PDF SAYI 11 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 11 - Hayat Online
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 1
slam ahlakı, terörün kaynaı deil, çözümüdür...
Londra’da gerçekleen Terör saldırısı, onlarca masum insanın hayatına mal oldu...
Bu büyük vahet, insanlıın barı ve huzurunu
tehdit eden büyük bir tehlikeyi bir kez daha gözler
önüne serdi: Terörizm.
Terörizm, bir insanlık suçudur. Masum insanları he-
def alır. Amacı, insanları öldürerek topluma korku salmak ve böylece politik emellerine güç bulmaktır. Bugüne kadar farklı ideolojiler terörizme bavurdular.
Ancak son yıllarda dünya gündemine oturan bir baka terör vardır ki, bu tamamen çarpık bir kavramdır.
Bu kavramın ismi "slami Terörizm"dir...
Bu kavram çarpıktır, çünkü slam'da teröre yer
yoktur.
Allah (c.c) Kuran'da tüm Müslümanlara dünyaya
barı, huzur ve kardelik getirmelerini emretmitir.
slam ahlakı, terörün kaynaı deil, çözümüdür...
Bu vesile ile Londra’daki terör olaylarını kınıyoruz.
Din, Dil ve Kültür Farklılıklarımızı Birer Zenginlik Olarak Kabul Edip
Yanyana Deil Birlikte Yaayalım
BAT Hangi
Dili Konuur?
AVRUPA
TÜRKLER VE
DYASPORA
Mahmut
AKAR
Dosya
Dr. Yusuf IIK
Dosya
Sayfa 11’de
Hz.
Peygamberin
(s.a.v.) ölüm
telakkisi
Ahmet ÖZDEN
Özel Köe
Evlilikler:
“Entegrasyonun
göstergesi,
ayrılıın deil”
Dr. Gaby Straßburger
Sayfa 17’de
Dosya
ÇOCUK
PARASINDA
OLAY!..
Ramazan KURUYÜZ
Sayfa 7’de
Dosya
zine
gideceklere
önemli bilgiler
Gayb
nedir?
Sıcak Çarpması
Karanlıkta
kaybettiini
aydınlıkta
aramak...
Hayata
Düülen
Notlar
BABANIN
GALAXSNDE
YOLCULUK!!!
hsan GÜLER
Saim AYAS
Dr. Mehmet BLGN
Ekrem KIZILTA
Aydın ERSOY
Mustafa
KASALAK
Uzmanından Bilgiler
Sayfa 11’de
“nsan onuru
dokunulmazdır.
Müslümanlar da
insandır ve onurları
vardır.”
Asım TOZOLU
Bilgilendirme
Sayfa 21’de
Sayfa 13’te
Özel Köe
Sayfa 25’te
Salık Sayfası
Sayfa 33’te
Özel Köe
Sayfa 18’de
Özel Köe
Sayfa 5’te Özel Köe
Sayfa 15-16’da
Sayfa 31’de
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 2
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 3
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
HASBHAL
3
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
EDTÖR`DEN
En Güzel nsani Haslet: Karılıklı Saygı...
Sevgili dostlar!
‹ki ayl›k bir aradan sonra yine beraberiz.
Bu say›m›zda çok de¤iflik konularda yaz›lar bulacaks›n›z. Mesela flu anda Almanya`da
gündemde olan “çifte vatandafll›k” konusunda
detayl› bir yaz›y› sayfalar›m›zda bulacaks›n›z.
Bu say›m›zda da yap›lan röportajlara devam
ettik. Dr. Murad Hoffmann`la yap›lan röportaji ilgiyle okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz.
‹çerisinde bulundu¤umuz aylar malumunuz üzere Almanya`da yaflayan bizler için
izin mevsiminin oldu¤u aylard›r. Pekço¤umuz bu sene de ailecek Türkiye`ye izine gidecektir elbet. Bu konuyla alakal› bir kaç yaz›y›
sayfalar›m›zda bulacaks›n›z. Özellikle sevgili
‹hsan Güler`in izine gidecek olanlara tavsiyelerini mutlaka okuman›z› tavsiye ediyoruz.
‹hmale gelmeyecek hatalar› yapmaz isek izinimiz güzeliklerle geçecektir.
Bu say›m›zla alakal› kapak konusunu belirlerken; Almanya`da son dönemde yaflanan
gündemi gözönüne ald›¤›n›zda s›k›nt›lar›n hat
safhaya geldi¤ini müflahade ettik.
Dünyan›n pek çok yerinde oldu¤u gibi art›k Almanya`da da olaylar politikac›lar taraf›ndan oportünistçe (duruma göre davranan,
içinde bulundu¤u flartları de¤erlendirmeyi bilen “kimse”.) (TDK Sözlü¤ü) kullan›lmaktad›r. Tabi bu tür politik manevralar belki baz›
politikac›lar›n ellerini ovuflturmalar›n› ve iktidar yollar›n›n aç›lmas›n› sa¤l›yor ama; acaba
bu politikac›lar toplumdaki huzursuzlu¤un
had safhaya vard›¤›n› biliyorlar m›?
Özellikle “çifte vatandafll›k” meselesi ile
son 4-5 ayd›r Almanya`daki insan›m›z oldukça huzursuzdur. Bu huzursuzlu¤un sebebi Almanya`daki baz› politikac›lar›n kendi politik
gelecekleri için yapm›fl olduklar› bu tür çal›flmalar belki flu anda onlar›n istedi¤i menfaatleri kendileri sa¤layacak ama toplumun huzur
ortam›na da darbe vurmufl olduklar›n›n fark›na ne zaman varacaklard›r.
Burada özellikle CDU/CSU partilerinin
Türk insan› üzerinden oportünist bir politika
izlemeleri sadece Türk insan›n› de¤il Alman
toplumunun ço¤unlu¤unu da rahats›z etmektedir.
fiu da bilinmelidir ki; SPD/Yefliller Koalisyonu, CDU/CSU birlik partilerinin bu politik
manevralar›na seyirci kalarak kendilerini iktidara tafl›yan oylar›n sahibi Türk kökenli Alman vatandafllar›n› da üzmüfllerdir. Bunun sonucunu önümüzdeki seçimlerdeki oy oranlar›n›n ortaya ç›kmas›nda daha net olarak görece¤iz elbet.
Son dönemde Federal ‹çiflleri Bakan› Sayin Otto Schily`nin yapm›fl oldu¤u aç›klamalar Almanya`da bulunan Türkleri ve Türk kökenli Alman vatandafllar›n› oldukça üzmektedir.
Tamam, say›n Schily`nin baz› uyar›lar›
do¤ru olabilir ama bu uyar›lar genelleme olarak yap›ld›¤› zaman insan›m›z rencide edilmektedir. Yine resmi makamlar›n son dönemdeki tav›rlar› Almanya`da bulunan insan›m›z›
oldukça üzmektedir.
Özellikle 11 Eylül olaylar›ndan sonra dünyan›n pek çok ülkesinde oldu¤u gibi Almanya`da da geniflletilen güvenlik önlemlerini anlamak mümkündür. Son olarak ‹ngiltere`nin
Baflkenti Londra`da yaflanan menfur olaylar
bu tedbirlerin gereklili¤ini ortaya koymufltur.
(Bu vesile ile ‹ngiltere`nin Baflkenti Londra`da yaflanan menfur olaylar› burada tel`in
etmek istiyoruz. Masum insanlar›n öldürülmesi hiç bir fley ile aç›klanamaz. ‹slam dini
“bir insan›n haks›z yere öldürülmesi, tüm insanl›¤›n öldürülmesi gibidir” fliar›n› kabul etmektedir. Biz de bu fliar› burada tekrarlamak
istiyoruz.)
Ama siz güvenlik önlemlerini art›r›yorum
diye hiç alakas› olmayan sebebler yüzünden
özellikle oturum ile alakal› resmi ifllemlerde
eften püften sebebler ortaya sürerek zorluklar
ç›karmakla güvenli¤i art›ramazs›n›z. Ve tabi
güvenlik önlemi al›yorum diye insanlara terörist muamelesi yapmak gibi bir lükse de sahip
de¤ilsiniz.
Almanya bir hukuk devletidir ve hukuk
devletinde herfley hukuk dairesi içerisinde ya-
p›lmak zorundad›r. Biz bu sözün do¤rulu¤una
pratikte de inanmak istiyoruz. (fiahsen ben bu
sözün hem sözde ve hem de pratikte do¤ru oldu¤una inananlardan›m)
Yukar›da belki biraz iç karart›c› bir tablo
çizdik ama yine de Almanya`da pekçok geliflme olumlu olarak devam etmektedir.
Alman toplumunun ve devletinin içerisinde pek çok unsur bar›nmaktad›r. Bu unsurlar
içerisinde göçmen olarak adland›raca¤›m›z
insanlar›n say›s› gün geçtikçe artmaktad›r. Ve
Alman Resmi makamlar›n›n da kabul etti¤i
gibi art›k Almanya bir göç ülkesidir. Almanya göç ülkesidir ama bu tabir olumsuz olarak
alg›lanmamal›d›r. Çünkü göçmen olarak gelen insanlar›n bu topluma katk›lar› yats›namayacak kadar çoktur.
E¤er bu toplumu oluflturan unsurlar› din,
dil, kültür farkl›l›klar› ile beraberce kabullenir
yanyana de¤il birlikte yaflaman›n güzeliklerini tadarsak o zaman bu toplumu hiç kimse bozamaz.
Almanya`da çeflitli din, çeflitli dil, çeflitli
›rk ve çeflitli kültürlere mensup topluluklar›n
bir arada dostça yaflamalar›n› bir zenginlik
olarak kabul ediyoruz. Ve bu zenginlik bu
devlete sayg› duyulmas›n› da beraberinde getirmektedir. Tabi bu sayg›n›n devam etmesi
için de yukar›daki zenginliklerin de toplumdaki yerini korumas› gerekmektedir.
Bu zenginli¤e politik h›rs ve hevesler yüzünden zarar verilmesi yanl›fl olur kanaatindeyiz.
Yaz döneminde izine gitmeyecek olan insan›m›z›n çocuklar›n›n e¤itimleri için Almanya`daki pekçok sivil toplum teflkilat›n›n düzenlemifl olduklar› yaz kurslar›na ilgi göstermelerini tavsiye ediyoruz.
‹zine gidecek olan dostlar›m›za da hay›rl›
yolculuklar diliyoruz.
Tabi biz de yaz tatili münasebetiyle bu say›m›zla Eylül ay›na kadar mola vermek için
sizlerin müsaadesini rica ediyoruz.
Bu vesile ile Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak
bizden, baflar› Allah`tand›r.
Allah`a emanet olun.
Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK
Yay›n Kurulu: Dr. Yusuf Ifl›k, ‹brahim Gümüflo¤lu, Sinan Aktürk,
‹hsan Güler, Rüstem Alt›nküpe, Saim Ayas, Mustafa Kasalak
Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg
Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 · E-mail: [email protected]
Gazetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 4
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 5
Hayat
ÖZEL KÖE
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
5
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
HAYATA DÜÜLEN NOTLAR…
10 puanlık uzman sorusu
Aydın ERSOY
31 12 1999 tarihinde yeniden türk vatandafllı¤ını almıfl olan bir Alman
pasaportu sahibi kifli çifte vatandafl olma hakkını elde edebilmektedir... bir
gün sonra yani, 01 01 2000 tarihinde yeniden Türk vatandafllı¤ını almıfl Alman pasaportu sahibi kifli çifte vatandafl olma hakkına sahip olamamaktadır...
Ama neden? Hak tarihlere göre mi belirlenir?
[email protected]
Hayata dair…
ayatımızı belirleyen fley, yafladı¤ımız olaylar de¤il; o olaylara yaptı¤ımız yorumlardır. Herkesin baktı¤ı aynı dünyadır aslında
ama gördükleri gözlüklerinin rengine ve temizli¤ine göre de¤iflir.
‹ki insan. Biri do¤ru sözlü ama kırıcı, di¤eri yalancı ama tatlı dilli. Bunları "biri kırıcı, di¤eri yalancı" diye de tarif edebilirsiniz, "biri do¤rucu, di¤eri tatlı dilli" diye de. Aynı fleyleri farklı görmeye
bir örnek.
Herfley olması gerekti¤i için olur ve yaflanması
gerekti¤i için yaflanır. Piflmanlık; "keflke olmasaydı" diye de¤il, "bir daha olmasın" diyedir.
"Canının istedi¤i gibi yaflamak" özgürlük de¤ildir. Adı üstünde "canının" yani nefsinin esiri olarak
yaflamaktır.
‹nsanın küçük problemlere takılmasını önleyen,
büyük ideallerdir. Önemli bir amaçla bir yere gidiyorsanız, ne omuzunuza çarpanlar, ne de durmufl öylece bakanlar, sizi etkilemez. Fark etmezsiniz bile.
Hayal gücü arabalardaki uzun far gibidir. Gidilen yolun ilerisini göstermelidir. Havaya veya geriye bakmasında hiçbir fayda yoktur.
Sa¤lı¤ın tek kelime ile tarifi yapılsa, cevap
"denge" olurdu. Meselâ kan flekeriniz düflükse de
kötüdür, yüksekse de; tansiyonunuz da öyle. Marifet orta noktayı bulabilmektir, olabildi¤ince.
Herkes baflkalarını kendi gibi bilir. Bir insanı
tanımanın en kolay yolu ona "insanlar nasıl sence?"
diye sormaktır. Anlatacaklarını dikkatle dinlerseniz
aslında kendisini tarif etti¤ini fark edersiniz.
Tüm genellemeler tehlikelidir, bu bile.
H
Sizin Kullanım Kılavuzunuz
merika, Columbia Üniversitesi uzmanı Mehmet Öz’ün Cleveland Hastanesi bilim adamlarından Michael Roizen'la birlikte yazdı¤ı
"You: The Owners Manual" (Sizin Kullanım Kılavuzunuz) adlı kitabın baflarısını konufluyor.
Öz’e göre "Genç ve sa¤lıklı" kalmanın yolu kalp
sa¤lı¤ı, kanserle savafl ve tansiyonu kontrol altında tutmaktan geçiyor.
‹flte Öz'den uzun yaflamanın sırları. Bu üçünü kontrol altında tutun sa¤lıklı yaflayın.
1- Tansiyon 2- Kanser 3-Kalp sa¤lı¤ı
Hayattaki en büyük risk tansiyondur. En önemli veri tansiyondur. Normali 11.5'e 7.5'tir. Bundan yükse¤i
vücudunuza zarar verir. Tansiyon vücudun kan basıncı
anlamına gelir.
Musluktan akan suyun boruya yaptı¤ı baskı gibi
kan da akarken damarlara baskı yapar.
Yüksek tansiyon yüksek basınç anlamına gelir ki
damarlara zarar vererek felç ve kalp hastalıklarına davetiye çıkarır.
Yüksek tansiyonla savaflan en önemli besinler potasyum içerenlerdir. Muz, fleftali, karpuz ve kabu¤uyla
yenmek flartıyla fırınlanmıfl patates potasyum yönünden çok zengindir.
Kalp için sarımsak, ceviz, badem yiyin. Her gün
yapılan egzersiz kalp hastalıkları riskini azaltır.
Sarımsak, so¤an ve somonun yanı sıra ceviz, badem gibi omega-3 asitleri yönünden zengin olan besinler de mutlaka tüketilmelidir.
Ancak burada çok önemli bir nokta var. Ceviz ve
badem mutlaka buzdolabında saklanmalıdır. Aksi hal
de etkisini yitirir.
A
‹ddia edildi¤i gibi sa¤lık sorunlarının büyük kısmı
genetik de¤ildir.
Vücudun ya¤lanmasını engellemek yüzde 70-80
oranında insanın kendi elindedir.
Deforme olmufl hücrelerin istem dıflı ço¤alması anlamına gelen kanser sadece bir hastalık de¤il insanların
yüzde 90'inda görülen bir olgudur.
Hepimizin vücudunda sürekli faal olarak kanserli
hücreler oluflur ve vücudun ba¤ıflıklık sistemi tarafından öldürülür.
Ancak bu savaflta kazanmak için kanserle savaflan
besinlerin ö¤ünlerde genifl yer tutması gerekir.
En iyi ilacı aspirin, günefl, ıspanak ve ya¤sız süt.
Kanser riskini yüzde 50 oranında azaltmak elimizde.
Bu savafltaki en büyük koz folik asit içeren besinlerdir.
Ispanak ve portakal suyu gibi. ‹kinci silah D vitaminidir.
Ya¤sız süt, portakal suyu içerek alınabilece¤i gibi
hap olarak ya da bol bol günefle çıkarak da vücudun D
vitamini ihtiyacı karflılanabilir.
Kanser savaflındaki di¤er sihirli silah ise aspirindir.
Her gün alınan 2 bebek aspirini kanser riskini azaltır.
Domates, brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar da kansere karflı etkilidir.
Kahve içmek sa¤lı¤a zararlı de¤il yararlıdır. Ancak
kararında alınmalı.
Kahvenin karaci¤er kanserini önledi¤i, ayrıca Parkinson ve Alzheimer hastalıklarına karflı da etkisi ispatlandı.
Günde 2 fincan idealdir. ‹laçları do¤ru kullanmak
önemli.
Zaman Gazetesinden Kardeflimiz ‹smail KUL gündeme ›fl›k tutan bir yaz› yazd›... hep birlikte okuyal›m...
Mesele Milli Görü Deil
lmanya’da vatandafllık konusuna yeni bir boyut
eklendi. Bugüne kadar bir çifte vatandafllık sorunumuz vardı. Bu problem henüz çözülmedi.
50 bin çifte vatandafltan bahsediliyor. Vatandafllara
mektuplar gönderiliyor. ‹çiflleri Bakanı Otto Schily,
Türkiye’den çifte vatandafl isimleri istiyor. Bu arada
AB kozunu da kullanmayı ihmal etmiyor. "AB sürecinde size karflı zaten çekinceler var, bunlara yenilerini eklemeyin" uyarısında bulunuyor. fiimdi bu mesele devam ederken yeni bir vatandafllık sorunu ile karflılafltık.
Giessen Valili¤i, Alman vatandafllı¤ı verilen üç Türk’ü
vatandafllıktan atmak istiyor. Gerekçe: Limburg’da
Milli Görüfl’e ba¤lı camide faaliyetlere katılıyorlar. Wiesbaden ‹dare Mahkemesi üç Türk’ün vatandafllıktan
atılmaya karflı itirazını reddediyor.
Milli Görüfl camilerine gitmek suç mu? Bunu sadece siyasetçiler bazı seçim ortamlarında söylese belki
çok önemsemeyebiliriz. Ancak artık mahkemeler de bu
görüflleri benimsiyorsa bunu es geçemeyiz. Durup düflünmek gerekiyor. Çünkü bu ülkede en çok güvendi¤imiz ve güvenmemiz gereken hukuk ve Alman mahkemeleri. Mahkemenin bu tavrının arkasındaki toplumsal
havayı kısaca açıklamaya çalıflalım. Federal Anayasa
Mahkemesi ve Eyalet Anayasa Mahkemeleri Almanya
için en büyük güvenlik sorunu olarak ‹slamcılı¤ı gösteriyor. 11 Eylül 2001’e kadar en büyük tehlike aflırı sa¤-
A
cılıktı, ırkçılıktı. 11 Eylül’den sonra ‹slamcılık oldu. ‹slamcılık denince de akla Milli Görüfl getiriliyor.
Almanya’da ‹slamcı sayısı 30 bin civarında veriliyor. Bunlardan 27 bini Milli Görüfl üyesi. Peki Milli
Görüfl camilerine giden, aidat ödeyen vatandafllar aflırı
mı? Bunların neyi aflırı ortaya konmalı de¤il mi? Eskiden Milli Görüfl’e karflı Türkiye’de laik devleti yıkmak
istedi¤i söylenirdi, flimdi paralel toplum oluflturmakla
suçlanıyor.
fiimdi geliyoruz olayın ikinci aya¤ına. Bence Almanya’da Müslümanlara karflı oluflturulan bu olumsuz
havanın birinci aya¤ı anayasayı koruma teflkilatlarının
bu yaklaflımı ise ikinci aya¤ı da paralel toplum söylemi.
Bu söylemde Almanya’da sa¤cısından solcusuna mutabakat var. Tıpkı devlet ve medya arasında oldu¤u gibi.
Peki nedir bu paralel toplum meselesi? Almanya’da
Müslümanların, tabii ki en büyük yabancı grubu olarak
da Türklerin kendi gazeteleri var, kendi dükkanları
var... Bunlar paralel toplum oluflturuyor deniyor. Peki
gazetelerimiz de mi olmasın? Dükkan da mı açmayalım? Geçti¤imiz günlerde Süddeutsche Zeitung gazetesinde bir yazı yayınlandı. Yazıda Alman halkının duyguları ve olaylara yaklaflımı anlatılırken, "Biz kilise
okullarını seviyoruz, çünkü orada Türklerin sayısı az"
deniyordu. Bu aslında çok önemli bir itiraf. Sen Türkle
muhatap olmaktan kaçarsan adam ne yapsın? Burada
diyalog istemeyen kim? Bu tablo niçin tek taraflı olarak
bize yükleniyor?
Hem, bir ülkede din özgürlü¤ü varsa, basın özgürlü¤ü varsa, teflebbüs özgürlü¤ü varsa ve yabancı kökenli
insanlar varsa... Evet, bütün bunlar varsa daha henüz
birinci göçmen kufla¤ı hayatta iken paralel toplum suçlaması do¤ru mu? Ben yirmi yıldır Almanya’da yaflayıp
da, okula gidip de bir Alman tarafından bir kahveye davet edilmeyen nice insan oldu¤una inanıyorum.
fiahsen 25 yıldır Almanya’da yaflayan ben sadece
bir ö¤retmenim dıflında Türkiye’nin neresinden geldi¤imin soruldu¤unu hatırlamıyorum. Ama lisede akrabalarımla ilgili sınıfın ortasında bir ö¤retmenin hakaretini
çok iyi hatırlıyorum. fiimdi siz ilgi göstermeyeceksiniz,
muhatap olmaktan kaçınacaksınız, ondan sonra da,
"Yok sen paralel toplum oluflturuyorsun" diyeceksiniz.
Tekrar Milli Görüfl olayına dönecek olursak... Bence de Milli Görüfl’ün anayasayı koruma teflkilatlarının
raporlarında kalması gerekiyor. Kalması lazım, zira
kalmadı¤ı zaman en büyük tehlike ‹slamcılık söylemi
mesnetsiz kalacak. Çünkü geriye birkaç Kaplancı ve
Arap kökenli kalıyor. Ancak flunu unutmamak gerekiyor. Milli Görüfl üzerinden yürütülen ‹slamcılık tehlikesi ve paralel toplum söyleminin muhatabı sadece Milli
Görüfl de¤il. ‹flte bu açıdan ben bugün meselenin sadece Milli Görüfl olmadı¤ına inanıyorum.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 6
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
AÇILI HABER
6
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
DTB SARSTEDT CAM AÇILDI
Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i (D‹T‹B)’ne ba¤lı Hannover-Sarstedt Camii, Türk ve Alman davetlinin katılımıyla ibadete açıldı.
çılıfl törenine; T.C. Berlin
Büyükelçili¤i Din Hizmetleri
Müflaviri ve D‹T‹B Genel
Baflkanı Rıdvan Çakır, T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Çalıflma Ataflesi
Süleyman Gültekin, T.C. Hannover
Baflkonsoloslu¤u Din Hizmetleri Ataflesi Yusuf Acar, Sarstedt Belediye
Baflkanı Yardımcısı Irina Hartman,
Evangelich ve Katolik Kiliseler Sorumlusu Pastor Joost, Avrupalı Türk
‹fladamları Birli¤i Baflkanı Ahmet
Güler, Niedersanhsen ve Bremen Koordinasyon Kurulu Baflkanı Yılmaz
Güner, Hannover bölgesinde faaliyet
gösteren D‹T‹B dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri, kilise
temsilcileri, emniyet mensupları ile
çok sayıda Türk ve Alman davetli katıldı.
Türk ve Alman milli marflları ve
okunan Kur’an-ı Kerim’in andından
T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Din
Hizmetleri Ataflesi Yusuf Acar, açılıfl
ve selamlama konuflması yaptı. Bizim
amacımız sadece ibadet mekanları
oluflturmak de¤ildir. Çünkü; ibadet
yeryüzünün hertarafında ‹slam’a göre
yapılması mümkündür. Ancak özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin
hem maddi ve hem manevi e¤itimlerinin tamamlanması için bu tür yerlere ihtiyaç vardır. Çünkü; bizim Almanya’da yaflayan Türkler olarak birinci sorunumuz yeni neslimizin e¤itimi sorunudur. Bizim çocuklarımızın
sadece %5’i ancak Gymnasium ve
Realschule’ye giderek üniversiteye
girebilmektedir. Ve yine gerek hapishanelerde gerekse baflka islahevlerinde pek çok çocu¤umuz vardır. Dolayısıyla biz bu derneklerimizi ve cemilerimizi bir e¤itim ve kültür yuvası
haline gelmesi için açıyoruz. Çünkü
biz biliyoruz ki; çocukların e¤itimi
ailelerin e¤itiminden geçer. Biz aileleri ne kadar gelifltirebilirsek, hem
mesleki, hem kültürel, hem dini bakımdan ne kadar yetifltirebilirsek onlar da çocuklarını o derece yetifltirebilirler. Okul derslerinden, ev ödevleri
yardım kurslarından, bilgisayar kurslarına, milli kültürümüzden manevi
de¤erlerimize varıncaya kadar bu dernek bir e¤itim ve kültür yuvası olacaktır inflaallah" dedi.
Belediye Baflkanı ve Belediye
Meclisi Adına Baflkan Yardımcısı Irina Hartman konuflmasında; "Sarstedt
flehrimiz için bu ibadethaneyi bir zenginlik olarak görüyoruz. Bu nedenle
A
kültür, sosyal ve gençlik faaliyetleriniz için her zaman yanınızda olmaya
hazırız. Birlikte ve yanyana çalıflmak
adanı çok mutlu oldu¤umuzu belirtmek isterim. Belediye Baflkanı ve Belediye Meclisi Adına bütün Sarstedtliler olarak gelecekte bu mabetin, bu
merkezin yaflamla doldurulmasını,
kültürel bir yaflamla flehrimize zenginlik kazandırması adına teflekkürlerimi sunuyorum." dedi.
Protestan ve Katolik Kiliseler Sorumlusu Pastor Joost da; "D‹T‹B broflürünü inceledim, baktım ki; bizim
ortak hedeflerimiz çok. Ortak hedeflerimizin dıflında, bazı konularda bazı
farklılıklar olmasına ra¤men din açısından da hristiyanlarla müslümanların temeli Hz. Adem’e dayanakta. Bu
manada biz büyük bir aileyiz. Açılıflını yapaca¤ımız D‹T‹B Sarstedt Camii’ne Allah’ın lütfunu diliyoruz. Davetiniz için teflekkür eder, Sarstedt
flehrine hayır ve u¤ur getirmesini diliyorum" dedi.
T.C. Berlin Büyükelçili¤i Din
Hizmetleri Müflaviri ve D‹T‹B Genel
Baflkanı Rıdvan Çakır konuflmasında;
"Bugüne kadar bir çok cami açılıflında bulundum. Fakat bugüne kadar hiç
bir caminin açılıflında bugünkü gibi
sevinçli ve mutlu olmadım. Çünkü
bugün buradaki bu eser yeni ve ilk
defa kurulan bir cami. Bir avuç insan
biraraya gelmifl, emeklerini birlefltirmifller, düflünceleri birlefltirmifller,
flevklerini birlefltirmifller, zevklerini
birlefltirmifller, arzularını birlefltirmifller, kendilerini bir arada, sapasa¤lam,
dinç, dinamik tutacak bu esere sahip
olmufllar. Burada bulundu¤um süre
içerisinde bütün dernek yöneticilerine
ve o derne¤in cemaatine hep flunu
tavsiye ediyorum: yönetimdeki arkadafllar belirli bir tecrübe ve birikime
sahip. Biz o tecrübe ve birikimiyle
gençlerin heyecanı birlefltirelim ve
yavafl yavafl derneklere genç arkadafllarımızı, genç çocuklarımızı, Almanya’da tahsil yapmıfl, Almancayı ve
Türkçeyi iyi konuflabilen gençlerimizde dernek yönetiminde olsunlar.
Birçok yerde bunun örneklerini görmeye baflladık. Ama bugün genç, dinamik, koflturabilecek ve meramını
da iyi anlatabilecek bir arkadaflımızı
bugün derne¤imizin baflında görmüfl
olmaktan da ayrıca mutlu oldum.
E¤itim mutlak flart. Bu mabedte;
namaz kılmak kadar e¤itimin önemli
oldu¤unu altını çizerek söylüyorum.
fiu çocukların gelecekte burada toplumun seviyesine kalite katmasını istiyorsak, kültürlü, iyi, aranan mesleklere sahip olmasını istiyorsak ve buradaki bu toplumun varlı¤ını daha etkin
bir flekilde sürdürebilmesini istiyorsak, bu camiler ve çevresini e¤itim
merkezleri, e¤itim verilen yerler haline ve hatta kaç gün olabiliyorsa, kimlerle olabiliyorsa ev ödevlerine yardım kursları haline getirmemiz gerekiyor. Ayrıca buralarda hanımların
faaliyet gösterebilece¤i, sosyal faaliyetlere katılabilece¤i yerlerimiz olmalı. Hanımlarımızı e¤itecek, toplumun içerisinde belirli bir dinami¤i
elinde tutabilecek hale getirecek yerleri camilerimizin yanında mutlama
tehsis etmeliyiz. Aynı zamanda bu
toplumun gelece¤idir, bu ülkenin gelece¤idir. Bu toplumun gelece¤idir
çünkü; bu toplum bilgili, kültürlü,
sosyal aktiviteye katılabilen, kendini
gösterebilen insanlarla daha ileriye
gider. O flekilde meydana gelmifl bir
toplum da yafladı¤ı ülkeye mutlaka
maddi ve manevi katkı sa¤lar.
Kur’an-ı Kerim’de camilerle ilgili
olarak; sadece ‘infla etmek de¤il imar
etmek’ de vardır. Camilerin ve çevresinin imarı da insanla olur. Çünkü bu
mevcudatın, bu dünyanın en güzeli
insandır. En güzelini camilere koydu¤unuz zaman, yani camide insan oldu¤u zaman, yani camide gençler oldu¤u zaman, çocuklar oldu¤u zaman,
kadınlar oldu¤u zaman orası imar
edilmifl ve çicek gibi açmıfl olur. ‹nsan olmazsa kısa sürede virane haline
gelir. Onun için bu esere sahip çıkmalıyız. Bu eserlere sahip çıkmak
için de gençlerin ve çocukların burayı
tanıması, burayı bilmesi ve burada olması gerekir. Bu aynı zamanda ailerin
mutlulu¤udur. Ailelerin mutlulu¤udur. Evde anne ve baba çocu¤unun
nereye gitti¤ini bilirse, rahat oturur.
Çocu¤unu camide, caminin lokalinde,
caminin geçlik merkezinde oldu¤unu
bilirse o aile rahattır. Çünkü çocu¤u
bir kötülü¤e bulaflmadan eve dönecektir. Ancak dıflında biryere giderse
o çocu¤un neye bulaflaca¤ını, hangi
kötülü¤e bulaflacabilece¤ini, hangi
kötülü¤e bulaflma tehlikesiyle karflı
karflıya oldu¤unu hiçkimse kestiremez.
Bu camiye destek veren resmi
makamlara, belediyeye, mahalli idarelere, bu caminin meydana gelmesinde fikir üreten insanlara, bu camiyi
maddi ve manevi destekleyen insanlara, bu camiye kendi rızkından keserek katkıda bulunanlara teflekkür ediyorum. Onların esas mükafatı Allah
indindedir, o mükafaklarını Allah’a
havale ediyorum. Bu eserin hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını,
içinde yapılan ibadetlerin kabul olmasını temenni ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum" dedi.
Hannover-Sarstedt Camii; T.C.
Berlin Büyükelçili¤i Din Hizmetleri
Müflaviri ve D‹T‹B Genel Baflkanı
Rıdvan Çakır, T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Din Hizmetleri Ataflesi
Yusuf Acar, Evangelich ve Katolik
Kiliseler Sorumlusu Pastor Joost ve
D‹T‹B Sarstedt Camii Baflkanı Ali
Kayıkçı tarafından kurdela kesimi ile
açılıflı yapıldı.
Açılıfl programı verilen ikramlarla
sona erdi.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 7
Hayat
7
BLGLENDRME
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Federal Anayasa Mahkemesinin yeni bir kararı
ÇOCUK PARASINDA OLAY!..
Çocuklarının yüksek gelirinden dolayı parasını alamayan veya geri ödemek zorunda
olan kimseler üç yıl geriye dönük olarak derhal Familienkasse ye baflvursunlar
ASIM TOZOLU
ederal Almanya gelir vergisi kanununa göre, tahsil yapan veya
meslek e¤itimi gören çocuklar,
27 yaflını doldurana kadar ayda 154 Euro çocuk parası alıyorlar. Hatta aynı aile, afla¤ı yukarı 1500 ila 1700 Euro net
gelire sahipse, aldı¤ı çocuk parasına
ilave olarak almanca tabiriyle ‘Kindergeldzuschlag’ yani ek çocuk parası alır
ki, bu da ayda çocuk baflına 140 eurodur. Ek çocuk parası, ailenin gelirlerine
ve ev halkının masraflarına (kira yakıt
vs) ba¤lıdır. Buna karflın, yukarda zikretti¤imiz çocuk paraları, çocukların gelirine ba¤lıdır. Federal Anayasa mahkemesi, uzun yıllardır sürüncemede olan
bir davayı daha sonuçlandırarak, büyük
F
bir haksızlı¤ı daha ortadan kaldırdı.
Bilindi¤i gibi, flimdiye kadar Federal
Almanya’da asgari geçim düzeyi olan
net 7.680.- Euroyu (2005 yılı için ) aflan
gelire sahip çocuklarda, çocuk parası
kesiliyordu.
fiimdiye kadar yapılan uygulamada,
çocu¤un yıllık gelirinden almanca tabiriyle ‘Werbungskosten’ diye adlandırılan ifle gidifl-gelifl masrafları, bilgisayar
amortismanları (Abschreibung), elbise
ve ayakkabı masrafları gibi iflle direkt
ilgili masraflar düflülerek, kalan miktar
2005 yılı için 7.680.- euroyu geçiyorsa,
çocuk için ödenen aylık 154 euro çocuk
parası ödenmiyordu.
Federal Anayasa mahkemesinin kararına göre, meslek e¤itimi gören çocuklara sosyal sigorta kesintileri ve flimdiye kadarki yukarda de¤indi¤imiz yol
paraları da düflülerek, çocuk parası hesaplanacak.
Federal Anayasa mahkemesine baflvuran bir bayanın dosyasının incelenmesi sonucu bayan, 2. Senato tarafından
haklı bulundu ve 1998 yılından bu yana
süren dava kesin karara ba¤landı. (Az: 2
BvR167/02)
Yüksek mahkemenin kararına göre,
meslek e¤itimi (Ausbildung) askerlik
(Wehrdienst) ve Sosyal hizmet (Zivildienst) yapan çocukların aileleri çocuk
parası kararından yararlanacaklar.
Örne¤in 8.750.- euro yıllık geliri
olan bir çocu¤un asgari 920.- euro
‘Werbungskosten’ düflüldükten sonraki
geliri 7.830.- euro oldu¤u için çocuk parası ödenmiyordu. Mahkeme kararı ile
çocu¤un gelirinden, ödedi¤i 1.820.- euro sosyal sigorta primleri de düflüldükten sonra, çocu¤un yıllık geliri 7.680.euronun altına düfltü¤ü için, çocuk parası alma hakkına sahiptir.
Kısaca özetlemek gerekirse, yıllık
geliri 10,000 (onbin) euro geliri olan çocuklar için de çocuk parası alınabilir.
Çocuk parası ödemesi durdurulan
kimseler yeniden dilekçe vererek, geçmifl son üç yılın çocuk parasını alma
hakkına sahip olurlar.
Çok sayıda okuyucumuz, çocu¤un
geliri yüksek oldu¤u gerekçesiyle son
yıllarda aldıkları çocuk parasını geri
ödemek zorunda kaldıklarını, hatta bazı
okuyucularımız mahkemeyi bile kaybettiklerini dile getiren mektuplar gönderdiler.
Geçmifl yıllrda mahkemeyi de kaybetseler, hem geriye dönük son üç yılın
çocuk paralarını, hem de ‘Kindergeldkasse’ye ödedikleri parayı geri alacaklar.
Ev sahibi kimseler
bilhassa dikkat etsinler:
Dikkat edilmesi gereken di¤er bir
husus da, özellikle ev sahibi olup ta çocuk parası ödenmedi¤i için ‘Kinderzulage’ ödemesi durdurulan kimseler vergi
danıflmanlarıyla görüflerek 2002, 2003,
2004 ve 2005 yıllarına ait Kinderzulage
lerinin tekrar ödenmesi noktasını haklarını aramalıdırlar.
Çocuk parası ödenmese bile, vergi
dairesi tarafından yapılan- Kinderfreibetrag hesaplanması düzeltilerek Kinderzulage alma hakkı yeniden do¤ar.
Alınan çocuk parası mı vergi muafiyeti
mi daha avantajlı sorusunun cevabı çocuk parası yönünde olacaktır.
Daha genifl bilgi için Asım Tozo¤lu
[email protected] veya 069/73 19 19
IGMG Eitim ûrası toplandı
150 e¤itim uzman›n›n kat›ld›¤› fiûrada, Avrupa’daki Müslümanlar›n e¤itim problemleri müzakere edildi
slam Toplumu Millî Görüfl 3. E¤itim fiûras›
yap›ld›. E¤itim Baflkan› Mehmet Gedik baflkanl›¤›nda icra edilen fiûrada, 150 e¤itim uzman› ve sosyal bilimcinin önerileri de¤erlendirildi.
11 ayr› alanda müzakerelerin yap›ld›¤› fiûrada,
Avrupa’da yaflayan Müslüman çocuklar›n ‹slamî
kimliklerinin oluflup geliflmesi amac›yla dinî bilgi
ve e¤itimlerinin gelifltirilmesinin yan› s›ra, okul
e¤itimlerine yap›lacak olan katk›lar, rehberlik hizmetleri ve meslekî olarak yönlendirilmeleri konular› da de¤erlendirildi.
fiurada IGMG Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan da bir konuflma yaparak, bu fiûran›n,
‹
IGMG’nin e¤itime verdi¤i önemi gösterdi¤ini vurgulad›.
Aile yap›s›n›n korunmas› ve gelifltirilmesi,
gençlerin ‹slamî kimliklerinin gelifltirilmesi ve
muhafazas› için yap›lmas› gerekenler ve bunun
için yap›lacak olan programlar›n da de¤erlendirildi¤i fiûrada konular flu ana bafll›klar halinde müzakere edildi:
1- Resmî Okullarda E¤itim: Devlet okullar›ndaki e¤itimden gere¤i gibi yararlanarak, çocuklar›m›z›n gelece¤e haz›rlanmas›na yard›mc› olan Okul
Aile Birlikleri/Veli Dernekleri gibi derneklerin çal›flmalar›, ev ödevleri ve okul derslerine yard›m
kurslar› ile devlet okullar›nda ‹slam Din Dersleri
uygulamalar› müzakere edildi.
2- E¤itim Kurumlar› ve Müfredat Uygulanmalar›,
3- E¤itim Materyalleri: Gerek haz›rlanm›fl ve
gerekse haz›rlanmakta olan e¤itim kitaplar› ve materyallerinin de¤erlendirilmesi, temel e¤itim öncesi yafltaki çocuklar için pedagojik Çocuk E¤itim
Materyallerinin haz›rlanmas›.
4- Hocalar / E¤itimciler ve Özlük Haklar›,
5- Teflkilat ‹çi E¤itim Seminerleri,
6- Gençlik E¤itim Seminerleri: Müslüman
gençlerin ‹slamî kimliklerinin gelifltirilmesi ve dinî hassasiyetlerinin art›r›lmas›,
7- Gençlik Teflkilat› ve Üniversiteliler Çal›flmalar›,
8 - E¤itim Çal›flmalar›: Kad›n Kollar›, Gençlik
Teflkilat› ve yetiflkinlerle çocuklar için e¤itim çal›flmalar›.
9- Aile E¤itim Seminerleri,
10- ‹nsan kaynaklar› ve gelifltirilmesi,
11- Baflörtüsü ma¤durlar›.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
8
Seite 8
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
ETKNLK HABER
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Musıkîmiz Eliinde Medeniyetimize Yolculuk
KARILIKLI SAYGIYA
DAYANAN DYALOG
VE KOMULUK
M
air Yahya Kemal Beyatlı’nın
Türk müzi¤ini tarif ederken,
"Mus›kîsinde bir taraftan
din/Bir taraftan bütün hayat akmıfl"
dedi¤i gibi bir müzik flöleni, AT‹B’in
"Gökkubbede Hofl Seda" adını verdi¤i
programda yaflandı.
Mainz civarındaki bir konser salonunda Türk Sanat ve Tasavvuf Musikisi icra eden iki ayrı müzik grubunun
birbirinden güzel eserlerle sundukları
programı, salonu dolduran müzikseverler zevkle dinlediler. Almanya’nın
de¤iflik flehirlerinden gelen vatandafllarımızın yanısıra Alman davetliler de
müzisyenleri büyük bir ilgiyle seyrettiler. Harun Kılıç ve Neslihan Aksoy’un sunuculu¤unu yaptıkları prog-
fi
ram, Kuran-ı Kerim okunmasının ardından ‹stiklal Marflı’mızın hep bir
a¤ızdan söylenmesiyle baflladı. Tasavvuf musikisi hakkında üniversite ö¤rencisi Ali Malak’ın mükemmel bir
Almanca açıklamasıyla, Alman davetliler de bilgilendirilmifl oldu.
Sanat müzi¤i okunurken, insanımızın sevgiliye duydu¤u aflkın asaletiyle
birlikte ince ruhlulu¤un ve zarafetin
(esteti¤ini) de salondakiler flahidi oluyorlardı. Dinledikçe insana tatlı bir
huzur veren, vatandan binlerce kilometre uzaklıkta olan buralardan alıp
hem ana vatana hem de flanlı maziye
götüren klasik müzi¤imizin ardından
sema gösterisiyle tasavvuf musikisi
grubu sahne alıyor. Bu sefer de ilahî
aflkı, saz, söz ve mevlevi derviflinin
dönüflünde, onlarla beraber yaflıyor ve
efllik ediyorsunuz.
AT‹B Genel Baflkanı Fikret Ekin
salondakilere hitaben yaptı¤ı konuflmasının bir bölümünü, dünyada ve Almanya’daki geliflmelere, Almanya
Türk Azınlı¤ın meselelerine ayırıyor:
-Almanya’daki yabancı kökenli insanları temsilen faaliyet gösteren mevcut sivil kitle kurulufllarından birisi de
AT‹B’dir. Bu ülkedeki Türk kökenli
insanların hayati meseleleri halledilmedikçe de¤iflik milliyetlere mensup
müslüman azınlı¤ın meseleleri de halledilemez. Çünkü Almanya’da "ya-
bancı"dan kasıt, ‹slam dinine mensup
olan azınlıktır. O halde, öncelikle buradaki insanımıza sahip çıkılması, onların hakkıyla temsil edilmesi gerekmektedir. ‹flte bu noktada AT‹B vardır. Faaliyetlerinin tamamını Batı Avrupa Türk azınlı¤ının meselelerine endekslemifl olan kuruluflumuz, vatandafllarımızın tamamını kucaklamaktadır.
- Gerek Almanya ve gerekse dünya flartlarından kaynaklanan menfi geliflmelere ra¤men, AT‹B, buradaki insanımızla kucaklaflarak, milli ve dini
kimli¤imizi varlı¤ımızın garantisi bilip tüm vatandafllarımıza bu de¤erleri
taflımaya kararlı oldu¤u kadar, beraberce yafladı¤ımız yerli toplumla da
uyum ve huzur içinde yaflamaya kararlıdır.
- Kültürümüzün tanıtılması, kültürler ve dinlerarası diyalogda en etkili araçlardan birisi de dili evrensel
olan müziktir. Hem kendi insanımıza,
hem de Alman dostlarımıza bu zengin
kültür de¤erlerimizi önümüzdeki faaliyet dönemlerinde de artırarak devam ettirece¤iz.
- Özelde Türkler, genelde ise müslümanlarla ilgili her yanlıfl ve kasıtlı
hareketin karflısında AT‹B vardı ve
bundan böyle de, sevenin ve sevmeyenin karflısında flapka çıkardı¤ı bu asil
ve kararlı tavrımız devam edecektir.
übarek dinimiz, kurtulufla ermenin ve hakikati bulmanın; huzur
ve mutlulu¤a ulaflmanın yollarını
göstermifltir. Bu münasebetle müslüman,
insanların huzurunu ve gelece¤ini tehdit
eden olumsuzluklara karflı duran; herkesle
iyi iliflkiler, güzel münasebet gelifltirebilen
bir insan olmak zorundadır. Bir müslümanın di¤er insanlarla ünsiyet etmesini dinen
engelleyen hiç bir yasaklayıcı hüküm yoktur; aksine saygı temelinde iyi münasebetler gelifltirmeleri dinen emredilmifltir. Peygamberimiz: "Mü’min, çevresindeki insanlarla kaynaflan ve kendisiyle kaynaflılan insandır; kaynaflmayan ve kendisiyle
kaynaflılmayan kiflide hayır yoktur." (Camiussa¤ir/H: 9147) buyurmaktadır. Bundan dolayı, bir müslümanın diyalogtan dolayı herhagi bir çekincesi olamaz. Kaldı ki
diyalog, bir kültürün di¤er kültürü yutması,
yok etmesi de¤ildir; kültürel farklılıkların
ortaya konulmasıdır.
Efendimiz komfluları ile son derece iyi
komfluluk iliflkileri gelifltirmifltir. Bilindi¤i
gibi Efendimizin komfluları sadece müslümanlardan müteflekkil de¤ildi. Peygamberimizin dertlerini paylafltı¤ı, ihtiyaçlarına
yardımcı oldu¤u bir çok gayr-i müslim
komflusu vardı ve onlarla gayet seviyeli ve
güzel geçindi.
Komfluluk iliflkilerinin önemine dikkat
çeken Sevgili Peygamberimiz flöyle buyuruyorlar: "Bana Cebrail bir kaç defa geldi ve ‘Sana komflunu tavsiye diyorum’ dedi. Ben, nerede ise komflunun komfluya
varis olaca¤ını zannettim" (Ahmed ibn-i
Hambel, Müsned, 5. cild, 267) "Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa
komflusuna ikram etsin" (Cami us Sa¤ir,
S. 540/Hadis No:8979) Dikkat edilirse, bu
hadislerinde Peygamberimiz, müslim /
gayr-i müslim ayırımı söz konusu etmemifltir.
Peygamber Efendimiz veda hutbesinde;
"Rabbiniz bir, atanız da birdir. Hepiniz
Adem’densiniz, Adem de topraktandır. Allah indinde en üstün olanınız O’nun koydu¤u kulluk kriterlerine en fazla saygılı
olanınızdır. Arabın aceme / arap olmayana, acemin / arap olmayanın da araba bir
üstünlü¤ü yoktur. Beyazın siyah ırka siyahın da beyaz ırka bir üstünlü¤ü yoktur.
Üstünlük ancak takva iledir" buyuruyor
ve sosyal statü üstünlü¤ünün do¤madan
önce belirlenemeyece¤ini; dünyevi üstünlüklerin geçicili¤ini belirtiyor ve gerçek üstünlü¤ün "hakk"a kullukla, hakk ve adaletten yana davranmakla kazanılaca¤ını ilan
ediyor. Bu ölçüler içinde Allah’ın yarattıklarına merhametle yaklaflıp iyi iliflkiler kurmanızı tavsiye ediyor, yazımızı Maide Suresi’nin 8. ayetinin mealini hatırlatarak bitiriyorum.
"Ey iman edenler! ‹nsaf ile hakikate
flahitlik yaparak Allah’a ba¤lılı¤ınızda sıkı durun; ve herhangi bir kimseye karflı
nefretiniz, sizi adaletten sapma günahına
itmesin. Adil olun: bu, Allah’a karflı sorumluluk bilinci duymaya en yakın olan
(davranıfl)tır. Ve Allah’a olan sorumlulu¤unuzun bilincinde olun: flüphe yok ki,
Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır."
Abdullah Müezzinolu
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 9
DOSYA
9
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Almanya’daki Türkiyelilerin
çifte vatandalıı mümkün mü?
er nekadar Alman Vatandafll›k
Kanunu`nda birden fazla ülke vatandafll›¤›n› mümkün k›lan bir dizi istisnaî durum varsa da, Almanya’daki
Türkiyeliler için baz› flartlar gerekiyor.
Bu yaz›m›zda gerekli olan bu flartlar›
aç›klayaca¤›z.
Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu`nun 12. Maddesi, bir
yabanc›n›n Alman vatandafll›¤›na kabul edilmesini, o yabanc›n›n önceki
vatandafll›¤›ndan ç›kamas›n› flart kofluyor. ‹stisnaî de olsa bir yabanc›n›n önceki vatandafll›¤›n› terk etmeden Alman vatandafl› olmas› mümkün. Bunun
için ise, öncelikle flu flartlar›n oluflmas›
gerekiyor:
1. Yabanc› devletin hukuku, vatandafll›ktan ç›k›fl› öngörmüyorsa,
2. Yabanc› devlet, vatandafll›¤›ndan
ç›k›fl› devaml› flekilde reddediyorsa ve
yabanc›, yetkili makama, yabanc› devlete iletilmek üzere ç›k›fl baflvurusunda
bulunmuflsa,
3. Yabanc› devlet, vatandafll›ktan
ç›k›fl›, yabanc›n›n kabul edemeyece¤i
nedenlerle reddetmiflse veya kabul
edilmeyecek flartlara ba¤lam›flsa ya da
eksiksiz ve usül bak›m›ndan kusursuz
ç›k›fl baflvurusunu uygun zaman içinde
karara ba¤lamam›flsa,
4. Yafll› kimselerin vatandafll›¤a
al›nmas›na sadece birden fazla vatandafll›¤›n olmas› engel oluflturuyorsa,
vatandafll›ktan ç›k›fl afl›r› güçlükle karfl›lafl›yorsa ve vatandafll›¤a al›nmay›fl
büyük ma¤duriyete yol açacaksa,
5. Yabanc› vatandafll›ktan ç›k›fl yabanc› ya özellikle ekonomik ya da mal
varl›¤› hukuku yönünden, vatandafll›k
haklar›n›n kayb›n›n da ötesinde büyük
zarar veriyorsa,
6. Yabanc›ya, 28. Temmuz 1951`de
yap›lan mültecilerin hukuki konumunu
belirleyen antlaflman›n 28. maddesi gere¤ince bir pasaport verilmiflse veya
oturma izni kanununun 23. maddesinin
2. f›kras›na göre oturma hakk› verilmiflse,
7. Yabanc›, Avrupa Birli¤i üyesi ülkelerden birinin vatandafll›¤›na sahipse
ve mütekabiliyet esas› mevcutsa,
8. Yabanc› devlet, vatandafll›ktan
ç›k›fl› askerlik görevinin yerine getirilmesi flart›na ba¤larsa, yabanc›, okul
e¤itiminin büyük k›sm›n› Alman okullar›nda alm›fl ve Federal topraklarda
Alman yaflam flartlar› içinde askerlik
görevi yafl›na gelmiflse,
9. Son olarak devletler hukukuna
göre düzenlenmifl anlaflmalara göre daha baflka istisnalar yap›lmas› öngörülebilir.
H
Ekrem ENOL
‹stasnaî kurallar›n
tek tek mütalaas›
1. Mevcut vatandafll›¤›
b›rakman›n mümkün
olmad›¤› durumlar
(§12 Abs. 1 S. 2 Nr. 1 StAG)
Mevcut vatandafll›¤›n b›rak›lmamas›n›n hukukî olarak mümkün olmad›¤›
durumlar nadir olmaktad›r. Bunun sebebi ise, devletler hukukunda bir kimsenin vatandafll›¤›n› de¤ifltirme hakk›n›n elinden al›namamas› ilkesinin prensip olarak kabul edilmifl olmas›d›r.(1)
Türkiye`nin de bu prensibe ba¤l›
olmas› nedeniyle, Almanya’da Türk
kökenli toplumun birden fazla vatandafll›¤› alabilmesi mümkün de¤ildir.
2. Vatandafll›ktan ç›k›fl›n sürekli
olarak reddedilmesi.
(§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 2 StAG).
Vatandafll›ktan ç›k›fl›n fiilî olarak
mümkün olmad›¤› durum, vatandafl›
olunan ülkenin sorumlu makam›n›n sadece özel durumlarda de¤il, genel olarak hiçbir ç›k›fla izin vermemesi durumudur.(2)
Bu durumda da birden fazla ülke
vatandafll›¤›n› almak mümkün olmamaktad›r. Çünkü, Türkiye`nin Avrupa`da yaflayan Türkler için “Pembe
Kart“ uygulamas›na gitti¤i bilinmektedir.
3. Vatandafll›ktan ç›k›fl›n reddi,
ç›k›fl koflullar›n›n uygunsuzlu¤u
ve ç›k›fl baflvurusuna cevap
verilmemesi.
(§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 3 StAG)
a) Vatandafll›ktan ç›k›fl›n reddi
Burada, vatandafll›ktan ç›k›fl›n keyfî
olarak reddedildi¤i ve yabanc›n›n bütün hukukî flartlar› yerine getirmesine
ra¤men, vatandafl oldu¤u ülke vatandafll›¤›ndan ç›kar›lmamas› durumu kastedilmektedir.(3) Reddedilme sebepleri, politik, ekonomik veya keyfî de olabilir. Bunun için yaz›l› belge gerekir.(4) Baflvuran flahs›n ciddî ve sürekli mukamevetine ra¤men alt› ay› aflan
bir süre içerisinde ç›k›fl imkan› sa¤lanmam›flfla, o baflvuru reddedilmifl say›l›r.
Alman Vatandafll›k Yasas›`n›n 12.
madde 1. f›kra 2. bendinin 3 nolu kanununun 1. alternatifine göre, Almanya`daki Türk toplumunun birden fazla vatandafll›¤a kabulü, Türkiye`nin kooperatif çal›flmas› ve hiçbir durumda vatandafll›ktan ç›k›fl için engel ç›karmamas› nedeniyle, ne hukuksal ne de pratikte mümkün gözükmemektedir. Her
Türk vatandafl›, konsolosluklara giderek baflvuruda bulunabilmektedir.
b) Ç›k›fl koflullar›n›n
uygunsuzlu¤u
1) Gereksiz zorluklar da, ç›k›fl koflullar›n›n uygunsuzlu¤u anlam›ndad›r.
Özellikle Türk vatandafllar›n›n, vatandafll›k de¤iflikli¤i sonucu mülk, miras
ve buna ba¤l› oluflabilecek hukukî zararlar›, genel olarak gereksiz zorluk anlam›nda yeterli görülmemektedir.(5)
Türkiye Vatandafll›k Kanunu`nun
29. maddesi 2. f›kras›na göre uygulanan“ Pembe Kart” sebebiyle, Almanya`daki Türk vatandafllar› bu bölüme
girmiyor. Toplumu için bu sorunun uygunsuz zorluklar kapsam›na al›nmas›
(Mahkemelerden ç›kan içtihadlardaki
hukukî zararlar konusunda muhalif görüflleri bir kenarda tutarsak) kabul edilir de¤il.
2) Bir baflka uygunsuz koflul ise 12.
maddenin 2. f›kras›n›n 3 nolu bendinin
2. alternatifinde belirtilmektedir. Buna
göre vatandafll›ktan ç›k›fl esnas›nda al›nan masraf ortalama ayl›k bir brüt
maafl› afl›yor (yan masraflar›da dahil)
veya en az 1278 Euro tutuyorsa, birden
fazla vatandafll›¤›n kabulü mümkün
olabilmektedir.
Türkiye’de vatandafll›ktan ç›k›fl
masraf›, bu s›n›r›n çok alt›ndad›r.
3) Son uygunsuz koflul ise, vatandafll›ktan ç›k›fl›n askerlik hizmetini
yapm›fl olma flart›na ba¤lanmas› durumudur. E¤er vatandafll›k baflvurusu yapan kifli,
• Vicdanî nedenlerle silah kullan›m›na kat›lmaya karfl› ç›k›yor ve ek hizmetin anavatandaki ülkede yap›lmas›
mümkün de¤ilse,
• Ailesi ve küçük çocu¤u olmas›na
ra¤men, askerlik hizmetini yapabilmek
için en az iki y›l boyunca yurt d›fl›nda
kalmak zorundaysa,
• 40 yafl›n›n üzerinde ve 15 seneden
daha uzun bir süredir vatandafll›¤›ndan
ç›kmak istedi¤i ülkede ikamet etmiyorsa,
• Askerlik hizmetini yapmas›yla Almanya ile silahl› bir ihtilafa kar›flma ihtimali varsa,
• Askerlik hizmetini para karfl›l›¤›
yapma durumu sözkonusu ise, vatandafll›k baflvurusu yapan kifliden ayl›k
brüt maafl›n›n üç kat›n›n istenmesi de
uygunsuz kofluldur. Yasada, bu konudaki s›n›r, nihaî fleklinde belirtilmemekle beraber(6) 5113 Euro rakam› her
zaman için uygun bir koflul olarak gözükmektedir.(7) Türkiye, vatandafll›ktan ç›kabilmek için askerlik hizmetini
yapm›fl olmay› öngörmemektedir. Bu
istisnaî durumlar da Türk toplumu için
sözkonusu olmamaktad›r.
Türkiye`de askerli¤in 5112 Euro
karfl›l›¤›nda paral› yap›labilmesi nedeniyle , birden fazla vatandafl olabilme
imkan› da do¤mamaktad›r. 5112 Euro
oran›nda bir rakam her zaman için uygun bir kofluldur.
c) Ç›k›fl baflvurusuna cevap
verilmemesi.
Usulüne uygun yap›lm›fl ç›k›fl baflvurusuna makul bir süre içerisinde cevap verilmemesi, birden fazla vatandafll›¤›n kabulüne sebep teflkil edebilir.
Burada tart›fl›lan konu, makul sürenin
ne kadar oldu¤udur. Mahkemelerin içtihadlar›na göre, her özel durum kendi
flartlar› içerisinde de¤erlendirilmelidir.(8) Hukuk ders kitaplar›nda ise bu
s›n›r›n kesin olarak iki y›l olmas› gerekti¤i savunulmaktad›r.(9) Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas›na göre, usulüne uygun yap›lm›fl bir
baflvurunun üzerinden iki y›l geçmifl
olmas›na ra¤men, ç›k›fl gerçekleflmemifl ve gelecek 6 ay içerisinde de gerçekleflmesi beklenmiyorsa, birden fazla
vatandafll›k kabul edilebilmektedir.(10)
Türkiye Cumhuriyeti devleti, baflvurunun üzerinden daha bir y›l geçmeden cevap verdi¤inden dolay›, yukar›da
belirtilmifl olan farkl› durumlarda dahi,
Türkiye kökenliler için birden fazla
vatandafll›k sözkonusu olamamaktad›r.
4. Yafll› Kifliler
(§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 4 StAG)
Alman Yabanc›lar Yasas›`n›n 12.
maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 4
nolu alternatifi uyar›nca, afla¤›daki koflullar›n yerine getirilmesi durumunda,
yafll› kifliler için birden fazla vatandafll›¤›n kabulü sözkonusu olmaktad›r. Bu
koflullar ise flunlard›r:
• Yafll› kiflilerden kas›t 60 yafl›n›
doldurmufl olmas›d›r (11)
• Vatandafll›ktan ç›k›flta fiilî veya
hukukî olan nispetsiz zorluklarla karfl›lafl›lmas›. Bu durum, yafll› bir kifliden
kendisinden beklenmeyecek uygunsuz
bir talepte bulunma halinde sözkonusudur. Örne¤in, sa¤l›k durumu el vermeyen yafll› bir flahs›n, flahsî olarak yabanc›lar dairesine gidememesi hali. Yafll›l›ktan dolay› gitmesi kendisinden beklenmeyecek flahs›n, ç›k›fl baflvurusu
yapt›¤› ülkeye gitmesinin gerekli olmas› veya yafll› flahs›n hangi yabanc› ülkenin vatandafl› oldu¤u tespit edilememesi.(12)
• Vatandafll›k baflvurusunun reddinin özel zorluklar içermesi. Bu, özellikle, yafll› flahs›n bütün aile fertlerinin
Almanya vatandafl› olmas› veya baflvuran flahs›n en az 15 y›ld›r vatandafll›k
için baflvuru yapt›¤› ülkede ikamet et-
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
10
mesi hallerinde sözkonusudur. (13)
Almanya ikamet eden yafll› Türkler,
yukar›da belirtilen koflullar›n yerine
getirilmesi halinde, bu istisnaî kuraldan istifade edebilirler ve birden
fazla ülke vatandafll›¤›na r›za gösterilerek vatandafll›¤a al›nabilirler.
5. Önemli Zararlar.
(§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 5 StAG)
01. 01. 2000 tarihinden itibaren Yabanc›lar Yasas›`n›n 87. maddesinin 1.
f›kras›n›n 2. bendinin 5 nolu alternatifi
ve 01.01.2005 tarihinden itibaren Vatandafll›k Yasas›’n›n 12. maddesinin 1.
f›kras›n›n 2. bendinin 5 nolu alternatifi
uyar›nca ekonomik ve mal varl›¤› haklar› alanlar›nda oluflabilecek önemli
zararlar, birden fazla vatandafll›¤a raz›
olarak vatandafll›¤a alma için sebep
teflkil edebilmektedir. Türkiye`de de
oluflabilecek olan meslekî zararlar, teklif getirilmesine ra¤men, kanun metnine al›nmam›fl durumdad›r.(14) Ekonomik ve mal varl›¤› haklar›ndan do¤abilecek zararlar, fiilî durumlar›n veya hususî vak›alar›n özel flartlar›n›n de¤erlendirilmesi sonucu, anavatandaki devletin hukuku uyar›nca oluflabilir.(15)
Buna göre örne¤in flunlara dikkat
edilmesi gerekir:
• Vatandafll›ktan ç›kma halinde miras hukuku aç›s›ndan s›n›rland›rmalar›n olup olmad›¤›,
• Vatandafll›k baflvurusu yapan kiflinin, anavatan›nda sahip oldu¤u veya
miras yoluyla elde edebilece¤i gayr-i
menkullerle ilgili, anavatan›ndaki devlete karfl› sorumlulu¤u olup olmad›¤›
veya ç›k›fl gerçeklefltikten sonra tazminat ödemesi olmaks›z›n baflkalar›na satabilmesi veya aç›k bir flekilde de¤erinin alt›nda sat›lma durumu,
• Ülkesinin vatandafll›¤›ndan ayr›lma sonucunda emeklilik haklar›n›n
kayb›n›n sözkonusu olup olmad›¤›,
• Vatandafll›ktan ç›kma sonucu ç›kt›¤› ülkedeki ticarî iliflkilerin tehlikeye
girip girmedi¤i (16)
Önemli denilebilecek zararlar, aç›k
bir flekilde normal s›n›r›n afl›ld›¤› zararlard›r. Ekonomik ve mal varl›¤› haklar›ndan do¤abilecek zararlar ekseriyetle
vatandafll›k baflvurusu yapan flahs›n
y›ll›k brut maafl›n› aflt›¤› takdirde oluflmaktad›r. 10.226 Euronun alt›ndaki
ekonomik zararlar daima cüzî olarak
kabul edilmektedir.(17)
Bu noktada, vatandafll›¤a baflvurular› de¤erlendiren dairenin, flahs›n oluflabilecek zararlar›n› en ince detay›na
kadar inceleme zorunlulu¤u yoktur.
Aksine vatandafll›k baflvurusu yapan
flah›s, kat›l›m zorunlulu¤u çerçevesinde
gerekli olan konular› araflt›rmak durumundad›r. Bildirilmesi gerekli noktalar› bildirmeli ve gerekli evraklar›, icab›nda belli bir süre içerisinde, ortaya
koymal›d›r. Bu gerekleri yerine getirmemesi halinde, birden fazla vatandafll›k kabul için yap›lan baflvuru reddedilir.(18) Mahkeme içtihadlar› da ‹çiflleri
Bakanl›¤›`n›n uygulamalar›yla uyuflmaktad›r. (19)
Seite 10
DOSYA
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Almanya`daki Türk kökenli
toplum için flu noktalar önem
arzetmektedir:
Ç›k›fl baflvurusunda bulunan flah›s,
Türk vatandafll›¤›ndan ç›kar›ld›¤› günden itibaren, Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas› uyar›nca yabanc› statüsündedir. 7.6.1995 tarihli 4112 nolu
kanunla de¤ifltirilen T.C. Vatandafll›k
Yasas›`n›n, 29. maddesinin 1. ve 2. f›kralar› uyar›nca, do¤umla Türk vatandafll›¤›n› alm›fl, Vatandafll›k Yasas›`n›n
20. maddesi uyar›nca Bakanlar Kurulu
karar›yla vatandafll›ktan ç›kmas›na izin
verilen flah›slar›n, afla¤›daki belirtilen
haklar› sakl› tutulmaktad›r. Türkiye
Cumhuriyeti devletinin millî menfaatlerine uygun oldu¤u ve sisteme yönelik
bir tehdit olmad›¤› sürece sakl› tutulan
haklar flunlard›r: Miras haklar›, menkul
ve gayr-i menkul mallar›n al›m› ve sat›fl›, çal›flma, ikamet ve seyahat haklar›.
Bu anlamda “ Pembe Kart” pratikte,
T.C Vatandafll›k Yasas›`n›n 29. maddesinin 2. f›kras›n›n pembe kart sahibine
tan›d›¤› haklar› belgeler niteliktedir.
Pembe Kart, Vatandafll›k Yasas›’na ne
bir ilavedir ne de yasan›n de¤ifltirilmifl
bir fleklidir.
Bu ba¤lamda Avrupa`daki hiçbir
vatandafll›k yasas›n›n, vatandafll›ktan
ç›kard›¤› flah›slar için bu tür kanun düzenlemeleri yapmad›¤› hat›rlat›lmal›d›r.
Sonuç olarak, T.C Vatandafll›k Yasas›`n›n 29. maddesi 2. f›kras› sebebiyle, birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak
Alman vatandafll›¤›na alma sözkonusu
de¤ildir. Çünkü, Federal Almanya
Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas›`n›n
12. maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 5 nolu alternatifinin öngördü¤ü zararlar, Türkiye`de uygulamada olan kanunlar nedeniyle Almanya`daki Türk
kökenli toplum için, ortadan kalkmaktad›r. Birden fazla vatandafll›¤›n kabulü, ancak kanunlar›n de¤iflmesi ve ayn›
zamanda “Pembe Kart” uygulamas›na
son verilmesi durumunda mümkün olacakt›r.
6) Siyasî Takibata U¤rayanlar
(§12 Abs. 1 S. 2 Nr. 6 StAG)
Bu kanun yeterince aç›k oldu¤undan, aç›klama olarak, kendileri mülteci
statüsünde olmayan ama iltica hakk›n›
kazanarak, birden fazla vatandafl olma
hakk› tan›narak vatandafll›¤a kabul edilen ailelerin çocuklar› içinde, bu kanunun geçerli oldu¤u belirtilmelidir. Çünkü, çocuklar, ailelerin izni olmaks›z›n
vatandafll›ktan ç›kar›lmamaktad›rlar.
Bir Türk vatandafl›, Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu`nun 12.maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 6 nolu alternatifinde say›lan koflullar› yerine getirdi¤i takdirde, birden
fazla vatandafll›¤a raz› olarak vatandafll›¤a al›n›r.
7.) Avrupa Birli¤i ülkeleri
vatandafllar›n›n vatandafll›¤a
kabulü
Bu hüküm, bir yabanc›n›n baflka bir
üye ülkenin vatandafl› olmas› ve müte-
kabiliyet esas› olmas› durumunda, birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak kabule imkan tan›maktad›r. Mütekabbiliyet esas› afla¤›daki ülkelerle mevcuttur:
Belçika, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, ‹ngiltere (Deniz afl›r› bölgelerin vatandafllar› hariç), ‹rlanda, ‹talya, Hollanda (Belli guruplara yap›lan s›n›rlamalar d›fl›nda), Polonya, Portegiz, ‹sveç, Slovakya, Slovenya (Belli guruplara yap›lan s›n›rlamalar d›fl›nda) ve
Macaristan.
Afla¤›daki ülkelerle mütakabiliyet
esas› mevcut de¤ildir:
Danimarka, ‹zlanda, Litvanya, Lüksemburg, Avusturya, ‹spanya ve Çek
Cumhuriyeti.
Malta ve K›br›s ile mütakabiliyet
esas›n›n mevcudiyeti daha karara ba¤lanm›fl de¤ildir.
Almanya`daki Türk kökenli topluma yönelik olarak bu kanundan ç›karabilece¤imiz, birden fazla vatandafll›¤›n
reddine neden olabilecek iki sebep
mevcuttur. Birincisi, Türkiye`nin Avrupa Birli¤i`nde olmamas›d›r. Yak›n gelecekte kat›l›m müzakerelerine bafllan›cak olmas›na ra¤men, en az›ndan yak›n
bir zamanda Türkiye`nin Avrupa Birli¤i’ne al›nmas› zor gözükmektedir. Di¤er bir sebep ise, mevcut Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas›`n›n bu haliyle mütekabiliyet esas›n›n kabulünü
mümkün k›lmamas›d›r.
8. Yurt içinde yetiflmifl ve
vatandafll›k baflvurusu yapan
kiflinin yabanc› ülkede askerlik
hizmeti (§ 12 Abs. 3 StAG)
Bu kanun, e¤itiminin büyük k›sm›n›
bir Alman okullar›nda tamamlam›fl ve
Almanya hayat flartlar› içerisinde askerlik yafl›na ulaflan baflvuru sahiplerinin,
birden fazla vatandafl olabilmelerine
imkan sa¤lamaktad›r.
Bu durumda birden fazla vatandafll›¤›n verilmesi, resmi dairenin takdir selahiyetine b›rak›lm›flt›r.
Bu noktada takdir edilmesi gereken,
baflvuru yapan kiflinin ülkesinin ortaya
koydu¤u askerlik flart›n› yerine getirmesinde bir kamusal yarar sözkonusu
olup olmad›¤› veya birden fazla vatandafll›¤a kabulüne öncelik tan›nmas›n›nm› gerekli oldu¤udur.
Bu karar çerçevesinde, okul e¤itiminin büyük bir k›sm›n› Federal Almanya
s›n›rlar› içerisinde alm›fl bir yabanc›n›n
entegrasyon politikalar› nedeniyle birden fazla vatandafll›¤a kabulünün kolaylaflt›r›lmas›n›n kamu yarar›na oldu¤u
farz edilmelidir.
Yukar›da sözü geçen büyük bir k›s›m tabirinin ne anlama geldi¤ini Hamburg Yüksek ‹dare Mahkemesi ayr›nt›l›
olarak ortaya koymufltur.(20)
Kanun metninin, manas›ndan ve
amac›ndan anlafl›ld›¤›na göre yabanc›n›n Almanya`da ne kadar ay veya hafta
okudu¤u nihaî kriter de¤ildir. Buradaki
ve oradaki okul e¤itiminin zaman›n›n
hesaplanmas›, okul süresinde ulaflt›¤›
e¤itimsel- ö¤retimsel baflar›lar kriter
olarak al›nmal›d›r.(21)
Vatandafll›k baflvurusu yapan kiflinin, birden fazla vatandafll›¤a kabul edi-
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
lebilir, flayet;
• Daha askere ça¤r›lma durumu var
ise veya,
• Yabanc› ülkede askerî hizmetin,
ayn› konumdaki bir Alman vatandafl›nda olmas› beklenmeyen, baz› zararl›
münferit veya hususî dezavantajlar›
varsa (mesela dil yetersizli¤i; geldi¤i
ülkenin örf ve adetlerine yatk›n olmay›fl›; askerlik görevinin süresi; yak›n akrabalar›ndan uzun süre ayr› kalmas›;
Bir iflyeri veya staj yerini kaybetme tehlikesi veya yine bu gibi yerlerde ifl bulamamas›).
Vatandafll›¤a baflvuran kiflinin, ülkesinin kanunlar›na göre askerlikten
muaf tutulmas› veya tecili mümkünse,
karar verilirken bu konuda gerekli
ad›mlar› at›p atmad›¤› ve gerekli baflvurular› yap›p yapmad›¤› göz önünde bulundurulur.(22)
Türkiye kökenli yabanc›lar›n vatandafll›¤a al›nmalar›nda bu kanunun uygulanmas›, art›k sözkonusu de¤ildir,
çünkü o zamana kadar Türk vatandafll›¤›ndan ç›kmadan önce askerli¤i bitirme
flart› koflan Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu`nun, 20. maddesi
12.06.1995 tarihinden itibaren yerine
baflka bir kanun getirilmeksizin yürürlükten kald›r›lm›flt›r.(23)
Askerlik hizmetinin para karfl›l›¤›nda yap›labilmesi ve bununda uygun bir
mebla¤ tutmas› durumunda, Türkiye
Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu de¤ifltirilse dahi, birden fazla vatandafll›¤›n kabulü mümkün olmamaktad›r.
Para karfl›l›¤› askerli¤in uygunsuz
görülmesi, vatandafll›¤a baflvuran kiflinin ayl›k brüt maafl›n›n üç kat›n› aflmas› halinde sözkonusu olur.(24) Ancak
5113 Euro oran›nda bir rakam genelde
uygun görülmektedir.
Buna karfl›n 5113 Euro olan s›n›r,
Federal ‹dare kanunlar›nda yer almamaktad›r.(25)
Bu nedenle, Türk vatandafll›¤›ndan
ç›kman›n askerlik hizmetini yapm›fl
olma flart›na ba¤lanmas› yeterli olmamakta, paral› askerlik ücretininde yükseltilmesi gerekmektedir. Sözkonusu
madde uyar›nca Almanya`daki Türk
kökenlilerin çift vatandafl olmas› mümkün de¤ildir.
9. Devletleraras› Antlaflmalar
(§ 12 Abs. 4 StAG)
Devletleraras› anlaflmalar için koyulmufl bu madde, belli flartlar alt›nda
süreli bir birden fazla vatandafll›¤›n kabulüne neden olabilir. Bu tür anlaflmalar, Federal Almanya Cumhuriyeti taraf›ndan imzalanmad›¤›ndan dolay›, Almanya`daki Türk kökenli toplumun birden fazla vatandafll›¤a kabulü söz konusu olamamaktad›r.
10. Sonuç
Alman Vatandafll›k Yasas›`n›n 12.
maddesi, 1. f›kras›, 2. bendi, 4 nolu alternatifinde belirtilen yafll› kiflilerle ilgili düzenleme hariç, Almanya`daki Türk
kökenli toplum için birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak vatandafll›¤a alma
mümkün de¤ildir. Bu insanlar iki ülkenin vatandafll›¤›ndan birini tercih etmek
zorunda b›rak›lmaktad›rlar.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 11
DOSYA
11
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
BAT Hangi Dili Konuur?
Mahmut AKAR
ATB Genel Sekreteri
azla meraklanmanıza gerek
yok! Bizim BAT’ımız, ABD’nin kafaları karıfltıran BOP’u
(Büyük Ortado¤u Projesi) gibi yeni
bir proje adı de¤ildir. BAT; Batı Avrupa Türkleri’nin sadece tarafımızdan kısaltılmıfl fleklidir. Bunca seneden sonra "Batı Avrupa Türkleri" artık yerleflmifl ve herkes tarafından
kabul görmüfl bir kavramdır. ‹lk nesil
B. A. Türkleri istisnasız Türkçe konuflurlardı. Geçen zaman içinde onların 3. ve 4. neslinden söz edilmektedir.
Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve ‹ngiltere gibi ülkelerde yetiflen bu nesiller sahiden ana dil olarak
hangi lisanı konufltuklarını bileniniz
var mı? "Benim ana dilim Türkçe’dir" dedikten sonra; ama ben
Türkçe konuflamıyor..., diyen bir nesilin ana dili Türkçe olsa ne yazar?...
Almanca, ‹ngilizce, Fransız veya
Hollandaca’yı su gibi okuyup yazan
ve de bülbüller gibi flakıyan evlatlarımız; kan olarak bizden, lisan olarak
F
onlardandırlar! Biz "piyasa"dan çekildikten sonra, sevginin, selâmın,
muhabbetin ve hatta küfürün Türkçe
olarak yankı buldu¤u baba oca¤ında
bunlardan eser kalmayacak! O hanelerde Türkçe televizyon, gazete, kitap, mumla aranır olacak. Bu nesiller
içinden muhakkak dinine ba¤lı insanlar da çıkacak. Cuma’dan Cuma’ya camiye gidenler, Türkçe konuflan imamı zaten anlayamayacaklar. Zamanla Batı Avrupa dillerinde
hutbeler okuyan imamlar da ço¤alacak, fakat o zaman da planlandı¤ı ve
arzu edildi¤i biçimde bir "kufla çevrilmifl" din, müslümanlara dayattırılacak. O saatten sonra da, camiye gitsen de gitmesen de bir mana ifade etmez zaten...
Bu anlattıklarım, bazıları için felaket senaryosu olabilir... Bu durumun vahametini kavrayamayan, idraktan yoksun olanlar yüzünden yeni
yetiflen nesillerle aramızdaki mesafe
gittikçe açılıyor. Batı Avrupa Türkleri’nin iki büyük eksi¤i vardır:
1) Türkçe konuflanların yafladı¤ı
ülkenin resmi lisanını çok kötü konuflması,
2) Yafladı¤ı ülkenin resmi dilini
bilenlerin de berbat bir Türkçe’yle
konuflmaları. Halbuki bizler için tek
geçerli yol; iki dilli olmaktır. Hem
kültürel kimli¤in korunması ve hem
de beraberce yafladı¤ımız toplumda
varlı¤ını kabul ettirmenin yolu, her
iki dili de bilmekten geçer.
Batı Avrupa Türkleri’nin yafladı¤ı
ülkelerin resmi kurulufllarıyla Türk
sivil kitle kurulufllarının mutabık oldukları (belki de) tek konu; Türklerin, bulundukları ülkenin resmi lisa-
nını muhakkak ö¤renmeleridir. Buna
itiraz eden yok!.. Mesela, ülke dıflında ikamet eden vatandafllarının Almanca’yı muhafaza edebilmeleri için
devletin her türlü imkanını seferber
eden Almanya, sıra buradaki yabancıların ana dillerini ö¤renmeye gelince, görmemezlik ve bilmemezlikten
geldi¤i yetmezmifl gibi bir de üstelik
okullarda yarım-yamalak verilen
Türkçe derslerini peyder pey kaldırıyor. ‹flte bizim itirazımız burada bafllıyor: Almanca’ya (zaten) evet!..
Türk ana-babadan do¤an çocuklara
da Alman Anayasası’nın öngördü¤ü
kültürel/etnik azınlık haklarını bu
devlet vermelidir!... Verilmiyorsa, bu
hak uyum adına ve asimilasyon u¤runa gaspedilmektedir!... 2,5 milyonun üzerindeki Almanya Türk kökenli azınlı¤ın temsilcisi olması gereken kuruluflların ekseriyeti dernekçilik oyunuyla meflgul olmalarından
dolayı bu toplum sahipsizdir. Bu durum istismar edilerek, dikkatler baflka tarafa çekilmektedir.
Baflka yazılarımızda da dile getirdi¤imiz gibi, Batı Avrupa Türkleri
hayati önceliklerini tesbit ederek,
bunları gerçeklefltirmenin kanuni
yollarını aramalı ve bu yolda mutabakat sa¤lamalıdır. E¤er gaspedilen
bir hak varsa, bunun yolu yordamı da
hukuk devletinde bellidir. Ama bundan önce, konunun ehemmiyetini ve
vehametini biz Türklerin idrak etmesi flarttır. Kendinizin inanmadı¤ı fleyi
baflkalarına inandırmanız mümkün
olamayaca¤ına göre, acilen bu mesele Türk kamuoyuna mal edilmeli ve
kendi aramızda tartıflılarak çıkıfl yolları aranmalıdır. Dil bilimcileri, e¤i-
timciler, sosyolog ve psikologlar gibi
konunun uzmanı insanların ortak görüflü fludur: Yabancı kökenli bir çocuk daha okula bafllamadan önce
hem ana dilini ve hem de içinde yetiflti¤i yerli toplumun dilini ö¤renirse, daha flahsiyetli, kabiliyetli ve baflarılı bir insan olarak topluma kazandırılabilir. Bu kıtadaki Türk azınlı¤ın
birçok önemli meseleleri vardır. ‹leri
görüfllü, uzun vadeli düflünebilenler
için ana dil kadar daha öncelikli bir
baflka meselemiz olamaz! Buradaki
varlı¤ımızın devamı, bire bir Türkçe’yle ba¤lantılıdır. Bir Türk için
Türkçe yoksa, milli-manevi kimlik
de yok, kiflilik de yoktur!... Türkçe
yoksa, uyum da huzur da bafları da
yoktur!.. En vahimi de, Türkçe yoksa
istikbâl de yoktur.
Gerek Türkiye’den ve gerekse
Avrupa’dan konusunda ihtisas sahibi
Türkler’in ve meseleye siyasi de¤il
de ilmi yaklaflan Almanların biraraya
gelerek, Batı Avrupa Türkleri’nin
ana dil çıkmazını enine boyuna tartıflarak çözüm yolları tesbit etmeleri
ve bunu kamuoyuyla paylaflmaları
gerekir. Bu meselenin halli, her iki
toplumun barıfl ve huzur içinde yaflaması için verilebilecek en büyük hizmet olacaktır.
‹flveren, iflçi, cami, spor, lobi ve
daha nice benzerleri Türk dernekleri
acilen biraraya gelip bu hayatî meselemizi masaya yatırmalı, çözüm yolları aramalıdırlar. Sadece dil meselemizle ilgili gündem maddesi olan,
BAT 1. Dil Kurultayı’nın gerçeklefltirilmesini temsilci, yetkili, etkili, sorumlu kifli ve kurulufllara teklif ediyoruz.
Evlilikler: “Entegrasyonun göstergesi, ayrılıın deil”
Gaby Straßburger’in Bilim ödülüne layık görülen arafltırması, evlilikle ilgili tutumları ve entegrasyona meyilli olmaya dair varsayımları çürütecek gibi.
2002 yılı kültürlerarası arafltırmalar için verilen Augsburg Bilim ödülü Oryantalist Dr. Gaby Straßburger’e verildi. Straßburger “Göçmenler ba¤lamında evlilik davranıflları ve efl seçimi: Türkiye kökenli ikinci neslin evlilikleri” adlı ilmi arafltırması ile bu ödüle layık görüldü. Straßburger çalıflmasında, ço¤ulcu toplumdan ayrılıfl olarak algılanan göçmenlerin evlilikle ilgili tutumlarının, önyargıdan ibaret oldu¤unu açıklı¤a kavuflturuyor.
Dr. Gaby Straßburger
aby Straßburger’in Bilim ödülüne layık görülen arafltırması, evlilikle ilgili tutumları ve entegrasyona meyilli olmaya dair varsayımları çürütecek gibi
2002 yılı kültürlerarası arafltırmalar
için verilen Augsburg Bilim ödülü Oryantalist Dr. Gaby Straßburger’e verildi.
G
Straßburger “Göçmenler ba¤lamında evlilik davranıflları ve efl seçimi: Türkiye
kökenli ikinci neslin evlilikleri” adlı ilmi
arafltırması ile bu ödüle layık görüldü.
Straßburger çalıflmasında, ço¤ulcu toplumdan ayrılıfl olarak algılanan göçmenlerin evlilikle ilgili tutumlarının, önyargıdan ibaret oldu¤unu açıklı¤a kavuflturuyor.
Straßburger’e göre, Almanya’da
Türk kökenli bekar bayanların az olması
ikinci nesilde gözlemlenen baflka ülkelerden evlenme olgusuna sebep olmaktadır.
Straßburger, Türk kökenli göçmen
toplumunda, erkeklerin yarısı kadar bekar kız oldu¤u üzerinde duruyor ve flöy-
le diyor “Dini sınırların dıflında gerçekleflen evlilikler, hala ailevi çatıflmalara
neden olmaktadır”.
Göçmen ailelerden efl seçimi nadir
vukubulmakta. Bu durumun ayırımcılık
yapmak amacı taflımadı¤ını belirten
Straßburger, aksine uygun ve hemfikir
olabilecekleri efl bulma iste¤inden kaynaklandı¤ını ifade ediyor.
Straßburger, Almanya’da yaflayan
genç Türklerin de¤er yargılarını dikkate
alarak, Türkler ve Almanlar arasında,
evlilik tutumlarıyla ilgili farklılıkları tespit etmeye çalıflıyor. Straßburger’e göre
“Almanya’da kim hayatının kadını veya
erke¤iyle tanıflmayı tesadüfe bırakmazsa, sosyal normların tersine tavır almıfl
olur”.
Alman gençlerinin böyle bir anlayıflı
“modası geçmifl” olarak algılayaca¤ını
belirten Straßburger, Türk gençlerinin
ise kendi kararları ve ailelerinin yönlendirmesi arasında tezat görmediklerini ve
ailelerinin talepleri ve kendi istekleri
arasında orta bir yol bulmaya çalıfltıklarını ifade ediyor.
Efl seçimi ile ilgili bu karmaflık durum, toplumlarda milli ve dini alanlarda
nasıl ihtilaflara yol açtı¤ını ve bu ihtilafın ne derece yayıldı¤ını göstermektedir.
Straßburger’un arafltırmasından çıkan
sonuç ise “Evlilikler entegrasyonun göstergesi, ayrılı¤ın de¤il”. (www.igmg.de)
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
12
Seite 12
DOSYA
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Okullardaki Müslüman Çocuklar
Bilgiler ve Öneriler
Müslüman çocukların okulla bütünleflmesi, e¤itim sisteminin ve toplumun karflı karflıya kaldı¤ı çözümü
zor sorunlardan birini oluflturmaktadır. Çocukların gelece¤i için, okul,
veliler ve toplum, bu süreçte sıkı bir
iflbirli¤i içinde olmalıdır. Bunun için,
çeflitli görüfller arasında eflitli¤i gözetici bir dengeye ulaflmayı sa¤layacak
olan, birlikte kararlafltırılmıfl çalıflma
planlarına ihtiyaç vardır. Afla¤ıdaki
görüfl bildirisi, buna bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Spor ve Yüzme Dersi
Spor dersi, okulun ö¤retim görevleri arasında yer almaktadır. Fakat bu
ders sadece kız-erkek karıflık gruplarda verilirse, ergenlik ça¤ına gelen
müslüman kız ö¤rencilerinin inancıyla çatıflabilir.
Federal ‹darî Mahkemenin 25. 08.
1993 ((dosya no: 6 C 8.91) tarihli ilke
kararına göre okul, imkanları dahilinde ve uygun olan bütün organizasyon
gücünü sonuna kadar kullanarak, ergenlik ça¤ındaki kızlar için ayrı bir
spor dersini düzenlemekle ve uygulamaya koymakla yükümlüdür. E¤er
okul bu yükümlülü¤ü yerine getirmezse veya yerine getirecek durumda
de¤ilse, devletin ö¤retim ve e¤itim
göreviyle (anayasanın 7. maddesi, 1.
paragrafı) inanç, vicdan ve iman etme
hürriyetiyle ilgili hak (anayasanın 4.
maddesi, 1. ve 2. paragrafları) arasındaki çeliflki, kız ö¤rencilerin inanç
hürriyetine öncelik vermek suretiyle
çözülür: Kız ö¤rencilerin ve velilerinin dinî sebeplerden dolayı inandırıcı
bir flekilde talep etmesi halinde, kız
ö¤rencilerin spor ve yüzme dersinden
muaf tutulması zorunludur.
Bununla birlikte sa¤lık, spor branflı, sosyal ve okulla bütünleflme bakımından bir ö¤rencinin dersten muaf
tutulması ulaflılmaya de¤er bir amaç
de¤ildir. Bu nedenle, bu sorunla karflı
karflıya kalan okulların, bilinçli bir flekilde kız ve erkek ö¤rencilerin ayrı
ayrı görece¤i bir spor dersinin düzenlenmesi için gerekli olan imkanları
aramaları daha yerinde olacaktır. Kız
ve erkek ö¤rencilerin birlikte katıldıkları bir spor dersi, en azından geliflim
psikolojisi, pedagojik ve spor branflıyla ilgili sebeplerden dolayı sakıncalıdır. Örne¤in bayan spor ö¤retmenleri kızlara ders verirken, erkek
spor ö¤retmenleri de erkek ö¤rencilere ders verebilir. Di¤er okulların bayan spor ö¤retmenleriyle iflbirli¤i yapılabilir. Ö¤rencilerin aynı mekanda
birlikte dufl yapması da, müslüman
kız ö¤rencileri için sık sık bir problem
teflkil etmektedir. Kapatılabilir dufl
kabinlerinin olmaması halinde, örne¤in dufl yerleri bir perde ile birbirin-
den ayrılabilir. Dersten muafiyet dilekçesiyle ilgili bütün durumlarda,
okulun kız ö¤rencilerle ve onların velileriyle birlikte, gerekli durumlarda
dil ve din yönünden yardımcı oalabilecek bir kiflinin katılımını da sa¤layarak, prensip olarak tarafların kabul
edebilece¤i bir çözüm bulması önemlidir.
Sınıf Gezileri
Birkaç gün süren sınıf gezileri, ö¤retici geziler ve okullara ait çocuk ve
gençlik kampları, okulda verilen dersi
tamamlarlar, e¤itim etkinliklerini
zenginlefltirirler ve ö¤rencinin okulla
bütünleflmesini desteklerler. Bunlar
çocuklara yeni tecrübeler kazandırırlar ve topluma ait olma duygusunu
gelifltirme amacı güderler. Bu nedenle bütün çocukların buna benzer okul
etkinliklerine katılabilmesi gerekir.
Müslüman velilerin, çocuklarının
bu tür etkinliklere katılmasıyla ilgili
çekinceleri olması halinde, önce ilgili
çekincelerin sebepleri hakkında, gerekli durumlarda dil ve din yönünden
yardımcı olabilecek bir kiflinin katılımını da sa¤layarak velilerle bir görüflme yapılmalıdır.
Örne¤in sınıf gezileri pahalı ve veli bunu söylemeye utanıyor olabilir.
Fakat dinî hususlar da sebep olarak
ortaya konabilir (yemek, alkol tüketimi, kız ve erkek ö¤renciler arasındaki
çok yakın iliflki ve benzeri). Çeflitli
görüfller arasında eflitli¤i gözetici bir
denge aranırken, özellikle velilerin
çözüm önerileri hesaba katılmalıdır.
Birçok okulda, okulun eski kız ö¤rencilerinin, müslüman annelerin, ablaların veya üniversiteli kız ö¤rencilerin
gezilere katılımının, uygun bir çözüm
yolu oldu¤u ortaya çıkmıfltır. Bunların refakatçi olarak, bütün kız ya da
erkek ö¤renciler için etkinliklere katılımı yerinde olur.
Cinsel E¤itim
Dersin içeri¤inin ve sunufl metodunun, üreme ve cinsellik hakkında
tarafsız bilgi verme sınırını aflması
halinde, çocuklarının cinsel bilgi dersine katılmasını reddeden müslüman
veliler vardır. Gerçi okul ilgili velilerin rızasını almadan cinsel e¤itim verebilir; fakat böyle bir ders çeflitli de¤er yargılarına açık olmalı, velilerin
e¤itim hakkına ve cinsellikle ilgili oldu¤u ölçüde onların sahip oldu¤u
dünya görüflüne saygı göstermelidir
(Federal Anayasa Mahkemesi 47, 46,
69 ve devamı).
Bu nedenle prensip olarak, veliler
için uzun vadeli, büyük ölçüde dikkatli ve saygılı bir hazırlı¤ın yapılması gereklidir. Bu dersi verme yükümlülü¤ü okulun bir görevidir. Okulun
bu görevi hakkında veliler bilgilendirilmelidir. Ö¤rencinin derse katılmaması okul tarafından mazeretsiz derse
katılmama olarak de¤erlendirilir ve
çocukların bafları düzeyinin düflmesine sebep olabilir. Ayrıca okul, okulda verilen cinsi bilgiler dersinin içeri¤i ve metodu hakkında velileri bilgilendirmekle yükümlüdür.
Tüm tarafların kabul edebilece¤i
çözümlerin bulunabilmesi için, velilerin e¤itimle ilgili amaçlarının, beklentilerinin itinalı bir flekilde iyice gözden geçirilmesi gereklidir. Veliler somut öneriler yapma imkanına kavuflarak, çekincelerinin nasıl ortadan kaldırılabilece¤ini gösterebilmelidir.
Bizzat ö¤renciler de sınıf içinde isimlerini söylemeden çekincelerini ifade
ederek, örne¤in çıplak insanları gösteren filmlerin ve foto¤rafların kullanımı konusunda, bu sürece dahil edilmeli. Kız ö¤renciler, kız ve erkek ö¤rencilerin birlikte ders görmesi halinde, cinsiyetle ilgili sorularını prensip
olarak sadece kız ö¤rencilerin bulundu¤u homojen bir grupta sormayı ve
ele almayı tercih edebilirler. Bu noktadan kalkarak somut öneriler getirilebilir, örne¤in çıplak insanların elden
yapılmıfl resimlerinin kullanılması gibi. Her halükarda bu konuda, derste
kullanılan dilin ve e¤itim araçlarının
daha duyarlı olması gereklili¤ine
a¤ırlık vermek gerekir.
Anlaflmazlı¤ı Önleyici
Tedbirler ve ‹flbirli¤i
Yoluyla Müdahele
Prensip olarak okulların, daha
do¤rusu semtteki birkaç okulun birlikte hareket ederek, anlaflmazlıkları
önlemek amacıyla, sistemli, uzun vadeli ve yürütülebilir bir iflbirli¤i a¤ını
gelifltirmelerinin oldukça uygun oldu¤u ortaya çıkmıfltır. Bu a¤a sadece
bilgi ve becerisi kanıtlanmıfl kiflilerin
(örne¤in velilerin geldi¤i ülkelerin
e¤itim sistemi ve dini hakkında bilgi
sahibi olan iki dilli anadil ö¤retmenleri, aracı kifliler veya uzman din tems i l c i l e r i n i n ) d e ¤ i l ,
aynı zamanda prensip olarak müslüman velilerin de etkin bir flekilde ve
sorumluluk üstlenerek katılmaları yerinde olur. Onlar, sadece ö¤retmenler,
veliler ve ö¤renciler arasında önemli
bir ba¤ oluflturmakla kalmamakta, aynı zamanda bu iliflkileri gelifltirme ve
yo¤unlafltırma görevine de sahip olmaktadırlar. Böyle bir iflbirli¤i a¤ını
(gerekirse anadilde) yürüyebilecek bir
flekilde oluflturmak için, velilerin kendi hakları ve yükümlülükleri hakkında bilgilendirilmeleri gerekir.
Acil anlaflmazlık durumlarında
olaya yapıcı bir flekilde müdahele
edebilmek için (örne¤in teneffüslerdeki sorunlu davranıfllar, ayrımcı hareketler), okullarda kavga ve tartıflma
hakemli¤inin uygulanmaya konması
önerilebilir. Bu hakemlikte çeflitli din
ve kültüre mensup ö¤rencilere sorumluluk yükleyerek görev verilmelidir.
Bundan baflka, örne¤in sosyal bilgiler, Almanca, ilgili din dersi ve anadil
dersi gibi derslerdeki baflarılı tecrübelere dayanarak, ilgili anlaflmazlık konusu derste ifllenebilir ve uzman din
temsilcileriyle birlikte bilgilendirme
ve tartıflma etkinlikleri düzenlenebilir.
Hessen Eyaleti’ndeki
Islamforum’u destekleyenler:
Christoph Baumann, E¤itim ve
Bilim Sendikası, Hessen Eyaleti fiubesi, Frankfurt am Main
Doçent Dr. Dorothea BenderSzymanski, Almanya Uluslararası Pedagojik Arafltırmalar Enstitüsü,
Frankfurt am Main
Dr. Yaflar Bilgin, Almanya Türk
Vatandaflları Konseyi, Giessen
Dr. Ansgar Koschel, Rabanus Maurus Katolik Akademisi, Frankfurt
am Main
Dr. Hüseyin Kurt, Diyanet Türk‹slâm Birli¤i, Frankfurt am Main
Ramazan Kuruyüz, Hessen ‹slâm
Cemaati, Giessen
Dr. Jürgen Micksch, Groeben
Vakfı ve Almanya Kültürlerarası Diyalog Konseyi
Dr. Cornelia Siedlaczek, Katolik
Yetiflkinler E¤itimi Kurumu, Frankfurt am Main
Frankfurt am Main
Hessen Eyaleti’ndeki Islamforum
adlı organizasyon 13 Ekim 2003 tarihinde Frankfurt am Main’da kuruldu.
Bu organizasyonda ‹slâmi grupların,
Hristiyan ve Yahudi cemaatlerinin,
toplumsal kurumların, bilim dünyasının ve Hessen’deki resmî ve yerel kurumların önemli flahsiyetleri iflbirli¤i
içinde çalıflmaktadırlar. Bu görüfl bildirisinin Arapçaya ve Türkçeye tercüme edilmesi öngörülmüfltür.
Bu görüfl bildirisini afla¤ıdaki adresten temin edebilirsiniz:
Groeben-Stiftung , Goebelstr. 21,
64293 Darmstadt,
Tel: 06151-33 99 71,
Fax: 06151-3919740,
E-mail:
[email protected]
Groeben Vakfı tarafından desteklenmektedir.
Bu görüfl bildirisinin ço¤altılması
serbesttir.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 13
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
13
UZMANINDAN BLGLER
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
zine gideceklere önemli bilgiler
1. Yolculuktan önceki hazırlık
2. Yolculukta dikkat edilecek hususlar
3. Geri dönüte dikkat edilecek hususlar
hsan GÜLER
Sürücü Kursu Öretmeni
[email protected]
ok de¤erli Hayat yolcusu; ‹nsan Kâlû Belâ’dan Cennet
veya Cehenneme kadar bir
yolculuk içerisindedir. Bu yolculuk
insan için çok zor ve meflakkatli bir
ifl oldu¤unu siz sayg› de¤er okuyucular›m›z da bilmektesiniz bu uzun
yolculuk içerisinde bir çok hayat
var. Mesela, Ruhlar alemi, Ana rahmindeki yolculuk, Dünya Hayati,
Kabir Hayat›, vs.
Bizler Dünya hayat›ndaki bir
yolculuk için bir sürü haz›rl›k yapar›z ve yapmal›y›z da bu haz›rl›k yolculu¤umuzun rahat, huzurlu, kazas›z
belas›z ve çabuk geçmesi aç›s›ndan
son derece önemli ve gereklidir.
Yolculuk için çok çeflitli vas›talar
oldu¤u gibi çok çeflitli yol güzergahlar› da vard›r. Her vas›ta ve güzergah için de ayr› ayr› haz›rl›k yap›lmas› gerekir.
Biz bu say›m›zda yukar›da sayd›¤›m›z yolculuklardan sadece küçük
bir nebzesine haz›rlanmak istiyoruz.
‹nsan her ne ifl yapmak isterse ilk
önce yapaca¤› iç için kendisinde ihtiyaç belirir sonra ister daha sonra
yapmak için niyet eder yani akl›ndan geçirir. Sonra planlar ve yapar.
fiimdi biz Gurbetçilerin mutlak
bir ihtiyac› vard›r:
1. Vatan hasreti gidermek
2. Akraba Ziyareti yapmak
Ç
3. Kafa dinlemek, Enerji almak
4. Mal ve Mülk al›p satmak vs.
5. Vatan› ve içindeki mukaddesat› tan›mak.
‹flte biz bunlar› yapmak niyeti ile
yolculuk haz›rl›klar›na bafllam›fl bulunuyoruz bir de bu niyete Allah r›zas›n› eklersek tüm yolculu¤umuz
boyunca ibadet yapm›fl oluruz.
De¤erli Okuyucular›m›z
‹lk kontrol edece¤imiz fleyler
kendimizin ve Aile efrad›m›z›n
Pasaportlar›, Kimlikleri,
a) Oturum var m›
b) Süresi yeterli mi
c) Bofl sayfalar› var m›
d) Geçece¤imiz ülkelere vize var
m›
e) (Auslandsfamilienkrankenversicherung (adac tavsiye edilir)
f) Auslandskrankenschein (kendi
sigortan›zdan alacaks›n›z)
Ço¤u ülkelerde en az 3 ayl›k oturum baz› ülkelerde en az 6 ay oturum ve baz› ülkelerde vize flart› vard›r. Bunlar kontrol edilmesi gerekir.
Ve baz› ülkelere Maut gereklidir.
Bunlar› da burada Adac’den alman›zda fayda var.
2. Araban›zda kontrol
etmeniz gerekenler
a) Fahrzeugschein Ruhsat› (Dikkat kendi ad›n›za olmal› de¤ilse vekalet gerekli)
b) Grüne kart›–sigorta Yeflilkart›
(Dikkat Türkiye’nin tamam›nda geçerli mi)
c) Araban›z› yolculu¤a
haz›rlay›n
- Frenlerini
- Ifl›klar›n›
- Sileceklerini
- Lastiklerini
- Sigortalar›n›
- Suyunu
- Ya¤›n›
- Yedek lasti¤ini ve gereken aletleri
- ‹lkyard›m çantas›, ikaz üçgeni,
ikaz yele¤i (Dikkat Avusturya’da
her kifliye mecburi her hangi bir kazada veya ar›zada giyilmesi gerekiyor.
- Cezas› 50 ile 600 euro aras›
imifl.
Hepsini güzel bir kontrol ettirin.
Eksikleri tamamlatt›r›n bu flekilde
gereken tedbiri alm›fl olursunuz.
4. Seçti¤iniz güzergah› planlay›n
a) Adac’ye üye olanlar Adac’den
yol tarifi ve yol haritalar› albilirler.
Üye olman›z› tavsiye ederiz.
b) Bu ald›¤›n›z tarifi inceleyin ve
özetini küçük bir ka¤›da yaz›n ve
görebilece¤iniz yere as›n.
c) Mesela: A 3 – München – A 3
Wien – Beograd – Zagrep vs.
d) Yolculuk yapaca¤›n›z arkadafl›n›z› seçiniz ve kendisi ile anlafla¤›n›z flekilleri konuflunuz.
e) Genelde yoruldu¤unuz saatlerde mola yap›n.
f) Veya Trafi¤in çok yo¤un olaca¤› saatlerde mola yap›n.
5. Yükleyece¤iniz yük
a) Araban›z›n müsadeli a¤›rl›¤›n›
aflmay›n.
b) Yükü sa¤lam ba¤lay›n ve sizi
engellemesin.
6. Önemli Kurallar
a) Kesinlikle uykusuz, hasta, rahats›z, yola ç›kmay›n.
b) Yoruldu¤unuz zaman dinlenin, temiz hava al›n, egzersiz yap›n.
c) Uykunuz geldi¤i vakit çekin
müsait ve emniyetli bir yere uyuyun.
d) Kesinlikle kahveye, çaya,
Redbulla, ilaçlara güvenmeyin. Onlar belki uykunuzu kaç›r›r ama alg›-
laman›z› yerine getirmez. Gözünüz
aç›k uyursunuz haberiniz olmaz.
e) Sürat tahditlerine uyunuz
f) Tehlikeli ve riskli sollamalardan kaç›n›n.
g) ‹leri görüfllü araç kullanmaya
çal›fl›n.
h) Di¤erlerinin yapabilece¤i hatalar› göz önünde tutun.
i) Acele etmeyin
j) Yan›n›zda bol sab›r götürün.
k) Ecele de¤il izine gitti¤inizi
unutmay›n ve rahat rahat gidin.
l) Yolculu¤unuzu da izine dönüfltürün.
m) Tatilinizi flehrinize gitmeden
veya Almanya’ya dönüflte yap›n
hem dinlenirsiniz hem de izninizi
bölmezsiniz ve füzuli yolculuk yapmazs›n›z.
7. Emniyetle ilgili
a) Pasaport ve önemli eflyalar›n›z› üzerinizde tafl›y›n veya iyi bir
yerde saklay›n.
b) Kesinlikle aç›kta çanta, telefon veya de¤erli eflyalar b›rakmay›n.
c) Mola yapaca¤›n›z vakit yolcular›n çok oldu¤u yerde durun.
d) Emniyetli yerleri seçin
e) Hepiniz birlikte uyumay›n
f) Transit geçilmesi gereken ülkelerde durmay›n, örne¤in Bulgaristan, S›rbistan, vs.
Degerli okuyucular›m›z
Mümkün oldu¤u kadar özetleyerek yazd›m teferruat›na girmedim
böyle daha faydal› olur düflüncesi
ile.
Hepimize hay›rl›, rahat, huzurlu,
çabuk, sevgi dolu ve mutlu yolculuklar dilerim. Güle güle gidin ve
güle güle gelin.
Belki yolda görüflürüz
Fahrschule Güler Hay›rl› yolculuklar diler.
Göçmenler medyadaki çarpık yayınların kurbanı
Alman medyasında ayırıma tabi tutulmadan yapılan yayınlar
göçmenler hakkında çarpık bir izlenim oluflturuyor.
lman medyasında ayırıma tabi tutulmadan
yapılan yayınlar göçmenler hakkında çarpık bir izlenim oluflturuyor.
"Özellikle Hıristiyan kültürüne mensup olmayan göçmenlerle ilgili yayınlar ayırıma tabi tutulmuyor". Bu sözler
bir tartıflma programına katılan Güneybatı Radyosu yaban-
A
cı sorumlusu ve Almanya Göçmen
Konseyi üyesi Prof. Dr. Karl-Heinz
Meier-Braun`a ait. Programda yabancıların hassasiyetlerini savunan
Meier-Braun medyayı flu sözlerle
elefltirdi "Yabancıların Alman toplumuna ve ekonomisine olumlu
katkılarına medyada neredeyse hiç
yer verilmiyor".
Federal Yabancılar Konseyi
Baflkanı Mehmet Kılıç, Alman
medyasından göçmenler hakkında
ayırıma tabi tutarak haber yapmalarını istedi. Kılıç, ayrıca radyo konseyinde göçmenler için bir temsilci
bulunmasını talep etti.
Aynı zamanda avukat olan Kılıç, Almanya’nın bir entegrasyon
politikası olmaması nedeniyle,
medyanın demokratik temel yapıları korumasının önemine de¤inerek
sözlerine flöyle devam etti "Bütün
gazetelerde ve radyo kurumlarında
göçmenlerle ilgili uzman bir redaksiyon olmasından yanayım".
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 14
DOSYA
14
ıla, ulaflmak ve kavuflmak anlamlarındadır. Türkülere, fliirlere, hasret ve hüzün dolu
sözlere konu olmufl; ana baba özlemi, vatan hasreti gibi duyguları
yansıtan, biraz özlem biraz hasret
ve bir iç çekifltir sıla… Rahim kelimesi ise, rahmetten gelir; rahmet,
acımak ve flefkat duymak gibi anlamlar taflır. Sıla-i rahim ise akrabalık, hısımlık ve yakınlık gibi insanın
seçimle elde etti¤i de¤il de kaderin
biraraya getirdi¤i beflerî yakınlı¤ı
ifade eder. Genel manada baktı¤ımızda ise sıla, akrabalara kavuflmak
anlamında olup; flefkat, merhamet,
yardım, görüflme ve ziyaret gibi
manaları da içinde saklar.
Sıla-i rahmin birçok ayet ve hadiste önemli farz ibadetlerin hemen
arkasından anılması ise bu ibadetin
önemini göstermektedir. O kadar
öneme sahiptir ki, terkedilmesi büyük günahlardan sayılmıfltır. Bir
Ayet-i Kerime’de Cenab-ı Allah:
"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eflini yaratan
ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden sakının.
Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulundu¤unuz Allah’tan ve
akrabalık ba¤larını kesmekten de
sakının. fiüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa Suresi:1) diye buyururken; Peygamber
Efendimiz ise hadislerinde flu ihtarları yapmaktadır:
"Akrabalık ba¤larını görüp gözetmeyerek münasebetini kesen
cennete giremez." (Riyazu’s-Salihin, bölüm 41, 339)
Bir gün sabah namazından sonra
‹bn-i Mesud (ra) cemaatle otururken onlara "Sıla-i rahmi kesen kifliler Allah ile yemin veriyorumki, bizim yanımızdan kalksın! Çünkü biz
Rabbimizi ça¤ırmak istiyoruz. Hal-
S
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Akrabalara ve dostlara varmak...
Sıla-i Rahim...
buki göklerin kapıları sıla-i rahmi
terkedenin önünde kapalıdır." (Hayatü’s Sahabe, cilt 3 ,sayfa 87) diyerek ça¤lar ötesinden bizleri uyarıyordu.
Sıla-i rahim öyle bir ibadettir ki,
ziyaret edene de edilene de manevî
faydalar sa¤lamaktadır. Çünkü baflkalarıyla münasebet insan hayatına
mana ve güzellik katar. iliflkiler arttıkça da manevî ba¤lar güçlenir,
sevgiler artar ve fertler arasında
bencillik ve yalnızlık gibi hisler de
ortadan kalkmıfl olur. Peygamber
Efendimiz de hadislerinde hem akrabalarımızı tanımamızı hem de sıla-i rahmin de¤eri hakkında flöyle
buyuruyorlar.
"Nesebinizden sıla-i rahim yapacaklarınızı ö¤renin. Zira sıla-i
rahim akrabalarda sevgi, malda
bolluk, ömürde uzamadır."(Buharî,
Edeb, 12)
"Rızkının bol olmasını ve ömrünün uzun olmasını isteyen kimse akrabalarına ziyaret ve iyilikte bulunsun.(Riyazu’s-Salihin, bölüm 40,
319)
‹flte bu hadislerden de anlaflılaca¤ı üzere sıla-i rahimden flu hayırlı sonuçlar ortaya çıkar.
Ömür bereketli olur. Öyle ki, kifli aynı zamanı yaflayana göre daha
baflarılı ve hayırlı iflleri yapmaya
muktedir olur. Yaflanılan zaman bereket kazanır. Allah’ın rızası kazanılır ve rızık bollaflır.
Nesillere, ‹slamî yaflam tarzı örnek olarak ö¤retilmifl olur ki, büyükleri ziyaretlerde çocuklarımızı
da beraberimizde götürmek onlara
kültürümüzü ö¤retmenin en güzel
yoludur.
Yakınları, iyili¤i emretme ve kötülüklerden menetme adına yeni fırsatlar ortaya çıkar ki, bu konuda daha birçok sosyal fayda da sıralanabilir. Sıla-i rahimde dikkat edilecek
olan bir konu da, sadece sürekli görüflülen akrabalar de¤il, ba¤larını
koparan akrabalara karflı da bu görev yerine getirilmelidir. Peygamber efendimiz: "Akrabalarının gösterdi¤i ilgiye aynıyla karflılık vermek akrabalı¤ı gözetmek de¤ildir.
Asıl akrabalı¤ı gözetmek, onlar münasebetlerini kestikleri zaman, onlarla ilgilenip münasebeti devam
ettirmektir."(Riyazu’s-Salihin, bölüm 40, 322) diyerek bu alana da
vurgu yapar ve böylece Resulullah
bizleri uzak kaldı¤ımız ve kırgınlık
yafladı¤ımız yakınlarımıza da sıla-i
rahim yapmamızı teflvik eder.
fiurası da hiç unutulmamalıdır
ki, sıla-i rahim yaparak gönüllerini
almakla zorunlu oldu¤umuz en yakınımız ise, bize ömürlerini feda
eden anne ve babamızdır. Ayet-i
Kerime’de buyruldu¤u gibi
"Rabbin flöyle buyurdu: Allah’tan baflkasına ibadet etmeyin.
Anaya babaya güzel muamele
edin. fiayet onlardan her ikisi veya
birisi yafllanmıfl olarak senin yanında bulunursa sakın onlara hizmetten yüksünme, "öff!" bile deme, onları azarlama, onlara tatlı
ve gönül alıcı sözler söyle. fiefkatle, tevazu ile kol kanat ger onlara
ve flöyle dua et: "Ya Rabbi, onlar
küçüklü¤ümde nasıl beni ihti-
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
mamla yetifltirdilerse, ona mükâfat
olarak Sen de onlara merhamet
buyur!" (‹sra Suresi, 23-24)
Yukarıda geçen ayet ve hadislerde görüldü¤ü gibi sıla-i rahim sürekli teflvik edilirken ‹slam düflünürleri de sıla-i rahimi derecelere
ayırmıfllardır. En alt derecesi akrabalara karflı tatlı sözlü olmak, güler
yüz göstermek, onlarla karflılaflıldı¤ında hal ve hatırlarını sormak, selamlaflmak ve onlar hakkında hayır
dilemektir. Bir üst derecesi ise onların ziyaretlerine gitmek ve çeflitli
konularda onların yardımına koflmaktır. Yani onlara zaman ayırmak,
onları yoklamak ve ifllerinde yardımcı olmaktır. En önemli derecesi
ise akrabaya malî olarak yardım ve
destek sa¤lamaktır. fiu da bir gerçektir ki insanın iyilik yapması güzel bir haslettir, önce akrabaya yapılırsa bu daha güzeldir.
Sıla-i rahmi, genel yapı içerisinde de düflünecek olursak; her tanıdık kifliye de bir vazife olarak görülmelidir. Bir Müslümana içten bir
selam, yafllı bir insana yardım, küçük bir çocu¤a flefkat, sevinci tebrik, üzüntüyü teselli, adres soran bir
kifliye yardımcı olmak, bir tebessüm ve bir nasihat bile sıla-i rahimdir. Yeter ki ilahî rahmet umut edilerek yapılsın.
Son olarak flunu da hatırlatmayı
sıla-i rahmin ehemmiyetine atfen
zarurî görüyoruz. Artık bizler iletiflim dünyasının en genifl imkânları
ile iç içe yaflıyoruz. Bahanelerin de¤il, imkânların sahipleriyiz. En
uzak yakınımızın dahi bize sadece
bir telefon kadar yakın oldu¤unu
unutmamamız gerekir. Çünkü,
uzaklarda birileri bizi bekliyor.
Bekleyenler de, akrabalarımız,
dostlarımız ve sevdiklerimiz.
Entegrasyondan sorumlu Bakan Marieluise Beck
"Vatandalıa alma yanlısı bir hava oluturulmalı”
ntegrasyondan sorumlu bakan "Nasıl Alman olurum?"
adlı yeni bir broflür hazırladı.
Söz konusu broflürde vatandafllı¤a
alınma sürecindeki uygulamalar
hakkında bilgi veriliyor.
Göç, mülteciler ve entegrasyondan sorumlu Bakan Marieluise
Beck, kısa süre önce vatandafllık
hukukuyla ilgili reformun, entegrasyon politikası açısından önemli bir
adım oldu¤unu anlatmak amacıyla
"Nasıl alman olurum?" adlı broflürün yeni baskısını kamuoyuna sundu.
Beck yaptı¤ı açıklamada flu ifa-
E
delere yer verdi "Yeni vatandafllık
yasası yürürlü¤e girdikten sonra
befl sene içerisinde, reformdan önceki yirmi senelik dönemde gerçekleflenden daha çok vatandafllı¤a geçifl kaydedildi" Yasa de¤iflikli¤i ile
bir milyonun üzerinde kifli, Alman
vatandafllı¤ını elde etmifl oldu.
Vatandafllı¤a geçenlerden yaklaflık 200.000’i Alman vatandafllı¤ını
do¤um yoluyla elde etti. Beck ayrıca konuflmasında bunun hem hukuki entegrasyona önemli bir katkı
hem de demokratik topluma politik
katılımın sa¤lanması açısından
önemli oldu¤unu ifade etti.
Beck, entegrasyon politikasını
sürdürece¤ini bildirdi. Entegrasyon
politikası yolunda daha çok aktif olma konusunda ça¤rıda bulunan
Beck, il ve ilçelerdeki sorumlulardan da eyaletlerdeki farklı uygulamaları da göz önüne alarak, vatandafllı¤a alma yanlısı bir hava oluflturulmasını talep etti.
Beck bu çabalarıyla Alman vatandafllı¤ını elde etme konusunda
toplumu bilgilendirmek ve bu yolla
Alman vatandafllı¤ına geçiflin artmasını hedeflemekte.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 15
DOSYA
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
15
Hessen slam Cemaati/IRH Bakanı Ramazan Kuruyüz’ün Makalesi
“nsan onuru dokunulmazdır. Müslümanlar da insandır ve onurları vardır.”
essen Eyaleti’nde son günlerde Alman kamuoyu, bas›n ve medyas›nda büyük
yank› uyand›ran, hepimizi do¤rudan veya dolayl› olarak etkileyen ve
ilgilendiren önemli bir geliflme hakk›nda sizleri bilgilendirmek ve bunu sizlerle paylaflmak istiyorum. Bu
önemli geliflmeyle ilgili olarak, Alman bas›n ve medyas›nda hergün
haber, yorum ve röportajlar yay›nlanmakta iken, Türk bas›n› ve medyas› genel olarak maalesef duyars›z
kalm›fllard›r. Adeta susturulmufl ve
sindirilmifl bir görüntü vermektedirler. Böylece, Türk kamuoyu ve sizler, bu son geliflme ve haberlerden
yoksun b›rak›lm›fl durumdas›n›z.
Bu makalenin Türk bas›n›nda yay›nlanmas›n› ve böylece sizlere
ulaflmay› ümit ediyorum. Son geliflmeyi daha iyi anlayabilmeniz ve
yorumlayabilmeniz için, bu geliflmenin kayna¤› olan, bafllang›ç dönemine ve bugüne kadarki sürecine
göz atman›n yararl› olaca¤› kanaatindeyim.
Aran›zdan birço¤unun hat›rlayaca¤› gibi, Almanca ismiyle Islamische Religionsgemeinschaft Hessen/IRH olarak kamuoyunda tan›nan Hessen ‹slam Cemaati’ni, eyaletimizde bulunan cemaat ve cami
derneklerinin büyük ço¤unlu¤unun
kat›l›m›yla birlikte kurduk. Hessen
‹slam Cemaati’nin kuruluflu öncesinde, eyaletimizde aralar›nda çat›
kurulufllar›n›n da yer ald›¤› 24 müslüman dernek ve teflkilat, Almanca
ismiyle Islamischer Arbeitskreis
Hessen/IAK olarak an›lan Hessen
‹slam Çal›flma Grubu’nu oluflturmufllard›r. Bir taraftan Eyalet Hükümeti, di¤er taraftan ‹slami cemaat ve kurulufllar ile yap›lan görüflmeler ve istiflareler sonucunda, Kas›m 1997‘de IRH kurulmufltur.
IRH, IAK’dan farkl› olarak, birey-
H
lerin/kiflilerin üyeli¤inden oluflmaktad›r. Eyalet düzeyinde bugün yaklafl›k 11.500 üyesi bulunan IRH,
birçok cemaat, millet ve rengin bulufltu¤u ümmet mozayi¤ini sergilemektedir. IRH, sizlerin, bizlerin,
hepimizin çocu¤u ve ortak emeklerimizin ürünüdür. Baflta selefim ve
ilk baflkan, Suriye as›ll› Amir Zaidan ve baflkan yard›mc›s›, Alman
bac›m›z Karola Khan olmak üzere,
IRH’n›n kuruluflundan bugüne kadar eme¤i geçen tüm cemaatlere ve
kardefllerime en içten duygular›mla
teflekkür ederim. Allah, tüm bu kardefllerimden ve hepinizden raz› olsun (Amin).
Kuruluflundan bugüne kadar
IRH, Hessen Eyaleti’nde yaflayan
üyelerinin ve tüm müslümanlar›n,
toplum hayat›n›n her alan›nda önem
tafl›yan dini ihtiyaçlar›, anayasal
haklar› ve eflit muamele görmeleri
yönünde tüm gücüyle mücadele etmektedir. IRH’n›n bu alanlarda
yapt›¤› hizmetler, çal›flmalar ve
projeler, Almanya’da bulunan bu
konularla ilgili tüm dini, siyasi, toplumsal ve akademik kurum ve kurulufllar taraf›ndan dikkatle izlenmekte ve takdirle karfl›lanmaktad›r.
IRH, Hessen’de ve Almanya’da ‹slam’›n art›k bir yabanc› unsur olarak alg›lanmamas›na ve bu ülkenin
önemli bir gerçe¤i olarak kabul görmesine, k›sa zamanda önemli katk›lar sa¤lam›flt›r.
Ancak, müslümanlar›n anayasa
ve kanunlar›n kendilerine de tan›d›¤› haklar› ve eflit muamele görmeleri yönündeki talepleri, devlet kurumlar› taraf›ndan sürekli olarak
ayr›mc› muameleye tabi tutulmakta
ve müslümanlar ma¤dur edilmektedir. Hessen Eyalet Hükümeti’nin
müslümanlar›n anayasal haklar›na
yönelik ayr›mc› politikalar yürütmesi sonucunda, müslümanlar anayasal ve kanuni haklar› için maalesef s›k s›k hukuki mücadele yapmak ve mahkemelere müracaat etmek zorunda b›rak›lmaktad›rlar.
(Örne¤in ‹slam din dersi, floksuz
kurban kesimi ve baflörtüsü gibi).
Siyasi irade taraf›ndan birçok alanda anayasal ve kanuni haklar› verilmeyen ve reddedilen müslümanlar,
bu haklar›n› hukuk yolu ve mahkemeler kanal›yla kazand›klar›nda,
demokratik bir hukuk devleti olan
bu ülkede, sadece müslümanlar› bu
haklardan mahrum b›rakmak üzere
kanunlar de¤ifltirilmeye veya yeni
kanunlar ç›kar›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu hükümet, „entegrasyon"
kavram›ndan sadece Almanca’n›n
ö¤renilmesini anlamaktad›r. Y›llardan beri „entegrasyon" propagandas› yapan Hessen Eyalet Hükümeti,
bu kavram›n ya anlam›n› bilmemekte, ya da bildikleri halde müslümanlar› asimile etme amac› gütmektedir. Bu hükümetin „entegrasyon" politikas›n›, Almanca’da yer
alan flu atasözü çok güzel tarif etmektedir: „Su üzerine vaaz ederler,
ama flarap içerler." Gerçek anlam›,
bu ülkenin bir parças› olmak ve bu
ülkenin ço¤unluk toplumuyla bütünleflmek anlam›na gelen „entegrasyon", ancak müslümanlar›n ve
di¤er az›nl›klar›n da eflit haklara sahip olmas› ve eflit muamele görmesiyle mümkündür.
Biz müslümanlar›n anayasal ve
kanuni haklar›m›z için yapt›¤› toplumsal, siyasi ve hukuki mücadelesine karfl›, Eyalet Hükümeti ve devlet kurumlar›, y›llardan beri, sesimizi kesme, sindirme, korkutma, engelleme, d›fllama ve afla¤›lama gibi
her tür hukuk d›fl› yöntem ve yollara baflvurmaktad›rlar. Özellikle “11
Eylül 2001” tarihinden sonra, Avrupa ülkelerinde, müslümanlara yönelik bir cinnet politikas› yürütülmektedir. Hessen Eyalet Hükümeti, bu
konuda bafl› çekmektedir. Hessen’de yaflayan müslümanlara yönelik önyarg›l›, peflin hükümlü,
flüpheci, suçlay›c›, ayr›mc› ve sindirme yaklafl›mlar› içeren politikalar gittikçe t›rmanmaktad›r. Bununla ilgili birkaç somut örnek verebiliriz: Camilere yönelik sorumsuzca
yap›lan polis bask›nlar›, yüksekokul ve üniversitelerde müslüman
ö¤rencilere yönelik fiflleme uygulamas›, baflörtülü müslüman bayan
ö¤retmen ve memurlara yönelik
meslek yasa¤› ve anayasayan›n eflitlik ilkesine ayk›r› ayr›mc› uygulama, vatandafll›k ve yabanc›lar dairelerinin vatandafll›k ve oturum ifllemlerinde müslümanlara yönelik
onur k›r›c› muameleleri, birçok
devlet kurumunda baflörtülü müslüman bayanlardan baflörtüsüz resim
talepleri ve buna yönelik bask›lar,
floksuz kurban kesim hakk›n›n kanuna ayk›r› bir flekilde sürekli geri
çevrilmesi ve bu konuda ç›kar›lan
zorluklar ve müslüman dernek ve
teflkilatlar›n toplumdaki imaj ve görüntülerini bozmaya yönelik, iftira
ve yanl›fl bilgilerle dolu anayasay›
koruma dairesi raporlar›... Hessen
Anayasay› Koruma Dairesi Baflkan›, daha da ileri giderek, yetki ve
sorumluluklar›n› aflarak ve anayasan›n tarafs›zl›k ilkesini çi¤neyerek,
‹slam’› afla¤›lay›c› ve hakaret dolu
yay›nlar yapabilmektedir. Yay›nlar›nda ve konuflmalar›nda, ‹slam Dini’ni gerici ve Hristiyanl›k Dini’ni
ilerici ve modern bir din olarak tan›mlama cüretini gösterebilmektedir. Baflbakan Roland Koch’un baflkanl›¤›ndaki Hristiyan Demokrat
Partisi/CDU Hükümeti’nin kendisine verdi¤i deste¤e dayanarak, bu
cüreti gösterdi¤i aflikard›r. Hristiyan Demokrat Partisi/CDU Eyalet
Parlamentosu Grubu E¤itim ve
Kültür Sözcüsü Hans Jürgen Irmer,
kendisine ait ve CDU’nun yay›n organ› niteli¤indeki Wetzlar Kurier
Gazetesi’nde, y›llardan beri, ‹slam
Dini ve müslümanlara karfl› ›rkç› ve
düflmanca yay›nlar yapabilmekte ve
devletin yetkili kurumlar› buna karfl› duyars›z kalmaktad›r. Gazetenin
Ocak 2005 nüshas›nda, terörün,
Kur’an ve ‹slam’dan kaynakland›¤›n› iddia eden bir kitab›n reklam›na yer verilmifl ve bu hakaretin propagandas› yap›lm›flt›r. Devletin yetkili kurumlar›, bas›n ve düflüncenin
ifade edilmesi özgürlü¤ünün s›n›rlar› konusunda, her zaman oldu¤u
gibi, burada da çifte standartlar›n›
uygulamaya devam etmifllerdir.
Adeta bu ülkede, ‹slam’a ve müslümanlara yönelik bas›n yoluyla hakaret ve ›rkç› yay›n, devletin korumas› ve güvencesi alt›nda yap›l›r
hale gelmifltir.
IRH, kuruluflundan bugüne kadar, yukar›da sayd›¤›m tüm bu
olaylara, onur k›r›c› politika ve muamelelere karfl›, bütün gücüyle ve
her yerde karfl› durmufl, mücadele
etmifl ve giriflimlerde bulunmufltur.
Müslümanlar›n devlet kurumlar›nda u¤rad›klar› onur k›r›c› muameleleri, her yerde ve her zaman dile getirmifl ve bunlar›n ortadan kalkmas›
için y›lmadan gayret etmifltir. IRH,
tüm bu politikalar karfl›s›nda asla
duyars›z kalmam›fl, susmam›fl ve
susturulamam›flt›r. Hessen Eyalet
Hükümeti, IRH’y› susturmak ve
sindirmek için her tür metoda baflvurmufl ve baflar›s›z kalm›flt›r. Son
olarak, Hessen ‹çiflleri Bakan› Volker Bouffier ve Anayasay› Koruma
Dairesi Baflkan› Lutz Irrgang, 31.
May›s 2005 tarihinde yapt›klar› bas›n toplant›s›nda, 2004 Anayasay›
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
16
Koruma Raporu’nu kamuoyuna tan›tm›fllard›r. Eyalet Hükümeti, ilk
defa IRH’y› da bu rapora alarak,
sindirme, korkutma ve susturma politikas›na yeni bir boyut kazand›rm›flt›r. IRH’n›n Hessen ve Almanya
düzeyindeki imaj›na, özellikle temyiz mahkemesi aflamas›ndaki ‹slam
Din Dersi davas›na, müslüman bayan ö¤retmen ve memurlara yönelik ç›kar›lan baflörtüsü yasa¤› kanununa karfl› yapt›¤› onurlu mücadeleye, Almanya düzeyinde tüm müslüman kurulufllar›n tek bir çat› alt›nda
toplanmalar› ve birleflmeleri yönünde yapt›¤› ve büyük katk›da bulundu¤u geliflmelere ve müslümanlar›n
bu ülkede onurlu ve eflit muamele
gören vatandafllar konumuna gelmesi yönünde yapt›¤› tüm çal›flmalara darbe vurmak üzere, raporda
IRH’n›n anayasa düflman› bir kurulufl oldu¤u iddia edilmifltir. Bu rapor ve iddialar, tamamen as›ls›z ve
politik amaçl›d›r. Raporda yer alan
iddialara yönelik, Anayasay› Koruma Dairesi ve Hessen ‹çiflleri Bakanl›¤› aleyhine önümüzdeki günlerde dava açaca¤›m›z› kamuoyuna
duyururuz.
Bu raporla bizi susturaca¤›n› ve
sindirece¤ini zanneden hükümet,
yan›lmaktad›r. Onurlu mücadelemize bütün gücümüzle devam edece¤iz. Bizi sindiremediler ve asla sindiremeyecekler. Tüm bu görüfllerimizi ve tavrimizi, 15. Haziran 2005
tarihinde yapt›¤›m›z bas›n toplant›s›yla kamuoyuna duyurduk. Alman
medyas› ve bas›n kurulufllar›, 15
gündür bununla ilgili haber, yorum
ve röportajlar yay›nlamaktad›r. ‹lk
defa, müslüman bir kuruluflun onurlu mücadelesi ve görüflleri bu yo¤unlukta Alman medyas›n› ve bas›n›n› iflgal etmektedir. IRH, Alman
kamuoyunun gündemine yerleflmifltir. Türk medyas› ve bas›n› ise, maalesef Türk kamuoyunu bilgilendirme konusunda duyars›z ve etkisiz
kalm›flt›r. Bugüne kadar, müslümanlara yönelik onur k›r›c› muamelelere karfl› duyars›z kalan ya da yeterince net tepki göstermeyen siyasi
partiler, kilise yönetimleri, sivil
toplum ve insan haklar› kurulufllar›,
ilk defa aç›k tepki göstermeye bafllam›fllar ve IRH’ya destek mesajlari yay›nlam›fllard›r. Bunlar, yukar›da sayd›¤›m tüm olumsuzluklara
ra¤men, müslümanlar›n bu ülkedeki
gelecekleri aç›s›ndan önemli ve sevindirici geliflmelerdir. Almanya tarihinde belki de bir ilk yaflanmaktad›r: Siyasi otorite ve hükümete ra¤men, müslümanlar›n onurlu mücadelesine sahip ç›kan sesler yükselmeye bafllam›flt›r. Bu seslerin yük-
Seite 16
DOSYA
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
selmesinin ard›nda, IRH’n›n gösterdi¤i cesur ve onurlu duruflu yatmaktad›r. IRH Baflkan› olarak, bas›n
toplant›s›nda kamuoyuna yapt›¤›m
tarihi aç›klama, gündeme oturmufltur. Bas›n toplant›s›nda, Hessen
Eyalet Hükümeti’nin müslümanlara
yönelik onur k›r›c› politikalar›n›
protesto etmek üzere, ‹slam Din
Dersi ile ilgili olarak Hessen E¤itim
Bakanl›¤› aleyhine açt›¤›m›z ve
Anayasay› Koruma Dairesi Raporu
ile ilgili olarak da Hessen ‹çiflleri
Bakanl›¤› aleyhine açaca¤›m›z davalar›n ard›ndan, Almanya’y› terk
ederek Türkiye’ye dönece¤imi kamuoyuna ilan ettim. Emeklili¤e kadar süresiz ö¤retmenlik sözleflmemi
ve bu ülkedeki süresiz oturma iznimi fesh edece¤im. Bu karar›mla ve
ad›m›mla, bu ülkede ‹slam’a ve
müslümanlara yönelik ›rkç› politikalara rest çekiyor ve müslümanlar›n da onurlar› oldu¤unu ilan ediyorum. Müslümanlar dilenci de¤ildir
ve dilenci muamelesine tabi tutulamaz. Müslümanlar, bu ülkeye muhtaç zavall›lar konumuna düflürülemez. Bu tepkim ve protestom, Almanya’da yaflayan tüm müslüman
kardefllerimin onurunu koruma ad›na, tafl›d›¤›m sorumluluk ve baflkanl›k görevinin bir gere¤i ve sonucu olarak alg›lanmal›d›r. Bununla
kamuoyuna ve insan haklar› savunucular›na, Alman Anayasas›’n›n
ve Birleflmifl Milletler Sözleflmesi’nin girifl bölümünde yer alan flu
mesaji vermek istiyorum:
“‹nsan onuru dokunulmazd›r.”
Müslümanlar da insand›r ve onurlar› vard›r!!!
Bu karar›m ve att›¤›m ad›m, sizleri ümitsizli¤e itmesin. Onurlu görevim ad›na, gerekli bir ad›md›. Bu
ülkedeki politikalar›n de¤iflmesine
katk›da bulunaca¤›na inan›yorum.
Sorumlulu¤unu tafl›d›¤› insanlar›n
s›k›nt› ve problemlerini yüre¤inde
hisseden bir baflkan›n, gerekti¤inde
kendinden fedakarl›k yapabilmesi
önemlidir. Bu sorumlulu¤u tafl›yan
bir baflkan olarak, kendi menfaatlerimi düflünmem ve duyars›z kalmam mümkün de¤ildir. Zulme ve
haks›zl›klara karfl› susamam ve kay›ts›z kalamam. Hayat›m boyunca,
hiçbir millet, din ve mezhep ayr›m›
yapmaks›z›n, tüm mazlumlar›n ve
az›nl›klar›n hakk›, hukuku ve onuru
için mücadele ettim ve nerede olursam olay›m yine inflaallah mücadeleye devam edece¤im. Asla çifte
standartl› davranmad›m. Kendi insanlar›m›z için istediklerimi, tüm
insanlar için de istedim.
Sevgili Bac›lar›m, Kardefllerim,
Arkadafllar›m ve Dostlar›m! Baflla-
r›n›z dik, al›nlar›n›z aç›k ve duruflunuz sa¤lam olsun!!! Korkmay›n,
kendinizi sindirtmeyin ve ümitsiz
olmay›n! Bizler sa¤lam durursak ve
dayan›flma içinde olursak, bu ülkede müslümanlar ve az›nl›klara yönelik ›rkç› politikalar de¤iflmek zorunda kalacakt›r.
Eyalet Hükümeti’nin IRH’ya
yönelik sindirme operasyonu ve buna karfl› Alman medyas›n›n ve
önemli kurulufllar›n›n gösterdikleri
tepkiler, IRH’n›n bugüne de¤in Almanya çap›nda yapt›¤› önemli hizmetlerin ve çal›flmalar›n sonucu ve
aç›k göstergesidir. Kuruluflumuzdan itibaren y›llard›r büyük fedakarl›klar içinde, s›n›rl› maddi imkanlar›m›zla ve tamamen fahri konumda yapt›¤›m›z önemli çal›flmalar, Almanya’n›n siyasi, idari, hukuki, akademik, dini, kültürel ve
medya kurum ve kurulufllar›nca
dikkatle takip edilmekte ve takdirle
karfl›lanmaktad›r. Tüm bu gerçeklere ra¤men, sizlere, müslüman cemaatlerin tabanlar›na ve müslüman
kamuoyuna çal›flmalar›m›z›n yeterince ulaflt›r›lmad›¤›, duyurulmad›¤› ve bazen de baz› kifli ve kurumlarca engellendi¤ini gözlemlemekteyiz. Her y›l en az iki defa, Hessen
Eyaleti’ndeki tüm cemaatlerin yönetim kurullar›n› önemli konular ve
geliflmeler üzerinde bilgi al›flveriflinde bulunmak üzere toplant›lara
davet etti¤imiz ve s›k s›k mektuplarla bilgilendirdi¤imiz halde, maalesef bunlar›n ço¤u zaman tabanlara ulaflt›r›lmad›¤›na flahit olmaktay›z. IRH’n›n her yönetim kurulu seçimi öncesinde birçok cemaatin
eyalet baflkanlar›yla biraraya gelerek, teklifler ald›¤›m›z ve içinizden
baz› kardefllerimizin yönetim kurulumuzda yer almalar›na ra¤men,
karfl›l›kl› bilgi al›flveriflinde gereken
özenin ve sorumlulu¤un yeterince
yerine getirilmedi¤ini görmekteyiz.
Bu konuda, defalarca görüflmeler
yapmama ve sorumluluklar›n ciddiye al›nmas› yönünde uyar›larda bulunmama ra¤men, birçoklar› taraf›ndan gereken özen gösterilmemifltir. Gece gündüz demeden, sizlerin
sorunlar› ve menfaatleri için ömrü
yollarda, toplant›larda, mahkemelerde ve dosyalar›n ve yaz›flmalar›n
aras›nda geçen bir kardefliniz olarak, zaman›n yetersizli¤i sebebiyle
aran›zda s›k s›k bulunamad›m ve
baflkan olarak sizleri ziyaret edemedim. Bazen de sizleri k›rm›fl ve üzmüfl olabilirim. Hepinizden özür diliyor, hakk›n›z› helal etmenizi istir-
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
ham ediyorum. ‹nsani günah ve kusurlar›ma ra¤men, birfleyin hepiniz
taraf›ndan tam olarak bilinmesini
istiyorum: ‹slam’›n ve sizlerin onurunu ve hakk›n› elhamdulillah hiçbir yerde ve asla satmad›m, ezilmedim, ezdirmedim, bükülmedim, sinmedim, sindirilmedim, hükümet ve
siyasilere kukla ve alet olmad›m.
Asla kendi menfaatlerim için mücadele etmedim, sizlerin sorun ve
menfaatlerini her fleyin üzerinde
tuttum. Sizlerin s›rt›ndan kendime
asla menfaat sa¤lamad›m. Maddi ve
manevi tüm imkanlar›m›, çocuklar›m›z›n ve gençlerimizin e¤itimi ve
sizlerin hizmetinde harcad›m. Allah’a flükürler olsun ki, aln›m aç›k
ve onurlu bir flekilde, tek bir kurufl
yat›r›m›m olmadan, izzetle bu ülkeyi terkedece¤im.
Bu ülkeyi terkederken bana en
çok ac› verecek olan fley, aralar›nda
hiçbir ayr›m yapmadan can›mdan
çok sevdi¤im ö¤rencilerimden ayr›lmak ve onlar›n bu ülkedeki e¤itim ve ö¤retimlerine art›k katk›da
bulunamayacak olmamd›r. Hessen
Eyaleti’ndeki 14 y›ll›k ö¤retmenlik
hayat›mda, ö¤rencilerim aras›nda
hiçbir ayr›m gözetmeden, onlar›n
okul ve meslek hayatlar›nda baflar›l› olmalar› için ö¤retmenlik mesle¤imi ibadet ruhuyla yapt›m ve tüm
sorunlar›n›n çözümünde onlara gücümün yetti¤i ölçüde destek olmaya
özen gösterdim. Ö¤rencilerim, benim çocuklar›m oldu.
Tüm IRH üyelerinden ve müslüman cemaatlerden tek bir ricam var:
Sizler için büyük fedakarl›klarla çal›flan IRH’y› bu zor günlerinde yaln›z b›rakmay›n! Maddi ve manevi
dayan›flma gösterin! Onurlu mücadelemize katk›da bulunun! Kahramanlar üretip, sonra da onlar› cephede yaln›z b›rakmay›n! IRH’y› yaflat›n, ta ki sizler için mücadeleye
devam edebilsin! Sizleri, bu zor
günlerimizde IRH’ya ba¤›fl kampanyas›na davet ediyorum. Her kuruflunuz, sizlerin bu ülkedeki hakk›,
hukuku ve hizmeti için harcanmaktad›r. Ba¤›fllar›n›z› afla¤›daki hesaba
banka havalesiyle yapabilirsiniz:
Volksbank Giessen,
Kontonummer: 564206,
BLZ: 513 900 00
Allah’a emanet olun ve hakk›n›z› helal edin!
Selam ve Hürmetlerimle
Ramazan Kuruyüz
IRH / Hessen ‹slam
Cemaati Baflkan›
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 17
ÖZEL KÖE
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
17
Hz. Peygamberin (s.a.v.) ölüm telakkisi
Ahmet ÖZDEN
[email protected]
ayat ne kadar gerçekse ölüm
de o kadar gercektir. Fakat insano¤lunun hayatına bakıldı¤ında sanki diliyle söyledi¤i halde yaflantısıyla "Hayat gerçek, ama ölüm
yalan" görüntüsü veriyor. ‹fllerine bakıyorsunuz, hiç de bir gün ölecek insanın ifllerine benzemiyor. Rabbimiz
bu gerçe¤i ne de güzel ifade buyuruyor: "Öyle binalar ediniyorsunuz ki,
sanki içinde ebedi kalacaksınız"
(fiuara: 129)
Her gece bir ölüm, her sabah bir
dirilifltir. Uyku ölümün kardeflidir, ölmenin provasıdır. Gündüz yaflar, gece
ölür, sabah yine diriliriz. Tıpkı kıfltan
sonra baharın gelifli ile tabiatın dirildi¤i gibi.
Ölüm, kendisinden kaçıfl olmayan
ve her canlı varlı¤ın tadaca¤ı bir sondur. Rabbimiz buyurur: "Her nerede
olursanız olun ölüm sizi gelip bulur,
sarp ve sa¤lam kaleler içinde olsanız
bile." (Nisa: 78) ve "Her nefis ölümü tadacaktır." (Al-i ‹mran: 185)
Ayet-i Kerimeleri bunu açık ve net
bir flekilde ifade etmektedir.
Ölüm bize ne uzak,
bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlü¤ü tattık
bize ne yapsın ölüm.
Ünlü düflünür Montaigne: "Bütün
günler ölüme do¤ru gider; son gün
varır. Ölümün bizi nerede bekledi¤i
belli de¤il, iyisi mi biz onu her yerde
bekleyelim," der.
Ölümden kaçıfl mümküm olmadı¤ına göre; ölüm ve sonrası için hazırlıklı olmak, gerekir. Her konuda oldu¤u gibi bu konuda da Peygamberimiz
bizlere yol göstermektedir.
"A¤ızların tadını bozan ölümü
çok anın..." (Tirmizi, Neseî)
Yine ‹bn-i Ömer (ra) anlatıyor:
"Resulullah (s.a.v) ile birlikte idim.
Ensardan bir zat gelerek Resulullah’a selam verdi. Sonra da: "Ey Allah’ın Resülü! Mü’minlerin hangisi
en faziletlidir?" diye sordu. Resulullah (sav): "Huyu en iyisidir!" buyurdular. Adam: "Mü’minlerin hangisi
en akıllıdır?" diye sordu. Resulullah:
"Ölümü en çok hatırlayandır ve
H
ölümden sonrası için en iyi hazırlı¤ı
yapandır. ‹flte bunlar en akıllı kimselerdir" buyurdular.
‹slam inancına göre Ölüm yokluk
de¤il, Yüce Dosta/Allah’a kavuflmadır. Hz. Peygamber: "Allah`ım ölümün fliddet ve sıkıntılarına karflı bana yard›m et ve beni Refik-i A`la`ya
ilet (Beni Yüce Dosta kavufltur) buyurmaktadır. (Tirmizi, ‹bn-i Mace)
Yine Hz. Peygamber ölümü temenni etmememizi ancak mecbur kalındı¤ında flu flekilde hareket etmemizi tavsiye etmektedir. Hz. Enes (r.a)
anlatıyor: "Resûlullah(sav) flöyle buyurdular: "Sizden hiç kimse, maruz
kaldı¤ı bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari
flöyle söylesin: "Rabbim, hakkımda
hayat hayırlı ise beni yaflat, ölüm hayırlı ise canımı al!" (Buharî, Müslim)
Ölüm hadisesiyle karflılaflan kimsenin ‹stirca da bulunulmasını yani;
"Herhangi bir kulun baflına bir musibet gelir de" biz Allah’dan geldik
Allah’a dönece¤iz. Allah’ım baflıma
gelen musibetin ecrini ver ve bana
bundan daha hayırlısını lutfet" diye
dua edilmesini istemektedir.
Ölenlerin arkasından Sevgili Peygamberimiz de üzülmüfl ve a¤lamıfltır.
Hayatta en büyük yardım ve himayesini gördü¤ü amcası Ebu Talib`in ölümüne Rasulullah (sav) çok üzülmüfltü. Yalnızca ölümüne de¤il, onun inkar üzere ölmesine daha da çok üzülmüfltür. Kısa bir süre sonra, yirmibefl
yıllık hayat arkadaflı, Peygamberli¤ini
ilk tasdik eden, herkesin kendisini
horlayıp dıflladı¤ı bir dönemde, bütün
malını mülkünü O’na ve O’nun kutlu
davasına seferber eden asil kadın Hz.
Hatice de vefat edince Hz. Peygamberin üzüntüsü daha da artmıfltı. Hatta
Rasulullah o yılı: "Hüzün Yılı" olarak
adlandırdı. O, çocuklarının annesi,
tevhid mücadelesinde herkesin terk
edip yüz çervirdi¤i günlerde, güzel ve
yerinde nasihatları ile O’nu teselli
edip huzura kavuflturandı. Bu sebeple
Hz. Peygamber ondan razı ve hoflnut
idi. Onun sa¤lı¤ında baflka bir kadın
ile evlenmedi. Onu daima güzellikle
hatırlar ve ona dua ederdi. Kadınlık
gayreti ile Hz. Aifle: "Ey Allah’ın
Rasulü, daima Hatice’yi hatırlıyorsunuz. Hatice dul ve ihtiyar bir kadındı. Yaflını baflını almıfl, a¤zında
difl kalmamıfltı. Allah, sana ondan
daha hayırlısını verdi. Elbette beni
ondan daha çok seversiniz de¤il
mi?", deyince, Allah’ın elçisi: "Hayır! Allah’a yemin olsun ki, bana ondan daha hayırlı bir kadın müyesser
olmadı. Kimse beni tasdik etmezken,
o beni tasdik etti. Baflkaları beni
mahrum ederken, o malını verdi. Benim, ailemde yalnız bir dostum vardı
o da Hatice idi", diye vevap verdi.
(Müsnet, Ahmet b. Hambel)
Hz. Hatice vefat etti¤inde onu
kendi elleriyle defnetti. Daha sonraları sık sık mezarlı¤a gidip onun kabrini ziyaret ederek ona dua ederdi. Allah’ın Rasulu ömür boyu Hz. Haticeyi
hep hayırla yad edib, dostlarına ikram
etmifltir. Ona olan sevgi ve muhabbeti hiç bir zaman eksilmemifltir.
Allah’ın Rasulu vefada, sevgi ve
flefkatte zirve insandı. Enes bin Malik
anlatıyor: "Rasulullah (sav)’le birlikte ruhunu teslim etmek üzere olan
o¤lu ‹brahimin yanına girince, gözlerinden yafllar boflanmaya baflladı.
Bunun üzerine, Abdurrahman ‹bn-i
Avf:
"Ey Allah’ın Rasulu! Siz de mi
a¤lıyorsunuz ?", diye sordu. Hz.
Peygamber ona;
"Ey ‹bn-i Avf ! Bu gördü¤ün
gözyaflları Rahmet ve flefkat eseridir" cevabını verdi. Sonra flunları
ilave etti: " Göz yaflarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak Rabbimizin razı olaca¤ı sözleri söyleriz. Ey ‹brahim! Seni kaybetmekten dolayı gerçekten üzgünüz" buyurdu. (Buhari, Müslim)
Bu Hadis-i flerifte görüldü¤ü gibi,
cenazenin ardından gözyaflı dökmek,
sevgi ve merhametin ifadesidir. Rasulullahın men etti¤i a¤lama flekli ise
ba¤ırıp ça¤ırarak, saç bafl yolarak,
a¤ıt yakarak, isyan dolu a¤lamadır.
Yine Enes ibni Malik’den rivayet
edildi¤ine göre, Nebi (sav), çocu¤unun mezarı baflında ba¤ıra ba¤ıra a¤layan bir kadının yanından geçti. Ona:
"Allah’tan kork ve sabret!" buyurdu.
Kadın: -"Çek git baflımdan; zira
benim baflıma gelen felaket senin baflına gelmemifltir", dedi.
Kadın Hz. Peygamberi (sav) tanıyamamıfltı. Kendisine onun Peygamber oldu¤unu söylediler. Bunu duyar
duymaz Peygamberin (sav) kapısına
kofltu (özür beyan etmek üzere Hz.
Peygambere): "Sizi tanıyamadım",
dedi.
Peygamber de: "Sabır dedi¤in, felaketle karflılafltı¤ın ilk anda dayanmaktır", buyurdu. (Buhari, Müslim)
Rasulullah (sav) kadının içinde
bulundu¤u halet-i ruhiyeyi dikkate
alarak üstelemeden yoluna devam
edip gidiyor. fiayet üsteleyecek olsa
kadın daha a¤ır ve aflırı sözler söyleyecek ve tehlikeli bir duruma düflecekti.
Müslümanın imandaki olgunlu¤u
biraz da ölüm olaylarına gösterdi¤i
sabırla ölçülür. Halkın, özellikle de
kadınların, ölene a¤ıt yakarak a¤lamaları, hüner ve marifet de¤ildir. Asıl
marifet; o acılı ânı, kadere rıza göstererek atlatmaktır. Böyle anlarda insanı bekleyen tehlike, yukarıdaki hadisde görüldü¤ü gibi, Peygamberi ve
hatta Allah Teâlâyı red anlamına gelecek sözler sarfetmektir. Zira üzüntü
anında insanın direnci zayıf oldu¤u
için, a¤zından çıkan sözleri kontrol
etmesi fevkalade güçtür. Böylesi hallerde olgun Mü’minler: "‹nnâ lillahi
ve ‹nnâ ‹leyhi Raciuun." "Biz Al-
lah’tan geldik yine ona dönece¤iz",
diyerek teslimiyet gösterir ve sabrederler.
Üsame ‹bni Zeyd (ra) flöyle demifltir: Rasulullahın kızlarından Zeyneb,
Nebî (sav)’e adam göndererek, çocu¤unun ölmek üzere oldu¤unu haber
verdi. Rasulullah (sav) haber getiren
kimseye: "Ona dön ve flunu bildir ki,
alan da, veren de Allah’tır. Onun katında her fleyin belli bir eceli vardır.
Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin’’ buyurdu:
Hz. Peygamberin bu tavsiyesi üzerine Hz. Zeyneb babasına:
Ne olur, mutlaka gelsin, diye tekrar haber yolladı. Bu defa Peygamber
bazı sahabelerle kalkıp kızına gitti.
Çocu¤u Hz. Peygamberin kuca¤ına
verdiler. Yavrucak pek zor nefes almaktaydı. Rasulullahın gözlerinden
yafllar boflandı. Durumu gören Sa’d
‹bn-i Ubade:
Ey Allahın Rasulü! Bu ne haldir?
dedi. Nebi (sav) de:
"Bu, Allah’ın, diledi¤i kullarının
kalbine koydu¤u bir rahmettir. Zaten
Allah ancak, merhametli kullarına
rahmet eder" buyurmufltur. (BuhariMüslim)
Bu Hadisten, yakınları vefat etmifl
veya vefat etmek üzere olan kiflilere
neler tavsiye etmek gerekti¤ini ö¤renmekteyiz. Böyle nazik zamanlarda,
bazı de¤iflmez gerçekleri hatırlatmak,
insanı teskin ve teselli eder. Üzüntüden ne yapması gerekti¤ini flaflırmıfl,
a¤zından çıkanı kula¤ı duymayacak
hale gelmifl insanlara bu tür hatırlatmalarda bulunmak, hem gönüllerini
almaya vesile olur, hem de sabır ve
teslimiyet göstermelerine yardım
eder.
Ayrıca, Ca’fer’in ölüm haberi geldi¤i zaman, Resülullah (sav): "Ca’fer
ailesi için yemek yapın! Çünkü onlara, onları meflgul eden (haber) geldi!” buyurarak cenaze sahiplerine yapılması gereken vazifeyi de ö¤retmifltir.
Rasulullah (sav) inanç ayırımı
yapmadan bütün hastaları ziyaret etmifl, cenazelere de hürmet göstermifltir. Bir gün yoldan bir Yahudinin cenazesi geçiyordu. Hz. Peygamber onu
görünce aya¤a kalktı. (Neseî) Bir baflka rivayette sahabelerin, geçenin bir
yahudi cenazesi oldu¤unu hatırlatmaları üzerine Efendimiz: O da bir insandı buyurdu.
Ölüm düflüncesi insanı dünyevileflmekten, haksızlık ve zulüm yapmaktan korur. ‹nsanın kalbinin kararıp katılaflmasına mani olur.
Yazımızı yine O’nun ikazları ile
bitirelim: Bir gün Efendimiz (sav):
"Demirin paslandı¤ı gibi kalpler de
paslanır." Sahabe: Onun cilâsı nedir? Ya Rasulullah! dediklerinde:
"Ölümü çokça hatırlamak ve
Kur’an okumaktır" buyurdular.
(Tirmizi, ‹bn-i Mace)
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 18
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
ÖZEL KÖE
18
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Karanlıkta kaybettiini aydınlıkta aramak...
Ekrem KIZILTA
aflörtüsü meselesi, gelip ilginç bir
noktaya dayandı. fiimdi Türkiye’de insanların kafasını meflgul
eden soru; 2007’de yapılacak Cumhurbaflkanlı¤ı seçiminde, eflinin baflı örtülü
birisi Cumhurbaflkanlı¤ı adayı olur ve
seçilirse ne olacak, sorusu...
Aslında soru biraz daha kapsamlı.
Efli baflörtülü birinin Çankaya’ya seçilmesinin ötesinde, kendisi baflörtülü birinin, yani bir hanımın seçilmesi durumunda ne olaca¤ı fleklinde ve zannederim bu konu, birilerinin uykularını kaçıracak kadar önemli bir soru.
Yasak anlayıflı tuhaf bir anlayıfltır.
Bir kere baflladı¤ı zaman nerede duraca¤ını kimsenin hatta yasakçının bile kestiremeyece¤i bir anlayıfl. ‹stanbul Üniversitesinde bafllayan baflörtüsü yasa¤ı baflarıya ulafltıktan(!) sonra, yasakçılar dur-
B
mamıfl ve bir süre sonra, ö¤retim üyelerinin kılık kıyafetleri hususunda da titizlenmeye bafllamıfllardı. Bu konuda da
baflarıya ulaflmaları durumunda, kıyafetlerin renkleri konusuna gelinece¤ini hisseden ö¤retim üyeleri itirazlarını yüksek
sesle dile getirince furya durmufltu.
Baflarılı(!) uygulamalar...
Türkiye’de kamu alanında, okulda ya
da baflka herhangi bir yerde baflörtüsünü
yasaklayan herhangi bir kanun maddesi
bulunmadı¤ı, malum. Ama sanki varmıfl
gibi, bu yasa¤ı baflarıyla(!) uygulayanlar,
mesela Çankaya gibi çok önemli bir noktaya çıkabilecek, efli ya da kendisi baflörtülü birisi ihtimalini, korkulu bir rüya gibi görmeye baflladılar flimdiden.
Tartıflmayı yo¤unlukla kamuoyuna
maleden, eski Cumhurbaflkanlarımızdan
Süleyman Demirel oldu. Çare sorar gibi
kendisine bakanlara da, engellemenin
yolunu gösterdi: Kanun çıkarmak. Daha
do¤rusu Devrim Kanunlarına bir ek yapmak. Ama herkes, Devrim Kanunlarının
yaz-boz tahtası olmadı¤ında hemfikir oldu¤u için, bu görüfl pek tutulmadı. Dahası, Atatürk’e istinat eden Devrim Kanunlarına baflörtüsü ile alakalı bir ek yapmanın imkansız bir baflka tarafı da vardı.
Malum, Atatürk’ün efli Latife Hanım da
baflörtülü ve hatta çarflaflı idi. Dolayısıyla Devrim Kanunlarına, baflörtüsü ile
alakalı ek yapmak bu açıdan da imkansızdı.
Önemsiz meseleler...
Tartıflma alttan alta sürüyor ve daha
uzun süre de devam edecek gibi. Tabii
bu arada ülkenin önemsiz di¤er bazı meseleleri de, tartıflılmayı ve ciddiye alın-
nanmak insanın tabiatında var olan köklü bir
özelliktir. De¤erler sistemi oluflturma ve bunu bir
iman kayna¤ına ba¤lanarak yapma bütün insanlar için ruhi ve içtimai bir zarurettir. Çünkü inanan
ve böylece di¤er canlılardan ayrılan insanın bu niteli¤i fıtridir. ‹nsanlık tarihi ve bilimsel arafltırmalar
dinin insanla birlikte var oldu¤unu, dinsiz bir toplumun ve inançsız bir insanın olamayaca¤ını göstermektedir.
Kutsal kitapların bize nakletti¤ine göre insanlı¤ın
bafllangıçtaki inancı, özünü tek bir Allah´a imanın
oluflturdu¤u din idi. ‹nsanlık tarihi boyunca dinin,
inançla ilgili özü hiç de¤iflmemifl, sadece uygulamada toplumdan topluma, devirden devire bazı de¤ifliklikler olmufltur. ‹nsanlık aynı ana-babadan gelmekle
ve bafllangıçta aynı de¤erlere sahip olmakla birlikte
zaman içinde gerek yapısından kaynaklanan zaaflar
‹
mayı bekleyip duruyor.
Mesela, Türkiye’nin AB’a girifl için
yaptı¤ı müracaat açısından önemli bir
adım olan 3 Ekim öncesi, Kıbrıs Rum
Kesimi’nin Gümrük Birli¤i kapsamında
Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması,
bunlardan birisi. Konunun önemi flurda:
Türkiye, Kıbrıs Rum Kesimi’ni Kıbrıs
Cumhuriyeti olarak tanırsa, resmen
KKTC’yi tanımamak durumunda kalacak. Ve bir süre sonra da, adadaki askerlerimizi geri çekmek, ciddi bir mecburiyet haline gelecek.
Bu arada ABD ile münasebetler de,
iyice tehlikeli bir noktaya do¤ru gidiyor.
Baflbakan Erdo¤an’ın son ziyareti ile
tekrardan gündeme gelen ve Türkiye’nin
razı oldu¤u deklare edilen Geniflletilmifl
Ortado¤u Projesi, bölgemize yeni bir flekil ve muhteva vermeyi amaçlayan bir
proje ve orta ve uzun vadede, ülkemiz de
dahil, Fas’tan Endonezya’ya kadar bir
dizi de¤ifliklik öngören bir proje bu.
ABD’nin memnuniyeti,
bizim memnuniyetimiz mi?
Türkiye’nin deste¤inin ABD’yi
memnun etti¤ini, bizzat ABD Baflkanı
Bush, söylüyor. ABD’nin memnuniyeti,
bizim memnuniyetimiz olsa mesele yok.
ABD’nin memnuniyeti, çıkarlarının
uzun süreli garanti altına alınması ile yakından alakalı. Yani ülkemiz, içinde bulundu¤u bölge ile alakalı olarak,
ABD’nin yaptı¤ı planlara katkıda bulunacak ve iflin bir aflamasında, Geniflletilmifl Ortado¤u Projesiyle kendisi için öngörülen dayatmalarla karflılaflacak.
Kime ne diyecekler, ne isteyecekler,
Milleti brahim
gerekse tarihi seyir içinde ve de¤iflik co¤rafyalarda
ortaya çıkan farklılıklar sebebiyle farklı düflünce ve
yollara sapmıfl ve neticede yeryüzünde farklı dinler
ortaya çıkmıfltır. Din tektir ve o da bütün peygamberler vasıtasıyla hatırlatılan hak dindir ve bu dinin
en temel özelli¤i Allah’a teslimiyettir.
Din, Allah’a teslimiyet demektir ve bu anlamda
bütün ilahi dinler Allah’a teslim olma ortak temeline
dayanmaktadır. Özünü Allah’ın emir ve iradesine
teslimiyetin oluflturdu¤u ve adını da bu özelli¤inden
alan ‹slam, Hz. Muhammed’in tebli¤ etti¤i dinin
özel ismi olmakla birlikte, tebli¤lerinin esasını Allah’ın varlık ve birli¤ini tanıyıp onun iradesine tes-
tam olarak bilmiyoruz. Ama mesela, Suriye’ye; ‘demokratik olmalı ve ABD’nin
isteklerini kabul etmeli; ‹srail’e yönelik
sert tavırlarına bir son vermelisin’ deniliyor.
Bunun bir bölümüne katılmak mümkün. Ama seçme flansınız yok.
Bölgede demokrasi istemek iyi bir
fley flüphesiz ama bunun ABD çıkarlarına hizmet eden bir yapı öngörmesi yanlıfl. Henüz ne oldu¤unu bilmeden ülke
olarak altına imza attı¤ımız Geniflletilmifl Ortado¤u Projesinin, nihai olarak
ABD’nin dünya hegemonyası amaçlarına hizmet eden bir proje oldu¤u açık.
Yani ülke olarak, kendi gelece¤imizi,
kendi ellerimizle ipotek altına aldırıyoruz.
Bir taflla iki kufl...
Çankaya’da efli ya da kendisi baflörtülü birisini görüp görmemeyi hayati derecede önemli addedenlerden ço¤u, Kıbrıs meselesinde gelinen durumun ve
ABD’nin dayattı¤ı BOP’un bizi nereye
götürece¤inin farkında. Ama nedense bu
konulara girmemeyi tercih ediyorlar.
Karanlıkta kaybetti¤ini aydınlıkta
arayan adam hikayesini, hepimiz biliriz.
‹flte biz de ülke olarak, gelece¤imizi yakından ilgilendiren geliflmelerdeki yanlıfllara karflı haykırmak yerine, birilerinin
önümüze attı¤ı sun’i meselelerle u¤raflıyoruz.
Bizi bu meselelerle u¤rafltıranlar da
bir taflla iki kufl vuruyor ve hem istediklerini sa¤layıp, hem de toplumsal barıflın
sa¤lanmaması için, ortalı¤ı gerip duruyorlar.
lim olma ilkesinin oluflturdu¤u daha önceki peygamberlerin tebli¤ ettikleri dinin de adıdır. Nitekim Nuh
ve ‹brahim’e Müslüman olmaları emredilmifl (el-Bakara 2/132; Yunus 10/72), ‹brahim ve Yakup, o¤ullarına "Allah sizin için bu dini seçti " tavsiyesinde
bulunmufltur (el-Bakara 2/132). Kur’an’da ‹srail
o¤ullarına gönderilen peygamberler Allah’a teslim
olmufl kifliler olarak takdim edilmektedir. Dolayısıyla vahiy gelene¤inde bütün peygamberlerin getirdi¤i
dinin özünü ‹slam yani Allah’a teslimiyet kavramı
oluflturmaktadır. Bu açıdan bakıldı¤ında Yahudilik,
Hristiyanlık ve ‹slam arasında fark yoktur çünkü
hepsi de bir olan Allah’a iman ve teslim olmayı esas
almaktadırlar. ‹brahimi dinler diye de adlandırılan
bu dinlerde ilk insan Hz. Adem’den bu yana hep Allah´ın birli¤i vurgulanmıfltır.
DÖNERCLER ÇN SATILIK DÖNERC MALZEMELER
➥ 1 Adet POTIS Marka 70`lik Döner Makinası
➥ 1 Adet Sıcak Saklama Sulu Tava veya Tencere
➥ 1 Adet Bakkal çin Soutucu Kasa Tipi Dolap
➥ 1 Adet 6 Metreye 1,5 Metre Güneslik Perde Makaralı (Yeni)
➥
➥
➥
➥
1 Adet Döner Kesme Makinası
1 Adet Kasap Kütüü (Yeni)
1 Adet Tost Makkinası
Terazi ve Yazar Kasamızda
Mevcuttur
Bilal Aydın: Haslockweg 62 · 97877 Wertheim · Tel: 09342-915235
11. sayi sayfalar
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 19
ÇZGNN DL
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
19
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 20
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
ÖZEL KÖE
20
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
stikamet önemlidir
brahim GÜMÜOLU
Selam sevgili dostlar!
Dünya insanlar için kulluk ve
imtihan alan›. Hep bu izler yaflad›¤›m›z sürece devam edecek.
De¤erli dostlar; dünya de¤ifliyor, yaflad›¤›m›z ülkelerin de
hem ekonomik ve hem de siyasi
yap›lar› da de¤ifliyor. Bu de¤iflen
siyasi ve ekonomik yap›dan hepimiz etkileniyoruz. Bu etkileniflimizde bizim kulluktaki imtihan›m›zd›r. Biz Avrupa`da yaflayan
müslümanlar inanc›m›z ve kimli¤imizle dimdik ayakta durabiliyor muyuz? Yoksa ak›nt›lara kap›l›p gidiyor muyuz? Ak›nt›lara
kap›lmamak, de¤iflen flartlara teslim olmamak için önce kendi
kimlik ve benli¤imizi oturtmak
zorunday›z.
Kimlik ve flahsiyetin oturmas›nda;
1- Okudu¤umuz gazeteler etkilidir.
2- Okudu¤umuz kitaplar etkilidir.
3- Seyretti¤imiz televizyonlar
etkilidir.
4- Oluflturdu¤umuz çevre-cemaat-toplum etkilidir.
5- Tuttu¤umuz siyasi oluflumlar (parti vb.) etkilidir.
Bunlar› say›ca ço¤altabilmemiz mümkündür.
K›ymetli dostlar!
Kimlik ve flahsiyetimizin oturmas›nda e¤er iyi bir alt yap› yoksa; yani vahyin, ilmin ve akl›n ölçüleri kullan›lmazsa biz Avrupa`da yaflayan müslümanlar olarak,
bu ülkelerde kaybolma ihtimalimiz yüksek ve kulluk imtihan›n›
kazanmam›z mümkün de¤ildir.
O halde sevgili dostlar!
Hayat›m›z›n s›n›rlar›n› çizmeli
ve hayat›m›za ölçü getirmeliyiz.
Hayat›m›zdaki ölçü ve s›n›rlar bize göre Kur`an ve Sünnet çerçevesinde olmal›d›r. Eskiler buna
Ehl-i Sünnet itikad› derlerdi.
‹flte bu itikad, bu çizgi bizi
hem dünyada ve hem de ahirette
dimdik ayakta tutacakt›r.
Dostlar; Allah`a kul olmaktan
O`na ibadet etmekten çekinmeyin, korkmay›n. Siz gerçekte ‹slami ve imani kimlikle hareket
ederseniz toplumun sa¤duyusu
sizleri sahiplenecek ve yaln›z b›rakmayacakt›r.
Geçenlerde bir seyahatimde
bir benzin istasyonunda arabam›
park ederek yan›nda akflam namaz›n› k›l›yordum. Bir Alman
bayan arabas› ile namaz k›ld›¤›m
yere yanaflt›. Takriden 5 ile 7 dakika kadar benim namaz k›lmam›
bekledi. Selam verip duam› yapt›ktan sonra arabas›ndan indi. Gayet nazik bir flekilde özür diledi.
Niçin özür diledi¤ini sordu¤umda
flu ifadeyi kulland›:
- Sen Allah’›nla baflbafla idin
ve O`na kullu¤a iyice konsantre
olmufltun. Ben geldi¤imde senin
o konsantreni bozdum diye düflündü¤üm için özür diledim” dedi.
Ben de kendisine flunu söyledim:
- Ben safi araban›z›n sesini
duydum, fakat konsantremi bozmad›m dedim. Ayr›ca bu kadar
nazik ve anlay›fll› davranmas›n-
dan dolay› kendisine teflekkür ettim.
De¤erli okurlar!
Bu hadise oldu¤unda bütün
dünyada müslümanlara zehir kusuluyordu. Çünkü ‹ngiltere`nin
baflkenti Londra`da patlamalar
olmufl ve bu ifli müslümanlar›n
yapt›¤› (Bin Laden`in el-Kaidesi`nin) ileri sürüldü. Ve ne idi¤ü
belirsiz baz› örgütler bu menfur
olay› üstlenmifllerdi.
Tabi Türkiyemizde bir k›s›m
medya olarak adland›rd›¤›m›z
boyal› bas›n da bu olay› kullanarak müslümanlara küfretmeye
devam ettiler.
Tabi flunun alt›n› kal›n çizgilerle çizelim. Londra`daki patlamalar› kim yaparsa yaps›n bir
müslüman olarak nefretle k›n›yorum. Suçsuz insanlara bu eylemi
yapanlar Allah`›n indinde de
mutlaka hesaba çekileceklerdir.
De¤erli Dostlar!
De¤iflen flartlar sizleri de¤ifltirmesin. ‹stikamet üzere olun. Dik
durun; sizin duruflunuz topluma
örnek olsun.
Bu vesile ile Türkiye`ye izine
gidecek kardefllerimize hay›rl›
yolculuklar dilerim.
Selam ve dualar›mla...
Einbauküchen&
Elektrogeräte
Küche
Inhaber: Tefik ‹zci
Marktstraße. 6-8 · D-65428 Rüsselsheim
Tel: 06142-797793 · Tel: 06142-798627
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 21
DOSYA
21
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
AVRUPA TÜRKLER VE DYASPORA
Dr. Yusuf IIK
lahiyatçı-Eitimci
essen Hayat ayl›k bölgesel gazetesinin geçen say›s›nda yazd›¤›m yaz›ya bu say›da devam etmek istiyorum.
Avrupa`daki Türklerin bir çok problemlerle karfl› karfl›ya kald›¤›n›, bu
problemlere çözüm bulmakta zorland›¤›n› ve ço¤u kez çaresiz kald›¤›n› belirtmifltim.
Ekonomik, sosyal ve kültürel anabafll›klar› alt›nda s›ralanan bir dizi problemin çözüm yollar›n› da göstermifl ve
bu konuda sivil ve resmi toplum örgütlerinin birlikte hareket etmelerinin zorunlulu¤una dikkat çekmifltim.
Yine teklifimi ve temennimi yineliyorum. Avrupa`daki insan›m›z›n ekonomik, sosyal ve kültürel problemlerinin
çözülmesi veya enaza indirgenmesi kaç›n›lmaz bir zarurettir. Bu konuda bir dizi çal›flma yap›lmas› gerekmektedir.
Resmi makamlar üzerlerine düflen görevleri yeterince yerine getirmelidir.
Dört duvar aras›nda, bürokrasinin gereklerini yerine getirmeye çal›flan resmi erkan, sahaya inmeli ve yerinde eksikleri,
problemleri ve s›k›nt›lar› bihakk›n tesbit
etmeli ve ona göre çal›flmalara yeni bir
perspektif kazand›rmal›d›r.
Di¤er taraftan yurtd›fl›ndaki gurbetçilerimizi s›k›nt›ya da sokmamal›d›rlar.
Merkez Bankas› konusu, vatandafll›k
meseleleri, emeklilik konular›ndaki açmazlar... vb. mevzular›nda oldu¤u gibi.
Resmi erkan, bizimkiler ve ötekiler
ikileminden kurtulmal› ve herkese, kesime, kurum ve kurulufla eflit yak›nl›kta
durmal›d›r.
Unutulmamas› gereken gerçek fludur
ki; yurtd›fl›ndaki insan›m›z Türküyle,
Çerkeziyle, Kürdüyle, Laz›yla, Gürcüsüyle, Müslim ve Gayr-i müslimiyle,
Sünni ve Alevisiyle, zengin ve fakiriyle,
okumufl ve okumam›fl›yla birlikte ayn›
gemide. Öyleyse bu geminin içerisinde
yol alan yolcular gibi... Kimi güvertede,
kimi pulmanda ve kimi de kamarada bulunuyor. Ama hepsi ayn› gemide. Öyleyse bu geminin sahil-i selamete eriflmesi için kaptan›yla, tayfas›yla ve yolcusuyla birlikte beraberce kareket etmek
zorunlulu¤u vard›r.
Bu konuda, yani birlikte hareket etme konusunda herkes, her kesim, kurum, kurulufl, örgüt ve Türkçe yay›n yapan medya organlar› üzerlerine düflen
görevleri ve fedakarl›klar› yapmak zaruretiyle yüzyüzedirler.
Unutmamak laz›md›r ki, zaman; birlik zaman›d›r. Zaman; kardefllik zaman›-
H
d›r. Zaman, ittifak zaman›d›r. Zaman; ittihad zaman›d›r. Ve hatta zaman; iltihak
zaman›d›r.
Avrupa`da yaflamlar›n› sürdüren
gurbetçilerimizin ferden ferda/tek bafl›na
problemlerin üstesinden gelme flans› s›f›rd›r. “Bir elin nesi var, iki elin sesi
var” özdeyiflinde basitçe anlafl›laca¤›
üzere çift el olmak laz›md›r. Çift el, olman›n yolu, birlik, beraberlik ve kardefllikten geçmektedir.
Özverili bir flekilde oluflturulacak
birlik, beraberlik ve kardefllik ortam›
mutlaka yeni oluflumlara yolaçacakt›r.
Bu yol, ittifak yoludur.
‹ttifak yolu, ittihada, ittihat da iltihaka yol açacak ve böylece arzu edilene
ulafl›lm›fl olunacakt›r. ‹flte o zaman güçlü ve etkin “Türk Diyasporas›” tahakkuk
etmifl olacakt›r. Ondan sonra, yasal çerçeve içerisinde kalarak, demokratik yollardan mücadeleye devam etmek ve
müsbet netice almaya çal›flmak.
fiu anda en çok muhtaç oldu¤umuz
fley ittifakt›r. Birbirimizi tüm farkl›l›klara ra¤men sevmede ittifak. Kardefllikte
ittifak. Problemlere çözüm aramada ittifak. Azami müfltereklerde ittifak... Öyleyse ittifak ne demek?
‹ttifak; bir veya birden fazla konuda
ortak bir gayede anlaflma sa¤lamak. Fikir birli¤i etmek. Uyuflmak, ba¤daflmak,
birleflmek. Rey birli¤i,
söz birli¤i ve fikir birli¤i
demektir.
Demek ki, belli konularda ittifaka ihtiyaç
vard›r. Daha önceki yaz›m›zda da belirtti¤imiz
gibi, yurtd›fl›ndaki insan›m›z›n sosyal, kültürel
ve ekonomik hatta siyasal ve dinsel problemlerinin çözümü veya bu
problemlerin enaza indirgenmesi, sözünü etti¤imiz ittifakla mümkün
olabilecektir.
Muhtelif levhalar ve
çat›lar alt›nda faaliyet
gösteren sivil toplum
kurulufllar›, yöneticileri,
üyeleri ve onlar›n paralelinde hareket eden bilim adamlar›, ifl adamlar›, siyaset adamlar›, akademisyenler, dinadamlar› ve kanaat önderleri...
Sözünü etti¤imiz ittifak›n oluflmas›nda aktif
olarak çal›flmal›d›rlar.
Elbetteki böyle bir ittifak›n oluflmas› zor gibi görünmektedir. Asl›nda
demokratik ortam içerisinde farkl› fikirler ileri
sürülecektir, bundan
korkmak ve ürkmemek
gerekir. Ancak tesbit
edilecek olan, uzlafl›labilecek olan konular bafll›klar halinde belirlenir
ve onun üzerinde çal›flmalar yo¤unlaflt›r›labilir.
Fikirlere, karfl›t görüfllere ve düflüncelere tolerans gösterilmelidir.
Evet, bu birlik, beraberlik ve kardefllik ortam› içerisinde gerçeklefltirilecek
bir ittifak, zaruridir, kaç›n›lmazd›r. Cünki, insan›m›z›n bafl›na gelecek s›k›nt›lar,
neslin kaybolmas›, kültürümüzün yok
olmas› ve dilimizin ortadan kalkmas› ve
dinimizin yara almas› gibi olumsuzluklarla hiç kimsenin tek bafl›na bir fley yapamayaca¤› gün gibi ortadad›r.
E¤er sözünü etti¤imiz ittifak gerçekleflirse -ki ümitvar›m- bu ittifak bizi ittihada tafl›yacakt›r. Öyleyse ittihad nedir?
‹ttihad; bir toplulukta herkesin ayn›
fikirde olmas› demektir. Birleflme, birlik
oluflturma ve fikir birli¤i etme anlam›na
gelir.
‹ttihad› temin etmifl toplumlar›n sinelerini topun bile sindiremiyece¤i ve
söndüremiyece¤i tarihi bir gerçektir. Bu
gerçek önümüzde dururken ayr›l›klar niye? Kime ne faydas› var? Bize ne yaras›
var? Elbetteki bu sorulara olumlu cevap
verme lüksümüz yok.
Ama flu gerçe¤i de burada teslim ve
tesbit etmemiz yerinde olacakt›r. Ayr›l›klar›n birilerine elbetteki faydalar› vard›r. Kime mi? Kime olacak;
- Bizi, biz gibi görmek istemeyenlere,
- Bizi, parçalay›p lokma lokma yutmak isteyenlere,
- Kültürümüzü dejenere etmek isteyenlere,
- Dinimizi, dilimizi, flahsiyetimizi,
izzet ve flerefimizi ayaklar alt›na almak
isteyenlere,
- Bizi soysuzlaflt›r›p, üçbucuk soysuzun arkas›nda za¤arl›k yapt›rmak isteyenlere,
- Bizi, Allah`a kul yerine, kula kul
yapmak isteyenlere,
- Neslimizi yok edip, gelece¤imizi
karartmak isteyenlere,
.......................
Bu listeyi uzun uzad›ya altalta yaz›p
morallerinizi allakbullak etmek istemiyorum. Ama bu da bir gerçek.
- Bizi bir görmek ve bizi biz yapan
de¤erlere sahip ç›kmak isteyenler,
- Parçalanmaktan ve lokma lokma
yutulmaktan korkanlar,
- Dinimize, dilimize, kültürümüze,
flahsiyetimize, izzet ve flerefimize sahip
ç›kmak isteyenler,
- Soysuzlaflmaktan korkup, kula kul
olmak de¤il, Allah`a kul olmak isteyenler,
- Neslimizi koruyarak gelece¤imizi
garanti alt›na almak isteyenler,
Gün; Birlik günüdür,
Gün; Dirlik günüdür,
Gün; Kardefllik günüdür,
Gün; ‹ttifak günüdür,
Gün; ‹ttihad günüdür,
Gün; Bu günüdür,
Güne yelken açanlara selam olsun,
Güne aç›lmak istenen yelkenlerin
rüzgar›n› kesenlere de lanet olsun.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 22
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 23
DOSYA
23
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
IGMG Genel Bakanı Yavuz Çelik Karahan’ın Aileler Günü konuması
“Huzursuzluun arttıı dünyamızda aile kurumunun
yeniden batacı edilmesi gerekmektedir”
›ymetli davetliler; bildi¤iniz gibi,
insanlar aile ortam›nda daha samimi konuflurlar. Ev içinde konuflurken daha içtenizdir, kendimizi, isteklerimizi daha rahat ortaya koyar›z. Ben bugün burada sizinle kendi evinde, kardeflleriyle hasbihal eden biri olarak konuflmak
istiyorum, çünkü ben biliyorum ki, flu an
ben ailemle birlikteyim.
Kardefllerim, bildi¤iniz gibi aile toplumun temelidir. Aile her fleyin temelidir.
Toplumun, cemaatin, milletlerin, hayat›n
temeli ailedir. Ve biliyor musunuz kardefllerim, insan›n temeli de ailedir. ‹nsan ailenin içine do¤ar ve yaflamay› ailenin içinde
ö¤renir. ‹nsana, baflka hiçbir ortam aile ortam› gibi nefes alma ve yaflama imkân›
vermez. Bizler her fleyi ailemiz içinde ö¤renmesek de ço¤unlukla neyi nas›l ö¤renece¤imizin ilk temelleri aile ortam› içinde at›l›r.
Huzursuzlu¤un gün be gün artt›¤›
dünyam›zda aile kurumunun yeniden canland›r›lmas› ve dae¤erlerinin yeniden bafl
tac› edilmesi gerekmektedir. Zira, de¤erleri muhafaza eden ve sürekli yeniden toplumsal hayata sunan kurumlar›n bafl›nda
aile gelmektedir. Bugün insanl›¤›n içinde
bulundu¤u durum aile konusunu insanl›¤›n ilk e¤ilmesi gereken sorunlar aras›na
sokmufltur. Aile kurumunun çözülmesi
demek, insanlar›n hayat anlay›fllar›n›n çözülmesi demektir. Bugün yaflanan birçok
olumsuzlu¤un temelinde aile anlay›fl›nda
meydana gelen erozyon yatmaktad›r.
Çok de¤erli kardefllerim, aile sadece
biyolojik olarak anne, baba ve çocuklardan oluflan bir çekirdek yap› de¤ildir sevgili kardefllerim. Aile bizim için sadece
korunma ihtiyac›n›n yerine getirildi¤i, sadece kiflinin sosyalizasyonunu tamamlad›¤› bir kurum da de¤ildir. Aile bizim için
Allah’›n ayetlerinden biridir. fiu tabiattaki
kusursuz denge gibi, ya¤murun ya¤mas›
gibi, do¤mas› gibi güneflin, Aile de Rabbimizin ayetlerindendir ve bize bahfletti¤i
büyük nimetlerdendir.
Rum Suresi’nin 21. ayeti kerimesinde
yüce Rabbimiz “O (Allah)’›n ayetlerinden biri de, size kendi nefislerinizden,
kendileri ile kaynaflman›z için efller yaratmas› ve aran›zda sevgi ve merhamet
koymas›d›r. fiüphesiz bunda, düflünen
bir topluluk için ibretler vard›r” buyuruyor.
Aile bizim için Müslümanca yaflaman›n temel tafl›d›r. Müslüman flahsiyetinin
inflas›nda merkezi bir rolü vard›r. Allah’›n
tabiatta bizlere gösterdi¤i ayetleri gibi,
Kur’an sayfalar› üzerine yaz›l› olan ayetleri gibi, aile de sosyal hayattaki ayetlerinden biridir Rabbimizin. Ve bizler kardefllerim, birbirimize Allah’›n ayetleri oldu-
K
¤umuzu hat›rdan ç›karmadan yaklaflmal›y›z.
Kardefllerim, aile, toplumun de¤erlerini ve toplumun genel yap›s›n› belirleyen
bir unsurdur. Ailede meydana gelen de¤ifliklikler do¤rudan toplumun genel yap›s›na yans›r. Aile, insan›n özüne karfl› yap›lan sald›r›lara karfl› en sa¤lam korunak
olagelmifltir. Ve bugün de yine insanl›k
onuruna yak›flan bir hayat özleniyorsa,
bunun eme¤i ilk önce ailede ortaya konulmal›d›r.
Günümüzde aile kurumunun önemini,
gerek tek tek insanlar için, gerekse toplumlar için ifade etti¤i büyük anlam› bilmeyen yok. Hatta bildi¤iniz gibi Birleflmifl Milletler 2004 y›l›n› dünya aileler y›l›
olarak ilan etmifl idi. Aile kurumunun
uluslararas› kurulufllar taraf›ndan dahi bu
derece önemseniyor olmas›na ra¤men hala dünyam›zda ters giden bir fleyler var.
Bunca programa, bunca etkinli¤e ra¤men,
kiflilerden tutun devletlere kadar bu kadar
çabaya ra¤men hala yolunda gitmeyen bir
fleyler var.
Muhterem kardefllerim; bizler aile
hakk›nda konuflurken, bize düflen insan
do¤as›n› en iyi bilen Rabbimizin ortaya
koydu¤una uymakt›r. Çünkü bir aileye
“toplumun çekirde¤i” demek o aileyi gerçekten çekirdek yapm›yor.
Biz, içinde yüzy›llara dallar›n› uzatacak bir ç›nar saklayan çekirdek aileler olabilmeliyiz bugün. Bu da ancak ve ancak
Allah’›n bizleri yaratt›¤› gaye üzere ve yine Rabbimizin bizi yaratt›¤› f›tratla bar›fl›k
olmakla mümkün olabilir.
Biz hayata geliflimizden tekrar Rabbimize dönece¤imiz zamana kadar hayat›m›z›n merkezine “adalet” kavram›n› yerlefltirmeyi kendisine fliar edinmifl insanlar›z. Adaletli olmak sadece önümüze gelen
bir olayda karar verirken akl›m›zda bulundurmam›z gereken bir prensip de¤ildir.
Adalet, kendimizden bafllay›p bütün mevcudata yaklafl›rken bütünüyle kufland›¤›m›z bir tav›r olmal›d›r. Bugünün dünyas›
ise kad›n› ve erke¤i yarat›l›fl düzleminden
koparan adaletsizlikler üzerine kurulu anlay›fllarla dönüyor. Bizler erkekli¤imizle
ya da kad›nl›¤›m›zla Müslüman olmuyoruz, ruhumuzla Müslüman oluyor, kalbimizle tasdik, dilimizle ikrar ediyoruz. Daha sonra cinsiyetimize göre farkl›laflan baz› hükümlere göre amel ediyoruz. Ama
biz meseleyi ne kad›n ne de erkek sorunu
olarak alg›l›yoruz. Biz merkeze insan› alarak sorunlar› anlamaya ve çözmeye çal›fl›yoruz.
Dolay›s›yla bizler, evini hâkimiyet
alan› olarak gören feodal a¤al›k fluuruyla
donanm›fl erkekler de olamay›z, de¤erlerini feminizm rüzgâr›yla yeniden tan›mlayan ve evini ifrat-tefrit gelgitleriyle verimsiz bir ovaya dönüfltüren kad›nlar da olamay›z.
Muhterem misafirler; bugün dünyan›n
sorunu insan sorunudur. Aile sorunudur.
Kiflilik sorunudur. Ve bugün Müslüman
ferdin kiflili¤i kendini dünyada tüm güzelli¤iyle görünür k›lmad›¤› içindir ki, bir
karmaflad›r sürüp gitmektedir. Temelinde
e¤er insanda sorun varsa, geriye kalan her
fley için sarf edilecek emekler bofla gidecektir. Kökü kurumufl bir a¤açta meyve
yetifltirmeye çal›flan zavall›lar›n durumu
gibidir bu.
Kardefllerim, hepiniz biliyorsunuz, yaflad›¤›m›z günlerde, ‹slam ile birtak›m
olumsuz kavramlar aras›nda ciddi iliflkiler
kurulmaya çal›fl›l›yor. Terör gibi, cinsiyet
ayr›mc›l›¤› gibi, zoraki evlilikler gibi…
Ve yine hepiniz biliyorsunuz ki, bütün bu
kelimeler ‹slam dini ile ayn› ba¤lamda
kullan›lmas› mümkün de¤ildir. Kas›tl› bir
tak›m yak›flt›rmalar, gelenekselleflmifl bütün olumsuzluklar› ‹slam dininden kaynaklan›yormufl gibi göstermek istiyor.
Medyada ç›kan haberler ve bu haberlerin
yap›l›fl tarzlar› ço¤u zaman olan olay› bir
haber olarak duyurmaktan daha çok Müslümanlar› ve ‹slam dinini suçlamaya ya da
töhmet alt›nda b›rakmaya yönelik oluyor.
Ama kardefllerim, bugün burada bu
mesnetsiz suçlamalar›n üzerinde durmak
istemiyorum. Dedim ya evimdeyim flu an
ve ailemle konufluyorum diye. Kendimize
dair konuflmak istiyorum. Bat›daki aile
kurumunun çok y›prand›¤›n› ve bunun
ac›s›n› çekti¤ini herkes her yerde konufluyor, ancak bugün bizler baflkalar›n›n yaflad›¤› sorunlardan hareketle kendi durumumuzun güzelli¤ini ortaya koyamay›z.
Evet, bugün dünyada aile kurumunun durumu iyi de¤ildir. Ama esas sorun fludur:
Müslümanlar›n kurduklar› aileler insanl›k
için örnek, model aileler midir? Rasulullah müflriklerin hareketlerini bir ömür boyu elefltirerek ve bulan›k bir ortamda karfl›tl›k iliflkileri kurarak örnek olmad› bize,
duru bir hayat› güzel ahlak›yla süsleyerek
örnek oldu. Bir hayat kurarak, yeni bir hayat kurabilecek insan› oluflturarak örnek
oldu bize. Ve bugün de bize düflen budur…
Aziz Kardefllerim, Biz birileri hakk›m›zdaki düflüncelerini de¤ifltirsin için de¤il, bizi daha sevimli bulsun için hiç de¤il,
sadece ve sadece Allah’›n r›zas›n› kazanal›m için, Rabbimizin yürümemizi istedi¤i
yolun yolcular› olal›m için örnek insanlar
olmal›, örnek aileler kurmal›y›z. Yeryüzünden fitne ve fesat kalkacaksa ve bizler
inanan insanlar olarak bütün gücümüzle
bu amaç için kendimizi ortaya koyacaksak, bu bizim evlerimizden bafllayacak.
Biz ailelerimizi kalplerimizde kuraca¤›z.
‹man etmifl kalplerimizle ve Müslüman
olmufl ak›llar›m›zla kuraca¤›z ailelerimizi.
Her fleyi en güzel biçimde ›slah eden peygamberin ümmeti olarak bizler kad›na ve
erke¤e ve çocuklara yap›lan zulümleri
meflrulaflt›ran gelenekleri ayr›k otlar›n› temizler gibi temizlemeliyiz. Geriye bire on
veren baflaklar gibi Salih ameller ve göz
nuruyla kurulan ailelerimiz kalmal›.
Muhterem Kardefllerim, Biz âlemlere
Rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Ve biz Hz. Âdem ve Hz.
Havva’n›n çocuklar›y›z. Bizler büyük insanl›k ailesinin fertleriyiz ayn› zamanda.
Ve bu büyük aileye mensup oluflumuzun
bize yükledi¤i sorumluluklar› en iyi bilmesi gerekenler bizleriz. ‹nsanl›¤›n sorunlar› bizimde sorunlar›m›zd›r. Yap›p etti¤imiz her fley ayn› zamanda mensubu oldu¤umuz bu büyük aile içindir. Biz zulmü
kald›rmay› yeryüzünden, insan›n onuruna
yak›flmayan her fleyin sona ermesini bütün
insanl›k için istiyoruz. Ve bunu parlak nutuklarda, s›¤ cümlelerle söyleyenler gibi
de¤il, yarat›l›flta mensubu oldu¤umuz bu
büyük ailenin mensuplar› olarak içtenlikle
söylüyoruz. Bugün bizler, di¤er kardefllerimizin içinde bulunduklar› durumun kötülü¤ünü anlatarak kendi durumumuzu
anlama yoluna gidemeyiz. Bizim peygamberimiz di¤er insanlar›n yap›p ettikleri karfl›s›nda, ortaya yeni bir hayat› yafla-
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 24
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
DOSYA
24
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
yarak onlara yol göstermifltir. Ama bugün
bizler o peygambere yak›fl›r bir ümmet
olam›yoruz ne yaz›k ki. Kolay olan› seçiyoruz daha çok, bir hayat› yaflayarak güzeli ortaya koymak yerine, karfl›m›zda diye
bellediklerimizin yanl›fllar›na s›¤›narak bir
dünya çiziyoruz kendimize. Peygamberin
yolunu takip etmek ama yüzy›l›m›zda, ne
bulan›klaflm›fl gelenekleri takip etmek ne
de bu bize dayat›lan inanc›m›za ayk›r› yaflam biçimlerini kabul etmektir. Biz insan›n özünde olan›, Rabbimizin r›zas›na uygun olan› ortaya koymakla mükellefiz.
Ama bunu yaflayarak ortaya koymakla
mükellefiz. Aile ile ilgili dünyan›n en güzel kitaplar›n› yazmak ya da en güzel konuflmalar›n› yapmak de¤il bizim görevimiz. Bize düflen bu dünyada, sevgiyle nas›l kurulur bir hayat, sayg›yla nas›l devam
ettirilir ve Rabbimizin içimize koydu¤u
merhametle nas›l bu dünya de¤ifltirilir, bunu göstermektir.
Sevgili kardefllerim, Peygamberimiz,
“Müminlerin imanca en mükemmeli,
ahlak› en güzel olan› ve ailesine yumu-
flak davranan›d›r” buyuruyor. ‹man›n
mükemmelli¤i ile aileye iyi davranmak
aras›nda do¤rudan bir iliflki kuran peygambere ümmet nas›l olur bunu ortaya
koymak zorunday›z. Bunu bugün kendimiz için ortaya koymak zorunday›z. Bunu
gelecek nesillerimiz için ortaya koymak
zorunday›z. Bunu yeri ve gö¤ü bizim için
yaratan Rabbimiz için ortaya koymak zorunday›z. Özümüzde olan› iman›m›z›n güzelli¤iyle, kendini yaln›z Rabbine adayan
gerçek müminler gibi kurmal›y›z ailelerimizi.
Kardefllerim, Biz varoluflumuz itibariyle Rabbimizle sözleflmesi olan insanlar›z. Bizi biz eden bu sözleflmedir. Bu sözleflme bizi asl›m›za ça¤›r›r. Bizler bugün
Allah’›n Vedud ismini anarak, Peygamberimizin davran›fllar›nda kendini gösteren
mükemmel dengeyi gözeterek ailelerimizi
kurmal› ve çocuklar›m›za maldan mülkten
önce bu aile anlay›fl›n› miras b›rakmal›y›z.
Dava arkadafllar›m, Yar›n› kurmak
için, Rabbimizle, Peygamberimizle kurdu¤umuz iliflkiyi tekrar tekrar gözden geçir-
meli ve düflünmeliyiz üzerine yaflad›¤›m›z
hayat›n. Veda ederken hutbesiyle, “Eflleriniz hakk›nda Allah’tan korkun” diyen
bir peygamberle tan›fl›kl›¤›m›z› daha da
art›rmal›y›z. Dikkat edin kardefllerim, han›mlar›n›z hakk›nda ya da beyleriniz hakk›nda de¤il, eflleriniz hakk›nda korkun Allah’tan. Hayat› cinsiyet temelli anlama yolunu seçenlerin yanl›fllar›na ortak olmay›n!
De¤erli kardefllerim, Bizler ki cenneti
özlüyoruz bu dünyada, evlerimiz bu özlemin yeryüzündeki mekân› olmal›. Aile,
peygamberimizin yaflad›¤› pratikte sevgi
ço¤altan bir okul gibiydi. Gelin bizler de
bu okulun ö¤rencileri olal›m. fiahsiyetleri
k›s›tlayan, bast›ran, k›s›rlaflt›ran birer bask› ortam› de¤il, flahsiyetleri sa¤lamlaflt›ran, sevgiyle zenginlefltiren birer okul olsun bizim ailelerimiz.
De¤erli kardefllerim, Aile bizim hayat›m›zda, efller aras›nda söze dökülemeyecek bir anlamla yaflan›r olmal›.
Aile bizim hayat›m›zda, dünyadaki
tüm Müslüman kardefllerimizle bir ümmet
oldu¤umuz gerçe¤iyle yaflan›r olmal›.
Aile bizim hayat›m›zda, insanl›k ailesine mensubiyetimizi sorumluluklar›n›
“bir insana hayat vermek bütün insanlara
hayat vermek gibidir” anlay›fl›yla yerine
getirmek olarak yaflan›r olmal›.
Kardefllerim,
Biz bir aileyiz.
Biz insanl›k ailesi içinde varolduk.
‹slam ailesi içinde flahsiyetimizi bulduk.
Ve kendi ailemiz içinde yafl›yoruz. Kendi öz ailemizden bafllay›p, ümmetimize
karfl›, tüm insanl›¤a karfl› sorumlu olan
insanlar›z, Milli Görüflçüleriz!!!
K›ymetli kardefllerim, Rabbimiz taraf›ndan Bakara Suresinde bizlere bildirilen Hz. ‹smail’in duas›na ekleyecek
yüre¤imizden baflka bir fleyimiz yoktur”
dedi ve flu ayet-i kerimeyi okudu:
“Ey Rabbimiz, bizi Sana teslim
olanlardan k›l ve bizim soyumuzdan
Sana teslim olacak bir topluluk ç›kar,
bize ibadet yollar›n› göster ve tevbemizi
kabul et: fiüphesiz yaln›z Sensin tevbeleri kabul eden, rahmet da¤›tan!”
ngiliz Sufi Martin Lings vefat etti
Martin Lings ‹slamı kabul ettikten sonra kendisine fieyhi tarafından Ebu Bekir Siraceddin ismi
verildi. Bununla beraber, Martin Lings adıyla
daha iyi tanındı¤ı için fieyhi ona kitaplarında bu
ismi kullanmasını tavsiye etmifltir.
vrupalı ünlü Müslüman alim ve sufi,
Martin Lings geçti¤imiz ayın ortalarında ‹kbal Akademisinin davetlisi
olarak Pakistan’ın Lahor flehrindeydi.
Eyvan El-‹kbal salonunda tasavvuf üzerine
yaptı¤ı konuflma 96’ıncı do¤um gününden sadece 11 gün önceydi. Duymasında hafif bir
problem vardı ama bunun dıflında da hiç bir
sa¤lık sorunu yoktu. Ayakta, bir saatten fazla
tipik ‹ngiliz aksanıyla bir konuflma yaptı. Yaklaflık 250 kifli, kadın- erkek, yafllı-genç, hayatını islami yazılara, islami ö¤retilere, islamı tanıtmaya adamıfl bu adamı dinlemeye gelmifllerdi. Salonda yeterli sandelye olmamasına ra¤-
A
men insanlar ayakta sarıklı, cübbeli Lings’i büyük bir zevkle dinlemifl, alkıfllamıfllardı.
Martin Lings 1909 yılında ‹ngiltere’de dünyaya geldi. Lings, önceleri protestan, daha sonra da ateist oldu. Oxford Üniversitesi’nde ‹ngiliz edebiyatı okuyan yazar, yirmibefl yafllarında
di¤er dünya dinlerini incelemeye baflladı. Dr.
Martin Lings 1938’de, Cezayirli büyük sufi
fieyh Ahmed Alevî efl-fiazelî vesilesiyle, ‹slam
ile flereflendi. Dr. Lings “Yirminci Yüzyılda
Bir Veli„ adlı kitabında Büyük sufi fieyh Ahmed Alevî efl-fiazelî’yi konu edindi. 1939 yılında Mısır’a gitti ve burada Kahire Üniversitesi’nde, özellikle Shakespeare üzerine on iki yıl
ders verdi. Lings, 1948 yılında tekrar ‹ngiltere’ye döndü. Londra Üniversitesi’nden Arap
dili diploması aldı ve 1955 yılından itibaren ‹ngiliz Müzesi Do¤u Elyazmalarının (özellikle
Arapça) tasnifinde bulundu.
Martin Lings ‹slamı kabul ettikten sonra
kendisine fieyhi tarafından Ebu Bekir Siraceddin ismi verildi. Bununla beraber, Martin Lings
adıyla daha iyi tanındı¤ı için fieyhi ona kitaplarında bu ismi kullanmasını tavsiye etmifltir.
Lings’in en çok ilgi gören kitabı “Hz. Muhammed’in Hayatı” 1983 yılında basıldı. Bu
kitap Peygamberimiz hakkında Avrupa dillerine en çok çevrilen ve okunan eser olarak kabul
edilir. Pakistanda, “Yılın En ‹yi Siret Kitabı“
ödülünü aldı.
Tasavvuf üzerine yazıları büyük be¤eni toplayan Lings’in Britannica Ansiklopedisi’nin
son baskısında bu konu üzerinde bir makalesi
bulunmaktadır. Benzer olarak Cambrigde Üniversitesi yayınlarından “Orta Dog˘uda Din ve
Yeni Cambridge Arap Edebiyatı Tarihi„ adlı
eserde Martin Lings’in sufizim hakkındaki yazılarından örnekler yeralmaktadır. Lings’in sufizim üzerine olan en ünlü kitabı “Tasavvuf
Nedir?“ dir.
Yazarın ayrıca Türkçeye çevrilmemifl Book
of Certainty, Shakespeare in the Light of Sacred Art, Quranic Arts of Calligraphy and Illumination isimli kitapları vardır. ‹yi bir flair de
olan Lings’in iki de fliir kitabı vardır. Yazdı¤ı
makaleler, Studies in Comparative Religion,
The Islamic Quarterly gibi dergilerin yanı sıra,
The New Encyclopaedia of Islam ve Encyclopaedia Britannica gibi belli bafllı ansiklopedilerde yer aldı.
“Allah’tan geldik, Ona döndürülece¤iz„
(Bakara-156) ayeti celilesini esas alarak, tasavvufun insanı ahiret hayatına hazırlayan en güzel yol oldu¤unu savunan büyük düflünür, geleneksel ekolün en önemli temsilcilerinden, entelektüel ve metafizik anlamda yo¤un bir ömür
süren Martin Lings do¤du¤u topraklarda, ‹ngiltere’de 15 Mayıs 2005’te vefat etti.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Saim AYAS
GAYB
Say›n okurlar bu yaz›mda sizlerle Kur’an ve Hadisler ›fl›¤›nda gayb›n ne oldu¤unu paylaflaca¤›m.
Gayb: Haz›rda yani huzurumuzda olmayan, sahid olamad›¤›m›z
fleylerin tümüdür.
Gayb kelimesine insanlar ve
cinler aç›s›ndan bakal›m.
Bizler gayb denilince genelde
hep gelecek zaman› anlar›z. Üç temel zaman kavram› vard›r. Geçmifl,
flimdiki ve gelecek zaman. ‹ster
geçmiflte, ister flimdiki zamanda, isterse gelecekte olsun insan ve cinlerin hiçbir yolla veya bilgiyle,
ilimle muttali olamayacaklar›, sadece ve sadece Allah`›n ilminde
olan fleylerin tümüdür.
Allah (c.c) için gayb diye birfley
yoktur. Ve yine Allah (c.c.) için
geçmifl zaman, flimdiki zaman ve
gelecek zaman diye bir kavramdan
söz edilemez. Allah (c.c) için gayb
yoktur, çünkü onun ilmi herfleyi kuflat›r.
Zaman kavram› da izafidir. ‹zafi
yani bir fleyin asl›ndan olmay›p
sonradan ona eklenen fleydir.
Allah (c.c.) alemi yaratm›fl ve
dünyaya mahsus bir zaman kavram› izafe etmifltir. Bu gece-gündüz,
aylar-senelerdir. Bu da Allah`›n biz
günlerin, aylar›n, senelerin hesablar›n› bilelim diye bize lutfetti¤i bir
nimettir. Zaman›n izafi oldu¤unu
bize Allah (c.c.) bildiriyor.
K.Kerim’de buyuruluyor ki:
“K›yametin bir günü sizin sayd›¤›n›z (dünya) senelerinden bin tanedir.” Yani k›yametin veya ahiretin
bir günü dünyan›n bin y›l›na eflit.
Burada akla flöyle bir soru gelebilir. Zaman› üç temel parçaya ay›rd›k (geçmifl, flimdiki, gelecek) ama
bizler geçmiflte olan olaylar›, veya
flimdiki zamanda olan olaylar› biliyoruz. Geçmiflte olan bir savafl›, bir
Seite 25
ÖZEL KÖE
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
kavmin helak›n›, bir keflfi v.s. veya
flimdiki zamanda cereyan eden bir
olay› telefonla, televizyondan naklen seyrederek ö¤renebiliriz, gelecekle ilgili ise hava tahmin raporlar›n› örnek verebiliriz.
Evet bu noktada konunun daha
iyi ayd›nlanmas› için gayb› iki k›sma ay›r›yoruz.
a) Tamamen gayb. Yani sadece
Allah`›n ilminde olan herfley. Üzerinde konufltu¤umuz gayb çeflidi de
budur zaten. Yüzy›llar önce yer alt›nda olan bir hareket, deniz dibindeki bir küçük canl›n›n hareketi yaflant›s›, veya flimdiki zamanda olan
uzay›n derinliklerindeki bir gezegen, y›ld›z›n hareketi, onun baflka
bir göktafl›yla çarp›flmas›, v.s. bunlar›n insanlar ve cinler taraf›ndan
bilinmesi imkan› yoktur.
b) K›smi gayb: Gayba dair merak›m›z› körükleyen, bizi yan›lg›ya
düflüren k›s›md›r. Yani nedir? Bir
k›s›m insanlar›n bildi¤i, bir k›s›m
insanlar›n bilmedi¤i, bir k›s›m cinlerin bildi¤i, bir tak›m cinlerin bilmedi¤i hadise ve olaylard›r.
Örneklerdirecek olursak: Geçmiflte olan bir savafl, bu savafl bize
malum de¤ildir, yani gaybt›r, ancak
bu savafl› yapanlar komutanlar, askerler oradad›r ve bu olay› görürler
ve yaflarlar. Yani onlar için bu gayb
de¤il malumdur. ‹flte tarihçilerin
yaz›l› veya sözlü nakilleri bize aktar›ld›¤›nda biz de, bize gayb olan
bu olay› ö¤reniriz böylece bu olay
bizler içinde gayb olmaktan ç›k›verir.
Yani k›saca birtak›m insan veya
cinlerin gördü¤ü sonras›na aktard›¤› olaylard›r. Bu çeflit gayb›n as›l
konumuzla direk bir ilgisi yoktur.
Falanca ülkede oynanan futbol maç› bizce gaybt›r. Ama k›smi gaybt›r. Çünkü orada olan oyuncular,
seyirciler olaya vak›ft›rlar.
Televizyon arac›l›¤›yla yay›nlanan bu maç› bizim evimizde seyretmemiz bizim için bu olay› k›smi
gayb olmaktan ç›kar›r. Gelecekle
ilgili tahmini bilgilerde k›smi gaybla ilgilidir. Hava tahmin raporu gibi. Su buharlaflm›fl bulutlar oluflmufl bunlar›n yo¤unlu¤una, ›s› de¤iflikliklerine bakarak bir tahminde
bulunuluyor, yar›n yagmur ya¤acak, kar ya¤acak, bulutlu olacak gibi. Verilere dayand›¤› için bunun
da gaybla bir ilgisi yoktur. Çünkü
veriler elimizde oldu¤u için olay›n
sonucunun nereye varaca¤›n› biliriz.
Gayb ve falc›l›k:
Halk›m›z aras›nda bir tabir vard›r. Fala inanma fals›z da kalma.
Bu tabir asl›nda kendi içinde çeliflkilidir. Fala inanma: yani fal inan›lacak bir fley de¤ildir demektir ve
do¤rudur.
Ama fals›z kalma k›sm› bir çeliflki ve safsatad›r. Gerçeklik de¤eri
olmayan inan›lmas› cidden ve dinen sak›ncal› olan bir unsurun neden hayat›m›zda yeri olsun?
Falc›lar gayb› bilir mi? Falc›lar
gayb› bilemezler. Ama diyeceksinizki söyledikleri do¤ru ç›k›yor.
Say›n okurlar yukar›da zikretti¤im
k›smi gayb-Gayb ayr›m›n› dikkatli
okuduysan›z bunun cevab›n› bulmuflsunuzdur.
Bir flah›s falc›ya gider, falc› ona
ismini, adresini annesinin babas›n›n ismini, ülkesini k›saca yedi ceddini söyleyebilir. Bu mümkündür
ama bu gayb de¤ildir ki. Bu k›s›m
bilgiler k›smi gayb k›sm›na girer ve
bir de¤eri yoktur. Çünkü bir kiflinin
ismi, anne babas›n›n ismi hatta yedi ceddi gaybi bir olay de¤il bilakis
malumdur. Falc›lar bu malum bilgiyi yan›ltma arac› tabiri caizse
yem-yemleme olarak kullan›rlar ve
kifliyi inand›rd›ktan sonra gerçek
mahiyetteki gaybi bilgilere girer ve
o kifliyi tamamen bir bilinmeyene
sürüklerler.
Falc› bu bilgiyi
nas›l elde ediyor?
‹nsanlardan baz›lar› cinlerden
baz›lar›yla irtibat halinde olabilirler. Yani cinlerden ald›klar› baz›
bilgileri insanlardan baz›lar›na aktarabilirler. Ama dikkat edinizki
cinlerin aktard›¤› bu bilgiler k›smi
gayb bilgilerinden bir milim öteye
geçemez. Çünkü hakiki gayb› cinler de bilemezler. Yukar›da tarifte
cinleri zikretmemin sebebi buydu.
Cinlerin gaybi bilemeyece¤ine dair
delilimiz çoktur ben bir tanesini burada zikrediyorum. Sebe Suresi 14.
ayette anlat›lan olay. Süleyman
peygamberden bahseder. Süleyman
peygamber kendisine çok büyük
mülk verilmifl, ayn› zamanda cinlere tahakkum eden bir peygamberdir. Asas›na dayal› vaziyette, cinler
çal›fl›yor oldu¤u halde, cinlerin gözü önünde Allah (c.c.) eceline hükmetmifl Azrail ruhunu kabzetmifltir.
Vefat›n› cinler bilememifller taki
asas›n› bir güve böce¤i kemirip yere y›k›lana kadar. E¤er cinler gayb›
biliyorsa neden Süleyman (a.s.)’in
gözleri önünde vefat›n› bilemediler?
Bizim TV kanallar›nda büyücü,
falc›, üfürükçü hac› hoca zaman zaman iyi malzemedir, veryans›n
ederler, hakl›lar da. Ama bugünlerde görüyorum ki baz› kanallar kart-
25
larla, burçlar› temel alarak ayn› ifli
yap›yorlar. Ha büyücü, falc›, üfürükçü, ha kart açan veya burçlar› temel alarak verilen gaybi haberler
arada hiç bir fark yok tek fark usulleri. Yukar›daki cümlede hac›-hoca
sözüyle kast etti¤im, falc› büyücü,
hac›-hoca kisvesi alt›nda çal›flan
doland›r›c›lard›r tabiki. Gerçek manada hac›-hocaya bir laf›m›z olamaz zaten.
De¤erli okurlar. Gayb bile ilgili
son bir hat›rlatmada daha bulunmak istiyorum.
K.Kerim’de Yüce Rabbimiz bir
çok ayeti kerimede bize gayba
iman etmemizi emretmekte ve bunun müminlerin önemli özelliklerinden biri oldu¤u vurgulanmaktad›r.
Örne¤in: Bakara Suresi 3. ayeti
kerimede müminlerin vas›flar› zikredilirken “o müminler ki gayba
iman ederler, namaz k›larlar, kendilerine verdi¤imiz r›z›ktan da infak ederler” buyrulur.
Kur’an bir taraftan gayba inanmay› yasaklarken, öte yandan gayba inanmay› emreder mi? Tabii ki
böyle bir çeliflki olmaz, yüce dinimiz, yüce kitab›m›z hiç kendisiyle
çeliflir mi?
Dinimizin yasaklad›¤› gayba
inanmak yukar›da anlatt›¤›m insanlar›n ve cinlerin gayba dair verdikleri haberlerdir.
Kur’an’›n bize inanmam›z› emretti¤i fleyler ise yüce Allah›m›z›n
bize bildirdi¤i ve inanmam›z› emretti¤i fleylerdir. Ve Allah (c.c.) için
gayb diye bir fley yoktur, O’nun
için her fley malumdur. Bizim için
gayb olan olaylar, Allah (c.c.) taraf›ndan bize peygamberler ve kitaplar vas›tas›yla bildirildi¤inde onlara
iman etmekle mükellefiz.
Örne¤in: Allah`›n varl›¤› birli¤i,
s›fatlar›, cennet, cehennem, kabir
hayat›, k›yametin kopmas› v.s. gibi
konular bizim için gaybi konulard›r. Ve iman etmekle yükümlüyüzdür.
Biz Rabbimizin zat›n› görmedik, o bize kendini bildirdi tan›tt› ve
s›fatlar›n› yeryüzünde gösterdi ve
biz O`na inan›r iman ederiz.
Cenneti gördük mü? Hay›r.
Ama Rabbimiz bize cennetini ak›llar›m›z anlayaca¤› nispette anlatm›fl ve biz de iman etmifliz. Bu gibi
haberler gayba girmekle beraber
Rabbimizin kat›ndan oldu¤u için
iman ederiz ve etmekle de mükellefiz. Burada yaz›m› noktal›yorum.
Sayg›lar.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 26
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
AÇILI HABER
26
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Wiesbaden’de çok yönlü nternet Cafe
G’s-CORNER
hizmete girdi...
Çok yönlü nternetcafe´de, ucuz telefon imkanından Bilgisayar ve tamirine, XBOX
oyunlarından, kumandalı hediyelik arabalar ve ark Köesi´ne kadar herey düünülmü.
WIESBADEN/Biebrich
lmanya´da Türk´ler kendi ifllerini kurmaya devam ediyor. Geçti¤imiz
A
hafta Federal Almanya´n›n Wiesbaden flehrinde yeni bir ‹nternet Cafe hizmete girdi. Wiesbaden´in Biebrich semtinde, özellikle Türklerin yo¤un oldu¤u bir
bölgede aç›lan ‹nternet Cafe çok
yönlü hizmetleriyle müflterilerine merhaba dedi.
Mainz
Barbaros
Camii
‹mam-hatibi H. Osman ÖZCAN´›n dualar›yla aç›lan iflyerinde, kabinlerin bulundu¤u ‹nternet Salonu, Nasyonel ve ‹nternasyonal görüflmelerin ucuz
bir flekilde yap›labilece¤i Telefon kabinleri, oyun ve e¤lence
için ayr› ayr› salonlar›n bulundu¤u ‹nternet Cafe´de bir de
fiark Köflesi bulunmaktad›r.
G´s-CORNER ismi verilen
‹nternet Cafe, müflterilerine en
iyi hizmeti vermek için elinden
gelen her türlü fedakarl›¤› yapmaktan kaç›nmamaktad›r.
Okunan Kur´an-› Kerim ve
yap›lan dualarla hizmete giren
G´s CORNER ‹nternet Cafe´de
Bilgisayar ve XBOX oyunlar›,
her türlü Bilgisayar, Drucker vb.
sat›fllar› ve tamir iflleri de yap›lmakta.
Ayr›ca, kumandal› çocuk
oyuncaklar› ve hediyelik eflyalar
da sat›fla sunuluyor.
‹nternet Cafe´nin Adresi:
Wilhelm-Kalle Str. 30
65203 Wiesbaden-Biebrich
Tel: 0611-880 460
Fax: 0611-880 46 46
[email protected]
te "Bismillahi
Allahu Ekber" Farkı
oheet.com sitesinde yer alan habere
göre, Suriye'nin muhtelif üniversitelerinde tıbbın farklı alanlarında uzman 30 profesörden oluflan bir arafltırma grubu, fiam'da üç sene süreyle Besmeleyle kesilen, hayvan etleriyle Besmelesiz kesilen hayvan etleri arasındaki farkı ortaya koymak üzere laboratuvar ortamında deneysel incelemelerde bulundular.
Bilim adamları, hayvan ve kufl kesimi esnasında dinen yerine getirilmesi zaruri olan
'Bismillahi Allahu Ekber' sözünün kesilen
etler üzerindeki etkisi, tam mânâsıyla mucize
denilebilecek sonuçlarla karflılafltılar.
Grup adına bir açıklama yapan Prof. Dr.
Halid Halave, incelemeler esnasında laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, besmelesiz
kesilen sı¤ır, küçük bafl hayvan ve kuflların et
dokularında pıhtılaflmıfl kan, ço¤almaya müsait bakteri ve mikroplar tesbit edilirken, Besmele ile kesilen hayvan et dokularında ise
kan, mikrop ve bakterilere rastlanmadı¤ını
ifade ederek, arafltırmanın bu sürpriz sonucu
insan sa¤lı¤ı açısında tıpta bilimsel bir devrim
oldu¤unu belirtti.
Besmele ile kesilenlerin farkı:
Gruptan sözkonusu arafltırmaya öncülük
eden baflka bir arafltırmacı olan Dr. Abdulkadir Dirani, arafltırma ve sonuçları konusunda
flunları söyledi; "Kur'ân'da Allah adı zikir
edilmeden kesilen hayvan etini yemeyin" fleklindeki ‹lâhî emre ra¤men ve hayvan kesiminde çekilen Besmelenin ardındaki hikmeti bilmeyen insanların, hayvan kesiminde besmeleyi ihmal etmeleri, beni bu konuyu bilimsel
olarak arafltırmaya sevk etti. Besmele ve tekbir ile hayvan kesimi konusunu arafltırmaya
bafllarken ekipteki bir kısım arkadafllar konuya ilk önceleri so¤uk baktılar ancak arafltırmalar esnasında her safhada çarpıcı sonuçlar
ortaya çıkınca ekibin konuya olan merak ve
ilgisi artmaya baflladı. Besmele ve tekbirle kesilen hayvan etlerinde, Besmelesiz kesilen
hayvan etlerinin aksine, et dokularında kan ve
mikropların bulunmaması, Besmelenin bir büyük mucizesi olarak karflımıza çıktı." Besmeleli etlerde mikrop yok Arafltırma metot ve
tekni¤i konusunda da grubun baflka bir üyesi,
fiam Üniversitesi Eczacılık eski dekanı Prof.
Dr. Nebil fierif de flu açıklamada bulundu;
"Besmele ile kesilen kufl, sı¤ır ve küçük bafl
hayvanların etlerinden ve besmelesiz kesilen
aynı hayvanların etlerinden numuneler alarak
özel laburatuvarlarda mikroskopik incelemelerini yapmaya koyulduk. Bazı icraatlarla her
iki numune etleri kuru bir ortamda 48 saat
beklettik, 48 saatlık zamanın sonunda Besmele ile kesilen hayvan etleri numuneleri açık
kırmızı gül rengi alırken, besmelesiz kesilen et
numuneleri ise, siyaha yakın koyu kırmızı bir
renk aldı. Buna ilaveten Besmeleli etlerde her
hangi bir mikroba da rastlanmadı. Besmelesiz
etlerin teflhisinde ise, sürekli ço¤alan büyük
ölçüde zararlı mikrop ve bakteriler tesbit edildi. Ayrıca ikincisinin dokularındaki kanlarda
iltihaplı akyuvarlar ve alyuvarlar tesbit edilirken birinci grup et dokularında ise, buna
benzer herhangi bir tesbit yapılmadı."
Uyuflturulan hayvanların eti:
Arafltırmada ‹slâmî usule göre kesilen
hayvanların daha az eziyet çekti¤i ve etlerinin
de daha sa¤lıklı oldu¤u belirtilirken, Batıda
uyuflturularak öldürülen hayvanların kanı vücutta kaldı¤ı için, bu tür etlerin daha çabuk
bozuldu¤u, bu nedenle etler hemen donduruculara konularak muhafaza edildi¤i, ‹slâmî
usûle göre kesilen hayvan etlerinin ise hemen
kasaba gönderilip akflama kadar bozulmadan
durabildi¤i ifade edildi.
M
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 27
intihar nedir?
Muhammet Nebi Çelik
Eitimci-Psk. Danıman
[email protected]
B
u dünyan›n imtihan dünyas› olmas› hasebiyle her insanda baflka bir flekilde zuhur eden dertler, üzüntüler, ac›lara çok de¤iflik perspektiflerden yaklaflarak okuyucular›ma
›fl›k tutmay›, onlar› ayd›nlatmay› kendime bir vazife say›yorum. Fakat flunu
hemen belirtmeliyim ki gelen mektuplar›n (e-mailler) ço¤u özel cevap bekliyorlar. Bu istekler çok de¤iflik flekillerde ifade ediliyor. “özel cevap verirseniz beni çok memnun edersiniz”, “özel
cevap yazman›z umuduyla adresimi
veriyorum” gibi.
Az say›da da olsa baz› mektuplar da
var ki etkilenmemek gerçekten mümkün de¤il. “Son umut olarak size yaz›yorum. Özel cevap bekliyorum, her an
kendime kötü bir fley yapabilirim” gibi.
Aç›kça bu mektuplar kiflinin intihar
düflüncesinde oldu¤unu veya en az›ndan bunu istismar vesilesi olarak kulland›¤›na iflaret ediyor. Ben bu okuyucular›ma hiç vakit kaybetmeden bir uzmana müracaat etmelerini tavsiye ediyorum. Tabiat›yla di¤er sorumluluklar›m›z› da yerine getirmemiz insan oluflumuzun bir flart›. Di¤er sorumluluklar›m sebebiyle herkese özel bir cevap
yazmama imkan yok. Bana ayr›lan bu
köflede ancak ve ancak geneli ilgilendiren konulara de¤inerek, okuyuculara
bir nebze olsun yard›mc› olmak temel
hedefim.
‹nançl› bir kimsenin normalde intihar› düflünmesi mümkün de¤il. Çünkü
ruh sa¤l›¤› yerinde olan bir müslüman
bilir ki bu can› ancak bu can› veren alabilir. Biz kullara düflen tek sey sorumluluklar›m›z› yerine getirmek, Cenab-›
Hakk`a kulluk etmektir. E¤er bir kifli
intihar› düflünüyorsa bir an önce ruh
sa¤l›¤›n› bozan sebebleri araflt›rmak
zorundad›r. Bunun için en iyi çözüm
bir psikolog veya bir psikiyatriste görünmektir. Yeri gelmiflken bir noktay›
iyice ayd›nlatal›m.
Toplumda yaflanan intihar olaylar›ndaki art›fl›n en önemli sebeblerinden
biri ‹NANÇSIZLIK di¤eri ise “medyan›n bu tür olaylar› sürekli ön planda
tutmas›d›r.”
‹ntihar›n kötü sonuçlar› üzerinde
düflünmenin problemli kiflinin ölümünün gerçekte hiçbir problemi çözeme-
27
ÖZEL KÖE
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
di¤ini görmenin intihar düflüncesinden
vazgeçirece¤i bir gerçek.
Asl›nda intihar kelimesinin tam
karfl›l›¤› Arapçadaki “nahr”d›r. Kurban
etmek anlam›ndaki “intihar” kiflinin
amac›n›n, fluurunda ve de¤iflik derecelerde olumsuz yönde olarak kendisine
zarar vermesi olarak tarif etmek mümkündür.
‹ntihar, farkl› zamanlarda, farkl› insanlara farkli fleyler ifade eder. Herfleyden önce intihar, karfl› durulamaz mant›¤› olan kapal› bir dünyad›r. ‹ntihar
olay›, d›flardan bakan birisine ço¤unlukla anlams›z bir sapk›nl›k gibi gelir.
‹nsano¤lu ihtiyaç halinde hayvanlar› öldürebilir. Fakat inanc›n› ve insani
hissiyatlar›n› kaybedince de¤il sadece
hemcinsini öldürmek ayn› zamanda
kendisini de öldürebilir. Yeri gelmiflken intihar ile ilgili istatistiki bilgiler
vermek faydal› olacakt›r.
Kad›nlarda intihar teflebbüsü erkeklerden daha fazla olmakla birlikte
ölümle sonuçlanan intiharlar, erkeklerde daha çoktur. ‹ntihar, erkeklerde 45
yafl›nda en üst seviyeye ulafl›r ve devam eder. Katoliklerde intihar olay›
Protestanlardan ve Yahudilerden daha
azd›r. ‹slamiyetin intihar› yasaklam›fl
olmas› sebebiyle Müslüman ülkelerde
intihar olay› son derece azd›r. Evli ve
çocuk sahibi olanlarda intihar riski, bekar ve yanl›z yaflayanlardan daha düflüktür.
Fizik-sa¤l›k ile intihar aras›nda çok
s›k› bir iliflki vard›r. Alkol ve uyuflturucu madde kullananlarda intihar oran›
normal kiflilere göre çok yüksektir.
‹fl kayb›, efl kayb›, mal-mülk kayb›,
evlat kayb› gibi bir kay›ptan sonra ortaya ç›kan a¤›r depresyon vakalar›nda
intihar oran› çok yüksektir.
Mevsimlere göre da¤›l›m ise flöyledir: Sonbaharda düflmeye bafllar, k›fl
ortalar›nda en düflük orana ulafl›r ve
do¤adaki canlanmayla birlikte yükselir.
‹ntihar mevsimi yaz bafllar›d›r. May›s ve Haziran`da yükselir, Temmuz`da yeniden düflmeye bafllar.
Hiçbir teori çok karmafl›k olan bu
güdüyü tek bafl›na aç›klayamaz. ‹ntihar›n tek bir sebebi yoktur.
Sosyolojik olarak intihar bafll›ca
bencillik, özgeci ve kurals›zl›k olmak
üzere üç ana bafll›k alt›nda incelenir.
Toplumla uyumlu bir bütünlük oluflturamayan kiflinin kendi içine kapanmas›
“bencil” intihard›r. Bunun tam karfl›t›
ise “özgeci” intihard›r. Bu tür intihar
olay›nda fert kendini bütünüyle bir
toplulu¤a adam›flt›r. Bu durumda toplulu¤un amac›n› kendisiyle özdefllefltirince ortaya “özgecilik” ç›km›fl olur.
Tarih bir çok kez göstermifltir ki de¤iflik ideolojiler ad›na o toplulu¤un her
üyesi, onun ilkeleri u¤runa kendini kolayca kurban edebilece¤i “kitlesel bir
ba¤l›l›k” içerisindedir. Sadece ideolojilerde de¤il din ad›na da bu ba¤l›l›k
kendini bir çok kez göstermifltir.
Di¤er bir intihar çeflidi ise “kurals›zl›k” intihar›d›r. Bu tür intihar yeni
duruma uyum sa¤lamakta afl›r› horlanan kiflinin toplumsal pozisyonundaki
ani de¤iflmeyle yak›ndan iliflkilidir.
Büyük bir zenginlik veya yoksulluk, kumar masas›nda büyük bir kazanç veya iflas, üzücü bir boflanma ve
hatta aile fertlerinden birisinin ölümü
vb. durumlar kifliyi intihara itebilir.
Psiko-analitik teoriye göre intihar,
kiflinin kendisine yöneltti¤i bir sald›rganl›kt›r. Psikolojiye damgas›n› vurmufl kiflilerden Adler, afla¤›l›k kompleksi, kendini afl›r› sevme ve kendine
güvenin az olmas› kurban için temel
özellikler oldu¤u, Sallivan, çözümlenmemifl kiflileraras› çat›flmalardan ç›kan
bir baflar›s›zl›k delili olarak düflünmüfltür.
Horney ise kiflinin idealindeki ve
gerçekteki psiko-sosyal kimli¤i aras›ndaki çat›flmadan kaynaklanan kendine
karfl› yabanc›laflma sonucu oldu¤unu
ileri sürmüfltür.
K›ymetli bir varl›k olmas› itibariyle
insan›n varl›¤›n› hedef alan sald›r›lar›n
hem dünyada hem de ahirette cezas› bu
ölçüde büyük olacakt›r. Katil, Allah`›n
nezdinde dünyada lanetlik bir kifli haline düfler. ‹nsan›n can› kendisine emanettir. Hiçkimse kendi can›n›n sahibi
de¤ildir. Kendisi üzerinde diledi¤ini
yapma yetkisi yoktur. Bütün semavi
dinlerin günümüze kadar tafl›d›¤› ortak
özelliklerden birisi “can”› korumakt›r.
‹nsanlar›n musibet yönünden en a¤›r›na maruz kalanlar› Peygamberler daha
sonra velilerdir. Durum böyleyken bu
zatlar hiçbir zaman böyle yollara baflvurmam›fllard›r. ‹ntihar edenler hayatlar›na son vermek suretiyle rahata kavuflacaklar›n› zannederler. Oysa flu hadis bize bunun hiç de böyle olmad›¤›n›
bildiriyor:
Ebu Hureyre (r.a)`den: Resulullah (s.a.v) dediki: “Kim bir tepeden
kendini afla¤›ya at›p, kendini öldürürse o, ebediyyen cehennemde yuvarlan›r. Kim zehirli bir içecekle kendini
öldürürse o, ebediyyen cehennemde
onu içecektir. Kim kendini demirden
bir aletle öldürürse o, demir aleti elinde ebediyyen cehennemde onu karn›na saplay›p duracakt›r. (Ebu Davut
Dibb nr. 3376)
Görülüyor ki intihar bir kurtulufl çaresi de¤ildir, aksine ebedi bir hayat
olan ahireti karartmakt›r. Kurtuluflun
yolu hak yolda yürüyüp bafla gelen musibetlere karfl› sab›r ve tahammüllü olmakt›r. Her zorlu¤un arkas›ndan bir
kolayl›k mutlaka gelecektir.
ATB Genel Bakanı Fikret Ekin
Kiminle
Evleneceklerini
de Siz Belirleyin!
lmanya’daki yabancı
kökenli vatandafllar, Federal ‹çiflleri Bakanlı¤ı’nın her defasında sürpriz kararlarıyla karflılaflmaktadırlar.
Bunlardan birisi de, ‹çiflleri Bakanı Sayın Otto Schliy tarafından hazırlanarak ‹çiflleri Bakanları Konferansı’na sunularak kabul edilen tekliftir. Buna göre,
Almanya’ya gelecek olan yabancı kadın efllerin evlenme yaflı
18’den 21’e çıkarılacak.
Konuyla ilgili açıklamada
bulunan AT‹B Genel Baflkanı
Fikret Ekin flöyle dedi: “Dünya
genelinde ve Almanya’da evlenme yafl sınırı 18’dir. Büyük çapta Türkiye’den aile birleflimi
çerçevesinde gelmek isteyen eflleri hedef alan bu kararın ne hukuki ve ne de insani bir dayana¤ı yoktur. Birçok konuda oldu¤u
gibi, bu konuda da yabancılara
uygulanan muamele çifte sandartlıktır. 18 yaflını doldurmufl
bir bayanın evlenerek Almanya’daki eflinin yanına gelme
hakkı bu kararla üç sene daha
ertelenerek gasp edilmektedir.
Anayasayla güvence altına alınan evlilik ve aile kurumuna indirilen bu darbe, sadece Almanya’daki göçmenlerin aile birleflimini engellemek gayesi gütmektedir."
Fikret Ekin, alınan bu kararı
espirili bir yaklaflımla, ‹çiflleri
Bakanlı¤ı’na gönderme yaparak
flöyle de¤erlendirdi: “Madem bu
insanların kaç yaflında evlenebileceklerine siz karar veriyorsunuz, bari kiminle evleneceklerini
de siz belirleyin!”
A
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 28
BLM
28
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Pi’nin 83 bin 431 basamaı ezbere
Bir Japon psikiyatr, virgülden sonrası sonsuza giden pi sayısının 83 bin 431
basama¤ını ezberden okuyarak bir rekor kırdı.
i sayısı (3.14) dairenin alanı ve çevresini
bulmaya yarayan matematiksel bir de¤er.
Ancak rakam sanıldı¤ı kadar masum de¤il,
pi sayısının virgülden sonrası sonsuza kadar uzuyor. Japonya’da bir psikiyatr pi sayısının virgülden sonraki 83 bin 431 basama¤ını ezbere saymayı baflardı. Japon gazetelerinde yer alan habere göre, 50 yaflındaki Akira Haraguchi bunu trans
haline geçerek baflarıyor.
Japon psikiyatr Akira Haraguchi, Tokyo’nun
do¤usundaki Çiba kentinde yapılan rekor denemesinde yüzlerce izleyicinin önünde, pi sayısının
virgülden sonraki rakamlarını saymaya baflladı.
Haraguçi, ö¤lene do¤ru yaklaflık 16 bininci basamakta iken bir rakamı unuttu. Bir süre dinlenen
Haraguçi, virgülden sonrasını saymaya yeniden
baflladı ve 11 saat sonra önceki rekoru olan 54
bin’inci basama¤a ulafltı.
P
MS’ten Haziran’da
3 kritik yama
Microsoft, Haziran ayı güvenlik
yamalarını yayınladı. Haziran paketinde bilgisayarın uzaktan ele geçirilmesine olanak verecek 3 kritik
açık var.
irinci ve en önemli yama Internet Explorer’da çıkan kritik açı¤ı kapıyor, di¤er
ikisi de Windows iflletim sistemindeki
HTML Help ve Server Message Block’ta bulunan açıkları gideriyor. IE’de çıkan açık PNG
Image Rendering Memory Corruption olarak niteleniyor ve Service Pack 2 yüklü makineleri dahi etkileyebiliyor. Bu açık, tüm paketin en ciddi
yaması olarak de¤erlendiriliyor.
Windows HTML Help açı¤ı da, Windows XP
Service Pack 2 yüklü makineler ve bunlardan önceki iflletim sistemlerini etkiliyor.
OTOMAT‹K GÜNCELLEME YAPIN
Yamaların yayınlanmasıyla açıklar hakkında
teknik bilgilerin kamuoyuna çıktı¤ını söyleyen
yetkililer, "flimdi en kritik zaman aralı¤ı, çünkü
hacker’lar neyin nerede oldu¤unu, ne tür saldırının hangi açık üzerinden yapılaca¤ını biliyorlar.
Kullanıcıların yamaları yüklemelerini öneriyoruz" diye konufltu. Kullanıcıların otomatik güncelleme yapmalarını öneriyor. Bu durumda yamalar çıkar çıkmaz makineye yüklenebilecek.
Kritik açık, Microsoft terminolojisinde ‘kullanıcının ayrıca bir ifllem yapmasına gerek olmadan, hacker’ın müdahalesine olanak veren’ olarak tanımlanıyor. Verilerin çalınması veya bilgisayarların ele geçirilmesine izin verenler, genellikle bu tür açıklar. Üç kritik açı¤ın yanı sıra pakette, 3 adet de ‘önemli’ düzeyde yama yayınlandı. Haziran güvenlik paketinde ayrıca ‘orta düzey’de riskli 4 adet yama bulunuyor.
B
PES ETMED‹ 80 B‹N YAPTI
Haraguçi, ertesi günün sabahında 80 bin’inci
basama¤ı telaffuz etti. Guiness uzmanları, 54 bin
basamaklık önceki rekorunun incelemesini daha
bitirmemiflken, Haraguçi, ikinci bir rekora imza
atmıfl oldu. Tasdik edilmifl son rekor, 42 bin 195
basamakla yine bir Japon’a ait.
BAB‹L’DEN SÜPERB‹LG‹SAYARLARA
P‹
Dairenin çevresi ve alanının hesaplanmasında
kullanılan pi sayısı, ilk Eski Mısır ve Babil’de ortaya atılmıfltı. Daha sonra Sirakuza’lı Arflimet
M.Ö. 200’de pi sayısını 3.14 olarak tespit etmiflti.
Galli matematikçi William Jones, 1706’da Yunanca pi anlamına gelen ‘Pi’ harfini kullanmıfltı.
Bunun nedeni, ‹ngilizce çevre anlamına gelen
perimeter sözcü¤ünün Yunanca Pi harfinin p’sini
barındırmasıydı. Pi sayısı, 20 yüzyıl’da uluslara-
rası bilim dili haline gelen ‹ngilizce’nin, bu süreçte ilk örneklerinden oldu.
Pi sayısı her ne kadar 3.14 olarak kabul edilse
de aslında sonsuza gidiyor. Sayının flimdiye dek
200 milyon basama¤ı resmi olarak hesaplandı.
Tokyo Üniversitesi uzmanları 2002’de süperbilgisayar yardımıyla pi sayısının virgülden sonraki
1.24 trilyon’uncu basama¤ına ulaflmıfltı.
3.14 fi‹MD‹L‹K YETERL‹
Bilim insanlarına göre, pi’nin 1000’inci basama¤ından sonrası somut olarak bir de¤er ifade etmiyor. Pi sayısının 1000’inci basama¤ından sonrası ancak formüllerin ve süperbilgisayarların test
edilmesinde kullanılıyor. Matematiksel hesaplamalarda
pi
sayısı
genel
olarak
3.14159265358979323846264338327950288419
71693993751 fleklinde alınıyor.
AB ‘yazılıma telif’ yasasını reddetti
Avrupa Parlementosu, AB çapında tüm yazılımların telif haklarını tek bir yasaya balayan önergeyi reddetti.
vrupa Parlementosu binası dıflında gösteri ya- yazılım icat etme konusunda yavafllayaca¤ını öne süpan yazılımcılar, telif yasasının gelifltiricileri ren bu çevreler, teliflerin daha esnek olması gerekti¤i'do¤al suçlu' yaptı¤ını savunuyor.
ni vurguluyor. Teliflere karflı çıkan bir di¤er tez de,
Büyük flirketlerin 2001 yılından bu yana bastırdık- yaygın bilginin telifle saklanamayaca¤ı veya kamuya
ları, tüm yazılım teliflerini tek bir yasada toplayan mal olmufl uygulamaların sonradan teliflenemeyece¤i.
önerg8e Avrupa Parlementosu’nda kabul görmedi. ’TEL‹F, KÜÇÜK fi‹RKETLER‹ SEKTEYE U⁄RATIR’
Avrupa Parlementosu yaptı¤ı oturumda yasa önergesiNokia ve Siemens gibi büyük flirketler ise, patent
ni 648 ret oyuna 14 kabul ile geri çevirdi. Yasa öner- yasasının çıkması için baskı grubu olufltururken, açık
gesi kabul edilseydi, yazılım AB çapında tek telife kaynak destekçileri de küçük flirketlerin ve bireylerin
ba¤lanacak ve tüm ülkelerde birden uygulanabilecekti. telif haklarıyla mücadele etmekten bataca¤ını savunYasa önergesine karflı çıkanlar, yazılımlara kıta ça- mufltu. Avrupa Parlementosu üyeleri ise, telif haklarıpında konacak genel geçer yaptırımların, telifi yaratı- nın küçük flirketlerin önünü tıkayaca¤ını ve bu nedenle
cılı¤ın önünde bir engel haline getirece¤ini savunuyor. de Avrupa’da yazılım sektörüne darbe vuraca¤ı düflüGelifltiricilerin telif gibi yasal sorunsallardan korkarak, nüyordu.
A
Microsoft’tan HD-DVD’ye destek
azılım devi Microsoft, Toshiba’nın gelifltirdi¤i yeni kuflak HD-DVD’ye destek verdi¤ini açıkladı.
Toshiba, yeni kuflak DVD savafllarında çok
önemli bir müttefik kazandı. Microsoft Yönetim
Kurulu Baflkanı Bill Gates ile Toshiba Yönetim
Kurulu Baflkanı Atsutofli Niflida’nin imzaladı¤ı anlaflma uyarınca, yazılım devi HD-DVD lisanslarını
ve buna ba¤lı yeni cihazları destekleyecek.
Japonya’da temaslarda bulunan Bill Gates, imza toplantısında HD-DVD ürünlerinin yaygınlaflmasını istediklerinin belirtti. Toshiba’nın en üst
düzey yöneticisi Niflida da Microsoft deste¤inin
HD-DVD’ye büyük yarar sa¤layaca¤ını söylemekle yetindi.
Yeni anlaflma, Microsoft ile Toshiba arasında
20 yıldır varolan multimedya ürünlerini kapsayan
iflbirli¤ini geniflletmifl oluyor. Yeni anlaflma uyarınca ortaklar, Microsoft’un bilgisayar, Toshiba’nın ise tüketici sektöründeki uzmanlıklarını birlefltiren HD-DVD çalarlar üretecek.
Geleneksel bilgisayar pazarının geliflmifl ülkelerde doyuma ulaflmasıyla Microsoft, bir süredir
tüketici elektroni¤i pazarına girmeyi hedefliyordu.
HD-DVD iflbirli¤i, bu strateji için do¤ru bir adım
olarak niteleniyor.
Y
HD-DVD VE BLU-RAY
Yeni kuflak DVD savafllarında HD-DVD’nin
karflısında Sony ve Apple’ın baflını çekti¤i BluRay
formatı bulunuyor. HD-DVD’nin 30 GB’lik kapasitesine karflın BluRay 50 GB’lik bir kapasiteye sahip. Ancak, mevcut teknolojilere uyumlu oldu¤u
için HD-DVD’ye geçifl gerek donanımsal gerekse
yazılımsal olarak çok daha kolay görünüyor.
Toshiba ilk HD-DVD çaların bu yıl sonunda hazır olaca¤ını belirtirken, Sony ise ilk BluRay’i
PlayStation3 oyun konsolunda deneyecek. ‹ki format, film flirketlerinden onay almak için birbirleriyle yarıflıyorlar.
Microsoft Yönetim Kurulu Baflkanı Bill
Gates ve Toshiba Baflkanı Atsutofli Niflida.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 29
29
SÖYLE
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Arkadaımız Mahmut Akar’ın röportajı
Dr. Murad W. Hofmann ile söylei
"Müslüman intihar eylemcileri Batı’daki dehfletin besleyicileridir."
"Akılcı 18. yüzyıl, inkârcı 19. yüzyıl ve ideolojik 20. yüzyıldan sonra,
21. yüzyılın dindarlı¤ı sözkonusudur."
"‹slâm en çok kabul gören bir din olacaktır, çünkü üç büyük semavî
dinin arasında ‹slâm en akılcı ve en az fiarklı olan dindir."
"Alman vatandaflı olmayan müslümanlarda sindirme daha fazladır.
Sınırdıflı edilmekten korkan insanlar, getolarda ayakta kalmanın
yollarını arıyorlar."
"Almanya’da Anti-Arap (Anti-‹slam) Anti-Semitizm’inin tehlikesini
görüyorum, çünkü burada sadece Anti-Yahudilik tabudur."
"Diyalog, yönlendirme de¤il de, karflılıklı uzlaflma zeminine
dayanırsa meyvelerini verebilir."
"Türkiye’nin AB Üyeli¤i’nin gerçekleflmeyece¤i kanaatindeyim.
‹slam, burada birçok sebepten sadece birisi olarak kalacaktır."
Mahmut Aflkar: Sayın Dr. Hofmann,
Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra Batı Dünyası ‹slam’ı kendisine yeni düflman
olarak ilan etmiflti. Bu fenomeni nasıl izah
edebilirsiniz?
Murad Hofmann: Batı’nın sürekli
olarak bir düflmana ihtiyaç duyması; sadece kendi kimli¤ini korumak için de¤il, aynı zamanda toplumun her kesimden öncü
güçlerini kontrol altında tutmak için de
düflünülebilir. Fakat gerçek biraz daha
kapsamlıdır. Humeyni, Kaddafi ve Saddam Hüseyin fenomeni Batı’da biraz haklılık payı olmakla beraber, ‹slam’a karflı
korkunun yayılmasına vesile oldu. Bugün
ise, müslüman intihar eylemcileri Batı’daki dehfletin besleyicileridir. Genel olarak
kısa bir zaman önce konuyla ilgili tesbitinde, "‹slamfobi, yüzyılların ötesinden gelen eski önyargının modern salgınıdır."
diyen Prof. John Esposito’ya katılıyorum.
Mahmut Aflkar: Hıristiyan Batı Kültürü’nde "fundamantalizm" gibi kavramların islami düflünce sisteminde ya yeri veya
aynı manaya gelen karflılı¤ı yoktur. Sizin
iddia etti¤iniz gibi, iyi bir müslüman aynı
zamanda fundamantalist midir?
Murad Hofmann: "Fundamantalist"
kavramı ilk olarak 19. yüzyılda, ‹ncil’i bire bir (kelime kelime) kabul etmek isteyen
protestan hıristiyanlarının kendilerine verdikleri ad olarak ABD’de ortaya çıkmıfltır.
Bu manada, inancını Kuran ve Sünnet çerçevesinde yaflayan her müslüman fundamantalisttir. Fakat bu husus, kelime kelime, harfiyen anlaflılmamalı, çünkü biz kelimelere hangi manaların yüklendi¤i konusunda emin olamayabiliriz. Her kelime sadece konu içindeki genel hatlarıyla yorumlanabilir.
Mahmut Aflkar: Sayın Hofmann, entellektüel çevrede sayısız yazıları, konferansları, mülakatları ve eserleriyle bilinen,
mücadeleci ve popüler bir Alman müslümansınız. Kitaplarınızın bazıları Türkçe’ye tercüme edilerek, Türkiye’de de yayımlandı. Kitabınızın birinin adı, "Gerçek
Alternatif Olarak ‹slâm", di¤erinin, "3.
Binyılda ‹slâm"dır. Bunlar, sizin Neo-Kapitalizm’e ve globallaflan dünyada hakim
Batı Dünya Görüflü’ne islâmî bir meydan
okuyufltur. ‹slâm Medeniyeti’nin en azından tekrar ‹slâm dünyasına dönüflü konusundaki iyimserli¤iniz nerden kaynaklanıyor?
Murad Hofmann: Akılcı 18. yüzyıl,
inkârcı 19. yüzyıl ve ideolojik 20. yüzyıl-
dan sonra, 21. yüzyılın dindarlı¤ı sözkonusudur. Makro ve mikro fizikdeki ve aynı
zamanda biyolojik kimyadaki geliflmeler,
tabiî ilimler alimlerini hayrete düflürürken,
insanüstü zekâya sahip bir yaratıcıya inanmayı da beraberinde getirdi. Max Planck,
Albert Einstein ve Werner Heisenberg gibi
insanlar böylece dindarlafltılar. Gecikmeli
de olsa, bilindi¤i gibi insanlık bu istikamete do¤ru ilerlemektedir. Böylece ‹slâm en
çok kabul gören bir din olacaktır, çünkü üç
büyük semavî dinin arasında ‹slâm en akılcı ve en az fiarklı olan dindir.
Mahmut Aflkar: Almanya’daki müslüman azınlık kanaatimce öyle bir sindirildi ki, kanunlar çerçevesinde tanınmıfl olan
aslî haklarını bile talep etmekten acizdir.
Almanya’daki müslüman üst kurulufllar
stratejik-taktik bir hata mı yapıyorlar, yoksa dünyadaki anti ‹slâm kampanyasının
kurbanı mıdırlar?
Murad Hofmann: Alman vatandaflı
olmayan müslümanlarda sindirme daha
fazladır. Sınırdıflı edilmekten korkan insanlar, getolarda ayakta kalmanın yollarını
arıyorlar. Di¤er taraftan Alman olarak
do¤an veya sonradan (vatandafllı¤a geçerek) Alman olan birçok müslüman, Alman
hukuk devletinin imkanlarını sonuna kadar
kullanmaya hazırdır. Burada öncelikler
dikkate alınarak, müslümanların haklarını
aramadaki acizlik intibası uyandırılmamalıdır. Kendim de hukukçu oldu¤um için,
hukukun da bir sınırı oldu¤unu bilmekteyim. Anayasal hakkı vermek, topluma tolerans ve çokdinlilik konusundaki e¤itiminin yerini doldurmaz. Koloni tecrübesizli¤inin eksikli¤inden dolayı Almanya bu
konuda taflralıdır. Almanya’da Anti-Arap
(Anti-‹slam) Anti-Semitizm’inin tehlikesini görüyorum, çünkü burada sadece AntiYahudilik tabudur.
Mahmut Aflkar: Sayın Dr. Hofmann,
bilhassa "11 Eylül 2001"den sonra dinler
ve kültürlerarası diyalog bir moda haline
gelerek, hayata geçirildi. Bafllangıçta ben
de birçokları gibi bu giriflimden, müslümanların din ve kültür farklılı¤ından
do¤an yönlerinin kabulü konusunda ümitlenmifl ve beklentilerim olmufltu. Gerek
burada ve gerekse dünya çapındaki müslümanlar ve ‹slam aleyhindeki geliflmeleri
gördükce ümidi kaybetmeye baflladım ve
bu diyaloglardan birfley çıkmayaca¤ı kanaatine vardım. Siz de benimle aynı
düflüncede misiniz?
Murad Hofmann: Dini diyalog veya
trialog’ların (üçlü görüflme) sosyal, yerel
ve toplum yararı düzeyindeki beraber çalıflmalarda faydalı olmasına karflılık, dogmatik sahada hiçbir zaman flansı olmamıfltır. Bu arada her iki hıristiyan kilisesinin de (Katolik ve Protestan) diyalog konusunda hayal kırıklı¤ına u¤radıkları anlaflılmaktadır. Belki de (Hıristiyanlı¤a)
yönlendirme baflarısı bekleniyordu, ama
bu gerçekleflmedi. Halbuki diyalog, yönlendirmeye de¤il de, karflılıklı uzlaflma zeminine dayanırsa meyvelerini verebilir.
Mahmut Aflkar: Murad Bey, Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne Tam Üyelik Giriflimi ve ‹slam dünyasında üstlenmesi gereken rolü hakkında düflüncelerinizi bizimle paylaflır mısınız?
Murad Hofmann: Türkiye’nin
%95’nin Avrupa kıtasında bulunmaması
ve Suriye, ‹ran, Irak gibi kriz bölgesindeki
ülkelerle komflu olması gibi objektif sebepler, tam üyelik konusundaki karflı görüfllerdir. Ayrıca AB, kriz bölgelerinde ortak hareket etme kabiliyetini henüz daha
gösterememektedir. Türklerin 1. ve 2. Viyana Kuflatması ve hafızalarda yer etmifl
Türk Tehlikesi gibi konular da hissi, kollektif hareketleri önplana çıkarmaktadır.
Ne yazıkki Almanya’daki Türk toplumu
bu nahofl durumu getolaflmaya giderek daha da kuvvetlendirmifltir. Almanya’daki
Türklerin uyum (entegrtasyon) seviyesi,
Bosnalı ve Arapların çok gerisinde kalmıfltır. Bundan baflka, Batı Avrupalıların
globallaflma neticesinde yabancıların akınına u¤ramaktan ve kendi kimliklerini yitirmekten korktukları da daha belirgin bir
vaziyete geldi. Kısacası, bütün bu sebeplerden dolayı Türkiye’nin AB Üyeli¤i’nin
gerçekleflmeflece¤i kanaatindeyim. ‹slam,
burada birçok sebepten sadece birisi olarak kalacaktır.
Mahmut Aflkar: Sayın Dr. Hofmann,
bildi¤iniz gibi uzun zamandan beridir Almanya’daki müslüman üst kurulufllar, tek
bir çatı altında toplanarak, "Almanya Müslümanları Temsili" konusunda ortak bir
yol bulmaya çalıflıyorlar. Bu giriflimin tıkanmaması için, size göre neler yapılmalıdır?
Murad Hofmann: Müslümanların her
eyalette ve ülke genelinde tek sesle temsil
edilmeleri herkes için su götürmez bir gerçektir. Fakat bu birleflme sürecinde, kurulufl temsilcilerinin kendi menfaatleri, elde
ettikleri baflarıların kayıbı, etnik önyargılar, mevcut konumunu kaybetme endiflesi,
kestiremedi¤i bir sahaya girme korkusu gibi sebepler, gidiflatı geciktiren anlardır.
Yerel, eyalet ve ülke bazında birleflme
baflarısının anahtarı, etnik özelli¤e sahip
derneklerin varlı¤ını oldu¤u gibi devam
ettirmesidir. Bunlar, siyasi partiler gibi federal sistemde varlıklarını devam ettirebilirler. Azınlıklar (Kadınlar, Alman Müslümanları, Türk Olmayanlar) muhtemel bir
oranlamayla kervana dahil edilebilirler.
Oluflturulacak icra heyeti ve fıkıh kurulu,
eyalet ve ülke düzeyindeki okul durumu
ve din dersleri konusunu kararlafltırmalıdır. Tabiiki ‹slam, afla¤ıdan yukarıya
do¤ru büyümelidir. Bu dinin büyük bir
teflkilatlanmayı taflıyabilecek kadar tabanda kuvvetli oldu¤una inanıyorum.
Mahmut Aflkar: Muhterem Murat
Bey, zaman zaman de¤iflik konularda görüfllerinize müracaat etmek istiyorum. Zaman ayırarak sorularımızı cevaplandırdınız. Size teflekkür ediyorum.
Dr. Murad W. Hofmann
lmanya’nın eski bir diplomatı olan Murad Hofmann, 1931 Aschaffenburg
do¤umludur. Ö¤renimini Münih, New York Schenectady ve Harvard Hukuk
Fakültesi’nde tamamladı. Brüksel’de NATO Enformasyon Müdürlü¤ü
(1983-1987), Federal Almanya Cezayir Büyükelçili¤i (1987-1990) ve Fas Büyükelçili¤i (1990-1994) görevlerinde bulundu. Dr. Wilfried Hofmann 1980’de müslüman
olduktan sonra Murad adını aldı. Dr. Murad Hofmann Almanya, ‹ngiltere ve Pakistan gibi ülkelerde yayımlanan gazete ve dergilerde genellikle ‹slamiyet üzerine makaleler yazmakta, birçok ülkede konferanslara, açık oturumlara davet edilmektedir.
Almanya’daki müslümanlarla ve ‹slamiyet’le ilgili konularda görüfllerine baflvurulan,
ropörtaj yapmak için aranan ‹slâm entellektüellerinin baflında gelir.
Almanca, ‹ngilizce, Arapça ve Türkçe yayımlanan kitaplarının belli bafllıları;
‹slâm Felsefesinin Rolü, Gerçek Alternetif Olarak ‹slâm, ‹slâm’a Felsefi Bir Yolculuk, Mekke’ye Seyahat, 3. Binyılda ‹slâmî Siyasetin Oluflumu, 3. Binyılda Yükselen
Din ‹slâm, Müslüman Bir Alman’ın Günlü¤ü ve Max Henning’in tercümesini yaptı¤ı
Kuran-ı Kerim Meâli’nin yeniden düzenlenmesi.
Dr. Murad Hofmann’la tanıflmamız iki sene önceye dayanır. Kısa zamanda samimi bir a¤abeyi-kardefl münasebeti geliflti aramızda. Efendi ve a¤ır bafllılı¤ıyla, az ve
öz konuflmasıyla tanınır. Biraz Türkçe de konuflur ve okur. Almanya Müslümanları
Merkez konseyi (ZMD)’nin danıflma heyetinde, birço¤unun bilmedi¤i ve topluma
pek yansımayan bir mücadeleci alim ve aynı zamanda Almanya müslümanlarının entellektüel cephedeki en önde gelen imanlı bir flahsiyetidir.
A
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
30
Seite 30
DOSYA
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
KURAN-I KERM'DEN SEÇME DUALAR
Bismillahirrahmanirrahim
Ey Allah'ım!
“Ancak sana kulluk ederiz ve
yalnız senden medet umarız. Bize
do¤ru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulundu¤un kimselerin yoluna Gazaba u¤ramıflların
ve sapmıflların yoluna de¤il.” (Fatiha 5-6-7)
"Ey Rabbimiz! Bize dünyada
bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi atefl azabından
koru!" (Bakara 201)
"Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve
kâfirler toplulu¤una karflı bize yardım et!" (Bakara 250)
"Ey Rabbimiz! e¤er unuttuk ya
da yanıldıysak bizi tutup sorguya
çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden
öncekilere yükledi¤in gibi a¤ır yük
yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyece¤i yükü de yükleme! Ba¤ıflla bizi, ma¤firet et bize, rahmet et bize! Sensin bizim
Mevlamız, kâfir kavimlere karflı
yardım et bize. (Bakara 286)
"Ey Rabbimiz! bizi do¤ru yola
ilettikten sonra, kalplerimizi e¤riltme. Bize tarafından rahmet ba¤ıflla,
lütfü en bol olan sensin. (AL-‹ ‹MRAN 8)
"Ey Rabbimiz! Biz inandık,
iman getirdik, artık bizim suçlarımızı ba¤ıflla ve bizi atefl azabından
koru!" (AL-‹ ‹MRAN 16)
"Ey mülkün sahibi Allah'ım!
Sen mülkü diledi¤ine verirsin, diledi¤inden de onu çeker alırsın, diledi¤ini aziz edersin, diledi¤ini zelil
edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her fleye kâdirsin.
(AL-‹ ‹MRAN 26)
Ey Rabbimiz, senin indirdi¤ine
iman ettik, o peygambere de uyduk. Artık bizi flahidlerle beraber
yaz. (AL-‹ ‹MRAN 53)
"Ey Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve ifllerimizdeki taflkınlıklarımızı ba¤ıflla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, Kâfirler güruhuna karflı da bize yardım et!" (AL-‹ ‹MRAN 147)
"Ey Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize
iman edin' diye imana ça¤ıran bir
davetçi iflittik, hemen iman ettik.
Rabbimiz! Günahlarımızı ba¤ıflla,
kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermifl kullarınla beraber yanına al".
(AL-‹ ‹MRAN 193)
"Ey Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad etti¤ini ver, kıyamet
günü bizi rezil etme. Muhakkak
sen verdi¤in sözden dönmezsin".
(AL-‹ ‹MRAN 194)
"Ey Rabbimiz! Biz kendimize
zulmettik, e¤er bizi ba¤ıfllamaz ve
bize rahmetinle muamele etmezsen
muhakkak ziyana u¤rayacaklardan
oluruz!" (ARAF 23)
"Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. E¤er Allah bizi do¤ru yola
sevk etmeseydi biz do¤ru yola eriflemezdik. fiüphesiz Rabbimizin
peygamberleri bize gerçe¤i getirmifller." (ARAF 43)
Ey gökleri ve yeri yoktan var
eden Rabbim! Benim velim sensin,
benim canımı müslüman olarak al
ve beni salih kulların arasına kat!"
(YUSUF 101)
"Ey Rabbim! Beni ve soyumdan
gelecekleri namazını dosdo¤ru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! duamı kabul et! (‹BRAH‹M 40)
"Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba
çekilece¤i günde beni, ana-babamı
ve müminleri ba¤ıflla!" (‹BRAH‹M 41)
"Rabbim! Beni, takdir etti¤in
yere gönül rahatlı¤ı ve huzur içinde
koy ve çıkaca¤ım yerden de dürüstlükle ve selametle çıkmamı
sa¤la. Bana katından yardım edici
bir kuvvet ver." (‹SRA 80)
"Rabbimiz! Bize katından bir
rahmet ver ve bizim için flu iflimizden bir kurtulufl yolu hazırla."
(KEHF 10)
"Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle
ise bizi ba¤ıflla, bize merhamet et,
sen, merhametlilerin en iyisisin."
(MÜM‹NUN 109)
"Ey Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav! Do¤rusu
onun azabı geçici bir fley de¤ildir.
(FURKAN 65)
"Ey Rabbimiz! Hem onları,
hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurdu¤un
Adn cennetlerine koy. fiüphesiz
çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi
olan sensin." (MÜM‹N 8)
"Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan etti¤in nimetlerine flükretmemi ve senin hoflnut olaca¤ın salih amel ifllememi ilham et. Benim
neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Do¤rusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten
müslümanlardanım." (AHKAF 15)
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce
inanan kardefllerimizi ba¤ıflla,
kalplerimizde inananlara karflı bir
kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok
flefkatli, çok merhametlisin!"
(HAfiR 10)
"Ey Rabbimiz! Bizi inkar edenler için bir fitne kılma, (onlara
ma¤lub etme!) bizi ba¤ıflla! Ey
Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet
sahibi ancak sensin." (MÜMTEH‹NE 5)
"Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi ba¤ıflla, çünkü sen her
fleye kâdirsin." (TAHR‹M 8)
Allah'ım!
Kötü günden, kötü geceden, kötü zamandan, kötü arkadafltan, mahalledeki kötü komfludan sana sı¤ınırım. Sen'den baflka ilah olmadı¤ı,
yedi kat göklerin sahibi ve yüce arflın sahibi oldu¤un için senden istiyorum. Senden baflka ilah olmadı¤ı, yedi kat gö¤ün, yedi kat yerin
sahibi ve yüce arflın sahibi oldu¤un
için senden istiyorum. Sen her fleye
kadirsin..
Allah'ım!
Kur'an’dan okuyaca¤›m›z her
bir cüz karflılıgında bize mükafaat
ve her bir HARF karflılıgında Manevi bir tad ver.
Allah'ım!
Bize Kur'an da bulunan her bir;
EL‹F....harfi ile....
ÜLFET............. ver.
BE.......harfi ile.....
BEREKET.......... ver.
TA.......harfi ile.....
TEVBE........... ver.
SE.......harfi ile.....
SEVAP........... ver.
C‹M....harfi ile.....
CEMAL............. ver.
HA......harfi ile....
H‹KMET............ ver.
HI.......harfi ile.....
HAYIR............ver.
DAL...harfi ile.....
DEL‹L.............. ver.
ZEL...harfi ile.....
ZEKA............... ver.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 31
ÖZEL KÖE
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
31
BABANIN GALAXSNDE YOLCULUK!!!
Mustafa KASALAK
[email protected]
Sevgili Okurlar!.....
Gerçe¤i itiraf etmem gerekirse,
yazmaktan pek hofllanm›yorum.
Daha çok konuflmaya birebir insanlarla, (live) denilen canl› sohbetlere bay›l›yorum. Müsait ortamlarda s›kça bir araya geldi¤imiz
dost ve arkadafllarla inan›lmaz
zevk ve haz duyuyorum. Hele bir
de onlar›n üzerime, üzerime gelip
laf istediklerinde onlar› lafla güzel
bir kafl›d›m m› hem onlar hem ben
oldukça rahat ediyoruz.
Yaz›lacak o kadar bol konular
var ki, ah üflenip flu tembelli¤im
tutmasa. Yani anlayaca¤›n›z mutfakta her malzeme var ve bol, lakin
usta hem tembel hem maharetli de¤il. ‹nan›n usta çal›flkan ve maharetli olsa, piflirilen afl daha leziz
olur. Ne varki siz beni böyle sevdiniz. Ben sizden çok memnunum,
inflallah böyle devam ederiz. Allah’tan bilgisayarda yazm›yorum,
bir de hiç anlamad›¤›m bilgisayarda yazmaya kalksam, inan›n de¤il
ayl›k gazete, y›ll›k dergi veya gazeteye yazmam laz›m. O zaman da
yaz›lan yaz›lar antikalafl›r. Hofl antikay› flahs›ma severim, ama zaman›m›zda art›k herfley günübirlik
(Fikirler, Dostluklar, Arkadafll›klar, hatta evlilikler bile. Sizleri tenzih ederim). Sa¤ olsun sevgili k›z›m Esma yaz›n›n (Hitit kitabeleri
gibi olan) müsveddesini bilgisayara aktar›rken, ne çekti¤ini görmemek için evden ayr›l›r›m.
Geçti¤imiz günlerde biraz hareketli ortamlarda bulundum. Dü¤ünler, sohbetler, k›sa geziler, gril
partileri filan. fiu s›k›nt›l› anlarda
dahi, Allah’tan etraf›m›zda güzel
insanlar›n dolu olmas› gelece¤e
umutla bakmaya yetiyor. (Tabi
dünyaya küsmüfl, izole olmufl) dost
ve arkadafllara da Allah’tan en k›sa
zamanda kendilerine gelmelerini
temenni ederim.
Yaz geliyor. Her ne kadar Almanya’da havalar günün yar›s›
ya¤murlu yar›s› güneflli de olsa,
baz› etkinlikler oluyor. Biz de davet edildi¤imiz yerlere, vaktimiz
oldu¤u müddetçe uzak yak›n demeden icabet ediyoruz. Geçti¤imiz
günlerde bir grilde ayn› gazetede
beraber yazd›¤›m›z bir arkadafl yaz›m› be¤eni ile okudu¤unu iletti ve
tebrik etti. Gayet ciddi „Sa¤ol" dedim kendisine. Belli ki, o da benden kendi yaz›s›n› okuyup be¤endi¤imi söylememi bekliyor. Hiç
seslenmedim, biraz sonra dayanamad›: "Eeeee, benim yaz›ya ne diyeceksin?" diye sordu. "Hiç.." dedim. "Nas›l hiç?"
"Baya hiç, yaz›n› okumad›m ki,
ne söyleyeyim," dedim. Bozulur
gibi oldu. Ben seninkini okudum
amma der gibi yüzüme tekrar bakt›. "Bak arkadafl, ben hiç bir arkadafl›m illa benim yaz›m› okusun diye yazm›yorum. Ve niye okumad›n
diye di¤er arkadafllara k›zm›yorum. Gazeteye yaz›ya bafllad›¤›mda iki fleye dikkat ettim. Birincisi;
yaz›lar›m eksik, kusur ne ise nokta
ve virgülüne dokunulmayaca¤›na
dair söz ald›m. ‹kincisi; ben
de kendi köflemden baflka
bir yere bakmayaca¤›ma,
kimseye kar›flmayaca¤›ma,
ayn› masada otursakta, ayr›
tabaklarda yemek yiyen di¤erlerinin taba¤›nda ne yeniyor diye bakmayaca¤›ma
dair söz verdim. ‹ster inan
ister inanma. Ben sadece
kendi yaz›m› okuyorum.
Anlayaca¤›n benimkisi kendin piflir kendin ye cinsinden, yoksa sizle alakas›
yok." Bakt›m arkadafl al›nd›. "Ver elini seninle anlafl›p
bar›flal›m. K›rg›nl›¤›n gitsin", dedim ve elini toka yapar gibi tuttum. "Bundan
sonra benim yaz›lar›m› okuyaca¤›na söz veriyor musun?" diye sordum. Heyecanla "evet" dedi. "Ben de
bu arkadafllar huzurunda
yukar›daki anlatt›¤›m prensiplere ba¤l› kalaca¤›ma söz
veriyorum.." deyince arkadafl birden neflelenip gülmeye bafllad›. "Ulan Kasalak,
yine sözü ald›n desene. Ben
senin yaz›y› okuyaca¤›m
ama sen benim yaz›y› okumayacaks›n", dedi. Kendisini kucaklad›m. „Hele flükür,
flakay› daha yeni fark ettin,"
diye espiri yapt›m ve „beni
hep yürütüyorlar, birazda
ben sizi yürüteyim," diye tak›ld›m.
Dedik ya, bu aralar mini gezilerimiz oldu diye...
Yine geçti¤imiz günlerde Kerpen’de düzenlenen Aileler Gününe
ifltirake karar verdik. Ne yaz›k ki
baz› nedenlerden dolay› ailemin tümü gidemedik. Sadece ben ve büyük k›z›m gitmeye karar verdik.
Hanau Cemiyet Baflkan›m›z Hasan
abi (Kalender ve uyumlu bir abimiz oldu¤u için arkadafllar aram›zda „BABA" deriz). Sa¤olsun arabas› müsait, beraber gitmemizi rica
etti. Peki dedik, belirtilen zaman
ve mekanda bulufltuk. Kendisi,
yengehan›m, k›zlar› ve komflunun
k›z› ile befl kifli iki de biz yedi kifli
(BABANIN Galaxi) ile hareket ettik. Takriben yol yar› olunca müsait bir park yerinde kahve ve kahvalt› yapmak için mola verildi. Uygun bir masaya bohçalar aç›ld›.
Çaylar k›zlar taraf›ndan dolduruldu. De¤erli yengehan›m belli ki erken saatlerde özene bezene haz›rlam›fl oldu¤u kavurmal› ve k›ymal›
böreklerle masay› donatt›. Bu es-
nada baz› mola veren Almanlar bizim masaya imrenerek bak›yorlar.
„Yahu Almanlar›n can› kal›yor,"
dedim. Hasan abinin büyük k›z›
"Mustafa amca, biz de Alman›z",
dedi. Hemen mini bir anket yapt›m. Hakikaten Hasan abi ve tüm
ailesi, komflusunun k›z› ve benim
k›z›m dahil olmak üzere hepsi Alman vatandafl›. Sahi, bir ben Türküm. „Madem hepiniz Almans›n›z,
Kerpendeki Türklerin Aileler Gününde ne yapacaks›n›z ki?", diye
sordum. K›zlardan birtanesi öne
at›ld›:
„Mustafa amca, Türklerle kaynaflmaya gidiyoruz. Çünki birzamanlar biz de Türk idik ve onlar›n
halinden en iyi bizler anlar›z!!!"
dedi. O anda hepimiz gülüfltük. Tabi bu arada kavurmal› börekleri
epey afl›rm›fl›m…
Selam ve dua ile…
NOT: Okurlar›m›n yo¤un iste¤i
üzerine e-mail adresimi afla¤›da sunuyorum.
[email protected]
11. sayi sayfalar
32
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 32
KOMED-MZAH
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 33
Hayat
SALIK SAYFASI
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
33
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
SICAK ÇARPMASI
Dr. Mehmet BLGN
[email protected]
az mevsiminin gelmesiyle
birlikte artan sıcaklara ba¤lı
olarak bazı hastalıklar sıkça
ortaya çıkmaktadır. Günefl ve sıcak
çarpması da bunlardandır ve özellikle çocuk ve yafllılarda ölüme dahi
neden olabilecek tehlikeler do¤urabilmektedirler.
Günefl altında ve çok sıcak ortamlarda bulanma, havalandırması
olamayan kapalı ve sıcak yerlerde
uzun süre kalma durumlarında vücut
ısısı artmaya bafllar. Bu burumda deri yüzeyindeki kılcal damarlar genifller ve vücut yüzeyine daha fazla kan
da¤ılır. Buna paralel olarak terleme
Y
ve buharlaflma ile vucuttaki fazla ısı
atılmaya çalıflılır. Bu flekilde vücut
kendini tehlikeli olabilecek sıcaklık
artıflından korumaya çalıflır. E¤er kifli terleme yoluyla kaybetti¤i sıvı ve
tuzu yerine koymazsa, vücutta dehidratasyon (aflırı su ve tuz kaybı)
geliflir. Bu durumda artık terleme olmaz ve vücut ısısı gittikçe yükselmeye bafllar. Vücut ısısı belli bir düzeyin üstüne çıkınca (42 derece),
merkezi sinir sistemi yani beyin etkilenerek ısı kontrol mekanızması
bozulur. Bunun ardından bilinç kaybı, bayılma ve hatta acil müdahale
olmazsa ölüm meydana gelebilir.
Böyle bir durum ortaya çıkmadan
önce vücut ısısının hemen düflürülmesi, kaybedilen sıvı ve tuzun yerine konulması gerekir.
Sıcak Çarpması Belirtileri
- Çok sıcak, kuru ve kızarık deri
- Yüksek atefl (vücut ısısı 42 derecenin üstüne çıkar)
- Hızlı nabız, hızlı solunum, aflırı
halsizlik
- Bafl a¤rısı, kas a¤rıları
- Bafl dönmesi, korku hissi, bayılma
Sıcak Çarpmasına Karflı Alınacak
Tedbirler
- Çok sıcak havalarda özellikle
ö¤le saatlerinde (saat 11 ile 15 arası)
günefl altında uzun süre kalmamak
gerekir
- Sıcak ortamlarda bulunuyorsanız yanınızda mutlaka su veya meflrubat taflıyınız. ‹htiyaç hissetmeseniz
bile günde en az 1-2 litre su tüketmeye özen gösteriniz. Terleme sırasında ayrıca tuz kaybı da oldu¤undan, tuzlu ayran içmek yararlı olur.
- Açık havada dolaflırken baflı günefl ıflınlarından korumalı, flapka veya flemsiye taflınmalıdır.
- Açık renkli, ince ve pamuklu
giysiler tercih edilmeli, naylon giysiler giyilmemelidir.
- Çocukların günefl altında uzun
süre oynamalarına izin vermeyiniz.
Ö¤le saatlerinde ev içinde veya gölgede kalmalarını sa¤layınız.
- Günefl altında güç isteyen sporları yaparken kendinizi fazla zorlamayınız. Yorgunluk hissetti¤inizde
dinleniniz ve su ihtiyacınızı gideriniz.
- Kendinizi güneflin altında halsiz
hissetti¤inizde gölge bir yere geçin,
yardım isteyin ve vücudunuzu so¤utmak için so¤uk dufl alın veya en
azından baflınızı so¤uk suyla yıkayınız.
Sıcak Çarpmasında ‹lk Yardım
- Hasta günefl altındaysa gölge ve
serin bir yere taflıyınız ve e¤er bilinci açıksa yarı oturur durumda bekletiniz.
- Hastanın ateflini kontrol ediniz.
- Nabız ve solunumunu kontrol
ediniz.
- Kalın ve sıkı giysileri çıkarın
- Vücut ısısını düflürmek için hastaya so¤uk dufl aldırın veya vücuda
so¤uk kompresler uygulayın. Kompresleri sık sık so¤utup tekrar uygulayınız.
- Hastanın bilinci açık ise, alkolsüz so¤uk içecekler, tercihen su veya tuzlu ayran içiriniz. Bilinç kapalıysa ya da bulanıksa birfley içirmeye
çalıflmayınız. Çünkü sıvı solunum
yollarına kaçabilir ve hasta bo¤ulabilir.
- Hastanın bilinci kapalı ise veya
kötüye gidiyorsa sa¤lık ekibine haber verin ve uzmanlar gelene kadar
hastanın bilincini, nabzını ve solunumunu sık sık kontrol ediniz. Bu durumda hastayı sırt üstü yatırıp, baflını sola çeviriniz.
- Solunum ve nabız durması halinde, suni solunum ve kalp masajı
yapılması gerekebilir.
AKUT GASTROENTERT (SHAL)
aha çok yaz aylarında ortaya çıkan virüslerin, bakterilerin veya parazitlerın
neden oldu¤u ishal, kusma ve karın a¤rısıyla kendini gösteren bir hastalıktır. Kusma
ve ishal uzun sürerse, fazla sıvı ve mineral kaybı sonucu halsizlik, bafl dönmesi, sıvı kaybı ve
hayati tehlike oraya çıkabilir. Özellikle çocuklarda ishale ba¤lı sıvı ve elektrolit kaybı sık ölüme neden olan hastalıkların baflında gelir.
‹shale neden olan organizmalar özellikle insan ve hayvan dıflkısıyla kirlenmifl sularda uzun
süre canlı kalabilir ve ço¤alabilirler. Sıcak havalarda bu organizmaların ço¤alması daha da kolaylaflır. Mikroplu suların içilmesi veya bu sularla yıkanmıfl meyve ve sebzelerin veya mikropların üredi¤i besinlerin yenmesiyle mikroplar vücuda alınır ve ishal bafllar. ‹shal, dıflkılama
sıklı¤ının artması ve dıflkının sıvı içeri¤inin artması olarak tanımlanır.
Parazitlerden kaynaklanan ishallerde en sık
etken ‘Giardia’ denilen parazittir ve sulu ishale
yol açar. Kolera bakterisi ‘pirinç suyu’ görüntüsünde, ciddi sıvı ve elektrolit kaybına yol açan
ishale neden olur. Salmonella bakterisi daha çok
besinlerden bulaflarak Tifo ve tifo benzeri hastalıklara yol açar ve yüksek ateflle birlikte genel
durumu bozan ishalle seyreder. Kalın ba¤ırsak
hastalı¤ıyla seyreden ishallerde dıflkı iltihaplı,
sümüksü görünümde ve kanlı olur. Bu hastalı¤a
dizanteri denir. Bakterilerden ‘fligella’ bakteriyel dizanteriye, protozoonlardan ‘amip’ amipli
dizanteriye neden olur. Bunların yanında birçok
D
virüs de ishale neden olabilir.
Turist ‹shali (Seyahat ‹shali)
Bu haslalı¤a % 80 oranında ‘E. Koli Bakterisi’ sebep olur. Uzun seyahatler sırasında ortaya
çıkan turist ishali, ço¤unlukla 2-3 gün süren,
fliddetli olmayan ishal durumudur. Seyahat sırasında vücut direncinin düflmesi ve yorgunluk
hastalı¤ın ortaya çıkmasını kolaylafltırır.
Belirtiler
- Bulantı, kusma, ifltahsızlık, halsizlik
- Ba¤ırsak seslerinde artma, kramp tarzında
karın a¤rıları
- Dıflkılama sıklı¤ında artma ve dıflkının sıvı
içeri¤inin artması
- Bazen bafl a¤rısı, bafl dönmesi ve kas a¤rıları olabilir.
- Aflırı sıvı ve mineral kaybı varsa, fluur kaybı ve ölüm meydana gelebilir.
‹shale Karflı Önlem ve Tedavi
1. Hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Her
tuvaletten sonra eller sabunla yıkanmalıdır.
2. Sebze ve meyveler bol ve temiz suyla yıkanmadan yenmemelidir.
3. Temizli¤inden emin olunmayan sular içilmemelidir. fiüpheli durumlarda su kaynatılmalı
vaya klorlanmalıdır.
4. Seyahatler esnasında vücut direncini düflürmemek için vücudu fazla yormamalı ve bol
bol dinlenmelidir.
5. Yaz aylarında mide ve ba¤ırsakları yormayacak hafif yiyecekler tercih edilmelidir.
6. Temizli¤inden flüphe edilen, rengi ve kokusu de¤iflmifl, son kullanma tarihi geçmifl gıda-
lar tüketilmemeli ve donmufl gıdalar çözündükten sonra hemen tüketilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Sütlü mamüller taze iken tüketilmeli
ve sıcakta fazla bekletilmemelidir.
7. ‹shal belirtileri baflladıktan sonra yafllı olmayan hafif yiyeceklerle bir süre diyet yapılmalıdır. ‹shalle atılan sıvı ve tuzu yerine koymak
için vücuda bol sıvı ve tuz alınmalıdır. Bunun
için gerekirse evde hazırlanabilen veya eczanelerde satılan tuz-fleker karıflımı tozlar suya katılarak içilebilir. Bu flekilde vücudun sıvı ve mineral kaybı yerine konur.
‹shal Tedavisi Nasıl Yapılır?
‹shale ba¤lı geliflen sıvı ve tuz kaybı özellikle çocuklarda oldukça önem taflır. Bu nedenle
bu kaybın derecesi belirlenip, az oranda ise a¤ız
yoluyla, fliddetli oranda ise damar yoluyla yerine konması gerekir.
Ev ortamında da hazırlanabilen; 5 su barda¤ı
kaynatılmıfl so¤utulmufl suya 2 çorba kaflı¤ı fleker, 1 çay kaflı¤ı sofra tuzu ve 1 çay kaflı¤ı karbonat konarak karıfltırılır. Her ishal sonrası hastaya içebildi¤i kadar sık aralıklarla içirilir.
Sıvı ve tuz kaybının fazla olmadı¤ı ishallerde, hastalar hastaneye yatırılmadan uygun diyetle ayakta tedavi edilebilir. Dizanteri vakaları,
kolera ve fazla su/tuz kaybı ile seyreden ishaller
hastaneye yatıfl gerektirir. Bazı bakteriyel ve
protozoal ishallerde antibiyotik tedavisi gerekebilir.
‹shal düzelene kadar ya¤sız ve posasız gıdalarla, ishal diyeti uygulanır ve hastanın a¤ızdan
bol sıvı alması sa¤lanır.
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 34
KOMED-FIKRA
34
Temel ile Dursun
Temel ile Dursun Trabzon'un da¤lık
bölgesinde ava çıkmıfllar. Uzun u¤rafllardan sonra elleri bofl dönmek üzere iken oldukça iri ve heybetli bir geyi¤e rastlamıfllar. Her ikisi de epeyce u¤rafltıktan ve kovaladıktan sonra köye 5-6 kilometre kala
geyi¤i vurmufllar. Aslında küçük hayvan
avına çıkmıfl olan iki arkadaflın yanında
geyi¤i taflıyabilecekleri herhangi bir araç
veya alet olmadı¤ından düflünce üretmeye
bafllamıfllar. Temel ,Dursun'a "Ula Dursun
habu hayvanın bir boynuzunu sen tut di¤erini ben diyerek çektirmeye bafllamıfllar.
Tahmin edilece¤i gibi çok zor olan bu flekilde köyün yolunun baflına kadar kan ter
içerisinde gelirlerken köyden birine rastlamıfllar. Onların bu halini gören arkadaflları
"Yahu siz delimisiniz bu böyle taflınır mı?
Sizin kafanız hiç çalıflmıyor kardeflim, ikiniz bir olun flu hayvanı kuyru¤undan çekin daha rahat taflırsınız" önerisini yaparak
yola devam etmifl. Bu fikri çok uygun bulan iki kafadardan biri olan Temel yaklaflık yarım saat sonra Dursun'a dönerek
"ULA DURSUN BU HAYVAN BÖYLE
ÇOK KOLAY ÇEK‹L‹YORMUfi, AMA
ANLAMADU⁄UM B‹R fiEY VAR BUNU KUYRU⁄UNDAN ÇEKTU⁄UMUZDAN BER‹ KÖYDEN G‹TT‹KÇE
UZAKLAfiIYRUK.!!
Kaynana
Temel bir gün kahveye girmifl. Üstü
baflı yırtıkmıfl. Ne oldu diye sormuslar.
Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap
vermifl. Kahvedekiler: "‹yi de bu halin
ne?" Temel: "Biraz direndi de."
Temel Eczane Açmak ‹sterse
Temel eczacılık fakültesini bitirmifl.
Fakat eczane açacak parası yok. Girmifl
bir eczaneye:
-Beyefendi sizde so¤an var mı? Adam
Temel'i baflından savmıfl. Temel bu durur
mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormufl. Birgün eczacı Temel'e:
- Kardeflim senin derdin ne? Burayı
bana sat. Eczac› kurtulmak için eczaneyi
satmıfl, birkaç gün sonra Eczaneyi satan
adam içeri girmifl, Temel'e:
- Siz de so¤an var mı? demifl... Temel
adama 'biz de so¤an var ama senin reçeten
var mı?' demifl....
Temel Kamyon fiöförü
Temel Kamyon floförü.. Kamyon çok
yüklü, yükseklik 6 metre... Bir köprüye
yaklaflıyor.. Köprünün üstünde azami yükseklik 4 metre yazıyor. Temel sa¤ına soluna bakıyor ve:
"Polis yok geçerim" diyor.
Piyanist Temel
Temel Laz oldu¤u için kendinden nefret ediyormufl. Amerikaya gitmifl ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmifl, iyi flekilde ‹ngilizce ö¤renmifl ve
meflhur bir piyanist olmufl. Birgün büyük
bir toplulu¤a konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymufl:
- Helal sana hemflerum, çok iyi çalayusun da!
Temel: -Benim Laz oldu¤umu nereden
anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.
- Nasıl anlamayayım, demifl adam.
Bütün piyanistler otururken sandalyeyi
kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye
oturup piyanoyu kendine çekeyusun
da!!!!!!
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Temel Uzayda
Nasa uzay arafltırma merkezi, günlerden bir gün Mars'a gidebilecek bir mekik
yapar. Bu meki¤e üç ayrı ülkeden üç astronot binecektir. Bunlar bir Fransız, bir
Alman ve Türkiye'den de Temel'dir. Bunlara orada uzun süre kalacaklarını ve bu
yüzden yanlarına en çok sevdikleri fleyi
almalarını söylerler.
Alman: "Ben içki içmeden yapamam
bana içki verin der."
Fransız: "Ben karım olmadan yapamam onu da götüreyim der."
Temel: "Ben da sigarasuz edemam,"
der ve sigara ister. Aradan yıllar geçer artık meki¤in dönece¤i gün gelmifltir. Onlar
için büyük bir tören düzenlenir. Önce
Fransız iner mekikten yanında karısı ve
iki küçük çocu¤u vardır. Sonra Alman,
gözleri kan çana¤ı gibi, sendeleyerek iner
mekikten. En son Temel fırlar ve elinde
bir sigara, ba¤ırır: "Uyy hemflerum! Atefli
olan var mi??"
Temel ve Deva
Temel'in tek hayali Mısıra gidip muhteflem Piramitleri görmektir. Tarlayı, ine¤i
satar bilet parasını denkler ve ilk gemiyle
Kahire'ye gider. Gemiden iner inmezde
cebindeki para ile Piramitlere nasıl gidece¤ini arafltırır. Gezi programları ve kiralık araç çok pahalı gelir. Tam ümitsizce
dolaflırken bir levha görür "kiralık develer" hemen sorar, günlü¤ü çok ucuza gelir
ve kiralar. Tabi zekice bir soru sorar.
-"Bu deveyi nasıl kullanabilirim". Görevli kifli nazikçe bu soruya cevap verir.
"Devemizde 3 vites vardır 1. vites için bir
kez "OH" demeniz yeterli 2. vites için iki
kez "OH-OH", ve en seri vites 3. vitestir
bunun için ise üç kez "OH-OH-OH" demelisiniz" der. tabii Temel hemen sorar
"peki nasıl durduraca¤ım bu deveyi?, freni
yok mu?"
-Satıcı "Devemizin freni için "ALLAH" demeniz yeterlidir der, Temel meydanda bir iki deneme turu atar "OH" der
yürütür,"ALLAH" der deve durur. Temel
ikna olunca da, satıcı devenin yönünü Piramitlere do¤ru çevirir. Temel "OH" diyerek deveyi birinci viteste kaldırır. Çölde
yol boyunca Temel birinci vitesi pek kullanmaz seri bir flekilde hedefine gider.
Uzakta piramitler görünür fakat çöl sıca¤ı
ve devenin sarsıntısından sersemleyen Temel piramitlerin arasından hızla geçen deve ile ancak bir iki kare foto¤raf çekebilir
ve deveyi durdurmak ister, "‹NfiALLAH"
der ,Deve durmaz, "MAfiALLAH" der deve durmaz, tüm bu gayretlerle deveyi durduracak sözcü¤ü hatırlayamayan Temel
deveyi birinci vitese alır fakat az ilerideki
uçuruma do¤ru deve yavafl yavafl yaklaflmaktadır, "‹NfiALLAH", "MAfiALLAH"
der deve durmaz ve uçurum kenarında
düflmeden önceki son adımını havaya kaldırır ve Temel afla¤ıya düflmenin verdi¤i
korkuyla elleriyle gözlerini kapar "ALLAH" der deve zınk diye durur. Düflmedi¤ini gören Temel gözlerini açar ve sevinç içinde derin bir "OH" çeker. (malum
1. vites)
Temelin ‹cadı
Bir Kürt ve Temel Amerika'ya zengin
olmak için gitmifller. 1 sene sonra aynı
yerde tekrar buluflmak üzere ayrılmıfllar...
Bir sene sonra Temel yine aynı flekilde
befl parasız buluflma yerine gelmifl. Daha
sonra yanına bir limuzin yanaflmıfl ve içinden smokin giymifl bizim Kürt çıkmıfl. Kısa bir selamlaflmadan sonra
-Temel: Valla ben hiç bir baltaya sap
olamadım der. Ama görüyorum ki sen oldukça iyi durumdasın.
- Kürt: Eh iflte durum iyi der. Valla bu
Amerikalılar salak. Bir fal makinası yaptım. 5 dolara elini makineye koyuyorsun
ve fala bakıyor der. Daha sonra yine bir
sene sonrası için sözleflirler. Bir sene sonra yine Kürt limuzini ile gelir ve beklemeye bafllar. 10 dk sonra tepeden dabadabadabna bir helikopter iner ve içinden bizim
Temel çıkar. Kürt flaflırır. Ulan nasıl oldu
da bu kadar zengin oldun?
- Temel: Valla bu Amerikalılar çok salak. Ben senin makineyi biraz gelifltirdim
der. 5$'a elini veriyorsun fala bakıyor. 10$
vermezsen elini geri alamıyorsun.
Temel ve kamyonu
Temel arakadafllarının tavsiyesi ile bir
kamyon alır. Ehliyeti olmadı¤ı için floför
tutar ve onunla tüm nakliye ifllerini beraber yürütürler. Birgün yine Ankara-Elmada¤ yokuflunu tırmanırken kamyonun vitesi floförün elinde kalır. flaflkınlıkla Temel'e
dönüp vites kolunu gösterir. Temel de bilgiç bir edayla
- Haçan olaca¤u buydu, aldu¤um cünden beri kurcalaysun...
DO⁄RAMASINI B‹LMEYEN‹N
Yolda yemek için yanına aldı¤ı pastırmayı çaldıran Kayserili, hayli hiddetlenir.
Onun "of, puff" diye sıkıntısını anlayan
hemflehrisi, "Kendisine bu kadar dert etme." diyerek onu teselli etmeye çalıflır:
-Bir parça pastırmayı çaldırdı¤ına bu
kadar hayıflanmanın bir anlamı yok. Bofl
ver, gel bendekini beraber yeriz. Yol arkadaflı, pastırmayı çaldırdı¤ına bu kadar hayıflanmadı¤ını belirterek durumu izah
eder:
-Adamın çaldı¤ına yanmıyorum, pastırma do¤ramasını bilmeyen bir adamın
eline geçmiflse diye ona üzülüyorum, demifl.
USTA MEHMET A⁄A
Kayseri’de geçmifl zaman içinde Usta
Memed A¤a adında bir debbafl yaflarmıfl.
Yardımcılarıyla beraber her gün ifle gider, pis kokular ve kirler içinde deri tabaklaması yaparmıfl. Her akflam üstü baflı
kir pas içinde evine dönermifl. Usta Memed A¤a, evine dönerken her gün kazandı¤ı 10 kurufl parayla, tabaklamadan kalan pislikleri temizlemek için sabun ve
temizlik malzemesi alırmıfl. Hemen hemen kazandı¤ının tamamını günlük suya
sabuna harcarmıfl. Öyle ki elde bir kuruflu dahi kalmazmıfl. Hanımının artık canına tak etmifl. Kocasına bu ifli bırakmasını
ö¤ütlemifl. Usta Memed A¤a hanımına:
- Bak hanım, köyden anan baban un
bulgur göndermezse aç kalaca¤ız. Biliyorum ama benim bu ifli yapmamın sebebini de ö¤ren öyleyse demifl. Sabah yardımcıları kapıya gelip avludan içeriye:
-Haydi Usta, ö¤len oldu. ‹fle geç kalıyoruz diye seslendiklerinde hanımına dönerek:
-Bak hanım, duydun mu? Usta Memed A¤a diyorlar ya! Sırf bu lafı duymak için dahi bu ifl yapılır, flimdi anladın
mı?
KAYSER‹L‹LER VE
KARADEN‹ZL‹LER
Kayserililer ile Karadenizliler savaflıyorlarmıfl. Karflılıklı mevzilerden birilerine atefl ediyorlarmıfl. Uyanık Kayserililer bir oyun düflünmüfller. ‹çlerinden biri:
-Bu Karadenizli uflaklar biraz saf
olur, bunların içinde ‹dris, Temel ve
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Dursun isimliler çok olur. Biz mevziden
seslenelim. Dursun ya da ‹dris diye seslenelim en az 8-10 kifli aya¤a kalkar, biz
de onları vururuz. Koyulmufllar planı uygulamaya. Kayserililer seslenmifl:
-Temel kimdir? 8-10 tane Temel
kalkmıfl "benim"demifl. Hemen onları
vurmufllar. Kayserililer yine seslenmifl:
- ‹dris kimdir? 8-10 tane ‹dris kalkmıfl "benim" demifl. Onları da vurmufllar.
Yine seslenmifller:
-Dursun kimdir? 8-10 tane Dursun
kalkmıfl "benim" demifl. Kayserililer onları da vurmufllar. Karadenizliler oldukça
çok kayıp verdikten sonra anlayabilmifller Kayserililerin oyununu.
- Yahu bu Kayserililer bizi bu flekilde
öldürecekler. Biz de onlara bir oyun oynayalım. Düflünmüfller taflınmıfllar ve
planlarını yapmıfllar. Hemen de uygulamaya koyulmufllar. Karadenizlilerden birisi mevziden kalkmıfl seslenmifl Kayserililere:
-Befl lira bulduk, kimindur? Kayserililerin hepsi birden aya¤ı kalkmıfl!..
-Benim diyen dıfları fırlamıfl. Böylece
Karadenizliler Kayserilileri toptan imha
etmifller.
KASKET‹N DEL‹KLER‹
1960’lı yılların baflında Kayserili vatandaflın birisi Ankara’da dolaflırken kendisine bir kasket almak istemifl. ‹lgili
dükkanların bulundu¤u bölümleri gezerken bir kasket be¤enmifl ve baflına geçirip aynadan kendisini izledikten sonra
satıcıya "kaç lira" oldu¤unu sormufl. O
zamanlar kasketin en iyisi iki buçuk liradır ama satıcı bakmıfl ki adam be¤enmifl:
"befl lira" demifl. Kayserili vatandafl kasketi eline alıp evirip çevirdikten sonra:
-Hani bunun delikleri, demifl. Satıcı
hayretle sormufl:
-Taze kaskette delik ne arasın hemflehrim? Kayserili:
-Bu kaskete befl lira verecek efle¤in
kulakları nereden çıkacak?.
EfiEK ‹NAT OLUNCA
1970’li yıllarda komflu illerden bir
yolcu Kayseri’ye gelmifl. Pastırmanın
çok methini duymufl, hatta birkaç sefer
de yemifl. Ancak pastırma aleyhinde çıkan dedikodulardan da oldukça rahatsızmıfl. Tek problemi eflek etinden pastırma
satmayan bir dükkan bulup oradan almakmıfl. Adamca¤ız flüpheli bakıfllarla
pastırmacılar çarflısını dolaflıp dükkanları
inceleyip (flurası satar, burası satmaz: flurası daha temiz, burası pasaklı v.b.) düflünürken, yazı tura atmak gelmifl aklına.
Atmıfl yazı turayı, denk gelen dükkana
girmifl. Adamın flüpheli bakıfllarla girip
pastırmaları inceledi¤ini anlayan Kayserili esnaf, adamın ne için bu kadar inceledi¤ini de tahmin etmifl ve bir oyun oynamayı düflünmüfl. "Buyur" demifl esnaf.
Adam yine tedirgin:
- Pastırma alaca¤ım da... diye kekelemifl korkarak.
- Tabii derhal, ne kadar?
- ‹ki yüz gram yeter. Çok severim
de... Ama... Öbür tarafını diyememifl.
(Yani aman eflek eti olmasın diyecek)
Kayserili anlamıfl vaziyeti. Parçayı tarttıktan sonra satırla kıymaya bafllamıfl:
- Hemflehrim bu niye bu kadar zor
kesiliyor öyle... Kayserili hemen taflı gedi¤ine oturtmufl:
- Sorma birader, bu namussuz eflek
iken de böyle inattı.
11. sayi sayfalar
Hayat
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 35
DOSYA
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
35
Pressemitteilung über die barbarischen Anschläge in London am 07.07.2005
Die Islamische Föderation in Hessen e.V. verurteilt die barbarischen Anschläge in London.
DÜNYADA TEST OLUNUYORUZ
“Ein Akt der Unmenschlichkeit”
"‹nsanın yeryüzündeki hayatı, "ölüm" denen kesintinin ötesine
uzanan bir hayatın ilk –ve çok kısa bir- safhasından baflka bir fley
de¤ildir." (Muhammed Esed)
Kur’an’da yaratılıflımızın gaye ve hikmetini anlatan bir çok açıklayıcı ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerin birinde Rabbimiz flöyle buyurmaktadır:
"Ben, (görünmez varlıklar olan) cinleri ve insanları yalnız
bana ibadet etsinler diye yarattım"(1)
Allah’a ibadetin/kullu¤un birinci ve olmazsa olamaz ilk ve en temel flartı O’na flirksiz ve flüphesiz, mutlak imandır. Güzel ahlak,
edebli yaflamak ve yaratılan di¤er varlıklara karflı tevazu ve flefkat
göstermek de imanın hayata yansımasıdır. Bundan dolayıdır ki, güzel ahlak ölçüleri ile yaflamak bizlere dinimiz yükledigi sorumluktur.
Örne¤in haram mala ve hileli kazanca iltifat etmek, bir baflkasının
hakkına tecavüz etmek ahlaki bir noksanlıktır. Bir insanın helal malını haramda kullanması da bir baflka noksanlıktır.
‹nsan varlı¤ının tabiatında bu tür noksanlıklar ne yazık ki vardır.
Aslolan bu za’fiyetlerden kurtulmakdır. Zaten, peygamberlerin gönderilme hikmetinin temelinde insan varlı¤ını ilahi evrensel ahlaki de¤erlere davet vardır.
Allah, kullarından, gönderdi¤i ilahi kriterlerlere sadakat göstemelerini; ahlaken ve edeben olgunlaflmalarını ve nefislerini temizlemelerini istemifltir. Bundan dolayı nefs muhasebesi yapmak ve nefsi
arıtmak-temizlemek kulluk sınavımızda önemli bir süreçtir. Bu da
Allah’ın koydu¤u bazı muayyen ibadetleri yapıp, bazı fiilleri terk etmekle olur. Rabbimiz bu hususta flöyle buyuruyor:
"De ki (Ey Muhammed): Gelin size Rabbinizin haram kıldıklarını okuyayım. Allah’a hiç bir fleyi ortak koflmayın. Ana babaya iyilik yapın. Fakirlikten dolayı çocuklarınızı öldürmeyin. Size de onlara da biz rızık veririz. Açık veya gizli hiçbir utanç verici fiil ifllemeyin. Haklı olmanız müstesna (adil ve savunmaya yönelik bir savafl, meflru ve bireysel savunma anı dıflında) Allah’ın öldürülmesini haram kıldı¤ı cana kıymayın. Allah aklınızı kullanasınız diye
bunları emretti. Olgunluk yaflına eriflmeden önce yetimin mal varlı¤ına, -onun iyili¤ine olmadıkça- dokunmayın. (Bütün alıfl verifllenizde) ölçü ve tartıya tam olarak, adaletle uyun (alıfl veriflte hile
yapmayın) Biz herkesi gücünün yetti¤i ile mes’ul tutarız. Ve bir görüfl belirtti¤inizde, yakın akrabanıza (karflı) olsa da, adaletli olunuz. Ve Allah’a verdi¤iniz sözleri yerine getirin. Allah düflünesiniz
diye size bunları emretti. ‹flte benim yolum budur. Dosdo¤rudur.
Ona uyun. Baflka yollara uymayın ki sizi Allah’ın yolundan ayırmasın. Allah bunları size emretti ki O’na karflı sorumlulu¤unuzun
bilincine varasınız."(2)
Bizler bu ayette çerçevesi çizilen kriterlere uyarak güzel bir hayat yaflamalıyız. Çünkü hızla geçen bir hayat var ve bu geçici bir hayattır; hepimiz ebedi bir hayata do¤ru yol alıyoruz. Dikkat ediniz,
Kur’an bize, insanın yeryüzündeki hayatının, "ölüm" denen kesintinin ötesine uzanan bir hayatın ilk –ve çok kısa bir- safhasından baflka bir fley olmadı¤ını söylüyor. Yine Kur’an, insanın bütün ifl ve
davranıfllarından dolayı ahlaki bir sorumluluk altında oldu¤unu ve bu
sorumlulu¤un, kiflinin ahiretteki hayatında, iyi ya da kötü, kaçınılmaz sonuçlarla karflı karflıya kalaca¤ını bildiriyor.(3)
Allah Teala, bu kısa dünya hayatında, kullarını, insanlara, hayvanlara ve tabiattaki tüm varlıklara karflı takındı¤ı tutum ve davranıflları ile test etmektedir. Di¤er bir ifade ile Allah Teala bir kulunun
güzel bir kulluk yapıp yapmadı¤ını anlamak için, kulunun, canlı-cansız tüm varlıklara ahlak ve edeple muamele edip-etmedi¤ine, adalet
ve iyilik ölçüleri ile davranıp-davranmadı¤ına, zulm, haksızlık ve
kötülük yapıp-yapmadı¤ına bakmaktadır; hem de en ince ayrıntısına
kadar. "Ve kim zerre kadar iyilik yapmıflsa, onu(n karflılı¤ını) görecektir; Kim de zerre kadar kötülük yapmıflsa onu(n karflılı¤ını) görecektir."(4) ‹yilik ve kötülük birbirine zıt iki ayrı davranıfl biçimidir
ve bu iki davranıfl biçiminin ebedi hayatta mutlaka karflılı¤ı vardır.
‹yiliklerle hayatını güzellefltirenler ebedi hayatın mutluluk ve esenli¤ine mazhar olacaklar; hayatını kötülüklerle geçirenler ise ebedi hayatın sıkıntı ve mutsuzlu¤una maruz kalacaklardır.
Ne mutlu hayatının sonuna kadar hakktan, adaletten ayrılmayan,
ilahi mesajı en iyi bir flekilde anlayan ve verilen her nimetin flükrünü
en güzel bir flekilde yerine getirenlere..
Yazımızı bir ayet manası ile bitirelim: "Ve o Gün hayatın nimetleri(ne karflı yaptıklarınız) için mutlaka sorguya çekileceksiniz."(5)
1 Zariyat Suresi ayet 56
2 En`am Suresi ayet 151-153
3 Muhammed Esed Kur`an Mesaj› - Kur`an`da Sembolizm ve
Allegori
4 Zilzal Suresi ayet 7-8
5 Tekasür Suresi ayet 8
Der Vorsitzender der Islamische Föderation in Hessen e.V. Herr Mehmet Ates ist erschüttert
und entsetzt über die Serie der unmenschlichen Terroranschläge in London. „Unser tiefstes
Mitgefühl gilt den Opfern und Hinterbliebenen.
Wer immer die Hintermänner dieser feigen Anschläge sind, im Islam können sie keine
Rechtfertigung für ihre Tat finden.
Gerade in den letzten Monaten haben sich Staatsoberhäupter für eine friedliche Welt
eingesetzt, über Frieden und Islam gesprochen und auch betont, dass man Terroristische Akten
nicht mit dem Islam verknüpfen kann. Denn Islam ist eine Religion der nur auf Frieden basiert.
Wer sich des Terrorismus, der Gewalt und Ermordung unschuldiger Zivilisten als politisches
Mittel bedient, kann sich nicht auf den Islam berufen. Wir beten für eine friedliche Welt, die frei
ist von Gewalt und Terrorismus.
Wir rufen die Bevölkerung in Deutschland und Europa auf nicht in Pauschalurteile gegenüber
dem Islam und den Muslimen zu verfallen. Im Interesse der Sicherheit unserer Gesellschaft
sollten die Muslime als Partner gegen Terrorismus jeglicher Art in die Pflicht genommen
werden"
Vorsitzender IFH e.V.
Mehmet ATES
D‹YANET ‹fiLER‹ TÜRK ‹SLAM B‹RL‹⁄‹
SAYI: GS-02/2005-264 KÖLN
KONU: Londra Terörü
BASIN AÇIKLAMASI
Bugün 07 Temmuz 2005 Perflembe günü ‹ngiltere’nin Baflkenti Londra’da terör olaylarının
meydana geldi¤ini ve bir çok insanın hayatını kaybetti¤ini, bir çok insanın da yaralandı¤ını
üzülerek ö¤renmifl bulunmaktayım. Ölenleri saygıyla anıyor, yaralılara flifa diliyorum.
Londra’da meydana gelen terör olaylarını ve terörün her çeflidini fliddetle kınıyorum. Terör
bir insanlık suçudur. Dünyanın neresinde meydana gelirse gelsin bütün insanlı¤a karflı ifllenmifl
bir suçtur. Dini ve milliyeti de yoktur. Terörü hiç bir semavi dinin hoflgörmesi mümkün de¤ildir.
Din adına terör yapmanın herhangi bir dayana¤ı da yoktur. ‹slam dini, dini, dili, ırkı ve düflüncesi
ne olursa olsun insan öldürmeyi en büyük günah kabul etmifltir. ‹nsanları öldürmenin, insanları
sakat bırakmanın ve bütün insanları huzursuz etmenin hiç bir din gerekçesi de olamaz.
Teröre karflı hepimiz görüfl ve düflünce birli¤i içinde kararlılık göstermeliyiz.
Bugün Londra’da meydana gelen olayların ve Mısır Büyükelçisi’nin öldürülmesinin, terörün
son cinayetleri olmasını diliyorum.
Saygılarımızla
Rıdvan ÇAKIR
D‹T‹B Genel Baflkanı
IGMG, insanlık dıflı terörü kınadı
IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan: “Terör saldırısında ölenlerin yakınlarının ve
‹ngiltere halkının acısını derinden paylaflıyoruz”
“Londra’da gerçekleflen terör saldırıları sadece ‹ngiltere`yi de¤il, tüm Avrupa’yı derinden
sarsmıfltır” sözleriyle Londra`daki terör saldırılarını de¤erlendiren ‹slam Toplumu Milli Görüfl
Teflkilatları Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan, “Terör saldırılarını fliddetle kınıyoruz. ‹ngiltere
halkının ve yakınlarını kaybedenlerin acısını derinden paylaflıyoruz” dedi.
Karahan, açıklamasının devamında flu ifadelere yer verdi “Teröristler gerçeklefltirdikleri
insanlık dıflı saldırılarla insanları korkuya sevketmek istiyorlar. Fanatizm ve kinlerinin hedefi,
toplumda gerginlik oluflturmak veya olan gerginlikleri körüklemek. Buna karflı açık bir flekilde
mücadele etmemiz gerekir. Aynı zamanda genelleyici ithamlardan da kaçınmamız gerekir. fiu an
en çok ihtiyacımız olan, ölçülü de¤erlendirmelerde bulunup ona göre tavır almaktır”.
IGMG Genel Baflkanı
Yavuz Çelik Karahan
Die IRH ist bestürzt über die feigen und barbarischen Anschläge in London.
Terror hat keine religiöse und ethische Grundlage.
Im Namen der Islamischen Religionsgemeinschaft Hessen/IRH verurteile ich die
barbarischen und feigen Anschläge in London aufs Schärfste. Unser tiefstes Mitgefühl gilt den
Opfern und ihren Angehörigen.
„Das Leben eines einzigen unschuldigen Menschen ist genauso wertvoll wie das Leben der
gesamten Menschheit.“ Wer das Leben von massenhaften unschuldigen Menschen durch einen
solchen barbarischen Terroranschlag verachtet, kann sich auf keine religiöse oder ethische
Grundlage berufen.
Es ist wieder die Absicht der feigen Täter bzw. Terroristen, unter den Menschen und
Religionen Hass zu säen, Ängste zu schüren und sie gegeneinander aufzuhetzen. Wir alle, ob
Muslime, Christen und Andersglaubende bzw. Andersdenkende, müssen uns diesen Terroristen
und ihren Zielen gemeinsam, mit aller Kraft und entschieden entgegenstellen.
Wir rufen alle Religionsgemeinschaften und alle friedfertigen Menschen, die Leben und
Würde des Menschen achten und für unantastbar halten, erneut auf, ein starkes Bündnis der
Solidarität gegen den Terror jeder Art zu gründen.
Ramazan Kuruyüz
Vorsitzender der IRH
Abdurrahman Dizman
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Seite 36
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
BULMACA
36
HESSEN
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
ÇENGEL BULMACA
H a z › r l a y a n :
Muharrem KARAKUfi
Sol üst resimdeki
hayvan
Çözümü
10. Sayfada
Bir balina türü
Sa¤ alt resimdeki
hayvan
2
Hayvanlar
3
Bir kurt türü
Atefl
Bir tüküren
hayvan
Söylev
Bir geyik türü
4
1
29
Sa¤ üst
resimdeki hayvan
23
Bölüklerden
oluflan askeri
birlik
S›n›r
Azot’un simgesi
Tersi, bir erkek
ad›
5
Su
Demek ki
anlam›nda
Sol alt resimdeki
hayvan
Avuç içi
Kur’an-› Kerim’de
bir sure
Tersi, gelecek
Sayg››nl›k
Duman lekesi
Tersi, yapay
Orta resimdeki
hayvan›n difli
olan›na denir
‹laç
Milli ‹stihbarat
Teflkilat›m›z
Asap
Bir erkek ad›
Erkek kurt
28
Kükürt’ün simgesi
Haya duygusu
Hükümsüz
Uzaklaflmak
E¤itim
At sütü
20
K›rm›z›
Vilayet
Lityum’un simgesi
Bir tür av tüfe¤i
Tersi, Bolu’nun
ünsüzleri
22
Yaz›l› tablo
Irmak’›n ilk hecesi
Dengesi bozuk
terazi
Erat’›n ünsüzleri
Köpek yiyece¤i
Kilometre
25
Hazine
Tamam m›
anlam›nda
‹yot’un simgesi
21
Görünen taraf
Bir tür bal›k
Yol Su ve Elektrik
kurumu
Albayl›k rütbesinin
bir flekli
Kurufl
Edep
Bir vahfli hayvan
Say›lar› ifade eder
At›n bak›m›
Yasa’n›n
ünsüzleri
Zorlu
19
Birden
Bolu’da bir göl
Rus’un ünsüzleri
Kokusu bay›lt›c›
bir s›v›
Vahflice
24
Kötü
Yerinde ve do¤ru
hüküm
Dahili
Bir erkek ad›
Tak›m’›n k›sa
yaz›l›fl›
Tungsten’in
simgesi
Bir tür ödül
Sonsuza dek
D›fl elçilik görevlisi
Sayfa
Bir erkek ad›
17
18
Kötü, de¤iflmez
Bir erkek ad›
Ö¤renci
Dolu dolu
Necip Faz›l
K›sakürek
‹nand›rma
Yerine getirme
Bir kad›n ad›
Çinko’nun simgesi
Dünyan›n dam›
denilen ülke
Gösterifl düflkünü,
iki yüzlü, yalaka
Bravo
Çevre
Uranyum’un
simgesi
16
Bir hat›rlama
nidas›
Bir nota
Onurland›rma
Türk Liras›
7
Hat
Bir tür asmalarla
süslü balkon
‹yot’un simgesi
Su
Elaz›¤ ilimizin bir
ilçesi
Enfes
Bir balina türü
Bir bal›k ad›
Ses
Tersi, sol yönün
z›dd›
13
8
Hafif don olay›
Bir köpek türü
Bir tür deniz tafl›t›
Adi
Afl›r› sevgi
11
Pantolon gözü
Osmanl› Tersi,
da esnaf kötü
Özel haberci
Bayramdan
önceki gün
Engel
30
Ak›l
Kur’an-› Kerim’de
bir sure
Bir erkek ad›
K›s›m, bölüm
Kamer
‹sim
Bir erkek ad›
Baryum’un
simgesi
31
14
Hay›r anlam›nda
‹nekten elde
edilen içecek
Bir kad›n ad›
Bir hayret nidas›
fiafl›lacak fley
Tren
yolu
Birden
Nazi iflareti
Peflin
Bir müzik aleti
Al›nan yol,
ilerleme miktar›
6
12
Kar›fl›k renkli
Tak›m’›n k›sa
yaz›l›fl›
Bir erkek ad›
Oto fren
aksam›ndan
15
9
Dilsiz
Bir erkek ad›
26
Bir nota
Ses
Tüküren hayvan
Köpek yavrusu
Tersi, büyük
plastik kab
10
27
Bilme, onama
Boru sesi
Bir mülkiyet
yap›m eki
‹yot’un simgesi
Potasyum’un
simgesi
fiikayetler
ANAHTAR
SÖZCÜK
1
16
2
17
3
18
4
19
5
20
Becerikli, çal›flkan
6
21
7
22
‹yot’un simgesi
8
23
9
24
10
25
11
26
12
27
28
13
29
14
30
15
31
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 37
SPOR SAYFASI
37
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
BR SEZON DA BÖYLE GEÇT
2004 - 2005 Sezonu
Murat ERBAY
utbolda 34 haftalık 2004-2005
sezonu Birinci Süper Lig maratonu tamamlanırken, Fenerbahçe, 80 puanla 16. fiampiyonlu¤unu
kazandı.
Fenerbahçe'nin 3 puan gerisindeki
Trabzonspor, 77 puanla 2. olup Avrupa fiampiyonlar Ligi ön eleme turlarına katılmaya hak kazanırken, 76 puanla 3. olan Galatasaray ile 69 puanlı
4. Befliktafl, gelecek sezon UEFA Kupası'nda Türkiye'yi temsil edecek.
Ligden bu sezon son 3 sırada yer
alan 32 puanlı Sakaryaspor, 27 puanlı
‹stanbulspor ve 19 puanlı Akçaabat
Sebatspor, ‹kinci Lig (A) Kategorisi'ne düfltü.
Bu sezon en fazla liderlik koltu¤unda oturan takım, lig fiampiyonlu¤unu da kazanan Fenerbahçe'ydi. 6.
haftadan itibaren tam 29 hafta zirveyi
bırakmayan sarı-lacivertli ekibin yanısıra, ilk 5 haftada da Trabzonspor
zirve keyfi yafladı.
Tüm maçlarda 90 dakika forma giyen tek futbolcu Ragıp Baflda¤ (Sakaryaspor) dikkatlerden kaçmayan
birbaflka nokta idi.
F
‹flte ligin "en"leri:
En Fazla Galip Gelen Takım: Fenerbahçe (26)
En Az Galip Gelen Takım: Akçaabat Sebatspor (3)
En Fazla Berabere Kalan Takımlar: ‹stanbulspor, Konyaspor (12)
En Az Berabere Kalan Takım: Fenerbahçe (2)
En Fazla Yenilen Takım: Akçaabat Sebatspor (21)
En Az Yenilen Takım: Befliktafl,
Trabzonspor (5)
En Fazla Gol Atan Takım: Fenerbahçe (77)
En Az Gol Atan Takım: Diyarbakırspor (31)
En Fazla Gol Yiyen Takım: Akçaabat Sebatspor (78)
En Az Gol Yiyen Takım: Fenerbahçe (24)
En Sakin Haftalar: 4. hafta (29 sarı kart), 32. hafta (30 sarı kart),
34. hafta (1 kırmızı, 23 sarı kart)
En Hareketli Hafta: 23. hafta (8
kırmızı, 55 sarı kart)
Kırmızı Kart Gösterilmeyen Haftalar: 4., 18. ve 32. haftalar
En Fazla Sarı Kart Gösterilen Hafta: 23. hafta (55)
En Az Sarı Kart Gösterilen Hafta:
29. hafta (21)
Futbolcuları En Fazla Kırmızı
Kart Gören Takım: Befliktafl (10)
Futbolcuları En Fazla Sarı Kart
Gören Takım: Samsunspor (86)
Futbolcuları En Az Sarı Kart Gören Takım: Fenerbahçe (54)
Skorların Tasnifi: 306 maçın 71'i
beraberlikle, 152'si evsahibi,
83'ü deplasman olmak üzere 235
maç, bir takımın galibiyetiyle bitti ve
maçlarda 23 ayrı skor görüldü.
En Çok Görülen Skorlar: 1-0 (51)
En Fazla Beraberlik Görülen Hafta: 26. hafta (5)
Beraberlik Görülmeyen Haftalar:
4., 8., 11. ve 31. haftalar
Türkiye Süper Ligi
fiampiyonu
Deplasmanda En Farklı Skorla
Galip Gelen Takımlar: Sakaryaspor
(26. haftada Ankaragücü'nü 7-2 yenerek), Gençlerbirli¤i (30. haftada Akçaabat Sebatspor'u 5-0 yenerek, Trabzonspor (34. haftada ‹stanbulspor'u 50 yenerek)
Deplasman Takımlarının En Baflarılı Oldu¤u Hafta: 28. hafta (5 galibiyet, 2 beraberlik, 2 yenilgi: 17 puan)
Deplasman Takımlarının Galip
Gelemedi¤i Haftalar: 17. ve 32. haftalar (3 puan)
Evsahibi Takımların En Baflarılı
Oldu¤u Hafta: 22. ve 25. haftalar (7
galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi: 22
puan)
Evsahibi Takımların En Baflarısız
Oldu¤u Hafta: 28. hafta (2 galibiyet,
2 beraberlik, 5 yenilgi: 8 puan)
Kendi Sahasında En Baflarılı Takım: Fenerbahçe (17 maçta 16 galibiyet, 1 yenilgi: 48 puan)
Kendi Sahasında En Baflarısız Takım: ‹stanbulspor (17 maçta, 3 galibiyet, 6 beraberlik, 8 yenilgi: 15 puan)
Deplasmanda En Baflarılı Takım:
Trabzonspor (17 maçta 12 galibiyet, 2
beraberlik, 3 yenilgi: 38 puan)
Deplasmanda En Baflarısız Takım:
Akçaabat Sebatspor (17 maçta 3 beraberlik, 14 yenilgi: 3 puan)
Deplasmanda En Fazla Galip Gelen Takım: Trabzonspor (12)
Deplasmanda En Az Galip Gelen
Takım: Akçaabat Sebatspor (0)
Deplasmanda En Fazla Berabere
Kalan Takım: Büyükflehir Belediyesi
Ankaraspor (7)
Deplasmanda En Az Berabere Kalan Takımlar: Samsunspor, Sakaryaspor, Trabzonspor, Fenerbahçe (2)
Deplasmanda En Fazla Yenilen
Takım: Akçaabat Sebatspor (14)
Deplasmanda En Az Yenilen Takım: Trabzonspor, Befliktafl (3)
Deplasmanda En Fazla Gol Atan
Takım: Trabzonspor (35)
Deplasmanda En Az Gol Atan Takım: Diyarbakırspor (11)
Deplasmanda En Fazla Gol Yiyen
Takım: Akçaabat Sebatspor (48)
Deplasmanda En Az Gol Yiyen
Takım: Galatasaray (11)
Kendi Sahasında En Fazla Galip
Gelen Takım: Fenerbahçe (16)
Kendi Sahasında En Az Galip Gelen Takım: Akçaabat Sebatspor, ‹stanbulspor (3)
Kendi Sahasında En Fazla Berabere Kalan Takım: Akçaabat Sebatspor
(7)
Kendi Sahasında En Az Berabere
Kalan Takımlar: Fenerbahçe (0)
Kendi Sahasında En Fazla Yenilen
Takım: ‹stanbulspor (8)
Kendi Sahasında En Az Yenilen
Takımlar: Denizlispor, Fenerbahçe
(1)
Kendi Sahasında En Fazla Gol
Atan Takım: Fenerbahçe (46)
Kendi Sahasında En Az Gol Atan
Takım: ‹stanbulspor (16)
Kendi Sahasında En Fazla Gol Yiyen Takım: Sakaryaspor (34)
Kendi Sahasında En Az Gol Yiyen
Takım: Fenerbahçe (9).
11. sayi sayfalar
29.04.2009
14:03 Uhr
38
Seite 38
ETKNLK HABER
Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Kerpen’de “Biz Bir Aileyiz” sloganıyla gerçekletirilen
IGMG ALELER GÜNÜ PROGRAMI MUHTEEMD
K
erpen’de bir bayram havas›nda
gerçeklefltirilen ‹slam Toplumu
Millî Görüfl Aileler Günü program›na, havan›n kötü olmas›na ra¤men Avrupa’n›n dört bir yan›ndan binlerce aile
ak›n etti. Bu görkemli organizasyonda
çocuklar “IGMG Çocuk Kulübü” taraf›ndan haz›rlanan e¤lencelere kat›l›rken ebeveynler ise bir taraftan al›fl verifl yap›p di¤er yandan da farkl› yöresel yiyecekleri
tatma imkan› buldular. Bir taraftan küçük
atlara binmek için s›raya giren çocuklar
öbür tarafta, tren ve atl› kar›ncaya binmek
için heyecanlan›yorlard›. Çocuk Kulübünün çad›r›nda Ömer At›f Tiyatro grubunun sundu¤u çeflitli oyun ve yar›flmalarla
günün nas›l geçti¤ini farkedemeyen çocuklardan birisi etrafa gülücükler saçarak
ve heyecanla “burada herfley çok güzel,
gelecek y›l kesinlikle bir daha gelmek istiyorum” diyordu.
Tüm program›n s›k›c› konuflmalar ve
paneller ile gerçekleflece¤ini düflünerek,
Kerpen’e gelen bir baflka ziyaretçi ise
“kesinlikle umdu¤um gibi olmad›, Aileler Günü`nün bu kadar dolu ve e¤lenceli
olmas› beni flafl›rtt›” derken, „Ama yine
de, konuflmalar› ve panelleri izlemekten
de geri durmad›m“, diye de yan›ndaki arkadafl›na memnuniyetini ifade ediyordu.
Norveç’ten ‹talya’ya, Fransa’dan
Avusturya’ya ‹slam Toplumu Millî Görüfl’ün hizmet verdi¤i bütün ükelerden
binlerce aile, zaman zaman ya¤an ya¤mur ve so¤uk havaya ra¤men Kerpen’de
buluflman›n, sevincini yaflad›lar. Dostlar›,
sevdikleri tan›d›klar› ve akrabalar› ile de
buluflup yeni dostluklar ve kardefllikler
kuran aileler, program›n her yafla ve herkese hitap etmesini olumlu bulduklar›n›
ifade ettiler.
Program için, „Hiç bir fley olmasa bile, idarecilerimizi görmek, istek ve arzular›m›z› onlara iletebilme f›rsat› bulmak,
dostlar›m›z›, kardefllerimizi görmek ve
onlarla hasb-i hal edip muhabbetleflmek
dahi bu program›n yap›lmas› için yeter“,
diyen ziyaretçileri, gerek program ve gerekse istedikleri di¤er konularda dilek ve
temennilerini Genel Merkez’e ulaflt›rma
imkan› da oluflturuldu.
Kültür ve sanat etkinlikleri aç›s›ndan
da dolu dolu bir program yafland› Aileler
Günü’nde. Horon ve Zeybek oyunlar› gibi yöresel halk oyunlar›n›n yan› s›ra, tiyatro, fliir, süsleme sanatlar› ve kitap sergileri ile zenginleflen programda, Ebru ve
Hat sanatlar› ile flifle-cam süsleme sanat›n›n örnekleri de sunuldu. Sanatç›lar, izleyenlerin iste¤ine göre maharetlerini ortaya koyma imkan› bulurken, ilahi, ezgi ve
türkü gruplar› ile semazenlerin sema
programlar› da büyük ilgi gören bölümler
aras›nda yer ald›.
Aileler Günü program› ikinci gün sonunda, Necati Sezgin hocan›n Sela okuyuflu ile bafllayan Maide-i Kur’an program› ile son buldu. Maide-i Kur’an program›na, ünlü Kurralardan M›s›rl› fieyh Ahmet Er Ruzeyki ve Yasir Abdussamet ve
Güney Afrikal› Abdurrahman Sadien ile
birlikte Avrupa Kur’an-› Kerim 17. Tilavet Yar›flmas› birincisi olan Hamburg’den Enes Çergel kat›larak müslümanlar›n gönüllerini coflturdular. Program, Kuzey Hollanda ‹rflad Baflkan› Hulusî Ünye hoca taraf›ndan yap›lan dua ile
son buldu.
“Aile ‹çi ‹letiflim ve Sosyal Sa¤l›k“ ve
“Avrupa ve ‹slam“ konulu iki panel ile de
zenginleflen program süresince, psikolog, sosyolog ve e¤itimciler bire bir gö-
rüflmelerle, isteyenlerin özel problemleri
ile ilgili dan›flmanl›k hizmetleri verirken,
dinî sorularla ilgili olarak da Dinî ‹stiflare
Kurulu üyelerine do¤rudan ve özel olarak
soru sorma imkan› sunuldu.
Aileler Günü program› dolay›s›yla
IGMG’nin bir çal›flma y›l› boyunca yapt›¤› faaliyetler de tan›t›ld›. IGMG Faaliyet
Raporu’nu sunan Genel Sekreter O¤uz
Üçüncü, „Yapt›¤›m›z bu faaliyet ve hizmetleri sizlerle birlikte yapt›k ve bunlar
sizlerin faaliyetleridir,“ dedi¤i konuflmas›nda, özellikle teflkilat›n gelir-gideri ile
ilgili bölüm için de „üyelerimize ve yetkili kurumlara karfl› saklayacak hiç bir fleyimiz yok; bize emanet etti¤iniz emanetlerin hesab›n› vermeye her zaman haz›r›z“,
dedi.
IGMG Genel Baflkan› Yavuz Çelik
Karahan da programda bir konuflma yaparak IGMG’nin çeflitli konulara iliflkin
görüfllerini aç›klad›.
Program boyunca özellikle fiark Çad›r›’n›n yer ald›¤› pek çok stand kuruldu.
Otantik ve nostaljik yönü ile büyük bir ilgi gören fiark Çad›r›’n›n yan› s›ra di¤er
standlarda, ziyaretçilere hem farkl› lezzetleri tatma imkan› hem de giyecek ve
farkl› hediyelik eflyalar› seçebilme f›rsat›
sunulurken, ziyaretçilerin rahatça yemeklerini yiyebilecekleri alanlar da oluflturulmufltu.
Aileler Günü’ne sadece IGMG’nin
üyeleri kat›lmad›. Tam aksine üyelerin
arkadafllar›, tan›d›klar› hatta broflür ve el
ilanlar›n› gören-duyan internette yay›mlanan haberi okuyan bir çok kifli ve çevre kasabalardan yerli halk da programa
kat›ld›.
Programa ailesiyle kat›lan IGMG Genel Sekreteri O¤uz Üçüncü program› yo-
rumlarken “IGMG`nin düzenledi¤i Aileler Günü`nün amac› kamuoyunda yayg›n
olan tuhaf yanl›fl yorumlar›n aksini isbat
etmek için teflkilat›n bir nevi topluma arzedilmesidir”, dedi.
Çok farkl› yerlerden gelen ailelerin
bir araya gelerek hoflça vakit geçirmesinden etkilen genç bir kat›l›mc› duygular›n›
ise flu flekilde ifade ediyor. “Benim bir ailem olmad›¤›ndan dolay› Aileler Günü’nün benim için uygun olup olam›yaca¤› konusunda endiflelenmifltim, fakat tüm
endiflelerim boflunaym›fl. Kendimi bir aile ortam›nda buldum. Bugün gerçekten
de birlik ve kardefllik günü imifl.“
Program›n parolas› “ Biz bir Aileyiz”
fleklindeydi. Ziyaretçiler, bu parolan›n
anlam›n› yaflat›rcas›na, ailelerin biraraya
gelmelerini, ailelerin birarada olmas›n›n
önemine bir kez daha vurgu yap›yorlard›.
Bir baflka ziyaretçi ise Aileler Günü program› hakk›nda “Büyü¤ünden küçü¤üne
dört ayr› nesil biraraya geliyor, böyle bir
atmosferde insanlarla tan›flma ve samimi
olma imkan› do¤uyor”, diyerek yafla bakmaks›z›n tüm aile fertlerinin bir araya getirilmesinin sevincini yans›t›yordu.
Program, tüm olumsuz hava flartlar›na
ra¤men kusursuz bir flekilde gerçeklefltirildi. IGMG Genel Sekreter Yard›mc›s›
ve ayn› zamanda Hukuk birimi sorumlusu Mustafa Yenero¤lu “Bu durum
IGMG’nin konumunu ve düzeyini göstermektedir”, dedi.
Program boyunca görüfllerini aktaran
ziyaretçilerin, IGMG Genel Merkezine
verdi¤i en önemli mesaj Aileler Günü organizesinin gelecek y›llarda da daha da
gelifltirilip zenginlefltirilerek yeniliklerle
devam etmesi ve kalabal›¤› kald›rabilmesi için mümkünse daha büyük bir alanda
yap›lmas› fleklinde idi.
14:03 Uhr
Schulstraße 17
63065 Offenbach a. Main
Tel.: 069 - 985 59 20
Fax: 069 - 985 59 222
E-Mail: [email protected]
29.04.2009
MAZPA Company GmbH
11. sayi sayfalar
Seite 39
Boschstr.61-65 · 50171 Kerpen
Tel:0 22 37-656 270/275 · Fax:0 22 37-656 555
‹nternet:www.igmg.de · E-mail:[email protected]
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bölgesi
E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . fiubesi
E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
14:03 Uhr
Elif-Be · Kur’an-ı Kerim · Tecvid · Ezber Dersleri
Akaid · Kelam · Siyer · Hadis · ‹lmihal · Türkçe
Dini Müziki · Hat Sanatları · Resim ve Elifli
Yerel lisanlarda Din Dersleri · ‹nsan Hakları ve
Diyalog · Ahlak ve Adab-ı Muafleret
29.04.2009
‹slam Toplumu Milli Görüfl
E¤itim Baflkanl›¤›
11. sayi sayfalar
Seite 40

Benzer belgeler