Berlin Rehberi

Transkript

Berlin Rehberi
BERLİN,
22°C varışta, parçalı bulutlu
Brandenburg Kapısı
(Almanca: Brandenburger Tor) Almanya'nın Berlin şehrinin ana sembollerinden
biridir. Hemen kuzeyinde Reichstag bulunur. Soğuk savaş boyunca, Reichstag Batı
Berlin'de, Brandenburger Kapısı Doğu Berlin'de bulunmuştur. Kapı 1788-1791
yılları arasında yapılmıştır.
Brandenburg Kapısı on iki sütuna, altı giriş kapısına ve altı çıkış kapısına
sahiptir. Sütunlar, toplam beş yol oluşturur, vatandaşların sadece dıştaki iki kapıyı
kullanma hakları vardı. Ortadaki yol ise kraliyete ve önemli trafik geçişlerine
ayrılmıştı. Kapının en üstünde Quadriga vardır.
1806'dan sonra, Napolyon, Jena-Auerstedt Muharebesi'nde Prusya'yı yenince Quadriga'yı yerinden söktürdü ve Paris'e
götürdü. 1814 yılında Prusyalı General Ernst von Pfuel Napolyon'u yenip Paris'i ele geçirince Quadriga'yı geri aldı ve
Berlin'e geri getirdi; Quadriga'daki zeytin dalı, Demir Haç ile değiştirildi.
Naziler iktidara gelince, kapıyı sembol olarak kullanmaya başladılar. II. Dünya Savaşı boyunca kapı tahrip oldu ama
tamamen yıkılmadı. Doğu ve Batı Berlin hükümetleri kapıyı restore ettiler fakat kapı 1961'e, Berlin Duvarı yapılana kadar
açılmadı.
1963 yılında, ABD başkanı John F. Kennedy Brandenburg
Kapısı'nı ziyaret etti. 1980'de Batı Berlin belediye başkanı
Richard von Weizsäcker şöyle demişti:
Brandenburg Kapısı kapalı durdukça, Almanların meselesi
kalacaktır.
Richard von Weizsäcker daha sonra birleşme sırasında
Almanya devlet başkanı oldu.
Kapı daha sonraları birleşmiş özgür Berlin'in sembolü
oldu ve 22 Aralık 1989'de, Helmut Kohl Batı Almanya Şansölyesi'yken yeniden açıldı.
Berlin'in tek arta kalan kapısı eskiden özellikle şehrin doğu ve batı olarak ayrılmasına yönelik varlık gösterirken, duvarın
yıkılmasından bu yana artık Almanya Birliğinin Simgesidir. Bunun dışında Kum Taşı Yapıtı Alman Klasisizmi’nin en güzel
örnekleri arasında gösterilmektedir.
Carl Gotthard Langhans'ın planlarına göre 1788'den 1791'e kadar inşa edilen giriş kapısı, Atina Akropolisi'nin
Propylaeası'na göre düzenlenmiştir. Çift taraflı olarak altı doryen sütun on bir metre derinliğindeki çapraz balkonun
önünde durmaktadır ve beş geçiş yolunu düzenlemektedir. 1793 yılında Johann Gottfried Schadow tarafından tasarlanan,
doğu yönünde şehir merkezini işaret eden Quadriga kapıya yerleştirilmiştir.
Berlin Senatosu'nun bir kararından sonra, Brandenburg kapısı Ekim 2002 tarihinden bu yana araç trafiğine, otobüslere
ve taksilere de olduğu gibi kapalıdır.
Konaklama biriminizden 3,3 km uzaklıkta, Pariser Platz, 10117 Berlin, Her gün açıktır.
Pariser Platz
Pariser Platz, Almanya'nın başkenti Berlin'de Unter den Linden caddesi sonunda Brandenburg Kapısı yanında yer alan
meydan. Şehrin odak noktalarından biri olan meydan, Prusya kuvvetlerinin 1814 yılında Fransız başkenti Paris'i işgalinin
anısına bu ismi almıştır.
Pariser Platz Meydanı Berlin'in "iyi koğuşu" ve Başkentin en güzel yerlerinden biri olarak anılmaktadır. Bunun etrafına
elit şehir villaları, elçilikler ve Nobel Otel Adlon inşa edilmiştir.
Brandenburg kapısının sağında ve solunda yeniden inşa edilmiş Liebermann Evi ve Yaz Evi, ikiz çiftler olarak tasavvur
edilmiş olup, bunların mimarı Prusyalı yapım ustası Friedrich August Stüler'in tarihi modellerini örnek almaktadır.
Dresdner Bank binası, tarihi stil araçlarından faydalanmaksızın Pariser Platz'ın mimari yapı geleneğini takip etmiştir.
Fransız Elçiliği ve ABD Elçiliği ile birlikte bu yerde ayrıca iki ünlü tesis daha bulunmaktadır.
EKŞİ SÖZLÜK
üzerindeki 4 atlı chariot bir quadriga heykelidir ve johann gottfried schadow tarafından tasarlanmıştır. hikaye odur ki, bir prusya
subayının karısı olan ulrike ya da bazı kaynaklara göre friederike'yi çok beğenen schadow, kocasından izin alarak atlı arabayı süren
zafer tanrıçası için kadını model olarak kullanır. orijinali tamamen çıplak olarak yapılan sürücü motifi berlin'liler tarafından alay konusu
olunca rahatsız olan schadow ona bakırdan bir giysi giydirir. 22.11.2002 19:55
berlindeki en güzel yapılardan birisi. mutlaka görülmeli. hele gece görmek daha güzeldir. yeni ışıklandırmasıyla büyüleyici duruyor.
05.11.2007 18:19 ~ 08.01.2009 23:01
berlin deki ana yılbaşı eğlencelerinin yapıldığı tarihi kapı. ayrıca bu kapının üzerindeki atlı figürün aynısından la louvre müzesinin
girişindeki büyük kapıda da vardır. 10.02.2008 21:19
hemen yakininda reichstag bulunur. cevresinde bir suru bina olmasina ragmen dogru duzgun yemek yenecek, birseyler icilecek mekan
az bulunur.... az ilerisinde yahudi katliamina adanmis 1200 kusur tastan olusan bir anit vardir. 05.08.2012 02:40
Gendarmenmarkt
Berlin'de Konzerthaus, Fransız Katedrali ve Alman Katedrali'nin bulunduğu bir meydan.
Birçok Berlinli Gendarmenmark’ın Almanya'nın hatta Avrupa'nın en güzel yeri olduğu konusunda hemfikirdir. Sonuç
itibari ile burası tüm ziyaretçiler için bir olmazsa olmazdır. Çünkü Alman ve Fransız Katedralinden ve konser salonundan
oluşan kompozisyon mimari harmonisinin mükemmel bir örneğidir.
1688 yılında Johann Arnold Nering'in planları ışığında inşa edilen yer, önceleri Linden Markt pazarı ismini taşırken,
sonrasında Friedrichstädtischer ve Yeni Pazar adını almıştır. Ancak 1736 ila 1782 yılları arasında yerin nöbet bölgelerinin
ve belli noktalarının zırhlı süvari alayı "gens d'arms" tarafından kullanılmasının ardından, Gendarmenmarkt ismi ortaya
çıkmıştır. 1777'den sonra yer Georg Christian Unger'in planlarına göre tamamen yeniden inşa edilmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nda büyük hasar gören yer, Bilim Akademisi'nin 250 yıl kutlamaları doğrultusunda 1950 yılında
"Akademi Yeri" ismini almış, 1991 yılında ise asıl ismini geri kazanmıştır. Yer etrafı boyunca birçok restoran, mağaza ve
otel bulunmaktadır.
Meydan onyedinci yüzyıl sonunda Johann Arnold Nering tarafından Linden-Markt adıyla oluşturulmuştur. İlk olarak I.
Friedrich'in Friedrichstadt projesinin bir parçası olarak ortaya çıkan meydan, 1773'te Georg Christian Unger tarafından
yeniden inşa edilmiştir. Gendarmenmarkt adı 1773 yılına kadar meydanda görevli olan Gens d'Armes birliğindeki atlı
süvarilerden gelmektedir.
II. Dünya Savaşı sırasında buradaki yapıların çoğu büyük hasar gördü ya da yıkıldı. Günümüzde bu yapılar eski
durumlarına uygun şekilde restore edilmiştir. Simetrik yapısı ve iki yanındaki kubbeli kuleler dolayısıyla meydan Roma'daki
Popolo Meydanı'na benzetilmektedir. Bununla birlikte, Laurenz Demps kulelerin yüksekliği kilise binalarına yakın
olmadığından bu benzetmeye karşı çıkmış ve Greenwich'teki Old Royal Naval College binalarına daha çok benzediğini
söylemiştir.
Der Französische Dom
Fransız Katedrali : iki katedralden eski olanı, 1701-1705 yılları arasında Huguenot cemaati tarafından inşa edilmiştir.
Katedral, Fransa'da yıkılan Huguenot kilisesi Charenton-Saint-Maurice model alınarak tasarlanmıştır. Kule, Carl von
Gontard tarafından tasarlanarak 1785'te yapıya eklenmiştir. Katedral, içinde seyir terası, restoran ve bir müze
barındırmaktadır.
Fransız Şehir Kilisesi Friedrichstadtkirche 1701 ila 1705 yılları arasında Jean Louis Cayart'ın planları doğrultusunda
Fransa'dan Berlin'e kaçmış olan Protestan Fransız Protestanlarına yönelik kiliseye dönüştürülmüştür. 1786'da
Gendarmenmarkt'ın değişimi kapsamında Fransız Katedrali’nin etkileyici kule yapıtı Carl von Gontard ve Georg Christian
Unger'in planları ışığında açılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda ağır hasar gören Katedral 1977 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Der Deutsche Dom
Alman Katedrali : Gendarmenmarkt'ın güneyinde yer almaktadır. Martin Grünberg tarafından beşgen olarak tasarlanan
yapı, 1708 yılında Giovanni Simonetti tarafından inşa edilmiştir. 1785 yılında kuleyi inşa eden Carl von Gontard tarafından
değiştirilmiştir. Katedral, II. Dünya Savaşı sırasında, 1945 yılında çıkan yangınla tamamen yıkılmıştır. Alman yeniden
birleşmesi sonrası katedral yeniden inşa edilmiş, 1993 yılında bitirilerek 1996 yılında Alman tarih müzesi olarak yeniden
açılmıştır.
Fransız Katedrali’nin karşısına 1701 ila 1708 yılları arasında Martin-Grünberg'in planları doğrultusunda Giovanni
Simonetti tarafından Alman Katedrali inşa edilmiştir. 1780 ve 1785 yılları arasında Carl von Gontard binaya kubbe kulesini
eklemiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılan Katedral, kapsamlı restorasyonların ardından ancak 2 Ekim 1996 yılında yeniden
açılmıştır.
Das Konzerthaus (Konser Salonu - Oyunculuk Evi)
Konzerthaus Berlin, Gendarmenmarkt'taki en yeni yapıdır. 1821 yılında Karl Friedrich Schinkel tarafından
Schauspielhaus olarak inşa edilmiştir. 1817 yılında çıkan yangında yıkılan Ulusal Tiyatro'nun kalıntıları üzerine yapılmıştır.
Binanın bazı parçaları eski yapının sütunları ve dış duvarlarını kullanmaktadır. Meydandaki diğer yapılar gibi II. Dünya
Savaşı boyunca hasar görmüştür. 1984 yılında tamamlanan yeniden yapım sonrasında tiyatro bir konser salonu haline
gelmiştir. Günümüzde Konzerthausorchester Berlin'e ev sahipliği yapmaktadır.
Konser Salonu, 1800 ve 1802 yılları arasında Karl Gotthard Langhans tarafından yapılan Ulusal Tiyatronun yerinde, Karl
Friedrich Schinkel tarafından inşa edilen bir yeni yapıdır.
Bina 1821 yılında Goethe'nin "Iphigenie auf Tauris" adlı aseri ile Oyunculuk Evi olarak açılmıştır. Binanın konsepti
Langhans'ın dikdörtgen yapısını yansıtmaktaydı ve bunun ortasına daha yüksek, daha geniş ve üçgen çatıya sahip bir yapı
gövdesi yerleştirmekteydi. İkinci Dünya Savaşı’ndaki yıkımdan sonra bina önce sabitlenmiştir, sistematik olarak orijinale
bağlı gerçekleşen restorasyon ise ancak 1979 yılında başlamıştır. 1984'deki yeniden açılışın ardından bina, 1994'den bu
yana taşıdığı isimle de eş değer olarak konser salonu olarak hizmet vermiştir.
TripAdvisor'da Yorumları
Çok nezih bir yer.Restaurantlar ve cafe barlar mevcut,hepsi gidilebilir mekanlar.Mutlaka görülmeli. 4 hafta önce
Biz Berlin'e meşhur Noel Pazarları için gitmiştik, Gendermenmarkt'ta en geleneksel pazar kuruluyormuş. Çok keyifliydi. Hele
öğleden sonra canlı müzik yapıp ışıklandırdıklarında daha da keyifli oldu... 17 Aralık 2015
Şahane pazar, dükkanlar sevimli satılan her şey süper ama biraz pahalı ürünler, herkes sıcak şarap içiyor bu mevsimde 16 Aralık
2015
Normalde buradan tur otobüsünden inmeden geçecektik. Fakat o kadar etkileyiciydi ki inip bir fotoğraf çektirmeden gitmek
haksızlık olur diye düşündük. Tarihi yapılar etkileyici. Bulunduğu konum hareketli bir bölgede, dolayısıyla yakınlarda yapılabilecek
başka etkinlikler bulmak da mümkün. 20 Ekim 2015
Etrafı yeni binalarla dolu fakat şehrin eski meydanlarından müzeler adası ve Brandebourg kapısına yürüme mesafesinde rotanıza
ekleyebilirsiniz Amici isimli italyan restoranı haricinde yemek yiyecek yer kısıtlı etrafında genellikle kafe tarzı yerler var 25 Eylül 2015
Bence Berlin in en güzel meydanı. Ogle yemeğimizi sokak müzisyenlerini dinleyerek bu meydandaki bir restoranda yedik. Cok keyif
aldık. 12 Eylül 2015
Alman ve Fransız Katedralleri ve ihtişamlı konser salonu Tarafından çevrelenen bu geniş meydan, bence Berlin'deki en iyi meydan .
Gezinizin yorgunluğunu atmak için bu meydana bakan kafelerden birinde oturup bu atmosferde dinlenmek iyi gelecektir. 17 Haziran
2015
Daha önce Unter den Linden caddesini pek beğenmediğimi yazmıştım, burası da oranın tam tersi çok beğendiğim yerlerden biri,
Unter den Linden caddesini dik kesen Friedrich Strasseden Charlie Check Pointe doğru yürüdüğünüz cadde mesela çok güzel bir yer,
hem yemek yerleri hem mağazalar açısından biz çok beğendik... Gendarmenmarkt meydanı denilen asıl yer ise bu Friedrich strasse nin
bir paraleli olan sokakta yer alıyor, 2 kathedral arasında bir konser salonu ve meydanın ortasında bir heykelden oluşan oldukça geniş
ferah ve enteresan bir meydan... Görülmesi gerekir diye düşünüyorum. İki kathedralden biri eski biri yeni, birbirlerinin simetriği gibi
yapılmış ve oldukça benzer bu 2 yapıdan bilin bakalım hangisi yeni hangisi eski =)
Bir de sokak müzisyenleri meydanda müzik çalıyorsa alın elinize biranızı oturun banklara hem müzik hem göz ziyafeti güzel anların
tadını çıkartın... 21 Mayıs 2015
Ortam çok güzel pırıl pırıl merkezi bir yer Unter den lindene ve Brandenburg kapısına yakın. Noel halini televizyonda izledim daha
da muhteşemdi. 11 Mayıs 2015
Simetrik iki mabedin ortasındaki konser salonu'nun yer aldığı meydanda halktan kişilerin yönettiği senfoni orkestrasını izlemek ve
orkestra şefinin sadece çubuk sallayan biri olmadığını anlamak çok hoştu. 11 Eylül 2014
Çok güzel bir meydan, concert house ile fransız ve alman kiliseleri mutlaka gezilmeli, ama gezerken yorulunca da mutlaka
'Fassbender & Rausch Çukulata'cısında oturup kahve içilmeli ve muhteşem çukulatalarından veya pastalarından yenmeli. 20 Ekim 2013
Karşı karşıya iki kilisenin yarattığı etkiletici ortamın, müzikle ve tüm Avrupa'dan gelen değişik insanlarla, farklı dillerle zenginleştiği
bir yer. Oradan yürüyerek ister Museuminsel'e uzanın, ister Brandenburg kapısına... Berlin'in hüzünlü ve etkileyici tarihini içinize
çekeceksiniz... 5 Ağustos 2013
eski alşveriş alanı olan bir meydan ..yanlız çevresinde ve hemen yakınıda ünlü mağazaların olduğu , guzel kafelerin bulundugu
alışveriş bölgesi friedrichstrsse var..tarihi yapılarla çevrili bu meydanda sessiz sakin bir zamanda yaşıyor gibisiniz. 13 Şubat 2013
Yuruyerek gezerken çok değişik şeyleriş bulabileceğiniz bir adres . Biz bir çukulatacı keşfettik . Çok enteresan tat ve şekillerde
çukulatalar vardı. 10 Şubat 2013
Alexanderplatz (Türkçe:Alexander meydanı)
Berlin'in merkezinde bulunan bir
meydan ve ulaşım merkezi.
Meydan Mitte ilçesinde ve Spree
nehri ile Berlin Katedrali'nin
yakınlarındadır. Yerel halk
arasında çoğunlukla kısaca Alex
olarak adlandırılmaktadır. İlk
başta bir hayvan pazarı olarak
düşünülen Alexanderplatz, Rus
imparatoru I. Aleksandr'ın Berlin'i ziyaret etmesi şerefine 25 Ekim 1805
tarihinde Alexanderplatz olarak adlandırıldı. 19. yüzyılın sonlarında meydan yakınında yapılan ve meydan ile aynı adı
taşıyan gar ile büyük önem kazandı. Ayrıca yakınında bulunan pazarlar ticareti de canlandırdı. Alexanderplatz'ın asıl parlak
zamanları 1920'li yıllarda Potsdamer Platz'da gece hayatlarının başlaması ile oldu.
Meydanın mimarisi geçmiş zamanlarda sıkça değiştirildi, en
son değişiklik 1960lı yıllarda Demokratik Almanya
Cumhuriyeti'nde oldu. Meydanın hemen yanına, o zamanlar
Avrupa'nın ikinci en yüksek binası olan Fernsehturm inşa edildi.
Alexanderplatz'ın yakınlarında ayrıca Park Inn Berlin binası ve
Weltzeituhr bulunuyor. Weltzeituhr (Dünya saati) dünyanın çeşitli
şehrilerindeki saatleri
gösteriyor. 4 Kasım
1989'da Doğu
Almanya'nın en büyük rejim protestosu bu meydanda yapıldı.
Alman yeniden birleşmesi sonucu Alexanderplatz'da mimarlık ve ulaşım
bakımından birçok değişiklik oldu. Birçok bina restore edildi veya yıkıldı. Doğu
Almanya'nın hükûmet binası Palast der Republik da 2006 yılında komple yıkılan
binalar arasındadır. Birçok değişimler geçiren meydan az da olsa hala sosyalizm
döneminin simgelerini taşımaktadır.
EKŞİ SÖZLÜK
kasvetinde bile güzellik olan meydan. huzur olan, dinginlik olan, açıklık ve ferahlık olan bir meydan. karmaşa yok, yaygara yok.
huzur var, huzur. binalar yüksek ama ezmiyor insanı, alan geniş ama yalnız hissettirmiyor. her yere gidebiliyorsun, her yere. gidebiliyor
olmanın özgürlüğünü yaşıyorsun, dönebiliyor olmanın güvenini. 25.02.2008 12:08
ortada durup etraftaki binalara baktıgınızda sanki bi bit pazarı goruntusu verdi nedense bu meydan. her şey orda. her şey ordan
geciyor. her zamandan bir şey var. 27.09.2007 13:05
1989’un kasım’ında, 700 bin kişi burada toplanarak yürüyüş yaptı. beş gün sonra da duvar yıkıldı. 27.09.2007 12:53
ıhlamur altı caddesini müteakiben varılan iskender meydanı. 22.07.2006 00:45
psikopat sehir meydani. asiri kasvetli.. 02.12.2005 03:26
sisler icinde epey korkutucu gorunen meydan, calismayan bir dunya saatine de ev sahipligi yapar. 24.03.2005 19:46
berlindeki iki merkezi buluşma mekanından biri. diğeri için (bkz: zoo) ya da (bkz: zoologischer garten) 05.08.2002 21:05
namı diğer "alex" olan meydan, sovyet estetiğinin berlinli olmayan bir kişilik-kişiliksizlik katmasından mıdır bilinmez berlin'in en
insani lakaplı meydanıdır. aynı zamanda eski doğu berlin'in merkezi olan büyük açıklık, 29.05.2002 21:50
TripAdvisor'da Yorumları
Alışveriş için çok uyugun yerler var. Koskoca nezih bir meydanı ve otelleri var. Alışveriş için mutlaka uğranması gereken bir yer. 3
hafta önce
Alexanderplatz, Doğu Berlin (Doğu Almanya) zamanında Rus Sovyet etkisi ile geniş bir bulvarlar kümesinin bileşkesinde bulunan
büyük bir verici kulesi.. 4 hafta önce
Berlin'de aradığınız her şeyi bir yerde bulabilirsiniz. Çoğu yerde wifi var hatta merkezde de var ve şifresiz. 18 Mayıs 2016
Berlin de herkes tarafından tercih edilen meydan yeni yıla yakın bir Zaman'da gittiğimiz için sokaklar çok hareketliydi, soğuk havada
sıcak şarap güzeldi Tv kulesi, Galeria kaufhof mağazası da bu meydanda, mutlaka gidilmesi gereken yerlerden birisi. 28 Şubat 2016
Berlin'de en favori mekanlarımdan birisidir. Hem alışverişin hem de tarihin buluştuğu bir noktadır ondan dolayı Berlin'e gidip de
Alexanderplatz'a uğramanızı mutlaka öneririm. 13 Ocak 2016
Berlin nin en hareketli ve eğlenceli Christmas marktı bu meydanda kuruluyor..Tarihi bir atmosfer yok ama görülesi bir meydan
olduğunu söyleyebiliriz..yurtdışı seyahatlerimizde en çok alışveriş yaptığımız Primark mağazası da yine bu meydanda..elektronik
severler için büyük bir Satürn mağazası var.. 19 Aralık 2015
Berlin deyince ilk akla gelen yerlerden biri. Şu anda etrafında bazı inşaat çalışmaları olsa da bu kocaman meydan günün her
saatinde gezip dolaşan insanlar ile dolup taşıyor. Alışveriş, her kesime uygun fiyatlı yiyecek ve içecek imkanları ile eğlenceli bir bölge.
Keyf alınabilecek pek çok şey var. Toplu taşıma araçları da buradan her yere geçiyor. Berlin'i gezen herkesin bir şekilde bir değil birkaç
kere bulunacağı bu bölge hakikaten ilginç aktiviteleri de barındırıyor. 10 Kasım 2015
Berlin Duvarı Anma Mekânı (Gedenkstätte Berliner Mauer)
1961-1989 yılları arasında Berlin Duvarı'nın var olduğu yerde,
Bernauer Strasse'de bulunmaktadır. Eski sınır hattı boyunca uzanan
duvar 1.4 km uzunluğundaydı. Anma mekânının bulunduğu alanda
Berlin Duvarı'nın çeşitli derinlik kademeleriyle birlikte korunabilen
son parçası bulunmaktadır ve sınır tesislerinin 1980'li yılların
sonundaki yapısı hakkında bilgi vermektedir. Bir seyir
platformundan ölüm hattı ve kontrol kulesini görebilirsiniz. Anıt
ziyaretinin başlangıç noktasını, konuyu ele alan bir belgeseli
izleyebileceğiniz ziyaretçi merkezi oluşturmaktadır. Dokümantasyon
merkezinde, 2014 yılında açılan bir sergi duvarın inşası, arka planları ve sonuçları hakkında bilgi vermektedir. Açık hava
sergi alanında duvar ve sınır sisteminin işleyiş açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Paslı çelik çubuk ve plakalarla duvarın
önündeki sınır bölgesi, nöbetçi yolunun güzergâhı, sınırdaki nöbetçi kulübeleri ve kaçış tünelleri işaretlenmiştir. Bu
"Fenster des Gedenkens" (Anma Penceresi), duvarda ölen insanları hatırlatmaktadır. Multimedya sistemli bilgilenme
noktalarında ziyaretçiler Almanca ve İngilizce dillerinde Bernauer Strasse'deki duvar inşasının evrelerini ve bu bağlamdaki
olaylar hakkında bilgi edinebiliyor.
Topography of Terror
Almanların Nazi dönemi yaşanan vahşetle yüzleştikleri
ve özeleştiri yaptıkları bir diğer mekan ise Topography of
Terror. Checkpoint Charlie yakınlarında yer alan bu sergi
Hitler rejiminin ne şekilde doğdunu, büyüdüğünü ve
gerçekleştirdiği tasfiye sürecini çarpıcı fotoğraflarla
anlatmakta. Ayrıca Hitler rejiminin idari merkezleri de
maketler aracılığı ile karşımıza sunulmakta.
Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı
(Almanca: Denkmal für die Ermordeten Juden Europas) veya
Holokost Anıtı (Almanca: Holocaust-Mahnmal)
Almanya’nın başkenti Berlin’de Holokost’da hayatlarını
kaybetmiş Yahudilere adanmış bir anıt mezardır.
ABD kökenli bir mimar olan Peter Eisenman ve Birleşik Krallık
kökenli bir mühendislik firması olan Buro Happold tarafından
tasarlanmış olan anıt mezara 19.000 metrekarerlik bir alana yayılmış
2.711 adet beton bloklardan oluşmaktadır. Bu betonarme bloklara
dik enine yükselen yekpare kütleler olmaları nedeniyle stel de denir.
Her biri 2.38 metre uzunluğunda, 0.95 metre genişliğinde ve 0.2
ile 4.8 metre arası değişen yüksekliğe sahip bu stel kütlelerin üzerinde Yahudi medeni kanunu, tören kuralları ve
efsanelerini kapsayan dini metinlerden oluşan Talmud’un birer sayfası yer almaktadır. Anıt mezarın tasarımcısı Peter
Eisenman’a göre bu tasarımın amacı oldukça rahatsız edici ve kafa karıştırıcı bir ortam yaratmaktadır; böylelikle bu
tasarımlar sözde düzenli olan bir sistemin insanlıkla bağının kopmasını simgelemektedir.
1 Nisan 2003’te başlayan Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı'nın inşaatı 15 Aralık 2004 tarihinde tamamlandı. İkinci
Dünya Savaşı’nın bitişinin 60. yılı olan 10 Mayıs 2005’te açılış töreni yapılan bu mekân halkın ziyaretine 12 Mayıs 2005’te
açıldı. Tamamlandığı dönemde anıtın inşaatı yaklaşık 25 milyon avroya maloldu.
Bu 16 dönümlük alanda 2. Dünya Savaşı'nda öldürülen, hiçbir zaman unutulmayacak milyonlarca Yahudi anılmaktadır.
Farklı boyutlarda binlerce beton blokun birleşiminden oluşan bu alanda bloklar, ziyaretçiye dalgalanan deniz hissi
vermektedir.
Konaklama biriminizden 3,2 km uzaklıkta, Cora-Berliner-Straße 1, 10117 Berlin, Her gün açıktır.
Checkpoint Charlie (Çarli Kontrol Noktası)
Bölünmüş Berlin'de Doğu-Batı geçiş noktası Helmstedt ("Alpha") ve
Dreilinden'den ("Bravo") sonra 1961 senesinden 1990 senesine kadar
üçüncü ittifak geçiş noktası olarak kullanılan geçiş kapısıdır. Bu geçiş
kapısı sadece müttefik askerleri, büyükelçiler, bu kişilerin aileleri,
yabancılar, Federal Almanya'nın Demokratik Almanya'daki temsilcileri
ve çalışanları ve Demokratik Alman üst düzey yöneticileri tarafından
kullanılabiliyordu.
Doğu ve Batı Berlin arasındaki ittifak birliklerinde görev yapanların
karşılaşma noktası olan yer aynı zamanda doğu-batı arasındaki trafiğin
de en yoğun olarak
gerçekleştiği bölge oldu. II.
Dünya savaşının bitiminden sonra 27 ekim 1961'de bu noktada karşı karşıya
gelen Sovyetler Birliği ve ABD asker ve panzerleri 16 saat boyunca tek bir kurşun
atmadan karşılıklı beklemişlerdir. O tarihte atılacak tek kurşunun 3. Dünya
Savaşının başlangıcı olacağı düşünülmektedir. Söz konusu gerginlik, zamanın ABD
başkanı J. F. Kennedy nin sovyet başkanıyla yaptığı görüşmeler sonucunda
giderilmiştir. Kasım 1998 tarihinden beri Frank Thiel tarafından hazırlanmış olan
Sovyet ve Amerikalı asker portreleri 1961 yılında ultimatomların verilmesinden
sonra karşı karşıya gelen iki tarafın panzerlerini temsil ediyor. Soğuk Savaş'ın
diğer kalıntıları olarak ise bariyerler, geçiş noktası sinyal sistemi ve Berlin Duvarı anıtı bu alanda sergileniyor. Günümüzde
söz konusu noktada geçmiş tarihlerde dünya savaşına neden olabilecek büyüklükte olan ama atlatılan krizler, bilbordlar
şeklinde anlatılmaktadır. Söz konusu krizler örnek olarak "Küba Füze Krizi" olarak da bilinen, Sovyetler Birliği'nin Küba'ya
nükleer silah yerleştirmesi gösterilebilir. Buradaki ABD sektörüne ait kontrol
kulübesi orijinal değildir, orijinali Müttefikler Müzesinde'dir.
Kontrol edilmesi gereken en önemli nokta. Çarli Kontrol Noktası kapitalist Batı
Berlin ve komünist Doğu Berlin arasında Soğuk Savaş döneminin en meşhur
geçiş noktasıdır. Bu büyük ve ücretsiz açık hava müzesinde Berlin Duvarı'nın,
sınır kontrollerinin ve Soğuk Savaş'ın büyük oyuncularının tarihine adım
atabilirsiniz. Bugün Berlin Duvarı'nın bulunduğu hat işaretlenmiştir ve kenti
ziyaret eden turistler tarafından ilgi görmektedir.
Konaklama biriminizden 3,8 km uzaklıkta, Friedrichstraße 43-45, 10117
Berlin, Her gün açıktır
Reichstag (Parlamento Binası)
Adolf Hitler'in Almanya'nın başına geçişine kadar Almanya
Parlamentosu'nun toplandığı yerin ismidir. Bugün Almanya
Parlamentosu yine aynı isimli binada, Berlin'de bulunmaktadır.
Açıldığından beri hizmet veren Reichstag 1933 yılında Hollandalı
bir komünist olan Marinus van der Lubbe'in gerçekleştirdiği bir
kundaklama sonucu harap oldu. Bugün bile bu kundaklamanın
gerçek olup olmadığı açıklığa kavuşturulamadı. Halen tartışılmakta
olan başka bir varsayım nasyonal sosyalistlerin bu Reichstag
yangınını bizzat gerçekleştirip suçu bir komünistin üzerine atmakla rakiplerini ve de
özellikle Almanya Komünist Partisi'ni yasaklamak için istedikleri bahaneyi elde etmiş
olmalarıdır. Nazilerin iktidarı boyunca parlamento bir kez daha toplanamadı. Ama NSDAP
iktidarında bina savaş kararları, ülke politikalarını planlamak için yapılan oturumlar için ve
nasyonal sosyalist propaganda amaçlı kullanıldı.
Norman Foster'ın restorasyonu sırasında eklenen cam kubbe, binanın üzerinde yer alan
geniş bir cam bölümdür. Ziyarete açık olan kubbe pek çok turistin ilgisini çekmektedir.
Reichstag kubbesi, binanın en tepesinde bulunan, ikonik olarak yapılmış, büyük cam bir
kubbe. Kubbe 360 derecelik Berlin manzarasına sahip. Parlemento katının altında bulunan
ana avlu kubbeden de görülebiliyor ve yukarıdaki kubbeden içeri giren doğal ışık
parlamento katına doğru yayılıyor. Geniş bir güneş kalkanı güneşin hareketine göre elektronik olarak hareket ediyor ve alt
kattakileri rahatsız edebilecek olan güneşten gelen ışınları engelliyor. Eğer kubbenin tepesini görmek isterseniz devletin web
sitesinden ücretsiz bilet rezervasyonu yapabilirsiniz. Konaklama biriminizden 3,3 km uzaklıkta, Platz der Republik 1, 11011 Berlin
Charlottenburg Sarayı
Charlottenburg Sarayı (Almanca: Schloss Charlottenburg)
Berlin'in en büyük sarayı ve Hohenzollern Hanedanı'nın Berlin'deki
tek mirası. Saray Charlottenburg-Wilmersdorf'un Charlottenburg
semtinde bulunuyor.
II. Dünya savaşındaki tahribata rağmen Charlottenburg Sarayı'nda
(Schloss Charlottenburg) 17. ile 20. yüzyıllar arasındaki
Hochenzollern kraliyet kültürünü yaşamak mümkündür. Daha
sonraki saray ve bahçe tesisinin temelini oluşturan bina, 1695 ile
1699 yılları arasında küçük bir yazlık saray olarak Prenses Sophie
Charlotte von Brandenburg için Arnold Nering tasarımlarına göre inşa ettirilmiş olan Lietzenburg sarayıdır.
Bahçe, Almanya'nın Fransız tarzında düzenlenmiş ilk Barok tesislerinden biridir. I. Friedrich'in, 1701 yılında taç giymesinden
sonra binada kapsamlı tadilat ve genişletme çalışmaları başlatıldı. Günümüzde, porselen bölümü gibi Barok tarzı odalar veya
şapel binası tekrar büyük ölçüde orijinal biçiminde görülebilir. Saray, Büyük Friedrich'in tahta çıkışından sonra önemli ölçüde
genişletilmiştir. 1740 yılında Georg Wenzeslaus von Knobelsdorff'un planlara uygun şekilde prestijli balo salonları, Altın Galeri
(Goldene Galerie) ve Beyaz Salon'u (Weißer Saal) barındıran yeni kanadının inşasına başlandı. Antoine Watteau'un tabloları
saraydaki en önemli sanat eserleri arasında bulunmaktadır.
Hem II. Wilhelm Friedrich hem III. Wilhelm Friedrich ve eşi Luise Charlottenburg, sarayı yazlık ikametgâh olarak kullandı. Karl
Friedrich Schinkel 1810 yılında
kraliçe için yeni bir yatak odası
tasarladı. Kütüphane, IV. Wilhelm
Freidrich döneminden günümüzde
orijinal donanımlarıyla ulaşmıştır.
Saray bahçesinde Yeni Köşk
(Neuer Pavillon), Belveder ve Kraliçe
Luise'nin mezarının bulunduğu anıt
mezar (Mausoleum) yer almaktadır. Yeni kanat, tadilat çalışmaları nedeniyle Kasım 2012'den beri kapalıdır.
İkinci Dünya Savaşından sonra sarayın bahçesi büyük hasar gördü ve kullanılamaz hale geldi. Batı Berlinliler saray bahçesinin
yeniden barok stilinde tekrar yapılmasına böylece karar verdi. Bugünlerde Berlin'in en büyük parkları arasında gösterilen
Schlosspark, yörede bulunanları oksijen depoları olarak görülüyor.
Bu sanatkar bölgesi kent zenginlerinin mekanıdır. Pastoral duygunun hakim olduğu bu Charlottenburg Sarayı'nın bulunduğu
alan, zengin bir hazineye ev sahipliği yapar. Kaiser-Wilhelm Anıtsal Kilisesi öğleden sonranızı geçirmek için unutulmaz bir
noktadır. Ardından kıta Avrupa’sının en büyük mağazası KaDeWe’de azıcık alışveriş yapabilirsiniz.
EKŞİ SÖZLÜK
berlin'de bir semt. daha cok charlottenburg sarayi ile taninir. talat pasa 'nin yasadigi ve önünde öldürüldügü evi, bu semtteki hardenbergstrasse'de
bulunmaktadir. 09.03.2009 13:48
bakırköy ayarında bir berlin semti. 1989'dan önce batı berlin'in merkeziydi. 24.07.2009 03:17
berlin'de gorulesi yerlerin alayina yakin kendi halinde guzel isimli semt, ula$im kolayligi ve kaliteli/ucuz otel acisindan idealdir. 22.07.2010 13:36
berlin'in batısında kalburüstü bir semt. bu semtin kalitesi dikkatimi çekmişti ilk kez orda ev kiralarken. efendim istanbul'un nişantaşı semti gibi
adeta. insanlar berlin almancası ile konuşuyor, takım elbise/tayyör giymeden sokağa çıkmıyor filan. neyse ama siz anladınız benim tasvirimi. en keyifli
zamanlarımı geçirdim charlottenburg'daki evimde. şehre s bahn ile 20 dk uzak olmasına rağmen bana o uzaklık hiç fazla gelmiyordu, zira çok ama çok
sevdiğim bir semttir. gerçi charlottenburg'un güneyinden bahsettim aslında. adenauerplatz taraflarından, kurfurstendamm taraflarından yani. caddenin
iki tarafında chanel'ler, hermes'ler, christian dior'lar, valentino'lar filan vardır. o sebeple benzettim biraz da nişantaşı'na. normalde o tür yerlerden
alışveriş yapmayı bırak kapısından girmemiş insanım, ama hoşuna gidiyor insanın her sabah öyle bir yoldan işe gitmek. charlottenburg'un kuzey
kısımları daha az kalburüstü yerlerdir. özellikle schloss charlottenburg tarafları tarihi değer taşımasına rağmen daha mütevazı bir görünüme sahiptir.
neyse efendim sözün kısası, cahrlottenburg görülesi bir berlin semtidir.22.07.2010 13:52 ~ 13:55
demir özlü, stockholm öyküleri kitabında aynı isimli 1 ve 2 öykülerinde bu semtten bahseder. 10 kasım 1938’de ss’lerin kristal gece adı verilen
gecede saldırdıkları bir semt olması itibarıyla daha ziyade 6-7 eylül olaylarının da yoğun yaşandığı beyoğlu'na benzetir. 15.02.2011 23:47
Kurfürstendamm
Kurfürstendamm ya da diğer adıyla Ku'damm Berlin'de 3.5 kilometre uzunluğunda bir cadde. Cadde bugün City-West olarak
adlandırılan Berlin Charlottenburg-Wilmersdorf'un merkezi olarak görülebillir. Cadde'nin yöresinde özellikle konaklama ve
alişveriş imkânları çok uygundur. Ayrıca cadde Berlin Zoolojik Bahçesine, Gedächtnis kilisesine, Theater des Westens ve EuropaCenter'e çok yakındır.
Kurfürstendamm 1542'de bir yol olarak Berliner Stadtschloss'dan Jagdschloss Grunewald'a kadar yapıldı ve Brandenburg
seçmeni II. Joachim'in atla ulaşımını sağlayan bir yol olarak ilk defa kullanıldı. Yolun hakkında adsız ilk yazıllı kanıt 1685'te
mühendis La Vigne'nin „Plan géométral de Berlin et des environs“ belegesinde bulunuyor. 100 sene sonra Friedrich Wilhelm
Carl von Schmettau tarafından hazırlanan bir kart üstünde „Churfürsten Damm“ adı ilk defa geçiyor. 5 Şubat 1873 tarihinde
Otto von Bismarck konseye gönderdiği bir mektupta ihtişamlı bir caddenin yapılması için istekte bulundu ve bu istek kabul
gördü. 2 Haziran 1875'de caddenin genişliğinin 53 metre olmasını kararlaştırdı ve 1882'de Ernst Werner von Siemens tarafından
tasarlanan ilk troleybüs Elektromote bu caddede denendi. 1886 senesinde caddenin yapımı bitti ve bulvarın gelişimi böylece
başladı. 1886 senesi Kurfürstendamm'ın doğumu olarak biliniyor.
I. Dünya Savaşı'na kadar Kurfürstendamm hızlı bir şekilde bir yerleşim bölgesinden, eğlence, alışveriş ve kültürel bir merkeze
dönüştü. Cadde, Café des Westens ve lunaparkıyla Unter den Linden caddesine rakip olmaya başladı.
1935'de antisemitizm sonucu "Kurfürstendamm Olayları" oluştu. Nazi Almanyasının kısıtlamaları da bulvarda birçok değişime
yol açtı. 1936 senesinde oynanan olimpiyatlar'da cadde insanlar için toplanma noktası oldu ama Nazi ideolojisine ters
düşmesiyle sebebiyle bulvardaki bazı yerler kapatıldı. Yahudi katliamlarının başlamasıyla caddenin ruhu komple kayboldu, çünkü
Yahudiler bulvarın gelişimi için yoğun çaba sarfetmişlerdi.
II. Dünya Savaşı'nda cadde Müttefik Devletler'in hava saldırısı sonucu büyük hasar gördü ve savaştan sonra yeniden
yapılmaya başlandı. Kurfürstendamm bu sefer "Batı"'nın yüzü oldu ve soğuk savaş sırasında batılı ülkelerinin ekonomik gücünü
gösteren sembol haline geldi. Berlin'in 1948'de bölünmesiyle bulvar Batı Berlin'in iş merkezi
olmaya başladı ve cadde üzerinde Berlin Zoologischer Garten Garı yapıldı.
Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla
Ku'damm'ın önemi azalmaya
başladı. Almanya Federal
Cumhuriyeti'nin özellikle Mitte'ye
önem vermesi City-West için
büyük bir darbe oldu. Potsdamer
Platz, Friedrichstraße,
Alexanderplatz gibi merkezlerle
mücadele etmek zorunda kalan
Ku'damm günümüzde eğlence
merkezinden çok bir alışveriş
bulvarına dönüştü. 2011 yılında
uluslararası sanat projesi United
Buddy Bears kapsamındaki ayı
heykelleri bu caddede sergilendi.
Kurfürstendamm, arka plan'da Gedächtniskirche görülüyor
Kurfürstendamm çevresinde bulunan en
önemli yapılardan biri Gedächtnis kilisesi
Yaşadığım şehir Magdeburg'a en yakın büyük Berlin olduğundan galiba 10dan fazla gitmişimdir Berlin'e. Ama belki de son
birkaç gidişime kadar hep turistik yerleri gezdim. Bazen aile tatili olduğundan, bazen arkadaşlarımla gittiğimde de turist
olarak gittiğimden tipik turistik yerleri ve müzeleri gezdim. Öyle olunca da Berlin'in Avrupa'daki diğer başkentlerinden çok
farklı olmadığını düşünmüştüm. Ta ki orada yaşayan arkadaşlarım birkaç yer gösterene ve bir "alternatif" tura katılana
kadar. Underground kültürün, farklı tarzların hayli çok olduğu , elit-hip-göçmenlerin hep beraber yaşadığı, aynı sokakta
yanyana dönerci, suşi restaurantı ve Jamaika restaurantının olduğu bir şehir olan Berlin artık Almanya'daki favori
şehirlerimden biri.
Ku'damm Berlin'in batısında kalıyor. Berlin Duvar'la bölündüğünde burası batıda
kaldığı için seneler içinde epey gelişmiş, şık cafélerle donatılmış bir bulvar haline
gelmiş ve Batı Berlin'lilerin sık gittiği bir yer olmuş. Doğu ve Batı Almanya
birleştikten sonra Alexanderplatz ve Friedrichstrasse ile rekabet içine girmiş.
Birçok kişi Ku'damm'ı Berlin'in Champs-Elysées'i olarak görüyor. Birleşmeden
sonra her ne kadar Champs-Elysées'deki kadar şık cafeler kalmamış, yerini adım
başı H&M veya McDonald's Café almış olsa da bence alışveriş ve Batı Berlin'i
tanımak için çok ideal bir bulvar.
KaDeWe: Bulvarın önemli yerlerinden biri de Berlin'in en keyifli alışveriş yeri,
Avrupa'nın Harrod's'dan sonraki en büyük ikinci mağazası. KaDeWe, Kaufhaus
des Westens, yani "Batının Alışveriş Merkezi" demek. Burası İkinci Dünya
Savaşı'ndan sonra Batı Berlin'in biraz da Doğu Berlin'e karşı gösterişinin bir
simgesiymiş aslında. İçindeki lüks markalar, pahalı ürünlerle Batı Berlin hem
Doğu'ya hem de Dünya'ya savaş sonrası maddi olarak ne kadar güçlü olduklarını
göstermişler. Bu yüzden KaDeWe sadece bir mağaza değil Berlinlier için daha çok
bir simge.
KaDeWe'nin kesinlikle en güzel yeri en
üst katında bulunan Gourmet kısmı. Dünya'nın
çeşitli mutfaklarını, ve yüzlerce farklı çayı, kahveyi,
tatlıyı tadabileceğiniz küçük restaurantlar öğle ve
akşam yemekleri sırasında neredeyse tamamen
doluyor. Tabi buradaki şık güzel restaurantlarda
yemek yemek çok da ucuz değil, bu yüzden genelde
yemek yiyenler işadamları/işkadınları ya da orta yaş
üstü zengin Berlinliler oluyor. Gourmet katı sadece
restaurantlardan oluşmuşyor, ayrıca bu kat bir
market de. Eğer Issey Miyake tasarımlı su şişesi
arıyorsanız burada bulabiliyorsunuz.
KaDeWe, Lego Store ve H&M dışında şık
mağazaları, alışveriş merkezleri, café'leri ve
kitapçılarıyla Ku'damm Berlin'in çok canlı ve keyifli bulvarlarından biri. Günün her
saatinde kalabalık olan bulvar sadece alışveriş yapmak için değil ama Berlin'in güzel
ve şık tarafını görmek için gidilip gezilmesi gereken bir yer.
EKŞİ SÖZLÜK
berlin'in en keyifli alışveriş caddelerinden biridir. caddedeki kadewe, alışveriş merkezinden öte tarihi önemi olan bir yerdir
ondan gezip görülmeli. bir de caddedeki h&m sayısı almış başını gitmiştir. 27.11.2011 23:23
3.5 km uzunlugunda olan bi ucu zoo dan baslayan insanin aradigi her magzayi bulabilecegi dev cadde-alisveris cenneti.
01.02.2008 22:05
berlin´le ilgili olan rehberlerde burasi alisveris cilginliginin yeri olarak gecer. 05.08.2007 04:48
u-bahn cikisinda direk gorulen, tepesi yikilmis, gerisi aynen yerinde duran ilginc gedaechtniskirche'si gorulmeye deger. ayni
zamanda hemen eski kilisenin yanindaki yeni mavi camli ve dunyanin en ilginc isa heykeline sahip kilisesine bakmadan
gecmemek lazim. 13.06.2006 12:19
saatlerce sikilmadan gezebileceginiz sonrasinda güzel bir cafe de kahve veya soguk bir bira icebileceginiz (mevsime göre
tercih edin artik), asla sizi rahatsiz edecek kadar kalabalik olmayan, taksim in nisantasina benzemis alisveris mekani, insanlar
orda mutlu, ben de tabiiki. 28.07.2005 11:18
berlin'de 1. dünya savaşında büyük ölçüde zarar gören kilise.şimdilerde bir kısmı müzeleştirilmiş ve ibadete açıkta olsa, o
günlerin anısına kilisenin kule kısmı tamir edilmeyip, yıkık haliyle bırakılmıştır.zoo palast' ve akvaryuma yakındır. 09.05.2005
18:19 ~ 10.05.2005 15:04
binbir çeşit insanın, binbir değişik rengin bir arada olduğu, panayır gibi bir meydan. 03.04.2005 18:55
Avrupanın hatta dünyanın en asil en en görmüş geçirmiş caddelerinden. tabi almanyanın birleşmesinden sonra burasıda bir
gençlik yozlaşması içinde, eski beyoglu gibi burayada kravatsız çıkmazmış insanlar zamanında. 28.09.2002 01:50
batı berlin'in merkezi, berlin fotoğraflarındaki çatısında mercedes yıldızlı "avrupa merkezi" binası ve savaşı hatırlatması için
restore edilmemiş gedaechtniskirchesi ile ünlüdür. zoo istasyonuna yakındır. günümüz berlin'inden çok 80'ler berlin'ini temsil
eder. 29.05.2002 21:32 ~ 22:38
Doğu Yakası Galerisi (East Side Gallery)
Her çatlak altında binlerce hikaye yatmaktadır. Berlin Duvarı'nın
ayakta kalan en uzun kısmında Soğuk Savaşı resmeden çok sayıda
canlı duvar yazısı bulunmaktadır; burada Rus lideri Brezhnev ve
Doğu Alman lideri Honecker'in öpüşmesi, sanatçı Thierry Noir'ın
parlak renkleri ve ölümsüz sözler “Savaşa hayır. Duvarlara hayır.
Birleşmiş bir dünya.” yer almaktadır.
Konaklama biriminizden 7,3 km uzaklıkta, Mühlenstraße, 10243
Berlin, Her gün açıktır.
Unter den Linden ("Ihlamur ağaçlarının altı")
Almanya başkenti Berlin'in Mitte ilçesinde bir bulvar. Adını, caddenin
ortasından geçen yaya yolunun iki yanında bulunan ıhlamur ağaçlarından
almıştır.
Unter den Linden, doğudan batıya doğru, yıkılan Palast der Republik'nın
eskiden bulunduğu yer olan Lustgarten parkından, Pariser Platz ve
Brandenburg Kapısı'na uzanır. Doğuya doğru bulvar, Berlin Katedrali'nin
bulunduğu yerde Spree nehrini geçer ve Karl-Liebknecht-Strasse'ye devam
eder. Doğu tarafında ise Brandenburg Kapısı'ndan sonra Straße des 17. Juni
olarak devam eder. Bulvarı kuzey güney ekseninde kesen önemli sokaklar;
Friedrichstraße ve Wilhelmstrasse'dir.
Berlin'in tarihi bölümünün merkezinde yer alan Unter den Linden, 16. yüzyılda Brandenburg seçmen prensi Johann
Georg tarafından, Tiergarten'da yer alan avlanma bölgesine ulaşmak için bir at arabası yolunun yerine yaptırılmıştır. 1647
yılında I. Frederick William tarafından saraydan şehir surlarına kadar uzanan ıhlamur ağaçlarıyla çevrili bir bulvar haline
getirilmiştir. Batı bölümü bu özelliğini korurken, günümüzde Bebelplatz civarındaki bölüm, Otuz Yıl Savaşı sonrası Berlin'in
istihkam edilmesine dahil edilmiştir. Günümüzde bu bölümde ağaç kalmamıştır.
19. yüzyılda, Berlin batı yönünde büyüyüp geliştikçe, Unter den Linden de en bilinen büyük caddelerden biri haline
geldi. 1851 yılında Kral II. Friedrich'in at üstündeki ünlü heykeli caddenin ortasından geçen yaya yoluna dikildi. 1934-1935
yıllarında, Berlin S-Bahn için yapılan Kuzey-Güney Tüneli'nin yapımı sırasında ıhlamur ağaçlarının büyük bölümü kesildi.
Kalan ağaçlar da II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde tahrip edildi ya da yakılmak üzere kesildi. Günümüzdeki ıhlamurlar,
1950lerde tekrar dikilen ağaçlardır.
1930 öncesine ait bir sokak tabelası Londra İmparatorluk Savaş Müzesi'nde sergilenmektedir.
Bulvar, geçmişten günümüze şehirdeki birçok önemli yapıya ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan birisi, caddedeki 1
numaralı yapı olan Alte Kommandantur'dur. 1995 yılında yıkılmış, 2003 yılında ise aslına uygun olarak tekrar yapılmıştır.
Hemen karşısında Unter den Linden üzerindeki en eski yapı olan şehrin eski cephaneliği bulunmaktadır. 1695-1706 yılları
arasında inşaa edilen yapı günümüzde Deutsches Historisches Museum
(Alman Tarih Müzesi) olarak kullanılmaktadır. 3 numara, Hohenzollern
Hanedanı veliaht prenslerinin eski sarayı olan Kronprinzenpalaisdır. 4
numara ise günümüzde savaş anıtı olan, 1817 yılında inşaa edilmiş eski
askerî karakol Neue Wache'dir. Bebelplatz meydanındaki Berlin Şehir
Operası, St. Hedwig Katedrali ve Altes Palais (Eski Saray) de bulvar
üzerindedir. Bunların kuzeyinde ise Humboldt Üniversitesi ana binası ve
Berlin Şehir Kütüphanesi bulunmaktadır. Batı ucunda, Rusya ve Macaristan
büyükelçilikleri ile Pariser Platz'daki Hotel Adlon'da bulvar boyunca
görülebilir. Ayrıca bulvar üstünde Humboldt Üniversitesi önünde Alexander
von Humboldt and Wilhelm von Humboldt'un heykelleri bulunmaktadır.
J. Stridbeck, LindenAllee 1691
ULUDAG SOZLUK
berlin'de bir ucu alexanderplatz'a ve museumsinsel'e dayanan, çok ünlü bir cadde. Soğuk, ve ayaklarım yüzünden gezmek
nasip olmadı ama otobüsle geçtim, müthiş mağazalar, müzeler filan var. mercedes benz'in en büyük showroom'u da bu
caddededir ki o vitrindeki mercedes nedir öyle ağzım dilim varmıyor anlatmaya. 13.06.2010
1170- 1230 arası yaşamış alman şairi walther von der vogelweide yazmış olduğu çok güzel bir şarkıdır. 06.12.2009
berlin'de bulunan , avrupa'nın en meşhur caddelerinden birisi. 15.11.2006
Müzeler Adası (Almanca: Museumsinsel)
Konaklama biriminizden 4,8 km uzaklıkta, Bodestraße 1-3, 10178 Berlin
Museumsinsel yani Müzeler Adası Spree nehri üzerindeki adanın Kuzey bölümündeki yaklaşık 1 kilometrekarelik bir
alandır. Bir arada Bode, Pergamon, Neues, Alta Nationalgalarie ve Altes’ten oluşan 5 büyük müze ve Berlin Katedrali
bulunmakta. Hemen bitişiğinde ise Contemporary Fine Arts ve meraklıları için Alman Tarihi Müzesi var. Müzeler adasına
Pazartesi dışında bir gün giderseniz müzelerin tamamını açık bulacaksınız.
Müze gecesine yani akşam 8’e adar açık olduğu güne denk
gelmek isterseniz, Perşembe günü gitmenizi tavsiye ederiz.
Berlin’de mutlaka ama mutlaka görmenizi tavsiye edeceğimiz
Müzeler Adası’nda Alte Nationalgalerie, Pergamon ve Neues
Museum olmak üzere 3 müze, şehrin diğer bölümlerinde ise
Helmut Newton, Naturkund, Sammlung Scharf-Gerstenberg ve
Hamburger Bahnhof var. Biz 3 gün geçerli olan Museum pass
Berlin – 3 day ticket aldık, 24Euro. Bu bilet ile yukarıda
saydığım muhteşem 6 müze (Helmut Newton hariç) ücretsiz
ziyaret ediliyor. Sadece 6 müze değil, vaktiniz kalırsa onlarca
başka müzede de geçerli. Mesela hızını alamayanlar Altes ve
Bode’ye de ücretsiz girebilir. Bunun dışında Alman Tarihi
Müzesi’ne girmek ve Berlin Katedrali’nin tepesine çıkmak
istiyorum derseniz ek ücret ödemeniz gerekli. İsterseniz bir
günlük Müzeler Adası bileti de alabilirsiniz, o ise 18Euro.
Not : Almanya’daki muhteşem sanat ve tarih müzelerini
sessiz sakin gezinmek harikaydı. Yeter ki bir şey sormanız
gerekmesin, ağzınızı açmazsanız sizden huzurlusu yok. Yok
eğer benim gibi meraklıysanız ve bir şey sormanız gerektiyse
yandınız, azarı işitiverirsiniz hem de Almanca! Müzelerdeki
görevliler genelde melek görünümlü, yaş aralığı 65-85
olduğunu tahmin ettiğim olan beyaz saçlı tontiş Almanlar.
Ancak sorun şu İngilizce bilmiyorlar, İngilizce konuşamadıkları
için sinirliler ve kesinlikle soru istemiyorlar. Ben böyle bir azar
işitmedim hem de 8 farklı görevliden. Bu bölüm niye kapalı?
Şu resim hangi katta? Sıkıysa sor, azarı yersin. Kinfolk’da
okumuştum, Almanya’da 100 yaşın üzerinde 17 bin kişi
varmış, bu mutluluk veren bilgi bir şekilde içime işlemiş,
gördüğüm her yaşlı Alman’ı sevesim geliyor. Azarlasalar da
pek tatlılar, o yaşta müzede çalışıyorlar daha ne olsun :)
Almanya'nın başkenti Berlin'in Mitte ilçesinden geçen
Spree Nehri'nin üzerinde bulunan küçük bir adanın kuzey
kısmında bulunan tamı tamına 1 kilometrekarelik alana sahip müzeler kompleksi. 1990'da iki Almanya'nın da birleşmesiyle
1945'ten bu yana doğu ve batıya bölünmüş olan koleksiyonun yeniden bir araya getirilme imkânı belirdi. Müzeler Adası,
1999'dan beri UNESCO'nun Dünya Mirasları Listesi'nde bulunmaktadır. Adını kuzeyinde bulunan uluslararası çapta tanınan
5 müzeden alan kompleksin müzeleri şunlardır:
Pergamonmuseum: (Her gün açık. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro) Bergama
Müzesi, Berlin'deki Müzeler Adası'nda bulunan beş müzeden biri. Müze, Alfred Messel tarafından tasarlandı ve Ludwig
Hoffmann denetimindeki inşaat 1910'da başladı. 20 yıl sonra, yani 1930'da tamamlandı.
Bergama Zeus Sunağı, Milet'in Market Kapısı, İştar Kapısı ve Mshatta Alınlığı gibi yapılar ve bu yapılara ait eserler,
gerçek yerlerinden ayrıntılı bir şekilde toplanarak bu müzede yeniden birleştirilmiş, Bergama Müzesi'nin adını dünya
genelinde meşhur etmiştir. Sergilenen diğer eserlerin başlıcaları; Bergama Athena Tapınağının Girişi, Bergama'dan Athena
Heykeli, Halep Odası'dır. Bunun yanı sıra, Türk çini (İznik Çinisi) ve halılarından da örnekler görülür.
Özellikle Bergama ve Milet'ten alınan eserlerle oluşturulan koleksiyonun Almanya'ya yasal olarak getirilip getirilmediği
konusunda tartışmalar vardır. Türkiye Hükümeti, bu eserlerin çoğunun gün ışığına çıktığı yer Türkiye topraklarında olduğu
için, koleksiyonun iade edilmesi konusunda Almanya Hükümeti'ne başvurmuştur.
Müze yılda yaklaşık 850,000 insan
tarafından ziyaret edilmektedir. 2007
yılında 1.135.000 kişi tarafından
ziyaret edilmiş ve Almanya'nın en çok
ziyaret edilen sanat müzesi olmuştur.
Bugün, Bergama Müzesi üç ayrı bölümden oluşur:
Antikensammlung (Klasik Antik Çağ Koleksiyonu)
Vorderasiatisches Museum (Antik Yakın Doğu Müzesi)
Museum für Islamische Kunst (İslam Sanatı Müzesi)
Klasik Antik Çağı Koleksiyonu içerisinde; Yunanistan'dan Olympia, Sisam Adası; Türkiye'den Bergama, Milet, Didim,
Priene ve Kıbrıs'ta kazılardan çıkarılmış eserler bulunur.
Müzeler Adası'ndaki Kaiser-Friedrich-Museum (bugünkü adıyla Bode Müzesi) açıldığı zaman, müzenin Alman
denetiminde yapılmış kazılarda çıkan tüm sanatsal ve arkeolojik eserlerin tamamını alabilecek kadar büyük olmadığı
belliydi. Babil, Uruk, Asur, Milet, Priene ve Mısır'daki devam eden kazılardan çıkan eserler var olan Alman müze
sisteminde tamamıyla sergilenemiyordu. 1907'lerin başında Kaiser-Friedrich-Museum müdürü Wilhelm von Bode'nin,
mevcut müzenin yanına antik mimariyi, ilkçağ sonrası Alman sanatını, Orta Doğu ve İslam sanatını kapsayacak yeni bir
müze inşa etme planı vardı.
Bu büyük üç kanatlı müze 1907'den beri planlanmaktaydı. Alfred Messel 1909'da öldüğünde, onun yakın arkadaşı
Ludwig Hoffmann 1910'da başlayan inşaatın başına getirildi. Müzenin inşaatı I. Dünya Savaşı döneminde de devam etti ve
1930'da müze açıldı.
Bergama Müzesi, II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru gerçekleşen
Berlin bombardımanında ağır hasar aldı. Bu nedenle birçok sanat
eseri korunaklı yerlerde saklandı, bazı büyük parçalar ise korunmak
için duvarla çevrildi. 1945'te Kızıl Ordu, bir nevi savaş ganimeti olarak
veya Berlin'deki yağmadan ve yangınlardan sözde kurtarmak için
Bergama Zeus Sunağı da dahil bütün müze mallarını toplayarak
dönemin Sovyetler Birliği'ne Leningrad'a (şimdiki Sankt Petersburg)
götürdü. 1958'e kadar birçok eser Doğu Almanya'ya geri dönmüştür.
Yalnız koleksiyonun bazı önemli parçaları hala Rusya'dadır. Bu önemli
parçalardan bazıları Moskova'daki Puşkin Müzesi'nde ve Sankt
Petersburg'daki Ermitaj Müzesi'nde bulunmaktadır. Buradaki eserlerin iadesi hakkında Almanya ve Rusya bir anlaşma
hazırladılar; ama 2003'ün haziranında Rus iade kanunu nedeniyle bu anlaşma engellenmiştir.
Eğer daha önce Berlin’e Bergama’dan götürülen Zeus Sunağı’nı görmediyseniz çok üzgünüm, 2020’ye kadar beklemeniz
gerekli. Pergamonmuseum Zeus Sunağı’ndan mı ibaret, tabiki hayır ama müzeye adını veren şaheseri MÖ 2.yy ‘dan kalan
Zeus Sunağı’dır. Zeus Sunağı’nın orjinal torağından koparıldığı yetmiyor gibi, bir de müzede Zeus Sunağı’nın bulunduğu
odayı 2020’ye kadar büyük bir tadilata soktular. 5 yıldan uzun süren bir tadilatla neler yapılacağını burada anlatıyorlar.
Pergamon Müzesi, Klasik Antik Çağ Koleksiyonu, Antik Yakın Doğu Müzesi ve İslam Sanatı Müzesi olmak üzere toplam üç
bölümden oluşuyor. Zeus Sunağı’nı göremiyoruz belki ama diğer önemli eserler Bergama Athena Tapınağının Girişi,
Bergama’dan Athena Heykeli, Halep Odası, Milet’in Market Kapısı, İştar Kapısı, Mshatta Alınlığı ziyarete açık. Google Arts
& Culture projesinin Pergamonmuseum sayfasında tüm koleksiyonu görebiliyorsunuz.
Alte Nationalgalerie: (Eski Ulusal Galeri)
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye
kadar açık. Giriş 12 Euro
1876'da tamamlanan müze, aynı zamanda Friedrich August
Stüler tarafından tasarlandı, banker Joachim H. W. Wagener
tarafından bağışlanan 19. yüzyıl sanat eserlerine ev sahipliği
yapmaktadır. Bu Ev merdiven düzeni ile tıpkı antik bir tapınak gibi
Müzeler Adası’nın üzerinden yükselmektedir. Mimar Friedrich
August Stüler'e Atina Akropolü model teşkil etmiştir. 2001'den bu
yana Adada ilk açılan, 74 milyon Euro'ya restore edilen ev olarak parlamaktadır. 1867 ila 1876 arasında inşa edilen bina
Klasisizm'e, Romantizm'e, Biedermeier'e, Empresyonizm'e ve başlayan Modernizm'e ait
eserler ortaya koymaktadır.
Friedrich August Stüler’in tasarımı olan bina 1876’da Ulusal Galeri olarak açılmış.
1944’de 2. Dünya Savaşı sebebiyle bombalara maruz kalan bina ciddi hasar görmüş
ancak ulusal bir değer olduğu için 1949’da yenilenerek öncelikli olarak açılmış. Daimi
koleksiyonu hem savaş
sırasındaki koruma amaçlı
yer değiştirmelerden,
hem Berlin’in ikiye
bölünmesinden hem de
müzeler arası yapılan
paylaştırmalar sebebiyle
sık sık değişiklik
göstermiş. Ama her ne
olursa olsun Almanya’yı ulusal anlamda temsil eden en değerli resim müzesidir.
Osman Hamdi Bey’in Alte Nationalgalerie’deki Halı Tüccarı Resmi
Osman Hamdi Bey’in Alte Nationalgalerie’deki Ab-ı Hayat Çeşmesi Resmi
Altes Museum: (Eski Müze - Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 10 Euro )
Karl Friedrich Schinkel'in siparişi üzerine 1830'da tamamlandı. İkinci Dünya Savaşı'nda oldukça hasar gören bina, savaştan
sonra bir süre kullanılmamıştır. 1966 yılında geçirdiği restorasyon çalışmasından beri antik eserler bu müzede
sergilenmektedir.
İstanbul Arkeoloji Müzesi, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi veya Antalya Arkeoloji Müzesi severek ziyaret
ettiğiniz müzeler ise, Türkiye’de arkeoloji konusuna iyi kötü hakimseniz, Altes Müzesi sizi kesmez. Müze Türkiye’ye oranla
baya zayıf. Altes’e girene kadar İstanbul Arkeoloji’ye hakkını verip, tam bir gün ayırın ve daha çok şey görün derim. Yine de
Karl Friedrich Schinkel’in tasarımı olan Altes Müzesi’nin mimarisi muhteşem, 1830 yılında yapılan bu binayı uzaktan
izlemek çok keyifli. Altes’i ziyaret etmeseniz de merdivenlerine çıkıp, Altes’den Berlin Katedrali’ne bakmayı ihmal etmeyin,
manzara iki yönden de baya iyi :)
Neues Museum: (Yeni Müze - Her gün açık. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro)
Friedrich August Stüler'in planlarına göre 1859'da tamamlandı. II. Dünya Savaşı'nda yıkılan müze, David Chipperfield
tarafından yeniden inşa edildi ve 2009 yılında yeniden açıldı. 1939 yılından beri farklı mekanlarda saklanan Antik Mısır
Medeniyeleri Koleksiyonu da müzeye geri dönmüştür.
Hayatımda gördüğüm en zengin kaliteli, en sade ama en ihtişamlı müze vitrinleri bu müzedeydi. Normalde pek dikkat
ettiğim bir konu değildir ama hepsi bir örnek ve çok şık olunca farketmemek imkansızdı. O an anladım ki Almanlar
müzecilik işini biliyor, en küçük parçayı bile kusursuz şekilde sunuyorlar. Antik Mısır Medeniyetleri koleksiyonu ile ünlü
olan Neues Müzesi savaş sonrası restore edilememiş, 1939’dan itibaren koleksiyonu farklı yerlerde yıllarca muhafaza
edilmiş. Müzenin restorasyonu için 2003’te İngiliz mimar David Chipperfield ile anlaşılmış ve müze 6 yıl sonra 2009’da yani
tam 70 yıl sonra kapılarını yeniden açmış. Chipperfield binaya çok yenlikçi dokunuşlar eklerken, savaşın etkilerini de
özellikle korumuş. Bu restorasyon işi için 233 Milyon Euro harcanmış. Ada Dünya Mirasları Listesi’ne girince, maddi
kaynaklar artıyor tabi. Ben de saf gibi dolaşıyorum, a ne güzel vitrin, çok ihtişamlı sunum, 233 milyon Euro harcanmış,
vitrini de güzel olsun. Kahire Müzesi’ni gezmiş, Nefertiti’nin çalınması ile ilgili belgeseller izlemiş biri olarak Bergama
konusunda ne hissediyorsam, aynısını Nefertiti için de hissediyorum şüphesiz. Nefertiti yerinde değil maalesef ama bu
durumu önceki jenerasyonların hatası olarak düşünür, günümüzde Berlinliler ona iyi bakıyor mu derseniz, dört dörtlük
derim. Kahire Müzesi’nde koruma olmadan girdiğim bir sürü toz kaplı oda vardı, 3.500 yıllık Nefertiti koskaca bir odada tek
başına, etrafında 4 güvenlik kuş uçurtmuyor, fotoğraf çekmek bile yasak. Ve bana inanın, Nefertiti çok güzel, çok! Saf, duru
güzellik! İnsan bakmaya doyamıyor.
Bode Müzesi: (Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 12 Euro) Adanın kuzey
ucunda bulunan müze, 1904'te açılmıştır ve sonrasında Kaiser-Friedrich-Museum olarak adlandırılmıştır. Müzede
heykeller, Bizans sanatı, madeni paralar ve madalyalar sergilenmektedir. Anadolu'da arkeolojik kazılarda bulunan pek çok
eser de burada yer almaktadır.
Bizans sanatı ve antik heykellerin sergilendiği tarihi müze, Altes’in de bir çıt altı. Ama her ne kadar 2. Dünya savaş
sırasında hasar görmüş ve yenilenmiş olsa da binası hala çok ihtişamlı. En azından dışardan izlemeli.
Bir tane satın alın, dört tane daha sizin olsun (ufak bir ücrete tabidir). Antik dünyaya dönmek için ihtiyacınız olan şeyler:
bir ada, beş prestijli müze ve bir gün. Pergamon Müzesi'nde tam boy Babil İştar Kapısı rekonstrüksiyonuna hayran
kalabilir, Neues Müzesi'nde Kraliçe Nefertiti'nin bilgili gözlerinde kaybolabilir, Altes Müzesi'nde antik mermer heykellerin
klasik tarzından ilham alabilirsiniz.
Humboldt Box
Bizim tavsiyemiz Berlin Katedrali’ne çıkmak yerine hemen
karşısındaki Humboldt Box’a girip hem soğuk bir şeyler içmek için mola
vermeniz, hem de Katedrali, Altes’i, Üniversite inşaatını, Palace
Bridge’i en iyi noktadan seyretmeniz. İçeride Berlin’in mükemmel bir
maketi ve inşaat ile ilgili bilgiler, geçici sergiler de var. Berlin’in bu
kısımları maalesef bir süre daha inşaat halinde, ortalık toz duman.
Berlinliler de bu durumdan sıkılmış durumda.
Altes’den Humboldt Box
Humboldt Box’dan
Berlin Katedrali
Humboldt Box’dan
Berlin Katedrali, üstteki
heykelleri zoom’lamak
için harika nokta
Humboldt Box’dan Altes
Humboldt Box’dan Under den Linden, Sağ Atta Alman
Tarihi Müzesi, ileride ortada The Brandenburg Gate
Berlin Katedrali (Almanca: Berliner Dom)
Berlin'de bulunan Protestan kilisesidir.Berlin Katedrali, içinde hiçbir zaman bir piskopos yaşamadığı için gerçek
anlamda bir katedral değildir.
Katedral ilk olarak 1700lerin ortasında Johann Boumann tarafından Barok tarzında tasarlanmıştır. 1822'de Karl
Friedrich Schinkel neo-klasik bir tarzda yapıyı yeniden modellemiştir. 1894 yılında Alman imparatoru II. Willhelm kilisenin
yıkılarak yeniden yapılmasını emretmiştir. Mimar Julius Raschdorff tarafından yeniden Neo-barok tarzında tasarlanan
katedral 1905 yılında bitirilmiştir. II. Dünya Savaşı boyunca ağır hasar gören katedral, 1975-1981 yılları arasında bu kez
mimar Günter Stahn tarafından tasarlanarak yeniden yapılmıştır.
Contemporary Fine Arts
Pazar ve Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00
Müzeler Adası’nda değil ama hemen bitişinde, o civarda vakit geçiriyorken
uğramanızı tavsiye edeceğimiz bir çağdaş sanat galerisi. Mimari açıdan oldukça
ilginç ve ilham verici. Biz Berlin’deyken bir önceki sergi bitmiş, yeni sergi
hazırlanıyordu. Güncel bilgiyi web sitesinde görebilirsiniz, planlanan sergi
tarihleri burada. 2016 yaz takviminde 2 sergi var, 25 Haziran – 10 Eylül 2016
tarihleri arasında Berlin’de olursanız F.C. Gundlach ve Two Palms sergilerini
görebilirsiniz. Google Maps’de yeri yanlış işaretlenmiş, doğru yerini kırmızı x ile
yukarıdaki haritaya ekledim.
Deutsches Historisches Museum (Alman Tarihi Müzesi)
Her gün açık. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Giriş 8 Euro
Müzeler Adası’ndan enfes Palace Bridge’i yürüyerek geçtiğinizde
kendinizi bu müzenin önünde buluyorsunuz. Buradan hem müzeler
adası hem de tarihi köprüdeki heykeller harika görünüyor, bana
Roma’daki Castel Angelo köprüsünü anımsattı. Alman Tarihi’ni
sergilemek üzere 1987’de yılında açılan müze yeni sayılır ama binası
tarihi bir bina olduğu için oldukça ihtişamlı. Alman tarihine
meraklıysanız ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Biz Alman Tarihi’nin
pek meraklısı olmadığımız için sadece müzenin giriş kısmına göz
attık, cafe’sinde bir mola verdik. Cafe kısmında şifresiz wi-fi var,
mola vermek için ideal mekan :)
Berlin Katedrali'nin ortası
Deutsches Historisches Museum
Deutsches Historisches Museum’dan Katedral
Palace Bridge, Deutsches Historisches Museum ve Müzeler Adası’nda olmayan ama bizce Berlin’i sanat ve tarih
açısından çok ilham verici yapan 4 önemli müze daha var. Müzeler Adası ziyaretinize aşağıdaki 4 müzeyi de eklerseniz
Berlin seyahatinizi taçlandırmış olacaksınız:
1- Hamburger Bahnhof
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 14 Euro (kesinlikle değer)
Almanya’daki ilk tren istasyonlarından biri olan tarihi binada Avrupa’nın en cesur çağdaş sanat koleksiyonlarından biri
sergileniyor. Genç yeteneklere sundukları alanlar, birbirinden yenilikçi ilham verici işler çağdaş sanat’la ilgisi olmayanın
bile en az 3 saatini alır. Siz içeri girin ve saatinize bir süre hiç bakmayın.
2- Sammlung Scharf-Gerstenberg
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-18:00. Giriş 10 Euro
Ernst, Magritte, Goya, Manet, Klee, Picasso, Dali… Ustalar burada bekliyor, görmemek olmaz.
2016’da 18 Eylül’e kadar Berlin’e giderseniz “With New Eyes. Surreal Worlds” sergisini de görebilirsiniz.
3- Naturkundemuseum
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri Salı -Cuma 09:30-18:00. Cmt – Pzr 10:00-18:00 Giriş 8 Euro
Berlin’in doğa tarihi müzesi. New York’daki ve Londra’daki Doğa Tarihi müzeleriyle yarışır kalitede bir müze. Zooloji, fosil,
mineral ve kaya bilimi konularında muazzam bir arşiv ve sunuma sahipler. Hayvan sesi arşivi zaten benzersiz. Mutlaka
görmenizi tavsiye ediyorum.
4- Helmut Newton Foundation
Pazartesi kapalı. Ziyaret saatleri 10:00-19:00, Perşembe 20:00’ye kadar açık. Giriş 10 Euro
Ünlü fotoğrafçı Helmut Newton’u ve işlerini yakından tanıyabileceğiniz muazzam br müze. Helmut Newton fotoğraflarının
sağlam bir hayranı olarak müzeden ayrıldım.
Spree Nehri
Spree 46 km boyunca Berlin'den geçiyor. Dämeritzsee'den Berlin Köpenick'e
kadar Spree Müggelspree olarak adlandırılıyor. Ayrıca nehir Berlin'in en büyük gölü
Großer Müggelsee'den geçiyor. Köpenick'de ayrıca Spree'nin yan kolu olarak bilinen
Dahme nehri Spree nehri ile birleşip Oberspree adında akmaya devam ediyor. Britzer
Verbindungskanal'ından sonra Treptower Spree ve Landwehrkanalından sonra Berliner
Spree olarak nehir adlandırılıyor. Berlin'in merkezinde nehir ikiye ayrılıp Spreeinsel'i yanı
Spreeadasını oluşturuyor. Charlottenburg-Wilmersdorf Semtinde Untere Spree olarak
nitelendirilen Spree nehri, aynı adla Berlin'in Spandau Semtinde Havel nehrine akıyor.
Nehir Berlin için büyük bir önem taşımaktadır. 1882'den 1885'e kadar nehir gemi
trafiği için büyük bir onarıma girdi. Son senelerde de Spree nehri onarılıp gemi trafiği için
olumlu bir hale getirildi. Özelikle derinleştirildi ve genişletildi. Böylece Berlin Spree nehri
sayesinde hem turistik hem de ticari anlamında büyük kazanç sağlıyor. Spree nehrinin
Havel'e dökülmesi, Havel nehrinin Elbe nehrine dökülmesi ve Elbe nehrinin Kuzey
Denizi'ne dökülümesi sonucu Berlin'den okyanuslara doğru gemi traffiği sağlanıyor. Nehir üzerinde 1 saatlik ve 4 saatlik
tekne turları var. 1 saatlik olan 14 euro.
GEZMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜM YERLER:
1. Brandenburg Kapısı
2. Pariser Platz
3. Gendarmenmarkt
4. Alexanderplatz (Türkçe:Alexander meydanı)
5. Berlin Duvarı Anma Mekânı (Gedenkstätte Berliner
Mauer)
6.
7.
8.
9.
10.
Topography of Terror
Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı
Checkpoint Charlie (Çarli Kontrol Noktası)
Reichstag (Parlamento Binası)
Charlottenburg Sarayı
11. Kurfürstendamm
12. Unter den Linden ("Ihlamur ağaçlarının altı")
13. Müzeler Adası (Almanca: Museumsinsel):
Pergamonmuseum, Alte Nationalgalerie, Altes
Museum, Neues Museum, Bode Müzesi
14. Humboldt Box
15. Berlin Katedrali (Almanca: Berliner Dom)
BERLİN’İ GEZEN VATANDAŞIN ÖNERİLERİ
Gitmek isteyenler için 'berlin guide: nereye gidilir, ne yapılır, hangi çakallıkları yapmalıyım?' adlı eşsiz yapıtım. buyrunuz
1. buralara gitmezseniz berline gittim diye ortalıkta dolaşmayın, kalbinizi kırarlar:
-pergamon müzesi. içerdiği babil kalıntılarından dolayı dünyanın sekizinci harikası sayılan, biz türklerin 'ulan adamlar
ne çalmış be' diye cıkcıklayarak dolaştığı, yine de hayranlığımızı gizleyemediğimiz müze. babil, bergama(yani pergamon)
şehirlerini görebilirsiniz. şehirlerini evet. zira adamlar kapıları, duvar yazıtlarını, tapınakları parça parça götürüp orda
birleştirmişler, siz de koskocaman tapınağın içinde falan dolaşıyorsunuz. hatta o zamanki osmanlı yönetiminin 'nerden
çıktı bu çanak çömlek amaaaan alın sizin olsun' şeklindeki mallığı da dahil olmak üzere almanyaya getirilme sürecini de
dinleyebiliyorsunuz. hitit, asur ve perslere ait kalıntıları da içeriyor. gitmezseniz pişman olursunuz.
-east side gallery. berlin duvarının bir kısmını yıkıp bir kısmını anıt olarak bırakmışlar, şehrin orasında burasında
karşınıza yarı yıkılmış duvar parçaları çıkabilir. east side gallery üzerine resimler yapılmış olan duvar/anıt kısmı. gallery
dedim diye kapalı bir yer hayal etmeyin, açık alanda duvar boyu resimlere bakarak dolaşıyorsunuz. yapılan eserler ise
bildiğin sanat. çoğunlukla protest anlamlar içeriyor tabi. bu arada berlin graffiti/sokak sanatı konusunda çok gelişmiş bir
şehir, her yerde yazılmış/çizilmiş güzel birşeyler görebilirsiniz.
-topography of terror. burası nazi dönemi, ikinci dünya savaşı ve soğuk savaş dönemiyle ilgili pek çok şey görüp
okuyabileceğiniz bir açık hava müzesi. genel olarak 'lanet olsun faşizme, zaten hitlerin babasını da sevmezdik' ve 'duvar
yapıldığında çok çektik biz çocuğum çok' temaları üzerine yürüyor. nazi döneminin iğrençliğini gözler önüne sermesi bir
yana, hitlerin halka sürekli 'büyük almanya,dünya devi almanya' vaatinde bulunarak, sevmediği herkesi hedef gösterip
düşmanlık yaratarak, geçmişte yapılan hataları sevmediği güruhların sırtına yükleyerek iktidara gelişini ve 12 yıl iktidarda
kalmaya devam edişini anlatıyor. çok tanıdık gelmedi mi? almanya şu an bu deli adamı destekleyip 12 yıl iktidarda
tuttuğuna köpekler gibi pişman. belki bir gün biz de oluruz.
-holocaust museum. burası adı üzerinde soykırım müzesi. ben topography of terrordan hemen sonra burayı da gezme
gafletinde bulundum ve bir gün kendime gelemedim. burayı küfretmeden, isyan etmeden gezemiyorsunuz. ve
anlıyorsunuz ki sadece üç beş adam değil, bütün bir alman halkı suçlu. sadece yahudiler değil muhalifler, gazeteciler,
yazarlar, çingeneler, diğer azınlıklar, eşcinseller, psikiyatrik hastalar, yaşama umudu kalmamış terminal dönem hastalar da
ayrımcılığa, işkenceye uğramış, topluca öldürülmüş. ve bu bir gecede olmamış. gizli saklı olmamış. ırkçılık, ayrımcılık,
yaşama şansı olmayanların öldürülmesi gerektiği gibi düşünceler taa 30ların başından beri dile getiriliyormuş zaten.
eyleme geçmesi ise 1938-1943 arasına yayılan bir süreç boyunca, açık açık gerçekleşmiş. ve halk yahudilerin sokaklardan
toplanıp götürüldüğünü, psikiyatrik hastaların katledildiğini bile bile bu adamı desteklemeye devam etmiş. bazı afişler var
o dönem asılan, mesela birinde şu yazıyor: 'bu adama (burda normal olmadığı belli olan bir hasta resmedilmiş) bakmak
için yılda bilmemkaç bin para harcıyoruz. bu parayı bu adam için vermek istiyor musunuz gerçekten?' birinde de sarı
renkli, üzerinde jude yazan yahudi yıldızının üstünde şunlar yazıyor: 'sizden daha aşağılık bir insanla karşı karşıya
olduğunuzu anlayabilmeniz için yaptık'. kanınız donsa da bu müzeye gidin. yaşayan her insanın bunları görmesi lazım.
-neues museum ve museum naturkunde: bunlara gitmedim ama çok iyi olduğunu duydum. neues mısırdan getirilen
pek çok antik şey, naturkunde de doğayla ilgili bişeyler içeriyormuş. şimdiye kadar yazdıklarım pergamon dışında
ücretsizdi ama bunların bilet parasının kol gibi gireceğini tahmin ediyorum, eğer gidecekseniz berlin pass almanız iyi
olabilir. belli bir para karşılığında müzelere sınırsız girme hakkı veren hede.
- reichstag. burası berlinin arch'ı. eğer diğer avrupa şehirlerine gittiyseniz o şehrin alameti farikası modunda olan pek
çok arch görmüşsünüzdür, bunun olayı baya büyük olması, şehrin turistik merkezinin tam ortasında olması, çevresinde de
meydan ve turistik başka şeylerin bulunması. burda güzel bir gün geçirebilirsiniz, iyi profile picture çıkar, çaprazındaki
tiergarden'e (kocaman bir park) geçer göt yayarak günü tamamlarsınız.
- ikinci el pazarı. belli günler toplanıyor sadece. ucuza pek çok ikinci el eşya ve eve dönünce millete dağıtmak için
souveneir bulabilirsiniz. ben baya iyi durumda bir deri çantayı 10 euroya, deri cüzdanı 3 euroya aldım, diğer bütün
hediyelerimi ve kendime aldığım birkaç parçayı da 15 euroya toparladım. ki baya aldım, en az 10 kişiye hediye
vermişimdir. pazarlık yapın.
2- iki gün yukardakileri gezdiniz, zamanınız var. e hadi buralara da gidin bari gelmişken:
- parlamento binası. burası 1800lerde kralın yaptırdığı kocaman eski bir şato misali bina. üzerinde de 'almanya halkı
için' yazıyor. kral o zamanlar monarşiye yeni geçilmişken milletvekillerinin halkı gerçekten temsil ettiğine inanmıyormuş,
atarlanıp bunu yazdırmış. kendisi atara atar gidere gider kafasında bir abimizmiş anlayacağınız. bu binayı ilginç kılan şey ise
eski binanın aynen korunup içine modern bir cam kubbenin yapılmış olması. meclis bu cam kubbenin altında toplanıyor,
halk da gelip izleyebiliyor. cam kubbenin anlamı 'şeffaflık' vurgusunda bulunmak. eski ve yeninin birbirini mahvetmeden
biraraya getirilmiş olmasının güzel bir örneği, ki bunu şehrin pek çok yerinde görebilirsiniz zaten. bu arada cam kubbenin
tepesine kadar baya bir rampa çıkıyorsunuz ve bu sırada çevrenizde gördüğünüz yapıları size sırasıyla açıklayan bir ses
kaydını dinliyorsunuz. tüm şehre bir özet atıyorsunuz yani, hoş.
- tiergarden. burası şehrin ortasında kocaman bir park, içinde heykeller falan var. fazladan bir gününüz varsa ve gidip
bütün gün yayılmak istiyorsanız olabilir. yürüyerek ya da bisikletle gezebilirsiniz.
- berlin dom. berlinin en büyük katedrali. katedral, büyük, baya süslü, içinde tüm kraliyet ailesinin mezarları var.
tepesine çıkıp şehre kuşbakışı bakabiliyorsunuz.
- berlin kulturforum, ya da berlin filarmoni orkestrasının konser verdiği altın renkli yer. binanın pek bir esprisi yok ama
filarmoni orkestrası konserine gidebilirsiniz. baya ünlü bir orkestra, öylesine gidip ucuz bilet bulma olasılığınız var.
- gay area. nollendorf metro istasyonunda inip mortz strasse boyunca yürüyün. gaylerin çok takıldığı, güzel cafeleribarları olan elit tatlı bir muhit.
3. yerimde duramıyorum ve param götüme batıyor diyenler için:
- televizyon kulesi. şehrin her yerinden görülen kırmızı beyaz uzun kule. tepesine falan çıkılıyor.
-nehir turu. berlin genel kanının aksine içinden geçen kanallarla dolu sulak bir şehir. 11-12 euroya kanal turu
yapabiliyorsunuz, ama açıklama ingilizce ve anons şeklinde, pek bir şey anlaşılmıyor ve kısa sürüyor. illa bir vapur bir su
göreyim ben diyorsanız gidin.
-manhattan area. burası duvar döneminde arada kalıp öyle boş boş beklemiş bir alan, duvar yıkılınca da doğal olarak
patlamış ve gökdelenler, işhanları, avmler falan yapılmış. berlinin maslağı, leventi yani. almanlar bir bok varmış gibi
anlatıyorlar ama gidince 'e aynısı istanbulda da var bunların so what' diyorsunuz. gitmek istiyorsanız metroda
potsdamerplatz yazan yerde inin, orası.
4. alışveriş yapmadan güne başlayamıyorum şekerim diyen kadınlar, kadınlarımız:
metroda wittenbergplatz-kurfürstendamm durakları arasında uzanan caddede pek çok markayı bulabilirsiniz. fiyatlar
ortalama. illa avm istiyorsanız alexanderplatz metro durağında inin, alexa diye bir avm var. başka da avm bilmiyorum. bir
ankara değil nihayetinde.
5. tatile geldik yiyelim hacı diyen dombililer, dombililerimiz:
almanların yemeği sosis. sosisin değişik versiyonlarını yiyip duruyorlar, kafaya takanlar için söylüyorum, hepsi domuz
eti tabi ki. currywurst sosis, patates, köri sosu, baharatlardan oluşan bir versiyonu mesela. şehrin her yerinde currywurst,
hotdog ve başka sosisli hedeler bulabilirsiniz. tadı baya güzeldi bence. berliner denilen bir pastaları var, marmelatlı kek
gibi birşey. berlinde tutunup yayılmış bir döner çeşidi de var: mustafa's gemüse kebab. gemüse sebze demek, kabaca
sebzeli döner diyebiliriz. tadı güzel cidden, ama tek bir büfede satılıyor ve bir saat sıra bekliyorsunuz. mehringdamm
metro durağında inince hemen karşınıza çıkıyor.
6. içmece sıçmaca?
berlinde her yer bar, herkesin elinde bira var. ama türkler dışında kimsenin bir taşkınlık yaptığını görmedim. orda
biraya doyacaksınız. en ünlü olan club panorama diye bir yer, warschauer strasse metro durağında inip baya
yürüyorsunuz. ama clubların önünde bekleyip bekleyip alınmama gibi bir risk var, neye göre almıyorlar hiç bilemiyorum.
20-25 yaşlarında normal kadınlar olan bizi almayıp arkamızdaki böğüren sap ergen grubunu aldılar mesela. acayip.
7. ona küçük çakallıklar yapın:
bir günlük-haftalık-aylık ulaşım ticketları var. onlardan alın, metroyu çok kullanacaksınız, kontrole takılır göte gelirsiniz.
hostel seçerken metro durağına yakın olması yeterli. check-in hostelde kaldık biz, memnun kaldım öneririm. az para
harcamak istiyorsanız yemek yapın, ama bunu yapmak için meyve-sebze satan migros tarzı bir yere gitmeniz lazım ki
bunlar da az. edeka diye bir market bulabildik biz sadece, alexa avmsinde var. ıvır zıvırı rossmanndan alın. aç kalırsanız 4
euroya arap yemeği, currywurst yiyin tok tutar.
berlinin havası boktandır, çoğunlukla soğuk, kapalı ve yağmurludur. baharda bile 10-15 derece oluyor ancak. yanınıza
mutlaka kapşonlu bir mont ve yağmura dayanıklı botlar alın. hep onları giyeceksiniz. gece çıkarken giyerim diye hiiiiiiiç
kısacık etekler topuklular almayın kızlar. hem yağmurda yerlerde yuvarlanırsınız, hem de almanlar aşırı sade giyiniyor
onların yanında paçoz gibi kalırsınız. gece dışarı falan tayt ve bot/düz ayakkabıyla çıkıyorlar, cidden. gün içinde yanınızda
güneş gözlüğü ve şemsiye taşıyın. bir güneş açıyor, beş dakika sonra sağanak bastırıp ağzına sıçıyor çünkü. şemsiye önemli,
biz bir haftada üç şemsiye parçaladık rüzgardan.
edit: en iyi avmsi kadewe adında bir yerdir, kurfürstendamm durağında. 6-7 katlı, girişinde 10dan fazla dilde
hazırlanmış avm haritası bulabileceğiniz lüks bir yerdir. thanks to struga.
Berlin şehrinde ulaşım
Araba : Berlin bir 'sürücü şehridir'. Yolların birçoğunun yan taraflarında ek olarak dikkat edilmesi gereken kırmızı tuğlalı
bisiklet parkurları mevcuttur. Şehir merkezinde hız sınırı 50 km/s'tir. Otoparklar ve cadde üzerindeki sayaçlı park yerleri
(sadece madeni para kabul eder) de vardır ama bulması zordur. Kendi arabanızla geliyorsanız şehrin belirli bölgelerine
girebilmek için 'Umweltplakette' (egzoz sertifikası) düzenlemeniz gerekebilir.
Taksi - www.taxi-berlin.de : Resmi taksiler krem rengidir, çatlarında siyah ve sarı işaret vardır ve kentin her yerinde
bulabilirsiniz. Sokaktan taksi çevirebilir, taksi duraklarından da taksiye binebilirsiniz. Taksi fiyatları makuldür ve kilometre
başına artmaktadır. Kredi kartı olanaklarının sınırlı olabileceğinden nakit ile ödeme yapmanız tavsiye edilir. Taksiler sıkı bir
denetim altındadır ondan gereğinden fazla para ödeme ihtimaliniz çok düşüktür. İyi servis karşılığında %5-%10 arası bahşiş
bırakılabilir.
Tavsiye edilen restoranlar (Konakladığınız yere yakın restoranlar fiyat aralığına göre)
Uygun Fiyatlılar
Buddha Republic (Hint): Konaklama biriminizden 0,9 km uzaklıkta, Knesebeckstrasse 88, 10623 Berlin, 0049
3031164204, Pts Kapalı, Sal – Paz
17:00 - 00:00
Bier's Kudamm 195 (Alman): Konaklama biriminizden 1,1 km uzaklıkta, Kurfürstendamm 795, 10707 Berlin, 0049
308818942, Pts – Cts 11:00 - 05:00, Paz 12:00 - 05:00
Habibi (Türk): Konaklama biriminizden 1,5 km uzaklıkta, Goltzstrasse 24, 10781 Berlin, 0049 302153332, Paz – Per
11:00 - 03:00, Cum – Cts 11:00 - 17:00
Berkis (Yunan): Konaklama biriminizden 1,5 km uzaklıkta, Winterfeldtstrasse 45, 10781 Berlin, 0049 3077900402, Pts –
Cts 11:30 - 00:00, Paz 13:00 - 00:00
Shayan (Orta Doğu): Konaklama biriminizden 1,7 km uzaklıkta, Goltzstrasse 23, 10781 Berlin, 0049 302151547, 11:30 00:00
Ixthys (Kore): Konaklama biriminizden 1,7 km uzaklıkta, Pallasstrasse 21, 10781 Berlin, 0049 3081474769, Pts – Cts
12:00 - 00:00, Paz Kapalı
Karun Bistro (Orta Doğu): Konaklama biriminizden 1,8 km uzaklıkta, Pestalozzistrasse 26, 10627 Berlin, 0049
3031519715, 11:00 - 22:00
Taverna Phaestos (Yunan): Konaklama biriminizden 2,2 km uzaklıkta, Jagowstrasse 16, 10555 Berlin, 0049 303936915,
17:30 - 23:00
Cafe Bilderbuch (Kafe): Konaklama biriminizden 2,3 km uzaklıkta, Akazienstrasse 28, 10823 Berlin, 0049 3078706057,
Pts – Cts 09:00 - 00:00, Paz 10:00 - 00:00
Saigon Imbiss (Vietnam): Konaklama biriminizden 2,3 km uzaklıkta, Richard-Wagner-Strasse 37, 10585 Berlin, 0049
3036417331, Pts Kapalı, Sal – Paz 11:00 - 23:00
Bogazici (Türk): Konaklama biriminizden 2,6 km uzaklıkta, Turmstrasse 47a, 10551 Berlin, 0049 303962785, 19:00 02:30
Hoan Kiem (Vietnam): Konaklama biriminizden 2,7 km uzaklıkta, Jonasstrasse 4, 10551 Berlin, 0049 303963632, 11:00
- 22:30
Dasomi (Kore): Konaklama biriminizden 3,1 km uzaklıkta, Knobelsdorffstrasse 27, 14059 Berlin, 0049 3067960520 Pts
Kapalı, Sal – Cts 12:00 - 23:00, Paz 12:00 - 22:00
Orta Derece
Sachs Berlin (Alman): Konaklama biriminizden 0,8 km uzaklıkta, Knesebeckstrasse 29, 10623 Berlin, 0049 3088910825,
Pts Kapalı, Sal – Cts 12:00 - 00:00, Paz 10:00 - 00:00
Mar Y Sol (İspanyol): Konaklama biriminizden 0,9 km uzaklıkta, Savignyplatz 5, 10623 Berlin, 0049 303132593, Paz –
Per 11:30 - 00:00, Cum – Cts 11:30 - 01:00
Petroccelli (İtalyan): Konaklama biriminizden 0,9 km uzaklıkta, Savignyplatz Ecke Grollmannstrasse, 10623 Berlin, 0049
3075442944, 10:00 - 00:00
Sissi (Avusturya): Konaklama biriminizden 1,1 km uzaklıkta, Motzstrasse 34, 10777 Berlin, 0049 3021018101, 12:00 22:30
Zsa Zsa Burger (Amerikan): Konaklama biriminizden 1,1 km uzaklıkta, Motzstrasse 28, 10777 Berlin, 0049 3021913470,
17:00 - 00:00
Mr Hai (Japon): Konaklama biriminizden 1,3 km uzaklıkta, Olivaer Platz 9, 10707 Berlin, 0049 3088628136, 12:00 00:00
The Lir (İrlanda): Konaklama biriminizden 2,0 km uzaklıkta, Flensburgerstrasse 7, 10557 Berlin, 0049 303928502, 17:00
- 02:00
La Cocotte (Fransız): Konaklama biriminizden 2,1 km uzaklıkta, Vorbergstrasse 10, 10823 Berlin, 0049 3078957658,
18:00 - 01:00
Extrablatt (İtalyan): Konaklama biriminizden 2,1 km uzaklıkta, Wilmersdorferstrasse 46, 10627 Berlin, 0049
3033778339, Paz 10:00 - 18:00, Pts – Per 09:00 - 23:00, Cum – Cts 09:00 - 00:00
Maultaschen Manufaktur (Alman): Konaklama biriminizden 2,2 km uzaklıkta, Lützowstrasse 22, 10785 Berlin, 0049
17663846563, Pts – Cum 12:00 - 23:30, Cts 16:00 - 23:30, Paz Kapalı
To Beef Or Not To Beef (İtalyan): Konaklama biriminizden 2,4 km uzaklıkta, Akazienstrasse 3, 10823 Berlin, 0049
3054599047, 18:00 - 00:00
Tizian Lounge (Amerikan): Konaklama biriminizden 2,6 km uzaklıkta, Marlene-Dietrich-Platz 2, 10785 Berlin, 0049
3025531527, 08:00 - 22:00
Lei e Lui (Akdeniz): Konaklama biriminizden 2,9 km uzaklıkta, Wilsnacker strasse 61, 10559 Berlin, 0049 3030208890,
17:00 - 00:00
Pahalılar
Die Quadriga (Alman): Konaklama biriminizden 0,3 km uzaklıkta, Eislebenerstrasse 14, 10789 Berlin, 0049 3020213300,
18:00 - 23:00
1900 Cafe Bistro (Fransız), Brunello (İtalyan), Grosz (Alman), Restaurant Lochner (Uluslararası ), Renger Patzch (Alman),
Genki Sushi (Japon), Vox (Uluslararası), Facil (Gurme), Restaurant Le Piaf (Fransız), Paris Moskau (Fransız), Tucher am Tor
(Alman), Käfer (Uluslararası)
Şehir ipuçları (Yerel Berlin ekibimizden en bilinmeyen ipuçları)
Zollpackhof Bira Bahçesi : Berlin Merkez İstasyonu'nda treniniz
gelmeden öldürecek vaktiniz varsa, Spree Nehri kenarında yürüyüş
yapıp Zollpackhof restoranı ve bira bahçesini ziyaret edebilirsiniz.
Bu mekanda Alman, Avusturya ve Akdeniz yemekleri tadabilir,
uluslararası şarapların ve fıçı bira çeşitlerinin keyfini
çıkarabilirsiniz.
Winterfeldtmarkt: Gurme yemek sever misiniz?
Winterfeldtmarkt çarşamba ve cumartesi günleri gidilecek
mekandır. Bu pazar yerinde taze balık, et, peynir, sebze ve meyve
dahil yöreden çok sayıda rengarenk ürün bulabilirsiniz. Taze
hazırlanmış kekler, makarna, sokak yemekleri ve atıştırmalıkların
da tadını çıkarabilirsiniz.
Hot Rod Şehir Turu: Hot Rod Şehir Turu Berlin'i keşfetmenin
en komik yollarından biridir. Arada espriler patlatan tur rehberleri
diğer şirketlerin rehberleriyle karşılaştırıldığında çok hevesli ve
gerçekten hayattan keyif alıyor gibidir. Hot Rod, şimdiye kadar
katıldığım en iyi gezi turlarından biridir.
Berlin Unterwelten : Şehir altındaki tünel ve sığınak labirentini
gezmeden ayrılmayın. Berlin'in geri kalanını modernleştiren şehir
planlamacıları tünellere dokunmamıştır. Berliner Unterwelten
turları size şehrin tarihini farklı bir açıdan sunmaktadır. Palto
getirmeyi unutmayın – tüneller çok soğuk!
Faydalı bilgiler
Para birimi: EUR Avro (1 euro 3,2 TRY)
Ülke kodu: +49
Voltaj: 230 V
Elektrik prizi: F Tipi Priz
Almanca'nız yoksa sorun değil! Berlin'de özellikle gençler arasında İngilizce konuşuluyor. Üstelik mükemmel
konuşmalarına rağmen İngilizceleri kötü olduğu için özür diliyorlar.
Flowers and wine are good presents to offer in any visit to a German hous, but be careful: avoid bringing German
wine, as they may think you're questioning their ability to choose a good wine! (Çiçek ve şarap bir Alman hous herhangi
bir ziyaret olarak sunuyoruz, ama dikkatli olmak iyi hediyeler : onlar iyi bir şarap seçmek için yeteneklerini sorgulamaya
düşünüyorum olabilir , Alman şarap getiren kaçının!)
SEMTLERE GÖRE KEŞFET
Berlin Şehir Merkezi:
Berlin maceranıza şehrin tarihi merkezinde başlayın. Meşhur Berlin Katedrali'nin ve Brandenburg Kapısı'nın yanı sıra
kentin tarihini öğrenebileceğiniz interaktif DDR Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz. Hackescher Pazarı'nda harika şeyler
bulabilir, cadde üzeri alışveriş için Kurfürstendamm'ı keşfedebilirsiniz. Alexanderplatz ise popüler Noel Pazarı'na ev
sahipliği yapmaktadır.
Potsdamer Platz: Bu kompleks duyularınızı şımartmak için ideal bir noktadır. Berlin Duvarı'nın kalıntılarından inşa
edilen bu bölge 'Yeni Berlin'in kültürel merkezi olmasıyla meşhurdur. Sony Centre'ın ışıklandırılmış tavanını görmek için
yukarıya bakabilir, Berlinale Palast'te yüksek kültür deneyimi yaşayabilir veya dünya standartındaki kafe ve restoranlardan
birinde karnınızı doyurabilirsiniz. Konaklama biriminizden 2,9 km uzaklıkta, Potsdamer Platz, 10785 Berlin, Her gün açıktır.
Holokost Anıtı, Çarli Kontrol Noktası, Müze Adası, Brandenburg Kapısı
Charlottenburg
Bu sanatkar bölgesi kent zenginlerinin mekanıdır. Pastoral duygunun hakim olduğu bu Charlottenburg Sarayı'nın
bulunduğu alan, zengin bir hazineye ev sahipliği yapar. Kaiser-Wilhelm Anıtsal Kilisesi öğleden sonranızı geçirmek için
unutulmaz bir noktadır. Ardından kıta Avrupa’sının en büyük mağazası KaDeWe’de azıcık alışveriş yapabilirsiniz.
Charlottenburg Sarayı, KaDeWe
Friedrichshain
Genç atmosferiyle meşhur Friedrichshain, aşıklar ve kalbi yaşlanmayanların uğrak yeridir. Boxhagener Platz'ın yemek
mekanlarında muhabbet ve kahveye doyum olmaz. Merkezinde butikler ve barlar mevcuttur, Revaler Strasse'de gece
kulüplerinin ritmine kapılıp sabaha kadar eğlenebilirsiniz. Meşhur Doğu Yakası Galerisi, Berlin Duvarı'nın duvar resimleri ile
dolu bir kısmıdır.
Doğu Yakası Galerisi (East Side Gallery)
Kreuzberg
Viktoriapark'ta çiftler şelale yanında el ele romantik anlar geçirebilir. Deneysel Gleisdreieck Park ise eskiden tarafsız bölge
olan bir alanın biraz hayal gücüyle birleşimidir. Graefekiez'in keyifli kent manzaraları eşliğinde gezebilir, akşamları güneşi
Oberbaum Köprüsü üzerinden batırabilirsiniz. Sonra da Schlesische Strasse'nin gece hayatına akıp gidebilirsiniz...
Berlin Yahudi Müzesi
Mitte (Şehir merkezi)
Huzurlu yerleşim bölgesi Moabit yakınında Tiergarten’ın bereketli ormanını ve ağaçlık alanını bulabilirsiniz. Berlin
Philharmonic ve Yeni Ulusal Galeri buranın kültür seviyesini yükseltirken Wedding, Berlinli öğrencilerle genç
profesyoneller için uygun fiyatlı barınma imkanları sunmaktadır. Geç saatlerde ziyaret edilebilecek barlar ve gece kulüpleri
de yer alır.
Kulturforum: Bir gün oyun, başka bir gün müzikal... Kulturforum her gün eğlencelidir. Zengin kültürel fırsatlar sunan bu
kompleks birçok binadan oluşmaktadır. Yeni Ulusal Galeri'nin şahane heykel bahçelerinde gezebilir, Berlin
Philharmonic'teki müzik cennetinde keyifli vakit geçirebilirsiniz. Kulturforum her yıl onlarca etkinliğe ev sahipliği
yapmaktadır. Konaklama biriminizden 2,3 km uzaklıkta, Matthäikirchplatz, 10785 Berlin, Pts Kapalı, Sal – Çar - Cum 10:00
- 18:00, Per 10:00 - 20:00, Cts – Paz 11:00 - 18:00
Tiergarten
Potsdamer Platz'ın çarşısı ve yemek mekanları hayata geçmeden önce, Tiergarten Park sabah rüzgarında dans eden
yapraklara ev sahipliği yapar. Berlin Orkestrası'nın sesi Kulturform Complex’in bir ucundan diğerine dalgalanır. Bellevue
Sarayı akşam ışıklarında daha da parlaktır. Saray ise Berlin Hayvanat Bahçesi'nin noktürnal hayvanları gibi geceleri daha
hareketlidir.
Reichstag
Neukölln
Neukölln heyecanlı ve modern bir bölgedir. Bölgenin şık sakinleri şehir içi sanat galerileri ve yeraltı barlar arasında gidip
gelir. Berlin'deki yaratıcılığın kalbi olduğuna şaşmamalı. Weser Strasse'deki kafe ve restoranlardan egzotik kokuların tadını
çıkarabilirsiniz. Bu bölgenin caddeleri Yeni Berlin'in sembolü olan çok kültürlülükle dolup taşmaktadır.
Prenzlauer Berg
Prenzlauer Berg'in parkları çocuklu ailelerin uğrak yeridir. Rahat kafeler bölgeye samimi bir ev hissi verir.
Kastanienallee'nin ilginç butiklerinde harika fırsatlar bulabilir, Kollwitzplatz'ta kestane ağaçları altında soğuk bir biranın
tadını çıkarabilirsiniz. Pazar günleri Mauerpark'ı açık hava karaokenin sesi ve bit pazarı ziyaretçileri doldurmaktadır.
Schöneberg
Çeşitlilik, Batı Berlin'deki bohem havaya sahip Schöneberg'in can damarıdır. Kullanılmayan Tempelhof Havaalanı'nda
barbeküler ve konserler düzenlenir, Nollendorfplatz'ın erkekleri ise gururla gökkuşağı bayraklarını sallarlar. Rathaus
Schöneberg'in tarihi belediye binasındaki özgürlük çanı da sesiyle bölgeye özgünlük katar.

Benzer belgeler

Viyana Rehberi

Viyana Rehberi ve belli noktalarının zırhlı süvari alayı "gens d'arms" tarafından kullanılmasının ardından, Gendarmenmarkt ismi ortaya çıkmıştır. 1777'den sonra yer Georg Christian Unger'in planlarına göre tamame...

Detaylı