dƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶ ^ĞƌĂ `ĂnjŦ ŵŝƐLJŽŶůĂƌŦŶŦŶ

Transkript

dƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶ ^ĞƌĂ `ĂnjŦ ŵŝƐLJŽŶůĂƌŦŶŦŶ
This project is co-financed by the
European Union and the Republic of Turkey
Bu proje AYUXSD%LUOL÷LYH Türkiye Cumhuriyeti
WDUDIÕQGDQILQDQVHHGLOPHNWHGLU
dƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶ^ĞƌĂ'ĂnjŦŵŝƐLJŽŶůĂƌŦŶŦŶ7njůĞŶŵĞƐŝ
DĞŬĂŶŝnjŵĂƐŦŶĂĞƐƚĞŬŝĕŝŶdĞŬŶŝŬzĂƌĚŦŵWƌŽũĞƐŝ
EuropeAid/134454/D/SER/TR
Türkiye’de UES için
en uygun yönetim modeline
ilişkin Seçenek Değerlendirme Belgesi
KĐĂŬϮϬϭϲ
Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. İÇİNDEKİLER PROJEYE GENEL BAKIŞ .............................................................................................................................................. 6 GİRİŞ 1 1. UES İÇİN MERKEZİ YA DA MERKEZİ OLMAYAN SEÇENEKLER: BAŞLICA ÖZELLİKLERİ, AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI, İDARİ, YASAL VE TEKNİK UYGULANABİLİRLİĞİ ............................................................................. 2 1. UES gerekliliklerinin özeti: BMİDÇS, KP, COP Kararları ve AB MMR kapsamında uygulanabilir rejim hakkında kısa bilgi ................................................................................................................................................................ 2 2. UES için Merkezi ve Merkezi Olmayan Seçenekler: giriş niteliğinde açıklamalar ve genel ilkeler ..................... 4 3. UES için merkezi ve merkezi olmayan seçenekler: başlıca özellikleri ve uygulanabilirlik değerlendirmesi ....... 7 3.1. Merkezi UES yönetimi modeline odaklanılması ............................................................................................... 7 3.2. Merkezi olmayan UES yönetimi modeline odaklanılması ................................................................................ 9 3.3 Merkezi ve merkezi olmayan modellerin tablo halinde özeti ......................................................................... 11 2. UES YÖNETİM MODELLERİNİN UYGULANMASI: AB ÜYE ÜLKELERİNİN TECRÜBELERİNDEN ÇIKARILAN DERSLER VE UYGULAMALAR. ..................................................................................................................................................... 12 1. Giriş ................................................................................................................................................................. 12 2. Merkezi UES yönetim tecrübeleri ..................................................................................................................... 13 2.1. İtalya............................................................................................................................................................. 13 2.2. Avusturya ..................................................................................................................................................... 14 2.3. Finlandiya ..................................................................................................................................................... 15 2.4. Hollanda ....................................................................................................................................................... 15 3. Merkezi Olmayan UES yönetim tecrübeleri ...................................................................................................... 16 3.1. Düzeltmelerle beraber merkezi olmayan tecrübeler: Danimarka ve Yunanistan Örnekleri ............................ 16 3.1.1. Yunanistan ................................................................................................................................................. 16 3.1.2. Danimarka ................................................................................................................................................. 17 3.2. Birleşik Krallık ............................................................................................................................................... 18 3.3. Fransa ........................................................................................................................................................... 18 4. AB Üye Ülkelerinin mevcut uygulamalarından çıkarılan dersler ....................................................................... 19 3. TÜRKİYE’DE UES: MEVCUT DURUM VE ÖNERİLEN YÖNETİM MODELİ ................................................................. 21 1. Türkiye’de mevcut UES’ye genel bakış ............................................................................................................. 21 1.1. Mevcut yasal ve kurumsal yönetime odaklanılması ...................................................................................... 21 1.2. Mevcut UES ve bütçe durumuna odaklanılması ............................................................................................ 24 2. Türkiye için en uygun UES yönetim modeline ilişkin nihai tavsiyeler ................................................................ 25 DOKÜMAN VE MEVZUATA İLİŞKİN KAYNAK LİSTESİ ................................................................................................ 28 TÜRKİYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETİM MODELİNE İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 I Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Projenin Adı: Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Proje Ref. Numarası: EuropeAid/134454/D/SER/TR Raporun Adı: Sayı Türkiye’de UES için en uygun yönetim modeline ilişkin Seçenek Değerlendirme Belgesi 1 Versiyon Tarih Hazırlayan Kontrol Eden 1 2 3 4 25 Ocak 2016 Alessandra Barreca Domenico Gaudioso, Christian Melis TÜRKİYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETİM MODELİNE İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 II Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Rapor Kapak Sayfası Projenin Adı: Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Proje Ref. Numarası: EuropeAid/134454/D/SER/TR Sözleşme no: TR2011/0327.21.02‐01/001 Ülke: Türkiye Yüklenici P.A.N.G.E.A. Società Cooperativa Consortile Yüklenicinin Yerel Şubesi P.A.N.G.E.A. Società Cooperativa Consortile Merkezi İtalya Ankara Merkez Şubesi Adres Nasuh Akar Mah. Prof. Osman Turan Sok. No: 4/3 Balgat, Ankara, Türkiye Telefon +90 (0)312 2847304 Faks +90 (0)312 2846174 Ε Posta [email protected] İrtibat Kişisi Andrea Porta Rapor Tarihi: 25 Ocak 2015 Raporun Yazarı: Alessandra Barreca Bu raporun içeriğinden yalnızca danışman firma sorumludur ve rapor hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır. TÜRKİYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETİM MODELİNE İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 III Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. KISALTMALAR FV İYR MFA İDKK HEKK İDHYKK CCCC CH4 CITEPA CLRTAP CMP CO2 CoGIS Comstat COP CRF DCE DECC DEFRA GM EBRD EEA EF EFDB EMEP EMEP/EEA ERT ESMAP ETS AB GSYİH GEF SG GIZ GWP HFC IETA INDC IPCC EPÜK ISPRA ISTAT KU KISAD KP LTI AKAKDO GTB MEDDE Faaliyet Verisi İki Yıllık Rapor Maliyet – Fayda Analizi
İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu
Hava Emisyonları Koordinasyon Kurulu
İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu
İklim Değişikliği Koordinasyon Konseyi;
Metan (Fransa) Meslekler Arası Hava Kirliliği Çalışmaları Teknik Merkezi; Uzun Menzilli Sınır Aşan Hava Kirliliği Sözleşmesi
Kyoto Protokolü’ne Taraf Ülkeler Toplantısı işlevi gören Taraflar Konferansı Karbondioksit (İtalya) İstatistik Bilgiler Güvence Komisyonu;
(İtalya) İstatistik Bilgilere ilişkin Politika ve Koordinasyon Komitesi; Taraflar Toplantısı
Ortak Raporlama Formatı
Danimarka Çevre ve Enerji Merkezi;
(Birleşik Krallık) Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı;
(Birleşik Krallık) Çevre Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı;
Genel Müdürlük
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası
Avrupa Çevre Ajansı
Emisyon Faktörü
Emisyon Faktörü Veritabanı
Avrupa İzleme ve Değerlendirme Programı
Hava Kirletici Emisyon Envanteri Rehberi (önceden EMEP CORINAIR olarak biliniyordu)
Uzman Gözden Geçirme Ekibi
Enerji Sektörü Yönetimi Destek Programı
Emisyon Ticaret Sistemi
Avrupa Birliği Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
Küresel Çevre Fonu
Sera Gazı Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu
Küresel Isınma Potansiyeli
Hidroflorokarbon
Uluslararası Emisyon Ticareti Derneği
Niyet Edilen Ulusal Katkı
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli
Endüstriyel Prosesler ve Solvent ve Diğer Ürünlerin Kullanımı (IPPU) (İtalya) Çevre Koruma ve Araştırma Enstitüsü;
(İtalya) Ulusal İstatistik Kurumu;
Kilit Uzman Kireç Sanayicileri Derneği
Kyoto Protokolü
Yasal, Teknik ve Kurumsal Analiz
Arazi Kullanımı, Arazi Kullanımı Değişikliği ve Ormancılık
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
(Fransa) Ekoloji, Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji Bakanlığı; TÜRKİYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETİM MODELİNE İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 IV Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. MEECC ETKB MMD MMR ÇŞB GTHB OSİB BSTB MRV UDHB N2O NAMA UB NEB NEC NERI UE UER UES KDU NLA NTUA PvÖ’ler PFC PMR PRTR PYK KG/KK SBI SBSTA SF6 SISTAN SNIEBA SPO SWOT TANA TASK‐GHG TDE TÇMB ToR TÜBİTAK TÜİK UNDP BMİDÇS ÇG (Yunanistan) Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
İzleme Mekanizması Kararı (280/2004/EC)
280/2004/EC sayılı kararın yerine geçen (EU) 525/2013 sayılı sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanmasıyla iklim değişikliğine ilişkin ulusal ve birlik düzeyinde diğer bilgilerin raporlanmasına dair yönetmelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Orman ve Su İşleri Bakanlığı
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
İzleme, Raporlama ve Doğrulama
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
Nitröz oksit Ulusal Ölçekte Uygun Azaltım Eylemleri
Ulusal Bildirim Ulusal Enerji Dengesi
Ulusal Emisyon Tavanı
Danimarka Ulusal Çevre Araştırmaları Enstitüsü;
Ulusal Envanter
Ulusal Envanter Raporu
Ulusal Envanter Sistemi
Kısa Dönem Uzman
Hollanda İşletme Ajansı;
(Yunanistan) Ulusal Atina Teknik Üniversitesi / Kimya Mühendisliği Okulu; Politika ve Önlemler
Perflorokarbon
Piyasaya Hazırlık için Ortaklık
(Avrupa Birliği) Kirletici Salım ve Taşınım Kayıt Sistemi
Proje Yönlendirme Kurulu Kalite Güvence / Kalite Kontrol
Subsidiary Body for Implementation to the BMİDÇS
Subsidiary Body for Scientific and Technical Advice to the BMİDÇS Sülfür Hekzaflorit
(İtalya) Ulusal İstatistik Sistemi;
(Fransa) Hava Emisyonları ve Denetimleri Ulusal Sistemi;
Kıdemli Program Yöneticisi
Güçlü Yanlar, Zayıf Yanlar, Fırsatlar ve Tehditler
Eğitim ve Destek İhtiyaç Analizi
Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Teknik Destek Ekibi
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği
Teknik Şartname
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
Türkiye İstatistik Kurumu
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Çalışma Grubu TÜRKİYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETİM MODELİNE İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 V Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. PROJEYE GENEL BAKIŞ Projenin Adı Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Proje Ref. Numarası EuropeAid/134454/D/SER/TR Ülke Türkiye Faydalanıcı Kurum: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Genel Hedef Türkiye’nin AB ile birlikte atmosferdeki sera gazı birikimlerini iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir düzeyde tutmaya yönelik BMİDÇS hedefine etkin ve etkili bir şekilde katkıda bulunma çalışmalarına destek verilmesi. Planlanan Çıktılar 1. Kurumsal, yasal ve prosedürel düzenlemelerin mevcut olması ve envanter planlama, hazırlama ve yönetim süreçleriyle bağlantılarının kurulması. 2. BMİDÇS ve IPCC rehber ilkelerine paralel olarak tahminlerin ve raporlamanın iyileştirilmesine odaklanılarak Ulusal Envanter Raporlarının kalitesinin iyileştirilmesi. 3. Ulusal bildirimler ve iki yıllık güncelleme raporuna ilişkin unsurların hazırlanmasına dair veri kalitesinin ve teknik kapasitenin iyileştirilmesi. Teknik Destek Ekibi Teknik Destek Ekibi aşağıdaki uzmanlardan oluşmaktadır: 
Takım Lideri/İklim Değişikliği Uzmanı, Christian Melis 
Kilit Uzman 2 – Kıdemli Hukukçu, Alessandra Barreca 
Kilit Uzman 3 – Sera Gazı Envanteri Çalışmaları konusunda Kıdemli Uzman, Michael Gillenwater 
Kilit Uzman 4 – Ulusal Bildirimler konusunda Kıdemli Uzman, Stelios Pesmajoglou 
Kısa Dönem Uzmanlar ‐ Gamze Çelikyılmaz‐Aydemir; Guido Bonati; Mario Contaldi; Riccardo De Lauretis; Domenico Gaudioso; Melina Mikelis; John O. Niles; Daniela Romano; Pinar Ozturk; Marina Vitullo; Barbara Gonella Proje başlangıç tarihi 25 Aralık 2014 Proje süresi 28 ay – bitiş tarihi 25 Nisan 2017 TÜRKİYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETİM MODELİNE İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 VI Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Giriş Bu rapor, Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi‘nde Bileşen 1 kapsamındaki ikinci çıktıyı oluşturmaktadır. Daha ayrıntılı bir şekilde ifade edilecek olursa, Bileşen 1 Yasal ve Kurumsal Durumun Değerlendirilmesi ve İyileştirilmesi, Atılması Gereken Adımların Tespit Edilmesi kapsamında Türkiye’nin 525/2013/EU sayılı AB Yönetmeliği (MRR) gereklilikleriyle uyumlu bir şekilde uluslararası sera gazı emisyonları raporlama taahhütlerini yerine getirmesine destek olmak amacıyla mevcut kurumsal düzenlemelerin güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede, hazırlanan bu rapor Faaliyet 1.2’nin çıktısını oluşturmaktadır ve Ulusal Envanter Sistemi (UES) için iki kurumsal yönetim seçeneğine, yani merkezi ve merkezi olmayan seçeneklere yönelik bir analiz ve Türkiye için en uygun modele ilişkin tavsiyeler içermektedir. Türkiye’de UES için en uygun yönetim yapısına ilişkin Seçenek Değerlendirme Belgesi başlıklı bu rapor 3 bölüm halinde yapılandırılmıştır ve Bileşen 1 kapsamında yapılması öngörülen faaliyetlere temel oluşturma amacını taşımaktadır. Söz konusu faaliyetler, Faaliyet 1.3 çerçevesinde planlanan Uygulama Belgesi/Eylem Planı’nın hazırlanması ve Faaliyet 1.4 çerçevesinde buna binaen yasal taslakların hazırlanmasıdır. Daha ayrıntılı ifade edilecek olursa, 1. bölümde genel ve spesifik arkaplan bilgisi verilmektedir, merkezi ve merkezi olmayan sistem açısından ülke için en uygulanabilir seçenek tespit edilmeye çalışılmaktadır. Böylece, BMİDÇS, KP ve AB MMR uyarınca başlıca UES gereklilikleri kısaca hatırlatıldıktan sonra, UES yönetimine ilişkin iki seçenek sunulmakta ve analiz edilmektedir. Öncelikle, her iki seçenek için de geçerli olan uygulamaya ilişkin genel ilkeler, özellikler ve gereklilikler tespit edilmektedir. İkinci olarak, aynı bölüm içerisinde iki modelin her birine özgü belirli özellikleri, avantaj ve dezavantajlarıyla başlıca yasal, teknik ve bütçesel yansımaları analiz edilerek her modele ayrı ayrı odaklanılmaktadır. 2. bölümdeyse, seçilen bazı AB Üye Ülkelerinde iki modelin de uygulanmasına ilişkin bazı örnekler verilmektedir. AB Üye Ülkelerindeki uygulamaların seçilmesinin nedeni, projenin ve özellikle de Bileşen 1’in nihai amacı (Türkiye’de UES’nin 525/2013 sayılı AB Yönetmeliği ile uyumlaştırılması) göz önünde bulundurulduğunda, AB MMR gerekliliklerinin uygulandığı UES’lere odaklanması açısından ortaya çıkan gerekliliktir. Bu bağlamda, AB Üye Ülkelerinde 4 merkezi UES ve 4 merkezi olmayan UES örneği sunularak bu deneyimlerin kurumsal ve mevzuata yönelik özelliklerine odaklanılmıştır. Özellikle de sorumluluğun ve koordinasyonun tek bir ulusal kurum tarafından yürütüldüğü sistemlerde, UE görevlerinin sürece katılan kurumlar arasında dağılımına dikkat çekilmiştir. Bu bölümün sonunda, AB Ülkelerinden seçilen örneklerde ortaya çıkan başlıca trendlerden çıkarılan bazı dersler ifade edilmekte ve bu çıkarılan sonuçlar, 1. bölümde belirtilen genel ve modele özgü ilkelerle, yapılan analiz sonuçlarıyla bağlantılandırılmıştır. Son olarak, 3. bölümde, ülkedeki mevcut durum kısaca belirtildikten sonra, Türkiye’de UES için en uygun yönetim seçeneği ifade edilip buna ilişkin tavsiyeler verilmektedir. Nihai olarak tavsiye edilen seçenekte LTI Raporu kapsamındaki bulgular1 göz önünde bulundurulmaktadır ve yapılan öneri şu kriterlere dayandırılmaktadır: seçilen modelin yasal, idari, kurumsal ve teknik uygulanabilirliği; seçilen modelin diğer modele kıyasla orantısallığı ve verimliliği. Seçenek Değerlendirme Belgesi çerçevesinde ortaya çıkan bulgular, Faydalanıcı ve paydaşlarla paylaşılacaktır, ayrıca 2016 Şubat ayının ortasında düzenlenecek bir günlük Uzman Çalıştayı kapsamında önerilen modelin üzerinde çalışılmak üzere onaylanması amacıyla yorumlarına açılacaktır. Daha ayrıntılı ifade etmek gerekirse, proje şartnamesi uyarınca, daha sonra Uygulama ve Eylem Planı çerçevesinde üzerinde ayrıntılı bir şekilde çalışılacak olan, Türkiye için en uygun model seçilecektir. Bkz. LTI Raporu, özellikle 2., 3. ve 4. bölümler, Bileşen 1 Faaliyet 1.1 kapsamında hazırlanması gereken çıktıyı oluşturan raporun ilk versiyonu 25 Aralık 2015 tarihinde, ikinci versiyonu 19 Ocak 2016 tarihinde sunulmuştur. Paydaşların yorumlarının dahil edildiği ikinci versiyon 20 Ocak 2016 tarihinde Sera Gazı Envanteri Çekirdek Grubu tarafından onaylanmıştır.
1
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 1 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 1. UES için Merkezi ya da Merkezi Olmayan Seçenekler: başlıca özellikleri, avantaj ve dezavantajları, idari, yasal ve teknik uygulanabilirliği 1.
UES gerekliliklerinin özeti: BMİDÇS, KP, COP Kararları ve AB MMR kapsamında uygulanabilir rejim hakkında kısa bilgi Ulusal Envanter Sistemi (UES), kaynak ve yutaklardaki sera gazı emisyonu ve azaltımlarının hesaplanması ile envanter bilgilerinin arşivlenmesi amacıyla Ek I taraf ülkeleri tarafından oluşturulan tüm kurumsal, yasal, teknik ve prosedürel düzenlemeleri kapsamaktadır.2 Bu sistemin amacı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Kyoto Protokolü (KP) gerekliliklerinin yerine getirilmesini ve BMİDÇS taahhütlerinin uygulanmasına ilişkin Ek I taraf ülkelerinin kaydettiği ilerlemenin uluslararası düzeyde izlenmesini ve gözden geçirilmesini sağlamaktır. UES’ye ilişkin iki yönetim seçeneğini analiz etmeden önce, uygulamadaki mevzuata kısaca bir göz atmak faydalı olacaktır. Ek I taraf ülkeleri tarafından oluşturulacak UES açısından yasal düzenlemeleri oluşturan uluslararası rejim ve AB rejimi Yasal, Teknik Kurumsal Analiz Rapor I3 çerçevesinde kapsamlı bir şekilde anlatılmıştır. Bu nedenle, BMİDÇS, KP, COP Kararları ve 525/2013 sayılı AB Yönetmeliği (buradan itibaren MMR olarak anılacaktır) kapsamındaki düzenleyici çerçeve uyarınca mevcut başlıca UES yasal ve teknik gerekliliklerini hatırlatmak adına bu belgede daha ayrıntılı analiz için Yasal, Teknik Kurumsal Analiz Raporu’na atıfta bulunmak yeterli olacaktır. Uluslararası düzeyde mevzuata ilişkin ana çerçeve, KP Madde 5.1 ve BMİDÇS Madde 4.1‐6 ve 12.1‐6 ile oluşturulmuştur. Daha ayrıntılı bakmak gerekirse, KP Madde 5.1 kapsamında, CMP tarafından kabul edilen rehber ve metodolojiler uyarınca, Ek I taraf ülkelerinin kaynak ve yutaklardaki sera gazı emisyonlarını ve azaltımlarını hesaplamak üzere bir ulusal sistem oluşturmaları öngörülmektedir. BMİDÇS Madde 4.1‐2 ve 12.1‐6 kapsamındaysa Ek I taraf ülkeleri için aşağıdaki bilgilendirme ve raporlama gereklilikleri belirlenmiştir:4  BMİDÇS kapsamında onaylanan ve önerilen karşılaştırmalı metodolojileri kullanarak kaynaklardaki ve yutaklardaki insan kaynaklı emisyonlar ve azaltımlara ilişkin düzenli bir şekilde UE hazırlamak, yayınlamak ve güncellemek;  Azaltım önlemlerine ilişkin ulusal programlar oluşturmak, uygulamak, yayınlamak ve güncellemek;  İklim değişikliği açısından azaltımı amaçlayan ulusal politika ve önlemleri benimsemek;  BMİDÇS hedeflerine ulaşmak amacıyla kabul edilen, planlanan ve/veya uygulanan adımların, politika ve önlemlerin açıklandığı, BMİDÇS hedefine ulaşılmasıyla ilgili her türlü bilginin yer aldığı Ulusal Bildirimleri hazırlamak ve düzenli aralıklarla BMİDÇS Sekreteryası’na iletmek. BMİDÇS çerçevesinde kabul edilen rehberlerde daha ayrıntılı ilkeler belirtilmiştir: Sera gazı hesaplamaları için Ulusal Sistemlere ilişkin 19/CMP.1 sayılı CMP Kararı ve 20/CP.7 sayılı COP Kararları; 24/CP.19 sayılı COP Kararı ile revize edilen Ek I Taraf Ülkeleri için UE’ye ilişkin Raporlama Rehberleri hakkında 18/CP.8 ve 14/CP.11 sayılı COP Kararları; Ek I Taraf Ülkeleri için Ulusal Bildirimlere ilişkin Raporlama Rehberleri hakkında 4/CP.5 sayılı COP Kararı; ve Ek I Taraf Ülkeleri için İki Yıllık Raporlara ilişkin Raporlama Rehberleri hakkında 1/CP.16 ve 2/CP.17 sayılı COP Kararları.5 Ek I taraf ülkelerinin UES’ye ilişkin yerine getirmeleri beklenen başlıca gereklilikler aşağıda Tablo 1’de kısaca ifade edilmiştir. 2
Bkz. 19/CMP.1 sayılı Karar. Bkz. bu proje kapsamında 25 Aralık 2015 tarihinde ilk versiyonu, 19 Ocak 2016 tarihinde gözden geçirilmiş ikinci versiyonu sunulan ve 20 Ocak 2016 tarihinde onaylanan Yasal, Teknik ve Kurumsal Analiz Raporu ‐ Bölüm I ULUSAL ENVANTER DÜZENLEMELERİ, ULUSAL BİLDİRİMLER VE İKİ YILLIK RAPORLARA İLİŞKİN ULUSAL ÇERÇEVE VE AB REJİMİ. 4
Bu liste eksiksiz olmamakla birlikte, bu raporun kapsamı ve amacı uyarınca, UB ve UE’lerin geliştirilmesiyle ilgili bilgilendirme görevlerine ilişkin BMİDÇS ve KP tarafından ortaya konulan genel gerekliliklerin konuyla en bağlantılı olanlarına yer vermektedir. 5
Bu belgelerin tamamına aşağıdaki adresten ulaşılabilir http://UNFCCC.int/documentation/decisions/items/3597.php
3
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 2 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 6
Tablo 1: 24/CP.19 sayılı COP Kararı 21‐22. paragraflar uyarınca Ek I UES tasarımı, işletme ve uygulama gereklilikleri a)
UE’nin şeffaflık, tutarlılık, karşılaştırılabilirlik, tamlık ve doğruluğunun (TACCC) sağlanması7 Planlama, hazırlık ve yönetim faaliyetlerinin tamamında UE kalitesinin sağlanması Kamu kurumları ve sürece dahil olan diğer kuruluşlar arasında kurumsal, yasal ve prosedürel düzenlemelerin oluşturulması UE’nin zamanında hazırlanması için yeterli kapasite ve teknik uzmanlığın sağlanması UE açısından genel sorumluluğu üstlenecek tek bir kurumun belirlenmesi Yıllık UE’nin zamanında hazırlanması ve ilgili COP Kararlarıyla uyumlu bir şekilde raporlanması UE’nin planlanması, hazırlanması ve yönetimine ilişkin görevlerin yürütülmesi UE verilerinin hükümetten resmi onay almasının sağlanması b)
ULUSAL c)
ENVANTER SİSTEMİ TASARIMI ve d)
UYGULAMA e)
GEREKLİLİKLERİ f)
g)
h)
Yukarıdaki tabloda belirtilen uluslararası düzenleyici çerçeve, AB düzeyinde 525/2013/EU sayılı Yönetmelik (MMR) ile uygulanmaktadır. Bu yönetmelikle AB ve Üye Ülkelerin UE, UB ve İYR’leri için AB kapsamında bir izleme ve raporlama mekanizması oluşturulmaktadır.8 Daha ayrıntılı ifade etmek gerekirse, MMR tek tek Üye Ülkelerin UE’lerinin biraraya getirilmesinden oluşan bir AB Envanter Sistemi oluşturmaktadır ve AB’nin Üye Ülkelerin UE’lerinin zamanında teslim edilmesini ve şeffaflık, doğruluk, tutarlılık, tamlık ve karşılaştırılabilirlik (TACCC) ilkelerini yerine getirmelerini sağlayarak sürekli iyileştirme döngüsünü uygulamayı amaçlamaktadır. MMR kapsamındaki başlıca hüküm ve gereklilikler aşağıda Tablo 2’de özetlenmiştir. 9
Tablo 2: UE, UB ve İYR’lere ilişkin MMR kapsamında belirtilen başlıca gerekliliklerin özeti ULUSAL ENVANTER GEREKLİLİKLERİ 

AB Komisyonu’na UE raporlamasını yapma yetkisine sahip ulusal kurumun (Odak Noktası) tayin edilmesi; (madde 3); Ulusal Envanter Sisteminin kurulması (madde 5.1); 6
Kaynak: Yazarın kendi ayrıntılandırma çalışması (Yasal, Teknik ve Kurumsal Analiz Raporu’nda Tablo 1’den alınmıştır). Bunlar “TACCC” kısaltmasıyla da ifade edilen ve iyi bilinen UE kalite hedefleridir, 24/CP.19 sayılı kararda paragraf 4.(a)‐(e) kapsamında belirtilen bu ilkelerin tanımları şu şekildedir: “(a) Şeffaflık, envanter için kullanılan veri kaynakları, varsayımlar ve metodolojilerin, kullanıcılar tarafından raporlanan bilgilerin envanterin yeniden hazırlanması ve değerlendirilmesinin kolaylaştırılması amacıyla, net bir şekilde açıklanması gerektiği anlamına gelmektedir. Envanterin şeffaflığı, bilginin iletilmesi ve değerlendirmesi açısından projenin başarılı olmasında temel teşkil etmektedir. Genel raporlama formatı (CRF) tablolarının kullanılması ve yapılandırılmış ulusal envanter raporunun (UER) hazırlanması, bilgilerin şeffaflığına katkıda bulunmanın yanı sıra ulusal ve uluslararası gözden geçirme faaliyetlerini kolaylaştırmaktadır. (b) Tutarlılık, yıllık sera gazı envanterinin raporlanan tüm yıllar için sektörler, kategoriler ve gazların tamamına ilişkin tüm unsurlarıyla kendi içinde tutarlı olması gerektiği anlamına gelmektedir. Baz yıl ve onu takip eden tüm yıllar için aynı metodolojiler kullanıldıysa, kaynak ve yutaklarda emisyon ve azaltımların hesaplanmasında tutarlı veri setleri kullanıldıysa, envanter tutarlıdır. (…). (c) Karşılaştırılabilirlik, Ek I Taraf Ülkelerinin envanterlerinde raporladıkları emisyon ve azaltım hesaplamalarının Ek I Taraf Ülkeleri arasında karşılaştırılabilir olması gerektiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle, Ek I Taraf Ülkeleri, hesaplamaların yapılması ve envanterlerin raporlanmasında COP tarafından üzerinde uzlaşılmış metodoloji ve formatları kullanmalıdır. (…). (d) Tamlık, yıllık sera gazı envanterinde asgari olarak 2006 IPCC Rehberlerinde metodolojilerin verildiği ya da COP tarafından ek metodolojilerin kabul edildiği tüm kaynak ve yutaklarla gazların yer alması anlamına gelmektedir. Tamlık aynı zamanda Ek I Taraf Ülkeleri tarafından kaynak ve yutakların coğrafi anlamda tam kapsam altına alınması demektir. (e) Doğruluk, emisyon ve azaltım hesaplamalarının, değerlendirilebildiği ölçüde, sistematik olarak gerçek emisyon veya azaltımların ne üzerinde ne de aşağısında olması ve belirsizliklerin uygulanabilir olduğu ölçüde azaltılması anlamına gelmektedir.”. 8
AB izleme ve raporlama mekanizmasının BMİDÇS ve KP gereklilikleriyle tutarlı olması ve COP Kararları’ndaki rehber ilkelerle uyum içerisinde olması gerekmektedir: (UES hakkında) 24/CP.19 sayılı kararla revize edilen 1/CP.15, 1/CP.16, 14/CP.11 sayılı kararlar ve (UB ve İYR’ler hakkında): 4/CP.5 ve 2/CP.17 sayılı COP kararları. 9
Kaynak: Yazarın kendi ayrıntılandırma çalışması (Yasal, Teknik ve Kurumsal Analiz Raporu’ndan alınmıştır).
7
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 3 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 










ULUSAL BİLDİRİM ve İKİ YILLIK RAPOR GEREKLİLİKLERİ 



Ulusal yetkili kurumların ilgili verilere erişiminin sağlanması (madde 5.2); Ulusal Envanter Sisteminin sürekli iyileştirilmesi (madde 5.1); Kalite hedeflerinin ‐TACCC‐ yerine getirilmesi (madde 5.1); İzleme ve Raporlama Odak Noktasının (yetkili envanter kurumu) belirlenmesi (madde 3); KG/KK oluşturulması ve uygulanması (madde 6.1.(a); X‐2 dönemini kapsayan yıllık UE sera gazı emisyonlarının hazırlanması (madde 7.1); Ocak 2015 tarihi itibariyle ön UE’nin yıllık olarak AB Komisyonu’na raporlanması (madde 7.1); Yıllık UER’nin 15 Mart tarihine kadar AB Komisyonu’na sunulması (madde 7.3); Yıllık UE’nin 15 Nisan’a kadar BMİDÇS Sekreteryası’na sunulması (madde 7.4) PvÖ’ler, projeksiyonlar ve düşük karbonla kalkınma stratejilerindeki ilerlemeyi raporlama yetkisine sahip ulusal makamın tayin edilmesi;
PvÖ’lerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve raporlanmasına yönelik ulusal sistemin mevcut olması ve sürekli iyileştirilmesi (madde 12.1 ve 13.1); Projeksiyonların raporlanmasına ilişkin ulusal sistemin kurulması ve sürekli iyileştirilmesi (madde 12 ve 13.1); PvÖ’ler ve projeksiyonların raporlanmasında kalite hedeflerinin (TACCC) karşılanması (madde 12.2); PvÖ’ler ve projeksiyonların AB Komisyonu’na iki yılda bir raporlanması (madde 13 ve 14); BMİDÇS hedeflerine ulaşılmasına yönelik ulusal ilerlemenin izlenmesi ve raporlanması (1.(b)) 2.
UES için Merkezi ve Merkezi Olmayan Seçenekler: giriş niteliğinde açıklamalar ve genel ilkeler Merkezi yönetim modellerinde, görevler, yetkinlikler ve hizmetler ideal olarak merkezi yönetimin sorumlulukları kapsamında yer almaktadır ve kamu kurumları/kuruluşları tarafından merkezi düzeyde uygulanmaktadır. Merkezi olmayan yönetim modelindeyse, bunun tersine, bu tarz görev ve hizmetler hükümet dışındaki kuruluşlara/özel sektöre aktarılmaktadır. Fakat merkezi olmayan yönetim hiçbir şekilde kamu sektörünün zayıflatılması anlamına gelmemektedir çünkü merkezi hükümetin rolüne, belli bir ölçüde, yetki devri yapılmış faaliyetlerin denetimi ve koordinasyonu ya da en azından ulaşılan sonuçların “doğrulanması” açısından ihtiyaç duyulmaktadır. Merkezi olmayan yönetime yönelinmesinin ardında genellikle merkezi hükümetin insan kaynaklarının, teknik, idari ve mali kapasitesinin sınırlı olması, darboğazlardan ve gecikmelerden kaçınılması ya da faaliyet(ler)in daha verimli bir şekilde uygulanması fırsatının söz konusu olması gibi çeşitli etmenler geniş yelpazede yer almaktadır. Dolayısıyla, merkezi olmayan modelin hedefi verilen hizmetlerin güçlendirilmesi ve iyileştirilmesiyle ilişkilidir. UES’lere ilişkin aşağıdaki iki alternatif yönetim modeli seçenekleri uygulanabilmektedir:10 1. Sera Gazı UE ve UB faaliyetlerinin merkezi düzeyde kamu sektöründen bakanlıklar/kurumlar/kuruluşlar tarafından yürütüldüğü merkezi model; ya da 10
İki seçeneğin tanımı ve açıklamaları kısmen basite indirgenmiş olabilir çünkü 3. paragrafta da ifade edildiği üzere, ikisinde de nüanslar öngörülmektedir ve mümkündür, ayrıca hem merkezi hem de merkezi olmayan sistem daha sıkı ya da daha yumuşak bir şekilde uygulanabilmektedir. Bu nedenle, görevlerin kamu ve özel kuruluşlar arasında paylaştırılması konusunda ayrım her zaman çok da net olmayabilir. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 4 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 2.
Sera Gazı UE ve UB faaliyetlerinin özel sektörden kuruluşlardan dışardan hizmet alımı şeklinde yürütüldüğü (merkezi hükümetin denetim ve koordinasyon rolünün mümkün olduğu ölçüde çeşitli seviyelerde korunduğu) merkezi olmayan model. Yukarıdaki paragrafta belirtilen uluslararası düzeyde ve AB düzeyinde uygulanan rejimler çerçevesinde UES tasarımı, uygulanması ve amaçlarına ilişkin önemli ve zorunlu yükümlülükler mevcuttur. Ancak bu kapsamda UES açısından en uygun yönetim modeli seçeneğine ilişkin, yani: merkezi ya da merkezi olmayan modelin uygulanması zorunluluğu (ya da tercihen gerekliliği) hususunda, herhangi bir yükümlülük getirilmemektedir veya tavsiye bile verilmemektedir. Bu iki olası seçeneğe yönelik tanım ve özellikler bile belirtilmemektedir ya da özetlenmemektedir. Bu durum esasında mevzuatta bulunan bir boşluk olmaktan ziyade, “bir çözümün her duruma uygulanabileceği” yaklaşımının bu konuda mümkün olmamasının ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Aslına bakılacak olursa, iki seçenekten hiçbiri tam anlamıyla “en” iyi model değildir ve her ikisinin de avantajları ve dezavantajları mevcuttur.11 Bir UES’nin merkezi modele ya da merkezi olmayan modele göre oluşturulması hakikaten de o ülkenin kendi ulusal yasal, idari, teknik ve mali koşul ve ihtiyaçlarına bağlıdır, dolayısıyla da konu sadece ulusal egemenlik kapsamındaki kararlara kalmaktadır. Ancak bu iki seçenekten en uygununun seçilmesinde göz önünde bulundurulması gereken birkaç temel unsur bulunmaktadır. Öncelikle, ülkede aşağıdaki konulara ilişkin tablonun netleştirilmesi gerekmektedir:  UES’ye yönelik uluslararası gereklilikler ve AB gereklilikleri;  Uluslararası mevzuat ve AB müktesebatı uyarınca sera gazı emisyonlarının hesaplanması, raporlanması ve bu konuya ilişkin bilgilendirme yapılması açısından kendi görev ve sorumlulukları;  İki seçenekle de ilgili ulusal kurumsal, yasal, teknik ve mali durum, boşluk ve ihtiyaçlar, güçlü ve zayıf yönler;  İki seçeneğin ortaya koyduğu fırsat ve zorluklar;  Seçeneklerin ortaya çıkaracağı sonuçlar. İkinci olarak, ülkenin uluslararası/AB ve ulusal konulara ilişkin yukarıda sıralanan hususları göz önünde tutarak ulusal duruma göre iki seçeneğin uygulanabilirliğini ve hangisinin en uygun tercih olacağını değerlendirmesi gerekmektedir. Kendi tercihini bu temelde yapmalıdır. Üçüncü ve son olarak, ülkenin verilen kararı somut olarak uygulamaya dökmek amacıyla ihtiyaç duyulan yasal, idari, teknik ve mali zemini hazırlaması gerekmektedir. Bu üç temel adım şu şekilde özetlenebilir: 11
İki seçeneğe ilişkin daha ayrıntılı analiz için bkz. sonraki paragraflar. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 5 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 1. ADIM
her seçeneğe ilişkin uluslararası ve AB gerekliliklerinin + ulusal durumun, ihtiyaç ve güçlüklerin net bir şekilde ortaya konulması
2. ADIM
1. adım kapsamındaki bulgular temelinde en uygun seçeneğin değerlendirilmesi
ve bu değerlendirme uyarınca nihai tercihin yapılması
3. ADIM
verilen kararın uygulanması amacıyla yasal, idari, mali ve teknik altyapının geliştirilmesi
Yukarıda ifade edilen 3 adımlık prosedür kapsamında, özellikle de 1. ve 2. adımlar çerçevesinde öncü rol oynayan kimi çok önemli faktörler vardır. Bu faktörler şunlardır: tercih yapması beklenen ülkenin kurumsal kapasitesi, insan kaynakları ve teknik becerilerinin yanı sıra mali kaynakları/kısıtları. Daha ayrıntılı ifade etmek gerekirse, iklimle ilgili alanlarda güçlü ve uzun süreli bir deneyimle verimli, oturmuş kurumsal yapının varlığı merkezi yönetim yönünde tercihin yapılması açısından belirleyici olabilmektedir. Aynı minvalde, güçlü teknik becerilere sahip yeterli insan kaynağının mevcut olması da ülkeleri merkezi seçeneğe yönlendirmektedir. Bunun aksine, ülke içinde yeterli uzmanlığı bulunmayan ya da bu teknik veya teknik olmayan çalışmaların tamamını ya da çoğunu yapabilecek yeterli sayıda personele sahip olmayan ülkeler UES açısından dışardan hizmet alma seçeneğini tercih etme eğiliminde olabilmektedirler. Bu bağlamda, iki seçenek arasından en maliyet etkin çözümün tercih edilmesi amacıyla yeni ulusal kurumların kurulması, mevcut kamu kurumlarının insan kaynaklarının güçlendirilmesi ya da UE faaliyetlerinin dışardan kuruluşlara devredilmesi seçenekleriyle bağlantılı maliyetlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Son olarak, mevcut ulusal yasal çerçeve de verilecek kararı biri ya da diğeri yönünde etkileyebilir. Örnek vermek gerekirse, ulusal mevzuata göre belirli politika ve konuların (çevre/iklim değişikliğine ilişkin azaltımlar/sera gazı emisyonları yönetimi) merkezi düzeyde ele alınmasının zorunlu olması gibi olasılığı düşük ama imkansız da olmayan bir durum söz konusu olduğunda, ilgili yönetim modelinin gerekli yasal, idari ve mali önlemlerle birlikte uygulanması gerekmektedir. Her durumda, yukarıda belirtilen faktörler göz önünde bulundurulduğunda karar en baştan verilmelidir ve yapılacak faaliyetlere ilişkin rol ve sorumluluklar net bir şekilde paylaştırılmalıdır. Yetkili bir ulusal makam tayin edilmelidir ve yapılacak faaliyetlerin zamanlaması ve prosedürlere ilişkin takvimin iyi bir şekilde düzenlenmelidir. Bu kapsamda, her iki yönetim modeli de planlama, hazırlık ve yönetim aşamalarının tamamında sisteme ilişkin düzenlemeleri içeren özel bir yasal çerçevenin oluşturulmasını gerektirmektedir. Esasında, görevlerin kuruluşlar arasında nasıl paylaştırılacağının öngörüldüğü UE planlama aşaması, üç UE aşaması arasında yönetim modeline yönelik verilecek kararın ilk ve en çok etkilediği aşamadır. Fakat verilecek kararın UE hazırlama ve yönetim aşamalarına da yansıyacağı ve bu iki aşama üzerinde de sonuçlara yol açacağı aşikardır. Aşağıdaki iki bölümde, modellerin özelliklerine ve uygulamaya yönelik sonuçlarına ilişkin daha derinlemesine bir analiz yapılabilmesi adına iki model ayrı ayrı ele alınmaktadır. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 6 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. II. bölümdeyse, AB Üye Ülkelerinden UES’lere ilişkin bazı iyi uygulama örneklerine dair karşılaştırmalı bir genel bakış sunulup deneyimlerden çıkarılan dersler ifade edilmektedir. Farklılıklara rağmen, iki yönetim seçeneğinin asgari düzeyde bir standardın ortaya konması çerçevesinde bazı ortak unsurlar içerdiği ve her ikisinin de belirli yasal, idari ve mali sonuçları olduğunu öngörmek mümkündür. İlginç bir şekilde, avantaj ve dezeavantajlar sıralanırken değerlendirilen model ve uygulamadaki etkinliğine bağlı olarak aynı husus hem avantaj hem dezavantaj olabilmektedir. Ayrıca, her ikisinin de uluslararası düzeyde ve AB düzeyinde uygulanan gerekliliklerle ve nihai hedef olarak bu çerçevede tavsiye edilen kalite hedefleriyle (TACCC) tutarlı olması gerekmektedir. 3.
3.1.
UES için merkezi ve merkezi olmayan seçenekler: başlıca özellikleri ve uygulanabilirlik değerlendirmesi Merkezi UES yönetimi modeline odaklanılması Bir önceki paragrafta da öngörüldüğü üzere, merkezi bir UES yönetiminde, planlama, hazırlık ve yönetim faaliyetleri kamu kurumları tarafından yerine getirilmektedir. Bu kurumlar genellikle iklim değişikliği/çevre/enerji politikaları alanında yetkin bakanlıklar ve/veya devlet kurumları ve/veya Ulusal İstatistik Kurumlarıdır. Bu model çerçevesinde, ulusal kurumsal, idari ve teknik yapıya göre merkezileşme daha yüksek ya da daha düşük derecede uygulanabildiği için yaklaşımların birarada olması da söz konusu olabilmektedir. Örneğin, başlıca üç olasılık düşünülebilir:12 1. Faaliyetlerin tamamının tek bir bakanlık ya da devlet kurumu tarafından yürütülmesi; (yüksek düzeyde merkezileştirme) veya 2. Faaliyetlerin tek bir devlet kurumunun desteğiyle tek bir bakanlık tarafından yürütülmesi; (orta düzeyde merkezileştirme) veya 3. Faaliyetlerin birden fazla bakanlık ve/veya devlet kurumundan oluşan, koordinasyonu sağlanan çok kuruluşlu, görev ve sorumlulukların net bir şekilde paylaştırıldığı ve karar alma yetkisine sahip bir kuruluşun liderlik ettiği bir yapı içerisinde yürütülmesi. Katılımcı kuruluşlar aynı zamanda çalışma grupları ve kurulları kapsamında da faaliyetlerini yürütebilirler. (daha yumuşak düzeyde merkezileştirme). Yukarıda ifade edilen bu üç alt seçenekten birinin seçilmesi belirli yasal, teknik ve mali sonuçların ortaya çıkması anlamına gelmektedir, bu sonuçlar raporun devamında anlatılmaktadır. Yasal konulara ilişkin olarak, bu üç modelin hepsinde, sürece dahil olan kuruluşların rol, görev ve yetkilerini düzenleyen yasal bir çerçeveye (yüksek düzeyde merkezileştirmede de aynı şekilde) ve tek bir ulusal kurumun odak noktası/yetkili makam olarak tayin edilmesine ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, katılımcı kuruluşların karar alma, yürütme ya da nihai doğrulama veya onaylama yetkileri açısından ilgili görev ve yetkinlikleri, uygun bir yasal mevzuatla belirlenmektedir. Merkezileştirmenin yüksek düzeyde uygulandığı modelde, karar alma ve yürütme yetkileri dağılımının belli olması ihtimali yüksektir, halbuki diğer iki alt modelde sürece dahil olan kurumlar arasında görevlerin daha dikkatli bir şekilde paylaştırılması ve koordinasyonun sağlanması için daha çok çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Modele dahil olan kamu kuruluşu sayısı arttıkça (ve merkezileştirme seviyesi düştükçe), kurumlar arasında görev dengesinin ve faaliyetlere ilişkin koordinasyonun sağlanmasına olan ihtiyaç da artmaktadır. Dolayısıyla, tek bir bakanlığın/kurumun olduğu modelden ziyade, çok kurumlu/kuruluşlu merkezi modelde, denetleme ve karar alma yetkisine sahip, koordinasyonu ve liderliği üstlenen bir makamın bulunmasına yönelik vurgu ve güçlük daha fazla olmaktadır. Merkezileştirme seviyesinin yüksek olduğu durumlarda bile UE hazırlamaktan sorumlu tek bir ulusal kuruluşun görevlerini tek başına yerine getiremeyeceğinin, en azından veri toplama ve sağlama açısından diğer bakanlıkların/kuruluşların desteğinin ciddi önem arz ettiğinin altını çizmekte fayda vardır. 12
Merkezileştirmenin ülkenin kurumsal ve idari sistemindeki ülkeye özgü durumlar nedeniyle burada ifade edilen üç modelden biraz daha farklı olarak diğer alt modeller vasıtasıyla da uygulanabileceğini göz önünde bulundurarak uygulamada sıkı bir sınıflandırma yapmanın zor olabileceğini dikkate almakta fayda vardır. Ancak farklılıklar nüanslardan ibaret olacaktır, dolayısıyla yukarıda açıklanan başlıca üç alt model, UES merkezi yönetim modelinin en belirleyici ve temsili örnekleri olarak düşünülebilir. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 7 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Birden fazla kurumun yönetime katıldığı durumlarda, bu kurumlar arasındaki işbirliğinin tercihen bu amaçla hazırlanan mutabakat zabıtları veya resmi olmayan anlaşmalar vasıtasıyla düzenlenmesi gerekir. Böylece, genellikle ele alınması gereken en kritik konulardan birini oluşturan, veri ve bilgi paylaşımının son tarihlere uyularak zamanında yapılması konusunda koordinasyon ve verimlilik sağlanmış olmalıdır. Yukarıda 2. paragrafta da öngörüldüğü üzere, en uygun modelin seçilmesi büyük ölçüde UES’yi oluşturması beklenen ülkeye özgü yasal, kurumsal, teknik ve mali faktörlere bağlıdır. Bu nedenle, halihazırda iklim konularıyla ilişkili sağlam bir kurumsal çerçeve ve ileri düzey idari yapıya sahip ülkelerde merkezi model daha etkili ve uygulanabilir bir seçenek olacaktır. Mevcut ulusal mevzuat sisteminin UES yönetimine tam uymadığı durumlarda, kimi yasa değişikliklerine zaten ihtiyaç duyulacaktır. Bu bağlamda, her türlü yasal ve kurumsal boşluk, UES kapsamındaki yasal düzenlemeleri oluşturan birincil ve ikincil mevzuatların kabulüyle doldurulabilmektedir. Teknik ve mali konulara gelince, UES kurumlarında yeterli sayıda ve yetkin personelin bulunması belirleyici bir etkendir. Aslında, gerekli görevleri yerine getirebilecek ve iş yüküyle başa çıkabilecek yeterli sayıda ve deneyimli personele sahip ülkeler için merkezi model daha uygundur. İnsan kaynakları ve/veya teknik yetkinlikler açısından olması muhtemel boşluklar, mevcut personelin sayısının artırılması ve/veya kapasite oluşturma programları vasıtasıyla ihtiyaca uygun, sistematik eğitimlerle kapatılabilir. Bu müdahalelerin bütçeye ilişkin ortaya çıkaracağı belirli sonuçların, en başta şu doğrudan faktörler nedeniyle değerlendirilmesi gerekmektedir: UES konusunda çalışacak her kişinin brüt maaş maliyeti; çalışma alanının, altyapısının ve bakımının ortaya çıkaracağı maliyetler, iletişim araçları (telefon, faks, internet, posta), donanım, yazılım ve güncelleme maliyetleri; UES personelinin (bir kısmının) ulusal ve uluslararası toplantılara katılımını sağlamak amacıyla ortaya çıkan maliyetler ve eğitim maliyetleri. Son olarak, merkezi yönetimin başlıca avantaj ve dezavantajlarına ilişkin değerlendirmelerin bir taslağını oluşturmak faydalı olur. Merkezi modelin ana avantajı, iklim konularına ilişkin ulusal deneyim ve yetkinliklerin pekiştirilmesiyle birlikte mevcut kurumsal kaynakların kullanımıdır. Şayet halihazırda kurumsal zemin mevcutsa, kamu yönetiminde ekonomik verimliliğin sağlanması ve mevcut kamu kaynaklarının optimum düzeyde kullanılması açısından da bu model en uygun seçenek olacaktır. Sonuç itibariyle, konuyla da ilişkili olarak, merkezi model UE hazırlanması çerçevesindeki kurumsal kapasitenin ve belleğin oluşturulmasını ve sürdürülmesini kolaylaştırmaktadır. Bu da nihayetinde UES açısından uzun vadeli sürdürülebilirliğin sağlanması anlamına gelmektedir ve sektördeki ulusal kapasitenin verimliliğini ve devamlılığını artırmaktadır. UE hazırlama sürecinin tekrar eden bir süreç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu alanda kuvvetli bir kurumsal deneyimin oluşturulması ve korunması çok önemli ve faydalı olacaktır. Buna ek olarak, merkezi bir UE planlama, hazırlama ve yönetim modeli kamu yönetiminin şeffaflığının ve hesap verebilirliğinin sağlanması açısından daha tatmin edicidir. Çünkü bu süreç doğrudan, nihayetinde BMİDÇS ve AB taahhütleri konusunda hesap verecek, ve çoğu zamanda ulusal iklim değişikliği azaltım politikalarının oluşturulmasına doğrudan katılım sağlayan ulusal makamların kontrolü ve sorumluluğu altındadır. Fakat bu modelde, özellikle mevzuat konularını ilgilendiren önemli zorluklar da mevcuttur. Daha belirgin bir şekilde ifade etmek gerekirse, mevzuat konularına ilişkin başlıca risk, sürece dahil olan kuruluşların görev, sorumluluk ve yetkilerine yönelik kapsamlı yasal düzenleme hazırlama ihtiyacının, bu kuruluşlar arasında muhtemel yetki çatışmaları ve bürokrasiyi de beraberinde getirecek aşırı yasal düzenlemeyle sonuçlanma ihtimalidir. Bu nedenle, UES mevzuat çerçevesinin hazırlanmasında “daha iyi yasal düzenleme” ilkelerinin uygulanması ve sürecin verimliliğinin olabildiğince artırılması büyük önem arz etmektedir. Merkezileştirme kimi zaman (hatta çoğunlukla) görevleri yalnızca UE hazırlanmasından ibaret olmayan, daha ziyade birçok paralel ek faaliyeti de yerine getiren mevcut insan kaynaklarıyla yönetilmesi gereken kamu idaresi üzerinde iş yükü oluşturabilmektedir. Dolayısıyla merkezileştirme ek personel ihtiyacı doğurabilmektedir. Konu merkezileştirmenin mali unsurlarıyla bağlantılıdır. Bu bağlamda, mevcut ulusal kapasite (personel sayısı ya da deneyimi açısından) sınırlı olduğunda olası boşlukları doldurabilmek amacıyla ortaya çıkacak ilk maliyetler ana endişe kaynaklarıdır. Gerçekten de UE alanında çalışacak personel sayısının artırılması, bir ön yatırımın yanı sıra durumun devam ettirilmesi ve emekli olanların yerine yeni personelin alınması gibi zaman içerisinde ortaya çıkacak maliyetleri de gerektirmektedir. Aynı durum sektörel eğitim veren UE personeli kapasitesinin güçlendirilmesi ihtiyacı için de geçerlidir. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 8 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Bu durum gerekli kapasitenin oluşturulması için gerekli sürecin uzun olması nedeniyle daha da kötüleşebilmektedir. Her halükarda, ihtiyaç duyulan zaman ve maliyetlerin getireceği negatif etkilerin, daimi bir zeminde oluşturulacak ulusal uzmanlığın ortaya koyacağı pozitif etkilerle azaltılacağı düşünülebilir. Bu sayede nihayetinde maliyetli olacak periyodik dışardan hizmet alımı uygulamasından kaçınılabilecektir ve bu da kesinlikle uzun vadeli, sürdürülebilir UES’ye katkı sağlayacaktır. 3.2.
Merkezi olmayan UES yönetimi modeline odaklanılması UES için merkezi olmayan yönetim modelinde, yerine getirilecek faaliyetler için özel sektörden hizmet alımı öngörülmüştür. Faaliyetlerin dağıtılması, iklim değişikliği, çevre konuları ve istatistik verilerinin yönetimi ve işlenmesi alanlarında kanıtlanmış uzmanlığa sahip özel kuruluşların lehine olacak bir husustur. Danışmanlık şirketleri, araştırma merkezleri veya üniversiteler genelde bu çalışmalar için görevlendirilen kuruluşlardır. Merkezi yaklaşımdaki durumda olduğu gibi, söz konusu bu yönetim modeli daha düşük veya daha yüksek olmak üzere farklı seviyelerde merkezden uzaklaştırmayı (decentralization) sağlayan çeşitli alt modeller aracılığıyla uygulanabilir. Basitleştirmek gerekirse, aşağıda verilen iki alt model uygulaması merkezi olmayan bir UES için söz konusu olabilir :13 1. Faaliyetlerin birkaç tane özel kuruluşa, danışmanlık şirketine veya bir grup danışmana dağıtılması (yüksek seviyede bir merkezden uzaklaştırma) 2. Faaliyetlerin tek bir özel kuruluşa, danışmanlık şirketine veya bir grup danışmana verilmesi (daha yumuşak bir merkezden uzaklaştırma) Yukarıda belirtildiği gibi, merkezi olmayan modele geçiş genel olarak, bütün UE hazırlığı ve yönetimi işgücüne katılma noktasında yeterli kapasiteye sahip olmayan (personel sayısının veya teknik uzmanlığın yeterli olmaması nedeniyle) ülkelerde görülmektedir. Bu nedenle söz konusu faaliyetleri dışarıdan özel bir kuruluşa (veya tek bir öncü kurumun altında görevleri koordineli bir biçimde paylaşacak birden çok özel kuruluşa) verme ihtiyacı doğmaktadır. Bunlara karşın, UE görevlerini bu alanda önemli tecrübelere sahip başka kuruluşlara vermiş, yüksek seviyede gelişme kaydetmiş bazı ülkelerde de uygulanabilmektedir.14 Bu yönetim yaklaşımının başlıca yasal ve mali sonuçlarına değinmeye başlamadan önce, kesişen doğası ve uygulanabilirliği bakımında merkezi model analizinin altında halihazırda vurgulanmış bazı ana ilkelere değinmek faydalı olacaktır. Öncelikle, merkezi olmayan yönetimin seviyesinin daha güçlü mü yoksa daha yumuşak mı olacağı işin başında belirlenecek ve mevcut kurumsal, insan, teknik ve mali kaynaklar göz önünde bulundurularak ulusal koşullara bağlı olacaktır. İkinci olarak, merkezi olmayan bir modelde bile, UE geliştirmeden sorumlu olarak görevlendirilen özel öncü kuruluş (veya sürece dahil olan birden fazla kuruluş) izole bir biçimde hareket etmeyecektir. En azından sonuçların nihai olarak onaylanması ve genel koordinasyonun sağlanması bakımından bir kamu kuruluşu tarafından denetim söz konusu olacaktır (zorunlu olmamakla birlikte, bu genellikle BMİDÇS ve AB’ye bilgi vermekle yükümlü olan UE odak noktası/tek ulusal yetkili kuruluş olmaktadır). Bu durum, özel kilit kuruluşların yanı sıra, ilgili bakanlıkların da katılımını gerektiren veri sağlama konusunda da geçerlidir. Bir kamu kuruluşu tarafından gözetimi yapılmalıdır. Bütün bunlara ek olarak, UE hazırlama ve yönetme faaliyetlerinin özel bir kuruluşa veya kuruluşlara verilmesi, uluslararası ve AB rejimleri uyarınca, UES’den sorumlu ulusal bir kamu kurumunun atanması (“tek ulusal yetkili kuruluş” veya “ulusal odak noktası” şeklinde isimlendirilir) için yasal yükümlülüğü ortadan kaldırmaktadır. Ek olarak, yetkilerin, rollerin ve sorumlulukların dağıtılması konusundaki çerçeve çok net bir biçimde belirlenecek ve SG UE değerlendirmesi doğru bir birincil veya ikincil yasal kaynak tarafından gerçekleştirilecektir. Son olarak, UE planlama aşamasının ilkesel olarak model seçiminden etkilenmesine karşın, yönetim aşaması da dahil olmak üzere, merkezi olmayan sisteme geçiş aynı zamanda bu süreçleri takip eden UE geliştirme aşamalarına da yansımaktadır. 15 13
10 numaralı dipnotta belirtilen katı bir sınıflandırma içerisinde bulunan zorluklara ilişkin değerlendirmeler aşağı yukarı burada da uygulanmaktadır. Bkz. Bu Raporun İkinci Bölümünün sonlarında analiz edilen Birleşik Krallık ve Fransa örnek çalışmaları 14
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 9 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Özellikle hukuki boyut olmak üzere, dikkatleri söz konusu yönetim yaklaşımının en ilgili sonuçları üzerinde yoğunlaştırdığımız zaman, yerine getirilmesi gereken birincil gereklilik, UES hukuki temelinin kabul edilmesidir. Ulusal hukuk sistemine bağlı olarak, temel bir çerçeve yasa, bir kararname, bir Bakanlar Kurulu Kararı veya eşdeğer bir yasa olabilir. Bu yasa UES’yi kuracak, tek ulusal yetkili kuruluşu belirleyecek ve UE görevlerinin özel bir kuruluşa verilmesi seçiminin resmileştirilmesi de dahil olmak üzere rollerin, yeterliliklerin ve sorumluluklarının belirlenmesi üzerine en azından temel bazı kuralları ortaya koyacaktır. Bu tarz bir yasa, MMR uyarınca, UE’nin onaylanması ve BMİDÇS Sekretaryası ile AB Komisyonu’na gönderilmesi konusunda nihai olarak yetkilendirilen ulusal kuruluşun, görevlendirilen kuruluşu denetlemesi imkanını da öngörmektedir. Sonuç olarak, merkezi olmayan model, UES‘yi kuran ve ana yapısını ve işlevini belirleyen genel bir mevzuat çerçevesinin kabul edilmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Tam tersine, söz konusu model UE görevlerinin özel bir kuruluşa verilmesini sağlamak için ek hukuki bir adımın atılmasını gerektirmektedir. Gerçekten, görevlerin dağıtılması, kamu hizmetlerinin dışarıdan hizmet alımı yoluyla yerine getirilmesini düzenleyen yürürlükteki ulusal mevzuatta ifade edilen daha fazla yasal gereklilik ve prosedürlere uygun olmak durumundadır. Bu genel olarak şu anlama gelmektedir. En uygun altyükleniciler seçilmek üzere ihalelere davet edilecektir ve ilgili kamu ihalesi prosedürü tatbik edilecektir. Bu noktada, sadeleştirilmiş prosedürler araştırma enstitüleri gibi belirli kurumların lehine uygulanabilir. Prosedürün sonuçlanmasından sonra, kamu kurumu ve ihaleyi kazanan yüklenici arasında bir sözleşme imzalanacaktır. Yürürlükteki ulusal kanuna göre, bir alternatif olarak, kamu kurumuyla görevlendirilen kuruluş arasında, sağlanacak danışmanlık hizmetlerine ilişkin çerçeve danışmanlık sözleşmesi yapılabilir. Bütün bunlara ek olarak, birincil mevzuat gereklilikler (sözleşmeye göre belirlenen ihale prosedürü ve UE hukuki temeli), zamanında, etkin ve güvenilir bir veri akışının temin edilebilmesi için ÇŞB tarafından, UE geliştiren özel kurum ile ilgili kilit veri sağlayıcılar arasındaki anlaşmalar veya gayri resmi düzenlemeler ile entegre edilmelidir. Son olarak, bu yönetim yaklaşımının ana avantaj ve dezavantajlarının planını ortaya koymak faydalı olacaktır. Öncelikle, halihazırda altı çizildiği üzere, merkezi olmayan sistemin kullanılması, söz konusu görevleri yerine getirmek konusunda kamu kaynaklarının yetersiz kaldığı durumlarda, UE geliştirmede gecikmelerin ve yetersizliklerin ortaya çıkma riskini bertaraf etmektedir. İkinci olarak, teoride, daha az bürokratik işlemlerin olduğu, daha sade ve etkin bir prosedürle karşı karşıya kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, özel sektörün hizmet sunumu konusunda daha etkin ve zamanında hareket edeceği düşünülebilir. Şu husus da dikkate alınabilir: merkezi olmayan sistemin uygulanması eğitim, kapasite geliştirme ve benzeri zaman alıcı veya hazırlık faaliyetlerini zorunlu kılmadığından, görevlerin doğrudan yerine getirilmesini sağlamaktadır. Genel olarak, “anahtar teslim” hizmet şekli ortaya koyduğundan, kamu idaresinin zorlu görevleri yerine getirmesi konusunda rahatlamasını sağlayarak daha ivedi ve yumuşak bir prosedür izleyebilir. Tüm bunlara ek olarak, oldukça aşikar bir başka husus da, yüksek seviyede teknik becerilerin tecrübeli, kendisini bu işe adamış personel tarafından ortaya konmasını sağlamasıdır. Ne var ki, parasal bir bakış açısıyla konuya yaklaşırsak, ülke, özellikle danışmanlık piyasasının ücretlerinin öngörülemezliğinden ötürü ve yerel pazarda makul ücretli tatminkar tekliflerin bulunmamasından dolayı, gereğinden yüksek rakamlarla hizmetleri dışarıya verme riski ile karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, merkezi olmayan sistemin uygulanması şeffaflık ve hesap verebilirliğin olmaması, odak noktasının normalde iklim değişikliği politikaları ve taahhütlerinden doğal olarak sorumlu olan kamu kurumlarından, iklimle ilgili ulusal görevlere ilişkin uyumun sağlanması ile güçlü bir şekilde bağlantılı olan faaliyetleri uygulama görevi verilen özel sektöre kayması gibi riskleri de ortaya koyabilir. Bu bakımdan, kimin muhtemel hatalardan, uygunsuzluklardan ve gecikmelerden nihai olarak sorumlu olacağını belirlemek amacıyla, bu konu ulusal yetkili makam ile özel sektör arasında yapılacak anlaşmalarla kesin surette düzenlenmelidir. Son olarak, uluslararası ve AB hukukunda UE geliştirmenin bir ülkenin temel vazifesi olduğu akılda tutularak, merkezi olmayan modelin uygulanması belli ölçüde sorgulanabilir. Bu nedenle makul itici güçler kullanılarak (personel ve uzmanlık eksikliği) gerekçelendirme ihtiyacı bulunmaktadır. Kamu otoritesinin UE geliştirmek için görevlendirilen kurumlar üzerindeki denetim yetkisini desteklemek önemlidir. 15
Böyle bir bağlam içerisinde, UE dokümantasyonunun ana kopyasının kaydının tek ulusal yetkili kuruluşun bünyesinde tutulması UE yönetiminin merkezi olmayan doğasını etkilemeyecektir. Çünkü, dokümantasyon ve arşivleme görevlendirilen kurumun sorumluluğu altında kalacaktır. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 10 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 3.3 Merkezi ve merkezi olmayan modellerin tablo halinde özeti Bu bölümde iki model seçeneği ortaya konmakta ve uygulanabilir genel ilkelere, ana itici unsurlara ve özelliklere, hukuki ve bütçesel sonuçlarına, avantajlara ve dezavantajlara bakılmaktadır. Bu modellerin uygulanmasına ilişkin olarak AB Üye Ülkelerinin mevcut uygulama ve tecrübelerine ilişkin genel bir bakış ortaya koymadan önce, bu zamana kadar elde edilen bulgular aşağıda bulunan Tablo 3 ve 4’te özet bir biçimde sunulmuştur. Söz konusu ana meseleler daha sonra 2. bölümde “Çıkarılan Dersler” kısmında daha detaylı bir biçimde ele alınacaktır. 16
Tablo 3: Merkezi ve merkezi olmayan sistemler için hukuki, teknik ve bütçe önerilerinin ana hatları YASAL SONUÇLARI TEKNİK SONUÇLARI MERKEZİ UES MERKEZİ OLMAYAN UES  Kabul edilecek UES’yi oluşturan yasal zemin;  BMİDÇS ve AB nezdinde görevlendirilecek Tek Ulusal Yetkili Kuruluş (Odak Noktası);  Belirlenecek rolleri, görevleri, vazifeleri ve sorumlulukları düzenleyen mevzuat çerçevesi (Yerine getirilecek görevlerin ve faaliyetlerin planlanması);17  Net bir biçimde oluşturulacak idari güçler, koordinasyon, denetim ve karar verici unsurlar;  Hazırlanacak KG/KK planı;  Uygun kurumlararası anlaşmalarla/mutabakat zabıtlarıyla/gayri resmi hukuki düzenlemelerle sürece dahil olan kurumlar arasında veri akışının ve koordinasyonun gerçekleştirilmesi  Kabul edilecek UES’yi oluşturan yasal zemin;  BMİDÇS ve AB nezdinde görevlendirilecek Tek Ulusal Yetkili Kuruluş (Odak Noktası);  Belirlenecek rolleri, görevleri, vazifeleri ve sorumlulukları düzenleyen mevzuat çerçevesi (Yerine getirilecek görevlerin ve faaliyetlerin planlanması);18  Kabul edilecek UE görevlerinin dağılımını şekillendirecek mevzuat çerçevesi (UES’yi kuran aynı hukuki düzenleme olabilir) ;  Hazırlanacak KG/KK planı;  Ulusal yetkili kurum tarafından (kamu kurumu) denetleme ve koordinasyonun sağlanması;  Görev ve hizmetlerin dağılımı için ilave gerekli yasal düzenlemelerin yapılması (kamu ihale kanunu);  Uygun kurumlararası düzenlemelerle, sürece dahil olan kurumlar arasında veri akışının ve koordinasyonun gerçekleştirilmesi  Değerlendirme yapılacak olan piyasada uygun hizmet sağlayacak yetenekli ve tecrübeli özel kuruluşların mevcut olması  Mevcut ulusal teknik kapasitenin ve uzmanlığın değerlendirilmesi ;  Bu konuda çalışan personel varlığının ulusal düzeyde değerlendirilmesi ;  Muhtemel personel açıkları ve karşılanması gereken ihtiyaçlar;  Karşılanması gereken teknik uzmanlık eksiklikleri;  Yeterli insan kaynağının sağlanması ve uzun vadeli devamlılığın olması ;  Kapasite geliştirmede uzun vadeli devamlılık 16
Kaynak: Yazarın kendi değerlendirmesi. Merkezi UES’nin kurulması ve işlevinin düzenlenmesi için tek bir yasanın çıkartılması söz konusu olabilir (sürece dahil olan kurumların rolleri, sorumlulukları ve görevleri ) 18
The Merkezi UES’nin kurulması ve işlevinin düzenlenmesi için tek bir yasanın çıkartılması söz konusu olabilir (sürece dahil olan kurumların rolleri, sorumlulukları ve görevleri ) Buna ek olarak, aynı yasa UE geliştirmeyi dışarıya bir özel kuruluşa verme opsiyonunu da formülize edebilir. 17
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 11 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. BÜTÇE SONUÇLARI  UES’yi kurmak için ilk aşamada ortaya çıkacak muhtemel ön masraflar ;  Personel alımı ve eğitimi için ilk aşamada ortaya çıkacak muhtemel ön masraflar muhtemel;  İnsan kaynaklarına erişim ve kapasite geliştirmek konularında devamlılığı sağlamak için ortaya çıkacak muhtemel süreklilik gösterecek masraflar  Uygun olan özel kuruluşları dahil etmek için ortaya çıkacak muhtemel masraflar ;  Danışmanlık piyasasının tahmin edilemezliğinden ötürü merkezi olan seçenekle karşılaştırıldığında daha yüksek masrafların ortaya çıkma durumu;  Yerel piyasada imkanların daha kısıtlı olmasından kaynaklı merkezi olan seçenekle karşılaştırıldığında daha yüksek masrafların ortaya çıkma durumu Tablo 4: Merkezi ve Merkezi olmayan UES’lerin başlıca avantajları ve dezavantajları 19 MERKEZİ UES  Mevcut kamu kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması;  İklimle ilgili kamu kurumsal çerçevesinin güçlendirilmesi;  İklime ilişkin ulusal tecrübenin güçlendirilmesi;  UE geliştirmede kurumsal kapasitenin ve belleğin oluşturulması ve korunması; AVANTAJ  UES’nin uzun vadeli sürdürülebilirliğinin sağlanması ve sektördeki ulusal kapasitenin etkinliğinin ve devamlılığının arttırılması;  Ekonomik verimlilik açısından kamu idaresi ilkelerinin uygulanması;  UE planlanması, hazırlanması ve yönetiminde şeffaflığın ve hesap verebilirliğin daha doğrudan bir şekilde temin edilmesi;  Verimliliğin sağlanmaması halinde ortaya çıkabilecek darboğaz ve aşırı düzenleme riskleri;  Kurumlararası koordinasyonun sağlanması önündeki güçlükler; 
DEZAVANTAJ Ülke içi kaynakların ve/veya uzmanlığın yetersiz kalması durumunda karşılanması gerekecek yüksek düzeyde masraflar;  Düzgün ve devamlı kapasite gelişiminin ve personel erişiminin sağlanması için ortaya çıkan maliyetler MERKEZİ OLMAYAN UES  UE geliştirmede verimsizlik ve gecikme risklerinden kaçınılması;  Daha ivedi ve yumuşak prosedürler;  Sözleşme uyarınca verimliliğin ve teslimin zamanında olmasının sağlanması ;  “Anahtar Teslim” hizmetin sağlanması;  İş yüklerinin hafifleştirildiği bir kamu idaresi;  Yüksek seviyede uzmanlığın ve profesyonelliğin sağlanması;  Kendini bu işe adamış personel (özel)  Uzun vadeli kendi kendine yeten bir UES ‘nin oluşturulmasının ertelenmesi (veya engellenmesi);  Özel sektör ile yapılan anlaşmalardan doğan maliyetler;  Yerel piyasa içerisinde kalifiye özel sektör uzmanlığının muhtemel azalması;  Sözleşmeden doğan riskler;  Yetkinlikten uzak gibi görünen iklim konularında şeffaflığın ve hesap verebilirliğin çok “ uzak” gibi algılanması riskleri 2. UES Yönetim Modellerinin Uygulanması: AB Üye Ülkelerinin tecrübelerinden çıkarılan dersler ve uygulamalar. 1. Giriş Bu bölüm UES’nin kurulmasında ve uygulanmasında seçilen sekiz AB Üye Ülkesinin tecrübelerine yönelik genel bir bakış ortaya koymaktadır. 19
Kaynak: Yazarın kendi değerlendirmesi.
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 12 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Burada raporlanan vaka çalışmaları ülkeye özgü olarak ele alınmakta ve ulusal, kurumsal, idari ve teknik özellikler eksiksiz bir biçimde yansıtılmaktadır. Bu husus göz önünde bulundurularak, aşağıdaki iki kriter belirlenmiştir.  Sadece uluslararası rejimini değil aynı zamanda AB MMR’yi de uygulayan Ek 1 Taraflarının UES’lerinin temsili örneklerinin sağlanması (dolayısıyla Kanada veya ABD gibi AB üyesi olmayan ülkelerin oldukça önemli UES tecrübeleri bulunmasına rağmen sadece AB Üye ülkelerinin uygulamalarının seçilmesi),  Farklı derecelerde merkezi olan ve merkezi olmayan Ek 1 Taraf ülkelerinin UES temsili örneklerinin verilmesi ve bu bağlamda göreceli olarak çeşitli muhtemel farkların ve alt modellerin ortaya konması. İlkesel olarak, her bir vaka çalışmasında, UES kurumsal yönetim modelinin ana ve aynı unsurlarına odaklanılmaktadır. Yani, ulusal envanterin planlanması, hazırlanması ve yönetimi için yetkili kurumların belirlenmesi, hukuki temelin ve ana düzenleyici çerçevenin ortaya konması; konuyla en alakalı ve işe dahil olan kurumlar arasında görev ve sorumluluk dağılımının gerçekleştirilmesi ve tanımların ortaya konması gibi hususlara odaklanılmaktadır. Seçilen vaka çalışmalarının açıklanmasından sonra, bu bölümde ilk olarak AB Üye Ülkelerinin tecrübelerinden çıkartılan temel derslere ilişkin birtakım bulgular paylaşılacak ve aynı zamanda Bölüm 1’de gündeme getirilen genel ilke ve meseleler dikkate alınacaktır. Bu sonuç niteliğindeki ifadeler, Türkiye için Bölüm 3’de tavsiye edileceği üzere, en uygun olabilecek UES yönetimini belirlemek noktasında tavsiye niteliğinde bir zemin hazırlayacaktır. 2. Merkezi UES yönetim tecrübeleri 2.1. İtalya20 İtalya’da merkezi bir UES bulunmaktadır. UE geliştirilmesinden sorumlu tek yetkili kuruluş ISPRA’dır (Çevre Koruma ve Araştırma Enstitüsü‐ eski Çevre Koruma Ajansı), Çevre Arazi ve Deniz Bakanlığı ise UE’nin nihai olarak onaylanması, BMİDÇS Sekretaryasına sunulması ve AB MMR uyarınca AB Komisyonu’na ibrazı konularında yetkilidir. Hukuki temel ve detaylı düzenleyici çerçeve 51/2008 ve 30/2013 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle ortaya konmaktadır. Tek ulusal kuruluş olan ISPRA, kendini bu işe adamış 10 uzmandan oluşan uzun vadeli çekirdek bir grubun bulunduğu bir birim ile birlikte çalışarak UE’nin planlanması, hazırlanması ve yönetimine ilişkin bütün hususlardan sorumludur. Bu nedenle, Enstitü FV’lerin toplanması ve işlenmesi, EF’lerin seçilmesi ve kullanılacak metodolojiler, hesaplamalar ve projeksiyonlar konularını önemle dikkate almakta ve UER ve CRF derlemesini yürütmektedir. Aynı zamanda, UE kalite yönetimi, doğrulama ve yeniden hesaplamalar ile belgeleme ve arşivleme çalışmalarından da sorumludur. Bu bağlam içerisinde, planlanan iyileştirmeler ve ERT değerlendirmelerine cevaben çalışmalar da dahil olmak üzere yıllık KG/KK raporunu hazırlamaktadır. KG/KK programında öngörüldüğü üzere, bütün bilgiler ISPRA bünyesinde dökümante edilmekte, depolanmakta ve arşivlenmekte olup istişareler için her zaman erişilebilir durumdadır. Bunlara ek olarak, her bir envanter için ana dokümantasyon oluşturulmakta ve referans bir veri tabanı yıllık olarak derlenmektedir.21 İtalya’nın UES’si 322/1989 sayılı kanun hükmünde kararnameye ile düzenlenen, sağlam, etkin, şeffaf ve en ileri düzeyde bir Ulusal İstatistik Sistemi’ne (Sistan) dayanmaktadır. Sistan, Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün koordinasyonunda (ISTAT) yaklaşık 10.000 istatistik çalışanının bulunduğu ulusal bir ağ olup, AB İstatistik Sistemi’nin de bir parçasıdır. Bakanlıklararası Ekonomik Planlama Komitesi’nin değerlendirmesinden sonra, Başbakanlığın çıkarttığı bir kararname ile onaylanan örgütsel, işlevsel ve koordinasyon detaylarını belirleyen 3 yıllık Ulusal İstatistik Programları uyarınca, Bakanlıklara, kamu kuruluşlarına ve özel kuruluşlara, Sistan’a istatistiki veri ve bilgi temin etmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Sistan’nın etkinliği ve şeffaflığı ISTAT ve Sistan çalışanları ile akademik uzmanların bulunduğu İstatistiki Bilgi Politika ve Koordinasyon Komitesi Comstat) tarafından sağlanmaktadır. Comstat, Sistan ofisleri için rehber ve politikaların belirlenmesi konusunda yetkilidir. Sonradan Başbakanlığın kararnamesiyle onaylanacak olan Ulusal İstatistik Programı üzerinde kararlar almaktadır. 20
Kaynak: Italya UE 2015 sunumu; İtalya UB 6 (revize edilmiş versiyon); İtalya Ulusal Sera Gazı Envanteri Sistemi – ISPRA 2014 http://www.sinanet.isprambiente.it/it/sia‐ispra/serie‐storiche‐emissioni. adresinde mevcuttur. 21
Referans veri tabanı her sektör ve her bir teslim yılı için UE derlemede kullanılan bütün dokümanlar için tutulan belirli sayıdaki kayıtlardan, elektronik belgelerin bulunduğu linkten, depolandıkları yerden ve iç KG/KK dokümantasyonundan meydana gelmektedir. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 13 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Sistemin tam olarak tarafsızlığı, Başbakanlık Kararnamesinin onayından önce, Ulusal İstatistik Programına ilişkin ilgili kararları Comstat aldıktan sonra, bağımsız, dışarıdan bir kuruluş olan ve Programın kabul edilmesinde yetkisi bulunan İstatistiki Bilgilerin Garanti Altına Alınması Komisyonu’nun denetimiyle sağlanmaktadır. Sistem ISPRA dahil olmak üzere, istatistik veri üreticileri ve kullanıcılarının bir araya geldiği Kalite Çalışma Gruplarıyla (Circoli di Qualità) tamamlanmaktadır. Buradaki amaç, temel verilerin kalitesinin ve güvenilirliğinin sürekli olarak iyileştirilmesinin sağlanmasıdır. ISPRA tarafından UE geliştirmek için kullanılan ana Sistan ürünleri şunlardır;  ISTAT tarafından hazırlanan Ulusal İstatistik Yıllıkları, Aylık İstatistik Bültenleri;  ENEA (Yeni Teknolojiler Enerji ve Çevre Ajansı) tarafından hazırlanan Yıllık Enerji ve Çevre Raporu);  Ekonomik Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Enerji Dengesi (yıllık), Petrokimyasal Bülten (çeyrek yıllık yayınlar);  Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulaştırma İstatistik Yıllıkları;  TERNA (Bağımsız Ulusal Sistem Operatörü) TERNA tarafından hazırlanan İtalya Elektrik Enerjisi Yıllık istatistikleri;  ISPRA tarafından hazırlanan Yıllık Atık Raporu;  Tarım Gıda ve Ormancılık Politikaları Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Ormancılık Envanteri. 2.2. Avusturya22 Avusturya’da merkezi bir UES bulunmaktadır. Tamamen Avusturya Cumhuriyeti’ne ait Sınırlı Sorumlu bir Şirket olan Federal Çevre Ajansı (Umweltbundesamt), tek ulusal yetkili kuruluş olup, izleme, yönetim ve çevresel verilerin değerlendirilmesi gibi konular da dahil olmak üzere kilit görevleri yöneten Federal Tarım Ormancılık ve Su Yönetimi Bakanlığı (“Yaşam Bakanlığı”) tarafından temsil edilmektedir. Yaşam Bakanlığı, AB MMR uyarınca, UE’nin resmi olarak değerlendirilmesi, onaylanması ve nihai olarak BMİDÇS Sekretaryası’na ibrazı konularından sorumludur. Sera Gazı Ulusal Envanteri yükümlülükleri bakımından yasal zemin ve ana düzenleyici çerçeve Avusturya Çevre Kontrol Yasası tarafından belirlenmektedir.23 Daha detaylı olarak, Emisyon Envanterleri Federal Ajansı Denetim Kurulu, arşivleme dahil olmak üzere UE derleme ve yönetimi için görevlendirilmiştir. “Sektör uzmanları” Denetim Kurulu bünyesinde farklı kaynak/yutak kategorileri için şu görevler hususunda vazifelendirilmiştir; FV’lerin toplanması ve işlenmesi, EF’lerin ve metodolojilerin seçilmesi, son hesaplamalar, KG/KK faaliyetlerinin yerine getirilmesi, dokümanların ve bilginin arşivlenmesi. Prosedürlerin genel güvenilirliği ve TACCC hazırlığı, ISO 17020 Uluslararası Standardı’na göre oluşturulmuş bir Kalite Yönetim Sistemi tarafından sağlanmakta ve Denetim Kurulu Başkanı’nın gözetiminde uygulanmaktadır. Avusturya’daki en önemli SG UE kaynağı, Yaşam Bakanlığı ve Federal Ekonomi ve Çalışma Bakanlığı arasında yapılan bir sözleşme uyarınca İstatistik Avusturya (STAT) tarafından geliştirilen Ulusal Enerji Dengesidir. STAT, 2000 tarihli Avusturya Federal İstatistik Yasası uyarınca düzenlenmekte ve kamu hukuku çerçevesinde bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir kurum olarak çalışmaktadır. Federal istatistik alanında bilimsel hizmetlerin yerine getirilmesinden sorumludur.24 Enerji ve ulaştırma kategorilerini kapsayan NEB ile birlikte UE verileri için aşağıdaki kaynaklar kullanılmaktadır:  STAT’dan gelen ulusal üretim istatistikleri, ithalat ve ihracat istatistikleri; AB ETS zorunlu bilgileri ve doğrudan sanayiden ve sanayi birliklerinden gelen bilgiler (sanayi sektörü için);  Ticaret ve hizmetler için kısa vadeli istatistikler, Avusturya dış ticaret istatistikleri, şirket ve birlik anketleri (Solvent sektörü için);  STAT’dan gelen ulusal çalışmalar ve tarım üzerine istatistikler (Tarım sektörü için);  Avusturya Orman Araştırma Merkezi Federal Ofisinden gelen Ulusal Orman Envanteri (AKAKDO sektörü için)  Düzenli depolama alanlarına ilişkin Ulusal Federal Çevre Ajansı veri tabanı (Atık sektörü için) 22
Kaynak: Avusturya’nın 2015 UE’si ve UB6. Bkz. 1988 ve 1989 yıllarında değiştirilen (BGBl. 127/1985) Avusturya Çevre Kontrol Yasası (Umweltkontrollgesetz) 24
Federal İstatistik Yasası federal istatistikleri, Avusturya’daki ekonomik, demografik, sosyal, ekolojik ve kültürel durumlara ilişkin verilerin sağlandığı devlete ait bir bilgi sistemi olarak (kişisel değil) tanımlamaktadır. 23
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 14 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 2.3. Finlandiya25 Finlandiya merkezi bir UES kurmuştur. İstatistik Finlandiya, MMR uyarınca, UE derlemesi, yönetimi (KG/KK prosedürlerinin denetimi ve koordinasyonu da dahil olmak üzere) gerek BMİDÇS Sekretaryası’na gerekse AB Komisyonu’na son hali verilerek sunulması gibi konularda tam sorumluluk ve yetkiye sahip tek ulusal kuruluştur. Diğer kurumlar UE geliştirme faaliyetine veri sağlanması ve/veya hesaplanması ile bağlantılı görevleri yerine getirmek üzere katılmaktadır. Hukuki temel ve düzenleyici ana çerçeve Finlandiya Hükümeti’nin 30 Ocak 2003 tarihinde, kurumların yürüttükleri iklim politikaları ve faaliyetlerinin yapılandırılması çerçevesinde aldığı bir karar ile oluşturulmuştur. Diğer ilave kurallar şu mevzuatsal kaynaklar ile açıklanmaktadır: Finlandiya Çevre Bakanlığı ile İstatistik Finlandiya arasında KP uyarınca ve BMİDÇS raporlama gereklilikleri çerçevesinde, SG emisyonlarının hesaplanması için Ulusal Sistem’in işletilmesi üzerine yapılan Anlaşma; 48/1992 sayılı Finlandiya İstatistik Yasası ve 280/2004 sayılı İstatistik Yasası. Raporlama Protokolleri diye adlandırılan kaynaklar ilgili sorumlulukları, sektörlerin yetkinliğini ve İstatistik Finlandiya ve diğer ilgili ve katılan bütün kurumlar için izlenecek prosedürlerin ve yapılacak görevlerin daha fazla detayını ortaya koymaktadır. Düzenleyici çerçeve İstatistik Finlandiya ve katılan diğer kuruluşlar arasında yapılan anlaşmalar ile tamamlanmaktadır. İlgili görevler ve sorumluluklar daha detaylı bir biçimde Raporlama Protokollerine göre açıklanmaktadır. Konu daha spesifik olarak ele alınırsa, İstatistik Finlandiya enerji ve IPPU sektörlerindeki hesaplamalardan sorumludur (HFC’ler, PFC’ler ve SF6 hariç) Diğer sektörler için hesaplamalar, İstatistik Finlandiya ile yapılan iki Anlaşma çerçevesinde, iki Kamu Araştırma Enstitüsü tarafından yapılmaktadır:  F gazları ve Atık sektörü için hesaplamaları yapmak üzere Finlandiya Çevre Enstitüsü (SYKE) ile yapılan Anlaşma  Tarım ve AKAKDO sektörleri için hesaplamaları yapmak üzere (eski Agrifood Research Finland (MTT) ile birleşmeden doğan) Doğal Kaynaklar Enstitüsü ile Finlandiya Orman Araştırma Enstitüsü (Metla) arasında yapılan Anlaşma. Ulaştırmadan gelen emisyon tahminleri Finlandiya Teknik Araştırma Merkezi tarafından satın alınan bir hizmet şeklinde geliştirilmektedir. Bu hizmet, iki kurum arasında yapılmış olan uzun vadeli çerçeve sözleşmesine dayanarak, İstatistik Finlandiya ile yapılan yıllık sözleşmelerle alınmaktadır. Ek sözleşmeler veri akışını sağlamak amacıyla UE geliştirmeye dahil olan ilgili bakanlıklar ile yapılmaktadır. UE geliştirmeye (uzman organizasyonları diye adlandırılan) katılan farklı kurumlarda çalışan bütün sektör uzmanları Envanter Çalışma Grubu’nda temsil edilmektedir. ÇG 3 yıllık dönemler için görevlendirilir ve özellikle KG/KK prosedürünün uygulanması bakımından uzmanlar arasında işbirliğini ve iletişimi kolaylaştırma görevini üstlenir. KG/KK faaliyetleri, İstatistik Finlandiya’nın genel denetimi ve koordinasyonu altında kendi sektörlerinden sorumlu uzmanlar tarafından yürütülmektedir. Son olarak İstatistik Finlandiya, 3 yıl görev süresi bulunan bir Danışma Kurulu kurmuştur. Katılan kurumlardan, ilgili bakanlıklardan ve Enerji Piyasası Kurumu’ndan temsilciler bulunmaktadır. Söz konusu kurul temelde, UE hazırlığına dahil olan kurumlar arasında işbirliğini arttırmak için yüksek düzey bir forum olarak görülmektedir. Ne var ki; sürece dahil olan kurumların sorumluluklarındaki değişiklikler, UE hazırlığı alanındaki araştırma programlarının koordinasyonu ve uluslararası işbirliği konularında alınacak kararlarda da yetkilidir. 2.4. Hollanda26 Hollanda Ulusal Envanter Sistemi merkezi bir sistemdir. Ekonomi İşleri Bakanlığı’nın bir parçası olan Hollanda İşletme Ajansı (NLA) bir kamu kuruluşu olarak tek ulusal yetkili kurumken, Altyapı ve Çevre Bakanlığı (I&M) UE’nin onayı konusunda yetkilidir. Yasal zemin ve düzenleyici ana çerçeve 2005 Sera Gazı İzleme Yasası ile ortaya konmaktadır. İlave kurallar her yıl NLA tarafından hazırlanan ve (gerekli hallerde) güncellenen ve Çevre Bakanlığı tarafından onaylanıp yayınlanan İzleme Protokolleri ile belirlenmektedir. İzleme Protokolleri planlamadan yönetim aşamasına kadar UE geliştirmek için metodoloji ve prosedürleri belirlemektedir. NLA, KG/KK hazırlığından arşivlemeye kadar UE koordinasyonu ve denetiminden tamamen sorumludur. 25
Kaynak: Finlandiya UE 2015 ve UB6; Finlandiya Ulusal Sera gazı Envanteri‐İstatistik Finlandiya, 2005. Kaynak: Hollanda UE 2015 ve Hollanda UB6. 26
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 15 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Aynı zamanda Altyapı ve Çevre Bakanlığı’nın onayından sonra, UE’yi BMİDÇS Sekretaryasına sunar. Ayrıca BMİDÇS değerlendirme sürecini de destekleyerek, BMİDÇS için bir odak noktası olarak hareket eder. Veri toplama ve işleme faaliyeti, görevlerini İzleme Protokollerinin metodolojileri ve prosedürlerine göre yerine getiren emisyon uzmanlarının yer aldığı 5 Görev Gücü27 ile beraber hareket eden kurum ve bakanlıkların dahil olduğu Emisyon Kayıt Projesi altında yürütülmektedir. Görev Güçleri arasındaki işbirliği çeşitli sözleşmeler, anlaşmalar ve akitlerle sağlanmaktadır. Ana veri kaynakları şunlardır:  İstatistik Hollanda ve Çevre Bakanlığı ile Tarım, Doğa ve Gıda Kalitesi Bakanlığı tarafından sağlanan İstatistik verileri (İstatistik Hollanda ve bakanlıklar arasında imzalanan anlaşmalar sayesinde zamanında ve eksiksiz veri sağlanmaktadır)  Özel sektörden gelen sanayi verileri (AB ETS ve IED uygulamalarından kaynaklı mevzuat yükümlülükleri uyarınca)  Geçici sözleşmeler temelinde danışmanlar ve özel kuruluşlar tarafından toplanan veriler. 3. Merkezi Olmayan UES yönetim tecrübeleri 3.1. Düzeltmelerle beraber merkezi olmayan tecrübeler: Danimarka ve Yunanistan Örnekleri Yunanistan ve Danimarka açısından aşağıda verilen iki alt bölümde açıklanmış UES’ler, bazı merkezileşme farklılıklarıyla beraber, merkezi olmayan sisteme özgü vakaları temsil etmektedirler. Aslında şu anda her iki ülke de UE geliştirme görevini dışarıya vermiş durumdadırlar. Söz konusu durum, özel danışmanlık şirketlerinden ziyade, birçok bilimsel araştırma yapan ve özel şirketlere de danışmanlık hizmetleri sunan çeşitli devlet üniversitelerinin lehinedir. Daha detaya girmek gerekirse, Yunanistan, UE geliştirmek için, Çevre Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı aracılığıyla merkezi seviyede denetim ve koordinasyon faaliyetlerine aktif olarak dahil olan güçlü ulusal bir teknik araştırma enstitüsünü görevlendirmiştir. Danimarka, Aarhus Üniversitesi’nin konuyla ilgili bir departmanını tek ulusal yetkili olarak görevlendirmiştir. Ne var ki, bu bölüm 2011 yılında Çevre Bakanlığı bünyesinde bulunan eski Ulusal Çevre Araştırma Enstitüsünün yeniden yapılandırılması etkisiyle kurulmuştur. Eski Danimarka Çevre Koruma Ajansı’nın da bir parçasıdır. Bu iki ülkenin tecrübeleri aşağıda sunulmaktadır. 3.1.1. Yunanistan28 Yunanistan, Çevre Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın (MEECC) denetleme ve koordinasyon rolünü üstlendiği merkezi olmayan bir UES’ye sahiptir. Doğrusu, 5 üyelik bir İklim Ekibinin (her bir UE sektörü için bir kişi) bulunduğu tek ulusal yetkili kurum MEECC, ilgili diğer görevlendirilen kuruluşların faaliyetlerini denetlemek için görevlendirilmiştir. Ne var ki; Atina Ulusal Teknik Üniversitesi (NTUA) Kimya Mühendisliği Yüksek Okulu (bir kamu araştırma ve akademik kuruluşu) UE geliştirmek için bilimsel ve teknik sorumluluğu üstlenmekte ve bir sözleşme temelinde görevlendirilmiş bir kurum olarak hareket etmektedir. Böylece MEECC tek ulusal yetkili kurum olmasına, birçok UE geliştirme aşamasında kayda değer ve aktif roller oynamasına, resmi koordinasyon ve denetimin ötesinde olumlu işler yürütmesine rağmen, görev ve vazifelerini sözleşmeye dayalı bir biçimde yürüten NTUA’nın, UE uygulama geliştiricisi olarak mevcudiyeti, UES’nin merkezi olmayan özelliklerini şekillendirmektedir. Yasal temel ve düzenleyici ana çerçeve, “Ulusal Sera gazları Envanteri Sisteminin Yapısı ve İşletimi‐Roller ve Sorumluluklar“ isimli, 918/21‐4‐08 sayılı MEECC Genelgesiyle oluşturulmaktadır. Genelge sürece dahil olan her bir kurumun sorumluluk tanımlarını teker teker açıklamaktadır. Detaylandırmak gerekirse, MEECC katılan bütün bakanlıkların, hükümet ajanlarının ve özel kurumların genel olarak koordinasyonunun sağlanmasından sorumludur. Halihazırda ifade edildiği üzere, İklim Ekibi aracılığıyla NTUA faaliyetleri de denetlenmekte ve sürece dahil olan diğer kuruluşların da koordinasyonu sağlanmaktadır. 27
Bunlar: Enerji Sanayi ve Atık Yönetimi Görev Gücü, Ulaştırma Görev Gücü, Tarım Görev Gücü, Su Görev Gücü, Tüketiciler Görev Gücü ve diğer Emisyon Kaynakları 28
Kaynak: Yunanistan UE 2015 ve UB6. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 16 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak, MEECC UE’nin resmi olarak değerlendirilmesi ve onaylanması, aynı zamanda BMİDÇS ve AB Komisyonu’na sunulması hususlarından da sorumludur. Kalite yönetiminin sağlanması için, NTUA Envanter Ekibi ile işbirliği içerisinde BMİDÇS ERT süreci ile birlikte gündeme getirilen konulara çeşitli çözümler bulmak noktasında da görevlidir. Böyle bir bağlam içerisinde, KG/KK prosedürlerinin denetlenmesinden ve arşivlemenin yapılmasından sorumludur (merkezi UE dosyası kendi bünyesi içerisinde muhafaza edilmektedir). NTUA’nın UE hazırlığı ve yönetimi konularında teknik ve bilimsel sorumluluğu bulunmaktadır. Daha detaylandırmak gerekirse, NTUA veri toplama ve işleme, UE hazırlama, KG/KK prosedürlerinin geliştirilmesi ve uygulanması, veri ve bilgilerin arşivlenmesi gibi konularda yetkilidir. NTUA veri sağlama konusunda ajansların ve bakanlıkların yer aldığı bir networke dayalı çalışmaktadır. Sonuç olarak, NTUA ile işbirliği yapmak amacıyla aşağıdaki kuruluşlar bir Odak Kişisi görevlendirmişlerdir;  MEECC (enerji, atık, F gazlar ve AKAKDO sektörleri için);  Ekonomi, Rekabetçilik ve Taşımacılık Bakanlığı (IPPU sektörü için);  Toplanan birincil verileri işleyen Yunanistan İstatistik Kurumu aracılığıyla Kırsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı (for kırsal ekonominin ana endeksleri ve parametreleri örneğin; hayvan popülasyonu, ekili alanlar, tarımsal ürün üretimi vs.);  Altyapı Ulaştırma ve Network Bakanlığı (ulaştırma için);  Yunanistan İstatistik Kurumu (başka kurumlar tarafından toplanmayan UE sektör verilerinin birçoğu için) 3.1.2. Danimarka29 Danimarka’da merkezi olmayan bir UES mevcuttur. Birkaç kamu idaresine ilişkin yapılan reformdan sonra ulusal yetkili kuruluş yakın bir zamanda görevlendirilmiştir. Danimarka’daki tek ulusal yetkili kuruluş 2011 yılında Aarhus Üniversitesi’nde kurulan Danimarka Çevre ve Enerji Merkezidir. (DCE) DCE, daha önceden Danimarka Ulusal Çevre Araştırma Enstitüsü (NERI) tarafından yürütülen birtakım çevresel araştırma, izleme ve danışmanlık hizmetlerini ortaya koymaktadır. Bu faaliyetler nöbetleşe bir biçimde daha önce Danimarka Çevre Koruma Ajansı tarafından da yürütülmekteydi. DCE çevre sektöründe Danimarka kamu sektörü danışmanlık hizmetlerinin büyük bir bölümünden sorumludur. Bu bağlamda, Çevre Bakanlığı ile Aarhus Üniversitesi arasında SG UE üzerine çeşitli hizmetlerin yanı sıra danışmanlık hizmetlerinin sağlanması için bir çerçeve anlaşma yürürlüğe girmiştir. Bütün bu temel üzerinde, UE hazırlığı ve yönetimi konusunda tam bir sorumluluğa sahiptir. UE’nin Danimarka Enerji Ajansı (İklim Enerji ve Yapı Bakanlığı altında) tarafından onaylanmasından sonra MMR uyarınca BMİDÇS Sekretaryası’na ve AB Komisyonu’na sunulması bu kurumun görevidir. DCE, UE hazırlanması konusunda çalışmaktadır. İlgili bakanlıklar ve kamu kurumları arasında oluşturulan bir işbirliği temeline dayanmaktadır ve veri sağlanmasından sorumludur. İlgili veri ve bilgilerin aşağıda belirtilen kurumlar tarafından toplanması gerçekleşirken, hesaplamalar DCE tarafından yapılmaktadır:  Danimarka Enerji Ajansı (Enerji Kamu Hizmetleri ve İklim Bakanlığı): AB ETS çerçevesinde sunulan yıllık istatistik ve özel şirket raporları ;  Danimarka Çevre Koruma Ajansı (Çevre ve Gıda Bakanlığı): atık ve F gazların emisyonları üzerine veri tabanı;  Danimarka Doğa Ajansı (Çevre ve Gıda Bakanlığı): Danimarka atık su kalitesi parametreleri üzerine veri tabanı;  İstatistik Danimarka (Sosyal İşler ve İçİşleri Bakanlığı): Üretim sanayileri ve tarımsal istatistikler için istatistik yıllıkları ve satış istatistikleri;  Danimarka Gıda ve Tarım Merkezi (Aarhus Üniversitesi): mineral gübre kullanımı, yem tüketimi ve hayvanlarda nitrojen kullanım hacmi üzerine veriler;  Ulaştırma Bölümü‐Danimarka Teknik Üniversitesi : AB sınıflandırmasına tekabül eden kategorilerde gruplandırılan araçların sayısı, mil hesabı uzaklığı (şehir, kırsal, karayolu), seyahat hızı (şehir, kırsal, karayolu);  Danimarka Ormancılık Merkezi, Kopenhag Peyzaj ve Planlama Üniversitesi: ormana göre CO2 alımı ve ormancılık temel verileri;  Danimarka Sivil Havacılık Ajansı (Ulaştırma ve Yapı Bakanlığı): Danimarka’nın başlıca havaalanlarından yapılan bütün uçuşlar için çift şehir uçuş verileri (uçak tipi ve gidilen ve gelinen havaalanları) 29
Kaynak: Danimarka UE 2015 ve UB6. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 17 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 
Danimarka demiryolları (Ulaştırma ve Yapı Bakanlığı): dizel lokomotifler için yakıt ile bağlantılı emisyon faktörleri;  Danimarka şirketleri: Denetlenen yeşil hesaplar ve doğrudan üretici ve kurum işletmelerinden toplanan bilgiler. DCE ifade edildiği üzere oldukça geniş ve çok taraflı bir networke sahiptir. Bu nedenle, eskiden veriler gönüllülük temelinde toplanırken, şimdilerde sorunsuz bir veri geçişi (veri anlaşmaları gerekli verileri ve DCE’ye teslim edilmesi için son tarihleri belirtmektedir) sağlamak için daha resmi anlaşmalar öngörülmektedir. Arşivleme temel olarak Aarhus Üniversitesi Çevre Bilimi Bölümü bünyesinde merkezi bir veri tabanında veri ve bilgileri depolayarak gerçekleştirilmektedir. Ne var ki; daha fazla dokümantasyon ve arşivleme DCE resmi gazetesi ile sağlanmaktadır. 3.2. Birleşik Krallık30 Birleşik Krallık merkezi olmayan bir UES oluşturmuştur. UE geliştirmek için büyük ölçüde özel danışmanlık şirketlerinden dışardan hizmet alımı söz konusudur. Merkezi olmayan bir yapıya rağmen, bir kamu kuruluşu olan Enerji ve İklim Değişikliği Bölümü (DECC) UE içerisindeki bütün iyileştirmelerin genel olarak yönetimi ve stratejik olarak geliştirilmesi konularından sorumlu tek bir ulusal kuruluş olarak görevlendirilmiştir. DECC ile yapılan bir sözleşme uyarınca, Ricardo‐AEA UE’nin planlanması, hazırlanması ve raporlanmasından sorumlu olarak görevlendirilmiş bir ajanstır. Daha detaya girilirse, DECC (Ulusal Envanter Yönlendirme Komitesi aracılığıyla) UE iyileştirmelerini tamamlamakta ve UE onayını, BMİDÇS ve AB’ye göndermeden önce almaktadır. DECC‐NISC UE’nin geliştirilmesi için genel bir yönetim ve gözetim sağlamaktadır. UE hazırlığı ve yönetimine ilişkin düzenleyici hukuki ve sözleşmeye ait düzenlemeleri geliştirmektedir UE hazırlığı, yönetimi ve sunumu Ricardo ‐AEA çevre danışmanlığı kuruluşunun sorumluluğu altındadır. Görevlendirilen bu kurum aşağıdaki alanlarda ve kuruluşlarla bir konsorsiyumun başını çekmektedir;  Enerji arz sektöründen, sanayi prosesleri sektöründen ve atık yönetimi sektöründen gelen emisyon tahminleri Ricardo‐AEA sözleşmesine dayalı bir biçimde üretilmektedir;  Tarım sektöründen gelen emisyonlar Çevre Gıda ve Kırsal İşler Bölümü (DEFRA) ile Rothamsted Research arasındaki sözleşme ile üretilmektedir; ve  AKAKDO sektöründeki emisyonlar ve azaltımlar DECC adına Ekoloji ve Hidroloji Merkezi (CEH) tarafından üretilmektedir. Yukarıda hali hazırda ifade edildiği üzere, Ricardo‐AEA aynı zamanda KG/KK faaliyetlerine, dokümantasyon ve arşivleme çalışmalarına katılmakta ve yukarıda listelenen kilit veri sağlayıcılar arasında koordinasyon sağlamaktadır. UE verilerinin toplanması için görevlendirilen kuruluş tarafından kullanılan ana kaynaklar aşağıdaki şekildedir:  DECC tarafından derlenen ve yayınlanan Digest of UK Energy Statistics’den gelen enerji istatistikleri;  Sanayi proseslerine ilişkin ya bireysel tesis operatörleri tarafından Ricardo AEA’ya doğrudan gönderilen bilgiler ya da İngiltere ve Galler için Çevre Ajansının Kirlilik Envanteri, İskoçya Çevre Koruma Ajansı’nın Kirlilik Envanteri ve Kuzey İrlanda Çevre Ajansının Yasal Salım Envanteri gibi kaynaklardan sağlanmaktadır.  DEFRA’nın tarım istatistikleri;  Ormancılık Komisyonundan (kamu dışı bir birim), hükümet kuruluşlarından ve diğer kaynaklardan gelen ormancılık veri ve bilgileri 3.3. Fransa31 Fransa’da merkezi olmayan bir UES bulunmaktadır. Tek ulusal yetkili kuruluş Ekoloji Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji Bakanlığı, Enerji ve İklim Genel Müdürlüğüdür (MEDDE), UE hazırlığı ve yönetimi Meslekler Arası Hava Kirliliği Araştırmaları Teknik Merkezi’ne verilmiştir. CITEPA iklim değişikliği konusunda özellikle de UE’ler üzerinde çalışan, araştırma ve danışmanlık hizmetleri sağlayan, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Sanayi, meslek birlikleri ve federasyonlar, enerji tesisleri, otomobil üreticileri, eko‐
sanayiler, danışmanlık şirketleri ve ölçüm laboratuvarları gibi farklı sektörlerde çalışan yaklaşık 75 üyesi bulunmaktadır. 30
Kaynak: BK UE 2015 ve UB6. Kaynak Fransa UE 2015 ve UB6. 31
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 18 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. UES için yasal temel ve düzenleyici ana çerçeve, Hava Emisyonları Envanteri ve Denetimi Ulusal Sistemi’ni (SNIEPA) kuran 24/08/2011 tarihli Bakanlıklararası Kararname ile düzenlenmektedir. Bu bağlamda, UE hazırlama görevi diğerleri arasında CITEPA’ya verilmiştir. Aynı zamanda, ilgili bakanlıklar, genel müdürlükler, ajanslar ve araştırma enstitüleri aracılığıyla CITEPA’ya ilgili veriler temin edilmektedir. Yetki ve görevler bakımından, MEDDE‐Enerji ve İklim GM, UE planlama, hazırlık, yönetim, koordinasyon ve gözetim konularında tam sorumluluğa sahiptir. Bütün bunlara ek olarak, MMR uyarınca BMİDÇS Sekretaryası’na ve AB Komisyonu’na UE’yi sunma konusunda yetkilidir. Diğer taraftan, CITEPA, UE derleme, KG/KK faaliyetlerinin yerine getirilmesi, dokümantasyon ve arşivleme çalışmaları için görevlendirilmiştir (veri toplama ve işleme). Ulusal Envanterin geliştirilmesini hedefleyen Ulusal Envanter Sistemi ile birlikte, Fransa, ilgili Bakanlıklardan (MEDDE, Tarım Gıda ve Ormancılık Bakanlığı, Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, Araştırma Bakanlığı), Enerji ve Çevre Ajansından ve ulusal araştırma kurumlarından (tarım, araştırma ve teknoloji, ormancılık ve mühendislik alanlarında) gelen temsilcilerle oluşturulan Emisyon Envanter İstişare ve Bilgilendirme Grubu’nu da kurmuştur. Söz konusu grup aşağıdaki konularda tavsiyeler üretmek üzere MEDDE’nin teşebbüsü ile yılda üç kez bir araya gelmektedir: 
UE tahminlerinin sonuçları; 
Hesaplama metodolojilerindeki değişiklikler; ve 
UE’lerin iyileştirilmesi için eylem ve önlemler 4. AB Üye Ülkelerinin mevcut uygulamalarından çıkarılan dersler İki farklı sistem üzerinde ne gibi ilkeler olduğunu göstermek için seçilen bazı AB Üye Ülkeleri tarafından uygulanan merkezi ve merkezi olmayan UES yönetiminin birkaç örneği üzerine yukarıda ortaya konan genel bakış, özellikle kurumsal, idari ve yasal konular bakımından ele alınmıştır. Analizden çıkarılan sonuçlar doğrultusunda, seçenekler ve modeller, “tamamen” ulusal idari ve kurumsal faktörler tarafından derinden etkilenmektedir. Sonuç olarak, merkezileştirme/merkezden uzaklaştırma (decentralization) üzerine genel ilkeler, her bir ulusal sistemin ihtiyaçları ve mevcut kamu yönetim sistemi uyarınca (örnek olarak; ulusal bakanlıkların ve ajansların/kurumların organizasyonel yapısı, iklim ile bağlantılı yetkilerin dağıtılması, finansal planlama prosedürleri...) ülkeler tarafından uyarlanmıştır. Genellemelerin hiçbir zaman yapılamayacağını veya ne merkezi yaklaşım için ne de dışarıdan hizmet alımı sistemi için standart bir formatın belirlenemeyeceğini aklımızda tutarak, yukarıda sunulan tecrübelerin ışığında, iki modeli ortaya koyan ana trendler üzerine bazı sonuçları ele alabiliriz. Her şeyden önce, daha önce de ifade edildiği üzere, merkezi ve merkezi olmayan modellerin UE planlama, hazırlık ve yönetiminin zorunlu aşamaları boyunca ilgili uluslararası ve AB düzenleyici çerçeveyi uygulayacağını tekrar hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Bu nedenle bir modelin veya diğerinin seçilmesi, UE işgücünün belirli kısımlarının sorumluluklarını kaydırabilir, fakat bu durum BMİDÇS ve AB rejimlerinde öngörüldüğü şekilde, görev ve prosedürlerin tamamının yerine getirilmesi zorunluluğunu etkilemeyecektir. İkinci olarak, her iki yaklaşım modeli için de uygun bir yasal temele göre resmi çalışmaların yapılması öngörülmektedir. Böyle bir yasa UES kurmak ve yönetmek için temel bir mevzuat çerçevesi ortaya koymaktadır. Diğer iklim değişikliği ulusal yönetim konuları (AB ETS sektörü, MRV sektörü iklim yetkilerinin belirlenmesi, çevre istatistik yönetimi gibi konular örnek olabilir) üzerine daha fazla kuralın belirlenmesi de söz konusu olmaktadır. Üçüncü olarak, uygulanan yaklaşım türüne göre, her ikisi de, bir şekilde ve farklı boyutlarda, ulusal bakanlığın veya çevre, iklim veya enerji politikalarından sorumlu ajansın sürece dahil olmasını öngörmektedir (merkezi sistemlerde daha fazla). Son olarak, her iki yönetim sistemi, (özellikle UE tamlık ve doğruluk bakımından) kalite hedeflerine ulaşabilmek için güçlü bir veri toplama ve sağlama ağını oluşturmalıdır. Sürece dahil olan ilgili kurumlar ile yetkili tek ulusal kurum arasında iyi düzeyde bir etkileşimin kurulması gerekmektedir. Bu bağlamda, genel olarak (her zaman olmasa dahi) verilerin zamanında ve tutarlı olarak sağlanmasını amaçlayan düzenleyici çerçeve, UES’yi kuran temel yasayı entegre etmek amacıyla öncü kuruluş ve sürece katılan diğer kurumlar arasında yapılan ilgili düzenlemelerde (mutabakat muhtıraları, anlaşmalar, sözleşmeler) belirlenmektedir. Şüphesiz, daha önce de ifade edildiği üzere, katılan kurumlar arası aktif işbirliği ve sinerjinin geliştirilmesi, bütün UES’lerin ortak özelliğidir. Çeşitli politikalara değinen iklim değişikliğinin sektörler arası doğası düşünüldüğünde, bu çok şaşırtıcı bir durum değildir. Bundan dolayı, belirlenen bakanlığın/departmanın öncülüğünde işin içinde bulunan ve karar veren kurumların koordinasyonlu bir biçimde sürece katılımları gerekmektedir. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 19 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. İlginç bir biçimde, ele alınan bazı vaka çalışmaları bu tarz bir kurumlararası işbirliğinin hem doğrudan UE hazırlığı için hem de bunun ötesindeki hedefler ve faaliyetler bakımından sağlandığı bir seçenek ortaya çıkartmıştır. Aslında, aralarındaki diyaloğu kolaylaştırmak, iklim ile bağlantılı girişimleri denetlemek veya teşvik etmek amacıyla, bazı ülkelerin geniş bir yelpazede bulunan kamu ve özel kuruluşların temsilcilerinin bir araya geldiği sektörler arası çalışma gruplarını veya komitelerini oluşturmayı tercih ettikleri gözlemlenebilir. Çoğu zaman, bu gruplar EF’leri geliştirerek veya metodolojiler tavsiye ederek UE hazırlığını desteklemeye ek olarak, iklim değişikliği düşünce kuruluşları gibi hareket etmekteler veya sektördeki çalışmaları ve projeleri teşvik etmektedirler. Böylece, konuya ilişkin genel bir tutarlılık ortaya çıkmakta ve kurumsal sinerjiler artmaktadır. Şimdi dikkati sadece UES modellerine kaydırdığımız zaman, yukarıda ifade edilen ana ilkelere ek olarak, aşağıdaki eğilimler tespit edilebilir:  Tek ulusal yetkili kuruluş genelde Çevre, Enerji, İklim Değişikliği konularında yetkili olan bakanlıktır; 32  Alternatif olarak, Ulusal Çevre Ajansı veya İstatistik Ajansı çoğunlukla tek ulusal yetkili kurum olarak görevlendirilmektedir. Çevre ve çevreyle ilgili veri işleme hususunda kanıtlanmış tecrübeleri bulunmaktadır; 33  Kalite hedeflerine ulaşılmasını ve UES’nin uzun vadeli sürdürülebilirliğini güvence altına almak için genellikle daimi personelden oluşan bir çekirdek grup UE geliştirmek için kurulmaktadır. Aynı zamanda söz konusu uzmanlık ile kurumsal belleğin oluşturulması ve korunması da sağlanmaktadır;  UE geliştirmek için tahsis edilen insan kaynakları miktarı büyük ölçüde iki önemli faktöre bağlıdır: 1) personelin sadece UE geliştirmek için görevlendirilip görevlendirilmediği; 2) ülkenin UE için spesifik sektörlerinin mevcut durumundan ötürü etkilenen UE hesaplamalarının ölçeği  Tek ulusal yetkili kuruluşun Çevre Bakanlığı olduğu UES’lerde (veya farklı unvanlarda eşdeğer kuruluşlar) genellikle veri toplama ve yönetimi konusundaki uzmanlıktan faydalanmak için Çevre Ajansı veya İstatistik Enstitüsü ile yakın işbirliği içerisinde hareket edilmektedir.  UE hazırlığından sorumlu tek ulusal kuruluşun, özellikle de bir Bakanlık değilse, zorunlu olarak raporun BMİDÇS Sekretaryası’na ve AB Komisyonu’na gönderilmesi görevini de yerine getirme mecburiyeti olmayabilir;  UE her zaman, MMR uyarınca, BMİDÇS’ye ve AB Komisyonuna ibraz etmeden önce, hükümetin resmi onayının alınmasını öngörmektedir. Bu onay genellikle Çevre Bakanlığından gelmektedir (veya eşdeğer bir kamu kuruluşundan).;  UE onayı, UE’nin içeriği bakımından tekrar değerlendirmeyi gerektirmeyen idari bir onaya benzer, hızlı bir sürecin işletilmesiyle gerçekleştirilir.  Tek ulusal yetkili kurum aynı zamanda UE yönetiminin bir parçası olarak ERT Raporu’nun tavsiyelerini onaylayarak UE iyileştirmesinden de sorumludur.  UE hesaplamaları, kendi sektörleri için KK faaliyetlerinden sorumlu olan sektör uzmanları tarafından yapılmaktadır.  ISO Uluslararası Standartları kullanılarak veya kendi KG/KK elkitabı ve prosedürlerini geliştirerek, ulusal tek yetkili kuruluş kalite yönetimini sağlamak için KG/KK prosedürlerini yerine getirmektedir.  KG/KK elkitabı/prosedürleri, ivedi bir idari prosedür izlenerek ve kendi katı içerik değerlendirmesine tabi olmadan, Çevre Bakanlığı tarafından (veya başka unvanlar taşıyan eşdeğer bir bakanlık tarafından) onaylanabilir. Bütün bunların aksine, merkezi olmayan tecrübelere bakılacak olursa, yukarıda belirtilen genel ilkelere ek olarak aşağıdaki eğilimler ortaya konabilir:  Genel bir eğilim olarak, merkezi yapıdan uzak olmasına karşın, şu konunun altını çizmekte fayda görülmektedir. Çevre Bakanlığı (ulusal adlandırmaya göre değişen ama eşdeğer olan bir kuruluş) görevlendirilen kurumların faaliyetleri üzerinde belli ölçüde gözetim yapmakta ve genel koordinasyonu elinde tutmaktadır. Pratik örneğine bakacak olursak, UE’nin BMİDÇS’ye ve AB Komisyonu’na gönderilmesinden önce 32
UE için tek ulusal kurumun BMİDÇS Odak Noktasından farklı olabileceğini lütfen unutmayınız. BMİDÇS Odak Noktası Çevre Enerji Sürdürülebilir Kalkınma Bakanlığı olabilirken, UE için tek ulusal yetkili kuruluş Ulusal Koruma Ajansı veya İstatistik Kurumu olabilir. Bazı durumlarda, tek ulusal yetkili kurum UE geliştiren kurumdan da farklı olabilir. 33
Yukarıdaki dipnota bakınız. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 20 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. 







nihai onayı ve/veya sunumun görevlendirilen kurumdan ziyade görev veren kurum tarafından yapılması yoluyla ulusal kuruluşlardan görevlendirilen kuruma sağlanan verilerin koordinasyonu gerçekleştirilmektedir; Merkezi olmayan sisteme geçiş, öncü kurumun liderliğinde, görevlendirilen kurumların oluşturduğu bir konsorsiyum veya tek bir kurumun görevlendirilmesiyle gerçekleşebilir; Görevlendirilen kurumun kanıtlanmış tecrübesi ve veri yönetimi ile iklimle bağlantılı konulardaki yüksek düzeydeki uzmanlık UE faaliyetlerinin dışarıya yaptırılması için temel ön koşullardır. Böylece, merkezi olmayan yönetim seçeneği geniş ölçüde bu tarz profillerin mevcudiyetine bağlıdır. Tercihen ulusal piyasa içerisinde yer almalıdır; Tek ulusal yetkili kurum olarak görevlendirilen kuruluş, genellikle hükümete daha geniş kapsamda konular üzerine danışmanlık hizmetleri sağlayan bir araştırma enstitüsü veya üniversitenin bir bölümü olabilir; Merkezi olmayan sistemde, her halükarda dışardan hizmet alınan faaliyetlerin zaman içerisinde tekrarlanmasıyla muhtemelen aynı kurum/kurumlar tarafından yürütülmesi eğilimi olmaktadır. Bu da ilgili kurumlar tarafından sağlanan hizmetlerin uzun vadeli olarak sürdürülebilirliğini ve kalitesini sağlamaktadır; Netice itibariyle, merkezi olmayan sistem görevlendirilen kurumu yıllık olarak yetkilendirmeyi düşünmemekte, bundan ziyade yetki veren ve yetkilendirilen kurumlar arasında çok taraflı bir çerçeve anlaşmasına dayanan daha uzun vadeli ilişkiler ortaya koymaktadır ; Merkezi olmayan sistem, veriler, FV’ler ve EF’ler üzerine bilgi toplayan birkaç kurumun (genellikle kamu kurumları olmak üzere) katılımını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, zamanında, eksiksiz ve tutarlı veri akışı, bu kurumların birbirleri arasında ve görevlendirilmiş kurum ile imzaladıkları ilgili mutabakat zabıtları/anlaşmalar/sözleşmeler vasıtasıyla sağlanmaktadır. Bu süreç (şart olmasa da) Çevre Bakanlığı’nın (veya eşdeğer bir kurumun) gözetimi altında işlemektedir. Görevlendirilen kurum ağırlıklı olarak bütün UE iyileştirme faaliyetlerinden sorumludur. ERT Raporunun tavsiyelerine cevapların hazırlanması ve UE içerisinde gerekli değişikliklerin entegre edilmesi bu sorumluluğa dahildir. ERT Raporuna yanıtların hazırlanmasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (veya eşdeğer bir kurum) yetkili olduğu durumlarda, görevlendirilen kuruma bilimsel ve teknik destek sağlayıcı hareket edilecektir. UE’nin BMİDÇS Sekretaryası’na ve AB Komisyonu’na sunulmasından sorumlu kurumun belirlenmesi konusunda AB Üye Ülkelerindeki uygulamaların duruma göre değişiklik göstermesinden ötürü genel bir eğilim belrilenemez. Bazılarında görevlendirilen tek ulusal kuruluş UE’nin sunulmasından sorumluyken, diğer ülkelerde söz konusu faaliyet Çevre Bakanlığı’nın (veya eşdeğer bir kurumun) sorumluluğu altında yer almaktadır. 3. Türkiye’de UES: mevcut durum ve önerilen yönetim modeli 1. Türkiye’de mevcut UES’ye genel bakış 1.1. Mevcut yasal ve kurumsal yönetime odaklanılması Türkiye’de uygulanan UES, bu projede Bileşen 1 çerçevesinde Aralık 2015’te sunulan ve Ocak 2016 tarihinde onaylanan Yasal, Teknik ve Kurumsal Analiz Raporu’nda kapsamlı bir şekilde açıklanmış ve analiz edilmiştir.34 Bu bağlamda, ulusal sistemin AB MMR gereklilikleri ve hedefleriyle uyumlaştırılması amacıyla mevzuata ve kurumsal önceliklere ilişkin bir dizi nihai eylem önerileri sunulmuştur. LTI analizi ve bu çerçevede verilen ilgili tavsiyeleri hatırlatmak, Türkiye’de mevcut UES’nin başlıca yönetim özelliklerine odaklanarak mevcut yapının merkezi ya da merkezi olmayan yönetim modeli olarak tanımlanması amacıyla özetlenmesi açısından yeterli olacaktır. Türkiye’de daha ziyade merkezi bir UES mevcuttur, BMİDÇS’nin 2004, KP’nin 2009 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana giderek olgunlaşmış ve oldukça ileri düzeyde bir görev ve sorumluluk paylaşımı söz konusudur. 34
Bkz. LTI Raporu, özellikle 2., 3. ve 4. bölümler, Bileşen 1 Faaliyet 1.1 kapsamında hazırlanması gereken çıktıyı oluşturan raporun ilk versiyonu 25 Aralık 2015 tarihinde, ikinci versiyonu 19 Ocak 2016 tarihinde sunulmuştur. Paydaşların yorumlarının dahil edildiği ikinci versiyon 20 Ocak 2016 tarihinde Sera Gazı Envanteri Çekirdek Grubu tarafından onaylanmıştır. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 21 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) iklim değişikliği ve hava kirliliği konularındaki politika ve önlemlerden sorumluyken TÜİK planlamadan yönetime kadar tüm UE faaliyetlerinin koordinasyonundan ve uygulanmasından sorumlu tek ulusal yetkili kurumdur. TÜİK ayrıca her yıl hazırlanan dokümanın nihai halinin BMİDÇS Sekreteryası’na sunulmasından ve ERT Raporu kapsamındaki tavsiyelere yanıt verilmesinden sorumludur. Mevcut durumda UES, yasal zeminini Türkiye İstatistik Kanunu35ve Türkiye Resmi İstatistik Programı (RİP) ‐ Bölüm 636, ve 2009 yılında (artık İDHYKK olan) İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu’nun (İDKK) TÜİK’i tek ulusal kurum olarak atayan resmi onay hakkındaki 2009/1 sayılı kararından almaktadır. İDHYKK, 2013/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca oluşturulmuş bir kamu kuruluşudur. BMİDÇS ve UN‐ECE CLRTP alanlarında karar ve önlem alma hususunda yetkilidir. Üyeleri, yetkileri, sektörel yetkinlikleri ve işlevlerine ilişkin daha fazla bilgi, yakın zamanda kabul edilen İDHYKK Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönerge’de ifade edilmektedir.37 İDHYKK, şimdiye kadar 7 Çalışma Grubu (ÇG) kurmuştur ve bu çalışma gruplarından ÇG3‐Sera Gazı Envanteri Grubu Koordinasyon Kurumu olarak belirlenen TÜİK’in koordinasyonunda sera gazı derleme görevini üstlenmiştir.38 Ayrıca, IPCC İyi Uygulama Rehberi ile paralel olarak, 2014 yılında KG/KK Planı kabul edilmiştir,39 bu adım şüphesiz ülkenin UE kalitesinin iyileştirilmesinde önemli bir kilometre taşıdır. UE Planlama, Hazırlık ve Yönetim aşamalarındaki mevcut görev ve sorumluluklar hem RİP‐Bölüm 6’da hem de KG/KK Planı’nda belirtilmektedir. Aşağıda yer alan iki tablodan da anlaşılacağı üzere, iklim değişikliği sektörünün birbiriyle kesişen alanlardan oluşması nedeniyle, özellikle de sera gazı verilerinin toplanması ve hesaplamaların yapılması faaliyetleri açısından, birçok kurum kendi belirlediği sektörel uzmanlar vasıtasıyla, farklı görevlerle ve farklı ölçülerde UE hazırlanmasına TÜİK’in koordinasyonunda katkı vermektedir: Tablo 5: Sektörlere göre UE’den sorumlu kurum ve kuruluşlar (Kaynak: 2014 KG/KK Planı). Sektör Faaliyet Kategorisi/CRF Kodu
Enerji Enerji – 1 (1.A.1.a‐ Elektrik ve ısı üretimi ve 1.A.3‐Ulaştırma hariç) Elektrik ve ısı üretimi ‐ 1.A.1.a
Ulaştırma Aktivite Verisi Toplanması Hesaplamalar
ETKB
Metotlar ve Emisyon Faktörleri Seçimi TÜİK ETKB
UDHB
ETKB UDHB ETKB
UDHB
Endüstriyel Faaliyetler ‐ 2 (F‐
Endüstriyel İşlemler ve gazları hariç) Diğer Ürün Kullanımı F‐Gazları TÜİK
TÜİK TÜİK
ÇŞB
ÇŞB ÇŞB
Tarım ‐ 3 Tarım Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve AKAKDO ‐ 4 Ormancılık Atık ‐ 5 Atık TÜİK
TÜİK TÜİK
OSİB, GTHB OSİB, GTHB OSİB, GTHB TÜİK
TÜİK TÜİK
TÜİK
35
Bkz. 25997 sayılı ve 18 /11/2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış 5429/2005 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu. RİP İstatistik Kanunu’nun 3 ss maddeleriyle düzenlenmiştir. Ulusal ve uluslararası düzeyde ihtiyaç duyulan alanlarda güncel, güvenilir, zamanlı, şeffaf ve tarafsız veri üretilmesini sağlamak amacıyla resmi istatistiklerin üretimine ve yayımına ilişkin temel ilkelerle standartları belirlemektedir. 5 yıllık bir zaman dönemini kapsamaktadır ve mevcut program 2012‐2016 dönemi için uygulanmaktadır. 37
07/05/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı İDHYKK Kararı Ek I. 38
ÇG3‐Sera Gazı Envanteri mevcut durumda çalışmaktadır. Aşağıdaki 6 farklı kurumdan gelen 24 kişiden oluşmaktadır ve yüksek düzeyde sektörel uzmanlığı haizdir: TÜİK (8); ÇŞB (2); ETKB (4); UDHB (3); GTHB (4); OSİB (3).
39
Bkz07/05/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı İDHYKK Kararı Ek III kapsamında kabul edilen KG/KK Planı.
36
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 22 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Tablo 6: Faaliyetlere göre UE’den sorumlu kurum ve kuruluşlar (Kaynak: 2014 KG/KK Planı) Faaliyet Faaliyet verilerinin toplanması
Metotların, emisyon faktörlerinin seçilmesi Sektörel emisyon hesaplamaları Kilit Kaynak Analizi Belirsizlik değerlendirmesi CRF tablolarının doldurulması
Ulusal Envanter Raporunun (UER) hazırlanması
Envanter çıktıları (CRF tabloları ve UER) BMİDÇS Sekreteryası’na raporlama Arşivleme Kurum ve Kuruluşlar
TÜİK, GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB
TÜİK, GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB
TÜİK, GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB
TÜİK
TÜİK, GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB
TÜİK koordinasyonunda GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB TÜİK, GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB
TÜİK
TÜİK
TÜİK, GTHB, OSİB, MEU, UDHB, ETKB
UB ve İYR hazırlama konusunda, ÇŞB faaliyetlerin koordine edilmesi, dokümanların nihai onayı ve BMİDÇS Sekreteryası’na zamanında resmi bir şekilde sunulması hususlarında yetkilidir. Türkiye’de UB’ler ve İYR’lerin geliştirilmesi için ortaya koyulan kilit çerçeve doküman, Kalkınma Bakanlığı tarafından koordine edilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun görülen 2014‐2018 sürecini kapsayan Onuncu Kalkınma Planıdır. Buna ek olarak, 2010‐2020 süreci için sektörel hedefleri belirleyen Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi40 ve 2011‐2023 yılları için ilgili bakanlıklar arasında bir dizi somut önlem ve faaliyet yürütülmesi sürecini ortaya koyan Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı da bu bağlamda uygulanmaktadır. Uygulamada, son UB’ler, harici bir bilim kuruluşu olan TÜBİTAK desteğiyle hazırlanmıştır, ilkesel olarak UB’nin her bölümü ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar tarafından gözden geçirilmektedir ve ÇŞB tarafından onaylanmaktadır. İlgili bilgilendirme ve raporlama taahhütlerinin yerine getirilmesine ilişkin ulusal kapasiteyi güçlendirmeyi amaçlayan GEF‐UNDP projesi çerçevesinde ilk İYR’nin hazırlanmasına destek verilmektedir.41 Yakın zamanda kurulmuş olan İDHYKK ÇG1‐Azaltım Grubu’nun sonraki UB ve İYR’lerin hazırlanmasında ÇŞB’nin koordinasyonu ve denetiminde önemli ve aktif bir rol oynaması beklenmektedir. 42 Bu grubun, önlemlerin bulunduğu/ilave önlemlerin bulunduğu/önlemlerin bulunmadığı emisyon trendlerinin ve politika ile önlemlerin belirlenmesinde ve ayrıntılandırılmasında aktif rolü vardır. Yukarıdaki tabloda da net bir şekilde görüldüğü üzere, Türkiye’de planlamadan hazırlığa ve yönetime tüm UE faaliyetlerinin kamu kurumları düzeyinde ele alındığı ve UE görevlerinin çoğunu yerine getiren ve çeşitli faaliyetlerin genel koordinasyonundan sorumlu tek ulusal kurumun (TÜİK) bir kamu kurumu olduğu merkezi bir UES vardır. Bazı sektörlerde veri toplama faaliyetlerinin ve bazen de hesaplamaların diğer kurumlarca yapıldığı durumlarda bile bu kurumların faaliyetleri TÜİK’in genel koordinasyonunda yürüten devlet kurumları olması bu durumu teyit etmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere TÜİK’ten ve UE hazırlanmasında rol alan diğer bakanlıklardan teknik uzmanlardan oluşan İDHYKK ÇG3’ün kurulmasıyla Türkiye’deki UES’nin bu merkezi özelliği azalmamış, daha da pekiştirilmiştir. Diğer yandan, UB’ler ve İYR’lere ilişkin şimdiye kadar devam eden, faaliyetlerin bir kısmına yönelik ÇŞB koordinasyonunda dışardan (araştırma kuruluşlarından) hizmet alımı uygulamasının da ÇG1‐Azaltım Grubunun kurulmasıyla zaman içinde bir kenara bırakılacağı beklenmektedir. Tamamen işlerlik kazandığında ve çalışmaya 40
Strateji, Türkiye Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanmıştır ve uygulanmasından ÇŞB’nin koordinasyonunda İDHYKK sorumludur. Bu konuya ilişkin bkz: http://www.tr.undp.org/content/turkey/en/home/operations/projects/environment_and_energy/support‐for‐the‐
preparation‐of‐the‐turkey‐s‐first‐biennial‐repor.html 42
ÇG1‐Azaltım Grubunun görevleri şunlardır: 1.Türkiye’nin UB’lerinin hazırlanmasına katkı sağlamak; 2.Uyum için politika ve önlemler hazırlamak; 3.Uyum için strateji ve eylem planları hazırlamak, güncellemek ve izlemek; 4.BMİDÇS müzakerelerine katılmak; 5.Modelleme ve hesaplamalar, iklim değişikliği etkileri ve yanıtlar da dahil olmak üzere sosyo‐ekonomik analizler yapmak. ÇŞB koordinasyondan sorumlu kurumdur ve ÇG şu kurumların temsilcilerinden oluşmaktadır: ETKB (Elektrik üretimi sektörü uzmanları); ÇŞB (yapılarda azaltım sektörü uzmanları); BSTB (sanayide azaltım sektörü uzmanları); UDHB; ÇŞB (atık sektörü uzmanları); GTHB; OSİB (AKAKDO uzmanları); ÇŞB (sera gazı projeksiyonları uzmanları); ÇŞB (karbon piyasası uzmanları); ÇŞB (azaltım önlemlerinin ekonomik etkileri uzmanları). 41
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 23 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. başladığında, bu ÇG UB’ler ve İYR’ler kapsamındaki bilgilendirme ve raporlama için gerekli görevleri tamamıyla yerine getirecektir. Son olarak, LTI Raporu’nda 4. bölümde belirtilen yasal, teknik ve kurumsal tavsiyeler Türkiye’de UES’nin merkezi özelliklerini etkileyecek nitelikte değildir.43 Aksine, İDHYKK için daha uygun ve daha üst düzey bir yasal zemin sağlanarak mevcut kurumsal varlığın güçlendirilmesi, sonuç itibariyle UES’nin mevcut merkezi yapısını iyileştirip sağlamlaştıracaktır. Mevcut durumda UE hazırlanması sürecine dahil olan kamu kurumlarındaki personel sayısının ve uzmanlığın artırılması yönündeki öneri de yine aynı şekilde merkezi UES’ye fayda sağlayacaktır. Bu bağlamda, nihai tavsiyelere geçmeden önce, aşağıdaki bölümde Türkiye’de UE alanında çalışan personele ve bütçeyle ilgili konulara ilişkin kısa bir açıklama yapılmaktadır. Bu açıklamanın yukarıdaki Tablo 5 ve 6’da yer alan görev dağılımı ışığında ve mevcut duruma ilişkin bu bölümde yapılan analizin bütünleyicisi olarak düşünülmesi gerekmektedir. 1.2. Mevcut UES ve bütçe durumuna odaklanılması Bir önceki bölümde mevcut UES’ye ilişkin durum, katılımcı kuruluşlar arasındaki RİP ve KG/KK planında öngörülen görev ve sorumluluk dağılımına odaklanılarak açıklanmıştır. Bu proje kapsamında envanterden sorumlu tek ulusal kuruma ve ilgili diğer bakanlıklara gönderilen sorular ve yapılan görüşmeler sonucunda, mevcut personel ve maliyetlere ilişkin daha fazla ayrıntı elde edilmiştir.44 Alınan geribildirimler temelinde, organizasyon yapısı, personel durumu ve bütçeye ilişkin elde edilen faydalı bilgiler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:  UE hazırlama sürecine dahil olan mevcut personelin yerine getirdiği görevler yalnızca ulusal envanterle sınırlı değildir, tersine UE ile ilgili olmayan görevleri de vardır;  Mevcut durumda TÜİK’te UE hazırlanmasında daha fazla sayıda kişi çalışmaktadır, hem UE sürecinin tamamının genel koordinasyonundan hem de UE sektörlerinin çoğuna ilişkin UE görevlerinin yapılmasından ve uluslararası raporlamadan sorumlulardır;45  İlgili bakanlıklarda, sektörlere ve sorumlu oldukları göreve göre ortalama 1‐2 kişi UE hazırlanması sürecine dahil olmaktadır, istisnaları şunlardır: ETKB (UE hesaplama ve raporlama için Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı’ndan 3 kişi ve hesaplamalar için kullanılan Enerji Denge Tablolarının hazırlanmasında görevli 3 kişi); GTHB (Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakların Korunması Daire Başkanlığı’ndan UE için çalışan yaklaşık 8‐10 kişi (AKAKDO dahil ama Daire Başkanlıkları ve Birimler hariç) UE’nin haricinde de görevleri bulunmaktadır ancak Ocak 2016 tarihinde bakanlığın teşkilat yapısında UE hazırlanmasına ilişkin meydana gelen değişiklikler nedeniyle bu durum muhtemelen değişecektir);  Bakanlıklardaki personel, mühendislerden (genellikle çevre mühendisleri) ve bazı uzman yardımcılarından oluşmaktadır;  Katılımcı kuruluşların neredeyse tamamı UE hazırlama sürecine dahil olan personel sayısının artırılması konusundaki ihtiyaçlarını dile getirmiştir;  Özellikle de bu alanda yeni çalışmaya başlayan personel ya da uzun vadeli bir deneyimi olmayan kişiler için eğitim ihtiyaçları vurgulanmıştır. 43
Bkz. LTI Raporu, 2. versiyon, 4. bölüm‐paragraf 4.2 Gidilecek yol: önerilen nihai tavsiyeler. Sorulan sorular UE hazırlanmasına ilişkin mevcut personel (insan kaynakları) ve UES maliyetlerine ilişkin daha ayrıntılı bilgi toplamak amacıyla hazırlanmıştır. Sorular aşağıdaki hususları kapsamaktadır: 1) UE hazırlanmasında her kurumda mevcut durumda görevli kişi sayısı; 2) Her kurumda UES için çalışan personelin farklı ödeme kademeleri; 3) Her kişinin 11 ayda veya yılda aylık çalıştığı süre açısından yüzde olarak iş yükü; 4) Tahmini ilave personel ihtiyacı ve/veya mevcut insan kaynakları açısından daha spesifik eğitim ihtiyacı (biliniyorsa). 45
Raporun yazıldığı dönemde TÜİK için geçerli durum şu şekildedir: Çevre, Enerji ve Ulaştırma İstatistikleri Daire Başkanlığı – Çevresel Hesaplamalar Birimi’nden UE hazırlama konusunda çalışan 6 kişi (bu alanda yeni çalışmaya başlayanlar da dahil). Sektörel bazda, enerji sektöründe 2 personel, endüstriyel prosesler ve ürün kullanımında 2 personel (1’i yeni), tarım sektöründe 1 yeni personel ve atık sektöründe 1 personel envanterlerin hesaplanmasında görev almaktadır. 44
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 24 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Mevcut maliyetlere ilişkin olarak, 2014 yılında UE için toplam UES maliyeti, projenin ekonomi uzmanı tarafından aşağıdaki parametrelere göre hesaplanmıştır: Sürece dahil olan her kişinin aylık brüt maaşı adam başı aylık çalışma süresindeki yıllık iş yüküyle çarpılmıştır (sürece dahil olan insan kaynakları maliyeti her mevcut ödeme seviyesi için hesaplanmıştır: Daire Başkanı, Birim Başkanı, Mühendis, Uzman, Uzman Yardımcısı, İdari Personel). Yer, ekipman ve BMİDÇS faaliyetlerine katılımdan kaynaklanan doğrudan maliyetler ve genel masraflar da göz önünde bulundurulmuştur. Sonuç olarak, yapılan hesaplamalara göre 2014 yılında Türkiye’de UES ve UER için toplam maliyetin yaklaşık 1,295 milyon Türk Lirası (yani döviz kurunun 3,2 TL/€ seviyesinde olduğu düşünülürse yaklaşık 405.000 €) olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir, bunun 0,91 milyon TL’si insan kaynakları ve 0,38 milyon TL’si doğrudan maliyetler ve genel masraflardan oluşmaktadır.46 Esasında, bu sonuç kimi Avrupa ülkeleriyle kıyaslanabilir durumdadır: örneğin İtalya’da toplam maliyet aşağı yukarı bu miktarın iki katıdır; sürece dahil olan personel sayısı daha azdır ancak ödeme yılı başına ortalama brüt maliyet 2,5 ‐ 3 kat daha fazladır. Eğitim harcamaları göz önünde bulundurulmadan UES personel sayısının uluslararası standartlar açısından beklenen düzeye getirilmesi yıllık maliyetin %30 artması anlamına gelebilir. Bu dahi yabancı ülkelerin deneyimi ışığında verimli görünmektedir. 2. Türkiye için en uygun UES yönetim modeline ilişkin nihai tavsiyeler Türkiye mevcut durumda zaman içerisinde hem yasal ve kurumsal yönetim açısından hem de teknik uzmanlık özellikleri açısından zenginleşen ve giderek olgunlaşan sağlam bir merkezi UES’ye sahiptir. Tek bir UE kurumu olarak TÜİK, uygun bir yasal zemin vasıtasıyla (şimdiki İDHYKK olan İDKK’nin 2009/1 sayılı kararıyla) belirlenmiştir ve genel itibariyle UE için mevcut düzenleyici yasal çerçeveyi oluşturan RİP ile KG/KK Planı aracılığıyla çeşitli görevler TÜİK ve kamu kurumları arasında paylaştırılmıştır. Ayrıca, yakın zamanda İDHYKK çerçevesinde azaltıma ilişkin politika ve önlemler için ÇG1 ile sera gazı envanterinin hazırlanması için ÇG3’ün kurulmasıyla kurumsal ve yasal yapı daha da geliştirilmiştir. Bu iki çalışma grubunun kurulması ve tam olarak işlerlik kazanması, UES’yi daha ileri bir düzeye taşıyarak ve gücüyle potansiyelini artırarak UES’nin mevcut durumunun iyileştirilmesine kesinlikle katkı sağlayacaktır. Bu durum yalnızca ülkenin UE hazırlama süreci için değil aynı zamanda ÇG1’in faaliyetlerinin fayda getireceği UB ve İYR hazırlıkları için de geçerlidir. LTI Raporu’nda tavsiye edilen önlemlerin yanı sıra, AB MMR ile tam uyumlaştırmanın sağlanması açısından öncelikli olarak ele alınması gereken bazı yasal, teknik ve kurumsal koşullar tespit edilmiştir. Bu bağlamda, öncelikle İDHYKK’ye daha üst düzey bir yasal zemin sağlayarak mevcut UES kurumsal yapısının güçlendirilmesi ve daha iyi düzenlenmesi önerisinde bulunulmuştur. AB Komisyonu nezdinde bilgilendirme görevlerini yerine getiren ulusal kurumun tayin edilmesi de UE’nin BMİDÇS Sekreteryası’na resmi sunumundan önce onaylanmasına yönelik hızlı işleyecek bir idari prosedürün getirilmesine ilaveten gerekli bir yasal önlem olarak vurgulanmıştır. Veri akışının zamanında ve tam bir şekilde yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla sürece dahil olan kuruluşlar arasında konuya ilişkin mutabakat zabıtlarının kabul edilmesi de yine tavsiye edilen hususlar arasında yer almaktadır. Fakat yasal, teknik ve kurumsal konulara ilişkin önerilen bu tavsiyelerin uygulanması Türkiye’nin UES’si açısından mevcut merkezi yapıyı etkilemeyecektir. Aksine, LTI Raporu bulgularının tamamı daha uzun vadeli bir sürdürülebilirliğin sağlanmasıyla ülkenin UES’sinin merkezi özelliklerini pekiştirmek ve güçlendirmek amacı taşımaktadır. 46
Projenin ekonomi uzmanı tarafından mevcut veri ve bilgilere göre yapılan tahminler, daha fazla veriye ulaşılması halinde küçük çaplı değişiklikler gösterebilir.
TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 25 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Daha ayrıntılı ifade etmek gerekirse, yapılan yasal, teknik ve kurumsal analizin esaslarından biri, potansiyelini ve verimliliğini göz önünde bulundurarak, mevcut kurumsal varlıktan daha iyi bir şekilde faydalanılması ve mevcut yönetim yapısının daha iyi kullanılması yönündedir. Bu bağlamda, sade ve verimli yaklaşımın avantajları vurgulanarak, kullanışlı olmayan ilave kurumların sayısının artırılmasıyla yeni ve daha bürokratik bir sistemin oluşturulmasından kaçınılması tavsiye edilmiştir. BMİDÇS ve KP’nin kabulünden bu yana, Türkiye’de yönetim modeli tercihinin açık bir şekilde, bazı unsurlar açısından küçük ölçekli değişiklikler gerektirse de hiçbir keskin değişikliğe ihtiyaç duymayan, iyi oturmuş ve net tanımlanmış, merkezi, sade ve verimli bir UES yönünde yapılmış olması da analiz çerçevesinde çıkarılan bu sonucu destekleyici niteliktedir. Ek olarak, bu raporun 1. bölümünde merkezi ve merkezi olmayan modellerin başlıca özellikleri, avantajları ve dezavantajları açıklanırken şu sonuca varıldığını da hatırlatmak gerekir: Dışardan hizmet alımı, özel sektörün, yetkilendirilmiş kuruluşların daha iyi hizmet sağlayabileceği veya ulusal kapasite eksikliğinin bu modelin önerilmesini gerektirdiği düzeyde olduğu durumlarda en etkili seçenektir. Bu durum, merkezi düzeyde yönetilen, sağlam ve güvenilir bir UES’ye sahip olan Türkiye için geçerli değildir. Bu bulgular temelinde, Türkiye için en uygun UES yönetim modelinin, Faaliyet 1.1. kapsamında tespit edilen LTI tavsiyelerinin AB MMR ile uyumlaştırmanın sağlanması ve küçük ölçekli değişikliklerin yapılması amacıyla uygulanması halinde, mevcut merkezi modelin devam ettirilmesi olduğu kanaatine varılabilir. Bu yönde bir tercihin yapılması pek çok nedenle en uygun seçimdir; bu nedenleri tatmin edici düzeyde işleyen bir kamu yapısını bir kenara atıp kaldırarak en baştan dışardan hizmet alımı sistemini getirmenin ne orantısal ne de maliyet etkin olacağı yönündeki genel varsayımla özetlemek mümkündür. Öncelikle, mevcut merkezi UES’nin sürdürülmesi, hatta AB MMR’nin mevzuata tam bir şekilde aktarılması için gerekli yasal değişikliklerin yapılması, merkezi olmayan bir sistemin kurulmasına kıyasla daha az yasal müdahale gerektirmektedir. Aslına bakılacak olursa, daha önce de birden fazla kez ifade edildiği üzere, merkezi bir UES için yasal zemin halihazırda yürürlükte olmakla birlikte İDHYKK’ye daha üst düzeyde bir yasal zeminin kazandırılmasıyla güçlendirilmesi ve güncellenmesi tavsiye edilmektedir. Yine benzer şekilde, RİP, İDHYKK uygulamaya ilişkin kararları ve KG/KK Planı kapsamında UES yasal düzenleme çerçevesinin tamamı halihazırda yürürlüktedir (kurula en uygun yasal zeminin kazandırılması ve bir UE onay prosedürünün getirilmesiyle söz konusu çerçevenin bir kısmında ufak çaplı değişikliklerin yapılması ihtiyacı bu gerçeği etkilememektedir). Buna karşın, merkezi olmayan bir UES’nin getirilmesi mevcut sistemi ortadan kaldıran yasal bir temelin oluşturulmasını ve ikincil bir yasal düzenleme çerçevesinin kabul edilmesini gerektirecektir. Bu da uzun süren çabalar gerektirecek mevzuata ilişkin prosedürler ve olası gecikmelerle sonuçlanacaktır. Dahası, UE ve UB hazırlanması süreçlerine ilişkin dışardan hizmet alımı, kamu ihale mevzuatının uygulanması için ilave yasal adımların atılmasını gerektirecektir. İkinci olarak, mevcut merkezi UES’nin –güçlendirilerek‐ devam ettirilmesi, idari ve teknik açıdan da en uygulanabilir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, yukarıda ifade edilene benzer muhakeme söz konusudur. Gerçekten de merkezi bir UES için ihtiyaç duyulan idari yapı ve teknik uzmanlık halihazırda ülkede mevcuttur ve tam bir şekilde işlemektedir. Sürece dahil olan kurumlar ve en başta da koordinasyondan sorumlu kurum TÜİK yıllar içerisinde tekrar eden uzun uygulama dönemi boyunca deneyim ve yetkinlik kazanmıştır. Nihayetinde tamamen ulusal kamu kurumları düzeyinde uygulanan UE görevleri açısından mevcut UES aynı zamanda şeffaflık ve hesap verebilirliği de sağlamaktadır. Böyle bir idari ve kurumsal sistemi bir kenara atmak, şimdiye kadar oluşturulmuş ulusal kapasitenin kaybolması ve günümüze kadar sarf edilmiş mali, yasal ve teknik çabaların bozulması anlamına gelecektir. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 26 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. Genel itibariyle, bu durum, UES çerçevesinde kalite hedeflerine ulaşılması amacıyla başlıca hedeflerden biri olarak tespit edilen uzun vadeli, sürdürülebilir bir kurumsal belleğin oluşturulması ihtimalini de tehlikeye atacaktır. Mevcut durumda geçerli olan kurumsal, idari, teknik kaynakların ve personelin – gerekli olan yerlerde uygun şekilde güçlendirilerek ‐ kullanılması imkanı, maliyet etkinlik ve şeffaflık açısından da belirleyici bir husus meydana getirmektedir. Esasında, kamu idaresi organizasyon yapısında genel ilkeler olan maliyet etkinlik, şeffaflık ve verimlilik ilkeleri, sade ve verimli, bürokrasisi az olan, koordinasyondan sorumlu bir yetkili kurumun öncülüğünde rol ve sorumlulukların net bir şekilde dağıtıldığı bir sistemin tercih edilmesi gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu bağlamda, şayet tam anlamıyla işleyen “bürokrasi olmayan” bir kurumsal yönetim halihazırda mevcutsa, söz konusu faaliyetlere yönelik dışardan hizmet almaktansa, bu yönetim tarzının sürdürülmesi gerekmektedir. Son olarak, belirleyici faktörlerden biri de danışmanlık piyasasında ulusal anlamda yeterli arz olmaması ve/veya danışmanlık hizmetlerinde kontrolsüz fiyatların ortaya çıkması riskidir, böyle bir durum da ülkede UES faaliyetleri için olması gerekenden daha fazla bir maliyetin ortaya çıkması riskini beraberinde getirebilmektedir. Sonuç itibariyle, Türkiye’de mevcut merkezi kurumsal UES yönetim modelinin devam ettirilmesi gerekmektedir çünkü yasal, idari ve teknik kriterler kapsamında en uygun, en uygulanabilir ve orantısal seçenek budur. Bu seçenek aynı zamanda uluslararası ve AB MMR gerekliliklerinin yerine getirilmesinde maliyet etkinliği sağlamaktadır ve uzun vadeli, sürdürülebilir bir UES inşa etmeyi amaçlamaktadır. Bu sonuca ayrıca LTI Raporu bulguları temelinde varılmıştır ve söz konusu çıkarım AB MMR ile uyumlaştırmanın sağlanması için mevcut sistemin güçlendirilmesi imkanına ilişkin verilen tavsiyelerle de uyum içerisindedir. LTI Raporu ve bu Seçenek Değerlendirme Belgesi kapsamında verilen tavsiyelerle yapılan önerilen uygulamaya geçirilmesi amacını taşıyan faaliyetler Bileşen 1’in önümüzdeki aşamalarında gerçekleştirilecektir ve bir Eylem Planı’nın hazırlanmasıyla nihayetinde ulusal mevzuat sisteminin 525/2013 sayılı AB Yönetmeliği ile uyumlaştırılması amacıyla yasa taslağı hazırlanacaktır. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 27 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. DOKÜMAN VE MEVZUATA İLİŞKİN KAYNAK LİSTESİ Bibliyografik kaynaklar Braatz, B.V., Doorn, M., 2005, Managing the National Greenhouse Gas Inventory Process, United Nations Environment Programme, New York; UNFCCC Consultative Group of Experts (CGE), 2012, Training Materials for GHG Inventories‐ National Arrangements; GHG Inventory & Research Centre of Korea, 2014, Challenges and strengths in national institutional systems for responding to the reporting requirements of the UNFCCC; Salonen H. in collaboration with Peltola A. (based on Kononov S. presentation at UNFCCC Expert Forum, 2‐3 September 2015), UNECE, Note on NSO entry points to the greenhouse gas inventory system; AA. VV., 2012, Tracking Emissions and Mitigation Actions: Current Practice in China, Germany, Italy, and the United States, Climate Policy Initiative; AA. VV., 2012, Issues and challenges for the national system for greenhouse gas inventory in the context of REDD+, in Greenhouse Gas Measurement and Management; Dimce N., 2006, Decentralization and decentralized governance for enhancing delivery of services in transition conditions, UNDESA/DPADM/GPAB; USA‐EPA, 2014, Technical Workshop on NI‐Establishing National Arrangements Uluslararası kaynaklar: BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi; Kyoto Protokolü; 2006 IPCC Ulusal Sera Gazı Envanterleri Rehberleri; Ulusal Sera Gazı Envanterleri IPCC İyi Uygulama ve Belirsizlik Yönetimi Rehberi; AKAKDO için IPCC İyi Uygulama Rehberi; İtalya 2015 UE sunumu; İtalya UB 6 (gözden geçirilmiş versiyon); İtalya‐ISPRA 2014 Ulusal Sera Gazı Envanter Sistemi; Avusturya 2015 UE sunumu; Avusturya UB6; Finlandiya 2015 UE sunumu; Finlandiya UB6; Finland‐Statistics Finlandiya, 2005 Ulusal Sera Gazı Envanter Sistemi; Hollanda 2015 UE sunumu; Hollanda UB6; Yunanistan 2015 UE sunumu; Yunanistan UB6; Danimarka 2015 UE sunumu; Danimarka UB6; Birleşik Krallık 2015 UE sunumu; Birleşik Krallık UB6; Fransa 2015 UE sunumu; Fransa UB6; COP ve CMP Kararları: 1/CP.16; 24/CP.19 ile revize edilen 20/CP.7, 18/CP.8 ve 14/CP.11; 4/CP.5; 2/CP.17; 19/CMP.1 TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 28 / 29 Türkiye’nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Projenin finansmanı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak karşılanmaktadır. AB kaynakları: 280/2004/EC sayılı kararın yerine geçen Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanmasıyla iklim değişikliğiyle ilgili ulusal ve birlik düzeyinde diğer bilgilerin raporlanmasına ilişkin (EU) 525/2013 sayılı yönetmeliği; Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin (EU) 525/2013 sayılı yönetmeliği uyarınca üye ülkeler tarafından raporlanan bilginin yapısı, formatı, teslim süreci ve gözden geçirilmesine ilişkin (EU) 749/2014 sayılı Komisyon’un Uygulamaya ilişkin Yönetmeliği; Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin (EU) 525/2013 sayılı yönetmeliği uyarınca küresel ısınma potansiyeli ve uluslararası düzeyde üzerinde anlaşılmış envanter rehberlerdeki değişiklikleri göz önünde bulunduran ve Birlik envanter sistemi için önemli gereklilikler getiren (EU) 666/2014 sayılı Komisyon’un Yetki Devrine Dayalı Yönetmeliği; Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin 2003/87/EC sayılı direktifi uyarınca sera gazlarının izlenmesi ve raporlanmasına ilişkin (EU) 601/2012 sayılı Komisyon Yönetmeliği; Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin (EC) 1099/2008 sayılı enerji istatistikleri yönetmeliği; Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin enerji istatistikleri hususunda (EC) 1099/2008 sayılı yönetmeliğinde değişiklik yapan aylık ve yıllık enerji istatistiklerinin güncellemelerinin uygulanmasına ilişkin (EU) 147/2013 Komisyon Yönetmeliği; Komisyon Personel Çalışma Belgesi, Birlik sera gazı envanter sistemi ve KG/KK programı unsurları ‐ Brüksel, 12.8.2013 SWD(2013) 308 final Türkçe kaynaklar: 2872 sayılı 1983 tarihli Çevre Kanunu; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında 644 sayılı 2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname; 5429 sayılı 2005 tarihli İstatistik Kanunu; 2012‐2016 Resmi İstatistik Programı; BMİDÇS’nin onaylanmasına ilişkin 4990 sayılı 2003 tarihli Kanun; KP’nin onaylanmasına ilişkin 5836 sayılı 2009 tarihli Kanun; Sera Gazı Emisyonlarının Takibi hakkında Yönetmelik; Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi hakkında Tebliğ; “AB çevre müktesebatının aktarılması ve uygulanmasının izlenmesi”, 525/2013 sayılı Yönetmeliğin Türkiye’de uygulanmasına ilişkin anket, Yıl 17 (2014); 2001/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi; 2010/18 ve 2012/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi; 2012/22 sayılı Başbakanlık Genelgesi; 2013/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi. Türkiye’nin 2014 Ulusal Envanter Raporu; Türkiye’nin BMİDÇS kapsamında hazırladığı Beşinci Ulusal Bildirim; İDHYKK Çalışma Usul ve Esasları hakkında Yönerge ‐ 07/05/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı İDHYKK Kararı Ek I; İDHYKK ÇG’lerin kuruluşu ‐ 07/05/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı İDHYKK Kararı Ek II; KG/KK Planı‐07/05/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı İDHYKK Kararı Ek III F Gazlarına ilişkin Taslak Yönetmelik; Ulusal Envanter Sistemi (TÜİK sunumu); Türkiye Cumhuriyeti 2010‐2020 İklim Değişikliği Stratejisi; Türkiye’nin Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı; 2011‐2023 İklim Değişikliği Eylem Planı. TÜRKIYE’DE UES İÇİN EN UYGUN YÖNETIM YAPISINA İLİŞKİN SEÇENEK DEĞERLENDİRME BELGESİ, OCAK 2016 Sayfa 29 / 29 

Benzer belgeler