2014 Tübitak Projeleri - Trabzon Yomra Fen Lisesi
Transkript
2014 Tübitak Projeleri - Trabzon Yomra Fen Lisesi
TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI 28-29 Mayıs 2014 2013-2014 www.tyfl.meb.k12.tr Gözlerimizi kapayıp, yalnız yaşadığımızı varsayamayız. Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız. Tersine gelişmiş,uygarlaşmış bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur. bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için bağ ve koşul yoktur. (1922; S.D. I ) 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI PROJELERİ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Muratcan ALTINKAYNAK 10/A H. Emre AYTEKİN 10/A Özcan ÖZDEMİR İNSANTRAL FİZİK Projemizde insan gücünden yararlanılarak elde edilen elektrik enerjisinin hidrojen gazına dönüştürülerek depolanmasını sağlamak ve yeni bir istihdam alanı oluşturarak işsizlik oranını azaltmayı hedefledik. Çalışmamızda bisiklet, otomobil şarz dinamosu, akü ve hidrojen jeneratörü kullanılarak insantral sistemi oluşturuldu. Hidrojenin elde edilmesi ile ilgili değişen parametrelerde (elektrot boyutu, kullanılan sülfirik asit çözeltisinin derişimi, çözelti miktarı, ...) basit elektroliz kapları hazırlanarak gözlemler yapıldı. Sisteme uygun hidrojen jeneratörü tasarlanarak insantral için örnek bir model oluşturuldu. Pedal 3x7 kodlu vites pozisyonunda belirli frekanslarla döndürüldüğünde oluşan gerilim değerler tablo halinde oluşturularak ortalama gerilimin açısal frekansa bağlı değişim grafiği çizildi. Sitemden üretilen gerilimin pedalın açısal frekansına bağlı değişimi incelendiğinde gerilimin V=0,75.W denklemine uyumlu olduğu tespit edildi. İnsan gücüne, kullanılan dinamonun özelliklerine bağlı olarak gerilimin yüksek değerlere ulaşabildiği gözlemlendi. Üretilen her büyüklükteki gerilim değeriyle elektrolizin gerçekleştiği, elektroliz hızının gerilime ve elektroliz kabı parametrelerine bağlı olarak değiştiği tespit edildi. Yapılan çalışmalar sonucunda oluşturulan insantral sistemi problemsiz bir şekilde çalıştı. Bu şekilde çevre kirliliğine sebep olan fosil yakıtlar yerine kullanılabilecek yeni ve temiz bir enerji kaynağı olan hidrojen sadece insan gücüne dayanarak ucuz bir şekilde üretilerek depolandı. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 4 Ezgi ŞEN 9/C Sena Nurol YALÇIN 9/C 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Volkan KAZANCI TRABZON İLİ TORYUM VE URANYUM RADYOAKTİVİTESİ Projemizde Trabzon sahil şeridindeki deniz kumunda radyasyon miktarını ve bu radyasyon miktarının insan sağlığına olumsuz etkisini araştırdık. Kum numuneleri, doğal özelliklerinin bozulmaması için güneş ışığında kurutuldu. Daha sonra bu kum örneklerinin yabancı maddelerden ayrılması amacıyla eleme işlemi gerçekleştirildi. Elenen numuneler, çapı 6 cm ve yüksekliği 5 cm olan plastik kaplara doldurularak ağızları sıkıca kapatıldı. Ağızları kapatılan kaplardaki numuneler radyoaktif dengeye gelmesi için 1 ay süreyle bekletildi. Bekletilen numuneler, dedektörde 40.000 saniye süreyle saydırıldı. Her bir numune için yaklaşık 11 saat süren bu sayım sonucunda spektrum verileri elde edildi. Bu veriler ile, Genie 2000 Gama Acqusition and Analysis programı yardımıyla enerji değerlerine karşılık gelen pikler elde edildi. Bu piklerin altında kalan alan (net alan) hesaplanarak aktivite değeri bulundu. Trabzon ili sahil şeridinden alınan kum örneklerinin yapılan gama analizleri sonucunda, örneklerdeki aktivite konsantrasyonları belirlendi. Uranyum radyoaktivitesinin, Dilektaşı Plajı, Yaylacık, Yomra, Yalıncak Plajı, Arsin, Araklı Plajı, Sürmene ve Of sahillerinde uluslararası komitede sağlığa zararlı olduğu öngörülen değerin çok üzerinde değerler olduğu görülmektedir. 5 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 FİZİK Trabzon’ dan sahil şeridi boyunca ilçeler arası yaklaşık 3 kilometre mesafelerle sahil kumu örnekleri toplandı. Örnekler toplanırken 1 m^2 lik bir alanın merkezinden ve dört köşesinden olacak şekilde yüzeyden yaklaşık 20 cm derinlikte kum örnekleri alındı. Alınan kum örnekleri homojen olarak karıştırıldı. 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Volkan KAZANCI Kağan GÜVEN 9/C AEROSOLÜN BİTKİLER VE İNSANLAR ÜZERİNE ZARARLARININ ARAŞTIRILMASI FİZİK Bu araştırmada aerosolün bitkiler ve insanlar üzerinde zararlarının araştırılıp araştırma sonucunda elde edilen veriler üzerinden yola çıkarak aerosolün etkisini en aza indirgeyebilecek yollar bulunması amaçlanmıştır. Son yıllarda ambalaj sektöründe oldukça sık rastladığımız aerosol katı veya sıvı kolloid bir yapıdır.Aerosol gibi sıvılaştırılmış gazlar,etkin maddeleri ince toz veya köpük şeklinde disperse ettiği için, püskürtücü olarak yaygın bir kullanıma sahiptir.İlk olarak Frederick G. Donnan tarafından kullanılan bu terim hava ile karışmış çözelti tarzı yapıları anlatmak için belirlenmiştir. Bu tarz yapılar havada veya başka bir gaz içerisinde sıkıştırılarak kullanılır. Ancak atmosfere yayılarak da varlığını koruyabilir. Ayrıca aerosol partikülleri sis, toz, duman ve en önemlisi karbondioksit gibi etmenlerle de taşınabilir. Böylece doğrudan bitki yapısına alınabilir. Havaya karıştığından dolayı da solunum yoluyla insanların vücuduna da giriş yaparak vücudu etkileyebilir. Bu konuyla ilgili dünya çapında yapılan araştırmalar MACC Project (Monitoring Atmospheric Composition & Climate) ve NASA’nın yürüttüğü Global Aerosol Climatology Project’tir. Ancak bu çalışmada dünya çapındaki araştırmalardan farklı olarak zarar araştırılması ve bu sorunun çözümü üzerine yoğunlaşılmıştır. Çalışmadaki deneyler ise MACC Project’ten alınan verilerle yürütülmüştür. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 6 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Yıldız HEKİMOĞLU 10/B Burçak Nevzat ARSLAN VOLKANIK TAŞLARIN ELEKTRİKSEL İLETİMİNİN İNCELENMESİ Projemizin amacı volkanik taşların akü, ampul, iletken kablodan oluşan bir elektrik devresinde iletkenliklerinin karşılaştırılmasıdır. Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü’nden temin edilen galen, serpantin, pirit, granit ve obsidyen taşlarının kurulan elektrik devresinde sırasıyla denenerek, ampulün ışık verip vermemesine göre volkanik taşların elektriksel iletim özelliklerine karar verilmiştir. Proje için kurulan elektrik devresinde 1,5 voltluk LED Ampul, akü ve iletken kablo kullanılmıştır. Aküye bağlanan iletken kablonun iki ucu sırasıyla volkanik taşlarla temas ettirilmiş ve ampulün yanıp yanmadığı gözlenmiştir. Buna bağlı olarak taşların iletkenlik özellikleri anlaşılmıştır. Yapılan deney sırasında volkanik Galen ve Pirit taşlarının, kurulan elektrik devresindeiletken kablo ile temas ettirilmesiyle ampulün ışık verdiği gözlenmiştir. Yani galen ve pirit taşlarının elektriksel iletim özelliklerinin olduğu görülmüştür. Kurulan elektrik devresinde iletken kablo ile temas ettirilen granit ve serpantin taşlarında ise ampulün ışık vermediği görülmüştür. Bu taşların ise elektriksel iletim özelliklerinin olmadığı görülmüştür. Volkanik taşların iletkenlik özelliklerinden günlük hayatta yararlanılabilir. 7 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 FİZİK Yeryüzünde bulunan demir, altın, gümüş, bakır gibi madenlerin iletkenlik özellikleri daha önceden bilinmektedir. Bu özelliklerinden günlük hayatta yararlanılmaktadır.Yeryüzünde varolan kayaçlardan bazıları da volkanik kayaçlardır.Volkanik kayaçların da bazı madenler gibi elektriksel iletimlerinin olup olmaması ve günlük hayatta nasıl kullanıldıkları araştırmak istenmiştir. 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Sevcan BAYRAM 10/C İrem İSKEFİYELİ 10/C Ahmet Hamdi ALKAN KİVİ KABUĞUNUN ANTİBAKTERİYEL AKTİVİTESİNİN ARAŞTIRILMASI KİMYA Yeni keşfedilen veya bir bitkiden ekstrakte edilen kimyasalın , mikroorganizmalar üzerindeki etkisinin araştırılması, pozitif sonuçlar elde edildiğinde endüstriyel ve tıbbi önemi yüksektir. Çalışmamızda kivi bitkisinin meyve kabuğundan elde edilen genel kimyasal bileşiklerin genellikle aerobik bakteriler üzerinde antimikrobiyal etkileri in vitro olarak gözlenmiştir. Kullanılacak olan yöntem uluslararası Clinicaland Laboratory Standards Institute (CLSI) tarafından standartlaştırılmıştır.Öncelikle kivi ekzokarpı iki farklı çözücü kullanılarak ekstrakte edilmiştir.İki farklı ekstraksiyon örneğinin 6 farklı bakteri (Bacillussubtilis ATCC 66333, Enterobactercloaceae ATCC13047, Enterobactercloaceae ATCC13047, Enterobactercloaceae ATCC13047, Proteusvulgaris ATCC 13315, Staphylococcusepidermidis) üzerinde etkileri in vitro olarak gözlenmiştir. Deneyde kivi ekzokarpı su ile ekstraksiyonun, kullanılan 6 farklı bakteri üzerinde etkisiz olduğu gözlemlenmiştir. Etil asetat ile çözülen kivi ekzokarpının belli bir konsantrasyona kadar büyümeye etkisi olmadığı gözlenmiştir, ancak belli bir konsantrasyondan sonra bakterilerde büyüme gözlenmemiştir. Yapılan çalışma sonucunda su ile ekstarksiyonun yetersiz olduğu görülmüştür. Etilasetatın kivi kabuğunda bulunan olası kimyasal bileşiklerin ekstrakte edilmesinde daha etkili olduğu görülmüştür. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 8 Emine TURHAN 10/C 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Buket KARA 10/C Ahmet Hamdi ALKAN CİLT KANSERİ ÖNLEYİCİSİ OLAN BROKOLİDEN CİLT KREMİ ELDE EDİLMESİ Badem yağı hacimce %45,26 oranında, brokoli özütünden elde edilen sıvı hacimce %45,26 oranında karışım kabına koyuldu. Balmumu benmari usulü eritilerek donmasına izin verilmeden hacimce %7,6 oranında karışım kabına eklendi. Yapılan kremde bakterilerin üremesini engellemek için hacimce %0,94oranında propolis kullanıldı. Elde edilen krem baskın olarak brokoli koktuğundan dolayı karışıma hacimce %0.94 oranında damla sakızı havanda ince toz haline getirilerek eklendi. Sonuçta elde edilen kremden artan sıvı süzüldü. Doğal brokoli, badem yağı ve balmumundan elde edilen kreme mikrobiyolojik inceleme testi yapılmıştır. Bu kremin aerobik bakteri sayımı yapılarak üreyen bakteriler tanımlanmıştır.Kremin destek veya engelleme etkisi incelenmiştir (Promotion test). Aerobik bakteri sayımı yapıldı. Bakteriler tanımlandı. Aerobik bakteri sayımında üreyen bakteriler gram boyama yöntem ile kanıtlandı. GrowthPromoting (Destek veya engelleme etkisi incelenmesi) yapıldı. Elimizdeki kremde tek bir koloni türü olduğu görüldü. Bu koloni türünün Maya olduğu tespit edildi. Normalde bebekler ve gözler için olan kozmetik ürünlerinin dışındaki kremlerin 103 CFU/ml içermesi kabul edilebilir. Bu sayıdan fazla mikrop bulunursa krem kirli olarak alınır. Kremimizdeki mayaların sayısı 105 CFU/ml’de bulundu.Promotion test Staphylococcusaureus için negatiftir, Pseudomonasaeruginosa ve Mayalar için pozitif olarak çıktı. Bu sonuçlara göre krem temiz değildir ve mikroplara karşı prezervatif maddeleri kullanılmalıdır. Yapılan analizler prezervatif kullanılarak tekrarlanırsa krem temiz çıkacaktır. Ayrıca hipotezin doğrulanması için kreme doğal koruyucular eklenilerek işlemler tekrarlanılacaktır. 9 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 KİMYA Brokoli antioksidan özelliği yüksek, cilt kanseri önleyicisi mucizevi bir bitkidir. Bunun dışında cilde birçok faydası da bulunmaktadır. Bu çalışmada brokolinin bu etkin özelliğini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Ciltle yakın temasa geçmeyi sağlayan en etkili yöntem kremdir. Bu yüzden brokoliden krem elde edilip kullanma yoluna gidildi. 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Ömer YILMAZ 10/A Fatih GÖZ 10/A Burçak Nevzat ARSLAN SU BORUSU ÇEŞİTLERİNİN SUYUN KİMYASAL YAPISINA ETKİSİ KİMYA Projenin amacı, su borularının suyun element değerlerine etkisini araştırmaktır. Araştırmada çelik, PPRC, PVC olmak üzere üç farklı boru çeşidi kullanılmıştır. Proje, Trabzon’un Yomra ilçesinde yürütülmüştür. Öncelikle suyun kaynağından yani Demirciler Köyü’nden içilebilirlik için ve kimyasal sonuç için örnek alındı. Ardından klorlama deposuna gidildi. Buradan da içilebilirlik için ve kimyasal sonuç için örnek alındı. Daha sonra farklı boru çeşitlerinin kullanıldığı çeşmelerden içilebilirlik için ve kimyasal sonuç için örnekler alındı. Daha sonra bu boru çeşitleri ile ilgili bilgiler alındı ve bu 6 su örneği test ettirmek amacıyla Samsun’a götürüldü. Yapılan testlerin sonuçlarına göre; • Çelik boru, Al (Alüminyum) değerini artırmış, PVC boru Al değerini düşürmüştür. • Çelik ve PVC boru, B(bor) değerini az miktarda artırmıştır. • Çelik boru, Ba(baryum) değerini düşürmüş, PVC boru artırmıştır. • Cd(kadmiyum) ise hiçbir yerde bulunmamaktadır Mn(mangan), Ni(nikel), Pb(kurşun) hiçbir suda bulunmamaktadır. Zn(çinko) ise kaynakta çok fazla bulunmakta ancak klorlama deposunda bulunmamaktadır. Şebekede ise PVC boru sayesinde Zn değeri artmıştır. Co(kobalt) ve Cr(krom) hiçbir kaynakta yoktur. Cu(bakır), kaynakta varken klorlama deposunda bulunmamaktadır. Fe(demir), kaynakta fazlaca bulunurken klorlama deposunda azalmıştır ancak şebekede tekrar artmıştır. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 10 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Başak AKYOL 10/B Burçak Nevzat ARSLAN TÜTÜN YAĞININ FOTOSENTEZE ETKİSİ Parçacık Film Teknolojisi araştırmaları ilk kez 1994 yılında parçacıklara silikon kaplamak suretiyle hidrofobik hale getirilmiş kaolin parçacıkların meyve ağaçlarındaki hastalıkları önleme girişimleriyle başladı. Parçacık Film Teknolojisinin bitkiler üzerindeki etkilerini; 1. Güneşten korumak, 2. Zararlılardan korumak 3. Hastalıklardan korumak Şeklinde basite indirgeyebiliriz. Güneşten korurken fotosentez yapmasını da engellememiz gerekir. Bu nedenle tütün yağının UV-PAR-IR dalga boylarındaki geçirgenliği önem arzetmektedir. Tütün yağı boya ve sabun sanayiinde kullanılır. Aynı zamanda zehirli madde taşımaz. Tütün yağının bitki koruma amaçlı kullanımı şu ana kadarki bilgilerimize göre henüz çalışılmamıştır. Bu projede , 3100 derece sıcaklığındaki halojen lamba deneyde ışık kaynağı olarak kullanılmıştır. Fiber optik kablolar ışığı iletmek için kullanılmıştır. Spektrometre ise tütün yağı sürülmüş ve sürülmemiş camlardan geçirilen ışığın dalga boyunu ölçmek için kullanılmıştır. Tütün yağı sürülmüş ve sürülmemiş camlar ise tütün yaprağının ışığı geçirgenliğini tespit etmek amacıyla kullanılmıştır. Yapılan araştırmaların sonucunda, tütün yağının uzun dalga boylu ışınları, kısa dalga boylu ışınlara göre daha fazla geçirdiği görülmüştür. Buna göre; bitki yapraklarının tütün yaprakları ile kaplanması, yüksek enerjili ışığa ihtiyacı olan bitkilerin fotosentezi için olumsuz etki yapmaktadır. Ancak bu yöntemin, düşük enerjili ışıkla fotosentez yapabilen bitkiler için kullanılabileceği belirlenmiştir. 11 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 BİYOLOJİ Bu araştırmada tütün yağının bitki yaprağı üzerine kaplanarak UV ve IR ışınlarını yansıtıp PAR (Photosynthetically Active Radiation- bu dalga boyu aralığı bitkilerin fotosentez yapabilmesi için elzem-) ışınlarını geçirip geçirmediği ve fotosentez için gerekli ısı ayarlaması yapıp yapmadığını tespit etmektir. 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Oğuzhan KADIOĞLU Mehmet Can GÜNDÜZ 11/B 11/B Sibel BATAR GİZLİ TEHLİKE :ASPARTAM BİYOLOJİ Günlük yaşantımızda tükettiğimiz gıdalarda tatlandırıcı olarak kullanılan aspartam maddesinin insan vücudu üzerinde birçok olumsuz etkiye sahip olduğu yapılan literatür taramasıyla görülmüştür.Bu nedenle sıklıkla tüketilen gıda maddelerinde bu maddenin oranlarının tespiti amaçlanmıştır.İnsanları bu maddenin zararları hakkında bilinçlendirmek ve hangi tür gıdalarda aşırı aspartam kullanımının olduğunu belirlemek de amaçlarımız arasındadır. Şekerin yerini almaya başlayan yapay ya da kimyasal tatlandırıcılar, gündelik hayatta kontrolsüzce yaygınlaşmaktadır.Bu tatlandırıcıların başında da aspartam gelmektedir.Aspartam,besin değeri içermez ve şekerden 200 kat daha fazla tatlandırır.Tüm dünyada yılda 9 bin ton üretiliyor ve en çok da çocuklar tarafından kullanılıyor.Çünkü aspartam yoğun olarak sakızlar ,meyveli yoğurtlar ,çocuk şurupları, dondurmalar ve çikolatalarda bulunuyor.Yaptığımız literatür taramasında aspartamın migrenden kansere kadar birçok hastalığa yol açtığı görülmüştür. Bizde bu sebepten ötürü böyle bir çalışma başlattık ve halkı bilinçlendirmeyi hedefledik. Aspartamın hangi gıdalarda bulunduğu hakkında literatür taraması yaptık. Günlük hayatımızda çokça kullanılan meyve suları üzerine araştırmalarımızı yoğunlaştırdık. Trabzon İl Gıda Kontrol Labaratuarında yaptığımız çalışmalar sonucunda verilerimizi tablo haline getirdik ve karşılaştırmalar gerçekleştirdik. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 12 Hazal ALTUNTAŞ 10/A Zeynep BALCI 10/A 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Burçak Nevzat ARSLAN GÖZ KUSURLARININ GÖZ RENGİYLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI Bu projedeki amaç , göz kusurlarının ve göz bozukluğu derecesindeki değişimin göz rengiyle bir bağlantısı olup olmadığını araştırmaktır. Uygulanan anketin göz sağlığı uzmanlarının verdiği bilgiler doğrultusunda değerlendirmesi yapılmıştır. Yapılan çalışmaya katılan bireylerin %53’ü kahverengi göz rengine, %26 sı mavi göz rengine, %21’i ise yeşil göz rengine sahiptir. Görüşülen kişilerin gün içinde teknolojik araçları kullanma süreleri %27 (1-2 saat), %54 (3-4 saat) ve %19 (5+saat) olarak belirlenmiştir. Bir yıl içerisinde göz bozukluğundaki derece artışı ise %45 (0-1 derece), %28 (1-1.5)derece ve %27 oranında ise artış olmadığı tespit edilmiştir. Anket yapılan kişilerin %50 sinin miyop, %36 sının hipermetrop, %6 sının astigmat ve %8 inin diğer göz kusurlarına sahip olduğu görüldü. Göz kusurlarında yıllık ortalama artış oranları, mavi gözlü insanlarda %2, yeşil gözlü insanlarda %1.5, kahverengi gözlü insanlarda ise %0.25 olduğu görüldü. Göz kusurlarına neden olan etmenlerin %50 sinin kalıtsal, %28 inin fazla süreli teknolojik araç kullanmaktan olduğu ifade edilmiştir. Sonuç olarak; göz rengi ile göz hastalıklarının bağlantılı olmadığı ancak göz rengi ile göz kusuru artış oranı arasında ilişki olduğu görülmüştür. Mavi ve yeşil göz rengine sahip insanların göz kusuru derecelerindeki artış oranlarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. 13 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 BİYOLOJİ Çalışmada göz sağlığı uzmanlarının verdiği bilgiye dayanılarak anket soruları hazırlandı ve bu sorular 100 kişiye yöneltildi. 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen KERİME HATUN ÖZGEN 12/A GÖNÜL ŞAHİN 12/A Burçak Nevzat ARSLAN ESCHERICHIACOLI (DH10Β) BAKTERISINDEN İZOLE EDİLECEK REKOMBINANTPLAZMITIN MİKTARINI VE KALİTESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI BİYOLOJİ Biyoteknolojik yöntemler aracılığıyla klonlanmak istenen DNA bölümleri restriksiyon endonükleaz enzimi ile kesildikten sonra vektör olarak kullanılacak hücrenin plazmiti içerisine yerleştirilir ve DNA ligaz enzimi ile birleştirilir. Bu çalışmada daha önceden Escherichia coli (DH10β) bakterisine aktarılan rekombinant plazmitin izole edilmesini etkileyen faktörleri araştırıldı. Bu kapsamda rekombinant plazmid DNA’larını izole etmek için dört farklı grup oluşturuldu. Bu gruplardan birisi kontrol grubumuz olup doğru prosedüre tabii tutulmuştur. Diğer gruplarda ise sıcaklık, alkol uzaklaştırılmamasının ve reaksiyonun sodyum asetat ile sonlandırılmamasının etkilerini gözlemlendi. Ortamdan alkolün uzaklaştırılmadığı gruptan elde edilen DNA’nın kalitesi düşüktür ve jel görüntüsü de belirgin değildir ve ileride kullanılacak olan moleküler işlemlerde kullanılamaz. Nötralizasyon işleminde kullanılacak olan sodyum asetat çözeltisinin kullanılmadığı grupta ise jel görüntüsünde DNA belirgin olmasına rağmen nanodropta ölçülmesi sonucu DNA kirli çıkmıştır. Sıcaklığın etkisinin araştırıldığı grupta ise yine DNA kirli çıkmıştır ancak jel görüntüsü iyidir. Doğru prosedürü uyguladığımız örneğe ait DNA kaliteli ve moleküler işlemlerde kullanılacak bir DNA’dır. Sonuç olarak doğru prosedürü uyguladığımız örneğin dışındaki diğer örneklerimizde kaliteli yani daha sonraki çalışmalarda kullanılabilecek DNA elde edilememiştir. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 14 Yağmur DURMUŞ 11/C Beril UZUN 11/C Zeynep GENÇ 11/C 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Burçak Nevzat ARSLAN MİKRODALGA FIRINLARIN BESİNLERİN PROTEİN DEĞERİ ÜZERİNE ETKİSİ Mikrodalga fırını, yiyeceği ısıtmak için mikrodalgaları, kullanan bir fırın çeşididir. Mikrodalga fırınlarda kullanılan radyo dalgaları, ısıtılmak istenen gıdaların su, yağ ya da şeker moleküllerini manyetik olarak etkilerler. Yani dışarıdan uygulanan bir ısı iletimi söz konusu değildir. Bu etkileşme moleküller arası kinetik enerjiye dönüşerek gıdaların ısınmasını sağlar. Bu çalışmada; alınan besin örnekleri mikrodalga fırında 4’er dakika pişirilmiştir. Daha sonra protein yakma, destilasyon ve titrasyon çalışmaları ile elde edilen sonuçlara göre; 1oo ml sütün işlemden önceki protein değeri %3.33 iken işlemden sonra %2’ye düşmüştür. 100 gram tavuk etinin işlemden önceki protein değeri % 24.19 iken işlem sonrası %18.17 ye düşmüştür. 100 gram mercimeğin protein değeri % 22.29 iken işlem sonrası %17.71’e düşmüştür. Bu değerler sonucunda kısa süreli pişirmede bile mikrodalga fırınların, besinlerin protein değerleri üzerinde yüksek oranda kayıplara neden olduğu görülmüştür. Günlük hayatta mikrodalga fırınların avantajlarının yanında dezavantajlarının da bulunduğunu bilerek, kullanıcılarının tercihlerini tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir. 15 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 BİYOLOJİ Bu çalışmada günlük hayatta oldukça fazla yer kaplayan mikrodalga fırınların çalışma prensibinin ve besinlerin protein değerlerini nasıl değiştireceğinin öğrenilmesi amaçlanmıştır. 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Fatih KAKLIKKAYA 11/B Sibel BATAR BİYOLOJİ SIĞLA (GÜNLÜK) AĞACINDAN (LIQUIDAMBAR ORIENTALIS MILL.) ELDE EDİLEN SIĞLA YAĞININ HELICOBACTER PYLORI ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI Bu çalışmada Sığla (Günlük) ağacından (Liquidambar orientalis Mill.) elde edilen sığla yağının midede gastrit, ülser ve hatta kansere neden olabilen Helicobacter pylori üzerine etkisinin olup olmadığının araştırılması ve bu maddenin Helicobacter pylori enfeksiyonu tedavisinde etkili bir ilaç hammaddesi olarak kullanılabilirliği ile ilgili veri tabanı oluşturulması amaçlanmaktadır. Sığla ya da halk arasında daha çok bilinen adı ile günlük ağacı (Liquidambar orientalis Mill.) dünyada sadece belli bölgelerde, özellikle de Doğu Akdeniz’de doğal olarak yetişen bir ağaç türüdür. Sığla yağı, sığla ağacının gövdesindeki kabuklar soyulduktan sonra açılan çentiklerden toplanan sıvının kaynatılıp preslenmesi ile hazırlanan bir balzamdır. Sığla yağı halk arasında birçok hastalıkta tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Özellikle mide ağrısı olan hastalarda sığla yağı ile mide ağrılarının iyileştiğini ifade etmektedirler. Bunun yanında çeşitli deri hastalıklarında, öksürük kesici ve balgam sökücü olarak, astım ve bronşitte, ağız yaraları, hemoroid gibi hastalıkların tedavisinde de sığla yağı kullanılmaktadır (Gürdal, 2012). Helicobacter pylori, midede yerleşerek gastrit, ülser ve hatta mide kanserine neden olabilen gram negatif bir bakteridir. Midesinde bu bakterinin varlığı tespit edilen kişilerde iki ya da üç antibiyotik ve bir proton pompa inhibitörünü içeren bir tedavi uygulanmaktadır. Bakteri kullanılan antibiyotiklere karşı direnç geliştirebildiğinden dolayı bu tedavi de her zaman başarılı olamamaktadır (Malfertheiner, 2012). Bu nedenle Helicobacter pylori enfeksiyonu tedavisinde farklı ilaç arayışları devam etmektedir. Sığla yağının birçok bakterinin üremesini inhibe ettiği gösterilmiştir (Sağdıç O, 2005). Ancak Helicobacter pylori üzerine etkisi olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu çalışmada midede hastalık oluşturan bu bakteri üzerine sığla yağının etkinliğinin araştırılması hedeflenmektedir. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 16 Esra Nur AYDOĞAN 11/A Elvan KÜÇÜK 11/A 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Birol SEZGİN Bu araştırmada farklı şartlarda kurutulmuş fındık örneklerindeki aflatoksin miktarının ölçülmesi ve alınan sonuçların karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmalarımız sonucunda doğru kurutma şekli hakkındaki çıkarımlarımızı laboratuvar ölçümlerimizle desteklemeye çalışacağız. Alınan örnekler TS EN 14132 metoduyla analiz edildi. Kurutma aşamasında ıslanan ya da direk güneş altına bırakılan fındıkta aflatoksin miktarı daha fazla çıkmıştır. Bunun dışında üstü kapalı ve iyi havalandırılan alanda kurutulan fındıktaki oranın daha az olduğu görülmüştür. Gölgede kurutulmuş ve hiç ıslanmamış fındıktaki aflatoksin miktarının çok düşük bir değerde olduğu görüldü. Alınan örneklerdeki aflatoksin miktarının birbirinden farklı olmasına karşın hiçbir örnekte aflatoksin miktarı risk seviyesi üzerinde olmadığı gözlemlenmiştir. Bulgular bağlamında yine de fındığın gölgede, iyi havalandırılarak, ıslatılmadan kurutulmasının aflatoksin birikimini en aza indirdiği tespit edilmiştir. Fındığın ıslatılma oranı, çuvalda bekletme süresi, zuruftan ayırma işleminin yaş veya kuru olarak gerçekleştirilmesi vb. durumlar için kontrollü deneyler yapılarak ideal kurutma yöntemi ile ilgili net bilgiler elde edilebilir. 17 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 BİYOLOJİ GELENEKSEL YÖNTEMLE KURUTULMUŞ FINDIK ÖRNEKLERİNDEKİ AFLATOKSİN MİKTARININ LABORATUVAR KOŞULLARINDA İNCELENMESİ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Mehtap KARPUZ 10/A Ceren BEKAR 10/A Burçak N. ARSLAN TOPRAK ÇEŞİTLERİNE GÖRE FASULYELERİN (PHASEDUS VULGARİS) BÜYÜME ORANLARININ ARAŞTIRILMASI BİYOLOJİ Günümüzde bitkilerin yetiştirilmesi için genellikle hayvan gübreli toprak kullanılmaktadır. Fakat fasulyelerin yetiştirilmesinde farklı toprak çeşitleri gübreli topraktan daha etkili olup sonuçlarda farklılık yaratabilir . Bu projenin amacı fasulyelerin hangi toprakta daha verimli olmasını ve hızlı büyümesini araştırmaya yöneliktir. Ilıman iklim sebzesi olan fasulye (PHASEDUS VULGARİS), ilkbahar ile sonbahar arasında kalan devrede, soğuk bölgelerde yılda bir defa, sıcak bölgelerde ise iki defa yetiştirilebilir. Anavatanı Amerika olan fasulye, insanların protein ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynar. İklim isteği yönünden oldukça hassas olan fasulye, özellikle bazı dönemlerinde çevre şartlarına çok duyarlıdır. Çimlenme için yüksek sıcaklık isteyen fasulyede, çiçeklenme ve meyve bağlama dönemlerinde yüksek sıcaklık, döllenmeyi engeller ve meyve dökümüne sebep olur. Bu nedenle, yazları çok sıcak olan bölgelerde sonbahar yetiştiriciliği olumlu sonuç vermektedir. Sıcaklıkların, çimlenme döneminde 18-20 C, çiçeklenme döneminde ise 20-25 C civarında olması, bitkinin iyi bir gelişme gösterip verime yatması için en uygun şartlardır. Bizi bu çalışmaya yönelten etmenlerin başında yöremizde fasulye yetiştiriciliğinin fazla olması ve beslenmemizdeki önemli gıdalardan biri olmasıdır. Projemizde eşit boyutlarda plastikten yapılmış, altı adet saksı kullanılmıştır. Bu saksılarda kumlu toprak, humuslu toprak (ormandan alınmış) ,kireçli toprak, yapay gübreli toprak, hayvan gübreli toprak ve çakıllı toprak kullanılmıştır. Alınan topraklar eşit miktarda saksılara konulmuştur. Bir hafta boyunca pamukta çimlendirilen altı fasulye her toprağa bir tane düşecek şekilde dikilmiştir. Saksılar eşit miktarda güneş ışığı alabilecekleri yere konularak 3 hafta boyunca gözlenmiştir. Bu süre içinde eşit miktarda su konularak yedi günde bir fotoğraf çekilmiştir. 3 günde bir fasulyeler 150 ml su ile sulanmıştır. Ortam sıcaklığı ise ortalama 20-25 derecedir. Bu şartlar sağlandıktan sonra fasulyeler gözlemlenmeye başlanmıştır. Yapılan araştırmada sonuç olarak; hayvan gübreli toprakta %27.3, humuslu toprakta %25.7, kumlu toprakta %24.1, çakıllı toprakta %23.6, kireçli toprakta ise %23.2 oranında büyüme gözlenmiştir. Dış etkenlerden dolayı yapay gübreli toprakta fasulye bitkisi büyümemiştir. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 18 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Caner KUDU 10/C Harun ÜÇÜNCÜ KARE KOD İLE DAHA FAZLASI QR Kod ile açıklayıcı bir yazıyı ifade edebilirsiniz. Örneğin bir haber metnini. QR Kod ile bir web linkine yönlendirme yapabilirsiniz. Yani insanların bakmasını istediğiniz bir web sitesi linki var ise QR Kod içerisine bu bilgiyi gömerek, otomatik olarak sayfaya yönlenmelerini sağlayabilirsiniz. Öncelikle görseller hakkındaki ayrıntılı bilgileri QR Kod ile ifade etmemiz gerekiyor. Bunun için internette QR Kod üreten bir çok site bulunmakta. Sade ve kolay kullanımı ile tercih ettiğimiz web sitesi http://goqr.me/. Bu sitede ilk olarak okulumuzdaki görsellerin ayrıntılı bilgilerinin bulunduğu okul web sayfalarımızın linkini, yukarıda verdiğimiz site yardımıyla QR Kod sistemine çevirdik. Ürettiğimiz QR kodları resim formatında basarak ilgili görsellerin üzerine yapıştırdık. QR kodu tablet veya akıllı telefonlarda tarayıp ilgili web sayfasını açmak için bu cihazlara QR kod tarayıcısı yükledik. Bu işlem için tablet ve akıllı telefonlarda kullandığımız programın ismi Android işletim sistemi için QR Droid, IOS işletim sistemi için Quick Scan uygulamaları. Bu işletim sistemlerinde bunlara benzer bir çok uygulama bulunmakta hepsi de aynı sonuçları vermektedir. Tüm görsellerimize bu QR kodları yapıştırdığımızda okuldaki tüm görsellerin akıllı telefon ve tabletlerle yönlendirilen web sayfaları ile ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini pratik bir hale getirmiş olduk. 19 BİLGİSAYAR Hayatımızın daha çok dijitalleştiği günümüzde QR kod sistemi(KARE KOD), günlük hayatımızda kullandığımız bilgi kaynakları ile dijital dünyayı bir araya getirmektedir. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Bilgehan Miraç BAKİ 11/B Mustafa KARAL 11/B Özcan ÖZDEMİR BİLGİSAYAR DEPREM BEKÇİSİ Dünyada ve ülkemizde meydana gelen depremlerde birlerce insan ve canlı hayatını kaybetmektedir. Ülkemizin topraklarının yarıdan fazlası deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Depremlerde en önemli hayati mesele erken müdahale ve enkaz altında kalanların bulunduğu konumun doğru olarak belirlenmesidir. Bu projede, tasarlanacak Deprem Bekçisi; evlerin veya mekanların tavanlarına bir süs eşyası gibi yerleştirilecektir. Deprem Bekçisi, kablosuz haberleşme (WiFi) yeteneği olan IP tabanlı kameraların deprem titreşimleri ile tetiklenerek depremin başladığı andan itibaren görüntü kaydetmesini ve deprem sonrasındaki arama kurtarma çalışmaları sırasında bu kameralara erişilerek enkaz altındaki canlıların tespit edilmesini sağlayan bir sistemin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Günümüzde toplu yerleşim alanlarının yaygınlaşmış olması, deprem sonrası enkaz altında kalan canlıların çok olmasına sebep olmaktadır. Enkaz altındaki canlıların hızlı bir şekilde tespit edilmesi ise arama kurtarma çalışmalarının en önemli kısmıdır. Çoğu kez enkaz altındaki canlılar tespit edilemediği için kurtarılamamakta, bazen de iş makineleri veya aletleri ile enkaz altındaki canlıların ölümüne sebebiyet verilmektedir. Bu çalışmada, yaşam alanlarına yerleştirilecek olan kablosuz haberleşme (WiFi) yetenekli IP tabanlı kameraların deprem titreşimleri ile ses ve görüntü kaydetmelerini sağlayacak ve deprem sonrası bu kameralara kablosuz şekilde uzaktan erişilerek ilgili yaşam alanının deprem anı ve sonrasındaki durumunu gözlemlemeyi mümkün kılacak bir sistem geliştirilecektir. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 20 İlker ADIGÜZEL 10/A Alihan ZORBA 10/A 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Burçak Nevzat ARSLAN Günümüzde çocukların davranışlarının değişmesinde birçok etken bulunmaktadır. Bu etkenlerden biri de çizgi filmlerdir. Gelişen teknolojinin de etkisiyle, son yıllarda çocukların gün içinde çizgi film izleme oranları artmıştır. Bu durumun çocuklar üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkileri ebeveynler tarafından merak edilmektedir. Çizgi filmlerin çocuk davranışları üzerindeki etkisini belirleyebilmek amacıyla bu araştırma yapılmıştır. Araştırma için anket hazırlanılmıştır. Anket Bayburt, Giresun ve Yomra’da toplam 100 kişiye (ebeveyne) uygulanmıştır. Anketin analizi kız ve erkek çocuklar için ayrı ayrı yapılmış ve değerlendirilmiştir. Anketlerin analiz edilmesi sonucunda, çizgi filmlerin çocuklar üzerinde olumlu etkilerinin olumsuz etkilerinden daha çok görüldüğü tespit edilmektedir. Olumlu davranış olarak en çok kız çocuklarda aile bireylerine saygı artışı, erkek çocuklarda ise arkadaş çevresine uyum yeteneği artışı belirlenmiştir. Olumsuz davranış olarak ise kız çocuklarda içine kapanıklık ve arkadaş çevresine uyum yeteneği azalmış, erkek çocuklarda ise okul başarısı azalmıştır. Bu sonuçlara dayanarak, çocukların bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişimlerinin sağlıklı olabilmesi için izledikleri çizgi filmlerin türünün ve gün içerisindeki izleme sürelerinin ebeveynler tarafından kontrol altında bulunması önerilir. 21 Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 SOSYOLOJİ ÇİZGİ FİLMLERİN ÇOCUKLAR ÜZERİNE ETKİSİ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TRABZON YOMRA FEN LİSESİ BİLİM FUARI Danışman Öğretmen Mehmet Feryüz ÖKSÜZ 10/A Burçak Nevzat ARSLAN HAVAYOLLARI KULLANIM İSTATİSTİKLERİ Projenin amacı havaalanında yolcularla yapılan anket sonucunda en çok tercih edilen havayolu şirketini tespit etmek, anket sonucuna bakarak yorumlarda bulunmaktır. SOSYOLOJİ Projemizde verileri elde etmek için anket yapılmıştır. Hazırlanan anketi uygulamak için Trabzon Havalimanı’na gidilmiştir. Anket, havalimanındaki yolculara karışık olarak uygulanmıştır. Ankette yolculara aşağıdaki sorular sorulmuştur. 1)Uçakla yaklaşık kaç kere yolculuk yaptınız? 2)Bunların yüzde kaçı yurtiçi, yüzde kaçı yurtdışı? 3)Yurtiçi yolculuklarında en çok hangi hava yolunu tercih edersiniz? 4)Bu havayolunu tercih etmenizin sebepleri nelerdir? 5)Yurtdışı yolculuklarınızda en çok nerelere yolculuk yaptınız? 6)Yurtdışı yolculuklarınızda kendi ülkenizin mi yoksa gideceğiniz ülkenin mi havayollarını tercih edersiniz? 7)Bu havayollarını tercih etme sebepleriniz nelerdir? Araştırma sonuçlarına göre en çok tercih edilen havayolu %49’luk oranla THY, ikinci havayolu ise %37’lik oranla Pegasus Hava Yolları’dır. Sonra sırasıyla %8’lik orana sahip olan Anadolu Jet, %5’lik orana sahip olan Atlasjet Hava Yolları ve son olarak da %2’lik oranla Onur Air gelmektedir. Sonuçlar değerlendirildiğinde; THY’nin tercih sebebi hizmet kalitesi ve güvenliği, Pegasus Hava Yolları’nın tercih sebebi konfor ve hizmet kalitesi, Anadolu Jet’in, Atlasjet Hava Yolları’nın ve Onur Air’ın tercih sebebinin ise uygun fiyatlı uçak biletleri olduğu belirlenmiştir. Trabzon Yomra Fen Lisesi-2014 22 TRABZON YOMRA FEN LİSESİ “Farkın Yaşatıldığı Yer” www.tyfl.meb.k12.tr 2013-2014