- Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği

Transkript

- Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği
‹çindekiler
‹çindekiler
Sempozyum Düzenleme Kurulu ............................................................................................... 5
Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik ‹mmünoloji Derne¤i ................................................................ 6
Bilimsel Program ................................................................................................................ 7-15
Sempozyum ödülleri .............................................................................................................. 16
Bildiri Ödül Jürisi ................................................................................................................... 17
Poster Bildiri Sunumlar›
Aeropalinoloji ve Di¤er Allerjiler (P-001 / P-006) ......................................................... 18
Allerjide Tan› Yöntemleri (P-007 / P-015) ............................................................... 18-19
Besin Allerjileri - 1 (P-016 / P-025) ........................................................................ 19-20
Besin Allerjileri - 2 (P-026 / P-035) ........................................................................ 20-21
Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 1 (P-036 / P-046)................................................. 21-22
Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 2 (P-047 / P-058)................................................. 22-23
Deri - Anafilaksi ve Venom Allerjileri (P-059 / P-069) ............................................ 23-24
Epidemiyoloji (P-070 / P-077) ...................................................................................... 24
Eriflkin Solunum Yolu Allerjileri (P-078 / P-083).......................................................... 25
‹laç Allerjileri (P-084 / P-090) ................................................................................. 25-26
‹mmünoterapi ve Anti IgE (P-091 / P-096) ................................................................... 26
Klinik ‹mmünoloji (P-097 / P-109).......................................................................... 26-28
Temel ‹mmünoloji (P-110 / P-115) ............................................................................... 28
Di¤er Olgular (P-116 / P-137) ................................................................................. 28-30
‹laç Allerjileri Olgular› (P-138 / P-154).................................................................... 30-32
Klinik ‹mmünoloji Olgular› (P-155 / P-182) ............................................................ 32-34
Poster Bildiri Özetleri ........................................................................................................ 35-87
‹ndeks................................................................................................................................... 89-
3
Sempozyum
Kurulu
SempozyumDüzenleme
Düzenleme Kurulu
Sempozyum Baflkan›
Prof. Dr. Suna Büyüköztürk
Bilimsel Kurul Baflkanı
Sempozyum Sekreteri
Prof. Dr. Betül A. Sin
Doç. Dr. Asl› Gelincik
Üyeler
Prof. Dr. Bahattin Çolako¤lu
Prof. Dr. Faz›l Orhan
Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya
Prof. Dr. Mehtap Yaz›c›o¤lu
Prof. Dr. Osman fiener
Prof. Dr. fiebnem K›l›ç
Doç. Dr. Bülent Bozkurt
Doç. Dr. Cengiz K›rmaz
Doç. Dr. Ferda Öner Erkekol
Doç. Dr. Ferhan Özfleker
Doç. Dr. Metin Aydo¤an
Doç. Dr. Nihal Mete Gökmen
Doç. Dr. Semanur Kuyucu
Yard. Doç. Dr. Özge Uysal Soyer
Uzm. Dr. Mustafa Demirtürk
Uzm. Dr. Ömür Ayd›n
Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik ‹mmünoloji Derne¤i
Yönetim Kurulu
Baflkan
Prof. Dr. Ayfer Tuncer
Baflkan Yard›mc›s›
Genel Sekreter
Muhasip Üye
Prof. Dr. Zeynep M›s›rl›gil
Prof. Dr. Bülent E. fiekerel
Prof. Dr. A. Fuat Kalyoncu
Üyeler
Prof. Dr. Ömer Kalayc› (Uluslararas› ‹liflkiler Sorumlusu)
Prof. Dr. Derya U. Alt›ntafl (E¤itim Sorumlusu)
Prof. Dr. Gülfem E. Çelik (‹letiflim Sorumlusu)
5
Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik ‹mmünoloji Derne¤i, allerji ve klinik immünoloji alan›nda çal›flan hekimler ve bilim
adamlar›na hizmet etmek, bu alanda yap›lan çal›flmalar› desteklemek, koordine etmek, e¤itim, araflt›rma ve çal›flmalara
katk›da bulunmak amac› ile 1989 y›l›nda kurulmufltur.
Derne¤imizin son y›llarda artan aktivitelerinin yan› s›ra e¤itime, araflt›rmaya ve araflt›r›c›lara sa¤lad›¤› destek üye
say›s›nda önemli art›fla neden olmufl ve Mart 2011’de üye say›s› 407’ye ulaflm›flt›r. Dernek kay›tlar›m›za göre Mart
2011 tarihi itibariyle ülkemizde 136 Çocuk Allerji, 24 Çocuk ‹mmünoloji, 28 ‹mmünoloji ve 61 Eriflkin Allerji
uzman› bulunmaktad›r. Dernek üyelerimiz aras›nda temel bilimle u¤raflan bilim insanlar›, biyologlar ve t›bb›n çeflitli
uzmanl›k alanlar›na mensup hekimler de bulunmaktad›r. Bu kimli¤i ile derne¤imiz ülkemizde allerji ve klinik immünoloji
alan›nda çal›flan tek ulusal dernektir.
I. Allerjik Hastal›klar Sempozyumu 2-4 Haziran 1983 tarihlerinde Ankara’da gerçeklefltirilmifl ve dernek oluflturulmas›
için ilk ad›mlar bu s›rada at›lm›flt›r. Kat›l›mc› say›s› ve gördü¤ü ilgi sürekli art›fl gösteren y›ll›k ulusal toplant›lar›m›z›n
her y›l sonbahar aylar›nda gerçeklefltirilmesi gelenek haline gelmifltir. Bunlar›n ço¤u uluslararas› nitelik tafl›maktad›r.
EAACI, AAAAI, ACAAI, WAO, GLORIA, GARD gibi uluslararas› kurulufllar kongrelerimize kat›larak destek vermektedir.
Ayr›ca derne¤imiz Avrupa’n›n allerji alan›nda en önemli toplant›s› olan EAACI kongresine 2011 y›l›nda ev sahipli¤i
yapm›flt›r. Sekiz bini aflk›n kat›l›m›n sa¤land›¤› kongre bilimsel, kültürel ve sosyal aç›dan çok baflar›l› olmufl, uluslararas›
platformda önemli geri dönüflümler al›nm›flt›r.
Kongrelerimize ilave olarak her y›l bölgesel ve özel konularda bilimsel toplant›lar da düzenlenmektedir. Her y›l oldu¤u
gibi bu y›l da “Dünya Allerji Haftas›” ve “Dünya Ast›m Günü’nde” hekimlerimize ve halk›m›za yönelik e¤itsel etkinlikler
gerçeklefltirilmifltir. Ayr›ca derne¤imize baflvuran üyelerimizin EAACI y›ll›k üyelik aidatlar› ödenmifl, “Haziran 2011’de
‹stanbul’da yap›lan EAACI Y›ll›k Kongresi” ne bildiri ile kat›lan 15 genç üyemize ve allerji alan›nda çal›flan 20
hemfliremize dernek deste¤i sa¤lanm›flt›r. Bu tür bilimsel desteklerin devam› gelecektir.
Derne¤imiz yönetim kurulu ve çal›flma gruplar›n›n iflbirli¤i ile çocuk ve eriflkin yandal uzmanl›k ö¤rencilerinden oluflan
10’ar kiflilik gruplara 2 kez “Besin ve ‹laç Provokasyon Testleri”, 1 kez “Allerjide Tan› Yöntemleri” konusunda interaktif
kurslar düzenlenmifltir. Bu kurslara yandal uzmanl›k e¤itimini sürdüren tüm genç arkadafllar›m›z›n kat›l›m› zorunlu
k›l›nm›flt›r. Dernek bu konulardaki e¤itim aktivitelerini sürdürecektir.
Derne¤imiz y›lda üç say› olmak üzere Ast›m Allerji ‹mmünoloji ad›yla bir dergi ç›karmaktad›r. Dergimizde sizlerden
gelen orijinal çal›flmalar, vaka sunumlar›, derlemeler yer almaktad›r. Amac›m›z SCI kapsam›nda yer alabilecek bir yay›n
organ›na sahip olabilmektir. Bu da sizlerden gelecek nitelikli yaz›lar›n dergimizde yay›nlamas›yla mümkün olabilecektir.
Bu konuda ilgi ve destekleriniz dergimize güç katacakt›r.
Sizleri derne¤imizi ve etkinliklerimizi izlemeye davet ediyoruz.
6
Bilimsel Program
7
8
21:00
20:00
19:30
19:00
18:30
18:00
17:30
17:00
16:30
16:00
15:30
15:00
14:30
14:00
13:30
13:00
12:30
12:00
11:30
11:00
10:30
10:00
09:30
09:00
08:30
08:00
07:30
Saat
KAYIT
KURS 2
Besin allerjileri
Kurs Salonu II
Aç›l›fl kokteyli
(Miracle Resort Hotel)
Aç›l›fl konferans›
Bilimsel motivasyon
(Salon I)
Aç›l›fl töreni
(Salon I)
KURS 3
Allerjik hastal›klar ve
immün yetmezliklere
olgularla yaklafl›m
(interaktif)
KURS 4
Olgularla besin
allerjisine yaklafl›m
(interaktif)
Kahve Aras›
KURS 1
Allerjide s›k karfl›lafl›lan
sorunlara pratik
yaklafl›m
Kurs Salonu I
1 Kas›m 2011, Sal›
Gün bat›m›
oturumu: Y›l›n
makaleleri-1
Panel:
Ast›m
tedavisinde
aç›l›mlar
Konferanslar
Uydu
sempozyum
Uydu
sempozyum
Konferanslar
Panel:
Nas›l ve neden
atopik olunur?
Salon I
Sosyal Program
Akflam yeme¤i
Gün bat›m›
oturumu: Y›l›n
makaleleri-2
Panel:
Anafilaksi:
Güncel pratik
yaklafl›mda
neler de¤iflti?
Kahve Aras›
Panel:
Allerjik hastal›klar›n
tedavisinde uyum
sorunlar›/çözümleri
Kahve Aras›
Panel:
Aerobiyoloji
Panel:
Reaktif üst
havayolu
Gala Yeme¤i
(Miracle Resort Hotel)
Çal›flma gruplar› toplant›s›
Poster sunumlar›
(Poster alan›)
Panel:
Herediter
anjioödem
Kahve Aras›
Panel:
Panel:
Özel
Popüler
durumlarda
uygulamalar ne
allerji ve ast›m
kadar do¤ru?
tedavisi
Panel:
Ast›m ata¤›:
Bilgilerimizi
güncelleyelim
Gün do¤umu
oturumu:
‹mmünizasyonda
sorunlar
Salon III
Salon I
Konferanslar:
Otoimmünite
Kapan›fl kokteyli
ve kapan›fl
Ödül töreni
Panel:
Eozinofiliyle
seyreden
durumlar ve
tedavisi
Salon II
Gün do¤umu
oturumu:
Ast›mda klavuz d›fl›
tedaviler: Hangi
hastada, ne zaman?
Salon III
4 Kas›m 2011, Cuma
Panel:
‹mmün
Panel:
Panel:
Egzersiz iliflkili yetmezlikler: Allerjide güncel
Yerleflik ve yeni
sendromlar
konular
tedaviler
Salon II
Panel:
Panel:
Çocuklukta Kronik ürtiker tan›
ve tedavisinde
ast›m fenotipleri güncel yaklafl›mlar
Panel:
‹mmünoterapi,
100 y›ll›k bir
öykü: Dünü,
bugünü, yar›n›
Salon I
3 Kas›m 2011, Perflembe
Ö¤le Yeme¤i
Konferanslar
Panel:
Ast›m m›?
KOAH m›?
Gün do¤umu
oturumu:
Deri döküntüleri:
Hangisi allerjik?
Salon III
Karfl›t görüfl:
Panel:
Ast›ml› hastada Ast›m: Egzersiz
inflamasyon yap, formda kal,
takibi gerekli mi?
uzun yafla
Panel:
Eriflkinde ast›m
fenotipleri
Panel:
Kronik
rinosinüzit /
nazal polipozis
Panel:
Rinopatiler
Panel:
‹fl ortam› ile
iliflkili allerjik
hastal›klarda
tan› ve tedavi
yaklafl›m›
Salon
II I
Salon
2 Kas›m 2011, Çarflamba
Sempozyum
Program›
Sempozyum Kurs
Kurs Program›
1 Kas›m 2011, Sal›
13:30-15:00
Kurs 1: Allerjide s›k karfl›lafl›lan sorunlara pratik yaklafl›m
Kurs salonu 1
Baflkanlar: Mehtap Yaz›c›o¤lu, Gülfem E. Çelik
Atopik dermatit
Kronik öksürük
Çocukta
Eriflkinde
13:30-15:00
Zeynep Tamay
Bülent Karada¤
Gülden Paflao¤lu Karak›fl
Kurs 2: Besin allerjileri
Kurs salonu 2
Baflkanlar: Derya U. Alt›ntafl, Cans›n Saçkesen
S›kl›k ve risk faktörleri
Klinik bulgular
Tan›
Esen Demir
Dost Zeyrek
Cans›n Saçkesen
15:00 - 15:30 Kahve aras›
15:30-17:00
Kurs 3: Allerjik hastal›klar ve immün yetmezliklere
olgularla yaklafl›m (interaktif)
Kurs salonu 1
Baflkanlar: Feyzullah Çetinkaya, ‹smail Reisli
‹laç allerjileri
Anafilaksi
Hangi hastada immün yetmezlik düflünelim?
Çocukta
Eriflkinde
15:30-17:00
Kurs 4: Olgularla besin allerjisine yaklafl›m (interaktif)
Mehtap Yaz›c›o¤lu
Semanur Kuyucu
Figen Do¤u
Ömür Ardeniz
Kurs salonu 2
Baflkanlar: Gülbin Bingöl Karakoç, Asl› Gelincik
Tedavi ilkeleri
Olgu sunumlar›-1
Olgu sunumlar›-2
Olgu sunumlar›-3
Ayflen Bingöl
Ayfer Yükselen
Mehmet K›l›ç
Asl› Gelincik
17:30-18:15
Aç›l›fl töreni
Salon 1
18:15-19:30
Aç›l›fl konferans›
Salon 1
Baflkanlar: Ayfer Tuncer, Suna Büyüköztürk
Bilimsel motivasyon
19:30
Emin Kansu
Aç›l›fl kokteyli
Klazmer Orkestrası
9
Sempozyum
Program›
SempozyumBilimsel
Bilimsel Program›
2 Kas›m 2011, Çarflamba
07:30-08:20
*Gün do¤umu oturumu
Salon 3
Baflkanlar: Nevin Uzuner, Oktay Taflkapan
Deri döküntüleri: Hangisi allerjik?
08:30-10:00
Panel: Nas›l ve neden atopik olunur?
Ayflen Karaduman
Salon 1
Baflkanlar: Y›ld›z Saraçlar, Seval Günefler Kendirli
Atopi viral bir hastal›k m›d›r?
Hijyenik olmayan yaflam koruyucu mudur?
Herfley genlerimizde mi sakl›?
08:30-10:00
Panel: ‹fl ortam› ile iliflkili allerjik hastal›klarda tan› ve tedavi yaklafl›m›
Nerin Bahçeciler
Haluk Çoku¤rafl
Ömer Kalayc›
Salon 2
Baflkanlar: Gönül Adal›o¤lu, A. Fuat Kalyoncu
Solunum yolu allerjileri
Dermatit ve ürtiker
Malüliyet (Özürlülük) karar› nas›l verilir?
08:30-10:00
Panel: Ast›m m›? KOAH m›?
Dilflad Mungan
Oktay Taflkapan
Ferhan Özfleker
Salon 3
Baflkanlar: Zeynep M›s›rl›gil, M. Sad›k Demirsoy
Örtüflen sendromun özellikleri
Ay›r›c› tan›da ipuçlar›
Tedavi yaklafl›mlar› farkl› m›?
10:00-10:30
Kahve aras›
10:30-11:30
Konferanslar
Gülfem E. Çelik
Bilun Gemicio¤lu
Gül Karakaya
Salon 1
Baflkanlar: Bahattin Çolako¤lu, Bülent E. fiekerel
Histaminin 101. y›l›: Yenilikler ve antihistaminler
K›rm›z› göz: Tan› ve tedavi
10:30-11:30
Panel: Rinopatiler
Ayfer Tuncer
Murat ‹rkeç
Salon 2
Baflkanlar: Ülker Önefl, Özkan Karaman
Allerjik ve non-allerjik rinit: Benzerlik ve farkl›l›klar
Lokal allerji var m›?
10:30-11:30
Konferanslar
Betül A. Sin
A. Füsun Kalpakl›o¤lu
Salon 3
Baflkanlar: ‹lhan Tezcan, Füsun Y›ld›z
Allerji ve ast›m prati¤inde sigara
PFAPA (periodik atefl-aft-farenjit-adenit) m›?
Üst solunum yolu infeksiyonu mu?
Elif Da¤l›
Hasibe Artaç
* Gün do¤umu oturumu salonunda mini kahvalt› ikram› yap›lacakt›r.
10
Sempozyum
Program›
SempozyumBilimsel
Bilimsel Program›
2 Kas›m 2011, Çarflamba
11:30-12:30
Uydu sempozyum
Salon 1
Baflkan: Arzu Yorganc›o¤lu
Ast›m tedavisine yeniden bak›fl: Gerçek yaflam› olgularla tart›flal›m
Konuflmac›lar: Arzu Yorganc›o¤lu, ‹. K›v›lc›m O¤uzülgen, Refika Ersu
11:30-12:30
Panel: Kronik rinosinüzit / nazal polipozis
Salon 2
Baflkanlar: Sevim Bavbek, Hasan Yüksel
12:30-13:30
13:30-14:30
Rehberlere göre tedavi
Aspirin duyarl›l›¤› ve nazal polip: Desensitizasyon etkili mi?
Ö¤le yeme¤i
Uydu sempozyum
Özkan Karaman
A. Fuat Kalyoncu
Salon 1
Baflkan: Ayfer Tuncer
‹nek sütü allerjisinde tan› ve tedavi
Konuflmac›lar: Derya Ufuk Alt›ntafl, Gülbin Bingöl Karakoç
13:30-14:30
Panel: Eriflkinde ast›m fenotipleri
Salon 2
Baflkanlar: A. Füsun Kalpakl›o¤lu, Bilun Gemicio¤lu
Fenotipler ve endotip kavram›
Fenotip ve endotipe özgü tedavi
14:30-15:30
Yavuz S. Demirel
Emel Kurt
Konferanslar
Salon 1
Baflkanlar: Ender Terzio¤lu, Nazan Tomaç
Ar› ve di¤er böcek allerjilerinde sorunlar / çözümleri
Lateks allerjisinde sorunlar / çözümleri
14:30-15:30
Karfl›t görüfl: Ast›ml› hastada inflamasyon takibi gerekli mi?
Osman fiener
Suna Büyüköztürk
Salon 2
Baflkanlar: Emel Kurt, Demet Can
Evet
Hay›r
14:30-15:30
Arzu Bak›rtafl
Cevdet Özdemir
Panel: Ast›m: Egzersiz yap, formda kal, uzun yafla
Salon 3
Baflkanlar: Aytu¤ Akkor, Yavuz S. Demirel
Spor ve ast›m: Neler bilmeliyiz?
Beslenme ve ast›m
15:30-16:00
Ali Baki
‹lknur Bostanc›
Kahve aras›
11
Sempozyum
Program›
SempozyumBilimsel
Bilimsel Program›
2 Kas›m 2011, Çarflamba
16:00-17:30
Panel: Ast›m tedavisinde aç›l›mlar
Salon 1
Baflkan: Nermin Güler, Gül Karakaya
Yeni inhale steroidler
Yeni fosfodiesteraz inhibitörleri
Termoplasti
16:00-17:30
Remziye Tanaç
Ayfle Yenigün
Sevim Bavbek
Panel: Anafilaksi: Güncel pratik yaklafl›mda neler de¤iflti?
Salon 2
Baflkanlar: Osman fiener, Arzu Bak›rtafl
Klinik ve tan›y› destekleyen laboratuvar bulgular›
Tedavi
Korunma
17:45-18:45
Öznur Abado¤lu
Feyzullah Çetinkaya
Özlem Keskin
Gün bat›m› oturumu: Y›l›n makaleleri-1
Salon 1
Baflkanlar: Ömer Kalayc›, Elif Da¤l›
Rinit
H›fl›lt›l› çocuk
Ast›m
17:45-18:45
Hasan Yüksel
Fazilet Karakoç
Reha Cengizlier
Gün bat›m› oturumu: Y›l›n makaleleri-2
Salon 2
Baflkanlar: Özden Sanal, Aytül Sin
Klinik immünoloji
Deri allerjileri
Anafilaksi
19:30
U¤ur Muflabak
Ferda Öner Erkekol
Suna Asilsoy
Akflam yeme¤i
Sosyal program
21.00
Sinema Salonu I
(Av Mevsimi)
Sinema Salonu II
(Yukarı Bak)
12
Sempozyum
Program›
SempozyumBilimsel
Bilimsel Program›
3 Kas›m 2011, Perflembe
07:30-08:20
*Gün do¤umu oturumu: ‹mmünizasyonda sorunlar
Salon 3
Baflkanlar: Aydan ‹kincio¤ullar›, Cengiz K›rmaz
Allerjik ve ast›ml› hastada
‹mmun yetmezlikli hastada
08:30-10:00
Ender Terzio¤lu
‹smail Reisli
Panel: ‹mmünoterapi, 100 y›ll›k bir öykü: Dünü, bugünü, yar›n›
Salon 1
Baflkanlar: Betül A. Sin, Nerin Bahçeciler
Etkinlik / koruyuculuk
Yeni ‹T modelleri / yeni formülasyonlar
‹T’de anafilaksi riski azalt›labilir mi?
08:30-10:00
Nihal Mete Gökmen
Mübeccel Akdifl
Seval Günefler Kendirli
Panel: Egzersiz iliflkili sendromlar
Salon 2
Baflkanlar: ‹pek Türktafl, Dane Ediger
Egzersiz ve solunum yollar›
Egzersizle oluflan anafilaksi-ürtiker
Sporcularda allerji tedavisi ve doping sorunu
08:30-10:00
Panel: ‹mmün yetmezlikler: Yerleflik ve yeni tedaviler
U¤ur Özçelik
Faz›l Orhan
Metin Aydo¤an
Salon 3
Baflkanlar: Ifl›k Yalç›n, Mustafa Y›lmaz
‹V‹G, SK‹G immün replasman tedavisi
Kök hücre nakli
Sitokin ve anti-sitokin tedavi
10:00-10:30
Kahve aras›
10:30-11:30
Panel: Çocuklukta ast›m fenotipleri
Aydan ‹kincio¤ullar›
‹lhan Tezcan
Koray Harmanc›
Salon 1
Baflkanlar: Remziye Tanaç, Faz›l Orhan
Fenotiplerin temelleri ve do¤al seyir
Fenotipe özgü tedavi
10:30-11:30
Bülent E. fiekerel
‹pek Türktafl
Panel: Kronik ürtiker tan› ve tedavisinde güncel yaklafl›mlar
Salon 2
Baflkanlar: Ayfle Yenigün, Oktay Taflkapan
K›lavuzlar eflli¤inde tan›
K›lavuzlar eflli¤inde tedavi
Refrakter kronik ürtiker tedavisinde olas› seçenekler:
Siklosporin, omalizumab, plazmaferez ve di¤erleri
10:30-11:30
Panel: Reaktif üst havayolu
Nevin Uzuner
Ali Kokuluda¤
Bahattin Çolako¤lu
Salon 3
Baflkanlar: Dilflad Mungan, Nural Kiper
Laringofaringeal reflü: Tan› ve tedavi
Vokal kord disfonksiyonu: Tan› ve tedavi
Figen Gülen
Deniz Do¤ru Ersöz
* Gün do¤umu oturumu salonunda mini kahvalt› ikram› yap›lacakt›r.
13
Sempozyum
Program›
SempozyumBilimsel
Bilimsel Program›
3 Kas›m 2011, Perflembe
11:30-12:30
Panel: Allerjik hastal›klar›n tedavisinde uyum sorunlar› / çözümleri
Salon 1
Baflkanlar: Suna Büyüköztürk, Zafer Arslan
‹nhalasyon tekniklerinde
‹mmünoterapi uygulamalar›nda
11:30-12:30
Emine Dibek M›s›rl›o¤lu
Zeynep M›s›rl›gil
Panel: Aerobiyoloji
Salon 2
Baflkanlar: Nihat Sapan, A. Zafer Çal›flkaner
Ülkemizde polen ve mantar sporu say›mlar› ne durumda?
Bu say›mlar allerji prati¤ine nas›l yans›mal›?
12:30-13:30
13:30-15:00
Adem B›çakç›
Nihat Sapan
Ö¤le yeme¤i
Panel: Özel durumlarda allerji ve ast›m tedavisi
Salon 1
Baflkanlar: Levent Erkan, Esen Demir
Gebelik ve laktasyonda
Perioperatif dönemde
Yafll›l›kta
Komorbit durumlarda
13:30-15:00
Sami Öztürk
Fad›l Öztürk
A. Berna Dursun
Dane Ediger
Panel: Popüler uygulamalar ne kadar do¤ru?
Salon 2
Baflkanlar: Gülsev Kale, Reha Cengizlier
G›da antikor testleri
Vitamin, bitki ve bakteri ekstreleri
Alternatif ve tamamlay›c› tedaviler
K›rm›z› ›fl›k, biorezonans, ozon
15:00-15:30
15:30-17:00
Can Kocabafl
Recep Sancak
Ferhat Çatal
Yonca Nuho¤lu
Kahve arası
Panel: Ast›m ata¤›: Bilgilerimizi güncelleyelim
Salon 1
Baflkanlar: Haluk Çoku¤rafl, Öznur Abado¤lu
‹nfeksiyonlar ve ast›m ataklar›
A¤›r atak tedavisi
Ataklar önlenebilir mi?
15:30-17:00
Ayhan Sö¤üt
Nermin Çapan
Nermin Güler
Panel: Herediter anjioödem
Salon 2
Baflkanlar: Suna Büyüköztürk, Okan Gülbahar
Tan›
Günümüzde yerleflik tedaviler
Tedavide yenilikler
17:15-18:30
Poster sunumlar›
18:30-19:00
Çal›flma gruplar› toplant›s›
Aytül Sin
A. Zafer Çal›flkaner
Okan Gülbahar
20.00 - 23.00 Gala yeme¤i
Dr. Zafer Mutlu ve orkestras› eflli¤inde
14
Sempozyum
Program›
SempozyumBilimsel
Bilimsel Program›
4 Kas›m 2011, Cuma
07:30-08:20
*Gün do¤umu oturumu: Ast›mda klavuz d›fl› tedaviler: Hangi hastada, ne zaman?
Salon 3
Baflkanlar: Ayflen Bingöl, A. Berna Dursun
Anti-IL-5
Anti-TNFα
08:30-10:00
Demet Can
Füsun Y›ld›z
Panel: Allerjide güncel konular
Salon 1
Baflkanlar: Semanur Kuyucu, A. Kadir Koçak
Obezite ve allerji
Hasta bina sendromu
Parasitoz ve allerji
08:30-10:00
M. Sad›k Demirsoy
A. Kadir Koçak
Özlem Y›lmaz Özbek
Panel: Eozinofiliyle seyreden durumlar ve tedavisi
Salon 2
Baflkanlar: Can Kocabafl, Nermin Çapan
Kronik eozinofilik pnömoni
Churg Strauss sendromu
ABPA
10:00-10:30
Kahve aras›
10.30-11.30
Konferanslar: Otoimmünite
Nural Kiper
Bülent Bozkurt
Sema Canbakan
Salon 1
Baflkanlar: Figen Do¤u, Cevdet Özdemir
‹mmün yetmezlikte
Allerjide
11.30-13.00
Ödül töreni ve kapan›fl
13:00-13:30
Kapan›fl kokteyli
Mustafa Y›lmaz
Cengiz K›rmaz
* Gün do¤umu oturumu salonunda mini kahvalt› ikram› yap›lacakt›r.
15
Sempozyum
Ödülleri
Sempozyum Ödülleri
Klinik allerjide en iyi
poster/araflt›rma ödülleri
Temel allerji-immünolojide en iyi
poster/araflt›rma ödülleri
Bilim Ödülü Sponsorlar›m›za Teflekkürlerimizle…
Ayr›ca Genç Araflt›rmac›lara
Kurs-Sempozyum Kay›t ve Konaklama Burslar›
www.aid.org.tr
www.aid.org.tr
16
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
Bildiri Ödül Jürisi (Soyisim Alfabetik)
Aeropolinoloji ve Di¤er Allerjiler
Zafer Arslan
Suna Asilsoy
Sad›k Demirsoy
A.Füsun Kalpakl›o¤lu
Özlem Özbek Y›lmaz
Nihat Sapan
Allerjide Tan› Yöntemleri
Bülent Bozkurt
Zafer Çal›flkaner
Yavuz S. Demirel
Nermin Güler
Aytül Sin
Remziye Tanaç
Besin Allerjileri - 1
Derya Ufuk Alt›ntafl
Ayflen Bingöl Boz
Gülbin Bingöl Karakoç
Asl› Gelincik
Cans›n Saçkesen
Zeynep Tamay
Besin Allerjileri - 2
Esen Demir
Koray Harmanc›
Özlem Keskin
Ayhan Sö¤üt
Ayfer Yükselen
Dost Zeyrek
Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 1
Metin Aydo¤an
Reha Cengizlier
Elif Da¤l›
A. Kadir Koçak
Fad›l Öztürk
Recep Sancak
‹pek Türktafl
Çocuk Solunum Yolu Allerjileri - 2
Arzu Bak›rtafl
Demet Can
Haluk Çoku¤rafl
Figen Gülen
Bülent Karada¤
Özkan Karaman
Ayfle Yenigün
Deri-Anafilaksi ve Venom Allerjileri
Feyzullah Çetinkaya
Berna Dursun
Okan Gülbahar
Faz›l Orhan
Ferda Öner Erkekol
Nevin Uzuner
Epidemiyoloji
Ahmet Akçay
‹lknur Bostanc›
Bahattin Çolako¤lu
Fuat Kalyoncu
Bülent fiekerel
Hasan Yüksel
Eriflkin Solunum Yolu Allerjileri
Nermin Çapan
Dane Ediger
Levent Erkan
Bilun Gemicio¤lu
Emel Kurt
Dilflad Mungan
‹laç Allerjileri
Sevim Bavbek
Suna Büyüköztürk
Gülfem E. Çelik
Gül Karakaya
Semanur Kuyucu
Mehtap Yaz›c›o¤lu
‹mmünoterapi ve Anti IgE
Nerin Bahçeciler
Seval Günefler Kendirli
Ali Kokuluda¤
Zeynep M›s›rl›gil
Betül A. Sin
Ayfer Tuncer
Klinik ‹mmünoloji
Figen Do¤u
Aydan ‹kincio¤ullar›
Cengiz K›rmaz
U¤ur Muflabak
Ifl›k Yalç›n
Mustafa Y›lmaz
Temel ‹mmünoloji
Ömer Kalayc›
Cevdet Özdemir
‹smail Reisli
Özden Sanal
17
Ender Terzio¤lu
‹lhan Tezcan
Poster Bildiri Sunumlar›
AEROPAL‹NOLOJ‹ VE D‹⁄ER ALLERJ‹LER
Baflkanlar: Nihat Sapan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu
P-001
2010 y›l›nda Konya ‹li Atmosferinde Bulunan Polenler ve Bunlar›n Meteorolojik Faktörler ‹le Aras›ndaki ‹liflki
‹lginç K›z›lp›nar Temizer1, Cahit Do¤an1, Bahar Göktürk2, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli2
1
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dal›, Ankara
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bilim Dal›, Konya
P-002
Gastroözefagial Reflü Hastal›¤› ve Alerjik Hastal›klar
Celal Özcan1, Mustafa Erkoço¤lu1, Ersoy Civelek1, Hasan Demirkan2, Hüseyin Tu¤rul Tiryaki2, Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji bölümü,
Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Cerrahi Bölümü, Ankara
P-003
Edirne ‹linde Yaflayan Çocuklardaki Skin Prick Test Sonuçlar›n›n Atmosferik Polen Verilerine Göre De¤erlendirmesi.
Perihan Erkan1, Adem B›çakç›1, Mehtap Yaz›c›o¤lu2, Sevim Akça¤lar3, Nihat Sapan4
1
Uluda¤ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa
2
Trakya Üniversitesi, T›p Fakültesi, Pediatri ABD, Edirne
3
Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji ABD, Bursa
4
Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi,Pediatri ABD, Bursa
P-004
Kars ‹li Atmosferik Polenlerin Belirlenmesine Yönelik Ön Çal›flma
Mustafa Kemal Altuno¤lu1, Adem B›çakç›2, Hulusi Malyer2, Fatma Günefl1, Aycan Tosuno¤lu2, Nihat Sapan3
1
Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 36100 Kars
2
Uluda¤ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle, Bursa
3
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Görükle Bursa
P-005
Primer ‹mmün Yetmezlikler ve Alerjik Hastal›klar
Celal Özcan, Mustafa Erkoço¤lu, Ersoy Civelek, Ayfle Metin, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü,
Ankara
P-006
2011 y›l›nda Ankara ili atmosferinde bulunan baz› mantar sporlar›
‹lginç K›z›lp›nar Temizer1, Cahit Do¤an1, Cans›n Saçkesen2, Ayfer Tuncer2
1
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dal›, Ankara
2
2Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal› Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi,
Ankara
ALLERJ‹DE TANI YÖNTEMLER‹
Baflkanlar: Remziye Tanaç, Zafer Çal›flkaner
P-007
Üç Yafl›ndan Önce Tekrarlayan H›fl›lt› ile Baflvuran Çocuklar›n Klinik ‹zlemi ve Alt› Yafl›ndan Sonra Tekrar De¤erlendirilmesi:
Yeni Bir Ast›m Tahmin ‹ndeksi
Ramazan Keçeci1, ‹smail Reisli2, Hayriye Nermin Keçeci1, Mine K›raç2, Bahar Göktürk2, Sevgi Kelefl2
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya
P-008
Marmara bölgesinde yaflayan Allerjik Rinitli çocuklar›n yiyecekler ve havada uçuflan allerjenlere karfl› duyarl›l›k prevalans›
Öner Özdemir1, Metin Trabzon2, Murat Sürücü1, Fatih Mete3
1
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i,
Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
2
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
3
TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul
P-009
Marmara bölgesinde yaflayan Ast›ml› çocuklar›n yiyecekler ve havada uçuflan allerjenlere karfl› duyarl›l›k prevalans›
Öner Özdemir1, Metin Trabzon2, Murat Sürücü1, Fatih Mete3
1
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i,
Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
2
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
3
TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul
18
Poster Bildiri Sunumlar›
P-010
Marmara bölgesinde yaflayan Atopik Dermatit ve/veya G›da Allerjisi olan çocuklar›n yiyecekler ve havada uçuflan allerjenlere
karfl› duyarl›l›k prevalans›
Öner Özdemir1, Metin Trabzon2, Murat Sürücü1, Fatih Mete3
1
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i,
Çocuk ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
2
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
3
TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul
P-011
Ülkemizde ast›m ve/veya allerjik rinitli eriflkin hastalarda minimum deri prik test paneli
fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Birimi, Ankara
P-012
Solunum yolu atopik hastal›klar›nda allerjik duyarlanmay› de¤erlendiren deri prick testini tahmin modelleri
Ebru Çelebio¤lu1, Ahmet U¤ur Demir2, Gül Karakaya1, Ali Fuat Kalyoncu1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara
P-013
Alerjik Rinit Tan›s›yla ‹zlenen Hastalar›n Total IgE ve Spesifik Allerjen Test Sonuçlar›n›n Karfl›laflt›r›lmas›
Musftafa Önder Uzun1, Keramettin Yan›k2, Osman Ayd›n2, Mehmet Mustafa Erdo¤an1, Y›lmaz Bacanak2
1
fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi KBB Klini¤i, Amasya
2
fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuar›, Amasya
P-014
Çocukluk ça¤› kronik ve dirençli solunum yolu problemlerinde bronkoskopik de¤erlendirme: 1022 vakan›n analizi
Erkan Çak›r1, Arif Kut2, Levent Midyat2, Mustafa Nursoy3
1
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Bilimdal›, ‹stanbul
2
Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul
3
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
P-015
Sa¤l›kl› Çocuklarda Bazal Serum Triptaz Düzeyleri: Yafl ve Cinsiyet ‹liflkisinin Belirlenmesi
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Özlem Tekflam2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1,
Ayfer Tuncer1, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100 S›hhiye, Ankara.
2
Hacettepe Üniversitesi Genel Pediatri Klini¤i ve Acil Ünitesi, 06100 S›hhiye, Ankara
BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 1
Baflkanlar: Derya Ufuk Alt›ntafl, Asl› Gelincik
P-016
Keçi sütü inek sütü allerjisinde alternatif olabilir mi?
Canan fiule Turgut, ‹lker Günay, Hikmet Tekin Nacaro¤lu, Demet Can
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir
P-017
‹nek Sütü Alerjisinde Süt Proteinleri ve Klinik ‹le ‹liflkisi
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Levent Midyat, Gökay Çelik, Kerem Aksakal
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Alerji - ‹mmunoloji BD
P-018
Ankara ‹li Devlet ‹lkö¤retim Okullar› ‹kinci Kademede Anket Yöntemi ‹le IgE Arac›l› Besin Allerjisi S›kl›¤›
Aysenur Kaya, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-019
Bursa ili 6-14 yafl grubu çocuklarda besin allerjisi ve semptomlar›n›n s›kl›¤›
Yakup Can›tez1, Gönül Bayram2, Hülya Poyraz1, Kezban ‹pek2, Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3,
Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1
1
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji Bilim Dal›, Bursa
2
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa
3
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa
P-020
Baklagillerle deri testi s›ras›nda anafilaksi
Özlem Y›lmaz1, Serkan At›c›2, Arzu Bak›rtafl1, ‹lbilge Ertoy Karagöl1, Erdem Topal1, Mehmet Sad›k Demirsoy1, ‹pek Türktafl1
1
Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara
2
Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara
19
Poster Bildiri Sunumlar›
P-021
‹nek sütü ve k›rm›z› et alerjisi birlikteli¤i
Ayfle Yenigün1, Özlem Sancakl›1, Berna Gültekin2, Engin Tetik1
1
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n
2
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Bilim Dal›, Ayd›n
P-022
Çocukluk ça¤› besin allerjilerinde tan›sal de¤erlendirme sonuçlar›
Sehra Birgül Tüfekçi1, Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Mevhibe Gülen Uyan›ker2, Semra Erdo¤an3, Semanur Kuyucu1
1
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›,
Mersin
2
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin
3
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin
P-023
G›da Alerjisi S›kl›¤›
Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1, Güldane Koturo¤lu2, Asl› Aslan2,
Y›ld›z Egemen Kelefl1
1
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD
2
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Genel Pediatri BD
P-024
‹nek Sütü Alerjili Çocuklarda Oral Desensitizasyon Sonuçlar›m›z
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Levent Midyat, Mesude Atasever, Duygu Sodol
EÜTF Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD
P-025
‹nek Sütü Alerjisinde Tan›, Tedavi ve Prognoz
Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1, Funda Özgenç2
1
EÜTF, Çocuk Allerji -‹mmunoloji BD
2
EÜTF, Çocuk Gastroenteroloji, Beslenme ve Hepatoloji BD
BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 2
Baflkanlar: Gülbin Bingöl Karakoç, Cans›n Saçkesen
P-026
Benzer prevalans, farkl› spektrum-Türk ilkokul çocuklar›nda IgE arac›l› besin allerjisi
Revan Mustafayev1, Ersoy Civelek1, Faz›l Orhan2, Hasan Yüksel3, Ayflen Bingöl Boz4, Bülent Enis fiekerel1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bölümü, Trabzon
3
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Solunum ve Allerji Bölümü, Manisa
4
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Antalya
P-027
Yumurta Ak› Allerjisi Olan Çocuklarda Deri Prik Testleri Afl›ya Ba¤l› Sistemik Reaksiyon Riskini Öngörebilir mi?
Ümit Murat fiahiner, S.tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ayfer Tuncer, Bülent E. fiekerel, Ömer Kalayc›, Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara
P-028
Çocuk Alerji Bölümünde ‹zlenen Besin Alerjilerinin Özellikleri
Tayfur Ginifl1, Özge Toptafl2, Mahmut Do¤ru2, Handan Duman2, Serap Özmen2, ‹lknur Bostanc›2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
2
Ankara Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk AlerjiAst›m Klini¤i
P-029
‹nek Sütü Allerjili Olgular›m›z: Tek Merkez Deneyimi
Serap Özmen, Handan Duman, ‹lknur Bostanc›, Mahmut Do¤ru, fiennur Kelefl
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve
Allerji Klini¤i, Ankara
P-030
‹nek sütü allerjisi olan çocuklarda klinik reaktivite ve tolerans› öngören faktörler
Süleyman Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Ayfer Tuncer1, Esra Birben1, Selin Yakar›fl›k1,
Erdem Karabulut2, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal›
P-031
Yumurta Allerjisinde Klinik Reaktiviteyi Gösteren Yumurta Spesifik IgE De¤erinin Belirlenmesinde Aç›k ve Çift Kör Plasebo
Kontrollü Provokasyon Testlerinin Karfl›laflt›r›lmas›
Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit M. fiahiner1, Erdem Karabulut2, Özlem Cavkaytar1,
Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Ana Bilim Dal›, Ankara
20
Poster Bildiri Sunumlar›
P-032
Çocukluk ça¤›nda mercimek allerjisinin özellikleri ve prognozu
Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer,
Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
P-033
Türkiye'nin Güney-Do¤u illerinde üçüncü basamakta son bir y›da izlenen besin alerjili hastalar›n de¤erlendirilmesi;
"Çok merkezli çal›flma"
Gülbin Bingöl Karakoç1, Ercan Küçükosmano¤lu2, Suna As›lsoy3, Dost Zeyrek4, Mehmet K›l›ç5, Derya Ufuk Alt›ntafl1,
Özlem Keskin2, Mustafa Y›lmaz1, Seval Günefler Kendirli1
1
Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Alerji-‹mmunoloji BD,Adana
2
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Gaziantep
3
Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Alerji BD
4
Harran Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Urfa
5
F›rat Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Elaz›¤
P-034
F›nd›k Allerjili Çocuklarda Klinik Reaktivite ve Tolerans Geliflimini Öngörmede Spesifik IgE’nin Yeri
A. Betül Büyüktiryaki, Ümit M. fiahiner, S. Tolga Yavuz, Özlem Cavkaytar, Ebru Ar›k Y›lmaz, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
P-035
Nar (Punica Granatum) Allerjisi ve Lipid Transfer Proteinler
Betül Büyüktiryaki1, Borja Bartolome2, Ümit M. fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Bülent E. fiekerel1
1
1Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
R & D Department, Bial-Aristegui, Bilbao, Spain
ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 1
Baflkanlar: ‹pek Türktafl, Demet Can
P-036
Çocuklarda leptin ve adiponektin düzeylerinin ast›m ve obezite ile iliflkisinin de¤erlendirilmesi
Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek
Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara
P-037
Trabzon'daki amatör ve profesyonel spor klüplerinde 8-18 yafl aras› futbol oyuncular›nda egzersize ba¤l› bronkospazm
prevalans›
Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Elif Acar Arslan1, Faz›l Orhan1, Ali Baki2, Taner Karakafl1
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bölümü, Trabzon
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri A.B.D, Trabzon
P-038
Ast›ml› hastalarda BDNF (Brain Derived Nörotropik Faktör) düzeyleri
Belgin Usta Güç1, Suna Asilsoy2, Cemile Durmaz3
1
Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve Immunoloji Bl
2
Baskent Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bölümü
3
Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar› Hastanesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bl
P-039
Mevsimsel allerjik rinitli çocuklarda egzersiz ile tetiklenen nazal obstrüksiyonun de¤erlendirilmesi
Bar›fl Urhan1, Koray Harmanc›2, A. Kadir Koçak2
1
Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eskiflehir
2
Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Eskiflehir
P-040
Ast›m› Olan ve Olmayan Çocuklarda Obezitenin Ekshale Nitrik Oksit Düzeyi Üzerine Etkisi
Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Celal Özcan, Ersoy Civelek, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-041
5 yafl alt› tekrarlayan h›fl›lt›s› olan çocuklarda A vitamini ve eritrosit içi çinko düzeyi
Emine Dibek M›s›rl›o¤lu, Handan Duman, Mahmut Do¤ru, Serap Özmen, ‹lknur Bostanc›
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflat›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve
Allerji Klini¤i, Ankara
P-042
Metakolinle atak gelifltirilen kronik ast›ml› BALB/c farelerde nebülize sildenafilin akci¤er histolojisi, oksijen satürasyonu
ve kan gaz› parametreleri üzerine etkileri
Özkan Karaman1, Duygu Erge1, Arzu Babayi¤it Hocao¤lu1, Nevin Uzuner1, Osman Y›lmaz2, Güven Erbil3, Alper Ba¤r›yan›k3
1
Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹zmir
2
Dokuz Eylül Üniversitesi, Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü, Laboratuvar Hayvanlar› Bilimi Anabilim Dal›, ‹zmir
3
Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dal›, ‹zmir
21
Poster Bildiri Sunumlar›
P-043
Çocukluk ça¤›nda ast›m kontrolünün Ast›m Kontrol Testi ve Nitrik Oksit Ölçümleri ile de¤erlendirilmesi
Süleyman Tolga Yavuz1, Ersoy Civelek1, Ümit Murat fiahiner1, Betül Büyüktiryaki1, Ayfer Tuncer1, Erdem Karabulut2,
Bülent E. fiekerel1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal›
P-044
Çocuklarda Robinia Pseudoacacia Duyarl›l›¤›n›n Allerji Klini¤indeki Yeri
P›nar Uysal, Dilek Tezcan, Zeynep Tuba Ar›kan Ayy›ld›z, Fatih F›r›nc›, Tuba Tuncel, Özkan Karaman, Nevin Uzuner
Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› AD, ‹mmunoloji ve Klinik Allerji BD, ‹zmir
P-045
Deneysel ast›m modelinde Glycyrrhizin'in kronik histopatolojik de¤ifliklikler üzerine düzeltici etkisi
Arzu Babayi¤it Hocao¤lu1, Özkan Karaman1, Duygu Ölmez Erge1, Nevin Uzuner1, Güven Erbil2, Osman Y›lmaz3,
Alper Ba¤r›yan›k2
1
Dokuz Eylül Üniversitesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, ‹zmir
2
Dokuz Eylül Üniversitesi, Histoloji-Embriyoloji Bilim Dal›, ‹zmir
3
Dokuz Eylül Üniversitesi, Multidisipliner Hayvan Laboratuvar› Bilim Dal›, ‹zmir
P-046
Kuruyemifl allerjili hastalarda polen duyarl›l›¤› ve allerjik rinokonjunktivit semptomlar›n›n ve fliddetinin de¤erlendirilmesi
Özlem Cavkaytar1, Betül Büyüktiryaki1, ‹lginç K›z›lp›nar2, Cahit Do¤an2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Ümit Murat fiahiner1,
Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dal›, Ankara
ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 2
Baflkanlar: Esen Demir, Arzu Bak›rtafl
P-047
‹kinci basamak sa¤l›k kurulufluna baflvuran h›fl›lt›l› çocuklarda etiyoloji
Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz
Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep
P-048
Ast›m ve/veya riniti olan akar duyarl› çocuklarda nazal eozinofil say›lar› ile nazal ak›m h›zlar› aras›ndaki iliflki
Ayfer Yükselen1, Seval G Kendirli2, Mustafa Y›lmaz2, Derya U Alt›ntafl2, Gülbin B Karakoç2
1
Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep
2
Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, Adana
P-049
Çocukluk Ça¤›nda Alerjik Rinit Tan›s› Alm›fl Hastalar›n Tedaviye Yan›tlar›n›n De¤erlendirilmesi
Hasan Ahat1, Ahmet Sami Güven2, Ali Kaya1, Fatma Duksal1, Zehra fiule Haskolo¤lu1, Ömer Cevit1
1
Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas
P-050
Tekrarlayan H›fl›lt›l› Solunumu Olan Hastalar›m›zda Serum Vitamin D Düzeyi
Cemile Durmaz1, Suna Asilsoy2, Belgin Usta Güç3
1
Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Van
2
Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama Araflt›rma Merkezi, Çocuk Allerji BD, Adana
3
Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Konya
P-051
Ast›ml› çocuklarda obezitenin solunum fonksiyonlar›na etkisinin de¤erlendirilmesi
Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek
Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara
P-052
Obezite ile ast›m iliflkisinde T lenfositler ve TH17 hücrelerinin rolünün de¤erlendirilmesi
Hasan Yüksel1, Özge Y›lmaz1, Seda Vatansever4, Ece Onur2, Cengiz K›rmaz3, Emine Nal4, Ferda Do¤an Bozyi¤it2
1
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa
3
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa
4
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa
P-053
Süt Çocuklar› ve Okul Öncesi Çocuklarda Akut Ast›m Ata¤›nda Yüksek Doz Nebülize Budesonid Kullan›m›
Cem Hasan Razi1, Nazl› Çörüt2, Nesibe And›ran2
1
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji Bölümü, Ankara
2
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara
22
Poster Bildiri Sunumlar›
P-054
Acil Servise Baflvuran Ast›m Hastalar›nda Oral Montelukast›n Klinik Ast›m Skoruna ve Hastaneye Yat›fl Oranlar›na Etkisi
Cem Hasan Razi1, Elif Ya¤l› Çolako¤lu2, Nesibe And›ran2
1
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji Bölümü, Ankara
2
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara
P-055
Allerjik rinitli çocuklarda dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite semptomlar›
Ayhan Sö¤üt1, Mustafa Eres1, Naz›m Ercüment Beyhun2, Özge Y›lmaz3, Hasan Yüksel3
1
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Erzurum
2
Atatürk Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› AD, Erzurum
3
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD ve Solunum Birimi, Manisa
P-056
Çocuklarda çevresel sigara duman› maruziyeti ile allerjik hastal›klar›n ve solunum fonksiyonlar›n›n iliflkisi
Nilüfer Galip, Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nerin Bahçeciler Önder, Nazan Çobano¤lu
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›.Lefkofla, K.K.T.C
P-057
Allerjik rinitli hastalar›n N-terminal B tip natriüretik peptid düzeyi etkilenir mi?
Hasibe Artaç1, Hüsamettin Vatansev2, Derya Çimen3, Derya Arslan3, Fatma Kaya1, Bülent Oran3
1
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji BD, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Konya
3
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk Kardioloji BD, Konya
P-058
Ast›ml› çocuklarda egzersiz provokasyonunun yo¤unlaflt›r›lm›fl nefes havas›ndaki RANTES ve IL-4 düzeylerine etkisinin
araflt›r›lmas›
Özlem Keskin1, Mehmet Keskin2, Ercan Küçükosmano¤lu1, Mehmet Yasar Ozkars1, Bulent Gogebakan3, Seval Kul4,
Hasan Bayram3, Yavuz Coskun2
1
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilimdal›, Gaziantep
2
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilimdal›, Gaziantep
3
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilimdal›, Gaziantep
4
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik ve T›p Biliflimi ABD
DER‹ - ANAF‹LAKS‹ ve VENOM ALLERJ‹LER‹
Baflkanlar: Feyzullah Çetinkaya, Nevin Uzuner
P-059
Çocuklarda Nadir Görülen Bir Anaflaksi Nedeni: So¤uk Ürtikeri
Merve Feyza Yüksel1, Dilek Azkur2, Mustafa Erkoço¤lu2, Ersoy Civelek2, Can Naci Kocabafl2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Klini¤i, Ankara
P-060
Venom Allerjisi Olan Çocuklarda Serum Bazal Triptaz Düzeyinin Önemi
Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer,
Ayfer Tuncer
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
P-061
Akut ürtiker ataklar›n›n genel özellikleri ve kronik ürtikere geçifl için risk faktörleri
fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
P-062
Çal›flan ve Ö¤renci Hemflirelerde Alerjik Kontakt Duyarlanma S›kl›¤›
Ayflegül Akan, Müge Toyran, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk SA¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-063
Çocuk Anafilaksili Olgular›m›z: Tek Merkez Deneyimi
Mahmut Do¤ru, ‹lknur Bostanc›, Serap Özmen, Tayfur Ginifl, Handan Duman
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji
Klini¤i, Ankara
P-064
Anafilaksi ve adrenalin otoenjektör: Otoenjektör reçete edilen çocuklar›n ve ebeveynlerinin bilgi-beceri düzeyleri ve do¤ru
kullan›m› etkileyen faktörler
Erdem Topal, Arzu Bak›rtafl, Özlem Y›lmaz, H. ‹lbilge Ertoy Karagöl, Mehmet Sad›k Demirsoy, ‹pek Türktafl
Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal›
P-065
Bebeklerin Dermatit Yaflam Kalitesi ‹ndeksinin (IDQL) Türkçe Geçerlilik ve Güvenilirli¤i
Hasan Yüksel, Ahmet Türkeli, Özge Y›lmaz
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa
23
Poster Bildiri Sunumlar›
P-066
Aile Dermatoloji Yaflam Kalitesi ‹ndeksinin (FDLQI) Türkçe Geçerlilik ve Güvenilirli¤i
Özge Y›lmaz, Ahmet Türkeli, Hasan Yüksel
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve Solunum Birimi, Manisa
P-067
Anafilaksi: Ne s›kl›kta görüyoruz? Tedavide neredeyiz?
Asl› Gelincik1, Mustafa Demirtürk1, Emre Y›lmaz2, Belk›z Ertek1, Bahattin Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1
1
‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
2
‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul
P-068
Çocukluk Ça¤› Atopik Dermatit Klinik Özellikleri ve S›n›flamas›: A¤›r Atopik Dermatit Risk Faktörleri
Ayflegül Akan, Dilek Azkur, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan, Müge Toyran, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-069
Besin Allerjili Çocuklarda Anafilaksi Riskinin Belirlenmesinde Bazal Serum Triptaz›n›n Rolü
Ümit Murat fiahiner, S. Tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Ömer Kalayc›,
Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi 06100 S›hhiye, Ankara
EP‹DEM‹YOLOJ‹
Baflkanlar: Fuat Kalyoncu, Bülent fiekerel
P-070
Akut Bronfliyolitli Çocuklarda Solunum Patojenleri ve Klinik Özellikleri
‹brahim Etem Piflkin1, Recep Polat2, Canan Külah1, Fatma Demirel3, Bahri Ermifl4
1
Karaelmas Üniversitesi T›p Fakültesi
2
Kastamonu fierife Bac› Devlet Hastanesi
3
Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi
4
Sakarya Üniversitesi T›p Fakültesi
P-071
Adana ‹l Merkezinde Yaflam›n ‹lk 6 Ay›nda Besin Allerjisi Prevalans› Ve Klinik Özellikleri, Do¤um Kohort Çal›flmas›
Dilek Do¤ruel, Gülbin Bingöl Karakoç, Derya Ufuk Alt›ntafl, Mustafa Y›lmaz, Seval Günefler Kendirli
Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ‹mmünoloji Bilim Dal›, Adana
P-072
Gaziantep il merkezinde, çocuklarda allerjik rinit prevalans› ve risk faktörleri
Ercan Küçükosmano¤lu1, Mehmet Fatih Palal›2, Özlem Keskin1, Seval Kul3, Neriman Ayd›n4
1
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilimdal›, Gaziantep
2
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilimdal›, Gaziantep
3
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilimdal›, Gaziantep
4
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› Anabilimdal›, Gaziantep
P-073
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlar› ile Ast›m Bronflitli Hasta Baflvurusu aras›ndaki iliflki
Metin Trabzon1, Murat Sürücü2, Öner Özdemir2
1
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
2
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i,
Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
P-074
Sosyoekonomik düzey çocuklarda atopi için risk faktörü olabilir mi?
Hikmet Tekin Nacaro¤lu, ‹lker Günay, fiule Turgut, Hacer Kamal›, Ahmet Özdemir, Türkan Günay, Demet Can
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir
P-075
Çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlar› viral etkenleri ve Human Rhinovirüs
Nihal Aktafl, Akk›z fiahin, Sevgi Pekcan
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD
P-076
Pet shop çal›flanlar›nda ifl yeri iliflkili semptomlar ve atopi
‹nsu Y›lmaz1, Ferda Öner Erkekol2, Ayten Kaz›mova3, Koray Harmanc›4, Zeynep M›s›rl›gil1, Dilflad Mungan1
1
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastl›klar› BD, Ankara
2
Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji Ünitesi, Ankara
3
Azerbaijan Medical University, Baku, Azerbaijan
4
Sa¤l›k Bakank›¤› Ankara D›flkap› Çocuk E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Ankara
P-077
KKTC'de Yüksek Allerji Prevalans›
Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nilüfer Galip, Nazan Çobano¤lu, Nerin Bahçeciler Önder
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›.Lefkofla, K.K.T.C
24
Poster Bildiri Sunumlar›
ER‹fiK‹N SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹
Baflkanlar: Levent Erkan, Betül A. Sin
P-078
Oruç tutman›n ast›m ve KOAH’l› hastalardaki ilaç uyumu üzerine etkileri
Ömür Ayd›n1, Gülfem Elif Çelik1, Zeynep P›nar Önen2, ‹nsu Y›lmaz1, Seçil Kepil Özdemir1, Öznur Y›ld›z2, Dilflad Mungan1,
Yavuz Selim Demirel1
1
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› ABD, Ankara
P-079
Fiks havayolu obstrüksiyonu olan ast›ml› hastalar›n klinik ve demografik özellikleri
Öznur Abado¤lu
CÜTF Gö¤üs Hastal›klar› AD.,‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD., Sivas
P-080
Perennnial allerjik rinitli hastalarda indükte balgamda Vascular endothelial growth factor ve Endostatin düzeyi ve bunun
metakolin bronfl afl›r› duyarl›¤› ile iliflkisi
‹nsu Y›lmaz1, Nilüfer Bayraktar2, Koray Ceyhan3, Derya Seçil1, Selcen Yüksel4, Zeynep M›s›rl›gil1, Yavuz Selim Demirel1,
Sevim Bavbek1
1
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara
2
Baflkent Üniversitesi, Biyokimya ABD, Ankara
3
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji ABD, Sitoloji BD, Ankara
4
Ankara Üniversitesi, Bioistatistik ABD, Ankara
P-081
Aspirinle alevlenen havayolu hastal›¤› olanlarda aspirin desensitizasyon tedavisinin etkinli¤i
fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Eriflkin Allerji Birimi, Ankara
P-082
Depo akar› duyarlanmas› köy yaflam›yla iliflkilidir
Ebru Çelebio¤lu, Ayfle Bilge Öztürk, fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
P-083
Hava yollar›n›n allerjik inflamasyonu: biri hepsi için mi?
A. Füsun Kalpakl›o¤lu, ‹lkay Koca Kalkan
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
‹LAÇ ALLERJ‹LER‹
Baflkanlar: Suna Büyüköztürk, Sevim Bavbek
P-084
Ankara ‹li Devlet ‹lkö¤retim Okullar› ‹kinci Kademede Anket Yöntemi ‹le IgE Arac›l› ‹laç Allerjisi S›kl›¤›
Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-085
Asparaginaz Anafilaksisini Önlemede Polietilen Glikol Konjuge Asparaginaz Yan›nda Desensitizasyon Ve Premedikasyon
Her Zaman Yeterli Olmayabilir
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Müge Gökçe2, Betül Büyüktiryaki1, Ilhan Altan2, Selin Aytaç Elmas2, Murat Tuncer2,
Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Ünitesi, 06100, Ankara
P-086
Bursa il merkezi ilkö¤retim okullar› 6-15 yafl grubu çocuklar›nda ilaç allerjisi s›kl›¤›
Yakup Can›tez1, Kezban ‹pek2, Hülya Poyraz1, Gönül Bayram2, Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3,
Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1
1
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD, Bursa
2
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa
3
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa
P-087
Çocukluk Ça¤› ‹laç Allerjilerinde Tan›sal De¤erlendirme ve Risk Faktörlerinin Belirlenmesi
Mevhibe Gülen Uyan›ker1, Tu¤ba Ar›ko¤lu2, Sehra Birgül Tüfekçi2, ‹lter Helvac›3, Semanur Kuyucu2
1
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin
2
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bilim Dal›,
Mersin
3
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin
25
Poster Bildiri Sunumlar›
P-088
Nonsteroidal antiinflamatuar ilaç hipersensitivitesinde kodeinin güvenilirli¤i
Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
P-089
‹laç alerjisi yaflam kalitesini etkiler mi?
Ferda Bilgir1, Cengiz K›rmaz1, Bahad›r Dede2, Papatya Bayrak De¤irmenci1
1
Celal Bayar Üni. T›p Fak. Eriflkin Alerji ve ‹mmünoloji BD., Manisa
2
Celal Bayar Üni. T›p Fak. Halk Sa¤l›¤› ABD., Manisa
P-090
NSA‹‹ provokasyon testlerinin sonucu tahmin edilebilir mi?
‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
‹MMÜNOTERAP‹ VE ANT‹ IgE
Baflkanlar: Ali Kokuluda¤, Nerin Bahçeciler
P-091
Spesifik ‹mmunoterapi Tedavi B›rakma Nedenleri: 28 Y›ll›k Retrospektif De¤erlendirme
Sait Yeflillik, Özgür Kartal, Fevzi Demirel, Abdullah Baysan, Mustafa Güleç, U¤ur Muflabak, Osman fiener
Gata ‹mmunoloji ve Allerji B.D.
P-092
Çay›r polenleri ile mevsim öncesi allergoid immünoterapinin periferik kan regülatör T hücreleri üzerindeki etkileri
Seçil Kepil Özdemir1, Deniz Gülo¤lu2, Betül Ayfle Sin1, Aydan ‹kincio¤ullar›2, Zeynep M›s›rl›gil1
1
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji BD, Ankara
P-093
Subcutan ‹mmunoterapi Ve Hasta Uyumu
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç, Mesude Atasever, Duygu Sodol
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD
P-094
Allerjik rinit ve ast›ml› hastalarda allerjen spesifik immunoterapi: 9 y›ll›k deneyim
Mustafa Demirtürk, Asl› Gelincik, Belk›z Ertek, Bahattin Çolako¤lu, Murat Dal, Suna Büyüköztürk
‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
P-095
Venom ‹mmünoterapisi Uygulanan Hastalarda Serum Bazal Triptaz, Osteopontin ve Di¤er Belirteçlerdeki De¤iflimler
Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer,
Ayfer Tuncer
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
P-096
Subkutan ‹mmunoterapide Hasta Uyumunu Etkileyen Faktörler
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Remziye Tanaç, Figen Gülen, Mesude Atasever
EÜTF, Çocuk Alerji-‹mmunoloji BD
KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹
Baflkanlar: Aydan ‹kincio¤lullar›, Cevdet Özdemir
P-097
A¤›r Kombine ‹mmün Yetmezlik Vakalar›ndaki Fenotipik ve Genetik Özellikler
Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Tuba Turul Özgür, Gülten Türkkan› Asal, Baran Erman, Ça¤man Tan, fi. Özden Sanal, F. ‹lhan Tezcan
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›, Ankara
P-098
Süt Çocu¤unun Geçici Hipogammaglobülinemisi Olan Hastalarda Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Tedavisinde Pelargonium
Sidoides Etkinli¤inin De¤erlendirilmesi
Türkan Pat›ro¤lu1, Ayd›n Tunç2, Hatice Eke Güngör1
1
Erciyes Üniversitesi T›p fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri
2
Kovanc›lar Devlet Hastanesi, Elaz›¤
P-099
Primer ‹mmün Yetmezlik Hastalar›nda IVIG kullan›m› Güvenli mi?
Figen Do¤u, Zehra fiule Haskolo¤lu, Funda Çipe, Aydan ‹kincio¤ullar›
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji- Alerji Bilim Dal›, Ankara
26
Poster Bildiri Sunumlar›
P-100
Selektif IgA Eksikli¤i Olan Hasta ve Birinci Derece Yak›nlar›nda Alerjik Hastal›k ve Otoimmünite S›kl›¤›
Ayfle Metin, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-101
Primer ‹mmün Yetmezlikler ve Otoimmünite
Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Gülsüm Alkan2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji BD, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Konya
P-102
Farkl› Klinik Bulgular ile Baflvuran Kronik Granülomatöz Hastal›kl› Olgular
Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ayça K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan
Havva Hasret Ça¤an, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul,
Türkiye
P-103
Tüberkülin deri testi pozitif çocuklarda interferon gama sal›n›m testi sonuçlar› ile periferik kan mononükleer hücre
Transforming Growth Faktör B düzeylerinin iliflkisi
Özlem Aktafl Han›meli1, Özge Y›lmaz2, Süheyla Sürücüo¤lu3, Ece Onur4, Seda Vatansever5, Cengiz K›rmaz6, Aysun Bilgi4,
Burcu Kara5, Hasan Yüksel2
1
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› AD, Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji BD ve Solunum Birimi, Manisa
3
Celal Bayar Üniversitesi, Mikrobiyoloji AD, Manisa
4
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa
5
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa
6
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa
P-104
Umblikal kord IFN-γ seviyeleri ile ilk befl yaflta h›fl›lt› geliflimi aras›ndaki iliflki.
Ufuk Sevgican1, Janet Rothers2, Debra A. Stern2, Carla I. Lohman2, Anne L. Wright3
1
Gülhane Askeri T›p Fakültesi Çocuk Sa¤. ve Hast. AD., Ankara
2
Arizona Üniversitesi Gö¤üs Hastal›klar› Merkezi Tucson/ ABD.
3
Arizona Üniversitesi Çocuk Hastal›klar› Bölümü, Tucson/ ABD.
P-105
Di George Sendromu'nda ortalama trombosit volümü de¤erleri
Bahar Göktürk1, ‹smail Reisli1, Mine K›raç1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, Selman Y›ld›r›m3
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji BD
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji BD
3
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, T›bbi Genetik AB
P-106
Kistik Fibrozisli Hastalarda Akci¤er Enfeksiyonu Varl›¤›nda Immunglobulinlerin Yan› S›ra T Ve B Lenfositlerdeki De¤ifliklik
Akk›z fiahin, Nihal Aktafl, Tevfik Balc›, Sevgi Pekcan
Meram T›p Fakültesi
P-107
Yayg›n De¤iflken ‹mmün Yetmezlik Tan›l› Olgular›m›z›n De¤erlendirilmesi
Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD, Konya
P-108
‹ntravenöz ‹mmünglobulin Tedavisi alan Hastalar›n Hastal›klar› ve ‹ntravenöz ‹mmünglobulin Konusundaki Fark›ndal›k
Düzeyinin De¤erlendirilmesi
Hacer Cüzdanc›, Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Sema Kurt, ‹lhan Tezcan, Özden Sanal
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
P-109
Bronfliektazili Hastalar›n ‹mmün Yetmezlikler Aç›s›ndan ‹ncelenmesi
Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Melis Pehlivantürk2, Güzin Cinel3, Ebru Yalç›n3, Deniz Do¤ru Ersöz3, U¤ur Özçelik3,
Nural Kiper3, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara
27
Poster Bildiri Sunumlar›
TEMEL ‹MMÜNOLOJ‹
Baflkanlar: Ömer Kalayc›, ‹smail Reisli
P-110
Çocukluk Ça¤› Ailevi Akdeniz Atefli Olgular›nda Demografik Klinik ve Genetik Özelliklerin De¤erlendirilmesi
Mehtap K›nc›r1, Ali Kaya2, Ahmet Sami Güven2, Fatma Duksal1, Füsun Dilara ‹ça¤as›o¤lu3, Ömer Cevit1
1
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas
3
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Nöroloji BD, Sivas
P-111
Timik stromal lenfopoetin (TSLP) proteinine ait genotip farkl›l›klar›n ast›m ve allerjik rinit ile iliflkisi
Esra Birben1, Ümit Murat fiahiner1, S.tolga Yavuz1, Ça¤atay Karaaslan2, Betül Büyüktiryaki1, Erdal Coflgun3,
Erdem Karabulut3, Ayfer Tuncer1, Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Biyoloji AD, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik AD 06100 S›hhiye, Ankara
P-112
Besin Allerjisi ve Tolerans Gelifliminde Triptofan-Kinürenin Yola¤›n›n Rolü
Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Gözde Girgin2, S.tolga Yavuz1, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1,
Esra Birben1, Terken Baydar2, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi Farmasötik Toksikoloji AD, 06100, Ankara
P-113
Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan moleküllere ait genotiplerin in vitro IgE sentezi üzerine etkisi
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayflegül Yaman2, Ayfer Tuncer1,
Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Mübeccel Akdifl4, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara
2
Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara
3
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara
4
‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre
P-114
Ast›m ve Endotoksin Sinyal Yola¤›ndaki Genetik Varyantlar
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2,
Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara
2
Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara
3
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara
4
‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre
P-115
Ast›m ve Atopi Fenotipleri ile Endotoksin Sinyal yola¤›ndaki Genetik De¤iflkenlikler Aras›ndaki iliflki
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1, Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2,
Rengül Atalay3, Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100, Ankara
2
Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara
3
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara
4
‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre
D‹⁄ER OLGULAR
Baflkanlar: Emel Kurt, Kadir Koçak, Sema Canbakan, Özlem Keskin
P-116
Erken Çocukluk Döneminde Görülen Farkl› Vizing Tiplerinin Daha Sonraki Y›llarda Allerjik Nezle Geliflmesi Üzerine Etkisi
Özgür Atalay, Berrin Emre Karaman, Kevser Beflbenli, Ahmet ‹ncio¤lu, Feyzullah Çetinkaya
Maltepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. ABD, ‹stanbul
P-117
Bo¤maca Tablosunu Taklit Eden Metapnömovirüs Olgusu
Sevgi Pekcan, Murat Minici, Akk›z fiahin
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› BD
P-118
Su Çiçe¤i ile iliflkili Stevens Johnson Sendromu
Fatma Kaya1, Duygu F›nd›k2, Hasibe Artaç1
1
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dal›, Konya
28
Poster Bildiri Sunumlar›
P-119
Mercimek Buhar› ‹nhalasyonu ile Anafilaksi Geliflen Bir Olgu
Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Mustafa Erkoço¤lu, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
P-120
Baflar›l› bir cerrahi ifllem sonras› kötü prognoz nedeni: Lateks allerjisi olgusu
Mustafa Güleç1, Özgür Kartal1, Süleyman Deniz2, Bülent Düz3, U¤ur Muflabak1, Osman fiener1
1
Gülhane Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Alerji Hastal›klar› BD- Ankara
2
Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD- Ankara
3
Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi AD- Ankara
P-121
Ast›m ata¤›nda geliflen spontan pnömomediastinum olgusu
Hasibe Artaç1, Fatma Kaya1, Tu¤ba Cihan1, Seda Özbek2, Güven Sadi Sunam3
1
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Allerji Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Konya
3
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Gö¤üs Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Konya
P-122
Öksürükle seyreden zor ast›ml› hastalarda kodein kullan›m›: 2 olgu sunumu
Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi,Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal› Eriflkin Alerji Ünitesi, Ankara
P-123
Yanl›fl ast›m tan›s› ile izlenmifl bir immün yetmezlik olgusu
Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz
Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep
P-124
Tedaviye dirençli atopik dermatitte farkl› bir etken: Demodex folukularis
Ayfle Yenigün1, Özlem Sancakl›1, Ayflen Cetemen1, Hatice Ertabaklar2
1
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n
2
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Parazitoloji Bilim Dal›, Ayd›n
P-125
Bilateral Subkonjonktival Kanamaya Neden Olan Öksürük Olgusu
Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Bülent E. fiekerel1, U¤ur Özçelik2, Ayfer Tuncer1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar›, Ankara
P-126
‹nek Sütü Alerjisi Olan ‹ki Olguda Oral Tolerans Protokolu Uygulamas›
Serkan Filiz, Dilara Kocac›k Uygun, Ayflen Bingöl, Olcay Ye¤in
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal›
P-127
Eriflkin yaflta ilk ve hayat› tehdit eden anjioödem ata¤› ile tan› konan herediter anjioödem vakas›
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum
P-128
Besin ve Temizlik Maddelerinde Gizli Allerjen Olarak Badem: Olgu Sunusu
Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2
1
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi
2
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi
P-129
Sadece Tek Bir Polen Allerjeni ile Tetiklenen ‹leri Yafl Ast›m›: Olgu Sunusu
Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2, Faruk Çiftci3, Erkan Bozkanat3
1
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi
2
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi
3
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Servisi
P-130
Ast›m ay›r›c› tan›s›nda intratrakeal kitle: ast›m tan›s› ile baflvuran olguda intratrakeal inflamatuar miyofibroblastik tümör
Özlem Cavkaytar1, Ayfle Büyükçam2, Özlem Tekflam2, Deniz Do¤ru Ersöz3, Zuhal Akçören4, Umut Akyol5, Ayfer Tuncer1,
Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Acil Ünitesi, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara
4
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Patoloji Ünitesi, Ankara
5
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara
29
Poster Bildiri Sunumlar›
P-131
Akuagenik ürtiker ve Kolinerjik ürtikeri olan bir olgu
Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker
Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i
P-132
Mide Volvulusuna Ba¤l› Atipik Wheezing’le Seyreden Süt Çocu¤u Olgusu
Gül Direk1, Murat Sürücü1, Öner Özdemir2
1
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i Asistan Dr.
2
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Klinik fiefi
P-133
‹nhaler tedavide nadir bir yan etki: Geçici anizokori
Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, ‹naç Çakaloz2, Özgür Duman3, Ümit Çelik2
1
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D
2
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D
3
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Nöroloji B.D
P-134
Mukus pla¤› ile seyreden kronik eozinofilik pnömoni: Bir çocuk olgu
Erkan Çak›r1, Arif Kut2, Fatma Betül Çak›r3, Mustafa Nursoy4
1
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Bilim Dal›, ‹stanbul
2
Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul
3
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dal›
4
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal›
P-135
Öksürük ve Burun Ak›nt›s›yla Prezente Olan ‹ntranazal Meningoensefalosel Olgusu
Dilek Azkur1, Ayflenur Kaya1, Emel Çadall› Tatar2, Ali Özdek2, Hac› Ahmet Demir3, Ersoy Civelek1, Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Klini¤i, Ankara
2
Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2. KBB Klini¤i, Ankara
3
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji
Klini¤i, Ankara
P-136
Hint k›nas› geçici dövmesi ile duyarlanma sonras› anjiödemle baflvuran akut alerjik kontak dermatit olgusu
Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, Ümit Çetin2
1
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D
2
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D
P-137
A¤›r Atopik Dermatit'li Bayanda Omalizumab'›n Etkinli¤i
Gulden Pasaoglu1, Funda Guneri2, Tulin Uygur2
1
Acibadem Kadikoy Hastanesi, Eriskin Allerjik Hastaliklar Bolumu, Istanbul
2
Acibadem Kadikoy Hastanesi, Dermatoloji Bolumu, Istanbul
‹LAÇ ALLERJ‹LER‹ OLGULARI
Baflkanlar: Öznur Abado¤lu, Dost Zeyrek, Mehtap Yaz›c›o¤lu, Gülden Paflao¤lu
P-138
Adalimumab allerjisi ve desensitizasyonu: Olgu sunumu
Fevzi Demirel1, Mustafa Güleç1, Özgür Kartal1, Kutay Tezel2, Sait Yeflillik1, Abdullah Baysan1, U¤ur Muflabak1,
Osman fiener1
1
GATA Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›- Ankara
2
GATA Askeri T›p Fakültesi, Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dal›- Ankara
P-139
Aspirin desensitizasyonu yap›lan SAMTER sendromlu hastada gastrointestinal aspirin intolerans›
Hale Atefl1, Bülent Bozkurt2, Duygu Özol1, Zeki Y›ld›r›m1
1
Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›
2
Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Bilim Dal›
P-140
Beta Laktam Antibiyotiklerle Afl›r› Duyarl›l›k Reaksiyonu Gözlenen Üç Olguda Baflar›l› Desensitizasyon
Mehtap Yaz›c›o¤lu1, Emre Akkelle1, P›nar Gökmirza Özdemir1, Yalç›n Handemir2, Ümit Baflaran3
1
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne
2
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne
3
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Edirne
30
Poster Bildiri Sunumlar›
P-141
Sefuroksim ile Oral Provokasyon Testi Negatif Saptanan Olguda Ayn› ‹laçla Desensitizasyon Gereksinimi
Mehtap Yaz›c›o¤lu1, Emre Akkelle1, P›nar Gökmirza Özdemir1, Yalç›n Handemir2
1
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne
2
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne
P-142
Bir olgunun ö¤retti¤i: Dermografizm tüm provokasyonlardan önce rutin olarak araflt›r›lmal›d›r
Ebru Ar›k Y›lmaz, S. Tolga Yavuz, Ayfer Tuncer, Bülent E fiekerel
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara
P-143
Alglukozidaz alfa ile süt çocu¤unda bildirilen ilk anaflaksi ve desensitizasyon
‹lbilge Ertoy Karagöl1, Kadir Çetin2, Arzu Bak›rtafl1, Özlem Y›lmaz1, Erdem Topal1, Mehmet Sad›k Demirsoy1, ‹pek Türktafl1
1
Gazi Üniversitesi Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara
2
Gazi Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara
P-144
Anti-TNF ilaçlara lokal ve sistemik hipersensitivite reaksiyonlar› ve desensitizasyon uygulamas›: 3 olgu sunusu
Sevim Bavbek1, fiebnem Ataman2, Ömür Ayd›n1, Katherine Cahill3, Lora Bankova3, Gamze Alk›z4, Hatice Erdi fianl›4,
Nihal Kundakç›4, Mariana Castells3
1
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD
2
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD, Romatoloji BD
3
Harvard Medical School, Adverse Drug Reaction and Desensitization Program,
4
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Dermatoloji ABD
P-145
‹nsülin enjeksiyonu sonras› geliflen ürtiker; vaka takdimi
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, fienay Ar›kan2
1
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum
2
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Endokrinoloji Bölümü, Erzurum
P-146
Heparin allerjisinde alternatif tedavi seçenekleri olarak desensitizasyon ve fondaparinuks
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, Ebru Koca2
1
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum
2
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Hematoloji Bölümü, Erzurum
P-147
Kortikosteroide ba¤l› allerjik reaksiyon; vaka sunumu
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik Hastal›klar Bölümü, Erzurum
P-148
Antihistaminik alerjisi olan bir olgu
Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker
Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i
P-149
Juvenil Idiyopatik Artritli Adölesan Bir Hastada Sulfasalazin ile Tetiklenen DRESS-Sendromu
Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Sercan Uysal2, Sehra Birgül Tüfekçi1, Semanur Kuyucu1
1
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›,
Mersin, Türkiye
2
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Mersin, Türkiye
P-150
Oktreotid Anaflaksisi ve Baflar›l› Desentizasyon Uygulamas›
Dilek Azkur1, Tamer Kahraman2, Ayflegül Akan1, Müge Toyran1, Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Klini¤i, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara
P-151
Amionopenisilinler DRESS’e Yol Açar m›?
Mustafa Demirtürk1, Asl› Gelincik1, Özlem Y›lmaz2, Bahattin Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1
1
‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
2
‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul
P-152
Polen allerjisi olan hastada rinokonjonktivit: Nedeni polen mi, antihistaminik mi?
‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
31
Poster Bildiri Sunumlar›
P-153
Etodolak’a ba¤l› çoklu büllöz fiks ilaç erupsiyonu
‹lkay Koca Kalkan1, A. Füsun Kalpakl›o¤lu1, P›nar Atasoy2, Ayfle An›l Karabulut3
1
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
2
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji AD
3
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Dermatoloji AD
P-154
Bakteriyel Enfeksiyonu Taklit Eden Karbamazepin’e ba¤l› DRESS (Drug Reactions, Eosinophilia, Systemic Symptoms)
Sendromu
Betül Büyüktiryaki1, Handan Bezirgano¤lu2, Ümit fiahiner1, Tolga Yavuz1, Ebru Y›lmaz1, Ayfer Tuncer1, Atefl Kara3,
Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Pediatri Anabilim Dal›, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Enfeksiyon Ünitesi, Ankara
KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹ OLGULARI
Baflkanlar: Ender Terzio¤lu, Figen Do¤u, Mustafa Y›lmaz, U¤ur Muflabak, Cengiz K›rmaz, Hasibe Artaç
P-155
Hashimoto Tiroiditi Geliflen ‹ki Ataksi Telenjiektazi Olgusu
Türkan Pat›ro¤lu1, Hatice Eke Güngör1, Hüseyin Baz5, Selim Kurto¤lu2, Ekrem Ünal3, Ali Y›k›lmaz4
1
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri
2
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dal›, Kayseri
3
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dal›,
Kayseri
4
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Kayseri
5
Göksun Devlet Hastanesi, Kahramanmarafl
P-156
Salmonella ‹shalinde Oral ‹mmünoglobulin Tedavisi
Fatma Duksal1, Ahmet Sami Güven2, Ali Kaya2, Zehra fiule Haskolo¤lu1, Mehtap K›nc›r2, Ömer Cevit1
1
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas
P-157
Persistan H›fl›lt› Ay›r›c› Tan›s›nda Yeni Bir Olgu: DOCK 8 Eksikli¤i
Ayça Aslan K›yk›m, Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ifl›l Berat Barlan
T.C. Marmara Üniversitesi Pendik E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul
P-158
Artemis Gen Defekti: ‹ki Olgu Sunumu
Bahar Göktürk1, Hasibe Artaç2, Sevgi Kelefl1, Mine K›raç1, Jacques Van Dongen3, Mirjam Van Der Burg3, ‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Konya
3
Dept. of Immunology, Erasmus MC, University Medical Center Rotterdam, the Netherlands
P-159
Kronik Granülomatöz Hastal›kl› bir Olguda Tekrarlayan Perikardiyal Effüzyon
Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ayça Aslan K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan
T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul,
Türkiye
P-160
Agammaglobulinemi’li bir Olguda Miyelodisplastik Sendrom
Ayça Aslan K›yk›m, Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ifl›l Berat Barlan
T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul,
Türkiye
P-161
Bisitopeni ve Kemik ‹li¤i Bulgular› ile Lökozu Taklit Eden A¤›r Kombine ‹mmun Yetmezlikli Bir Olgu: ADA Eksikli¤i
Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Hayriye Nermin Keçeci2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya
P-162
Kronik Granulamatöz Hastal›kl› 4 Olgu Sunumu
Gülsüm Alkan, Mine K›raç, Bahar Gokturk, Sevgi Kelefl, ‹smail Reisli
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi,Allerji ve immünoloji Ana Bilim Dal›, Konya
32
Poster Bildiri Sunumlar›
P-163
Nijmegen Breakage Sendromu: Üç Olgu Sunumu
Bahar Göktürk1, Mine K›raç1, Serap Genç Yüzüak2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1
1
Meram T›p Fakültesi, Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya
2
Meram T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya
P-164
‹nfantil ‹nflamatuvar Ba¤›rsak Hastal›¤› ile Prezente olan bir Olguda ‹nterlökin-10 Reseptör Defekti
Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Baran Erman1, Ça¤man Tan1, Bar›fl Kuflkonmaz2, Gülin H›zal3, Burcu Berbero¤lu3,
F. ‹lhan Tezcan1, fi. Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Gastroenteroloji Anabilim Dal›, Ankara
P-165
Farkl› klinik prezentasyonlarla baflvuran p47- phox mutasyonuna sahip üç kronik granulomatöz hastal›k vakas›
Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Bülent Cengiz3, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji Bölümü
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü
3
Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Enfeksiyon Hastal›klar› Bölümü
P-166
Salmonella enteritis’e ba¤l› geliflen lökositoklastik vaskülit: IL-12 reseptör 1 beta eksikli¤i?
Serkan Filiz1, Dilara Fatma Kocac›k Uygun1, Ayflen Bingöl1, Olcay Ye¤in1, Easther Van De Vosse2
1
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal›
2
Department of Infectious Disaeses,Leiden University Medical Center
P-167
Tekrarlayan Mycobacterium enfeksiyonlar›yla seyreden bir IL12RB1 defekti olgusu
Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Nural Kiper3, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji Bölümü
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü
3
Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Gö¤üs Hastal›klar› Bölümü
P-168
Atopik dermatit benzeri deri bulgular› ile baflvuran maternal engraftman› olan a¤›r kombine immün yetmezlik olgusu
Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz1, Münevver Soyoral2, Özden Sanal1, ‹lhan Tezcan1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim dal›, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara
P-169
Nadir görülen bir immün yetmezlik. Lökosit adezyon eksikli¤i tip 3
Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz1, Mustafa Büyükavc›2, Selin Aytaç Elmas3, Fatma Gümrük3, Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Ankara
2
Erzurum Atatürk Üniversitesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Erzurum
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Ankara
P-170
Activation-Induced Cytidine Deaminase (AID) Geninde Heterozigot R190X Mutasyonu: Geç Tanı Almıfl ‹ki Hiper IgM
Sendromu Olgusu
Caner Aytekin1, Deniz Gülo¤lu2, Meltem Ar›kan2, Figen Do¤u2, Anne Durandy3, Aydan ‹kincio¤ullar›2
1
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara
3
INSERM U 429, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa
P-171
Griscelli Sendromu tip 2: RAB27A Gen Mutasyonu Gösterilen Bir Olgu
Caner Aytekin1, Emine Polat1, Figen Do¤u2, Genevieve De Saint Basile3, Aydan ‹kincio¤ullar›2
1
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara
3
INSERM U 768, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa
P-172
Egzema, Ast›m ve Besin Allerjisi ‹le Baflvuran Olguda Otozomal Resesif Hiper-IgESendromu: DOCK8 Eksikli¤i
Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Özlem Keskin3, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1,
Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1, Özden Sanal3
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
3
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünolojisi ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Gaziantep
33
Poster Bildiri Sunumlar›
P-173
DOCK8 eksikli¤i olan vakam›zda baflar›l› kemik ili¤i transplantasyonu
Ayfle Metin1, Betül Tavil2, Fatih M Az›k2, Dilek Azkur1, Ayflegül Akan1, ‹kbal Ok Bozkaya2, Can Kocabafl1, Bahattin Tunç2,
Duygu Uçkan2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü,
Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Bölümü ve
Kemik ‹li¤i Transplantasyon Ünitesi, Ankara
P-174
EBV iliflkili intrakranial lenfoma tan›s› alan DOCK8 eksikli¤i vakas›
Fehime Kara Eroglu1, Özlem Cavkaytar2, Deniz Çagdafl Ayvaz2, Kader Karl› O¤uz3, Ayflegül Üner4, Ali Varan5, ‹lhan Tezcan2,
Özden Sanal2
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dal›, Ankara
4
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dal›, Ankara
5
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Onkoloji Enstitüsü, Pediatrik Onkoloji Bilim Dal›, Ankara
P-175
DOCK8 Mutasyonu Olan Hiper IgE Sendromlu Hastalar›m›z
Demet Haf›zo¤lu, Sara fiebnem K›l›ç
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Bursa
P-176
IL12Rβ1 Eksikli¤i Saptanan Bir Aile
Demet Haf›zo¤lu1, Muhittin Bodur2, Sara fiebnem K›l›ç1
1
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Bursa
2
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Bursa
P-177
Tip 2 Griscelli Sendromu Seyrinde görülen Hemofagositik Lenfohistiositoz: ‹ki Olgu Sunumu
Esra Özek1, Necla Akçakaya1, Dicle fiener1, Tiraje Celkan2, Y›ld›z Camc›o¤lu1, Haluk Çoku¤rafl1
1
‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD.Çocuk Allerji, Klinik ‹mmünoloji ve
Enfeksiyon Hastal›klar› BD.
2
‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD.Çocuk Hematoloji ve Onkoloji BD.
P-178
Griscelli Sendromu: Homozigot RAB27A mutasyonlu bir olgu
‹smail Reisli1, Bahar Göktürk1, Mine K›raç1, Yasemin K›nal›2, Hüseyin Tokgöz3, Ümran Çal›flkan3
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Hastal›klar› ve sa¤l›¤› AB
3
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Hematoloji BD
P-179
Kemik ‹li¤i Nakli Yap›lan Primer ‹mmün Yetmezli¤i Olan Olgular›m›z
Betül Tavil1, Dilek Azkur2, Zeynep Zehra Coflkun1, Duygu Uçkan Çetinkaya1, Meltem Özgüner3, Fatih Az›k1,
‹kbal Ok Bozkaya4, Tekin Aksu4, Bahattin Tunç1, Ayfle Metin2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji
Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Klini¤i, Ankara
3
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji
Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi Kök Hücre Laboratuar›, Ankara
4
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji
Klini¤i, Ankara
P-180
Ayn› Kompound Heterozigot Mutasyonu Tafl›yan ‹ki Kardefl Familyal Hemofagositik Lenfohistiyositoz Olgusu: ‹ki Yeni
Perforin Mutasyonu
Ayflegül Akan1, Ayfle Metin1, Geneviève De Saint Basile2, Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji E¤itim Araflt›rma Hastanesi
2
Hopital Necker-Enfants Malades, Lab. d'Immuno-Hèmatologie Pèdiatrique, Paris, France
P-181
Lökosit Adezyon Defekti Tip II ve L-Fukoz Tedavisi
Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Sevgi Köstel2, Gülten Türkkan› Asal1, Tuba Turul Özgür1, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara
P-182
S›k De¤iflken ‹mmun Yetmezlik ile birlikte görülen Rosai-Dorfman Hastal›¤›
Nazan Çobano¤lu1, Nerin Bahçeciler1, Cem Çomuno¤lu2, Nilüfer Galip Çelik1, Ceyhun Dalkan1, Hakan Tekgüç1
1
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC
2
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC
34
Poster Bildiri Özetleri
35
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
AEROPAL‹NOLOJ‹ VE D‹⁄ER ALLERJ‹LER
P-001
P-002 (devam›)
2010 YILINDA KONYA ‹L‹ ATMOSFER‹NDE BULUNAN POLENLER VE
BUNLARIN METEOROLOJ‹K FAKTÖRLER ‹LE ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹
TARTIfiMA: Çal›flmaya dahil edilen hastalarda ast›m ve atopi s›kl›¤›
genel topluma göre oldukça yüksek saptanm›flt›r. Bu nedenle solunum
veya gastrointestinal sisteme ait GÖRH’n› düflündüren flikayetleri olan
hastalarda ast›m ve besin alerjileri yönünden incelenmesi gerekmektedir.
‹lginç K›z›lp›nar Temizer1, Cahit Do¤an1, Bahar Göktürk2, Hasibe Artaç2,
‹smail Reisli2
1
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim
Dal›, Ankara
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji
Bilim Dal›, Konya
P-003
ED‹RNE ‹L‹NDE YAfiAYAN ÇOCUKLARDAK‹ SKIN PRICK TEST
SONUÇLARININ ATMOSFER‹K POLEN VER‹LER‹NE GÖRE
DE⁄ERLENDIRMES‹.
G‹R‹fi: Bir ilin atmosferinde bulunan polen tiplerinin, bu polenlere ait
dönemlerin ve meteorolojik faktörlerin bu dönemlere etkisinin bilinmesi,
mevsimsel solunum yolu alerjilerinde uygulanacak klinik testlerin
belirlenmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir.
AMAÇ: Bu çal›flmada, 2010 y›l›nda Konya atmosferinde polenleri
bulunan taksonlar ve bu taksonlara ait polenlerin da¤›l›m dönemleri
tespit edilmifltir. Ayr›ca bu taksonlara ait polen miktar›na, meteorolojik
faktörlerin etkisi belirlenmifltir.
METOD: 1Ocak2010-31Aral›k2010 döneminde Konya atmosferinde
bulunan polenler volumetrik yönteme göre toplanm›flt›r. A¤aç, çay›r ve
ot polenleri ile maksimum-minimum-ortalama s›cakl›k, nisbi nem, rüzgar
h›z› ve ya¤›fl miktar› aras›ndaki iliflkiyi saptamak için Spearman analizi
kullan›lm›flt›r.
BULGULAR: Bu araflt›rmada, Konya atmosferinde a¤aç taksonlar›na
ait polen miktar›n›n mart-may›s, çay›r polenlerinin may›s-haziran ve ot
taksonlar›na ait polenlerin ise a¤ustos ay›nda maksimum düzeyde
olduklar› görülmüfltür. Konya atmosferinde a¤aç taksonlar›na ait polen
miktar› ile günlük ortalama rüzgar h›z› (r:0.281,p<0.01), maksimum
rüzgar h›z› (r:0.248,p<0.01) aras›nda istatistiki aç›dan pozitif yönde
anlaml›, ba¤›l nem (r:-0.162,p:0.003) aras›nda ise negatif yönde anlaml›
iliflki belirlenmifltir. Çay›r ve ot taksonlar›na ait polen miktar› ile günlük
maksimum s›cakl›k (r:0.191,p:0.014; r:0.649,p<0.01), minimum s›cakl›k
(r:0.192,p:0.13; r:0.655,p<0.01), ortalama s›cakl›k (r:0.201,p:0.01;
r:0.652,p<0.01), ortalama rüzgar h›z› (r:0.195,p:0.012; r:0.246,p<0.01)
aras›nda istatistiki aç›dan pozitif anlaml› iliflki belirlenmifltir. Çay›r polenleri
ile günlük maksimum rüzgar h›z› (r:0.184 p:0.017) içinde pozitif anlaml›
bir iliflki bulunmufltur. Ayr›ca ot taksonlar›na ait polenler ile günlük ba¤›l
nem (r:-0.531, p<0.01) aras›nda negatif yönlü anlaml› iliflki saptanm›flt›r.
SONUÇ: 2010’da Konya atmosferinde bulunan a¤aç, çay›r ve otsu
taksonlara ait günlük polen miktarlar›n›n, maksimum-minimum-ortalama
s›cakl›k, nisbi nem, maksimum-ortalama rüzgar h›z› ve ya¤›fl miktar›
gibi meteorolojik faktörlerden farkl› derecelerde etkilendi¤i görülmüfltür.
Perihan Erkan1, Adem B›çakç›1, Mehtap Yaz›c›o¤lu2, Sevim Akça¤lar3,
Nihat Sapan4
1
Uluda¤ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Bursa
2
Trakya Üniversitesi, T›p Fakültesi, Pediatri Anabilim Dal›, Edirne
3
Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, Bursa
4
Uluda¤ Üniversitesi, T›p Fakültesi,Pediatri Anabilim Dal›, Bursa
MATERYAL-METOD: Polen taneleri Lanzoni VPSS 2000 örnekleme
cihaz› kullan›larak yakalanm›fl ve ›fl›k mikroskobu kullan›larak tespit
edilmifltir. Çal›flmada 2005 y›l›nda Çocuk Allerji Poliklini¤ine çeflitli
flikayetlerle gelen 190 çocu¤a ait Skin Prick Test sonuçlar›
de¤erlendirilmifltir. Bu çocuklardan 83 tanesi k›z (%43,68) ve 107(%56,32)
tanesi de erkek çocuklar olup, yafllar› 5 ile 17 aras›ndad›r.
SONUÇ: Edirne ili atmosferinde 2005 y›l›nda tespit edilen polenlerin
%50,87’si odunsu bitkilere ait polenler, % 12,40’ › Gramineae polenleri
ve % 36,73’ ü de otsu bitkilere ait polenler olarak tespit edilmifltir.
Çal›flma süresi olan 2005 y›l›nda Edirne ili atmosferinde 55 taksona ait
polen tespit edilmifltir. Atmosferde en yo¤un görülen odunsu bitki polenleri
Servi A¤ac›(Cupressaceae/Taxaceae) (%9,60), Ç›nar A¤ac›(Platanus
sp.) (%8,09), Mefle a¤ac›(Quercus sp.) (%6,83), Çam A¤ac› (Pinus sp.)
(%4,55),Dut A¤ac› (Morus sp.) (%3,94), Diflbudak (Fraxinus sp.) (%
3,38), Sö¤üt (Salix sp.) (% 1,68), Kavak A¤ac› (Populus sp.) (%1,49)
ve Zeytin A¤ac› (Oleaceae) (% 1,43), a¤ac›d›r. Gramineae familyas›na
ait polenler %12,40 olarak tespit edilmifltir. En yo¤un görülen yabani ot
polenleri ise Chenopodiaceae/Amaranthaceae(%7,23) familyalar›na ve
Kuzukula¤›(Rumex sp.) (%4,81), Pelin Otu(Artemisia sp.) (%4,04)’ tür.
Skin Prick Test sonuçlar›na göre hastane baflvuran çocuklar›n %34,75’
i Gramineae polenlerine,% 6,38’ i Alnus sp. (K›z›la¤aç), %5,67’ si
Artemisia sp. polenlerine,%4,96 s› Urticaceae polenlerine, %4,96’ s›
Mefle(Quercus sp.),% 4,26’ s› Zeytin(Oleaceae) polenlerine,%4,26’s›
Sö¤üt(Salix sp.),%4,26’ s› Sinirli Ot (Plantago sp.),% 3,55’i Ceviz(Juglans
sp.),% 3,55'i F›nd›k(Corylus sp.), Karaa¤aç(Ulmus sp.), Ihlamur(Tilia
sp.),%2,84’ü Diflbudak(Fraxinus sp.) ve Hufl A¤ac›(Betula sp.) polenlerine
pozitif reaksiyon göstermifltir.
P-002
GASTROÖZEFAG‹AL REFLÜ HASTALI⁄I VE ALERJ‹K HASTALIKLAR
P-004
Celal Özcan1, Mustafa Erkoço¤lu1, Ersoy Civelek1, Hasan Demirkan2,
Hüseyin Tu¤rul Tiryaki2, Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji bölümü, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Cerrahi Bölümü, Ankara
KARS ‹L‹ ATMOSFER‹K POLENLER‹N BEL‹RLENMES‹NE YÖNEL‹K
ÖN ÇALIfiMA
Mustafa Kemal Altuno¤lu1, Adem B›çakç›2, Hulusi Malyer2, Fatma Günefl1,
Aycan Tosuno¤lu2, Nihat Sapan3
1
Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 36100 Kars
2
Uluda¤ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Görükle, Bursa
3
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Görükle Bursa
G‹R‹fi: Gastroözefagial reflü ile ast›m aras›ndaki iliflki karmafl›kt›r.
Gastroözefagial reflünün ast›ma efllik eden bir bulgu mu oldu¤u, ast›ma
neden mi oldu¤u veya ast›m› alevlendiren bir faktör mü oldu¤u sorular›
halen net olarak cevapland›r›labilmifl de¤ildir. Bu çal›flmada Çocuklarda
gastroözofagial reflü hastal›¤› (GÖRH) ile alerjik hastal›klar aras›nda
iliflki olup olmad›¤› araflt›r›lm›flt›r.
METOD: Haziran 2010 ile Haziran 2011 aras›nda 6 ay ile 17 yafl
aras›nda gastrointestinal ve/veya solunum flikayetleri nedeniyle
gastroözefagial reflü ön tan›s›yla Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Hematoloji-Onkoloji E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Cerrahi
Servisinde 24 saatlik pH monitörizasyonu yap›lan hastalara alerjik
hastal›klar›n› sorgulayan anket uyguland›. Bütün hastalar›n deri testleri
yap›l›p, tam kan say›m› ve spesifik IgE (karma ve Fx5) düzeyleri ölçüldü.
SONUÇLAR: Çal›flmaya yafl ortalamas› 7.8 ± 4.3 y›l olan ve % 49.5’i
erkek olan toplam 204 hasta al›nd›. Yirmi dört saatlik pH monitörizasyonu
yap›lan hastalar›n 97’sine (%47.5) GÖRH tan›s› konuldu. Reflüsü olan
hastalar ile olmayan hastalar aras›nda vizing, doktor tan›l› ast›m, doktor
tan›l› alerjik rinit, doktor tan›l› egzema, besin alerji ve anne ve/veya
babada ast›m öyküleri yönünden istatistiksel olarak anlaml› fark
saptanmad›. Reflüsü olanlar›n %20.6’s›na, reflüsü olmayanlar›n
%26.2’sine ast›m tan›s› konuldu. Ancak istatistiksel olarak anlaml› fark
yoktu (P=0.351). Reflüsü olan hastalarda besin (Fx5) spesifik IgE
pozitifli¤i reflüsü olmayanlara göre daha fazla idi (P=0.048).
Atmosferde bulunan aeroallerjenler aras›nda polenler önemli yer tutmakta
ve alerjik ast›m, rinit ve konjuktivit gibi önemli rahats›zl›klar›n ortaya
ç›kmas›na neden olan faktörler aras›nda yer almaktad›r. Polenlerin
atmosferdeki yo¤unluklar› tespit edilerek polen takvimlerinin haz›rlanmas›
duyarl› bireylerin tan› ve tedavilerinde yararl› olmaktad›r.
Bu çal›flmada ülkemizin Do¤u Anadolu Bölgesinin Kuzey Do¤usunda
yer alan Kars ili atmosferik polenlerin belirlenmesine yönelik bir ön
çal›flma yap›lm›flt›r.
Bu çal›flma 04 May›s 2011 tarihinde bafllayan ve halen devam etmekte
olan bir çal›flmad›r. Çal›flmada Lanzoni VPPS cihaz› ile May›s - Temmuz
aylar› aras›ndaki üç ayl›k dönemde elde edilen polen verileri
de¤erlendirmeye al›narak Kars atmosferde bulunan polenlerin gün
içerisinde de¤iflimleri belirlenmifltir.
Çal›flmam›zda May›s ve Temmuz aylar› aras›ndaki dönemde en yo¤un
olarak tespit edilen odunsu bitkilere ait taksonlar; Pinaceae, Betula sp.
(hufl a¤ac›), Fraxinus sp. (diflbudak) ve otsu bitkilere ait taksonlar ise;
Gramineae, Cyperaceae, Rumex sp.(kuzu kula¤›) ve Artemisia sp.
(pelinotu) olarak tespit edilmifltir.
36
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
ALLERJ‹DE TANI YÖNTEMLER‹
P-005
P-007
PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹KLER VE ALERJ‹K HASTALIKLAR
ÜÇ YAfiINDAN ÖNCE TEKRARLAYAN HIfiILTI ‹LE BAfiVURAN
ÇOCUKLARIN KL‹N‹K ‹ZLEM‹ VE ALTI YAfiINDAN SONRA TEKRAR
DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹: YEN‹ B‹R ASTIM TAHM‹N ‹NDEKS‹
Celal Özcan, Mustafa Erkoço¤lu, Ersoy Civelek, Ayfle Metin,
Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Ankara
Ramazan Keçeci1, ‹smail Reisli2, Hayriye Nermin Keçeci1, Mine K›raç2,
Bahar Göktürk2, Sevgi Kelefl2
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Bilim Dal›, Konya
G‹R‹fi: Primer immün yetmezlikli olgularda otoimmün ve malign
hastal›klar›n yan› s›ra allerjik hastal›klara da e¤ilim oldu¤u bilinmektedir.
Bu grup içinde en s›k ast›m olmak üzere allerjik rinit, konjunktivit, ürtiker,
atopik dermatit ve besin allerjileri rapor edilmektedir. Bu çal›flmada
primer immün yetmezlik tan› gruplar›nda atopi ve alerjik hastal›k s›kl›¤›n›
ve aralar›nda farkl›l›k olup olmad›¤›n› araflt›rd›k.
METOD: Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji
E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk ‹mmünolojisi ve Alerji hastal›klar›
klini¤inde primer immün yetmezlik tan›s›yla takipli olan hastalar›n ve
ailelerinin alerjik hastal›k semptom (ast›m, alerjik rinit, atopik dermatit,
besin alerjisi) öyküleri al›n›p, hastalar›n deri testleri yap›ld›.
SONUÇLAR: Çal›flmaya yafl ortalamas› 6.9 ± 4.9 y›l olan ve % 65.5’i
erkek olan toplam 278 hasta al›nd›. Hastalar›n %84.9’unda humoral
(antikor eksikli¤i) immün yetmezlik, %10.1’inde hücresel immün yetmezlik,
%4.3’ünde fagosit say› veya ifllev bozuklu¤u ve %0.7’sinde kompleman
eksikli¤i vard›. Bütün hastalar›n %66.2’sinde en az bir kez vizing öyküsü,
%42.9’unda alerjik rinit öyküsü, %27.7’sinde atopik dermatit öyküsü,
%14’ünde besin alerji öyküsü, %15.5’inde doktor tan›l› ast›m, %6.1
doktor tan›l› alerjik rinit öyküsü, %3.2’sinde doktor tan›l› egzema öyküsü
ve %18’inde deri testi pozitifli¤i vard›. Humoral immün yetmezli¤i olanlarda
vizing, alerjik rinit ve doktor tan›l› alerjik rinit öyküleri hücresel immün
yetmezli¤i olanlardan daha fazla iken (P=0.042, P=0.030, P=0.050),
besin alerjisi öyküsü hücresel immün yetmezli¤i olanlarda daha fazlayd›
(P=0.006).
TARTIfiMA: Primer immün yetmezli¤i olan hastalarda alerjik hastal›k
semptom öyküsü ve deri testi pozitifli¤i genel toplumdan daha yüksek
oldu¤u görülmektedir. Bu nedenle primer immün yetmezli¤i olan hastalar›n
alerjik hastal›k yönünden de de¤erlendirilmesi gerekmektedir.
G‹R‹fi: Alt› yafl alt›nda cocuklarda ast›m tan›s› koymak, bu yafl grubunda
görülebilen h›fl›lt›yla iliflkili de¤iflik fenotipler nedeniyle zordur.Bu nedenle
erken çocukluk döneminde tekrarlayan h›fl›lt›yla baflvuran çocuklar›n,alt›
yafl›ndan sonra tekrar de¤erlendirilmesi önemlidir.Martinez ve arkadafllar›
taraf›ndan yap›lan çal›flmada bu çocuklar›n hangisinde ileride ast›m
geliflece¤ini tespit edebilmek için ast›m tahmin indeksi(AT‹) gelifltirilmifl
fakat bu indeksin özgüllük ve duyarl›l›k oran› düflük bulunmufltur.Biz
çal›flmam›zda duyarl›l›k ve özgüllü¤ü daha yüksek olan yeni bir AT‹
gelifltirmeyi amaçlad›k.
YÖNTEM: Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji‹mmunoloji poliklini¤ine ilk üç yafl içinde en az üç kez h›fl›lt› ata¤› geçirme
flikayetiyle baflvuran 208 h›fl›lt›l› çocuk çal›flmaya dahil edildi.Çal›flmaya
al›nan hastalar›n dosyalar›, alt› yafl sonras›nda retrospektif olarak
de¤erlendirildi.Daha önce kullan›lan ATI’den faydalanarak ve kendi
hasta grubumuzda ast›m için tespit etti¤imiz bütün risk faktörlerini lojistik
regresyon yöntemiyle de¤erlendirerek yeni bir AT‹ oluflturuldu.
BULGULAR: Çocuklar›n 65’i(%31,3) k›z, 143’ü(%68,7) erkekti.Erkek
cinsiyet, tüm h›fl›lt› fenotiplerinde yüksek oranda idi.H›fl›lt› fenotiplerinden
geçici erken h›fl›lt› 107(%51,4), nonatopik h›fl›lt› 28(%13,5) ve atopik
h›fl›lt› 73(%35,1) çocukta saptand›. Allerjik rinit, birinci derece akrabalarda
ast›m olmas›, evde hayvan besleme, baflvuru an›nda total serum IgE’nin
50IU/ml’den yüksek olmas›, prik testi veya spesifik IgE’de solunum yolu
allerjenleri ile duyarlanma, ilk üç yaflta geçirilen h›fl›lt› ata¤›n›n beflten
fazla olmas›, h›fl›lt› bafllama yafl›n›n 9aydan büyük olmas› ast›m geliflimi
için risk faktörleri olarak bulundu.Oluflturdu¤umuz AT‹ duyarl›l›¤› %83,
özgüllü¤ü %90.7, pozitif prediktif de¤eri 89,2, negatif prediktif de¤er
%85,2 idi.
SONUÇ: Oluflturdu¤umuz AT‹’nin tekrarlayan h›fl›lt› ile baflvurmufl
çocuklara tarama testi olarak kullan›lmas› ile bu çocuklardan hangisinin
gelecekte ast›m olaca¤›n› ay›rt etmenin ve erken müdahale stratejileri
gelifltirilerek hastal›¤›n do¤al seyrini de¤ifltirmenin mümkün olabilece¤ine
inan›yoruz.
P-006
2011 YILINDA ANKARA ‹L‹ ATMOSFER‹NDE BULUNAN BAZI MANTAR
SPORLARI
‹lginç K›z›lp›nar Temizer 1 , Cahit Do¤an 1 , Cans›n Saçkesen 2 ,
Ayfer Tuncer2
1
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim
Dal›, Ankara
2
2Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal› Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
P-008
MARMARA BÖLGES‹NDE YAfiAYAN ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ÇOCUKLARIN
Y‹YECEKLER VE HAVADA UÇUfiAN ALLERJENLERE KARfiI
DUYARLILIK PREVALANSI
AMAÇ: Atmosferde bulunan baz› mantar sporlar› kuvvetli allerjik
semptomlara yol açmaktad›r. Allerjik hastal›klar, toplumda hem para ve
zaman hem de emek aç›s›ndan kay›plara neden olmaktad›r. Bu
araflt›rmada, mantar sporlar›na ba¤l› olarak geliflen allerjik semptomlara
yönelik etkin tedavilerin uygulanmas› ve gerekli çevresel önlemlerin
al›nmas› için Ankara ili atmosferinde bulunan mantar sporlar›n›n ait
oldu¤u taksonlar ve bu taksonlara ait sporlar›n aylara göre yo¤unluklar›
belirlenmifltir.
MATERYAL-METOD: 1 Ocak-1 Eylül 2011 tarihleri aras›nda Ankara
ili atmosferinde bulunan sporlar “Burkard spor ve polen tutma aleti” ile
haftal›k olarak toplanm›fl ve günlük daimi preparatlar haline getirilmifltir.
Bu preparatlarda tan›mlanan sporlar›n miktar›, m3 hacime düflen say›ya
dönüfltürülerek kaydedilmifltir.
BULGULAR: Ankara ili atmosferinde, Capnodiales ordosundan
Cladosporium, Ustilaginales ordosundan Ustilago, Saccharomycetales
ordosundan Torula ile Pleosporales ordosundan Alternaria, Drechslera,
Epicoccum, Pithomyces, Leptosphaeria, Curvularia ve Venturia cinslerine
ait sporlar teflhis edilmifltir. Çal›fl›lan süre içerisinde bu 10 farkl› taksona
ait 129674 adet spor say›lm›flt›r. Ankara ili atmosferinde teflhis edilen
bu sporlar›n % 69.92’sinin Cladosporium’a, % 11.57’sinin Alternaria’a,
% 8.17’sinin Ustilago’ya ve % 10.34’ünün ise di¤er taksonlara ait oldu¤u
belirlenmifltir. Ankara ili atmosferinde görülen bu mantar sporlar›n›n,
45677 adet ile haziran ay›nda en yüksek seviyeye ulaflt›¤› tespit edilmifltir.
Ayr›ca, mantar sporlar›n›n ocak ay›nda ise toplam 167 adet ile en düflük
seviyede bulundu¤u saptanm›flt›r.
SONUÇ: Bu çal›flma sonuçlar›, Ankara ilinde bulunan allerji uzmanlar›na
oluflturulacak allerjen panellerin düzenlenmesinde faydal› bilgiler
sunacakt›r.
Öner Özdemir 1 , Metin Trabzon 2 , Murat Sürücü 1 , Fatih Mete 3
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji
ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
2
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
3
TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤›
ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul
1
G‹R‹fi: Türkiye’nin farkl› bölgelerinde azda olsa yap›lan bu tür prevalans
çal›flmalar› olmas›na ra¤men, baz› alerjenlere karfl› duyarl›l›k oranlar›
hala kesin olarak bilinmemektedir. Bu çal›flman›n amac› Türkiye’nin
geliflmifl bat› bölgesinde çocukluk alerjik rinitinde ne çeflit alerjenlerin
duyarl›l›kta rol ald›¤›n›n saptanmas›d›r.
HASTALAR ve YÖNTEMLER: 406 Allerjik rinitli çocuk alerjik yönden
de¤erlendirilmesi için bize gönderildi. Ortalama yafl 6,7 y›l (1-17 yafl)
bulundu. 145 k›z, 261 erkek hasta kay›t edildi. Alerjik rinitli çocuklar›n
30’unda ast›m, 15’inde atopik dermatit, 39’unda sinuzit, 39’unda konjunktivit
birlikte saptand›. Allergo-Pharma’dan temin edilen ekstraktlar ve Multitest–II aparat› ile deri prick testleri (DPT) gerçeklefltirildi. Pozitif ve negatif
kontroller kullan›l›p, 20 dakika beklendikten sonra de¤erlendirme yap›ld›.
DPT de¤erlendirme ölçütlerimiz flöyledir: Histamin yan›t› (pozitif kontrol)
ve histamine eflit pozitif bir yan›t (3+)’e karfl›l›k gelmektedir. Histamin
de¤erinden az yan›tlar ise çal›flmam›zda <(3+) olarak görülmektedir.
37
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-008 Devamı
P-010 (devam›)
Prick Testlerin De¤erlendirme Sonuçlar›: (+/++) ve (+++) herhangi bir
allerjen duyarl›l›¤› 209/406 (%51,5) oran›nda saptand›.
<(3+) duyarl›l›k akarlar (26/404: %6,4), hayvanlar (50/401: %12,5), otlar
(21/343: %6,2), a¤aç polenleri (29/349: %8,3), küfler (44/397: %11,1),
yiyeceklere karfl› (18/42: %42,9) oranlar›nda bulundu.
Ek olarak >=(3+) duyarl›l›k akar grubunda (75/404: %18,6), hayvanlara
karfl› (38/401: %9,5), otlar (50/343: %14,6), a¤aç polenleri grubunda
(25/349; %7,6), küflerde (25/397: %6,3), yiyeceklere karfl› (3/42: %7,1)
oranlar›nda saptand›.
SONUÇ: Beklendi¤i gibi allerjik rinitli hastalarda ço¤unlukla akar, hayvan
allerjenlerine ve polenlere karfl› önemli oranda duyarl›l›k saptand›. Ayr›ca
Türkiye geneline göre yüksek say›labilecek duyarl›l›k oran›, bize
yönlendirilen hastalar›n k›smen seçilerek gelmesiyle –refere edilmesiyleilgili olabilir.
G‹R‹fi: Türkiye’nin farkl› bölgelerinde azda olsa yap›lan bu tür
prevalans çal›flmalar› olmas›na ra¤men, baz› alerjenlere karfl› duyarl›l›k
oranlar› hala kesin olarak bilinmemektedir. Bu çal›flman›n amac›
Türkiye’nin geliflmifl bat› bölgesinde çocukluk ça¤› atopik dermatit
ve/veya g›da alerjisinde ne çeflit alerjenlerin duyarl›l›kta rol oynad›¤›n›n
saptanmas›d›r.
HASTALAR ve YÖNTEMLER: 231 Atopik Dermatit ve/veya G›da
Allerjisi olan çocuk hasta alerjik yönden de¤erlendirilmesi için bize
gönderildi. Ortalama yafl 3,1 y›l (0,25-14 yafl) bulundu. 112 k›z,
119 erkek hasta kay›t edildi. Atopik Dermatit ve/veya G›da Allerjisi
olan çocuklar›n 5’inde allerjik rinit, 3’ünde ast›m bronflit birlikte
saptand›. Allergo-Pharma’dan temin edilen ekstraktlar ve Multitest–II aparat› ile deri prick testleri (DPT) gerçeklefltirildi. Pozitif ve
negatif kontroller kullan›l›p, 20 dakika beklendikten sonra
de¤erlendirme yap›ld›. DPT de¤erlendirme ölçütlerimiz flöyledir:
Histamin yan›t› (pozitif kontrol) ve histamine eflit pozitif bir yan›t
(3+)’e karfl›l›k gelmektedir. Histamin de¤erinden az yan›tlar ise
çal›flmam›zda <(3+) olarak görülmektedir.
Deri Prick Testlerin De¤erlendirme Sonuçlar›: (+/++) ve (+++)
herhangi bir alerjen duyarl›l›¤› 84/231 (%36,4) oran›nda saptand›.
<(3+) duyarl›l›k; akarlar (12/122: %9,8), hayvanlar (19/117: %16,2),
otlar (9/61: %14,8), a¤aç polenleri (5/62: %8,06), küfler (5/111:%4,5),
yiyeceklere karfl› (29/204: %14,2) bulundu.
Ek olarak >=(3+) duyarl›l›k; akar grubunda (17/122: %13,9), hayvanlara
karfl› (9/117: %7,7), otlar (6/61: %9,8), a¤aç polenleri grubunda (3/62:
%4,8), küflerde (9/111: %8,1), yiyeceklere karfl› (28/204: %13,7)
oranlar›nda saptand›.
SONUÇ: ‹lginç biçimde; bu hastalarda sadece klasik yiyecek alerjenlerine
de¤il, hatta toplamda en az onlar veya daha fazla oranda yiyecek d›fl›
alerjenlere - akar, polen ve hayvanlara- karfl› duyarl›l›k vard›.
P-009
MARMARA BÖLGES‹NDE YAfiAYAN ASTIMLI ÇOCUKLARIN
Y‹YECEKLER VE HAVADA UÇUfiAN ALLERJENLERE KARfiI
DUYARLILIK PREVALANSI
Öner Özdemir 1 , Metin Trabzon 2 , Murat Sürücü 1 , Fatih Mete 3
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji
ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
2
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
3
TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤›
ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul
1
G‹R‹fi: Türkiye’nin farkl› bölgelerinde azda olsa yap›lan bu tür prevalans
çal›flmalar› olmas›na ra¤men, baz› allerjenlere karfl› duyarl›l›k oranlar›
hala kesin olarak bilinmemektedir. Bu çal›flman›n amac› Türkiye’nin
geliflmifl bat› bölgesinde çocukluk ast›m bronflitinde ne çeflit alerjenlerin
duyarl›l›kta rol ald›¤›n›n saptanmas›d›r.
HASTALAR ve YÖNTEMLER: 278 Ast›m bronflitli çocuk alerji
de¤erlendirilmesi için bize gönderildi. Ortalama yafl 4,9 y›l (0,5-16 yafl)
bulundu. 96 k›z 182 erkek hasta kay›t edildi. Ast›m bronflitli çocuklar›n
5’inde allerjik rinit birlikte saptand›. Allergo-Pharma’dan temin edilen
ekstraktlar ve Multi-test–II aparat› ile deri prik testleri (DPT) gerçeklefltirildi.
Pozitif ve negatif kontroller kullan›l›p, 20 dakika beklendikten sonra
de¤erlendirme yap›ld›. DPT de¤erlendirme ölçütlerimiz de flöyle idi:
Histamin yan›t› (pozitif kontrol) ve histamine eflit pozitif bir yan›t (3+)’e
karfl›l›k gelmektedir. Histamin de¤erinden az yan›tlar ise çal›flmam›zda
<(3+) olarak görülmektedir.
Deri Prick Testlerin De¤erlendirme Sonuçlar›: (+/++)ve (+++) herhangi
bir alerjen duyarl›l›¤› 169/278 (%60,8) oran›nda saptand›.
<(3+) duyarl›l›k akarlar (22/277: %7,9 ), hayvanlar (31/276:%11,2), otlar
(9/212:%4,2), a¤aç polenleri (17/213:%8), küfler (31/275:%11,3),
yiyeceklere karfl› (3/16:%18,7) oranlar›nda bulundu.
Ek olarak >=(3+) duyarl›l›k akar grubunda (51/277: %18,4), hayvanlara
karfl› (19/276: %6.9), otlar (14/213: %6,5), a¤aç polenleri grubunda
(14/213: %6,6), küflerde (13/275: %4,7), yiyeceklere karfl› (0/16: %0)
oranlar›nda saptand›.
TARTIfiMA: Beklendi¤i gibi ast›m bronflitli çocuklarda ço¤unlukla akar,
hayvan allerjenleri ve a¤aç polenlerine karfl› önemli derecede duyarl›l›k
saptand›. Ayr›ca yüksek duyarl›l›k oran›, bize yönlendirilen hastalar›n
k›smen seçilerek/ refere edilerek gelmesiyle iliflkili olabilir.
P-011
ÜLKEM‹ZDE ASTIM VE/VEYA ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ER‹fiK‹N
HASTALARDA M‹N‹MUM DER‹ PR‹K TEST PANEL‹
fiule Cömert, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›,
Eriflkin Allerji Birimi, Ankara
G‹R‹fi: IgE arac›l› hastal›klarda sensitize olgular›n saptanabilmesi için
gerekli allerjen say›s› ve tiplerinin tespiti, demografik çal›flmalar ve fiyatetkinlik yönünden önem tafl›maktad›r. Bu çal›flman›n amac›, solunumsal
allerjik yak›nmalarla baflvuran eriflkin hastalarda sensitize olgular›n en
az %95’ini saptayabilmek için kullan›lmas› gereken minimum deri prik
testi allerjen panelinin belirlenmesidir.
METOD: 1991-2005 y›llar› aras›nda klini¤imize ast›m ve/veya rinit
nedeniyle baflvuran 7492 hastan›n deri prik testi sonuçlar› retrospektif
olarak incelendi. Hastalar›n tamam›nda 7 allerjen (Phleum, D.
pteronyssinus, Artemisia, Olea, Parietaria, Betula, Corylus), 4202
tanesinde ise 13 allerjen (önceki 7 allerjene ek olarak, kedi, köpek,
at, alternaria, aspergillus ve populus) test edilmiflti. Her iki grupta da,
en yüksek prevalansta test pozitifli¤i saptanan allerjen al›narak, daha
sonra bu allerjenin d›flland›¤› grupta en yüksek sensitizasyon prevalans›
veren allerjen listeye eklendi. Tüm allerjenler al›n›ncaya dek algoritma
bu flekilde sürdürüldü. Her allerjenin katk› pozitiflik yüzdesi ve tüm
test pozitifler içindeki katk› yüzdesi hesapland›. Analiz edilen grupta
test pozitifli¤ine katk› yüzdesi toplam %95 saptanan allerjen grubu
belirlendi.
SONUÇLAR: 7492 hastan›n %70.5’i kad›n, ortalama yafllar› 36.20 +
12.72 idi. 7 allerjenin test edildi¤i 7492 hastan›n 2417’sinde (%32.26),
13 allerjenin test edildi¤i 4202 hastan›n 1879’unda (%44.72) en az bir
allerjen pozitifli¤i vard›. 7 allerjen grubunda 3 allerjenin (Phleum, D.
pteronyssinus, Artemisia), 13 allerjen grubunda ise 4 allerjenin (Phleum,
D. pteronyssinus, Artemisia, Olea) sensitize hastalar›n en az %95’ini
saptamada yeterli oldu¤u tespit edildi.
ÇIKARIM: Solunumsal allerjik yak›nmalarla baflvuran eriflkin hastalarda
3 veya 4 allerjenden oluflan bir deri prik testi panelinin uygulanmas›,
sensitize olgular›n ço¤unun saptanmas› yönünden yeterli olmaktad›r.
P-010
MARMARA BÖLGES‹NDE YAfiAYAN ATOP‹K DERMAT‹T VE/VEYA
GIDA ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARIN Y‹YECEKLER VE HAVADA
UÇUfiAN ALLERJENLERE KARfiI DUYARLILIK PREVALANSI
Öner Özdemir 1 , Metin Trabzon 2 , Murat Sürücü 1 , Fatih Mete 3
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji
ve Alerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
2
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
3
TC ‹stanbul Fizik Tedavi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤›
ve Hastal›klar› Klini¤i, Bahçelievler, ‹stanbul
1
38
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-012
P-014
SOLUNUM YOLU ATOP‹K HASTALIKLARINDA ALLERJ‹K DUYARLANMAYI
DE⁄ERLEND‹REN DERI PR‹CK TEST‹N‹ TAHM‹N MODELLER‹
ÇOCUKLUK ÇA⁄I KRON‹K VE D‹RENÇL‹ SOLUNUM YOLU
PROBLEMLER‹NDE BRONKOSKOP‹K DE⁄ERLEND‹RME: 1022
VAKANIN ANAL‹Z‹
Ebru Çelebio¤lu1, Ahmet U¤ur Demir2, Gül Karakaya1, Ali Fuat Kalyoncu1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›,
Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Ankara
1
Erkan Çak›r 1 , Arif Kut 2 , Levent Midyat 2 , Mustafa Nursoy 3
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar›
Bilimdal›, ‹stanbul
2
Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi
Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul
3
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal›,
‹stanbul
1
AMAÇ: ‹mmünoglobülin E (IgE) arac›l› allerji tan›s›, klinik öykü ve uygun
allerjenlerle yap›lan deri prick test (DPT), in vitro allerjen spesifik IgE
ölçümü ve baz› durumlarda provokasyon testlerine dayan›r. Bu çal›flman›n
amac›, ast›m› ve/veya persistan/intermitan riniti olan hastalar aras›nda,
DPT sonucu pozitif olanlar› baflar›l› bir flekilde öngörebilmek için hastan›n
klinik bilgilerine dayanan, günlük klinik pratikte kolay uygulanabilecek
bir tahmin modeli oluflturmakt›r.
GEREÇ-YÖNTEM: Kas›m 2009- May›s 2011 tarihleri aras›nda klini¤imize
ilk kez müracaat eden ast›m ve/veya persistan/intermitan rinit tan›s› alan
369 hasta prospektif olarak de¤erlendirildi. S›ras›yla müracaat eden ve
çal›flmaya kat›lmay› kabul eden hastalara, taraf›m›zdan oluflturulan ve
allerjik duyarlanmay› de¤erlendirmeye yönelik bir anket formu dolduruldu.
Tüm hastalara DPT yap›ld›. Çal›flman›n ana sonuçlar› olan atopi, polen,
ev tozu akar›, kedi/köpek duyarl›l›¤› ile di¤er etkenlerin iliflkisi duyarl›l›k
ve özgüllük yüzdeleri ile incelendi. Duyarl›l›k ve özgüllük yüzdeleri 90 ve
üzerinde olan etkenler çoklu lojistik regresyonda atopi, polen duyarl›l›¤›
ve ev tozu akar› duyarl›l›¤›n› tahmin etmek için analiz edildi.
BULGULAR: DPT sonucunu, ev tozu akar› ve polen duyarl›l›¤›n› tahmin
etmek için ayr› ayr› tahmin modelleri, tüm hastalar ve erkek hastalar
için ayr›ca oluflturuldu. Kad›n hastalar için ise yeterli say›da etken
bulunamad›¤› için polen allerjisi tahmin modeli oluflturuldu.
SONUÇ: Solunum yolu hastal›klar›nda, allerjik hastalar› ay›rt etmede
kullan›labilecek DPT, ev tozu akar› ve polen duyarl›l›¤› tahmin modelleri
oluflturuldu. Bu modeller özellikle allerji klini¤i d›fl›, solunum yolu atopik
hastal›klar›n›n de¤erlendirildi¤i genel kliniklerde kullan›labilir. Bu konuda
yap›lacak sonraki araflt›rmalarla daha duyarl› tahmin modelleri
oluflturulabilece¤i ve bu tahmin modellerinin prospektif çal›flmalarla
valide edilmesi gerekti¤i düflünülmüfltür.
G‹R‹fi-AMAÇ: Fleksibl bronkoskopi (FB) çocukluk ça¤›nda giderek
artan tarzda ve güvenle kullan›lmaktad›r. FB’un kullan›m endikasyonlar›n›n
ve klinik sonuçlar›n›n bilinmesi çocuk solunum yolu hastal›klar›n›n daha
do¤ru ve h›zl› tan› alabilmesini sa¤layacakt›r. Çal›flmam›zda FB
endikasyonlar› ve klinik sonuçlar›n›n ortaya konmas› amaçlanm›flt›r.
METOD: 2007-2011 tarihleri aras›nda yapt›¤›m›z FB vakalar› retrospektif
olarak incelenmifltir. Toplam 1022 vaka çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar›n
ortalama yafl› 5.6±4.7 ay olup (1 ay-17 yafl aras›), ortanca flikayet süresi
6 ay (1-120 ay aras›) olarak bulunmufltur. En s›k FB endikasyonlar›
sebebi aç›klanamayan kronik öksürük (%33), persistan h›r›lt› (%32),
persistan infiltrasyon (%27), atelektazi (%11), tedaviye dirençli reaktif
hava yolu hastal›¤›-ast›m (%9), stridor (%8), hemoptizi ( %6) ve tüberküloz
(%8) iken daha nadir olarak ta akci¤erde kitle ve lenfadenopati, lokalize
bronflektazi, lokalize havalanma art›fl› ve rekürren krup sebebi ile de
FB yap›lm›flt›r. FB sonucu (%40) hastada normal olarak bulunmufltur.
FB’de en s›k rastlanan patolojik bulgular ise hava yolu malazik hastal›klar›
(%25), pürülan sekresyon (%12.3), yabanc› cisim aspirasyonu (%4.4),
endobronfliyal tüberküloz (%4) olarak bulunmufl olup daha nadiren de
bronfla d›fltan bas›, konjenital anomaliler, mukus t›kac›, kist hidatik
membran› gibi patolojiler görülmüfltür.
SONUÇ: Olgu serimiz ülkemizde bu konuda yap›lm›fl en büyük
serilerdendir. Çal›flmam›z da FB’un do¤ru endikasyonda h›zl› ve do¤ru
teflhise yard›mc› olan yüksek de¤erli bir tan› arac› oldu¤u görülmüfltür.
P-013
P-015
ALERJ‹K R‹N‹T TANISIYLA ‹ZLENEN HASTALARIN TOTAL IgE VE
SPES‹F‹K ALLERJEN TEST SONUÇLARININ KARfiILAfiTIRILMASI
SA⁄LIKLI ÇOCUKLARDA BAZAL SERUM TR‹PTAZ DÜZEYLER‹:
YAfi VE C‹NS‹YET ‹L‹fiK‹S‹N‹N BEL‹RLENMES‹
Musftafa Önder Uzun 1 , Keramettin Yan›k 2 , Osman Ayd›n 2 ,
Mehmet Mustafa Erdo¤an1, Y›lmaz Bacanak2
1
fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi KBB Klini¤i, Amasya
2
fierefeddin Sabuncuo¤lu Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuar›, Amasya
Ümit Murat fiahiner 1 , S. Tolga Yavuz 1 , Betül Büyüktiryaki 1 ,
Özlem Tekflam2, Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1, Ayfer Tuncer1,
Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, 06100 S›hhiye,
Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Genel Pediatri Klini¤i ve Acil Ünitesi, 06100
S›hhiye, Ankara
AMAÇ: Allerji çocuklarda ve yetiflkinlerde önemi son y›llarda daha da
artan önemli allerjik rinit, ast›m, anafilaksi gibi ciddi hastal›klar› tetikleyen
halk sa¤l›¤› sorundur. Allerjiye neden olan etyolojik ajanlar çok çeflitli
oldu¤undan etkenin ortaya konmas› korunma ve tedavide önemlidir.
Alerjik hastal›klara karakterize bilinen antijenler için total immünoglobulin
(Ig)E ve spesifik IgE’lerin varl›¤› tan›y› do¤rulamada önemli bir
parametredir. Tek bafl›na çal›fl›lan bu testlerin bazen yan›lt›c› sonuçlar›
olmaktad›r. Çal›flmam›zda, allerjik rinit tan›s›yla istenilen total IgE ve
baz› spesifik allerjen testlerinin sonuçlar›n› de¤erlendirmeyi ve bu
testlerin sonuçlar›n› tan› de¤erini karfl›laflt›r›lmay› amaçlad›k.
YÖNTEM: 2011 y›l›nda hastanemiz KBB poliklini¤ine alerjik rinit flikâyetleri
ile baflvuran 184 hasta çal›flmaya al›nd›. Bu hastalar 170’i(%92,4) çocuk,
14’i yetiflkindi. Bu hastalara ait serum örneklerine, Hycor 288 cihaz›nda
Total IgE testi ve g›da ve solunum panelinden oluflan 40 spesifik alerjen,
RIDA AllergyScree(r-bio¤harml) kiti kullan›larak çal›fl›ld›.Total IgE için
100 IU/mL üzerindeki de¤erler, spesifik alerjenler için ise Clas1’den
yüksek de¤erler pozitif kabul edildi.
BULGULAR: 184 hastan›n 54’ünü(%29,3) Total IgE testi s›n›r de¤erin
üstünde pozitif geldi.Bu hastalar›n ço¤u erkek çocuklardan oluflmaktayd›.
Total IgE testi düflük olanlar ise k›z çocuklar›ndan oluflmaktayd›. Total
IgE testi s›n›r de¤erden yüksek pozitif olanlar›n sadece 9’unda(%16,6)
spesifik allerjen tespit edilirken di¤er hastalarda çal›fl›lan allerjenlerden
herhangi birinde pozitifli¤e rastlanmad›. Total IgE testi s›n›r de¤erden
düflük olan 130 hastan›n 23’ünde(%17,8) spesifik alerjen tespit edilirken
di¤er hastalarda çal›fl›lan alerjenlerden herhangi birinde pozitifli¤e
rastlanmad›.
SONUÇ: Hastalar›m›z›n ço¤unlukla solunum alerjenleri için hassas
bünyeye sahip oldu¤u görüldü. Her nekadar çal›fl›lan spesifik alerjenlerle
s›n›rl› olsa da Spesifik IgE ve Total IgE test sonuçlar› ile tek bafl›na
allerji tan›s› konmas› zordur. Bu iki testin birlikte de¤erlendirilesi imkanlara
göre deri tetsiyle desteklenmesi kan›s›na var›ld›.
G‹R‹fi-AMAÇ: Serum nötral mast hücre proteaz› olan triptaz, mast
hücre aktivasyonu ve klonal ekspansiyonun gösterilmesinde belirteç
olarak kullan›lmaktad›r. Sistemik anafilaksi serum triptaz düzeylerinin
yükselmesi ile dokümante edilebilir. Eriflkinlerde total bazal serum
triptaz›n›n (BST) normal de¤erleri bilinmesine ra¤men allerjik olmayan
sa¤l›kl› çocuklarda bu de¤erlere ait veriler 0-1 yafl aral›¤› ile s›n›rl›d›r.
Bu çal›flmada sa¤l›kl› çocuklarda BST düzeylerinin belirlenmesi yan›nda
yafl ve cinsiyetin buna etkisi araflt›r›lm›flt›r.
YÖNTEM: Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi genel pediatri poliklini¤ine
genel sa¤l›k kontrolü ve triptaz düzeyini etkilemedi¤i bilinen nedenlerle
getirilen 113 çocuk bu çal›flmaya dahil edildi. Çocuklardan al›nan kan
örneklerinde bazal serum triptaz düzeyleri Uni-CAP yöntemi ile ölçüldü.
BULGULAR: Çal›flmaya al›nan 113 çocu¤un yafllar› 2 ay ile 10 y›l
aras›ndayd›; ortanca (çeyrekler aras›) 3.36 (1.95-5.70) y›l; erkek/k›z=68/45
(%60.2/%39.8) idi. Bazal serum triptaz düzeyleri tüm grupta 3.30 ng/ml
(2.38-4.36); erkeklerde 3.49 ng/ml (2.56-4.64) ve k›zlarda 2.91 ng/ml
(2.16-4.16) bulundu (p=0.12). Yafllara göre tüm grup analiz edildi¤inde
BST de¤erlerinde yaflla ters orant›l› olarak hafif bir düflme oldu¤u (r=0.259, p=0.006); bu düflmenin esas olarak k›z çocuklar›ndan
kaynakland›¤› (r= -0.282, p=0.02); erkeklerde ise BST de¤erleri ile yafl
aras›nda anlaml› korelasyon olmad›¤› görüldü. En yüksek BST de¤erleri
0-1 yafl grubunda belirlendi (tüm 0-1 yafl grubu 4.67 ng/ml (4.04-6.39);
erkeklerde 5.34 (4.04-6.39); k›zlarda 4.48 (3.23-16.26)).
SONUÇ: Sa¤l›kl› çocuklardaki BST düzeyleri eriflkinlerdekine benzerdir.
Yaflla birlikte hafif düflme e¤ilimi göstermektedir. K›zlarda BST de¤erleri
erkeklere göre anlaml› olmamakla birlikte daha düflük düzeylerde belirlenmifltir.
39
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 1
P-016
P-018
KEÇ‹ SÜTÜ ‹NEK SÜTÜ ALLERJ‹S‹NDE ALTERNAT‹F OLAB‹L‹R M‹?
ANKARA ‹L‹ DEVLET ‹LKÖ⁄RET‹M OKULLARI ‹K‹NC‹ KADEMEDE
ANKET YÖNTEM‹ ‹LE IgE ARACILI BES‹N ALLERJ‹S‹ SIKLI⁄I
Canan fiule Turgut, ‹lker Günay, Hikmet Tekin Nacaro¤lu, Demet Can
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma
Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir
Aysenur Kaya, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflegül Akan, Ersoy Civelek,
Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
G‹R‹fi: Keçi sütünün son y›llarda piyasada artan miktarlarda yayg›n
olarak bulunmas› inek sütü alerjisi olgular›n›n aileleri taraf›ndan yeni bir
seçenek gibi görülmeye bafllanm›flt›r. ‹nek sütü alerjisi tan›s› alan
olgularda uygulanan eliminasyonun beslenme üzerindeki olumsuz
etkilerini ortadan kald›rabilmek için aileler keçi sütünü kullanmak
istemektedir.Ancak keçi sütü alerjisi inek sütü alerjisi vakalar›nda yayg›n
olarak görülmekte, %70’lerin üzerinde birliktelik bildirilmektedir. Bu
çal›flmada keçi sütünün inek sütü alerjisi olan olgular›m›zda ne derece
kullan›labilir oldu¤unu göstermek istedik.
YÖNTEM: 2010-2011 y›llar›nda inek sütü alerjisi olarak izlenen olgular›n
dosyalar› incelendi. Bu olgulardan prick to prick epidermal deri testi
yap›lan ve testte keçi sütü de kullan›lan olgular çal›flma grubunu
oluflturdu. Olgular demografik (yafl, cinsiyet), semptomlar (gastrointestinal,
solunum, deri ve çoklu sistem), laboratuar (IgE, eozinofil ve inek sütü
spesifik IgE) ve epidermal deri testi sonuçlar› yönünden de¤erlendirildi.
BULGULAR: Çal›flma grubumuz toplam 24 olgudan oluflmaktayd›.
Olgular›n 15’i (%62.5) erkek, ortalama baflvuru yafl› 6,5 ayd›. Baflvuruda
22 hastada semptom bulunmaktayd›. Baflvuru semptomu olarak en s›k
deri (16 hasta, %66.7) tutulumu söz konusu idi. Hastalar›n ortalama
IgE de¤erleri 153.2 bulundu. ‹nek sütü spesifik IgE 9 hastam›zda pozitif
idi. Olgular›m›z›n %54.2‘sinde eozinofil yüzdesi normal de¤er olan
%4’ün üzerinde bulundu. ‹nek sütü alerjisi varl›¤›nda 24 hastadan
19’unda (%79.16) keçi sütü alerjisi epidermal deri testleri ile saptand›.
SONUÇ: ‹nek sütü alerjisi tan›s› alan çocuklar›n aileleri sürekli yeni
aray›fllar içine girmektedir. Ad› geçen alternatiflerden en çok bahsedilen
keçi sütünün de çok fazla alerjik reaksiyona neden oldu¤u bilinmelidir.
Keçi sütü inek sütüne iyi bir alternatif de¤ildir. Keçi sütü alerjisi olmad›¤›
gösterilmeden ailelere önerilmemelidir.
G‹R‹fi: Allerjik hastal›klar›n s›kl›¤›ndaki art›fla paralel olarak besin
allerjilerinin s›kl›¤›nda da art›fl oldu¤u bilinmektedir. Toplumdaki bireysel
öyküye dayal› besin allerjisi prevalans› %3-34 aras›nda de¤iflirken,
provakasyon testleri ile belirlenen s›kl›k %1-2 dolay›ndad›r. Ülkemizde
çocukluk ça¤›nda besin allerjisi s›kl›¤› ile ilgili az say›da veri bulunmaktad›r.
Bu çal›flmada Ankara ilinde 12-15 yafl grubu çocuklarda ankete dayal›
besin allerjisi s›kl›¤›n›n saptanmas› amaçlanm›flt›r.
METOD: Ankara ili metropol ilçelerindeki devlet okullar›nda ikinci
kademede (6,7 ve 8. s›n›flar) e¤itim gören yaklafl›k 210000 ö¤renci
aras›ndan, IgE arac›l›kl› besin allerjisi s›kl›¤› tahmini (P)=%1 ve kabul
edilebilir sapma (d)=0.2 kabul edilerek (?<0.05,?=0.8) örneklem say›s›
9096 olarak hesapland›. Ankete kat›l›m oran›n›n %70 olaca¤› kabul
edildi ve bu nedenle yaklafl›k 2700 yedek ö¤renci belNirlendi. Bu
örnekleme ulaflmak için rastgele yöntemle toplam 34 okul seçildi.
Anketler okullarda allerji yandal araflt›rma görevlileri taraf›ndan ö¤rencilere
da¤›t›larak velileri taraf›ndan doldurulmas› istenildi ve ertesi gün topland›.
BULGULAR: Çal›flmada 1 Mart–27 May›s tarihleri aras›nda 34 okulda
da¤›t›lan toplam 11233 anketten 10096 (%89.4’ü) topland›. Ankette
hayat›n›n herhangi bir döneminde besine ba¤l› hipersensitivite reaksiyonu
tariflenen çocuk say›s› 1139 (%11,2) idi. En s›k suçlanan besinler s›ras›yla
yumurta372(%3.7), çikolata354(3.5), antepf›st›¤›137(1.4), domates134(1.3),
çilek 115(1.1), süt114(1.1), bal›k92(0.9), ceviz80(0.8), yerf›st›¤›73(0.7),
f›nd›k 69(0.7) idi. Besin allerjisi bildiren hastalarda doktor tan›l› ast›m
%20.5, allerjik rinit %30.4, egzema %5.9 olarak saptand›. Anne ya da
babada ast›m ya da allerjik rinit s›kl›¤› ise % 47.4 idi.
SONUÇ: Anket sonuçlar›nda bireysel öyküye dayal› besin allerjisi s›kl›¤›
% 11,4 saptanm›fl olup gerçek besin allerjisi s›kl›¤›na göre önemli derecede
yüksek bulunmufltur. Bu hasta grubuna öncelikle telefon anketi uygulanacak
ve öyküsü uyumlu olanlar›n klinikte de¤erlendirilecektir.
P-017
‹NEK SÜTÜ ALERJ‹S‹NDE SÜT PROTE‹NLER‹ VE KL‹N‹K ‹LE ‹L‹fiK‹S‹
P-019
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç,
Levent Midyat, Gökay Çelik, Kerem Aksakal
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Alerji - ‹mmunoloji BD
BURSA ‹L‹ 6-14 YAfi GRUBU ÇOCUKLARDA BES‹N ALLERJ‹S‹ VE
SEMPTOMLARININ SIKLI⁄I
Yakup Can›tez 1 , Gönül Bayram 2 , Hülya Poyraz 1 , Kezban ‹pek 2 ,
Mustafa Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3, Belgin Aktafl1,
Nihat Sapan1
1
Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Alerji Bilim Dal›, Bursa
2
Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa
3
Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa
‹nek sütü alerjisi, çocuklarda en s›k rastlanan g›da alerjilerindendir. ‹nek
sütü alerjisinden sorumlu alerjenler s›kl›kla kazein, alfa-laktalbumin ve
beta-laktoglobulin yap›s›ndad›r. Keçi ve koyun sütü yap› benzerli¤i
nedeniyle yüksek oranda çapraz reaksiyon verir. Çal›flmam›zda EÜTF’de
Çocuk Alerji-‹mmunoloji BD’da, öykü, fizik bak› ve laboratuar bulgular›yla
tan› alan çocuklar›n serum alfa-laktalbumin (f76), beta-laktoglobulin
(f77), kazein (f78), keçi sütü(f300), koyun sütü(f325) ve koyun whey
protein(f326) spesifik IgE de¤erleri ölçülüp, klinik bulgularla iliflkisi
araflt›r›ld›. Çal›flmaya al›nan 97 hastan›n ortalama tan› yafl› 8,0±17,2
ay; yak›nma bafllang›ç yafl› 5,0±9,4 ayd›. %41.2 ‘si k›z, %58.8 ‘i erkekti.
Hastalar›n %53,9’ünde bafllang›ç yak›nmas› deri bulgular› iken solunum
sistemi ve G‹S yak›nmas› daha az s›kl›ktayd›. Ailede atopi %73,1 idi.
Yak›nmalar› bafllatan neden %21,6's›nda kutu mama, %21.6's›nda anne
sütü, %7,2 ’sinde yo¤urt, %6.2 ’sinde inek sütü, %3,1’ inde peynir idi.
Ortalama f2 de¤erleri 2,9±19.0 kUA/l, f78 de¤eri 6,4±13,3, f76 düzeyi
6,9±17,9, f77 düzeyi 4,7±17,0, f300 düzeyi 4.6±0,8, f325 düzeyi 6.8±11,9
ve f326 de¤eri 5,5±11,3 kUA/l idi. ‹nek sütü alerjisi olan çocuklar›n
%65’inde keçi sütü, %87,2 ‘sinde koyun sütüne çapraz reaksiyon
saptand›. %58,6 hastada yumurta beyaz›na karfl› ve %38,4 hastada
yumurta sar›s› alerjisi vard›. F2 de¤erleri ile deri prick testi pozitifli¤i
aras›nda anlaml› iliflki varken; total provakasyon dozlar› aras›nda iliflki
saptanmad›. Olgular›n inek sütü ve i.s protein alt gruplar›, keçi ve koyun
sütü proteinleri aras›ndaki pozitif korelasyon en belirgin kazeinde olmak
üzere tüm de¤erlerde anlaml› idi. ‹nek sütü alerjisi olan çocuklarda
birlikte keçi ve koyun sütü duyarl›l›¤›n›n da yüksek oldu¤unun bilinmesi
anafilaksiye kadar gidebilecek a¤›r reaksiyonlar›n önlenmesi aç›s›ndan
önemlidir.
G‹R‹fi: Dünyada ve ülkemizde çocukluk ça¤›nda besin allerjisi ve
semptomlar›n›n görülme s›kl›¤› ile ilgili epidemiyolojik çal›flmalar k›s›tl›
say›dad›r.
MATERYAL-METOD: Bu çal›flmada Bursa ili merkezinde 6-14 yafl
grubu okul çocuklar›nda
besin allerjisinin; görülme s›kl›¤›, semptomlar› ve di¤er çeflitli özellikleri
çocuklar›n anne ve babalar› taraf›ndan cevapland›r›lan anket formlar›
kullan›larak araflt›r›lm›flt›r.
SONUÇLAR: Çal›flma populasyonunda (n: 3944), yaflam boyu en az bir
kez besin allerjisi bulgular› varl›¤› (kümülatif prevalans) %13,4, son bir
y›lda besin allerjisi bulgular› varl›¤› %5,7, do¤umdan bugüne dek en az
bir kez besin allerjisi nedeniyle doktora baflvurma oran› %8,3, doktor
taraf›ndan yaflam boyu en az bir kez besin allerjisi tan›s› konulan çocuklar›n
oran› %6,4 olarak saptand›.Çal›flma populasyonunda (n: 3944), besin
allerjisine neden olan besinler; katk›l› besinler %5,4 (boyal› flekerler ve
haz›r cipsler (%4,7), ketçap, salça ve turflu (%0,7), yumurta %3,9, kakaolu
besinler (çikolata, gofret vb.) %3,8, inek sütü ve inek sütü ürünleri %3,0
olarak bulundu. Doktor taraf›ndan yaflam boyu en az bir kez besin allerjisi
tan›s› alan çocuklarda (n: 253); besin al›m›ndan sonra en s›k deri
bulgular›n›n (%83,8), sonra s›ras›yla gastrointestinal sistem bulgular›
(%10,3), solunum sistemi bulgular› (%3,6), nörolojik bulgular (%2,4) ve
kardiyovasküler sistem bulgular›n›n (%0,4) gözlendi¤i saptand›.
TARTIfiMA: Bursa il merkezinde 6-14 yafl grubu çocuklarda besin allerjisi
ve semptomlar›n›n görülme s›kl›¤›n›n önemli bir oranda bildirildi¤i görülmüfltür.
40
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-020
P-022
BAKLAG‹LLERLE DER‹ TEST‹ SIRASINDA ANAF‹LAKS‹
ÇOCUKLUK ÇA⁄I BES‹N ALLERJ‹LER‹NDE TANISAL DE⁄ERLENDIRME
SONUÇLARI
Özlem Y›lmaz1, Serkan At›c›2, Arzu Bak›rtafl1, ‹lbilge Ertoy Karagöl1,
Erdem Topal 1 , Mehmet Sad›k Demirsoy 1 , ‹pek Türktafl 1
1
Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara
2
Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim
Dal›, Ankara
Sehra Birgül Tüfekçi1, Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Mevhibe Gülen Uyan›ker2,
Semra Erdo¤an3, Semanur Kuyucu1
1
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Mersin
2
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Mersin
3
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin
G‹R‹fi: Baklagiller çocuklarda, Akdeniz bölgesinde, immunglobulin E
arac›l› alerjik reaksiyona s›k yol açan besin gruplar›ndand›r. Baklagiller
aras›nda çapraz reaksiyon s›kt›r. Hastam›zda, mercimek ve bezelye
anafilaksisi mevcuttur. Ayr›ca prik test s›ras›nda baklagiller ile anafilaksi
geliflen ilk olgudur.
OLGU: 9,5 yafl›nda k›z, mercimek çorbas› içerken ani bafllayan öksürük,
göz kapaklar›nda ve dudaklar›nda fliflme flikâyetleriyle baflvurdu.
Muayenesinde, göz kapaklar›nda ve uvulada ödem, akci¤er alanlar›nda
yayg›n vizing saptanarak anafilaksi tan›s› kondu. Etiyolojiye yönelik
yap›lan prik to prik testte, mercimek ile pozitiflik saptand› ve baklagil
eliminasyonu önerildi. Hastada bir y›l sonra yeflil mercimek ile anjioödem,
bezelye ile anafilaksi geliflti. Olguya bezelye ve mercimek yan›nda,
daha önce hiç tüketmedi¤i nohut, taze ve kuru fasulye, barbunya, f›st›k
ve soya gibi di¤er baklagillerle de prik testler yap›ld›. Bezelye 18 x 10
mm, k›rm›z› mercimek 10 x 11 mm, yeflil mercimek 7 x 8 mm, nohut 15
x 7 mm, beyaz fasulye 10 x 7 mm, barbunya 10 x 6 mm, taze fasulye
4 x 3 mm, pozitif kontrol 6 x 6 mm, negatif kontrol 0 x 0 mm bulundu.
Deri testinden 15 dakika sonra hastada anafilâksi geliflti. Çapraz
reaksiyon veren besinleri ay›rt etmek için bu besinlerle aç›k oral
provokasyon yap›ld›. Diyetten ek olarak provokasyonu pozitif bulunan
nohut ve kuru fasulye ç›kar›ld›.
SONUÇ: Baklagiller ile anafilâksi tan›s› konulan olgularda daha önce
diyetinde olmayan di¤er türleriyle de deri testleri tek tek konularak,
çapraz reaksiyon veren türlerin diyetten eliminasyonuna oral
provokasyonla karar verilmelidir.
G‹R‹fi-AMAÇ: Besin allerjisi, besin proteinlerine karfl› geliflen anormal
immunolojik reaksiyon olup prevalans› %3,9’dur. Öykü, fizik muayene ve
laboratuvar bulgular› gibi tan›sal basamaklar kullan›lmakla birlikte, en güvenilir
ve alt›n standart metod besin yükleme testidir. Bu çal›flman›n amac› besin
allerjisinden flüphelenilen ve aç›k besin yükleme testi yap›lan hastalar› klinik,
laboratuar bulgular› ve test sonuçlar› aç›s›ndan de¤erlendirmektir.
METOD: Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji-‹mmunoloji
Klini¤i’ne Ocak 2009- A¤ustos 2011 tarihleri aras›nda baflvuran ve
hikaye, fizik muayene ve laboratuvar bulgular› ile besin allerjisi
düflünülerek aç›k besin yükleme testi yap›lan 232 hasta retrospektif
olarak incelendi. Tan›sal basamaklarda besin spesifik IgE, cilt prik testi
ve aç›k besin yükleme testi sonuçlar› kullan›ld›.
BULGULAR: Hastalar›n 145’i(%62,5)erkek, 87’si(%37,5) k›z, yafl
ortalamalar› 3.54(4ay-15 yafl) idi. Hastalar; a¤›z çevresinde k›zar›kl›k,
gözde k›zar›kl›k, egzama, h›fl›lt›, ishal, kafl›nt›, kusma, öksürük, rinit,
ürtiker/anjioödem, flikayetlerinin en az biri ile baflvurdu. 49 hastada
inhalan allerjen duyarl›l›¤› mevcuttu. 169 hastaya öyküde besin allerjisi
flüphesi nedeniyle, 187 hastaya öyküde besin allerjisi flüphesi olmaks›z›n
toplam 356 besin eliminasyon ve aç›k yükleme testleri uyguland›.Yükleme
testi öncesi eliminasyona 101 tam, 169 k›smi yan›t, 86 yan›ts›zl›k vard›.
44 (%12.3) yükleme testi pozitif, 312’si (%87.7) negatif olarak sonuçland›.
Eliminasyona tam yan›t verenlerde yükleme testi pozitifli¤i anlaml› olarak
fazla idi. De¤erlendirilen hastalar›n 35’inde IgE arac›l›, 6’s›nda IgE arac›l›
olmayan besin allerjisi kan›tland›.
SONUÇ: In vivo ve in vitro besin spesifik IgE testleri klinik reaktivite ile
her zaman korelasyon göstermez, besin allerjisi tan›s›nda besin yükleme
testi alt›n standartt›r. Do¤ru tan› ile çocu¤un büyüme ve geliflmesini
olumsuz etkileyecek gereksiz diyet k›s›tlamalar›n›n önüne geçilmifl olur.
P-021
‹NEK SÜTÜ VE KIRMIZI ET ALERJ‹S‹ B‹RL‹KTEL‹⁄‹
Ayfle Yenigün 1 , Özlem Sancakl› 1 , Berna Gültekin 2 , Engin Tetik 1
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve
Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n
2
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Bilim
Dal›, Ayd›n
P-023
1
GIDA ALERJ‹S‹ SIKLI⁄I
Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1,
Güldane Koturo¤lu 2 , Asl› Aslan 2 , Y›ld›z Egemen Kelefl 1
1
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD
2
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Genel Pediatri BD
‹nek sütü alerjisi çocuklarda en s›k rastlanan besin alerjilerinden biridir.
S›¤›r serum albumin inek sütü ve k›rm›z› ette bulunabilen ortak bir
proteindir. Bu nedenle inek sütü proteinine duyarl›l›¤› olanlarda efl
zamanl› k›rm›z› et duyarl›l›¤› saptanabilir.
Çal›flmada k›rm›z› et ve inek sütü proteinlerine karfl› duyarl›l›¤› saptanan
hastalardaki klinik bulgular›n de¤erlendirilmesi planland›. Adnan Menderes
Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Poliklini¤ine baflvuran hastalarda
spesifik IgE de¤erleri retrospektif olarak de¤erlendirildi. ‹nek sütü proteini
ve k›rm›z› ete karfl› spesifik IgE de¤erleri pozitif olan toplam 51 hasta
çal›flmaya al›nd›. K›z erkek oran› 22/29 (%43 k›z, %57 erkek); yafl
ortalamas› 8,46±5,03(0.6-18) idi. Hastalar alerjik rinit (n:25, %51)
ast›m(n:12, %23), ürtiker(n:4, %8.2), inek sütü alerjisi(n:7, %12,2),
bronkopnomoni (n:3, %6,1)tan›lar›yla izlenmekteydi. ‹nek sütü proteinine
karfl› spesifik IgE ortalamas› 0,52±0,53 IU/ml(0.07-3.15); k›rm›z› ete
karfl› spesifik IgE ortalamas› 0.81±1.09 IU/ml (0.07-5.56) idi. 51 hastan›n
35’ine telefonla ulafl›ld›. 29 hasta inek sütü içebildi¤ini 6’s› inek sütüne
karfl› reaksiyon gözlemledi¤i için içmedi¤ini söyledi. 31’i eti yiyebildi¤ini
4’ü test pozitif ç›kt›¤› için k›rm›z› et yemedi¤ini söyledi. ‹nek sütü al›m›
sonras› flikayetleri olan alt› hastaya deri testleri yap›ld›. Deri testi ve
besin provakasyonu sonucu 3 hastaya inek sütü alerjisi tan›s› konuldu
ve eliminasyon diyetine al›nd›. Görüflülen hastalardan hiçbirisi k›rm›z›
et yeme sonras› reaksiyon geliflmedi¤ini belirtti.
‹nek sütü alerjisi olanlarda k›rm›z› ete karfl› spesifik IgE pozitifli¤i s›k
karfl›lafl›lmakla beraber, k›rm›z› ete karfl› duyarl›l›¤›n klinik bulgu vermesi
oldukça nadirdir. Duyarl› hastalarda klinik semptomlar sorgulanmal›,
deri testleri ve provakasyonla do¤rulanmal› ve gereksiz eliminasyondan
kaç›n›lmal›d›r.
S›kl›¤› giderek artan g›da alerjisinin çocuk ve eriflkinlerdeki oranlar› toplumlara
göre farkl› olup çal›flmam›zda hastanemize baflvuran kiflilerdeki s›kl›¤›n›n
saptanmas› amaçland›. 6 ay-46 yafl aras›nda alerji(n:206) ve genel pediatri(n:
332) polikliniklerine gelen 538 kifliye g›da alerjisi ve risk faktörlerini sorgulayan
anket formu uyguland›. Kat›lanlar›n %24,7’si <=5 yafl, %9,9’ u >=18 yafl;
%46,3 k›z, %53,7 erkek idi. Anket %32,5 kiflinin kendisiyle, %58,6’s›nda
annesiyle yap›ld›. 121 kiflide (%22,5) g›da al›m›yla alerjik yak›nma öyküsü
mevcuttu. Yumurta, süt, et ve çerez en s›k rastlanan alerjik g›dalard›. G›da
al›m› sonras› alerjik yak›nmalar; %61,2 rinit ve konjonktivit,%54,5 deri
bulgusu,%30,6 alt hava yolu duyarl›l›¤›,%28,1 G‹S bulgusu, %3,3 anaflaksi
olarak belirlendi. G›da d›fl› alerjik hastal›k (en s›k A.R ve ast›m ) %48,3 idi.
G›dalar d›fl›nda duyarl› olduklar› belirtilen alerjenler s›kl›¤a göre ev tozlar›,
ot polenleri ve zeytin idi. Ailede atopi %43,6 olup;%52,1’si annedeydi. G›da
alerjisi için doktora giden hastalar›n %78,7’ si tetkik edilmifl olup, %37,6
hasta tedavi alm›flt›. 0-5 yaflta süt, 5-15 yaflta çerez alerjisi s›kt›. Erkeklerde
süt duyarl›l›¤›n›n fazla olmas› (p=0,021) d›fl›nda cinsiyet ile g›da yak›nmas›
aras›nda iliflki saptanmad›. Anne sütü, ilk bafllanan ek g›da ve bafllama
yafl›, g›da takviyesi al›m›, bakkal ürünü tüketimi, inhalan alerjenler ile g›da
alerjisi yak›nmas› aras›nda iliflki saptanmad›. Efllik eden alerjik hastal›k
varl›¤› ile iliflki varken (p:0.002) alerjik hastal›¤›n cinsiyle iliflki saptanmad›.
Yumurta alerjisi olanlarda yumurta sar›s› bafllama yafl› erkendi
(p=0,029).Doktor tan›l› g›da alerjisi s›kl›¤› %8,1 (genel poliklinikte %4,2,
alerji poliklini¤inde %14,5) olarak saptand›. Oranlar›n yüksekli¤inin nedeni
çal›flman›n üniversite hastanesinde yap›lm›fl olmas› olup, genel toplum
çal›flmalar›n›n yap›lmas› yol gösterici olacakt›r.
41
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
BES‹N ALLERJ‹LER‹ - 2
P-024
P-026
‹NEK SÜTÜ ALERJ‹L‹ ÇOCUKLARDA ORAL DESENS‹T‹ZASYON
SONUÇLARIMIZ
BENZER PREVALANS, FARKLI SPEKTRUM-TÜRK ‹LKOKUL
ÇOCUKLARINDA IgE ARACILI BES‹N ALLERJ‹S‹
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç,
Levent Midyat, Mesude Atasever, Duygu Sodol
EÜTF Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD
Revan Mustafayev1, Ersoy Civelek1, Faz›l Orhan2, Hasan Yüksel3,
Ayflen Bingöl Boz4, Bülent Enis fiekerel1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bölümü, Trabzon
3
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Solunum ve Allerji Bölümü,
Manisa
4
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji Bölümü, Antalya
‹nek sütü alerjisinde(‹SA) tedavi seçeneklerinden biri de oral
immunoterapidir(desensitizasyon). Do¤al toleransa benzer flekilde, hastan›n
inek sütünü ters bir reaksiyon geliflmeden alabilmesidir. Çal›flmam›zda
EÜTF Çocuk Alerji poliklini¤inde ‹SA tan›s› al›p, do¤al tolerans› olmayan
29 hastada uygulanan oral desensitizasyon sonuçlar› sunulmufltur.
Desensitizasyon onbefl çocukta tamamlanm›fl olup, 11 hastada devam
etmektedir. Yafl da¤›l›m› 13,0±29,1(6-156)ay aras›nda olup, 18(%62)’i
erkek, 11(%38)’i k›zd›r. Hastalar›m›z›n 25(%86,2)’i 4 yafl›ndan küçüktür.
Desensitizasyon tedavisi tamamlanan hastalar›n izlem süresi 15 gün2,5 y›l aras›ndad›r. Total IgE:125,0±594,0(9,8-2142) ku/l, IS
spIgE(f2):19,6±29,5 (0,01-100) ku/l’dir. ‹nhalan alerjen ve yumurta spIgE
s›ras› ile %32, %30,4 oran›nda pozitif saptanm›flt›r. Keçi ve koyun sütü
ile pozitif çapraz reaksiyonlar s›ras›yla %80 ve %93,3 oranlar›nda
bulunmufltur. Deri prick testte inek sütü ile reaksiyon ortalamas› 9,7±7,4
(0-35) mm dir. Yama testi yap›lan hastalar›n %44,4’ünde pozitif
bulunmufltur. Provakasyon testinde reaksiyon dozu 12,9±21,5(0,3-98)
cc idi. Öykü, f2, deri testleri(prick ve yama testleri) ve provokasyon
testleri ile tan› alan hastalarda, provokasyon dozu esas al›narak
desensitizasyon bafllat›lm›flt›r. Desensitizasyon süresi ort.16±4,5(9-25)
hafta, bafllang›ç ve bitifl f2 de¤erleri benzerdir(p:0,664). Befl hastada
desensitizasyon sonu f2, bafllang›ç de¤erinden yüksektir. Desensitizasyon
süresince %44,8(n:13) hastada lokal ve/veya sistemik reaksiyon
geliflmifltir. Deri reaksiyonlar› %33,3 s›kl›kla ilk s›rada gözlenirken,
%30,7(n:4) hastada akut ast›m ata¤›, %23(n:3) hastada anafilaktik
reaksiyon geliflmifltir. Anafilaksi geliflenlerin f2 düzeyleri 57,3, 86,5 ve
100ku/l gibi yüksek de¤erlerdedir. Reaksiyon varl›¤› ile f2 düzeyi, deri
testleri ve provakasyon dozu aras›nda iliflki saptanmad›. Tüm reaksiyonlar
erken önlem ve tedavilerle k›sa sürede gerilemifltir. Desensitizasyonu
tamamlanan hastalarda kontrollerde alerjik veya otoimmun bulgu
saptanmam›flt›r. Oral desensitizasyon, ISA’li hastalarda, deneyimli
merkezler taraf›ndan uygulanabilecek iyi bir tedavi seçene¤idir.
G‹R‹fi: Besin allerjisi epidemiyolojisi ile ilgili Türkiye’de k›s›tl› veri bulunmaktad›r.
AMAÇ: 10-11 yafl Türk çocuklar›nda besin allerjisi bildirilmifl ve gerçek
prevalans›n›n saptanmas›, s›k görülen besin allerjenlerin tan›mlanmas›.
MATERYAL-METOD: Bu çal›flma 2005–2006 e¤itim ö¤retim döneminde
Türkiye’nin befl farkl› flehrinde(Van, Manisa, Ankara, Antalya, Trabzon)
yap›lan ISAAC Faz II çal›flmas› s›ras›nda besin allerjisi olmas›ndan
flüphelenilen kat›l›mc›lar›n (anketlerde flüpheli öykü ve/veya yumurta
ak›, ceviz, f›st›k, f›nd›k, süt skin prik testi pozitifli¤i olan) kliniklere
ça¤r›lmas› ve öykü, fizik muayene, epidermal deri testi ve aç›k besin
yükleme testi ile de¤erlendirilmesi fleklinde yap›ld›.
SONUÇ: Toplam 6963 anket incelendi¤inde, bildirilmifl besin allerjisi
prevalans› %20,22±0,94(1408/6963, %95 güven aral›¤›) ve besin
allerjenleri ile sensitizasyon prevalans› %5,89±0,59(361/6134, %95
güven aral›¤›) olarak saptand›. Van vakalar› de¤erlendirme d›fl›
b›rak›ld›¤›nda, dört flehirden hayat› boyunca besin ile reaksiyon hikayesi
veren ya da deri testi ile duyarl›l›¤› saptanan 1162 kifli(semptomu olan
n=909, deri testi pozitif olan n=301, ikiside pozitif n=48) belirlendi ve
813 kifli ile(ulaflma yüzdesi %70,0) ayr›nt›l› telefon görüflmesi yap›ld›.
Toplam 152 kifli besin allerjisi aç›s›ndan de¤erlendirilmek üzere kliniklere
ça¤r›ld›. Kliniklere baflvuran 87 kiflinin toplam 9’unda 12 besin allerjisi
tan›s› konuldu. Besin allerjisi prevalans› %0,16%±0,11(9/5609, %95
güven aral›¤›) olarak belirlendi. S›kl›k s›ras›na göre en fazla ceviz(3)
ve k›rm›z› et(2) allerjisi saptan›rken, bunlar› tavuk yumurtas›(1), f›st›k(1),
›spanak(1, kivi(1), peynir(1), f›nd›k(1) ve fleftali(1) allerjileri izledi.
YORUM: Ebeveyn taraf›ndan bildirilmifl besin allerjisi prevalans› önceki
çal›flma sonuçlar› ile uyumlu iken, kan›tlanm›fl IgE arac›l› besin allerjisi
prevalans›n›n en az %0,16 oldu¤u tahmin edildi. Allerjik besinlerin profili
bat› ülkelerine göre farkl›l›k göstermesi etnik, kültürel ve co¤rafi faktörler
ile iliflkili olabilece¤i düflünüldü.
P-025
‹NEK SÜTÜ ALERJ‹S‹NDE TANI, TEDAV‹ VE PROGNOZ
P-027
Esen Demir1, Nurflen Ci¤erci Günayd›n1, Remziye Tanaç1, Figen Gülen1,
Funda Özgenç2
1
EÜTF, Çocuk Allerji -‹mmunoloji BD
2
EÜTF, Çocuk Gastroenteroloji, Beslenme ve Hepatoloji BD
YUMURTA AKI ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARDA DER‹ PR‹K TESTLER‹
AfiIYA BA⁄LI S‹STEM‹K REAKS‹YON R‹SK‹N‹ ÖNGÖREB‹L‹R M‹?
Ümit Murat fiahiner, S. Tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki, Ayfer Tuncer,
Bülent E. fiekerel, Ömer Kalayc›, Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi,
06100, Ankara
Çocuklarda en s›k g›da alerjilerden olan inek sütü alerjisinde(‹SA) klinik
ve laboratuar bulgular hastan›n prognozunu etkileyebilmektedir. Klini¤imizde
izlenen ‹SA tan›l› hastalar›n sonuçlar› bu amaçla de¤erlendirilmifltir. EÜTF
Alerji poliklini¤inde 2009-2011 y›llar›nda ‹SA tan›s› alan 127 hasta
çal›flmaya al›nm›flt›r. Hastalar›n erkek/k›z oran›:1,44’dür. Ailede atopi
%50 oran›ndayken, birlikte yumurta duyarl›l›¤› %15,1, di¤er g›da alerjisi
%4 bulunmufltur. En s›k bafllang›ç bulgusu ürtiker-anjioödem ve atopik
dermatit(AD) olarak gözlenmifltir. Anafilaksi %20,6(n:26) hastada
bildirilmifltir. Yak›nma bafllang›ç yafl› 5,25±7,9(1-44)ay olup, tan› yafl›
6,5±11,5(1-76)ay, baflvuru yafl› ise 9,0±15,3(1-84)ayd›r. ‹lk bulgular
%30,8 hastada anne sütü, %34,5 hastada humanize süt al›m›yla
gözlenmifltir. Süt eliminasyonu %90,7 hastada yap›lm›fl;%62,8 çocukta
elementer g›da, %17.4’ünde keçi ve soya sütleri kullan›lm›flt›r.
Baflvuruda IS spIgE(f2):2,9±19,9, max.f2:3,23±19,9 ku/L, total IgE:128±573.
‹nhalan alerjen spIgE %20,8 hastada pozitif idi. Deri prick testte IS
duyarl›l›¤› 5,0±5,36mm idi. Deri testi ile f2 düzeyleri aras›nda anlaml›
korelasyon saptanmam›flt›r(p:0,55). Yama testi %32,4 pozitif olup, yama
testi ile ilk ve max.f2 de¤erleri aras›nda anlaml› iliflki bulunmufltur(p=0,00).
Provakasyon testi %54,1 pozitif olup, ortalama provakasyon dozu 6,0 ±
2,46 cc’dir. Reaksiyon %32,3 hastada tam süte geçmeden gözlenmifltir.
Ürtiker-anjiyoödem en s›k bulguyken, anafilaksi %10 s›kl›kta görülmüfltür.
Provakasyon ve deri testi pozitifli¤i aras›nda anlaml› pozitif iliflki
saptanm›flt›r(p=0,01). Tolerans geliflimi ile ilk ve max.f2 aras›nda anlaml›
negatif iliflki vard›r. Ancak tolerans geliflim zaman› (ort. 17,3±18) f2
düzeyleri ile iliflkili bulunmam›flt›r(p=0,583). Tolerans geliflme oran› %55,5
olup, tolerans gelifltirenlerin %29,5’u <=1 yaflta iken, %91,8’i 4 yafl›n
alt›ndad›r. Tüm olgular de¤erlendirildi¤inde 4.yaflta tolerans geliflme oran›
%50,9’dur. ‹SA’de testlerin birlikte yap›lmas› tan›da yalanc› pozitiflik
ve/veya negatiflik oran›n› azaltacak ve tedavi baflar›s›n› artt›racakt›r.
G‹R‹fi: Yak›n zamanda yumurta ak› ve inek sütü allerjisi olan 3 çocukta
K›zam›k-k›zam›kç›k-kabakulak (KKK) afl›s› uygulanmas›n› takiben
anafilaksi geliflti¤ini rapor etmifltik. Bu çal›flmada deri prik testlerinin
yumurta ak› allerjisi olan çocuklarda ortaya ç›kacak reaksiyonlar›
öngörmede etkili olup olmad›klar›n›n araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM: Yumurta ak› allerjsi tan›s› deri prik testinde negatif kontrole göre
>=3 mm pozitiflik bulunmas› ve spesifik IgE ölçümünün >0.35kU/L bulunmas›
yan›nda yumurta iliflkili klinik semptomlar›n olmas› ile konuldu. Toplam 38
yumurta ak› allerjili çocuk KKK afl›s› ile test edildi (Priorix, GlaxoSmithKline
Biologicals SA, Rixensart, Belgium). Epidermal testler 1/10 ve 1/1 dilüsyonda
uyguland›ktan sonra, reaksiyon yoksa 1/100 ve 1/10 dilüsyonda intradermal
testler uyguland›. Total IgE, yumurta ak›, inek sütü ve jelatin için spesifik
IgE de¤erleri bak›ld›. (Pharmacia, Uppsala Sweden).
SONUÇLAR: Çal›flmaya al›nan 38 çocuktan 3’ünde (%7.9) deri prik
testinde intradermal 1/10 dilüsyonda pozitif reaksiyon gözlendi. Bu
çocuklardan ikisinin ayn› zamanda inek sütü allerjisi de vard›. Hastalar›n
total IgE, yumurta ak›, inek sütü ve jelatin spesifik IgE de¤erleri s›ras›yla
(ortanca; çeyrekler aras›) 71.1 kU/L (25.6-335.3), 1.36 kU/L (0.38-6.69),
6.86 kU/L (1.96-15.67) (n=16) ve <0.35 kU/L bulundu. Deri testi pozitif
olanlar da dahil olmak üzere tüm çocuklar, lokal veya sistemik bir
reaksiyon gözlenmeden güvenli bir flekilde KKK afl›s› ile afl›land›.
SONUÇ: KKK afl›s›na karfl› deri prik testi pozitifli¤i, afl›ya ba¤l› allerjik
reaksiyonlar› öngörmemektedir. Yumurta ak› ve/veya inek sütü allerjisi
olan baz› çocuklarda KKK afl›s›na ba¤l› deri prik testi pozitifli¤i görülmesine
ra¤men, bu çocuklar güvenle afl›lanabilir.
42
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-028
P-030
ÇOCUK ALERJ‹ BÖLÜMÜNDE ‹ZLENEN BES‹N ALERJ‹LER‹N‹N
ÖZELL‹KLER‹
‹NEK SÜTÜ ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARDA KL‹N‹K REAKT‹V‹TE VE
TOLERANSI ÖNGÖREN FAKTÖRLER
Tayfur Ginifl 1 , Özge Toptafl 2 , Mahmut Do¤ru 2 , Handan Duman 2 ,
Serap Özmen2, ‹lknur Bostanc›2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim
Araflt›rma Hastanesi
2
Ankara Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Alerji-Ast›m Klini¤i
Süleyman Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1,
Ayfer Tuncer1, Esra Birben1, Selin Yakar›fl›k1, Erdem Karabulut2,
Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal›
AMAÇ: ‹nek sütü allerjisi (‹SA) çocuklarda en s›k karfl›lafl›lan besin
allerjilerindendir. ‹SA olan çocuklarda klinik reaktiviteyi belirleyecek IgE
düzeyleri ve ‹SA prognozu ile allerjik inflamasyonda önemli moleküllerin
genetik varyantlar› aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas› planland›.
YÖNTEM-GEREÇLER: Bu çal›flmaya IgE arac›l› ‹SA tan›s› ile izlenen
148 çocuk al›nd›. Aç›k besin provokasyonu yap›lan 94 çocuk ve ‹S
al›m›yla anafilaksi tarifleyen 54 çocu¤un sIgE düzeyleri retrospektif
analiz edildi. ROC e¤rileriyle %95 pozitif prediktif de¤er, >%90
spesifisite’de karar verme noktalar› belirlendi.
BULGULAR: Ortanca yafllar› 1.6 olan 148 çocuk 3.5 y›l süreyle izlendi.
94 besin provokasyonunun 42’si pozitif idi. Provokasyonda hastalar›n
%67’sinde deri, %43’ünde solunum semptomlar› ve %31’inde anafilaksi
görüldü. Sampson taraf›ndan gelifltirilen lojistik regresyon modelinde
%95 olas›l›k ile klinik reaktivite için <1, <2, <4 ve <6 yafl gruplar›nda
s›ras›yla ‹S sIgE 2.8, 11.1, 11.7, 13.7 kU/L idi. ‹zlem s›ras›nda 66
çocukta ‹S tolerans› geliflti. ‹lk baflvurudaki ‹S sIgE de¤eri<6 kU/L olan
hastalarda tolerans geliflme olas›l›¤› >6kU/L olanlara göre belirgin olarak
daha yüksekti (p<0.001). STAT6 geni rs324015 GG genotipi tafl›yan
çocuklarda [2 yafl (1.5-3.9)] GA+AA genotipine [1.2 yafl (1.0-2.2)] k›yasla
daha geç tolerans geliflti¤i (p=0.038) ve G alleli tafl›yan çocuklarda
‹SA’n›n daha uzun sürdü¤ü (19 vs. 11 ay) (p=0.02) saptand›.
SONUÇ: Çal›flmam›z Türk çocuklar›nda ‹SA izleminde farkl› yafl
gruplar›nda klinik reaktiviteyi öngörmede ve prognozu tahmin etmede
‹S sIgE de¤erlerini gösteren ilk çal›flmad›r. Bu verilerin klinisyenlerin
günlük prati¤inde provokasyon test karar›nda ve tolerans gelifliminde
yönlendirici olaca¤› kan›s›nday›z. Ayr›ca genetik çal›flmalar›m›z Th2
immün yan›tta önemli bir transkripsiyon faktörü olan STAT6 genetik
varyantlar›n›n, ‹SA’da tolerans geliflme zaman›nda etkili olabilece¤ini
göstermektedir.
G‹R‹fi: Çocuk hastalar›n izleminde besin alerjilerinin gerçek yaflam
verileri literatürde yetersizdir. Besin allerjisi tüm dünyada önemli halk
sa¤l›¤› sorunu olarak kabul edilmektedir
AMAÇ: Klini¤imizde besin allerji tan›s›yla izlenen hastalar›m›zda duyarl›
olduklar› besinlerin çeflidinin ve efllik eden hastal›klar›n›n de¤erlendirilmesi
amaçland›.
MATERYAL-METOD: 2010-2011 tarihleri aras›nda Pediatrik Allerji ve
Ast›m Klini¤inde besin alerji tan›s› alan 80 hasta retrospektif olarak
de¤erlendirildi.
SONUÇLAR: Çal›flmaya al›nan olgular›n yafllar› 3 ay-13 yafl (ortalama
25,5±35,2 ay) aras›nda ve %62,5 (n=50)’i erkekti. Besin alerjisi olan
olgular›n %70 (n=56)’inde efllik eden alerjik hastal›k veya gastroözofagiyal
reflü vard›. Hastalar›n %47,5 (n=38)’inde atopik dermatit, %21,3 (n=17)’de
ast›m, %6,3 (n=5)’de alerjik rinit saptand›. 6 olguda (%7,5)
gastroözofagiyal reflü efllik etmekteydi. Olgular›n %18 (n=14)’de ailede
allerjik rinit,%9 (n=7) ’unda alerjik ast›m hikayesi vard›.
62 olgunun serum total IgE ortalamas› 136,8 ± 214 (min-max 0-991)
kU/L ve periferik kan eozinofili ortalama yüzde de¤eri 3,8±3,7 (min-max
2-18) idi. IgE de¤eri anlaml› olan (>100Ku/L) 32 hastan›n %50
(n=16)’sinde periferik yaymada eozinofil say›s› >%4 idi. Deri testlerinde
besin panelinde s›ras›yla en s›k %57 (n=46) inek sütü, %48 (n=38)
yumurta sar›s›, %24 (n=19) yumurta beyaz›, %10 (n=10) patates, %8,8
(n=7) f›st›k, %2.6 (n=2) bu¤day, %1,3 (n=1) soya alerjisi saptand›.
Hastalar›n %20 (n=16)’sine besin provakasyon testi yap›ld›. Ayr›ca
hastalar›n %3,8 (n=2) polen, %2,5 (n=2)’inde kedi, %1.2 (n=1)
hamamböce¤i duyarl›l›¤› bulundu.
SONUÇ: Olgular›m›zda en s›k rastlan›lan besin alerjisi inek sütü
%57(n=46).idi. Besin alerjisi olan hastalar›n %47,5’inde atopik dermatit,
%21,3’ünde ast›m birlikteli¤i bulunmufltur.
P-031
P-029
YUMURTA ALLERJ‹S‹NDE KL‹N‹K REAKT‹V‹TEY‹ GÖSTEREN YUMURTA
SPES‹F‹K IgE DE⁄ER‹N‹N BEL‹RLENMES‹NDE AÇIK VE Ç‹FT KÖR
PLASEBO KONTROLLÜ PROVOKASYON TESTLER‹N‹N KARfiILAfiTIRILMASI
‹NEK SÜTÜ ALLERJ‹L‹ OLGULARIMIZ: TEK MERKEZ DENEY‹M‹
Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Ümit M. fiahiner1,
Erdem Karabulut2, Özlem Cavkaytar1, Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Ana Bilim Dal›, Ankara
Serap Özmen, Handan Duman, ‹lknur Bostanc›, Mahmut Do¤ru,
fiennur Kelefl
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara
G‹R‹fi-AMAÇ: Besin allerjilerinin tan›s›nda çift kör plasebo kontrollü
besin provokasyon testleri (ÇKPKPT) alt›n standart tan› yöntemidir. Bu
çal›flmada yumurta allerjilerinde klinik reaktiviteyi gösteren yumurta
spesifik IgE (sIgE) de¤erlerinin belirlenmesinde aç›k besin provokasyon
testi (ABPT) ve ÇKPKPT’nin karfl›laflt›r›lmas› planland›.
GEREÇ-YÖNTEM: Yumurta al›m› ile allerjik reaksiyon öyküsü ile yumurta
sIgE >0.35 kU/L ve/veya deri prik testi pozitif olan ve Ocak 2009-A¤ustos 2011
tarihleri aras›nda ABPT veya ÇKPKPT yap›lm›fl hastalar çal›flmaya al›nd›.
Klinik reaktiviteyi gösteren yumurta sIgE de¤erleri ROC e¤rileriyle %95 pozitif
prediktif de¤er, >%90 spesifisite’de karar verme noktalar›yla belirlendi.
BULGULAR: Toplam 143 test [85’i (%59.4) ABPT, 58’i (%40.6) ÇKPKPT]
incelendi. Her iki grubun karakteristik özellikleri benzerdi. Tüm
provokasyonlar›n 42’si (%29.4) pozitifti ve bunlar›n 12’si (%8.4) anafilaksiyle
sonuçland›. ABPT ve ÇKPKPT’de >%95 spesifite ve >%95 PPV ile pozitif
klinik reaksiyonu gösteren yumurta sIgE de¤erleri s›ras›yla tüm yafllar
için 3 ve 6 kU/L; 0-2 yaflta 2 ve 1.7 kU/L; 2-4 yaflta 2.9 ve 3.1 kU/L ve 4
yafl üzeri 3.9 ve 4 kU/L idi. ABPT’de tüm yafllarda klinik reaktivite için
belirlenen yumurta sIgE de¤eri (3kU/L) ÇKPKPT yap›lan olgulara
uyguland›¤›nda sensitivite %39.3, spesifite %90, PPV %78.6 bulundu.
SONUÇ: Bu sonuçlar Türk çocuklar›nda yumurta allerjisi izleminde farkl›
yafl gruplar›nda ABPT ve ÇKPKPT ile klinik reaktiviteyi öngörmede ve
prognozu tahmin etmede yumurta sIgE de¤erlerini araflt›ran çal›flmam›z›n
ön bulgular›d›r. Çal›flmam›z›n bulgular› yumurta allerjisinde klinik
reaksiyonu öngörmede genifl yafl aral›klar›nda belirlenen de¤erler yerine
farkl› yafl gruplar› için belirlenecek yumurta sIgE de¤erlerinin provokasyon
karar›nda ve tolerans geliflimini belirlemede daha güvenilir referans
olaca¤›n› göstermektedir.
G‹R‹fi: ‹nek sütü allerjisi prevelans›n›n infantlarda %2-3 olmas›na karfl›n,
büyük çocuklarda daha az oldu¤u tahmin edilmektedir. Hastalar›n
%50’sinde di¤er besinlere karfl› duyarl›l›k oluflurken, %50-80’inde
puberte öncesinde inhaler allerjenllere duyarl›l›k geliflebilmektedir. Bu
nedenle inek sütü allerjisi tan›s›n›n erken konulmas› hastalar›n atopik
marfl izlemi ve geliflebilecek di¤er besin allerjileri için önemlidir.
AMAÇ: Çal›flmam›zda klini¤imize baflvuran ve deri testi uygulanarak
inek sütü allerjisi tan›s› alan hastalar›n demografik özelliklerinin
de¤erlendirilmesi amaçland›.
MATERYAL-METOD: 01.01.2009 -14.09. 2011 tarihleri aras›nda
klini¤imizde inek sütü allerjisi tan›s› alan 72 hasta retrospektif olarak
de¤erlendirildi
BULGULAR: Hastalar›n %70,8’i erkekti. Yafl ortalamalar› 9,8±9,4 ay
idi. fiikâyetlerin bafllama yafl› 3,6±2,4 ay idi. Hastalar›n %22,2’sinde
ailede allerjik hastal›k öyküsü mevcuttu. Hastalar›n en s›k baflvuru
nedenleri %75’inde deri semptomlar› iken, %11,1’inde solunum, %5,5’inde
gastrointestinal semptomlar, %4,2’sinde anafilaksi ve %4,2’sinde deri
ve solunum semptomlar› idi. 20 (%27,8) hastada sadece inek sütü
duyarl›l›¤› mevcutken, 3 (%4,2) hastada ek olarak aeroallerjen duyarl›l›¤›
saptand›. Efllik eden besin duyarl›l›klar› aras›nda en s›k yumurta
duyarl›l›¤›(%48,6) efllik ediyordu.
SONUÇ: ‹nek sütü allerjisi farkl› klinik bulgularla karfl›m›za ç›kabilmektedir.
‹yi bir anamnez, deri testi, süt eliminasyonu ve provokasyon ile tan›
koymak mümkündür.
43
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-032
P-034
ÇOCUKLUK ÇA⁄INDA MERC‹MEK ALLERJ‹S‹N‹N ÖZELL‹KLER‹ VE
PROGNOZU
FINDIK ALLERJ‹L‹ ÇOCUKLARDA KL‹N‹K REAKT‹V‹TE VE TOLERANS
GEL‹fi‹M‹N‹ ÖNGÖRMEDE SPES‹F‹K IgE’N‹N YER‹
Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki,
Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
A. Betül Büyüktiryaki, Ümit M. fiahiner, S. Tolga Yavuz, Özlem Cavkaytar,
Ebru Ar›k Y›lmaz, Ayfer Tuncer, Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi,
Ankara
AMAÇ: Baklagiller, ve özellikle mercimek, ülkemizde çocukluk ça¤›nda
s›k tüketilmektedir. Bu çal›flman›n amac› mercimek allerjisi olan çocuklar›n
demografik özelliklerinin ortaya konmas›d›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya mercimek tüketimi ile çeflitli
semptomlar tarifleyen 30 hasta al›nd›. Mercimek allerjisi tan›s›, mercimek
al›m› ile belirgin klinik bulgular veya anafilaksi tarifleyen hastalarda deri
testleri ve/veya mercimek spesifik IgE (msIgE) pozitifli¤i ile, flüpheli
olgularda ise aç›k besin provokasyonlar› ile kondu. Prognozu belirlemek
için 24 hastaya tekrar aç›k besin provokasyonu yap›ld›.
BULGULAR: Hastalar›n tan› an›ndaki ortanca yafllar› 4.4 (2.5-8.4) iken
hastal›¤›n bafllang›ç yafl› 1.5(0.9-2.3) idi. Hastalar›n %73’ü erkekti.
Mercimek al›m› sonras›nda en s›k erken deri (%97) ve solunum (%30)
bulgular› gözlenirken 8 hastada (%27) anafilaktik reaksiyon bildirildi.
Hastalar›n %69’unda atopik dermatit ve %45’inde ast›m vard›. Tan› an›nda
msIgE düzeyleri 3 kU/L (1.2-9.6) idi. 24 provokasyonun 12’si pozitifti.
Hastalar›n semptomlar› erken deri (12/12), gastrointestinal (3/12), solunum
(2/12) sistemleri ile ilgiliyken, 3 hastada anafilaksi gözlendi. Provokasyonu
pozitif olan veya anafilaksi geçiren hastalar›n msIgE düzeyleri,
provokasyonu negatif olan hastalara göre anlaml› olarak daha yüksekti
[3.5 (1.1-26.7) vs. 0.9 (0.3-2.3), p=0.014]. ‹zlem s›ras›nda 15 hastada
(50%) mercimek allerjisinin 3.5 (2.5-11) yafl›nda geçti¤i saptand› ve bu
hastalarda mercimek tolerans›n›n geliflti¤i dönemde msIgE düzeyi 1.3
kU/L (0.3-4.0) idi. Mercimek allerjisi beraberinde nohut allerjisi 14(%47),
bezelye allerjisi 5(%17) ve susam allerjisi 3(%10) hastada efllik ediyordu.
SONUÇ: Ülkemizde mercimek allerjisi çocukluk ça¤› besin allerjileri
aras›nda süt, yumurta ve kuruyemifl allerjilerinden sonra önem
kazanmaktad›r. Mercime¤in a¤›z yoluyla al›nmas› veya buhar›yla
karfl›lafl›lmas› semptomlara hatta anafilaksiye neden olabilir. Sonuçlar›m›z
mercimek allerjisine 4 yafl civar›nda tolerans geliflti¤ini göstermektedir.
AMAÇ: Önceki araflt›rmam›zda çocuklarda kuruyemifllerden en s›k
f›nd›k allerjisinin görüldü¤ünü göstermifltik. Bu çal›flmada f›nd›k allerjisi
olan çocuklarda klinik reaktiviteyi belirleyecek spe IgE düzeyleri ve
tolerans geliflimini öngörecek f›nd›k spe IgE de¤erinin belirlenmesi
amaçland›.
YÖNTEM-GEREÇ: IgE arac›l› besin allerjisi tan›s› f›nd›k al›m› ile ortaya
ç›kan klinik bulgular yan›nda deri prik testinde pozitif sonuç ve f›nd›k
spe IgE>0.35 kU/L olmas› ile konuldu. Çift kör plasebo kontrollü besin
provokasyonu (ÇKPKBP) yap›lan 26 çocuk ve f›nd›k al›m› ile anafilaksi
tarifleyen 4 çocu¤un spe IgE düzeyleri retrospektif olarak analiz edildi.
ROC e¤rileriyle %95 pozitif prediktif de¤er (PPD), >%90 spesifisite ve
en yüksek sensitivite+spesifite’de karar verme noktalar› belirlendi.
BULGULAR: Ortanca (çeyrekler aras›) yafllar› 6.4 (2.8-10.4) y›l olan
30 çocuk ortalama (minimum-maksimum), 4.8 (0.8-16.5) y›l süre ile
izlendi. 26 ÇKPKBP testinin 7’si pozitifti. Tüm grupta %95 spesifite ve
%90 PPD ile klinik reaktiviteyi gösteren spe IgE 3.1 kU/L idi. Lojistik
regresyon modeliyle belirli f›nd›k spe IgE’lerde klinik reaktivite probabilitesi
incelendi¤inde; f›nd›k spe IgE 3.35 kU/L iken %50 pozitif klinik reaksiyon
probabilitesi, f›nd›k spe IgE 6.15 kU/L iken %90 pozitif klinik reaksiyon
probabilitesi belirlendi. Kaplan-Meier sa¤kal›m analizi ile f›nd›k allerjili
çocuklarda tolerans geliflimi için ortanca süre 6.3 y›l olarak bulundu.
SONUÇ: Çal›flmam›z, Türk çocuklar›nda f›nd›k allerjisi izleminde klinik
reaktiviteyi öngörmede ve prognozu tahmin etmede f›nd›k spe IgE
de¤erlerini gösteren ilk çal›flman›n ön sonuçlar›d›r. Bu verilerin
klinisyenlerin günlük prati¤inde provokasyon test karar›nda ve f›nd›k
allerjisi prognozu hakk›nda yönlendirici olaca¤› kan›s›nday›z.
P-033
P-035
TÜRKIYE’N‹N GÜNEY-DO⁄U ‹LLERINDE ÜÇÜNCÜ BASAMAKTA SON
B‹R YILDA ‹ZLENEN BES‹N ALERJ‹L‹ HASTALARIN
DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹;”ÇOK MERKEZL‹ ÇALIfiMA”
1
2
NAR (PUNICA GRANATUM) ALLERJ‹S‹ VE L‹P‹D TRANSFER
PROTE‹NLER
3
Gülbin Bingöl Karakoç , Ercan Küçükosmano¤lu , Suna As›lsoy ,
Dost Zeyrek4, Mehmet K›l›ç5, Derya Ufuk Alt›ntafl1, Özlem Keskin2,
Mustafa Y›lmaz1, Seval Günefler Kendirli1
1
Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Alerji-‹mmunoloji BD, Adana
2
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD, Gaziantep
3
Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araflt›rma Hastanesi,
Çocuk Alerji BD
4
Harran Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD,Urfa
5
F›rat Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji BD,Elaz›¤
Betül Büyüktiryaki1, Borja Bartolome2, Ümit M. fiahiner1, S. Tolga Yavuz1,
Ayfer Tuncer1, Bülent E. fiekerel1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
R & D Department, Bial-Aristegui, Bilbao, Spain
G‹R‹fi: Nar (punica granatum) al›m›yla geliflen ciddi reaksiyonlar nadiren
bildirilmektedir. Birçok meyvede yayg›n bulunan lipid transfer proteinlerin
(LTP) baz› vakalarda çapraz reaksiyonlardan sorumlu olabilece¤i
bildirilmektedir.
OLGU: Befl yafl›nda erkek hasta nar yedikten sonra geliflen vizing,
nefes darl›¤› ve ürtiker (anafilaksi) nedeniyle baflvurdu. Özgeçmiflinden
6 ayl›ktan itibaren süt, yumurta, f›nd›k ve antep f›st›¤› allerjisi nedeniyle
takipli oldu¤u ö¤renildi. Nar ile yap›lan prick-to-prick testi 5x6 mm
saptand›, süt, yumurta, f›nd›k, antep f›st›¤› ve çay›r polenleri ile yap›lan
deri prick testleri pozitif bulundu. EAST tekni¤i ile f›nd›k (89.9kU/L),
antep f›st›¤› (16.5 kU/l), f›st›k (1.6 kU/L), nar (0.6 kU/L) ve Pru p 3 (fleftali
LTP) (2.7 kU/L) spesifik IgE de¤erleri ölçüldü. SDS-PAGE
immunoblotting’te hasta serumu nar özütü ile inkübe edildi¤inde 16 ve
17 kDa büyüklü¤ünde Ig-E reaktif bantlar gözlendi. Hasta serumu ile
nar özütünün inkübasyonu ile elde edilen bu bantlar›n özgüllü¤ünün
belirlenmesi için inhibisyon deneyleri yap›ld›. Bu deneylerde inhibisyon
reaksiyonlar›, nar ile çapraz reaksiyon verdi¤i bilinen ve hastada da
pozitif olarak tespit edilen yer f›st›¤›, f›nd›k, antep f›st›¤› ve pru p 3
(fleftali LTP) proteini ile hasta serumunun preinkübasyonu yoluyla
gerçeklefltirildi. Bu inhibisyon deneylerinin hiçbirinde nar özütüne ait
IgE-reaktif bantlar›n yo¤unlu¤unda bask›lanma gözlenmedi.
SONUÇ: Hasta serumunda 16 ve 17 kDa büyüklü¤ündeki bantlar,
büyüklü¤ü ortalama 10 kDa olan LTP’lere yak›n büyüklükte olmakla
birlikte SDS-PAGE sisteminde indirgeyici ajanlar›n kullan›lmamas› daha
büyük protein bantlar› elde edilmesine neden olmufl olabilir yada hasta
serumunda saptanan 2 bant nara özgü farkl› LTP izoformlar› olabilir.
Analizlerde inhibisyonun gözlenmemesi hastada gözlenen reaktivitenin
çapraz reaksiyondan ziyade nara özgü gerçek bir allerji olabilece¤ini
düflündürmektedir.
Besin alerjisinin s›kl›¤›, alerjenlerin da¤›l›m› ve klinik bulgular› yafl, ülke ve
bölgelere göre de¤iflmektedir ve bu konuda ülkemize ait veriler k›s›tl›d›r.
Bu çal›flmada Türkiye’nin güney –do¤u illerinde üçüncü basamakta izlenen
besin alerjili olgular›n retrospektif de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r.
MATERYAL VE METOD: Çal›flmaya Çukurova, Gaziantep,Harran,F›rat
Üniversiteleri T›p Fakültesi Hastaneleri ile Baflkent Üniversitesi Adana
Uygulama ve Araflt›rma Hastanesi’nde Agustos 2010-A¤ustos 2011
tarihleri aras›nda besin alerjisi nedeniyle izlenen,yafllar› 1-204ay aras›nda
olan 272 hasta retrospektif olarak incelendi. Olgular›n baflvuru
yak›nmalar›, klinik bulgular›, BA’den sorumlu besinler,spesifik IgE
düzeyleri, deri prick test sonuçlar› ve yükleme bulgular› de¤erlendirildi.
BULGULAR: Hastalar›n 115’i k›z(%42,3) ve 157’si erkek(%47.7) ve
tan› yafl ortalamas› 22.62±23.83 ay idi. Klinik bulgular incelendi¤inde
deri bulgular› 146 hastada (%53.6),solunum sistemi bulgular›
129(%47.4),GIS 39(%14.3) ve anaflaksi 8(%2.6)hastada saptand›.BA’ne
neden olan besinler de¤erlendirildi¤inde en s›k inek sütü alerjisi
saptand›(%56.6),bunu yumurta izlemekteydi(%52.5).Hastalar›n
%13.2’sinde bu¤day, %6.6’s›nda f›st›k alerjisi ve %21.7’sinde di¤er
besin alerjileri bulundu. 97 hastada (%35.6) birden fazla BA vard›.
Toplam 249 yükleme testi yap›ld› ve 137 test (%55) pozitif
bulundu.Yükleme s›ras›nda en s›k deri bulgular› (%65.3) gözlendi,
solunum sistemi bulgular› %30.6 ve GIS bulgular› %10.9 idi.
SONUÇ ve YORUM: BA çocukluk ça¤›n›n önemli problemlerinden biridir
ve ülkemizdeki profilini belirlemek amac›yla yap›lan bu çal›flmada en
s›k nedenin ‹SA oldu¤u görülmüfltür. Hastalar›n 3. basamakta izlenmesi
nedeniyle yükleme testlerinde göreli yüksek(%55 ) pozitif sonuç elde
edilmifltir.Tüm ülke genelindeki da¤›l›m› ve s›kl›¤› belirlemek için genifl
çapl› çal›flmalara ihtiyaç vard›r.
44
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 1
P-036
P-038
ÇOCUKLARDA LEPT‹N VE AD‹PONEKT‹N DÜZEYLER‹N‹N ASTIM VE
OBEZ‹TE ‹LE ‹L‹fiK‹S‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
ASTIMLI HASTALARDA BDNF (BRAIN DERIVED NÖROTROP‹K
FAKTÖR) DÜZEYLER‹
Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek
Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara
Belgin Usta Güç1, Suna Asilsoy2, Cemile Durmaz3
1
Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve Immunoloji Bl
2
Baskent Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Immunolojisi ve Alerji Bölümü
3
Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar› Hastanesi, Çocuk
Immunolojisi ve Alerji Bl
G‹R‹fi: Obezitenin ast›m için bir risk faktörü oldu¤u düflünülmektedir.
Ast›m hava yollar›n›n kronik inflamasyonuyla seyreden bir hastal›kt›r.
Ya¤ dokusu sistemik inflamasyona katk›da bulunmaktad›r. Ya¤
dokusunda pro-inflamatuar özelli¤i olan leptin ve anti-inflamatuar özelli¤i
olan adiponektin olarak adland›r›lan adipokinler üretilmektedir. Bu
çal›flma ile çocuklarda leptin ve adiponektin düzeylerinin ast›m ve obezite
ile iliflkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r.
METOD: Çal›flmaya hastanemize baflvuran yafllar› 6-16 yafl aras›nda
de¤iflen 238 çocuk al›nm›fl olup, vakalar dört grupta (Grup1: Ast›m ve
obezitesi olanlar, Grup 2: Ast›m olup obezitesi olmayanlar, Grup 3:
Ast›m olmay›p obezitesi olanlar, Grup 4: sa¤l›kl› çocuklar) incelenmifltir.
Hastalar›n serum leptin, adiponektin düzeyleri ile demografik özellikleri,
total eozinofil say›s›, eozinofil yüzdesi, total IgE, deri prik testi ve solunum
fonksiyon testi (SFT) aras›ndaki iliflki de¤erlendirildi.
BULGULAR: Grup 1, 2, 3 ve 4’ün vücut kitle indeksleri s›ras›yla
24.7±0.44, 17.4±0.24, 30.1±0.6, 21.3±2.2 fleklindeydi. Serum leptin
düzeyleri ast›m ve obezitesi olanlar (13.1±1.1) ve ast›m olmay›p obezitesi
olanlarda (17.1±1.5) di¤er gruplara göre anlaml› olarak daha yüksekti
(p<0.01). Serum adiponektin düzeyi ise Grup 2’de en yüksek (16.03±0.8),
Grup 3’de en düflüktü (8.2±0.64). Grup 2 ve 4 aras›nda ortalama leptin
ve adiponektin düzeyleri aç›s›ndan fark yoktu. Grup 1’de leptin düzeyleri
ile MEF 25-75 de¤erleri aras›nda negatif korelasyon saptand›. Sadece
ast›m olan grupta ve sadece obez olan grupta leptin, adiponektin
düzeyleri ile SFT aras›nda iliflki gösterilemedi. Grup 1 ve 2’de atopi
varl›¤› ile leptin, adiponektin düzeyleri aras›nda iliflki saptanmad›.
SONUÇ: Ast›ml› hastalarda obezitenin efllik etmesi leptin art›fl›yla birlikte
küçük hava yollar›n›n etkilenmesine neden olmaktad›r. Bu durum;
obezitesi olan ast›ml› hastalarda leptinin patogeneze katk›da bulundu¤unu
düflündürmektedir.
G‹R‹fi: Nörotropin ailesinin bir üyesi olan Brain Derived Nörotropik
Faktör (BDNF), nöral inflamasyonda, immun hücreler ile nöronlar
aras›ndaki ba¤lant›da rol oynar. Atopik ast›mda nöronal disfonksiyon
ile alerjik havayolu inflamasyonu aras›nda iliflki oldu¤u ve bu iliflkide
BDNF’ nin önemli rol oynayabilece¤i eriflkin çal›flmalar›nda gösterilmifltir.
Çocukluk ça¤›nda bu iliflki az say›da çal›flmada araflt›r›lm›flt›r.
Çal›flmam›zda ast›m tan›s› ile izlenen 5 yafl üstündeki hastalarda serum
BDNF düzeyleri de¤erlendirilmifltir.
YÖNTEM VE SONUÇLAR: Çal›flmam›zda hasta grubu olarak Çocuk
Allerji Bölümü’nde GINA kriterlerine göre kontrolde ast›ml› yafl ortalamas›
9.21 ± 2.41 y›l (5-15) olan 28 hasta (10’ nu k›z, %35,7), orta derecede
ast›m ata¤› olan yafl ortalamalar› 7,59 ± 2.42 y›l (5-13) olan 30 hasta
(13’ ü k›z,%43,3), sa¤lam çocuk olarak yafllar› 8,7 ± 3.19 y›l (5-15) olan
30 çocuk(14’ ü k›z,%46,7) de¤erlendirildi. Kontrolde ast›ml› hastalar›n
% 89,3 ‘ inde, atakta ast›ml› hastalar›n % 93,3’ nde atopi saptand›.
BDNF düzeyleri kontrol alt›ndaki ast›ml› hastalarda 952.94 pg/ml (2201,018), atakta olan ast›m hastalarda 852.09 pg/ml (355-1,036), sa¤lam
çocuk grubunda 572.65 pg/ml (213-818) olarak bulundu, kontrolde
ast›ml› hastalar ile kontrol grubu aras›nda ve atakta ast›m hastalar ile
kontrol grubu aras›nda BDNF düzeyleri aç›s›ndan farkl›l›k saptand›
(p<0,001). Atakta ast›ml› hastalar›n BDNF düzeyleri ile kontrolde ast›ml›
hastalar›n BDNF düzeyleri aras›ndaki farkl›l›k saptanmad› (p=0,674).
TARTIfiMA: Çal›flmam›zda ast›ml› hastalar›n BDNF düzeylerinin sa¤l›kl›
çocuklar›n BDNF düzeylerinden yüksek oldu¤unu saptad›k. Ast›m
patogenezinde nörotropinlerin rolu son y›llarda tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r.
Ancak ast›m›n patogenezinde nörotropinlerin ve nörojenik inflamasyonun
rolü ile ilgili daha kapsaml› çal›flmalara gereksinim vard›r.
P-037
P-039
TRABZON’DAK‹ AMATÖR VE PROFESYONEL SPOR KLÜPLER‹NDE
8-18 YAfi ARASI FUTBOL OYUNCULARINDA EGZERS‹ZE BA⁄LI
BRONKOSPAZM PREVALANSI
MEVS‹MSEL ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ÇOCUKLARDA EGZERS‹Z ‹LE
TET‹KLENEN NAZAL OBSTRÜKS‹YONUN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu1, Elif Acar Arslan1, Faz›l Orhan1, Ali Baki2, Taner Karakafl1
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji
Bölümü, Trabzon
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri A.B.D, Trabzon
Bar›fl Urhan1, Koray Harmanc›2, A. Kadir Koçak2
Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Ana Bilim Dal›, Eskiflehir
2
Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji Bilim Dal›, Eskiflehir
AMAÇ: Egzersize ba¤l› bronkospazm (EBB), egzersizden sonraki 30
dakika içerisinde birinci. saniyedeki zorlu ekspiratuvar volümde (FEV1)’de
%10 veya daha fazla azalma olmas›d›r. Ast›ml› hastalar›n yaklafl›k
%90’›nda, ast›m› olmayan hasta popülasyonlar›n›n %35’inde EBB
semptomlar› görülür. Yap›lan spor türüne göre profesyonel atletlerin
%10-50’sinde egzersiz s›ras›nda veya sonras›nda EBB oluflur.
Çal›flmam›zda, Trabzon’da amatör ve profesyonel spor klüplerindeki 818 yafl aras› futbol oyuncular›nda EBB s›kl›¤›n› belirlemeyi amaçlad›k.
YÖNTEM-GEREÇLER: Randomize olarak 1146 lisansl› futbol
oyuncusundan 246’s› seçildi ve 229’una (%93.1) 6-8 dakika boyunca
koflu band›nda en az›ndan %85 egzersiz yükü sa¤lanacak ve bu yüke
ulafl›ld›ktan sonra 4-6 dakika daha sürdürülecek flekilde egzersiz testi
uyguland›. Egzersiz öncesinde, egzersizden hemen sonra (0.dakika),
egzersizin 2, 5, 10, 15 ve 30. dakikalar›nda FEV1 ölçüldü. Egzersiz
boyunca kalp h›z› monitorize edildi, kan bas›nçlar› test öncesi ve
sonras›nda ölçüldü. Ebeveynler ve çocuklar Uluslaras› Çocukluk Ça¤›
Ast›m ve Allerjik Hastal›klar Çal›flmas› ( ISAAC) anket formunun besin
allerjisi öyküsü, ailenin atopik durumu, evde hayvan besleme, evde
hamamböce¤i olup olmad›¤›, evin ›s›t›lma flekli, ebeveynlerin sigara
içip içmemesini de içeren modifiye edilmifl bir fleklini cevaplad›lar.
BULGULAR: Egzersiz sonras› FEV1’de %10 ve üzeri düflme 22 hastada
(%9.6) gözlendi. Son bir y›lda gece kuru öksürü¤ü olan (%28.6 vs %7.7,
p=0.008) ve besin allerjisi öyküsü tarifleyen çocuklarda (%28.6 vs %8.4,
p=0.034) EBB s›kl›¤› daha yüksek bulundu.
SONUÇLAR: Çal›flmam›z, Trabzon’da 8-18 yafl aras›ndaki futbol
oyuncular›nda önemli ölçüde EBB oldu¤unu ve futbol oynayan çocuklar›n
bu yönden taranmas›n›n sa¤l›k kaliteleri ve atletik performanslar›n›n
artmas› yönünden önemli oldu¤unu göstermektedir.
G‹R‹fi VE AMAÇ: Allerjik rinit; burun kafl›nt›s›, hapfl›rma, burun t›kan›kl›¤›,
burun ak›nt›s› ve/veya posnazal ak›nt› ile karakterize bir tablodur. Bu
çal›flmada mevsimsel alerjik rinit (MAR)'li çocuklarda, polen mevsimi d›fl›nda
geliflen rinit semptomlar›na egzersizin etkisinin araflt›r›lmas› planlanm›flt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Çocuk Alerji BD, poliklini¤ine Kas›m 2010-fiubat
2011 tarihleri aras›nda baflvuran, 10-18 yafl aras›nda MAR'l› 20 hasta
ile ayn› say› ve cinsiyette sa¤l›kl› çocuk çal›flmaya al›nd›. Olgular›n tümüne
modifiye Bruce protokolüne göre koflu band›nda egzersiz testi yapt›r›ld›.
Test öncesinde ve sonras›nda rinomanometre ile nazal ak›m ve direnç
0-2-5-10-15- 30 ve 60.dakikada 150 Pa bas›nçta ölçüldü. Çal›flma ve
kontrol grubu burun t›kan›kl›¤›, hapfl›r›k, burun ak›nt›s›/post nazal ak›nt›
ve burun kafl›nt›s› semptomlar› aç›s›ndan ifllem öncesi ve ölçümler
s›ras›nda sorguland›. Vizüel analog skalas› ile, test öncesi ve ölçümler
s›ras›nda 0-10 aras› bir puan vererek burun aç›kl›klar›n› de¤erlendirmeleri
istendi. Egzersiz s›ras›nda ve/veya sonras›nda rinit semptomlar›ndan bir
veya birden fazla geliflen hastalarda test pozitif olarak de¤erlendirildi.
BULGULAR: MAR'l› hastalarda en s›k burun t›kan›kl›¤› olmak üzere,
% 40 oran›nda egzersiz sonras› rinit semptomlar› saptand›. Kontrol
grubunda bu oran % 5 olarak bulundu (P< 0.05).
TARTIfiMA: MAR'l› hastalar›n nazal pasajlar›nda, alerjen temas›n›n
olmad›¤› dönemlerde de saptanan inflamatuar hücreler ve mediatörler
minimal persistan inflamasyona yol açmakta, bu inflamasyon alerjenlere
ve non-spesifik irritanlara karfl› duyarl›l›kta art›fla neden olmaktad›r. Bu
durum bizim çal›flmam›zda da oldu¤u gibi egzersiz gibi uyaranlara karfl›
artm›fl cevaptan sorumlu olabilir.
SONUÇ: MAR'l› çocuklarda polen mevsimi d›fl›nda geliflen semptomlarda,
egzersizinde ay›r›c› tan› ve tedavide de¤erlendirilmesini öneririz.
1
45
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-040
P-042
ASTIMI OLAN VE OLMAYAN ÇOCUKLARDA OBEZ‹TEN‹N EKSHALE
N‹TR‹K OKS‹T DÜZEY‹ ÜZER‹NE ETK‹S‹
METAKOL‹NLE ATAK GEL‹fiT‹R‹LEN KRON‹K ASTIMLI BALB/C
FARELERDE NEBÜL‹ZE S‹LDENAF‹L‹N AKC‹⁄ER H‹STOLOJ‹S‹,
OKS‹JEN SATÜRASYONU VE KAN GAZI PARAMETRELER‹ ÜZER‹NE
ETK‹LER‹
Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Celal Özcan, Ersoy
Civelek, Müge Toyran, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
Özkan Karaman 1 , Duygu Erge 1 , Arzu Babayi¤it Hocao¤lu 1 ,
Nevin Uzuner1, Osman Y›lmaz2, Güven Erbil3, Alper Ba¤r›yan›k3
1
Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹zmir
2
Dokuz Eylül Üniversitesi, Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü, Laboratuvar
Hayvanlar› Bilimi Anabilim Dal›, ‹zmir
3
Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim
Dal›, ‹zmir
G‹R‹fi: Ast›m hava yolu inflamasyonu ile karakterize bir hastal›kt›r ve
ekshale nitrik oksit hava yolu inflamasyonunun önemli bir belirteçtir.
Obezitenin mekanik etkilerinin yan› s›ra hava yolu inflamasyonu üzerinde
de etkisinin oldu¤u düflünülmektedir. Çal›flmada obezitenin ast›m› olan
ve olmayan çocuklarda ekhale nitrik oksit düzeyi üzerine etkisi araflt›r›lm›flt›r.
METOD: Çal›flmaya vaka al›m› Ekim-Aral›k 2011 tarihleri aras›nda
gerçeklefltirildi ve toplam dört çal›flma grubu oluflturuldu: 1)Obez olmayan
ast›ml› hasta grubu 2)Obez ast›ml› hasta grubu 3)Obez hasta grubu
4)Kontrol grubu. Ast›m› veya alerjik riniti olanlar obez ve kontrol grubuna
al›nmazken, ast›ml› hasta gruplar›na sadece GINA’ya göre kontrollü
olan vakalar dahil edildi. Her dört hasta grubundaki kat›l›mc›lar›n bireysel
ve ailesel atopi öyküleri al›nd›. Tüm kat›l›mc›lar ekshale NO ölçümü,
solunum fonksiyon testleri ve s›k karfl›lafl›lan alerjen ile deri prick testleri
yap›ld›. Ayr›ca açl›k insülin ve glukoz düzeyleri ölçüldü.
BULGULAR: Çal›flmaya toplam 49 ast›m, 53 obez-ast›m, 36 ast›m ve
33 kontrol grubuna ait vaka dahil edildi. Gruplar aras›nda yafl, cinsiyet,
egzema, ailesel atopi ve ortalama FEV-1 düzeyleri aç›s›ndan fark
saptanmad›. Obez-ast›m grubun ortanca ExNO düzeyleri kontroller göre
anlaml› yüksek saptan›rken(p:0.005) di¤er gruplar aras›nda fark
saptanmad›. ExNO düzeyi için 20 de¤eri cut-off kabul edildi¤inde ast›m
ve ast›m-obez grubundaki oran kontrollere göre anlaml› derecede yüksek
iken(p:0.018 ve p:0.013) obezlerle di¤er gruplar aras›nda fark saptanmad›.
Ekshale NO için risk faktörleri aç›s›ndan (yafl, cinsiyet, VK‹, FEV-1, atopi,
alerjik rinit, ailede atopi varl›¤›, HOMA-IR, ast›m ve obezite varl›¤›) lojistik
regresyon analizi yap›ld›¤›nda sadece ast›m›n risk faktörü oldu¤u görüldü.
SONUÇ: Bu çal›flmada ast›m› olan ve olmayan çocuklarda obezitenin
ExNO düzeyi üzerinde etkisi saptanmam›flt›r.
AMAÇ: Bu çal›flmada metakolinle atak provoke edilen kronik ast›ml›
farelerde nebulize sildenafili uygulamay› ve nebulize sildenafilin akci¤er
histolojisi, oksijen satürasyonlar› ve kan gaz› parametreleri üzerine
etkilerini araflt›rmay› amaçlad›k.
YÖNTEM: Otuzbefl BALB/c fare 5 gruba ayr›ld› (Grup 1-5). Grup 1
(kontrol) d›fl›ndaki tüm farelerde kronik ast›m modeli oluflturuldu. Grup
3, 4 ve 5’teki farelerde metakolin inhalasyonlar› ile ast›m ata¤› oluflturuldu.
Sonras›nda nebulize sildenafil (0.07 mg/ml), nebulize budesonid
(0.25mg/ml) ve nebulize salin s›ras› ile Grup 3, 4 ve 5’e verildi. Metakolin
inhalasyonlar› öncesi ve sonras›nda ve tedavilerden 15 dakika sonra
farelerin kalp h›zlar› ve oksijen satürasyonlar› ölçüldü. Tedavilerden bir
saat sonra fareler kalplerinden kan al›narak sakrifiye edildi ve kan gazlar›
ölçüldü. Tüm farelerin akci¤er histolojileri ›fl›k ve elektron mikroskopi
ile incelendi.
BULGULAR: Grup 1’in bazal membran, düz kas ve epitel kal›nl›klar›,
mast ve goblet hücre say›lar› Grup 2’ninkilerden anlaml› olarak düflüktü
(Tablo 1) (Figür 1-3). Grup 3’ün bazal membran kal›nl›¤› ve mast hücre
say›s›, Grup 5’inkilerden (p=0.000, p=0.001); Grup 5’in düz kas kal›nl›¤›,
Grup 3’ünkinden (p=0.000); Grup 4’ün bazal membran kal›nl›¤› ve mast
hücre say›s› Grup 5’inkilerden (p=0.000, p=0.000); Grup 4’ün düz kas
kal›nl›¤›, Grup 3’ünkinden (p=0.000) anlaml› flekilde düflüktü (Tablo 2).
Oksijen satürasyonlar›, kalp h›zlar› ve kan gaz› parametreleri gruplar
aras›nda farkl›l›k göstermemekte idi (Tablo 3-5).
SONUÇ: Kronik ast›m modeli baflar› ile oluflturulmufltur. Nebulize
sildenafil plaseboya göre bazal membran kal›nl›¤›nda ve mast hücre
say›s›nda anlaml› azalma sa¤lam›flt›r. Nebulize budesonid sadece düz
kas kal›nl›¤›n› nebulize sildenafile göre anlaml› olarak azaltm›flt›r. Kalp
h›z›, oksijen satürasyonu ve kan gaz› parametreleri tedavilere göre
farkl›l›k göstermemifltir.
P-041
5 YAfi ALTI TEKRARLAYAN HIfiILTISI OLAN ÇOCUKLARDA A V‹TAM‹N‹
VE ER‹TROS‹T ‹Ç‹ Ç‹NKO DÜZEY‹
Emine Dibek M›s›rl›o¤lu, Handan Duman, Mahmut Do¤ru, Serap Özmen,
‹lknur Bostanc›
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve
Araflat›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara
Tablo 1. Grup 1 ve 2'ye ait histolojik parametreler
G‹R‹fi: Vitamin A ve çinko eksikli¤i düflük sosyoekonomik koflul ile iliflkili
olup özellikle geliflmekte olan ülkelerin problemidir. Serum A vitamini
eksikli¤inde solunum sisteminde mukus sekresyonu bozulur ve T hücre
fonksiyonlar› da etkilenerek enfeksiyon s›kl›¤› artar. Böylelikle enfeksiyon
s›kl›¤›nda art›fl ile birlikte solunum yollar›nda cevapta art›fl, hava yollar›nda
obstruksiyon ve h›fl›lt›ya yol açabildi¤i düflünülmektedir. Çinko ise
solunum yollar› epitelinde yer almas› yan› s›ra immün sistemin hem
hücresel hem de humoral cevab›n›n düzenlenmesinde rol al›r. Eksikli¤inde
hem antioksidan özelli¤inin azalmas› hem de TH-1 yan›t›n Th2 yan›ta
dönüflümünün artmas› nedeni ile h›fl›lt› ataklar›na yol açabilece¤i
düflünülmektedir.
AMAÇ: Çal›flmam›z›n amac› 5 yafl alt›nda tekrarlayan h›fl›lt›s› olan
çocuklarda hem A vitamini hemde çinko düzeyini belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Çocuk Allerji klini¤ine tekrarlayan h›fl›lt› >=3 atak)
nedeniyle baflvuran 5 yafl alt›, sosyoekonomik düzeyi düflük, son üç
ayda herhangi bir multivitamin ve çinko preparat› almayan çocuklar
çal›flmaya dahil edildi. Kronik veya tekrarlayan ishali ve büyüme gerili¤i
olan çocuklar çal›flma d›fl› b›rak›ld›. Çinko düzeyi eritrosit içi “Atomik
Absorpsiyon Spektroskopi” yöntemiyle ölçüldü. A vitamin düzeyi serumda
HPLC (yüksek performans likit kromotografi) yöntemi ile ölçüldü.
BULGULAR: Çal›flmaya yafllar› 12 ile 51 ay (29,7±11,5 ay) aras›nda
de¤iflen 25 çocuk al›nd›. Çocuklar›n 21 (%84) erkek cinsiyette idi. Çinko
düzeyi 1022 ile 1402 μg/dL (1177,68±81,49) ve A vitamini düzeyi 0,23
ile 0,68 μmol/L (0,37±0,12) aras›nda olup tüm hastalarda normal
düzeylerde idi.
SONUÇ: Çal›flmam›zda 5 yafl alt› h›fl›lt›l› çocuklarda sosyoekonomik
düzey düflük olsa bile, risk faktörü yoksa A vitamini ve çinko eksikli¤ini
araflt›rmaya gerek olmad›¤›n› vurguluyoruz.
Kontrol (Grup 1)
(Ort ± SD)
(Min-Maks)
Ast›m (Grup 2)
(Ort ± SD)
(Min-Maks)
p
Bazal membran
kal›nl›¤› (nm)
298.23 ± 36.33
(242.16-378.54)
660.14 ± 99.04
(487.23-759.32)
0.000
Düz kas kal›nl›¤› (μm)
6.66 ± 1.16
(5.25-8.89)
11.05 ± 2.06
(7.65-13.44)
0.000
Epitel kal›nl›¤› (μm)
19.21 ± 1.32
(17.05-20.84)
32.33 ± 7.61
(21.11-44.02)
0.000
Mast hücre say›s›
/ 16400 (μm2)
0.93 ± 0.50
(0-1.6)
3.56 ± 1.14
(1.8-6)
0.001
100 μm’deki Goblet
hücre say›s›
1.2 ± 0.98
(0.11-3.4)
7.69 ± 3.71
(1.72-12.20)
0.000
(K›saltmalar: Ort; Ortalama, min; minimum, maks; maksimum, nm; nanometre,
μm: mikrometre) Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova
testinde p<0.05 anlaml› olarak kabul edildi.
46
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-042 (devamı)
P-043
Tablo 2. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in histolojik bulgular›
ÇOCUKLUK ÇA⁄INDA ASTIM KONTROLÜNÜN ASTIM KONTROL TEST‹
VE N‹TR‹K OKS‹T ÖLÇÜMLER‹ ‹LE DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
Bazal membran
kal›nl›¤› (nm)
Düz kas kal›nl›¤› (μm)
Epitel kal›nl›¤› (μm)
Mast hücre say›s›/
16400 (μm2)
100 μm’deki Goblet
hücre say›s›
Sildenafil
(Grup 3)
Ort ± SD
(min-maks)
Budesonid
(Grup 4)
Ort ± SD
(min-maks)
Salin
(Grup 5)
Ort ± SD
(min-maks)
221.67 ± 57.09
(127.27-328.98)
10.67 ± 1.48
(7.5-13.13)
33.79 ± 4.07
(28.28-43.22)
1.13 ± 1.06
(0-3)
6.43 ± 3.18
(2.56-11.34)
205.44 ± 48.11
(149.63-309.84)
6.53 ± 1.77
(3.41-9.49)
33.18 ± 3.95
(26.31-38.51)
0.86 ± 1.12
(0-3)
3.80 ± 2.15
(1.33-7.26)
323.9 ± 27.95
(274.6-367.56)
6.92 ± 1.22
(5.68-9.55)
36.18 ± 5.27
(28.38-45.63)
3.66 ± 3.22
(0-10)
4.90 ± 4.34
(0.43-13.55)
Süleyman Tolga Yavuz1, Ersoy Civelek1, Ümit Murat fiahiner1, Betül
Büyüktiryaki1, Ayfer Tuncer1, Erdem Karabulut2, Bülent E. fiekerel1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik Ana Bilim Dal›
AMAÇ: Güncel rehberlerde ast›ml› çocuklar›n takip ve tedavilerinin
de¤erlendirilmesinde ast›m kontrolünün önemi vurgulanmaktad›r. Bu
çal›flman›n amac› ast›m› kontrol alt›nda olmayan çocuklar›n
tan›mlanmas›nda Çocukluk Ça¤› Ast›m Kontrol Testi (çAKT) ve
Fraksiyone Ekshale Nitrik Oksit (FeNO) ölçümünün karfl›laflt›r›lmas›d›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya 6 ila 11 yafl aras›ndaki ast›ml›
çocuklar al›nd›. Ayl›k klinik vizitlerde hastalara rutin spirometrik testlerin
yan›nda çAKT uyguland› ve FeNO ölçümleri yap›ld›. Hastalar›n ast›m
kontrol düzeyleri –alt›n standart kabul edilen- GINA rehberine göre
belirlendi ve uygun tedavileri planland›.
BULGULAR: Ortalama yafllar› 8.7±1.4 y›l olan 76 çocuk çal›flmaya
al›nd›. ‹kinci ve üçüncü vizitlerde ise s›ras›yla 64 ve 51 çocuk
de¤erlendirildi. Ast›m› tam kontrollü olarak de¤erlendirilen hastalar›n
çAKT skorlar› 1. (24 vs. 19; p<0.001) ve 2. (25 vs. 20; p<0.001) vizitlerde
anlaml› olarak daha yüksekti ve 3. (24 vs. 23; p=0.313) vizitte de bu
yükseklik devam etme e¤ilimindeydi. FeNO de¤erleri ise ast›m› tam
kontrollü olan hastalarda 1. (16 ppb vs. 20 ppb; p=0.381), 2. (18 vs. 23;
p=0.107) ve 3. (16 vs. 21.5; p=0.168) vizitlerde daha düflük idi. çAKT
skorunun <= 22 olmas› tam kontrollü olmayan ast›m› %69 sensitivite
ve %77 spesifisite ile öngörürken (p<0.001), FeNO de¤erinin >= 19
olmas› %61 sensitivite ve %59 spesifisite ile öngörüyordu (p=0.10). Çok
de¤iflkenli GEE analizi sonuçlar›nda çAKT <=22 olmas› (OR [CI]; p)(8.75
[4.35-17.59]; p<0.001), ve FeNO >=19 olmas› (2.60 [1.07-6.29]; p=0.034)
tam kontrollü olmayan ast›m için anlaml› risk faktörleri olarak belirlendi.
SONUÇLAR: Ast›ml› çocuklar›n ast›m kontrol durumlar›n›n
belirlenmesinde çAKT, FeNO ölçümüne göre daha üstündür ve klinik
uygulamada ast›m› kontrollü olmayan çocuklar›n tan›mlanmas›nda
yard›mc› bir araç olarak kullan›labilir.
Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05
anlaml› olarak kabul edildi.
Tablo 3. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in oksijen satürasyonlar›
Oksijen satürasyonlar› %
0. dakika
1.metakolin sonras›
2.metakolin öncesi
2.metakolin sonras›
3.metakolin öncesi
3.metakolin sonras›
‹laç sonras›
Grup 3
(Sildenfil)
Ort ± SD
(min-max)
75.16±11.54
(61-95)
78.66±10.68
(66-98)
70.66±13.73
(51-88)
75.83±8.20
(67-91)
72.33±7.42
(66-87)
85.83±11.21
(76-100)
60.5±16
(45-82)
Grup 4
(Budesonid)
Ort ± SD
(min-max)
79.8±13.36
(66-95)
72.2±8.87
(61-82)
72.8±8.75
(62-83)
66±5.33
(57-70)
68.2±16.26
(54-95)
85.8±11.94
(70-99)
57.2±10.7
(39-66)
Grup 5
(Plasebo)
Ort ± SD
(min-max)
81.2±15.08
(67-100)
80.60±24.09
(46-100)
71.8±14.46
(60-96)
80.4±11.84
(68-92)
85.4±11.34
(72-100)
85.4±11.34
(72-100)
64±14.76
(55-90)
P-044
Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05
anlaml› olarak kabul edildi.
ÇOCUKLARDA ROBINIA PSEUDOACAC‹A DUYARLILI⁄ININ ALLERJ‹
KL‹N‹⁄‹NDEK‹ YER‹
Tablo 4. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in kalp h›zlar›
Nab›z say›s›/dk
Grup 3
(Sildenafil)
Ort ± SD
(min-max)
Grup 4
(Budesonid)
Ort ± SD
(min-max)
Grup 5
(Plasebo)
Ort ± SD
(min-max)
0. dakika
214.66±47.62
(124-258)
196.5±32.7
(163-250)
217.5±34.3
(167-250)
237±17.64
(204-250)
229.5±20.43
(200-250)
197.33±37.85
(155-250)
225.33±45.38
(153-290)
230.8±37.53
(164-250)
211.20±47.65
(147-250)
211.8±48.04
(148-251)
221.4±24.49
(192-250)
235.2±15.02
(213-250)
204.2±26.72
(182-250)
210±22.56
(196-250)
181±64.49
(102-250)
181±64.18
(123-250)
212.2±57.96
(121-258)
216.6±25.8
(184-250)
222.6±25.11
(202-250)
194.2±32.6
(165-250)
228±46.98
(144-250)
1.metakolin sonras›
2.metakolin öncesi
2.metakolin sonras›
3.metakolin öncesi
3.metakolin sonras›
‹laç sonras›
P›nar Uysal, Dilek Tezcan, Zeynep Tuba Ar›kan Ayy›ld›z, Fatih F›r›nc›,
Tuba Tuncel, Özkan Karaman, Nevin Uzuner
Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
AD, ‹mmunoloji ve Klinik Allerji BD, ‹zmir
AMAÇ: Çal›flmam›zda Robinia pseudoacacia polen duyarl›l›¤›n›n s›kl›¤›n›n
ve hastalar›n klinik özellikleri ile iliflkisinin belirlenmesi amaçlanm›flt›r.
METHOD: Dokuz Eylül T›p Fakültesi Çocuk ‹mmunoloji ve Klinik Allerji
Bölümü’nde 01.09.2010-01.09.2011 tarihleri aras›nda yafllar› 4 ile 18
aras›nda de¤iflen hastalara deri testi paneline ek olarak ticari Robinia
pseudoacacia allerjeni ile deri prik testi yap›lm›flt›r. Robinia pseudoacacia
polen duyarl›l›¤›n›n saptand›¤› hastalar ile duyarl›l›¤›n saptanmad›¤› efl
yafltaki 80 çocu¤un klinik özellikleri ve deri prik testi sonuçlar› karfl›laflt›r›lm›flt›r.
BULGULAR: Olgular›n 45’i (%63.4) erkek, 26’s› (%36.6) k›zd›r. Hastalar›n
yafl ortalamas› 132.9 ± 48.0 ay, flikayetlerinin bafllama yafl› 91.6 ± 48.6
ayd›r. Hastalar›n 43’ü (%60.6) ast›m, 55’i (%77.5) allerjik rinit tan›s› alm›flt›r.
Ast›m› olanlar›n 5’i (%11) hafif, 35’i (%81) orta ve 3’ü (%6) a¤›r persistan
ast›m tan›l› iken allerjik rinitli olgular›n 46’› (%83) intermittan, 10’u (%18)
persistan allerjik rinit tan›s› ile takip edilmektedir.
Bulgular: Yap›lan deri testlerine göre tüm hastalar polisensitize idi. Robinia
pseudoacacia duyarl›l›¤› olan çocuklarda olmayanlara göre ot-tah›l kar›fl›m›
(p=0.019), yabani ot kar›fl›m› (p=0.000), erken ve orta dönem a¤aç polenleri
kar›fl›m› (p=0.000, p=0.000, s›ras›yla), Olea Europaea (p=0.000) ve Pinus
silvestris duyarl›l›¤› (p=0.005) istatistiksel olarak daha s›k bulunmufltur.
SONUÇ: Çal›flmam›zda Robinia pseudoacacia duyarl›l›¤›n›n çok düflük
düzeylerde oldu¤u, duyarl›l›k olan tüm hastalar›n polisensitize oldu¤u
görülmüfltür. En s›k olarak ot/tah›l kar›fl›m› ve Olea Europaea duyarl›l›¤›
efllik etmektedir. Robinia pseudoacacia duyarl›l›¤›n›n olmas› hastalar›n
klinik özelliklerinde ve tedavi basamaklar›nda kötüleflmeye neden
olmamaktad›r. Bu çal›flman›n sonucu bize, henüz allerjeni saptanmam›fl
olan ve allerjenik potansiyeli bilinmeyen Robinia pseudoacacia’a karfl›
oluflan duyarl›l›¤›n bir çapraz reaksiyon yan›t› oldu¤unu düflündürmektedir.
Bonferroni düzeltmesi uygulanarak yap›lan One-way Anova testinde p<0.05
anlaml› olarak kabul edildi.
Tablo 5. Grup 3, Grup 4 ve Grup 5’in kan gaz› de¤erleri
Grup 3
(sildenafil)
Grup 4
(budesonid)
Grup 5
(plasebo)
pH
Ort ± SD
(min-max)
PCO2
Ort ± SD
(min-max)
HCO3
Ort ± SD
(min-max)
7.16 ± 0.03
(7.14-7.21)
7.11 ± 0.12
(6.93-7.21)
7.11± 0.06
(7.06 -7.22)
54.52 ± 5.47
(47.9-61.30)
69.88 ± 19.82
(49.10-102.10)
61.88 ± 5.77
(56-69.8)
20.27 ± 2.21
(17.20-22.20)
22.65 ± 2.19
(20.10-25.40)
20.02 ± 1.85
(18.6-23.10)
47
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-045
P-046 (devam›)
DENEYSEL ASTIM MODEL‹NDE GLYCYRRH‹Z‹N'‹N KRON‹K
H‹STOPATOLOJ‹K DE¤‹fi‹KL‹KLER ÜZER‹NE DÜZELT‹C‹ ETK‹S‹
ARKSS ve ARK ilaç kullan›m skoru yönünden sadece dört günde (12
May›s, 4/6/7 Haziran), ARKSS ile ARK ve ast›m ilaç kullan›m skoru
birlikte incelendi¤inde sadece üç günde (12 May›s, 6/7 Haziran) polen
grubunun ortalamas› kuruyemifl ve polen allerjisi grubuna göre anlaml›
olarak daha yüksekti (p<0.05). Di¤er kalan günlerde ARKSS ve ilaç
kullan›m skoru yönünden fark yoktu.
SONUÇ: Çal›flmam›z›n sonuçlar› kuruyemifl allerjili çocuklarda polen
duyarl›l›¤›n›n s›k görüldü¤ünü ve olgular›n ço¤unlu¤unda polen allerjenine
maruziyetin allerjik rinite neden oldu¤unu göstermektedir. Bulgular
kuruyemifl ve polen allerjili olgular ile sadece polen allerjili olgular
aras›nda ARK semptom fliddetinin benzer oldu¤unu göstermektedir.
Arzu Babayi¤it Hocao¤lu1, Özkan Karaman1, Duygu Ölmez Erge1,
Nevin Uzuner1, Güven Erbil2, Osman Y›lmaz3, Alper Ba¤r›yan›k2
1
Dokuz Eylül Üniversitesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim Dal›, ‹zmir
2
Dokuz Eylül Üniversitesi, Histoloji-Embriyoloji Bilim Dal›, ‹zmir
3
Dokuz Eylül Üniversitesi, Multidisipliner Hayvan Laboratuvar› Bilim
Dal›, ‹zmir
AMAÇ: Meyan kökü ast›m tedavisinde uzun y›llard›r kullan›lmakta olan
bir bitkidir. Glycyrrhizin ise, meyan kökünün önemli aktif bilefleni olan
bir triterpen glikozittir. Antiinflamatuvar, antiviral, antitümör ve
hepatoprotektif etki gibi birçok farmakolojik etkileri vard›r. Bu çal›flmada,
glycyrrhizin’in kronik ast›m modeli oluflturulmufl BALB-c farelerde
akci¤erdeki histolojik de¤ifliklikler üzerine etkisinin araflt›r›lmas›
amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Yirmisekiz BALB/c fare grup; I, II, III ve IV olmak
üzere dört grubu ayr›ld›. Kontrol grubu (Grup I) d›fl›ndaki tüm fareler
ovalbumin ile sensitize edildi ve duyarl›laflt›r›ld›. Grup II’ye (Plasebo)
salin, Grup III’e 1 mg/kg dekzametazon ve Grup IV’e 10 mg/kg dozunda
glycyrrhizin, orogastrik gavaj yolu ile yedi gün boyunca verildi. Bütün
gruplarda akci¤er histopatolojisi, ›fl›k ve elektron mikroskopik olarak
incelendi.
BULGULAR: Akci¤erin histopatolojik de¤erlendirmelerinde, bazal
membran (p: 0.000), subepitelyal düz kas (p: 0.001) ve epitel (p: 0.000)
kal›nl›¤›n›n, mast hücre (p: 0.018) ve goblet hücre (p: 0.000) say›s›n›n,
Glycyrrhizin uygulanan grupta (Grup IV), plasebo uygulanan gruba göre
(Grup II) önemli ölçüde azald›¤› gösterildi. Glycyrrhizin ve dekzametazon
gruplar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda ise, bazal membran kal›nl›¤› (p: 0.514),
subepitelyal düz kas (p: 0.054) ve epitel kal›nl›¤› (p: 1.0), mast (p: 0.075)
ve goblet hücre say›s› (p: 0.988) dahil de¤erlendirilen tüm histopatolojik
parametrelerde Grup III ve IV aras›nda istatistiksel olarak anlaml› farkl›l›k
saptanmad›.
SONUÇ: Bu çal›flmada glycyrrhizin’in ast›ma ba¤l› olarak oluflan tüm
kronik histopatolojik de¤ifliklikleri düzeltti¤ini gösterilmifltir. Ayr›ca,
de¤erlendirilen histopatolojik de¤ifliklikler aç›s›ndan dekzametazon ve
glycyrrhizin uygulanan gruplar aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark
saptanmam›flt›r. Çal›flman›n sonuçlar›, glycyrrhizin’in ast›m tedavisinde
etkili olabilece¤ini düflündürmektedir ancak bu konuda yap›lacak ileri
çal›flmalara ihtiyaç vard›r.
ÇOCUK SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹ - 2
P-047
‹K‹NC‹ BASAMAK SA⁄LIK KURULUfiUNA BAfiVURAN HIfiILTILI
ÇOCUKLARDA ET‹YOLOJ‹
Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz
Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep
AMAÇ: Bu çal›flmada, Gaziantep Çocuk Hastanesi’ne baflvuran ve
yafllar› 6 ay-3 yafl aras›nda olup en az üç kez h›fl›lt› ata¤› geçirmifl
çocuklarda etiyolojinin ortaya konmas› amaçland›.
YÖNTEM: Prospektif olarak çal›flmaya ilki 1 yafl alt›nda olmak koflulu
ile en az üç h›fl›lt› ata¤› geçirmifl olan toplam 210 çocuk al›nd›. Etiyolojiyi
ayd›nlatmak üzere, ayr›nt›l› öykü ve fizik muayenenin yan› s›ra, tam
kan say›m›, periferik kanda eozinofil, serum immunglobulin düzeyleri,
ter testi, PPD, akci¤er grafisi, gastroösefageal reflü sintigrafisi, allerjen
spesifik IgE, deri ‘prick’ testi ve gerekti¤i hallerde toraks›n bilgisayarl›
tomografi incelemesi yap›ld›.
BULGULAR: Etiyolojik aç›dan yap›lan incelemeler ile 129 olgu (% 61,4)
viral h›fl›lt› ataklar›, 59 olgu (% 28,1) atopinin efllik etti¤i çoklu-tetiklenen
h›fl›lt› ataklar›, 5 olgu (% 2,4) gastroösefageal reflü, 4 olgu (% 1,9)
bronkopulmoner displazi, 7 olgu hipogamaglobulinemi (%3,3), 3 olgu
(1,4) IgA eksikli¤i ve 3 olgu (%1,4) da kistik fibrozis tan›s› ald›. Atopinin
efllik etti¤i çoklu-tetiklenen h›fl›lt› gurubunda, 50 hastada besin allerjisi
(15 hasta süt allerjisi, 33 hasta yumurta allerjisi, 2 hasta süt ve yumurta
allerjisi), 9 hastada ise inhalan allerjen duyarl›l›¤› saptand›.
SONUÇ: Hayat›n ilk üç y›l›nda tekrarlayan h›fl›lt›s› olan çocuklarda etiyolojiyi
ortaya ç›karmak, erken tedavi ve prognoz aç›s›ndan oldukça önemlidir.
P-046
KURUYEM‹fi ALLERJ‹L‹ HASTALARDA POLEN DUYARLILIGI VE
ALLERJ‹K R‹NOKONJUNKT‹V‹T SEMPTOMLARININ VE fi‹DDET‹N‹N
DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
P-048
ASTIM VE/VEYA R‹N‹T‹ OLAN AKAR DUYARLI ÇOCUKLARDA NAZAL
EOZ‹NOF‹L SAYILARI ‹LE NAZAL AKIM HIZLARI ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹
Özlem Cavkaytar1, Betül Büyüktiryaki1, ‹lginç K›z›lp›nar2, Cahit Do¤an2,
Ebru Ar›k Y›lmaz1, Ümit Murat fiahiner1, Süleyman Tolga Yavuz1, Ayfer
Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal›,
Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim
Dal›, Ankara
Ayfer Yükselen1, Seval G. Kendirli2, Mustafa Y›lmaz2, Derya U. Alt›ntafl2,
Gülbin B. Karakoç2
1
Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep
2
Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji-‹mmunoloji Bilim
Dal›, Adana
G‹R‹fi-AMAÇ: Kuruyemifllerle polenlerin antijen yap›s›ndaki benzerli¤in
polen duyarl›l›¤›na neden olabildi¤i bilinmekle beraber bu duyarl›l›¤›n
allerjik rinite neden olup olmad›¤› araflt›r›lmam›flt›r. Bu çal›flmada
kuruyemifl allerjili çocuklarda polen duyarl›l›¤›n›n allerjik rinokonjunktivit
(ARK) geliflimi ve semptom fliddeti üzerine etkilerinin araflt›r›lmas›
amaçland›.
MATERYAL-METOD: 1 May›s-30 Haziran 2011 döneminde hastalar
taraf›ndan nazal ve oküler semptomlar ile ARK ve ast›mda kullan›lan
ilaçlar s›f›r ile üç aras›nda skorland›. Günlük ARK semptom skoru
(ARKSS), ARK ve ast›m ilaç kullan›m skoru kaydedildi. Günlük ortalama
semptom skoru ve e¤ri alt› alan analizleri yap›ld›. Karfl›laflt›rmalar
Poaceae say›mlar›n›n yüksek düzeye ulaflt›¤› dönemden itibaren yap›ld›.
BULGULAR: Karfl›laflt›rmalar skorlama formlar›n› 61 gün boyunca
eksiksiz dolduran polen allerjili (n=14) ve kuruyemifl birlikteli¤inde polen
allerjili (n=9) gruplar aras›nda yap›ld›. Gruplar aras›nda yafl, cinsiyet
da¤›l›m›, IgE, FEV1%, eozinofil say›s›, ARK semptomlar›n›n bafllama
yafl› yönünden fark yoktu. ARK semptom skorlar› için e¤ri alt› alan
ortalamas› karfl›laflt›r›ld›¤›nda polen allerjili grup (221.9±131.9) ve
kuruyemifl ile polen allerjili grup (180.4±119.3) aras›nda fark saptanmad›.
Ev tozu akarlar›na duyarl› allerjik rinit ve ast›m, s›kl›kla birbirine efllik eden
ve persistan inflamasyon ile karakterize hastal›klard›r. Bu çal›flmada, ev
tozu akarlar›na duyarl› ast›m ve/veya rinitli çocuklarda nazal ak›m h›zlar›
ile nazal eozinofil say›lar› aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas› amaçland›.
YÖNTEM: Sadece riniti olan 13 hasta, rinit ve ast›m› olan 24 hasta ile
sa¤l›kl› 10 çocuk kontrol gurubu olarak al›nd›. ‹lk iki guruptaki hastalar›n
orta-fliddetli derecede nazal obstrüksiyonlar› vard›. Total nazal semptom
skorlar›, anterior rinomanometre ile ölçülen zirve nazal ak›m h›zlar›, deri
prick testleri, FEV1 de¤erleri ile nazal eozinofil say›lar› de¤erlendirildi.
BULGULAR: Guruplar aras›nda yafl ve cinsiyet aç›s›ndan fark yoktu.
Ast›m ve/veya rinitli olan hastalarda, nazal eozinofil say›lar› ile zirve nazal
ak›m h›zlar› aras›nda ters yönde ve anlaml› bir iliflki saptand› (r=-0.415,
p= 0.04). Rinit ve ast›m› olan hastalar›n zirve ak›m h›zlar› ile nazal eozinofil
say›lar› da FEV1 de¤erleri ile istatistiksel olarak önemli derecede iliflkili
saptand› (s›ras›yla r=-0.641, p=0.001 ve r=0.548, p=0.007).
SONUÇ: Bu çal›flmada, ev tozu akar›na duyarl› ast›m ve/veya riniti olan
çocuklarda nazal eozinofil infiltrasyonu ile nazal ak›m h›zlar› aras›ndaki
yak›n iliflki gösterilmifltir. Ayr›ca, nazal eozinofil, nazal ak›m h›zlar› ve
FEV1 de¤erleri aras›ndaki korelasyon da, üst ve alt solunum yollar›
aras›ndaki yak›n iliflkiyi desteklemektedir.
48
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-049
P-050
ÇOCUKLUK ÇA⁄INDA ALERJ‹K R‹N‹T TANISI ALMIfi HASTALARIN
TEDAV‹YE YANITLARININ DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
TEKRARLAYAN HIfiILTILI SOLUNUMU OLAN HASTALARIMIZDA
SERUM V‹TAMIN D DÜZEY‹
Hasan Ahat 1 , Ahmet Sami Güven 2 , Ali Kaya 1 , Fatma Duksal 1 ,
Zehra fiule Haskolo¤lu1, Ömer Cevit1
1
Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
ABD, Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
ABD, Sivas
Cemile Durmaz1, Suna Asilsoy2, Belgin Usta Güç3
1
Van Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Van
2
Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama Araflt›rma Merkezi, Çocuk Allerji
BD, Adana
3
Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Poliklini¤i, Konya
G‹R‹fi: Epidemiyolojik çal›flmalar düflük serum 25(OH)D düzeylerinin,
küçük çocuklarda artm›fl alt solunum yolu enfeksiyonu riski ile iliflkili
oldu¤unu göstermektedir. Viral solunum yolu enfeksiyonlar›n›n s›k
görüldü¤ü Kas›m-Mart aylar› ayn› zamanda vitamin D eksikli¤inin s›k
görüldü¤ü dönemdir. Vitamin D’nin immün regülasyondaki önemi özellikle
do¤al immünite ve antimikrobiyal peptid üretimine etkisi son y›llarda
yap›lan çal›flmalarda gösterilmifltir. Çal›flmam›zda tekrarlayan h›fl›lt›
ataklar› ile baflvuran hastalar›m›z›n serum 25(OH)D düzeyleri
de¤erlendirilerek h›fl›lt› ile seyreden solunum yolu enfeksiyonlar› ile
iliflkisi araflt›r›ld›.
GEREÇ-YÖNTEM: Baflkent Üniversitesi Adana Uygulama Araflt›rma
Merkezi Çocuk Allerji Bölümü’ne baflvuran 6-36 ay aras›nda, üç veya
daha fazla viral enfeksiyonla tetiklenen h›fl›lt›s› olan 60 çocuk hasta
grubu olarak, ayn› yafl grubundan 40 sa¤lam çocuk kontrol grubu olarak
al›nd›. Çal›flmam›z viral h›fl›lt›n›n s›k görüldü¤ü Kas›m-Mart aylar›
aras›nda yap›ld›. Serum 25(OH)D düzeyi <=20 ng/ml vitamin D eksikli¤i,
21-29 ng/ml vitamin D yetersizli¤i, >=30 ng/ml vitamin D yeterli düzey
olarak kabul edildi.
BULGULAR: Serum 25(OH)D düzeyi hasta grubunda 30.1±7.6 ng/ml,
kontrol grubunda ise 33.9±9.8 ng/ml olup her iki grup aras›nda anlaml›
farkl›l›k saptand› (p<0.05). Vitamin D eksikli¤i hasta grubunun 7’sinde
(%12), kontrol grubunun 2’sinde (%5), vitamin D yetersizli¤i ise hasta
grubunun 21’inde (%35), kontrol grubunun 13’ünde (%32) saptand›.
(p>0.05).
TARTIfiMA: Ülkemizde çocukluk yafl grubunda vitamin D düzeyleri
genel olarak yetersizdir. Vitamin D’nin immün sistem ve antiviral savunma
üzerine etkisi göz önüne al›n›rsa, tekrarlayan h›fl›lt› gelifliminde önemli
bir faktör olabilece¤i düflünülebilir. Çocuklarda günefl ›fl›nlar›na maruz
kal›fl süresi ve vitamin D deste¤i için uygun dozun ve sürenin ne olmas›
gerekti¤i konusunda yeni rehberlere ihtiyaç vard›r.
G‹R‹fi: Alerjik rinit, alerjenle temas sonras› nazal membranlar›n IgE
iliflkili inflamasyonuyla ortaya ç›kan semptomatik bir burun hastal›¤›
olup, global bir sa¤l›k problemidir. Dünya genelinde prevelans› %1025’tir, insidans› giderek artmaktad›r. Amac›m›z, persistan alerjik rinitli
çocuklar›n tedavisinde mometazon furoat ve azelastin hidroklorür’ün
kullan›lmas›n›n etkinli¤ini ve güvenilirli¤ini araflt›rmakt›r.
MATERYAL-METOD: Çal›flmaya Cumhuriyet Üniversitesi Araflt›rma ve
Uygulama Hastanesi Çocuk Alerji ve ‹mmunoloji poliklini¤ine 2010-2011
y›llar› aras›nda baflvuran 6-16 yafl aras› 48 orta-a¤›r persistan alerjik rinitli
hastalar al›nd›. 25 hastaya mometazon furoat, 23 hastaya azelastin hidroklorür
4 haftal›k tedavi fleklinde verildi. Hastalar›n ortalama yafl› mometazon furoat
alan grupta 10.12±2.57 y›l, azelastin alan grupta 11.34±2.93 y›l idi. Hastalarda
serum IgE, nazal smear, kan eozinofil ve total eozinofil say›s› ve vizual
anolog skalas› nazal semptom skorlar› tedavi öncesi ve sonras›nda ölçülerek
de¤erlendirildi. Veriler SPSS (14.0) program›na yüklenerek Mann-Whitney
U, McNemar ve Wilcoxon Testi uyguland›.
TARTIfiMA: Çocuk ve ergenlik döneminde alerjik rinit prevelans›
artmaktad›r. Çocuklar›n sosyal ve emosyonel geliflimini olumsuz
etkilemeyecek, etkin ve güvenilir tedavi yöntemleri gelifltirilmelidir.
Alerji rinitte semptomlar›n artt›¤› dönemlerde verilerek çabuk etki
göstermelerinden dolay›. en çok medikal tedavi önerilmektedir.
Mometazon furoat ve azelestin alerjik rinitin medikal tedavisinde etkili
ilaçlard›r. Çal›flmam›z›n sonunda iki ilac›n nazal semptom skorlar›n›,
vizual anolog skalas›n›, serum IgE ve total eozinofil say›s›n› belirgin
flekilde azaltt›¤›n› gördük. Yap›lan çal›flmalarda da bizim çal›flmam›za
benzer flekilde iki ilac›n da alerjik rinit tedavisinde etkili oldu¤u
bulunmufltur. Ayr›ca nazal semptom skorlamalar›n›n alerjik rinitli
hastalarda tedavinin etkinli¤inin de¤erlendirilmesinde kullan›labilecek
güvenilir bir yöntem oldu¤unu düflünüyoruz.
Sonuç olarak alerjik rinit tedavisinde mometazon furoat ve azelastin
çocuklarda uzun dönem kullanma güvenli ilaçlard›r.
Tedavi öncesi nazal semptom skorlar›
P-051
‹laç(tedavi öncesi)
n
Ortalama
std. deviasyon
sonuç
Nazal ak›nt›
mometazon
azelastin
Nazal t›kan›kl›k
mometazon
azelastin
Hapfl›r›k
mometazon
azelastin
Nazal kafl›nt›
mometazon
azelastin
25
23
2,32
1.82
1,02956
0,83906
p=0,069
ASTIMLI ÇOCUKLARDA OBEZ‹TEN‹N SOLUNUM FONKS‹YONLARINA
ETK‹S‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
25
23
2,00
2,04
0,50000
0,56232
p=0,771
Burcu Köksal, Özlem Y›lmaz Özbek
Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bölümü, Ankara
25
23
2,52
2,86
1,29486
1,32474
p=0,051
25
23
2,68
3,43
1,43527
1,12112
P=0,420
G‹R‹fi: Obezite ast›m için bir risk faktörüdür. Obezite mekanik olarak
akci¤er hacminin ve hava yolu çap›n›n azalmas›yla sonuçlanarak ast›m
fliddetini artt›rabilmektedir. Ayn› zamanda ya¤ dokusu inflamasyona
katk›da bulunmaktad›r. Bu çal›flmada ast›ml› çocuklarda obezitenin
solunum fonksiyon testlerine etkisinin de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r.
METOD: Çal›flmaya yafllar› 6-16 yafl aras›nda de¤iflen, hastanemizde
hafif veya orta persistan ast›m tan›s›yla izlenen ve en az 2 ayd›r atak
geçirmemifl olan 143 çocuk al›nd›. Hastalar›n hepsi inhale steroid
kullanmaktayd›. Olgular üç grupta [Grup 1: Obezitesi olanlar (n=31),
Grup 2: Kilo fazlal›¤› olanlar (n=40), Grup 3: Normal vücut a¤›rl›¤›ndaki
ast›ml› çocuklar (n=72)] incelendi. Gruplardaki ast›ml› hastalar›n
demografik özellikleriyle solunum fonksiyon testleri (SFT) karfl›laflt›r›ld›.
BULGULAR: Grup 1, 2 ve 3’ün vücut kitle indeksleri (VK‹) s›ras›yla
28.1±2.8, 22.2±1.6 ve 17.4±2.1 idi. Gruplar ortalama FVC, FEV1 ve
MEF 25-75 de¤erlerine göre karfl›laflt›r›ld›¤›nda fark görülmedi (p>0.05).
Ancak obezitesi olan çocuklar›n ortalama FEV1/FVC de¤erleri (92.5±6.7)
kilo fazlal›¤› olan (96.4±4.3) veya normal vücut a¤›rl›¤›ndaki ast›ml›
çocuklar›n de¤erlerine (95.7±4.5) göre istatistiksel olarak anlaml› düflük
bulundu (p<0.01). Grup 1 ve 3’ün VK‹ ile FEV1/FVC de¤erleri aras›nda
negatif korelasyon saptand› (p<0.01). Gruplar cinsiyetlere göre
karfl›laflt›r›ld›¤›nda grup 1 ve 3 aras›nda FEV1/FVC de¤erlerindeki
farkl›l›k hem k›zlar hem erkekler için geçerliydi.
SONUÇ: Ast›ml› hastalarda obezitenin efllik etmesi hava yolu obstrüksiyon
derecesini artt›rmaktad›r. Bu durum obezitenin ast›m fliddetini
art›rabilece¤i ya da tedaviye yan›t› zorlaflt›rabilece¤ini düflündürmektedir.
Her iki ilac›n tedavi öncesi nazal semptom skorlar› aras›ndaki fark anlams›zd›r.
(p>0,05)
Tedavi sonras› nazal semptom skorlar›
‹laç(tedavi sonras›)
n
Ortalama
std. deviasyon
sonuç
Nazal ak›nt›
25
3,04
1,42829
p=0,908
mometazon
23
3,08
1,41142
azelastin
Nazal t›kan›kl›k
25
2,08
1,46969
p=0,825
mometazon
23
2,17
1,49703
azelastin
Hapfl›r›k
25
3,64
0,99499
p=0,343
mometazon
23
3,86
0,62554
azelastin
Nazal kafl›nt›
25
3,04
1,42829
P=0,828
mometazon
23
3,13
1,35862
azelastin
Her iki ilac›n tedavi sonras› nazal semptom skorlar› aras›ndaki fark anlams›zd›r.
(p>0,05)
49
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-052
P-053 (devam›)
OBEZ‹TE ‹LE ASTIM ‹L‹fiK‹S‹NDE T LENFOS‹TLER VE TH17
HÜCRELER‹N‹N ROLÜNÜN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
Tablo 1. Demografik Özellikler
Hasan Yüksel1, Özge Y›lmaz1, Seda Vatansever4, Ece Onur2, Cengiz
K›rmaz3, Emine Nal4, Ferda Do¤an Bozyi¤it2
1
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve
Solunum Birimi, Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa
3
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa
4
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD, Manisa
G‹R‹fi: Bu çal›flman›n amac› obez ve obez olmayan ast›ml› hastalarda
non-spesifik uyaranlara karfl› periferik mononükleer hücrele Th1, Th2,
Treg ve Th17 yan›tlar›n›n karfl›laflt›r›lmas›d›r.
METOD: Pediatrik Alerji ve ‹mmünoloji klini¤ine baflvuran 5-16 yafllar›
aras›nda obez ve obez olmayan ast›ml› çocuklar çal›flmaya al›nd›. Yafl
ve klinik a¤›rl›k kaydedildi. Deri testleri yap›ld›. Serum adiponektin
seviyeleri ölçüldü. Periferik mononükleer hücre kültüründen elde edilen
süpernatantta (üst faz) EL‹SA yöntemi kullan›larak IL-4, IL-10,IL-17, IL23, IFN-γ ve TGFβ seviyeleri ölçüldü.
BULGULAR: Obez ast›m grubunun (n=28) yafl ortalamas› 8.7 ± 2.9 iken,
obez olmayan ast›m grubununki (n=39) 10.5 ± 3.2 bulundu. Obez ast›m
grubunda ortalama ast›m semptom skoru 6.0 ± 2.5, non-obez ast›m
grubunda ise 4.3 ± 2.6 saptand› (p=0.007). Obez ast›m grubunda leptin
seviyeleri non-obez ast›m grubuna göre anlaml› derecede yüksekti (11.6
± 10.4 vs 4.1 ± 4.8, 95% CI: 3.8-11.3, p<0.001), adiponektin ve visfatin
seviyeleri benzerdi (s›ras›yla p=0.61 and p=0.19). Obez ast›m grubunun
IL-10 ve IL-17 seviyeleri non-obez ast›m grubuna göre anlaml› derecede
düflük bulungu (s›ras›yla, p=0.03 ve p=0.04). Di¤er taraftan obez ast›m
grubu TGF-β seviyeleri non-obez gruba göre anlaml› olarak yüksekti (7655.8
± 3306.3 vs 5481.9 ± 3124.3, 95% CI: 590.2-3757.4, p=0.008). IL- 4, IL23 ve IFN-γ seviyeleri aç›s›ndan iki grup aras›nda fark yoktu (p<0.05).
SONUÇ: Obez ast›ml› çocuklarda obez olmayanlara göre periferik kan
mononükleer hücrelerinden salg›lanan antiinflamatuar bir sitokin olan
IL-10 seviyelerinin daha düflük olmas› ve TGFβ seviyelerinin yüksek
olmas›, obezite iliflkili ast›m› bulunan çocuklarda antiinflamatuar sitokin
sekresyonu ve regülatör T lenfosit fonksiyonlar›ndaki düflüklük ve
remodeling sürecindeki fazlal›¤›n göstergesi olabilir.
Budezonid
Plasebo
(n:50)
(n:50)
P
Yafl (ay)†
30.60±18.07
29.0±16.58
Cins (E/K)
15/35
16/34
0.829
Hastal›k süresi (ay)*
12 (12-60)
12 (12-57)
0.846
0.646
Son 1 y›ldaki atak say›s›*
3 (4-12)
3 (4-12)
0.700
Son 1 y›lda ÇAP’ne baflvuru say›s›*
2 (0-12)
3 (1-16)
0.523
Son 1 y›lda hastaneye yat›fl say›s›*
1 (0-6)
1 (0-4)
0.606
Atak öncesi ÜSYE n, (%)
43 (86)
44 (88)
0.766
Atopi n, (%)
10 (20)
8 (16)
0.603
Atopik dermatit n, (%)
12 (24)
11 (22)
0.999
Ailede ast›m n, (%)
6 (12)
7 (14)
0.999
Ast›m öngörme indeksi n,(%)
15 (30)
17 (34)
0.830
Sigara duman›na maruziyet n, (%)
28 (56)
22 (44)
0.230
Solunum say›s› 0. dk. *
50 (30-72)
50 (30-72)
0.912
Oksijen Saturasyonu 0. dk. (%)*
90 (82-97)
90 (76-98)
0.638
Pulmoner indeks skoru 0. dk. *
10 (7-13)
10 (7-13)
0.316
ÇAP: Çocuk acil poliklini¤i, ÜSYE: Üst solunum yolu infeksiyonu † mean±SD
*Median (min-max)
P-054
AC‹L SERV‹SE BAfiVURAN ASTIM HASTALARINDA ORAL
MONTELUKASTIN KL‹N‹K ASTIM SKORUNA VE HASTANEYE YATIfi
ORANLARINA ETK‹S‹
Cem Hasan Razi 1 , Elif Ya¤l› Çolako¤lu 2 , Nesibe And›ran 2
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji
Bölümü, Ankara
2
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara
1
P-053
G‹R‹fi-AMAÇ: Ast›m çocukluk ça¤›n›n en s›k kronik hastal›¤›d›r, en
önemli morbidite ve mortalite nedeni ise akut ast›m ataklar›d›r. Akut
ast›m ata¤›ndaki antilökotrienlerin yeriyle ilgili yeterli çal›flma olmad›¤›ndan
kullan›m› s›n›rlanmaktad›r. Bu çal›flmada acil servise baflvuran akut
ast›m hastalar›nda bir lökotrien antagonisti olan oral montelukast›n klinik
ast›m skoruna ve hastaneye yat›fl oranlar›na etkisinin araflt›r›lmas›
amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya acil servise orta ve a¤›r ast›m ata¤›
ile baflvuran 6 ay-5 yafl aras› 80 çocuk al›nm›fl ve iki gruba ayr›lm›flt›r.
Hastalara 20 dakika ara ile 3 doz 0.15 mg/kg nebülize salbutamol verildi
ve daha sonra nebülize salbutamol 1 saat aralarla verilmeye devam
edildi. Hastalar toplam 5 maksimum 7 doz salbutamol nebul ald›lar.
Çal›flmaya al›nan hastalar›n hepsine ilk doz salbutamol sonras› 1mg/kg
prednizolon tek doz olarak P.O. verildi. Ek olarak ilk gruptaki hastalara
4 mg montelukast, ikinci gruptakilere plasebo verilmifltir. ‹ki saat içinde
P‹S (pulmoner indeks skorlar›) izlenerek gruplar aras› karfl›laflt›rma
yap›lm›flt›r.
BULGULAR: Bafllang›ç ile 120. dakika P‹S’deki de¤iflim aç›s›ndan
de¤erlendirildi¤inde Montelukast ve Plasebo gruplar› aras›nda istatistiksel
olarak anlaml› fark saptanmam›flt›r (p=0,922). Çal›flmam›z›n ikincil
amac› olan 120., 180. ve 240. dakikalardaki taburculuk oranlar› aras›ndaki
fark de¤erlendirildi¤inde iki grup aras›nda anlaml› fark tespit edilmemifltir
(s›ras› ile p=0,999, p=0,999, p=0,999). Hastalar oksijen saturasyonu
(SaO2) aç›s›ndan de¤erlendirildi¤inde, iki grup aras›nda anlaml› fark
bulunmam›flt›r (p=0,457).
SONUÇ: Uzun süreli ast›m tedavisine lökotrien antagonistlerinin
eklenmesi ile ek olumlu etkiler elde edilirken, akut ast›mda standart
tedaviye montelukast eklemenin ek yarar› olmad›¤› görülmektedir. Çocuk
çal›flmalar›n›n azl›¤› dikkate al›nd›¤›nda, çal›flmam›z›n okul öncesi yafl
grubunda bu konuda yap›lan ilk çal›flma olmas› nedeniyle literatüre
katk› sa¤lamas› beklenmektedir.
SÜT ÇOCUKLARI VE OKUL ÖNCES‹ ÇOCUKLARDA AKUT ASTIM
ATA⁄INDA YÜKSEK DOZ NEBÜL‹ZE BUDESON‹D KULLANIMI
Cem Hasan Razi1, Nazl› Çörüt2, Nesibe And›ran2
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Çocuk Allerji
Bölümü, Ankara
2
Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Pediatri Klini¤i, Ankara
1
G‹R‹fi-AMAÇ: Akut ast›m ata¤›nda inhale kortikosteroid’lerin olumlu
etkilerini gösteren pek çok çal›flma yay›nlanm›fl olmas›na ra¤men, akut
ast›m ata¤›nda sistemik steroid tedavisine inhale steroid eklemenin
faydal› olup olmad›¤›n› gösteren çok az say›da çal›flma bulunmaktad›r.
Bu çal›flmada acil servise baflvuran akut ast›m hastalar›nda sistemik
steroide eklenen budesonid’in pulmoner indeks skoruna ve hastaneye
yat›fl oranlar›na etkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya acil servise orta ve a¤›r ast›m ata¤›
ile baflvuran 6 ay-6 yafl aras› 100 çocuk al›nm›flt›r. Hastalara 20 dakika
ara ile 3 doz 0.15 mg/kg nebülize salbutamol verildi ve daha sonra
nebülize salbutamol 1 saat aralarla verilmeye devam edildi Çal›flmaya
al›nan hastalar›n hepsine ilk doz salbutamol sonras› 1mg/kg prednizolon
tek doz olarak verildi. Ek olarak ilk 3 doz salbutamol ile beraber ilaç
grubuna 1 mg nebulize budezonid (toplam 3 mg) ve plasebo grubuna
2 ml izotonik NaCl verildi. ‹ki saat içinde P‹S (pulmoner indeks skorlar›)
izlenerek gruplar aras› karfl›laflt›rma yap›lm›flt›r.
BULGULAR: 0-120. dakika aras›nda P‹S’deki de¤iflim Budesonid
grubunda Plasebo grubuna göre daha yüksek bulunmufltur (p=0.026).
120., 180., ve 240. dakikalarda taburcu olan hasta say›lar› Budesonid
grubunda Plasebo grubuna göre anlaml› olarak daha yüksek bulunmufltur
(s›ras› ile p=0.002, 0.001 ve 0.001). SaO2 deki de¤iflim aç›s›ndan 2
grup aras›nda anlaml› fark bulunmam›flt›r (p=0.276).
SONUÇ: Bu çal›flmada okul öncesi yafl grubunda orta-a¤›r ast›m ata¤›nda
sistemik steroide eklenen nebulize budesonid ile semptomlarda daha erken
düzelme ve hastaneye yat›fl oranlar›nda anlaml› azalma oldu¤u gösterilmifl
olup, çal›flmam›z›n okul öncesi yafl grubunda bu konuda yap›lan ilk çal›flma
olmas› nedeniyle literatüre katk› sa¤lamas› beklenmektedir.
50
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-054 (devam›)
P-056
Tablo 1. Demografik Özellikler
ÇOCUKLARDA ÇEVRESEL S‹GARA DUMANI MARUZ‹YET‹ ‹LE
ALLERJ‹K HASTALIKLARIN VE SOLUNUM FONKS‹YONLARININ
‹L‹fiK‹S‹
Montelukast
Plasebo
(n:40)
(n:40)
P
Yafl (ay)†
26.25±16.21
25.02±13.48
0.714
Cins (E/K)
30/10
28/12
0.803
Hastal›k süresi (ay)*
12 (5-42)
12 (6-42)
0.862
Son 1 y›ldaki atak say›s›*
4 (3-10)
4 (3-12)
0.280
Son 1 y›lda ÇAP’ne baflvuru say›s›*
4 (1-10)
4 (1-12)
0.375
Son 1 y›lda hastaneye yat›fl say›s›*
1 (0-3)
0 (0-3)
0.708
Atak öncesi ÜSYE n, (%)
33 (82)
35 (87)
0.755
Atopi n, (%)
4 (10)
4 (10)
0.999
Atopik dermatit n, (%)
5 (12)
6 (15)
0.999
Ailede ast›m n, (%)
15 (37)
16 (40)
0.999
Ast›m öngörme indeksi n,(%)
18 (45)
23 (57)
0.371
Sigara duman›na maruziyet n, (%)
25 (62)
27 (67)
0.815
Oksijen Saturasyonu 0. dk. (%)*
93 (90-96)
94 (90-97)
0.445
Pulmoner indeks skoru 0. dk. *
9 (8-11)
9 (8-10)
0.347
Nilüfer Galip, Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nerin Bahçeciler Önder,
Nazan Çobano¤lu
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›, Lefkofla,
K.K.T.C
G‹R‹fi-AMAÇ: Allerjik ast›m ve allerjik rinit çocukluk ça¤›nda s›k karfl›lafl›lan
ve çocuklar›n hayat kalitesini etkileyen hastal›klard›r. Bu araflt›rman›n
amac› K.K.T.C'de ast›m ve allerjik hastal›k prevalans›n›n belirlenmesi ve
çevresel sigara duman› maruziyeti ile çocuklardaki ast›m, allerjik rinit ve
solunum fonksiyonlar› aras›ndaki iliflkinin gösterilmesidir.
YÖNTEM: Çal›flmaya Yak›n Do¤u ‹lkokulu (Lefkofla,K›br›s) ö¤rencisi
7-12 yafl aras› çocuklar al›nd›. Toplam 1200 çocu¤un ebeveynlerine
ISAAC ve ebeveynlerin sigara kullanma al›flkanl›klar›n› sorgulayan
anketler verildi. Anketleri yan›tlayan ebeveynlerin çocuklar› çal›flmaya
al›nd› ve çocuklar evde sigara içilen ve içilmeyen olarak 2 gruba ayr›ld›.
Her iki gruptan rastgele seçilen 97 çocuk hastaneye ça¤r›larak SFT ve
deri prik testi ile de¤erlendirildi.
BULGULAR: 580 ebeveyn anketi yan›tlad› (n=580). Çocuklar›n 502'sinde
(%86) allerjik bir hastal›k saptan›rken, ast›m, rinit ve egzema da¤›l›m›
s›ras›yla 279 (%48), 158 (%27) ve 65 (%11) idi. SFT ve deri prik test
ile de¤erlendirilen çocuklar›n (n=97) 66's›nda (%68) prik test pozitifli¤i
saptan›rken en s›k allerjen duyarl›l›¤›n›n ev tozu allerjenlerine karfl›
oldu¤u (D.farinea n=25 (%26), D.pteronyssinus n=23(%24) ) görüldü.
Evde sigara içme oran› annelerde %19.2, babalarda %32 olarak bulundu.
Sigara içilen ve içilmeyen evlerde yaflayan çocuklarda ast›m ve /veya
allerjik rinit s›kl›¤› aras›nda ve ayr›ca FEV1, PEF, FEF25-75, FVC
de¤erleri aras›nda istatiksel anlaml› bir fark bulunmad›.
SONUÇ: Bu çal›flmada KKTC'de allerjik hastal›klar›n prevalans›n›n ve
atopinin çok yüksek oldu¤u ve bunun sigara maruziyeti ile korele olmad›¤›
gösterilmifltir.
ÇAP: Çocuk acil poliklini¤i, ÜSYE: Üst solunum yolu infeksiyonu † mean±SD
*Median (min-max)
P-055
ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ ÇOCUKLARDA D‹KKAT EKS‹KL‹⁄‹ VE
H‹PERAKT‹V‹TE SEMPTOMLARI
Ayhan Sö¤üt1, Mustafa Eres1, Naz›m Ercüment Beyhun2, Özge Y›lmaz3,
Hasan Yüksel3
1
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i,
Erzurum
2
Atatürk Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› AD, Erzurum
3
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD ve Solunum
Birimi, Manisa
P-057
ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ HASTALARIN N-TERM‹NAL B T‹P NATR‹ÜRET‹K
PEPT‹D DÜZEY‹ ETK‹LEN‹R M‹?
AMAÇ: Allerjik rinit (AR) davran›fl bozuklu¤una neden olabilir ve yaflam
kalitesini etkliyebilir. Bu çal›flman›n amac›; AR’li çocuklarda fluticasone
furoate (FF) nasal sprey ve oral levocetirizine dihydrochloride (LD)
kombine tedavisinin yaflam kalitesi ve davran›fl sa¤l›¤› üzerine olan
etkilerini de¤erlendirmekti.
GEREÇ-YÖNTEM: Yafl aral›¤› 8-16 aras›ndaki çimen polen alerjisi olan
mevsimsel AR’li hastalar›n tedavi öncesi semptom skorlar› Total 4Symptom Score (T4SS) ile yaflam kaliteleri ise Pediatrik Rinit Yaflam
Kalitesi anketi ile ölçüldü. Hastalardaki dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite
semptomlar›n› saptamak için anneler Conners' Parent Rating Scale-48
(CPRS) anketini doldurdu. Hastalara 6 hafta süreyle günlük tek doz FF
27.5 mcg nazal sprey ve oral LD 5 mg tablet kombine tedavisi verildi.
Alt› haftan›n sonunda hastalar T4SS, Pediatrik Rinit Yaflam Kalitesi
anketini ve anneleri de CPRS anketini doldurdu. Kontrol grubuna 8-16
yafl aral›¤›ndaki 35 sa¤l›kl› çocuk al›nd›.
BULGULAR: AR ve kontrol grubu aras›nda yafl ve cinsiyet farkl›l›¤›
yoktu. AR grubunda tedavi sonras› T4SS ve Pediatrik Rinit Yaflam
Kalitesi skorlar› anlaml› flekilde düzeldi (p<0.05). Tedavi öncesi, AR
grubunda dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite skorlar› kontrol grubundan
anlaml› olarak daha yüksekti (p=0.001, 0.009). Tedavi sonras›, dikkat
eksikli¤i ve hiperaktivite skorlar› anlaml› olarak düzeldi (p=0.001). Tedavi
sonras›, hiperaktivite skoru AR grubunda kontrol grubuna göre anlaml›
olarak daha düflük bulundu (p=0.007). Tedavi sonras›, dikkat eksikli¤i
skoru aç›s›ndan AR ve kontrol gruplar› aras›nda fark kalmad› (p=0.78).
SONUÇ: AR, hastalar›n semptom skoru, yaflam kalitesi ve davran›fl
sa¤l›¤› üzerinde negatif bir etkiye sahip olabilir. FF nazal sprey ve oral
LD kombine tedavisi AR’li hastalar›n nazal semptomlar›n›, yaflam
kalitesini ve davran›fl sa¤l›¤›n› düzeltebilir.
Hasibe Artaç1, Hüsamettin Vatansev2, Derya Çimen3, Derya Arslan3,
Fatma Kaya1, Bülent Oran3
1
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji
BD, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Konya
3
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk Kardioloji BD, Konya
G‹R‹fi: Allerjik rinit, IgE arac›l› inflamasyonla tetiklenen nazal mukozan›n
kronik bir hastal›¤›d›r. Az say›da çal›flmada allerjik rinitli hastalarda üst
havayolu obstrüksiyonunun pulmoner arteriyel hipertansiyona neden
oldu¤u bildirilmifltir. N- terminal B tip natriüretik peptid (NT pro BNP),
kardiak myositlerinden kalbin preload bas›nc› veya volüm art›fl›na yan›t
olarak sentezlenen, pulmoner arteriyel bas›nç art›fl›yla serum düzeyleri
aras›nda korelasyon bulunan önemli bir moleküldür.
AMAÇ: Allerjik rinitli hastalarda pulmoner arteriyel bas›nç ve NT-pro
BNP düzeylerini araflt›rmak.
METOD: Allerjik rinit tan›s› konulan 69 ( 26 k›z 43 erkek) hasta ve 25
kontrol çal›flmaya al›nd›. Hastalar çal›flma bafllang›c›nda ve tedavinin
1. ay›nda demografik veriler, total semptom skorlar›, görsel puanlama
skoru ve ast›m semptomlar› aç›s›ndan de¤erlendirildi. Ekokardiografi
ile pulmoner bas›nçlar› ölçüldü ve efl zamanl› ayr›lan serumlarda NTpro BNP düzeyleri bafllang›ç ve tedavi sonras› olarak ECL‹A
(Electrochemiluminescence Immunoassay) metodu ile ölçüldü.
BULGULAR: Hastalar›n 45’i (%65) mevsimsel, 24’ü perennial allerjik
rinitli olup yafllar› ortalama 9.9±3.3 idi. ARIA klasifikasyonuna göre
hastalar›n 24’ü hafif intermittant, 22’si hafif persistant, 1’i intermittant ortaa¤›r, 22’si persistant orta-a¤›r olarak de¤erlendirildi. Efllik eden ast›m›
olan 24 olgu (%34) mevcuttu. Hastalar›n %71’nde polen duyarl›l›¤›
saptand›. Allerjik rinitli tüm hastalarda pulmoner arteriyel bas›nç normal
bulundu. NT-pro BNP düzeylerinin literatürle uyumlu olarak yaflla birlikte
düfltü¤ü görüldü. Bununla birlikte allerjik rinitli hastalarda serum NT ProBNP düzeylerinde kontrol grubuna göre anlaml› farkl›l›k saptanmad› (71.9
pg/ml ve 73.7 pg/ml). Bafllang›ç ve tedavi sonras› de¤erleri aras›nda da
fark yoktu. Semptom skorlar› ve serum düzeyleri aras›nda iliflki gözlenmedi.
SONUÇ: Çal›flmam›zda allerjik rinitli hastalarda pulmoner arteriyel
bas›nçlar›n ve NT-pro BNP düzeyinin de¤iflmedi¤i gösterilmifltir.
51
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
DER‹-ANAF‹LAKS‹-VENOM ALLERJ‹LER‹
P-058
P-059
ASTIMLI ÇOCUKLARDA EGZERS‹Z PROVOKASYONUNUN
YO⁄UNLAfiTIRILMIfi NEFES HAVASINDAK‹ RANTES VE IL-4
DÜZEYLER‹NE ETK‹S‹N‹N ARAfiTIRILMASI
ÇOCUKLARDA NAD‹R GÖRÜLEN B‹R ANAFLAKS‹ NEDEN‹: SO⁄UK
ÜRT‹KER‹
Merve Feyza Yüksel1, Dilek Azkur2, Mustafa Erkoço¤lu2, Ersoy Civelek2,
Can Naci Kocabafl2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara
Özlem Keskin 1 , Mehmet Keskin 2 , Ercan Küçükosmano¤lu 1 ,
Mehmet Yasar Ozkars1, Bulent Gogebakan3, Seval Kul4, Hasan Bayram3,
Yavuz Coskun2
1
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Bilimdal›, Gaziantep
2
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilimdal›, Gaziantep
3
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilimdal›,
Gaziantep
4
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Bioistatistik ve T›p Biliflimi ABD
G‹R‹fi: So¤uk ürtikeri fiziksel ürtikerlerin nadir bir formudur ve so¤u¤a
maruz kald›ktan sonra ortaya ç›kan ürtiker ve/veya anjioödem ile
karakterizedir. So¤uk ürtikeri olan hastalarda nadiren de olsa anafilaksi
görülebildi¤i bildirilmifltir.
OLGU: Onbefl yafl›nda erkek hasta yüzme havuzuna girdikten 10 dakika
sonra tüm vücutta ortaya ç›kan kabar›kl›k, gözlerde fliflme ve bay›lma
öyküsü ile poliklini¤imize baflvurdu. Bay›lma an›nda bak›lan kan bas›nc›
de¤eri 80/40 mmHg olarak ifade edilen hastan›n bilincinin dakikalar
içinde aç›ld›¤›, döküntülerin ise bir saat içinde geriledi¤i ö¤renildi.
Hastan›n öyküsü derinlefltirildi¤inde iki y›ld›r so¤u¤a maruz kald›ktan
sonra kol ve bacaklarda kabar›kl›k ve kafl›nt›n›n ortaya ç›kt›¤› ö¤renildi.
Fizik muayenesi normal olan hastaya buz küp testi yap›ld›. Önkolun
volar yüzüne s›ras›yla 5, 3, ve 1 dakika boyunca farkl› bölgelere buz
küpü uyguland›. Her uygulama sonras› buz uygulanan bölgede befl
dakika ›s›t›ld›ktan sonra ürtiker pla¤› geliflti¤i gözlendi. Buz küp testi
pozitif olarak de¤erlendirildi. So¤uk ürtikerine yönelik yap›lan laboratuvar
testleri normal olarak de¤erlendirildi.
TARTIfiMA: So¤uk ürtikeri olan hastalarda nadiren de olsa anafilaksi
ortaya ç›kabilir. Bu durum so¤uk uyaranla tüm vücudun çok k›sa bir
süre içinde karfl›laflmas›n›n sonucu olabilir. Bu nedenle so¤uk ürtikeri
olan hastalara so¤uk uyaranla ani temastan kaç›n›lmas› ve temas›n
kademeli olarak artt›r›lmas› önerilmelidir. Ayr›ca yüzme havuzlar›nda
çal›flan personeller bu konuda bilgilendirilmeli ve mümkünse adrenalin
otoenjektörü kullan›m› konusunda e¤itilmelidir.
Ast›ml› hastalarda s›kl›kla gözlenebilen egzersiz bronkospazm›(EB)
hayat kalitesini etkileyen, bronfl hiperreaktivitesi ve hava yolu inflamasyonu
ile iliflkili bir sinyaldir. Ancak sorumlu mekanizma henüz tam olarak
bilinememektedir. Ast›ml› çocuklarda EB ile RANTES ve IL-4 aras›ndaki
iliflki henüz araflt›r›lmam›flt›r. Amac›m›z ast›ml› çocuk hastalarda EB ile
yo¤unlaflt›r›lm›fl nefes havas›ndaki(YNH) RANTES ve IL-4 aras›ndaki
iliflkinin araflt›r›lmas›d›r. Bu amaçla 56 ast›ml› çocu¤a egzersiz
provokasyonu uygulan›p testin hemen öncesinde ve yar›m saat
sonras›nda toplanan YNHda RANTES ve IL-4 düzeyleri ELISA yöntemiyle
ölçülmüfltür. EB pozitif olan hastalara 14 gün montelukast tedavisi
verilip, egzersiz provokasyonu uygulan›p, YNH toplanm›flt›r.
SONUÇLAR: 25 hastada EB mevcutken (FEV1 düflüflü -22(-32,-14),
31 hastada EB gözlenmedi (FEV1 düflüflü -3(-6,0). Ast›ml› çocuklarda
egzersiz provokasyonu YNH RANTES düzeylerinde anlaml› art›fla
neden oldu (egzersiz öncesi:2.6(1.8,3.3) [ortanca (interquartil aral›k)];
egzersizden 30 dakika sonra:3.6(2.7,7.3); p=0.00012). Bu art›fl aç›s›ndan
EB pozitif ve negatif çocuklar aras›nda anlaml› fark saptanmad›. RANTES
düzeyleri ile serum total IgE düzeyi (p=0.006, r=0.41) ve vücut kitle
indeksi aras›nda (p=0.04, r=0.42) pozitif korelasyon saptan›rken %FEV1
ile RANTES aras›nda negatif korelasyon saptand› (p=0.027, r=-0.33).
Ayr›ca hastalar›n egzersiz sonras› RANTES düzeyleri ne kadar yüksekse
son 1 y›lda o kadar s›k atak geçirdikleri saptand› (p=0.01, r=0.57).
Egzersiz provokasyonunun IL-4 seviyesinde anlaml› art›fla neden
olmad›¤› gözlendi. EB pozitif olan hastalarda montelukast tedavisi ile
EB düzeyinde anlaml› düzelme saptand› (p=0.002) ve egzersiz
provokasyonunun neden oldu¤u RANTES art›fl›nda blokaj gözlendi.
TARTIfiMA: Daha önce yap›lan bir çal›flmada hiperosmolar uyar›n›n
bronfl epitelinden RANTES sal›n›m›na neden oldu¤u gösterilmifltir. Bizim
çal›flmam›z bu in-vitro çal›flmay› destekleyen bir in-vivo çal›flmad›r.
Egzersiz provokasyonu s›ras›nda geliflen hiperosmolar uyar› sonucunda
YNH RANTES düzeyi artmaktad›r.
P-060
VENOM ALLERJ‹S‹ OLAN ÇOCUKLARDA SERUM BAZAL TR‹PTAZ
DÜZEY‹N‹N ÖNEM‹
Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki, Cans›n
Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer, Ayfer Tuncer
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
AMAÇ: Venom allerjisi olan eriflkin hastalarda yap›lan güncel
çal›flmalarda serum bazal triptaz (sBT) düzeyinin önemi vurgulanmaktad›r.
Ancak ar› sokmas› sonucu genifl lokal reaksiyon veya sistemik reaksiyon
gözlenen çocuklarda bu konuda yap›lm›fl bir çal›flma bulunmamaktad›r.
Bu çal›flman›n amac› sBT düzeyinin venom allerjili çocuklardaki klinik
tabloya etkisini araflt›rmakt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Serum bazal triptaz düzeyleri UniCAP
(Pharmacia & Upjohn, Uppsala, Sweden) yöntemi ile ölçüldü. Ar› sokmas›
sonras›nda genifl lokal reaksiyon veya sistemik reaksiyon saptanan
çocuklarla beraber herhangi bir lokal veya sistemik reaksiyon tariflemeyen
sa¤l›kl› kontrol grubu çal›flmaya dahil edildi.
BULGULAR: Venom allerjisi olan 71 çocuk (53 sistemik reaksiyon ve
18 genifl lokal reaksiyon) ve yafl, cinsiyet ve aeroallerjen sensitizasyonu
aç›s›ndan aralar›nda fark olmayan 55 sa¤l›kl› kontrol olgusu çal›flmaya
al›nd›. Venom allerjisi olan olgular›n 63’ünden (%90) yaban ar›s›
(Vespula), 8’sinden (%10) ise bal ar›s› (Apis mellifera) sorumlu idi.
Sistemik reaksiyon tarifleyen hastalar›n 31’inde (%59) a¤›r anafilaksi
gözlendi. Venom allerjisi olan çocuklar›n ve sa¤l›kl› kontrol olgular›n›n
sBT düzeyleri normal s›n›rlardayd› (<11.4 μg/L). Ancak sistemik reaksiyon
tarifleyen olgular›n sBT düzeyleri [4.2 μg/L (3.7-5.4)], genifl lokal reaksiyon
tarifleyen olgulardan [3.1 μg/L (2.6-4.1)] ve sa¤l›kl› kontrol olgular›ndan
[2.9 μg/L (2.3-3.4)] anlaml› olarak daha yüksek bulundu (p<0.001). Hafif
ve a¤›r anafilaksi gözlenen hastalar›n sBT düzeyleri aras›nda anlaml›
bir fark saptanmad›. Lojistik regresyon analizinde venom allerjisi olan
hastalarda sBT düzeyinin sistemik reaksiyon aç›s›ndan bir risk faktörü
oldu¤u saptand› (OR[CI])(1.85[1.12-3.05]; p=0.016)
SONUÇLAR: Bu çal›flma, venom allerjisi olan çocuklarda serum bazal
triptaz düzeylerinin incelendi¤i ilk çal›flma olup sonuçlar serum bazal
triptaz düzeylerinin venom allerjili çocuklarda sistemik reaksiyon aç›s›ndan
risk faktörü olabilece¤ini göstermektedir.
52
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-061
P-063
AKUT ÜRT‹KER ATAKLARININ GENEL ÖZELL‹KLER‹ VE KRON‹K
ÜRT‹KERE GEÇ‹fi ‹Ç‹N R‹SK FAKTÖRLER‹
ÇOCUK ANAF‹LAKS‹L‹ OLGULARIMIZ: TEK MERKEZ DENEY‹M‹
Mahmut Do¤ru, ‹lknur Bostanc›, Serap Özmen, Tayfur Ginifl,
Handan Duman
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmunoloji ve Allerji Klini¤i, Ankara
fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›,
Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
G‹R‹fi: Anafilaksi, ani bafllayan ve ölüme yol açabilen ciddi sistemik bir
hipersensitivite reaksiyonudur. Gerçek s›kl›¤› bilinmemektedir. Ülkemizde
anafilaksili olgu serileri ilgili az say›da yay›n bulunmaktad›r. Bu çal›flmada
Allerji Klini¤imizde bir y›ll›k süre içerisinde anafilaksi tan›s› konulan
olgular›n demografik özellikleri, klinik seyirleri, tetikleyici ajanlar ve
tedavileri sunulmufltur.
MATERYAL-METOD: Çal›flmaya 1 Ocak 2010– 1 Ocak 2011 tarihleri
aras›nda klini¤imizde anafilaksi tan›s› konulan hastalar al›nd›. Hastalar›n
demografik özellikleri, anafilaksi semptomlar› (deri, solunum,
kardiyovasküler, nöroloji ve di¤er), tetikleyici ajan, efllik eden atopik
hastal›k ve tedavilerini içeren bir form oluflturuldu. Bu form hastanemiz
elektronik bilgi sistemindeki verilere göre dolduruldu.
BULGULAR: Çal›flmaya yafl ortalamas› 6.7±5.1 (0.9-15.4) y›l olan,
15’si erkek (%83,3) toplam 18 anafilaksili çocuk al›nd›. Anafilaksi
s›kl›¤›m›z % 0.0013 idi. Anafilaksi oluflma zaman› 74.4±61.3 (1-182)
ay idi. Anafilaksi tetikleyicileri hastalar›n 7’sinde (%38,9) besin,
6’s›nda(%33,3) ilaç, 2’inde (%11,1) afl›, ve 2’sinde (%11,1) ar› sokmas›
idi. Bir hastada neden belli de¤ildi. Hastalar›n 8’inde (%44,4) atopik
hastal›k öyküsü vard›. En s›k görülen semptomlar 17 (% 94,4) hastada
deri semptomlar› idi. Solunum sistemi semptomlar› 15 (%83,3),
kardiyovasküler semptomlar 7 (%38,9), gastrointestinal semptomlar 4
(%22,2), nörolojik semptomlar 1 (%5,6) hastada oluflmufltu. Tüm
hastalara anti-histaminik, 16’s›na (88,9%) steroid, 14’üne (77,8%)
oksijen, 10’ununa (55,6%) intravenöz s›v›, 7’sine (38,9%) adrenalin ve
7’sine (38,9%) nebülize beta mimetik uygulanm›flt›.
SONUÇ: Bu çal›flma ülkemizdeki çocuklarda ilk tek merkezli anafilaksi
çal›flmas›d›r. Besinler ve ilaçlar çocukluk yafl grubunda anafilaksinin
en s›k nedenleri olarak bulunmufltur. Anafilaksi tedavisinde adrenalin
kullan›m›n›n oldukça düflük oldu¤u saptanm›flt›r.
G‹R‹fi: Nedeni belirlenemeyen akut ürtiker (AÜ) ata¤› ile baflvuran
hastalarda %25’e varan oranlarda kronik ürtiker (KÜ)e geçifl
görülebilmekte, ancak bu geçifle etki eden faktörler bilinmemektedir.
AMAÇ: AÜ ataklar›n›n muhtemel etyolojileriyle atak süresine etki eden
durumlar› araflt›rmak, akut ve kronik ürtikerli hastalar›n klinik özelliklerini
karfl›laflt›rarak akuttan kroni¤e geçifl için önemli olabilecek faktörleri
belirlemek.
METOD: Klini¤imize Ocak 1991-Haziran 2010 aras›nda baflvuran 207
AÜ hastas›n›n verileri retrospektif olarak, Haziran 2010-Ocak 2011
aras›nda baflvuran 74 AÜ hastas› prospektif olarak de¤erlendirildi. KÜ
grubu, Ocak 1991-Haziran 2006 aras›nda klini¤imize baflvuran 953
hastay› içermekteydi.
BULGULAR: AÜ ataklar›n›n en s›k muhtemel etyolojileri; ilaçlar (%38.1),
infeksiyonlar (%35.2), stres (%24.7) ve g›dalar (%17.8) olarak tespit
edildi. Hastalar›n %48.4’ünde multipl etyolojik faktörler varken, %21.4’ünde
herhangi bir etyolojik faktör saptanamad›. fiüpheli g›da tüketimi (p=0.04),
infeksiyonlar (p=0.04), rinit (p=0.04), g›da allerjisi öyküsü (p=0.04), prik
testte polen (p=0.02) ve köpek pozitifli¤i (p=0.02) olmas›n›n daha k›sa
atak süresi ile iliflkili oldu¤u görüldü. Ast›m varl›¤› ise daha uzun atak
süresi ile iliflkiliydi (p=0.01). KÜ ve AÜ hastalar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda;
nonsteroidal antienflamatuar ilaç (NSAII) hipersensitivitesinin (s›ras›yla
%24.9 ve %4.3, p<0.01), antibiyotik hipersensitivitesinin (s›ras›yla %10.6
ve %4.6, p<0.01), g›da allerjisi öyküsünün (s›ras›yla %18.3 ve %3.9,
p<0.01) KÜ grubunda belirgin olarak daha fazla oldu¤u saptand›. NSAII
hipersensitivitesi (OR:7.97, %95GA:4.33-14.66, p<0.01) ve g›da allerjisi
öyküsünün (OR:5.17, %95GA: 2.71-9.85, p<0.01) KÜ ile iliflkili ba¤›ms›z
faktörler oldu¤u görüldü.
SONUÇ: AÜ ata¤› ile baflvuran hastalarda NSAII hipersensitivitesi ve
g›da allerjisi öyküsü varl›¤›, KÜ’e geçifli öngörebilece¤inden dikkatle
de¤erlendirilmelidir.
P-064
ANAF‹LAKS‹ VE ADRENAL‹N OTOENJEKTÖR: OTOENJEKTÖR
REÇETE ED‹LEN ÇOCUKLARIN VE EBEVEYNLER‹N‹N B‹LG‹-BECER‹
DÜZEYLER‹ VE DO⁄RU KULLANIMI ETK‹LEYEN FAKTÖRLER
P-062
Erdem Topal, Arzu Bak›rtafl, Özlem Y›lmaz, H. ‹lbilge Ertoy Karagöl,
Mehmet Sad›k Demirsoy, ‹pek Türktafl
Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Bilim Dal›
ÇALIfiAN VE Ö⁄RENC‹ HEMfi‹RELERDE ALERJ‹K KONTAKT
DUYARLANMA SIKLI⁄I
Ayflegül Akan, Müge Toyran, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya,
Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
AMAÇ: Anafilaksi geçiren ve tekrarlama riski olan hastalar, anafilaksi
bulgular› ve ilk müdahale aç›s›ndan yeterli bilgi ve beceriye sahip
olmal›d›rlar. Ülkemizde bu konuyla ilgili herhangi bir veri bulunmamaktad›r.
Amac›m›z, adrenalin otoenjektör reçete edilen çocuk ve/veya ebeveynlerinin
anafilaksi bulgular› ve otoenjektör kullan›m› konusundaki bilgi ve becerilerini
de¤erlendirmek ve do¤ru kullan›m› etkileyen faktörleri belirlemektir.
YÖNTEM: Çal›flmaya klini¤imizde anafilaksi tan›s›yla adrenalin
otoenjektör reçete edilen olgular ve/veya ebeveynleri dahil edildi.
Olgular›n anafilaksi ve adrenalin otoenjektörle ilgili bilgileri anket,
becerileri ise pratik uygulamayla de¤erlendirildi.
BULGULAR: Klini¤imizde adrenalin otoenjektörü reçete edilmifl 80 olgunun
64’üne ulafl›ld›. Olgular›n %64.1’i erkek, yafl ortalamalar› 6.8 y›l ve tan›dan
sonra ortalama izlem süreleri 22.6 ayd›. Besinler anafilaksi etyolojisinin
%43.8’ini oluflturuyordu. Olgular›m›z›n %89’u anafilaksi bulgular›n› biliyordu.
Reçete edilen olgular›n 42’sinin (%65.7) elinde otoenjektör vard›. Bu
olgular›n 27’si (%64.3) otoenjektörü yan›nda tafl›yordu ancak bunlar›n da
4’ü son kullan›m tarihinin geçti¤inin fark›nda de¤ildi.Elinde otoenjektörü
bulunmayanlarda en s›k neden; yenilenmesinin gerekli olmad›¤›n›
düflünmeleriydi (%46.2). Olgular›n %39.4’ü otoenjektörün kullan›m›n› do¤ru
gösterdi. Otoenjektörü 10 saniye süreyle baca¤a bas›l› tutmama, kullan›mda
en s›k yap›lan hatayd›. Otoenjektör kulan›m›n› do¤ru gösterme ile düzenli
kontrole gelme (p=0.010), otoenjektörün gerekli oldu¤unu düflünme (p=0.04)
ve elinde otoenjektörün olmas› (p=0.003) aras›nda anlaml› iliflki vard›.
‹statistiksel olarak anlaml› veya klinik önemi olan faktörler lojistik regresyon
modeline konuldu¤unda ise düzenli kontrole gelme (OR:13.6,p=0.001) ve
yaz›l› hareket plan›n›n verilmesi (OR:6.06,p=0.006), otoenjektörün do¤ru
kullan›m›n› etkileyen faktörler olarak belirlendi.
SONUÇ: Adrenalin otoenjektör reçete edilen çocuk ve/veya
ebeveynlerinin, anafilaksiyi tan›malar›na ra¤men, otoenjektörü yan›nda
tafl›man›n önemini kavramad›klar› ve kullan›m becerilerinin yetersiz
oldu¤u görülmüfltür. Kullan›m becerisini etkileyen en önemli faktörler
düzenli kontrol ve yaz›l› hareket plan›d›r.
G‹R‹fi: Kontakt dermatit (KD) hemflireler için önemli bir problemdir. Bu
grupta KD prevalans› ve alerjik kontakt duyarlanma (AKD) ile ilgili yeterli
bilgi bulunmamaktad›r.
AMAÇ: Çal›flan ve ö¤renci hemflirelerde AKD s›kl›¤›, nedenleri ve iliflkili
semptomlar›n belirlenmesi.
METHOD: Yirmi dokuz standardize test materyalinden oluflan kullan›ma
haz›r yama testi (TRUE test®) tüm kat›l›mc›lara uyguland›. KD
semptomlar› ve alerjik hastal›klar›n öyküsü anket arac›l›¤› ile ö¤renildi.
SONUÇLAR: Çal›flan hemflirelerin %34.8’i (24/69) KD semptomlar›na
sahipken, ö¤renci hemflirelerin yaln›zca %19’u (15/79) kendilerinde
benzer semptomlar oldu¤unu belirttiler (p=0.039). Yama testinde en s›k
pozitiflik nikel sülfata, ikinci en s›k semptom ise tiomersale karfl› saptand›.
Pozitiflik oranlar›nda çal›flan ve ö¤renci hemflireler aras›nda bir fark
saptanmad›. KD semtomu olan hemflireler olmayanlar göre yaflça daha
büyüktü (p=0.003). KD semptomu olan kat›l›mc›lar aras›nda çal›flan
hemflireler daha fazlayd› (p=0.047).
TARTIfiMA: Çal›flan hemflireler daha fazla s›kl›kta KD semptomlar›na
sahipti, ancak çal›flan hemflirelerdeki AKD ö¤renci hemflirelere göre
daha s›k de¤ildi. Bu sonuçlar›n daha çok mesleki irritan maddelere
maruziyet süresi ile de iliflkili olan çal›flma süresinin uzunlu¤u ile iliflkili
oldu¤u düflünüldü.
53
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-065
P-067
BEBEKLER‹N DERMAT‹T YAfiAM KAL‹TES‹ ‹NDEKS‹N‹N (IDQL)
TÜRKÇE GEÇERL‹L‹K VE GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹
ANAF‹LAKS‹: NE SIKLIKTA GÖRÜYORUZ? TEDAV‹DE NEREDEY‹Z?
Asl› Gelincik1, Mustafa Demirtürk1, Emre Y›lmaz2, Belk›z Ertek1, Bahattin
Çolako¤lu1, Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1
1
‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim
Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
2
‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim
Dal›, ‹stanbul
Hasan Yüksel, Ahmet Türkeli, Özge Y›lmaz
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve
Solunum Birimi, Manisa
G‹R‹fi: Atopik dermatitin çocuklar›n yaflam kalitesi üzerine olumsuz
etkileri gösterilmifltir ancak atopik dermatitli bebeklerin
de¤erlendirilmesinde kullan›labilecek geçerli ve güvenilir Türkçe bir
ölçek bulunmamaktad›r. Bu çal›flman›n amac›, Bebeklerin Dermatit
Yaflam Kalitesi (IDQoL; Infant Dermatitis Quality of Life Index) anketinin
Türkçe adaptasyonu, geçerlilik ve güvenilirli¤ini gösterilmesidir.
YÖNTEM: Bu çal›flmaya atopik dermatit tan›s› alm›fl ve aktif deri
lezyonlar› nedeni ile Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji
poliklini¤i’ne baflvuran 4 yafl alt›ndaki çocuklar al›nd›. Tüm çocuk ve
ailelerinin sosyodemografik özellikleri kaydedildi. Baflvuru an›nda ve
tedaviden bir ay sonras›nda tüm olgular›n IDQoL skorlar›n›n aileden
al›nmas› yan›nda, SCORAD ve IGA (investigator’s global asseesment)
atopik dermatit a¤›rl›k skalalar› kullan›larak pediatrik alerji uzman›
taraf›ndan de¤erlendirildi. IDQL puan› 0-30 aras›nda de¤iflmekte olup,
puandaki art›fl yaflam kalitesinde bozulmaya iflaret eder.
BULGULAR: Çal›flmaya 5-48 ay aras›nda (ortalama 28.7 ± 13.9 ay)
33 (15 erkek 18 k›z) bebek al›nd› ve 15 bebek bir ay sonra kontrolünde
de¤erlendirildi. Klnik de¤erlendirmede bebeklerin SCORAD puan›n›n
bafllang›çta 62.5 ± 21.5 iken kontrolde 12.5 ± 10.5 oldu¤u (p<0.001),
IGA puanlar›n›n ise 3.2 ± 0.8’ten 0.6 ± 0.6 düfltü¤ü (p<0.001) görüldü.
Objektif klinik a¤›rl›k de¤erlendirmelere benzer flekilde IDQL toplam
puan› bafllang›çta 11.6 ± 6.5 iken kontrol 1.4 ± 2.1 saptand› (p=0.001).
Hem bafllang›ç hem de kontrol de¤erlendirmesinde IDQL ve SCORAD
pualar›n›n korele oldu¤u görüldü (s›ras› ile r=0.34, p=0.05 ve r=0.73,
p=0.002). Güvenilirlik analizinde Cronbach α de¤erinin 0.89 ile baflar›l›
oldu¤u gözlendi.
SONUÇ: Bu preliminer sonuçlar, IDQL anketinin Türkçe adaptasyonunun
atopik dermatitli çocuklar›n yaflam kalitesini de¤erlendirmede obejektif
klinik parametreler ile iliflkili, geçerli ve güvenilir bir ölçek oldu¤unu
göstermektedir.
G‹R‹fi: Anafilaksi, hayati tehlike tafl›mas› nedeniyle, do¤ru tan›nmas›
ve tedavi edilmesi gereken acil bir allerjik klinik tablodur.
AMAÇ: Poliklini¤imize baflvuran hastalarda anafilaksi s›kl›¤›n›n,
nedenlerinin belirlenmesi, bu acil durumun tedavisinde adrenalin
kullan›m›n›n de¤erlendirilmesidir.
METOD: 2007-2011 y›llar› aras›nda Allerji Bilim Dal› poliklini¤imize
baflvuran tüm hastalar aras›nda anafilaksi tan›s› konanlar belirlendi.
Hastalar›n poliklinik takip kartlar›ndan elde edilen bilgiler ile tetikleyiciler,
atak zaman›, atak say›s›, adrenalin otoenjektör kullan›m›, atopi varl›¤›
ve daha önce uygulanan acil müdahale s›ras›nda adrenalin yap›l›p
yap›lmad›¤› araflt›r›ld›.
SONUÇLAR: Baflvuran toplam hasta say›s› 22,885, anafilaksi tan›s›
konan hasta say›s› 545 (%2.19) olarak bulundu. Hasta say›s›n›n y›llara
göre da¤›l›m› fiekil-1’de gösterilmektedir. Hastalar›n ortalama yafl› 41.9
± 12.66 (16-83 yafllar), %20’si erkek (109 kifli), %80’i kad›nd› (436 kifli).
Tablo-1’de hastalardaki nedenler gösterilmektedir. Sorumlu ajana
maruziyeti takiben ilk 1 saat içinde anafilaksi tarif edenler 453 (%83,1),
1 saatten sonra geçirenler 89 ( %16,3), bifazik atak yaflayanlar ise 2
kifliydi ( %0.6). Çoklu atak tarif edenler 337 (%61,8), adrenalin
otoenjektörü bulunanlar 49 (%9), atopik olanlar 44 (%8,1) kifliydi.
Anafilaksi nedeniyle acile baflvuran hastalar›n say›s› 502 (%92,1), yo¤un
bak›ma al›nanlar ise 47’ydi (%8,6). Acil müdahale s›ras›nda adrenalin
uygulanm›fl hastalar 95 (%17,4), yap›lmayanlar 233 (%42,8), emin
olamayan hastalar ise 217 (%39,8) kifliydi.
TARTIfiMA: Çal›flma grubumuzda y›llar içinde anafilaksi tan›s›yla
baflvuran hasta say›s› art›fl göstermekte ve nedenler aras›nda en s›k
ilaç allerjisi, ikinci s›kl›kta ise ar› alerjisi gelmektedir. Acil birimlerde dahi
adrenalin uygulamas›n›n k›s›tl› oldu¤u dikkati çekmektedir. Anafilaksi
tan› ve acil tedavisinde gerek hekimlerin, gerekse hastalar›n daha iyi
bilgilendirilmesine ihtiyaç vard›r.
P-066
A‹LE DERMATOLOJ‹ YAfiAM KAL‹TES‹ ‹NDEKS‹N‹N (FDLQI) TÜRKÇE
GEÇERL‹L‹K VE GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹
Tablo 1. Hastalarda anafilaksi nedenleri
Özge Y›lmaz, Ahmet Türkeli, Hasan Yüksel
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji Bilim Dal› ve
Solunum Birimi, Manisa
G‹R‹fi: Aile bireylerinin birinde özellikle de çocukta dermatolojik hastal›k
varl›¤› hem bak›m sorumlulu¤u hem de tedavinin getirdi¤i yükler nedeni
ile bak›c›lar›n yaflam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Ebeveynin yaflam
kalitesinin çocu¤un yaflam kalitesi ve tedavi uyumunu etkiledi¤i
düflünülünce de¤erlendirme ve izlemi önem tafl›r. Bu çal›flman›n amac›,
Aile Dermatoloji Yaflam Kalitesi ‹ndeksi (FDLQI) nin Türkçe
adaptasyonunun geçerlilik ve güvenilirli¤inin gösterilmesidir.
YÖNTEM: Bu çal›flmaya atopik dermatit tan›s› alm›fl ve aktif deri
lezyonlar› nedeni ile Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji
poliklini¤i’ne baflvuran tüm çocuklar ve ebeveynleri s›ras›yla al›nd›.
Çocuklar ve ebeveynlerinin sosyodemografik özellikleri kaydedildi.
Baflvuru an›nda ve bir ay tedavi sonras›nda tüm bebekler SCORAD ve
IGA (investigator’s global asseesment) atopik dermatit a¤›rl›k skalalar›
kullan›larak Pediatrik Allerjist taraf›ndan de¤erlendirildi ve ebeveynlere
FDLQI anketi uyguland›. FDLQI puan› 0-30 aras›nda de¤iflir ve puandaki
art›fl yaflam kalitesinde bozulmaya iflaret eder.
BULGULAR: Çal›flmaya 5 ay ile 16 yafl aras› 48 (22 erkek 26 k›z)
çocuk ve ebeveyni al›nd› ve bunlar›n yirmisinin kontrol de¤erlendirmeleri
yap›ld›. Çocuklar›n SCORAD puan ortalamalar› bafllang›çta 63.7 ± 22.9
iken kontrolde 12.6 ± 11.8 (p<0.001); IGA puan ortalamalar› ise
bafllang›çta 3.3 ± 0.9 iken kontrolde 1.1 ± 0.9 (p<0.001) bulundu. FDLQI
toplam puanlar›n›n da anlaml› azald›¤› bulundu (s›ras› ile 13.8 ± 6.9 ve
2.3 ± 4.9, p<0.001). Ancak klinik skorlar ile FDLQI puanlar› aras›nda
korelasyon gözlenmedi. Güvenilirlik analizinde ise FDLQI ölçe¤inin
Cronbach α de¤eri 0.89 ile baflar›l› bulundu.
SONUÇ: Bu preliminer sonuçlar, Türkçe FDLQI ölçe¤inin atopik dermatitli
çocuklar›n ebeveynlerinin yaflam kalitesini de¤erlendirmede klinik
de¤iflikli¤i gösteren geçerli ve güvenilir bir ölçek oldu¤unu göstermektedir.
54
Anafilakside Etyoloji
n
%
‹laç
Analjezik
Antibiyotik
Birden çok ilaç
Lokal anestezi
Proton pompa inh.
Radyokontrast madde
Genel anestezi
Demir
Antifungal, statin, antikolinerjik,antidepresan, antiemetik*
Hat›rlam›yor
489
180
153
78
22
15
12
11
7
1*
6
89,70
36,80
31,29
15,95
4,50
3,07
2,45
2,25
1,43
0,20*
1,23
Ar›
Bal ar›s›
Eflek ar›s›
Sar› ar›
Ar› türünü bilmiyor
Bal ve eflek ar›s›
35
15
6
5
7
2
6,4
42,86
17,14
14,29
20
5,71
Besin
Yumurta
fieftali, kay›s›
Bal›k
Ceviz
F›st›k
Et
Bilmiyor
8
2
1
1
1
1
1
1
1,5
25
12,5
12,5
12,5
12,5
12,5
12,5
‹dyopatik
7
1,3
Lateks
3
0,6
Eksersiz
1
0,2
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
EP‹DEM‹YOLOJ‹
P-068
P-070
ÇOCUKLUK ÇA⁄I ATOP‹K DERMAT‹T KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹ VE
SINIFLAMASI: A⁄IR ATOP‹K DERMAT‹T R‹SK FAKTÖRLER‹
AKUT BRONfi‹YOL‹TL‹ ÇOCUKLARDA SOLUNUM PATOJENLER‹ VE
KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹
Ayflegül Akan, Dilek Azkur, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya,
Celal Özcan, Müge Toyran, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
‹brahim Etem Piflkin1, Recep Polat2, Canan Külah1, Fatma Demirel3,
Bahri Ermifl4
1
Karaelmas Üniversitesi T›p Fakültesi
2
Kastamonu fierife Bac› Devlet Hastanesi
3
Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi
4
Sakarya Üniversitesi T›p Fakültesi
G‹R‹fi: Atopik dermatit (AD) serum total immunoglobulin E (IgE) düzeyi
ve alerjenlere karfl› IgE arac›l› reaksiyonlar›n varl›¤›na göre intrinsik
(ADi) ve ekstrinsik (ADe) olmak üzere iki gruba ayr›lm›flt›r. Bu s›n›flaman›n
klinik özellikler üzerindeki etkisi tam olarak aç›klanamam›flt›r.
AMAÇ: ADi ve ADe gruptaki hastalar›n klinik özelliklerinin karfl›laflt›r›lmas›
ve a¤›r atopik dermatit için risk faktörlerinin belirlenmesi
METHOD: Klini¤imize ilk kez baflvuran, Hanifin-Rajka kriterlerini
karfl›layan ve tedavi almam›fl hastalar›n klinik ve laboratuvar özellikleri
de¤erlendirildi. Hastalar ADi, ADe, hafif, orta ve a¤›r olarak s›n›fland›r›ld›.
SONUÇLAR: Çal›flmaya %59.4’ü (n=184) erkek ve yafllar›
14.6(interquartile range:6-43.2) ay olan 310 hasta dahil edildi. Hastalar›n
%46.8’inin(n=144) ADi ve %28.4’ü(n=88) SCORAD’a göre a¤›r AD
oldu¤u bulundu. ADi ve ADe gruplar›n›n hastal›k fliddeti(p=0.011),
eozinofil say›s›(p=0.019) ve eozinofil yüzdesi(p=0.004) farkl›yd›. A¤›r
AD’de erkek cinsiyet(p=0.038), eozinofil yüzdesi daha yüksek(p=0.026)
bulundu. Total IgE yüksekli¤i ve periferik kan eozinofil say›s›n›n yüksekli¤i
a¤›r atopik dermatit için risk faktörü olarak bulundu (s›rayla 1.003[(1.0001.005)p=0.022] OR[(%95GA);p] ve 1.121[(1.017-1.253)p=0.023].
TARTIfiMA: Hastan›n ADe grupta olmas› klinik seyrinin daha a¤›r
olaca¤›n› göstermektedir. Di¤er taraftan a¤›r AD olmas› da hastan›n
ADe olma ihtimalini art›rmaktad›r. Total IgE ve periferik kan eozinofil
yüksekli¤i a¤›r AD riskini art›rmaktad›r. Sonuçlar SCORAD’a göre yap›lan
s›n›flaman›n biyolojik temellerinin oldu¤unu düflündürmektedir.
AMAÇ: Respiratuar sinsityal virüs enfeksiyonuna ba¤l› geliflen
bronfliyolitle di¤er virüslere ba¤l› geliflen bronfliyolitin klinik özellikleri
ve hastal›k ciddiyetlerinin farkl›l›klar›n›n de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r.
MATERYAL-METOD: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi T›p Fakültesi
pediatri klini¤ine h›fl›lt› ile baflvuran akut bronfliyolit tan›s› konan 112
hasta çal›flmaya al›nd›. Hastalardan nasofaringeal örnek al›narak
multiplex PCR yöntemi ile viral ve bakteriyel patojenler çal›fl›ld›. ‹zole
edilen patojenler s›n›fland›r›larak klinik ve laboratuvar özellikleri,
demografik özellikleri birbirleriyle karfl›laflt›r›ld›.
SONUÇLAR: ‹zlenen 112 hastan›n 14'ünde RSV (%13), 9'unda rinovirüs
(%8), 7'sinde adenovirüs (%6), 4'ünde parainfluenza tip-3 (%4) ve 1'inde
mycoplazma pneumonia (%1) tespit edildi. 73 hastada (%65) patojen
izole edilemedi. RSV pozitif ve non-RSV pozitif hastalar aras›nda baflvuru
semptomu, bronfliyolit skorlar›, hastanede yat›fl günü, semptom süresi
aç›s›ndan fark tespit edilmedi. Relaps 33 hastada görüldü ve non-RSV
virüs pozitif hastalarda ve virüs izole edilemeyenlerde daha
fazlayd›.(p=0.03)
TARTIfiMA: Tek örnekte birçok virüsü izole edebilmesi aç›s›ndan
multiplex PCR kullan›fll›d›r. Klinik ve laboratuvar bulgular›yla bronfliyolit
etkenlerini birbirinden ay›rt etmek mümkün de¤ildir.
P-071
P-069
ADANA ‹L MERKEZ‹NDE YAfiAMIN ‹LK 6 AYINDA BES‹N ALLERJ‹S‹
PREVALANSI VE KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹, DO⁄UM KOHORT ÇALIfiMASI
BESIN ALLERJ‹L‹ ÇOCUKLARDA ANAF‹LAKS‹ R‹SK‹N‹N
BEL‹RLENMES‹NDE BAZAL SERUM TR‹PTAZININ ROLÜ
Dilek Do¤ruel, Gülbin Bingöl Karakoç, Derya Ufuk Alt›ntafl,
Mustafa Y›lmaz, Seval Günefler Kendirli
Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ‹mmünoloji Bilim Dal›,
Adana
Ümit Murat fiahiner, S. Tolga Yavuz, Betül Büyüktiryaki,
Ebru Ar›k Y›lmaz, Özlem Cavkaytar, Ayfer Tuncer, Ömer Kalayc›,
Cans›n Saçkesen
Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi 06100 S›hhiye,
Ankara
G‹R‹fi: Son y›llarda besin allerjisi s›kl›¤› giderek artmaktad›r. Yafl, co¤rafi
özellikler, anne sütü al›m›, sosyo-kültürel düzey besin allerjisi s›kl›¤›n›n
toplumlar aras›nda farkl› oranlarda görülmesine neden olmaktad›r.
AMAÇ: Çal›flmam›zda Adana’da, Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi
Hastanesinde 2010 y›l› içinde do¤an bebeklerde ilk 6 ayda besin allerjisi
s›kl›¤› ve iliflkili faktörlerin belirlenmesi amaçlanm›flt›r.
METOD: Hastanemizde 2010 y›l› içinde do¤an tüm bebeklerin postnatal
1. günde fizik muayeneleri yap›ld›, ailelerine anket uyguland›. 3. ve 6.
ayda fizik muayeneleri yap›ld›, besin allerjisine yönelik anket uyguland›
ve 6. ayda deri testi uyguland›, besin spIgE ölçümü yap›ld›. Besin allerjisi
tan›s› besine özgül IgE varl›¤› (serum spIgE ve/veya deri testi pozitifli¤i),
uyumlu klinik bulgu/provokasyon ile konuldu.
SONUÇ: Çal›flmaya 1232 bebek al›nd›. Öykü, fizik muayene ve laboratuar
sonuçlar› ile 45 bebekde (%3.7) besin allerjisi olabilece¤i düflünüldü,
flüpheli besinle provokasyon yap›ld› ve 32 (%2.6) bebe¤e besin allerjisi
tan›s› kondu. 32 olgunun 11’i k›z (%33), 21’i erkek (%67), besin allerjisi
bafllama yafl› 4.7±1.5 ay idi. Besin allerjileri süt (n=14), yumurta (n=9),
süt+yumurta (n=7), yumurta+tavuk (n=1) ve muz (n=1) olarak saptand›.
Provokasyon testi s›ras›nda 29 olguda cilt, 2 olguda G‹S, 1 olguda
solunum sistemine ait semptom olufltu, sistemik reaksiyon gözlenmedi.
Ailede atopi öyküsü en önemli risk faktörü saptan›rken (p<0.05), ek
g›dalara bafllang›ç yafl› ve anne sütü al›m süresi besin allerjisi için risk
faktörü olarak bulunmad› (p>0.05).
TARTIfiMA: Çal›flmam›z ülkemizde bu yafl grubunda yap›lan ilk besin
allerjisi prevalans çal›flmas› olmas› aç›s›ndan önemlidir. Çal›flma
grubundaki bebeklerin takibi devam etmekle birlikte Adana ilindeki besin
allerjisi görülme s›kl›¤› ve iliflkili besinler literatür bilgileriyle benzer
özelliktedir.
G‹R‹fi-AMAÇ: Mastositoz ve yüksek bazal serum triptaz› (BST) anafilaksi
ile iliflkili olabilir. Yap›lan çal›flmalarda venom allerjili eriflkinlerde BST
ile anafilaktik reaksiyonlar ve klonal mast hücre hastal›klar› aras›ndaki
iliflki gösterilmifltir. Bu çal›flmada besin allerjisi olan anafilaksi geçirmifl
ve geçirmemifl çocuklarda BST düzeylerinin belirlenmesi ve anafilaksi
ile iliflkisinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM: BST düzeyleri Uni-CAP yöntemi ile ölçüldü. Besin allerjisi;
klinik bulgular varl›¤› yan›nda obesine karfl› deri prik testi pozitifli¤i
vespesifik IgE düzeyinin >0.35 kU/l olmas› olarak tan›mland›. Besine
ba¤l› anafilaksi besin tüketimini takiben 2 saat içinde akut allerjik
reaksiyon olarak ortaya ç›kan ve deri bulgular› yan›nda solunum ve/veya
gastrointestinal ve/veya kardiyovasküler ve/veya nörolojik bulgulardan
enaz birinin daha varl›¤› olarak tan›mland›.
BULGULAR: Çal›flmaya 0.48 ile 9.96 yafllar› aras›nda olan, IgE-iliflkili
besinallerjisi (BA) ve anafilaksi (A) (BA/A+) (n=79); veya anafilaksi
olmadan sadece IgE iliflkili besin allerjisi (BA/A-) (n=88) olanlar ve
yaflvecinsiyet olarak benzer özelliklerdeki sa¤l›kl› çocuklar (n=113)
al›nd›. Ailede atopi öyküsü, eozinofil say›lar› ve total IgE düzeyleri BA/A+
ve BA/A- gruplar› ile kontrol grubu aras›nda anlaml› olarak farkl›yd›
(p<0.001). BA/A+, BA/A- ve kontrol grubunda BST düzeyleri s›ras› ile
ortanca (çeyrekler aras›), 4.03 (2.84-5.75) ng/ml; 3.58 (2.27-4.52) ve
3.30 (2.38-4.36)’yd› (p=0.022). Erkek çocuklarda k›zlara gore BST
düzeylerinde daha yüksek olma e¤ilimi bulunmakla beraber; besin allerjili
gruplar ve kontrol grubu k›yaslamalar›nda cinsiyetler aras›nda BST
düzeylerinde anlaml› bir farkl›l›k belirlenmedi.
SONUÇ: Sonuçlar›m›z besin allerjisi ve anafilaksi öyküsü olan çocuklarda
BST düzeylerinin hafif düzeyde daha yüksek oldu¤unu ancak klonal
masthücre hastal›klar›ndaki seviyelere ulaflmad›¤›n› göstermektedir.
Erkek çocuklarda BST düzeyleri besin allerjilive sa¤l›kl› çocuklarda daha
yüksek olma e¤ilimindedir.
55
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-072
P-074
GAZ‹ANTEP ‹L MERKEZ‹NDE, ÇOCUKLARDA ALLERJ‹K R‹N‹T
PREVALANSI VE R‹SK FAKTÖRLER‹
SOSYOEKONOM‹K DÜZEY ÇOCUKLARDA ATOP‹ ‹Ç‹N R‹SK FAKTÖRÜ
OLAB‹L‹R M‹?
Ercan Küçükosmano¤lu 1 , Mehmet Fatih Palal› 2 , Özlem Keskin 1 ,
Seval Kul3, Neriman Ayd›n4
1
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilimdal›,
Gaziantep
2
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilimdal›, Gaziantep
3
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilimdal›,
Gaziantep
4
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Halk Sa¤l›¤› Anabilimdal›,
Gaziantep
Hikmet Tekin Nacaro¤lu, ‹lker Günay, fiule Turgut, Hacer Kamal›,
Ahmet Özdemir, Türkan Günay, Demet Can
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma
Hastanesi Çocuk Allerji Klini¤i, ‹zmir
G‹R‹fi: Alerjik hastal›klar›n geliflmifl ülkelerde daha s›k görülmesi hijyen
hipotezi ile aç›klanmaya çal›fl›lsa da önceden beri sosyoekonomik düzey
(SED) ve atopik hastal›klar aras›nda iliflki merak konusu olmufltur. Bu
çal›flmada alerjik hastal›k kuflkusu tafl›yan çocuklarda atopi varl›¤› ile
SED aras›ndaki iliflkinin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM: Çal›flmam›za ‹zmir ili Kemalpafla ilçesi merkez ilkö¤retim
okullar›na devam eden 7–8 s›n›f ö¤rencilerinin tümü al›nm›flt›r. Alerjik
hastal›k varl›¤›n› araflt›rmak için ISAAC-I anketi kullan›lm›flt›r. Anket
sonucunda alerjik hastal›k kuflkusu tafl›yan çocuklara Sosyoekonomik
Düzey Anketi ve deri prick testi uygulanm›flt›r. Sosyoekonomik Düzey
Anketi olarak Boratav ve Belek taraf›ndan haz›rlanan ölçekler
kullan›lm›flt›r. Deri prick testinde ise Ege Bölgesi’nde en s›k rastlanan
8 allerjen ekstresi kullan›lm›flt›r. Atopi varl›¤›, alerjik hastal›k tipi, duyarl›l›k
saptanan alerjen aç›s›ndan gruplara ayr›lan çocuklarda SED
karfl›laflt›r›lm›flt›r.
BULGULAR: Çal›flman›n birinci bölümünde Kemalpafla ilçe merkezindeki
5 ilkö¤retim okulunun 7 ve 8. s›n›flar›na devam eden toplam 1511
ö¤renciden 1373’üne (%90.87) ISAAC-I anketi uygulanm›flt›r. Anket
sonucunda 274 çocukta alerjik hastal›k olas›l›¤› saptanm›flt›r. Anketlerde
olas› ast›m (%74.1), alerjik rinit (%85.4) ve alerjik deri hastal›klar› (27.0%)
bulunmufltur Bu olgular›n tümüne deri prick test uygulanm›fl ve 63’ünde
( %22.9 ) atopi saptanm›flt›r. Atopik çocuklarda SED alt %25.4, orta
%57.1, üst %17.5 olarak, atopik olmayan çocuklarda ise alt %30.8, orta
%52.1, üst %17.1 olarak bulunmufltur ve iki grup aras›nda anlaml›
farkl›l›k saptanmam›flt›r.
SONUÇ: Çal›flmam›z›n ayn› yaflta olan ve ayn› bölgede yaflayan tüm
çocuklar› kapsamas› epidemiyolojik olarak önemlidir. Alerjik hastal›k
kuflkusu tafl›yan çocuklarda atopi geliflimi ile SED aras›nda iliflki
görülmemifltir. Preliminer sonuçlar›n› aç›klad›¤›m›z çal›flmam›z alerjik
hastal›k kuflkusu tafl›mayan çocuklar›n yer alaca¤› kontrol grubu ile
geniflletilecektir.
G‹R‹fi: Allerjik rinit çocukluk ça¤›nda bafllay›p, eriflkin yafllarda da süren
önemli bir kronik hastal›kt›r. Çal›flmam›z›n amac› Gaziantep’te 7–8 yafl
aras›ndaki ilkö¤retim okulu çocuklar›nda allerjik rinit prevalans›n› ve
risk faktörlerini araflt›rmakt›r.
METOD: Gaziantep il merkezinde, rasgele yöntemle seçilen 11 okuldaki,
2250 çocu¤un ailesine, ISAAC sorgulama sorular› ve allerjik rinit için
risk faktörlerini araflt›ran anket formu gönderildi. 1877 çocu¤un ailesi
formu doldurarak geri getirdi. Cevaplama oran› % 84 olarak bulundu.
SONUÇLAR: Herhangi bir zamanda rinit bulgusu olan çocuklar› oran›
%30,0 olarak bulundu. Son on iki ayda alerjik rinit bulgusu olan çocuklar›n
oran› %24,0, doktor tan›l› allerjik rinit oran›, %13,2, son oniki ayda allerjik
rinokonjuktivit yak›nmas› olan çocuklar›n oran› %11,2 olarak bulundu.
Çoklu lojistik regresyon analiziyle, herhangi bir zamanda rinit için en
önemli risk faktörü; ailede allerjik hastal›k olmas› [OR:2,06 ( CI:1,64–2,56)]
olarak bulundu. Son oniki ayda rinit için en önemli risk faktörü; annenin
lise ya da üniversite mezunu olmas› [OR: 4,65 (CI:1,66–13,03) olarak
bulundu. Doktor tan›l› allerjik rinit için en önemli risk faktörü; ailede
allerjik hastal›k [OR: 2,43 (CI:1,82–3,26) ] olarak bulundu. Son oniki
ayda allerjik rinokonjuktivit için en önemli risk faktörü; evde sigara içimi
[OR:1,69(CI:1,10–2,59)] olarak bulundu
YORUM: Bu sonuçlar allerjik rinitin, Gaziantep flehrinde yaflayan çocuklar
için ciddi bir sa¤l›k sorunu oldu¤unu ortaya koymaktad›r.
P-073
ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKS‹YONLARI ‹LE ASTIM BRONfi‹TL‹ HASTA
BAfiVURUSU ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹
Metin Trabzon1, Murat Sürücü2, Öner Özdemir2
1
TC SB Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Klini¤i, Okmeydan›, ‹stanbul
2
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Çocuk ‹mmünoloji
ve Allerji Bölümü, Kad›köy, ‹stanbul
P-075
ÇOCUKLARDA ALT SOLUNUM YOLU ENFEKS‹YONLARI V‹RAL
ETKENLER‹ VE HUMAN RH‹NOV‹RÜS
Nihal Aktafl, Akk›z fiahin, Sevgi Pekcan
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
ABD
G‹R‹fi: Ast›m ve di¤er alt solunum yolu hastal›klar› (ASYH) ve üst
solunum yolu enfeksiyonlar› (ÜSYE) aras›ndaki iliflki uzun y›llardan beri
bilinmektedir. Çal›flmam›zda ast›m ve di¤er ASYH nedeniyle acil ve
poliklini¤e baflvuran hastalar›n baflvuru s›kl›klar› ile ÜSYE baflvuru
s›kl›klar›yla karfl›laflt›r›l›p ve korelasyon olup olamad›¤›na bak›ld›.
MATERYAL-METOD: Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi acil
ve polikliniklerine 01 Aral›k 2009-30 Haziran 2010 tarihleri aras›nda
ast›m bronflit, kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH), akut bronflit,
bronfliolit ve ÜSYE tan›lar› ile baflvuran hastalar›n hastane bilgi yönetim
sistemindeki (HBYS) kay›tlar› incelenerek veriler de¤erlendirildi. Hastalar
ast›m-KOAH grubu, bronflit grubu, ÜSYE grubu olmak üzere 3 gruba
ayr›ld›. ÜSYE grubu ile di¤er iki grup aras›ndaki hastaneye baflvuru
s›kl›¤› aç›s›ndan iliflki korelasyon de¤erlendirmeleriyle hem ayr› ayr›,
hem de iki grup ASYH grubu olarak birlefltirilerek incelendi.
BULGULAR: HBYS’den al›nan verilerde 86.209 hasta kayd› incelendi.
Hastal›klar›n da¤›l›m› 7481’i Ast›m veya KOAH, 18.125 bronflit ve bronfliolit
ve 60.502’si ÜSYE tan›s› alan hastalardan oluflmaktayd›. Tüm hastalar›n
%50,22’si erkek, %49,78’i kad›n olarak saptand›. Yafl ortalamas› 24,66
y›l idi. Bak›lan korelasyon de¤erlendirmelerinde ÜSYE-ASYH grubu
korelasyon de¤eri r:0,72 (Ocak 2010 ay›nda) kadar yüksek bulundu.
TARTIfiMA: Ast›m-ÜSYE ve ASYH-ÜSYE aras›ndaki iliflkiye dikkat
çekerek özelikle ast›ml› çocuklarda ÜSYE’ye karfl› koruyucu önlemlerin
önemine dikkat çekmek istedik. Grip afl›lanmas›n›n teflvik edilmesi ve
grip enfeksiyonlar›n›n s›kl›¤›n›n azalt›lmas›n›n ast›m baflta olmak üzere
di¤er ASYH baflvurular›n›n azaltaca¤› sonucuna ulaflt›k.
Viral etkenler çocukluk ça¤› solunum yolu enfeksiyonlar›n›n s›k görülen
bir nedenidir. Bu çal›flmada 2010 aral›k-2011 a¤ustos aylar› aras›nda
Meram T›p Fakültesi’ne alt solunum yolu enfeksiyonu tan›s›yla yat›r›lan
hastalar›n nazofarengeal sürüntü örneklerinde PCR yöntemi ile saptanan
viral etkenler ve efllik eden hastal›klar, klinik bulgular› de¤erlendirilmifltir.
Al›nan 289 örnekten 108 (%37,4) inde virüs tespit edilmifltir. Etkenlerin
da¤›l›m› ise flu flekildeydi: RSV A/B 32 (%29), H. rhinovirüs a/b 33
(%30), ‹nfluenza A 17 (% 15,7), Parainfluenza 13 (%12), Adenovirüs
7 (%6), Coronavirüs 6 (% 5), H. Metapneumovirüs 2 (%1,8), ayr›ca
rhinovirüs-rsv a birlikteli¤i 3 (%2,7), Adenovirüs-RSV A, rhinovirüsmetapneumovirüs, Adenovirüs- coronavirüs birliktelikleri (%0,9) tespit
edilmifltir.
Viral tarama panelinde etken tespit edilen hastalar›n ilk baflvuru s›ras›nda
%54,6 atefl, %88,8 i öksürük, %53,7 si solunum s›k›nt›s› yak›nmas›yla
baflvurmufltur.
Mevsimsel da¤›l›m olarak incelendi¤inde: RSV nin ocak ay›nda
(%50),rhinovirüs’ün mart (24,2) ve haziran (%15,1) aylar›nda,
metapneumovirüs may›s-haziran aylar›nda (%66,6), influenza virüs
flubat-mart aylar›nda (%70,5), coronavirüs 229E/NL53 ocak ay›nda,
coronavirüs OC43/HKU1 haziran ay›nda, parainfluenza 3 ün nisan
may›s haziran aylar›nda (%60) daha s›kl›kla tespit edilmifltir.
Çal›flmam›zda çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlar›n›n s›k görülen
etkenlerinin yan› s›ra human rhinovirüs’ün de etken olarak tespit edilmifltir.
56
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
ER‹fiK‹N SOLUNUM YOLU ALLERJ‹LER‹
P-076
P-078
PET SHOP ÇALIfiANLARINDA ‹fi YER‹ ‹L‹fiK‹L‹ SEMPTOMLAR VE
ATOP‹
ORUÇ TUTMANIN ASTIM VE KOAH’LI HASTALARDAK‹ ‹LAÇ UYUMU
ÜZER‹NE ETK‹LER‹
‹nsu Y›lmaz1, Ferda Öner Erkekol2, Ayten Kaz›mova3, Koray Harmanc›4,
Zeynep M›s›rl›gil1, Dilflad Mungan1
1
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji
ve Allerji Hastl›klar› BD, Ankara
2
Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, Allerji Ünitesi, Ankara
3
Azerbaijan Medical University, Baku, Azerbaijan
4
Sa¤l›k Bakank›¤› Ankara D›flkap› Çocuk E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi,
Ankara
Ömür Ayd›n1, Gülfem Elif Çelik1, Zeynep P›nar Önen2, ‹nsu Y›lmaz1,
Seçil Kepil Özdemir1, Öznur Y›ld›z2, Dilflad Mungan1, Yavuz Selim
Demirel1
1
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD,
Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› ABD, Ankara
G‹R‹fi-AMAÇ: Ast›m ve kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH) tan›l›
hastalarda ilaç uyumunu etkileyen çeflitli kiflisel ve sosyal faktörler
mevcuttur. Bunlar aras›nda dini inançlar›n ilaç kullan›m davran›fllar›
üzerine etkisi hakk›nda yeterli veri bulunmamaktad›r. Bu çal›flmada
oruç tutman›n ast›m ve KOAH tan›l› hastalar›n ilaç uyumu üzerine
etkisinin araflt›r›lmas› amaçland›.
METOD: Çal›flmaya 1 temmuz 2009-1 temmuz 2010 tarihleri aras›nda
‹mmunoloji ve Allerji poliklini¤i ve Gö¤üs hastal›klar› polikliniklerine
baflvuran 150 ast›m ve 150 KOAH tan›l› hasta al›nd›. Ast›m ve KOAH
tan›s› ayr›m› yap›lamayan hastalar çal›flmaya al›nmad›. Tüm hastalara
ramazan ay›nda oruç tutup tutmad›klar› soruldu ve “evet” yan›t› veren
hastalara bu dönemdeki inhaler ilaç kullan›mlar› ile ilgili ek sorular
yöneltildi. Çal›flma için etik kuruldan onay al›nd›.
SONUÇLAR: Ast›ml› hastalar›n %65.3’ü (n=98) ve KOAH’l› hastalar›n
%92.6’s› (n=139) Ramazan ay› boyunca oruç tuttuklar›n› ifade ettiler.
Her iki grupta da hastal›k aktivitesi ile önceki hastane yat›fllar›n›n oruç
tutma üzerine olumsuz etkisi yoktu. KOAH’l› hastalar›n ço¤unlu¤u
(%90.6, n=126) bu dönemde kontrol edici inhaler ilaçlar›n› kullanmay›
b›rak›yordu. Kontrol edici inhaler ilaçlar›n› kulland›¤›n› belirten ast›ml›
hastalar ise ilaçlar›n› iftar ve sahur zaman›nda kullanmak fleklinde yeni
bir düzenlemeye gitmifllerdi (%82.6, n=81).
SONUÇ: Bu çal›flmam›z›n sonuçlar›, ast›m ve KOAH tan›l› hastalar›n
hastal›klar›n› oruç tutmalar›na engel olan bir faktör olarak görmediklerini
ortaya koymufltur. Ancak oruç tutma, her iki grup hastada da ilaç
kullan›m›n› farkl› yönlerde de¤ifltirerek ilaç uyumunu etkileyen bir faktör
gibi görünmektedir. Her iki hastal›kta da inhaler yolla kullan›lan ilaçlar›n
orucu bozmad›¤› bilinmektedir. Bu nedenle hastalar oruç tutman›n
hastal›klar› üzerindeki etkileri ve oruç tutarken kullan›m›na izin verilen
ilaçlar konusunda bilgilendirilmelidir.
AMAÇ: Çal›flmam›zda pet shop çal›flanlar›nda ifl yeri iliflkili
solunumsal/oküler semptom ve atopi prevalans›n› belirlemek amaçland›.
METOD: Yirmibir pet shop ifl yerinden 51 olgu (K/E: 5/46, ort. yafl:
27.5±8.5) çal›flmaya dahil edildi. Tüm olgulara genel aeroallerjenler ve
hayvan allerjenleri (kedi, köpek, kufl) ile deri prik testi uyguland›.
Solunumsal/oküler semptom prevalans› yüz-yüze yap›lan anket ile
de¤erlendirildi.
BULGULAR: Pet shop çal›flalar›n›n 16’s›nda (%31.4) atopi saptand›.
En s›k D. Pteronyssinus 7(%13.7), çay›r polen 7 (%13.7) ve D. Farinea
6 (%11.8) karfl› saptand›. Olgular›n 4’ünde (%7.8) hayvan allerjenlerine
karfl› deri prik testi pozitifli¤i saptand› [ kufl 3 (%5.9), kedi 2 (%3.9),
köpek 1 (%2) ]. Solunumsal/oküler semptomlar olgular›n 30’unda
saptand›. Bunlardan 13 kifli (%25.5) ifl yeri ile iliflkili semptom tarifliyordu.
En s›k görülen semptomlar hapfl›r›k 8 (%61.5), burunda t›kanma 7
(%53.8), gözde kafl›nma 7 (%53.8) idi. ‹fl yeri iliflkili semptomlar› olan
pet shop çal›flanlar› semptomlar›n nedensel faktörü olarak kufl (%76.9),
köpek (%7.7), kedi (%7.7), ifl yeri tozu (%7.7) tarifliyordu. ‹fl yeri iliflkili
semptom tarifleyen çal›flanlar›n 7’sinde (%53.8) deri prik testi pozitifti:
D. pteronyssinus 5 (%38.5), D. farinae 5 (%38.5), çay›r polen 3 (%23),
kedi 2 (%15.4), kufl 1 (%7.7).
SONUÇ: Her üç pet shop çal›flan›ndan biri atopikti; her 4 kifliden biri
ifl yeri iliflkili semptom tarfiliyordu; her sekiz kifliden birinde hayvan
allerjenlerine karfl› deri prik testi pozitifli¤i mevcuttu. En s›k ev tozu
akar›na karfl› duyarl›l›k saptand›. ‹lginç olarak hayvan allerjenlerine
karfl› duyarl›l›k daha az saptand›. Fakat kufl maruziyeti, çal›flanlar›n ifl
yeri iliflkili semptomlar›n› ortaya ç›karan en s›k nedensel faktör olarak
rapor edildi.
P-079
F‹KS HAVAYOLU OBSTRÜKS‹YONU OLAN ASTIMLI HASTALARIN
KL‹N‹K VE DEMOGRAF‹K ÖZELL‹KLER‹
P-077
KKTC’DE YÜKSEK ALLERJ‹ PREVALANSI
Öznur Abado¤lu
CÜTF Gö¤üs Hastal›klar› AD., ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› BD.,
Sivas
Ceyhun Dalkan, Hakan Tekgüç, Nilüfer Galip, Nazan Çobano¤lu, Nerin
Bahçeciler Önder
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatri Anabilimdal›, Lefkofla,
K.K.T.C
ÖNB‹LG‹: Ast›m s›kl›kla tam olarak reverzibl inflamatuvar bir durumdur
ancak baz› ast›ml› hastalarda reverzibl havayolu daralmas› yoktur.
AMAÇ: Fiks havayolu obstrüksiyonu olan ast›ml› hastalarda efllik eden
faktörleri araflt›rmak.
YÖNTEM: Poliklini¤imize baflvuran ve “Global Initiative for Asthma
(GINA)” rehberine göre ast›m tan›s› konan hastalar çal›flmaya al›nm›flt›r.
Hastalar solunum fonksiyon testi ve reverzibilite sonuçlar›na göre iki
gruba ayr›ld›. Grup I’de, reverzibl havayolu daralmas› olan (RHD, n=349,
“zorlu ekspiratuvar volüm birinci saniye (FEV1)/zorlu vital kapasite (FVC)
oran› < 0.8, postbronkodilatatör “birinci saniye zorlu ekspiratuvar volüm
(FEV1)”de %12 ve 200 ml art›fl olan ya da inhale steroid kullan›m›ndan
sonra %15 art›fl olan ve/veya FEV1>%90) hastalar yer ald›. Grup II’ye
fiks havayolu obstrüksiyonu olan hastalar al›nd› (FHO, n=192).Her iki
grubun klinik ve demografik özellikleri karfl›laflt›r›ld›.
BULGULAR: Fiks havayolu obstrüksiyonu olan ast›ml› hastalarda GÖR
(%51,6 vs %40,8, p=0,02), ek hastal›k (% 78,8vs %70,8, p=0,045),
alternatif tedavi kullan›m› (CAM) (%48,7 vs %39,1, p= 0, 032), kad›n
hasta oran› (%82,8 vs %73,4, p=0,01), ortalama vücut kitle indeksi (30,3
vs 29,2 kg/m2, p=0,03) anlaml› oranda daha fazlayd›, ilkokul üzeri e¤itim
düzeyinde olan hasta say›s› daha azd› (32,8% vs 43,3%, p= 0,017).
Atopi, VK‹>30 kg/m2, sinüzit öyküsü, yak›nma süresinin >10 y›l olmas›,
sigara, ailede atopi, biomas maruziyeti, evcil hayvan besleme, hastan›n
yafl›, yak›nmalar›n bafllama yafl›, yak›nmalar›n süresi, doktor tan›s›n›n
süresi ve inhale steroid dozu aras›nda anlaml› fark saptanmad›.
SONUÇ: Gastroözefageal reflü, efllik eden hastal›klar, alternatif tedavi
kullan›m›, kad›n cinsiyet, VK‹ ve düflük e¤itim düzeyi FHO ile iliflkili
önemli faktörlerdir.
Tüm dünyada, özellikle geliflmifl bat›l› toplumlarda allerjik hastal›klar›n
prevalans› son 2 dekatta giderek artmaktad›r. KKTC'de allerjik hastal›klar›n
prevalans› 1997 y›l›nda ilk kez araflt›r›lm›flt›r ancak son 15 y›lda
prevalans›n durumu bilinmemektedir.
Bu çal›flmada Yak›n Do¤u ‹lkokulu'nda okuyan 7-12 yafl aras› çocuklar›n
ebeveynlerine ISAAC anketi da¤›t›larak allerjik hastal›k prevalans›
belirlenmeye çal›fl›lm›flt›r. Ayr›ca rastgele seçilen bir alt gruba solunum
fonksiyon testi(SFT) ve deri prik testi uygulanm›flt›r.
Gönderilen 1200 anketten 580 tanesi (%48.3) ebeveynler taraf›ndan
yan›tlanm›flt›r. Çocuklar›n 502'sinde (%86) allerjik bir hastal›k saptan›rken,
ast›m,rinit ve egzema da¤›l›m› s›ras›yla 279 (%48), 158 (%27) ve 65
(%11) idi. SFT ve deri prik testi ile de¤erlendirilen çocuklar›n (n=97)
66's›nda (%68) prik test pozitifli¤i saptan›rken en s›k allerjen duyarl›l›¤›n›n
ev tozu allerjenlerine karfl› oldu¤u (D.farinea n=25 (%26), D.pteronyssinus
n=23(%24)) görüldü.
KKTC'de allerjik hastal›k ve atopi prevalans› geliflmifl bat›
toplumlar›ndakine benzer bir flekilde oldukça yüksek bulunmufltur.
57
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-080
P-081 (devam›)
PERENNN‹AL ALLERJ‹K R‹N‹TL‹ HASTALARDA ‹NDÜKTE BALGAMDA
VASCULAR ENDOTHEL‹AL GROWTH FACTOR VE ENDOSTAT‹N
DÜZEY‹ VE BUNUN METAKOL‹N BRONfi AfiIRI DUYARLI⁄I ‹LE ‹L‹fiK‹S‹
gereksinimleri (s›ras›yla p<0.001 ve p=0.03) yönünden anlaml› iyileflmeler
oldu¤u görüldü. 12. ayda y›ll›k sinüzit atak say›s›nda da (p=0.02) anlaml›
düzelme saptand›. 12. ayda, burun t›kan›kl›¤› (p=0.06) ve koku alma
(p=0.06) semptomlar›nda iyileflme yönünde de¤ifliklikler izlenirken, 36.
ayda ise geniz ak›nt›s›nda (p=0.02) anlaml› iyileflme tespit edildi.
ÇIKARIM: 300 mg/gün dozunda aspirin tedavisi ile AERD’li hastalarda
özellikle nazal semptomlar ve cerrahi gereksinimleri yönünden fayda
sa¤lanabilmektedir.
‹nsu Y›lmaz1, Nilüfer Bayraktar2, Koray Ceyhan3, Derya Seçil1, Selcen
Yüksel4, Zeynep M›s›rl›gil1, Yavuz Selim Demirel1, Sevim Bavbek1
1
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji
ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara
2
Baflkent Üniversitesi, Biyokimya ABD, Ankara
3
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji ABD, Sitoloji BD, Ankara
4
Ankara Üniversitesi, Bioistatistik ABD, Ankara
P-082
DEPO AKARI DUYARLANMASI KÖY YAfiAMIYLA ‹L‹fiK‹L‹D‹R
AMAÇ: Vasküler remodelling anjiogenik ve anti-anjiogenik faktörler
aras›ndaki denge ile düzenlenir. Bu çal›flmada perennial allerjik rinitli
(PAR) hastalarda, anjiogenik faktör vascular endothelial growth factor
(VEGF) ve anti-anjiogenik faktör Endostatin düzeyinin indükte balgamda
ölçümü ve bunun bronfl afl›r› duyarl›¤› ile iliflkisi incelendi.
YÖNTEM: Çal›flmaya ast›m› olmayan 30 PAR’l› hasta (K/E: 21/9, ort.
yafl: 31.9+11.4 y›l) ile 14 sa¤l›kl› kontrol (K/E: 5/9, ort. yafl: 30,6±6,3)
al›nd›. Olgulara metakolin bronfl provokasyonu ve balgam indüksiyonu
uyguland›. ‹ndükte balgam sedimentinde hücre da¤›l›m›na bak›ld›.
‹ndükte balgam supernatantlar›nda VEGF ve Endostatin düzeyleri ELISA
yöntemi ile ölçüldü.
BULGULAR: Perennial allerjik rinitli hastalar›n indükte balgam eozinofil
say›lar› sa¤l›kl› kontrollere göre anlaml› olarak yüksek bulundu (s›ras›yla;
min-maks, median: 0-7, 0.5 vs. 0-0.2, 0, p<0.001). Perennial allerjik
rinitli hastalar ve sa¤l›kl› kontrollerde VEGF düzeyleri aras›nda (s›ras›yla;
min-maks, median: 5-373 pg/ml, 37.9 pg/ml, vs. 8-67 pg/ml, 24.9,
p>0.05), istatistiksel olarak anlaml›l›k saptanmad›. Benzer flekilde
Endostatin düzeyleri aç›s›ndan PAR ve sa¤l›kl› kontroller aras›nda
anlaml› farkl›l›k bulunmad› (s›ras›yla; min-maks, median: 150-2125
pg/ml, 532.5 pg/ml vs. 223-1123 pg/ml, 644 pg/ml, p>0.05).
VEGF/Endostatin oran› aç›s›ndan PAR ve sa¤l›kl› kontroller aras›nda
anlaml› farkl›l›k saptanmad› (s›ras›yla; 0.057, 0.045, p>0.05). Bronfl
afl›r› duyarl›¤› olan (n=8) ve olmayan (n=22) PAR’l› hastalar ile sa¤l›kl›
kontroller aras›nda VEGF, Endostatin düzeyi ve VEGF/Endostatin oran›
aç›s›ndan anlaml› farkl›l›k saptanmad›.
SONUÇLAR: Çal›flmam›z PAR’l› hastalar›n indükte balgamlar›nda VEGF,
Endostatin düzeyi ve VEGF/Endostatin oran›n›n ölçülerek anjiogenik ve
anti-anjiogenik aktivitenin de¤erlendirildi¤i ilk çal›flmad›r. Sonuçlar›m›za
göre PAR’l› hastalar›n alt hava yollar›nda eozinofilik inflamasyon vard›
ancak anjiogenik and anti-anjiogenik aktivite saptanamad› ve bu
parametrelerin metakolin BAD ile korele olmad›¤› görüldü.
Ebru Çelebio¤lu, Ayfle Bilge Öztürk, fiule Cömert, Gül Karakaya,
Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›,
Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
AMAÇ: Depo akar› duyarlanmas›n›n çiftçilerde, f›r›nc›larda ve asl›nda
tüm toplumda s›k oldu¤u rapor edilmifltir. Bu çal›flman›n amac›, yaflam
koflullar›n›n depo akar› duyarlanmas› üzerine etkisini incelemektir.
YÖNTEM: Eylül 2009- Aral›k 2010 tarihleri aras›nda, allerji klini¤inde ast›m
ve/veya rinit tan›s› alan 321 hasta (%70 kad›n, yafl ortalamas›= 33.6±11.9)
çal›flmaya dahil edilmifltir. Tüm hastalara depo akarlar› (Lepidoglyphus
destructor, Tyrophagus putrescentiae, Acarus siro) ve di¤er s›k karfl›lafl›lan
aeroallerjenleri içeren panelle deri prick test yap›ld›. Hastalar›n demografik
özelliklerini, en az 2 yafl›na kadar yaflad›klar› ve en az 1 y›ld›r yaflamakta
olduklar› ev ile ilgili verileri içeren bir anket formu tüm hastalara sorumlu
doktorlar taraf›ndan dolduruldu. Hayat›n ilk y›llar›nda ve halen yaflanan ev
koflullar›n›n depo akar› duyarlanmas› ile iliflkisi analiz edildi.
BULGULAR: Herhangi bir depo akar›na duyarlanma oran› %31.8 (102)
idi. Bu hastalar›n %43.1’inde Dermatophagoides pteronyssinus duyarl›l›¤›
da saptand› (p<0.0001). Deri prick testi negatif olan (n=129) hastalar
sadece depo akar› duyarlanmas› olan (n=33) hastalarla
karfl›laflt›r›ld›¤›nda, hayat›n ilk 2 y›l›nda köy evinde yaflam›fl olmak depo
akar› duyarl›l›¤›yla iliflkili bulundu (p=0.03). Halen yaflanan evin
özelliklerinin depo akar› duyarlanmas› ile iliflkisi saptanmad›.
SONUÇ: Toplumun yaflam koflullar› y›llar içinde de¤iflmifltir ve depo
akar› duyarlanmas› geçmifl köy hayat› ile iliflkili gibi durmaktad›r. Di¤er
tüm allerjenler için de geçerli oldu¤u gibi, depo akar› duyarl›l›¤›
semptomlarla iliflkili olmayabilir. fiehir hayat› ve depo akar› duyarl›l›¤›n›n
klinik önemini araflt›ran çal›flmalara ihtiyaç vard›r.
P-083
HAVA YOLLARININ ALLERJ‹K ‹NFLAMASYONU: B‹R‹ HEPS‹ ‹Ç‹N M‹?
P-081
A. Füsun Kalpakl›o¤lu, ‹lkay Koca Kalkan
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
ASP‹R‹NLE ALEVLENEN HAVAYOLU HASTALI⁄I OLANLARDA
ASP‹R‹N DESENS‹T‹ZASYON TEDAV‹S‹N‹N ETK‹NL‹⁄‹
G‹R‹fi: ‹nvaziv teknikler tek havayolu hastal›¤›n›n varl›¤›na ait kan›tlar
göstermifltir. Hem alerjik (AR) hem de nonallerjik rinit (NAR) artm›fl
ast›m (A) prevalans› ile iliflkilidir. Bu çal›flman›n amac›, noninvazif olarak
havayollar›n›n inflamasyonunu fraksiyone ekshale nitrik oksit (FeNO)
düzeyi ile de¤erlendirerek farkl› havayolu hastal›klar›na sahip bireylerde
bronfliyal inflamasyonu etkileyen atopi, allerjen maruziyeti, farmakolojik
tedavi gibi faktörleri de¤erlendirmektir.
YÖNTEM: 95 AR, 18 NAR, 27 A+AR, 16 A+NAR hastas› ve 15 sa¤l›kl›
gönüllü (K) toplam 171 kifli çal›flmaya dahil edildi. Solunum muayeneleri,
cilt prik testleri, solunum fonksiyon testleri, total IgE ve FeNO düzeyleri
de¤erlendirildi. Yaflam kaliteleri spesifik (miniRQoL ve miniAQLQ) ve
jenerik (SF-36) anketlerle ölçüldü.
BULGULAR: FeNO (ppb) düzeyleri s›ras›yla; 30.3±23.8 (AR), 14.9±8.2
(NAR), 38.8±31.6 (A+AR), 40.5±44.1 (A+NAR) ve 19.4±10.7 (K) bulundu.
A+AR grubu hem NAR hem de K grubuna göre istatistiksel anlaml›l›kta
yüksek FeNO düzeylerine sahipti (s›ras›yla, p < 0.01 ve p=0.03). FeNO
düzeyi AR grubunda NAR grubundan daha yüksekti (p=0.001). Perennial
allerjen duyarlanmas› olan A+AR hastalarda mevsimsel allerjen
duyarlanmas› olanlara göre FeNO düzeyi daha yüksekti (s›ras›yla;
48.5±33.9 ve 19.5±13.6, p=0.003). Atopik hastalarda allerjenle maruziyet
varl›¤›nda daha yüksek FeNO düzeyleri saptan›rken (AR p=0.01, A+AR
p=0.05), nazal steroid kullan›m›n›n etkilemedi¤i görüldü. FeNO düzeyi
atopi varl›¤›, erkek cinsiyet, total semptom skoru, hapfl›rma ve göz
flikayetlerinin varl›¤› ile korele bulundu. Ancak yafl, vücut kitle indeksi,
total IgE, duyarlan›lan allerjen say›s›, FEV1 veya yaflam kalitesi anket
skorlar› ile FeNO aras›nda bir korelasyon izlenmedi.
SONUÇ: AR hastalar›nda allerji döneminde FeNO düzeyinin anlaml›
derecede artmas›, üst ve alt havayollar› aras›ndaki iliflkiyi destekleyen
bir baflka bulgudur.
fiule Cömert, Ebru Çelebio¤lu, Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya,
Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›,
Eriflkin Allerji Birimi, Ankara
G‹R‹fi: Pekçok çal›flmada aspirin desensitizasyonu sonras›nda 1300
mg/gün’e kadar olan dozlarda uygulanan aspirin tedavisinin, aspirin ile
alevlenen havayolu hastal›¤› (AERD)’nda iyileflmeye neden oldu¤u
gösterilmifltir. Bu çal›flmada, 300 mg/gün dozunda aspirin tedavisinin
etkinli¤inin de¤erlendirilmesi hedeflenmifltir.
METOD: Aral›k 2005- Eylül 2011 aras›nda AERD tan›s› alan ve 300
mg/gün dozda aspirin desensitizasyon tedavisine bafllanan 39 hasta
çal›flmaya al›nd›. Hastalar bafllang›çta ve takip süreleri boyunca 3 ayl›k
periyotlardaki vizitlerle de¤erlendirildi. 12. ve 36. aylara kadar takip
edilen hastalar al›narak, belirtilen sürelerdeki de¤iflimler analiz edildi.
SONUÇLAR: 39 hastan›n 24 tanesi (%61.5) kad›n ve ortalama yafl
45.15±8.44 (25-58) idi. Ast›m, rinit ve analjezik intolerans› süreleri
s›ras›yla 15.28+10.57, 14.15±7.20 ve 13.05±7.43 y›ld›. Ortalama cerrahi
say›lar›, desensitizasyon süreleri ve cerrahi-desensitizasyon bafllang›c›
aras› süreleriyse s›ras›yla 3.15±2.81 (min-max:0-15), 26.57±21.85 (169) ve 10.45±13.28 (1-56) ayd›. 25 hasta en az 12 ay, 13 hasta ise en
az 36 ay takip ve tedaviye devam etti. Tüm grup, 12 ay›n alt›nda, 12
ay ve 36 ay takip edilen gruplar aras›nda klinik parametreler yönünden
anlaml› farkl›l›k mevcut de¤ildi. Hem 12., hem de 36. ayda y›ll›k sistemik
steroid kür say›s› (s›ras›yla p=0.01 ve p=0.01) ve y›ll›k cerrahi
58
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
‹LAÇ ALLERJ‹LER‹
P-084
P-085 (devam›)
ANKARA ‹L‹ DEVLET ‹LKÖ⁄RETIM OKULLARI ‹K‹NC‹ KADEMEDE
ANKET YÖNTEM‹ ‹LE IgE ARACILI ‹LAÇ ALLERJ‹S‹ SIKLI¤I
ürtiker, solunum s›k›nt›s›, kusma ve hipotansiyonu geliflti. Kortikosteroid
ve antihistaminik verilerek 24 saat acilde gözlendi. Bir ay sonra, PEGASP deri prik testi pozitif bulundu. Desensitizasyon protokolü ve
premedikasyon uyguland›. Tedavinin 95. dakikas›nda anafilaksi geçiren
hastada bulgular epinefrin, kortikosteroid ve antihistaminikle kontrol
alt›na al›nd›. ‹zleminde Erwinia asparaginaz ile hasta sorunsuz olarak
tedavisini ald›.
SONUÇ: Asparaginaz anafilaksisi geçiren hastalarda, PEG-ASP yan›nda
premedikasyon ve desensitizasyon uygulanmas› yeterli olmayabilir. Bu
nedenle Erwinia asparaginaz bu hastalar için bir alternatif olarak
düflünülmelidir.
Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
G‹R‹fi: Sa¤l›k hizmetlerinin yayg›nlaflmas› ve kronik hastal›klar›n giderek
artmas› ilaç kullan›m miktar›n› ve buna ba¤l› olarak ilaç alerjisi s›kl›¤›n›
artt›rm›flt›r. Çocukluk ça¤›nda IgE arac›l›kl› ilaç alerjilerinin s›kl›¤› yaklafl›k
% 1’dir. Ülkemizde çocukluk ça¤›nda ilaç allerjisi s›kl›¤› ile ilgili yeterli
epidemiyolojik bilgi yoktur. Bu çal›flmada Ankara ili ikinci kademede
ö¤renim gören çocuklarda ankete dayal› ilaç allerjisi s›kl›¤›n› saptanmas›
amaçlanm›flt›r.
METOD: Ankara ili metropol ilçelerindeki devlet okullar›nda ikinci
kademede (6,7 ve 8. s›n›flar) e¤itim gören toplam 210000 ö¤renci
aras›ndan, IgE arac›l›kl› ilaç allerjisi s›kl›¤› tahmini (P)=%1 ve kabul
edilebilir sapma (d)=0.2 kabul edilerek (?<0.05,?=0.8) örneklem say›s›
9096 olarak hesapland›. Ankete kat›l›m oran›n›n %70 olaca¤› kabul
edildi ve bu nedenle yaklafl›k 2700 yedek ö¤renci belirlendi. Bu örnekleme
ulaflmak için rastgele yöntemle toplam 34 okul seçildi. Ankette, yaflam
boyu ilaç al›m›n› takiben ilk iki saatte hipersensitivite reaksiyonu bulgular›
geliflip geliflmedi¤i ve çocuk ile aile bireylerine ait doktor tan›l› atopik
hastal›k varl›¤› sorguland›.
BULGULAR: Çal›flmada 1 Mart–27 May›s tarihleri aras›nda 34 okulda
da¤›t›lan toplam 11233 anketten 10096(%89.4’ü) topland›. Ankette
hayat›n›n herhangi bir döneminde ilaca ba¤l› hipersensitivite reaksiyonu
tariflenen çocuk say›s› 792(%7.4) idi. Kat›l›mc›lar›n 459(%4.5)’i antibiyotik,
194(%1.9)’u NSA‹‹ ilaç, 78(0.8)’i vitamin ve 110(1.1)’i ise di¤er ilaçlarla
alerjik reaksiyon bildirdi. ‹laç allerjisi bildiren hastalarda doktor tan›l›
ast›m %24.1, allerjik rinit %31.4, egzema %5.6 olarak beyan edilirken
sadece %.34.8’i doktor tan›l› ilaç alerjisi oldu¤unu belirtti.
SONUÇ: Anket sonuçlar›nda bireysel öyküye dayal› ilaç allerjisi s›kl›¤›
%7.4 saptanm›fl olup gerçek ilaç alerjisi s›kl›¤› ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda
önemli derecede yüksek bulunmufltur. Bu hasta grubuna öncelikle
telefon anketi uygulanacak ve öyküsü uyumlu olanlar›n klinikte
de¤erlendirilecektir.
P-086
BURSA ‹L MERKEZ‹ ‹LKÖ⁄RET‹M OKULLARI 6-15 YAfi GRUBU
ÇOCUKLARINDA ‹LAÇ ALLERJ‹S‹ SIKLI⁄I
Yakup Can›tez1, Kezban ‹pek2, Hülya Poyraz1, Gönül Bayram2, Mustafa
Özel2, Gökhan Ocako¤lu3, fiengül Cangür3, Belgin Aktafl1, Nihat Sapan1
1
Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Allerji BD, Bursa
2
Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. AD, Bursa
3
Uluda¤ Üniv. T›p Fakültesi, Bioistatistik AD, Bursa
G‹R‹fi: Çocuklarda ilaç reaksiyonlar›n›n s›kl›¤›n› araflt›ran çal›flmalar
k›s›tl› say›dad›r. Bu çal›flmada Bursa il merkezindeki ilkö¤retim okullar›nda
6-15 yafl grubu çocuklarda ilaç allerjisi s›kl›¤›n›n araflt›r›lmas› amaçland›.
MATERYAL-METOD: Bursa il merkezinde dört ilkö¤retim okulunda
4500 ö¤renciye aileleri taraf›ndan doldurulmak üzere anket formlar›
da¤›t›lm›fl olup, bunlardan 3944’ü doldurulmufl bir halde toplanm›flt›r.
SONUÇLAR: Çal›flmaya al›nan olgular›n, %50.2’si erkek ve %49.8’si
k›z, herhangi bir zamanda ilaç allerjisi oldu¤u bildirilen çocuklar›n oran›
%5.2 (yaflam boyu veya kümülatif prevalans), son bir y›lda ilaç allerjisi
görüldü¤ü belirtilen olgular›n oran› %1.3, doktor taraf›ndan ilaç allerjisi
tan›s› konulan olgular›n oran› %2.7, ilaç allerjisi nedeni ile doktora
baflvurma oran› ise %3.5 olarak bulundu. ‹laç allerjisi ile ilgili yak›nmalar›yla
doktora baflvuran 140 olgudan 108’inde (%77.1) doktor taraf›ndan ilaç
allerjisi tan›s› konuldu¤u bildirilmifltir. ‹laç allerjisi nedeni olarak, ilaç
gruplar› aras›nda antibiyotikler (%83) ilk s›rada yer al›yordu. ‹laç allerjisi
bildirilen olgularda en fazla deri bulgular›n›n görüldü¤ü (%94.1), ikinci
s›kl›kta solunum sistemi belirtilerinin görüldü¤ü (%23.3) bulundu.
TARTIfiMA: ‹laç allerjilerinin standart anket formlar› ile araflt›r›ld›¤› çok
merkezli çal›flmalar›n yap›lmas›, görülme s›kl›¤›n› daha do¤ru bir flekilde
gösterilmesine olanak sa¤layacakt›r.
P-085
ASPARAG‹NAZ ANAF‹LAKS‹S‹N‹ ÖNLEMEDE POL‹ET‹LEN GL‹KOL
KONJUGE ASPARAG‹NAZ YANINDA DESENS‹T‹ZASYON VE
PREMED‹KASYON HER ZAMAN YETERL‹ OLMAYAB‹L‹R
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Müge Gökçe2, Betül Büyüktiryaki1,
Ilhan Altan2, Selin Aytaç Elmas2, Murat Tuncer2, Ayfer Tuncer1, Cans›n
Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi,
06100, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Ünitesi, 06100,
Ankara
P-087
ÇOCUKLUK ÇA⁄I ‹LAÇ ALLERJ‹LER‹NDE TANISAL DE⁄ERLEND‹RME
VE R‹SK FAKTÖRLER‹N‹N BEL‹RLENMES‹
Mevhibe Gülen Uyan›ker1, Tu¤ba Ar›ko¤lu2, Sehra Birgül Tüfekçi2,
‹lter Helvac›3, Semanur Kuyucu2
1
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Mersin
2
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmunoloji Bilim Dal›, Mersin
3
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dal›, Mersin
G‹R‹fi: S›k allerjik reaksiyon göstermesine ra¤men L-asparaginaz akut
lenfoblastik lösemi (ALL) tedavisinin önemli bir parças›d›r. Polietilen
glikol konjuge asparaginaz (PEG-ASP) advers ilaç etkilerini ve
hipersensitivite reaksiyonlar›n› en aza indirmek amac›yla gelifltirilmifltir.
Asparaginaz allerjisinde PEG-ASP’a geçilmekte veya premedikasyon
ve desensitizasyon protokolleri kullan›lmaktad›r. PEG-ASP ile bildirilen
anafilaksi say›s› çok azd›r. Bildi¤imiz kadar›yla literatürde ilk olarak,
PEG-ASP kullan›m›na ilave olarak premedikasyon ve desensitizasyon
uygulanmas›na ra¤men anafilaksi geçiren iki olgu sunulmufltur.
VAKA: 8 yafl›nda, k›z hasta, ALL ve merkezi sinir sistemi relaps› tan›syla
izleniyordu. Do¤al E. coli asparaginaz ile anafilaksi geçirdi¤inden ALL
REZ BFM 2002 Protokolüne göre PEG-ASP’a geçildi. Hastaya metilprednisolon, hidroksizin ve ranitidin ile premedikasyon yap›ld›. Sonras›nda
1 üniteden bafllay›p her 10 dakikada dozu iki kat›na ç›karak total doza
ulafl›lana kadar toplam 2 saatlik bir infüzyon protokolü uyguland›.
Desensitizasyonun 40.dakikas›nda kafl›nt›s›, yayg›n ürtikeri, solunum
s›k›nt›s›, dispne ve hipotansiyonu geliflti. Epinefrin, bolus s›v› tedavisi
ve kortikosteroidlerle klinik tablosu kontrol alt›na al›nd›.
‹kinci hasta 2.5 yafl›nda, erkek, ALL hastas›yd›. Do¤al asparaginaz ile
allerjik reaksiyonlar› oldu¤undan PED-ASP’a geçildi. Modifiye St Jude
T15 protokolüne göre intramüsküler PEG-ASP yap›ld› ve 3. saatte
‹laç afl›r› duyarl›l›k reaksiyonlar› günlük klinik pratikte s›k karfl›lafl›lan
bir problemdir. Bu çal›flma ile ilaç afl›r› duyarl›l›¤› flüphesiyle baflvuran
ya da de¤erlendirilen çocuklarda standart bir tan›sal protokol uygulanarak
gerçek ilaç allerji s›kl›¤›n›n ve ilaç allerjilerinde risk faktörlerinin belirlenmesi
hedeflenmifltir.
Çal›flmaya May›s 2009 ve Mart 2011 tarihleri aras›nda Mersin Üniversitesi
T›p Fakültesi, Pediatri Anabilim Dal› polikliniklerinde görülüp ilaç allerjisi
flüphesi bildirilen olgular al›nm›flt›r. Ani tip reaksiyon öyküsüyle baflvuran
olgular erken okuma prik / intradermal testler ve ilaç provokasyon
testleriyle, ani olmayan tip reaksiyon öyküsüyle baflvuran olgulara yama
test, erken ve geç okuma prik / intradermal testler ve ilaç provokasyon
testleriyle de¤erlendirilmifllerdir.
Çal›flmam›zda bafll›ca antibiyotikler, analjezik-antipiretikler ve
antiepileptikler olmak üzere ilaçlara afl›r› duyarl›l›k flüphesi olan 8 ay17 yafl aras›nda 97 çocuk de¤erlendirilmifltir. Çocuklar›n %26,8 atopik
59
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-087 (devam›)
olarak de¤erlendirilmifltir, %22,7’sinde ailede ilaç allerji öyküsü vard›r.
Olgular›n % 53,9’u ani tip reaksiyonla,% 46,1’i ani olmayan tip reaksiyonla
baflvurmufltur. 31 olguda (%29.8) antibiyotik, 12 olguda (%21.1) analjezik,
3 olguda (%30) antiepileptik alerjisi testlerle kan›tlanm›flt›r (Tablo 1).
Risk faktörleri için multivaryans analizi yap›ld›¤›nda yafl, cinsiyet, bireysel
atopi, ailede atopi ile kan›tlanm›fl ilaç allerjisi aras›nda anlaml› iliflki
saptanmam›flt›r (p>0,05). Ailede ilaç allerjisi öyküsü ve hastan›n
öyküsünün kuvvetli olmas› ile kan›tlanm›fl ilaç allerjileri aras›nda anlaml›
iliflki saptanm›flt›r (p=0,007, p=0,028).
Sonuç olarak, ilaç allerjisi flüphesiyle baflvuran çocuk hastalar›n
ço¤unlu¤unda ilaç allerjileri uygun testlerle d›fllanabilmektedir. ‹laç
bafllanan tüm hastalarda bireysel ilaç allerjisi öyküsü d›fl›nda ailede ilaç
allerjisi öyküsünün de mutlaka sorgulanmas› gerekmektedir.
Tablo 1. Ani ve ani olmayan reaksiyon tiplerine göre tüm ilaçlar›n test sonuçlar›
Reaksiyon
Ani
tip
reaksiyonlar
Ani
olmayan
tip
reaksiyonlar
Bütün reaksiyonlar
DPT/IDT
erken
okuma
Prov.
test
Kan›tlanm›fl
allerji
Yama
test
DPT/IDT
erken ve geç
okuma
Prov.
test
Kan›tlanm›fl
allerji
Kan›tlanm›fl
toplam
allerji
Antibiyotikler
14/55
(25,5)
5/35
(14,3)
19/55
(34,5)
0/33
(0)
7/43
(16,3)
5/32
(15,6)
18/54
(33,3)
31/104
(29,8)
Analjezikler
3/15
(20)
8/36
(22,2)
11/40
(27,5)
0/17
(0)
0/17
(0)
1/17
(5,9)
1/17
(5,9)
12/57
(21,1)
Antiepileptikler
-
-
-
1/10
(10)
-
2/8
(25)
3/10
(30)
3/10
(30)
Genel/lokal anestezikler
1/2(50)
0/1(0)
1/2(50)
-
-
-
-
1/2(50)
Antihistaminikler
-
1/1(100)
1/1(100)
0/1(0)
-
0/2(0)
0/2(0)
1/2(50)
‹mmün bask›lay›c›lar
0/1(0)
0/1(0)
0/1(0)
0/2(0)
1/2(50)
0/1(0)
1/2(50)
1/3 (33,3)
Mukolitkler
-
-
-
0/2(0)
0/1(0)
0/2(0)
0/2(0)
0/2(0)
*Sonuçlar test pozitif olgu/test yap›lan olgu say›s› (%) olarak verilmifltir.
60
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-088
P-090
NONSTERO‹DAL ANT‹‹NFLAMATUAR ‹LAÇ H‹PERSENS‹T‹V‹TES‹NDE
KODE‹N‹N GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹
NSA‹‹ PROVOKASYON TESTLER‹N‹N SONUCU TAHM‹N ED‹LEB‹L‹R M‹?
‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
Ebru Çelebio¤lu, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›,
Eriflkin Allerji Ünitesi, Ankara
G‹R‹fi: Nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlarla (NSA‹‹) olan ilaç afl›r›duyarl›l›k reaksiyonlar›na günlük klinik prati¤imizde s›k rastlanmaktad›r.
Bireyi “allerjik” olarak tan›mlamadan önce, sorumlu ajan›n›n do¤ru olarak
tesbiti için ilaç provokasyon testlerinin (‹PT) yap›lmas› “alt›n standart”
olarak kabul edilmektedir. Bu çal›flmada amac›m›z, NSA‹‹ ile afl›r›duyarl›l›k reaksiyonu olan hastalar›n “klinik profilini” tan›mlamak ve bu
profilin flüpheli ilaç ile yap›lacak ‹PT’nin pozitifli¤ini tahmin etmedeki
güvenirlili¤ini saptamakt›r.
YÖNTEM: Çal›flmada 2006-2010 y›llar› aras›nda poliklini¤imize NSA‹‹’lar
ile afl›r›-duyarl›l›k reaksiyonu flikayetiyle baflvuran hastalar›n dosyalar›
geriye dönük olarak incelendi. fiüpheli ilaçla yap›lan oral ‹PT’i pozitif
olan hastalar›n “klinik profilini” saptamak için flu de¤iflkenler incelendi:
cinsiyet, yafl, total IgE, kiflisel ve aile atopi öyküsü, flüpheli ilaç say›s›n›n
tek/çoklu olmas›, ilk ilaç reaksiyonunun zaman›, son ilaç reaksiyonundan
sonra geçen süre, reaksiyon say›s›, ilaç al›m› ile reaksiyon oluflumu
aras›nda geçen süre, semptomlar›n kategorisi, nazal polip varl›¤› ve
acil baflvurusu.
BULGULAR: Toplam 109 hastaya NSA‹‹ ile 170 ‹PT yap›lm›flt›. fiikayet
süreleri 1-30 y›l olup, reaksiyon say›s› 1-35 aras›nda de¤iflmekteydi.
En s›k sorumlu tutulan ajan parasetamol ve en s›k geliflen reaksiyon
ürtiker/angioödemdi. fiüpheli ilaçlarla 48 hastada (yafllar› 15-74 y›l, 26’s›
kad›n) yap›lan ‹PT’de 10 (%20.83) hastada pozitif reaksiyon izlenirken,
38 (%79.17) hasta ise ilac› tolere etti. “Klinik profil” için de¤erlendirilen
de¤iflkenlerden sadece acil baflvurusu negatif ‹PT için anlaml› risk
faktörü olarak saptand›, ancak potansiyel pozitif test için hiçbir risk
faktörü tan›mlanamad›.
SONUÇ: Bu veriler NSA‹‹ afl›r›-duyarl›l›¤›n› saptamada araç olarak
kullan›labilecek güvenilir “klinik profil” olmad›¤›n› göstermektedir. Bu
yüzden ‹PT’nin NSA‹‹’dan kaç›nma ile ilgili kesin tavsiye için tercih
edilmesi gereken tek yöntem oldu¤unu düflünmekteyiz.
AMAÇ: Nonsteroidal antiinflamatuar ilaç (NSA‹‹) hipersensitivitesi olan
hastalar akut ya da kronik a¤r› yaflad›klar›nda analjezik seçimi s›k›nt›l›
olabilir. Bu hastalara, güvenli bir analjezik önermeden önce ilaç
provokasyon testi yapmak gerekmektedir. Kodein, opioid bir analjeziktir
ve NSA‹‹ hipersensitivitesi olan hastalarda güvenilirli¤i bilinmemektedir.
Kodeinin etki mekanizmas› farkl› olmas› nedeniyle, NSA‹‹ hipersensitivitesi
olan hastalara ilaç provokasyon testine gerek duyulmadan önerilip
önerilemeyece¤i konusunu araflt›rmay› amaçlad›k.
GEREÇ-YÖNTEM: Klini¤imizde 1 Ocak 1991- 31 Aral›k 2010 tarihleri
aras›nda NSA‹‹ hipersensitivitesi tan›s›yla de¤erlendirilen 1153 hastaya
ait veriler allerji klini¤i veri taban› kullan›larak incelendi. Oral kodein
provokasyonu 324 hastaya yap›lm›flt›. Hastalar alternatif ilaç bulmak
ya da tan› koymak amac›yla di¤er analjeziklerle de test edilmifllerdi.
BULGULAR: Analizlere 301’i kodein test edilen grup olmak üzere 1071
hasta dahil edildi. Kodein ile oral provokasyon sonucu reaksiyon oran›
%7.3 idi. Çiftler halinde karfl›laflt›r›ld›¤›nda, bu oran nimesulid ve
meloksikamdan anlaml› olarak daha düflüktü ve benzidamin, rofekoksib
ve parasetamolden farkl› de¤ildi. Tüm test sonuçlar› negatif ç›kan grupla
karfl›laflt›r›ld›¤›nda, herhangi bir ilaçla oral provokasyon sonucu pozitif
ç›kan grupta semptomatik dermografizm anlaml› olarak daha s›k idi
(p=0009).
SONUÇ: Kodein güvenli alternatifler aras›nda görülmesine ve hasta
grubumuzda reaksiyonlar›n hiçbiri de anafilaksi olmamas›na ra¤men,
sonuçlar›m›z NSA‹‹ hipersensitivitesi olan hastalara reçete etmeden
önce kodeinin oral provokasyon testi ile de¤erlendirilmesi gerekti¤ini
gösteriyor.
P-089
‹LAÇ ALERJ‹S‹ YAfiAM KAL‹TES‹N‹ ETK‹LER M‹?
‹MMÜNOTERAP‹ VE ANT‹ IGE
Ferda Bilgir1, Cengiz K›rmaz1, Bahad›r Dede2, Papatya Bayrak De¤irmenci1
1
Celal Bayar Üni. T›p Fak. Eriflkin Alerji ve ‹mmünoloji BD., Manisa
2
Celal Bayar Üni. T›p Fak. Halk Sa¤l›¤› ABD., Manisa
P-091
SPES‹F‹K ‹MMUNOTERAP‹ TEDAV‹ BIRAKMA NEDENLER‹: 28 YILLIK
RETROSPEKT‹F DE⁄ERLEND‹RME
G‹R‹fi: ‹laçlara ba¤l› istenmeyen reaksiyonlara pratikte s›kl›kla rastlan›r.
‹laç reaksiyonlar›n›n önemli bir k›sm›n› oluflturan ilaç alerjisi ile ilgili
birçok çal›flma yap›lm›flt›r, fakat literatürde ilaç allerjisinin yaflam kalitesine
etkisini araflt›ran bir çal›flma bulunmamaktad›r. Çal›flmam›zda ilaç alerjisi
olan hastalarda Short Form 36 (SF-36) ölçütü ile hastalar›n yaflam
kalitesindeki de¤ifliklikleri belirleyerek ilaç alerjisine farkl› bir aç›dan
yaklaflmak istedik.
HASTALAR VE YÖNTEM: Poliklini¤imize ilaç alerjisi nedeni ile baflvuran
100 hasta prospektif olarak de¤erlendirildi. Bireylerin sosyodemografik
özelliklerini içeren soru formunu ve SF-36 yaflam kalitesi ölçe¤i kullan›larak
veriler topland›.
BULGULAR: Hastalar›n %76’s›n›n kad›n, %24’ünün erkek, yafl
ortalamas›n›n 38,56±11,03 y›l oldu¤u gözlendi. Hastalar›n %50’si ev
han›m›, %55’i ilkö¤retim mezunu idi. Hastalar en yüksek puan›
(73,10±23,79) “fiziksel fonksiyon kapasitesi” alt ölçe¤inden en düflük
puan› (50,26±20,92) “genel sa¤l›k alg›lamas›” alt ölçe¤inden ald›.
Sosyodemografik özelliklerin alt ölçeklerle ilgisi incelendi¤inde cinsiyet
ile “fiziksel fonksiyon” (p<0.001), “fiziksel rol güçlü¤ü” (p=0.005), “genel
sa¤l›k” (p=0.001), “vitalite” (p<0.001), “sosyal fonksiyon” (p<0.001),
“emosyonel rol güçlü¤ü” (p=0.004), “mental sa¤l›k” (p=0.06) alt ölçe¤i
puan ortalamalar› aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark bulundu.
Kad›nlarda puan ortalamalar›n›n tüm alanlarda düfltü¤ü saptand›. E¤itim
durumuna göre yaflam kalitesi alt ölçek puan da¤›l›m› incelendi¤inde
yaln›zca ilkö¤retim ve alt› e¤itim alm›fl olanlarda “fiziksel fonksiyon”
(p=0.019) alt ölçe¤inde istatistiksel olarak anlaml› fark vard›.
SONUÇ: Çal›flmam›zda ilaç alerjisinin yaflam kalitesini belirgin olarak
etkiledi¤i ve bu etkinin kad›nlarda erkeklere göre çok daha çarp›c›
oldu¤u görülmüfltür. ‹laç alerjisi hastalar›nda yaflam kalitesinin
de¤erlendirilmesi hastalar›n medikal tedavisi ile birlikte hastal›¤a uyum
sürecini ve kaliteli bir yaflam düzeyine ulaflmas›na katk›da bulunabilir.
Sait Yeflillik, Özgür Kartal, Fevzi Demirel, Abdullah Baysan, Mustafa
Güleç, U¤ur Muflabak, Osman fiener
Gata ‹mmunoloji ve Allerji B.D.
G‹R‹fi: Yüz y›ld›r dünyada, 28 y›ld›r klini¤imizde uygulanan spesifik
immunoterapi (S‹T); uygun endikasyonlarla seçilmifl Ig E arac›l›¤› ile
geliflen allerjik hastal›klar›n do¤al seyrini de¤ifltirebilen, hastalar›n
semptomlar›n›, bulgular›n›, farmakoterapi ihtiyac›n› azaltan ve yeni
duyarlanmalar› engelleyen bir tedavi yöntemidir.
Bu çal›flmada, GATA ‹mmunoloji ve Allerji Hastal›klar› Klini¤i’nde 19832011 y›llar› aras›nda S‹T tedavisini b›rakan veya b›rakmak zorunda
kalan hastalar›n, b›rakma nedenleri retrospektif olarak de¤erlendirilmifltir.
GEREÇ VE YÖNTEM: S‹T uygulanan toplam 1982 hastaya ait dosyalar,
retrospektif olarak incelendi. Sonuçlar tan›mlay›c› istatistik verileri olarak
kaydedildi.
BULGULAR: Klini¤imizde allerjik rinit-rinokonjunktivit-ast›m tan›lar›na
yönelik mevsimsel ve y›l boyu süren inhalan allerjenlerle ile immunoterapi
uygulanan 1928 hastadan 474’ü tedaviyi b›rakm›flt›r. Hastalar›n, 286’s›
(%60.3) erkek, 188’i (%39.7) ise kad›nd›r. Bu hastalar›n ortalama afl›
süreleri, 20.2 ayd›r. Tedaviyi b›rakma nedenleri incelendi¤inde; 92’sinde
(%19.4) devams›zl›k, 10’unda (%2.1) tedaviye yan›ts›zl›k, 46’s›nda (%9.7)
sistemik reaksiyon, 7’sinde (%1.5) tekrarlayan genifl lokal reaksiyonlar,
319’unda (%67.3) tayin-tafl›nma, gebelik, sosyal güvence kayb›,
kardiopulmoner, otoimmun, psikiyatrik, nörolojik, karaci¤er ve iltihabi
ba¤›rsak hastal›klar gibi nedenlerin bu duruma yol açt›¤› görülmüfltür.
Ar› venom immunoterapisi yap›lan 54 hastan›n; 1’i myokard infarktüsü
geçirme, 1’i devams›zl›k ve 3’ü de tayin-tafl›nma nedenlerinden dolay›
tedavilerini yar›m kalm›flt›r.
61
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-091 (devam›)
P-093 (devam›)
TARTIfiMA: Hastalar, S‹T tedavisinin bafllang›c›ndan yaklafl›k 6 ile 12
ay sonra fayda görmeye bafllarlar ve tedaviye ortalama 4-5 y›l boyunca
devam edilmelidir. Bizim çal›flmam›zda, ortalama afl› b›rakma süresi
20.2 idi ve en çok tedaviyi b›rakma sebebi, tayin-tafl›nma olarak bulundu.
Hastalar›n S‹T tedavilerinin daha etkin bir biçimde yap›lmas› için tedavi
öncesi de¤erlendirmede, hastan›n sosyal flartlar› da göz önüne al›nmal›,
hastalar›n tayin-tafl›nma ve gebe kalma gibi planlar›n›n olup olmad›¤›
sorgulanmal›d›r.
sonra d›fl merkezlerde tedavilerini sürdürmüfllerdir. ‹mmunoterapi
aksatma oran› %43,2, b›rakma oran› ise %9,2 idi. Afl› temininin gecikmesi,
solunum yolu enfeksiyonlar› ve ilgisizlik en s›k aksatma nedenleriyken;
ilgisizlik, afl›n›n yan›ts›zl›¤› ve tayin-tafl›nma nedeniyle yer de¤iflikli¤i
I.T’ yi en s›k b›rakma nedeni olarak saptand›. Maddi nedenler ise
aksatma ve b›rakmada en az etkili nedenler olarak bulundu. Aksatma
en yo¤un olarak idame tedavisine geçtikten sonraki bir y›l içinde ve
%60,6 s›kl›kta sadece bir kez, %4,3 beflten daha fazla olarak saptand›.
‹mmunoterapi s›ras›nda reaksiyon geliflme oran› %54,8 idi. En s›k
(%79,8) küçük lokal reaksiyonlar görülürken, anafilaksi oran› %3,4 idi.
Hasta ve ailelerin sorgulanmas› ile de¤erlendirilen I.T’den faydalanma
oran› %59,2 olguda %75 ve üzerinde iken, sadece %4 hastan›n hiç
yarar görmedi¤i saptand›. Hastalar›n %75,7’sinin, I.T uygulamas› d›fl›nda,
poliklinik kontrollerine düzenli olarak geldi¤i görüldü. Ek tedavi gereksinimi
%51,9 olguda gözlenirken, %35,7 hasta immunoterapi uygulamalar›na
gelmekten çok s›k›ld›klar›n› belirtti. Immunoterapiye bafllarken hastalar›n
ayr›nt›l› bilgilendirilmesi uyum ve baflar›y› artt›racakt›r.
P-092
ÇAYIR POLENLER‹ ‹LE MEVS‹M ÖNCES‹ ALLERGO‹D
‹MMÜNOTERAP‹N‹N PER‹FER‹K KAN REGÜLATÖR T HÜCRELER‹
ÜZER‹NDEK‹ ETK‹LER‹
Seçil Kepil Özdemir1, Deniz Gülo¤lu2, Betül Ayfle Sin1, Aydan ‹kincio¤ullar›2,
Zeynep M›s›rl›gil1
1
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› ABD, ‹mmünoloji
ve Allerji Hastal›klar› BD, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD,
Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji BD, Ankara
P-094
ALLERJ‹K R‹N‹T VE ASTIMLI HASTALARDA ALLERJEN SPES‹F‹K
‹MMUNOTERAP‹: 9 YILLIK DENEY‹M
G‹R‹fi: Foxp3 transkripsiyon faktörü eksprese eden CD4+CD25+
regülatör T hücrelerinin uyar›lmas›n›n allerjen spesifik immünoterapinin
etkinli¤inde önemli mekanizmalardan biri oldu¤u gösterilmifltir. Ancak,
mevsim öncesi immünoterapideki rolü bilinmemektedir.
AMAÇ: Çay›r polenlerine duyarl› allerjik rinitli hastalarda mevsim öncesi
allergoid immünoterapinin CD4+CD25+ T hücreleri ve Foxp3 ekspresyonu
üzerindeki etkisinin çift-kör, plasebo-kontrollü olarak araflt›r›lmas›d›r.
GEREÇ-YÖNTEM: Klinik öykü ve allerji testleri ile polen duyarl›l›¤›
saptanan orta-a¤›r persistan allerjik rinitli 21 hasta çal›flmaya al›nd›.
Polen mevsimi öncesi randomizasyon ile 10 olguya çay›r poleni içeren
allergoidle immünoterapi, 11 olguya plasebo ile haftada bir toplam 7
enjeksiyon uyguland›. CD4+CD25highFOXP3+ T reg hücreleri
immünoterapi/plasebo öncesi, immünoterapi/plasebo sonu ve pik polen
döneminde yüzey ve intrasitoplazmik boyama protokolüne uygun olarak
ak›m sitometrisinde (Beckman Coulter Cytomics FC500, USA) ölçüldü.
Klinik etkinli¤in de¤erlendirilmesi için Nisan-A¤ustos dönemindeki
semptomsuz gün say›s›, ilaçs›z gün say›s›, vizüel analog skala ortalama
skorlar› karfl›laflt›r›ld›.
BULGULAR: ‹mmünoterapi ve plasebo gruplar›n›n, tedavi öncesi, tedavi
sonu ve pik polen döneminde de¤erlendirilen CD4+CD25highFOXP3+
T reg hücre oranlar› benzer bulundu (P>0.05). ‹mmünoterapi grubunda,
Nisan–A¤ustos döneminde semptomsuz gün say›s› daha yüksek bulundu
(P<0.05). ‹ki grubun ilaçs›z gün say›lar› ve vizüel analog skorlar› aras›nda
ise fark yoktu (P>0.05).
SONUÇ: Çal›flmam›zda, çay›r polenleri ile mevsim öncesi allergoid
immünoterapinin, tedavinin ilk y›l›nda, periferik kandaki
CD4+CD25highFOXP3+ T reg hücre düzeyinde fark yaratmad›¤›
saptand›. Ancak, hastalar›n klinik skorlar›ndaki düzelme, inflamasyon
bölgesindeki yerleflik lokal regülatör T hücre ve/veya allerjen spesifik
regülatör T hücrelerinde bir farkl›l›k olas›l›¤› ile iliflkili düflünülebilir.
Mustafa Demirtürk, Asl› Gelincik, Belk›z Ertek, Bahattin Çolako¤lu,
Murat Dal, Suna Büyüköztürk
‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim
Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
G‹R‹fi: Allerjik rinit (AR) ve ast›m tedavisinde immunoterapi önerilen
bir tedavi yöntemidir.
AMAÇ: ‹mmunoterapi uygulanan aero-allerjenlere duyarl› AR ve ast›ml›
hastalarda, tedavi etkinli¤inin belirlenmesi, yeni allerjenlerle duyarl›laflma
ve rinitli hastalarda ast›m gelifliminin de¤erlendirilmesi, ayr›ca farkl›
immunoterapi protokolleri aras›ndaki etkinlik ve yan etki farkl›l›klar›n›n
araflt›r›lmas›d›r.
METOD: 2002-2011 y›llar› aras›nda poliklini¤imizde immunoterapi
uygulanan ev tozu akar›na ve polenlere duyarl› AR’li ve/veya ast›ml› 80
hasta (50 ev tozu akar›, 30 polen duyarl›l›¤› olan) çal›flmaya al›nm›flt›r.
Hastalar allerjen duyarl›l›¤›na göre ev tozu akarlar›, polenler olarak 2
gruba; cluster, mevsim öncesi ve konvansiyonel immunoterapi
protokollerine göre ise 3 gruba ayr›lm›flt›r. Hastalardan immunoterapi
öncesi, tedavinin 1. ve 5. y›l›nda yaflam kalitesi anketleri, semptom ve
medikal tedavi skorlar› elde edilmifl, olas› yeni duyarlaflmalar deri testleri
ile, ast›m geliflimi ise anamnez, fizik muayene ve solunum fonksiyon
testleriyle de¤erlendirilmifltir.
SONUÇLAR: Toplam 80 (17 allerjik ast›m, 63 AR) hastan›n 53’üne
cluster (%66,3), 22’sine konvansiyonel (%27,5), 5’ine mevsim öncesi
protokol (%6,3) uyguland›. Tüm gruplarda semptom, medikal tedavi ve
yaflam kalitesi skorlar›nda tedavi öncesine k›yasla 1. ve 5. y›l›n sonunda
anlaml› düzelme saptand› (her birinde p<0,001). 1. ve 5. y›l sonuçlar›
aras›nda anlaml› fark yoktu. Sistemik yan etki 5 hastada görüldü. Bu
hastalar›n 4’ü Pariteria judaica, biri de ev tozu akar› tedavisi almaktayd›.
Bu 5 sistemik reaksiyonun 3’ü cluster, 2’si konvansiyonel protokolün
indüksiyon faz›nda görüldü. Ayr›ca 5 hastada yeni duyarlaflma ortaya
ç›kt›.
TARTIfiMA: Çal›flmam›zda AR’li ve ast›m hastalarda aero-allerjenlerle
yap›lan allerjen spesifik immunoterapinin etkin bir tedavi oldu¤u sonucuna
var›lm›flt›r. Pariteria judaica cluster protokolü ile sistemik yan etki oran›n›n
yüksek oldu¤u dikkati çekmektedir.
P-093
SUBCUTAN ‹MMUNOTERAP‹ VE HASTA UYUMU
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Figen Gülen, Remziye Tanaç,
Mesude Atasever, Duygu Sodol
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Alerji -‹mmunoloji BD
Alerjen immunoterapi (I.T) uzun süreli bir tedavi fleklidir. Tedavinin
uygun doz ve düzenli aral›klarla uygulanmas›, hasta uyumu tedavi
baflar›s›nda önemlidir. Çal›flmam›zda s.c immunoterapi uygulanan
hastalar›m›z›n tedavi uyumu ve bunu etkileyen nedenleri saptamak
amaçland›. EÜTF Çocuk Alerji poliklini¤inde tan› al›p s.c immunoterapi
uygulanan 223 hasta (%39 k›z, %61 erkek) çal›flmaya al›nd›. Hastalar›n
yafl ortalamas› 13,8±3,4(5,4-22,8); I.T bafllang›ç yafl› ise 10,9± 3,2 (518,8) idi. Alerjik rinit %72,5 oran›yla en s›k I.T uygulanan hastal›k
grubuydu. Ot polenleri, zeytin ve ev tozu akar› s›ras›yla %74,2, %39,8
ve %25,8 s›kl›kta I.T uygulanan ilk üç s›radaki alerjenlerdi. Hastalar›n
%51,2‘si poliklini¤imizde afl›lan›rken, %48,8‘i idame tedavisine geçtikten
62
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹
P-095
P-097
VENOM ‹MMÜNOTERAP‹S‹ UYGULANAN HASTALARDA SERUM
BAZAL TR‹PTAZ, OSTEOPONT‹N VE D‹⁄ER BEL‹RTEÇLERDEK‹
DE⁄‹fi‹MLER
A⁄IR KOMB‹NE ‹MMÜN YETMEZL‹K VAKALARINDAK‹ FENOT‹P‹K VE
GENET‹K ÖZELL‹KLER
Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Tuba Turul Özgür, Gülten Türkkan› Asal,
Baran Erman, Ça¤man Tan, fi. Özden Sanal, F. ‹lhan Tezcan
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim
Dal›, Ankara
Süleyman Tolga Yavuz, Ümit Murat fiahiner, Betül Büyüktiryaki,
Cans›n Saçkesen, Bülent E. fiekerel, Özge Uysal Soyer, Ayfer Tuncer
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi
A¤›r kombine immün yetmezlik (AK‹Y) a¤›r lenfopeni ve adaptif immünite
yoklu¤u ile karakterizedir ve uygun tedavi yap›lmad›¤› takdirderekürren
ve persistan oportunistik enfeksiyonlarla ölüme neden olmaktad›r.
Prevalans› yaklafl›k 1/50000-70000 canl› do¤umdur. AK‹Y, T, B ve NK
hücrelerinin say›s›na göre fenotipik olarak ve genetik defektlere göre
s›n›fland›r›labilmektedir. Hacettepe Üniversitesi Pediatrik ‹mmünoloji
Bölümü’nde AK‹Y tan›s› alan117 olgu sunulacakt›r.
Toplam 117 AK‹Y olgudan 41’i k›z, 76’s› erkekti, 83 hastan›n annebaba aras›nda akrabal›k vard›. 107 olgunun (%91.4) flikayetlerinin
bafllama yafl› 6 aydan önce di¤erlerinin 6-18 ay aras›ndayd›. 109’unun
T-, 8’inin T+ oldu¤u, T- olan vakalar›n 51’inin (%46.8) T-B-NK+, 33’ünün
(%30.3) T-B+NK-, 20’sinin (%18.3) T-B+NK+, 5’inin (%4.6) T-B-NKoldu¤u belirlenmifltir. T-B+ AK‹Y formu 53 (% 48.6) hastada saptanm›flt›r.
Moleküler analiz yap›lan 90 hastan›n 51’inde DNA düzeyinde mutasyon
saptanm›flt›r. En s›k saptanan mutasyonlar›n RAG1 ve 2 (%26), Artemis
(%17), IL2RG (%19), JAK3 (%16) defektleri oldu¤u görülmüfltür. Daha
nadir görülenler, Cernunnos (%6), ADA eksikli¤i %6, IL7RA (%4) ve
DNAPKc (%2) mutasyonlar›d›r. Bizim hastalar›m›z›n %80’inde OR,
%20’sinin X’e ba¤l› resesif geçifl gösteren gen mutasyonu saptanm›flt›r.
De¤iflik kalt›m paterni gösteren birçok monogenik nedeni belirlenen
AK‹Y’de defektif genin bilinmesi tedavi, prognoz ve etkili genetik dan›flma
için önemlidir. Bat›daki yay›nlara göre X’e ba¤l› AK‹Y vakalar› yaklafl›k
%50 oran›nda saptan›rken ülkemizde bu oran %20 civar›ndad›r. Kemik
ili¤i transplantasyon baflar›s›n›n daha düflük oranda oldu¤u OR geçiflli
T-B- AK‹Y formunun ve bu forma neden olan RAG1-2, Artemis ve JAK3
defektlerinin ülkemizde fazla oldu¤u saptanm›flt›r.
AMAÇ: Ar› sokmas›yla sistemik reaksiyon (SR) tarifleyen hastalarda
Venom ‹mmünoterapisi (V‹T) ile baz› immünolojik belirteç düzeylerinde
oluflan de¤iflikliklerin tolerans gelifliminde rolü oldu¤u bilinmektedir. Bu
çal›flman›n amac› serum bazal triptaz (sBT), osteopontin (OPN) ve
di¤er belirteçlerin V‹T ile de¤iflimini araflt›rmakt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: Çal›flmaya ar› sokmas› sonucu orta-a¤›r allerjik
SR öyküsü nedeniyle V‹T bafllanan ve bir y›l› tamamlayan 24 hasta
al›nd›. Ar› sokmas›yla genifl lokal reaksiyon (GLR) gözlenen 18 çocuk
ve herhangi bir reaksiyon tan›mlamayan 16 çocuk kontrol grubu olarak
çal›flmada yer ald›. V‹T alan hastalardan V‹T öncesi, V‹T’in 6. ay›nda
ve 1.y›l sonunda al›nan serum örneklerinden elde edilen veriler kontrol
gruplar›n›n verileri ile karfl›laflt›r›ld›.
BULGULAR: Venom ‹mmünoterapisi bafllanan grupta venom spesifik
IgE ve total IgE de¤erlerinde 6. ay sonunda bafllang›ca göre art›fl ve 6.
aydan sonra düflme e¤ilimi oldu¤u görüldü. sBT düzeylerinde V‹T’in 1.y›l›
sonunda bafllang›ca göre istatistiksel olarak anlaml› bir de¤ifliklik saptanmad›.
Serum OPN düzeylerinin ar› sokmas› sonucu GLR gözlenen hastalarda
[1477(1123-1772) ng/ml], SR gözlenen hastalara [882(579-1086) ng/ml;
p<0.001] ve herhangi bir reaksiyon gözlenmeyen hastalara [1015(8151203) ng/ml; p=0.002] göre anlaml› olarak yüksek oldu¤u gözlendi. V‹T
uygulanan hastalarda serum OPN düzeylerinin 6. aydan sonra anlaml›
olarak yükseldi¤i saptand›(p<0.001). V‹T grubunda tedavi öncesi, tedavinin
6.ay›nda ve 1 y›l sonunda serum IL-10 düzey tayinleri planland›.
SONUÇLAR: Çal›flmam›z›n sonuçlar› potansiyel bir Th1 belirteci olan
OPN’nin venom allerjisi olan, ancak SR gözlenmeyen hastalarda SR
tarifleyen hastalara göre daha yüksek ve V‹T ile serum OPN düzeylerinde
anlaml› bir yükselme e¤ilimi oldu¤unu göstermifltir. Bu sonuç V‹T’in etki
mekanizmalar›ndan biri olan Th2 yan›t›n›n Th1 yönüne kayd›¤› görüflünü
destekler niteliktedir.
P-098
P-096
SÜT ÇOCU⁄UNUN GEÇ‹C‹ H‹POGAMMAGLOBÜL‹NEM‹S‹ OLAN
HASTALARDA ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKS‹YONU TEDAV‹S‹NDE
PELARGON‹UM S‹DO‹DES ETK‹NL‹⁄‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
SUBKUTAN ‹MMUNOTERAP‹DE HASTA UYUMUNU ETK‹LEYEN
FAKTÖRLER
1
Türkan Pat›ro¤lu1, Ayd›n Tunç2, Hatice Eke Güngör1
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri
2
Kovanc›lar Devlet hastanesi, Elaz›¤
Esen Demir, Nurflen Ci¤erci Günayd›n, Remziye Tanaç, Figen Gülen,
Mesude Atasever
EÜTF, Çocuk Alerji-‹mmunoloji BD
G‹R‹fi: Yaflam›n ilk 3- 6. aylar› aras›nda normal olarak görülen fizyolojik
hipogammaglobulinemi döneminin uzamas› olarak tan›mlanan süt çocu¤unun
geçici hipogammaglobülinemisi çocukluk ça¤›n›n en s›k görülen immün
yetmezliklerinden biridir. Bu hastal›kta tekrarlayan üst solunum yolu
enfeksiyonlar› s›k görülür. Pelargonium sidoides immünmodülatör, antiviral
ve antibakteriyel etkinli¤i oldu¤u bilinen bitkisel bir ilaçt›r.
AMAÇ: Bu çal›flmada süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisi
olan hastalar›n üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdikleri dönemde
Pelargonium sidoides ekstresinin etkisinin araflt›r›lmas› amaçland›.
GEREÇ-YÖNTEM: Süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisi
tan›s› ile takip edilen 28 hastan›n 14’üne ÜSYE geçirdikleri dönemde
Pelargonium sidoides ekstresi 14’üne ise plasebo verildi. Tedaviye
bafllamadan önce ve yedi günlük tedaviden sonra hastalardan tam kan
say›m›, serum AST / ALT / GGT / total bilirübin / direkt bilirübin düzeyleri
ve PT / PTT testleri çal›fl›larak karfl›laflt›r›ld›. Annelerden tedavi boyunca
dokuz sorudan oluflan bir formu günlük olarak doldurmalar› istendi.
Formdaki sorulara verilen cevaplar de¤erlendirildi.
BULGULAR: Çal›flmaya al›nan hastalar›n 20’si (%71,4) erkek, 8’i
(%28,6) k›z idi. Hastalar›n yafl aral›¤› 12 – 60 ay aras›nda olup, ortalama
median yafl 30,14 ay idi. Ortalama beyaz küre say›s›, trombosit say›lar›,
hemoglobin düzeyi ile serum AST, ALT, GGT, total bilirübin, direkt
bilirübin, PT/PTT, INR düzeyleri aç›s›ndan her iki grup karfl›laflt›r›ld› ve
PTT de¤eri d›fl›nda aralar›nda anlaml› bir farkl›l›k gözlenmedi. Hastalarda
burun t›kan›kl›¤› ve öksürük s›kl›¤›nda azalma ve ifltah art›fl› gözlendi.
SONUÇ: Süt çocu¤unun geçici hipogammaglobülinemisine sahip olan
hastalar›n ÜSYE geçirdikleri dönemde yap›lan bu çal›flmada Pelargonium
sidoides ekstresinin kullan›m› ile burun t›kan›kl›¤› ve öksürük s›kl›¤›nda
azalma ve çocuklarda genel durumun düzeldi¤inin iyi bir iflareti olan
ifltah art›fl› oldu¤u saptanm›flt›r.
Alerjen immunoterapide(I.T) hasta uyumu, I.T’ nin uygun doz ve sürede
yap›lmas› tedavi baflar›s›nda önemlidir. Çal›flmam›zda hasta uyumunu
etkileyen faktörler aras›ndaki etkileflimin saptanmas› amaçlanm›flt›r.
EÜTF Çocuk Alerji poliklini¤inde tan› al›p 6 ay- 5 y›l süre ile s.c I.T
uygulanan 223 hasta çal›flmaya al›nd›. Hastalar›m›z›n reaksiyon, aksatma
ve b›rakma oranlar› s›ras›yla %54,8, %43,2, %9,2 idi. Reaksiyon geliflimi
ve cinsi ile tan›, alerjenler, hastan›n yaflad›¤› yer, I.T yap›lan yer, ek
tedavi ihtiyac›, cinsiyet, aksama, b›rakma ve üretici firma aras›nda iliflki
saptanmad›. Tedaviden yararlanma oran› anaflaktik reaksiyon
gelifltirenlerde daha düflük bulundu(p=0,015). ‹mmunoterapiyi aksatma
ve nedenleri ile alerjenler, tan›, I.T’nin yap›ld›¤› yer ve afl›dan yararlanma
oran› aras›nda iliflki saptanmad›. Yararlanma oranlar› artt›kça hastalar›n
I.T’yi b›rakma oran› azalmaktayd›(p=0,00). B›rakma oranlar›, %50 ve
alt›nda fayda görenlerde %63,8; %75 ve üzerindekilerde ise %2,5 idi.
B›rakma ile alerjen, yaflad›¤› yer, I.T’nin yap›ld›¤› yer, aksatma ve
nedenleri, ek tedavi, cinsiyet ve üretici firma aras›nda iliflki saptanmad›.
Düzenli kontrole gelmeyen(p=0,00) ve alerjik rinit tan›l› hastalar›n(p=0,02)
daha fazla b›rakt›¤›; ast›ml› hastalar›n ise b›rakma oranlar›n›n daha
düflük oldu¤u bulundu(p=0,03). ‹mmunoterapiden yararlanma oran›,
kontrol muayeneye gelme aras›nda fark oluflturmazken; yararlanma
oran› artt›kça tedavi gereksinimlerinin azald›¤›(p=0,005) gözlendi.
Tedaviden yararlanma zaman› ile yararlanma yüzdesi aras›nda iliflki
saptanmad›(p=0,458). ‹mmunoterapiden yararlanma zaman› ve yüzdesi
ile tan› ve alerjenler aras›nda fark saptanmad›. Reaksiyon, aksatma ve
b›rakma aras›nda iliflki saptanmazken, b›rakan hastalar›n daha çok,
kontrole gelmeyen ve az yararland›¤›n› düflünen hastalar olmas› I.T’de
düzenli izlemin önemini vurgulamaktad›r.
63
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-099
P-101
PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹K HASTALARINDA IVIG KULLANIMI
GÜVENL‹ M‹?
PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹KLER VE OTO‹MMÜN‹TE
Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Gülsüm Alkan2, Sevgi Kelefl1, ‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
BD, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
ABD, Konya
Figen Do¤u, Zehra fiule Haskolo¤lu, Funda Çipe, Aydan ‹kincio¤ullar›
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim
Dal›, Çocuk ‹mmünoloji- Alerji Bilim Dal›, Ankara
‹mmünoglobulin preparatlar› uzun y›llard›r primer immün yetmezliklerin
(P‹Y) tedavisinde kullan›lmaktad›r. IVIG tedavisi s›ras›nda yan etki
görülme s›kl›¤› %5 civar›ndad›r. En s›k görülen yan etkiler miyalji, atefl,
terleme, kaslarda geçici kas›lma, bulant› ve kusmad›r. Yan etkilerin
ço¤u IVIG’in ak›fl h›z› ile do¤ru orant›l›d›r ve h›z azalt›ld›¤›nda semptomlar
ortadan kalkmaktad›r. ‹nfüzyon h›z›n›n azalt›lmas›na yan›t al›namad›¤›nda,
asetaminofen ve difenhidramin veya kortikosteroidler (metilprednizolon
1mg/kg/doz) infüzyondan 1 saat önce verilerek yan etkiler önlenebilir.
AÜTF Pediatrik ‹mmünoloji-Allerji BD’nda, Aral›k 2010- Eylül 2011
tarihleri aras›nda P‹Y’le izlenen 45 hastaya toplam 200 IVIG infüzyonu
verildi. Hastalar›n 19’u k›z, 26’s› erkekti. 11 (%24,5) SC‹D’li bu hastalar›n
5’ine K‹T yap›lm›flt›, 8 (%17) CVID’l› kombine immün yetmezlikli (KIY)
4 (%9), HIGM+K‹Y’li 3 (%6), HIGM sendromuyla 2 (%4), WAS’lu 4
(%8,5), AT’li 5 (%9), MHC class II eksikli¤i 3 (%6), 1 olgu IgG1 eksikli¤i,
1 olgu XLPD, 1 olgu LAD +K‹T, 1 olgu CHS+K‹T yap›lm›flt›. ‹nfüzyondan
30dk önce parasetamol ve difenhidraminle premedikasyon yap›ld›.
‹nfüzyon 0,5 ml/kg/saat h›z›nda bafllan›p, 15-30 dk’da 0,5 ml/kg/saat
art›r›larak 2 ml/kg/saate ç›k›l›p, 4 saatte tamamland›. 30dk. aral›klarla
vital bulgu takibi yap›ld›. Hastalar›n 20’sinde (%10) aktif enfeksiyon
vard›, 12 hastada antibiyotik tedavisi al›yordu. Yan etki 200 uygulaman›n
7’sinde (%3,5) görüldü. En s›k yan etki ateflti (n= 4). ‹ki hastada 1 gün
sonra halsizlik bildirildi. Bir hastada infüzyonun 10.dakikas›nda nefes
darl›¤›, ayn› hastada sonraki uygulamada da infüzyonun ilk 30dk’s›nda
titreme, nefes darl›¤›, bulant›, kusma ve atefl oldu.
P‹Y hastalar›n› enfeksiyonlardan ve geliflecek komplikasyonlardan
korumak için önemli bir tedavi olan IVIG replasman› uygun premedikasyon
ve infüzyon h›z›nda verildi¤inde güvenli bir tedavidir.
G‹R‹fi: Primer immün yetmezlikler s›k enfeksiyon, otoimmünite ve artm›fl
malignite riski ile karakterize hastaliklardir. Otoimmünite primer immün
yetmezliklerin nadir görülen bir bulgusudur. Burada klini¤imizde primer
immün yetmezlik tan›s› ile takip edilen ve otoimmünitesi saptanan olgular
sunulmufltur.
YÖNTEM: 2001 y›l›ndan bu yana poliklini¤imize baflvurarak klinik ve
laboratuar bulgular› ile primer immün yetmezlik tanisi alan, tan› an›nda
veya takipte otoimmünitesi geliflen hastalar degerlendirildi. Toplam 12
olguda otoimmünite mevcuttu. Hastalar›n primer tan›lar› ve tespit edilen
ototinmmun hastalaiklar afla¤›da belirtildi.
Olgu1: CD3 gama zincir defekti nedeniyle takipli hastan›n tan›da
vitiligosu vard›, takipte otoimmün tiroidit geliflti.
Olgu2: CD3 zeta zincir defekti nedeniyle takipliyken jüvenil romatoid
artrit, sonras›nda otoimmün hemolitik anemi ve otoimmün trombositopeni
geliflti.
Olgu3: Otoimmün hemolitik anemi(OHA) tan›s›yla takip edilen hastan›n
immünolojik de¤erlendirilmesi sonucu kombine immün yetmezlik tan›s›
konuldu.
Olgu4: Kronik mukokütanoz kandidiazis nedeniyle takipli hastan›n
izleminde OHA geliflti.
Olgu5: Otozomal resesif hiper IgE sendromu(ORH‹ES) tan›s› alan
hastan›n tan› aninda ve takibinde otoimmün trombositpenisi mevcuttu.
Olgu6: Klini¤imizde OR-H‹ES nedeniyle izlenen hastanin takibinde
OHA ve sonras›nda antifosfolipid antikor sendromu geliflti.
Olgu7: Yayg›n de¤iflken immün yetmezlik(YD‹Y) tan›s›yla izlenen
hastada otoimmün tiroidit geliflti
Ogu8: YD‹Y nedeniyle takipli hastada JRA ve otoimmün tiroidit geliflti
Olgu9: Klini¤imizde H‹ES nedeni ile takipli hastan›n öyküsünden daha
once otoimmün hemofili tanisi aldigi ö¤renildi.
Olgu10: Ataksi telenjiektazi nedeniyle takipli hastan›n izleminde otoimmün
lenfoproliferatif sendrom geliflti.
Olgu11,12: Çöliak hastal›¤› nedeniyle takipli olan hastalar tetkik edilirken
selektif IgA eksikli¤i saptand›.
SONUÇ: Primer immün yetmezlikler otoimmünite ile basvurabilir ya da
takibinde otoimmünite geliflebilir. Otoimmunite ile basvuran hastalarda
sik enfeksiyon hikayesi de varsa immun yetmezlik akilda bulundurulmalidir.
P-100
SELEKT‹F IgA EKS‹KL‹⁄‹ OLAN HASTA VE B‹R‹NC‹ DERECE
YAKINLARINDA ALERJ‹K HASTALIK VE OTO‹MMÜN‹TE SIKLI⁄I
Ayfle Metin, Mustafa Erkoço¤lu, Ayflenur Kaya, Celal Özcan,
Ayflegül Akan, Ersoy Civelek, Can Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
G‹R‹fi: Selektif IgA eksikli¤i en s›k görülen primer immün yetmezliktir.
Sekretuar IgA’n›n eksikli¤inde özellikle hava yollar›nda meydana gelen
mukozal immün bozukluk hava yolu duyarl›l›¤›nda art›fl ve allerijk
hastal›klara yatk›nl›¤a neden olabilir. Ayr›ca selektif IgA eksikli¤inde
otoimmün hastal›klara da yatk›nl›kta art›fl oldu¤u rapor edilmifltir.
Çal›flmada selektif Ig A eksikli¤i tan›s› ile izlenen hastalar›m›zda ve
birinci derece yak›nlar›nda alerjik hastal›k ve otoimmünite s›kl›¤›n›n
saptanmas› amaçlanm›flt›r.
METOD: Ankara Sa¤l›k Bakanl›¤› Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Hematoloji Onkoloji EAH’de 1995 ile Temmuz 2011 tarihleri aras›nda
takip edilmekte olan hastalarda ve birinci derece yak›nlar›nda doktor
tan›l› alerjik hastal›klar›n ve otoimmün hastal›k s›kl›¤› sorguland›. Ayr›ca
hastalara s›k karfl›lafl›lan alerjen ile deri prick testleri ve solunum
fonksiyon testleri yap›ld›. Hastalarda serum anti-TPO, anti-Tg, antiendomisyum IgG, anti-doku transglutaminaz IgG yak›nlar›ndan ise antiTPO ve anti Tg düzeyleri bak›ld›.
BULGULAR: Çal›flmaya yafllar› 4.2 ile 20.4 aras›nda de¤iflen ve
%62.2’si erkek toplan 74 hasta dahil edildi. Hastalar›n %41.9’unda
ast›m, %29.7’sinde alerjik rinit, %13.5’inde egzema ve %23.0’›nde en
az bir alerjene karfl› duyarlanma saptand›. Birinci derece yak›nlar›nda
ise doktor tan›l› ast›m, alerjik rinit ve egzema s›kl›¤› s›ras›yla %11.4,
%10.0 ve %10.9 idi. Hastalar›n % 4.1’inde anti-TPO ve anti-Tg pozitifli¤i
ve befl hastada Çöylak hastal›¤› iki hastada ise tip 1 DM tan›s› mevcuttu.
Birinci derece yak›nlarda ise anti-TPO pozitifli¤i %10.1, anti-Tg pozitifli¤i
ise %8.0 idi. Hasta yak›nlar›ndaki doktor tan›l› otoimmün hastal›k s›kl›¤›
ise %13.0 idi.
SONUÇ: IgA eksikli¤i olanlarda alerjik hastal›k ve Çölyak hastal›¤› s›kl›¤›
topluma göre yüksek saptanm›fl ancak birinci derece yak›nlar›nda
otoimmün ve alerjik hastal›k s›kl›¤› toplum ile benzerlik göstermifltir.
P-102
FARKLI KL‹N‹K BULGULAR ‹LE BAfiVURAN KRON‹K GRANÜLOMATÖZ
HASTALIKLI OLGULAR
Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ayça K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan
Havva Hasret Ça¤an, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye
Kronik granülomatöz hastal›k (KGH), nikotinamid adenin dinükleotid
fosfat (NADPH) oksidaz enzim sistemindeki reaktif oksijen ara ürünlerinin
a盤a ç›kmamas› sonucu özellikle katalaz pozitif bakteri ve mantar
enfeksiyonlar›na yatk›nl›k meydana getiren primer bir immün yetmezlik
hastal›¤›d›r. Mutasyon sonucu olgular›n bir bölümü erken dönemde a¤›r
enfeksiyonlar sonucu kaybedilirken, bir bölümü ise hafif klinik bulgularla
karfl›m›za ç›kabilmektedir. Farkl› fenotiplerle ortaya ç›kmas› geç tan›
konulmas›na ve geri dönüflü olmayan sekellere yol açabilmektedir. Bu
sunumda bölümümüzde izledi¤imiz KGH' lar›n de¤iflik a¤›rl›ktaki klinik
bulgular›na dikkat çekmeyi amaçlad›k. Takip etti¤imiz 8 olgunun (4
erkek,4 k›z)ortalama yafllar›:11,3 y›l (20 ay-25 yafl)idi. Olgular›n baflvuru
flikayetleri s›kl›k s›ras›na göre: Akci¤er enfeksiyonu (n=5), yüzeyel doku
enfeksiyonu (n=3), anal abse (n=1), BCGitis (n=1) olarak belirlendi.
Dört olguda geçirilmifl tüberküloz, bir olguda ise osteomyelit öyküsü
saptand›. Bir olguda izlem s›ras›nda tekrarlayan perikardiyal effüzyon
tespit edildi.Olgular›n tümünde hipergammaglobulinemi (n=8), ayr›ca
iki olguda IgE yüksekli¤i saptand›.
Yedi olguda lenfosit alt grup analizi normal olmas›na ra¤men bir olguda
CD4 düflüklü¤ü tespit edildi. Tüm olgularda kesin tan› nitroblue tetrazolium
64
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-102 (devam›)
P-104
testi ve daha duyarl› olan oksidatif aktiviteyi gösteren dehidrorodamin
testi ile konuldu. Akci¤er enfeksiyonlar›n›n tedavisinde biri BCGitis
olmak üzere iki olguya tüberküloz tedavisi verilirken di¤er üç olguya
antifungal uyguland›. Bir hastaya medikal tedaviye yan›t al›nmamas›
nedeniyle lobektomi uyguland›. Ortalama takip süresi 10.5ay (2y›l-5ay)
olan olgular›m›z interferon gamma, trimetoprim-sulfametoksazol ve
itrakanazol proflaksisi ile enfeksiyonsuz takip edilmektedir.Takip edilen
olgular›n de¤iflik a¤›rl›kta klinik bulgular ile karfl›m›za ç›kabilmesi
nedeniyle kronik granülomatöz hastal›¤›n›n ayr›c› tan›da düflünülmesi
ve erken tan› konulmas› aç›s›ndan önemi vurgulanmak istenmifltir.
UMBL‹KAL KORD IFN-γ SEV‹YELER‹ ‹LE ‹LK BEfi YAfiTA HIfiILTI
GEL‹fi‹M‹ ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹
Ufuk Sevgican1, Janet Rothers2, Debra A. Stern2, Carla I. Lohman2,
Anne L. Wright3
1
Gülhane Askeri T›p Fakültesi Çocuk Sa¤. ve Hast. AD., Ankara
2
Arizona Üniversitesi Gö¤üs Hastal›klar› Merkezi Tucson/ ABD.
3
Arizona Üniversitesi Çocuk Hastal›klar› Bölümü, Tucson/ ABD.
Bu çal›flmada, kord kan›nda ölçülen IFN-gamma seviyeleri ile ilk befl
y›lda vizingle karakterize havayolu obstrüksiyonu geliflimi aras›ndaki
iliflki araflt›r›ld›. Bulgular, Tucson/ABD deki 1996-2004 y›llar› aras›nda
infant immünite çal›flma grubuna kat›lan 484 olgudan elde edildi.
Kord kan›nda ölçülen IFN-gamma seviyelerinin, vizingle karakterize
havayolu obstrüksiyonu ile iliflkisi sadece ilk iki y›lda gözlendi. Kord
kan›nda düflük seviyede IFN-gamma varl›¤› yüksek vizing gelifltirme
riskine iflaret etmekteydi. Ayr›ca cinsiyetin sonuçlara etkisi
de¤erlendirildi¤inde, bu iliflkinin, erkek cinsiyette daha fazla oldu¤u, k›z
cinsiyette anlaml› olmad›¤› görüldü.
SONUÇ: 1- Bulgular›m›z, ilk iki y›lda vizingle karakterize havayolu
obstrüksiyonu geliflme riskini ortaya koymada, kord kan›nda IFN-gamma
düzeylerinin yararl› bir belirteç olarak kullan›labilece¤ini düflündürmektedir.
2- Ayr›ca bu çal›flma, hastal›k ve risk faktörlerinin iliflkilendirildi¤i
çal›flmalarda, sonuçlar›n her iki cinsiyet için ayr›ca de¤erlendirilmesinin
önemini vurgulam›flt›r.
P-103
TÜBERKÜL‹N DER‹ TEST‹ POZ‹T‹F ÇOCUKLARDA ‹NTERFERON GAMA
SALINIM TEST‹ SONUÇLARI ‹LE PER‹FER‹K KAN MONONÜKLEER
HÜCRE TRANSFORM‹NG GROWTH FAKTÖR B DÜZEYLER‹N‹N ‹L‹fiK‹S‹
Özlem Aktafl Han›meli1, Özge Y›lmaz2, Süheyla Sürücüo¤lu3, Ece Onur4,
Seda Vatansever 5 , Cengiz K›rmaz 6 , Aysun Bilgi 4 , Burcu Kara 5 ,
Hasan Yüksel2
1
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
AD, Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji BD ve Solunum
Birimi, Manisa
3
Celal Bayar Üniversitesi, Mikrobiyoloji AD, Manisa
4
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Biyokimya AD, Manisa
5
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, Histoloji ve Embryoloji AD,
Manisa
6
Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD, Manisa
P-105
DI GEORGE SENDROMU’NDA ORTALAMA TROMBOS‹T VOLÜMÜ
DE⁄ERLER‹
G‹R‹fi: Bu çal›flman›n amac›, tuberculin deri testi (PPD) pozitifli¤i olan
çocuklarda IGRA sonuçlar› ve periferik mononükleer hücrelerin
nonspesifik antijenik uyar›ya TGF-β yan›t›n›n de¤erlendirilmesi ve bunun
IFN-γ, IL-4 ve IL-10 yan›tlar› ile iliflkisinin incelenmesidir.
YÖNTEM: Bu olgu kotrol çal›flmas›na PPD (+) olup aktif tüberküloz
(TB) bulgusu olmayan çocuklar ve PPD (-) sa¤l›kl› çocuklar al›nd›. Tüm
olgulara Quantiferon gold-in-tube (QFT-GIT) testi uygulanarak TST (+)
QFT-GIT (-),TST (+) QFT-GIT (+) ve TST (-) QFT-GIT (-) fleklinde
grupland›. Sosyodemografik özellikleri, BCG afl› durumlar›, TB temas
öyküleri kaydedildi. Periferik mononükleer hücre kültürü yap›larak,
fitohemagglutinin ile nonspesifik uyar› sonras›nda süpernatanda TGFβ, IFN-γ, IL-4 ve IL-10 düzeyleri ölçüldü.
BULGULAR: Çal›flma grubuna al›nan kontrol (n=14), TST (+)QFTGIT(-) (n=26) ve TST (+)QFT-GIT(+) (n=18) gruplar›n›n yafl ortalamas›
s›ras› ile 103 ± 47, 108 ± 46 and 98 ± 53 ayd› (p=0.85). IL-4, IL-10 ve
IFN-γ düzeyleri gruplar aras›nda benzer bulundu (s›ras›yla p=0.68, 1.0
ve 0.11). Ancak TGF-β düzeyleri TST (+)QFT-GIT(-) ve TST (+)QFTGIT(+) gruplar›nda s›ras› ile 1884.0 ± 1091.5 ve 1748.7 ± 759.1 iken
kontrol grubunda 1054.0 ± 734.3 saptand› (p=0.015). Gruplar›n düzeyleri
ikili karfl›laflt›rmas› sonucunda TGF-β düzeylerinin kontrol grubunda
di¤er iki gruba gore anlaml› düflük oldu¤u gözlendi (s›ras› ile p=0.007
ve p=0.014).
SONUÇ: PPD pozitifli¤i olan çocuklarda TGF-β düzeylerinin kontrol
grubundan yüksek olmas› nonspesifik TB uyar›m›n›n mikobakterium ile
temas sonras› yan›t patogenezinde önemli oldu¤unu düflündürmektedir.
Ancak bu düzeylerin TST (+)QFT-GIT(-) ve TST (+)QFT-GIT(+) gruplarda
benzerli¤i latent TB enfeksiyonu ve yanl›fl PPD pozitifli¤inin ayr›m›nda
yeri olmayaca¤›n› düflündürmektedir.
Bahar Göktürk1, ‹smail Reisli1, Mine K›raç1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2,
Selman Y›ld›r›m3
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve ‹mmünoloji
BD
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik Allerji ve
‹mmünoloji BD
3
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, T›bbi Genetik AB
G‹R‹fi: Di George Sendromu, faringeal ark geliflim anormalliklerinin
oldu¤u, en s›k görülen mikrodelesyon sendromudur. Çal›flmam›zda,
olgular›m›z›n farkl› klinik ve immünolojik özelliklerinin tart›fl›lmas› ve
tan›da yard›mc› olabilecek parametrelerin belirlenmesi amaçlanm›flt›r.
YÖNTEM-GEREÇLER: FISH yöntemi ile 22q11.2 veya 10p13 delesyonu
tespit edilen 13 hasta klinik ve immünolojik özellikler aç›s›ndan
de¤erlendirildi.
BULGULAR: Onüç olguda (7 k›z, 6 erkek) tan› yafllar› bir ay ve 35 yafl
aras›nda iken, tüm hastalarda fasiyal dismorfizm ve mental-motor
retardasyon mevcuttu. S›k/uzun süren enfeksiyon (11/13), velofarengeal
yetmezlik (9/13), konjenital kalp hastal›¤› (8/13), hipoparatiroidizm (7/13),
tiroid volüm düflüklü¤ü (solda belirgin) (7/8), hipotiroidizm (2/13),
konvulsiyon (4/13), ekstremite/parmak anomalisi (5/13), ürogenital
anomali (5/13), splenomegali (1/13), beyin görüntülemesinde intrakranial
kalsifikasyon, serebral ve hipokampal atrofi, kavum septum pellusidum
varyasyonu, frontal iskemik gliozis, gözlerde ise vasküler yap›larda
k›vr›mlanma art›fl› en çarp›c› bulgulardand›. Bir yafl öncesi eksitus olan
iki hastam›zda lenfopeni, konotrunkal kalp anomalisi ve hipoparatiroidizm
birlikteydi. Yedi hastada immunoglobulinlerde düflüklük saptanmad›.
CD3+T, CD4+T, CD8+T ve CD19+B lenfosit düflüklü¤ü s›ras›yla 8,7,5,5
hastada görüldü. Di¤er iki hastan›n babas› olan 35 yafl›ndaki hastan›n
periferik lenfosit alt grup analizi tamamen normaldi. 22q11.2 delesyonu
olan 12 hastan›n MPV ortalamas› 10.2 fl, trombosit ortalamas›
214000/mm3, baflvuru an›ndaki MPV/PLTx10 5 oran› 5.41, CD42B/41A
ortalamas› 4.2 idi. Yafl uyumlu kontrol grubu ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda
(s›ras›yla 7.05 fl, 263000/mm3, 2, 5.3) aradaki fark anlaml› idi (p<0.01).
SONUÇ: Bu hastalar›n hafif kraniyofasiyal yüz bulgular› ve geliflimsel
bozukluklar ile de tan› alabilece¤i unutulmamal›d›r. fiüphelenilen
olgularda, MPV/PLT oran› yüksekli¤inin göz önünde bulundurulmas›n›n,
hastay› tan›ya yaklaflt›raca¤›n› düflünmekteyiz. Bu durum, delesyon
bölgesini glikoprotein 1b beta geninin de paylaflmas› nedeniyle
aç›klanabilir.
65
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-106
P-108
K‹ST‹K F‹BROZ‹SL‹ HASTALARDA AKC‹⁄ER ENFEKS‹YONU
VARLI⁄INDA IMMUNGLOBUL‹NLER‹N YANI SIRA T VE B
LENFOS‹TLERDEK‹ DE⁄‹fi‹KL‹K
‹NTRAVENÖZ ‹MMÜNGLOBUL‹N TEDAV‹S‹ ALAN HASTALARIN
HASTALIKLARI VE ‹NTRAVENÖZ ‹MMÜNGLOBUL‹N KONUSUNDAK‹
FARKINDALIK DÜZEY‹N‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
Akk›z fiahin, Nihal Aktafl, Tevfik Balc›, Sevgi Pekcan
Meram T›p Fakültesi
Hacer Cüzdanc›, Deniz Ça¤dafl Ayvaz, Sema Kurt, ‹lhan Tezcan, Özden Sanal
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk
‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
Kistik Fibrozisli Hastalarda Akci¤er Enfeksiyonu Varl›¤›nda
Immunglobulinlerin Yan› S›ra T Ve B Lenfositlerdeki De¤ifliklik
Kistik fibrozis(KF) hastal›¤›, KF transmebran kondüktans regülatör
proteinin(KFTR) kodlanmas› sonucunda ortaya ç›kan pek çok mutasyon
sonucunda oratay ç›kar. KF akci¤er hastal›¤›n›n ana etkenleri rekürren
enfeksiyon ve nötrofil-mediated enflamasyonudur. Yap›lan çal›flmalarda
çal›flmalarda görülmüfl ki pseudomanas aerigunaya ba¤l› geliflen akci¤er
enfeksiyonlar›nda genellikle T helper hücrelerinde düflüklük, sitotoksik
T hücrelerinde art›fl, total ›mmunglobulin g ve alt gruplar›nda art›fl
görülmüfltür. Bizde balgam kültüründe pseudomanas aeriginosa veya
staf.aerius üremesi olan 9 KF’li hastada ›munglobulinlerin yan› s›ra efl
zamanl› olarak gönderilen tam kan ve periferik lenfosit alt gurplar›n›
de¤erlendirdik. Hastalar›n 4’ünde B hücrelerini gösteren CD19-CD20’nin
ve T hücrelerini gösteren CD3-CD4’ün düflük oldu¤u,1 tanesinde sadece
CD19-CD20’nin düflük,1 tanesinde ise sadece CD3-CD4’ün düflük
oldu¤u görülmüfltür. Di¤er 3 hastan›n periferik lenfosit alt gruplar› ve
›mmunglobulinleri normal olarak de¤erlendirilmifltirB ve T hücrelerinin
birlikte düflük oldu¤u hastalarda efl zamanl› gönderilen absolü lenfosit
say›s›n›n da düflük oldu¤u fakat immunglobulin G ve alt gruplar›n›n
yüksek oldu¤u dikkati çekmifltir. Sonuç olarak yap›lan bu çal›flmada da
görülmektedir ki KF’li hastalarda pseudomanas aerigunosa ve
staf.aeriusun efllik etti¤i akci¤er enfeksiyonunda immuniteyi
de¤erlendirirken sadece immunglobulinlere göre de¤erlendirme
yap›lmamal›, efl zamanl› gönderilen periferik lenfosit alt gruplar›nada
bak›larak B ve T hücreleri de de¤erlendirilmelidir.
P-107
G‹R‹fi: Hipogamaglobulinin efllik etti¤i immün yetmezlik hastalar›nda tedavide
kullan›lan intravenöz immünglobulinler (IVIG) çok say›da donörden haz›rlanan
donör antikorlar›n› içeren preparatlard›r. Genellikle 3-4 hafta aral›klarla 400500 mg/kg verilir ve enfeksiyon s›kl›¤›n›n/fliddetinin azalmas›n› sa¤lar.
Çal›flmam›zda, aral›kl› IVIG tedavisi alan 21 hastan›n hastal›klar› ve IVIG
konusundaki fark›ndal›k düzeylerinin de¤erlendirilmesi amaçlanm›flt›r.
BULGULAR: Ortalama 8,95 y›ld›r (1-20y›l) IVIG tedavi alan hastalar›n yafllar›
2-62 yafl aras›nda, kad›n/erkek oran› 6/15’ydi. Anket sorular›, adolesan ve
daha büyük hastalar›n kendilerine, daha küçük hastalar›n ebeveynlerine
yüz yüze soruldu. Hastalar›n ve ebeveynlerinin %38’inin üniversite, %52,4’ünün
lise, %9,5’inin ilkokul mezunu oldu¤u saptand›. %33,3’ü hastal›¤›n›n spesifik
ad›n› bilmiyordu. %71,4’ü hastal›¤›n›n seyri s›ras›nda oluflabilecek sorunlar›,
%85,7’si enfeksiyonlar›n daha seyrek/hafif de olsa devam edebilece¤ini,
enfeksiyonlar›n›n devam›nda koruyucu antibiyotik kullanabileceklerinin
fark›ndayd›. Hastalar›n %52,4’ü otoimmün ve tümöral hastal›klar›n s›kl›¤›n›n
normal bireylere göre artm›fl oldu¤unu bilmiyordu. %28,6’s› hastal›klar›n›n
di¤er aile bireylerinde de olabilece¤inin fark›nda de¤ildi. %47,6’s› IVIG’in
sa¤l›kl› insanlardan al›nan kanlardan haz›rland›¤›n› ve antikor içerdi¤ini
biliyordu. Hepsi IVIG tedavisi almad›¤›nda hastaneye s›k müracaat ve yat›fl›
gerektiren enfeksiyonlarla karfl›laflabilece¤ini biliyordu. IVIG maliyetini bilen
hasta oran› %47, yanl›fl bilen %33,3, bilmeyen %19’du.Hastalarda IVIG
al›rken en s›k karfl›lafl›lan yan etkiler atefl (%90,4), bulant›-kusma (%52,3),
el ayaklarda morarma (%47,6), bafla¤r›s› (%33,3), döküntü (%28,6), bel a¤r›s›
(%14,2), kar›n a¤r›s›yd› (%9,5); gö¤üs a¤r›s›, ciddi alerjik reaksiyon, p›ht›laflma
ile ilgili problem saptanmad›.
SONUÇ: Çal›flmam›zda hastalar›n düzenli aral›klarla IVIG tedavisi al›p
kontrole gelmelerine ra¤men hastal›klar› ve IVIG konusundaki baz› bilgilerinin
yeterli düzeyde olmad›¤› saptanm›fl olup primer immün yetmezlik hastal›klar›
ve IVIG uygulamas› konusunda hasta ve ailesine daha fazla e¤itici etkinlik
yap›lmas› gerekti¤i sonucuna var›lm›flt›r.
YAYGIN DE⁄‹fiKEN ‹MMÜN YETMEZL‹K TANILI OLGULARIMIZIN
DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
P-109
BRONfi‹EKTAZ‹L‹ HASTALARIN ‹MMÜN YETMEZL‹KLER AÇISINDAN
‹NCELENMES‹
Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Sevgi Kelefl1, Hasibe Artaç2, ‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji
BD, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji
BD, Konya
Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Melis Pehlivantürk2, Güzin Cinel3, Ebru Yalç›n3,
Deniz Do¤ru Ersöz3, U¤ur Özçelik3, Nural Kiper3, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk
‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk
Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk
Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara
Yayg›n de¤iflken immünyetmezlik(YD‹Y) tekrarlayan enfeksiyonlar (özellikle
solunum yolu), inflamatuar, granülamatoz ve otoimmün komplikasyonlarla
seyreden heterojen bir primer antikor defektidir. Burada klini¤imizde 10y›l
içinde takip edilen YD‹Y hastalar›n›n bulgular› sunuldu.
METOD: 2001’den bu yana poliklini¤imize baflvuran ES‹D-PAGID
kriterlerine göre YD‹Y tan›s› alan hastalar de¤erlendirildi.
SONUÇLAR: Toplam 22 hasta, 11 erkek, 11 k›zd›, yafllar› 7-83 aras›nda,
ortalama takip süreleri 5,5±2,8 y›ld›. Öyküde en belirgin bulgular tekrarlayan
sinüzit(n:8), tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonu (n=19)idi. Muayenede
büyüme gerili¤i(n=2) ve malnutrisyon(n=5) tonsil dokusu hipoplazisi(n=12),
kulak zar›nda kronik de¤ifliklikler(n=10), akci¤erde kronik dinleme
bulgular›(n=14) çomak parmak(n=12), organomegali(n=10) önemli
bulgulard›. Laboratuarda lenfopeni(n=11), IgG(n=17), selektif IgA
eksikli¤i(n=7), IgA düflüklü¤ü(n=7), IgM düflüklü¤ü(n=13) dikkati çekerken,
IgE yüksekli¤i saptanmad›. Bak›lan 12 hastan›n 9’unda AntiHBS, 20
hastan›n 19’unda izohemaglütinin titresi negatifti; 14 hastaya ppd yap›ld›,
7 hastada anerjik, 6 hastada negatif, 1 hastada pozitif bulundu. Periferik
kan lenfositlerinde CD3 düflüklü¤ü(n=2), CD4 düflüklü¤ü (n=3), CD19
düflüklü¤ü (2hastada %0, 7hastada <%1, 2 hastada yafla göre düflük)
mevcutken, hiçbir hastada CD16/56 düflüklü¤ü saptanmad›. ‹ki hastaya
CD19 eksikli¤i tan›s› konuldu. Fitohemaglütine lenfoblastik transformasyon
cevab› 16hastada bak›ld›, 4 hastada düflük bulundu. ‹ki vaka d›fl›nda tüm
hastalara IVIG profilaksisi verildi.13 hasta inhaler tedavi al›rken, 12
hastada toraks tomografisinde bronfliektazi, 1 hastada kronik de¤ifliklikler
saptand›. Bir hastada otoimmün tiroidit, bir hastada JRA+ otoimmün
tiroidit geliflti. Üç hastaya bronfliektazi nedeni ile lobektomi yap›ld›. Bir
hasta hemofagositik lenfohistiyositoz, 1 hasta kronik akci¤er hastal›¤›,
sepsis nedeni ile exitus oldu.
SONUÇ: YD‹Y vakalar› genelde artm›fl sinopulmoner enfeksiyonlar ile
baflvurur. Altta yatan farkl› etyolojik nedenler oldu¤u için hastalar›n
bulgular› ve prognozu de¤iflkendir.
G‹R‹fi: Bronfliektazi, hava yollar›n›n geri dönüflümsüz olarak genifllemesi
ve yap›lar›n›n bozulmas›yla giden, prodüktif öksürük, tekrarlayan akci¤er
enfeksiyonlar› ve obstrüksif akci¤er hastal›¤› ile karakterize kronik bir
hastal›kt›r. Bronfliektazinin önemli nedenleri aras›nda immün yetersizlikler
yer almaktad›r. Bu çal›flmada bronfliektazi tan›s› alm›fl çocuklarda bilinen
immün yetmezliklerin araflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r.
Daha önce bronfliektazi tan›s› ile refere edilen ve altta yatan defekt yönünden
araflt›r›lmakta olup Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi Pediatrik ‹mmünoloji
poliklini¤ine Ocak-Eylül 2011 aylar› aras›nda baflvuran 24 hasta çal›flmaya
dahil edilmifltir. Hikayelerinden, ilk akci¤er enfeksiyonunun hepsinde ilk yafl
içinde (1 ila 11 ay) geçirilmifl oldu¤u ö¤renildi. Anne-baba aras›nda akrabal›k
oran› %45,8’di. Hastalarda k›z/erkek oran› 16/11’di. Tan› an›ndaki yafl
ortalamalar› 9,87 (6-14) bulundu.
BULGULAR: Hastalar›n 14’ünde (%58,3) etiyolojik neden saptanm›flt›r.
De¤erlendirme sonucunda toplam 7 hastada (%29,2) immün yetmezlik
saptanm›flt›r. ‹ki hastada (%8,3) s›k görülen de¤iflken immün yetmezlik
(CVID), 2 hastada (%8,3) selektif/parsiyel IgA eksikli¤i, 1 hastada (%4,2)
polisakkarit antikor yan›ts›zl›¤›, 1 hastada (%4,2) CD4 düflüklü¤ü, 1 hastada
(%4,2) kompleman eksikli¤i efllik etmekteydi. ‹mmün yetmezli¤in efllik etti¤i
bronfliektazili hastalar›n 4’ünde bronfl hiperreaktivitesi ile birliktelik saptand›.
Ayr›ca toplam 10 hastada (%41,6) bronfl hiperreaktivitesi, 3 hastada (%12,5)
gastroösefagial reflü, 1 hastada (%4,2) Kartagener Sendromu, 1 hastada
(%4,2) konjenital kalp hastal›¤› vard›.
SONUÇ: Bronfliektazi tan›s› alm›fl hastalarda immün yetmezlik oran›n›n
oldukça yüksek (%29,2) oldu¤u bulunmufltur. ‹mmün yetmezlikler aras›nda
hipogamaglobulinemi ile seyreden hümoral immün yetmezliklerin daha yüksek
oranda bulundu¤u görülmektedir. Bu nedenle özellikle ilk yaflta akci¤er
enfeksiyonu tan›s› alan veya tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu olan hastalar›n
immünolojik yönden de¤erlendirilmesi önem tafl›maktad›r.
66
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
TEMEL ‹MMÜNOLOJ‹
P-110
P-111
ÇOCUKLUK ÇA⁄I A‹LEV‹ AKDEN‹Z ATEfi‹ OLGULARINDA DEMOGRAF‹K
KL‹N‹K VE GENET‹K ÖZELL‹KLER‹N DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹
T‹M‹K STROMAL LENFOPOET‹N (TSLP) PROTE‹N‹NE AIT GENOT‹P
FARKLILIKLARIN ASTIM VE ALLERJ‹K R‹N‹T ‹LE ‹L‹fiK‹S‹
Mehtap K›nc›r 1 , Ali Kaya 2 , Ahmet Sami Güven 2 , Fatma Duksal 1 ,
Füsun Dilara ‹ça¤as›o¤lu3, Ömer Cevit1
1
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk
Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas
3
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk
Nöroloji BD, Sivas
Esra Birben1, Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Ça¤atay Karaaslan2,
Betül Büyüktiryaki1, Erdal Coflgun3, Erdem Karabulut3, Ayfer Tuncer1,
Ömer Kalayc›1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi,
Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler
Biyoloji AD, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Biyoistatistik AD 06100 S›hhiye,
Ankara
G‹R‹fi: Ailevi Akdeniz Atefli (AAA) tekrarlayan atefl, peritonit, plörit,
artrit, döküntü ile seyreden, otoinflamatuar hastal›kt›r. AAA Akdeniz
toplumunda s›k görülmektedir. En önemli komplikasyonu amiloidozdur,
tedavisi kolflisindir.
Amac›m›z AAA hastalar›nda mutasyonlar›n, semptomlar›n s›kl›¤›n›,
mutasyonlarla iliflkisini, kolflisin bafllananlarda yan›t› de¤erlendirmektir.
MATERYAL-METOD: Çal›flmaya, 2007-2011 y›l› aras›nda Cumhuriyet
Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi'nde görülen 700 AAA’l› çocuk
al›nd›.Veriler SPSS for windows 10. 0 program›yla de¤erlendirildi.
BULGULAR: Hastalar›m›zdan 412’si k›z (%58, 9), 288’i erkek (%41, 1),
ortalama yafl 110,4 +/- 3,3 ay, ortalama bafllang›ç yafl›, 42,4 +/- 2,6
ayd›r. Hastalar›n 236’s›nda mutasyon saptanmazken, en s›k heterozigot
M694V, sonra heterozigot E148Q genotipi saptand›. K›rk hastada birden
fazla mutasyon (en s›k heterozigot M694V-heterozigot E148Q birlikteli¤i)
saptand›.
En s›k kar›n a¤r›s› %92,7, eklem a¤r›s› %23,3 oran›nda görüldü. Artrit,
gö¤üs a¤r›s› ve eritem M694V mutasyonunda daha s›kt›. Hastalar›m›z›n
%22,5’inde oral aftlar, %19’unda skrotal ödem, %19’unda apendektomi,
%2,4’ünde hepatomegali, %1,6’s›nda splenomegali %4,8’inde HSP,
%2,7’sinde tekrarlayan HSP ve tekrarlayan HSP’lerin 4’ünde amiloidoz
geliflti¤ini gördük. Amiloidoz oran› %1,49 olup, amiloidoz ve a¤›rl›k skoru
a¤›r olanlar homozigot M694V’de daha fazlayd›. Kolflisine %52,2 hastada
iyi yan›t al›nd›.
TARTIfiMA: Çal›flmam›zda di¤er çal›flmalara benzer flekilde en s›k
görülen semptomlar atefl, tekrarlayan kar›n a¤r›s› ataklar›yd›. Artrit,
gö¤üs a¤r›s› ve erizipel benzeri eritem oranlar› farkl› çal›flmalara benzer
flekilde M694V mutasyonunda daha s›kt›. Gö¤üs a¤r›s› ve eritem
hastalarda tek baflvuru flekli de¤ildi. AAA ülkemizde s›k görülen bir
hastal›k olup, hastal›¤›n erken teflhisi ve tedavisi atak s›kl›¤›n› azaltmak,
amiloidoz geliflimini önlemek, yaflam kalitesini artt›rmak aç›s›ndan
önemlidir.
SONUÇ: AAA tekrarlay›c› kar›n a¤r›s›, eklem a¤r›s› ve atefli olanlarda
ak›lda tutulmas› gereken bir hastal›kt›r.
G‹R‹fi: Timik stromal lenfopoietin (TSLP) immün yan›t› Th2 tipe
yönlendiren önemli bir mediatördür. Ast›m ve allerjik rinitte TSLP gen
polimorfizmleri konusunda çal›flma say›s› s›n›rl›d›r.
YÖNTEM: Daha önceki çal›flmam›zda belirlenen TSLP geni promoter
bölgesinde rs3806933 ve rs2289276 ile ekzon 4’de rs10073816 ve
rs11466749 polimorfizmleri 157 sa¤l›kl› ve 506 ast›ml› çocukta tarand›.
Ast›ml› çocuklarda allerjik rinit tan›s› ARIA kriterlerine göre kondu.
BULGULAR: “Multidimensional reduction analysis” yöntemi ile ast›m
geliflimi için en yüksek Test Set Accuracy (0.720) ve Cross Validation
(9/10)’da en anlaml› etkileflim atopi ve TSLP rs11466749AA genotipi
birlikteli¤inde belirlendi. Ast›ml›lar›n (A+) %53’de allerjik rinit (AR+) efllik
ediyordu. TSLP rs11466749 GG genotipi A+ AR+ olgularda (0.029) A+
AR-’e göre (0.000) anlaml› olarak daha yüksek s›kl›ktayd› (p=0.001) ve
bu farkl›l›k A+ AR+ k›zlarda varken (p=0.014) erkeklerde belirlenemedi.
Ast›mda TSLP genotipleri ile FEV1% aras›nda anlaml› bir iliflki
bulunamazken A+ AR- çocuklarda anlaml› sonuçlar bulundu. A+ ARolgularda TSLP rs2289276 CT+TT genotipinde FEV1% [92 (79-100)],
CC’ye k›yasla [83 (74-90)] daha yüksekti (p=0.003) ve FEV1%’de
belirlenen bu fark A+ AR- k›zlarda daha da belirgindi [CT+TT genotipi
FEV1%:89 (79-104), CC genotipi FEV1%:71 (62-82)] (p=0.002).
Ast›ml› k›zlarda eozinofil say›s› rs2289276 CC genotipinde [390/mm3
(200-607)] CT+TT’ye göre [241/mm3 (130-432)] daha yüksek bulundu
(p=0.003). A+ AR+ k›zlarda rs2289276 CC genotipinde eozinofil say›s›
[440/mm3 (352-594)] CT+TT’ye göre [305/mm3 (172-663)] daha yüksek
olmakla birlikte anlaml› fark gösterilemedi. Bu farkl›l›k erkek çocuklarda
görülmedi.
SONUÇ: Araflt›rmam›z›n sonuçlar› TSLP proteinine ait genetik farkl›l›klar›n
ast›m ve allerjik rinit fenotipleri ile iliflkili oldu¤unu göstermekte ve bu
etkinin k›z çocuklarda daha etkin oldu¤u dikkat çekmektedir.
P-112
Tablo 1. Hastalarda semptom s›kl›¤›
fiikâyet
Pozitif n (%)
Negatif n (%)
Atefl
700 (100)
0(0)
Kar›n a¤r›s›
649 (92,7)
51 (7,3)
Eklem a¤r›s› (artrit)
163 (23,3)
537 (76,7)
Gö¤üs a¤r›s›
74 (10,6)
626 (89,4)
Erizipel benzeri eritem
52 (7,4)
648 (92,6)
Nörolojik bulgu
51 (7,3)
649 (92,7)
BES‹N ALLERJ‹S‹ VE TOLERANS GEL‹fi‹M‹NDE TR‹PTOFANK‹NÜREN‹N YOLA⁄ININ ROLÜ
Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Gözde Girgin2, S. Tolga Yavuz1,
Ebru Ar›k Y›lmaz1, Özlem Cavkaytar1, Esra Birben1, Terken Baydar2,
Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi,
06100, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi Farmasötik Toksikoloji AD,
06100, Ankara
Ana semptomlar
G‹R‹fi: Besin allerjilerinin bir k›sm› hayat boyu devam ederken bir k›sm›
da tolerans gelifltirerek kaybolmaktad›r. Triptofan/kinürenin yola¤› T
regülatuvar hücreleri uyararak immün tolerans gelifliminde etkilidir.
Besin allerjilerinde tolerans geliflmesi ile triptofan-kinürenin yola¤›n›n
aktivasyonu hakk›nda bilgiler s›n›rl›d›r.
YÖNTEM: Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m
ünitesinde takip edilen besin allerjili (n=100) ve sa¤l›kl› (n=112) çocuklarda
serum triptofan, kinürenin düzeyleri ve kinürenin/triptofan oranlar›
karfl›laflt›r›ld›. IgE arac›l› besin allerjisi tan›s› spe IgE ve/veya deri prik
tesleri ve oral besin provokasyon testleri ile kondu. Besin allerjili
çocuklarda tolerans geliflimi besin provokasyon testleri ile belirlendi.
BULGULAR: Sa¤l›kl› çocuklarda triptofan düzeyleri 53.2 uM (45.563.2), besin allerjisi grubuna 65.0 uM (54.2-73.1) göre anlaml› olarak
düflük bulunmufltur (p<0.001). Triptofan yola¤› ve IDO enzim aktivitesini
gösteren Kinürenin/Triptofan aktivitesi sa¤l›kl›larda [48.7 umol/mmol
(40.6-59.9)] besin allerjili çocuklara k›yasla daha yüksekti [43.0 (35.655.8)] (p=0.007). Triptofan yola¤› analizleri besin allerjisi grubunda
Tablo 2. Semptomlar›n birlikteli¤i
fiikâyet
n (%)
Ki-kare
P
Kar›n a¤r›s› + eklem a¤›r›s›
138 (19,7)
20,392
0,00
Kar›n a¤r›s› + gö¤üs a¤r›s›
68 (9,7)
0,083
0,773
Kar›n a¤›r›s› + döküntü
48 (6,9)
0,014
0,907
Eklem a¤r›s› + gö¤üs a¤r›s›
36 (5,1)
29,798
0,00
Eklem a¤r›s›+döküntü
29 (4,1)
33,181
0,00
Gö¤üs a¤r›s› + döküntü
17 (2,4)
29,075
0,00
Kar›n a¤r›s›+eklem a¤r›s› +gö¤üs a¤r›s›
119 (17)
19,512
0,02
Kar›n a¤r›s›+eklem a¤r›s›+gö¤üs a¤›r›s›+döküntü
109 (15)
19,483
0,02
Çal›flmam›zda semptomlar›n birbirleriyle olan iliflkisi gösterilmifltir.
67
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-112 (devam›)
P-113 (devam›)
tolerans gelifltirenler (tolerans), halen besin allerjisi devam edenler
(besin allerjisi +) ve çoklu besin allerjilerinin baz›s› geçip baz›s› devam
edenlerde (besin allerjisi +/-) de¤erlendirildi. “Besin allerjisi +” grubunda
en düflük Kinürenin/Triptofan oran› [38.0 (34.5-52.3)] varken, “besin
allerjisi +/-” grubunda [43.2 (36.4-57.9)] ve “tolerans” grubunda en
yüksek Kinürenin/Triptofan aktivitesi [44.8 (38.2-56.2)] belirlendi. En
yüksek Kinürenin/Triptofan aktivitesi sa¤l›kl›larda gösterildi [48.7 (40.659.9)] (p=0.008).
SONUÇ: Araflt›rmam›z›n sonuçlar› Kinürenin/Triptofan aktivitesinin
sa¤l›kl›larda ve besin allerjili çocuklara göre daha yüksek oldu¤unu
göstermektedir. Besin allerjili çocuklarda Kinürenin/Triptofan düzeyleri
en yüksek aktiviteye tolerans gelifltirenlerde ulafl›rken en düflük aktivite
halen besin allerjisi devam edenlerde belirlendi. Sonuçlar›m›z besin
allerjilerinde tolerans geliflimi ile kinürenin/triptofan yola¤› aktivitesinin
iliflkili oldu¤unu göstermektedir.
Tablo 1. Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan moleküllere ait
In vitro IgE yan›t› ile iliflkili bulunan polimorfizmler
P-113
ENDOTOKS‹N S‹NYAL YOLA⁄INDA YER ALAN MOLEKÜLLERE A‹T
GENOT‹PLER‹N ‹N V‹TRO IgE SENTEZ‹ ÜZER‹NE ETK‹S‹
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1,
Ersan Topalo¤lu2, Ayflegül Yaman2, Ayfer Tuncer1, Rengül Atalay3,
Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Mübeccel Akdifl4, Cezmi Akdifl4,
Ömer Kalayc›1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi,
06100, Ankara
2
Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara
3
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara
4
‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre
G‹R‹fi: Endotoksin yan›t›n›n IgE sentezi üzerine olan etkisi ve bu yan›tta
CD14 molekülüne ait genetik varyantlar›n etkisi oldu¤u bilinmektedir.
Ancak endotoksin yan›t›nda yer alan di¤er moleküllerin etkisi konusunda
yeterli bilgi yoktur.
AMAÇ: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan tüm moleküllere ait genetik
de¤iflkenliklerin lipopolisakkarit (LPS) ile uyar›lanIgE sentezi üzerine
etkilerinin araflt›r›lmas›
YÖNTEM: Endotoksin yola¤›nda yer alan moleküller belirlendi. Bu
moleküllere ait, beyaz ›rkta minör allel frekans› %10’un üzerinde bulunan
(Aral›k 2010 tarihine kadar) tüm tek nükleotid polimorfizmleri (SNP)
PUBMED ve SNP veritaban› taranarak saptand›. Toplam 31 farkl›
moleküle ait 123 SNP belirlendi. Bu SNP’ler, CD14 CC ve TT genotipinde
in vitro IgE yan›t› bilinen toplam 45 hastada tarand›. SNP’lerin in vitro
IgE sentezi üzerine etkisi, bireylerden elde edilen periferik kan
mononükleer hücre (PKMH) kültürlerinde uyar›lmam›fl, 2 ng/ml ve 200
ng/ml LPS ile uyar›lm›fl kültür süpernatanlar›nda ölçülen IgE
konsantrasyonlar› karfl›laflt›r›larak elde edildi.
BULGULAR: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 9 moleküle ait 22
SNP’in IgE yan›t›n› etkiledi¤i görüldü (Tablo).
SONUÇ: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan birçok moleküle ait
genetik de¤iflkenlikler in vitro LPS uyar›s› ile ortaya ç›kan IgE yan›t›nda
önemlidir. Bu moleküllerin ast›m ve ast›m fenotipleri ile iliflkisi
araflt›r›lmal›d›r.
Gen
SNP numaras›
Ige ng/ml
LPS yok*
Ige ng/ml
LPS 200*
p
TRAF-6
rs1046864 C/T
0.9
(0.5-2.0)
1.6 (0.7-4.2)
0.025
TRAF-6
rs5030411 C/T
0.9 (0.5-1.8)
1.9 (0.7-5.3)
0.041
IRF-3
rs2304204 A/G
0.8 (0.5-1.8)
1.9 (0.5-3.7)
0.035
IRF-3
rs2304205 G/T
0.2 (0.1-0.9)
0.8 (0.4-8.2)
0.029
IRF-3
rs7251 C/G
0.8 (0.6-2.3)
2.8 (0.7-5.3)
0.001
TIRAP
rs10893493 A/G
0.8 (0.2-1.2)
2.4 (0.7-5.6)
<0.001
TLR-4
rs10116253 C/T
0.8 (0.2-1.9)
2.1 (0.7-5.6)
0.042
TLR-4
rs11536891 C/T
0.8 (0.2-1.7)
1.6 (0.7-3.9)
0.005
TLR-4
rs7873784 C/G
0.8 (0.2-1.7)
1.6 (0.7-3.9)
0.005
ST-2
rs12712141 C/T
1.0 (0.0-1.7)
2.6 (0.0-3.9)
0.041
ST-2
rs1362349 C/G
1.0 (0.0-1.7)
2.6 (0.0-3.9)
0.041
ST-2
rs1362350 C/G
1.0 (0.0-1.7)
2.6 (0.0-3.9)
0.041
ST-2
rs17639215 A/G
0.8 (0.1-2.0)
1.5 (0.5-5.3)
0.032
SOCS-1
rs193778 C/T
0.8 (0.4-2.4)
1.4 (0.5-3.6)
0.033
SOCS-1
rs193779 A/G
0.8 (0.4-2.5)
1.4 (0.4-3.7)
0.045
IKK-1
(IKK-α)
rs2230804 A/GA+GG
0.7 (0.1-1.2)
1.5 (0.7-3.9)
0.001
(G dom)
CD14
rs2569190 C/T
0.7 (0.1-1.7)
2.6 (0.7-5.2)
<0.001
CD14
rs2563298 A/C
0.8 (0.5-1.9)
2.4 (0.7-3.9)
0.005
CD14
rs2569191 C/T
0.7 (0.1-1.9)
2.5 (0.7-4.2)
0.001
CD14
rs2569192 C/G
0.8 (0.5-1.8)
2.4 (0.7-3.9)
0.002
CD14
rs2915863 A/G
0.8 (0.1-1.9)
2.5 (0.7-3.9)
<0.001
TRIF
rs4807000 A/G
0.8 (0.1-3.1)
2.0 (0.6-8.6)
0.028
*Ortanca çeyrekler aras›
P-114
ASTIM VE ENDOTOKS‹N S‹NYAL YOLA⁄INDAK‹ GENET‹K
VARYANTLAR
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1,
Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2, Rengül Atalay3,
Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi,
06100, Ankara
2
Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara
3
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara
4
‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre
G‹R‹fi: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 9 moleküle ait (CD14,
TLR4, TRIF, TIRAP, TRAF6, IRF3, ST2, SOCS1, IKK-?) 22 tek nükleotid
polimorfizminin (SNP) lipopolisakkarit (endotoksin ) uyar›s› sonucunda,
in-vitro IgE sentezi ile iliflkili oldu¤unu gösterdik. Bu SNP’lerin ast›m
üzerine etkisi bilinmemektedir.
AMAÇ: Hücre kültür deneylerinde in-vitro IgE sentezi üzerine etkisi
oldu¤u gösterilen SNP’lerin ast›m üzerine etkisinin araflt›r›lmas›.
YÖNTEM: Ast›ml› ve sa¤l›kl› çocuklar in-vitro IgE sentezi ile iliflkili
oldu¤unu gösterdi¤imiz 9 moleküle ait 22 SNP aç›s›ndan genotiplendi.
BULGULAR: Çal›flmaya 613 ast›ml› [yafl: 10,6 y›l (8,1-13,5) ] ve 191
sa¤l›kl› çocuk [yafl: 10,7 y›l (8,1-13,1) ] al›nd›. IRF3-rs7251 GG genotipi
(C dominant model); CD14-rs2569190 TT genotipi (C dominant model)
ve TRIF-rs4807000 GA+GG genotipi (G dominant model) ast›ml›
çocuklarda daha s›k bulundu.
SONUÇ: Bu çal›flma endotoksin sinyal yola¤›ndaki IRF3-rs7251, CD14rs2569190 ve TRIF-rs4807000 pollimorfizmlerinin ast›mla ilgili
olabilece¤ini göstermektedir.
68
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
D‹⁄ER OLGULAR
P-114 (devam›)
P-116
Tablo 1. Ast›mla ilgili bulunan moleküller ve genetik varyantlar
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEM‹NDE GÖRÜLEN FARKLI V‹Z‹NG
T‹PLER‹N‹N DAHA SONRAK‹ YILLARDA ALLERJ‹K NEZLE GEL‹fiMES‹
ÜZER‹NE ETK‹S‹
Gen
Polimorfizm
genotip
Sa¤l›kl› Kontrol
n (%)
Ast›m
n (%)
p
IRF-3
rs7251
CC+GC
GG
.
134 (0.736)
48 (0.264)
.
394 (0.647)
215 (0.353)
0.025
TRIF
rs4807000
GA+GG
AA
.
128 (0.762)
40 (0.238)
.
478 (0.855)
81 (0.145)
0.004
rs2569190
CC+CT
TT
.
139 (0.848)
25 (0.152)
.
448 (0.734)
162 (0.266)
0.003
CD14
Özgür Atalay, Berrin Emre Karaman, Kevser Beflbenli, Ahmet ‹ncio¤lu,
Feyzullah Çetinkaya
Maltepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hast. ABD, ‹stanbul
AMAÇ VE GEREKÇE: Vizing, erken çocukluk döneminde s›k rastlanan
önemli bir sa¤l›k sorunudur. Vizingin uzun süreli etkileri konusunda
yap›lan çal›flmalar daha çok ast›m üzerinde yo¤unlaflm›fl olup, süt
çocuklar›nda görülen vizingin daha sonraki y›llarda allerjik nezle geliflmesi
üzerine bir etkisinin olup olmad›¤› bilinmemektedir. Bu çal›flmada
yaflamlar›n›n ilk üç y›l›nda vizingi olan çocuklar 5-7 yafllar›na geldiklerinde
allerjik nezle yönünden araflt›r›lm›fllard›r.
HASTALAR VE YÖNTEMLER: Çal›flmaya, erken-geçici vizingi(EGV)
veya persistan vizingi (PV) olan 50 çocuk al›nm›flt›r. EGV, “yaflam›n ilk
üç y›l›nda vizing olmas›, ancak befl yafl›nda iken son 12 ayda vizing
olmamas›” fleklinde tan›mlanm›flt›r. PV ise “yaflam›n ilk üç y›l›nda vizing
olmas›n›n yan›nda befl yafl›nda iken de son 12 ayda vizing olmas›”
fleklinde tan›mlanm›flt›r. Herhangi bir organik sebebe ba¤l› (kistik fibrozis
gibi) vizingi olan çocuklar çal›flmaya al›nmam›flt›r. Çocuklar, vizingleri
devam etti¤i sürece her 2-4 ayda bir görülmüfl ve yayg›n allerjenlere karfl›
duyarl›l›klar› deri testleri veya spesifik IgE ölçümleri ile araflt›r›lm›flt›r.
Çocuklar, 5-7 yafllar›nda allerjik nezle yönünden muayene edilmifller ve
allerjik nezle semptomlar› için ailelere “International Study of Asthma and
Allergies in Children (ISAAC)” anket formunda yer sorular sorulmufltur.
BULGULAR: Çal›flmaya al›nan 50 hastan›n 23’ü(%46) EGV ve
27’si(%54) PV tan›s› alm›flt›r. EGV tan›s› alan çocuklar›n hiçbirinde
allerjik nezle semptomlar›na rastlanmazken, PV tan›s› alan çocuklar›n
13’ünde (%50) allerjik nezle tan›s› konulmufltur. EGV'li çocuklar›n
%4,3’ünde, PV’li çocuklar›n ise %48,1’inde herhangi bir allerjene karfl›
duyarl›l›k saptanm›flt›r(p<0,05).
SONUÇ: EGV, yaflam›n sonraki y›llar›nda allerjik nezle geliflmesi
yönünden bir risk faktörü de¤ildir. Buna karfl›l›k, PV daha sonraki y›llarda
geliflebilecek allerjik nezle için bir risk faktörü olabilir.
P-115
ASTIM VE ATOP‹ FENOT‹PLER‹ ‹LE ENDOTOKS‹N S‹NYAL
YOLA⁄INDAK‹ GENET‹K DE⁄‹fiKENL‹KLER ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹
Ümit Murat fiahiner1, S. Tolga Yavuz1, Betül Büyüktiryaki1, Esra Birben1,
Ersan Topalo¤lu2, Ayfer Tuncer1, Ayflegül Yaman2, Rengül Atalay3,
Volkan Atalay2, Cans›n Saçkesen1, Cezmi Akdifl4, Ömer Kalayc›1
1
Hacettepe Universitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi,
06100, Ankara
2
Ortado¤u Teknik Üniversitesi Bilgisayar Bölümü, Ankara
3
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ankara
4
‹sviçre Allerji ve Ast›m Araflt›rma Enstitüsü (SIAF), Davos, ‹sviçre
G‹R‹fi: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan 9 moleküle ait (CD14,
TLR4, TRIF, TIRAP, TRAF6, IRF3, ST2, SOCS1, IKK-alfa) 22
polimorfizmin endotoksin uyar›s› sonucunda, in-vitro IgE sentezi ile
iliflkili oldu¤unu göstermifltik. Bu polimorfizmlerden IRF3-rs7251, CD14rs2569190 ve TRIF-rs4807000'›n ast›mla ilgili olabilece¤ini gösterdik.
AMAÇ: In vitro IgE sentezi üzerinde etkili olan 22 polimorfizmin atopi
ve ast›m fenotipleri üzerine olas› etkisinin araflt›r›lmas› planland›.
YÖNTEM: Uluslararas› rehberlere (GINA) göre tan›mlanm›fl ast›m› olan
ve inhale kortikosteroid tedavisi almayan, son 4 haftada sistemik steroid
kullan›m öyküsü olmayan 327 hasta çal›flmaya al›nd›. Endotoksin sinyal
yola¤›nda in vitro IgE yan›t› ile iliflkisi gösterilmifl 22 polimorfizm aç›s›ndan
hastalar genotiplendi ve total IgE, eozinofil say›s› ve FEV1 de¤erleri ile
bu poimorfizmlerin iliflkisi araflt›r›ld›.
BULGULAR: Ast›ml› çocuklarda TRAF6-rs1046864; ST2-rs17639215;
SOCS1-rs193778 ve rs193779 (ba¤lant› dengesizli¤i); TRIF-rs4807000
eozinofil düzeyleri ile; IRF-3-rs2304205, CD14-rs2569190 ve CD14rs2569191 total IgE düzeyleri ile; IRF-3-rs7251 ve TRIF-rs4807000 ise
FEV1 de¤erleri ile iliflkili bulundu. Ast›ml›lar atopik ve non-atopik olarak
de¤erlendirildi¤inde non-atopiklerde TLR4-rs11536891 ve rs7873784
(ba¤lant› dengesizli¤i) total IgE ile; TRIF-rs4807000 eozinofil say›s› ile
ve IRF-3-rs7251 FEV1 de¤eri ile iliflkili bulundu. Atopiklerde ise endotoksin
sinyal yola¤›nda yer alan 7 moleküle ait 13 genetik polimorfizmin; total
IgE, eozinofil say›s› veya FEV1 de¤erlerini etkiledi¤i gösterildi.
SONUÇ: Endotoksin sinyal yola¤›nda yer alan birçok moleküle ait
genetik de¤iflkenlikler ast›m ve atopi fenotipleri ile iliflkili görülmektedir.
P-117
BO⁄MACA TABLOSUNU TAKL‹T EDEN METAPNÖMOV‹RÜS OLGUSU
Sevgi Pekcan, Murat Minici, Akk›z fiahin
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› BD
Bo¤maca, etkeni Bordetella pertussis bakterisi olan, üst üste gelen
inatç› ve spazmodik öksürük nöbetleri ile karakterize çocukluk ça¤›n›n
akut ileri derecede bulafl›c› solunum yolu infeksiyo¬nu hastal›¤›d›r.
Bo¤maca hastal›¤›n›n etkeni Bordetella per¬tussis dir. Bo¤maca benzeri
öksürü¤ü ve bo¤macan›n yapt›¤› klinik tabloyu Mycoplasma pneumoniae,
Chlamydia pneumoniae, Bordetella parapertussis, adenovirus,
parainfluenza virus respiratory syncytial virus enfeksiyonlar› taklit edebilir
ve “Bo¤maca Benzeri Sendrom”a yol acabilirler. Metapnömovirüs
enfeksiyonu çocuklarda di¤er solunum yolu enfeksiyonlar›na benzer
bulgularla bafllang›ç gösterir. Metapnömovirüse ba¤l› alt solunum yolu
bulgular›: bronfliolit, krup ve pnömonidir.
‹ki haftad›r bo¤maca benzeri öksürü¤ü olan hastan›n son iki gündür
morarmas› bafllam›fl. Burun ak›nt›s›, gözlerde sulanma, k›zar›kl›k ve
atefl olmam›fl. Bu bulgularla ile müracat eden 3 ayl›k erkek hastan›n
fizik muayenesinde VA: 4700 VI:37 0C, solunum say›s›: 52/dakika,
sO2:80, solunum sesleri bilateral eflitti. Ral ve ronkus saptanmad›.
Öyküsünden üçüz efli olarak 34 haftal›k sezaryan ile 2100 do¤du¤u ve
7 gün küvözde kald›¤›, 5-6 gündür benzer flikayetlerin kendisi ile beraber
di¤er iki kardeflde de oldu¤u ve onlar›n baflka bir hastanede yo¤un
bak›mda yatt›¤› ö¤renildi. Bu bulgularla servise yat›r›lan hastan›n beyaz
küresi 12800 /mm3, Hb: 10.9 gr/dl periferik yaymas›nda % 71 lenfosit
hakimiyeti mevcuttu. PA akci¤er grafisinde intersitisiyel görünüm,
havalanma art›fl›, kostalar›n düzleflmesi ve diyafram›n itilmesi mevcuttu.
Hastaya aral›kl› oksijen ve bo¤maca benzeri öksürü¤ü nedeniyle
eritromisin baflland›, takipnesi nedeniyle ilk iki gün nazogastrikle beslenen
hastan›n 3. günü oksijenleri ve 7.gün klini¤i düzeld. Nazofaringeal
sürüntüsünde metapnömovirüs üredi¤i ö¤renildi.
Bu hasta ile Mycoplasma pneumonie, Chlamydia pneumonie ve Bordetella
parapertussis, adenovirus, parainfluenza virus gibi metapnömovirüsünde
bo¤maca benzeri tabloya yol açabilece¤i vurguland›.
69
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-118
P-120
SU Ç‹ÇE⁄‹ ‹LE ‹L‹fiK‹L‹ STEVENS JOHNSON SENDROMU
BAfiARILI B‹R CERRAH‹ ‹fiLEM SONRASI KÖTÜ PROGNOZ NEDEN‹:
LATEKS ALLERJ‹S‹ OLGUSU
Fatma Kaya1, Duygu F›nd›k2, Hasibe Artaç1
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji ve Allerji
Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji Ana Bilim
Dal›, Konya
1
Mustafa Güleç 1 , Özgür Kartal 1 , Süleyman Deniz 2 , Bülent Düz 3 ,
U¤ur Muflabak1, Osman fiener1
1
Gülhane Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Alerji Hastal›klar› BD- Ankara
2
Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD- Ankara
3
Gülhane Askeri T›p Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi AD- Ankara
G‹R‹fi: Stevens-Johnson Sendromu (SJS), deri ve mukozalar› tutan,
hedef lezyonlar ve büllerle seyreden, hayat› tehdit edebilen, akut bir
afl›r› duyarl›l›k reaksiyonudur. Klinik bulgular hafif deri ve müköz membran
tutulumu ile a¤›r bir sistemik bozukluk aras›nda de¤iflkenlik
göstermektedir. Etyolojisinde en s›k; ilaçlar, afl›lar, viral enfeksiyonlar
sorumlu tutulmufltur. Bu bildiride su çiçe¤i ile birlikte SJS geliflen bir
olgu sunuldu.
OLGU: Dokuz yafl›nda erkek hasta balgaml› öksürük, h›r›lt›l› solunum,
atefl, dudakta flifllik ve vücutta döküntü flikayetiyle klini¤imize baflvurdu.
Öyküsünde, 10 gün önce bafllayan balgaml› öksürük, h›r›lt›l› solunum
ve atefl flikayeti için oral sefdinir, klaritromisin kulland›¤› ve semptomlar›n›n
gerilememesi üzerine seftriakson tedavisi baflland›¤› ve tek doz
intramusküler seftriakson yap›ld›ktan sonra dudakta flifllik ve vücutta
döküntü geliflti¤i ö¤renildi. Fizik muayenesinde konjuktivalar hiperemik,
dudakta flifllik ve k›zar›kl›k, a¤›z içinde aftöz lezyonlar› mevcuttu. Solunum
sisteminde bilateral krepitan ralleri duyuldu. Göbek çevresinde 2-3 adet
vesiküler lezyon mevcuttu. Hastan›n laboratuar incelemesinde hemogram,
periferik yaymas› ve akut faz reaktanlar›nda özellik yoktu. Hastan›n
mevcut klinik bulgular›, Stevens Johnson Sendromu ile uyumlu olarak
de¤erlendirildi. Bununla birlikte efl zamanl› geliflen a¤›z içinde ve
vücüdundaki vesiküler lezyonlar› ile suçiçe¤i düflünüldü. Hastaya
antibiotik ve intravenöz immünglobulin tedavileri verildi. Hastan›n bak›lan
viral serolojisinde varisella-zoster IgG (relative flourescence value RFV: 131) negatif iken 2 hafta sonra de¤erin pozitifleflti¤i (RFV: 1337)
saptand›. Hasta 10. gününde genel durumu, dinleme bulgular› ve
lezyonlar› düzelerek taburcu edildi.
SONUÇ: Stevens Johnson Sendromunda görülen lezyonlar su çiçe¤inin
klinik bulgular›n› maskeleyebilir. Varicella-zoster virüs, SJS etyolojisinde
nadir olarak bildirilmekle birlikte göz önünde bulundurulmal›d›r.
G‹R‹fi: Lateks allerjisi, sa¤l›k çal›flanlar›nda ve s›k opere olanlarda daha
fazla görülmektedir. Bu bildirimizde, lomber diskopati ve cerrahi sonras›
geliflen komplikasyonlar nedeni ile çok say›da operasyon yap›lan
hastan›n, geç dönemde konulan lateks alerjisi tan›s› de¤erlendirilmifltir.
OLGU SUNUMU: Elli yafl›ndaki kad›n hastada lomber diskopati tan›s›yla
8 kez yap›lan laminektomi-diskektomi operasyonlar›na sekonder “y›pranm›fl
sinir kökü sendromu” ortaya ç›km›flt›r. Anesteziyoloji klini¤ince, hastada
ciddi nöropatik a¤r›ya yol açan bu sendroma yönelik “spinal kord stimülatörü
(SKS)” implantasyonu yap›lm›flt›r. ‹fllem esnas›nda profilaktik olarak
uygulanan sefazolin sodyum 1000 mg IV sonras›nda bafllayan vital
de¤erlerde bozulma ve ifllem sonras›nda da implant yerinde ak›nt› ve
inflamasyon geliflmifltir. Hastan›n özgeçmiflinde flüpheli beta laktam
allerjisi öyküsünün olmas› ve sefazolin uygulamas› sonras› bafllayan
tabloya, sefalasporin allerjisinin neden oldu¤u düflünülerek deri testleri
planlanm›flt›r. Hastaya cerrahi ifllemde kullan›lan preparat ve ikinci bir
sefazolin preparat› ile prick ve intradermal testler yap›lm›fl, testleri negatif
bulunmufltur. Hastan›n t›bbi özgeçmifli tekrar sorguland›¤›nda, yap›lan
son 3 operasyonunda da yara yerinde benzer flekilde reaksiyonlar›n
oldu¤u ö¤renilmifltir. Hastan›n “naylon çorap” giydi¤inde fliddetli kafl›nt›
yak›nmas›n›n olmas› ve s›k cerrahi giriflimler geçirmifl olmas› nedeniyle,
lateks allerjisi düflünülmüfl ve lateksle yap›lan deri testi pozitif (+4) olarak
bulunmufltur. Hastaya lateksten ar›nd›r›lm›fl ameliyathane ortam›nda,
özel olarak üretilen ve lateks içermeyen SKS implant› baflar›l› bir flekilde
uygulanm›fl olup hastan›n takiplerinde bir sorun gözlenmemifltir.
TARTIfiMA: Artan cerrahi ifllemler veya günlük yaflamda lateks içeren
ürünler ile s›k karfl›laflma, giderek artan lateks allerjisi insidans›n›n en
önemli nedenleridir. Özellikle olgumuzda oldu¤u gibi; çok say›da cerrahi
giriflim öyküsü olan hastalarda, cerrahi ifllemde beklenmeyen
komplikasyon geliflti¤inde lateks allerjisini düflündürmelidir.
P-121
ASTIM ATA⁄INDA GEL‹fiEN SPONTAN PNÖMOMED‹AST‹NUM
OLGUSU
P-119
MERC‹MEK BUHARI ‹NHALASYONU ‹LE ANAF‹LAKS‹ GEL‹fiEN
B‹R OLGU
Hasibe Artaç1, Fatma Kaya1, Tu¤ba Cihan1, Seda Özbek2, Güven Sadi Sunam3
1
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Allerji
Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Konya
3
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Gö¤üs Cerrahisi Ana Bilim
Dal›, Konya
Ayflenur Kaya, Ayflegül Akan, Mustafa Erkoço¤lu, Müge Toyran, Can
Naci Kocabafl
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim Araflt›rma
Hastanesi
G‹R‹fi: Pnömomediastinum solunum sistemi veya sindirim sistemi
organlar›n›n perforasyonu sonucunda havan›n mediastende lokalize
olmas›d›r. Ast›ml› hastada fliddetli öksürük, valsavra manevras›, kusma
ve afl›r› egzersiz spontan alveol rüptürüne yol açabilir. Bu bildiride ast›m
ata¤› ile yat›r›lan bir hastan›n takibinde geliflen spontan
pnönomediastinum sunuldu.
OLGU: 11 yafl›nda k›z hasta a¤›r ast›m ata¤› nedeniyle klini¤imize yat›r›ld›.
Öyküsünde 5 y›ld›r tekrarlayan nefes darl›¤› ve öksürük flikayetleri için
düzenli tedavi bafllanmad›¤›, 3 gündür geceleri artan nefes darl›¤› için
acilde salbutamol verildi¤i ö¤renildi. Fizik muayenesinde genel durum
orta, takipneik, taflikardik, solunum sisteminde bilateral sibilan ronküsleri
duyuldu. Oksijen satürasyonu SpO2: 90 olarak ölçüldü. Hastan›n laboratuar
incelemesinde hafif lökositozu ve CRP yüksekli¤i saptand› (lökosit say›s›:
11270/mm3, CRP: 10.9 mg/l). Çekilen ön arka akci¤er grafisinde bilateral
toraks çap›nda art›fl ve amfizematöz görünümü mevcuttu. Ast›m atak
tedavisi düzenlendi. Takipte gö¤üs a¤r›s›, nefes darl›¤›, takipne, bo¤azda
tak›lma hissi, disfoni ve siyanozu geliflti. Fizik muayenede bilateral boyunda
flifllik ve ciltte palpasyonla krepitasyon al›nmas› üzerine çekilen ön-arka
akci¤er grafisinde mediastende hava ile uyumlu görünüm ve cilt alt›
amfizemi mevcuttu. Pnömomediastinum olarak de¤erlendirilen olgu Gö¤üs
cerrahisi taraf›ndan de¤erlendirildi ve düzenli oksijen deste¤i önerilerek
klinik izleme al›nd›. Mevcut ast›m atak tedavisine devam edildi. 10 günlük
takibinde cilt alt› amfizemi kaybolan, klinik bulgular› düzelen olgu, ast›m›n
kronik tedavisi düzenlenerek taburcu edildi.
SONUÇ: Akut ast›m ata¤›n›n nadir bir komplikasyonu olan
pnömomediastinum potansiyel olarak yaflam› tehdit eden bir durumdur.
Bu olguda, düzenli oksijen tedavisi ile birlikte atak tedavisinin komplet
iyileflme ile sonuçland›¤› gösterilmifltir.
G‹R‹fi: Baklagiller (Leguminosea), içinde yer f›st›¤› ve soyan›n da
bulundu¤u genifl bir besin grubudur. Besinlerin inhalasyonu ile geliflen
anafilaksi reaksiyonlar› literatürde s›n›rl› say›da bildirilmifltir. Mercimek
buhar›n›n inhalasyonu ile anafilaksi geliflen bir olgu sunulmufltur.
OLGU: 8 yafl 6 ayl›k erkek hasta tekrarlayan anafilaksi geçirme öyküsü
ile klini¤imize baflvurdu. Ayr›nt›l› öyküsünde üç yafl›nda iken mercimek
çorbas› ve dört yafl›ndayken nohut yeme¤i tükettikten sonra yaklafl›k
30 dakika içerisinde gözlerde k›zar›kl›k, yüzde eritem, öksürük ve dispne
geliflti¤i ö¤renildi. 7 yafl›nda, bezelye yeme¤i yedikten hemen sonra
konjunktival hiperemi, burun t›kan›kl›¤› ve ak›nt›s›n›n geliflti¤i ve 8
yafl›nda, anneannesinin evinde k›rm›z› mercimek çorbas› piflerken
oluflan buhar›n inhalasyonuyla; vücutta s›cakl›k hissi, gözlerde ve yüzde
k›zar›kl›k ve ödem, öksürük, vizing, dispne ve konfüzyon geliflti¤i ve
acilde anafilaksi tan›s› ile tedavi edildi¤i ö¤renildi.
Hastan›n laboratuar testlerinde periferik yaymada eozinofil %9,2, total
eozinofil say›s› 700/μl, total IgE 846 IU/ml idi. Mercimek, nohut ve
bezelye ile yap›lan deri prick testlerinde duyarl›l›k saptand› ve bu
besinlere karfl› spesifik IgE klas >= 3 idi. Yerf›st›¤› ve soya ile flikayeti
olmayan hastan›n bu besinlerle yap›lan testlerinin pozitif saptanmas›
çapraz reaksiyon olarak yorumland›.
TARTIfiMA: Besin inhalasyonu ile geliflen anafilaksi vakas› az say›dad›r.
Böyle vakalar›n günlük yaflamlar›nda daha dikkatli olmalar› gerekmektedir.
70
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-122
P-123
ÖKSÜRÜKLE SEYREDEN ZOR ASTIMLI HASTALARDA KODE‹N
KULLANIMI: 2 OLGU SUNUMU
YANLIfi ASTIM TANISI ‹LE ‹ZLENM‹fi B‹R ‹MMÜN YETMEZL‹K OLGUSU
Ayfer Yükselen, Nurdan Ürkmez, Meryem Y›lmaz
Gaziantep Çocuk Hastanesi, Çocuk Allerji Klini¤i, Gaziantep
Tuba Erdo¤an, Gül Karakaya, Ali Fuat Kalyoncu
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi,Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›
Eriflkin Alerji Ünitesi, Ankara
OLGU: Onalt› yafl›nda k›z hasta, 5-6 yafl›ndan beri tekrarlayan öksürük,
h›r›lt›, nefes darl›¤› flikayetleri ile çok kez ayaktan veya yatarak tedavi
görmüfl. Artan öksürük ve balgam nedeniyle poliklini¤e baflvurdu¤unda,
son dört y›ld›r kombine inhale steroid-uzun etkili beta-2 agonist fleklinde
kombine tedavi kulland›¤› ve gerektikçe de inhale salbutamol ald›¤›
ö¤renildi. Fizik muayenede, dinlemekle bilateral yayg›n ralleri ve ronküsleri
vard›. Laboratuar incelemelerinde, tam kan say›m› normal, FVC: % 68,
FEV1: % 61, PEF: % 43, IgA: 7 mg/dl, IgM: 7.6 mg/dl, IgG: 292 mg/dl
(tekrar edildi¤inde s›ras›yla 7 mg/dl, 10 mg/dl ve 268 mg/dl) olarak
saptand›. Lenfosit altguruplar› ise normal s›n›rlar içerisinde idi. Toraks›n
yüksek rezolüsyonlu bilgisayarl› tomografisi bilateral yer yer atelektazi,
infiltrasyon ve bronflektazik görünümler fleklinde rapor edildi.
Hastaya ‘De¤iflken ‹mmün Yetmezlik ve Bronflektazi’ tan›s› ile 3-4 hafta
ara ile destek intravenöz immunglobulin tedavisi baflland›.
Bu olgu, ‘Kronik Öksürük’ yak›nmas› ile baflvuran hastalarda, ay›r›c›
tan› amac›yla ilk basamak testlerin ne kadar önemli oldu¤unu bir kez
daha hat›rlatmak amac› ile sunulmufltur.
Öksürük bir korunma refleksi olup, hastalar› doktora götüren en s›k
nedendir. Öksürük bazen ast›m›n tek klinik bulgusu da olabilmekte ve
ast›m›n bir fenotipi kabul edilerek öksürükle seyreden ast›m (ÖSA)
olarak adland›r›lmaktad›r. ÖSA’›n s›kl›¤› net bilinmemektedir ancak
tedavisi ve kontrol alt›na al›nmas› önemli sorun oluflturmaktad›r. Burada
ÖSA’› olan iki hasta sunulacak ve tart›fl›lacakt›r.
Olgu 1: 32 yafl›nda bayan. 2 y›ld›r üst solunum yolu enfeksiyonu sonras›
bafllayan kuru öksürü¤ü ve 10 y›ld›r mevsimsel riniti mevcuttu. Hastaya
oral kortikosteroid tedavisi sonras›nda nazal-inhaler kortikosteroid
tedavisi baflland›. Takiplerinde so¤uk, gribal enfeksiyon ve bahar
döneminde alevlenmeler gösterdi ve ast›m› oral steroid ba¤›ml› hale
geldi. fiikayetleri tam doz tedaviyle kontrol alt›na al›namad› ve tedavisine
kodein eklendi. Hastan›n gece öksürükleri, günlük oral kortikosteroid
ve inhaler salbutamol ihtiyac› azald›.
Olgu 2: 59 yafl›nda bayan. 4 y›ld›r kuru öksürü¤ü, 15 y›ld›r kronik ürtikeri,
4 y›ld›r reflü ve hipertansiyonu, 1 y›ld›r diabetes mellitus ve hiperlipidemisi
mevcuttu. Hastaya oral kortikosteriod sonras›nda, inhaler kortikosteroid,
montelukast ve proton pompa inhibitörü baflland›. Takiplerinde so¤uk
ve viral enfeksiyonlarla alevlenmeler gösterdi. Komplikasyonlar nedeniyle
oral kortikosteroid tedavisi devam edilemedi. Hastan›n tedavisine kodein
eklendi. Hastan›n öksürü¤ü ve tüm yak›nmalar› belirgin azald›.
SONUÇ-YORUM: ‹lk hastada düzenli kortikosteroid ile s›k oral kandidiazis
ve Cushingoid görünüm geliflti. ‹kinci hastada verilen sistemik steroidle
kan flekeri regülasyonunda bozulma olmufl ve iki hastan›n da ast›m
kontrolü baflar›s›z kalm›flt›r. ‹ki hasta da kodein tedavisi ile önemli ölçüde
rahatlam›fl ve kodeine ba¤l› yan etki gözlenmemifltir. Literatürde kodeinin
antitusif etkisi bildirilmesine karfl›n ÖSA'da kullan›m› ile ilgi bilgiye
ulafl›lamam›flt›r. Benzer durumlarda bu tedavi seçene¤inin gündeme
al›nmas›n›n yararl› olaca¤› düflünülmüfltür.
P-124
TEDAV‹YE D‹RENÇL‹ ATOP‹K DERMAT‹TTE FARKLI B‹R ETKEN:
DEMODEX FOLUKULAR‹S
Ayfle Yenigün1, Özlem Sancakl›1, Ayflen Cetemen1, Hatice Ertabaklar2
1
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmunolojisi ve
Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›, Ayd›n
2
Adnan Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Parazitoloji Bilim
Dal›, Ayd›n
Tablo 1. Öksürükle seyreden zor ast›ml› hastalarda kodein kullan›m›
Yafl/cinsiyet
Ast›m bafllang›ç yafl›
Sigara
Ek atopik hastal›k
Ev hayvan›
Ek hastal›k
Oral steroid ba¤›ml›l›¤›
Ald›¤› tedaviler (ast›m)
Di¤er tedaviler
1.hasta (S.Ü.)
32y/K
30y
‹çmemifl
Mevsimsel rinit,
egzema, ürtiker
Kedi(geçmiflte)
Hiperlipidemi,
reflü
Var (günafl›r› 10mg
fluorokortolon/gün)
Budesonid/beklometazon
formoterol inhaler,
mometazon furoat nazal,
montelukast, salbutamol/
ipratropium-salbutamol
Lansoprozol, desloratadin
Yok
Metabolik sendrom
(Diabetes Mellitus,
Hipertansiyon,
Migren, Depresyon,
obsesif kiflilik yap›s›
Var
Budesonid/ salmeterolflutikazon propiyonat
inhaler, montelukast,
terbutalin
Komplikasyon
Reküren oral kandidiazis,
Cushingoid görünüm
Kodein dozu
Kodeine ba¤l› yan etki
Aile öyküsü
1-2X20mg
Yok
Baba alerjik rinit
Tetikleyici
Mevsimsel kötüleflme
Ast›m kontrol testi
Kodein öncesi
Ast›m kontrol testi
Kodein sonras›
Akci¤er grafisi
Solunum fonksiyon testi
So¤uk, polen
Bahar-yaz
6
Setirizin/ klemastin,
metformin, atorvastatin,
sitagliptin, valsartan/
thiazid, lansaprozol,
trazodol HCl
Uriner inkontinans,
obezite, kan flekeri
regülasyonunda
bozulma
2X20mg
Yok
Abla ast›m, o¤lu
persistan rinit
So¤uk, soba
K›fl
5
10
13
Normal
FEV1:3.10 (%90)
PEF: 5.94(%95)
Phleum pratense+
Denendi anafilaksi
nedeniyle yap›lamad›
24 ay
Normal
FEV1:2.09(%96)
PEF:5.36(%92)
Negatif
—
Deri prick testi
‹mmunoterapi
Takip süresi
Atopik dermatit kronik tekrarlayan inflamatuar deri hastal›¤›d›r. %80-85
hastada besin ve inhalen allerjenlere karfl› duyarlanma saptanm›flt›r.
Bariyer disfonksiyonuna ve bozulmufl immun yan›ta ba¤l› çeflitli
mikroorganizmalarla kolonizasyon ve infeksiyonlar görülür. Demodex
follicularum insan vücudunda s›kl›kla al›n, yanaklar, burun ve nazolabial
bölgede bulunan ektoparazittir. Özellikle immun sistemi bask›lanm›fl
bireylerde rosacea, akne vulgaris, perioral dermatit, seboreik dermatit
ve blefarit patogenezinde önemli rol oynar.
Üç ayl›kken atopik dermatit tan›s› alan hasta bir yafl›ndayken Adnan
Menderes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal› Poliklini¤i’ne
baflvurdu. Tetkiklerinde total IgE’si 998 IU/L, yumurta ak› spesifik IgE
4.46 IU/ml idi. Hasta atopik dermatit ve besin alerjisi tan›s›yla diyete
al›nd› ve lokal tedavi verildi. Bir y›l takipsiz kalan hasta iki yafl›ndayken
tekrar de¤erlendirildi. Özelikle yüz bölgesinde, burun kökü ve çevresinde
hiperemik zemin üzerinde püstüler lezyonlar mevcuttu. Total IgE’si
13139 IU/L, yumurta ak› spesifik IgE 4.16 IU/ml idi. Yumurta için ticari
alerjen ekstrakt (Stallergenes, Fransa) kullan›larak deri delme testi
yap›ld›. Yumurta ak›(+++), yumurta sar›s›(++), bütün yumurta
(++++;pseudopodlu) idi. Eliminasyon diyetine ra¤men flikayetleri devam
eden hastan›n püstüler lezyonlar›ndan yüzeyel deri biopsisi tekni¤i ile
al›nan örneklerinde Demodex follicularum saptand›.
Atopik dermatit tan›s›yla izlenen hastan›n püstüler lezyonlar›nda bir
ektoparazit olan Demodex follicularum saptanmas›; normal florada da
bulunabilen ektoparazitin patojen olarak karfl›m›za ç›kabilece¤ini
göstermifltir. Olgumuzda lokal steroid tedavisi Demodex için risk
oluflturmaktad›r. Atopik dermatitli hastalarda dirençli lokal lezyonlarda
Demodex infestasyonunun da akla getirilmesi gereklidir.
2. hasta(S.K.)
59Y/k
55y
‹çmemifl
Kronik ürtiker
16 ay
71
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-125
P-127
B‹LATERAL SUBKONJONKT‹VAL KANAMAYA NEDEN OLAN
ÖKSÜRÜK OLGUSU
ER‹fiK‹N YAfiTA ‹LK VE HAYATI TEHD‹T EDEN ANJ‹OÖDEM ATA⁄I
‹LE TANI KONAN HERED‹TER ANJ‹OÖDEM VAKASI
Ebru Ar›k Y›lmaz1, S. Tolga Yavuz1, Bülent E. fiekerel1, U¤ur Özçelik2,
Ayfer Tuncer1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Gö¤üs Hastal›klar›, Ankara
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik
Hastal›klar Bölümü, Erzurum
G‹R‹fi: Herediter anjioödem (HAE) C1 esteraz inhibitor (C1-INH) eksikli¤i
sonucu geliflen nadir görülen bir hastal›kt›r. Klinik belirtiler farkl›l›k
gösterebilece¤i için tan› konmas› gecikebilir. Burada ilk ata¤›n› hayat›
tehdit edici fliddette geçirerek tan› alan eriflkin bir hasta anlat›lmaktad›r.
METOD: HAE tan›sal testlerinin yan› s›ra idyopatik anafilaksiye yaklafl›m
da yap›lm›flt›r.
SONUÇLAR: Otuzalt› yafl›ndaki erkek hasta diflçide kanal tedavisi
yapt›rd›ktan 10 saat sonra larinks ödemi ile üst solunum yolu t›kanmas›
sonucu acilen trakeal entübasyon uygulanarak kurtar›lm›fl ve bir sure
yo¤un bak›m ünitesinde takip edilmifltir. ‹dyopatik anafilaksi ön tan›s›
ile Allerji Klini¤i’ne yönlendirilen hastan›n geçmiflinde hiç müdahale
gerektiren bir anjioödem ata¤› olmamakla beraber aral›kl›, hafif fliddetli
kar›n a¤r›lar› ve travma sonucu abart›l› flifllikler yer almaktayd›. Aile
öyküsünde sadece annesinde hafif fliddetli flifllikler öyküsü vard›. Hastaya
diflçide geliflen idyopatik anafilaksi ön tan›s›yla flu testler yap›ld›; penisilin
spesifik IgE, lokal anesteziklerle deri provokasyon testleri ve dental seri
yama testi negatif bulundu. Öte yandan serumda C4 düflük (4 mg/dl),
C1-INH konsantrasyonu normal (0.63g/L) ve C1-INH fonksiyonu %33
bulundu. Sonuçta hastaya Tip-II HAE tan›s› konarak, günlük hayatta
hafif ve kendili¤inden düzelen ataklar› oldu¤u için sadece proflaktik
tedavi planland›. Bir sonraki difl müdahalesinden 24 ve 1 saat önce ve
1 saat sonra C1-INH konsantresi verildi ve atak geliflmedi.
TARTIfiMA: HAE tan›s› eriflkin yaflta ve anafilaksi benzeri klini¤i
olanlarda ay›rt edici tan› olarak düflünülmelidir. Ayr›ca HAE otozomal
dominant geçiflli olsa da aile üyelerinde hiç tan› almam›fl bireyler olaca¤›
unutulmamal›d›r. C1-INH konsantresinin proflaktik kullan›m› hayat› tehdit
edici atak gelifltirebilen difl müdahaleleri öncesi etkili ve güvenli bir
yöntemdir.
G‹R‹fi: Subkonjonktival kanama fliddetli öksürük sonras› nadir görülen
bir komplikasyondur. Psikojenik öksürük ise çocukluk ça¤›nda kronik
öksürü¤ün nadir olmayan bir nedenidir. Tan›s› kronik öksürü¤ün di¤er
nedenlerinin ekarte edilmesiyle konulur. Burada bilateral subkonjonktival
kanama ile poliklini¤imize baflvuran ve yap›lan tetkikler sonucunda
psikojenik öksürük tan›s› alan bir hasta nadir görülmesi nedeniyle sunuldu.
OLGU: On yafl›nda erkek hasta üç gündür devam eden bilateral
subkonjonktival kanama yak›nmas› ile acil poliklini¤ine baflvurdu.
Öyküsünden bir y›ld›r devam eden ve son iki haftad›r fliddeti artan kuru,
persistan öksürü¤ünün oldu¤u ö¤renildi. D›fl merkezde ast›m/pnömoni
tan›lar›yla k›sa etkili B2 agonist, inhale/ sistemik steroid, so¤uk buhar,
antibiyotik tedavileri ald›¤› ve hiçbirinden fayda görmedi¤i ö¤renildi.
Fizik muayenesi bilateral subkonjonktival kanama d›fl›nda normaldi.
Laboratuar incelemeleri (tam kan say›m›, PT, aPTT), chlamydia
pneumonia ve mycoplasma pneumonia antikorlar›, bordatella pertussis
için nazofarengeal sürüntüde rtPCR negatifti. Akci¤er grafisi, ter testi,
ppd, solunum fonksiyon ve egzersiz provokasyon testi, GÖR sintigrafisi,
Toraks BT, bronkoskopi bulgular› normaldi. Deri prik testlerinde atopi
saptanmad›. Çocuk Psikiyatri konsültasyonu sonucu hastada tik
bozuklu¤u düflünülmedi. Hastan›n dikkati baflka yöne çekildi¤inde
öksürü¤ünün kaybolmas›, doktor ve ebeveynlerinin yan›nda artmas›
öksürü¤ünün nedeninin psikojenik olabilece¤ini düflündürdü. Davran›fl
önerileri verilen hastan›n öksürü¤ü birkaç hafta içerisinde geriledi.
SONUÇ: Çocukluk ça¤›nda özellikle inatç› ve noninvaziv/ invaziv tan›sal
giriflimlere ra¤men nedeni ortaya konulamayan ve dikkati baflka yöne
çekildi¤inde kaybolan ve doktor veya ebeveynlerin yan›nda artan öksürük
durumunda psikojenik öksürük düflünülmesi gerekmektedir.
Subkonjonktival kanama genellikle organik nedenlere ba¤l› öksürük
sonras› olabilece¤i gibi nadiren psikojenik öksürü¤e ba¤l› görülebilir.
P-128
BES‹N VE TEM‹ZL‹K MADDELER‹NDE G‹ZL‹ ALLERJEN OLARAK
BADEM: OLGU SUNUSU
P-126
‹NEK SÜTÜ ALERJ‹S‹ OLAN ‹K‹ OLGUDA ORAL TOLERANS
PROTOKOLU UYGULAMASI
Serkan Filiz, Dilara Kocac›k Uygun, Ayflen Bingöl, Olcay Ye¤in
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal›
Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2
1
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi
2
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar
Servisi
‹neksütü allerjisi, prevalans› giderek artmakta olan ölüm dahil ciddi
alerjik yan etkilere yol açabilen önemli bir sa¤l›k sorunu olmas›na ra¤men
mevcut tedavi; inek sütünün diyetten ç›kar›lmas› ve semptomlar›n
giderilmesinden ibarettir.Biz bu çal›flmada ‹nek sütü alerjisi olan ve oral
tolerans testi uygulad›¤›m›z 2 olguyu sunmak istiyoruz.
Olgu1: Alt› ayl›ktan beri h›r›lt›l› solunum flikayeti ile baflvuran erkek
hastan›n, inek sütü spesifik IgE:18.4,prick testi:5mm saptanarak diyet
ve hidrolize mama baflland›. Takipte semptomlar›ndan gerileme
saptanmas›na ra¤men diyetine uymad›¤› ve ailenin maddi nedenlerle
mama alamad›¤› ö¤renildi. Prick testi ve spesifik IgE de¤erlerinde
yükseklik ve provakasyon pozitifli¤i devam ediyordu. Ayd›nlanm›fl onam
al›narak hasta yat›r›ld› ve inek sütü desensitizasyonu yap›ld›. 10 gün
boyunca doz artt›r›ld› ve 10.gün sonunda taburcu edildi. Ev tedavisine
günlük 1ml'lik art›fllar ile devam edildi. Süt dozlar›n› nas›l artt›racaklar›,
yan etki ve reaksiyonlar ile ilgili yaz›l› bir aksiyon plan› ile aile bilgilendirildi.
Gerekli durumda otoenjektör adrenalin fleklinde epinefrin kullan›m› için
24 saat ulafl›labilecek telefon numaralar› verildi. Evde doz art›m› 150
ml'ye ulaflt›¤›nda süt ürünleri tüketimi baflland›.
Olgu 2: Befl ayl›k iken yo¤urt sonras› a¤›z çevresinde k›zar›kl›k ve kusma
flikayeti ile bak›lan tetkiklerinde inek sütü prick testi:7mm, inek sütü spesifik
IgE 44 olup, diyet ve aminoasit bazl› mama baflland›. Laboratuar testlerinde
pozitifli¤e ra¤men aral›kl› olarak inek sütü provakasyonu denendi.
Provakasyon pozitifli¤i devam etmesine ra¤men, ailenin mama temini
konusunda s›k›nt›lar› oldu¤u için yaz›l› onam al›narak hasta yat›r›ld› ve
desensitizasyon protokolü baflland›. 10 günlük hospitalizasyon s›ras›nda
allerjik reaksiyon gözlenmedi. Olgunun taburcu sonras› evde doz artt›r›lmas›
halen devam etmektedir. ‹nek sütü alerjisinde uygun hasta grubunda
uygulanacak oral tolerans testi ile kür sa¤lanabilir.
G‹R‹fi: Besin allerjisi prevelans› günümüzde giderek artmaya devam
etmektedir. Besin allerjileri IgE arac›l›kl› olanlar ve olmayanlar fleklinde
iki türlü gözlenmekte olup tan›s› bazen oldukça zordur. ‹yi bir anamnez
tan› koymada her zaman çok önemlidir. Olgumuzda ürtiker yak›nmas›
ile tetkik edilen ve badem allerjisi olan ancak g›da eliminasyonuna
ra¤men tekrarlayan ürtikerleri olan hastay› sunmaktay›z.
MATERYAL-METOD: 57 yafl›nda bayan hasta. iki y›l önce kar›fl›k çerez
yeme ve meflrubat içme sonras› yayg›n ürtiker, bo¤azda t›kanma
yak›nmas› olmufl ve acil serviste antihistamin ve steroit enjeksiyon
tedavisi görmüfl. Hasta çerez yemeyi b›rakm›fl. Ancak zaman zaman
yemek sonras› yak›nmalar› tekrarlamaya bafllam›fl. Son aylarda banyo
yapma sonras› da yak›nmalar› tekrarlam›fl. Hastaya etyolojik tan› amaçl›
temel laboratuar tetkikler, g›da allerjenleri ve inhalen allerjenlerle deri
prick testleri (DPT) uyguland›. Besinlerle yap›lan prick testte badem
allerjeni ile 12 mm çap›nda ödem ve çevresinde genifl bir eritemle
karakterize pozitif sonuç tespit edildi.
SONUÇ: Hastada badem allerjisi tespit edildi. Detayl› sorgulama
sonucunda allerjik yak›nmalar›n›n badem ve badem içereFn besin ve
ürünlerle oldu¤u tespit edildi. Hastan›n dondurma yeme sonras› allerjik
reaksiyonunun bademli dondurmaya, pasta yeme sonras› ürtiker
yak›nmalar›n›n ise badem içermesinden ve son aylarda her banyo
sonras› yayg›n vücut kafl›nt›lar›n›n ise badem özlü flampuan kullanmaya
ba¤l› oldu¤u tespit edildi. Hastan›n badem ile tam eliminasyonu sa¤land›
ve allerjik yak›nmalar› tekrarlamad›.
YORUM: Tan›da anamnez önemli bir yere sahiptir. Özellikle belirli bir besin
allerjisi tespit edilmifl olan hastalarda hastan›n tüm yedi¤i veya kulland›¤›
olas› allerjen tafl›yabilen ürünlerin (besinler, bak›m ve temizlik ürünleri vs.)
s›k› araflt›r›lmas› ile tam iyileflme sa¤lanabilece¤i göz önünde tutulmal›d›r.
72
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-129
P-131
SADECE TEK B‹R POLEN ALLERJEN‹ ‹LE TET‹KLENEN ‹LER‹ YAfi
ASTIMI: OLGU SUNUSU
AKUAGEN‹K ÜRT‹KER VE KOL‹NERJ‹K ÜRT‹KER‹ OLAN B‹R OLGU
Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker
Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i
Ercan Karabacak1, Ali Kutlu2, Sami Öztürk2, Faruk Çiftci3, Erkan Bozkanat3
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Dermatoloji Servisi
2
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Servisi
3
GATA H.Pafla E¤itim Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Servisi
1
G‹R‹fi: Ast›m klinik, fizyolojik ve patolojik özelliklerine göre tan›mlanan
ve her yaflta ortaya ç›kabilen kronik bir hastal›kt›r. Nöbetler halinde
gelen klinik belirtiler atipik seyirli olabilir. Ast›m›n oluflumunda genetik
faktörlerin yan› s›ra çevresel faktörlerinde rol oynayabilece¤i
unutulmamal›d›r. Olgumuzda tan›da zorluklar yaflanm›fl, solunum s›k›nt›s›
çeken, tek bir allejene ba¤l› ast›m belirtileri olan hastay› sunmaktay›z.
MATERYAL-METOD: 61 yafl›nda erkek hasta. Elli alt› yafl›nda emekli olup
emeklilik sonras› Ankara’n›n mütevazi bir semtinde ev al›p yaflayan, özellikle
polen mevsiminde belirgin solunum s›k›nt›s› çeken hastam›z›n tüm
yak›nmalar› yeni evine tafl›nd›ktan sonra bafllam›fl. Hastan›n yak›nmalar›
özellikle evden ç›kar ç›kmaz bafllamakta ve bulundu¤u semtten uzaklafl›nca
tamamen geçmekteymifl. Hastaya müracat etti¤i bir sa¤l›k kuruluflunda
tarama amaçl› deri prick testleri yap›lm›fl ve atopi saptanmam›fl. Hastaya
etyolojik tan› amaçl› temel laboratuar tetkikler ile inhalen allerjenlerle deri
prick testleri uyguland›. ‹nhalen allerjen setinde elimizde olan tüm allejenler
kullan›ld›. Sadece ›hlamur poleni: +4 olarak tespit edildi.
SONUÇ: Hastada ›hlamur poleni allerjisi tespit edildi. Hastaya bu bilgi
verildi. Hasta bu bilgi üzerine gülmeye bafllad›. Nedeni soruldu¤unda
ise, emeklilik ikramiyesi ile Ankara’n›n mütevazi bir semtinde ev ald›¤›n›
ve mahallenin bafltan sona her iki taraf›nda da ›hlamur a¤açlar›n›n
oldu¤u ö¤renildi. Hasta bunun üzerine evini kiraya vererek ›hlamur
a¤açlar›n›n olmad›¤› bir semte tafl›nd› ve yak›nmalar› tekrarlamad›.
YORUM: De¤iflik merkezlerde allerji deri testleri yap›lmaktad›r. Bu testlerin
bir k›sm› tarama amaçl› olup allerjen paneli genifl de¤ildir. Özellikle allerji
düflünülen hastalarda allerji panelinin olabildi¤ince genifl tutulmas›n› ve
hastan›n yaflam çevresinin iyi sorgulanmas›n› önermekteyiz.
G‹R‹fi: Kolinerjik ürtiker s›cakl›k, egzersiz, terleme ve emosyonel
faktörlerle tetiklenen fiziksel ürtikerin s›k bir formudur. Akuajenik ürtiker
ise herhangi bir ›s›ya sahip suyun temas› sonucu ortaya ç›kan fiziksel
ürtikerin nadir bir formudur. Ancak bu iki ürtiker tipinin ayn› kiflide ayn›
zamanda görülme s›kl›¤› oldukça nadirdir. Biz de nadir görülmesi nedeni
ile akuajenik ve kolinerjik ürtikeri birlikte olan olguyu sunuyoruz.
OLGU: 51 yafl›nda erkek hasta, ›s›ya ba¤l› olmaks›z›n su temas›yla,
egzersiz ve terlemeyle indüklenen ürtiker flikayetiyle poliklini¤imize baflvurdu.
Su s›cakl›¤›na ba¤l› olmaks›z›n suyun temas etti¤i bölgede, terlemenin
efllik etti¤i egzersiz sonras›nda ise toraks›n üst bölgesinde fliddetli kafl›nt›yla
birlikte 2-3 mm boyutunda ürtiker plaklar›n›n oldu¤unu, bunlar›n 30-40 dk
içinde kendili¤inden geriledi¤ini ifade ediyordu. Öz geçmifl ve soy-geçmiflinde
herhangi bir atopik hastal›k ya da otoimmün hastal›k yoktu.
METOD: Akuajenik ürtikerin tan›s› için vücut s›cakl›¤›nda su emdirilmifl
kompres 20 dk süre ile s›rta uyguland›. Kolinerjik ürtikerin tan›s› için
yaklafl›k 29 °C’de 15 dk boyunca koflu yapt›r›ld›. Di¤er fiziksel ürtikerlerin
d›fllanmas› için provakasyon testleri yap›ld›.
SONUÇ: Akuajenik ürtiker ve kolinerjik ürtiker için yap›lan provokasyon
testi sonras› ürtiker plaklar›n›n ortaya ç›kmas› ile testler pozitif olarak
de¤erlendirildi. Ayr›ca hastan›n otolog ter testi ile yap›lan prick test
sonucu (+) olup, metakolin ile yap›lan intradermal testte çevresi satellit
lezyonla çevrili ürtiker pla¤› geliflti. Di¤er provokasyon testleri negatifti.
Hastan›n flikayetleri günlük 25 mg hidroksizin tedavisi ile herhangi ciddi
bir yan etki görülmeden kontrol alt›na al›nd›.
TARTIfiMA: Bilindi¤i kadar›yla hem kolinerjik hem akuajen›k urtikeri
olan cok az say›da vaka bulunmaktad›r, bu hastal›¤a tan› konup tedavi
edilmesi ile hastan›n yaflam kalitesi art›r›lm›flt›r.
P-130
P-132
ASTIM AYIRICI TANISINDA ‹NTRATRAKEAL K‹TLE: ASTIM TANISI
‹LE BAfiVURAN OLGUDA ‹NTRATRAKEAL ‹NFLAMATUAR
M‹YOF‹BROBLAST‹K TÜMÖR
MIDE VOLVULUSUNA BA⁄LI AT‹P‹K WHEEZ‹NG’LE SEYREDEN SÜT
ÇOCU⁄U OLGUSU
Gül Direk1, Murat Sürücü1, Öner Özdemir2
1
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i Asistan Dr.
2
TC SB ‹stanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, 3. Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Klinik fiefi
Özlem Cavkaytar1, Ayfle Büyükçam2, Özlem Tekflam2, Deniz Do¤ru Ersöz3,
Zuhal Akçören 4 , Umut Akyol 5 , Ayfer Tuncer 1 , Cans›n Saçkesen 1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Acil Ünitesi, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Ünitesi, Ankara
4
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Patoloji Ünitesi, Ankara
5
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar›
Ana Bilim Dal›, Ankara
G‹R‹fi: Mide için fiksasyonu sa¤layan ligamentler vard›r. Nadir olarak
bu ligamentlerin laksitesi midenin volvulusuna neden olur. Organoaksiyel
ve mezenteroaksiyel olmak üzere iki tipi vard›r. Akut gastrik volvulus
çocuklarda nadir görülen bir hastal›kt›r. Çocuklarda, hastam›zda görüldü¤ü
gibi, organoaksiyel tip daha nadirdir.
AMAÇ: Hastam›z çok nadir rastlanan organoaksiyel rotasyona ba¤l›
mide volvulusundan dolay› tedaviye cevaps›z atipik wheezing görülmesi
nedeniyle sunulmaktad›r.
HASTA SUNUMU-LABORATUAR BULGULARI: 4 ayd›r süregelen
öksürük, h›r›lt›, kusma flikâyetleri nedeni ile 6 ayl›k erkek hasta taraf›m›za
baflvurdu. Yat›fl›ndaki fizik muayenesinde genel durumu iyi olan bebe¤in
vital bulgular› minimal takipneik olmas› d›fl›nda normaldi. Solunum
sistemi muayenesinde her iki akci¤er solunuma eflit kat›lmakta, ekspiryum
minimal zorlu olup, sekretuar ralleri ve wheezingi mevcut idi. Hastan›n
minimal takipnesine ilaveten subkostal çekilmeleri mevcut idi. Bat›n,
nörolojik ve ürogenital bölge muayeneleri do¤ald›. Tam kan say›m›,
akut faz reaktanlar›, rutin biyokimya, böbrek-karaci¤er fonksiyon testleri
ve tam idrar tahlili normal olarak bulundu. Bak›lan immunoglobulinler
ve ter testi normaldi. Toraks HRCT incelemesinde parenkim alanlar›nda
belirgin infiltrasyon izlenmedi. Bat›n ultrasonografisinde patoloji
saptanmad›. Kranial ultrasonografisi incelemesi ve göz dibi incelemeleri
normal olarak de¤erlendirildi. Ekokardiografisinde kardiyak probleme
rastlan›lmad›. Gö¤üs hastal›klar› konsültasyonunda HRCT’deki görünüm
minimal mozaik perfüzyon paterni olarak de¤erlendirildi ve bronkoskopi
yap›lmas› planland›. Antireflü tedaviye ra¤men kusmalar›n›n ve h›r›lt›n›n
gerilememesi sebebi ile yap›lan ösefagus-mide-duodenum tetkikinde
gastrik volvulus izlendi. Çocuk cerrahisince nazogastrik sonda tak›ld›
ve sondan›n sorunsuzca ilerledi¤i görüldü. 24 saatlik pH monitorizasyonu
normal olmas›na ra¤men, sintigrafide reflü saptand›. Reflü cerrahisi
aç›s›ndan hasta tekrar de¤erlendirilmek üzere bekletilmektedir.
SONUÇ: Atipik wheezing’le seyreden süt çocu¤u olgular›nda mide
volvulusunun da düflünülmesi gerekti¤ini bize bu hasta ö¤retmektedir.
G‹R‹fi: Ast›m, tekrarlayan h›r›lt›, nefes darl›¤› ve öksürük ile karakterize
alt solunum yollar›n›n inflammatuvar bir hastal›¤›d›r. Ast›m ay›r›c›
tan›s›nda fizik inceleme ve solunum fonksiyon testinde (SFT) FEV1,
FVC ve PEF yan›nda ak›m-volüm e¤risi de önemlidir. Burada ast›m ön
tan›s› ile baflvuran ve intratrakeal inflamatuvar miyofibroblastik tümör
tan›s› alan bir olgu sunulmufltur.
OLGU: On buçuk yafl›nda k›z hasta bir ayd›r geceleri artan nefes darl›¤›,
h›r›lt›, öksürük ve iki kez öksürürken a¤z›ndan kan gelmesi yak›nmalar›yla
baflvurdu. Hasta son bir ay içinde birkaç kez acile baflvurmufl, ast›m
nedeniyle hastaneye yat›r›lm›fl, salbutamol ve steroid tedavileri alm›flt›.
Halen montelukast, antihistaminik ve salbutamol nebül kullanmaktayd›.
Aile hikayesinde allerjik hastal›k olmayan hastan›n fizik incelemesinde
suprasternal çekintisi, takipnesi vard›, inspiryumda stridor duyulurken
ekspiryum hiç duyulmuyordu. Nefes darl›¤› salbutamol, ipratropium bromid
ve metilprednizolon tedavileri ile geçici olarak rahatl›yordu. SFT ölçümlerinde
FEV1%59, FEV/FVC%68, PEF%38 idi, ak›m-volüm e¤risinde obstrüktif
akci¤er hastal›klar›na özgü konkav bir e¤ri yerine bas›k bir e¤ri gözlendi.
Yabanc› cisim aspirasyon öyküsü olmayan hastada bu bulgularla
intratorasik subglottik obstrüksiyon düflünüldü ve direkt laringoskopi
yap›ld›. Karinan›n distal 1/3’ünde arka duvara ba¤l› lümeni tama yak›n
t›kayan 3 cm çapl› polipoid kitle laringoskop ile ç›kar›ld›, patolojik incelemede
inflamatuvar miyofibroblastik tümör bulundu.
SONUÇ: Primer trakeal tümörler bronfl ve akci¤er parankiminden
kaynaklanan tümörlere göre daha nadirdir. Benign karakterde olan
inflamatuvar miyofibroblastik tümör tüm solunum yolu tümörlerinin %0.040.07’sini oluflturur. Benign olmas›na ra¤men trakeada yer kaplayan lezyonlar
akut nefes darl›¤›na neden olabilir ve ast›m› taklit edebilir. Bu hastalarda
fizik inceleme bulgular› ve ak›m-volüm e¤risi özellikleriyle intratorasik
obstrüksiyon ay›r›c› tan›s›nda intratrakeal kitle araflt›r›lmas› önerilir.
73
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-133
P-135
‹NHALER TEDAV‹DE NAD‹R B‹R YAN ETK‹: GEÇ‹C‹ AN‹ZOKOR‹
ÖKSÜRÜK VE BURUN AKINTISIYLA PREZENTE OLAN ‹NTRANAZAL
MEN‹NGOENSEFALOSEL OLGUSU
Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, ‹naç Çakaloz2, Özgür Duman3, Ümit Çelik2
1
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D
2
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
A.B.D
3
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Nöroloji B.D
Dilek Azkur1, Ayflenur Kaya1, Emel Çadall› Tatar2, Ali Özdek2, Hac›
Ahmet Demir3, Ersoy Civelek1, Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara
2
Ankara D›flkap› Y›ld›r›m Beyaz›t E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2.
KBB Klini¤i, Ankara
3
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Klini¤i, Ankara
‹nhaler ilaçlar etkinliklerinin yüksek ve yan etkilerin az olmas› nedeniyle
ideal yöntemlerdir. ‹nhaler ilaçlar organa spesifik tedavi sa¤lamas›
nedeni ile avantajl›d›r.
Yedi ayl›k erkek hastan›n bir ay önce öksürük, h›r›lt› nedeni ile salbutamol
tedavisi ald›¤›, bir hafta önce flikâyetlerinin tekrarlamas› üzerine hastaneye
yat›r›ld›¤›, baflvurdu¤u gün sabah› taburcu edildi¤i ö¤renildi. Epikrizine inhale
salbutamol, ipratropium bromid ve klaritromisin tedavisi verildi¤i belirtilmiflti.
Fizik muayenesinde bilateral krepitan ralleri ve sibilan ronküsleri vard›. Sa¤
gözünde fix dilate pupil saptand›. Sa¤ IR al›namad›. Kranial sinir muayenesi
intakt olan hastan›n lateralizasyon bulgusu yoktu. Düflme, kafa veya göz
travmas› öyküsü yoktu. Çocuk nörolojisi ile konsülte edildi. ‹ntrakranial
nedenleri ekarte etmek için çekilen kranial BT ve MR normal saptand›. Sa¤
pupil 7mm sol pupil 3mm ölçüldü. Glokom ve göz içi kitle saptanmad›.
Sonraki gün her iki pupilin eflit büyüklükte ve IR oldu¤u gözlendi. ‹zlemde
tekrarlamad›. Anneden inhaler tedavinin maskesiz nebülizatörle uygulad›¤›
ö¤renildi. Aerolize ‹pratropium bromidin veya damlas›n›n göze temas›
sonucunda sa¤ gözde geçici anizokori geliflti¤i düflünüldü.
‹pratropium antikolinerjik brokodilatasyon için yayg›n kullan›lan bir ilaçt›r.
Literatürde nebülize ipratropium bromidin midriasis yan etkisini bildiren
s›n›rl› say›da vaka bildirilmifltir. Ülkemizde bildirilmifl pediatrik yaflta
vaka olmam›flt›r. Uygun büyüklükte olmayan yüz maskelerinin kullan›m›
veya maskesiz do¤rudan ilaç kullan›m› yüz cildinde ve gözde inhaler
ilaçlar›n lokal yan etkilerine neden olmaktad›r. ‹pratopium akut bronfliolit
ve ast›m tedavisinde s›kl›kla kullan›lmaktad›r.Geçici anizokori ise nadir
bir yan etkidir ve gereksiz endifle ve tetkike neden olabilmektedir.
Çocuklarda akut ve kronik yan etkiler nedeni ile inhaler ilaçlar›n en
düflük etkin dozda ve uygun maske ile kullan›lmas› yan etkilerin
azalt›lmas›na katk›da bulunacakt›r.
G‹R‹fi: Öksürük ve burun ak›nt›s› ast›m ve alerjik rinitte s›k karfl›lafl›lan
semptomlar olmas›na karfl›n sadece bu hastal›klara özgü flikâyetler
de¤ildir. fiikâyetlerin s›kl›¤›, burun ak›nt›s›n›n tek tarafl› olup olmamas›
ve tedaviye yan›t takipte göz önünde bulundurulmas› gereken
de¤iflkenlerdir. Bu posterde ast›m ve alerjik rinit nedeniyle takip edilen
ve intranazal meningoensefalosel tan›s› konan bir olgu sunulmufltur.
OLGU: Üç yafl›ndaki k›z hasta montelukast, nazal steroid ve nazal
dekonjestan kullanmas›na ra¤men düzelmeyen burun ak›nt›s› ve öksürük
nedeniyle klini¤imize baflvurdu. Öyküsünden flikâyetlerinin yaklafl›k bir
y›ld›r devam etti¤i, öksürük yak›nmalar›n›n her gece yatt›ktan hemen
sonra oldu¤u, burun ak›nt›s›n›n tek tarafl› ve seröz vas›fta oldu¤u, daha
önce baflvurdu¤u doktorlar taraf›ndan ast›m ve alerjik rinit düflünülerek
montelukast, nazal steroid ve nazal dekonjestan baflland›¤› ve bu
tedavilerden hiç fayda görmedi¤i, flikâyetlerinde mevsimsel de¤iflim
olmad›¤› ve anne ve babas›nda ast›m veya alerjik rinit semptomlar›
olmad›¤› ö¤renildi. Fizik muayenesinde ve laboratuar testlerinde patoloji
saptanmayan hasta, tek tarafl› burun ak›nt›s› olmas› nedeniyle KBB
poliklini¤ine yönlendirildi. Paranazal sinüs BT’de sol etmoid çat›
seviyesinden bafllayan nazal septumu sa¤a iten yaklafl›k 28x25x18mm
boyutlar›nda yumuflak doku görünümü saptand›. ‹ntrakranial uzan›m
aç›s›ndan çekilen kranial MR tetkikinde kribriform plate ile yak›n komfluluk
gösteren kistik lezyon görüldü. Hastaya endoskopik transnazal yolla
cerrahi giriflim yap›ld› ve kitle eksize edilerek kafa taban› onar›m› yap›ld›.
Patoloji incelemeleri sonucunda meningoensefalosel tan›s› konuldu.
Operasyon sonras› hastan›n burun ak›nt›s› ve öksürük flikâyetleri kayboldu.
TARTIfiMA: Her gün özellikle tek tarafl› burun ak›nt›s› tarif eden
hastalarda alerjik rinit tan›s›ndan önce bu flikâyetlere yol açabilecek
di¤er hastal›klar›n ay›c› tan›da düflünülmesi ve hastalar›n bu yönden
dikkatli flekilde de¤erlendirilmesi gerekir.
P-134
MUKUS PLA⁄I ‹LE SEYREDEN KRON‹K EOZ‹NOF‹L‹K PNÖMON‹:
B‹R ÇOCUK OLGU
P-136
Erkan Çak›r1, Arif Kut2, Fatma Betül Çak›r3, Mustafa Nursoy4
1
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Gö¤üs Hastal›klar›
Bilim Dal›, ‹stanbul
2
Süreyyapafla Gö¤üs ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi
Çocuk Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹stanbul
3
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dal›
4
Bezmi Alem Vak›f Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji Bilim Dal›
H‹NT KINASI GEÇ‹C‹ DÖVMES‹ ‹LE DUYARLANMA SONRASI
ANJ‹ÖDEMLE BAfiVURAN AKUT ALERJ‹K KONTAK DERMAT‹T OLGUSU
Fatih Çelmeli1, Servet Özkiraz2, Ümit Çetin2
1
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji B.D
2
Antalya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› A.B.D
Alerjik kontakt dermatit alerjenlerin cilde temas› ile duyarlanm›fl antijene
spesifik T hücrelerinin oluflturdu¤u geç inflamasyonla karakterizedir.
Genellikle duyarlan›lm›fl alerjenin temas etti¤i bölgede lokalize k›zar›kl›k,
kafl›nt›, yanma gibi subakut, kronik yak›nmalara sebep olur.
14 yafl›nda k›z gözlerde ve vücutta fliflme k›zarma, kabarma yak›nmas›
ile baflvurdu. Bir gün önce hint k›nas› ile saç›n› kendisinin boyad›¤›n›
sonras›nda saç derisinde yanma, kafl›nt›, k›zarma ile bafllayan
flikayetlerinin artarak yüzünde, göz kapaklar›nda fliflme, yanma hissetti¤i
ifade edildi. Fizik muayenesinde yüzde yayg›n hiperemi, ödem her iki
göz kapa¤›nda anjiödem tablosu gözlendi. Solunum s›k›nt›s› yoktu.
Boyanan saç›n ciltle temas etti¤i ense ve s›rt bölgesinde hiperemi ve
ödem vard›. Hastan›n bir ay önce sol ön kol iç yüzüne hint k›nas› ile
geçici dövme yapt›rd›¤› ve kolunda k›zar›kl›k kafl›nma oldu¤u, koluna
yaz›lan imza figürün geçmedi¤i ifade edildi. On gün 1mg/kg/gün sistemik
steroid tedavisi ile hastan›n bulgular› geriledi. Tan›sal amaçl› yap›lan
yama testinin 24 saatinde alerjen 20 (p-Phenylenediamine) de fliddetli
pozitif reaksiyon geliflti¤i gözlendi. Hasta ve ailesi bilgilendirildi.
p-Phenylenediamine – Parafenildiamin(PPD) mavi-siyah bir anilin boyas›d›r.
En yayg›n kullan›m alanlar›ndan birisi saç boyalar›d›r. Tekstil ve kürk
boyalar›, yün boyalar›, koyu renk kozmetikler, geçici tatuajlar (dövme),
foto¤raf banyolar›, fotokopi ve bask› mürekkepleri, siyah lastik, gres
ya¤›nda bulunur. Duyarlanma düflük dozlarda temas ile olabilmektedir.
Gereksiz yap›lan yama testlerinin PPD aç›s›ndan duyarlanmaya sebep
oldu¤u, hatta test dozunun azalt›lmas› önerilmektedir. Masum bilinen,
adölesanlar aras›nda moda olan ve yayg›n yapt›r›lan geçici dövmeler pPhenylenediamine duyarlanma yaratmas› ve sonras› ciddi alerjik kontakt
dermatit geliflimine neden olabilmektedir. Bu nedenle mutlaka kullan›m›
konusunda uyar›lar verilmelidir.
AMAÇ: Eozinofilik akci¤er hastal›klar› genifl bir grup hastal›¤› içermektedir.
Kronik eozinofilik pnömoni çocuklarda çok nadir görülen ve literatürde çok
az bilgi bulunan bir hastal›kt›r. Olgumuz çocukluk ça¤›nda eozinofilik mukus
t›kac› ile seyreden literatürdeki bilinen ilk olgu olmas› nedeni ile sunulmufltur.
Yöntem ve araç: Ast›m tedavisine ra¤men 5 y›ld›r devam eden dirençli
öksürük ve balgam flikayeti olan 7 yafl›ndaki k›z hasta ay›r›c› tan› için tetkik
edilmifltir. Hastada kronik ishal, kusma, solunum sistemi d›fl›nda kronik
enfeksiyon hikayesi yoktur. Ailesinde atopi, alerjik hastal›klar, ast›m ve
di¤er solunuk sistemi hastal›klar› ve kal›c› hastal›k bulunmamaktad›r.
BULGU: Hastan›n fizik muayenesinde iki tarafl› h›fl›lt› ve raller bulunmaktayd›.
Tam kan say›m›nda 10500 mm3 lökosit ve eozinofil say›s› 2130 mm
(%20.7), akci¤er grafisi ve YRBT’de nodüler parankimal opasiteler görüldü.
Fleksibl bronkoskopide sol alt lob anterobazal segmenti t›kayan beyaz
renkli mukus t›kac› görüldü. Lezyondan al›nan biopsi ve aspirasyonlarda
yo¤un eozinofilik enflamasyon bulundu. BAL incelemesinde di¤er
mikrobiyolojik araflt›rmalar negatif sonuçland›. Biyokimya normal, IgE 940
IU/mL, di¤er immunglobulinler normal bulundu. Solunum alerjenleri ve
aspergillusa yönelik deri testi, aspergillus IgE ve IgG, ANA, antidsDNA,
cANCA, pANCA ve d›flk›da parazit incelemeleri negatif sonuçland›. Hastan›n
ay›r›c› tan›ya giren di¤er hastal›klar d›flland›ktan sonra tan›s› idiyopatik
kronik eozinofilik pnömoni olarak kondu. Hasta 2 mg/kg/gün metilprednizolon
tedavisine al›nd› ve 2. ay›n sonunda klinik ve radyolojik olarak tamamen
düzeldi. Hastan›n tedavisi azalt›larak 6 aya tamamland›. Hasta halen 12
ayd›r inhaler steroid tedavisi alt›nda remisyonda olarak izlenmektedir.
SONUÇ: Kronik eozinofilk pnömoni, tedaviye cevap vermeyen solunum
yolu hastal›klar›nda nadir de görülse ak›lda tutulmal›d›r.
74
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-137
P-138 (devam›)
A⁄IR ATOP‹K DERMAT‹T’L‹ BAYANDA OMAL‹ZUMAB’IN ETK‹NL‹⁄‹
Tablo 1. Adalimumab ile Desensitizasyon Protokolü*
Doz
1
2
3
4
5
6
Gülden Paflao¤lu1, Funda Guneri2, Tülin Uygur2
1
Ac›badem Kad›köy Hastanesi, Eriflkin Allerjik Hastal›klar Bölümü,
‹stanbul
2
Ac›badem Kad›köy Hastanesi, Dermatoloji Bölümü, ‹stanbul
G‹R‹fi-AMAÇ: Atopik dermatit (AD) en s›k görülen kronik, tekrarlay›c›
inflamatuar cilt hastal›klardan biridir. Birçok çevresel ve genetik
faktörlerden etkilenmektedir. Tedavi yaklafl›mlar› sinirlidir.Son y›llarda
özellikle allerjenlerle hastal›¤›n tetiklendi¤i kan›tlanm›fl hastalarda antiIgE tedavisinin yararl›l› olabilece¤i çok az say›da vaka bazl› çal›flmalarda
gösterilmektedir. Burada tedavilere yan›t al›nmam›fl AD'li bir bayanda
Anti-IgE tedavisinin baflar›l› oldu¤undan bahsedilecektir.
OLGU: (D.G) 32 yafl›nda bayan hastan›n çocuklu¤undan beri multibl
inhalan (mite, kedi ve polenler) ve g›dalara (bu¤day, yumurta, f›nd›k, çilek
ve kivi) duyarl›l›¤› mevcuttu. Çocuklukta allerjik ast›m ve rinit semptomlar›
ön plandayken, son 10 y›ldan beri AD lezyonlar› belirgin flekilde artm›fl,
a¤›r yayg›n lezyonlara ilerlemiflti. Solunum problemleri sadece bahar
aylar›nda hafif düzeyde oluyordu. Hasta AD için sistemik ve topikal
kortikosteroid, topikal pimecrolimus, oral veya parenteral antihistaminik,
UV ve dapson ile tedavilere çok az yan›t veriyordu. Hastaya literatürlerdeki
birkaç vakaya dayanarak Anti-IgE tedavisi bafllanmas›na karar veridi. Total
IgE düzeyi 1860 kIU/L olan hastaya maksimum 450 mg 2 haftada bir S.C
Omalizumab baflland›. Tedaviyi klinik yan›t› EASI ciddiyet indexi ve SCORAD
(AD skoru) ile de¤erlendirildi. Tedavinin bafllang›c›nda ve 6. ay›n sonunda
total IgE düzeyleri ölçüldü. Daha tedavinin 2. ay›nda cilt lezyonlar› % 80
azald›, 4. ay›nda hiç kalmam›flt›. Polen mevsimini ayda 1-2 tablet antihistamin
kullanarak geçirebildi. Bafllang›çta 52 olan SCORAD skoru 6. ay›n sonunda
2'e inmiflti. Total IgE 6. ay›n sonunda 1523 kIU/L idi. Hasta halen (7.ayda)
cilt lezyonlar› olmuyor ve ayda 1'den fazla oral antihistaminik kullanmas›
gerekmiyor. Omalizumab'›n AD'te etkinli¤i ile ilgili veriler çok az olup,
ülkemizde ilk oldu¤unu düflünülenerek vakay› sunmay› planlad›k.
Konsantrasyon
1/100
1/10
1/10
1/1
1/1
1/1
Miktar (ml**)
1
0.25
0.5
0.1
0.2
0.5
Toplam Doz (mg)
0.5
1.75
3.25
8.25
18.25
44.25
*Rodrìguez-Jiménez B, Domìnguez-Ortega J, Gonzàlez-Herrada C, KindelanRecarte C, Loribo-Bueno P, Garrido-Peño N (2009) Successful adalimumab
desensitization after generalized urticaria and rhinitis. J Invest Allergol Clin
Immunol 19:246–247. **Dozlar›n her biri % 0,9 NaCl ile 1 ml’ye tamamlanm›flt›r.
P-139
ASP‹R‹N DESENS‹T‹ZASYONU YAPILAN SAMTER SENDROMLU
HASTADA GASTRO‹NTEST‹NAL ASP‹R‹N ‹NTOLERANSI
Hale Atefl1, Bülent Bozkurt2, Duygu Özol1, Zeki Y›ld›r›m1
1
Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›
2
Fatih Üniversitesi T›p Fakültesi ‹mmünoloji ve Allerjik Hastal›klar Bilim Dal›
Bu olgu sunumunda Samter sendromu tan›s›yla Aspirin desensitizasyonu
yap›lan hastada tedaviye ba¤l› ortaya ç›kan ishal, kar›n a¤r›s› ve
epigastrik hassasiyet tespit edilen bir olgu sunulmufltur. 54 yafl›nda 15
y›ld›r Samter sendromu öntan›s›yla izlenen hasta lokal steroid, uzun
etkili beta 2 agonist ve LTRA (Lökotrien reseptör antagonistleri) tedavisi
alm›fl, nazal polipleri için opere olamam›fl. Hastaya aspirin
desensitizasyonu tedavisi uyguland› ve 3ay sonra ishal, kar›n a¤r›s› ve
epigastrik hassasiyet flikayetleri bafllad›, bu flikayetlerin baflka bir sebebe
ba¤lanamamas› üzerine aspirin tedavisi önce azalt›ld› sonra kesildi,
G‹S semptomlar› düzeldi ancak burun flikayetleri tekrar bafllad›.
Z-‹LAÇ ALLERJ‹LER‹ OLGULARI
P-138
P-140
ADAL‹MUMAB ALLERJ‹S‹ VE DESENS‹T‹ZASYONU: OLGU SUNUMU
BETA LAKTAM ANT‹B‹YOT‹KLERLE AfiIRI DUYARLILIK REAKS‹YONU
GÖZLENEN ÜÇ OLGUDA BAfiARILI DESENS‹T‹ZASYON
Fevzi Demirel1, Mustafa Güleç1, Özgür Kartal1, Kutay Tezel2, Sait Yeflillik1,
Abdullah Baysan1, U¤ur Muflabak1, Osman fiener1
1
GATA Askeri T›p Fakültesi, ‹mmünoloji ve Allerji Hastal›klar› Bilim Dal›,
Ankara
2
GATA Askeri T›p Fakültesi, Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim
Dal›, Ankara
Mehtap Yaz›c›o¤lu 1 , Emre Akkelle 1 , P›nar Gökmirza Özdemir 1 ,
Yalç›n Handemir2, Ümit Baflaran3
1
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne
2
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Edirne
3
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dal›, Edirne
G‹R‹fi: Adalimumab, 148 kDa molekül a¤›rl›¤›nda rekombinant insan
immunoglobulin G1 monoklonal antikoru olup tümor nekrozis fatör
alfa(TNF-α)’y› inhibe etmektedir. Enjeksiyon bölgesinde geliflen eritem,
kafl›nt› ve ödem, adalimumab›n neden oldu¤u en s›k ters reaksiyonlar
olup görülme s›kl›¤› %6.6 ile %15.3 aras›nda de¤iflmektedir.
Adalimumab hipersensitivitesi ve desensitizasyonunu içeren az say›da
olgu bildirisi vard›r. Burada, sistemik reaksiyon sonras›nda, deri testi
ile do¤rulanm›fl adalimumab hipersensitivitesi ve baflar›l› flekilde
gerçeklefltirilen desensitizasyon ifllemi sunulmufltur.
OLGU SUNUMU: Ankilozan spondilit tan›s›na yönelik subkutan
adalimumab tedavisi alan 35 yafl›ndaki erkek hasta, enjeksiyondan 2
saat sonra bafllayan enjeksiyon bölgesinde ödem, tüm vücutta yayg›n
kafl›nt› ve döküntü flikayetleri ile klini¤imize baflvurdu. Reaksiyondan
bir ay sonra adalimumab hipersensitivitesini de¤erlendirmek amac› ile
hastaya 0.8 ml distile su ve 40 mg adalimumab içeren ticari preparatla
prick test yap›ld›. Deri prick testi sonucu pozitif olarak saptand›. Hastaya
daha önce bildirilmifl olan protokole göre adalimumab ile desensitizasyon
planland› (1)(Tablo1). Desensitizasyon ifllemine, subkutan 0.5 mg
(1/100) doz ile baflland› ve toplam doz 44.25 mg’a ulafl›ncaya kadar
giderek art›r›ld›. Dozlar aras›ndaki süre, 60 dakika olarak düzenlendi.
Desensitizasyon ifllemi süresince ve sonras›nda hiçbir reaksiyon
oluflmad›. Hastan›n takiplerinde, adalimumab uygulamas›n›n baflar›l›
ve sorunsuz bir flekilde devam etti¤i gözlendi.
TARTIfiMA: Biyolojik ajanlar›n, özellikle de TNF-α antagonistlerin
kullan›m›n›n artmas› ile çeflitli inflamatuar hastal›klar›n prognozunda
önemli iyileflme sa¤lanmakla birlikte bu ilaçlar›n neden oldu¤u allerjik
reaksiyonlar›n s›kl›¤› da giderek artmaktad›r.
Literatürde az say›da adalimumab allerjisi olgu sunumu vard›r. Bu
nedenle de adalimumab için standart bir desensitizasyon protokolü
yoktur. Dolay›s›yla bu bildirimiz, adalimumab allerjisinde kullan›labilecek
standardize bir desensitizasyon protokolü oluflmas›na katk› sa¤layabilir.
AMAÇ: Beta laktam antibiyotiklerle afl›r› duyarl›l›k reaksiyonu gözlenen
ve desensitizasyon yap›larak tedavileri tamamlanan üç olgumuzun
sunulmas› amaçlanm›flt›r.
OLGU: Olgu1: 13 yafl›nda erkek hasta A Grubu Beta Hemolitik Streptokok
farenjiti ve öyküsünde amoksisilin klavulonat, sefuroksim ve sefiksim ile
ürtiker-anjioödem olmas› nedeniyle allerji klini¤imize baflvurdu. Penisilin
G ile deri testleri negatif saptand›. Penisilin V ile oral provakasyon testinin
son dozundan 30 dakika sonra ürtikeryal döküntü gözlenmesi nedeni ile
hastaya intravenöz Penisilin G ile desensitizasyon gerçeklefltirildi.
Olgu2: 8 yafl›nda erkek hasta nazofarinkste kitle ve postnazal pürülan
ak›nt› nedeniyle verilen amoksisilin klavulonat ve klaritromisin ile ürtikeryal
döküntüsü olmas› sebebi ile allerji poliklini¤imize gönderildi. Sefuroksim
ile yap›lan oral provakasyon testi negatif olarak saptanmas› üzerine
bafllanan oral sefuroksim tedavisinin 4. gününde ürtikeryal döküntüsü
gözlendi. ‹ntravenöz sefuroksim ile desensitizasyon gerçeklefltirildi.
Olgu3: 13 yafl›nda erkek hasta çocuk cerrahisi servisinde ateflli silah
yaralanmas› ile genital bölgede yaralanma nedeni ile yatmakta idi.
Postoperatif bafllanan teikoplanin ve meropenem tedavisinin 4.gününde
makülopapüler erüpsiyon gözlenmesi üzerine antibiyoterapisi ampisilin
sülbaktam, amikasin ve metronidazol olarak flekilde de¤ifltirildi, bu tedavi
ve daha sonra bafllanan seftriakson tedavisi ile de ürtikeryal reaksiyon
görülmesi üzerine çocuk cerrahisinin antibiyotik önerisi do¤rultusunda
meropenem ile desensitizasyon yap›ld›. Hastalar›m›za uygulanan
desensitizasyon protokolü ile herhangi bir reaksiyon gözlenmemesi
üzerine 8 saat aralarla devam dozlar› verildi. Hastalar›n antibiyotik tedavileri
9-14 gün süre ile herhangi bir reaksiyon gözlenmeden tamamland›.
SONUÇ: Antibiyotiklerle desensitizasyon IgE arac›l› antibiyotik allerjisi
olan hastalarda bir tedavi seçene¤idir. Hastalar›m›z›n antibiyotik tedavileri
baflar›l› desensitizasyon ile tamamlanm›flt›r.
75
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-141
P-143
SEFUROKS‹M ‹LE ORAL PROVOKASYON TEST‹ NEGAT‹F SAPTANAN
OLGUDA AYNI ‹LAÇLA DESENS‹T‹ZASYON GEREKS‹N‹M‹
ALGLUKOZ‹DAZ ALFA ‹LE SÜT ÇOCU⁄UNDA B‹LD‹R‹LEN ‹LK
ANAFLAKS‹ VE DESENS‹T‹ZASYON
Mehtap Yaz›c›o¤lu 1 , Emre Akkelle 1 , P›nar Gökmirza Özdemir 1 ,
Yalç›n Handemir2
1
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerjisi Bilim Dal›, Edirne
2
Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Edirne
‹lbilge Ertoy Karagöl1, Kadir Çetin2, Arzu Bak›rtafl1, Özlem Y›lmaz1,
Erdem Topal 1 , Mehmet Sad›k Demirsoy 1 , ‹pek Türktafl 1
1
Gazi Üniversitesi Çocuk Alerji ve Ast›m Bilim Dal›, Ankara
2
Gazi Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Ankara
‹laç alerjileri pek çok ilaçla meydana gelebilir ve kinikte hafif bir kafl›nt›dan
anaflaktik floka kadar giden genifl bir yelpazede izlenebilir. Ço¤u zaman
ilaçtan sak›nmak yeterli olsa da baz› hastalar için ayn› ilac›n kullan›m›
hayati öneme sahiptir. Bu durumda ilaç desensitizasyonu tek seçenektir.
Bu sunumda, alglukozidaz alfa (GAA) ile anaflaksi geliflen en küçük pompe
hastas›nda enzim desensitizasyonuyla ilgili tecrübemizi paylafl›yoruz.
OLGU: Pompe Hastal›¤› (PH) nedeniyle izlenen 7 ayl›k k›z hastaya 1
ayl›kken standart doz alglukozidaz alfa ile enzim replasman tedavisi
bafllanm›flt›. Onikinci doz infüzyonunda anafilaksi geliflmiflti. GAA ile
yap›lan deri testlerinde, intradermal 1:1000 konsantrasyonda 6X6 mm
ödem ve etraf›nda hiperemi saptand›. Oluflturdu¤umuz desensitizasyon
protokolüne GAA’n›n total dozunun 1:1.000.000 konsantrasyonuyla
yo¤un bak›m flartlar›nda bafllayarak 8 saat 45 dakikada uygulad›k.
Desensitizasyon esnas›nda 1.5/mg/kg /saat h›z›na ç›kt›¤›m›zda ürtikeryal
döküntüler, 4.3mg/kg/saat h›z›nda ise ürtiker ve öksürük geliflti. Her iki
duruma da müdahale edilip, reaksiyonlar geriledikten sonra bir basamak
afla¤›ya inilerek enzim baflar›yla verilmifltir.
SONUÇ: Alglukozidaz alfa Pompe Hastal›¤›n›n tedavisinde kullan›labilen
tek ilaçt›r. fiu ana kadar GAA ile desensitize edilen 1 eriflkin, 5 ve 6
yafllar›nda iki çocuk olgu bildirilmifltir. Olgumuz GAA ile desensitizasyon
uygulanan en küçük hastad›r.
G‹R‹fi: Genel popülasyonun %7 sinden fazlas›n› etkileyen istenmeyen
ilaç reaksiyonlar›n›n yaklafl›k %15 lik k›sm›n› afl›r› duyarl›l›k reaksiyonlar›
(ilaç allerjileri) oluflturur. ‹laç provokasyon testleri ilaç allerjilerinde tan›
koymada ya da alternatif ilaçlar› belirlemede alt›n standart olarak kabul
edilmektedir. Desensitizasyon ise sorumlu ilac›n uygulanmas›n›n zorunlu
oldu¤u durumlarda tek tedavi seçene¤idir.
OLGU: Nazofaringeal kitle ve postnazal pürülan sekresyonu olan ve
daha öncesinde amoksisilin klavulonat ve klaritromisin ile ürtikeryal
reaksiyon tan›mlanan 8 yafl›ndaki erkek hasta ileri tetkik ve tedavi için
taraf›m›za sevkedildi. Fizik muayenesinde postnazal pürülan ak›nt› ve
orafarinks arka duvar›na kadar inen kitle (adenoid doku) mevcuttu. Di¤er
klinik ve laboratuar tetkiklerinde özellik olmayan hasta sinüzit tedavisi
uygulanmak ve tedavi sonras›nda adenoidektomi için Kulak Burun
Bo¤az klini¤ine yönlendirilmek üzere allerji servisimize yat›r›ld›. Oral
sefuroksim ile tedavi bafllanmas› planlanan hastaya tedavi öncesinde
sefuroksim ile oral provakasyon testi (opt) yap›ld›. Sefuroksim 30 dakika
arayla 1, 5,20, 80, 400 mg olacak flekilde verildi. OPT sonras›nda
herhangi bir reaksiyon gözlenmeyen hastaya sefuroksim tedavisi 25
mg/kg/gün p.o olarak baflland›. Ancak sefuroksim tedavisinin 4. gününde
ürtikeryal döküntüler geliflti. Hastaya iv sefuroksim ile desensitizasyon
baflland›.Desensitizasyon s›ras›nda herhangi bir sorun geliflmeyen
hastan›n sefuroksim ile tedavisi 14 güne tamamland› ve adenoidektomi
için KBB klini¤ine devredildi.
SONUÇ: Oral provokasyon testleri uygulan›rken yak›n zamanda
antihistaminik kullan›m›, çok düflük doz ile test uygulanmas›, test
s›ras›nda desensitizasyon geliflmesi gibi faktörler yanl›fl negatifli¤e yol
açabilirler. Bu gibi durumlar göz önünde bulundurularak OPT nin negatif
sonuçlanmas› %100 güvenilir kabul edilmemelidir.
P-144
ANT‹-TNF ‹LAÇLARA LOKAL VE S‹STEM‹K H‹PERSENS‹T‹V‹TE
REAKS‹YONLARI VE DESENS‹T‹ZASYON UYGULAMASI: 3 OLGU
SUNUSU
Sevim Bavbek1, fiebnem Ataman2, Ömür Ayd›n1, Katherine Cahill3,
Lora Bankova3, Gamze Alk›z4, Hatice Erdi fianl›4, Nihal Kundakç›4,
Mariana Castells3
1
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, ‹mmunoloji ve Allerji BD
2
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD,
Romatoloji BD
3
Harvard Medical School, Adverse Drug Reaction and Desensitization
Program,
4
Ankara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Dermatoloji ABD
P-142
B‹R OLGUNUN Ö⁄RETT‹⁄‹: DERMOGRAF‹ZM TÜM
PROVOKASYONLARDAN ÖNCE RUT‹N OLARAK ARAfiTIRILMALIDIR
Ebru Ar›k Y›lmaz, S. Tolga Yavuz, Ayfer Tuncer, Bülent E fiekerel
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji-Ast›m Ünitesi, Ankara
G‹R‹fi: Inflamatuvar romatizmal hastal›klar›n tedavisinde kullan›lan AntiTNF-α ilaçlarla, etanercept, adalimumab ve infliximab, lokal [enjeksiyon
yeri reaksiyonlar› (EYR)] ve sistemik hipersensitivite reaksiyonlar›
tan›mlanm›flt›r. Burada olgular eflli¤inde etanercep ve adalimumab’a
EYR’ da tan›da deri testleri ve ilk kez uygulanan h›zl› desensitizasyon
ve infliximab ile sistemik reaksiyonda desensitizasyon tart›fl›lacakt›r.
Olgu-1: Ankilozan spondilitli 28 yafl›nda erkek hastaya etanercept (Enbrel
25mg/1ml, 2 subkutan enjeksiyon/hafta) bafllanm›fl. Bu tedavinin 22.
enjeksiyonundan 15 dk. sonra enjeksiyon yerinde 10 cm çap›nda flifllik,
k›zar›kl›k, kafl›nt› ve vücutta ürtiker plaklar› ortaya ç›km›fl. Etanercept
ile prik testler negatif, intradermal test (IDT) 1/100 suland›r›mda pozitifti.
Hasta premedikasyonla etanercept ile desensitize edildi.
Olgu-2: 28 yafl›nda, 8 y›ld›r Romatoid artrit tan›s› ile tedavi alt›nda olan
hastaya adalimumab (Humira, 40 mg/0.8mL) bafllanm›fl. 11. enjeksiyondan
bir saat sonra 4x4 cm olarak bafllayan EYR, 13. enjeksiyonda 8x10cm
ulaflm›fl. Adalimumab ile prik testleri negatif, IDT 1/1000 suland›r›mda
pozitifti. Her 2 olguda da 3 sa¤l›kl› kontrolde bu testler negatifdi. Hasta
premedikasyonla adalimumab ile desensitize edildi.
Olgu-3: 31 yafl›nda kad›n hastaya, 13 y›ld›r püstüler psöriyazis tan›s›
ile ald›¤› tedavilerin etkisiz olmas› üzerine 2 y›l önce infliximab (Remicade
300mg IV) bafllanm›fl. Remicade enjeksiyondan 10 dk. sonra nefes
darl›¤›, yüzde vücutta k›zarma ve tansiyon düflüklü¤ü ortaya ç›km›fl.
Bir sonraki enjeksiyonda da premedikasyona ra¤men benzer reaksiyonlar
olmufl ve ifllem sonland›r›lm›fl. ‹nfliximab ile prik ve IDT negatifdi. Hasta
premedikasyon eflli¤inde infliximab ile desensitize edildi.
SONUÇ: Etanercept ve adalimumab ile EYR IgE arac›l› olabilir ve bu
olgularda desensitizasyon baflar› ile uygulanabilir. Infliximab ile a¤›r
sistemik reaksiyonlarda cilt testlerinin negatif olmas›n karfl›n
desensitizasyon baflar› ile uygulanabilir.
G‹R‹fi: ‹laç provokasyon testleri ilaç allerjisi/ intolerans› tan›s›nda alt›n
standart tan› yöntemi olarak kabul edilse de bazen yanl›fl pozitif sonuçlar
görülebilmektedir. Burada çoklu ilaç allerjisi flüphesi ile klini¤imize
baflvuran, alternatif ilaç bulma amac› ile ilaç provokasyon testleri yap›lan
ve sonras›nda dermografizm tan›s› alan bir hasta sunularak
dermografizmin ilaç provokasyon testlerinde yanl›fl pozitif sonuçlara
neden olabilece¤ine dikkat çekmek amaçlanm›flt›r.
OLGU: Asetil salisilik asit, metamizol sodyum ve asetaminofen sonras›
anafilaksi öyküsü olan on iki yafl›nda erkek hastaya alternatif analjezik
bulmak amac›yla ilaç provokasyon testleri yap›ld›. ‹buprofen ile
provokasyon sonras› anafilaksi bulgular› geliflti. Meloksikam, nimesulid
ve plasebo sonras› ciltte lineer ürtiker plaklar› saptanmas› üzerine
hastada dermografizm oldu¤u tespit edildi. Dermografizmi tetikleyebilecek
fiziksel uyar›lar engellenerek yap›lan benzidamin ile ilaç provokasyonu
ise negatif olarak sonuçland›.
SONUÇ: Dermografizm ilaç provokasyon testlerinin yanl›fl pozitif
sonuçlar›n›n olas› bir nedeni olabilir. Hastam›zda asetil salisilik asit,
metamizol sodyum, asetaminofen ve ibuprofen ile anafilaksi bulgular›
ilaç alerjisi/ intolerans› tan›s›n› do¤rularken anafilaksi bulgular›n›n
olmad›¤› ve kafl›nmay› takiben lineer ürtiker plaklar›n gözlendi¤i
meloksikam ve nimesulid ile olan pozitif provokasyon sonuçlar›
dermografizm ile iliflkili olabilir. Rehberlerde provokasyon öncesi
dermografizmin araflt›r›lmas›na iliflkin net bir bilgi bulunmamaktad›r. Bu
olgudan yola ç›karak, provokasyon sonuçlar›n› do¤ru bir flekilde
de¤erlendirmek için, öyküde dermografizmi düflündürecek bir bulgu
olmasa bile, her provokasyon öncesi dermografizm olup olmad›¤›n›n
rutin olarak araflt›r›lmas› gerekti¤ini düflünüyoruz.
76
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-145
P-147
‹NSÜL‹N ENJEKS‹YONU SONRASI GEL‹fiEN ÜRT‹KER; VAKA TAKD‹M‹
KORT‹KOSTERO‹DE BA⁄LI ALLERJ‹K REAKS‹YON; VAKA SUNUMU
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, fienay Ar›kan2
1
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik
Hastal›klar Bölümü, Erzurum
2
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Endokrinoloji Bölümü,
Erzurum
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik
Hastal›klar Bölümü, Erzurum
G‹R‹fi: Kortikosteroidlere karfl› allerji nadir görülen bir durum olup,
burada kortikosteroid allerjisi olan bir vaka sunulmaktad›r.
METOD: Klinik araflt›rma yan›nda provokasyon testleri yap›ld›.
SONUÇLAR: Otuzbefl yafl›ndaki erkek hasta, allerjik rinit ve ast›m›
tan›s›yla 10 y›ld›r inhaler steroid tedavisi almaktayd› ve ar› sokmas›
sonras› anafilaksi öyküsü vard›. Son 6 y›ld›r bacaklar›nda flifllik, vücutta
palpabl purpura ve artralji flikayetleri ile cilt biyopsisi sonucu lökoklastik
vaskülit tan›s› alan hasta ataklarda sistemik steroid tedavisi kullanmaya
bafllam›fl, ancak son 2 y›ld›r ataklarda yap›lan metilprednizolon (MP)
ve deksametazon (DM) sonras› vaskülit lezyonlar› iyileflse de 1-2 saat
sonra vücunda kafl›nt› ve yaklafl›k 2-5cm çaplar›nda endürasyonlar
geliflmekteymifl. Ataklarda steroid dozunun azalt›lmas› ve antihistaminik
eklenmesi reaksiyon geliflmesini önlemezken, vaskülit bulgular› iyileflti¤i
için kullanmaya devam etmifl. Allerji Klini¤i’nde yap›lan tetkiklerde apis
ve ev tozu akar› spesifik IgE pozitif geldi. Provokasyon testlerinde,
inhale flutikazon ve budesonid ile bronfl provokasyon testi negatif,
tiksokortol %0.1 ve budesonid %0.01 ile yama testi negatif, MP,
betametazon ve süksinat ile deri prik ve intradermal testleri negatif
bulunurken, DM ile intradermal test pozitif idi. Oral MP ve fluokortolondan
sonras› 30dk içinde kafl›nt› ve ürtiker ve 1 saat sonra bafllayan tüm
vücutta çok say›da endürasyonlar geliflti.
TARTIfiMA: Hastam›zda yap›lan testler, baz› kortikosteroidlere allerjik
reaksiyon geliflirken baz›lar›n›n tolere edilebildi¤ini göstermektedir.
Klinisyenler kortikosteroid tedavisi alt›nda klini¤i bozulan hastalarda
tedavi yetersizli¤i d›fl›nda allerji olas›l›¤›n› da gözard› etmemelidirler.
G‹R‹fi: Rekombinant insan insülin preperatlar›n›n geliflmesini takiben,
insülin allerjisi çok nadir görülür hale gelmifltir. Burada rekombinant
insan insülinine karfl› allerjik reaksiyon gösteren bir vaka sunulmaktad›r.
METOD: ‹laç reaksiyonu klini¤i ve geliflme mekanizmas› araflt›r›ld›.
SONUÇLAR: Yirmidört yafl›ndaki erkek hasta, genç-yaflta-bafllayandiyabet (MODY) tan›s› ile rekombinant-analog-kar›fl›k-insülin (%75
insulin-lispro-protamin + %25 insulin-lispro) preperat›n› insülin kalemi
kullanarak günde 2 kez, subkutan sorunsuz uygularken, son 2 ayd›r
insülin enjeksiyonundan 15dk sonra enjeksiyon bölgesinden tüm vücuda
yay›lan ve müdahale edilmeksizin 1 saat içinde gerileyen ürtiker, ciltte
k›zar›kl›k ve kafl›nt› yaflamaya bafllam›flt›r. Bu flikayetler ile Allerji
Klini¤i’ne yönlendirilen hastada, ilaç allerji risk faktörü olarak sadece
düzensiz insülin kullan›m› mevcuttu. Ayn› zamanda en az allerjik insülin
preperat› olan rekombinant-analog-insan-insülini kullanmaktayd›.
Aeroallerjenler ile deri prik testleri negatif, serum domuz, s›¤›r ve insan
insülini spesifik IgE negatif, serum total IgE (15.1 IU/ml) ve kanda
eozinofil düzeyi (100/mm3) normal s›n›rlardayd›. Regüler insülin, nötral
protamin hagedorn (NPH) insülin, insülin lispro ve protamin sülfat ile
yap›lan deri prik testleri negatif iken intradermal testler pozitif sonuçlanarak
insülin intolerans› oldu¤u gösterildi. Tedavi yaklafl›m›, önce eski kulland›¤›
insülini oral antihistaminik alt›nda kullanmas›yd› ve bu ifle yarad›; ancak
hasta hergün oral antihistaminik kullanmay› reddetti ve ürtikeri tekrarlad›.
Bunun sonucunda insülin tedavisi kesilerek kat› bir diyabet diyeti baflland›
ve bu flekilde kan flekerleri regüle edildi.
TARTIfiMA: Hastada rekombinant-insan-insülininden sonra geliflen
erken tip ürtikeryal reaksiyon, deri provokasyon testlerinin pozitifli¤i ve
insülin spesifik IgE negatifli¤i psödoallerjik ilaç reaksiyonunu
düflündürmektedir. Bu vaka, yeni gelifltirilmifl teknikler ile daha saf hale
getirilen insülin preperatlar›n›n bile insanda allerjik reaksiyona yol
açabilece¤ini göstermektedir.
P-148
P-146
ANT‹H‹STAM‹N‹K ALERJ‹S‹ OLAN B‹R OLGU
HEPAR‹N ALLERJ‹S‹NDE ALTERNAT‹F TEDAV‹ SEÇENEKLER‹
OLARAK DESENS‹T‹ZASYON VE FONDAPAR‹NUKS
Fatma Merve Tepetam, Ferhan Özfleker
Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i
Ayfle Baçç›o¤lu Kavut1, Ebru Koca2
1
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Allerji ve ‹mmünolojik
Hastal›klar Bölümü, Erzurum
2
Erzurum Bölge E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Hematoloji Bölümü,
Erzurum
G‹R‹fi: Antihistaminikler ürtikerin semptomatik tedavisinde kullan›lmas›na
ra¤men, nadir de olsa kendileri de ürtiker, fix ilaç erupsiyonu ve di¤er
hipersensitivite reaksiyonlar›n›n yan› s›ra kronik ürtiker semptomlar›n›n
artmas›na neden olabilirler. Biz de burada nadir görülmesi nedeni ile
ilginç olabilece¤ini düflündü¤ümüz antihistaminik duyarl› bir olguyu
sunuyoruz.
OLGU: 53 yafl›nda, erkek hasta daha öncesinde herhangi bir flikayeti
yokken 2 ay önce atopik dermatit tan›s› ile lokal kortikosterid ve oral
levosetirizin 5 mg 1x1 bafllanm›fl. Levosetirizin al›m›n› takip eden 2-3
saat içinde ürtikeryal cilt lezyonlar› geliflen hasta tedaviyi kesmifl. Daha
sonra desloratidin reçete edilen hastada ayn› semptomlar ortaya ç›km›fl.
METOD: Öyküsünde bir özellik olmayan hastaya inhalan alerjenlerle
ve besin alerjenleri cilt prik testleri yap›ld›. fiüpheli ilaçlar olan levosetirizin
ve desloratadin, alternatif ilaç olarak rupatadin ile (1mg/1mL w/v) cilt
prik testleri yap›ld›. Levosetirizin, desloratadin ve rupatadin ile oral
provokasyon planland›. Oral provakasyon testi tek kör placebo kontrollü
olarak, ilac›n teropatik dozunun s›ras›yla 1/4, 3/4’ü ile 2’fler saat ara ile
yap›ld›.
SONUÇ: Cilt prick testte ev tozu akar›, küf mantar›, yabani ot polenleri
pozitif olarak saptand›. Hastaya levosetrizin ile yap›lan prick testte
reaksiyon geliflmezken, oral provakasyon testinde levosetrizinin 5 mg
kumulatif dozu verildikten 2 saat sonra ürtiker geliflti. Hasta desloratidin
ve di¤er antihistaminikler ile provakasyon testini kabul etmedi¤i için
yap›lamad›. Rupatadin ile yap›lan cilt testi ve oral provakasyon testinde
reaksiyon geliflmedi.
TARTIfiMA: Antihistaminik ilaca duyarl› bulunmufl bu nadir olgu da ilaç
duyarl›l›k tespitinde oral provokasyon testlerinin tan›da alt›n standart
oldu¤unu göstermifltir. Reaksiyonlar›n kimyasal olarak farkl›
antihistaminiklerle ortaya ç›kmas› nedenin non immunoloj›k
mekanizmalara ba¤l› olabilece¤i tezini de kuvvetlendirmektedir.
G‹R‹fi: Heparine ba¤l› allerji nadir olup bu tür hastaya yaklafl›mda
standart bir yaklafl›m belirlenmemifltir. Burada heparin allerjisi olan bir
hastaya tan› ve tedaviyi içeren yaklafl›m sunulmaktad›r.
METOD: Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin (DMAH) ve fraksiyone olmam›fl
heparin (UFH) ile provokasyon testleri ve UFH ile desensitizasyon yap›lm›flt›r.
SONUÇLAR: Akut derin ven trombozu tan›s› ile DMAH (8000IU antiXA/0.8ml) bafllanan 26 yafl›ndaki erkek hastada ilk dozdan 30 dk sonra
ilk palmoplantar kafl›nt›-k›zar›kl›k (Resim 1) ile bafllay›p tüm vücuda
yay›lan ürtiker, anjioödem ve nefes darl›¤› geliflmifl ve acilde ilac›
kullanmamas› önerilerek müdahale edilmifltir. Ertesi gün Allerji Klini¤i'ne
yönlendirilen hastan›n klinik bulgular› devam etti¤i için antiallerjik
tedavisine devam edilmifltir. Hastan›n öyküsünde ilaç allerjisi risk faktörü
olarak sadece ast›m vard›. Hastaya heparinler aras›nda çapraz reaksiyon
olabilece¤i için sadece UFH ile provokasyon testi yap›ld› ve 0.1ml’de
pozitif bulunarak bu dozun 1/100.000’ü ile desensitizasyona baflland›.
Ayn› zamanda kumadin de bafllanan hasta 4 gün sorunsuz UFH
infüzyonundan sonra kumadin ile taburcu edildi. 1 ay sonra tekrar DVT
ata¤› ile baflvuran hastan›n kumadin dozunun yetersiz oldu¤u görüldü.
Bu baflvurusunda h›zl› etkili antikoagülan bulmak için yap›lan provokasyon
testlerinde enoksaparin, dalteparin, nadroparin ve tinzaparin pozitif
bulundu. Öte yandan hasta fondaparinuksa reaksiyon göstermedi ve
kumadin dozunun yetersiz oldu¤u günlerde kullanmas› önerildi.
TARTIfiMA: Bu vaka DMAH’ler ve UFH aras›nda çapraz allerjik reaksiyon
olabilece¤ini ve heparin allerjisinde desensitizasyon ve fondaparinuksun
alternatif tedavi seçenekleri oldu¤unu göstermek aç›s›ndan önemlidir.
Ayr›ca, bu vakada palmoplantar kafl›nt›, erken tip allerjik reaksiyonun
habercisi olmas› aç›s›ndan ilginçtir.
77
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-149
P-151
JUVEN‹L ‹D‹YOPAT‹K ARTR‹TL‹ ADÖLESAN B‹R HASTADA
SULFASALAZ‹N ‹LE TET‹KLENEN DRESS-SENDROMU
AM‹ONOPEN‹S‹L‹NLER DRESS’E YOL AÇAR MI?
Mustafa Demirtürk1, Asl› Gelincik1, Özlem Y›lmaz2, Bahattin Çolako¤lu1,
Murat Dal1, Suna Büyüköztürk1
1
‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim
Dal›, Allerji Bilim Dal›, ‹stanbul
2
‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› Ana Bilim
Dal›, ‹stanbul
Tu¤ba Ar›ko¤lu1, Sercan Uysal2, Sehra Birgül Tüfekçi1, Semanur Kuyucu1
1
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Mersin, Türkiye
2
Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Mersin, Türkiye
G‹R‹fi: DRESS sendromu, ilaçla indüklenen ciddi bir hipersensitivite
reaksiyonudur. Atefl, döküntü, hepatit, lenfadenopati ve eozinfilinin efllik
etti¤i lökositoz ile karakterizedir. Tipik DRESS sendromu tan›s› için 7
kriter gerekmektedir: 1.‹laç tedavisi baflland›ktan 3 hafta ve sonras›nda
geliflen makülopapüler döküntü; 2. Sorumlu ilac›n kesilmesine ra¤men
klinik semptomlar›n ilerlemesi; 3. Atefl(>38°C); 4. Hepatit(ALT >100
U/L)veya böbrek tutulumu; 5. Lökosit anormallikleri (Lökositoz, atipik
lenfositoz, eosinofili); 6. Lenfadenopati; 7. HHV-6 reaktivasyonu.
VAKA: Juvenil idiyopatik artrit (JIA) tan›s›yla izlenerek sulfasalazin
tedavisi alan 17 yafl›ndaki erkek hasta atefl, makülopapüler döküntü,
lenfadenopati ve hepatit semptomlar› ile klini¤imize baflvurdu. Tam kan
say›m›nda sitopenisi olmayan hastan›n kemik ili¤i aspirasyonunda birkaç
adet hemofagositoz görüldü. Abdominal ultrasonografide
hepatosplenomegali ve birçok büyümüfl abdominal lenf nodlar› gözlendi.
Otoimmun hepatit için bak›lan otoantikorlar negatif idi. Serum antihuman herpes virus-6 (HHV-6) titresi orta düzeyde artm›flt›. Serum 25hidroksivitaminD3 düzeyi (15 mcg/L) düflüktü. Sulfasalazin ile yama
testi negatif idi. Hastaya pulse steroid tedavisi baflland›, ard›ndan
prednison 2 mg / kg /gün ve H1 antihistaminikle tedaviye devam edildi.
Steroid tedavisi azalt›larak kesildi ve sonras›nda relaps görülmedi.
TARTIfiMA: Son zamanlarda HHV-6, DRESS sendromunun gelifliminde
bir kofaktör olarak vurgulanmaktad›r. Vitamin D eksikli¤i bir risk faktörü
olabilir. DRESS sendromunun semptomlar› spesifik olmamakla ve di¤er
birçok hastal›kta görülmekle birlikte, semptomlar›n HHV-6 enfeksiyonu
ile beraberli¤i ve ilaç kullan›m öyküsünün olmas› tan›ya götürür. Yama
testlerinin sensitivitesi test edilen ilaca göre de¤iflmektedir.
SONUÇ: Bu vaka ile JIA’li bir hastada sulfasalazin ile tetiklenen DRESS
sendromu vurgulanm›flt›r. Klinik ve laboratuar bulgular› Still hastal›¤›
ve makrofaj aktivasyon sendromu ile benzerlik gösterdi¤i için DRESS
sendromu ay›r›c› tan›da akla getirilmelidir.
G‹R‹fi: DRESS (Drug Rash with Eosinophilia and Systemic Symptoms),
ilaca ba¤l› cilt erüpsiyonu, eozinofili ve sistemik semptomlarla seyredebilen
bir hipersensitivite sendromudur.
OLGU: 80 yafl›nda bir kad›n hasta, ürosepsis tan›s› ile hastanede
yat›r›larak karbapenem ile tedavi edilmifl. On günlük tedaviden sonra
iyileflerek taburcu edilen hastaya ç›k›fl›n›n 3. gününde ateflinin yükselmesi
üzerine amoksisilin 2gr/gün bafllanm›fl. Yedinci günde ortaya ç›kan
yayg›n kafl›nt›l› makülopapüler lezyonlar antibiyoti¤e ba¤l› ilaç erüpsiyonu
olarak de¤erlendirilen hasta servise yat›r›ld›. Yat›fl›nda hastan›n aksiller
atefli 38°C. Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve iskemik kalp hastal›¤› olan
hasta Plavix 75 mg/gün, Urikoliz tb 1x1 Ecopirin 300 mg/gün, Cardura
8 mg/gün, Co-diovan 1x1, Lasix amp 1x1, Lantus 20 Ü kullanmaktayd›.
Kan tablosunda; Lökosit: 21000, Nötrofil: 14100, Lenfosit: 4010, Eozinofil:
930, AST: 52 U/L, ALT: 66 U/L, LDH: 688 U/L BUN: 40 mg/dL, Kreatinin:
2,6 mg/dL, hsCRP: 12,6 mg/L, Total IgE: 110 IU/ml. Atefli, cilt lezyonlar›,
periferik kanda eozinofili, karaci¤er ve böbrek fonksiyonlar›nda bozulma
olmas› ön planda DRESS tan›s›n› düflündürdü. Ürikoliz ve amoksisilin
kesilerek steroid ve anti-histaminik baflland›. Tedavinin 5. gününde
lezyonlar›n solmas›, eozinofil, karaci¤er ve böbrek fonksiyonlar›n›n
normale dönmesi üzerine steroid dozu azalt›ld›. Ayaktan takibi
planlan›rken, genel durum bozuklu¤u, uykuya meyil, atefl ortaya ç›kt›.
Nazokomiyal pnömoni zemininde sepsis tan›s› ile sefaperazon/sulbaktam
1 gr 2x2 baflland› ve steroid dozu 20 mg’ ç›kar›ld›. 10 gün sonra flifa
ile taburcu edildi.
SONUÇ: Hastan›n allopurinolü uzun zamandan beri almakta olmas›
nedeniyle klinik tabloyu aminopenisiline ba¤lamak daha makul
görünmektedir. Literatürde aminopenisilinler ile DRESS vakas›
bulunmamakla birlikte hastan›n ileri yafl›, çoklu ilaç kullan›m› kolaylaflt›r›c›
rol oynam›fl olabilir.
P-150
P-152
OKTREOT‹D ANAFLAKS‹S‹ VE BAfiARILI DESENT‹ZASYON
UYGULAMASI
POLEN ALLERJ‹S‹ OLAN HASTADA R‹NOKONJONKT‹V‹T: NEDEN‹
POLEN M‹, ANT‹H‹STAM‹N‹K M‹?
Dilek Azkur 1 , Tamer Kahraman 2 , Ayflegül Akan 1 , Müge Toyran 1 ,
Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Klini¤i, Ankara
‹lkay Koca Kalkan, A. Füsun Kalpakl›o¤lu
K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
G‹R‹fi: ‹ntranazal H1-antihistaminikler allerjik (AR) ve nonallerjik rinitte
(NAR) iyi tan›mlanm›fl terapötik etki ve güvenirli¤e sahiptir. Azelasitin
phthalazinon türevidir ve potent H1-reseptör antagonizmi, mast hücre
stabilizasyonu ve pek çok di¤er mediatörlerin inhibisyonu gibi özelliklere
sahip tek ilaçt›r.
OLGU: 31-yafl›nda erkek hasta son 3 y›ld›r poliklini¤imizde polene ba¤l›
AR tan›s›yla takip ve tedavi edilmekteydi. Hasta tedavisinin 1. y›l›nda
azelastin nazal spreyi günde 2 kez her burun deli¤ine bir puff olacak
flekilde kulland› ve tedaviden fayda gördü. Ancak tedavinin 2. y›l›nda
hasta ilaç kullan›m› ile flikayetlerinin artt›¤›n› belirterek ilac› kullanmay›
reddetti. Bu yüzden hastaya azelastin ile cilt prik testi, intradermal test,
erken ve geç yama testi uyguland›. Sadece geç yama testine 48. saatte
zay›f pozitiflik izlenirken di¤er testlerin hepsi negatifdi. Azelastin ile
tan›mlanan afl›r›-duyarl›l›k reaksiyonunu do¤rulamak üzere polen mevsimi
bittikten sonra hasta semptomsuz iken nazal provokasyon testi yap›ld›.
Azelastin 0.14 mg nazal uygulan›m›ndan sonraki ilk 15 dakika içinde
hastada burun kafl›nt›s›, ak›nt›s›, t›kan›kl›¤› ve hapfl›r›k ile birlikte
gözlerde kafl›nt› ve yaflarma izlendi. 2. jenerasyon nazal antihistaminikler
olan olapatadin ve levokabastin ile yap›lan nazal provokasyon testleri
negatifti. Her ne kadar negatif cilt testi reaksiyonun IgE arac›l› olmad›¤›n›
düflündürse de, provokasyon testinde erken yan›t görülmesi bu hastada
tip I allerjik reaksiyon olas›l›¤›n› güçlendirmektedir.
TARTIfiMA: Allerjik hastal›klarda en s›k kullan›lan ilaç gruplar›ndan biri
olan antihistaminiklere karfl› afl›r›-duyarl›l›k reaksiyonlar› oldukça nadir
görülür. Hipersensitivite mekanizmas› tam olarak aç›klanamayan hastam›zda,
polisensitivite izlenmemifltir. Olgumuz literatürdeki nazal azelastin’e ba¤l›
geliflen ilk ilaç afl›r›-duyarl›l›k vakas› olmas› nedeniyle sunulmufltur.
G‹R‹fi: Oktreotid sentetik bir somatostatin analo¤udur. Ekzokrin pankreas
dokusunun hormon sekresyonunu inhibe etmesi nedeniyle akut ve kronik
pankreatit tedavisinde kullan›l›r. Bulant›, kusma, kar›n a¤r›s›, ishal, kolelitiazis,
gibi yan etkilere neden olmakla birlikte nadiren anaflaksiye yol açar.
OLGU: Tekrarlayan kar›n a¤r›lar› nedeniyle baflvuran 12 yafl›ndaki erkek
hasta, kronik pankreatit tan›s›yla yat›r›ld›. Antibiyotik tedavisiyle birlikte 15
gün oktreotid ( 6 mcg/kg/g, iv, günde tek dozda) verildi. Klinik olarak stabil
olan hasta taburcu edildikten iki hafta sonra pankreatit ata¤›yla yeniden
baflvurdu. Di¤er tedavilere ek olarak yeniden oktreotid tedavisi (1,3
mcg/kg/doz, iv, günde üç dozda) baflland›. Oktreotid tedavisinin 10. dozunun
infüzyonu bafllad›ktan hemen sonra hastan›n yüzünde ve kollarda k›zar›kl›k,
periorbital ve perioral flifllik, nefes darl›¤›, öksürük ve kar›n a¤r›s› geliflti.
Hastan›n hipotansiyonu ve vizingi olmad›. Oktreotid infüzyonu hemen
kesildi ve feniramin maleat iv verildi. fiikâyetleri befl dakikada gerilemeye
bafllayan hastan›n tüm bulgular› bir saatte normale döndü. Oktreotidin
sonraki dozunda da hastada ayn› reaksiyon geliflti. Oktreotid tedavisi kesilen
hasta allejik reaksiyon aç›s›ndan de¤erlendirilmek üzere klini¤imize dan›fl›ld›.
Befl hafta sonra 1/1 prick ve intradermal (1/1000, 1/100, 1/10 ve 1/1
konsantrasyonda) deri testi yap›ld›. 1/10 ve 1/1 konsantrasyonda intradermal
test pozitif olarak de¤erlendirildi (s›ras›yla 3 ve 4 mm). Hastaya öykü ve
intradermal test sonuçlar›yla oktreotid anaflaksisi tan›s› konuldu. Hastan›n
izleminde yeniden pankreatit ata¤› oldu. Desensitizizasyon protokolü ile
oktreotid verildi. Herhangi bir reaksiyon gözlenmeyen hastan›n oktreotid
tedavisi befl gün sorunsuz olarak tamamland›.
SONUÇ: Oktreotid oldukça nadir de olsa anaflaksiye neden olabilir. Bu
olgu bildi¤imiz kadar›yla, oktreotide ba¤l› anaflaksi geliflen ve baflar›l›
desensitizasyon uygulanan ilk pediatrik olgudur.
78
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
Z-KL‹N‹K ‹MMÜNOLOJ‹ OLGULARI
P-153
P-155
ETODOLAK’A BA⁄LI ÇOKLU BÜLLÖZ F‹KS ‹LAÇ ERUPS‹YONU
HASH‹MOTO T‹RO‹D‹T‹ GEL‹fiEN ‹K‹ ATAKS‹ TELENJ‹EKTAZ‹ OLGUSU
‹lkay Koca Kalkan1, A. Füsun Kalpakl›o¤lu1, P›nar Atasoy2, Ayfle An›l Karabulut3
1K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik ‹mmünoloji ve Allerji BD
2K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji AD
3K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Dermatoloji AD
Türkan Pat›ro¤lu1, Hatice Eke Güngör1, Hüseyin Baz5, Selim Kurto¤lu2,
Ekrem Ünal3, Ali Y›k›lmaz4
1
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Kayseri
2
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dal›, Kayseri
3
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dal›, Kayseri
4
Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal›, Kayseri
5
Göksun Devlet Hastanesi, Kahramanmarafl
G‹R‹fi: Fiks ilaç erüpsiyonu (F‹E) genellikle soliter/az say›da kafl›nt›l›,
iyi s›n›rl› eritamatöz maküller olarak izlenir. Tipik olarak sorumlu ajan›n
kesilmesinden sonra hiperpigmantasyon b›rakarak iyileflir, ancak yeniden
kullan›lmas›yla da tekrar ayn› lokalizasyonda oluflur. Büllöz ve yayg›n
formlar› nadir görülür.
OLGU: Allerjik rinitli ve bafla¤r›s› nedeniyle s›k s›k analjezik kullanmak
zorunda kalan 30-yafl›nda erkek hasta flurbiprofen ve parasetamol ald›ktan
s›ras›yla 30 dakika-13 saat sonra oluflan ürtiker/angioödem ataklar› ile
baflvurdu. Ayr›ca hastan›n son 4 ayda 3 kez olan tekrarlay›c› karakterde
oral ve genital büllöz ülserasyonlar ile birlikte el ve ayaklar›nda eritamatöz
erupsiyon flikayeti de mevcuttu. Tüm ataklar etodolak sonras› ayn› bölgede
geliflip, 2 hafta sürüp hiperpigmentasyon ile iyileflmiflti. Aile hekimi taraf›nda
herpes infeksiyonu tan›s›yla asiklovir reçete edilen hastada baflvuru an›nda
aktif lezyon izlenmedi¤i gibi baflka bir tetikleyici ajanda tan›mlanamad›.
Laboratuvar testlerinde yüksek TSH düzeyi saptanan hastaya endokrinoloji
bölümünce Hashimato tiroiditi tan›s›yla tedavi baflland›. TSH düzeyleri
normale döndükten sonra NSA‹‹ ile hastaya oral provokasyon testleri
(OPT) yap›ld›. Flurbiprofen, parasetamol, meloksikam ve nimesulid ile
OPT negatif iken toplam 750 mg etodolak al›m›ndan 6-8 saat sonra oralgenital mukozada yanma hissi ve ard›ndan eritem geliflti. Ertesi gün sa¤
el ve sol aya¤›nda eritamatöz erupsiyon ile birlikte dudaklar›nda ve peniste
vezikülobüllöz lezyonlar, ve a¤›z mukozas› da dahil olmak üzere
ülserasyonlar olufltu. Glanstan al›nan cilt biyopsisinin histopatolojisi F‹E’le
uyumlu bulundu. Lezyonlar 2 hafta içinde rezidüel hiperpigmentasyon
b›rakarak iyileflti. Hastaya etodolak kullanmamas› tavsiye edildi.
TARTIfiMA: Bu olgu literatürdeki etodok’a ba¤l› ilk çoklu büllöz F‹E
vakas› olmas› özelli¤iyle sunuldu.
Ataksi telenjiektazi, ilerleyici serebellar ataksi, okulokütanöz telenjiektaziler,
humoral ve hücresel yetmezli¤e ba¤l› tekrarlayan sinopulmoner
enfeksiyonlar, iyonize radyasyona afl›r› duyarl›l›k ve kanser geliflimine
yatk›nl›kla karakterize, nadir görülen, otozomal resesif geçiflli bir
multisistem hastal›¤›d›r. Hücre döngüsünün kontrolü ve DNA tamirinde
görevli bir proteini kodlayan 11q22-23 nolu kromozomda yerleflmifl ATM
genindeki mutasyon sonucu ortaya ç›kar. Hastal›k prevalans›n›n 40000100000 canl› do¤umda bir oldu¤u tahmin edilmektedir. K›zlar ve erkekler
eflit oranda etkilenir. Ataksi telenjiektazili hastalarda nörolojik ve
immünolojik bozukluklar›n yan›nda diabetes mellitus prevalans›nda
artma, büyüme hormonu eksikli¤i, adölesan k›zlarda over de¤ifliklikleri,
erkeklerde inmemifl testis ve inkomplet spermatogenez gibi endokrin
problemler bildirilmiflken tiroid fonksiyonlar› ile ilgili bozukluklardan
nadiren bahsedilmektedir. Literatürde primer immün yetmezliklerde
Hashimoto tiroiditi s›kl›kla gözlenirken, Ataksi telenjiektazi ile birlikteli¤ine
rastlanmam›flt›r. Burada Ataksi telenjiektazi tan›s› ile takip edilirken
Hashimoto tiroiditi geliflen iki olgu sunulmufltur.
P-156
SALMONELLA ‹SHAL‹NDE ORAL ‹MMÜNOGLOBUL‹N TEDAV‹S‹
P-154
Fatma Duksal1, Ahmet Sami Güven2, Ali Kaya2, Zehra fiule Haskolo¤lu1,
Mehtap K›nc›r2, Ömer Cevit1
1
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Çocuk
Alerji ve ‹mmunoloji BD, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› ABD, Sivas
BAKTER‹YEL ENFEKS‹YONU TAKL‹T EDEN KARBAMAZEP‹N’E BA⁄LI
DRESS (DRUG REACTIONS, EOSINOPHILIA, SYSTEMIC SYMPTOMS)
SENDROMU
Betül Büyüktiryaki1, Handan Bezirgano¤lu2, Ümit fiahiner1, Tolga Yavuz1,
Ebru Y›lmaz 1 , Ayfer Tuncer 1 , Atefl Kara 3 , Cans›n Saçkesen 1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve Ast›m Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi Pediatri Anabilim Dal›, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi Pediatrik Enfeksiyon Ünitesi, Ankara
G‹R‹fi: Gastroenteritte en s›k tan›mlanan patojen virüslerden sonra
salmonellad›r. Salmonella enfeksiyonlar›nda akut faz reaktanlar›nda
art›fl ve atefl daha fazla görülmektedir. Salmonella enteropatojenik gram
negatif basil olup lokalize ve sistemik enfeksiyonlara yol açmaktad›r.
Ço¤unlukla kendini s›n›rlasa da ba¤›fl›kl›k sistemi olgunlaflmam›fl
çocuklarda a¤›r semptomlara yol açabilir.
Rotavirüs ishalinde oral immünoglobulinin ishal süresini, semptomlar›n
ciddiyetini ve viral at›l›m› azaltt›¤› gösterilmifltir. Salmonella ishalinde
oral immünoglobulin verildi¤ini gösteren bir çal›flmaya rastlamad›k.
Bu sunumda ba¤›fl›kl›k sistemi bask›lanm›fl bir olguda salmonellaya
ba¤l› a¤›r ishalin oral immünoglobulin ile tedavisi tart›fl›lm›flt›r
OLGU: A¤›r kombine immün yetmezlik tan›l› iki buçuk yafl›nda erkek
hasta acil servise 39°C’ye varan atefl, ishal ve kusma flikayetleriyle
baflvurmufltur. Günde 15-20 kez d›flk›lamas› olan hastan›n, d›flk›
kültüründe salmonella üremifltir. Tedavisinin 5. gününde d›flk›lama
say›s› azalmayan hastaya a¤›z yoluyla tek doz 300 mg/kg serum
immünoglobulin (Flebogamma®, Grifols S.A Spain) %5 dektroz içerisinde
50 mg/ml konsantrasyonda uyguland›. Tedaviden 24 -48 saat sonra
günlük d›flk›lama say›s› ikiye düfltü, 5. günde gayta kültürü negatifleflti.
TARTIfiMA: A¤›r kombine immün yetmezlik nadir, konjenital hastal›kt›r.
Hayat›n ilk y›l›nda a¤›r enfeksiyonlar ile karekterize olup, ishal s›k
görülür. Etkin tedavi mortalite ve morbiditenin önlenmesi aç›s›ndan
önemlidir.
Salmonella enfeksiyonunda hücresel immunite önemlidir. Ba¤›fl›kl›¤›
bask›lanm›fl hastalarda, normal olanlara göre salmonellaya ba¤l› ishal,
kolit tablosu, bakteriyemi, yayg›n enfeksiyon ve relaps daha fazla
görülmüfltür.
Hastam›z primer immun yetmezlik olup, oral immünoglobulin uygulanmas›
sonras›nda 24-48 saatlik süre içinde hastan›n ishal say›s› ikiye düfltü
ve gayta kültürü normale döndü.
SONUÇ: Ba¤›fl›kl›¤› bask›lanm›fl hastalarda a¤›r salmonella ishalinde
oral immünoglobulin verilmesi bakteri yükünü ve böylece salmonellan›n
d›flk›da at›l›m›n› azaltarak semptomlar›n süresini azaltabilir.
G‹R‹fi: DRESS sendromu; atefl, döküntü lenfadenopati ile birlikte anormal
karaci¤er fonksiyonu, interstisyel nefrit, pulmoner ve kardiyak tutulum,
eozinofili ve atipik lenfositlerin efllik etti¤i hematolojik anomalilerle karakterize
hayat› tehdit edici bir durumdur. Antikonvülzanlar, allopurinol, minosiklin
ve sülfonomidler en s›k sorumlu tutulan ilaçlard›r. Antikonvülzanlar›n
yayg›n kullan›m›na ra¤men çocukluk ça¤›nda nadir görülmektedir.
OLGU: Sekiz yafl›nda k›z hasta atefl, lenfadenopati ve deri döküntüsü
nedeniyle acil servise baflvurdu. Hikayesinden 5 hafta önce epilepsi
tedavisi amac›yla karbamazepin baflland›¤› ö¤renildi. Streptokok
enfeksiyonu ön tan›s›yla enfeksiyon bölümüne yat›r›lan hastan›n fizik
muayenesinde yüz, gövde ve ekstremitelerde yayg›n makülopapüler
döküntü, bilateral servikal lenfadenopati ve hafif hepatosplenomegali
mevcuttu. Laboratuar testlerinde lökosit say›m› 6200/μL (%22 eozinofili)
ve γ-glutamil transpeptidaz düzeyi 296.6 U/L saptand›. Enfeksiyöz ve
kollajen hastal›klara yönelik tetkikleri normal idi. Antibiyotik tedavisine
yan›ts›z atefl yüksekli¤i, jeneralize deskuamasyonun efllik etti¤i
makülopapüler döküntü, yüzde anjioödem ve keilitis geliflmesi nedeniyle
karbamazepine ba¤l› hipersensitivite reaksiyonu olarak de¤erlendirildi.
Antibiyotik tedavisi kesilen hastan›n karbamazepin tedavisi levetirasetam
ile de¤ifltirildi beraberinde kortikosteroid ve antihistaminik tedavisi
uygulanan hastan›n kilinik bulgular› bir haftada düzeldi. ‹yileflmeyi
takiben 6 hafta sonra tan›y› do¤rulamak için karbamazepin ile epikütanöz
patch test yap›ld›. Karbamazepin (%10 dilüsyon) ile 48 saat sonra pozitif
reaksiyon görülürken, levetirasetam ve negatif kontrol ile geç tip
hipersensitivite reaksiyonu saptanmad›. Hastan›n nöbetleri levetirasetam
ile geç tip hipersensitivite reaksiyonu görülmeden kontrol alt›ndad›r.
SONUÇ: Burada çocukluk ça¤›nda nadir görülmekle birlikte 8 yafl›nda
bir k›z hastada karbamazepine ba¤l› DRESS sendromu sunulmufltur.
Epikütanöz patch testi tan›y› ve güvenli ilac› belirlemede faydal› tan›
yöntemi olarak kullan›labilir.
79
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-157
P-159
PERS‹STAN HIfiILTI AYIRICI TANISINDA YEN‹ B‹R OLGU: DOCK 8
EKS‹KL‹⁄‹
KRON‹K GRANÜLOMATÖZ HASTALIKLI B‹R OLGUDA TEKRARLAYAN
PER‹KARD‹YAL EFFÜZYON
Ayça Aslan K›yk›m, Havva Hasret Ça¤an, Safa Bar›fl, Ifl›l Berat Barlan
T.C. Marmara Üniversitesi Pendik E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Çocuk
Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul
Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ayça Aslan K›yk›m, Ifl›l Berat Barlan
T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye
Otozomal resesif kal›t›lan DOCK 8 eksikli¤i hiperIgE sendromlar› içinde
yeni tan›mlanm›fl bir kombine immün yetersizliktir. Yüksek IgE düzeyleri
ile birlikte tekrarlayan sinopulmoner ve viral cilt enfeksiyonlar› tipiktir. IgE
yüksekli¤i, hipereozinofili, düflük B ve T lenfosit say›s›, bozuk antikor
yan›t› görülebilir. 5 yafl›nda erkek olgu öksürük, h›fl›lt› ve balgam ç›karma
nedenleriyle baflvurdu. 2 y›l boyunca düzenli inhale steroid ve bronkodilatör
tedavileri alt›nda yak›nmalar› devam etmekteydi. Tetkiklerinde IgE düzeyi
5000’in üzerinde saptanan hastan›n bronkoskopisinde özellik saptanmad›.
Fizik bak›da boy ve tart› yafla göre normal s›n›rlarda, hastada f›ç› gö¤üs
mevcuttu, dinlemekle iki tarafl› yayg›n ekspiryum uzunlu¤u ve sibilan
raller duyuldu. Yüksek çözünürlüklü akci¤er tomografisinde mozaik patern,
bilateral interstisyel tutulum ve bronflektatik görünüm izlendi.
FIP1L1/PDGFRA delesyonu saptanmad›. Parazitoz-Löffler sendromu
aç›s›ndan bak›lan d›flk› analizleri ve aspergillus cilt testi negatifti. Atopisi
yoktu. Lenfosit subgruplamas›nda CD4 ve CD8 pozitif T hücrelerinin
normalin alt›nda oldu¤u görüldü. Hipogammaglobulinemi görülmedi.
Otoantikorlar› negatifti. Kemik ili¤i aspirasyonunda tüm serilerde artma
mevcuttu, atipik hücre görülmedi. Akci¤er biyopsisinde bronkosentrik
da¤›l›m gösteren eozinofil hakimiyetinde enflamatuvar parenkim hasar›
görüldü. IgE yüksekli¤i, hipereozinofili, lenfopeni, dermatit ve persistan
h›fl›lt› nedeniyle hiper IgE sendromu düflünüldü. DOCK 8 proteininde 119. ekzonlar aras›nda delesyon saptand›, bu sonuçlarla otozomal resesif
hiper IgE sendromu tan›s› ald›. Antikor yan›t› bozuk oldu¤undan intravenöz
immünglobulin tedavisi baflland›. DOCK 8 eksikli¤i benzer laboratuvar
ve klinik durumlarda düflünülmelidir.
Kronik granülomatöz hastal›k (KGH), nikotinamid adenin dinükleotid
fosfat (NADPH) oksidaz enzim sistemindeki mutasyonla karekterize
nadir görülen fagosit sistem hastal›¤›d›r. Genetik olarak heterojen geçiflli
olup X-e ba¤l› genotip (%65-70) en s›k rastlanan tiptir. Fagosit içinde
reaktif oksijen ara ürünlerinin a盤a ç›kmamas› sonucu özellikle katalaz
pozitif bakteri ve mantar enfeksiyonlar› ve abse oluflumuna duyarlanma
söz konusudur. Bu hastal›kta perikardiyal effüzyon nadir olarak ortaya
ç›kabilmektedir. Perikardiyal effüzyon, mantar enfeksiyonuna ikincil
veya artan enflamasyona ba¤l› meydana gelebilmektedir. Yirmi ayl›k
erkek olgu atefl ve çarp›nt› nedeniyle baflvurdu. Yap›lan de¤erlendirmede
11 mm geniflli¤inde perikardiyal effüzyon saptanan olguda yenido¤an
döneminde geliflen perianal abse nedeniyle genifl sepektrumlu antibiyotik
tedavisi almas› ve cerrahi drenaj uygulanmas› nedeniyle KGH düflünüldü.
Nitroblue tetrazolium ve dihidrorodamin testi düflük saptanarak KGH
tan›s› kesinlefltirildi. Perikard s›v›s›n›n de¤erlendirilmesinde herhangi
bir viral, bakteriyel ve fungal mikroorganizma üretilememesine ra¤men
bafllanan genifl spektrumlu antibakteriyel, antifungal ve anti-enflamatuvar
tedavi ile perikardiyal s›v›n›n geriledi¤i gözlendi. Bu olgu bildirimi ile
KGH’ta nadir de olsa oluflan perikardiyal effüzyonun altta yatan herhangi
bir enfeksiyon olmadan artan enflamasyona ikincil oluflabilece¤i ve klinik
izlem ile düzelebilece¤i vurgulanmak istenmifltir.
P-160
AGAMMAGLOBUL‹NEM‹’L‹ B‹R OLGUDA M‹YELOD‹SPLAST‹K
SENDROM
P-158
ARTEM‹S GEN DEFEKT‹: ‹K‹ OLGU SUNUMU
Ayça Aslan K›yk›m, Safa Bar›fl, Havva Hasret Ça¤an, Ifl›l Berat Barlan
T.C. Sa¤l›k Bakanl›¤›, Marmara Üniversitesi E¤itim ve Araflt›rma
Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye
Bahar Göktürk 1 , Hasibe Artaç 2 , Sevgi Kelefl 1 , Mine K›raç 1 ,
Jacques Van Dongen 3 , Mirjam Van Der Burg 3 , ‹smail Reisli 1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve Allerji
Bölümü, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Selçuklu T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji ve
Allerji Bölümü, Konya
3
Dept. of Immunology, Erasmus MC, University Medical Center
Rotterdam, the Netherlands
X’ ba¤l› agammaglobulinemi, bruton tirozin kinaz genindeki mutasyon
sonucu ortaya ç›kan nadir bir hastal›kt›r. Etkilenen olgularda B lenfosit
gelifliminde duraklama sonucu mutlak B lenfosit say›s›nda ve
immünglobulin yap›m›da azalma meydana gelmektedir. Hastal›k klinik
olarak karfl›m›za tekrarlay›c› solunum ve sindirim yolu enfeksiyonlar›
ile ç›kmaktad›r. Daha nadir olarak otoimmün hastal›klar, nötropeni, artrit
görülebilmektedir. Agammaglobulinemi ve miyelodisplazi (MDS) birlikteli¤i
oldukça nadir görülen bir durumdur. Bu olgularda artan enfeksiyon
s›kl›¤› nedeniyle geçici tipte MDS bulgular› ortaya ç›kabilmekte ve
düzenli IVIG tedavisi ile kan tablosunda düzelme görülebilmektedir.
Di¤er taraftan primer MDS olgular›n›n bir bölümünde sitogenetik
anormallikler sonucu etkin olmayan lenfopoeze meydana gelmekte ve
buna ba¤l› olarak B hücre ve immünglobulin düflüklü¤ü oluflabilmektedir.
On iki yafl›nda erkek hasta, 4 ayl›ktan itibaren s›k otit ve gastroenterit
geçirme nedeniyle klini¤imize baflvurdu. Yap›lan de¤erlendirmede
panhipogammaglobulinemi ve B hücre yoklu¤u saptanmas› nedeniyle
agammaglobulinemi tan›s› konuldu. Düzenli immünglobulin tedavisi ile
enfeksiyon flikayetleri kontrol alt›na al›nan hastan›n izleminde düzelmeyen
trombositopeni geliflti¤i görüldü. Kemik ili¤i de¤erlendirilmesinde
hiposelülerite, CD34+ hücre say›s›nda ve granülositer seride azalma,
dismorfik de¤ifliklikler, küçük hioplobuler megakaryositler gözlendi.
Sitogenetik analiz sonucu 7. Kromozomda monozomi saptand›. Bu
bulgularla hastaya MDS tan›s› konularak kemik ili¤i transplantasyonu
yap›lmas› planland›. Sonuç olarak bu olgu bildirimi ile
agammaglobulinemi’da düzelmeyen sitopeni varl›¤›nda, MDS’nin ayr›c›
tan›da akla getirilmesinin erken teflhis ve tedavi aç›s›ndan önemi
vurgulanmak istenmifltir.
G‹R‹fi: Artemis gen mutasyonlar›na ba¤l› olan T(-)B(-) a¤›r kombine
immün yetmezlik (AK‹Y), hayat›n ilk aylar›nda tekrarlayan f›rsatç›
enfeksiyonlar, kronik diare ve büyüme gerili¤i gibi bulgularla baflvurabilir.
OLGU 1: ‹ki yafl›nda k›z hasta, 1 yafl›ndan beri olan diare, tekrarlayan
akci¤er enfeksiyonu ve persistan oral moniliazis nedeniyle baflvurdu.
Büyüme gerili¤i, oral moniliazisi, bilateral krepitan ralleri, IgM ve IgA
seviye, CD4+T (%5), CD19+B (%0.4) lenfosit düflüklü¤ü, TCR?? (%36)
and CD3+CD45RO+ (%55) yüksekli¤i. izohemaglutinin titre negatifli¤i,
fitohemaglutinine lenfoblastik transformasyon cevap düflüklü¤ü (%36),
maternal engraftment bulundu. AK‹Y tan›s›yla intravenöz immunoglobulin
(IVIG) replasman›, antibakteriyel ve antifungal profilaksi baflland›. Artemis
gen sekans analizinde 16. aminoasid pozisyonunda izolösinin metionin
ile yerde¤ifliminin görüldü¤ü (p.IIe16Met), ekzon 1’de (c.48A>G) mutasyon
saptand›. Takibinde aspergillozis, diabetes insipitus ve hipotiroidizm
geliflti. Tam uyumlu akraba d›fl› donörden kemik ili¤i nakli yap›lan hasta
K‹T sonras› 1. y›l›nda hafif GVHD tablosu ile takip edimektedir.
OLGU 2: Sekiz ayl›k k›z hasta, 3 ayl›ktan beri olan tekrarlayan moniliazis,
geçmeyen h›r›lt› ve ishal nedeniyle baflvurdu. Malnütrisyon, yayg›n oral
moniliazis, krepitan raller, timus yoklu¤u mevcuttu.Lenfopeni (930/mm3),
agamaglobulinemi, periferik kanda CD3+T ve CD19+B hücreleri yoklu¤u
saptand›. T-B-NK+ AK‹Y tan›s›yla IVIG replasman›, antibakteriyel ve
antifungal profilaksi baflland›. Artemis gen sekans analizinde ekzon 9’da
C nükleotidinde homozigot mutasyon tespit edildi. Beflli antitüberküloz
tedavi (BCGitis nedeniyle), haftal›k IVIG tedavisi, antibakteriyel ve antifungal
profilaksi alt›na al›nan hastaya 15 ayl›kken akraba d›fl› donörden kemik
ili¤i nakli yap›ld›. K‹T sonras› 6. ay›nda genel durumu iyi olarak izlenmektedir.
SONUÇ: Bu olgular göz önüne al›nd›¤›nda Artemis gen defektine ba¤l›
AK‹Y’in, maternal engrafment varl›¤› ile farkl› klinik seyir göstebildi¤i söylenebilir.
80
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-161
P-162 (devam›)
B‹S‹TOPEN‹ VE KEM‹K ‹L‹⁄‹ BULGULARI ‹LE LÖKOZU TAKL‹T EDEN
A⁄IR KOMB‹NE ‹MMUN YETMEZL‹KL‹ B‹R OLGU: ADA EKS‹KL‹⁄‹
düflüklü¤ü ve oksidatif burstte düflüklük saptanarak KGH tan›s› ald›.
‹kibuçuk yafl›nda pulmoner mantar enfeksiyonu ile yat›r›larak antifungal
tedavi ve gamainterferon baflland›. Tedaviyle bulgular›nda düzelme
saptanan hastaya kök hücre nakli planland›.
OLGU4: ‹ki yafl›nda erkek hasta cilt apseleri, tekrarlayan ishal nedeniyle
baflvurdu¤u d›fl merkezde KGH tan›s› alm›fl. Takibinde milyer tüberküloz,
osteomyelit, akci¤er ve mesanede granülom geliflen hastaya 2 kez kök
hücre nakli yap›ld› ancak yeterli engraftment sa¤lanamad›. Hasta halen
gamainterferon, antifungal, antibakteryel profilaksisi ve ara ara IVIG
replasman› ile takiptedir
SONUÇ: KGH hastalar farkl› kliniklerle baflvurabilirler. Granulomatöz
lezyonlar ve cilt yaralar› ile baflvuran hastalarda fagositer sistem defektleri
ak›lda bulundurulmal›d›r.
Mine K›raç1, Bahar Göktürk1, Hayriye Nermin Keçeci2, Sevgi Kelefl1,
‹smail Reisli1
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji
Bilim Dal›, Konya
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Ana Bilim Dal›, Konya
G‹R‹fi: Adenozin deaminaz(ADA) eksikli¤i, otozomal resesif geçiflli,
nadir görülen bir immün yetmezliktir. Tekrarlayan enfeksiyonlar ve
lenfopeni di¤er a¤›r kombine immün yetmezlik(AK‹Y) tiplerinde oldu¤u
gibi bu hastalar›n da en belirgin özelli¤idir. Burada hematoloji klini¤inde
bisitopeni ve kemik ili¤i aspirasyonunda blastlar›n görülmesi nedeni ile
lökoz aç›s›ndan araflt›r›l›rken, ADA eksikli¤ine ba¤l› AK‹Y tan›s› alan
bir olgu sunulmufltur.
OLGU: Üç ayl›k k›z hasta bisitopeni nedeni ile hematoloji klini¤inde
tetkik edilirken, hipogammaglobulinemisinin olmasi uzerine klini¤imize
konsulte edildi. Hikayesinden yenido¤an doneminden itibaren tekrarlayan
sinopulmoner enfeksiyon nedeniyle hastaneye yat›flinin oldu¤u o¤renildi.
Anne baba aras›nda akrabal›k olmayan hastan›n dört ye¤eninde bir yafl
alt›nda bilinmeyen nedenle bebek ölümü hikayesi mevcuttu. Fizik
muayenede yüksek damak, mikrognati ve retrognatisi olan hastanin
tonsilleri hipoplazikti. Cekilen PA-akciger grafisinde timus gölgesi
izlenmemekteydi. Laboratuar incelemede belirgin lökopeni,
trombositopenisi ve hipogammaglobulinemisi mevcuttu. Bisitopenisi
nedeni ile yap›lan iki kemik ili¤i incelemesinde %20-30 oran›nda
myeloblast saptand›. Ancak hastan›n a¤›r lenfopenisinin ve
hipogammaglobulinemisinin olmas›, direkt grafide timus gölgesinin
olmamas›, periferik kan lenfosit alt grub analizinde: CD19(%3), CD4(
%1), CD8( %4), NK( %6) oranlar›n›n çok düsük olmas› nedeniyle hasta
T(-), B(-), NK(-) AK‹Y olarak kabul edildi. ADA aktivitesinin düflük,
deoksiadenozin nukleotid seviyesinin yüksek bulunmas› uzerine ADA
eksikli¤ine ba¤l› AK‹Y tan›s› konuldu. Dört ayl›kken HLA dokusu tam
uyumlu kardeflten K‹T yap›lan hasta halen düzenli aral›klarla
poliklini¤imizden izlenmektedir.
SONUÇ: Hayat›n erken döneminde bafllayan tekrarlayan enfeksiyonlar
ve lenfopeni AK‹Y için uyar›c› bulgulard›r. Hastam›zda bisitopeninin
olmas› ve kemik ili¤i aspirasyonunda blastlar›n izlenmesi hastan›n
yanl›fll›kla lökoz olarak de¤erlendirilmesine yol açm›fl ve tan›da gecikmeye
neden olmufltur. Bu tür hastalarda PA akci¤er filminde timusun varl›¤›na
dikkat edilmeli, immunglobulin seviyeleri ile birlikte lenfosit alt grup
analizi yap›larak immun yetmezlik aç›s›ndan mutlaka de¤erlendirilmelidir.
P-163
N‹JMEGEN BREAKAGE SENDROMU: ÜÇ OLGU SUNUMU
Bahar Göktürk1, Mine K›raç1, Serap Genç Yüzüak2, Sevgi Kelefl1,
‹smail Reisli1
1
Meram T›p Fakültesi, Allerji ve ‹mmünoloji Bilim Dal›, Konya
2
Meram T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana Bilim Dal›,
Konya
G‹R‹fi: Nijmegen Breakage Sendromu(NBS) mikrosefali, kufl yüzü
görünümü(bird face), boy k›sal›¤›, immün yetmezlik, radyasyon duyarl›l›¤›
ve artm›fl lenfoid malignite riski ile karakterize, nadir görülen otozomal
resesif bir hastal›kt›r.
OLGU1: Onbir ayl›k erkek hasta, 3 ayl›ktan itibaren ayda bir üst solunum
yolu enfeksiyonu geçirme flikayeti ile baflvurdu. Soy geçmiflinde anne
babas› akraba olan hastan›n muayenesinde büyüme gerili¤i, mikrosefali,
kufl yüzü görünümü, malnutrisyon, yüksek damak, tonsil hipoplazisi
tesbit edildi. Laboratuar incelemesinde IgA, IgG de¤erleri ve lenfosit alt
grup analizinde B lenfosit oran› düflüktü. Takibinde(7yafl) B hücre oran›
normale dönen hastan›n IgG ve IgM düzeyleri düflük bulundu. Hasta
antibiyotik profilaksisi ile genel durumu iyi olarak izlenmektedir.
OLGU2: Onbir ayl›k erkek hasta, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonu
nedeniyle baflvurdu. Birinci olgunun kardefli olan hastam›z›n
muayenesinde büyüme gerili¤›, mikrosefali, kufl yüzü görünümü ve
malnutrisyon tesbit edildi. Laboratuar incelemesinde IgG, IgM ve lenfosit
alt grup analizinde B hücre oran› düflüklü¤ü saptand›. Hasta antibiyotik
profilaksisine al›nd›. Takipsiz kalan hastan›n son kontrolünde(2.5yafl)
bronfliolitis obliteransla uyumlu akci¤er bulgular› saptand›. ‹mmünolojik
tetkiklerinde IgG, IgM, B lenfosit oran› düflüklü¤ünün devam etti¤i
görüldü. Mevcut tedavisine inhale steroid IVIG eklendi.
OLGU3: Dört ayl›k k›z hasta h›r›lt› flikayeti ile baflvurdu. ‹ki ayl›ktan
itibaren tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyon geçirdi¤i, anne baban›n
akraba oldu¤u ö¤renildi. Muayenesinde malnutrisyon, mikrosefali, kufl
yüzü görünümü. Laboratuar incelemesinde anemi (Hb:7.1gr\dl),
agamaglobulinemi, NK ve B lenfosit yoklu¤u tesbit edildi. Hastaya
antibakteriyal ve antifungal profilaksi baflland›. Ligaz 4 ve NBS genlerinde
mutasyon gösterilemedi ancak protein ekspresyon düzeyinde defekt
bulundu. Takibinde enfeksiyonlar› kontrol alt›na al›namayan hastaya
IVIG baflland› ve hasta halen genel durumu iyi olarak izlenmektedir.
SONUÇ: NBS nadir görülen bir sendromdur. Bu sendroma immün
yetmezlik tablosunun efllik edebilece¤i ak›lda tutulmal›d›r.
P-162
KRON‹K GRANULAMATÖZ HASTALIKLI 4 OLGU SUNUMU
Gülsüm Alkan, Mine K›raç, Bahar Gokturk, Sevgi Kelefl, ‹smail Reisli
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Allerji ve immünoloji Ana Bilim
Dal›, Konya
Kronik granulomatöz hastal›k(KGH), fagositlerdeki NADPHoksidaz
sistemindeki yetersizli¤e ba¤l› olarak; katalaz(+) mikroorganizmalar ve
aspergillus gibi ajanlar›n öldürülememesi, bunun sonucu hücresel
immünite arac›l›¤›yla granülom formasyonu oluflumu ile karakterize bir
immün yetmezliktir. Burada farkl› klinikte baflvuran dört olgu sunulmufltur.
OLGU1: On befl yafl›nda miliyer tüberküloz nedeniyle tedavi gören
hasta 4 yafl›nda da tuberkuloz tedavisi alm›fl olmas› sebebiyle immün
tarama için basvurdu. Hikayesinden lenfadenit nedeniyle yap›lan
eksizyonel biyopsinin granülomatöz iltihap, kedi t›rm›¤› hastal›¤› olarak
de¤erlendirildi¤i ö¤renildi. Tetkiklerde oksidatif burst belirgin düflüktü,
KGH olarak kabul edilerek tüberküloz tedavisine ek olarak gamainterferon
baflland›. Klinik düzelme sa¤lanan hasta gamainterferon, antifungal,
antibiyotik profilaksi ile sa¤l›kl› olarak takip ediliyor.
OLGU2: Üç yafl›nda erkek hasta 6 ayd›r bacaklarda devam eden yaralar
ile baflvurdu. Alt› ayl›ktan itibaren ara ara ak›nt›l› yaralar›n devam etti¤i
ö¤renildi. Yara kültüründe acinetobakter, staf‹lokok, psodomonas
üremedi. Oksidatif burstte düflüklük saptanarak KGH tan›s› konuldu.
Gamainterferon bafllanan hastada iyileflme sa¤land›.
OLGU3: Birbuçuk yafl›nda k›z hasta hasta milier tüberküloz nedeni ile
tedavi al›rken tekraralayan sinopulmoner enfeksiyonlar›n›n olmas›
nedeniyle de¤erlendirildi. Yap›lan immünolojik testlerde CD3, CD4
81
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-164
P-165 (devam›)
‹NFANT‹L ‹NFLAMATUVAR BA⁄IRSAK HASTALI⁄I ‹LE PREZENTE
OLAN B‹R OLGUDA ‹NTERLÖK‹N-10 RESEPTÖR DEFEKT‹
Fizik muayenesinde hepatomegali, USG’de multipl karaci¤er kistleri
saptand›. Antitüberküloz, antibiyotik ve antifungal tedavi, izlemde
hemofagositoz geliflmesi nedeniyle HLH 2002 protokolü, tedaviye yan›t
olmamas› üzerine interferon-γ ve granülosit infüzyonlar› uyguland›.
Karaci¤er abselerinin yayg›n olmas› nedeniyle rezeksiyon yap›lamad›.
Perkutanöz direnajla k›smi iyileflme sa¤land›. Hikayesinde BCG lenfadeniti
tan›s› olan ablas›na da aile taramas›nda KGH tan›s› konuldu.
SONUÇ: Sunulan hastalar, ayn› homozigot mutasyon saptanm›fl
olmas›na ra¤men farkl› yafllarda, farkl› prezentasyonlarla baflvurmufllar,
farkl› klinik seyir göstermifllerdir. Bu farkl›l›k hastalar›n genetik
kompozisyonlar› ile ilgili olabilir.
Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Baran Erman1, Ça¤man Tan1, Bar›fl Kuflkonmaz2,
Gülin H›zal 3 , Burcu Berbero¤lu 3 , F. ‹lhan Tezcan 1 , fi. Özden Sanal 1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik ‹mmünoloji Anabilim Dal›,
Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Kemik ‹li¤i Nakil Ünitesi, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Pediatrik Gastroenteroloji Anabilim Dal›,
Ankara
‹nflamatuvar ba¤›rsak hastal›¤› (‹BH) etyolojisinde oral tolerans›n
bozulmas›n›n önemli etkisi olabilece¤i düflünülmektedir. Oral tolerans›n
sa¤lanmas›nda de¤iflik mekanizmalar rol almakta olup, IL-10 ve TGFβ arac›l› immün supresyon etkili bir koruma sa¤lamaktad›r. IL-10 reseptör
(R) alt-ünitesi 1 ve 2’nin kodland›¤› s›ras›yla IL-10-RA ve B gen
mutasyonlar›n›n erken bafllang›çl› ‹BH ile iliflkisi bulunmufltur. Burada
Crohn hastal›¤› ile prezente olup IL-10-RB mutasyonu saptanan,
hematopoietik kök hücre transplantasyonuna (HKHT) karar verilen olgu
sunulmaktad›r.
Onbefl ayl›k erkek hasta 2 ayl›ktan itibaren aral›kl› olarak tekrar eden
anal abse, diaper dermatit, 6 aydan sonra giderek artan s›kl›kta olan
ishal, anal bölgede ülserleri olmas› nedeniyle sevkedildi. Hastan›n annebabas› aras›nda 1. derece akrabal›k vard›. Fizik muayenede anal bölgede
anüse yak›n yerleflimli derin ülser, çevresinde püy vard›. Tam kan
say›m›nda Hb:11,0g/dl, BK:24800/mm3, PLT:467000/mm3, periferik
yaymada mutlak lökosit ve lenfosit say›lar› s›ras›yla 5300/mm3,
13800/mm3 eritrosit sedimentasyon h›z› 120mm/sa, C-reaktif protein
düzeyi 24mg/dl’ydi. Hastada homozigot IL-10RB gen mutasyonu
(c.G477A, p.Trp159X) saptand›. Ba¤›rsak biyopsisinde ülserasyon, aktif
kolit bulgular› vard›. Anti-inflamatuvar tedaviye (steroid, asetil salisilik
asit) cevap vermeyen hastan›n oral al›m› kesilip TPN baflland›.
‹nflamasyonu bask›lamak amac›yla mezenkimal kök hücre tedavisi
verildi. Hastaya HLA doku gruplar›na göre hasta ile tam uyumlu oldu¤u
saptanan ablas›ndan HKHT yap›ld›.
‹BH’da monogenik kal›t›m varl›¤› aç›s›ndan yap›lan çal›flmalarda,
aralar›nda birinci derece akrabal›k iliflkisi ve etkilenmifl iki çocu¤u olan
Türk kökenli ailede IL-10RB gen mutasyonu tespit edilmifltir. IL-10RB
defekti olan hastaya uygulanan HKHT sonucunda hastan›n ileokolit
tablosunda remisyon sa¤lanm›flt›r. Erken bafllang›çl›, tedaviye cevaps›z
ve a¤›r seyreden ‹BH varl›¤›nda etiyolojide genetik defektin belirlenmesi,
tedavi ve prognoz aç›s›ndan çok önemlidir.
P-166
SALMONELLA ENTER‹T‹S’E BA⁄LI GEL‹fiEN LÖKOS‹TOKLAST‹K
VASKÜL‹T:IL-12 RESEPTÖR 1 BETA EKS‹KL‹⁄‹?
Serkan Filiz1, Dilara Fatma Kocac›k Uygun1, Ayflen Bingöl1, Olcay Ye¤in1,
Easther Van De Vosse2
1
Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Allerji ve ‹mmmunoloji Bilim Dal›
2
Department of Infectious Disaeses,Leiden University Medical Center
Mikobakteriyel enfeksiyonlara Mendelian hassasiyet (MSMD); nontüberkuloz mikobakteri ve salmonella enfeksiyonlar›na yatk›nl›¤a ba¤l›
ciddi ve kimi zaman ölümcül seyreden nadir görülen hastal›klar tablosudur.
Mikobakteri ve Salmonella gibi intraselüler patojenlerinin öldürülmesinde
önemli olan Tip-1 sitokin yola¤›ndaki IL12/IL23p40, IL-12/IFN23Rβ1,
IFN-γR1,IFN-γR2 ve STAT1’i kodlayan proteinlerdeki mutasyonlara
ba¤l› geliflir. Dört buçuk yafl›nda k›z hasta 2 y›ld›r tekrarlayan bacak ve
gövdede yayg›n döküntü, boyunda flifllikler nedeniyle baflvurdu.
Öyküsünde 8 ayl›k ile BCG afl›s›na sekonder süpüratif lenfadenit geliflti¤i
ve 2 yafl›ndan sonra tekrarlayan servikal lenfadenopatilerin ve alt
extremitelerinde yayg›n döküntülerin oldu¤u ö¤renildi. Farkl› merkezlerde
yap›lan cilt biyopsilerinde lökositoklastik vaskülit, lenf nodu biyopsilerinde
reaktif lenfadenit ile uyumlu oldu¤u ve Salmonella tüp agglutinasyon
pozitifli¤i nedeniyle antibiyotik tedavisi ald›¤› ö¤renildi. Muayenesinde
özellikle eksremitelerde ve gövdede yayg›n, kafl›nt›s›z purpurik k›rm›z›
renkte döküntüler ve boyunda en büyü¤ü 2x1.5 cm çap›nda a¤r›s›z
multip lenfadenopatileri mevcuttu. Laboratuar incelemesinde; normokrom
normositer anemi, akut faz reaktanlar›nda pozitiflik,
hipergammaglobunemi, Salmonella Typhi H ve O grup agglutinasyonu
pozitifli¤i ve kan kültüründe Salmonella Enteritis üremesi vard›. Cilt
biyopsisi: lökositoklastik vaskülit, lenf nodu biyopsisi reaktif lenfadenit
ile uyumlu idi. Salmonella enfeksiyonu için sefriakson tedavisi baflland›.
Tedavinin 3.gününden itibaren döküntülerinde ve akut faz reaktanlar›nda
gerileme saptand›. Tedavi 15 güne tamamlarak hasta taburcu edildi.
Poliklinik izleminde döküntüleri ve lenfadenopatileri belirgin flekilde
geriledi. Salmonella aç›s›ndan bak›lan kan ve d›flk› kültürleri negatif
olup, izlemi devam etmektedir. Klinik bulgular ve hikayesi ile ‹nterlökin
12/23-IFN-γ aks› bozuklu¤u düflünülerek Leiden Üniversitesine moleküler
analiz gönderildi. T hücrelerinde IL-12RB1 ekspresyonu olmad›¤›
saptand›. ‹lgili mutasyon analizi için sekans araflt›r›lmas› ayn› merkezde
devam etmektedir.
P-165
FARKLI KL‹N‹K PREZENTASYONLARLA BAfiVURAN P47- PHOX
MUTASYONUNA SAH‹P ÜÇ KRON‹K GRANULOMATÖZ HASTALIK
VAKASI
Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 2 , Bülent Cengiz 3 ,
‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve
‹mmünoloji Bölümü
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü
3
Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Enfeksiyon Hastal›klar›
Bölümü
P-167
Kronik granülomatöz hastal›k (KGH) NADPH oksidaz komponentlerinden
birindeki eksikli¤e ba¤l› olarak hücre-içi öldürme fonksiyonundaki
bozuklukla karakterize bir primer immün yetmezliktir. Komponentlerden
gp91phox’deki mutasyonlar X’e ba¤l›, p22-phox, p47-phox, p67-phox
mutasyonlar› otozomal resesif kal›t›l›r. Hastal›¤›n klinik prezentasyonlar›,
süpüratif adenit, subkutan ve karaci¤erde abseler, osteomyelit, fungal
pnömoni ve sepsis, BCG lenfadenitidir. Burada NCF1 geninde ayn›
homozigot mutasyon görülen üç KGH olgusu sunulmaktad›r.
OLGU 1 ve 2: Onalt› yafl›nda k›z hasta sa¤ elde yedi ayd›r devam eden
a¤r›l› büllöz lezyonlarla baflvurdu. Erkek kardeflinde 22 yafl›ndayken
tüberküloza ba¤l› ölüm öyküsü olan hastan›n biyopsisi tüberküloz daktiliti
ile uyumluydu.
Hastan›n 33 yafl›ndaki ablas› dört y›ld›r süren öksürük, rekürren atefl,
kilo kayb› flikayetleri ile baflvurdu. Akci¤er grafisinde bilateral hiler,
mediastinal lenfadenopati ve nodüler infiltrasyonlar bulunan hastan›n
mediastinal lenf nod biyopsisi reaktif hiperplazi olarak rapor edildi.
OLGU 3: ‹ki yafl›nda erkek hasta üç ayd›r süren atefl nedeniyle baflvurdu.
TEKRARLAYAN MYCOBACTERIUM ENFEKS‹YONLARIYLA SEYREDEN
B‹R IL12Rβ1 DEFEKT‹ OLGUSU
Zekiye ‹lke K›l›ç Topçu 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 2 , Nural Kiper 3 ,
‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik Allerji ve
‹mmünoloji Bölümü
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Pediatrik ‹mmünoloji Bölümü
3
Hacettepe Üniveristesi T›p Fakültesi Pediatrik Gö¤üs Hastal›klar›
Bölümü
Mikobakteriyal enfeksiyonlara hassasiyet gösteren mendelian kal›t›ml›
hastal›klardan IL12Rβ1 defektinde hastalar BCG afl›s›nda oldu¤u gibi
zay›f virulans› olan mikobakteriler, nontüberkuloz mikobakteriler (NTM)
ve nontifoidal salmonella enfeksiyonlar›na hassast›rlar.
82
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-167 (devam›)
P-169
OLGU: Anne-baba aras›nda 1. derece akrabal›k, annesinin iki erkek
kardeflinde sütçocuklu¤u döneminde nedeni bilinmeyen ölüm hikayesi
olan, iki ayl›kken BCG afl›s› sonras› sol koltuk alt›nda flifllik nedeniyle
d›fl merkezde yap›lan biyopsisi BCG lenfadenitiyle uyumlu bulunan
erkek hasta befl ayl›kken klini¤imizde görüldü. Rutin immunolojik test
sonuçlar› (serum immunoglobulin de¤erleri, lenfosit subset, NBT),
akci¤er grafisi normaldi, ppd negatifti. Antitüberküloz tedavi 9 aya
tamamland›. ‹ki yafl›nda apendektomi sonras› sa¤ gluteal bölgede anüse
uzanan 8x11 santimetre flifllik nedeniyle hastanemize refere edildi,
gluteal abse tan›s›yla yat›r›ld›. Kültürde mycobacterium tuberculosis
complex (m.tuberculosis, m.bovis, m. africanum) üredi. Dokuz ayl›k
antitüberküloz tedaviden üç ay sonra sa¤ inguinal bölgede geliflen
lenfadenopati ve antitüberküloz tedaviye ra¤men dört yafl›nda sol krista
iliakada litik lezyondan al›nan materyalde mycobacterium bovis üredi.
Antitüberküloz tedavi ak›nt› ve üremenin süreklili¤i nedeniyle 10 yafl›na
kadar çeflitli kombinasyonlarda devam edildi. IL12Rβ1 defekti tan›s›
alan hasta yedi yafl›ndayken bir y›l IFN γ tedavisi kulland›. Tedavisiz
sekiz y›l flikayeti olmayan hasta 18 yafl›nda kar›n a¤r›s› ve ateflle
baflvurdu, mezenterik ve periçekal lenfadenit saptand›. Laparotomide
lenf nodlar›ndan birinde ba¤›rsa¤a fistülizasyon gözlendi, rezeksiyon
uyguland›. Kültürde mycobacterium bovis üredi.
SONUÇ: Primer mikobakteriyal hastal›k geçiren IL12Rβ1 defekti olan
hastalarda sekonder mikobakteriyal enfeksiyon ve tedaviden sonra
rekürrens olmad›¤› belirtilmektedir. Olgu, sekiz y›l tedavisiz remisyonda
bulunmas›na ra¤men 18 yafl›nda primer hastal›¤›n›n tekrarlamas›
nedeniyle sunulmufltur.
NAD‹R GÖRÜLEN B‹R ‹MMÜN YETMEZL‹K. LÖKOS‹T ADEZYON
EKS‹KL‹⁄‹ T‹P 3
Özlem Cavkaytar 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 1 , Mustafa Büyükavc› 2 ,
Selin Aytaç Elmas3, Fatma Gümrük3, Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, Ankara
2
Erzurum Atatürk Üniversitesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Erzurum
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dal›, Ankara
G‹R‹fi: Lökosit adezyon eksikli¤i-III (LAD-III) lökositoz, trombosit
disfonksiyonu ve tekrarlayan enfeksiyonlarla karakterize lökosit
integrinlerinin sinyal iletimindeki fonksiyon bozuklu¤undan kaynaklanan
nadir görülen bir immün yetmezliktir. Kindlin-3 proteinini kodlayan
FERMT-3 genindeki mutasyon hastal›¤a neden olur. fiu ana kadar LADI tan›s› alan 200 hasta tan›mlanm›flken yaklafl›k 20 hasta LAD-III tan›s›
alm›flt›r. Burada yeni bir hasta sunulmufltur.
VAKA SUNUMU: ‹ki ayl›k k›z hasta inatç› lökositoz, do¤umdan hemen
sonra bafllayan ekstremilerde rekürren petefli ve ekimoz geliflmesi ve
pnömoni nedeniyle hastaneye yatma öyküsü ile baflvurdu. Bir kez
eritrosit transfüzyonu alan hastan›n anne ve babas› ikinci dereceden
akraba idi ve kanama diyatezi olan kardefli 35 günlükken kaybedilmiflti.
Fizik muayenede göbe¤i henüz düflmemiflti. Laboratuvar bulgular›nda
anemisi (Hg: 7.7 g/dl), lökositozu (BK:27000/μl) ve hafif trombositopenisi
(PLT: 78000/μl) olan hastan›n CD 18 düzeyi normaldi. Periferik kan
yaymas›nda %23 oran›nda blast ve erken miyeloid seriye ait öncül
hücreleri mevcuttu, kemik ili¤i aspirasyon yaymas›nda blast veya
herhangi bir hücre serisinde duraklama yoktu. LAD-III ön tan›s›yla (Tablo
1) yap›lan mutasyon analizinde FERMT3 geninde ekzon 12’de homozigot
mutasyon (c.1525C>T)* saptand›. Anne, baba ve hayattaki kardeflin
tafl›y›c› oldu¤u saptand›. Sonras›nda randevular›na gelmeyen hastaya
HLA tam uyumlu anneden kök hücre transplantasyonu planland› ancak
hasta randevu tarihinde gelmedi, ve telefonda konufl›ldu¤unda hastan›n
eksitus oldu¤u ö¤renildi.
SONUÇ: LAD-III erken bebeklik döneminden itibaren tekrarlayan
enfeksiyonlarla seyreden nadir görülen immün yetmezliklerden biridir.
Enfeksiyonlar aras›nda da inatç› lökositozu ve yenidogan döneminden
itibaren kanama diyatezi olan hastalarda tan›da akla gelmelidir. Allojeneik
kök hücre transplantasyonu tek tedavi seçene¤idir ve hasta kanama
veya enfeksiyonlarla erken dönemde kaybedilebilece¤inden mümkün
olan en k›sa sürede yap›lmal›d›r.
P-168
ATOP‹K DERMAT‹T BENZER‹ DER‹ BULGULARI ‹LE BAfiVURAN
MATERNAL ENGRAFTMANI OLAN A⁄IR KOMB‹NE ‹MMÜN YETMEZL‹K
OLGUSU
Özlem Cavkaytar 1 , Deniz Ça¤dafl Ayvaz 1 , Münevver Soyoral 2 ,
Özden Sanal1, ‹lhan Tezcan1
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Bilim dal›,
Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Ankara
G‹R‹fi: Atopik dermatit sanayileflmifl ülkelerde çok say›da çocuk ve
eriflkinde görülebilen kronik inflamatuar bir hastal›kt›r. Genetik durum,
parental atopi, bebeklik dönemindeki beslenme flekli, aeroallerjenlere
ve besin allerjenlerine maruziyet atopik dermatitin ortaya ç›kmas›na
neden olmaktad›r. Burada atopik dermatit nedeniyle baflvuran ve sonuçta
a¤›r kombine immün yetmezlik ve maternal engraftman tan›s› alan bir
hasta sunulmaktad›r.
VAKA SUNUMU: Dokuz ayl›k erkek hasta iki ayl›kken bafllayan yüzde
ve tüm vücutta k›rm›z› kafl›nt›l› döküntü ve saçl› deride sar› kurutlu
lezyonlar nedeniyle baflvurdu. Öyküsünde atopik dermatit ve seboreik
dermatit tan›lar› ile izlendi¤i, uygulanan steroidli kremlerden k›smi fayda
gördü¤ü, topikal ilaçlar ile artan pamukçuk hikayesi oldu¤u, alt› ve sekiz
ayl›kken birer kez bronfliyolit ve pnömoni geçirme öyküsü oldu¤u, annesi
babas› aras›nda akrabal›k olmad›¤›, annenin erkek kuzeninde bebeklik
döneminde a¤›z içinde tekrarlayan pamukçuk ve eksitus öyküsü oldu¤u
ö¤renildi. Laboratuvar testlerinde mutlak lenfosit say›s› normal, IgG 100
mg/dl (304-1231), IgM 29 mg/dl (32-203), CD3 %63, CD4 %3, CD 8
%33, CD 16+56 %1 CD 19 %35 oran›nda olan hastan›n lenfosit
proliferasyon testi düflüktü, yap›lan cilt biyopsisi maternal engraftman
ile uyumlu bulundu. Moleküler analiz sonucunda IL2RG geninde mutasyon
saptand› ve X’e ba¤l› a¤›r kombine immün yetmezlik tan›s› ald›. Hastaya
HLA tam uygun anneden periferik kök hücre nakli yap›ld› ve cilt
lezyonlar›nda belirgin gerileme oldu. Nakil sonras› +12. ayda sa¤l›kl›
olarak izlenmektedir.
SONUÇ: A¤›r kombine immün yetmezlikte enfeksiyon, plasentadan
geçen T lenfositlerin neden oldu¤u maternal GVHD ya da kök hücre
transplantasyonu nedeniyle ortaya ç›kan GVHD döküntüye neden olabilir.
Atopik dermatit nedeniyle baflvuran hastalarda ay›r›c› tan›da immün
yetmezlik her zaman ak›lda tutulmal›d›r.
P-170
ACT‹VAT‹ON-‹NDUCED CYT‹D‹NE DEAM‹NASE (AID) GEN‹NDE
HETEROZ‹GOT R190X MUTASYONU: GEÇ TANI ALMIfi ‹K‹ H‹PER IgM
SENDROMU OLGUSU
Caner Aytekin 1 , Deniz Gülo¤lu 2 , Meltem Ar›kan 2 , Figen Do¤u 2 ,
Anne Durandy3, Aydan ‹kincio¤ullar›2
1
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara
3
INSERM U 429, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de
Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa
G‹R‹fi: Hyper-IgM sendromu (HIGM) B hücresinde immunoglobulin
izotip de¤ifliminin bozulmas› sonucu geliflen, normal veya artm›fl serum
IgM ile azalm›fl IgG ve IgA düzeyleri ile karakterize bir primer immün
yetmezliktir (P‹Y). Burada, otozomal dominant heterozigot AID gen
mutasyonu sonucu geliflen HIGM tan›s› koyulan adolesan erkek hasta
ve annesi sunulmaktad›r.
OLGU 1: 17 yafl›ndaki erkek hasta boyunda lenfadenopati nedeniyle
baflvurdu. Öyküsünde bebeklikten beri s›k tekrarlayan alt ve üst solunum
yolu enfeksiyonlar› geçirdi¤i ö¤renildi. Anne-babas› aras›nda akrabal›k
yok ve sa¤l›kl› bir erkek kardefli vard›. Serum IgG düzeyi düflük, serum
IgA ve IgM düzeyleri yüksekti. CD19+CD27+IgM-IgD- B hücreleri (classsswitched memory B cells) düflük saptand›. Akci¤er tomografisinde
bronfliektazi görüldü. Hastaya bu bulgularla antikor eksikli¤i ile giden P‹Y
hastal›¤› ile hiper IgM sendromu ön tan›s› koyuldu. Yap›lan genetik analiz
sonucunda AID geninde bir alelde R190X mutasyonu gösterildi ve
otozomal dominant HIGM tan›s› kesinlefltirildi. Hasta ayl›k ‹V‹G replasman›
ve antibiyotik proflaksisi ile bir y›ld›r enfeksiyonsuz olarak izlenmektedir.
83
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-170 (devam›)
P-172
OLGU 2: Birinci olgunun 38 yafl›ndaki annesinin çocukluktan beri s›k
tekrarlayan alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlar› geçirdi¤i ve bronfliektazi
nedeniyle ameliyat oldu¤u ö¤renildi. Anne-babas› aras›nda akrabal›k yoktu.
Serum IgG ve IgA düzeyleri düflük, IgM düzeyi yüksekti. CD19+CD27+IgMIgD- B hücreleri düflük olarak saptand›. Genetik analizde ayn› mutasyon
gösterildi ve otozomal dominant HIGM tan›s› kesinlefltirildi. Hasta ‹V‹G
replasman› ve antibiyotik proflaksisi ile bir y›ld›r enfeksiyonsuz olarak
izlenmektedir. Olgular›n immünolojik verileri afla¤›daki Tablo’da sunulmaktad›r.
SONUÇ: P‹Y’ler genellikle çocukluk ça¤›nda görülmesine ra¤men daha
ileri yafllarda da tan› alabilmektedirler. Hastalar›n komplikasyonlar geliflmeden
erken tan› almalar›, ancak P‹Y’lerin fark›ndal›¤›n›n artt›r›lmas› ile mümkündür.
EGZEMA, ASTIM VE BES‹N ALLERJ‹S‹ ‹LE BAfiVURAN OLGUDA
OTOZOMAL RESES‹F H‹PER-IgE SENDROMU: DOCK8 EKS‹KL‹⁄‹
Özlem Cavkaytar1, Deniz Ça¤dafl Ayvaz2, Özlem Keskin3, Ebru Ar›k Y›lmaz1,
Betül Büyüktiryaki1, Ümit Murat fiahiner1, Süleyman Tolga Yavuz1,
Ayfer Tuncer1, Cans›n Saçkesen1, Özden Sanal3
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Allerji ve Ast›m Ünitesi,
Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
3
Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk ‹mmünolojisi ve Allerji
Hastal›klar› Bilim Dal›, Gaziantep
Tablo 1. Olgular›n immünolojik özellikleri
IgG (mg/dl)
IgA (mg/dl)
IgM (mg/dl)
Kan grubu
‹zohemagglutinin titresi
Polio Ab titresi (PT1, 2, 3)
Difteri Ab titresi (IU/ml)
CD3+CD16-56-(%)
CD3+CD4+ (%)
CD3+CD8+ (%)
CD3-CD16+56+(%)
CD19+(%)
CD20+(%)
HLA-DR+(%)
CD19+CD40+ (%)
CD3+CD40L+ (%)
CD19+CD27+IgM-IgD- (%)
‹n-vitro T hücre aktivasyonu (PHA ile)
CD3+CD25+ (%)
CD3+CD69+ (%)
Olgu 1
660
230
310
A Rh (+)
Anti B 1/1024
<1/4
0.007
44
20
19
48
7
6
21
6.5
83
2.3
Olgu 2
149
<6.06
625
AB Rh (+)
ölçülmedi
ölçülmedi
ölçülmedi
76
18
57
7
9
9
31
8
ölçülmedi
1.4
42
65
67
81
G‹R‹fi: Otozomal resesif hiper-IgE sendromu egzema, tekrarlayan
pnömoni, viral deri enfeksiyonlar› ve IgE yüksekli¤i ile karakterizedir ve
DOCK8 gen defektinin bu hastal›¤a yol açt›¤› gösterilmifltir. Hastalarda
bebeklikte bafllayan atopik dermatit yan›nda besin allerjisi, ast›m ve
anafilaksi efllik edebilir. Burada ön planda yak›nmalar› ast›m ve besin
alerjisi olan bir olgu sunulmaktad›r.
OLGU SUNUMU: Yedi yafl›ndaki k›z hastada 15 günlükken egzeman›n
bafllad›¤›, bebeklik döneminde süt ve yumurta yedi¤inde egzemada art›fl
ve dudakta anjiyoödem, sonraki y›llarda da bu¤day, f›nd›k, bal›k ve kivi
tüketimi ile benzer semptomlar›n›n oldu¤u ö¤renildi. Bir yafl›ndan beri
öksürük ve h›r›lt› için inhale kortikosteroid, montelukast ve gerekti¤inde
bronkodilatör tedavileri ald›¤›, tekrarlayan bronflit, akci¤er enfeksiyonu, otit,
herpes labialis geçirdi¤i, bölümümüze baflvurusundan üç hafta önce zona
geçirdi¤i ve sonras›nda piyodermi nedeniyle hastaneye yat›r›ld›¤› ö¤renildi.
Fizik muayenede, deride yayg›n ve a¤›r derecede egzema, gö¤üs sa¤ ön
ve arka duvar›nda belli bir dermatomu tutan zona lezyonlar› vard›. Laboratuvar
bulgular›nda ise IgM düzeyi düflük, IgE düzeyi çok yüksek ve eozinofilisi
mevcuttu. Anti Hepatit B antikor yan›t›nda, lenfosit alt gruplar›ndan CD3,
CD4 düzeylerinde ve izohemaglütinin düzeylerinde düflüklük olan hastan›n
lenfosit proliferasyonu hafif-orta düzeyde düflük saptand›. Bu klinik özellikler
ve laboratuvar bulgular›yla hastada otozomal resesif hiper-IgE sendromu
tan›s› düflünüldü ve sekans analizi ile DOCK8 mutasyonu saptand›.
SONUÇ: Egzema, besin allerjisi ve ast›ml› olgularda tekrarlayan
enfeksiyonlar varl›¤›nda immün yetmezlik araflt›r›lmal›d›r. Otozomal
resesif geçiflli DOCK8 mutasyonu ile ortaya ç›kan hiper-IgE sendromu
di¤er immün yetmezliklerden beraberinde tekrarlayan viral deri
enfeksiyonlar› (HSV, HPV), besin alerjisi ile ay›rt edilir. Bu hastalarda
erken tan› ve kök hücre nakli hayat kurtar›c›d›r.
Normal
944-1,505
65-176
86-175
>1/8
>=1/8
>= 0.01
58-82
26-48
16-32
8-30
10-30
9-28
16-35
6.5-29.2
46-89
50-76
P-171
P-173
GRISCELLI SENDROMU T‹P 2: RAB27A GEN MUTASYONU
GÖSTER‹LEN B‹R OLGU
DOCK8 EKS‹KL‹⁄‹ OLAN VAKAMIZDA BAfiARILI KEM‹K ‹L‹⁄‹
TRANSPLANTASYONU
Caner Aytekin1, Emine Polat1, Figen Do¤u2, Genevieve De Saint Basile3,
Aydan ‹kincio¤ullar›2
1
Dr. Sami Ulus Kad›n Do¤um, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk ‹mmünolojisi, Ankara
2
Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji-Allerji Bilim Dal›, Ankara
3
INSERM U 768, Hopital Necker-Enfants Malades, Faculte de
Medecine, Universite Paris Descartes, Paris, Fransa
Ayfle Metin1, Betül Tavil2, Fatih M. Az›k2, Dilek Azkur1, Ayflegül Akan1,
‹kbal Ok Bozkaya2, Can Kocabafl1, Bahattin Tunç2, Duygu Uçkan2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, ‹mmünoloji ve Alerji Bölümü, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Bölümü ve Kemik ‹li¤i
Transplantasyon Ünitesi, Ankara
G‹R‹fi: Griscelli sendromu tip 2 (GS2), RAB27A gen mutasyonu sonucu
oluflan, otozomal resesif kal›t›m gösteren nadir bir primer immün
yetmezlikdir (P‹Y). RAB27A, hücre içi melanozom transportunda rol
alan RAB27A-MLPH-MYO5A üçlü protein kompleksinde yer alan bir
moleküldür. RAB27A eksikli¤i T ve NK hücrelerden sitotoksik granül
sal›n›m›n› engelleyerek sitotoksik aktivite ve melanozom sal›n›m› bozar.
GS2 parsiyel kutanöz albinizm, gümüfl-gri saç, baz› enfeksiyonlara karfl›
artm›fl duyarl›l›k ve yaflam› tehdit eden hemofagositik lenfohistiyositozise
(HLH) e¤ilimle karakterize, hematopoetik kök hücre nakli yap›lmazsa
ölümcül olabilen P‹Y hastal›¤›d›r. Burada RAB27A gen mutasyonu
gösterilen bir GS2 olgusu sunulmaktad›r.
OLGU: ‹ki ayl›k erkek hasta aral›kl› atefl ve kar›n fliflli¤i yak›nmalar›yla baflvurdu.
Anne-babas› aras›nda akrabal›k olan hastan›n sa¤l›kl› iki kardefli oldu¤u
ö¤renildi. Fizik muayenede genel durumu kötü, cilt soluk, solunum güçlü¤ü
ve hepotosplenomegali mevcuttu. Hastan›n saçlar› metalik bir parlakl›¤› sahip
gümüfli renkte idi. Laboratuvar incelemelerinde anemi, nötropeni, trombositopeni,
serum trigliserid ve ferritin düzeylerinde yükseklik saptand›. Serum immünglobulin
düzeyleri, periferik kan lenfosit alt gruplar› ile in-vitro T hücre fonksiyonlar›
normal idi. Tekrarlanan kemik ili¤i aspirasyonu incelemelerinde hemofagositoz
görülemedi. Saç›n ›fl›k mikroskopisinde düzensiz pigment kümelenmeleri
görüldü. Hastaya saç, klinik-laboratuvar özellikleri ile GS ve HLH tan›s› koyuldu
ve immünsüpresif tedavi baflland›. Ancak hasta akci¤er kanamas› ve çoklu
organ yetmezli¤iyle kaybedildi. RAB27A gen analizinde homozigot kompleks
delA148+G149C mutasyonu gösterildi.
SONUÇ: Klinik ve laboratuvar özellikler ile saç telinin ›fl›k
mikroskopisindeki özel görünümü GS’unu düflündürmelidir. Erken tan›
ve tedavi hayat kurtar›c› olacakt›r.
Otozomal resesif DOCK8 eksikli¤ine ba¤l› Hiper Ig E sendromu tan›s›
alan k›z hastada baflar›l› bir allogeneik kök hücre transplantasyonu takdim
edilecektir. Hasta a¤›r ve yayg›n atopik dermatit, tekrarlayan alt solunum
yolu enfeksiyonlar›, a¤›zda, ciltte ve t›rnaklarda kandida enf., IgE’nin 10
000Ü/ml, kanda eozinofil say›s›n›n >5000/mL olmas› ile tan›s› ald›.Serumda
IgA düflük, flow sitometrik analizde CD4+ T hücre düflüklü¤ü (absolü:
250/mL), CD3+ T hücre 28%, CD19+B hücre 60%, CD16+56+ NK hücre
5% bulundu. IVIG, itraconazole, profilaksi sulfamethoxazole-trimethoprim
ve immune modulatör olarak rhIFN-g ile yap›ld›. Hasta ve ailesinin genomik
DNA’lar›nda DOCK8 geni bafllang›çtan 25. ekzona kadar homozigot
büyük bir delesyon saptand›. Kardefl ölüm öyküleri nedeniyle
transplantasyon planland› ancak bu s›rada pulmoner tüberküloz saptanan
hasta tedavisinin 6. ay› bitince HLA-idantik k›z kardeflinden nakil yap›ld›.
Haz›rl›k rejimi olarak busulfan, cyclophosphamide; Graft versus host
profilaksisi için cyclosporine A ve methotraxate kullan›ld›. Toksisite olmad›.
6.77 x106 CD34+ hücre/kg içeren total 4.6x108 nükleuslu hücre/kg infuze
edildi. +12 günde, grade 2 graft-versus host hastal›¤› düflündüren dissemine
makülopapuler döküntüsü iv. 2 mg/kg of methyl prednisolone ile düzeldi
ve cilt bx ile do¤ruland›. Neutrophil engrafman› +20, platelet engrafman›
+25. günde elde edildi. 100% donör kimerizmi 1. ve 3. aylarda gözlendi.
Üçüncü ay›nda geliflen dural sinüs trombozu düflük mol. A¤›rl›kl› heparinenoxaparin sodium ile 2. ay›nda rekanalize oldu. A¤›r iktiyoziform egzema
ve atopisi K‹T sonras› 2. ayda tamamen remisyona girdi. Hasta K‹T
sonras› 6. ay›nda iyi olarak izleniyor. IgE ve eozinofil düzeyleri geriledi.
Hastam›z son literatürde de belirtildi¤i gibi DOCK8 eksikli¤inde K‹T’in
küratif de¤eri oldu¤unu gösteren bir olgudur.
84
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-174
P-176
EBV ‹L‹fiK‹L‹ ‹NTRAKRAN‹AL LENFOMA TANISI ALAN DOCK8
EKS‹KL‹⁄‹ VAKASI
IL12Rβ1 EKS‹KL‹⁄‹ SAPTANAN B‹R A‹LE
Demet Haf›zo¤lu1, Muhittin Bodur2, Sara fiebnem K›l›ç1
1
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, BURSA
2
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, BURSA
Fehime Kara Eroglu 1 , Özlem Cavkaytar 2 , Deniz Çagdafl Ayvaz 2 ,
Kader Karl› O¤uz3, Ayflegül Üner4, Ali Varan5, ‹lhan Tezcan2, Özden Sanal2
1
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Ana
Bilim Dal›, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk ‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
3
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dal›, Ankara
4
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dal›, Ankara
5
Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Onkoloji Enstitüsü, Pediatrik
Onkoloji Bilim Dal›, Ankara
G‹R‹fi: Mikobakteriyel enfeksiyona mendelian yatk›nl›k, IL12/IL23‹nterferon gama yola¤›nda bozukluklara yol açan genetik mutasyonlar
sonucunda ortaya ç›kan mikobakteri ve tekrarlayan salmonella
enfeksiyonlar› ile karakterize, ço¤unlukla otozomal resesif geçen nadir
bir immün yetmezlik hastal›k grubudur.
Konuya dikkat çekmek için IL12Rβ1 eksikli¤i saptanan iki kardeflin
sunulmas› amaçland›. ‹ki k›z kardeflten büyük olan› 13 ayl›k iken sol
koltuk alt› ve çene alt› bölgesinde flifllik yak›nmas› ile getirilmiflti. BCG
lenfadeniti tan›s›yla 9 ay antitüberküloz tedavi verildi. MSMD ye yatk›nl›k
gen analizinde IL12Rβ1 mutasyonu tesbit edildi. O dönemde yeni
do¤mufl olan kardefline BCG afl›s› yapt›r›lmad›. Aile ile görüflülerek
hastal›k, karfl›lafl›labilecek sorunlar, aile taramas› ve takiplerinin önemi
anlat›ld›. Hastan›n aile taramas› sonucunda k›z kardeflinde de ayn›
mutasyon saptanarak takibe al›nd›. Birinci dereceden akraba olan anne
ve baba heterozigot tafl›y›c›yd›.
‹laçs›z ve sorunsuz bir y›l izlenen indeks vakan›n yeniden sol aksiller
bölgede lenfadenitinin ortaya ç›kmas› üzerine 4’lü antitüberküloz tedavi
ve subkutan interferon gama tedavisi baflland›.
Güneydo¤u bölgesine tatile giden ailenin iki çocu¤unda da titremeyle
yükselen, ve verilen antibiyoterapilerle düflürülemeyen ateflinin olmas›
üzerine getirildi. Salmonella sepsisi ön tan›s›yla sefotaksim baflland›. Grup
aglütinasyonunda yüksek titrede pozitiflik saptand›. Kan ve gaita kültürlerinde
Salmonella enteritis üredi. Tedavileri tamamlanarak taburcu edildi.
SONUÇ: Çevresel mikobakteriler, BCG nin neden oldu¤u enfeksiyonlar
veya enterik olmayan salmonella türleri ile enfeksiyon geçiren hastalar
IL12Rβ1mutasyonu ve iliflkili bozukluklar (IL-12p40, IFNγR1, IFNγR2,
STAT-1, NEMO molekülleri) aç›s›ndan araflt›r›lmal›d›r. Ailede BCG
enfeksiyonu sonras› reaksiyon öyküsü varsa bu afl› yapt›r›lmamal›,
hasta ayr›nt›l› olarak de¤erlendirilmeli; erken tan› ve tedavi için
asemptomatik bile olsa ailenin tüm bireylerinin taranmas› gerekmektedir.
G‹R‹fi: Otozomal resesif hiper-IgE sendromu olarak bilinen hastal›¤a
yol açan ve 2009 y›l›nda tarif edilen DOCK8 eksikli¤inde tekrarlayan
sinopulmoner enfeksiyonlar, viral cilt enfeksiyonlar›na yatk›nl›k ve
egzeman›n yan› s›ra kutanöz T hücreli lenfoma, Burkitt lenfoma, metastik
skuamöz hücreli karsinom gibi farkl› tipte kanserlere yatk›nl›k da
bildirilmifltir. Burada santral sinir sistemi tutulumu olan ve uzun süreli
izleminde EBV iliflkili lenfoma tan›s› alan bir hasta sunulmaktad›r.
VAKA SUNUMU: 11 yafl›nda k›z hasta tekrarlayan atefl, öksürük, sol
bukkal mukozada granülomatöz lezyonlar nedeniyle baflvurdu. Fizik
muayenede gövde ön yüzünde epidermodisplazya verrüsiformis ile
uyumlu olan kutanöz lezyonlar, sol bukkal alanda granülomatöz lezyon
ve spastik ataksi mevcuttu. Laboratuvar bulgular›nda eozinofili, CD4 ve
Ig M düzeylerinde düflüklük, Ig A ve Ig E düzeylerinde yükseklik saptanan
hastada DOCK8 geninde mutasyon gösterildi.
Nörolojik bulgular› ortaya ç›kt›ktan yaklafl›k bir buçuk y›l sonra atefl ve
bilinç bulan›kl›¤› nedeniyle hastanemize baflvuran hastada yap›lan beyin
MRG’de sol parietal lobda abse ile uyumlu lezyon oldu¤u belirlendi.
Befl ay süreyle genifl spektrumlu antibiyotik tedavisine ra¤men
küçülmemesi üzerine lezyon eksize edildi ve patolojik bulgular büyük
hücreli diffüz B hücreli lenfoma ile uyumlu bulundu. Tümör hücreleri
EBV EBNA antikoru ile pozitif boyanma gösteriyordu. Hasta kemoterapi
ve radyoterapiye yan›t vermedi ve tedavinin beflinci ay›nda eksitus oldu.
SONUÇ: Sunulan vaka DOCK8 eksikli¤i olan bir hastada tan›mlanan
ilk EBV iliflkili intrakranial lenfoma olgusudur. DOCK8 eksikli¤inde
malignite olas›l›¤› her zaman ak›lda tutulmal›d›r.
P-175
DOCK8 MUTASYONU OLAN H‹PER IgE SENDROMLU HASTALARIMIZ
Demet Haf›zo¤lu, Sara fiebnem K›l›ç
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim
Dal›, Çocuk ‹mmünoloji Bilim Dal›, BURSA
P-177
G‹R‹fi: Hiper immünglobulin E sendromu (HIES) tekrarlayan stafilokoksik
cilt abseleri, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlar›, serumda eozinofili
ve immünglobulin E düzeyinde yükseklikle karakterize primer immün
yetmezliktir. Otozomal resesif form DOCK8 molekülündeki mutasyonlarla
iliflkili bulunmufltur. DOCK8 eksikli¤i tekrarlayan alt ve üst solunum yolu
enfeksiyonu, özellikle herpes, molloscum contagiosum gibi tekrarlayan
inatç› viral enfeksiyonlar, a¤›r dermatit, yüksek IgE düzeyleri ve eozinofili
ile karakterizedir. DOCK8 geni kromozom 9p24’te lokalize olup, proteininin
eozinofil homeostaz›, serum IgE düzeyi, T hücre aktivasyonu ve TH17
farkl›laflmas›nda önemli role sahip oldu¤u, eksikli¤inde serum IgE yüksekli¤i
ile seyreden ciddi hücresel immün yetmezli¤e neden oldu¤u bildirilmifltir.
HASTALAR: HIES tan›s›yla izlenen ve DOCK8 mutasyonu saptanan
2’si erkek 3’ü k›z toplam befl hastam›z›n klinik özellikleri ve laboratuar
sonuçlar› sunuldu. Hastalar›n tümünde bafllang›ç semptomu tedaviye
dirençli atopik dermatit ve tekrarlayan cilt abseleri idi. Laboratuar tetkiklerinde
ise eozinofili, serum IgE yüksekli¤i, IgG, IgA normal iken IgM düflüklü¤ü
mevcuttu. Hastalar›n tümünde s›k tekrarlayan herpes labialis, yayg›n
molloscum contagiosum 3 hastada, tekrarlayan herpetik keratokonjoktivit
ve laringeal papillomatozis 1 hastada, CMV retiniti ve hepatiti bir hastada
tesbit edildi. Bir hastaya herpetik keratit nedeniyle sa¤ göz enükleasyonu
ve protez göz uyguland›. Ayn› hastan›n yayg›n molloscum lezyonlar› ve
larinks papillomlar›nda cidofovir tedavisi ile düzelme sa¤land›. Bir hastada
stafilokoksik iliopsoas absesi geliflti. Bronflektazi 3 hastada,
hepatosplenomegali 4 hastada, intrakranial vaskülite ba¤l› hemiparezi
1 hastada mevcuttu. Hastalardan 4’ü düzenli intravenöz immünglobulin
ve profilaktik antibiyotik tedavisi ile takip edildi. Hastalardan biri intrakranial
ve karaci¤ere yay›l›m göstermifl olan aspergillus abseleri nedeniyle, bir
hasta da CMV hepatiti, karaci¤er yetmezli¤i nedeniyle kaybedildi.
T‹P 2 GR‹SCELL‹ SENDROMU SEYR‹NDE GÖRÜLEN HEMOFAGOS‹T‹K
LENFOH‹ST‹OS‹TOZ: ‹K‹ OLGU SUNUMU
Esra Özek1, Necla Akçakaya1, Dicle fiener1, Tiraje Celkan2, Y›ld›z
Camc›o¤lu1, Haluk Çoku¤rafl1
1
‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› ABD. Çocuk Allerji, Klinik ‹mmünoloji ve Enfeksiyon
Hastal›klar› BD.
2
‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› ABD.Çocuk Hematoloji ve Onkoloji BD.
Hemofagositik Lenfohistiositoz (HLH), afl›r› sitokin sal›n›m›n›n sebep
oldu¤u atefl,sitopeni ve hepatosplenomegali ile karakterize bir klinik
tablodur. HLH ailesel ve edinsel sebeplerle olabilir.HLH; immün yetersizlik
sendromlar›ndan Griscelli Sendromu, Chediak Higashi Sendromu ve
X’e Ba¤l› Lenfoproliferatif Sendromu seyri s›ras›nda görülebilir ve bu
hastal›klara ba¤l› mortalitenin önemli bir sebebidir. Griscelli sendromu
(GS), parsiyel albinizm ile immün yetmezli¤in birlikte görüldü¤ü otozomal
resesif kal›t›lan nadir bir hastal›kt›r. Hastalar›n ço¤u 1 ay ile 8 yafl
aras›nda tan› almaktad›r. Gümüfl-gri rengi saç, ciltte yayg›n
hipopigmentasyon, hemofagositoz, pansitopeni, s›k enfeksiyon, de¤iflken
hücresel immün yetmezlik ve akselere fazlarla seyreden veya immün
yetmezlik bulgular› gözlenmeden nörolojik tutulumla giden bu hastal›k
erken dönemde kemik ili¤i transplantasyonu yap›lmazsa ölümcül
olabilmektedir..‹mmün yetersizlik sendromlar›n›n seyrinde gözlenebilen
ve mortalitesi yüksek olan hemofagositik sendroma dikkat çekmek
amac› ile bu iki olgu sunulmufltur.
85
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-178
P-179 (devamı)
GRISCELLI SENDROMU: HOMOZ‹GOT RAB27A MUTASYONLU B‹R OLGU
merkezde takip edilen hastaya, 7 ay önce hastanemizde Miks Lösemi
(T hücre, myeloid) tan›s› konuldu. ALL/BFM/2000 tedavi protokolüyle
33. günde remisyona girmeyen hasta, yüksek riskli kabul edildi ve
hastaya BFM kriterlerine göre 4 HR(high risk) blo¤u sonras›nda HLA
10/10 uyumlu kardeflinden HKHT yap›ld›.
OLGU 5: 9 ayl›kken egzama, tekrarlayan otit, pnömoni ve
mikrotrombositopeni nedeniyle Wiscott-Aldrich Sendromu(WAS) tan›s›
alan hasta, 6 yafl›nda karaci¤er kökenli Non-Hogkin Lenfoma(NHL)
tan›s› ald›. Kemoterapi sonras› 1 y›ld›r remisyonda izlenen hastaya HLA
9/10 uyumlu kardeflinden HKTH yap›lmak üzere haz›rl›k rejimi baflland›.
SONUÇ: AK‹Y, WAS-NHL, AT-Miks lösemi, H‹ES gibi çeflitli P‹Y ve
P‹Y’e sekonder malignensilerde HKHT en etkin küratif tedavi yöntemidir.
‹smail Reisli 1 , Bahar Göktürk 1 , Mine K›raç 1 , Yasemin K›nal› 2 ,
Hüseyin Tokgöz3, Ümran Çal›flkan3
1
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Alerji ve ‹mmünoloji BD
2
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Çocuk Hastal›klar› ve Sa¤l›¤› AB
3
Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Hematoloji BD
G‹R‹fi: Griscelli sendromu otosomal resesif geçiflli nadir bir hastal›k
olup, gümüfl gri renkte saçlar, tekrarlayan atefl ataklar› ve infeksiyonlarla
karekterizedir. Sendromda ayr›ca de¤iflik derecelerde immun yetersizlik
ve nörolojik bozukluklar görülebilir. Griscelli sendromunun seyri esnas›nda
yüksek atefl, splenomegali, bisitopeni ve kemik ili¤inde hemofagositoz
varl›¤› ile karakterize primer hemofagositik lenfohistiositoz (HLH) tablosu
geliflebilir.
OLGU: Saç renginde aç›kl›k flikayeti ile getirilen 4 ayl›k k›z hastan›n bir
ayl›kken bronfliolit geçirdi¤i, anne-babas›n›n teyze çoçuklar› oldu¤u,
ailesinde aç›k sar› saç rengine sahip bireylerin oldu¤u ö¤renildi. Fizik
muayenesinde saç renginin grimsi gümüfl renkte oldu¤u dikkati çekti.
Saç›n mikroskopik analizinde Griscelli sendromu ile uyumlu düzensiz
pigmentasyon saptand›. Klinik olarak hemofagositik sendrom bulgular›
olmayan hastan›n mutasyon analizi için yurt d›fl›na kan gönderildi. Ancak
genetik analiz sonucu beklenirken hasta yüksek atefl ve
hepatosplenomegali sebebi ile getirildi. Pansitopeni ile birlikte kemik
ili¤i aspirasyonunda malign infiltrasyon olmaks›z›n trombosit,
polimorfonükleer lökosit, lenfosit, normoblast fagosite etmifl 10-15 adet
hemofagositik hücre izlendi. Serum trigliserit ve ferritin düzeyi yüksek,
fibrinojen düzeyi düflük bulundu. Hastaya 2004 HLH kemoterapi protokolü
(etaposid, siklosporin A, deksametazon, IVIG) baflland›. Hastada RAB27A
geninde homozigot delesyon (delA148-G149C) ile birlikte ikizinde, anne
ve babada ise heterozigot mutasyon saptand›. Hastaya annesinden
(HLA tam uyumlu donör) kök hücre nakli yap›ld›, ancak posttransplant
2. ay›nda hasta sepsis nedeniyle kaybedildi.
SONUÇ: Griscelli sendromu klinik bulgular› olan hastalarda erken tan›
ve tedavinin önemini vurgulamak amac›yla bu olgu sunulmufltur.
Hastal›¤›n seyri esnas›nda primer HLH geliflebilece¤i ak›lda tutulmal›d›r.
P-180
AYNI KOMPOUND HETEROZ‹GOT MUTASYONU TAfiIYAN ‹K‹ KARDEfi
FAM‹LYAL HEMOFAGOS‹T‹K LENFOH‹ST‹YOS‹TOZ OLGUSU: ‹K‹ YEN‹
PERFOR‹N MUTASYONU
Ayflegül Akan 1 , Ayfle Metin 1 , Geneviève De Saint Basile 2 ,
Can Naci Kocabafl1
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji-Onkoloji E¤itim
Araflt›rma Hastanesi
2
Hopital Necker-Enfants Malades, Lab. d'Immuno-Hèmatologie
Pèdiatrique, Paris, France
G‹R‹fi: Familyal Hemofagositik Lenfohistiyositoz(FHL), otozomal resesif
geçiflli nadir bir hastal›kt›r. Perforin(PRF1) mutasyonu tafl›yan hastalar
s›kl›kla yaflamlar›n›n ilk 6 ay›nda bulgu verirler. ‹ki yeni PRF1 mutasyonu
ile ayn› kompound heterozigot yap›ya sahip olup farkl› yafllarda (>6ay)
bulgu veren iki kardefl olgu sunulmufltur.
OLGU 1 (O1): Akraba olmayan anne baban›n 8 yafl›nda k›z çocu¤u
uzam›fl atefl, hepatosplenomegali ve pansitopeni bulgular›yla
hastanemize baflvurdu. Kemik ili¤i de¤erlendirmesi, klinik ve laboratuar
bulgular› ile hastaya hemofagositik lenfohistiyositoz (HLH) tan›s› konuldu.
Bilinen PRF1 mutasyonlar›n›n negatif olmas›, aile öyküsünün olmamas›
ve EBV VCA IgM de¤erinin yüksek olmas› nedeniyle EBV enfeksyionuna
ba¤l› sekonder HLH olabilece¤i düflünüldü. Hasta kemoterapiye cevap
vermeyerek kaybedildi.
OLGU 2 (O2): O1 kaybedildikten 5 y›l sonra, ailenin 7 ayl›k erkek çocu¤u
benzer klinik ve laboratuar bulgular ile hastanemize getirildi. Kemik ili¤i
de¤erlendirmesi HLH ile uyumluydu. HLH tan›l› kardefl ölüm öyküsü
olmas› nedeniyle hastan›n ve ailenin kan örnekleri daha önce O1’in kan
örne¤inin gönderildi¤i merkeze gönderildi. PRF1 geninde sekans analizi
sonucunda her 2 kardeflin de daha önce saptanmam›fl 2 yeni mutasyonu
kompound heterozigot olarak bulundurduklar› saptand›. Annenin tafl›d›¤›
mutasyon exon 3’te T941G(aminoasit de¤iflikli¤i L314R), baban›n
tafl›d›¤› ise exon 2’de C46A(aminoasit de¤iflikli¤i P16T) missens
mutasyonlar›yd›.
SONUÇ: Atipik vakalar FHL için gerekli tüm kriterlere sahip olmayabilirler.
Her iki vaka da tipik FHL2 vakalar›ndan farkl› olarak 6. aydan sonra
bulgu vermifllerdir. Genetik defekt bulunmad›kça FHL’yi sekonder
HLH’den ay›rtetmek mümkün de¤ildir. Aile öyküsü olmayan, geç
bafllang›çl› ve bir enfeksiyon ajan› ile teiklenen Olgu 1 gibi FHL vakalar›
giderek artmaktad›r. Ve bu vakalar genellikle kompound heterozigot
yap›ya sahiptirler.
P-179
KEM‹K ‹L‹⁄‹ NAKL‹ YAPILAN PR‹MER ‹MMÜN YETMEZL‹⁄‹ OLAN
OLGULARIMIZ
Betül Tavil1, Dilek Azkur2, Zeynep Zehra Coflkun1, Duygu Uçkan Çetinkaya1,
Meltem Özgüner 3 , Fatih Az›k 1 , ‹kbal Ok Bozkaya 4 , Tekin Aksu 4 ,
Bahattin Tunç1, Ayfle Metin2
1
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil
Ünitesi, Ankara
2
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Allerji ve ‹mmünoloji Klini¤i, Ankara
3
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Kemik ‹li¤i Nakil
Ünitesi Kök Hücre Laboratuar›, Ankara
4
Ankara Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Hematoloji Onkoloji E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi, Çocuk Hematoloji Onkoloji Klini¤i, Ankara
G‹R‹fi: Kemik ili¤i nakil ünitemizde primer immün yetmezlik(P‹Y) ya da
P‹Y’e sekonder geliflen malignansileri nedeniyle hematopoetik kök hücre
transplantasyonu(HKHT) yap›lan befl olgu sunulacakt›r.
OLGU 1: Tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu, egzama, besin alerjileri ve
kardefl ölüm öyküsü ile 2 yafl›ndayken OR Hiper Ig E Sendromu(HIES)
tan›s› alan 4,5 yafl›ndaki olguya HLA 10/10 uyumlu kardeflinden HKHT
yap›ld›. 6 ayl›k izleminde egzamalar› ve besin alerjileri düzeldi.
OLGU 2: 8 ayl›kken moniliazis nedeniyle baflvurdu¤u merkezde TB+NK-A¤›r kombine immün yetmezlik(AK‹Y) tan›s› alan 21 ayl›k hastaya,
HLA 5/10 uyumlu babas›ndan, haz›rl›k rejimi verilmeksizin CD34(+)
seleksiyonu yap›larak haploidentik HKHT gerçeklefltirildi. T lenfosit
engrafman› beklenmektedir.
OLGU 3: 3 ayl›kken bafllayan egzama, tekrarlayan akci¤er enfeksiyonu,
geliflme gerili¤i ve besin alerjileri nedeni ile 7 yafl›nda hastanemize
baflvuran hastaya OR HIES tan›s› konularak HLA 10/10 uyumlu
kardeflinden HKHT yap›ld›.
OLGU 4: 7.5 yafl›ndan bu yana Ataksi Telenjektazi(AT) nedeniyle d›fl
86
Allerjik Hastalıklar ve Klinik ‹mmünolojide Tedavi 2011
P-181
P-182
LÖKOS‹T ADEZYON DEFEKT‹ T‹P II VE L-FUKOZ TEDAV‹S‹
SIK DE⁄‹fiKEN ‹MMUN YETMEZL‹K ‹LE B‹RL‹KTE GÖRÜLEN
ROSA‹-DORFMAN HASTALI⁄I
Deniz Nazire Ça¤dafl Ayvaz1, Sevgi Köstel2, Gülten Türkkan› Asal1,
Tuba Turul Özgür1, ‹lhan Tezcan1, Özden Sanal1
1
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk
‹mmünoloji Ünitesi, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi ‹hsan Do¤ramac› Çocuk Hastanesi, Çocuk
Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›, Ankara
Nazan Çobano¤lu1, Nerin Bahçeciler1, Cem Çomuno¤lu2, Nilüfer Galip Çelik1,
Ceyhun Dalkan1, Hakan Tekgüç1
1
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Anabilim Dal›, Lefkofla, KKTC
2
Yak›n Do¤u Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal›, Lefkofla,
KKTC
G‹R‹fi: Lökosit adezyon defektleri üç farkl› klinik ve genetik form içerir
(LAD Tip I, II, III) ve ortak bulgular› inatç› lökositoz ve enfeksiyonlara
yatk›nl›kt›r. Fukoz metabolizma defektinden kaynaklanan en nadir form
LAD II, Sialyl-Lewis-X yoklu¤una ba¤l› olarak erken çocukluk döneminden
itibaren tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlar, boy k›sal›¤›, a¤›r mental
gerilik ile seyreder. H antijeni eksikli¤ine ba¤l› olarak Bombay kan grubu
mevcuttur. Bugüne kadar 6 hasta tan›mlanm›flt›r. Burada yeni 2 vaka
(kardefl) sunulacakt›r.
OLGU 1: Anne-baba aras›nda akrabal›k bulunan 3 yafl›nda erkek hasta
bir ayl›ktan beri ciltte iltihaplanma, tekrarlayan akci¤er enfeksiyonlar›
nedeniyle baflvurdu. Fizik muayenesinde göz kapaklar›nda ödem, kaba
yüz görünümü, a¤›r mental-motor retardasyonu vard›. Hemoglobin
4.7g/dl, lökosit 77200/mm3, trombosit: 931000; ay›r›c› say›mda %92
parçal›, %4 lenfosit, %4 monosit bulundu. H antijeni negatifti. A¤›r
anemisi nedeniyle yat›r›ld›, uygun donör bulunamad›¤›ndan Bombay
kan grubu olan hasta k›zkardeflinden kan transfüzyonu yap›ld›. ‹zlemde,
akci¤er enfeksiyonunu takiben geliflen solunum yetmezli¤i sonras›nda
kaybedildi.
OLGU 2: Hastaya 3 ayl›kken aile taramas› s›ras›nda tan› konuldu.
Hikayesinden bir ayl›kken akci¤er enfeksiyonu geçirdi¤i ö¤renildi.
Laboratuvar bulgular›nda lökositoz (30200/mm3), Bombay kan grubu
mevcuttu. L-fukoz tedavisi baflland›ktan 1 y›l sonra izlemde lökosit say›s›
22300’e düfltü, büyüme ve nörolojik gelifliminde ilerleme saptand›.
LAD II erken çocukluk döneminde immün yetmezlik, ilerleyen dönemde
metabolik sorunlarla seyreden bir konjenital glikozilasyon defektidir.
Literatürde 3 vakada fukoz tedavisi uygulanm›fl olup 1 olguda baflar›l›
sonuç elde edildi¤i, 2 olguda tedaviye olumlu yan›t al›nmad›¤› bildirilmifltir.
Bu konuda yeterli deneyim olmamas›na ra¤men bilinen tek tedavi
yöntemi olan L-fukoz tedavisinin kal›c› de¤ifliklikler ortaya ç›kmadan
erken dönemde bafllanmas›n›n LAD II hastalar›nda prognozu
etkileyebilece¤i söylenebilir.
Burada hastanemize tekrarlayan pnömoni ve ishal nedeniyle sevk edilen,
serum IgG, IgA ve IgG3 düzeyleri düflük bulunan, toraks BT’de sa¤
akci¤er üst lobda atelektazi ve sa¤ mediastinal lenfadenopati saptanan,
18F-Fluorodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografi ile mediastinal lenf
nodu d›fl›nda sa¤ ve sol inguinalde de patolojik tutulum gösteren lenf
nodlar›n›n oldu¤u gösterilen ve sol inguinal lenf nodu eksizyonu yap›larak
Rosai-Dorfman Hastal›¤› ile birlikte s›k de¤iflken immun yetmezlik tan›s›
alan 6 yafl›nda bir erkek olgu sunulmufltur. Tedavisinde sistemik steroid
ile birlikte intravenöz immunoglobulin kullan›lm›fl ve baflar› sa¤lanm›flt›r.
Hasta genel durumu iyi olarak izlenmektedir.
87

Benzer belgeler