Y - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği

Transkript

Y - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği
CSR Turkey
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Ocak-Şubat 2013 • Sayı: 7
yaşında ...
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
2
3
Merhaba,
KSS Türkiye Dergisinin Değerli Takipçileri,
KSS Türkiye 1 yaşında. Bu sebeple benim için çok özel olan 7.
sayıyı paylaşıyor olmanın mutluluğu var bugünlerde.
Hayal etmek, inanmak ve emek vermek. Bu dergi böyle varoldu
ve devam ediyor olmak çok anlamlı.
Yayıncılıkta, devamlılığı sağlamanın ne menem bir şey olduğunu
işin içinde olanlar iyi bilir. Üstüne üstlük üzerine kafa yorduğunuz,
‘‘yeni’’, ‘‘alışılagelmemiş’’, ‘‘genele yayılmamış’’ bir mevzu ise
mücadele her anlamda çetin olacak demektir.
Oldukça yoğun ve zorlu geçen bir yılın ardından durum gösterdi
ki; bir ihtiyaca yönelik ve samimiyetle yapılan işlerin şansı
oluyor. KSS Türkiye dergisinin gördüğü desteğin ve ilginin artıyor
olduğunu görmek çok değerli.
KÜNYE
2012’de kurumsal sosyal sorumluluk cephesinde neler olup
bittiğini kurum, kuruluş, STK’lar, üniversiteler… bazında çeşitli
yönleriyle paylaşmaya gayret ettik. KSS’de ‘‘vaziyet iyiye gidiyor’’
diye düşündüren örneklerin geçmiş yıllara nazaran arttığını
ve ‘‘farkında olmak meselesi’’nin işletmelerin gündeminde
gittikçe daha çok yer bulduğunu görmek sevindiriciydi. Elbette
yapılabilecek daha çok şey var bu alanda. KSS Türkiye dergisi,
kurumsal sosyal sorumluluğu gündemde tutma, duyurma ve ortak
bir platform olma çabasına kısacası üstüne düşeni yapmaya
devam edecek.
Bugüne kadar bizimle işbirliği içinde olan, görüşlerini paylaşan,
destekleyen herkese teşekkürler. Yolun devamında da bir arada
olmayı diliyorum.
KSS Türkiye’nin Görsel Yönetmeni Alsu Yalçıntaş’a emeği için
özel olarak teşekkür ederim.
2013’ün ilk sayısında da, artık bilindiği üzere, farklı sektörlerden
yöneticilerle KSS üzerine yaptığımız söyleşileri, proje haberlerini
bulacaksınız. Yanı sıra özel olarak enerji sektöründe KSS’ye göz
attık ve konuyu sektörün aktörleriyle konuştuk.
İyi okumalar.
D. Eylem Altıok
www.twitter.com/KSSTurkiyeDergi
İÇİNDEKİLER
KSS Uygulamaları
KSS Söyleşileri
16
21
24
26
30
32
38
43
18 Onduline Avrasya
Binnur
Ertuş Şimşek
27 Yapı Kredi
Nurcan Erhan
36
Bahriye Bayraklı Tavuçuoğlu
41 Marshall
Fatoş Burak Özdoğan
47 Enerji Ticareti Derneği
Mustafa Karahan
Visa
Liberty Sigorta
TSKB
BASF
Ford Otosan
Doğuş Otomotiv
Borusan
Boehringer
Ingelheim
67 Pirelli
68 CarrefourSA
69 Panasonic
4
Makale
52 Çalık Yedaş
Nurettin Türkoğlu
56 BP Türkiye
Murat Lecompte
58 Zorlu Enerji Grubu
Şebnem Erverdi
60 VİKO
Gülay
Selki
52 Çalık Yedaş
Nurettin Türkoğlu
56 BP Türkiye
Murat Lecompte
58 Zorlu Enerji Grubu
Şebnem Erverdi
Ö
Artan bu sosyal sorumluluk ilgisi aslında artan bir
kurumsal gönüllülüğü de gösteriyor. Artık şirketler,
çalışanları ve diğer tüm paydaşları ile etkisi
milyonlara ulaşan sosyal sorumluluk uygulamaları
geliştiriyor.
En başından beri temel sloganımız olan “sosyal
sorumluluk yaptığın işi iyi yapmaktır’’ın hayata
geçtiğini görmek ve her geçen gün etkilerinin
artması bizleri oldukça memnun etti.
2012 yılında kurumsal sosyal sorumluluk alanında
hem uluslararası alanda hem de Türkiye’de birçok
gelişme yaşandı. Bunlara kısaca bir göz atarsak;
Avrupa Birliği İşletme 2020 yaklaşımını ilan
ederek tüm işletmeleri buna yoğunlaşmaya en üst
düzeyden başlattı,
Avrupa Birliği 2011-2014 KSS Stratejisi
yayınlayarak, tüm şirketleri bu dönemde
izleyeceğini ve bunun sonundaki performansa göre
çeşitli regülasyonlar getirebileceğini açıkladı,
Birleşmiş Milletler İş Hayatında İnsan Hakları
Rehberi tüm dünyada yaygınlaşmaya başladı,
Küresel krizin etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla
şirketler kurumsal sosyal sorumluluğu iş süreçlerine
dahil etmek için stratejiler geliştirdi,
Avrupa Birliği Avrupa KSS Ödülü mekanizmasını
başlattı ve Türkiye temsilcisi Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği oldu (TKSSD),
Sevgi ve Saygılarımla,
www.facebook.com/KSSTurkiyeDergisi
ncelikle 1.yılını dolduran KSS Türkiye
dergisinin ilgiyle takip edilmesinin bizler için
de mutluluk verici olduğunu söylemek isterim.
Geçtiğimiz bir yılı incelediğimizde, yüzlerce
kurumsal sosyal sorumluluk haberinin bizlere
ulaştığını ve bunlardan onlarcasını sizlerle
paylaşabildiğimizi gördük.
39 Öğr. Gör. Kâzım Ceylan
46 Ali Ercan Özgür
49 Özkan Ağış
51 Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman
Şirketlerden
65 SolarTürk
66 Akşan Yapı
66 Peugeot Türkiye
STK
31 TİSK
62 PETDER
Amerikan Ticaret Odası Sosyal Sorumluluk Birimi
ile Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği
işbirliği protokolü yaptı ve Türkiye’deki KSS
Uygulamaları Amerika’da örnek oldu,
KSS sadece Avrupa ve Amerika’da değil Ukrayna,
Balkanlar, Azerbaycan, Ermenistan, Lübnan gibi
çok farklı ülkelerde de önem kazanmaya başladı,
İlk kez ISO KSS Standartları olan ISO 26000
temelinde eğitimler aracılığımızla başlatıldı,
Türkiye’de ilk kez 50’nin üzerinde KSS Raporu
yayınlandı,
TKSSD Türkiye’de İş Hayatı’nda İnsan Hakları
Rehberi hazırladı,
TKSSD aracılığı ile Kadir Has Üniversitesi
Türkiye’de ilk üniversite KSS Raporu’nu yayınladı,
Türkiye’de İlk Çalışan Gönüllülüğü Günü 18 Mayıs
2012 tarihinde gerçekleşti,
KSS Pazaryeri aracılığı ile binlerce kişi KSS
alanındaki tartışma ve uygulamalara ortak oldu,
TKSSD aracılığı ile Anayasa’ya katkı sürecinde ilk
kez bir KSS maddesi anayasaya önerildi.
Şirketler bazında ise onlarca iyi gelişme, yeni
uygulama ve revizyon 2012’nin en temel yenilikleri
oldu. 2013 ile birlikte kurumsal sosyal sorumluluk
alanında dikkat çekmek istediğimiz konuların
başında; artık her şirketin kendine özgü bir KSS
stratejisi ve bu stratejiye uygun KSS uygulamaları
geliştirmesi yer alıyor.
Farklı sektörlerdeki her şirketin iş yapış biçimlerine
ve paydaş yapılarına uygun KSS stratejileri,
küreselleşen dünyada hem rekabet hem de kârlılık
için çok önemli bir noktada. Bu noktadan hareketle
KSS stratejisi, uygulamaları ve raporlaması
artık şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk
alanındaki en temel konumlarını belirlemede
etkili oluyor. Bunların yanı sıra hayırseverlik
boyutunda da, çalışan gönüllülüğü ile hem şirket
- çalışan arasında önemli bir bağ kurulması
hem de çalışanların, şirketin toplumla ilişkilerinin
düzenlenmesinde gönüllü rol alması sağlanıyor.
2013 yılından dileğimiz bu uygulamaların artması,
gelişmesi ve hayata geçecek alanlar bulmasıdır.
Gelişmeleri KSS Türkiye Dergisi’nin 2013
sayılarında sizlerle paylaşıyor olacağız.
Saygılarımla,
Türkiye’de sektörel KSS girişimleri tekstil ve
otomotiv sektörleri ile başladı ve devam etti,
5
Jüri Üçüncülük Ödülü - Orta Anadolu
İGDAŞ - Örnek Paydaş İlişkileri Ödülü
Jüri Özel Teşvik Ödülü - Doğuş Oto
KordSA - Çalışan Güvenliği Ödülü
Paydaş Ödülleri
Liberty Sigorta - KSS’yi İş Süreçlerine Dahil Etme
Ödülü
Paydaş Birincilik Ödülü - Bilim İlaç
Mercedes - Benz - Sosyal Medya İletişimi Ödülü
Paydaş İkincilik Ödülü - İGDAŞ
Orta Anadolu - Sosyal İnovasyon Ödülü
Paydaş Üçüncülük Ödülü - AYDEM Elektrik
Dağıtım A.Ş.
Profilo - Toplumsal Bilinçlendirme Ödülü
Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu “İnsan Hakları
Ödülü” - Türk Telekom
KSS Kategoriye Özel Ödülleri
Anadolu Sigorta - KSS’nin Yaygınlaştırılması Ödülü
Orange Armenia / Eco-labeling - CSR Black Sea
Awards (Armenia)
BASF Türkiye - Toplumsal Etki Uygulamaları Ödülü
Prykarpattyaoblenergo / Biodiversity - CSR Black
Sea Awards (Ukraine)
Bu sene pazaryerine, Azerbaycan, Bulgaristan,
Ermenistan, Romanya, ve Ukrayna’dan birer şirket
ve KSS dernekleri de pazaryerine katılarak Türkiye
liderliğinde TKSSD’nin girişimi ile KSS Karadeniz
6
Doğan Organik - Kurumsal Vatandaşlık Ödülü
Carpatcament / Alternative Energy-CSR Black Sea
Awards (Romania)
Doğuş Otomotiv - Örnek Eğitim Uygulaması
Fibanka / Socially Responsible Investment - CSR
Black Sea Awards (Bulgaria)
Doğuş Holding - KSS Raporlaması Ödülü
SSA / Iran - Contribution to CSR Award
Ağını kurdular. Ayrıca İran, 8 kişilik bir iş adamı
heyeti ile etkinliğe katıldı.
Pazaryeri’nin teması olan İşletme 2023 girişimi,
Türkiye’nin 2023 stratejilerini desteklemek için
2023 yılına kadar yüksek oranda istihdamı,
verimliliği ve sosyal dayanışmayı sağlamak amacı
ile kamu kuruluşlarının, şirketlerin ve sivil toplum
kuruluşlarının ortak girişimler ile kendi paylarına
düşen katkıyı yapması anlayışına dayanıyor.
CUMHURİYETİN
1OO.YILINDA
21 ARALIK 2O12,İSTANBUL
AL
SOR
RYE
SORUMLULUK
Rİ
KURUMSAL
ZA
Pazaryeri’ne konuşmacı olarak katılan isimler
şöyleydi: Serdar Dinler (Türkiye Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Derneği Başkanı), Tülin Seçen
(UNDP-Rotary KSS Komite Başkanı), Dr. Simona
Marinescu (İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve
Kalkınma Merkezi Başkanı), Lee Sangkyu (Kore
Cumhuriyeti Büyükelçisi), Bengt E. Johansson
(İsveç Dışişleri Bakanlığı, Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Büyükelçisi).
TME 2023
İŞLE
MS
Corporate Responsibility Europe (Avrupa Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği) ulusal ortaklarından
oluşan Jüri, KSS ödüllerinin sahiplerini belirledi.
Cüneyt Özdemir - Sorumlu Yayıncılık Ödülü
AYDEM Elektrik Dağıtım A.Ş. - Örnek Çevre
Stratejisi Ödülü
KURU
ürkiye’nin ilk 500’e giren şirketleri, 2011-2012
döneminde, temel olarak şirketlerin KSS’nin
iş süreçlerine dahil edilmesi konusunda sosyal
sorumluluk uygulamalarını nasıl şekillendirdikleri
açısından değerlendirildi. Bunun sonucunda,
Türkiye’den 18 şirketin KSS uygulaması “2012 KSS
Pazaryeri”nde sergilenmeye ve ödül kapsamında
değerlendirilmeye layık görüldü ve Pazaryeri’ne
davet edildi.
T
Vodafone - Fırsat Eşitliği Uygulaması Ödülü
Karadeniz Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ağı
Ödülleri
Çalık YEDAŞ - Sürdürülebilir Kalkınma Ödülü
“İşletme 2023; Cumhuriyetin 100. Yılında
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri”
organizasyonu, Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği tarafından 21 Aralık 2012 tarihinde
Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Türk Telekom - İnsan Hakları Ödülü
Avea - Uluslararası İşbirliği Ödülü
Bilim İlaç - Çalışan Gönüllülüğü Ödülü
Cumhuriyetin 100. yılında
Kurumsal Sorumluluk Ödülleri verildi
PTT - Yönetişim ve Liderlik Ödülü
UMLULUK
PA
Jüri Birincilik Ödülü - Çalık YEDAŞ
Jüri İkincilik Ödülü - Doğan Organik
7
Lee Sangkyu
Kore Cumhuriyeti Büyükelçisi
Dedemden Öğütler (100 Yıllık Şirketler) Ödülleri
Vefa Bozacısı - Sürdürülebilirlik Ödülü
Ödülü
Güllüoğlu - Sürdürülebilirlik Ödülü
Sosyal İnovasyon Merkezi - KSS’ye Katkı Ödülü
Cafer Erol - Sürdürülebilirlik Ödülü
CSR - Ukraine - KSS’ye Katkı Ödülü
Kurumsal Sosyal Sorumluluğa Katkı Ödülleri
Rotary - KSS’ye Katkı Ödülü (KSS’nin
Yaygınlaştırılması Ödülü)
UNICEF - KSS’ye Katkı Ödülü
UNDP - KSS’ye Katkı Ödülü
Kadir Has Üniversitesi - KSS’ye Katkı Ödülü
(Komşuluk Hakkı Projesi)
8
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) - KSS’ye Katkı
Armenia Marketing Association - KSS’ye Katkı
Ödülü
CSR Bulgaria - KSS’ye Katkı Ödülü
Economic Policy Institute Bulgaria - KSS’ye Katkı
Ödülü
CSR - Azerbaijan - KSS’ye Katkı Ödülü
9
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Sorumlu sigortacılık anlayışımızın bir sonucu olarak,
sonradan telafi etmeye olduğu kadar,
baştan önlem almaya da odaklandık.
Çünkü biliyoruz ki, basit önlemlerle büyük üzüntülerin
önüne geçmek mümkün. Mesela trafikte hız sınırını aşmamak,
en yakın mesafede bile emniyet kemerini takmak,
direksiyon başında cep telefonuyla konuşmamak gibi
küçük doğrular size büyük fayda sağlayabilir.
Biz, her şeyden önce “Size bir şey olmasın” diyoruz.
İş sigortaya kalırsa, 100 yıllık tecrübemizle
biz her zaman yanınızdayız.
10
11
GRI 2013 Konferansı
22-24 Mayıs 2013’te Amsterdam’da
“Şeffaflık yoluyla hesap verebilirlik” teması ile iki
yılda bir düzenlenen GRI Küresel Konferansı,
bu kez üç yıl aradan sonra 22-24 Mayıs 2013
tarihleri arasında gerçekleşecek. Yoğun ilgi
gören GRI konferansları, dünya çapında tanınan
fikir önderlerine ev sahipliği yapıyor.
Konferansı ayrı bir merak konusu,
zira GRI İlkelerinin 4. versiyonu olan
G4’ün lansmanı bu etkinlik sırasında yapılacak.
70’e yakın ülkeden iş dünyası, sivil toplum,
hükümet ve akademiyi temsilen yaklaşık 1500
yöneticinin bu önemli küresel etkinliğe katılması
bekleniyor.
2013
Türkiye’de, kurumsal raporlamanın ilerlemesi
adına 2009’dan bu yana çaba gösteren CSR
Consulting Turkey, 2013 GRI Konferansı Network
Partneri olarak konferans öncesinde, sırasında ve
sonrasında iletişim çalışmalarında destek veriyor.
Türkiye’de Sürdürülebilirlik
Raporlaması
ürkiye’de çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğin
önemi kavrandıkça bu alandaki girişimler de
hızla artıyor. Bunun sonucunda gittikçe artan
sayıda şirket, şeffaflık ilkesi gereği çevresel, sosyal
ve yönetişim performansını bir sürdürülebilirlik
raporu yayımlayarak paydaşlarına duyuruyor. Bu
raporlara, dünyada en fazla kabul gören raporlama
standardı olan GRI Sürdürülebilirlik Raporlaması
İlkeleri rehberlik ediyor. 2012 Eylül ayı itibariyle
28 Türk şirketi GRI’nin C, B veya A uygulama
seviyesinde bir kurumsal sürdürülebilirlik raporu
yayımlamıştı ve bu sayı her geçen gün artmakta.
Bunun yanı sıra bazı şirketler GRI’yi referans alan
sürdürülebilirlik raporları da yayımlıyorlar.
T
2010 yılında GRI Küresel Konferansına Türkiye’den
farklı paydaş gruplarını temsilen yaklaşık 20 kişi
katılmıştı. Bu sayının artacağını öngörüyoruz.
Bunun nedeni: GRI İlkelerine göre sürdürülebilirlik
12
raporu hazırlayan ve hazırlamayı planlayan şirket
sayısındaki artış ve lansmanı yapılacak yeni nesil
G4 İlkeleri hakkında bilgi edinme ihtiyacı.
CSR Consulting Turkey’in kurucu ortakları Özlem
Çevik Koper ve Bahar Keskin, GRI Konferansının
daha sürdürülebilir bir küresel ekonomi için tüm
katılımcılara ilham vereceğini düşünüyorlar.
Özellikle raporlama konusunda bilgi birikimini
artırmak, bu alanda kurumsal gelişim kaydetmek ve
GRI G4’ü anlamak isteyen herkesin bu son derece
bilgilendirici etkinliğe katılmasını öneriyorlar ve
şimdiden kayıtların yaptırılıp seyahat planlarının
tamamlanmasında fayda olduğunu belirtiyorlar.
Konferans Programı
günlük konferans programının kapsamı
oldukça geniş. Program her seviyedeki farklı
paydaş gruplarına ve farklı kurumsal fonksiyonları
temsil eden katılımcılara hitap edecek şekilde
kurgulanmış.
3
raporlama çerçevesi ile ve diğer çerçeve standart
ve ilkelerin uyumu” konuları değerlendirilecek.
İkinci gün “Raporlamanın Geleceğine Bakış”
toplantısıyla sona erecek.
G4 Kulvarı, yeni nesil GRI İlkelerindeki kapsamlı
değişikliklere odaklanacak. Bu kulvardaki
toplantılarda “GRI’ın Yönetim Yaklaşımı
Açıklamaları, önemli ve öncelikli içeriğin
belirlenmesi, tedarik zinciri, ücretlendirme ve
yönetişim ile yolsuzlukla mücadele” konuları
masaya yatırılacak.
3. Gün: 24 Mayıs 2013
Raporlamanın Şekillendirilmesi Kulvarında
hükümetler, düzenleyici kurumlar, yatırımcılar
ve borsalar gibi politika yapıcıların ve rapor
kullanıcılarının bakış açıları vurgulanacak. Bu
kulvarda “Raporlamanın yoksulluk ve rekabet
üzerindeki etkisi, raporlamanın geleceğinin
şekillenmesi için politikalar, finansal piyasalar ve
sürdürülebilirlik raporlaması, Birleşmiş Milletler
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için raporlama”
gibi konular üzerinde durulacak.
Raporlamanın Şekillendirilmesi Kulvarı, “Güncel
sürdürülebilirlik raporlaması yasal düzenlemeleri”
Eğitim Kulvarı, sürdürülebilirlik raporlaması
konusu ile göreceli olarak yeni ilgilenenlere hitap
edecek. Bu kulvardaki oturumlarda GRI ekibinden
konuşmacıların yanı sıra, rapor hazırlayan
kurumların temsilcileri “İlk kez rapor hazırlama
ve KOBİ’ler için raporlama” gibi konulardaki
deneyimlerini paylaşacaklar.
Akademik Kulvarda ise dünyanın dört bir yanından
tanınmış araştırmacılar bir araya gelerek, “Kamu
politikaları ve raporlamada güvence” konularını
tartışacaklar.
Konferansın son gününe paralel kulvarlardaki şu
toplantılarla başlanacak:
Sürdürülebilirlik Raporlamasındaki Eğilimler
Kulvarı, “Gelişmekte olan piyasalar”
G4 Kulvarı, “Sera gazı emisyonları”
Eğitim Kulvarı, “İnsan hakları konusu nasıl
raporlanır?”
Akademik Kulvar, “Entegre raporlama”
Konferans programı “Kısa vadecilik ve dünya
ekonomisi” temalı bir tartışma ile devam edecek.
Son olarak, konferansta ortaya çıkan önemli
konuları ve mesajları yansıtan ve GRI’ye bunlardan
nasıl yeni görevler çıktığı ve bu konularda nasıl
ilerleme kaydeceğine değinen bir kapanış oturumu
ile etkinlik sonlanacak.
CSR Consulting Turkey
CSR Consulting Turkey
2013 GRI Konferansı Network Partneri
Lütfen kayıt yaptırdığınıza dair bizimle iletişime
geçin!
E: [email protected]
1. Gün: 22 Mayıs 2013
Açılış oturumunda küresel bağlamda toplumların
karşılaştıkları sorunlar, zorluklar, fırsatlar ve
değişimde rol oynayabilecek farklı aktörlerin
rolleri incelenecek. 2010 Konferansından bu yana
dünyada kaydedilen ilerlemeler gözden geçirilecek
ve geleceğe yönelik adımlar önerilecek. Yeni nesil
GRI İlkeleri G4’ün lansman kutlaması yapılacak.
Çeşitli paydaşlar G4’ün raporlamanın ilerlemesine
sağlayacağı katkılar hakkındaki görüşlerini
paylaşacak.
2. Gün: 23 Mayıs 2013
İkinci gün G4 hakkında bir genel kurul toplantısı ile
başlayacak, program farklı konuların ele alınacağı
şu 5 paralel kulvarda devam edecek:
Sürdürülebilirlik Raporlamasındaki Eğilimler
Kulvarında “Entegre raporlama, XBRL raporlama
dili ve güvence, sürdürülebilirliğe değer biçilmesi,
Özlem Çevik Koper
Bahar Keskin
13
Sosyal yaşama sağladığı desteklerle sektörde
farklılık yaratan OPET, Türkiye’de akaryakıt
dağıtım sektöründe müşteri memnuniyetinin
değişmez lideri. Sosyal sorumluluğu, kurum kültürü
olarak benimseyen ve gerçekleştirdiği projeleri,
topluma karşı sorumluluğunun gereği olarak gören
OPET, kuruluşundan bugüne birçok projeye imza attı.
Temiz Tuvalet Kampanyası
Yeşil Yol Projesi
Örnek Köy Projesi
Tarihe Saygı Projesi
2000 yılından bu yana sürdürülen ve Türkiye’de gerçekleştirilen en uzun soluklu
toplumsal projelerden olan Temiz Tuvalet Kampanyası, Türkiye’nin önemli bir
sorununu çözmeyi hedefledi. Opet önce kendi istasyonlarından başlayarak
Türkiye’de tuvalet temizliği ve hijyeni yaygınlaştırmak amacıyla “Temiz Tuvalet
Kampanyası”nı uyguladı. Opet sadece istasyonlarında standart kurumsal görüntü
ve hizmet kalitesi ile değil, temizlik ve hijyene verdiği önemle de farklılığını
vurgulayarak, bunu kalıcı hale getirmeyi başardı.
Bir diğer önemli sosyal sorumluluk projesi olan “Yeşil Yol”,
dünyada giderek azalan yeşilin yaşamımızdaki önemine
dikkat çekmek amacıyla geliştirildi. Dünyanın çölleşmesi
ve insanlığın gelecekte kuraklaşan ortamlarda yaşama
tehlikesinin arttığı günümüzde “Yeşil Yol Projesi” nin amacı
uzun soluklu yeşillendirme ile topluma ve doğaya hizmet
etmek.
OPET, “Örnek Köy Projesi”yle, köylerin kendi kendine yetmesi,
tarihi, coğrafi ve kültürel potansiyelinin değerlendirilmesinin
yanı sıra, eğitim düzeyinin yükselmesi ve çevre bilincinin
gelişmesi gibi toplumsal göstergeleri de hedefliyor.
OPET, 2006 yılında Gelibolu Yarımadası’nı çağdaş bir görünüme kavuşturmak
amacıyla başlattığı “Tarihe Saygı Projesii” ile eğitim, sağlık, çevre, turizm gibi
önemli alanlarda sağladığı katkılarla Türkiye’de ve uluslararası alanda saygınlık
kazandıracak atılımlar gerçekleştirdi.
OPET tarafından, istasyonlardaki personele eğitimler verilirken, istasyonların
tuvaletleri hijyenik bir ortama kavuşturuldu. Proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı
ve Kültür Bakanlığı ile işbirliği yapılarak, okullarda öğrenci ve öğretmenlere eğitim
verildi. Engelli vatandaşların sorunları düşünülerek, OPET akaryakıt istasyonlarına
engelli tuvaleti şartı ve standartı da getirildi. Bebeklerin tuvaletlerden mikrop
kapmamaları için istasyonlara bebek bezi değişim üniteleri yapıldı. Çocuk
ve yetişkinleri eğitmek amacı ile çizgi filmler ve reklam filmleri hazırlanarak
televizyonlarda yayınlanması sağlandı.
“Yeşil Yol Projesi” 2004 yılından bu yana Karayolları
Genel Müdürlüğü ve Tema Vakfı’nın da desteğini alarak,
Türkiye çapında akaryakıt istasyonları giriş ve çıkışları
ile karayollarını ağaçlandırmak üzere yürütülüyor. Proje
kapsamında, öncelikle tüm OPET istasyonları peyzaj
çalışmaları yapılarak iklim koşullarına uygun bitkilerle
yeşillendiriliyor. Bugüne kadar 642 istasyonda ve
belediyelerce belirlenen ağaçsız alanlarda 518 bin 967
adet bölge, iklim ve toprak koşullarına uygun bitki dikimi
yapıldı. Kampanyanın 10 yıl sürmesi ve Türkiye karayolları
üzerinde yarım milyondan fazla
ağaç dikilmesi hedefleniyor.
“Örnek Köy” olarak seçilen Mardin’de, Dara Harabeleri
yakınındaki Dara Köyü’nde Temiz Tuvalet ve hijyen eğitimleri
ile ağaçlandırma çalışmaları ve el sanatları eğitiminin yanı
sıra bir çok etkinlik gerçekleştirildi. Gaziantep’in Yesemek
Köyü de “Örnek Köy” kapsamına alınan bir diğer bölge.
Yesemek Açık Hava Müzesi’nde eserler üzerinde doğanın
tahribatını engelleyecek çalışmalar gerçekleştirildi. Toprak
tarafından kısmen örtülmüş ve yıkılmış heykeller kaldırılarak,
ziyaretçilerin Açık Hava Müzesi’ni rahat gezmesini sağlamak
üzere teraslar oluşturuldu. Doğanın en cömert davrandığı
illerimizden biri olan Bolu- Mengen Pazarköy de “Örnek
Köy Projesi” kapsamına alındı. Beldedeki evler boyanarak
yeni bir görünüm kazandırılırken, Kültür Merkezi ve
İlköğretim Okulu da yapıldı. Coğrafi güzelliğiyle dikkat çeken
Pazarköy’deki uygulamada, beldenin bu yönüyle kamuoyuna
tanıtılması hedeflendi. Turistlerin önemli uğrak yerlerinden
biri olan Fethiye Saklıkent’te öncelikli ihtiyaç olan bir tuvalet
kompleksi inşa edildi. Yöre halkına gelir getirecek olan
satış noktaları yapıldı. Saklıkent’teki esnaf ve çalışanlardan
oluşan 70 kişiye, 12 hafta süren İngilizce ve Genel Meslek
Eğitimleri verildi. 2012 yılında, Isparta İncesu ve Kekova Kale
Üçağız’da da bir dizi çalışma yapıldı. Ekolojik Örnek Köy’e
dönüştürülen İncesu’da Türkiye’nin belde ölçeğinde yapılan
ilk “arazi planlaması” ile tarım arazilerinin toprak analizi
gerçekleştirildi. Buna bağlı olarak hangi bölgede, hangi
ürünün yetiştirileceği ve doğru sulama teknikleri belirleniyor.
Sulama sistemi yenilenirken tarımsal üretimin kalitesinin
artırılması için üreticilere eğitim veriliyor. Diğer yandan
köyün fiziki özellikleri iyileştirildi, meslek edindirme özelliği
taşıyan kurslar devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile
Demre Kaymakamlığı işbirliği ile yapılan çalışmayla Üçağız
Kaleköy’ün fiziksel görünümü iyileştirildi. Köye girişten
itibaren tüm güzergah yeni bir çevre düzenlemesine ve
peyzaja kavuşturuldu. Proje kapsamında esnaf ve bölge
halkına İngilizce, pansiyonculuk, temizlik, hijyen ve hizmet
standartları konulu kurslar düzenleniyor.
Tarihi Gelibolu Yarımadası’nın doğal dokusunu koruyarak, çağdaş bir görünüme
kavuşması için, Çanakkale Savaşları’nın geçtiği bölgede, toplumsal kalkınmaya
destek olacak eğitim projeleri ile bölgeyi ziyaret eden turistlerin sorunsuz olarak
gezmelerini sağlayacak altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları uygulandı.
Alçıtepe, Seddülbahir, Bigalı, Kilitbahir, Kocadere, Behramlı, Büyük Anafarta
köyleri ve Eceabat ilçesinde rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak bu köyler
yeni bir çehreye kavuşturuldu. Yenileme çalışmaları kapsamında çağdaş bir
görünüme kavuşan köy meydanları, müzeler, tuvaletler, satış reyonları, bölge
turizmini canlandırarak, köy muhtarlıklarının gelirlerini artırdı. Proje ile sadece fiziki
düzenlemeler değil, sosyal içeriği de olan ve bu topraklarda yaşayan yöre halkının
yaşam kalitesini artırmaya yönelik kurslar ve eğitsel çalışmalar da yapıldı.
Bugüne kadar verilen eğitimlerle 7 milyonu aşkın kişiye ulaşan “Temiz Tuvalet
Kampanyası” çeşitli kurum ve kuruluşlardan işbirliği çağrıları almakta. Malatya
Milli Eğitim Müdürlüğü ile “İçilebilir Su, Girilebilir Tuvalet ” kampanyası uygulandı
ve Malatya’daki öğretmen ve öğrencilerin Temiz Tuvalet Kampanyası eğitimleri
alması sağlandı. “Temizlik Rayında Projesi” ile OPET’in, 10 yıldır devam eden Temiz
Tuvalet Kampanyası’ndaki tüm deneyimleri TCDD’ye aktarıldı. Sakarya Büyükşehir
Belediyesi su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten SASKİ Genel Müdürlüğü ile temiz
tuvalet, hijyen ve tasarruflu su kullanımı konusundaki sosyal sorumluluk projesi ise
Aralık 2011’de başlatıldı. Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı birinci sınıf,
anaokulu ve kreş öğretmen ve öğrencilerini kapsayan proje devam ediyor.
2012 yılında ise Suudi Arabistan’dan alınan davetle proje yurt dışına açıldı. Mekke,
Medine, Cidde ve Riyad’da 4800 öğretmen ve öğrenciye ‘temizlik ve hijyen
eğitimi’ eğitim verildi. Aynı yıl OPET ve TSE’nin işbirliği ile halka açık tuvaletler için
belirlenen yeni standartlar, Resmi Gazete’de yayınlanarak İçişleri Bakanlığı’nın
başlattığı uygulamayla işyeri ve restoran tuvaletleri de dahil olmak üzere tüm
tuvaletlerde zorunlu kılındı.
OPET Temiz Tuvalet Kampanyası, 2004 yılında IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler
Derneği) Golden World Awards yarışmasında “Sosyal Sorumluluk Projeleri”
kategorisinde birinci seçildi. Aynı yıl TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği) 3. Altın
Pusula Ödülleri’nde “Sosyal Sorumluluk Projeleri” kategorisinde ve Nokta Dergisi
“Doruktakiler” anketinde “Sosyal Sorumluluk Kampanyaları”
kategorisinde birinci oldu.
14
Yeşil Yol Projesi, TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği)’nin
5.Altın Pusula Ödülleri’nde Kurumsal Sosyal Sorumluluk
kategorisinde, çevre konusunda Altın Pusula ödülüne layık
görüldü.
Projenin 2008 yılı bölümünde, Eceabat sahilinde “Tarihe Saygı Parkı” inşa
edildi. Yaklaşık 6 ayda tamamlanan bu özel park, bölgeye gelen yerli ve yabancı
ziyaretçilerin, gezilerine başlamadan önce bölge hakkında ön bilgi alabilecekleri
bir mekan olarak tasarlandı. Bir Açıkhava Müzesi niteliği taşıyan parkta, Çanakkale
Savaşı’nı tasvir eden figürler, Gelibolu Tarihi Milli Parkı’nın maketi ve 13 metre
yüksekliğinde “Tarihe Saygı” anıtından oluşan üç ayrı bölüm yer alıyor. Eceabat’ta
deniz kenarında yer alan toplam 2.520 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan ve
bir açıkhava müzesi niteliği taşıyan “Tarihe Saygı Parkı”, bölgeye gelen ziyaretçilere
yarımadada yaşanan savaşları bütünsel olarak görme ve inceleme fırsatı yaratıyor.
2011 yılının Nisan ayında 57. Alay Şehitliği’nde yapılan yenileme çalışmaları
tamamlanarak törenle ziyarete açıldı. Şehitlik, çok kapsamlı bir düzenlemeyle aslına
uygun olarak yenilendi. Proje kapsamında 2012 yılında Eceaabat’ta işlevselliğini
yitiren ilköğretim okulunun yerine, yeni ve modern bir orta okul inşa edilerek, eğitim
ve öğretim hayatına kazandırıldı. 16 derslikten oluşan “OPET Tarihe Saygı Orta
Okulu” depreme dayanıklı bir biçimde inşa edildi.
Tarihe Saygı Projesi 7. Altın Pusula Ödülleri’nde “Jüri Özel Ödülü”ne layık görüldü.
15
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
eğitime katılan gençlerin bütçe yapma ve kontrollü
harcama alışkanlığı kazandığını gösteriyor. Proje,
tüm bankaları kapsayan katılımcı modeliyle
Visa Europe’taki diğer ülkeler için de başarılı bir
örnek oldu ve farklı ülkelerde benzerleri üzerinde
çalışılmaya başlandı. Haziran ayında proje BaniIQ
(Para IQ) adıyla Romanya’da hayata geçti. Bunun
yanı sıra proje İsrail’de de daha küçük ölçekli
olarak başladı’’ dedi.
Eğitim hedefleri
Visa ‘‘Paramı Yönetebiliyorum’’ Projesi
Visa Europe Kıdemli Başkan Yardımcısı ve
Bölge Genel Müdürü Berna Ülman, ‘‘Visa
Europe olarak finansal okuryazarlık alanında
sektöre liderlik ederek, faaliyet gösterdiğimiz
tüm ülkelerde tüketicilerin bilinçlendirilmesi ile
ilgili çalışmalar, sanal mecralarda gençlere ve
yetişkinlere yönelik uygulamalar yürütüyoruz.
Farklı paydaşları bir araya getirerek, fikir
alışverişine imkân sağlayan ortak platformlar
yaratıyoruz’’ dedi.
erna Ülman, “Paramı Yönetebiliyorum”
projesi ile ilgili şunları aktardı: ‘‘Finansal
okuryazarlık, bireylerin finansal ürün ve hizmetleri
daha iyi anlaması, böylece ihtiyaçlarına en uygun
tasarruf ve borçlanma ürünlerini seçmesi, hak ve
yükümlülüklerini bilmesi anlamına gelmektedir. Tüm
dünyada, birçok kurumun finansal okuryazarlık
kavramını tanımlamak üzerine çalıştığını, bu
alanda eğitim ve düzenleme yaklaşımlarını
tartıştığını ve tüketicilerin finansal bilinç düzeyi
üzerine araştırmalar yaptığını görmekteyiz.
B
yönetimi projesi olan Paramı Yönetebiliyorum
ile gençler arasında finansal bilinci geliştirerek
sürdürülebilir kalkınma sürecine katkıda
bulunulması hedefleniyor.
Proje, gençlere kişisel mali kaynaklarını
bütçelemelerine ve finans hizmetlerini doğru
kullanmalarına destek olacak ücretsiz eğitim
olanağı sunuyor. Proje kapsamında, akran eğitim
modeliyle gönüllü eğitmenler tarafından verilen
eğitimlerin içeriğini, gelir gider dengesi, bütçe
yapma, tasarruf ve para biriktirme, yatırım yapma
ve borçlanma gibi temel kavramlar oluşturuyor.
Kamu, özel sektör ve sivil toplum ortaklığı ile bu
alanda gerçekleştirilen ilk proje olan “Paramı
Yönetebiliyorum” ile 61 ilde 14 bin öğrenciye birebir
ulaşıldı. UNDP’nin öngördüğü çarpan etkisine göre
140.000 kişi projeden faydalandı.’’
→ Bütçe yapmanın yararlarını, kişisel bütçe / aile
bütçesi temel kavramlarını tanıtmak,
Etki analizi sonuçları
aramı Yönetebiliyorum projesinin sonuçlarını
ölçümlemek için her yıl gerçekleştirilen etki
analizi çalışmalarının, gelinen noktayı ve gençlerin
kazanımlarını somut bir şekilde ortaya koyduğunu
belirten Ülman, ‘‘Eğitimler sonrasında finansal
kavramlar ve bütçeleme konularındaki bilgi
artışının, gençlerin finansal davranış ve tutumlarını
olumlu yönde etkilediğini gözlemledik. İkinci yıl
etki analizi sonuçlarına göre, finansal konularda
kendini yeterli hissettiğini belirten gençlerin
oranında 23 puan artış yaşandı. Eğitime katıldıktan
sonra aylık harcamalarını takip eden gençlerin
oranı 8 puan artarken, her zaman bütçe yaptığını
belirten gençlerin oranı ise 10 puan yükseldi.
Yaptıkları bütçeye sadık kalan gençlerin oranında
ise 16 puanlık bir artış görüldü. Bu sonuçlar,
P
→ Tüketim, alışveriş, harcama, ödeme; gelir, varlık,
tasarruf, birikim; borç, borçlanma, borç ödeme
gibi temel kavramları tanımlamak,
→ Gelirleri de dikkate alarak bir ödeme planının
nasıl yapılabileceğini anlatmak, tasarruf ve
para biriktirmenin yararları ve birikim planlaması
kavramlarını geliştirmek,
→ Borçlanmanın işlevi ve ölçüsü kavramlarını
tanıtmak, borç ödeme planı yapma
zorunluluğunu ve nasıl yapılabileceğini anlatmak,
→ Ekonomide tasarrufların işlevini ve finans
sektörünün işleyişini tanıtmak,
→ Finans sistemini ve kişilerin hak ve
yükümlülüklerini düzenleyen yasal
düzenlemelere giriş.
Ülkemizde de 2006’dan bu yana Tüketicinin
Finansal Bilincinin Geliştirilmesi Konferansları’nı
organize ediyoruz. Finansal eğitim alanında
çalışmalar yapan çeşitli tüketici gruplarını
destekliyor ve ortak projeler yürütüyoruz.
Türkiye’de bu alanda yaptığımız çalışmaların odak
noktasını ise bu proje oluşturuyor.
Sürdürülebilir kalkınma sürecine
katkı
aramı Yönetebiliyorum projesi, Visa Europe
ve Türkiye’deki üye bankalarının destekleriyle,
T.C. Kalkınma Bakanlığı, Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Kalkınma
ve Yönetişim Derneği ortaklığında 2009 yılından bu
yana devam ediyor.
P
Gençlere yönelik bir finansal okuryazarlık ve bütçe
16
17
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
Ekim ayında oldu. Aya Irini’deki Cumhuriyet
konserinin yan sponsoru olmuştuk. Daha sonra da
bize klasik müzik alanında üstün yetenekli gençleri
keşfetmek ve eğitimlerinin yurtdışında sürdürülmesi
ya da takviye edilmesi üzerine kurulu projelerinden
bahsettiler. Biz de o zamanlarda kültür alanında
destekleyebileceğimiz prestijli bir projenin arayışı
içindeydik ve hiç tereddüt etmeden bu projenin
sponsoru olduk.
Önceliğimiz kültür, sanat ve eğitim
Onduline Avrasya Kurumsal İletişim MüdürüPazarlama Md Yrd. Binnur Ertuş Şimşek
ile kuruluşun kurumsal sosyal sorumluluk
uygulamaları üzerine söyleştik.
Şirketinizin kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
vizyonunu ve yürüttüğünüz KSS projelerini anlatır
mısınız?
Onduline Avrasya olarak KSS vizyonumuzu daha
farklı bir artı değer katacağına inandığımız ve
nispeten daha az yatırım yapılan kültür, sanat ve
eğitim alanlarına yönlendirmeye karar verdik. 2009
yılından bu yana belli başlı üç proje yürüttük.
Kültürel faaliyetlerimizi bir kitap yayınıyla başlattık.
Kuruluşumuzun 15.yılı olan 2009’da İstanbul’un
Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmesiyle birlikte
İstanbul’u havadan görüntüleyen “Avrupa Kültür
Başkenti İstanbul” adlı kitabımızı yayınladık ve
ücretsiz olarak hem yurtiçinde hem de bağlı
olduğumuz Onduline Group’un şirketleri ve
mensuplarına ücretsiz olarak dağıttık.
Türkiye’nin Çatıları
yılının başında “Türkiye’nin Çatıları”
adlı bir diğer kitabı yayınladık. Bu
kitabın farkı tamamen şirketimizin faaliyet konusu
olan çatılarla ilgili olmasıydı. Bir çatı kaplama
ve su yalıtımı sistemleri üreticisi olarak 45 ilde
Türkiye’nin çatılarını fotoğrafladık. Çatılarımızı tüm
doğallığıyla, hangi malzeme kullanılırsa kullanılsın
bir üretici olarak hiçbir kaygı taşımadan, malzeme
2011
18
ayrımı yapmadan, olduğu gibi ve insan faktörüyle
bütünleşik olarak değerli fotoğraf sanatçısı
Bünyamin Aygün’ün objektifiyle yansıttık.
1200’ü aşkın karenin içinden kitaba sığacak
kadarının seçimini yaparken çatılarımızın insan
unsuruyla birleştiğinde ne kadar farklı anlamlar
barındırdığını da anlatmaya çalıştık. Çatıların kâh
bir kaçış noktası, kâh bir dinlenme ve bazen bir
yaşam ve oyun alanı olduğunu tüm gerçekliğiyle
gözler önüne serdik. Bu anlamda kitabın,
sosyolojik ve kültürel olarak bir anlamı olduğunu
düşünüyoruz. Diğer taraftan sektörümüz açısından
değerlendirdiğimizde birçok panoramik fotoğrafta
görüldüğü gibi Türkiye’nin çatı dokusunun yanı sıra
bina stoğunu da görmek mümkün. Bu açıdan ise
geleceğe ışık tutabilecek bir arşiv niteliğinde olduğu
söylenebilir.
Proje nasıl ilerledi?
“G&S Pekinellerle Dünya Sahnelerinde Genç
Yetenekler” projesi 2010 yılı Ocak ayında İstanbul,
Ankara, İzmir, Antalya, Mersin ve Eskişehir’de
bulunan konservatuvarlardan Pekinellerin
jüri oluşturarak yaptığı seçimlerle başlatıldı.
Konservatuvarların piyano, keman, çello, flüt,
klarnet bölümlerinden toplam 10 üstün yetenekli
genç belirlendi. Bu yetenekler Avrupa’nın çeşitli
tanınmış akademilerinde, günümüzün en saygın
pedagog ve müzisyenlerinden eğitim aldılar, önemli
ustalık kursları ve yarışmalara katıldılar, birçoğunda
birincilik elde ettiler. Bazı bursiyerlerimize kaliteli
enstrüman desteği de sağlandı.
Bu projeyi benzerlerinden ayıran Güher ve
Süher Pekinel’in dünyaya mâl olmuş sanatçılar
olmasının da getirdiği bir sonuç olarak, yetenek
değerlendirmesinde çıtayı çok yüksek tutmaları
oldu. Çünkü burada amaç, kendileri gibi dünya
sanatçısı olma yönünde olağanüstü yetenekli ve en
önemlisi de emeğe gerçekten cevap verebilecek
öğrencilerin seçilmesiydi. Bu yönde projenin
başından beri hiç taviz vermediler ve bu sayede
çok başarılı oldular.
İstanbul, Ankara ve İzmir’de G&S Pekinellerle
Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler konserleri
düzenledik. Bursiyerlerimiz ilk konserlerini 11
Ekim 2011 tarihinde İstanbul Cemal Reşit Rey’de
verdiler. Daha sonra sırasıyla 12 Ekim tarihinde
Ankara Bilkent Üniversitesinde,13 Ekim tarihinde
de İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür
Sarayı’nda seyirci karşısına çıktılar ve ayakta
alkışlanarak seyircinin büyük beğenisini kazandılar.
Bu konserler dizisi, birçoğunun proje kapsamındaki
eğitiminden sadece 1-1.5 yıl sonraydı. Projenin
başında yapılan seçmelerdeki performanslarıyla
kıyaslandığında ne kadar büyük bir ilerleme
kaydettiklerini hep birlikte gördük. Bu bizi çok
gururlandırdı.
Bursiyerlerin başarıları
D
esteklediğimiz genç yetenekler kısa sürede
birçok uluslararası yarışmada birincilik elde
ettiler. Türkiye ve dünyada birçok önemli orkestrada
solist olarak konser vermeye devam ediyorlar.
Dorukhan Doruk (Çello)
Nisan 2010’da Avusturya Liezen Uluslararası
Viyolonsel yarışmasında birinci oldu. Ekim 2010’da
Hırvatistan 8. Uluslararası Antonio Janigro
Viyolonsel yarışmasında birincilik ödülünün yanı
sıra beş özel ödüle de layık görüldü. 2011 yılında
Türkiye’de Andante Dergisinin Donizetti Yılın
Çıkış Yapan Genç Müzisyeni ödülünü aldı. 6-8
Eylül 2012'de Brüksel'de düzenlenen Lions Klübü
Uluslararası Avrupa Müzik yarışmasında birincilik
ödülünü aldı.
Veriko Thcumburidze (Keman)
2012 Çaykovski Uluslararası Genç Müzisyenler
yarışması İsviçre’de keman dalında Türkiye adına
birinci oldu.
Kıvanç Tire (Keman)
Şubat 2010 yılı Türkiye Yamaha Enstrümantal
Bu kitabımız, gerek sektör içinden gerekse de
sektör dışından ve bürokratlarımızdan büyük ilgi
gördü. Kültür ve Turizm Bakanımız Sn. Ertuğrul
Günay’ın mektubu da dahil olmak üzere teşekkür
mektuplarını gururla saklıyoruz.
Dünya Sahnelerinde Genç
Yetenekler
yılı Ocak ayı itibariyle değerli piyano
sanatçılarımız Güher ve Süher
Pekineller ile aslen bir eğitim projesi olan ‘‘Dünya
Sahnelerinde Genç Yetenekler’’ projemizi başlattık.
Değerli sanatçılarla ilk tanışıklığımız 2009 yılının
2010
19
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Liberty Sigorta
“KSS’yi İş Süreçlerine Dahil Etme Ödülü”nü aldı
yarışmasında birincilik ödülü aldı. Cem Mansur
yönetimindeki Türkiye Gençlik Filarmoni
Orkestrası’nda grup şefliği yaptı. 2012 yılında
master eğitimini tamamlayacak olan Kıvanç,
Nisan 2012'de dünyanın en köklü ve prestijli
orkestraları arasında yer alan Leipzig Gewandhaus
Orkestrası’na 26 kemancının katıldığı sınavda en
yüksek notu alarak kabul edildi.
Orkestrası seçmelerini kazanarak, 20.08.2012
- 24.09.2012 tarihleri arasında Türkiye-HollandaAlmanya-Belçika konser turnesine katıldı.
Yağızcan Keskin (Klarnet)
Proje 2011’de ‘‘Yılın Sosyal
Sorumluluk Projesi’’ seçildi
Mayıs 2011’de 2.Uluslararası Marsyas Müzik
Festivali Klarnet yarışmasında üçüncülük ödülü
kazandı. Aynı yıl Nisan ayında Yaşar Üniversitesi
Oda Müziği yarışmasında ikincilik ödülü aldı. Eylül
2012’de Dobrich Müzik Festivali kapsamında
Bulgaristan›da gerçekleşen klarnet yarışmasında
kendi kategorisinde birinci oldu ve 2013 yılında
aynı festivalde yer almak üzere davet edildi.
Elvin Hoxha (Keman)
La Noche en Madrid - Segundo Festival y
Concurso Internacional 2012 yarışmasında birinci
oldu.
Yusuf Çelik (Çello)
2010 yılında Mersin Ulusal Çello yarışmasında
birincilik ve İtalya’da Citta di Barletta Young
Musician International Competition’da mansiyon
ödülü aldı.
Ege Banaz (Klarnet)
Yaz 2012’de Marsyas International Clarinet
Competition’da birincilik kazandı. Cem Mansur'un
şefliğini yaptığı Türkiye Gençlik Filarmoni
20
Son olarak bursiyerlerimizden Dorukhan Doruk,
Veriko Tchumburidze, Yunus Tuncalı, Elvin Hoxha
12 Kasım 2012 tarihinde Borusan Filarmoni ile
konser verdiler ve ayakta alkışlandılar.
“G&S
Pekinellerle Dünya Sahnelerinde
Genç Yetenekler” projesi
aynı zamanda Genç Demokratlar’ın internet
yoluyla düzenlediği yıllık anketinde, birçok farklı
alandan seçilen projeler arasından, ‘‘Yılın Sosyal
Sorumluluk Projesi’’ ödülüne de layık görüldü.
Proje oluştururken neleri göz önüne alıyorsunuz?
Bundan sonraki KSS çalışmalarınız ve hedeflerinden
söz eder misiniz?
Projelerimizde, ticari faaliyetler içinde yapmış
olduğumuz tanıtım faaliyetleri ile seslenemediğimiz
kitleye ulaşabilmeyi öncelikle hedefliyoruz.
Bu sayede yeni sosyal paydaşlar kazanmayı
amaçlıyoruz. Tabi bu projelerin somut sonuçlar
verebilmesi de bir diğer kriterimiz. Bundan sonraki
KSS çalışmalarımızda daha çok eğitime desteği
hedefleyeceğiz. Bunda sürdürülebilirlik, sosyal
paydaşlarımız tarafından benimsenme ve faaliyette
olduğumuz bölge ve halkına da fayda sağlamayı
gözeteceğiz.
Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği
tarafından 21 Aralık 2012 tarihinde Kadir
Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “İşletme
2023; Cumhuriyetin 100. Yılında Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Pazaryeri” organizasyonu
kapsamında, Liberty Sigorta “KSS’yi İş
Süreçlerine Dahil Etme Ödülü”nü aldı.
ürkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği’nin, 2011-2012 dönemi içerisinde,
temel olarak şirketlerin KSS (Kurumsal
Sosyal Sorumluluk) uygulamalarını inceleyip,
uygulamalarını şekillendirme yöntemleri açısından
yaptığı değerlendirme sonrası sergilenmeye ve
ödül kapsamında değerlendirmeye layık gördüğü
18 proje arasından, Liberty Sigorta, gerçekleştirdiği
“Türkiye Trafik Risk Haritası” Araştırması projesiyle
“KSS’yi İş Süreçlerine Dahil Etme Ödülü”nü aldı.
T
Liberty Sigorta Pazarlama Direktörü Hanzade
Aytaçlı ödülle ile ilgili şunları söyledi: “Sosyal
sorumluluk alanında desteklediğimiz ve
destekleyeceğimiz projelerin öncelikle, grubumuzun
“önlem alma” felsefesi ile uyumlu olmasına dikkat
ediyoruz. Ardından, işimizin özünü yansıtması
amacıyla faaliyet alanımız ile ilgili olmasını tercih
ediyoruz. Elementer sigorta branşının ilgilendiği ev,
iş yeri ve trafik konularından birine temas etmesini
önemsiyoruz. Davranış değişikliği yaratabilecek ve
en önemli iki paydaşımız olan çalışanlarımızın ve
acentelerimizin katılımını sağlayabilecek projeleri
seçiyoruz.
2012 yılında öncelikli alan olarak trafik
konusunu belirlemiştik. Trafikte alınabilecek
belli başlı önlemler ile birçok yaralanmanın ve
ölümlerin önlenebileceğine, maddi hasarların
ise azaltılabileceğine inanıyoruz. Araştırmalar,
emniyet kemeri takılıysa olası bir kazada hayatta
kalma olasılığının %40-50 oranında arttığını, araç
kullanırken cep telefonu kullanılmazsa kaza riskinin
4 kat azaldığını ve araç kullanırken seyahat hızının
sadece 10 km. düşürülmesinin, ölüm riskini %40
oranında azaltabildiğini göstermektedir. Türkiye’de,
2011 yılında kesilen trafik cezalarında listenin
tepesindeki hız kurallarına uymama konusunu,
emniyet kemeri takmama ve cep telefonu kullanımı
21
resmini çekmekti. Ancak, bu resmin gerçek
hayatı yansıtması için de beyana dayalı olmayıp
tamamıyla gözleme dayalı bir araştırma olmasına
karar verildi. Bu karar beraberinde ciddi bir saha
organizasyon yapılanmasını getirdi. 92 saha
koordinatörü ve 263 gözlem uzmanının 729 saat
çalışarak gerçekleştirdikleri 8748 adet gözlemle bu
değerli çalışmayı tamamladık” dedi.
Araştırma sonuçları çarpıcı
raştırma sonuçları ile ilgili notları da paylaşan
Aytaçlı, “Türkiye’nin %70’inin emniyet
kemeri kullanmadığını, şoförlerin %27.9’unun hız
tahditlerini ihlal ettiğini, cep telefonu kullanımı
konusunda ise %8.9’luk kural ihlali ile göreceli
olarak geçer not aldığımızı gösteriyor. Demografik
kırılımsal açıdan incelendiğinde, kadınların hız
tahditlerine uyma ve emniyet kemeri kullanımında
erkeklere göre daha dikkatli davranmasıyla,
kadınların trafikte daha temkinli olduğuna dair
yaygın inanış doğrulanmış oldu. Ancak cep telefonu
kullanımı konusunda erkeklerin daha dikkatli
olduğu gözlendi. Ancak, bence en önemli konu,
denetlemenin olmadığı yollarda gerçekleştirilen
araştırma, sürücülerin bu tip yollarda daha
dikkatsiz davrandıklarını ortaya koydu. Dış
kontrolün, sürücüleri daha tedbirli araç kullanımına
yönlendirdiği gözlemlendi. Bu da yaptırımların,
doğru kurgulandığı taktirde trafik kazalarını
azaltmadaki etkisini kanıtlamış oldu.
A
Demek ki biz trafik kurallarına uyulmasını sağlamak
için daha fazla çalışmalıyız, kontrolleri arttırmalıyız,
belki kontrol yöntemlerini değiştirmeliyiz. Bu
toplumsal eğitimle, gelişmeyle ilgili bir şey ama,
baktığınız zaman gelişmiş ülkelerde çok sıkı kontrol
ve müeyyidelerle başarı sağlanıyor. Bizde de
kontrol mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor”
dedi.
Amacımız bu konuda duyarlılık
yaratmaktı
A
ytaçlı, amaçlarının bu konuda duyarlılık
yaratmak olduğunu vurgulayarak, “İlk adım
olarak amaçlarımıza ulaştığımıza inanıyorum.
Ardından, bu araştırma sonuçlarını ve analiz
raporunu içeren bilgilendirme dosyasını ilgili
kamu mercileri ve STK’lar ile paylaştık. Yakın
bir zamanda da çalışmayı Türkiye Sigorta Birliği
ile paylaşmayı planlıyoruz. Ancak asıl konu
toplumun davranışlarını değiştirmek ve toplumu
bilinçlendirmek. Bu çalışmayı takiben, kural
ihlallerinin olduğu il ya da bölgelere odaklanacak
çeşitli projeler yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca,
2013 yılı boyunca acente ve çalışanlarımızı da yol
güvenliği konusunda bilinçlendirecek çalışmaları
hayata geçireceğiz” dedi.
Hanzade Aytaçlı
konuları izlemektedir. Bu veriler doğrultusunda,
sadece bu üç alanda bile bilinçlenmenin, trafikte
kazaların birçoğunu önleyebileceğine inandığımız
için, öncelikle bu konulara odaklanarak, küçük
önlemleri hatırlatmak ve mümkün olduğunca çok
kişiyi güvenli bir yaşama davet etmek istedik.
Mart ayında “Size bir şey olmasın” temasıyla
hayata geçirdiğimiz lansman kampanyasında bu
3 konuya dikkat çekmemiz ve trafikte güvenlik için
tüm Türkiye’ye bu konuda alabilecekleri önlemlere
dair küçük hatırlatmalarda bulunmamız da sosyal
sorumluluk yaklaşımımızın bir yansımasıdır.
Reklam kampanyamızın ardından “Türkiye Trafik
Risk Haritası” çalışması ile reklamlarımızda
işlediğimiz araç kullanırken emniyet kemeri takma,
cep telefonu kullanma ve hız sınırlarına uyma
konuları hakkında Türkiye’nin resmini çekmeyi,
22
bu konuda duyarlılık yaratmayı ve iyileştirici
uygulamaların geliştirilmesine olanak sağlayacak
bir bilgi altyapısını oluşturmayı hedeflemiştik. Tüm
çalışmalarımızın tam bir entegrasyon içinde hayata
geçmesine özen gösterdik. Bu açıdan, Türkiye
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından
da KSS’yi İş Süreçlerine Dahil Etme Ödülü’ne layık
bulunmamız ve hedeflediğimiz noktaya erişmemizin
bir ödülle taçlandırılması, bizi hem onurlandırdı
hem de çok mutlu etti.”
“Türkiye Trafik Risk Haritası” Araştırmasının
emniyet kemeri kullanımı, cep telefonu kullanımı
ve hız sınırlarına uyma konularında 81 ilde
uygulamaya geçmesi ile bir ilk niteliği de taşıdığını
belirten Aytaçlı, “Hedefimiz reklamlarımızda da
işlediğimiz bu üç konu hakkında Türkiye’nin
23
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
,
sosyal sorumluluk projeleriyle
önceliğimiz çevre diyor
TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem
İçel, TSKB’nin sosyal sorumluluk anlayışını
“sürdürülebilir bankacılık” misyonuyla; iklim
değişikliği konusu başta olmak üzere dünya
ve insanlığın geleceği açısından risk oluşturan
konular hakkında toplum nezdinde duyarlılığı
artırmak ana düşüncesi etrafında yapılandırdığını
söyledi.
Ç
iğdem İçel, sosyal sorumluluk projeleri
kapsamında kurumsal yetkinliklerini ve iletişim
ağlarını kullanarak, Türkiye’de bugüne kadar
hayata geçirilen ve konusu çevre olan en kapsamlı
ve uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerinden
birine 2007 yılında başlandığını ve beş yıldır devam
eden “Önceliğimiz Çevre” projesinin, Türkiye’de
çevre bilincini artırmaya yönelik platformlar
oluşturmayı hedeflediğini ifade etti.
TSKB, “Önceliğimiz Çevre” projesini çeşitli
etkinlikler ve sponsorluklarla geliştirerek bu
kapsamda çevresel platformlarda yoğun olarak
yer alıyor. Bu proje kapsamında hayata geçirilen
www.cevreciyiz.com’da, çevreyle ilgili haberler,
akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının,
konuya ilgisi olan profesyonellerin araştırma ve
yazıları, çevre mevzuatı, bireysel ve kurumsal
başarı hikayeleri, ünlü doğa fotoğrafçılarının sanal
fotoğraf sergileri, Türkiye’nin ve dünyanın çevre
ajandası ile çevresel yaklaşımları veya riskleri
ölçen ve yapıcı öneriler getiren birtakım araçlar
yayınlanıyor.
Sürdürülebilirlik Raporu
yayımlayan ilk Türk Bankası
ürkiye’nin ilk özel sermayeli kalkınma ve
yatırım bankası TSKB, sürdürülebilirlik
yaklaşımı doğrultusunda finansal hedefleriyle
birlikte ekonomik, çevresel ve sosyal etkisini de
dikkate alarak kurumsal yönetimin şeffaflık ilkeleri
T
24
doğrultusunda sürdürülebilirlik raporu yayımlıyor.
TSKB, 2009 yılında Türk bankacılık sektöründe
Sürdürülebilirlik Raporu yayımlayan ilk kurululuş
oldu.
TSKB Sürdürülebilirlik Raporları, dünya çapında
kabul görmüş ve standart hale getirilmiş tek
sürdürülebilirlik raporu çerçevesi olan Global
Reporting Initiative (GRI) onaylı olarak 2 senede bir
hazırlanıyor. 2009 yılında C seviyesi, 2011 yılında
da B seviyesi onaylı raporları hazırlayan TSKB, bir
sonraki raporunu bu yıl yayımlayacak.
Sürdürülebilirlik Yol Haritası
2000’li yıllarda oluşturuldu
’nin, 2006 yılında sürdürülebilirlik
sürecine resmiyet kazandırdığını
ifade eden Çiğdem İçel, aynı yıl Çevre Yönetim
Ekibi’nin kurularak, bu alandaki yol haritası ve
stratejisinin oluşturulduğunu, TSKB’nin, ISO
14001 Çevre Yönetim Sistemi belgesi almaya hak
kazanan ilk Türk bankası olduğunu söyledi.
TSKB
İçel, Banka olarak faaliyetlerinden kaynaklı tüm
çevresel etkilerin tanımlandığını ve azaltmak
amacıyla stratejiler kurgulandığını, karbon ayak
izini azaltabilmek için düzenli olarak ölçümleme
başlatıldığı, azaltılamayan karbondioksit
emisyonlarının ise 2008 yılından beri GOLD
Standart karbon kredisi ile silindiği bilgisini verdi.
TSKB, Çevre Riski Değerlendirme
Analizi yapan Türkiye’deki tek
banka
’nin, kredilendirme faaliyetinden
dolayı oluşan çevresel ve sosyal
riski ölçecek uluslararası duyarlılıkta bir modelin
risk modeli oluşturduğunu belirten Çiğdem İçel,
TSKB
Çiğdem İçel
TSKB 2006 yılından beri incelediği her projeye bu
uyguladığını ifade eden İçel, projelerde çevresel
etkilerin değerlendirildiğini, kredi sürecinde de
belirleyici koşullar arasında yer aldığını belirtti.
İçel, önümüzdeki dönemde de Türkiye’ye örnek
olacak, katkı sağlayacak ve tüm tarafları teşvik
edecek, özellikle finans sektöründe sürdürülebilirlik
kavramını güçlendirme misyonuyla pozitif yenilikler
yaratmaya devam etmeyi hedeflediklerinin altını
çizdi.
ISO 14064-1 Sertifikası
, 2012 yılında iklim değişikliğinin
kaynak kullanımı ve üretim
gibi faaliyetlerde neden olacağı değişiklikler
kapsamında dünya atmosferindeki
sera gazı derişimlerinin sınırlandırılması
amacı ile hazırlanmış bir standart olan
ISO 14064-1 Sertifikası’nı almaya hak
kazanan bankacılık sektöründeki ilk
kuruluş oldu.
TSKB
25
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
KSS projeleri tüketicinin ve
yatırımcının ilgisini çekiyor
Söy
KSS
leşil
e
ri
Yapı Kredi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri Yöneticisi Nurcan Erhan ile Banka’nın KSS
projelerini konuştuk.
KSS’nin iş stratejileriyle bütünleşmesi anlamında
Yapı Kredi’yi anlatır mısınız?
Yapı Kredi olarak kurulduğumuz günden bu
yana eğitim, kültür-sanat, çevre gibi birçok
alanda gerçekleştirdiğimiz ve desteklediğimiz
projeler ile topluma olan sorumluluğumuzu yerine
getirmeye çalışıyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk
projelerinin markanın itibarına, bilinirliğine ve tercih
edilirliğine etki ettiği araştırmalarla ispat edilen bir
gerçek.
Yapı Kredi olarak bu projeleri gerçekleştirirken en
önemli hedefimiz, toplum için faydalı bir kurum
olabilmek. Bu düşünceden hareketle, eğitimden
çevreye, sanattan tarihe kadar pek çok alanda
kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyor ve
bunlara destek veriyoruz.
BASF Kids’ Lab “2012 KSS Kamu-Özel Sektör
Toplumsal Etki Ödülü”nü aldı
BASF’nin 6-12 yaş arası çocuklara kimyayı
sevdirmek amacıyla hayata geçirdiği “Kids’ Lab”
projesi, KSS Pazaryeri Etkinliği’nde sergilenmeye
ve “2012 Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Toplumsal Etki Uygulamaları Ödülü”nü almaya
değer bulundu. Etkinlik çerçevesinde birçok
şirket, kurulan standlarda KSS projelerini
sergileme fırsatı buldu. BASF Kids’ Lab
standında ise iki kişilik bir deney düzeneği
oluşturularak ziyaretçilerin eğitmen eşliğinde
kimya deneyi yapmalarına olanak tanındı.
eğitici ve öğretici projelerin BASF’nin KSS
dül töreni sonrasında yaptığı açıklamada
etkinliği düzenleyen TKSSD’ye teşekkür eden
BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi
İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Aksoy
Bilgen, böyle prestijli bir ödüle layık görüldükleri için
büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi.
Kids’ Lab projesine katılan 6-12 yaş arası
“Kids‘ Lab“ projesiyle ilgili bilgi veren Bilgen,
“Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik
önümüzdeki dönemde de devam edeceklerini
Ö
26
anlayışını çok doğru bir şekilde yansıttığını
vurgulamak isterim. Bugünün öğrencilerinin,
yarının düşünürleri ve yenilikçi liderleri olacağına
duyduğumuz inançla BASF’nin tüm dünyada
çocuklara kimyayı sevdirmek amacıyla hayata
geçirdiği Kids’ Lab projesini Türkiye’de de
uygulamaya koyduk ve hem çocukların hem de
ebeveynlerin büyük ilgisiyle karşılaştık” dedi.
çocukların özel eğitmenler eşliğinde, zararsız
maddelerle interaktif deneyler yapma fırsatı
yakaladığını belirten Bilgen, gruplar halinde
deneylere katılan çocukların sosyal gelişimlerini
de olumlu anlamda etkileyen Kids’ Lab projesine
sözlerine ekledi.
Günümüzde kurumlar hayata geçirdikleri kurumsal
sosyal sorumluluk projeleri ile hem tüketicinin
hem de yatırımcıların ilgisini çekiyor. Kurumlar,
projeleri ile kurumsal yapılarını güçlendirirken
rekabet güçlerini de arttırabiliyor. Biz de Yapı Kredi
olarak topluma faydalı bir kurum olabilmek için
geliştirdiğimiz her projeye bu gözle bakıyoruz.
KSS projelerinizle ilgili bilgi verir misiniz?
Okuyorum Oynuyorum
ğitim alanında 2006 yılından beri Türkiye
Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) işbirliğiyle
gerçekleştirdiğimiz “Okuyorum Oynuyorum”
projesi ilköğretim çağındaki çocuklara hitap ediyor.
Proje çocukların kendi yaratıcılıklarını harekete
geçirebilmeleri, her türlü ortamda kendilerini özgür
bir şekilde yazılı ve sözlü olarak ifade edebilmeleri,
okuduklarını, dinlediklerini anlayan, yorumlayan,
okuma alışkanlığına sahip, kelime dağarcığı
zengin bireyler haline gelmeleri misyonunu taşıyor.
Çocuklara okuma ile dinleme zevki kazandırmak;
onların bilimsel, eleştirici, yapıcı ve yaratıcı
düşünme yolları edinmelerine yardımcı olmak;
onlara kütüphane/kitaplık kültürü edindirmek ve
belirli bir konu çerçevesinde konuşma, tartışma
becerisi kazandırmak projenin en önemli hedefleri
arasında yer alıyor.
E
Projenin 2009 yılına kadar olan ilk etabında,
Türkiye çapındaki 11 Eğitim Parkı ve 55 Öğrenim
Birimi’nde 50 bin çocuk/etkinlik sayısına ulaşmak
hedeflenmişti. 2009 yılı sonunda elde edilen
hedeflerin üzerindeki başarı ve çocuklar ile ailelerin
gösterdikleri ilgiden ötürü projenin 3 yıl daha
uzatılarak 2010-2012 yılları arasında da devam
etmesine karar verildi. TEGV ve Yapı Kredi olarak
2012 yılı sonunda 100 bin çocuk/etkinlik sayısı
hedefine ulaştık.
Yapı Kredi Kız Teknik ve Meslek
Lisesi
ğitim alanında yaptığımız en önemli
çalışmalardan bir diğeri ise, resmi açılışını
18 Şubat 2009 tarihinde gerçekleştirdiğimiz Yapı
Kredi Kız Teknik ve Meslek Lisesi oldu. Kocaeli
Çayırova’da 2008 - 2009 eğitim öğretim yılında
açılan okulda bugün Yiyecek-içecek, fotoğraf,
grafik, bilişim, çocuk gelişimi ve giyim teknolojisi
bölümlerinde toplam 450 öğrenci eğitim görüyor.
2012 -2013 öğretim yılından itibaren okulumuzdaki
başarılı öğrencilerimiz için Yapı Kredi Eğitim Bursu
ve Spor Bursu vermeye başladık.
E
Meslek Lisesi Memleket Meselesi
oç Holding tarafından Vehbi Koç Vakfı’nın da
desteği ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile
2006 yılında başlatılan “Mesleki–Teknik Eğitimi
Özendirme Programı” çerçevesindeki Meslek
Lisesi Memleket Meselesi projesine, gönüllü
çalışanlarımız ile 2007 yılından bu yana destek
veriyoruz. Bu proje ile olanakları kısıtlı, başarılı
gençlerin sanayi, bilişim ve hizmet sektörüne
eleman yetiştiren Meslek Liseleri’ne girmelerini
destekliyoruz. Aynı zamanda çeşitli staj olanakları
sağlayarak, bu gençlerin bilgi, beceri ve
yeterliliklerinin artırılmasını ve ekonominin ihtiyaç
duyduğu nitelikli teknik elemanların yetiştirilmesini
amaçlıyoruz.
K
Projede, 50 Yapı Kredili Meslek Lisesi Koçu (MLK),
Türkiye’nin 38 ilindeki toplam 41 Meslek Lisesi’nde
öğrencilerin kişisel ve sosyal gelişimleri için gönüllü
olarak çalışıyor. 1.490 bursiyer öğrenci ile başlanan
projeye mezunlar ve son sınıf öğrencileriyle birlikte
bu yıl 370 öğrenci ile devam ediyoruz. Ayrıca,
2012 yılında proje kapsamındaki 121 bursiyere
şubelerimizde staj olanağı sağladık. Yanı sıra,
farklı bölümlerde okuyan öğrencilerin staj desteği
alması için şubelerimiz müşteri portföyünden de
yararlanıldığını belirtmek isterim.
27
Yapı Kredi Gönüllüleri
apı Kredi Emeklilik gönüllüleri Kültür Bilincini
Geliştirme Vakfı işbirliğiyle Cumhuriyet’in
50.yılı için yaptırılan heykellerin restorasyonunu
gerçekleştirirken, perakende bankacılık gönüllüleri,
Yapı Kredi Huzurevi ile Yaşlanmayanlar Dünyası,
Yapı Kredi Sigorta gönüllüleri Darüşşafaka ile
Elele, insan kaynakları gönüllüleri Altı Nokta Körler
Vakfı ile İyilik Kaynağı ve Yapı Kredi Operasyon
çalışanları Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile Her
Çocuk Bir Dünya projelerini gerçekleştiriyor. Ayrıca
Yapı Kredi Kurumsal ve Ticari Bankacılık çalışanları
TEMA Vakfı işbirliğiyle çeşitli yerlerde ağaçlandırma
çalışmaları yapıyor. Yapı Kredi Kültür Sanat
Yayıncılık çalışanları ise GETEM (Görme Engelliler
Teknoloji ve Eğitim Merkezi) ile görme engelliler
için kitap okuma çalışması gerçekleştiriyor.
Y
İç Sponsorluk Çalışmaları
yılından bu yana çalışanlarımızın
spor faaliyetlerindeki başarılarına
destek olmak ve onları teşvik etmek amacıyla iç
sponsorluk projesini sürdürüyoruz. Bu sponsorlukla
desteklediğimiz çalışanımız Bayram Kuytan,
geçtiğmiz yıl Everest zirvesinin önemli etaplarından
Base Camp’e tırmanırken, bu yıl Afrikanın zirvesi
5.895 metre yüksekliğindeki Kilimanjaro dağına
tırmandı. Bir diğer arkadaşımız Özcan Çetinkaya
ise geçtiğmiz yıl Para-Taekwando Avrupa
Şampiyonasında 3. oldu.
2005
Finans Kürsüsü
cak 2012’de Türkiye’de finans alanındaki
bilimsel araştırmaları desteklemek
ve bankacılık sektörü ile akademik dünya
arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla, Koç
Üniversitesi’nde bir Finans Kürsüsü Profesörlüğü
kurduk. Uluslararası alanda tanınmış bilim
insanlarının katkıda bulunduğu kürsü çeşitli
analizler, olay incelemeleri ve teorik kaynaklarla
desteklediği eğitim sürecinde, öğrencilere
finansal araçları kullanarak gerçek iş stratejileri
oluşturmaları konusunda da önemli bir tecrübe
kazandıracak.
O
Engelsiz Bankacılık Programı
“H
izmette Sınır Yoktur” anlayışıyla
2008 yılında Türkiye’de bir ilki daha
gerçekleştirerek, engelli vatandaşların bankacılık
hizmetlerine daha kolay ve çağdaş bir biçimde
ulaşmalarını sağlamak amacıyla ‘‘Engelsiz
Bankacılık’’ programını hayata geçirdik.
Birleşik Sakatlar Federasyonu, İşitme Engelliler
Federasyonu ve Altı Nokta Körler Vakfı gibi Sivil
Toplum Kuruluşları ile birlikte yol alarak engellilerin
ihtiyaçlarına daha kapsamlı yanıtlar verebiliyoruz.
Program kapsamında; görme engellilere yönelik
Engelsiz ATM, yine görme engellilerin piyasalardaki
anlık değişimler hakkında bilgilendirilmeleri
izin yazıyı sese dönüştüren teknoloji, ortopedik
28
engellilere yönelik Engelsiz ATM, işitme engellilere
yönelik online chat gibi hizmetleri sunuyoruz.
Bugün 45 ilde 351 Engelsiz ATM ile hizmet
veriyoruz. Bu sayıyı önümüzdeki dönemde
artırmayı planlıyoruz. Bu program çerçevesinde
şube çalışanlarımıza verilen ‘‘Konuşmak Elimizde
Eğitimi’’ ise Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu
tarafından İşitme Engelliler İçin Türkiye’nin İlkleri
ödülünü aldı.
Ayrıca 2011 yılında, program kapsamında 3 Aralık
Dünya Engelliler Günü’nde engelsizbankacilik.
com web sitesini hayata geçirdik. Türkiye’deki 8,5
milyon engelli vatandaşın finans sektörüne erişimini
kolaylaştırıyor ve hem sektörde hem de toplumun
genelinde farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.
Engelli vatandaşların öneri, beklenti ve yorumlarına
göre şekillenen sitede bu alandaki gelişmeler ve
yenilikleri günü gününe duyuruyoruz.
Yapı Kredi olarak Koç Holding’in başlattığı “Ülkem
İçin Engel Tanımıyorum” projesi kapsamında, gerek
iş yerlerimizin gerekse ürün ve hizmetlerimizin
engelli müşterilerimizin rahatça ulaşabileceği bir
yapıya kavuşması için çalışmalarımızı artırarak
sürdürürken, çalışanlarımıza da farkındalığı artırıcı
eğitimler veriyoruz. Yine bu doğrultuda yaptığımız
projeler kapsamında Yapı Kredi Yayınları’ndan
çıkan her yeni kitabımızı telefon ve internet
yoluyla görme engelli vatandaşlarımıza da aynı
zamanda ulaştırabilmenin heyecanı ve mutluluğunu
yaşıyoruz.
Katlamalı Bagış Kampanyası
niCredit Vakfı tarafından gerçekleştirilen
Katlamalı Bağış Kampanyası, çalışanların
kar amacı gütmeyen organizasyon ve projelere
yıl içinde yaptıkları bağışların vakıf aracılığıyla
eşleştirilmesi esasına dayanıyor. UniCredit
Group’un faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde yılda bir
kez uygulanan bu kampanya kapsamında, Ekim
2011’de Yapı Kredi çalışanlarının yaptığı bağışlar
Türkiye Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV), Toplum
Gönüllüleri Vakfı (TOG) ve Türk Kızılayı’nın çeşitli
projelerine aktarıldı. Proje kapsamında Lösev,
Türkiye Omurilik Felçileri Derneği ve TEGV’in
projeleri destekleniyor.
U
Yapı Kredi ve Kültür Sanat
apı Kredi Kültür Sanat, yılda ortalama 25
sergi açan, 150 yeni kitap yayımlayan ve
250 kültür-sanat etkinliği gerçekleştiren dev bir
kurum olarak bu yıl 20.yaşını kutluyor. Yapı Kredi
Yayınları 2012 yılında edebiyattan şiire, sanattan
tarihe, genel kültürden klasiklere, çizgi romandan
felsefeye 205 başlıkta ilk, 413 başlıkta tekrar baskı
yaparak toplamda 1 milyondan fazla kitabı okurla
buluşturdu. 618 başlık kitapla 1 milyondan fazla
Y
okuyucuya ulaştı ve 3700’e yakın başlık kitabı
yayımlayarak Türk yayıncılık tarihinde ulaşılması
güç bir başarıya imza attı.
Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri
ürkiye’nin ilk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale
anısına düzenlediğimiz Yapı Kredi Afife Tiyatro
Ödülleri, Haldun Dormen’in danışmanlığıyla 1997
yılından bu yana sürdürülüyor. Türkiye’nin en
uzun soluklu ve en prestijli tiyatro ödülü Yapı Kredi
Afife Tiyatro Ödülleri önümüzdeki yıl 17. yaşını
kutlayacak.
T
Çatalhöyük Kazıları
yıldır Konya’nın Çumra ilçesi yakınlarındaki,
9 bin yıl öncenin sırlarını barındıran
Çatalhöyük arkeolojik kazılarının ana sponsorları
arasındayız. Her yıl Haziran – Eylül ayları arasında
gerçekleştirilen kazı çalışmalarının başkanlığını
aynı zamanda İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Başkanı
olan Ian Hodder yapıyor. Çatalhöyük neolitik
kenti, geçtiğimiz Temmuz ayında UNESCO Dünya
Mirası Komitesi tarafından Dünya Mirası listesine
kaydedildi. Çatalhöyük, Türkiye’deki Dünya Mirası
alanlarının 11.si olarak yerini aldı. Bu anlamda,
tarihin tanıklığını yapan bu kültür abidesinin ortaya
çıkarılmasına, korunmasına ve geliştirilmesine
katkıda bulunmanın gururunu yaşıyoruz.
15
Çevre Projeleri ve Yatırımları
ğaçlandırma çalışmaları ile büyük kayıpların
önlenmesinin yeterli olmayacağı fikrinden
yola çıkarak, doğal kaynak tasarrufu için de çeşitli
çalışmalar gerçekleştiriyoruz. 2011'de başlatılan
geri dönüşüm kampanyası kapsamında Yapı Kredi,
Genel Müdürlük Binası, Bankacılık Üssü, tesisleri
ve Bölge Müdürlükleri’ne kağıt, plastik, cam ve
metal atık kutuları yerleştirdik. Eylül ayı itibariyle
640.255 kg kağıt, 12.010 kg plastik, 594 kg cam
ve 1081 kg metal atık toplanarak geri dönüşüm
merkezlerine gönderildi. Böylece 10.884’e yakın
ağacı kesilmekten kurtarırken, 25.211 ton sera
gazının atmosfere salınmasını, 33.942 m3 suyun,
bir o kadar petrolün ve elektriğin harcanmasını
önlemiş olduk.
A
Önümüzdeki dönemlerde nasıl ilerleyeceksiniz?
Toplum için faydalı bir kurum olabilmek
düşüncesinden hareketle, eğitimden çevreye,
sanattan tarihe kadar pek çok alanda kurumsal
sosyal sorumluluk projeleri geliştirirken hepsine
ayrı bir önem ve destek veriyoruz. Bizim için
yürüttüğümüz tüm projeler öncelikli ve aynı öneme
sahip. Öncelikli olarak belirlediğimiz alanlarda
devam ettiğimiz projeleri sürdürmenin yanı sıra
misyonunu tamamlamış olan projelerin yerine ise
onları destekleyici çalışmalarda bulunacağız.
29
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
STK
“Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk” Projesi
hibe sözleşmesi
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu
(TİSK) ile Avrupa Komisyonu arasında ‘’Herkes
için Kurumsal Sosyal Sorumluluk’’ Projesi hibe
sözleşmesi imzalandı.
İSK’in lider kuruluş olduğu söz konusu proje
ile Türkiye ve Balkan ülkelerinde kurumsal
sosyal sorumluluk konusunda başta
işveren örgütlerinin ve işletmelerin kapasitelerinin
güçlendirilmesi hedefleniyor.
T
Engelli Türk ve İngiliz müzisyenler ayakta alkışlandı
Koç Holding’in “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum”
projesi kapsamında, Ford Otosan’ın AYDER
işbirliğiyle düzenlediği gecede sahne alan
Social Inclusion Band ve Fish Police grubu,
engel tanımayarak konuklara keyifli saatler
yaşattı. Proje ile Koç Holding iki yıl süresince
çalışanlarına engellilere doğru yaklaşım eğitimleri
verecek, bayi ve işyerlerini engellilere uygun hale
getirecek ve engellilerin de kullanabileceği ürün
ve hizmetler geliştirecek.
ord Otosan ve AYDER işbirliğiyle düzenlenen
konserde, engelli ve gönüllü gençlerden oluşan
Social Inclusion Band ve İngiltere’den gelen Fish
Police grubu, yaptıkları müzikle izleyicilere engel
tanımadıklarını bir kez daha gösterdi. Dünyanın
çeşitli ülkelerinden toplumsal duyarlılığa sahip
sanatçıları bir araya getirerek toplumsal değişim
yaratmak hedefiyle yola çıkan Social Inclusion
Band, Düşler Akademisi projesinin müzik
atölyelerinden mezun olan engelli gençler ve
gönüllü müzisyenlerden oluşuyor.
F
Sanatın gücü ile engel tanımaksızın tüm bireyleri
hayata dahil etmeyi amaçlayan, beş görme ve
işitme engelli müzisyenle beş gönüllü müzisyenden
30
oluşan Social Inclusion Band, bugüne kadar yerli
yabancı pek çok sanatçıyı engelli gençlerle de bir
araya getirdi.
2012-2013 yılları için Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği
(AYDER) işbirliğiyle başlatılan “Ülkem İçin Engel
Tanımıyorum” kampanyası için üç temel yaklaşımla
uygulama alanları belirlendi.
Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri: Engellilik
ve erişilebilirlik konularında toplumsal bilincin
yayılmasına destek olmayı amacıyla, iki yıllık
süreçte Koç Holding çalışanlarının yüzde 70’ine
AYDER tarafından konuyla ilgili eğitim verilecek.
Engelli Dostu İşyeri: Tüm Koç Topluluğu şirketlerine
ait binalar, bayi ve işyerlerinin fiziki şartlarının
engelliler için erişilebilir olması sağlanacak. Süreç
iki yıl içerisinde tamamlanacak.
Engelli dostu ürün ve hizmet: Diğer vatandaşlar gibi
engelli vatandaşların da kolayca kullanabileceği
ve erişebileceği ürün ve hizmetler geliştirilmeye
devam edilecek.
TİSK ve Balkan ülkeleri işveren teşkilatları
tarafından 2 yıl süreyle uygulanacak proje ile
söz konusu ülkeler arasında sağlam bir network
kurulacak ve geliştirilecek model tüm dünyadaki
işveren teşkilatlarına, üyelerinin kurumsal sosyal
sorumluluk faaliyetlerine rehberlik edebilmeleri
konusunda yol gösterecek.
Sadece işveren örgütleri ile sınırlı kalmayan
proje ile kurumsal sosyal sorumluluk konusunda
tüm aktörleri faaliyetlerine dâhil ederek toplum
genelinde kurumsal sosyal sorumlulukta
farkındalığın arttırılması amaçlanıyor.
TİSK’in söz konusu proje ortakları arasında
Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE), Hırvat
İşverenler Birliği (HUP-CEA), Karadağ İşverenler
Federasyonu (UPCG/MEF), Makedonya İşverenler
Konfederasyonu (BCM) ve Romanya Küçük ve
Orta Ölçekli Özel Sektör İşletmeleri Ulusal Konseyi
(CNIPMMR) yer alıyor.
Kurumsal sosyal sorumluluk konusunda dünyada
mevcut bütün inisiyatiflerin inceleneceği ve Türkiye
ile Balkan ülkelerindeki işletmelerin kurumsal
sosyal sorumluluk alanındaki faaliyetlerinin tüm
dünyaya tanıtılacağı projenin toplam bütçesi
yaklaşık 1 milyon avro düzeyinde bulunuyor.
Proje, ‘’IPA Sivil Toplum Faydası 2011-2012: Sivil
Toplum Kuruluşları için Çok Paydaşlı Ortaklık
Programları’’ kapsamında Avrupa Komisyonu’nun
Brüksel Merkezi tarafından finanse edilecek.
ETKİNLİK
Responsible Investment Summit 2013
Social accountability in the real economy
29 January 2013, Brussels, Belgium
Organizasyon: European Private Equity and Venture Capital Association (EVCA)
The 8th IRDO international conference on social responsibility and
current challenges 2013
Education and communication for more social responsibility
07 - 09 March 2013, Maribor, Slovenia
Organizasyon: Institute for the Development of Social Responsibility (IRDO)
31
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
kullanılan GRI (Global Reporting Initiative) Küresel
Raporlama Çerçevesi’ne uygun olarak hazırladı.
Bu rapor özellikleri itibariyle dünyada otomotiv
distribütörleri arasındaki tek örnek oldu.
Doğuş Otomotiv üç yıldır sektörünün
ilk ve tek KSS Raporunu yayınlıyor
Doğuş Otomotiv, uluslararası GRI standartlarında hazırladığı ve bu yıl üçüncüsünü yayınladığı
Kurumsal Sorumluluk Raporu’nda, sosyal, ekonomik ve çevresel sorumluluk alanlarında
gerçekleştirdiği çalışmaları kamuoyu ile paylaştı.
raporuna göre Şekerpınar’daki Genel
Merkez’de, 2011 yılından itibaren
rüzgar enerjisi kullanılmaya başlandı. Çevre dostu
düşük emisyonlu araçların piyasaya sunulması
ile araç başına karbon emisyonu bir önceki yıla
göre yüzde 7,7 azaldı. Trafik Hayattır Platformu
kapsamında Türkiye genelinde 53 bin müşteriye
ve 1114 Doğuş Grubu Şirketleri çalışanına güvenli
sürüş teknikleri eğitimleri verildi
KSS
Doğuş Otomotiv’in etki alanı çerçevesinde üzerine
düşen sorumlulukları yerine getirme isteğinin
bir taahhüdü, etik ve hesapverebilir kurumsal
yönetim anlayışının bir yansıması olan Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Raporu, uluslararası raporlama
standardı olan Global Reporting Initiative (GRI)
çerçevesine uygun olarak hazırlandı. Rapor, Doğuş
Otomotiv’in 2011 yılı boyunca, sürdürülebilirlik,
toplumsal gelişim ve daha yaşanabilir bir çevre için
aldığı kararları ve geliştirdiği uygulamaları gözler
önüne seriyor.
Aclan Acar: “Sürdürülebilirlik
ancak toplumsal gelişme ile
sağlanır”
G
erçekleştirilen tüm bu uygulamaların
Doğuş Otomotiv’in sürdürülebilir büyüme
ile şeffaf ve hesap verebilir kurumsal yönetim
anlayışının bir çıktısı olduğunu ifade eden Doğuş
Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar,
“Sürekli ve sürdürülebilir gelişimin ancak bir
parçası olduğumuz toplumun gelişimiyle paralel
sağlanacağının bilincindeyiz. Bir Şirket olarak
birinci vazifemiz işimizi en doğru şekilde yaparken
aynı zamanda iyi bir kurumsal vatandaş da olmak”
dedi.
Toplumsal kalkınmanın sağlanması amacıyla da,
özellikle Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri
32
olan trafik güvenliği için çalıştıklarını belirten Acar,
“Geçen yılbaşından itibaren hız verdiğimiz Trafik
Hayattır Platfomu ile toplumumuzda trafik güvenliği
konusunda kültür değişimi yaratmayı hedefliyoruz.
Trafikte saygı ve güvenlik bilincinin toplumun her
kesiminde oluşması için 2011 yılında çok sayıda
eğitimler ve çeşitli faaliyetler gerçekleştirdik. İlk
etapta, 1000’den fazla Doğuş Grubu çalışanına
güvenli sürüş ve ilk yardım eğitimleri verdik. Sonra
da yetkili satıcılarımıza verdiğimiz eğitimlerle
araç teslimlerinde müşterilerimize trafikte güvenli
araç kullanmakla ilgili temel bilgilerin aktarımını
sağladık. Sadece geçen yıl bu şekilde 53 bin
müşteriye ulaştık” şeklinde konuştu.
Etik Kod da yayınlandı
urumsal Sorumluluk Raporu ile birlikte “Doğuş
Otomotiv ve Doğuş Oto çalışanlarını kapsayan
Etik Kodu’nu” da yayınladıklarını söyleyen Aclan
Acar, “Türkiye’de yurtdışından adaptasyon
olmayan, ancak global örneklerle yarışabilecek
standartta ve doğrudan kendi sektörümüzü
odağına alan ilk etik kodu yayınladık. Bunun bizim
için önemi büyük. Çalışanlarımızın karşısına
çıkabilecek herhangi bir etikle ilgili sorunda ne
yapılması gerektiğine dair faydalı ve aydınlatıcı
bilgiler vermeyi amaçlıyoruz. Etik Kodumuzun,
şirket çalışanları ve iş ortaklarımıza şirketimizin
iş yapma biçimini tam olarak anlatabilmemiz
konusunda kılavuzluk görevini üstlenmesini
hedeflemekteyiz” dedi.
K
Dünyada bir ilk
yılında Türk otomotiv sektörünün
Kurumsal Sorumluluk Raporu’nu
yayınlayan ilk Şirket olan Doğuş Otomotiv, bu
raporu Birleşmiş Milletler’in desteklediği ve
dünyanın en büyük uluslararası şirketleri tarafından
2010
Raporu’da, Doğuş Otomotiv’in sosyal, çevresel ve
ekonomik olarak ayırdığı etki alanları içinde yer
alan öncelikli konulardaki performansı ilgili başlıklar
altında açıklandı.
Ekonomik etki alanı
D
oğuş Otomotiv’de Çayırova - Gebze (Kocaeli)
bölgesinde yaşayan çalışanların oranı, tüm
çalışanlara çalışanların yüzde 22,5’ine yükseldi.
Yerel bölgeden 113 kişi istihdam edildi. 2010
yılında yerel istihdam oranı yüzde 10,8’di. 2011
yılında bir önceki yıla göre yerel istihdamda %12
artış sağlandı. Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto
olarak 2011 yılında toplam 334 kişiye yeni istihdam
yaratıldı. Doğuş Otomotiv’de yaklaşık 60 adet
süreç iyileştirme projesinin finansal verimliliği
sayesinde tasarruf edildi. Çalışanlardan gelen ve
hayata geçirilen operasyonel iyileştirme önerileriyle
de önemli miktarlarda tasarruf sağlandı.
Çevresel etki alanı
• Doğuş Otomotiv Çayırova Merkez binalarında
kullanılan elektrik enerjisinin rüzgâr enerjisine
dönüştürülmesiyle ilgili sertifikasyon çalışmaları
2011 yılında tamamlandı. Merkezde hali hazırda
rüzgar enerjisi kullanılmakta olup, tüm merkez
binaları ve operasyonlarında sıfır emisyon hedefine
ulaşmak konusunda önemli bir girişimde bulunuldu.
-Yeni yatırımlar arasında yer alan yedek parça
deposu inşaatı için yapılan çalışmaların tamamı
ekolojik çevreye saygılı ve tasarruf odaklı oldu.
Deponun mimari planlamasında gün ışığından
maksimum yararlanacak çatı sistemi seçildi,
aydınlatma ekipmanlarının tamamı az enerji
tüketen sistemler olarak planlandı.
• Genel merkezde, A4 kâğıt tüketiminde 2010
yılına oranla 2011 yılında yaklaşık yüzde 20’lik
bir tasarruf sağlandı. Bu tasarruf yazıcıların
merkezden ayarlanarak iki yönlü baskıya
geçilmesiyle gerçekleşti.
• Geri dönüşüme gönderilen kağıt/karton atık
miktarı bir önceki yılda 423 bin 324 iken, 2011’de
489.113 kg oldu. Doğuş Otomotiv kurumsal
markası için üretilen tüm basılı malzemeler geri
dönüşümlü kâğıttan üretildi. 8.300 adetten fazla
ağacın kesilmesi engellendi.
• Şirketin teknolojik gereksinimlerini karşılamak
amacıyla kapasite artırımı ihtiyacı duyuldu. 2011
yılında bu amaçla 12 adet sunucu (server) satın
almak yerine sanallaştırmalar yapıldı. Böylelikle
hem elektrik tasarrufu sağlandı, hem de soğutma
sistemlerinden kaynaklanan önemli miktarda enerji
tüketiminin önüne geçildi.
Karbon emisyonu ve su tüketimi
azaltıldı
• Ambalaj kolilerinin yüzde 35’inin, taşıma
paletlerinin yüzde 100’ünün geri dönüşümle
yeniden kazanılması sağlandı.
• Tüm Doğuş Otomotiv otomobil markaları
arasında, satılan araç başına salınan CO2
emisyonlarında 2011 yılında 2010 yılına oranla
%7,7 iyileşme gerçekleşti. (Araç başına ortalama
karbon emisyonu 100 kilometrede 155 gramdan,
143 grama düştü). Bunun en büyük nedeni de yeni
çevre dostu motorlu araçların satışa sunulması
oldu.
• Satılan araç başına su tüketimi miktarı 0.83
metreküpten, 0.66 metrekübe düşürüldü.
• Doğuş Oto Ankara’da boya kullanımının
azaltılmasına ilişkin yürütülen pilot proje
kapsamında araç başına tüketilen boya
kullanımında %28 azalma sağlandı.
33
• Servis güzergahlarının optimizasyonu ile 5,5 ton
karbondioksidin doğaya salınımı engellendi.
• Atık akü ve pillerin tamamı geri dönüşüm şirketi
Anel Doğa tarafından bertaraf ediliyor. 2011
yılında Doğuş Oto’da toplam 33.902 kg, Doğuş
Otomotiv’de ise 1.017 kg atık akü ilgili firmaya
belge karşılığında teslim edildi.
Sosyal etki ve çalışanlar etki alanı
• Çalışanlarla sürekli iletişim kurularak, her yıl 4 kez
gerçekleştirilen yönetim bilgilendirme toplantıları
düzenlendi.
• Mavi yaka çalışanlara mesleki hastalıklarla ilgili
568 adam/saat eğitim verildi.
• 2011 yılında çalışan başına ortalama 60 saat,
Doğuş Oto için 27 saat eğitim düzenlendi.
• İç eğitim programı kapsamında 2011 yılında 18
adet eğitim 160 katılımcıya 160 adam/gün, 1.280
adam/saat eğitim verildi.
• Şirketimizde müdür seviyesinde görev alan ve
aynı zamanda en fazla eğitim alan kişi yılda 162
saat (18 gün) eğitim aldığı raporlandı. En fazla saat
eğitim alan Doğuş Otomotiv personeli ise yılda 229
saat (25 gün) eğitim aldığı kaydedildi.
• Yetkili Satıcı Gelişim Akademisi’nde 67 Yetkili
Satıcımızdan toplam 102 kişiye eğitim verildi.
1.114 Doğuş Grubu çalışanına “Güvenli Sürüş
Teknikleri Eğitimi” verildi. 548 Yetkili Satıcı
çalışanına trafik güvenliği konulu online eğitim
verildi, bu sayede 53.000’den fazla müşteriye
doğrudan bilgi aktarımının yapılması sağlandı.
• Scania Sürüş Eğitimleriyle yılda ortalama 500
sürücüye güvenli ve ekonomik sürüş eğitimleri
verilmekte.
Farkında mısınız? Dokunuyoruz!
Toplumsal etki alanı
• Doğuş Otomotiv’in Türkiye genelindeki Meslek
Liseleri ile işbirliği devam etmektedir. Bugüne kadar
söz konusu kapsamda destek verilen okul sayısı
94’e yükselmiştir.
• 2011 yılında desteklenen okullardan 42 öğrenci
mezun oldu. Yetkili satıcı ve servislerimizde ise
mezun olan 14 öğrenci istihdam edildi. 2011/2012
öğretim yılı için 102 öğrenciye staj olanağı
sağlandı.
• Türk Petrol Vakfı işbirliği ile başarılı üniversite
öğrencilerine burs desteği sağlandı.
Doğuş Otomotiv Etik Kodu
• Etik Çalışma Grubu kuruldu. Topluma karşı en
öncelikli sorumluluğu olan etik iş yapma biçiminin
bir yansıması olan ve küresel standartlarda
hazırlanan “Doğuş Otomotiv Etik Kodu” yazıldı.
• Türkiye’de kamuya açık ve vaka örnekleri içeren
kapsamlı kurumsal Etik Kodlara örnek teşkil
etmesi amaçlanan Doğuş Otomotiv Etik Kodu,
etik iş yapma biçimini öncelikle çalışanları olmak
üzere tüm paydaşlarına duyuran önemli bir belge
niteliğinde.
• Etik Kod Aralık 2012 tarihi itibarı ile şirket
çalışanları ve paydaşlarımız ile paylaşıldı.
SIZ DE
“okumak her çocuğun hakkıdır”
DIYORSANIZ;
TOCEV yazıp
5944’e gönderin
5 TL bağışta bulunun!
Haydi siz de
dokunun!
34
35
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
ev kadınlarına değil üniversite öğrencilerine ve
çocuklara da ulaşacağız.
Projelerimizin hedef kitlesi
genişleyecek
Profilo Dayanıklı Ev Aletleri Pazarlama Müdürü
Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu, şirketin KSS
uygulamalarını ve yeni dönem planlarını KSS
Türkiye dergisi ile paylaştı.
faturalarına yansıyan sonuçlarla aile bütçesine
daha fazla katkıda bulunmanın ve ev aletlerini
doğru kullanarak kendilerine, sevdiklerine daha
fazla zaman ayırmanın mutluluğunu yaşıyor.
Geride bıraktığımız yılı değerlendirecek olursanız,
kuruluşunuzun yürüttüğü KSS projeleri, hedef ve
sonuçları nelerdi?
Profilo bir yandan yüksek elektrik ve su tasarrufu
sağlayan, dayanıklı ürünleri ile doğal kaynakların
sürdürülebilirliğine ve aile bütçesine katkıda
bulunurken diğer yandan “Anneliğin zor şartları
varsa, annelerin Profilo’su var” sloganıyla sunduğu
ürünlerle annelerin hayatını kolaylaştıran bir marka.
Dolayısıyla düzenlediğimiz sosyal sorumluluk
projeleri ile hem çevreci kimliğimizi güçlendiriyor,
hem de annelerin yanında olduğumuz mesajını
veriyoruz.
Bugüne kadar büyük bir başarı ile yürüttüğümüz,
2013 yılında kapsamı genişleyerek devam edecek
olan TET projemiz, 2012 yılı biterken bize bir kez
daha ödül heyecanı ve mutluluğu yaşattı. Türkiye
Enerjisini Topluyor projesi Türkiye Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) tarafından
düzenlenen Pazaryeri organizasyonunda, eğitim
kategorisinde ödülün sahibi oldu.
‘‘Türkiye Enerjisini Topluyor’’ projesi ile şimdiye
kadar 70 ile gittik, 1000’in üzerinde hane ziyaret
ettik. Hane ziyaretleri ve Halk Eğitim Merkezi
eğitimlerinde yaklaşık 12 bin kadın ile direkt temas
kurduk.
TET projesi çerçevesinde Elektrik İşleri Etüt
İdaresi Genel Müdürlüğü yetkililerinden eğitim alan
proje gezici ekipleri, belirlenen illerdeki önceden
randevu alınan haneleri tek tek dolaşıyor, evlerde
toplanan kadınları elektrikli aletlerin nasıl tasarruflu
şekilde kullanılacağı konusunda bilinçlendiriyor.
Projede diş fırçalama sırasında elde edilebilecek
su tasarrufundan mutfakta sebze meyve yıkarken
nelere dikkat edilmesi gerektiğine kadar geniş
bir yelpazede kadınlara bilgiler veriliyor. Proje bu
sayede yarattığı güçlü etki ve elde ettiği başarı ile
dikkat çekiyor.
Proje, Profilo Dayanıklı Ev Aletleri’nin “Anneliğin
zor şartları varsa, annelerin Profilo’su var” stratejisi
ile de birebir örtüşüyor. Projede öğrendiklerini
evlerde uygulayarak tasarruf elde eden kadınlar,
36
2012 yılında gerçekleştirdiğimiz bir diğer önemli
proje de “Bir kere de ‘Peki Annecim’ de…” isimli
rehber kitabımızdı. “Anneliğin zor şartları varsa,
annelerin Profilo’su var” stratejisi ile hazırladığımız
rehber kitap annelere çocuklarıyla birçok konuda
daha iyi iletişim kurmalarını, daha iyi vakit
geçirmelerini sağlayacak bilgiler ve ipuçları
sunuyoruz. Kitap sofraya oturan ancak yemek
yemek istemeyen çocukların iştahını açacak, sabah
koşuşturması içinde okula hazırlanan çocukların
daha hızlı hareket etmelerini sağlayacak birçok
bilgi ve yöntem içeriyor.
Profilo bayilerinden edinilebilen ayrıca satışa
da sunduğumuz kitabımız ilk günden itibaren
annelerden büyük ilgi gördü. “Bir kere de ‘Peki
Annecim’ de…” kitabının satışlarından elde
edilen gelir ise Darüşşafaka Eğitim Kurumları’na
bağışlandı.
Planlanan KSS çalışmalarınız ve etki alanlarından
söz eder misiniz?
2013 yılında ‘‘Türkiye Enerjisini Topluyor’’ projesi
kapsamı daha da genişleyerek devam edecek.
Önümüzdeki yıl daha fazla ilde, daha fazla
kadına ulaşma hedefimiz var. Bununla birlikte
hedef kitlemizi genişletmek için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Önümüzdeki yıl TET ile sadece
Eklemek istedikleriniz
Marka olarak kurumsal sosyal sorumluluk
çalışmalarını çok önemsiyoruz. Bu çalışmalara
gerek çalışanlarımızın, ticari ilişkilerde
bulunduğumuz paydaşlarımızın gerekse
tüketicilerin aynı oranda değer vermesi gerektiğine
inanıyoruz. Çünkü biz marka olarak ilhamımızı bu
kitlelerden alıyoruz. Onların katılımı mutlaka bizim
bu yöndeki arzularımızın katlanarak büyümesine
vesile olacaktır. Aynı şekilde bu çabaların basın
tarafından da gerekli ve yeterli desteği görmesi
gerektiğine inanıyoruz. Böylelikle emek sarfeden
marka göreceği takdirden besleneceği gibi diğer
markalar da onları örnek almaya başlayacaktır.
Bunun ülkemizde çok önemli adımlar atılması
gereken çevre, sağlık, eğitim gibi konuların
ilerlemesi ve gerekli desteği görmesi için çok
önemli olduğunu düşünüyorum.
KSS, Birleşmiş Milletler Ortak Programı’nın
kapanış toplantısında tartışıldı
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları
Birliği (İHKİB), Bin Yıl Kalkınma Hedefleri
(MDG-F) ile, Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler Sınai
Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ve Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO) ortaklığında hayata
geçirilen “Türkiye’nin Tekstil Sektöründe KOBİ’ler
için Sürdürülebilir Ağlar ve İlişkiler Zinciri
Oluşturulması” programı sona erdi. Malatya,
Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta
yaklaşık 3 yıl süren çalışmaların sonuçları
masaya yatırıldı.
İHKİB
Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Binyıl
Kalkınma Fonu tarafından finanse
edilen Ortak Program’ın tekstil ve hazır giyim
sektörü açısından önemli potansiyele sahip pilot
illerde saha çalışmaları yaptığını söyledi.
Gerçekleştirilen analiz ve eğitim faaliyetlerinin
sonuçlarının, kısa süre önce tamamlanan Style
Turkish değer zincirine duyulan ihtiyacı ortaya
koyduğuna dikkat çeken Tanrıverdi, şöyle devam
etti: “Ortak Program’ın en önemli çıktılarından
birini Style Turkish değer zinciri portalı oluşturdu.
İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteği ile altyapı
çalışmalarını tamamladığımız bu temel platform,
16 binin üzerindeki ihracatçı firmayı, küresel
çaptaki 800 bin tedarikçi ve onlarca alım ofisiyle
buluşturmayı amaçlıyor. Style Turkish ile firmalar,
kendi profillerini, ürünlerini ve verdikleri hizmetleri
her yönüyle tanıtabilirlerken; alıcılar da aradıkları
ürün ve hizmete kolayca ulaşabiliyorlar.”
Dünyada saygınlık için KSS bilinci
geliştirilmeli
rtak Program’da yer alan “KSS bilincinin
geliştirilmesi” başlığına büyük önem verildiğini
ifade eden Tanrıverdi, 3 yıl süresince bu konuyla
ilgili ciddi adımların atıldığını söyledi. Hikmet
Tanrıverdi, dünyanın en büyük tekstil ve hazır
giyim üreticilerinden olan Türkiye’nin uluslararası
camianın saygın bir üyesi olabilmesi için bu alanda
daha hızlı yol alması gerektiğini ifade etti.
O
Türkiye’nin hem kurumsal sosyal sorumluluk
kavramını yaşayan, hem de bu konunun
öncülerinden olduğunu iyi anlatabilen şirketlere
ihtiyaç duyduğunu anlatan Tanrıverdi, şunları
söyledi: “Amacımız firmalarımızın küresel ve ulusal
değer zincirine dahil olabilmelerini kolaylaştırmak
ve uluslararası rekabet edebilirliğini arttırmak.
Ayrıca sosyal sorumluluğu kapsayan üretim
modelleri konusunda da farkındalık yaratmayı
hedefliyoruz. Öte yandan pilot il ve bölgelerde
tekstil ve hazır giyim sektörü sosyo-ekonomik
düzeyde değerlendirildi. Kadın istihdamı ve uygun
çalışma koşullarının sağlanması, çevre ve tedarik
zincirlerinde sürdürülebilirlik gibi alanlar üzerinde
duruldu.”
37
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
Mak
ale
AEÜ Ahilik Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü
Ögr. Gör. Kâzım Ceylan
Ahilik ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Asım Kocabıyık Kültür Merkezi açıldı
Uludağ Üniversitesi Gemlik Sunğipek Asım
Kocabıyık Yerleșkesi’nde hizmete girecek
olan Asım Kocabıyık Kültür Merkezi, üniversite
öğrencileri ve Gemliklilere yönelik kültür ve sanat
etkinliklerine ev sahipliği yapacak.
osyal tesisiyle bir dönem çok sayıda
Cumhuriyet balosuna, konsere ve tiyatroya
ev sahipliği yapmış olan, Cumhuriyet döneminin
simge sanayi kuruluşlarından Gemlik Sunğipek
Fabrikası’nın eskiden bulunduğu yerleşkede
yer alan Asım Kocabıyık Kültür Merkezi, Uludağ
Üniversitesi’ne ve Gemliklilere hizmet verecek.
S
1200 metrekare kapalı alana sahip olan Asım
Kocabıyık Kültür Merkezi, konferans, konser
ve sinema salonu olarak da kullanılabilecek.
Merkezde, 340 öğrenci kapasiteli çok amaçlı
etkinlik salonu ile birlikte öğretim üyeleri ve
öğrencilerin faydalanabileceği iki kafeterya
bulunuyor.
⁕
Uludağ Üniversitesi Gemlik Sunğipek Asım
Kocabıyık Yerleşkesi’nde Asım Kocabıyık
Meslek Yüksek Okulu
⁕
Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Asım
Kocabıyık Kültür Merkezi
⁕
Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve
Dekanlık Binası inşaatları
⁕
Bursa Devlet Hastanesi tam teşekküllü hasta
odası tefrişi
⁕
Borusan İlköğretim Okulu
⁕
Borusan Köprüsü
⁕
Ematullah Hatun Cami’nin yeniden yapımı
⁕
Gemlik Şahin Yurdu Köyü’nde 160 hektarlık
Borusan, Gemlik’in geleceği için
çalışmalarını sürdürüyor
⁕
Gemlik Kültür Merkezi Binası
yılından bu yana Gemlik’te üretim
faaliyetlerini yürüten Borusan’ın,
Gemlik için hayata geçirdiği önemli sosyal
sorumluluk projelerinden bazıları şöyle:
⁕
Gemlik Vergi Dairesi Binası
⁕
Gemlik Lisesi ve spor salonu restorasyonu
⁕
Gemlik Anadolu Lisesi kimya laboratuvarı
yapımı
1976
38
Borusan Asım Kocabıyık Kütüphanesi
⁕
Bursa Valiliği ile 24 derslikli bir ortaokul ve bir
cami inşası için protokol imzalanması
⁕
Adliye binası ve lojmanlarının tadilatı
⁕
Umurbey Anadolu Sağlık Meslek Lisesi
⁕
Gemlik Yelken Kulübü sponsorluğu
Ahilik, XIII. yüzyılda Kırșehir merkez olmak üzere Anadolu’da kurulan sonraları Selçuklu ve Osmanlı
coğrafyasında yayılan dini, siyasi, toplumsal, askeri ve ekonomik yönü bulunan bir teșkilattır. Ahi
Evran olarak anılan Nasırüddîn Mahmud (Ö. 1262) tarafından kurulduğu kabul edilmektedir.
hilik teşkilatı Anadolu’nun vatanlaşmasında,
Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve yükselmesinde,
göçebe Türkmenler’in şehir hayatına geçmesinde
etkin rol oynadığı gibi iş yerlerinde usta, kalfa ve
çırak münasebetlerini, buna bağlı olarak iktisadi
hayatı da düzenler.
A
Anadolu’da, Balkanlar’da, Kırım ve Türkistan’da
köylere kadar yayılan Ahilik, pek çok devlet
adamını, askeri zümre mensuplarını, kadı ve
müderrisleri, tarikat şeyhlerini bünyesinde
toplayarak toplumsal olayların oluşmasında karar
verici ve yönlendirici olmuştur.
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı, dünya’da son
yüzyıl içerisinde ortaya atılan bir yaklaşım tarzıdır.
Bu biraz da batılı sistemlerin vicdani sorumluluğunu
azaltmak amacına yönelik olarak ortaya atılmıştır.
Dünya çapında faaliyet gösteren şirketlerin çeşitli
sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeleri
insanlık açısından son derece önemlidir. Batı
dünyası için yeni olan bu kavram bundan 800
yıl önce Anadolu’da Ahiler tarafından o zamanki
dönem ve şartlar içerisinde başarıyla uygulanmıştır.
39
Ahilik aynı
zamanda bir
kurumsal
sosyal
sorumluluk
projesidir
Değişen şartlar içerisinde
kuruluşlar da kurumsal bir
sosyal sorumluluk anlayışı
içerisinde insana, doğaya,
çevreye, kültüre, uygarlığakarşı
görevlerini yerine getirmelidir.
Bu anlayış bize insanlığımızın
ve tarihimizin yüklediği bir
sorumluluktur.
"
hiliğin
özünde; “hiç
ölmeyecekmiş
gibi bu dünya için,
yarın ölecekmiş
gibi ahiret için
çalışma” düsturu, “insanların en hayırlısı insanlara
hizmet edendir” anlayışı vardır.
A
Bunun için ahilik diğer tarikat ve anlayışlardan
farklı gelişmiştir. Ahiler, Osmanlı Devleti’nin
kuruluşunda ve Anadolu’nun vatanlaşmasında çok
etkili olmuşlardır. Anadolu’da hem üreten insan
olmuşlar, hem de toplumsal sorumluluk ahlakıyla
hareket eden, hizmette mükemmeliyeti, dürüstlüğü,
doğruluğu esas alan, ortak yaşama anlayışını
geliştiren insan tipini yetiştirmişlerdir. O dönemlerde
insanımızın yerleşik hayata geçmesini sağlamışlar,
şehir hayatına geçmelerinde öncü olmuşlardır.
Denilebilir ki; Ahiler, Türkler’i kavim hayatından
millet hayatına geçiren temel kuruluşlardandır.
Ahilik aynı zamanda bir kurumsal sosyal
sorumluluk projesidir. Çünkü Ahiliğin anlamı olan
kardeşlik ve cömertlik kavramları da bununla
ilgilidir. Ahilikte üç şey açıktır: Düşkünlere yardım
için eliniz açık olacak, konuklar ve bir şey istemeye
gelenler için kapınız açık olacak, yoksullara,
muhtaçlara yemek yedirmek için sofranız açık
olacak. Ahilikte üç şey kapalı olacak: Başkasına
kötülük etmemek, hırsızlık yapmamak için elinize
sahip olacaksınız, yalan söylememek için dilinize
sahip olacaksınız ve başkalarının namusuna
dokunmamak için belinize sahip olacaksınız
Ahilikte bir “orta sandığı” uygulaması vardır. Bunun
dünyada eşi benzeri yoktur. Ahi teşkilatlarının
önüne, büyük camilerin uygun yerlerine sandık
içine yardım amaçlı para konuluyor. İhtiyacı olanlar
hiç kimseye minnet etmeden, mahcup olmadan,
utanıp sıkılmadan ihtiyacı kadar parayı kimse
görmeden alıyor, ihtiyacını gideriyor, daha sonra
durumunu düzeltirse o para yerine konuluyor.
Ahiliğin dayandığı değerler sisteminde bir arı
kovanındaki balı sonuna kadar boşaltamıyordunuz,
çünkü orada arıların da hakkı vardı. Buzağılı bir
ineği sonuna kadar sağamıyordunuz, çünkü orada
buzağının da hakkı vardı. Ahiler, hayvanlara karşı
da sorumluluk ahlâkıyla hareket etmişlerdir. Bizim
40
KS
Söy S
leşil
e
medeniyetimiz bir sevgi
ve aşk medeniyeti.
Ahiliğin iktisadi
anlayışının temelinde
de çalışmak, helalinden
kazanmak, topluma
yararlı insan olmak,
mal-mülk edinmek,
dünya nimetlerinden
yararlanmak, teşvik
edilmiş; kör bir
kadercilik, dünyadan
el etek çekmek,
başkalarına yük olmak, dilencilik, miskinlik
kınanmıştır. İnsan hem kendisine, ailesine hem de
yaşadığı topluma karşı sorumlu olarak yaratılmıştır.
Ahilikte, toplumda zenginliğin dengeli dağılımı
esastır. İsraftan ve gösterişten kaçınma, kanaat ve
cömertlik önemlidir. Üretici ve tüketici haklarının
dengeli bir şekilde gözetilmesi toplum yararına
işler yapılması esastır. Ahiliğin özünde olan infak,
insanların faydasına olan her türlü harcamayı
ifade etmektedir. Yakınlarına, yetimlere, yolculara,
yardım isteyenlere ve hürriyetini kaybetmiş
olanlara yardım etmek Ahiliğin temel yaklaşımıdır.
Ahilik teşkilatı kurulup bu fonksiyonlarını yerine
getirdiğinde henüz Amerika kıtası keşfedilmemişti.
İnsana ve toplumun faydasına olan kalite, güven,
verimlilik, düşkünlere yardım etme, faydalı iş
yapma, alan el değil veren el olma Ahiliğin temel
değerleridir. Dünyada ilk defa kalite ve standardı
Ahilik teşkilatı getirmiştir. Kadınların sosyal hayatın
bir unsuru olmasını (Bâcıyan-ı Rum), XIII. yüzyılda
Ahilik teşkilatı gerçekleştirmiş, toplumda dengeyi
sağlayan kuruluş olmuştur.
Bir işi en iyi şekilde yapmak Ahilik anlayışının
temelidir. Papucun dama atılması da hileli, çürük iş
yapanlara karşı alınan bir önlemdir.
Anlaşılıyor ki, Ahilik anlayışı hakim olduğu
dönemlerde ferdi ve kurumsal olarak sosyal
sorumluluklarını yerine getirmiştir.
Ancak çağımızda anlayışlar, fikirler, düşünceler
farklılaşmaya başlamıştır. Sistemler yeni aşamalara
geçmiştir. Değişen şartlar içerisinde kuruluşlar da
kurumsal bir sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde
insana, doğaya, çevreye, kültüre, uygarlığa
karşı görevlerini yerine getirmelidir. Bu anlayış
bize insanlığımızın ve tarihimizin yüklediği bir
sorumluluktur.
ri
Marshall,
hayatı renklendirmeye
devam edecek
değiştirebileceğimizi birlikte gösterdik.
AkzoNobel Marshall Pazarlama ve Ticari
Satışlar Müdürü Fatoş Burak Özdoğan, iki yıldır
uyguladıkları “Renk Hareketi” projesini anlattı.
2010’da, Marshall Renk ve Konsept Danışmanı
olan Osmanlı Sanatı Uzmanı Serdar Gülgün
işbirliği ile Marshall Osmanlı renkleri İç Cephe
Koleksiyonu’nu hazırladık. Osmanlı kültüründe var
olarak ünü tüm dünyaya ulaşmış asırların tatlarını
ve desenlerini, çağdaş bir yorum ile günümüz
mekânlarına taşıdık. 2011’de bu özel koleksiyona
bir de dış cephe renklerini ekleyerek sokakları
canlandırdık. Tüm bu çalışmalarımızla, rengin
hayata bakış açımızı nasıl değiştirdiğini, tüm yaşam
alanlarında rengin dönüştürücü gücünü hep birlikte
tecrübe ettik.
Marshall’ın KSS çerçevesindeki uygulamalarınızdan
söz eder misiniz?
Dünyanın en büyük küresel boya ve cephe
kaplama şirketi
1 Temmuz 2010 tarihi
AkzoNobel
itibariyle Kadıköy Ayrılık
grubunun bir
Çeşmesi Sokağı’nda
Yıl
içinde
düzenlediğimiz
parçası Marshall
başlattığımız ve
olarak, amacımız
Marshall’la Şehrinin Rengini
mahallelere, sokaklara,
dünyadaki ve
okullara taşıdığımız
Seç
yarışması
ile
hayatı
Türkiye’deki
Renk Hareketi sürüyor.
tüm insanlara
renklendirirken, Türkiye’nin
2011 itibariyle, ilk
“renklendir hayatı”
olarak Türk Osmanlı
dört bir yanındaki şehirlerin
mesajımızla
Saray mimarisinin en
ilham vermek. İlk
de kendine özgü renklerini
son örneğini temsil
kez 2010 yılında
eden Yıldız Sarayı’nı
tekrar gün ışığına çıkardık.
Mart ayı itibariyle
renklendirerek, tarihi
bağlı olduğumuz
mekânlara da taşımaya
AkzoNobel
başladık. Böylece tarihi mekânlarda, AkzoNobel
Grubu’nun gri ve kasvetli alanları renkli ve
Marshall’ın, ilhamını Kapalı Çarşı ve Mısır
hayat dolu alanlara dönüştürebilmek amacıyla
Çarşısı’ndan alan muazzam renk koleksiyonu ile
başlattığı “Renk Hareketi” girişimini Temmuz
yeniden hayat buldu.
2010 itibariyle biz de Türkiye’de uygulamaya
başladık. Yola çıkış noktamız da aslında
Yıldız Sarayı’ndaki etkinlik için İsveç, Çin, Singapur,
tamamen tüketicilerimizin renklere bakış açısını
Amerika, İtalya, Hollanda, Polonya, Brezilya,
bir nebze olsun değiştirebilmek içindi. Biz de
Almanya ve Hindistan olmak üzere tam 10 farklı
tıpkı mesajımızda olduğu gibi bir damla boya
ülkeden 25 AkzoNobel çalışanı İstanbul’a özel
ile insanlara ilham aşılayarak, cesaret vermek
olarak geldi ve Marshall Renk Hareketi’ne katıldı.
istedik. Sokaklar, okullar, tarihi alanlar derken,
halkla birlikte Türkiye’yi baştan başa renklendirdik,
Yıldız Sarayı’nın yanı sıra Kula Belediyesi’nin
bir damla boyanın yaşadığımız alanları nasıl
Marshall Renk Hareketi’nin bir parçası olma arzusu
"
41
ve destekleri ile 18. yüzyıl Osmanlı Sanatı’nın en
başarılı örneklerinden olan tarihi Kula Evleri’ni de
boyadık. Böylece, Renk Hareketi Anadolu’nun
en önemli kentlerinden biri olan Manisa’ya da
ulaştı. Yanardağlarından dolayı, “Yanık Ülke/
Katakekaumene” olarak anılan, Türkiye’nin
benzersiz kültürel ve jeolojik zenginliklerine de
sahip bölgesi Kula yepyeni bir renge büründü.
İçinde hala geleneksel aile yaşam modelinin
sürdüğü tarihi Kula Evleri’nden tam 12 tanesi
özgünlüğüne uygun bir şekilde renklendirildi.
Yenilenme Projesi
D
iğer taraftan, Kadıköy Belediyesi ve ÇEKÜL
Vakfı işbirliği ile bölgenin günümüze kadar
gelen tarihi dokusu, kendine özgü mahalle
kimliğinin korunması ve yaşatılması amacıyla
yürütülen ve beş yıl sürecek olan yenilenme
projesini 2011’den bu yana destekliyoruz. Önce,
son derece önemli ve tarihi bir geçmişe sahip
olan, İstanbul’un ilk apartman semti Yeldeğirmeni
Sokağı’nda, altı apartmanı boyadık. Bu yıl da,
İstanbul’un bu en eski mahallerinden biri olan
Rasimpaşa’da, tüm mahallenin yenilenme
çalışmalarına, yaklaşık 50 bin m²’lik alanın
boyalarının sağlanması ile destek olduk.
Renk Hareketi ile Kadıköy Belediyesi, Marshall
Boya ailesi, çalışanları, bayileri, boya ustaları,
gönüllüler, sokak sakinleri olarak hep beraber
sokaktaki evleri boyayarak, hayatı yeniden
renklendirdik. Bu sayede, yüzyıllardır nice güzel
yaşanmışlıklar barındıran sokağın sadece çehresini
değiştirmekle kalmayıp, bu sokakta yaşayan
Uyg
insanlara da ilham veriyoruz. Sahip olduğumuz
değerlerin, tarihi ve kültürel mirasların rengârenk
ve capcanlı anılar olarak, geleceğe aktarılması
konusunda herkesi motive etmeye çalışıyoruz.
Sokaklarda bizzat bu çalışmaları yürütürken
sosyal medyada da aktif rol oynuyoruz. Yıl içinde
düzenlediğimiz Marshall’la Şehrinin Rengini Seç
yarışması ile hayatı renklendirirken, Türkiye’nin
dört bir yanındaki şehirlerin de kendine özgü
renklerini tekrar gün ışığına çıkardık. Türkiye’nin 81
ilinin katılımına açık olan yarışmamız kapsamında
www.sehrininrenginisec.com adıyla, Facebook
entegrasyonu olan bir mikro site açtık. İnsanlar,
bu site üzerinde şehri için renk seçti, seçtiği
rengi, Facebook’ta arkadaşlarıyla paylaşıp, en
çok oyu toplamaya çalıştı. ­250 farklı renk seçimi
yapılan ve bu renkler için tam 1.606 oy kullanılan
yarışmamızın sonucunda da birinci Dominik, ikinci
Barselona ve üçüncü Amsterdam tatili kazandı.
Ayrıca, Hatay’dan çıkan birincimizin iline, Renk
Hareketi’ni taşıyarak, şehrini rengârenk yapacağız.
ı
Boehringer Ingelheim’dan “Daha Fazla Sağlık”
Proje yeni yılda sürecek
D
ünya çapında bir girişimimiz olan ve Türkiye’de
2010 yılından bu yana devam eden Renk
Hareketi, herkese umut aşılıyor ve hayatı
renklendirmek için cesaret veriyor. 2011 ve 2012
boyunca Yıldız Sarayı, Kula Evleri, Kadıköy
Yeldeğirmeni ve Rasimpaşa gibi tarihi mekânları
da Renk Hareketi kapsamında özgün bir şekilde
renklendirdik. Projemiz, 2013’te de hem Türkiye
hem de dünya çapında yerel yönetimler ve halkın
katkı ve katılımları ile devam edecek.
Boehringer Ingelheim, Ashoka ile birlikte
yürüttüğü “Daha Fazla Sağlık” ortaklığı
kapsamında Ruh Sağlığında İnsan Hakları
Girişimi Derneği’nin (RUSİHAK) kurucu
üyelerinden, Klinik Psikolog Şehnaz Layıkel’i
Ashoka Üyeliği’ne seçerek ödüllendirdi.
Layıkel’in girişimiyle kurulan RUSİHAK, zihin
ve ruh sağlığı problemi yaşayanlar için insan
onuruna yaraşır bir dünya vizyonuyla çalışıyor.
oehringer Ingelheim, sosyal girişimciliğin,
toplumun önde gelen sorunlarına yenilikçi
çözümler getirdiğini ve toplumsal dönüşümde
önemli bir araç olduğunu savunuyor.
B
Boehringer Ingelheim ve toplumsal sorunlara kalıcı
çözümler getiren sivil toplum kuruluşu Ashoka,
insan hayatında fark yaratan yaratıcı çözümleri
iki yıldır seçiyor ve bu projelerin ayakta kalması,
yaygınlaşması ve ulaşılabilir olması için girişimcileri
destekliyor.
Titiz bir seçim süreci sonucunda belirlenen sosyal
girişimciye Boehringer Ingelheim, çalışmalarını
rahatlıkla hayata geçirebilmesi için üç yıl boyunca
maddi destek sağlayacak. Bu destek yasal
danışmanlık, halkla ilişkiler ve medya hizmetleri,
stratejik danışmanlık ve kurumsal gelişimden
etkinlik organizasyonuna kadar geniş bir yelpazeyi
kapsıyor.
42
KSS
ulam
alar
Türkiye’de zihinsel ve ruhsal
rahatsızlık yaşayan kişiler ve
yakınlarının sayısı yaklaşık 12
milyon
nited Nations Enable’ın yaptığı bir araştırmaya
göre, dünya nüfusunun yüzde 25’i yaşamı
boyunca en az bir kere ruh sağlığı sorunu yaşıyor.
Türkiye’de zihin ve ruh sağlığında doğrudan
veya dolaylı olarak sorun yaşayan birey sayısı
ise 12 milyonu buluyor. 2009 yılında Türkiye’nin
de onayladığı Birleşmiş Milletler Engelli Hakları
Sözleşmesi’nde de belirtildiği gibi, özellikle zihin
ve ruh sağlığı alanında sorun yaşayanlara yönelik
ayrımcılık oldukça topluma katılımda halen
engellerle ve hak ihlalleriyle karşılaşılıyor.
U
Zihin ve ruh sağlığı alanında Türkiye’nin ilk ve
tek savunuculuk derneği olan RUSİHAK, Ekim
2006’da zihin ve ruh sağlığı alanında hak-temelli
çalışmalar yürütmek üzere sorunu bizzat yaşayan
kişiler ve yakınlarının da içinde bulunduğu bir
grup sivil toplum aktivisti tarafından kuruldu.
Kurulduğu günden bu yana zihin ve ruh sağlığı
alanında sorun yaşayan bireyler için insan onuruna
yaraşır bir dünya vizyonuyla çeşitli hak-temelli
çalışmalar yürütüyor, zihin ve ruh sağlığı alanının
aynı zamanda bir insan hakları alanı olarak
yerleşmesine yönelik faaliyetlerde bulunuyor.
43
44
45
al
Mak
Ali Ercan Özgür
e
Söy
KSS
leşil
e
ri
Enerji Sektöründen Beklenen:
İyi KSS Uygulamaları
Türkiye son on yıllık süreçte hızlı bir büyüme ve
refah düzeyine ulaştı. Elbette akademik anlamda
ekonomik büyümenin tek başında kalkınma gelişme ekseni için yeterli bir veri olmadığı açık.
Aynı zamanda gini katsayısı temelinde, yani
bir ülkenin milli geliri içindeki adaleti, eşitsizliği
sunan veri içerisinde Türkiye’de gelir eşitsizliği
artmaktadır. Öte yandan gelirler ve alım gücü
imkânları artmıştır.
şirket bazında iyi uygulamalarla örnek olması
beklenmektedir.
HES uygulamalarının getirdiği sıkıntı halen bir
sorun olmakla birlikte enerji sektöründe ciddi
kurumsal sosyal sorumluluk uygulamaları gelecek
için umut vermektedir.
Bu kapsamda, son
iki yıldır Türkiye
Enerji bir yanıyla ön yargı
unların doğrudan
Kurumsal Sosyal
etkilerinden biri
Sorumluluk Derneği
oluşturan bir KSS
artan üretim, ihracat,
uluslararası büyük
algısına sahip iken bir yandan
ekonomik gelişme
jüri ödülünü iki enerji
ve farklı sektörler
da çözümün tam
şirketinin alması
ile kentlerde bu
bu anlamda önemli
kendisidir. Daha yaşanabilir ve
ekonomik büyümenin
bir göstergedir.
temiz bir yaşam,
yayılmasıdır. Bununla
Enerji şirketleri bir
birlikte Türkiye’de
sürdürülebilir ve doğa dostu
insani ihtiyacı yerine
pazar koşullarının
getirirken bir yandan
enerji uygulamaları ile
özellikle teknoloji
da insanlar ve doğa
kullanımının
hayata geçebilecektir.
ile etkileşiminde yol
arttırması, bu
açtığı etkileri en aza
alandaki ilgi ve beraberinde özellikle otomotiv
indirmek için özel stratejiler geliştirmektedir.
sektörünün güçlü olması, hane halklarında artan
araç kullanımı ile birlikte Türkiye’de enerji tüketimi
Enerji sektörü, yeşil enerji uygulamaları ve en
hem hane halkı hem de ticari anlamda oldukça
önemlisi rüzgar enerjisi uygulamaları ile gelecek
artmıştır.
için daha umutlu olmamızı sağlamaktadır. Bununla
B
"
Türkiye’nin jeo-politik konumunu ekonomik olarak
da önem kazandıran birçok enerji hattının geçiş
güzergâhı Türkiye olmuştur. Ayrıca, son yıllarda
artan bölgesel, yani birkaç kenti kapsayan enerji
dağıtım özelleştirmeleri ile özellikle elektrik
alanında ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. Bunlara
eklenen HES uygulamaları ile birlikte ciddi bir enerji
hamlesi hayata geçmiştir.
Bu gelişmeler ışığında Türkiye hem önemli bir
enerji koridoru hem de önemli bir enerji tüketicisi
konumundadır. Ancak tüm bu gelişmeler, HES
uygulamaları dahil, Türkiye’de ne tür sonuçlar
ortaya koymaktadır ve koyacaktır?
Enerji sektörü çok hızlı gelişiyor. Güncel
gelişmeler, projeler ve uygulamalar ışığında
hem ekonomik hem de stratejik öneme sahip.
Tekstil ve otomotiv sektörleri gibi alanında öncü
olabilecek uygulamalar ile gerek sektörel gerekse
46
birlikte birçok farklı sektörle de etkileşim halinde bu
etkinin çarpan sonuçlarını geliştirmek istemektedir.
Bu anlamda en ilgi çeken uygulamalardan biri
elektrik yakıt ile araçların çalışması ve bugün artık
kullanılabilir konuma gelmesidir.
Enerji bir yanıyla ön yargı oluşturan bir KSS
algısına sahip iken bir yandan da çözümün tam
kendisidir. Daha yaşanabilir ve temiz bir yaşam,
sürdürülebilir ve doğa dostu enerji uygulamaları ile
hayata geçebilecektir. Bunun için de insanlar kadar
teknoloji ve onun aracılığı ile ortaya çıkacak yeni
enerji tüketim yöntemleri etkili olacaktır.
Burada en önemli rol yine insanlığa düşmektedir.
Enerji sektörünün gösterdiği çabaya, insanların
temiz ve sorumlu enerji alternatiflerini tercih ederek
destek vermesi son derece önemlidir. Aksi halde
eski ve kirli enerji yöntemlerine yönelmek evrenimiz
için sorumsuzluk olacaktır.
Enerji sektörü, sürdürülebilirlik konusunda
topyekün bilinçli davranmak zorunda
Enerji Ticareti Derneği (ETD) Başkanı Mustafa
Karahan, sektörün kurumsal sosyal sorumluluk
tavrına ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Enerji sektörünün kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
farkındalığına ilişkin neler söylersiniz?
Genel olarak enerji sektörünün kurumsal
sorumluluk farkındalığına sahip olduğunu olduğunu
ifade edebiliriz. Bunu söylememizi kolaylaştıran en
önemli etken, enerji sektöründe faaliyet gösteren
şirketlerin genelinin büyük ve kurumsal oluşlarıdır.
Bu şirketlerin büyük bir bölümü grup şirketleri
olduğundan dolayı, bünyesinde bulundukları
grupların genel anlayış ve politikaları, enerji
sektöründeki iştiraklere de yansıyor.
Sektör sürdürülebilir bir yaşam ve ekonomi adına
bilinçli davranıyor mu? Buna ilişkin görüşleriniz
nedir?
Bu konuda enerji sektörünün genelinin bilinçli
davrandığını söyleyebiliriz. İşin açıkçası
sürdürülebilirlik konusunda enerji sektörü, topyekün
bilinçli davranmak zorundadır. Zira enerji sektörü,
Türkiye’nin mevcut ekonomi konjonktüründe ve
gelecek hedeflerinde en önemli yeri işgal eden
sektörlerin başında geliyor. Dolayısıyla çok ciddi bir
şekilde göz önünde ve kontrol altındadır. Bu kontrol
altındalık gerek devlet otoriteleri tarafından gerekse
kamuoyu tarafından sürdürülmekte. Özellikle çevre,
eğitim, verimlilik, dışa bağımlılık ve arz güvenliği
gibi gündelik yaşam ve ekonomi alanlarında
enerji sektörü yatırım ve uygulamaları, teorik ve
pratik, resmi ve gayrı resmi birçok kontroller ve
elemelerden geçerek gerçekleşebiliyor. En basiti,
bir hidroelektrik ya da termik santral projesinde
bölgesel veya ulusal kamuoyunun, süreçlerin ne
kadar içinde olduğunu görebilirsiniz. Öte yandan
ekonomik hedefler anlamında devlet otoriteleri
tarafından kaynaklarına bağlı olarak yatırımların
nasıl yönlendirildiğini, teşvik edildiğini ya da
edilmediğini açık ve net şekilde takip edebilirsiniz.
Bu gerçeklerin de etkisiyle sektör oyuncuları,
gerek sürdürülebilir yaşam gerekse sürdürülebilir
ekonomi anlamında en üst düzeyde sorumlu
davranmaktalar.
KSS adına itici güç olma noktasında sektör örgütleri
nasıl davranıyor?
Açıkçası enerji sektöründe sektör örgütlerinin özel
olarak kurumsal sosyal sorumluluk anlamında
itici güç rolü oynadığını iddia edemeyiz. Çevre,
eğitim, verimlilik gibi konulara odaklanmış ve
çalışma alanları bu konular olan örgütler dışında
enerji sektörünün örgütleri için bu misyon henüz
çok da gündemde değildir. Zira Türkiye’ de
enerji sektörünün yeni ve çok hızlı gelişen bir
yapıda oluşu, sektörün tüm katılımcıları gibi sivil
toplum örgütlerini de daha teknik ve yapısal
konularda yoğunlaşmaya itmekte, daha doğrusu
47
yoğunlaşmak zorunda bırakmaktadır. Kaldı ki hali
hazırda enerji sektörü oyuncularının kurumsal
sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik alanlarındaki
bilinç ve farkındalıkları, örgütlerin bu konularda
yoğunlaşmasını da çok gerekli kılmamaktadır.
Sektörde belli başlı işletmelerin projelerine/
uygulamalarına rastlıyoruz. Fakat geride çok sayıda
kuruluş var. Bu durumla ilgili neler söylersiniz?
Öncelikle enerji sektörünün Türkiye için yeni
ve çok hızlı gelişen bir alan olması, sektörde
faaliyet gösteren kuruluşları şekillendirmekte.
Bu kuruluşlardan bir bölümü enerji sektöründe
faaliyet göstermeye başlamasıyla sosyal
sorumluluk projeleri geliştirebilecek ölçeklere
yaklaşıyorlar. Ancak bunların da sektörün yolun
başında olmasından dolayı daha yapısal ve
teknik gündemleri, diğer gündemlerin önüne
geçmektedir. Ancak zaten belli bir ölçeği
geçmiş şirketler ya da grup şirketleri kurumsal
sosyal sorumluluk bilinçleri daha yerleşmiş
olduğundan projeleri ve uygulamalarıyla ön plana
çıkabilmekteler. Dolayısıyla sektörde faaliyet
gösteren şirket ve kuruluşlardan belli başlılarının
proje ve uygulamalarının ön plana çıkmasını,
enerji sektörünün mevcut durum ve yapısına,
konjonktürüne bağlamak yanlış olmayacaktır.
Net olarak ‘Sosyal Sorumlu’ bir sektörden
bahsedebilmek adına, sektörün yarınına ilişkin
görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Türkiye’nin gelecek hedefleri doğrultusunda
en önemli motivasyonu büyümedir. Büyümenin
beraberinde getireceği enerji tüketimi artışı ile
enerji sektörünün de aynı oranda büyümesine
kesin gözüyle bakabiliriz. Sektördeki bu büyüme,
katılımcılarının da ölçeklerinin büyümesi ile
sosyal sorumluluk projelerine ayrılacak bütçelerin
oluşmasına ve artmasına sebep olacaktır.
Dolayısıyla sektörün yarınına ilişkin genel bakışta
‘sosyal sorumlu’ bir enerji sektöründen rahatlıkla
bahsedebiliriz. Zira sektör, mantalite olarak zaten
sosyal sorumlu olmakla beraber bunun daha
görünür hale gelebilmesi için gerekli olan kaynak
da zaman içerisinde büyüme trendiyle oluşacaktır.
Sadece ekonomik anlamda büyüme değil, enerji
piyasasının ve sektörünün işleyişinin de daha
doğru hale gelmesi, yapısal ve teknik sorunların
ortadan kalkması da bu konuda büyük öneme
sahiptir. Zira bu yapısal ve teknik konuların,
sektör oyuncularının gündemlerinde daha az
yer etmesinin sağlanması, sosyal sorumluluk
konusunun işgal ettiği alanın genişlemesini
getirecektir.
Teknolojik Gelişme ile
Çevre Sendromu Uzlaşması
Özkan Agıs
TÜRKOTED Yönetim Kurulu Başkanı
yılında Washington’daki büyük
Başkan Franklin Pierce, ülkenin
kuzeybatısında büyük topraklara hakim Kızılderili
Şef Seatle’a, topraklarının bir kısmını satın almak
için bir mektup göndermişti. Kızılderili Şef Seatle’ın
Başkan Pierce’e yazdığı cevap çevre kirlenmesi
sorununa karşı yazılmış en güzel yazı olarak kabul
ediliyor.
1854
Gökyüzünü nasıl satın alabilirsiniz?
Ya da satabilirsiniz?
Ya toprakların sıcaklığını?
Dünyanın en büyük dördüncü kömür tehdidi Türkiye
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi 18. Taraflar Toplantısı, 26 Kasım
- 8 Aralık tarihlerinde Katar’ın Doha kentinde
gerçekleştirildi.
oplantılara yaklaşık 17 bin kişi katıldı. Türkiye
de, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi katılımcılar
arasındaydı. Fakat Türkiye, sera gazı salımlarını
hızla artırmasına rağmen bu toplantılarda aktif bir
rol almadı ve sera gazlarını azaltma yönünde yine
bir taahhütte bulunmadı.
T
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün raporuna göre,
dünyanın en büyük dördüncü kömür tehdidi
Türkiye. Kömür, dünyada iklim değişikliğine neden
olan sera gazı salımlarının birinci nedeni. Yine
dünyada 230 iklim ve enerji uzmanının hazırladığı
İklim Değişikliği Performansı Endeksi’ne göre
Türkiye, 58 ülke içinde sondan beşinci sırada. Bu
durum, iklim değişikliğine karşı tedbir alınmadığının
da bir göstergesi.
Enerji Sürdürülebilirlik Endeksi raporuna göre,
Türkiye enerji güvenliği, çevresel etkiler ve sosyal
eşitlik konusunda 94 ülke arasında 64, çevre etkisi
48
azaltımı konusunda 84. sırada yer alıyor.
Taraflar Konferansı’nı takip eden ve değerlendiren
TEMA Vakfı Genel Müdürü M. Serdar Sarıgül,
Doha’da gerçekleştirilen iklim müzakerelerinin
‘tutulmamış sözler’ ve ‘kirletmeye devam’ olarak
özetlenebileceğini söyledi.
TEMA Vakfı Çevre Politikaları Koordinatörü ve
İklim Projeleri Sorumlusu Gökşen Şahin’in ise
yaptığı durum değerlendirmesi şöyle: “Katar’da
oluşturulan metinlerin iklim değişikliği ile
mücadele için gerçekten yapılması gerekenler
seviyesine gelebilmesi için ülke delegasyonlarının,
başkentlerine dönüp gerçekten çalışmaya
başlamaları gerekiyor. Şu anda alınan kararlar
ile bağlayıcılığı olan, adil ve sera gazı azaltım
konusunda gerçekten doğru adımları hayata
geçirecek bir anlaşma mümkün görünmüyor.
İklim değişikliği bağlantılı felaketlerden etkilenen
ülkelerin zarar ve kayıpları ile ilgili çalışma
programının oluşturulmasının dahi önümüzdeki
yıla bırakılması da birçok ülkenin süreçten kaçmak
konusundaki çabalarına işaret ediyor”
Havanın taze kokusuna, suyun pırıltısına sahip
olmayan biri onu nasıl satabilir?
Kutsaldır bu topraklar benim ve milletim için,
Yağmur sonrası ışıldayan her çam yaprağı,
Denizi kucaklayan kumsallar,
Karanlık ormanların koynundaki sis
Vızıldayan her böcek milletim için kutsaldır.
Ve bilin ki Kızılderili adamın anıları ağaçların
özsuyunda saklıdır.
O güzel kokan çiçekler bizim kız kardeşlerimizdir.
Geyik, at ve büyük kartal da erkek kardeşlerimiz.
Yüksek kayalıklar, yeşil çayırlar, ılık sıcak
vücutlarıyla taylar ve insanlar
Hepsi bizim ailemizdir. .
Washington’daki büyük Başkan bizden
topraklarımızı istediği zaman bunları da istiyor.
Derelerin ve ırmakların içinden geçerken
Pırıldayan sular, yalnızca su değildir.
Atalarımızın kanlarıdır onlar.
Ve göllerin parlak sularında oynaşan her yansı
Benim milletime ait masalları, hikâyeleri anlatır.
Kızılderili adam vahşidir sizin şehirlerinizi anlamaz.
O bir gölün üstünden yumuşak esen rüzgârı sever.
Getireceğiniz lokomotif öldüreceğiniz bin
buffalo’dan nasıl daha kıymetli olabilir?
Nehirlerimizi zehirlemeye devam ederseniz.
Gece kendi çöpleriniz içinde boğulursunuz.
Bir bakarsınız ki gökteki kartallar yok olmuş, hızlı
koşan taya elveda demişsiniz,
Bu ise bizim için yaşamın sonu, sizin içinse daha
acımasız olmanın başlangıcıdır.
Yakın çağın getirdiği hızlı gelişmeler pek çok
kolaylığı insanlığın hizmetine sunarken bir yandan
da canlıların ortak malı olan çevreden, Kızılderili
Başkan’ın mektubunda çok güzel ifade ettiği gibi,
49
geri kazanılması zor, hatta imkânsız varlıkları ve
güzellikleri de alıp götürmüştür. Sanayileşme ve
kentleşme sürecine giren bütün ülkeler başlangıçta
doğayı, bitmeyen ve nasıl olsa kendini yenileyecek
sınırsız bir kaynak olarak almış, onu sorumsuzca
sömürmüşlerdir. Bizim gibi kalkınmakta olan
ülkelerde doğanın korunması anlayışı, öncelikler
sıralamasında sanayileşmenin, uygarlaşmanın ve
çağdaşlaşmanın çok gerilerinde kalmış ve yetkililer,
çevreyi kirletme ayıbını, imtiyazlı sınıf kompleksi
ile saklamak ya da örtmek için birbirleriyle
yarışmışlardır. Yurdumuzda da yaklaşık 50 yıldan
beri elektrik ve kömür üreticileri, sanayiciler ve
Belediyeler adeta, doğayı kirletme dokunulmazlığı
almışçasına, canlıların ortak malı olan çevreyi,
sorumsuzca sömürmüşler ve tahrip etmişlerdir.
Sonuçta 50 yılda Haliç bir bataklık, İzmit ve İzmir
körfezleri de canlıların yaşayamadığı bir pis su
deşarjı durumuna gelmiştir. Bu doğa harikaları,
kirleticilerin çıkarlarına kurban edilmiştir. Maden
ve kömür ocakları, bunlara ait havzalar, rafineriler,
kağıt ve şeker fabrikaları, enerji santralları elli
yıldır adeta doğa kirletme yarışına girmişlerdir. Bu
tesisleri yapanlarda, işletenler de bir yandan doğayı
insafsızca sömürmüşler, diğer yandan da çevrede
yaşayan insanların gözüne baka baka çevreyi
katletmişlerdir. Murgul, Elazığ, Küre, Keçiborlu
maden ocakları civarı, Çatalağzı, Yatağan ve Soma
Santrallerinin vaktiyle yemyeşil olan çevreleri şimdi
adeta yangın felaketine uğramış talihsiz fauna
örtüsü görünümündedir. İnsanoğlunun insafsızca
yok ettiği bu topraklara bir zamanlar hayvanlar bile
uğramaz olmuştur. Oysa ki bu tesislerin kurulduğu
yıllarda, ileri ülkeler, doğa dengesini korumak,
içindeki tüm canlıları daha fazla yaşatmak için
gerekli teknolojileri üretmiş ve uygulamaya
koymuşlardı. Sanayi atıklarının temizlenmesi,
enerji santrallarına FGD (gazları kükürtten arıtan)
ünitelerinin ilavesi projeleri ileri ülkelerde 2. dünya
savaşından beri uygulanmakta oldukları halde
ülkemizde ancak bu yüzyılın başında uygulamaya
konulabilmiştir.
Ülkemizin bugün yaşadığı en büyük sorunlardan
birisi, doğa dengesine ve canlıların dünyasına
saygıyı hiçe sayan sorumsuzlarla, çevreciler
arasındaki uzlaşma nasıl sağlanacaktır? Başka
bir ifadeyle, toplumda teknoloji- ekoloji dengesi
bilinci ve mantığı nasıl oluşturulacak ve nasıl
işletilecektir? Doğanın kendini yenileme gücünün,
onu katleden insanların insafı ile sınırlı olduğunu
ve pek çok bölgede ekolojik dengenin bir daha
düzelmemek üzere bozulduğunu gören insanoğlu,
hiç olmazsa kalanı kurtarma paniğine kapılmıştır.
Böylece son yıllarda, çevreyi kalkınmanın hem
50
Enerji
kaynağı hem de sınırı olarak gören bir yaklaşım
ön plana çıkmıştır. Bu yaklaşımın özünde, çevre
ile teknoloji arasında karşılıklı bir bağımlılık ilişkisi
olduğu gerçeğinin anlaşılması vardır.
Gelişmiş ülkeler, toplumlarına çevre bilincini
yerleştirerek, kalkınmanın tartışılmaz gereği
olan çağdaş teknoloji nimetleriyle, çıkacak
çevre sorunları arasındaki dengenin oluşmasını
sağlamışlardır. Bu denge, zaman zaman çevreciler
lehine bozulsa da, toplumsal uzlaşma bilinci bu
gibi aksaklıkları, felakete yol açmadan onarma
başarısını gösterebilmiştir. Dünyada, pek çok
alanda olduğu gibi çevre konusunda da hızlı bir
küreselleşme yaşanmaktadır. Bu, kısmen çevre
sorunlarının sınır tanımayışından, kısmen de
ekonomik ve politik ilişkilerde çevrenin kazandığı
önemden kaynaklanmaktadır.
Ülkemizde çevre kavramı ilk defa 1982
Anayasasında yer almıştır.
Anayasamızın 56. Maddesine göre:
Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama
hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak
ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve
vatandaşların ödevidir.
Çevre kanunun 3/g ve 13. Maddelerine göre:
Çevreyi kirleten öder,
Yetkili merciler gerekli tedbirleri alır.
Şirketten mali sorumluluk sigortası yaptırmak
zorundadır.
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere, Anayasa
ve yasal alt yapımız yüzeyseldir, yumuşaktır ve
fazla yaptırım gücü yoktur. Yaptırım gücü olmazsa
caydırıcı gücü de olmaz. Kurumlar kendi çıkarları
doğrultusunda doğayı yok etmeye devam ederler.
Unutmayalım ki doğayı koruyacak toplumun azim
ve iradesidir. Doğa sevgisinin oluşması, onu
koruma azim ve iradesinin yerleşmesi, ancak
yasal desteklerden güç alınırsa güçlü olurlar.
Yasal destek sağlanamazsa doğa koruma savaşı
verenler, yazımın başında Amerikan Başkanı
Pierce’e bayrak açan Kızılderili Başkanı Seatle’in
durumuna düşerler. Bildiğiniz gibi Amerika satın
alamayacağını anladığı Kızılderililerin topraklarını,
üzerlerine tankları salarak zorla, savaşla almıştır.
Gücünü Anayasa’dan alamayan bilinçlenmeler,
eylemlerinde başarılı olamazlar.
Dostça ve hoşça kalın…
Mak
ale
Sektöründe Kurumsal
Sosyal Sorumluluk ve
Sürdürülebilirlik
Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman
İstanbul Aydın Üniversitesi Enerji Politikaları
ve Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
(EPPAM) Başkanı
Yaşamın temel girdisi olan enerji, teknolojik
gelişmelerin günümüzde ulaştığı nokta ile
vazgeçilmez konumunu korurken, kaynakların
kısıtlı olması nedeniyle çatışmaların da temel
nedeni olmayı sürdürmektedir. Sürdürülebilir
ekonomik kalkınmanın en temel bileşeni olan
enerjinin kesintisiz, kaliteli ve aynı maliyetle
sağlanması, ulusal güvenliğin öncelikli
alanlarından biridir. Enerji kaynağına sahip
ülkelerle enerji talebinin yüksek olduğu ülkelerin
farklı olması, enerji alanındaki mücadelenin de
sert olmasının temel sebebini oluşturmaktadır.
ürkiye de, konvansiyonel enerji kaynakları
açısından görece fakir bir ülkeyken dünya enerji
haritasına bakıldığında zengin enerji kaynakları
ile yüksek enerji talebi bulunan coğrafyaların
tam ortasında yer almaktadır. Bu da, sektörün
potansiyelini artıran nedenlerden biridir. Diğer
taraftan, dünya çapında ekonomik göstergeler
açısından dünyanın önde gelen ilk 20 ekonomisi
arasında yer alması, son dönemde en yüksek
büyüme rakamına sahip ülkelerden biri olması,
sürdürülebilir ekonomi-enerji denklemi açısından
enerji sektörünün önemi ve potansiyelini etkileyen
diğer bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Rakamlar, Türkiye’deki enerji sektörünün son
yıllardaki büyüme oranlarıyla dünyada en hızlı
büyüyen ülkelerden biri olduğuna işaret etmektedir.
1994-2004 döneminde 150 milyar kilowattsaat
(kWh) olan elektrik tüketimi, 2011 yılına
gelindiğindeyse 2010 yılına göre %9 artarak 229
milyar 344,4 milyon kWh ulaşmıştır. 2020 beklentisi
ise 500 milyar kWh olarak ifade ediliyor. 300 milyar
dolar hacme sahip enerji sektörünün 2015’teki
hacmininse 55 milyar dolar olması bekleniyor.
Bu resimde kamu-özel sektör dengesine
bakıldığında ise enerji sektöründe özel sektörün
üretimdeki payı %34’ten %60’lara varırken, kısa
ve orta vadede bu oranın %75’lere çıkması
hedefleniyor. 10-15 yıl önce enerji sektörü %100
hissedarlı 3 şirketten oluşurken günümüzde
T
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) lisanslı
25 binden fazla şirket mevcuttur. Bu rakamlar
sektördeki büyümeyi gösteriyor olsa da dikkatle
değerlendirilmesi gereken rakamlardır.
Sektörün vardığı nokta değerlendirildiğinde,
kurumsallaşmanın önemli unsurlarının da sektör
tarafından yakından takip edildiği görülmektedir.
Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmaların
son dönemde giderek artarak kurumsal sosyal
sorumluluk projelerini gerçekleştirmeleri de
bunlardan biridir. Hatta bu alanda sektörde
ödüllerin verilmesi, hem şirketleri bu projeleri
gerçekleştirmeleri konusunda teşvik etmekte, hem
de kamuoyunda bilinç yaratılması konusunda daha
fazla çalışma yapılmasını sağlamaktadır.
KSS konusunda enerji sektöründeki çalışmaların
birkaç alanda yapıldığı görülmektedir. Bunlardan
ilki verimliliktir. Enerji verimli ürünlerin üretilmesi
ve tüketicilerin bu ürünleri kullanmaya teşvik
edilmesine yönelik KSS projeleri yapılmaktadır.
Diğer bir alan ise tasarruf olarak karşımıza
çıkmaktadır. Aralık 2012’de Enerji ve Ticaret
Bakanlığı’nın da aralarında bulunduğu Enerji
Hanım projesi gibi, enerji kaynaklarının sınırlı
olması dikkate alındığında enerji güvenliğini
sağlamanın en önemli ve en az maliyetli yolu
olan enerjinin tasarruflu kullanımına yönelik çeşitli
kampanyalar yürütülmektedir. Başka bir alan ise
atık yönetimidir. Enerjide ortaya çıkan atıkların
dönüştürülmesine, çevrenin korunmasına ve temiz
tutulmasına, çevre envanterinin çıkarılmasına
(Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi örneğindeki
gibi) yönelik KSS projelerinde sadece özel şirketler
değil, Petrol Sanayi Derneği (PETDER) gibi
sivil toplum kuruluşları da yer almakta, öncülük
etmektedirler.
Her alanda olduğu gibi bu alanda da koordinasyon,
güçlerin birleştirilmesi ve ortak bir bilinçle sorun,
hedef ve strateji belirlenerek hareket edilmesi, KSS
projelerinin başarılı olması ve sürdürülebilirliğinin
sağlanması açısından yaşamsal faktörler olarak
karşımıza çıkmaktadır.
1 http://enerjienstitusu.com/2012/01/06/2011de-elektrik-tuketimi-ne-kadar-artti/
2 http://www.enerjiodulleri.com/
51
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
ve buna bağlı olarak ekonomik ve toplumsal
problemler hepimizin gündeminin başında geliyor.
Kaynakları doğru kullanmak, çevresel etkileri
en aza indirmek, doğrudan enerji tüketiminin
azaltılmasının yanında, enerjiyi verimli kullanan
ürün ve hizmetlerin tasarlanması tüm kurumların
ortak sorumluluğu içinde olmalıdır. Bunun için bu
çok güncel ve acil sorunun sadece devletlerin
sorumluluk alanına bırakılmaması, özel şirketlerin
iş politikalarına da entegre edilmesi önemlidir.
Çalık Yedaş bu bilinçle hareket ederken ticari
politikasını KSS politikasından ayrı bir iş olarak
değil, yaptığı işin kendisi olarak görüyor. KSS
politikasını oluştururken ulusal, bölgesel ve yerel
unsurları analiz ederek gerçek ihtiyaç ve beklentiye
göre strateji ve politikasını oluşturdu.
İnsanlar,
hayatlarına ne kadar katkınız olduğuyla ilgilenecek
Çalık Yedaş, Samsun, Amasya, Ordu, Sinop, Çorum ve Ordu illerinde faaliyete başladığı günden
itibaren bölgeye ciddi yatırımlar yaptı ve faaliyet bölgesinde ekonomik, sosyal ve çevresel olarak
birçok sorumlu uygulamayı hayata geçirdi. Çalık Yedaş Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, şirketin
kurumsal sosyal sorumluluk politikası ve projeleri üzerine sorularımızı yanıtladı.
Kuruluşunuzun KSS algısından söz eder misiniz?
KSS bir kurumun tüm paydaşlarına ve dünyaya
karşı sorumluluğunu gönüllü uygulamalarla yerine
getirmesidir. Çalık Yedaş, ekonomik ve sosyal
kalkınma stratejileriyle yalnızca faaliyet alanına
giren bölge için değil, ülkemiz için de fayda
sağlama bilincine sahip bir şirkettir. Kurumsal
sosyal sorumluluk projesi şunun için önemlidir:
Birkaç yıl sonra altyapı sorunları tamamlandığında
insanlar sizin kaç para kazandığınızla
ilgilenmeyecek. Onların hayatının kalıcı bir şekilde
neresinde ve nasıl yer aldığınızla ilgilenecek. Yani
İlgileneceği şey o bölgedeki insanların hayatına ne
kadar katkınız olduğudur. Bölgemizle bütünleşmek
adına kurumsal sosyal sorumluluk projelerini
başlattık.
İstihdam, mali etki ve faaliyetler, tanımlanmış
strateji ve vizyon, doğrudan ve dolaylı ekonomik
etkiler, toplumsal yatırımlar gibi pek çok konuda
artı değer yaratmak şirketin öncelikleri içinde
yer alıyor. Çalık Yedaş’ın KSS vizyonu; ticari
faaliyetlerini sürdürürken bölgesinden başlayarak,
ulusal anlamda ekonomik, sosyal, çevresel ve etik
değerler konularında tüm paydaşlarıyla birlikte
uluslararası alanda kıyaslanabilir ve rol model
52
olabilecek uygulamalarla sorumluluğunu yerine
getirmektir.
Güncel KSS uygulamalarınızı anlatır mısınız? Yeni
dönem için neler kurguladığınız?
Çalık Yedaş 2012 Ocak tarihi itibariyle
çalışmalarına; kurumsal sorumluluk performansını
kamuoyu ile paylaşmak üzere uluslararası alanda
tanınan Global Reporting Initiative (GRI) raporlama
çerçevesine uygun olarak hazırlanacak KSS /
Sürdürülebilirlik raporlaması ve 2012 -2015 yılları
içinde uygulanması planlanan “Enerjimizi Harekete
Geçiriyoruz” ana başlığı altında 14 KSS projesi
ile bölgesel kalkınmaya destek sağlayarak devam
ediyor.
“Ekonomik Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı
altında yürütülen KSS çalışmaları ile bölgenin
ekonomik gelişimine, dolayısı ile işletmelerin
gelişimine, girişimciliğin ve üretim potansiyelinin
artırılmasına (enerji kullanımının gelişimine) direkt
ve dolaylı olarak olumlu yönde etki edebilmek
hedeflendi. Temas sağladığımız paydaşlar ise:
KOBİ’ler, kadınlar, girişimciler ve gençlerdir.
Bu yaklaşım doğrultusunda; Bölgede atıl durumdaki
kadın emeği potansiyelinin ekonomi yararına
harekete geçirilmesini öngören “Kadın Emeği
Pazarı” online tanıtım- satış ve pazarlama sitesi,
Bölgedeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin
verimlilik ve üretkenliğinin artırılması, sürdürülebilir
büyüme ve rekabet konularında eğitilmesini
öngören “Bölgesel Ekonomi Toplantıları”,
nitelikli iş gücü ve üretimi özendirmeyi ve
ödüllendirmeyi öngören “İşin İyisi Sizden, Enerjisi
Bizden” destekleme projesi, gençlere yeni iş
fırsatları açan bir enerji bölgesi haline gelen Orta
Karadeniz’de gençlerin enerji danışmanları olarak
yetiştirilmesini öngören “Enerji Danışmanları
Yetişiyor” eğitim projesi planlandı.
“Çevresel Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz” başlığı
altında yürütülecek çalışmalarda Çalık Yedaş’ın
doğal, kültürel ve tarihi çevre konusunda
yürüteceği projeler ile kurumun içinde bulunduğu
habitat ile uyumlu bir kimliğe sahip olması
hedeflendi ve bu yaklaşım doğrultusunda; hizmet
alanına giren 5 ilde, kaybolmaya yüz tutmuş
yerel sanatlarına dikkat çekmek ve bu sanatların
Kurumu etkileyen ve kurumdan etkilenen tüm kişi,
kurum ve kuruluşları paydaşı olarak gören Çalık
Yedaş, KSS konusunda çalışmalarına başlarken
KSS’nin kurumsal olarak içselleştirilmesine
büyük ölçüde önem verdi. Tüm çalışanlarının
katılımıyla gerçekleştirilen bir toplantıda elektronik
oylama yöntemi kullanılarak öncelikli paydaş
ve KSS konusunda yatırım yapacağı alanları
belirledi. Dolayısıyla, Çalık Yedaş çalışanları,
daha ilk günden itibaren kuruluşun hangi amaç
ve önceliklerle, hangi yöntemlerle hangi alanlarda
KSS uygulamalarına yatırım yapacağını bilmiş,
hatta buna kendileri karar vermiş oldular. KSS
performansının iş süreçlerine dâhil edilmesi,
öncelikle kurumun ve iş alanın sürdürülebilirliğini
dolayısıyla ekonominin ve beraberinde toplumsal
gelişimin sürdürülebilirliğini sağlaması anlamına
gelir.
Faaliyet gösterdiğiniz alan itibariyle sizden
beklenenler KSS politikasını nasıl etkiliyor?
Günümüzde tüm dünyanın sorunu olan kaynakların
azalmasıyla birlikte yaşanan iklim değişikliği
53
yönelik “Enerjimi Doğru Kullanıyorum” eğitimleri
planlandı.
2012 yılı itibariyle 7 proje hayata
geçti
K
ültürümüzü Aydınlatıyoruz projesi ile 5 ilden 5
ustamızın enerji ihtiyacını karşılıyoruz.
Dikkuyruk’u Koruyoruz projesi ile 10 ve 11. Bölge
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Bölge Müdürlüğü iş
birliğinde Kızılırmak Deltası’nda bulunun ve nesli
tükenmekle karşı karşıya olan kuş türlerini koruma
altına aldık. Dikkuyruk tüm faturalarımıza girdi
yanı sıra avcılık kulüpleri ve çevredeki ilköğretim
okullarına farkındalık posterleri hazırlandı.
ustalarını desteklemek üzere “Kültürümüzü
Aydınlatıyoruz” projesi, Bölgedeki tarihi
zenginliklere ve ören alanı çalışmalarına dikkat
çekerek turizm potansiyelini ve bu alanda yürütülen
çalışmalara destek vermek üzere “Tarihimizi
Aydınlatıyoruz” projesi, Bölgedeki çevresel
zenginliklere dikkat çekerek, turizm portansiyelini
ve bu alanda yürütülen koruma-geliştirme
çalışmalarını desteklemek üzere “Çevremizi
Aydınlatıyoruz” projesi, Bölgede doğal yaban
hayatını korumak, geliştirmek ve nesli tehlike
altında olan canlılara dikkat çekmek üzere “Dik
Kuyruk’u Koruyoruz” projesi kurgulandı.
“Sosyal Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz”
başlığı altında yürütülecek çalışmalarda iç
ve dış paydaşlarımızın bireysel enerjilerini
doğru kullanmalarına, enerji ve enerji tasarrufu
konusunda bilinçlenmelerine destek olan
uygulamaların geliştirilmesi ve bu uygulamalar ile
bölgede elde edilen artı değerin enerji verimliliğine
ve üretkenliğe kanalize edilmesi hedeflendi.
Hizmet alanına giren 5 ilde yurttaşların enerji,
enerjinin doğru ve verimli kullanımı konularında
bilgilendirilmelerini sağlayacak gezici bir “Enerji
Tırı”, Çalık Yedaş’ın müşteri ile temas eden
tedarikçilerinin bilgilendirilmesine yönelik “Müşteri
İlişkileri Seminerleri”, Bölgedeki üniversite
gençlerinin enerji alanında proje geliştirmelerini
özendirecek “Gençler Yeni İcat Çıkarıyor”
yarışması, enerjinin verimli kullanımı konularında
başta kadınlar olmak üzere sosyal paydaşları
eğitecek eğitimcilerin yetiştirilmesini sağlayacak
“Enerjimizi Verimli Kullanıyoruz” seminerleri,
ilköğretim öğrencilerinin kendi potansiyellerinin
farkına varmaları ve üretken kullanabilmelerine
54
Kadın Emeği Pazarı projesi ile 5 ilimizde el emeği
ürünü yapan kadınlarımıza yönelik online satış
sitesi hazırlandı ilerleyen dönemlerde sitenin
uluslararası satış sitelerine entegre edilmesi
planlanıyor.
Enerji Verimliliği ve Müşteri İlişkileri Semineri
projeleri ile kurum çalışanlarının eğitici eğitimi
yöntemiyle eğitim seminerleri düzenlenerek
karşılaştıkları gruplara bu konularla ilgili doğru bilgi
verilmesi hedeflendi.
Gençler Yeni İcat Çıkarıyor Projesi ile 5 ilin
üniversite ve öğrencilerine yönelik elektrik ve enerji
alanındaki yaratıcı fikirlerini ortaya koyma fırsatı
verilirken endüstriyel tasarımdan, belgesele, kısa
filmden, fotoğrafa, haberden, grafik tasarımına
kadar birçok alanda genç fikirlerin buluştuğu bir
alan hazırlıyoruz. www.enerjihareketi.com ve
www.kadinemegipazari.com sitelerimiz hazırlandı.
Enerji dünyası Gaziantep’te bir araya geldi
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından, iş
dünyasında sürdürülebilir iş modellerine geçişi
hızlandırmak ve sektörel çözümlerle ekonomik,
toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliğe
katkı sağlamak amacıyla faaliyet gösteren
Sürdürülebilirlik Akademisi’nin destekleriyle
düzenlenen Gaziantep 1. Enerji Zirvesi’nde,
Gaziantep’teki yeni iş fırsatları, küçük ve orta
ölçekte işletmeler için yol haritaları, yenilenebilir
enerji yatırımları, enerji verimliliği uygulamaları,
teşvikler ve düzenlemeler ele alındı.
undan böyle her yıl gerçekleştirilmesi planlanan
zirvenin açılışında konuşan Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Dünya nüfusu yer
yıl en az Türkiye’nin nüfusu kadar artıyor. Bizim en
sevdiğimiz varlıklarımız olan çocuklarımıza temiz
bir dünya bırakma sorumluluğumuz var. Dünyanın
doğal kaynaklarını kirleten ülkeler olduğu kadar
temizleyen ülkeler de var. Biz temizleyen ülkeler
arasında olacağız” dedi.
B
Sürdürülebilirliğin önemine dikkat çeken Yıldız,
‘2023 senesine kadar enerji kaynaklarında ve ısı
kullanımında yalıtım ve diğer yöntemler kullanarak
tasarrufa gitmeliyiz. Şu andaki yöntemleri
kullanmaya devam edersek %20 tasarruf etmiş
oluruz’’ diye konuştu.
Gaziantep 1. Enerji Zirvesi’nde, “Sanayici
gözüyle Gaziantep ve sürdürülebilir kalkınma”,
“Sürdürülebilir kalkınmada enerjinin yeri ve
yeni iş fırsatları”, “Sanayide enerji verimliliği
ve karlılığa etkisi”, “Binalarda enerji verimliliği
uygulamaları”, “Yenilenebilir enerji; lisanslı-lisanssız
üretimler ve yasal düzenlemeler” ve “Kurumlarda
karbon yönetimi” başlıkları altında düzenlenen
oturumlarda, enerjiyle ilgili birçok konu masaya
yatırıldı.
Zirvede düzenlenen “Sosyo ekonomik kalkınmada
doğa-insan ilişkileri” başlıklı oturumda konuşan
uzman ekolog olan Ediz Hun, çevre duyarlılığını,
günümüze kadar geçirdiği evrelerle ele aldı.
Özellikle iklim değişikliğini tetikleyen faktörlerden
söz eden Hun, yenilenebilir enerji kaynaklarının
önemini vurguladı.
“Karbon nötr” olarak gerçekleşen zirve süresince
ortaya çıkan karbondioksit (CO2) emisyonları
hesaplanarak, zirvenin karbon ayak izleri silindi.
Eklemek istedikleriniz
Türkiye KSS Derneği ve CSR Europe tarafından
her yıl düzenlenmekte olan KSS Pazaryeri (CSR
Marketplace) etkinliğine bu yıl 14 projemizle
katıldık. Ne mutlu bize ki KSS ile tanışalı henüz 1
yıl olmasına rağmen çok hızlı bir mesafe kat ederek
Uluslararası Jüri tarafından 1. seçildik. Geride
bıraktığımız çok değerli kuruluşlar ve projelere
bakınca, giriştiğimiz işin ne kadar cesurca ve ne
kadar derinlikli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Sadece
Uluslararası Jüri Birinciliğini değil, aynı zamanda
“Sürdürülebilir Kalkınma” kategorisinde de en
başarılı proje olarak seçildik. Daha da önemlisi,
“Kültürümüzü Aydınlatıyoruz” projesi kapsamında
desteklediğimiz ve organizasyona davet ettiğimiz
2 ustamızın gördüğü büyük ilgi karşısında
hissettiğimiz gururdur. Bölgemiz ve ülkemiz için
doğru ve iyi işler yapmakta olduğumuzu görüyoruz.
Bizce en büyük başarı ve mutluluk budur.
55
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
oranı %3 civarındayken, zorunlu olmayan
ülkelerde %46 civarında. Çocuk koltuğu kullanımı,
ölümcül yaralanmaları bebeklerde %71 oranında,
çocuklarda ise %54 oranında azaltıyor ve biz de BP
olarak bu konuda katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Fayda
sağlayabileceğimiz,
fark yaratabileceğimiz
konuları dikkate alıyoruz
BP Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü
Murat Lecompte ile şirketin kurumsal sosyal
sorumluluk politikası ve projelerini konuştuk.
BP’de kurumsal sosyal sorumluluğu(KSS) anlatır
mısınız?
BP Türkiye olarak 100 yıldır faaliyet gösterdiğimiz
Türkiye pazarında bu süre içinde ekonomiye,
istihdama, enerji sektörünün gelişimine ve
standartlarının geliştirilmesine sağladığımız
katkılara ek olarak, toplumsal duyarlılığımızı ve
sorumluluğumuzu da yerine getirme konusunda
son derece kararlı bir tavır sergiliyoruz. Kurumların
ve kuruluşların içinde bulundukları toplumda uygun
gördükleri bazı
alanların gelişmesine
katkı sağlamaları
gerektiğine
inanıyoruz.
Bu çerçevede
yaklaşımımız,
gücümüzü ve
enerjimizi gerçekten
yararlı olabileceğimizi
düşündüğümüz
alanlara odaklayarak,
markamıza da
katkı sağlayacak
çalışmalara destek
vermek olarak ifade edilebilir.
"
KSS uygulamalarınızdan/projelerinizden söz eder
misiniz?
BP Türkiye olarak uzun yıllardır pek çok
sosyal sorumluluk projesinde yer almaya özen
gösteriyoruz. Trafik ve yol güvenliği bizim
uzun yıllardır pek çok farklı projeyle toplumda
farkındalık yaratmak için çalıştığımız, üzerinde
yoğunlaştığımız bir alan. Bu çerçevede pek
çok projeye katkı
sağladık sağlamaya
da devam ediyoruz.
Her bir projede daha
fazla kişiye ulaşmak,
daha fazla kişide
farkındalık
ve bilinçlendirme
oluşturmak için
çalışacağız.
Uluslararası bir kuruluşun Türkiye ayağı olarak,
KSS projelerini kurgularken neleri baz alıyorsunuz?
Kurumların, şirketlerin KSS projeleri de dahil her
türlü faaliyeti toplumda bir algı oluşturuyor. Biz de
tabii bu algıyı yönetmek durumundayız. Dolayısıyla
markamızla özdeşleşecek, algımızı güçlendirecek,
mutlaka katkı ve fayda sağlayabileceğimiz, fark
yaratabileceğimiz konuları dikkate alıyoruz. Bu tür
çalışmalarımızı güçlü bir iletişimle desteklemeye
de özen gösteriyoruz. Önem verdiğimiz bir başka
56
nokta da sürdürülebilirlik. Sürdürülebilir olmayan
projelere girmeyi de uygun bulmuyoruz. Enerji
sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir şirket
olarak bizden beklenenlerden çok bize yakışanı
yapmak için çaba harcıyoruz.
Örneğin
“Değiştirebiliriz - Yol
Güvenliği Platformu”
BP Türkiye ve
Castrol tarafından
destekleniyor ve
trafikteki hatalı
bilgi ve davranış
biçimlerini
değiştirmek
amacıyla,
ülkemizdeki trafik sorununun önüne geçmeyi
hedefliyor. Değiştirebiliriz - Yol Güvenliği Platformu,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde yol
güvenliğinin bir parçası olan çocuk koltuğunun
önemi konusunda toplumu bilinçlendirmek
amacıyla etkinlikler gerçekleştiriyor. Yaya ve
sürücüler emniyet kemeri simülatörü aracılığı
ile yapabilecekleri bir trafik kazasında çocuk
koltuğunun miniklerin hayatlarını nasıl kurtardığını
yaşayarak görüyor. Çocuk koltuğunun kullanımının
yaygın olduğu ülkelerde trafik kazalarında
hayatlarını kaybeden çocukların
Emniyet kemerinizi takın. Hayata bağlanın!
kampanyası ise emniyet kemeri bağlamanın
önemini vurgulayan bir kampanya. Türkiye’de
her yıl yaklaşık 40 bin trafik kazası oluyor ve bu
kazalarda yaralanan ya da sakat kalan kişi sayısı
yaklaşık 125 bin. Her saat ortalama 50 kaza
meydana geliyor, 14 kişi yaralanıyor, her iki saatte
bir, 1 kişi kaza yerinde hayatını kaybediyor. Bu
gerçeklerden hareketle BP Türkiye olarak, 2004
yılından bu yana, ülkemizde “yol güvenliği” bilincini
geliştirmeye yönelik toplumsal faaliyetlerimizi
geliştirerek sürdürüyoruz.
duyduğumuz bu projede amacımız, Türkiye’de
özellikle gençler arasında sporun yaygınlaşmasına
katkı sağlamak, Paralimpik Oyunları ve özellikle de
engelli sporu alanında bir farkındalık yaratmaktı.
Bu sürecin sonunda Türkiye’deki engelli sporcu
sayısının artmasına katkı sağlayabilirsek
amacımıza ulaşmış olacağız. Engelli olsun olmasın
bütün sporcular büyük özveri, zorluk ve çaba
sonucunda azimle çalışarak başarıya ulaşıyor.
Özellikle engelli sporcularda bunlar katlanarak
artıyor. Onların çabalarına sağlanan destekte ve
başarılarında payımız olacağını bilmekten büyük
mutluluk duyuyoruz.
Akut sponsorluğu: BP ile Akut arasındaki
sponsorluk anlaşması çerçevesinde biz BP olarak,
Türkiye’nin her noktasındaki AKUT araçlarının yakıt
ihtiyacını karşılıyoruz ve AKUT’un acil durumlardaki
zamana karşı yarışına destek sağlıyoruz. Bu
işbirliği BP Türkiye olarak bizim toplumsal
sorumluluk kapsamında değerlendirdiğimiz
bir proje. BP olarak Taşıtmatik uygulaması ile
kurumların ve taşıt filolarının yakıt giderlerini
kolaylıkla yönetmeleri için 7/24 kesintisiz çözümler
sunuyoruz ve bu çerçevede de AKUT - Arama
Kurtarma Derneği’nin araçlarının Türkiye’nin her
noktasındaki yakıt ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Yol Güvenliği: Türkiye’de trafik kazaları en önemli
sorunlardan birisidir. BP olarak uzun süredir hem
çocuklar hem de yetişkinler için düzenlediğimiz
faaliyetlerle yol güvenliği konusuna dikkat çekiyoruz
ve bu alanda yapabileceğimiz en ufak katkının
bile son derece önemli olduğuna, bir kişiyi bile
kazadan korumanın her çabaya değer olduğuna
inanıyoruz. Bu anlayışla ilk kez bundan 14 yıl
önce perdelerini açan BP Yol Güvenliği Çocuk
Tiyatromuz Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak
bugüne kadar 4 bin okulda, 200 özel gösterimde 5
bine yakın oyun sahneledi ve yaklaşık 1,5 milyon
çocuğa ulaştı. Oyunumuz, anaokulu ve ilköğretim
okulu öğrencilerine temel trafik ve yaya kuralları
bilincini aşılamayı amaçlıyor. Turnelerimiz devam
edecek ve daha çok çocuğa ulaşarak Trafik ve
Yol Güvenliği konusunda onları bilinçlendirme
çabalarımız bundan böyle de tüm hızıyla sürecek.
2012’de başlattığımız ve 5 yıl sürecek bir
başka projemiz ise Türkiye Milli Olimpiyat
Komitesi ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile
gerçekleştirdiğimiz işbirliği. Biliyorsunuz 2012’de
Londra’da düzenlenen Olimpiyat ve Paralimpik
Oyunlarında BP’nin global desteğini Türkiye’ye de
taşıdık ve her iki komite ile de 5’er yıllık sözleşme
imzaladık Ayrıca, Olimpiyat takımında yer alan
5 milli sporcuya ve Milli Paralimpik Takımı’nda
yer alan 8 milli sporcuya destek sağladık. BP
Türkiye ailesi olarak büyük bir mutluluk ve gurur
Planlanan projeleriniz, etki alanı, hedefleri nelerdir?
Projelerimizin gerçekten fayda sağlamasına
ve uzun soluklu olmasına dikkat ediyoruz. Bu
çerçevede, yukarıda sıralanan alanlardaki
faaliyetlerimizi sürdüreceğiz ve her bir projede daha
fazla kişiye ulaşmak, daha fazla kişide farkındalık
ve bilinçlendirme oluşturmak için çalışacağız.
Genel anlamda hedefimiz, BP Türkiye olarak içinde
bulunduğumuz topluma fayda sağlamak ve bunu
da etkili, sürdürülebilir projelerle gerçekleştirme
gayreti içinde olacağız.
57
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
Önceliğimiz çevre ve eğitim
Zorlu Enerji Grubu Kurumsal İletişim Müdürü
Şebnem Erverdi, şirketin süregelen kurumsal
sosyal sorumluluk projelerini KSS Türkiye’ye
anlattı.
bir özellik. Biz de çocuklarımızda ve gençlerimizde
çevre, kaynaklarımız ve enerji konularında
farkındalık yaratmanın önemli bir sorumluluk alanı
olduğunu düşünüyoruz.
KSS şirketinizin çalışma sistemine entegre midir?
Enerji sektörü de diğer tüm sektörler gibi
kullanmakta olduğu enerji kaynaklarına ve
içinde bulunduğu çevreye karşı duyarlı bir iş
anlayışıyla hareket ediyor. Grup olarak topluma
karşı sorumluluklarımızı çevresel, kültürel,
sosyal, ekonomik ve etik açıdan ele alıyoruz.
Paydaşlarımızın katılımıyla yürüttüğümüz, uzun
soluklu, kalıcı etkiler yaratan ve sürdürülebilir
fayda sağlayan projelere odaklanmayı tercih
ediyoruz. Sadece KSS projelerimizde değil, tüm
faaliyetlerimizde
sorumlu bir kurumsal
vatandaş olarak
dokunduğumuz
herkese ve her
şeye ait doğrulara
saygı göstermeyi,
doğanın ve yaşamın
sürdürülebilirliğine
katkı sağlamayı
önceliğimiz
sayıyoruz.
“Enerjimiz Çocuklar İçin”
nerji kaynaklarımızı, bizlerden sonra
çocuklarımız kullanacak, koruyacak ve
yönetecekler. Bu alanda ihtiyaç duyabilecekleri
bazı bilgileri ve deneyimleri aktarabilmek amacıyla
2010 yılının Mart ayında “Enerjimiz Çocuklar
İçin” sloganıyla özel bir proje geliştirdik. 6-12 yaş
arasındaki çocuklarımıza ulaşmayı hedeflediğimiz
bu proje ile onlara, enerji kaynaklarını ve
gezegenimizin geleceği için önem taşıyan
yenilenebilir enerji
kaynaklarını anlatıyor,
bu kaynakları
koruyabilmek için
enerji tasarruf
yöntemlerini
paylaşıyor ve çevreyi
korumaya yönelik
mesajlar veriyoruz.
Bütün bunları,
çocuklarımıza
eğlenceli deneyimler
yaşatarak sunmaya
çalışıyoruz.
E
Kurumsal sorumluluk
çalışmalarımızda
çocuklarda kaynaklarımıza
karşı duyarlılığın
oluşturulabilmesi
ve sürdürülebilir çevre ana
temalarımız olmaya
devam edecek.
"
Süregelen
projelerinizle ilgili
bilgi verir misiniz?
KSS projelerimizi oluştururken, gerçek bir sorun ya
da ihtiyaca çözüm bulunmasına, yaygınlaşabilecek
bir toplumsal fayda yaratılmasına, projenin
ulaşılabilir hedefler içermesine, hedeflenen kitle ve
özellikle yerel paydaşlar tarafından benimsenmesi
ile yaratıcı ve kurum kimliğimizle uyumlu olmasına
dikkat ediyoruz. Önceliklerimizin başında çevre
ve eğitim geliyor. Kaynaklara ve çevreye karşı
duyarlılık, büyük ölçüde küçük yaşlarda edinilebilen
58
Projemiz, Türkiye’de bir enerji şirketi tarafından
yürütülen ulusal ölçekteki ilk enerji eğitim
projesidir. Geçtiğimiz 2,5 yıl içinde 65 bin
çocuğumuza ulaştık. 2013 yılının sonunda yüz
yüze eğitimlerimiz, çeşitli işbirliklerimiz, kitaplarımız
ve dijital medya aracılığıyla Türkiye’nin dört
bir yanından 120 binin üzerinde çocuğumuzun
hayatında yeni bir pencere açabilmeyi umuyoruz.
Eğitimlerimizi sevimli maskotumuz “Yeşil Ejderha”
aracılığı ile gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar
yatırımlarımızı sürdürdüğümüz Osmaniye, Denizli,
Rize, Erzincan, Kars, Gaziantep, Tekirdağ,
Çerkezköy ve Kayseri’de bulunan ilkokulları,
TEGV’in eğitim parklarını ve LÖSEV’in Ankara’daki
Lösemili Çocuklar Köyü’nü ziyaret ettik. Ayrıca
santrallerimizin bulunduğu illerdeki çalışma
arkadaşlarımızın çocuklarıyla atölye çalışmaları
düzenledik ve santral gezileri yaptık. Yine Trakya
ve Gaziantep bölgesinde doğal gaz dağıtım
faaliyetlerimizi yürüten arkadaşlarımızın gönüllü
çalışmalarıyla Edirne, Kırklareli, Çerkezköy,
Tekirdağ, Lüleburgaz, Gaziantep ve Nizip’teki
ilköğretim okullarında interaktif sunumlar
gerçekleştirdik.Yeşil Ejderha, facebook sayfasında
takipçileri ile sürekli bilgi alışverişinde bulunuyor.
2012-2013 döneminde bir yandan bu eğitimlerimize
devam ederken, diğer yandan da yeni projeler
tasarladık. TOÇEV ile işbirliği yaparak, Türkiye’nin
ilk enerji dramasını geliştirdik. İsimlerini doğal
yaşamın renklerinden alan iki sevimli karakterimiz
Mavi ve Yeşil, iki kişilik interaktif oyunumuzu
15 şehirde 10 bin çocuğumuza sahnelemek
üzere Türkiye turuna çıktılar. Karakterlerimiz,
oyun süresince çocuklarla gerçekleştirdikleri
diyaloglarla çevre dostu enerjiye, enerjinin
tasarruflu kullanımına ve elektriğin hayatımızdaki
önemine dikkat çekiyorlar. Çocuklarımız bir yandan
eğlenirlerken, diğer yandan enerji kaynakları ve
sürdürülebilir enerjinin önemini kavrayabiliyorlar.
2012 yılında aynı zamanda, çocuklarımızın
bilgi dünyasına katkıda bulunabilmek amacıyla
Şişli Bilim Merkezi ile “Gelecek Sizin, Enerjiniz
Tükenmesin” sloganını taşıyan bir proje geliştirdik.
Hazırladığımız temiz enerji maketiyle çocuklarımıza
enerjiyle ilgili görsel bir dünya yaratmayı
hedefledik. 140 x 210 cm boyutunda olan ve
topografik bir yapıya sahip bu makette orijinallerine
olabildiğince sadık kalınarak hazırlanan mini
enerji santralleri yer alıyor. Bilim Merkezi’nin
ziyaretçileri, 25 metrekarelik enerji köşesinde yer
alan bu makette, temiz enerji kaynaklarıyla çalışan
jeotermal, rüzgâr, güneş, doğal gaz ve hidroelektrik
santrallerinin nasıl bir yapıya sahip olduğunu, nasıl
çalıştığını ve üretilen elektriğin evlerimize kadar
nasıl ulaştırıldığını mekanik dinamiklerini görerek
gözlemleyebiliyorlar.
Bilim Merkezi’nde aynı zamanda uzman
pedagogların danışmanlığında çeşitli seviyelerde
hazırlanan eğitimlerle, enerji kaynaklarının
korunması hakkında bireylere düşen sorumluluklar
ve günlük hayatta alınabilecek tasarruflar hakkında
da bilgi veriliyor. Haftanın 7 günü gerçekleştirilen
bu sunumlarla, anaokulu öğrencilerinden lise
öğrencilerine, öğretmenlerden velilere kadar
uzanan geniş bir yelpazede 60.000 kişiye ulaşmayı
hedefliyoruz. Yanı sıra Türkiye’nin enerji konulu
ilk çocuk web sitesi olan www.enerjisitemiz.com’u
tasarladık. Enerji temalı oyunları, yarışmaları,
enerji kaynaklarımızı anlatan videoları ve enerji
konusunda önemli buluşlara imza atan mucitleri
ile çalışmalarını tanıtan bölümleriyle, sitemiz
çocukların keyifli zaman geçirmesini sağlıyor.
Web sitemiz aracılığı ile çocuklarımıza enerji
konusundaki ödevleri ve projeleri konusunda da
yardımcı oluyoruz.
“Enerjimiz Çocuklar İçin’’ projesinin bir diğer
ayağını da, anlatımını ve tasarımını çocuklarımızın
çok sevdiği enerji temalı kitaplarımız oluşturuyor.
Bugüne kadar Zorlu ile Rüzgar Enerjisi, Zorlu ile
Doğal Gaz, Zorlu ile Jeotermal Enerji ve Ekim
ayında serinin dördüncü kitabı olan Zorlu ile
Su Enerjisi kitaplarını çocuklarla buluşturduk.
Çocuklarımız bu dört kitaba da www.enerjisitemiz.
com sitesini ziyaret ederek kolayca ulaşabiliyorlar.
Kurumsal sorumluluk çalışmalarımızda çocuklarda
kaynaklarımıza karşı duyarlılığın oluşturulabilmesi
ve sürdürülebilir çevre ana temalarımız olmaya
devam edecek. Mevcut projelerimizle ulaştığımız
öğrenci sayısını 2013 yılında da artırmayı
hedefliyoruz. Çocuklarımızın zengin hayal
dünyalarının bize daha pek çok yeni proje için esin
kaynağı olacağına eminiz.
59
KSS ri
e
leşil
y
ö
S
Sürdürülebilir, aydınlık gelecek için
hepimiz sorumluyuz
VİKO Kurumsal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik
Kurul Başkanı Gülay Selki, güncel KSS
çalışmalarını ve etkilerini dergimiz ile paylaştı.
Yakın bir zamanda ise sürdürülebilirlik
yaklaşımınızı destekleyen önemli bir sosyal
sorumluluk projesi başlattınız, proje ne zaman ve ne
amaçla uygulanmaya başladı?
Sürdürülebilirliği kurumsal değer olarak ele
alan kuruluşumuz, ürünlerimizin tasarımından,
üretimine, kurumsal sosyal sorumluluk
projelerimizden, tesis işletmesine kadar tüm
süreçlerde ve hepimiz sorumluyuz anlayışı ile
sürdürülebilirliğe uygun davranmayı ilke edinmiştir.
Gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya
bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu. Çünkü;
doğal kaynaklarımız hızla tükeniyor, çevre
kirleniyor, enerji için yüksek bedeller ödüyoruz.
Enerji verimliliği gerek ülkemiz ve gerekse tüm
dünya için her geçen gün önem kazanan, gelecek
nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için
alınacak sorumlulukların da önceliğini belirleyen
bir kavram. Tüm bu nedenler ile enerji verimliliği
ve doğal kaynakların bilinçli tüketimi konularında
‘‘hepimiz sorumluyuz’’ anlayışı ile yaşam
faaliyetlerimizi yürütmek, sorumlu davranmak
zorundayız.
Biz VİKO olarak, sürdürülebilir bir gelecek için
bu sorumluluğun bilincindeyiz. Temel yetkinlik ve
sorumluluk alanı olarak ele aldığımız konuların
başında, doğal olarak, enerji verimliliği geliyor.
Bu konudaki bilincin henüz ilköğretim çağından
başlaması ise kalıcı davranış ve sorumluluklar
kazandırma konusunda önceliği oluşturuyor. Bu
60
bakış açısıyla “Aydınlık Bir Gelecek İçin” projesi,
ilk ve ortaokullarda enerjinin etkin kullanılması,
öğrencilerde enerji verimliliği konusunda
bilinç kazandırmak ve farkındalık oluşturmak
amacıyla ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü
ile Nisan 2012 tarihinde imzaladığımız protokol
kapsamında uygulanmaya başlandı. Projenin
her yıl okullarda uygulanarak enerji verimliliği
konusundaki sorumluluğun yerleşik bir bilinç haline
gelmesi ile önümüzdeki süreçte İstanbul’daki ilk
ve ortaokulların Enerji tüketiminde % 20’lik bir
azalma gerçekleşmesine katkıda bulunmuş olmayı
amaçlıyoruz.
“Aydınlık Bir Gelecek İçin Projesi’’ kapsamında
bugüne kadar neler yapıldı?
Öncelikle, bu projenin en önemli destekçisi ve
paydaşlarının öğretmenler olduğu düşüncesiyle
2012 Haziran ayında İstanbul’daki yaklaşık 1450
okul temsilcisi öğretmene yönelik olarak “Okul
Enerji Yöneticisi” eğitimi gerçekleştirildi. Buradaki
amaç proje kapsamında okullarda yürütülecek
çalışmaların bilinçli ve bu alanda eğitimli sorumlu
bir öğretmen tarafından yürütülmesini sağlamaktı.
Öğrencilerin projeye aktif katımını sağlamak
amacıyla okullarda “Enerji Verimliliği Kulüpleri”
kuruldu. Yine proje kapsamında enerji verimliliği
konusunda oluşturulan afişler, proje uygulama
panoları, farkındalık stickerleri, enerji verimliliği
eğitim CD’leri İstanbul’daki 1450 okula dağıtıldı.
Tüm bu süreçler ile projenin etkin yönetimi
amaçlandı.
Enerji Yöneticisi Eğitimi almış eğitimciler kendi
okullarında diğer öğretmenler, öğrenciler ve
velilerin de bulunabildiği “Enerji Takımları”nı
kurdular. Bu çalışmalar kapsamında başta
öğrencileri bilinçlendirmek üzere, gereksiz yanan
lambaların kapatılması, damlayan ve gereksiz
akan musluklara çözümler bulunması, ısı yalıtımı
konusunda alınabilecek önlemlerin gözden
geçirilmesi ve geri dönüşüm konularındaki birçok
faaliyet etkin bir şekilde uygulanmaya alındı.
Ayrıca projenin iletişimini daha etkin kılmak,
öğrenci ve öğretmenlerin enerji verimliliği, doğal
kaynakların korunması, geri dönüşüm konularında
paylaşımlarda bulunabilmesi amacı ile www.
aydinlikbirgelecekicin.com sayfasını oluşturduk.
Web sayfası hemen herkesin faydalanacağı içerik
ve donanıma sahip.
de projenin tüm okullarda önemle ele alındığını
gösteriyor. Birçok velinin öğretmenlere ilettikleri
bilgilere göre ise öğrencilerin, tiyatro oyununun
birçok sahnesini davranışlarına geçirdikleri
gözlendi. Çocuk Tiyatromuz şu sıralarda Kadıköy
ilçesi okullarında gösterim yapıyor ve İstanbul’daki
tüm ilçeleri dolaşarak 1.000.000 öğrenciye
ulaşmayı hedefliyor.
Kurduğunuz VİKO Çocuk Tiyatrosundan bahseder
misiniz?
‘‘Aydınlık Bir Gelecek İçin’’ projesinin önemli
bir sürecini de VİKO Çocuk Tiyatrosu üstlendi.
Sergilenen Aydınlık Bir Gelecek İçin adlı oyun ile
öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerini amaçladık.
Oyun, enerji verimliliği, doğal kaynakların
korunması, geri dönüşüm ve elektrikli ev kazalarına
karşı korunma konularını içeriyor.
Projede örnek çalışmalar gerçekleştiren, başarılı olan
okullar için bir planlamanız var mı?
Evet bu konu bizim için çok önemli. Çünkü;
projedeki başarılı uygulamaların teşvik edilmesi,
iyi örneklerin paylaşılarak, diğer okullara da örnek
teşkil etmesinin projenin sürdürülebilirliğine ve
performansına olumlu katkılar sağlayacağını
düşünüyoruz. Öğretim yılı boyunca okullarda
gerçekleşen çalışmaların raporlanması ve
proje koordinatörlüğüne sunulması ile bir ön
değerlendirme yapılacak ve finale kalan okulların
saha ziyaretlerinin yapılması ile çalışmalar yerinde
görülecek. Başarılı okullar her yıl haziran ayında
kuruluşumuzca ödüllendirilecek.
VİKO Çocuk Tiyatrosu, 2012 Nisan ayından bu
yana 110 okulda yaklaşık 60.000 öğrenci ile
ücretsiz olarak buluştu. Öğretmenlerden alınan
geribildirimlerde ise oyunu izleyen öğrencilerin
gereksiz olduğu zamanlarda lambaları kapattığı,
muslukları açık bırakmadıkları, evlerindeki atık
pilleri dahi okullara getirerek atık kutularına
attıklarını öğrendik. Gerek proje web sitesi
üzerinden ve gerekse Milli Eğitim Müdürlüğü
proje sorumlularından elde edilen geribildirimler
Eklemek İstedikleriniz
Bildiğiniz gibi, içinde bulunduğumuz Ocak ayında
Enerji Verimliliği Haftası kutlanıyor. Bu vesile ile
haftanın enerji verimliliği konusundaki bilincin
artmasına katkıda bulunmasını, sürdürülebilir,
aydınlık bir gelecek için hepimizin sorumlu
olduğunu hatırlatmasını diliyorum. Ayrıca yeni yılın
ülkemize ve KSS Türkiye Dergisi ailesine sağlık,
mutluluk ve başarı dolu günler getirmesini dilerim.
61
STK
Petrol sanayicileri KSS projeleriyle farkındalık yaratıyor
Petrol Sanayi Derneği (PETDER) üyesi akaryakıt
firmaları, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
alanındaki aktif çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
PETDER üyesi kuruluşlar özellikle, verimli enerji
kullanımı, sürdürülebilir kalkınma, yol güvenliği,
çevre, eğitim ve spor alanlarındaki projelere
imza atıyor ve kamusal farkındalık yaratmayı
hedefliyor.
Eylül 1996 tarihinde, petrol ürünlerinin
üretimden tüketime kadar olan faaliyetler
zinciri üzerinde çalışmalar yapmak amacı ile
ülkenin önde gelen akaryakıt dağıtım şirketleri
tarafından kurulan Petrol Sanayi Derneği
(PETDER) kurumsal sosyal sorumluluk (KSS)
alanında önemli çalışmalara imza atıyor.
Alpet, Aytemiz, Belgin, BP, ExxonMobil, Gulf,
Opet, Petline, OMV Petrol Ofisi, Shell, Total,
Turcas ve Turkuaz gibi sektörün önde gelen 13
firması PETDER üyesi. Dernek yetkilileri, üye
şirketlerin KSS alanında oldukça aktif olduklarını
belirtirken ağırlıklı olarak; verimli enerji kullanımı,
sürdürülebilir kalkınma, yol güvenliği, çevre, eğitim
ve spor alanlarında kurumsal sosyal sorumluluk
projeleri yapıldığını ve bu alanlarda kamusal
farkındalık yaratmak üzere kapsamlı projeler
geliştirildiğini vurguladı.
23
“Bir Varil Bir Ağaç” projesi
ETDER’in kurumsal sosyal sorumluluk
faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen
P
62
Bir Varil Bir Ağaç Projesi hakkında bilgi veren
Dernek yetkililerinin görüşleri şöyle: “PETDER’in
toplanan her varil atık motor yağı için “Bir Varil
Bir Ağaç” projesi, atık motor yağlarının çevreye
zarar verilmeden geri dönüştürülmesini veya
bertaraf edilmesini amaçlıyor. Toplanan her bir
varil atık motor yağı karşılığında doğaya bir ağaç
kazandırıyor. Böylece gelecek nesillere temiz ve
sağlıklı bir çevre bırakılması hedefleniyor.
Hedef, gelecek nesillere yeşil bir
çevre bırakmak
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı ve Orman ve
Su İşleri Bakanlığı ile imzalanan protokol
kapsamında, finansmanı PETDER tarafından
karşılanan bu proje ile 40 bin adet fidan dikildi.
25 bin m2’lik bir alan ağaçlandırıldı. PETDER
proje kapsamında her yıl bu rakama 20.000 ağaç
ekleyerek ilerlemekte. 2010 yılında başlatılan
proje, gelecek nesillerle sağlıklı ve yeşil bir çevre
bırakmak amacıyla sürdürülüyor.
PETDER 125 bin ton atık motor yağını çevre için
bir tehdit olmaktan kurtardı. Toplanan atık motor
yağlarının büyük bir kısmı lisanslı çimento ve
demir-çelik tesislerinde enerji olarak kullanıldı. Atık
motor yağları, PETDER’in oluşturduğu sistem ile
ülkenin her tarafından bedelsiz olarak toplanmakta,
yasalara uygun olarak T.C. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış işletmelere
teslim edilmekte. Bu işlemlerin gerçekleştirilmesi
için ortaya çıkan ilave tüm maliyetler PETDER
tarafından karşılanıyor.”
Sektördeki kurumların KSS
faaliyetlerinden örnekler
ETDER yetkilileri, KSS Türkiye Dergisi’ne
sektörde faaliyet gösteren kurumların sosyal
sorumluluk faaliyetlerinden örnekleri şöyle açıkladı:
P
Aytemiz
ytemiz Şirketler Grubu özellikle eğitim
alanında binalar ve bağışlar yaparak
önemli çalışmalar yürütüyor. Kafkas Üniversitesi
Konservatuar Binası’nın onarımı ve tüm donanımını
karşılayan Aytemiz Kars Gülahmet Aytemiz
Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Kars Gülahmet
Aytemiz Öğrenci Yurdu, Kars İsmail Aytemiz Spor
ve Sergi Sarayı ile Kırıkkale Üniversitesi Hacılar
Meslek Yüksekokulu’nun yapımlarını üstlendi”
“A
Shell&Turcas Petrol A.Ş.
perasyonlarında’iş sağlığı, emniyet
ve çevre’ ilkelerini titizlikle uygulayan
SHELL, 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyara
ulaşacağı ve enerji talebinin artmaya devam
edeceği tahmininden yola çıkarak ‘Eco-marathon’
projesini geliştirdi. Eco-marathon, gençleri
geleceğin enerji kaynaklarıyla çalışan araçları
“O
geliştirmeye teşvik etmek amacıyla düzenlenmekte.
Organizasyonda her yıl, aralarında Türkiye’nin de
bulunduğu, dünyanın çeşitli ülkelerinden öğrenciler,
kendi tasarladıkları ve ürettikleri araçlarla, en
az yakıtla en uzun mesafeyi kat etmek için
yarışıyor. Uluslararası bir organizasyon olan Ecomarathon’un bu yıl 29.su düzenlenecek. 2012
yılında Türkiye’nin farklı şehirlerinden 11 takım
ülkemizi Hollanda’daki yarışmada temsil etti.”
OMV Petrol Ofisi
MV Petrol Ofisi Türkiye’nin önde gelen sivil
toplum kuruluşlarından Toplum Gönüllüleri
Vakfı (TOG) ile stratejik bir ortaklığa imza attı.
Bu ortaklıkla OMV Petrol Ofisi: Türkiye’nin dört
bir yanından, 78 üniversiteden, 90 üniversite
kulübü ve 22.700 genç gönüllüsü ile aktif Toplum
Gönüllüleri ile OMV Petrol Ofisi’nin yaygın sosyal
ağını bir araya getirerek sinerji oluşturmayı,
yerel ihtiyaca göre gençlerin liderliğinde
sivil inisiyatifler oluşturmayı, katılımı yaygın
faaliyetler gerçekleştirmeyi, ortaklık dahilinde
gerçekleştirilecek olan eğitimler ile OMV Petrol
Ofisi çalışanlarında sosyal sorumluluk bilinci
oluşturmayı ve aktif katılım sağlamayı hedefliyor.
“O
OMV Petrol Ofisi, yaklaşık beş yıldır büyüyerek
binlerce çocuğun öğrenimine devam etmesi
için umut olan Baba Beni Okula Gönder projesi
kapsamında bugüne kadar toplam 568 öğrencinin
eğitimine destek verdi.
63
Şirk
etle
rden
SolarTurk, PV güneş paneli üretimine başladı
SolarTurk Yönetim Kurulu Başkan Yrd.Osman
Özberk Avrupa standartlarına uygun kalitede PV
güneş paneli üretimine başladıklarını söyledi.
PV
Yanı sıra doğuştan işitme engelli çocukların
zamanında müdahale ile topluma kazandırılması
yönündeki çalışmalara da destek verilerek, ‘0-6
Yaş Arası İşitme Engelli Çocuk ve Aile Özel Eğitim
Merkezi’ servislerinin yakıt ihtiyacı, OMV Petrol
Ofisi tarafından karşılandı.”
Petline
yılında Türkiye Eğitim Gönüllüleri
Vakfı işbirliği ile organize
edilen Petline Ateşböceği Gezici Öğrenim
Birimi Türkiye’nin değişik yörelerinde çocukların
eğitimine katkı sağlamak için çalıştı. Petline
dünyanın giderek artan enerji gereksinimini
çevreyi kirletmeden sürdürülebilir olarak
sağlanmasını desteklemek için Gebze Yüksek
Teknoloji Enstitüsü’ne, hidrojen yakıt pili ile
çalışan arabaların yarışacağı “Hidromobil-2007”
yarışlarında sponsor oldu.
“2003
En önem verdiği konuların başında çevre ve insan
sağlığı olduğunu vurgulayan Petline, istasyon
tuvaletlerinde temas ihtiyacını asgariye indiren
Hijyenik Tuvalet (HWC) projesini 2010 yılından beri
sürdürüyor.
Total
otal’in kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri
üç ana başlıkta toplanıyor: Kültürel mirasa
saygı, toplumsal dayanışma ve çevre. Total, 2005
- 2006 öğretim yılından bu yana, Renault ile birlikte
“Sokakta İlk Adımlar” yol güvenliği eğitim projesini
yürütüyor. Bu proje kapsamında 2011-2012 öğretim
yılı sonu itibariyle 41 ilde 1.200.000 öğrenciye
ulaşıldı.
“T
Total Eğitime Destek Projesi kapsamında ise
Total, tesislerinin bulunduğu illerden başlayarak,
64
ilköğretim okullarının öncelikli ihtiyaçlarını
karşılıyor. Antalya, Kahramanmaraş ve Adana
başta olmak üzere, üçü TOÇEV ile birlikte toplam
sekiz okul yenilendi. Proje kapsamında 2012
yılında Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlı Konacık
İlkokulu yenilendi. TOTAL çalışanları tarafından
kurulan Total Gönüllü Takımı da, 2007 yılından
bu yana yürüttüğü pek çok sosyal sorumluluk
projesinin yanı sıra, bu faaliyetleri de destekliyor.
2008 yılından bu yana İzmir’de yürütülen Smyrna
Antik Kenti arkeolojik kazı çalışmalarını da
destekleyen firma aynı yıl, müşterilerine 650.000
adet enerji tasarruflu ampul hediye etti. Bu,
müşterilerin yakıt tüketimlerini ve karbonmonoksit
salınımını azaltmayı hedefleyen ürün ve hizmetleri
bir araya getiren Eco Services projesinin lansmanı
kapsamında gerçekleştirildi.”
güneş enerji santralleri lisanslarının
yakında verilecek olması ve Türkiye’de
güneş paneli yatırımlarının hızla arttığına dikkat
çeken Osman Özberk, şirket olarak Avrupa
standartlarına uygun kalitede PV güneş paneli
üretmeye başladıklarını, bu doğrultuda TÜV
Sertifikasyonuna ilaveten TSE, IQNET ve TS EN
ISO 9001:2008 sertifikalarını da aldıklarını ifade
etti.
Türkiye’nin, aldığı yüksek güneş ışın miktarı ve
coğrafi konumu itibarıyla doğu ve batı arasında
önemli bir köprü niteliği taşıdığını söyleyen
Özberk, “Türkiye, Avrupa’nın en umut verici PV
piyasalarından biri olma yolunda. SolarTurk
olarak yüksek teknoloji transferi ve kaliteli ürün
anlayışı ile bu büyüklükte seri üretim yaparak
ilk olmayı hedefliyoruz. Bu hedefimiz Türkiye’de
güneş enerjisinden elektrik üretim pazarı
yeterince olgunlaştığında ülkemize cari açığımızın
kapatılması adına büyük artılar sağlayacak” dedi.
Güneş enerjisinden elektrik üretimi sağlayacak
olan PV güneş panellerinin, uzun yıllardır üretimine
başlanmasının planlandığını, ancak yasal
mevzuatlar nedeniyle bekletildiğini belirten Osman
Özberk, devletin bu konuda özellikle yerli üretime
vereceği teşviklerle güneş paneli üretim sektörünün
hareketlenmeye başladığını aktardı.
Birinci fazı toplamda 600 MW olan PV Güneş
Enerji Santralleri lisanslarının yakında verileceğini
vurgulayan Özberk, yatırımcıların, PV güneş
enerji santralleri kurulumlarına yatırım yapmak için
hazırlandıklarını dile getirdi. SolarTurk olarak, 500
kW altı lisanssız PV Sistem kurulumları konusunda
pazar lideri olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
SolarTurk’ün Türkiye’nin en yüksek kapasite ve
teknolojiye sahip, yerli güneş paneli üretim tesisi
ile sektöründe önemli bir yere sahip olacağına
dikkat çeken Özberk, sadece yerli pazara değil
Avrupa, Ortadoğu ve Afrika pazarına da üretim
yapacaklarını belirtti.
Turcas
“Ş
irket yıllar içerisinde Petrol Sanayi Derneği
(PETDER); Petrol Platformu Derneği
(PETFORM); Türk Eğitim Vakfı (TEV); Türkiye
Emniyet Teşkilatı Şehit, Dul, Yetimlere Yardım
Derneği ve Unicef Türkiye Milli Komitesi başta
olmak üzere çeşitli kurumlara bağışlar yaptı. Bu
bağışların tutarı 2006 yılı için 18.081 TL, 2007
yılı için 20.784 TL, 2008 yılı için 23.240 TL, 2009
yılı için 21.055 TL, 2010 yılı için 13.575 TL ve
2011 yılı için 41.380 TL. Turcas’ın elektrik üretim
sektöründeki iştiraki RWE & Turcas Güney Elektrik
Üretim A.Ş. (RWE & Turcas) Denizli Valiliği, Kaklık
Beldesi ve Okul Aile Birliği ile protokol imzalayarak
Kaklık İlköğretim Okulu’nun ek binasını ve Şehit
Eyüp Altun İlköğretim Okulu’nun inşasını üstlendi.
Proje ile 800 öğrenci 23 yeni derslikte eğitim
alma imkânına kavuşacak. RWE & TURCAS
ayrıca Denizlispor ve Kaklık Belediyespor futbol
takımlarının sponsorluğunu da üstlendi.”
65
Şi
lerd
rket
en
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Yeşil binalar inşa ederek yıllık 30 bin gWh enerji
tasarrufu sağlanabilir
Ocak ayının ikinci haftasında kutlanan Enerji
Tasarrufu Haftası vesilesiyle Türkiye’de bilinçsiz
enerji tüketimi konusunda neler yapılabileceğine
dair görüş bildiren Akşan Yapı Yönetim Kurulu
Başkanı ve ÇEDBİK Yönetim Kurulu Üyesi Melih
Şimşek, dünyanın en pahalı enerjisini yüzde
70’ler düzeyinde dışa bağımlı kullanan bir ülke
olarak, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir verimlilik
için yeşil binaların olmazsa olmaz olduğunu
söyledi.
elih Şimşek, “Türkiye enerji ihtiyacının büyük
bölümünü ithal ediyor ve dünyanın en pahalı
enerjisini kullanıyor. Son verilere göre yılın ilk 9
ayında dış ticaret açığının % 70’ini enerji ithalatı
oluşturuyor. İthalatın ise % 25’i enerji ithalatından
kaynaklanıyor. Sadece binalarda enerji verimliliği
sağlayarak yılda 15 milyar dolar tasarruf edileceği
ortadayken iş dünyası ve kamuoyunu bu konuda
daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Türkiye’de
kentsel dönüşüm ile 6,5 milyon bina yeniden inşa
edileceğini, bu binaların çevre dostu teknolojiler
M
Şirk
etl
Şimşek, binalarda geri dönüştürülebilir yapısal
çelik sistemi kullanımının, başta ısı yalıtımı olmak
üzere üst düzey enerji verimliliği için de daha fazla
avantaj sağladığını, diğer taraftan inşaat sırasında
minimum su tüketimi sağlayarak su kaynakları
ve yer altı sularının azalma ve kirlenme riskini
azalttığını belirtti.
Peugeot Türkiye’den araç bağışı
lk olarak Pendik Güllübağlar İMKB Teknik
Lisesi’nde gerçekleştirilen törene Pendik
Kaymakamı Cafer Odabaş, Pendik Belediye
Başkanı Dr. Kenan Şahin, Pendik İlçe Milli Eğitim
Müdürü Eyüp Atasoy, Pendik İlçe Milli Eğitim Şube
Müdürü Mustafa Sarıca ve Pendik İMKB Teknik
Lisesi Okul Müdürü Serkan Gür katıldı. Araç
anahtarlarının teslimatı esnasında desteklerinden
ötürü Peugeot Türkiye’ye teşekkür plaketi sunuldu.
66
Melih Şimşek İMSAD’ın hesaplamalarına göre
sadece binalarda enerji verimliliği sağlayarak yılda
15 milyar dolar enerji tasarrufu da örnek vererek
şöyle konuştu: “Biz Akşan Yapı olarak yüzde
90 geri dönüştürülebilir bir malzeme olan çeliği
kullanarak ülkemizde yeşil binaların yaygınlaşması
için üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine
getirmeye çalışıyoruz. Yapısal çelik sistemi
sayesinde Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında
çevre dostu binalar inşa ediyoruz.”
n
erde
Peugeot Türkiye, sosyal sorumluluk projeleri
çerçevesinde toplam 5 adet Peugeot Partner
Origin model aracı uygulamalı eğitim kullanımları
için bağışladı. Bu araçlardan 3 adeti Pendik
Güllübağlar İMKB Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi’ne, diğer 2 adeti ise Yıldız Teknik
Üniversitesi Otomotiv Bölümü’ne teslim edildi.
İ
ile yeşil bina olarak inşa edilmesi durumunda yıllık
yaklaşık 30 bin gWh enerji tasarrufu sağlanmış
olacak’’ dedi.
Tören esnasında sosyal sorumluluk bilincinin
unutulmaması vurgulandı.
Sonrasında, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde
gerçekleştirilen törene Makine Bölümü Bşk. Yrd.
Doç. Dr. Alp Tekin Ergenç, Makine Teknolojileri
Öğrenci Kulübü Başkanı ve öğrenciler katıldı.
Peugeot Partner Origin modellerinin sahip olduğu
donanımın, uygulamalı eğitimlerde büyük önem
taşıdığı törende yapılan konuşmalar esnasında ön
plana çıkarıldı.
Gefco da çözüm ortağı olarak, bağışlanan araçların
nakliyesini ücretsiz olarak gerçekleştirdi. Peugeot
Türkiye, bu sosyal sorumluluk projesi ile mesleki ve
teknik eğitimde teknoloji ile hızlı değişimin önemine
dikkat çekti.
Pirelli, lastiklerin çevreye olan etkisini azaltıyor
Pirelli, sürdürülebilir bir gelecek adına lastiğin
çevreye olan etkilerini azaltmasında söz sahibi
olacak ve lastiğin karbon ayak izini hesaplayarak
sera gazları emisyonlarını azaltmak için
çalışmalar yapıyor.
L
astiğin ömrüne göre karbon ayak izini
hesaplayacak ve sera gazları emisyonlarını
azaltmak için çalışmalar yapan ve 2011 yılında
enerji tüketiminin 2010 yılına göre %6 oranında,
özel su tüketiminin ise %20 oranında azalmasını
sağlayan Pirelli’nin, aldığı tedbirler sonucunda
2009’dan bu yana 2 milyon metreküpten daha
az su kullanılırken, CO2 emisyonları 2009’la
kıyaslandığında %5 azaldı. Daha güvenli ve çevre
dostu bir sürüş için her yıl premium segment
gelirlerinin %7’sini Ar-Ge’ye ayıran Pirelli, 2015
yılında CO2 emisyonlarının %15 su tüketiminin ise
%50 oranında azaltılmasını hedefliyor.
Pirelli Türkiye CEO’su Mete Ekin sürdürülebilirlikle
ilgili olarak, “Bugün sürdürebilirlik politikası bize
yaşam kalitemizi iyileştirme olanağı tanıyan
teknolojiler sunuyor. Eski Avrupa’nın üretim
maliyetleri ve iç talep ile gelişmekte olan ülkelerle
rekabet etmesi mümkün değil. Fakat geleceğimizi
garanti edecek olan ve sürdürebilir bir büyüme için
yapılması gereken ilk şey sanayi modellerimizin
geliştirilmesidir” dedi.
Mete Ekin, Pirelli için büyümenin, çevrenin
korunması ve daha güvenli ürünlerin
geliştirilmesinde tüketicilerine karşı sorumluluk
anlamına geldiğini de vurguladı.
Lastik ve yol güvenliğinde “Yeşil
Performans”
erformans ve sürüş keyfi gibi konulardan ödün
vermeden zararlı emisyonların azaltılmasını
kendine ilke edinen Pirelli, “Yeşil Performans”
stratejisine paralel olarak; performansı arttıran, fren
mesafesini kısaltan, yağmurlu havalarda tutunma
ve kavrama kabiliyetini iyileştiren, yuvarlanma
direncini azaltan ve ağırlığı daha düşük lastikler
üretiyor.
P
SUV (4x4) araçları için geliştirilen ilk çevre dostu
yüksek performanslı lastiği Scorpion Verde’den
küçük ve orta büyüklükte araçlar için üretilen
Cinturato P1’e, Formula 1’de türetilen ultra
yüksek performanslı PZero Silver’a ve son test
aşamasında olan Cyber Tyre’a kadar tüm bu
ürünler, sürücülere güvenli ve konforlu bir sürüş
sunuyor. Pirelli gerçekleştirdiği çalışmalarla
yedek parça ve lastik sektöründe ardı ardına
beş yıl boyunca Dünya ve Avrupa Dow Jones
Sürdürebilirlik Endekslerinde liderliğini sürdürüyor.
67
U
KSS ları
ama
l
u
g
y
Uyg
KSS
ulam
alar
ı
Panasonic çevreci eğitim programı 17.000 çocuğa ulaştı
Düşük proteinli ürünler CarrefourSA raflarında olacak
Panasonic’in çevre
sorumluluğuna
dair belirlediği hedefler
oldukça kapsamlı.
Panasonic Türkiye olarak
biz de yerel bazda bu
vaatlerin uygulanması
için çalışıyoruz.
"
CarrefourSA, kalıtımsal bir metabolik hastalık olan ve bebek yaşlardan itibaren özel diyeti yapılmadığı
takdirde nörolojik gelişim geriliğine yol açan Fenilketonüri (PKU) hastalarının ihtiyacı olan düşük
proteinli ürünlere reyonlarında yer vermeye başlıyor.
D
aha önce çölyak ve diyabet hastası çocukların
beslenmelerine destek olmak amacıyla
reyonlarında yer verdiklerini belirten CarrefourSA
Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörü Merter
Özay, Türkiye’de 20 bine yakın Fenilketonüri
(PKU) hastası çocuk olduğunu ve bu çocuklara
yönelik olarak temin etmede büyük bir sıkıntı
yaşadıkları düşük proteinli ürünlere reyonlarında
yer vermekten büyük bir mutluluk duyduklarını dile
getirerek; “PKU hastalığı, doğumla birlikte teşhis
edilebilen ve nadir kalıtsal metabolik hastalıklardan
biri olarak özel diyeti yapılmadığı takdirde nörolojik
gelişim geriliğine yol açan bir hastalık. Her biri
Türkiye’nin geleceği olan PKU hastası çocuklarımız
özel bir diyetle besleniyorlar. Ancak bu süreçte
tüketmeleri gereken gıdaları yurt dışından ithal
ederek sağlayabiliyorlar. CarrefourSA olarak
bu noktada sosyal sorumluluk bilinciyle hareket
ederek çocuklarımıza bir nebze de olsa destek
verebilmek adına düşük proteinli bu özel ürünleri,
Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarımızda yer
alacak özel reyonlarda sunmaya başlıyoruz. Bu
anlamda Türkiye’de bir ilke imza atarken PKU’lu
çocuklarımızın geleceğe yönelik sosyal hayatlarını
da hep birlikte kurtarmış olacağız” dedi.
“Çocuklarımızın beslenmeyle ilgili
yaşadığı sıkıntılara dair sosyal
sorumluluk projelerini hayata
geçirmeye devam edeceğiz”
arrefourSA’nın sağlıklı ve iyi beslenme
politikası çerçevesinde her bütçeye uygun
sunduğu ürün yelpazesi ile gerekli ürünlerin
herkes için ulaşılabilir olmasını sağladığını
söyleyen Merter Özay, şunları dile getirdi; “Sosyal
C
68
sorumluluk bilinciyle üzerine eğildiğimiz ve hayata
geçirdiğimiz bu proje ile PKU hastalığına ilişkin
farkındalık yaratmak istiyoruz. Çünkü PKU, insana
verdiği zararları engellenebilir bir hastalıktır ve
inanıyoruz ki bunu engellemek de bizim elimizde.
Bundan sonraki süreçlerimizde Türkiye’nin geleceği
çocuklarımızın beslenme konusunda yaşadığı
sıkıntılara ilişkin sosyal sorumluluk projelerini
hayata geçirmeye devam edeceğiz.”
Türkiye’de, doğumdan sonra bebeğin topuğundan
bir damla kan ile teşhis edilen ve kısaca PKU diye
vurgulanan yaklaşık 20 bin Fenilketonüri hastası
bulunduğunu belirten İstanbul PKU Aile Derneği
Başkanı Deniz Yılmaz Atakay; “PKU, yetim hastalık
sayılan ve özel bir diyetle beslenilmesi gereken bir
hastalık. Özel bir şekilde beslenilmediği takdirde
zekâ ve nörolojik geriliğe yol açabiliyor. Hastalık
sahipleri olarak bizler; her yere termosla gidiyoruz,
her yere yanımızda özel yiyecekler götürüyoruz,
içeri yiyecek alınmayan yerlerde dakikalarca
durumumuzu izah ediyoruz, karşımızdaki kişiyi
inandırmaya çalışıyoruz ama yetmiyor. Çünkü bu
hastalıklar bilinmiyor ve tanınmıyor.
PKU hastalarının tüketmek zorunda oldukları,
düşük proteinli gıdaların tamamı ithal ediliyor,
ithalat süreçleri maalesef çok uzun sürüyor.
Ancak artık CarrefourSA’nın düşük proteinli
ürünlere reyonlarında yer verecek olmasıyla
çocuklarımız, sağlıklı bir şekilde beslenebilecekler
ve hayatlarını idame ettirebilecekler. Çocuklarımıza
sağlıklı beslenmeyi aşılayan ve projemize
inanan CarrefourSA yönetimine teşekkür ediyor,
yapacağımız tüm çalışmaların örnek teşkil ederek
ülke geneline yayılmasını diliyorum” dedi.
Panasonic, 2011 yılında İstanbul’da başlattığı
“Okulumuz Yeşil” programı ile 17.000 öğrenciye
ulaşma hedefini tutturdu ve Gaziantep İl Milli
Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile programa
Gaziantep’in de dahil olmasıyla yeni hedefini
2013 Mart ayına kadar toplamda 33.000
öğrenciye ulaşmak olarak belirledi.
anasonic “Okulumuz Yeşil” programı ile
İstanbul, Balıkesir, Antalya ve Gaziantep’teki
öğrenciler çevreye daha duyarlı olmayı öğreniyor.
P
Panasonic’in, çevreci bir sivil toplum kuruluşu olan
FEE (Çevresel Eğitim Vakfı) ile birlikte geliştirdiği
“Okulumuz Yeşil” eğitim programı, ilköğretim
öğrencilerine iklim değişikliğine ve gezegenin
korunma yollarına dair kolay ve eğlenceli bir
öğrenim olanağı sunuyor. Tamamını Panasonic’in
temin ettiği eğlenceli ve eğitici materyallerin
kullanıldığı program kapsamında, İstanbul,
Balıkesir, Antalya ve Gaziantep’teki öğrencilere
ulaşılıyor.
Ayrıca tüm bu illerdeki öğrenciler “Okulumuz Yeşil”
programında öğrendikleriyle çevreci günlükler
tutarak bu program kapsamında Türkiye çapında
yapılan “Çevreci Resimli Günlük” yarışmasına
katılıyor. Bu yarışmanın birincisi hem Türkiye’yi
hem de okulunu uluslararası yarışmada temsil
ediyor. 2011 yılında Balıkesir Zeytinli Naim
Süleymanoğlu İlköğretim’den 5 öğrenci “Çevreci
Resimli Günlük” yarışmasında Türkiye birincisi
oldu. 36 ülkenin katıldığı ve UNESCO’nun
Paris’teki genel merkezinde yapılan etkinlikte
Türkiye’yi temsil eden 5 öğrenci okulları adına
5.000 avroluk para ödülünü kazandı. 2012 yılında
ise Balıkesir Altıeylül İlkokulu’ndan Şeydanur
Günaydın “Çevreci Resimli Günlük” yarışmasında
Türkiye birincisi oldu ve 33 ülkenin katıldığı
Japonya’daki etkinlikte Türkiye’yi temsil
etti.
Panasonic Türkiye Genel Müdürü Ahmet Telatar,
şunları söyledi: “Panasonic’in çevre sorumluluğuna
dair belirlediği hedefler oldukça kapsamlı.
Panasonic Türkiye olarak biz de yerel bazda bu
vaatlerin uygulanması için çalışıyoruz. 2011’ide
Avrupa çapında uygulanan ‘Kids School - Eco
Learning’ programını Türkiye’de ‘Okulumuz Yeşil’
adıyla başlattık. Yaşları 7 - 11 arasında değişen
ilköğretim çağındaki çocuklara yönelik çevreci
bir eğitim sunulan bu program dahilinde şimdiye
kadar dünya çapında yaklaşık 140.000 öğrenci
eğitim aldı. 2013 Mart ayına kadar toplamda
33.000 öğrenciye ulaşacağız. Dünyamızın
ender güzelliklerinin ve en önemlisi çevrenin
korunması konusunda sergilediğimiz küresel
seferberlik kapsamında yeni projeler düzenlemeyi
sürdüreceğiz.”
69
Karbon Saydamlık Raporuna yanıt veren şirket
sayısı arttı
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu
tarafından yürütülen Karbon Saydamlık Projesi
(Carbon Disclosure Project - CDP), Türkiye’de
2010 yılından bu yana Akbank’ın desteği ile
üçüncü yılında. Şirketlerin sera gazı salımları ve
iklim değişikliğine yönelik stratejilerini uluslararası
kurumsal yatırımcılarla paylaşmaları yönünde
önemli bir adım olan Karbon Saydamlık Projesi,
dünyanın en prestijli ve yaygın çevre girişimi
olarak kabul ediliyor.
abancı Üniversitesi Karbon Saydamlık Projesi
ekibinin, Ernst & Young Türkiye ofisinin
katkılarıyla hazırladığı CDP Türkiye 2012 Raporu,
Karbon Saydamlık Projesi’ne Türkiye’den dahil
olan şirketlerin verdikleri yanıtların analizini ve
Türkiye’de iklim değişikliği ile ilgili ana eğilimleri
içeriyor. Önsözünü Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan
Sabancı Dinçer ve Karbon Saydamlık Projesi
CEO’su Paul Simpson’un yazdığı CDP Türkiye
2012 Raporu’na
yanıt veren şirketlerin
sayısı, 2011
senesinde 20 iken
bu sene bu rakam
32’ye yükseldi.
Rapora dahil olan
şirketlerin sayısının
yükselmesinde
sadece İMKB-100
endeksini oluşturan
şirketlerin değil,
ayrıca İMKB-100
listesi dışında kalan,
halka açık olan ya da
olmayan şirketlerin de yanıt vermesi etkili oldu.
S
çalışmalara öncülük etmeyi sürdüreceklerinin
altını çizen Binbaşgil “Akbank olarak, her zaman
olduğu gibi çevre ile ilgili hassasiyetimizi korurken,
Türkiye’de öncüsü olduğumuz Karbon Saydamlık
Projesi’ne verdiğimiz desteği önümüzdeki yıllarda
da sürdüreceğiz” dedi ve şirketlere Karbon
Saydamlık Projesi’ne katılımları konusunda çağrı
yaptı.
Rio+20 Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde hükümetlerin
şirketlerden iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik
ile ilgili verilerini açıklamalarını talep etmeleri
konusundaki mutabakatını dile getiren ve Rio
20 sonuç bildirgesine alınan ‘Paragraf 47’nin
arkasındaki kurum niteliğinde olan Aviva
Yatırım’ın Başkanı Paul Abberley: “Aviva Yatırım,
müşterilerinin yatırım kararlarını daha doğru
bir şekilde alabilmesi için yatırım yapacakları
şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim ile ilgili
verilerini kurumsal şirket stratejileri kapsamında
açıklamalarının
önemine inanıyor.
Karbon Saydamlık
Projesi bu eğilimin
ana etkenlerinden
bir tanesi ve bu
yolla sürdürülebilir
ekonomik büyüme
ile finansal pazarlar
arasındaki ilişkinin
daha etkin olması
konusunda öncü bir
rol üstleniyor” dedi.
Rapora dahil olan
şirketlerin sayısının
yükselmesinde
İMKB-100 listesi dışında
kalan,halka açık olan ya da
olmayan şirketlerin de
yanıt vermesi etkili
oldu.
"
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Karbon
Saydamlık Projesi’nin Türkiye’deki çalışmalarına üç
yıldır destek sağlamaktan mutluluk duyduklarını ve
Akbank’ın desteği ile sürdürülen Karbon Saydamlık
Projesi Türkiye’ye her geçen yıl artarak süren
katılımın memnuniyet verici olduğunu vurguladı.
Akbank olarak iklim değişikliğiyle mücadele
ve karbon salımının azaltılması konularındaki
70
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi, Karbon
Saydamlık Projesi Türkiye Direktörü Melsa Ararat
da projenin başlangıcından bu yana Türkiye’de
iklim değişikliği konusundaki farkındalıkta çok
önemli bir gelişme olduğunu, özellikle İMKB 100
dışında kalmasına rağmen Karbon Saydamlık
Projesi’ne raporlama yapan şirket sayısındaki
yüksek artışın, iklim değişikliği ile mücadelede
liderliğin bir rekabet avantajı olarak görülmeye
başlandığını söyledi.
71
72

Benzer belgeler

Yönetim Kurulu Başkanının Mesajı Değerli Paydaşlar, Kurumsal

Yönetim Kurulu Başkanının Mesajı Değerli Paydaşlar, Kurumsal Kurumsal Sosyal Sorumluluğa Katkı Ödülleri Rotary - KSS’ye Katkı Ödülü (KSS’nin Yaygınlaştırılması Ödülü) UNICEF - KSS’ye Katkı Ödülü UNDP - KSS’ye Katkı Ödülü Kadir Has Üniversitesi - KSS’ye Katkı...

Detaylı

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Temmuz

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Temmuz yapılabilecek daha çok şey var bu alanda. KSS Türkiye dergisi, kurumsal sosyal sorumluluğu gündemde tutma, duyurma ve ortak bir platform olma çabasına kısacası üstüne düşeni yapmaya devam edecek. B...

Detaylı

15 • ISSN 2147-6179 - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği

15 • ISSN 2147-6179 - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği yapılabilecek daha çok şey var bu alanda. KSS Türkiye dergisi, kurumsal sosyal sorumluluğu gündemde tutma, duyurma ve ortak bir platform olma çabasına kısacası üstüne düşeni yapmaya devam edecek. B...

Detaylı