Sabit-Mobil Yakınsaması

Transkript

Sabit-Mobil Yakınsaması
SABİT MOBİL YAKINSAMASI
FIXED-MOBILE CONVERGENCE
Elektrik Elektronik Mühendisi Beytullah KUŞCU
Telekomünkasyon Kurumu, Ankara
e-posta: [email protected]
ÖZET
Telekomünikasyon
sektöründe
sabit
şebeke
işletmecileri, mobil şebeke işletmecileri, her iki
şebekeye de sahip işletmeciler ve bu şebekeler
üzerinden hizmet sunan diğer işletmeciler gibi farklı
şebeke topolojileri üzerinden farklı hizmetler sunan
işletmeciler bulunmaktadır. Ancak, hem sabit
şebeke işletmecileri hem de mobil işletmecilerinin
kullanıcı başına elde ettikleri gelirlerdeki azalmalar,
daha ekonomik olması sebebiyle ses trafiğinin IP
tabanlı şebekelere doğru kayması, sabit şebeke
işletmecileri için müşterilerinin mobil şebekelere
doğru kayması, mobil şebeke işletmecileri için de
sabit şebekeler üzerinden sunulan hızlarda veri
hizmetleri sunulamaması gibi bazı gelişmeler her iki
tip işletmeci için de bir rahatsızlık unsuru
oluşturmakta ve bu nedenle işletmeciler yeni iş
çalışmaktadır.
Bu
modelleri
geliştirmeye
modellerden birini de Sabit-Mobil Yakınsaması
(SMY) oluşturmaktadır. Bu bildiride SMY, bazı
ülkelerdeki işletmecilerin SMY kapsamındaki iş
modelleri ve SMY’nin gelişimi ile düzenleyici
kurumlar açısından değerlendirilmesine ihtiyaç
duyulabilecek bazı hususlara yer verilmektedir.
ABSTRACT
In telecommunications sector, there are fixed
network operators, mobile network operators, the
operators that have both networks and other
operators that provide services over these networks.
Meanwhile, some developments in the sector like
the decrease of average revenue per user (ARPU) of
both fixed and mobile operators, the shift of voice
traffic to IP based networks since it is considered
more economical, the shift of the subscribers of
fixed network operators to the mobile operators, for
mobile operators not being able to provide data rates
as fixed networks are considered as an undesired
developments for both type of operators and these
developments force fixed and mobile operators to
produce new types of business models. One of these
models is Fixed-Mobile Convergence (FMC). In this
paper information is provided about FMC, business
models in some countries in the scope of FMC,
development of FMC and some points that should
be evaluated by the regulatory authorities.
1.
GİRİŞ
Telekomünikasyon sektörü, teknoloji ve pazar yapısı
itibarı ile her alanda hızlı bir gelişme göstermekle
beraber, teknolojik olarak gelişimin iki temel
eksende yaşandığı görülmektedir. Bunlar kablolu ya
da kablosuz ortamda şebekeler üzerinden sunulan bit
iletim hızının artırılmasına yönelik gelişmeler
(Genişbant iletişim ) ve farklı telekomünikasyon
hizmet ve altyapılarının birlikte çalışabilirliğine
yönelik gelişmeler (Yakınsama) olarak sayılabilir.
SMY kavramı 1990’lı yılların başından itibaren var
olan bir kavram olmakla birlikte, o tarihlerde
teknolojinin yeterince olgunlaşmış olmaması ve
standartlarının bulunmaması bu kavramın hayata
geçirilmesini de geciktirmiştir. 1990’lı yılların
sonunda ise, BT ve NTT DoCoMo, hücresel ve
kablosuz DECT telefonlarının birlikte çalışabildiği
DECT/GSM tabanlı çift modlu telefonları
tanıtmışlardır. Ancak, pahalı olmalarının yanında
tasarımdaki yetersizlikler, 3N (3G) çalışmalarının
yoğunluk kazanması sebebiyle yeterince endüstri
desteğini
bulamamış
olması
ve
şebeke
performansındaki yaşanan sıkıntılar (örneğin
şebekeler arasındaki geçişlerde meydana gelen
kesintiler) gibi bir takım sebeplerle bu uygulama çok
başarılı olamamıştır.[1]
Danimarkalı işletmeci TDC, 1997 yılında “Duet”
isimli hizmetini başlatmış, bu hizmette, kullanıcının
sabit veya mobil telefonunun açık ya da kapalı
olması durumuna göre çağrılar kullanıcının sabit
veya mobil şebekesine doğru yönlendirilmektedir.
Bu hizmette, tek numara ve tek fatura
kullanılmasına rağmen, iki farklı terminal (sabit ve
mobil) üzerinden hizmet alınmaktadır. Yine
Danimarkalı işletmeci Sonofon 1997 yılında
“UnoFon” hizmetini sunmaya başlamıştır. Bu
hizmette de mobil işletmeci sanal bir erişim alanı
tanımlamakta ve bunu ev alanı (home-zone) olarak
isimlendirmektedir.[2]
Bunlar SMY kapsamındaki denemelerden örnekler
oluşturmakla birlikte, işletmecilerin kendilerine has
hizmet sunma yöntemleri olduğundan, uygulamada
yeterince yaygınlık kazanamamıştır. Dolayısı ile,
telekomünikasyon sektöründeki teknik ve ekonomik
gelişmelerle birlikte endüstriyel standartların
geliştirilmesi bu konuda da önem taşır hale
gelmiştir.
2.
2.1.
SABİT-MOBİL YAKINSAMASI
SMY Nedir?
SMY, sabit bir noktadan erişilebilen şebekelerle
mobil şebekelerin birlikte çalışabildiği ve son
kullanıcıların altyapıdan ve terminal cihazlarından
bağımsız olarak hizmet alabildiği bir şebeke yapısı,
diğer bir ifade ile de son kullanıcı açısından, sahip
olduğu bir terminal cihazı vasıtasıyla mevcut
kullanılabilir şebekelerden en kullanışlı olanın
kullanılabilmesini anlamını taşımaktadır.
SMY temel olarak 3 alt sınıfa ayrılabilir:
1- Son kullanıcı terminallerindeki yakınsama; GSM,
UMTS, WLAN, WiMAX, CDMA gibi farklı
erişim şebekelerinden tek bir abone terminali ile
hizmet alınabilmesini ifade etmektedir.
2- Hizmetlerin
yakınsaması,
son
kullanıcı
hizmetlerinin erişim şebekesinden ve cihazlardan
bağımsız olarak sunulabilmesidir.
3- Şebekelerin yakınsaması ise, son kullanıcılara
hizmet sunmak üzere, bir şebekenin birden fazla
erişim şebekesi ile birlikte çalışabilmesidir.
SMY
uygulamalarının
başarılı
olabilmesi,
işletmecilerin veya tedarikçilerin kendine has
çözümleri ile değil, standartlaşma ile mümkün
olabilecektir. Bu nedenle, son zamanlarda SMY’nin
standartlaştırılması yönünde önemli adımlar
atılmaktadır.
2.2.
Teknik Çözümler
şebekelerin birlikte çalışabildiği bir standarda
dayanmaktadır. Bazı işletmeciler sadece Wi-Fi
erişim alanlarından VoIP hizmetlerini sunmakla
birlikte, bazı işletmeciler de hücresel şebekelerle
WLAN şebekelerinin birlikte çalışabildiği çözümleri
kullanmaya başlamış durumdadırlar.
Diğer taraftan, hane halkı genişbant penetrasyon
oranı birçok pazarda yüksek oranlardadır ve Batı
Avrupa’da ki genişbant erişime sahip evlerin %20’si
WLAN erişimine de sahip olup bu oran artmaya
devam etmektedir.[3] Örneğin, İngiltere’de WLAN
erişim alanı sayısı Haziran 2005’den Temmuz
2007’ye kadar 8.500’den 15.400’e yükselmiştir.
Aşağıdaki çizelgede Temmuz 2007 itibarı ile
WLAN erişim alanının en çok olduğu ilk 10 ülke yer
almaktadır.[4]
Ülkelere Göre WLAN Erişim Alanları
ABD
56,788
İngiltere
15,391
Almanya
14,184
Fransa
11,311
Güney Kore
9,415
Japonya
6,626
Tayvan
3,405
Hollanda
2,455
İtalya
2,180
İsviçre
2,128
Çizelge: WLAN Erişim Alanları
WLAN erişim alanlarındaki bu artış, SMY’nin
gelişimini pozitif yönde etkilemektedir. Çünkü
aşağıdaki şekilde de gösterildiği üzere, Batı
Avrupa’da mobil telefonlar ile yapılan görüşmelerin
%33’ü evde, %24’de iş yerlerinden yapılmaktadır.
Yani görüşmelerin yaklaşık %60’ı sabit bir
ortamdan yapılmaktadır.
SMY
üzerine
yapılan
çalışmalarda
standartlaştırmaya yönelik bir takım gelişmeler
kaydedilmiş olup, bunlardan belli başlıları arasında
yer alanlar kısaca incelenmektedir.
2.2.1. UMA (Unlicensed-Mobile Access)
WLAN erişim alanlarından IP tabanlı ses trafiğinin
sunulması mobil şebekeler için bir tehdit unsuru
olmakla birlikte, mobil işletmeciler de hücresel
şebekeleri WLAN erişim alanları ile birlikte
kullanarak bu tehdidi fırsata çevirmenin yollarını
aramaktadır. SMY için geliştirilen teknik
çözümlerden UMA standardı temelde, WLAN
erişim alanlarındaki artıştan ve bu erişim
alanlarından VoIP teknolojisi ile ses hizmetinin
sunulabilir olmasının avantajından hareketle,
lisanssız frekanslarda çalışan WLAN ile hücresel
Şekil: Avrupa’da Mobil Telefon Görüşmeleri [3]
Mobil aramaların sabit bir ortamdan yapıldığı
durumlarda ise, SMY ile arama maliyetlerinden
önemli ölçüde tasarruf edilebilmektedir. Bu
gelişmelerle birlikte, UMA teknolojisine yönelik
çalışmalar, 2004 yılının Ocak ayında bazı
işletmeciler ve tedarikçiler tarafından, GSM
çekirdek şebekesine lisanssız frekanslar üzerinden
standart bir çözüm ile erişilebilmesi amacıyla
başlatılmıştır.
Ericsson’un Mobile@Home çözümü gibi benzer
uygulamalar daha önce görülmüş olmasına rağmen,
daha kapsamlı bir destek, daha yeni yeni ortaya
çıkmaktadır. UMA endüstri grubu (UMA
Konsorsiyumu) Cingular, T-Mobile, BT, Ericsson,
Motorola, Nokia tarafından oluşturulmuştur. UMA
grubunun amacı, GSM ve GPRS şebekeleri
üzerinden sunulan mobil ses ve veri hizmetlerini
Bluetooth ve WLAN (802.11) teknolojileri
üzerinden de sunulmasını sağlamak ve sonuçta da
geliştirilen çözümlerin uluslar arası resmi bir
standart
organizasyonu
tarafından
da
benimsenmesini sağlamaktı. UMA çözümü, 3N
telsiz
erişim
teknolojilerinden
W-CDMA
(Wideband CDMA)’i geliştiren 3GPP (3rd
Generation Partnership Project)’ye tanıtılmış ve
UMA, 3GPP tarafından Nisan 2005’de GAN
(Generic
Access
Network)
adı
altında
standartlaştırılmıştır. Amaçlarına bu şekilde
ulaşmalarını müteakip, UMA endüstri grubu
dağıtılmış ve UMA teknolojisine yönelik çalışmalar
3GPP tarafından sürdürülmüştür.
UMA teknolojisi ile GSM ve GPRS mobil
hizmetlerine Bluetooth, WLAN gibi lisanssız
şebekeler üzerinden erişilebilmektedir. UMA
teknolojisi ile GSM veya UMTS işletmecileri pahalı
baz istasyonları kurmak yerine ucuz WLAN erişim
alanlarından GSM veya UMTS şebekelerine erişim
sağlayarak kapsamalarını genişletebilmektedirler.
Aşağıdaki şekilde UMA şebeke mimarisi
gösterilmektedir.
mevcut 3GPP UMA standardı üç modlu
2.5G/3G/Wi-Fi el terminallerini desteklemekte ve
3G şebekeleri ile Wi-Fi şebekeleri arasında
kesintisiz geçiş (handover) sağlayabilmektedir.[6]
Farklı şebekeler veya erişim teknolojileri arasındaki
bu tip geçişlere dikey geçiş (vertical handoff)
denilmektedir.
Geçişler UMA Şebeke Yönetim Birimi (UNC)
tarafından yapılmaktadır. Mobil istasyon hücresel
şebekeden, WLAN erişim noktasına geldiğinde,
UNC aracılığı ile WLAN’a bağlantı sağlandıktan
sonra hücresel şebekeden bağlantı kesilir (Make –
before –break /Kur- Sonra Kes). Böylece
bağlantılarda kesilmelere karşı tedbir alınmış olur.
WLAN erişim noktasından hücresel şebekeye
geçildiğinde de aynı durum söz konusudur. GSM
çekirdek şebekesi açısından UNC, BTS şeklinde
algılanmaktadır.
Diğer
taraftan
WLAN/Hücresel
şebeke
entegrasyonunda olduğu gibi, WiMAX şebekeleri
ile hücresel şebekelerin entegrasyonuna yönelik
çalışmalar da başlamış durumdadır. IP tabanlı bir
telsiz teknolojisi olarak WiMAX, son zamanlarda
önemli gelişmeler vaat etmektedir. Bununla birlikte,
bazı mobil şebeke işletmecileri mevcut 2G veya 3G
şebekeleriyle birlikte, WiMAX şebekesi de kurmayı
araştırmaktadırlar. Böyle bir hibrit şebeke kurmayı
araştırmak işletmeciden işletmeciye farklılık
gösterse de işletmeciler açısından hücresel/Wimax
destekli cihazların pazara sunulması ve hücresel
şebekelerle WiMAX şebekelerinin kesintisiz
çalışması önem taşımaktadır. Bu noktada, 3GPP
UMA standardı böyle bir uygulamaya da imkân
sağlamaktadır. Sonuç olarak UMA, WiMAX dâhil
her türlü IP erişim şebekesi ile hücresel şebekelerin
birlikte çalışabilmesine imkân sağlayacak şekilde
tasarlanmıştır.[6]
2007 yılının ilk çeyreği itibarı ile 10’u Avrupa’da
olmak üzere dünyada 20 UMA denemesi
yapılmıştır.
Danimarka’da
TeliaSonera,
Finlandiya’da SaunaLahti, İtalya’da Telecom Italia,
ABD’de T-Mobile UMA denemesi yapan
işletmeciler arasında yer almaktadır
Şekil: UMA Şebeke Mimarisi [5]
UMA teknolojisi ile lisanssız kablosuz şebekeler,
hücresel şebekelere bağlanmaktadır. Lisanssız
kablosuz şebekeler sınıfında, halihazırda Bluetooth
ve IEEE 802.11 sınıfı yer almakla birlikte, kısa bir
süre sonra diğer teknolojiler de bu kapsamda yer
alacaktır. UMA’da, UMA şebeke kontrol birimi
UNC (UMA Network Controller) tanımlanmaktadır.
Bu birim vasıtasıyla kablosuz şebekeler hücresel
şebekelere bağlanmaktadır.
UMA’nın
2.5G
(GSM/GPRS/EDGE)/Wi-Fi
erişimini desteklediği genellikle bilinmekle birlikte
2.2.2. Femtocell
Mobil abone sayısı hızla artmasına rağmen, otel
odalarında, evlerde, bodrum katlarda kapsama hala
büyük bir sorun oluşturmaktadır. Kablosuz endüstri,
mobil şebekelerin ilk kullanılmaya başlamasından
itibaren, düşük maliyetli bina içi kapsaması için
çözüm yolları aramaktadır. Bugüne kadar, piko
hücrelerle (picocell) ticari değeri yüksek olan
yerlerde çözüm bulunmaya çalışılmıştır. Bununla
birlikte, bina içi pazarın büyük çoğunluğu maliyet
ve işletme zorlukları nedeniyle piko hücrelerle
kapsanamamaktadır. Bunu başarabilmenin, konuta
yönelik femtocell (konutlarda kullanılması için
geliştirilmiş küçük baz istasyonları)’lerle mümkün
olabileceği görülmektedir. Bu nedenle picoChip,
RadioFrame Networks, ip.access, UbiquiSys gibi
şirketler, düşük maliyetli femtocell’ler ile
konutlarda da kapsama sağlanmasına yönelik
talepleri karşılayabilmektedir.[2]
UMA destekli hücresel/Wi-Fi çift modlu el
terminallerinin kullanılması durumunda Wi-Fi
erişim alanına ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak,
günümüzde 3G ve 2.5G şebekelerine uygulanabilen
femtocell’ler ile kullanıcıların el terminallerini
değiştirmesine gerek olmadan mevcut terminaller ile
2.5G, 3G hava arayüzü üzerinden haberleşme
sağlanabilmektedir. Yani femtocell’lerde bu hava
arayüzleri desteklenmektedir. Aşağıdaki şekilde
Femtocell tekniği ile SMY gösterilmektedir.
standartların
kullanılmaması
halinde,
farklı
tedarikçilerin
ekipmanları
arasında
uyumlu
çalışmada sıkıntılar yaşanabilecek, bu da SMY’deki
amaca ulaşılamaması anlamına gelecektir.
IMS, telekomünikasyon endüstrisini, gelişen internet
teknolojisinin gücüyle birleştirmeyi hedef alan bir
standarttır. IMS, 3N telsiz erişim teknolojilerinden
W-CDMA’i (UMTS) geliştiren 3GPP tarafından
önerilmiş ve temelde mobil şebekeler üzerinden IP
tabanlı
hizmetlerin
sunulabilmesi
için
geliştirilmiştir.
IMS,
3GPP
Release
5’de
tanımlanmış olmakla birlikte, Release 6’da bazı
eklemeler yapılmıştır. Bunlardan en önemlisi de
devre anahtarlamalı şebekelerle IMS mimarisinin
birlikte çalışabilmesine yönelik geliştirmelerdir.
Halihazırda IMS, SIP Protokolü (Oturum Başlatma
Protokolü - Session Initiation Protocol)’nü
kullanmakta ve yeni nesil şebekelerin kullanacağı
önde
gelen
standartlardan
biri
olarak
değerlendirilmektedir. Bununla birlikte IMS
mimarisinin bütün şebekelerde uygulanabilmesi için
zamana ihtiyaç duyulacaktır. Aşağıdaki şekilde IMS
mimari yapısı görülmektedir.
Şekil: Femtocell ile SMY[7]
Femtocell
istasyonlarından
mobil
çekirdek
şebekeye doğru trafik, sabit genişbant şebekeler
üzerinden aktarılmakta olup, erişim için femtocell
kullanılması durumunda işletmecilerin sabit hat
yetkisi olması veya bu yetkiye sahip işletmecilerle
işbirliği yapılması gerekmektedir
Femtocell’lerin avantaj ve dezavantajları aşağıdaki
çizelgede yer almaktadır.[8]
Avantajlar
• İşletmeci Açısından
- Müşteri Bağımlılığı
- Şebekede Trafik
Rahatlığı
• Abone Açısından
- Evde, artan şebeke
performansı
- Daha iyi kapsama
- Ücretlendirme
avantajı
Dezavantajlar
• Düşük
Maliyetli
Femtoceller ~ 200$
• Makro şebeke ile
enterferans problemi
• Son
kullanıcılara
hizmetlerin satılması
ABD’de T-Mobile UMA ve femtocellerin fayda
maliyet analizini test etmektedir.[2]
2.2.3. IMS (IP Multimedia Subsystem)
SMY’nin en son gelişimi IMS’e dayanmaktadır.
SMY’de ortak bir standart kullanılmaması
durumunda
SMY’nin
gelişimi
yetersiz
kalabileceğinden, ortak standartlar bu gelişim için
önemli bir etkiye sahiptir. SMY’de ortak
Şekil: IMS Mimarisi
IMS, IP tabanlı erişim teknolojilerinin tamamına
uygulanabilmektedir. IMS mimari yapısındaki Birim
Yönetimi ile çoklu ortam uygulamaları için daha iyi
bir ücretlendirme sistemi oluşturulmaktadır.
İşletmeciler çoklu ortam uygulamalarını değişik
şekillerde ücretlendirebilmektedir. Örneğin, erişilen
her bir hizmet için ayrı ayrı ücret alınabildiği gibi,
bütün hizmetlere erişim için sabit bir ücretin alındığı
uygulamalar da bulunmaktadır. IMS’in başlangıç
maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle bazı
işletmeciler IMS’e yatırım yapmakta ihtiyatlı
davranmaktadırlar.
Bununla
birlikte,
IMS
standartları her geçen gün olgunlaşmakta ve gelişen
yetenekleri ile birlikte maliyetlerin de düşmesi
beklenmektedir.[2]
3.
3.1.
Ülke Uygulamaları ve
Kurumlar Açısından SMY
Ülke Uygulamaları
Düzenleyici
Fransa’da Neuf (Twin isimli hizmet)
isimli
işletmeci SMY çözümü ile ses hizmeti sunmakta ve
Orange isimli iletmeci de SMY çözümü ile hizmet
sunmayı (Unik isimli hizmet) planlamaktadır.
Bununla birlikte her iki işletmecinin hizmet türleri
farklılık göstermektedir. Orange, mobil aramaların
%40’ının evlerden, %30’unun da ofislerden
yapıldığını tahmin etmektedir. Bu durumda, evlerde
ve işyerlerinde W-LAN erişim alanlarının kurulması
halinde, kullanıcılar aramalardan büyük ölçüde
maliyetten kurtulabilecektir. Halihazırda Orange’in
hizmeti Unik WLAN erişim alanlarından
sunulamasa da yakında bu hizmete başlanması
planlanmaktadır. Unik abonelerine tek bir mobil
numara tahsis edilecek olmasına rağmen, WLAN
erişim alanlarından hücresel şebekeye doğru arama
gerçekleştirilebilecek ancak tersi durum, WLAN
erişim alanlarında çağrı sonlandırma mevcut
programda yapılamayacaktır. Neuf’un Twin hizmeti
ise, Fransa’daki 3.000 WLAN erişim alanından
sunulabilmekte olup, bu hizmete abone olanlara iki
numara tahsis edilmektedir. Twin aboneleri WLAN
erişim alanlarından ayrılmaları halinde, çağrı
kesilmektedir. Diğer bir mobil işletmeci SFR de,
mevcut devre anahtarlamalı şebekesini SMY
şebekesi ile uyumlu hale getirmek üzere bir
tedarikçi şirket ile anlaşma imzalamıştır. SFR,
WLAN erişim alanlarında, SFR el terminallerinden
ya da abonenin WLAN erişim alanlarından, bütün
Fransa sabit şebekelerine doğru 18.99 USD
karşılığında limitsiz arama yapabileceklerini
duyurmuştur. Hizmetin 2007 yılı içerisinde
sunulması planlanmaktadır.[2]
Almanya’da ses ve veri hizmetleri sunmak üzere
SMY çözümü de kullanılmaktadır. O2, Vodafone ve
T-Mobile WLAN erişim alanlarında SMY ile ses
hizmetleri sunarken, O2 ve Vodafone veri hizmetleri
de sunmaktadır. Vodafone’un 2006 yılında 630.000
SMY abonesi (Zuhause) olmasına rağmen şirket
2007 yılı hedefini 2 milyon abone olarak
belirlemiştir. T-Mobile ise 2006 yılında SMY
hizmeti sunmasını başlamasını müteakip 7 ay
içerisinden 700.000 abone kaydetmiştir. Hizmet
türleri arasında yer alan “aile ve arkadaşlar” tarife
seçeneği ile 4 kişi arasında sabit hatlardaki ücretlere
eşit ücrette arama yapılabilmektedir.
İtalya’da, Telecom Italia ve TIM (Telecom Italia
Mobile) birlikte “Unica” markası ile bir hizmet
sunmaktadır. “Unica” hizmeti için; PSTN ve ADSL
aboneliği ile TIM’in mobil şebeke aboneliğine
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda, Telecom
Italia tarafından sunulan ADSL erişimi ile birlikte
evlerde kullanılan Wi-Fi erişimi, abonelerin hareket
halinde olmaları durumunda ise TIM’in mobil el
terminalleri “Unico” ile hizmet sunulmaktadır.
İtalya’da ayrıca Vodafone tarafından da SMY
kapsamında hizmet sunulmaktadır. Vodafone, 2007
yılından itibaren, müşterilerinin sabit numaralarını
Telecom Italia’nın sabit şebekesine abone olmadan
mobil telefonlarında da kullanabileceklerini
duyurmuştur. Bu hizmette, Vodafone müşterilerinin
sabit numarasına yapılan aramaların evde iken
mobil telefonlarından da alabilmelerine imkan
sağlanmaktadır.
Abonenin
evde
olmaması
durumunda ise abone SMS ile arama hakkında
bilgilendirilmekte
veya
arama
cevaplandırabilmektedir.
Düzenleyici
kurum
AGCOM ise, SMY ile gelen yeniliklerle ilgili
hususlarda
düzenlemelere
ilişkin
kamuoyu
yoklaması yapmaktadır. Yoklama sürecinde alınacak
görüşler, SMY konusundaki düzenlemelere ışık
tutacaktır.
Japonya’da mobil şebeke işletmecisi NTT DoCoMo,
ticari kullanıcılar için 2004 yılının Aralık ayında
çalışanların işyerlerinde iken Wi-Fi, işyerleri dışında
iken 3N (FOMA) şebekesini kullanabilecekleri
“Passage Duple” (Çift Mod) hizmetini sunmaya
başlamıştır. 2006 yılında da, abonelerin evde iken
hücresel telefonlarını WLAN el terminalleri olarak
da kullanabilecekleri ve karasal hatlarla aynı
ücretlendirme modeline sahip çift modlu yeni bir
hizmet sunacağını duyurmuştur. Osaka Gas şirketi
de, 2005 yılının Mayıs ayında ofislerindeki tam
zamanlı çalışan personelinin kullanımı için 6.000
çift modlu (Hücresel/Wi-Fi) telefon temin etmiştir.
Osaka Gas, VoIP hizmetleri için Meru’nun WLAN
erişim noktaları ile NTT DoCoMo’nun hücresel/WiFi el terminallerini kullanmıştır. Şirketin kullandığı
sistem, bir Wi-Fi erişim alanında eş zamanlı 10 ses
çağrısını yapabilecek şekilde dizayn edilmiştir.
Japon Telekom’un sabit şebekesine sahip olan
Softbank
de
SMY
hizmetlerini
sunmayı
planlamaktadır.
3.2.
Düzenleyici Kurumlar Açısından SMY
Hizmet çeşitliliği ve pazar yapısındaki değişimi
paralel olarak, pazarın gelişimine engel olmamak ve
yeniliği teşvik etmek için düzenleyici kurumların
mevcut pazar tanımlamalarını yeniden gözden
geçirmeleri ve bu kapsamda düzenlemeleri de
yeniden gözden geçirmeleri gerekmektedir.
Avrupa’da, sabit ve mobil şebeke hizmetleri için
bireysel lisanslamalar yerini genel yetkilendirmeler
gibi daha basit bir şekilde pazara girişe imkân
sağlayacak şekildeki düzenlemelere bırakmakla
birlikte, düzenleyici kurumlar elektronik haberleşme
hizmeti
sunmak
isteyen
işletmecilerin
yetkilendirmelerine bazı şartlar koyabilmektedir.
SMY, sadece mobil şebeke işletmecilerinin sabit
şebekelerden faydalanması anlamında değil, sabit
şebeke işletmecilerinin de mobil şebekelerin
avantajlarından yararlanması olarak algılanmalıdır.
Dolayısı ile sabit şebeke işletmecilerinin mobil
şebekelere erişimi de bu kapsamda önem
taşımaktadır.
Bu kapsamda, işletmecilerin yetkileri açısından
konunun tetkiki önem taşımaktadır. Yani bir mobil
şebeke işletmecisinin sabit şebekeler üzerinden de
hizmet sunabilmesi veya bir sabit şebeke
işletmecisinin mobil şebekeler üzerinden de hizmet
sunabilmesi bir ülkede SMY’nin gelişimi açısından
kavuşturulması
gereken
öncelikli
açıklığa
hususlardan biridir. Bununla birlikte, mobil
işletmecilerin sabit şebekeler üzerinden hizmet
sunması veya tersi durumun yapılabilmesi için iki
farklı işletmeci tipinin ortak çalışma yaptığı
durumlar da bulunmaktadır.
SMY’nin sabit ve mobil bileşenleri olması
sebebiyle, sabit şebeke hizmetleri için coğrafi
anlamlı numaraların, mobil hizmetler için ise coğrafi
anlamı olmayan numaraların tahsis edilmesi SMY
ortamında numaraların tahsisi açısından kritik bir
konu oluşturmaktadır. SMY ortamında numara
tahsisine ilişkin 3 temel yaklaşım bulunmaktadır:
Mobil numaraların kullanımına devam edilmesi,
mobil ve sabit numara ayrımının kaldırılması ve
yeni bir numaralandırma planının getirilmesidir.
Fransa’da, Orange isimli işletmecinin Unik
hizmetinde
Wi-Fi/Hücresel
entegrasyonundan
oluşan şebekede, bir mobil numarası bulunmakta
olup, aramalar Wi-Fi erişim alanlarından mobil
şebekeye doğru yapılırken, mobilden Wi-Fi erişim
alanına doğru arama yapılamamaktadır. Yani
çağrılar Wi-Fi şebekesinde sonlanmamakta, mobil
şebekede sonlandırılmaktadır. İrlanda’da konu halen
çalışma aşamasında olmakla birlikte düzenleyici
kurum ComReg’in bu konuda bir öngörüsü
bulunmaktadır. ComReg’e göre sabit ve mobil
numaralar birlikte kullanılabilir ve mobil
müşterilerin bir mobil cihazı için hem sabit hem de
mobil numara tahsis edilebilir. Wi-Fi/Hücresel
yakınsak şebekesine abonenin coğrafi numarasına
doğru bir arama yapıldığında, arayan taraf, arananın
sabit şebekede olduğunu bilecektir. Aranan tarafın
Wi-Fi kapsaması alanı dışında olması durumunda
ise, çağrı mobil numaraya doğru yönlendirilebilecek
veya sesli mesaj hizmeti ile arayan taraf
bilgilendirilecektir. Japonya’da ise, SMY’deki temel
hedefin şebekeden bağımsız olarak her yerden
erişilebilmesi olduğu dikkate alınarak, kullanıcıların
tek telefon numarası kullanılabilmesi için yeni bir
numaralandırma planı yapılması gerekebileceği
ifade edilmektedir. Düzenleyici Kurum MIC yeni
bir numara bloğunun (Japonya için 060) tahsis
edilmesini ve SMY’nin mevcut şebekelere etkisi
güçleninceye
kadar
mevcut
numaraların
kullanılmasını tavsiye etmektedir. Bununla birlikte,
MIC işletmecilerin taleplerini de dikkate alarak
konuyu karara bağlayacaktır.
SMY’nin gelişimi için şebekeler arası numara
taşınabilirliği de çözümlenmesi gereken diğer bir
konuyu oluşturmaktadır. Hâlihazırda, numara
taşınabilirliği
ilgili
şebeke
içerisinde
gerçekleştirilmekle birlikte, sabitten mobile ya da
mobilden sabit numara taşınabilirliğine ilişkin
düzenlemelerin yapılması da gerekebilecektir.
Diğer taraftan, evrensel hizmetlere ilişkin
düzenlemeler, genellikle sabit şebekelere yönelik
olmakla birlikte, yakınsama neticesinde mobil
işletmecilerin de evrensel hizmet fonlarına katkıda
bulunması ve fonlardan yararlanmasının önünün
açılması gerekebilecektir.
4.
SONUÇ
Yakınsama, işletmeciler ve son kullanıcılar
açısından birçok fırsatı beraberinde getirirken,
işletmeciler için yeni bir yatırım kalemi, düzenleyici
kurumlar açısından ise düzenlemelerin yeniden
gözden geçirilmesi veya yakınsama kapsamında
yeni
düzenlemelerin
yapılması
anlamını
taşımaktadır.
SMY uzunca bir süredir tartışılan ve çeşitli
vesilelerle hayata geçirilmeye çalışılan teknolojik bir
gelişme olmakla birlikte bu konuda özellikle son
birkaç yıldır önemli gelişmeler kaydedilmiştir. SMY
kapsamında, farklı işletmeciler için geliştirilen farklı
çözümler SMY’nin gelişiminde istenilen sonuca
ulaşmada önemli bir engel teşkil edeceğinden,
SMY’nin gelişmesi ve başarılı uygulamaları ancak
ortak standartların geliştirilmesi ile mümkün
olabilecektir. Bu nedenle özellikle son yıllarda
standartlaştırmaya yönelik çalışmalar hız kazanmış
durumdadır. Sabit ve mobil şebekelerin IP tabanlı
yeni nesil şebekelere doğru geliştiği bir ortamda
UMA, femtocell ve IMS, SMY kapsamında
geliştirilen
teknik
çözümlerden
bazılarını
oluşturmakta, bu çözümler son yıllardaki SMY’ye
yönelik dikkat çeken gelişmeler arasında yer
almaktadır.
Diğer taraftan, SMY’nin gelişimi düzenleyici
kurumlar açısından bazı sorunları da beraberinde
getirmektedir. Bu kapsamda bazı ülkelerde
işletmecilerin yetkileri çerçevesinde konu yeniden
değerlendirilmekte,
numaralandırma,
evrensel
hizmete ilişkin düzenlemeler gibi birçok konu da
tekrar gözden geçirilmektedir. Bu nedenle SMY
kapsamındaki gelişmelerin ülkemizde de yakından
takip edilmesi önem taşımaktadır.
Kaynakça
[1] Yankee Group, Rationalizing Fixed Mobile
Convergence, May 2006.
[2] OECD, Fixed –Mobile Convergence: Market
Developments and Polic Issues, Mart 2007.
[3] Incode White paper, September 2005.
[4] www.jiwire.com/search-hotspot-locations.htm
[5] http://www.umatechnology.org/overview/index.htm
[6] Kineto Wireless, Universal Mobile Access:
UMA Expands Beyond Dual-Mode Handsets,
January 2007.
[7] Sonus Networks, Fixed Mobile Convergence, 2007
[8] Motorola, Femtocells - Opportunities and
Challenges, May 2, 2007.

Benzer belgeler