gelecekteki büyüme potansiyelini tespit ettiğimiz bu pazara üretici sıfatıyla girerek, aynı zamanda karșımıza çıkarıl...

Detaylı

Yeni Açılan Büyümeye Devam Ediyoruz

Yeni Açılan Büyümeye Devam Ediyoruz Avrupa’nın en büyük mobilya üreticilerinden biri Fabryki Mebli Forte SA’nın Rusya ve Ukrayna’daki iki fabrikası, 20 milyon dolar bedelle artık Boydak Grubu’na ait. İlk beș yıl içerisinde 60 milyon ...

Detaylı

Bizbize - Boydak Holding

Bizbize - Boydak Holding Mobilyadan kablo üretimine, demir-çelik ve finanstan enerji yatırımlarına kadar birçok alanda iș yapan Boydak Holding, 2010'da 4.1 milyar lira gelir elde etti. Grup bünyesinde toplam 11 bin 500 kiș...

Detaylı

liderleri - Boydak Holding

liderleri - Boydak Holding Avrupa’nın en büyük yatak ve mobilya üreticilerine hammadde tedarik eder duruma gelmiș. Bugün 52 ülkeye, 199 firmaya ihracat yapan Boyçelik, mobilyadan otomotive, beyaz eșyadan inșaata birbirinden ...

Detaylı

BAYİ - Boydak Holding

BAYİ - Boydak Holding 10 ı gündem Bellona bayileri Antalya’da buluștu Boydak tanıtımlı İMOB’a yüksek katılım Milano Uluslararası Mobilya Fuarı’na Boydak çıkartması Bir tasarım kenti: Milano Bir mutluluk bir hüzün İstikb...

Detaylı