Türkiye`de Ekonomi ve İnşaat Sektörü Temelinde Prefabrik
Transkript
Türkiye`de Ekonomi ve İnşaat Sektörü Temelinde Prefabrik
TÜRKIYE’DE EKONOMI VE INSAAT SEKTÖRÜ TEMELINDE PREFABRIKASYON SEKTÖRÜNÜN GENEL DEGERLENDIRILMESI Yayin No: YM / AR-GE / 2004-1 Rapor Direktörü : Dr. E. ARIOGLU Rapor Yürütücüsü : Dr. C. GIRGIN YAPI MERKEZI / AR-GE Bölümü MART / 2003 Rapor yaziminda zaman kazanmak açisindan ana temalar levhalar seklinde hazirlanmistir. Her bir levhanin altinda genel degerlendirme notlari çikartilmistir. Ayrintili sayisal degerlendirmeler için levhalara bakilmasi tavsiye olunur. GENEL ÖZET • Ekonomik katki üretebilecek nüfus diliminin (15-64 yas grubu) yüzdesi son nüfus sayiminda % 64.9’a yükselmistir. Buna karsin atil isgücü orani (% 14.5) gelismekte olan bir ülke için çok yüksektir. Sivil istihdam (20.7 milyon)’in dagilimi : Tarim % 40.8, Sanayi % 17.0 ve Hizmetler % 42.2 seklindedir. Tarim ve sanayinin paylari “sanayilesme” konusundaki adimlarimizda ciddi bir çarpikliga isaret etmektedir. 1990-2002 döneminin ortalama % 3.6’lik büyüme hizi ve % 0.9’luk istihdam artis orani gelismekte olan ülkemiz için yeterli olamaz. • Ülkemiz nüfusunun sadece % 7.8’i Lise ve dengi okul mezunu, ancak % 3’ü Yüksek Ögretim mezunudur. Kadin nüfusun % 28’i “okur-yazar” degildir. Bu tablo “Bilgi Toplumu”’na geçis ve AB’ne katilma sürecinde çok düsündürücüdür. • 1948-1965 döneminde bilinçsizce yapilan “Toprak Reformu” ve 1945-1970 dönemindeki sanayinin hizli büyümesi sonucu, geri kalmis Dogu illerinden daha daha gelismis Bati illerine dogru “ciddi bir göç olgusu” yasanmistir. Bu olgu 1980’lerin ortalarindan itibaren yavaslamistir. Istanbul 1985’lerden bu yana ∼sabit yillik % 4.5 düzeyinde göç almaktadir. Bu sehirlesme orani ülkemizin su andaki nüfus artis hizinin (% 1.62) 2.8 katidir. 2010 yilinda Istanbul nüfusunun 14.3 milyon olacagi projekte edilmektedir. Oysa göç olgusu yasanmamis olsa idi, 2010 yilinda nüfusun 3.5 milyon olacagi kestirilmektedir. Istanbul’a göç, 1940’li yillarda yoksul ailelerin “barinma” ihtiyacina yönelik mütavazi gecekondu insaatlari dönemi ile baslamis, 1980’ lerden sonra kimlik degistirerek tamamen “ticari boyuttaki” çok sayida “apartman gecekondu” dönemine geçilmistir. • Ülkemizde % 5’lik kesimler (her dilim 727,376 aile) bazinda en zengin % 5’lik kesim, Milli Gelir’den % 30’luk pay almaktadir (ortalama gelir 4,711 $/aile.ay). En fakir % 5’lik kesim ise Milli Gelir’den sadece % 0.69’luk pay (107 $/aile.ay) almaktadir. Istanbul’da en zengin % 5 için 13,695 $/aile.ay sözkonusu iken, en fakir % 5 217 $/aile.ay düzeyindedir, arasinda -sosyal devlet anlayisi ile taban tabana zit- 63 kat fark vardir. • 1980’lerin sonlarindan itibaren sabit sermaye yatirimlarinda özel sektörün ciddi bir yatirim atagi olusmustur ve yatirimlar içinde kamunun payi göreceli % 40’ lardan % 20’lere düsmüstür. Ancak özel sektör 1985-1993 dönemindeki performansini 1994-2001 döneminde gösterememis, inisli çikisli bir seyir izlemistir. Bu dönem kamu yatirimlarinin da azaldigi dönemdir, ekonomiye “üretimsizlik” hakim olmustur. Konut sektörü yatirimlarinin sabit sermaye yatirimlari içindeki payi ise 19802001 döneminde ortalama % 27 düzeyindedir (1988-1994 döneminde % 32-42’lik bir paya sahip olmus, sonra dalgali bir azalma ile % 18’e kadar inmistir). INSAAT SEKTÖRÜ ÖZETI • Iç ve dis borçlanmanin agir faiz yükü nedeni ile yetersiz yatirim kalemleri, projelerin tamamlanma süresindeki verim düsüklügü, “siyasi yatirim” projelerinden kaynaklanan savurganliklar ve kayit disi ekonomi, ülkeye ve insaat sektörüne ciddi darbe vurmaktadir. • Sektördeki isgücünün 1970 itibari ile % 26’si okur yazar bile degilken, 1997 itibari ile bu oran % 6’ya çekilmistir. Ancak halen ilkokul mezunu olan % 68’ lik bir kesim sözkonusudur, lise mezunu olanlarin orani sadece % 2’dir. • Sektörde her 10 milyon $’lik katma deger basina 1 adet/yil “isgöremezlik” olusmaktadir, bu oranin gelismis ülkelerdeki 0.1 adet/yil düzeyine çekilmesi gereklidir. Yüksek üretkenlik -Prefabrikasyon sektörü örnegi- manevi ve maddi hasarlarin minimum düzeyde olmasini saglar. • Yapi ruhsatlarinda 1984 yilindan itibaren yapi kullanim izin belgelerine kiyasla çok ciddi bir artis olusmustur. 2005 yili için, sehirlerimizde 607,400 adet/yil ve yenileme gereksinimi için de 72200 adet/yil yeni konuta ihtiyaç oldugu öngörülmektedir. Oysa yapi kullanim izin belgelerine göre her yil 125,000-275,000 konut üretilmesi sözkonusudur. Aradaki büyük fark ciddi bir sagliksiz, kaçak konut -gecekondusorununa isaret etmektedir. • 1992-2002 döneminde özel sektörün konut üretiminde % 65 (163,600 daire/yil)’lik bir payi olmustur, onu % 30’luk pay ile yapi kooperatifleri (74900 daire/yil) takip etmektedir. 1995-1998 döneminde insaat maliyetleri -cari- 200 $/m2 (2001 yili satin alma gücüne göre ∼220 $/m2) düzeyinde sabit kalmis, 1999’dan itibaren azalarak pespese depremler ve ekonomik krizler sonucunda 2001’de 150 $/m2 düzeyine kadar inmistir. Enflasyon ile konut birim maliyeti arasinda, -% 22 +% 35’lik degisim dahilinde, 1:1’lik bir iliski oldugu ifade edilebilir. $/m2 bazinda yapilacak degerlendirmeler yüksek enflasyon ortaminda saglikli sonuç vermektedir. • Konut talebi birçok faktörün (nüfus artisi, kentlesme hizi, toplumda konut ticareti yolu ile spekülatif kazanç elde edilmesi, son 25 yildir devam eden yüksek enflasyon, gelir dagiliminin yapisal özellikleri vb) etkilesimi altinda sekillenmektedir. Özellikle gelir dagiliminin bozuk olmasi konut arzini dogru yönde uyararak saglikli bir konut talebini ortaya çikaramamaktadir. Keza, çagdas konut üretimlerini finanse edebilecek fon mekanizmalarinin olaganüstü ciliz olmasi konut sektörünün diger bir ciddi sorununu olusturmaktadir. • Sürdürülebilir kalkinma açisindan beton, bir çok yapay mühendislik malzemesine kiyasla enerji açisindan “çevre dostu” özellik tasimaktadir. Ayrica, çimentonun kompozisyonunun degistirilmesi (C 2S yüzdesine agirlik verilmesi) ve ikame malzemeleri (kireçtasi tozu, yüksek firin cürufu vb) ile üretimdeki CO2 emisyonlarinin önemli ölçüde azaltilma çalismalari kismen uygulamaya baslanmistir. • Santiyede kalite kontrol ilkelerinden uzak üretilen yerinde beton ile insa edilmis bir yapinin deprem dayaniminin düsük, dis etkilere zaman içindeki dayanikliliginin zayif ve donatisi korozyona açik bir yapida olmasi kuvvetle muhtemeldir. Oysa kalite kontrol kriterleri ile siki sikiya izlenen, hassas karisim bilesenli, düsük su/çimento oranli, puzolanik katki maddeleri ile de iç yapisi daha da dayanikli hale getirilmis, uygun ve yeterli kür sartlari görmüs bir Prefabrik ele man betonunda bu durum sözkonusu degildir. Puzolanik bilesenlerden örnegin uçucu külün, çimento yerine ∼% 10’luk bir ikamesi, uçucu külsüz olana kiyasla 1 MPa basina -28 günlük kür ve sonrasinda- 3 kat daha etkindir. • Sabit sermaye yatirimlari ile prefabrik eleman üretimleri arasinda dogrusal bir ilinti mevcuttur. Sabit sermaye yatirimlarindaki birim artis, sektörün toplam üretiminde 31018 m3’lük bir artis saglamaktadir. • Bir bölgenin geri kalmisliginin olumsuz hava kosullari ile bir ölçüde ilgisi vardir Örnegin, Eskisehir, Kayseri gibi sanayisi gelismis iller olumsuz hava kosullarindan dogudaki iller kadar etkilenmemektedir. Yilda karla örtülü ve donlu gün sayisi 3 ayin üzerinde olan dogudaki illerimiz için iklim kosullarindan etkilenmeyen Prefabrike insaat sistemleri uygun bir seçim olacaktir. • Prefabrikasyon sektörü; yasanan 1999 depremleri, Kasim 2000 ve Subat 2001 krizlerinden insaat sektörüne paralel olarak derinden etkilenmistir. 1997 yilinda üst yapi elemanlarinin toplam prefabrik eleman üretimi içindeki payi % 49.3 (TPB üyesi+üye disi) iken, bu oran 2002 itibari ile % 26’ya gerilemistir. • Prefabrikasyon sektöründe 1997 itibari ile 105 firma (30’u üye, 75’i üye disi) mevcut iken, 2001’de 78 firma (30’u üye, 48’i üye disi)’ya düsmüstür. Sektörde en büyük paya Marmara bölgesi sahip olup ülke genelindeki prefabrik beton üretiminin % 48’ini (1997’de toplam 863,314 m3, 2002’de 557,036 m3) karsilamaktadir. • Ülkemizdeki çimento tüketimi Avrupa ülkelerinin ortalamasi civarinda iken (∼500 kg/fert) prefabrik beton üretimi sadece 0.02 m3/kisi düzeyindedir. Oysa ki bu deger Avrupa ülkelerinde ortalama 0.38 m3/kisi düzeyindedir. Prefabrikasyon betonu ve Hazir Betonun daha agirlikli olarak kullanilmasi, böylelikle ülkemizde ortalama % 58 düzeyindeki bayiler kanali ile çimento satisinin azaltilarak üretimde kontrolsuzluk ve betonda kalite sorununun ortadan kaldirilmasi zorunludur. IÇINDEKILER TÜRKIYE EKONOMISI NÜFUS ve IÇ GÖÇ SORUNLARI GELIR DAGILIMI TÜRKIYE’NIN MAKRO EKONOMIK BÜYÜKLÜKLERINE TOPLU BAKIS INSAAT SEKTÖRÜ ve SORUNLARI KONUT SEKTÖRÜ SÜRDÜRÜLEBILIR KALKINMA KAVRAMI SÜRDÜRÜLEBILIR KALKINMA AÇISINDAN BETON MALZEMESI PREFABRIKASYON SEKTÖRÜ EK DÜNYA’da ve TÜKIYE’de BETON KONUSUNDA ILKLER NÜFUS ve IÇ GÖÇ SORUNLARI 1935 - 2000 DÖNEMINDE TÜRKIYE ve ISTANBUL’DA NÜFUS DEGISIMLERI 1000009 Türkiye Yil ortasi nüfus tahmini (bin) 80,635 87 Yil 6 5 4 3 2 Istanbul (mevcut durum için 2010 yili öngörüsü) 14,310 100009 Göçten dolayi nüfus artisi 8 7 6 5 4 3,530 3 Istanbul (1950’den itibaren göç olgusu olmasa idi 2010 yili öngörüsü) 2 1927 1935 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 Nüfus (bin) Türkiye Istanbul 13648 806.863 16158 883.599 17821 991.237 18790 1078.399 20947 1166.477 24065 1533.822 27755 1882.092 31391 2293.823 35605 3019.032 40348 3904.588 44737 4741.890 50664 5842.985 56473 7309.190 9198.809 67853* 10072.447 1000 Türkiye Genel Nüfus Sayimi sonuçlarina göre 0 1940 10 1950 1960 1970 1980 Yillar 1990 2000 2010 Türkiye nüfusu Istanbul nüfusu Yil ortasi nüfus tahminleri Nüfus artis hizi, %o Türkiye 20 X = %o 22.1 30 40 50 Istanbul X = %o 46.6 60 70 Sekil 1 (1935-2000) döneminde Türkiye Genel Nüfus Sayimi nüfus verileri ve yil ortasi nüfus tahminlerine göre Türkiye ve Istanbul’un nüfus degisimleri; ve 2010 yili için nüfus projeksiyonlari ( X = Ortalama deger) Degerlendirme notu : • 1935-2000 döneminde ülke ve Istanbul kenti bazinda yillik nüfus artis hizinin ortalamasi, sirasi ile % 2.21 ve % 4.66’dir. 1950-1980 döneminde gerek ülke gerekse Istanbul bazinda nüfus artis hizinin genel seyri, ortalama degerinin üzerinde kalmistir. Ilginçtir ki 1990’li yillardan itibaren ülke bazindaki yillik ortalama nüfus artis hizi “ortalama degeri”’nin (% 2.21) altinda kalmistir. Önümüzdeki yillarda ayni gelisimin devam edecegi kuvvetle muhtemeldir ve bu olgu, makro-ekonomik gelismenin üzerindeki baskinin azalmasi demektir. Yakin gelecek için bu artisin % 1.5’in altinda tutulmasi hedef alinmalidir. Istanbul kenti açisindan incelendiginde , 1980-1990 döneminde kentte yasanan “göç olgusu” sonucunda, yillik nüfus artis orani tekrar yükselerek uzun dönemin ortalama degerine yaklasmistir. • 2010 yili için Türkiye ve Istanbul kentinin nüfuslari sirasi ile 80 milyon ve 14 milyon mertebelerinde projekte edilmektedir. 2010 itibari ile Istanbul’daki nüfusun ∼% 75’ini 1950 yilindan sonra Istanbul’a göç edenler ve onlarin çocuklari olusturmaktadir. • 10 milyonu asan nüfusu ile Istanbul, henüz alt yapisini saglikli bir sekilde tamamlamamis, varolan yapi stogunun çok büyük bölümü düsük standartli konutlardan olusan bir metropolden kenttir. Prof. M.Kiray’in ifade ettigi gibi Istanbul, geriye özlemle bakmaktan çok, gelecegini “bilerek” , planlayarak düzenlemelidir. Nüfusun Demogr afik ve Isgücü Olarak Özellikler i (1990,1994,2000) Demografik ve istihdam özellikleri 1990 1994 2000 • Yillik nüfus artis hizi, % 1.97 1.78 1.50 • Dogusta yasam beklentisi (yil) Erkek Kadin Toplam 64.4 69.0 66.7 65.4 70.0 67.7 66.9 71.5 69.1 Nüfusun yas grubu dagilimi, % 0-14 yas grubu 15-64 yas grubu 65 + grubu 35.5 60.5 4.0 33.0 62.5 4.5 29.6 64.9 5.5 • Isgücüne katilma orani, % 56.7 53.2 50.3 • Sivil istihdam (x1000 kisi) Tarim, % Sanayi, % Hizmetler, % 18,364 48.0 15.2 36.8 18,285 44.8 15.8 39.4 20,737 40.8 17.0 42.2 • Atil isgücü orani,% 14.4 19.8 14.5 • Kaynak : G. Kazgan, 2002 Degerlendirme notu : • 2000 yili itibariyle yillik nüfus artisi hizi % 1.5 düzeyinde saptanmistir. • Dogusta yasam beklentisi gerek erkek gerekse kadin nüfusunda artmis, 2000 yili itibari ile sirasiyla 66.9 ve 71.5 yila ulasmistir. • (0-14) yas grubunda göreceli bir azalma gözlenirken “üretken nüfus dilimi” ’ni temsil eden (15-64) yas grubunda bir artis gözlenmektedir. Ekonomik katki üretebilecek nüfus diliminin yüzdesi son nüfus sayiminda % 64.9’a yükselmistir. • Sivil istihdam 20.7 milyon olup sektörel dagilimi söyle olusmaktadir : Tarim % 40.8, Sanayi % 17.0 ve Hizmetler % 42.2. Bu tablo, tarim ve sanayi paylari açisindan ciddi bir çarpikliga isaret etmektedir. (Örnegin Ispanya’da çalisan nüfusun sektörel dagilimlari Tarim % 7, Sanayi % 37 ve Hizmet % 55’dir). • Atil isgücü orani (% 14.5) gelismekte olan bir ülke için çok yüksek bir degerdir. Yarim kalan “Sanayilesme” dogru politikalarla tesvik edildiginde, Milli Gelir’de (%7-8)’lik bir büyüme oraninin uzun süreli olarak gerçeklestirilmesi ile bu orani çok makul seviyelere indirmek mümkün olabilecektir. 6+ Yas Nü fusun Eg it im Durumu (1990) Nüfus ve egitim düzeyi Toplam % Erkek % Kadin % Okur-Yazar 80.5 88.8 72.0 Ilkokul Mezunu 46.1 49.1 43.1 Ortaokul ve Dengi Okul Mezunu 7.6 9.6 5.4 Lise ve Dengi Okul Mezunu 7.8 9.5 6.0 Yüksek Ögretim Mezunu 3.0 4.2 1.8 Bir Ögrenim Kurumundan Mezun Olmayan 15.9 16.3 15.5 Okuma-Yazma Bilmeyen 19.5 11.2 28.0 100.0 100.0 100.0 Toplam* Kaynak : DIE, 1990 Genel Nüfus Sayimi. (*) Birinci satir hariç toplamdir. Kaynak : G. Kazgan, 2002 Degerlendirme notu : • Ögrenim itibariyle Türk toplumuna genel olarak bakildiginda görülen tablo, “Bilgi Toplumu” açisindan bir degerlendirmede, çok düsündürücüdür. Toplamda Lise ve dengi okul mezunu % 7.8, Yüksek Ögretim mezunu ise ancak % 3 düzeyindedir. Kuskusuz verilen egitimin kalitesi de çok yönlü bir sekilde sorgulanmalidir. Yaraticiligi, varolan bilgiyi isleyerek daha üst düzeye çikarma becerisi kazandiracak egitim yerine, tamamen “bilgi hamalligi”’na dayanan mevcut egitim sistemimizin ivedi sekilde, kökten degistirilmesi gerekmektedir. Bu gereksinim ülkemizin en temel sorununu olusturmaktadir. • Beseri kalkinmada çok etkin görevler üstlenmis kadinlarimizin “ögrenim profili” daha kötücü bir tablo ortaya koymaktadir. Lise, dengi okul ve Yüksek Ögretim mezunu olanlarin toplami ancak % 7.8 olmaktadir. Kadin nüfusu içinde halen “okur-yazar” olmayan bölümün payi ise % 28.0 olup, 21. yüzyila giren Türkiye’nin tasidigi diger bir sorundur. SEHIR, KÖY NÜFUSU VE TOPLAM NÜFUSUN YILLARA GÖRE DEGISIM I Çizelge 1 1927-2000 döneminde toplam nüfus, degisimi ve yerlesim yerlerine göre dagilimi Toplam Yillik Sehir nüfusu* Yillik Sehir Köy Köy Yillar nüfus nüfus sehirlesme nüfus nüfusu nüfus hizi orani kisi (x1000) orani kisi (x1000) artis hizi kisi (x1000) %o % % % (1) (2) (2) / (1) (3) (3) / (1) 1927 13648 3306 24.2 10342 75.8 1935 16158 21.1 3803 23.5 12355 76.5 1940 17821 19.59 4346 24.4 13475 75.6 1945 18790 10.59 4687 24.9 14103 75.1 1950 20947 21.73 5244 25.0 15703 75.0 1955 24065 27.75 6927 28.8 17137 71.2 1960 27755 28.53 8860 31.9 18895 68.1 1965 31391 24.62 10806 34.4 20586 65.6 6.03 1970 35605 25.19 13691 38.5 21914 61.5 1975 40347 25.00 16869 41.8 23479 58.2 4.40 1980 44736 20.65 19645 43.9 25092 56.1 1985 50664 24.88 26866 53.0 23798 47.0 4.99 1990 56473 21.71 33439 59.2 23033 40.8 1995 62526 15.08 40266 64.4 22260 35.6 4.67 2000 70313 18.35 47600 67.6 22713 32.3 Ham veriler DIE ve DPT kaynaklarina aittir. * Tahmini degerlerdir. Degerlendirme notu : • 1965-2000 döneminde ortalama yillik nüfus artis hizi ve sehirlesme hizi ise sirasi ile % 2.17 ve % 5.00 olarak belirlenmistir. • Nüfus artis hizinda özellikle 1985 yilindan itibaren baslayan “düsme” dikkat çekicidir. (1995-2000) döneminde ise yillik nüfus artis hizi % 1.62 düzeyinde olup, ortalama degerin altindadir. Nüfus hizinin düsmesi, hem makro-ekonomik göstergelerin iyilesmesi, hem de kit kaynaklarla yapilmakta olan alt yapi hizmetlerinin (egitim, saglik vb) daha kaliteli sunulmasi yönünden önem arzetmektedir. • 1965-2000 döneminde ortalama deger itibari ile sehirlesme hizi nüfus artis hizinin ∼2.4 katidir. Daha açik deyisle ülkenin kimi bölge ve sehirleri (Istanbul, Ankara,Izmir,Bursa,Adana,Kayseri,Gaziantep vb) özellikle Dogu Anadolu, G.Dogu Anadolu, Iç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinden göç almakta, sehirlesme hizinin ileriki dönemlerde de ayni trendi koruyacagi tahmin edilmektedir. Örnegin 2005 yili DPT öngörülerine göre sehirlerde demografik konut gereksinimi için 607,400 adet ve yenileme gereksinimi için 72200 adet yeni konut hesaplanmaktadir (Toplam konut gereksinimi 679600 adet -2005-). Yapi ruhsatlarina göre konut sayisinin 150,000–550,000 adet/yil (yapi kullanim izin belgelerine göre 125,000275,000 adet/yil) gibi çok genis araliklarda degistikleri gözönünde tutulursa, tüm bu degerler ülkemizde ciddi bir sagliksiz, kaçak konut -gecekondu- sorununun varligina isaret etmektedir. • 2000 yili itibari ile toplam nüfusun % 67.6’si sehirlerde, % 32.3’ü ise kirsal yerlesim bölgelerinde bulunmaktadir. Sehirlesme-kentlesme orani 2010 yilinda % 70’in üstüne çikabilir. 2025’te ise % 80 oranini astiktan sonra sabitlesebilir (Türkoglu, 2003). Kirsaldaki tarim olanaklarinin giderek daralmasi ve büyük kentlerde (Kocaeli, Istanbul, Bursa, Ankara vb) sanayi / hizmet sektörlerindeki ekonomik canlanma (1950-1970) Nüfus (x1000) Devami 70000 65000 60000 55000 50000 45000 40000 35000 30000 25000 20000 15000 10000 5000 0 Sehir (2) Köy (3) 1930 Yillik nüfus artis hizi, %o -10 Toplam (1) Askeri yönetim (1980) ve sonrasi 1.Özal Hükümeti (1983-1987) 1940 1950 1960 1970 Yillar 1980 1990 2000 0 Köy 10 Toplam 20 X =21.7 30 Sehir 40 50 60 70 80 Kirsaldan sehire göç büyük ivme kazanmistir. Kirsaldan sehire göç büyük ivme kazanmistir. Sekil 2 Sehir, köy ve toplamda nüfusun ve yillik nüfus artis hizinin (%o) yillara göre degisimi Degerlendirme notu : • 1927 yilindan bu yana köyden sehre göçün ivme kazandigi iki belirgin dönem göze çarpar : 1950-1970 ve 1980-1985 dönemi. Her iki dönem de özel sektörün ciddi sanayi hamlesi yaptigi, ekonomide “canlanma” ’nin gözlendigi dönemlerdir. Masif göç alan kentler bati ve güney bölgelerinde yer alirken, göç veren kentler ise dogu, kuzey ve orta bölgelerde bulunmaktadir. Diger bir anlatimla kirsaldan kente “göç dogrultusu”, geri kalmis Dogu illerinden az çok sanayilesmis Bati illerine dogru olmustur. • 1996 yilindan itibaren kirsaldan kente göç olgusu kismen tersine dönmeye baslamistir. Buna etki eden faktörler olarak G.Dogudaki terör olgusunun bitmesi, Atatürk baraji ve sulama kanallari ile bu bölgede tarimin canlanmasi, beraberinde isgücü imkanlarinin artmasi sayilabilir. Ayrica büyük kentlerdeki güç yasam kosullarinin 1990’li yillarda yasanan derin ekonomik krizlerle daha da zorlasmasinin ve 1999 depremlerinin de kirsala göç olgusuna etki ettigi belirtilebilir. GÖÇÜN NEDENLERI • 1948-1965 arasinda tarimdaki modernlesme -traktör sayisinin34 kat artmasi göç ivmesini artiran bir neden oldu. Traktörle tarim yapmak için çiftçi ailesinin en az 75 hektar topraga sahip olmasi gerekirken, köylülerin ancak % 30’u bu büyüklügün üstünde bir topraga sahipti. 1940’li yillarda, topraksiz ve az toprakli köylüye hitap edecek “Toprak Reformu”’nun siyasi iradelerce olusturulmamasi kuskusuz “Iç Göçü” hizlandiran diger bir neden oldu. • 1945-1970 arasinda sanayi kesiminin yillik büyüme hizinin % 8.2 gibi çok yüksek bir orana ulasmasi kentlerde yeni “Is Kapilari” açti. Kentlerin disinda kurulan büyük / orta ölçekli sanayi tesisleri isgücü gereksinimlerini bu tesisler civarinda olusan “Gecekondu Nüfusu”’ndan sagladilar. • Kentlerdeki en düsük yillik gelirin, kirsal kesimdeki ortalama yillik gelirin 4-5 katina ulasmasi tüm tasidigi belirsizliklerine ragmen belirli kentleri (Istanbul, Ankara, Izmir, Bursa vb.) göç çekim merkezleri haline dönüstürdü. • 60’li yillarin basinda yurt disina isçi olarak gidenlerin para biriktirme, mülk ve dayanikli esya sahibi olma olanagini bulmasi, kirsal kesimde yasayanlari büyük ölçüde etkiledi ve yurt disina göç imkani bulamayanlarin büyük kentlere adim atmalarinda etkili oldu. • Kitle haberlesme araçlarinin (Radyo, TV, vb.) gelisimi de bu olguyu Hizlandiran Etken oldu. • Bazi köylü aileleri salt çocuklarini iyi bir ögretim-egitim vermek için kenti seçtiler. Kaynak : Büyük ölçüde Faruk Türkoglu: Umudun Yol Haritasi Hizli Büyüme Mümkün ! Anahtar kitaplar, 2003 GELIR DAGILIMI 1973, 1987 ve 1994 YILLARI ITIBARIYLE TÜRKIYE’ DE HANELERIN YÜZDE 20’ LIK DILIMLERE GÖRE GELIRLERI VE GINI KATSAYISI Gelir Gruplari Birinci Türkiye geneli %20 1973 3.50 1987 5.24 1994 4.86 Kent (20.001 + nüfuslu yerlesim yerleri) 1987 1994 5.43 4.83 Kir (20.001- nüfuslu yerlesim yerleri) 1987 1994 5.21 5.57 %20 %20 %20 %20 8.00 12.50 19.50 56.50 9.61 14.06 21.15 49.94 8.63 12.61 19.03 54.88 9.33 13.60 20.71 50.93 8.19 11.87 17.90 57.22 10.03 14.98 21.97 47.82 10.14 14.80 21.79 47.70 0.51 0.43 0.49 0.44 0.51 0.41 0.41 -en yoksul- Ikinci Üçüncü Dördüncü Besinci -en zengin- Gini Katsayisi (x) Kaynak : Ensari, 1997:18’den aktaran Aktan, 1998. Degerlendirme Notu : • En yoksul % 20’lik nüfusun Milli Gelir’den aldigi paylar 1973, 1987 ve 1994 yili itibariyle sirasiyla % 3.5, 5.24 ve 4.86’dir. 1987 yilinda göreceli olarak gözlenen iyilesme 1994 yilinda tekrar kötüleserek % 4.86’a inmistir. En zengin kesimin payi ise 1987’ye kiyasla iyilesmistir ve Milli Gelir’den aldigi pay 1994 yili itibariyle %54.88’e yükselmistir. Gelir dagilimindaki iyilesme / kötülesme’yi ifade etmek üzere kullanilan “Gini katsayisi” bazinda bakildiginda, 1994 yilinda Türkiye genelinde anilan katsayisi 0.49 olarak belirlenmistir, bu da 1987 yilina kiyasla gelir dagiliminin daha kötülestigini ifade etmektedir. • Orta gelir kesimini temsil eden üçüncü % 20’lik kesim Milli Gelir’den ancak % 12.61’lik pay alabilmektedir. Dikkat çekicidir ki, orta gelir kesiminin 1987’e kiyasla milli gelirden aldigi pay azalmistir. Bu kesimin gelir açisindan stabil -güçlü olamamasi sosyal kalkinma açisindan her bakimdan çok ciddi olumsuzluklar (konut-egitim–saglik harcamalarinin düsük olmasi vb) getirir. • Kentsel alanlarda 1987 yilinda en zengin yüz de % 20’lik kesimin Milli Gelir’ den aldigi pay % 50.93 iken, 1994 yili itibariyle % 57.22’e yükselmistir. Buna karsin orta gelir ve en yoksul % 20’lik kesimlerin aldigi paylarda tedrici bir azalma göze çarpmaktadir. Kirsal bazda incelendiginde, anilan hanelerin % 20’lik dilimlerinin Milli Gelir’den aldiklari paylari oldukça korudugu görülmektedir. Kirsal kesimden kentlere devam eden “göç olgusu” ’nun kentsel gelir dagilimini adaletsiz yönde etkiledigi burada ileri sürülebilir. (x) Gini katsayisi 0 ile 1 arasinda degisir. 0’a ne kadar yakin ise mutlak esitlik çizgisine o kadar yakin demektir. 1’e ne kadar yakinsa gelir dagilimi da o ölçüde “adaletsiz” olacaktir. GELIRIN % 5’LIK HANELERE GÖRE DAGILIMI Hane sirasi Türkiye geneli % 5’in geliri* Istanbul Aile basina % 5’in geliri** aylik gelir, $ 4711 42.33 1579 9.69 1217 6.92 1014 5.19 877 4.49 772 3.93 688 3.51 616 3.16 557 2.86 509 2.58 464 2.34 425 2.11 387 1.92 351 1.74 317 1.62 284 1.45 252 1.32 217 1.18 179 0.99 107 0.67 Aile basina aylik gelir, $ 13693 3134 2238 1679 1452 1271 1135 1022 925 835 757 683 621 563 524 469 427 382 320 217 En zengin % 5 30.34 2. % 5 10.17 3. % 5 7.84 4. % 5 6.53 5. % 5 5.65 6. % 5 4.97 7. % 5 4.43 8. % 5 3.97 9. % 5 3.59 10. % 5 3.28 11. % 5 2.99 12. % 5 2.74 13. % 5 2.49 14. % 5 2.26 15. % 5 2.04 16. % 5 1.83 17. % 5 1.62 18. % 5 1.40 19. % 5 1.15 20. % 5 0.69 Kaynak : Sönmez,2000 Not : Türkiye’de toplam hane sayisi 14,347,522’dir. 2000 yili Türkiye nüfusu 63,703,000, ortalama hane büyüklügü 4.4 kisi kabul edilmistir. * Her % 5’lik grup 727,376 aileden olusmaktadir. ** Her % 5’lik grup 94,694 aileden olusmaktadir. Degerlendirme notu : • Türkiye ölçeginde en zengin % 5 (727,376 aile)’in Milli Gelir’den aldigi pay % 30.34 olup aile basina aylik gelir ise 4,711 $ düzeyindedir. 2. sirada yer alan % 5’lik grubun aylik geliri 1,579 $/aile olmaktadir. Aradaki gelir farki ∼ 3 kata çikmaktadir. Son % 5 hane ise milli gelirden ancak % 0.69 gibi olaganüstü ciliz bir pay almaktadir. Bunun parasal karsiligi -aylik gelir- 107 $ / aile’dir. En üst dilimde yer alan ailenin aylik geliri, en yoksul dilimde bulunana kiyasla 44 kat fazla olup, gelir dagilimindaki “adaletsiz lik” durumunu yansitmaktadir. [Dagilimdaki çarpiklik, % 1 nüfus dilimi bazinda uygulandiginda, çok daha keskin biçimde görülecektir. Söyle ki % 1’lik grup – 143,475 aile- gelirin % 16.6’sini alirken (12,887 $/aile.ay) en alttaki % 1’lik kisim gelirin ancak % 0.07’sinden (54 $/aile.ay) pay alabilmektedir. Bu durumda anilan oran 238’e tirmanmaktadir]. • Istanbul bazinda bakildiginda gelir dagilimindaki çarpiklik daha kesin hale dönüsmektedir. En zengin % 5’lik dilim Istanbul’da üretilen gelirden % 42.33 gibi bir pay alirken, en alt yoksul dilimin aldigi pay sadece % 0.67 olmaktadir. Aile basina aylik gelir bazinda incelendiginde en üst ve en alt gelir gruplari sirasi ile 13,693 $/aile.ay ve 217 $/aile.ay hesaplanmaktadir, 63 kat fark mevcuttur ! Açiktir ki Istanbul’daki gelir dagilimindaki “esitsizlik” Türkiye ölçegine kiyasla daha keskindir. • Gelir dagiliminda ortaya çikan bu düsündürücü tablo toplumumuzda alt-orta ve düsük gelirliler gruplarinda özellikle kaliteli barinma, egitim ve saglik konularinda ivedilikle düzeltilmesi gereken çok ciddi sikintilarin bulundugunu gözler önüne sermektedir. Sosyal devlet anlayisi içinde saglikli toplumsal kalkinmamiz için bir yandan gelir dagilimini düzelten önlemlerle (reel ekonominin derinlik kazanmasi, etkin vergi reformlari ile ücretlinin üzerindeki vergi baskisinin azaltilmasi, kayitdisi ekonominin azaltilmasi vb) birlikte konut, egitim ve saglik sektörlerinde kamu agirlikli fonlarin olusturulmasi ve bunlarin çok etkin ve verimli sekilde yönetilmesi gerekmektedir. TÜRKIYE’NIN MAKRO EKONOMIK BÜYÜKLÜKLERINE TOPLU BAKIS -genel hatlari ile- GE NE L HATL AR IYL A T ÜRK IYE EK O NOMISI -2002• Gayri Safi Milli Gelir (GSMH) %7.8 -1987 fiyatlariyla degisimi• GSMH 181.6 Milyar $ • Kisi basina GSMH 2609 $/fert • GSMH deflatörü* • Enflasyon oranlari %43.8 Toplam Esya Tüketici • Birlesik faiz orani -Yillik agirlik ortalama• Döviz kurlari degisimi, % • Issizlik %50.1 %45.0 % 62.2 Dolar Euro Genel Kent Kir %22.6 %30.5 %10.6 %14.3 %5.8 • Kamu kesimi dengesi -GSMH cinsindeno Kamu kesimi açigi %12.8 o Bütçe açigi %14.9 o KIT açigi -%1.0 o Diger -%1.1 • Dis borç stogu O Orta ve uzun vadeli O Kisa vadeli 131.3 milyar $ 15.2 milyar $ • Toplam dis borç stogu 146.5 milyar $ (%72.3 -GSMH cinsinden-) • Toplam iç borç stogu 149.8 milyar $ (%82.4 -GSMH cinsinden-) • Ihracat 35.1 milyar $ • Ithalat 50.8 milyar $ • Ihracatin ithalati karsilama orani • Dis ticaret açigi % 69 15.7 milyar $ • Cari islemler dengesi - %6.0 -GSMH’ye oraniKaynak : Türkiye Ekonomisi 2003, TUSIAD, Aralik 2003. * GSMH deflatörü = Cari fiyatlarla GSMH .100 , % ile ifade edilen bir büyüklüktür. Enflasyon Sabit fiyatlarla GSMH -fiyatlarin artisi- oraninin yüksek oldugu dönemlerde “deflatör” orani da enflasyon endekslerine (tüketici fiyat endeksi TÜFE, toptan esya fiyat endeksi TEFE) yaklasir. Çizelge 2 TÜSIAD’IN MAKRO EKONOMIK SENARYOSU MAKRO EKONOMIK BÜYÜKLÜKLER GSMH (sabit fiyatlarla)* GSYIH (sabit fiyatlarla)* Enflasyon (TEFE)* Enflasyon (TÜFE) Rezerv Para* Konsolide bütçe geliri (tril TL) Konsolide bütçe gideri (tril TL) Konsolide bütçe dengesi (tril TL) Faiz harcamalari (tril TL) Konsolide bütçe dengesi (milyar $) Faiz disi bütçe dengesi (GSMH’a oran,%) Konsolide bütçe dengesi (GSMH’a oran,%) 2 0 0 3 I. çeyrek II.çeyrek III.çeyrek IV.çeyrek GELIR 4.9 4.8 22.4 25.1 41.5 7.4 8.1 33.7 27.6 44.6 3.7 3.9 32.8 30.0 36.9 20,364 31,253 -10,889 15,787 -6.6 - 24,325 38,195 -13,870 19,066 -9.2 - Yillik VE FIYAT 5.1 5.1 5.0 5.3 15.4 25.6 19.4 25.3 29.0 41.4 KONSOLIDE BÜTÇE 27,061 27,800 99,551 32,127 39,900 141,476 -5,066 -12,100 -41,925 11,712 14,000 60,565 -3.6 -8.4 -27.9 5.3 -11.9 2 0 0 4 I. çeyrek II.çeyrek III.çeyrek IV.çeyrek Yillik 3.5 3.3 9.3 15.7 24.0 5.0 5.1 9.4 13.4 20.0 5.6 5.8 13.5 15.1 21.0 4.3 4.5 12.7 13.6 21.0 4.7 4.8 11.2 14.5 21.4 25,000 40,000 -15,000 21,000 -10.9 - 27,000 34,000 -7,000 14,500 -4,9 - 30,000 42,000 -12,000 18,000 -8.1 - 31,000 46,000 -15,000 16,000 -9.7 - 113,000 162,000 -49,000 69,500 -33.6 5.0 -11.9 2004 yili Hükümet programi 5.0 12.0(a) 12.0(a) 114,500 160,900 -46,400 67,000 5.0 -11.1 Nominal döviz kuru (TL/$) Nominal döviz kuru (TL/$)* Reel döviz kuru (TL/$) (1999=100)** Reel döviz kuru (TL/$)* DÖVIZ KURLARI 1,645,316 1,507,181 1,388,275 1,436,953 1,494,431 1,380,000 1,420,000 1,480,000 1,550,000 1,457,500 1,604,000 21.5 6.8 -15.5 -10.9 -0.7 -16.1 -5.8 6.6 7.9 -2.5 127.4 147.4 161.2 162.2 149.5 175.8 177.4 174.1 170.9 161.6 5.0 21.7 48.1 34.0 26.6 38.0 20.4 8.0 5.3 16.7 Nominal döviz kuru (TL/ ?) Nominal döviz kuru (TL/ ?)* Reel döviz kuru (TL/ ?) (1999=100) Reel döviz kuru (TL/ ?)* Çapraz kur (?/$) 1,766,431 1,708,772 1,558,591 1,712,617 1,686,602 1,700,000 1,750,000 1,820,000 1,900,000 1,792,500 48.9 31.5 -3.6 6.0 18.0 -3.8 2.4 16.8 10.9 6.3 103.3 113.2 125.1 118.6 115.1 124.3 125.4 123.3 121.5 120.3 -14.3 -1.2 29.7 12.7 5.4 20.3 10.8 -1.4 2.4 7.4 107.4 113.4 112.3 119.2 113.0 123.2 123.2 123.0 122.6 123.0 Nominal faiz (bilesik %) Reel faiz (bilesik %) Ithalat (cif, milyar $) Ihracat (fob, bavul tic hariç, milyar $) Dis ticaret dengesi (milyar $) Görünmeyen kalemler (diger cari) (milyar $) Cari islemler dengesi (milyar $) Ithalat (cif)* Ihracat (fob)* 57.3 23.2 14.2 10.3 -3.9 1.6 -2.3 37.2 30.3 52.3 17.2 16.4 11.3 -5.2 3.3 -1.9 31.9 32.2 40.9 12.7 DIBS FAIZI 29.3 8.2 44.9 15.7 DIS TICARET ve CARI ISLEMLER 18.4 19.0 68.0 12.0 13.0 46.6 -6.4 -6.0 -21.4 6.5 3.5 14.9 0.2 -2.5 -6.5 36.4 27.1 32.7 29.5 29.1 30.2 26.0 8.9 25.0 10.2 22.0 6.0 20.0 5.6 23.3 7.7 16.5 11.5 -5.0 3.0 -2.0 16.1 11.6 17.5 12.5 -5.0 3.5 -1.5 6.7 11.1 18.5 13.5 -5.0 4.4 -0.6 0.8 12.5 20.0 14.5 -5.5 3.6 -1.9 5.3 11.5 72.5 52.0 -20.5 14.5 -6.0 6.7 11.7 75.0 51.5 -24.0 18.8 -5.2 Italik rakamlar TÜSIAD tahminidir. (*) Bir önceki yiiln ayni dönemine göre yillik % degismeyi gösterir. (**) Reel döviz kuru endeksindeki düsüs TL’nin $ karsisinda deger kaybettigini göstermektedir. (a) TÜSIAD yil sonu tahminleri TEFE’de ve TÜFE’de sirasi ile % 12.4 ve % 13.5’dur. Sermaye hareketlerinin liberallesmesi/ SSCB ve Dogu Askeri Bloku’nun yönetim çöküsü Kasim Subat Nisan 1997-1998 Asya 1999 2000 2001 1994 ülkelerinde krizi krizi depremleri krizi kriz 220 200 180 X =172 Milyar $ GSMH (Milyar $) 160 (1990-2001) (1) 140 (2) 120 100 80 60 40 20 0 0 (2)/(1) 0.6 Yillar (3) (2) / (1) 0.7 0.8 20 40 60 X(2) /(1) = 0.83 80 100 0.9 120 1.0 140 1.1 1.2 160 (1) Cari fiyatlarla $ cinsinden (2) 1987 fiyatlariyla $ cinsinden (3) Dolar kurundaki yillik degisim Dolar kurundaki yillik degisim orani , % 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 180 Sekil 3 1980-2001 döneminde Gayri Safi Milli Hasila (GSMH)‘nin (Cari fiyatlar ve 1987 fiyatlari cinsinden $ bazinda) degisimleri, X = Ortalama deger Degerlendirme notu : • Cari fiyat bazinda Gayri Safi Milli Hasila (GSMH) 1980-2001 döneminin ilk yarisinda sürekli sekilde artis göstererek 70 Milyar $’dan 180 Milyar $’a ulasmistir. 1990’li yillarda küresellesmeye saglam, istikrarli bir ekonomi ile bütünlesemeyen ülkemizde 1994, 2000 ve 2001 krizleri yasanmistir. Bu krizlerde ekonomimiz ciddi boyutlarda küçülmüstür. Örnegin, 2001 Subat krizi sonucunda GSMH 1994’deki milli gelir düzeyini ancak yakalayabilmistir. • 1987 / cari fiyat orani ise kriz dönemlerinde (1994, 2001) yasanan büyük boyutlu develüasyonlarin (% 170, % 95) sonucunda 0.65 degerinden ~ 0.8’e çikmistir. Bu oranin 1’e yaklasmasi bir anlamda TL’nin $ karsisindaki “deger kaybi”’nin boyutunu ifade eder. 198 0-2 0 01 DÖ NE MIN DE S AB IT S ER MA YE YAT IR IML AR ININ G EN E LD E V E KO NU T S EK TÖ RÜ B AZIN D A D EG IS IMLE R I Yillar GSMH Sabit Genel Cari fiyatlarla (Milyar $) Toplam Kamu Özel sermaye Oranlar, % yatirimlari Toplam / GSMH, % Kamu / Özel / Toplam Toplam (1) (2) (3) (4) (3)/(2) (4)/(2) (2)/(1) 1980 69.78 40 60 21.8 15.2 6.1 9.1 1981 72.80 45.5 54.5 19.8 14.4 6.6 7.8 1982 65.95 42.7 57.3 19.2 12.6 5.4 7.2 1983 62.20 43.3 56.7 20.1 12.5 5.4 7.1 1984 60.75 41.5 58.5 19.3 11.7 4.9 6.9 1985 68.20 45.5 54.5 20.1 13.7 6.2 7.5 1986 76.46 44.7 55.3 22.8 17.4 7.8 9.6 40.5 59.5 24.6 1987 87.67 21.6 8.7 12.9 1988 90.92 33.9 66.1 26.1 23.7 8.1 15.7 1989 108.62 33.5 66.5 22.5 24.4 8.2 16.3 1990 152.32 30.8 69.2 22.6 34.5 10.6 23.9 1991 152.14 31.7 68.3 23.7 36.0 11.4 24.6 1992 160.23 31.5 68.5 23.4 37.5 11.8 25.7 1993 181.81 27.4 72.6 26.3 47.8 13.1 34.7 1994 130.89 20.2 79.8 24.5 32.1 6.5 25.6 1995 171.98 17.5 82.5 24 41.2 7.2 34.0 1996 184.72 20.3 79.7 25.1 46.3 9.4 36.9 1997 194.11 23.1 76.9 26.3 51.0 11.8 39.3 1998 205.81 25.8 74.2 24.3 50.1 12.9 37.2 1999 187.47 29.6 70.4 22.1 41.5 12.3 29.2 2000 201.38 30.6 69.4 22.6 45.6 14.0 31.6 2001 146.76 30.9 69.1 18.9 27.8 8.6 19.2 33.2 66.8 22.7 30.0 8.9 21.0 X S 8.7 8.7 2.4 13.8 2.8 11.5 V% 26.2 13.0 10.6 46.0 31.4 54.8 X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= Degiskenlik katsayisi, V= S / X .100, % Konut sektörü itibari ile Cari fiyatlarla oranlar, % Özel Kamu Toplam 44.7 30.1 29.5 29.2 30 32.3 37.0 45.7 53.3 54.2 46.5 47.1 46.3 44.7 51.8 43.3 39.8 35.8 34.1 33.8 23.7 26.7 39.1 9.1 23.3 2.4 2.4 1.4 1.8 2.6 2.6 2.0 1.6 1.8 1.8 4.0 2.2 2.6 1.2 1.7 1.5 1.7 1.2 1.1 1.3 0.8 0.9 1.8 0.7 38.9 27.8 17.5 17.5 17.3 18.6 18.8 21.4 27.9 35.8 36.7 33.4 32.9 32.5 32.8 41.7 36 32 27.8 25.5 24.1 16.7 18.7 27.0 7.8 38.9 Insaat sektöründeki istihdam (bin kisi) 1112 1039 993 962 1033 1215 1181 1211 1267 1286 1290 1294 1329 1076 1163.4 125.2 10.8 Degerlendirme notu : • 1980-2001 döneminde sabit yatirimlarin sektörel dagilimina bakildiginda, kamu ve özel sektörün ortalama degerleri sirasi ile % 33.2 ve % 66.8 olmustur. Uygulanan politikalarin sonucu olarak kamu orani 1988-1989 yilindan it ibaren ciddi sekilde azalmistir. Özel sektör, 1994-2001 döneminde ekonomimize hakim olan “üretimsizlik” anlayisindan dolayi, bu boslugun güçlü ve sürekli sekilde doldurulmasinda basarili olamadi. • Toplam sabit sermaye yatirimlarinin GSMH’daki payi ortalama % 22.7 olarak hesaplanmistir. G.Kore ve Çin’ deki % 30-35 gibi yüksek paylar dikkate alindiginda, bu oranin gelismekte olan ülkemiz için yeterli olmadigi açiktir. Bu oranin çok uzun yillar içinde degismemesinin altinda yatan en önemli etmenin toplumumuzda “üreterek tasarruf zihniyeti”’nin “üretmeden tüketme zihniyeti” ile yer degistirmesidir. • Konut sektörünün yatirimlar içindeki payinin ortalamasi % 27 düzeyinde hesaplanmistir. Dikkat çekicidir ki incelenen oran 1988 yilindan itibaren tirmanisa geçerek gelisimini 1994 yilina kadar (% 41.7) sürdürmüs, o yildan itibaren de dalgali da olsa sürekli azalmis ve % 18’e kadar inmistir. Konut sektöründe yapilan yatirimlarin inisli-çikisli oldugunu degiskenlik katsayisinin yüksekligi (V=% 38.9) ortaya koymaktadir. • 1988-2001 döneminde insaat sektöründe istihdam edilen isçi sayisindaki degiskenlik katsayisi V= % 10.8 mertebesinde kalmistir. Böyle bir deger sektörde çalisan isçi sayisinin “ortalama deger” civarinda çok az sapma ile degistigini ifade etmektedir. Nisan 1994 krizi Kasim 1999 2000 Subat depremleri krizi 2001 krizi 50 40 30 Toplam Özel 20 10 Kamu 0 10 0 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 Yillar 20 10 30 X = 33.2 40 X = 22.7 60 100 20 30 X = 66.8 70 90 15 25 50 80 5 (Kamu s.s.y / Toplam s.s.y)x100 (Özel s.s.y / Toplam s.s.y)x100 (Toplam s.s.y / GSMH)x100 Trend 35 40 45 Toplam sabit sermaye yatirimi / GSMH, % Kamu ve özel sabit sermaye yatirim oranlari , % Sabit sermaye yatirimlari (Milyar $) 60 Sermaye hareketlerinin liberallesmesi/ SSCB ve Dogu Bloku’nun Askeri çöküsü yönetim 50 Sekil 4 1980-2001 döneminde kamu ve özel sabit sermaye yatirimlarinin (s.s.y) degisimleri (cari fiyatlarla) Degerlendirme notu : • Sabit sermaye yatirimlari 1985’den 1993’e kadar hizli bir artis egilimi göstermistir. Bu artisa büyük ölçüde özel sektörün yatirimlari etki etmistir. Yasanan 1999 depremleri sabit sermaye yatirimlarinin ciddi sekilde azalmasina yol açmistir. Örnegin, 2001 yilindaki sabit sermaye yatiriminin boyutu ~ 1989 yilinda gerçeklesen sabit sermaye yatirimi kadardir. • Sabit sermaye yatirimlarinin GSMH’ya orani önemli degisimler göstermemis, ortalama %22.7 seviyesinde kalmistir. Bu büyüklük, uzun süre yüksek büyüme oranlari (% 6-8) gösteren kimi ülkelerdeki % 30-35 oraninin altinda kalmistir. • Sabit sermaye yatirimlari içinde 1980’lerde kamunun % 40 düzeyindeki payi giderek küçülmüs, 1994-1996 döneminde ise % 17-20 lik bir paya kadar azalmistir. 1999’dan itibaren bu pay % 30 düzeyine çikmistir. Çok ilginçtir ki özel sektör, 1985-1993 döneminde sergiledigi yatirim atagini 19942001 döneminde saglayamamistir. Anilan dönemde iç borçlanma faizi oranlarinin -reel faiz oranlariçok yüksek olmasi, genel ekonomide “üretimsizlik” kavraminin çok ciddi ölçülerde kök salmasina ve yayginlasmasina yol açmistir (Kriz öncesi dönemlerde sicak paranin getirisi örnegin 1992 yilinda % 15.73, 1993 yilinda % 17.2, 1998 yilinda % 29.9, 1999 yilinda ise % 43.55 gibi çok yüksek degerlerde bulunuyordu,Yentürk 2003). YAT IRIM - BÜYÜME - IST IHDAM ILISKILE RI (x ) (1990-2002) Yillar Sabit sermaye yatirimlari artis orani Büyüme Istihdam 12 aylik fiyat hizi ,% artis orani artisi,% Toplam, % Kamu, % Özel, % 1990 15.9 8.9 19.4 9.3 1991 1.2 1.8 0.9 0.7 2.6 71.1 1992 5.5 2.3 7.1 5.8 0.3 66.0 1993 26.4 7.2 35.0 8.4 -5.4 71.1 1994 -16.0 -30.8 -10.7 -5.0 7.5 125.5 1995 9.1 -18.8 16.9 6.7 2.5 78.9 1996 14.1 24.4 12.1 7.3 2.5 79.9 1997 14.8 28.4 11.9 7.6 -0.1 99.1 1998 -3.9 13.9 -8.3 3.2 2.5 69.7 1999 -15.7 -8.7 -17.8 -4.7 2.6 68.8 2000 16.5 19.7 15.4 7.1 -3.9 39.0 2001 -31.7 -22.0 -35.1 -7.4 -1.0 68.5 2002 -0.8 14.5 -7.2 7.8 0.4 29.7 2.7 3.1 3.0 3.6 0.9 72.3 X S 16.3 18.4 18.5 5.8 3.4 24.6 V= S/ X .100, % 597.9 586.6 608.8 160.8 385 34.0 X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= Degiskenlik katsayisi, V= S / X .100, % Kaynak: DIE, Milli Gelir Istatistikleri, Hanehalki Isgücü Anketi sonuçlari ve Tüketici Fiyat Endeksleri Degerlendirme notu : • 1990-2002 dönemine genel olarak bakildiginda; yatirim, büyüme ve istihdam artis oranlari kimi yillarda bir paralellik gösterir, fakat bu egilim “sürekli” bir özellik sergilemez ve kimi yillarda ise hiç bir etkilesim yokmuscasina bulgular ortaya çikmaktadir. Kisacasi, istihdam artislarinin yatirim ve büyümenin gerisinde kaldigi ifade edilebilir. • Incelenen dönemde toplam sabit sermaye yatirimlarindaki maksimum azalma toplamda % 31.7, kamu sektöründe % 22 ve özel sektörde % 35.1 ile 2001 yilina aittir. Bu kriz yilinda, her iki makro ekonomik gösterge (milli gelir, istihdam) % 7.5 ve % 1 oraninda küçülmüslerdir. Istihdamda bu azalma yaklasik 450,000 yeni issize neden olmus, açik issizlik sayisi yaklasik 2 milyona tirmanmistir. Sonuçta, ülkemizdeki tablo söyle özetlenebilir : Düsük yatirim düzeyi Düsük verimlilik Isgücünün egitim düzeyi çok düsük ve düsük gelir düzeyi Düsük büyüme orani Ortalama % 3.6 Düsük istihdam Tasarruf- yatirim iklim kosullarinin yetersizligi ve istikrarsizligi -% 72 enflasyon- (1990-2002) Düsük tasarruf orani Düsük yatirim düzeyi • OECD ülkeleri ile bir karsilastirma yapidiginda elde edilen tablo çok farkli çikmaktadir. Söyle ki, 1989-1999 döneminde yillik ortalama % 1.2 istihdam artisi, % 2.6 gibi bir büyüme hizi ile elde edilmistir. 15-65 yas dilimi nüfusun % 65 oldugu ülkemizde, ortalama % 3.6 düzeyindeki bir büyüme oraninin istihdam sorununun kalici çözümü için yeterli olmayacagi açiktir. Kaynak : S.I. Köstekli : Türkiye’nin Üretim-Istihdam Sorunu, Strateji ve Politika Önerileri, TISK, Ankara, 2003 ’den degistirilerek INSAAT SEKTÖRÜ ve SORUNLARI Çizelge 3 INS AAT SE KT ÖRÜNÜN SORUNL ARI -Genel Hatlari ile - Se ktörün Ekonomi ye Katkilari • Milli gelirdeki payi ortalama % 5-6 SEKTÖR (mevcut katma deger üretimi : 9-12 milyar $/yil, potansiyel: 18-24 milyar $/yil) • Istihdam edilen isçi sayisi ortalama 1,163,000 kisi/yil (1980-2001dönemi) • Reel ekonominin birçok sektörü ile geri-ileri baglantili: ekonomiyi canlandiran “sektör” • 1970’li yillardan bu yana uluslararasi ihalelerde yer alarak ülke ekonomisine döviz kazandirmasi (kümülatif yurt disi ihale bedeli: 38.38 milyar $, proje sayisi: 1564 (1972-2003); ihale bedeli: 1.13 milyar $/yil (2000-2003 ortalamasi) SEKTÖRÜN IÇ SORUNLARI ÜLKE EKONOMISI ve YÖNETIMDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR • Sektör içinde çalisan müteahhitlerin çalisma ve • Iç tasarruflari arttiran ve reel ekonomiye dönüsünü • • • • • • denetim kosullarini belirten, sektörel gereksinimlere cevap veren çagdas, hukuki bir alt yapinin bulunmamasi. Sektörde büyük katma degerler yaratacak projelere, gerek proje gerekse uygulama bazinda verimlilik kazandiracak “AR-GE çalismalari”’nin hemen hemen olmamasi. Beseri sermaye stogunun (mühendis, mimar, teknik eleman) niteligini arttiracak hizmet içi egitim programlarina sürekli yatirim yapilmamasi. Egitim-ögretim kurumlarinin arzettigi mühendis/mimar sayisinin sektörde yeterince istihdam edilmemesi. Nitelikli teknik elemanlarin yerine, yeterli donanima sahip olmayan isgücünün sektörde yaygin sekilde istihdam edilmesi.Nitelikli ara isgücünün (beton, kalip, demir, duvar ve tesisat isçiligi) ciddi boyutlardaki eksikligi sonucu sektörel verimliligin düsüklügü. Sektörel rekabeti çok olumsuz sekilde etkileyen “kayit disi ekonomi” çok yaygin. Özellikle büyük/ orta ölçekli isletmeler bu durumdan ciddi boyutlarda etkilenmektedir. Yasanan “kayit disilik” anilan islet melerde saglikli fonlarin olusmasina izin vermemektedir. Bu durumda oto finansman imkanlarinin daralmasi hatta ortadan kalkmasi Sektörel “isyeri emniyeti ve sagligi” performanslari çok düsük. Bu durum çok büyük ölçüde sektörel verimliliginin düsük olmasindan kaynaklanmaktadir. Konut üretiminde (proje - uygulama - servis süresi) çagdas “yapi denetim-sigorta sistemi”’nin eksikligi. • • • • • • • saglayan makro-ekonomik yapinin ve bankacilik sektörünün olusturulamamasi Ekonominin plan disiplininden uzaklasmasi hatta kaybolmasi. Sanayi ve tarim sektörlerinde üretkenligi ve istihdami arttirici politikalarin olusturulmamasi Beseri sermayenin egitilmesi konusunda vizyon ve gerçekçi programlarin olmamasi, buna bagli olarak kamu ve özel sektörde nitelikli eleman stogunun bir türlü olusturulmamasi Sanayi-Tarim-Ihracat baglantisinin, olmasi gereken düzeyde kurulmamis olmasi -yüksek katma degerli mallarin ihracat içinde fevkalade ciliz kalmasi. Rekabet kurallarinin AR-GE yogunluklu çalismalar ile saglanacagi yerde; isçi ücretlerini baski altinda tutarak, devletten saglanan etkinligi sorgunlamasi gereken tesviklerin agirlikli olarak kullanilmasi. Ülkenin yeniden saglikli biçimde yapilandirilmasi konusunda gereken hukuki alt yapinin iç dinamikler yerine dis dinamikler yolu ile kurulma çabalari Artan kentlesme hizina uygun bir hizla arsa ve altyapi üreterek saglikli konut politikalarinin olusturulmamasi. Siyasi iradenin sürekli biçimde seçimlerin öncesinde çikardigi “imar aflari” ile gecekondulasmaya ödün vermesi. Konut sektöründe “prefabrikasyon yapim teknolojileri”’nin desteklenmesi 1980-2000 döneminde yasanan çok yüksek oranli “enflasyon olgusu” (Ortalama enflasyon orani 1970’ ’li yillarda % 34, 1980’li yillarda % 43, 1900’li yillarda % 74’e yükselmistir). Artan iç borçlanma olgusunun toplumda yatirim - reel üretim kültürünü örselemesi Kayit disi ekonomi konusunda etkin önlemlerin alinmamasi sonucunda kamusal gelir kayiplarinin sürekli biçimde artmasi. Bütçe birlesiminde “transfer ödemeleri”’nin giderek artmasi sonucunda “yatirim kalemleri”’nin cilizlasmasi INSAAT SEKTÖRÜNDE “DARALMA”NIN NEDENLERINDEN BIRI : KAMU YATIRIMLARINDA DEVAM ETMEKTE OLAN CIDDI TIKANIKLIKLARIN VARLIGI • 2003 yili yatirim programinda mahalli idarelerin yatirimlari ve yatirim isçiligi hariç olmak üzere 3851 adet proje yer almaktadir. Bu projelerin parasal karsiligi -2003 yili fiyatlari ile- 111.4 Milyar ? olup, baslangicindan 2002 yili sonuna dek projeler için gerçeklestirilen kümülatif harcama 13.2 Milyar ? -2003 fiyatlari ile- dis proje kredisinden karsilanmak üzere 47.9 Milyar ? düzeyindedir. 3851 proje için 2003 yilinda 2.2 Milyar ?’su dis kredi olmak üzere 7.4 Milyar ? yatirim ödenegi ayrilmisti r (Yüksek Planlama Kurulu, 2003). • Açiktir ki 1990’li yillarin basindan itibaren artarak devam eden iç ve dis borçlanmanin agir faiz yükünün baskisi altinda bulunan bütçemiz, “yatirim kalemleri” için gereken fonlari gerekli miktarda tahsis etme yeteneginden yoksundur. Asagidaki tablo durumu açikça kanitlamaktadir. (Akarcali, 2001) 1990-2000 Dönemi Gider Kalemlerinin Giderler Içindeki Paylari Iç ve Dis Borç Faiz Ödemeleri 165.585 milyar $ %32.71 Personel Giderleri 143.976 milyar $ %28.44 Diger Cari Giderler 41.960 milyar $ %8.29 Yatirim Giderleri 41.930 milyar $ %8.29 Sosyal Güvenlik Giderleri 32.341 milyar $ %6.39 Diger Transferler 28.960 milyar $ %52.72 Vergi Iadeleri 19.975 milyar $ %3.95 Fon Ödemeleri 16.302 milyar $ %3.23 KIT’lere Transferler 11.983 milyar $ %2.37 3.096 milyar $ %0.61 Devlet Istiraklerine Katki Payi • Iç ve dis borçlarin faiz ödemeleri 1990-2000 döneminde yaklasik 166 milyar dolar olup toplam içindeki payi ise % 33 mertebesindedir. Buna karsin yatirim giderlerinin toplami 42 milyar dolardir. Aldigi pay sadece % 8’dir. Gelismekte olan ülkemiz için bu payin kuskusuz yeterli olmadigi, anilan dönemde Gayri Safi Milli Hasila’da yasanan “inisli-çikisli büyüme” ile açikça sergilenmektedir. • 111.4 milyar ? tutarindaki proje stogunun en azindan % 60-70 oraninin dogrudan dogruya insaat sektörü ile ilintili oldugu göz önünde tutulursa, sektörün karsi karsiya kaldigi olumsuz durum kendiliginden anlasilmaktadir. • Mevcut kamu yatirim stogunun, yatirim programina yeni proje almaksizin ve sonraki yillarda da ayni düzeyde ödenek tahsis etmesi durumunda, projenin ne kadar sürede tamamlanacagini ifade eden “ortalama tamamlama süresi”, 2001 yilinda yasanan kriz sonrasi 12.5 yila kadar çikmisken, yapilan kamu yatirim programi rasyonellestirmesi -2002 yili itibari ile- sonucunda 1602 adet proje yatirim programinin disina çikartilmis, (2003 yili itibari ile mevcut proje sayisi : 3851 adettir), sonunda 7.6 yila indirilmistir. • Proje sürelerinin su veya bu nedenle, öngörülen süre içinde tamamlanmamasi ekonomik açidan “proje verimliligi”’nin çok ciddi boyutta sorgulanmasini gerektirmektedir. Ülkemizde makro ekonomi boyutunda çok ciddi savurganlik olusturan uzun proje bitis sürelerinin ivedilikle alinacak önlemlerle azaltilmasi saglanmalidir. 1980-96 yillari arasinda bazi sektörlerde proje bitis süreleri söyledir (Yakin, 2001) : Öngörülen (yil) Bitis Süresi (yil) Gecikme (yil) Gecikme x100, % Öngörülen Enerji Ulastirma 5.2 3.4 14.7 9.3 9.5 5.9 182 173 Imalat 4.5 15.0 10.5 233 Görüldügü üzere (gecikme süresi / öngörülen süre) orani %173-233 gibi olaganüstü yüksek oranlarda degismektedir. Bir türlü üretime geçmeyen, fon yaratmayan projelerin varligi ülkemiz için çok ciddi açmazlardir. • En az yolsuzluklar kadar üzerinde durulmasi gereken bir diger konu da “siyasi yatirim” projelerinin yol açtigi “savurganliklar”’dir. Bu durum, diger fizibil projeler için gerekli yatirim ödeneklerinin cilizlasmasina yol açar. 19962001’de “DMMI”’nin ekonomik açidan isletilebilir olmayan hava limanlarinda (S.Demirel, Balikesir, Sinop, Sivas, Tokat, Usak, Zonguldak) sefer basina ortalama yolcu sayisi (11-15) dikkate alindiginda, anilan projelerin ülkeye yükledigi maliyetlerin çok yüksek (Erdal, 2003) oldugu açiktir. 1992-2002 DÖNEMINDE SEKTÖRLER BAZINDA GSMH’NIN YILLIK BÜYÜMELERI Kasim Subat 1999 2000 2001 depremleri krizi krizi GSMH'nin büyüme orani, % Nisan 1994 krizi 16 14 12 10 8 6 4 2 0 -2 -4 -6 -8 -10 -12 -14 -16 Ticaret ( ) Sanayi ( ) Tarim ( ) Ulastirma ( ) Insaat ( ) Toplam -GSMH- 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Yillar Sekil 5 GSMH’nin yillara göre sektörel büyüme hizi Sektörler*, % Tarim Sanayi Ulastirma Ticaret Insaat Toplam 1992 1993 1994 4.3 -3.6 -0.7 5.9 8.2 -5.7 8.1 8.2 -2.0 6.9 11 -7.6 6.2 7.9 -2.0 6.4 8.1 -6.1 1995 1996 2.6 5.2 12.1 7.1 5.9 8.4 11.6 8.7 -4.7 5.8 8.1 7.1 1997 1998 1999 2000 -2.0 7.6 -4.6 4.1 10.4 1.8 -5.0 -5.6 7.2 6.0 -4.0 5.1 11.2 1.2 -6.8 11.6 4.6 -0.3 -12.7 5.8 8.0 3.8 -6.4 6.1 2001 2002 X -6.1 7.1 1.26 -7.5 9.4 2.83 -4.9 5.4 3.94 -9.4 10.7 4.46 -5.9 -4.9 -0.02 -9.4 7.8 3.04 S 4.85 7.45 5.04 8.53 6.60 6.81 V, % 384 263 128 191 36300 223 Açiklama : X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= S/ X .100= Degiskenlik katsayisi * 1987 fiyatlari ile Degerlendirme notu : • 1992-2002 GSMH’nin ortalama büyüme orani % 3 düzeyinde kalmistir. Bu deger Türkiye gibi nüfusu artan ve ekonomik olanaklari bulunan bir ülke için yeterli degildir. Büyümenin istikrarsizligini ortaya koyan “degiskenlik katsayisi” ise V= % 223 olarak belirlenmistir. Bu, anilan dönemde gerçeklestirilen “büyüme”’nin fevkalade “inisli-çikisli” olduguna isaret etmektedir. Bir karsilastirma yapilirsa (1990-1999) döneminde G.Kore ve Sili’de ortalama büyüme ve degiskenlik katsayi lari %6.3; V=%79 ve %6.4; V=%59 seklinde gerçeklestirilmistir (Uygur, 2001). Ülkemizdeki performansa etki eden en önemli faktör yasanan derin ekonomik krizler (1994, 1999, 2001) olmustur. • Genel olarak bakildiginda insaat sektörünün büyümesi toplam GSMH büyümesi ile ilintilidir. Daha açik anlatimla GSMH’da yasanan bir “daralma” insaat sektörünün performansinda da yansima bulmaktadir. COGRAF I BÖLGELER BAZINDA KIM I EKONOM IK G ÖSTERGELER VE ÇIMENTO, HAZI R BETON VE PREFABRIKASYON SEKTÖRÜ x100, % 12 13 (1996-2001) 2001 fiyatlari ile 2000 14 15 16 17 2000 Iç pazar çimento satislari Prefabrikasyon kullanimi (kg/fert) 11 Hazir Beton kullanimi (kg/fert) Kisi basina GSYIH (Milyon TL) -1987 fiyatlari ile - 10 Prefabrikasyon payi ,% Köy 9 Hazir Beton payi , % Köy 8 2000 2000 2000 2001 Iç pazar çimento tüketimi (ton) GSYIH (Milyon TL) -1987 fiyatlari ile - Sehir 7 Istihdam edilen kisi sayisi Toplam Sehir Toplam 6 −5 5 Yatirim tutari (Milyar TL) 6 2000 Belge adedi 5 1990 Kisi basina toplam 6 banka kredisi (10 TL) 4 2000 10000 kisiye düsen motorlu kara tasiti sayisi 3 1990 10000 kisiye düsen özel otomobil sayisi 2 Yillik nüfus artis hizi (1990-2000), %o Kisi basina elektrik tüketimi (kWh) 1 Nüfus (2000) GSYIH içindeki payi Bölgeler ve gelismislik endeksi* büyüklükleri (2003) AKDENIZ (0.0207) DOGU ANADOLU (-1.162) EGE (0.483) 8717456 5230364 3487092 21.56 25.53 15.88 1034263013931730 1481551 1607672 8.51 % 12 1445 614 1227 380.2 3136 29924601 198464 4271617 % 23.4 % 2.6 106.6 11.8 6142365 3260861 2881504 13.84 35.52 -6.10 3322029 3889589 615865 635411 3.17 % 3 8950972 5516663 3434309 16.42 23.88 5.50 1377105219904085 1822911 2234412 22.57 % 17 1770 797 1421 536.1 4856 23231446 286430 3575623 % 31.6 % 1.1 120.8 4.0 G.DOGU ANADOLU (-1.011) IÇ ANADOLU (0.481) KARADENIZ (-0.513) MARMARA (1.702) K.Ö.Y TOPLAMI TÜRKIYE 6613118 4152041 2461077 24.86 36.79 7.49 4513963 6068009 890773 925812 3.93 % 5 569 854 197 208 343 505 119.0 871 4007901 54686 1650208 % 10.5 % 0.0 24.6 - 130.2 1844 14160739 113694 2883238 % 14.4 % 0.1 50.2 0.24 11635882 8057866 3578016 16.02 22.83 2.19 1353111519087554 1364712 1650019 20.91 % 16 1131 882 1286 876.9 4096 24106450 249346 6132837 % 27.0 % 3.3 138.8 17.0 8439355 4143669 4295686 3.65 21.63 -11.08 8128835 10790650 1001788 1279616 27.73 % 9 987 435 755 410.9 2141 8396936 152392 4675333 % 25.9 % 4.3 108.9 18.1 17354167 13738492 3615675 26.63 28.31 20.49 2996884045117496 2274373 2621463 15.26 % 38 2195 877 1235 1413.210739 87168539 657713 8326220 % 39.3 % 4.5 186.4 21.4 24427271 13046478 11380793 11.78 29.43 -5.24 17679750 23377746 67853315 4409995 6 4.02 83578464 118789113 1487082 23753359 18.35 27.02 835034 960463 15.02 784 1760856 18.41 % 100 1432 216.4 652 1056 705.9 5128 28701419 351409 32811 219698031 2064134 31500000 % 28.6 % 3.0 121.7 12.7 Kaynak : 1-11 DIE verileri, 12-14 ise TÇMB verileridir. *Gelismislik endeksi, ekonomik ve sosyal alanlardan seçilen 58 adet degiskenin “temel bilesenler analizi teknigi” ile belirlenen “bilesik indisi” ifade etmektedir. Bu degerler DPT2003 kaynagindan alinmistir (Asagidaki cografi bölgelerde yer alan iller, gelismislik endeksi degerine göre büyükten küçüge dogru sirali olarak verilmistir). Akdeniz Bölgesi : Adana, Antalya, Mersin, Isparta, Hatay, Burdur, Osmaniye, Maras ; Dogu Anadolu Bölgesi : Elazig, Malatya, Tunceli, Erzincan, Erzurum, Kars, Igdir, Ardahan, Van, Bingöl, Hakkari, Bitlis, Agri, Mus ; Ege Bölgesi : Izmir, Denizli, Mugla, Aydin, Manisa, Usak, Kütahya, Afyon ; G.Dogu Anadolu Bölgesi : G.Antep, Kilis, Diyarbakir, Adiyaman, S.Urfa, Batman, Mardin, Siirt, Sirnak ; Iç Anadolu Bölgesi : Ankara, Eskisehir, Kayseri, Konya, Kirikkale, Nevsehir, Karaman, Kirsehir, Nigde, Sivas, Aksaray, Çankiri, Yozgat ; Karadeniz Bölgesi : Bolu, Zonguldak, Karabük, Samsun, Rize, Trabzon, Amasya, Artvin, Düzce, Çorum, Giresun, Kastamonu, Bartin, Sinop, Tokat, Ordu, Bayburt, Gümüshane ; Marmara Bölgesi : Istanbul, Kocaeli, Bursa, Tekirdag, Yalova, Kirklareli, Balikesir, Edirne, Bilecik, Sakarya, Çanakkale ; K.Ö.Y (kalkinmada öncelikli yöreler) : Adiyaman, Agri, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Bartin, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çanakkale (Bozcaada, Göçeada), Çankiri, Çorum, Diyarbakir, Elazig, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüshane, Hakkari, Igdir, K.Maras, Karabük, Karaman, Kars, Kastamonu, Kirikkale, Kirsehir, Kilis, Malatya, Mardin, Mus, Nevsehir, Nigde, Ordu, Osmaniye, Rize, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, S.Urfa, Sirnak, Sirnak, Tokat, Trabzon, Tunceli, Van, Yozgat, Zonguldak. BÖLGESEL GELISM ISLIK DÜZEYININ INSAAT SEKTÖRÜ ILE DEGISIMLERI Toplam çimento tüketimi (kg/fert) Hazir Beton sektörü çimento tüketimi (kg/fert) Prefabrikasyon sektörü çimento tüketimi (kg/fert) 600 Kr Insaat sektörü büyüklükleri Iç Ak 500 Mr X ≅ 450 kg/fert GDo Eg 400 300 Doa 200 Mr Kr Ak Kr Ak Iç Eg 100 0 GDo Doa DoaGDo -1.2 Iç Eg Mr -0.8 -0.4 0.0 0.4 0.8 1.2 1.6 Bölgesel gelismislik endeksi (2003) 2.0 Sekil 6 Bölgesel bazda gelismislik endeksinin (2003) insaat sektörü (2000) ile degisimleri (Kaynak : Ham veriler DIE’e aittir.) Degerlendirme notu : • Bölgeler bazinda çimento tüketimi ile gelismislik endeksi arasinda herhangi bir iliski belirlenmemistir. Buna karsin Hazir Beton ve Prefabrikasyon sektörlerinde tüketilen fert basina çimento degeri ile bölgesel gelismislik endeksi arasinda pozitif istatistiksel ilsikiler sözkonusudur. Örnegin, artan bölgesel gelismislik endeksi ile birlikte, Hazir Beton sektöründe tüketilen fert basina çimento miktari da artmaktadir. Prefabrikasyon sektörünün toplam çimento tüketimindeki payinin çok az olmasindan (ortalama % 3) dolayi, tüketim-bölgesel gelismislik endeksi iliskisinin egimi çok küçüktür [Prefabrikasyon sektörünün payi (0.02 m3 /kisi, 12.7 kg/kisi) Avrupa ülkeleri ortalamasinin (0.38 m3/kisi) çok çok altindadir]. Ülkemizde Prefabrikasyon sadece endüstri yapilarinin insaatinda tercih edilmekte, ne yazik ki konut sektöründe olmasi gereken derinlikte kullanilmamaktadir. • Kisi basina çimento tüketimi gelismis ülkeler düzeyine yakin (ortalama ~500 kg/m3) seyrederken bunun ancak çok az bölümü Hazir Beton ve Prefabrikasyon sektöründe degerlendirilmektedir, çimentonun büyük bölümü “bayiler kanali” ile satilmaktadir (Örnegin Marmara bölgesinde çimentonun % 48.5’u bayiler tarafindan alinmaktadir, Dogu ve G.Dogu Anadolu bölgesinde ise anilan oran % 77’e yükselmektedir). Bu gösterge üretilen betonlarin “kalitesi”’nde ciddi sikintilarin olabilecegini ima etmektedir. K ARL A K AP L I VE DO NL U G ÜN LE R IN CO GR AF I B Ö LG EL ER B AZIN D A D AG IL IMI Sekil 7 2001 yili itibari ile ülkemizde karla kapli ve donlu gün sayisinin bölgesel degisimi Degerlendirme notu : • Iç Anadolu ve Dogu Anadolu Bölgesinde don görüle n gün sayisi 60 günün üzerindedir. • En siddetli karasal iklimin hüküm sürdügü Dogu Anadolu Bölgesi’nin büyük bölümünde minimum 4 ay boyunca sicaklik < 0oC’dir (Kars, Agri ve Erzurum’da bu süre 5 ayin da üzerine çikmaktadir). • Iç Anadolu bölgesi, Karadeniz, Ege Bölgesinin dogusu ve Akdeniz Bölgesinin kuzeyi yilda 5-30 gün karla kaplidir. Dogu Anadolu Bölgesi ve G.Dogu Anadolu bölgesinin dogusunda bu süre minimum 1 aydan baslayip doguya gittikçe 6 aya kadar artmaktadir, ortalamada 3 aydir (G.Dogu Anadolu’da Hakkari 5-6 ay, Siirt 3-4 ay, Dogu Anadolu‘da Kars, Erzurum ve Mus 3-4 ay karla örtülüdür) . • Olumsuz iklim kosullarinin hüküm sürdügü özellikle Dogu Anadolu bölgesinde iklim kosullarindan etkilenmeyen Prefabrikasyon sektörünün yayginlastirilmasi uygun bir çözüm olabilir. OLUM SUZ IKLIM KOSULLARININ ILLERIN SOSYO-EKONOM IK GELISMISLIK ENDEKS DEGERLERINE ETKISI Istanbul Izmir Kocaeli Eskisehir Adana Antalya Bolu Balikesir Edirne Kayseri Aydin Manisa Konya Isparta Usak Samsun Elazig Trabzon Amasya Malatya Tunceli Sivas Erzincan Erzurum Diyarbakir Adiyaman Kars S.Urfa Mardin Siirt Van Bingöl Bitlis Agri Mus 120 Is Iz Ko (2) Es Bo Ky Si Ez (1) Ks Bt Ag Vn Tu El Ml Ad At Ed Ba Ay Ko UsIs Mn Sm Am Tr Er Su Sr Ma Bi Ad Di Mu 100 Sosyo-Ekonomik Gelismislik Endeksi Is Iz Ko Es Ad At Bo Ba Ed Ky Ay Mn Ko Is Us Sm El Tr Am Ml Tu Si Er Ez Di Ad Ks Su Ma Sr Vn Bi Bt Ag Mu 5.0 4.5 Is 4.0 3.5 3.0 2.5 2.0 1.5 1.0 Iz Ko (1) Es AtAd Ay 0.5 0.0 -0.5 -1.0 Ba Is Sm Tr Di Ad Sr 60 40 20 Yilda karla örtülü gün sayisi 0 Ky Us Ko Ml El Am Su Ma Tu Er Si Ez Ks BiHk Vn Bt Ag Mu -1.5 80 Bo Ed Mn 0 20 40 60 80 100 120 Yilda donlu gün sayisi 140 160 180 Sekil 8 Illerin Sosyo-Ekonomik Gelismislik Endeksi degerlerinin olumsuz iklim kosullarina göre degisimi Kaynak : Sosyo-Ekonomik Gelismislik Endeksi DPT (2003) , iklimsel istatistikler Devlet Meteoroloji Genel Müdürlügü’nün uzun yillarin (27- 65 yillik dönem) veri tabanidir. Degerlendirme notu : • Sosyo-ekonomik gelismislik endeksi ile çetin iklim kosullari -degiskenligi fazla olmakla birlikte- arasinda pozitif korelasyon katsayili bir ilintiden söz edilebilir (1). Bir yildaki donlu veya karla örtülü gün sayisi arttikça sözkonusu indeks büyüklügü azalmaktadir. Ancak bu degisimin disinda farkli bir degisim gösteren (2) sehirler de mevcuttur, söyle ki Eskisehir (sanayinin gelismisligi ve iki Üniversitesi’nin gelismislik üzerindeki lokomotif gücü nedeni ile), sanayi-ticaret alaninda gelismis Kayseri, Istanbul ve Ankara ’ya yakinligi ve turistik zenginlikleri ile Bolu bu degisimin disinda kalmaktadir. Bu ilinti su önemli degerlendirmeye agirlik vermemize yol açabilir : Insaat sektörünün bölgesel kalkinmada anlamli bir “itici güç” oldugu gerçegi gözönünde tutulursa olumsuz hava kosullarindan etkilenmeyen prefabrikasyon insaatin bu gibi yörelerde uygun çözümler olacagi ileri sürülebilir. INSAAT SEKTÖRÜMÜZDEKI KAZALARIN ÇESITLI AÇILARDAN DEGERLENDIRILMESI • SEKTÖRDE YARATILAN MILLI GELIR : 0.052 x 186.10 9 $/yil = 9.672 x10 9 $/yil Sektörün payi Ortalama milli gelirin boyutu • 106 $/yil YARATILAN KATMA DEGER BASINA KAZA SAYISI : 18 x10 3 kaza / yii 9 .672 x10 9 $ / yii x10 6 = 1.86 kaza • ULUSAL ISGÜCÜ ENVANTERINDE KAYIP : 480 adet/yil + 542 adet/yil = 1022 adet/yil Can kaybi • 10 6 Isgöremezlik 1022 kaza / yii $/yil YARATILAN KATMA DEGER BASINA TOPLAM ISGÖREMEZLIK SAYISI : 9.672x10 9 $ / yii x106 ≅ 0.1 isgöremezlik Sektörde yaratilan her 10 milyon $ katma deger -milli gelir- basina yaklasik 1 adet/yil “isgöremezlik” olusmaktadir. • CAN KAYBI ILE SONUÇLANAN KAZA SIKLIGI -103 ISÇI BASINA- (Müngen, 1996) : ÜLKEMIZ : ∼ 0.60 ; G.KORE : 0.30 ; ISPANYA : 0.30 ; INGILTERE : 0.10 ; A.B.D : 0.20 ; NORVEÇ < 0.10 INS AAT S EKT ÖRÜNDE ÜRET KENL IK- IS GÜV ENL IGI IL INT IS I Kaza orani, K Ü K 1 2 2 >Ü <K 1 1 KAZASI Z INS AAT YÖNT EM I 2 En ide a l ça lism a re jimi 1 2 çikti Üretkenlik = girdi DÜSÜK ÜRETKENLIK YÜKSEK ÜRETKENLIK l Firma kültüründe tasarim-uygulama-proje ilintileri kurulamamistir. l Projelerde kullanilan ekipmanlarin bakim / onarimi yeterli siklikta ve özende yapilmamaktadir. l Is-zaman etüdleri ve is tanimlari eksiktir ve projeyi yetistirememe baskisi sözkonusudur. l Kullanilan isgücü düzeyi proje özellikle rine uygun degildir. l Seçilen malzeme / ekipman karakteristikleri proje isteklerini karsilayamamakta ve kalite eksikleri bulunmaktadir. l Emniyet kayitlari - yönergeleri eksik veya mevcut degildir. l Firmanin üretim kültüründe insan can / saglik güvenliginin saglanmasi ilkesi yasamsal öneme sahiptir. l Gerek ekipmanlar, gerekse isgücü projenin tüm istemlerine karsilik verecek sekilde seçilmis ve tamir / bakimlari ise uygun siklikta yapilmaktadir. l Projenin is-zaman-para akislari özenli mühendislik çalismalari ile gerçeklestirilmektedir. l Emniyet-kalite kurallari mevcuttur ve öneriler asagidan yukariya dogru aktarilmaktadir. Degerlendirme ve uygulama kollektif sekilde süratle yapilmaktadir. • CIDDI YARALANMALAR • BÜYÜK BOYUTLU MADDI KAYIPLAR • CIDDI YARALANMA YOK (Sadece yerinde yapilan ilk yardim girisimleri sözkonusu) • MADDI HASARLAR EN AZ DÜZEYE ÇEKILMISTIR. 1970 – 1997 DÖNEM INDE INSAAT SEKTÖRÜNDEKI ISGÜCÜNÜN NITELIK DEGISIM I 1997 1970 Ortaokul mezunu %3 Lise Üniversite mezunu mezunu %2 %1 Ilkokul mezunu %50 Okur-yazar olmayan %26 Ortaokul mezunu %15 Üniversite Okur-yazar Lise mezunu olmayan Ilkögretim mezunu diplomasiz %4 %6 %2 %4 Ilkögretim diplomasiz %18 TOPLAM ISGÜCÜ : 431.000 Ilkokul mezunu %68 TOPLAM ISGÜCÜ : 1.323.000 Degerlendirme notu : • 1970-1997 döneminde insaat sektöründeki isgücünün niteligindeki degisim hizi “çok yavas”’tir. • Insaat sektöründeki isgücünün niteligi “düsüktür”. Örnegin 1997 itibari ile okur-yazar ve ilkokul mezunu toplami % 72’dir. Ortaokul+Lise mezunu ise % 17 ’dir. • Yüksekokul mezunu % 4.1 ’dir ve Türkiye’nin genel ortalamasinin (% 7.3) altindadir. Ayrica sektörde özellikle “üniversite bazinda” nitelik farkliliklari oldugu bilinmektedir. Kaynak : Türkiye Ekonomisi , Y. Kepenek, N.Yentürrk ,Remzi Kitabevi, 2001 kitabindaki ham veriler kullanilmistir. KONUT SEKTÖRÜ 1981-2000 DÖNEMINDE YAPI RUHSATLARINA VE KULLANMA IZIN BELGELERINE GÖRE DAIRE SAYISINDAKI DEGISIMLER Yillar Yapi Ruhsatlarina Göre Konut Önceki yila Toplam birim göre konut yüzölçümü sayisi birimi artis (bin m2) -daireorani % Yapi Kullanma Izin Belgelerine Göre Konut Önceki yila Toplam Ortalama birim göre konut yüzölçümü konut birim sayisi birimi artis (bin m2) alani (m2) -daireorani % 1981 144394 -29.2 15465 118778 -14.7 12139 102.2 1982 1983 1984 160078 169037 189486 10.9 5.6 12.1 17336 18966 22151 115986 113453 122580 -2.4 -2.2 8.0 12155 12253 12871 104.8 108.0 105.0 1985 1986 1987 259187 392825 497674 36.8 51.6 26.7 29807 46000 57531 118205 168597 191109 -3.6 42.6 13.4 12459 18057 21022 105.4 107.1 110.0 1988 1989 1990 473582 413004 381408 -4.8 -12.8 -7.7 53515 47248 43938 205485 250480 232018 7.5 21.9 -7.4 22727 27553 25684 110.6 110.0 110.7 1991 1992 1993 393000 472777 548120 3.0 20.3 15.9 46374 57159 67627 227570 268189 269695 -1.9 17.8 0.1 25397 30493 30487 111.6 113.7 113.0 1994 1995 1996 523791 507623 454295 -4.4 -3.1 -10.5 65384 65242 58397 245610 246098 267306 -8.9 0.2 8.6 28123 28672 31559 114.5 116.5 118.1 1997 1998 1999 464117 432599 339446 2.2 -6.8 -21.5 60781 56377 45517 277056 238958 215613 3.6 -13.8 -9.8 33408 29740 27063 120.6 124.5 125.5 2000 315162 -7.2 45352 245155 13.7 31366 445093 -1.21 56821 250125 0.96 29630.8 X S 76626.1 12.3 8484.9 20043.2 10.3 2361.6 V,% 17.2 -1017.3 14.9 8.0 1071.1 8.0 ( X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= S/ X .100= Degiskenlik katsayisi) 127.9 118.59 5.8 4.9 Kaynaklar : Ham veriler Türkiye Yapi Sektörü Raporu-2002, YEMA 2002’den alinmistir. Degerlendirme notu : • 1981-2000 döneminde yapi ruhsatlarina ve yapi kullanim izinlerine göre konut birim sayisinin degisim hizlarinda “çok yüksek degiskenlik” gözlenmistir (Bkz. Sekil 9). Bu “inisli-çikisli trend" saglikli bir konut politikasinin tesis edilememis olmasinin bir göstergesi olarak algilanmalidir. • Anilan dönemde yapi ruhsatlarina göre ortalama konut birim sayisi 445,093 adet/yil olurken, yapi kullanma izin belgesi bazinda yapilan degerlendirmede ise ortalama 250,125 adet/yil belirlenmistir. Aradaki “fark” iki nedenin birlikte etkilesiminden kaynaklanabilir. Birinci neden; konut sektörünün sürekli ve güçlü bir finans yapisindan mahrum olmasi. Ikinci neden ise “kaçak yapi olgusu”’dur. • Degisim hizi itibari ile incelendiginde yapi ruhsat ve yapi kullanma izin belgeleri bazindaki ortalamalar sirasi ile % -1.21 ve % 0.96 olarak hesaplanmistir. Devami Toplu Konut ve Kamu Ortakligi Idaresi Baskanligi Askeri (TOKI) yönetim kuruldu. 600000 Nisan 1999 1994 depremleri krizi Kasim 2000 Subat krizi 2001 krizi 550000 Konut birim sayisi (daire) 500000 450000 400000 350000 300000 250000 200000 Yapi ruhsatlarina göre Yapi kullanma izin belgelerine göre 150000 100000 50000 0 -30 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 Yillar -20 Oranlar, % -10 0 10 20 Yapi ruhsatlarina göre Yapi kullanma izin belgelerine göre 30 40 50 60 Sekil 9 1981-2000 döneminde yapi ruhsatlari ve izin belgelerine göre daire sayisinin degisimi Degerlendirme notu : • 1984 yilinda Toplu Konut ve Kamu Ortakligi Idaresi Baskanligi (TOKI)’nin kurulmasi, yapi kullanim izin belgelerine göre konut insaatlarinda anlamli sayilabilecek bir siçrama saglamistir. Ayrica, iskana açilan konut sayisinin 1994 ekonomik krizinden etkilenmemis olmasi dikkat çekicidir. • 1984 yilina kadar birbirini yakindan takip eden yapi ruhsatlari ve yapi kullanim izin belgelerine göre konut insaati sayisi bu tarihten itibaren iki farkli seyir izlemis, yapi ruhsatlari yapi kullanim izinlerine göre çok ciddi artis göstermistir. Aradaki “fark”’in etkilesimli iki sebebi sözkonusu olabilir: Konut sektörünün sürekli ve güçlü bir finans yapisindan mahrum olmasi ve “kaçak yapi ve kat olgusu”. Nisan 1994 krizi Kasim Subat 1999 2000 2001 depremleri krizi krizi X ≅ 251300 daire/yil 250000 Toplam 200000 X ≅ 163600 daire/yil 150000 Özel sektör 100000 X ≅ 74900 daire/yil 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 X S V, % Kamu sektörü Konut Pay sayisi (%) 10057 3.7 13777 5.1 7775 3.2 16428 6.7 16965 6.3 13201 4.8 14176 5.9 7498 3.5 6725 2.7 20453 9 Özel sektör Konut sayisi 175625 172496 168982 162443 171112 187314 160344 143118 159631 134917 Pay (%) 65.5 64.0 68.8 66.0 64.0 67.5 67.1 66.4 65.2 57 Yapi kooperatifleri Konut Pay sayisi (%) 82507 30.8 83422 30.9 68853 28.0 67229 27.3 79229 29.6 76541 27.6 64438 27.0 64987 30.1 78799 32.0 83143 34.0 Toplam Konut sayisi 268189 269995 245610 246098 267306 277306 238958 215613 245155 238513 36.1 38.1 9.4 4.9 10 7.7 7.5 Yapi Kooperatifleri Kamu sektörü 0 0 10 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Yillar X = % 5.1 Kamu sektörü X ≅ % 30 Yapi Kooperatifleri 20 30 40 50 Özel sektör 60 70 Pay (%) 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 12705 5.1 163598 65.1 74915 29.7 251274 100 4592 1.9 15425 3.2 7733 2.3 19014 50000 Oranlar, % Sektörel olarak konut üretimi (adet) 300000 Yillar X = % 65.1 80 Sekil 10 1992-2002 döneminde konut tipi yapi üretiminin sektörlere göre dagilimi ve oranlari ( X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= S/ X .100= Degiskenlik katsayisi) [Kaynak : DIE verileri, Türk Yapi Sektörü 2002 YEMA Yayini (2002)’den alinmistir] Degerlendirme notu : • 1992-2002 dönemindeki konut üretimleri incelendiginde özel sektörün konut üretiminde % 65 (∼163600 daire/ yil) ile ezici bir agirligi oldugu dikkat çekmektedir. Onu % 30 (∼74900 daire/ yil) ile yapi kooperatifleri takip etmektedir. Kamu sektörünün payi bu yillarda çok düsük (% 5, 12705 daire/yil) ve ∼sabit kalmistir. • Özel sektörün 1992’de % 65 olan payi; ekonomideki, insaat ve konut sektörlerindeki durgunluga bagli olarak 2001 itibari ile % 57 düzeylerine düsmüstür. 1992-2001 DÖNEMINDE KONUT INSAATI BIRIM M ALI YETLERININ TL ve $ BAZINDA GELISIMI –cari - Yillar 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 X S V ,% Cari* TL’na göre Toptan Tüketici Cari* $’a göre 1 $’in 2001 fiyatlari ile maliyetler degisim esya fiyatlari maliyetler degisim 2001 yili $’in satin alma (TL/m 2) orani fiyatlari % ($/m 2) orani esdegeri gücü cinsinden % % ($/m 2) 1494402 61.4 66.0 218 1.26 274.7 2555048 71.0 60.3 71.1 233 6.9 1.23 286.6 4990244 95.3 149.6 125.5 168 -27.9 1.2 201.6 8904119 78.4 65.6 76.0 195 16.1 1.16 226.2 15880000 78.3 84.9 79.8 196 0.5 1.13 221.5 30800000 94.0 91.0 99.1 203 3.6 1.1 223.3 53990000 75.3 54.3 69.7 208 2.5 1.09 226.7 81442000 50.8 62.9 68.8 195 -6.3 1.06 206.7 116775000 43.4 32.7 39.0 186 -4.6 1.03 191.6 186381000 59.6 88.6 68.5 150 -19.4 1 150 71.8 75.1 76.4 195.2 -3.2 220.9 17.8 31.5 22.7 23.7 13.4 39.1 24.8 42.0 29.7 12.1 422.9 17.7 ( X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= S/ X .100= Degiskenlik katsayisi) * Arsa maliyetini içermez . Konut insaat maliyeti -cari- (arsa hariç) Nisan 1994 krizi Subat 2001 krizi 300 270 240 210 180 150 120 90 60 30 0 -40 Maliyet degisim oranlari, yillik Kasim 1999 2000 depremleri krizi -20 Konut insaat maliyeti -cari-, milyon TL/m2 Konut insaat maliyeti -cari-, $/m2 2001 fiyatlari ile $’in satin alma gücü cinsinden, $/m2 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 Yillar 0 20 40 60 80 100 120 140 Maliyet degisim oranlari, % -TL bazindaMaliyet degisim oranlari, % -$ bazindaEnflasyon (Toptan esya fiyatlari ile) Enflasyon (Tüketici fiyatlari ile) 160 Sekil 11 1992-2001 döneminde konut insaati birim maliyetlerinin ve degisiminin gelisimi (Birim maliyetler –cari- arsa maliyetlerini içermez) TL/m 2 bazinda konut birim maliyet degisimi, % 150 140 130 120 110 100 90 80 70 60 50 40 30 20 $/m2 bazinda konut birim maliyet degisimi, % Devami 30 -% 22 1:1 +% 35 1997 1997 1994 1994 1995 1996 1998 1995 1996 1998 1993 1993 2001 1999 2000 2001 1999 2000 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110 120 130 140 150 TL'deki deger kaybi (enflasyon) , % X = % 65.5 20 1995 10 1993 1997 1998 1996 0 2000 X = % 2.7 1999 -10 2001 -20 1994 -30 40 60 80 100 120 140 160 $ kurundaki ayarlamalar , % 180 200 Sekil 12 Daire maliyetlerinin ($/m2) yillara göre degisimleri ( X = Ortalama deger) Degerlendirme notu : • TEFE ve TÜFE enflasyon oranlari, TL bazindaki konut birim fiyatlari -cari- ile, 1994 yili hariç, 1:1 dogrusu civarinda bir seyir izlemistir. Diger bir deyisle, konut birim maliyetleri enflasyon yüzdeleri ile hemen hemen ayni oranda artis sergilemistir (fiyat artislarinin enflasyon oranlarindan sapmasi % -22 ve % +35 düzeyindedir). Bu sapmalari kontrol eden ana faktör, kriz ve kriz sonrasi yillara ait piyasa kosullaridir. 94 yilinda ise 1:1 dogrusundan ciddi bir sapma olusmus, % 125-150 enflasyona karsilik konut fiyatlarindaki artis % 95 düzeyinde kalmistir. • 1992-2001 döneminin çok yüksek oranli enflasyon ortaminda, TL/m2 bazinda konut insaat birim fiyatlari -cari- üstel bir fonksiyon ile sürekli artmistir. $/m2 bazinda ise 1992 yilinda ∼220 $/m2 iken 1994 yilindaki devalüasyon sonunda 168 $/m2 düzeyine kadar düsmüstür. 1995-1998 döneminde ise ortalama 200 $/m2 ile ~düsük egimle artan bir gelisim izlemis (2001 yili itibari ile satin alma gücü açisindan ise ~sabit kalmistir), 1999 depremleri ve 2000, 2001 krizlerinin pespese insaat sektörünü çok ciddi boyutta etkilemesi nedeni ile 150 $/m2 ’ye -2001 itibari ile- kadar gerilemistir. • Çok yüksek oranli devalüasyon olgusunun -1994 ve 2001 krizleri- disinda, $/m2 bazindaki maliyetlerin artis oranlari % 2.7 mertebesinde kalmistir. Diger anlatimla, $ bazinda yapilan “degerlendirmeler” daha gerçekçi olmaktadir. 1940-45’lerde Istanbul ve Ankar a’da Baslayan ve Günümüze Degin Farkli Özellikler Halinde Gelen Gecekondu Olgusunun Gelisimi ve Özellikler i -Genel hatlar i ile- (Arioglu,N.1996’dan Degistiril erek) Yoksul kitle için arsa temin eden,yapi gereçlerini bulan ve gecekondu insaatini yapan “yapsatçi” olusumlar ortaya çikmistir. Kiraya verme oraninda artis hizlanmistir.Gecekondu insaati giderek “ticari” kimlik kazanmaya baslamistir. Ülkemizde ilk defa Istanbul’da Zeytinburnu Rami’de, Ankara’da ise Yenihayat, Topraklik, Incesu’da Yoksul ailelerin “barinma” gereksinimgecekondu olgusunun gözlenmesi lerini kendi mali imkan ve emekleri ile karsilama dönemi. Bu dönemde “kiracilik” yoktur. Gecekondu, yapan için hem bugünü hem de gelecegi için yasamsal güvencesi 1940 - 1945 Gecekondu af yasalari : 1949, 1953, 1963, 1976, 1983, 1984 ve 1986 1960 1970 Geçen dönem gibi. Ancak kiraya verme oraninda belirgin bir artis gözlenmekte. Bireysel olarak sahip olunan gecekondu sayisi artmakta ve gecekondu bölgeleri civarinda bulunan veya kurulmakta olan büyük/orta ölçekli sanayi kuruluslari için ucuz emek gücü temin eden bölgeler olarak islev görmekte 1980 Gecekondu olgusunda artan kat sayilari: “apartman gecekondu” dönemi. Kiracilik orani Ankara’da: % 30-35, Istanbul’da: % 40-50. Artik sagliksiz, ciddi alt yapi sorunlari olan, çok düsük kalitedeki gecekondu insaati tamamen “ticarilesmis” durumdadir. Sürekli seçim arifelerinde yapilan af yasalari ile gecekondu olgusu mesrulastirilmistir. Özellikle Istanbul’da 19802000 döneminde sanayi yatirimlari giderek azalmistir ve bilinçli olarak sanayi il disina kaydirilmaya baslanmistir. Sonuçta kente göçen nüfus “sanayi çalisani”’na dönüstürülememektedir. Bu da beraberinde çok ciddi boyutlarda “sosyo-ekonomik problemler” ’i getirmektedir. SÜRDÜRÜLEBILIR KALKINMA KAVRAMI SÜ RD ÜR ÜL EB IL IR G E LIS ME SOSYAL DAYANISMA • Ne sne l ya sa m ko sulla ri o Nüfusun temel gereksinimleri (refah, sosyal güvenlik) uzun süreli olarak karsilanabilmelidir. o Insan sagligi korunmalidir. o Insan onuruna yakisir yasam kosullari (saglikli kentlesme ve konut) mutlaka saglanmalidir. o Muhtaçlar için dayanisma esastir. • Öz ne l ya sa m kosulla ri o Bugün ve gelecekte kisi yasamindan mutlu olmalidir. o Sosyoekonomik yapi ve çevresel degisiklikler bireylerin fiziksel ve psikolojik sagligini engellememelidir. • Adil pa yla sim , firsa t e si tligi o Toplumun her bireyi esit hak ve özgürlüklere sahiptir. o Fiziksel veya fikirsel özellikleri nedeni ile birey ayirimciliga tabi tutulamaz. o Kaynaklarin adil paylasimi ve bölgeler arasinda ekonomik, kültürel, sosyal ve politik bütünlesme saglanmalidir. • Sosya l da ya nism a ve uyum o Toplum içi dayanisma, gruplar arasi diyalog ve anlayisi getirir. o Sosyal ve politik katilimcilik en üst düzeyde tesvik edilmelidir. • Ulu sla ra ra si da ya nism a o Uluslararasi destekler öncelikle daha az gelismis ülkelere, bölgelere ve gruplara yönlendirilmelidir. O Uluslarin baris içinde birarada yasamalari için insan haklari ve demokratik yapilar tesvik edilmelidir. • Insa n ka yna kla rinin ge listirilm e si o Ortak bilgi ve sosyokültürel miras uzun süreli korunmali ve gelistirilmelidir. o Bilgi akisi önündeki engeller kaldirilmalidir. o Düsüncelerin özgürce olusturulmasi ve ifade edilmesi önündeki engeller kaldirilmalidir. EKONOMIK YAPABILIRLIK • Ekon omik sistem ve rekabet edebilirlik o Bireysel ve toplumsal gereksinimler etkin sekilde karsilanmalidir. o Sürdürülebilir gelisme için ekonomik basari ve rekabet edebilirlik tesis edilmelidir. Bu gelismeyi saglayacak arastirma-gelistirme desteklenmelidir. o Ekonomik kosullar bireysel girisimleri tesvik edecek, bugün ve gelecek kusaklarin da genel yararini gözetecek sekilde yerine getirilmelidir. o Piyasada rekabet ve kalite, esnek ve istikrarli bir ekonomik yapi saglanmalidir. o Serbest piyasa sisteminin uygulanmas i önerilir. Bu sistemin olumsuz etkilerine karsi kamu yarari düsünülerek önlem alinmasi, fiyatlarin dogal kaynaklarin kitligi dikkate alinarak belirlenmesi saglik verilir. o Kirleten öder ilkesi mutlaka uygulanmali, piyasa mekanizmasina yine onun araçlari ile müdahale edilmelidir. • Üre tim ve tüke tim o Üretimde isyeri emniyeti ve isçi sagligi en üst düzeyde saglanmalidir. o Üretim sonucu ortaya çikan çevre riskleri ve zararlari en aza indirgenmeli, enerji ve hammadde tüketimi ise optimal hale getirilmelidir. o Birim milli gelir basina tüketilen enerji, yeni gelistirilen teknolojiler ile sürekli asagi çekilmelidir. o Mümkün oldugunca sürdürülebilir üretim ve tüketim saglanmalidir. o Mal ve hizmet tüketimi mümkün olabildigince çevreye zarar vermemeli, sosyal açidan hakça olmalidir. o Üretim etkinliklerinin içinde ve disinda “bilgi” her zaman temel kaynak olmalidir. • Istihda m o Çalismak isteyen kisilere geçimi için bir is saglanmalidir. o Varolan issizlik ve eksik istihdam sorunlari ivedilikle çözülmelidir. • Ulu sla ra ra si tica re t o Uluslararasi ticaret, dogal kaynak kullanimina ve sosyal adalete dikkat etmelidir. o Bir ulus içindeki bireysel ve toplumsal gereksinimler öteki uluslarin gereksinimlerini tehlikeye atmadan karsilanmalidir. EKOLOJIK SORUMLULUK • Ka yna k tüke tim i o Kaynak tüketimi denetlenmelidir. o Yenilenebilir kaynak tüketimi, yeni lenebilme düzeyinin altinda tutulmalidir. o Yenilenebilir kaynaklarin (günes, rüzgar, su vb) gelistirilmesine önem verilmelidir. • Za ra rli m a dde le r o Zararli emisyonlarin ve dogada yok edilemeyen kati atiklarin en az düzeye indirilmesi için ulusal ve uluslararasi sürekli çaba gösterilmelidir. o Kirlilik hiçbir zaman ekosistemin özümseme düzeyinin üzerinde olmamalidir. • Riskle r o Biyolojik çesitlilik ve ekosistemin niteligi korunmali, sürekliligi saglanmalidir. o Insan ve biyosfer üzerinde etkisi olan ve genis alanlari kapsayacak kaza riskleri sürekli olmayacak ve gelecek kusaklari etkilemeyecekse kabul edilebilir. • De gisim in hiz i • Doga ve korunm a si kültüre l çe vre nin GÖSTERGELER : Fert basina gelir, sosyal güvence, ortalama yasam süresi, fert basina egitim-saglik yatirimlari, yüksek ögretimde okullasma orani, kisi basina düsen yasam alanlari, bilgi kullanim imkanlari, hare-ketlilik-yolcu ve mal, sera gaz emisyonlari, biyoçesitlilik, vb X = 495 kg/kisi S= 282 kg/kisi Kisi basina CO2 emisyonlari (ton/kisi) 25 Us 20 Au Ca 15 Fi 10 Be Cz Ne De Uk Dk Nz NrSl Pl Fr Se 5 Jp At It Es Ch Mx Kr Gr X = 9.0 t/kisi S= 4.0 t/kisi Pr Ie Tr 0 Kisi basina GSYIH ($/kisi) -sagp- 100 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 1100 1200 1300 Ru Kisi basina çimento tüketimi (kg/kisi) 5000 Tr Pl Sl Mx 10000 Cz Gr Pr 15000 20000 Ie Se Nz Fi Uk De Ne Fr Dk 25000 Nr Ca 30000 II At Be Ch It Es Kr X = 18791 $/kisi S= 6942 $/kisi Jp Au Us Sekil 13 Kisi basina çimento tüketiminin kisi basina CO2 emisyonlari ve GSYIH ile degisimleri ( X = Ortalama deger, S= Standart sapma, sagp = satin alma gücü paritesi) Degerlendirme notu : • Kisi basina CO2 emisyonu kisi basina çimento tüketiminin -tek basina- fonksiyonu degildir. Kisi basina benzer çimento tüketimine sahip olan A.B.D, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde CO2 emisyonu ∼ (20-16 ton/kisi) ile incelenen tüm ülkelere kiyasla en yüksek düzeydedir. Bu, anilan ülkelerde birincil enerji kaynaklarinin yüksek düzeyde kullanilmasi ile ilintilidir. • Incelenen 27 ülke bazinda ortalama 9 ton/kisi düzeyinde bir CO2 emisyonu sözkonudur. Bu ülkeler için emisyon düzeyi yüksek A.B.D, Kanada ve Avustralya (ortalama 18.3 t/kisi) disarida birakilirsa diger 24 ülkenin CO2 emisyonu ise ortalama 7.9 t/kisi mertebesindedir. • Anilan 27 ülkenin kisi basina çimento tüketimi ortalama 495 kg düzeyinde olup, Türkiye bu ülkeler içinde ortalama düzeye yakin bir çimento tüketimine sahiptir. Kisi basina çimento tüketimi çok hizli kalkinan G.Kore (1300 kg/kisi) ve AB’ye üye olmanin etkisi ile Ispanya ve Portekiz’de (1000-1100 kg/kisi) en yüksek degerleri almaktadir. • Kisi basina GSYIH büyüklügü için kisi basina GSYIH büyüklügü ile kisi basina çimento tüketimi arasinda anlamli bir istatistiksel iliski mevcut degildir. Ilginçtir ki ülkemizdeki çimento tüketimi (464 kg/kisi), fert basina düsen geliri kendisinden yaklasik 4 kat fazla olan kimi ülkeler düzeyindedir. Bu sonuç, büyük ölçüde gelismis ülkelerde “alt yapi” yatirimlarinin doygunluk noktasina ulasmasi ile ilintilidir. Kisi basina CO 2 emisyonlari (ton/kisi) 25 Gelismesi Gelismekte olan ülkeler hizlandirilmis Gelismis ülkeler ülkeler Us 20 ÜLKELER Au Ca Y=4.795x10-12 X3-2.35x10-7X2+0.00374X-11.196 15 n= 27 , r= 0.794 Cz 10 Pl 5 Gr Es Pr Ie Sl Be Ne Fi De Kr Uk Dk Jp Nz At It Fr Se Nr Ch Mx Tr 0 Ticari enerji kullanimi (kgpe/kisi) 0 5000 10000 20000 25000 30000 Tr 1000 Mx Pr 2000 Gr Pl Sl 3000 4000 15000 Kisi basina GSYIH ($/kisi) -sagp- Ru Es It II Ie Cz Kr Nz At Ch Uk Dk Jp De Fr Av= Avusturya Au= Avustralya Be=Belçika Ca= Kanada Ch= Isviçre Cz= Çek Cumhuriyeti De= Almanya Dk= Danimarka Es= Ispanya Fi= Finlandiya Fr= Fransa Gr= Yunanistan Ie= Irlanda Jp= Japonya Kr= Kore Le= Letonya Mx= Meksika Ne= Hollanda Nr= Norveç Nz= Yeni Zelanda Pl= Poonya Pr= Portekiz Ru= Rusya Se= Isveç Sl= Slovenya Tr= Türkiye Uk=Birlesik Krallik Us =A.B.D Ne 5000 Se 6000 7000 8000 Be Au Nr Fi Y=3.057x10-10 X3-4.98x10-6X2+0.039X+2559 n= 29 , r= 0.787 CaUs 9000 Sekil 14 Kisi basina GSYIH -sagp- ‘nin kisi basina CO2 emisyonlari ve ticari enerji kullanimi ile degisimleri Degerlendirme notu : • Gelisme atagina kalkacak (AB’ye üye olacak) ülkelerin CO2 emisyonlari kisi basina GSYIH ile yavas bir artim sürecindedir. AB yakin zamanda üye olmus ülkeler (Yunanistan, Portekiz vb) ise GSYIH artisina ragmen henüz CO2 emisyonunda ciddi artis yaratacak bir sanayi hamlesine girmemislerdir. Gelismis ülkelerde ise CO 2 emisyonu - kisi basina GSYIH iliskisinin üstel bir fonksiyonla arttigi açikça görülmektedir. • Ticari enerji kullanimi ise GSYIH ile çok yakindan ilintilidir. Özellikle 19000-30000 $/kisi arali-ginda kisi basina ticari enerji kullanimindaki artis dikkat çekicidir. SÜRDÜRÜLEBILIR KALKINMA AÇISINDAN BETON MALZEMESI Dünya çimento üretimi (106 ton) D ÜNYA Ç IME NTO T ÜKET IMINE GE NEL B AK IS Yil Sekil 15 Dünya çimento üretiminin yillara göre degisimi Degerlendirme notu : • 1910-1945 döneminde hemen hemen sabit olan çimento tüketimi, 1950 yilindan itibaren sürekli bir artis hizi ile geliserek 2000 yilinda 1.5 Milyar ton/yil’a yükselmistir. Global ölçekte gelecek dönemlerde de üretim artis hizinin devam edecegi öngörülen çimento tüketiminin 2040 yilinda 3.0 Milyar ton’a ulasacaktir. 2005 yilina ait öngörülere göre çimento tüketiminin (1.88x109 t/yil) bölgeler itibari ile dagilimi söyledir : Avrupa - eski Sovyetler Birligi : % 23 ; Asya : % 53 ; Kuzey Amerika : % 7.5 ; Güney ve Merkezi Amerika : % 7.5 ; Orta Dogu ve Afrika : % 8.5. En fazla çimento tüketilen bölgelerin siralamasi Asya, Avrupa-eski Sovyetler Birligi, Kuzey ve Güney Amerika olmaktadir (Mehta, 1999). • Hava kirliligi açisindan bakildiginda 1 t Portland çimento üretiminde 0.8 t CO2 emisyonu söz konusudur. Global ölçekte beton endüstrisinin CO2 emisyonunundaki payi % 8 olarak kestirilmektedir. Çimento üretiminde gelistirilecek yeni teknolojilerin çevreye daha az “CO2” emisyonu vermeleri hem enerji tüketiminin hem de sera gazlarinin asagiya çekilmesi bakimindan çok önemlidir. Çimentolar uçucu kül, yüksek firin cürufu, silika füme gibi endüstriyel atiklar ile kismen ikame edilerek belirli bir yayginlikta kullanilmaktadir. Ilave olarak su yeni önlemlerin alinmasi gündemdedir : o Belite (C 2S) bazli çimentolar daha az kireçtasi gerektirir ve Portland çimentosuna kiyasla daha düsük sicaklikta üretilebilmektedir. Belite bazli çimentolarda enerji kazaniminin % 16 düzeyinde olabilecegi rapor edilmektedir. Böylelikle CO2 emisyonunda ~% 10 oraninda bir azalma gerçeklestirilebilecektir (Nixon, 2002). Belite bazli çimento üretimi daha hizli dayanim gelisimi, iyi kimyasal dayanim ve dayanik lilikta artis anlamina gelecektir. o Yüksek firin cüruflu çimentolarin (%80 klinker+% 20 yük.firin cürufu) üretilmesi enerji tüketimini ve CO2 emisyonlarini % 40’a kadar azaltabilecektir (http://www.jisf.or.jp/energy/kankyo85.htm). ÇEVRE DOSTU BET ON • ENERJI KAYNAKLARI TÜKETIMI B AKIMINDAN Üretimde kullanilan elektrik enerjisi • Çimento (375 kg/m3 x1.3 kWh/kg) 490 kWh/m3 (204 kWh/ton) • Agrega (1850 kg/m3 x0.011kWh/kg) 20 kWh/m3 (8 kWh/ton) • Beton üretimi ve yerlestirme 90 kWh/m3 (37 kWh/ton) • Kür islemi 50 kWh/m3 (21 kWh/ton) Beton Toplam (1) 650 kWh/m3 (270 kWh/ton) Çelik Üretimi Toplam (2) (2) / (1) (8000 kWh/ton) 8000 / 270= 30 Sonuç : Beton, çelige kiyasla kWh/ton bazinda enerji tüketimi açisindan 30 kat daha ekonomiktir. Çimento yerine, belirli miktarda uçucu kül veya yüksek firin cürufu kullanimi ile beton üretiminin “enerji içerigi” daha da asagi çekilebilir. Bu, betonun hem çevre dostu olmasi, hem de kaynak kullanim ekonomisi açisindan çelige karsi avantajlarinin çok daha artmasi demektir. Ayrica, betona bu maddelerin ilavesi ile dayanikliliginin arttirildigi unutulmamalidir. • DAYANI M / ENERJI TÜKETIMI BAKI MINDAN • Beton dayanimi (28 gün) : 50 MPa • Enerji / basinç dayanimi : 270 / 50 = 5.4 kWh/ton.MPa • Çelik çekme dayanimi (BÇ I) : 220 MPa • Enerji / çekme dayanimi : 8000 / 220 = 36 kWh/ton.MPa • Çelik çekme dayanimi (BÇ III) : 420 MPa • Enerji / çekme dayanimi : 8000/420 = 19 kWh/ton.MPa Sonuç : Beton, çelige kiyasla 1 MPa dayanim için 3.5 (BÇ III) ve 6.7 (BÇ I) kWh/ton daha az enerji tüketmektedir. Elastisite modülü - Enerji içerigi Elastik modül, E (GPA) Tas Bosluklu seramikler Mühendislik seramikleri Mühendislik alasimlari Cam Betonarme Çimento Tugla Beton Mühendislik kompozitleri Mühendislik polimerleri Life paralel Ahsap ürünler Ahsap Life dik Tasarim ilkeleri Polimer köpükler Dogal elastomerler Sentetik elastomerler Enerji içerigi, qρ (GJ/m3) Kaynak : Ashby, 2001 Sekil 16 Çesitli malzemelerin elastik modül-enerji içerigi iliskileri Degerlendirme notu : • Verilen elastik modül degeri için; beton, bilesenleri (çimento, agrega) ve betonarme, bir çok mühendislik malzemesine kiyasla çok düsük enerji içerigi (10-50 GJ/m3) -1 m3 malzeme üretiminde tüketilen enerji miktari- özelligine sahiptir. Örnegin bir mühendislik kompozit malzemesi olan GFRP’ye kiyasla 15 kat daha az enerji gerektirmektedir. Çelikte elastik modül (207 GPa) olmasina karsin, 1 m3 çelik üretimi için tüketilen enerji miktari 900 GJ/m3 düzeyindedir. Sürdürülebilir kalkinma için üretimde daha az enerji gerektiren malzemelerin kullanimi vazgeçilmez kosul olmaktadir. Dayanim - Enerji içerigi Metaller ve polimerler : Akma dayanimi Seramikler ve camlar : Basinç Elastomerler : Yirtilma dayanimi Kompozitler : Çekme dayanimi Mühendislik alasimlari Mühendislik kompozitleri Cam Mühendislik seramikleri Bosluklu seramikler Tugla Dayanim σf , (MPa) Tas Life paralel Ahsap Betonarme Çimento Ahsap ürünlerBeton Life dik Sentetik elastomerler Mühendislik polimerleri Tasarim ilkeleri Dogal elastomerler Polimer köpükler 20 kat fazla enerji ihtiyaci Kaynak : Ashby, 2001 Enerji içerigi, qρ (GJ/m3) Sekil 17 Çesitli malzemelerin basinç dayanimi-enerji içerigi iliskileri Degerlendirme notu : • Beton, çimento ve betonarme; üretim için gerekli enerji - beton dayanimi ilintisi açisindan 1:1 dogrusunun biraz üzerine düsmektedir. Diger bir deyisle (10-50 GJ/m3) enerji içerigine karsi 20-100 MPa dayanim elde edilebilmektedir. Bu özelligi ile, 1:1 dogrusunun çok altindaki sentetik elastomerler veya polimer köpüklere kiyasla daha çevreci ve ekonomiktir. • Betona kiyasla üretiminde ∼ 20 kat fazla enerji tüketimi gerektiren çelik malzemesi, sürdürülebilir kalkinma anlayisi açisindan özellikle beton ve dogal yapi ürünlerine (ahsap, tas vb) kiyasla çok sakincali konumdadir. PREFABRIKASYON BETON U : Su/çimento orani düsük oldugu, gradasyon optimum seçildigi ve akiskanlastirici kullanild igi için beton çok iyi yerlesir, hava bosluk-lari minimum düzeyde kalir. Istenen basinç dayanimi ve yüksek daya niklilik kolaylikla elde edilir. Basinç dayanimi, f b (MPa) 90 lof fb= -1.711 +3.664 log (α )+7.459 e -α n= 34, r=0.994 1.0 0.9 0.8 0.7 0.6 0.5 0.4 Su/çimento orani 0.3 0.2 80 Hava içerigi Vh=% 0.2-6.5 70 fb= 60 131.129 7 .027( α + 0. 02Vh ) n= 45, r=0.997 50 SANTIYEDE ÜRETILEN DÖKME BETON : Su çimento orani çok yüksek oldugu için çok miktarda hava boslugu mevcut, dayanim ve dayaniklilik çok düsük Maksimum dane boyutu uygunsuz seçilmis (D maks>30 mm ), bu nedenle ekstra bosluklar mevcut, segregasyon olusmus 40 30 20 10 0.1 0.0 0.2 0.4 0.6 0.8 1.0 1.2 1.4 Porozite faktörü ( α + 0.02 Vh ) 1.6 1.8 2.0 Sekil 18 Basinç dayaniminin -küp- , su/çimento orani ve porozite faktörü ile degisimi Degerlendirme notu : • Santiyede bilinçsizce kullanilan su / çimento orani ve uygun yapilmayan yerlestirme ; hava içerigi yüksek -diger bir deyisle porozitesi (bosluk hacmi) fazla -, segregasyonun sözkonusu olabildigi, düsük dayanim ve dayanikliliga sahip beton üretilmesine neden olur. Oysa prefabrik betonda bütün üretim sürecinde kalite kontrol en üst düzeyde gerçeklestiginden ve karisim tasarimi en optimal sekilde yapildigindan dayanimi ve/veya dayanikliligi yüksek beton kolaylikla elde edilebilir. - Ortam kosullarina (Cl ) göre korozyon olasiligi yüksek bölge 40 t= 10 yil t= 5 yil t= 2 yil t= 6 ay Karbonatlasma katsayisi, Kk Hizmet ömrü : t= 30 yil Yaygin kullanilan pas payi 30-35 mm 200 180 160 140 120 100 80 60 40 20 35 a 30 25 20 15 b 10 5 0 10 Karbonatlasma derinligi , d (mm) 0.2 20 30 40 50 60 70 80 90 Ortalama basinç dayanimi -küp-, fb MPa % 100 P.Ç P.Ç + % 28 U.K (uçucu kül) veya P.Ç + % 70 Y.F.C (yüksek a Ortam yagmura maruzfirin cürufu) b Ortam yagmurdan korunuyor Su/çimento orani Hava sürüklenmemis betonda : 0.4 0.6 Yapi Merkezi (2004) bagintisi 0.8 1.0 Sekil 19 Karbonatlasma derinliginin (d) basinç dayanimi, su/çimento orani ve süre ile üç farkli baglayici madde bilesimi ve neme maruz olma durumuna göre degisimleri Degerlendirme notu : • Santiyede yerinde dökme düsük dayanimli beton (10-15 MPa) ile üretilen, dis ortama maruz nemli iklim kosullarindaki bir binada, pas payi her yerinde üniform 3 cm olsa da, ~ 3 seneden itibaren karbonatlasma derinligi pas payini asar (d ≥ 30 mm) ve ortamin özelliklerine bagli olarak (Cl-, nem vb) korozyon tehlikesine açik olur. Oysa prefabrikasyonda standart bir dayanim olan 50 MPa -küp- (C40) ile üretilen bir betonda 30 sene boyunca en elverissiz kosullarda bile pas payi asilmaz. • Uçucu kül veya yüksek firin cürufu gibi mineral puzolanik bilesenlerin kismen çimento ile ikamesi, karbonatlasma derinligini azaltma yönünde olumlu etki yapar. Bu ikame prefabrikasyon betonunda kolaylikla yapilan olagan bir uygulamadir, ancak bu olgu yerinde dökme beton için geçerli degildir. Dayanim, psi (kgf/cm 2) BETON M ALZEMESININ ZAM AN BOYUT U IÇINDE SAGLADIGI DAYANIM OLANAKLARI Dis ortamda birakilan beton numuneler (beton üretim –tarihi; ve normal portland çimentosu) hacim bazinda Iç ortamda saklanan beton numuneler hacim bazinda g g Kaynak : Wash ve Wendt, 1975 ay y y Beton yasi y y y y 1 psi= 0.07 kg/cm2 w/c = Su/çimento orani Sekil 20 Farkli ortamlarda birakilan betonlarin basinç dayanimi -silindir- yas iliskileri Degerlendirme notu : • Çimento kimyasal yüzdelerini ve/veya su/çimento oranini degistirmek sureti ile beton istenen dayanim düzeyinde üretilebilmektedir. • Verilen su/çimento orani -agirlikça- ve çimento türü için tüm betonlarin ileri yaslardaki dayanimlari standart kür süresi 28 güne karsi gelen dayanimlarinin çok üstüne çikmistir.Örnegin, beton su/çimento orani 0.48 olan 1937 üretim tarihli 5 UM kodlu betonun 10 yil sonunda ulastigi basinç dayanimi 600 kgf/cm2 -silindir- 28 güne kiyasla % 67 daha yüksektir. Basinç dayanimindaki artis trendinin iç ortamda birakilan betonlarda da geçerli oldugu gözlemlenmektedir. Tüm mekanik büyüklükleri (basinç, çekme, egilme dayanimlari ve elastik modül) “zaman boyutu içinde artan” tek malzeme betondur (Mimar Sinan’in eserlerinde kullandigi küfeki tasinin da basinç dayaniminin zamanla arttigi belirlenmistir). BETON MALZEMESININ YANGINA KARSI DIRENCI Sicaklik oC Degerlendirme notu : Beton dayanimi (%) Kum-hafif agregali • Betonun yangina karsi direnci kullanilan agrega türü ile yakindan ilintilidir. Örnegin kireçtasi agregasinin kullanil- Kireçtasi agrega digi betonlarda 600oC ‘lik sicakliga kadar beton orjinal basinç dayaniminin ~ % 80’ini korumaktadir. Ortam sicakliginin (600-800oC)’e ulasmasi durumunda basinç dayani- Kuvarsit agrega mindaki azalmalar çok belirgindir. 800oC gibi yüksek bir sicaklikta beton basinç dayaniminin ~ % 50’sini korumak- Pembe veya kirmizi Gri Ten rengi tadir. 800oC’den yüksek sicakliklarda “kalici dayanim” -hizla agrega türünden bagimsiz olarak-%15-20’ye (orjinal basinç degeri) düsmektedir. çelik dayanimi (%) Sicakta sekil verilmis nervürlü çubuk (akma) • Çelik, yangin karsisinda mekanik özelliklerini dramatik sekilde kaybeden bir davranis sergiler. Dikkat çekicidir ki 400oC’de sogukta sekil verilmis çelik kopma dayaniminin Sogukta sekil verilmis tel veya kablo (kopma dayanimi) ~%50’sini kaybederken, sicakta sekil verilmis nervürlü çubuk akma dayaniminin yalniz % 20’sini kaybetmektedir. 600oC sicaklikta ise dayanimdaki bu azalma %50’ye ulas- Yüksek dayanimli çubuklar (kopma dayanimi) Sicaklik oC maktadir. Bu sicaklik düzeyinde sogukta sekil verimis çeligin kopma dayanimi baslangiç dayaniminin sadece %15’idir. UÇUCU KÜLÜN BELIRLI ORANLARDA ÇIMENT O YERINE IKAM E EDILMESININ “SÜRDÜRÜLEBILIR BÜYÜME POLIT IKASI” AÇISINDAN SAGLADIGI YARARLARA T OPLU BAKIS • Uçucu kül -F türü- beton karisiminda kullanildiginda betonun özellikle uzun süreli mekanik dayanimlari çok belirgin sekilde artmaktadir (Sekil 21a). Dolayisi ile uzun süreli dayanim -3 ay- basina çimento tüketimi azalacagindan ciddi boyutta kontrol betonuna – uçucu külsüz- kiyasla ekonomi elde edilecektir. Bu ise daha düsük “CO2 emisyonu” demektir. Kisacasi hem kaynak tüketimi (çimento, su, çimento için kullanilacak kireçtasi/marn hammaddeleri), hem de “CO2” emisyonunun azaltilmasi yönünde uçucu külün beton sektöründe kullanimi sürdürülebilir büyüme politikasi açisindan olaganüstü anlamlidir. Asagidaki örnek bu hususlari açikça ortaya koymaktadir (Ham veriler Langley, Carette ve Malhotra, 1989 kaynagindan alinmistir) : Karisim Su Çimento Uçucu Ince Iri Hava Süper M su (kg/m3) Mç kül agrega agrega sürükleyici AkiskanMç + M su (kg/m3) M uk (kg/m3) (kg/m3) (ml/m3) lastirici (kg/m3) (l/m3) I 0.30 102 150 190 795 1100 215 6.2 II 0.39 132 340 - 855 1020 40 5.6 * Her iki karisimin da çökme miktari ayni olup 20 cm’dir. Dayanimlar Karisim 3 gün 7 gün 28 gün Oranlar 91 gün 365 gün 7/28 91/28 365/28 0.53 0.80 1.28 1.13 1.61 1.19 Silindir basinç dayanimi* (MPa) I II 17.7 33.2 26.0 40.4 49.1 50.7 63.0 57.3 79.0 60.6 Yarma dayanimi (MPa) I II I II 5.6 4.0 1.33 0.98 Elastisite modülü (GPa) 35.1 46.6 36.8 38.2 1.33 1.04 4.2 4.1 * φ150mmx300mm silindir : Kür sartlari : Standart -nem kürü- Uçucu külsüz beton Uçucu küllü beton Ince agrega % 36.4 Ince agrega % 34 Iri agrega % 47.1 Iri agrega % 43.4 Su Uçucu kül % 4.36 % 8.13 Çimento % 6.41 γ taze= 2337 kg/m 3 γ taze= 2347 kg/m 3 Karisim I Su % 5.6 Çimento % 14.5 Karisim II Degerlendirme bulgulari -agirlikça- : • Azalan su miktari : 30 kg/m3 • Su azalimi : % 22.7 • Azalan çimento miktari : ∆Mç = 190 kg/m3 , azalan CO2 emisyonu : 0.190 t/m3 x 1m3/CO2/t ≡ 0.19 m3 CO2/t.çimento • Çimentodaki azalim orani : % 55.8 • 365 günlük basinç dayanimi bazinda çimento etkinlik degeri (Sekil 21b) Karisim I : Karisim II : 150 kg / m 79 3 = 1.89 kg/m3 /MPa (uçucu küllü) MPa 340 kg / m 3 60.6 MPa = 5.6 kg/m3/MPa (uçucu külsüz) SONUÇ : Uçucu küllü beton karisiminda 1 MPa dayanim için 1.89 kg/m3 çimento tüketilirken uçucu külsüz beton karisiminda, 1 MPa için daha yüksek çimento tüketimi (5.6 kg/m3) gerekmektedir. Ayni durum standart kür süresi 28 gün için de geçerli olmaktadir (Sekil 21b). Çimento kullanim etkinligi avantaji diger mekanik büyüklükler (yarma, elastisite modülü) için de geçerlidir. Devami 80 ∆f Basinç dayanimi (MPa) 70 60 50 40 30 20 10 0.0 0 3 4 0.2 5 6 7 89 10 2 3 4 5 6 7 89 100 2 3 Kür süresi, gün 0.4 I (Uçucu küllü) 0.6 II (Uçucu külsüz -Kontrol-) 0.8 1.0 1.2 1.4 f f28 1.6 1.8 a 11 Etkinlik degeri (kg/m3 / MPa) 10 9 8 7 6 5 3.6 3.7 4 kg/m 3/MPa 3 2 1 b 0 3 4 5 6 7 89 10 2 3 4 5 6 7 89 100 2 3 Kür süresi, gün Sekil 21 (a) Kür süresi-basinç dayanimi ve dayanim oranlari degisimi (b) Kür süresinin çimento etkinlik degeri (çimento dozaji kg/m3 / basinç dayanimi MPa) ile degisimi Devami • Dayaniklilik açisindan bakildiginda uçucu küllü betonlar belirgin yararlar içermektedir. Örnegin, betonun mikro yapisinda ilk çatlaklara neden olan, daha sonra çesitli dayaniklilik zafiyetlerine yol açan “termal gerilme”, uçucu küllü betonlarda “hidratasyon sicakligi”’nin daha az olmasindan ötürü düsük düzeydedir (Sekil 22). Bu ise yapinin servis ömrü boyunca daha az “tamir+bakim” masrafi demektir. “Erken dayanimli Normal Portland Çimentosu uygulamalarinda ilk günlerdeki “hizli mukavemet artislari”’nin mikro yapida “çatlak yogunlugunu” arttirdigi bilinmektedir. Hizin önem kazandigi projelerde “Prefabrikasyon yapim teknolojisi” hem dayanim, hem de dayaniklilik açisindan geleneksel yapim teknolojilerine kiyasla ciddi bir avantaj saglamaktadir. Sicaklik, oC Karisim II : Uçucu külsüz -kontrolsu/çimento= 0.39 3 Mç= 340 kg/m Karisim I : Uçucu küllü su/çimento= 0.39 3 Mç= 150 kg/m 3 Muk = 190 kg/m Zaman, saat Sekil 22 Üretiminden sonraki ilk 48 saat içinde uçucu küllü (I) ve uçucu külsüz (II) betonlarin hidratasyon isilarindaki degisimler PREFABRIKASYON SEKTÖRÜ PREFAB R IKAS YONU N ÜST Ü NL ÜKLER I Tasar imda esneklik Ür etimde kalite Diger faktör ler (montaj, üre tke nlik, mali ye t, yapi fiz igi) Çevre ile etkilesimi • Büyük açikliklarin geçilmesine imkan verir. • Esnek mimari tasarima olanak saglar. • Ince kesitli ve yogun donatili tasarim yapabilme serbestligi vardir. • Modüler imalat yapilir. • Renk ve doku zenginligi saglanir. • Beton bilesenlerinin (kum,iri agrega çimento vb) ve donati çeliklerinin ilgili standartlara uygunlugu konusunda düzenli kalite denetimi sonucu sürekli ayni kalite düzeyi saglanir. • Kaliteli ve kontrollu demir isçiligi söz konusudur. • Saglanan otomasyon nedeni ile imalat en kisa sürede en iyi kalitede gerçeklestirilir. • Kalipta eksantriklik, boyut sapmasi, eksik pas payi ve malzeme kaçagi problemleri yasanmaz. •Beton bilesenleri miksere hassas sekilde konulur. • En optimal agrega gradasyonu ile bosluksuz beton üretilir. • Kalibin yogun donatili ve ince kesitli olmasi durumunda da üniform yerlestirme saglanir. • Düzgün finishing yapilir. • Tamamen kontrollu kür kosullari sonucunda mekanik dayanimlarda çok düsük standart sapma - az degiskenlik vardir. • Tasarimda öngörülen mekanik dayanimlar tamamen saglanir. • Rötre problemi minimum düzeydedir. • Yaygin bulunan yerli kaynaklar (çimento, agrega, demir vb) kullanilir. • Nitelikli ve egitilmis isçilik mevcuttur. • Endüstrilesmis bir sistem oldugundan “üretkenlik” yüksektir. • Yüksek üretkenlik yüksek is güvenligi anlamina gelir, is kazalarini en aza iner. • Yan sanayinin üretimine kalite açisindan zorlayici etki yapar. • Kalip yipranmasi azdir, kalip defalarca kullanilir. • Hizli montaj nedeni ile insaat süresi çok kisadir. • Insaat zamaninda ve bütçesinde bitirilir. • Finansal kaynaklarin çok verimli kullanilmasina imkan saglar. • Üretim ve imalat mevsimsel degiskenliklerden (asiri sicaklar, kar ve don vb) etkilenmez. • Yangin dayanimi yüksektir. • Daha yüksek isi ve ses yalitimi saglar. • Isçilik maliyetleri yüksek mekanizasyon nedeni ile düsüktür. • Sigorta primleri düsüktür. • Isletme ve bakim giderleri azdir. • Hammaddenin ana bilesenleri olan çimento ve agreganin üretiminde kullanilan enerji azdir. Buna bagli olarak da CO, CO2 ve NO emisyonlari düsüktür. • Imalat asamasinda çevreye duyarlidir : o Enerji ve hammadde ekonomik kullanilir. o Çevreye sivi atiklar ve gaz emisyonlari birakmaz. o Malzeme kayiplari minimum oldugu için kati atiklar çok azdir. • Insaat asamasinda çevreye saygilidir. o Santiyede sadece montaj yapildigindan atik üretimi sözkonusu degildir. o Viyadük insaatlarinda trafigi engellemez. • Beton dis kaynakli CO2 emisyonlarini difüzyon yolu ile bünyesine alir. • Kullanim ömrü sonrasi agregasinin yeniden kazanim potansiyeli çok yüksektir. PREFABRIK BETONARME ELEMANLARLA YAPILAN INSAATLARIN KLASIK BETONARMA SISTEME KIYASLA YARARLARI Özellikler Prefabrik betonarme sistem Klasik betonarme sistem 1. Endüstriyel imalat 1.a Beton bilesenlerinin kalite denetimi 1.b Uygun agrega gradasyonu Sürekli Degisken veya yok Mükemmel Santiyede hazirlanan betonda çok degiskenlik sözkonusu Santiyede hazirlanan betonlarda çok degisken 1.c Beton bilesenlerinin miksere hassas sekilde konulmasi ve degiskenligi 1.d Imalat mevsim serbestligi Mükemmel 1.e Demir isçiligi Mükemmel 1.f Beton yerlestirme isçiligi 1.g Kalipta üniform yerlesim 1.h Finishing hassasiyeti 1.i Dogru ve hassas boyutta üretim 1.j Ince kesitler veya renkli özel sekillerin imalati 1.k Kalip yipranmasi 1.l Rötre çatlaklarini önleme 1.m Döküm sonrasi yerinde dayanim gelisimi 1.n Mekanik dayanimlarin Saglanmasi 1.o Dayanimlardaki sapma 1.p Depreme dayanim 2. Büyük açiklik geçilmesi 3. Isçilik maliyetleri 4. Insaat süresi 5. Insaat sirasinda atik üretimi, çevre kirliligi 6. Is güvenligi ve isçi sagligi 7. Kamu maliyesine uyumu 8. Kullanim süresi 9. Yasam döngüsü maliyeti 10. Yeniden monte-edilebilirlik 11. Yapi ömrü sonrasi geri kazanim Mükemmel Minimum Mükemmel (yatay döküm) Mükemmel Tam Mümkün Az Basarili Mükemmel (kapali ortam, örtü alti kürü uygulanarak dayanim denetlenir) Mükemmel Minimum Yüksek (Homojen iç yapi ve öngörülen dayanim düzeyinin saglanmasi Diger kosullar Özellikle kis sartlarindan (kar, don) çok etkilenir Isçi kalitesine ve denetime bagli, çok degisken Fazla (isçinin ve vibrasyonun kalitesi ile ilgili) Degisken -özellikle kolonlarda(düsey döküm) Degisken (kalip malzemesi, isçilik kalitesi, çalisma sartlari vb) Isçiligin kalitesine bagli,ülkemiz kosullarinda çogu defa zayif Her bakimdan çok zor Fazla (özellikle ahsap kaliplar) 1.c sartlari ile benzer Çok degisken (mevsim sartlari, rüzgar, kür sekli, isçi kalitesi, karisim tasarimi vb) Degisken –özellikle yerinde dökme betondaÇok degisken Dayanimdaki hetorojen yapi nedeni ile belirsiz Mükemmel Mekanizasyon nedeni ile az Çok kisa Minimum Sinirli ölçüde mümkün Zaman kayiplari fazla Daha fazla Yüksek Tam Mekanizasyon düzeyi düsük oldugundan genel “verimlilik” ve isyeri emniyet performansi düsüktür. Çok büyük kayit disi ekonomi Kaliteye göre degisken Degisken Olasi degil Beton agregasinin kalitesine bagli ve kalite sorunlari mevcut Kayitli ekonomi Kaliteden dolayi uzun Minimum Mümkün Kaliteli agrega kullanimi nedeni ile mümkün PR EF AB R IK AS YO N AÇ IS IN D AN S ÜR DÜ R ÜL EB ILIR G EL IS ME SOSYAL DAYANISMA • Ne sne l ya sa m ko sulla ri Amaç : Bugün ve gelecekte kisi barindigi fiziksel ortamdan her anlamda mutlu olmalidir. Mimari ve Yapi Fizigi Göstergeleri o Islevsel ve efektif mekan kullanimi saglanmalidir. o Modüler konseptlere uygun olmali o Farkli malzeme ve sistemlere kolay adapte olmalidir. o Estetik olmalidir. o Isi ve nem yalitimi saglanmalidir. o Yangin dayanimi yüksek olmalidir. o Ses yalitim düzeyi yüksek olmalidir o Enerji tüketimi elverdigi ölçüde azaltilmali,sistem dogal havalandirma ve dogal aydinlatmaya elverdigi ölçüde fazla olanak saglamalidir. Mühendislik göstergeleri o Deprem dayanimi yüksek olmalidir. o Darbe -sok- dayanimi yüksek olmalidir. o Temel hareketlerinden etkilenmemelidir. o Dayanikliligi yüksek olmalidir. Montaj o Kolay depolanmali, büyük alanlar kaplamamalidir. o Hafif olmalidir. o Kolay ve hizli bir sekilde monte edilebilir olmalidir. EKONOMIK YAPABILIRLIK EKOLOJIK SORUMLULUK • Ekon om ik si ste m ve re ka be t e de bilirlik o Kalite ve rekabet edebilirlik tesis edilmelidir. o Bu gelismeyi saglayacak arastirmagelistirme desteklenmelidir. o Istikrarli ve esnek bir üretim sistemine sahip olmalidir. o Ekonomik dalgalanmalardan etkilenme düzeyi en aza indirgenmelidir. • Ha m m a dde ka yna kla rinin tüke tim i o Yerli hammadde kullanilmasina özen gösterilmelidir. o Kaynak tüketimi denetlenmelidir, kaçaklar ve gereksiz kaynak tüketimi engellenmelidir. o Yenilenebilir kaynak tüketiminin kullanilmasina ve gelistirilmesine önem verilmelidir. • Üre tim ve kulla nim o Hammadde ve ürün üretiminde enerji tüketimi en az olmalidir. o Üretim prosesi enerji ve hammadde tüketimi az olacak sekilde tasarlanmaldir. o Üretim sistemleri en iyi sistemi en kolay ve ekonomik üretebilecek hale getirilmelidir. o Üretim etkinliklerinin içinde ve disinda bilgi her zaman hazir olmalidir. o Hizmet ömrü boyunca enerji sarfi yati az olmalidir. • Za ra rli m a dde le r o Üretimde zararli emisyonlar ve dogada yok edilemeyen kati atiklar en az düzeyde olmalidir. o Yanginda zararli maddeler olusturmamalidir. • Doga ve kültüre l çe vre nin korunm a si o Hizmet ömrü sonunda büyük ölçüde geri kazanilabilir olmalidir. • De gisim in hiz i o Dünyadaki ve ülkemizdeki gelismelere açik ve esnek yapida olmalidir. • Istihda m o Çalisanlara mutlu bir is ve yeterli maas düzeyi saglanmalidir. • Ulu sla ra ra si tica re t o Sahip oldugu kalite ve rekabet edebilirlik avantajlarini kullanarak dis piyasalara açilmalidir. Servis hizmetleri o Yapinin ömrü boyunca bakim ve tamir masraflari düsük düzeyde olmalidir. GÖSTERGELER : Deprem dayanimi yüksek, etkin yalitim (isi,ses,nem), yüksek konfor, esnek mekan tasarimi, estetik görünüm, düsük enerji tüketimi, düsük bakim masraflari, geri kazanilabilirlik BIR SANAYI YAPISINDA PREFABRIK INSAAT ILE SAGLANAN YÜKSEK INSAAT HIZININ YARARLARI Dis duvar konumu Duvar temeli Döseme Dis duvar konumu Kaldirilacak duvar paneli döseme üzerinde dökülür. Panel kren ile kaldirilir. Panel konumlandirilir. Geçici destekleme Panele mesnetlendirilmis çati elemanlari Tasiyici panel Sekil 23 Bir prefabrik sistemin sematik insaat asamalari (Kaynak : Bennett, 2002) Degerlendirme notu : • Tasiyici sistem isçilik kalitesinden süphe etmeksizin ve çok hizli bir sekilde olusturulur. Bu, klasik sistemde isçilik kalitesinden (beton, demir isçiligi) kaynaklanan dayanim zafiyetlerinin prefabrik sistemde olmayacagi anlamina gelir. • Gerek proje gerekse uygulama bazinda yapi kalitesi en yüksek düzeyde saglanmistir. Bu da proje servis süresi boyunca “tamir+bakim” masraflarinin en az düzeyde olmasi demektir. • Insaat hizi yüksek oldugundan yatirimci daha az finans yükü ile daha erken üretime baslar. Bu durumda proje geri ödeme süresi daha kisadir. Ulusal ekonomi bazinda yatirimlarin karliligi artmaktadir. Giderler Insaat Projesinde Imalat Hizinin Finans Maliyeti Açisindan Sagladigi Yararlar M f,II Hizli insaat (V I ) M f,I Yavas insaat (V II ) II I Mi Bitis süresi t2 tI Toplam : 542074 t Mf,I = Yatirimin finans maliyeti -hizli insaatMf,II = Yatirimin finans maliyeti -yavas insaatMi = Insaat maliyeti Bitis süresi Proje süresi o Iklim-çalisma kosullari o Sistem seçimi o Uygulanan mekanizasyon düzeyi ve isçilik verimi o Saglanan finansmanin yetersizligi ve düzensizligi ’nden kaynaklanan gecikme • ORTALAMA FINANS MALIYETI M f = Y [ 1 + i ] t/2/12 • INSAAT HIZINDAN DOLAYI SAGLANAN ORTALAMA “FINANSMAN YÜKÜ” KAZANIMI : ∆M f = M f,II - M f,I t / 2 / 12 ( t − ∆t ) / 2 / 12 V1 > V 2 durumu : ∆M f = Y [1 + i] 2 - Y [1 + i] 2 ∆t = t2 - t1 (Bkz. üst sekil) • KAZANIM ORANI ∆M f t / 24 ( t − ∆t ) / 24 = [1+ i] 2 - [1 + i] 2 Y Y= Proje yatirim bedeli (iki durumda da ayni kabul edildi) i = Yillik faiz orani t = Proje süresi, ay ∆t = Hizli insaat yöntemi (Prefabrikasyon yapim teknolojisinin uygulanmasi) ile saglanan proje süresindeki kazanim, ay -Enflasyon ortami bir haneli- Kaynak : Bennett, 2002 (Environmental Council of Concrete Organizations, ECCO, Skokie) ’den büyük ölçüde degistirerek Ülkemizde Beton Prefabrikasyon Sektörünün Kimligi -2002 yili itibari ile• Toplam firma sayisi • TPB üyesi firma ve tesis sayisi • TPB üyesi olmayan firma sayisi • TPB üyelerinin sanayi yapilarindaki payi • Toplam kapasite • Kapasite kullanimi 83 26 , 36 57 % 85 1 600 000 m3 • TPB üyeleri yillik çimento tüketimi 335262 ton (% 1.5) • TPB üyeleri yillik demir tüketimi 82338 ton (% 2.4) • TPB üyelerince Istihdam ve tüm sanayi sektörü içindeki payi 3454, % 0.07 • Tesis basina ortalama üretim 24405 m3/isçi • Birim istihdam basina üretim 254.3 m3/isçi • TPB üyeleri isgücü dagilimi o teknik personel (% 12), o firma isçisi ve idari personel (% 63), o taseron personeli (% 25) % 58 Prefabrik ürünler • Toplam (TBP üye+üyedisi) prefabrike beton üretimi 1 155 447 m3 • TPB üyesi firmalarin üretimi ve toplamdaki payi 878 591 m3 (% 76) (2002) 929 999 m3 (% 55) (1998) • Üretimin müsteri bazinda dagilimi 2002 - Kamu % 37 , Özel Sektör % 63 1998 - Kamu % 31 , Özel Sektör % 69 • TPB üyelerinin ürün bazinda üretimleri Üst yapi Alt yapi Çevre düzeni SBD** Toplam 2002 283734 m3 (% 32) 197052 m3 (% 23) 351653 m3 (% 40) 46152 m3 (% 5) 3 878591 m (% 100) • TPB üyesi olmayan firmalarin üretimleri Üst yapi Alt yapi Çevre düzeni SBD Toplam 2002 1998 57196 m3 (% 20) 217238 m3 (% 29) 74609 m3 (% 27) 232426 m3 (% 30) 145051m3 (% 52) 310672 m3 (% 41) (% 0) 85 m3 (% 0) 3 276856 m (% 100) 760421 m3 (% 100) • TPB üyelerinin cografi bölgeler baz inda Bölgeler Üretim miktari Marmara 526854 m3 (% 60) Ege- Bati Akdeniz 148660 m3 (% 17) Iç Anadolu 121317 m3 (% 14) Dogu Akdeniz 63939 m3 (% 7) Dogu-G.Dogu 230 m3 (% 0) Karadeniz 17591 m3 (% 2) Toplam 878591 m3 (% 100) prefabrike beton üretimi • TPB üyelerinin bazi cografi bölgeler bazinda fert basina prefabrike beton üretimi * G.E = Bölgenin gelismislik endeksini ifade etmektedir. Bölgeler Marmara Iç Anadolu Karadeniz 1998 512291 m3 (% 55) 125312 m3 (% 13) 214231 m3 (% 23) 78165 m3 (% 9) 929999 m3 (% 100) m3 /fert 0.030 0.01 0.002 G.E* 1.702 0.481 -0.513 ** SBD= Santrifüjlü beton direk Kaynak : Prefabrikasyon beton verileri için Türkiye Prefabrik Birligi (TPB), nüfus verisi için DIE verilerinden yararlanilmistir Karadeniz Bölgesi (GSYIH'de payi % 9) Marmara Bölgesi (GSYIH'de payi % 38) Iç Anadolu Bölgesi (GSYIH'de payi % 16) • Prefabrik eleman üretimi : 557,036 m 3 (% 48*) (Üretim dagilimi : TPB üyesi=%46, üye disi=% 2) • Toplam çimento satisi : 8,230,998 ton (% 28.5) o Prefabrikasyon payi : 371,356 ton (% 4.5**) • Prefabrik eleman üretimi : 267,436 m 3 (% 24) (Üretim dagilimi : TPB üyesi=% 11, üye disi= % 13) • Toplam çimento satisi : 5,967,272 ton (% 20.6) o Prefabrikasyon payi : 197,197 ton (% 3.3) • Prefabrik eleman üretimi : 37570 m 3 (% 3) (Üretim dagilimi : TPB üyesi=% 1, üye disi=%2) • Toplam çimento satisi : 3,548,603 ton (% 12.3) o Prefabrikasyon payi : 152,786 ton (% 4.3) Dogu Anadolu Bölgesi (GSYIH'de payi % 3) • Prefabrik eleman üretimi : 9280 m 3 (% 1) (Dogu+G.Dogu Anadolu) (Üretim dagil.: TBP üyesi=-, üye disi=%1) (Dogu+G.Dogu Anadolu) • Toplam çimento satisi : 1,446,759 ton (% 5) o Prefabrikasyon payi : - (% 0) Ege Bölgesi (GSYIH'de payi % 17) • Prefabrik eleman üretimi : 190,635 m (% 16) (Ege+Bati Akdeniz) (Üretim dagil. : TPB üyesi=%12, üye disi=%4) (Ege+Bati Akdeniz) • Toplam çimento satisi : 3,423,307 ton (% 11.8) o Prefabrikasyon payi : 36,060 ton (% 1.0) 3 Akdeniz Bölgesi (GSYIH'de payi % 12) • Prefabrik eleman üretimi : 93,490 m (% 8) (Dogu Akdeniz) (Üretim dagilimi : TPB üye=%6, üye disi=%2) (Dogu Akdeniz) • Toplam çimento satisi : 3,970,525 ton (% 13.7) o Prefabrikasyon payi : 102,693 ton (% 2.6) 3 G.Dogu Anadolu Bölgesi (GSYIH'de payi % 5) • Prefabrik eleman üretimi : 9280 m 3 (% 1) (Dogu+G.Dogu Anadolu) (Üretim dagil. : TPB üyesi= -, üye disi=%1) (Dogu+G.Dogu Anadolu) • Toplam çimento satisi : 2,297,674 ton (% 8.2) o Prefabrikasyon payi : 1,591 ton (% 0.07) Sekil 24 Cografi bölge bazinda Prefabrikasyon Sektörüne ait temel büyüklükler Açiklama : Prefabrikasyon Sektörü verileri TPB 2002, çimento verileri TÇMB 2000 yilina aittir. *Bölgedeki toplam prefabrik üretimin Türkiye genelindeki tüm prefabrik üretim içinde yüzdesini ifade eder. ** Bölgedeki toplam çimento satisi (ton) içinde prefabrikasyonun payini gösterir. (Kaynaklar : TPB 2002 yili Prefabrikasyon Sektör Raporu ve TÇMB Stratejik Arastirma Raporu 2003) Çizelge 4 1992-2002 döneminde TPB üyelerinin ürün tipine göre üretimleri ve degisimleri Yillar TPB üyelerinin üretimleri, m3 Degisimler, % Üstyapi Altyapi Çevre SBD Toplam Üstyapi Altyapi Çevre SBD 1992 245362 61915 26194 63359 396830 1993 280409 61005 37318 54951 433683 14,3 -1,5 42,5 -13,3 1994 223811 65293 27716 49064 365884 -20,2 7,0 -25,7 -10,7 1995 352943 80340 41824 53072 528179 57,7 23,0 50,9 8,2 1996 498824 81437 102733 54473 737467 41,3 1,4 145,6 2,6 1997 564756 108711 155697 61698 890862 13,2 33,5 51,6 13,3 1998 512291 125312 214231 78165 929999 -9,3 15,3 37,6 26,7 1999 372253 75385 186967 65269 699874 -27,3 -39,8 -12,7 -16,5 2000 292067 73396 201823 109850 677136 -21,5 -2,6 7,9 68,3 2001 195286 172953 292358 44961 705558 -33,1 135,6 44,9 -59,1 2002 283734 197052 351653 46152 878591 45,3 13,9 20,3 2,6 X 347430.5 100254.5 148955.8 61910.4 658551.2 6.0 18.6 36.3 2.2 S 125872.1 46559.1 112268.8 18596.6 202058.1 33.2 45.6 46.9 32.7 V= S/ X .100 36.2 46.4 75.4 30.0 30.7 549.9 245.1 129.4 1476.6 ( X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= S/ X .100= Degiskenlik katsayisi) 1992-2002 Döneminde TPB Üyelerinin Üretimlerin Ürün Tipi Bazinda Dagilimi Nisan 1994 krizi Kasim 1999 2000 Subat depremleri krizi 2001 krizi TPB üyelerinin beton üretimleri (m 3 ) 1000000 900000 Toplam üretim 800000 700000 600000 500000 400000 Çevre düzeni 300000 Üstyapi 200000 Altyapi 100000 SBD 0 Degisim oranlari, % -60 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Yillar -30 0 30 60 90 120 150 Toplam üretim Üstyapi Altyapi Çevre düzeni SBD 180 Sekil 25 TPB üyelerinin Prefabrik üretimlerin ürün tipi bazinda senelere göre degisimleri Degerlendirme notu : • Prefabrikasyon sektörü, kriz dönemlerinden (1994, 2000, 2001) ve 1999 depremlerinden fevkalade etkilenmistir. En çok etkilenen ürün tipi olarak da makro düzeyde yeni yatirim olgusunun ifadesi olan “üst yapi elemanlari”’dir. Bu ürün tipi yatirimlarin arttigi 19961998 döneminde en yüksek düzeye ulasmis, diger yillarda krizlerden etkilenerek düsük düzeylerde seyretmistir. 2001 yilinda üst yapi elemani üretimi alt yapi üretimi düzeyinde, çevre düzeni elemani üretimi ile kiyaslandiginda ise daha düsük kalmistir. • 1995’den itibaren “çevre düzeni” türü elemanlar sürekli büyüme olgusu göstermistir. • Anilan dönemde ürünlerin üretim miktarindaki degiskenlik katsayisi V=% 30-75 arasindadir. Degisim oranlarinin degiskenlik katsayisi ise % 130-1476 düzeyinde çok yüksek degerlere ulasmaktadir. Tüm bu göstergeler sektörün makro-ekonomik istikrarsizlik lardan çok ciddi düzeylerde etkilendigini açiklamaktadir. 1000000 1998 1997 Prefarik eleman üretimi (m3) 900000 800000 700000 1996 2001 1999 2000 600000 1997 1995 500000 1996 1998 1993 400000 1994 1999 1995 2000 1993 300000 200000 1992 2001 1994 1992 Toplam üretim Üstyapi Veri degisimleri 100000 0 25 30 35 40 45 50 55 Sabit sermaye yatirimlari -cari fiyatlarla-, Milyar $ 60 Sekil 26 1992-2001 döneminde toplam (kamu+özel) sabit sermaye yatirimlari ile prefabrik eleman üretimleri arasindaki degisimler Degerlendirme notu : • Incelenen dönem itibari ile -bir kaç yil disinda- prefabrik eleman üretimleri (toplam, üst yapi) ile sabit sermaye yatirimlari arasinda anlamli iliskiler sözkonusudur. Bu sonuç bir anlamda sektörün ülke makro-ekonomik yapisi ile yakindan ilintili oldugunu ifade etmektedir. Sabit sermaye yatirimlarinda bir birim artis sektörün toplam üretiminde 31018 m3, üst yapi elemani üretiminde 17734 m3 mertebesinde bir “artisi” uyarmaktadir. 1994-2002 Döneminde TPB Üye ve Üye Olmayan Firm alarin Üretimler Dagilimi 1000000 Nisan 1994 krizi 1999 depremleri Kasim Subat 2000 2001 krizi krizi 900000 800000 Beton üretimi (m 3 ) Üye 700000 600000 500000 Üye olmayan Toplam üretim Üstyapi Altyapi Çevre düzeni SBD 400000 300000 200000 Üye olmayan üretimi / toplam üretim, % 100000 0 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Yillar 0 SBD 10 Üstyapi Toplam üretim 20 30 40 50 60 Alt yapi 70 80 90 Çevre düzeni 100 Sekil 27 TPB üyeleri ve üye olmayan firmalarin prefabrik üretimlerin ürün tipi bazinda yillara göre degisimleri ve üye olmayan firma üretiminin o ürün tipindeki toplam üretime oranla degisimleri Degerlendirme notu : • 1994-2001 döneminde genel prefabrik üretimler içinde “üst yapi elemani” üretiminin agirlikli bir payi mevcuttur ve bu pay ∼560,000 m3 ile 1997-1998 yillarinda maksimumdan geçmistir. Altyapi, çevre düzeni ve SBD tipi eleman üretimleri oldukça az düzeydedir. • Kriz dönemleri (1994, 2000 ve 2001) ve 1999 depremlerinde yasanan derin makroekonomik istikrarsizliklardan, insaat sektörüne paralel olarak Prefabrikasyon sektörü de olumsuz etkilenmistir. • 1994’den itibaren Prefabrikasyon sektöründeki genel iyilesmeye paralel olarak, TPB üyesi olmayan firmalarin sayisi da artmis ve 1997 yilinda üye firmalar ile ayni “toplam üretim” düzeyine gelmislerdir. Ancak anilan gelisme özellikle 1999 yilindan itibaren giderek azalmistir. Bu durum Prefabrikasyon sektöründe olumlu bir göstergedir. TPB Üyesi ve Üye Olmayan Firmalarin Üretimlerinin Ürün Tipi ve Bölgesel Bazda 1997 ve 2001 yili Degisimleri (1997, 2001) 1997 yili TPB üye ve üye olmayan firmalarin bölgesel dagilimi 450000 Beton üretimi (m 3) 400000 350000 % 28 % 24 300000 % 25 250000 % 14 200000 150000 % 44 % 69 % 47 100000 % 71 % 52 % 26 % 36 % 31 % 52 % 17 üye degil üye üye degil 50000 0 üye üye degil üye % 49 Marmara Ege ve Bati Akdeniz Iç Anadolu Üstyapi Altyapi % 98 % 44 ü y e üye degil D.Akdeniz üye % 74 üye degil D.-G.Dogu Anadolu Çevre düzeni ü y e üye degil Karadeniz SBD 2001 yili TPB üye ve üye olmayan firmalarin bölgesel dagilimi 450000 Beton üretimi (m 3) 400000 350000 % 51 300000 250000 200000 150000 % 26 % 23 100000 50000 0 % 23 % 53 % 60 üye üye degil üye % 51 üye degil % 29 % 32 % 69 % 31 % 52 üye üye degil üye Marmara Ege ve Bati Akdeniz Iç Anadolu Üstyapi Altyapi üy e degil ü y e üye degil üye üye degil D.Akdeniz D.-G.Dogu Anadolu Karadeniz Çevre düzeni SBD Sekil 28 1997 ve 2001 yillarinda Türkiye Prefabrik Birligi üyesi ve üye olmayan firmalarin üretim miktarlari, ürün tipi ve bölge bazinda degisimleri Degerlendirme notu : • 1997 itibari ile 105 firma (30’u üye, 75’i üye disi) -7’si kamuya ait- mevcut iken, bu sayi 2001’de 78 firma (30’u üye, 48’i üye disi)’ya düsmüstür. • Prefabrik eleman üretiminde Marmara bölgesi ile diger bölgeler arasinda ciddi bir fark mevcuttur. 1997 ve 2001’de Marmara bölgesindeki TPB üyesi firmalarin toplam prefabrik eleman üretimi ∼sabit kalmasina ragmen toplam üretim içindeki üst yapi elemaninin payi % 69’dan % 23’e azalmistir. 2000 ve 2001 ekonomik krizlerinin yaninda 1999 depremlerinin de etkisi ile Marmara bölgesindeki “üye olmayan” firma üretimlerinde büyük bir düsüs yasanmistir. • 1997 yilinda -Dogu ve G.Dogu Anadolu bölgelerimiz hariç- tüm bölgelerde “üst yapi” elemanlarinin önemli bir payi olmasina karsin, 2001 yilinda tüm bölgelerde bu payin ciddi ölçüde azaldigi dikkat çekmektedir. %100 %90 %80 %70 %60 Avrupa ülkeleri* Prekast Hazir Beton Yerinde dökme Diger (Onarim+takviye) Türkiye Rusya A.B.D Israil Slovak Cumh. Portekiz Polonya Norveç Hollanda Italya Isviçre Isveç Ispanya Irlanda Fransa Finlandiya Danimarka Çek Cumh. Belçika Avusturya Almanya Birlesik Krallik Avrupa ülkeleri* Hazir Beton sektörü %50 %40 %30 %20 %10 %0 Prefab. Prefabrikasyon Sekil 29 Ortalama çimento tüketiminin ülkelere göre sektörel degisimi (Ham veriler ERMCO 2000-2001 yilina aittir) (* Türkiye hariç ortalamalardir) (Bu Sekil YM AR-GE Raporu 2003-9’dan alinmistir.) Degerlendirme notu : • Avrupa ülkeleri bazinda (Türkiye hariç) toplam çimento tüketimi açisindan bakildiginda Prefabrikasyon sektörünün ortalama % 22.8'lik bir payi oldugu görülmektedir. Ülkemizde Prefabrikasyon sektörünün payi (2000- % 3, 2001- % 1.6) Avrupa ortalamasinin ancak % 10'u düzeyindedir. Avrupa ülkeleri içinde Prefabrikasyon sektörünün en gelismis oldugu ülkeler Danimarka (% 45) ve Hollanda (% 40)'dir. • Ülkemiz, santiyede elle karilan beton, onarim vb. amaçli çalismalarin en yogun oldugu ülke (2000- % 50, 2001- % 64.8) olarak öne çikmaktadir, Avrupa ülkelerinin ortalamasinin (% 17.2) oldukça üstündedir. Bu da betonda ciddi kalite sorununun mevcut olmasi anlamina gelmektedir. 1 0.9 0.86 0.8 0.73 0.66 0.7 0.56 0.6 0.5 0.42 0.42 Avrupa ülkeleri 0.35 0.4 0.26 0.3 0.2 X = 0. 38 m3 /kisi* 0.22 0.21 0.20 0.19 0.18 0.17 0.16 0.12 0.09 0.1 0.02 Türkiye Slovak Cumh. Rusya Irlanda Isveç Birlesik Krallik Finlandiya Israil Norveç A.B.D Polonya Avusturya Hollanda Almanya Belçika Portekiz Ispanya 0 Italya Kisi basina üretilen prekast beton (m 3 /kisi) Prekast Sektörü (2000-2001 Ortalamasi) Prefabrikasyon Sekil 30 Prefabrikasyon Sektöründe kisi basina beton üretiminin ülkeler bazinda dagilimi (* Türkiye hariç ortalama) (Sekil YM AR-GE Raporu 2003-9’dan alinmistir). Ülkelerin prekast beton üretim miktarlari ERMCO (2000-2001) yili ortalama, nüfus verileri CIA Factbook (Temmuz 2002 tahmini)'a ait degerlerdir. ( X = Ortalama deger, S= Standart sapma, V= Degiskenlik katsayisi ,V= S/ X x100)] Degerlendirme notu : • Dikkate alinan 14 Avrupa ülkesi bazinda (Türkiye hariç) Prefabrikasyon sektöründe (sektörün -çimento kullanimi açisindan- ort. payi: % 22.8) kisi basina ortalama beton üretimi X = 0.38 m3/kisi düzeyindedir, (S= 0.24 m3/kisi) , degiskenlik katsayisi V= % 63'dir. Kisi basina en yüksek prefabrik üretim miktari Italya'da (0.86 m3/kisi) gerçeklesmektedir. Bu ülkeyi 0.77 m3/kisi ile Ispanya takip etmektedir. Toplam 18 ülke bazinda Prefabrikasyon sektörünün olaganüstü düsük oldugu tek ülke Türkiye'dir (0.02 m3/kisi -2001). Kisi basina prefabrik beton üretimi açisindan avrupa ülkelerinin ortalama üretim miktari (0.38 m3 /kisi) Türkiye’nin ∼ 20 katidir. EK DÜNYA’da ve TÜRKIYE’de BETON KONUSUNDA ILKLER EK-1 DÜNYA’DA VE TÜRKIYE’de BETON KONUSUNDA ILKLER MÖ 1960-1970 döneminde, MÖ 12,000,000’lerde kireçtasi ve kil arasin12,000,000 daki dogal reaksiyonlar sonucu olusan ilk “dogal” çimento bilesenlerinin kalintilari bulundu MÖ Çatalhöyük evleri kerpiç ile insa edilmis, ilk 9,000’ler sakinleri ise evlerinin sivasinda kireç kullanmistir. (Kireçtasini 750 oC’ye kadar isitarak su ile karistiriyorlardi). MÖ 5,600 Ilk kez beton bilesenlerine yakin malzemeler kullanilarak yapilar insa ettiler. MÖ 3,000 Misirlilar piramit yapiminda ve tuglalari yapistirmak için alçi ve kireç harçlari kullandilar. Çinliler Çin Seddi’nin yapiminda ve sandallarinda çimento benzeri malzemeler kullandi. MÖ 2000 Hamurabi, bir yapinin göçmesi durumunda yapimciya uygulanacak cezai yaptirimlar ile ilgili ilk yazili belgeleri ortaya koydu “Eger yapimci binayi geregi gibi saglam yapmamis ve bina çökmüsse, yapimci mal sahibinin kaybini ödeyecek ve ona esdeger bir bina insa edecektir. Eger mal sahibinin kendi veya çocugu çöken binanin enkazi altinda kalip ölürse, yapimci derhal idam edilecektir”. MÖ 800 Grekler kil+kireç veya tüf+kireç karisimlari ile kireç harci ürettiler (Kibris’ta halen mevcut bir yapida da kullanilmistir). MÖ 299MS 476 Romalilar kireç ve volkanik külü (Pozzuoli bölgesinden) birarada kullandilar. Italya’da bulunan çogu önemli yapi (Pantheon, Coliseum, Roma Hamamlari) ve yaklasik 5300 mil yol bu malzeme ile yapildi. MS 27 MS 540 Pollio Vitruvius “Mimarlik Üzerine” isimli 10 ciltlik kitaplarinda baglayici puzolan+kireç karisimlarinin hidrolik özelliklerinden bahsetti (Karisim bilesenleri : 2 ölçek puzolan + 1 ölçek kireç) . Beton Ayasofya’nin yapiminda kullanildi. Orta ve Küçük Asya’da Türkler ve Persler tarafindan “Horasan Harci” olarak isimlendirilen, Avrupa’da bilinmeyen, puzolan-kireç ve tugla kiriklarinin ögütülmesi ile elde edilen çok saglam bir baglayici madde üst yapidan temel sistemine kadar her türlü tasiyici sistemde kullanildi. Osmanli Imparatorlugu döneminde, özellikle Mimar Sinan’in eserlerinde çok genis ölçekte kullanilmis, eserleri her türlü atmosfer sartinda günümüze dek ayakta kalmistir. 1569-1575 Mimar Sinan “ustalik eserim” olarak isimlendirdigi Selimiye Camii’ni insa etmistir. 1779 Bry Higgins dis sivalarda kullanim amaçli hidrolik çimentonun (stucco) patentini aldi. 1793 J.Smeaton -yabanci literatürde Romalilar’dan bu yana ilk defa kireci baglayici olarak kullandigi kabul edilen- Eddystone deniz fenerini yeniden insa etti (oysa ki Osmanli Imparatorlugunda Horasan harci yüzyillardir kullanilmakta idi). 1802 Benzer bir Roma Çimentosu prosesi Fransa’da kullanildi. 1812-1813 Fransa’da Louis Vicat kireçtasi ve kilin sentetik karisiminin kalsinasyonu ile ilk yapay çimentoyu üretti. 1816 Dünyada ilk donatisiz beton köprü Fransa’nin Souillac bölgesinde insa edildi. 1824 Ingiliz duvarci ustasi Joseph Aspdin ögütülmüs kireçtasi ve kili yüksek sicakliklarda pisirerek sinterledi. Elde ettigi ürünü Ingiltere’nin Portland adasi’nda bulunan kaliteli bir tasa benzettigi için “Portland Çimentosu” adini verdi ve patentini aldi (Aslinda yeterince yüksek sicaklikta pisirilmedigi için günümüzün çimento özelliklerini tam yansitmiyordu) Aspdin’in firini 1828 I.K. Brunel, Portland Çimentosu’nun ilk mühendislik uygulamasini insa edilecek, 366 m uzunlugunda, Thames Tüneli üzerinde baslatti. 1830 Ilk kireç ve hidrolik çimento Kanada’da üretildi. 1836 Betonda ilk sistematik basinç ve çekme dayanimlari Almanya’da yapildi. J.M.Mauder’in sirketi Portland Çimentosu üretimi için ilk lisansi aldi. 1843 1845 I.Johnson çimento hammaddelerin yüksek sicakliklara kadar pisirilip ögütülmesi olayini gerçeklestirdi (Ingiltere). 1848 J.L.Lambot Fransa’da ilk betonarme sandali üretti. 1848 Ilk çimento fabrikasi Ingiltere’de kuruldu. 1849 Pettenkofer&Fuches Portland Çimentosunun ilk dogru kimyasal analizini yapti. 1852 Coignet ilk defa beton ve demir çubuklari birarada kullanarak bina insa etti. Ingiltere'de 1854'de Wilkinson da benzer çalismalar yapti. Coignet sistemi 1854 L.Cézanne elle yönlendirilen bir beton karistiricisi icat etti. 1865 Iskoçya Inverness’de ilk beton yol insa edildi. 1867 Fransiz bahçivan Joseph Monier, daha saglam saksilar üretmek için betona demir çubuklar ekledi ve ilk betonarme olusumu sagladi. 1871 D.Saylor Portland Çimentosunun ilk A.B.D patentini aldi. Wilkinson sistemi 1879 Castigliano’nun enerji teoremleri ile yapi elemanlarinin dogrusal ve açisal yerdegistirmeleri hesaplanmaya baslandi. 1884 Ransome nervürlü donatinin patentini aldi 1886 Koenen beton yapilarin teorisi ve tasarimi ile ilgili ilk kitabi yayinladi. 1880-1890 F.Hennebique Fransa’da Vienne nehri üzerine 100’den fazla 3 açiklikli betonarme köprü insa etti. 1887 H.L.Chatelier Portland Çimentosu oksit oranlarini, Alite (C3S), Belite (C2S), Celite (C4AF) bilesenleri ve sertlesme mekanizmasini ortaya koydu Ilk betonarme köprü Fransa’da insa edildi. 1889 1890 Betonda ani prizi engellemek amaci ile klinkere ilk defa alçi tasi katildi (A.B.D’de). 1891 G.Bartholomew ilk beton caddeyi insa etti (A.B.D, Ohio, Bellafontaine) 1892 Hennebique , betonarme yeni tasiyici sistemi tasariminin Ingiltere’de patentini aldi. 1900 Feret harçlarda dayanim bagintisini tanimladi. 1900 Temel çimento testleri standartlastirildi. 1902 A.Perret Paris’te ilk apartman binasini tasarladi ve insa etti. Bu yapi yük tasiyan duvarlar yerine kolon-kiris-döseme tasiyici sisteminin kullanildigi ilk yapidir. 1903 Elzner ilk betonarme yüksek binayi Cincinnati (A.B.D) ‘de insa etti. 1903 Ilk Hazir Beton Almanya’da üretildi. 1904 American Concrete Institute kuruldu. 1904 R.Talbot (University of Illinois) betonarme üzerine kendi test sonuçlarini da içeren ilk teknik bülteni yayinladi. T.Edison dar gelir grubu için ekonomik, estetik evler insa etti (1 adedi 6 saatte). 1908 1911 Betonarme döseme betonu ilk defa vibrasyonla yerlestirildi. 1911 Türkiye’de ilk çimento fabrikasi Darica’da kuruldu. (20000 ton/yil kapasite) ABD’de Stepanian (Ermeni asilli Türk göçmen) ilk transmikser patentini aldi. 1916 1917 Fougner Norveç’te ilk betonarme gemiyi üretti. 1918 Betonun karisim tasarimi D.Abrams tarafindan deneylerle gelistirildi ve basinç dayanimi ile su / çimento orani (α-fb) arasindaki teorik iliski ilk defa tariflendi. Ayrica ilk defa çimento inceliginin etkileri incelendi. 1924 Çimentonun mineralojik bilesimi ilk defa Bogue tarafindan tanimlandi. 1925 Türkiye’nin ilk betonarme köprüsü Menderes nehri üzerinde yapildi (75 m uzunlugunda) 1926 Türkiye’de betonarme hesabina yönelik nomogramlar içeren ilk kitap Prof.A.Ihsan Inan (I.T.Ü) tarafindan yayinlandi. Eugene Freyssinet ilk öngerilmeli betonu basari ile uyguladi. 1927 1930 1930 Betonda ilk defa hava sürükleyici katkilar ve akiskanlastiricilar (lignosülfonat) kullanilmaya baslandi. E. Torroja (Ispanya) ilk ince kabuk çatiyi insa etti (8.9 cm kalinlik x 45.7 m açiklik). 1930 R.Maillart ilk defa kirissiz (mantar) dösemeli bir yapi insa etti. 1933 Elektrik ile yüksek frekansta çalisan modern vibratörler tanitildi. 1936 Ilk önemli beton barajlar, Hoover ve Grand Coulee barajlari insa edildi. 1943 Devlete ait ilk çimento fabrikasi Sivas’ta kurulmustur. 1954 TMMOB Insaat Mühendisleri Odasi kuruldu. 1956 ACI-318, betonarme kesit boyutlandirmasi için tasima gücü yönteminin ilk ilkeleri ni ortaya koydu. 1957 Türkiye Çimento Müstahsilleri Birligi (TÇMB) kuruldu. 1960 Türk Standartlari Ensititüsü (T.S.E) kurulmasi karari alindi. 1962 Ilk Türk Betonarme Standardi (TS 500) (elastik yöntem) yayinlandi. 1962 Türkiye Insaat Mühendisligi 1.Teknik Kongresi yapildi. 1967 Ilk genis açiklikli betonarme spor salonu ABD’de Illinois Üniversitesi’ nde insa edildi. 1970 Lif donatili beton üretildi. 1971 Ilk defa Norveç’te tasiyici sistem insaatinda silika füme kullanildi. 1971 Hafif betonla en yüksek bina, 52 katli, Houston’da (One Shell Plaza) insa edildi (halen de bu yükseklik asilmamistir). 1977 Türkiye’de ilk defa Yapi Merkezi,santiyede ürettigi öngerilmeli demiryolu viyadük kirislerinin yine santiye’de 1/1 ölçekli egilme deneyini gerçeklestirdi. 1978 Türkiye’nin ilk özel beton laboratuvari Yapi Merkezi Ins. ve San. A.S bünyesinde kuruldu. Beton katkisi olarak süperakiskanlastiricilar kullanilmaya baslandi. 1980 1983-1988 1984 1985 P.C.Aitcin öncülügünde ilk defa “yüksek performansli” beton kavraminin ilkeleri ortaya konuldu. 20 Prefabrik firmasinin bir araya gelmesi ile Türkiye Prefabrik Birligi kuruldu (Ankara). Bir mineral katki olan silis dumani kullanilmaya baslandi. 1985 1988 Beton’da en yüksek dayanim Seattle’da insa edilen Union Plaza’da kullanildi (58 katli, 131 MPa dayanim). Okamura tarafindan ilk kendiliginden yerlesen beton gelistirildi (ilk prototipi 1988'de üretildi). Türkiye Hazir Beton Birligi (THBB) faaliyetlerine basladi. 1989 1.Ulusal Beton Kongresi yapildi. 1989 Yapi Merkezi laboratuvarda B 1000’i üretti. 1990 Yapi Merkezi Türkiye’de ilk defa agir beton (3.1-3.4 t/m3) üretti. 1992 1993 Türkiye’nin en yüksek binasi Mersin’de insa edildi. (yükseklik 175.7 m, tasiyici sistem : betonarme tüp+çerçeve sistem) Betonda mikrolif kullanilmaya baslandi. 1994 Yapi Merkezi laboratuvarda B 1700’ü üretti. 2001 Kendiliginden yerlesen beton önemli mühendislik projelerinde yaygin sekilde kullanilmaya baslandi. 1986