Dr. Ludwik Biskupski Polonezköylü bilim adamı ve akademi

Transkript

Dr. Ludwik Biskupski Polonezköylü bilim adamı ve akademi
Jerzy Drodz, 1985-1990 yılları arasında P.C. Ankara Büyükelçiliği II. katibi,
P.C.’nin Lille (1995-99) ve Brüksel (1999-2002) Başkonsolosu, 2005 itibaren AB nezdindeki P.C. Büyükelçiliği Büyükelçi
Dr. Ludwik Biskupski
Polonezköylü bilim adamı ve akademi profesörü,
Boğaz kıyısındaki Polonya Kolonisi’nin önde gelen temsilcisi
Giriş
Dr. Ludwik Biskupski üzerine, yani (Polonezköylüler’in, İstanbul’daki Polonya Diasporası’nın, Türk
dostlarının ve başka uluslardan sayısız arkadaşının ona verdikleri adla) Hoca’nın kişiliği üzerine bir makale
yazmaya karar verirken, belge ve bilgi arayışında beni bekleyen zorlukların bilincindeydim. Hoca, ender
rastlanır derecede mütevazi, ne övgü ne de ün arayışında olmayan bir insandı. Ömrünü doğup büyüdüğü
Polonezköy’ün Polonya’ya özgü niteliğinin korunmasına, Leh ve Fransız dilleri ve kültürlerinin Türkiye’de
yaygınlaştırılmasına, İstanbul ortaokulları ve üniversitelerinde pedagojik ve bilimsel çalışmaya adamıştı.
Ölümünden 16 yıl sonra, Hoca’nın özel ve meslek yaşantısına dair ayrıntılı bilgilere sahip olabilecek insanlara
ulaşmak zor. Özel mektuplarının ve kitaplığının başına ne geldiği bilinmiyor. Belki gelecekte bu kaynaklara
ulaşabilmek mümkün olur. Dolayısıyla bu çalışmamın, Polonyalılık için gösterdiği çabalarla, Türkiye’deki
Polonya Diasporası’nın en saygıdeğer temsilcilerinden birinin yaşamının tarihsel açıdan bir özeti olarak
değerlendirilmesini rica ederim.
Ludwik Biskupskii, 20.10.1906 yılında Polonezköy’deii doğdu. 06.12.1987 yılında İstanbul’da
vefat etti. Geleceğin profesörünün çocukluğu, Polonezköy’ün epey yoğun bir biçimde geliştiği bir
döneme rastgelmişti. Bu sayede anne ve babası, en küçük çocuklarının (Ludwik Szymon ailenin
dördüncü ve son çocuğu olarak dünyaya gelmişti; iki ablası ve bir abisi vardı) eğitimine gereken özeni
gösterebilecek bir durumdaydılar. İlkokulu bitirdikten sonra eğitimini İstanbul’da bir ortaokulda
sürdürdü. Sonra Paris’e, Sorbon Üniversitesi’nde okumaya gitti. 1931 yılında Paris’de edebiyat
doktoru ünvanı aldı. Türkiye’ye döndükten sonraiii İstanbul Üniversitesi’nde ve kentin daha başka
okullarında (Yüksek Mühendislik Mektebi, Ticari ve İktisadi İlimler Akademisi, Kuleli Askeri
Lisesiiv) Fransızca dersleri verdi. Polonya topluluğuna verdiği hizmetlerden ötürü, topluluk
temsilcileri tarafından kendisine Türkiye’deki Polonya Kolonisi Başkanlığı ünvanı verildi (bu ünvan,
J.R. Filonowicz’inv arşivindeki bazı belge ve yazılarda görülmektedir).
Polonya’nın ve Polonya kültürünün Türkiye’de tanıtımına yaptığı katkılardan ötürü Polonia
Restitutavi ve Polonya Halk Cumhuriyeti Altın Hizmet Nişanı (ki bu nişanın takdim töreni 31 Ekim
1975 tarihin İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleştirilmiştir) gibi en önemli Polonya nişanlarıyla
ödüllendirilmişti. Ayrıca Vatikan (Aziz Silvester Papa Şövalyelik Haçı) ve Fransa tarafından (başta
Akademi Palmiyeleri olmak üzere) madalya ve nişanlarla onurlandırılmıştı.
Polonya Kolonisi İçin Yaptığı Çalışmalar
Yukarıda da söylenildiği gibi, Hoca’nın yaşamı ve ailesinin tarihi Polonezköy’e kopmaz
şekilde bağlanmıştır. Hoca’nın özel mülkü olan, küçük, sevimli evivii bugün de hala görülebilir. Bu
eve çok sık gelip giderdi (daimi olarak İstanbul’da oturmaktaviii ve orada çalışmaktaydı). Sadık bir
Türk vatandaşı olarak köyle yerel makamlar arasındaki karşılıklı ilişkilerin düzgün olmasına özen
gösterirdi. Polonezköylülerin Kilise himayesinde olmaları için de uğraş verirdi. Türk makamlarınca –
XX.yy.’ın 50’li yıllarının sonlarında – Türkiye’yi terketme emri verilmiş Peder J. R. Filonowicz’in
yazgısının belirsiz olduğu dönemde, özel bir çaba göstermişti. Peder Filonowicz’in resmi sıfatla
Polonezköy pederi olarak atanabilmesi için de uğraş vermişti (Papa XXIII. Jean Paul’e yazdığı
mektup ektedir – ek 1). Ayrıca Türkiye’deki 25. çalışma yılını geride bırakması vesilesiyle, Peder
Filonowicz hakkında güzel bir hatıra metni de kaleme almıştır. Türkiye’ye görevli Polonyalı pederin
kişiliği, Hoca’nın yaşam öyküsünde özel bir yer işgal eder. İlişkileri, dostluk ve yakın işbirliği
özellikleri taşımaktaydı. Birbirlerine sık sık konuk olup Polonezköy’deki Diaspora’nın ve Polonya
toplumunun, ayrıca İstanbul’daki Leh geleneği, kültürü ve dilinin nasıl korunması gerektiğini tartışır
ve görüş alışverişi yaparlardı. Peder Filonowicz, kız kardeşi Paulina’ya yazdığı mektuplarda, Hoca’yla
birlikte Polonezköy’e gidip dini ve milli bayramlarda oradakilerle bir araya geldiklerinden bahseder.
Zor zamanlarında, özellikle de sağlık sorunlarının (ki her ikisi de Parkinson hastasıdır) yaşattığı güç
dönemlerde birbirlerine yardım etmişlerdir. Prof. Biskupski ile Peder Filonowicz’in yaşıt olduklarını
vurgulamaya değer. İkisi de aynı yılın aynı ayında ve aynı gününde doğmuşlardır. Aralarında kurulan
bu çok yakın ilişkinin, doğum tarihlerinin aynılığından başka bir nedeni de, geleceğin profesörünün
gençlik yıllarında papaz olmak istemesi olabilir (L. Biskupski, askere çağrılmadan önce bir dönem
İstanbul’daki manastırlarından birinin keşişi olmuşturix).
Aralarındaki dostluğun bir resmini gösterebilmek için, Hoca’nın Peder Filonowicz’e yazmış
olduğu bir mektuptan bir alıntıyı buraya almaya değere (Peder Romuald o sıra Polonya’ya ailesini
ziyarete gitmiştir).
İstanbul, 22 Ağustos 1980
Muhterem Peder ve Değerli Dostum,
Birkaç gün evvel elime geçen, 26 Temmuz (1980 – yazarın notu) tarihli mektubunuz için yürekten
teşekkür ederim. Sağlığınızın iyi olması ve seyahatinizden memnun bulunmanız beni sevindiriyor.
Bana gelince, neredeyse her gün görüştüğüm büyük bir dostun yokluğunu yaşıyorum; kısacası
kendimi terkedilmiş, öksüz bırakılmış hissediyorum...
Gelişinizi bekliyoruz, zira siz olmadan grupunuzun nasıl da çabucak dağılıp gittiğimizi görüyoruz.
Burada, sağanak yağmurlar dışında, yaz sıcak geçiyor. Genel durum gergin ve ciddi ve bütün
bunların nasıl sonuçlanacağını kestirmek zor (1980 Eylül’ün Türkiye’de askeri müdahale olmuştu – yazarın
notu).
Derin muhabbet ifadelerimi ve en iyi temennilerimi gönderiyorum. L. Biskupski.
Bir Polonyalı’nın Papa Seçilmesine ve II. Jean Paul’ün 30 Kasım 1979’da Vatikan’ın İstanbul
Temsilciliğinde Polonyalılar ve Türkiye’deki Leh Diasporası Temsilcileriyle Buluşmasına
Hoca’nın Katkısı
Bir Polonyalının Papalık makamına seçilmesi, Türkiye’deki Leh Diasporası için büyük bir
olaydı. Hoca, Peder Filonowicz’le birlikte II. Jean Paul’e, tam metni bu çalışmanın ekinde bulunan (ek
no 2) bir kutlama mektubu göndermişti. Bu çalışma kapsamında alıntılanan, tam metni Türk gazetesi
“Hürriyet”te yayınlanmış makale, Hoca’nın Papa II. Jean Paul’le yakın bir ilişki içinde olduğunu
ortaya koyuyor. Papa, Leh Diasporası ile buluşmasında (çekilen fotoğraflar da gösteriyor ki) Hoca’yla
kısa bir görüşme yapmıştır. Bu buluşmanın bütün ayrıntıları (Papa’nın yaptığı konuşmanın tam
metniyle birlikte) İstanbul’da yayınlanan aylık Katolik dergisi “Le Flambeau”da (derginin Ocak-Şubat
1980 özel sayısında) yayınlanmıştır.
Yazarlığı
Hoca, orta ve yüksek okullardaki eğitim çalışmalarına bağlı birçok uğraşı olmasına karşın,
yazma uğraşına da zaman ayrıabilmiştir. Çok sayıdaki yayınları arasında araştırmacı ve tarih konulu
bilimsel çalışmalarını burada anmak gerekir. Aşağıdaki sıralanan dört çalışması, “Bilim Dernekleri”
Fransa Kongresi’nde sunulmuşlardır:
- “Historique de l’lmprimerie du College des Lazarites de Saint-Benoît a Istanbul” – İstanbul Aziz
Benoît Lazeryan Rahipleri Ruhban Okulu Matbaası Genel Tarihi (Paris, Imprimerie Nationale,
1955).
- “L’Imprimerie des Peres Dominicains de Mossoul et son activite linguistique et litteraire” –
Musul’daki Dominikan Rahipleri Matbaası ve Dilbilim ve Edebiyat Çalışmaları (Paris, Imprimerie
Nationale, 1955).
- “Les Repercussions de la Revolution Francaise sur l’Orient” – Fransız Devrimi’nin Ortadoğu’daki
Akisleri (Paris, Imprimerie Nationale, 1956).
- “Interet historique des Inscriptions de l’Eglise Saint-Benoit a Istanbul” – İstanbul Aziz Benoit
Kilisesi’ndeki Kitabelerin Tarihsel Önemleri (Paris, Imprimerie Nationale, 1959).
Aşağıdaki çalışmaları da büyük takdir kazanmıştır:
1. “L’origine et l’historique de la representation officielle du Saint-Siege en Turquie” –
Vatikan’ın Türkiye Nezdindeki Resmi Temsilciliği’nin Tarihi (İstanbul, 1968);
2. “L’Institut Francais d’Etudes Byzantines et son activite scientifique et litteraire 1895-1970” –
Fransa’nın Bizans Araştırmaları Enstitüsü ve Bilimsel ve Edebi Çalışmaları 1895-1970
(İstanbul, 1970).
Yukarıdaki iki çalışma, bilim çevrelerinden ve bu alanlarda uzmanlaşan basın kuruluşlarından
yüksek not almıştır. Bu olumlu eleştirilerden bazılarını alıntılamaya değer. Örneğin, Anadolu’daki
Hıristiyan tarihi alanında uzman tarihçi Dr. Louis Fazzi, Hoca’nın Türkiye’deki Vatikan
Temsilciliği’nin tarihi üzerine yazdığı kitapla ilgili şunları yazar: “Türkiye’de az bilinen bir meseleyi
bilimsel araştırma konusu seçtiği için, Prof. Ludwik Biskupski Bey’in şahsına teşekkür etmemek elde
değil...” Aynı konuya ilişkin olarak “Journal d’Orient”te (Şark Postası) yayınlanan bir makalesinde,
tanınmış sosyal bilimci Angele Loreley, şunları söyleri: “Bu çalışma, Türkiye’deki resmi Vatikan
Temsilciliği ile Türk makamları arasındaki ilişkilerin tarihine ilişkin, yüzyıllar boyunca birbirlerinin
izleyen olaylar hakkındaki çalışmalar arasında eksik kalmış bir çalışmaydı.” Hoca’nın, Fransa’daki
Bizans Araştırmaları Enstitüsü’nün çalışmaları üzerine yaptığı çalışma da, birçok olumlu eleştiri
almıştır. Paris (Sorbon) Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Bizans medeniyeti ve tarihi dersi veren
Prof. Dr. Rodolphe Guilland, “Çalışmanız hakikaten sağlam, metodik, noksansız ve Fransa Bizans
Araştırmaları Enstitüsü’nün bilimsel faaliyetini açık bir şekilde ortaya koyan bir çalışma. Fransa ve
Türkiye arasındaki kültürel ilişkilere yapılmış önemli bir katkı. Bilimsel çalışmanızın çabucak
yayınlamasından, ülkelerimizin her ikisinin de kazanacağı çok şey var”, diye yazmıştır.
Türk topraklarındaki Hıristiyan kültürel mirasını konu alan çalışmasını (ki Türkiye
Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı’nın isteği üzerine hazırladığı bir çalışmadır) ve Paris Üniversitesi’nde
savunduğu (yaklaşık bin sayfalık), “Türkiye’de Kültür ve 1453’ten 1953’e Fransız Etkileri” konulu
doktora tezini de burada anımsatmak gerekir.
Prof. L. Biskupski, yukarıda anılan çalışmalarından başka Polonya’da, Fransa’da, Türkiye ve
Kanada’da yayınlanan pekçok periyodik dergide de çok sayıda makale yayınlamıştır (ek no 3 – bazı
makalelerinin listesi). Bu makalelerde Polonya’nın Avrupa tarihindeki rolü ve yerine, Polonezköy ve
Efes’teki Meryem Ana Kilisesi’nin tarihine, ayrıca (başta A. Mickiewicz’in sanatından aldığı örnekler
olmak üzere) Polonya’nın kültürel ve sanatsal başarılarına büyük yer ayırır. Polonya-Türk
dostluğunun ve silah arkadaşlığının önemini durmadan vurgulamıştır. İstanbul’da Hoca’nın ders
verdiği ya da Fransız kültürünün Türk kültürüne etkilerini araştıran bir araştırmacı olarak ortak
çalışmalar yürüttüğü, restorasyonları yapılan okulların yıldönümleri vesilesiyle birkaç makale de
kaleme almıştır.
Prof. Biskupski, ardında belli sayıda, yayına hazır, ama yayınlanmamış çalışma ve el yazması
da bırakmıştır.
Efes’teki Meryem Ana Kilisesi üzerine hazırladığı bilgi notunun (ek no 4) Lehçe versiyonu
üzerine yaptığı çalışmalarla ilgili bir epizot, burada anımsanmaya değer. Anadolu’daki Hıristiyan
tarihi üzerine sahip olduğu derin bilgiyle tanınan Hoca, büyük ihtimalle bu metni kendisi
hazırlamıştır. Peder Filomowicz’in kızkardeşi Felicja Hejnowiczx ve İzmir Aziz Polikarp Cemaati
Lideri ile bu konudaki mektuplaşmalarıxi bunun kanıtı olabilir.
Prof. L. Biskupski’nin Londra’da 1970’de düzenlenen Gurbette Polonya Bilimi ve Kültürü
Kongresi’ne çağrılması, zengin gazetecilik ve bilimsel yayın külliyatının uyandırdığı saygının bir
ifadesiydi. Kongrede, “Boğaz Kıyılarında Çağdaş Polonya Edebiyatı” (Fransızca’daki orijinal adıyla,
“La litterarure polonaise contemporaine sur les rives du Bosphore”) başlıklı bir tebliğ sunmuştu.
Ayrıca, Polonya kökenli bir bilim adamı olarak, 1976 yılında Polonya’da düzenlenen bir bilimsel
kongreye de davet edilmişti.
Hoca’ya Dair Hatıralar
Profesörün kişiliği üzerine günümüze çok fazla yazılı belge kalmamıştır. Bu yüzden de,
kalanlardan özellikle ikisi alıntılanmaya özellikle değer. Bunlardan ilki, Jezy Latko’nun “Polonezköy,
Boğaz Kıyısında Bir Polonya Köyü” başlıklı, 1992 yılında Krakow’da yayınlanmış kitabının 101-102.
sayfalarından bir alıntı:
“Ne zaman İstanbul’a düşse yolum, uğrardım ona. Beni hep bir kadeh likörle karşılardı. Profesör Biskupski,
sadık bir Türk vatandaşıydı, ama kendisini aynı zamanda Polonyalı hissederdi. En başta, ateşli bir
Polonezköy vatanseveriydi. Hatta, gidişiyle başkalarına kötü örnek olmamak için, zamanında Chicago’daki
karlı bir iş teklifini geri çevirmişti. O zamanlar, kalabalık ve dayanışma içindeki Polonya toplumunu
kurtarabilmenin mümkün, düşüncesindeymiş hala. Daimi olarak İstanbul’da oturur, ama boş vakitlerini
Polonezköy’deki güzel evinde geçirirdi. Sadece bilimsel ve eğitsel çalışmalar yürütmez, ama gazetecilik de
yapardı. Polonya ve Leh-Türk ilişkileri üzerine birkaç makale yazmıştı. İşte bu yayınları sayesinde de,
Polonya’ya bir hac ziyaretini ifa etmek kısmet olabilmişti prof. Biskupski’ye. Polonya kökenli bir bilim adamı
olarak, 1976’da bir bilimsel kongreye davet edilmişti. Ömrünün sonuna doğru artan Parkinson hastalığı,
köye gelip kalmasını engelliyordu. Daha sağlığında, gösterişli bir mezar taşı yaptırmıştı, üzerinde doğum
tarihi (20 X 1906) ve bir metin = Sorbon Üniversitesi Doktoru, İstanbul Üniversitesi ve başka okullarda uzun
yıllar hizmet vermiş bir profesör, ateşli yurtsever, üstdüzey bir bilim insanı, inançlı Katolik ve Türkiye’deki
Polonya Kolonisi Başkanı = Taş ustası, ölüm tarihini boş bırakmıştı. 6. XII. 1987 tarihinde öldü.
Hoca’nın kişiliği ve çalışmaları üzerine yayınlanan ikinci yazının özel değerini kaynağı
belirliyor. Bu metnin yazarının özel arşivinde saklanmış, (yaklaşık 500 bin baskıyla) en çok okunan
Türk gazetelerinden “Hürriyet” gazetesinin bir küpürü. Bu gazetenin 16 Eylül 1981 tarihli İstanbul
baskısında, “Türkiye’yi dünyada tanıtıyorum” başlıklı, aşağıda (fragmanlar halinde) alıntılanan bir
makale yayınlanır.
“Bilimsel çalışmalarıyla tanınan 75 yaşındaki edebiyat profesörü Biskupski, Beyoğlu’nun sessiz sakin bir
köşesinde tek başına oturuyor. Polonyalı profesör, Papa II. Jean Paul’le olan yakın dostluğu sayesinde
Papa’nın Türkiye’yi ziyaret etmesini sağlamış. Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing başta
olmak üzere, dünyanın önde gelenleri arasında görüştüğü birçok dostu var. Polonya kökenli profesör,
Türkiye’yi “vatanım” diye adlandırıyor ve onun adını tüm dünyada duyurmaya çalışıyor.
Beyoğlu’nun dar, çıkmaz bir sokağındaki bir evde oturmakta olan bu mavi gözlü ve al. yanaklı ihiyar
hakkında, komşuları dahi pek az şey biliyor. Profesörü tanıyan tek kişi, hergün çeşitli ülkelerden atılmış
onlarca mektubu Profesöre getiren postacı. Profesör, arada sırada doğup büyüdüğü Polonezköy’ü ziyaret
etse de, çalışmalarının çoğunu İstanbul’daki evinde hazırlıyor. Profesörün Fransızca eserleri, tüm dünyada
okunuyor... Milyonlarca insan, Ludwik Biskupski’yi, Boğaz kıyılarındaki Leh kütürünü tüm dünyaya tanıtan
kişi olarak tanıyor. Ludwik Biskupski, ailesinin Türkiye’deki tarihinin 150 yıl olduğunu söylüyor. Profesör,
üniversiteyi Fransa’da bitirdikten sonra Türkiye’ye dönmüş ve okutman olarak çalışmaya başlamış. Türk
ordusunda iki buçuk yıl görev yaparak vatani görevini yerine getirmiş. İstanbul Üniversitesi, Ticari ve
İktisadi Bilimler Akamedemisi, Robert Kollej ve Kuleli Askeri Lisesi’nde öğretim üyeliği ve eğitmenlik
yapmış. Çeşitli ülkelerden gelen birçok iş teklifini geri çevirmiş. Türkiye’de yaşamak istediğini hep
tekrarlamış. Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing, profesörü Fransa’nın en yüksek onur
madalyalarından biriyle onurlandırmış. Çalışmalarında Polonya-Türk dostluğunun önemini hep vurgulayan
Profesör, “Polonyalıların en büyük ve en gerçek dostları Türklerdir, tarih de bunu göstermektedir” sözünü
hep tekrarlamıştır. Çok sayıda onur madalyası vardır: Fransız hükümetinden 3, Vatikan’dan 1, Polonya’dan
2. Çerçevelettiği madalyalarını evinde saklıyor ...” (Makalenin yazarı: Engin Giray, Lehçe’ye çeviri: Jerz
Drozdz)
Profesör L. Biskupski ve Türkiye
“Hürriyet”te yayınlanan makaledeki düşünceyi devam ettirirken, Türkiye’nin Avrupa
tarihindeki yerinin ve Avrasyalı komşularıyla olan zengin ilişkilerinin tanıtılmasında Hoca’nın
tartışılmaz hizmetlerini vurgulamak gerekir.
Profesörün en tanınmış çalışması, Vatikan’ın Türkiye’deki temsilciliği tarihini konu alan bir
ciltlik yapıtıdır. Vatikan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihini ustaca anlatan ilk ve bugüne kadar
da tek yapıt olma özelliğini taşıyan bu çalışma, özel bir dikkati haketmektedir.
Profesörün, Türkiye Cumhuriyeti Turizm Bakanlığı için, Türkiye’deki Hıristiyan mirası
konulu bir bilgi materyali hazırladığı da bilinmektedir.
L. Biskupski, Türk bilim çevrelerinde ve Türk eğitim kurumları çalışanlarınca Fransız dili ve
kültürü sevdalısı, ayrıca izleri Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içindeki birçok yerde bulunabilecek
Hıristiyanlığın tarihi üzerine araştırmalar yapan önemli bir araştırmacı olarak tanınmıştır.
Profesör-Polonyalı-Vatansever,
Francophonexii
Polonya
Kökenli
Türk
Vatandaşı
ve
Vatansever,
un
Polonya kökenli bir Türk vatandaşı olan Profesör, vatansever duygularını iki Vatan arasında bölmüş.
Ek olarak bu duyguları Fransa ve Fransız kültürüne karşı beslediği sempatiyle harmanlanmıştı. Bu az
rastlanır duygu mozaiği, ender rastlanır türden bir insanın – saygı duyulan ve takdir edilen bir
gazeteci, eğitmen, tarihçi ve insanları seven bir hümanistin – mükemmel bir resmini vermektedir. Bu
özellikleri sayesinde Profesör, onu tanımış, onunla çalışmış, zengin bilgi birikimin ve bilimsel
tecrübesini aktardığı bütün herkesin hafızasında ilelebet yaşayacaktır.
Ek no 1 – Profesör L. Biskupski ve Polonezköy Muhtarı L. Ryzy’nın Papa XXIII. Jean’e
yazdıkları mektup
İstanbul, 20 Mart 1961
Hazretleri Papa XXIII. Jean
Vatikan
Aziz Peder,
Hazretlerinin ayaklarına kapanarak, köyümüz Polonezköy’ün tüm halkı ve Polonezköy Muhtarı ve
Türkiye’deki Polonya Kolonisi Başkanı sıfatlarımızla şahsımız adına bir istirhamımızı iletiyoruz. Cemaatimiz
iki yıldır bir pederden yoksundur ve yaklaşık 160 kişi olmamıza rağmen, hepimiz Müslüman denizinde bir
Katolik vaha oluşturan Polonyalı ve Katolikleriz. Köyümüz, Polonezköy’ün küçük kilisesini adıyla göğe
yükseldiği Çestohovalı Meryem Ana’nın himayesi sayesinde atalarımızın inancını koruyarak 122 yıldır
ayaktadır.
Papa Hazretleri, bu küçük kiliseciğimizde iki kez Kutsal Ayin yönetmiş ve 3 Temmuz 1938
tarihinde inancımızı tasdiğini yapmıştınız. Ailemizin, Papa Hazretleri’nin varlığıyla kutsanmış evinde kalmış
olmanızdan ötürü çok da memnunuz.
Kilise, bizler için bir manevi dayanak noktasıdır ve bunun için bugüne Katolik gelebildik, ama
çocuklarımızı ve gençlerimizi eğiticek bir Polonyalı pederimizin eksikliği devam edecek olursa, daha ne
kadar Katolik inancında tutunabiliriz bilinmez, zira yıldan yıla durumumuz daha da güçleşiyor.
Halihazırda Polonezköy’e bir şose yol yapılmış durumda, bu yoldan her pazar arabalarıyla
İstanbul’dan Polonezköy’e insanlar geliyor ve büyük kalabalıklar halinde kilisemize geliyorlar, lakin bir
pederimiz yok maalesef. Türk makamları, Peder Salezyanin’in (Peder W. Kot – yazarın notu)
gönderilmesinden sonra, bayram günleri ve pazarları bir yabancının bu insanlara gelmesine halihazırda
müsaade etmiyorlar. “Vatikan’ın Polonezköy papazını doğrudan ataması” gerektiğini birkaç kez ima ettiler.
Bunu, Vatikan’ın Türkiye’deki Büyükelçisi Ekselansları Monsenyör Francesco Lardone’ye bildirdik.
Dolayısıyla, Türk Hükümeti tarafından Papalık Hükümeti ile diplomatik ilişkilerin kurulmasından sonra,
böyle bir iznin diplomatik yoldan alınabileceği umudunu taşıyoruz halihazırda.
Mevcut Türk Hükümeti, Hükümet Başkanı General Gürsel aracılığıyla, bütün Türk vatandaşlarının
dinlerine özgürce inanmak ve dinlerinin şartlarını yerine getirmek hakkına haiz olduğunu beyan etmiştir.
Kendisine İstanbul’daki Polonya Kolonisi’nin manevi gözetimi görevi verilmiş bir Polonyalı peder
var İstanbul’da, Peder Jozef-Romuald Filonowicz, lakin köyde, Polonezköy’de, önceden Türk makamlarının
izni olmadan bizlerle meşgul olamaz, zira burası bir Türk köyüdür ve burada meseleyi Vatikan Hükümeti’nin
düzenlemesi gerekmektedir. Bir zamanlar Hıristiyanların öyle övgüye değer bir konum edindikleri eski
Biritanya sınırındaki Hıristiyan vahamızı Aziz Papa’nın hatırladıkları umuduyla doluyuz.
İçimiz, yukarıda yazdıklarımızla Papa Hazretleri’nin yüreğine dokunduğumuzu ve Hazretlerin bizleri
unutmayacağı umudu ile dolu kalacak. İsa Efendi’mizin Papa Hazretleri’ne, Aziz Peter’in Başkenti’nde uzun
yıllar nasip etmesine yürekten dua ediyoruz. Papa Hazretleri’nin ayaklarına kapanıp Peder Ayaklarını
hürmetle öpüyor ve manevi yardımıyla bize yetmesini istirham ediyoruz, zira aksi takdirde, bir başımıza karşı
çıkamayacağımız bir tehlikeyle yüz yüze kalacağız.
Papa Hazretleri’nin yüzüğünü öperken, Polonezköy cemaati ve kendimiz için hayır dualarını istirham
ediyoruz. Mektubumuzu bir oğlun babaya hürmetiyle Polonezköy cemaati, Muhtar Leszek Ryzy ve Polonya
Kolonisi Başkanı adına imzalarken, Papa Hazretleri’nden bir teselli ve yardım bekliyorum.
Adres: Prof. Dr. Ludwik Biskupski
Duvarcı Adem Sokağı, 90/9
Beyoğlu - İSTANBUL
Ek no 2 – Papa seçilmesi vesilesiyle II. Jean Paul’e yazdığı tebrik mektubu
İstanbul, 22.10.1978
Saint Antoine Kilisesi
İstiklal Caddesi No 325
Beyoğlu – İstanbul
Türkiye
Aziz Peder,
Hazretleri’nin Aziz Peder’in halefi olarak seçilmiş bulunmaları, böylesine onur verici ve
sorumluluk gerektiren bir makamına saygıdeğer ve değerli bir yurttaşımızın, Ekselansları Şehr-i Wawel
Metropolitanı, Kardinal Peder Karol Wojtyla’nın getirilmiş olmalarından ötürü, gerek Türkiye’de yaşayan
bütün Polonyalıların ve gerekse de onların ruhbanlarının yüreklerini tarifsiz bir mutlulukla doldurmuştur.
Bugün Aziz Ludwik Kilisesi’nde toplanmış olan bizler, Papa Hazretleri’nin çalışmalarını uzun
yıllar kutsaması, Hazret-i İsa’nın onun himayelerine bırakmış olduğu bu ağılın O’nun sesini duyması ve
Tanrı’nın Krallığının sınırlarını dünyada, yerkürenin tekmil milletleri arasında genişletmesi için
Yaratıcı’ya dualarımızı gönderirken, en samimi dilek ve tebriklerimizi sunuyoruz.
Bizler, Kraliçesi ve Himaye Edeni Çenstovalı Meryem Ana olan ikinci vatanımızın çocukları
olarak uzak Türkiye’de yaşarken, evlatların sadakati ve itaatkarlığının biadını sunuyor, Aziz
Peder’imizden, buradaki tüm Polonya Kolonisi için Papalık Hayır Dualarını istirham ediyor ve Aziz
Şahsiyetinizin ayaklarını öperek mektubumuza son veriyoruz.
Peder Jozef R. Filonowicz, M.Conv;
Türkiye’deki Polonya Cemaati Pederi /-/
Prof. Dr. Ludwik Biskupski
Türkiye’deki Polonya Kolonisi Başkanı /-/
HAZRETLERİ
PAPA JEAN PAUL II
CITTA DEL VATICANO
Ek no 3 – Dr. L. Biskupski’nin bazı makaleleri
-
-
Polonezköy (İnançlı Polonya ve Katolik Söz, Paris, 17 Ocak 1954).
“La maison de la Sainte Vierge a Ephese” – Efes Meryem Ana Evi (La Revue des deux-mondes, Paris,
15 Mart 1955).
“Un coin historique d’Istanbul: Polonezoy” – İstanbul’un Tarihi Çıkmaz Sokağı : Polonezköy (La
Turquie Moderne, İstanbul, Haziran 1955).
“A l’occasion du premier centenaire de la mort d’Adam Mickiewicz” – Adam Mickiewicz’in Yüzüncü
Ölüm Yıldönümü Vesilesiyle (Journal d’Orient, İstanbul, 26.11.1955).
“La maison de la Sainte Vierge a Ephese” – Efes Meryem Ana Evi (Almanach de Notre Dame du
Perpetuel Secours, Colmar, almanağın 1956 yılı sayısı).
“Notre-Dame de Czestochowa, Reine de Pologne” – Çenstohovalı Meryem Ana, Polonya Kraliçesi
(Almanach de Notre Dame du Perpetuel Secours, Colmar, almanağın 1957 yılı sayısı).
“L’Historique de l’Institut Francais d’Etudes Bizantines” –Fransız Bizans Araştırmaları Enstitüsü
Tarihi (Etudes slaves et est-eurpeennes, Volume IV, Universite de Montreal, 1959 – İslav ve Doğu
Avrupa Araştırmaları, cilt IV, Montreal Üniversitesi).
“Jubileusz duszpasterstwa polskiego w Turcji” – Polonya Ruhbanlarının Türkiye’de Bulunuşlarının
Yıldönümü (Tygodnik Powszechny, Krakow 21 Şubat 1960).
“Le Robert College au crespuscule de son premier centenaire” – Yüzüncü Kuruluş Yılı Arifesinde
Robert Kolej (Journal Istanbul, İstanbul, 23 Kasım 1960).
“Le Robert College a 100 ans, 1863-1963” – Robert Kolej 100 Yaşında (Journal d’Orient, İstanbul, 18
Mart 1963).
“Le College Americain de Filles d’Arnavutkoy a 50 ans, 1914-1964” – Arnavutköy Kız Koleji 50
Yaşında (Journal d’Orient, İstanbul, 23 Mayıs 1964).
“Le premier millenaire de la Pologne” – Polonya’nın Bininci Yılı (Journel d’Orient, İstanbul, 21
Temmuz 1966).
-
-
“L’amitie et la confraternite d’armes turco-polonaises” – Türk-Polonya Dostluğu ve Silah Arkadaşlığı
(Journel d’Orient, İstanbul, 9 Nisan 1967).
“Le premier centenaire du Lycee de Galatasaray, 1868-1968” – Galatasaray Lisesi’nin Yüzüncü Yılı
(Journal d’Orient, İstanbul, 8 ve 9 Mayıs 1968).
“La culture et l’influence francaises en Turquie par les etablissements scolaries francais” – Fransız
Kültür ve Etkilerinin Fransız Eğitim Kurumları Vasıtasıyla Türkiye’ye Nüfuzu (Journel d’Orient,
İstanbul, 22 Ekim 1968).
“L’enseigment public en Pologne” – Polonya’da Kamusal Eğitim (Journel d’Orient, İstanbul, 21
Temmuz 1969).
“La science polonaise” – Polonya Bilimi (Journel d’Orient, İstanbul, 21 Temmuz 1970).
Ek no 4 – Hazreti Meryem Ana’nın Efes’teki Evi Bilgi Notu
HAZRETİ MERYEM ANA EVİ – EFES
KİLİSE TARİHİ HAKKINDA BİLGİ
Burası, İsa Mesih’in Annesi, Kutsal Bakire Meryem’in yeryüzündeki son ikametgahı olarak
kabul edilmektedir.
Kutsal Kitap’ta Anlatılan Hakikatlar
Aziz Jean, İncil’inde bize İsa’nın ölmeden önce annesini ona emanet ettiğini anlatır: “İşte senin
annen. – O andan itibaren talebe onu kendi evine aldı.”
Havarilerin tarihi, İsa’nın ölümünden sonra Kudüs’te bir baskı döneminin patlak verdiğini
anlatmaktadır /37 yılında Aziz İstefan taşlanarak öldürülür, 42 yılında Aziz Yakup idam edilir/. Bu
dönemde Havariler, İncil’in mesajını iletmek üzere dünyanın dört yanına dağılmışlardır. Aziz Jean,
Anadolu’ya gelmiştir ve Kudüs’teki baskılar nedeniyle yanında Meryem Ana’yı da getirmiş olması çok
muhtemeldir.
Tarihi Veriler
Bunu işaret eden iki hakikat mevcuttur:
- Aziz Jean’ın kabrinin Efes’te bulunuyor olması,
- Ekümenik Meclisi’nin 432’te, Meryem Ana adıyla kutsanan ilk kilisede, Meryem’in İsa’yı Tanrı’nın
oğlu olarak doğurduğunu ilan etmek için toplanmış olması.
Kilise’nin Babaları, Nestrorius üzerine konuşurlarken, “İlahiyatçı Jean ve Kutsal Bakire,
Tanrı’nın Annesi Meryem Efes’ye vardıktan sonra....”, diye anlatırlar.
Nihayet bu, Efesli ilk Hıristiyanların soyundan gelen Kirkince (Çirkince) Köyü halkının
sadakatle bugüne taşıdıkları bir sözlü gelenekte de delilini bulmaktadır. Bunlar, “Meryem Ana’nın Göğe
Yükseliş Günü”nü kutlamak için, her yıl buraya gelirlerdi. Meryem’in, adına “Panaya Kapulu” dedikleri
bu yerde yaşadığı ve öldüğünü bir gelenek olarak atalarından almışlardı.
Ortaya Çıkarılışı
Geçtiğimiz asırda (XIX. yy. – yazarın notu), Alman rahibe Catherine Emmerich’e gaipten
malum olan hakikatlere göre yazılmış, “Kutsal Bakire Meryem Ana’nın Hayatı” başlıklı bir kitap telif
olundu. Burada hiç bulunmadığı halde, Efes civarlarındaki bir tepe üzerinde, Meryem Ana’nın hayatının
son günlerini geçirdiğini gördüğü evi şaşırtıcı bir noksansızlıkla tarif etmişti. Bu işaretler temelinde iki
bilimsel heyet teşkil edildi (1891). Bunlar, Catherine Emmerich’in işaret ettiklerine tamamen uyan bir yer
ve harabeler buldular.
Şapel
Şapel, Meryem Ana’nın evinin kalıntıları üzerine inşa olunmuştur. Temelleri I. ve IV.
asırlardan, duvarların geri kalanı VII. asırdandır. Binanın en son yenilenmesi ve sağlamlaştırılması, 1951
yılında yapılmıştır.
Bibliyografya
-
-
-
-
-
Antonowicz-Bauer L., Polonezköyü, İstanbul 1990.
Biskupski L., La litterature polonaise contemporaine sur les rives du Bosphore (Profesör L.
Biskupski’nin 1970 yılında Londra’da Gurbette Polonya Bilimi ve Kültürü Kongresi’nde sunduğu
tebliğin özeti), Kongre materyalleri no. H-III-01, s.255-263.
Dopierala K., Adampol Polonezköy, Türkiye’deki Lehlerin Tarihinden, Poznan 1983.
Dopierala K., XIX. ve XX. Yüzyıllarda Türkiye’deki Leh Göçmenleri, Lublin 1988.
Drozdz J., XIX. Yüzyıl Türk Ordusu’nda Polonyalılar, “Yabancı Devlet Orduları ve Emniyet
Kuvvetlerinde Görev Almış Polonyalılar ve Polonya Kökenliler. Tarihleri ve Bugünleri” başlıklı
VI. Uluslar Arası Polonya Kolonisi Biyograficileri Sempozyumu Materyalleri’nde yayınlanmıştır
(Mons-SHAPE-Belçika, 28-29.09.2001), Torun 2001.
Drozdz J., Peder Jozef Romuald Filonowicz – Türkiye’deki Tüm Polonyalıların Cemaat Papazı,
“Dünya’da Polonya Ruhbanları” başlıklı VII. Uluslar Arası Polonya Kolonisi Biyograficileri
Sempozyumu Materyalleri’nde yayınlanmıştır (Roma, 17-18.10.2002), Torun 2002.
1939-1990 Yıllarında İkinci Büyük Göç Tarihi, Polonya Kolonisi Araştırmaları Uzlaştırma
Komisyonu, Doktora Tezleri ve Araştırmalar, cilt I, redaktörler M. Szczerbinski ve T. Wolczo,
Gorzow Wlkp., 2000.
Eski fotoğraflarla Polonezköy (Adampol), Krakow/İstanbul 1990-1992.
Galczynska-Kilanska K., Hilal Ülkesinde Polonyalılar, Krakow 1974.
Latka J.S., Polonezköy – Boğaz Kıyısındaki Leh Köyü, Krakow 1992.
Latka J.S., Polonezköy’ün 150 Yılı, Krakow 1994.
Osmanlı İmparatorluğu ve Lehistan (Polonya) arasındaki münasebetlerle ilgili tarihi belgeler,
(Hazırlayan: Nigar Anafarta, Yayıncı: Mehmet Kavala), İstanbul.
Reychman J., Boğaz Kıyısında Polonya Ruhbanları Tarihi, Nasza Przeszlosc (Geçmişimiz)
dergisi, cilt XXXIII, Krakow 1970.
Sima J., OFMConv., Türkiye’deki Polonyalı Ruhbanlar, “Yurtdışında Polonyalı Ruhban”, Yıl
XXXVII., sayı 2/259, Roma 1986, s. 314-317.
Sokolnicki M., Ankara Günlüğü, cilt I (1939-1943), Londra 1965 ve cilt II (1943-1946).
Toros Taha, Geçmişte Türkiye-Polonya İlişkileri – Turco-polish relations in history, İstanbul
1983.
Ziolkowski P., Adampol (Polonezköy), Anadolu’daki Leh Köyü. Tarihi Kayıtlar, Poznan 1929 ve
aynı çalışmanın Fransızca basımı, Constantinople 1922 ve İstanbul 1989.
Bu çalışma, Polonya Kolonisi III. Dünya Aydınlar, Kültür ve Sanat İnsanları Toplantısı (Münih, 2427 Ekim 2003) çerçevesinde düzenlenen “Dünyada Polonyalılar ve Eserleri” başlıklı bilimsel
konferans için hazırlanmıştır. Yazar tarafından sunumu, 25 Ekim 2003 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
*****
Yazar, kaynak belgelerin aranmasında ve toplanmasında yardımı geçen herkese içtenlikle teşekkür
etmek arzusundadır. Bu kişiler, (alfabetik sıraya göre) aşağıda verilmiştir:
-
-
İstanbul’daki Saint Antoine Kilisesi Francis Birliği’ne bağlı Atanaz Kardeş,
Tümgeneral Mieczyslaw Bienek ve Eşi,
Polonezköylüler: Sayın Edward Dohoda, Sayın Antoni Dohoda ve Eşi, Sayın Wiktor Gazewicz,
Sayın Daniel Ohotski ve Eşi, Sayın Leslaw Ryzy ve Polonezköy Muhtarı Sayın Antoni
Wilkoszewski,
Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Sayın Miroslaw Stawski,
Londra General Sikorski Müzesi ve Polonya Enstitüsü Arşiv Müdürü, Sayın Andrzej Suchcitz,
Polonya’nın İstanbul Başkonsolosluğu çalışanları Sayın Beata Uzunkaya ve Sayın Ünsal
Yıldırım.
i
İstanbul Kutsal Ruh Kilisesi doğum kayıtlarında, sayfa 83’te 20 Ekim 1906 tarihiyle Ludwik oğlu Szymon Ludwik
Biskupski’nin vaftiz kaydı yer alıyor, sayfa 85’e de 7 Mart 1909 tarihiyle, tıpkı yukarıdaki gibi Ludwik oğlu Ludwik
Szymon’un vaftiz kaydı düşülmüş. J. Latka, Prof. Ludwik Biskupski ile yaptığı görüşmede her iki kaydın da aynı çocuğa
ait olduğunu tespit etmiştir, yani gelecek yılların profesörü iki kez vaftiz edilmiştir. 1906 yılında – Polonezköy’de dünyaya
gelişinden hemen sonra – herhangi bir dini tören yapılmadan, çünkü çocuk çok zayıf doğmuştur ve ebevenleri hayatta
kalmayacağından endişelenmişlerdir ve ikinci kez 1909’da törenle (Latka J.S.’nin Polonezköy’ün 150 Yılı adlı çalışmasına
dayanarak, Krakow 1994, s.123).
ii
Ebeveynleri Ludwik Biskupski (1850-1933) ve Kepka’lardan Malgorzata Biskupska’ydı (1860-1933). Kira GalczynskaKilanska „Hilal Ülkesindeki Polonyalılar” adlı kitabının 89. sayfasında, Macar Ayaklanması’nın yenilgiyle
sonlanmasından sonra General J. Bem’le birlikte Şumnu’da bulunmuş ve sonra Polonezköy’e yerleşmiş ve Polonezköy
tarihinde tanınan sülaleyi kurmuş bir Albay Adolf Biskupski’den bahseder. Ne var ki bu bilgi, J. Latka’nın hazırladığı,
Biskupski sülalesinin kurucusu olarak Mateusz Biskupski’yi (1810-1896) gösteren soyağacınca („Polonezköy’ün 150
Yılı”na ek, J.S. Latka, Krakow 1994) onaylanmamaktadır.
iii
Türkiye’de (XX. yüzyılın 30’lu yıllarında) iki buçuk yıllık askerlik hizmeti de dahil edilmektedir.
iv
Kullandığı kartvizitin üzerinde „Prof. Dr. Ludwik Biskupski Officer d’Academie et de l’Instruction Pubique, Chevalier
de l’Orde de Saint-Sylvestre Pape, Paris Üniversitesi Edebiyat Doktoru, İstanbul Üniversitesi, İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi, Robert Koleji ve Kuleli eski Öğretim Görevlisi” yazılıdır.
v
Peder J.R. Filonowicz (1906-1981), Polonyalı rahip, Francis keşişi, Polonya kolonisi din görevlisi, P.C. Ankara
Büyükelçiliği din görevlisi, Türkiye’deki Polonya müstakil cemaatinin ilk papazı, gazeteci (bkz. aynı yazarın „Peder Jozef
Romuald Filonowicz – Türkiye’deki Tüm Polonyalıların Cemaat Papazı, adlı tebliği. “Dünya’da Polonya Ruhbanları”
başlıklı VII. Uluslar Arası Polonya Kolonisi Biyograficileri Sempozyumu – Roma 2002 tebliğler kitabında, Agata ve
Zbigniew Judycki’lerin redaksiyonuyla yayınlanmıştır, Oficyna Wydawnicza Kucharski, Torun 2002, s.76-83).
vi
Bu madalya (Polonya’nın Yeniden Doğuşu Şövalye Haçı, Polonya Krallığı Atamanı S. Zolkiewski Atlı Okçu Alayı 6.
Birliği’nin talebi üzerine P.C.’nin Sürgündeki Başkanı tarafından verilmiştir. Kararın tarihi 10 Mart 1975 (kaynak:
Londra’daki Gen. Sikorski Müzesi ve Polonya Enstitüsü Arşivi).
vii
Profesör, malvarlığını geçtiğimiz yüzyılın 80’li yıllarında Polonezköylülerden birine satmıştır. Satış sözleşmesini
imzalarken, günün birinde küçük evinde kendi adını taşıyan bir müze kurulacağı umudunu taşımaktadır. Profesör’den
geriye kalan hatıralar için, Zosia Ryzy Teyze Anı Evi’nde bir yer bulunmuş olması bir şanstır. L. Biskupski’ye ayrılan
ufak köşe, Polonezköy tarihi üzerine sergi materyalinin önemli bir unsuru. (Anı Evi’nin açılması inisyatifi, 1992 yılında
Polonezköy’ün 150. kuruluş yılı kutlamaları çerçevesinde doğmuştur).
viii
Profesör birkaç kez adres değiştirmiştir. Yazar, Haziran 2003’te İstanbul’dayken bu adreslerden birkaçına ulaştı.
ix
Yazarın Haziran 2003’te Polonezköy’de yaptığı belge araştırmalarında bu bilginin doğruluğu onaylandı. Başta Edward
Dohoda olmak üzere köy sakinlerinin anlattıklarından, L. Biskupski’nin gençken papaz olmak istediği, ama sonradan,
büyük olasılıkla da Türk ordusundaki vatani görevinden sonra fikir değişitirdiği sonucu çıkıyor.
x
İzmir’deki Fransız Hastanesi’nde XX. yy.’ın 60’lı ve 70’li yıllarında çalışmış, sonraları uzun yıllar Efes’teki Meryem
Ana Kilisesi’nin bakımıyla ilgilenmiş Polonyalı rahibe.
xi
Aziz Polikarp Cemaati Lideri, Peder Filonowicz’e yazdığı mektuptan: „... İki senedir her sene birkaç yüz Polonyalı
Kilise’yi ziyaret ediyor. Maalesef dillerini bilmiyorum. Bu durumda, onlara bulundukları yer hakkında Lehçe bilgi vermek
isterdik. Prof. Biskupski bu konuda yardım etme nezaketini gösterdiği için, Derneğimiz (Meryem Ana Kilisesi’nin
bakımını üstelenen dernek – yazarın notu) ona yürekten teşekkür etmek arzusunda. Reprodüksiyonlarla güzel bir metin –
mükemmel olur... Şayet Profesör, çoğaltmak için (stencil) aslını gönderme nezaketinde bulunursa, biz burada suretlerini
çıkarırız...“.
xii
Frankofil, Frenk Sever.

Benzer belgeler

Aziz Josemria Escriva - Josemaria Escriva. Founder of Opus Dei

Aziz Josemria Escriva - Josemaria Escriva. Founder of Opus Dei Türkiye arasındaki kültürel ilişkilere yapılmış önemli bir katkı. Bilimsel çalışmanızın çabucak yayınlamasından, ülkelerimizin her ikisinin de kazanacağı çok şey var”, diye yazmıştır. Türk toprakla...

Detaylı

İndir

İndir coğrafi ve varolan diğer mesafeleri azaltmaya yardımcı olmaktır. Türk ve Polonya firmaları arasında bulunan, oldukça mütevazı seviyelerdeki ticaret ve yatırım ilişkilerinin ardında, ünlü tarihi dos...

Detaylı