Dosyayı indirmek için tıklayın... - İstanbul`un Geleceği İçin Alternatif

Transkript

Dosyayı indirmek için tıklayın... - İstanbul`un Geleceği İçin Alternatif
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Zanaat Eksenli Canlandırma Modeli
‘Kuyumculuk Mahallesi’
İstanbul Tarihi Kent Merkezinin Somut Olmayan Kültür
Mirasıyla Birlikte Sürdürülmesi İçin Bir Öneri 1
ÖZET
Global pazarlarda daha iyi rekabet edebilme amacı içine sıkıştırılan özensiz ve
aceleci operasyonlar kentleri ruhsuz tüketim metalarına dönüştürmektedir. O
nedenledir ki, son otuz yılın şehircilik gündeminde olan yenileme ve dönüşüm
tartışmaları bu tür müdahalelerin çok yönlü ve uzun vadeli tasarlanmış stratejilerle
yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Burada sunulan çalışmada İstanbul’un
tarihi merkezinin küresel metropol olmayı amaçlayan politikalara karşın varlığını,
sürdürmesi için ona kimliğini veren zanaat kollarının ekonomik ve toplumsal
olarak güçlendirilmesi ve mekanlarıyla birlikte korunarak canlandırılması gerektiği
savunulmaktadır. Bu bağlamda “Zanaat Eksenli Canlandırma” adıyla sunduğumuz
model, tarihsel olarak zanaat kültürü olan bir alanda gömülü bilgi ve toplumsal
sermayeyi kentin sürdürülebilirliği için değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Model,
kentsel işlevler, ekonomik ve toplumsal nitelikler açısından görece homojen bir
kentsel bir alanın, alan yönetimi içinde bir bölge olarak ele alınmasını
önermektedir. Bu bölgenin gelişmesi, canlanması için önerilen stratejiler
örgütlenme, mekan ve teknoloji olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır.
Bu modeli özgün kılan beş tane ayırıcı özellik bulunmaktadır: Birincisi, zanaatin
yoğulaştığı alan geliştirilecek bir bölge olarak ele alınmaktadır. İkincisi, kentsel
alanın mekan kalitesini iyileştirme çalışmalarının öncesinde mutlaka toplum
tabanlı örgütlenmeler ve ‘üçüncü sektör’ün güçlendirilmesi önerilmektedir.
Üçüncüsü, bu bölgede üçüncü sektörün her projenin demokratik katılım sürecinde
hayata geçirilmesinin güvence altına alan bir rol üstlenmesi beklenmektedir.
Dördüncüsü, bu bölgedeki tüm kentsel projeler için üç sektörlü (kamu, özel ve
STK) paydaşlık önerilmektedir. Beşincisi, bu bölge için geliştirilen projelerde
“mülk sahipleri”nin yanı sıra “kiracılar”ın da hak sahibi olabilmesi
öngörülmektedir. Model, kamunun da tarihi kent merkezinin somut ve somut
olmayan kültür mirasıyla, insanıyla birlikte sürdürülmesi için bu modelde önerilen
uygulamalara olanak veren düzenlemeleri yapacağını varsaymaktadır.
Bu raporla sunulan çalışmada, Kapalıçarşı-Nuruosmaniye çevresinde yoğunlaşan
kuyumculuk zanaati ele alınmıştır. Öncelikle, bu zanaat kolunun öncülüğünde bir
vakıf kurulması; devamında, kuyumculuk zanaatinin tarihsel yeri olan bu alanın
Tarihi Yarımada Alan Yönetimi Planı’nda bir alt bölge olarak kaydedilmesi
önerilmiştir. Bu bölgeye Kuyumculuk Mahallesi adı verilmiştir.
Kuyumculuk Mahallesi’nde kentsel ve sektörel projelerle ilgili tüm destek,
değerlendirme, uygulama işlerinin koordinasyonunun Kuyumcular Mahallesi
Vakfı’nda olması öngörülmüştür. Bu projeler, toplum tabanlı örgütlerden gelmiş ya
Bu rapor İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) yarışması için,
83212 rumuz ile akademik kadro tarafından kaleme alınmıştır. Rapor ve paftaların hazırlanmasının
her aşamasında bölgede aktif yönetici, zanaatkar ve tasarımcılardan oluşan yarışma ekibine
danışılmıştır.
1
1
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
da tekil olabilir. Vakfın görevi bu projelerin hazırlık aşamasında teknik destek
vermek, nesnel değerlendirmesini sağlamak, yetkili kurumlara sunulmasını ve ilgili
işlemleri kolaylaştırmaktır. Projeler yerel yönetim ve diğer yetkili kurumlar
tarafından onaylandıktan sonra Vakıf projelere kaynak aktarımını ve kaynağın
yönetimini de koordine eder. Projeler Kuyumculuk Mahallesi’ndeki zanaat ve
ticaretin mekanıyla birlikte, kültür mirası olarak yaşatılmasına, canlandırılmasına,
güçlendirilmesine ve kentsel mekanın kalitesinin yükseltilmesine yönelik olacaktır.
Kuyumculuk Mahallesi’ndeki tüm kültür, eğitim, tanıtım, kapasite geliştirme,
yönetim ve koordinasyon etkinliklerinin bir coğrafi odakta toplanması
düşünülmüştür. Bu bağlamda, bölge içinde seçilen bir yapı ya da yapılar kümesinin
‘Tasarım, Araştırma ve Kültür Merkezi’ (KUTAK) olarak kullanılması
önerilmiştir. Bu merkezde bir kuyumculuk müzesi, kütüphane ve zanaat arşivinin
yanı sıra konferans, seminer odaları olacaktır. Zaman zaman verilecek eğitim
çalışmaları, çalıştay, sempozyum vb. toplantılara katılacaklar için konaklama ve
diğer hizmet birimleri bulunacaktır.
Yöntem: Modelde, öncelikle zanaatın mekanıyla birlikte sürdürülebilirliği bir
sorunsal olarak ele alınmıştır. Bu yaklaşımın nedeni, zanaatin söz konusu kentsel
alana özgün kimliğini veren en önemli etmen olmasıdır. Model somut bir zanaat
kolu, kuyumculuk için geliştirilmiştir. Çünkü buradaki kuyumculuk imalatı
geleneksel bir zanaatin tüm ekonomik ve toplumsal özelliklerini taşımakla birlikte,
bir kültür mirası olarak yok olma tehdidi altındadır. Bu tehdit özellikle yerel
yönetimin geleneksel zanaate bakışından ve her türlü imalatı bu bölgeden çıkarma
amacını, kentsel politika gündemine almasından kaynaklanmaktadır.
Bu raporda sunulan model geliştirilirken perakende, hatta toptan ticaret
birimlerinin de canlandırma projelerinin parçası olacağı düşünülmüştür. Çünkü bu
sektörde küçük üreticiyle perakende ticaret, toptan ticaret birimlerini birbirinden
ayırmak hemen hemen olanaksızdır. Kaldı ki, istatistiksel olarak başka ekonomik
faaliyet kollarında kabul edilen, ama yıllardır kuyumculuk birimleriyle yanyana
çalışan, çeşitli yönlerden bağlantılı olan küçük imalat işletmeleri de vardır.
Bir bölgede somut ve somut olmayan kültür mirasının birarada, içiçe sürdürülmesi
ancak toplum tabanlı örgütlenmelere dayanan demokratik bir modelle, yerel
aktörlerin bu amaca kendilerini adamalarıyla mümkün olacağına inanıyoruz.
Demokratik katılımcı bir modelin hazırlanmasında izlenen yöntemin de
demokratik ve katılımcı olması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir modelin ancak
potansiyel kullanıcılarının katkısıyla hazırlandığında yapılabilir, gerçekçi olacağı
görüşündeyiz. O nedenle, Gelecek İstanbul yarışmasına akademik katılım
kapsamında sunulan bu çalışma iki akademisyenin yürütücülüğündeki bir ekip
tarafından hazırlandı. Bu ekip, kuyumculuk sektöründe ve Kuyumculuk Mahallesi
olarak adlandırdığımız bölgede aktif yönetici, zanaatkar ve tasarımcılardan
oluşmaktadır. Burada önerilen modelin her aşamasında bu ekibe danışıldı;
eleştiriler alındı; bu toplantılar odak grup toplantısı tekniğiyle yapıldı. Kapalıçarşı
ve çevresinde zanaatkar olan ekip elemanları sorunları, darboğazları tanımladılar.
Çalışmadaki zanaatkar, tasarımcı, İstanbul Ekolü gibi sektöre ilişkin kavramların
nasıl kullanılacağı birlikte kararlaştırıldı. Modelde önerdiğimiz örgütlenme, proje
geliştirme anlayışı birlikte olgunlaştırıldı. Çeşitli kentsel projelerde güçsüz
olanların mağduriyetine yol açan, mülkiyete bağlı hak sahipliği kavramının
2
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
genişletilmesinin yapılabilirliği hep birlikte tartışıldı; yapı ölçeğinde dayanışma
formülleri üretilerek bu sorunun aşılabileceği kararına ulaşıldı. Böylece, modelde
önerdiğimiz sürecin yapılabilirliği ortaya çıktı. Zanaatkarın, bulunduğu bölgede
örgütlenerek kendi çözümünü üretmesinin gerçekliği de katılımcı bir deneyle
kanıtlanmış oldu.
3
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Zanaat Eksenli Canlandırma Modeli
‘Kuyumculuk Mahallesi’
İstanbul Tarihi Kent Merkezinin Somut Olmayan Kültür
Mirasıyla Birlikte Sürdürülmesi İçin Bir Öneri
1. Giriş: Tarihi kent merkezinde zanaatin yeniden keşfi
Kent merkezindeki köhnemiş alanların yenilenerek küresel sermayeye açılması,
pek çok siyasetçiye, yerel yöneticiye ekonomiyi hızla canlandırabilecek bir çözüm
olarak çekici gelir. Bu çözüm Amerika’da ve Batı Avrupa’da –özellikle
İngiltere’de- 1970’li yılların ekonomik bunalımının aşılması için bel bağlanan
stratejilerden biri olmuştur. Üretim örgütlenmesinin değişmesi sonucunda, sanayi
çağının kentleri köhneme, ekonomik durgunluk, işsizlik, toplumsal çöküntü ve
beraberinde gelen pek çok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Öte yandan, Londra,
Paris, Berlin gibi bazı kentlerin de merkezleri farklı nedenlerle nüfus erozyonu
yaşamış ve köhneme sürecine girmiştir. Bu eğilim karşısında, tarihi kent
merkezlerinde yapı stoğunun korunması esas alınmış; bu yapıların onarılarak,
üniversite öğrencileri gibi sınırlı geliri olan nitelikli kullanıcılara uygun duruma
getirilmesi yolu izlenmiştir. Ancak daha sonra, kentin pazarlanması terimiyle
birlikte, kentin herhangi bir meta gibi paketlenerek yatırımcı piyasasına sunulması
gündeme gelmiştir. Kentler Guggenheim Müzesi (Bilbao) benzeri simge projelerle
markalaşma çabasına girmiştir. Bir yandan da dünyanın her yerinden, tüketimin
öncüsü olan toplumsal kümeleri çekmek için köhnemiş mekanları toplama,
yenileme telaşına düşmüştür. Böylece yenilenen, dönüştürülen tarihsel kent
merkezlerinin kullanıcı profili hızla değişmiştir. Artık kentin mekanı, orada
yaşayanların ve çalışanların yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla değil,
eskilerinin yerine ekonomik olarak daha güçlü kullanıcıları getirmek amacıyla
düzenlenmektedir.
Yenileme ya da dönüşüm adı altında yapılan operasyonların mekana öncelik
vermesi; proje bölgelerindeki taşınmaz değerlerinin artışının ekonomik gelişmeye
ivme vereceğinin varsayılması sık sık görülen bir yaklaşımdır. Merkezi alanlarda
kamu yönetiminin sağladığı kolaylaştırıcı koşullar içinde özel sektör tarafından
yürütülen bu dönüşümler kamu-özel kesim ortaklıkları biçiminde
gerçekleşmektedir (Porter ve Barber 2006). Özellikle kamunun sosyal devlet
sorumluluğundan ve toplum refahı ilkesinden uzaklaşmasına bağlı olarak,
yenileme müdahaleleri toplumsal olarak ezici ve planlama anlayışı açısından da
indirgemeci olabilmektedir.
Bir kentsel alan için yenileme, yeniden canlandırma ya da dönüşüm planlanırken
bu değişimin kentin üretici gücünü arttırması amaçlanır. Böyle bir proje hem
kentin bütününe hem de bireylerin toplumsal, ekonomik gelişmesine yararlı bir
süreç olarak tasarlanmalıdır (Roberts 2000; Roberts ve Skyes 2000). Roberts,
bunun için siyasetçilerin, kurumların, yatırımcıların ve plancıların kenttaşlarla
4
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
birlikte yapıcı çözümler üretmesinin zorunlu olduğunu söylemektedir (Yazar[lar]
2008 2).
Tarihi kent merkezlerini mekansal operasyonlarla yenileyerek ya da yeniden
canlandırarak küresel pazara sunma eğilimi olanca gücüyle devam etmektedir.
Yeniden canlandırma, “belirli bir yerdeki topluluğun karşılaştığı sorunların ve
güçlüklerin üstesinden gelmek üzere ortaklaşa yaptığı eylem” olarak
tanımlanmaktadır. Bu eylemlerle yerel ekonominin büyümesi, yeni fırsatlar
yaratılması ve oradaki insanların yaşam koşullarının düzelmesi amaçlanır. Bu
genel çerçeve içinde yeniden canlandırmanın nasıl olacağı, hangi yöntemlerin
uygulanacağı, her bölgenin kendi koşulları içerisinde yanıtlanması gereken
sorulardır (DCLG 2012). Bu yeni yerel yönetim anlayışının iki önemli çıkış
noktası bulunmaktadır: Birincisi, kentsel gelişmede tepeden inme planlama terk
edilmektedir. Stratejik planlama anlayışının getirdiği daha esnek bir yapılanma
kabul edilmekte, tabandan gelen projelerle dinamik bir kent yönetimi
öngörülmektedir. İkinci çıkış noktası, kentsel gelişme için yapılan operasyonların
kamu-özel sektör ortaklıklarıyla gerçekleştirilmesidir.
Gelişmenin gelen öneri ve projelerle biçimlenmesi, kentlerin küresel piyasadaki
fırsatlardan yararlanmasına olanak sağlar. Piyasa fırsatlarına odaklanan bu anlayış
beraberinde emlak eksenli dönüşüm politikalarını getirir. Çünkü bu politikalar
kente yapılan yatırımın en kısa sürede, tatminkar karlarla geri dönüşünü
sağlamaktadır. Kentin köhnemiş merkezi, tarihi bölgelerinde yapılan bu projelerin
başarı vizyonu mutlak mekândaki fiziksel değişiklerle sınırlıdır. Her ne kadar bu
tür projelerin bazılarının başlangıcında bölgedeki yaşam kalitesinin herkes için
yükseleceği savunulursa da, bu savın gerçekle bir ilgisinin olmadığı ilk örneklerle
birlikte ortaya çıkar. Bu projeler birer soylulaştırma mekanizması olarak
çalışmaktadır. Proje alanına yapılan yatırımın öncelikle o bölgenin kullanıcılarına
yarar sağlayacağı, proje sonrasında onların da yaşam kalitesinin yükseleceği
umudu uygulamada gerçekleşemez.
Emlak odaklı yaklaşımın alternatifi olarak kültür eksenli dönüşüm ya da
canlandırma yaklaşımı da 1990’lı yıllarda güçlü bir akım olarak ortaya çıkar.
Ancak bu yaklaşım içinde de tarihi kent merkezlerini geçmişten bugüne getiren
kesim kendi alanında tutunma olanağı bulamaz. Canlandırma yaklaşımının teması
ne olursa olsun, köhnemiş kent merkezlerindeki yoksul ya da güçsüz kullanıcılar
bu projelerin parçası olamazlar. Kamunun kolaylaştırıcı rol üstlendiği kamu-özel
sektör ortaklıkları piyasa mekanizmasının kurallarıyla işleyen projeler üretirler.
Sonuç, toprak değerlerinin hızla yükselmesi, yenilenen ya da dönüştürülen
bölgelerin küresel kullanıcılar tarafından soylulaştırılması biçiminde olur. Bu
ortaklıklar hiçbir zaman yoksulluğun ya da toplumsal yoksunluğun nedenlerini
ortadan kaldıracak çözümler üretemez; yalnızca onları görünmez kılar.
Toplumsal ve ekonomik canlandırmayı temel amaç olarak benimseyen projeler üçsektörlü modelleri de denemişlerdir. Sivil toplum kuruluşlarının da dönüşüm ya da
canlandırma projesine paydaş olarak katıldığı bu modeller güçsüz olanlara
güçlerini birleştirme olanağı sunmaktadır. Üçüncü sektörde güçsüzler hem finansal
kaynaklarını birleştirebilir, hem de örgütlü hareket etmenin siyasal avantajlarıyla
Çalışma ekibinin yazar(lar)ı olduğu yayınların tam künyesi, yarışma kimlik zarfı içinde ayrı bir
liste olarak sunulmuştur.
2
5
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
karar mekanizmalarında temsil edilebilirler. Ancak bu modelin de önemli
zayıflıkları olduğu uygulamalarda ortaya çıkar.
Cornelius ve Wallace (2010), kentsel yoksunluk alanlarında uygulanan yeniden
canlandırma projelerinin mutlaka bu yoksunluğun nedenlerine adanmış olması
gerektiğini vurgulayarak farklı kesimler arasında iletişim kurabilmenin başarılı
sonuçlar için ne kadar önemli olduğuna işaret ederler. Yeniden canlandırmanın
paydaşları ile proje bölgesindeki topluluk arasında bir diyalogun gerçekleşebilmesi
için özellikle üçüncü sektör örgütlerinin bağdaştırıcı, kolaylaştırıcı görev
üstlenmesi gerektiğinin altını çizerler. Ama en önemlisi, mekândaki yeniden
canlandırmanın sürdürülebilmesi için işe önce toplumsal yeniden canlandırmayla
başlanması gerekmektedir.
Son yıllarda toplumsal canlandırma projelerine konu olan alanlardan birisi küçül el
sanatları ya da zanaatlerdir. Kent merkezlerindeki tarihi bölgeler zanaatkarın
ustalığına yön verdiği kadar onun varlığıyla da değerlenir, anlamlı ve canlı yerler
olur. O nedenledir ki, son yıllarda kentsel merkezlerin, içlerindeki zanaatlerle
birlikte yaşatılması akımı güçlenmektedir. Somut ve somut olmayan kültür
mirasının birbirinden ayrılmadan korunması, zanaatlerin bulundukları yerlerde
güçlendirilmesine yönelik projeler geliştirilmektedir 1.
İstanbul Tarihi Yarımada’da Kapalıçarşı-Nuruosmaniye bölgesi ve kuyumculuk
sektörünü ele alan bu çalışmada zanaatlerin kozası olan geleneksel çarşıların
mirasından yola çıkılmıştır. Zanaatlerin tarihsel olarak mayalanmış toplumsal
dayanışma ve etkileşim ağları, geleneklerle pekiştirilmiş davranış kalıpları ve
değer yargıları, küresel kentin içinde birer sinerji odağı gibi değerlendirilebilir
(Banks 2010). Tarihsel bir merkezdeki köklü bir zanaat kolunun çoğu zaman
görece güçlü bir sosyal sermaye potansiyeli (Dasgupta ve Serageldin 2000),
bulunduğu yere gömülü nitelikleri ve o yere özel bir bağlılığı vardır. Bu özellikleri
nedeniyle zanaatlerin –çarşının- her hangi bir kentsel alandan çok daha güçlü
örgütlenmeye gitmesi, farklı dayanışma kanalları bulması beklenebilir.
Zanaatkarın bulunduğu yeri benimseyerek bir dayanışma ruhu geliştirmesi ve
oraya özgü bir kentlilik kimliği yaratması kökü Ortaçağ’a kadar uzanan bir
toplumsal davranış özelliğidir. Avrupa’da kentlilik ve kendi kendini yönetme
bilinci, esnaf loncalarının XIII. yüzyılda başlayan mücadelelerinin mirasıdır.
Osmanlı kentlerinde de esnaf loncalarının her zaman güçlü bir kendi kendini
yönetme geleneği olduğuna kaynaklar sık sık işaret etmektedir (Ergenç 1995;
Cohen 2003). Osmanlı kentindeki çarşı, yalnızca bir alışveriş alanı değildir;
loncaların denetimindeki bir üretim ve yaşam alanıdır. ‘Çarşı’da üretim ve ticaret
kurallarının yanı sıra mekanın kullanılmasına ilişkin kurallar da belirlenir. Burası
aynı zamanda dürüstlük, adalet ilkeleri, insanlık değerleri gibi toplumsal-kültürel
kuralların biçimlendiği, yaşatıldığı bir toplumsal ve ekonomik mekandır.
Çarşılardaki dayanışma geleneğinin izleri Kapalıçarşı ve çevresinde hala
yaşamaktadır.
Projemizde bu gözlemlerden yola çıkılarak, Kapalıçarşı ve çevresindeki hanlarda
yoğunlaşmış ve o bölgenin kimliğini inşa etmiş kuyumculuk zanaatinin kendi
faaliyet alanını ve mekanını, tabandan gelen katılımcı bir modelle canlandırması
öneriliyor. Bu amaçla, kuyumculuk sektöründeki küçük üreticilerin yoğunlaştığı
6
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
bölge Kuyumculuk Mahallesi adıyla ele alınıp; çok yönlü bir kentsel canlandırma
için buradaki sosyal sermaye üzerinden, çarşı dayanışmasının ve işbirliğinin yolları
aranıyor. Burada, söz konusu alandaki esnafın yapı, ada veya bölge ölçeğinde
çeşitli düzlemlerde örgütlenerek koruma, canlandırma ve gelişme projelerinin
insiyatifini üstlenmesine uygun bir ortam hazırlamak için neler yapılabileceği
tartışılıyor.
İstanbul Tarihi Yarımada’daki kuyumculuk zanaatinin karakteri, KapalıçarşıNuruosmaniye çevresindeki çarşının eşsiz, yere özgü özellikleri ikinci bölümde
anlatılıyor. Bu bölgede yaşatılan ‘İstanbul Ekolü’ geleneğinin somut olmayan
kültür mirası olarak niteliği, dünya kültür mirası listesine kabul edilme kapasitesi
ve Tarihi Yarımada’daki yapısı ve kümelenme eğilimi yine bu bölümde
tartışılıyor. Kuyumculuk sektöründeki imalat, perakende ticaret ve diğer işlevlerin
coğrafyası, bölgedeki dağılımları ve yığılma noktalarıyla betimleniyor. Daha sonra,
Tarihi Yarımada’daki kuyumculuk zanaatinin, kümelendiği bölgede işleyiş biçimi
görünen ve görünmeyen özellikleriyle ele alınıyor. Kuyumculuk zanaatinin kendi
yerinde kalarak varlığını sürdürmesi açısından İstanbul Tarihi Yarımada Alan
Yönetim Planı’nın hedeflerine işaret ediliyor. Özellikle geleneksel küçük üretimi
yerinde koruma doğrultusundaki hedeflerine dikkat çekiliyor.
Üçüncü bölümde, Kapalıçarşı-Nuruosmaniye çevresinde somut kültür mirasını,
ona kimliğini veren somut olmayan kültür mirasıyla bir arada sürdürmek için bir
model öneriliyor. Bu bölge için vizyonumuz ve amaçlarımız açıklanıyor. Bu
amaçlar açısından Tarihi Yarımada’daki kuyumculuk kümesinin sahip olduğu
ateşleyici potansiyel GZFT (SWOT) çözümlemesiyle irdeleniyor. Daha sonra,
çalışmanın ana araştırma sorusuna yanıt aranıyor: İstanbul Tarihi Yarımada’da
kuyumculuk zanaatinin kümelenmiş olduğu bölgenin geleceği için, bu zanaat
geleneğinin güçlendirilerek sürdürülmesine dayanan, demokratik ve katılımcı bir
model nasıl olmalıdır? Yanıt olarak zanaat eksenli bir canlandırma modeli
öneriliyor. Zanaat eksenli bu modelin bileşenleri ve nasıl işleyeceği de yine bu
bölümde açıklanıyor.
Dördüncü ve son bölümde modelimizin her yere aynen uygulanacak bir şablon
olarak düşünülmediği vurgulanıyor. Bu modelin bir ilkeler bütünü olduğu, bu
ilkelerin yerel özellikler gözetilerek farklı sektör ve coğrafyalarda farklı biçimlerde
uygulanabileceği ifade ediliyor. Ancak modelin sosyal adaletçi ve toplum tabanlı
örgütlenmeye öncelik veren karakterinden hiçbir zaman vazgeçilmemesi gerektiği
vurgulanıyor.
2. İstanbul’da tarihi kent merkezi’nde bir zanaat bölgesi: Kapalıçarşı
Nuruosmaniye çevresi
Kuyumculuk sektörü, emek yoğun ve genellikle geleneksel teknolojilerin
kulanıldığı bir sektördür. Tüketici alışkanlıklarındaki değişimlere ve değerli taş ve
maden fiyatlarındaki dalgalanmalara duyarlı olan, dolayısıyla sürekli yenilik
yapmak ve rekabetçi olmak durumunda olan bu sektörde firmalararası ilişkiler ve
işgücü piyasası çeşitli sosyal ve kültürel kurumların etkisiyle şekillenmekte, üretim
ise genellikle küresel ağ ilişkilerinin bağlantı noktalarında ve yerel sanayi bölgeleri
içinde örgütlenmektedir (Scott 2000). Sektörün mekansal yapısını inceleyen
7
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
araştırmalardan çıkartılabilecek ortak sonuç küçük ölçekli zanaatkar üreticilerin,
Birmingham, Londra, Los Angeles ve Bangkok örneklerinde olduğu gibi, kentlerde
ve çoğunlukla bulundukların kentlerin merkez kesiminde kümelenme eğiliminde
olduklarıdır.
Pek çok yazar bu eğilimi kentleşme ekonomileri (urbanization economies) kavramı
ile açıklamaktadır (Storper ve Venables 2004; Vang ve Chaminade 2007; Lorenzen
ve Frederiksen 2008). Çok genel hatlarıyla açıklamak gerekirse, kentleşme
ekonomileri bir kentte yerseçen işletmelerin yaptıkları bu yerseçim tercihi
sonucunda elde ettikleri faydalardır. Bu faydalar kentlerin işletmelere sunduğu üç
bileşenli çeşitlilik ortamı sonucunda açığa çıkar: (1) sektörel çeşitlilik, (2) işgücü
piyasasındaki çeşitlilik ve (3) kurumlar ile altyapı bakımından çeşitlilik. Bu
doğrultuda işletmeler kent merkezinde yerseçerek başka herhangi bir coğrafyada
kümelendiklerinde elde edecekleri pozitif dışsallıklardan çok daha fazla avantaja
sahip olmaktadırlar. Kentsel bölgelerde ortaya çıkan bu çeşitlilik ortamı sadece
kuyumculuk sektörünün değil, diğer tüm yaratıcı sektörlerin de ihtiyacı olan
yaratıcı kapasiteyi teşvik ederek, işletmelerin buluşçu olmalarını ve yeni ürün
geliştirmelerini desteklemekte ve piyasa belirsizliklerini aşmada onlara yardım
etmektedir.
Diğer taraftan, kimi yazarlar kent merkezlerinin genellikle yüksek girişimcilik
kapasitesine sahip bireylerin ikamet ettiği, yakın çevresinin ekonomik açıdan
değerli alanlarla kuşatıldığı bölgeler olduğuna işaret etmekte, talebin sürekliliğinin
bulunduğu kent merkezlerinin yerel ekonomi üzerinde bir mıknatıs etkisi
yarattığını savunmaktadır. Porter’a göre (1995) kent merkezi firmaların rekabet
gücünü artırarak ekonomik büyümesini destekleyen bir dizi yarışmacı özelliği
birarada bulundurur. Bunlar stratejik konum, yerel piyasa talebi, bölgesel
kümelerle entegrasyon ve insan kaynaklarıdır. Kümelenme yazınında bu durum
yığılmaların düşey boyutu olarak tanımlanmakta Bathelt’e göre (2004), aynı üretim
zincirinin farklı halkalarını oluşturan firmalar, girdi çıktı maliyetlerini azaltacak
şekilde fizik mekanda birbirlerine yakın yerseçerek verimlilik artışı
sağlamaktadırlar.
Kuşkusuz bu noktada firmaların kuruşlandırılabilir olduğu kadar,
kuruşlandırılamayan gerekçelerle de kent merkezinde kümelenme eğilimi içinde
olduklarının altını çizmemiz gerekiyor. Örneğin, benzer ürünleri üreten firmalar
rakiplerini izlemek ve piyasada göz önünde bulunmak için aynı küme içinde yer
almaya çalışmaktadırlar (Yazar[lar], 2012a). Buna ek olarak, kent merkezindeki
firmalar aynı coğrafyayı paylaşarak, Bathelt’in deyişi ile (2004) kümelerin
kurumsal boyutu olan, piyasanın yazılı olmayan kurallarını ve sektörün
gerektirdiği davranış biçimleriyle normları öğrenmekte, bu yolla yeni iş
bağlantıları kurmaktadırlar.
Kuyumculuk Zanaati ve İstanbul
İstanbul genelinde kuyumculuk sektörü zanaat ve endüstriyel kuyumculuk olmak
üzere ikili bir yapı sergilemektedir. Ölçek, örgütlenme, teknoloji kullanımı, üretim
hacmi ile ürün yelpazesi bakımından birbirinden farklılaşan bu iki üretim biçiminin
mekansal yansımalarını kentin ekonomik coğrafyasında da net bir biçimde okumak
mümkündür. Buna göre, endüstriyel kuyumculuk İstanbul’da tarihi kent merkezi
dışında iki bölgede kümelenmiş durumdadır. Bu kümelerden birincisi, Avrupa
8
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
yakasında Güngören-Bahçelievler-Bağcılar üçgeni içerisinde kalan geniş bir
kentsel alt bölgeye işaret etmektedir. Bu kümenin genel karakteristiğini bilgisayar
teknolojilerinin de yardımıyla kitlesel kuyum imalatı yapan orta ve büyük ölçekli
firmalar oluşturmaktadır. İkinci küme ise, 2005 yılında tamamlanarak
Yenibosna’da faaliyete geçen Kuyumcukent’tir.
Zanaat tipi kuyumculuk ise, yukarıda sözünü ettiğimiz kavramsal çerçeve ile
büyük oranda benzeşecek şekilde, İstanbul tarihi kent merkezinde, KapalıçarşıNuruosmaniye-Hanlar Bölgesi’nde yerseçmiş durumdadır. Bu bölgedeki
kuyumculuk zanaatinin işletme ve çalışan sayısı bakımından büyüklüğüne ilişkin
net bir istatistiki bilgi bulunmamakla birlikte, bu konu üzerine yapılan araştırmalar,
farklı kaynaklara ve alan çalışmalarına dayanarak İstanbul genelinde 2008 yılı
verileriyle 1530 üretici firmanın bulunduğunu, bu işletmelerin yaklaşık %62’sinin
(948) Eminönü altbölgesinde faaliyet gösterdiğini belirtmektedir (Köroğlu ve diğ,
2010). Diğer taraftan İstanbul Kuyumcular Odası’na (İKO) kayıtlı toplam 1000
kadar üretici zanaatkar işletmenin neredeyse tamamı (959) Tarihi Yarımada’da
yerseçmiş durumdadır (İKO, 2012). Tarihi Yarımada’da çevre ve atık yönetimi
üzerine yapılan bir araştırma ise (Orhon ve diğ. 2006), Eminönü altbölgesinde 8
farklı uzmanlık alanında 2 toplam 2109 üretici atölyenin varlığından söz etmektedir.
Tüm bu tablodan Tarihi Yarımada’nın İstanbul’da küçük ölçekli imalatın en
önemli merkezi olduğu anlaşılmaktadır.
Şekil 1. Tarihi Yarımada’da İKO Üyesi Üretici İşletmelerin Mekansal Yığılması (2012)
Kaynak: İstanbul Kuyumcular Odası (İKO)
Tarihi Yarımada’daki kuyumculuk zanaatinin mekansal yapısına yakından
bakıldığında, İKO üyesi işletmelerin –Kapalıçarşı’nın Nuruosmaniye kapısı
merkez kabul edildiğinde, bu noktadan yaklaşık 350-400 metre yarıçaplı bir daire
9
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
içinde kalan- yaklaşık 40 hektarlık bir bölge içinde yoğunlaştığı görülmektedir
(Şekil 1). Bu bölgenin çok büyük bir kısmı Tarihi Yarımada Alan Yönetimi
Planı’nda 8 numaralı Beyazıt-Kapalıçarşı-Hanlar-Mısır Çarşısı Bölgesi ile
çakışmaktadır (İBB 2011: 108). Kısmen 7 numaralı Eski İdari Bölge ve 5 numaralı
Aksaray Alt Laleli Gedikpaşa Bölgesi’nde de kuyum imalatına rastlanmaktadır.
Üretici işletmelerin bir kısmı Kapalıçarşı içinde bulunmakla birlikte, ağırlıklı
olarak Kapalıçarşı çevresindeki hanlarda kümelenmektedir. Bu noktada, Çuhacı
Han, Vezirhan, Ağaoğlu İş Merkezi, Pastırmacı Han ve İmameli Han imalatın en
fazla yoğunlaştığı hanlar arasında sayılmaktadır. Toptan ve perakende ticaret için
ise biraz daha farklı bir durum söz konusudur. Bölgede faaliyet gösteren İstanbul
Kuyumcular Odası üyesi 1500 kadar toptan ve perakende ticaret birimlerinin
yaklaşık yarısı (%45) Kapalıçarşı’da yerseçmiştir.
Nasıl bir küme?
İşletme ve coğrafya disiplinlerinin sunduğu perspektiften bakıldığında ise Tarihi
Yarımada’daki kuyumculuk zanaatinin, coğrafi anlamda olduğu kadar, sektörel
bakımdan da kümelenmiş olduğu görülür. Buna göre, Kapalıçarşı ve Hanlar
Bölgesi kuyumculuk alanında üretici ve tüketici piyasası aktörlerinin yanyana ve
etkileşim içinde bulunduğu bir Marshallgil sanayi kümesidir 3. Bu özelliği ile
İstanbul’daki diğer iki kümeden 4 farklılaşan bu yığılmanın odağında, üretim
sürecinin çok sayıda uzmanlaşmış zanaatkar arasında düşeyde parçalandığı bir
zanaatkar çekirdeği yer alır (Şekil 2).
Şekil 1. Zanaat Çekirdeği
10
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Bu yapıyı oluşturan küçük ölçekli işletmeler aynı zamanda geleneksel değer
zincirinin halkalarını da meydana getirirler 5. İstanbul kuyumculuk sektörünün
yapısını araştıran çeşitli kaynaklara göre bu işletmelerin büyük bir kısmının
ölçekleri gereği belirli bir üretim dalında uzmanlaşması, onlara kaynak
verimliliğinde önemli avantajlar sağlamaktadır (Porsuk 2009). Bu işletmeler
değişimlere daha hızlı adapte olabilmekte, kriz dönemlerinden büyük ölçekli
firmalara kıyasla daha az zararla çıkabilmektedir (Akın 2008: 56).
Sözü edilen çekirdek zanaatkar yapı çok sayıda yan firma ve hizmet sağlayıcıların
oluşturduğu bir diğer üretici piyasayla desteklenmektedir. Bu birimler arasında
kuyumcu ekipmanlarının temininden, mağaza ve vitrin tasarımına, kimya
sanayinden hukuksal danışmanlık ve marka yönetimine kadar uzanan geniş bir
yelpazeden işletme bulunmaktadır. Tüm bu üretici piyasanın tüketici ile buluştuğu
çizgide, girişimci sadekarlar, zincir mağazalar, toptancılar, perakendeciler, üreticitasarımcılar ve orta ölçekli işletmeler yeralmaktadır. Bu altı aktörün ilk üçü
tüketici piyasası ile doğrudan ilişki kurabilirken, son üçü ticari işlemlerini ancak
enformel yollarla egemen hale gelmiş çeşitli aracıların üzerinden
gerçekleştirebilmektedir.
Somut Olmayan Kültür Mirasımız: İstanbul Ekolü
İstanbul ekolü kuyumculuk sektöründe Tarihi Yarımada’da kök salarak gelişen
özgün bir üretim biçimini ifade etmek amacıyla kullanılan bir terimdir. Buna göre
İstanbul ekolü, hem son yirmi yılda Türkiye’de belirgin bir pazar payı yakalmış
olan ve bilgisayar teknolojilerinin de kullanıldığı kitlesel kuyum üretiminden, hem
de Anadolu’nun çeşitli merkezlerinde karşımıza çıkan emek yoğun ve geleneksel
teknolojilerin kullanıldığı kuyum imalatından çeşitli açılardan farklılaşmaktadır.
En genel hatlarıyla İstanbul ekolü, kentin coğrafi konumunun getirdiği avantajların
etkisiyle, kuyumculuk sanatında doğu ve batının sentezine işaret etmektedir.
Kentin biriktirdiği kültürel zenginlik, motiflere olduğu kadar üretim tekniklerine de
yansımış, sonuçta bu coğrafyaya özgü bir üretim geleneği ortaya çıkmıştır. Bu
sentezde değerli madenler, salt bir güvence aracı olmaktan çıkarak, değerli ve
yarıdeğerli taşlarla bezenerek mücevherleşir, bir prestij ve/veya yatırım aracı
haline gelir. Bu ekolün ürünleri de, hitap ettiği müşterileri de sıradan değildir.
Büyük bir çoğunluğunu diplomatlar ve ailelerinin oluşturduğu İstanbul’da ikamet
eden yabancılar, kolleksiyonerler ve farklı olanı arayanlar İstanbul ekolünün sadık
müşterileri arasında yer alır. Özetle İstanbul ekolünün dayandığı temel motivasyon
en iyi malzeme ve en kaliteli işçilik kullanılarak en özenli, en zarif ve en farklı
olanın elit bir piyasanın beğenisine sunulmasıdır. Dolayısıyla asıl ticarete konu
olan değerli maden değil, özgün tasarım ve birinci sınıf işçiliktir.
İstanbul ekolünün ortaya çıkışında, başta Bizans ve devamında Osmanlı
saraylarının talebi yönlendirerek önemli roller oynadığını, dönemin en iyi
ustalarının İstanbul’da yerseçmeleri için teşvik edildiğini 6, günümüzden 500 yıl
kadar önce Tarihi Yarımada’da kuyumculuk fuarlarının düzenlendiğini ve en
kaliteli, en gözalıcı işlerin bu coğrafyada üretilmesi için özel bir çaba sarfedildiğini
vurgulamak gerekiyor (Akın 2008). Bu bağlamda, özellikle Osmanlı İmparatorluğu
döneminde saray teşkilatı içinde yeralan Ehl-i Hiref Cemaati’ne bağlı kuyum
ustaları ile bu topluluğun önemli bir grubu olan nakkaşların, İstanbul ekolünün
oluşumuna önemli katkılar yapmış olduğunu söylemek mümkündür. Bu teşkilat,
sadece kuyum alanında değil, diğer tüm zanaat dallarında da olduğu gibi, bir saray
11
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
kimliği yaratma ve bu kimliğin elit bir çevre içinde ürüne dönüştürülmesi
projesinin ana aktörüdür (Mortan ve Küçükerman 2010: 197). Ehl-i Hiref teşkilatı
üzerinden yerleştirilen bu üretim geleneği, Mortan ve Küçükerman’ın deyimi ile,
“…siyasal yöntemle, öncü teknolojinin biraraya getirilmesini gerektirir... önemli
olan, ürün kimliğinin iç ve dış rekabet ortamı içinde canlı, etkili, öncü ve sürekli
olarak yaşatılabilmesidir” (Mortan ve Küçükerman 2010: 198). Bu noktada,
İstanbul’a özgü bu üretim geleneğinin sektörün tarihsel gelişim süreci içinde saray
sınırlarındaki kozasından taşarak Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi’ne sıçradığının,
buradan da kentin etki alanı dahilinde çok daha geniş bir coğrafyaya yayıldığının
altını çizmekte fayda var.
Günümüz koşullarında, İstanbul ekolünün arz ve talep cephelerindeki değişimlere
bağlı olarak geçmişe kıyasla önemli ölçüde güç kaybetmiş olduğunu ve bir erozyon
yaşadığını gözlüyoruz. Bu durumu saray kuyumculuğu sisteminin ortadan kalkmış
olmasına, liberal ekonominin verdiği ivme ile piyasanın yozlaşma süreci içine
girmesine ve sektörün son yıllarda zanaatten endüstriye doğru yaşadığı yapısal
dönüşüme (Yazar[lar] 2011a; Yazar[lar] 2011b) bağlayabiliriz. Sözünü ettiğimiz
bu erozyona rağmen, İstanbul ekolü sayıları giderek azalan alaylı ustaların ve
üretim ile bütünleşebilen mücevher tasarımcılarının bireysel çabalarıyla
sürdürülmeye çalışılıyor. Bir taraftan girişimci sadekarlar kişisel müşteri ağları
üzerinden ulusal ve dünya mücevher piyasasında adından söz etirebilirken, genç
kuşak tasarımcılar uluslararası platformlarda önemli başarılar elde ederek İstanbul
kuyumculuk sektörünün tasarım alanındaki imajına ve markalaşma sürecine
katkıda bulunuyorlar. Gelinen bu noktada İstanbul’un, özellikle de Tarihi
Yarımada’nın, doğu ve batıyı sentezleyebilmek, en öncü tasarımları yaratarak
geleneksel kuyumculuk alanında yeniden bir dünya markası haline gelebilmek için
ihtiyaç duyduğu enerjiyi tamamen yitirmemiş olduğunu söylememiz mümkün.
Kuyumculuk Zanaatinin Değer Yaratma Ekolojisi: Görünenler ve
Görünmeyenler
Peki bu enerjinin kaynağı nereden geliyor? Herşeyden önce İstanbul ekolünün
devamlılığında usta-çırak ilişkisine temellenen eğitim geleneğinin önemli bir rolü
var. Bu geleneğin temelinde mesleki eğitimin kalfalar ve ustalar tarafından
işbaşında verilmesi yatıyor. “Kapalıçarşı Üniversitesi” olarak da adlandırılan bu
eğitim sürecinin ilk basamağını küçük yaştaki çocukların bir ustanın yanında
herhangi bir ücret almaksızın yaklaşık iki yıl süre ile mesleği tanıdıkları yamaklık
dönemi oluşturuyor. Bu dönemi profesyonelliğe ilk adımların atıldığı ve mesleki
bilginin yanı sıra ustaya itaatin de öğretildiği çıraklık dönemi takip ediyor
(Arslanyan 2009). Bu dönem, Kapalıçarşı’ya özgü yöntemler ile çırağın bir meslek
adamı olarak şekillendiği, kimi kaynaklara göre 20 yıla kadar uzayabilen bir
süreçtir (Ekinci 2001; Müftüler 2009). Çıraklığın ilk yıllarında işin püf noktası
çoğu kez çıraklara öğretilmez, bilinçli yaratılan bahaneler ile atölye dışına çıkması
sağlanır. Burada amaç, usta ile karşılıklı güven ilişkisinin henüz tam olarak
kurulmadığı başlangıç döneminde atölyenin sırrını korumak ve gerçekten bu işe
gönül verecek olanı ayıklamak amacıyla çırağın sabrını ölçmektir. Bu uzun ve
zahmetli dönemin ardından başarılı olanlar yaklaşık üç yıl sürecek olan kalfalık
mertebesine geçerler. Son aşama ise ustalıktır. Kapalıçarşı üniversitesi sadece
mesleki eğitimin verildiği bir yapıdan öte, kuyumculuğun kentin bu kesiminde bir
yaşam biçimi olarak devam ettirilmesine olanak tanıyan bir kurumsal kimlik
niteliği taşımaktadır. Yeni yılın ilk günü bereket getirmesi inancıyla atölyede nar
12
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
kırma adeti (Mortan ve Küçükerman 2010: 276), işe yeni başlamış yamak ve
çıraklardan atölyeye davul tozu veya minare gölgesi getirilmesinin talep edilmesi
(Yazar[lar]2011), farklı etnik ve dini kökene mensup esnaf ve ustaların (nikah
şahitliği yapmak, aynı koroda şarkı söylemek veya mahalle futbol takımında
oynamak vb) toplumsal ve sosyal gerekçelerle de rekabet ve işbirliği yapmaları
Kapalıçarşı üniversitesinin bu coğrafyada yüzyıllar içinde tecrübe ederek
oluşturduğu yazılı olmayan müfredatı içinde kodlanmıştır.
İstanbul ekolünün beslendiği bir diğer enerji kaynağı ise, geleneksel üretimin
Tarihi Yarımada mekanı ile karşılıklı bir bağ kurmuş olmasıdır. İstanbul’daki
kuyumculuk üretimi Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi’nde yüzyıllar boyunca hem
mekanı biçimlendirmiş, hem de mekanın getirdiği kısıtlara ve sunduğu olanaklara
göre zaman içinde buraya özgü nitelikler kazanmıştır. Diğer bir deyişle
kuyumculuk sektörü Tarihi Yarımada ile özdeşleşmiş, mekanın içine sinerek
(Jones 2008; Gertler, 2003) kent kimliğinin bir parçası olmuştur. Ustaların
adanmışlıkla yaptıkları bu üretim, Kapalıçarşı ve çevresindeki yaşam biçimiyle
yoğrularak bulunduğu yerle bütünleşmiştir. Özellikle Kapalıçarşı’yı içeren bölge
kentin zanaat tarihinin yaşayan müzesidir. Hem üretim, hem de ticaret bu
mekanlardaki değer yaratma ekolojisi (Hearn ve Pace 2006; Hearn ve diğ. 2007)
içinde biçimlenir, kentin bu kesimindeki zengin tarihi ve kültürel miras ile canlı
atmosfer pek çok tasarım ve yeni ürün için önemli bir ilham kaynağı olur.
Özetle burası üretimin kalbi, sektörün vitrini ve piyasanın merkezidir. İstanbul’da
kuyumculuk denildiğinde yerli tüketicinin de, yabancı turistin de aklına ilk olarak
Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi gelir. Bu durum toptancılar için de geçerlidir;
tasarım, fiyat ve kalite açısından en çok çeşidin bulunduğu, en bilinen yer
burasıdır. Son yıllarda üretim birimlerini Tarihi Yarımada dışına taşımış çok
sayıdaki orta ve büyük ölçekli işletmenin, kendi deyişleri ile çarşıda da bir irtibat
ofisi tutma zorunluluğu hissetmelerinin temel nedeni de budur.
Yaratılan ekonomik değer
Kapalıçarşı üzerine yazılan yazılar, sadece çarşı sınırları içinde altın-gümüş üretimi
ve ticareti ile uğraşan 680’den fazla işletmenin bulunduğunu, bu işletmelerin
toplam sermayesinin ise yaklaşık 30 milyon dolar olduğunu belirtmektedir (Mortan
ve Küçükerman 2010). Benzer bir hesaplama kuyumculuk dışındaki diğer
sektörleri de kapsayacak şekilde yapıldığında Kapalıçarşı’nın yerel ekonomisinin
toplam büyüklüğü yılda 500 milyon dolara ulaşır. Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi
Türkiye’deki altının %50’sini işleyen dev bir fabrika niteliğindedir. Diğer taraftan
çarşı ve yakın çevresi altına yönelik sekiz tür bankacılık işlemini yapan 16 banka
şubesine ev sahipliği yapmaktadır. Buna ek olarak ülkedeki büyük 10 altın
imalatçısının 9’unun Kapalıçarşı’da kümelidir.
Yukarıdaki tüm bu göstergeler Tarihi Yarımada kuyumculuk kümesinin Türkiye ve
İstanbul ekonomisi içindeki önemini anlatmakta, bölgede kuyumculuk zanaatine
dayalı yerel ekonominin sadece toplumsal ve kültürel açıdan değil, ekonomik
gerekçelerle de burada korunması ve desteklenmesinin bir zorunluluk olduğuna
işaret etmektedir.
Bu noktada, Tarihi Yarımada’nın insanıyla, zanaatkârıyla ve mekânıyla bir bütün
olarak korunması İstanbul Tarihi Yarımada Alan Yönetim Planı’nın da
13
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
benimsediği bir yaklaşımdır (İBB 2011). Yönetim Planı Raporu’nun özellikle IIH3
ve IIH7 kodlu hedefleri somut ve somut olmayan kültür mirasının birlikte
korunmasına ve küçük üretim geleneğinin güçlendirilerek sürdürülmesine işaret
etmektedir 7. Dolayısıyla, alan yönetimi kavramı ve anlayışı; bir alan yönetim planı
içinde farklı kimlikleri olan alt bölgeler için farklı stratejiler öngörülmesi, kentsel
mirasın somut olmayan kültür mirasıyla birlikte korunarak yaşatılması için bir
fırsat olarak değerlendirilebilir.
3. İstanbul’un tarihi merkezi için zanaat eksenli bir canlandırma modeli:
Kuyumculuk mahallesi
Tarihi kent merkezlerinin canlandırılması için özellikle köklü zanaatler ve zanaat
kültürüne içkin olan sosyal sermaye önemli bir potansiyel sunar. Bu açıdan
Kapalıçarşı ve çevresinde bin yıllık tarihi olan kuyumculuk zanaati somut ve somut
olmayan kültür mirasının birlikte sürdürülebilirliği açısından önemli bir kaynak
olarak değerlendirilebilir. Burada kuyumculuk zanaati ekseninde oluşmuş tarihsel
bir dayanışma ve işbirliği kültürü kök salmıştır. Bu kent parçası, içinde
yoğunlaşmış küçük işliklerle örülmüş bir bal peteği gibidir. Yuzyuze ve uzun sureli
ilişkilerle, karşılıklılık kurallarıyla; doğumdan ölüme dek uzanan dostluk
görenekleriyle beslenen bu petekteki zanaatkar, ona eşsiz bir güven ortamı
sağlayan Kapalıçarşı’yla, hanlarla, bu semtle özdeşleşmiştir. Bu özellikler,
Kapalıçarşı ve Nuruosmaniye çevresinin insanı ve ekonomisiyle birlikte korunarak,
demokratik, katılımlı bir süreç içinde canlandırılması olanağı sunmaktadır.
Bu bölümde Kuyumculuk Mahallesi olarak adlandırdığımız bu kentsel bölgenin
toplumsal ve ekonomik olarak gelişmesi, kentsel çevre kalitesinin artması için
öneriler getirilmektedir. Bu öneriler, bir iş alanındaki kentsel canlandırmanın
oradaki ekonomik üretimin özgün niteliklerini gözeterek; organizasyon, mekân ve
teknoloji olmak üzere üç boyutta gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Storper’in
(1992) Kutsal Üçlü olarak adlandırdığı bu boyutlar sürekli etkileşim içindedir. Her
bölgede farklı süreçlerde biçimlenmiştir. Çünkü, çağdaş ilişkisel yaklaşıma göre
(Gieryn ve Thomas 2000) bunların her biri dinamik ve etkileşim içindeki ilişki
kümeleridir (Yazar[lar]2012c). Her bölgenin koşullarına ve geçmişine göre bu
öğeler arasındaki etkileşim de farklılaşır. Söz konusu bölgenin ölçeği ulusal
sınırları aşabilir ya da kent içindeki bir çarşı büyüklüğünde olabilir. Ancak hangi
ölçekte olursa olsun bölgedeki bir gelişme ya da canlanma toplumsal, kültürel
çevreden yalıtılmış ya da mekânın niteliklerinden bağımsız olarak gerçekleşemez.
Bu bakış açısı içinde ‘Zanaat Eksenli Canlandırma Modeli’ aşağıdaki önsel
kabulleri yapar:
1. Kent içinde bir ya da birkaç zanaat kolundan küçük ölçekli işletmelerin
yığıldığı bir alanda ekonomik ve toplumsal dışsallıklar elde edilir.
2. Geleneksel zanaat kollarında kuşaktan kuşağa aktarılmış, tarihsel kökleri ve
kurumları olan bir dayanışma kültürü vardır.
3. Sosyal sermayesi güçlü kentsel altbölgelerde bölgenin canlanması, gelişmesi
ve sürdürülmesi tabandan gelen ivme ve katılımla gerçekleştirilebilir.
4. Gömülü bilgi, mekansal özellikler, kurumlar ve kurallar yalnızca o yere özgü
olan eşsiz ve başka yere taşınamaz bir gerçeklik yaratır.
14
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
5. Yerel yönetimler kentsel mekanların, insanıyla, toplumsal ilişkileriyle ve
yaşam biçimiyle birlikte bir bütün olduğuna inanır. Canlandırılacak alanlarda
tabandan gelen örgütlenmelerin önceliğini benimser; demokratik katılım
kanallarını çalıştırır; zayıf ve güçsüz olanın yerinde kalabilmesini destekler.
Vizyon
İstanbul Tarihi Yarımada’daki Kapalıçarşı-Nuruosmaniye bölgesi, köklü
zanaatlerin hala canlı olduğu, ancak küresel kent olma iştihasıyla hırpalanan, tehdit
edilen bir alandır. Bu bölgeye gömülü kapasite katılımcı ve demokratik bir
anlayışla geliştirilebilirse; bu alan, somut ve somut olmayan kültür mirasının
birbirinden ayrılmadan, içiçe sürdürüldüğü örnek bir merkez haline gelebilir.
Kuşkusuz, böyle bir vizyonun hayata geçirilmesi için kamu kesimi de bu yönde
gerekli kurumsal düzenlemeleri yapmaya, tabandan gelen isteklere değer vermeye
ve güçsüz olanı desteklemeye samimiyetle istekli olmalıdır.
İstanbul Tarihi Yarımada’daki Kuyumculuk Mahallesi,
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Özgün mekânsal kimliği yörenin zanaat özellikleriyle özdeşleşmiş;
Somut olmayan kültür mirasımız olan İstanbul kuyumculuğunu (İstanbul
Ekolü) mekânıyla birlikte yaşatan ve rekabet gücünü sürekli arttıran;
Çok katmanlı tarihi birikimini koruyan ve çok kültürlülüğün zenginliklerini
kullanan;
İstanbul kuyumculuk zanaatindeki geleneğin, kültürün genç kuşaklara
aktarılması ve bu alandaki yaratıcı potansiyelin geliştirilmesi için olanaklar
sunan;
Tüm sektörel ve kentsel operasyonlarda toplum tabanlı örgütlenmelerin
öncülüğünde, demokratik katılım kanallarını çalıştırarak kararlar alan;
Yapı güvenliği ve kentsel koruma kriterleri açısından nitelikli;
Çağdaş teknolojinin konfor, iletişim ve güvenlik olanaklarıyla desteklenmiş;
Küçük üretim, ticaret, eğitim, kültür, konaklama ve rekreasyon olanaklarını
bütüncül bir anlayış içinde sunan;
Canlılığını tüm gün ve tüm yıl koruyan;
Çok işlevli, güvenli ve dünya çapında prestijli bir kuyumculuk ve kültür
bölgesi, olacaktır.
Amaçlar ve GZFT
Yukarıda açıklanan vizyonun gerçekleşmesi için dört ana amaç belirlenmiştir.
1) Bu bölgenin bir kuyumculuk bölgesi olarak sürdürülebilirliğini sağlamak
Birinci amaç, bölgenin kimliğinin kaybolmamasını, sürdürülmesini sağlamaktır ve
bu çalışmada önerilen Kuyumculuk Mahallesi Modeli’nin temelini
oluşturmaktadır. Kuyumcular, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yerleştirildikleri
Kapalıçarşı ve hanlar bölgesinde bugüne dek kesintisiz olarak çalışmayı
sürdürmüşlerdir (Yazar[lar], 2011). Mimarlık ve kent kültürü açısından eşsiz
özellikler taşıyan; UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan bu bölgenin
kimliği bin yıldır kuyumculuk zanaatiyle özdeşleşmiştir. O nedenle, bölgenin
somut kültür mirası olarak gelecek kuşaklara bırakılmasının ancak bu zanaate özgü
kullanım biçimiyle birlikte olabileceği düşünülmektedir.
15
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
2) Bölgenin ‘küçük birimlerden oluşan iş alanı’ kimliğini pekiştirmek
İkinci amaç yeniden canlandırma projelerinde sık sık yaşanan ve olumsuz sonuçlar
doğuran bir sürecin önüne geçmekle ilgilidir. Yeniden canlandırma, yenileme,
dönüşüm projelerine konu olan alanlarda, kamu-özel kesim paydaşlıklarıyla
yürütülen uygulamalarda genellikle mülk sahipliği esas alınır. Bu anlayış, alanı
tümüyle taşınmaz piyasasının işleyişine terketmekte ve küçük işletmeleri –ki,
bunlar çoğunlukla ekonomik açıdan daha güçsüzdür- proje alanlarını terketmeye
zorlamaktadır. Böylece, bu tür kentsel operasyonlardaki kamu ve özel sektör
işbirliği, büyük ölçekli sermayenin büyük ölçekli mekan kullanımıyla
sonuçlanmaktadır. Bu modelde üç sektörlü paydaşlık ve genişletilmiş hak sahipliği
düzenlemeleriyle bu sorunun aşılması amaçlanmaktadır.
3) Geleneksel kuyumculuğun bir zanaat olarak korunmasını ve canlanmasını
sağlamak
Üçüncü amacın arka planında tüm bu çalışmanın çıkış noktası olan şu düşünce
bulunmaktadır: Tarihi bir kent merkezinin insanıyla, işliğiyle yeniden
canlandırılabilmesi ve bu canlılığın sürdürülebilmesi için öncelikle oradaki
ekonomik faaliyet kolunun ve zanaatkarın toplumsal ve ekonomik olarak
kapasitesinin arttırılması gerekir.
Daha önceki bölümlerde vurgulandığı gibi, tarihi bir kentsel merkezin yeniden
canlandırılmasına ilişkin tartışmalarda gelinen noktada, o tarihi bölgenin
kimliğinin sürdürülmemesi gibi canlandırma seçeneğinden artık söz edilemez.
Bugün yanıtı tartışılan soru, tarihsel kimliğin nasıl sürdürüleceği sorusudur. Gerek
ilişkisel yaklaşımı benimseyen akademik çalışmalarda, gerekse UNESCO’nun
uygulamalarında somut olmayan kültür mirasının kendi yerinde varolmasının
önemi vurgulanmaktadır. Mekanın, ancak ona ruh veren soyut kültür özellikleriyle
anlamlı bir yer olabileceği vurgulanmaktadır. Mekan, içine siyasetçi ve plancı
tarafından her hangi bir işlevin konulabileceği bir kap değildir (Batheld ve
Glückner 2003; Graham ve Healey 1999). İstanbul Tarihi Yarımada Alan Yönetimi
Planı’nda da bu yaklaşım benimsenmiş ve bu bölgede geleneksel küçük üretimin
sürdürülmesi kararı açık seçik ifade edilmiştir. Dolayısıyla, İstanbul Tarihi
Yarımada’da kuyumcuların kümelendiği bölge için artık kuyumculuk zanaatinin,
geleneksel üretimin, burada var olup olmaması tartışılmamalıdır.
Ne var ki, Tarihi Yarımada’daki kuyumculuk atelyelerinin çalışma ruhsatlarının bir
süredir yenilenmiyor olması gerçeği, bu bölgenin kültür mirası olarak –üretim
kimliğiyle- korunmasının hala tehdit altında olduğunu düşündürmektedir. Yapılı
çevre ile üretim kültürünün burada bir simbiyoz içinde birlikte varoldukları bilinen
bir gerçektir. Bu bölgedeki somut kültür mirasının kimliğini kaybetmeden
sürdürülmesi, buradaki zanaatkarın sürdürülebilirliğine bağlıdır. Temel soru,
serbest piyasa koşullarında giderek daha çok zorlanan zanaatkarın varlığını
sürdürmesi için neler yapılabileceği sorusudur. Bu soruya verilecek yanıt yerel
insiyatif ve kamu desteği kavramlarında aranmalıdır. Dünyadaki güncel yeniden
canlandırma yaklaşımları, serbest piyasaya odaklanan politikaların izlendiği
örneklerde bile, yerel insiyatiflerin kamu kaynaklarıyla desteklenmesi stratejisini
vazgeçilmez görmektedir. Bu bölgede de, Kuyumculuk Mahallesi’ndeki zanaatkar
topluluğunun örgütlenerek ekonomik ve toplumsal gelişme için atılımlar yapması
geleneksel kuyumculuğun sürdürülebilirliği için gerekli görülmektedir.
16
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
4) Bölgenin alternatif turizm, ziyaret ve alışveriş çekiciliğini arttırmak
Dördüncü amaç bölgenin ekonomisinin canlandırılması için turizm sektörünün
alternatif turizm projeleriyle canlandırılmasına yöneliktir. Tarihi Yarımada,
Kapalıçarşı ve kuyumcular her zaman yerli ve yabancı turistin İstanbul’daki
vazgeçilmez ziyaret noktaları olmuştur.
Bölgedeki turizmin büyümesi ekonomik açıdan arzulanan bir gelişme olmakla
birlikte bu büyüme, tarihi mekan üzerinde yıpratıcı bir baskı oluşturmaktadır.
Tarihi Yarımada Alan Yönetimi Planı’nda da bu bölgedeki turizm gelişmesinin
alanın fiziksel taşıma kapasitesine göre sınırlandırılması önerilmektedir. Bu bölge
için alternatif turizm türlerinden ‘deneyim turizmi’ çeşitli açılardan daha uygun bir
çözüm olarak öne çıkmaktadır.
‘Kuyumculuk Mahallesi’ vizyonumuz yönünde bölgede gözlemlediğimiz güçlü ve
zayıf yönler, bu bölge ve buradaki zanaatin karşı karşıya olduğu fırsatlar ve
tehditler Tablo 1’de görülebilir. Bu tabloda yer alan güçlü ve zayıf yönler, fırsatlar
ve tehditler ışığında Kuyumculuk Mahallesi için bazı öneriler geliştirilmiştir. Bu
öneriler raporumuzda üç başlık altında ayrıştırılmış olmakla birlikte, pek çok
önerinin aynı anda hem organizasyon, hem mekan hem de teknoloji açısından
gelişme sağlaması öngörülmüştür. Örneğin, aşağıda mekan başlığı altında
açıkladığımız Kuyumculuk Tasarım, Araştırma ve Kültür Merkezi (KUTAK),
organizasyon başlığı altında yer alan Kuyumculuk Mahallesi Vakfı’nın (KMV)
etkinliklerinin coğrafi odağı olarak tasarlanmıştır. Teknoloji başlığı altında yer alan
proje kümelerinin koordinasyonunun KMV tarafından yapılacağı, pek çoğunun
uygulamalarının ise KUTAK’da yer alacağı düşünülmüştür.
ORGANİZASYON
Bu modelde organizasyon boyutu oldukça geniş kapsamlı olarak düşünülmüştür.
Organizasyon kavramı, öncelikle kuyumculuk zanaatinin bir üretim alanı olarak
örgütlenişini ifade etmektedir. Aynı zamanda usta-çırak ilişkileri, işgücünün
değişen yapısı, üretim kültürü ve zanaat erbabının yaşam biçimindeki tüm
devinimler ve değişimler de bölgenin organizasyon boyutu içinde düşünülmüştür.
Modelimizde, bu bağlamda bir işlemci kurum, bir de Avrupa Kentsel Şartı’nda
(1992) yer alan kentlilik haklarına dayanan bir düzenleme önerilmektedir: İşlemci
kurum olarak önerilen Kuyumculuk Mahallesi Vakfı (KMV) iyileştirme,
canlandırma ve gelişmeye yönelik tüm eylemlerin demokratik yollardan
öncülüğünü ve koordinasyonunu üstlenecektir. Paydaşlığın tabana yayılması
amacıyla önerdiğimiz kurumsal düzenleme ise kentlinin eşitlik, kültürlerarası
kaynaşma, istihdam, ekonomik kalkınma ve katılım hakkına dayanmaktadır.
‘Genişletilmiş Hak Sahipliği’ adıyla önerilen bu düzenleme yeni bir paydaşlık
mekanizması niteliğindedir. Çalıştığı taşınmazın mülkiyetine sahip olmayan –
kiracı konumundaki- zanaatkarın da bu bölgede kalmasına olanak sağlamak
amacıyla tasarlanmıştır.
Toplum Tabanlı Örgütlenme 8 Kuyumculuk Mahallesi Vakfı
Kentsel yeniden canlandırma uygulamalarında katılımın başarısındaki önemli
etmenlerden bir tanesi proje alanındaki güçler dengesi olmaktadır. Güçler
dengesinin bozulması, katılım için gereken diyalog ve güven ortamının oluşmasını
engeller. Toplumsal baskılar, güvenlik hizmetlerinin ya da adalet mekanizmasının
17
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
yetersizliği nedeniyle bir kesimin yeterince temsil edilemediği yerlerde gerçek
anlamda katılım da sağlanamaz.
Tablo 1. Kuyumculuk Mahallesi için GZFT Analizi
AMAÇ - I Bu bölgenin bir kuyumculuk bölgesi olarak sürdürülebilirliğini sağlamak
AMAÇ – II Bölgenin ‘küçük birimlerden oluşan iş alanı’ kimliğini pekiştirmek
GÜÇLÜ
ZAYIF
FIRSAT
TEHDİT
Plan kararlarının (Tarihi
Yarımada KANİP
[1998], yenilemeKonum: Dünya Kültür
Fiziksel köhneme
Tarihi Yarımada Alan
dönüşüm projeleri vb.)
Yönetimi Planında ortaya
bölge sakinlerinin
Mirası Listesi’nde yer
çıkan ortak görüşler
burada var olma
alan bir bölge olması
koşullarını yok etmesi
Yapı stoğu: Sektör için
tehlikesi.
Yerel yönetim
gerekli uygun yapı
uygulamalarıyla
stoğunun varlığı
oluşturulan belirsizlik
ortamı (işyeri
Yığılma dışsallıkları:
ruhsatlarının
Sektörün yığılmasından
yenilenmemesi;
doğan pozitif dışşallıklar
desantralizasyon
yönünde psikolojik
baskı)
AMAÇ – III Geleneksel kuyumculuğun bir zanaat olarak korunmasını ve canlanmasını sağlamak
GÜÇLÜ
ZAYIF
FIRSAT
TEHDİT
Küçük üretimde kimlik
yitimi
Geçmişi olan, özgün
Geleneksel sanatları
Ulusal piyasada lüks
Özgün tasarımların
kimlikli bir üretim
(zanaatleri)
endüstri
tüketim mallarında
korunamaması; taklit
geleneğinin varlığı
karşısında yeniden
tüketici profilinin
sorunu
güçlendirme yönünde
değişmesi; el yapımı
Çıraklık sisteminin
Sektörün gerektirdiği
dünyada gelişen akım.
kuyum ürünlerine olan
zayıflaması; yeni çırak
güven ortamının varlığı
talebin daralması.
yetişmemesi
Sektör içindeki toplumsal
sermaye
Uluslar arası anlamda
kendini kanıtlamış üretim
kalitesi
Meslek etiğinde yaşanan
erozyon
Usta yetkinliğinin
azalması (Küçük üretimde
teknik gerileme)
Sektörün kurumsallaşmış Üretim tekniği ve
olması (İKO, GESAD,
yaratıcılığı geliştirme
JTR, Kapalıçarşı
kanallarının tıkanması
Esnafları Derneği)
AMAÇ – IV Bölgenin alternatif turizm, ziyaret ve alışveriş çekiciliğini arttırmak
GÜÇLÜ
ZAYIF
FIRSAT
Dünya piyasalarında
Üretim ve ticaret
yarışmacı olabilen büyük
birlikteliği
firmaların gelecekte
“imzalı tasarım” ve butik
ürünleri pazarlamaya
Bölgedeki yerel üretimin
yönelme olasılığı
sahip olduğu esnek ve
parçalı yapının alternatif
kentsel işlevlere açık
olması / olanak sunması
TEHDİT
Değerli maden
fiyatlarının dalgalı
seyretmesi
Klasik turizm anlayışının
giderek terk edilmesi ve
kültür ve deneyime dayalı
alternatif turizm alanında
yaşanan eğilimler
El işçiliğinin UNESCO
tarafından somut olmayan
kültür mirası kabul
edilmesi
Kaynak: Kuyumculuk sektöründe ve bölgede yapılan derinlemesine görüşmeler ve odak grup
toplantılarından yararlanılarak hazırlanmıştır (2012).
18
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Kentsel operasyonların söz konusu olduğu alanlarda kamu kurumları, kimi zaman
kar amacı güden bir işletme mantığıyla taşınmaz piyasasına girmektedir. Bu
durumda ‘demokratik, katılımcı bir yeniden canlandırma’ şansı yitirilmektedir. Bu
kadar büyük bir oyuncunun sosyal adalet amacından başka bir motivasyonla
projeye katılması güçsüz kullanıcılar, küçük üreticiler ve kiracılar aleyhine işleyen
bir güçler dengesizliği yaratmaktadır (Muir 2003; SEB, 2012). Kuyumcuların,
geleneksel kuyumculuk zanaatinin ve onun mekanının canlandırılarak
sürdürülmesi amacıyla kuracağı vakıf bu dengesizliğin giderilmesinde önemli rol
oynayabilir.
Kuyumculuk Mahallesi Vakfı (KMV), bu bölgenin ekonomik, toplumsal ve
fiziksel olarak canlandırılması amacıyla kurulur. Vakıf, bölgedeki zanaatkar
tarafından katılımcı bir süreçte belirlenen ve İstanbul Tarihi Yarımada Alan
Yönetimi Başkanlığı tarafından onaylanan altbölgede (Kuyumculuk Mahallesi)
ekonomik, toplumsal ve mekansal iyileşmeyi sağlamak üzere yasaların vakıflara
tanıdığı sınırlar içinde gerekli tüm gişimleri yapar. Bölge için iyileştirme ve
canlandırma stratejileri geliştirilmesinde, bölgedeki esnaf ile yerel yönetim
kurumları arasında iletişim ve etkileşim olmasında aktif rol üstlenir; ‘Kuyumculuk
Mahallesi’ne özgü bir alan yönetimi başkanlığı ya da bir kalkınma ajansı gibi
çalışır (Şekil 2).
Şekil 2. Zanaat Eksenli Canlandırma Modeli içinde KMV ve KUTAK
19
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
İstanbul kuyumculuğunun ulusal ve uluslar arası tanıtımı, bu zanaatin bir kültür
mirası olarak genç kuşaklara sevdirilmesi için kültür ve yaygın eğitim etkinlikleri
yapar; örgün eğitime katkıda bulunur. Bölgedeki zanaatkarın ve kuyumculuk
zanaatinin bilgi, donanım, altyapı, işgücü kalitesinin yükselmesi için çalışır. Bu
sektörde bilgi altyapısı oluşturma görevi üstlenir. Böylece hem sektördeki
faaliyetlerin kayıt altına alınması hem bu sektörün bir kültür mirası olarak geleceğe
aktarılması sağlanacaktır.
Kuyumculuk Mahallesi’nin ve zanaatin kültür mirası olarak korunması için
kurulmuş, kamu yararına çalışan ve kar amacı gütmeyen diğer gönüllü kuruluşlarla
işbirliği yapar. Kuyumculuk sektörü, zanaatkar, küçük işletmeler ve bölgeyle ilgili
çeşitli sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlayarak bir çatı altında
birlikte hareket etmelerini sağlar. Kuyumculuk Mahallesi’nde kentsel çevre
kalitesinin yükselmesi; dış mekanların daha kullanıcı dostu nitelik kazanması;
yapıların daha güvenli, konforlu ve sağlıklı olması için çaba gösterir. Bölgedeki
hak sahipleri tarafından projeler geliştirilmesini destekler, kolaylaştırır.
Projelerinin koordinatörü olmayı üstlenir. Vakıf, çeşitli projelerle bölgedeki küçük
girişimcileri destekler. Öncelikle kuyumculuk zanaatinin sürdürülmesini sağlamak
üzere çeşitli düzlemlerde yaygın eğitim verir. Geleneksel küçük üreticinin diğer
özel sektörle ve kamu kesimiyle diyalog kurması için uygun ortam hazırlar. Ona
yeni girişimlerinde, bürokratik işlemlerde ve yasal süreçlerde destek verir.
Kuyumculuk Mahallesi Vakfı, Kuyumculuk Mahallesi’nin korunarak
canlandırılması için bir katılım ve paydaşlık katalizatörü gibi çalışacaktır. Modelde
vakfın aynı anda birkaç yönde projeler geliştirmesi ve etkin olması öngörülmüştür.
Paydaşlığın Tabana Yayılması- genişletilmiş hak sahipliği
Bu modelde, Kuyumculuk Mahallesi’ndeki zanaatkarın kiracı da olsa yapılacak
operasyonlar konusunda hak ve söz sahibi olması gerektiği savunularak
önerilmektedir. Hak sahipliği tanımı hem mülk sahiplerini hem de kiracıları
kapsar. Burada kuyumculuk sektörü zanaatkar, toptancı, perakendeci ve destek
hizmetleriyle bir bütün olarak düşünülmüştür. Bu faaliyetleri yürütenler de
Kuyumculuk Mahallesi’nin canlandırılmasında hak sahipleri olarak yer alabilirler.
Amaç bölgedeki canlandırma projelerinin birer rant projesine dönüşerek bugünkü
kullanıcıları burayı terketmeye zorlamamasıdır. Bu amaçla, kiracıları da kapsayan
“Genişletilmiş Hak Sahipliği” düzenlemesinin yanı sıra bölgedeki taşınmaz
birimlerinin satış ve devrini denetlemek üzere (tapuya şerh konulması vb. gibi)
bazı hukuki yöntemler de gerekebilir.
İki sektörlü yeniden canlandırma modellerinde katılım stratejisi genellikle mülk
sahipliğini esas alır. Son yıllarda İstanbul’da görülen dönüşüm ve yenileme
uygulamalarında da bu yaklaşım gözlenmektedir. Hak sahipliği kavramının mülk
sahipliği ile eş anlamlı tutulduğu örneklerde, yeniden canlandırma projelerinin
başlamasıyla birlikte taşınmaz fiyatları beklentilere bağlı olarak, fırsatçıların
(spekülatörlerin) da piyasaya girmesiyle büyük bir hızla yükselmektedir. Taşınmaz
piyasasındaki fiyat patlaması karşısında dar gelirli kullanıcı ve küçük işletme proje
alanından silinip gitmektedir. Böylece, kamu-özel paydaşlığıyla yürütülen projeler
bir soylulaştırma operasyonuna dönüşmekte ve en yüksek rant amacına kilitlenmiş
bir temizlik aracı gibi çalışmaktadır. Bazı proje alanlarında küçük birimlerden
20
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
oluşan doku fiziksel olarak korunmuş olsa da ekonomik ve toplumsal doku
korunamamaktadır. Böylesi alanlarda otantik kullanıcıların yerini çeşitli büyük
global zincirlerin halkalarından oluşan bir dokunun aldığı görülmektedir. Tarihsel
kent merkezlerinin yeniden canlandırılma projelerindeki en önemli başarısızlık
noktalarından birisi budur.
Kentsel operasyonlarda hak sahipliğinin mülk (taşınmaz, arsa payı) sahipliğiyle
sınırlandırılması Kuyumculuk Mahallesi açısından yıkıcı bir tehdit
oluşturmaktadır. Çünkü Kuyumculuk Mahallesi’ne tarihsel, kültürel kimliğini
veren özellik oradaki mekanların ölçeği ve işlevleridir; bu mekanlarda küçük
kuyumculuk işliklerinin bulunmasıdır. Bu zanaat birimleri bölgenin karakterinin
oluşumunda, en az taşınmazların yapı ve mülkiyet özellikleri kadar pay sahibidir.
Bu zanaat birimlerinin bazıları bir ömür boyu bu mahallenin kiracıları olagelmiştir.
Çok küçük atelyelerde çalışan zanaatkarın burada kalması kültür mirasının
korunması açısından özellikle önemlidir; çünkü bu bölgenin mekansal ve kültürel
özelliklerine yerel rengini veren bu çok parçalı küçük birimlerden oluşan yapıdır.
Kuyumculuk Mahallesi’ndeki kiracı zanaatkar kimi zaman üretim zincirinin
ekonomik açıdan en edilgen, en zayıf halkasıdır. Özellikle, tüketici piyasasına
doğrudan bağlantısı olmayan üretici, güçlü üreticilerin fason atelyesi ya da
tedarikçisi gibi çalışmaktadır. Bu tip zanaatkarın Kuyumculuk Mahallesi’ndeki
ikincil piyasayı oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu üreticiler nihai ürün sunan daha
güçlü birincil piyasa aktörlerine bağımlıdırlar. Sektördeki bu bağımlılık ilişkisi,
ikincil piyasa aktörlerinin canlandırma projelerinin getirilerinden de dolaylı ve
gecikmeli olarak yararlanmaları sonucunu doğurur. Bir başka deyişle, canlandırma
projesinin ekonomik sonuçlarının ikincil piyasadaki (kiracı) zanaatkara ulaşması
ancak birincil piyasadaki zanaatkarın iş hacminin büyümesinden sonra, onun
yansımasıyla olacaktır. Kaldı ki, ikincil piyasadaki bir zanaatkarın canlandırma
projesinde paydaş olarak yer alabilecek ekonomik gücü bulması da ancak sektörün
kapasitesinin büyümesiyle olanaklıdır. Sektörün bu yapısı içerisinde Kuyumculuk
Mahallesi’nin bütünü için tepeden inme canlandırma projesi yapmak ‘kaçınılmaz
son’a davetiye çıkarmak olur.
MEKAN
Bu modelde, geleneksel bir çarşı olan bu kuyumculuk bölgesi (Kuyumculuk
Mahallesi) demokratik bir süreç sonucunda, geleneksel kuyumculuğun tabandan
gelen ivmeyle korunup canlandırılacağı bir tarihsel mekan olarak düşünülmüştür.
Bu kapsamda, yapıların ve yapılı çevre kalitesinin iyileştirilmesi için çeşitli
projeler öngörülmüştür. Kuyumculuk Mahallesi’nin enerji odağı ve etkinliklerin
ana mekanı Kuyumculuk Tasarım, Araştırma ve Kültür Merkezi’dir (KUTAK).
Somut Olmayan Kültür Mirasının Tarihsel Alanı: Kuyumculuk Mahallesi
Kuyumculuk Mahallesi (KM) Kapalıçarşı-Nuruosmaniye bölgesinde, tarihsel
olarak kuyumculuk zanaatinin yoğunlaştığı bir alandır. Bugün de bu alanda
kuyumculuk imalatı ve onunla ilişkili sektörler yığılmıştır.
Kuyumculuk
Mahallesi’nin (KM) sınırları KMV tarafından önerilir; oylanarak belirlenir. Alan
Yönetimi Başkanlığı ve diğer yetkili yerel yönetim kademelerinin onaylarıyla
sınırları resmileşir. Kuyumculuk Mahallesi’nin sınırlarının belirlenmesi sürecinde
KM Vakfı, Alan Yönetimi Başkanlığı ile işbirliği yapar, diyalog içinde olur. KM,
Tarihi Yarımada Alan Yönetimi sınırları içinde bir alt bölge olarak Alan Yönetimi
21
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Planı kapsamında tanınır. Bu alt bölge, birbirini tamamlayan çeşitli işlevlerin bir
arada bulunduğu bir alandır (Şekil 3).
Şekil 3. İstanbul Kuyumculuk Mahallesi’nde öngörülen işlevler
‘Kuyumculuk Mahallesi’ altbölgesinin sahip olduğu en önemli potansiyel, küçük
kuyumculuk işletmelerinin ve zanaatkarının burada kümelenmiş olmasıdır. Bu
kümelenmeden doğan pozitif dışsallıklar bölgenin enerji kaynağıdır. Kuşkusuz,
turizmin de bu enerjiye katkısı olmaktadır. Öte yandan, bu bölgenin kuyumcu
ustaları için herhangi bir mekan olmadığı, kendilerini ve zanaatlarını
özdeşleştirdikleri özel bir yer olduğu görülmektedir. İyi bir zanaatkar olmakla
gurur duyan her kuyumcu ustası kendisini Kapalıçarşı ve çevresiyle
özdeşleştirmektedir. Sık sık söylenen ‘Kapalıçarşı Üniversitesi’ deyimi bu
bölgenin, her zanaatkarın ustalığının inşa edildiği, her ustanın kimliğinin
biçimlendiği bir dünya olduğunu ifade eder. O nedenle modelimizde, mekanın
üretim ve hizmet kalitesine olumlu katkı yapmasını sağlamak üzere üç proje
kümesine yer verilmiştir:
1) Kuyumculuk Mahallesi’nin somut kültür mirası olarak korunması,
canlandırılması ve sürdürülmesi için projeler.
Bu küme içinde somut kültür mirasımızı koruma amaçlı mimari ve kentsel projeler
yer alır. Böyle projelerle çeşitli KM etkinlikleri ve KUTAK için elde edilecek
mekanlar, koruyarak canlandırmanın kazanımlarından olabilir.
2) Kuyumculuk Mahallesi’ndeki küçük birimlerden oluşan dokunun korunması için
gayrimenkul sektörü projeleri (KMV Emlak Ofisi çalışmaları)
Bu kapsamda KMV’nın bölgedeki tüm zanaatkar adına bir arsa ofisi gibi çalışarak
mevcut dokunun korunmasında etkin bir aktör olması önerilmektedir. Kent
22
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
mekanının dinamikleri içinde mevcut durumun dondurulması gerçekçi olmadığı
gibi bölgede arzu edilen canlanmaya da engel olabilir. Ama koruma ile ilgili
mevzuat ve planlar çerçevesinde, gayrimenkul piyasasındaki rant baskısını
dengeleyecek formüller üreterek yapılabilir çözümler bulunabilir. Bu noktada
KMV’nin toplum tabanlı bir örgüt olması gücünün ve güvenilirliğinin kaynağı
olacaktır.
3) Kuyumculuk Mahallesi’nde kentsel mekanın kalitesinin yükseltilmesine dönük
projeler.
Bu küme içinde kullanıcı dostu sokaklar oluşturmak ve mahalle girişlerini
vurgulayacak amacıyla, kent mobilyası, yönlendirme levhaları, sokak adı levhaları,
bilgilendirme panoları vb. içeren projeler öngörülmektedir.
Sürdürerek Canlandırma Stratejileri için Coğrafi Odak: Kuyumculuk Tasarım,
Araştıma ve Kültür Merkezi (KUTAK)
KUTAK bölgedeki koruma, sürdürülebilirlik, kapasite geliştirme ve canlandırma
çalışmalarının coğrafi odağıdır. Burada KM’nin korunması, canlanması ve
gelişmesine yönelik etkinlikler için tanıtım, kültür, eğitim ve diğer hizmet birimleri
yer alır. KUTAK için bölgedeki kültür mirası, uygun mimari çözümlerle
değerlendirilebilir. KUTAK tek yapı ya da birkaç yapıdan oluşan bir kompleks
olabilir. KUTAK’da bir müze, kütüphane ve arşiv bulunması kuyumculuk
zanaatinin örneklerinin kayıt altına alınarak korunmasını sağlayacaktır. Araştırma
ve tasarım birimleri ise bölgedeki yaratıcı kapasiteyi geliştirmek, dünyadaki
yenilikleri izlemek üzere düşünülmüştür. Yine burada yer alacak sergi salonu ve
satış birimlerinin ise tanıtım ve ekonomik canlılık açısından yararlı olacağı
öngörülmektedir (Şekil 4).
Şekil 4. Kuyumculuk Mahallesi Tasarım, Araştırma ve Kültür Merkezi (KUTAK)
23
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
KUTAK, ‘Zanaat Eksenli Canlandırma’ modelinin amaçları doğrultusundaki
eylemlerin mekanıdır. Bu modelde somut ve somut olmayan kültür mirasının bir
arada sürdürülebilmesi için mekanı kullananların yapabilir kılınmasına öncelik
tanınmıştır. Bu doğrultuda toplumsal sermayenin güçlendirilmesi, ekonomik
kapasitenin arttırılmasına, bölgede çalışanların kentlilik ve çevre bilincinin
geliştirilmesi için önerilen proje kümeleri aşağıda, teknoloji başlığı altında
belirtilmektedir.
TEKNOLOJİ – Altyapı, Bilgi, Beceri, Kapasite
Kuyumculuk Mahallesi’nin bir zanaat bölgesi olarak teknoloji boyutu en geniş
anlamda her türlü bilgiyi, düşünme kapasitesini, yapabilirliği, işgücünün becerisini,
ustalığı, altyapıyı, makine ve diğer donanımı içerir. O nedenle, yukarıda da
vurguladığımız gibi mekanın canlandırılabilmesi için öncelikle toplumsal ve
ekonomik projelerle işe başlamak gerekir.
Kuyumculuk Mahallesi’nde KMV’nın öncülüğünde yapılabilecek etkinlikler,
projeler altı kümede toplanmıştır:
1) Zanaatin sürdürülmesine, beceri (ustalık) ve üretim kalitesinin geliştirilmesine
yönelik projeler.
•
Kuyumculuk müzesi
•
Kuyumculuk zanaat arşivi kurulması
•
Kuyumculukla ilgili belgeleme ve derleme çalışmaları.
•
“İstanbul Ekolü”nün ‘UNESCO Somut Olmayan Miras Listesi’ne alınması
•
için çalışmalar yapılması
•
Kuyumculuk zanaatinin somut olmayan kültürel miras olarak korunması için
araştırma, derleme projeleri
•
Sempozyumlar, çalıştaylar.
Bu proje kümesinde İstanbul kuyumculuğunun çeşitli dönemlerden kalmış
örneklerinin görsel ve yazılı malzemeyle belgelenmesi; müzede sergilenmesi
öngörülmektedir. Ayrıca bu zanaatin ustaları ve farklı teknikler hakkında da arşiv
çalışmaları yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca çalıştaylar,
seminerler ve konferanslarla, tüm dünyadan zanaatkarın ve tasarımcıların
buluşmaları sağlanır.
2) Kuyumculuk zanaatinin genç kuşaklara sevdirilmesine, ustalığın bir yaşam
biçimi olarak öğretilmesine yönelik projeler.
•
Çıraklık Yaz Okulu
•
Çıraklar için Yaz Kampı
•
Çıraklar arası beceri yarışmaları
•
Çıraklar korosu
İlköğretim çağındaki gençler için Tarihi Yarımada, kuyumculuk atelyeleri turları
Bu projelerle zanaatin ve bölgenin kültürünün tanıtılması, genç kuşaklara
benimsetilmesi amaçlamaktadır. Özellikle çıraklar için düşünülen yaz okulunda,
somut olmayan kültür mirasının bir yaşam biçimi olarak, gezilerle, müzik
çalışmalarıyla, işliklerin dışına taşan etkinliklerle tanıtılabileceği düşünülmektedir.
KUTAK’da bu projeler için uygun birimler ve konaklama olanağı bulunacaktır.
24
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
3) Kuyumculuk Mahallesi’ni ve zanaati tanıtım projeleri.
•
İstanbul Kuyumculuk Haftası
•
Ulusal ve uluslararası kültür etkinlikleri: sergi, seminer; konferans; çalıştay
•
Kuyumculuk – interaktif web sitesi – tasarım, oyun, yarışma vb.
İstanbul Ekolü’nün dünyaya tanıtılması için KUTAK’da ulusal ve uluslar arası
çeşitli etkinlikler hazırlanacaktır. Bunlar arasında, özellikle İstanbul Kuyumculuk
Haftası bir yenilik olarak bu modelde önerilmektedir. Ayrıca İstanbul Ekolü temalı
uluslararası toplantılar, belgeseller de bu kapsamda yer alır. İstanbul Ekolü
ustalarının ulusal ve uluslar arası etkinliklerde yapabilecekleri gösteriler de bu
kültür mirasının tanıtımında önemli rol oynayabilir.
4) ‘Kuyumculuk Mahallesi’nin kendi özkaynaklarını yaratmasına, verimliliğini ve
rekabetçi kapasitesini arttırmasına yönelik projeler
•
Girişimcilik Becerisinin Geliştirilmesi İçin Seminerler
•
İşletme Yönetimi Seminerleri
•
Kuyumculuk Buluşmaları (Deneyimlerin paylaşıldığı toplantılar)
•
KMV tarafından sunulan ofis, atelye kurma hizmetleri
•
KMV tarafından sunulan sanal ofis hizmeti
KM’deki küçük işletmelerin, esnafın daha geniş bir piyasaya, yurt dışına
erişebilmek için Türkçe veya yabancı dilde profesyonel yazışmalara, toplantı
mekanlarına, iş anlaşmaları için profesyonel danışmanlıklara gereksinimi
olabilmektedir. KMV bu tür ilişkiler için kısa süreli sekreterlik; toplantılar için kısa
süreli ofis kiralama hizmeti verebilir. Ayrıca yeni bir atelye kurmak isteyen
zanaatkara teknik yardımda bulunabilir.
5) ‘Kuyumculuk Mahallesi’nde kentlilik bilincinin güçlendirilmesine yönelik
projeler;
•
Somut kültür mirası, koruma ilkeleri, korumayla ilgili kurumlar ve mevzuat
konusunda eğitim (seminer, konferans, sergi vb)
•
Somut olmayan kültür mirası konusunda eğitim (seminer, konferans, sergi)
•
Kapalıçarşı-Nuruosmaniye bölgesini ve Kuyumculuk Mahallesi’ni tanıtan
programlar
•
Kentli hakları ve sorumlulukları konusunda eğitim
6) ‘Kuyumculuk Mahallesi’ndeki işyerlerinin ve çalışanların her türlü kurum ve
mevzuatla ilişkili sorunlarının çözülmesine, işlemlerinin kolaylaştırılmasına
yönelik projeler
•
Kuyumculuk Mahallesi’ndekilerin yerel yönetim ya da başka kurumlarla
diyalog kurmasını kolaylaştırma hizmeti.
•
Kuyumculuk Mahallesi’ndekilere resmi işlemler konusunda bilgilendirme ve
destek hizmeti.
•
Kuyumculuk Mahallesi’ndekilerin kendi aralarında anlaşarak, uzlaşarak
proje geliştirmelerini kolaylaştırma; bunun için arabuluculuk ve
koordinasyon hizmeti.
25
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
SÜREÇ: Modelin İşleyişi
Sürecin başlangıç noktası, bölgedeki zanaatkarın bu kentsel alanı fiziksel,
ekonomik ve sosyal olarak iyileştirmek, canlandırmak amacıyla bir vakıf
kurmasıdır.
Kuyumculuk Mahallesi Vakfı (KMV), bu modelin vizyonu ve amaçları
doğrultusunda şunları yapar:
•
Sektörün bulunduğu mekânla ilişkisini ve bunun önemini açıklamak üzere
çeşitli toplantılar ve eğitim etkinlikleri düzenler;
•
Kuyumculuk zanaatinin UNESCO Somut Olmayan Miras Listesi’ne alınması
için çalışmalar yapar;
•
Esnafın ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı toplantılarla Kuyumculuk
Mahallesi olacak bölgenin sınırlarını belirler.
•
Kuyumculuğun yoğunlaştığı bölgenin Alan Yönetim Planı içerisinde
“Kuyumculuk Mahallesi” (KM) adıyla –bir altbölge olarak- resmen
tanımlanması için girişimde bulunur;
•
KM’deki canlandırma projelerine katılım koşullarını, hak sahipliği ve
paydaşlık ilkelerini tartışmaya açar ve karara bağlanmasını sağlar;
•
Mülk sahiplerinin yanı sıra kiracı zanaatkârın da kentsel projelerde hak
sahibi olmasını sağlamak üzere ‘Genişletilmiş Hak Sahipliği’ni tanımlar;
•
KM’deki kullanım, kiracılık ve mülkiyet koşullarının, kullanıcı profillerinin
girildiği bir coğrafi kayıt sistemi oluşturur;
•
KM’nin canlandırılması için alan yönetim planındaki ilkelere uygun bir
stratejik plan ve program hazırlanmasını sağlar; bu çerçeve plan KM hak
sahiplerinin oylarıyla kesinleşir;
•
Canlandırma strateji planı için kaynak bulmak üzere çalışmalar yapar;
•
Canlandırma strateji planı ve programı doğrultusunda proje çağrısı yapar;
proje türlerine göre ne kadar, ne tür ve nasıl destek verilebileceğini açıklar.
•
Zanaatkârdan gelen proje önerilerine teknik destek verir, danışmanlık ve
denetim yapar.
•
KM içinde yapı ya da ada ölçeğinde iyileştirme ya da canlandırma projesi
uygulamak isteyen mülk sahipleri ile kiracılar arasında ortaklıklar
kurulmasında uzlaştırma ve koordinasyon görevleri üstlenir.
•
Proje sahiplerine yetkili kurumlarla ilişkilerinde ve kaynak arayışlarında yol
gösterir, destek verir.
Öte yandan ‘Genişletilmiş Hak Sahipliği’ nin işleyişi de şöyle olacaktır:
KMV, güçsüz zanaatkarın ve kiracı hak sahibinin canlandırma projelerine
katılmasını sağlamak üzere farklı temalarda eş anlı çalışmalar yapar. Bu temalar
içindeki çalışmalar kısa-orta-uzun dönemli projeler olarak farklı zaman dilimleri
için geliştirilmelidir.
İlk aşamada mutlaka toplumsal ve ekonomik güçlendirme projeleri hayata
geçirilmelidir. Bu projelerin başarısı hem hak sahiplerinin projeye katılma
potansiyelini yükseltecektir hem de koruma-canlandırma bilincini arttırarak
sürdürülebilirliğin öneminin anlaşılmasını sağlayacaktır.
İkinci aşamada proje geliştirmeye, katılmaya istekli ve gücü olan paydaşlarla yola
çıkılmalıdır. Mekansal canlandırma projeleri tepeden inme ve zorlayıcı olmamalı,
26
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
KM’deki birincil piyasa aktörlerinin öncülük edebileceği projeler geliştirilmelidir.
İlk projeler ekonomik açıdan çok zorlamayan, kolay ve sonuçları çabucak görünür
nitelikte olmalıdır. İlk projelerin başarısının verdiği ivmeyle canlandırmaya
katılma isteği ve potansiyeli dalga dalga büyüyecektir. Kuyumculuk Mahallesi için
strateji geliştirilirken bu etki-tepki zamanı da takvime katılmalıdır. Bu konuda
KMV’na önderlik ve koordinatörlük görevleri düşecektir.
Projeler yapı ölçeğinde olabilir. Bir yapının yenilenmesi, onarımı vb. için kendi
aralarında anlaşabilen malikler ve kiracılar maliyeti beraberce üstlenebilirler.
Günümüzde, kiralık konutlarda yapılan onarımların maliyetinin geçici olarak kiracı
tarafından üstlenilmesi çok yaygın bir uygulamadır. Kiracı taşınmaza yaptığı bu
yatırımı küçük taksitler halinde kira ödemesinden düşmekte, böylece mal sahibi
uzun bir zaman dilimine yayılmış bir maliyete katlanmaktadır. Bunun karşılığında
kiracı da uzun süreli bir kira sözleşmesi garantisi almaktadır.
Mekanın kalitesini yükseltmeye yönelik her projenin taşınmazın değerinin
artmasına neden olacağı açıktır. Bu operasyonun külfetine katlanacak olan mülk
sahibinin taşınmazın değer artışından yararlanması da yasal hakkıdır. Ancak
hazırlanan plan kapsamında, bu hakka zarar vermeden bu alanın kuyumculuk
zanaatiyle birlikte korunması, yaşatılması için bazı düzenlemeler, yönlendirmeler
yapılabilir. Bu amaçla Kat Mülkiyeti Yasası’nın çok malikli taşınmazlar için
öngördüğü kullanım ve yönetim ilkelerinden yararlanılabilir. Güçsüz aktörlerin ve
kiracıların canlandırmaya katılarak bölgede kalmasını sağlamak üzere nazım ve
uygulama imar planlarında bağlayıcı önlemler alınabilir.
4. Sonuç
Kapalıçarşı ve çevresi, tarih içinde ilmek ilmek dokunmuş bir bütündür. Burada
birbirinden çok farklı motifler eşsiz bir uyum içinde özgün bir desen oluşturur.
Toplumsal, ekonomik ve fiziksel özniteliklerin birbirini tamamladığı bu alanın
‘farklılıklarla birlikte varolma’ kültürü ve çağları aşabilmiş iç dinamikleri
İstanbul’un başka yerlerine de ışık tutacak bir potansiyel olarak değerlendirilebilir.
İstanbul Tarihi Yarımada Alan Yönetimi Planı’nda da belirtildiği gibi Kapalıçarşı
ve çevresi canlı, kimliği küçük üretim geleneğiyle yoğrulmuş, tarihsel olarak
kuyumculuk zanaatiyle özdeşleşmiş bir bölgedir. Daha doğru bir deyişle, burası
coğrafi bir bölge, bir kentsel mekan olmanın çok ötesindedir. Zanaatiyle,
ticaretiyle, esnafıyla, tüketicisiyle, yerli ve yabancı ziyaretçisiyle İstanbul’un kendi
geçmişiyle bağını sürdüren, ona kimliğini hatırlatan özel bir yerdir. Bizans’tan
Osmanlı’ya, Osmanlı’dan günümüze kadar kuyumculuk zanaatinin kalbi olmuş bu
yer en kaliteli malzemenin en ince işçilikle birleştiği; ustalığın en hasının en seçkin
mücevherleri ürettiği bir çarşıdır. Bu çarşı, ustanın çıraklarıyla kalfasıyla birlikte
yaşamının önemli bir bölümünü geçirdiği yerdir. Buradaki üretim süreci,
üretenlerin yaşamlarının, doğumdan ölüme dek, tüm önemli duraklarının bir
parçasıdır. Burası üretimin her yönüyle yaşam kültürüyle harmanlandığı bir
‘mahalle’, bir ‘Kuyumculuk Mahallesi’dir.
Kapalıçarşı ve çevresinin bu özelliği, Tarihi Yarımada’nın güçlendirilerek
korunması, somut ve somut olmayan kültür mirasının insanıyla birlikte, tüm
canlılığıyla sürdürülmesi için değerlendirilebilecek bir potansiyeldir. Kuyumculuk
27
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
zanaatinin buradaki tarihsel yığılması, varlığını tehdit eden ekonomik ve toplumsal
dinamiklere karşın, canlandırılarak sürdürülmesi için çeşitli pozitif dışsallıklar
sunmaktadır.
Bu çalışma, Kuyumculuk Mahallesi adını verdiğimiz bu yığılma bölgesinde
canlandırma için üç-sektörlü bir model önermektedir. Bu modelde canlandırma
projelerindeki zayıf noktanın, kentsel alan yönetiminde bir Osmanlı geleneği olan
vakıf kurumunun özelliklerinden yararlanılarak aşılması önerilmektedir.
Kuyumculuk zanaati erbabının, zanaatin mekanıyla birlikte korunarak
canlandırılması amacıyla kuracağı bu vakıf –Kuyumculuk Mahallesi Vakfı- kamu
ve özel kesim işbirliğine üçüncü sektör olarak katılacaktır. Kuyumculuk Mahallesi
Vakfı (KMV), toplumsal ve ekonomik canlandırma projelerinin ana aktörlerinden
biri olarak, kuyumculuk zanaatinin sürdürülebilirliği için çalışacaktır. Bunun yanı
sıra KMV bölgenin korunması, canlandırılması amacına dönük olarak da öncü,
kolaylaştırıcı ve destekleyici bir rol üstlenecektir.
Bu modelin temel ayırıcı özelliği, ‘genişletilmiş hak sahipliği’ kavramındadır.
Raporda, hak sahipliği kavramı mülkiyet hakkının ötesine taşınarak kültürel miras
niteliğindeki zanaat erbabını kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Kuyumculuk
Mahallesi’ndeki kiracı zanaatkarın projeler, uygulamalar konusunda, mülk
sahibinin yanı sıra hak ve söz sahibi olması gerektiği savunulmaktadır. Bazı
kararlar alınırken, zanaatkar kiracının –üçüncü kişilere karşı- öncelik hakkı olması
önerilmektedir. Böyle bir katılım ve paylaşım modelinin Kuyumculuk
Mahallesi’nin yığılma dışsallıklarından ve henüz kaybolmamış olan toplumsal
sermayesinden yararlanılarak gerçekleştirilebileceği düşünülmektedir.
Kuyumculuk Mahallesi’ndeki ‘genişletilmiş hak sahipliği’ kavramının demokratik
ve katılımcı bir modeli besleyebilmesi için proje ve uygulamaların, gönüllülük
esasına göre, hak sahipleri tarafından geliştirilmesi ve önerilmesi ilkesi
benimsenmiştir. Bu bağlamda, özellikle mekanın fiziksel niteliklerini iyileştirmeye
yönelik kısa ve orta dönemli projeler bina ölçeğinde geliştirilecektir. Mekanın
kalitesini yükseltmek amacıyla Kuyumculuk Mahallesi Vakfı, Tarihi Yarımada
Alan Yönetimi Planı’ndaki ilke ve amaçların nasıl uygulanacağını açıklayan bir
yönerge hazırlayacaktır. Ancak, mahalledeki yapıların mülk sahipleri ve kiracıları
bu yönerge çerçevesinde proje hazırlamakta özgür olacaktır. Kuyumculuk
Mahallesinde temel bilgiler vermek, kentlilik bilincini geliştirmek, küçük iş
sahiplerinin girişimci kapasitesini arttırmak ve zanaatkarın teknik bilgi donanımını
güçlendirmek, güncellemek üzere bir dizi program, etkinlik hazırlanacaktır.
Kuyumculuk Tasarım, Araştırma ve Kültür Merkezi (KUTAK), Kuyumculuk
Mahallesi’ndeki tüm canlandırma çalışmalarının ana mekanıdır. Burada hem müze,
kütüphane, arşiv gibi kuyumculuğun kültür mirası olarak sürdürülmesine yönelik
birimler, hem de tasarım ve araştırma işlikleri, eğitim birimleri gibi zanaatin
geleceğine dönük birimler yer almaktadır.
Bu model herhangi bir dönüşüm, yenileme ya da canlandırma alanında aynen
kullanılabilecek bir şablon değildir; bir ilkeler bütünüdür. Tabandan gelen proje
önerilerinin desteklenmesi ilkesine dayanmaktadır. Kamu ve özel sektör
ortaklıkları modeline Üçüncü Sektörün (STK) etkin bir aktör olarak katılmasını
öngörmektedir. Kamu kesiminin, zanaati ve küçük işletmeyi ‘yapabilir kılma’
28
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
ilkesini benimsemesini ve bu doğrultuda bir kentsel politika geliştirmesini zorunlu
bir önkoşul olarak kabul etmektedir. Dönüşüm ve canlandırma projeleri için her
bölgenin bu ilkeler çerçevesinde, kendi koşullarına uygun, özgün modeller
geliştirmesini önermektedir.
Zaman içinde, projelerin sonuçları alınmaya başlandıkça Kuyumculuk
Mahallesi’nin ve kuyumculuk zanaatinin öncelikleri değişebilir. Uygulama
sonuçlarına göre yeni gereksinmeler ortaya çıkabilir; gözlenen aksaklıklar için yeni
projeler üretilmesi, modelde revizyonlar yapılması gerekebilir. Kaldı ki, modelin
uygulanması sürecinde, Kuyumculuk Mahallesi dışındaki dinamiklerin yarattığı
yeni fırsatlar ve tehditler de doğabilir. Kuyumculuk Mahallesi’nin ve KMV’nın
yeni koşullara göre strateji ve uygulamalarını gözden geçirmesi gerekecektir.
Modelde, değişen koşullar karşısında izlenecek yolun da değişikliğe uğrayabileceği
kabul edilmektedir. Ama yeniliklerin ana amaçlardan, üç sektörlü paydaşlık ve
genişletilmiş hak sahipliği özelliklerinden ayrılmaması gerektiği düşünülmektedir.
KAYNAKLAR
Akın, H. 2008. Kuyumculuk sektörünün vergilendirilmesi. Yayınlanmamış yüksek
lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Arslanyan, H. 2009. Mücevher Takı Tasarımı Eğitimine Alternatif Bir Model.
İçinde: I. Uluslararası Katılımlı Mücevher-Takı Tasarımı ve Eğitimi Sempozyumu
Bildiriler Kitabı, 26-28 Haziran 2009, Aydın, s: 126-130.
Avrupa Komisyonu (1992) EU Urban Charter. Charter without the status of a
convention (1992), http://sustainablecities.eu/upload/pdf_files/URBAN_CHARTER_EN.pdf [erişim tarihi:
11.08.2012]
Bagwell, S. 2008. Creative clusters and city growth. Creative Industries Journal,
1(1), pp. 31-46.
Bathelt, H. 2004. Toward a multidimensional conception of clusters: The case of
the Leipzig media industry, Germany. İçinde: D. Power ve J.A. Scott (Eds)
Cultural Industries and the Production of Culture, Routledge, New York, 147-168.
29
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Bathelt, H. ve Glückler, J. 2003. Toward a Relational Economic Geography,
Journal of Economic Geography 3, 117-144.
Banks, M. 2010. Craft labour and creative industries, International Journal of
Cultural Policy, Vol. 16, No. 3, August 2010, 305–321.
Cohen, A. 2003. Osmanlı Kudüs’ünde Loncalar, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve
Toplumsal Tarih Vakfı.
Carnevali, F. 2003. Golden Opportunities: Jewelry Making in Birmingham
between Mass Production and Specialty, Enterprise & Society 4 (June 2003): 272–
298.
Cornelius, N. ve Wallace, J. 2010. Cross-Sector Partnerships: Regeneration and
Social Justice, Journal of Business Ethics, 94: 71–84.
Dasgupta, P ve Serageldin, I. 2000. Social Capital. A Multifaceted Perspective,
Washington, D.C.: The World Bank.
DCLG, 2012. Regeneration to enable growth. A toolkit supporting community-led
regeneration, London: Department for Communities and Local Government,
www.communities.gov.uk .
Eceral, T., Köroğlu, B. ve Uğurlar, A. 2009. Kuyumculuk kümeleri: İstanbul
Kapalıçarşı ile dünya örneklerinin karşılaştırmalı değerlendirmesi. Ekonomik
Yaklaşım, Cilt: 20, Sayı: 70, s. 121-143.
Ekinci, Y. 2001. Ahilik, Talat Matbaası, İstanbul.
Ergenç, Ö. 1995. XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, Ankara: Ankara Enstitüsü
Vakfı Yayınları.
Gertler, M. 2003. Tacit knowledge and the economic geography of context, or the
undefinable tacitness of being (there). Journal of Economic Geography 3(2003)
pp.75-99
Graham, S ve Healey, P. 1999. Relational Concepts of Space and Place: Issues for
Planning Theory and Practice, European Planning Studies, 7(5), 623-646.
Gieryn ve Thomas, F. 2000. A space for place in sociology Annual Review of
Sociology; 2000; 26, Academic Research Library pg. 463
Hearn, G. ve Pace, C. 2006. Value-creating ecologies: understanding next
generation business systems, foresight, 8(1), 55-65.
Hearn, G; Roodhouse, S; Blakely, J. 2007. From value chaın to value creating
ecology. Implications for creative industries development policy, International
Journal of Cultural Policy, 13(4), 419-436.
30
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
İBB, 2011: 108 İstanbul Tarihi Yarımada Alan Yönetimi Raporu, İBB, CD, Ekim
2011
İKO 2012 İstanbul Kuyumcular Odası üye listesi
Jessop, B; Brenner, N ve Jones, M. 2008. Theorizing sociospatial relations,
Environment and Planning D: Society and Space 2008, volume 26, pages 389 –
401. doi:10.1068/d9107
Jones, A. 2008. Beyond embeddedness: economic practices and the invisible
dimensions of transnational business activity, Progress in Human Geography
32(1) (2008) pp. 71–88.
Köroğlu, B., Varol, Ç., Sönmez, N. ve Eceral, T. 2010. Metropoliten alanlarda
sanayi kümeleri, üretim ilişkileri: İstanbul’da kuyumculuk sektörünün mekansal
kümelenmesi” Bölgesel Gelişme için Yapılanma Gündemi, 13. Ulusal Bölge
Bilimi-Bölge Planlaması Kongresi Bildiriler Kitabı (yayıma hazır), 11-12 mart
2010, YTÜ, İstanbul.
Lorenzen, M. and Frederiksen, L., 2008. Why do cultural industries cluster?
Localization, urbanization, products and projects. In: P. Cooke and L. Lazzeretti,
eds. Creative cities, cultural clusters and local economic development.
Massachusetts: Edward Elgar Publishing, pp. 155-179.
Markusen, A. 1996. Sticky Places in Slippery Space: A typology of industrial
districts”, Economic Geography, c.72(3), ss.293-313.
Mortan, K. ve Küçükerman, Ö. (2010) Çarşı, Pazar, Ticaret ve Kapalıçarşı,
Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, İstanbul
Muir, J. 2003. The representation of local interests in area-based urban
regeneration programmes,
http://www.york.ac.uk/chp/hsa/papers/autumn03/Muir.pdf
Müftüler, S.E. (2009) Kuyumculuk sektörünün beklediği insan profilini
yetiştirmek, I. Uluslararası Katılımlı Mücevher-Takı Tasarımı ve Eğitimi
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 26-28 Haziran 2009, Aydın, s: 131-136.
Orhon, D., İnce, O., Sözen, S., Karahan, Ö ve Yağcı, N. 2006. Eminönü Belediyesi
Atık ve Çevresel Risk Yönetimi Projesi Sonuç Raporu, İTÜ Çevre Mühendisliği
Bölümü (çoğaltma).
Porsuk, K. (2009) Türkiye kuyumculuk sektörünün sanayileşmesi, powerpoint
sunusu www.ebso.org.tr/userFiles/File/66kuyumculuk.ppt [erişim 17.10.2010]
Porter, L. ve Barber, A. 2006. Closing time. The meaning of place and state-led
gentrification in Birmingham’s Eastside. City, 10(2), July 2006, 215-234.
Porter, L. ve Barber, A. 2007. Planning the Cultural Quarter in Birmingham’s
Eastside, European Planning Studies Vol. 15, No. 10, November 2007.
31
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
Porter, M. 1995 The competitive advantage of the inner city. Harward Business
Review, Mayıs-Haziran 1995, ss: 55-71
Pollard, J. 2004. From Industrial District to ‘Urban Village’? Manufacturing,
Money and Consumption in Birmingham’s Jewellery Quarter, Urban Studies
41(1), 173-193.
Roberts, P. 2000. The Evolution, Definition and Purpose of Urban Regeneration,
Roberts ve Sykes (2000) içinde s. 9–36.
Roberts, P. ve Sykes, H. (eds.) 2000. Urban Regeneration. A Handbook, London:
Sage Publications.
Rusten, G; Byson, J R; Aarflot, U. 2007. Places through products and products
through places: Industrial design and spatial symbols as sources of ompetitiveness,
Norsk Geografisk Tidsskrift-Norwegian Journal of Geography, Vol. 61, 133-144.
Oslo. ISSN 0029-1951
Scott, A. (2000) “The gem and jewelry industry in Los Angeles and Bangkok”,
The Cultural Economy of Cities, Sage publications: Londra, s: 40-60.
Sennett, R. 2008. The Craftsman, New York: Penguin Books.
SEB, 2012. Tenants participation on the refurbishment projects, The socioeconomics of housing, SEB – The Institute of Sociology, Czech Academy of
Sciences, http://seb.soc.cas.cz/projekty/manual/en/phases.htm 19.06.2012
Smith, A. ve Sparks, L. 2001. Planning for Small-Scale Retailing: Evidence from
Scotland, Planning Theory & Practice, Vol. 2, No. 3, 277- 292.
Storper, M. 1992. The Regional World. Territorial Development in a Global
Economy, New York: The Guilford Press, 1997.
Wood, A M.; Watts, H D. ve Wardle, P. 2004. Growth-Oriented Small Firms and
the Nature and Extent of Local Embeddedness: The Case of a Traditional
Metalworking Cluster, Growth and Change 35(4), 419-433.
Son Notlar
1
Bu tür projelerin en bilinenleri arasında Hatton Garden bölgesi için Londra Kalkınma Ajansı’nın
desteği ile 2004 yılında hazırlanan Kuyumculuk Sektörü Yatırım Planı (Jewellery Sector
Investment Plan) gelmektedir (Bagwell, 2008). Bu plan, Londra kent merkezinin kuzeydoğu
kesiminde City Fringe olarak bilinen bölgede yerel ekonominin motoru olarak kabul edilen altı
yaratıcı endüstriyi hedef alan çok daha geniş kapsamlı bir stratejik planın (2001) bir ayağını
oluşturmaktadır. Bu kapsamda kuyumculuk sektörünün yanısıra, kültür turizmi, moda tasarımı,
mobilya tasarımı, elektronik medya ve bilgi teknolojileri ile yayıncılık sektörlerinin her biri için
32
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
gelişme stratejileri önerilmektedir. Hatton Garden, yaklaşık 10 hektar büyüklükte bir alanda
kümelenen 400 kadar küçük ölçekli kuyum imalatçısına ev sahipliği yapmaktadır. Çoğunluğu aile
işletmesi olan bu firmalar toplam 2000’den fazla kişiye istihdam olanağı sağlamaktadır. Bölgede
gerçekleştirilen üretim Londra kuyumculuk üretiminin yaklaşık %40’ını karşılamaktadır.
Kuyumculuk Sektörü Yatırım Planı sektörün bulunduğu coğrafya içinde geliştirilmesi için üç
öncelikli amaç belirlemiştir. Bunlar: (1) kuyumculuk ürünlerine olan talebi uyarmak ve sürekliliğini
sağlamak, (2) üretim kalitesini yükseltmek, ve (3) ortaklıkları, işbirliklerini geliştirmektir. Bu
amaçla başta teknoloji, eğitim, pazarlama alanlarında olmak üzere 16 farklı proje tanımlanmıştır.
Bu konuda bilinen bir diğer örnek ise Birmingham kent merkezinde yer alan kuyumculuk bölgesi
için geliştirilen “Jewellery Quarter Urban Village Prospectus” projesidir (Carnevali 2003; Porter ve
Barber 2007,). Söz konusu proje, geçmişi 18. yüzyıla kadar uzanan bu önemli kuyumculuk bölgesi
için Birmingham’da bu güne kadar geliştirilen en iddialı canlandırma projelerinden biri olarak
kabul edilmektedir. 1998 yılında start alan projenin başlıca ortakları arasında Birmingham yerel
yönetimi (Birmingham City Council), ilgili bölgesel kalkınma ajansı, Britanya Suyolları teşkilatı
(British Waterways) ile Urban Villages Forum gelmektedir. Proje sektörün gelişmesi için de
birtakım öneriler getirmekle birlikte, esasen bir emlak geliştirme projesi niteliği taşımakta, bu
yönüyle çeşitli çevrelerce yoğun olarak eleştirilmektedir (Pollard 2004). Toplam bütçesi 250 milyon
sterlin olan Urban Village Prospectus Projesinin ana amacı Pollard’a göre ayrıcalıklı ve çok işlevli
mekanlar yaratmaktır. Bu amaç doğrultusunda gece nüfusunun 10 kat artırılarak, yerleşik nüfusun
5000 kişiye çıkartılması için 2000 yeni konut inşaa edilmesi öngörülmektedir. Bu planlama
anlayışının bölgede emlak fiyatlarını artıracağından endişe edilmekte, emlak eksenli geliştirilen bu
proje sonunda olası bir soylulaşma dalgasının kuyumculuk sektörünün rekabet gücünü zayıflatacağı
yorumları yapılmaktadır.
2
Altın mücevher üretimi yapan atölyeler, gümüş eşya ve mücevher üretimi yapan atölyeler, döküm,
ocak, cila, ramat ve ifraz atölyeleri ile ayarevleri.
3
Marshallgil sanayi odakları, ağırlıklı olarak yerel girişimciler tarafından kurulmuş çok sayıda
küçük ve orta ölçekli firmanın bir araya gelerek oluşturdukları sanayi bölgeleridir (Markusen,
1996). Özgün bir üretim kültürünün kollektif bir anlayışla geliştiği ve paylaşıldığı bu bölgelerde,
firmalar arasında güven ve sadakat gibi kavramlarla biçimlenen uzun dönemli kontratlar söz
konusudur. Dolayısıyla, üretim zincirleri açısından bu tipin karakteristik özelliği, bölge içinde
benzer büyüklükteki firmalar arasında yoğun bir mal alışverişinin gerçekleşmesidir. Marshallgil
sanayi odakları, üretim sürecini başarıyla ayrıştırmış, birbirleriyle hem rekabet hem de işbirliği
içinde bulunan firmaların, deyim yerindeyse tek ve dev bir fabrika gibi hareket ettikleri sanayi
bölgelerine işaret etmektedir (Yazar[lar] 2012b).
4
Güngören-Bahçelievler-Bağcılar üçgeni ve Kuyumcukent
5
Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zincirinde aktörler arası (mıhlayıcılar, kakmacılar,
mineciler, cilacılar vs) koordinasyon görevini kıymetli metallerden bir montür tasarlayıp
uygulamaya geçiren sadekarlar üstlenirler. Dolayısıyla sadekarın üretimin bütün aşamalarını
yönetebilecek beceriye ulaşmış olması beklenir. Endüstriyel kuyumculuk alanında ise tasarım ile
üretim birbirini izleyen ancak farklı süreçlerdir; Sennett (2008) bu durumu kafa ve elin ayrışması
olarak tanımlamaktadır.
6
Bizans imparatorlarının kuyumculara vergi muafiyeti getiren düzenlemelerini, Fatih Sultan
Mehmed’in Ermeni ustalarını, Yavuz Sultan Selim’in ise Çaldıran Savaşı sırasında İran kökenli
Ermeni ustaları Kapalıçarşı ve Hanlar bölgesine yerleştirmesini bu çabalara örnek olarak
gösterebiliriz.
7
Hedef IIH3: Tarihi Yarımada’nın kültür varlıklarının fiziki, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla
birlikte korunmasının, sağlıklaştırılmasının gerçekleştirilmesi
Tarihi Yarımada’da kültür varlıklarının korunması ile bütünleştirilmiş, sürdürebilir bir sosyal ve
ekonomik koruma sağlıklaştırma yaklaşımının olmaması ve Alan’daki kültür varlıklarının
yaşatılmasına, sosyo kültürel özelliklerin geliştirilmesine yeterli özenin gösterilmemesine çözüm
olarak Tarihi Yarımada’nın kültür varlıklarının fiziki, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla birlikte
korunmasının, sağlıklaştırılmasının gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Hedef IIH7: Küçük imalat ve el sanatlarının gelenek olarak korunması için etkin politika ve
uygulamalar geliştirilmesi
Alan’da küçük imalat geleneğinin ve geleneksel el sanatlarının korunması için etkin politika ve
uygulamaların olmaması sorununun çözümüne yönelik geliştirilen hedef küçük imalat ve el
sanatlarının gelenek olarak korunması için etkin politika ve uygulamalar geliştirilmelidir. Bu hedefe
ulaşmak için belirlenen strateji; konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşların araştırma yapmaya,
33
İstanbul’un Geleceği İçin Alternatif Öneriler (Akademisyen Kategorisi) Rumuz: 83212
kaynak geliştirmeye, proje üretmeye teşvik edilmesidir. Bu strateji ile ilgili olarak belirlenen
eylemler ise kayıp olan üretim tekniklerini üretim biçimleriyle ve kendi mekânsal ortamlarında
canlandırmak; geleneksel üretimlerin rekabet edebilir olmasını sağlamak ve değerini artırmaktır.
Eylemleri gerçekleştirmede sorumlu kurumlar Alan Yönetimi Başkanlığı, İBB, meslek odaları ve
derneklerinin yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Fatih
Belediyesi ve üniversitelerdir.
8
Community Based Organization: “A community based organization, public or private nonprofit
(including a church or religious entity) that is representative of a community or a significant
segment of a community, and is engaged in meeting human, educational, environmental, or public
safety community needs”. http://nnlm.gov/sea/funding/cbodef.html 09.09.2012; “All such
organization, institutions or congregation of people, which have local area/ village-based
presence,maturity and structural arrangements. These are owned and managed by members. They
are formal, legal entity or informal registered organizations maintaining separate books of accounts,
systems & ways of working. They have group identity- membership. They should not be affiliated
to any religious, political or separatist’s parties/ groups”.
http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=3&ved=0CDIQFjAC&url=http%3A%2F%2Fwww
.sgpindia.org%2Fdocuments%2FGuidelines%2520for%2520Community%2520Based%2520Organizations.doc&ei=Aq9MU
MLxO4-xhAfItICIDA&usg=AFQjCNEIbh-wKRLyqmSM9WtHHzGXJjrHMA&sig2=FLjl4p4AZ7LfnTrZ3i1hZQ
09.09.12
34

Benzer belgeler