PDF Anahtar Nisan 2014

Transkript

PDF Anahtar Nisan 2014
NİSAN 2014
K A L K I N M A D A
VERİMLİLİK
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN
AYLIK YAYIN ORGANIDIR
NİSAN 2014 YIL: 26 SAYI: 304
Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.
ISSN:1300-2414
Yayın Türü:Yerel Süreli
Türkçe-İngilizce
SAHİBİ
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA
GENEL MÜDÜR
Anıl YILMAZ
GENEL KOORDİNATÖR
Dilek BİRBİL
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Cangül TOSUN
YAZI KURULU
Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA
İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU
Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU
WEB SİTESİ SORUMLUSU
Aytunç AYHAN
FOTOĞRAFLAR
Hakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM
DAĞITIM SORUMLUSU
Mehtap EMRE
(312) 467 55 90 / 331
[email protected]
Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarını her ay
düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini
istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp
[email protected] adresine boş bir e-posta
atabilirsiniz.
Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler
yazarlarına aittir.
YÖNETİM YERİ
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No:5
Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)
Faks: (312) 427 30 22
Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected]
internet: http://vgm.sanayi.gov.tr
http://anahtar.sanayi.gov.tr
Ses benzerliği nedeniyle sık sık meteoroloji ile karıştırılabilen metroloji (ölçüm
bilim); bilim ve teknolojinin her alanında ve her belirsizlik seviyesinde deneysel ve
teorik ölçümleme faaliyetlerine verilen addır. Ölçme ile ilgili her türlü faaliyeti
kapsayan ve bilimsel, endüstriyel ve yasal metroloji olarak üçe ayrılan metroloji
faaliyetlerinin temel amacı, yapılan tüm ölçümlerin güvenilirliğini ve doğruluğunu
sağlamaktır. Ülkemizde bilimsel metroloji faaliyetleri TÜBİTAK Ulusal Metroloji
Enstitüsü, endüstriyel metroloji faaliyetleri Türk Standardları Enstitüsü ve Türk
Akreditasyon Kurumu, yasal metroloji faaliyetleri ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülmektedir.
Elektrik, su, doğal gaz sayaçları, tartılar, ulaşımda kullanılan taksimetre ve
takograflar gibi günlük hayatımızın her alanında kullanılan ölçüm cihazları
Bakanlığımız metroloji ve standardizasyon hizmetlerinin konusunu
oluşturmaktadır. Metroloji ve standardizasyon hizmetleri, tüketicilerin korunması,
haksız kazancın önlenmesi ve ülkemizde serbest piyasa ekonomisinin düzenli bir
biçimde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Metroloji ve standardizasyon hizmetlerinin ülke genelinde etkili ve verimli bir
biçimde yürütülmesi için Bakanlık olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra
da her türlü gayret gösterilmeye devam edilecektir. Bu bağlamda Avrupa
Birliği'ne üyelik sürecinde yasal metroloji sisteminin Avrupa Birliği mevzuatına
uyumu tamamlanmış olup ülke stratejileri belirlenmeye devam edilmektedir.
Yasal Metroloji temasıyla yayımlanan Anahtar Dergisi'nin bu sayısında metroloji
ve standardizasyon konusunun farklı açılardan ve detaylı bir şekilde ele
alınmasına değerlendirmeleriyle destek olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Sayın Fikri IŞIK'a ve Müsteşarımız Sayın Prof. Dr. Ersan ASLAN'a şükranlarımızı
sunuyor; Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü'nün yönetici ve
çalışanları başta olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Anıl YILMAZ
Genel Müdür
GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA
www.chesscreative.com
BASKI
KORZA YAYINCILIK
BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
Büyük Sanayi 1. Cad. 95/1 İskitler - ANKARA
Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27
BASILDIĞI TARİH
Anahtar Dergisi’nin Nisan 2014 sayısı
03.04.2014 tarihinde basılmıştır.
01
NİSAN 2014
İÇİNDEKİLER
04
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri IŞIK’ın Değerlendirmesi
06
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Müsteşarı Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın
Değerlendirmesi
08
Ülkemizde Yasal Metroloji
Uygulamaları / Feryal KÖKSAL
14
Akaryakıt Sayaçlarının Denetimlerinde
Teknolojik Yöntemler
İ. Kerim KAYNAKÇI
19
Enerji Verimliliği ve Ülkemizde
Isı Sayacı Kullanımı
Erkut KIRMIZIOĞLU
23
Takograf Cihazlarının Muayenelerine
İlişkin Bir Analiz
Elif Tuğçe ÖRS
26
Ülkemiz AB Üyelik Sürecinin Yasal
Metroloji (Ölçü Aletleri) Alanındaki
Yansımaları / Mehmet Sıddık UCA
30
Piyasa Gözetimi ve Denetimi Sonuçları
34
Metroloji ve Standardizasyon
Genel Müdürlüğünce 2013 Yılında
Düzenlenen Uluslararası Kongreler
36
Dünya Metroloji Günü - 2014
04
30
36
02
NİSAN 2014
37
Metroloji ve Standardizasyon
Genel Müdürlüğü Tarafından
Oluşturulan Teknik Komiteler...
37
Samsun Metal Sanayi İleri Teknolojiye
Kavuşuyor
39
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara
İl Müdürlüğü Kurumsal Kapasite
Geliştirme Programında
Gerçekleştirilen Projeler
42
Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri
2013 Yılı Dördüncü Çeyreği Sonuçları
Açıklandı / Yücel ÖZKARA - Dursun
BALKAN - Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ
48
Bilişim, Bilim ve Teknoloji
52
Temiz Üretim (Eko - Verimlilik)
59
Summary
62
Sanayi Göstergeleri
Industry Indicators
63
Bilim ve Teknoloji Göstergeleri
Science and Technology Indicators
64
Ulusal ve Uluslararası Verimlilik
İstatistikleri / National and
International Productivity Statistics
39
42
56
Ulusal Verimlilik İstatistikleri
National Productivity Statistics
03
NİSAN 2014
DEĞERLENDİRME
KALİTELİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR SANAYİ ÜRETİMİNDE VE TİCARETTE
GÜVEN UNSURUNUN SAĞLANMASINDA METROLOJİNİN YERİ
maliyetlerini düşürme, ticaretin önündeki
teknik engelleri kaldırma, inovasyon ve
rekabet edilebilirliği sağlama arayışı içine
girmişlerdir. Bu gelişmeler, ölçüm yapma
ihtiyacının sadece bilimsel alanla sınırlı
kalmayıp, ticari faaliyetlerde de bir
gereklilik haline gelmesine neden
olmuştur. Bu noktada, metrolojinin altında
ayrı bir alan olarak vücuda gelen yasal
metroloji gelişen dünyada önemli bir
kavram haline gelmiştir.
Ülkelerin üretim yapma kapasitesi ve
üretim altyapısı göz önünde
bulundurulduğunda ise, gelişmişlik
düzeyini belirleyen yüksek katma değere
sahip bir ürünün ortaya çıkabilmesi, bu
Fikri IŞIK
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Ölçme ihtiyacı, insanoğlunun yeryüzündeki
ürünün elde edilmesi süreci boyunca
metroloji gereklerinin gözetilmiş olmasını
artmasıyla birlikte küresel ticaret hacmi
gerektirmektedir. Bir ülkenin ulusal
varlığı kadar eskilere dayanmaktadır. Eski
de artan bir ivme ile büyümüştür. Buna
metroloji sisteminin
medeniyetlerde tarımsal faaliyetler için
paralel olarak devlet yapılarının gelişmesi,
değerlendirilmesindeki en önemli
geometri ve astronomi ölçümleri, inşaat
ölçme sonucunda ortaya çıkan bilgilerin
gösterge ise yasal metroloji altyapısıdır.
faaliyetleri için uzunluk ölçümü
etkili bir şekilde organize edilmesini ve
metrolojinin (ölçüm biliminin) temellerini
elde edilen verilerin planlamada,
oluşturmaktadır. O dönemlerden bu yana
savunmada ve vergilendirmede
bilim ve teknoloji alanında yeni keşifler
kullanılmasını bir ihtiyaç haline
yapıldıkça; elektrik, ısı, sıcaklık, nem gibi
getirmiştir. Son yıllarda dünyada yaşanan
büyüklüklerin de ölçülmesi gerekliliği bir
ekonomik gelişmeler sonucu hükümetler;
zorunluluk haline gelmiştir.
bir yandan vatandaşlarının sağlıklarının
“Bir ülkenin ulusal metroloji
sisteminin değerlendirilmesindeki
en önemli gösterge; yasal
metroloji altyapısıdır.”
korunması, güvenliklerinin sağlanması,
04
Sanayi Devrimi ile birlikte üretim
çevrenin ve tüketicinin korunması gibi
kapasitelerinde ciddi artışlar yaşanmış,
konularda gerekli hizmeti almasını
Yasal metroloji; kaliteli ve sürdürülebilir
bunun yanında ulaşım imkânlarının da
sağlarken diğer taraftan üretim
bir üretim ve ticaretin sağlanması ile refah
NİSAN 2014
seviyesi yüksek bir ülke olma hedefine
ulaşılmasında, nihai ürünün elde edilmesi
ve ticari hayatta kullanılması
aşamalarında, yapılan ölçümlerin
doğruluğu ve buna yönelik denetimlerin
yerinde ve zamanında yapılmasını
sağlamayı hedeflemektedir.
“Ülkemizde yasal metrolojiye
konu her türlü iş ve işlem,
Bakanlığımız Metroloji ve
Standardizasyon Genel
Müdürlüğü tarafından
yürütülmektedir.”
Söz konusu ölçüm ve denetimlere ilişkin
usul ve esasların belirlenmesi,
uygulanması ve bu anlamda etkilenen
bütün sektörlerin (bu konularda)
bilinçlendirilmesi, yasal metrolojinin
Aletleri Yönetmeliği olmak üzere diğer
gerekleridir. Ülkemizde yasal metrolojiye
yönetmelikler AB direktiflerinden
konu her türlü iş ve işlem, Bakanlığımız
uyumlaştırılarak ulusal mevzuatımız
Metroloji ve Standardizasyon Genel
haline getirilmiştir.
Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Bu çerçevede ülkemizde metroloji
Ayrıca Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye
alanında bir stratejinin belirlenmesi
olma sürecinde uyum sağlaması gereken
ihtiyacı hasıl olmuş ve Metroloji ve
en önemli fasıllardan biri, Bakanlığımızın
Standardizasyon Genel Müdürlüğü
sorumluluğunun en fazla olduğu ve ileri
tarafından“Ulusal Metroloji Stratejisi ve
düzeyde aşama kaydettiğimiz “Malların
Eylem Planı” hazırlanarak bu alanda
Serbest Dolaşımı” faslıdır. Bu faslın tam
ülkemizin strateji belgesi oluşturulmuştur.
olarak hayata geçirilmesi, ülkemiz ile AB
Bu strateji belgesinin uygulamaya
arasındaki ticaretteki teknik engellerin
geçmesiyle bahsedilen hedeflere
kaldırılması ile mümkün olacaktır.
ulaşılması noktasında önemli bir adım
Bu kapsamda başta yasal metrolojinin
atılmış olacaktır.
“ Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne
üye olma sürecinde uyum
sağlaması gereken en önemli
fasıllardan biri,
Bakanlığımızın sorumluluğunun
en fazla olduğu ve ileri düzeyde
aşama kaydettiğimiz ‘Malların
Serbest Dolaşımı’ faslıdır...”
temel altyapısını oluşturan Ölçü Aletleri
Yönetmeliği ve Otomatik Olmayan Tartı
05
NİSAN 2014
DEĞERLENDİRME
ÜLKEMİZDE GÜVENİLİR VE ADİL BİR PİYASA VE GÖZETİM YAPISININ
SAĞLANMASINDA YASAL METROLOJİ DENETİMLERİNİN ROLÜ
Prof. Dr. Ersan ASLAN
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı
Ölçüm bilimi ve uygulaması anlamına
gelen metroloji, günlük hayatımızın
ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle
geçmiş dönemlerden bugüne kadar
bilinen ve üzerinde yoğun çalışmalar
yapılan bir bilim dalı niteliği kazanmıştır.
Bu bilim alanı, diğer pozitif bilimler gibi
sürekli gelişim göstermiş ve zamanla
bilimsel, endüstriyel ve yasal metroloji
olmak üzere üç disipline ayrılmıştır. Bu
bileşenlerden Bakanlığımız
sorumluluğunda olan yasal metroloji;
ölçüleri, ölçü birimlerini, ölçü aletlerini ve
ölçü yöntemlerini ilgilendiren ve yetkili
kuruluşlar tarafından yürütülen faaliyetler
olarak tanımlanmaktadır. Evlerde
06
kullanılan elektrik, su ve doğalgaz ile
akaryakıt istasyonlarında alınan
akaryakıtın miktarını gösteren sayaçların,
market ve kuyumcularda kullanılan tartı
aletleri, ulaşımda kullanılan
taksimetrelerin ve takografların yasal
metrolojinin bir parçası olması
hayatımızdaki yerini ve önemini
göstermektedir.
Yasal metroloji sistemimiz; ülkemiz ve
Avrupa Birliği arasında ekonomik
entegrasyon kuran Gümrük Birliği
süreciyle önemli değişimler yaşamıştır.
Gümrük Birliğini düzenleyen 1/95 ve 2/97
sayılı Ortaklık Konseyi Kararları
gereğince, Bakanlığımız yasal metroloji
alanında AB teknik mevzuatına uyum
çalışmalarına 2001 yılında başlamış ve bu
kapsamda tüm AB mevzuatı
uyumlaştırılarak iç hukuka aktarılmıştır.
AB teknik mevzuat uyumunun önemli
bileşenlerinden biri de Piyasa Gözetimi ve
Denetimi (PGD) faaliyetleridir. 2002 yılında
yayımlanan 4703 sayılı Kanunla ülkemiz
mevzuatına giren PGD kavramı kısaca;
“ürünlerin ilgili mevzuatındaki
gereklilikleri sağlayıp sağlamadığının
yetkili bir kuruluş tarafından
denetlenmesi” olarak tanımlanmaktadır.
Bu kapsamda, sorumluluğumuz altındaki
ürünlere ilişkin PGD faaliyetleri içerisinde
günlük hayatımızın her alanında kullanılan
ölçü aletlerine yönelik olanlar önemli bir
yer işgal etmektedir. Ticarette güven
ortamının sağlanması ve haksız kazancın
engellenmesi noktasında; ölçü ve ölçü
aletlerinin ayar ve kalibrasyonlarının
doğru olması, tüketici ve satıcı açısından
kontrol altında tutulması ve periyodik
olarak denetlenmesi gereken bir konu
olarak ele alınmalıdır. Diğer yandan kamu
menfaati açısından güvenilir ve adil bir
devlet yapısının sağlanması ve
vatandaşların bu algıyı hissetmesi diğer
bir önemli noktadır.
Yasal metroloji kapsamındaki ölçü ve ölçü
aletlerine yönelik yapılan denetim
faaliyetleri, Bakanlığımız merkez teşkilatı
ve il müdürlüklerimiz tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu denetimlerde,
PGD kimlik kartına sahip 775 personel
görev alırken,10 etalon donanımlı kamyon
ve gerekli ekipmanla donatılmış 89
denetim aracı kullanılmaktadır.
NİSAN 2014
Bakanlığımızca 2013 yılında Genel
Müdürlüğümüz koordinasyonda 55 ilde
petrol ve petrol ürünleri piyasasına yönelik
yapılan akaryakıt ve LPG sayaçlarının
damgasının/miktarının kontrolünün
yapıldığı çapraz denetimler ile
il müdürlüklerimiz marifetiyle
gerçekleştirilen ani ve şikâyetli
denetimlerde toplam 331.414 ölçü aleti
denetlenmiş ve bu denetimlerde 7.150
ölçü aletinin mevzuata aykırı olduğu tespit
edilerek gerekli yaptırımlar uygulanmıştır.
Günümüzde kamu kurum ve
kuruluşlarının asli hizmetlerinden biri
haline gelen denetimlerin verimli ve etkin
bir yapıya kavuşturulması, denetim
verilerinin belirli bir sistematik içinde
takip edilmesi ve denetim programlarının
bu çerçevede hazırlanması ile mümkün
olacaktır. Buradan hareketle veri
tabanlarının kurularak izleme ve
değerlendirme yapılması ve bu
değerlendirmelerden elde edilen
sonuçların analiz edilerek özellikle odaklı
ve risk yönetimi tabanlı denetimlerin
gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Bu
sayede denetimlerde verimliliğin
artırılması sağlanırken, aynı zamanda
kamu kaynaklarının etkinliğinin artırılması
hedeflenmektedir.
Bakanlığımız, hâlihazırda kullanılmakta
olan veri tabanı uygulamalarımızın
eksikliklerini ortadan kaldıracak ve
günümüz gereklerini karşılayan bir yapıya
kavuşturacaktır. Bu konuda denetimlerin
verimliliğini ve etkinliğini artırıcı teknolojik
yenilikler üzerine çalışmalar
başlatılmıştır. Test aşamaları devam eden
çalışmalar ile yasal metroloji
kapsamındaki ölçü ve ölçü aletlerinin etkin
bir şekilde takibi ve yapılan denetimlerin
verimliliğinin artırılması sağlanacak, aynı
zamanda kolay erişilebilir bir veri bankası
oluşturulmuş olacaktır. 2014 yılı içerisinde
hizmete alınması planlanan söz konusu
veri tabanı sayesinde özellikle akaryakıt
sayaçları, tartı aletleri, takograf ve
taksimetre başta olmak üzere ölçü
aletlerinin muayene ve damgalama
işlemleri ile denetim faaliyetlerinin etkin
bir şekilde takibi gerçekleştirilecektir.
Bakanlığımız, sorumluluğunda olan
ürünler ile ilgili etkin PGD faaliyeti
yürütürken, bu faaliyetlerinde bilim ve
teknolojinin daha fazla yer almasını
sağlamaya çalışmaktadır. İstatistiki tabanlı
kurgulanan denetim programları ile riskli
ürünlere odaklanılarak denetimlerde
etkinlik ve verimlilik artırılacaktır.
Bakanlığımız, PGD ile ilgili altyapı
ihtiyacını teknoloji tabanlı
gerçekleştirmeye çalışmanın yanı sıra,
PGD faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayan
denetçilerin bilgi, kabiliyet ve
yeteneklerinin
artırılmasına da büyük
önem vermektedir. Hazırlanan eğitim
programları çerçevesinde; denetçilere
gerekli idari, teknik ve hukuki eğitimler
verilmektedir. Bu uygulamalar ile bir
yandan insan kaynağının gelişimi
sağlanırken, diğer yandan temin edilen
bilgisayar, araç ve gereçler ile de
denetçiler daha donanımlı hale
getirilmektedir.
Osmanlı Devletinde II. Bayezid Dönemi'nde
tüketici haklarını korumak ve düzenlemek
amacıyla çıkarılan ve tarihimizde yasal
metroloji ile ilgili ilk resmi belge niteliği
taşıyan Bursa Belediye Kanunu'nun
(Kanunname-i İhtisab-ı Bursa) çıkarıldığı
1481 yılından bugüne kadar yasal metroloji
alanında yapılan çalışmaların tümü adil ve
güvenilir bir ortamın sağlanmasını
amaçlamıştır. Bu konuda geçmişte
atalarımızın göstermiş olduğu özen ve
gayreti, gelecek nesiller için bizlerin
devam ettirmesi büyük önem arz
etmektedir. Güven ve adalet duygusunun
tesis edilmesi ve korunması noktasında
bilim ve teknolojiden daha fazla yararlanan
ve daha fazla çalışan bir toplum olmamız
günümüz koşullarında kaçınılmazdır.
Bakanlığımız, yasal metroloji sistemimizin
daha da verimli hale gelmesi için geleceğe
yönelik birçok hedef belirlemiştir. Bu
hedeflerden en önemlisi, yasal metroloji
alanında temel mevzuat niteliğinde olan
3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'nun,
günün ihtiyaçlarına cevap verebilir hale
getirilmesidir. Bir başka hedef de diğer
sorumluluk alanlarında olduğu gibi yasal
metroloji alanında da tüketicinin
korunması, haksız rekabetin önlenmesi,
insan, bitki ve çevre sağlığının korunması
ve güvenilirliğin artırılması amacıyla PGD
faaliyetlerinin daha etkin hale
getirilmesidir. Bu uygulamalar ile
insanlarımızın kendini güvende
hissedeceği bir yapının daha ileri seviyede
teknolojik yenilikler kullanılarak
oluşturulması sağlanacaktır.
07
NİSAN 2014
DERLEME
ÜLKEMİZDE YASAL METROLOJİ
UYGULAMALARI
Feryal KÖKSAL / Şube Müdürü
(Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü)
ne
esi
m
eli la e
e k amıy kta v
r
t
me anl ma
ak lük lan loji, oloji
r
la öz ım ro tr
n o p, s tan met l me le
e
ök olu ak sel sa e e
i, k kta olar ilim e ya orid
j
o
ol ma i” b i v eg
etr yan ilim arak roloj kat ır.”
M
“ da m b l ol met e üç tad
lçü ene el er ak
“ö g striy k üz lınm
a a
dü m
en ol
Bilimsel metroloji; ölçüm birim sisteminin
oluşturulması, yeni ölçme yöntemlerinin
geliştirilmesi gibi ölçüm standartlarının en
üst seviyede organizasyonu ve
sürdürülmesiyle ilgili faaliyetleri
kapsamaktadır. Bilimsel metroloji
konusundaki faaliyetler, dünyada metroloji
ile ilgili enstitülerce yürütülmekte olup
ülkemizde bu alanda TÜBİTAK bünyesinde
08
yer alan Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME)
çalışmalarını sürdürmektedir.
Endüstriyel (veya uygulamalı) metroloji;
bilimsel metrolojinin üretim ve diğer
süreçlerdeki kullanımına yönelik
uygulamaları ifade etmekte olup
kullanılan ölçüm cihazlarının uygunluğu
ile bu cihazların kalibrasyonlarının ve
yapılan ölçümlerin kalite kontrollerinin
gerekli şartları taşıdığını (örneğin ölçüm
cihazlarının kalibrasyonlarının
izlenebilirliği gibi) garanti altına alan
faaliyetleri kapsamaktadır. Bu faaliyetler
başta Türk Akreditasyon Kurumu
(TÜRKAK) ve Türk Standardları Enstitüsü
(TSE) olmak üzere uygunluk
değerlendirme kuruluşları ve diğer
kalibrasyon laboratuvarlarının
sorumluluğunda yürütülmektedir.
Yasal metroloji ise; ölçüleri, ölçü
birimlerini, ölçü aletlerini, ölçü
yöntemlerini ilgilendiren ve yetkili
kuruluşlar tarafından yasal gereklerden
kaynaklanan (örneğin çevre, sağlık,
güvenlik, kullanıcının korunması ve adil
rekabet ortamı gibi) hususlara ilişkin
yürütülen faaliyetler olarak
tanımlanmakta olup, bu faaliyetlerde
Bakanlığımız Metroloji ve Standardizasyon
Genel Müdürlüğü (MSGM)
sorumluluğunda yürütülmektedir.
MSGM'nin yasal metroloji kapsamındaki
görevleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
• Metroloji politikasını belirlemek ve
metroloji alanında stratejiler geliştirmek,
uygulanmasını sağlamak ve izlemek.
• Yasal metroloji ve hazır ambalajlama
alanında teknik düzenlemeler ile ilgili
standart listelerini hazırlamak ve
uygulamaya koymak, bu alanda piyasa
gözetimi ve denetimi yapmak veya
yaptırmak.
• Yasal metroloji kapsamına alınacak veya
kapsamdan çıkartılacak ölçü aletlerini
belirlemek, yasal metroloji alanında
izlenebilirliği sağlamak için gerekli teknik
ve idari altyapıyı oluşturmak.
• Ulusal ölçü etalonlarının bulundurulma
ve kontrol esaslarını belirlemek.
NİSAN 2014
• Yasal metroloji ve hazır ambalajlama
alanında teknik düzenlemesi ve standardı
bulunmayan ürünlerin denetimine esas
olacak özellikleri tespit etmek veya
ettirmek.
• Metroloji, standardizasyon, akreditasyon
ve uygunluk değerlendirmesi alanlarında
stratejiler belirlemek, bunların
uygulanmasında ilgili kuruluşlar arasında
koordinasyonu sağlamak.
Akaryakıt Ölçeği
(1, 2, 5,10, 20 lt)
Hassas Elektronik Terazi
(1200 gr)
Karşılaştırma Terazisi
(600 kg)
F1 Sınıfı Kütle (50 kg)
F1 Sınıfı Kütle (10 kg ve 20 kg)
Karşılaştırma Terazisi (60 kg)
• Laboratuvarlar kurmak veya kurdurmak,
kurulan laboratuvarların belirlenen usul
ve esaslar çerçevesinde çalışmalarını
sağlamak ve kontrol etmek.
• Yasal metroloji alanında uluslararası
gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek;
bu alanda faaliyet gösteren uluslararası
kuruluşlara katılmak ve işbirliği yapmak.
• Yasal metroloji alanında yetkilendirilecek
uygunluk değerlendirme kuruluşları ile
teknik hizmet kuruluşlarının taşıması
gereken nitelikleri belirlemek, bunları
görevlendirmek, gerektiğinde
görevlendirmeyi geçici olarak durdurmak
veya iptal etmek.
Yasal Metrolojiye İlişkin Hizmetler
Yasal metrolojiye ilişkin hizmetler, 3516
sayılı “Ölçüler ve Ayar Kanunu” ile 4703
sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın
Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair
Kanun” hükümleri çerçevesinde
yürütülmektedir. 3516 sayılı Ölçüler ve
Ayar Kanunu, ölçü aletlerine münhasır bir
kanun olup, amacı milli ekonominin ve
ticaretin gereklerine ve kamu yararına
uygun olarak Türkiye hudutları içinde her
türlü ölçü ve ölçü aletinin doğru ayarlı ve
uluslararası birimler sistemine uygun
olarak imalı ve kullanılmasını sağlamaktır.
Resim 1. Laboratuvarlarda Kullanılan Ölçü ve Ölçü Aletleri
Söz konusu mevzuat kapsamında ölçü ve
ölçü aletlerinin ilgili teknik düzenlemesine
uygun olarak piyasaya arzı, kullanıma
sunulması ve muayenelerine ilişkin
işlemler yürütülmektedir.
Ölçü aletleri ile ilgili olarak yapılan
işlemler aşağıdaki gibi üç aşamada
değerlendirilebilir:
a) Tasarımdan piyasaya arzına kadar
yapılan işlemler,
b) Piyasaya arz edilmiş ölçü aletlerine
ilişkin işlemler,
c) Kullanımdaki ölçü aletleri ile ilgili
işlemler.
a) Tasarımdan piyasaya arzına kadar
yapılan işlemler
Ölçü ve ölçü aletlerinin piyasaya arzına
ilişkin işlemler, 17/10/2008 tarihli ve 27027
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ölçü ve
Ölçü Aletleri Tip Onay Yönetmeliği ile
düzenlenmiştir.
Söz konusu Yönetmelik hükümlerine göre;
ölçü ve ölçü aleti imal veya ithal
edilebilmesi için ilgili teknik düzenlemesi
uygun olarak tip onayının alınması
gerekmektedir. Bu çerçevede;
09
NİSAN 2014
DERLEME
ÜLKEMİZDE YASAL METROLOJİ
UYGULAMALARI
Belirtilen bu direktiflerin
uyumlaştırılmasından sonra, bu
yönetmelikler kapsamındaki ölçü
aletlerinin uygunluk değerlendirme
faaliyetlerini yürütmek üzere onaylanmış
kuruluş başvuruları başlamış ve
Bakanlığımız tarafından bu başvurular
değerlendirilerek görevlendirmeler
yapılmaya başlanmıştır.
Resim 2. Akaryakıt ve LPG Sayacı Muayene Araçları
• Yeni yaklaşım direktiflerinden
uyumlaştırılan yönetmelikler
kapsamındaki ölçü aletlerinin, ilgili teknik
ulusal tip onay belgesi alınması
düzenlemesine göre tip onayları alınmış,
muayene işlemleri, muayene işaretleri
ve/veya damgalama işlemleri yapılmış ve
onaylanmış kuruluş ile işlemleri
tamamlanmış olarak piyasaya arz
edilmesi,
• Klasik yaklaşım direktiflerinden
uyumlaştırılan yönetmelikler
kapsamındaki ölçü aletleri için AT tip onay
belgesi alınması,
• AB mevzuatından uyumlaştırılan
yönetmelikler kapsamına girmeyen diğer
ölçü ve ölçü aletleri için ise,
Bakanlığımızdan ulusal tip onay belgesi
alınması gerekmektedir. Bakanlığımızca
verilen tip onay belgelerinde Türk
Standardları Enstitüsü'nün (TSE) verdiği
muayene ve deney raporları esas
alınmaktadır.
Ölçü ve ölçü aletlerinin uygunluk
değerlendirme faaliyetlerine ilişkin olarak
Avrupa Birliği'nde Otomatik Olmayan Tartı
Aletleri Direktifi (2009/23/EC) ve Ölçü
Aletleri Direktifi (2004/22/EC) olmak
üzere iki temel direktif bulunmaktadır. Söz
konusu her iki direktif de yönetmelik
10
olarak uyumlaştırılmış olup yasal
metroloji mevzuatımız AB mevzuatı ile tam
uyumlu hale getirilmiştir. Söz konusu
Yönetmeliklerden;
• Ölçü Aletleri Yönetmeliği (2004/22/AT);
Su sayaçları, gaz sayaçları ve hacim
dönüştürme cihazları, aktif elektrik enerji
sayaçları, ısı sayaçları, su haricindeki
sıvıların miktarlarını sürekli ve dinamik
ölçen ölçme sistemleri, otomatik tartı
aletleri, taksimetreler, malzeme ölçerler,
boyutsal ölçüm cihazları ve egzoz gazı
analiz cihazlarını,
• Otomatik Olmayan Tartı Aletleri
Yönetmeliği (2009/23/AT) ise sadece
otomatik olmayan tartı aletlerini
kapsamaktadır.
Bu uyumlaştırma çalışmaları ile birlikte
Bakanlığımızın görev ve fonksiyonlarında
da köklü değişiklikler olmuştur. Bahse
konu yönetmelikler kapsamındaki ölçü
aletlerinin tip onay işlemleri daha önce
Bakanlığımızca yürütülürken, bundan
sonra onaylanmış kuruluşlar tarafından
yürütülmeye başlanmıştır. Bakanlığımız,
onaylanmış kuruluşların atanması ve
izlenmesi ile Piyasa Gözetimi ve Denetimi
(PGD) faaliyetlerine yoğunlaşmaya
başlamıştır.
b) Piyasaya arz edilmiş ölçü aletlerine
ilişkin işlemler
Ölçü aletlerinin piyasaya sunulmasından
sonra piyasada iken yapılan işlemler, 4703
sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın
Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair
Kanun hükümleri çerçevesinde; ürünün
piyasaya arzı veya dağıtımı aşamasında
veya ürün piyasada iken ilgili teknik
düzenlemesine uygun olarak üretilip
üretilmediğinin, güvenli olup olmadığının
denetlenmesi amacıyla yürütülen Piyasa
Gözetimi ve Denetimi (PGD) faaliyetlerini
kapsamaktadır.
c) Kullanımdaki ölçü aletleri ile ilgili
işlemler
Kullanımdaki ölçü ve ölçü aletleri
aşağıdaki muayenelere tabi tutulur.
İlk muayene: Yeni yapılan veya parçaların
birleştirilmesi suretiyle meydana getirilen
ölçü ve ölçü aletlerinin satışa sunulması
veya kullanılmaya başlanmalarından önce
veya ithal edilen ölçü ve ölçü aletlerinin
yurda sokulmaları sırasında veya
periyodik, ani, şikâyet ve stok muayeneleri
sonunda damgaları iptal olunan ölçü ve
ölçü aletlerinin tamir ve
ayarlanmalarından sonra veya ayarları
bağlı bulundukları yere göre ayarlanmış
olan ölçü ve ölçü aletlerinin ise yer
değiştirmeleri halinde uygulanır.
Periyodik muayene: Belli sürelerde olmak
üzere, bu Kanun kapsamına giren ölçü ve
ölçü aletleri için yapılan genel muayenedir.
NİSAN 2014
Ani muayene: Bakanlık merkez ve taşra
ölçüler ve ayar kuruluşları memurlarının
görecekleri lüzum veya ihbar üzerine, ölçü
ve ölçü aletlerinin bulundukları yerlerde
habersizce yapılan muayenedir.
Şikâyet muayenesi: Bir ölçü ve ölçü
aletinin doğru çalışıp çalışmadığını tespit
etmek üzere, ölçü ve ölçü aleti sahibi veya
diğer bir kimsenin yazılı müracaatı üzerine
yapılan muayenedir.
Stok muayenesi: İlk muayene damgasını
taşıdıkları halde satılmayıp depo, atölye,
imal veya satış yerlerinden, yahut henüz
kullanılmasına ihtiyaç duyulmayarak stok
halinde bulundurulan ölçü ve ölçü
aletlerinin periyodik muayene süreleri
içinde tekrar tabi tutuldukları bir muayene
şeklidir.
Yukarıda bahsedilen muayene işlemleri ile
ilgili hizmetler, yetkilendirilmiş muayene
servisleri, il müdürlüklerimiz ile Grup
Merkezi Belediye Ölçüler ve Ayar
Memurlukları tarafından yürütülmektedir.
Bu hizmetlerin daha etkin ve verimli bir
şekilde yürütülmesini teminen; Ankara,
İstanbul, İzmir, Adana, Konya, Samsun,
Gaziantep, Erzurum, Diyarbakır ve
Malatya'nın dâhil olduğu 10 ilde bölge
laboratuvarı kurulmuştur. Söz konusu
laboratuvarlarda kullanılan ölçü ve ölçü
aletlerine örnekler Resim 1'de
gösterilmiştir.
Bakanlık olarak; 24 saat kesintisiz hizmet
vermesi, Türkiye genelinde yaygın olması
ve ölçülen ürünlerin tüketiciyi doğrudan
ilgilendirmesi nedeni ile akaryakıt ve LPG
istasyonlarında kullanılan sayaçların
denetimine büyük önem verilmektedir.
Bu itibarla, akaryakıt istasyonlarında
kullanılan akaryakıt ve LPG sayaçlarının
düzenli olarak kontrol
Resim 3. Yüksek Kapasiteli Otomatik Olmayan Tartı Aletlerinin Denetimi ve
Muayeneleri İçin Vinç Donanımlı Kamyonlar ve Kütle Etalonları
edilmelerini teminen 91 adet akaryakıt ve
LPG sayaçları muayene aracı satın alınmış
ve bunlar gerekli ölçüm ekipmanları ile
teçhiz edilerek il müdürlüklerimizin
hizmetine sunulmuştur
(Resim 2). Akaryakıt istasyonları, bu
araçlar kullanılarak gerek merkezden ve
gerekse il müdürlüklerimiz vasıtasıyla
sürekli olarak denetlenmektedir.
Yüksek kapasiteli otomatik olmayan tartı
aletlerinin denetimi ve muayeneleri
amacıyla, kütle etalonu ve vinç donanımlı
10 adet kamyon satın alınmış ve bölgesel
esasa dayalı olarak hizmet vermek üzere
bölge laboratuvarlarının kurulu bulunduğu
il müdürlüklerimizde hizmete
sunulmuştur (Resim 3).
Hazır Ambalajlı Mamullere İlişkin
Faaliyetler
Bakanlığımızın önemli faaliyetlerinden
birisi de hazır ambalajlı mamullere ilişkin
çalışmalardır. Konuyla ilgili olarak AB
mevzuatından uyumlaştırılmış 3
yönetmelik bulunmaktadır. Bunlar;
• Hazır Ambalajlı Mamullerin Ağırlık ve
Hacim Esasına Göre Net Miktar Tespitine
Dair Yönetmelik (76/211/AT ),
• Hazır Ambalajlı Mamullerin Nominal
Dolum Miktarı ile İlgili Kuralların
Belirlenmesine Dair Yönetmelik
(2007/45/AT),
11
NİSAN 2014
DERLEME
ÜLKEMİZDE YASAL METROLOJİ
UYGULAMALARI
• Ölçü Kabı Olarak Kullanılan Ölçü
Şişelerine Dair Yönetmelik (75/107/AT)'tir.
Bu yönetmeliklerden;
• 76/211/AT ve 2007/45/AT sayılı
Yönetmelikler; 5 g veya 5 ml’den daha az
10 kg veya 10 L'den daha fazla olmayan
hazır ambalajlı mamullerin nominal
dolum miktarına ilişkin kontrol esasları ile
ambalaj üzerinde bulunması gereken
etiket bilgilerini;
• 75/107/AT sayılı Yönetmelik ise, ölçü kabı
olarak kullanılan ölçü şişelerinin birim
kapasite kontrollerine ilişkin esaslarını
kapsamaktadır.
Söz konusu yönetmelikler kapsamındaki
ürünler, ambalaj üzerindeki yazı ve
işaretlere ilişkin bilgiler ile nominal dolum
miktarları açısından kontrol edilmektedir.
Bu kontrollerde tartı aleti (kütle seti ile),
excel tabanlı yazılım programı yüklü
laptop ile sıvıların miktar kontrolü için
yoğunluk hesaplanması için malzemeler
(cam-metal piknometreler, beher vb.)
kullanılmaktadır.
kg
Metroloji Alanında Üyesi Olduğumuz
Uluslararası Kuruluşlar
Dünyada metroloji alanında faaliyet
gösteren 4 kuruluş bulunmakta olup
aşağıda verilmektedir.
• Uluslararası Ölçüler ve Ağırlıklar Bürosu
(BIPM),
• Uluslararası Yasal Metroloji Teşkilatı
(OIML),
• Avrupa Yasal Metroloji İşbirliği Teşkilatı
(WELMEC),
• Karayolu Nakliye Uygulama Kuruluşları
Konfederasyonu (CORTE)
Uluslararası Ölçüler ve Ağırlıklar Bürosu
(BIPM): Ölçme standartları konusunda
evrensel bir birlik sağlanması amacıyla,
Fransız hükümetinin girişimiyle aralarında
Osmanlı İmparatorluğu’nun da bulunduğu
17 devlet temsilcisinin katılımıyla 20 Mayıs
1875 tarihinde Paris'te imzalanan Metre
Konvansiyonu ile kurulmuştur. Paris'in
Sevr banliyösünde kurulu bulunan Büro,
bütün dünyada yapılan ölçümlerin
doğruluğundan ve farklı ülkelerde yapılan
ölçümlerin birbirleri ile denkliğinden
sorumludur.
Uluslararası Yasal Metroloji Teşkilatı
(OIML): 1955 yılında Fransa'da 24 ülke
tarafından kurulmuştur, merkezi
Paris'tedir. Yasal metroloji prosedürlerinin
global anlamda harmonizasyonu amacıyla
kurulmuştur. Faaliyetlerinde doğrudan
görev alan ülkeler “asil üye”, gözlemci
olarak katılan ülkeler ise “muhabir üye”
sıfatıyla üye bulunmaktadır. Ülkemiz,1961
yılından 2005 yılına kadar muhabir üye
sıfatıyla üye iken, 6 Haziran 2005 tarihinde
asil üye olmuştur. 57'si asil üye, 55'i
muhabir üye olmak üzere toplam 112
üyesi bulunmaktadır.
Avrupa Yasal Metroloji İşbirliği Teşkilatı
(WELMEC): Kısa adı WELMEC olan Avrupa
Yasal Metroloji İşbirliği Teşkilatı, 18
temsilci üye tarafından Haziran 1990'da
kurulmuştur. Söz konusu teşkilat bugün
için; 30'u üye ve 7'si yardımcı üye olmak
üzere toplam 37 ülkenin, 8 gözlemci
gram
ons
lb
12
NİSAN 2014
kuruluşun ve 9 muhabir kuruluşun temsil
edildiği bir teşkilattır.
Türkiye, 2005 yılı içerisinde Edinburg'da
yapılan Komite toplantısında yardımcı üye
olarak kabul edilmiştir. Avrupa Birliğine
aday ülkeler, ancak Avrupa Birliğine kabul
edildikleri zaman bu teşkilata tam üye
olma hakkını elde etmektedirler.
Karayolu Nakliye Uygulama Kuruluşları
Konfederasyonu (CORTE): Karayolu
Nakliye Uygulama Kuruluşları
Konfederasyonu (CORTE); 2004 yılında
kurulmuştur. Kara ulaştırması alanında
hükümet/hükümet dışı organların
temsilcilerini bünyesinde toplayan üç ayrı
kategoride (Tam üye, Yardımcı üye ve
Gözlemci) toplam 78 ülkenin
temsillerinden oluşur. Herhangi bir üyelik
aidatı yoktur. Bakanlığımızca 2008 yılında
üye olunmuştur. CORTE aşağıdaki
danışmanlık hizmetlerini vermektedir.
• Takograflarla ilgili AB mevzuatının
uygulanmasına yönelik tip onaylarının
verilmesi ve kalibrasyonlarının yapılması,
• Dijital takografların işletim, güvenlik,
karşılıklı işletilebilirlik sertifikaları,
• Takograflarla uyumlu çalışabilen sürücü,
denetim, şirket ve servis kartlarının AB
kodlama sistemi doğrultusunda basımı
işlemleri ile ilgili olarak altyapının
oluşturulması.
13
NİSAN 2014
MAKALE
AKARYAKIT SAYAÇLARININ DENETİMLERİNDE
TEKNOLOJİK YÖNTEMLER
İ. Kerim KAYNAKÇI
Sanayi ve Teknoloji Uzmanı
(Metroloji ve Standardizasyon
Genel Müdürlüğü)
Türkiye'de 2013 yılı Aralık ayı sonu
itibarıyla trafiğe kayıtlı olan motorlu kara
taşıt sayısı yaklaşık 18 milyona ulaşmış
bulunmaktadır (TÜİK, 2014). Bununla
birlikte bu araçlarda kullanılan yakıtın
neredeyse tamamını benzin, dizel veya
LPG yakıtları oluşturmaktadır (TÜİK,
2014). Son verilere göre ülkemizde
gerçekleşen yıllık petrol satışlarının
yaklaşık 18,2 milyon ton (EPDK, 2013a),
yıllık LPG satışlarının ise yaklaşık 2,7
milyon ton (EPDK, 2013b) olduğu da göz
önünde bulundurulduğunda akaryakıt ve
LPG sektörünün ne kadar önemli olduğu
bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Ekonomik
anlamda bu denli önemi haiz olan
akaryakıt ve LPG yakıtlarının tüketicilere
doğru miktarda verilmesi amacıyla
kullanılan sayaçların doğru ölçüm
yapmasının özellikle taşıt kullanıcıları
açısından önemi de aşikârdır. Yukarıda
bahsedilen yıllık yakıt satışları göz önünde
bulundurulduğunda, bu sayaçların hata
sınırlarının dışında çalışması durumunda
tüketiciye vereceği kümülatif ekonomik
zararın büyüklüğü çok ciddi seviyelere
ulaşabilecektir. Bu nedenledir ki akaryakıt
ve LPG sayaçlarının doğru çalışıp
çalışmadığı ile bu sayaçlara mevzuata
aykırı müdahaleler yapılıp yapılmadığı
hem periyodik muayeneler, hem de ani ve
şikâyet üzerine yapılan muayeneler ile
Metroloji ve Standardizasyon Genel
Müdürlüğü ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
İl Müdürlüklerince sürekli
denetlenmektedir.
14
Bu makalede amaçlanan ise mevcut
denetim yöntemlerinin teknolojiyi
kullanarak daha verimli ve etkin hale
getirilmesi yönünde öneriler sunmaktır.
Mevcut Durum
24.07.1994 tarihli ve 22000 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan Ölçü ve Ölçü Aletleri
Muayene Yönetmeliği hükümlerine göre,
akaryakıt ve LPG sayaç kullanıcıları
(genellikle akaryakıt ve LPG istasyonları)
her iki yılda bir olmak üzere sayaçlarının
periyodik muayenelerini yaptırmak
zorundadırlar. Bunun yanı sıra
tüketicilerden Bakanlığımıza intikal eden
şikâyetler üzerine de ilgili istasyonlardaki
sayaçlar denetlenmektedir. Özellikle son
yıllarda çapraz denetimlerin sayısındaki
artış neticesinde de istasyonlar ani olarak
daha sık denetlenmeye başlanmıştır.
Ölçü Aletleri Takip Sistemi
Peki denetimlerdeki en zayıf halkayı
oluşturan unsur nedir? En zayıf halka
olarak gösterilebilecek unsur, sayaçların
gerçek zamanlı olarak takip
edilememesidir. Burada takip etmekten
kasıt, sayacın en son durumu hakkında
(muayene süresi dolmuş mu, sayaca
herhangi bir müdahale yapıldı mı vb.)
Bakanlık merkez ve taşra teşkilatına bilgi
aktarımıdır.
Bu durumun önüne geçebilmek amacıyla
Bakanlığımız tarafından 2013 yılında Ölçü
Aletleri Takip Sistemi projesi
başlatılmıştır. Ölçü Aletleri Takip Sistemi,
akaryakıt ve LPG sayaçlarının da yer aldığı
bazı ölçü aletlerinin seri numarası
üzerinden takip edilmesi ve böylelikle
Bakanlığa çok önemli bilgi akışlarının
beraberinde istatistiki veriler de
NİSAN 2014
sağlaması açısından çok ciddi önem
taşımaktadır. Bu sistem sayesinde elde
edilecek veriler ışığında risk analizlerinin
çıkarılması çok daha kolay hale gelecek ve
riskli bölgeler ve istasyonlar belirlenerek
buralara yönelik denetimlere daha da
önem verilebilecektir. Bunların yanı sıra,
periyodik muayene başvuru sürelerini
sehven geçiren istasyon sahiplerinin
mağduriyetinin önüne geçmek adına,
erken uyarı sistemi sayesinde istasyon
sahipleri hem SMS hem de elektronik
posta yoluyla Ölçü Aletleri Takip Sistemi
tarafından otomatik olarak uyarılacak ve
istasyonun muayene başvuru sürecini
başlatması istenecektir.
Diğer taraftan mevcut durumda
il müdürlüklerimize dilekçe yoluyla yapılan
muayene başvurularının da Ölçü Aletleri
Takip Sistemi üzerinden internet
vasıtasıyla yapılması ve böylelikle istasyon
sahipleri için daha rahat bir başvuru yolu
getirilmesi planlanmaktadır. Yine, Ölçü
Aletleri Takip Sistemi sayesinde akaryakıt
ve LPG sayaçlarının doğru çalışması
konusunda büyük önem taşıyan tamir
işlemlerinin süreçleri de takip altına
alınabilecektir.
Ölçü Aletleri Takip Sistemi, Bakanlığımız
tarafından başlatılmış ve şu an itibarıyla
geliştirilmesi devam eden bir proje olup bu
makalede öne sürülecek olan önerilerin
tümü, Ölçü Aletleri Takip Sistemi merkezli
bir yapının bileşenleri olarak
düşünülmektedir.
Denetimlerde Tablet Bilgisayar Kullanımı
Mart 2014 itibarıyla Türkiye'de toplam
12.895 adet bayilik lisansına sahip
akaryakıt istasyonu (EPDK, 2014a) ve
10.150 adet otogaz bayilik lisansına sahip
LPG istasyonu (EPDK, 2014b)
bulunmaktadır. Bu istasyon sayıları ve her
istasyonda çok sayıda sayaç olduğu göz
önünde bulundurulduğunda, denetimlerin
mümkün olduğunca etkin yapılması;
insan faktörünün mümkün olduğunca
asgariye indirilerek yine mümkün
olduğunca tüm işlemlerin otomasyona
yaptırılması denetimin verimliliği
açısından büyük önem arz ettiği
anlaşılmaktadır.
Özellikle ergonomik ve taşınabilirlik
açılarından diğer bilgisayarlara göre
büyük üstünlüğü bulunan tablet
bilgisayarların akaryakıt ve LPG
denetimlerine özgü diğer birkaç avantajı
da beraberinde getireceği görülmektedir.
Bu makalede bu avantajlardan en öne
çıkan üç tanesi üzerinde durulacak olup
gelecek bölümlerde önerilecek olan diğer
projelerin de etkin kullanımı tablet
bilgisayarların bu avantajlı özellikleri
sayesinde mümkün olacaktır. Bahsi geçen
üç avantajlı özelliği şu şekilde
sıralayabiliriz: GPS modülü, NFC modülü
ve bütünleşik kamera. NFC modülünün
kullanım alanları diğer bölümlerde
ayrıntılı olarak açıklanacak olup bu
bölümde GPS modülü ve kameranın
avantajlarından kısaca bahsedilecektir.
Bakanlık açısından denetimin en önemli
unsurlarından biri de; denetçinin uygun
denetim yapıp yapmadığını takip
edebilmek ve denetçinin görevini
suiistimal etmesinin önüne geçmektir. Bu
anlamda denetimlerde, GPS modülünün
ve kameranın büyük faydası olacağı
düşünülmektedir. Öncelikli hususlardan
birisi, denetçinin gerçekten ilgili istasyona
giderek denetimi yaptığından emin
olmaktır. Bunun için alınabilecek
önlemlerden birisi olarak; denetçinin
denetim bilgilerini Ölçü Aletleri Takip
Sistemine ancak ve ancak ilgili istasyonun
coğrafi konumunda bulunduğu an
girebilmesini sağlamak, başka herhangi
bir konumdan o istasyona ilişkin denetim
sonuçlarının girişine izin vermemek
gösterilebilir.
işleyebilmesi için de denetçinin kullandığı
bilgisayarda GPS modülü bulunmasının en
uygun çözüm olduğu açıktır. Diğer yandan,
özellikle aykırılık tespit edildiği
durumlarda söz konusu aykırılıkların
görsel olarak kayıt altına alınmasının da
denetimlerin uygun yapılıp yapılmadığı
şüphelerini asgariye indireceği
düşünülmektedir.
GPS modülünün diğer bir avantajı ise
çapraz denetimlerde ortaya çıkmaktadır.
Çapraz denetimlerde ekiplerin hem ekip
liderleri hem de Bakanlık tarafından etkili
bir şekilde yönetilmesi ve denetim
planlamalarının gerçek zamanlı
değiştirilebilmesi, çapraz denetimleri daha
verimli kılabilecek bir yöntem olarak
düşünülebilir.
Elektronik Damga
Tüm akaryakıt ve LPG sayaçları,
müdahaleye karşı güvenlik önlemleri
alınmış durumda piyasaya sürülmek
zorundadır. Ölçüm sonucunu
etkileyebilecek müdahalelerin yapılabilme
ihtimali bulunan her bileşen, sayaç
üreticisi tarafından uygun şekilde güvenlik
altına alınmalıdır. Örneğin akaryakıt
sayaçlarında kalibrasyonun yapılabildiği
bölüme veya tüm hesaplamaların yapıldığı
işlemcinin olduğu bölüme ulaşılarak bu
bileşenlere müdahale edebilmeyi
engellemek elbette ki tüketiciyi korumak
adına elzem bir önlemdir. Güvenlik
önlemleri çeşitli yöntemlerle
uygulanabilmekle birlikte (yazılıma
müdahalenin şifre ile korunması gibi)
mekanik bileşenlerin güvenlik altına
alınması genellikle Resim-1'de görüldüğü
gibi bileşenin etrafını bir tel ile bağlayıp,
teli de kurşun mühür ile kapatmak
yöntemiyle yapılmaktadır.
15
NİSAN 2014
MAKALE
AKARYAKIT SAYAÇLARININ DENETİMLERİNDE
TEKNOLOJİK YÖNTEMLER
modülü kullanılmasa dahi her
koparıldığında, koparılma zamanını
hafızasına kaydedebilmesi ve içerisinde
bulunan NFC modülü sayesinde
denetçinin tablet bilgisayarı ile kolaylıkla
haberleşebilmesi olarak sıralanabilir.
Elektronik damganın çalışma prensibi
Şekil-1'de gösterilmektedir.
Resim 1. Mekanik Damga
Bu yöntem halen Bakanlık denetçileri
tarafından kullanılmakta ve uygun çalıştığı
tespit edilen sayaçlar denetçi tarafından
mühürlenmektedir.
Sayaç kullanıcısının (istasyon) bu
mühürlerin bağladığı teli kopararak
sayaca müdahale etmesi durumunda 3516
sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'nun 15.
maddesine göre idari para cezası
uygulanmaktadır. Ancak damganın
koparılmış olduğu yalnızca o sayacın bir
sonraki periyodik muayenesi sırasında
veya o istasyona şikâyetle veya ani denetim
yapılması durumunda anlaşılabilecektir.
Elbette ki bu süre zarfında çok büyük
haksız kazanç sağlanması ihtimali
bulunmaktadır. Bundan dolayı, akaryakıt
ve LPG sayaçlarının doğru ve güvenilir
çalışmasında en kritik faktörlerden olan
damgaların, koparıldığı an Bakanlığın ve
ilgili il müdürlüklerinin haberinin olacağı
bir sistem geliştirilmesi önem arz
etmektedir. Bu problemin çözümüne
yönelik bir öneri olarak, Ölçü Aletleri Takip
Sistemi ile haberleşebilen ve Bakanlık
tarafından takip edilebilen elektronik
damga kullanımı sunulabilir.
Bu çalışmada önerilen elektronik damga
kısaca, içerisinde bulunan elektronik
devre sayesinde, kablosu koparıldığında
Resim 2. Elektronik Damga
bu durumu algılayan ve koparılma
zamanını ve sayısını içerisinde bulunan
hafızada tutabilen ve yalnızca Bakanlık
yazılımı tarafından açılabilen ve
içerisindeki bilgilere ulaşılabilen damga
olarak tanımlanabilir.
Elektronik damganın çok büyük üç avantajı
bulunmaktadır. Bunlar; her istasyon için
bir adet olmak üzere kurulumu
gerçekleştirilen GPRS modülü ile
haberleşerek, koparıldığı an Bakanlığa
(Ölçü Aletleri Takip Sistemine) gerçek
zamanlı bilgi gönderebilmesi, GPRS
Yapılan araştırmalar sonucunda akaryakıt
sayaçlarında elektronik damga
kullanılmasının dünyada bir örneğine
rastlanmamıştır. Ancak yukarıda önerilen
elektronik damgaya yakın damga çeşitleri
özellikle taşımacılık sektöründe, tırların
kapaklarının şoför tarafından izinsiz
açılmasını engellemek amacıyla
kullanılmaktadır . Ancak piyasada
örneklerine rastlanan elektronik
damgalar, bu makalede önerilen ve
çalışma prensibi yukarıda açıklanan
elektronik damga kadar gelişmiş
olmamakla birlikte genel amaçlı üretilmiş
damgalardır. Dolayısıyla önerilen
damganın Bakanlık kullanımına özel
olarak ve yüksek güvenlikli şekilde
üretilmesi gerekmektedir.
Denetim esnasında
Damga koparıldı
Koparılma tarihini
hafızaya alıyor.
GPRS
Bakanlığa bilgi
gönderiyor.
Hangi istasyonda
hangi sayaca ait
damganın
koparıldığı bilgisi
Denetçi, tablet bilgisayarını damgaya
yaklaştırdığında (NFC* modülü
sayesinde) damganın geçmişini
görebilecek ve tüm bilgiler (koparılma
tarihleri, denetçi mi koparmış, tamirci
mi koparmış yoksa usulsüz müdahale
mi) Ölçü Aletleri Takip Sistemine
otomatik aktarılacak. Ayrıca damga
üzerindeki küçük LCD'den de damga
tarihi gözle görülebilecektir.
Damganın
yenilenmesi
Denetçi, muayene sonucu geçerli olan
sayacın damgasını yenilemek için tablet
bilgisayarını damgaya yaklaştıracak ve
(NFC* modülü sayesinde) damganın
tarihi otomatik yenilenecektir.
*NFC (Near Field Communication), bu teknolojiye sahip iki elektronik cihazın
yakın mesafeden temassız şekilde birbiriyle haberleşmesine imkân sağlayan bir
teknolojidir.
Şekil 1. Elektronik Damganın Çalışma Prensibi
16
NİSAN 2014
Şekil 2. Kare Barkod Tabanlı Sistemin
Çalışma Prensibi
1
Her akaryakıt dispenseri üzerine
Bakanlık tarafından hazırlanan ve
Ölçü Aletleri Takip Sistemindeki
kayıtlarla eşleşen bir kare kod
içeren etiket (bir defaya mahsus
olmak üzere) yapıştırılır.
Kare barkodun yanı sıra “NFC
tag” denilen ufak elektronik etiket
de yapıştırılabilir.
Toplumsal Farkındalık
Makalenin başında da belirtildiği üzere
akaryakıt ve LPG sayaçları,
Bakanlığımızca denetlenmektedir ancak
bu konuda henüz toplumsal farkındalık
oluştuğu düşünülmemektedir.
Tüketicilerin, akaryakıt aldığı istasyondaki
sayaçların denetlenip denetlenmediği veya
denetlenmişse en son ne zaman
denetlendiği konularında bilgi sahibi
olmasına imkân sağlayacak bir yapının
oluşturulması gerektiği ortaya
çıkmaktadır. Bu anlamda, yine Ölçü
Aletleri Takip Sistemi altyapısı kullanılarak
ufak ancak etkili olacağı düşünülen ve
çalışma prensibi Şekil-2'de açıklanan bir
sistem önerilmektedir.
Şekil 2'de verilen çalışma prensibinden de
anlaşılacağı üzere, yapı akıllı telefonlar
üzerine kurulmuştur. Ancak etiket
üzerinde gösterilecek web adresi ve sayaç
kodu ile internet bağlantısı olan herhangi
bir cihaz yardımıyla da sistem
kullanılabilir. Ayrıca internet bağlantısı
olmayan telefonlar için de kısa mesaj
servisi kullanımı devreye alınabilir. Ancak
Türkiye'de mobil internet kullanım
verilerine bakıldığında 2013 yılının 4.
çeyreği itibarıyla mobil bilgisayardan ve
2
Tüketici, akıllı telefonu ile sayaç
üzerindeki kare kodu okutur.
Veya telefonunu NFC etiketine yaklaştırır.
Sayaca ait denetim tarihleri ve ayrıntılı
sonuçlar ekrana getirilir.
3
Ayrıca sayacın hatalı çalıştığından
şüphelenilmesi durumunda anında
Bakanlığa şikâyet edilebilir.
mobil cepten internet hizmeti alan abone
sayısının 24 milyonu geçtiği görülmektedir
(Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu,
2014). Bu veri de önerilen sistemin
işleyişini destekler niteliktedir.
Önerilen sistemin tüketicilerin farkındalığı
ve şikâyet mekanizmasını kolaylaştırılması
açısından faydası olacağı gibi,
şikâyetlerden elde edilecek olan veritabanı
kullanılarak istasyon ve sayaç bazlışikâyet
geçmişi analizi yapılabilmesine ve bu
bilgiler ışığında ani denetimlerin revize
edilmesine de katkı sağlayacağı
düşünülmektedir. Bunun yanında, sayaçlar
üzerindeki kare barkodun, denetçiler
tarafından da denetim sürecini
17
NİSAN 2014
MAKALE
AKARYAKIT SAYAÇLARININ DENETİMLERİNDE
TEKNOLOJİK YÖNTEMLER
hızlandırmak amaçlı (ilgili sayaca ilişkin
Ölçü Aletleri Takip Sistemi kaydına hızlı
ulaşmak amaçlı) kullanılması da
mümkündür. Ayrıca önerilen kare barkod
uygulamasının yalnızca akaryakıt ve LPG
sayaçları için değil; tartı aletleri ve
taksimetre gibi diğer ölçü aletleri için de
uygulanabileceği düşünülmektedir.
Kaynakça
• Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu.
(2014). Türkiye Elektronik Haberleşme
Sektörü - Üç Aylık Pazar Verileri Raporu.
Ankara: BTK.
• EPDK. (2013a). Petrol Piyasası Sektör
Raporu. Ankara: EPDK.
• EPDK. (2013b). LPG Piyasası 2012 Yılı
Sektör Raporu. Ankara: EPDK
• EPDK. (2014a). Petrol Piyasası Bayilik
Lisansları. Mart 12, 2014,
http://lisans.epdk.org.tr/epvysweb/faces/pages/lisans/petrolBayilik/petr
olBayilikOzetSorgula.xhtml
• EPDK. (2014b). LPG Piyasası Otogaz
Bayilik Lisansları. Mart 12, 2014,
http://lisans.epdk.org.tr/epvysweb/faces/pages/lisans/lpgOtogazBayilik/l
pgOtogazBayilikOzetSorgula.xhtml
• SecuritySeals. (2014). Electronic Seals.
Mart 12, 2014, http://www.securityseals.org.uk/Electronic-Seals/default.aspx
• TÜİK. (2014). TÜİK. 2014,
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=
1051
• Universeal. (2014). Universeal. Mart 12,
2014,
http://www.universealgroup.com/page/pro
ducts_elec.htm
18
NİSAN 2014
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜLKEMİZDE ISI SAYACI KULLANIMI
Erkut KIRMIZIOĞLU
Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü)
Enerji kaynaklarımızın sınırlı olması
sebebiyle ülkemizde ısınma amaçlı
kullanılan doğal gazın önemli bir bölümü
ithal edilmektedir. Bu durum enerjide dışa
bağımlı olmamıza ve yüksek miktarda
döviz ödememize neden olmaktadır. Nüfus
artışı, şehirleşme, sanayileşme gibi
sebeplerle doğal gaz kullanımının
önümüzdeki dönemde daha da artması
beklenmektedir. Bu nedenle enerji
verimliliğini artırmak ülkemizin öncelikli
hedefleri arasında yer almaktadır. Bu
doğrultuda, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı tarafından hazırlanan Enerji
Verimliliği Kanunu ile merkezî ısıtma
sistemine sahip binalarda, merkezî veya
lokal ısı veya sıcaklık kontrol cihazları ile
ısınma maliyetlerinin ısı kullanım
miktarına bağlı olarak paylaşımını
sağlayan sistemlerin kullanılması şartı
getirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
tarafından yayımlanan “Merkezî Isıtma ve
Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve
Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin
Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik”
hükümleri doğrultusunda ülkemizde
merkezî ısıtma sistemine sahip yeni
yapılacak binalarda ısı paylaşım sisteminin
kurulması zorunluluğu yönetmeliğin
yayımlandığı 14/04/2008 tarihinde, mevcut
binalarda ise 02/05/2012 tarihinde zorunlu
hale gelmiştir. Isı paylaşım sistemlerinin
kurulması ısınma giderlerinin
kullanıcılara daha adil bir şekilde
paylaştırılmasını sağladığı gibi büyük
miktarda enerji tasarrufu sağlayarak, ülke
ekonomisine de ciddi katkılarda
bulunmaktadır.
Isı paylaşım sisteminin en önemli
bileşenlerinden olan ısı sayaçlarının
piyasaya arzı, kullanıma sunulması ve
muayenelerine ilişkin işlemler, 3516 sayılı
Ölçüler ve Ayar Kanunu ile 4703 sayılı
Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın
Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair
Kanun hükümleri çerçevesinde Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
yürütülmektedir.
1. Isı Paylaşım Sistemi
Isı paylaşım sistemi, merkezî ısıtma veya
sıhhi sıcak su sistemine sahip binalarda,
merkezî veya lokal ısı veya sıcaklık kontrol
cihazları ile ısınma maliyetlerinin ısı
kullanım miktarına bağlı olarak
paylaşımını sağlamaktadır. Bu sistemlerde
ısı sayacı veya ısı pay ölçer, termostatik
radyatör vanası kullanımı ile daire başına
düşen ısı kullanım değeri
hesaplanmaktadır. Bina sahibi, bina
yöneticisi, bina yönetim kurulu, enerji
yöneticisi, yetkilendirilmiş ölçüm şirketleri
veya bölgesel ısı dağıtım ve satış
şirketlerince, ısı veya sıhhi sıcak suya
ilişkin tüketimlerin aylık veya belirli
dönemlerde ölçülmesi ve bağımsız bölüm
kullanıcılarına ait gider paylaşım
belgelerinin düzenlenmesi gerekmektedir.
sistemlerde kombinin kapatılması ile
sıcaklık tamamen kesilirken, çevredeki
daireler ısınma için daha çok enerji
harcamak zorunda kalmaktadır. Isı
paylaşım sistemlerinde radyatör vanası
kapatılsa bile daireye minimum 15
derecelik sıcaklık verilmektedir. Bu durum
çevredeki dairelerin ısınmak için
harcadıkları enerjiyi azaltmaktadır. Isı
paylaşım sisteminde merkezî ısıtma
sisteminin konforu ile kombinin ısındığın
kadar ödeme avantajı birleştirilmiştir.
1.1. Isıtma Gider Paylaşımının
Hesaplaması
Merkezî ısıtma sistemlerinde toplam
ısıtma giderinin % 70'i bağımsız bölümlere
ölçülen ısı tüketimlerine göre paylaştırılır.
Toplam ısıtma giderlerinin % 30'u ise
ortak kullanım mahalleri, sistem kayıpları,
asgari ısınma ve işletme giderlerinden
kaynaklı ısı giderleri olarak bağımsız
bölümlerin kullanım alanlarına göre
paylaştırılır. Bu hesaplama aşağıdaki
şekilde yapılmaktadır.
Isı paylaşım sistemi kurulmayan merkezî
ısıtma sisteminde, daireler boş olsa bile
diğer daireler kadar enerji tüketmekte ve
binadaki her bir daire ısınma için aynı
ücreti ödemektedir. Isı paylaşım
sisteminde ise dairenin sıcaklığı termostat
vanası ile istenilen dereceye
ayarlanabilmekte ve kullanıcı tükettiği
miktarda ücret ödemektedir. Kombili
19
NİSAN 2014
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜLKEMİZDE ISI
SAYACI KULLANIMI
a) Isı sayaçlarının kullanılması
durumunda:
P1  0 70 xMx
P2  0, 30 xMx
S
yapılarda belirlenen bir zaman dilimi
içinde kullanılan ısının miktarını tespit
etmek için kullanılırlar.
St
Debimetre, bağımsız bölümün
radyatörlerinde dolaşan ısıtma suyu
miktarını ölçer.
A
At
P  P1  P2
Sıcaklık sensör çifti, ısıtma suyunun
bağımsız bölüme girmeden önceki sıcaklık
değerini ve radyatörlerde dolaştıktan
sonra bağımsız bölümden çıkan sıcaklık
değerini ölçer.
b) Isı pay ölçerlerin kullanılması
durumunda:
Sn
S1 S 2

 .......... ... 
P1 = 0, 70 xMx
St St
St
P2  0, 30 xMx
A
At
P  P1  P2
M: Binanın toplam ısı tüketim tutarı (TL)
P: Bağımsız bölümün toplam tüketim
tutarı (TL)
P1 : Bağımsız bölümün toplam ısı pay ölçer
veya ısı sayacı tüketim tutarı (TL)
P2: Bağımsız bölümün ortak tüketim tutarı
(TL)
S 1,2,…n : Bağımsız bölümde bulunan her
bir ısı pay ölçerde okunan değer
S t : Binada bulunan bütün bağımsız
bölümlerdeki ısı pay ölçerler veya ısı
sayaçlarında okunan değerlerin toplamı
S: Bağımsız bölümde bulunan ısı
sayacında okunan değer
A: Bağımsız bölümün kapalı kullanım
alanı (m2)
A t : Binadaki bağımsız bölümlerin kapalı
kullanım alanları toplamı (m2).
1.2. Isı Sayacı
Isı sayacı, üzerine yerleştirildiği ısıtma
hattından geçen ısı enerjisi miktarını debi
ve sıcaklık farkına göre ölçen cihazdır
(Resim 1). Bu cihazlar apartman, site,
lojman vb. merkezî olarak ısıtılan
20
Isı sayaçları hesaplama ünitesi, debimetre
ve iki adet sıcaklık sensörü olmak üzere
üç ana bileşenden oluşmaktadır.
Resim 1. Isı Sayacı
Isı sayaçları kalorifer tesisatının tek
kolonlu prensibe göre yapıldığı, merkezî
sistemli ısıtmalarda kullanılır (Şekil 1).
Tek kolonlu kalorifer tesisatında, kazanda
ısınan sıcak su daireye tek merkezden
giriş dönüş yapar.
Hesaplama ünitesi, debimetreden aldığı
ısıtma suyu miktarını ve sıcaklık
sensörlerinden aldığı ısıtma suyunun giriş
dönüş sıcaklık farkı değerlerini kullanarak
bağımsız bölümde tüketilen enerjiyi
aşağıdaki formüle göre hesaplar.
Q = V x Δt x k
Q = Enerji (MWh / kWh, Joule veya BTU)
V = Hacim (m³)
Δt = Sıcaklık farkı (Kelvin)
k = k-faktörü (ısı katsayısı)
Isı sayaçları debi ölçüm yöntemine göre
mekanik ve ultrasonik olmak üzere iki tipe
ayrılır. İki tip ısı sayacında da hesaplama
ünitesi ve sıcaklık sensörlerinin işlevi aynı
olmakla beraber debimetrenin ölçüm
prensibi farklılık göstermektedir. Mekanik
ısı sayaçlarında radyatörden geçen debi
mekanik bir çark vasıtasıyla, ultrasonik
sayaçlarda ise hareketli parça olmadan
ultrasonik sinyaller vasıtasıyla
ölçülmektedir.
1.3. Isı Pay Ölçer
Şekil 1. Tek Kolonlu Merkezî Isıtma Sistemi
Isı pay ölçer üzerine veya giriş hattına
yerleştirildiği radyatör ve benzeri ısıtıcı
cihazların harcadığı enerjiyi ölçerek
hafızasına kaydeden cihazdır. Bu cihazlar
NİSAN 2014
merkezî sistem ile ısıtılan yapılarda her bir
radyatöre monte edilerek, bireysel bazda
tüketim değerlerini hesaplar. Isı pay
ölçerler oda ve radyatör sıcaklıklarını
algılayan iki adet sıcaklık sensörü
aracılığıyla radyatörün tükettiği ısı
miktarını hesaplar. Isı pay ölçerlerin ölçüm
değeri, ölçülen radyatörün karakteristik
sıcaklığının ve radyatör ile oda sıcaklığı
arasındaki farkın yaklaşık değeridir. Bu
ölçüm değeri kullanılarak, radyatörün
anma ısıl güç katsayısı ve yüzey duyar
elemanları arasındaki ısıl temas katsayısı
aracılığıyla gerçek tüketim değeri
hesaplanır.
Isı pay ölçerler, çok kolonlu merkezî ısıtma
sistemine sahip yapılarda, her bir
radyatöre monte edilerek, radyatör başına
tüketilen ısı enerjisi değerini hesaplar
(Şekil 2). Bağımsız bölümdeki toplam ısı
enerjisi tüketimi, dairede bulunan her bir
radyatörün üzerindeki ısı pay ölçerden
alınan tüketim verilerinin toplanmasıyla
hesaplanır.
Şekil 2. Çok Kolonlu Merkezî Isıtma Sistemi
Resim 2. Isı Pay Ölçer
21
NİSAN 2014
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜLKEMİZDE ISI
SAYACI KULLANIMI
1.4. Termostatik Radyatör Vanası
Termostatik vana, oda sıcaklığını istenilen
dereceye ayarlamaya imkân sağlayan
otomatik sıcaklık kontrol cihazıdır
(Resim 3). Radyatörün bulunduğu ortamın
hangi sıcaklıkta olması isteniyorsa,
termostatik vana ayarı o sıcaklığa karşılık
gelen değere getirilir. Termostatik vana
ayarlanan oda sıcaklığını koruyacak
şekilde, kendiliğinden açılıp kapanır ve
radyatörden geçen su miktarını ayarlar.
Bununla beraber termostatik vana
15°C'den daha düşük sıcaklığa
ayarlanamaz. Bunun amacı, dairenin aşırı
soğumasını önleyerek çevre dairelerin
ısınma için daha az enerji harcamasını
sağlamaktır.
Kaynakça
• Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı.
(2013). Yasal Metroloji Kitabı. Ajans-Türk
Basın ve Basım A.Ş. Aralık 2013. Ankara.
• T.C. Resmi Gazete. (2008). Ölçü Aletleri
Yönetmeliği. Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı. 7 Ağustos 2008 gün, 26960 sayı.
• T.C. Resmi Gazete. (2007). Enerji
Verimliliği Kanunu. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı. 2Mayıs 2007 gün,
26510 sayı.
• T.C. Resmi Gazete. (2008). Merkezî Isıtma
ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve
Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin
Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik. Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı. 14 Nisan 2008 gün,
26847 sayı.
Resim 3. Termostatik Radyatör Vanası
22
NİSAN 2014
MAKALE
TAKOGRAF CİHAZLARININ MUAYENELERİNE İLİŞKİN BİR ANALİZ
Elif Tuğçe ÖRS
Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Metroloji
ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü)
Takograflar; kamyon, otobüs, çekici gibi
kullanıldıkları araçların hareket bilgilerini
ve araç sürücülerinin çalışma sürelerini
göstermeye ve kaydetmeye yarayan
cihazlardır. Avrupa'da takograf kullanımı
1970 yılında, Türkiye'de ise 1983 yılında
zorunlu hale gelmiştir. Türkiye'de analog,
dijital ve elektronik olmak üzere üç farklı
tipte takograf cihazı kullanılmaktadır.
Takograf cihazları yasal metroloji
kapsamındaki ölçü aletleri olarak
değerlendirildiğinden bu cihazlara ilişkin
teknik düzenlemeler Türkiye'de yasal
metrolojiden sorumlu kurum Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) Metroloji ve
Standardizasyon Genel Müdürlüğü
(MSGM) tarafından yapılmaktadır.
Avrupa Birliği'ne (AB) girmeye aday bir
ülke pozisyonunda bulunan Türkiye, AB
müktesebatını uyumlaştırmakla
yükümlüdür. BSTB tarafından analog ve
dijital takograf cihazlarının tip onay
işlemlerinin AB müktesebatının
uyumlaştırılması kapsamında
düzenlendiği, Türkiye'de takograf
uygulamasının en önemli unsuru olan
servislerle ilgili kriterlerin belirlendiği,
takograf cihazlarının muayene ve
damgalanması işlemlerini gerçekleştiren
servislerin bu işlemleri gerçekleştirirken
uyması gereken hususların yer aldığı
yönetmelikler sırasıyla MSGM tarafından
yayımlanmıştır. Takograf cihazlarının
muayene ve damgalanmasına ilişkin olan
Takograf Cihazları Muayene ve
Damgalama Yönetmeliği ile Türkiye'de
ulusal taşımacılık yapacak yeni tescil
taşıtlarda dijital takograf kullanılması
zorunlu kılınmıştır.
azalması için karayolu taşımacılığında
kullanılan taşıtların sürücülerinin hız ve
çalışma saatlerine ilişkin kurallara uyması
amacıyla takografların gerektiği şekilde
kullanılması ve kullandırılması esastır.
Bununla birlikte, BSTB tarafından Türkiye
genelinde onaylanan ve takograf
cihazlarına hizmet veren servislerden
toplanan muayene verilerinin
incelenmesiyle elde edilen sonuçlara
göre,takograf cihazlarının muayeneleri
araç sahipleri tarafından gerektiği şekilde
yaptırılmamaktadır. Bu nedenle
takografların amacına uygun olarak
kullanılması için araçlarda bulunan
takograf cihazlarının denetimlerinin;
kullandırılması için ise takograf
cihazlarının muayenesini yapan servislerin
denetimlerinin etkili bir şekilde yapılması
şarttır.
Türkiye'de yük ve yolcu taşımacılığının
büyük kısmı karayoluyla
gerçekleştirilmektedir. Karayollarındaki
kazaların büyük kısmı sürücü hatalarından
kaynaklanmaktadır. Trafik kazalarının
Muayene Verilerinin Toplanması
Takograf Cihazları Muayene ve
Damgalama Yönetmeliği kapsamında
yaşanacak dijital takografa geçiş
sürecinde araçlardaki takograf türleri,
23
NİSAN 2014
MAKALE
TAKOGRAF CİHAZLARININ MUAYENELERİNE
İLİŞKİN BİR ANALİZ
araç model yılları gibi veriler ve araçlara
dijital takograf takılabilmesi için önem
taşıyan araçtan hareket bilgisinin alındığı
yer gibi teknik verilerin bilinmesi geçiş
sürecinde karşılaşılabilecek problemlere
karşı tedbir alınması açısından önem
taşımaktadır. Bu nedenle servislerden
2013 yılının Mart ayında yaptıkları
muayenelere ilişkin veriler toplanmıştır.
Çalışmanın yapıldığı tarihte mevcut
bulunan 257 servisten 140 tanesi 2013
yılının Mart ayı için topladıkları verileri
geri göndermiştir. Toplamda 6.988
muayeneye ait veri girişi yapılmıştır. Bu
verilerdeki tüm alanlar doldurulmamış,
bazı bilgiler girilmemiştir. Bu verilere ait
girilen bilgiler kullanılmış, eksik verilerin
olduğu veri satırı tamamen silinmemiştir.
Toplanan veriler¹ analiz edilerek bazı
istatistiki çıkarımlar yapılmıştır.
türlerine göre rakamların bilinmesi
önemlidir. Araçların % 76'sında elektronik,
% 20'sinde analog ve % 4'ünde dijital
takograf kullanılmaktadır. Şekil 1'de ise
geçiş sürecinde esas alınan tescil yıllarına
göre araç sayılarının yüzde olarak dağılımı
verilmektedir. 1996'dan daha eski model
olan 675 araçtaki takograf, takografın türü
ne olursa olsun hiçbir surette
değiştirilmeyecektir.
Yok 1866 % 27
Şekil 2 ve 3'te gösterilen oranlar ise
araçların ne kadarlık bir kısmına dijital
takograf takılabileceğine ilişkin teknik
soruların cevaplarını göstermektedir. Her
iki şekilden de görüldüğü üzere araçların
yaklaşık % 75'lik bir kısmına dijital
takograf takılmasında teknik bir problemle
karşılaşılmayacaktır.
< 1996 %10
> 2008
% 39
Bu verilere göre, 6988 araçtan 475 tanesi
uluslararası taşımacılıkta
kullanılmaktadır. Bu araçların 261
tanesinde analog, 214 tanesinde ise dijital
takograf takılı durumdadır. Araçlarda
hareket bilgisinin alındığı yer araçlara
dijital takograf takılması söz konusu
olduğundan önemlidir. Dijital bir takograf
hareket sensörüne bağlanacağından
hareket bilgisinin mutlaka şanzımandan
kriptolu hareket sensörüyle alınıyor
olması gerekmektedir. Araçların çoğunda
hareket bilgisi şanzımandan alınmaktadır.
293 araçta hareket bilgisi ABS
sensöründen, 331 tanesi CAN-Bus
hattından, 1035 tanesi mekanik halattan
ve 5284 araçta ise şanzımandan
alınmaktadır.
Değişim sürecinde analog ve elektronik
takograflar kullanımdan kaldırılacağı için
araçlarda takılı olan takografların
Var 5088 % 73
Şekil 3. Radyo Tipi Takograf İçin Uygun
Montaj Yeri Olan Araç Sayısı
> 2008 1622
% 49
1996-1998
% 13
1999-2001
% 10
2005-2007
% 19
2002-2004
%9
Şekil 1. Araçların Tescil Yıllarına Göre
Yüzde Olarak Dağılımı
Yok 1815 % 26
Var 5165 % 74
Şekil 2. Şanzımanda Sensör Yuvası
Bulunan Araç Sayısı
Şanzımanda sensör yuvası bulunan, radyo
tipi için uygun montaj yerine sahip, hız
bilgisi şanzımandan hareket sensörü
¹Bahse konu veriler, BSTB MSGM'ye ait verilerdir.
24
aracılığıyla alınabilecek 1996 model ve
daha yeni tescil araçlara dijital takograf
takılabilecektir. Mart ayı verilerine göre
6988 araçtan 3348 tanesine dijital takograf
takılabilecektir. Şekil 4'te bu araçların
model yıllarına göre dağılımı verilmiştir.
Bu dağılımdan değişim sürecinde her yıl
değişecek takograf oranları elde edilmeye
çalışılmıştır.
1996-1998
282 % 8
2005-2007 778
% 23
1999-2001 298
%9
2002-2004 368
% 11
Şekil 4. Model Yıllarına Göre Araçlara Dijital
Takograf Takılabilirliği
Gönderilen takograf muayenesi verilerini
özetlemek gerekirse veri talep edilen 257
servisten 140 tanesi 2013 yılının Mart
ayında yaptığı muayenelere ilişkin verileri
göndermiştir. Toplamda 6988 adet taşıta
ilişkin muayene verisi toplanmıştır.
Bununla birlikte, Takograf Cihazları
Muayene ve Damgalama Yönetmeliği'nin
Geçici 1'inci maddesinin birinci ve ikinci
fıkralarında kullanılmakta olan takograf
cihazlarının Yönetmeliğin yayım tarihi olan
15/3/2012'den sonra takılı bulundukları
aracın ilk araç muayenesi gelmeden önce
NİSAN 2014
Yönetmeliğe uygun şekilde muayenesinin
yaptırılarak kullanılmasının zorunlu
olduğu belirtilmiştir.
Bu bağlamda araç muayenesinin yılda bir
kez yaptırılması gerektiği ve 15/3/2012
tarihi üzerinden yaklaşık bir yıl zaman
geçtiği düşünülürse takograf cihazı
takması gereken tüm araçların araç
muayenesinden önce takograf cihazlarının
muayenesini yaptırmış olması gerektiği
düşünülmektedir. Buna göre elde edilen
rakamlara dayanarak 140 servis
tarafından 1 ayda 6988 aracın
muayenesinin yapıldığı düşünülürse 1
yılda 257 servis tarafından kaç aracın
muayenesinin yapılacağı birleşik orantı
yardımıyla hesaplanmıştır. Buna göre
153.935 rakamı elde edilir.
Takograf bulundurması zorunlu olan bu
taşıtlardan şehir içi ve belediye mücavir
sınırları içerisinde yük ve yolcu
taşımacılığı yapanlar gibi bazı taşıtlara
takograf takma muafiyeti
uygulanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye
İstatistik Kurumu'nun 2013 Şubat sonuna
ait rakamlarındaki araçların tümünde
takograf vardır demek yanlış bir varsayım
olacaktır. Kamyonların tamamı,
otobüslerin % 80'i, minibüslerin % 10'u ve
özel amaçlı araçların da %10'unda
takograf bulunmasının zorunlu olduğunu
varsaymak daha doğru bir rakam elde
edilmesine katkıda bulunacaktır.
Bu varsayıma göre 2013 yılı Şubat ayı
sonunda takograf takması zorunlu toplam
araç sayısı 988.149'dur. Yukarıda bulunan
153.935 rakamının bu rakama oranı
hesaplanırsa yaklaşık % 15,58'lik bir oran
elde edilir. Sonuç olarak, muayenesi
yapılması gereken takograflardan yalnızca
% 15,58'inin muayenesini yaptırmış
olacağı öngörülmektedir.
Bu açıdan bakıldığında muayene edilen
takograf sayısının muayene edilmesi
gereken takograf sayısından çok daha
düşük sayıda olduğu görülmektedir. Bu
durumun takografların muayenelerinin
yaptırılmasını teşvik etmek için yeterli
seviyede bir denetim mekanizması
bulunmamasından kaynaklandığı
söylenebilir.
Aynı zamanda, 6988 aracın yalnızca
% 4'ünde yani 271 araçta dijital takograf
bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu
araçlardan 3.348 tanesi dijital takograf
takmak için uygundur. Bu araçlardan 3.640
tanesinin ise dijital takograf takmak için
uygun durumda olmadığı görülmektedir.
Bu araçlardan 675 tanesi 1996 model
öncesi olduğundan ve 1996 model öncesi
araçlara dijital takograf takılması
zorunluluğu getirilmediğinden geriye
kalan 2.965 araca dijital takograf takılması
zorunlu olmakla birlikte bu araçlara
doğrudan dijital takograf takılamayacağı
görülmektedir.
Yukarıdaki yönteme benzer başka bir
birleşik orantı da doğrudan dijital takograf
takılamayacak araçların sayısının
hesaplanmasında kullanılabilir. Buna göre
elde edilen rakamlara dayanarak 140
servis tarafından 1 ayda muayene edilen
araçlardan 2.965 tanesine doğrudan dijital
takograf takılamayacağı varsayılırsa bir
yılda 257 servis tarafından kaç araca
doğrudan takograf takılamayacağı
hesaplanmıştır. Sonuçta yaklaşık olarak
65.315 değeri hesaplanır. Yukarıda yapılan
hesaplamalara göre muayene yaptırması
gereken araçlardan yalnızca % 15,58'lik
bir kısmın muayenesini yaptıracağı kabul
edildiğinden 65.315 rakamı da bu yüzdeye
karşılık gelmektedir. Araçların hepsi için
bir hesaplama yapılırsa yaklaşık 419.223
rakamı ortaya çıkmaktadır.
TÜİK verilerinden hesaplanan muayene
yaptırması gereken 988.149 araçla
kıyaslandığında yaklaşık % 42 oranı elde
edilmektedir.
Bahse konu araçların dijital takograf
takacak duruma getirilmesi için bazı
işlemler gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Gerçekleştirilecek işlemlerin takograf
konusunda bilgili kişiler tarafından
yapılması dijital takografa geçiş sürecinde
büyük önem teşkil etmektedir. Bu nedenle
de servisler tarafından gerçekleştirilen
işlemlerin doğruluğunun etkili bir şekilde
denetlenmesi hususu bir kez daha
gündeme gelmektedir.
Kaynakça
1. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. Takograf
Cihazları Servis Hizmetleri Hakkında
Yönetmelik. 14 Şubat 2012 Salı, 28204.
2. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. Takograf
Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliği.
12 Ocak 2012 Perşembe, 28171.
3. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. Uluslararası
Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda
Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında
Yönetmelik. 21 Mayıs 2010 Cuma, 27587, 36257.
4. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. (1983).
Karayolları Trafik Kanunu.18 Ekim 1983 Salı,
18195, 1-39.
5. Türkiye İstatistik Kurumu. Yıllara Göre
Motorlu Kara Taşıtları Sayısı, 2001-2013. Nisan
2013.
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?i
d=13485. (Tablo-3).
6. Türkiye İstatistik Kurumu. Model Yıllarına
Göre Motorlu Kara Taşıtları Sayısı, 1982-2012.
Nisan 2013.
http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=52.
7. Türkiye İstatistik Kurumu. Trafik Kaza
İstatistikleri Karayolu, 2011. Nisan 2013.
http://www.tuik.gov.tr/IcerikGetir.do?istab_id=7
0
8. Official Journal of theEuropeanCommunities
No L 164, 27.7.70, p. 486.
9. OfficialJournal of theEuropeanCommunities
No L 274, 9.10.1998, p. 1.
25
NİSAN 2014
MAKALE
ÜLKEMİZ AB ÜYELİK SÜRECİNİN YASAL METROLOJİ
(ÖLÇÜ ALETLERİ) ALANINDAKİ YANSIMALARI
2/97 sayılı OKK'da ifade edilen 32 konu
başlığından bir tanesini de yasal metroloji
(ölçü aletleri) oluşturmaktadır. AB
mevzuatların tamamının hangi kurum ve
kuruluşlarca uyumlaştırılacağı, 15.01.1997
tarihli ve 97/9196 sayılı “Türk Ürünlerinin
İhracatının Artırılmasına Yönelik Teknik
Mevzuatı Hazırlayacak Kurumların
Belirlenmesine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı
(BKK)” ile belirlenmiştir. Bu karar ile yasal
metroloji ile ilgili mevzuatların
uyumlaştırılmasında; Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı) görevli kılınmıştır.
Mehmet Sıddık UCA
Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı
(Metroloji ve Standardizasyon
Genel Müdürlüğü)
“Ölçüm bilimi ve uygulaması” anlamına
gelen “metroloji”nin önemli
bileşenlerinden biri olan yasal metroloji,
beş bin yıldan fazla bir süredir gelişim
göstermektedir. Anlam olarak yasal
metroloji; ticari ile yasal kullanıma ilişkin
ölçümlerin doğruluğunu ve güvenirliğini
güvence altına alan ve bu alanda
yaşanabilecek hile ve sahtekârlığı
önlemeye yönelik bir devlet faaliyetidir.
Ülkemizde söz konusu faaliyet; 635 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname(KHK)
gereğince, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı'na (BSTB) bağlı Metroloji ve
Standardizasyon Genel Müdürlüğü
(MSGM) tarafından yerine getirilmektedir.
50 yılı aşkın süredir devam eden ve
ülkemizin stratejik vizyonunun ayrılmaz
bir parçasını oluşturan AB'ye üyelik
sürecinde, yasal metroloji sistemimizde
köklü değişimler yaşanmıştır. Bu
değişimlerin temel dayanağını yine söz
konusu üyelik sürecinde önemli bir
dönemeç olan Gümrük Birliği (GB)
oluşturmaktadır.
Ülkemizle AB arasında ekonomik
entegrasyon kuran GB; 1/97 ve 2/97 Sayılı
Ortaklık Konseyi Kararları (OKK) üzerinde
şekillenmiştir. 1/97 sayılı OKK'ın 8'inci
maddesinde düzenlenen “Türkiye, bu
Karar'ın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren
beş yıl içinde, ticaretin önündeki teknik
engellerin kaldırılması konusundaki Topluluk
belgelerini iç hukuk sisteminin bünyesine dâhil
edecektir” hükmü gereğince ülkemize, AB
teknik mevzuatını 5 yıl içinde iç hukukuna
aktarma zorunluluğu getirilmiştir. 2/97
sayılı OKK'da ise ülkemiz iç hukukuna
uyumlaştırılarak aktarılması gereken AB
teknik mevzuat listesi yer almıştır.
Yasal metroloji alanında teknik mevzuat
uyumu; AB teknik mevzuatının iç hukuka
dâhil edilmesi (uyumlaştırma) ve
uygulaması olmak üzere iki ayağı
bulunmaktadır. Uygulama ise kendi içinde
uygunluk değerlendirilmesi ile Piyasa
Gözetimi ve Denetimi (PGD) olmak üzere
ikiye ayrılmıştır.
Mevzuat Uyumlaştırılması: Ekonomi
Bakanlığı (mülga Dış Ticaret Müsteşarlığı)
tarafından hazırlanan “4703 Sayılı Ürünlere
İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve
Uygulanmasına Dair Kanun”un 2002 yılında
yürürlüğe girmesine müteakiben MSGM,
mevzuat uyumlaştırma çalışmalarına
başlamıştır. Bu kapsamda, AB'nin
aşağıdaki tabloda belirtilen 23 adet
mevzuatı; 2002-2010¹ dönemlerinde
yönetmelik olarak iç hukuka aktarılarak
uyumlaştırılmıştır.
Tablo 1'de yer alan mevzuatlar; AB Klasik
ve Yeni Yaklaşım düzenlemeleridir.1969
yılında geliştirilen Klasik Yaklaşım (KY);
ilkesel olarak, mevzuat düzeyindeki teknik
¹Her ne kadar 2001 yılında, 4 adet AB Direktifi uyumlaştırılmışsa da bunların yürürlük tarihi 2002 yılı sonralarına ertelenmiştir.
26
NİSAN 2014
Tablo 1. Yasal Metroloji Alanında AB'den Uyumlaştırılan Mevzuat Listesi
AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN UYUMLAŞTIRILAN ULUSAL MEVZUATLAR
Mevzuatın Yayımlandığı
Resmi Gazete /
Tarih / Sayısı
Mevzuatın
Yürürlüğe
Girdiği Tarih
Ölçü Aletleri Yönetmeliği
07.08.2008/26960
07.08.2008
2009/23/AT
Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği
(17.04.2002/24729)
09.03.2007/26457
01.01.2004
86/217/EEC
86/217/AT
23.01.2001/24296
01.01.2004
4
76/765/EEC
76/765/AT
Motorlu Taşıt Lastiklerinin Hava Basıncı Ölçümünde
Kullanılan Cihazlara Dair Yönetmelik
Alkolmetreler ve Alkol Hidrometrelerine Dair Yönetmelik
5
76/766/EEC
76/766/AT
6
71/317/EEC
71/317/AT
7
74/148/EEC
74/148/AT
8
71/349/AT
2009/34/AT
10
71/349/EEC
(71/316/EEC)
2009/34/EC
80/181/EEC
11
71/347/EEC
71/347/AT
12
3821/85 Regulation
13
71/318/EC
14
71/319/EC
AB Mevzuatı
Ulusal Mevzuat
1
2004/22/EC (MID)
2004/22/AT
2
(90/384/EEC)2009/23/EC (NAWI)
3
9
Mevzuat Adı
71/318/AT
Alkol Tablolarına Dair Yönetmelik
5kg'dan 50 kg'a kadar Orta Doğruluktaki Dikdörtgen
Blok Ağırlıklar ve 1 kg'dan 10 kg'a kadar Orta Doğruluktaki
Silindirik Ağırlıklara Dair Yönetmelik
1 mg'dan 50 kg'a kadar Üst-Orta
Doğruluktaki Ağırlıklara Dair Yönetmelik
Gemi Tanklarının Kalibrasyonuna Dair Yönetmelik
Ölçü Aletleri ve Metrolojik Kontrol
Yöntemleri Hakkında Yönetmelik
Uluslararası Birimler Sistemine Dair Yönetmelik
Hububat Depolama Birim Hacmi İçin Standart Kütlenin
Ölçümüne Dair Yönetmelik
Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan
Takograf Cihazları Hakkında Yönetmelik
Gaz Sayaçları Yönetmeliği
71/319/AT
Su Haricindeki Sıvılar İçin Kullanılan Sayaçlara Dair Yönetmelik
80/181/AT
-
14.02.2001/24318
01.01.2004
13.02.2001/24317
01.01.2004
10.04.2002/24722
01.01.2004
10.04.2002/24722
01.01.2004
11.04.2002/24723
(03.06.2002/24774)
11.01.2010/27459
21.06.2002/24792
01.01.2004
01.01.2004
27.07.2002/24828
01.01.2004
21.05.2010/27587
21.05.2010
08.05.2002/24749
01.01.2004
08.05.2002/24749
01.01.2004
08.05.2002/24749
01.01.2004
05.06.2002/24776
01.01.2003
01.01.2004
15
71/348/EC
71/348/AT
Su Haricindeki Sıvılar İçin Kullanılan Sayaçların
Yardımcı Donanımlarına Dair Yönetmelik
16
73/362/EC
73/362/AT
Uzunluk Ölçerlere Dair Yönetmelik
17
75/33/EC
75/33/AT
Soğuk Su Sayaçları
26.04.2002/24737
15.02.2002
18
75/410/EC
75/410/AT
Sürekli Tartım Yapan Bant Basküllerin Dair Yönetmelik
06.08.2002/24838
01.06.2003
19
76/891/EC
76/891/EC
Elektrik Sayaçları Yönetmeliği
15.02.2001/24319
15.02.2002
20
21
77/95/EC
77/313/EC
77/95/AT
77/313/AT
Taksimetre Yönetmeliği
Su Haricindeki Sıvılar için Kullanılan Ölçüm Sistemlerine Dair Yönetmelik
14.04.2002/24726
08.05.2002/24749
01.06.20O3
01.01.2004
22
78/1031/EC
78/1031/AT
Otomatik Kontrol Sistemlerine Dair Yönetmelik
02.08.2002/24834
01.06.2003
23
79/830/EC
79/830/AT
Sıcak Su Sayaçları Yönetmeliği
05.05.2002/24746
01.01.2003
kurallar ile bu kurallarla eş etkiye sahip
standartların tümünün
uyumlaştırılmasıdır. KY'nin
dezavantajlarını ortadan kaldırmayı
hedefleyen Yeni Yaklaşım (YK) ile piyasaya
sunulan ürünlerin Birlik içinde serbest
dolaşımını sağlamak için uyulması
gereken temel gerekler belirlenmiş, başka
bir deyişle standartlara atıf anlayışı ile
ürünlerin tek tek standartlarının
uyumlaştırılması yerine birbirine benzeyen
ürünler aynı grupta toplanarak tek bir
direktifle asgari güvenlik koşulları
belirlenmiştir.
Yasal metroloji kapsamında Ölçü Aletleri
Yönetmeliği (Measurement Instrument
Directive, MID) ve Otomatik Olmayan Tartı
Aletleri Yönetmeliği (Non - Automatic
Weighing Directive, NAWI), Yeni Yaklaşım
(YY) Direktiflerinden diğer mevzuatlar ise
Klasik Yaklaşım (KY) Direktiflerinden
uyumlaştırılmıştır. Ülkemizde, 2009 yılında
MID Direktifinin yürürlüğe girmesi ile
Tablo 1'de 13-23 numaraları arasında yer
alan KY düzenlemeleri yürürlükten
kaldırılmıştır. Anılan mevzuatla birlikte
daha önce BSTB tarafından yürütülen tip
27
NİSAN 2014
MAKALE
ÜLKEMİZ AB ÜYELİK SÜRECİNİN YASAL METROLOJİ
(ÖLÇÜ ALETLERİ) ALANINDAKİ YANSIMALARI
Tablo 2. Düzenlenmemiş Alanında Yer Alan Ölçü ve Ölçü Aletlerinin Listesi
Akım ölçü transformatörleri
Gerilim ölçü transformatörleri
Kombi elektronik elektrik sayaçları (Aktif - Reaktif sayaçlar)
Nefeste alkol analizi yapan cihazlar (Alkolmetreler)
Trafikte hız ölçümünde kullanılan cihazlar (Radarlar)
Egzoz gazı ölçme sistemleri (Kombine) (Benzin - dizel motorlu araçlar için)
Egzoz gazı duman koyuluğu ölçme cihazları (Opasimetre) (Dizel motorlu araçlar için)
Akaryakıt hacim ölçü kapları
Naklimetreler
Motorlu taşıt lastiklerinin hava basıncı ölçümünde kullanılan cihazlar (Dijital olanlar)
onay işlemleri, ülkemizde yeni bir
müessese olan ve AB ülkelerince tanınan
Onaylanmış Kuruluşlar (Yeni Yaklaşım ve
Atanmış Kuruluşlar (NANDO) veri
tabanında yayımlananlar) tarafından
gerçekleştirilmiştir. KY düzenlemelerinin
tip onay işlemleri de“Ölçü Aletleri ve
Metrolojik Kontrol Yöntemleri Hakkında
Yönetmelik” gereğince BSTB'ce
yapılmaktadır.
MSGM, ülkemizin taraf olduğu
"Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan
Araçlarda Çalışan Personelin Çalışmasına
Dair Avrupa Anlaşmasından (AETR)"
kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmek
için AETR karşılığı olan, 3821/85 sayılı AB
Regülasyonu'nu uyumlaştırmış ve
“Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan
Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları
Hakkında Yönetmelik” olarak iç hukuka
aktarmıştır. Bu düzenlemeyle birlikte,
takograf cihazlarının araçlara takılması,
sürücülerin trafik güvenliğine ve sürüş
hassasiyetine uyma zorunluluğu
getirilmiştir. Bu düzenlemeyi takiben
yayımlanan iki yönetmelikle,takograf
cihazların muayene ve damgalama
işlemleri gibi hususlar açıklığa
kavuşmuştur.
28
Yasal metroloji alanında AB'nin ortak
düzenlemesinin olmadığı düzenlenmemiş
alanda yer alan ölçü ve ölçü aletlerinin
listesi Tablo 2'de verilmiştir. Bu alanda yer
alan ölçü ve ölçü aletleri ilgili işlemler
(tip onay işlemleri), 17/10/2008 tarihli ve
27027 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
“Ölçü ve Ölçü Aletleri Yönetmeliği”
kapsamında yapılmaktadır.
Uygunluk Değerlendirilmesi: Ürünün,
ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun
test edilmesi, muayene edilmesi ve/veya
belgelendirilmesine ilişkin her türlü
faaliyettir. Yasal metroloji alanında MID ve
NAWI kapsamındaki ölçü aletlerinin
uygunluk değerlendirme işlemlerinin
OK'lar tarafından ve Klasik Yaklaşım
düzenlemeleri ile düzenlenmemiş alanda
yer alan ölçü aletlerinin tip onay
işlemlerinin ise BSTB (Tip onayına ilişkin
muayeneler yapılan protokol gereğince
TSE tarafından yapılmaktadır) tarafından
yerine getirileceği “mevzuat
uyumlaştırılması” bölümünde ifade
edilmişti.
Mevcut durumda; NAWI kapsamında, Türk
Standartları Enstitüsü(AT Tip İncelemesiModül B, AT Uygunluk Beyanı-Modül D)ile
Kalibra International Metroloji Ltd. Şti.
(AT Doğrulama ve Uygunluk
Değerlendirmesi - F Modülü), MID
kapsamında ise şu an sadece Kalibra
International Metroloji Ltd. Şti. (MI-006'da
yer alan tartı aletleri- F Modülü) görev
yapmaktadır. Ancak MID kapsamında
hizmet veren yerli OK'lar otomatik tartı
aletleri hariç, diğer 10 ölçü aleti (gaz ve su
sayaçları gibi) ile ilgili bulunmadığı için
anılan ölçü aletlerine ilişkin uygunluk
değerlendirme işlemleri AB ülkelerinde
yerleşik OK'larca sağlanmaktadır. 4703
sayılı Kanun gereğince; söz konusu
kuruluşların, görevlerini tarafsız ve
objektif bir şekilde yerine getirmesi
gerekmektedir ve bu kuruluşların
izlenmesinden de BSTB sorumludur.
Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD): Tek
mevzuat uyumunun diğer önemli bir
ayağını da PGD faaliyetleri
oluşturmaktadır. 2002 yılında 4703 sayılı
Kanun ile literatürümüze giren PGD
kavramı kısaca, “ürünlerin ilgili
mevzuatlarındaki gereklilikleri sağlayıp
sağlamadığının yetkili bir kuruluş tarafından
denetlenmesi” olarak tanımlanmaktadır.
Yasal metroloji alanında; “tüketicilerin
korunması, kaynakların etkin kullanımı,
insan, bitki ve çevre sağlığı ile üreticilerin
haksız rekabetten korunmasını”
amaçlayan PGD faaliyetleri, 3516 ve 4703
sayılı Kanun kapsamında yürütülmektedir.
Söz konusu denetimlerde; BSTB
bünyesindeki 81 il müdürlüğünde, 775
PGD denetçisi ile 309 Ölçü Ayar Memuru
görev yapmaktadır.
3516 sayılı Kanun kapsamındaki
denetimlerde, Kanun'un 14'üncü
maddesinde belirtilen“ayarı bozuk ölçü
aleti kullanma”, damgasız/damgası kopmuş /
damga süresi geçmiş ölçü aleti kullanma” gibi
ihlallerin tespiti halinde yine aynı
Kanun'un ilgili maddeleri gereğince idari
para cezaları uygulanmaktadır.
NİSAN 2014
4703 sayılı Kanun kapsamında ölçü
aletlerinin PGD'si; teknik düzenlemesinin
öngördüğü işaret ve belgelerin
incelenmesi, duyusal inceleme ile test ve
muayene yöntemlerinden biri veya bir kaçı
izlenerek yapılmaktadır. Eğer tespit edilen
uygunsuzluk giderilecek nitelikte ise
düzeltici faaliyet uygulanır; ancak ürünün
güvensizliği tespit edilmişse yine aynı
Kanun'da düzenlenen idari yaptırımlar
uygulanır (idari para cezası, ürünün
toplatılması, bertarafı gibi).
Şekil 1'de görüleceği üzere; yasal
metroloji alanında 2013 yılında toplamda
331.414 adet ölçü aleti denetlenmiş ve
7.150 adet üründe aykırılık tespit
edilmiştir. Toplam denetimlerde aykırılık
tespit etme oranı; % 2,2 olarak
gerçekleşmiştir. Ayrıca söz konusu
aykırılıklara toplam, 4.092.582 TL idari
para cezası verilmiştir.
Yasal metroloji alanında, PGD
faaliyetlerinin etkinliğini ve verimliliğini
artırma adına aşağıdaki metotların
izlenmesinin büyük fayda sağlayacağı
düşünülmektedir.
• Piyasada yapılan denetimlere ağırlık
verilmesi,
• Risk analizi esasına dayalı denetim
stratejisinin benimsenmesi,
• Çapraz denetim sisteminin
yaygınlaştırılarak etkinleştirilmesi,
• Ürün grubu bazında denetçilerin
uzmanlaştırılması (tartı aletleri ürün
grubu gibi),
• Denetçilerin bilgi ve donanımlarının
artırılması gibi.
WELMEC Üyeliği: AB sürecinde yasal
metroloji alanında teknik mevzuat
uyumunun yanı sıra önemli
yansımalarından birini de ülkemizin 2005
331.414
324.264
Aykırı bulunan ölçü aleti
Uygun bulunan ölçü aleti
Toplam denetlenen ölçü aleti
7.150
Yasal Metroloji
Şekil 1. 2013 Yılında Yasal Metroloji Alanında Yapılan Denetim Sonuçları
yılında Batı Avrupa Yasal Metroloji
Teşkilatına (WELMEC) yardımcı üyeliğe²
kabul edilmesidir. Başlıca “Avrupa'da
yasal metroloji kurumları arasında
karşılıklı güveni oluşturmak ve
geliştirmek ve yasal metroloji alanında,
ticarete engel teşkil edecek teknik ve idari
engellerin kaldırılmasını teşvik etmek”gibi
görevleri yerine getiren bu Teşkilatın
toplantılarına, BSTB'yi temsilen MSGM
katılmaktadır. Bu toplantılarda elde edilen
bilgi ve tecrübeler, ülkemizin AB'deki
uygulamaları yakinen takibinde büyük
önem arz etmektedir.
Sonuç olarak; ülkemizin insan hakları,
demokratikleşme ve ekonomik alanda
büyük aşamalar kaydettiği AB üyelik
sürecinde, yasal metroloji sistemimiz
düzenlenmiş alanda AB mevzuatına tam
uyumlu hale gelmiştir. Ancak AB teknik
mevzuatın uygulanmasına yönelik
olarak,OK'ların (MID kapsamında) sayısı
ile PGD faaliyetlerinin etkinliğinin ve
verimliliğinin artırılması gerektiği
düşünülmektedir.
Kaynakça:
• Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. (BSTB). (2013).
2013 Yılı PGD Faaliyet Raporu. Ankara: BSTB Yayını.
• Canpolat, Ö. (2010). Ürün güvenliği ve
denetimi(2.Baskı). Ankara: Presmat Matbaacılık
Ticaret Limitet Şirketi.
• French Metrology .(2013). İnterestofMetrology.
French Metrologydatabase. March 2014.
http://www.french-metrology.com/en/history/interestmetrology.asp.
• Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü.
(MSGM). (2010). MSGM veri tabanı. Mart
2014.http://msgm.sanayi.gov.tr/ServiceDetails.aspx?d
ataID=388.
•T.C. Başbakanlık Resmi Gazete. (2002). 4703 Sayılı
Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve
Uygulanması Dair Kanun.11.07.2011, 24459 sayılı.
• T.C. Başbakanlık Resmi Gazete. (2002). Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı PGD Yönetmeliği. 25.02 .2014
gün, 28924 sayılı..
• T.C. Başbakanlık Resmi Gazete. (2002). 3516 Sayılı
Ölçüler ve Ayar Kanun. 21.01.1989 gün, 20056 sayılı.
• Uca, M. (2014). Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Üyelik
Süreci ve Bu Sürecin Yasal Metroloji Alanına
Yansımaları. Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi. Ankara:
BSTB Yayını.
• West European Legal MetrologyforCooperation.
(WELMEC). (2010). WelmecStrategyDocument 2010.
WELMEC database. March 2014.
http://www.welmec.org/fileadmin/user_files/pdf/06ch-WELMEC_Strategy_Final_2010.pdf.
• Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu.
(TÜBİTAK). (2013). Metroloji El Kitabı.Mart 2014.
http://www.ume.tubitak.gov.tr/sites/images/kisaca_m
etroloji.pdf.
²Bu teşkilata; AB üyeliğine geçiş sürecindeki ülkelerdeki yasal metrolojiden sorumlu ulusal kurumlar yardımcı üye olarak kabul edilmektedir.
29
NİSAN 2014
DERLEME
PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ SONUÇLARI
düzenlemesine uygun olarak piyasaya arz
edilip edilmediği ve kullanımda olan ölçü
ve ölçü aletlerinin kullanım süresince
mevzuata uygun ve doğru ayarlı
çalıştığının denetimleri yapılmaktadır.
AB mevzuatı kapsamındaki ölçü aletlerinin
teknik düzenlemesine uygunluk
denetimleri sırasında, yeni yaklaşım
direktiflerini uyumlaştıran yönetmelikler
kapsamındaki ürünlerde CE işareti, M
işareti, ürünün piyasaya arz edildiği yıl ve
onaylanmış kuruluş kimlik numarası;
klasik yaklaşım direktiflerini uyumlaştıran
yönetmelikler kapsamındaki ürünlerde ise
işareti, AT tip onay işareti gibi işaretlerin
kontrolü yapılmaktadır.
AT Tip Onay
İşareti
CE
M 06
XXXX
TR 02
Şekil 1. AB Mevzuatı Kapsamındaki İşaretler
1. İdari Yapılanma
“Ürünün piyasaya arzı ve dağıtımı
aşamasında veya ürün piyasada iken, ilgili
teknik düzenlemeye uygun olarak üretilip
üretilmediğinin, güvenli olup olmadığının
denetlenmesi veya denetlettirilmesi”
anlamına gelen Piyasa Gözetimi ve
Denetimi; üreticilerin, ithalatçıların,
dağıtıcıların ve kamu kurumlarının görev
ve sorumlulukları gibi temel
esaslar,ülkemiz iç hukukuna 4703 sayılı
“Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın
Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair
Kanun” ile aktarılmıştır. Bu Kanunla, bir
yandan üreticilerin mevzuata uygun
güvenli ürünleri piyasaya sunmasını
zorunlu hale getirirken, diğer yandan da
kamu kuruluşlarına ürüne ilişkin teknik
gereklilikleri içeren özel mevzuatı
düzenleme ve PGD yapma yetkisi
verilmiştir.
30
Bakanlığımızın temel görevlerinden birisi
olan piyasa gözetimi ve denetimi
faaliyetleri çerçevesinde Genel
Müdürlüğümüz; 635 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname gereği yasal
metroloji ve hazır ambalajlama alanında
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik
Mevzuatın Hazırlanması ve
Uygulanmasına Dair Kanun ile 3516 sayılı
Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamında PGD
faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Söz
konusu denetimlerde; Bakanlık
bünyesindeki 81 il müdürlüğünde, 775
PGD denetçisi ile 289 Ölçü Ayar Memuru
görev yapmaktadır.
Yasal Metroloji Konusunda Yürütülen
PGD Faaliyetleri:
Genel Müdürlüğümüz tarafından, yasal
metroloji kapsamında, ürünün teknik
Hazır Ambalajlı Mamuller
Konusunda Yürütülen PGD
Faaliyetleri:
Yasal metrolojinin yanı sıra diğer
önemli bir faaliyet alanı ise, hazır
ambalajlı ürünlerin etiket/işaret
bilgileri ile 5 g veya 5 ml'den daha
az, 10 kg veya 10 L'den daha fazla
olmayan nominal dolum
miktarlarının kontrol edilmesidir.
2. Denetim Sonuçları
2.1. Yasal Metroloji Denetim
Sonuçları
Genel Müdürlüğümüzce yasal
metroloji alanında aşağıdaki ölçü
aletleri kapsamında denetimler
gerçekleştirilmektedir. Bunlar:
NİSAN 2014
• Sayaçlar
• Tartı Aletleri
• Taksimetre
• Takograf
• Malzeme Ölçerler
• Diğer Ölçü Aletleri
2013 yılında yasal metroloji alanında,
331.414 adet ölçü aleti denetimi
yapılmıştır. Yapılan denetimlerde, 7.150
adet ölçü aletinin ilgili mevzuatına
aykırılığı tespit edilmiştir (Şekil 2). Tespit
edilen aykırılıklara 3516 sayılı Ölçüler ve
Ayar Kanunu ile 4703 sayılı Kanun
çerçevesinde parasal cezai işlem
uygulanmıştır.
Yasal metroloji alanında en çok denetlenen
ürün grubunun, sayaçlar olduğu Şekil 3'te
görülmektedir. 275.661 sayaç
denetiminde, Bakanlığımız ile EPDK
arasında yapılan “İşbirliği Protokolü”
gereğince; 55 ilde icra edilen petrol ve
petrol ürünlerine yönelik çapraz
denetimlerde denetlenen 111.284
324.264
331.414
Uygun Bulunan Ölçü Aleti Sayısı
Toplam Denetlenen Ölçü Aleti Sayısı
7.150
Aykırı Bulunan Ölçü Aleti Sayısı
Şekil 2. Yasal Metroloji 2013 Yılı Denetim Sonuçları
akaryakıt ve LPG sayacının önemli bir payı
bulunmaktadır.
doğal gaz, su ve elektrik sayacı olmak
üzere başlıca 5 alt ürün grubu
bulunmaktadır. Denetimlerin % 68'ini
akaryakıt ve LPG sayaçları, % 1'ini elektrik
sayaçları, % 28'ini doğal gaz sayaçları ve
% 3'ünü su sayaçları oluşturmaktadır
(Şekil 4).
Diğer ürün gruplarını sırasıyla tartı
aletleri, malzeme ölçerler, taksimetre,
takograf ve diğer ölçü aletleri ürün
grupları oluşturmaktadır.
Sayaç ürün grubunda; akaryakıt, LPG,
275.661
Uygunsuzluğu Tespit Edilen Ölçü Aleti Sayısı
Toplam Denetim Sayısı
36.732
6.520
576
Sayaçlar
Tartı
Aletleri
1
14.733
Malzeme
Ölçerler
1 3.792
48
251
Taksimetre Takograf
0 242
Diğer Ölçü
Aletleri
Şekil 3. Yasal Metroloji Ürün Grubu Bazında Denetim Sonuçları
31
NİSAN 2014
DERLEME
PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ
SONUÇLARI
cezalar oluşturmaktadır. Diğer cezaları ise
“damgası bozulmuş/kopmuş ölçü aleti
kullanma” ve “ayarı bozuk ölçü aleti
kullanma” fiilleri oluşturmaktadır.
Denetimi yapılan ölçü aletleri içerisinde,
rakamsal olarak aykırılıkların en çok
akaryakıt sayaçları, takograf ile tartı
aletlerinin de olduğu görülmüştür.
1% 3%
28%
68%
2.2. Hazır Ambalajlı Mamuller Denetim
Sonuçları
Elektrik Sayacı
Su Sayacı
Gaz Sayacı
Akaryakıt ve LPG Sayacı
Şekil 4. Denetimlerde Sayaçların
Yüzdelik Dağılımı
Yasal metroloji alanında yapılan
denetimlerde toplam 4.092.582 Türk Lirası
parasal cezai işlem uygulanmıştır
(Şekil 5).
Takograf;
50.508
Taksimetre;
1.464
Hazır ambalajlı mamullere ilişkin
denetimlerin % 98'ini gıda mamulleri,
% 8'ini ise gıda dışı mamuller
oluşturmaktadır (Şekil 7).
Su Sayaçları;
1.464
Genel Müdürlüğümüz koordinasyonunda;
hazır ambalajlı ürünlere yönelik hem
odaklı denetimler hem de çapraz
denetimler yapılmaktadır.
Şekil 6'dan anlaşılacağı üzere; 2013 yılında
hazır ambalajlı mamuller alanında toplam
4.085 ürün denetlenmiş ve bu
denetimlerde 607 aykırılık tespit edilmiştir.
Malzeme Ölçerler;
1.464
4.085
3.478
Tartı Aletleri;
528.502
Akaryakıt
Sayaçları;
3.509.180
607
Şekil 5. Ürün Grubu Bazında
Parasal Ceza Miktarları
Söz konusu parasal cezaların büyük
bölümünü, “damga süresi geçmiş ölçü
aletini kullanma” fiilinden dolayı kesilen
32
Aykırı Bulunan Ürün Sayısı
Uygun Bulunan Ürün Sayısı
Toplam Denetim Sayısı
Şekil 6. Hazır Ambalajlı Ürünlerin 2013 Yılı Denetim Sonuçları
NİSAN 2014
8%
92%
Hazır Ambalajlı Gıda Dışı Mamulleri
Hazır Ambalajlı Gıda Mamulleri
Şekil 7. Hazır Ambalajlı Mamullerin Ürün
Grubuna Göre Dağılımı
Hazır ambalajlı gıda mamulleri ile ilgili
olarak; süt ve süt ürünleri (peynir, süt,
yoğurt vb.), toz ve küp şeker, ayçiçek yağı
vb., çikolata, bisküvi, şekerleme vb., unlu
mamuller (kurabiye ve yufka vb.), baharat,
baklagiller ile kuruyemiş çeşitlerine kadar
birçok gıda çeşidi denetlenmiştir. Gıda dışı
ürünlerde ise motor yağı ve antifriz,
kömür, kolonya, temizlik ürünleri
denetlenmiştir.
Genel Müdürlüğümüz sorumluluğundaki
ürünlere yönelik olarak gerçekleştirilen
denetimlere ait sonuçlar ayrıca; üç aylık,
altı aylık, dokuz aylık ve yıllık dönemler
itibarıyla raporlanarak Bakanlık web
sayfamızdan kamuoyuyla paylaşılmaktadır.
33
NİSAN 2014
ULUSLARARASI KONGRELER
METROLOJİ VE STANDARDİZASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE
2013 YILINDA DÜZENLENEN ULUSLARARASI KONGRELER
ULUSLARARASI İSTANBUL AKILLI ŞEBEKELER KONGRE ve SERGİSİ
(ICSG ISTANBUL)
Ülkemizde, yaklaşık olarak 35 milyon
elektrik, 23 milyon su ve 10 milyon doğal
gaz sayacının bulunduğu dikkate
alındığında, klasik şebeke sistemlerinden
akıllı şebeke sistemlerine doğru hızlı bir
geçişin olması beklenmektedir. Türkiye'nin
içinde bulunduğu bu geçiş sürecinde
ülkemizde ve uluslararası alanda akıllı
şebeke konusunda yapılan çalışmaların
ortaya konulması, değerlendirilmesi ve
34
bundan sonraki çalışmalar için bir yol
haritası oluşturulması amacıyla
Bakanlığımızca 9-10 Mayıs 2013
tarihlerinde Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla
İstanbul'da 1. Uluslararası İstanbul Akıllı
Şebekeler Kongre ve Sergisi (ICSG 2013)
düzenlenmiştir. 1200'den fazla kişinin
bulunduğu bu uluslararası Kongre'ye 11
ülke ve bu ülkelerden gelen 110 kişi
katılım sağlamıştır. Kongre'ye ülkemizde
bulunan 153 organize sanayi bölgesinden
97'si, 81 il belediyesinden 55'i, 28 ilçe
belediyesi, elektrik ve doğal gaz dağıtım
firmalarının 37'si, 10 kamu kurumu ve 39
firma katılım sağlamıştır. İki gün süren
organizasyonda akıllı şebeke konusunda
oturumlar yapılmış ve tartışılan konulara
yönelik genel değerlendirmelerde
bulunulan bir panel düzenlenmiştir. Fuar
alanında ise yerli ve yabancı 42 firma ve
kuruluş ürünlerini sergilemiştir. Kongre
hakkında yerli ve yabancı medya
kuruluşlarınca birçok haber yapılmış,
kongrenin tanıtım filmi TRT tarafından
yayımlanmıştır. Büyük ilgi gören
Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler
Kongre ve Sergisi'nin ikincisinin
Bakanlığımızca 8-9 Mayıs 2014
tarihlerinde İstanbul'da düzenlenmesi
planlanmıştır. Kongre'nin daha etkin
planlanması ve düzenlenmesi için bu yıl
danışma, bilim, icra ve yürütme kurulları
oluşturulmuştur. Kongre boyunca alanında
uzman kişiler geçtiğimiz yıl sunumu
yapılan konuların yanı sıra elektrikli
araçların şarjı, yenilenebilir enerji
kaynaklarından elektrik üretimi, bulut
bilişim, akıllı faturalandırma gibi
konularda da bilgi verecektir. Bu yıl ayrıca
Bilim Kurulu tarafından değerlendirilen
akademik makalelerin iki farklı salonda
sunumu yapılacaktır. Yerli ve yabancı
firmalar ise 1200 m2'lik sergi salonunda
ürünlerini tanıtacaktır. Kongre hakkında
detaylı bilgiye www.icsgistanbul.com
adresinden ulaşılabilmektedir.
NİSAN 2014
ULUSLARARASI İSTANBUL HAZIR
AMBALAJLI MAMUL KONGRE VE SERGİSİ
(ICPP ISTANBUL)
Hazır ambalaj sektöründe haksız
rekabetin ve kazancın önüne geçmek,
tüketici haklarını korumak, üretimde
kalite standardını yükseltmek, piyasada
güveni sağlamak ve sınırlı kaynakları
verimli kullanmak için devletin düzenleyici
ve denetleyici rolü günümüzde gittikçe
önem kazanmaktadır. Bu nedenle
Bakanlığımızca 5-6 Aralık 2013
tarihlerinde İstanbul'da Uluslararası
İstanbul Hazır Ambalaj Mamul Kongre ve
Sergisi (ICPP 2013) yerli ve yabancı
yaklaşık 500 kişinin katılımıyla
gerçekleştirilmiştir. İki gün süren
kongrede mevzuattan pazarlama
yönetimlerine, çevreye etkilerinden geri
dönüşüme kadar hazır ambalajlarla ilgili
her hususta birbirinden önemli oturumlar
yapılırken, fuar alanında ise firmalar
ürünlerini tanıtmıştır. Büyük ilgi gören
Kongre'ye; kamu kurum ve kuruluş
temsilcileri, Avrupa Birliği'nden
yöneticiler, uluslararası metroloji ve
standardizasyon kuruluş temsilcileri, hazır
ambalajlı mamul dernekleri, hazır
ambalajlı mamul imalatçıları ve
perakendeciler, ambalaj imalatçıları ve
ithalatçıları, hazır ambalajlı mamul
makine tedarikçileri ile akademisyenler
katılmıştır. Kongre'de gıda ve içecek, boya
ve kimya, kozmetik, plastik ve ambalaj
sektörlerini içine alan hazır ambalaj
sektörünün sorunlarını tespit etmek ve
çözüm önerileri geliştirmek, ambalajla
ilgili dünyada yaşanan değişiklikler ve
gözlenen eğilimleri belirlemek
amaçlanmıştır. Kongre hakkında detaylı
bilgiye www.icppistanbul.com adresinden
ulaşılabilmektedir.
ULUSLARARASI TAKOGRAF KONGRESİ
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca
AB yönetmeliklerine uyum sağlanarak
ülkemizde yeni tescil edilmiş araçlarda
2014 yılından itibaren dijital takograf
kullanımı zorunlu hale getirilirken,mevcut
araçlarda kullanılan analog ve elektronik
takografların ise kademeli olarak dijital
takograflarla değişimi yapılacaktır.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu geçiş
sürecinde takograf sektörü paydaşlarını
bir araya getiren; sıkıntı, beklenti, sistemin
işleyişi ve çözüm önerilerinin tartışıldığı,
uluslararası platformda düzenlenen ilk
kongre olma özelliğini taşıyan Uluslararası
Takograf Kongresi 2-3 Kasım 2013
tarihlerinde Bakanlığımızın desteğiyle
Uluslararası Takograf Derneği tarafından
Antalya'da düzenlenmiştir. Yaklaşık 400
kişilik bir katılımcı kitlesinin bulunduğu
Kongre'de, Türkiye'deki takograf
sistemine yön veren Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı, yerli ve yabancı takograf
üreticileri, akademisyenler, sivil toplum
kuruluşları, takograf yetkili servisleri bir
araya gelerek ülkemizdeki takograf
sisteminin geliştirilmesi için fikir
alışverişinde bulunmuşlardır. Kongre'ye
katılan kamu kurumları tarafından
takograf sistemine ilişkin uygulamalar
hakkında bilgi verilerek sektörün
karşılaştığı problemlere yönelik çözüm
önerileri sunulmuştur. Yabancı katılımcılar
ise takografın icadından günümüze kadar
olan gelişimi, dijital takografın önemi, AB
mevzuatı ve takografın geleceği hakkında
sunum gerçekleştirmiştir. Bunlara ek
olarak Kongre'de, karayolu trafik güvenliği
ve takografın bu konudaki yeri analiz
edilerek; 2014 yılında başlaması planlanan
dijital takografa geçiş sürecinde alınması
gereken tedbirler ve sürecin sorunsuz bir
şekilde yürütülmesi için öngörüler
belirtilmiştir. Uluslararası Takograf
Kongresi medya kuruluşları tarafından
yakından takip edilmiştir.
35
NİSAN 2014
DÜNYA METROLOJİ GÜNÜ
DÜNYA METROLOJİ GÜNÜ - 2014
Üçüncü: Beyza Bayraktar - İstanbul
Birinci: Eda Baştürk - Çankırı
Ölçüm birimleri ve standartları ile ilgili
yıllardır yürütülen çalışmaları daha
düzenli hale getirmek ve farklı ülkelerde
gerçekleştirilen faaliyetlerin
koordinasyonunu sağlamak üzere 1875
yılında Paris'te Metre Konvansiyonu
imzalanmıştır. 20 Mayıs 1875 tarihinde,
Osmanlı İmparatorluğu'nun da yer aldığı
17 ülke tarafından imzalanan Metre
Konvansiyonu metrolojide yeni bir çağ
açtığı için 20 Mayıs her yıl “Dünya Metroloji
Günü” olarak kutlanmaktadır.
Metrolojinin (Ölçüm Biliminin) ülkemizdeki
farkındalığını artırmak amacıyla, Metroloji
ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü'nün
koordinasyonunda ve TÜBİTAK Ulusal
Metroloji Enstitüsü'nün ev sahipliğinde
düzenlenen “Dünya Metroloji Günü” 20
Mayıs 2013 tarihinde, TÜBİTAK UME
Gebze/Kocaeli yerleşkesinde
il müdürlüklerimizin yanı sıra bağlı, ilgili
ve ilişkili kuruluşlarımızdan, diğer
Bakanlıklardan, konuyla ilgili dernekler ve
sektörlerden, farklı kurum ve
36
İkinci: Abdulgafur Şiğva - Batman
kuruluşlardan, üniversitelerden,
ortaöğretim, lise ve üniversite
öğrencilerinden yaklaşık 400 kişinin
katılımı ile gerçekleştirilmiştir.
“20 Mayıs Dünya Metroloji Günü”
kutlamaları çerçevesinde; Milli Eğitim
Bakanlığı ile birlikte 81 il milli eğitim
müdürlükleri bünyesinde lise seviyesinde
“Günlük Hayatımızda Metroloji” konulu
fotoğraf yarışması düzenlemiştir.
Yarışmada; Eda Baştürk (Çankırı) birinci
olurken, Abdulgafur Şiğva (Batman)
ikinci, Beyza Bayraktar (İstanbul) da
üçüncü olmuştur. Kutlamalar
kapsamında; TÜBİTAK UME tarafından
Gebze Yerleşkesi’nde düzenlenen sportif
aktiviteler çerçevesinde de 1530 metre
koşusu ve masa tenisi turnuvası
düzenlenmiştir.
20 Mayıs 2014 tarihinde kutlanacak olan
Dünya Metroloji Günü faaliyetleri
kapsamında; yurt çapında üniversite
öğrencilerinin metrolojiye olan ilgisini
artırmak, metroloji bilincinin oluşmasına
katkıda bulunmak amacıyla “Küresel
Enerjide Çözüm; Doğru Ölçüm” poster
yarışması ve sportif aktiviteler
düzenlenecektir.
Dünya Metroloji Günü etkinliklerinin
gelecek yıllarda da daha geniş kitlelere
hitap etmek üzere çeşitli alanlarda
gerçekleştirilecek faaliyetlerle
düzenlenmesi planlanmaktadır.
Kaynakça
•http://msgm.sanayi.gov.tr/NewsDetails.a
spx?newsID=7493&lng=tr
•http://eng.ume.tubitak.gov.tr/toplumda_
metroloji/dunya_metroloji_gunu.php?f=1
·
NİSAN 2014
TEKNİK KOMİTELER
METROLOJİ VE STANDARDİZASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TARAFINDAN OLUŞTURULAN TEKNİK KOMİTELER…
Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi 2013
yılı içerisinde 6 Eylül'de 8 temsilci ile
toplanmıştır. Bu toplantı ile temsilciler ile
tartı aletleri piyasasında yaşanılan
sıkıntılar ve mevzuat hakkında bilgi
alışverişinde bulunulmuştur.
Ş.Fatih NURDAĞLI Makina Yüksek
Mühendisi (Metroloji ve
Standardizasyon Genel Müdürlüğü)
Hazır Ambalaj Teknik Komitesi (HAZTEK)
Hazır Ambalaj Teknik Komitesi; Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
14.10.2005 tarihli ve 25966 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Hazır Ambalaj
Teknik Komitesinin Oluşumu ve
Görevlerine Dair Tebliğ” ile kurulmuştur.
Hazır Ambalaj Teknik Komitesi, hazır
ambalajlı mamuller ile ilgili mevzuatın
hazırlanması ve uygulanması konusunda
yapılacak çalışmalara altyapı oluşturmak
ve karşılaşılabilecek sorunları çözüme
kavuşturmak için ilgili kamu kurum ve
kuruluşları ile sektör temsilcilerinin
katılımıyla oluşturulmuştur. Toplantılar,
komite tarafından belirlenen bir takvim
uyarınca periyodik olarak
gerçekleştirilmektedir. Gerekli görüldüğü
durumlarda Bakanlığın talebi üzerine de
toplantı yapılabilmektedir. Hazır Ambalaj
Teknik Komitesi 2013 yılı içerisinde
20 Aralık'ta 17 temsilci ile toplanmıştır.
Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi
(TARTEK)
Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
27.12.2003 tarihli ve 25329 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Tartı ve Tartı
Aletleri Teknik Komitesinin Oluşumu ve
Görevlerine Dair Tebliğ” ile kurulmuştur.
Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi, tartı
ve tartı aletleri ile ilgili mevzuatın
hazırlanması ve uygulanması konusunda
yapılacak çalışmalara altyapı oluşturmak
için kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili
sektör temsilcilerinin katılımı ile
oluşturulmuştur. Toplantılar, komite
tarafından belirlenen bir takvim uyarınca
periyodik olarak gerçekleştirilmektedir.
Gerekli görüldüğü durumlarda Bakanlığın
talebi üzerine de toplantı
yapılabilmektedir.
Sayaçlar Komisyonu (SAYKOM)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan Sayaçlar
Komisyonunun Oluşumuna ve Görevlerine
Dair Tebliğ ile Sayaçlar Komisyonu
oluşturulmuştur. Sayaçlar Komisyonu
(SAYKOM); elektrik, su ve gaz sayaçları ile
ilgili mevzuat ve uygulamalar konusunda
karşılaşılabilecek sorunların çözümüne
ilişkin kamu kurum ve kuruluşları ile
sektör temsilcilerinin katılımı ile çalışma
yapmaktadır.
Sayaçlar Komisyonu’nun daha etkin bir
şekilde çalışmasını sağlamak için alt
çalışma grupları oluşturulmuş olup bu
çalışmalar sayesinde sektörün gelişen
teknolojiye ayak uydurması ve uygulamada
karşılaşılan sorunların daha etkin bir
şekilde çözülmesini sağlamak
hedeflenmiştir. Alt çalışma grupları; ilgili
kamu kurumları, dernekler, üniversiteler
ile imalatçı ve ithalatçı firma
temsilcilerinin katılımıyla oluşturulmuştur.
Bu çalışma gruplarında;
• Elektrik Sayaçlarının Asgari Kriterleri,
• Sayaçlar ve Haberleşme Ekipmanlarının
Asgari Kriterleri ile Veri Güvenliği
Kriterleri oluşturma çalışmaları devam
etmekte olup 2013 yılında 7 toplantı
yapılmıştır.
37
NİSAN 2014
PROJELER
SAMSUN METAL SANAYİ İLERİ TEKNOLOJİYE KAVUŞUYOR
Avrupa Birliği ve Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı'nın mali
destekleriyle, kentin üretim sektöründe
önemli bir yere sahip metal işletmeleri
ve ürünlerini Avrupa ve dünya
standartlarına taşıyacak büyük bir
projeye imza atılıyor.
Metal sanayi, Türkiye'nin imalat
sektöründe ekonomik büyüklüğü ve
barındırdığı işgücü bakımından kritik
önem taşıyor. Tüm sanayi sektörlerinin
üretim sürecinde demir çelikten yapılmış
tezgâhlar veya aletlere ihtiyaç duyması bile
metal sanayinin ekonomide ne kadar
stratejik bir konuma sahip olduğuna
dikkat çekiyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve
Avrupa Birliği finansal yardımlarıyla
yürütülen ve bölgelerde faaliyet gösteren
işletmelerin iç ve dış pazarda rekabet
gücünü artırmayı hedefleyen Operasyonel
Program kapsamında bu sektöre hizmet
edecek projelere imza atılıyor.
Desteklenen projelerden biri de Samsun
Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
yürütülüyor ve proje kapsamında kentte
metal, metroloji ve kalibrasyon odaklı
uluslararası ölçekte hizmet verecek
akredite bir laboratuvar kuruluyor.
Samsun'da sadece metal sektöründe 1500
üretici ve 300 ihracatçı KOBİ bulunuyor.
Yıllık 1.5 milyon ton metal üretim
kapasitesi olan kentte bulunan
limanlardan Türkiye metal ihracatının
yüzde 15'i gerçekleşiyor.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
projelendirilen laboratuvarın 2015 yılında
tamamlanması planlanıyor. Yaklaşık 7.5
milyon Avro bütçe ile kurulacak olan
38
laboratuvarda sunulacak her tür ölçüm,
ayar ve kalibrasyon hizmetinden tüm
sektör ve işletmeler faydalanabilecek;
uluslararası pazarlarda ürünlerinin
kalitesini kanıtlayabilecek.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
yapılan analizlerde sektörün kapasitesinin
yaklaşık yüzde 60'ının kullanıldığı tespit
edilmiş. Bunun başlıca nedenleri arasında
sektörde ihale veya yurt dışı satış ve
anlaşmalarda aranan ürün kalitesi tayin ve
tespitini yapacak uluslararası geçerliliği
olan bir laboratuvar bulunmaması yer
alıyor. Hâlihazırda bölgeye hizmet veren
tek metal laboratuvarının uluslararası
akreditasyonunun bulunmaması ve
kullanılan cihazların eski teknoloji olması
nedeniyle yetersiz kalması da bu sonuçta
önemli rol oynuyor.
SAMSUN METROLOJİ VE KALİBRASYON
LABORATUVARI
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
projelendirilen laboratuvarın 2015 yılında
tamamlanması planlanıyor. Yaklaşık 7.5
milyon Avro bütçe ile kurulacak olan
laboratuvarda sunulacak her tür ölçüm,
ayar ve kalibrasyon hizmetinden tüm
sektör ve işletmeler faydalanabilecek;
uluslararası pazarlarda ürünlerinin
kalitesini kanıtlayabilecek.
Samsun ve çevresi özellikle cerrahi alet,
silah, basınçlı kap imalatı bakımından ülke
çapında lider konumda olsa da bu
sektörlere yönelik test analiz talepleri şu
an için tam olarak karşılanamıyor. Yine
kalibrasyon konusunda uzak bölgelerden
sınırlı hizmet alınması da hem zaman hem
de kalite açısından olumsuz sonuçlar
doğurabiliyor. Öte yandan bölgede faaliyet
gösteren ve önümüzdeki dönemlerde
kurulması planlanan büyük ölçekli tersane
ve gemi inşa tesislerinin ihtiyaçlarına da
yanıt verebilecek bir tesise gereksinim
duyuluyor.
Avrupa Birliği ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından desteklenen ve kenti,
hem AB hem de dünya standartlarında bir
metal, metroloji ve kalibrasyon
laboratuvarına kavuşturacak olan projeyle
bölgenin üretici ve ihracatçı KOBİ'lerinin
her türlü ölçüm, ayar, kalibrasyon ve
kontrol ihtiyacı karşılanacak. Bu sayede,
metal sanayi üreticilerinin daha kısa
sürede, daha düşük maliyet ile yüksek
kaliteli üretime geçmelerine destek
olunurken bölgenin ekonomik gücünün AB
standartlarına ulaştırılması ve
sosyo - ekonomik gelişme farkının
azaltılmasına da katkı verilmiş olacak.
Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi
içinde inşa edilmesi planlanan laboratuvar
ile bölgede, araştırma kuruluşları ile
metal üretimi yapan KOBİ'ler arasındaki
işbirliğini güçlendirecek çalışmalara da
ağırlık verilmesi ve böylece metal
sanayinin uluslararası rekabet gücünü
artırmak ve ihracata yönelik bir yapıya
kavuşmak için ihtiyaç duyduğu bilgi ve
kaynağın derlenmesi de proje hedefleri
arasında yer alıyor. Öte yandan ürün ve
üretim yöntemlerindeki yenilikler takip
edilerek kalite standardının yükseltilmesi,
verimliliğin artırılması, üretim
maliyetlerinin düşürülmesi de projenin
hedeflenen sonuçları arasında dikkat
çekiyor.
NİSAN 2014
PROJELER
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ ANKARA İL MÜDÜRLÜĞÜ KURUMSAL
KAPASİTE GELİŞTİRME PROGRAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN PROJELER
gerçekleştirilen faaliyetlerle ülkemizin
2023 Vizyonu'na katkı sağlanması
amaçlanmaktadır.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl
Müdürlüğümüzce kamu - üniversite sanayi işbirliği çerçevesinde
desteklenerek,
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan Özdemir
tarafından hazırlanan “Bilgisayar
Kontrollü Ultrasonik Pulser-Receiver
Birimi Tasarımı” Projesi, Bakanlığımız
Teknogirişim Sermaye Desteği
Programı’na 2013 yılında sunulan projeler
arasında en yüksek puanı alarak “Türkiye
Birinciliği” kazanmıştır.
A. Vural ÖRSDEMİR
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Ankara İl Müdürü
Örnek Bir Kamu - Üniversite - Sanayi
İşbirliği Proje Çalışması
Bilindiği üzere 635 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile bilim, sanayi ve
teknoloji alanında politika, strateji, plan ve
programlar geliştirmek ve uygulanmasını
sağlamak üzere Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığımız önemli görevler üstlenmiş
bulunmaktadır. Bu görevlerden bir
kısmının Taşra Teşkilatı Yönetmeliği gereği
İl Müdürlüklerince yürütülmesi
gerekmektedir. Bu çerçevede verilen
görevlerin ulusal kalkınma planı ve
programında öngörülen ilke ve politikalar
ile birlikte alt ölçekteki planlarla uyumlu
olarak; kamu, yerel yönetimler,
üniversiteler, özel sektör, sivil toplum
kuruluşları ile sürdürülebilir işbirliği
içerisinde, yenilikçi ve bilgi yoğun ürünlere
yönelik proje sayısının artırılması ve
ticarileştirilmesi konularında var olan
yerel potansiyele ivme kazandırmak,
paydaşların katılımı ile faaliyetlerin etkin
ve verimli bir şekilde yürütülmesi
amacıyla Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji
İl Müdürlüğünce, 2013/01 sayılı İç Genelge
ile Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezi ve
Tek Adımda Yatırım Teknogirişim Ofisi
oluşturulmuştur. Katılımcı bir anlayışla
Teknogirişim Sermaye Desteği Programı
kapsamındaki söz konusu proje ile
tasarlanan uygunlaştırıcı ve pulse üreteci
modüller, TUSAŞ- Türk Havacılık ve Uzay
Sanayii A.Ş.'nin (TAI) Ultrasonik
Tahribatsız Muayene Tezgâhlarının
Yurtiçinde Üretilmesi ve Geliştirilmesi
Projesi'nde; 10 eksenli AUSS - Otomatik
Ultrasonik Tarama Sistemi tezgâhında
kullanılmış ve tezgâhların ultrasonik veri
kazanımı ve yönetimi işleri başarıyla
tamamlanmıştır. Havacılık ve uzay
sanayisinde Türkiye'de tartışmasız en iyi
performansa sahip olan, küresel düzeyde
ise dünyanın ilk 100 oyuncusu arasında yer
almayı başaran TUSAŞ - Türk Havacılık ve
Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) tarafından, proje
çıktıları ülkemiz için son derece önemli
ekonomik ve yüksek katma değerli, ileri
teknolojiye dayalı üretim sağlamış olması
sebebiyle; Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan
Özdemir (Ankara Bilim, Sanayi ve
Teknoloji İl Müdürlüğü ÜSİM
39
NİSAN 2014
PROJELER
TAI Projesi Ödül Töreni
Değerlendirme Kurul Üyesi) Teknogirişim
Ofisi'nde düzenlenen bir törenle TUSAŞ
tarafından ödüllendirilmiştir.
Ar-Ge, inovasyon, kamu - üniversite sanayi işbirliği öneminin vurgulandığı
programa; Ankara Sanayi Odası Başkanı
Nurettin Özdebir, Bakanlığımız Bilim ve
Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. Cevahir
Uzkurt, Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji
İl Müdürü A. Vural Örsdemir, Politika ve
Strateji Daire Başkanı Mehmet Madencan,
TAI Tesisler ve Varlık Yönetim Kurulu
Başkanı İsmail Ulubayram, TAI Kalite ve
Sertifikasyon Başkanı Ahmet
Tokmakçıoğlu, TAI Tesisler İşletme
Müdürü Mehmet Dedeoğlu, TAI Teknoloji
Yönetimi Müdürü Dr. E. Serdar Gökpınar,
Şef Hakan Güler, Alpay Zeyrek ile
TÜBİTAK’tan Hasan Subaşı ve KOSGEB
yetkilileri katılmıştır. Ödül töreninde
ayrıca; Bakanlığımız Bilim Teknoloji Genel
Müdürlüğü ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Ankara İl Müdürlüğü’ne, “Örnek Bir Kamu
Üniversite Sanayi İşbirliği” Projesi’ne
sağlamış oldukları katkılardan dolayı
TUSAŞ tarafından teşekkür mektubu
verilmiştir.
40
Kalibrasyon Merkezi Projesi
Ölçüler ve ayar hizmetleri, toplumun her
kesimini ilgilendiren, tüketicinin
korunması ile ticarette haksız rekabetin
önlenmesi ve piyasaya güvenli ürünlerin
sunulması açısından Bakanlığımızın en
önemli faaliyetlerinden birdir. Ölçü
aletlerinin milli ekonominin ve ticaretin
gereklerine, kamu yararına uygun olarak
doğru ayarlı ve Uluslararası Birimler
Sistemine uygun olarak imalının ve
kullanımının sağlanması, muayenesi,
ayarlanması ve damgalanması işlemleri
3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu’na göre
yürütülmektedir. Bu çerçevede “yasal
metroloji” kapsamındaki görevleri
yürütmek amacıyla Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığımız tarafından Ankara,
İstanbul, İzmir, Konya, Samsun,Gaziantep,
Malatya, Diyarbakır, Adana ve Erzurum İl
Müdürlüklerinde olmak üzere 10 adet
bölge laboratuvarı oluşturulmuştur.
Bu laboratuvarlar arasında yer alan,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl
Müdürlüğü Bölge Laboratuvarı olarak;
Bartın, Bolu, Çankırı, Çorum, Eskişehir,
Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir,
Yozgat ve Zonguldak olmak üzere 12 ile
hizmet vermektedir.
TÜBİTAK-UME tarafından yapılan “İl
Müdürlükleri Laboratuvarlarının Yeniden
Yapılandırılması Projesi” kapsamında
hazırlanan raporda, il müdürlükleri bölge
laboratuvarlarının personel nicelik ve
niteliğinin, ekipman ve fiziki altyapı
durumunun, ortam koşullarının ve ölçü
aletlerinin kalibrasyonunun yapılışı ile ilgili
prosedürlerin yeterli olmadığı belirtilmiş
olup Bakanlığımız Metroloji ve
Standardizasyon Genel Müdürlüğünce
hazırlanan raporda da benzer durumlar
tespit edilmiştir.
2013 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Ankara İl Müdürlüğü Bölge Laboratuvarı
için yapılan mevcut durum analizi
sonucunda, personel eğitiminin,
laboratuvar fiziki altyapısının, ortam
koşullarının ve laboratuvarda bulunması
gereken cihaz ve ekipmanların yetersiz
olduğu ayrıca referans cihazların
kalibrasyonlarının ve kalibrasyon
ölçümlerinin doğruluğu, sürekliliği,
izlenebilirliği, güvenirliliği, gizliliği gibi çok
önemli hususlarda TS EN ISO / IEC 17025
NİSAN 2014
Ölçü ve Ölüçü Aletleri Sergi Salonu
ve/veya TS EN ISO /IEC 17020 sayılı
standartlarda belirtilen gereklilikleri
sağlamadığı, ölçü aletlerinin
kalibrasyonunun yapılışı ile ilgili iş
talimatlarının ve prosedürlerinin
oluşturulmadığı görülmüştür.
Bu durumda bölge düzeyinde yaklaşık
10.000.000 nüfusa hizmet vermekte olan
Ankara Bölge Laboratuvarımızın UME,
Bakanlığımız ve Müdürlüğümüzce yapılan
tespitler ışığında belirlenen eksikliklerin
giderilerek, yapılacak kalibrasyon
işlemlerinde uluslararası düzeyde
güvenilir ve kabul edilebilir ölçüm
sonuçları sunabilmesi için Bakanlığımız
tarafından Türk Akreditasyon Kurumu’na
(TÜRKAK) müracaat isteğimiz uygun
görülmüştür.
Akreditasyon çalışmaları başlatılarak
öncelikle; TS EN ISO/IEC 17025 standardı
gereği tüm eğitimler alınmış, laboratuvar
fiziki altyapısı ve ortam koşulları
düzeltilmiş laboratuvarda bulunması
gereken cihaz ve ekipmanlar
tamamlanmış, referans cihazların
kalibrasyonlarının ve kalibrasyon
ölçümlerinin doğruluğu, sürekliliği,
izlenebilirliği, güvenirliliği, gizliliği gibi çok
önemli hususlarda TS EN ISO/IEC 17025
ve/veya TS EN ISO /IEC 17020 sayılı
standartlarda belirtilen gereklilikler
sağlanmış ve ölçü aletlerinin
kalibrasyonunun yapılışı ile ilgili iş
talimatları ve prosedürleri
oluşturulmuştur. Ayrıca, akreditasyonun
en önemli süreçlerinden olan
Laboratuvarlar Arası Karşılaştırma (LAK)
ölçümlerine katılım sağlanmış ve
uluslararası düzeyde 17 adet kalibrasyon
laboratuvarının katıldığı karşılaştırma
ölçüm sonuçlarında Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü Kalibrasyon
Merkezimiz başarılı puan almıştır.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl
Müdürlüğü Kalibrasyon Merkezi Ocak
2013 tarihinde başlayan akreditasyon
sürecini Mart 2014 tarihinde başarı ile
tamamlayarak, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın bölge düzeyinde faaliyet
gösteren laboratuvarları arasında
TÜRKAK'tan ilk Akreditasyon Belgesi
almaya hak kazanan laboratuvarı
olmuştur.
Ölçü ve Ölçü Aletleri Sergi Salonu Projesi
Yerel ölçekte kültürel, sosyal ve ekonomik
kalkınmaya yardımcı olacak nitelikte Ölçü
Bilimi konusunda tarihi ve bilimsel birikimi
yansıtarak kamunun yararına sunulması,
diğer yandan metroloji tarihine ışık
tutularak kaybolmaya yüz tutan kültürel
mirasın korunarak gelecek kuşaklara
aktarılması, farkındalığın artırılması için
“Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl
Müdürlüğü Ölçü Aletleri Sergi Salonu”
oluşturulmuştur.
Soldan sağa; TÜRKAK Genel Sekreter V. H. İbrahim Çetin,
İl Müdürü Vural Örsdemir, Kalite Yöneticisi Gonca Gündaş
41
NİSAN 2014
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013/4
ÜÇ AYLIK ULUSAL VERİMLİLİK
İSTATİSTİKLERİ 2013 YILI
DÖRDÜNCÜ ÇEYREĞİ SONUÇLARI
AÇIKLANDI
Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ
Sanayi ve Teknoloji Uzmanları
(Verimlilik Genel Müdürlüğü)
İmalat sanayi genelinde 2013 yılı IV.
döneminde, çalışan kişi başına üretim
endeksi önceki yılın aynı dönemine göre
(2012 yılı IV. dönemine göre) % 0,41
artmış; bir önceki döneme göre (2013 yılı
III. dönemine göre) ise % 6,42 artmıştır.
Önceki yılın aynı dönemine göre çalışan
kişi başına üretim endeksinde imalat
sanayini oluşturan bölümlerden 10'unda
artış görülmüş, en büyük artışın % 15,48
ile “başka yerde sınıflandırılmamış
makine ve ekipman imalatı” bölümünde,
en büyük azalışın ise % 12,14 ile “temel
eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin
malzemelerin imalatı” bölümünde
olduğu görülmüştür.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi
İstatistik Programı kapsamında
hesapladığı ve yayımladığı Üç Aylık Ulusal
Verimlilik İstatistikleri'ni 1 Nisan 2014
tarihinde kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu
dönemde de EFİS Rev. 2'ye (Avrupa
Birliğinde Ekonomik Faaliyetlerin
İstatistiki Sınıflandırılması) göre sanayinin
“B-Madencilik Taşocakçılığı”, “C-İmalat
Sanayi” ve “D-Elektrik, Gaz, Buhar ve
İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı”
42
kısımları, Ulusal Verimlilik
İstatistikleri'nin kapsamını oluşturmuştur.
Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (MIGs)
çerçevesine uygun şekilde 5 sanayi
grubunda da göstergeler hesaplanmıştır.
İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim
endeksinin ve çalışılan saat başına üretim
endeksinin aldığı değerler Şekil 1'de
görülmektedir. Çalışan kişi başına üretim
endeksi, 2013 yılı dördüncü döneminde,
bir önceki yılın aynı dönemine göre (2012
yılı dördüncü dönemine göre) % 0,41
artarak 104,73 değerini almıştır. Çalışan
kişi başına üretim endeksi, bir önceki
döneme göre ise (2013 yılı üçüncü
dönemine göre) ise % 6,42 artmıştır.
Çalışılan saat başına üretim endeksi 2013
yılı dördüncü döneminde, bir önceki yılın
aynı dönemine göre % 2,64 artarak ve
108,19 değerini almıştır. Çalışılan saat
başına üretim endeksinde, bir önceki
döneme göre ise % 5,73 oranında artış
görülmüştür.
Zaman serilerinin izlediği seyir
incelenirken yıllık değişimlerin izlenmesi
daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Bunun
nedeni dönemlik değişimlerin belli bir
bölümünün mevsimsel etkilerden
kaynaklanmasıdır. Çalışan kişi başına
üretim endeksi değişimleri, mevsimsel
etkilerden arındırılmış seriler kullanılarak
incelendiğinde özellikle önceki döneme
NİSAN 2014
İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
1. Çeyrek
2. Çeyrek
3. Çeyrek
4. Çeyrek
110
105
100
95
90
85
80
75
70
65
60
2005
2006
2007
2008
2009
Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
2010
2011
2012
2013
kişi başına üretim endeksi ise bir önceki
döneme göre % 6,42 artmıştır. Bu
rakamlar mevsimsel etkileri içeren orijinal
verimlilik endeksinin bir önceki döneme
göre değişiminin % 6,42 oranında artış
yönünde olduğunu, mevsimsel etkiler göz
önüne alınıp bu etkiler giderildiğinde ise
çalışan kişi başına üretim endeksindeki
artışın yaklaşık % 1 seviyesinde olduğu
ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla mevsimsel
etkilerden arındırılmış serileri incelemek
daha gerçekçi sonuçlar ve yorumlar
yapılmasını sağlamaktadır.
Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi
göre yapılan değerlendirmeler daha
anlamlı olacaktır. Bu amaçla Şekil 2'de
imalat sanayi çalışan kişi başına üretim
endeksi ile mevsimsel etkilerden
arındırılmış endeks bir arada
gösterilmiştir.
Mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan
kişi başına üretim endeksi incelendiğinde,
2012 yılının son döneminden 2013 yılının
2. dönemine kadar yatay bir seyir izlediği
görülmektedir. 2013 yılı ikinci döneminde
hafif bir azalış gösteren seri, 2013
dördüncü döneminde tekrar artmıştır.
İmalat sanayi için mevsimsel etkilerden
arındırılmış işgücü verimliliği serisinin bir
önceki döneme göre % 0,93'lik bir artış,
önceki yılın aynı dönemine göre ise
% 0,43'lük bir artış sergilediği
gözlenmektedir. İmalat sanayinde çalışan
110
105
100
95
90
85
80
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
3.Çeyrek
4.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
2.Çeyrek
1.Çeyrek
75
2013
İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Orijinal Seri
İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Seri
Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeksi
43
NİSAN 2014
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013/4
120
110
100
90
80
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
70
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
İmalat Sanayi İstihdam Endeksi (2010 Ort.=100)
İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin Yapısı
Ülkemiz ekonomisinde gerek sanayi
geneli, gerek imalat sanayinde verimliliği
belirleyen unsurlar olan istihdam ve
üretim endeksleri incelendiğinde, özellikle
2010 yılının birinci çeyreğinden 2013 yılının
son çeyreğine kadar olan dönemde her iki
serinin de belirgin bir şekilde artış
eğiliminde olduğu görülmektedir.
Şekil 3'te görüldüğü üzere imalat sanayi
istihdam endeksi, 2010 yılı birinci
çeyreğinden itibaren son 16 dönemde,
çeyreklik ortalama % 1,39 ile düzenli
olarak artmaktadır. Bahsi geçen son 16
çeyrekte üretim endeksi ve işgücü
18%
14%
10%
6%
2%
-2%
-6%
-10%
-14%
-18%
Orijinal Seri
Mevsimsel
Etkiden
Arındırılmış
Seri
TOPLAM SANAYİ
2013 1. Çeyrek
Orijinal Seri
Mevsimsel
Etkiden
Arındırılmış
Seri
MADENCİLİK
2013 2. Çeyrek
Orijinal Seri
Mevsimsel
Etkiden
Arındırılmış
Seri
Orijinal Seri
ELEKTRİK, GAZ, BUHAR ve
İKL. ÜRETİMİ ve DAĞITIMI
İMALAT SANAYİ
2013 3. Çeyrek
2013 4. Çeyrek
Şekil 4. Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksinde Değişimler
(Orijinal ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Seriler)
44
Mevsimsel
Etkilerden
Arındırılmış
Seri
verimliliğinin dönemlik ortalama
büyümeleri sırasıyla % 2,14 ve % 0,74
olarak gerçekleşmiştir. Üretim endeksine
2005 yılından itibaren bakıldığında; son
dönemlerde sürekli artarak 123,37 ile en
yüksek seviyeye 2013 yılının dördüncü
döneminde ulaştığı görülmektedir. Benzer
şekilde istihdam endeksi de önceki yıllarla
karşılaştırıldığında en yüksek seviyeye
2013 yılının üçüncü çeyreğinde ulaşmıştır.
Böylece 2010 yılı başından itibaren
bakıldığında işgücü verimliliği seviyesinin
ana belirleyicisi geçmişe göre istikrarlı
biçimde artan istihdam endeksi ve
mevsimselliği bünyesinde barındırmakla
birlikte istihdamdan daha hızlı artmakta
olan üretim endeksi olmuştur.
Şekil 5. İmalat Sanayini Oluşturan 24 Bölüme Ait Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri (2005 Ort– 2013 Ort)
NİSAN 2014
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013/4
Tablo 1. 2005 - 2013 Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri (%)
Toplam Sanayi
Sanayinin Kısımları
1,90
Madencilik
-0,15
İmalat
1.78
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı
4,86
1,48
Ara Malları
Ana Sanayi Grupları
Dayanıklı Tüketim Malları
3,14
Dayanıksız Tüketim Malları
1,82
Enerji
3,85
Sermaye Malları
1,51
2005 yılı ortalaması ile 2013 yılı
ortalamasını kapsayan dönemde imalat
sanayini oluşturan 24 bölüm
incelendiğinde, “Bilgisayarların, elektronik
ve optik ürünlerin imalatı”, “Kok kömürü
ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı”,
“Deri ve ilgili ürünlerin imalatı”, “Diğer
ulaşım araçları imalatı”, “Tekstil
ürünlerinin imalatı” ile “İçeceklerin
imalatı” bölümlerinin verimliliğinin düşme
eğiliminde olduğu; bu bölüm dışında kalan
18 bölümün verimliliklerinin artma
eğiliminde olduğu görülmüştür. En yüksek
verimlilik artış eğiliminin yıllık ortalama
% 8,5 ile “ağaç, ağaç ürünleri ve mantar
ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz,
saman ve benzeri malzemelerden
örülerek yapılan eşyaların imalatı”
bölümünde olduğu görülmüştür. Burada
ve Tablo 1'de verilen büyüme oranları
verimlilik serilerinin başlangıcı olan 2005
yılı ortalaması ile en son yayımlanan yılın
(2013) ortalamasını kapsamaktadır. Bu
nedenle her yeni hesaplama döneminde
yeni büyüme oranları elde edildiğinden
sıralama ve büyüme oranları dönemden
döneme değişebilmektedir.
Tablo 1'de ana sanayi grupları, sanayinin
kısımları ve toplam sanayi için hesaplanan
46
çalışan kişi başına üretim endeksinin
2005-Ort. ile 2013-Ort. arası yıllık
ortalama büyüme oranları verilmiştir.
Sanayi kısımları içerisinde “Elektrik, gaz,
buhar ve iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı”nın % 4,86 ile en yüksek yıllık
ortalama verimlilik büyümesine sahip
olduğu; “Madencilik”te ise % 0,15 ile yıllık
ortalama verimlilik büyümesinin negatif
olduğu gözlenmiştir. Ana Sanayi Grupları
incelendiğinde ise en yüksek verimlilik
artışının yıllık ortalama % 3,85 ile
“Enerji”de olduğu görülmektedir.
Şekil 6'da Ana Sanayi Grupları çalışan kişi
başına üretim endeksi serilerinin trendleri
verilmektedir. Bu noktada kullanılan trend
kavramı orijinal seriden mevsimsel ve
diğer etkilerin çıkarılmasıyla elde edilen
uzun dönemli eğilimi ifade etmektedir.
2008 yılı son dönemleri ile 2009 yılının ilk
dönemlerinde küresel düzeyde var olan
krizde ana sanayi gruplarının trend
değişimlerine bakıldığında ara malı ve
sermaye malı üretiminde işgücü
verimliğinin durgunluktan oldukça
etkilendiği, bazı grupların ise hemen
hemen etkilenmediği görülmektedir.
Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi ile
Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi işgücü
verimliliklerinin uzun dönem eğilimleri,
küresel kriz dönemi de dâhil olmak üzere
istikrarlı bir şekilde artmıştır. Kömür ve
linyit çıkartılması, ham petrol ve doğal gaz
çıkarımı, kok kömürü ve rafine edilmiş
petrol ürünleri imalatı, elektrik, gaz, buhar
ve havalandırma sistemi üretim ve
dağıtımı, suyun toplanması, arıtılması ve
dağıtılması faaliyetlerinden oluşan Enerji
ana sanayi grubunda ise belirgin ve
istikrarlı bir biçimde artan verimlilik trendi
2012 yılında azalma eğilimine girmiş 2013
yılı birinci çeyreği ile birlikte yeniden artış
yönüne dönmüştür. Tablo 1'de yer alan
verilerle birlikte değerlendirildiğinde
2005-Ort. ve 2013-Ort. arasında; dayanıklı
tüketim malı üretiminin ve dayanıksız
tüketim malı üretiminin yıllık ortalama
verimlilik büyümeleri sırasıyla % 3,14 ile
% 1,82 olarak gerçekleşmiştir. Enerji ana
sanayi grubunda ise işgücü verimliliğinin
yıllık ortalama artış oranı % 3,85'dir.
Orijinal işgücü verimliliği serilerinden elde
edilen büyüme oranları ile trend verimlilik
serilerinin grafiği birlikte incelendiğinde,
küresel kriz döneminden etkilenen Ara
Malı Üretimi ile Sermaye Malı Üretimi ana
sanayi gruplarının işgücü verimlilik
trendlerinin dalgalı bir yapıda
NİSAN 2014
115
110
105
100
95
90
85
80
75
70
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
1.Çeyrek
2.Çeyrek
3.Çeyrek
4.Çeyrek
65
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
ARM - Ara Malları
DLT - Dayanıklı Tüketim Malları
DZT - Dayanıksız Tüketim Malları
ENJ - Enerji
2013
SEM -Sermaye Malları
Şekil 6. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Trend Serileri
gerçekleştiği görülmektedir. Son
dönemlerde de Sermaye Malı üretiminde
verimlilik trendi dalgalı bir yapı
göstermekle birlikte diğer ana sanayi
grupları yaklaşık son altı dönemde
istikrarlı bir trend sürdürmektedir.
47
NİSAN 2014
BİLİŞİM, BİLİM VE TEKNOLOJİ
YENİLİKÇİ MALZEMELER VE ULUSLARARASI REKABETE ETKİLERİ – 3
Dr. Mustafa Kemal AKGÜL
Sanayi ve Teknoloji Uzmanı
(Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Giriş
“Yenilikçi malzemeler ve uluslararası
rekabete etkileri” konumuzu bu sayıda
sunduğumuz üçüncü bölümle
tamamlamış olacağız.
Bilindiği gibi işletmelerin rekabeti deyince
öncelikle sürdürülebilirliğin önemini
vurgulamaktayız. İşletmelerin
sürdürülebilirliği için ise rekabette
sürdürülebilirlik akla gelmektedir.
Rekabette sürdürülebilirliğin en belirleyici
kıyaslaması ise uluslararası piyasalarda
rekabet edebilecek düzeylere
çıkabilmektir. Bir işletme düşünelim ki
oldukça kaliteli ve ucuz üretim
yapmaktadır. Bu ürüne yeterince talep
gelmiyorsa, bu üretim konusunun yerini
daha yenilikçi malzemeler, ürünler
almışsa bu işletmenin devamlılığından söz
etmek güç olacaktır.
Önceki sayılarımızda, malzeme biliminin
öneminden başlayarak, malzeme biliminin
temel bilimler ile olan ilişkisini açıklamış,
yenilikçi malzemelerin önemi, ileri
teknoloji ürünü malzemeler, yenilikçi
ürünler, ileri metalik, seramik
malzemeler, polimerik ve kompozit
malzemelerden bahsetmiştik.
Bu sayımızda ise ileri teknoloji ürünü
malzemeler alanında Türkiye'de
yapılmakta olan Ar-Ge çalışmaları ile
üretimler konusunda bilgiler vermeye
çalışacağız. Üniversiteler ve araştırma
kuruluşlarımız bünyesinde neler
yapılmaktadır?
Yenilikçi malzemeler şüphesiz birçok yönü
ile çok farklı üretim kesimlerinden geniş
katılımlarla bir kongrede tartışılacak
48
düzeyde öneme sahip bir konudur.
Otomobil endüstrisinden, petrol çıkarma
teknolojilerine, otomobilden, deniz, hava
ve uzay araçlarına, tarım sektöründen, tıp
uygulamalarına kadar her alanda üretimi
doğrudan etkileyen bir teknolojidir.
Önceki bölümlerde vurguladığımız gibi
yenilikçi malzemelerin bulunuşu ve
üretilebilir hale gelmeleri temel bilimlerde
yapılan araştırmalar ile
sağlanabilmektedir. Bu nedenle bir
ülkenin temel bilimler alanındaki Ar-Ge
faaliyetleri ne kadar güçlü ise yenilikçi
malzemeler üretme kapasitesi o kadar
güçlü olabilmektedir.
Nitekim Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığımızın açıkladığı; temel bilimlerde
eğitim görecek başarılı öğrencilere önemli
miktarlarda burs desteklerinin verilecek
olması Türkiye'de de temel bilimler
alanındaki çalışmaları özendirecek ve
yenilikçiliğin gelişmesinde önemli
kazanımlar ve sıçramalar sağlayacaktır.
1. Yenilikçi Malzemelerin Rekabeti
Sürdürmedeki Yeri
• Malzeme Teknolojilerinin Yenilikçi
Olması
Malzeme sektörü, ekonomide tüm
faaliyetlere girdi sağlayan temel, yayılgan
(jenerik) alanlardan biridir. Bu niteliği
açısından mikro - elektronik, biyoteknoloji
ve nanoteknoloji ile birlikte sınai üretimin
karakterini dönüştürecek ana teknolojik
alanlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Savunma, havacılık, mikro - elektronik,
iletişim ve otomotiv sektörlerinde
kullanılacak ileri malzemelerin ortaya
çıkışı, malzeme biliminin bu
gereksinimleri karşılayabilecek çok
disiplinli, proses ağırlıklı bir alana
dönüşmesiyle birlikte ilerlemektedir. Bu
bağlamda akıllı ve işlevsel malzemeler,
opto - elektronik malzemeler gibi
önümüzdeki yıllarda önemli çekim alanları
oluşturacak ileri malzeme alanları,
ülkemiz için de önemli fırsat alanlarıdır.
Bilindiği üzere bor minerali pek çok sektör
ve teknolojiye girdi teşkil etmektedir. Tüm
dünyaya yüzyıllarca yetebilecek bor
cevherlerine sahip olan Türkiye'nin bu
zenginliğini katma değeri yüksek ürünlere
dönüştürme teknolojilerini de geliştirmesi
şarttır.
Diğer taraftan Türkiye, olgunlaşmış
teknolojilere sahip demir-çelik, seramik,
cam ve çimento gibi geleneksel malzeme
sektörlerinde uluslararası ölçekte
rekabetçi durumdadır. Bugüne kadar
Türkiye'nin ihracatına, diğer tüketim ve
yatırım malı sektörlerinin rekabet gücüne
ve istihdama tarihsel olarak ciddi bir
katkısı olan bu sektörlerin ülke
ekonomisindeki paylarının, önümüzdeki
yıllarda da önemli olacağı
öngörülmektedir. Bu malzeme
gruplarındaki ürünlerin kullanıcı
sektörlerin talepleri doğrultusunda
çeşitlendirilmesinin yanı sıra, geleneksel
malzemelerden yeni ve yüksek
performanslı malzemeler geliştirilmesi ile
Türkiye bölgesinde güç sahibi olabilir.
• Türkiye'nin Yenilikçi Üretim
Yapılanmasını Başlatmış Olduğu
Malzeme Üretim Alanları
• Bor Teknolojileri
• Kompozit Malzeme Teknolojileri
• Polimer Teknolojileri
• Akıllı Malzeme Teknolojileri
• Manyetik, Elektronik, Opto - elektronik •
Malzeme Teknolojileri
• Hafif ve Yüksek Mukavemetli Malzeme
Teknolojileri
NİSAN 2014
• Uluslararası Pazarlarda Malzemelerin
Rekabeti İçin Çevresel Ürün
Deklarasyonu
EPD'si Olmayan Malzeme, Rekabet
Gücünü Kaybedecek!
Çevresel Ürün Deklarasyonu
(Enviromental Product Declaration-EPD)
“Çevresel etkilerin artık dolaylı olarak
ölçülmesi gerekliliği de Çevresel Ürün
Beyanlarına olan talebi artırıyor. Çevresel
ürün beyanları, bir ürünün veya sistemin
çevresel etki değerlendirmesinin
iletişimini sağlayan ve ISO 14025 Type III
çevre beyanları temeline dayanan bir
araçtır. Bu beyan yöntemi, ilgili şirketler ve
kuruluşlar için evrenseldir. Farklı ürün
grupları için EPD alınabiliyor. Bununla
birlikte yapı malzemeleri, şu an için en çok
ilginin olduğu ürün grubu olma özelliğine
sahip...”
EPD'ler zorunlu olacak? “2013 yılı
Temmuz ayından itibaren yürürlüğe
girmesi beklenen ve Türkiye'nin de taraf
olduğu Avrupa Yapı Ürünleri Yönetmeliği
(Construction Product Regulation), yapı
ürünleri için EN 15804 normuyla uyumlu
EPD'leri talep ediyor. Bu yönetmelikle yapı
malzemeleri üreticileri için yakın zamana
kadar gönüllülük esasına dayanan EPD
belgelerinin tüm Avrupa'da zorunlu hale
gelmesi beklenmektedir.
Metalürji Mühendisliği veya Malzeme
Mühendisliği bölümleri bulunmakta ve bu
bölümlerde Malzeme Bilimleri lisans
programı içinde öğretilmektedir.
Üniversitelerimizde ileri teknolojilerde
kullanılacak bu malzemelerin tasarımı ve
uygulamaları için gerekli kuramsal ve
uygulamalı bilgileri öğrencilere
kazandırıp, Türkiye'de ve dünyada öncü bir
program olmayı amaçlamaktadır. Örneğin
Sabancı Üniversitesi'nde lisans program
içeriği; program dahilinde temel bilimlerle
birlikte metalürji mühendisliği, malzeme
bilimi temel konuları verilmekte bunun
yanı sıra, yarı-iletkenler ve
biyomalzemeler gibi alt alanları
seçebilmekte ve uzmanlaşmak istedikleri
alana göre ders programlarını
tasarlayarak, bu konulardaki projelerde
çalışabilmektedirler.
Disiplinler Arası Eğitim Olanakları
Üniversitenin disiplinler arası eğitim
vizyonu sayesinde, Malzeme Bilimleri ve
Mühendisliği programına kayıtlı öğrenciler,
ortak araştırma alanlarından dolayı
Mekatronik, Elektronik Mühendisliği ve
Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik
programlarından da dersler alabilmekte,
yapacakları projeler sayesinde kendilerini
ilgileri doğrultusunda geliştirebilme
imkânlarına sahip olabilmektedir.
2. Türkiye'de Malzeme Bilimi ve Yenilikçi
Malzemeler Konusunda Neler
Yapılmakta?
Araştırma Alanları
Farklı özelliklere sahip malzemelerin
uygulamaya yönelik tasarımları,
günümüzde ileri teknolojilerin
gelişmesindeki en önemli etkenlerden biri
haline gelmiştir. Türkiye'de İstanbul teknik
Üniversitesi, ODTÜ, Yıldız Teknik
Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Sakarya
Üniversitesi ve benzeri birçok üniversitede
• Enerji ve Çevre
• Teorik ve Hesaplamalı Malzeme Bilimi
• Organik ve İnorganik İnce Filmler
• Karbon Nanotüpler
• Tasarım Mühendisliğinde Kompozit
Malzemeler
• Akıllı Malzemeler ve Yapılar
• Kolloidal Nanoparçacık Bazlı Optik
Malzemeler
3. Ülkemizde Bu Yaklaşım Sonunda
Belirlenmiş Olan Malzeme Kapsamındaki
Stratejik Teknoloji Alanları
• Bor Teknolojileri
• Polimerik Malzeme Teknolojileri
•Kompozit Malzeme Teknolojileri
• Hafif ve Yüksek Mukavemetli Malzeme
Teknolojileri
• Akıllı Malzeme Teknolojileri
• Manyetik, Elektronik ve Opto - elektronik
Malzeme Teknolojileri
• Bor Teknolojileri
Bor ürünlerinin; tekstil elyaflarından
camlara, nükleer uygulamalardan yeni ve
ileri mıknatıslara hatta gübrelere kadar
çok büyük bir yelpazede kullanıldığını
görmekteyiz. Bor mineralinden, ham
madde girdisi olarak başlayan uygulama
ve etkinlikler pek çok sektör ve teknoloji
alanını yakından ve doğrudan ilgilendiren
bir “tekno - ekonomik” unsur haline
gelmiştir.
• Polimerik Malzeme Teknolojileri
Tüketim plastikleri olarak bilinen ve yaygın
olarak 1930'lu yıllardan beri kullanılan
polietilen, polistiren ve polivinil klorür
(PVC) gibi malzemelerin yanı sıra
“Mühendislik Plastikleri” olarak
tanımlanan asetaller (polioksimetilen),
ABS (akrilonitril-butadien-stiren),
polikarbonatlar, termoplastik poliyesterler
gibi malzemeler bulunmaktadır. Yüksek
Performans Mühendislik Polimerleri"
olarak polifenilen sülfitler,
polieterketonler, polisulfonlar, sıvı kristal
polimerleri ve poliimidler bulunmaktadır.
49
NİSAN 2014
BİLİŞİM, BİLİM VE TEKNOLOJİ
• Hafif ve Yüksek Mukavemetli
Malzeme Teknolojileri
Polimer bazlı kompozitler, mühendislik
plastikleri ve ileri seramiklerin hafiflik,
dayanım ve düşük maliyette üretim gibi
avantajları nedeniyle, demir, alüminyum,
nikel, kurşun, çinko, bakır ve kalay gibi
geleneksel metalik malzemelerin dünya
kullanımlarında, 1980'li yıllardan itibaren
sürekli düşüşler kaydedilmektedir. Ancak,
bu düşüşü durdurarak metalik
malzemelerin rekabet gücünü artırmak
amacıyla geliştirilen çağdaş üretim süreç
teknolojileri sayesinde, bu malzemelerin
geleneksel standart özelliklerinin
iyileştirilmesi ve geliştirilmesinde önemli
atılımlar kaydedilmiştir. Bu atılımların en
önemlileri hafif ve yüksek mukavemetli
metal ve alaşımlarda gözlenmektedir
• Akıllı Malzeme Teknolojileri
1980'li yılların başından itibaren “akıllı
malzemeler”, “zeki yapılar” veya benzeri
terimler çağdaş bilim ve teknoloji
sözlüklerine girmiş bulunuyor. “Akıllı
malzemeler” kısaca şu şekilde
tanımlanabilir; kendi içinde ve
çevresindeki değişimlere tepki vererek
belirli işlevleri anında ve sürekli olarak
yerine getirebilen malzemelerdir. Cansız
maddeler olarak “malzeme”yi “akıllı”,
“zeki” gibi sıfatlarla tanımlamak hiç
kuşkusuz ki pek çok tartışmayı da
beraberinde getirmiştir. “Akıllı” bir
malzeme ile yapılan uçak kanatları,
herhangi bir çatlak veya hasar anında renk
değiştirerek uyarıda bulunmalı ve hatta bu
hasarı tamir ve “tedavi” edebilmelidir.
Otomobil camı, çok parlak güneşli
havalarda koyulaşarak ve bulutlu
havalarda ise daha berraklaşarak
sürücünün görüşüne destek olmalıdır.
“Akıllı” tuğla ya da yapı taşlarından inşa
50
edilmiş bir evde ısı yalıtımı, iklim
koşullarına göre değişerek azami enerji
tasarrufunu sağlayabilmelidir.
Elektronik ve fotonik malzemeler bilgi ve
iletişim teknolojilerinde giderek artan
işlevsellikte yer almaktadır.
Silika esaslı optik kablo teknolojisi, lazer
teknolojisi, ultra - hızda işlem yapan
devreler, iletken ve
yarı iletkenler, optik sensörler,
fotovoltaikler, sıvı kristal teknolojisi bu
alanların başında gelmektedir. Bu yüzyılda
en önemli gelişmeler bu saydığımız
alanların “nanoteknolojik” uygulamaları
ile gerçekleşecektir.
• Fonksiyonel Dereceli Malzemeler (FDM)
Uzay taşıtlarındaki gereksinim olan,
yüksek mukavemet ve ısıl direnç özelliğini
sağlayan homojen bir malzemenin
bulunmayışı araştırmacıları yeni
arayışlara yönlendirmiştir. Bu arayışlar
sonucunda birçok özelliği bir arada
bulunduran ideal malzeme
kombinasyonları, metal ve seramikler
önem kazanmıştır. Bu malzeme çiftinden
metal; tokluğa, elektrik geçirgenliğine,
izlenebilirliğe, seramik ise; düşük
yoğunluğa, yüksek mukavemete ve ısıl
dirence sahiptir. Bu özellikleri bünyesinde
taşıyan malzeme ise Fonksiyonel
Derecelendirilmiş Malzeme'dir (FDM).
Fonksiyonel Derecelendirilmiş
Malzemeler de (FDM - Functionally
Graded Materials (FGM), malzeme yapı ve
kompozisyonu cismin içerisinde kademeli
- dereceli olarak değişir.
4.Yenilikçi Malzemelerde Rekabet İçin
Öneriler
Türkiye'de akademik alanda öğretilen
malzeme biliminin, ileri teknolojiler üreten
diğer ülkelerdeki eğitimlerden çok farklı
olduğu söylenemez. Zaten internetin
yoğun olarak kullanıldığı günümüz
Dünyasında bilgiye ulaşmak
kolaylaşmıştır. Bu nedenle sorun malzeme
biliminin yeterince öğrenilmesi,
öğretilmesinden kaynaklanmamaktadır.
Asıl sorun, teorisi öğretilen malzeme
bilimine dayandırılarak laboratuvarlarda
yenilikçi malzemelerin üretilmesine
yönelik yeterince Ar-Ge yapılmayışı veya
Ar-Ge sonrası ortaya çıkan yeni ürünün
ticarileştirilmesinin sağlanmayışıdır. Diğer
yandan üniversitelerimizde akademik
çalışmalar o kadar yoğundur ki hiçbir alan
uzmanı akademisyen, bir yıl boyunca
düzenli olarak bir Ar-Ge projesine vakit
ayıramamaktadır. Hâlbuki bazı yıllarda
akademisyenlerin ders yükleri çok
azaltılarak onların önemli Ar-Ge
projelerinde yer alması sağlanabilmelidir.
Bunun için ise akademisyenlerin Ar-Ge
uygulamalarından yeterince ekonomik
fayda sağlayabileceği türden proje
desteklemeleri sağlanmalıdır.
Diğer yandan ülkemizde üniversitelerde
temel bilimler alanındaki akademik
çalışmaların kalitesi artırılmalı, üniversite
tercihlerinde öğrencilerin temel
bilimlerden kaçışların asıl nedenleri
araştırılmalıdır. Benzer şekilde üniversite
eğitimi lise ve meslek yüksekokulu (ön
lisans) eğitimleri gibi algılanmamalı,
üniversitelerin bilimle iç içe
bulunmalarının gereği ve bilimin evrensel
oluşu kavramları özenle korunabilmelidir.
Bu konuda bir akademisyen görüşü
şunları ifade etmektedir:
“… modern üniversiteler
kurulduklarından bu yana bilimsel
aktiviteler yaparlar ve kısmen bunları
halka aktarırlar, kısmen teknolojiye
aktarırlar. Fakat bilimin asıl temeli fizik,
kimya, biyoloji gibi pozitif bilimler
dediğimiz fen bilimleridir. Bu bilimleri
NİSAN 2014
öğrenmeden asla bilim yapamazsınız;
bırakın bilimi bilgiyi anlamaz ve yanlış
işler yaparsınız. Üniversiteler meslek
lisesi haline gelir. Bunu daha önce
Napoleon yaptı. Napoleon Bonaparte,
üniversiteyi Kilisenin uzantısı ve eğitimi
kamu hizmeti olarak görüyordu. Eğitimin
temel amacı, nitelikli meslek adamları
yetiştirmek ve devletin siyasi istikrarının
sürdürmekti. Bunun için özerklik yerine,
hiyerarşik bir yönetim yapısı ve tekdüze
müfredat, genel eğitim yerine, mesleki ve
teknik eğitim öne çıkmalıydı. Fransız
Devrimi'nden sonraki dönemde Napolyon,
Fransa'daki üniversiteleri kapattı ve bir
kısmını da liseye dönüştürdü. Aynı
zamanda işgal ettiği Alman
topraklarındaki 22 üniversiteyi de
tamamen kapattı. Kapatılan üniversiteleri
yeniden yapılandırmak için 1808 yılında
Wilhelm von Humbold görevlendirildi ve
Humbold üniversiteleri eğitim-öğretim
faaliyetlerinin araştırma faaliyetleri ile
birlikte yürütüldüğü eğitim kurumları
olarak tanımladı. Ona göre üniversitelerin
temel işlevi eğitim-öğretim ve araştırma
yapmaktır. Amaç, kişilerin gelişmesidir.
Öğretim görevlisinin konuları öğretme
özgürlüğü ve öğrencilerin konuları
öğrenme özgürlüğü esastır. Üniversitenin
sahibi ise devlet değildir; üniversite özgür
olmalıdır. Bu düşünce modern
üniversitenin temelidir. Pozitif bilimleri
kapatmak geriye dönmektir.”
Türkiye'deki üniversitelerde temel
bilimlerin öneminin artırılması ve bu
alanın teşvik edilmesine yönelik olarak
beklenen gelişmeler meyvesini vermiş son
aylarda bu konu kamu yönetiminin ve
karar vericilerin de dikkatini çekmiştir.
Nitekim hükümetin aldığı önemli bir teşvik
kararı ile Türkiye'de üniversite
sınavlarında başarılı olan ve tercihlerinde
üniversitelerin temel bilimler alanlarını
tercih eden başarılı öğrencilere oldukça iyi
sayılabilecek öğrenim bursları
sağlanacağı açıklanmıştır. Bu teşvikin
birkaç dönem mezun verilene kadar
sürdürülmesi ile Türkiye'nin temel
bilimlere dayalı Ar-Ge ve yenilikçilik
çalışmalarının önemli sıçramalar yapacağı
görülecektir.
Kaynakça
• Ayşegül AKDOĞAN EKER, Prof. Dr.
http://www.yildiz.edu.tr/~akdogan/lessons/mal
zemesecim/Belgeler/ILERI_TEKNOLOJI_MALZ
EMELERI.pdf
• Türk Ytong, 1/2013
http://ytongtr.blogspot.com.tr/2013/01/epdsiolmayan-malzeme-rekabet-gucunu.html
• TÜBİTAK 2003-2023 Strateji Belgesi,
http://tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyo
n2023/Vizyon2023_Strateji_Belgesi.pdf
• Malzeme Bilimi;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Malzeme_bilimi
• Malzeme Mühendisliği;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Malzeme_bilimi_ve_
m%C3%BChendisli%C4%9Fi
• Oktay Hüseyin (Guseinov) Prof. Dr.
http://www.egitisim.gen.tr/site/arsiv/49/241temel-bilimlere-bakis-acisi.html
• Sabancı Üniversitesi, Malzeme Bilimleri ve
Mühendisliği;http://fens.sabanciuniv.edu/mat/tr
/
• Bilkent Üniversitesi, UNAM, Malzeme Bilimi
ve Nano Teknoloji Enstitüsü
http://unam.bilkent.edu.tr/files
/UNAM_BULTEN_2012.pdf
• Ahmet İNAM, Prof. Dr.
http://phil.metu.edu.tr/ahmetinam/temel.htm
• Güven SAK, Dr.
http://www.tepav.org.tr/tr/kose-yazisi/s/3527
• Prof. Dr. Yavuz Unat; “Üniversite ve Temel
Bilimler”
http://www.haberturk.com/polemik/haber/7404
69-dikkat-binlerce-kontenjan-iptal.
51
NİSAN 2014
TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)
“TÜBİTAK MAM ÇTÜE TEMİZ ÜRETİM ÇALIŞMALARI YÖNTEM VE
STRATEJİLERİNİN BELİRLENMESİ ÇALIŞTAYI” DÜZENLENDİ
TÜBİTAK MAM bünyesinde faaliyet
göstermekte olan Çevre ve Temiz Üretim
Enstitüsü (ÇTÜE) tarafından 3 Mart 2014
tarihinde, Enstitünün çalışmalarına temel
oluşturacak stratejilerin belirlenmesinde
ilgili tarafların katkılarının alınması
amacıyla, “TÜBİTAK MAM ÇTÜE Temiz
Üretim Çalışmaları Yöntem ve
Stratejilerinin Belirlenmesi Çalıştayı”
düzenlendi. İstanbul Hilton Otel'de
gerçekleştirilen çalıştaya çeşitli
bakanlıklar, üniversiteler, sektör
temsilcilikleri, sivil toplum kuruluşları,
organize sanayi bölgeleri müdürlükleri,
52
sanayi ve ticaret odaları, kalkınma
ajansları ve uluslararası kuruluşların
temsilcilerinden oluşan yaklaşık 90 kişi
katılım sağladı.
TÜBİTAK MAM ÇTÜE Müdürü
Doç. Dr. Ertan Durmuşoğlu ve Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Dr. Mustafa Çöpoğlu tarafından
gerçekleştirilen açılış konuşmaları ile
başlayan Çalıştay, Enstitü Temiz Üretim
Birim sorumlusu Işıl Ataçoğlu'nun
TÜBİTAK MAM ve ÇTÜE faaliyetleri
hakkında gerçekleştirdiği sunum ile
devam etti. Çalıştayın izleyen oturumunda
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz
tarafından “Verimlilik ve Temiz Üretim
Konusunda Ulusal Stratejiler ve
Politikalar”, İstanbul Teknik Üniversitesi
Kimya Mühendisliği Bölümünden
Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu tarafından
“Temiz Üretim Teknolojileri ve Türkiye” ve
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alp Erinç
Yeldan tarafından “Türk İmalat Sanayinde
Sürdürülebilir Yeşil Büyüme ve Verimlilik”
konulu sunumlar gerçekleştirildi.
NİSAN 2014
Çalıştay, sunumların ardından, üç oturum
halinde organize edilen “Temiz Üretim
Faaliyetleri Yöntem ve Stratejilerinin
Belirlenmesi” yuvarlak masa fikir üretme
çalışmaları ile sürdü. Yuvarlak masa
çalışmalarında özellikle, ülkemizde temiz
üretim alanında gerçekleştirilmesi
beklenen öncelikli çalışmalar, ihtiyaçlar,
işbirlikleri ve önlemler hakkında
katılımcıların görüşleri, toplantı
moderatörleri liderliğinde alındı. Bu
oturumlarda her biri farklı tarafların
temsilcilerinden oluşan yedi ayrı masada
ülkemizin temiz üretim alanındaki
gereksinimleri ve bu gereksinimleri
gidereceği düşünülen eylem önerileri
hakkında fikirler sistematik bir yöntem
izlenerek ortaya kondu. Sonraki yuvarlak
masa oturumlarında ise tekrarlayan
fikirler elenerek, kalan eylemlerin
önceliklendirilmesi suretiyle grup
çalışmaları derlendi ve grup sunumları
yapıldı. Son olarak ise her bir grup
tarafından seçilen beş eylem önerisi
detaylandırıldı.
Müsteşar Yardımcısı Dr. Mustafa Çöpoğlu
Tüm gün süren çalıştayda yuvarlak masa
oturumları sırasında ortaya konan
görüşler ve tespitler, enstitü personeli
tarafından derlenerek katılımcılara
iletilmek üzere “Çalıştay Raporu” haline
getirilecektir. Bu kapsamda raporda yer
verilecek çalıştay çıktıları, TÜBİTAK MAM
ÇTÜE'nin temiz üretim alanındaki çalışma
modeli, işbirlikleri ve önceliklerinin
belirlenmesi açısından katkı sağlayıcı
olarak değerlendirilecektir.
Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz
53
NİSAN 2014
TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)
OECD TARAFINDAN “YEŞİL BECERİLER VE İŞLER” RAPORU YAYIMLANDI
Rapor, iş piyasasının yüksek karbonlu
üretimden düşük karbonlu üretime
geçerken tüm çalışanları
etkileyeceğini belirtmektedir. Kaç adet
işin ortaya çıkacağı ve yok olacağına
ilişkin sayı belirtmek zor olmasına
karşın, ekonominin dönüşümüne
yönelik devam eden süreçte hem
ekonomik sektörler arasında hem de
ekonomik sektörler içindeki işgücü
talebinde önemli değişiklikler olacağı
açıktır. Düşük karbonlu ekonomiye
başarılı bir dönüşüm sağlanması için
çalışanların azalan istihdam
alanlarından diğer endüstrilere geçişi
sağlanmalıdır. Düşük karbonlu
ekonomiye dönüşümün önemli
bileşenlerinden birisi, işgücünün
beceri, bilgi ve kabiliyetlerinin kaynak
verimli, sürdürülebilir proses ve
teknolojiler ile iklim değişikliği
azaltım ve uyum faaliyetlerine yönelik
olacak şekilde geliştirilmesidir. Bu
dönüşüm sürecinde, beceri geliştirme
faaliyetleri önemli bir role sahip
olacaktır.
Yeşil Beceriler ve İşler (Green Skills
and Jobs) adlı rapor, 2012 yılının
Şubat ayında oluşturulan OECD ve
CEDEFOP Yeşil Beceriler Forumu
tarafından hazırlanmıştır. Forumun
amacı; araştırmacılar, hükümet
danışmanları, istihdam ve politika
analistleri ile diğer sosyal paydaşların
54
düşük karbonlu bir ekonomi için
gerekli beceri ve eğitim ihtiyaçlarına
yönelik güncel çalışmalarını bir araya
getirmektir.
Raporda, yeşil beceriler ve yeşil işlerin
neler olduğu ve düşük karbonlu
ekonomiye etkileri tartışılmaktadır.
Raporda ortaya çıkan temel
bulgulardan biri, politika
entegrasyonu ve koordinasyonun
önemidir. Kamu aktörlerine düşen
önemli görevler arasında, beceri
geliştirme ve eğitim faaliyetlerinin
yönlendirilmesi ve koordinasyonu yer
almaktadır. Bu aktörler ayrıca yeşil
becerilere olan talebi artırmak için de
eşit önemde bir role sahiptir (örneğin,
çevresel mallar ve hizmetler ile
NİSAN 2014
yenilenebilir enerji pazarlarını
destekleyerek).
Rapor, öncelikli politika eylemlerinde
7 alana yönelik tavsiyede
bulunmaktadır.
1. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş
sürecinde bütünleyici bir unsur
olarak yeşil becerilerin
geliştirilmesi: Düşük karbonlu
ekonomiye geçiş sürecinin
beraberinde getireceği sosyal,
çevresel ve ekonomik faydalardan
istifade edebilmek için yeşil
becerilerin belirlenmesi,
değerlendirilmesi ve ortaya
çıkartılması gereklidir.
2. Geçiş sürecine yönelik temel
oluşturmak için kamu politika
koordinasyonunun optimize edilmesi:
Kamu aktörlerinin beceri
geliştirilmesi ve gerçekleştirilecek
eğitim faaliyetlerinin yönlendirilmesi
ve koordinasyonundaki rolü önemlidir.
Yeşil becerilerin geliştirilmesi, ilave
veya ayrı bir beceri geliştirme faaliyeti
olarak değerlendirilmemeli, daha
geniş çaptaki eğitimlere ve beceri
geliştirme politikalarına entegre
edilmelidir.
3. Taşınabilir becerilerin ve yaşam
boyu öğrenmenin teşvik edilmesi:
Politika koordinasyonu ve kurumsal
entegrasyon sağlayabilmek için
gerekli yollardan birisi, spesifik ve
belirlenmiş yeşil işler yerine kaynak
verimliliği alanında taşınabilir
becerilere odaklanılmasıdır. Bu süreç
işverenleri, çalışanları, sanayi
birliklerini, eğitim kurumlarını ve
yerel, bölgesel ve ulusal düzeydeki
hükümetleri kapsayan ilgili tüm
aktörlerin daha geniş katılımını
gerektirmektedir.
4. Pazar gelişiminin düzenleyici
faaliyetlerle eşleştirilmesi: Kamu
politikası eylemleri, çevresel
standartları ve düzenlemeleri
artırırken aynı zamanda yeni pazarlar
geliştirerek yeşil beceri ve iş
taleplerini yönlendirebilir. Bu durum
özellikle enerji ve çevre politikalarında
açık bir şekilde görülebilmektedir. Bu
kapsamda yer alan uygulamalar
arasında enerji verimliliği ve
yenilenebilir enerjiye yönelik destekler
yer almaktadır.
5. Politika eylemleri alanında
şeffaflık konusuna odaklanılması:
Kamu politikası aktörleri, politikalar
konusunda şeffaflık sağlayarak, beceri
faaliyetlerinin karşılanması sürecinde
pazardaki aktörlerin yer almasını
hızlandırabilir. Böylece özel sektör
aktörlerinin, gelişen bu sektörlerde
yatırım kararı vermesi ve kamu
desteği ortadan kalktığında daha
dayanıklı sektörlerin oluşması
sağlanabilecektir.
konusundaki geniş kapsamlı
zorlukların bir kısmını
oluşturmaktadır. KOBİ'lerin, yeşil
becerilerin geliştirilmesine yönelik
ihtiyaçları konusunda farkındalığı
artırmak ve bu konuda geçiş
sağlamak için KOBİ'lerin becerilerin
eksikliğine verecekleri tepki ve
kullandıkları beceri geliştirme
konusundaki formal olmayan
mekanizmalar daha kapsamlı olarak
anlaşılmalıdır.
7. Bilgi eksikliğinin belirlenmesi için
Ar-Ge faaliyetlerine yatırım
yapılması: Günümüze kadar çeşitli
yüksek teknolojili becerilere
odaklanan araştırmalar yerine, daha
geniş kapsamdaki becerileri içeren
araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Araştırma ve geliştirme yatırımları,
kapsayıcı ekonomik büyüme ve
sürdürülebilir istihdam için
artırılmalıdır.
Raporun tamamına
http://www.oecdilibrary.org/industryand-services/greener-skills-andjobs_9789264208704-en adresinden
ulaşılabilmektedir.
Kaynak: OECD, CEDEFOD, Green
Growth Studies, Greener Skills and
Jobs, 2014.
6. Mikro, küçük ve orta ölçekli
firmalarda stratejik kapasitenin
geliştirilmesi: Yeşil becerilerin
geliştirilmesi, KOBİ'lerin stratejik
yönetim kabiliyetlerini geliştirme
55
NİSAN 2014
TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)
2013'ÜN EN İYİ 10 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İNOVASYONU AÇIKLANDI
Avrupa'dan Zambiya'ya, İsrail'den Çin'e,
ABD'den Filipinler'e dünyanın en yenilikçi
sürdürülebilirlik projelerini ve
teknolojilerini değerlendiren uluslararası
Sustainia Kurumu, 2013′ün en iyi 10
projesini açıkladı.
79 ülkeden gelen 500′den fazla yeşil proje
arasından seçilen en iyi 10 uygulama 2013
Sustainia Ödülü için yarıştı. Farklı
sektörlerdeki yeşil uygulamalarıyla hem
bulundukları toplulukların hem de yerel
endüstrilerin dönüşümüne önemli katkı
sağlayan uygulamaları, Sustainia Ödülü
Komitesi değerlendirdi. Sustainia 2013
finalisti projelerinin kapsayıcı yenilikler
içermesi dünyanın farklı yerlerinde de
uygulanma olasılığını artırıyor.
1 - TaKaDu'dan Su Yönetim Yazılımı
Sustainia 2013 Ödülü'ne layık görülen yeşil
uygulama, bilişim sektöründe faaliyet
gösteren İsrail firması TaKaDu'ya gitti.
TaKaDu'nun su tasarrufunu ve şebeke
verimliliğini artırmak için geliştirdiği
yazılım, var olan su kaynaklarının
verimliliğini artırabilecek algoritmalar
kullanarak su şebekelerinin
sınıflandırmasını ve yönlendirmesini
yapıyor. Şili, İspanya, Portekiz, Avustralya
ve İngiltere'de de kullanılan uygulamayı
geliştiren firmanın Yönetim Kurulu
Başkanı Amir Peleg'e göre küresel su krizi
aslında bir su yönetimi krizi. Servis olarak
yazılım çözümü olan TaKaDu, düşük
maliyetle kolaylıkla uygulanabilen bir
hizmet.
2- Çamaşır Suyu ve Güneş'ten Ampul:
Liter of Light
Filipinler'de geliştirilen Liter of Light
56
teknolojisi Sustainia'nın yapı sektörünün
finalistlerinden. Liter of Light, basit bir
tasarım fikriyle bir pet şişeyi içindeki su ve
az miktardaki çamaşır suyu ile güneş
enerjisi kullanarak 55 watt'lık ampullere
dönüştürüyor. Uygulamanın 20 ayda 10
ülkede 350 bin aydınlatmaya ulaştığı
açıklandı.
3- Tvilight'la Söndürün Işıkları
Şehircilik alanındaki finalistlerden Tvilight,
kablosuz iletişim kurabilen bir sensör ve
ışık azaltıcı cihazla boş caddelerdeki
sokak lambalarının sönmesini sağlayan
bir teknoloji. Hollanda'da geliştirilen
Tvilight çözümleri, ABD'den Hindistan'a,
Birleşik Arap Emirlikleri'nden İrlanda'ya
birçok ülkede kullanılıyor.
4- Neutral.com'la Organik Pamuk
Moda sektöründe faaliyet gösteren finalist
Neutral.com ise Danimarka'da kurulan ve
Hindistan'da faaliyet gösteren bir
sürdürülebilir kıyafet üreticisi. Üretim
sürecinde bütüncül bir yaklaşım kullanan
Neutral, organik pamuğu, geri kazanılmış
atık su ve alternatif enerji kullanan
fabrikalarda üretiyor. Firmanın kurucusu
Lars Bech, gezegeni iyileştirebilmeyi,
insanları daha sağlıklı kılmayı ve çiftçilere
bir umut verebilmeyi amaçladıklarını
vurguluyor.
5- Tamirat Çözümleri için iFix
Yarışmanın eğitim alanındaki finalisti iFix,
ABD'de geliştirilen ve elektronik atıkların
tamirini kolaylaştırmayı hedefleyen bir
proje. Otomobilden bilgisayara birçok
kullanılamaz aracın tamiri için alet ve
kılavuzlar sunan iFixit Yönetim Kurulu
Başkanı Kyle Weins, küresel e-atık
sorununun çözümünün bir parçasının
tamir olduğunu söylüyor.
6- BYD'den Tek Şarjla 250 Km Menzilli
Otobüs
Bu yılın Sustainia finalistlerinden
ulaştırma projesi BYD (Build Your Dream)
ise tek şarj ile 250 kilometrelik bir menzile
sahip olan bir şehir hattı otobüsü
geliştirmiş. İsmini daha önce de elektrikli
arabalar konusundaki çalışmalarıyla
duyduğumuz BYD tarafından Çin'de
geliştirilen proje, Hollanda, Danimarka,
Macaristan, Uruguay, Kolombiya, Kanada
ve ABD'de de uygulanıyor. Lityum demir
fosfat piller kullanan araçlar düşük ses ve
sıfır egzoz salımının yanı sıra operasyon ve
yakıt maliyetlerini % 80'e kadar düşürüyor.
7- Zambiya'dan Rahim Ağzı Kanserine
Mobil Çözüm
Zambiya'da geliştirilen sağlık çözümü eC3
(Elektronik Rahim Ağzı Kanseri Kontrolü)
ise Sahra Altı ülkelerde hızla artan mobil
telefon kullanımından faydalanarak rahim
ağzı kanseri konusunda farkındalığı artırıp
tanı koyma ve tedavi süreçlerinde
destekler sunuyor. Anında uzaktan kontrol
yapılması dijital fotoğrafların Zambiya
Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Merkezi'ne
gönderilmesiyle başlayıp hastanın tedavi
sürecinin uzmanlarca takip edilmesiyle
devam ediyor. 2006 yılında yalnızca
Zambiya'da 100 binden fazla kadın eC3
hizmetlerinden faydalanmış.
8- FreshPaper'la Taze Gıdalar
Yarışmanın gıda sektöründeki
finalistlerinden Fenugreen firmasının,
ABD'de geliştirdiği basit bir kâğıt
teknolojisi FreshPaper. Söz konusu ürün
NİSAN 2014
dünyanın 35 ülkesinde hâlihazırda
kullanılıyor. Yalnızca organik malzemelerle
üretilen FreshPaper, meyve ve sebzelerin
olduğu basit bir paketin içine atılarak
gıdaların saklama ömrünün 2 veya 4 kat
uzamasını sağlıyor.
9- Mazuma Mobile'den Cep Telefonu Geri
Dönüşümü
İngiltere ve Avustralya'da faaliyet gösteren
Mazuma Mobile firmasının geri dönüşüm
sistemi de Sustainia finalistlerinden.
Mazuma atıl telefonları para karşılığında
toplayıp kullanılabilir haldekileri yeniden
kullanıcılara veriyor, geri kalanlarının da
geri dönüşümünü sağlıyor.
10- Veolia ve Dalkia, Enerjiyi Depolamayı
Başardı
Yarışmanın enerji sektöründeki finalisti ise
Veolia Environment ve Dalkia firmalarının
İsveç'in Borås şehrindeki yenilenebilir
enerji depolama çözümleri oldu. Firmalar
Borås şehrinde ısıtma talebini aşan enerji
üretimini sıcak su rezervlerinde
depolayarak talepler arttığında tekrar
kullanıcılara sunuyor.
Kaynak:http://ekoiq.com/sustainia/
57
NİSAN 2014
TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)
YAŞAM DÖNGÜSÜ ANALİZİ VERİTABANI GELİŞTİRİLMESİ
ÇALIŞTAYI PEKİN'DE DÜZENLENDİ
Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(UNEP) işbirliği ile Çin Elektronik
Enstitüsü tarafından düzenlenen ve
Bakanlığımızın davet edildiği “Yaşam
Döngüsü Analizi Veritabanı Geliştirilmesi
Çalıştayı ”6-7 Mart 2014 tarihlerinde
Çin'in başkenti Pekin'de gerçekleştirildi.
UNEP'in gerek Yaşam Döngüsü Analizi
(YDA), gerekse YDA-bazlı çevresel ayak izi
gibi konularda sağladığı hizmetlerden
birisi olan uluslararası Çalıştay
kapsamında, dünyadaki Ulusal YDA
Veritabanları ve UNEP'in konuyla ilgili
rehberlik destekleri konusunda oturumlar
gerçekleştirildi.
Avrupa Komisyonu ve UNEP yetkililerinin
yanı sıra Çin, Fransa, Hindistan, Tayland,
Malezya gibi ülkelerden temsilcilerin
katıldığı Çalıştay kapsamında, Türkiye'deki
YDA uygulamaları ve bu alandaki
stratejiler konusunda Verimlilik Genel
Müdürlüğü uzmanlarından M. Hürol Mete
tarafından bir sunum gerçekleştirildi. 6-7
Mart'ta gerçekleştirilen Çalıştayın
ardından 8 Mart'ta UNEP yetkilileri ile ülke
temsilcilerinin bir araya geldiği ve
önümüzdeki dönemde UNEP ile
yürütülebilecek ortak çalışmaların
58
tartışıldığı bir toplantı gerçekleştirildi.
Bakanlığımızın son dönemdeki öncelikli
çalışma alanlarından birisi olan “Yaşam
Döngüsü Analizi”, sanayinin, çevresel ve
ekonomik kazanç sağlaması açısından son
derece önemli bir yaklaşımdır. Bu
doğrultuda ülkemizin Çalıştayda temsil
edilmesi; YDA konusunda uluslararası
alanda gerçekleştirilen çalışmaların
izlenmesi, işbirliği fırsatlarının
değerlendirilmesi ve ülkemizde bu alanda
gerçekleştirilecek çalışmalara yol
gösterici olabilmesi açısından önem
taşımaktadır.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(UNEP) ile İlişkiler
Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün 2012
yılında UNEP tarafından organize edilen
“Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi”
Çalıştayına katılması ile başlayan
işbirlikleri, Avrupa Komisyonu ve UNEP
tarafından Fransa'da UNESCO Genel
Merkezi’nde düzenlenen II. Uluslararası
Yaşam Döngüsü Analizi Toplantısında
ülkemizin Verimlilik Genel Müdürlüğünce
temsil edilmesi ile hız kazanmıştır.
8-10 Nisan 2013'te gerçekleşen II.
Uluslararası Yaşam Döngüsü Analizi
Toplantısında Türkiye Delegasyonu olarak
yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda,
ülkemizin UNEP'in gerek Yaşam Döngüsü
Analizi (YDA), gerekse YDA-bazlı çevresel
ayak izi gibi konularda sağladığı hizmet ve
desteklerden yeterince faydalanmadığının
altı çizilmiş ve diğer ülkelerde yürütülen
benzer çalışmaların ülkemizde de
yürütülmesine ilişkin taleplerimiz
aktarılmıştır. Bu toplantıyı takiben
6 Haziran 2013 tarihinde, Verimlilik Genel
Müdürlüğü, UNEP ve Boğaziçi Üniversitesi
işbirliği ile İstanbul'da “Türkiye'de YDA ve
Yaşam Döngüsü Düşüncesinin
Yaygınlaştırılması Çalıştayı”
düzenlenmiştir.
Söz konusu Çalıştayı takiben, karbon ayak
izi konusunda Türkiye'de kapasite
oluşturulabilmesi amacıyla Verimlilik
Genel Müdürlüğü ve UNEP işbirliği ile
karbon ayak izi konusunda temel bilgileri
içeren bir eğitim paketi hazırlanıp
Türkçe’ye çevrilmiştir. Ankara ve
İstanbul'da sanayicilere yönelik
düzenlenen ve iki gün süren “Karbon Ayak
İzi” eğitimlerinden ilki 7-8 Kasım 2013
tarihleri arasında Ankara I. OSB
Müdürlüğü'nde (Sincan OSB) Türkçe
olarak, ikincisi ise 11-12 Kasım 2013
tarihlerinde İstanbul Sanayi Odası'nda
İngilizce olarak gerçekleştirilmiştir.
Verimlilik Genel Müdürlüğü ayrıca,
ülkemizde ulusal YDA verisinin eksikliği ve
bu eksikliğin giderilmesine yönelik bir
YDA veritabanının kurulabilmesi
konusunda da konunun uzmanlarının bir
araya gelip görüş alış verişinde
bulunmasını sağlamak üzere 1. Yaşam
Döngüsü Analizi Toplantısını, 13 Kasım
2013 tarihinde UNEP'in de katılımıyla ve
TÜBİTAK MAM ev sahipliğinde Gebze'de
düzenlemiştir.
NİSAN 2014
SUMMARY
LEGAL METROLOGY
The Role of Legal Metrology
Inspection in Securing Fair and
Reliable Market Surveillance
Structure
Productive and efficient structure of
market surveillance, one of the essential
services of public institutions and
enterprises, would be possible within a
framework that inspection data is followed
systematically and inspection programs
are prepared in this context. From this
point of view, it is projected that by
building a database monitoring and
evaluation process is carried out and risk
management based inspections focusing
on the results of monitoring and evaluation
process are realized. By this way,
productivity in inspection is derived with
the goal of increasing public funding
efficiency.
Along with meeting technology-based
structural needs of market surveillance
and inspection, the Ministry places
emphasis on increasing knowledge, skills
and talents of the inspectors. Within the
framework of training program the
inspectors take the required
administrative, technical and juridical
courses. This program also provides
technical equipment (computers, tools and
materials) for development of human
resources.
The ministry has set many targets in order
to make legal metrology system more
productive in future. The most important
target is to revise the Law Concerning
Measurement and Calibration no 3516 in
terms of meeting daily requirements.
Another target is protection of consumers
in legal metrology area, prevention of
unfair competition and fulfilment of
market surveillance and inspection
activities in a more efficient way with the
aim of protecting health and safety of the
human beings and environment. These
practices in market surveillance and
inspection would enable creation of a
technology based structure that
consumers feel secure in it.
The ministry put an emphasis on science
and technology use in its efficient market
surveillance and inspection activities
concerning the products under its
responsibility. By the construction of
statistical based inspection programs
productivity and efficiency increase in
market surveillance and inspection
activities are taken into consideration.
considered as definition of methods and
principles concerning measurement and
supervision processes, implementation of
them and notification of all liable sectors
about the subject matter. Any service and
operation concerning legal metrology have
been the duty of Directorate General for
Metrology and Standardization in Turkey.
Technological Methods in
Supervision of Fuel Meters
Fuel and LPG meters have been controlled
by our ministry but social awareness about
the subject is not at stake. There is a need
for a system that would inform the
consumers about the supervision of the
meters they use. In this context, a small
but effective system has been proposed by
using the structure of Measurement Tools
Following System.
The Role of Metrology in Providing
Mark of Confidence in Sustainable
and High Quality Industrial
The proposed system would be helpful in
Production and Trade
When production capacities and
production infrastructure of countries are
taken into consideration, the requirements
of metrology have to be respected in order
to produce high value added products
which define development level of
countries. The key indicator in evaluation
of a country's metrology system is legal
arrangement of metrology infrastructure.
Legal metrology aims at securing
measurement validity and appropriate
supervision for products in phases of
production process and commercial use in
order to provide sustainable and high
quality trade and production. The
requirements of legal metrology can be
terms of consumer awareness and service
of complaint. The database that has been
formed would not only enable retroactive
analysis of the complaints in terms of
meter and station but also contribute to
revise surprise audit. In addition to this,
the barcode on the meters can be used by
the supervisors to reach the record of the
meter in Measurement Tools Following
System with the aim of accelerating
auditing process. Furthermore, the
proposed barcode application has been
stated to be applicable not only for LPG
meters but also for other measurement
tools such as weights and taximeters.
59
NİSAN 2014
SUMMARY
Energy Efficiency and Use of Heat
Flow Meter
Because of the fact that our energy
resources are limited, an important part of
the natural gas used in our country with
heating purpose has been imported. This
situation gives cause for external
dependence on energy and high foreign
currency payment. Natural gas use has
been expected to increase in the
forthcoming period on account of
population growth, urbanization and
industrialization. As a consequence,
increasing energy efficiency is one of the
priority targets of our country. In this
direction, Energy Efficiency Law prepared
by the Ministry of Energy and Natural
Resources laid down conditions for
buildings having central heating to use
systems that provide share of heating
costs in terms of amount with
central/local heat control devices.
Setting up heat share system would
provide not only equal distribution of
heating costs for users but also high
energy conservation. Moreover, high
energy savings would contribute to
national economy.
An Analysis on Inspection of
Tachographs
Tachographs are devices used for
recording information of vehicles such as
bus and towing truck in terms of operating
time of the drivers and transaction.
Europe made tachograph use obligatory in
1970 and Turkey made it obligatory in
1983. Three different types of tachography
devices as analogous, digital and
electronic are used in Turkey.
The inspection of tachographs are not
60
fulfilled by the drivers as necessary. For
this reason, both the inspection of
tachography devices in the vehicles and
the inspection of check up stations that
give service to tachography devices have
to be performed in an efficient way.
The Reflections of Turkey's
European Union Membership
Process on Legal Metrology
Legal metrology system has undergone a
radical change in Turkey's European Union
Membership Process ongoing over fifty
years, which has been an integral part of
its strategic vision. Customs Union, an
important corner in European Union
membership process, constitutes the
basic foundation of these changes.
Technical legislative alignment in legal
metrology has two steps as incorporation
of EU technical legislation to national law
(alignment) and its application. Application
step has two branches as conformity
assessment and Market Surveillance and
Inspection.
The Outcomes of Market
Surveillance and Inspection
Market Surveillance and Inspection means
control of the products in the market and
the products in the process of market
supply and distribution whether they have
been produced safely in line with related
technical regulations or not. Market
Surveillance and Inspection and the main
principles such as the duty and the
responsibilities of producers, importers
and public enterprises have been
incorporated to national law with the law
no 4703 'Law Concerning Preparation of
Technical Legislation and its Application
for Products.' This law obligates
producers to put products on the market
in accordance with safety and technical
regulations. On the other side, the law
grants public enterprises authorization in
terms of regulation of specific legislation
concerning technical requirements for
products and market surveillance and
inspection.
World Metrology Day
Meter Convention has been signed in 1875
in Paris in order to regulate the studies
concerning measurement units and
standards and to coordinate the activities
ongoing in different countries. Since the
Meter Convention, which were signed by
seventeen countries including the
Ottoman Empire on May 20, 1875, has
opened a new period in metrology, the day
of May 20th is celebrated as 'World
Metrology Day' every year.
Within the scope of World Metrology Day,
that would be celebrated on May 20, 2014,
sports activities and poster competition
with the theme of 'Solution in Global
Energy: Accurate Measurement' are going
to be organized with the aim of
contributing to metrology awareness and
increasing the interest of university
students about the subject.
Samsun Metal Industry Meets
High Technology
Within the context of the operational
program that aims to increase competitive
power of the enterprises in the region, the
projects serving this aim are carried out by
the Ministry of Science, Industry and
Technology with European Union's
financial assistance.
NİSAN 2014
One of the projects that is supported has
been conducted by Samsun Chamber of
Commerce and Industry and an accredited
laboratory that would give metal,
metrology and calibration focussed service
at international level is going to be
founded in the city. In Samsun, solely in
metal sector, 1500 producers and 300
exporter SME's are found. The city has 1.5
million ton metal production capacity and
15% of Turkey's exports take place in
ports of the city.
The projects carried out within
the context of Corporate Capacity
Building Program of Ankara
Provincial Directorate of Science,
Industry and Technology
The accreditation process that has started
in January 2013 of Ankara Provincial
Directorate of Science, Industry and
Technology Calibration Centre has been
completed with success in March 2014.
This centre has become the first
laboratory that has been entitled to take
the TÜRKAK Accreditation Certificate
within the laboratories of the Ministry of
Science, Industry and Technology giving
service in the region.
Ankara Provincial Directorate of Science,
Industry and Technology has hold
'Measurement Instruments Exhibition'
with the aim of presenting historical and
scientific accumulation in measurement to
public interest, protecting cultural
heritage in order to hand down the next
generations and increasing the
awareness.
61
NİSAN 2014
SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS
Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)
Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)
Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)
Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey
62
NİSAN 2014
BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS
Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde 1000 Çalışan Başına Ar-GE İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2012)
Total R&D Personnel Per Thousand Total Employment in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2012)
Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2012)
Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2012)
Kaynak: TÜİK, OECD MSTI -Source: TURKSTAT, OECD MSTI
Türkiye' de ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2002 - 2012)
Total R&D personnel in selected OECD Countries and Turkey (Full time equivalent) (2002 - 2012)
Türkiye' de Ar-Ge İnsankaynağı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2012)
Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey (Full time equivalent) (2012)
Kaynak: TÜİK, OECD MSTI - Source: TURKSTAT, OECD MSTI
63
NİSAN 2014
ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ
NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler
Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data
120
115
110
105
100
95
90
85
80
75
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
4.Ç - Q4
3.Ç - Q3
2.Ç - Q2
1.Ç - Q1
70
2013
Yıllık Çalışan Kişi Başına Katma Değer Endeksi (2005=100) / Annual Value Added Per Person Worked
Üç Aylık İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) / Quarterly Index of Manufacturing Production Per Pers on Worked
Eğilim; Üç Aylık İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2005 1.Ç -2008 2.Ç) / Trend; Quarterly Index of Manufacturing Productin Per Person Worked
(2005 1.Q -2008 2.Q)
Eğilim; Üç Aylık İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2009 1.Ç -2013 4.Ç) / Trend; Quarterly Index of Manufacturing Production Per Person Worked
(2009 1.Q -2013 4.Q)
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta s kleri - Source: Na onal Produc vity Sta s cs of Turkey
18%
16%
120,00
14%
100,00
12%
80,00
10%
8%
60,00
6%
40,00
4%
20,00
2%
0,00
İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi
İsveç -Sweden
Finlandiya -,Finland
TÜRKİYE -Turkey
Almanya -Germany
Lüksemburg -Luxembourg
Avusturya -Austria
-2%
Fransa -France
Malta -Malta
İspanya -Spain
Macaristan -Hungary
Portekiz -Portugal
Polonya -Poland
Bulgaristan -Bulgaria
Romanya -Romania
Litvanya -Lithuania
Estonya -Estonia
-20,00
Letonya -Latvia
-
0%
Makedonya -Macedonia
İmalat Sanayi Son Dört Çeyrek (2013 I-2013 IV) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi
(2010 Ort.=100) Ortalamaları
/ Manufacturing Industry Index of Production Per Person Employed Average of Last
Four Quarters (2013 I 2013 IV) (2010 Ave.=100)
140,00
Ortalama Yıllık Verimlilik Değişim Oranları (2005 Ort. 2013 Ort.) /
Average Rate of Annual Productivity Change (2005 Ave. - 2013 Ave.)
Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları
Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries
İmalat Sanayi Ortalama Yıllık Verimlilik Değişim Oranı
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta s kleri ve EUROSTAT - Source: Na onal Produc vity Sta s cs of Turkey and EUROSTAT
64
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS

Benzer belgeler