PDF SAYI 11 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 11 - Hayat Online
11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 1 slam ahlakı, terörün kaynaı deil, çözümüdür... Londra’da gerçekleen Terör saldırısı, onlarca masum insanın hayatına mal oldu... Bu büyük vahet, insanlıın barı ve huzurunu tehdit eden büyük bir tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi: Terörizm. Terörizm, bir insanlık suçudur. Masum insanları he- def alır. Amacı, insanları öldürerek topluma korku salmak ve böylece politik emellerine güç bulmaktır. Bugüne kadar farklı ideolojiler terörizme bavurdular. Ancak son yıllarda dünya gündemine oturan bir baka terör vardır ki, bu tamamen çarpık bir kavramdır. Bu kavramın ismi "slami Terörizm"dir... Bu kavram çarpıktır, çünkü slam'da teröre yer yoktur. Allah (c.c) Kuran'da tüm Müslümanlara dünyaya barı, huzur ve kardelik getirmelerini emretmitir. slam ahlakı, terörün kaynaı deil, çözümüdür... Bu vesile ile Londra’daki terör olaylarını kınıyoruz. Din, Dil ve Kültür Farklılıklarımızı Birer Zenginlik Olarak Kabul Edip Yanyana Deil Birlikte Yaayalım BAT Hangi Dili Konuur? AVRUPA TÜRKLER VE DYASPORA Mahmut AKAR Dosya Dr. Yusuf IIK Dosya Sayfa 11’de Hz. Peygamberin (s.a.v.) ölüm telakkisi Ahmet ÖZDEN Özel Köe Evlilikler: “Entegrasyonun göstergesi, ayrılıın deil” Dr. Gaby Straßburger Sayfa 17’de Dosya ÇOCUK PARASINDA OLAY!.. Ramazan KURUYÜZ Sayfa 7’de Dosya zine gideceklere önemli bilgiler Gayb nedir? Sıcak Çarpması Karanlıkta kaybettiini aydınlıkta aramak... Hayata Düülen Notlar BABANIN GALAXSNDE YOLCULUK!!! hsan GÜLER Saim AYAS Dr. Mehmet BLGN Ekrem KIZILTA Aydın ERSOY Mustafa KASALAK Uzmanından Bilgiler Sayfa 11’de “nsan onuru dokunulmazdır. Müslümanlar da insandır ve onurları vardır.” Asım TOZOLU Bilgilendirme Sayfa 21’de Sayfa 13’te Özel Köe Sayfa 25’te Salık Sayfası Sayfa 33’te Özel Köe Sayfa 18’de Özel Köe Sayfa 5’te Özel Köe Sayfa 15-16’da Sayfa 31’de 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 2 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 3 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN HASBHAL 3 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 EDTÖR`DEN En Güzel nsani Haslet: Karılıklı Saygı... Sevgili dostlar! ‹ki ayl›k bir aradan sonra yine beraberiz. Bu say›m›zda çok de¤iflik konularda yaz›lar bulacaks›n›z. Mesela flu anda Almanya`da gündemde olan “çifte vatandafll›k” konusunda detayl› bir yaz›y› sayfalar›m›zda bulacaks›n›z. Bu say›m›zda da yap›lan röportajlara devam ettik. Dr. Murad Hoffmann`la yap›lan röportaji ilgiyle okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz. ‹çerisinde bulundu¤umuz aylar malumunuz üzere Almanya`da yaflayan bizler için izin mevsiminin oldu¤u aylard›r. Pekço¤umuz bu sene de ailecek Türkiye`ye izine gidecektir elbet. Bu konuyla alakal› bir kaç yaz›y› sayfalar›m›zda bulacaks›n›z. Özellikle sevgili ‹hsan Güler`in izine gidecek olanlara tavsiyelerini mutlaka okuman›z› tavsiye ediyoruz. ‹hmale gelmeyecek hatalar› yapmaz isek izinimiz güzeliklerle geçecektir. Bu say›m›zla alakal› kapak konusunu belirlerken; Almanya`da son dönemde yaflanan gündemi gözönüne ald›¤›n›zda s›k›nt›lar›n hat safhaya geldi¤ini müflahade ettik. Dünyan›n pek çok yerinde oldu¤u gibi art›k Almanya`da da olaylar politikac›lar taraf›ndan oportünistçe (duruma göre davranan, içinde bulundu¤u flartları de¤erlendirmeyi bilen “kimse”.) (TDK Sözlü¤ü) kullan›lmaktad›r. Tabi bu tür politik manevralar belki baz› politikac›lar›n ellerini ovuflturmalar›n› ve iktidar yollar›n›n aç›lmas›n› sa¤l›yor ama; acaba bu politikac›lar toplumdaki huzursuzlu¤un had safhaya vard›¤›n› biliyorlar m›? Özellikle “çifte vatandafll›k” meselesi ile son 4-5 ayd›r Almanya`daki insan›m›z oldukça huzursuzdur. Bu huzursuzlu¤un sebebi Almanya`daki baz› politikac›lar›n kendi politik gelecekleri için yapm›fl olduklar› bu tür çal›flmalar belki flu anda onlar›n istedi¤i menfaatleri kendileri sa¤layacak ama toplumun huzur ortam›na da darbe vurmufl olduklar›n›n fark›na ne zaman varacaklard›r. Burada özellikle CDU/CSU partilerinin Türk insan› üzerinden oportünist bir politika izlemeleri sadece Türk insan›n› de¤il Alman toplumunun ço¤unlu¤unu da rahats›z etmektedir. fiu da bilinmelidir ki; SPD/Yefliller Koalisyonu, CDU/CSU birlik partilerinin bu politik manevralar›na seyirci kalarak kendilerini iktidara tafl›yan oylar›n sahibi Türk kökenli Alman vatandafllar›n› da üzmüfllerdir. Bunun sonucunu önümüzdeki seçimlerdeki oy oranlar›n›n ortaya ç›kmas›nda daha net olarak görece¤iz elbet. Son dönemde Federal ‹çiflleri Bakan› Sayin Otto Schily`nin yapm›fl oldu¤u aç›klamalar Almanya`da bulunan Türkleri ve Türk kökenli Alman vatandafllar›n› oldukça üzmektedir. Tamam, say›n Schily`nin baz› uyar›lar› do¤ru olabilir ama bu uyar›lar genelleme olarak yap›ld›¤› zaman insan›m›z rencide edilmektedir. Yine resmi makamlar›n son dönemdeki tav›rlar› Almanya`da bulunan insan›m›z› oldukça üzmektedir. Özellikle 11 Eylül olaylar›ndan sonra dünyan›n pek çok ülkesinde oldu¤u gibi Almanya`da da geniflletilen güvenlik önlemlerini anlamak mümkündür. Son olarak ‹ngiltere`nin Baflkenti Londra`da yaflanan menfur olaylar bu tedbirlerin gereklili¤ini ortaya koymufltur. (Bu vesile ile ‹ngiltere`nin Baflkenti Londra`da yaflanan menfur olaylar› burada tel`in etmek istiyoruz. Masum insanlar›n öldürülmesi hiç bir fley ile aç›klanamaz. ‹slam dini “bir insan›n haks›z yere öldürülmesi, tüm insanl›¤›n öldürülmesi gibidir” fliar›n› kabul etmektedir. Biz de bu fliar› burada tekrarlamak istiyoruz.) Ama siz güvenlik önlemlerini art›r›yorum diye hiç alakas› olmayan sebebler yüzünden özellikle oturum ile alakal› resmi ifllemlerde eften püften sebebler ortaya sürerek zorluklar ç›karmakla güvenli¤i art›ramazs›n›z. Ve tabi güvenlik önlemi al›yorum diye insanlara terörist muamelesi yapmak gibi bir lükse de sahip de¤ilsiniz. Almanya bir hukuk devletidir ve hukuk devletinde herfley hukuk dairesi içerisinde ya- p›lmak zorundad›r. Biz bu sözün do¤rulu¤una pratikte de inanmak istiyoruz. (fiahsen ben bu sözün hem sözde ve hem de pratikte do¤ru oldu¤una inananlardan›m) Yukar›da belki biraz iç karart›c› bir tablo çizdik ama yine de Almanya`da pekçok geliflme olumlu olarak devam etmektedir. Alman toplumunun ve devletinin içerisinde pek çok unsur bar›nmaktad›r. Bu unsurlar içerisinde göçmen olarak adland›raca¤›m›z insanlar›n say›s› gün geçtikçe artmaktad›r. Ve Alman Resmi makamlar›n›n da kabul etti¤i gibi art›k Almanya bir göç ülkesidir. Almanya göç ülkesidir ama bu tabir olumsuz olarak alg›lanmamal›d›r. Çünkü göçmen olarak gelen insanlar›n bu topluma katk›lar› yats›namayacak kadar çoktur. E¤er bu toplumu oluflturan unsurlar› din, dil, kültür farkl›l›klar› ile beraberce kabullenir yanyana de¤il birlikte yaflaman›n güzeliklerini tadarsak o zaman bu toplumu hiç kimse bozamaz. Almanya`da çeflitli din, çeflitli dil, çeflitli ›rk ve çeflitli kültürlere mensup topluluklar›n bir arada dostça yaflamalar›n› bir zenginlik olarak kabul ediyoruz. Ve bu zenginlik bu devlete sayg› duyulmas›n› da beraberinde getirmektedir. Tabi bu sayg›n›n devam etmesi için de yukar›daki zenginliklerin de toplumdaki yerini korumas› gerekmektedir. Bu zenginli¤e politik h›rs ve hevesler yüzünden zarar verilmesi yanl›fl olur kanaatindeyiz. Yaz döneminde izine gitmeyecek olan insan›m›z›n çocuklar›n›n e¤itimleri için Almanya`daki pekçok sivil toplum teflkilat›n›n düzenlemifl olduklar› yaz kurslar›na ilgi göstermelerini tavsiye ediyoruz. ‹zine gidecek olan dostlar›m›za da hay›rl› yolculuklar diliyoruz. Tabi biz de yaz tatili münasebetiyle bu say›m›zla Eylül ay›na kadar mola vermek için sizlerin müsaadesini rica ediyoruz. Bu vesile ile Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar› Allah`tand›r. Allah`a emanet olun. Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK Yay›n Kurulu: Dr. Yusuf Ifl›k, ‹brahim Gümüflo¤lu, Sinan Aktürk, ‹hsan Güler, Rüstem Alt›nküpe, Saim Ayas, Mustafa Kasalak Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 · E-mail: [email protected] Gazetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 4 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 5 Hayat ÖZEL KÖE Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 5 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 HAYATA DÜÜLEN NOTLAR… 10 puanlık uzman sorusu Aydın ERSOY 31 12 1999 tarihinde yeniden türk vatandafllı¤ını almıfl olan bir Alman pasaportu sahibi kifli çifte vatandafl olma hakkını elde edebilmektedir... bir gün sonra yani, 01 01 2000 tarihinde yeniden Türk vatandafllı¤ını almıfl Alman pasaportu sahibi kifli çifte vatandafl olma hakkına sahip olamamaktadır... Ama neden? Hak tarihlere göre mi belirlenir? [email protected] Hayata dair… ayatımızı belirleyen fley, yafladı¤ımız olaylar de¤il; o olaylara yaptı¤ımız yorumlardır. Herkesin baktı¤ı aynı dünyadır aslında ama gördükleri gözlüklerinin rengine ve temizli¤ine göre de¤iflir. ‹ki insan. Biri do¤ru sözlü ama kırıcı, di¤eri yalancı ama tatlı dilli. Bunları "biri kırıcı, di¤eri yalancı" diye de tarif edebilirsiniz, "biri do¤rucu, di¤eri tatlı dilli" diye de. Aynı fleyleri farklı görmeye bir örnek. Herfley olması gerekti¤i için olur ve yaflanması gerekti¤i için yaflanır. Piflmanlık; "keflke olmasaydı" diye de¤il, "bir daha olmasın" diyedir. "Canının istedi¤i gibi yaflamak" özgürlük de¤ildir. Adı üstünde "canının" yani nefsinin esiri olarak yaflamaktır. ‹nsanın küçük problemlere takılmasını önleyen, büyük ideallerdir. Önemli bir amaçla bir yere gidiyorsanız, ne omuzunuza çarpanlar, ne de durmufl öylece bakanlar, sizi etkilemez. Fark etmezsiniz bile. Hayal gücü arabalardaki uzun far gibidir. Gidilen yolun ilerisini göstermelidir. Havaya veya geriye bakmasında hiçbir fayda yoktur. Sa¤lı¤ın tek kelime ile tarifi yapılsa, cevap "denge" olurdu. Meselâ kan flekeriniz düflükse de kötüdür, yüksekse de; tansiyonunuz da öyle. Marifet orta noktayı bulabilmektir, olabildi¤ince. Herkes baflkalarını kendi gibi bilir. Bir insanı tanımanın en kolay yolu ona "insanlar nasıl sence?" diye sormaktır. Anlatacaklarını dikkatle dinlerseniz aslında kendisini tarif etti¤ini fark edersiniz. Tüm genellemeler tehlikelidir, bu bile. H Sizin Kullanım Kılavuzunuz merika, Columbia Üniversitesi uzmanı Mehmet Öz’ün Cleveland Hastanesi bilim adamlarından Michael Roizen'la birlikte yazdı¤ı "You: The Owners Manual" (Sizin Kullanım Kılavuzunuz) adlı kitabın baflarısını konufluyor. Öz’e göre "Genç ve sa¤lıklı" kalmanın yolu kalp sa¤lı¤ı, kanserle savafl ve tansiyonu kontrol altında tutmaktan geçiyor. ‹flte Öz'den uzun yaflamanın sırları. Bu üçünü kontrol altında tutun sa¤lıklı yaflayın. 1- Tansiyon 2- Kanser 3-Kalp sa¤lı¤ı Hayattaki en büyük risk tansiyondur. En önemli veri tansiyondur. Normali 11.5'e 7.5'tir. Bundan yükse¤i vücudunuza zarar verir. Tansiyon vücudun kan basıncı anlamına gelir. Musluktan akan suyun boruya yaptı¤ı baskı gibi kan da akarken damarlara baskı yapar. Yüksek tansiyon yüksek basınç anlamına gelir ki damarlara zarar vererek felç ve kalp hastalıklarına davetiye çıkarır. Yüksek tansiyonla savaflan en önemli besinler potasyum içerenlerdir. Muz, fleftali, karpuz ve kabu¤uyla yenmek flartıyla fırınlanmıfl patates potasyum yönünden çok zengindir. Kalp için sarımsak, ceviz, badem yiyin. Her gün yapılan egzersiz kalp hastalıkları riskini azaltır. Sarımsak, so¤an ve somonun yanı sıra ceviz, badem gibi omega-3 asitleri yönünden zengin olan besinler de mutlaka tüketilmelidir. Ancak burada çok önemli bir nokta var. Ceviz ve badem mutlaka buzdolabında saklanmalıdır. Aksi hal de etkisini yitirir. A ‹ddia edildi¤i gibi sa¤lık sorunlarının büyük kısmı genetik de¤ildir. Vücudun ya¤lanmasını engellemek yüzde 70-80 oranında insanın kendi elindedir. Deforme olmufl hücrelerin istem dıflı ço¤alması anlamına gelen kanser sadece bir hastalık de¤il insanların yüzde 90'inda görülen bir olgudur. Hepimizin vücudunda sürekli faal olarak kanserli hücreler oluflur ve vücudun ba¤ıflıklık sistemi tarafından öldürülür. Ancak bu savaflta kazanmak için kanserle savaflan besinlerin ö¤ünlerde genifl yer tutması gerekir. En iyi ilacı aspirin, günefl, ıspanak ve ya¤sız süt. Kanser riskini yüzde 50 oranında azaltmak elimizde. Bu savafltaki en büyük koz folik asit içeren besinlerdir. Ispanak ve portakal suyu gibi. ‹kinci silah D vitaminidir. Ya¤sız süt, portakal suyu içerek alınabilece¤i gibi hap olarak ya da bol bol günefle çıkarak da vücudun D vitamini ihtiyacı karflılanabilir. Kanser savaflındaki di¤er sihirli silah ise aspirindir. Her gün alınan 2 bebek aspirini kanser riskini azaltır. Domates, brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar da kansere karflı etkilidir. Kahve içmek sa¤lı¤a zararlı de¤il yararlıdır. Ancak kararında alınmalı. Kahvenin karaci¤er kanserini önledi¤i, ayrıca Parkinson ve Alzheimer hastalıklarına karflı da etkisi ispatlandı. Günde 2 fincan idealdir. ‹laçları do¤ru kullanmak önemli. Zaman Gazetesinden Kardeflimiz ‹smail KUL gündeme ›fl›k tutan bir yaz› yazd›... hep birlikte okuyal›m... Mesele Milli Görü Deil lmanya’da vatandafllık konusuna yeni bir boyut eklendi. Bugüne kadar bir çifte vatandafllık sorunumuz vardı. Bu problem henüz çözülmedi. 50 bin çifte vatandafltan bahsediliyor. Vatandafllara mektuplar gönderiliyor. ‹çiflleri Bakanı Otto Schily, Türkiye’den çifte vatandafl isimleri istiyor. Bu arada AB kozunu da kullanmayı ihmal etmiyor. "AB sürecinde size karflı zaten çekinceler var, bunlara yenilerini eklemeyin" uyarısında bulunuyor. fiimdi bu mesele devam ederken yeni bir vatandafllık sorunu ile karflılafltık. Giessen Valili¤i, Alman vatandafllı¤ı verilen üç Türk’ü vatandafllıktan atmak istiyor. Gerekçe: Limburg’da Milli Görüfl’e ba¤lı camide faaliyetlere katılıyorlar. Wiesbaden ‹dare Mahkemesi üç Türk’ün vatandafllıktan atılmaya karflı itirazını reddediyor. Milli Görüfl camilerine gitmek suç mu? Bunu sadece siyasetçiler bazı seçim ortamlarında söylese belki çok önemsemeyebiliriz. Ancak artık mahkemeler de bu görüflleri benimsiyorsa bunu es geçemeyiz. Durup düflünmek gerekiyor. Çünkü bu ülkede en çok güvendi¤imiz ve güvenmemiz gereken hukuk ve Alman mahkemeleri. Mahkemenin bu tavrının arkasındaki toplumsal havayı kısaca açıklamaya çalıflalım. Federal Anayasa Mahkemesi ve Eyalet Anayasa Mahkemeleri Almanya için en büyük güvenlik sorunu olarak ‹slamcılı¤ı gösteriyor. 11 Eylül 2001’e kadar en büyük tehlike aflırı sa¤- A cılıktı, ırkçılıktı. 11 Eylül’den sonra ‹slamcılık oldu. ‹slamcılık denince de akla Milli Görüfl getiriliyor. Almanya’da ‹slamcı sayısı 30 bin civarında veriliyor. Bunlardan 27 bini Milli Görüfl üyesi. Peki Milli Görüfl camilerine giden, aidat ödeyen vatandafllar aflırı mı? Bunların neyi aflırı ortaya konmalı de¤il mi? Eskiden Milli Görüfl’e karflı Türkiye’de laik devleti yıkmak istedi¤i söylenirdi, flimdi paralel toplum oluflturmakla suçlanıyor. fiimdi geliyoruz olayın ikinci aya¤ına. Bence Almanya’da Müslümanlara karflı oluflturulan bu olumsuz havanın birinci aya¤ı anayasayı koruma teflkilatlarının bu yaklaflımı ise ikinci aya¤ı da paralel toplum söylemi. Bu söylemde Almanya’da sa¤cısından solcusuna mutabakat var. Tıpkı devlet ve medya arasında oldu¤u gibi. Peki nedir bu paralel toplum meselesi? Almanya’da Müslümanların, tabii ki en büyük yabancı grubu olarak da Türklerin kendi gazeteleri var, kendi dükkanları var... Bunlar paralel toplum oluflturuyor deniyor. Peki gazetelerimiz de mi olmasın? Dükkan da mı açmayalım? Geçti¤imiz günlerde Süddeutsche Zeitung gazetesinde bir yazı yayınlandı. Yazıda Alman halkının duyguları ve olaylara yaklaflımı anlatılırken, "Biz kilise okullarını seviyoruz, çünkü orada Türklerin sayısı az" deniyordu. Bu aslında çok önemli bir itiraf. Sen Türkle muhatap olmaktan kaçarsan adam ne yapsın? Burada diyalog istemeyen kim? Bu tablo niçin tek taraflı olarak bize yükleniyor? Hem, bir ülkede din özgürlü¤ü varsa, basın özgürlü¤ü varsa, teflebbüs özgürlü¤ü varsa ve yabancı kökenli insanlar varsa... Evet, bütün bunlar varsa daha henüz birinci göçmen kufla¤ı hayatta iken paralel toplum suçlaması do¤ru mu? Ben yirmi yıldır Almanya’da yaflayıp da, okula gidip de bir Alman tarafından bir kahveye davet edilmeyen nice insan oldu¤una inanıyorum. fiahsen 25 yıldır Almanya’da yaflayan ben sadece bir ö¤retmenim dıflında Türkiye’nin neresinden geldi¤imin soruldu¤unu hatırlamıyorum. Ama lisede akrabalarımla ilgili sınıfın ortasında bir ö¤retmenin hakaretini çok iyi hatırlıyorum. fiimdi siz ilgi göstermeyeceksiniz, muhatap olmaktan kaçınacaksınız, ondan sonra da, "Yok sen paralel toplum oluflturuyorsun" diyeceksiniz. Tekrar Milli Görüfl olayına dönecek olursak... Bence de Milli Görüfl’ün anayasayı koruma teflkilatlarının raporlarında kalması gerekiyor. Kalması lazım, zira kalmadı¤ı zaman en büyük tehlike ‹slamcılık söylemi mesnetsiz kalacak. Çünkü geriye birkaç Kaplancı ve Arap kökenli kalıyor. Ancak flunu unutmamak gerekiyor. Milli Görüfl üzerinden yürütülen ‹slamcılık tehlikesi ve paralel toplum söyleminin muhatabı sadece Milli Görüfl de¤il. ‹flte bu açıdan ben bugün meselenin sadece Milli Görüfl olmadı¤ına inanıyorum. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 6 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir AÇILI HABER 6 HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 DTB SARSTEDT CAM AÇILDI Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i (D‹T‹B)’ne ba¤lı Hannover-Sarstedt Camii, Türk ve Alman davetlinin katılımıyla ibadete açıldı. çılıfl törenine; T.C. Berlin Büyükelçili¤i Din Hizmetleri Müflaviri ve D‹T‹B Genel Baflkanı Rıdvan Çakır, T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Çalıflma Ataflesi Süleyman Gültekin, T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Din Hizmetleri Ataflesi Yusuf Acar, Sarstedt Belediye Baflkanı Yardımcısı Irina Hartman, Evangelich ve Katolik Kiliseler Sorumlusu Pastor Joost, Avrupalı Türk ‹fladamları Birli¤i Baflkanı Ahmet Güler, Niedersanhsen ve Bremen Koordinasyon Kurulu Baflkanı Yılmaz Güner, Hannover bölgesinde faaliyet gösteren D‹T‹B dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri, kilise temsilcileri, emniyet mensupları ile çok sayıda Türk ve Alman davetli katıldı. Türk ve Alman milli marflları ve okunan Kur’an-ı Kerim’in andından T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Din Hizmetleri Ataflesi Yusuf Acar, açılıfl ve selamlama konuflması yaptı. Bizim amacımız sadece ibadet mekanları oluflturmak de¤ildir. Çünkü; ibadet yeryüzünün hertarafında ‹slam’a göre yapılması mümkündür. Ancak özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin hem maddi ve hem manevi e¤itimlerinin tamamlanması için bu tür yerlere ihtiyaç vardır. Çünkü; bizim Almanya’da yaflayan Türkler olarak birinci sorunumuz yeni neslimizin e¤itimi sorunudur. Bizim çocuklarımızın sadece %5’i ancak Gymnasium ve Realschule’ye giderek üniversiteye girebilmektedir. Ve yine gerek hapishanelerde gerekse baflka islahevlerinde pek çok çocu¤umuz vardır. Dolayısıyla biz bu derneklerimizi ve cemilerimizi bir e¤itim ve kültür yuvası haline gelmesi için açıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki; çocukların e¤itimi ailelerin e¤itiminden geçer. Biz aileleri ne kadar gelifltirebilirsek, hem mesleki, hem kültürel, hem dini bakımdan ne kadar yetifltirebilirsek onlar da çocuklarını o derece yetifltirebilirler. Okul derslerinden, ev ödevleri yardım kurslarından, bilgisayar kurslarına, milli kültürümüzden manevi de¤erlerimize varıncaya kadar bu dernek bir e¤itim ve kültür yuvası olacaktır inflaallah" dedi. Belediye Baflkanı ve Belediye Meclisi Adına Baflkan Yardımcısı Irina Hartman konuflmasında; "Sarstedt flehrimiz için bu ibadethaneyi bir zenginlik olarak görüyoruz. Bu nedenle A kültür, sosyal ve gençlik faaliyetleriniz için her zaman yanınızda olmaya hazırız. Birlikte ve yanyana çalıflmak adanı çok mutlu oldu¤umuzu belirtmek isterim. Belediye Baflkanı ve Belediye Meclisi Adına bütün Sarstedtliler olarak gelecekte bu mabetin, bu merkezin yaflamla doldurulmasını, kültürel bir yaflamla flehrimize zenginlik kazandırması adına teflekkürlerimi sunuyorum." dedi. Protestan ve Katolik Kiliseler Sorumlusu Pastor Joost da; "D‹T‹B broflürünü inceledim, baktım ki; bizim ortak hedeflerimiz çok. Ortak hedeflerimizin dıflında, bazı konularda bazı farklılıklar olmasına ra¤men din açısından da hristiyanlarla müslümanların temeli Hz. Adem’e dayanakta. Bu manada biz büyük bir aileyiz. Açılıflını yapaca¤ımız D‹T‹B Sarstedt Camii’ne Allah’ın lütfunu diliyoruz. Davetiniz için teflekkür eder, Sarstedt flehrine hayır ve u¤ur getirmesini diliyorum" dedi. T.C. Berlin Büyükelçili¤i Din Hizmetleri Müflaviri ve D‹T‹B Genel Baflkanı Rıdvan Çakır konuflmasında; "Bugüne kadar bir çok cami açılıflında bulundum. Fakat bugüne kadar hiç bir caminin açılıflında bugünkü gibi sevinçli ve mutlu olmadım. Çünkü bugün buradaki bu eser yeni ve ilk defa kurulan bir cami. Bir avuç insan biraraya gelmifl, emeklerini birlefltirmifller, düflünceleri birlefltirmifller, flevklerini birlefltirmifller, zevklerini birlefltirmifller, arzularını birlefltirmifller, kendilerini bir arada, sapasa¤lam, dinç, dinamik tutacak bu esere sahip olmufllar. Burada bulundu¤um süre içerisinde bütün dernek yöneticilerine ve o derne¤in cemaatine hep flunu tavsiye ediyorum: yönetimdeki arkadafllar belirli bir tecrübe ve birikime sahip. Biz o tecrübe ve birikimiyle gençlerin heyecanı birlefltirelim ve yavafl yavafl derneklere genç arkadafllarımızı, genç çocuklarımızı, Almanya’da tahsil yapmıfl, Almancayı ve Türkçeyi iyi konuflabilen gençlerimizde dernek yönetiminde olsunlar. Birçok yerde bunun örneklerini görmeye baflladık. Ama bugün genç, dinamik, koflturabilecek ve meramını da iyi anlatabilecek bir arkadaflımızı bugün derne¤imizin baflında görmüfl olmaktan da ayrıca mutlu oldum. E¤itim mutlak flart. Bu mabedte; namaz kılmak kadar e¤itimin önemli oldu¤unu altını çizerek söylüyorum. fiu çocukların gelecekte burada toplumun seviyesine kalite katmasını istiyorsak, kültürlü, iyi, aranan mesleklere sahip olmasını istiyorsak ve buradaki bu toplumun varlı¤ını daha etkin bir flekilde sürdürebilmesini istiyorsak, bu camiler ve çevresini e¤itim merkezleri, e¤itim verilen yerler haline ve hatta kaç gün olabiliyorsa, kimlerle olabiliyorsa ev ödevlerine yardım kursları haline getirmemiz gerekiyor. Ayrıca buralarda hanımların faaliyet gösterebilece¤i, sosyal faaliyetlere katılabilece¤i yerlerimiz olmalı. Hanımlarımızı e¤itecek, toplumun içerisinde belirli bir dinami¤i elinde tutabilecek hale getirecek yerleri camilerimizin yanında mutlama tehsis etmeliyiz. Aynı zamanda bu toplumun gelece¤idir, bu ülkenin gelece¤idir. Bu toplumun gelece¤idir çünkü; bu toplum bilgili, kültürlü, sosyal aktiviteye katılabilen, kendini gösterebilen insanlarla daha ileriye gider. O flekilde meydana gelmifl bir toplum da yafladı¤ı ülkeye mutlaka maddi ve manevi katkı sa¤lar. Kur’an-ı Kerim’de camilerle ilgili olarak; sadece ‘infla etmek de¤il imar etmek’ de vardır. Camilerin ve çevresinin imarı da insanla olur. Çünkü bu mevcudatın, bu dünyanın en güzeli insandır. En güzelini camilere koydu¤unuz zaman, yani camide insan oldu¤u zaman, yani camide gençler oldu¤u zaman, çocuklar oldu¤u zaman, kadınlar oldu¤u zaman orası imar edilmifl ve çicek gibi açmıfl olur. ‹nsan olmazsa kısa sürede virane haline gelir. Onun için bu esere sahip çıkmalıyız. Bu eserlere sahip çıkmak için de gençlerin ve çocukların burayı tanıması, burayı bilmesi ve burada olması gerekir. Bu aynı zamanda ailerin mutlulu¤udur. Ailelerin mutlulu¤udur. Evde anne ve baba çocu¤unun nereye gitti¤ini bilirse, rahat oturur. Çocu¤unu camide, caminin lokalinde, caminin geçlik merkezinde oldu¤unu bilirse o aile rahattır. Çünkü çocu¤u bir kötülü¤e bulaflmadan eve dönecektir. Ancak dıflında biryere giderse o çocu¤un neye bulaflaca¤ını, hangi kötülü¤e bulaflacabilece¤ini, hangi kötülü¤e bulaflma tehlikesiyle karflı karflıya oldu¤unu hiçkimse kestiremez. Bu camiye destek veren resmi makamlara, belediyeye, mahalli idarelere, bu caminin meydana gelmesinde fikir üreten insanlara, bu camiyi maddi ve manevi destekleyen insanlara, bu camiye kendi rızkından keserek katkıda bulunanlara teflekkür ediyorum. Onların esas mükafatı Allah indindedir, o mükafaklarını Allah’a havale ediyorum. Bu eserin hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını, içinde yapılan ibadetlerin kabul olmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum" dedi. Hannover-Sarstedt Camii; T.C. Berlin Büyükelçili¤i Din Hizmetleri Müflaviri ve D‹T‹B Genel Baflkanı Rıdvan Çakır, T.C. Hannover Baflkonsoloslu¤u Din Hizmetleri Ataflesi Yusuf Acar, Evangelich ve Katolik Kiliseler Sorumlusu Pastor Joost ve D‹T‹B Sarstedt Camii Baflkanı Ali Kayıkçı tarafından kurdela kesimi ile açılıflı yapıldı. Açılıfl programı verilen ikramlarla sona erdi. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 7 Hayat 7 BLGLENDRME Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Federal Anayasa Mahkemesinin yeni bir kararı ÇOCUK PARASINDA OLAY!.. Çocuklarının yüksek gelirinden dolayı parasını alamayan veya geri ödemek zorunda olan kimseler üç yıl geriye dönük olarak derhal Familienkasse ye baflvursunlar ASIM TOZOLU ederal Almanya gelir vergisi kanununa göre, tahsil yapan veya meslek e¤itimi gören çocuklar, 27 yaflını doldurana kadar ayda 154 Euro çocuk parası alıyorlar. Hatta aynı aile, afla¤ı yukarı 1500 ila 1700 Euro net gelire sahipse, aldı¤ı çocuk parasına ilave olarak almanca tabiriyle ‘Kindergeldzuschlag’ yani ek çocuk parası alır ki, bu da ayda çocuk baflına 140 eurodur. Ek çocuk parası, ailenin gelirlerine ve ev halkının masraflarına (kira yakıt vs) ba¤lıdır. Buna karflın, yukarda zikretti¤imiz çocuk paraları, çocukların gelirine ba¤lıdır. Federal Anayasa mahkemesi, uzun yıllardır sürüncemede olan bir davayı daha sonuçlandırarak, büyük F bir haksızlı¤ı daha ortadan kaldırdı. Bilindi¤i gibi, flimdiye kadar Federal Almanya’da asgari geçim düzeyi olan net 7.680.- Euroyu (2005 yılı için ) aflan gelire sahip çocuklarda, çocuk parası kesiliyordu. fiimdiye kadar yapılan uygulamada, çocu¤un yıllık gelirinden almanca tabiriyle ‘Werbungskosten’ diye adlandırılan ifle gidifl-gelifl masrafları, bilgisayar amortismanları (Abschreibung), elbise ve ayakkabı masrafları gibi iflle direkt ilgili masraflar düflülerek, kalan miktar 2005 yılı için 7.680.- euroyu geçiyorsa, çocuk için ödenen aylık 154 euro çocuk parası ödenmiyordu. Federal Anayasa mahkemesinin kararına göre, meslek e¤itimi gören çocuklara sosyal sigorta kesintileri ve flimdiye kadarki yukarda de¤indi¤imiz yol paraları da düflülerek, çocuk parası hesaplanacak. Federal Anayasa mahkemesine baflvuran bir bayanın dosyasının incelenmesi sonucu bayan, 2. Senato tarafından haklı bulundu ve 1998 yılından bu yana süren dava kesin karara ba¤landı. (Az: 2 BvR167/02) Yüksek mahkemenin kararına göre, meslek e¤itimi (Ausbildung) askerlik (Wehrdienst) ve Sosyal hizmet (Zivildienst) yapan çocukların aileleri çocuk parası kararından yararlanacaklar. Örne¤in 8.750.- euro yıllık geliri olan bir çocu¤un asgari 920.- euro ‘Werbungskosten’ düflüldükten sonraki geliri 7.830.- euro oldu¤u için çocuk parası ödenmiyordu. Mahkeme kararı ile çocu¤un gelirinden, ödedi¤i 1.820.- euro sosyal sigorta primleri de düflüldükten sonra, çocu¤un yıllık geliri 7.680.euronun altına düfltü¤ü için, çocuk parası alma hakkına sahiptir. Kısaca özetlemek gerekirse, yıllık geliri 10,000 (onbin) euro geliri olan çocuklar için de çocuk parası alınabilir. Çocuk parası ödemesi durdurulan kimseler yeniden dilekçe vererek, geçmifl son üç yılın çocuk parasını alma hakkına sahip olurlar. Çok sayıda okuyucumuz, çocu¤un geliri yüksek oldu¤u gerekçesiyle son yıllarda aldıkları çocuk parasını geri ödemek zorunda kaldıklarını, hatta bazı okuyucularımız mahkemeyi bile kaybettiklerini dile getiren mektuplar gönderdiler. Geçmifl yıllrda mahkemeyi de kaybetseler, hem geriye dönük son üç yılın çocuk paralarını, hem de ‘Kindergeldkasse’ye ödedikleri parayı geri alacaklar. Ev sahibi kimseler bilhassa dikkat etsinler: Dikkat edilmesi gereken di¤er bir husus da, özellikle ev sahibi olup ta çocuk parası ödenmedi¤i için ‘Kinderzulage’ ödemesi durdurulan kimseler vergi danıflmanlarıyla görüflerek 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait Kinderzulage lerinin tekrar ödenmesi noktasını haklarını aramalıdırlar. Çocuk parası ödenmese bile, vergi dairesi tarafından yapılan- Kinderfreibetrag hesaplanması düzeltilerek Kinderzulage alma hakkı yeniden do¤ar. Alınan çocuk parası mı vergi muafiyeti mi daha avantajlı sorusunun cevabı çocuk parası yönünde olacaktır. Daha genifl bilgi için Asım Tozo¤lu [email protected] veya 069/73 19 19 IGMG Eitim ûrası toplandı 150 e¤itim uzman›n›n kat›ld›¤› fiûrada, Avrupa’daki Müslümanlar›n e¤itim problemleri müzakere edildi slam Toplumu Millî Görüfl 3. E¤itim fiûras› yap›ld›. E¤itim Baflkan› Mehmet Gedik baflkanl›¤›nda icra edilen fiûrada, 150 e¤itim uzman› ve sosyal bilimcinin önerileri de¤erlendirildi. 11 ayr› alanda müzakerelerin yap›ld›¤› fiûrada, Avrupa’da yaflayan Müslüman çocuklar›n ‹slamî kimliklerinin oluflup geliflmesi amac›yla dinî bilgi ve e¤itimlerinin gelifltirilmesinin yan› s›ra, okul e¤itimlerine yap›lacak olan katk›lar, rehberlik hizmetleri ve meslekî olarak yönlendirilmeleri konular› da de¤erlendirildi. fiurada IGMG Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan da bir konuflma yaparak, bu fiûran›n, ‹ IGMG’nin e¤itime verdi¤i önemi gösterdi¤ini vurgulad›. Aile yap›s›n›n korunmas› ve gelifltirilmesi, gençlerin ‹slamî kimliklerinin gelifltirilmesi ve muhafazas› için yap›lmas› gerekenler ve bunun için yap›lacak olan programlar›n da de¤erlendirildi¤i fiûrada konular flu ana bafll›klar halinde müzakere edildi: 1- Resmî Okullarda E¤itim: Devlet okullar›ndaki e¤itimden gere¤i gibi yararlanarak, çocuklar›m›z›n gelece¤e haz›rlanmas›na yard›mc› olan Okul Aile Birlikleri/Veli Dernekleri gibi derneklerin çal›flmalar›, ev ödevleri ve okul derslerine yard›m kurslar› ile devlet okullar›nda ‹slam Din Dersleri uygulamalar› müzakere edildi. 2- E¤itim Kurumlar› ve Müfredat Uygulanmalar›, 3- E¤itim Materyalleri: Gerek haz›rlanm›fl ve gerekse haz›rlanmakta olan e¤itim kitaplar› ve materyallerinin de¤erlendirilmesi, temel e¤itim öncesi yafltaki çocuklar için pedagojik Çocuk E¤itim Materyallerinin haz›rlanmas›. 4- Hocalar / E¤itimciler ve Özlük Haklar›, 5- Teflkilat ‹çi E¤itim Seminerleri, 6- Gençlik E¤itim Seminerleri: Müslüman gençlerin ‹slamî kimliklerinin gelifltirilmesi ve dinî hassasiyetlerinin art›r›lmas›, 7- Gençlik Teflkilat› ve Üniversiteliler Çal›flmalar›, 8 - E¤itim Çal›flmalar›: Kad›n Kollar›, Gençlik Teflkilat› ve yetiflkinlerle çocuklar için e¤itim çal›flmalar›. 9- Aile E¤itim Seminerleri, 10- ‹nsan kaynaklar› ve gelifltirilmesi, 11- Baflörtüsü ma¤durlar›. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr 8 Seite 8 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir ETKNLK HABER HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Musıkîmiz Eliinde Medeniyetimize Yolculuk KARILIKLI SAYGIYA DAYANAN DYALOG VE KOMULUK M air Yahya Kemal Beyatlı’nın Türk müzi¤ini tarif ederken, "Mus›kîsinde bir taraftan din/Bir taraftan bütün hayat akmıfl" dedi¤i gibi bir müzik flöleni, AT‹B’in "Gökkubbede Hofl Seda" adını verdi¤i programda yaflandı. Mainz civarındaki bir konser salonunda Türk Sanat ve Tasavvuf Musikisi icra eden iki ayrı müzik grubunun birbirinden güzel eserlerle sundukları programı, salonu dolduran müzikseverler zevkle dinlediler. Almanya’nın de¤iflik flehirlerinden gelen vatandafllarımızın yanısıra Alman davetliler de müzisyenleri büyük bir ilgiyle seyrettiler. Harun Kılıç ve Neslihan Aksoy’un sunuculu¤unu yaptıkları prog- fi ram, Kuran-ı Kerim okunmasının ardından ‹stiklal Marflı’mızın hep bir a¤ızdan söylenmesiyle baflladı. Tasavvuf musikisi hakkında üniversite ö¤rencisi Ali Malak’ın mükemmel bir Almanca açıklamasıyla, Alman davetliler de bilgilendirilmifl oldu. Sanat müzi¤i okunurken, insanımızın sevgiliye duydu¤u aflkın asaletiyle birlikte ince ruhlulu¤un ve zarafetin (esteti¤ini) de salondakiler flahidi oluyorlardı. Dinledikçe insana tatlı bir huzur veren, vatandan binlerce kilometre uzaklıkta olan buralardan alıp hem ana vatana hem de flanlı maziye götüren klasik müzi¤imizin ardından sema gösterisiyle tasavvuf musikisi grubu sahne alıyor. Bu sefer de ilahî aflkı, saz, söz ve mevlevi derviflinin dönüflünde, onlarla beraber yaflıyor ve efllik ediyorsunuz. AT‹B Genel Baflkanı Fikret Ekin salondakilere hitaben yaptı¤ı konuflmasının bir bölümünü, dünyada ve Almanya’daki geliflmelere, Almanya Türk Azınlı¤ın meselelerine ayırıyor: -Almanya’daki yabancı kökenli insanları temsilen faaliyet gösteren mevcut sivil kitle kurulufllarından birisi de AT‹B’dir. Bu ülkedeki Türk kökenli insanların hayati meseleleri halledilmedikçe de¤iflik milliyetlere mensup müslüman azınlı¤ın meseleleri de halledilemez. Çünkü Almanya’da "ya- bancı"dan kasıt, ‹slam dinine mensup olan azınlıktır. O halde, öncelikle buradaki insanımıza sahip çıkılması, onların hakkıyla temsil edilmesi gerekmektedir. ‹flte bu noktada AT‹B vardır. Faaliyetlerinin tamamını Batı Avrupa Türk azınlı¤ının meselelerine endekslemifl olan kuruluflumuz, vatandafllarımızın tamamını kucaklamaktadır. - Gerek Almanya ve gerekse dünya flartlarından kaynaklanan menfi geliflmelere ra¤men, AT‹B, buradaki insanımızla kucaklaflarak, milli ve dini kimli¤imizi varlı¤ımızın garantisi bilip tüm vatandafllarımıza bu de¤erleri taflımaya kararlı oldu¤u kadar, beraberce yafladı¤ımız yerli toplumla da uyum ve huzur içinde yaflamaya kararlıdır. - Kültürümüzün tanıtılması, kültürler ve dinlerarası diyalogda en etkili araçlardan birisi de dili evrensel olan müziktir. Hem kendi insanımıza, hem de Alman dostlarımıza bu zengin kültür de¤erlerimizi önümüzdeki faaliyet dönemlerinde de artırarak devam ettirece¤iz. - Özelde Türkler, genelde ise müslümanlarla ilgili her yanlıfl ve kasıtlı hareketin karflısında AT‹B vardı ve bundan böyle de, sevenin ve sevmeyenin karflısında flapka çıkardı¤ı bu asil ve kararlı tavrımız devam edecektir. übarek dinimiz, kurtulufla ermenin ve hakikati bulmanın; huzur ve mutlulu¤a ulaflmanın yollarını göstermifltir. Bu münasebetle müslüman, insanların huzurunu ve gelece¤ini tehdit eden olumsuzluklara karflı duran; herkesle iyi iliflkiler, güzel münasebet gelifltirebilen bir insan olmak zorundadır. Bir müslümanın di¤er insanlarla ünsiyet etmesini dinen engelleyen hiç bir yasaklayıcı hüküm yoktur; aksine saygı temelinde iyi münasebetler gelifltirmeleri dinen emredilmifltir. Peygamberimiz: "Mü’min, çevresindeki insanlarla kaynaflan ve kendisiyle kaynaflılan insandır; kaynaflmayan ve kendisiyle kaynaflılmayan kiflide hayır yoktur." (Camiussa¤ir/H: 9147) buyurmaktadır. Bundan dolayı, bir müslümanın diyalogtan dolayı herhagi bir çekincesi olamaz. Kaldı ki diyalog, bir kültürün di¤er kültürü yutması, yok etmesi de¤ildir; kültürel farklılıkların ortaya konulmasıdır. Efendimiz komfluları ile son derece iyi komfluluk iliflkileri gelifltirmifltir. Bilindi¤i gibi Efendimizin komfluları sadece müslümanlardan müteflekkil de¤ildi. Peygamberimizin dertlerini paylafltı¤ı, ihtiyaçlarına yardımcı oldu¤u bir çok gayr-i müslim komflusu vardı ve onlarla gayet seviyeli ve güzel geçindi. Komfluluk iliflkilerinin önemine dikkat çeken Sevgili Peygamberimiz flöyle buyuruyorlar: "Bana Cebrail bir kaç defa geldi ve ‘Sana komflunu tavsiye diyorum’ dedi. Ben, nerede ise komflunun komfluya varis olaca¤ını zannettim" (Ahmed ibn-i Hambel, Müsned, 5. cild, 267) "Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa komflusuna ikram etsin" (Cami us Sa¤ir, S. 540/Hadis No:8979) Dikkat edilirse, bu hadislerinde Peygamberimiz, müslim / gayr-i müslim ayırımı söz konusu etmemifltir. Peygamber Efendimiz veda hutbesinde; "Rabbiniz bir, atanız da birdir. Hepiniz Adem’densiniz, Adem de topraktandır. Allah indinde en üstün olanınız O’nun koydu¤u kulluk kriterlerine en fazla saygılı olanınızdır. Arabın aceme / arap olmayana, acemin / arap olmayanın da araba bir üstünlü¤ü yoktur. Beyazın siyah ırka siyahın da beyaz ırka bir üstünlü¤ü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir" buyuruyor ve sosyal statü üstünlü¤ünün do¤madan önce belirlenemeyece¤ini; dünyevi üstünlüklerin geçicili¤ini belirtiyor ve gerçek üstünlü¤ün "hakk"a kullukla, hakk ve adaletten yana davranmakla kazanılaca¤ını ilan ediyor. Bu ölçüler içinde Allah’ın yarattıklarına merhametle yaklaflıp iyi iliflkiler kurmanızı tavsiye ediyor, yazımızı Maide Suresi’nin 8. ayetinin mealini hatırlatarak bitiriyorum. "Ey iman edenler! ‹nsaf ile hakikate flahitlik yaparak Allah’a ba¤lılı¤ınızda sıkı durun; ve herhangi bir kimseye karflı nefretiniz, sizi adaletten sapma günahına itmesin. Adil olun: bu, Allah’a karflı sorumluluk bilinci duymaya en yakın olan (davranıfl)tır. Ve Allah’a olan sorumlulu¤unuzun bilincinde olun: flüphe yok ki, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." Abdullah Müezzinolu 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 9 DOSYA 9 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Almanya’daki Türkiyelilerin çifte vatandalıı mümkün mü? er nekadar Alman Vatandafll›k Kanunu`nda birden fazla ülke vatandafll›¤›n› mümkün k›lan bir dizi istisnaî durum varsa da, Almanya’daki Türkiyeliler için baz› flartlar gerekiyor. Bu yaz›m›zda gerekli olan bu flartlar› aç›klayaca¤›z. Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu`nun 12. Maddesi, bir yabanc›n›n Alman vatandafll›¤›na kabul edilmesini, o yabanc›n›n önceki vatandafll›¤›ndan ç›kamas›n› flart kofluyor. ‹stisnaî de olsa bir yabanc›n›n önceki vatandafll›¤›n› terk etmeden Alman vatandafl› olmas› mümkün. Bunun için ise, öncelikle flu flartlar›n oluflmas› gerekiyor: 1. Yabanc› devletin hukuku, vatandafll›ktan ç›k›fl› öngörmüyorsa, 2. Yabanc› devlet, vatandafll›¤›ndan ç›k›fl› devaml› flekilde reddediyorsa ve yabanc›, yetkili makama, yabanc› devlete iletilmek üzere ç›k›fl baflvurusunda bulunmuflsa, 3. Yabanc› devlet, vatandafll›ktan ç›k›fl›, yabanc›n›n kabul edemeyece¤i nedenlerle reddetmiflse veya kabul edilmeyecek flartlara ba¤lam›flsa ya da eksiksiz ve usül bak›m›ndan kusursuz ç›k›fl baflvurusunu uygun zaman içinde karara ba¤lamam›flsa, 4. Yafll› kimselerin vatandafll›¤a al›nmas›na sadece birden fazla vatandafll›¤›n olmas› engel oluflturuyorsa, vatandafll›ktan ç›k›fl afl›r› güçlükle karfl›lafl›yorsa ve vatandafll›¤a al›nmay›fl büyük ma¤duriyete yol açacaksa, 5. Yabanc› vatandafll›ktan ç›k›fl yabanc› ya özellikle ekonomik ya da mal varl›¤› hukuku yönünden, vatandafll›k haklar›n›n kayb›n›n da ötesinde büyük zarar veriyorsa, 6. Yabanc›ya, 28. Temmuz 1951`de yap›lan mültecilerin hukuki konumunu belirleyen antlaflman›n 28. maddesi gere¤ince bir pasaport verilmiflse veya oturma izni kanununun 23. maddesinin 2. f›kras›na göre oturma hakk› verilmiflse, 7. Yabanc›, Avrupa Birli¤i üyesi ülkelerden birinin vatandafll›¤›na sahipse ve mütekabiliyet esas› mevcutsa, 8. Yabanc› devlet, vatandafll›ktan ç›k›fl› askerlik görevinin yerine getirilmesi flart›na ba¤larsa, yabanc›, okul e¤itiminin büyük k›sm›n› Alman okullar›nda alm›fl ve Federal topraklarda Alman yaflam flartlar› içinde askerlik görevi yafl›na gelmiflse, 9. Son olarak devletler hukukuna göre düzenlenmifl anlaflmalara göre daha baflka istisnalar yap›lmas› öngörülebilir. H Ekrem ENOL ‹stasnaî kurallar›n tek tek mütalaas› 1. Mevcut vatandafll›¤› b›rakman›n mümkün olmad›¤› durumlar (§12 Abs. 1 S. 2 Nr. 1 StAG) Mevcut vatandafll›¤›n b›rak›lmamas›n›n hukukî olarak mümkün olmad›¤› durumlar nadir olmaktad›r. Bunun sebebi ise, devletler hukukunda bir kimsenin vatandafll›¤›n› de¤ifltirme hakk›n›n elinden al›namamas› ilkesinin prensip olarak kabul edilmifl olmas›d›r.(1) Türkiye`nin de bu prensibe ba¤l› olmas› nedeniyle, Almanya’da Türk kökenli toplumun birden fazla vatandafll›¤› alabilmesi mümkün de¤ildir. 2. Vatandafll›ktan ç›k›fl›n sürekli olarak reddedilmesi. (§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 2 StAG). Vatandafll›ktan ç›k›fl›n fiilî olarak mümkün olmad›¤› durum, vatandafl› olunan ülkenin sorumlu makam›n›n sadece özel durumlarda de¤il, genel olarak hiçbir ç›k›fla izin vermemesi durumudur.(2) Bu durumda da birden fazla ülke vatandafll›¤›n› almak mümkün olmamaktad›r. Çünkü, Türkiye`nin Avrupa`da yaflayan Türkler için “Pembe Kart“ uygulamas›na gitti¤i bilinmektedir. 3. Vatandafll›ktan ç›k›fl›n reddi, ç›k›fl koflullar›n›n uygunsuzlu¤u ve ç›k›fl baflvurusuna cevap verilmemesi. (§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 3 StAG) a) Vatandafll›ktan ç›k›fl›n reddi Burada, vatandafll›ktan ç›k›fl›n keyfî olarak reddedildi¤i ve yabanc›n›n bütün hukukî flartlar› yerine getirmesine ra¤men, vatandafl oldu¤u ülke vatandafll›¤›ndan ç›kar›lmamas› durumu kastedilmektedir.(3) Reddedilme sebepleri, politik, ekonomik veya keyfî de olabilir. Bunun için yaz›l› belge gerekir.(4) Baflvuran flahs›n ciddî ve sürekli mukamevetine ra¤men alt› ay› aflan bir süre içerisinde ç›k›fl imkan› sa¤lanmam›flfla, o baflvuru reddedilmifl say›l›r. Alman Vatandafll›k Yasas›`n›n 12. madde 1. f›kra 2. bendinin 3 nolu kanununun 1. alternatifine göre, Almanya`daki Türk toplumunun birden fazla vatandafll›¤a kabulü, Türkiye`nin kooperatif çal›flmas› ve hiçbir durumda vatandafll›ktan ç›k›fl için engel ç›karmamas› nedeniyle, ne hukuksal ne de pratikte mümkün gözükmemektedir. Her Türk vatandafl›, konsolosluklara giderek baflvuruda bulunabilmektedir. b) Ç›k›fl koflullar›n›n uygunsuzlu¤u 1) Gereksiz zorluklar da, ç›k›fl koflullar›n›n uygunsuzlu¤u anlam›ndad›r. Özellikle Türk vatandafllar›n›n, vatandafll›k de¤iflikli¤i sonucu mülk, miras ve buna ba¤l› oluflabilecek hukukî zararlar›, genel olarak gereksiz zorluk anlam›nda yeterli görülmemektedir.(5) Türkiye Vatandafll›k Kanunu`nun 29. maddesi 2. f›kras›na göre uygulanan“ Pembe Kart” sebebiyle, Almanya`daki Türk vatandafllar› bu bölüme girmiyor. Toplumu için bu sorunun uygunsuz zorluklar kapsam›na al›nmas› (Mahkemelerden ç›kan içtihadlardaki hukukî zararlar konusunda muhalif görüflleri bir kenarda tutarsak) kabul edilir de¤il. 2) Bir baflka uygunsuz koflul ise 12. maddenin 2. f›kras›n›n 3 nolu bendinin 2. alternatifinde belirtilmektedir. Buna göre vatandafll›ktan ç›k›fl esnas›nda al›nan masraf ortalama ayl›k bir brüt maafl› afl›yor (yan masraflar›da dahil) veya en az 1278 Euro tutuyorsa, birden fazla vatandafll›¤›n kabulü mümkün olabilmektedir. Türkiye’de vatandafll›ktan ç›k›fl masraf›, bu s›n›r›n çok alt›ndad›r. 3) Son uygunsuz koflul ise, vatandafll›ktan ç›k›fl›n askerlik hizmetini yapm›fl olma flart›na ba¤lanmas› durumudur. E¤er vatandafll›k baflvurusu yapan kifli, • Vicdanî nedenlerle silah kullan›m›na kat›lmaya karfl› ç›k›yor ve ek hizmetin anavatandaki ülkede yap›lmas› mümkün de¤ilse, • Ailesi ve küçük çocu¤u olmas›na ra¤men, askerlik hizmetini yapabilmek için en az iki y›l boyunca yurt d›fl›nda kalmak zorundaysa, • 40 yafl›n›n üzerinde ve 15 seneden daha uzun bir süredir vatandafll›¤›ndan ç›kmak istedi¤i ülkede ikamet etmiyorsa, • Askerlik hizmetini yapmas›yla Almanya ile silahl› bir ihtilafa kar›flma ihtimali varsa, • Askerlik hizmetini para karfl›l›¤› yapma durumu sözkonusu ise, vatandafll›k baflvurusu yapan kifliden ayl›k brüt maafl›n›n üç kat›n›n istenmesi de uygunsuz kofluldur. Yasada, bu konudaki s›n›r, nihaî fleklinde belirtilmemekle beraber(6) 5113 Euro rakam› her zaman için uygun bir koflul olarak gözükmektedir.(7) Türkiye, vatandafll›ktan ç›kabilmek için askerlik hizmetini yapm›fl olmay› öngörmemektedir. Bu istisnaî durumlar da Türk toplumu için sözkonusu olmamaktad›r. Türkiye`de askerli¤in 5112 Euro karfl›l›¤›nda paral› yap›labilmesi nedeniyle , birden fazla vatandafl olabilme imkan› da do¤mamaktad›r. 5112 Euro oran›nda bir rakam her zaman için uygun bir kofluldur. c) Ç›k›fl baflvurusuna cevap verilmemesi. Usulüne uygun yap›lm›fl ç›k›fl baflvurusuna makul bir süre içerisinde cevap verilmemesi, birden fazla vatandafll›¤›n kabulüne sebep teflkil edebilir. Burada tart›fl›lan konu, makul sürenin ne kadar oldu¤udur. Mahkemelerin içtihadlar›na göre, her özel durum kendi flartlar› içerisinde de¤erlendirilmelidir.(8) Hukuk ders kitaplar›nda ise bu s›n›r›n kesin olarak iki y›l olmas› gerekti¤i savunulmaktad›r.(9) Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas›na göre, usulüne uygun yap›lm›fl bir baflvurunun üzerinden iki y›l geçmifl olmas›na ra¤men, ç›k›fl gerçekleflmemifl ve gelecek 6 ay içerisinde de gerçekleflmesi beklenmiyorsa, birden fazla vatandafll›k kabul edilebilmektedir.(10) Türkiye Cumhuriyeti devleti, baflvurunun üzerinden daha bir y›l geçmeden cevap verdi¤inden dolay›, yukar›da belirtilmifl olan farkl› durumlarda dahi, Türkiye kökenliler için birden fazla vatandafll›k sözkonusu olamamaktad›r. 4. Yafll› Kifliler (§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 4 StAG) Alman Yabanc›lar Yasas›`n›n 12. maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 4 nolu alternatifi uyar›nca, afla¤›daki koflullar›n yerine getirilmesi durumunda, yafll› kifliler için birden fazla vatandafll›¤›n kabulü sözkonusu olmaktad›r. Bu koflullar ise flunlard›r: • Yafll› kiflilerden kas›t 60 yafl›n› doldurmufl olmas›d›r (11) • Vatandafll›ktan ç›k›flta fiilî veya hukukî olan nispetsiz zorluklarla karfl›lafl›lmas›. Bu durum, yafll› bir kifliden kendisinden beklenmeyecek uygunsuz bir talepte bulunma halinde sözkonusudur. Örne¤in, sa¤l›k durumu el vermeyen yafll› bir flahs›n, flahsî olarak yabanc›lar dairesine gidememesi hali. Yafll›l›ktan dolay› gitmesi kendisinden beklenmeyecek flahs›n, ç›k›fl baflvurusu yapt›¤› ülkeye gitmesinin gerekli olmas› veya yafll› flahs›n hangi yabanc› ülkenin vatandafl› oldu¤u tespit edilememesi.(12) • Vatandafll›k baflvurusunun reddinin özel zorluklar içermesi. Bu, özellikle, yafll› flahs›n bütün aile fertlerinin Almanya vatandafl› olmas› veya baflvuran flahs›n en az 15 y›ld›r vatandafll›k için baflvuru yapt›¤› ülkede ikamet et- 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr 10 mesi hallerinde sözkonusudur. (13) Almanya ikamet eden yafll› Türkler, yukar›da belirtilen koflullar›n yerine getirilmesi halinde, bu istisnaî kuraldan istifade edebilirler ve birden fazla ülke vatandafll›¤›na r›za gösterilerek vatandafll›¤a al›nabilirler. 5. Önemli Zararlar. (§ 12 Abs. 1 S. 2 Nr. 5 StAG) 01. 01. 2000 tarihinden itibaren Yabanc›lar Yasas›`n›n 87. maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 5 nolu alternatifi ve 01.01.2005 tarihinden itibaren Vatandafll›k Yasas›’n›n 12. maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 5 nolu alternatifi uyar›nca ekonomik ve mal varl›¤› haklar› alanlar›nda oluflabilecek önemli zararlar, birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak vatandafll›¤a alma için sebep teflkil edebilmektedir. Türkiye`de de oluflabilecek olan meslekî zararlar, teklif getirilmesine ra¤men, kanun metnine al›nmam›fl durumdad›r.(14) Ekonomik ve mal varl›¤› haklar›ndan do¤abilecek zararlar, fiilî durumlar›n veya hususî vak›alar›n özel flartlar›n›n de¤erlendirilmesi sonucu, anavatandaki devletin hukuku uyar›nca oluflabilir.(15) Buna göre örne¤in flunlara dikkat edilmesi gerekir: • Vatandafll›ktan ç›kma halinde miras hukuku aç›s›ndan s›n›rland›rmalar›n olup olmad›¤›, • Vatandafll›k baflvurusu yapan kiflinin, anavatan›nda sahip oldu¤u veya miras yoluyla elde edebilece¤i gayr-i menkullerle ilgili, anavatan›ndaki devlete karfl› sorumlulu¤u olup olmad›¤› veya ç›k›fl gerçeklefltikten sonra tazminat ödemesi olmaks›z›n baflkalar›na satabilmesi veya aç›k bir flekilde de¤erinin alt›nda sat›lma durumu, • Ülkesinin vatandafll›¤›ndan ayr›lma sonucunda emeklilik haklar›n›n kayb›n›n sözkonusu olup olmad›¤›, • Vatandafll›ktan ç›kma sonucu ç›kt›¤› ülkedeki ticarî iliflkilerin tehlikeye girip girmedi¤i (16) Önemli denilebilecek zararlar, aç›k bir flekilde normal s›n›r›n afl›ld›¤› zararlard›r. Ekonomik ve mal varl›¤› haklar›ndan do¤abilecek zararlar ekseriyetle vatandafll›k baflvurusu yapan flahs›n y›ll›k brut maafl›n› aflt›¤› takdirde oluflmaktad›r. 10.226 Euronun alt›ndaki ekonomik zararlar daima cüzî olarak kabul edilmektedir.(17) Bu noktada, vatandafll›¤a baflvurular› de¤erlendiren dairenin, flahs›n oluflabilecek zararlar›n› en ince detay›na kadar inceleme zorunlulu¤u yoktur. Aksine vatandafll›k baflvurusu yapan flah›s, kat›l›m zorunlulu¤u çerçevesinde gerekli olan konular› araflt›rmak durumundad›r. Bildirilmesi gerekli noktalar› bildirmeli ve gerekli evraklar›, icab›nda belli bir süre içerisinde, ortaya koymal›d›r. Bu gerekleri yerine getirmemesi halinde, birden fazla vatandafll›k kabul için yap›lan baflvuru reddedilir.(18) Mahkeme içtihadlar› da ‹çiflleri Bakanl›¤›`n›n uygulamalar›yla uyuflmaktad›r. (19) Seite 10 DOSYA Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Almanya`daki Türk kökenli toplum için flu noktalar önem arzetmektedir: Ç›k›fl baflvurusunda bulunan flah›s, Türk vatandafll›¤›ndan ç›kar›ld›¤› günden itibaren, Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas› uyar›nca yabanc› statüsündedir. 7.6.1995 tarihli 4112 nolu kanunla de¤ifltirilen T.C. Vatandafll›k Yasas›`n›n, 29. maddesinin 1. ve 2. f›kralar› uyar›nca, do¤umla Türk vatandafll›¤›n› alm›fl, Vatandafll›k Yasas›`n›n 20. maddesi uyar›nca Bakanlar Kurulu karar›yla vatandafll›ktan ç›kmas›na izin verilen flah›slar›n, afla¤›daki belirtilen haklar› sakl› tutulmaktad›r. Türkiye Cumhuriyeti devletinin millî menfaatlerine uygun oldu¤u ve sisteme yönelik bir tehdit olmad›¤› sürece sakl› tutulan haklar flunlard›r: Miras haklar›, menkul ve gayr-i menkul mallar›n al›m› ve sat›fl›, çal›flma, ikamet ve seyahat haklar›. Bu anlamda “ Pembe Kart” pratikte, T.C Vatandafll›k Yasas›`n›n 29. maddesinin 2. f›kras›n›n pembe kart sahibine tan›d›¤› haklar› belgeler niteliktedir. Pembe Kart, Vatandafll›k Yasas›’na ne bir ilavedir ne de yasan›n de¤ifltirilmifl bir fleklidir. Bu ba¤lamda Avrupa`daki hiçbir vatandafll›k yasas›n›n, vatandafll›ktan ç›kard›¤› flah›slar için bu tür kanun düzenlemeleri yapmad›¤› hat›rlat›lmal›d›r. Sonuç olarak, T.C Vatandafll›k Yasas›`n›n 29. maddesi 2. f›kras› sebebiyle, birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak Alman vatandafll›¤›na alma sözkonusu de¤ildir. Çünkü, Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas›`n›n 12. maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 5 nolu alternatifinin öngördü¤ü zararlar, Türkiye`de uygulamada olan kanunlar nedeniyle Almanya`daki Türk kökenli toplum için, ortadan kalkmaktad›r. Birden fazla vatandafll›¤›n kabulü, ancak kanunlar›n de¤iflmesi ve ayn› zamanda “Pembe Kart” uygulamas›na son verilmesi durumunda mümkün olacakt›r. 6) Siyasî Takibata U¤rayanlar (§12 Abs. 1 S. 2 Nr. 6 StAG) Bu kanun yeterince aç›k oldu¤undan, aç›klama olarak, kendileri mülteci statüsünde olmayan ama iltica hakk›n› kazanarak, birden fazla vatandafl olma hakk› tan›narak vatandafll›¤a kabul edilen ailelerin çocuklar› içinde, bu kanunun geçerli oldu¤u belirtilmelidir. Çünkü, çocuklar, ailelerin izni olmaks›z›n vatandafll›ktan ç›kar›lmamaktad›rlar. Bir Türk vatandafl›, Federal Almanya Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu`nun 12.maddesinin 1. f›kras›n›n 2. bendinin 6 nolu alternatifinde say›lan koflullar› yerine getirdi¤i takdirde, birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak vatandafll›¤a al›n›r. 7.) Avrupa Birli¤i ülkeleri vatandafllar›n›n vatandafll›¤a kabulü Bu hüküm, bir yabanc›n›n baflka bir üye ülkenin vatandafl› olmas› ve müte- kabiliyet esas› olmas› durumunda, birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak kabule imkan tan›maktad›r. Mütekabbiliyet esas› afla¤›daki ülkelerle mevcuttur: Belçika, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, ‹ngiltere (Deniz afl›r› bölgelerin vatandafllar› hariç), ‹rlanda, ‹talya, Hollanda (Belli guruplara yap›lan s›n›rlamalar d›fl›nda), Polonya, Portegiz, ‹sveç, Slovakya, Slovenya (Belli guruplara yap›lan s›n›rlamalar d›fl›nda) ve Macaristan. Afla¤›daki ülkelerle mütakabiliyet esas› mevcut de¤ildir: Danimarka, ‹zlanda, Litvanya, Lüksemburg, Avusturya, ‹spanya ve Çek Cumhuriyeti. Malta ve K›br›s ile mütakabiliyet esas›n›n mevcudiyeti daha karara ba¤lanm›fl de¤ildir. Almanya`daki Türk kökenli topluma yönelik olarak bu kanundan ç›karabilece¤imiz, birden fazla vatandafll›¤›n reddine neden olabilecek iki sebep mevcuttur. Birincisi, Türkiye`nin Avrupa Birli¤i`nde olmamas›d›r. Yak›n gelecekte kat›l›m müzakerelerine bafllan›cak olmas›na ra¤men, en az›ndan yak›n bir zamanda Türkiye`nin Avrupa Birli¤i’ne al›nmas› zor gözükmektedir. Di¤er bir sebep ise, mevcut Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Yasas›`n›n bu haliyle mütekabiliyet esas›n›n kabulünü mümkün k›lmamas›d›r. 8. Yurt içinde yetiflmifl ve vatandafll›k baflvurusu yapan kiflinin yabanc› ülkede askerlik hizmeti (§ 12 Abs. 3 StAG) Bu kanun, e¤itiminin büyük k›sm›n› bir Alman okullar›nda tamamlam›fl ve Almanya hayat flartlar› içerisinde askerlik yafl›na ulaflan baflvuru sahiplerinin, birden fazla vatandafl olabilmelerine imkan sa¤lamaktad›r. Bu durumda birden fazla vatandafll›¤›n verilmesi, resmi dairenin takdir selahiyetine b›rak›lm›flt›r. Bu noktada takdir edilmesi gereken, baflvuru yapan kiflinin ülkesinin ortaya koydu¤u askerlik flart›n› yerine getirmesinde bir kamusal yarar sözkonusu olup olmad›¤› veya birden fazla vatandafll›¤a kabulüne öncelik tan›nmas›n›nm› gerekli oldu¤udur. Bu karar çerçevesinde, okul e¤itiminin büyük bir k›sm›n› Federal Almanya s›n›rlar› içerisinde alm›fl bir yabanc›n›n entegrasyon politikalar› nedeniyle birden fazla vatandafll›¤a kabulünün kolaylaflt›r›lmas›n›n kamu yarar›na oldu¤u farz edilmelidir. Yukar›da sözü geçen büyük bir k›s›m tabirinin ne anlama geldi¤ini Hamburg Yüksek ‹dare Mahkemesi ayr›nt›l› olarak ortaya koymufltur.(20) Kanun metninin, manas›ndan ve amac›ndan anlafl›ld›¤›na göre yabanc›n›n Almanya`da ne kadar ay veya hafta okudu¤u nihaî kriter de¤ildir. Buradaki ve oradaki okul e¤itiminin zaman›n›n hesaplanmas›, okul süresinde ulaflt›¤› e¤itimsel- ö¤retimsel baflar›lar kriter olarak al›nmal›d›r.(21) Vatandafll›k baflvurusu yapan kiflinin, birden fazla vatandafll›¤a kabul edi- Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN lebilir, flayet; • Daha askere ça¤r›lma durumu var ise veya, • Yabanc› ülkede askerî hizmetin, ayn› konumdaki bir Alman vatandafl›nda olmas› beklenmeyen, baz› zararl› münferit veya hususî dezavantajlar› varsa (mesela dil yetersizli¤i; geldi¤i ülkenin örf ve adetlerine yatk›n olmay›fl›; askerlik görevinin süresi; yak›n akrabalar›ndan uzun süre ayr› kalmas›; Bir iflyeri veya staj yerini kaybetme tehlikesi veya yine bu gibi yerlerde ifl bulamamas›). Vatandafll›¤a baflvuran kiflinin, ülkesinin kanunlar›na göre askerlikten muaf tutulmas› veya tecili mümkünse, karar verilirken bu konuda gerekli ad›mlar› at›p atmad›¤› ve gerekli baflvurular› yap›p yapmad›¤› göz önünde bulundurulur.(22) Türkiye kökenli yabanc›lar›n vatandafll›¤a al›nmalar›nda bu kanunun uygulanmas›, art›k sözkonusu de¤ildir, çünkü o zamana kadar Türk vatandafll›¤›ndan ç›kmadan önce askerli¤i bitirme flart› koflan Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu`nun, 20. maddesi 12.06.1995 tarihinden itibaren yerine baflka bir kanun getirilmeksizin yürürlükten kald›r›lm›flt›r.(23) Askerlik hizmetinin para karfl›l›¤›nda yap›labilmesi ve bununda uygun bir mebla¤ tutmas› durumunda, Türkiye Cumhuriyeti Vatandafll›k Kanunu de¤ifltirilse dahi, birden fazla vatandafll›¤›n kabulü mümkün olmamaktad›r. Para karfl›l›¤› askerli¤in uygunsuz görülmesi, vatandafll›¤a baflvuran kiflinin ayl›k brüt maafl›n›n üç kat›n› aflmas› halinde sözkonusu olur.(24) Ancak 5113 Euro oran›nda bir rakam genelde uygun görülmektedir. Buna karfl›n 5113 Euro olan s›n›r, Federal ‹dare kanunlar›nda yer almamaktad›r.(25) Bu nedenle, Türk vatandafll›¤›ndan ç›kman›n askerlik hizmetini yapm›fl olma flart›na ba¤lanmas› yeterli olmamakta, paral› askerlik ücretininde yükseltilmesi gerekmektedir. Sözkonusu madde uyar›nca Almanya`daki Türk kökenlilerin çift vatandafl olmas› mümkün de¤ildir. 9. Devletleraras› Antlaflmalar (§ 12 Abs. 4 StAG) Devletleraras› anlaflmalar için koyulmufl bu madde, belli flartlar alt›nda süreli bir birden fazla vatandafll›¤›n kabulüne neden olabilir. Bu tür anlaflmalar, Federal Almanya Cumhuriyeti taraf›ndan imzalanmad›¤›ndan dolay›, Almanya`daki Türk kökenli toplumun birden fazla vatandafll›¤a kabulü söz konusu olamamaktad›r. 10. Sonuç Alman Vatandafll›k Yasas›`n›n 12. maddesi, 1. f›kras›, 2. bendi, 4 nolu alternatifinde belirtilen yafll› kiflilerle ilgili düzenleme hariç, Almanya`daki Türk kökenli toplum için birden fazla vatandafll›¤a raz› olarak vatandafll›¤a alma mümkün de¤ildir. Bu insanlar iki ülkenin vatandafll›¤›ndan birini tercih etmek zorunda b›rak›lmaktad›rlar. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 11 DOSYA 11 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 BAT Hangi Dili Konuur? Mahmut AKAR ATB Genel Sekreteri azla meraklanmanıza gerek yok! Bizim BAT’ımız, ABD’nin kafaları karıfltıran BOP’u (Büyük Ortado¤u Projesi) gibi yeni bir proje adı de¤ildir. BAT; Batı Avrupa Türkleri’nin sadece tarafımızdan kısaltılmıfl fleklidir. Bunca seneden sonra "Batı Avrupa Türkleri" artık yerleflmifl ve herkes tarafından kabul görmüfl bir kavramdır. ‹lk nesil B. A. Türkleri istisnasız Türkçe konuflurlardı. Geçen zaman içinde onların 3. ve 4. neslinden söz edilmektedir. Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve ‹ngiltere gibi ülkelerde yetiflen bu nesiller sahiden ana dil olarak hangi lisanı konufltuklarını bileniniz var mı? "Benim ana dilim Türkçe’dir" dedikten sonra; ama ben Türkçe konuflamıyor..., diyen bir nesilin ana dili Türkçe olsa ne yazar?... Almanca, ‹ngilizce, Fransız veya Hollandaca’yı su gibi okuyup yazan ve de bülbüller gibi flakıyan evlatlarımız; kan olarak bizden, lisan olarak F onlardandırlar! Biz "piyasa"dan çekildikten sonra, sevginin, selâmın, muhabbetin ve hatta küfürün Türkçe olarak yankı buldu¤u baba oca¤ında bunlardan eser kalmayacak! O hanelerde Türkçe televizyon, gazete, kitap, mumla aranır olacak. Bu nesiller içinden muhakkak dinine ba¤lı insanlar da çıkacak. Cuma’dan Cuma’ya camiye gidenler, Türkçe konuflan imamı zaten anlayamayacaklar. Zamanla Batı Avrupa dillerinde hutbeler okuyan imamlar da ço¤alacak, fakat o zaman da planlandı¤ı ve arzu edildi¤i biçimde bir "kufla çevrilmifl" din, müslümanlara dayattırılacak. O saatten sonra da, camiye gitsen de gitmesen de bir mana ifade etmez zaten... Bu anlattıklarım, bazıları için felaket senaryosu olabilir... Bu durumun vahametini kavrayamayan, idraktan yoksun olanlar yüzünden yeni yetiflen nesillerle aramızdaki mesafe gittikçe açılıyor. Batı Avrupa Türkleri’nin iki büyük eksi¤i vardır: 1) Türkçe konuflanların yafladı¤ı ülkenin resmi lisanını çok kötü konuflması, 2) Yafladı¤ı ülkenin resmi dilini bilenlerin de berbat bir Türkçe’yle konuflmaları. Halbuki bizler için tek geçerli yol; iki dilli olmaktır. Hem kültürel kimli¤in korunması ve hem de beraberce yafladı¤ımız toplumda varlı¤ını kabul ettirmenin yolu, her iki dili de bilmekten geçer. Batı Avrupa Türkleri’nin yafladı¤ı ülkelerin resmi kurulufllarıyla Türk sivil kitle kurulufllarının mutabık oldukları (belki de) tek konu; Türklerin, bulundukları ülkenin resmi lisa- nını muhakkak ö¤renmeleridir. Buna itiraz eden yok!.. Mesela, ülke dıflında ikamet eden vatandafllarının Almanca’yı muhafaza edebilmeleri için devletin her türlü imkanını seferber eden Almanya, sıra buradaki yabancıların ana dillerini ö¤renmeye gelince, görmemezlik ve bilmemezlikten geldi¤i yetmezmifl gibi bir de üstelik okullarda yarım-yamalak verilen Türkçe derslerini peyder pey kaldırıyor. ‹flte bizim itirazımız burada bafllıyor: Almanca’ya (zaten) evet!.. Türk ana-babadan do¤an çocuklara da Alman Anayasası’nın öngördü¤ü kültürel/etnik azınlık haklarını bu devlet vermelidir!... Verilmiyorsa, bu hak uyum adına ve asimilasyon u¤runa gaspedilmektedir!... 2,5 milyonun üzerindeki Almanya Türk kökenli azınlı¤ın temsilcisi olması gereken kuruluflların ekseriyeti dernekçilik oyunuyla meflgul olmalarından dolayı bu toplum sahipsizdir. Bu durum istismar edilerek, dikkatler baflka tarafa çekilmektedir. Baflka yazılarımızda da dile getirdi¤imiz gibi, Batı Avrupa Türkleri hayati önceliklerini tesbit ederek, bunları gerçeklefltirmenin kanuni yollarını aramalı ve bu yolda mutabakat sa¤lamalıdır. E¤er gaspedilen bir hak varsa, bunun yolu yordamı da hukuk devletinde bellidir. Ama bundan önce, konunun ehemmiyetini ve vehametini biz Türklerin idrak etmesi flarttır. Kendinizin inanmadı¤ı fleyi baflkalarına inandırmanız mümkün olamayaca¤ına göre, acilen bu mesele Türk kamuoyuna mal edilmeli ve kendi aramızda tartıflılarak çıkıfl yolları aranmalıdır. Dil bilimcileri, e¤i- timciler, sosyolog ve psikologlar gibi konunun uzmanı insanların ortak görüflü fludur: Yabancı kökenli bir çocuk daha okula bafllamadan önce hem ana dilini ve hem de içinde yetiflti¤i yerli toplumun dilini ö¤renirse, daha flahsiyetli, kabiliyetli ve baflarılı bir insan olarak topluma kazandırılabilir. Bu kıtadaki Türk azınlı¤ın birçok önemli meseleleri vardır. ‹leri görüfllü, uzun vadeli düflünebilenler için ana dil kadar daha öncelikli bir baflka meselemiz olamaz! Buradaki varlı¤ımızın devamı, bire bir Türkçe’yle ba¤lantılıdır. Bir Türk için Türkçe yoksa, milli-manevi kimlik de yok, kiflilik de yoktur!... Türkçe yoksa, uyum da huzur da bafları da yoktur!.. En vahimi de, Türkçe yoksa istikbâl de yoktur. Gerek Türkiye’den ve gerekse Avrupa’dan konusunda ihtisas sahibi Türkler’in ve meseleye siyasi de¤il de ilmi yaklaflan Almanların biraraya gelerek, Batı Avrupa Türkleri’nin ana dil çıkmazını enine boyuna tartıflarak çözüm yolları tesbit etmeleri ve bunu kamuoyuyla paylaflmaları gerekir. Bu meselenin halli, her iki toplumun barıfl ve huzur içinde yaflaması için verilebilecek en büyük hizmet olacaktır. ‹flveren, iflçi, cami, spor, lobi ve daha nice benzerleri Türk dernekleri acilen biraraya gelip bu hayatî meselemizi masaya yatırmalı, çözüm yolları aramalıdırlar. Sadece dil meselemizle ilgili gündem maddesi olan, BAT 1. Dil Kurultayı’nın gerçeklefltirilmesini temsilci, yetkili, etkili, sorumlu kifli ve kurulufllara teklif ediyoruz. Evlilikler: “Entegrasyonun göstergesi, ayrılıın deil” Gaby Straßburger’in Bilim ödülüne layık görülen arafltırması, evlilikle ilgili tutumları ve entegrasyona meyilli olmaya dair varsayımları çürütecek gibi. 2002 yılı kültürlerarası arafltırmalar için verilen Augsburg Bilim ödülü Oryantalist Dr. Gaby Straßburger’e verildi. Straßburger “Göçmenler ba¤lamında evlilik davranıflları ve efl seçimi: Türkiye kökenli ikinci neslin evlilikleri” adlı ilmi arafltırması ile bu ödüle layık görüldü. Straßburger çalıflmasında, ço¤ulcu toplumdan ayrılıfl olarak algılanan göçmenlerin evlilikle ilgili tutumlarının, önyargıdan ibaret oldu¤unu açıklı¤a kavuflturuyor. Dr. Gaby Straßburger aby Straßburger’in Bilim ödülüne layık görülen arafltırması, evlilikle ilgili tutumları ve entegrasyona meyilli olmaya dair varsayımları çürütecek gibi 2002 yılı kültürlerarası arafltırmalar için verilen Augsburg Bilim ödülü Oryantalist Dr. Gaby Straßburger’e verildi. G Straßburger “Göçmenler ba¤lamında evlilik davranıflları ve efl seçimi: Türkiye kökenli ikinci neslin evlilikleri” adlı ilmi arafltırması ile bu ödüle layık görüldü. Straßburger çalıflmasında, ço¤ulcu toplumdan ayrılıfl olarak algılanan göçmenlerin evlilikle ilgili tutumlarının, önyargıdan ibaret oldu¤unu açıklı¤a kavuflturuyor. Straßburger’e göre, Almanya’da Türk kökenli bekar bayanların az olması ikinci nesilde gözlemlenen baflka ülkelerden evlenme olgusuna sebep olmaktadır. Straßburger, Türk kökenli göçmen toplumunda, erkeklerin yarısı kadar bekar kız oldu¤u üzerinde duruyor ve flöy- le diyor “Dini sınırların dıflında gerçekleflen evlilikler, hala ailevi çatıflmalara neden olmaktadır”. Göçmen ailelerden efl seçimi nadir vukubulmakta. Bu durumun ayırımcılık yapmak amacı taflımadı¤ını belirten Straßburger, aksine uygun ve hemfikir olabilecekleri efl bulma iste¤inden kaynaklandı¤ını ifade ediyor. Straßburger, Almanya’da yaflayan genç Türklerin de¤er yargılarını dikkate alarak, Türkler ve Almanlar arasında, evlilik tutumlarıyla ilgili farklılıkları tespit etmeye çalıflıyor. Straßburger’e göre “Almanya’da kim hayatının kadını veya erke¤iyle tanıflmayı tesadüfe bırakmazsa, sosyal normların tersine tavır almıfl olur”. Alman gençlerinin böyle bir anlayıflı “modası geçmifl” olarak algılayaca¤ını belirten Straßburger, Türk gençlerinin ise kendi kararları ve ailelerinin yönlendirmesi arasında tezat görmediklerini ve ailelerinin talepleri ve kendi istekleri arasında orta bir yol bulmaya çalıfltıklarını ifade ediyor. Efl seçimi ile ilgili bu karmaflık durum, toplumlarda milli ve dini alanlarda nasıl ihtilaflara yol açtı¤ını ve bu ihtilafın ne derece yayıldı¤ını göstermektedir. Straßburger’un arafltırmasından çıkan sonuç ise “Evlilikler entegrasyonun göstergesi, ayrılı¤ın de¤il”. (www.igmg.de) 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr 12 Seite 12 DOSYA Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Okullardaki Müslüman Çocuklar Bilgiler ve Öneriler Müslüman çocukların okulla bütünleflmesi, e¤itim sisteminin ve toplumun karflı karflıya kaldı¤ı çözümü zor sorunlardan birini oluflturmaktadır. Çocukların gelece¤i için, okul, veliler ve toplum, bu süreçte sıkı bir iflbirli¤i içinde olmalıdır. Bunun için, çeflitli görüfller arasında eflitli¤i gözetici bir dengeye ulaflmayı sa¤layacak olan, birlikte kararlafltırılmıfl çalıflma planlarına ihtiyaç vardır. Afla¤ıdaki görüfl bildirisi, buna bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Spor ve Yüzme Dersi Spor dersi, okulun ö¤retim görevleri arasında yer almaktadır. Fakat bu ders sadece kız-erkek karıflık gruplarda verilirse, ergenlik ça¤ına gelen müslüman kız ö¤rencilerinin inancıyla çatıflabilir. Federal ‹darî Mahkemenin 25. 08. 1993 ((dosya no: 6 C 8.91) tarihli ilke kararına göre okul, imkanları dahilinde ve uygun olan bütün organizasyon gücünü sonuna kadar kullanarak, ergenlik ça¤ındaki kızlar için ayrı bir spor dersini düzenlemekle ve uygulamaya koymakla yükümlüdür. E¤er okul bu yükümlülü¤ü yerine getirmezse veya yerine getirecek durumda de¤ilse, devletin ö¤retim ve e¤itim göreviyle (anayasanın 7. maddesi, 1. paragrafı) inanç, vicdan ve iman etme hürriyetiyle ilgili hak (anayasanın 4. maddesi, 1. ve 2. paragrafları) arasındaki çeliflki, kız ö¤rencilerin inanç hürriyetine öncelik vermek suretiyle çözülür: Kız ö¤rencilerin ve velilerinin dinî sebeplerden dolayı inandırıcı bir flekilde talep etmesi halinde, kız ö¤rencilerin spor ve yüzme dersinden muaf tutulması zorunludur. Bununla birlikte sa¤lık, spor branflı, sosyal ve okulla bütünleflme bakımından bir ö¤rencinin dersten muaf tutulması ulaflılmaya de¤er bir amaç de¤ildir. Bu nedenle, bu sorunla karflı karflıya kalan okulların, bilinçli bir flekilde kız ve erkek ö¤rencilerin ayrı ayrı görece¤i bir spor dersinin düzenlenmesi için gerekli olan imkanları aramaları daha yerinde olacaktır. Kız ve erkek ö¤rencilerin birlikte katıldıkları bir spor dersi, en azından geliflim psikolojisi, pedagojik ve spor branflıyla ilgili sebeplerden dolayı sakıncalıdır. Örne¤in bayan spor ö¤retmenleri kızlara ders verirken, erkek spor ö¤retmenleri de erkek ö¤rencilere ders verebilir. Di¤er okulların bayan spor ö¤retmenleriyle iflbirli¤i yapılabilir. Ö¤rencilerin aynı mekanda birlikte dufl yapması da, müslüman kız ö¤rencileri için sık sık bir problem teflkil etmektedir. Kapatılabilir dufl kabinlerinin olmaması halinde, örne¤in dufl yerleri bir perde ile birbirin- den ayrılabilir. Dersten muafiyet dilekçesiyle ilgili bütün durumlarda, okulun kız ö¤rencilerle ve onların velileriyle birlikte, gerekli durumlarda dil ve din yönünden yardımcı oalabilecek bir kiflinin katılımını da sa¤layarak, prensip olarak tarafların kabul edebilece¤i bir çözüm bulması önemlidir. Sınıf Gezileri Birkaç gün süren sınıf gezileri, ö¤retici geziler ve okullara ait çocuk ve gençlik kampları, okulda verilen dersi tamamlarlar, e¤itim etkinliklerini zenginlefltirirler ve ö¤rencinin okulla bütünleflmesini desteklerler. Bunlar çocuklara yeni tecrübeler kazandırırlar ve topluma ait olma duygusunu gelifltirme amacı güderler. Bu nedenle bütün çocukların buna benzer okul etkinliklerine katılabilmesi gerekir. Müslüman velilerin, çocuklarının bu tür etkinliklere katılmasıyla ilgili çekinceleri olması halinde, önce ilgili çekincelerin sebepleri hakkında, gerekli durumlarda dil ve din yönünden yardımcı olabilecek bir kiflinin katılımını da sa¤layarak velilerle bir görüflme yapılmalıdır. Örne¤in sınıf gezileri pahalı ve veli bunu söylemeye utanıyor olabilir. Fakat dinî hususlar da sebep olarak ortaya konabilir (yemek, alkol tüketimi, kız ve erkek ö¤renciler arasındaki çok yakın iliflki ve benzeri). Çeflitli görüfller arasında eflitli¤i gözetici bir denge aranırken, özellikle velilerin çözüm önerileri hesaba katılmalıdır. Birçok okulda, okulun eski kız ö¤rencilerinin, müslüman annelerin, ablaların veya üniversiteli kız ö¤rencilerin gezilere katılımının, uygun bir çözüm yolu oldu¤u ortaya çıkmıfltır. Bunların refakatçi olarak, bütün kız ya da erkek ö¤renciler için etkinliklere katılımı yerinde olur. Cinsel E¤itim Dersin içeri¤inin ve sunufl metodunun, üreme ve cinsellik hakkında tarafsız bilgi verme sınırını aflması halinde, çocuklarının cinsel bilgi dersine katılmasını reddeden müslüman veliler vardır. Gerçi okul ilgili velilerin rızasını almadan cinsel e¤itim verebilir; fakat böyle bir ders çeflitli de¤er yargılarına açık olmalı, velilerin e¤itim hakkına ve cinsellikle ilgili oldu¤u ölçüde onların sahip oldu¤u dünya görüflüne saygı göstermelidir (Federal Anayasa Mahkemesi 47, 46, 69 ve devamı). Bu nedenle prensip olarak, veliler için uzun vadeli, büyük ölçüde dikkatli ve saygılı bir hazırlı¤ın yapılması gereklidir. Bu dersi verme yükümlülü¤ü okulun bir görevidir. Okulun bu görevi hakkında veliler bilgilendirilmelidir. Ö¤rencinin derse katılmaması okul tarafından mazeretsiz derse katılmama olarak de¤erlendirilir ve çocukların bafları düzeyinin düflmesine sebep olabilir. Ayrıca okul, okulda verilen cinsi bilgiler dersinin içeri¤i ve metodu hakkında velileri bilgilendirmekle yükümlüdür. Tüm tarafların kabul edebilece¤i çözümlerin bulunabilmesi için, velilerin e¤itimle ilgili amaçlarının, beklentilerinin itinalı bir flekilde iyice gözden geçirilmesi gereklidir. Veliler somut öneriler yapma imkanına kavuflarak, çekincelerinin nasıl ortadan kaldırılabilece¤ini gösterebilmelidir. Bizzat ö¤renciler de sınıf içinde isimlerini söylemeden çekincelerini ifade ederek, örne¤in çıplak insanları gösteren filmlerin ve foto¤rafların kullanımı konusunda, bu sürece dahil edilmeli. Kız ö¤renciler, kız ve erkek ö¤rencilerin birlikte ders görmesi halinde, cinsiyetle ilgili sorularını prensip olarak sadece kız ö¤rencilerin bulundu¤u homojen bir grupta sormayı ve ele almayı tercih edebilirler. Bu noktadan kalkarak somut öneriler getirilebilir, örne¤in çıplak insanların elden yapılmıfl resimlerinin kullanılması gibi. Her halükarda bu konuda, derste kullanılan dilin ve e¤itim araçlarının daha duyarlı olması gereklili¤ine a¤ırlık vermek gerekir. Anlaflmazlı¤ı Önleyici Tedbirler ve ‹flbirli¤i Yoluyla Müdahele Prensip olarak okulların, daha do¤rusu semtteki birkaç okulun birlikte hareket ederek, anlaflmazlıkları önlemek amacıyla, sistemli, uzun vadeli ve yürütülebilir bir iflbirli¤i a¤ını gelifltirmelerinin oldukça uygun oldu¤u ortaya çıkmıfltır. Bu a¤a sadece bilgi ve becerisi kanıtlanmıfl kiflilerin (örne¤in velilerin geldi¤i ülkelerin e¤itim sistemi ve dini hakkında bilgi sahibi olan iki dilli anadil ö¤retmenleri, aracı kifliler veya uzman din tems i l c i l e r i n i n ) d e ¤ i l , aynı zamanda prensip olarak müslüman velilerin de etkin bir flekilde ve sorumluluk üstlenerek katılmaları yerinde olur. Onlar, sadece ö¤retmenler, veliler ve ö¤renciler arasında önemli bir ba¤ oluflturmakla kalmamakta, aynı zamanda bu iliflkileri gelifltirme ve yo¤unlafltırma görevine de sahip olmaktadırlar. Böyle bir iflbirli¤i a¤ını (gerekirse anadilde) yürüyebilecek bir flekilde oluflturmak için, velilerin kendi hakları ve yükümlülükleri hakkında bilgilendirilmeleri gerekir. Acil anlaflmazlık durumlarında olaya yapıcı bir flekilde müdahele edebilmek için (örne¤in teneffüslerdeki sorunlu davranıfllar, ayrımcı hareketler), okullarda kavga ve tartıflma hakemli¤inin uygulanmaya konması önerilebilir. Bu hakemlikte çeflitli din ve kültüre mensup ö¤rencilere sorumluluk yükleyerek görev verilmelidir. Bundan baflka, örne¤in sosyal bilgiler, Almanca, ilgili din dersi ve anadil dersi gibi derslerdeki baflarılı tecrübelere dayanarak, ilgili anlaflmazlık konusu derste ifllenebilir ve uzman din temsilcileriyle birlikte bilgilendirme ve tartıflma etkinlikleri düzenlenebilir. Hessen Eyaleti’ndeki Islamforum’u destekleyenler: Christoph Baumann, E¤itim ve Bilim Sendikası, Hessen Eyaleti fiubesi, Frankfurt am Main Doçent Dr. Dorothea BenderSzymanski, Almanya Uluslararası Pedagojik Arafltırmalar Enstitüsü, Frankfurt am Main Dr. Yaflar Bilgin, Almanya Türk Vatandaflları Konseyi, Giessen Dr. Ansgar Koschel, Rabanus Maurus Katolik Akademisi, Frankfurt am Main Dr. Hüseyin Kurt, Diyanet Türk‹slâm Birli¤i, Frankfurt am Main Ramazan Kuruyüz, Hessen ‹slâm Cemaati, Giessen Dr. Jürgen Micksch, Groeben Vakfı ve Almanya Kültürlerarası Diyalog Konseyi Dr. Cornelia Siedlaczek, Katolik Yetiflkinler E¤itimi Kurumu, Frankfurt am Main Frankfurt am Main Hessen Eyaleti’ndeki Islamforum adlı organizasyon 13 Ekim 2003 tarihinde Frankfurt am Main’da kuruldu. Bu organizasyonda ‹slâmi grupların, Hristiyan ve Yahudi cemaatlerinin, toplumsal kurumların, bilim dünyasının ve Hessen’deki resmî ve yerel kurumların önemli flahsiyetleri iflbirli¤i içinde çalıflmaktadırlar. Bu görüfl bildirisinin Arapçaya ve Türkçeye tercüme edilmesi öngörülmüfltür. Bu görüfl bildirisini afla¤ıdaki adresten temin edebilirsiniz: Groeben-Stiftung , Goebelstr. 21, 64293 Darmstadt, Tel: 06151-33 99 71, Fax: 06151-3919740, E-mail: [email protected] Groeben Vakfı tarafından desteklenmektedir. Bu görüfl bildirisinin ço¤altılması serbesttir. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 13 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir 13 UZMANINDAN BLGLER HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 zine gideceklere önemli bilgiler 1. Yolculuktan önceki hazırlık 2. Yolculukta dikkat edilecek hususlar 3. Geri dönüte dikkat edilecek hususlar hsan GÜLER Sürücü Kursu Öretmeni [email protected] ok de¤erli Hayat yolcusu; ‹nsan Kâlû Belâ’dan Cennet veya Cehenneme kadar bir yolculuk içerisindedir. Bu yolculuk insan için çok zor ve meflakkatli bir ifl oldu¤unu siz sayg› de¤er okuyucular›m›z da bilmektesiniz bu uzun yolculuk içerisinde bir çok hayat var. Mesela, Ruhlar alemi, Ana rahmindeki yolculuk, Dünya Hayati, Kabir Hayat›, vs. Bizler Dünya hayat›ndaki bir yolculuk için bir sürü haz›rl›k yapar›z ve yapmal›y›z da bu haz›rl›k yolculu¤umuzun rahat, huzurlu, kazas›z belas›z ve çabuk geçmesi aç›s›ndan son derece önemli ve gereklidir. Yolculuk için çok çeflitli vas›talar oldu¤u gibi çok çeflitli yol güzergahlar› da vard›r. Her vas›ta ve güzergah için de ayr› ayr› haz›rl›k yap›lmas› gerekir. Biz bu say›m›zda yukar›da sayd›¤›m›z yolculuklardan sadece küçük bir nebzesine haz›rlanmak istiyoruz. ‹nsan her ne ifl yapmak isterse ilk önce yapaca¤› iç için kendisinde ihtiyaç belirir sonra ister daha sonra yapmak için niyet eder yani akl›ndan geçirir. Sonra planlar ve yapar. fiimdi biz Gurbetçilerin mutlak bir ihtiyac› vard›r: 1. Vatan hasreti gidermek 2. Akraba Ziyareti yapmak Ç 3. Kafa dinlemek, Enerji almak 4. Mal ve Mülk al›p satmak vs. 5. Vatan› ve içindeki mukaddesat› tan›mak. ‹flte biz bunlar› yapmak niyeti ile yolculuk haz›rl›klar›na bafllam›fl bulunuyoruz bir de bu niyete Allah r›zas›n› eklersek tüm yolculu¤umuz boyunca ibadet yapm›fl oluruz. De¤erli Okuyucular›m›z ‹lk kontrol edece¤imiz fleyler kendimizin ve Aile efrad›m›z›n Pasaportlar›, Kimlikleri, a) Oturum var m› b) Süresi yeterli mi c) Bofl sayfalar› var m› d) Geçece¤imiz ülkelere vize var m› e) (Auslandsfamilienkrankenversicherung (adac tavsiye edilir) f) Auslandskrankenschein (kendi sigortan›zdan alacaks›n›z) Ço¤u ülkelerde en az 3 ayl›k oturum baz› ülkelerde en az 6 ay oturum ve baz› ülkelerde vize flart› vard›r. Bunlar kontrol edilmesi gerekir. Ve baz› ülkelere Maut gereklidir. Bunlar› da burada Adac’den alman›zda fayda var. 2. Araban›zda kontrol etmeniz gerekenler a) Fahrzeugschein Ruhsat› (Dikkat kendi ad›n›za olmal› de¤ilse vekalet gerekli) b) Grüne kart›–sigorta Yeflilkart› (Dikkat Türkiye’nin tamam›nda geçerli mi) c) Araban›z› yolculu¤a haz›rlay›n - Frenlerini - Ifl›klar›n› - Sileceklerini - Lastiklerini - Sigortalar›n› - Suyunu - Ya¤›n› - Yedek lasti¤ini ve gereken aletleri - ‹lkyard›m çantas›, ikaz üçgeni, ikaz yele¤i (Dikkat Avusturya’da her kifliye mecburi her hangi bir kazada veya ar›zada giyilmesi gerekiyor. - Cezas› 50 ile 600 euro aras› imifl. Hepsini güzel bir kontrol ettirin. Eksikleri tamamlatt›r›n bu flekilde gereken tedbiri alm›fl olursunuz. 4. Seçti¤iniz güzergah› planlay›n a) Adac’ye üye olanlar Adac’den yol tarifi ve yol haritalar› albilirler. Üye olman›z› tavsiye ederiz. b) Bu ald›¤›n›z tarifi inceleyin ve özetini küçük bir ka¤›da yaz›n ve görebilece¤iniz yere as›n. c) Mesela: A 3 – München – A 3 Wien – Beograd – Zagrep vs. d) Yolculuk yapaca¤›n›z arkadafl›n›z› seçiniz ve kendisi ile anlafla¤›n›z flekilleri konuflunuz. e) Genelde yoruldu¤unuz saatlerde mola yap›n. f) Veya Trafi¤in çok yo¤un olaca¤› saatlerde mola yap›n. 5. Yükleyece¤iniz yük a) Araban›z›n müsadeli a¤›rl›¤›n› aflmay›n. b) Yükü sa¤lam ba¤lay›n ve sizi engellemesin. 6. Önemli Kurallar a) Kesinlikle uykusuz, hasta, rahats›z, yola ç›kmay›n. b) Yoruldu¤unuz zaman dinlenin, temiz hava al›n, egzersiz yap›n. c) Uykunuz geldi¤i vakit çekin müsait ve emniyetli bir yere uyuyun. d) Kesinlikle kahveye, çaya, Redbulla, ilaçlara güvenmeyin. Onlar belki uykunuzu kaç›r›r ama alg›- laman›z› yerine getirmez. Gözünüz aç›k uyursunuz haberiniz olmaz. e) Sürat tahditlerine uyunuz f) Tehlikeli ve riskli sollamalardan kaç›n›n. g) ‹leri görüfllü araç kullanmaya çal›fl›n. h) Di¤erlerinin yapabilece¤i hatalar› göz önünde tutun. i) Acele etmeyin j) Yan›n›zda bol sab›r götürün. k) Ecele de¤il izine gitti¤inizi unutmay›n ve rahat rahat gidin. l) Yolculu¤unuzu da izine dönüfltürün. m) Tatilinizi flehrinize gitmeden veya Almanya’ya dönüflte yap›n hem dinlenirsiniz hem de izninizi bölmezsiniz ve füzuli yolculuk yapmazs›n›z. 7. Emniyetle ilgili a) Pasaport ve önemli eflyalar›n›z› üzerinizde tafl›y›n veya iyi bir yerde saklay›n. b) Kesinlikle aç›kta çanta, telefon veya de¤erli eflyalar b›rakmay›n. c) Mola yapaca¤›n›z vakit yolcular›n çok oldu¤u yerde durun. d) Emniyetli yerleri seçin e) Hepiniz birlikte uyumay›n f) Transit geçilmesi gereken ülkelerde durmay›n, örne¤in Bulgaristan, S›rbistan, vs. Degerli okuyucular›m›z Mümkün oldu¤u kadar özetleyerek yazd›m teferruat›na girmedim böyle daha faydal› olur düflüncesi ile. Hepimize hay›rl›, rahat, huzurlu, çabuk, sevgi dolu ve mutlu yolculuklar dilerim. Güle güle gidin ve güle güle gelin. Belki yolda görüflürüz Fahrschule Güler Hay›rl› yolculuklar diler. Göçmenler medyadaki çarpık yayınların kurbanı Alman medyasında ayırıma tabi tutulmadan yapılan yayınlar göçmenler hakkında çarpık bir izlenim oluflturuyor. lman medyasında ayırıma tabi tutulmadan yapılan yayınlar göçmenler hakkında çarpık bir izlenim oluflturuyor. "Özellikle Hıristiyan kültürüne mensup olmayan göçmenlerle ilgili yayınlar ayırıma tabi tutulmuyor". Bu sözler bir tartıflma programına katılan Güneybatı Radyosu yaban- A cı sorumlusu ve Almanya Göçmen Konseyi üyesi Prof. Dr. Karl-Heinz Meier-Braun`a ait. Programda yabancıların hassasiyetlerini savunan Meier-Braun medyayı flu sözlerle elefltirdi "Yabancıların Alman toplumuna ve ekonomisine olumlu katkılarına medyada neredeyse hiç yer verilmiyor". Federal Yabancılar Konseyi Baflkanı Mehmet Kılıç, Alman medyasından göçmenler hakkında ayırıma tabi tutarak haber yapmalarını istedi. Kılıç, ayrıca radyo konseyinde göçmenler için bir temsilci bulunmasını talep etti. Aynı zamanda avukat olan Kılıç, Almanya’nın bir entegrasyon politikası olmaması nedeniyle, medyanın demokratik temel yapıları korumasının önemine de¤inerek sözlerine flöyle devam etti "Bütün gazetelerde ve radyo kurumlarında göçmenlerle ilgili uzman bir redaksiyon olmasından yanayım". 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 14 DOSYA 14 ıla, ulaflmak ve kavuflmak anlamlarındadır. Türkülere, fliirlere, hasret ve hüzün dolu sözlere konu olmufl; ana baba özlemi, vatan hasreti gibi duyguları yansıtan, biraz özlem biraz hasret ve bir iç çekifltir sıla… Rahim kelimesi ise, rahmetten gelir; rahmet, acımak ve flefkat duymak gibi anlamlar taflır. Sıla-i rahim ise akrabalık, hısımlık ve yakınlık gibi insanın seçimle elde etti¤i de¤il de kaderin biraraya getirdi¤i beflerî yakınlı¤ı ifade eder. Genel manada baktı¤ımızda ise sıla, akrabalara kavuflmak anlamında olup; flefkat, merhamet, yardım, görüflme ve ziyaret gibi manaları da içinde saklar. Sıla-i rahmin birçok ayet ve hadiste önemli farz ibadetlerin hemen arkasından anılması ise bu ibadetin önemini göstermektedir. O kadar öneme sahiptir ki, terkedilmesi büyük günahlardan sayılmıfltır. Bir Ayet-i Kerime’de Cenab-ı Allah: "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eflini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulundu¤unuz Allah’tan ve akrabalık ba¤larını kesmekten de sakının. fiüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa Suresi:1) diye buyururken; Peygamber Efendimiz ise hadislerinde flu ihtarları yapmaktadır: "Akrabalık ba¤larını görüp gözetmeyerek münasebetini kesen cennete giremez." (Riyazu’s-Salihin, bölüm 41, 339) Bir gün sabah namazından sonra ‹bn-i Mesud (ra) cemaatle otururken onlara "Sıla-i rahmi kesen kifliler Allah ile yemin veriyorumki, bizim yanımızdan kalksın! Çünkü biz Rabbimizi ça¤ırmak istiyoruz. Hal- S Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Akrabalara ve dostlara varmak... Sıla-i Rahim... buki göklerin kapıları sıla-i rahmi terkedenin önünde kapalıdır." (Hayatü’s Sahabe, cilt 3 ,sayfa 87) diyerek ça¤lar ötesinden bizleri uyarıyordu. Sıla-i rahim öyle bir ibadettir ki, ziyaret edene de edilene de manevî faydalar sa¤lamaktadır. Çünkü baflkalarıyla münasebet insan hayatına mana ve güzellik katar. iliflkiler arttıkça da manevî ba¤lar güçlenir, sevgiler artar ve fertler arasında bencillik ve yalnızlık gibi hisler de ortadan kalkmıfl olur. Peygamber Efendimiz de hadislerinde hem akrabalarımızı tanımamızı hem de sıla-i rahmin de¤eri hakkında flöyle buyuruyorlar. "Nesebinizden sıla-i rahim yapacaklarınızı ö¤renin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır."(Buharî, Edeb, 12) "Rızkının bol olmasını ve ömrünün uzun olmasını isteyen kimse akrabalarına ziyaret ve iyilikte bulunsun.(Riyazu’s-Salihin, bölüm 40, 319) ‹flte bu hadislerden de anlaflılaca¤ı üzere sıla-i rahimden flu hayırlı sonuçlar ortaya çıkar. Ömür bereketli olur. Öyle ki, kifli aynı zamanı yaflayana göre daha baflarılı ve hayırlı iflleri yapmaya muktedir olur. Yaflanılan zaman bereket kazanır. Allah’ın rızası kazanılır ve rızık bollaflır. Nesillere, ‹slamî yaflam tarzı örnek olarak ö¤retilmifl olur ki, büyükleri ziyaretlerde çocuklarımızı da beraberimizde götürmek onlara kültürümüzü ö¤retmenin en güzel yoludur. Yakınları, iyili¤i emretme ve kötülüklerden menetme adına yeni fırsatlar ortaya çıkar ki, bu konuda daha birçok sosyal fayda da sıralanabilir. Sıla-i rahimde dikkat edilecek olan bir konu da, sadece sürekli görüflülen akrabalar de¤il, ba¤larını koparan akrabalara karflı da bu görev yerine getirilmelidir. Peygamber efendimiz: "Akrabalarının gösterdi¤i ilgiye aynıyla karflılık vermek akrabalı¤ı gözetmek de¤ildir. Asıl akrabalı¤ı gözetmek, onlar münasebetlerini kestikleri zaman, onlarla ilgilenip münasebeti devam ettirmektir."(Riyazu’s-Salihin, bölüm 40, 322) diyerek bu alana da vurgu yapar ve böylece Resulullah bizleri uzak kaldı¤ımız ve kırgınlık yafladı¤ımız yakınlarımıza da sıla-i rahim yapmamızı teflvik eder. fiurası da hiç unutulmamalıdır ki, sıla-i rahim yaparak gönüllerini almakla zorunlu oldu¤umuz en yakınımız ise, bize ömürlerini feda eden anne ve babamızdır. Ayet-i Kerime’de buyruldu¤u gibi "Rabbin flöyle buyurdu: Allah’tan baflkasına ibadet etmeyin. Anaya babaya güzel muamele edin. fiayet onlardan her ikisi veya birisi yafllanmıfl olarak senin yanında bulunursa sakın onlara hizmetten yüksünme, "öff!" bile deme, onları azarlama, onlara tatlı ve gönül alıcı sözler söyle. fiefkatle, tevazu ile kol kanat ger onlara ve flöyle dua et: "Ya Rabbi, onlar küçüklü¤ümde nasıl beni ihti- Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN mamla yetifltirdilerse, ona mükâfat olarak Sen de onlara merhamet buyur!" (‹sra Suresi, 23-24) Yukarıda geçen ayet ve hadislerde görüldü¤ü gibi sıla-i rahim sürekli teflvik edilirken ‹slam düflünürleri de sıla-i rahimi derecelere ayırmıfllardır. En alt derecesi akrabalara karflı tatlı sözlü olmak, güler yüz göstermek, onlarla karflılaflıldı¤ında hal ve hatırlarını sormak, selamlaflmak ve onlar hakkında hayır dilemektir. Bir üst derecesi ise onların ziyaretlerine gitmek ve çeflitli konularda onların yardımına koflmaktır. Yani onlara zaman ayırmak, onları yoklamak ve ifllerinde yardımcı olmaktır. En önemli derecesi ise akrabaya malî olarak yardım ve destek sa¤lamaktır. fiu da bir gerçektir ki insanın iyilik yapması güzel bir haslettir, önce akrabaya yapılırsa bu daha güzeldir. Sıla-i rahmi, genel yapı içerisinde de düflünecek olursak; her tanıdık kifliye de bir vazife olarak görülmelidir. Bir Müslümana içten bir selam, yafllı bir insana yardım, küçük bir çocu¤a flefkat, sevinci tebrik, üzüntüyü teselli, adres soran bir kifliye yardımcı olmak, bir tebessüm ve bir nasihat bile sıla-i rahimdir. Yeter ki ilahî rahmet umut edilerek yapılsın. Son olarak flunu da hatırlatmayı sıla-i rahmin ehemmiyetine atfen zarurî görüyoruz. Artık bizler iletiflim dünyasının en genifl imkânları ile iç içe yaflıyoruz. Bahanelerin de¤il, imkânların sahipleriyiz. En uzak yakınımızın dahi bize sadece bir telefon kadar yakın oldu¤unu unutmamamız gerekir. Çünkü, uzaklarda birileri bizi bekliyor. Bekleyenler de, akrabalarımız, dostlarımız ve sevdiklerimiz. Entegrasyondan sorumlu Bakan Marieluise Beck "Vatandalıa alma yanlısı bir hava oluturulmalı” ntegrasyondan sorumlu bakan "Nasıl Alman olurum?" adlı yeni bir broflür hazırladı. Söz konusu broflürde vatandafllı¤a alınma sürecindeki uygulamalar hakkında bilgi veriliyor. Göç, mülteciler ve entegrasyondan sorumlu Bakan Marieluise Beck, kısa süre önce vatandafllık hukukuyla ilgili reformun, entegrasyon politikası açısından önemli bir adım oldu¤unu anlatmak amacıyla "Nasıl alman olurum?" adlı broflürün yeni baskısını kamuoyuna sundu. Beck yaptı¤ı açıklamada flu ifa- E delere yer verdi "Yeni vatandafllık yasası yürürlü¤e girdikten sonra befl sene içerisinde, reformdan önceki yirmi senelik dönemde gerçekleflenden daha çok vatandafllı¤a geçifl kaydedildi" Yasa de¤iflikli¤i ile bir milyonun üzerinde kifli, Alman vatandafllı¤ını elde etmifl oldu. Vatandafllı¤a geçenlerden yaklaflık 200.000’i Alman vatandafllı¤ını do¤um yoluyla elde etti. Beck ayrıca konuflmasında bunun hem hukuki entegrasyona önemli bir katkı hem de demokratik topluma politik katılımın sa¤lanması açısından önemli oldu¤unu ifade etti. Beck, entegrasyon politikasını sürdürece¤ini bildirdi. Entegrasyon politikası yolunda daha çok aktif olma konusunda ça¤rıda bulunan Beck, il ve ilçelerdeki sorumlulardan da eyaletlerdeki farklı uygulamaları da göz önüne alarak, vatandafllı¤a alma yanlısı bir hava oluflturulmasını talep etti. Beck bu çabalarıyla Alman vatandafllı¤ını elde etme konusunda toplumu bilgilendirmek ve bu yolla Alman vatandafllı¤ına geçiflin artmasını hedeflemekte. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 15 DOSYA Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 15 Hessen slam Cemaati/IRH Bakanı Ramazan Kuruyüz’ün Makalesi “nsan onuru dokunulmazdır. Müslümanlar da insandır ve onurları vardır.” essen Eyaleti’nde son günlerde Alman kamuoyu, bas›n ve medyas›nda büyük yank› uyand›ran, hepimizi do¤rudan veya dolayl› olarak etkileyen ve ilgilendiren önemli bir geliflme hakk›nda sizleri bilgilendirmek ve bunu sizlerle paylaflmak istiyorum. Bu önemli geliflmeyle ilgili olarak, Alman bas›n ve medyas›nda hergün haber, yorum ve röportajlar yay›nlanmakta iken, Türk bas›n› ve medyas› genel olarak maalesef duyars›z kalm›fllard›r. Adeta susturulmufl ve sindirilmifl bir görüntü vermektedirler. Böylece, Türk kamuoyu ve sizler, bu son geliflme ve haberlerden yoksun b›rak›lm›fl durumdas›n›z. Bu makalenin Türk bas›n›nda yay›nlanmas›n› ve böylece sizlere ulaflmay› ümit ediyorum. Son geliflmeyi daha iyi anlayabilmeniz ve yorumlayabilmeniz için, bu geliflmenin kayna¤› olan, bafllang›ç dönemine ve bugüne kadarki sürecine göz atman›n yararl› olaca¤› kanaatindeyim. Aran›zdan birço¤unun hat›rlayaca¤› gibi, Almanca ismiyle Islamische Religionsgemeinschaft Hessen/IRH olarak kamuoyunda tan›nan Hessen ‹slam Cemaati’ni, eyaletimizde bulunan cemaat ve cami derneklerinin büyük ço¤unlu¤unun kat›l›m›yla birlikte kurduk. Hessen ‹slam Cemaati’nin kuruluflu öncesinde, eyaletimizde aralar›nda çat› kurulufllar›n›n da yer ald›¤› 24 müslüman dernek ve teflkilat, Almanca ismiyle Islamischer Arbeitskreis Hessen/IAK olarak an›lan Hessen ‹slam Çal›flma Grubu’nu oluflturmufllard›r. Bir taraftan Eyalet Hükümeti, di¤er taraftan ‹slami cemaat ve kurulufllar ile yap›lan görüflmeler ve istiflareler sonucunda, Kas›m 1997‘de IRH kurulmufltur. IRH, IAK’dan farkl› olarak, birey- H lerin/kiflilerin üyeli¤inden oluflmaktad›r. Eyalet düzeyinde bugün yaklafl›k 11.500 üyesi bulunan IRH, birçok cemaat, millet ve rengin bulufltu¤u ümmet mozayi¤ini sergilemektedir. IRH, sizlerin, bizlerin, hepimizin çocu¤u ve ortak emeklerimizin ürünüdür. Baflta selefim ve ilk baflkan, Suriye as›ll› Amir Zaidan ve baflkan yard›mc›s›, Alman bac›m›z Karola Khan olmak üzere, IRH’n›n kuruluflundan bugüne kadar eme¤i geçen tüm cemaatlere ve kardefllerime en içten duygular›mla teflekkür ederim. Allah, tüm bu kardefllerimden ve hepinizden raz› olsun (Amin). Kuruluflundan bugüne kadar IRH, Hessen Eyaleti’nde yaflayan üyelerinin ve tüm müslümanlar›n, toplum hayat›n›n her alan›nda önem tafl›yan dini ihtiyaçlar›, anayasal haklar› ve eflit muamele görmeleri yönünde tüm gücüyle mücadele etmektedir. IRH’n›n bu alanlarda yapt›¤› hizmetler, çal›flmalar ve projeler, Almanya’da bulunan bu konularla ilgili tüm dini, siyasi, toplumsal ve akademik kurum ve kurulufllar taraf›ndan dikkatle izlenmekte ve takdirle karfl›lanmaktad›r. IRH, Hessen’de ve Almanya’da ‹slam’›n art›k bir yabanc› unsur olarak alg›lanmamas›na ve bu ülkenin önemli bir gerçe¤i olarak kabul görmesine, k›sa zamanda önemli katk›lar sa¤lam›flt›r. Ancak, müslümanlar›n anayasa ve kanunlar›n kendilerine de tan›d›¤› haklar› ve eflit muamele görmeleri yönündeki talepleri, devlet kurumlar› taraf›ndan sürekli olarak ayr›mc› muameleye tabi tutulmakta ve müslümanlar ma¤dur edilmektedir. Hessen Eyalet Hükümeti’nin müslümanlar›n anayasal haklar›na yönelik ayr›mc› politikalar yürütmesi sonucunda, müslümanlar anayasal ve kanuni haklar› için maalesef s›k s›k hukuki mücadele yapmak ve mahkemelere müracaat etmek zorunda b›rak›lmaktad›rlar. (Örne¤in ‹slam din dersi, floksuz kurban kesimi ve baflörtüsü gibi). Siyasi irade taraf›ndan birçok alanda anayasal ve kanuni haklar› verilmeyen ve reddedilen müslümanlar, bu haklar›n› hukuk yolu ve mahkemeler kanal›yla kazand›klar›nda, demokratik bir hukuk devleti olan bu ülkede, sadece müslümanlar› bu haklardan mahrum b›rakmak üzere kanunlar de¤ifltirilmeye veya yeni kanunlar ç›kar›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu hükümet, „entegrasyon" kavram›ndan sadece Almanca’n›n ö¤renilmesini anlamaktad›r. Y›llardan beri „entegrasyon" propagandas› yapan Hessen Eyalet Hükümeti, bu kavram›n ya anlam›n› bilmemekte, ya da bildikleri halde müslümanlar› asimile etme amac› gütmektedir. Bu hükümetin „entegrasyon" politikas›n›, Almanca’da yer alan flu atasözü çok güzel tarif etmektedir: „Su üzerine vaaz ederler, ama flarap içerler." Gerçek anlam›, bu ülkenin bir parças› olmak ve bu ülkenin ço¤unluk toplumuyla bütünleflmek anlam›na gelen „entegrasyon", ancak müslümanlar›n ve di¤er az›nl›klar›n da eflit haklara sahip olmas› ve eflit muamele görmesiyle mümkündür. Biz müslümanlar›n anayasal ve kanuni haklar›m›z için yapt›¤› toplumsal, siyasi ve hukuki mücadelesine karfl›, Eyalet Hükümeti ve devlet kurumlar›, y›llardan beri, sesimizi kesme, sindirme, korkutma, engelleme, d›fllama ve afla¤›lama gibi her tür hukuk d›fl› yöntem ve yollara baflvurmaktad›rlar. Özellikle “11 Eylül 2001” tarihinden sonra, Avrupa ülkelerinde, müslümanlara yönelik bir cinnet politikas› yürütülmektedir. Hessen Eyalet Hükümeti, bu konuda bafl› çekmektedir. Hessen’de yaflayan müslümanlara yönelik önyarg›l›, peflin hükümlü, flüpheci, suçlay›c›, ayr›mc› ve sindirme yaklafl›mlar› içeren politikalar gittikçe t›rmanmaktad›r. Bununla ilgili birkaç somut örnek verebiliriz: Camilere yönelik sorumsuzca yap›lan polis bask›nlar›, yüksekokul ve üniversitelerde müslüman ö¤rencilere yönelik fiflleme uygulamas›, baflörtülü müslüman bayan ö¤retmen ve memurlara yönelik meslek yasa¤› ve anayasayan›n eflitlik ilkesine ayk›r› ayr›mc› uygulama, vatandafll›k ve yabanc›lar dairelerinin vatandafll›k ve oturum ifllemlerinde müslümanlara yönelik onur k›r›c› muameleleri, birçok devlet kurumunda baflörtülü müslüman bayanlardan baflörtüsüz resim talepleri ve buna yönelik bask›lar, floksuz kurban kesim hakk›n›n kanuna ayk›r› bir flekilde sürekli geri çevrilmesi ve bu konuda ç›kar›lan zorluklar ve müslüman dernek ve teflkilatlar›n toplumdaki imaj ve görüntülerini bozmaya yönelik, iftira ve yanl›fl bilgilerle dolu anayasay› koruma dairesi raporlar›... Hessen Anayasay› Koruma Dairesi Baflkan›, daha da ileri giderek, yetki ve sorumluluklar›n› aflarak ve anayasan›n tarafs›zl›k ilkesini çi¤neyerek, ‹slam’› afla¤›lay›c› ve hakaret dolu yay›nlar yapabilmektedir. Yay›nlar›nda ve konuflmalar›nda, ‹slam Dini’ni gerici ve Hristiyanl›k Dini’ni ilerici ve modern bir din olarak tan›mlama cüretini gösterebilmektedir. Baflbakan Roland Koch’un baflkanl›¤›ndaki Hristiyan Demokrat Partisi/CDU Hükümeti’nin kendisine verdi¤i deste¤e dayanarak, bu cüreti gösterdi¤i aflikard›r. Hristiyan Demokrat Partisi/CDU Eyalet Parlamentosu Grubu E¤itim ve Kültür Sözcüsü Hans Jürgen Irmer, kendisine ait ve CDU’nun yay›n organ› niteli¤indeki Wetzlar Kurier Gazetesi’nde, y›llardan beri, ‹slam Dini ve müslümanlara karfl› ›rkç› ve düflmanca yay›nlar yapabilmekte ve devletin yetkili kurumlar› buna karfl› duyars›z kalmaktad›r. Gazetenin Ocak 2005 nüshas›nda, terörün, Kur’an ve ‹slam’dan kaynakland›¤›n› iddia eden bir kitab›n reklam›na yer verilmifl ve bu hakaretin propagandas› yap›lm›flt›r. Devletin yetkili kurumlar›, bas›n ve düflüncenin ifade edilmesi özgürlü¤ünün s›n›rlar› konusunda, her zaman oldu¤u gibi, burada da çifte standartlar›n› uygulamaya devam etmifllerdir. Adeta bu ülkede, ‹slam’a ve müslümanlara yönelik bas›n yoluyla hakaret ve ›rkç› yay›n, devletin korumas› ve güvencesi alt›nda yap›l›r hale gelmifltir. IRH, kuruluflundan bugüne kadar, yukar›da sayd›¤›m tüm bu olaylara, onur k›r›c› politika ve muamelelere karfl›, bütün gücüyle ve her yerde karfl› durmufl, mücadele etmifl ve giriflimlerde bulunmufltur. Müslümanlar›n devlet kurumlar›nda u¤rad›klar› onur k›r›c› muameleleri, her yerde ve her zaman dile getirmifl ve bunlar›n ortadan kalkmas› için y›lmadan gayret etmifltir. IRH, tüm bu politikalar karfl›s›nda asla duyars›z kalmam›fl, susmam›fl ve susturulamam›flt›r. Hessen Eyalet Hükümeti, IRH’y› susturmak ve sindirmek için her tür metoda baflvurmufl ve baflar›s›z kalm›flt›r. Son olarak, Hessen ‹çiflleri Bakan› Volker Bouffier ve Anayasay› Koruma Dairesi Baflkan› Lutz Irrgang, 31. May›s 2005 tarihinde yapt›klar› bas›n toplant›s›nda, 2004 Anayasay› 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr 16 Koruma Raporu’nu kamuoyuna tan›tm›fllard›r. Eyalet Hükümeti, ilk defa IRH’y› da bu rapora alarak, sindirme, korkutma ve susturma politikas›na yeni bir boyut kazand›rm›flt›r. IRH’n›n Hessen ve Almanya düzeyindeki imaj›na, özellikle temyiz mahkemesi aflamas›ndaki ‹slam Din Dersi davas›na, müslüman bayan ö¤retmen ve memurlara yönelik ç›kar›lan baflörtüsü yasa¤› kanununa karfl› yapt›¤› onurlu mücadeleye, Almanya düzeyinde tüm müslüman kurulufllar›n tek bir çat› alt›nda toplanmalar› ve birleflmeleri yönünde yapt›¤› ve büyük katk›da bulundu¤u geliflmelere ve müslümanlar›n bu ülkede onurlu ve eflit muamele gören vatandafllar konumuna gelmesi yönünde yapt›¤› tüm çal›flmalara darbe vurmak üzere, raporda IRH’n›n anayasa düflman› bir kurulufl oldu¤u iddia edilmifltir. Bu rapor ve iddialar, tamamen as›ls›z ve politik amaçl›d›r. Raporda yer alan iddialara yönelik, Anayasay› Koruma Dairesi ve Hessen ‹çiflleri Bakanl›¤› aleyhine önümüzdeki günlerde dava açaca¤›m›z› kamuoyuna duyururuz. Bu raporla bizi susturaca¤›n› ve sindirece¤ini zanneden hükümet, yan›lmaktad›r. Onurlu mücadelemize bütün gücümüzle devam edece¤iz. Bizi sindiremediler ve asla sindiremeyecekler. Tüm bu görüfllerimizi ve tavrimizi, 15. Haziran 2005 tarihinde yapt›¤›m›z bas›n toplant›s›yla kamuoyuna duyurduk. Alman medyas› ve bas›n kurulufllar›, 15 gündür bununla ilgili haber, yorum ve röportajlar yay›nlamaktad›r. ‹lk defa, müslüman bir kuruluflun onurlu mücadelesi ve görüflleri bu yo¤unlukta Alman medyas›n› ve bas›n›n› iflgal etmektedir. IRH, Alman kamuoyunun gündemine yerleflmifltir. Türk medyas› ve bas›n› ise, maalesef Türk kamuoyunu bilgilendirme konusunda duyars›z ve etkisiz kalm›flt›r. Bugüne kadar, müslümanlara yönelik onur k›r›c› muamelelere karfl› duyars›z kalan ya da yeterince net tepki göstermeyen siyasi partiler, kilise yönetimleri, sivil toplum ve insan haklar› kurulufllar›, ilk defa aç›k tepki göstermeye bafllam›fllar ve IRH’ya destek mesajlari yay›nlam›fllard›r. Bunlar, yukar›da sayd›¤›m tüm olumsuzluklara ra¤men, müslümanlar›n bu ülkedeki gelecekleri aç›s›ndan önemli ve sevindirici geliflmelerdir. Almanya tarihinde belki de bir ilk yaflanmaktad›r: Siyasi otorite ve hükümete ra¤men, müslümanlar›n onurlu mücadelesine sahip ç›kan sesler yükselmeye bafllam›flt›r. Bu seslerin yük- Seite 16 DOSYA Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 selmesinin ard›nda, IRH’n›n gösterdi¤i cesur ve onurlu duruflu yatmaktad›r. IRH Baflkan› olarak, bas›n toplant›s›nda kamuoyuna yapt›¤›m tarihi aç›klama, gündeme oturmufltur. Bas›n toplant›s›nda, Hessen Eyalet Hükümeti’nin müslümanlara yönelik onur k›r›c› politikalar›n› protesto etmek üzere, ‹slam Din Dersi ile ilgili olarak Hessen E¤itim Bakanl›¤› aleyhine açt›¤›m›z ve Anayasay› Koruma Dairesi Raporu ile ilgili olarak da Hessen ‹çiflleri Bakanl›¤› aleyhine açaca¤›m›z davalar›n ard›ndan, Almanya’y› terk ederek Türkiye’ye dönece¤imi kamuoyuna ilan ettim. Emeklili¤e kadar süresiz ö¤retmenlik sözleflmemi ve bu ülkedeki süresiz oturma iznimi fesh edece¤im. Bu karar›mla ve ad›m›mla, bu ülkede ‹slam’a ve müslümanlara yönelik ›rkç› politikalara rest çekiyor ve müslümanlar›n da onurlar› oldu¤unu ilan ediyorum. Müslümanlar dilenci de¤ildir ve dilenci muamelesine tabi tutulamaz. Müslümanlar, bu ülkeye muhtaç zavall›lar konumuna düflürülemez. Bu tepkim ve protestom, Almanya’da yaflayan tüm müslüman kardefllerimin onurunu koruma ad›na, tafl›d›¤›m sorumluluk ve baflkanl›k görevinin bir gere¤i ve sonucu olarak alg›lanmal›d›r. Bununla kamuoyuna ve insan haklar› savunucular›na, Alman Anayasas›’n›n ve Birleflmifl Milletler Sözleflmesi’nin girifl bölümünde yer alan flu mesaji vermek istiyorum: “‹nsan onuru dokunulmazd›r.” Müslümanlar da insand›r ve onurlar› vard›r!!! Bu karar›m ve att›¤›m ad›m, sizleri ümitsizli¤e itmesin. Onurlu görevim ad›na, gerekli bir ad›md›. Bu ülkedeki politikalar›n de¤iflmesine katk›da bulunaca¤›na inan›yorum. Sorumlulu¤unu tafl›d›¤› insanlar›n s›k›nt› ve problemlerini yüre¤inde hisseden bir baflkan›n, gerekti¤inde kendinden fedakarl›k yapabilmesi önemlidir. Bu sorumlulu¤u tafl›yan bir baflkan olarak, kendi menfaatlerimi düflünmem ve duyars›z kalmam mümkün de¤ildir. Zulme ve haks›zl›klara karfl› susamam ve kay›ts›z kalamam. Hayat›m boyunca, hiçbir millet, din ve mezhep ayr›m› yapmaks›z›n, tüm mazlumlar›n ve az›nl›klar›n hakk›, hukuku ve onuru için mücadele ettim ve nerede olursam olay›m yine inflaallah mücadeleye devam edece¤im. Asla çifte standartl› davranmad›m. Kendi insanlar›m›z için istediklerimi, tüm insanlar için de istedim. Sevgili Bac›lar›m, Kardefllerim, Arkadafllar›m ve Dostlar›m! Baflla- r›n›z dik, al›nlar›n›z aç›k ve duruflunuz sa¤lam olsun!!! Korkmay›n, kendinizi sindirtmeyin ve ümitsiz olmay›n! Bizler sa¤lam durursak ve dayan›flma içinde olursak, bu ülkede müslümanlar ve az›nl›klara yönelik ›rkç› politikalar de¤iflmek zorunda kalacakt›r. Eyalet Hükümeti’nin IRH’ya yönelik sindirme operasyonu ve buna karfl› Alman medyas›n›n ve önemli kurulufllar›n›n gösterdikleri tepkiler, IRH’n›n bugüne de¤in Almanya çap›nda yapt›¤› önemli hizmetlerin ve çal›flmalar›n sonucu ve aç›k göstergesidir. Kuruluflumuzdan itibaren y›llard›r büyük fedakarl›klar içinde, s›n›rl› maddi imkanlar›m›zla ve tamamen fahri konumda yapt›¤›m›z önemli çal›flmalar, Almanya’n›n siyasi, idari, hukuki, akademik, dini, kültürel ve medya kurum ve kurulufllar›nca dikkatle takip edilmekte ve takdirle karfl›lanmaktad›r. Tüm bu gerçeklere ra¤men, sizlere, müslüman cemaatlerin tabanlar›na ve müslüman kamuoyuna çal›flmalar›m›z›n yeterince ulaflt›r›lmad›¤›, duyurulmad›¤› ve bazen de baz› kifli ve kurumlarca engellendi¤ini gözlemlemekteyiz. Her y›l en az iki defa, Hessen Eyaleti’ndeki tüm cemaatlerin yönetim kurullar›n› önemli konular ve geliflmeler üzerinde bilgi al›flveriflinde bulunmak üzere toplant›lara davet etti¤imiz ve s›k s›k mektuplarla bilgilendirdi¤imiz halde, maalesef bunlar›n ço¤u zaman tabanlara ulaflt›r›lmad›¤›na flahit olmaktay›z. IRH’n›n her yönetim kurulu seçimi öncesinde birçok cemaatin eyalet baflkanlar›yla biraraya gelerek, teklifler ald›¤›m›z ve içinizden baz› kardefllerimizin yönetim kurulumuzda yer almalar›na ra¤men, karfl›l›kl› bilgi al›flveriflinde gereken özenin ve sorumlulu¤un yeterince yerine getirilmedi¤ini görmekteyiz. Bu konuda, defalarca görüflmeler yapmama ve sorumluluklar›n ciddiye al›nmas› yönünde uyar›larda bulunmama ra¤men, birçoklar› taraf›ndan gereken özen gösterilmemifltir. Gece gündüz demeden, sizlerin sorunlar› ve menfaatleri için ömrü yollarda, toplant›larda, mahkemelerde ve dosyalar›n ve yaz›flmalar›n aras›nda geçen bir kardefliniz olarak, zaman›n yetersizli¤i sebebiyle aran›zda s›k s›k bulunamad›m ve baflkan olarak sizleri ziyaret edemedim. Bazen de sizleri k›rm›fl ve üzmüfl olabilirim. Hepinizden özür diliyor, hakk›n›z› helal etmenizi istir- Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN ham ediyorum. ‹nsani günah ve kusurlar›ma ra¤men, birfleyin hepiniz taraf›ndan tam olarak bilinmesini istiyorum: ‹slam’›n ve sizlerin onurunu ve hakk›n› elhamdulillah hiçbir yerde ve asla satmad›m, ezilmedim, ezdirmedim, bükülmedim, sinmedim, sindirilmedim, hükümet ve siyasilere kukla ve alet olmad›m. Asla kendi menfaatlerim için mücadele etmedim, sizlerin sorun ve menfaatlerini her fleyin üzerinde tuttum. Sizlerin s›rt›ndan kendime asla menfaat sa¤lamad›m. Maddi ve manevi tüm imkanlar›m›, çocuklar›m›z›n ve gençlerimizin e¤itimi ve sizlerin hizmetinde harcad›m. Allah’a flükürler olsun ki, aln›m aç›k ve onurlu bir flekilde, tek bir kurufl yat›r›m›m olmadan, izzetle bu ülkeyi terkedece¤im. Bu ülkeyi terkederken bana en çok ac› verecek olan fley, aralar›nda hiçbir ayr›m yapmadan can›mdan çok sevdi¤im ö¤rencilerimden ayr›lmak ve onlar›n bu ülkedeki e¤itim ve ö¤retimlerine art›k katk›da bulunamayacak olmamd›r. Hessen Eyaleti’ndeki 14 y›ll›k ö¤retmenlik hayat›mda, ö¤rencilerim aras›nda hiçbir ayr›m gözetmeden, onlar›n okul ve meslek hayatlar›nda baflar›l› olmalar› için ö¤retmenlik mesle¤imi ibadet ruhuyla yapt›m ve tüm sorunlar›n›n çözümünde onlara gücümün yetti¤i ölçüde destek olmaya özen gösterdim. Ö¤rencilerim, benim çocuklar›m oldu. Tüm IRH üyelerinden ve müslüman cemaatlerden tek bir ricam var: Sizler için büyük fedakarl›klarla çal›flan IRH’y› bu zor günlerinde yaln›z b›rakmay›n! Maddi ve manevi dayan›flma gösterin! Onurlu mücadelemize katk›da bulunun! Kahramanlar üretip, sonra da onlar› cephede yaln›z b›rakmay›n! IRH’y› yaflat›n, ta ki sizler için mücadeleye devam edebilsin! Sizleri, bu zor günlerimizde IRH’ya ba¤›fl kampanyas›na davet ediyorum. Her kuruflunuz, sizlerin bu ülkedeki hakk›, hukuku ve hizmeti için harcanmaktad›r. Ba¤›fllar›n›z› afla¤›daki hesaba banka havalesiyle yapabilirsiniz: Volksbank Giessen, Kontonummer: 564206, BLZ: 513 900 00 Allah’a emanet olun ve hakk›n›z› helal edin! Selam ve Hürmetlerimle Ramazan Kuruyüz IRH / Hessen ‹slam Cemaati Baflkan› 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 17 ÖZEL KÖE Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 17 Hz. Peygamberin (s.a.v.) ölüm telakkisi Ahmet ÖZDEN [email protected] ayat ne kadar gerçekse ölüm de o kadar gercektir. Fakat insano¤lunun hayatına bakıldı¤ında sanki diliyle söyledi¤i halde yaflantısıyla "Hayat gerçek, ama ölüm yalan" görüntüsü veriyor. ‹fllerine bakıyorsunuz, hiç de bir gün ölecek insanın ifllerine benzemiyor. Rabbimiz bu gerçe¤i ne de güzel ifade buyuruyor: "Öyle binalar ediniyorsunuz ki, sanki içinde ebedi kalacaksınız" (fiuara: 129) Her gece bir ölüm, her sabah bir dirilifltir. Uyku ölümün kardeflidir, ölmenin provasıdır. Gündüz yaflar, gece ölür, sabah yine diriliriz. Tıpkı kıfltan sonra baharın gelifli ile tabiatın dirildi¤i gibi. Ölüm, kendisinden kaçıfl olmayan ve her canlı varlı¤ın tadaca¤ı bir sondur. Rabbimiz buyurur: "Her nerede olursanız olun ölüm sizi gelip bulur, sarp ve sa¤lam kaleler içinde olsanız bile." (Nisa: 78) ve "Her nefis ölümü tadacaktır." (Al-i ‹mran: 185) Ayet-i Kerimeleri bunu açık ve net bir flekilde ifade etmektedir. Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm Ölümsüzlü¤ü tattık bize ne yapsın ölüm. Ünlü düflünür Montaigne: "Bütün günler ölüme do¤ru gider; son gün varır. Ölümün bizi nerede bekledi¤i belli de¤il, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim," der. Ölümden kaçıfl mümküm olmadı¤ına göre; ölüm ve sonrası için hazırlıklı olmak, gerekir. Her konuda oldu¤u gibi bu konuda da Peygamberimiz bizlere yol göstermektedir. "A¤ızların tadını bozan ölümü çok anın..." (Tirmizi, Neseî) Yine ‹bn-i Ömer (ra) anlatıyor: "Resulullah (s.a.v) ile birlikte idim. Ensardan bir zat gelerek Resulullah’a selam verdi. Sonra da: "Ey Allah’ın Resülü! Mü’minlerin hangisi en faziletlidir?" diye sordu. Resulullah (sav): "Huyu en iyisidir!" buyurdular. Adam: "Mü’minlerin hangisi en akıllıdır?" diye sordu. Resulullah: "Ölümü en çok hatırlayandır ve H ölümden sonrası için en iyi hazırlı¤ı yapandır. ‹flte bunlar en akıllı kimselerdir" buyurdular. ‹slam inancına göre Ölüm yokluk de¤il, Yüce Dosta/Allah’a kavuflmadır. Hz. Peygamber: "Allah`ım ölümün fliddet ve sıkıntılarına karflı bana yard›m et ve beni Refik-i A`la`ya ilet (Beni Yüce Dosta kavufltur) buyurmaktadır. (Tirmizi, ‹bn-i Mace) Yine Hz. Peygamber ölümü temenni etmememizi ancak mecbur kalındı¤ında flu flekilde hareket etmemizi tavsiye etmektedir. Hz. Enes (r.a) anlatıyor: "Resûlullah(sav) flöyle buyurdular: "Sizden hiç kimse, maruz kaldı¤ı bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari flöyle söylesin: "Rabbim, hakkımda hayat hayırlı ise beni yaflat, ölüm hayırlı ise canımı al!" (Buharî, Müslim) Ölüm hadisesiyle karflılaflan kimsenin ‹stirca da bulunulmasını yani; "Herhangi bir kulun baflına bir musibet gelir de" biz Allah’dan geldik Allah’a dönece¤iz. Allah’ım baflıma gelen musibetin ecrini ver ve bana bundan daha hayırlısını lutfet" diye dua edilmesini istemektedir. Ölenlerin arkasından Sevgili Peygamberimiz de üzülmüfl ve a¤lamıfltır. Hayatta en büyük yardım ve himayesini gördü¤ü amcası Ebu Talib`in ölümüne Rasulullah (sav) çok üzülmüfltü. Yalnızca ölümüne de¤il, onun inkar üzere ölmesine daha da çok üzülmüfltür. Kısa bir süre sonra, yirmibefl yıllık hayat arkadaflı, Peygamberli¤ini ilk tasdik eden, herkesin kendisini horlayıp dıflladı¤ı bir dönemde, bütün malını mülkünü O’na ve O’nun kutlu davasına seferber eden asil kadın Hz. Hatice de vefat edince Hz. Peygamberin üzüntüsü daha da artmıfltı. Hatta Rasulullah o yılı: "Hüzün Yılı" olarak adlandırdı. O, çocuklarının annesi, tevhid mücadelesinde herkesin terk edip yüz çervirdi¤i günlerde, güzel ve yerinde nasihatları ile O’nu teselli edip huzura kavuflturandı. Bu sebeple Hz. Peygamber ondan razı ve hoflnut idi. Onun sa¤lı¤ında baflka bir kadın ile evlenmedi. Onu daima güzellikle hatırlar ve ona dua ederdi. Kadınlık gayreti ile Hz. Aifle: "Ey Allah’ın Rasulü, daima Hatice’yi hatırlıyorsunuz. Hatice dul ve ihtiyar bir kadındı. Yaflını baflını almıfl, a¤zında difl kalmamıfltı. Allah, sana ondan daha hayırlısını verdi. Elbette beni ondan daha çok seversiniz de¤il mi?", deyince, Allah’ın elçisi: "Hayır! Allah’a yemin olsun ki, bana ondan daha hayırlı bir kadın müyesser olmadı. Kimse beni tasdik etmezken, o beni tasdik etti. Baflkaları beni mahrum ederken, o malını verdi. Benim, ailemde yalnız bir dostum vardı o da Hatice idi", diye vevap verdi. (Müsnet, Ahmet b. Hambel) Hz. Hatice vefat etti¤inde onu kendi elleriyle defnetti. Daha sonraları sık sık mezarlı¤a gidip onun kabrini ziyaret ederek ona dua ederdi. Allah’ın Rasulu ömür boyu Hz. Haticeyi hep hayırla yad edib, dostlarına ikram etmifltir. Ona olan sevgi ve muhabbeti hiç bir zaman eksilmemifltir. Allah’ın Rasulu vefada, sevgi ve flefkatte zirve insandı. Enes bin Malik anlatıyor: "Rasulullah (sav)’le birlikte ruhunu teslim etmek üzere olan o¤lu ‹brahimin yanına girince, gözlerinden yafllar boflanmaya baflladı. Bunun üzerine, Abdurrahman ‹bn-i Avf: "Ey Allah’ın Rasulu! Siz de mi a¤lıyorsunuz ?", diye sordu. Hz. Peygamber ona; "Ey ‹bn-i Avf ! Bu gördü¤ün gözyaflları Rahmet ve flefkat eseridir" cevabını verdi. Sonra flunları ilave etti: " Göz yaflarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak Rabbimizin razı olaca¤ı sözleri söyleriz. Ey ‹brahim! Seni kaybetmekten dolayı gerçekten üzgünüz" buyurdu. (Buhari, Müslim) Bu Hadis-i flerifte görüldü¤ü gibi, cenazenin ardından gözyaflı dökmek, sevgi ve merhametin ifadesidir. Rasulullahın men etti¤i a¤lama flekli ise ba¤ırıp ça¤ırarak, saç bafl yolarak, a¤ıt yakarak, isyan dolu a¤lamadır. Yine Enes ibni Malik’den rivayet edildi¤ine göre, Nebi (sav), çocu¤unun mezarı baflında ba¤ıra ba¤ıra a¤layan bir kadının yanından geçti. Ona: "Allah’tan kork ve sabret!" buyurdu. Kadın: -"Çek git baflımdan; zira benim baflıma gelen felaket senin baflına gelmemifltir", dedi. Kadın Hz. Peygamberi (sav) tanıyamamıfltı. Kendisine onun Peygamber oldu¤unu söylediler. Bunu duyar duymaz Peygamberin (sav) kapısına kofltu (özür beyan etmek üzere Hz. Peygambere): "Sizi tanıyamadım", dedi. Peygamber de: "Sabır dedi¤in, felaketle karflılafltı¤ın ilk anda dayanmaktır", buyurdu. (Buhari, Müslim) Rasulullah (sav) kadının içinde bulundu¤u halet-i ruhiyeyi dikkate alarak üstelemeden yoluna devam edip gidiyor. fiayet üsteleyecek olsa kadın daha a¤ır ve aflırı sözler söyleyecek ve tehlikeli bir duruma düflecekti. Müslümanın imandaki olgunlu¤u biraz da ölüm olaylarına gösterdi¤i sabırla ölçülür. Halkın, özellikle de kadınların, ölene a¤ıt yakarak a¤lamaları, hüner ve marifet de¤ildir. Asıl marifet; o acılı ânı, kadere rıza göstererek atlatmaktır. Böyle anlarda insanı bekleyen tehlike, yukarıdaki hadisde görüldü¤ü gibi, Peygamberi ve hatta Allah Teâlâyı red anlamına gelecek sözler sarfetmektir. Zira üzüntü anında insanın direnci zayıf oldu¤u için, a¤zından çıkan sözleri kontrol etmesi fevkalade güçtür. Böylesi hallerde olgun Mü’minler: "‹nnâ lillahi ve ‹nnâ ‹leyhi Raciuun." "Biz Al- lah’tan geldik yine ona dönece¤iz", diyerek teslimiyet gösterir ve sabrederler. Üsame ‹bni Zeyd (ra) flöyle demifltir: Rasulullahın kızlarından Zeyneb, Nebî (sav)’e adam göndererek, çocu¤unun ölmek üzere oldu¤unu haber verdi. Rasulullah (sav) haber getiren kimseye: "Ona dön ve flunu bildir ki, alan da, veren de Allah’tır. Onun katında her fleyin belli bir eceli vardır. Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin’’ buyurdu: Hz. Peygamberin bu tavsiyesi üzerine Hz. Zeyneb babasına: Ne olur, mutlaka gelsin, diye tekrar haber yolladı. Bu defa Peygamber bazı sahabelerle kalkıp kızına gitti. Çocu¤u Hz. Peygamberin kuca¤ına verdiler. Yavrucak pek zor nefes almaktaydı. Rasulullahın gözlerinden yafllar boflandı. Durumu gören Sa’d ‹bn-i Ubade: Ey Allahın Rasulü! Bu ne haldir? dedi. Nebi (sav) de: "Bu, Allah’ın, diledi¤i kullarının kalbine koydu¤u bir rahmettir. Zaten Allah ancak, merhametli kullarına rahmet eder" buyurmufltur. (BuhariMüslim) Bu Hadisten, yakınları vefat etmifl veya vefat etmek üzere olan kiflilere neler tavsiye etmek gerekti¤ini ö¤renmekteyiz. Böyle nazik zamanlarda, bazı de¤iflmez gerçekleri hatırlatmak, insanı teskin ve teselli eder. Üzüntüden ne yapması gerekti¤ini flaflırmıfl, a¤zından çıkanı kula¤ı duymayacak hale gelmifl insanlara bu tür hatırlatmalarda bulunmak, hem gönüllerini almaya vesile olur, hem de sabır ve teslimiyet göstermelerine yardım eder. Ayrıca, Ca’fer’in ölüm haberi geldi¤i zaman, Resülullah (sav): "Ca’fer ailesi için yemek yapın! Çünkü onlara, onları meflgul eden (haber) geldi!” buyurarak cenaze sahiplerine yapılması gereken vazifeyi de ö¤retmifltir. Rasulullah (sav) inanç ayırımı yapmadan bütün hastaları ziyaret etmifl, cenazelere de hürmet göstermifltir. Bir gün yoldan bir Yahudinin cenazesi geçiyordu. Hz. Peygamber onu görünce aya¤a kalktı. (Neseî) Bir baflka rivayette sahabelerin, geçenin bir yahudi cenazesi oldu¤unu hatırlatmaları üzerine Efendimiz: O da bir insandı buyurdu. Ölüm düflüncesi insanı dünyevileflmekten, haksızlık ve zulüm yapmaktan korur. ‹nsanın kalbinin kararıp katılaflmasına mani olur. Yazımızı yine O’nun ikazları ile bitirelim: Bir gün Efendimiz (sav): "Demirin paslandı¤ı gibi kalpler de paslanır." Sahabe: Onun cilâsı nedir? Ya Rasulullah! dediklerinde: "Ölümü çokça hatırlamak ve Kur’an okumaktır" buyurdular. (Tirmizi, ‹bn-i Mace) 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 18 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir ÖZEL KÖE 18 HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Karanlıkta kaybettiini aydınlıkta aramak... Ekrem KIZILTA aflörtüsü meselesi, gelip ilginç bir noktaya dayandı. fiimdi Türkiye’de insanların kafasını meflgul eden soru; 2007’de yapılacak Cumhurbaflkanlı¤ı seçiminde, eflinin baflı örtülü birisi Cumhurbaflkanlı¤ı adayı olur ve seçilirse ne olacak, sorusu... Aslında soru biraz daha kapsamlı. Efli baflörtülü birinin Çankaya’ya seçilmesinin ötesinde, kendisi baflörtülü birinin, yani bir hanımın seçilmesi durumunda ne olaca¤ı fleklinde ve zannederim bu konu, birilerinin uykularını kaçıracak kadar önemli bir soru. Yasak anlayıflı tuhaf bir anlayıfltır. Bir kere baflladı¤ı zaman nerede duraca¤ını kimsenin hatta yasakçının bile kestiremeyece¤i bir anlayıfl. ‹stanbul Üniversitesinde bafllayan baflörtüsü yasa¤ı baflarıya ulafltıktan(!) sonra, yasakçılar dur- B mamıfl ve bir süre sonra, ö¤retim üyelerinin kılık kıyafetleri hususunda da titizlenmeye bafllamıfllardı. Bu konuda da baflarıya ulaflmaları durumunda, kıyafetlerin renkleri konusuna gelinece¤ini hisseden ö¤retim üyeleri itirazlarını yüksek sesle dile getirince furya durmufltu. Baflarılı(!) uygulamalar... Türkiye’de kamu alanında, okulda ya da baflka herhangi bir yerde baflörtüsünü yasaklayan herhangi bir kanun maddesi bulunmadı¤ı, malum. Ama sanki varmıfl gibi, bu yasa¤ı baflarıyla(!) uygulayanlar, mesela Çankaya gibi çok önemli bir noktaya çıkabilecek, efli ya da kendisi baflörtülü birisi ihtimalini, korkulu bir rüya gibi görmeye baflladılar flimdiden. Tartıflmayı yo¤unlukla kamuoyuna maleden, eski Cumhurbaflkanlarımızdan Süleyman Demirel oldu. Çare sorar gibi kendisine bakanlara da, engellemenin yolunu gösterdi: Kanun çıkarmak. Daha do¤rusu Devrim Kanunlarına bir ek yapmak. Ama herkes, Devrim Kanunlarının yaz-boz tahtası olmadı¤ında hemfikir oldu¤u için, bu görüfl pek tutulmadı. Dahası, Atatürk’e istinat eden Devrim Kanunlarına baflörtüsü ile alakalı bir ek yapmanın imkansız bir baflka tarafı da vardı. Malum, Atatürk’ün efli Latife Hanım da baflörtülü ve hatta çarflaflı idi. Dolayısıyla Devrim Kanunlarına, baflörtüsü ile alakalı ek yapmak bu açıdan da imkansızdı. Önemsiz meseleler... Tartıflma alttan alta sürüyor ve daha uzun süre de devam edecek gibi. Tabii bu arada ülkenin önemsiz di¤er bazı meseleleri de, tartıflılmayı ve ciddiye alın- nanmak insanın tabiatında var olan köklü bir özelliktir. De¤erler sistemi oluflturma ve bunu bir iman kayna¤ına ba¤lanarak yapma bütün insanlar için ruhi ve içtimai bir zarurettir. Çünkü inanan ve böylece di¤er canlılardan ayrılan insanın bu niteli¤i fıtridir. ‹nsanlık tarihi ve bilimsel arafltırmalar dinin insanla birlikte var oldu¤unu, dinsiz bir toplumun ve inançsız bir insanın olamayaca¤ını göstermektedir. Kutsal kitapların bize nakletti¤ine göre insanlı¤ın bafllangıçtaki inancı, özünü tek bir Allah´a imanın oluflturdu¤u din idi. ‹nsanlık tarihi boyunca dinin, inançla ilgili özü hiç de¤iflmemifl, sadece uygulamada toplumdan topluma, devirden devire bazı de¤ifliklikler olmufltur. ‹nsanlık aynı ana-babadan gelmekle ve bafllangıçta aynı de¤erlere sahip olmakla birlikte zaman içinde gerek yapısından kaynaklanan zaaflar ‹ mayı bekleyip duruyor. Mesela, Türkiye’nin AB’a girifl için yaptı¤ı müracaat açısından önemli bir adım olan 3 Ekim öncesi, Kıbrıs Rum Kesimi’nin Gümrük Birli¤i kapsamında Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması, bunlardan birisi. Konunun önemi flurda: Türkiye, Kıbrıs Rum Kesimi’ni Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanırsa, resmen KKTC’yi tanımamak durumunda kalacak. Ve bir süre sonra da, adadaki askerlerimizi geri çekmek, ciddi bir mecburiyet haline gelecek. Bu arada ABD ile münasebetler de, iyice tehlikeli bir noktaya do¤ru gidiyor. Baflbakan Erdo¤an’ın son ziyareti ile tekrardan gündeme gelen ve Türkiye’nin razı oldu¤u deklare edilen Geniflletilmifl Ortado¤u Projesi, bölgemize yeni bir flekil ve muhteva vermeyi amaçlayan bir proje ve orta ve uzun vadede, ülkemiz de dahil, Fas’tan Endonezya’ya kadar bir dizi de¤ifliklik öngören bir proje bu. ABD’nin memnuniyeti, bizim memnuniyetimiz mi? Türkiye’nin deste¤inin ABD’yi memnun etti¤ini, bizzat ABD Baflkanı Bush, söylüyor. ABD’nin memnuniyeti, bizim memnuniyetimiz olsa mesele yok. ABD’nin memnuniyeti, çıkarlarının uzun süreli garanti altına alınması ile yakından alakalı. Yani ülkemiz, içinde bulundu¤u bölge ile alakalı olarak, ABD’nin yaptı¤ı planlara katkıda bulunacak ve iflin bir aflamasında, Geniflletilmifl Ortado¤u Projesiyle kendisi için öngörülen dayatmalarla karflılaflacak. Kime ne diyecekler, ne isteyecekler, Milleti brahim gerekse tarihi seyir içinde ve de¤iflik co¤rafyalarda ortaya çıkan farklılıklar sebebiyle farklı düflünce ve yollara sapmıfl ve neticede yeryüzünde farklı dinler ortaya çıkmıfltır. Din tektir ve o da bütün peygamberler vasıtasıyla hatırlatılan hak dindir ve bu dinin en temel özelli¤i Allah’a teslimiyettir. Din, Allah’a teslimiyet demektir ve bu anlamda bütün ilahi dinler Allah’a teslim olma ortak temeline dayanmaktadır. Özünü Allah’ın emir ve iradesine teslimiyetin oluflturdu¤u ve adını da bu özelli¤inden alan ‹slam, Hz. Muhammed’in tebli¤ etti¤i dinin özel ismi olmakla birlikte, tebli¤lerinin esasını Allah’ın varlık ve birli¤ini tanıyıp onun iradesine tes- tam olarak bilmiyoruz. Ama mesela, Suriye’ye; ‘demokratik olmalı ve ABD’nin isteklerini kabul etmeli; ‹srail’e yönelik sert tavırlarına bir son vermelisin’ deniliyor. Bunun bir bölümüne katılmak mümkün. Ama seçme flansınız yok. Bölgede demokrasi istemek iyi bir fley flüphesiz ama bunun ABD çıkarlarına hizmet eden bir yapı öngörmesi yanlıfl. Henüz ne oldu¤unu bilmeden ülke olarak altına imza attı¤ımız Geniflletilmifl Ortado¤u Projesinin, nihai olarak ABD’nin dünya hegemonyası amaçlarına hizmet eden bir proje oldu¤u açık. Yani ülke olarak, kendi gelece¤imizi, kendi ellerimizle ipotek altına aldırıyoruz. Bir taflla iki kufl... Çankaya’da efli ya da kendisi baflörtülü birisini görüp görmemeyi hayati derecede önemli addedenlerden ço¤u, Kıbrıs meselesinde gelinen durumun ve ABD’nin dayattı¤ı BOP’un bizi nereye götürece¤inin farkında. Ama nedense bu konulara girmemeyi tercih ediyorlar. Karanlıkta kaybetti¤ini aydınlıkta arayan adam hikayesini, hepimiz biliriz. ‹flte biz de ülke olarak, gelece¤imizi yakından ilgilendiren geliflmelerdeki yanlıfllara karflı haykırmak yerine, birilerinin önümüze attı¤ı sun’i meselelerle u¤raflıyoruz. Bizi bu meselelerle u¤rafltıranlar da bir taflla iki kufl vuruyor ve hem istediklerini sa¤layıp, hem de toplumsal barıflın sa¤lanmaması için, ortalı¤ı gerip duruyorlar. lim olma ilkesinin oluflturdu¤u daha önceki peygamberlerin tebli¤ ettikleri dinin de adıdır. Nitekim Nuh ve ‹brahim’e Müslüman olmaları emredilmifl (el-Bakara 2/132; Yunus 10/72), ‹brahim ve Yakup, o¤ullarına "Allah sizin için bu dini seçti " tavsiyesinde bulunmufltur (el-Bakara 2/132). Kur’an’da ‹srail o¤ullarına gönderilen peygamberler Allah’a teslim olmufl kifliler olarak takdim edilmektedir. Dolayısıyla vahiy gelene¤inde bütün peygamberlerin getirdi¤i dinin özünü ‹slam yani Allah’a teslimiyet kavramı oluflturmaktadır. Bu açıdan bakıldı¤ında Yahudilik, Hristiyanlık ve ‹slam arasında fark yoktur çünkü hepsi de bir olan Allah’a iman ve teslim olmayı esas almaktadırlar. ‹brahimi dinler diye de adlandırılan bu dinlerde ilk insan Hz. Adem’den bu yana hep Allah´ın birli¤i vurgulanmıfltır. DÖNERCLER ÇN SATILIK DÖNERC MALZEMELER ➥ 1 Adet POTIS Marka 70`lik Döner Makinası ➥ 1 Adet Sıcak Saklama Sulu Tava veya Tencere ➥ 1 Adet Bakkal çin Soutucu Kasa Tipi Dolap ➥ 1 Adet 6 Metreye 1,5 Metre Güneslik Perde Makaralı (Yeni) ➥ ➥ ➥ ➥ 1 Adet Döner Kesme Makinası 1 Adet Kasap Kütüü (Yeni) 1 Adet Tost Makkinası Terazi ve Yazar Kasamızda Mevcuttur Bilal Aydın: Haslockweg 62 · 97877 Wertheim · Tel: 09342-915235 11. sayi sayfalar Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 19 ÇZGNN DL Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 19 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 20 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir ÖZEL KÖE 20 HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 stikamet önemlidir brahim GÜMÜOLU Selam sevgili dostlar! Dünya insanlar için kulluk ve imtihan alan›. Hep bu izler yaflad›¤›m›z sürece devam edecek. De¤erli dostlar; dünya de¤ifliyor, yaflad›¤›m›z ülkelerin de hem ekonomik ve hem de siyasi yap›lar› da de¤ifliyor. Bu de¤iflen siyasi ve ekonomik yap›dan hepimiz etkileniyoruz. Bu etkileniflimizde bizim kulluktaki imtihan›m›zd›r. Biz Avrupa`da yaflayan müslümanlar inanc›m›z ve kimli¤imizle dimdik ayakta durabiliyor muyuz? Yoksa ak›nt›lara kap›l›p gidiyor muyuz? Ak›nt›lara kap›lmamak, de¤iflen flartlara teslim olmamak için önce kendi kimlik ve benli¤imizi oturtmak zorunday›z. Kimlik ve flahsiyetin oturmas›nda; 1- Okudu¤umuz gazeteler etkilidir. 2- Okudu¤umuz kitaplar etkilidir. 3- Seyretti¤imiz televizyonlar etkilidir. 4- Oluflturdu¤umuz çevre-cemaat-toplum etkilidir. 5- Tuttu¤umuz siyasi oluflumlar (parti vb.) etkilidir. Bunlar› say›ca ço¤altabilmemiz mümkündür. K›ymetli dostlar! Kimlik ve flahsiyetimizin oturmas›nda e¤er iyi bir alt yap› yoksa; yani vahyin, ilmin ve akl›n ölçüleri kullan›lmazsa biz Avrupa`da yaflayan müslümanlar olarak, bu ülkelerde kaybolma ihtimalimiz yüksek ve kulluk imtihan›n› kazanmam›z mümkün de¤ildir. O halde sevgili dostlar! Hayat›m›z›n s›n›rlar›n› çizmeli ve hayat›m›za ölçü getirmeliyiz. Hayat›m›zdaki ölçü ve s›n›rlar bize göre Kur`an ve Sünnet çerçevesinde olmal›d›r. Eskiler buna Ehl-i Sünnet itikad› derlerdi. ‹flte bu itikad, bu çizgi bizi hem dünyada ve hem de ahirette dimdik ayakta tutacakt›r. Dostlar; Allah`a kul olmaktan O`na ibadet etmekten çekinmeyin, korkmay›n. Siz gerçekte ‹slami ve imani kimlikle hareket ederseniz toplumun sa¤duyusu sizleri sahiplenecek ve yaln›z b›rakmayacakt›r. Geçenlerde bir seyahatimde bir benzin istasyonunda arabam› park ederek yan›nda akflam namaz›n› k›l›yordum. Bir Alman bayan arabas› ile namaz k›ld›¤›m yere yanaflt›. Takriden 5 ile 7 dakika kadar benim namaz k›lmam› bekledi. Selam verip duam› yapt›ktan sonra arabas›ndan indi. Gayet nazik bir flekilde özür diledi. Niçin özür diledi¤ini sordu¤umda flu ifadeyi kulland›: - Sen Allah’›nla baflbafla idin ve O`na kullu¤a iyice konsantre olmufltun. Ben geldi¤imde senin o konsantreni bozdum diye düflündü¤üm için özür diledim” dedi. Ben de kendisine flunu söyledim: - Ben safi araban›z›n sesini duydum, fakat konsantremi bozmad›m dedim. Ayr›ca bu kadar nazik ve anlay›fll› davranmas›n- dan dolay› kendisine teflekkür ettim. De¤erli okurlar! Bu hadise oldu¤unda bütün dünyada müslümanlara zehir kusuluyordu. Çünkü ‹ngiltere`nin baflkenti Londra`da patlamalar olmufl ve bu ifli müslümanlar›n yapt›¤› (Bin Laden`in el-Kaidesi`nin) ileri sürüldü. Ve ne idi¤ü belirsiz baz› örgütler bu menfur olay› üstlenmifllerdi. Tabi Türkiyemizde bir k›s›m medya olarak adland›rd›¤›m›z boyal› bas›n da bu olay› kullanarak müslümanlara küfretmeye devam ettiler. Tabi flunun alt›n› kal›n çizgilerle çizelim. Londra`daki patlamalar› kim yaparsa yaps›n bir müslüman olarak nefretle k›n›yorum. Suçsuz insanlara bu eylemi yapanlar Allah`›n indinde de mutlaka hesaba çekileceklerdir. De¤erli Dostlar! De¤iflen flartlar sizleri de¤ifltirmesin. ‹stikamet üzere olun. Dik durun; sizin duruflunuz topluma örnek olsun. Bu vesile ile Türkiye`ye izine gidecek kardefllerimize hay›rl› yolculuklar dilerim. Selam ve dualar›mla... Einbauküchen& Elektrogeräte Küche Inhaber: Tefik ‹zci Marktstraße. 6-8 · D-65428 Rüsselsheim Tel: 06142-797793 · Tel: 06142-798627 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 21 DOSYA 21 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 AVRUPA TÜRKLER VE DYASPORA Dr. Yusuf IIK lahiyatçı-Eitimci essen Hayat ayl›k bölgesel gazetesinin geçen say›s›nda yazd›¤›m yaz›ya bu say›da devam etmek istiyorum. Avrupa`daki Türklerin bir çok problemlerle karfl› karfl›ya kald›¤›n›, bu problemlere çözüm bulmakta zorland›¤›n› ve ço¤u kez çaresiz kald›¤›n› belirtmifltim. Ekonomik, sosyal ve kültürel anabafll›klar› alt›nda s›ralanan bir dizi problemin çözüm yollar›n› da göstermifl ve bu konuda sivil ve resmi toplum örgütlerinin birlikte hareket etmelerinin zorunlulu¤una dikkat çekmifltim. Yine teklifimi ve temennimi yineliyorum. Avrupa`daki insan›m›z›n ekonomik, sosyal ve kültürel problemlerinin çözülmesi veya enaza indirgenmesi kaç›n›lmaz bir zarurettir. Bu konuda bir dizi çal›flma yap›lmas› gerekmektedir. Resmi makamlar üzerlerine düflen görevleri yeterince yerine getirmelidir. Dört duvar aras›nda, bürokrasinin gereklerini yerine getirmeye çal›flan resmi erkan, sahaya inmeli ve yerinde eksikleri, problemleri ve s›k›nt›lar› bihakk›n tesbit etmeli ve ona göre çal›flmalara yeni bir perspektif kazand›rmal›d›r. Di¤er taraftan yurtd›fl›ndaki gurbetçilerimizi s›k›nt›ya da sokmamal›d›rlar. Merkez Bankas› konusu, vatandafll›k meseleleri, emeklilik konular›ndaki açmazlar... vb. mevzular›nda oldu¤u gibi. Resmi erkan, bizimkiler ve ötekiler ikileminden kurtulmal› ve herkese, kesime, kurum ve kurulufla eflit yak›nl›kta durmal›d›r. Unutulmamas› gereken gerçek fludur ki; yurtd›fl›ndaki insan›m›z Türküyle, Çerkeziyle, Kürdüyle, Laz›yla, Gürcüsüyle, Müslim ve Gayr-i müslimiyle, Sünni ve Alevisiyle, zengin ve fakiriyle, okumufl ve okumam›fl›yla birlikte ayn› gemide. Öyleyse bu geminin içerisinde yol alan yolcular gibi... Kimi güvertede, kimi pulmanda ve kimi de kamarada bulunuyor. Ama hepsi ayn› gemide. Öyleyse bu geminin sahil-i selamete eriflmesi için kaptan›yla, tayfas›yla ve yolcusuyla birlikte beraberce kareket etmek zorunlulu¤u vard›r. Bu konuda, yani birlikte hareket etme konusunda herkes, her kesim, kurum, kurulufl, örgüt ve Türkçe yay›n yapan medya organlar› üzerlerine düflen görevleri ve fedakarl›klar› yapmak zaruretiyle yüzyüzedirler. Unutmamak laz›md›r ki, zaman; birlik zaman›d›r. Zaman; kardefllik zaman›- H d›r. Zaman, ittifak zaman›d›r. Zaman; ittihad zaman›d›r. Ve hatta zaman; iltihak zaman›d›r. Avrupa`da yaflamlar›n› sürdüren gurbetçilerimizin ferden ferda/tek bafl›na problemlerin üstesinden gelme flans› s›f›rd›r. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” özdeyiflinde basitçe anlafl›laca¤› üzere çift el olmak laz›md›r. Çift el, olman›n yolu, birlik, beraberlik ve kardefllikten geçmektedir. Özverili bir flekilde oluflturulacak birlik, beraberlik ve kardefllik ortam› mutlaka yeni oluflumlara yolaçacakt›r. Bu yol, ittifak yoludur. ‹ttifak yolu, ittihada, ittihat da iltihaka yol açacak ve böylece arzu edilene ulafl›lm›fl olunacakt›r. ‹flte o zaman güçlü ve etkin “Türk Diyasporas›” tahakkuk etmifl olacakt›r. Ondan sonra, yasal çerçeve içerisinde kalarak, demokratik yollardan mücadeleye devam etmek ve müsbet netice almaya çal›flmak. fiu anda en çok muhtaç oldu¤umuz fley ittifakt›r. Birbirimizi tüm farkl›l›klara ra¤men sevmede ittifak. Kardefllikte ittifak. Problemlere çözüm aramada ittifak. Azami müfltereklerde ittifak... Öyleyse ittifak ne demek? ‹ttifak; bir veya birden fazla konuda ortak bir gayede anlaflma sa¤lamak. Fikir birli¤i etmek. Uyuflmak, ba¤daflmak, birleflmek. Rey birli¤i, söz birli¤i ve fikir birli¤i demektir. Demek ki, belli konularda ittifaka ihtiyaç vard›r. Daha önceki yaz›m›zda da belirtti¤imiz gibi, yurtd›fl›ndaki insan›m›z›n sosyal, kültürel ve ekonomik hatta siyasal ve dinsel problemlerinin çözümü veya bu problemlerin enaza indirgenmesi, sözünü etti¤imiz ittifakla mümkün olabilecektir. Muhtelif levhalar ve çat›lar alt›nda faaliyet gösteren sivil toplum kurulufllar›, yöneticileri, üyeleri ve onlar›n paralelinde hareket eden bilim adamlar›, ifl adamlar›, siyaset adamlar›, akademisyenler, dinadamlar› ve kanaat önderleri... Sözünü etti¤imiz ittifak›n oluflmas›nda aktif olarak çal›flmal›d›rlar. Elbetteki böyle bir ittifak›n oluflmas› zor gibi görünmektedir. Asl›nda demokratik ortam içerisinde farkl› fikirler ileri sürülecektir, bundan korkmak ve ürkmemek gerekir. Ancak tesbit edilecek olan, uzlafl›labilecek olan konular bafll›klar halinde belirlenir ve onun üzerinde çal›flmalar yo¤unlaflt›r›labilir. Fikirlere, karfl›t görüfllere ve düflüncelere tolerans gösterilmelidir. Evet, bu birlik, beraberlik ve kardefllik ortam› içerisinde gerçeklefltirilecek bir ittifak, zaruridir, kaç›n›lmazd›r. Cünki, insan›m›z›n bafl›na gelecek s›k›nt›lar, neslin kaybolmas›, kültürümüzün yok olmas› ve dilimizin ortadan kalkmas› ve dinimizin yara almas› gibi olumsuzluklarla hiç kimsenin tek bafl›na bir fley yapamayaca¤› gün gibi ortadad›r. E¤er sözünü etti¤imiz ittifak gerçekleflirse -ki ümitvar›m- bu ittifak bizi ittihada tafl›yacakt›r. Öyleyse ittihad nedir? ‹ttihad; bir toplulukta herkesin ayn› fikirde olmas› demektir. Birleflme, birlik oluflturma ve fikir birli¤i etme anlam›na gelir. ‹ttihad› temin etmifl toplumlar›n sinelerini topun bile sindiremiyece¤i ve söndüremiyece¤i tarihi bir gerçektir. Bu gerçek önümüzde dururken ayr›l›klar niye? Kime ne faydas› var? Bize ne yaras› var? Elbetteki bu sorulara olumlu cevap verme lüksümüz yok. Ama flu gerçe¤i de burada teslim ve tesbit etmemiz yerinde olacakt›r. Ayr›l›klar›n birilerine elbetteki faydalar› vard›r. Kime mi? Kime olacak; - Bizi, biz gibi görmek istemeyenlere, - Bizi, parçalay›p lokma lokma yutmak isteyenlere, - Kültürümüzü dejenere etmek isteyenlere, - Dinimizi, dilimizi, flahsiyetimizi, izzet ve flerefimizi ayaklar alt›na almak isteyenlere, - Bizi soysuzlaflt›r›p, üçbucuk soysuzun arkas›nda za¤arl›k yapt›rmak isteyenlere, - Bizi, Allah`a kul yerine, kula kul yapmak isteyenlere, - Neslimizi yok edip, gelece¤imizi karartmak isteyenlere, ....................... Bu listeyi uzun uzad›ya altalta yaz›p morallerinizi allakbullak etmek istemiyorum. Ama bu da bir gerçek. - Bizi bir görmek ve bizi biz yapan de¤erlere sahip ç›kmak isteyenler, - Parçalanmaktan ve lokma lokma yutulmaktan korkanlar, - Dinimize, dilimize, kültürümüze, flahsiyetimize, izzet ve flerefimize sahip ç›kmak isteyenler, - Soysuzlaflmaktan korkup, kula kul olmak de¤il, Allah`a kul olmak isteyenler, - Neslimizi koruyarak gelece¤imizi garanti alt›na almak isteyenler, Gün; Birlik günüdür, Gün; Dirlik günüdür, Gün; Kardefllik günüdür, Gün; ‹ttifak günüdür, Gün; ‹ttihad günüdür, Gün; Bu günüdür, Güne yelken açanlara selam olsun, Güne aç›lmak istenen yelkenlerin rüzgar›n› kesenlere de lanet olsun. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 22 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 23 DOSYA 23 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 IGMG Genel Bakanı Yavuz Çelik Karahan’ın Aileler Günü konuması “Huzursuzluun arttıı dünyamızda aile kurumunun yeniden batacı edilmesi gerekmektedir” ›ymetli davetliler; bildi¤iniz gibi, insanlar aile ortam›nda daha samimi konuflurlar. Ev içinde konuflurken daha içtenizdir, kendimizi, isteklerimizi daha rahat ortaya koyar›z. Ben bugün burada sizinle kendi evinde, kardeflleriyle hasbihal eden biri olarak konuflmak istiyorum, çünkü ben biliyorum ki, flu an ben ailemle birlikteyim. Kardefllerim, bildi¤iniz gibi aile toplumun temelidir. Aile her fleyin temelidir. Toplumun, cemaatin, milletlerin, hayat›n temeli ailedir. Ve biliyor musunuz kardefllerim, insan›n temeli de ailedir. ‹nsan ailenin içine do¤ar ve yaflamay› ailenin içinde ö¤renir. ‹nsana, baflka hiçbir ortam aile ortam› gibi nefes alma ve yaflama imkân› vermez. Bizler her fleyi ailemiz içinde ö¤renmesek de ço¤unlukla neyi nas›l ö¤renece¤imizin ilk temelleri aile ortam› içinde at›l›r. Huzursuzlu¤un gün be gün artt›¤› dünyam›zda aile kurumunun yeniden canland›r›lmas› ve dae¤erlerinin yeniden bafl tac› edilmesi gerekmektedir. Zira, de¤erleri muhafaza eden ve sürekli yeniden toplumsal hayata sunan kurumlar›n bafl›nda aile gelmektedir. Bugün insanl›¤›n içinde bulundu¤u durum aile konusunu insanl›¤›n ilk e¤ilmesi gereken sorunlar aras›na sokmufltur. Aile kurumunun çözülmesi demek, insanlar›n hayat anlay›fllar›n›n çözülmesi demektir. Bugün yaflanan birçok olumsuzlu¤un temelinde aile anlay›fl›nda meydana gelen erozyon yatmaktad›r. Çok de¤erli kardefllerim, aile sadece biyolojik olarak anne, baba ve çocuklardan oluflan bir çekirdek yap› de¤ildir sevgili kardefllerim. Aile bizim için sadece korunma ihtiyac›n›n yerine getirildi¤i, sadece kiflinin sosyalizasyonunu tamamlad›¤› bir kurum da de¤ildir. Aile bizim için Allah’›n ayetlerinden biridir. fiu tabiattaki kusursuz denge gibi, ya¤murun ya¤mas› gibi, do¤mas› gibi güneflin, Aile de Rabbimizin ayetlerindendir ve bize bahfletti¤i büyük nimetlerdendir. Rum Suresi’nin 21. ayeti kerimesinde yüce Rabbimiz “O (Allah)’›n ayetlerinden biri de, size kendi nefislerinizden, kendileri ile kaynaflman›z için efller yaratmas› ve aran›zda sevgi ve merhamet koymas›d›r. fiüphesiz bunda, düflünen bir topluluk için ibretler vard›r” buyuruyor. Aile bizim için Müslümanca yaflaman›n temel tafl›d›r. Müslüman flahsiyetinin inflas›nda merkezi bir rolü vard›r. Allah’›n tabiatta bizlere gösterdi¤i ayetleri gibi, Kur’an sayfalar› üzerine yaz›l› olan ayetleri gibi, aile de sosyal hayattaki ayetlerinden biridir Rabbimizin. Ve bizler kardefllerim, birbirimize Allah’›n ayetleri oldu- K ¤umuzu hat›rdan ç›karmadan yaklaflmal›y›z. Kardefllerim, aile, toplumun de¤erlerini ve toplumun genel yap›s›n› belirleyen bir unsurdur. Ailede meydana gelen de¤ifliklikler do¤rudan toplumun genel yap›s›na yans›r. Aile, insan›n özüne karfl› yap›lan sald›r›lara karfl› en sa¤lam korunak olagelmifltir. Ve bugün de yine insanl›k onuruna yak›flan bir hayat özleniyorsa, bunun eme¤i ilk önce ailede ortaya konulmal›d›r. Günümüzde aile kurumunun önemini, gerek tek tek insanlar için, gerekse toplumlar için ifade etti¤i büyük anlam› bilmeyen yok. Hatta bildi¤iniz gibi Birleflmifl Milletler 2004 y›l›n› dünya aileler y›l› olarak ilan etmifl idi. Aile kurumunun uluslararas› kurulufllar taraf›ndan dahi bu derece önemseniyor olmas›na ra¤men hala dünyam›zda ters giden bir fleyler var. Bunca programa, bunca etkinli¤e ra¤men, kiflilerden tutun devletlere kadar bu kadar çabaya ra¤men hala yolunda gitmeyen bir fleyler var. Muhterem kardefllerim; bizler aile hakk›nda konuflurken, bize düflen insan do¤as›n› en iyi bilen Rabbimizin ortaya koydu¤una uymakt›r. Çünkü bir aileye “toplumun çekirde¤i” demek o aileyi gerçekten çekirdek yapm›yor. Biz, içinde yüzy›llara dallar›n› uzatacak bir ç›nar saklayan çekirdek aileler olabilmeliyiz bugün. Bu da ancak ve ancak Allah’›n bizleri yaratt›¤› gaye üzere ve yine Rabbimizin bizi yaratt›¤› f›tratla bar›fl›k olmakla mümkün olabilir. Biz hayata geliflimizden tekrar Rabbimize dönece¤imiz zamana kadar hayat›m›z›n merkezine “adalet” kavram›n› yerlefltirmeyi kendisine fliar edinmifl insanlar›z. Adaletli olmak sadece önümüze gelen bir olayda karar verirken akl›m›zda bulundurmam›z gereken bir prensip de¤ildir. Adalet, kendimizden bafllay›p bütün mevcudata yaklafl›rken bütünüyle kufland›¤›m›z bir tav›r olmal›d›r. Bugünün dünyas› ise kad›n› ve erke¤i yarat›l›fl düzleminden koparan adaletsizlikler üzerine kurulu anlay›fllarla dönüyor. Bizler erkekli¤imizle ya da kad›nl›¤›m›zla Müslüman olmuyoruz, ruhumuzla Müslüman oluyor, kalbimizle tasdik, dilimizle ikrar ediyoruz. Daha sonra cinsiyetimize göre farkl›laflan baz› hükümlere göre amel ediyoruz. Ama biz meseleyi ne kad›n ne de erkek sorunu olarak alg›l›yoruz. Biz merkeze insan› alarak sorunlar› anlamaya ve çözmeye çal›fl›yoruz. Dolay›s›yla bizler, evini hâkimiyet alan› olarak gören feodal a¤al›k fluuruyla donanm›fl erkekler de olamay›z, de¤erlerini feminizm rüzgâr›yla yeniden tan›mlayan ve evini ifrat-tefrit gelgitleriyle verimsiz bir ovaya dönüfltüren kad›nlar da olamay›z. Muhterem misafirler; bugün dünyan›n sorunu insan sorunudur. Aile sorunudur. Kiflilik sorunudur. Ve bugün Müslüman ferdin kiflili¤i kendini dünyada tüm güzelli¤iyle görünür k›lmad›¤› içindir ki, bir karmaflad›r sürüp gitmektedir. Temelinde e¤er insanda sorun varsa, geriye kalan her fley için sarf edilecek emekler bofla gidecektir. Kökü kurumufl bir a¤açta meyve yetifltirmeye çal›flan zavall›lar›n durumu gibidir bu. Kardefllerim, hepiniz biliyorsunuz, yaflad›¤›m›z günlerde, ‹slam ile birtak›m olumsuz kavramlar aras›nda ciddi iliflkiler kurulmaya çal›fl›l›yor. Terör gibi, cinsiyet ayr›mc›l›¤› gibi, zoraki evlilikler gibi… Ve yine hepiniz biliyorsunuz ki, bütün bu kelimeler ‹slam dini ile ayn› ba¤lamda kullan›lmas› mümkün de¤ildir. Kas›tl› bir tak›m yak›flt›rmalar, gelenekselleflmifl bütün olumsuzluklar› ‹slam dininden kaynaklan›yormufl gibi göstermek istiyor. Medyada ç›kan haberler ve bu haberlerin yap›l›fl tarzlar› ço¤u zaman olan olay› bir haber olarak duyurmaktan daha çok Müslümanlar› ve ‹slam dinini suçlamaya ya da töhmet alt›nda b›rakmaya yönelik oluyor. Ama kardefllerim, bugün burada bu mesnetsiz suçlamalar›n üzerinde durmak istemiyorum. Dedim ya evimdeyim flu an ve ailemle konufluyorum diye. Kendimize dair konuflmak istiyorum. Bat›daki aile kurumunun çok y›prand›¤›n› ve bunun ac›s›n› çekti¤ini herkes her yerde konufluyor, ancak bugün bizler baflkalar›n›n yaflad›¤› sorunlardan hareketle kendi durumumuzun güzelli¤ini ortaya koyamay›z. Evet, bugün dünyada aile kurumunun durumu iyi de¤ildir. Ama esas sorun fludur: Müslümanlar›n kurduklar› aileler insanl›k için örnek, model aileler midir? Rasulullah müflriklerin hareketlerini bir ömür boyu elefltirerek ve bulan›k bir ortamda karfl›tl›k iliflkileri kurarak örnek olmad› bize, duru bir hayat› güzel ahlak›yla süsleyerek örnek oldu. Bir hayat kurarak, yeni bir hayat kurabilecek insan› oluflturarak örnek oldu bize. Ve bugün de bize düflen budur… Aziz Kardefllerim, Biz birileri hakk›m›zdaki düflüncelerini de¤ifltirsin için de¤il, bizi daha sevimli bulsun için hiç de¤il, sadece ve sadece Allah’›n r›zas›n› kazanal›m için, Rabbimizin yürümemizi istedi¤i yolun yolcular› olal›m için örnek insanlar olmal›, örnek aileler kurmal›y›z. Yeryüzünden fitne ve fesat kalkacaksa ve bizler inanan insanlar olarak bütün gücümüzle bu amaç için kendimizi ortaya koyacaksak, bu bizim evlerimizden bafllayacak. Biz ailelerimizi kalplerimizde kuraca¤›z. ‹man etmifl kalplerimizle ve Müslüman olmufl ak›llar›m›zla kuraca¤›z ailelerimizi. Her fleyi en güzel biçimde ›slah eden peygamberin ümmeti olarak bizler kad›na ve erke¤e ve çocuklara yap›lan zulümleri meflrulaflt›ran gelenekleri ayr›k otlar›n› temizler gibi temizlemeliyiz. Geriye bire on veren baflaklar gibi Salih ameller ve göz nuruyla kurulan ailelerimiz kalmal›. Muhterem Kardefllerim, Biz âlemlere Rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Ve biz Hz. Âdem ve Hz. Havva’n›n çocuklar›y›z. Bizler büyük insanl›k ailesinin fertleriyiz ayn› zamanda. Ve bu büyük aileye mensup oluflumuzun bize yükledi¤i sorumluluklar› en iyi bilmesi gerekenler bizleriz. ‹nsanl›¤›n sorunlar› bizimde sorunlar›m›zd›r. Yap›p etti¤imiz her fley ayn› zamanda mensubu oldu¤umuz bu büyük aile içindir. Biz zulmü kald›rmay› yeryüzünden, insan›n onuruna yak›flmayan her fleyin sona ermesini bütün insanl›k için istiyoruz. Ve bunu parlak nutuklarda, s›¤ cümlelerle söyleyenler gibi de¤il, yarat›l›flta mensubu oldu¤umuz bu büyük ailenin mensuplar› olarak içtenlikle söylüyoruz. Bugün bizler, di¤er kardefllerimizin içinde bulunduklar› durumun kötülü¤ünü anlatarak kendi durumumuzu anlama yoluna gidemeyiz. Bizim peygamberimiz di¤er insanlar›n yap›p ettikleri karfl›s›nda, ortaya yeni bir hayat› yafla- 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 24 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir DOSYA 24 HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 yarak onlara yol göstermifltir. Ama bugün bizler o peygambere yak›fl›r bir ümmet olam›yoruz ne yaz›k ki. Kolay olan› seçiyoruz daha çok, bir hayat› yaflayarak güzeli ortaya koymak yerine, karfl›m›zda diye bellediklerimizin yanl›fllar›na s›¤›narak bir dünya çiziyoruz kendimize. Peygamberin yolunu takip etmek ama yüzy›l›m›zda, ne bulan›klaflm›fl gelenekleri takip etmek ne de bu bize dayat›lan inanc›m›za ayk›r› yaflam biçimlerini kabul etmektir. Biz insan›n özünde olan›, Rabbimizin r›zas›na uygun olan› ortaya koymakla mükellefiz. Ama bunu yaflayarak ortaya koymakla mükellefiz. Aile ile ilgili dünyan›n en güzel kitaplar›n› yazmak ya da en güzel konuflmalar›n› yapmak de¤il bizim görevimiz. Bize düflen bu dünyada, sevgiyle nas›l kurulur bir hayat, sayg›yla nas›l devam ettirilir ve Rabbimizin içimize koydu¤u merhametle nas›l bu dünya de¤ifltirilir, bunu göstermektir. Sevgili kardefllerim, Peygamberimiz, “Müminlerin imanca en mükemmeli, ahlak› en güzel olan› ve ailesine yumu- flak davranan›d›r” buyuruyor. ‹man›n mükemmelli¤i ile aileye iyi davranmak aras›nda do¤rudan bir iliflki kuran peygambere ümmet nas›l olur bunu ortaya koymak zorunday›z. Bunu bugün kendimiz için ortaya koymak zorunday›z. Bunu gelecek nesillerimiz için ortaya koymak zorunday›z. Bunu yeri ve gö¤ü bizim için yaratan Rabbimiz için ortaya koymak zorunday›z. Özümüzde olan› iman›m›z›n güzelli¤iyle, kendini yaln›z Rabbine adayan gerçek müminler gibi kurmal›y›z ailelerimizi. Kardefllerim, Biz varoluflumuz itibariyle Rabbimizle sözleflmesi olan insanlar›z. Bizi biz eden bu sözleflmedir. Bu sözleflme bizi asl›m›za ça¤›r›r. Bizler bugün Allah’›n Vedud ismini anarak, Peygamberimizin davran›fllar›nda kendini gösteren mükemmel dengeyi gözeterek ailelerimizi kurmal› ve çocuklar›m›za maldan mülkten önce bu aile anlay›fl›n› miras b›rakmal›y›z. Dava arkadafllar›m, Yar›n› kurmak için, Rabbimizle, Peygamberimizle kurdu¤umuz iliflkiyi tekrar tekrar gözden geçir- meli ve düflünmeliyiz üzerine yaflad›¤›m›z hayat›n. Veda ederken hutbesiyle, “Eflleriniz hakk›nda Allah’tan korkun” diyen bir peygamberle tan›fl›kl›¤›m›z› daha da art›rmal›y›z. Dikkat edin kardefllerim, han›mlar›n›z hakk›nda ya da beyleriniz hakk›nda de¤il, eflleriniz hakk›nda korkun Allah’tan. Hayat› cinsiyet temelli anlama yolunu seçenlerin yanl›fllar›na ortak olmay›n! De¤erli kardefllerim, Bizler ki cenneti özlüyoruz bu dünyada, evlerimiz bu özlemin yeryüzündeki mekân› olmal›. Aile, peygamberimizin yaflad›¤› pratikte sevgi ço¤altan bir okul gibiydi. Gelin bizler de bu okulun ö¤rencileri olal›m. fiahsiyetleri k›s›tlayan, bast›ran, k›s›rlaflt›ran birer bask› ortam› de¤il, flahsiyetleri sa¤lamlaflt›ran, sevgiyle zenginlefltiren birer okul olsun bizim ailelerimiz. De¤erli kardefllerim, Aile bizim hayat›m›zda, efller aras›nda söze dökülemeyecek bir anlamla yaflan›r olmal›. Aile bizim hayat›m›zda, dünyadaki tüm Müslüman kardefllerimizle bir ümmet oldu¤umuz gerçe¤iyle yaflan›r olmal›. Aile bizim hayat›m›zda, insanl›k ailesine mensubiyetimizi sorumluluklar›n› “bir insana hayat vermek bütün insanlara hayat vermek gibidir” anlay›fl›yla yerine getirmek olarak yaflan›r olmal›. Kardefllerim, Biz bir aileyiz. Biz insanl›k ailesi içinde varolduk. ‹slam ailesi içinde flahsiyetimizi bulduk. Ve kendi ailemiz içinde yafl›yoruz. Kendi öz ailemizden bafllay›p, ümmetimize karfl›, tüm insanl›¤a karfl› sorumlu olan insanlar›z, Milli Görüflçüleriz!!! K›ymetli kardefllerim, Rabbimiz taraf›ndan Bakara Suresinde bizlere bildirilen Hz. ‹smail’in duas›na ekleyecek yüre¤imizden baflka bir fleyimiz yoktur” dedi ve flu ayet-i kerimeyi okudu: “Ey Rabbimiz, bizi Sana teslim olanlardan k›l ve bizim soyumuzdan Sana teslim olacak bir topluluk ç›kar, bize ibadet yollar›n› göster ve tevbemizi kabul et: fiüphesiz yaln›z Sensin tevbeleri kabul eden, rahmet da¤›tan!” ngiliz Sufi Martin Lings vefat etti Martin Lings ‹slamı kabul ettikten sonra kendisine fieyhi tarafından Ebu Bekir Siraceddin ismi verildi. Bununla beraber, Martin Lings adıyla daha iyi tanındı¤ı için fieyhi ona kitaplarında bu ismi kullanmasını tavsiye etmifltir. vrupalı ünlü Müslüman alim ve sufi, Martin Lings geçti¤imiz ayın ortalarında ‹kbal Akademisinin davetlisi olarak Pakistan’ın Lahor flehrindeydi. Eyvan El-‹kbal salonunda tasavvuf üzerine yaptı¤ı konuflma 96’ıncı do¤um gününden sadece 11 gün önceydi. Duymasında hafif bir problem vardı ama bunun dıflında da hiç bir sa¤lık sorunu yoktu. Ayakta, bir saatten fazla tipik ‹ngiliz aksanıyla bir konuflma yaptı. Yaklaflık 250 kifli, kadın- erkek, yafllı-genç, hayatını islami yazılara, islami ö¤retilere, islamı tanıtmaya adamıfl bu adamı dinlemeye gelmifllerdi. Salonda yeterli sandelye olmamasına ra¤- A men insanlar ayakta sarıklı, cübbeli Lings’i büyük bir zevkle dinlemifl, alkıfllamıfllardı. Martin Lings 1909 yılında ‹ngiltere’de dünyaya geldi. Lings, önceleri protestan, daha sonra da ateist oldu. Oxford Üniversitesi’nde ‹ngiliz edebiyatı okuyan yazar, yirmibefl yafllarında di¤er dünya dinlerini incelemeye baflladı. Dr. Martin Lings 1938’de, Cezayirli büyük sufi fieyh Ahmed Alevî efl-fiazelî vesilesiyle, ‹slam ile flereflendi. Dr. Lings “Yirminci Yüzyılda Bir Veli„ adlı kitabında Büyük sufi fieyh Ahmed Alevî efl-fiazelî’yi konu edindi. 1939 yılında Mısır’a gitti ve burada Kahire Üniversitesi’nde, özellikle Shakespeare üzerine on iki yıl ders verdi. Lings, 1948 yılında tekrar ‹ngiltere’ye döndü. Londra Üniversitesi’nden Arap dili diploması aldı ve 1955 yılından itibaren ‹ngiliz Müzesi Do¤u Elyazmalarının (özellikle Arapça) tasnifinde bulundu. Martin Lings ‹slamı kabul ettikten sonra kendisine fieyhi tarafından Ebu Bekir Siraceddin ismi verildi. Bununla beraber, Martin Lings adıyla daha iyi tanındı¤ı için fieyhi ona kitaplarında bu ismi kullanmasını tavsiye etmifltir. Lings’in en çok ilgi gören kitabı “Hz. Muhammed’in Hayatı” 1983 yılında basıldı. Bu kitap Peygamberimiz hakkında Avrupa dillerine en çok çevrilen ve okunan eser olarak kabul edilir. Pakistanda, “Yılın En ‹yi Siret Kitabı“ ödülünü aldı. Tasavvuf üzerine yazıları büyük be¤eni toplayan Lings’in Britannica Ansiklopedisi’nin son baskısında bu konu üzerinde bir makalesi bulunmaktadır. Benzer olarak Cambrigde Üniversitesi yayınlarından “Orta Dog˘uda Din ve Yeni Cambridge Arap Edebiyatı Tarihi„ adlı eserde Martin Lings’in sufizim hakkındaki yazılarından örnekler yeralmaktadır. Lings’in sufizim üzerine olan en ünlü kitabı “Tasavvuf Nedir?“ dir. Yazarın ayrıca Türkçeye çevrilmemifl Book of Certainty, Shakespeare in the Light of Sacred Art, Quranic Arts of Calligraphy and Illumination isimli kitapları vardır. ‹yi bir flair de olan Lings’in iki de fliir kitabı vardır. Yazdı¤ı makaleler, Studies in Comparative Religion, The Islamic Quarterly gibi dergilerin yanı sıra, The New Encyclopaedia of Islam ve Encyclopaedia Britannica gibi belli bafllı ansiklopedilerde yer aldı. “Allah’tan geldik, Ona döndürülece¤iz„ (Bakara-156) ayeti celilesini esas alarak, tasavvufun insanı ahiret hayatına hazırlayan en güzel yol oldu¤unu savunan büyük düflünür, geleneksel ekolün en önemli temsilcilerinden, entelektüel ve metafizik anlamda yo¤un bir ömür süren Martin Lings do¤du¤u topraklarda, ‹ngiltere’de 15 Mayıs 2005’te vefat etti. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Saim AYAS GAYB Say›n okurlar bu yaz›mda sizlerle Kur’an ve Hadisler ›fl›¤›nda gayb›n ne oldu¤unu paylaflaca¤›m. Gayb: Haz›rda yani huzurumuzda olmayan, sahid olamad›¤›m›z fleylerin tümüdür. Gayb kelimesine insanlar ve cinler aç›s›ndan bakal›m. Bizler gayb denilince genelde hep gelecek zaman› anlar›z. Üç temel zaman kavram› vard›r. Geçmifl, flimdiki ve gelecek zaman. ‹ster geçmiflte, ister flimdiki zamanda, isterse gelecekte olsun insan ve cinlerin hiçbir yolla veya bilgiyle, ilimle muttali olamayacaklar›, sadece ve sadece Allah`›n ilminde olan fleylerin tümüdür. Allah (c.c) için gayb diye birfley yoktur. Ve yine Allah (c.c.) için geçmifl zaman, flimdiki zaman ve gelecek zaman diye bir kavramdan söz edilemez. Allah (c.c) için gayb yoktur, çünkü onun ilmi herfleyi kuflat›r. Zaman kavram› da izafidir. ‹zafi yani bir fleyin asl›ndan olmay›p sonradan ona eklenen fleydir. Allah (c.c.) alemi yaratm›fl ve dünyaya mahsus bir zaman kavram› izafe etmifltir. Bu gece-gündüz, aylar-senelerdir. Bu da Allah`›n biz günlerin, aylar›n, senelerin hesablar›n› bilelim diye bize lutfetti¤i bir nimettir. Zaman›n izafi oldu¤unu bize Allah (c.c.) bildiriyor. K.Kerim’de buyuruluyor ki: “K›yametin bir günü sizin sayd›¤›n›z (dünya) senelerinden bin tanedir.” Yani k›yametin veya ahiretin bir günü dünyan›n bin y›l›na eflit. Burada akla flöyle bir soru gelebilir. Zaman› üç temel parçaya ay›rd›k (geçmifl, flimdiki, gelecek) ama bizler geçmiflte olan olaylar›, veya flimdiki zamanda olan olaylar› biliyoruz. Geçmiflte olan bir savafl›, bir Seite 25 ÖZEL KÖE Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 kavmin helak›n›, bir keflfi v.s. veya flimdiki zamanda cereyan eden bir olay› telefonla, televizyondan naklen seyrederek ö¤renebiliriz, gelecekle ilgili ise hava tahmin raporlar›n› örnek verebiliriz. Evet bu noktada konunun daha iyi ayd›nlanmas› için gayb› iki k›sma ay›r›yoruz. a) Tamamen gayb. Yani sadece Allah`›n ilminde olan herfley. Üzerinde konufltu¤umuz gayb çeflidi de budur zaten. Yüzy›llar önce yer alt›nda olan bir hareket, deniz dibindeki bir küçük canl›n›n hareketi yaflant›s›, veya flimdiki zamanda olan uzay›n derinliklerindeki bir gezegen, y›ld›z›n hareketi, onun baflka bir göktafl›yla çarp›flmas›, v.s. bunlar›n insanlar ve cinler taraf›ndan bilinmesi imkan› yoktur. b) K›smi gayb: Gayba dair merak›m›z› körükleyen, bizi yan›lg›ya düflüren k›s›md›r. Yani nedir? Bir k›s›m insanlar›n bildi¤i, bir k›s›m insanlar›n bilmedi¤i, bir k›s›m cinlerin bildi¤i, bir tak›m cinlerin bilmedi¤i hadise ve olaylard›r. Örneklerdirecek olursak: Geçmiflte olan bir savafl, bu savafl bize malum de¤ildir, yani gaybt›r, ancak bu savafl› yapanlar komutanlar, askerler oradad›r ve bu olay› görürler ve yaflarlar. Yani onlar için bu gayb de¤il malumdur. ‹flte tarihçilerin yaz›l› veya sözlü nakilleri bize aktar›ld›¤›nda biz de, bize gayb olan bu olay› ö¤reniriz böylece bu olay bizler içinde gayb olmaktan ç›k›verir. Yani k›saca birtak›m insan veya cinlerin gördü¤ü sonras›na aktard›¤› olaylard›r. Bu çeflit gayb›n as›l konumuzla direk bir ilgisi yoktur. Falanca ülkede oynanan futbol maç› bizce gaybt›r. Ama k›smi gaybt›r. Çünkü orada olan oyuncular, seyirciler olaya vak›ft›rlar. Televizyon arac›l›¤›yla yay›nlanan bu maç› bizim evimizde seyretmemiz bizim için bu olay› k›smi gayb olmaktan ç›kar›r. Gelecekle ilgili tahmini bilgilerde k›smi gaybla ilgilidir. Hava tahmin raporu gibi. Su buharlaflm›fl bulutlar oluflmufl bunlar›n yo¤unlu¤una, ›s› de¤iflikliklerine bakarak bir tahminde bulunuluyor, yar›n yagmur ya¤acak, kar ya¤acak, bulutlu olacak gibi. Verilere dayand›¤› için bunun da gaybla bir ilgisi yoktur. Çünkü veriler elimizde oldu¤u için olay›n sonucunun nereye varaca¤›n› biliriz. Gayb ve falc›l›k: Halk›m›z aras›nda bir tabir vard›r. Fala inanma fals›z da kalma. Bu tabir asl›nda kendi içinde çeliflkilidir. Fala inanma: yani fal inan›lacak bir fley de¤ildir demektir ve do¤rudur. Ama fals›z kalma k›sm› bir çeliflki ve safsatad›r. Gerçeklik de¤eri olmayan inan›lmas› cidden ve dinen sak›ncal› olan bir unsurun neden hayat›m›zda yeri olsun? Falc›lar gayb› bilir mi? Falc›lar gayb› bilemezler. Ama diyeceksinizki söyledikleri do¤ru ç›k›yor. Say›n okurlar yukar›da zikretti¤im k›smi gayb-Gayb ayr›m›n› dikkatli okuduysan›z bunun cevab›n› bulmuflsunuzdur. Bir flah›s falc›ya gider, falc› ona ismini, adresini annesinin babas›n›n ismini, ülkesini k›saca yedi ceddini söyleyebilir. Bu mümkündür ama bu gayb de¤ildir ki. Bu k›s›m bilgiler k›smi gayb k›sm›na girer ve bir de¤eri yoktur. Çünkü bir kiflinin ismi, anne babas›n›n ismi hatta yedi ceddi gaybi bir olay de¤il bilakis malumdur. Falc›lar bu malum bilgiyi yan›ltma arac› tabiri caizse yem-yemleme olarak kullan›rlar ve kifliyi inand›rd›ktan sonra gerçek mahiyetteki gaybi bilgilere girer ve o kifliyi tamamen bir bilinmeyene sürüklerler. Falc› bu bilgiyi nas›l elde ediyor? ‹nsanlardan baz›lar› cinlerden baz›lar›yla irtibat halinde olabilirler. Yani cinlerden ald›klar› baz› bilgileri insanlardan baz›lar›na aktarabilirler. Ama dikkat edinizki cinlerin aktard›¤› bu bilgiler k›smi gayb bilgilerinden bir milim öteye geçemez. Çünkü hakiki gayb› cinler de bilemezler. Yukar›da tarifte cinleri zikretmemin sebebi buydu. Cinlerin gaybi bilemeyece¤ine dair delilimiz çoktur ben bir tanesini burada zikrediyorum. Sebe Suresi 14. ayette anlat›lan olay. Süleyman peygamberden bahseder. Süleyman peygamber kendisine çok büyük mülk verilmifl, ayn› zamanda cinlere tahakkum eden bir peygamberdir. Asas›na dayal› vaziyette, cinler çal›fl›yor oldu¤u halde, cinlerin gözü önünde Allah (c.c.) eceline hükmetmifl Azrail ruhunu kabzetmifltir. Vefat›n› cinler bilememifller taki asas›n› bir güve böce¤i kemirip yere y›k›lana kadar. E¤er cinler gayb› biliyorsa neden Süleyman (a.s.)’in gözleri önünde vefat›n› bilemediler? Bizim TV kanallar›nda büyücü, falc›, üfürükçü hac› hoca zaman zaman iyi malzemedir, veryans›n ederler, hakl›lar da. Ama bugünlerde görüyorum ki baz› kanallar kart- 25 larla, burçlar› temel alarak ayn› ifli yap›yorlar. Ha büyücü, falc›, üfürükçü, ha kart açan veya burçlar› temel alarak verilen gaybi haberler arada hiç bir fark yok tek fark usulleri. Yukar›daki cümlede hac›-hoca sözüyle kast etti¤im, falc› büyücü, hac›-hoca kisvesi alt›nda çal›flan doland›r›c›lard›r tabiki. Gerçek manada hac›-hocaya bir laf›m›z olamaz zaten. De¤erli okurlar. Gayb bile ilgili son bir hat›rlatmada daha bulunmak istiyorum. K.Kerim’de Yüce Rabbimiz bir çok ayeti kerimede bize gayba iman etmemizi emretmekte ve bunun müminlerin önemli özelliklerinden biri oldu¤u vurgulanmaktad›r. Örne¤in: Bakara Suresi 3. ayeti kerimede müminlerin vas›flar› zikredilirken “o müminler ki gayba iman ederler, namaz k›larlar, kendilerine verdi¤imiz r›z›ktan da infak ederler” buyrulur. Kur’an bir taraftan gayba inanmay› yasaklarken, öte yandan gayba inanmay› emreder mi? Tabii ki böyle bir çeliflki olmaz, yüce dinimiz, yüce kitab›m›z hiç kendisiyle çeliflir mi? Dinimizin yasaklad›¤› gayba inanmak yukar›da anlatt›¤›m insanlar›n ve cinlerin gayba dair verdikleri haberlerdir. Kur’an’›n bize inanmam›z› emretti¤i fleyler ise yüce Allah›m›z›n bize bildirdi¤i ve inanmam›z› emretti¤i fleylerdir. Ve Allah (c.c.) için gayb diye bir fley yoktur, O’nun için her fley malumdur. Bizim için gayb olan olaylar, Allah (c.c.) taraf›ndan bize peygamberler ve kitaplar vas›tas›yla bildirildi¤inde onlara iman etmekle mükellefiz. Örne¤in: Allah`›n varl›¤› birli¤i, s›fatlar›, cennet, cehennem, kabir hayat›, k›yametin kopmas› v.s. gibi konular bizim için gaybi konulard›r. Ve iman etmekle yükümlüyüzdür. Biz Rabbimizin zat›n› görmedik, o bize kendini bildirdi tan›tt› ve s›fatlar›n› yeryüzünde gösterdi ve biz O`na inan›r iman ederiz. Cenneti gördük mü? Hay›r. Ama Rabbimiz bize cennetini ak›llar›m›z anlayaca¤› nispette anlatm›fl ve biz de iman etmifliz. Bu gibi haberler gayba girmekle beraber Rabbimizin kat›ndan oldu¤u için iman ederiz ve etmekle de mükellefiz. Burada yaz›m› noktal›yorum. Sayg›lar. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 26 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir AÇILI HABER 26 HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Wiesbaden’de çok yönlü nternet Cafe G’s-CORNER hizmete girdi... Çok yönlü nternetcafe´de, ucuz telefon imkanından Bilgisayar ve tamirine, XBOX oyunlarından, kumandalı hediyelik arabalar ve ark Köesi´ne kadar herey düünülmü. WIESBADEN/Biebrich lmanya´da Türk´ler kendi ifllerini kurmaya devam ediyor. Geçti¤imiz A hafta Federal Almanya´n›n Wiesbaden flehrinde yeni bir ‹nternet Cafe hizmete girdi. Wiesbaden´in Biebrich semtinde, özellikle Türklerin yo¤un oldu¤u bir bölgede aç›lan ‹nternet Cafe çok yönlü hizmetleriyle müflterilerine merhaba dedi. Mainz Barbaros Camii ‹mam-hatibi H. Osman ÖZCAN´›n dualar›yla aç›lan iflyerinde, kabinlerin bulundu¤u ‹nternet Salonu, Nasyonel ve ‹nternasyonal görüflmelerin ucuz bir flekilde yap›labilece¤i Telefon kabinleri, oyun ve e¤lence için ayr› ayr› salonlar›n bulundu¤u ‹nternet Cafe´de bir de fiark Köflesi bulunmaktad›r. G´s-CORNER ismi verilen ‹nternet Cafe, müflterilerine en iyi hizmeti vermek için elinden gelen her türlü fedakarl›¤› yapmaktan kaç›nmamaktad›r. Okunan Kur´an-› Kerim ve yap›lan dualarla hizmete giren G´s CORNER ‹nternet Cafe´de Bilgisayar ve XBOX oyunlar›, her türlü Bilgisayar, Drucker vb. sat›fllar› ve tamir iflleri de yap›lmakta. Ayr›ca, kumandal› çocuk oyuncaklar› ve hediyelik eflyalar da sat›fla sunuluyor. ‹nternet Cafe´nin Adresi: Wilhelm-Kalle Str. 30 65203 Wiesbaden-Biebrich Tel: 0611-880 460 Fax: 0611-880 46 46 [email protected] te "Bismillahi Allahu Ekber" Farkı oheet.com sitesinde yer alan habere göre, Suriye'nin muhtelif üniversitelerinde tıbbın farklı alanlarında uzman 30 profesörden oluflan bir arafltırma grubu, fiam'da üç sene süreyle Besmeleyle kesilen, hayvan etleriyle Besmelesiz kesilen hayvan etleri arasındaki farkı ortaya koymak üzere laboratuvar ortamında deneysel incelemelerde bulundular. Bilim adamları, hayvan ve kufl kesimi esnasında dinen yerine getirilmesi zaruri olan 'Bismillahi Allahu Ekber' sözünün kesilen etler üzerindeki etkisi, tam mânâsıyla mucize denilebilecek sonuçlarla karflılafltılar. Grup adına bir açıklama yapan Prof. Dr. Halid Halave, incelemeler esnasında laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, besmelesiz kesilen sı¤ır, küçük bafl hayvan ve kuflların et dokularında pıhtılaflmıfl kan, ço¤almaya müsait bakteri ve mikroplar tesbit edilirken, Besmele ile kesilen hayvan et dokularında ise kan, mikrop ve bakterilere rastlanmadı¤ını ifade ederek, arafltırmanın bu sürpriz sonucu insan sa¤lı¤ı açısında tıpta bilimsel bir devrim oldu¤unu belirtti. Besmele ile kesilenlerin farkı: Gruptan sözkonusu arafltırmaya öncülük eden baflka bir arafltırmacı olan Dr. Abdulkadir Dirani, arafltırma ve sonuçları konusunda flunları söyledi; "Kur'ân'da Allah adı zikir edilmeden kesilen hayvan etini yemeyin" fleklindeki ‹lâhî emre ra¤men ve hayvan kesiminde çekilen Besmelenin ardındaki hikmeti bilmeyen insanların, hayvan kesiminde besmeleyi ihmal etmeleri, beni bu konuyu bilimsel olarak arafltırmaya sevk etti. Besmele ve tekbir ile hayvan kesimi konusunu arafltırmaya bafllarken ekipteki bir kısım arkadafllar konuya ilk önceleri so¤uk baktılar ancak arafltırmalar esnasında her safhada çarpıcı sonuçlar ortaya çıkınca ekibin konuya olan merak ve ilgisi artmaya baflladı. Besmele ve tekbirle kesilen hayvan etlerinde, Besmelesiz kesilen hayvan etlerinin aksine, et dokularında kan ve mikropların bulunmaması, Besmelenin bir büyük mucizesi olarak karflımıza çıktı." Besmeleli etlerde mikrop yok Arafltırma metot ve tekni¤i konusunda da grubun baflka bir üyesi, fiam Üniversitesi Eczacılık eski dekanı Prof. Dr. Nebil fierif de flu açıklamada bulundu; "Besmele ile kesilen kufl, sı¤ır ve küçük bafl hayvanların etlerinden ve besmelesiz kesilen aynı hayvanların etlerinden numuneler alarak özel laburatuvarlarda mikroskopik incelemelerini yapmaya koyulduk. Bazı icraatlarla her iki numune etleri kuru bir ortamda 48 saat beklettik, 48 saatlık zamanın sonunda Besmele ile kesilen hayvan etleri numuneleri açık kırmızı gül rengi alırken, besmelesiz kesilen et numuneleri ise, siyaha yakın koyu kırmızı bir renk aldı. Buna ilaveten Besmeleli etlerde her hangi bir mikroba da rastlanmadı. Besmelesiz etlerin teflhisinde ise, sürekli ço¤alan büyük ölçüde zararlı mikrop ve bakteriler tesbit edildi. Ayrıca ikincisinin dokularındaki kanlarda iltihaplı akyuvarlar ve alyuvarlar tesbit edilirken birinci grup et dokularında ise, buna benzer herhangi bir tesbit yapılmadı." Uyuflturulan hayvanların eti: Arafltırmada ‹slâmî usule göre kesilen hayvanların daha az eziyet çekti¤i ve etlerinin de daha sa¤lıklı oldu¤u belirtilirken, Batıda uyuflturularak öldürülen hayvanların kanı vücutta kaldı¤ı için, bu tür etlerin daha çabuk bozuldu¤u, bu nedenle etler hemen donduruculara konularak muhafaza edildi¤i, ‹slâmî usûle göre kesilen hayvan etlerinin ise hemen kasaba gönderilip akflama kadar bozulmadan durabildi¤i ifade edildi. M 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 27 intihar nedir? Muhammet Nebi Çelik Eitimci-Psk. Danıman [email protected] B u dünyan›n imtihan dünyas› olmas› hasebiyle her insanda baflka bir flekilde zuhur eden dertler, üzüntüler, ac›lara çok de¤iflik perspektiflerden yaklaflarak okuyucular›ma ›fl›k tutmay›, onlar› ayd›nlatmay› kendime bir vazife say›yorum. Fakat flunu hemen belirtmeliyim ki gelen mektuplar›n (e-mailler) ço¤u özel cevap bekliyorlar. Bu istekler çok de¤iflik flekillerde ifade ediliyor. “özel cevap verirseniz beni çok memnun edersiniz”, “özel cevap yazman›z umuduyla adresimi veriyorum” gibi. Az say›da da olsa baz› mektuplar da var ki etkilenmemek gerçekten mümkün de¤il. “Son umut olarak size yaz›yorum. Özel cevap bekliyorum, her an kendime kötü bir fley yapabilirim” gibi. Aç›kça bu mektuplar kiflinin intihar düflüncesinde oldu¤unu veya en az›ndan bunu istismar vesilesi olarak kulland›¤›na iflaret ediyor. Ben bu okuyucular›ma hiç vakit kaybetmeden bir uzmana müracaat etmelerini tavsiye ediyorum. Tabiat›yla di¤er sorumluluklar›m›z› da yerine getirmemiz insan oluflumuzun bir flart›. Di¤er sorumluluklar›m sebebiyle herkese özel bir cevap yazmama imkan yok. Bana ayr›lan bu köflede ancak ve ancak geneli ilgilendiren konulara de¤inerek, okuyuculara bir nebze olsun yard›mc› olmak temel hedefim. ‹nançl› bir kimsenin normalde intihar› düflünmesi mümkün de¤il. Çünkü ruh sa¤l›¤› yerinde olan bir müslüman bilir ki bu can› ancak bu can› veren alabilir. Biz kullara düflen tek sey sorumluluklar›m›z› yerine getirmek, Cenab-› Hakk`a kulluk etmektir. E¤er bir kifli intihar› düflünüyorsa bir an önce ruh sa¤l›¤›n› bozan sebebleri araflt›rmak zorundad›r. Bunun için en iyi çözüm bir psikolog veya bir psikiyatriste görünmektir. Yeri gelmiflken bir noktay› iyice ayd›nlatal›m. Toplumda yaflanan intihar olaylar›ndaki art›fl›n en önemli sebeblerinden biri ‹NANÇSIZLIK di¤eri ise “medyan›n bu tür olaylar› sürekli ön planda tutmas›d›r.” ‹ntihar›n kötü sonuçlar› üzerinde düflünmenin problemli kiflinin ölümünün gerçekte hiçbir problemi çözeme- 27 ÖZEL KÖE Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 di¤ini görmenin intihar düflüncesinden vazgeçirece¤i bir gerçek. Asl›nda intihar kelimesinin tam karfl›l›¤› Arapçadaki “nahr”d›r. Kurban etmek anlam›ndaki “intihar” kiflinin amac›n›n, fluurunda ve de¤iflik derecelerde olumsuz yönde olarak kendisine zarar vermesi olarak tarif etmek mümkündür. ‹ntihar, farkl› zamanlarda, farkl› insanlara farkli fleyler ifade eder. Herfleyden önce intihar, karfl› durulamaz mant›¤› olan kapal› bir dünyad›r. ‹ntihar olay›, d›flardan bakan birisine ço¤unlukla anlams›z bir sapk›nl›k gibi gelir. ‹nsano¤lu ihtiyaç halinde hayvanlar› öldürebilir. Fakat inanc›n› ve insani hissiyatlar›n› kaybedince de¤il sadece hemcinsini öldürmek ayn› zamanda kendisini de öldürebilir. Yeri gelmiflken intihar ile ilgili istatistiki bilgiler vermek faydal› olacakt›r. Kad›nlarda intihar teflebbüsü erkeklerden daha fazla olmakla birlikte ölümle sonuçlanan intiharlar, erkeklerde daha çoktur. ‹ntihar, erkeklerde 45 yafl›nda en üst seviyeye ulafl›r ve devam eder. Katoliklerde intihar olay› Protestanlardan ve Yahudilerden daha azd›r. ‹slamiyetin intihar› yasaklam›fl olmas› sebebiyle Müslüman ülkelerde intihar olay› son derece azd›r. Evli ve çocuk sahibi olanlarda intihar riski, bekar ve yanl›z yaflayanlardan daha düflüktür. Fizik-sa¤l›k ile intihar aras›nda çok s›k› bir iliflki vard›r. Alkol ve uyuflturucu madde kullananlarda intihar oran› normal kiflilere göre çok yüksektir. ‹fl kayb›, efl kayb›, mal-mülk kayb›, evlat kayb› gibi bir kay›ptan sonra ortaya ç›kan a¤›r depresyon vakalar›nda intihar oran› çok yüksektir. Mevsimlere göre da¤›l›m ise flöyledir: Sonbaharda düflmeye bafllar, k›fl ortalar›nda en düflük orana ulafl›r ve do¤adaki canlanmayla birlikte yükselir. ‹ntihar mevsimi yaz bafllar›d›r. May›s ve Haziran`da yükselir, Temmuz`da yeniden düflmeye bafllar. Hiçbir teori çok karmafl›k olan bu güdüyü tek bafl›na aç›klayamaz. ‹ntihar›n tek bir sebebi yoktur. Sosyolojik olarak intihar bafll›ca bencillik, özgeci ve kurals›zl›k olmak üzere üç ana bafll›k alt›nda incelenir. Toplumla uyumlu bir bütünlük oluflturamayan kiflinin kendi içine kapanmas› “bencil” intihard›r. Bunun tam karfl›t› ise “özgeci” intihard›r. Bu tür intihar olay›nda fert kendini bütünüyle bir toplulu¤a adam›flt›r. Bu durumda toplulu¤un amac›n› kendisiyle özdefllefltirince ortaya “özgecilik” ç›km›fl olur. Tarih bir çok kez göstermifltir ki de¤iflik ideolojiler ad›na o toplulu¤un her üyesi, onun ilkeleri u¤runa kendini kolayca kurban edebilece¤i “kitlesel bir ba¤l›l›k” içerisindedir. Sadece ideolojilerde de¤il din ad›na da bu ba¤l›l›k kendini bir çok kez göstermifltir. Di¤er bir intihar çeflidi ise “kurals›zl›k” intihar›d›r. Bu tür intihar yeni duruma uyum sa¤lamakta afl›r› horlanan kiflinin toplumsal pozisyonundaki ani de¤iflmeyle yak›ndan iliflkilidir. Büyük bir zenginlik veya yoksulluk, kumar masas›nda büyük bir kazanç veya iflas, üzücü bir boflanma ve hatta aile fertlerinden birisinin ölümü vb. durumlar kifliyi intihara itebilir. Psiko-analitik teoriye göre intihar, kiflinin kendisine yöneltti¤i bir sald›rganl›kt›r. Psikolojiye damgas›n› vurmufl kiflilerden Adler, afla¤›l›k kompleksi, kendini afl›r› sevme ve kendine güvenin az olmas› kurban için temel özellikler oldu¤u, Sallivan, çözümlenmemifl kiflileraras› çat›flmalardan ç›kan bir baflar›s›zl›k delili olarak düflünmüfltür. Horney ise kiflinin idealindeki ve gerçekteki psiko-sosyal kimli¤i aras›ndaki çat›flmadan kaynaklanan kendine karfl› yabanc›laflma sonucu oldu¤unu ileri sürmüfltür. K›ymetli bir varl›k olmas› itibariyle insan›n varl›¤›n› hedef alan sald›r›lar›n hem dünyada hem de ahirette cezas› bu ölçüde büyük olacakt›r. Katil, Allah`›n nezdinde dünyada lanetlik bir kifli haline düfler. ‹nsan›n can› kendisine emanettir. Hiçkimse kendi can›n›n sahibi de¤ildir. Kendisi üzerinde diledi¤ini yapma yetkisi yoktur. Bütün semavi dinlerin günümüze kadar tafl›d›¤› ortak özelliklerden birisi “can”› korumakt›r. ‹nsanlar›n musibet yönünden en a¤›r›na maruz kalanlar› Peygamberler daha sonra velilerdir. Durum böyleyken bu zatlar hiçbir zaman böyle yollara baflvurmam›fllard›r. ‹ntihar edenler hayatlar›na son vermek suretiyle rahata kavuflacaklar›n› zannederler. Oysa flu hadis bize bunun hiç de böyle olmad›¤›n› bildiriyor: Ebu Hureyre (r.a)`den: Resulullah (s.a.v) dediki: “Kim bir tepeden kendini afla¤›ya at›p, kendini öldürürse o, ebediyyen cehennemde yuvarlan›r. Kim zehirli bir içecekle kendini öldürürse o, ebediyyen cehennemde onu içecektir. Kim kendini demirden bir aletle öldürürse o, demir aleti elinde ebediyyen cehennemde onu karn›na saplay›p duracakt›r. (Ebu Davut Dibb nr. 3376) Görülüyor ki intihar bir kurtulufl çaresi de¤ildir, aksine ebedi bir hayat olan ahireti karartmakt›r. Kurtuluflun yolu hak yolda yürüyüp bafla gelen musibetlere karfl› sab›r ve tahammüllü olmakt›r. Her zorlu¤un arkas›ndan bir kolayl›k mutlaka gelecektir. ATB Genel Bakanı Fikret Ekin Kiminle Evleneceklerini de Siz Belirleyin! lmanya’daki yabancı kökenli vatandafllar, Federal ‹çiflleri Bakanlı¤ı’nın her defasında sürpriz kararlarıyla karflılaflmaktadırlar. Bunlardan birisi de, ‹çiflleri Bakanı Sayın Otto Schliy tarafından hazırlanarak ‹çiflleri Bakanları Konferansı’na sunularak kabul edilen tekliftir. Buna göre, Almanya’ya gelecek olan yabancı kadın efllerin evlenme yaflı 18’den 21’e çıkarılacak. Konuyla ilgili açıklamada bulunan AT‹B Genel Baflkanı Fikret Ekin flöyle dedi: “Dünya genelinde ve Almanya’da evlenme yafl sınırı 18’dir. Büyük çapta Türkiye’den aile birleflimi çerçevesinde gelmek isteyen eflleri hedef alan bu kararın ne hukuki ve ne de insani bir dayana¤ı yoktur. Birçok konuda oldu¤u gibi, bu konuda da yabancılara uygulanan muamele çifte sandartlıktır. 18 yaflını doldurmufl bir bayanın evlenerek Almanya’daki eflinin yanına gelme hakkı bu kararla üç sene daha ertelenerek gasp edilmektedir. Anayasayla güvence altına alınan evlilik ve aile kurumuna indirilen bu darbe, sadece Almanya’daki göçmenlerin aile birleflimini engellemek gayesi gütmektedir." Fikret Ekin, alınan bu kararı espirili bir yaklaflımla, ‹çiflleri Bakanlı¤ı’na gönderme yaparak flöyle de¤erlendirdi: “Madem bu insanların kaç yaflında evlenebileceklerine siz karar veriyorsunuz, bari kiminle evleneceklerini de siz belirleyin!” A 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 28 BLM 28 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Pi’nin 83 bin 431 basamaı ezbere Bir Japon psikiyatr, virgülden sonrası sonsuza giden pi sayısının 83 bin 431 basama¤ını ezberden okuyarak bir rekor kırdı. i sayısı (3.14) dairenin alanı ve çevresini bulmaya yarayan matematiksel bir de¤er. Ancak rakam sanıldı¤ı kadar masum de¤il, pi sayısının virgülden sonrası sonsuza kadar uzuyor. Japonya’da bir psikiyatr pi sayısının virgülden sonraki 83 bin 431 basama¤ını ezbere saymayı baflardı. Japon gazetelerinde yer alan habere göre, 50 yaflındaki Akira Haraguchi bunu trans haline geçerek baflarıyor. Japon psikiyatr Akira Haraguchi, Tokyo’nun do¤usundaki Çiba kentinde yapılan rekor denemesinde yüzlerce izleyicinin önünde, pi sayısının virgülden sonraki rakamlarını saymaya baflladı. Haraguçi, ö¤lene do¤ru yaklaflık 16 bininci basamakta iken bir rakamı unuttu. Bir süre dinlenen Haraguçi, virgülden sonrasını saymaya yeniden baflladı ve 11 saat sonra önceki rekoru olan 54 bin’inci basama¤a ulafltı. P MS’ten Haziran’da 3 kritik yama Microsoft, Haziran ayı güvenlik yamalarını yayınladı. Haziran paketinde bilgisayarın uzaktan ele geçirilmesine olanak verecek 3 kritik açık var. irinci ve en önemli yama Internet Explorer’da çıkan kritik açı¤ı kapıyor, di¤er ikisi de Windows iflletim sistemindeki HTML Help ve Server Message Block’ta bulunan açıkları gideriyor. IE’de çıkan açık PNG Image Rendering Memory Corruption olarak niteleniyor ve Service Pack 2 yüklü makineleri dahi etkileyebiliyor. Bu açık, tüm paketin en ciddi yaması olarak de¤erlendiriliyor. Windows HTML Help açı¤ı da, Windows XP Service Pack 2 yüklü makineler ve bunlardan önceki iflletim sistemlerini etkiliyor. OTOMAT‹K GÜNCELLEME YAPIN Yamaların yayınlanmasıyla açıklar hakkında teknik bilgilerin kamuoyuna çıktı¤ını söyleyen yetkililer, "flimdi en kritik zaman aralı¤ı, çünkü hacker’lar neyin nerede oldu¤unu, ne tür saldırının hangi açık üzerinden yapılaca¤ını biliyorlar. Kullanıcıların yamaları yüklemelerini öneriyoruz" diye konufltu. Kullanıcıların otomatik güncelleme yapmalarını öneriyor. Bu durumda yamalar çıkar çıkmaz makineye yüklenebilecek. Kritik açık, Microsoft terminolojisinde ‘kullanıcının ayrıca bir ifllem yapmasına gerek olmadan, hacker’ın müdahalesine olanak veren’ olarak tanımlanıyor. Verilerin çalınması veya bilgisayarların ele geçirilmesine izin verenler, genellikle bu tür açıklar. Üç kritik açı¤ın yanı sıra pakette, 3 adet de ‘önemli’ düzeyde yama yayınlandı. Haziran güvenlik paketinde ayrıca ‘orta düzey’de riskli 4 adet yama bulunuyor. B PES ETMED‹ 80 B‹N YAPTI Haraguçi, ertesi günün sabahında 80 bin’inci basama¤ı telaffuz etti. Guiness uzmanları, 54 bin basamaklık önceki rekorunun incelemesini daha bitirmemiflken, Haraguçi, ikinci bir rekora imza atmıfl oldu. Tasdik edilmifl son rekor, 42 bin 195 basamakla yine bir Japon’a ait. BAB‹L’DEN SÜPERB‹LG‹SAYARLARA P‹ Dairenin çevresi ve alanının hesaplanmasında kullanılan pi sayısı, ilk Eski Mısır ve Babil’de ortaya atılmıfltı. Daha sonra Sirakuza’lı Arflimet M.Ö. 200’de pi sayısını 3.14 olarak tespit etmiflti. Galli matematikçi William Jones, 1706’da Yunanca pi anlamına gelen ‘Pi’ harfini kullanmıfltı. Bunun nedeni, ‹ngilizce çevre anlamına gelen perimeter sözcü¤ünün Yunanca Pi harfinin p’sini barındırmasıydı. Pi sayısı, 20 yüzyıl’da uluslara- rası bilim dili haline gelen ‹ngilizce’nin, bu süreçte ilk örneklerinden oldu. Pi sayısı her ne kadar 3.14 olarak kabul edilse de aslında sonsuza gidiyor. Sayının flimdiye dek 200 milyon basama¤ı resmi olarak hesaplandı. Tokyo Üniversitesi uzmanları 2002’de süperbilgisayar yardımıyla pi sayısının virgülden sonraki 1.24 trilyon’uncu basama¤ına ulaflmıfltı. 3.14 fi‹MD‹L‹K YETERL‹ Bilim insanlarına göre, pi’nin 1000’inci basama¤ından sonrası somut olarak bir de¤er ifade etmiyor. Pi sayısının 1000’inci basama¤ından sonrası ancak formüllerin ve süperbilgisayarların test edilmesinde kullanılıyor. Matematiksel hesaplamalarda pi sayısı genel olarak 3.14159265358979323846264338327950288419 71693993751 fleklinde alınıyor. AB ‘yazılıma telif’ yasasını reddetti Avrupa Parlementosu, AB çapında tüm yazılımların telif haklarını tek bir yasaya balayan önergeyi reddetti. vrupa Parlementosu binası dıflında gösteri ya- yazılım icat etme konusunda yavafllayaca¤ını öne süpan yazılımcılar, telif yasasının gelifltiricileri ren bu çevreler, teliflerin daha esnek olması gerekti¤i'do¤al suçlu' yaptı¤ını savunuyor. ni vurguluyor. Teliflere karflı çıkan bir di¤er tez de, Büyük flirketlerin 2001 yılından bu yana bastırdık- yaygın bilginin telifle saklanamayaca¤ı veya kamuya ları, tüm yazılım teliflerini tek bir yasada toplayan mal olmufl uygulamaların sonradan teliflenemeyece¤i. önerg8e Avrupa Parlementosu’nda kabul görmedi. ’TEL‹F, KÜÇÜK fi‹RKETLER‹ SEKTEYE U⁄RATIR’ Avrupa Parlementosu yaptı¤ı oturumda yasa önergesiNokia ve Siemens gibi büyük flirketler ise, patent ni 648 ret oyuna 14 kabul ile geri çevirdi. Yasa öner- yasasının çıkması için baskı grubu olufltururken, açık gesi kabul edilseydi, yazılım AB çapında tek telife kaynak destekçileri de küçük flirketlerin ve bireylerin ba¤lanacak ve tüm ülkelerde birden uygulanabilecekti. telif haklarıyla mücadele etmekten bataca¤ını savunYasa önergesine karflı çıkanlar, yazılımlara kıta ça- mufltu. Avrupa Parlementosu üyeleri ise, telif haklarıpında konacak genel geçer yaptırımların, telifi yaratı- nın küçük flirketlerin önünü tıkayaca¤ını ve bu nedenle cılı¤ın önünde bir engel haline getirece¤ini savunuyor. de Avrupa’da yazılım sektörüne darbe vuraca¤ı düflüGelifltiricilerin telif gibi yasal sorunsallardan korkarak, nüyordu. A Microsoft’tan HD-DVD’ye destek azılım devi Microsoft, Toshiba’nın gelifltirdi¤i yeni kuflak HD-DVD’ye destek verdi¤ini açıkladı. Toshiba, yeni kuflak DVD savafllarında çok önemli bir müttefik kazandı. Microsoft Yönetim Kurulu Baflkanı Bill Gates ile Toshiba Yönetim Kurulu Baflkanı Atsutofli Niflida’nin imzaladı¤ı anlaflma uyarınca, yazılım devi HD-DVD lisanslarını ve buna ba¤lı yeni cihazları destekleyecek. Japonya’da temaslarda bulunan Bill Gates, imza toplantısında HD-DVD ürünlerinin yaygınlaflmasını istediklerinin belirtti. Toshiba’nın en üst düzey yöneticisi Niflida da Microsoft deste¤inin HD-DVD’ye büyük yarar sa¤layaca¤ını söylemekle yetindi. Yeni anlaflma, Microsoft ile Toshiba arasında 20 yıldır varolan multimedya ürünlerini kapsayan iflbirli¤ini geniflletmifl oluyor. Yeni anlaflma uyarınca ortaklar, Microsoft’un bilgisayar, Toshiba’nın ise tüketici sektöründeki uzmanlıklarını birlefltiren HD-DVD çalarlar üretecek. Geleneksel bilgisayar pazarının geliflmifl ülkelerde doyuma ulaflmasıyla Microsoft, bir süredir tüketici elektroni¤i pazarına girmeyi hedefliyordu. HD-DVD iflbirli¤i, bu strateji için do¤ru bir adım olarak niteleniyor. Y HD-DVD VE BLU-RAY Yeni kuflak DVD savafllarında HD-DVD’nin karflısında Sony ve Apple’ın baflını çekti¤i BluRay formatı bulunuyor. HD-DVD’nin 30 GB’lik kapasitesine karflın BluRay 50 GB’lik bir kapasiteye sahip. Ancak, mevcut teknolojilere uyumlu oldu¤u için HD-DVD’ye geçifl gerek donanımsal gerekse yazılımsal olarak çok daha kolay görünüyor. Toshiba ilk HD-DVD çaların bu yıl sonunda hazır olaca¤ını belirtirken, Sony ise ilk BluRay’i PlayStation3 oyun konsolunda deneyecek. ‹ki format, film flirketlerinden onay almak için birbirleriyle yarıflıyorlar. Microsoft Yönetim Kurulu Baflkanı Bill Gates ve Toshiba Baflkanı Atsutofli Niflida. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 29 29 SÖYLE Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Arkadaımız Mahmut Akar’ın röportajı Dr. Murad W. Hofmann ile söylei "Müslüman intihar eylemcileri Batı’daki dehfletin besleyicileridir." "Akılcı 18. yüzyıl, inkârcı 19. yüzyıl ve ideolojik 20. yüzyıldan sonra, 21. yüzyılın dindarlı¤ı sözkonusudur." "‹slâm en çok kabul gören bir din olacaktır, çünkü üç büyük semavî dinin arasında ‹slâm en akılcı ve en az fiarklı olan dindir." "Alman vatandaflı olmayan müslümanlarda sindirme daha fazladır. Sınırdıflı edilmekten korkan insanlar, getolarda ayakta kalmanın yollarını arıyorlar." "Almanya’da Anti-Arap (Anti-‹slam) Anti-Semitizm’inin tehlikesini görüyorum, çünkü burada sadece Anti-Yahudilik tabudur." "Diyalog, yönlendirme de¤il de, karflılıklı uzlaflma zeminine dayanırsa meyvelerini verebilir." "Türkiye’nin AB Üyeli¤i’nin gerçekleflmeyece¤i kanaatindeyim. ‹slam, burada birçok sebepten sadece birisi olarak kalacaktır." Mahmut Aflkar: Sayın Dr. Hofmann, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra Batı Dünyası ‹slam’ı kendisine yeni düflman olarak ilan etmiflti. Bu fenomeni nasıl izah edebilirsiniz? Murad Hofmann: Batı’nın sürekli olarak bir düflmana ihtiyaç duyması; sadece kendi kimli¤ini korumak için de¤il, aynı zamanda toplumun her kesimden öncü güçlerini kontrol altında tutmak için de düflünülebilir. Fakat gerçek biraz daha kapsamlıdır. Humeyni, Kaddafi ve Saddam Hüseyin fenomeni Batı’da biraz haklılık payı olmakla beraber, ‹slam’a karflı korkunun yayılmasına vesile oldu. Bugün ise, müslüman intihar eylemcileri Batı’daki dehfletin besleyicileridir. Genel olarak kısa bir zaman önce konuyla ilgili tesbitinde, "‹slamfobi, yüzyılların ötesinden gelen eski önyargının modern salgınıdır." diyen Prof. John Esposito’ya katılıyorum. Mahmut Aflkar: Hıristiyan Batı Kültürü’nde "fundamantalizm" gibi kavramların islami düflünce sisteminde ya yeri veya aynı manaya gelen karflılı¤ı yoktur. Sizin iddia etti¤iniz gibi, iyi bir müslüman aynı zamanda fundamantalist midir? Murad Hofmann: "Fundamantalist" kavramı ilk olarak 19. yüzyılda, ‹ncil’i bire bir (kelime kelime) kabul etmek isteyen protestan hıristiyanlarının kendilerine verdikleri ad olarak ABD’de ortaya çıkmıfltır. Bu manada, inancını Kuran ve Sünnet çerçevesinde yaflayan her müslüman fundamantalisttir. Fakat bu husus, kelime kelime, harfiyen anlaflılmamalı, çünkü biz kelimelere hangi manaların yüklendi¤i konusunda emin olamayabiliriz. Her kelime sadece konu içindeki genel hatlarıyla yorumlanabilir. Mahmut Aflkar: Sayın Hofmann, entellektüel çevrede sayısız yazıları, konferansları, mülakatları ve eserleriyle bilinen, mücadeleci ve popüler bir Alman müslümansınız. Kitaplarınızın bazıları Türkçe’ye tercüme edilerek, Türkiye’de de yayımlandı. Kitabınızın birinin adı, "Gerçek Alternatif Olarak ‹slâm", di¤erinin, "3. Binyılda ‹slâm"dır. Bunlar, sizin Neo-Kapitalizm’e ve globallaflan dünyada hakim Batı Dünya Görüflü’ne islâmî bir meydan okuyufltur. ‹slâm Medeniyeti’nin en azından tekrar ‹slâm dünyasına dönüflü konusundaki iyimserli¤iniz nerden kaynaklanıyor? Murad Hofmann: Akılcı 18. yüzyıl, inkârcı 19. yüzyıl ve ideolojik 20. yüzyıl- dan sonra, 21. yüzyılın dindarlı¤ı sözkonusudur. Makro ve mikro fizikdeki ve aynı zamanda biyolojik kimyadaki geliflmeler, tabiî ilimler alimlerini hayrete düflürürken, insanüstü zekâya sahip bir yaratıcıya inanmayı da beraberinde getirdi. Max Planck, Albert Einstein ve Werner Heisenberg gibi insanlar böylece dindarlafltılar. Gecikmeli de olsa, bilindi¤i gibi insanlık bu istikamete do¤ru ilerlemektedir. Böylece ‹slâm en çok kabul gören bir din olacaktır, çünkü üç büyük semavî dinin arasında ‹slâm en akılcı ve en az fiarklı olan dindir. Mahmut Aflkar: Almanya’daki müslüman azınlık kanaatimce öyle bir sindirildi ki, kanunlar çerçevesinde tanınmıfl olan aslî haklarını bile talep etmekten acizdir. Almanya’daki müslüman üst kurulufllar stratejik-taktik bir hata mı yapıyorlar, yoksa dünyadaki anti ‹slâm kampanyasının kurbanı mıdırlar? Murad Hofmann: Alman vatandaflı olmayan müslümanlarda sindirme daha fazladır. Sınırdıflı edilmekten korkan insanlar, getolarda ayakta kalmanın yollarını arıyorlar. Di¤er taraftan Alman olarak do¤an veya sonradan (vatandafllı¤a geçerek) Alman olan birçok müslüman, Alman hukuk devletinin imkanlarını sonuna kadar kullanmaya hazırdır. Burada öncelikler dikkate alınarak, müslümanların haklarını aramadaki acizlik intibası uyandırılmamalıdır. Kendim de hukukçu oldu¤um için, hukukun da bir sınırı oldu¤unu bilmekteyim. Anayasal hakkı vermek, topluma tolerans ve çokdinlilik konusundaki e¤itiminin yerini doldurmaz. Koloni tecrübesizli¤inin eksikli¤inden dolayı Almanya bu konuda taflralıdır. Almanya’da Anti-Arap (Anti-‹slam) Anti-Semitizm’inin tehlikesini görüyorum, çünkü burada sadece AntiYahudilik tabudur. Mahmut Aflkar: Sayın Dr. Hofmann, bilhassa "11 Eylül 2001"den sonra dinler ve kültürlerarası diyalog bir moda haline gelerek, hayata geçirildi. Bafllangıçta ben de birçokları gibi bu giriflimden, müslümanların din ve kültür farklılı¤ından do¤an yönlerinin kabulü konusunda ümitlenmifl ve beklentilerim olmufltu. Gerek burada ve gerekse dünya çapındaki müslümanlar ve ‹slam aleyhindeki geliflmeleri gördükce ümidi kaybetmeye baflladım ve bu diyaloglardan birfley çıkmayaca¤ı kanaatine vardım. Siz de benimle aynı düflüncede misiniz? Murad Hofmann: Dini diyalog veya trialog’ların (üçlü görüflme) sosyal, yerel ve toplum yararı düzeyindeki beraber çalıflmalarda faydalı olmasına karflılık, dogmatik sahada hiçbir zaman flansı olmamıfltır. Bu arada her iki hıristiyan kilisesinin de (Katolik ve Protestan) diyalog konusunda hayal kırıklı¤ına u¤radıkları anlaflılmaktadır. Belki de (Hıristiyanlı¤a) yönlendirme baflarısı bekleniyordu, ama bu gerçekleflmedi. Halbuki diyalog, yönlendirmeye de¤il de, karflılıklı uzlaflma zeminine dayanırsa meyvelerini verebilir. Mahmut Aflkar: Murad Bey, Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne Tam Üyelik Giriflimi ve ‹slam dünyasında üstlenmesi gereken rolü hakkında düflüncelerinizi bizimle paylaflır mısınız? Murad Hofmann: Türkiye’nin %95’nin Avrupa kıtasında bulunmaması ve Suriye, ‹ran, Irak gibi kriz bölgesindeki ülkelerle komflu olması gibi objektif sebepler, tam üyelik konusundaki karflı görüfllerdir. Ayrıca AB, kriz bölgelerinde ortak hareket etme kabiliyetini henüz daha gösterememektedir. Türklerin 1. ve 2. Viyana Kuflatması ve hafızalarda yer etmifl Türk Tehlikesi gibi konular da hissi, kollektif hareketleri önplana çıkarmaktadır. Ne yazıkki Almanya’daki Türk toplumu bu nahofl durumu getolaflmaya giderek daha da kuvvetlendirmifltir. Almanya’daki Türklerin uyum (entegrtasyon) seviyesi, Bosnalı ve Arapların çok gerisinde kalmıfltır. Bundan baflka, Batı Avrupalıların globallaflma neticesinde yabancıların akınına u¤ramaktan ve kendi kimliklerini yitirmekten korktukları da daha belirgin bir vaziyete geldi. Kısacası, bütün bu sebeplerden dolayı Türkiye’nin AB Üyeli¤i’nin gerçekleflmeflece¤i kanaatindeyim. ‹slam, burada birçok sebepten sadece birisi olarak kalacaktır. Mahmut Aflkar: Sayın Dr. Hofmann, bildi¤iniz gibi uzun zamandan beridir Almanya’daki müslüman üst kurulufllar, tek bir çatı altında toplanarak, "Almanya Müslümanları Temsili" konusunda ortak bir yol bulmaya çalıflıyorlar. Bu giriflimin tıkanmaması için, size göre neler yapılmalıdır? Murad Hofmann: Müslümanların her eyalette ve ülke genelinde tek sesle temsil edilmeleri herkes için su götürmez bir gerçektir. Fakat bu birleflme sürecinde, kurulufl temsilcilerinin kendi menfaatleri, elde ettikleri baflarıların kayıbı, etnik önyargılar, mevcut konumunu kaybetme endiflesi, kestiremedi¤i bir sahaya girme korkusu gibi sebepler, gidiflatı geciktiren anlardır. Yerel, eyalet ve ülke bazında birleflme baflarısının anahtarı, etnik özelli¤e sahip derneklerin varlı¤ını oldu¤u gibi devam ettirmesidir. Bunlar, siyasi partiler gibi federal sistemde varlıklarını devam ettirebilirler. Azınlıklar (Kadınlar, Alman Müslümanları, Türk Olmayanlar) muhtemel bir oranlamayla kervana dahil edilebilirler. Oluflturulacak icra heyeti ve fıkıh kurulu, eyalet ve ülke düzeyindeki okul durumu ve din dersleri konusunu kararlafltırmalıdır. Tabiiki ‹slam, afla¤ıdan yukarıya do¤ru büyümelidir. Bu dinin büyük bir teflkilatlanmayı taflıyabilecek kadar tabanda kuvvetli oldu¤una inanıyorum. Mahmut Aflkar: Muhterem Murat Bey, zaman zaman de¤iflik konularda görüfllerinize müracaat etmek istiyorum. Zaman ayırarak sorularımızı cevaplandırdınız. Size teflekkür ediyorum. Dr. Murad W. Hofmann lmanya’nın eski bir diplomatı olan Murad Hofmann, 1931 Aschaffenburg do¤umludur. Ö¤renimini Münih, New York Schenectady ve Harvard Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Brüksel’de NATO Enformasyon Müdürlü¤ü (1983-1987), Federal Almanya Cezayir Büyükelçili¤i (1987-1990) ve Fas Büyükelçili¤i (1990-1994) görevlerinde bulundu. Dr. Wilfried Hofmann 1980’de müslüman olduktan sonra Murad adını aldı. Dr. Murad Hofmann Almanya, ‹ngiltere ve Pakistan gibi ülkelerde yayımlanan gazete ve dergilerde genellikle ‹slamiyet üzerine makaleler yazmakta, birçok ülkede konferanslara, açık oturumlara davet edilmektedir. Almanya’daki müslümanlarla ve ‹slamiyet’le ilgili konularda görüfllerine baflvurulan, ropörtaj yapmak için aranan ‹slâm entellektüellerinin baflında gelir. Almanca, ‹ngilizce, Arapça ve Türkçe yayımlanan kitaplarının belli bafllıları; ‹slâm Felsefesinin Rolü, Gerçek Alternetif Olarak ‹slâm, ‹slâm’a Felsefi Bir Yolculuk, Mekke’ye Seyahat, 3. Binyılda ‹slâmî Siyasetin Oluflumu, 3. Binyılda Yükselen Din ‹slâm, Müslüman Bir Alman’ın Günlü¤ü ve Max Henning’in tercümesini yaptı¤ı Kuran-ı Kerim Meâli’nin yeniden düzenlenmesi. Dr. Murad Hofmann’la tanıflmamız iki sene önceye dayanır. Kısa zamanda samimi bir a¤abeyi-kardefl münasebeti geliflti aramızda. Efendi ve a¤ır bafllılı¤ıyla, az ve öz konuflmasıyla tanınır. Biraz Türkçe de konuflur ve okur. Almanya Müslümanları Merkez konseyi (ZMD)’nin danıflma heyetinde, birço¤unun bilmedi¤i ve topluma pek yansımayan bir mücadeleci alim ve aynı zamanda Almanya müslümanlarının entellektüel cephedeki en önde gelen imanlı bir flahsiyetidir. A 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr 30 Seite 30 DOSYA Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN KURAN-I KERM'DEN SEÇME DUALAR Bismillahirrahmanirrahim Ey Allah'ım! “Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize do¤ru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulundu¤un kimselerin yoluna Gazaba u¤ramıflların ve sapmıflların yoluna de¤il.” (Fatiha 5-6-7) "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi atefl azabından koru!" (Bakara 201) "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler toplulu¤una karflı bize yardım et!" (Bakara 250) "Ey Rabbimiz! e¤er unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yükledi¤in gibi a¤ır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyece¤i yükü de yükleme! Ba¤ıflla bizi, ma¤firet et bize, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karflı yardım et bize. (Bakara 286) "Ey Rabbimiz! bizi do¤ru yola ilettikten sonra, kalplerimizi e¤riltme. Bize tarafından rahmet ba¤ıflla, lütfü en bol olan sensin. (AL-‹ ‹MRAN 8) "Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı ba¤ıflla ve bizi atefl azabından koru!" (AL-‹ ‹MRAN 16) "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü diledi¤ine verirsin, diledi¤inden de onu çeker alırsın, diledi¤ini aziz edersin, diledi¤ini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her fleye kâdirsin. (AL-‹ ‹MRAN 26) Ey Rabbimiz, senin indirdi¤ine iman ettik, o peygambere de uyduk. Artık bizi flahidlerle beraber yaz. (AL-‹ ‹MRAN 53) "Ey Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve ifllerimizdeki taflkınlıklarımızı ba¤ıflla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, Kâfirler güruhuna karflı da bize yardım et!" (AL-‹ ‹MRAN 147) "Ey Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana ça¤ıran bir davetçi iflittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı ba¤ıflla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermifl kullarınla beraber yanına al". (AL-‹ ‹MRAN 193) "Ey Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad etti¤ini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdi¤in sözden dönmezsin". (AL-‹ ‹MRAN 194) "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, e¤er bizi ba¤ıfllamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana u¤rayacaklardan oluruz!" (ARAF 23) "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. E¤er Allah bizi do¤ru yola sevk etmeseydi biz do¤ru yola eriflemezdik. fiüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçe¤i getirmifller." (ARAF 43) Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!" (YUSUF 101) "Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdo¤ru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! duamı kabul et! (‹BRAH‹M 40) "Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekilece¤i günde beni, ana-babamı ve müminleri ba¤ıflla!" (‹BRAH‹M 41) "Rabbim! Beni, takdir etti¤in yere gönül rahatlı¤ı ve huzur içinde koy ve çıkaca¤ım yerden de dürüstlükle ve selametle çıkmamı sa¤la. Bana katından yardım edici bir kuvvet ver." (‹SRA 80) "Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve bizim için flu iflimizden bir kurtulufl yolu hazırla." (KEHF 10) "Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi ba¤ıflla, bize merhamet et, sen, merhametlilerin en iyisisin." (MÜM‹NUN 109) "Ey Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav! Do¤rusu onun azabı geçici bir fley de¤ildir. (FURKAN 65) "Ey Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurdu¤un Adn cennetlerine koy. fiüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin." (MÜM‹N 8) "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan etti¤in nimetlerine flükretmemi ve senin hoflnut olaca¤ın salih amel ifllememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Do¤rusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten müslümanlardanım." (AHKAF 15) "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardefllerimizi ba¤ıflla, kalplerimizde inananlara karflı bir kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok flefkatli, çok merhametlisin!" (HAfiR 10) "Ey Rabbimiz! Bizi inkar edenler için bir fitne kılma, (onlara ma¤lub etme!) bizi ba¤ıflla! Ey Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin." (MÜMTEH‹NE 5) "Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi ba¤ıflla, çünkü sen her fleye kâdirsin." (TAHR‹M 8) Allah'ım! Kötü günden, kötü geceden, kötü zamandan, kötü arkadafltan, mahalledeki kötü komfludan sana sı¤ınırım. Sen'den baflka ilah olmadı¤ı, yedi kat göklerin sahibi ve yüce arflın sahibi oldu¤un için senden istiyorum. Senden baflka ilah olmadı¤ı, yedi kat gö¤ün, yedi kat yerin sahibi ve yüce arflın sahibi oldu¤un için senden istiyorum. Sen her fleye kadirsin.. Allah'ım! Kur'an’dan okuyaca¤›m›z her bir cüz karflılıgında bize mükafaat ve her bir HARF karflılıgında Manevi bir tad ver. Allah'ım! Bize Kur'an da bulunan her bir; EL‹F....harfi ile.... ÜLFET............. ver. BE.......harfi ile..... BEREKET.......... ver. TA.......harfi ile..... TEVBE........... ver. SE.......harfi ile..... SEVAP........... ver. C‹M....harfi ile..... CEMAL............. ver. HA......harfi ile.... H‹KMET............ ver. HI.......harfi ile..... HAYIR............ver. DAL...harfi ile..... DEL‹L.............. ver. ZEL...harfi ile..... ZEKA............... ver. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 31 ÖZEL KÖE Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 31 BABANIN GALAXSNDE YOLCULUK!!! Mustafa KASALAK [email protected] Sevgili Okurlar!..... Gerçe¤i itiraf etmem gerekirse, yazmaktan pek hofllanm›yorum. Daha çok konuflmaya birebir insanlarla, (live) denilen canl› sohbetlere bay›l›yorum. Müsait ortamlarda s›kça bir araya geldi¤imiz dost ve arkadafllarla inan›lmaz zevk ve haz duyuyorum. Hele bir de onlar›n üzerime, üzerime gelip laf istediklerinde onlar› lafla güzel bir kafl›d›m m› hem onlar hem ben oldukça rahat ediyoruz. Yaz›lacak o kadar bol konular var ki, ah üflenip flu tembelli¤im tutmasa. Yani anlayaca¤›n›z mutfakta her malzeme var ve bol, lakin usta hem tembel hem maharetli de¤il. ‹nan›n usta çal›flkan ve maharetli olsa, piflirilen afl daha leziz olur. Ne varki siz beni böyle sevdiniz. Ben sizden çok memnunum, inflallah böyle devam ederiz. Allah’tan bilgisayarda yazm›yorum, bir de hiç anlamad›¤›m bilgisayarda yazmaya kalksam, inan›n de¤il ayl›k gazete, y›ll›k dergi veya gazeteye yazmam laz›m. O zaman da yaz›lan yaz›lar antikalafl›r. Hofl antikay› flahs›ma severim, ama zaman›m›zda art›k herfley günübirlik (Fikirler, Dostluklar, Arkadafll›klar, hatta evlilikler bile. Sizleri tenzih ederim). Sa¤ olsun sevgili k›z›m Esma yaz›n›n (Hitit kitabeleri gibi olan) müsveddesini bilgisayara aktar›rken, ne çekti¤ini görmemek için evden ayr›l›r›m. Geçti¤imiz günlerde biraz hareketli ortamlarda bulundum. Dü¤ünler, sohbetler, k›sa geziler, gril partileri filan. fiu s›k›nt›l› anlarda dahi, Allah’tan etraf›m›zda güzel insanlar›n dolu olmas› gelece¤e umutla bakmaya yetiyor. (Tabi dünyaya küsmüfl, izole olmufl) dost ve arkadafllara da Allah’tan en k›sa zamanda kendilerine gelmelerini temenni ederim. Yaz geliyor. Her ne kadar Almanya’da havalar günün yar›s› ya¤murlu yar›s› güneflli de olsa, baz› etkinlikler oluyor. Biz de davet edildi¤imiz yerlere, vaktimiz oldu¤u müddetçe uzak yak›n demeden icabet ediyoruz. Geçti¤imiz günlerde bir grilde ayn› gazetede beraber yazd›¤›m›z bir arkadafl yaz›m› be¤eni ile okudu¤unu iletti ve tebrik etti. Gayet ciddi „Sa¤ol" dedim kendisine. Belli ki, o da benden kendi yaz›s›n› okuyup be¤endi¤imi söylememi bekliyor. Hiç seslenmedim, biraz sonra dayanamad›: "Eeeee, benim yaz›ya ne diyeceksin?" diye sordu. "Hiç.." dedim. "Nas›l hiç?" "Baya hiç, yaz›n› okumad›m ki, ne söyleyeyim," dedim. Bozulur gibi oldu. Ben seninkini okudum amma der gibi yüzüme tekrar bakt›. "Bak arkadafl, ben hiç bir arkadafl›m illa benim yaz›m› okusun diye yazm›yorum. Ve niye okumad›n diye di¤er arkadafllara k›zm›yorum. Gazeteye yaz›ya bafllad›¤›mda iki fleye dikkat ettim. Birincisi; yaz›lar›m eksik, kusur ne ise nokta ve virgülüne dokunulmayaca¤›na dair söz ald›m. ‹kincisi; ben de kendi köflemden baflka bir yere bakmayaca¤›ma, kimseye kar›flmayaca¤›ma, ayn› masada otursakta, ayr› tabaklarda yemek yiyen di¤erlerinin taba¤›nda ne yeniyor diye bakmayaca¤›ma dair söz verdim. ‹ster inan ister inanma. Ben sadece kendi yaz›m› okuyorum. Anlayaca¤›n benimkisi kendin piflir kendin ye cinsinden, yoksa sizle alakas› yok." Bakt›m arkadafl al›nd›. "Ver elini seninle anlafl›p bar›flal›m. K›rg›nl›¤›n gitsin", dedim ve elini toka yapar gibi tuttum. "Bundan sonra benim yaz›lar›m› okuyaca¤›na söz veriyor musun?" diye sordum. Heyecanla "evet" dedi. "Ben de bu arkadafllar huzurunda yukar›daki anlatt›¤›m prensiplere ba¤l› kalaca¤›ma söz veriyorum.." deyince arkadafl birden neflelenip gülmeye bafllad›. "Ulan Kasalak, yine sözü ald›n desene. Ben senin yaz›y› okuyaca¤›m ama sen benim yaz›y› okumayacaks›n", dedi. Kendisini kucaklad›m. „Hele flükür, flakay› daha yeni fark ettin," diye espiri yapt›m ve „beni hep yürütüyorlar, birazda ben sizi yürüteyim," diye tak›ld›m. Dedik ya, bu aralar mini gezilerimiz oldu diye... Yine geçti¤imiz günlerde Kerpen’de düzenlenen Aileler Gününe ifltirake karar verdik. Ne yaz›k ki baz› nedenlerden dolay› ailemin tümü gidemedik. Sadece ben ve büyük k›z›m gitmeye karar verdik. Hanau Cemiyet Baflkan›m›z Hasan abi (Kalender ve uyumlu bir abimiz oldu¤u için arkadafllar aram›zda „BABA" deriz). Sa¤olsun arabas› müsait, beraber gitmemizi rica etti. Peki dedik, belirtilen zaman ve mekanda bulufltuk. Kendisi, yengehan›m, k›zlar› ve komflunun k›z› ile befl kifli iki de biz yedi kifli (BABANIN Galaxi) ile hareket ettik. Takriben yol yar› olunca müsait bir park yerinde kahve ve kahvalt› yapmak için mola verildi. Uygun bir masaya bohçalar aç›ld›. Çaylar k›zlar taraf›ndan dolduruldu. De¤erli yengehan›m belli ki erken saatlerde özene bezene haz›rlam›fl oldu¤u kavurmal› ve k›ymal› böreklerle masay› donatt›. Bu es- nada baz› mola veren Almanlar bizim masaya imrenerek bak›yorlar. „Yahu Almanlar›n can› kal›yor," dedim. Hasan abinin büyük k›z› "Mustafa amca, biz de Alman›z", dedi. Hemen mini bir anket yapt›m. Hakikaten Hasan abi ve tüm ailesi, komflusunun k›z› ve benim k›z›m dahil olmak üzere hepsi Alman vatandafl›. Sahi, bir ben Türküm. „Madem hepiniz Almans›n›z, Kerpendeki Türklerin Aileler Gününde ne yapacaks›n›z ki?", diye sordum. K›zlardan birtanesi öne at›ld›: „Mustafa amca, Türklerle kaynaflmaya gidiyoruz. Çünki birzamanlar biz de Türk idik ve onlar›n halinden en iyi bizler anlar›z!!!" dedi. O anda hepimiz gülüfltük. Tabi bu arada kavurmal› börekleri epey afl›rm›fl›m… Selam ve dua ile… NOT: Okurlar›m›n yo¤un iste¤i üzerine e-mail adresimi afla¤›da sunuyorum. [email protected] 11. sayi sayfalar 32 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 32 KOMED-MZAH Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 33 Hayat SALIK SAYFASI Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 33 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 SICAK ÇARPMASI Dr. Mehmet BLGN [email protected] az mevsiminin gelmesiyle birlikte artan sıcaklara ba¤lı olarak bazı hastalıklar sıkça ortaya çıkmaktadır. Günefl ve sıcak çarpması da bunlardandır ve özellikle çocuk ve yafllılarda ölüme dahi neden olabilecek tehlikeler do¤urabilmektedirler. Günefl altında ve çok sıcak ortamlarda bulanma, havalandırması olamayan kapalı ve sıcak yerlerde uzun süre kalma durumlarında vücut ısısı artmaya bafllar. Bu burumda deri yüzeyindeki kılcal damarlar genifller ve vücut yüzeyine daha fazla kan da¤ılır. Buna paralel olarak terleme Y ve buharlaflma ile vucuttaki fazla ısı atılmaya çalıflılır. Bu flekilde vücut kendini tehlikeli olabilecek sıcaklık artıflından korumaya çalıflır. E¤er kifli terleme yoluyla kaybetti¤i sıvı ve tuzu yerine koymazsa, vücutta dehidratasyon (aflırı su ve tuz kaybı) geliflir. Bu durumda artık terleme olmaz ve vücut ısısı gittikçe yükselmeye bafllar. Vücut ısısı belli bir düzeyin üstüne çıkınca (42 derece), merkezi sinir sistemi yani beyin etkilenerek ısı kontrol mekanızması bozulur. Bunun ardından bilinç kaybı, bayılma ve hatta acil müdahale olmazsa ölüm meydana gelebilir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan önce vücut ısısının hemen düflürülmesi, kaybedilen sıvı ve tuzun yerine konulması gerekir. Sıcak Çarpması Belirtileri - Çok sıcak, kuru ve kızarık deri - Yüksek atefl (vücut ısısı 42 derecenin üstüne çıkar) - Hızlı nabız, hızlı solunum, aflırı halsizlik - Bafl a¤rısı, kas a¤rıları - Bafl dönmesi, korku hissi, bayılma Sıcak Çarpmasına Karflı Alınacak Tedbirler - Çok sıcak havalarda özellikle ö¤le saatlerinde (saat 11 ile 15 arası) günefl altında uzun süre kalmamak gerekir - Sıcak ortamlarda bulunuyorsanız yanınızda mutlaka su veya meflrubat taflıyınız. ‹htiyaç hissetmeseniz bile günde en az 1-2 litre su tüketmeye özen gösteriniz. Terleme sırasında ayrıca tuz kaybı da oldu¤undan, tuzlu ayran içmek yararlı olur. - Açık havada dolaflırken baflı günefl ıflınlarından korumalı, flapka veya flemsiye taflınmalıdır. - Açık renkli, ince ve pamuklu giysiler tercih edilmeli, naylon giysiler giyilmemelidir. - Çocukların günefl altında uzun süre oynamalarına izin vermeyiniz. Ö¤le saatlerinde ev içinde veya gölgede kalmalarını sa¤layınız. - Günefl altında güç isteyen sporları yaparken kendinizi fazla zorlamayınız. Yorgunluk hissetti¤inizde dinleniniz ve su ihtiyacınızı gideriniz. - Kendinizi güneflin altında halsiz hissetti¤inizde gölge bir yere geçin, yardım isteyin ve vücudunuzu so¤utmak için so¤uk dufl alın veya en azından baflınızı so¤uk suyla yıkayınız. Sıcak Çarpmasında ‹lk Yardım - Hasta günefl altındaysa gölge ve serin bir yere taflıyınız ve e¤er bilinci açıksa yarı oturur durumda bekletiniz. - Hastanın ateflini kontrol ediniz. - Nabız ve solunumunu kontrol ediniz. - Kalın ve sıkı giysileri çıkarın - Vücut ısısını düflürmek için hastaya so¤uk dufl aldırın veya vücuda so¤uk kompresler uygulayın. Kompresleri sık sık so¤utup tekrar uygulayınız. - Hastanın bilinci açık ise, alkolsüz so¤uk içecekler, tercihen su veya tuzlu ayran içiriniz. Bilinç kapalıysa ya da bulanıksa birfley içirmeye çalıflmayınız. Çünkü sıvı solunum yollarına kaçabilir ve hasta bo¤ulabilir. - Hastanın bilinci kapalı ise veya kötüye gidiyorsa sa¤lık ekibine haber verin ve uzmanlar gelene kadar hastanın bilincini, nabzını ve solunumunu sık sık kontrol ediniz. Bu durumda hastayı sırt üstü yatırıp, baflını sola çeviriniz. - Solunum ve nabız durması halinde, suni solunum ve kalp masajı yapılması gerekebilir. AKUT GASTROENTERT (SHAL) aha çok yaz aylarında ortaya çıkan virüslerin, bakterilerin veya parazitlerın neden oldu¤u ishal, kusma ve karın a¤rısıyla kendini gösteren bir hastalıktır. Kusma ve ishal uzun sürerse, fazla sıvı ve mineral kaybı sonucu halsizlik, bafl dönmesi, sıvı kaybı ve hayati tehlike oraya çıkabilir. Özellikle çocuklarda ishale ba¤lı sıvı ve elektrolit kaybı sık ölüme neden olan hastalıkların baflında gelir. ‹shale neden olan organizmalar özellikle insan ve hayvan dıflkısıyla kirlenmifl sularda uzun süre canlı kalabilir ve ço¤alabilirler. Sıcak havalarda bu organizmaların ço¤alması daha da kolaylaflır. Mikroplu suların içilmesi veya bu sularla yıkanmıfl meyve ve sebzelerin veya mikropların üredi¤i besinlerin yenmesiyle mikroplar vücuda alınır ve ishal bafllar. ‹shal, dıflkılama sıklı¤ının artması ve dıflkının sıvı içeri¤inin artması olarak tanımlanır. Parazitlerden kaynaklanan ishallerde en sık etken ‘Giardia’ denilen parazittir ve sulu ishale yol açar. Kolera bakterisi ‘pirinç suyu’ görüntüsünde, ciddi sıvı ve elektrolit kaybına yol açan ishale neden olur. Salmonella bakterisi daha çok besinlerden bulaflarak Tifo ve tifo benzeri hastalıklara yol açar ve yüksek ateflle birlikte genel durumu bozan ishalle seyreder. Kalın ba¤ırsak hastalı¤ıyla seyreden ishallerde dıflkı iltihaplı, sümüksü görünümde ve kanlı olur. Bu hastalı¤a dizanteri denir. Bakterilerden ‘fligella’ bakteriyel dizanteriye, protozoonlardan ‘amip’ amipli dizanteriye neden olur. Bunların yanında birçok D virüs de ishale neden olabilir. Turist ‹shali (Seyahat ‹shali) Bu haslalı¤a % 80 oranında ‘E. Koli Bakterisi’ sebep olur. Uzun seyahatler sırasında ortaya çıkan turist ishali, ço¤unlukla 2-3 gün süren, fliddetli olmayan ishal durumudur. Seyahat sırasında vücut direncinin düflmesi ve yorgunluk hastalı¤ın ortaya çıkmasını kolaylafltırır. Belirtiler - Bulantı, kusma, ifltahsızlık, halsizlik - Ba¤ırsak seslerinde artma, kramp tarzında karın a¤rıları - Dıflkılama sıklı¤ında artma ve dıflkının sıvı içeri¤inin artması - Bazen bafl a¤rısı, bafl dönmesi ve kas a¤rıları olabilir. - Aflırı sıvı ve mineral kaybı varsa, fluur kaybı ve ölüm meydana gelebilir. ‹shale Karflı Önlem ve Tedavi 1. Hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Her tuvaletten sonra eller sabunla yıkanmalıdır. 2. Sebze ve meyveler bol ve temiz suyla yıkanmadan yenmemelidir. 3. Temizli¤inden emin olunmayan sular içilmemelidir. fiüpheli durumlarda su kaynatılmalı vaya klorlanmalıdır. 4. Seyahatler esnasında vücut direncini düflürmemek için vücudu fazla yormamalı ve bol bol dinlenmelidir. 5. Yaz aylarında mide ve ba¤ırsakları yormayacak hafif yiyecekler tercih edilmelidir. 6. Temizli¤inden flüphe edilen, rengi ve kokusu de¤iflmifl, son kullanma tarihi geçmifl gıda- lar tüketilmemeli ve donmufl gıdalar çözündükten sonra hemen tüketilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Sütlü mamüller taze iken tüketilmeli ve sıcakta fazla bekletilmemelidir. 7. ‹shal belirtileri baflladıktan sonra yafllı olmayan hafif yiyeceklerle bir süre diyet yapılmalıdır. ‹shalle atılan sıvı ve tuzu yerine koymak için vücuda bol sıvı ve tuz alınmalıdır. Bunun için gerekirse evde hazırlanabilen veya eczanelerde satılan tuz-fleker karıflımı tozlar suya katılarak içilebilir. Bu flekilde vücudun sıvı ve mineral kaybı yerine konur. ‹shal Tedavisi Nasıl Yapılır? ‹shale ba¤lı geliflen sıvı ve tuz kaybı özellikle çocuklarda oldukça önem taflır. Bu nedenle bu kaybın derecesi belirlenip, az oranda ise a¤ız yoluyla, fliddetli oranda ise damar yoluyla yerine konması gerekir. Ev ortamında da hazırlanabilen; 5 su barda¤ı kaynatılmıfl so¤utulmufl suya 2 çorba kaflı¤ı fleker, 1 çay kaflı¤ı sofra tuzu ve 1 çay kaflı¤ı karbonat konarak karıfltırılır. Her ishal sonrası hastaya içebildi¤i kadar sık aralıklarla içirilir. Sıvı ve tuz kaybının fazla olmadı¤ı ishallerde, hastalar hastaneye yatırılmadan uygun diyetle ayakta tedavi edilebilir. Dizanteri vakaları, kolera ve fazla su/tuz kaybı ile seyreden ishaller hastaneye yatıfl gerektirir. Bazı bakteriyel ve protozoal ishallerde antibiyotik tedavisi gerekebilir. ‹shal düzelene kadar ya¤sız ve posasız gıdalarla, ishal diyeti uygulanır ve hastanın a¤ızdan bol sıvı alması sa¤lanır. 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 34 KOMED-FIKRA 34 Temel ile Dursun Temel ile Dursun Trabzon'un da¤lık bölgesinde ava çıkmıfllar. Uzun u¤rafllardan sonra elleri bofl dönmek üzere iken oldukça iri ve heybetli bir geyi¤e rastlamıfllar. Her ikisi de epeyce u¤rafltıktan ve kovaladıktan sonra köye 5-6 kilometre kala geyi¤i vurmufllar. Aslında küçük hayvan avına çıkmıfl olan iki arkadaflın yanında geyi¤i taflıyabilecekleri herhangi bir araç veya alet olmadı¤ından düflünce üretmeye bafllamıfllar. Temel ,Dursun'a "Ula Dursun habu hayvanın bir boynuzunu sen tut di¤erini ben diyerek çektirmeye bafllamıfllar. Tahmin edilece¤i gibi çok zor olan bu flekilde köyün yolunun baflına kadar kan ter içerisinde gelirlerken köyden birine rastlamıfllar. Onların bu halini gören arkadaflları "Yahu siz delimisiniz bu böyle taflınır mı? Sizin kafanız hiç çalıflmıyor kardeflim, ikiniz bir olun flu hayvanı kuyru¤undan çekin daha rahat taflırsınız" önerisini yaparak yola devam etmifl. Bu fikri çok uygun bulan iki kafadardan biri olan Temel yaklaflık yarım saat sonra Dursun'a dönerek "ULA DURSUN BU HAYVAN BÖYLE ÇOK KOLAY ÇEK‹L‹YORMUfi, AMA ANLAMADU⁄UM B‹R fiEY VAR BUNU KUYRU⁄UNDAN ÇEKTU⁄UMUZDAN BER‹ KÖYDEN G‹TT‹KÇE UZAKLAfiIYRUK.!! Kaynana Temel bir gün kahveye girmifl. Üstü baflı yırtıkmıfl. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap vermifl. Kahvedekiler: "‹yi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de." Temel Eczane Açmak ‹sterse Temel eczacılık fakültesini bitirmifl. Fakat eczane açacak parası yok. Girmifl bir eczaneye: -Beyefendi sizde so¤an var mı? Adam Temel'i baflından savmıfl. Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormufl. Birgün eczacı Temel'e: - Kardeflim senin derdin ne? Burayı bana sat. Eczac› kurtulmak için eczaneyi satmıfl, birkaç gün sonra Eczaneyi satan adam içeri girmifl, Temel'e: - Siz de so¤an var mı? demifl... Temel adama 'biz de so¤an var ama senin reçeten var mı?' demifl.... Temel Kamyon fiöförü Temel Kamyon floförü.. Kamyon çok yüklü, yükseklik 6 metre... Bir köprüye yaklaflıyor.. Köprünün üstünde azami yükseklik 4 metre yazıyor. Temel sa¤ına soluna bakıyor ve: "Polis yok geçerim" diyor. Piyanist Temel Temel Laz oldu¤u için kendinden nefret ediyormufl. Amerikaya gitmifl ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmifl, iyi flekilde ‹ngilizce ö¤renmifl ve meflhur bir piyanist olmufl. Birgün büyük bir toplulu¤a konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymufl: - Helal sana hemflerum, çok iyi çalayusun da! Temel: -Benim Laz oldu¤umu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum. - Nasıl anlamayayım, demifl adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!!!!!! Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Temel Uzayda Nasa uzay arafltırma merkezi, günlerden bir gün Mars'a gidebilecek bir mekik yapar. Bu meki¤e üç ayrı ülkeden üç astronot binecektir. Bunlar bir Fransız, bir Alman ve Türkiye'den de Temel'dir. Bunlara orada uzun süre kalacaklarını ve bu yüzden yanlarına en çok sevdikleri fleyi almalarını söylerler. Alman: "Ben içki içmeden yapamam bana içki verin der." Fransız: "Ben karım olmadan yapamam onu da götüreyim der." Temel: "Ben da sigarasuz edemam," der ve sigara ister. Aradan yıllar geçer artık meki¤in dönece¤i gün gelmifltir. Onlar için büyük bir tören düzenlenir. Önce Fransız iner mekikten yanında karısı ve iki küçük çocu¤u vardır. Sonra Alman, gözleri kan çana¤ı gibi, sendeleyerek iner mekikten. En son Temel fırlar ve elinde bir sigara, ba¤ırır: "Uyy hemflerum! Atefli olan var mi??" Temel ve Deva Temel'in tek hayali Mısıra gidip muhteflem Piramitleri görmektir. Tarlayı, ine¤i satar bilet parasını denkler ve ilk gemiyle Kahire'ye gider. Gemiden iner inmezde cebindeki para ile Piramitlere nasıl gidece¤ini arafltırır. Gezi programları ve kiralık araç çok pahalı gelir. Tam ümitsizce dolaflırken bir levha görür "kiralık develer" hemen sorar, günlü¤ü çok ucuza gelir ve kiralar. Tabi zekice bir soru sorar. -"Bu deveyi nasıl kullanabilirim". Görevli kifli nazikçe bu soruya cevap verir. "Devemizde 3 vites vardır 1. vites için bir kez "OH" demeniz yeterli 2. vites için iki kez "OH-OH", ve en seri vites 3. vitestir bunun için ise üç kez "OH-OH-OH" demelisiniz" der. tabii Temel hemen sorar "peki nasıl durduraca¤ım bu deveyi?, freni yok mu?" -Satıcı "Devemizin freni için "ALLAH" demeniz yeterlidir der, Temel meydanda bir iki deneme turu atar "OH" der yürütür,"ALLAH" der deve durur. Temel ikna olunca da, satıcı devenin yönünü Piramitlere do¤ru çevirir. Temel "OH" diyerek deveyi birinci viteste kaldırır. Çölde yol boyunca Temel birinci vitesi pek kullanmaz seri bir flekilde hedefine gider. Uzakta piramitler görünür fakat çöl sıca¤ı ve devenin sarsıntısından sersemleyen Temel piramitlerin arasından hızla geçen deve ile ancak bir iki kare foto¤raf çekebilir ve deveyi durdurmak ister, "‹NfiALLAH" der ,Deve durmaz, "MAfiALLAH" der deve durmaz, tüm bu gayretlerle deveyi durduracak sözcü¤ü hatırlayamayan Temel deveyi birinci vitese alır fakat az ilerideki uçuruma do¤ru deve yavafl yavafl yaklaflmaktadır, "‹NfiALLAH", "MAfiALLAH" der deve durmaz ve uçurum kenarında düflmeden önceki son adımını havaya kaldırır ve Temel afla¤ıya düflmenin verdi¤i korkuyla elleriyle gözlerini kapar "ALLAH" der deve zınk diye durur. Düflmedi¤ini gören Temel gözlerini açar ve sevinç içinde derin bir "OH" çeker. (malum 1. vites) Temelin ‹cadı Bir Kürt ve Temel Amerika'ya zengin olmak için gitmifller. 1 sene sonra aynı yerde tekrar buluflmak üzere ayrılmıfllar... Bir sene sonra Temel yine aynı flekilde befl parasız buluflma yerine gelmifl. Daha sonra yanına bir limuzin yanaflmıfl ve içinden smokin giymifl bizim Kürt çıkmıfl. Kısa bir selamlaflmadan sonra -Temel: Valla ben hiç bir baltaya sap olamadım der. Ama görüyorum ki sen oldukça iyi durumdasın. - Kürt: Eh iflte durum iyi der. Valla bu Amerikalılar salak. Bir fal makinası yaptım. 5 dolara elini makineye koyuyorsun ve fala bakıyor der. Daha sonra yine bir sene sonrası için sözleflirler. Bir sene sonra yine Kürt limuzini ile gelir ve beklemeye bafllar. 10 dk sonra tepeden dabadabadabna bir helikopter iner ve içinden bizim Temel çıkar. Kürt flaflırır. Ulan nasıl oldu da bu kadar zengin oldun? - Temel: Valla bu Amerikalılar çok salak. Ben senin makineyi biraz gelifltirdim der. 5$'a elini veriyorsun fala bakıyor. 10$ vermezsen elini geri alamıyorsun. Temel ve kamyonu Temel arakadafllarının tavsiyesi ile bir kamyon alır. Ehliyeti olmadı¤ı için floför tutar ve onunla tüm nakliye ifllerini beraber yürütürler. Birgün yine Ankara-Elmada¤ yokuflunu tırmanırken kamyonun vitesi floförün elinde kalır. flaflkınlıkla Temel'e dönüp vites kolunu gösterir. Temel de bilgiç bir edayla - Haçan olaca¤u buydu, aldu¤um cünden beri kurcalaysun... DO⁄RAMASINI B‹LMEYEN‹N Yolda yemek için yanına aldı¤ı pastırmayı çaldıran Kayserili, hayli hiddetlenir. Onun "of, puff" diye sıkıntısını anlayan hemflehrisi, "Kendisine bu kadar dert etme." diyerek onu teselli etmeye çalıflır: -Bir parça pastırmayı çaldırdı¤ına bu kadar hayıflanmanın bir anlamı yok. Bofl ver, gel bendekini beraber yeriz. Yol arkadaflı, pastırmayı çaldırdı¤ına bu kadar hayıflanmadı¤ını belirterek durumu izah eder: -Adamın çaldı¤ına yanmıyorum, pastırma do¤ramasını bilmeyen bir adamın eline geçmiflse diye ona üzülüyorum, demifl. USTA MEHMET A⁄A Kayseri’de geçmifl zaman içinde Usta Memed A¤a adında bir debbafl yaflarmıfl. Yardımcılarıyla beraber her gün ifle gider, pis kokular ve kirler içinde deri tabaklaması yaparmıfl. Her akflam üstü baflı kir pas içinde evine dönermifl. Usta Memed A¤a, evine dönerken her gün kazandı¤ı 10 kurufl parayla, tabaklamadan kalan pislikleri temizlemek için sabun ve temizlik malzemesi alırmıfl. Hemen hemen kazandı¤ının tamamını günlük suya sabuna harcarmıfl. Öyle ki elde bir kuruflu dahi kalmazmıfl. Hanımının artık canına tak etmifl. Kocasına bu ifli bırakmasını ö¤ütlemifl. Usta Memed A¤a hanımına: - Bak hanım, köyden anan baban un bulgur göndermezse aç kalaca¤ız. Biliyorum ama benim bu ifli yapmamın sebebini de ö¤ren öyleyse demifl. Sabah yardımcıları kapıya gelip avludan içeriye: -Haydi Usta, ö¤len oldu. ‹fle geç kalıyoruz diye seslendiklerinde hanımına dönerek: -Bak hanım, duydun mu? Usta Memed A¤a diyorlar ya! Sırf bu lafı duymak için dahi bu ifl yapılır, flimdi anladın mı? KAYSER‹L‹LER VE KARADEN‹ZL‹LER Kayserililer ile Karadenizliler savaflıyorlarmıfl. Karflılıklı mevzilerden birilerine atefl ediyorlarmıfl. Uyanık Kayserililer bir oyun düflünmüfller. ‹çlerinden biri: -Bu Karadenizli uflaklar biraz saf olur, bunların içinde ‹dris, Temel ve Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Dursun isimliler çok olur. Biz mevziden seslenelim. Dursun ya da ‹dris diye seslenelim en az 8-10 kifli aya¤a kalkar, biz de onları vururuz. Koyulmufllar planı uygulamaya. Kayserililer seslenmifl: -Temel kimdir? 8-10 tane Temel kalkmıfl "benim"demifl. Hemen onları vurmufllar. Kayserililer yine seslenmifl: - ‹dris kimdir? 8-10 tane ‹dris kalkmıfl "benim" demifl. Onları da vurmufllar. Yine seslenmifller: -Dursun kimdir? 8-10 tane Dursun kalkmıfl "benim" demifl. Kayserililer onları da vurmufllar. Karadenizliler oldukça çok kayıp verdikten sonra anlayabilmifller Kayserililerin oyununu. - Yahu bu Kayserililer bizi bu flekilde öldürecekler. Biz de onlara bir oyun oynayalım. Düflünmüfller taflınmıfllar ve planlarını yapmıfllar. Hemen de uygulamaya koyulmufllar. Karadenizlilerden birisi mevziden kalkmıfl seslenmifl Kayserililere: -Befl lira bulduk, kimindur? Kayserililerin hepsi birden aya¤ı kalkmıfl!.. -Benim diyen dıfları fırlamıfl. Böylece Karadenizliler Kayserilileri toptan imha etmifller. KASKET‹N DEL‹KLER‹ 1960’lı yılların baflında Kayserili vatandaflın birisi Ankara’da dolaflırken kendisine bir kasket almak istemifl. ‹lgili dükkanların bulundu¤u bölümleri gezerken bir kasket be¤enmifl ve baflına geçirip aynadan kendisini izledikten sonra satıcıya "kaç lira" oldu¤unu sormufl. O zamanlar kasketin en iyisi iki buçuk liradır ama satıcı bakmıfl ki adam be¤enmifl: "befl lira" demifl. Kayserili vatandafl kasketi eline alıp evirip çevirdikten sonra: -Hani bunun delikleri, demifl. Satıcı hayretle sormufl: -Taze kaskette delik ne arasın hemflehrim? Kayserili: -Bu kaskete befl lira verecek efle¤in kulakları nereden çıkacak?. EfiEK ‹NAT OLUNCA 1970’li yıllarda komflu illerden bir yolcu Kayseri’ye gelmifl. Pastırmanın çok methini duymufl, hatta birkaç sefer de yemifl. Ancak pastırma aleyhinde çıkan dedikodulardan da oldukça rahatsızmıfl. Tek problemi eflek etinden pastırma satmayan bir dükkan bulup oradan almakmıfl. Adamca¤ız flüpheli bakıfllarla pastırmacılar çarflısını dolaflıp dükkanları inceleyip (flurası satar, burası satmaz: flurası daha temiz, burası pasaklı v.b.) düflünürken, yazı tura atmak gelmifl aklına. Atmıfl yazı turayı, denk gelen dükkana girmifl. Adamın flüpheli bakıfllarla girip pastırmaları inceledi¤ini anlayan Kayserili esnaf, adamın ne için bu kadar inceledi¤ini de tahmin etmifl ve bir oyun oynamayı düflünmüfl. "Buyur" demifl esnaf. Adam yine tedirgin: - Pastırma alaca¤ım da... diye kekelemifl korkarak. - Tabii derhal, ne kadar? - ‹ki yüz gram yeter. Çok severim de... Ama... Öbür tarafını diyememifl. (Yani aman eflek eti olmasın diyecek) Kayserili anlamıfl vaziyeti. Parçayı tarttıktan sonra satırla kıymaya bafllamıfl: - Hemflehrim bu niye bu kadar zor kesiliyor öyle... Kayserili hemen taflı gedi¤ine oturtmufl: - Sorma birader, bu namussuz eflek iken de böyle inattı. 11. sayi sayfalar Hayat 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 35 DOSYA Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 35 Pressemitteilung über die barbarischen Anschläge in London am 07.07.2005 Die Islamische Föderation in Hessen e.V. verurteilt die barbarischen Anschläge in London. DÜNYADA TEST OLUNUYORUZ “Ein Akt der Unmenschlichkeit” "‹nsanın yeryüzündeki hayatı, "ölüm" denen kesintinin ötesine uzanan bir hayatın ilk –ve çok kısa bir- safhasından baflka bir fley de¤ildir." (Muhammed Esed) Kur’an’da yaratılıflımızın gaye ve hikmetini anlatan bir çok açıklayıcı ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerin birinde Rabbimiz flöyle buyurmaktadır: "Ben, (görünmez varlıklar olan) cinleri ve insanları yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım"(1) Allah’a ibadetin/kullu¤un birinci ve olmazsa olamaz ilk ve en temel flartı O’na flirksiz ve flüphesiz, mutlak imandır. Güzel ahlak, edebli yaflamak ve yaratılan di¤er varlıklara karflı tevazu ve flefkat göstermek de imanın hayata yansımasıdır. Bundan dolayıdır ki, güzel ahlak ölçüleri ile yaflamak bizlere dinimiz yükledigi sorumluktur. Örne¤in haram mala ve hileli kazanca iltifat etmek, bir baflkasının hakkına tecavüz etmek ahlaki bir noksanlıktır. Bir insanın helal malını haramda kullanması da bir baflka noksanlıktır. ‹nsan varlı¤ının tabiatında bu tür noksanlıklar ne yazık ki vardır. Aslolan bu za’fiyetlerden kurtulmakdır. Zaten, peygamberlerin gönderilme hikmetinin temelinde insan varlı¤ını ilahi evrensel ahlaki de¤erlere davet vardır. Allah, kullarından, gönderdi¤i ilahi kriterlerlere sadakat göstemelerini; ahlaken ve edeben olgunlaflmalarını ve nefislerini temizlemelerini istemifltir. Bundan dolayı nefs muhasebesi yapmak ve nefsi arıtmak-temizlemek kulluk sınavımızda önemli bir süreçtir. Bu da Allah’ın koydu¤u bazı muayyen ibadetleri yapıp, bazı fiilleri terk etmekle olur. Rabbimiz bu hususta flöyle buyuruyor: "De ki (Ey Muhammed): Gelin size Rabbinizin haram kıldıklarını okuyayım. Allah’a hiç bir fleyi ortak koflmayın. Ana babaya iyilik yapın. Fakirlikten dolayı çocuklarınızı öldürmeyin. Size de onlara da biz rızık veririz. Açık veya gizli hiçbir utanç verici fiil ifllemeyin. Haklı olmanız müstesna (adil ve savunmaya yönelik bir savafl, meflru ve bireysel savunma anı dıflında) Allah’ın öldürülmesini haram kıldı¤ı cana kıymayın. Allah aklınızı kullanasınız diye bunları emretti. Olgunluk yaflına eriflmeden önce yetimin mal varlı¤ına, -onun iyili¤ine olmadıkça- dokunmayın. (Bütün alıfl verifllenizde) ölçü ve tartıya tam olarak, adaletle uyun (alıfl veriflte hile yapmayın) Biz herkesi gücünün yetti¤i ile mes’ul tutarız. Ve bir görüfl belirtti¤inizde, yakın akrabanıza (karflı) olsa da, adaletli olunuz. Ve Allah’a verdi¤iniz sözleri yerine getirin. Allah düflünesiniz diye size bunları emretti. ‹flte benim yolum budur. Dosdo¤rudur. Ona uyun. Baflka yollara uymayın ki sizi Allah’ın yolundan ayırmasın. Allah bunları size emretti ki O’na karflı sorumlulu¤unuzun bilincine varasınız."(2) Bizler bu ayette çerçevesi çizilen kriterlere uyarak güzel bir hayat yaflamalıyız. Çünkü hızla geçen bir hayat var ve bu geçici bir hayattır; hepimiz ebedi bir hayata do¤ru yol alıyoruz. Dikkat ediniz, Kur’an bize, insanın yeryüzündeki hayatının, "ölüm" denen kesintinin ötesine uzanan bir hayatın ilk –ve çok kısa bir- safhasından baflka bir fley olmadı¤ını söylüyor. Yine Kur’an, insanın bütün ifl ve davranıfllarından dolayı ahlaki bir sorumluluk altında oldu¤unu ve bu sorumlulu¤un, kiflinin ahiretteki hayatında, iyi ya da kötü, kaçınılmaz sonuçlarla karflı karflıya kalaca¤ını bildiriyor.(3) Allah Teala, bu kısa dünya hayatında, kullarını, insanlara, hayvanlara ve tabiattaki tüm varlıklara karflı takındı¤ı tutum ve davranıflları ile test etmektedir. Di¤er bir ifade ile Allah Teala bir kulunun güzel bir kulluk yapıp yapmadı¤ını anlamak için, kulunun, canlı-cansız tüm varlıklara ahlak ve edeple muamele edip-etmedi¤ine, adalet ve iyilik ölçüleri ile davranıp-davranmadı¤ına, zulm, haksızlık ve kötülük yapıp-yapmadı¤ına bakmaktadır; hem de en ince ayrıntısına kadar. "Ve kim zerre kadar iyilik yapmıflsa, onu(n karflılı¤ını) görecektir; Kim de zerre kadar kötülük yapmıflsa onu(n karflılı¤ını) görecektir."(4) ‹yilik ve kötülük birbirine zıt iki ayrı davranıfl biçimidir ve bu iki davranıfl biçiminin ebedi hayatta mutlaka karflılı¤ı vardır. ‹yiliklerle hayatını güzellefltirenler ebedi hayatın mutluluk ve esenli¤ine mazhar olacaklar; hayatını kötülüklerle geçirenler ise ebedi hayatın sıkıntı ve mutsuzlu¤una maruz kalacaklardır. Ne mutlu hayatının sonuna kadar hakktan, adaletten ayrılmayan, ilahi mesajı en iyi bir flekilde anlayan ve verilen her nimetin flükrünü en güzel bir flekilde yerine getirenlere.. Yazımızı bir ayet manası ile bitirelim: "Ve o Gün hayatın nimetleri(ne karflı yaptıklarınız) için mutlaka sorguya çekileceksiniz."(5) 1 Zariyat Suresi ayet 56 2 En`am Suresi ayet 151-153 3 Muhammed Esed Kur`an Mesaj› - Kur`an`da Sembolizm ve Allegori 4 Zilzal Suresi ayet 7-8 5 Tekasür Suresi ayet 8 Der Vorsitzender der Islamische Föderation in Hessen e.V. Herr Mehmet Ates ist erschüttert und entsetzt über die Serie der unmenschlichen Terroranschläge in London. „Unser tiefstes Mitgefühl gilt den Opfern und Hinterbliebenen. Wer immer die Hintermänner dieser feigen Anschläge sind, im Islam können sie keine Rechtfertigung für ihre Tat finden. Gerade in den letzten Monaten haben sich Staatsoberhäupter für eine friedliche Welt eingesetzt, über Frieden und Islam gesprochen und auch betont, dass man Terroristische Akten nicht mit dem Islam verknüpfen kann. Denn Islam ist eine Religion der nur auf Frieden basiert. Wer sich des Terrorismus, der Gewalt und Ermordung unschuldiger Zivilisten als politisches Mittel bedient, kann sich nicht auf den Islam berufen. Wir beten für eine friedliche Welt, die frei ist von Gewalt und Terrorismus. Wir rufen die Bevölkerung in Deutschland und Europa auf nicht in Pauschalurteile gegenüber dem Islam und den Muslimen zu verfallen. Im Interesse der Sicherheit unserer Gesellschaft sollten die Muslime als Partner gegen Terrorismus jeglicher Art in die Pflicht genommen werden" Vorsitzender IFH e.V. Mehmet ATES D‹YANET ‹fiLER‹ TÜRK ‹SLAM B‹RL‹⁄‹ SAYI: GS-02/2005-264 KÖLN KONU: Londra Terörü BASIN AÇIKLAMASI Bugün 07 Temmuz 2005 Perflembe günü ‹ngiltere’nin Baflkenti Londra’da terör olaylarının meydana geldi¤ini ve bir çok insanın hayatını kaybetti¤ini, bir çok insanın da yaralandı¤ını üzülerek ö¤renmifl bulunmaktayım. Ölenleri saygıyla anıyor, yaralılara flifa diliyorum. Londra’da meydana gelen terör olaylarını ve terörün her çeflidini fliddetle kınıyorum. Terör bir insanlık suçudur. Dünyanın neresinde meydana gelirse gelsin bütün insanlı¤a karflı ifllenmifl bir suçtur. Dini ve milliyeti de yoktur. Terörü hiç bir semavi dinin hoflgörmesi mümkün de¤ildir. Din adına terör yapmanın herhangi bir dayana¤ı da yoktur. ‹slam dini, dini, dili, ırkı ve düflüncesi ne olursa olsun insan öldürmeyi en büyük günah kabul etmifltir. ‹nsanları öldürmenin, insanları sakat bırakmanın ve bütün insanları huzursuz etmenin hiç bir din gerekçesi de olamaz. Teröre karflı hepimiz görüfl ve düflünce birli¤i içinde kararlılık göstermeliyiz. Bugün Londra’da meydana gelen olayların ve Mısır Büyükelçisi’nin öldürülmesinin, terörün son cinayetleri olmasını diliyorum. Saygılarımızla Rıdvan ÇAKIR D‹T‹B Genel Baflkanı IGMG, insanlık dıflı terörü kınadı IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan: “Terör saldırısında ölenlerin yakınlarının ve ‹ngiltere halkının acısını derinden paylaflıyoruz” “Londra’da gerçekleflen terör saldırıları sadece ‹ngiltere`yi de¤il, tüm Avrupa’yı derinden sarsmıfltır” sözleriyle Londra`daki terör saldırılarını de¤erlendiren ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatları Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan, “Terör saldırılarını fliddetle kınıyoruz. ‹ngiltere halkının ve yakınlarını kaybedenlerin acısını derinden paylaflıyoruz” dedi. Karahan, açıklamasının devamında flu ifadelere yer verdi “Teröristler gerçeklefltirdikleri insanlık dıflı saldırılarla insanları korkuya sevketmek istiyorlar. Fanatizm ve kinlerinin hedefi, toplumda gerginlik oluflturmak veya olan gerginlikleri körüklemek. Buna karflı açık bir flekilde mücadele etmemiz gerekir. Aynı zamanda genelleyici ithamlardan da kaçınmamız gerekir. fiu an en çok ihtiyacımız olan, ölçülü de¤erlendirmelerde bulunup ona göre tavır almaktır”. IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan Die IRH ist bestürzt über die feigen und barbarischen Anschläge in London. Terror hat keine religiöse und ethische Grundlage. Im Namen der Islamischen Religionsgemeinschaft Hessen/IRH verurteile ich die barbarischen und feigen Anschläge in London aufs Schärfste. Unser tiefstes Mitgefühl gilt den Opfern und ihren Angehörigen. „Das Leben eines einzigen unschuldigen Menschen ist genauso wertvoll wie das Leben der gesamten Menschheit.“ Wer das Leben von massenhaften unschuldigen Menschen durch einen solchen barbarischen Terroranschlag verachtet, kann sich auf keine religiöse oder ethische Grundlage berufen. Es ist wieder die Absicht der feigen Täter bzw. Terroristen, unter den Menschen und Religionen Hass zu säen, Ängste zu schüren und sie gegeneinander aufzuhetzen. Wir alle, ob Muslime, Christen und Andersglaubende bzw. Andersdenkende, müssen uns diesen Terroristen und ihren Zielen gemeinsam, mit aller Kraft und entschieden entgegenstellen. Wir rufen alle Religionsgemeinschaften und alle friedfertigen Menschen, die Leben und Würde des Menschen achten und für unantastbar halten, erneut auf, ein starkes Bündnis der Solidarität gegen den Terror jeder Art zu gründen. Ramazan Kuruyüz Vorsitzender der IRH Abdurrahman Dizman 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Seite 36 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir BULMACA 36 HESSEN Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 ÇENGEL BULMACA H a z › r l a y a n : Muharrem KARAKUfi Sol üst resimdeki hayvan Çözümü 10. Sayfada Bir balina türü Sa¤ alt resimdeki hayvan 2 Hayvanlar 3 Bir kurt türü Atefl Bir tüküren hayvan Söylev Bir geyik türü 4 1 29 Sa¤ üst resimdeki hayvan 23 Bölüklerden oluflan askeri birlik S›n›r Azot’un simgesi Tersi, bir erkek ad› 5 Su Demek ki anlam›nda Sol alt resimdeki hayvan Avuç içi Kur’an-› Kerim’de bir sure Tersi, gelecek Sayg››nl›k Duman lekesi Tersi, yapay Orta resimdeki hayvan›n difli olan›na denir ‹laç Milli ‹stihbarat Teflkilat›m›z Asap Bir erkek ad› Erkek kurt 28 Kükürt’ün simgesi Haya duygusu Hükümsüz Uzaklaflmak E¤itim At sütü 20 K›rm›z› Vilayet Lityum’un simgesi Bir tür av tüfe¤i Tersi, Bolu’nun ünsüzleri 22 Yaz›l› tablo Irmak’›n ilk hecesi Dengesi bozuk terazi Erat’›n ünsüzleri Köpek yiyece¤i Kilometre 25 Hazine Tamam m› anlam›nda ‹yot’un simgesi 21 Görünen taraf Bir tür bal›k Yol Su ve Elektrik kurumu Albayl›k rütbesinin bir flekli Kurufl Edep Bir vahfli hayvan Say›lar› ifade eder At›n bak›m› Yasa’n›n ünsüzleri Zorlu 19 Birden Bolu’da bir göl Rus’un ünsüzleri Kokusu bay›lt›c› bir s›v› Vahflice 24 Kötü Yerinde ve do¤ru hüküm Dahili Bir erkek ad› Tak›m’›n k›sa yaz›l›fl› Tungsten’in simgesi Bir tür ödül Sonsuza dek D›fl elçilik görevlisi Sayfa Bir erkek ad› 17 18 Kötü, de¤iflmez Bir erkek ad› Ö¤renci Dolu dolu Necip Faz›l K›sakürek ‹nand›rma Yerine getirme Bir kad›n ad› Çinko’nun simgesi Dünyan›n dam› denilen ülke Gösterifl düflkünü, iki yüzlü, yalaka Bravo Çevre Uranyum’un simgesi 16 Bir hat›rlama nidas› Bir nota Onurland›rma Türk Liras› 7 Hat Bir tür asmalarla süslü balkon ‹yot’un simgesi Su Elaz›¤ ilimizin bir ilçesi Enfes Bir balina türü Bir bal›k ad› Ses Tersi, sol yönün z›dd› 13 8 Hafif don olay› Bir köpek türü Bir tür deniz tafl›t› Adi Afl›r› sevgi 11 Pantolon gözü Osmanl› Tersi, da esnaf kötü Özel haberci Bayramdan önceki gün Engel 30 Ak›l Kur’an-› Kerim’de bir sure Bir erkek ad› K›s›m, bölüm Kamer ‹sim Bir erkek ad› Baryum’un simgesi 31 14 Hay›r anlam›nda ‹nekten elde edilen içecek Bir kad›n ad› Bir hayret nidas› fiafl›lacak fley Tren yolu Birden Nazi iflareti Peflin Bir müzik aleti Al›nan yol, ilerleme miktar› 6 12 Kar›fl›k renkli Tak›m’›n k›sa yaz›l›fl› Bir erkek ad› Oto fren aksam›ndan 15 9 Dilsiz Bir erkek ad› 26 Bir nota Ses Tüküren hayvan Köpek yavrusu Tersi, büyük plastik kab 10 27 Bilme, onama Boru sesi Bir mülkiyet yap›m eki ‹yot’un simgesi Potasyum’un simgesi fiikayetler ANAHTAR SÖZCÜK 1 16 2 17 3 18 4 19 5 20 Becerikli, çal›flkan 6 21 7 22 ‹yot’un simgesi 8 23 9 24 10 25 11 26 12 27 28 13 29 14 30 15 31 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 37 SPOR SAYFASI 37 Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 BR SEZON DA BÖYLE GEÇT 2004 - 2005 Sezonu Murat ERBAY utbolda 34 haftalık 2004-2005 sezonu Birinci Süper Lig maratonu tamamlanırken, Fenerbahçe, 80 puanla 16. fiampiyonlu¤unu kazandı. Fenerbahçe'nin 3 puan gerisindeki Trabzonspor, 77 puanla 2. olup Avrupa fiampiyonlar Ligi ön eleme turlarına katılmaya hak kazanırken, 76 puanla 3. olan Galatasaray ile 69 puanlı 4. Befliktafl, gelecek sezon UEFA Kupası'nda Türkiye'yi temsil edecek. Ligden bu sezon son 3 sırada yer alan 32 puanlı Sakaryaspor, 27 puanlı ‹stanbulspor ve 19 puanlı Akçaabat Sebatspor, ‹kinci Lig (A) Kategorisi'ne düfltü. Bu sezon en fazla liderlik koltu¤unda oturan takım, lig fiampiyonlu¤unu da kazanan Fenerbahçe'ydi. 6. haftadan itibaren tam 29 hafta zirveyi bırakmayan sarı-lacivertli ekibin yanısıra, ilk 5 haftada da Trabzonspor zirve keyfi yafladı. Tüm maçlarda 90 dakika forma giyen tek futbolcu Ragıp Baflda¤ (Sakaryaspor) dikkatlerden kaçmayan birbaflka nokta idi. F ‹flte ligin "en"leri: En Fazla Galip Gelen Takım: Fenerbahçe (26) En Az Galip Gelen Takım: Akçaabat Sebatspor (3) En Fazla Berabere Kalan Takımlar: ‹stanbulspor, Konyaspor (12) En Az Berabere Kalan Takım: Fenerbahçe (2) En Fazla Yenilen Takım: Akçaabat Sebatspor (21) En Az Yenilen Takım: Befliktafl, Trabzonspor (5) En Fazla Gol Atan Takım: Fenerbahçe (77) En Az Gol Atan Takım: Diyarbakırspor (31) En Fazla Gol Yiyen Takım: Akçaabat Sebatspor (78) En Az Gol Yiyen Takım: Fenerbahçe (24) En Sakin Haftalar: 4. hafta (29 sarı kart), 32. hafta (30 sarı kart), 34. hafta (1 kırmızı, 23 sarı kart) En Hareketli Hafta: 23. hafta (8 kırmızı, 55 sarı kart) Kırmızı Kart Gösterilmeyen Haftalar: 4., 18. ve 32. haftalar En Fazla Sarı Kart Gösterilen Hafta: 23. hafta (55) En Az Sarı Kart Gösterilen Hafta: 29. hafta (21) Futbolcuları En Fazla Kırmızı Kart Gören Takım: Befliktafl (10) Futbolcuları En Fazla Sarı Kart Gören Takım: Samsunspor (86) Futbolcuları En Az Sarı Kart Gören Takım: Fenerbahçe (54) Skorların Tasnifi: 306 maçın 71'i beraberlikle, 152'si evsahibi, 83'ü deplasman olmak üzere 235 maç, bir takımın galibiyetiyle bitti ve maçlarda 23 ayrı skor görüldü. En Çok Görülen Skorlar: 1-0 (51) En Fazla Beraberlik Görülen Hafta: 26. hafta (5) Beraberlik Görülmeyen Haftalar: 4., 8., 11. ve 31. haftalar Türkiye Süper Ligi fiampiyonu Deplasmanda En Farklı Skorla Galip Gelen Takımlar: Sakaryaspor (26. haftada Ankaragücü'nü 7-2 yenerek), Gençlerbirli¤i (30. haftada Akçaabat Sebatspor'u 5-0 yenerek, Trabzonspor (34. haftada ‹stanbulspor'u 50 yenerek) Deplasman Takımlarının En Baflarılı Oldu¤u Hafta: 28. hafta (5 galibiyet, 2 beraberlik, 2 yenilgi: 17 puan) Deplasman Takımlarının Galip Gelemedi¤i Haftalar: 17. ve 32. haftalar (3 puan) Evsahibi Takımların En Baflarılı Oldu¤u Hafta: 22. ve 25. haftalar (7 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi: 22 puan) Evsahibi Takımların En Baflarısız Oldu¤u Hafta: 28. hafta (2 galibiyet, 2 beraberlik, 5 yenilgi: 8 puan) Kendi Sahasında En Baflarılı Takım: Fenerbahçe (17 maçta 16 galibiyet, 1 yenilgi: 48 puan) Kendi Sahasında En Baflarısız Takım: ‹stanbulspor (17 maçta, 3 galibiyet, 6 beraberlik, 8 yenilgi: 15 puan) Deplasmanda En Baflarılı Takım: Trabzonspor (17 maçta 12 galibiyet, 2 beraberlik, 3 yenilgi: 38 puan) Deplasmanda En Baflarısız Takım: Akçaabat Sebatspor (17 maçta 3 beraberlik, 14 yenilgi: 3 puan) Deplasmanda En Fazla Galip Gelen Takım: Trabzonspor (12) Deplasmanda En Az Galip Gelen Takım: Akçaabat Sebatspor (0) Deplasmanda En Fazla Berabere Kalan Takım: Büyükflehir Belediyesi Ankaraspor (7) Deplasmanda En Az Berabere Kalan Takımlar: Samsunspor, Sakaryaspor, Trabzonspor, Fenerbahçe (2) Deplasmanda En Fazla Yenilen Takım: Akçaabat Sebatspor (14) Deplasmanda En Az Yenilen Takım: Trabzonspor, Befliktafl (3) Deplasmanda En Fazla Gol Atan Takım: Trabzonspor (35) Deplasmanda En Az Gol Atan Takım: Diyarbakırspor (11) Deplasmanda En Fazla Gol Yiyen Takım: Akçaabat Sebatspor (48) Deplasmanda En Az Gol Yiyen Takım: Galatasaray (11) Kendi Sahasında En Fazla Galip Gelen Takım: Fenerbahçe (16) Kendi Sahasında En Az Galip Gelen Takım: Akçaabat Sebatspor, ‹stanbulspor (3) Kendi Sahasında En Fazla Berabere Kalan Takım: Akçaabat Sebatspor (7) Kendi Sahasında En Az Berabere Kalan Takımlar: Fenerbahçe (0) Kendi Sahasında En Fazla Yenilen Takım: ‹stanbulspor (8) Kendi Sahasında En Az Yenilen Takımlar: Denizlispor, Fenerbahçe (1) Kendi Sahasında En Fazla Gol Atan Takım: Fenerbahçe (46) Kendi Sahasında En Az Gol Atan Takım: ‹stanbulspor (16) Kendi Sahasında En Fazla Gol Yiyen Takım: Sakaryaspor (34) Kendi Sahasında En Az Gol Yiyen Takım: Fenerbahçe (9). 11. sayi sayfalar 29.04.2009 14:03 Uhr 38 Seite 38 ETKNLK HABER Temmuz-Juli 2005 / Cemaziyelahir 1426 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Kerpen’de “Biz Bir Aileyiz” sloganıyla gerçekletirilen IGMG ALELER GÜNÜ PROGRAMI MUHTEEMD K erpen’de bir bayram havas›nda gerçeklefltirilen ‹slam Toplumu Millî Görüfl Aileler Günü program›na, havan›n kötü olmas›na ra¤men Avrupa’n›n dört bir yan›ndan binlerce aile ak›n etti. Bu görkemli organizasyonda çocuklar “IGMG Çocuk Kulübü” taraf›ndan haz›rlanan e¤lencelere kat›l›rken ebeveynler ise bir taraftan al›fl verifl yap›p di¤er yandan da farkl› yöresel yiyecekleri tatma imkan› buldular. Bir taraftan küçük atlara binmek için s›raya giren çocuklar öbür tarafta, tren ve atl› kar›ncaya binmek için heyecanlan›yorlard›. Çocuk Kulübünün çad›r›nda Ömer At›f Tiyatro grubunun sundu¤u çeflitli oyun ve yar›flmalarla günün nas›l geçti¤ini farkedemeyen çocuklardan birisi etrafa gülücükler saçarak ve heyecanla “burada herfley çok güzel, gelecek y›l kesinlikle bir daha gelmek istiyorum” diyordu. Tüm program›n s›k›c› konuflmalar ve paneller ile gerçekleflece¤ini düflünerek, Kerpen’e gelen bir baflka ziyaretçi ise “kesinlikle umdu¤um gibi olmad›, Aileler Günü`nün bu kadar dolu ve e¤lenceli olmas› beni flafl›rtt›” derken, „Ama yine de, konuflmalar› ve panelleri izlemekten de geri durmad›m“, diye de yan›ndaki arkadafl›na memnuniyetini ifade ediyordu. Norveç’ten ‹talya’ya, Fransa’dan Avusturya’ya ‹slam Toplumu Millî Görüfl’ün hizmet verdi¤i bütün ükelerden binlerce aile, zaman zaman ya¤an ya¤mur ve so¤uk havaya ra¤men Kerpen’de buluflman›n, sevincini yaflad›lar. Dostlar›, sevdikleri tan›d›klar› ve akrabalar› ile de buluflup yeni dostluklar ve kardefllikler kuran aileler, program›n her yafla ve herkese hitap etmesini olumlu bulduklar›n› ifade ettiler. Program için, „Hiç bir fley olmasa bile, idarecilerimizi görmek, istek ve arzular›m›z› onlara iletebilme f›rsat› bulmak, dostlar›m›z›, kardefllerimizi görmek ve onlarla hasb-i hal edip muhabbetleflmek dahi bu program›n yap›lmas› için yeter“, diyen ziyaretçileri, gerek program ve gerekse istedikleri di¤er konularda dilek ve temennilerini Genel Merkez’e ulaflt›rma imkan› da oluflturuldu. Kültür ve sanat etkinlikleri aç›s›ndan da dolu dolu bir program yafland› Aileler Günü’nde. Horon ve Zeybek oyunlar› gibi yöresel halk oyunlar›n›n yan› s›ra, tiyatro, fliir, süsleme sanatlar› ve kitap sergileri ile zenginleflen programda, Ebru ve Hat sanatlar› ile flifle-cam süsleme sanat›n›n örnekleri de sunuldu. Sanatç›lar, izleyenlerin iste¤ine göre maharetlerini ortaya koyma imkan› bulurken, ilahi, ezgi ve türkü gruplar› ile semazenlerin sema programlar› da büyük ilgi gören bölümler aras›nda yer ald›. Aileler Günü program› ikinci gün sonunda, Necati Sezgin hocan›n Sela okuyuflu ile bafllayan Maide-i Kur’an program› ile son buldu. Maide-i Kur’an program›na, ünlü Kurralardan M›s›rl› fieyh Ahmet Er Ruzeyki ve Yasir Abdussamet ve Güney Afrikal› Abdurrahman Sadien ile birlikte Avrupa Kur’an-› Kerim 17. Tilavet Yar›flmas› birincisi olan Hamburg’den Enes Çergel kat›larak müslümanlar›n gönüllerini coflturdular. Program, Kuzey Hollanda ‹rflad Baflkan› Hulusî Ünye hoca taraf›ndan yap›lan dua ile son buldu. “Aile ‹çi ‹letiflim ve Sosyal Sa¤l›k“ ve “Avrupa ve ‹slam“ konulu iki panel ile de zenginleflen program süresince, psikolog, sosyolog ve e¤itimciler bire bir gö- rüflmelerle, isteyenlerin özel problemleri ile ilgili dan›flmanl›k hizmetleri verirken, dinî sorularla ilgili olarak da Dinî ‹stiflare Kurulu üyelerine do¤rudan ve özel olarak soru sorma imkan› sunuldu. Aileler Günü program› dolay›s›yla IGMG’nin bir çal›flma y›l› boyunca yapt›¤› faaliyetler de tan›t›ld›. IGMG Faaliyet Raporu’nu sunan Genel Sekreter O¤uz Üçüncü, „Yapt›¤›m›z bu faaliyet ve hizmetleri sizlerle birlikte yapt›k ve bunlar sizlerin faaliyetleridir,“ dedi¤i konuflmas›nda, özellikle teflkilat›n gelir-gideri ile ilgili bölüm için de „üyelerimize ve yetkili kurumlara karfl› saklayacak hiç bir fleyimiz yok; bize emanet etti¤iniz emanetlerin hesab›n› vermeye her zaman haz›r›z“, dedi. IGMG Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan da programda bir konuflma yaparak IGMG’nin çeflitli konulara iliflkin görüfllerini aç›klad›. Program boyunca özellikle fiark Çad›r›’n›n yer ald›¤› pek çok stand kuruldu. Otantik ve nostaljik yönü ile büyük bir ilgi gören fiark Çad›r›’n›n yan› s›ra di¤er standlarda, ziyaretçilere hem farkl› lezzetleri tatma imkan› hem de giyecek ve farkl› hediyelik eflyalar› seçebilme f›rsat› sunulurken, ziyaretçilerin rahatça yemeklerini yiyebilecekleri alanlar da oluflturulmufltu. Aileler Günü’ne sadece IGMG’nin üyeleri kat›lmad›. Tam aksine üyelerin arkadafllar›, tan›d›klar› hatta broflür ve el ilanlar›n› gören-duyan internette yay›mlanan haberi okuyan bir çok kifli ve çevre kasabalardan yerli halk da programa kat›ld›. Programa ailesiyle kat›lan IGMG Genel Sekreteri O¤uz Üçüncü program› yo- rumlarken “IGMG`nin düzenledi¤i Aileler Günü`nün amac› kamuoyunda yayg›n olan tuhaf yanl›fl yorumlar›n aksini isbat etmek için teflkilat›n bir nevi topluma arzedilmesidir”, dedi. Çok farkl› yerlerden gelen ailelerin bir araya gelerek hoflça vakit geçirmesinden etkilen genç bir kat›l›mc› duygular›n› ise flu flekilde ifade ediyor. “Benim bir ailem olmad›¤›ndan dolay› Aileler Günü’nün benim için uygun olup olam›yaca¤› konusunda endiflelenmifltim, fakat tüm endiflelerim boflunaym›fl. Kendimi bir aile ortam›nda buldum. Bugün gerçekten de birlik ve kardefllik günü imifl.“ Program›n parolas› “ Biz bir Aileyiz” fleklindeydi. Ziyaretçiler, bu parolan›n anlam›n› yaflat›rcas›na, ailelerin biraraya gelmelerini, ailelerin birarada olmas›n›n önemine bir kez daha vurgu yap›yorlard›. Bir baflka ziyaretçi ise Aileler Günü program› hakk›nda “Büyü¤ünden küçü¤üne dört ayr› nesil biraraya geliyor, böyle bir atmosferde insanlarla tan›flma ve samimi olma imkan› do¤uyor”, diyerek yafla bakmaks›z›n tüm aile fertlerinin bir araya getirilmesinin sevincini yans›t›yordu. Program, tüm olumsuz hava flartlar›na ra¤men kusursuz bir flekilde gerçeklefltirildi. IGMG Genel Sekreter Yard›mc›s› ve ayn› zamanda Hukuk birimi sorumlusu Mustafa Yenero¤lu “Bu durum IGMG’nin konumunu ve düzeyini göstermektedir”, dedi. Program boyunca görüfllerini aktaran ziyaretçilerin, IGMG Genel Merkezine verdi¤i en önemli mesaj Aileler Günü organizesinin gelecek y›llarda da daha da gelifltirilip zenginlefltirilerek yeniliklerle devam etmesi ve kalabal›¤› kald›rabilmesi için mümkünse daha büyük bir alanda yap›lmas› fleklinde idi. 14:03 Uhr Schulstraße 17 63065 Offenbach a. Main Tel.: 069 - 985 59 20 Fax: 069 - 985 59 222 E-Mail: [email protected] 29.04.2009 MAZPA Company GmbH 11. sayi sayfalar Seite 39 Boschstr.61-65 · 50171 Kerpen Tel:0 22 37-656 270/275 · Fax:0 22 37-656 555 ‹nternet:www.igmg.de · E-mail:[email protected] . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bölgesi E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . fiubesi E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14:03 Uhr Elif-Be · Kur’an-ı Kerim · Tecvid · Ezber Dersleri Akaid · Kelam · Siyer · Hadis · ‹lmihal · Türkçe Dini Müziki · Hat Sanatları · Resim ve Elifli Yerel lisanlarda Din Dersleri · ‹nsan Hakları ve Diyalog · Ahlak ve Adab-ı Muafleret 29.04.2009 ‹slam Toplumu Milli Görüfl E¤itim Baflkanl›¤› 11. sayi sayfalar Seite 40