Brüksel Synergie Derneği tarafından düzenlenen Michael Jackson

Transkript

Brüksel Synergie Derneği tarafından düzenlenen Michael Jackson
4
Belgotürk
MART 2012
Kadınlara övgü yağdı!
Brüksel
B
rüksel SSynergie
ynerrgie D
Derneği
erneğii ttarafından
arafından ddüzenlenen
üzenleneen M
Michael
ichael JJackson
ackson ggecesine
ecesinne ssiyasilerde
iyasilerde ililgi
lgi ggösterdi.
österrdi.
YAȘAR TÜMBAȘ
YAZIYOR
Türkiye ne yöne gidiyor ? / Où
va la Turquie ?
Geçenlerde ( 5 mart 2013) Brüksel’in ünlü ve zengin yayınlarla dolu kitabevi “Filigranes”da bizi doğrudan ilgilendiren bir
kitabın tanıtımını izledim. Kitabın adı : “Où va la Turquie” (
Türkiye nereye gidiyor?)(*) .Yazarı da Türkiye’de 5 yıl (200620111 yılları arasında) AB Temsilciği yapmış olan , Fransız asıllı Büyükelçi ,Monsieur Marc PIERİNİ. Kitabını Brüksel’de AB
nezdinde daimi temsilcimiz Selim YENEL beyin de aralarında
bulunduğu kalabalık bir Belçikalı ve Avrupalı dinleyici önünde
bizzat kendisi yorumlayarak sundu.
Marc Pierini sadece anekdot ve gözlemlerini içeren bu kitabın 5 yıllık bir yaşantının ürünü olduğunu ve “akademik” bir
iddiası bulunmadığının altını çizerek başladı konuşmasına.
Türkiye’yi konu alan Kitap 4 temel bölümden oluşuyor :
- Ekonomik ve sosyal dinamizm,
- Politik değişim (
başarılı AKP 10 yıldır iktidarda,
muhafazakâr Anadolu bu politik yaşamın ana elemanı durumunda),
- Bu başarının getireceği riskler (AKP !),
- Modern bir dinamiğe geçişin hâlâ oluşamamış olması !
Türkiye’nin daha tam bir Batı demokrasisi olamadığının
altını çizen Pierini,“demokrasi sahasında Türkiye şu anda
ikinci kümede oynamaktadır” diyerek AB’nin devamla tekrarladığı eleştiriyi yineledi : “ Türkiye’nin gelecek hedefi dünya
demokrasisi birinci ligine erişmek olmalıdır !”.
Türk kadının bugünkü yeri konusunda “Bugünün Türkiyesinde sosyo-ekonomik alanda kadınların çok büyük bir rol
oynadığına “ tanık olduğunu belirten yazar, “toplumda modernite ve dini konservatizmin aynı anda birlikte varolduğunu” da
özellikle hatırlattı.
Türkiye modeli denince akla “ liberal bir ekonomi ve toplumun çok yüksek bir başarı arzusu “ geldiğini, Türklerin coşku dolu çalışkan bir toplum olduğunu da yaşadığı örneklerle
anlattı.( Örneğin işçilerin patronun başarısı için özveride bulunarak hafta sonu bile çalışmayı kabul etmeleri.) Marc Pierini
Türkiye’nin 2002 yılındanberi elde ettiği ekonomik büyüme rakamları karşısında hayranlığını defalarca tekrarladı bu toplantıda ve bu başarının sebeplerini şöyle sıraladı: büyük bir iç pazar, genç ve dinamik bir nüfus ve mutlaka başarma azmi...
5 yıl müddetle Türkiye’yi en hücra köşelerine kadar giderek ziyaret edip insanlarla iletişim kurmuş ve Türkleri çok
özel yönleri ile tanımış bir Avrupalı dost olarak Marc Pierini
“bizi” geleneksel ve sıcak özelliklerimizle çok güzel anlatıyor bu
kitabında . Başlıklara bir göz atalım :” çok ince bir nezaket ( Avrupalının kullanmadığı deyim ve davranışlar: sayın, kolay gelsin, geçmiş olsun, yolun açık olsun, elinize sağlık,estağfurullah
gibi çok kullanılan kibar deyimler), Türk gibi gururlu ve alıngan
olmak, yemek –içmek ile ilgili gelenekler ( sofra zenginliği ve
misafirperverlik), Avrupa’daki modern yaşantıya karşı büyük
ilgi....”. Bu son konuda Pierini bakın ne yazmış kitabına : “
Türklerin AB projelerine karşı coşkun ilgisi çok dikkatimi
çekti. Toplumun tüm sosyal tabakalarında ve değişik bölgelerde yaşayan Türkler, politik polemikleri aşarak, Avrupa
standardlarının kendileri ve çocukları için ileri bir adım
olacağı konusunda hemfikirler. Avrupanın modern yaşantı
stilini benmseyip seven toplum, hükümetin AB projesinden geri adım atması halinde sorunlar yaratabilir bugün.
Toplumun kültürel yönden değil, devlet ve politikacılardan
beklentiler yönünden avrupalılaşmış olması, baştaki politik güç için dikkate alınması gereken yeni ve dönüşümsüz
bir mecburiyet durumunda ”.
Kitabının son bölümünde Marc Pierini bakın ne diyor : “
AB’yi yönetenler ekonomik ve askeri güç yönünden bugün
çok ihtiyaçları olan Türkiye’yi niçin kaybetmek istesinler
ki ?
Türkiye’nin Batı’dan Doğu’ya doğru yürüdüğünü düşünmüyorum. Sadece kendi yönüne doğru ilerliyor ve bir
orta saha kuvveti ( puissance du milieu)
olarak yükselen gelişen bir ülke olarak kendini göstermek istiyor. Bu
istek çok tutkulu ve meşru ancak o kadar da basit değildir. Unutmayalım ki Brezilya , Hindistan ve Çin Türkiye’den
çok önde gitmektedirler. Türkiye uluslarası sahadaki yerini,
diplomasisinin dinamizmi ve ekonomik büyümesinin haricinde, dünyanın dönüşümünü ve evrimini ayarlayan enternasyonal büyük klüplere olan üyeliği sayesinde kazanmıştır
: G20, Nato, Avrupa Konseyi ve bir bakıma AB adaylığı...
Ancak demokrasi konusunda daha uzun bir yol katetmesi
gerekmektedir.”.
Kitabın “ Müşterek yaşam ve hoşgörü konusu” bölümünde yazar Türkiye’de laik ve konservatör güçlerin birlikte yaşama
mücadele ve sorunlarını dile getiriyor. AKP’nin 2002 yılındanberi Türkiye’de islami değerleri öne geçiren bir politika izlemesini örneklerle anlatıyor: mutaassıp müşterilerin gittiği kadın
ve ekekler için ayrı yüzme havuzları ve plajları olan özel oteller;
restoranda alkol yasağı; kadınlar için vücuda yapışmayan tekstilden yapılmış uzun tüm vücudu kaplayan konik biçimli banyo
giysileri ( oysaki sudan çıkınca bu mayolar da vücut trelerini
meydana çıkarmakta!); kadınların üç çocuk sahibi olmalarının
ve onları evde yetiştirmenin resmen tavsiyesi ve THY uçaklarında yapılan müzik yayınları arasına Kuran-ı Kerimden ayetlerin de eklenmesi....
Hükümetin bugün laik vatandaşların yaşam özgürlüklerini
kısıtlamadığının altını çizen Pierini’nin endişesi ileride bir sürü
kısıtlamalarla, Anayasa’ya aykırı olsa bile, dini değer ve geleneklerin daha üstün hale getirilerek laiklere karşı hoşgörüden
uzak bir davranış sergilenmesi olanağı ! Örnekler eksik değil:
dünyaca ünlü müzisyen ve athéist Fazıl Say’ın mahkemeye verilmesi, bazı belediyelerce alkol kullanımının sınırlanması, çok
batılı sayılan modern bale ve tiyatro gibi kültürel aktivitelere
karşı politika izlenmesi... ve şu cümle : Türk politikasının ağırlık merkezini “ seçimi ben kazandım, şimdi sıra bende!” parolası teşkil etmektedir !
AB’nin kendi içinde yaşadığı münakaşalı gelişmeleri de
göz önüne alan Mösyö Marc Pierini kitabını şu şekilde sonuçlandırıyor : “ Türkiye nereye gidiyor ? Türkiye’nin katılmak
istediği AB nereye gidiyor ? Birlikte hangi yöne doğru ilerliyorlar ? Tartışma açık !”
BULMACA BULMACA
(*) Où va la Turquie ? : Marc PİERİNİ,
“yayınları(Fransa)
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Hazırlayan: Sabahattin Öztürk
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
2
3
4
5
6
7
8
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, büyükelçi Mehmet Hakan Olcay’ın himayesinde
Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde düzenlenen resepsiyona seçkin konuklar katıldı.
Dünya Kadınlar Günü Resepsiyonuna büyük bir davetli topluluğu katıldı.
DÜNYA Kadınlar Günü
münasebetiyle, Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçisi
Mehmet Hakan Olcay’ın himayelerinde Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy’un eşi
Esin Ulusoy’un ev sahipliğinde, Yunus Emre Türk Kültür
Merkezi’nde düzenlenen resepsiyona büyük katılım oldu.
Büyükelçi Mehmet Hakan Olcay, AB (Avrupa Birliği) nezdinde Büyükelçi İzzet Selim Yenel, NATO nezdinde Büyükelçi Haydar Berk,
NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin
Diriöz, AK Parti Bursa Milletvekili ve Türkiye-Belçika Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Tülin Erkal Kara,
10
11
nü kutladı. Daha sonra Brüksel Başkonsolosu Ali Barış
Ulusoy’un eşi Esin Ulusoy söz
alarak,’ Dünya kadınlar Günü
vesilesi ile sizleri burada görmekten son derece mutluyuz.
Türkiye’de 1921 yılından bu
yana kutlanan kadınlar günü,
kadınların sorunlarını irdelemekle kalmamalı. Tüm çabaları birleştirmek üzere, dil,
din, ırk gözetmeksizin dünya kadınlarını bir araya getirecek ortak zeminler hazırlamalıyız’ dedi.
Resepsiyona katılan ve
bir konuşma yapan AK Parti
Bursa milletvekili, TürkiyeBelçika
Parlamentolararası
Dostluk Grubu Başkanı Tülin
Erkal Kara,’ Dünya kadınlar
Toplantıya ev sahipliği
yapan Esin Ulusoy, kadın
konusuna dikkat çekti.
Büyükelçi Mehmet Hakan
Olcay, resepsiyonda önemli
mesajlar verdi.
Senatör Fatma Pehlivan’da
(Sağdan 5.)toplantıya katılarak
kadınlarla sohbet etti.
Büyükelçilik Müsteşarı Oya Yazar-Turan’ da(ortada) resepsiyonda, kadınlarla yakından ilgilendi.
“Actes Sud
9
Büyükelçilik Müsteşarı Oya
Yazar-Turan, Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy, Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar ile diğer Türk delegasyon
temsilcilerinin ile bölge milletvekilleri Fatma Pehlivan ve
Mahinur Özdemir’in hazır bulunduğu resepsiyonda önemli
mesajlar verildi.
Büyükelçi Mehmet Hakan
Olcay,’ Ülkemizde de 1921 yılından bu yana kutlanan Dünya Kadınlar Günü yılda bir
gün olarak değil, her gün kutlanmalıdır. Kadınlara şiddet
dünya gündeminde kanayan
bir yara olarak sürmektedir.
Öncelikle 8 Mart Dünya Kadınları Günü’nüzü tebrik ederim’ diyerek, kadınlar günü-
Resepsiyona katılan kadın hareketi temsilcileri de
çalışmalarını anlatma imkanı buldular.
12
13
14
15
Günü vesilesiyle düzenleyen
bu gecede aranızda bulunmaktan onur duyuyorum. Belçikalı göçmen bir ailenin bir kızı
olarak, öncelikle nereden gelirse gelsinler, hangi siyasi görüşün, etnik kökenin mensubu olursa olsun, kadınlar dünyanın her yerinde ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Avrupa ülkelerinde yaşayan kadınlarımızın da tüm bu şiddet, bas-
Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar(Sağdan 2), genç
bayanlarla birlikte görülüyor.
SOLDAN SAĞA:
1- TRT 1’de yayınlanan yeni gençlik dizisi.- Rey.
2- İçene ölümsüzlük veren su.- Çarșıda aynı iși yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm.
3- Penye konfeksiyonlarında kullanılan ve zincirli dikiș yapan bir tür makine.- Boğa güreși
yapılan alan.
4- Kısaca Anadolu Ajansı.- Sarı tüylü kedi.- Yeni Zelanda’da yașayan bir papağan.
5- Aslan,esed.- Yarar.- Berkelyum elementinin simgesi.
6- Kabul etmeme,geri çevirme.- Birinci çoğul șahıs.- Arjantin’in plakası.
7- (Meral….) Geçen yıl vefat eden ünlü senarist,oyuncu ve söz yazarı.- Türkçede uğurlu dağ
anlamına gelen Kafkasya’daki Avrupa’nın en yüksek dağının adı.- Yarı aydınlık olan.
8- Oslo’nun ortası.- Vasıfsız asker.- Ukrayna’nın uluslar arası kodu.- Çemberin çevresinin çapına
oranını gösteren sayı.
9- “Struma” ve “Çerkes Așkı” belgesel romanlarının yazarı.- Kısaca Türkiye Cumhuriyeti.
10- Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları.- Halk dilinde kaburga kemiği.Yuvarlak,yassı ve sipersiz bașlık.
11- Yüzün kașlarla saçlar arasındaki kısmı.- Bir nota.- Sazın en ince ses veren teli.
12- Romanya’nın plakası.- Gürește bir oyun.- Gerçek sebep yerine ileri sürülen sözde sebep.
13- Seçkin.- Ağaçlarla örtülü geniș alan.- Mercan ada.
14- Dolașma.- Utanma.- Umar.- Alfred Jarry’nin ünlü tiyatro oyunu.
15- Kısaca Türkiye Kömür İșletmeleri.- Birinden birinin olacağı sanılan iki iș için kullanılan sözcük.Sodyum elementinin simgesi.- Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmıș yavrusu.
16- Büyük ve sert taș kütlesi.- Bol ve güçlü çıkan,fıșkıran.
17- Hava alanlarında uçușları denetlemeye yarayan sistem.- Kıș ve yaz arasındaki mevsim.- İlk
sayı.
18- Etçil hayvanların ortak adı.- Ișık akısı birimi.
19- Diyotlu aydınlatma yönteminin kısa adı.- Tersi;kağıt veya beze yazı veya șekil
çıkartmak,tabetmek. – (…..tașımak)Mecazi olarak birini yüceltmek,övmek.
20- Dördüncü halife.- Güney Afrika Cumhuriyetinin plakası.- Nazım Hikmet’in soyadı.- Vilayet.
kı ve ayrımcılıktan kurtulması
temennimizdir. Böyle önemli
bir günde aranızda olmak çok
güzel!. Bu vesile ile 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü’nüzü
bir daha tebrik ediyorum’ diye
konuştu ve kadın sorunlarının
çözümünde katkıya hazır olduğunu söyledi
Resepsiyon, kadın sanatçı Sibel’in verdiği mini konser
ile noktalandı.
Kadınlar için verilen resepsiyona Türkiye Cumhuriyeti
temsilcileri hazır bulundu.
YUKARIDAN AȘAĞIYA:
1- Avrupalıların kızıl sakal dedikleri ünlü Osmanlı denizcisi.- Bir nota.
2- Doğum yaptıran kadın.- Satıșı artırmak için yapılan tanıtımlar.- Üst yanı açık boru.- Eski dilde
bal.
3- Bitkilerden elde edilen una benzer bir madde.- Yakup peygamberin ilk karısı.- Olağandan
daha büyük olan.- İki dağ arasındaki geçit.
4- Savsaklamak.- Hastalık veya hastalık derecesinde alıșkanlık.- Hayati sıvı.
5- Kısaca Birleșik Arap Emirlikleri.- İskambilde birli.- Bir gıda maddesi.- Ayarı bozuk olan.
6- (k..) Nüfusu 2.000’den az olan yerleșim yeri.- Kalay elementinin simgesi.- Türk Rock müziğinin
babası sayılan ünlü müzisyen.- Fotoğraf duyarlığını belirtmeye yarayan sayısal değer.
7- Kanun.- Bir renk.- Kamer.- Lavrensyum elementinin simgesi.- Değiș tokușta üste verilen șey.
8- Litre’nin kısaltması.- Rutherfordyum elementinin simgesi.- Kaya keleri.- Brezilya’nın plaka
ișareti.
9- Fakat,lakin.- (A…N) Türk sinemasında Malkoçoğlu,Kara Murat,Battal Gazi gibi tarihi
kahramanları canlandırmıș olan ünlü aktörün soyadı.- Bir etkinliğin geçici olarak durması.
10- İstanbul’da bir semt.- Bayan sözcüğünün kısaltması.- Sıvı tașımakta kullanılan silindir biçiminde büyük metal kap.
11- Jüpiter gezegeninin diğer adı.- Cezayir ve Fas’taki bir ırmak.- Kalp kapakçıklarındaki bir bozukluk nedeniyle ortaya çıkan hastalık.
12- Bir ilimiz.- Çok olmayan.- Habersiz.- Bir ilimiz.
13- Uyanık,gözü açık.- Herhangi bir konuda yazılmıș yazı ve eserlerin tümü.- İnce pamuk
ipliğinden dokuman kumaș.
14- Küçük bitkilerin genel adı.- İspanya’nın en uzun ırmağı.- Krom elementinin simgesi.- İngilizce
hayır.- Öğlen ve akșam arası vakit.
15- Așkı Memnu.- Meyvelerin yenmeyen iç bölümü.- Bir renk.