IMF`ye Genel Bakış

Transkript

IMF`ye Genel Bakış
ULUSLARARASI PARA FONU (IMF)
Uluslararası Para Fonu, Dış İlişkiler Bölümü
Tarafından Hazırlanmıştır.
2
İÇİNDEKİLER
I. Genel Bakış
II. Tarihçesi
III. IMF’nin Görevleri
IV. Yapı ve Mali Kaynaklar
V. İdare
VI. Gündemdeki Önemli Konular
3
I. Genel Bakış
Uluslararası Para Fonu (IMF), global parasal işbirliğini geliştirmek, mali istikrar oluşturmak,
uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdam ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi
desteklemek ve dünya çapında yoksulluğu azaltmak için çalışan ve 185 ülkeyi kapsayan bir
kuruluştur.
1.
IMF’nin işlevi
Bünyesindeki 185 ülke ile global sayılabilecek bir kuruluş olan IMF, üye hükümetlerin
globalleşmenin getirdiği fırsatlardan yararlanmalarına ve güçlüklerle baş edebilmeleri için
yegâne bir konuma sahiptir. IMF global ekonomik eğilimleri ve performansı takip eder,
ufukta sorunlar gördüğünde üye ülkelerini uyarır, politika diyalogu için bir forum oluşturur
ve hükümetlere ekonomik güçlüklerle nasıl baş edeceklerine dair gerekli bilgileri sağlar.
Ekonomik sıkıntı içindeki üyelerine politik tavsiyeler ve finansman sağlar; aynı zamanda
gelişmekte olan ülkelerle işbirliği yaparak onların makroekonomik istikrara ulaşmalarına ve
yoksulluğu azaltmalarına yardım eder.
Büyük çapta sermaye hareketleri ve karşılaştırmalı üstünlükte ani değişimlerle kendini
gösteren globalleşme, ülkelerin politik seçimlerini emek, ticaret ve vergi politikaları da dâhil
olmak üzere pek çok alanda etkiler. Ülkelerin globalleşmenin olumsuz yanlarını önlerken
avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olmak IMF’nin önemli bir görevidir.
a)
Önemli IMF faaliyetleri
IMF, üyelerine aşağıdaki destekleri sağlar:
•
•
•
•
•
b)
Ekonomik eğilimlerin ve ülkeler arası deneyimlerin analizlerine dayanarak
hükümetlere ve merkez bankalarına politik tavsiyeler;
Global, bölgesel ve bireysel ekonomi ve piyasaların takibine dayalı araştırma,
istatistik, tahmin, ve analizler;
Ülkelerin ekonomik sıkıntıları aşmasına yardımcı olmak için kredi;
Gelişmekte olan ülkelerde yoksullukla savaşmak için imtiyazlı krediler; ve
Ülkelerin ekonomik yönetimlerini geliştirmelerine yardımcı olmak için teknik yardım
ve eğitim.
Başlangıç hedefleri
IMF, 60 yıl önce İkinci Dünya Savaşının sonuna doğru kuruldu (detaylı bilgi için Tarihçe
bölümüne bakınız). Kurucular, 1930 yıllındaki Büyük Buhrana ve onu izleyen global
çatışmaya katkıda bulunan yıkıcı ekonomik politikaların tekrarını önleyecek ekonomik
işbirliği için bir çerçeve oluşturmayı hedeflediler.
O günden sonra dünya çok değişti ve özellikle Asya’da muazzam bir refah oluşarak
milyonlarca kişiyi yoksulluktan kurtardı. IMF'nin global topluma mali istikrar sağlamak olan
4
temel amacı, bugün pek çok açıdan kuruluşun ilk kurulduğu dönem ile aynıdır. Daha açık
belirtmek gerekirse, Uluslararası Para Fonu aşağıdakileri sağlamaya devam etmektedir:
•
•
•
•
Uluslararası para sorunları ile ilgili işbirliği için bir forum oluşturma;
Uluslararası ticaretin büyümesini kolaylaştırarak, istihdam oluşturmaya, ekonomik
büyümeye ve yoksulluğun azaltılmasına destek olma;
Döviz kuru stabilitesi ve uluslararası ödemeler için açık bir sistemi destekleme; ve
Ülkelere gerektiğinde, dış ödeme güçlüklerini dengelemelerine yardımcı olmak için
geçici olarak ve uygun güvenlik önlemleri altında yabancı para kredisi sağlama.
Bu IMF’nin hiç değişmediği anlamına gelmez. Aslında, IMF’nin işleyiş biçimi, en azından
1990’lı yıllardan itibaren hızlı bir değişime uğramıştır ve global bir dünya ekonomisinde,
genişleyen üyelerinin değişen ihtiyaçlarına ayak uydurmayı hedeflemektedir. Yakın
zamanda, IMF’nin yeni Yönetim Müdürü Dominique Strauss-Kahn, IMF’nin ülkelerin mali
krizle savaşmalarına yardıma hazır olmasını sağlamak için iddialı bir reform gündemi
başlatmıştır. IMF aynı zamanda uluslararası mali sistemde yenilik yapma çalışmalarına
yardımcı olmaktadır.
c)
Uyum Sağlayan IMF
Sınır ötesi mali akışın son yıllarda ani bir artış göstermesiyle, ülkelerin birbirlerine olan
bağımlılığı derinleşti. 2007 – 09 yıllarında gelişmiş ekonomi kredi piyasalarında oluşan
düzensizlikler ve onların oluşturduğu ani global ekonomik yavaşlama, yerel ve uluslararası
mali istikrarın, dünyanın en zengin ülkelerinde dahi, sorgulanmadan kabul edilemeyeceğini
göstermiştir. 2008 yılında özellikle ithalata bağımlı fakir ve orta gelirli ülkeleri vuran gıda ve
akaryakıt fiyatlarındaki ani artış, hepimizin bir parçası olduğu global ekonominin diğer bir
yönünü yansıtır.
Buna yanıt olarak, IMF çalışma şeklini pek çok açıdan yeniden ele almıştır:
•
•
IMF kredi kolaylıklarını artırma. IMF, üyelerine daha iyi hizmet verebilmek için
kredi kolaylıklarını güncelleştirmektedir. Tutarlı biçimde sağlam politika uygulamış
olan gelişen piyasa ülkelerinin mevcut mali kriz nedeniyle inişe geçmesini
engellemeye yardımcı olmak için, yeni bir Değişken Kredi Hattı oluşturmuştur.
Akaryakıt ve gıda krizinin vurduğu ülkelere yardım ödeneğini kolaylaştırmak
amacıyla Dışsal Krizler Kolaylığı’nı (Exogenous Shocks Facility) da gözden
geçirmiştir. IMF, 2009 yılının Mart ayında, devam eden global ekonomik krize hızlı
bir şekilde yanıt vermesini sağlamak ve kredileri üye ülkelerin politikalarına ve
esaslarına uygun biçimde düzenlemek için, kredi imkanlarını ve kredi koşullarını
elden geçirdi. (Bkz. Kredi Verme).
Global, bölgesel ve ülke ekonomilerini güçlendirme ve izleme. IMF, üye ülkelere
makroekonomik politikalarda tavsiyeler sağlamasının temelini oluşturan ekonomik
gözetimi geliştirmek için birkaç adım atmıştır (bkz. IMF’nin Görevleri). Mali sektör
ve reel ekonomi arasındaki bağlantılarla ilgili araştırmaları ve ülkeler arası
deneyimlerin paylaşılmasını vurgulamaktadır. Döviz kurlarının nasıl analiz
edileceğine dair yeni yönergeler ve tavsiyeler yayınlamıştır ve dünyanın en büyük
5
•
•
•
•
•
•
ekonomilerinin diğer ülkelerin ekonomilerine olan etkisine daha fazla dikkat
etmektedir. Ayrıca üye ülkeleri ekonomilerinin içerdiği risklere ve zayıflıklara karşı
uyarma yeteneğini geliştirmektedir.
Global ekonomik dengesizlikleri çözmeye yardım etme. IMF’nin Dünya Ekonomik
Görünümü’nde de yer alan global ekonomik gelişmelere dair analizi, maliye
bakanlarına ve merkez bankalarının yöneticilerine global ekonomiyi tartışmak için
genel bir çerçeve oluşturur. IMF şimdi global ekonominin karşılaştığı bazı sorunları
belirli ülkelerle tartışmak için çok milletli konsültasyonlar düzenleme olanağına da
sahiptir. Bu, global ekonominin önemli ülkelerinin birlikte hareket etmesini
kolaylaştırmaya yönelik yenilikçi bir yoldur. Bu konsültasyonların ilki, 2006 yılında
gerçekleştirilmiştir. Burada global ödeme dengesizliklerinin azaltılması hedeflenmişti
ve Çin, Avrupa bölgesi, Japonya, Suudi Arabistan, ve Amerika Birleşik Devletleri
katılmıştı.
Sermaye piyasası gelişmelerini analiz etme. IMF, global mali piyasaların ve bunların
makroekonomi politikasıyla olan bağlantılarının analizine daha fazla kaynak
ayırmaktadır. Yılda iki kez Global Mali İstikrar Raporu yayınlar. IMF personeli aynı
zamanda üye ülkelerle birlikte çalışarak mali istikrarın potansiyel risklerini
belirlemeye yardım eder, Mali Sektör Değerlendirme Programı dâhilinde (aşağıda
daha ayrıntılı açıklanmıştır). IMF aynı zamanda ülke yetkililerine mali sistemlerini,
parasal ve döviz rejimlerini ve sermaye piyasalarını yönetme konusunda eğitim
sağlar. IMF, Hükümet Fonlarının gönüllü kılavuz taslağının hazırlanmasına yardım
etmiştir ve uluslararası mali istikrarı desteklemek için Mali İstikrar Forumuyla yakın
işbirliği içindedir.
Mali sektörün zayıf yanlarını değerlendirme. Sürekli büyüyen sermaye akışlarının
olduğu bir dünyada, makroekonomik istikrarın sağlanması için esnek, iyi yönetilen
mali sistemler gereklidir. IMF ve Dünya Bankası, ortaklaşa olarak, ülkeleri mali
sektörlerinin zayıf yanları ve içerdiği riskler açısından uyarmayı hedefleyen Mali
Sektör Değerlendirme Programını (FSAP) yürütmektedir. IMF ve Dünya Bankası
personeli, aynı zamanda, bankaların ve diğer mali kuruluşların yönetiminin nasıl
güçlendirileceği ve nasıl gözetileceği hakkında tavsiyeler sunar.
Yoksulluğu ortadan kaldırmak için çalışma. Şu anda bir milyardan fazla insan
günlük 1$’ın altında bir yaşam sürüyor ve bu bir milyarın dörtte üçünden fazlası kötü
besleniyor. IMF’nin gelir düzeyi düşük olan ülkelerdeki rolü, bu ülkeler büyüdükçe
ve olgunlaştıkça değişmektedir. Ancak temel hedefi aynıdır: Yoksulluğun
derinlemesine ve kalıcı olarak azaltılması için zemin oluşturarak, ekonomik istikrarın
ve büyümenin gelişmesine yardımcı olmak.
IMF yönetimini geliştirme. 2008 yılının Mayıs ayında IMF üyeleri, Fona üye
ülkelerin temsil edilmesini geliştirmek amacıyla iki yıllık bir reform paketini
onayladı. IMF aynı zamanda daha etkin olacaktır. Harcamaları kısıtlayıp ve işleyişe
yönelik ödemeler için gelir elde etme yöntemini yeniden düzenlemektedir.
Daha fazla sorumluluk ve şeffaflık. IMF üye ülkelerin hemen hemen tümünün yıllık
ekonomik sağlık kontrol raporlarını, kredi verme programlarıyla ilgili
güncelleştirmeleri ve pek çok diğer bilgiyi web sitesinde yayınlar. IMF’nin
performansı Bağımsız Değerlendirme Ofisi tarafından düzenli olarak değerlendirilir.
6
2.
Üyelik
IMF şu an için bünyesindeki 185 ülke ile global sayılabilecek bir kuruluştur. Üye olmak için
ülkenin başvurması ve mevcut üyelerin çoğunluğu tarafından kabul edilmesi gerekmektedir.
Eski Yugoslavya Cumhuriyetinin bir parçası olan Karadağ, IMF’ye Ocak 2007 tarihinde
katılmış ve kuruluşun 185’inci üyesi olmuştur.
Katılımın ardından, her bir IMF üyesi için, dünya ekonomisindeki göreli büyüklüğüne göre
bir kota belirlenir. IMF üyeleri, 2008 Mayıs ayında kota sistemini global ekonomik realite
değişikliklerini, özellikle de global ekonomideki gelişmekte olan başlıca piyasaların
ağırlığını, yansıtacak şekilde yeniden dengelemeye karar verdi. Kota ve katılım reformu
(quota and voice reform) hakkında daha fazla bilgi için lütfen Yönetim bölümündeki Ülke
Temsili kısmına bakın. Bir üyenin kotası, o üyenin IMF ile olan mali ve organizasyonel
ilişkisinin, aşağıdakiler de dâhil olmak üzere, temel yönlerini belirler:
Abonelikler. Üyenin kota aboneliği, üyenin IMF’ye sağlamakla yükümlü olduğu maksimum
mali kaynak miktarını belirler. Üye, IMF’ye katıldıktan sonra abonelik bedelini tamamen
ödemelidir. Bunun %25’e kadar olan kısmı IMF’nin Özel Çekme Hakları (SDR) adı verilen
kendi para birimi ile veya genel kabul gören para birimleriyle (dolar, Euro, yen veya pound
gibi) ödenmelidir; kalan kısmı üye ülkenin kendi para birimi ile ödenebilir.
Oy hakkı. Üyenin IMF kararlarındaki oy verme hakkını büyük ölçüde kota belirler. Her IMF
üyesi 250 temel oy, ayrıca kotanın her 100.000 SDR’si için artı bir oya sahiptir. Buna göre
Amerika Birleşik Devletleri 371,743 oya (toplamın %16,83’ü), Palau 281 oya (toplamın
%0,01’i) sahiptir. Yeni kararlaştırılan kota ve katılım (quota and voice) reformu, 54 üye
ülkedeki kota artışının sonucunda, pek çoğu gelişmekte olan piyasa ülkelerinden oluşan
dinamik ekonomilerde önemli bir değişimle sonuçlanacaktır. Temel oy sayısının üç katına
çıkmasıyla, daha yoksul ülkelere kurumun yönetiminde daha fazla söz hakkı verilmesi de
beklenmektedir.
Mali kaynaklara erişim. Bir üyenin IMF’den alabileceği mali kaynak miktarı (yani erişim
limiti) ülkenin kotasına bağlıdır. Kredi türleri olan Stand-By ve Extended Arrangements
altında, üye bir ülke yıllık olarak kotasının %200 oranında ve toplamda %600 oranında borç
alabilir. Ancak özel durumlarda daha fazla kredi verilebilir.
SDR tahsisatı. IMF’nin hesap birimi olan SDR tahsisatı, uluslararası yedek aktif olarak
kullanılır. Bir üyenin genel SDR tahsisat payı, kotası ile orantılı olarak belirlenir.
3.
IMF bunu nasıl yapıyor?
IMF’nin işlevi, içinde üye ülkelerin yüksek istihdam oranına, düşük enflasyona ve
sürdürülebilir ekonomik büyümeye ulaşabilecekleri istikrarlı bir uluslararası para sistemini
desteklemektir. IMF bunu aşağıdaki yollarla gerçekleştirir:
7
•
•
•
Global ve bölgesel ekonomik ve mali gelişmeleri düzenli olarak gözden geçirmek
suretiyle, uluslararası para sistemini izlemek;
185 üye ülkeye, yerel ve dış istikrarı en çok etkileyen alanlarda (yani yıkıcı döviz kuru
ayarlamalarının yapılamayacağı durumlar) ekonomik izleme ve politik tavsiyeler
sağlama. Bu nedenle IMF’nin odak noktası makroekonomik ve mali politikalar, aynı
zamanda döviz kurları, ödeme dengesi, reel ekonomi ve mali sektördeki gelişmelerdir; ve
Ülkelerin politikalarının diğer ülkelere olan etkisini analiz etme; ülkeler arası
deneyimlerden elde edilen dersleri her ülkenin kendi durumuna uyarlama; ve global
ekonomik ve mali sorunlar için uluslararası işbirliği forumu oluşturma.
IMF’nin temel hedefi, uluslar arası para ve mali sistemin istikrarını sağlamaktır. IMF
krizlerin çözülmesine yardım eder ve büyümeyi desteklemek ve yoksulluğu azaltmak için
üye ülkelerle işbirliği yapar. Yetkilerini kullanmak için üç temel araçtan faydalanmaktadır:
ekonomik gözetim, teknik yardım ve eğitim ve kredi verme. Bu işlevler IMF’nin araştırma ve
istatistikleriyle desteklenmektedir.
Ekonomik gözetim
IMF, ülkeleri güçlü ekonomik politikalar benimsemeye teşvik ederek global büyüme ve
ekonomik istikrarı destekler. Bunun için global, bölgesel ve ulusal ekonomik gelişmeleri
düzenli olarak izler. Aynı zamanda her bir ülkenin ekonomik politikalarının diğer ekonomiler
üzerindeki etkisini değerlendirmeyi hedefler.
Bu izleme ve tartışma süreci, ekonomik gözetim olarak bilinir. IMF, düzenli olarak
(genellikle yılda bir kez) her bir üye ülkenin ekonomik durumuna dair derinlemesine bir
değerlendirme gerçekleştirir. Ülke yetkilileriyle, büyüyen ve başarılı bir ekonomiye en çok
katkıda bulunan politikaları tartışır. IMF, 2007 yılının Haziran ayında, ülkelerin dünyanın
başka bir yerinde istikrarsızlığa neden olmamak için izlemesi gereken döviz kuru
politikalarını netleştiren, ikili gözetim ile ilgili yeni bir karar benimsemiştir.
Üye ülkeler IMF’nin kendi ekonomileriyle ilgili değerlendirmesini yayınlama seçeneğine
sahiptir ve ülkelerin büyük bir çoğunluğu şeffaflık ve açıklıktan yanadır. IMF’nin ulusal
ekonomileri nasıl izlediğine dair daha fazla bilgi için, IMF’nin Görevleri bölümündeki
Ekonomik Gözetim kısmına bakın.
IMF ayrıca, gerektiğinde global ekonomi için genel öneme sahip sorunları ele almak üzere,
sistemik geçerliliği olan ekonomi gruplarını bir araya getirir. Bu buluşmalar çok milletli
konsültasyonlar olarak adlandırılır. Örneğin, 2007 yılının başlarında, Amerika Birleşik
Devletleri, Çin, Avrupa bölgesi, Japonya ve Suudi Arabistan, IMF’nin global dengesizlikleri
azaltmayı hedefleyen çok milletli konsültasyonuna katıldı.
IMF’nin her bir ülkeyle ilgili çalışmaları bölgesel ekonomiler ve global ekonomiyle ilgili
çalışmalarına bilgi sağlar. Önemli ekonomik ve mali sorunların zamanında yapılan
analizleriyle birlikte, bu incelemeler yılda iki kez Dünya Ekonomik Görünümü’nde, çeşitli
Bölgesel Ekonomik Görünüm raporlarında ve Global Mali İstikrar Raporu’nda yayınlanır.
IMF, tüm dünyada esnek, iyi yönetilmiş mali sistemlerin gelişimini Mali Sektör
Değerlendirme Programı (FSAP) ile teşvik etmek için Dünya Bankasıyla birlikte çalışır.
8
Çeşitli ulusal kuruluşlardan ve standart belirleme organlarından gelen uzmanların
desteklediği FSAP çalışmaları, bir ülkenin mali sisteminin güçlü ve zayıf yanlarını belirler,
önemli risk kaynaklarının nasıl yönetildiğini tespit eder, sektörün gelişim ihtiyaçlarını
netleştirir, ve politik tepkilerin önceliklerinin belirlenmesine yardım eder.
Teknik yardım ve eğitim
IMF, üye ülkelerin etkin politikalar geliştirme ve uygulama yeteneklerini güçlendirmek için
teknik yardım ve eğitim sağlar. Teknik yardım, maliye politikası, para ve döviz kuru
politikaları, banka ve mali sistem gözetimi ve düzenlenmesi, ve istatistik de dâhil olmak
üzere, çeşitli alanlarda sağlanmaktadır.
IMF, teknik yardım ve eğitimi dört temel alanda sağlar:
•
•
•
•
Para ve maliye politikaları (para politikası araçları, bankacılık sistemi gözetimi ve
yeniden yapılandırılması, yabancı yönetim ve işletme, ödemeler için kliring (clearing)
çözümleme sistemleri ve merkez bankalarının yapısal gelişimi);
Maliye politikası ve yönetimi (vergi ve gümrük politikaları ve yönetimi, bütçe
formülasyonu, gider yönetimi, sosyal güvenlik ağlarının tasarımı, ve yerel ve yabancı
borçların yönetimi);
İstatistiksel verilerin toplanması, yönetimi, dağılımı ve geliştirilmesi;
Ekonomik ve mali kanunlar.
Teknik yardım hakkında daha fazla bilgi için, IMF’nin Görevleri bölümündeki Teknik
Yardım kısmına başvurun.
Kredi Verme
Üye ülkelerin ödeme dengelerini ayarlama konusunda güçlükle karşılaşması halinde, IMF
çözümü kolaylaştırmak için başvurulabilecek bir fondur. Ulusal yetkililer tarafından, IMF ile
yakın işbirliği içinde, finansman destekli bir politika programı geliştirilir. Bu programın etkin
bir şekilde yürütülmesi için, finansal desteğin devamlılığı şarttır.
IMF ayrıca, Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Desteği (PRGF) ve Dışsal Krizler Kolaylığı
(ESF) ile gelir düzeyi düşük olan ülkelere özel faiz oranı içeren krediler sağlar. Farklı IMF
kredisi türleri hakkında bilgi için IMF’nin Görevleri bölümündeki Kredi Verme kısmına
bakın.
Araştırma ve veriler
Bu faaliyetlerin üçünü de destekleyen, IMF’nin ekonomik ve mali araştırması ve
istatistiğidir. Son yıllarda IMF, hem gözetim hem teknik yardım çalışmalarını, sorumluluk
içeren alanlarında standartların ve iyi uygulama etiğinin gelişimine ve mali sektörlerin
güçlendirilmesine uyarlamıştır. Bunlar, uluslararası mali sistemi güçlendirmek ve krizleri
önleme ve çözme yeteneğini artırmak için IMF’nin sürekli çalışmalarının bir parçasıdır.
9
4.
Diğerleriyle işbirliği
IMF, Dünya Bankası, bölgesel kalkınma bankaları, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), BM
kuruluşları ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği içindedir. Tüm bu örgütler global
ekonomik sorunları ele almaktadır ancak her birinin özel sorumluluk ve uzmanlık alanları
vardır. IMF aynı zamanda beyin takımları, sivil toplum, ve medya ile her gün etkileşim
halindedir.
Dünya Bankasıyla işbirliği
IMF ve Dünya Bankası ayrı kuruluşlardır, ancak birbirlerinin çalışmalarını desteklerler.
IMF’nin odak noktası temel olarak makroekonomik ve mali sektör sorunları iken, Dünya
Bankası temel olarak uzun vadeli gelişim ve yoksulluğun azaltılması ile ilgilenmektedir.
Verdiği krediler altyapı projelerine, ekonominin belirli sektörlerindeki reformlara ve daha
geniş yapısal reformlara finansman sağlar. Ülkeler, Dünya Bankası üyeliği için IMF’ye
katılmak zorundadır.
Dünya Bankasının odak noktası yoksulluğu önleme olduğundan, IMF yoksulluğun
azaltılmasına ve ülkelerin yoksulluğu azaltıcı stratejiler benimsemesine yardım etme
konusunda Dünya Bankasıyla yakın işbirliği yapar. Diğer işbirliği alanları üye ülkelerin mali
sektörlerinin değerlendirilmesi, standartların ve kuralların geliştirilmesi, ve dış borçlarla ilgili
verilerin kalite, bulunabilirlik, ve kapsamlarının artırılmasıdır.
2006 yılının Mart ayında, Bretton Woods kuruluşları olarak bilinen bu iki kardeş kuruluş
arasındaki iş ilişkisini değerlendirmek için, Dünya Bankası ve IMF işbirliğine yönelik harici
bir inceleme komitesi oluşturuldu. Komitenin Şubat 2007 raporunda, altı üyeli Malan
komitesi bu iki kuruluşun daha yakın işbirliği içinde olmasına yönelik tavsiyelerde bulundu.
Bu tür bir işbirliğinin, kuruluşların üye ülkelerine (özellikle de sürekli değişen global
ekonomi ve global ısınma, enerji güvenliği ve popülâsyon yaşlanması gibi ortaya çıkan
baskılar göz önünde bulundurulduğunda) etkin biçimde hizmet vermesi için çok gerekli
olduğu belirtildi.
Diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği
IMF, büyük uluslararası mali merkezlerde, uluslararası düzenleme ve gözetim kurumlarında,
merkez bankası uzmanlarından oluşan komitelerde ve uluslararası mali kuruluşlarda mali
istikrardan sorumlu hükümet yetkililerini bir araya getiren İsviçre’deki Mali İstikrar
Forumunun üyesidir. Ayrıca, Basel Bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi ile Uluslararası
Sigorta Denetim Otoriteleri Birliği gibi standart belirleyici kuruluşlarla da işbirliği içindedir.
IMF, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile hem resmi, hem gayrı resmi olarak işbirliği
yapmaktadır. IMF, WTO toplantılarında gözetmen statüsündedir ve IMF personeli WTO
Ticaret, Borç ve Finans Çalışma Grubunun çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. IMF
ayrıca, WTO tarafından yönetilen, En Az Gelişmiş Ülkelere Yönelik Ticaretle Bağlantılı
Teknik Yardım İçin Entegre Edilmiş Çerçeve ile de işbirliği yapar (bu kurumun diğer üyeleri
Uluslararası Ticaret Komisyonu, UNCTAD, UNDP ve Dünya Bankası'dır).
10
IMF'nin Birleşmiş Milletler için, New York’taki BM Merkezinde bulunan, Özel bir
Temsilcisi vardır.
Beyin takımları, sivil toplum ve medya ile ilişkiler
IMF ayrıca akademik topluluklar, sivil toplum kuruluşları (CSO’lar) ve medya ile düzenli
olarak iletişim halindedir.
Tüm seviyelerdeki IMF personeli, fikir alış verişinde bulunmak ve yeni bilgiler edinmek için
akademik topluluğun üyeleriyle sık sık bir araya gelir. IMF aynı zamanda CSO’ları içeren
aktif bir sosyal yardım programı yürütmektedir.
IMF yönetimi ve kıdemli personeli medya ile her gün iletişim halindedir. Ayrıca IMF
merkezinde, bir konuşmacının gazetecilerin sorularını yanıtladığı, iki haftada bir
gerçekleştirilen basın toplantıları düzenlenmektedir.
11
II. Tarihçesi
IMF, İkinci Dünya Savaşının sona ermesinden itibaren global ekonominin
şekillendirilmesinde rol oynamıştır.
1.
İşbirliği ve Yeniden Yapılanma (1944-71)
1930’lu yıllardaki Büyük Bunalım döneminde, ülkeler, yabancı ticaret engellerini ani bir
şekilde artırarak, ihracat piyasaları için birbirleriyle rekabet etmek üzere para birimlerinin
değerini düşürerek, ve yabancı parayı ülkede tutmak için vatandaşlarının özgürlüğünü
kısıtlayarak kötüye giden ekonomilerini desteklemeye çalıştılar. Bu gayretlerin sonunda
onlara zarar verdiği görüldü. Dünya ticareti ani bir gerileme gösterdi ve pek çok ülkede
istihdam ve yaşam standartları düştü.
Uluslararası parasal işbirliğindeki bu düşüş, IMF kurucularını uluslararası para sistemini
(yani ülkelerin ve vatandaşlarının birbirlerinden mal ve hizmet alımı yapmasına olanak
sağlayan döviz kuru ve uluslararası ödeme sistemi) izlemekle yükümlü bir kurum planlamaya
yöneltti. Böylece yeni global kuruluş döviz kurlarında istikrar sağlayacak ve üye ülkeleri
ticareti engelleyen döviz alışveriş kısıtlamalarını ortadan kaldırmaya teşvik edecekti.
Bretton Woods sözleşmesi
IMF, ABD’nin New Hampshire eyaleti, Bretton Woods kasabasında buluşan 45 ülke
temsilcisinin, İkinci Dünya Savaşından sonra uluslararası ekonomik işbirliği için bir çerçeve
oluşturulmasını kararlaştırdığı, 1944 yılı Temmuz ayında kuruldu.
IMF’nin resmi varlığı, üye olan ilk 29 ülkenin Anlaşma Maddelerini kabul ettiği, 1945 yılı
Aralık ayında başladı. Çalışmaları, 1 Mart 1947 yılında başladı. Aynı yılın sonuna doğru
Fransa IMF’den kredi alan ilk ülke oldu.
IMF’nin üye sayısı, 1950’lerin sonlarında ve 1960’lı yıllarda, çok sayıda Afrika ülkesi
bağımsızlığını ilan ederek üyelik için başvurduğu dönemde artmaya başladı. Ancak Soğuk
Savaş, kurumun üye sayısını sınırlandırdı; çünkü Sovyet tarafındaki nüfuzlu pek çok ülke
fona katılmadı.
Nominal değer sistemi
IMF’ye 1945 ve 1971 yılları arasında katılan ülkeler, döviz kurlarını (para birimlerinin ABD
cinsinden değeri ve ABD için doların altına göre değeri) yalnızca ödemeler dengesinde
“temel bir dengesizlik” olduğunda ve yalnızca IMF’nin onayıyla düzeltebilecek düzeylerde
sabitlemeyi kabul etti. Bu nominal sistem (Bretton Woods sistemi olarak da bilinen), 1971
yılında ABD hükümeti doların (ve diğer hükümetlerdeki dolar rezervlerinin) altına
dönüşümünü askıya aldığı zamana kadar sürdü.
12
2.
Bretton Woods Sisteminin Sonu (1972-81)
1960’lı yılların başlarına kadar, ABD dolarının Bretton Woods sabit döviz kurları sistemi
kapsamında altına göre sabitlenmiş değeri aşırı olarak kabul ediliyordu. Başkan Lyndon
Johnson’un Büyük Toplum programları için yerel harcamalardaki önemli artış ve Vietnam
Savaşının neden olduğu askeri harcamalardaki artış doların o zamanda aşırı olan değerini
giderek azalttı.
Bretton Woods sisteminin sonu
Sistem 1968 ve 1973 yılları arasında çözüldü. 1971 yılının Ağustos ayında, Başkan Richard
Nixon, doların altına dönüştürülebilirliğinin “geçici” olarak durdurulduğunu bildirdi. Dolar
1960’lı yılların büyük bölümünde Bretton Woods’ta belirlenen pariteye göre mücadele verse
de, bu kriz sistemin çöküşüne damgasını vurdu. Sabit döviz kurlarını yeniden oluşturma
çabası başarısız oldu ve 1973 yılının Mart ayında, önemli para birimleri birbirine karşı
değişmeye başladı.
Bretton Woods sisteminin çöküşünden itibaren, IMF üyeleri istedikleri kur rejimini seçmekte
özgürdür (para birimlerini altına sabitlemek dışında): para biriminin serbest biçimde hareket
etmesine izin vermek, para birimini başka bir para birimine veya para birimi grubuna
sabitlemek, başka bir ülkenin para birimini benimsemek, bir para birimi bloğuna katılmak
veya parasal bir birliğin parçası olmak.
Petrol krizleri
Pek çok kişi, Bretton Woods sisteminin çöküşü hızlı büyüme dönemini sona erdireceğinden
korktu. Aslında, değişen döviz kurlarına geçiş nispeten yumuşak oldu ve kesinlikle doğru
zamanda gerçekleşti: esnek döviz kurları, 1973 Ekim ayında petrol fiyatları aniden artmaya
başladığında, ekonomilerin daha pahalı petrole kendilerini ayarlamasını kolaylaştırdı.
IMF, 1970’li yıllarda petrol fiyatlarında yaşanan krizlerin yarattığı güçlüklere, kredi verme
araçlarını uyarlayarak yanıt verdi. Petrol ithalatçılarının yüksek petrol fiyatları karşısında
beklenen cari hesap açıklarıyla ve enflasyonla baş etmelerine yardımcı olmak için, iki petrol
tesisinden ilkini oluşturdu.
Yoksul ülkelere yardım
IMF, 1970’li yılların ortalarından itibaren, dünyanın en yoksul ülkelerinin pek çoğunun
karşılaştığı ödemeler dengesi sorunlarına, Güven Fonu olarak bilinen fon üzerinden imtiyazlı
kredi sağlayarak yanıt vermeyi hedefledi. 1986 yılının Mart ayında, IMF Yapısal Düzenleme
Kolaylığı (SAF) adı verilen yeni bir imtiyazlı kredi programı oluşturdu. SAF, 1987 yılının
Aralık ayında, Geliştirilmiş Yapısal Düzenleme Kolaylığı adlı programa dönüştürüldü.
13
3.
Borç ve zorlu reformlar (1982-89)
1970’li yıllarda yaşanan ve petrol ithal eden ülkelerin pek çoğunu ticari bankalardan kredi
almaya iten ve enflasyonu kontrol altına almaya çalışan sanayi ülkelerinde faiz artışlarına yol
açan petrol krizleri, uluslararası borç krizine neden oldu.
1970’li yıllarda, Batılı ticari bankalar milyarlarca “geri dönüştürülmüş" petrol dolarını kredi
olarak verdi; petrol ihracatçılarından depozito alarak bunları petrol ithal eden ve gelişmekte
olan ülkelere, genellikle farklı veya değişken faizlerle, borç olarak verdiler. Bu nedenle
faizler 1979 yılında artmaya başladığında, gelişmekte olan ülkelerin dalgalı borç faizleri da
yükseldi. 1978-81 yılları arasında, yüksek faizli ödemelerin, petrol üretmeyen gelişmekte
olan ülkelere tahminen en az 22 milyon dolar maliyeti oldu. Aynı zamanda, para
politikalarının neden olduğu kriz nedeniyle, gelişmekte olan ülkelerden gelen malların
fiyatları da düştü. Çoğu zaman, gelişmekte olan ülkelerin bu krizlere verdiği tepki,
genişlemeye yönelik mali politikalar ve aşırı değere sahip döviz kurları oldu ve bunları yeni
ve çok büyük miktarlarda borçlanmalar izledi.
1982 yılında Meksika’da kriz olduğunda, IMF, ticari bankaları da işin içine katarak bir
küresel tepki koordine etti. Ülkeler art arda borçlarını ödeyemediğinde, bundan kimsenin
faydalanamayacağını fark etmişti.
IMF’nin girişimleri başlangıçtaki paniği yatıştırdı ve patlayıcı potansiyelini etkisiz hale
getirdi. Ancak sorunu ortadan kaldırmak için, borçlu ülkelerde zorlu ve uzun bir reform
süreci, ve ek global işbirliği önlemleri gerekliydi.
4.
Komünizmin sonu (1989-2004)
1989 yılında Berlin duvarının yıkılışı ve 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılması,
IMF’nin (neredeyse) evrensel bir kuruluş haline gelmesini sağladı. Üç yıl içinde üye ülke
sayısı 152’den 172’ye çıktı; bu, 1960’lı yıllarda Afrika ülkelerinin akınından bu yana
yaşanan en büyük artış oldu.
Yeni sorumluluklarını yerine getirebilmek için, IMF personel sayısı altı yıl içinde yaklaşık
%30 oranında arttı. Yönetim Kurulu, Rusya ve İsviçre’den gelen Yöneticileri de içererek 22
sandalyeden 24 sandalyeye çıktı ve bazı mevcut Yöneticiler bölgelerinin birkaç ülke kadar
arttığına tanık oldu.
IMF, eski Sovyet bloğu ülkelerinin merkezi planlamadan piyasa temelli ekonomilere
geçmesine yardım etmede çok önemli bir rol oynadı. Bu tür bir ekonomik dönüşüm daha
önce hiç denenmemişti ve zaman zaman bu süreç oldukça sancılı oldu. 1990’lı yılların büyük
bölümünde bu ülkeler IMF ile yakın işbirliği yaparak, politik tavsiyelerinden, teknik
yardımlarından, ve mali desteğinden faydalandılar.
Bu on yılın sonlarına doğru, geçiş sürecindeki pek çok ekonomi bir kaç yıllık yoğun
reformların ardından başarılı bir şekilde piyasa ekonomisine geçti ve pek çoğu 2004 yılında
Avrupa Birliğine katıldı.
14
Yoksul ülkeler için borçların hafifletilmesi
IMF, 1990’lı yılarda, yoksul ülkelerin borç yükünü hafifletmek için Dünya Bankası ile yakın
işbirliği yaptı. 1996 yılında, hiçbir yoksul ülkenin baş edemeyeceği oranda borç yüküyle
karşılaşmamasını hedefleyen Ağır Borçlu Yoksul Ülkeler (HIPC) Girişimi başlatıldı. 2005
yılında, Birleşmiş Milletler Milenyum Gelişim Hedeflerine (MDG'ler) yönelik süreci
hızlandırmaya yardımcı olmak için, HIPC Girişimini, Çok Uluslu Borç Hafifletme Girişimi
(MDRI) destekledi.
5.
Devam eden globalleşme (2005-bugün)
IMF çalışmalarını mühim bir şekilde etkileyen gelişmelerden biri de özel uluslararası
sermaye akışlarındaki ani artış idi. Global sermaye akışları 1980-95 yılları arasında dünya
Gayrı Safi Hâsıla’sının (GSH) %2-6’sı arasında dalgalandı; ancak o zamandan sonra
GSH’nin %15’i kadar artış gösterdi. En hızlı artış gelişmiş ekonomilerde görüldü, ancak
gelişen piyasa ekonomileri de mali olarak daha bütünleştirilmiş hale geldi.
Bretton Woods sisteminin kurucuları, kendi özel sermaye akışlarının bir daha asla on
dokuzuncu ve yirminci yüzyıllardaki baskın rolüne geri dönemeyeceğini kabul etti ve IMF,
geleneksel olarak cari hesap sıkıntısı yaşayan üyelerine kredi verdi. Ancak 1990’lı yıllarda
yaşanan bir dizi mali kriz sermaye akışlarının yönünde keskin değişiklikleri tetikledi ve bu da
hem IMF’yi hem ulusal karar mercilerini, bu varsayımları yeniden gözden geçirmeye itti. İlk
sermaye dengesi krizi 1994 yılında Meksika’da baş gösterdi. Bunu 1997-98 yılında Doğu
Asya’daki kriz, 1998 yılında Rusya’daki kriz ve takip eden yıllarda başka bölgelerdeki
krizler izledi. İlerleyen yıllarda bu krizlerin önceki krizlerden yapısal olarak farklı olduğu
netleşti. Bunların tümü sermaye dengesi kriziydi; büyük ölçekliydiler ve çoğu mali krizde
olduğu gibi, etkilenen ülkeler için çok büyük bir kargaşa oluşturdular.
Sermaye dengesi krizlerinin oluşma hızındaki patlama, IMF’nin etkilenen ülkelere mali
desteğinin acilen gerekli olduğu anlamına geliyordu (yani cari denge krizlerine yönelik Fon
programlarının genellikle hazır duruma getirebildiği süreler olan birkaç hafta veya ay değil,
birkaç gün içersinde programların hazırlanması gerekiyordu). Kriz ülkelerinde yaşanan
dışarıya akışın büyüklüğü nedeniyle, gereken destek Fonun genellikle sağladığından çok
daha büyük ölçekteydi.
Krizler uluslararası mali sistem ve mali strese nasıl yanıt verilmesi gerektiği ile ilgili yeni
düşünceleri tetikledi. IMF’nin politik tavsiyeleri uyarlandı ve kredi verme kolaylıkları
gözden geçirildi.
Ancak değişiklikler bunlarla kalmadı. 1990’lı yılların sonlarından bu yana, IMF hızla değişen
global ekonomiye ayak uydurmak için sürekli reformlar yapmaktadır. Görünüşe göre
globalleşme, bir dağdan inen çığ gibi giderek hızlanıyor. Buna göre, uluslararası mali
sistemin ekonomik politikası ve istikrarı için sermaye akışlarının ne kadar artacağı halen tam
olarak belli değil. Mevcut global mali ve ekonomik kriz ve 2008 yılındaki gıda ve petrol
fiyatlarında yaşanan kriz, kısa bir süre içinde yeni güçlüklerle karşılaşılacağını açıkça
gösteriyor. IMF, geçerliliğini sürdürmek istiyorsa, daha önce pek çok kez yaptığı gibi, ancak
bu kez diğerlerinden çok daha hızlı bir şekilde, değişikliklere ayak uydurmak zorunda.
15
IMF’yi kuruluşundan 1990’lı yılların sonlarına kadar şekillendiren fikirler ile ilgili daha fazla
bilgi için, James Boughton’un "The IMF and the Force of History: Ten Events and Ten Ideas
that Have Shaped the Institution" (IMF ve Tarihin Gücü: Kuruluşu Şekillendiren On Olay ve
On Fikir) adlı kitabına başvurun.
16
III. IMF’nin Görevleri
1.
Ekonomik gözetim
IMF’nin temel hedefi uluslararası sistemdeki istikrarın sağlanmasına yardımcı olmaktır.
Bunu üç yöntemle gerçekleştirir: global ekonomi ve üye ülkelerin ekonomilerini gözetim
altında tutarak; ödeme dengelerini ayarlamakta güçlük çeken ülkelere borç vererek; ve
üyelerine pratik yardım önerilerinde bulunarak.
Gözetim ülkenin içinde bulunduğu şartlara dayalı olarak, bir dizi ekonomik tedbirleri
içermektedir.
•
•
•
•
Döviz kuru, parasal, ve mali tedbirler. IMF, döviz kuru politikası tercihi gibi
konularda ve rejim ile mali ve parasal politikalar arasında tutarlılığı koruyacak
tavsiyelerde bulunur.
Finansal sektör sorunları, gözetim raporlarında özel ilgiye tabi tutulmakta ve
Finansal Sektör Değerlendirme Programı çerçevesinde başarılara imza atmaktadır
(FSAP). Bu durum IMF ve Dünya Bankası’nın, ülkelerin finansal sektörlerinin güçlü
ve zayıf noktalarını ölçmesine yardımcı olmaktadır.
Risk değerlendirmesi ve kırılganlıklar (geniş çaplı ve hatta bazen değişken sermaye
akışlarında meydana gelen) geçtiğimiz yıllarda IMF’nin gözetim politikasında daha
da önem kazanmıştır.
Kurumsal ve yapısal sorunlar, finansal krizler dalgası ve bazı ülkelerin planlı
ekonomiden piyasa ekonomisine geçişi şartlarında ayrıca önem kazanmıştır. IMF ve
Dünya Bankası genel banka özgürlüğü, finansal sektör regülasyonları ve politika
şeffaflığı ve açıklanabilirliği gibi bir modern ekonominin verimli işleyişinde etkili
olan uluslararası standartların ve kodların oluşturulmasında ve uygulanmasında
önemli bir rol oynamaktadır.
Bir ülke IMF’e katılmakla ekonomik ve finansal politikalarının uluslararası topluluk
tarafından dikkatle incelenmesini kabul etmektedir. Ayrıca, düzenli ekonomik gelişme ve
makul fiyat dengesini sağlayacağını, adil olmayan rekabet avantajına neden olacak döviz
kuru değiştirilmelerine engel olacağını, ve IMF’i ekonomik gelişmelerden haberdar edeceğini
taahhüt etmektedir. IMF’nin düzenli olarak ekonomileri ve ilgili politika tavsiyelerini takibi
finansal çalkantıya yol açan zayıf noktaları tespit amaçlıdır. Bu çalışma gözetim olarak
bilinmektedir.
Ülke gözetimi
Ülke gözetimi, üye ülkelerin katılımı ile genel olarak senelik (gerektiğince ara görüşmelerde)
düzenli ve geniş kapsamlı konsültasyon olarak uygulanmaktadır. Konsültasyonlar ayrıca
"Madde IV konsültasyonlar" olarak geçmektedir çünkü bunlar IMF’nin Anlaşma
Maddeleri’nin IV. maddesince gerekmektedir. IV. Madde konsültasyonlarında
ekonomistlerden oluşan bir IMF takımı, o ülkeye ait ekonomik politikaları hükümet ve
merkez bankası yetkilileri ile görüşmek üzere ülkeye ziyarette bulunur. IMF görevlileri
17
ayrıca sık sık parlamenterler, iş ve işçi kuruluşları, ve sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileriyle de görüşürler.
Ekip bulgularını IMF yönetimine rapor eder ve sonra bütün ülkeleri temsil eden Yönetim
Kurumu’na sunar. Kurumun görüşleri ilgili ülkenin yönetimine sunulur. Bu sayede, global
toplumun görüşleri ve uluslararası tecrübe, ulusal politikalarla yansıtılması imkanı doğar.
Tartışmaların özetleri ve ekip tarafından hazırlanan ülke raporlarının çoğu Kamu Bilgi
İlanında ve IMF’nin web sitesinde yayınlanır.
Haziran 2007’de IMF Yönetim Kurulu gözetim konusuna dair bir takım yeni politikalar
edindi. Üye Ülkelerın Çift Taraflı Gözetimi’ne dair 2007 yılı Kararı, otuz yıl önce edinilmiş
bir kararın yerini alıp, IV. Maddeye atıfta bulunmaktadır ve dışsal dengede istikrar
sağlayacak olan çift taraflı gözetimi tanıtıp döviz kuru politikalarınla ilgili tavsiyelere bir
aydınlatma getirmektedir. Özel, "ad hoc" konsültasyonlar, IMF’nin üye ülkelerin döviz
kurları ve bu kurlara ilişkin politikaları konularındaki büyük endişelerinden dolayı
gerekebilir.
Bölgesel gözetim
Bölgesel gözetim, bölgesel anlaşmaların IMF tarafından gözetimden geçirilmesidir. Bölgesel
gözetime, euro bölgesi, Batı Afrika Ekonomik ve Para Birliği, Merkezi Afrika Ekonomik ve
Parasal Topluluğu, ve Doğu Karayipler Para Birliği gibi parasal birlikler dahildir. Bölgesel
ekonomi dışa bakış raporları beş ana bölge için hazırlanmaktadır. Bunlar: Asya Pasifik,
Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya, Afrika’nın Alt Sahara bölgesi ve Batı Yarımküre’deki
ekonomik gelişmelerin ve ana politika sorunlarının tartışılması amacını taşımaktadır.
Global gözetim
Global gözetim küresel ekonomik gelişmelerin IMF’nin Yönetim Kurulu tarafından gözden
geçirilmesini içermektedir. Gözden geçirmeler Dünya Ekonomik Dışa Bakış raporları ve
Global Finansal Denge Raporları’na dayanmaktadır. Bu raporlar gelişmeleri, beklentileri ve
uluslararası finansal piyasadaki sorunları kapsar. Her iki rapor da yılda iki kere yayınlanır ve
güncellemeler her üç ayda bir sağlanır. Buna ek olarak, Yönetim Kurulu dünya ekonomisi ve
piyasalardaki gelişmeler üzerine daha sık resmi olmayan toplantılar düzenler.
IMF ayrıca belli ülkeleri içeren, global ve bölgesel öneme dair sorunlara yönelik tartışma
oluşturma ve çözüm üretmeyi amaçlayan çok uluslu konsültasyonlar konseptini tanıtmıştır.
2006 yılında, çok uluslu konsültasyonlar Çin, Euro bölgesi, Japonya, Saudi Arabistan ve
Amerika Birleşik Devletleri’ni global ekonomik düzensizlikleri tartışmak üzere bir araya
getirmiştir.
2.
Teknik Yardım
IMF dört alanda teknik yardım ve eğitim sağlamaktadır:
18
•
•
•
•
Parasal ve finansal politikalar (parasal politika araçları, bankacılık sistemi teftiş ve
yapılandırılması, yabancı yönetim ve operasyonlar, uzlaşma sistemlerinin ödeme için
temize çıkarılması ve merkez bankasının yapısal gelişimi);
Mali politikalar ve yönetim (vergi ve gümrük politikaları ve yönetimi, bütçe
hazırlanması, harcamalar yönetimi, sosyal güvenlik ağlarının tasarımı ve yerel ve
yabancı borç yönetimi);
İstatistiksel verileri derleme, yönetim, yayma, ve geliştirme; ve
Ekonomik ve finansal yasalar.
IMF uzmanlığını birçok konularda üye ülkelere teknik yardım ve eğitim sunarak
paylaşmaktadır. Bu konular: merkez bankacılığı, para ve döviz kuru politikaları, vergi
politikası ve yönetimi, ve resmi istatistiklerdir. Hedef, üyelerin ekonomik politika tasarlama
ve uygulamasını geliştirmektir. Örnek olarak; maliye bakanlığı, merkez bankası ve
istatistiksel organlar gibi kurumları güçlendirmek. IMF ayrıca sivil düzensizlikler ya da
savaşlara bağlı olarak hükümet kurumlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalan ülkelere de
tavsiyelerde bulunmuştur.
2008 yılında, IMF teknik yardımının etkilerini güçlendirmek üzere bir reform girişiminde
bulundu. Reformlar önceliklerin daha iyi sıralandırılma, geliştirilmiş performans ölçümleri,
daha şeffaf maliyetlendirme ve bağışta bulunanlar ile daha güçlü ortaklık ilkelerine
dayanmaktadır.
Teknik yardımdan yararlananlar
Teknik yardım IMF’nin en önemli aktivitelerinden birisidir. Bu yardım IMF’nın en fazla
rekabet avantajının olduğu makro ekonomik politikanın kritik alanlarında yoğunlaşmıştır.
Nerdeyse tüm evreni kapsayan üyeliğine dayalı olarak, IMF’nin teknik yardım programı
farklı bölgerin ve ülkelerin tecrübelerinden bilgi ve deneyim edinmiştir.
IMF’nin teknik yardımlarının yaklaşık yüzde 80’i düşük ve düşüğe yakın orta gelirli ülkelere
gitmektedir, özellikle Afrika’nın Alt Sahara bölgesi ve Asya. Savaş sonrası ülkeler
yardımdan en büyük payı almaktadırlar. IMF ayrıca uluslararası finans sisteminin mimarisini
güçlendirecek, yoksulluğu azaltıp büyümeyi destekleyecek kapasiteyi oluşturacak ve aşırı
borç altında olan yoksul ülkeleri (HIPC) bu durumdan kurtaracak teknik yardım programları
da temin etmektedir.
Teknik yardım türleri
IMF’nin teknik yardımı, uzun dönemli kapasite oluşturulması ya da kısa dönemli finansal
krizlere destek amaçlı ihtiyaçlara dayalı olarak şekil alır. Teknik yardım farklı şekillerde
sağlanmaktadır. IMF ekibi üye ülkeyi ziyaret edip hükümete ve merkez bankasına belirli
sorunlar üzerine tavsiyelerde bulunabilir ya da IMF yardım amaçlı kısa veya uzun dönemli
olmak üzere uzman bir ekip temin edebilir. Teknik yardım, IMF’nin borç verme ve gözetim
operasyonları ve ülkenin reform gündemi ile içiçedir.
IMF teknik yardımlarının gitgide bölge merkezleri aracığı ile iletmektedir. Bu merkezler;
Afrika için Gabon, Mali, ve Tanzanya; Karayipler için Barbados; Orta Doğu için Lübnan; ve
Pasifik Adaları için Fiji’dir. Reform programlarının bir parçası olarak, IMF Afrika, Latin
19
Amerika ve Merkezi Asya’da dört tane daha teknik yardım merkezi açmayı planlamaktadır.
IMF ayrıca Washington, D.C’deki merkez ofisinde ve Avusturya, Brezilya, Çin, Hindistan,
Singapur, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki bölgesel eğitim merkezlerinde hükümet
ve merkez bankalarında çalışanlar için eğitim olanakları sunmaktadır.
Bağışta bulunanlarla ortaklık
Hükümetler ve uluslararası yardım kurumlarının bağışları IMF’nin ülkelerin teknik yardım
ihtiyaçlarını karşılamasında büyük rol oynamakta ve IMF’nin teknik yardım maliyetlerinin
üçte ikisini karşılamaktadır. Yardımda bulunan ülke ile yardım alan ülke arasındaki
dayanışma, IMF teknik yardımının tutarlı kalkınma sistemi kapsamında daha geniş bir dialog
oluşturmasına katkıda bulunmaktadır. Yardımda bulunan ülkelerin katkıları finansal
yardımın çok daha ötesine gitmektedir.
IMF şu anda, teknik yardımının avantajlarını kullanarak bağışları artırmayı ve böylece teknik
yardım alan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflemektedir. Bu hedefin bir parçası olarak
IMF, yardımda bulunan ülkeler ile ilişkilerini daha geniş ve uzun dönemli olmak üzere
güçlendirmeye çalışmaktadır.
Amaç bütün bağışları, IMF’nin teknik yardımlarını destekleyecek bir şekilde ve IMF’nin
deneyim ve uzmanlığından faydalanma için, bir havuzda toplamaktır. Çok taraflı yardım
fonu modelinin genişletilmesi bölgesel ve konusal olmak üzere tasarlanmış olup yardım eden
ülkelere kendi tercihleri doğrultusunda farklı giriş olanakları sunmaktadır. IMF önümüzdeki
iki yıl içinde yedi farklı konuda fon oluşturmayı planlamaktadır: para aklama karşıtı hareket
ve finansal terörizm ile savaş; hassas bölgeler; kamu finansal yönetimi; doğal zenginlik
kaynaklarının yönetimi, kamu açığı finansı ve yönetimi, istatistik ve verilere dayalı bölümler;
ve finans sektörü istikrarı ve kalkınması içerikli.
3.
IMF’nin borç vermesi
IMF finansal kriz içinde bulunan, uluslararası borçlarını ödemede güçlük çeken ve
uluslararası sistem için tehdit içeren ülkelere destek olmak amacı ile kurulmuştur. İster
zengin ister orta halli isterse de fakir olsun her üye ülke eğer uluslarası ödemelerini yapmak
ve para rezervlerini güvenli bir ölçüde tutmak üzere sermaye piyasalarından uygun ödeme
koşulları altında borç sağlayamadığı takdirde IMF’den borç alabilir.
IMF kredileri üye ülkelerin ödemeler dengesi sorunlarını çözmek, ekonomilerini istikrara
kavuşturmak ve destekli ekonomik büyümeyi yeniden sağlamak amacını taşımaktadır. IMF,
Dünya Bankası ya da diğer kalkınma kurumları gibi bir kalkınma bankası değildir ve proje
kredisi sağlamamaktadır.
Borç vermenin değişken yapısı
Üye ülkelerin beşte dördü en az bir kere IMF kredisi kullanmış bulunmaktadır. Ancak zaman
içerisinde kredi oranları ve kredi alan ülkelerin sayısı büyük değişim göstermiştir.
20
IMF’nin kuruluşunun ilk yirmi yılında, sağladığı kredinin yarıdan fazlası sanayi ülkelerine
gitmiştir. Fakat 1970’lerin sonlarından bu yana, bu ülkeler finansal ihtyaçlarını sermaye
piyasalarından karşılayabilmişlerdir.
1970’lerin petrol krizi ve 1980’lerin borç krizi bir çok düşük gelirli ya da düşüğe yakın orta
gelirli ülkelerin IMF’den borç almasına yol açmıştır.
1990’larda, orta ve doğu Avrupa’daki geçiş dönemi ve gelişen piyasa ekonomileri krizi, IMF
kaynaklarına olan talebi daha da arttırdı.
2004 yıllında, dünya çapındaki olumlu ekonomik koşullar sonucu bir çok ülke IMF’e olan
borçlarını ödemeye başladı. Sonuç itibariyle, Fon’a duyulan ihtiyaç keskin bir düşüş yaşadı.
Fakat 2008 yıllında , IMF, finansal kriz ve yüksek besin madde ve benzin fiyatlarından
etkilenen ülkelere tekrardan kredi sağlamaya başladı. 2008 yılı sonları ve 2009 yılı başlarında
IMF krizden etkilenen ülkelere $50 milyar dolar borç sağladı.
Finansal kriz IMF kredilerine olan talebi arttırırken, bu artan talep öncesi IMF kredilerindeki
düşüş IMF’nin borç verme araçlarının üye ülkelerin değişen ihtiyaçlarına adaptasyonunu
gerektirdiğini yansıtır. Karşılık olarak, IMF kredi imkanları ve kredi koşullarına yönelik çok
geniş bir inceleme gerçekleştirdi. IMF, 2009 yılının Mart ayında, kredi sağlama çerçevesinde
şartların modernizasyonu, yeni bir esnek kredi hattı uygulanması, Fonun Hazırdan Bulunma
Anlaşmasının esnekliğini artırma, kredilere erişim limitlerini iki katına çıkarma, yüksek
erişimli ve ihtiyati kredi için maliyet yapılarını uyarlama ve nadiren kullanılan araçların
verimlilik düzeyini artırmayı da kapsayan büyük bir revizyon yaptı. Aynı zamanda kredi
verme prosedürlerini hızlandırdı ve az gelirli ülkelere erişimi kolaylaştırmak için Dışsal
Krizler Kolaylığını (Exogenous Shocks Facility) yeniden tasarladı.
Borç vermenin üç ana sebebi
IMF’nin Anlaşma Maddeleri’nin I. Maddesi, IMF kredilerinin amacını şu şekilde
açıklamaktadır"... Fon’un genel kaynaklarını üyelerine geçici olarak mevcut kılarak onlara
ödemeler dengelerindeki bozuklukları ulusal ve uluslararası refahı herhangi bir zarara
uğratmadan düzeltmelerine imkan sağlayıp, kendilerine güvenlerini kazandırmak."
Pratikte, IMF’nin kredi sağlamasının amacı kuruluşundan bu yana büyük değişiklik
göstermiştir. Zamanla, IMF’nin finansal yardımı kısa dönem ticari çalkantılar yaşayan
ülkelere yardımdan destekleyici düzenlemelere ve birçok nedenlerden sonuçlanan (örneğin,
ticari şok, doğal afetler, savaş sonrası, geniş çaplı ekonomik dönüşüm, yoksulluğun
azaltılması ve ekonomik kalkındırma, yeniden borç yapılandırılması, güvenle ilgili
bankacılık, ve parasal krizler) ödemeler dengesi problemlerinin çözümüne yardımcı olmaya
yönelik bir uygulamaya dönüştü.
Bugün, IMF kredi hizmetlerinin üç ana nedeni bulunmaktadır.
Birincisi, çeşitli şoklara alışma sürecini yumuşatır. Bunu, üye ülkeye ekonomik
adaptasyonun yıkıncılığından korunması ya da mutlak yükümlülüğünü yerine getirmesinde
21
konusunda yardım ederek gerçekleştirir; öyleki bu durum bazı zamanlar hem söz konusu
ülke, hemde ekonomik ve finansal yayılım etkisi altına girmesi olası bulunan ülkeler için çok
masraflı olabilir.
İkincisi, IMF programları, katalizör etkisi yaratarak, diğer kredi sağlayan kurumlardan
finansman akımını sağlar. Bunun nedeni, program, ülkenin gerekli politikalara uyguladığı
mesajını verir, politika güvenilirliğini pekiştirir ve yatırımcıların güvenini arttırır.
Üçüncüsü, IMF kredileri krizleri engeller. Sonuç gayet açıktır: sermaye dengesi krizleri,
genel olarak ülkenin kendisine ve, finansal yayılım etkisi altında, diğer ülkelere yüksek bir
fatura çıkarmaktadır. Bunun ile başetmenin en iyi yöntemi, sorunu daha kapsamlı krize
dönüşmeden engellemektir.
Borç verme koşulları
Üye bir ülke kredi almak için IMF’e yaklaştığında ekonomik bir krizin sınırında bulunup,
para birimi döviz piyasalarında baskı altında, kendi rezervleri tükenmiş, ekonomi durgunluk
ya da düşüş içersinde ve bir çok kurum ve hane halkı iflasa gidiyor olabilir.
IMF, kredi şartlarının üyelerin birbirinden farklı seviyelerdeki politika ve esaslarına göre
odaklanmış ve doğru biçimde uyarlanmış olmasını hedeflemektedir.
IMF ilgili ülke ile sorunlara etkili çözümler getirecek olan ekonomik politikaları tartışır. IMF
ve hükümet belirli hedefleri başarmada gerekli olan programın politikaları konusunda
uzlaşmaya varır. Örneğin ülke devlet bütçe dengesi ya da yabancı rezerv hedeflerinde anlaşır.
Krediler genel olarak program süresince belirli sayıda taksitlere bölünür ve her taksit
hedeflerin yerine getirlmesine dayanır. Programlar genelde ülkenin içinde bulunduğu duruma
bağlı olarak en fazla 3 yıl sürer, ancak gerektiğinde yeni bir programla takip edilir. Hükümet
ekonomik programının detaylarını "niyet mektubu"nda IMF’nin Yönetim Kurulu’na açıklar.
Eğer durumlar değişirse bu mektuplar gözden geçirilir.
Kriz içindeki ülkeler için, IMF kredileri genellikle, ödemeler dengesinin finansmanı için
gereken miktarın küçük bir oranını sağlar. Fakat IMF kredileri bir ülkenin ekonmik
politikalarının doğru yolda olduğunun da sinyalini verir ve bu durum yatırımcılara ve resmi
topluluğa güven temin ederek ülkelerin başka kaynaklardan ilave finansman bulmasında
yardımcı olur.
Borç verme kurumları
Hazırda Bulunma Anlaşması (SBA) 1952 yıllında kurulmuş anahtar konumdaki bir kredi
kurumudur. Son yıllarda bu kuruma duyulan ihtiyaç azalmasına rağmen, finansal yardım
arayışında olan orta halli ülkeler arasında popülerliğini korumaktadır. Kurumun yapısı
dahilinde, kredi sağlanması, ödemeler dengesi ayarlanmasına destek amaçlı olup ve program
bünyesinde açıkca belirtilmiş koşullara dayalı olarak bölümler halinde sağlanmaktadır.
IMF’nin en yüksek kredileri SBA’lar tarafindan karşılanmaktadır.
22
Esnek Kredi Hattı (FCL). IMF, çok güçlü esaslara ve politikalara sahip olan ve geçmişte bu
politikaları iyi yürüten ülkeler için yeni bir kredi hattı uygulamaktadır. Verilen krediler
geleneksel Fon destekli programdaki gibi göre kademelendirilmeyeceğinden ve
koşullandırılmayacağından, önceden belirlenen uygunluk kriterlerini karşılayan ülkeler kredi
sınırı kapsamındaki tüm kaynaklardan her an faydalanabilecektir. Buna, FCL şartlarını
karşılayan ülkelerin, ekonomik politikalarının güçlü olmaya devam edeceğine veya kriz
durumlarında düzeltici önlemlerin alınacağına dair güven veren kanıtlanmış geçmişleri karar
verecektir.
FCL’nin kurulması, Fonun mali destek yapmasında önemli bir değişimi temsil etmektedir.
FCL’nin esnekliği aşağıdakileri içerir:
•
Şartları karşılayan ülkelerin, Fonun kaynaklarından, devam eden (bir olaydan sonra
ortaya çıkan) şartlara bağlı olmaksızın doğrudan ve otomatik olarak yararlanmasını
sağlama;
•
Altı aylık uygunluk inceleme süresinin ardından, ülkenin kararına göre altı aylık veya
12 aylık sürelerle kredi hattıni yenileme sınırlamalarının kaldırılması;
•
Daha uzun geri ödeme süreleri (3¼ ila 5 yıl)
Genişletilmiş Fon Tesisi dış ödemeler dengesindeki güçlükleri bir miktar yapısal problemlere
bağlı olup onarılması makro ekonomik düzensizliğin onarımından daha uzun süren ülkelere
yardım için kullanabilir. Bu tür finansmanla desteklenmiş bir program genelde piyasaları ve
kurumların fonksiyonlarını geliştirmeye dair ölçüler içermektedir, bunlar vergi ve finans
sektörü reformları, kamu kurumlarının özelleştirilmesi ve işçi piyasalarının daha esnek
olmasını sağlayacak adımları içermektedir.
IMF ayrıca askeri çatışmalar ya da doğal afetler sonucu bakiyelerini ödemede güçlük çeken
ülkelere Acil Durum Yardımı sağlar. Düşük gelirli ülkeler için faiz oranları sübvanse
edilmektedir.
Ticaret Birleşme Mekanizması çok uluslu ticaret liberalleşmesi sebebiyle ödemeler
dengesinde zarar gören gelişmekte olan ülkelere IMF’nin yardım yapmasını sağlar. Bu
durum, o ülkenin belirli piyasalara öncelikli erişimini kaybetmesi üzerine ihracat kazancının
düşüşünden ya da zirai sübvansiyonun iptal edilmesi sonucu yiyecek maddelerinin ithalatının
artmasından kaynaklanır.
Düşük Gelirli ülkelere borç verme
Düşük gelirli ülkeler IMF’den ayrıcalıklı ya da çok düşük faizli kredi alabilirler. Bu ülkeler
Yoksulluk Azaltıcı ve Kalkınmayı Destekleyen Tesis’den (PRGF) faydalanabilirler, bu
kuruluş, IMF’nin yoksulluğu aza indirmek isteyen ülkelere finansal yardımı için kullanılır.
Tesisin ana amacı, sürdürülebilir kalkınmayı beslemek ve böylece daha yüksek hayat
standartlarına yol açmak ve yoksulluğu azaltmaktır. Yakın geçmişte, büyük orandaki IMF
kredileri PRGF tarafından sağlanmıştır.
23
Üye ülkeler ayrıca Sistem Dışı Krizler Tesisi’nden (ESF) de faydalanabilirler, bu kurum
yiyecek ve petrol fiyatlarının tırmanması, doğal afetler gibi hükümetin kontrol alanı dışında
olup ekonomi üzerinde büyük ölçüde olumsuz etkiye yol açan kriz durumlarında destek
sağlar.
PRGF ve ESF faiz oranları sadece yüzde 0,5 olup, bu kredilerin 5½-10 yıllık zaman süreci
içerisinde geri ödenmesi gerekmektedir.
Bir çok düşük gelirli ülke yakın geçmişte ekonomik tutarlılık konusunda önemli gelişmeler
kaydetmiştir ve artık IMF’nin finansal desteğine ihtiyaçları kalmamıştır. Ancak bu ülkelerin
hala birçoğu IMF tavsiyelerine, ve beraberinde gelen ekonomik politikaların IMF tarafından
gözlemine ve onayına açıktır. Bu ülkelere politika desteği ve yardım amacı ile IMF Politika
Destek Aracı programını oluşturmuştur.
Borca çare
Kredilere ek olarak bazı düşük gelirli ülkeler ayrıca iki ana neden altında borçlarının iptal
edilmesi olanağına sahiptirler.
Aşırı Borçlu Fakir Ülkeler (HIPC) Girişimi, 1996 yılında kurulmuş ve1999 yılında
geliştirilmiştir. Bu çerçevede kreditörler borç rahatlaması sunmaktadırlar; bunu koordine bir
şekilde borcun istikrarlı bir duruma gelmesi amacıyla gerçekleştirirler; ve
Çok Yönlü Borç Rahatlaması Girişimi (MDRI) çatısı altında IMF, Dünya Bankasının
Uluslararası Kalkınma Kurumu (IDA), ve Afrika Kakınma Fonu (AfDF) belirli ülkelerin
borçlarını, bu ülkelerin Milenyum Kalkınma Hedeflerine ulaşmasına yardım amacı ile, yüzde
100 oranında iptal etmiştir.
24
IV. Yapı ve Mali Kaynaklar
IMF’nin bir yönetim ekibi ve ülke, politika, analiz ve teknik çalışmalarını yürüten 17 bölümü
vardır. Bölümlerden birinin görevi IMF’nin kaynaklarının yönetilmesidir. Bu kısımda aynı
zamanda IMF’nin kaynaklarının nerelerden geldiği ve bu kaynakların nasıl kullanıldığı
açıklanmaktadır.
1.
Yönetim
IMF’nin başında, personelin başı ve Direktörler Kurulunun Başkanı olan bir Başkan vardır.
Onun ardından Başkan Baş Yardımcısı ile iki başka Başkan Yardımcısı gelir. Yönetim ekibi,
personelin çalışmalarını denetler ve üye ülkelerle, medyayla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve
düşünce gruplarıyla (think tank) yüksek düzeyde ilişkiler sürdürür.
Başkanın görevleri ve seçimi
IMF Tüzüğüne göre Başkan “Fon faaliyetlerini yürüten personelin başı olacak ve Direktörler
Kurulunun idaresi altında Fonun günlük işlerini yürütecektir. Direktörler Kurulunun genel
kontrolüne tabi olarak, Fon personelinin örgütlenmesinden, tayinlerinden ve işten
çıkarılmasından sorumludur."
Başkanı seçme sorumluluğu IMF'nin Direktörler Kuruluna aittir. Yönetici Direktörlerin
herhangi biri, geçmişte bu alanda mevcut olmuş uygulamaya göre, bu pozisyon için aday
gösterebilir. Son yıllarda olduğu gibi, birden fazla aday gösterilmesi halinde, Direktörler
Kurulu görüş birliğine vararak karar vermeye çalışır.
Mevcut yönetim ekibi
Dominique Strauss-Kahn, Fransız vatandaşı, 1997-99 yılları arasında Fransa Maliye Bakanı
olarak görev yapmıştır. Kasım 2007’de IMF'nin onuncu Başkanı olmuştur.
John Lipsky, Amerikan vatandaşı, Eylül 2006’dan beri IMF’nin Başkan Baş Yardımcısıdır.
IMF’ye katılmadan önce JP Morgan Yatırım Bankasında görev yapmıştır.
Takatoşi Kato, Japon vatandaşı, Şubat 2004’te IMF’nin Başkan Yardımcılığına getirilmiştir.
Daha önce Tokyo-Mitsubishi Bank Genel Müdürünün danışmanlığını yapmıştır.
Murilo Portugal, Brezilya vatandaşı, Aralık 2006’da IMF’nin Başkan Yardımcılığına
getirilmiştir. 2005-2006 arasında Brezilya Maliye Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştır.
2.
Değişik uluslardan görevliler
IMF’nin halen 2900 görevlisi olup bunların yarısı ekonomisttir. Çoğu IMF’nin
Washington’daki genel merkezinde görev yapar, ama birkaçı da, dünyanın her tarafına
25
dağılmış üye ülkelerdeki küçük IMF ofislerinde çalışır ya da IMF temsilcisi sıfatıyla belli bir
ülkede sürekli olarak bulunur.
IMF, üyelerinin neredeyse dünyanın tüm ülkelerini kapsaması nedeniyle, görevlilerinin de
mümkün olduğu kadar değişik ülkeden olması için çaba göstermektedir.
IMF’nin politikalarını, analizlerini ve teknik işlerini yürüten ve mali kaynaklarını yöneten
sekiz işlevsel bölümü vardır.
Mali Kaynaklar Bölümü: IMF’nin mali kaynaklarını harekete geçirir, yönetir ve korur.
Mali İşler Bölümü: Üye ülkelere kamu maliyesine ilişkin konularda, politikalar ve teknik
alanlarda tavsiye sunar.
Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü: Finans sektörlerini ve sermaye piyasalarını ve para ve
döviz sistemlerini, düzenlemelerini ve faaliyetlerini izler. Küresel Finansal İstikrar
Raporu’nu hazırlar.
Hukuk Bölümü: Yönetime, Direktörler Kuruluna ve görevlilere ilgili hukuk kuralları
hakkında tavsiyede bulunur. Kararlar ve başka yasal araçlar hazırlar ve üye ülkelere teknik
yardım sunar.
Strateji, Politika ve Gözden Geçirme Bölümü: IMF’nin ekonomik gözetime ve mali
kaynaklarının kullanılmasına ilişkin politikaları tasarlar, uygular ve değerlendirir.
Araştırma Bölümü: Küresel ekonomiyi ve üye ülkelerin ekonomilerini ve politikalarını izler
ve IMF ile ilgili konularda araştırma yapar. Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nu hazırlar.
İstatistik Bölümü: Uluslararası düzeyde kabul gören metodoloji ve standartlar geliştirir.
Ekonomik ve finansal istatistiklerin sağlanmasında en iyi uygulamaları teşvik etmek için
teknik yardım ve eğitim sunar.
IMF Enstitüsü: Üye ülke ve IMF görevlilerine makroekonomik analiz ve politika alanında
eğitim sunar.
IMF'nin beş bölge bölümü üye ülkelere makroekonomik politikalar ve finans sektörü
hakkında tavsiye sunmaktan ve gerektiğinde, ekonomik reform programlarını destekleyecek
mali düzenlemeler oluşturmaktan sorumludur.
Afrika Ülkeleri Bölümü: 44 ülke kapsar.
Asya ve Pasifik Ülkeleri Bölümü: 33 ülke kapsar.
Avrupa Ülkeleri Bölümü: 42 ülke kapsar.
Orta Doğu ve Orta Asya Ülkeleri Bölümü: 32 ülke kapsar.
Batı Yarım Küresi Bölümü: 34 ülke kapsar.
26
IMF’nin dört tane de destek bölümü vardır:
Dış İlişkiler Bölümü: Kamunun IMF’yi ve politikalarını anlaması ve desteklemesi için
çalışır.
İnsan Kaynakları Bölümü: Görevlilere her türlü bilgi ve personel hizmeti sunar. Ücret ve
sosyal haklar sistemini yönetir, görevlilerin eğitimini denetler, kariyer ve eğitim konularında
danışmanlık eder ve hukuk hizmetleri sunar.
Sekreterlik: IMF'nin yönetim organlarının faaliyetlerini örgütler ve rapor eder ve söz konusu
organlara sekreterlik hizmetleri sunar. Direktörler Kurulunun ve başka resmi organların
çalışma programının hazırlanmasında yönetime yardımcı olur. IMF kayıtlarını oluşturur ve
saklar.
Teknoloji ve Genel Hizmetler Bölümü: Bilgi yönetimi hizmetleri sunar; diller arasında
iletişim dâhil olmak üzere, iletişimi kolaylaştırır ve etkin bir çalışma ortamının
oluşturulmasına yardımcı olur.
Dünyadaki IMF ofisleri
IMF’nin dünyanın çeşitli köşelerinde küçük ofisleri vardır. Bunlar sürekli temsilciliklerden;
dış ofislerden (New York, Paris ve Tokyo); ve bölgesel teknik yardım merkezleri ve eğitim
enstitülerinden oluşur.
3.
Kotalar
IMF’nin mali kaynakları temelde ülkelerin kuruluşa üye olduklarında sermaye katkısı olarak
ödedikleri paralardan gelir.
Kotalar kabaca her ülkenin ekonomisinin boyunu yansıtır: bir ülkenin ekonomisi üretim
açısından ne kadar büyük ve ticaret yaptığı alanlar ne kadar çeşitli olursa, kotası da genel
olarak o kadar büyük olur. Örneğin, dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD aynı
zamanda IMF’deki en büyük kotaya da sahiptir. Her üyenin hakkı olan, eşit sayıdaki temel
oyla birlikte, kotalar üyelerin oy gücünü yansıtır. Aynı zamanda, üyelerin IMF’den ne kadar
borç alabileceklerini ve kendilerine (IMF’nin 1969’da oluşturduğu rezerv aracı olan) özel
çekme hakları (special drawing rights – SDR) türünden tahsis edilecek payı gösterir.
Ülkeler kotalarının yüzde 25’ini SDR’la ya da ABD Doları, Euro, İngiliz Sterlini ya da Japon
Yeni gibi önde gelen bir para birimiyle öderler. Kalan yüzde 75, ülkenin kendi para birimiyle
ödenir.
Kotalar beş yılda bir gözden geçirilir ve Guvernörler Kurulu gerekli gördüğünde artırılabilir.
2008 yılında gerçekleştirilen Onüçüncü Genel Gözden Geçirmede genel bir kota artırımının
gerekli olmadığına karar verilmiştir.
27
Nisan 2008’de onaylanan bir kota ve söz sahibi olma gücü reformunun sonucu olarak
IMF’ye üye ülkeler, çoğu gelişen piyasa ülkelerine ait olan dinamik ekonomilere ilişkin
kotaların artırılmasına karar vermiştir. Ayrıca, gelecekte yapılacak gözden geçirmelerde kota
paylarının üyelerin dünya ekonomisindeki konumunu yansıtacak şekilde değiştirilmesi
konusunda da görüş birliğine varılmıştır.
IMF'nin toplam kotaları 2008 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle 217,4 milyar SDR (yaklaşık
341 milyar ABD doları) tutarına ulaşmıştır.
4.
Altın
IMF’nin elinde 103,4 milyon onz (3217 ton) altın bulunmaktadır. Ağustos 2008 sonu
itibariyle değeri 83 milyar ABD dolar olan bu miktar IMF’yi dünyadaki üçüncü en büyük
resmi altın saklayıcı kılmaktadır.
IMF Tüzüğü bu altının kullanımına ilişkin çok kesin sınırlamalar getirmektedir. Ancak, bazı
durumlarda IMF’nin altın satması ya da üye ülkelerden altınla ödeme kabul etmesi
mümkündür.
Altın, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası ekonomik sistemde önemli bir rol
oynamıştır. 1945 ile 1971 yılları arasında IMF’ye katılan ülkeler döviz kurlarını dolara, ABD
de doların değerini altına sabitlemeyi kabul etmiştir. Bu nominal değer sistemi 1971 yılından
sonra işlemez hale gelmiştir.
Yetmişli yılların sonlarına kadar üye ülkelerin ilk kota ödemelerinin ve sonradan kotalarda
gerçekleşen artmaların yüzde 25’inin altınla ödenmesi gerekmiştir. Üyelerin IMF’ye yaptığı
faiz ödemeleriyle geri ödemeler de başka altın kaynakları oluşturmuştur. IMF çeşitli işlemler
yoluyla 12,97 milyon onz (403,3 ton) altın elde etmiştir.
Son yıllarda verdiği kredilerde büyük bir düşüş olması nedeniyle mali durumu sürdürülemez
hale gelen IMF zaman içinde biriktirdiği altının bir bölümünü artık satmayı düşünmektedir.
Başkanlığını Andrew Crockett’ın yaptığı Önde Gelen Kimseler Komitesi (Crockett
Komitesi) daha fazla sayıda gelir türüne dayalı yeni bir gelir modelinin geliştirilmesi için
sınırlı bir altın satışını tavsiye etmiştir (bu konuda daha fazla bilgi için gelir modeli
reformuyla ilgili bölüme bakın).
Altın satışından elde edilecek tutarların üye ülkelere geri verilmesi gerekmeyecektir. Bunun
yerine, elde edilen karlar, IMF’nin gelirine ek oluşturacak şekilde, getirisi olacak bir fona
yatırılmalıdır.
Ancak Direktörler Kurulunda yüzde 85’lik bir oy çoğunluğuyla alınacak bir kararla
gerçekleştirilebileceği için, IMF’nin altın satması ender bir olaydır. Kurumun son altın satımı
Nisan 2001’de tamamlanan piyasa dışı işlemlerle 12,9 milyon onz satılması yoluyla
olmuştur. Bu satış, üyeler tarafından, IMF’nin Ağır Borçlu Yoksul Ülkeler Girişimine
katılabilmesi ve Yoksulluk Azaltma ve Büyüme Programlarının sürdürülebilmesi için kaynak
bulunmasını sağlamak amacıyla onaylanmıştır.
28
5.
Borç Alma Düzenlemeleri
IMF, kaynaklarının üyelerinin gereksinimlerini karşılamaya yetmeyeceğini (örneğin, büyük
bir mali krizde) düşünecek olursa bu kaynakları desteklemek için borç alabilir. Yetmişli ve
seksenli yıllarda bir dizi iki taraflı borç düzenlemesine girmiştir. Halen iki adet çok taraflı,
bir adet de iki taraflı borç düzenlemesi bulunmaktadır.
Yeni Borç Alma Düzenlemeleri (NAB) ve Genel Borç Alma Düzenlemeleri (GAB) yoluyla
IMF’ye borç vermeye hazır olan bir dizi üye ülke ve kurum bulunmaktadır. IMF’nin NAB ve
GAB kapsamında borç alabileceği azami tutar 34 milyar SDR’tır. Japonya’yla varılan ayrı
bir iki taraflı anlaşmaya göre de IMF 100 milyar ABD dolarına (yaklaşık 68 milyar SDR)
kadar borç alabilir.
6.
Gelir modeli reformu
IMF’nin kuruluşundan beri izlediği iş modeli, çalışmalarının borç verme faaliyetlerinden elde
ettiği gelirle finanse edilmesi esasına dayalıdır. Borç vermek gelir getirmektedir çünkü
IMF’nin kendisinden borç alan üye ülkelerden aldığı faiz, borçlu olduğu üye ülkelere ödediği
faizden yüksektir (bu borç verme marjı 2008–09 döneminde yüzde bir olacaktır). Ancak, son
yıllarda borç verme faaliyetlerinde büyük bir azalma olması nedeniyle bu model
sürdürülemez hale gelmiştir.
Ocak 2007’de Uluslararası Ödemeler Bankası eski Genel Müdürü Andrew Crockett
başkanlığında oluşturulan bir Önde Gelen Kimseler Komitesi, IMF’nin, (elindeki altının
yaklaşık sekizde birini kapsayacak) çok sınırlı altın satışları da dâhil olmak üzere, bir gelir
getirici önlemler paketi benimseyerek bir fon oluşturmasını tavsiye etmiştir.
Mayıs 2008’de IMF'nin Guvernörler Kurulu kurumun borç verme gelirlerine aşırı bağlı
olmasına son verecek bir önlemler paketini onaylamıştır. Bu pakete Crockett Komitesinin
tavsiye ettiği önlemlerin çoğu dâhildir.
Ayrıca, IMF Direktörler Kurulu 2009-11 mali yılları orta vadeli bütçesinde geniş çaplı
harcama kısıtlamaları yapılmasını onaylamıştır. Bu bütçe IMF’nin yıllık idari masraflarının
2008 Mali Yılı bütçesine oranla reel olarak yılda 100 milyon ABD doları daha az olmasını
sağlayacak, ve reel harcamalarda yüzde 13,5’tan fazla bir düşüş anlamına gelmektedir.
Harcama kısıtlamalarının sonucu olarak IMF bünyesindeki toplam 2900 görev
pozisyonundan 380 kadarı ortadan kaldırılacaktır.
29
V. İdare
IMF’nin üye ülkelerin hükümetlerine karşı hesap verme yükümlülüğü vardır.
1.
İdari yapı
IMF'nin aldığı görev talimatı ve idaresi, küresel ekonomideki değişikliklere göre evrim
geçirerek IMF’nin uluslararası finansal mimari içinde merkezi bir konumda kalmasını
sağlamıştır.
Guvernörler Kurulu
Guvernörler Kurulu, IMF bünyesindeki en yüksek karar organıdır. Kurul her üye ülkeden bir
guvernör ile bir alternatif guvernörden oluşur. Guvernör, üye ülke tarafından atanır ve
genelde söz konusu ülkenin ya maliye bakanı ya da merkez bankası başkanı olur.
Guvernörler Kurulu yetkilerinin çoğunun kullanılması için IMF Direktörler Kurulunu
kendisine vekil tayin etmiş olmakla birlikte, kota artırımlarını onaylamaya, özel çekme
hakları (SDR) tahsislerine, yeni üye kabulüne, mevcut üyelerin üyelikten çıkartılmasına ve
Tüzüğün yönetmelikler yoluyla değiştirilmesine ilişkin yetkilerini kendi elinde tutmaktadır.
Guvernörler Kurulu aynı zamanda Yönetici Direktörleri seçer ya da atar ve IMF Tüzüğünün
yorumuna ilişkin konularda en üst mercidir. Guvernörler Kurulu üyeleri oylarını genelde
postayla gönderir.
IMF ile Dünya Bankası Grubunun Guvernörler Kurulları kurumlarının çalışmalarını
görüşmek üzere normalde yılda bir kez IMF-Dünya Bankası Bahar ve Yıllık Toplantılarında
bir araya gelir. Eylül ya da Ekim’de yapılan Yıllık Toplantılar genel olarak iki yıl üst üste
Washington’da düzenlendikten sonra üçüncü yılda başka bir üye ülkede düzenlenir.
Yıllık Toplantılar genelde iki gün boyunca herkesin katıldığı oturumlar içerir ve bu
oturumlarda Guvernörler birbirlerine danışır ve uluslararası ekonomi ve finansa ilişkin
güncel konularda ülkelerinin görüşlerini belirtir. Toplantılarda Guvernörler Kurulları aynı
zamanda güncel uluslararası para konularıyla nasıl ilgilenilmesi gerektiği konusunda kararlar
alır ve bu konulara ilişkin çözümler onaylar.
Yıllık Toplantılara Dünya Bankası ile IMF’den birer Guvernör başkanlık eder ve başkanlık
görevi her yıl başka bir üye tarafından yerine getirilir. İki yılda bir Yıllık Toplantı
zamanlarında Banka ve Fon Guvernörleri kendi Direktörler Kurullarında görev yapacak
Yönetici Direktörleri seçer.
Uzman Komiteler
IMF Guvernörler Kuruluna iki uzman komite danışmanlık yapar. Bunlar Uluslararası Para ve
Finans Komitesi (International Monetary and Financial Committee – IMFC) ve Kalkınma
Komitesidir.
30
IMFC, 185 guvernör arasından seçilen 24 üyeden oluşur. Yapısı, Direktörler Kurulunun ve
onun temsil ettiği 24 bölge kapsamının yapısıyla aynıdır. Dolayısıyla, IMFC, IMF’ye üye
olan bütün ülkeleri temsil eder.
IMFC Bahar ve Yıllık Toplantılar sırasında yılda iki kez toplanır. Komite herkesi etkileyen
küresel ekonomi konularını görüşür ve IMF’ye çalışmalarının izlemesi gereken yol
konusunda tavsiye sunar. Toplantıların sonunda Komite, görüşlerini özetleyen bir ortak
bildiri yayınlar. Bu bildiriler IMF’nin ondan sonraki Bahar ya da Yıllık Toplantılara kadar
geçecek altı aylık dönem içindeki çalışma programı için yol gösterici bir nitelik taşır. Görüş
birliği esasına göre hareket eden IMFC’nin resmi bir oy mekanizması yoktur.
Kalkınma Komitesi gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kalkınmaya ilişkin
hususlar konusunda IMF ve Dünya Bankası Guvernörler Kurullarına tavsiye sunan bir ortak
komitedir. Genelde maliye ya da kalkınma bakanı olan üyelerinin sayısı 24’tür. IMF ve
Dünya Bankası üyelerinin tümünü temsil eder ve hayati önem taşıyan kalkınma konularında
hükümetler arasında görüş birliğine varılabilmesi için bir forum olarak hizmet verir.
Direktörler Kurulu
IMF'nin günlük işleri 24 üyeli Direktörler Kurulu tarafından yönetilir. Bu 24 üye bir arada
185 Fon üyesi ülkenin tümünü temsil eder. ABD ve Çin gibi, büyük bir ekonomiye sahip
olan ülkelerin Kurulda kendi temsilcileri vardır, ama çoğu ülke 4 ya da daha fazla ülkeden
oluşan guruplar halinde temsil edilir. Bu bölgelerin en büyüğünde 24 ülke vardır.
Kurul, IMF görevlilerinin üye ülkelere uyguladığı yıllık “sağlık kontrolleri”nden küresel
ekonomiye ilişkin politika hususlarına kadar her şeyi görüşür. Kararlar genelde görüş birliği
esasına göre verilmekle birlikte, bazen resmi oylamaya başvurulduğu da olur. Resmi
görüşmelerin çoğunun sonunda Kurul, görüşlerini açıklayan bir özet sunar. Daha başlangıç
aşamasında olan karmaşık politika hususlarıyla ilgili olarak resmi olmayan görüşmeler de
düzenlenebilir.
İdari Reform
Üyelerin oy yetkisinin ekonomileriyle yeniden hizalandırılması da dâhil olmak üzere (bakınız
Ülkelerin Temsil Edilmesi), Fonda idari reform açısından 2006–08 döneminde önemli
adımlar atılmıştır. Ancak, IMF’nin yasallık ve etkinliğinin artırılması, Fonun kurulduğu
tarihten beri gerçekleşmiş olan önemli değişikliklerin üyelerin oy hakkını kullanmalarına
ilişkin kurumsal çerçevede de reforma gidilmesini gerektirip gerektirmediği sorusunu da
kapsamalıdır. Bu bağlamda, yapılması gereken başka işlerle birlikte, Guvernörler Kurulu,
IMFC, Direktörler Kurulu ve IMF yönetiminin oynadıkları değişik rollerle sahip oldukları
değişik sorumlulukların dikkatle ele alınması gerekecektir.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Eylül 2008’de Fonun mevcut karar verme
çerçevesinin yeterli olup olmadığını belirlemek ve küresel görev talimatını daha iyi yerine
getirebilmesi için gerekebilecek değişiklikler konusunda tavsiye sunmak üzere, önde gelen
kimselerden oluşan bir komite atamıştır. Güney Afrika Maliye Bakanı Trevor Manuel’in
başkanlık ettiği komitenin bulgularına ilişkin raporu Mart 2009’da sunuldu.
31
2.
Ülkelerin temsil edilmesi
Ülkelerin temsil edilme şekli IMF'nin 185 üye ülkenin çıkarlarını temsil eden uluslararası bir
kuruluş olarak sahip olduğu yasallığın temelidir. IMF’ye katılan her ülkeye yaklaşık olarak
ekonomisinin büyüklüğüne göre bir kota tahsis edilir. Bu kota ülkenin IMF’ye yapacağı mali
katkıyı, oy gücünü, ve IMF’nin sağladığı mali kaynaklara erişimini belirler.
IMF üyeleri, kotaların, son yıllarda küresel ekonomide yaşanan süratli değişiklikler nedeniyle
ülke ekonomileriyle orantısız hale geldiğine ve yeniden ayarlanmaları gerektiğine karar
vermişlerdir. Ancak kotaların değiştirilebilmesi için yüzde 85’lik bir çoğunluğun onayı
gerekmektedir. Dolayısıyla, herhangi bir değişikliğin uygulanmasına geçilmeden, ülkeler
arasında büyük ölçüde görüş birliği sağlama gereği doğmuştur.
İki yıllık program
IMF, 2006 yılında kota payı reformu için iki yıllık bir program başlatmıştır. Değişikliklerin
ilk raundu, ekonomisine göre temsil düzeyi en düşük olan dört ülke konumundaki Çin, Kore,
Meksika ve Türkiye’nin kotalarında özel olarak yapılan artırmaları kapsamıştır. Gelişen
piyasa ekonomileriyle gelişmekte olan ekonomilerin oy paylarının daha da artırılması için
Mart 2008’de anlaşmaya varılmıştır. Bu değişiklik eski karmaşık beş formül sisteminin yerini
yeni bir kota formülünün almasını içerecektir.
Reformun sonucu olarak 135 ülkenin oy gücü toplu halde yüzde 5,4 oranında artacaktır.
Toplam 54 ülkenin nominal kotaları yüzde 12 ile 106 arasında değişen oranlarda artarak bu
ülkelerin toplu kota payında yüzde 4,9 oranında bir artış gerçekleşecektir. Reformun
amaçlarına uygun olarak en büyük artışların bazıları dinamik gelişen piyasa ekonomilerine
ilişkin olacaktır.
Guvernörler Kurulu aynı zamanda Direktörler Kurulunu gelecekte (beş yılda bir yapılan)
genel kota gözden geçirilmelerinde, yeterli düzeyde temsil edilmeyen ülkelerin payını
artırmanın bir yolu olarak başka yeniden hizalandırmalar yapılmasını önermeye de teşvik
etmiştir. Bu yeniden hizalandırmalar üye ülkelerin temsil düzeyinin küresel ekonomideki
değişikliklere göre değiştirilmeye devam edilmesi gerektiğini tanıyacaktır.
Düşük gelirli ülkelerin söz sahibi olma gücünün korunması
Düşük gelirli ülkelerin söz sahibi olma gücünün artırılması da reformun başka temel
öğelerinden biri olmuştur. Bu amaca yönelik kilit mekanizmalardan birisi bu ülkelerin temel
oylarının artırılmasıdır. Temel oylar ülkeler arasında eşitlik ilkesine dayalıdır ve IMF’nin
(birçoğu düşük gelirli ülkeler olan) en küçük üyelerine kurumun karar verme
mekanizmalarında daha fazla söz sahibi olma gücü verir.
Varılan anlaşma temel oyların üç misline çıkarılmasını onaylamakta olup bu, IMF 1945’te
kurulduğundan beri yapılan bu tür ilk artırmadır. Aksi takdirde oy payları azalacak olan
düşük gelirli ülkelere bu alanda bol bol telafi sağlaması nedeniyle söz konusu artış hayati
önem taşımaktadır. Ayrıca, Tüzük, ileride kotaların artırılması durumunda, temel oyların
toplam oy gücü içindeki oranının azalmasını önleyecek şekilde değiştirilecektir.
32
Düşük gelirli ülkelerin katılımını daha da artırmak için, değişiklik, Afrika’da yer alan
bölgeleri temsil eden iki Yönetici Direktörün ikinci bir Alternatif Yönetici Direktör
atamasına da izin verecektir.
3.
Hesap verme yükümlülüğü
IMF’nin, kendi iç bekçisi, üye hükümetler, medya, sivil toplum ve akademik kuruluşlar da
dâhil olmak üzere, birden fazla paydaşa hesap verme yükümlülüğü vardır. Karşılık olarak,
IMF de üyelerini ekonomik politikaları konusunda mümkün olduğu kadar açık olmaya ve
hesap verme yükümlülüğünü ve saydamlığı desteklemeye teşvik eder.
İç bekçi
IMF'nin çalışmaları, iç bekçisi olan, 2001 yılında kurulan Bağımsız Değerlendirme Ofisi
(Independent Evaluation Office – IEO) tarafından düzenli olarak gözden geçirilir. IEO, IMF
yönetiminden bütünüyle bağımsızdır ve yöneticisi Direktörler Kurulu tarafından atanmakla
birlikte, aralarında organik bir bağ bulunmamaktadır.
IEO'nun misyonu IMF’nin içindeki öğrenme kültürünü artırmak, Fonun dış dünyadaki
güvenilirliğini güçlendirmek, çalışmalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamak, ve kurumsal
idare ve denetimi desteklemektedir.
IEO, IMF’nin içindeki ve dışındaki paydaşların önerdiği konular arasından gözden
geçireceklerini seçerek kendi çalışma programını kendisi belirler. Tavsiyeleri Fonun
çalışmalarını çok önemli ölçüde etkiler. Kısa bir süre önce IMF’nin Sahra altı Afrika’daki
çalışmalarını, döviz kuru politikası hakkında üyelere sunduğu tavsiyeleri ve idaresini gözden
geçirmiştir.
Etik Ofisi ve ihbar hattı
IMF’nin aynı zamanda kendi Etik Ofisi vardır. Fonun bağımsız bir kolu olarak 2000 yılında
kurulan Ofis, IMF görevlilerine tavsiye sunar ve yol gösterir ve etik dışı ve kurallara karşı
davranışlara ilişkin iddiaları araştırır. Düzensizliklerin ihbar edilebilmesi için 2008’de, 24
saat açık olan bir Dürüstlük Hattı devreye sokulmuştur.
Hükümetler arası gruplarla çalışma
Yediler Grubu (G7 olarak bilinen) ve Uluslararası Para İşleri ve Kalkınma Konularında
Hükümetler arası Yirmi dörtler Grubu (G24 olarak bilinen) gibi resmi gruplar da IMF’nin
çalışmalarına aktif bir şekilde katılır.
G7 maliye bakanları ve merkez bankaları genel müdürleri dünya ekonomisindeki gelişmeleri
izlemek ve ekonomik politikaları değerlendirmek üzere yılda en az iki kez toplanırlar. IMF
Başkanı genelde bu görüşmelere davet edilir. Rusya’nın katılmasıyla ortada artık bir Sekizler
Grubu vardır. G8 önde gelen sanayi ülkelerinin ekonomi ve finans konularını görüştüğü bir
forum işlevi görür.
33
G24, Afrika, Latin Amerika, Karayipler ve Asya’da yer alan 24 ülkeden oluşur. G24
gelişmekte olan ve gelişen piyasa ülkelerinin uluslararası para ve kalkınma finansı
konularındaki pozisyonlarını koordine etmeye ve uluslararası para görüşmelerinde bu
ülkelerin çıkarlarının yeterli bir düzeyde temsil edilmesini sağlamaya çalışır. Grup genelde,
gelişmekte olan üye ülkelerin gündem konularını önceden görüşebilmesi için, yılda iki kez
IMFC ve Kalkınma Komitesi toplantılarından önce toplanır.
Sivil toplum, düşünce grupları ve medya
IMF'nin çalışmaları medya, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları (STK'lar) tarafından
izlenir ve incelenir.
IMF yönetimi ve üst düzey görevlileri medyayla her gün iletişim içindedir. Buna ek olarak,
IMF Genel Merkezinde haftada iki kez, bir Fon sözcüsünün gazetecilerin sorularını yüz yüze
cevaplandırdığı bir basın brifingi düzenlenir. Bu brifinglere katılamayan gazeteciler
sorularını çevrimiçi medya brifing merkezine sunabilir.
Her düzeyde IMF görevlileri, fikir alışverişinde bulunmak ve yeni katkılar almak için sık sık
akademisyenlerle buluşur. Aynı zamanda IMF’nin STK'larla ilişki kurmaya yönelik aktif bir
programı vardır. Aralık 2007’de bir IMF ve Sivil Toplum web sayfası devreye sokulmuştur.
Saydamlık
Hesap verme yükümlülüğü karşı yönde de geçerli olup IMF üye ülkeleri ekonomik
politikaları hakkında mümkün olduğu kadar açık olmaya teşvik eder. Daha fazla açıklık
ekonomik politikanın kamuda tartışılmasını sağlar, politikaları oluşturanların hesap verme
yükümlülüğünü artırır, ve finans piyasalarının işleyişini kolaylaştırır.
Bu amaçla IMF Direktörler Kurulu, üye ülkeleri politika ve verilerini yayınlamaya teşvik
eden bir saydamlık politikası benimsemiştir. Söz konusu politika, çoğu Yönetim Kurulu
belgelerinin yayınlanma statüsünü “isteğe bağlı, ama varsayılıyor” olarak niteler. Bu,
yayınlama için üyelerin açıkça izin vermesi gerektiği, ama belgelerin Kuruldaki görüşmelerin
ardından 30 gün içinde yayınlanmasının beklendiği anlamına gelir.
Direktörler Kurulu saydamlık artırıcı bu önlemleri alırken IMF’nin uluslararası para sistemini
denetleme görevi ile üyelerine gizlilik içinde tavsiye sunma işlevini dengelemeye çalışmıştır.
IMF saydamlık politikasını düzenli olarak gözden geçirir.
34
VI. Gündemdeki Önemli Konular
IMF ülkelerin şiddetli mali krizin etkileriyle baş etmesine yardımcı olmaktadır. İhraç
ürünlerine karşı azalan talebin, finans piyasalarında baş gösteren sermaye kıtlığının, büyük
borç risklerine girmiş bankaların ve harcama konusunda temkinli davranan tüketicilerin güç
durumda bıraktığı gelişen piyasa ülkelerine 2008’den beri 50 milyar ABD dolarından fazla
borç vermiştir.
Düşük gelirli ülkeler krizin etkilerini hissetmeye başladıkça bu ülkelere verilen borçlar da
artırılmıştır. Ayrıca, IMF gelişmiş ülkelere de finans ve bankacılık sektörlerindeki sorunlarla
nasıl baş edebilecekleri ve ekonomiyi canlandırmak için nasıl etkin paketler
tasarımlayabilecekleri gibi politika konularında tavsiye sunmaktadır.
Buna ek olarak Fon, politika oluşturuculara finans piyasalarındaki gelişmelere ilişkin en son
tahmin ve analizleri sunabilmek için, dünya çapında ekonomi ve finans alanlarındaki
gelişmeleri yakından izlemektedir. Uluslararası finans sisteminin evrimine ilişkin konularda,
önde gelen ekonomileri temsil eden Yirmiler Grubu (G20) ve diğer paydaşlarla da temas
halindedir.
Gelişen piyasa ekonomilerine verilen acil borçlar
IMF, 2008 yılından beri, Beyaz Rusya, İzlanda, Letonya, Macaristan, Pakistan, Sırbistan, ve
Ukrayna da dâhil olmak üzere, krizden etkilenen bir dizi ülkeye 50 milyar ABD dolarından
fazla borç vermiştir. Ayrıca, Şubat 2009’da El Salvador’a ihtiyati krediler verileceğini
duyurmuştur ve bir IMF ekibi Türkiye’de görüşmeler gerçekleştirmiştir.
Küresel ekonominin 2009 yılında neredeyse durmasının ve hem ticaret, hem de sermaye
akımının hızla düşmesinin sonucu olarak IMF birçok ülkenin sorunlarının büyük ölçüde
artmasını beklemektedir. Dolayısıyla, kaynaklarını artırmaya çalışmaktadır ve şimdiden
Japonya’yla 100 milyar ABD doları tutarında bir borç alma anlaşmasına girmiştir.
Düşük gelirli ülkelere kriz yardımı
Düşük gelirli ülkeler krizin etkilerini hissetmeye başladıkça IMF’nin bu ülkelere verdiği
borçlar da artırılmıştır. Düşük gelirli ülkelerin çoğu, ileri ekonomilerin finans sektörlerinde
başlayan krizin ilk aşamalarında etkilenmemiştir. Ama, temelde ileri ülkelerdeki finansal
sorunların düşük gelirli ülkelerden gelen ithal mallara yönelik talebi azaltan resesyonlar
tetiklemesi nedeniyle, söz konusu düşük gelirli ülkeler de artık ağır şekilde etkilenmeye
başlamaktadır.
Küresel ekonomik krizin dünyanın en yoksul ülkelerinde yakın geçmişte elde edilen
kazançları yok etmesi ve bir insani krize yol açması tehlikesi bulunmaktadır. Dolayısıyla,
IMF imtiyazlı borç verme kaynaklarını iki misline çıkartmak istemektedir. IMF Başkanı
35
Dominique Strauss-Kahn önümüzdeki beş yılı içinde IMF’nin 11 milyar ABD doları
tutarında imtiyazlı borç verilmesini umduğunu belirtmiş; bu tutar Fonun halen bu alanda
sahip olduğu kapasitenin yaklaşık iki katıdır.
Küresel mali canlandırmanın taraftarı
Ayrıca, IMF gelişmiş ülkelere de finans ve bankacılık sektörlerindeki sorunlarla nasıl baş
edebilecekleri ve ekonomiyi canlandırmak için nasıl etkin paketler tasarımlayabilecekleri
gibi konularda politik tavsiye sunmaktadır.
Para politikasının etkinliğini sınırlayan öğeler nedeniyle, talebi destekleme konusunda mali
politika hayati bir role sahiptir. IMF, ülkelere, mali canlandırma programının talebi uzun
süreli desteklemesinin ve sınır ötesi sızıntıları asgariye indirmek için politika kapasitesine
sahip bütün ülkelerde uygulanmasının programın temel özelliklerinden birisi olması
gerektiğini söylemektedir.
Ancak, ülkelerin orta vadede mali sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurmaları
gerekmektedir. IMF, krizin hırpaladığı ekonomiler için uygulanacak mali canlandırma
paketlerinin bedelinin, üretimdeki düşüşün yol açtığı vergi geliri kaybı ve finans sektörünün
yeniden yapılandırılmasının dev boyutlardaki maliyetiyle birleşince son derece ağır olacağını
belirtmiştir.
Uluslararası finans sisteminin reformu
Küresel ekonomik kriz uluslararası finans sisteminin yapısı hakkında yeniden düşünülmesini
gündeme getirmiştir. IMF, sanayileşmiş ekonomilerle gelişen piyasa ekonomilerden oluşan
Yirmiler Grubuna uluslararası düzenleme ve idare sisteminin yeniden biçimlendirilmesi
konusunda tavsiyelerde bulunmaktadır.
Fon, bu sürece bir katkı olarak küresel finansal krizin nedenleri hakkında kapsamlı bir
çalışma yayınlamıştır. Söz konusu çalışma krizden ilk çıkarılan derslerin neler olduğuna
bakmakta ve sistem riskleri yönetimi konusunun dünya çapında yeniden düşünülmesinin
aciliyetini öne çıkarmaktadır.

Benzer belgeler