Dr Ali KILIÇ, CRSK,(NELSON MANDELA NIN

Transkript

Dr Ali KILIÇ, CRSK,(NELSON MANDELA NIN
KÜRDİSTAN BİLİMSEL ARAŞTIRMA MERKEZİ-CRSK
Association de Loi 1901 RDA N°W212005346, 4 Rue de Saverne, 21000 DIJON France
Dr Ali KILIÇ
Paris 15 Aralık 2013
NELSON MANDELA’NIN KAHRAMANCA DİRENİŞİ ÜSTÜNE
Proletarianın yenilmez savaşçısı Dersimli SIRRI ÖZTÜRK’e adanmıştır.
« Nelson Mandela’nın ölümü bizi sonsuz acılara boğdu tıpkı 11 şubat 1990 da
kanıtladığımız yaşadığımız Nelson özgürlüğünün sevinci gibi. O gün dünya
Tv ekranlarının önünde biz milyonlardık ve yeni bir dünyayı yaşıyorduk hep
birden. Resimde gördüğünüz bu gülüş ve havaya sıkılmış yumruk yeni bir
dünyanın bulunuşu güzelin ve iyinin yeni bir dünyanın filizlenişiydi.
Özgürlükten onurlu ve mutluydu Mandela Robben İsland adasında sonra
Pollsmor’da 27 yılını vermişti. Nelson bize,özgürlük ve eşitlik için savaşımın
devam ettiğini duyuyordu. Güney Afrika halkına bunca acı ızdırap çektiren halk
düşmanları aynı biçimde, onun halkını tutsak kılarak halka acılar çektiriyorlardı.
Mandela’nın bütün yaşamı,cesaret,irade, ortak siyasal bir akıldı” diye yazıyordu,
l’Humanité direktörü, FKP Avrupa Parlementosu milletvekili yoldaş Patrick le
Hyarik.(..). Bütün Afrika kıtasının,Güney Afrika halklarının ve yakınlarının
yoldaşlarının sonsuz acılarını paylaşıyoruz. Nelson Mandela 1962 kasım ayında
Pretoria davasında yaptığı siyasal savunmasında “ öyle sanıyorum ki Güney
Afrika halkına karşı ve halkıma karşı görevimi yerine getiriyorum. Gelecek beni
beraat edecektir.” Bu bize Fidel Castro’nun yaptığı tarihsel savunmasını
1
çağrıştırıyor. Bu açıdan Nelson Mandela çağımızın özgürlük mücadelesinin
sembolüdür.
1960 Afrika Ulusal Kongresi (CNA) yasaklanınca,devrimci hareketler silahlı
mücadele kararını aldılar.Gerilla mücadelesinin taktiğini inceleyen Afrika daki
ilk kuramcı Mandela’
dır.Hemen yeraltı faaliyetlerine başladı, Afrika Ulusal Kongresi (CNA) ve
Ymkhonto We Sizwe (Ulusun Lansı) örgütünün askeri komutanı oldu.
Tutuklanmalardan sonra 1963 de Güney Afrika haftalık gazetesi Nelson
Mandela ve yoldaşlarının özgürlüğü için üç ayda 55.000 kişilik imzayla
kampanyayı açtı. Bu Nelson Mandela ve diğer siyasal tutukluların serbest
bırakılması kampanyasını amaçlıyordu.
Sonra, yoldaşım Georges Marchais, Fransız Kommünist Partisi
Genel
Sekreterinin , FKP MK, Nelson Mandela huzurunda yaptığı konuşmada dile
getirdiği gibi” biz,partimiz, Kommünist Gençlik Hareketimiz, Merkez Komitesi
Nezdindeki İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Savunma Komitemiz, aralıksız
ve kesintisiz olarak çabalarımızı yoğunlaştırdık, gerçekleştirdiğimiz
insiyatiflerle ülkemizin içinde bulunduğu sakatlıkları aştık. Böylece 1985’ den
itibaren, onlarca yazar,sanatçı, değişik boyutlardan tanınmış kişiler,üniversite
öğretim üyeleri, sendikacılar, hatta kilise adamları,insiyatifimize katıldılar. Parti
Merkez yayın Hümanite her hafta gelen mektupları yayınladı,Partimizin basını
seferber oldu, kamu oyu Apartheid suçlarını üstüne aydınlatıldı. Fransa ile
Güney Afrika ilişkilerde Nelson Mandela nın verdiği mücadele örnek bir
mücadeleydi.
Partimizin
milletvekilleri.
Senatörleri
yöneticileri,
dayanışma
mücadelesini daha da egnişletmek,yayagın kılmak için bütün olanakları
kullandılar. Nelson Mandela nın adını verdiğimiz, Okulları,köprüleri.Kültür
Merkezlerininin sayısını yönetiminde bulunduğumuz birimleri sayamıyoruz.
2
Partimizin Millet vekilleri ve Sebatörleri yasa önerileri sundular hükümetin bu
yasa önergelerinin tartşşılmasını ,oylanmasını ve kabul edilmesini sağladılar.
Bu faaliyetler daha sonra 1973 yılında BM tarafından kabul
edilen
Apartheid,ırk ayırımcılığını ortadan kaldırma sözleşmesini, Fransanın
imzalaması ve yürürlüğe koyması ve uygulanmasını haya geçirdik. Avrupa
Parlementosundaki partimiz milletvekilleri Apartheid’e karşı 60 yakın insiyatifi
geliçtirdiler, ANC nin ziyareti sonunda Apatheid resmen mahkum edildi, Güney
Afrika ırkçı rejimi mahkum edildi.
Georges Marchais, Nelson Mandela huzuruna Parti Merkez Komitesinde
yapıtığı konuşma da “ izin veriniz özellikle partimizin Kommüniste Gençlik
Hareketinin Güney Afrika ırkçı rejimine karşı verdiği mücadeleye deüineyim.
Kommünist Gençlik hareketi, liselilerden tutun da üniversite öğrencilerine
kadar, üniversitelerde ve bütün kenlerin mahalelerinde Apartheid e karşı geniş
bir kitle mücadelesini verdi. Saysız insiyatifler koydu. Bu mücadeleleriyle
kommünist gençler yeni bir Mandela kuşağını oluşturdu, tıpki “Vietnam
kuşağını” oluşturduğumuz gibi.
Partimiz miltanlarına gelince, Fransa’daki Afrika Ulusal Kongresi
temsilcisi öldürülmesini çok yadsığımız
yoldaş Dulcie September
toplantılarımıza sürekli olarak katılıyordu ve size 1989 da Nobel Barış
ödülünün verilmesi için başlatılan kampanyaya sonsuz başarılar sağladı. O,
Partimiz l’Humanité bayramıyla bir kampanya başlatıldı ve sekiz ay sürdü. Bu
sekiz aylık surede 1.500 şasiyet bu iisiyatif’de yer aldı. Yüzbinlerce halktan
kişiler kampanyada yer aldı”
Mandela için bu mücadele verildiği dönemde, FKP MK nezdinde Parti
Genel Sekreteri, Kommünist Milletvekili yoldaş Geroges Marchais’ nin
yönetimindei İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri savunma Komitesi benim
önerim üzerine, 1985 Mayısında Dr İsmail Beşikçi ve Avukat Mümtaz Kotan
ve tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması için kampanya başlatıldı. Bu
kampanyanon sorumluluğunu Parti MK ,Yonne Federasyonu Sekreterliğine ve
yoldaş Bernadette Boutet ile Jean Louis Bernard’a verdi.
Bu mücadelerden sonra, bugün Mandela ‘nın cenazesine dün onu
yoldaşlarını, örgütü Güney Afrika Kongresini terrorist örgütler listesine
koyanlar başkan Obama hariç üç ABD devlet başkanları, C Carter. Bill Clinton
ve W.G Bush timsah göz yaşlarını döküyorlar. 1994de devlet başkanı olan
Mandela 1997’de Kadafi nin daveti üzerine Libya’yı ziyaret etti. Başkam
Mandela ise Başkan M Kadafi’ yi 1999 da Güney Afrika’ya davet etti. Başkan
Mandela bu daveti tehdit eden emperyalist yöneticilere aynen “ hiç bir ülke
kendisini dünyanın polisi olarak göremez, hiç bir devlet başka bir devlete , o
devletin ne yapacağını asla dikte edemez. Dün dostlarımızın düşmanı olanlar,
bugün, bugün karderşim Kadafi’yi ziyaret etme demeye getiriyorlar. Onlar
3
bizim Libya’ya sırtımızı dönmemizi istiyorlar. Oysa Libya Dekokrasiyi
kazanmamız için bize yardım etti.”
ABD Başkanı Barack Obama, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde Nelson
Mandela için yapılan anma törenine katıldı.
Brezilya Devlet Başkanı Dilma Roussef’in yanında başkan Castro ile
Başkan Obama’nın ele sıkışmaları tarihi bir önem taşır. Mandela’nın anısı
Obama’yı etkilediği kuşkusuzdur. Bütün hatalara rağmen gelecek halkları
zaferi ile çiçeklenecektir.
Namibiya, Angola topraklarına giren Güney Afrika ırkçı ordusunu yenen
Kübalı internasyonalist savaşçılar, Afrika Ulusal Kurtuluş tarihinde ve Güney
Afrika halkın işgalci ırkçı beyaz sömürgecilerden kurtuluşunun ilk adımıydı.
Başkan Nelson Mandela ile Başkan Fidel Castro bu karşılaşması iki halk
arasında ve dünya halkları arasında dayanışmanın simgesidir. Cüba da Nelson
Mandela nın ölümü, onun ilk seyahatini yaptığı ülke olarak Cüba da onun
4
yokoluşunun “derin bir acı” yarattığı tartışılmazdır. Nelson Mandela Fidel
Castro’ya
apartheid
rejimine karşı, Güney Afrika halkının kurtuluş
mücadelesine verdiği internasyonalist askeri destekten ötürü dostu Küba
Devriminin tarihsel lideri Fidel Castro ‘ya teşekkür etmek için gelmişti. Bu anı
adına Cüba Devlet Başkanı yoldaş Raul Castro üç günlük yas ilan etti bu “derin
acı için” Güney Afrika halkına içten duyguları ile başsağlığı diledi.
2006 yılında sağlık nedenleriyle 87 yaşında devlet başkanlığından çekilen Fidel
Castro, Temmuz 2010 yılında Nelson Mandela’nın 92 doğum yıldönemi
nedeniyle « seçkin dostu » Mandela ‘ya gönderdiği mesajda onu « özgürlük
sembolü,adalet ve insanlık onurunu » temsil ettiğini dile getirmişti.
Nelson Mandela ile Fidel Castro arasındai ilişkiler 1970 yılının başlarına kadar
uzanır. Güney Afrika lideri tutuklanmıştı. Cuba, onu Partisi Afrika Ulussal
Kongresini desstekliyordu.
1975 yılı büyük dönüşüm yılıdır. Cuba’nın başlattığı askeri destan 15 yıl sürdü.
15.000 km lik kıyıları boyunca Cuba askeri güçleri Güney Afrika güçlü
ordusuyla doğrudan doğruya savaşıyordu.
5
1988 yılının başında aylarca ciddi savaşlar sürdü. Cuba Ordusu Cuito
Cuanavale da Güney Afrika ordusunu yenilgiye uğrattı. Bu yenilgi Apartheid
rejiminin sonunu getirdi. « Irkçı ordunun Cuito Cuanavale aldığı korkuç
yenilgi bütün Afrika için bir zaferdi. »1 diyordu Nelson Mandela Havana’da
Matanzas ‘da temmuz 1991 de düzenlenen büyük gösteride.
Cuba Kommunist Partisi Genel Sekreteri, Cuba Hükumeti ve Devlet Konseyi
Başkanı, Sosyalist Cuba Cumhuriyeti Başkanı ve Kumandanı yoldaş Fidel
Castro,
Kıtamızı kurtarmak içim bunca direnişi veren İnternationalist Cuba lılar,
Cuba Halkı, Yoldaşlar, dostlar
Bugün burada olmak büyük bir onur,derin bir sevinçtir,özellikle Cuba halkının
devrimci tarihinde bu büyük gününde. Bugün Cuba, Moncada nın alınışının
otuz sekizinci yıldönümünü kutluyor. Moncada üzerine yürümeden, Granma
kuşatması, Sierra Maestra mücadelesi, 1 ocak 1959 olağanüstü zaferi asla
mümkün olmayacaktı.
İşte devrimci Cuba, İnternasyonalist Cuba, Afrika halklarının kurtuluşu için
bunca savaşı veren ülke.
Uzun süreden beri ülkenizi ziyaret etmeyi düşledik,Cuba devrimi için sonsuz
duygularımızı ,Afrika da Cuba nın oynadığı rolü,Austral Afrika de dünyadaki
büyük yerini dile getirmek için.
1
Nelson Mandela’ nın 26 Temmuz 1991 deki tarihsel nutku.
6
Cuba Halkı Afrika halklarının yüreğinde özel bir yer işgal eder. Zira Cubalı
İnternasyonalistler Afrika da bağımsızlık, özgürlük ve adalet mücadelesine
aralıksız ilkesel katkılarda bulundular.
Daha Cuba devriminin ilk günlerinde ,Cuba devrimnin kendisi özgürlük için
savaşan halklar için bir ilham kaynağını oluşturuyordu. Biz Cuba halkının
Çirkin Emperyalist saldırganlığın Küba devriminin gerçekleştirdiği olağanüstü
kazanımlarını ortadan kaldırma girişimlerine
halkınızın özgürlük ve
bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü korumak için verdiği bütün özverilere ve
fedakarlıklara hayranız.
Biz de kendi ülkemizde, kendi kaderimizi kontrol etmek istiyoruz. Biz
kesin olarak inanıyoruz ki, Güney Afrika halkı, kendi geleceğini inşa edecek,
apartheid’ten kurtuluşundan sonra, tam demokratik haklarını almak için,
mücadeleye devam edecektir. Biz, aparthei’in ortadan kalkışından sonra , halkçı
katılımın kesilmesini istemiyoruz. Çünkü biz kurtuluşun yolunu açmak
istiyoruz ve hergün daha derin demokrasinin yerleşimini istiyoruz.
Biz Cuba Devrimin sosyal korunma alanındaki kazanımlarına hayranlık
duyuyoruz. Ülkenizin,evrensel planda okuma yazma sorununu
dönüşüm
yapmasına büyük değer atfediyoruz. Biz ülkenizin , bilim ve eğitim ve sağlık
alanında yaptığı ilerlemeyi biliyoruz.
Sizin tecrübenizden öğrendiğimiz pek çok şey var.Özellilikle Afrika
halkları ve Afrika kıtasıyla tarihsel bağınızdan ötürü onur duyuyor ve son derece
olumlu ve onurlu buluyoruz.
Sizin ırkçılığı sistematik
olarak ortadan kaldırılmasına ilişkin
adanmışlığınız bizim için ,mukayese edilemez.
Bize verdiğiniz en önemli ders ne olursa olsun mücadelede karşılaşılan
güclüklerin önemi ne olursa olsun, davayı terketme bizim için asla
düşünülemez. Özgürlükle et ölüm arasında seçim sözkonusudur.
Bugün ülkenizin sayısız güçlükler yaşadığını biliyorum,ama biz direnen
Cuba halkına güveniyoruz, bu zorlukları aşacaktır,çünkü Cuba halkı başka
halklara güçlükleri yenmek,üstünden gelmek için yardım etti.
Biz bugünkü devrimci zihniyetin uzun yıllardan beri, özgür Cuba için
direnen ilk sayısız savaşçılarının zihniyetinden doğmuş olduğunu biliyoruz ve
bu özgürlük aynı zamanda emperyalist boyunduruk altına acı çeken halkların
özgürlüğüdür.
7
Biz aynı zamanda José Marti’nin yaşamla ödenmiş mücadelesinden de
ilham alıyoruz. José Marti, sadece Cubalı ve Latin Amerikalı bir kahraman
değil, o aynı zamanda özgürlük için savaşan bütün halkların onuru ve
özgürlüğüdür.
Biz aynı şekilde yüce Che Guevara ile onur duyuyoruz,onun devrimci
dehası sadece sizin kıtanıza özgün değildir,aynı zamanda bizim kıtamız içindir.
Che nin yaşamı kendisini özgürlüğe adamış bütün insanların ilham kaynağıdır.
Biz Che’nin anısını her zaman anıyoruz.
Biz buraya büyük bir heyecanla geldik. Biz buraya Cuba halkına karşı
olan büyük insanlık borcumuzu ödeme duygusuyla geldik. Afrika ile olan
ilişkilerinde kendisini kanıtlıyan Cuba’dan başka bu kadar aşırı iyimserliği
önceden gören başka bir ülke olabilir mi?
Dünyada kaç ülke Cubalı eğitimcilerden ya sağlık emekçilerinden
yararlanıyor? Onların arasında kaçı Afrika’da bulunuyor?
Cuba’ya yardım etmek isteyen ya da
hangisidir?
ona yardımı rededen ülke
Emperyalizmin tehditi altında yaşayan kaç ülke var y a da kaç ülke
ulusal kurtuluş imücadelesinde Cuba’nın desteğine güvenebilir?
Cubalı internasyonalist güçlerin Angola halkına sunduğu yoğun destekten
ilk defa bahsedildiğinde hapiste idim. 1975 de Angolalıların maruz kaldığı,
Güney Afrika askeri birliklerinin CİA tarafından finance edilen FNLA ve
8
UNİTA nın paralı askerleri,Zaire askeri birliklerinin koordineli saldırısına
Cubalı internasyonalist güçlerin bu kadar yoğun ve büyük yardıma inanmak
oldukça güçtü.
Afrika’da biz toprak bütünlüğümüzü ihlal etmek, topraklarımızı işgal
etmek isteyen ülkelerin kurbanı olmaya alıştırılmışız. Daha önce Afrika
tarihinde , bizim aramızda ayaklanarak kendisini savunan başka bir halk yoktur.
Biz Cuba da halkçı bir eylemin sözkonusu olduğunu biliyoruz. Biz
Angola da
savaşmış olan ve bunun için ölen savaşçıların değerinin
bilincindeyiz. Bu kayıplar basit bir oran oluşturmuyor özellikle gönüllü olarak
savaşanlar. Bu açıdan Cuba halkı için internationalizm boş bir sözcük değil,
Ama bizim pratikte gördüğümüz bir şey,insanlığın çoğunluğunu lehinde pratikte
gerçekleştirilmiş bir devrimci anlayıştır.
Biz çok iyi biliyoruz ki, Cubalı devrimci güçler 1975 işgalini geri
püsküttükten sonra, hmen geri çekilmeye hazır idiler.Ama ,Pretoria nın devam
eden saldırganlığı, geri çekilmeti imkansız kıldı.
Sizin varlığınız, Cuito Cuanavale savaşı sırasında askeri güçlerinizi daha
da artırmanız, gerçekten tarihsel önemli bir değere sahip.
Cuito Cuanavale ‘da ırkçı ordunun yenilgisi bütün Afrika nın zaferi oldu.
Cuito Cuanavale’da ırkçı ordunun korkunç yenilgisi Angola nın toprak
bütünlüğünü sağlamlaştırma ve barışı tataması olanağını sundu.
Cuito Cuanavale ‘da
ırkçı ordunun yenilgisi, Namibya halkının
mücadelesinin bağımsızlığına ulaşmasını kazandırdı.
Apartheid saldırganlarının kesin yenilgisi, beyaz ezenlerin yenilmelik
mitosunu söktü attı.
Apartheid ordusunun yenilgisi, Güney Afrika da mücadele eden tümü
için direnişin ilham kaynağı oldu.
Cuito Cuanavale
olmayacaklardı.
yenilgisi olmaksızın, bizim örgütlerimiz asla yasal
Cuito Cuanavale ‘da ırkçı ordunun yenilgisi, benim bugün burada olmamı
mümkün kıldı.
Cuito Cuanavale Güney Afrika Ulusal Kurtuluş tarihinde silinmez bir
sayfa oldu.
9
Cuito Cuanavale ülkemizdeki apartheid rejimine son vermede ve Afrika
kıtasını özgürleştirme mücadelesinde bir dönüm noktası oldu.
Apartheid, dün başlamış bir şey değildir. Beyaz ırkçı eğemenliğin
kökenleri 350 yıl öncesine uzanır. O zaman ilk beyaz sömürgeci işgalciler,
süreci dengesizleştirdiler Khoi nun Zaptedilmesinden sonra San, diğer Afrika
halkları, ülkemizin ilk sakinlerini kuşatma altına aldılar.
İşgal ve kuşatma sürecine karşı , halımız ta başından beri bir dizi direniş
savaşını yürüttü. Bu direnişler ulusal kurtuluş mücadelemize yerini bıraktı.
Oldukça eşitsiz güç ilişkisi bağlamında Afrikalı halklar kendi topraklarına bağlı
kaşmayı debediler. Ama maddi koşullar et sümürgeci saldırganların ateş gücü
Aşiret krallıkları,yöneticileri, böldü,yenilgiye mahkum etti.
Bu direniş geleneği güncel mücadelemizde ilham kaynağını diri tutuyor.
Biz, büyük
direnişçi Makana ,Robben İsland hapishanesinden 1819 de
kaçmak isterken öldürüldü, onunla birlikte, Hintsa, Sekhukhune, Dingane,
Moshoeshoe, Bambatha ve sömürgeci işgale karşı ilk direnişin diğer
kahramanlarını her zaman onurla anıyoruz.
Bu Bağlamda,1910 de Güney Afrika Birliği yaratıldı. Dıştan bakılınca
Güney Afrika bağımsız bir devlet gibi göründü, ama gerçeklikte ülkemizde
iktidar beyaz işgalci ingilizlerin ellerine teslim edildi. Yeni Güney Afrika
birliğinde onlar ırkçı baskıyı ve zencilerin ekonomik sömürüsünü
resmileştirdiler.
Birliğin yaratılmasından sonra, XIX yüzyıla ait toprakları yasallaştırmayı
öngören, topraklara ilişkin yasayı kabul etmenleri, süreci Güney Afrika Ulusal
Kongresini(African National Congress – ANC,) 8 ocak 1912 oluşturmaya
götürdü.2
Mandela nın bu konuşmasında (...), Bizim Güney Afrika Kommünist
Partisi (SACP) ile ilişkimiz örgüt olarak karşılıklı saygı ilikisidir. Biz , SACP
ile ortak amaçlarda birleştik,ama birbirimizin örgütsel bağımsızlığına saygı
gösteriyoruz.
Bu bağlamda. Cuba ile dostluğumuza cok büyük değer veriyoruz. Dün
Fidel yoldaş, bizim davamız sizin davanıdır dediğinde. Bunun yüreğinin
derinliğinden geldiğini biliyorum. Bu bütün Cuba devrimci halkının
duygusudur.
2
Nelson Mandela’ nın Fidel Castro önünde Havana ‘da paptığı konuşmadan bir kesit.
10
Siz bizim saflarımızdasınız, zira iki örgütümüz, Cuba Kommünist Partisi
ile Afrika Ulusal Kongresi. Biz ezilen yığınlar için savaşıyoruz ki zenginliler
onları üretenlerın olsun. Yüce kahramanınız José Marti’nin dile getirdiği gibi “
kaderimi toprağın yoksullarıyla birleştirmek istiyorum”
Biz. ANC ye gelince hakları olmayanların yoksulların saflarında
olacağız. Sadece onların saflarında olmak değil fakat aynı zamanda , er geç biz
her şeyi yapacağız ki ülkenin hükumetini onlar idare etsinler.
Özgürlük bildirgesine dile getirdiği gibi “ülkeyi halk yönetecektır”
Zamanı geldiğinde sadece bizim çabalarımızla degğil fakat aynı zamanda ,sizin
dayanışmanız, yüce Cuba halkının cesaretlendirmesi ve desteğiyle
gerçekleşecektir.
Konuşmamı sizin de tanık olduğunuz bir olayla sonuçlandırmak
istiyorum. Yoldaş Fidel Castro, bu ülkenin bana layık göreceği en yüksek ve
ayırıcı armağanı ile onurladı. Oysa ben bu armağanı almaya layık değilim. Bunu
daha önce halklarının bağımsızlığını kazanmış olanlara armağan etmek gerek.
Ama Güney Afrika halkının özgürlük mücadelesini umut ve güç kaynağını
oluşturuyor. Samimiyet ümit ediyoruz ki gelecekte biz güvene layık olmaya
çalışacağız.
Yaşasın Cuba devrimi! Yaşasın Yoldaş Fidel Castro!»3
Nelson Mandela’nın kısaca yaşamı
3
Nelson Mandela nın Havana nutku (kısmi) Dr Ali Kılıç
11
Nelson Rolihlahla Mandela ( Xhosa olarak felafuz edilir.) 18 temmuz
1918 de dünyaya geldi O, Güney Afrikalı onurlu bir devrimci, apartheid
rejiminin karşı direnmiş, o rejimi yönetimden uzaklaştırmış büyük bir siyasetçi
olarak 1994-1999 döneminde Güney Afrika devlet başkanlığını yapmıştır.
Mandela demokratik bir seçimle seçilen Günay Afrikalı yönetimin ilk zenci
devlet başkanıdır. Yönetimindeki hükumet, apartheid mirasını ortadan kaldıran,
kurumlaşmış ırkçılığa,yoksulluğa karşı mücadele hükumettir. Siyasal olarak
Mandela,afrikalı bir ulusalcı, demokratik sosyalist ve hümanist bir liderdir.19911997 döneminde Afrika Ulusal Kongresi başkanıdır. Uluslarası planda ,19981999, Dünya Bağlantısızlar Hareketi Genel Sekrteridir.
Mandela
ilkin Fort Hare Universitésinde sonra
Witwatersrand
Üniversitesinde hukuk öğrenimini görür. Anti sömürgeci politika sürecinde
Walter Sisulu ile karlaştı, ANC ye girdi ona bağlı Gençlik Birliğini kurdu.1948
de Afrika Ulusal Partisi iktidara geldiğinde, ANC tarafından Transval bölge
yöneticiliğine
atandı. 1952 ANC kampanyasını yürüttü.1955’de Halk
Kongresine başkanlık etti. 23 haziran 1955 de toplanan Kongrede kabul edilen
Özgürlük Bildirgesinin mimarıdır. Türkiye’de ikinci elden aktarılan bu uzun
genelgeden kısa bir kesit.
“Güney Afrika ülkesi , üzerinde yaşayan, beyazlara olduğu kadar
siyahlara da aittir ve hiç bir hükumet herkesin iradesini hesaba katmadan,
halkın iradesine dayanmadan, ülke üzerinde otorite hakkını kanıtlıyamaz.
Halkımız toprağa bağlı doğal hakkından
mahrum,barış ve özgürlükten
Eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine kurulu bir hükumet biçimi tarafından yoksun
bırakılmıştır. Ülkemiz,asla refah ve özgür olamayacaktır, halklarımız kardeşlik
içinde yaşamadıkları sürece,eşit hakları tatmadıkça, aynı eşit haklar,olanaklar
kendilerine verilmedikçe.
Sadece,bütün halkları iradesi üstüne kurulmuş olan demokratik bir
devlet,ırk,din,renk,sex ayırımı gözetmeksizin, bütün halkların doğuştan gelen
haklarını güvence altına alabilir. Bunun için, biz bir araya toplanmış beyazlar
olduğu kadar karalar eşit kardeşler ve yurttaşlar gibi biz Özgürlük Bildirgesini
kabul ediyoruz. Biz Özgürlük Bildirgesinde
yeralan yazılı demokratik
değişiklilkleri sağlanaya kadar,cezaret,enerji ve azmimizi yitirmeden sonunana
kadar mücale edeceğiz.
HÜKUMET HALKIN HÜKUMETİ OLACAK.
Herhes oy verme hakkına sahip olma zorundadır. Herkes, ülkenin yasama
organında yer almak, kamu yönetimi işlerinde pay almak zorundadır.
Irk,renk,sex ve inanç ayırımı yapmamaksızın herkes eşit haklara sahip olmak
zorundadır.Her kes oy verme hakkına sahip olmak zorundadır.Herkes bütün
yasal organlarda seçilme ve seçme hakkına sahiptir
12
Toprağın onu işleyenler,çalışanlar arasında paylaşılması zorunludur.
Açlığın ortadan kaldırılması için, onu işleyenler arasında dağıtılması gerekir.
Topraklar üstünde ırkçı neden dayanan özel mülkiyet hakkını ortadan kaldırmak
gerekir. Devlet köylülere toprağı işlemek için gerekli tarım aletlerini
vermek,tohum dağıtmak, traktör dağıtmak, sulama barajlarını kurmak toprakları
güvence altına almak her türlü yardımı vermelidir.”4
Nelson Mandela , Avukat olarak çalıştığı halde pek çok kez tutuklandı.
Hakkında 1956 ile 1961 arasında pek çok dava açıldı. Güney Afrika
Kommunist Partisi ile Umkhonto we Sizwe örgütünü kurdu. Bu örgütün askeri
sorumluluğunu yaptı. ANC ve Kommünist Partisi yasaklanınca illegaliteye geçti
ve silahlı mücadeleyi başlattı. Hiç bir sivile zarar vermeden stratejik fabrikalara
sabotaj yaptı. Güney Afrika da pek çok köprüyü uçurttu. Bu silahlı mücadele
pratiği için Güney Afrika dışına çıkıp gerilla eğitimini gördü. Apartheid
hükümetine karşı sabotaj eylemlerini yürüttü. 22 ekim 7 kasım arası mart 1961
örgütlediği grevden ötürü yargılandı. İhanetle suçlanan Mandela nın davası 22
ekim de 1962 başladı. Suçlamalardan birisi de Bütün Afrikalıların Konferansını
All-in African Conference”I düzenlemiş olmasıydı.Mandela Mahkeme önünde
kendisini avukat olarak cesurca savundu.” Doğrudur ben Konferansı
düzenledim, onun sekreteri seçildim, büyük bir propaganda kampanyasına
başladım,yürüttüm amacım grev örgütlemekti”5” Yıllar oluyor, Transkei’in
köylerinin bir genci olarak, aşiretin yaşlılarının anlattığı beyaz adamın gelişine
ilişkin anlatıları dinliyordum. Halkımız amapakati krallarının demokratik
yönetiminde barış içinde yaşıyordu.
11 Haziran 1963 Güney Afrika polisi,Jandarmaı yaptığı baskında örgütün
Rivonia’daki üyelerini Walter Sisulu,Govan Mbki,Raymond Mhlaba,Ahmed
Kathrada,Denis Goldberg, Lonel Berstein, ve örgütün diğer üyelerini yakaladı.
Rivonia davası diye anılan bu dava ekim 1963’de başladı.Mandela askeri
örgütün kurucusu ve yönlendiricisi olarak
davayı mahkeme karşısında
yüreklice savundu.” Ben askeri örgütümüz olan Umkonto we Sizwe kurucusu
olduğumu inkar etmiyorum. Ağuston 1962 ye tutuklanana kadar görevimi
yaptım.Ancak iddianame de Mahkemenin örgütü suçlamalarını redediyorum..
Ben örgütün kurulmasına katkıda bulundum. Bunun iki nedeni vardı. Birincisi.
Biz hükumetin politikası,halkı zorunlu olarak halkı sabotaj yapmaya zorlıyacak.
Bunun için ,sadece sorumlu bir ötgüt yönetimi kitleleri kontrol edebilecek ve
yönetecektir. Irklararsına terrorizmin sıçramasından sakınacaktır. İkincisi, bütün
mücadele yasal yöntemleri hükumet tarafından ortadan kaldırıldığı için,halkın
devrimci şiddete başvurmaktan başka çözümü yoktu.Hükumet muhalefeti
ezmek için her türlü şiddete başvurdu. Buna rağmen biz terrorizme baş
4
5
26 haziran 1955 de kabul edilen Özgürlük Bildirgesinden bir alıntı.(çeviri Dr Ali Kılıç)
Nellson Mandela. L’partheid, la Greve,p.31
13
vurmadık. Umkonto’nun kurucu üyeleri Afrika Ulusal Kongresinin
üyeleridir.Arkamızda uzun bir tarihi dönem şiddete başvurmama geleneği var.
Biz Güney Afrikalıyız beyaz ya da kara ayırımı yapmıyoruz.Bizim savaşımız da
ırklararası bir savaş değildir.6
Siyasal
savunmasının
sonunda
Nelson
Mandela, « hayatım
boyunca,Afrika Halkının davası için mücadele ettim. Ben beyaz eğemenliğine
karşı savaştım. Ben kara eğemenliğine karşı da savaştım. Ben özgür ve
demokratik bir toplum ideali seçtim. Herkesin barış içinde eşit şanslarda
yaşaması için.Zaferi kazanmak için yaşacağımı ümit ediyorum. Bu öyle bir
ideal ki, bu ideal için her zaman ölüme hazırım. »7 Mandela bu savunma ya
kendi ulusal giysileri ile gelmişti. Bu halkın üstünde çok büyük etki bırakmıştı.
Mandela ulusal giysileri ile duruşmada
Irkçı Güney Afrika hükumetine devirmekle suçlanan Nelson Mandela,
öbür boyu hapis cezasına çarptırıldı.27 yıl hapis’te kaldı.1990 da arkadaşiları
ile birlikte serbest bırakıldı.1993 de Barış Nobel Ödülünü aldı. 250 ayrı ödül
6
7
Nelson Mandela,Le Proces de Rivonia,le sabotage, octobre 1963-mai 1964,pp55-58
Nelson Mandela ,iLe Proces de Rivonia,p.109.
14
arasında Sovyetler Birilği Lenln Ödülü vardı. 1994 yılında yapılan seçimlerde
oyların %64 alarak Güney Afrika nın ilk zenci devlet başkanı oldu.
Çocukluğu
Nelson Mandela, Özgürlüğe doğru uzun bir Yol8 adlı yapıtında kendi
öz kimliğini şöyle dile getirir.« Ben 18 temmuz 1918 de Mvezo’da
doğdum.Burası Transkeiin başkentine bağlı Umatata kazasına bağlı Mbashe
ırmağı kenarında küçük bir köydür. Doğduğum yıl,Birinci dünya savaşının
sonudur. Bu yıl,salgın ispanyol gribi hastalığı bütün dünyada milyonlarca insanı
öldürdü ve Güney Afrika Ulual Kongresi (ANC) Versailles Barış Konferansına ,
Güney Afrika lıların acılarını dile getirmek için bir delegasyon. Buna rağmen,
Mvezo, dar ve kapalı alandaki küçücük bir yer. Dünya ve olaylarından uzak ve
yüzyıllardan beri yaşamın değişmediği bir yerdir.
Transkei. Bonne-Espérance Cap’ın 1200 km batısında ,900 km
Johannesburg,’un güneyinde ve Natal sınırı,Kei ırmağı boyunca uzanan
kuzeyde Drakensberg dağları ve batı da Hint Okyanusunun mavi sularına kadar
uzanır.Verimli vadileri, binlerce ırmağı ve pınarları ile kışın bile çok güzel yeşil
ve sıcak olan tepelş çok güzel bir ülke.
Transkei, Güney Afrika’nın iç bölgelerindeki en büyük bölümü
oluşturur.Aşağı yukarı İsviçre kadar bir yüzölçüme sahiptir. Xhosas’lardan
oluşan 3,5 milyonluk nüfusa sahiptir. Ayrıca küçük bir Basothos azınlığı ile
beyazlar var. Burası benim bağlı olduğum thembu xhosa ulusunun vatanıdır.
Babam, Gadia Henry Mphakanyiswa, gelenek gereği doğuştan şefti.
Mvezo şefi ve thembu krallığı tarafından onaylanmıştı. Ancak bu Britanya
yönetimi altındaydı. Bu seçim hükumet tarafından onanmıştı. Hükumet bir kısım
vergileri alıyordu.
Thembu aşireti 20 kuşak öncesine kaadr ki Zwide krallığına kadar
uzanıyordu. Geleneğe göre,Thembu Drakensberg, topraklarında yaşıyordu. XVI
yüzyılda kıyıya doğru yerleşti ve orada xhosa ulusuna dahil oldu. Xhosa’lar
aslında nguni halkındandırlar. Güney Afrika ve batısı ile Kuzeyin iç büyük
pılatosunda Hint Okyanusunun güneyinde sıcak zengin kesiminde,avcılık ve
balıkçılıkla geçindiler. Sonra XI asırda Nguni ler bölündüler. Kuzey Gurubu
Zulular ve Swasi leri oluşturdu. Güney grubu ise amaBaca, amaBomyana,lar
amaGcalekalar,amaMfengular,amaMpodomisler, amaMpondeler, abeSotholar
ve abeThembu lar bunların tümü xhosa ulusunu oluşturdular..
Xhosa lar onurlu bir halktı,dilleri çok melodiktir.Halkı
eğitime
yönelik,nezaketlidir.Xhosa toplumu,uyumlu,sosyal dengeli,toplumda her birey
8
Nelson Mandela,Un long chemin vers la liberté,
15
yerini biliyor.Her Xhosalı, bağlı bulunduğu atasının özelliklerini bilir. Ben
Mabida hanedanlığına bağlıyım.,geçmişimiz XVI asıra dakar uzanır.
Hanedanlığı birlerştiren en büyük thembulardan biri, Ngubengcuka dır.
Bütün thembularr birleştiren en büyük kral 1832 de öldü. Üvey oğlu
Mthikrakra, Ngubengcuka yerine geçti. Oğulları arasında et, Ngangelizwe
et,Matanzima. Sabata,Transkei yönettiler. 1954 den itibaren
torunu,D.
Matanzima, Transkei’in eski başbakanıydı. Ixhiba adı Simakade, idi genç
kardeşinin adı Mandela benim dedemdi. Thembu krallığına bağlıydı. Babam
beni Ixhiba soyunda geldiğim için özgürlüğe doğru uzun bir yol için
hazırladı. »9( fransızca’dan çeviri. Dr.A.Kılıç)
Özel yaşamı ve siyasal düşüncsi
1944 de Nelson Mandela , Walter Sisulu’nun yeğeni Evelyn Mase ile
evlendi. Evelyn iki çocuğu oldu. ,Madiba Thembekile ' Thembi »ile Makgatho,
her iki kız Makaziwe olarak çağrılıyordu. İlki bir yaşına gelmeden öldü. Evelyn
Mase hemşire olarak çalışıyordu.1958 boşandılar. Kitabında Mandela
Evelyn’den çok büyük bir saygı ile bahsediyor.
Özgürlük Bildirgesinin Halk Kongresi tarafından kabul edilmesinden
sonra Nelson Mandela 5 Aralık 1955 tutuklandı ve ihanetle suçlandı.26 Mart
1961 de beraat etti. Bir gösteri sırasında polis saldırdı ve 69 kişiyi öldürdü. ANC
ve Kommünist Partisi yasaklandı. Bu sureçte Mandela Winnie Madikizela ile
evlendi.Winnie pek çok kez tutuklandı ve ağır işkenceler gördü. Mandela ‘yı 27
yıllık tutukluk süresinde savundu,direndi,bekledi. Sonra, Winnie Kültür ve sanat
bakanı oldu. Daha sonra çocuklarına rağmen boşandılar. Mandela Mozambik
devlet başkanının dul eşi Graça Machel ile evlendi.
Ölümünden bir gün sonra Güney Fransa Kommünist Partisinin yaptığı
açıklama da Nelson Mandela ,kendi partilerinin Merkez Komite üyesi olduğunu
açıkladı. Mandela savunmalarında bu konuya değinmiyor. Ancak, kommünist
partisinin pek yöneticisi onun yakın arkadaşlarıdır. Mandela kendi kitabında “
merxizmin pratik ve felsefi temelleri üzerine kendimi sorguluyabilirdim.
Kommünst
dostlarımla
yaptığım
tartşma
da
fazla
bir
şey
bilmiyordum,bilgisizliğim önümde bir engeldi. Onun Marx Engel, Lenin, Stalin.
Mao Zedung ve diğerlerinin toplu eserlerini aldım. Diyalektik ve tarihi
materyalizmin felsefesini keşfettim.İncelemek için fazla zamanım yoktu,
Kommünist Manifestosunun bana katkısı olduldu ama Capital beni beni tüketti.
Bununla birlikte sınıfsız toplumla bizim geleneksel Afrika toplumunun ortak ve
paylaşımcı yanını karşılaştırdım. Ben Marx’ın temel düşüncesiyle hem
9
Nelson Mandela, Un long chemin vers la liberté-pp7-12,Fayard 1994 Long Walk to Freedon
16
fikirdim« her kes yeteneklerine, herkes gereksinimlerine göre » Marx’da bu
cömertliğin ve basitliğin altın kuralıydı”10”bu anlamda diyalektik materyalizm
ırkçı baskıya benzeyen karanlık bir geceyi aydınlatan bir projektöre
benziyordu, yöntem olarak herşeyi yerli yerine oturtturuyordu. Diyalektik
materyalizm, beyazlar ve karaların arasındaki ilişkilerde,mücadelemiz zafere
ulaşırsa, farklılığı ve ayırımı aşabiliriz” 11
NELSON MANDELA NIN CENAZE TÖRENİ VE DAVETSİZ KONUKLAR
Çoğrafi verilere göre, Güney Afrika’nın
yüzölçümü1.221.037 km2
dir.İdari yönetim başkent, Pretoria/Tshwane da ; parlamento Cap da hukuksal
yönetim ise,Bloemfontein/Mangaung dadır.. Belli başlı kentler, Johannesburg
(3,2 M.), Durban (3 M.), Le Cap (2,9 M.), East Rand/Ekurhuleni (2,4 M.)
Resmi dil ingilizcedir. Anadil 8,2 % Güney Afrika Afrikanlar, (13,3 %),
Zulular (23,8 %), xhosa (17,6 %), swazi, ndébélé, kuzey ve güney sotho
dışınde , tswana, venda, tsonga-shangaan dilleri tpolam 11 dil konuşulur,
Toplumun %86 okuma yazma bilmez. 2011 nüfus sayımına göre nüfusu 51.77
milyondur.Nüfusun & 79,2 i siyarlar, %9,4 ü beyazlar,%8,9 u Metisler %2,5
ihintlidir.2013 yılında nüfusun %25,6 ı işsizdir.5,5 milyon insan nüfusun %10
SİDA lıdır.
2009 seçimlerinde Afrika Ulusal Kongresi oyların %65,9 olarak
parlamento’da 400 parlamenterden 264 milletvekili ile çoğunluğu sağladı ve
Başkan Zuma %75 oyla devlet başkanı oldu.
Dünya pazarlarına satılan kıymetli madenlerin %78 i Güney Afrika da
üretiliyor. Güney Afrika yeraltı kaynakları en zengin olan ülkelerden biridir.
Altın,platin ve krom en büyük üreticidir. 2011 de Elmas üretiminde 123 milyon
kratla dünya da 7. sırayı alır. Elmas üretiminin % 70 değerli kaliteli elmastır.
Elmas üretimin % 95 doğal elmastır.2011 de brut elmas üretimi 14 milyar ABD
dolarıdır. Dünya karbon reserlerinin % 60 a sahiptir.Uranyum,demir,bakır,nikel
madenleri en zengin ülkedir.
Buna rağmen,25000 işçinin işten atılması
kararından sonra, maden ve makina sanayı sektöründe çalışan işçilerin ücret
yüksetilmesi talebi üzerine çıkan çatışma da 16 Ağustos 2012 de 44 işçi
öldürüldü. Ekonomik kriz bununla sınırlı değil,ülke de 200.000 işçi işssiz kaldı
250.000 işçinin de işini kaybedeceği duyuruldu.İşçi sınıfına karşı bu tür asker
ve polis güçlerinin kullanılması asla kabul edilemez. Bu konuda Başkan Zuma
nın isteği üzerine Fanie du Toit tarafından açılan soruşturma da«Par Fanie du
Toit « 2012/13 dönemimde (SERİ) Sosyal ve Ekonomik Haklar İnstitütüsü.
Marikana trajedisi kurbanları üzerinde sadece Araştırma Komisyonuna değil
fakat aynı zamanda ulusal ve Uluslararası basına açıklama yaptı. Başkan Zuma,
10
11
Nelson Mandela, Un long chemin vers la liberté-p.149,Fayard 1994 Long Walk to Freedon
Nelson Mandela,age.149
17
Kuzey Doğu Lonmin Platin Maden ocaklarında meydana gelen trajik olaylar
konusunda 44 işçinin ölümü ve 70 den fazlasının yaralanmasına neden olaylar
hakkında soruşturma açtı.12 Ancak bu soruşturma devlet güçlerinin çok uluslu
firmaların,kapitalistlerin çıkarını tehlikeye atacak bir tek öneri getirmiyor.
Öldürülen 44 Maden işçisi ve 77 den fazlası yaralı ve sakat bırakılan bu
emekçilerin haklarını Zuma Hükumeti vermek zorundadır.
Güney Afrika dünyadaki ekonomik güçler arasında 27 sırayı alıyor.Sedece
nüfusunun %41 çalışıyor. Bu oran Çin’de % 71 Brezilya da ise, %66 dır. Güney
Afrika ‘da 14 milyon insan yoksuluk içinde yaşıyor. Yıllık tüketim aile başına
1000 eurodur.
Olumsuz bir başka şey,BM Güvenlik Konseyinde 2011’de Libya ilgili alınan
1973 nolu Güvenlik Konseyi kararına Güney Afrika temsilcisi M. BASO
SANGQU ‘nun destek vermesidir.Bunu « barışçıl çözüm ve Libya Toprak
bütünlüğününün » korunması gibi bir gerekçeye bağlamış olmasıdır. Güney
Afrika Bağımsızlık mücalesini desteklemiş Muammer Kaddafi’ye karşı ikiyüzlü
bir davranış olarak niteliyorum.« ilke olarak biz bu karara Libya’nın toprak
bütünlüğüne saygı gerekçesiyle destek verdik » demesi inandırıcı değildir. Zira
Güney Afrika ırkçı rejime karşı ANC desteklemiş olan Muammer Qakkafi
Libya’sına dışarıdan yapılan saldırıyı onaylamak o ülkenin toprak bütünlğünü
ihlaletemek anlamına gelir BM 1976 nolu kararının alınışı sırasında, BM
Güvenlik Konseyindeki Allemagne, Brésil, Çin Rusya Federasyonu ve
Hindistan bile oy kullanmadılar.
Nedir bir zamanlar Güney Afrika ırkçı rejiminin dostları olan Emperyalist
sömürgeciler, bugün Nelson Mandela nın ölümümünden sonra neden Afrika da
timsah gözyaşlarını döküyorlar bunun altında yatan gerçeklik nedir? Türkiye de
bu konuda yazanlar neleri ortaya koydular ? Akademisyenler hangi verilere
dayanarak sorunu ortaya koydular ? Türkiye den cenaze törenine katılanlar
Beşir Atalay ve BDP temsilcileri neler söylediler ? Onlara göre Türkiyre bir
apartheid ülkesi değil mi? 25 milyon Kürdistanlının anadilinin yasaklanması
kültürel jenosidin gerçekliği değil midir? Özellikle Obama ve yoldaş Raul
Castro için bu buluşmanın özü nedir ? Fidel Castro yoldaş bu konuda ne dedi?
Bu ilişkiye nereye kadar uzanacak? Cuba ile ABD arasındaki ilişkilerin
yumuşaması ve Cüba ay uygulanan Ambargonun ortadan kaldırılması şu andaki
Mandela sonrası dünyada olanaklı değilmidir? Avrupa Birliği ve Fransa nın
Afrikanın 40 devleti ile yaptığı cenaze öncesi biz Kürdistanlıların ölü yemeği
dediğimiz « ME DAĞ »ı Paris’de kimler yedi ?
12
Dr Du Toit is Execeutive Director of the Institute for Justice and Reconciliation. On 27 November 2013, IJR’s
patron Archbishop Emeritus Desmond Tutu will hand over the award to SERI at a function in Cape Town. For
more information, visit www.ijr.org.za
18
Soruna kısaca devletlerarası kıtalararası ekonomik ticari ve politique ilişkiler
açısından Güney Afrika ‘da zencilerin özgürleşmesine engel olan Devlet
sorununa bakalım. Bugün çözüm yoksa bunun nedeni beyaz sömürgeci devlet
değil mi?
Devlet topluma dışarıdan kabul ettirilmiş bir güç değil, toplumun siyasal
gelişmesinin ve sınıf mücadelesinin gelişmesinin bir ürünüdür. Başka bir
değişle, Lenin, devleti, Marx ve Engels'ten yaptığı alıntılarla sınıf mücadeleleri
ve karşıtlıkları sebebiyle ortaya çıkan ve bir sınıfın diğer sınıf üzerine baskı
uygulayan mekanizma olarak tanımlanmıştır.Sınıflı toplumlarda varolan devlet
organizmasının hakim sınıfın ezilen sınıf üzerindeki baskı mekanizması
olduğunu ve toplumda sınıflar olduğu sürece bir devlet organizmasının
varolacağını belirtmiştir. Sınıfsız toplumu kurma amacında olan sosyalist devlet
yapısını ise İşçi sınıfının burjuvazi üzerindeki diktatörlüğü olarak tanımlamış ve
burjuvazinin ve sınıfların tarihe karışması ile birlikte devlet organın da
yokolacağını (söneceğini) anlatmıştır. Sömürgeci Güney Afrika ırkçı devleti,
XVII. Yüzyılda sömürgeci işgalle kendini en geniş anlamda ifade eden;
Güney Afrika ulusunun yaşadığı coğrafya üzerinde, o ulusun iradesine rağmen,
o ulusu yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle birlikte sömüren, o ulusun siyasi
iradesini hiçleştiren ve tamamen kendisine bağlayan Güney Afrika devleti ırkçı
ve sömürgeci bir devlettir. Aynı şeyi Dr Beşikçi’nin Uluslararası Sömürge
Kürdistan için de dile getirmiştir.. Bu Konuda Sayın Beşikçi nin Boğaziçi
Üniversitesinde yaptığı konuşma can alıcıdır. Dr Beşikçi’nin yaklaşımı son
derece bilimseldir. Ona göre « Türk üniversitesi hiçbir zaman bilimi yüce bir
değer olarak savunmamıştır. Her zaman resmi ideolojinin çıkarlarını
savunmuştur. Buna “bilim” demiştir. Bu, özellikle sosyal bilimlerde böyledir.
Hukuk gibi normatif bilimlerde de böyledir. Değer savunmak, çıkar savunmak
çok farklı olan iki süreçtir. Değer her şeyden önce evrenseldir. Çıkar ise resmi
ideolojinin çıkarıdır. Resmi ideolojinin herhangi bir ideoloji olmadığını,
devletin idari ve cezai yaptırımlarıyla korunan ve kollanan bir ideoloji olduğunu
belirtmek gerekir. İnkar, imha resmi ideolojinin çıkarları doğrultusunda
işlemektedir.» Kuşkusuz, Sömürgeci güçler, sömürleştirdiği ülkenin bütün
kaynaklarına el koyar.İnsan kaynağını
köleleştirir. Sömürge yerlilerini
köleleştirir. Dillerini kültürlerini yasaklar. Sömürge halkının siyasi iradesini
ortadan kaldırır. Emperyalist sömürgecilik bu
zeminde köleciliğnin
kurumlaştırır. Devlet sömürge halkı üstündeki askeri ve siyasi güç olarak, bütün
pazarları ele geçirmek için jenosidi ve apartheidi resmi bir politika olarak
uygular. Emperyalist sömürgeci devlet, sömürge halka karşı ordu,polis gücünü
kullanır. Güney Afrika ırkçı rejiminde görüldüğü örnek, sadece kendisini bu
ülke ile sınırlı kılmaz onu daha geniş boyutlara ulaştırır.
İlkin Avrupa Birilği, ABD ile Güney Afrika arasında ilişkilerin temeli
nedir ? Burada emperyalistlerası çekişme hangi maddi nedenlere dayanıyor ?
19
Çelişkiler planında ve sınıf mücadelesi dünyadaki emekçi yığınlarının özelde
Güney Afrika,genel de bütün Afrika proletaryası ve dünya halklarıyla Cüba nın
internasyonalist silahlı mücadelesinin Güney Afrika sağladığı başarı ve yoldaş
Fidel Casto nun huzurunda Nelson Mendala nın dile getirdiği bu gerçeklik,
Güney Afrika da emperyalist sömürgeciliğe, beyaz sömürgeciliğine son
verecek mi? Afrika dan sömürgecileri nasıl kovabiliriz tezi üzerinde düşünmek
gündeme getirmek gerek mi yormu? Kanım o ki,bu strateji üzerine uluslararası
ortak bir mücadele pratiği gerçekleşmediği sürece Güney Afrika ve genelde
Afrika kıtası üstünde yeni sömürgecilik sistemleri ayakta kalacaktır. Üniversite
kambuslerinde yapılanlar akademik ve yarı akademik çalışmalar gerçeklikten
yoksun soyut bir aydın gevezeliği olmaktan öteye gidemiyecektir.
Güney Afrika ile Avrupa biriği arasındaki ilişkilerin mukayeseli tablosu
Nüfus
Yüzölçümü
Nufüz
yoğunluğu
Başkent
Avrupa Birliğ
501 260 000 hab.
4 324 782 km²
Güney Afrika
51 770 560 kişi
1 219 912 km²
km² kişi başına 116
km² kişi başına 42
Bruxelles
Londra – 7 825 200 hab.
(12 300 000 aire
métropolitaine)
28 devleti temsilen
Hükumet
Resmi diller 24 dil
64 % hristiyan , 30 %
Religions
dinsiz 3 % islam, 0,25 %
principales
musevi 0,25 % boudist
PIB (nominal) 16 450 milliards dollars
PIB (nominal)
33 052 dollars
kişi başına
299 milliards de dollars
Askeri
(1,8 % du PIB)
harcamalar
En büyük
kent
Pretoria Le Cap (yasal),
Bloemfontein (hukuksal )
Johannesburg – 1 009
035 hab. (4 434 827 aire
métropolitaine)
Cumhuriyet
11 dil
80 % hristiyan 1,5 %
islam, 1 % hindoui 0,2 %
musevi
408,2 milliards dollars
8 078 dollars
3,160 milliards de dollars
(1,3 % du PIB)
20
Hollande Ryad seferinde
Kuşkusuz apartheid sonrası Güney Afrika ile Avrupa Birliği arasındaki
ilişkilerde 2007 nin başında artış gösterdi. Özellikle her kesim arasında 1999’da
imzalanan Ticaret üstüne Ticaret ve İşbiriği Anlaşması, (ACDC) 2004 yılında
yürürlüğe girdi. Güney Afrika AB ne petrol ve maden ihracının % 27 makina
ve ekpman %18, manifatür % 16 eden ülkelerin başında gelir. Aksine, AB
Güney Afrika ya ulaşım ekiplerinin % 50 ni kimyasal ürünlerin %15 ihraç
etmektedir.13
2010 yılında AB ile Güney Africa arasında ticaret hacmi14
Yönelim
AB den Güney
Afrika ya
Mallar (million Hizmet sektörü(million
Yatırım
duros)
euros)
(millions euros)
21,507
5,3
Güney Afrika dan 17,912 milliards
3,8 milliards €
AB ne
€
IDE (million
euros)
5,9
70,8
1,0 milliard €
6,2 milliards €
Günümüzde, Afrika halklarına karşı Fransa yeni sömürgeci savaşı sürdüren
Güney Afrika eski rejiminin askeri ve ekonomik ittifakını gerçekleştiren ülke
olarak, Mandela dan sonra kendisine yönelecek tehditleri önlemek için Afrika
Birilği paktının amaçlarını kendi lehine çevirmek
istiyor. Hollande hiç
utanmadan insan haklarından söz ediyor, 750 milyon Afrikalının fransızca
konuştuğunu övünerek haykırıyor. Oysa bu tipik bir kültür jenosididir, Güney
Afrika halkının % 86 okumasız ve yazmasızdır. Fransa ne Afrika ne de Fransa
bu haklara saygi göstermiyor. Paris de Mandela nın cenaze cenaze öncesi 40
Afrikalı ülke lideri ile yapılmış toplantı üç günlük yas ilanı, François
13
14
South Africa - Commission européenne
İbid.
21
Holland’ın döktüğü gözyaşları sahte göz yaşlarıdır. Afrika emekçi halklarının
toprakları nı askeri olarak zorla işgal eden Hollande, Mali. Merkezi Afrka, Gine
Bisau,Brundi, Sudan ve Comorde de askeri üstünlük yaratma peşindedir. Bu
politikanın Afrika halklarına hiç bir çözüm getirmiyeceğini bile bile Afrikalı
emekçilerine karşı savaşı derinleştiriyor. Hollande 2015 yılında tam capasiteli
operasyonel bunalımlara anında müdahale edecek Afrika vurucu askeri
gücünü (CARIC) geçen mayıs ayında oluşturdu. Hollande Afrika halklarını
yeraltı zenginlikleri zorla gaspederken, Fransız ordusuna bağlı paraları askerler
Afrika’nın pek çok ülkesini işgal etti, bu işgal altında Zaire Uranium madenleri
Fransa tarafın gaps edidi.Oysa paralı askerlerin kullanımı BM lerce
yasaklanmıştı. Fransa baştan beri BM kararlarını dinlemedi. Afrika yoksul
halklarına karşı işgalci ordusunu
vahşice kullanırken, fransız
yeni
sömürceliğinin temellerinin çöküşünün nedeni kendi emperyalist devlet
politikasında olduğunu görmüyor. Halkların direnişini polisye tedbirlerde
arıyor. Hollande ‘ın yanında oturduğu Bil Clinton’un Nelson Mandela ve
örgütüne karşı aynı mantıkla hareket ettiğini unutuyor.Hollande a sormak
gerekir, Afrika topraklarını kim böldü? Kürdistan gibi Afraka nın sınırlarını kim
çizdi? Fransız emperyalist Ordusu Afrika topraklarında , ingiliz sömürgeciğnin
temsilcisi Güney Afrika ırkçı rejimi ve şirketleri, çokuluslu alman firmaları
Afrika da ne arıyorlar?
Fransa’yı ziyareti sırasında başkan Zuma,Fransız işadamlarına
seslenirken, nüfüsun %25 nin işsiz olduğunu dile getirdi. Güney Afrika iş
olanaklarını yaratmak için Fransa’dan yatırım yapmalarını istedi. Fransa
ile 6 milyarlık euroluk bir ticari sözleşme imzaladı. Bir Termik santralın
kurulması ve Alstom firmasının Güney Afrika’ya
demir yolları
işletmelerinin işası için dört milyar euro değerindeki 3600 wagon satışını
karara bağladı. Güney Afrika’da Fransızların bunun için 8000 personel i
çalışmaktadır.Afrika da ekonomik sömürgecilğin kurumunu oluşturan
Fransa NEPAD’ın amaçlarını kendi kendi sömürgeci politikasına tabi
kılmak istiyor. Böylece çok boyutlu sömürgeci savaşı güneş enerjisi
temenlinde yeni sömürgeci ve teknolojik sömürgeciği uygulamak istiyor. Bu
konuda Avrupa Amerika ve Afrika 15 Bilim Akademileri uzun sureli
projelet üstünde çalışıyorlar. Bilim ve teknoloji tamamen emperyalist ve
sömürgeci politikaya tabi kılmaktadır. Bilimsel ve Akademik çalışma
normlarından ve bilimlerin etik ilkelerinden uzak ülkemizdeki bazı
Campus solcularının geliştirdikleri tezler havada kalan tezlerdir. Bu
çabalar daha önce ABD Üniversitelerdeki 5000 CİA ajanlarının yaptığı
çalışmalarını kopyalamaktan öteye gidemiyor.Onlar işçi sınıfı biliminden
uzak güneşin doğuşunu yeniden keşfediyorlar. Oysa emperyalist güçler
Avrupa Birliği ile Afrika arasında yeni sömürü yöntemleri ile çok uluslu
firmaları uyuz köpekleri gibi bu halkların üstüne saldırıyorlar, vahşice
sömürüyorlar. Afrika halklarının bu emperyalistlerden kurtulmaları için
22
yeni,modern, örgütlenmelere ve direnişlere gereksinim var. Campüsçüler
buna gözlerini kapıyorlar.
Ekonomik planda Güney Afrika toplumunun %10 yılda 1000 euros ile
geçinmekte. Yine pek çok Afrika ülkesinde halkın %10 Sidalıdır. Bu halkların
geleceği için büyük bir tehlikedir. Halkların ve emekçilerin sağlık sorunu
emperyalistleri ve sömürgecileri ilgilendirmiyor.1994 de işletmelerin sadece %
3.6, 1,2 zencilere dağıtıldığı halde Güney Afrika da 60.000 sömürgeci beyaz
toprakların % 80i elinde bulunduruyor. Nitekim,1994 de hükumet 2014 de
toprakların dağıtımı için söz vermişti. Dünya çapında Elmas üreticisi De Beers
şirketi 8 Kasım 2005 de yaptığı açıklama da Güney Afrika Madenlerinin % 26 ı
Ponahalo zenci konsortiumuna devredeceğini ve Jonathan Oppenheimer De
Beers in Genel Müdürü, yerini bir zenciye bırakacağını söylemişti,ama
başkanlıkta kalacağını açıklamıştı. Buna rağmen, belirttiğim gibi, Güney Afrika
da okuma yazma bilmeyen yetşkinler toplumun % 86,4 oluşturuyor. Öte yandan,
Güney Afrika dünyada ikinci altın üreticisidir.2007 yılında 272 ton Alttın
üreten Güney Afrika Çin’den sonra dünyada ikinci ülkedir. Değerli stratejik
platin madeni üretiminde %75 le öncüdür. Güney Afrika, Elmas,Uranium,
Nikel üretiminde dünyadaki beş ülkeden biridir.
Güney Afrika dört büyük şirket İnternet ve telefon şebekelerini elinde
bulunduruyor.2007 de 42.000.000. kişi cep telefonuna abone oldu. Bu toplumun
%82 oluşturuyor. Oysa toplumun % 86 nin okuma yazma bilmiyor.. 2004
yılında elektrik üretimi 221,9 TWh iken, tüketim 204,26 TWh. Idi. Güney
Afrika sadece 12,45 TWhi ihraç etti. İthalat ürünlerine gelince AB ithal edilen
mallar 11.8 milyar euros dan 20.5 milyar euros a yükseldi.15 Bu zengin
kaynaklara rağmen Güney Afrika nın borcu 25.9 milyar dolardır. Bu emperyalist
sömürgeciliğn niteliğni açıkça ortaya koyuyor.
Güney Afrika pek çok devletle ekonomik ve ticari ilişkiler içindedir,
Cenazeye gelen 53 devlet başkanı, Cuba hariç “ölü yemeğini bizdeki ME
DAĞ’ı paylaşmaya gelmişler. Bu Medağ’dan Beşir Atalay’a ne düştüğü merak
konusu. 54 ülkeli Afrika kıtasının Tc ile ilişkilerine özellikle Güney Afrika ile
ilişkilerine gelince Başkan Zuma nın 2003 yılında Türkiyeyi ziyaretinden sonra
2008 ‘de İstanbul’da düzenlenen Afrika Zirvesi bir dönüm noktası oluşturur.
Ahmet Davutoğlu, Güney Afrika olan ilşkilere çok değer verdiklerini söyledi.
2000 yılında Güney Afrika ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 242 milyon
dolar olduğu halde, on yıl içinde bu oranın 2000 milyar dolara yükseldi..2010
de,Türkiye’den Güney Afrika’ya ihracat 369 milyon dolar olduğu halde, ithalat
889 milyon dolardır. Güney Afika’nın Türkiye ye altın ve karbon ihracatı %75
yükseldi. Güney Afrika 2008 yılında Türkiye’ye 638 milyon altın ihraç
15
Unemployment (aggregate level and rate) Dec 2008, 2008, Organisation Internationale du Travail. Consulté le
22-01-2009
23
etti.2008 yılında 14.000 Türkiyeye syahat ederken,bu sayı 2009 de 25.000’e
yükseldi.
Kuşkusuz Cuba il Güney Afrika arasındaki ilişkiler Cuba devriminin tarihsel
bir parçasıdır. Geçen Mayıs ayına 40 Güney Afrika iş adamının Havana yı
ziyareti, İnşaat,Sanayi, ulaşım, ileri teknoloji alanlarında imzalanmış
sözleşmeler ticari ve ekonomik ilişkilerin ilerme kayettiğni doğruluyor.
. Güney Afrika Devlet Başkanı Zuma, mayıs ayında geniş bir delegasyonla
Cuba ya yaptığı resmi ziyareti iş adamları « stratejik » olarak nitelemişlerdi.
Buna Maliye Bakan Yardımcısı Nhlanhla Musa Nene nin ziyaretini de eklemek
gerek. İki ülke arasındaki ilişkiler daha çok, bioteknoloji, sanayi, mediko
farmakoloji, maden sanayi, enerji, petrol, agro alimanter, informatik ve
tekekommünikasyon alanların da yoğunlaşıyor.
Güney Afrika nın Çek Cumhuriyeti ile ticari ilişkileri hacmi 2006 da 2.5
milyar dolar iken bu 2012 de 6.1 milyar dolara yükseldi.
Başkan Obama ile birlikte diğer üç ABD devlet başkanları ve bayan
Clinton’un cenazede bulunuşu tesadüf değildir. Zira ABD, Güney Africanın
dünyada ikinci ticari müşterisidir.Kasım 2012 Başkan Obama ABD nin Afrika
ya yönelik yeni stratejisini değerlendirdi. ABD ile Afrika arasındaki ilişkilerin
sürecini ele aldı.. Francico Sanchez, ekonomik artışın 2013 de %5,6 dan 2014
%6,1 ulaşacağını ileri sürüyor. Nitekim , Afrka ülkeleri ABD ye 35 milyar
değerinde ürün ihraç ettiler. Bu ihracatta %300 artıştı.Petrol ürünlerinde %84
artış vardı. Sahra’dan gelen Afrika petrol ihracatı 2012 de 4,7 milyara yükseldi
bu %250 artıştı.16 ABD ye 2012 de ithal edilen ürünlerin %23 Güney
Afrika’dan %14 Angola’dan %9 ise Gabon’dan geliyordu.
Mandela’nın cenazesinde bulunan diğer önemli bir ülke Japonyadır.
Bunun tarihsel bir yanı var.Jan Van Riebeek17, Güney Afrka’nın kurucusu
olarak kabul ediliyor. Güney Afrika’ya gelmeden önce Japonyanın Nagasaki
kentinde oturyordu ve Hint Hollanda Şirketinde 1647 ile1648 yılları arasında
çalışıyordu. Nelson Mandela, “Özgürlüğe doğru uzun bir yol”18 adlı
16
http://iipdigital.usembassy.gov/st/french/article/2013/08/20130801279911.html#ixzz2osuPenl
17
Aartsma, H (2008). ‘Early history of the Cape Colony, South Africa’ from South Africa Tours and
Travel [online]. Available from www.south-africa-tours-and-travel.com [Accessed 6 March 2012]
SouthAfrica.to (date). ‘Jan van Riebeeck (21 April 1619 - 18 January 1677)’ from SouthAfrica.to
[online]. Available from www.southafrica.to
Turton, A. R. (2009). “A South African Diary:
Contested Identity, My Family – Our Story, Part A: Pre-1700” from How many bones must you bury
before you can call yourself an Africa? [online]. Available from www.anthonyturton.com [Accessed 7
March 2012]
18
Nelson Mandela, Un long chemin vers la liberté,(Long Walk to Freedom”Fayard,1995,p.154
24
kitabında, “Afrika Ulusal Kongresi Konseyi 6 Nisan 1952 de gösterileri
düzenleme kararı almıştı. Aynı gün Güney Afrikalı beyazlar Jan Van
Riebeek’in 1652 de CAP’a gelişinin 300. yılını kutluyorlardı. Güney Afrikalılar
için bu tarih, üç asırlık köleliğin başlangıcıydı.”19 Oysa, bilim adına hareket
eden bazı çerreler,350 yıllık zaman dilini, köleciliğn ve sömürgeciliğin kaynağı
olan apartheid’i köleci kökeninden
koparıp günümüzdeki kapitalist ve
emperyalist sistemin ezlen Güney Afrika ulusları üsntündeki baskılara nasıl son
verilebileceğini bile bile saprıryorlar. Bunlar yaptığı çarpıtmalarla 350 yıl önce
geminin kumandanı CAP sömürge valisi Jan Van Riebeek’ı aklıyorlar. Bu
beyaz tarihi köleci akıl hastalığı, Güney Afrika’da kurulmuş adaletsizlik ve
eşitsizlik üzerine kurulu ırkçı sisteme bilimi tapınmaya kadar götürüyor.
2012 yılında Japonya Başbakanı yaptığı açıklama da,” beş yıl içinde
Afrika kalkınmasına yardımımızı iki katına çıcaracağız” diyordu. Afrika altyapı
kalkınmasına Japonya katkısı 4 milyar dolara yükseliyordu. Zira Japon’ya ithal
edilen ürünlerin %50,petrol,platin,bakır,çelik,altın,kobalt, deniz ürünleri, Güney
Afrika’nın dışında, Mısır,Liberia,Nijeria, Zimbabwe, Kenya, Mauritanie, Gabon,
Ghana et Tanzanie’den geliyordu.
Hindistan 400 milyon nüfusuyla dünya ekonomisinde dördüncü büyük
ülkedir. Güney Afrika ise bira üretiminde dünyanın ikinci sanayi gücüdür.
Dünya pazarının %38 e eğemendir.. Güney Afrika, Hindistan da altyapı inşaat
sektöründe imzaladığı sözleşmenin gerçekleşmesi Hindistan Hükumetinden
800 milyar dolar alacaktır.
Rusya Federasyonu ile Güney Afrika arasındaki ticari haçim son beş
ayda 1 milyardı. Rusya ekonomik ve kalkınma bakan Yardımcısı Alexeï
Likhatchiov’a göre bu sayı önümüzdeki beş yıllık süre içinde iki katına
yükselecektir.. Güney Afrika ile Breziya,Rusya,Çin ve Hindistan bloku
arasındaki değiş tokuş oranı 2010 dan 2012 e kadar süre içinde 20,3 26.9 milyar
artış göstermiştir.Ayrıca Rusya, Güney Afrika’dan şarap ithal ediyor. Buna
rağmen pek çok ülke Güney Afrika’ya sermaye ihraç ediyor. Çin sadece bir tek
alanda 7 milyar dolar yatırım yaptı.Çin 1971’de Güney Afrika ırkçıları ile
ticareti geliştirdi Rusya buna nazaran çok gecikmelidir. Çünkü, Sovyetler
Birliğinin haklı ve doğru politikası buna engeldi..Sovyetler Birliği ile Güney
Afrika ırkçı rejimi arasındaki ilişkiler son derece gergindi.Zira Sovyetler
Apartheid sistemini , halklararası dostluk ve dayanışmada çok büyük tehlike
olarak görüyorlardı.ANC ‘nin kadroları Sovyetler Birliği tarafından eğitilmiş
oldukları bir gerçekliktir.
Rusya ile Güney Afrika arasındaki ticari değiş tokuş 2012 te %66 yükseliş
gösterirken 2013 yılının ilk üç ayında % 17 yükseliş göstermiştir.Rusya kamu
19
Nelson Mandela,ibid.p.155
25
nükleer gurubu Rosatom, Güney Afrika Nükleer Santralleri kurmak için
temaslarını sürdürüyor. Sivil Nükleer programlarını inceliyorlar. Güney Afrika
9,9 Gigawatt’lık, sekiz 1200 MW gücündeki reaktörlerle nükleer centralleri
kurmayı amaçlıyor. Her biri 1.200 MW", olan sekiz reaktör sözkonusudur.
Rosatom, nükleer santralı kurmak için Güney Afrika’ya zenginleştirilmiş
uraniumu sunuyor, Rusya Güney Afrika ile izotop üretimi,Nükleer Tıp ve
kadro.ları eğitimi sorunu işbirliğini geliştiriyor ve sürdürüyor.
Çin Halk Cumhuriyeti Güney Afrika devletinin petrol üretiminin % 13
satın alıyor. Çin Güney Afrika ile 2,3 milyarlık ticari anlaşma imzaladı. Güney
Afrùka nın 26 Büyük Şirketi Çin ile ticari sözleşmeler imzaladı.
Çin devlet Başkanı Zhong ekonomik planda ÇİN ile Güney Afrika
arasındaki ticari değiş tokuş hacmi geçen yıl 14.04 milyar dolar olduğunu
söyledi. Güney Afrika istatistiklerine göre, 2007 de eylülünde Çin, Güney
Afrika ile ticaret yapan ülkeler arasında üçüncü ülke durumuna geldi Almanya
ve ABD’den sonra. Güney Afrika Çin ile ticari ilişkileri olan ülkelerin başında
geliryor. Her iki ülke arasında,2,3 milyarlık ticari sözleşme imzalandı.Akrika
kıtasında çin ile ticari ilişkileri olan ikinci ülke,Güney Afrika’dır.Çin’in Güney
Afrika’ya sermaye ihraç etmesi,sosyalizmden uzak sömürgeci bir anlayıştır.Bu
konudaki Çin Politikası,sosyal emperyalist bir politikadır. Çin ile olan bu
ilişkilerinden ötürü 2001 den 2010 kadar ki dönemde ticari ilişkilerinde
Güney Afrika nın kaybı 900 milyon dolardır.Yılda aşağı yukarı 100 milyon
dolar kaybı sözkonusudur.Durum bununla sınırlı değil. 1,2 milyon işçi çalıştıran
Güney Afrika,son dokuz yılda 77 751 işçi işini kaybetti.Çin’in Güney
Afrika’dan ithalatı her yıl 10.000 işçiyi işssiz bırakıyor.
Afrikadaki ülkeler arasında ,Güney Afrika ile Ticari ilişkilerde İsviçre,
birinci ülkedir. 2011 de ticari hacmi,2,1 miyar isviçre frangı idi. Değerli
madenlerin satın alınışında artış % 75 oranla 1.32 milyara ulaştı.Özellikle
platin ithalatı iki katına çıktı. İsviçrenin kimyasal ürünleri ihracatı 800 milyon
isviçre frangıdır.İsviçre nin Güney Afrikaya yatırım sermayesi ise ,3,77
milyardır.
1993 de Güney Afrika’ya ihracaat yapan ülkeler Almanya (39,8) birinci
İngiltere %25,1, la ikinci İtalya % 9,9 üçüncü sırayı alırken ,Avrupa ülkeleri
arasında mal ithal ülkeler arasında İngiltere %47,5 ilk sırayı alır. İtalya %20,1
ikinci, almanya %14,5 üçüncü sıradadır.
AB nin 2009 da Güney Afrika’ya mal ihracatı 26,6 milyar euros iken,
ithalatı 20,5 milyardır. AB ülkeri arasında Almanya ,8,8 milyar euros,2012 de
İngiltere 4,1 milyarla % 16, Hollanda 2,5 milyarla %9, Fransa 2,0 milyrla %7
pay alıyor. İngiltre 7,5 milyarlık İthalatla % 36 oranla ilk ülkedir.
26
Hindistan’ia Güney Afrika arasında hızlı bir artış gösteren ticari ilişki var.2014
yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 15 milyar dolar olacağı bekleniyor,
Geçen yıl Güney Afrika Hindistan’a 12 milyon ton karbon ihraç etti. Hindistan
fosfat,değerli madenler,çelik ithal ediyor. Güney Afriya yerleşen Mmtc şirketi
Güney Afrika dan 25 ton altın satınalacağını umuyor. Günümüzde 1,3 milyon
Hintli Güney Afrika da yaşamaktadır.
FNB stadyumunda düzenlenen ve aralarında birçok ülkeden devlet
başkanları katıldı ve üst düzey yetkililerin olduğu on binlerce kişiye hitaben,
Mandela’yı anlatan bir konuşma yapan Barack Obama, özetle şunları söyledi:
“Birinin ardından konuşma yapmak zordur. O kişinin hayatıyla ilgili sadece
gerçekleri, önemli tarihleri değil, fakat o kişinin esas gerçeğini, yani
sevinçlerini, üzüntülerini, tefekküre daldığı anları ve ruhunu aydınlatan eşsiz
niteliklerini kelimelere dökmek zordur. Tarihe geçmiş bu dev isim için, bir ulusu
adaletin yörüngesine taşımış ve bu süreçte dünyadaki milyarlarca insana esin
kaynağı olmuş birini anlatırken, bu daha da zordur. Mandela, 1. Dünya Savaşı
sırasında, siyasi gücün merkezinden uzakta doğdu ve çobanlık yaparak ve
mensubu olduğu Tembu kabilesinin büyükleri tarafından eğitilerek büyüdü.
Madiba, sonunda 20. yüzyılın son büyük kurtarıcısı oldu. Gandi gibi, başlangıçta
başarı şansı çok düşük olan bir direniş hareketine önderlik etti.”
Obama, “Güney Afrika halkı ve dünyanın her yanındaki insanlar Madiba için
yas tutuyor. Şimdi iç dünyamıza bakmanın zamanıdır. Onun hayatından
aldığımız dersleri hayatımızda ne kadar uyguladığımızı kendimize sormalıyız.
Bu soruyu bir insan ve bir başkan olarak ben de kendime sordum. Hem Güney
Afrika, hem ABD yüzyıllar süren bir ırkçı ayrımın üstesinden gelmeyi başardı.
Bu, adlarını bildiğimiz ve bilmediğimiz insanların fedakarlıkları sayesinde
gerçekleşti. Michelle ve ben de bu fedakarlıklardan yararlananlardanız. Ancak
Amerika’da ve Güney Afrika’da ve dünyadaki bütün ülkelerde, kat ettiğimiz
mesafenin, işimizin henüz bitmediği gerçeğini gölgelemesine izin veremeyiz”
dedi.
Mandela gibi, ülkesinin ilk siyahi başkanı olan Obama, Güney Afrikalı
liderin ölümünden sonra yaptığı konuşmasında, siyaset hayatına girerken
Mandela’dan ilham aldığını söylemişti. Anma töreninde ayrıca bir ilk yaşandı.
Obama, ABD Başkanı sıfatıyla Küba Devlet Başkanı Raul Castro’yla
tokalaştı. ABD-Küba ilişkileri Raul Castro’nun ağabeyi Fidel Castro’nun 1959
yılında yönetimi ele geçirmesinden beri askıda. Dönemin ABD Başkanı Bill
Clinton da, Raul Castro’nun selefi Fidel Castro ile 2000 yılında bir Birleşmiş
Milletler zirvesinde el sıkışmış, fakat bu tokalaşma görüntülenmemişti.
Geçtiğimiz hafta uzun süre mücadele ettiği akciğer enfeksiyonuna yenik düşen
Güney Afrika eski cumhurbaşkanı Nelson Mandela için düzenlenen törene,
sağanak yağmura rağmen yoğun bir katılım oldu. Törende Obama’nın yanı sıra,
27
aralarında Brezilya Devlet Başkanı Dilma Roussef, Küba Devlet Başkanı Raul
Castro’nun da bulunduğu birçok lider konuşma yaptı.
Başkan Barak Obama konuşmasında ayrıca esin kaynaklarından birinin
ise Martın Lüther KİNG olduğunu dile getirdi.
Martin Luther King’in, 28 Ağustos 1963’te 200 bin kişiye hitap ettiği
Lincoln Anıtı’nda, 24 Agustos günü yapılan gösteriye 150 bine yakın kişi
katıldı.
21 Ağutos günü başlatılan, konferans, seminer, sergi gibi çeşitli aktivitelerle
süren anma etkinlikleri bugün Lincoln Anıtında yapılacak kapanış töreniyle sona
erecek. Tüm hafta boyunca, siyahların ABD’deki özgürlük mücadelsi ve bu
süreçte öne çıkan lider Martin Luther King’in yeri ve “I have a dream” başlığı
ile bilenen ünlü konuşmasının tarihsel önemi vurgulanmakta.
ABD'nin çeşitli kentlerinde yapılan kutlamalar yanında; başkent
Washihgton'da on binlerce Amerikalı, Martin Luther King'in öncülük ettiği sivil
haklar hareketini anma ve canlı tutmak için yürüdü. Siyahların ağırlıklı olarak
yer aldığı kalabalıklar farklı gruplar da katıldı. Siyahlar yaptıkları konuşmalarda,
özellikle politik ve sosyal haklar konusunda bazı sıkıntılar olsa da gelecekten
umutlu olduklarını ifade ettiler. Gösteriye katılanlar, “King'in hayali gerçekleşti
ve geleceğe dönük umudumuz ve hayalimiz devam ediyor “ dedi. King'in,
“Benim bir hayalim var (I have a dream)” diye yaptığı konuşmaya 200 bin kişi
katılmış ve bu konuşmadan sonra gelişen siyasi hareket, sonraki yıllarda
siyahların haklarını güvence altına alan önemli yasa değişikliklerinin
gerçekleşmesini sağlamıştı.King'in "I have a dream" Konuşmasının Türkçe özeti
Bir hayalim var. Bugün size diyorum ki, dostlarım, şu ânın getirdiği güçlüklere
ve engellemelere rağmen bir rüyam var benim. Amerikan rüyasına derinden kök
salmış bir rüyadır bu.
Bir rüyam var. Gün gelecek, bu ulus ayağa kalkıp kendi inancını gerçek
anlamıyla yaşayacak. "Şunu kendinden menkul bir gerçek kabul ederiz ki, bütün
insanlar eşit yaratılmıştır."
Bir rüyam var. Gün gelecek, eski kölelerin evlâtlarıyla eski köle sahiplerinin
evlâtları, Georgia'nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar.
Bir rüyam var. Gün gelecek, Mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların
sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına
dönüşecek.
28
Bir rüyam var. Gün gelecek, dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil,
karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.
Bugün bir rüyam var benim. Bir rüyam var. Gün gelecek, Alabama eyaleti,
valisinin ağzından hep müdahale etme ve izin vermeme yönünde sözler dökülen
o eyalet, küçük siyah oğlanlarla küçük siyah kızların, küçük beyaz oğlanlar ve
küçük beyaz kızlarla el ele tutuşup kardeşçe birlikte yürüdüğü bir yere
dönüşecek.
Bugün bir rüyam var benim. Bir rüyam var. Gün gelecek, bütün vadiler yükselip
bütün tepeler ve dağlar alçalacak, engebeli yerler düzlük yapılıp, girintilerle
çıkıntılar düzleşecek ve Allah'ın şanı yeryüzüne inecek, bütün canlar hep birlikte
görecek onu.
Bizim umudumuzdur bu. Güneye dönüşümde içimde taşıyacağım inançtır. İşte
bu inanç sayesinde umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı yaratacağız.
Ulusumuzu saran âhenksiz bağırtıları, bu inanç sayesinde güzel bir kardeşlik
senfonisine dönüştüreceğiz. Bu inanç sayesinde bir gün özgür olacağımızı
bilerek hep beraber çalışacak, hep beraber dua edecek, hep beraber mücadele
edecek, hep beraber hapse düşecek, özgürlük için hep beraber ayağa kalkacağız.
İşte o gün Yüce Allah'ın bütün kulları, yepyeni bir anlamla söyleyecekler bu
ilâhîyi:Benim ülkem, senin ülken,Özgürlüğün güzel yurdu, İşte söylüyorum
sana:Atalarımın öldüğü toprak burası, Şehitlerin gururu olan toprak, Her bir
dağın yamacından, Özgürlük yankılanacak.
Ve eğer büyük bir ulus olacaksa Amerika, bunun gerçekleşmesi şarttır. Öyleyse
New Hampshire'in dev tepelerinden yankılansın özgürlük. New York'un ulu
dağlarından özgürlük yankılansın... Her bir dağın yamacından yankılansın
özgürlük. Özgürlüğün yankılanmasını sağladığımızda, her kasabadan ve köyden,
her eyaletten ve kentten özgürlüğün yankısını duyduğumuzda, o gün yakın
demektir ve o gün Allah'ın bütün kulları, siyahlar ve beyazlar, Yahudiler,
Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler el ele tutuşup siyahların eski bir
ilâhîsini söyleyecekler: Sonunda özgürüz! Sonunda özgürüz! Şükürler olsun Ya
Rabbim! Sonunda hepimiz özgürüz!” diye sonuçlandırmıştı.
Bütün sorun Nelson Mandela nın ölümü en samimi yoldaşı Fidel Castro
ile ABD başkanı Obama arasında bir yumuşamaya neden olabilecek mi? ABD
nin Cuba ya karşı, Güney Afrika rejiminin uyguladığı bir başka anlamda
Apartheid değil mi? Bu kadar saf değiliz.
Birleşmiş Milletlerin sömürgeciliği ve buna bağlı her türlü ırkçı ve
ayrımcı uygulamayı, her ne şekilde ve nerede olursa olsun kınadığını ve
29
Sömürge Yönetimi Altındaki Ülkelere ve Halklara Bağımsızlık Verilmesine
İlişkin 14 Aralık 1960 tarihli Bildirge'nin (1514 (XV) sayılı Genel Kurul kararı)
bu tür uygulamaların süratle ve koşulsuz şekilde sona erdirilmesi gerekliliğini
teyit ve ciddiyetle ilan etmiş olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda Güney
Afrika gerçekliği ile Kürdistan arasında nasıl bir ilgi kurulabilinir?
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin 20 Kasım 1963
tarihli Birleşmiş Milletler Bildirgesi'nin (1904 (XVIII) sayılı Genel Kurul kararı)
tüm dünyada, ırkçı ayrımcılığın her türünün ve şeklinin süratle ortadan
kaldırılması ve insan onuruna saygının temininin gerekliliğini ciddiyetle teyit
ettiğini göz önünde bulundurulursa,Apartheid’in ortadan kaldırılması
zorunludur. Zira, Irk farklılığına dayalı her türlü üstünlük öğretisinin bilimsel
açıdan yanlış olduğuna, etik açıdan kınanması gerektiğine, sosyal açıdan gayri
adil ve tehlikeli olduğuna, hiç bir yerde, teoride ve uygulamada ırk ayrımcılığı
için bir mazeret bulunmadığına inananlar yeni mücadele yötemlerini kullanarak
Cüba tipi enternasyonalist ordularlarla emperyalizm ve sömürgecilere karşı
direkt savaşmaları zorunludur. Çünkü,insanlar arasında ırk, renk ve etnik
kökene dayalı ayrımcılığın uluslararasında barışçı ve dostça ilişkiler
geliştirilmesinde emperyalizm ve sömürgecilik bir engel güçtür halklararası
barışı ve güvenliği tehdittir. Sovyetlerin yıkılmasından sonra bu saldırganlık
azgınlaşmıştır.Bu ırkçı engellerin varlığı her insan toplumunun ideallerine
aykırıdır. Dünyanın pek çok bölgelerinde hâlâ var olan ırk ayrımcılığı ve
apartheid, ayrımcılığı vardır. Oysa, ırklar arasında anlayış ortamını desteklemek
, ırk ayrımcılığından arınmış bir uluslararası toplum inşa etmek amacıyla, ırk
ayrımcılığının her şekil ve oluşumunu süratle ortadan kaldırmak için gereklidir.
Türk devleti büyük ırk ayırımcılığının yaşandığı ve görmmezlikten gelindiği bir
ülkedir. Oysa, Türkiye gibi sömürgeci ve ırkçı bir ülkede hakların ulusal ve
demokratik
hakları ve temel özgürlüklerden eşit şekilde yararlanmalarını
sağlamak amacıyla, özel bir korumaya ihtiyaç duyan belli ırk veya etnik
grupların veya bireylerin uygun gelişimini temin amacına yönelik özel önlemler,
bu gibi önlemlerin sonuçta farklı ırk grupları için sadece ayrı haklar
sağlanmasına yol açmak değil fakat aynı zamanda BM lerin 2007 de kabul ettiği
Yerleşik Haklar Sözleşmesinin uygulanmasıyla bu halkları ve ulusların kendi
kaderlerini tayin etme hakkı sözkonusudur.
Güney Afrika ‘daki apartheid uygulaması, TC nin kuruluşundan beri
uygulandığı halde AKP Hükumeti kendi Güney Afrika Elçisi ve BDP’lileri
göndererek Apartayd Rejimi Sonrası Güney Afrika’da Uzlaşma ve Birarada
Yaşama Karşılasştırmalı Çalışma Ziyareti Raporunu 30 Nisan – 7 Mayıs 2013
merkezi Londra’da olan Demokratik Gelişim Enstitüsü tarafından hazırlattı. Bu
çalışmaya Batman Milletveki Ayla Akat, Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkçü’de katıldılar. Nazmi Gür ile Ertuğrul Kürkçü Abdullah Öcalan’ın
mesajını da götürdüler. Açıklamada yarar var.. PKK Nisan 1989 da 17 Afrika
30
Ulusal Kurtuluş Hareketiyle kurduğumuz Uluslararası Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Merkezini bu kuruluşa ERNK Avrupa temsilcisi olarak A.A ile
birlikte katılmamıza rağmen , bu 2 Mayıs 1989’da bu oluşuma katılma Cemil
Bayık tarafından rededidi. Sadece bu değil,PKKNamibiya Bağımsızlık
hareketine destek vermediği gibi Afrika Ulusal Kongresi ve Güney Afrika
Kommunist Partisi ile diyaloga bile geçmek istemedi oysa biz FKP ile birlikte
gerek Nelson Mandela, gerekse Dr İsmail Beşikçi’nin serbest bırakılması sekiz
aylık sürekli özgürlük kampansını 1985 de yürüttük ve benim 19 Nisan 1989
da SWAPO, Namibiya Ulusal Kurtuluş Örgütü Avrupa sorumlusu yoldaş Eddy
Amkonko ile yaptığım söyleşiyi Berxwedan Dergisi ismimi silerek,
Berxwedan’ın yaptığı bir söyleşi olarak 1993’de yayınladı.20 Onun için
Abdullah Öcalan, Özgür Gündem gazetesi aracılığıyla, Nelson Mandela için
gönderdiği mesaj mamiyetsizlik politikasının ürünüdür. “ “Uluslararası komplo
öncesinde tecrübelerine başvurmak için yola koyulmuş olduğum Mandela,
benim ve Kürt halkının, dünyanın tüm meydanlarında ve dağlarında zalim
iktidarlara inat gülümseyen o büyük çoğunluğun, bizim büyük ailemizin bir
parçası olarak yaşamaya devam edecektir. Kendisiyle birbirimize gönülden bir
bağlılığımız vardı” diyor. Öcalan açıkça uyduruyor. PKK Nelson Mandela’nın
özgürlüğü için hiç bir etkinlikte yer almadı. Onlar bugün Yeni Özgür Politika
ile
Dr İsmail Beşikçi’ye saldırıyorlardıysa, Afrika Ulusal Kurtuluş
Hareketlerine öyle saldırıyorlardı.. Güney Afrika faşist ve ırkçı rejimin
sömürgecilerinin ANC lideri Nelson Madela ‘ya onunla birlikte hareket Güney
Afrika Kommünist Partisi üyelerine saldıran beyaz ırkçılar gibi beyaz gazeteci
Ferda Çetin’in Dr İsmail Beşikçi’ye aynı mantıkla saldırıyor..1973 şubatında
biz Diyarkabır Seyrantepe Askeri Ccezaevinde evinde iken beyaz TC
subaylarının Dr İsmail Beşikçi’ye gaz bombaları ile saldırmaları ne ise, aynı
tarihi döneme denk düşen Robben İsland adasındaki başta Nelson Mandela
olmak üzere ANC mahkumlarına saldıran Güney Afrikalı faşist ırkçılarının
saldırısı da odur.Ferda Çetin,Öcalan’ın Aydınlıkta söylediklerini baldıran suyu
gibi içiyor. O, Aydınlıkta çıkan açıklamaları bir zenci liderini öldürmek isteyen
bir Güney Afrikalı ırkçı beyaz gibi davranıyor.” Öcalan “devlete hizmet için
geldim, ben devletin bir eriyim” dedikten sonra başlamış sıralamaya: “En iyi
Türk benim, Türkçeyle yaşarım, bütün işlerimi Türkçeyle hallederim,
Hakkari’ye Türkçe öğreteceğim, hem de İstanbul Türkçesini” demiş. Peki bay
Ferda Çetin senin Apon bunları söylememiş mi? Yazmamış mı? Yazmışsa
bunları nasıl yutuyorsun? Nasıl yutturuyorsun? Sen kimsin Dr İsmail Beşikçi
hakkında bunları söyleme hakkını kim sana bu yetkiyi veriyor? Sen kimsin?
ZAP’da ne haltlar yaptın? Bunu bilmediğimizi sanıyorsun? Bunun hesabı
işlediğin savaş suçlarının hesabı sorulmıyacak mı?
Öcalan, “İran’da ve Irak’ta kullanacağınız güç oluruz…Talabani ve
Barzani ilkeldir, ABD işbirlikçisidir, onlara saldırmamız için Genelkurmay’ın
20
Bir sonraki yazımızın konusu bu yazı ile Namibiya Bağımsılık hareketini ele alacaktır.
31
bir plan yapması yeterlidir” demişmiş.Peki dedemiş mi?” Öclan’ın bu
söylemleri, Ferda Çetin için bir şey değilse, Ferda Çetin Aposunun emri üzerine
TC Genel Kurmayının emrinde her zaman hazır ne nazırdır.(F.Çetin, YÖP,3
Ocak 2014)
Avukat Medeni Ayhandediği gibi, “ Aydınlık gazetesindeki
yayınlarındaki ifadelerinden çok daha kirlilerinin bulunduğunu, yalanlama
açıklaması vermeleri halinde eski müttefiklerinden olan Aydınlıkçıların video
kasetlerini yayımlayacağını da bilmektedirler. Biz Aydınlıkçıların bu yayınları
nedeni ile değil, Apo nun dava dosyasındaki resmi ifadeleri, kitap olarak basılan
savunmaları ve mektupları nedeni ile tasfiyeci itirafçı işbirlikçi bir kişilik
olduğunu 1999 yılından bu yana yazıyoruz. Türkiyeli olduklarını zırvalayan bu
uşaklar karşısında; biz Kürdistanlıyız, Beşikçi de Kürdistanlıdır. Bunların
işbirlikçi çizgi ve siyasetine çomak sokuyoruz. Bunları deşifre etmeye devam
ediyoruz.” Beşikçi ise 40 yıldır ağır bir bedelle Kürdistan ve Kürdistan ulusuna
hizmet etmesine rağmen; saldırıyorlar, gözden düşürmeye çalışıyorlar. Ferda
Çetin zaten uşaktır, Beşikçi ye "şebeke adamı" diyerek, hedef haline getirdikleri
herkes için yalan, iftira, yüzsüzlük, çirkeflik, komplo, manipulasyonla
yarattıkları şaibeyi yaratamazlar. Ordu ile Ergenekon'un kucağından yumuşak
bir geçişle 2012 yılından itibaren AKP nin kucağına yönelen bu işbirlikçiler
sömürgeci faşist TC şebekesinin unsurlarıdır. “
Apartheid Rejimi Sonrası Güney Afrika’da Uzlaşma ve Birarada Yaşama
Karşılasştırmalı Çalışma Ziyareti Raporununa gelince, burada pek çok kişi
konuşuyor. Milletvekili Ayla Akat Ata, Nazmi Gür,Ertuğrul Kürkçü Güney
Afrika’ya gönderilen delegasyonda, Türkiye’nin iktidar partisi ve iki muhalefet
partisinden milletvekilleri, önde gelen gazeteci, akademisyen ve sivil toplum
örgütü temsilcileri yer almakta.21
Fakat hiç bir zaman Güney Afrika’da yukarıda ele aldığımız tek tek
emperyalist ve sömürgeci ülkenin nüfusun %86 bilmeyen bu ülkede ne aardığını
sormuyor. David Stewart: 1980’li yılların başında, Güney Afrika’nın Birleşmiş
Milletler Büyükelçisi« Güney Afrika Komünist Partisi, bu süreçte iki aşamalı bir
atakla iktidara geleceğine inanıyordu. Birinci aşama, ulusal kurtuluş mücadele
hareketiydi. Komünist Parti, daha sonra bu mücadelede öncü konuma gelecek ve
devleti kuracaktı. Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) üyelerinin pek çoğu, aynı
zamanda Komünist Parti üyesiydi. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
(SSCB) ise, etkisini Güney Afrika’ya kadar uzatmak isteğindeydi. O açıdan
21
Apartayd Rejimi Sonrası Güney Afrika’da Uzlaşma ve Birarada Yaşama Karşılasştırmalı Çalışma Ziyareti
Raporu 30 Nisan – 7 Mayıs 2013 Demokratik Gelişim Enstitüsü 11 Guilford Street Londra WC1N 1DH
Birleşik Krallık tarafından yayınlanmıştır.
32
bizim kaplandan inmemiz, Sovyetlere yolu açmamız anlamına geliyordu. Sovyet
faktörü, ciddi bir korku sebebiydi. »22
Yunus Carrim: GAKP MK üyesi, Adalet ve Kalkına Bakanı “Özellikle
Komünist Parti olarak biz ticaret, siyasetçi ve kamu hizmetleri arasındaki bu
yakın ilişkiden ciddi bir kaygı duyuyoruz. Ekonomiyi yoksulların ve
dezavantajlı kesimlerin daha fazla fayda gördüğü bir hale sokmaya çalışırken,
oluşan bu tablo bizim için oldukça zorlayıcıdır. Ülkemizde, özellikle kamu
hizmetlerine yönelik çok sayıda protesto yapılmaktadır. İnsanlar giderek daha
sabırsız hale geliyorlar. Yoksullar özellikle kamusal hizmetlerin onlara yeterince
ulaşmaması ve zenginliğin sadece bazı siyahi kesimlerin eline geçmesinden
dolayı, son derece kızgınlar. Yeniden bölüşüm ve dağıtım programını
uygulamak için, daha ileri adımlar atmalıyız. Yeni ekonomi politikamız bunu
içermektedir. Bulunduğumuz noktayı böyle özetleyebilirim. Eminim sizlerin
soruları olacaktır.23
Efrahim Efrahim ise” Bundan yaklaşık üç sene önce, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nden bir delegasyonla görüştüm. Kim olduklarını tam olarak
hatırlamıyorum, ama sanırım iktidar partisi üyeleriydi. Ben, kendilerini PKK
lideri Abdullah Öcalan ile bir diyaloğa girmeleri için cesaretlendirmeye çalıştım.
Bunun için, Nelson Mandela örneğini verip , onun cezaevinde tutulduğu
dönemde, Ulusal Parti Hükümeti ile yaptığı görüşmelerden bahsettim. Benim bu
ifademden, büyük bir üzüntü duydular. Öcalan ile Mandela’nın
kıyaslanamayacağını söylediler ki, benim böyle bir şey yapma niyetim yoktu.
Ayrıca, kimsenin Mandela ile kıyaslanabileceğini düşünmüyorum.
Dr Ali KILIÇ ,Paris 15 Aralık 2013
Bibliograpya
•
•
•
•
Mandela Nelson. L'Apartheid * Paris : Éditions de Minuit (Alençon, impr. Corbière
et Jugain), 1965 In-16 (18 cm), 112 p., portrait h. t. 6 F. [D. L. 15802-65]
Mandela, Nelson * Conversations avec moi-même * traduit de l'anglais par Maxime
Berrée ; ouvrage publié sous la direction de Jean-Louis Festjens
Publication : [Paris] : le Grand livre du mois, DL 2010
Mandela, Nelson/ Le Fonds Africa / Description matérielle : In-4
Mandela, Nelson Discours. 1962-7 novembre.
Titre(s) : I have done my duty to my people and to South Africa [Texte imprimé] :
statement from the dock, 7 November 1962 / by Nelson Mandela ; publ. by the United
22
Apartheid Rejimi Sonrası Güney Afrika’da Uzlaşma ve Birarada Yaşama Karşılasştırmalı Çalışma Ziyareti
Raporu,s.69
23
İbid.s.123
33
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Nations Centre against apartheid
Publication : New York : United Nations Centre against apartheid, 1982
Description matérielle : IV-14 p. : couv. ill. ; 22 cm
Mandela, Nelson : Une minute peut changer le monde [Texte imprimé] / Nelson
Mandela ; textes rassemblés et présentés par Jennifer Crwys-Williams ; traduit de
l'anglais par Marie-Gabrielle Zanetto
Traduction de : In the words of Nelson Mandela
Publication : Paris : Presses du Châtelet, impr. 2011
Impression : 72-La Flèche : Impr. CPI Brodard & Taupin
Description matérielle : 1 vol. (189 p.) : couv. ill. en coul. ; 22 cm
Mandela, Nelson : "Le temps est venu" discours de Nelson Mandela lors de son
investiture à la présidence de la République démocratique d'Afrique du Sud, 10 mai
1994 / [traduit de l'anglais par Pascale Haas]. Suivi de "Éveillez-vous à la liberté" :
discours radiodiffusé du Premier ministre indien, Jawaharlal Pandit Nehru, à
l'occasion de l'accès à l'indépendance de l'Inde, 14 août 1947 / [traduit de l'anglais par
Pascale Haas]Édition : [Éd. bilingue]Publication : [Paris] : Éd. Points, DL 2010
Mandela, Nelson : The struggle is my life [Texte imprimé] : his speeches and
writings brought together with historical documents and accounts of Mandela in prison
by fellow-prisoners / Nelson Mandela Édition : 2nd ed.Publication : New York :
Pathfinder, 1990
Mandela, Nelson : No easy walk to freedom [Texte imprimé], articles, speeches and
trial addresses of Nelson Mandela. Foreword by Ahmed Ben Bella,... Introduction by
Oliver Tambo. Edited by Ruth First Publication : London : Heinemann, 1965
Description matérielle : In-8° (21 cm), 189 p., pl. [Acq. 1037-66]
Mandela, Nelson /Centre des Nations Unies contre l'apartheid
Titre(s) : Nelson Mandela writes to India [Texte imprimé] / publ. by the United
Nations Centre against apartheidPublication : New-York : United Nations Centre
against apartheid, 1981 Description matérielle : [6] p. : couv. ill. ; 21 cm
Lang, Jack . : Nelson Mandela [Texte imprimé] : leçon de vie pour l'avenir / Jack
Lang ; préface de Nadine Gordimer,... Publication : Paris : Perrin, impr. 2007
Impression : 72-La Flèche : Impr. Brodard & Taupin
Description matérielle : 1 vol. (269 p.) : couv. ill. ; 18 cm
Mandela, Nelson : Un long chemin vers la liberté [Texte imprimé] : autobiographie /
Nelson Mandela ; trad. de l'anglais... par Jean Guiloineau
Traduction de : Long walk to freedom Publication : [Paris] : Fayard, 1995
Impression : 72-La Flèche : Impr. Brodard et Taupin
Description matérielle : 658 p.-[24] p. : carte, couv. ill. en coul. ; 24 cm
EUEA - Afrique du Sud, sur SEAE
South Africa, sur Commission européenne
Accord sur le commerce, le développement et la coopération entre la Communauté et
ses États membres, d'une part, et la République d'Afrique du Sud, d'autre part, 1999
(lire en ligne)
•
•
•
•
(en) Agreement on scientific and technological cooperation between the European
Community and the Republic of South Africa, 1996 (lire en ligne)
(en) Cooperation Agreement between the European Community and the Republic of
South Africa, 10 octobre 1994 (lire en ligne)
Accord entre la Communauté européenne et la République d'Afrique du Sud sur le
commerce du vin, 2002 (lire en ligne)
Accord entre la Communauté européenne et la République d'Afrique du Sud sur le
commerce des spiritueux, 2002 (lire en ligne)
34
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Protocole additionnel à l'Accord sur le commerce, le développement et la coopération
entre la Communauté européenne et ses États membres, d'une part, et la République
d'Afrique du Sud, d'autre part, pour tenir compte de l'adhésion de la République
tchèque, la République d'Estonie, la République de Chypre, la République de Lettonie,
la République de Lituanie, la République de Hongrie, la République de Malte, la
République de Pologne, la République de Slovénie et la République slovaque à
l'Union européenne, 2005 (lire en ligne)
Protocole additionnel à l'Accord sur le commerce, le développement et la coopération
entre la Communauté européenne et ses États membres, d'une part, et la République
d'Afrique du Sud, d'autre part, pour tenir compte de l'adhésion de la République de
Bulgarie et la Roumanie à l'Union européenne, 2007 (lire en ligne)
South African – European Union Strategic Partenership, 15 mai 2007 (lire en ligne)
Decker, Marie-Laure , Apartheid Publication : Paris : Democratic books, DL 2010
mpression : impr. en Italie Description matérielle : 1 vol. (non paginé [ca 178] p.) :
nombreuses ill., couv. ill. ; 21 cm + 1 tirage de collection numéroté 0166 : 20 cm
Collection : Democratic books ; 04
Guitard, Odette L'Apartheid, Publication : Paris : Presses universitaires de France,
1983Impression : 41-Vendôme : Impr. des PUF Description matérielle : 127 p. :
cartes ; 18 cmCollection : Que sais-je ? ; 2046
Peter Kallaway Apartheid and education [Texte imprimé] : the education of Black
South Africans / publ. in association with the Education policy unit and Centre for
African studies, University of Cape Town Publication : Johannesburg : Ravan press,
1984Description matérielle : IX-411-[83] p. : ill. ; 22 cm
Frederick Johnstone, Martin Legassick, Harold Wolpe et Mike Morris ; Apartheid et
capitalisme [Texte imprimé] : le système économique de l'Afrique du Sud / par textes
présentés par Christine Messiant et Roger Meunier ; introduction de Roger Meunier ;
[traduit par Marie-Christine Gerber, Christine Messiant et Roger Meunier]
Publication : Paris : F. Maspero, 1979 Impression : 86-Ligugé : impr. Aubin
Barnard, Rita ,Apartheid and beyond [Texte imprimé] : South African writers and the
politics of place / Rita BarnardPublication : Oxford : Oxford university press, 2007
Description matérielle : 1 vol. (XII-221 p.) ; 25 cm
Fonds international de défense et d'aide pour l'Afrique australe
Titre(s) : Apartheid's army in Namibia [Texte imprimé] : South Africa's illegal
military occupation / International defense and aid fund Publication : London :
International defense and aid fund, 1982 Description matérielle : 74 p. : cartes ; 21
cm Collection : Fact paper on Southern Africa ; 10
MacCann, Donnarae , Maddy, Yulisa Amadu
T Apartheid and racism in South African children's literature [Texte imprimé] : 19851995 / Donnarae MacCann and Yulisa Amadu Maddy Publication : New York :
Routledge, 2001
Description matérielle : XVIII-154 p. ; 24 cm
S. C. Satyo The apartheid context of African language studies / S. C. Satyo
Publication : Cape Town : University of Cape Town, 1988 Description matérielle :
16 p. ; 21 cm
Abedian I (2008) Achievements, failures and lessons of the SouthAfrican
macroeconomic experience, 1994–2008. In Hofmeyr (ed.)2008 Transformation audit:
Risk and opportunity. Cape Town:Institute for Justice and Reconciliation.
Adam H, Moodley K & Slabbert FV (1997) Comrades in business:
Postliberationpolitics in South Africa. Cape Town: Tafelberg.
35
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Adler G & Webster E (1995) The labor movement, radical reform, andtransition to
democracy in South Africa. Politics & Society 23(1): 75–106.
Alexander N (2002) An ordinary country: Issues in the transition from apartheid to
democracy in South Africa. Pietermaritzburg: Universityof Natal Press.
W. Beinart, Twentieth Century South Africa (Second Edition Oxford 2001), p.5.
H. Marais, South Africa: Limits to Change: The Political Economy of Transformation
(London 1998), pp. 74-75.
D.M. Smith, ‘Redistribution and Social Justice after Apartheid’ in A. Lemon (ed),
TheGeography of Change in South Africa (Chichester 1995), pp. 60-6
Andrew M & Fox RC (2004) ‘Undercultivation’ and intensifi cation in the Transkei: A
case study of historical changes in the use of arable land in Nompa, Shixini.
Development Southern Africa 21(4): 687–706.
Adler, G (Ed.). (2000) Engaging the state and business: The Labour Movement and codetermination in contemporary South Africa. Johannesburg. (ISBN: 1868143600)
Blanchard O & Wolfers J (2000) The role of shocks and institutions in the rise of
European unemployment: The aggregate evidence. The Economic Journal
(Conference Papers) 110: C1–C33.
Desai A & Habib A (1994) Social movements in transitional societies: A case study of
the Congress of South African Trade Unions. South African Sociological Review 6(2):
68–88.
Adam, H., F.V. Slabbert ve K. Moodley (1998) Comrades in Business PostLiberation Politics in South Africa, Cape Town: Tafelberg.
Barchiesi, F. (2008a) "Hybrid Social Citizenship and the Normative Centrality of
Wage Labor in Post-Apartheid South Africa", Mediations Journal of the Marxist
Literary Group 24(1): 53-68.
Barchiesi, F.(2004) "Class, Social Movements and the Transformation of the SouthAfrican Left in the Crisis of 'National Liberation'", Historical Materialism, 12(4): 327353.
Barchiesi, F.(2008b) “Wage Labour, Precarious Employment, and Social Inclusion in
the Making of South Africa’s Post Apartheid Transition”, African Studies Review,
51(2): 119-142.
F Barchiesi Classes, multitudes and the politics of community movements in postapartheid South -51—2004
F Barchiesi Precarious liberation: Workers, the state, and contested social citizenship
in postapartheid South Africa
SUNY Press-41—2011
F Barchiesi Rethinking the Labour Movement in the" new South Africa"
Ashgate Publishing-32—2003
F Barchiesi Transnational Capital, Urban Globalisation and Cross‐Border Solidarity
the Case of the South African Municipal Workers F Barchiesi Antipode 33 (3), 384406-25—2001
F Barchiesi South African Debates on the Basic Income Grant: Wage Labour and the
Post-Apartheid Social Policy* F BarchiesiJournal of Southern African Studies 33 (3),
561-575-16—2007
F Barchiesi Privatization and the Historical Trajectory of``Social Movement
Unionism'': A Case Study of Municipal Workers in Johannesburg, South Africa F
BarchiesiInternational Labor and Working Class History 71, 50-16—2007
F Barchiesi Social citizenship and the transformations of wage labour in the making of
post-apartheid South Africa, 1994-2001 F BarchiesiUniversity of the Witwatersrand13—2005
36
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
The commercialisation of waste management in South Africa
M Qotole, M Xali, F Barchiesi Municipal Services Project-13—2001
Class, Social Movements and the Transformation of the South-African Left in the
Crisis of'National Liberation' F Barchiesi
Historical Materialism 12 (4), 327-353-10—2004
F Barchiesi From workshop to wasteland: De-industrialization and fragmentation of
the black working class on the East Rand (South Africa), 1990–1999 F Barchiesi,
Kenny *International Review of Social History 47 (S10), 35-63-10—2002
F Barchiesi Wage labor and social citizenship in the making of post-apartheid South
Africa* Journal of Asian and African studies 42 (1), 39-72-9—2007 The public sector
strikes in South Africa: A trial of strength
F Barchiesi The social construction of labour in the struggle for democracy: the case
of post‐independence Nigeria Review of African Political Economy 23 (69), 349369-8—1996
F Barchiesi Informality and Casualization as Challenges to South Africa’s Industrial
Unionism: Manufacturing Workers in the East Rand/Ekurhuleni Region in the 1990s
African Studies Quarterly 11 (2), 3-7—2010
F Barchiesù* Delivery from below, resistance from above: Electricity and the politics
of struggle over basic needs in Tembisa
debate 4, 12-27-7—1998
F Barchiesi Labour, neoliberalism and democratic politics in Nigeria and South
Africa: A comparative overview Labour, Capital & Society 30 (2), 170-225-7—1997
F Barchiesi Fiscal Discipline and Worker Response: The Restructuring of
Johannesburg’s Solid Waste Management
The Commercialisation of Waste Management in South Africa, 21-46-6—2001
Trade Unions and Organisational Restructuring in the South African Automobile
Industry: A Critique of the Co-Determination Thesis African Sociological Review 2,
47-76--Mohamed, S. (2011), "Negative Trends in the South African Economy: how should
these be overcome?" in M. Mbeki (ed.), Advocates for Change: How to Overcome
Africa’s Challenges, Pan MacMillan, Johannesburg.
Mohamed, S. (2011), “Prospects and challenges in building the trade, industry and
financial sector in South Africa,” in D. Plaatjies (Ed.), Future Inheritance: Building
State Capacity in Democratic South Africa, Jacana Media, Johannesburg.
Mohamed, S. (2010), “The effect of a mainstream approach to economic and corporate
governance on development in South Africa,” in Edigheji, O. (Ed.), The Potentials for
and Challenges of Constructing a Democratic Developmental State in South Africa,
HSRC Press, Pretoria.
Mohamed, S. (2010), “The State of the South African Economy,” R. Southall, D.
Pillay, P. Naidoo and J. Daniel, New South African Review 1: Development or
Decline, Wits University Press, Johannesburg.
Mohamed, S. (2008), “The US economic epidemic”, in Global Dialogue: An
International Affairs Review, Vol. 13.2, August 2008, Institute for Global Dialogue,
Midrand, South Africa.
Mohamed, S. (2007), “Macroeconomic indicators for collective bargaining”, in
Labour Research Services (2008),
Bond, P. (2000) Elite Transition: From Apartheid to Neo-Liberalism in South Africa,
London: Pluto.
37
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Carmody, P. (2002) “Between Globalisation and (Post) Apartheid: The Political
Economy of Restructuring in South Africa”, Journal of Southern African Studies,
28(2), 255-275.
Clercq, F. (1979) "Apartheid and the Organised Labour Movement", Review of
African Political Economy, 14: 69-77.
Desai, A. (2008) “Productivity Pacts, the 2000 Volkswagen Strike and the Trajectory
of COSATU in Post - Apartheid South Africa”, Mediations Journal of the Marxist
Literary Group, 24(1): 29-53
Edigheji, O. (1997) Globalization and the Role of the State in the Promotion of Black
Economic Empowerment in South Africa, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Durban:
University of Durban, Faculty of Art, Department of Social Policy.
Edigheji, O.(2007) “The Emerging South African Democratic Developmental State
and the People’s Contract”, Center for Policy Studies (CPS): Johannesburg.
Engdahl, C. ve H. Hauki ve (2001) Black Economic Empowerment: An Introduction
Hart, G. (2006) “Post-Apartheid Developments in Historical and Comparative
Perspective”, Padayachee, V. (der.) The Development Decade: Economic and Social
Change in South Africa, 1994-2004 içinde, Cape Town, HSRC, 13-33.
Hart, G. (2007) Changing Concepts of Articulation, Africanus Magazine, 37(2): 4666.
Hirsch, A. (2004) Season of Hope. Economic Reform under Mandela and Mbeki,
Scottsville: University of Kwa-Zulu Natal.
Iheduru, O.C. (2004) "Black Economic Power and Nation-Building in Post-Apartheid
South Africa" The Journal of Modern African Studies, 42(1): 1-30. 4
Turok, B (2008) The Evolution of ANC Economic Policy: from the Freedom Charter
to Polokwane, Cape Town: New Agenda.
Von Holdt, K. ve E.Webster (2005) “Work Restucturing and the Crisis of Social
Reproduction: A Southern Perspective”, Von Holdt, K. ve E.Webster (der.), Beyond
the Apartheid Workplace: Studies in Transition içinde, 3-41
Webster, E, R. Lambert ve A. Bezuidenhout (2008) Grounding Globalization Labour
in the Age of Insecurity. Malden: Blackwell.
Webster, E. (1995,) “Black Trade Union Movement in South Africa”, Webster E., L.
Alfred, L. Bethlehem, A. Joffe, T. Selikow (der.) Work and Industrialisation in South
Africa içinde, Johannesburg: Ravan.
Wolpe, H. ve M. Legassick (1976) “Bantustan and Capital Accumulation in South
Africa”, Review of African Political Economy, Special Issue on South Africa, 7: 87107.
38

Benzer belgeler

mandela`nın ardından

mandela`nın ardından kurumlaşmış ırkçılığa,yoksulluğa karşı mücadele hükumettir. Siyasal olarak Mandela,afrikalı bir ulusalcı, demokratik sosyalist ve hümanist bir liderdir.19911997 döneminde Afrika Ulusal Kongresi baş...

Detaylı