seçme hadi̇sler
Transkript
seçme hadi̇sler
SEÇME HADİSLER Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları / 109 Kaynak Eserler / 15 2004.06.Y.0003.109 ISBN:975-19-0187-1 © Diyanet İşleri Başkanlığı DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI SEÇME HADİSLER 13. BASKI ANKARA - 2004 ‹Ç‹NDEK‹LER ÖN SÖZ.............................................................................. 7 I - Ahlâk hakk›nda hadisler............................................. 9 II - Do¤ruluk hakk›nda hadisler...................................... 29 III - Hayâ hakk›nda hadisler............................................ 40 IV - R›fk (iyi huyluluk) ve hilm (uysall›k) hakk›nda hadisler..................................................... 47 V - Kibir ve tevâzu hakk›nda hadisler ............................. 57 VI - Riyâ (iki yüzlülük, gösterifl, sahte davran›fl) hakk›nda hadisler..................................................... 72 VII - Hased (k›skançl›k, çekememezlik) hakk›nda hadisler..................................................... 79 VIII - Kanaat hakk›nda hadisler......................................... 88 IX - Kezmü’l-Gayz (öfkeyi yenme) hakk›nda hadisler.................................................................... 91 X - Tevekkül hakk›nda hadisler....................................... 97 XI - H›rs Hakk›nda Hadisler ............................................. 99 XII - Ana-baba haklar› hakk›nda hadisler....................... 103 XIII - Çocuk haklar› hakk›nda hadisler............................. 122 XIV - Kar›-koca haklar› hakk›nda hadisler........................ 129 XV - Yak›nlar› gözetmek hakk›nda hadisler.................... 143 XVI - Müslümanlar›n birbirine karfl› görevleri hakk›nda hadisler .................................................. 156 5 XVII - G›ybet hakk›nda hadisler ........................................ 171 XVIII - Komfluluk hakk›nda hadisler...................................180 XIX - Hayvan haklar› hakk›nda hadisler........................... 181 XX - Yetimlere iyi muâmele edilmesi hakk›nda hadisler.................................................................. 184 XXI - Arabuluculuk hakk›nda hadisler............................. 189 Kaynakça................................................................ 191 6 ÖN SÖZ Rahmet ve merhamet sahibi olan Yüce Allah, insan› en güzel flekilde yaratm›fl, onu üstün yeteneklerle donatm›fl, ilâhî hitab›n muhatab› k›larak onurland›rm›fl ve ona sorumluluk yüklemifltir. Dünya hayat›nda onu yaln›z b›rakmam›fl, ilâhî inayet ve lütuf olarak vahyin k›lavuzunu göndermifltir. ‹lk Peygamber Hz. Âdem’den son peygamber Hz. Muhammed’e kadar bütün nebî ve resûller, Allah’tan ald›¤› vahyi, kurtulufl ve mutluluk yolunu insanl›¤a sunan kutlu elçilerdir. Yüce Yarat›c›n›n insanl›¤a gönderdi¤i en son rahmet elçisi, ilâhî vahyin son ve tamamlay›c› halkas› Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’d›r. ‹nsan› insan yapan bütün güzelliklerin, ahlâkî erdemlerin odak-land›¤› bir flahsiyet olan Hz. Peygamberin hayat›nda ve ö¤ütlerinde, bireysel ve toplumsal hayat›m›z› ayd›nlatacak güçlü bir ›fl›k, güzel bir örnek vard›r. Hz. Peygamber’in yaflad›¤› hayat› bizim için en güzel örnek olarak takdim eden Kur’an, insanlar› bu örne¤i model almaya, onu rehber edinmeye ve ona uymaya davet etmifl, Allah’› sevmenin ona tabi olmaktan geçti¤ini, ona itaat etmenin Allah’a itaat etmek oldu¤unu ifade etmifltir. (Bkz. Âl-i ‹mrân, 3/31-32; Nisâ, 4/ 13-14, 80; Nûr, 24/52-54) Onun örnek al›nmas›; hadislerinin, sünnetinin ve sîretinin; bir baflka ifadeyle söz, tav›r ve davran›fllar›n›n bütün yönleriyle tan›nmas›, insanl›¤›n huzur ve mutlulu¤u için yapt›¤› ça¤r›n›n güncellefltirilerek hayat›m›za yans›t›lmas›, güzel ahlâk›n›n davran›fllar›m›z›n mihveri ve rehberi yap›lmas› ile mümkündür. 7 Hz. Peygamber’in hadisleri, ‹slâm’›n Kuran-› Kerim’den sonra en önemli bilgi ve uygulama kayna¤› olmufltur. Elinizdeki bu eser de Sevgili Peygamberimizin hadislerinden bir seçme olup, O’nun günlük hayat›m›za ›fl›k tutan sözlerinin bir derlemesidir. ‹lk bask›s› 1963 y›l›nda yap›lan ve ‹brahim ATAY, ‹brahim EKEN, Yakup ‹SKENDER, Ahmet SERDARO⁄LU taraf›ndan tercüme edilen eserdeki hadis metinleri ve tercümeler; Din ‹flleri Yüksek Kurulu uzmanlar›, Medet COfiKUN, Bahattin AKBAfi ve Ercan ESER taraf›ndan yeniden gözden geçirilmifl, yeni konu ilaveleriyle zenginlefltirilmifl, temel kaynak eserlerde yer alan hadisler al›narak ve her bir hadisin de kayna¤› verilerek daha da sistematik hâle getirilmifltir. Metinleri ile birlikte verilen ve gerekli k›s›mlarda izah› yap›lan hadislerin günlük hayat›m›za ›fl›k tutmas› ve istifade edilmesi ve daha genifl kapsaml› eserlerle buluflmak temennisiyle… D‹YANET ‹fiLER‹ BAfiKANLI⁄I 8 I AHLÂK HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ َ ـﻚ أَﻧﱠ ُﻪ َﻗ ْـﺪ ﺑ َﻠ َﻐ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ٍ َﻋـﻦ ﻣ ِﺎﻟ1. ْﺖ ِﻷ ُ َﺗ ِّﻤ َﻢ َ ـﻮل ا َ َ ْ ُ ﺑُﻌﺜ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ﻜ َ َﻣ .ﺎر َم ْاﻷ َ ْﺧ َﻼ ِق Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤unu duymufl: “Ben, güzel huylar› tamamlamak için gönderildim.” (Mâlik, el-Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 8, II, 903) ِ ُ َﻛﺎ َن رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬـﺎ َﻗﺎﻟ َـﺖ ِ ِ :ُﻮل ُ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻳﻘ َ ـﻮل ا َ ُ َ ـﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ َﺔ َر ْ َﻋ2. ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ .ﺖ َﺧ ْﻠﻘﻰ َﻓﺄ َ ْﺣ ِﺴ ْﻦ ُﺧ ُﻠﻘﻰ َ ْ أ َ ْﺣ َﺴﻨBَ أَﻟ ﱠﻠ ُﻬ ﱠﻢ َﻛ = = Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle söyleyerek, dua ederdi: “Allah’›m! Yarad›l›fl›m› güzel yapt›¤›n gibi, ahlâk›m› da güzellefltir.” (Ahmed b. Hanbel, I, 403) ِ ِ ُ ﺎل رﺳ Cِ ﻴﻢ ﺑِﺒَ ْﻴ ٍﺖ َ ﺎﻣ َﺔ َﻗ َ ﻮل ا َ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻰ أ ُ َﻣ3. ُ َ َ َﻗ:ﺎل ُ ﺻ ﱠ E أَﻧَﺎ َزﻋ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِ وﺳCِ وﺑِﺒﻴ ٍـﺔ.ﻘًّﺎJ ِ ُ اﳉﻨﱠ ِـﺔ ِﻟـﻤﻦ َﺗـﺮ َك اﻟ ِْـﻤﺮاء و إِ ْن َﻛـﺎ َن َْ ﻂ َ ْ َرﺑَ ِﺾ اﳉﻨﱠ ِ ﺔ َْ َ َ َ َ َ َ َ ْ َ 9 ِ ِ َ ْ أ َ ْﻋ َـCِ ـﺖ ٍ وﺑِﺒﻴ،ـﺎزﺣـﺎ ِ َ ْ ِﻟـﻤـﻦ َﺗـﺮ َك اﻟ ـﻦ ْ اﳉﻨﱠـﺔ ﻟـ َﻤ ْ َ َ ً ِ ﻜـﺬ َب َو إِ ْن َﻛـﺎ َن َﻣ َ ْ َ .َﺣ ُﺴ َﻦ ُﺧ ُﻠ ُﻘ ُﻪ Ebu Ümâme (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ben, hakl› oldu¤u hâlde bile çekiflmeyi b›rakan kimse için cennetin avlusunda bir köflk, flaka da olsa, yalan söylemekten kaç›nan kimse için cennetin ortas›nda bir köflk ve ahlâk› güzel olan kimse için de cennetin en yüksek yerinde bir köflk verilece¤ine kefilim.” (Ebû Davûd, Edeb, 7, V, 150) ِ ُ =ا ِﺧﺮ ﻣﺎ أَوﺻـﺎﻧﻰ ﺑِ ِـﻪ رﺳ: َﻋ ْﻦ ﻣ ِـﺎﻟ ٍﻚ أ َ ﱠن ﻣ َﻌـﺎ َذ ﺑ َﻦ َﺟﺒ ٍـﻞ َﻗ َـﺎل4. ﺻ ﱠ َ ﻮل ا َ ْ َ ُ َ ْ ُ َ َُ = َ »أ َ ْﺣ ِﺴ ْﻦ ُﺧ ُﻠﻘ: اﻟ ْ َﻐ ْﺮ ِز أ َ ْن َﻗ َﺎلCِ ِ ﺖ ِر ْﺟ َﻚ َ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ﺣ َ َوW ُ ﺿ ْﻌ ُ = ِ ِﻟﻠﻨﱠ .ﺎس َﻳﺎ ُﻣ َﻌﺎ ُذ ﺑْ َﻦ َﺟﺒَ ٍﻞ Mâlik’ten rivâyet edildi¤ine göre, Muaz b. Cebel (r.a.) flöyle demifltir: Yemen’e vali olarak giderken aya¤›m› üzengiye koydu¤um s›rada, Resûlullah (s.a.s.)’›n bana son ö¤üdü: “Ey Muâz b. Cebel! ‹nsanlara karfl› ahlâk›n› güzellefltir” olmufltur. (Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 1-2, II, 902) ِ ٍ ِ َﻋBـ ِ ِ ِ ْ َﻋ5. ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ّ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤـﺮو َرﺿ ِ ِﺧﻴﺎر ُﻛﻢ أَﺣ ُ ُﺎﺳﻨ .ﻼ ًﻗﺎ َ ﻜ ْﻢ أ َ ْﺧ َ ْ ُ َ ِ َ ﻈ ُﻪ إِ ﱠن ِﻣ ْﻦ أ َ ْﺧ ُ َوﻟ َ ْﻔ ُ ُﻛ ْﻢ أ َ ْﺣ َﺴﻨَـY .ﻜ ْﻢ ُﺧ ُﻠﻘًﺎ Abdullah b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 10 “En hay›rl›n›z, ahlâkça en güzel olanlar›n›zd›r.” (Müslim, Fedail, 68, II/1810) Buhârî de flu flekilde rivâyet etmifltir: “En hay›rl›lar›n›zdan olan›n›zd›r.” biri de ahlâkça en güzel (Buharî, Edeb, 38, VII, 81) ِ َ ﺳـﺄَﻟ ْﺖ رﺳ: َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠـﻮ ِاس ﺑ ِـﻦ ﺳ ْﻤ َﻌـﺎ َن ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل6. ا َ ـﻮل ا َ ْ ُ َ َ ﱠ َُ ُ َ ُ ﺻ ﱠ ِ ْ و،اﳋ ُﻠ ِﻖ ِ ْ َوaِْ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻋ ِﻦ اﻟ ُ ْ ُﺣ ْﺴ ُﻦaْ َاﻟ ِ ﱡ:َﺎل ﺎك َ َﻓﻘ،ِاﻹﺛْـﻢ َ اﻻﺛْ ُﻢ َﻣﺎ َﺣ َ ﱢ ِ ِ ﺻ ْﺪ ِر َك و َﻛ ِﺮ ْﻫﺖ أ َ ْن ﻳ ﱠCِ .ﺎس َ َ َ َ ُ ﻄﻠ َﻊ َﻋ َﻠ ْﻴﻪ اﻟﻨﱠ Nevvâs b. Sem’ân (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’a iyilik ve günâhtan sordum da Resûlullah: “‹yilik, güzel huydur. Günah, vicdan›n› rahats›z eden ve insanlar›n duymas›ndan hofllanmad›¤›n fleydir” buyurdu. (Müslim, Birr, 45, III, 1980; Darimî, Rikak, 73, II, 628) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ ِ ﺻ ﱠ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َﻗBـ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ــﺎل ُ ــ ُ ــﻰ َ َﻋــﻦ اﺑْـﻦ َﻋﺒﱠـﺎس َرﺿ7. َ اﳋ ُ ْ ﻴﺪ َو َ ْ ُءBﻳﺐ اﻟ َْـ َ ْ ﻳﺐ َ ْ ﳋ ُﻠ ُﻖ ُ ْ » َا ﻮء َ اﳉﻠ ُ ُﻳﺬBَ ﻄﺎ َﻳﺎ َﻛ ُ اﳊ َﺴ ُﻦ ُﻳﺬ اﳋ ُﻠ ُﻖ ﱡ ُ اﻟﺴ = = = َ ْ ُﻳ ْﻔ ِﺴ ُﺪBَ ُﻳ ْﻔ ِﺴ ُﺪ اﻟ ْ َﻌ َﻤ َﻞ َﻛ .اﳋ ﱡﻞ اﻟ ْ َﻌ َﺴ َﻞ ‹bn-i Abbâs (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Su, buzu eritti¤i gibi güzel ahlâk da günâhlar› eritir (yok eder); sirke bal› bozdu¤u gibi kötü ahlâk da ameli bozar.” (Taberanî, el- Mu’cemu’l-Evsat, No: 854, I, 470) ِ ٍ ِ َﻋﻦ َﻋ8. ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ َ ْ Cِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل اﳉﻨﱠ ِﺔ ُﻏ َﺮ ًﻓﺎ َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠ ّ ْ 11 ِ ﻮﻬﻧـﺎ ِﻣ ْﻦ ﻇُ ُﻬ ُ ُﻮﻬﻧـﺎ َوﺑ ُ ُﻮر َﻫـﺎ ِﻣ ْﻦ ﺑ َﺎل َ َﺎم أ َ ْﻋ َـﺮاﺑِ ﱡﻰ َﻓﻘ َُ ﻄ َِ ﻄ ُ ُﺗ =ـﺮى ﻇُ ُﻬ َ ﻮر َﻫـﺎ َﻓﻘ ِ ِ َ ِﻟـﻤﻦ ِﻫﻰ ﻳﺎ رﺳ ﻼ َم َوأَﻃْ َﻌ َﻢ اﻟ ﱠ َ ْ ﺎب اﻟ َ ﺎم َوأ َ َد ام َ ﻜ َُ َ َ ْ َ َ ﻄ َﻌ َ َﻮل ا? َﻗ َﺎل ﻟـ َﻤ ْﻦ أَﻃ ِ ﺑِﺎﻟ ﱠﻠﻴ ِﻞ واﻟﻨﱠ ِ ِ اﻟﺼﻴﺎم وﺻ ﱠ ِ .ﺎم َ َ َ َ ّ ُ َ ْ E ﺎس ﻧ َﻴ Ali (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz: “Cennette d›fl› içinden, içi d›fl›ndan görülen (fleffaf) köflkler vard›r.” buyurdu. Bunun üzerine bir bedevî: “Yâ Resûlallah! Onlar kimler içindir?” diye sordu. Peygamber Efendimiz: “Yumuflak ve tatl› konuflan, yemek yediren, oruca devam eden, insanlar uykuda iken namaz k›lanlar içindir” buyurdu. (Tirmizî, Cennet, 3, IV/673) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ9. ِ أَﺣsَ ِﻜـﻢ إ ّ ِ َاﻟ ْـ ُﻤ َـﻮ،ﻜ ْـﻢ أ َ ْﺧ َـﻼ ًﻗـﺎ ُ ُﺎﺳﻨ ﻳـﻦ َﻳـﺄْﻟ َ ُﻔﻮ َ ن َ أ َ َﺣﺒﱠ ُ ْ ﱠ َ ﻃـ ُﺆ َن أ َ ْﻛﻨَـﺎ ًﻓـﺎ اﻟ ﱠـﺬ = ِ ِ ُ َو إِ ﱠن أَﺑْ َﻐ َﻀ،َو ُﻳـ ْﺆﻟ َ ُﻔـﻮ َن ِ ُ َ W ﺑ ن ـﻮ ﻗ ـﺮ ﻔ ﻤ َ ْ َ َ ّ ُ ـﺎءو َن ﺑِـﺎﻟﻨﱠﻤﻴ َﻤـﺔ اﻟ ْـ ُ اﻟ ْـ َﻤﺸﱠs ﻜ ْـﻢ إ َ ﱠ = ِ ِ ِ ِ ِ .ﺖ َ َاء اﻟ ْ َﻌﻨaَ ُ ْاﻷَﺣﺒﱠﺔ اﻟ ْـ ُﻤ ْﻠ َﺘﻤ ُﺴﻮ َن ﻟ ْﻠ Ebu Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Benim kat›mda en sevimliniz, ahlâkça en güzel olan ve etraf›ndakilerle hofl geçineninizdir ki, onlar herkesi sever ve herkes de onlar› sever. Benim kat›mda en sevimsizleriniz ko¤uculuk yapan, dostlar›n aras›n› açan ve temiz kimselerde kusur arayanlar›n›zd›r.” (Taberânî, Evsat, 7693, VIII/341, 342) 12 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ َﻗﺎﻟ َﺖ ِ ِ إِ ﱠن ِﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َر10. ْ َُ ُ ﺻ ﱠ َ ْ ﻧًﺎ أ َ ْﺣ َﺴﻨَ ُﻬ ْﻢ ُﺧ ُﻠﻘًﺎ َوأَﻟBﻳ َ إW .ﻄ َﻔ ُﻬ ْﻢ ﺑِﺄ َ ْﻫ ِﻠ ِﻪ َ أ َ ْﻛ َﻤ ِﻞ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺆ ِﻣﻨ = = Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz flöyle buyurdular: “‹manca mü’minlerin en olgunu, ahlâk› en güzel olup, aile bireylerine karfl› en yumuflak ve lütufkâr davranand›r.” (Tirmizî, ‹man, 6, V, 9; Darimî, Rikak, 74, II, 629) ِ ﻋ11. ٍ ـﻦ َﻋﺒ ِ ِ ـﺎس َﻋ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ُﻛ ْﻢYـ ْ َ َ ــﻰ ـﻦ اﺑْ ِ ﱠ ُ ﺻ ﱠـ ُ ْ ُﻛ ْـﻢ َﺧYـ ُ ْ َﺧ: َﻗ َـﺎل، ا َﻋ َﻠﻴْـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ّ .ِﻷ َ ْﻫ ِﻠ ِﻪ ‹bn Abbas’tan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufllard›r: “Hay›rl›n›z, ailesine hay›rl› olanlar›n›zd›r.” (‹bn Mâce, Nikah, 50, I, 636) ِ ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ: ـﺎل ِ َﻋـﻦ َﻋﺒ ِﺪ12. ٍ ـﻦ َﻋ ْﻤ ِ ْا ﺑ ـﺎر ُﻛ ْﻢ َ ـﺮ َﻗ َ ـﻮل ا ْ ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ﺧ َﻴ: ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِ .ﺎر ُﻛ ْﻢ ِﻟ ِﻨ َﺴﺎﺋ ِ ِﻬ ْﻢ ُ ﺧ َﻴ Abdullah b. Amr’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdular: “Hay›rl›n›z, kad›nlar› için hay›rl› olan›n›zd›r.” (‹bn Mâce, Nikah, 50, I, 636) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ َﻛ َﺮ ُم:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑِـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر13. ِ اﻟ ْـﻤﺮ . َو َﺣ َﺴﺒُ ُﻪ ُﺧ ُﻠ ُﻘ ُﻪ،وء ُﺗ ُﻪ َﻋ ْﻘ ُﻠ ُﻪ ﺮ ﻣ و ، ﻪ ﻨ ﻳ د ء ُ ُ َ ْ َ َ ُُ = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 13 “Kiflinin keremi (cömertli¤i, ululu¤u ve bütün iyilikleri) dinidir. Mürüvveti (mertlik ve insanl›¤›) akl›, hasebi (soyluluk ve asaleti) güzel ahlâk›d›r.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 328, Beyrut, 1984) ِ َ !ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ﻟ َ ُﻪ َﻳﺎ أَﺑَﺎ َذ ٍّر ﻻ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑِﻰ َذ ٍّر َرﺿ َﻰ14. ِّ ﻜ ُ ْ ْﺴ ِﻦwُ ﺐ َﻛ َ ْ َو َﻻ َو َر َع َﻛﺎﻟ،ِYَِﻋﻘ َْﻞ َﻛﺎﻟ ﱠﺘ ْﺪﺑ .اﳋ ُﻠ ِﻖ َ َو َﻻ َﺣ َﺴ،ﻒ Ebû Zerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), kendisine hitaben: “Yâ Ebâ Zer, ne tedbir1 gibi ak›l, ne haramdan kaç›nmak gibi vera,2 ve ne de güzel ahlâk gibi haseb3 olur.” buyurmufltur. (‹bn Hibban, bi Tertibi ‹bn Belban, Birr, 2, 361, II, 79, Beyrut, 1993) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻛـﺎ َن َﻳ ْﺪ ُﻋﻮ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑِـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َر15. ِ ِ َﺎق و ِ ّ َاﻟ =ﻠّﻬﻢ إِﻧّﻰ أ َ ُﻋﻮ ُذ ﺑِ َﻚ ِﻣﻦ ِ اﻟﻨّ َﻔ .ﻼ ِق َ ﺎق َو ُﺳﻮء ْاﻷ َ ْﺧ َ َ ِ اﻟﺸﻘ ُﱠ = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle duâ ederdi: “Allah’›m, ayr›l›k ve bozgunculuktan, iki yüzlülük ve kötü ahlâktan sana s›¤›n›r›m.” (Nesâî, Sünen, ‹stiaze, 21, VIII, 263-264) ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َﻋ ْﻦ َﺟﺎﺑ16. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻋ ْﻦ َ َﻋ ْﻦ َر ُﺳﻮل اBـ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﺮ ﺑْ ِﻦ َﻋﺒْﺪ ا َرﺿ َﻰ ِ ﻳـﻞ َﻋ ِﻦ ِ ْ ِﺟ َوﻟ َْﻦ َﻳ ْﺼ ُﻠ َﺢ ﻟ َ ُﻪ،ﻳﻦ َا ْر َﺗ َﻀ ْﻴ ُﺘ ُﻪ ِﻟﻨَ ْﻔﺴـﻰ َ a َ ّ إِ ﱠن =ﻫ َﺬا اﻟـﺪ: َﻗ َـﺎلsا َﺗ َﻌ َﺎ = = ِ ُ ْ ﺎء َو ُﺣ ْﺴ ُﻦ .ﺒْ ُﺘ ُﻤﻮ ُهwِ ﺻ َ َﻣﺎBَ ِ|ِ َﻓﺎﻟ َْﺰ ُﻣﻮ ُه،اﳋ ُﻠ ِﻖ إ ﱠﻻ ﱠ ُ اﻟﺴ َﺨ 1. Tedbir: Bir iflin sonunu düflünerek baflar›s›n› sa¤lama çaresine baflvurmak. 2. Vera’: Haramdan kaç›nmakta din buyruklar›na ba¤l›l›k demektir. 3. Haseb: Burada kiflinin dîni, keremi ve ahlâk› demektir. 14 Câbir b. Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.), Cebrâil’den, Allâhu Teâlâ’n›n flöyle buyurdu¤unu haber vermifltir: “Muhakkak flu (‹slâm Dîni) benim râz› oldu¤um bir dindir. Ona ancak cömertlik ve güzel ahlâk yarafl›r. Sahibi bulundu¤unuz müddetçe bu dîni, bu iki huy ile güzellefltirip flereflendirin (takviye edin).” (Taberânî, Evsat, No: 8915, IX, 424, 425) ِ ُ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ َﻗـﺎﻟ َﺖ َﻗ َﺎل رﺳ ِ ِ إِ ﱠن ِﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ َﺔ َر17. ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ َ ِ ّ َ ﺎس ِﻟ . ِه ُ اﻟﻨﱠﺎس َﻣ ِﻦ ا ﱠﺗﻘَﺎ ُه اﻟﻨﱠ ّ Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “fierrinden dolay› insanlar›n kendisinden kimse, insanlar›n en flerlilerindendir.” sak›nd›¤› (Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 4, II/903, 904) ِاﻟـﺪ ْر َد ِاء أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﺻ ﱠ Cِ ء أَﺛْﻘ ََﻞE ـﻰ َ ـﺎ ﻣ :ــﺎل ــ ـﻰ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ ــﻦ أَﺑِـﻰ ﱠ َ ْ َﻋ18. ُ َ ﱠ ْ ِ ان اﻟ ْـﻤ ْﺆ ِﻣ ِﻦ ﻳﻮم اﻟ ِْﻘﻴﺎﻣ ِﺔ ِﻣﻦ ُﺧ ُﻠ ٍﻖ ﺣﺴ ٍﻦ وأ َ ﱠن ا ﻟ َﻴﺒ َﻐ ُﺾ اﻟ ْ َﻔ ِ ﻴﺰ ﺶ َ ﺎﺣ َ ِﻣ ْ َ َ ََْ ُ َ َ َ َْ َ ِ .ىء َ اﻟ ْﺒَﺬ Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “K›yâmet gününde (ameller tart›l›rken) mü’minin mizân›nda güzel ahlâktan daha a¤›r (gelecek) bir fley yoktur. fiüphesiz ki Allah Teâlâ, kötü huylu, çirkin sözlü kimseleri sevmez.” (Tirmizî, Birr, 62, IV, 362) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِﻰ أ َ ﱠن رﺳ ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻮل ا َُ ﱢ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َﺟﺎﺑِ ٍﺮ َر19. ِ ِﻠﺴﺎ ﻳـﻮم اﻟ ِْﻘﻴﺎﻣ ِﺔ أَﺣ ِ ِ ُ ِ وأ َ ْﻗﺮﺑsَ ِﻜﻢ إ ِ ُ َﺎﺳﻨ ،ﻜ ْﻢ أ َ ْﺧ َﻼ ًﻗﺎ َ َ َ َ ْ َ ً ْ َ ﻜ ْﻢ ﻣﻨّﻰ ْ ﻣ َ َ ـﻦ أ َ َﺣﺒِّ ُ ْ ﱠ 15 ِ ِﻠﺴــﺎ ﻳـﻮم اﻟ ِْﻘﻴ ِ ِ ُ َو إِ ﱠن أَﺑْ َﻐ َﻀ ـﺎرو َن َ َ َ ْ َ ً ْ َ َوأَﺑْ َﻌ َـﺪ ُﻛ ْـﻢ ﻣﻨّـﻰs ُ َـﺎﻣـﺔ اﻟﺜ ْﱠـﺮﺛ ﻜ ْـﻢ إ َ ﱠ = ِ ــﻮل ِ ّ َواﻟ ْـﻤﺘَﺸ ــﺪ َﻋ ِﻠ ْﻤﻨَــﺎ َ َﻗــﺎﻟ ُــﻮا َﻳــﺎ َر ُﺳ،ــﺪ ُﻗـــﻮ َن َواﻟ ْـ ُﻤﺘَ َﻔ ْﻴ ِﻬﻘُــﻮ َن ْ ا! َﻗ ُ َ َ َ َاﻟ ْـ ُﻤﺘ: اﻟ ْـ ُﻤﺘَ َﻔ ْﻴ ِﻬﻘُﻮ َن? َﻗ َﺎلBَ َﻓ،ﺎرو َن َواﻟ ْـ ُﻤﺘَﺸَ ّ ِﺪ ُﻗﻮ َن .ﻜﺒِّ ُﺮو َن ُ َاﻟﺜ ْﱠﺮﺛ Câbir (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Benim kat›mda en sevimliniz ve k›yamet gününde meclisime en yak›n›n›z, ahlâk› en güzel olan›n›zd›r. Sizden en sevmedi¤im ve k›yamet gününde meclisimden en uzakta kalacak olanlar: Kibirli kibirli a¤›z e¤erek gösterifl için lûgat parçalayan ve çok konuflan kimselerdir.” Ashab: “Yâ Resûlullah, ( ُﻣ َﺘﺸَ ّ ِـﺪﻗُـﻮ ْنve َـﺎرو ْن ُ ’) ﺛ َْـﺮﺛi bildik, ( ) ُﻣ َﺘ َﻔﻴْ ِﻬﻘُـﻮ ْنkimlerdir? diye sordular. “Kibirlenip böbürlenen kimselerdir” cevab›n› verdi. (Tirmizî, Birr, 71, IV, 370, ‹bn Hanbel, IV, 193) ِ ُ رﺳsِ َﻗ َﺎل:ـﺎل ِ إِ ﱠﺗ ِﻖ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑِـﻰ َذ ٍّر َرﺿ َﻰ20. ِ ﻬـﺎو َﺧwْاﳊﺴﻨَ َﺔ َﲤ ِ ـﺎﻟ َ ا َﺣ ْﻴﺜ ٍ ـﺎس ﺑِ ُﺨ ُﻠ ﻖ َ ْ ُﻛﻨBُـ َ َ ُ َ ـﻖ اﻟﻨﱠ َ َ ْ اﻟﺴ ّﻴِﺌَـ َﺔ ـﺖ َوأ َ ْﺗﺒِــ ِﻊ ﱠ َ ٍ َﺣ َﺴ .ﻦ Ebû Zerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) bana flöyle buyurdu: “Nerede olursan›z olun, Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n ve kötülü¤ün peflinden hemen iyili¤i yetifltirin ki, onu silip yok etsin. Ayr›ca insanlarla güzelce geçinin.” (Tirmizî, Birr, 55, IV, 355; Darimî, Rikak, 74, I, 719) ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ21. ِا ﱠن: َﻗ َـﺎل ِ َﻻَ ﱠـﺞ َﻋﺒْ ِـﺪ اﻟْﻘَﻴْ ِﺲ. ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ـﻦ اﺑْـﻦ َﻋﺒﱠـﺎس َا ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ ِ ْ َا: اBَ ﺒﻬ ِ ْ َﻴﻚ َﺧ ْﺼ َﻠﺘ .اﻻﻧَﺎ ُة َ ْ ﳊ ْﻠ ُﻢ َو َ ﻓ ُ ُِﱡW ُ = 16 ‹bn Abbas (r.a.)’tan; Peygamber Efendimiz, Eflecc Abdül-Kays’a: “Sende Allahu Teâlâ’n›n sevdi¤i iki (güzel) meziyet vard›r: Onlar da hilm (yumuflak huyluluk) ve teenni (düflünceli, temkinli hareket)dir” buyurmufllard›r.4 (Tirmizî, Birr, 66, IV, 366, 367) Yَ ْ َﻒ َو َﻻ َﺧ ُ َا ْﳌ ُ ْﺆ ِﻣ ُﻦ َﻳﺄْﻟ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ َﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ22. ُ ﺻ ﱠ = .َﻒ ُ َﻒ َو َﻻ ُﻳ ْﺆﻟ ُ ﻓﻴ َﻤ ْﻦ َﻻ َﻳﺄْﻟ = Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤unu rivayet etmifltir: “Mü’min ülfet eden (insanlarla iyi geçinen) kiflidir. ‹nsanlarla iyi geçinmeyen ve kendisi ile geçinilmeyen kiflide hay›r yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, II, 4, 5, 335, 9436) ِ َ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ:ـﺎل ِ ِ َﻋـﻦ َﻋﺒ ِﺪ23. ٍ ـﻦ َﻋ ْﻤ ِ ْا ﺑ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ـﻮل ا ْ ْ ُ َ ُ ْ َ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﺮ َو َرﺿ َﻰ ِ . ْﺴ ِﻦ ُﺧ ُﻠ ِﻘ ِﻪwُ ِاﻟﺼ ﱠﻮامِ اﻟْﻘ ﱠُﻮامِ ﺑ ُ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ إِ ﱠن اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﻠ َﻢ ﻟ َُـﻴ ْﺪ ِر ُك َد َر َﺟ َﺔ ﱡ:ُﻮل Abdullah b. Amr (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤unu iflittim: “Müslüman, güzel ahlâk› sayesinde Allâh’›n emirlerini yerine getirip devaml› oruç tutanlar derecesine yükselir.” (Taberanî, Evsat, No: 3150, IV, 102-103) ِ َ ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬـﺎ َﻗـﺎﻟ َـﺖ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻮل ا َ ُ َ ـﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َر ْ َﻋ24. َُ ُ ْ َ ْ ُ ﺻ ﱠـ 4. Abdü’l-Kays kabîlesi, Peygamber Efendimizi ziyarete geldiklerinde, vas›talar›ndan iner inmez hemen Peygamberimizin elini, ete¤ini öpme¤e kofltular. Fakat bunlar›n reisi olan Münzir-i Eflecc, üstünü bafl›n› temizleyip beyaz bir cübbe giydikten sonra huflû’ ve tevazu’ içinde Peygamberimizin huzuruna ç›kt›¤›nda, Peygamber Efendimiz bu hadîsi buyurmufllard›r. 17 ِِ ِ .اﻟﺼﺎﺋ ِ ِﻢ اﻟْﻘَﺎﺋ ِ ِﻢ ُ َﻳﻘ ْﺴ ِﻦ ُﺧ ُﻠﻘﻪ َد َر َﺟ َﺔ ﱠwُ ِ إِ ﱠن اﻟ ْـ ُﻤ ْﺆﻣ َﻦ ﻟ َُـﻴ ْﺪ ِر ُك ﺑ:ُﻮل Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle dedi¤ini iflittim: “Mü’min, güzel ahlâk› ile (fazla) oruç tutup (fazla) ibadet edenin derecesine eriflir.” (Ebu Davud, Edep, 7, V/149) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ َ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْــ ُﻪ َﻗ َ ــﻮل ا ْ َﻋ ُ َ َ َﻗ، ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َاﺑـﻰ ﻃــﺎﻟـﺐ َرﺿ = ِ ِ ِ .ﺻﺎﺋ ِ ِﻢ اﻟﻨﱠ َﻬﺎر ِ ِ ِ ِ ِ ُ ْ ْﺴﻦwُ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺆ ِﻣ َﻦ ﻟ َُﻴ ْﺪر ُك ﺑ َ اﳋ ُﻠﻖ َد َر َﺟﺎت َﻗﺎﺋ ِﻢ اﻟ ﱠﻠ ْﻴﻞ َو Ali b. Ebî Talib (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤u rivayet edilmifltir: “Mü’min, güzel ahlâk› sebebiyle gece ibâdet eden ve gündüz oruçlu bulunanlar›n derecelerine eriflir.” ٍ ـﻦ ﺳ ِﻌ ِ ْﺴwُ ِ َا ﱠن ْاﳌ َ ْـﺮء ﻟ َُـﻴ ْـﺪ ِر ُك ﺑ: ﻴــﺪ َﻗ َـﺎل ﺑَ َﻠ َﻐ ِﻨــﻰ ـﻦ ُﺧ ُﻠ ِﻘ ِـﻪ َد َر َﺟ َﺔ ْ َ ـﻦ ْ َﻋ َ ِ ْـﻰ ﺑ َ َ ِ ﻈ ِ ﺎﻮ ِ ﺎﻣ اﻟْﻘَﺎﺋ ِ ِﻢ ﺑِﺎﻟ ﱠﻠ ْﻴ ِﻞ اﻟ ﱠ .اﺟ ِﺮ َ َ ْ ِﺊ ﺑ Yahya b. Said (r.a.)’den, flöyle dedi¤i rivâyet olunmufltur: “Kifli, güzel ahlâk ile geceyi ibadetle geçiren ve savafl meydanlar›nda fliddetli susuzluktan ci¤eri yanan kimsenin derecesine ulafl›r.” (Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 6, II/904) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ َ ْ َﻋ25. إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ = ِ .ﻼة ِ ِ ِ ُ ْ ْﺴﻦwُ ا ﻟ َُﻴﺒَ ﱢﻠ ُﻎ اﻟ َْﻌﺒْ َﺪ ﺑ َ اﻟﺼ اﻟﺼ ْﻮمِ َو ﱠ اﳋ ُﻠﻖ َد َر َﺟ َﺔ ﱠ َ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), buyuruyor: 18 “Allâhu Teâla, kifliyi güzel ahlâk› ile (fazla) namaz k›lan ve (fazla) oruç tutanlar›n derecesine yükseltir.” Ebû Ya’lâ’n›n Enes’ten rivâyetinde: َ َ ِاW » َا ْﻛ َﻤ ُﻞ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺆ ِﻣ ِﻨMü’minlerin imanca en olgunu, “«ﻧًﺎ أ َ ْﺣ َﺴﻨُ ُﻬ ْﻢ ُﺧ ُﻠﻘًﺎBﻳ ahlâkça en güzel olan›d›r.” ilavesi vard›r. (Taberanî, Evsat, IV, 3892) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ أ َ ْو َﺣﻰ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ26. َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ أَﺑِﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َر ِ ُ ْ َﻚ َوﻟ َْﻮ َﻣ َﻊ اﻟ ِ ﻜ ﱠﻔ ﺎر َ ﻼ ُم; َﻳﺎ َﺧﻠﻴـ َﺣ ّ ِﺴ ْﻦ ُﺧ ُﻠﻘ َ اﻟﺴ َ إِﺑْ َﺮاﻫsَ ِا إ ﻴﻢ َﻋ َﻠ ْﻴﻪ ﱠ ُ = = و إِن َﻛ ِﻠﻤ =ﺘ،ار ِ ﻰ ﺳﺒـﻘَـﺖ ِ َ ْ ـﻞ ﺧ ـﻦ ُﺧ ُﻠ َﻘ ُﻪ َا ْن ﺴ ﺣ ـﻦ ﻤ ـ ﻟ ـﺮ ﺑ اﻷ َ َ َﺗ ْـﺪ ُﺧ ْﻞ َﻣ ْـﺪ َ ْ َ َ ﱠ َ َ َ ْ َ ْ َ ﱠ ِ وأ َ ْن أُﺳ ِﻘﻴـ ُﻪ ِﻣ =ـﻦ ﺣ،ﲢـﺖ َﻋـﺮـﻰ ِ ْ ِة ُﻗ ْـﺪﺳـﻰ َوأ َ ْن أ ُ ْدﻧِ َﻴـ ُﻪ ِﻣYـ ﻦ ﻈ َ ْ َ ْ َ ْ َ أُﻇ ﱠﻠـ ُﻪ َ َ ْ = = .ِﺟ َﻮارى Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: = “Allâhu Teâlâ, ‹brahim (a.s.)'a flöyle vahyetti: – Halilim (Dostum)! Kâfirlere karfl› olsa da ahlâk›n› güzellefltir ki, iyilerin girdi¤i yere giresin. Ahlâk›n› güzellefltiren kimseyi, Arfl›m›n alt›nda gölgelendirip cennet sular›ndan içirece¤imi ve onu civar›ma yaklaflt›raca¤›m› vâdettim.” (Taberanî, Evsat, No: 6502, VII, 261) ِ ِ َﻋـﻦ أَﺑِـﻰ ﱠ27. ِ َ َﻣـﺎ ِﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ْ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ َ اﻟـﺪ ْر َداء َرﺿ ٍ ِ ﻴﺰ ُ ْ ان أَﺛْﻘ َُﻞ ِﻣ ْﻦ ُﺣ ْﺴ ِﻦ .اﳋ ُﻠ ِﻖ َ ْاﳌCِ ﻮﺿ ُﻊ َ َ ْﻰء ُﻳ = ِ ِ ــﻪ َدرﺟـ َﺔ ﺻ ِ ِــﻖ ﻟ َﻴﺒ ُﻠ ُـﻎ ﺑ ِ ــﺎﺣ ِ ــﺐ ُﺣ ْﺴ ُ ْ ـﻦ ِاﻟﺼ ْـﻮم ـﺐ ﱠ َ َ َ َ َو إِ ﱠن ْ َ ِ اﳋ ُﻠ َ ﺻـﺎﺣ .ﻼ ِة = اﻟﺼ َو ﱠ 19 ِ ِ َ اﻟ ْـﻤCِ ﻣـﺎ ِﻣﻦ َ ـﻰ ٍء أَﺛْﻘ ََـﻞ: ِر َوا َﻳ ِـﺔ أَﺑـﻰ َد ُاو َد ُ ْﺘَ َـاCَو ـﻦ ُﺣ ْﺴ ِﻦ ْ ﻴـﺰان ﻣ ْ ْ َ ً = = = ِ .اﳋ ُﻠﻖ ُْ Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “(K›yamet günü) mü’minin mizan›nda güzel ahlâktan daha a¤›r bir fley bulunmaz. ‹nsan, güzel ahlâk› ile (fazla) namaz k›l›p (fazla) oruç tutanlar derecesine yükselir.” (Tirmizî, Birr, 63, IV, 363) Ebû Dâvûd da muhtasar olarak; “Mizanda, güzel ahlâktan daha a¤›r gelecek hiçbir amel yoktur.”5 (Ebu Davud, Edeb, 7, V, 150) ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ إِ ﱠن اﻟ َْﻌﺒْ َﺪ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ْ َﻋ28. َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ـﻦ َاﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠ = ِ ِ ِ ِ ُ َ .اﻟﺼﺎﺋ ِﻢ اﻟْﻘَﺎﺋ ِﻢ ْﺴ ِﻦ ُﺧﻠﻘﻪ َد َر َﺟﺔ ﱠwُ ِﻟ َﻴَﺒْ ُﻠ ُﻎ ﺑ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kul, güzel ahlâk›yla oruç tutan ve namaz k›lanlar›n derecesine ulafl›r.” (Taberanî, Evsat, 6279, VII, 154) َ ـﺺ َﻗ ْﻠﺒَـ ُﻪ ِﻟ ْـﻺ َو َﺟ َﻌ َـﻞ َﻗ ْﻠﺒَـ ُﻪ، ِنBﻳـ َ ـﻦ أ َ ْﺧ َﻠ ْ ـﺢ َﻣ َ َﻗ ْـﺪ أ َ ْﻓ َﻠ: َﻋ ْـﻦ أَﺑـﻰ َذ ٍّر29. = ِ ً ﺳﻠ ِ ﺴﺎ َﻧـ ُﻪ ﺻ ْ ـﺎد ًﻗﺎ َو َﻧ ْﻔ َﺴـ ُﻪ ُﻣ َو َﺧﻠﻴ َﻘ = َﺘ ُﻪ ُﻣ ْﺴ َﺘـﻘﻴ َﻤـ ًﺔ َو َﺟ َﻌ َ ﻞ،ًﻄ َﻤ ِﺌﻨﱠــﺔ َ َ َوﻟ،Bﻴـ َ = = ِ أ ُ ُذ =َﻧ ُﻪ ﻣﺴ َﺘ ِﻤﻌ ًﺔ و َﻋﻴﻨَ ُﻪ َﻧ .ﺎﻇ َﺮ ًة ْ َ َ ْ ُ 5. Maksat, farz olmayarak k›l›nan namaz ve tutulan oruçlard›r. 20 Ebû Zerr (r.a.)’den: “Can ve gönülden iman eden, kalbini her türlü fenâl›ktan temizleyen, dili do¤ruyu söyleyen, gönlünü hofl tutup hâline râz› olan, ahlâk›n› düzelten (güzel) sözleri dinleyip ibret nazar› ile bakan kurtulmufltur.” (‹bn Hanbel, V, 147) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ ْ َﻋ ْﻦ َﺳ ْﻔ َﻮا َن ﺑ30. ُﻛ ْﻢaُ ِ أ َ َﻻ أ ُ ْﺧ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻦ ُﺳ َﻠ ْﻴ ٍﻢ َﻗ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ ِ ِ ﺑِﺄَﻳ ُ ْ َو ُﺣ ْﺴ ُﻦ،ﺖ .اﳋ ُﻠ ِﻖ َا ﱠ: اﻟ ْﻌﺒَﺎ َدة َوأ َ ْﻫ َﻮ ِ َﻬﻧﺎ َﻋ َ اﻟ ْﺒَ َﺪن ُ ﻟﺼ ْﻤ َ ْ Safvan b. Süleym’den; Resûlullah (s.a.s.) buyuruyorlar ki: “Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Susmak ve güzel ahlâk sahibi olmakt›r.” (‹bn-i Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, No: 27, 48, Beyrut, 1988) ِ ُ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ﺳ ِﺌ َـﻞ رﺳ ِ َﻋ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ْ َﻋ31. َُ ُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َر = ِ ِ ِ ِ ِ أ َ ْﻛﺜ ُ ْ ـﻦ َ ْ ـﺎس َو ُﺳﺌ َ ﻞ،اﳋ ُﻠﻖ َ اﳉﻨﱠـ َﺔ َﻓﻘ ُ َـﺎل َﺗﻘ َْﻮى ا َو ُﺣ ْﺴ َ َـﺮ َﻣﺎ ُﻳ ْـﺪﺧ ُﻞ اﻟﻨﱠ ِ .َﺎل اﻟ ْ َﻔ ُﻢ َواﻟ ْ َﻔ ْﺮ ُج َ ﺎر َﻓﻘ َ ﺎس اﻟﻨﱠ َ َﻋ ْﻦ أ َ ْﻛﺜ َِﺮ َﻣﺎ ُﻳ ْﺪﺧ ُﻞ اﻟﻨﱠ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a; – ‹nsanlar›n, cennete girmelerine en çok vesile olan fleylerden sorulunca, Resûlullah: – Allah’tan korkmak ve güzel ahlâkt›r, buyurmufltur. Ve insanlar›n cehenneme girmelerine en çok sebeb olan fleyler sorulunca da, Resûlullah: – A¤›z ve tenâsül uzvudur (üreme organ›d›r), buyurmufltur. (Tirmizî, Birr, 62, IV, 363) 21 ِ َ أَﻧﱠ ُﻪ ﺳ ِﻤﻊ رﺳBَ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ُ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ ا ﺑْ ِﻦ َﻋ ْﻤ ٍﺮو َر32. َُ َ َ ُ ﺻ ﱠ ِ ِ ْ َ ﻜـﻢ ِﻣ ِﻨّـﻰ ِ ُ ُﻛ ْﻢ ﺑِـﺄ َ َﺣﺒِّـa أ َ َﻻ أ ُ ْﺧ ِـ،ُـﻮل ?ـﺎﻣ ِﺔ ُ َﻳﻘ َ ﻠ ًﺴﺎ َﻳ ْـﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ ْ ُ ِ َوأ َ ْﻗ َﺮﺑs ُ ﻜ ْـﻢ إ َ ﱠ ِ ﻮل ِ ْ َﻓـﺄ َ َﻋﺎ َد َﻫـﺎ َﻣ ﱠـﺮ َﺗ ُ ُ أ َ ْﺣ َﺴﻨ:ـﺎل ﻜ ْ ﻢ َ َﻗ،ا َ ﻧَ َﻌ ْﻢ َﻳـﺎ َر ُﺳ: َﻗـﺎﻟ ُـﻮا،ﻼﺛًﺎ َ أ َ ْو ﺛَـW .ُﺧ ُﻠﻘًﺎ Abdullah b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤unu iflittim: “Benim kat›mda en sevimliniz ve k›yamet gününde meclisime en yak›n olan›n›z› size haber vereyim mi?” Bunu iki veya üç defa tekrar buyurdular. Ashab: “Evet, yâ Resûlullah”, dediler. Resûlullah: “Ahlâkça en güzel olan›n›zd›r” buyurdu. (‹bn Hanbel, II, 185) ِ َ ـﻦ أَﺑﻰ ﻃَ ِﺎﻟ ٍﺐ أ َ ﱠن رﺳ ِ ْ ـﻦ ُﺣ َﺴ ِ ْ َو َﻋ ْﻦ َﻋ ِﻠ ِﻰ ﺑ33. ِ ْ ﺑْ ِﻦ َﻋ ِﻠ ِﻰ ﺑW ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ّ ّ = ِ ِﻣﻦ ﺣﺴ ِﻦ إِﺳ َﻼمِ اﻟ ْـﻤﺮ ِء َﺗﺮ ُﻛ ُﻪ ﻣ َﺎﻻ ﻳﻌ ِﻨ:َﻗ َﺎل .ﻴﻪ َْ َ ْ ْ َ ْ ْ ُ ْ Ali b. Hüseyin b. Ebî Tâlib (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Kiflinin ‹slâmî güzelliklerinden biri de (mânâs›z, faydas›z) ve kendisini ilgilendirmeyen fleyleri terk etmesidir.” (Mâlik, Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 3, II, 903) ِ ُ ـﺎل; َﻗ َﺎل رﺳ ِ ٍ ﻟ َﻴْ َﺲ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌﻮد َرﺿ َﻰ34. ِ و َﻻ اﻟ ْ َﻔ،ﺎن ِ ِ ْاﳌ ُ ْﺆ ِﻣﻦ ﺑِﺎﻟ ﱠ . َو َﻻ اﻟ ْﺒَﺬىء،ﺎﺣ ِﺶ ُ َ َو َﻻ اﻟ ﱠﻠ ﱠﻌ،ﻄ ﱠﻌﺎن = ‹bni Mes’ûd (r.a.); Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤unu rivayet etmifltir: 22 “Mü’min; insanlar› kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davran›fl sergileyen kimse de¤ildir.” (Tirmizî, Birr, IV, 350, 48; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 405, 416) ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ْ َﻋ35. ُ َﻳ ﻮل ُ ـﻦ َر ُﺳ ْ ﻜ ُ ـﻰ ْ َ : َﻗ َﺎلBا َﻋﻨْ ُﻬ َـ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا اﺑْﻦ َﻋ ْﻤـﺮو ﺑْـﻦ اﻟ ْ َﻌﺎص َرﺿ ِ ا ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠﻴ ِـﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ َﻓ ِ ْ إِ ﱠن ِﻣ:ُـﻮل ﻦ ُ َو َﻛـﺎ َن َﻳﻘ،ﺸً ـﺎwِّ ـﺎﺣﺸً ـﺎ َو َﻻ ُﻣ َﺘ َﻔ َ َ َ َ ْ ُ ِ ِﺧ َﻴ ُ َﺎر ُﻛ ْﻢ أ َ ْﺣ َﺴﻨ .ﻼ ًﻗﺎ َ ﻜ ْﻢ أ َ ْﺧ Abdullâh b. Amr b. el-Âs (r.anhümâ)’dan; flöyle demifltir: Resûlullâh, sözünde ve iflinde çirkin bir harekette ne bulunurdu, ne de bulunmak isterdi ve flöyle buyururdu: “Sizin en hay›rl›n›z -dan biri de- ahlâkça en güzelinizdir.” (Buharî, Menâk›b, 23, IV, 166) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ َ ْ َﻋ36. أ َ َﻻ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ = ِ ِ َ َ ْ َ ُ َ = َ ُ ، ًراBـﺎل أﻃ َﻮﻟ ُـﻜ ْـﻢ أ ْﻋ َ ﻗ،ـﻮل ا َ ﺑَـ َﻳﺎ َر ُﺳ: ُﻛ ْﻢ ﺑِ ِﺨﻴَـﺎرﻛ ْـﻢ? ﻗﺎﻟ ُـﻮاaـ ُ ِ أ ُ ْﺧ ُ َوأ َ ْﺣ َﺴﻨُـ .ﻼ ًﻗﺎ َ ﻜ ْﻢ أ َ ْﺧ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.): – En hay›rl›lar›n›z› size bildireyim mi? buyurdu. Onlar: – Bildir yâ Resûlallâh, dediler. Resûlullah: – Ömrü uzun ve ahlâk› güzel olan›n›zd›r, buyurdular. (‹bn Hibban, Birr, 484, II, 234) ِ ٍ أ َ ﱠن ﻣﻌـﺎ َذﺑﻦ ﺟﺒBَ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬ ِ ِ ِ َﻋـﻦ َﻋﺒ ِﺪ37. ِ ْـﻦ َﻋ ْﻤ ِﺮو ﺑ ِ ْا ﺑ ا ُ ُ َ ـﻦ اﻟ َْﻌﺎص َر ََ َْ َُ ْ ْ ُ ـﻞ َرﺿ َﻰ ِ ْ : َﻗ َﺎل،ﺻﻨﻰ ِ ا أَو ِ ﻳﺎ ﻧَﺒِﻰ:َـﺎل ِ ْ ا َﻻ ُﺗ َ َ َ . ْك ﺑِ ِﻪ َ ْﻴﺌًﺎ ْ َ اﻋﺒُﺪ َﻋﻨْ ُﻪ أ َرا َد َﺳﻔ ًﺮا ﻓﻘ َ َ ﱠ = 23 ِ ﻳﺎ ﻧَﺒِﻰ: َﻗ َﺎل، إِ َذا أَﺳﺄْت َﻓﺄَﺣ ِﺴﻦ: َﻗ َﺎل،ا ِز ْدﻧﻰ ِ َﻗ َﺎل ﻳﺎ ﻧَﺒِﻰ ،ا ِز ْدﻧﻰ َ ْ ْ َ َ ﱠ َ ﱠ = = .ُﻚ َ ُﺴ ْﻦ ُﺧ ُﻠﻘwْ اﺳﺘَ ِـﻘ ْﻢ َوﻟ َْﻴ ْ َﻗ َﺎل Abdullâh b. Amr b. el-Âs (r.anhümâ)’dan: Muâz b. Cebel (r.a.), (bir yere) yolculuk yapmak istedi¤i bir s›rada Resûlullah Efendimiz’e flöyle söyledi: – Ey Allah’›n Resûlü! Bana ö¤üt ver. Resûlullah: – Allah’a ibâdet et, O’na hiçbir fleyi flerik (ortak) koflma, buyurdu. Muâz yine: – Ey Allah’›n Resûlü! Bana ö¤üdünü artt›r, dedi, Resûlullah: – (Bir) Fenâl›k yapt›¤›nda hemen iyilik yap, buyurdu. Muâz (yine): – Ey Allah’›n Resûlü! Bana -ö¤üdünü- artt›r, dedi. Resûlullah: – Dosdo¤ru ol , ahlâk›n güzelleflsin, buyurdular. (‹bn Hibban, Birr, 524, II, 283) ِ ِ ٍ ﺻ ﱠ َ ﻮﺳـﺎ ﻋﻨْ َﺪ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َ َﻋ ْﻦ أ ُ َﺳ38. ُ ﺎﻣـ َﺔ ﺑْ ِﻦ َ ﻳـﻚ َرﺿ َﻰ ً ُﻛﻨﱠﺎ ُﺟ ُﻠ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َـﺎل ِ ا َﻋﻠﻴ ِـﻪ وﺳ ﱠﻠﻢ َﻛـﺄَﻧﱠ =ﻤـَﺎ َﻋ َـ ر ُؤ َ َﻜ ﱠﻠ ُﻢ ِﻣﻨﱠـﺎ ُﻣﺘ َ ﻟـﺮ َﺧ َﻊ َﻣـﺎ َﺗ إِ ْ ذ،ﻢE ﻜ ِّﻠ ا ﺎ ﻨ وﺳ َ َ َ َ َ ْ ُ ﱠ ُ ِ sَ ِا إ ِ ﺎد ِ ﻣـﻦ أَﺣﺐ ِﻋﺒ:ﺟﺎء ُه أُﻧَﺎس َﻓﻘَـﺎﻟ ُﻮا َ ا َﺗ َﻌ أ َ ْﺣ َﺴﻨُ ُﻬ ْ ﻢ:? َﻗ َﺎلsـﺎ َ َ ْ َ ﱡ E َ َ .ُﺧ ُﻠﻘًﺎ Üsâme b. fierik (r.a.)’ten; fierik dedi ki: Resûlullah (s.a.s.)’›n huzurunda bulunuyorduk. Âdeta bafl›m›z›n üstünde bir kufl var, onu kaç›rmamak için hiç birimiz ses ç›karm›yordu. O s›rada bâz› kimselerin gelerek Peygamber Efendimize: 24 – Allah kat›nda en sevgili kullar kimlerdir? diye sordular. Peygamber Efendimiz: – Ahlâk› en güzel olanlard›r, buyurdular. (Taberanî, Evsat, No: 6376, VII, 196) ِ َ ﻳﺎ رﺳ: ﺑ ِـﻦ َﻗ َﺘﺎ َد َة ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن ر ُﺟ ًﻼ َﻗ َﺎلYِ َﻋ ْﻦ ُﻋ َﻤ39. ﻼ ِة = اﻟﺼ ﻮل ا أ َ ﱡى ﱠ ْ ْ َ ُ َ َ َُ َ ِ ُـﻮل اﻟ ْ ُﻘﻨ ُ ـﺎل َﺟ ْﻬ ـﺪ َ َﻗ:اﻟﺼ َـﺪ َﻗ ِـﺔ أ َ ْﻓ َﻀ ُـﻞ َ ـﻮت َﻗ ُ ُـﺎل ﻃ َ أ َ ْﻓ َﻀ ُـﻞ? َﻗ َﻓـﺄ َ ﱡى ﱠ:ــﺎل َ َا ْﻛ َﻤ ُﻞ إW .ﺣ َﺴﻨُ ُﻬ ْﻢ ُﺧ ُﻠﻘًﺎ َ أ َ ﱡى اﻟ ْـ ُﻤ ْﺆ ِﻣﻨ: َﻗ َﺎل.اﻟ ْـ ُﻤ ِﻘ ّ ِﻞ ْ َ أ: ًﻧﺎ? َﻗ َﺎلBﻳ = = Umeyr b. Katâde (r.a.)’den; bir kifli Resûlullah (s.a.s.)’a: – Ya Resûlallah, hangi namaz›n derecesi daha yüksektir? diye sordu. Resûl-i Ekrem: – Devaml› sûrette tam bir huflû (gönül huzuru) ile k›l›nan namazd›r, buyurdu. Adam: – Hangi sadakan›n derecesi daha yüksektir? diye sordu. Resûl-i Ekrem: “Darl›kta, az fleyden yap›lan infak (hay›r yapmak)” buyurmufltur. Adam: – Mü’minlerin imanca en olgunu hangisidir? diye sordu. Resûl-i Ekrem: “Ahlâkça en güzel olan›d›r.” buyurdu. (Taberanî, Evsat, No: 8119, IX, 57) ِ ِﻠ ٍﺲ ﻓ ِ ِ ِ ِ ْ َﻋ40. ﻴـﻪ اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ ْ َ C ـﺖ ُ ْ ُﻛﻨ: َﻗ َـﺎلBا َﻋﻨْ ُﻬ َـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﺟـﺎﺑـﺮ ﺑْـﻦ َﺳ ُﻤ َﺮ َة َرﺿ = ِ ﺶ َ w َﺶ َواﻟﺘﱠ َﻔ ﱡwْ إِ ﱠن =اﻟ ْ ُﻔ:َﺎل َ ﺎﻣ َﺔ َﻓﻘ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َو َﺳ ُﻤ َﺮ ُة َوأَﺑُـﻮ أ ُ َﻣ ُ ﺻ ﱠ ِ ْ ﻟ َﻴﺴﺎ ِﻣﻦ ِ و إِ ﱠن أَﺣﺴﻦ اﻟﻨﱠ، َ ﻰ ٍءC ِﻼم .ﻼ ًﻣﺎ أ َ ْﺣ َﺴﻨُ ُﻬ ْﻢ ُﺧ ُﻠﻘًﺎ َ ﺎس إِ ْﺳ َ اﻻ ْﺳ َ َ ْ َ َْ َ ْ = 25 Câbir b. Semüre (r.anhümâ)’dan: Resûlullah (s.a.s.), Semüre ve Ebû Ümâme’nin de bulundu¤u bir mecliste idim. Resûlullah flöyle buyurdu: “Hayâs›zl›¤›n, kendisini hayâs›zl›¤a al›flt›rmaya zorlaman›n ‹slâmiyette hiçbir yeri yoktur. Müslümanl›k bak›m›ndan insanlar›n en güzeli, ahlâkça en güzel olan›d›r.” (‹bn Hanbel, V, 89) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ41. ،ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ــﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ــﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ = ُ ﻜ ْﻢ ﺑَ ْﺴ ُ ْﻜ ْﻢ َوﻟ ِ=ﻜ ْﻦ َﻳ َﺴ ُﻌ ُﻬ ْـﻢ ِﻣﻨ ُ ﺎس ﺑِـﺄ َ ْﻣ َﻮ ِاﻟ ُ إِﻧﱠـ ﻂ اﻟ َْﻮ ْﺟ ِﻪ َ ﻜ ْﻢ ﻟ َْﻦ َﺗ َﺴ ُﻌﻮا اﻟﻨﱠ ِ اﳋ ُﻠ ُ ْ َو ُﺣ ْﺴ ُﻦ .ﻖ Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Gerçekten siz, mallar›n›zla insanlar› (memnun etme¤e) güç yetiremezsiniz. Ancak onlar› sizin güler yüz ve güzel huyunuz memnun edebilir.” (Ebû Ya’lâ, el-Müsned, No: 6550, XI, 428, D›meflk, 1992) ِ ِ ِ َﻋ،ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َﻣﺎ ِﻣ ْﻦ َ ْﻰ ٍء:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ َﺔ َرﺿ َﻰ42. ُ ﺻ ﱠ ِ ﺎﺣﺐ ﺳ ِ ِ اﳋ ُﻠ ِﻖ َﻓ ُ ْ ـﻮب ِﻣ ْﻦ َذﻧْ ٍﺐ إِ ﱠﻻ َﻋﺎ َ د ﺘ ﻳ ﻻ َ ﻪ ﻧ ﺈ ـﻮء ﱠ ُ ُ َ َ إِ ﱠﻻ،Eإِ ﱠﻻ ﻟ َ ُﻪ َﺗ ْـﻮﺑَـﺔ ُ َ ﺻ ُ ٍّ َ C . ِﻣﻨْ ُﻪ Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: = “Hiç bir (günah) yoktur ki tevbesi (dönüflü) olmas›n. Ancak kötü ahlâk sahibi hariç. Zira o, bir günahtan tövbe eder, döner ondan daha kötüsünü ifller.” (Taberânî, el-Mu’cemü’s-Sa¤îr, I, 200) ِ ُ ﻟ َِﻘﻰ رﺳ: َﻋ ْﻦ أ َ َﻧ ٍﺲ ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َـﺎل43. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ أَﺑَﺎ َ ﻮل ا ُ َ َ َُ َ ُ ﺻ ﱠ 26 ﱡـﻚ َﻋ =ـ َﺧ ْﺼ َﻠﺘَ ْ ِ ـﻒ َﻋ َـ اﻟ ﱠ ﻈ ْﻬ ِﺮ ، َذ ٍّر َﻓﻘ َ َـﺎل َﻳـﺎ أَﺑَﺎ َذ ٍّر! أ َ َﻻ أ َ ُدﻟ َ ـﺎ أ َ َﺧ ﱡ ـَ ُ W ﻴـﺰ ِ ﻮل ِ ـﺎلَ :ﻋ َﻠ ْﻴ َ ﻚ ا َﻗ َ ـﺎل :ﺑَ = َﻳـﺎ َر ُﺳ َ ﺎ? َﻗ َ َوأَﺛْﻘ َُـﻞ َﻋ َ اﻟ ْـﻤ َ ان ِﻣ ْﻦ َﻏ ْـَ ِ ِY ِ ُْ = ِ اﻟﺼ ْﻤ ِﺖَ ،ﻓ َـﻮﻟ ﱠﺬى ﻧَ ْﻔﺴﻰ ﺑِ َﻴ ِـﺪ ِه َﻣﺎ َﻋ ِﻤ َـﻞ ْ َ ﻼﺋ ِ ُ ﻖ ﺑِ ُْ wﺴﻦ اﳋ = اﳋ ُﻠ ِﻖ َوﻃُـﻮل ﱠ = = ﺑِ ِﻤﺜ ِْﻠ ِﻬ َ .B ٍ ٍ ـﻦ أَﺑﻰ َذ ٍّر َوﻟ َ ْﻔ ُ ﻮل ِ ا ـﺎل َر ُﺳ ُ ﻈـ ُﻪَ :ﻗ َ َو َر َوا ُه أَﺑُـﻮ اﻟﺸﱠ ْﻴـ ِﺦ ﺑِ ِﺈ ْﺳﻨَـﺎد َواه َﻋ ْ = ﱡـﻚ َﻋ = أ َ ْﻓ َﻀ ِ ـﻞ اﻟ ِْﻌﺒَﺎ َد ِةَ ،وأ َ َﺧ ّﻔِ َﻬﺎ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢَ :ﻳـﺎ أَﺑَﺎ َذ ٍّر أ َ َﻻ أ َ ُدﻟ َ َ ﺻ ﱠ ُ ان ،وأ َ ْﻫﻮ ِﻬﻧﺎ َﻋ َـ ِّ ِ َﻋ َ اﻟ ْﺒ َـﺪ ِن وأَﺛْﻘ َِﻠﻬﺎ ِ Cاﻟ ْـﻤ َ ِ ﺖ ﺑَ = ﻓِ َﺪ َ اك ﻴﺰ َ َ َ َ َ اﻟﻠ َﺴﺎن? ُﻗ ْﻠ ُ َ ِ= ﻮل اﻟﺼﻤ ِ ﻄ ِ ـﻚ ﺑِ ُ ـﺖ َو ُﺣ ْﺴ ِﻦ ْ ُ ـﻮل اﳋ ُﻠ ِﻖ ، أَﺑﻰ َوأ ُ ِّﻣـﻰ َﻳﺎ َر ُﺳ َ ا! َﻗ َﺎلَ :ﻋ َﻠ ْﻴ َ ﱠ ْ َﻓ ِ=ﺈﻧﱠ َﻚ ﻟ َﺴﺖ ﺑِﻌ ِ ﺎﻣ ٍﻞ ﺑِ ِﻤﺜ ِْﻠ ِﻬ َ .B ْ َ َ وروا ُه أَﻳ ًﻀﺎ ِﻣﻦ ﺣـﺪ ِ اﻟـﺪ ْر َد ِاء :أ َ َﻻ أُﻧَـﺒِّـﺌُ َﻚ ﺑِﺄ َ ْﻣ َـﺮ ْﻳ ِﻦ َﺧﻔ ٍ ﻴﻒ ﻳﺚ أَﺑﻰ ﱠ ْ َ َ ََ ْ ِ = =ﺎ ،ﻟ َـﻢ َﺗ ْﻠ= َﻖ ا َﻋ ﱠﺰ وﺟ ﱠﻞ ﺑِ ِﻤﺜ ِ ِ ُ َ اﻟﺼ ْﻤ ِ ﺖ ﻮل ﻃ : B ﻬ ْﻠ ﱠ َ َ ُﻣ ْﺆﻧَﺘُ ُﻬ ََ Bﻋﻈﻴ ٍﻢ أ َ ْﺟ ُﺮ ُ َ ْ َ = َو ُﺣ ْﺴ ِﻦ ْ ُ اﳋ ُﻠ ِﻖ . Enes (r.a.) dedi ki; Resûlullah (s.a.s.), Ebû Zerr ile karfl›laflt› ve: – Yâ Ebâ Zerr, sana, di¤erlerine nisbeten yükte hafif, mizanda a¤›r gelen iki güzel üstünlü¤ü bildireyim mi? buyurdu. Ebû Zerr: – Evet Yâ Resûlullah, dedi. Peygamber Efendimiz: – Güzel huylu olma¤a dikkat et ve daima susmay› tercih eyle. 27 Beni yaflatma ve öldürme kudretine sahip olan Allâhu Teâlâ’ya yemin ederim ki, yarat›lanlar (Allah kat›nda) bunlar gibi (de¤erli) bir amel ifllememifllerdir. Hadisi, Ebü’fl-fieyh b. Hibban da zay›f bir isnâd ile Ebû Zer’den flu lafz ile zikretmifltir. Resûlullah flöyle buyurmufltur: – Yâ Ebâ Zerr, dilde kolay, mîzanda a¤›r gelen ve yükte hafif olan en faziletli bir ibadeti sana bildireyim mi? Ebû Zerr: – Evet Ya Resûlallah, anam babam sana feda olsun, dedi. Peygamber Efendimiz: – Sükûtu tercih et ve güzel ahlâkl› olma¤a gayret eyle. Sen bunlar gibi (baflka bir ibâdet) yapamazs›n, buyurmufltur. Ebü’d-Derdâ’dan da flu flekilde rivâyet edilmifltir: Resûlullah (s.a.s.) Ebü’d-Derdâ’ya hitâben flöyle buyurmufltur: – Ey Ebü’d-Derdâ, sana, benzerleriyle Allâh’›n r›zâs›n› kazanamayaca¤›n, zahmeti az, sevab› büyük iki fley ö¤reteyim mi? Devaml› sükût ve güzel ahlâkt›r, buyurdu. (Ebû Ya’lâ, el-Müsned, No: 543, VI, 53) 28 II DO⁄RULUK HAKKINDA HAD‹SLER ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ َ ِ ْ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ﻮل ا ْ َﻋ44. ُ َ َ َﻗ: َﻗ َﺎلBَ ا َﻋﻨْ ُﻬ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َ ـﻦ ُﻣ َﻌﺎو َﻳ َﺔ ﺑْـﻦ أﺑﻰ ُﺳﻔ َﻴﺎ َن َرﺿ = ِ ِ ِﻜﻢ ﺑ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ ْ C ـﺎ َو إ ﱠﻳـﺎ ُﻛ ْ ﻢ،اﳉﻨﱠﺔ َ ُ اﻟ ْﺒ ّـﺮ َوsَ ﺪى إ ّ ْ ُ َﻋ َﻠ ْﻴ:َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ْ َ ـﺎﻟﺼ ْﺪق َﻓـﺈﻧﱠـ ُﻪ =ِ ِ َ ْ واﻟ ِ ِ اﻟﻨﱠCِ ﺎ .ﺎر اﻟ ْ ُﻔ ُﺠsَ ِﺪى إ َ ُ ﻮر َو َ ْ َ ﻜﺬ َب َﻓﺈﻧﱠ ُﻪ = Muâviye b. Ebî Süfyân (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤u rivâyet edilmifltir: “Do¤rulu¤a yap›fl›n (ondan ayr›lmay›n), zirâ do¤ruluk iyili¤e götürür, do¤ru ve iyilik (sahibleri) ise cennettedir. Yalandan kaç›n›n, zira yalan kötülü¤e götürür; yalan ve kötülük (edenler) de cehennemdedir.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, No: 894, 19, 380-381, Beyrut, 1993) ِ ِ ِ ُْ ٍ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ َ ْ َﻋ45. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ّ َ ـﻦ أﺑـﻰ َﺳﻌﻴـﺪ اﳋ ْـﺪر ّى َرﺿ = = ِ ِ وW ِ َاﻟ ﱠﺘ ُ اﻟﺼ ُﺪ . َواﻟﺸﱡ َﻬ َﺪاءW َ اﻟﺼﺪّﻳﻘ ُ وق ْاﻷَﻣ ّ َ َ ِ َﻣ َﻊ اﻟﻨﱠﺒِ ّﻴW ﺎﺟ ُﺮ ﱠ = ِ ـﻮل ِ َاﻟ ﱠﺘ:ﺻ = ﱠـ = ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ِ ْـﻦ اﺑ ِ َﻋ ُ َوﻟ َ ْﻔ،ـﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َ : ﻪ ـﺎﺟ ُ ﺮ ا ﺳ ر ﺎل ﻗ ُ َ ُ ﻈــ َ َُ ُ ِ ِ ِ ُ اﻟﺼ ُﺪ .ﺎﻣ ِﺔ ُ ْاﻷَﻣ ﱠW َ وق اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﻠ ُﻢ َﻣ َﻊ اﻟﺸﱡ َﻬ َﺪاء َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ = Ebû Saîd-i Hudrî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz flöyle buyurmufltur: 29 “Do¤ru ve emniyetli tâcir (k›yamet gününde) peygamberler, do¤rular (s›dd›klar) ve flehitlerle berâberdir.” (Tirmizî, Büyu‘, 4, III, 515) ‹bn-i Ömer’den flu lâf›zla rivâyet edilmifltir: Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz: “Güvenilir, do¤ru Müslüman tâcir, k›yâmet gününde flehitlerle beraberdir” buyurmufltur. (‹bn Mâce, Ticarat, 12, II, 724) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ ِ ُ َﻋ َﻠ ْﻴـ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل ﻜ ْﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َر46. ِ ﺎﻟﺼ ْـﺪ ِق َﻓ ِـﺈ ﱠن ِ ِﺑ ِ ِ َ ْ sَ ِـﺪى إ اﳉﻨﱠ ِـﺔ َو َﻣﺎ ّ ّ ْ َ aْـ ْ َ اﻟﺼ ْـﺪ َق َو إ ﱠن اﻟ ِ ﱠaْ اﻟ ِ ﱢsَ ـﺪى إ = ِ ِ ا ِ ﻜ َﺘﺐ = ِﻋﻨْ َﺪ َ ْ ﻳ ﻰ ﺘ ﺣ ق ﺪ اﻟﺼ ى ﺮ ،ﺻ ّ ِﺪﻳﻘًﺎ َ ُ ّ ْ َﱠ ﱠwَ اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ َﻳ ْﺼ ُﺪ ُق َو َﻳ َﺘ َﻳ َﺰ ُال ﱠ ِ َ ْ ــﺬب َﻓ ِـﺈ ﱠن اﻟ ِ َ ْ و إِﻳـﺎ ُﻛـﻢ واﻟ ِ اﻟ ْ ُﻔ ُﺠsَ ِــﺪى إ َ ـﻮر َو إِ ﱠن اﻟ ْ ُﻔ ُﺠ ـﻮر َ ْ َ ﱠ ْ َ ﻜـﺬ َب َ ﻜ = ِ اﻟﻨﱠsَ ِـﺪى إ ْ اﻟـﺮ ُﺟ ُـﻞ َﻳ َ ْ ﱠـﺮى اﻟwَ ﻜ ِـﺬ ُب َو َﻳ َﺘ ﻜ ِـﺬ َب َﺣ ﱠﺘﻰ ـﺎر َو َﻣﺎ َﻳ َـﺰ ُال ﱠ َْ ِ ﻜ = َﺘﺐ ِﻋﻨْ َﺪ .ا َﻛ ﱠﺬاﺑًﺎ َ ْ ُﻳ Abdullâh (r.a.)’tan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Do¤rulu¤a yap›fl›n -ondan ayr›lmay›n- zira, do¤ruluk iyili¤e götürür, iyilik de Cennet’e iletir. Kifli do¤ru söyledikçe, do¤ruyu araflt›rd›kça Allah kat›nda do¤ru yaz›l›r. Yalandan kaç›n›n, zira, yalan kötülü¤e götürür. Kötülük de Cehennem’e iletir. Kifli yalan söyledikçe ve yalan peflinde kofltukça Allah kat›nda yalanc› yaz›l›r.” (Müslim, Birr, 105, III, 2013) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ47. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻣﻨْ ُﺼـﻮر ﺑْـﻦ اﻟ ْـ ُﻤ ْﻌ َﺘ َﻤـﺮ َرﺿ ِ ﻴﻪ َﻓ ِﺈ ﱠن ﻓ ِ ﻜ َﺔ ﻓ ِ ﲢﺮوا َ ا َﻠ َ ْ اﻟﺼ ْﺪ َق َو إِ ْن َرأ َ ْﻳ ُﺘ ْﻢ أ َ ﱠن .ﻴﻪ اﻟﻨﱠ َﺠﺎ َة ّ ُ َ َ ﱠ:َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ = = 30 Mansur b. el-Mu’temer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Tehlikeyi do¤rulukta görseniz de do¤rulu¤u araflt›r›n›z, zira kurtulufl ancak ondad›r.” (‹bn-i Ebi’d-Dünya, No: 449, 264) ِ ٍ ـﺎﻣ ِ ا ﺑ ِﻦ َﻋ ِ ِ ﻮل ُ َو َر ُﺳ، َد َﻋﺘْﻨﻰ أ ُ ِّﻣـﻰ َﻳ ْﻮ ًﻣـﺎ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل ْ َﻋ48. ْ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ُ ـﺮ َرﺿ َﻰ = ِ ِ ِ ِ ،ـﺎل ُا ْﻋ ِﻄ َﻚ َ َﻫـﺎ َﺗ َﻌ:َـﺖ َ ا ْ َﻓﻘَﺎﻟ، ﺑَ ْﻴـﺘﻨَـﺎC ـﺪE ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗـﺎﻋ ُ ﺻ ﱠـ ِ ا ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ = وﺳ ﱠﻠﻢ وﻣﺎ أَر ْد ِت أ َ ْن ُﺗﻌﻄ ِ ﻮل َ :َﺖ ﻟ ﺎ ﻗ ? ﻴﻪ َ َﻓﻘ ُ َﺎل َ َﺎ َر ُﺳ َ ْ ْ َ ََ َ َ َ ْ ُ ِ ا ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ و =ﺳ ﱠﻠﻢ أَﻣﺎ إِﻧﱠ ِ ﻮل ﻚ ُ َﺎل َ َﺎ َر ُﺳ َ ت أ َ ْن أ ُ ْﻋ ِﻄ َﻴ ُﻪ َﲤ ْ ًﺮا َﻓﻘ َ ُ أ َ َر ْد َ َ َ َ ْ ُ ِ ﻴﻪ َ ﻴﺌًﺎ ُﻛ ِﺘﺒﺖ َﻋ َﻠﻴ ِ ﻟ َﻮ َ ُﺗﻌﻄ .ﺔE َﻚ َﻛ ْﺬﺑ ْ ْ َ ْ ْ ْ ْ = Abdullah b. Amr (r.a.)’dan, diyor ki: Resûlullah (s.a.s.)’›n evimizde bulundu¤u bir günde: Gel, sana bir fley verece¤im, diye annem beni ça¤›rd›. Resûlullah (s.a.s.), anneme: – Çocu¤a ne vermek istedin? diye sordu. Annem: – Hurma verece¤im, diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.): – E¤er (aldat›p) bir fley vermeseydin, sana bir yalan günah› yaz›l›rd›, buyurdu. (Ebu Davut, Edep, 88, V, 265) ِ ِ ِ َ : أ َ ﱠﻧـ ُﻪ َﻗ َﺎل:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻦ َر ُﺳﻮل ا ْ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ49. = ِ ٍ َ ُﻳ ْﻌ ِﻄ ِﻪ َﻓ ِﻬﻰ َْ ﺛُ ﱠﻢ،ﺎك .Eﻛ ْﺬﺑَـﺔ ﻫ ﺎل ﻌ ﺗ ﻰ ﺒ َ َ َ َ َ َﻣ ْﻦ َﻗ َﺎل ِﻟ َﺼ َ ّ 31 Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Bir kimse bir çocu¤a, gel sana flunu verece¤im der ve sonra da vermezse bu (sözü) bir yaland›r.” (Ahmed ‹bn Hanbel, II, 452) ِ ﻮل ِ ِ ِ ِ ِ ا ُﻗ ْﻞ َ َﻳﺎ َر ُﺳ:ـﺖ ُ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ُﻗ ْﻠ ُ َﻋ ْﻦ ُﺳ ْﻔ َﻴـﺎن ﺑْ ِﻦ َﻋﺒْﺪ ا اﻟﺜﱠـﻘَﻔـﻰ َرﺿ َﻰ50. ِ ِـﺖ ﺑ ﺎ َ َﻗ. ْاﻹ ِْﺳ َـﻼمِ َﻗ ْﻮ ًﻻ َﻻ أ َ ْﺳـﺄ َ ُل َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ َﺣ ًـﺪا ﺑَ ْﻌ َﺪ َكCِ sِ ُ ْ =ا َﻣﻨ:ـﺎل ُﻗ ْـﻞ .اﺳ َﺘ ِﻘ ْﻢ ْ ُﺛ ﱠﻢsَﺗ َﻌ =ﺎ Süfyan b. Abdillah es-Sakafî (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.s.)'e: – Ey Allah'›n Resûlü! Bana ‹slâm’› öylesine tarif et ki, onu bir daha sizden baflkas›na sorma ihtiyac› hissetmeyeyim, dedi. Resûlullah (s.a.s.) da flu cevab› verdi: – Allah’a inand›m de, sonra da dosdo¤ru ol. (Müslim, ‹man, 62, 38) ِ ﻮل ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬﻢ َﻗ ِ ِِ ِ ِ |ْ َ َﻋ ْﻦ51. ا َ ﺖ َر ُﺳ ُ َﺳﻤ ْﻌ:ـﺎل ْ ُ ُ َ ـﺰ ﺑْ ِﻦ َﺣﻜﻴـ ٍﻢ َﻋ ْﻦ أَﺑﻴـﻪ َﻋ ْﻦ َﺟ ّﺪه َر = = ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ ْ ثﺑ َﻚ ﺑﻪ اﻟْﻘ َْﻮ َ مwﺎﳊـﺪﻳﺚ ﻟ ُﻴ ْﻀ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ ُ ّﺪ َ ُ ـﻞ ﻟ ﱠﻠﺬىE َو ْﻳ:ُﻮل َ ُ ﺻ ﱠ = = ِ ْ َﻓﻴ .ﻞ ﻟ َ ُﻪE َو ْﻳ،ﻞ ﻟ َ ُﻪE َو ْﻳ،ب َ َ ﻜﺬ Behz b. Hâkim, babas› vas›tas›yla dedesi (r.anhüm)’den; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤unu iflittim: “Yaz›klar olsun o kimseye ki, insanlar› güldürmek için konuflur ve yalan söyler, yaz›k, yaz›k ona!” (Tirmizî, Zühd, 10, IV, 557) ِ ُ ــﺎل رﺳ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ52. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل َ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ــﺮ َة َرﺿ = 32 ِ ِ َ ث َﻻ ﻳ ُ ْﺎﻣ ِـﺔ َو َﻻ َﻳﻨ ﻈ ُﺮ إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْـﻢ َو َﻻ ُﻳ َﺰ ّ ِﻛ ِﻴﻬ ْـﻢ َو َ ُ ْﻢ َ ﺛَـ ُ E ﻼ َ ا َﻳ ْـﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ ُ ﻜ ّﻠ ُﻤ ُﻬ ُﻢ ٍ ﻞ ﻋ = َﻓﻀ ِﻞ ﻣE رﺟ:ﻋ َﺬاب أَﻟﻴﻢ ٍ َ ـﺎء ﺑِ َﻔ ِ اﻟﺴﺒ ﻞ ﺑَﺎ َﻳ َ ﻊE ﻴﻞ َو َر ُﺟ َ ُ َ E E َ َ ْ ﻼة َﻳ ْﻤﻨَ ُﻌ ُﻪ اﺑْ َﻦ ﱠ ِ ِﻒ ﺑ ِ ْ ﻼ ﺑِ =ِﺴ ْﻠ َﻌ ِﺘ ِﻪ ﺑَ ْﻌ َﺪ اﻟ ْ َﻌ َ ِﺎ َﻷ َ َﺧ َـﺬ َﻫﺎ ﺑ ﻜ َﺬ =ا َو َﻛ َـﺬا َﻓ َﺼ ﱠﺪ َﻗ ُ ﻪ َ َﻠwَ ـ َﻓ ً َر ُﺟـ ،ﻠﺪﻧْ َﻴﺎ َ ِ =ذ ِﻟYْ َﻓﺄ َ َﺧ َـﺬ َﻫﺎ َو ُﻫ َـﻮ َﻋ = َﻏ ﺎﻣـﺎ َﻻ ُﻳﺒَﺎﻳِ ُﻌـ ُﻪ إِ ﱠﻻ ِﻟ ﱡ ً ﻞ ﺑَـﺎ َﻳ َﻊ إِ َﻣE ـﻚ َو َر ُﺟ ِ و إِ ْن َ ﻳﻌ ِﻄ ِﻪ َ ﻳ، ﻟ َ ُﻪC= ﻳﺪ و ِ َ َﻓ ِﺈ ْن أ َ ْﻋ .ﻒ َ ْ ُْ ْ َ َ ُ ﻄﺎ ُه ﻣﻨْ َﻬﺎ َﻣﺎ ُﻳﺮ = ﻒ َﻋ =ـ ِﺳ ْﻠ َﻌ ِﺘ ِﻪ ﻟَﻘ َْـﺪ ُا ْﻋﻄﻰ ِ َ|ـﺎ أ َ ْﻛﺜ َ َﺮ َ ـﻞ َﺣ َﻠE َو َر ُﺟ: ُـﻮ ُه َو َﻗ َﺎلwْ َ ِر َوا َﻳ ٍـﺔ ﻧCَو = =ٍ ِ ِ ِ ِ ٍ ِﻣ ﱠ ْ َﻛﺎذﺑَـﺔ ﺑَ ْﻌ َﺪ اﻟ َْﻌWﻒ َﻋ =ـ َﻳﻤ َ ﻞ َﺣ َﻠE َو َر ُﺟ،بE ُا ْﻋﻄ َﻰ َو ُﻫ َﻮ َﻛﺎذBــ = ٍ ﻀ َﻞ ﻣ ِ ٍ ا َﻋ ﱠ ﺰ َ ِﻟ َﻴ ْﻘﺘَ ِﻄ َﻊ ِ َ|ﺎ َﻣ ُ َﻓ َﻴﻘ،ﺎء َ ْ ﻞ َﻣﻨَ َـﻊ َﻓE َو َر ُﺟ،ٍـﺎل ْاﻣ ِﺮىء ُﻣ ْﺴﻠﻢ ُ ُﻮل .اك َ َﺗ ْﻌ َﻤ ْﻞ َﻳ َﺪ َ َﻣﻨَ ْﻌBَ َاﻟ َْﻴ ْﻮ َم أ َ ْﻣﻨَ ُﻌ َﻚ َﻓ ْﻀ َﻛ،َو َﺟ ﱠﻞ ﻟ َ ُﻪ ْ َ ﺖ َﻓ ْﻀ َﻞ َﻣﺎ = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Üç kimse vard›r ki, k›yamet günü, Allah onlar ile konuflmaz, onlara bakmaz ve onlar› temize ç›kmaz. Bunlar için elem verici azab vard›r: 1- Çölde fazla suyu olup yolculara vermeyen, 2- ‹kindiden sonra mal satan6 bir adamd›r ki, (müflteri) kendisini tasdik ederek mal› als›n diye, asl›nda öyle olmad›¤› hâlde, bunu, fluna fluna ald›m diye Allah’a yemin edendir. 3- Yaln›z dünya menfaati için hükümdara biat eden kimsedir ki, hükümdar, arzu etti¤ini verirse biat›nda devam eder, istedi¤ini vermezse biat›ndan döner.” Bir rivâyette de: “Yalan söyleyerek mal›na verilmifl miktar6. ‹kindiden sonra buyurmas›, mal›n azalmas› ve vaktin daralmas› bak›m›ndand›r. 33 dan daha fazla verildi¤ine yemin eden, ve müslüman›n mal›n› elinden almak için ikindiden sonra yemin eden ve suyunun fazlas›n› men’eden (vermeyen) kimsedir. Allahu Teâlâ da ona, ‘Elinin eme¤i olmayan fleyin fazlas›n› men’ etti¤in gibi bugün de ben fazl›m› (lütuf ve keremimi) senden men’ ediyorum, der”, buyurulmufltur. (Buharî, Ahkâm, 48, VIII, 124) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ ا ﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ َر53. ِ ¡ َﻞ َﻋ َﻠﻴﻨَﺎ .ﺲ ِﻣﻨﱠﺎ َ َ َﻣ ْﻦ َ اﻟﺴ َ ﻼ َح َﻓ َﻠ ْﻴ ّ ْ Abdullah b. Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Bize silah çeken bizden de¤ildir.” (Buharî, Fiten, 7, VIII, 90) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ ﺻ ﱠ ُﻛ ﱡﻞ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ َ ا َﻋﻨْــ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ54. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ــ ُ ـﻰ َ ــﻦ َﺟـﺎﺑـﺮ َرﺿ ِ ﺔ و إِ ﱠن ِﻣـﻦ اﻟ ْـﻤﻌﺮE وف ﺻ َﺪ َﻗ ٍ ﻣﻌﺮ ـﺎك ﺑِ َﻮ ْﺟ ٍﻪ ﻃَ َﻠ ٍﻖ َوأ َ ْ ن َ وف أ َ ْن َﺗ ْﻠﻘ=ﻰ أ َ َﺧ َ َ َُْ َ َُْ ِ .ﻴﻚ َ إِﻧَﺎء أَﺧC ُﺗ ْﻔ ِﺮ َغ ِﻣ ْﻦ َدﻟ ِْﻮ َك = = Câbir (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Her iyi olan fley sadakad›r. Kardeflini güler yüzle karfl›laman ve kendi kovandan kardeflinin kab›na boflaltman iyi olan fleylerdendir.” (Tirmizî, Birr, 45, IV, 347) ِ َ أ َ ﱠن رﺳBَ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬ ِ ِ ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻮل ا ُ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َر55. َُ ُ ﺻ ﱠ ِ َ ـﻚ ﻣـﺎ َﻓـﺎ َﺗ ُ ِﺣ ْﻔ:اﻟـﺪﻧْﻴَـﺎ ،ـﻆ أ َ َﻣـﺎﻧَ ٍـﺔ َ ـﻦ ﻓ َ ﻴـﻚ َﻓـ ـﻦ ﱡ َ ـﻚ ﻣ ـﻊ إِ َذا ُﻛ ﱠE َأ َ ْرﺑ َ َ ْﻼ َﻋ َﻠﻴ = ٍ ِ و . ﻃُ ْﻌ َﻤ ٍﺔC ﺔE َو ُﺣ ْﺴ ُﻦ َﺧﻠﻴﻘ ٍَﺔ َو ِﻋ ﱠﻔ،ﻳﺚ ﺻ ْﺪ ُق َﺣﺪ َ = = = 34 Abdullah b. Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Dört fley sende olduktan sonra dünyadaki kayb›ndan sana bir zarar gelmez: Emaneti korumak, do¤ru söylemek, güzel ahlâk ve helâl lokma.” (‹bn Hanbel, II, 177) ِ ُ َﻛﺎ َن رﺳ: َﻋ ْﻦ َواﺋ ِ َﻠ َﺔ ﺑ ِﻦ ْاﻷَﺳ َﻘ ِﻊ ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل56. ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َ ﻮل ا ْ ُ َ َ ْ َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ِ اﻟﺘﱡ ﱠﺠ ْ َ ،َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ـﺎر إِ ﱠﻳﺎ ُﻛ ْ ﻢ ُ َو َﻛـﺎ َن َﻳﻘ،ﺎرا ً ُـﺮ ُج إﻟ َﻴْﻨَﺎ َو ُﻛﻨﱠـﺎ ُﺗ ﱠﺠ¥ َ َ َﻳـﺎ َﻣ ْﻌ:ُﻮل ِ َ ْ واﻟ .ب َ َ ﻜﺬ Vâile b. el- Eska’ (r.a.)’dan: Biz tüccar idik. Resûlullah (s.a.s.), bize gelir ve flöyle buyururdu: “Ey tüccar toplulu¤u! Yalandan son derece kaç›n›n.” (Taberanî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, No: 132, XXII, 56) ِ ِ ِ ِ اﳊ َﺴ ِﻦ ﺑْ ِﻦ َﻋ ْ ِ َﻗ َﺎل َﺣﻔ،Bَ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ ْ ﱠﻤ ٍﺪJ ﺖ ِﻣ ْﻦ َ ُ ـﻦ أَﺑﻰ ْ َﻋ57. ُ ﻈ ُ َرﺿ َﻰ، ﺑْ ِﻦ أَﺑـﻰ ﻃَﺎﻟ ٍﺐ ّ ِ َﻓ ِﺈ ﱠن، ﻣﺎ َﻻ ﻳﺮ ﻳﺒ َﻚs= ِ َدع ﻣﺎ ﻳ =ﺮ ﻳﺒ َﻚ إ:ا َﺻ ﱠ = ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َوﺳ ﱠﻠﻢ ِ ﻮل ِ رﺳ َ اﻟﺼ ْﺪ ق ّ َُ ُ ُ َ َ ُ َ َ ْ َ َ = = َ ْ َواﻟ،Eﻃُ َﻤﺄْﻧﻴﻨَﺔ .ﺔE ﻜ ِﺬ َب ر ﻳﺒَـ = = Hz. Peygamber (s.a.s.)'in torunu Hz. Hasan (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'tan flu hadisi ezberledi¤ini rivayet etmifltir: “fiüpheli fleyleri b›rak, flüphe vermeyen fleylere yönel. Zira do¤ruluk, gönle huzur, yalan ise kuflku verir.” (Tirmizî, K›yâmet, 60, IV, 668) ِ ِِ ِ َ ِ ْﻋ َﻴﻞ ﺑBَ ـﻦ إِ ْﺳ أَﻧﱠ ُﻪ َﺧ َﺮ َجBَ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ ـﻦ ُﻋﺒَ ْﻴ ِﺪ ﺑْ ِﻦ ِر َﻓ ْ َﻋ58. ُ ـﻰ َ ـﺎﻋ َﺔ َﻋ ْﻦ أﺑﻴـﻪ َﻋ ْﻦ َﺟ ّﺪه َرﺿ = = 35 ِ ِ ِ َ َﻣ َﻊ َر ُﺳﻮل ا ُ ﺻ ﱠ َ َ َﻳﺎ َﻣ ْﻌ: اﻟ ْـ ُﻤ َﺼ ﱠ َﻓ َﺮأَى اﻟﻨﱠ َﺎس َﻳﺘَﺒَـﺎ َﻳ ُﻌﻮ َن َﻓﻘ ََﺎلsَ ِا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ إ ِ ِ ِ ِ اﻟﺘﱡ ﱠﺠ َو َر َﻓ ُﻌﻮا أ َ ْﻋﻨَﺎ َﻗ ُﻬ ْﻢ،ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺎﺳﺘَ َﺠﺎﺑُﻮا ﻟ َﺮ ُﺳﻮل ا ْ ﺎر! َﻓ ُ ﺻ ﱠ ِ إِ ﱠن اﻟﺘﱡﺠﺎر ﻳﺒﻌﺜُـﻮ َن ﻳﻮم اﻟ ِْﻘﻴ:َـﺎل ِ ـﺎرا إِ ﱠﻻ َﻣ ﻦ َ ـﺎر ُﻫ ْـﻢ إِﻟ َْﻴ ِﻪ َﻓﻘ َُْ َ ﱠ َ َ ََْ ً ـﺎﻣﺔ ُﻓ ﱠﺠ َ َوأَﺑْ َﺼ .ﺻ َﺪ َق َ ا َوﺑَ ﱠﺮ َو َ ا ﱠﺗﻘَﻰ ‹smail b. Ubeyd b. Rifâa babas› vas›tas›yla dedesi (r.a.)’den rivâyetine göre, Resûlullah (s.a.s.) ile mescide giderken al›flverifl yapan insanlar› gördü ve flöyle buyurdu: “Ey tüccar zümresi!” (onlar da) bafllar›n› kald›rd› ve gözlerini Resûlullah (s.a.s.)'a çevirerek, onu dinlediler. Resûlullah (s.a.s.): “Tacirler, k›yamet gününde günahkâr olarak dirilecekler. (Bundan) ancak Allah’tan korkanlar, iyilik yapanlar ve do¤ru olanlar müstesnâd›r”, buyurmufltur. (‹bn Hibbân, Büyu‘, 4910, XI, 277) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا ْ َﻋ59. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ َﺣﻜﻴـ ِﻢ ﺑْ ِﻦ ﺣ َـﺰامٍ َر = ِ ـﺎ ﻳﺘَ َﻔﺮ َﻗﺎ َﻓ ِـﺈ ْن ﺻ َﺪ َق اﻟ ْﺒـﻴِﻌ ِ ْ ِﺎن ﺑ ِ اﻟ ْﺒـﻴِﻌ ِ ُﺎن َوﺑَ ﱠـﻴﻨَـﺎ ﺑ ِ ـﺎﳋ َﻴ C Bَ ُ َ ﻮر َك َ ََّ ََّ ﺎر َﻣ َ ْ َ ﱠ = ِ ِ .Bَ َﺖ ﺑَ َﺮ َﻛ ُﺔ ﺑَ ْﻴ ِﻌ ِﻬ ْ ﻘJُ َو َﻛ َﺬﺑَﺎBَ َ َو إِ ْن َﻛﺘ،Bَ ﺑَ ْﻴﻌ ِﻬ Hakîm b. Hizâm (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Al›c› ile sat›c› meclisten ayr›l›ncaya kadar muhayyerdirler. (Yani ayr›l›ncaya kadar al›flverifli bozabilirler.) E¤er ikisi de do¤ru konufltu, mallar›n›n kusurlar›n› ve de¤erini oldu¤u gibi aç›klad›larsa, al›flverifllerinde bereket olur. Mal›n ay›b›n› ve fiyat›n› gizlediler ve yalan söyledilerse, al›flverifllerinin bereketini giderirler.” (Buharî, Büyu‘, 19, III, 10) 36 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ِ اﻟﺼ ّ ِﺪ ِ ﻜ ٍﺮ ْ َ ﻋ َْﻦ أَﺑﻰ ﺑ60. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ّ َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ﻳﻖ َر = ِ ِ ﻜﻢ ﺑ َ ْ َو إِ ﱠﻳﺎ ُﻛ ْـﻢ َواﻟ،اﳉﻨﱠ ِـﺔ َ ْ Cِ ـﺎ ﻜ ِﺬ َب َ ُ َو، َﻓ ِﺈﻧﱠـ ُﻪ َﻣ َـﻊ اﻟ ْﺒِ ّ ِﺮ،ـﺎﻟﺼ ْـﺪ ِق ّ ْ ُ َﻋ َﻠ ْﻴ ِ اﻟﻨﱠCِ ﺎ ِ َﻓ ِﺈﻧﱠ ُﻪ َﻣ َﻊ اﻟ ْ ُﻔ ُﺠ .ﺎر َ ُ ﻮر َو Ebû Bekr es-S›ddîk (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Do¤rulu¤a yap›fl›n (ondan ayr›lmay›n). Zirâ do¤ruluk, iyilikle beraberdir. Do¤ru ve iyi (olanlar) Cennet’tedirler. Yalandan kaç›n›n. Zirâ yalan, kötülükle beraberdir. Yalan (söyleyen) ve kötülük (edenler) Cehennem’dedir.” (‹bn Hibban, Kitabu’l-Hazer ve’l-‹baha, No: 5734, XIII, 43) ِ ٍ ِ ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ َﺗﻘَﺒﱠ ُﻠﻮا:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ َﻋ ْﻦ أَﻧَـﺲ ﺑْ ِﻦ َﻣﺎﻟـﻚ َرﺿ َﻰ61. ُ ﺻ ﱠ ْ ﻼ َﻳ َ ْ ﻜ ُﻢ ُ َ ِﺳﺘًّﺎ أ َ َﺗﻘَﺒﱠ ْـﻞ ﻟs َو إِ َذا َو َﻋ َ ﺪ،ﻜ ِﺬ ْب َ إِ َذا َﺣ ﱠـﺪ:َاﳉﻨﱠﺔ َ ث أ َ َﺣ ُﺪ ُﻛ ْﻢ َﻓـ = ِ ُ و إِ َذا اﺋْﺘ،ـﻒ ِ¥ َ ُ ْ ُ َ َ ُ ـﺎر ُﻛ ْـﻢ َو ُﻛ ﱡﻔـﻮا أ َ ْﻳ ِـﺪ َﻳ ﻀ ﻏ ، ﻦ ¥ ﻼ ـ ﻓ ـﻦ ﻤ ﻠ ﻼ ـ ﻓ ﻜ ْ ﻢ ﺼ ﺑ أ ـﻮا َ ُ ﱡ ْ َ َ ْ َ َ َ َ ْ ُ اﺣ َﻔ ُ وﺟ .ﻜ ْﻢ َ ﻈﻮا ُﻓ ُﺮ ْ َو Enes b. Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Benim için alt› fleye tekeffül edin (söz verin), size cennet (sözü vereyim) tekeffül edeyim: Biriniz konufltu¤u vakit yalan söylemesin, bir va’dde bulundu¤unda sözünden dönmesin, kendisine bir fley emânet edildi¤inde h›yânet etmesin. Gözünüzü (harama) yumun, elinizi (haramdan) çekin, iffet ve namusunuzu koruyun.” (Ebû Ya’lâ, 4257, VII, 249) ِ ِ ِ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻗـﺮ ٍاد اﻟﺴ َﻠ ِﻤ ِ اﳊ ِ ْـﺎر ِث ﺑ ِ ¡ َ ْ ـﻦ ﺑْ ِﻦ ُﻛﻨﱠﺎ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل = ْ اﻟـﺮ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ﱠ62. ُ ـﻰ َرﺿ َﻰ ّ ﱡ = 37 ٍ ﻄ ُﻬ ِ ِِﻋﻨْ َﺪ اﻟﻨﱠﺒ َ ِا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓ َـﺪ َﻋﺎ ﺑ َ ﺿﺄ ـﺲ َﻳ َـﺪ ُه َﻓﺘَ َـﻮ ﱠ َ ـﻰ َ ـﻮر َﻓ َﻐ َﻤ ُ ﺻ ﱠـ ّ ُ ¡ َﻠ = ﻜ ْﻢ َﻋ َ َﻓﻘ. َﺴ ْﻮﻧَـﺎ ُهwَ َﻓﺘَﺘَﺒﱠ ْﻌﻨَﺎ ُه َﻓ َ َ َﻣـﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ َﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ ُ ﺻ ﱠـ ِ ﺣﺐ:ﻣﺎ َﻓﻌ ْﻠﺘُـﻢ? ُﻗ ْﻠﻨَـﺎ ُ َﻓ ِـﺈ ْن أ َ ْﺣﺒَﺒْﺘُ ْـﻢ أ َ ْن ُِﺒﱠـ:ا َو َر ُﺳـﻮ ِﻟ ِـﻪ َﻗ َﺎل ُ ﻜ ُﻢ ا ْ َ َ ُ ﱡ ِ َ َوأ َ ْﺣ ِﺴﻨُـﻮا ِﺟ َﻮ،اﺻ ُﺪ ُﻗـﻮا إِ َذا َﺣ ﱠـﺪﺛْﺘُ ْﻢ ار ْ َو، َﻓـﺄ َ ﱡدوا إِ َذا اﺋْﺘُﻤﻨْﺘُ ْـﻢ،َو َر ُﺳـﻮﻟ ُ ُﻪ ُ ﺎو َر .ﻛ ْﻢ َ َﻣ ْﻦ َﺟ Abdurrahmân b. Hâris b. Ebî Kurâd es-Sülemî (r.a.)’den; flöyle demifltir: Resûlullah (s.a.s.)’›n yan›nda idik, temiz su istedi, elini suya dald›rarak abdest ald›, biz de O’nu gözledik, hemen (artan sudan) birer yudum ald›k. Bunun üzerine Resûlullah flöyle buyurdu: “Yapt›¤›n›z bu fleye sizi ne sevketti?” “Allah ve Resûlüne olan sevgimiz” dedik. Resûlullah: “E¤er Allah ve Resûlünün sizi sevmelerini isterseniz size (bir fley) emanet edildi¤inde emaneti (ehline) verin, konufltu¤unuz vakitte do¤ru söyleyin ve etraf›n›zdakilerle güzel komfluluk yap›n.” buyurdu. (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, No: 6513, VII, 267) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ Cِ َﻣ ﱠﺮ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻮل ا ْ َﻋ63. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر = ِ ِ اﻟﺴ َ ََ َﺖ أ َ َ َ َ ٍ :َﺎل ﻟ ﺎ ﻨ ﻓ Bﻴـ ﻓ ه ﺪ ﻳ ﻞ ﺧ د ﺄ ﻓ م ﺎ ﻌ ﻃ ة a ﺻ َ َﻓﻘ.ﺻﺎﺑِ ُﻌ ُﻪ ﺑَ َﻠ ًﻼ َ ُ ََ َ ْ ْ َ َ َ ْ ُ = ـﻮق َﻋ ﱡ ِ ُ ﻳﺎ =رﺳ:َﺎل ِ ﺐ اﻟ ﱠ َ َﻗ. ُءBَ اﻟﺴ ﺎل َ َ ﻮل ا أ َ َﻣﺎ =ﻫ َﺬا َﻳـﺎ َ ﺻﺎﺣ ﺻـﺎﺑَ ْﺘ ُﻪ ﱠ ُ َ َ َ ﻄ َﻌـﺎمِ? َﻓﻘ أ َ َﻓ َﻼ َﺟ َﻌ ْﻠ َﺘ ُﻪ َﻓ ْﻮ َق اﻟ ﱠ .ﺎس? َﻣ ْﻦ َﻏﺸﱠ ﻨَﺎ َﻓ َﻠ ْﻴ َﺲ ِﻣﻨﱠﺎ ُ ﻄ َﻌﺎمِ َﺣ ّﺘ=ﻰ َﻳ َﺮا ُه اﻟﻨﱠ 38 Ebu Hureyre (r.a.) anlat›yor: Resûlullah (s.a.s.), çarfl›da bir bu¤day y›¤›n›na rastlay›nca elini y›¤›na dald›r›p ç›kard›, parmaklar› ›sland›. Bunun üzerine sat›c›ya: – Nedir bu? diye ç›k›flt›. Adam: – Ey Allah’›n Resûlü, ya¤mur ›slatt›, deyince, Hz. Peygamber: – Bu ›slakl›¤› üste getirip, herkesin görmesini sa¤layamaz m›yd›n? Kim bizi aldat›rsa, o bizden de¤ildir, buyurdu. (Müslim, ‹man, 164, I, 99; Tirmizî, Büyu’, 74, III, 606) 39 III HAY HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ٍ ِ ــﺎلُ :ﻛﻨﱠﺎ َﻣ َـﻊ اﻟﻨﱠﺒِ ِ َ 64.ﻋ ْ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻰ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ ﻗ ﱠـﺮ َة ﺑْـﻦ إ َﻳـﺎس َرﺿ َ ّ اﳊﻴﺎء ِﻣـﻦ ّ ِ اﳊﻴـﺎء َﻓﻘَـﺎﻟ ُﻮا :ﻳـﺎ رﺳ َ ِ ِ ِ اﻟـﺪ ِ ﻳﻦ? ـﻮل ا ْ َ َ ُ َ َ َُ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻓ ُـﺬﻛ َـﺮ ﻋﻨْ َﺪ ُه ْ َ َ ُ ا ﺻ ﱠـ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ :ﺑ ْـﻞ ُﻫـﻮ ّ ِ ـﻮل ِ ﺎل ﻳـﻦ ُﻛ ﱡﻠـ ُﻪ ،ﺛُ ﱠـﻢ َﻗ َ َـﺎل َر ُﺳ ُ َﻓﻘ َ اﻟﺪ ُ َ ُ ْ َ َ َ َ َ اﳊﻴــﺎء واﻟ ْﻌ َﻔ َ ِ ِ رﺳ ُ ِ ــﻰِ :ﻋ ﱠ ـﻰ ــﻮل ا َ ا َﻋ َﻠ ْﻴــﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ :إِ ﱠن ْ َ َ َ َ َ َُ ﺻ ﱠـ ُ ـﺎف َواﻟ ْﻌ ﱠ ِ ِ اﻟﻠﺴ ِ ِ اﻹ َ ِ ــﻦ ْ ِ ــﺎن َﻻ ِﻋــﻰ اﻟ ْ َﻘ ْﻠ ِ ــﻦ َﻳ ِ ـﺰ ْد َن ِ C ــﺐَ ،واﻟ ْﻌ ﱠﻔــ َﺔ ﻣ َ ﻳــBنَ ،و إِ ﱠن ُﻫ ﱠ ّ َ ﱠ ِ ْ= ِ ِ اﻻ ِﺧ َﺮ ِة أ َ ْﻛﺜ َُﺮ ِﻣ ﱠ ُﺼ َ ﻦ اﻟﺪﻧْ َﻴﺎَ ،و َﻣﺎ َﻳ ِﺰ ْد َن ِ= ْ C ـﻦ ﱡ ُﺼ َﻦ ﻣ َ اﻻﺧ َﺮةَ ،و َﻳﻨْﻘ ْ ـَ Bﻳﻨْﻘ ْ اﻟﺪﻧْﻴـﺎ ،و إِ ﱠن اﻟﺸﱡ ﺢ واﻟْﻌﺠ َـﺰ واﻟ ْﺒ َﺬاء ِﻣـﻦ ِ ِ اﻟﻨّ َﻔ ِ ـﻦ َﻳ ِﺰ ْد َن ِ C ﺎقَ ،و إِ ﱠ ُﻬﻧ ﱠ ﱠ َ َ ْ َ َ َ َ ﻣ َ ـﻦ ﱡ َ َ اﻻ ِﺧـﺮ ِة ،وﻣـﺎ ﻳﻨْﻘُﺼ ِ اﻟـﺪﻧْﻴـﺎ ،و ﻳﻨْﻘُﺼ ِ اﻻ ِﺧ َـﺮ ِة أ َ ْﻛﺜ َُـﺮ ِﻣ ﱠ ـB ـﻦ ْ = ـﻦ ﻣ َ ـﻦ ْ = َ َ َ َ ْ َ ـﻦ ﻣ َ ﱡ َ َ َ ْ َ اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ . َﻳ ِﺰ ْد َن ِﻣ َﻦ ﱡ Kurre b. ‹yâs (r.a.)’dan; dedi ki: – Resûlullah (s.a.s.) ile beraberdik. Yan›nda hayâdan bahsedildi. Dediler ki: – Yâ Resûlullah, hayâ dinden midir? Resûlullâh (s.a.s.), buyurdu ki: – Evet, hatta o dinin tamam›d›r. Sonra devamla buyurdular ki: 40 – Hayâ, haramdan sak›nmak, sükût etmektir -dil sükûtu, yoksa kalb sükûtu de¤il- ve iffet imandand›r. Bunlar ahirette (sevab›) artt›r›r, dünyal›¤› ise azalt›r. Ama ahiretten artt›rd›klar›, dünyadan azaltt›klar›ndan daha fazlad›r. Cimrilik, beceriksizlik ve yaramaz söz ise nifaktand›r. Bunlar da dünyadan olan fleyleri artt›r›r ve ahiretten olan fleyleri azalt›rlar. Ahiretten azaltt›¤› fleyler ise dünyadan artt›rd›¤›ndan daha çoktur. (Taberânî, Kebîr, 19, 63, 29-30) ِ = ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻋ َ َﻗ َـﺎل َﻣ ﱠﺮ اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰBَ ا َﻋﻨْ ُﻬ ُ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ َﻰ65. ُ ﺻ ﱠ ِ اﳊﻴ ِ ُﻮل َﻗ ْ ﺪ ُ ﻰ َﺣ ﱠﺘﻰ َﻛـﺄ َ ﱠﻧ ُﻪ َﻳﻘwـﻚ َﺗ ْﺴ َﺘ ُ ﺎء َﻳﻘ َ ُﻮل إِ ﱠﻧ َ َ ْ Cِ ـﺐ ُ َر ُﺟ ٍﻞ َو ُﻫ َﻮ ُﻳ َﻌﺎﺗ = ِ ِ ُ َـﺎل رﺳ ِ َ ْ َ ﱠ ـﺎء ِﻣ َﻦ ﻴ اﳊ ن ـﺈ ﻓ ﻪ ـ ﻋ د ـﻢ ﻠ َ ِ ¦ﺑ َ ـﻮل ا ُ َ َ ـﻚ َﻓﻘ ُ ﺻ ﱠ أَ َ ﱠ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ َ َ ْ ُ ﱠ َ ْاﻹ . ِنBﻳ = ‹bn-i Ömer (r.a.)’den, dedi ki: Peygamber (s.a.s.), utangaçl›ktan dolay› birisini azarlayan bir adama rastlad›. Adam flöyle söylüyordu: – Sen (çok) utan›yorsun. Sanki adam: Bu sana mutlaka zarar verir, yollu konufluyordu. Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: – Onu b›rak. Zira hayâ imandand›r. (Buharî, Edep, 77, VII, 100) ِ ٍ ِ َﻋ66. ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ :ـﺎل َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ ْ َ ـﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ّ َ َرﺿWـﻦ ﻋ ْﻤ َـﺮا َن ﺑْـﻦ ُﺣ َﺼ ْـ ِ ْ Cِ ﻜ ُﺘﻮب ٍ ٍ ْ اﳊ َﻴـﺎء َﻻ َﻳﺄْﺗﻰ إِ ﱠﻻ ﺑِ َﺨ ْ اﳊ ﻜ َﻤ ِﺔ إِ ﱠن َ َﻓﻘY ُ ْ ََﺎل ﺑُﺸ E ْ ﺑْ ُﻦ َﻛ ْﻌﺐ َﻣYـ ُ َْ = ِ ِ اﳊﻴ ِ َ ْ ِﻣ َﻦ ْ َﺎل ﻟ َ ُﻪ ِﻋ ْﻤ َـﺮا ُن أ ُ َﺣ ّ ِﺪﺛُ َﻚ َﻋ ﻦ َ ﺎء َﺳﻜﻴﻨَـ ًﺔ َﻓﻘ َ َ ْ ـﺎرا َو إِ ﱠن ﻣ َﻦ ً اﳊ َﻴﺎء َو َﻗ = ِ ِ ِ ُ .ﻴ َﻔ ِﺘ َﻚwﺻ ﻦ ﻋ ﻰ ﻨ ﺛ ﺪ َ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َو ّﲢ َ ْ َ َ َر ُﺳﻮل ا ُ ﺻ ﱠ = = 41 ‹mrân b. Husayn (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: – Hayâ yaln›z iyilik getirir. Bunun üzerine Büfleyr b. Kâ’b: “Hikmette” vakar (a¤›r bafll›l›k) hayâdand›r, muhakkak a¤›rbafll› olmak da hayâdand›r, diye yaz›l›d›r, dedi. ‹mrân da ona: – Ben sana Resûlullah (s.a.s.)’dan konufluyorum, sen bana kitab›ndan bahsediyorsun, dedi. (Buhârî, Edep, 77, VII, 100) ِ َ َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳsـﺎ ِ = ا َﺗ َﻌ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ67. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ = َ َا ْﻹ َﻓـﺄ َ ْﻓ َﻀ ُﻠ َﻬﺎ َﻗ ْـﻮ ُل َﻻ إِﻟ = َﻪ،ًﻊ َو ِﺳﺘﱡـﻮ َن ُ ْﻌﺒَﺔE ـﻊ َو َﺳﺒْ ُﻌـﻮ َن أ َ ْو ﺑِ ْﻀE ُن ﺑِ ْﻀBﻳ = ِ ِ ﻄــﺮ ِ ـﺎﻫــﺎ إِ َﻣـﺎﻃَــ ُﺔ ْاﻷ َ =ذى َﻋ ـﻦ اﻟ ﱠ َ ْ َو،ﻳـﻖ َ ﺔ ِﻣE ــﺎء ُ ْﻌﺒَـ ـﻦ َ َ َوأ َ ْدﻧ،ا ُ إ ﱠﻻ ُ اﳊ َﻴ = َ ْاﻹ . ِنBﻳ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: = “‹man, yetmifl küsûr yahut altm›fl küsûr flu’bedir. Bunlar›n efdali “Lâ ilâhe illa’llah” Allah’tan baflka ilâh yoktur, sözü ve en afla¤›s› da yoldan eza verecek fleyleri kald›rmakt›r. Hayâ da imandan bir flûbedir.” (Müslim, ‹man, 58, I, 63) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـ َﺔ ﺑ ِﻦ ر َﻛﺎﻧَ َﺔ َﻗ َﺎلwَ َﻋ ْﻦ َز ْﻳ ِﺪ ﺑ ِﻦ ﻃَ ْﻠ68. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ْ ُ ْ َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ٍ ﻜ ّ ِﻞ د ُ َ ْ ُ ُ ِ ﻟ .ﺎء ﻴ اﳊ م ﻼ ِﺳ اﻹ ْ ﻖ ﻠ ﺧ و ﻖ ﻠ ﺧ ﻳﻦ َ ُ ُ ُ E َ َ ْ ُ = Zeyd b. Talha b. Rükâne (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Her dinin bir ahlâk› vard›r. ‹slâm’›n ahlâk› da hayâd›r.” (Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 2, II, 905) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ َ ْ َا:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ﺎء َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ﻮل ا ْ َﻋ69. َ ـﻦ أَﺑﻰ أ ُ َﻣ َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ﺎﻣـ َﺔ َرﺿ َﻰ ُ ﳊ َﻴ = 42 ِ ِ ِ ِ ﺎن ِﻣﻦ ِ َ واﻟ ْﺒ َﺬاء واﻟ ْﺒﻴﺎ ُن ُ ﻌﺒﺘ، ِنBﻳ ِ اﻟﻨّ َﻔ .ﺎق َ َ َ َ ُ َ َ َ َواﻟ ْﻌ ﱡﻰ ُ ْﻌﺒَﺘَﺎن ﻣ َﻦ ْاﻹ َْ = ا ﺻ ﱠ ِ ﻮل َ ْ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺎء َواﻟ ِْﻌﻰ ِﻣ َﻦ ْاﻹ ﻴ اﳊ ﺎن ِ َﺎ ُﻳﻘ ّ َِﺮﺑ ُ َﻗ َﺎل َر ُﺳ َ ُ ِن َوBﻳ َ َ ُ ُ ﱡ ِ ﻄ ِ ﺎﻋ َـﺪ ِ و ﻳﺒ.اﳉﻨﱠ ِﺔ ِ ِ ان ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠ َ ُﺶ َواﻟ ْﺒَ َـﺬ ُاء = ِﻣ َﻦ اﻟﺸﱠ ْﻴwْ َواﻟ ْ ُﻔ.ﺎر ﺎ َ ُ ﺎن َو َ ُ َ َ ْ ﻣ َﻦ ِ ﺎﻋ َﺪ ِ ﺎر و ﻳﺒ ِ ِ َ ْ ان ِﻣ َﻦ .اﳉﻨﱠ ِﺔ َ ُ َ ِ ُﻳﻘ ّ َِﺮﺑَﺎن ﻣ َﻦ اﻟﻨﱠ Ebû Ümâme (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Hayâ ve sükût imandan iki flu’be (bölüm), hayâs›zl›k ve çok konuflma ise nifaktan iki flu’bedir (bölümdür).” (Tirmizî, Birr, 80, IV, 375) Taberânî de afla¤›daki flekilde rivâyet etmifltir: Resûlullah (s.a.s.) buyurmufllard›r ki: “Hayâ ve sükût imandand›r. Bunlar Cennet’e yaklaflt›r›r ve Cehennem’den uzaklaflt›r›rlar. Hayâs›zl›k ve fuhufl ise fleytandand›r. Bunlar da Cehennem’e yaklaflt›r›rlar ve Cennet’ten uzaklaflt›r›rlar.” (Taberanî, Kebîr, 22, 1024, 414) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ َ َﻋ70. َﻣﺎ َﻛﺎ َن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ْ ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أ َﻧﺲ َرﺿ ِ َ ﻰ ٍء إC ُﺶwْ اﻟ ْ ُﻔ َ ْ َ . َ ْﻰ ٍء إِ ﱠﻻ َزا َﻧ ُﻪC ﺎء ﻴ اﳊ ن ﺎ ﻛ ﺎ ﻣ و ﻪ ﻧ ﺎ َ ﻻ ﱠ َ َ ُ َ َ َ ُ ْ = = Enes (r.a.)’ten, Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Fuhufl (kötülük) bir fleyde bulunursa, mutlaka onu çirkinlefltirir; hayâ da bir fleyde bulunursa, onu mutlaka güzellefltirir.” (Tirmizî, Birr, 47, IV, 349) 43 ِ ِ ِ ا َﻋ ﱠﺰ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ ،Bأ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ َ ﺻ ﱠ ُ َ 71.ﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ َرﺿ َﻰ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل :إ ﱠن َ ِ ـﺎءَ ،ﻓ ِﺈ َذا ﻧُ ِﺰ َع ِﻣﻨْ ُﻪ ْ َ ِﻠ َﻚ َﻋﺒْ ًﺪا ﻧَ َﺰ َع ِﻣﻨْ ُﻪ ْ َ ﺎءْ َ ، َو َﺟ ﱠـﻞ إ َذا أ َ َرا َد أ َ ْن ُ ْ اﳊ َﻴ ُ اﳊ َﻴ َ ُﺗ ْﻠﻔِ ِـﻪ إِ ﱠﻻ ﻣﻘﻴﺘًﺎ ُﳑ َ ِّﻘﺘًـﺎَ ،ﻓ ِﺈ َذا َ ِ ِ ـﺖ ِﻣﻨْ ُﻪ ْاﻷ َ َﻣـﺎﻧَ ُ ﺔ ُﺗ ْﻠﻔـﻪ إِ ﱠﻻ َﻣﻘﻴﺘًﺎ ُﳑ َ ﱠﻘﺘًـﺎ ﻧُ ِﺰ َﻋ ْ ْ َ = ِ = ﱠـﻮﻧًـﺎَ ،ﻓ ِـﺈ َذا َْ ُﺗ ْﻠﻔِ ِـﻪ إِ ﱠﻻ َﺧـﺎﺋِﻨًﺎ ُ َ ـﺖ ِﻣﻨْـ ُﻪ ْاﻷ َ َﻣﺎﻧَـ ُﺔ َْ ُﺗ ْﻠﻔِ ِﻪ إِ ﱠ ﻻ َﻓ ِﺈ َذا ﻧُـﺰ َﻋ ْ ¡ﺔَُ ،ﻓ ِـﺈ َذا ﻧُ ِﺰ َﻋ ِ ـﻮﻧًﺎ ﻧُ ِﺰ َﻋ ِ ِ ُﺗ ْﻠﻔِ ِﻪ إِ ﱠ ﻻ اﻟﺮ ْ َ اﻟﺮ ْ َ ْ ْ ¡ﺔُْ َ ، ﺖ ﻣﻨْ ُﻪ ﱠ ﺖ ﻣﻨْ ُﻪ ﱠ َﺧﺎﺋﻨًﺎ ُ َ ﱠ ﺖ ِﻣﻨْ ُﻪ ِرﺑْ َﻘ ُﺔ ْ ِ َرﺟ ً ُﺗ ْﻠﻔِ ِﻪ إِ ﱠﻻ َرﺟ ً ﻼمِ . اﻹ ْﺳ َ ﻴُ Bﻣ ْﻠ َﻌﻨًﺎ ﻧُ ِﺰ َﻋ ْ ﻴُ Bﻣ ْﻠ َﻌﻨًﺎَ ،ﻓ ِﺈ َذا َ ْ = = ‹bn-i Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ bir kulu helâk etmek istedi¤inde, ondan hayây› al›r. Hayâ ondan al›n›nca, onu en fena, kötü (bir insan) bulursun. Onu en fena bir insan bulunca, ondan emanet de al›n›r. Ondan emanet al›n›nca, onu en hain bulursun. Onu en hain bulunca, ondan rahmet çekilip al›n›r. Ondan rahmet al›n›nca, onu kovulmufl ve lânetlenmifl bulursun. Onu kovulmufl ve lânetlenmifl bulunca da, ‹slâm ”ba¤› ondan al›n›r, ‹slâmla ilifli¤i kesilir. )(‹bn Mâce, Fiten, 27, II, 1347 ـﺎل رﺳ ُ ِ ٍ ِ َ 72.ﻋ ْ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ ا َﻋﻨْــ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا َ ـﺎلَ :ﻗ َ َ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ُ ــﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌـﻮد َرﺿ َ اﳊﻴ ِ ﺎء َﻗ َﺎلُ :ﻗ ْﻠﻨَـﺎ ﻳﺎ ﻧَﺒِﻰ ِ َوﺳ ﱠﻠﻢِ :اﺳ َﺘwﻴـﻮا ِﻣﻦ ِ ا َﺣ ﱠﻖ ْ َ ا! إِﻧﱠﺎ ﻟَﻨَ ْﺴ َﺘwﻰ ، َ َ َ َ َ ْ ُْ ﱠ ِ= ِ اﻹﺳ ِﺘwﻴﺎء ِﻣـﻦ ِ ِ اﳊﻤ ُﺪ ِ ِ ا َﺣ ﱠﻖ ْ َ ﺎء ،أ َ ْ ن اﳊ َﻴ َﻗ َ ـﻦ ْ ِ ْ ْ َ َ َ ـﺎل ﻟ َْﻴ َﺲ =ذﻟ َﻚَ ،وﻟ =ﻜ ﱠ َو ْ َ ْ ﻆ اﻟ ْﺒَ ْ ﲢ َﻔ َ ﲢ َﻔ َ ت اﻟﺮأ ْ َس َو َﻣﺎ َو =ﻋـﻰَ ،و َ ْ َْ ﻄ َ ـﻦ َو َﻣﺎ َﺣ َﻮى َوﻟ ْ َﺘ ْـﺬ ُﻛ ِﺮ اﻟ ْـ َﻤ ْﻮ َ ـﻆ ﱠ 44 ِ ِ َﻴﺎwْ َاﺳﺘ = ْ َو َﻣ ْﻦ أ َ َرا َد،= َِواﻟ ْﺒ اﻻ ِﺧ َﺮ َة َﺗ َﺮ َك ذﻳﻨَ َﺔ ﱡ ْ َﻓ َﻤ ْﻦ َﻓ َﻌ َﻞ =ذﻟ َﻚ َﻓﻘَﺪ،اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ = ِ اﳊﻴ ِ ِ .ﺎء َ َ ْ ﻣ َﻦ ا َﺣ ﱠﻖ Abdullâh b. Mes’ud (r.a.)’dan, Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: – Allah’tan hakk›yla hayâ ediniz. ‹bn-i Mes’ud der ki: Biz de: – Yâ Nebiyya’llah, Allah’a hamdolsun ki, biz hayâ ediyoruz, dedik. Bunun üzerine flöyle buyurdular: – Öyle de¤il, Allah’tan hakk›yla hayâ etmen, bafl›n› ve onda bulunan azalar›n› muhafaza etmen, karn›n› ve onun ihtiva ettiklerini koruman, ölümü ve çürümeyi hat›rlamand›r. Ve ahireti isteyen kimse de dünya zînetini terk etsin. ‹flte bunlar› yapan kimse, Allah’tan hakk›yla hayâ etmifl olur. (Tirmizî, K›yamet, 24, IV, 637) ِ َ أ َ ﱠن رﺳ: َﻋ ِـﻦ اﺑ ِﻦ ُﻋ َﻤﺮ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ73. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻣ ﱠﺮ َ ﻮل ا ْ ُ َ َ َ َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ اﳊﻴ ِ ـﻞ ِﻣ َﻦ ْاﻷ َ ْﻧ َﺼ ٍ َﻋ = َر ُﺟ ُ َو ُﻫ َـﻮ َﻳ ِﻌ،ـﺎر ِ ﻮل ا ُ َـﺎل َر ُﺳ َ َﻓﻘ،ﺎء َ َ ْ Cِ ﻆ أ َ َﺧـﺎ ُه َ ْ َد ْﻋ ُﻪ َﻓ ِﺈ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺎء ِﻣ َﻦ ْاﻹ . ِنBﻳ َ ُ ﺻ ﱠ َ اﳊ َﻴ = ‹bn-i Ömer (r.a.)’den: Resûlullah (s.a.s.), Ensar’dan bir adama u¤rad›. Adam, hayâ hakk›nda kardefline nasihat ediyordu.7 Resûlullah (s.a.s.), buyurdu ki: “Onu b›rak. Zirâ hayâ imandand›r.” (Buhârî, ‹man, 16, I, 11) 7. Bu adam kardefline, “Niçin bu kadar utan›yorsun? Fazla utangaçl›k sana zarar verir” fleklinde ö¤üt veriyordu. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), “B›rak onu kendi hâline, çünkü hayâ îmandand›r.” buyurdular. 45 ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ ْـﻦ اﺑ ِ َﻋ74. ﺻ ﱠ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َﻗBـ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ــﺎل َ ـﻦ ُﻋ َﻤ ُ ــ ُ ـﻰ َ ــﺮ َرﺿ ِ ْ ﳊ َﻴﺎء َو َ اﻹ .ﺎ ُرﻓِ َﻊ ْاﻻ= َﺧ ُﺮ َ ُ َﻓ ِﺈ َذا ُرﻓِ َﻊ أ َ َﺣ ُﺪ،ﻴﻌﺎ ً ¨َ ﺎء ُ َ ُن ُﻗ َﺮﻧBﻳ ُ َ ْ َا = ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan, Resûlullah (s.a.s.) buyurmufltur ki: “Hayâ ve iman (birbirinin) yak›nlar›d›r. Bir arada bulunurlar. Bunun için biri kald›r›ld›¤› vakit, di¤eri de kald›r›lm›fl olur.” (Taberânî, Evsat, 8309, IX, 144, Hakîm, I, 22) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ75. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ــﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ــﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ = ِ ِ ﳊﻴ ِ ْ ِن َوBﻳ ِ ْ ـﻦ َ ْ اﳉ َﻔـﺎء َو َ ْ َواﻟ ْﺒَ َـﺬ ُاء ِﻣ َﻦ،اﳉﻨﱠ ِﺔ َ ْ Cِ ُنBﻳـ َ اﻹ َ اﻹ Cِ ﺎء َ ـﺎء ﻣ ُ اﳉ َﻔ ُ َ َ ْ َا ِ اﻟﻨﱠ .ﺎر Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Hayâ imandand›r ve iman (sahipleri) de Cennet’tedir. Kötü söz8 ise eziyettendir, eziyet edenler de atefltedir.” (Tirmizî, Birr, 65, IV, 365) 8. Burada kötü söz, lüzumsuz ve hayâs›zca söylenen çirkin sözlerdir. 46 IV RIFK (‹Y‹ HUYLULUK) VE H‹LM (UYSALLIK) HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِ ِ ِ ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ ْ َﻋ76. ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﺟـﺮ ﻳﺮﺑْـﻦ َﻋﺒْﺪ ا َرﺿ ِ ّ ا َﻋ ﱠﺰ َو َﺟ ﱠـﻞ ﻟ َُﻴ ْﻌﻄﻰ َﻋ َـ ُ ْ ـﺎﻻ ُﻳ ْﻌﻄﻰ َﻋ َـ اﳋ ْﺮ ِق َو إِ َذا أ َ َﺣ ﱠ ﺐ َ اﻟﺮ ْﻓ ِﻖ َﻣ َ = ٍ = ِ ِ َ َ ا َﻋﺒْ ًﺪا أ َ ْﻋ ْ . اﻟﺮ ْﻓ َﻖ إِ ﱠﻻ ُﺣ ِﺮ ُﻣﻮا ن ﻮ ﻣ ﺮ ﺖ ﻴ ﺑ ﻞ ﻫ أ ﻦ ﻣ ﺎ ﻣ ، ﻖ ﻓ اﻟﺮ ُ ْ َ َْ ْ ْ َ َُ َ ﱢ ﻄﺎ ُه ﱢ ُ Cerîr b. Abdullâh (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Muhakkak Allâhu Teâlâ sertlik ve kabal›¤a vermedi¤i fleyleri (ecir ve mükâfatlar›) r›fka ve güzel davran›fllara verir, ve Allah bir kulu sevdi¤i vakit de ona r›fk› ihsan eder. R›fktan mahrum olan bir ev halk›, (her fleyden) mahrum olurlar.” (Taberânî, Kebîr, 2274, II, 306) ِ ٍ ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِ َﺮم ْ ُ ـﻦ َ ـﻰ ْ َﻋ77. ْ َﻣ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ َﺟﺮ ﻳـﺮ َرﺿ ِّ َ ْ َﺮم .Yَ ْ اﳋ ْ ُ اﻟﺮ ْﻓ َﻖ Cerîr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹yi huyluluk ve yumuflakl›ktan hay›rdan da mahrum kal›rlar.” mahrum olanlar, (Müslim, Birr, 74, III, 2003) ِ ِ ِ ٍ ا ْ َﻋ78. َ ـﺖ أ َ ْﻣﺸـﻰ َﻣ َﻊ َر ُﺳـﻮل ا ُ ْ ُﻛﻨ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل ُ ـﻦ أَﻧَـﺲ َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠ = 47 ِ اﳊ ُ د ﻧَ ْﺠ َـﺮاﻧِـﻰ َﻏﻠE َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َو َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ ﺑُ ْـﺮ َ ْ ﻴـﻆ َﻓـﺄ َ ْد َر َﻛـ ُﻪ أ َ ْﻋ َـﺮاﺑِ ﱞﻰ،ـﺎ َﻴ ِـﺔ ﱞ = ِ ـﻖ رﺳ ِ َ َ َﻓﻨ،ﻳﺪ ًة ِ ﻮل ا َ َﻓ َﺠ َﺬﺑَـ ُﻪ ﺑِ ِﺮ َداﺋ ِ ِـﻪ َﺟ ْﺬﺑَـ ًﺔ َ ـﺪ َ s= ِت إ ُ ﻈ ْـﺮ ُ َ ِ ُﺔ ُﻋﻨwَ ﺻ ْﻔ ِ و َﻗ ْـﺪ = أَﺛﱠﺮ ِ|ﺎ ﺣ،ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠﻢ ِ ّ ﺎ َﻴ ُﺔ ﺛُ ﱠﻢ،اﻟﺮ َد ِاء ِﻣ ْﻦ ِ ﱠﺪ ِة َﺟ ْﺬﺑَ ِﺘ ِﻪ َ َ َ َ َ َ َ َ ْ ُ ِ ِ ِ ِ َ wِ ـﺖ إِﻟ َْﻴ ِﻪ َﻓ َﻀ ﻚ َ َﻗ َ ُ ـﺎل َﻳﺎ َ َﻓﺎﻟْﺘَ َﻔ، ﻣ ْﻦ َﻣـﺎل ا اﻟ ﱠﺬى ﻋﻨْ َـﺪ َكs ﱠﻤ ُﺪ! ُﻣ ْـﺮJ = = ٍ َ ِ .ﺛُ ﱠﻢ أ َ َﻣ َﺮ ﻟ َ ُﻪ ﺑ َﻌﻄﺎء Enes (r.a.)’ten; dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumafl›ndan sert yakal› ve kaba bir cübbe vard›. Bir A’râbî O’na ulaflarak cübbesinden kuvvetlice çekti. Resûlullâh (s.a.s.)’›n ensesine bakt›m ki, kuvvetli çekiflinden cübbenin sertli¤i oraya iz b›rakt›. Sonra A’râbî: – Ya Muhammed (s.a.s.)! Sendeki Allah mal›ndan bana verilmesi için emret, dedi. Resûlullâh (s.a.s.) ona döndü ve güldü, sonra da ona bir fley verilmesini emretti. (Buhârî, Edep, 68, VII, 94) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ٍ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌﻮد َر79. ِ ُﺣ ّ ِﺮ َم َﻋ َ اﻟﻨﱠ . ﺎر ُﻛ ﱡﻞ َﻫ ّﻴِ ٍﻦ ﻟ َّﻴِ ٍﻦ َﺳ ْﻬ ٍﻞ ‹bn-i Mes’ûd (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Cehennem, her yumuflak huylu, uysal, sakin ve kolayl›k gösterenlere haram k›l›n›r.” (Ahmed ‹bn Hanbel, I, 415) 48 ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ ﻋ80. ُ َ َ َﻗ،ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َـﻦ َﺟـﺮ ﻳـﺮ َرﺿ ِ ّ ِ َﺮم ُ Yَ ْ اﳋ َ ْ ِ َﺮم .ﻛ ﱠﻠ ُﻪ ْ ُ اﻟﺮ ْﻓ َﻖ ُْ Cerîr (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Bir kimse yumuflak davranmaktan mahrum ise hayr›n tamam›ndan mahrum kal›r.” (Müslim, Birr, 75, III, 2003) ِ ِ ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ َﻗﺎﻟ َﺖ ِ ِ ا َ ﻮل ا َ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َر81. ْ َُ ُ ﺻ ﱠ َ إ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِّ ﺐ . ْاﻷ َ ْﻣ ِﺮ ُﻛ ِّﻠ ِﻪCِ اﻟﺮ ْﻓ َﻖ E َرﻓ ﻴﻖ ُِ ﱡ = Âifle (r.anhâ)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Allahu Teâlâ, r›fk yumuflakl›¤› sever.” sahibidir ve her iflte r›fk ve (Buhârî, ‹stitabe, 4, VII, 51) ِ ِ ِ ا ً أ َ ﱠن َر ُﺟـ:اﻟـﺮ ْ¡= ِﻦ ﺑْ ِـﻦ َﻋ ْـﻮ ٍف ْ ﻋ82. َ َر ُﺳـﻮل اs= ِﻼ أ َ =ﺗﻰ إ َـﻦ َﻋﺒْـﺪ ﱠ ُ ﺻ ﱠ ِ ﻮل ْ ﻴﺶ ِ|ِ ﱠﻦ َو َﻻ ُﺗ ﻜﺜِ ْ ﺮ ُ ٍت أَﻋBَ ا! َﻋ ِّﻠ ْﻤﻨـﻰ َﻛ ِﻠ َ َﺎل َﻳﺎ َر ُﺳ َ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ = = ِ ِ ُ َﺎل رﺳ ﱠ َ .«ﺐ ﻀ ﻐ ﺗ »ﻻ َ ﻢ ﻠ ﺳ و ﻪ ﻴ ﻠ ﻋ ا َ ﻮل ا ْ َ َْ َ َ َ ْ َ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َ َﻓﻘ،َﻋ َ ﱠ َﻓﺄ َ ْﻧ =ﺴﻰ Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a bir kifli geldi ve: – Yâ Resûlallâh, bana birkaç kelime ö¤ret ki, onlarla mes’ut olay›m, çok olmas›n ki, unuturum, dedi. Resûlullah da: – Hiddetlenme, diye buyurdu. (Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 11, II, 905-906) 49 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ِ ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ َﻋ ْﻦ َﻋﻄ ﱠﻴ َﺔ ﱠ83. ُ ﺻ ﱠ ُ َ اﻟﺴ ْﻌﺪ ِّى َر ِ ﻄ ِ اﻟ ْ َﻐ َﻀ ِ ﻄﺎ َن ُﺧ ِﻠ َﻖ ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠ ْ ُﺗBَ ﺎر َو إِﻧﱠ َ ﺎن َو إِ ﱠن اﻟﺸﱠ ْﻴ َ ـﻦ اﻟﺸﱠ ْﻴ ُ ﻄ َﻔﺄ ُ اﻟﻨﱠ ﺎر َ ﺐﻣ َ ِ ِ .ْﺿﺄ ﺐ أ َ َﺣ ُﺪ ُﻛ ْﻢ َﻓ ْﻠ َﻴﺘَ َﻮ ﱠ َ ﺑِ ْﺎﳌَﺎء َﻓ ِﺈ َذا َﻏﻀ Atiyye es-Sa’diyy (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Hiddet fleytandand›r, fleytan da ateflten yarat›lm›flt›r. Atefl ise ancak su ile söndürülür. Binaenaleyh, biriniz hiddetlendi¤inde abdest als›n.” (‹bn Hanbel, IV, 226) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل; إِ ﱠن رﺳ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ﻟَﻨَﺎ إِ َذا َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ َذ ٍّر َر84. = ِ ِ ِ ِ ِ ﻻ ﺐ َو إ ﱠ ُ ﺐ َﻋﻨْـ ُﻪ اﻟ ْ َﻐ َﻀ َ ـﺲ َﻓـﺈ ْن َذ َﻫ َ َﻏﻀ ْ ﻢ َﻓ ْﻠ َﻴ ْﺠﻠE ﺐ أ َ َﺣ ُـﺪ ُﻛ ْـﻢ َو ُﻫ َﻮ َﻗـﺎﺋ َ َﻓ ْﻠ َﻴ ْﻀ .ـﻊ ْ ﻄ ِﺠ Ebu Zerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), bize flöyle buyurdu: “Biriniz hiddetlendi¤inde ayakta ise hemen otursun, hiddeti giderse (iyi), flayet gitmezse o zaman da yaslans›n.” (‹bn Hanbel, V, 152) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ﻟ َﻴْ َﺲ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ85. َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َر = ِ ِ ِ ِ ِ ْ َ .ﻳﺪ اﻟ ﱠﺬى َﻳ ْﻤﻠ ُﻚ ﻧَﻔ َﺴ ُﻪ ﻋﻨْ َﺪ اﻟ ْ َﻐ َﻀﺐ ُ اﻟﺸﱠ ﺪB إﻧﱠ،ﺎﻟ َﻋﺔ ُ اﻟﺸﱠ ﺪ َ ﻳﺪ ﺑِ ﱡ = = = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kuvvetli kimse demek, güreflte baflkalar›n› yenen de¤il, ancak hiddet ân›nda kendine hâkim oland›r.” (Buhârî, Edep, 76, VII, 99) 50 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ث َﻣ ْﻦ E ﻼ َ َ ﺛ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َﺟﺎﺑِ ٍﺮ َر86. ِ ﺎﻟﻀﻌ ِ ﺔE ﻴﻒ َوَ َﻔ َﻘ ﻖ ﺑِ ﱠE ِر ْﻓ: َو أ َ ْد َﺧ َﻠ ُﻪ َﺟﻨﱠﺘَ ُﻪ،ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َﻛﻨَ َﻔ ُﻪ ُ ªَ َ ُﻛ ﱠﻦ ﻓﻴﻪ َﺳ = ٍ َﳑ ْ ُﻠsَ ِن إE و إِﺣﺴﺎ،َﻋ َ ا =ﻟ ْﻮ ِاﻟ َﺪﻳ ِﻦ .ﻮك َ ْ َ ْ َ Cabir (r.a.)’den; Resûlullâh (s.a.s.) buyurdu: “Üç fley kimde bulunursa, Allah onu himâyesine al›r ve onu Cennetine kor. (Bunlar:) Zay›flara yumuflak davranmak, ana babaya flefkatli olmak ve eli alt›nda bulunan (hizmetkâr) lara iyilik etmektir.” (Tirmizî, K›yame, 48, IV, 656) ِ ِ ِ ـﻰ ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠﻢ َاو ﺻﻨﻰ َ ِّ ِا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن َر ُﺟ ًﻼ َﻗ َﺎل ﻟﻠﻨﱠﺒ ْ َ َ َ ْ ُ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ87. = = ِ .ﺐ ْ ارا َﻗ َﺎل َﻻ َﺗ ْﻐ َﻀ ْ َﻻ َﺗ ْﻐ َﻀ ً َﻓ َﺮ ﱠد َد ﻣ َﺮ.ﺐ َﻗ َﺎل Ebû Hüreyre (r.a.)’den; bir adam, Resûlullah (s.a.s.)’e gelerek: – Yâ Resûlullah, bana bir tavsiyede bulun, dedi. Resûlullah: “Öfkelenme” buyurdu. Adam bunu birkaç defa tekrarlad›, her defas›nda Resûlullah: “Öfkelenme” buyurdu. (Buhârî, Edep, 76, VII, 100) ِ ِ ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ٍ ا َﻋ ﱠﺰ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َاﻧَﺲ َر88. َ إ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِ ّ []ﻋ َـ ِ ّ ـﺐ َ ـﺎﻻ ُﻳ ْﻌﻄـﻰ َﻋ ـ َ اﻟـﺮ ْﻓ َـﻖ َﻣ E َِو َﺟ ﱠـﻞ َرﻓ َ َو ُﻳ ْﻌﻄـﻰ،اﻟـﺮ ْﻓ َـﻖ ﻴـﻖ ُِ ﱡ = = ِ ْاﻟْﻌﻨ .ﻒ ُ Enes (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Yüce Allâh güzel davran›fl sahibidir ve güzel davran›fl› 51 sever. Güzel davran›fla, sert ve kabal›¤a vermedi¤i bir etki gücü vermifltir.” (Taberânî, Evsat, 2955, III, 444, 445) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬـﺎ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ َﻗ َﺎل َ َـﺎ َﻳﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻮل ا َ ُ َ ـﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َر ْ َﻋ89. َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ .ار ُﻓﻘﻰ ْ :َُﻋﺎﺋﺸَ ﺔ = Âifle (r.anhâ)’den; Resûlullah (s.a.s.) ona buyurdu ki: “Yâ Âifle! R›fk sahibi ol.” (Ebu Davud, Edep, 11, V, 156) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ90. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ َﻗBـ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌـﻮد َرﺿ ِ ّ َا:َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ُ ْ ﻦ َوE ﻟﺮ ْﻓ ُﻖ ُﻳ ْﻤ .مE اﳋ ْﺮ ُق ُ ْﺆ Abdullâh b. Mes’ud (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “R›fk, bereket ve u¤urdur. Sertlik (ve cehalet, ahmakl›k ve kabal›k ise) u¤ursuzluktur.” (Taberânî, Evsat, 4099, V, 57) ِ ِ َﻋـﻦ أَﺑــﻰ ﱠ91. ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْــ ُﻪ َﻋ ﺻ ﱠ ـﻦ َ ـﻰ ْ ْ َﻣ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل ُ ــ ُ ـﻰ ّ َ اﻟـﺪ ْر َداء َرﺿ = ِ ّ ﻈ ُﻪ ِﻣ َﻦ ِ ْ اﳋ َو َﻣ ْﻦ ُﺣ ِﺮ َم َﺣ ﱠYـ اﻟـﺮ ْﻓ ِﻖ َﻓﻘ َْﺪ أ ُ ْﻋ ِﻄـﻰ َﺣ ﱠ أ ُ ْﻋ ِﻄـﻰ َﺣ ﱠ َ ْ ﻈ ُﻪ ِﻣ َﻦ ﻈ ُ ﻪ َ َ ِ ّ ِﻣ َﻦ ِ ْ اﳋ اﻟﺮ ْﻓ ِﻖ َﻓﻘ َْﺪ ُﺣ ِﺮ َم َﺣ ﱠ َ ْ ﻈ ُﻪ ِﻣ َﻦ .Y Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “R›fk’tan nasibi verilen bir kimseye hay›rdan da nasibi verilmifltir. R›fk’tan nasibi verilmeyen bir kimse ise, hay›rdan da mahrumdur.” (Tirmizî, Birr, 67, IV, 367) 52 ِ ٍ ﻻ ﻴﻢ إِ ﱠ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ َﺳﻌﻴﺪ َرﺿ َﻰ92. َ َﻻ َﺣﻠ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل = = = ٍ .ﲡ ِﺮﺑﺔ ٍ ِ َ َ ْ ﻴﻢ إ ﱠﻻ ُذو َ ُذو َﻋﺜ َْﺮة َو َﻻ َﺣﻜ = Ebû Saîd (r.a.)’den; Resûlullâh (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Sürçmesiz halîm, tecrübesiz hakîm olmaz.” (Tirmizî, Birr, 86, IV, 379) ِ ِ ِ ِ َﺖ َﻛﺎ َن اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ ْ ﺖ َﻋ ِﻦ اﻟ ْﺒَ َﺪ َاوة َﻓﻘَﺎﻟ ْ ا َﻋﻨْ َﻬﺎ أ َ ﱠ َﻬﻧﺎ ُﺳﺌ َﻠ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ َﺔ َرﺿ َﻰ93. ِ = s= ِــ ا َﻋ َﻠﻴ ِـﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ ﻳﺒ ُـﺪو إ ﻼ ِع َو إِﻧﱠـ ُﻪ أ َ َرا َد اﻟ ْﺒَ َـﺪ َاو َة َﻣ ﱠـﺮ ًة َ اﻟﺘـ ِّ ﻫـﺬ ِه َ َْ َ َ َ ْ ُ ﺻ ﱠ ِ ِ ِ َ ار ُﻓﻘﻰ َ ﱠـﺮ َﻣ ًﺔ ﺛُ ﱠﻢ َﻗJ َ ُ اﻟﺼ َـﺪ َﻗ ِﺔ ﻧَﺎ َﻗـ ًﺔ ﻣ ْﻦ إِﺑِ ِﻞ ﱠs ْ َﻳﺎ َﻋـﺎﺋﺸَ ُﺔs ـﺎل َﻓﺄ ْر َﺳ َـﻞ إ َ ﱠ = ِ ﻂ إِ ﱠﻻ َزاﻧَـ ُﻪ و َﻻ ﻧُ ِﺰ =ع ِ ّ َﻓ ِـﺈ ﱠن َ ـﻰ ٍء َﻗ ﱡC ﻜ ْﻦ ـﻦ َ ﻰ ٍء َﻗ ﱡ ُ َﻳ ﻂ إِ ﱠ ﻻ ﻣ ْ َ َ ْ َ اﻟﺮ ْﻓ َـﻖ ْ ْ = . َ ﺎﻧَ ُﻪ Âifle (r.anhâ)’dan; ona k›ra ç›kmaktan soruldu da dedi ki: – Resûlullah (s.a.s.), bu vadilere ç›kard› ve o bir kere k›r gezisine ç›kmak istedi ve bana da binekte kullan›lmayan sadaka develerinden h›rç›n bir deve gönderdi. Sonra bana buyurdu ki: “Yâ Âifle, sen yumuflak davran! Zira yumuflakl›k bir fleyde bulunursa mutlaka onu süsler ve bir fleyden çekip al›n›rsa mutlaka onu çirkinlefltirir.” (Ebû Dâvud, Edep, 11, V, 156, Cihad, 1, III, 6) ِ ٍ ِ ِا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ َﻋ ْﻦ َﺳ ْﻬ94. َا ْﻷَﻧَﺎ ُة:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻞ ﺑْ ِﻦ َﺳ ْﻌـﺪ َرﺿ َﻰ ّ ِ ﻄ ِ ِﻣﻦ َ ْا َواﻟ َْﻌ َﺠ َﻠ ُﺔ ِﻣ َﻦ اﻟﺸﱠ ﻴ .ﺎن َ 53 Sehl b. Sa’d (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Teennî9 Allah’tan, acele ise fleytandand›r.” (Tirmizî, Birr, 66, IV, 366) ِ ِ َ ٍ ِ َﻋBَ ا َﻋﻨْ ُﻬ ِ ِ ا َﻋﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ ُﻣ ْﺼ َﻌـﺐ ﺑْﻦ َﺳ ْﻌـﺪ َﻋ ْﻦ أﺑﻴﻪ َرﺿ95. = ِ .اﻻ ِﺧﺮة ِ ُﻛ ّ ِﻞ َ ﻰ ٍء إC َاﻟﺘﱡ َﺆ َد ُة:َﻗ َﺎل ِ ْ ﻞ ﻤ ﻋ C ﻻ ﱠ = َ َ َ = ْ = Mus’ab b. Sa’d, babas› (r.anhümâ)’dan; Peygamber (s.a.s.): “Her fleyde teenni ile (yavafl, temkinli) olmak hay›rl›d›r. Ancak ahiret amelinde (böyle de¤ildir).” buyurdu. (Ebû Dâvud, Edep, 11, V, 157) ِ ﻮل ِ ا ُ َﻣﺎ ُﺧ ّﻴِ َﺮ َر ُﺳ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ أ َ ﱠ َﻬﻧـﺎ َﻗﺎﻟ َْﺖ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َز ْو ِج اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ96. ُ ﺻ ﱠ ِ ـﻦ َﻗ ﱡ ِ أ َ ْﻣ َﺮ ْﻳC ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ُ ﺎ َﻳ ً ْﻜ ْﻦ إِﺛ B َ ُ َ ْ َ ـﺎ َﻣ ُ ﺻ ﱠ َ َ ﻂ إ ﱠﻻ أ َ َﺧ َﺬ أ َ ْﻳ ِ ُ ـﺎس ِﻣﻨْ ُﻪ وﻣـﺎ ا ْﻧ َﺘﻘَـﻢ رﺳ ِ َﻛـﺎ َن أ َ =ﺑﻌ َـﺪ اﻟﻨﱠBـ ً َْﻓ ِـﺈ ْن َﻛﺎ َن إِﺛ ا َ ـﻮل ا َْ ََ َُ َ ُ ﺻ ﱠ ِ ِ ا َﻓﻴﻨْ َﺘ ِﻘﻢ ِ َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠﻢ ِﻟﻨَ ْﻔ ِﺴ ِﻪ إِ ﱠﻻ أ َ ْن ُﺗﻨْ َﺘﻬ َﻚ ﺣﺮﻣ ُﺔ . ِ َ|ﺎ ُ َ َْ ُ َ َ َ َ ْ Resûlullah (s.a.s.)’›n zevcesi Âifle (r.anhâ)’dan; dedi ki: – Resûlullah (s.a.s.), iki iflte muhayyer (serbest) b›rak›ld›¤› zaman, günah olmad›kça onlar›n kolay›n› al›rd›, (o fley) günah olursa ondan insanlar›n en uzak kalan› o idi. Resûlullah (s.a.s.), nefsi için aslâ intikam almazd›. Ancak Allâh’›n yasaklar›na riâyet edilmedi¤inde Allah için intikam al›rd›. (Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 2, II, 902-903) 9. Teennî, Allah'›n emir ve r›zas›na uygun güzel hasletlerdendir. Düflünerek, temkinli ve ihtiyatl› hareket etmektir. A’cel, fleytanî s›fatlardand›r. Yani baz› yerler müstes-na acele ifle fleytan kar›fl›r. 54 ـ Bأ َ ﱠن رﺳ ُ ِ ِ ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ ــﺎلَ :ﻣﺎ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻮل ا َ َُ ﺻ ﱠـ ُ ــﻰ ُ َ 97.ﻋـﻦ اﺑْـﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ َ أ ُ ْﻋ ِﻄﻰ َا ْﻫ ُﻞ ﺑَ ْﻴ ٍﺖ ّ ِ اﻟﺮ ْﻓ َﻖ إِ ﱠﻻ ﻧَ َﻔ َﻌ ُﻬ ْﻢ . َ ‹bn-i Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz flöyle buyurdu: “Bir ev halk›na r›fk nasib olursa, mutlaka onlara fayda ”sa¤lar. )(Taberânî, Kebîr, 13261, 12, 254 ِ ِ َ 98.ﻋـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫـﺮ ﻳـﺮ َة ر ِ ـﺎل أ َ ْﻋ َـﺮاﺑِ ِ َﺎم ﺑ ـﺎل: ـﻰ ﺿ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ َ ْ َ ْ َ َ ُ َ ـﻰ Cاﻟ ْـ َﻤ ْﺴﺠـﺪ َﻓﻘ َ َ ﱞ = ِ ِ ِ ِ اﻟﻨﱠـﺎس إِ ِ ﱠ َ ﱠ َ ــﻢ َد ُﻋـﻮ ُ ه ﺒ ﻨ اﻟ َــﺎل ﻘ ﻓ ، ﻴــﻪ ﻓ ـﻮا َﻌ ﻘ ﻴ ﻟ ــﻪ َﻴ ﻟ َ ﱠ ـﻰ َ ُ َ ْ ا َﻋﻠﻴْـﻪ َو َﺳﻠ َ ُ ﺻــ ُ ﱡ = ـﺎء أَو َذﻧـﻮﺑـﺎ ِﻣــﻦ ﻣ ٍ ــ ﺑـﻮ ِﻟ ِـﻪ ﺳﺠـﻼ ِﻣــﻦﻣ ٍ ـﺎء َﻓ ِـﺈﻧﱠ َ ـ Bﺑُ ِﻌﺜْﺘُ ْ ـﻢ ُ ْ ْ َ ً َوأَر ﻳﻘُـﻮا َﻋ = َ ْ َ ْ ً ْ َ ِ =ِ ﻳﻦ . ُﺗﺒْ َﻌﺜُﻮا ُﻣ َﻌ ّﺴﺮ َ ُﻣﻴَ ّﺴﺮ َ ﻳﻦ َو َ ْ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; dedi ki: = = Bir A’râbî mescidde bevletti (ifledi), insanlar onu linç etmek için kalk›p bafl›na üflüfltüler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.): “Onu b›rak›n›z. Oraya bir kova su dökünüz, zira siz kolaylaflt›r›c› olarak gönderildiniz, güçlefltirici olarak gönderilmediniz.” buyurdu. )(Buhârî, Edep, 80, VII, 102 َ 99.ﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ﻣـﻮﺳـﻰ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َـﺎل :ﺑﻌﺜَﻨـﻰ رﺳ ُ ِ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ ﻮل ا َ ََ ُ = َ َ ُ َُ ﺻ ﱠـ ُ = ِ = ِ ِ ِ َ َ ً ـﺎسَ ،وﺑَﺸّ َﺮا ا َﻋﻨْـ ُﻪ إ sاﻟ ْﻴَ َﻤﻦ .ﻓﻘ َ َـﺎلُ :ا ْد ُﻋﻮا اﻟﻨﱠ َ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َو ُﻣ َﻌـﺎذا َرﺿ َﻰ ُ َو َﻻ ُﺗﻨَ ّﻔِ َﺮاَ ،و َﻳ ّ ِﺴ َﺮا َو َﻻ ُﺗ َﻌ ّ ِﺴ َﺮاَ ،و َﺗ َ ﺎو َﻋﺎ َو َﻻ َ¯ْـﺘَ ِﻠ َﻔﺎ . ﻄ َ 55 Ebû Musâ (r.a.) anlat›yor; Resûlullah (s.a.s.), beni ve Muaz’› Yemen’e gönderdi ve flöyle tenbih etti: “‹nsanlar› dine (tatl› sözle) davet edin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaflt›r›n, zorlaflt›rmay›n. Uyumlu olun, geçimsiz olmay›n.” (Buhârî, Megâzî, 60, V, 108) ِ ٍ ِ ِ أَﻟ ﱠﺘﺄ َ ِﻧّﻰ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﻧَﺲ ﺑْ ِﻦ َﻣﺎﻟـﻚ َرﺿ َﻰ100. ِ ـﺎذﻳﺮ ِﻣـﻦ ِ ِ َ ا واﻟ ْﻌﺠ َﻠ ُﺔ ِﻣـﻦ اﻟﺸﱠ ﻴ ِ ِﻣـﻦ َو َﻣﺎ،ا َ َ ـﺪ َا ْﻛﺜ ََﺮ َﻣ َﻌE ﻄﺎن َو َﻣـﺎ أ َ َﺣ َ ْ َ َ َ َ ِ sَ ِِﻣﻦ ِﻰ ٍء أَﺣﺐ إ َ ْ ا ِﻣ َﻦ .اﳊ ْﻤ ِﺪ ْ ْ َ ﱠ Enes bin Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Teennî10 Allah’tan, acele fleytandand›r. Mazeretleri Allah’tan çok kabul eden bir kimse yoktur. Ve Allah kat›nda hamd etmekten sevimli bir fley yoktur.” (Ebu Ya’lâ, 4257, VII, 248) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ َﻗﺎﻟ َﺖ ِ ِ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ﺔ َر101. ْ َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ٍ َ ﻻ ُﻧ ِﺰع ِﻣﻦ ِ ٍء°َ C ﻜﻮن ِ ّ ِا ﱠن ُ ْ .ء ا ﱠﻻ َ ﺎ َﻧ ُﻪ° و . ﻪ ﻧ ا ز ﻻ ﱠ ا ﻳ ﻻ َ ﻖ ﻓ اﻟﺮ َ َ َ َ ُ ُ ْ َ َ َ ْ ْ = Âifle (r.anhâ) anlat›yor; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “R›fk, bir fleye girdi mi onu mutlaka süsler, bir fleyden de ç›kar›ld› m› onu mutlaka kusurlu k›lar.” (Müslim, Birr, 78, III, 2004) 10. Teennî, acele etmeyip, yavafl ve temkinli davranmakt›r. 56 V K‹B‹R VE TEVÂZÛ HAKKINDA HAD‹SLER ِ َ ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ:ـﺎل ِ ٍ ِ َِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ﻮل ا ُ َ ُ ْ َ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ َﺣـﺎرﺛـ َﺔ ﺑْﻦ َو ْﻫـﺐ َرﺿ102. ٍ ﺎر? ُﻛ ﱡﻞ ُﻋﺘُ ّ ٍﻞ ﺟﻮ ِ ُﻛ ْﻢ ﺑِﺄ َ ْﻫ ِﻞ اﻟﻨﱠaُ ِ أ َ َﻻ ُا ْﺧ:ُﻮل ْ اظ ُﻣ ْﺴﺘَـ .ٍaِ ﻜ ُ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ ﱠ Hârise b. Vehb (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤unu iflittim: “Size Cehennemlik olanlar› bildireyim mi? Onlar onursuz, sa¤a sola yalpa yaparak kibir eden kimselerdir.” (Buhârî, Tefsîr, 68, VI, 72) ِ ِ ِ ِ ِ ِ ْ َﻋ103. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻦ َر ُﺳـﻮل ا ْ َﻋBـ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ َرﺿ ِ ِ ِ ُ َﻳaَ ْ َﻓ ِﺈ ﱠن اﻟ ِْﻜ،aَ ْ إِ ﱠﻳﺎ ُﻛ ْﻢ َواﻟ ِْﻜ:َﻗ َﺎل .ﺎء َة ﱠCِ ﻜﻮ ُن َ َ َو إ ﱠن َﻋ َﻠﻴْﻪ اﻟ َْﻌﺒ،اﻟﺮ ُﺟﻞ Abdullah b. Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Kibir ve gururdan sak›n›n›z. Zirâ kibir, süslü elbise giyen adamda bulunur.” (Taberânî, Evsat, 547, I, 329) ِ ِ ِ َ ا ﺑ ِﻦ ﺳـ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ َﻋ ْﻦ َر ُﺳـﻮل ا:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َ ْ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ104. ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ َ ﻼمٍ َرﺿ ٍ ْ َﺎل َﺧ ْﺮ َد ٍل ِﻣ ْﻦ ِﻛ َ ْ َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ:َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ .a َ َﻗ ْﻠﺒِ ِﻪ ِﻣﺜْﻘC اﳉﻨﱠ َﺔ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن = Abdullah b. Selâm (r.a.)’dan, dedi ki; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: 57 “Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse Cennet’e giremez.” (Taberânî, Kebîr, 10001, X, 75) ِ ُ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋـﻦ رﺳ ِ ٍ َﻋـﻦ أَﺑـﻰ ﺳﻌ105. ُ ْ ﻴـﺪ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا ْ َُ ْ َ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ اﳋ ْﺪ ِر ِّى َر = = ِ ِ َ َ أ ْﻋC ا ﻼ ْ َ ا َد َر َﺟ ًﺔ َﺣﺘﱠـﻰ َ َﻣ ْﻦ َﺗ َـﻮ:َﻗ َـﺎل ُ َﻌ َﻠ ُﻪ² ُ اﺿ َﻊ َد َر َﺟـ ًﺔ َﻳ ْﺮ َﻓ ُﻌـ ُﻪ = ِ َ ـﻦ َﺗ C َﻌ َﻠ ُﻪ² َ ِﻋ ِّﻠ ّﻴ ْ َ ا َد َر َﺟـ ًﺔ َﺣﺘﱠـﻰ ْ َو َﻣWـ ُ َﻋ َـ ا َد َر َﺟـ ًﺔ َﻳ َﻀ ُﻌـ ُﻪaـ َﻜﱠ = ٍ ِ أ َ ْﺳ =َﻔ ﺻ ﱠ ـﺲ َﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎ َ ـﻞ َﺳﺎﻓِﻠ َ ﺻ َﺨ َﺮة َ C َوﻟ َْـﻮ أ َ ﱠن أ َ َﺣ َﺪ ُﻛ ْـﻢ َﻳ ْﻌ َﻤ ُـﻞ.Wـ َ َء ﻟ َْﻴBـ = = ِ ﳋﺮج ﻣﺎ َﻏﻴﺒ ُﻪ ِﻟﻨﱠ َ ﺎس َﻛﺎﺋِﻨًﺎ َﻣﺎ َ َ .ﻛﺎ َن ة ﻮ E َ ﺎب َو َﻻ َﻛ ﱠ َ َ َ ﱠ E َﺑ Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Allah için bir derece tevazu eden kimseyi Allâhu Teâlâ da bir derece yükseltir. Ta ki, onu Firdevs cennetinin en yüksek yerine ç›kar›r. Allâh’a karfl› bir derece kibir gösteren kimseyi Allahu Teâlâ alçalt›r. Ta ki, onu Cehennem’in en alçak derecesine kadar indirir. E¤er sizden biriniz, üzerinde kap›s› ve penceresi olmayan sert (sa¤›r) bir kayan›n içinde bir fley yapsa, insanlardan gizledi¤i o fley ne olursa olsun, meydana ç›kar.” (‹bn-i Mâce, Zühd, 16, II, 1398) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ106. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ = َ ْ ــﺎع ـﺦ ُ َ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺨﺘYــ ُ ــﺎل َواﻟﺸﱠ ْﻴ ُ ﻼ اﳊــ ﱠ ُ َاﻟ ْﺒَ ﱠﻴ:ا ُ ﺔ َﻳﺒْ َﻐ ُﻀ ُﻬE أ َ ْرﺑَ َﻌـ ُ ــﻢ ُ َواﻟ ْ َﻔﻘ،ف = ِ َ ْ ﺎم .اﳉﺎﺋ ِ ُﺮ ﱠ ُ اﻟﺰاﻧﻰ َو ْاﻻ َﻣ = 58 Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Allah dört kifliye bu¤z eder: (Bunlar), çok yemin eden sat›c›, kibir eden fakir, zina eden ihtiyar ve zâlim hükümdard›r.” (Nesâî, Zekât, 77, V, 86) ِ َ أ َ ﱠن رﺳ.ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ا َﻗـ َﺔ ﺑْ ِﻦ َﻣـﺎﻟـﻚ ﺑْ ِﻦ َﺟ ْﻌﺸَ َـﻢ َر³ َ ُ َﻋ ْﻦ107. ِ ـﻞ اﻟﻨﱠ ِ اﳉﻨﱠ ِﺔ َوأ َ ْﻫ ِ َك ﺑِﺄ َ ْﻫaـ َ ْ ـﻞ ﻼ َﻳﺎ َ َ ﺑ:ـﺖ ُ ﺎر? ُﻗ ْﻠ ُ ِ ا َﻗ ُﺔ أ َ َﻻ ُا ْﺧ³ َ ُ َﻳـﺎ:َو َﺳ ﱠﻠـﻢ َﻗ َﺎل ٍ ـﺮ ٍى ﺟﻮ ِ ـﻮل ِ أ َ ﱠﻣﺎ أ َ ْﻫ ُـﻞ اﻟﻨﱠ:ا َﻗ َﺎل َ ﻜ ﱡﻞ َﺟ ْﻌ ْ َاظ ُﻣ ْﺴﺘ ُ ﺎر َﻓ َوأ َ ﱠﻣﺎ،ٍaِ ﻜ َ َر ُﺳ ﻈ ِ ّ َ ﱠ َ ْ أ َ ْﻫ ُﻞ .ﺎء اﻟ ْـ َﻤ ْﻐ ُﻠﻮﺑُﻮ َن اﳉﻨﱠ ِﺔ َﻓ ﱡ ُ ﺎﻟﻀ َﻌ َﻔ Sürâka b. Mâlik b. Ca’flem (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: – Ey Sürâka! Sana, Cennetlik ve Cehennemlik olanlar› haber vereyim mi? Ben de: – Evet Yâ Resûlullah, dedim. Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: – Cehennemlik olanlar, sa¤a sola çal›m yaparak gururlu gururlu yürüyen huysuz kimselerdir. Cennetlikler de, zay›f olduklar›ndan ezilenler ve haklar›n› koruyamayanlard›r. (Taberânî, Kebîr, 6589, VII, 129) ِ ِ ِ ِ ِا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َرﺿ َﻰ108. ّ ِ ﻮل َْ ا إِ ﱠ ن َ ﻞ َﻳﺎ َر ُﺳE َﻗ َﺎل َر ُﺟ.ٍaْ َـﺎل َذ ﱠر ٍة ِﻣ ْﻦ ِﻛ ُ َﻗ ْﻠﺒِ ِﻪ ِﻣﺜْﻘC اﳉﻨﱠ َﺔ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن =َ ِ ِ إ: َﻗ َﺎل،ﻜﻮ َن َﺛـﻮﺑُ ُﻪ َﺣﺴﻨًﺎ َوﻧَ ْﻌ ُﻠـ ُﻪ َﺣﺴﻨًﺎ ُ E ¨َ ا ـﻴﻞ ن ﻳ ن ﱠ َ ْ ﺐأ اﻟـﺮ ُﺟ َﻞ ُ ﱡ َ َ ﱠ َ ْ = ِ ﻂ اﻟﻨﱠ ُ اﳊ ّ ِﻖ َو َﻏ ْﻤ َ َ ﺑaُ ْ َاﻟ ِْﻜ، َلBَ اﳉ َ ْ ﻄ ُﺮ َْ ﺐ .ﺎس ُِ ﱡ 59 Abdullâh (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: – Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennete giremeyecektir. Bir adam dedi ki: – Yâ Resûlullah, insan elbisesinin güzel ve ayakkab›s›n›n güzel olmas›n› ister. (Resûlullah) buyurdu ki: – Allâhu Teâlâ güzeldir ve güzelli¤i sever. Kibir; hakk› inkâr etmek ve insanlar› küçük görmektir. (Müslim, ‹man, 147, I, 93) ِ ِ ِ َْ ﱠ اﺿ ُﻌﻮا َ ـﺎس! َﺗ َﻮ ْ َﻋ109. ُ ـﻰ ُ ﺎ اﻟﻨﱠ َ أ َ ﱡ:ِaا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ َ ْاﳌِﻨْ َـ َ ـﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ ﺑْـﻦ اﳋﻄﺎب َرﺿ ِ َ َﻓ ِﺈ ّﻧِـﻰ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ ِ ِ اﺿ َﻊ ُ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ َﻣ ْﻦ َﺗ َـﻮ:ُـﻮل َ ـﻮل ا َُ ُ ْ َ ُ ﺻ ﱠ ِ ِ ُ أ َ ْﻋC ا َﻓ ُﻬ َـﻮ ﻴـﻢ َو C ْ ــﺎل اﻧْﺘَ ِﻌ َ ا َو َﻗ َ َـﺶ ﻧَ َﻌﺸ E اﻟﻨﱠـﺎس َﻋﻈWـ ُ ـﻚ ُ َر َﻓ َﻌـ ُﻪ =ِ ِ= َ = ِ ِ َ َو َﻣ ْﻦ َﺗYـ اﻟﻨﱠW أ ْﻋ ُـC اﺧ َﺴـﺄ ْ َﻓ ُﻬ َﻮ ﺎس ْ ا َو َﻗ َﺎل َ ﻧَ ْﻔﺴﻪ ُ َﻗ َﺼ َﻤـ ُﻪaـ َﻜﱠ E ﺻﻐ = ِ ﻧَ ْﻔ ِﺴC= وYﺻﻐ َ .Y ﺒ ﻛ ﻪ َ E َ E = = = Ömer b. Hattâb (r.a.)’den; minberde iken flöyle demifltir: – Ey insanlar mütevazi olunuz. Çünkü Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle dedi¤ini iflittim: “Allah için tevazu edenleri (alçak gönüllü olanlar›) Allah yükseltir.” Yine buyurdu ki: “Sen kalkma¤a davran ki, Allah da seni kald›rs›n (yâni sen do¤ru yola yönel ki, Allah da sana yard›m etsin). Böyle olan kimse, insanlar›n nazar›nda büyük ve kendi nefsinde ise küçüktür. Büyüklenen adam›n Allah belini k›rar, çökertir. Ve flöyle dedi: B›rak, o, insanlar›n gözünde küçük, kendi nefsinde büyüktür.” (‹bn Hanbel, III, 76) 60 ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ110. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ = ِ ِ َ ث َﻻ ﻳ ُ ْﺎﻣ ِـﺔ َوﻻَ ُﻳ َﺰﻛّ ِﻴﻬ ْـﻢ َو َﻻ َﻳﻨ ﻈ ُﺮ إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْـﻢ َو َ ُ ْﻢ َ ﺛَـ ُ E ﻼ َ ا َﻳ ْـﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ ُ ﻜ ّﻠ ُﻤ ُﻬ ُﻢ = ِ ٍ ْ َﻞ ُﻣ ْﺴﺘE ِ َو َﻋﺎﺋ،اب .aE ِ ﻜ E اب أَﻟ E َﻋ َﺬ E ﻚ َﻛ ﱠﺬE َو َﻣﻠ،ﺦ َزانE َ ْﻴ:ﻴﻢ = Ebû Hüreyre (r.a.)’den, dedi ki; Resûlullah (s.a.s.), buyurdu: “Üç kimse vard›r ki, k›yamet günü Allah, onlarla tatl› konuflmaz, onlar› temize ç›karmaz, onlar›n yüzlerine bakmaz ve onlar için elem verici bir azap vard›r. (Bunlar:) Zina eden ihtiyar, yalanc› hükümdar ve kibirli fâkirdir.” (Müslim, ‹man, 173, I, 103) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ111. = ِ ِ ِ ِ َ َ َ .ا ﻪ ﻌ ﺿ و ﻪ ﻴ ﻠ ﻋ ﻊ ﻔ ﺗ ار ﻦ ﻣ و ، ا ﻪ ﻌ ﻓ ر ﻢ ﻠ ﺴ ﻤ ْـ ﻟ ا ﻴﻪ اﺿ َﻊ ِﻷَﺧ ِ َ َ َ َﺗ َﻮ ُ َُ َ ْ َ َ ْ ََ ُ َُ َ ْ ُ = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), flöyle buyurdu: “Müslüman kardefline karfl› alçak gönüllü davranan kimseyi Allah yüceltir. Ve ona karfl› üstünlük gösteren kimseyi ise alçalt›r.” (Taberânî, Evsat, 7707, 8, 247) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ٍ ِ ْـﻦ َﻓ َﻀـﺎﻟ َ َﺔ ﺑ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا ْ َﻋ112. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ ُﻋﺒَ ْﻴﺪ َر ِ ِ ِ ار ُه َ ﺛَـ َ َو إ َز،aُ ْ َﻓﺈ ﱠن ِر َد َاء ُه اﻟ ْﻜ،ا ِر َد َاء ُه َ ﻞ ﻧَﺎ َز َعE َر ُﺟ:ﺔ َﻻ ُﻳ ْﺴﺌَ ُﻞ َﻋﻨْ ُﻬ ْﻢE َﻼﺛ ِ ُ واﻟ ْ ُﻘﻨ،ا ِ ﻚ ِﻣﻦ أَﻣ ِﺮ ٍ ِ .¡ ِﺘ ِﻪ َ ْ ﻮط ِﻣ ْﻦ َر َ ْ ْ ّ َ C ﻞE َو َر ُﺟ،اﻟ ْﻌ ﱡﺰ = Fedâle b. Ubeyd (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 61 “Üç kimse vard›r ki, onlar sorulmazlar (kendilerine k›ymet verilmez ve hiçbir amelleri kabul edilmez): 1- Ululukta Allah ile yar›fla kalk›flan; çünkü Allah’›n ridâs› büyüklük, izâr› da izzetidir. 2- Allah’›n emirlerinden flüphe eden, 3- Allâh’›n, rahmetinden ümit kesen kimselerdir.” (Taberânî, Kebîr, 789, 18, 307) ِ ِ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ ا َرﺿ َﻰ113. ُ ﺻ ﱠ ّ ِ ََﻫ َﻠ َﻚ اﻟ ْـ ُﻤ َﺘﻨ َ َ َﻗ،ﻄ ُﻌﻮ َن .ﻼﺛًﺎ َ َﺎﺎ ﺛ Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “A¤›z e¤erek yapmac›k konuflan kimseler helâk oldu!” Bunu Resûlullah (s.a.s.), üç defa tekrar etti. (Müslim, ‹lim, 7, III, 2055) ِ ِ ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل ْ َﻋ114. َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ َ ـﻦ َﻋﺒْﺪ ا َرﺿ ِ ٍ َ ْ َو َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُـﻞ، ٍنBﻳـ َ ِـﻦ إ ﺪE اﳉﻨﱠـ َﺔ أ َ َﺣ C ُ َﻗ ْﻠﺒِ ِـﻪ ِﻣﺜْﻘC ـﺪE ﺎر أ َ َﺣ ْ َـﺎل َﺣﺒﱠﺔ ﻣ َ اﻟﻨﱠ = ِaْ َﺎل = َﺣﺒﱠ ِﺔ َﺧ ْﺮ َد ٍل ِﻣ ْﻦ ِﻛ .ﺎء ﻳ ُ َﻗ ْﻠﺒِ ِﻪ ِﻣﺜْﻘ َ َ Abdullah (r.a.)’dan: Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kalbinde hardal tânesi kadar iman bulunan bir kimse, atefle girmez. Kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan da Cennet’e giremez.” (Tirmizî, Birr, 61, IV, 361) ِ ِ ـﻮل ِ ِ ْـﻦ ِاﺑ ـﺎس ﺑِ َﻌ َﻤ ِﻠ ِﻪ ُ ا َﻳﻘ َ ـﺖ َر ُﺳ ْ َﻋ115. ُ ــﺮ ; َﺳﻤ ْﻌ ْ َﻣ: ُــﻮل َ ـﻦ ُﻋ َﻤ َ ـﻦ ُﻳ َﺴ ّﻤـ ِﻊ اﻟﻨﱠ ِ ِ ِ .ﺎﻣ ِﺔ َ ا ﺑِﻪ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ ُ ُﻳ َﺴ ّﻤ ِﻊ 62 ‹bn Ömer (r.a.)’den; Resûlullah’›n flöyle dedi¤ini iflittim: “Kim, ameliyle gösterifl yaparsa (süm’a)11 Allah da onun yapm›fl oldu¤u gösteriflin cezas›n› verir.” (Taberânî, Evsat, 5744, VI, 348) ِ ُ ـﺎل رﺳ ٍ ـﺎرﺛَ َﺔ ﺑْ ِﻦ َو ْﻫ ِ َﻋ ْﻦ َﺣ116. َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺐ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠـ َ اﳉ ْﻌ َ ْ اظ َو َﻻ َ ْ اﳉﻨﱠ َﺔ َْ .ﻈ ِﺮ ﱡى ُ اﳉ ﱠﻮ Hârise b. Vehb (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Kibirli ve kendinde olmayan fleylerle ö¤ünen kimse Cennet’e giremez.” (Ebu Davud, Edep, 8, V, 151) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ117. :ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ = ٍ َ ـﺮ َض َﻋ َ أَو ُل ﺛَـ ِ ُﻋ E ُﻣ َﺴ ﱠﻠYـ َو ُذو ﺛَ ْـﺮ َو ٍة ِﻣ ْﻦ،ـﻂ ﱠ ﱠ َ ﻼث َﻳ ْـﺪ ُﺧ ُﻠـﻮ َن اﻟﻨﱠ E أَﻣ:ﺎر = ِ ِ ِ ٍ .ﻮر E َﻓ ُﺨYE َو َﻓﻘ،َﻣﺎل َﻻ ُﻳ َﺆ ّادى َﺣ ﱠﻖ ا ﻓﻴﻪ = = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: “Bana, Cehennem’e ilk girecek olan üç kifli bildirildi. (Bunlar:) Zâlim hükümdar, Allah’›n hakk›n› yerine getirmeyen (zekât›n› vermeyen) zengin ve kibirli fakirdir.” (‹bn Hibban, Kitabu’l-Menak›b, 7481, 16, 525) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ118. َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ ﺛ ْـﻮﺑَـﺎ َن َرﺿ ِ ِ واﻟ ْ ُﻐ ُﻠaﻣﺎت و ُﻫﻮ ﺑﺮىء ِﻣﻦ اﻟ ِْﻜ َ ْ اﻟﺪ ْﻳ ِﻦ َد َﺧ َﻞ .اﳉﻨﱠ َﺔ ﻮل َو ﱠ َ ْ َ E َ َ َ َ َ = 11. Süm’a (Lûgatte): Yapt›¤› ifli baflkalar›na duyurmakt›r. fierîat ›st›lah›nda: Gizli yapt›¤› âhiret amelini dünya menfaati karfl›l›¤› halka duyurmakt›r. 63 Sevbân (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Kibirden, h›yanetten ve borçtan temiz olarak ölen Cennet’e girer.” (Tirmizî, Siyer, 21, IV, 138) ِ ِ ِ ٍ ِ ْ َﻋ ِﻦ اﺑ119. ُ ْ َﻛﺄَﻧِّـﻰ أَﻧ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ﺻ ﱠ َ َر ُﺳﻮل اsَ ِﻈ ُﺮ إ ُ ـﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌﻮد َرﺿ َﻰ ِ َو ُﻫ َ ﻮ،¦ﺑَـ ُﻪ َﻗ ْـﻮ ُﻣ ُﻪ َﻓـﺄ َ ْد َﻣ ْـﻮ ُه َ ْ ﻜـﻰ ﻧَﺒِ ًّﻴـﺎ ِﻣ َﻦ ْ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ُ َ َ اﻻﻧْﺒِ َﻴـﺎء = . َاﻟ ﱠﻠ ُﻬ ﱠﻢ ا ْﻏﻔِ ْﺮ ِﻟﻘ َْﻮﻣﻰ َﻓ ِﺈ ﱠ ُﻬﻧ ْﻢ َﻻ َﻳ ْﻌ َﻠ ُﻤﻮ َن:ُﻮل ُ اﻟﺪ َم َﻋ ْﻦ َو ْﺟ ِﻬ ِﻪ َو َﻳﻘ َﻳ ْﻤ َﺴ ُﺢ ﱠ = ‹bn-i Mes’ûd (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) sanki gözümün önünde imifl gibi görüyorum: (Resûl-i Ekrem) kendisini kavmi dö¤müfl ve kan›n› ak›tm›fl, o ise yüzünden kan›n› silerek: “Allah’›m benim kavmimi affet, çünkü onlar bilmiyorlar.” diyen peygamberlerden birini anlat›yordu.13 (Buhârî, Enbiya, 54, IV, 151) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ﺻ ﱠ َ ﻮل ا ْ ِ ﺐ ْاﳌ ُ َﻋ ْﻦ ﻧَﺼ120. ُ ﻴﺢ اﻟ َْﻌﻨْﺴﻰ َﻋ ْﻦ َر ْﻛ َُ ُ َ ـى َر = = = ِ ِ Yْ ﻧَ ْﻔ ِﺴ ِﻪ ِﻣ ْﻦ َﻏC َﺼ ٍﺔ َو َذ ﱠل ِ اﺿ َﻊ َ ـﻦ َﺗ َﻮ َ َﻣﻨْﻘYْ َﻏC ْ َ ﻃُﻮﺑ=ﻰ ﳌ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ُ ِ = ور،ــﺔ ٍ ﺼﻴ ِ ِ ﻣﻌY = َﻏــC ¨ﻌــ ُﻪ ٍ ﻣﺴﺌَ َﻠ ــﻞ ﱡ اﻟــﺬ ّ ِل ﺣ ً ـــﻖ َﻣ َ ــﻢ أ َ ْﻫ َ َوأَﻧْ َﻔ،ــﺔ َ َ َ ــﺎﻻ َ َ َ َ َْ ْ ْ َ ِ ﻜﻤ ِ ْ ْـﻪ و ِ = َـﻂ أ َ ْﻫ َﻞ اﻟ ْﻔِﻘ ِ َ َ ُ َ َو َﺧﺎﻟ،ﻜﻨَ ِـﺔ ْ َ َواﻟ ْـ َﻤ ْﺴ ﺎب َﻛ ْﺴﺒُ ُ ﻪ ﻃ ـﻦ ﳌ ﻰ ـﻮﺑ ﻃ ، ﺔ اﳊ ْ َ َ = َ ِ ِ َو َﻋ َﺰ َل َﻋ،ﻼﻧِ َﻴﺘُ ُﻪ ﻃُﻮﺑ=ﻰ. ُه َ ـﺖ َﻋ َ َو ْ ﻳﺮ ُﺗ ُﻪ َو َﻛ ُﺮ َﻣ ْ wَ ﺻ ُﻠ َ ³َ ـﺖ ـﻦ اﻟﻨﱠﺎس َ ﱠ .ِﳌ َ ْﻦ َﻋ ِﻤ َﻞ ﺑِ ِﻌ ْﻠ ِﻤ= ِﻪ َوأَﻧْ َﻔ َﻖ اﻟ ْ َﻔ ْﻀ َﻞ ِﻣ ْﻦ َﻣ ِﺎﻟ ِﻪ َوأ َ ْﻣ َﺴ َﻚ اﻟ ْ َﻔ ْﻀ َﻞ ِﻣ ْﻦ َﻗ ْﻮ ِﻟ ِﻪ 12. Bu mübârek sözleri ile bizzat kendisini anlatmaktad›r. Uhud muharebesinde diflleri k›r›l›p yüzü yaraland›¤› ve mübarek yüzünden kanlar› sildi¤i s›rada böyle dua buyurmufllard›. 64 Nasîhu’l-Ansî Rekbu’l-M›srî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Onurunu koruyarak alçak gönüllü olan, dilencilik (mevkiine) düflmeksizin alçak gönüllü olan, günaha girmeden (meflru yoldan) kazand›¤› mal› do¤ru yollarda sarf eden, düflmüfllere ve yoksullara ac›yan, ilim ve hikmet sahipleri ile kaynaflan kimselere müjdeler olsun. (Yine buyurdu ki): Kazanc› temiz olan, içi d›fl› pâk olan, ve flerrini insanlardan uzaklaflt›ran kimseye müjdeler olsun, ilmi ile amel eden, mal›n›n fazlas›n› infak edip sözünün fazlas›n› tutan kimseye de ne mutlu.” (Taberânî, Kebîr, 4615, V, 71) ِ ِ ِ ٍ ِ ِ َﻣﺎ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ َﻋ ْﻦ َر ُﺳﻮل ا،Bَ ا َﻋﻨْ ُﻬ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋﻦ اﺑْﻦ َﻋﺒﱠﺎس َرﺿ121. ِ ِ ٍ ﺔ ﺑِﻴ ِﺪ ﻣ َﻠE ﻜﻤ ِ ِ ٍ ِﻣ ْﻦ =ا َد ِﻣ ار َﻓ ْ ﻊ َ ﻚ َﻓ ِـﺈ َذا َﺗ َﻮ َ َ َ َ َرأْﺳﻪ َﺣC ـﻰ إِ ﱠﻻ ْ :اﺿ َﻊ ﻗ َﻴﻞ ﻟ ْﻠ َﻤ َﻠﻚ ّ = = ِ ﻗ َﻴﻞ ِﻟ ْﻠﻤ َﻠaﻜ ِ َ ﺿ ْﻊ َﺣ َ َﺣ .ﻜ َﻤﺘَ ُﻪ َ ﻚ َ َ ﻜ َﻤﺘَ ُﻪ َو إ َذا َﺗ َ ﱠ = ‹bn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Her insan›n bafl›nda, (bir taraf›) mele¤in elinde bulunan bir halka vard›r. ‹nsan tevazu edince, mele¤e: Halkay› kald›r, denir. Kibir etti¤inde de: Halkas›n› b›rak, denir.”14 (Taberânî, Kebîr, 12939, 12, 169) ِ َﻋـﻦ ﺣ َﺬﻳ َﻔ َﺔ ر122. ِ ِ ُﻛﻨﱠﺎ َﻣ َﻊ اﻟﻨﱠﺒ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َـﺎل ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ـﻰ ﺿ َ ـﻰ َ ْ ُ ْ ُ ُ ﺻ ﱠ َ ّ ِ ـﺎد ِ ــ ِﻋﺒ ِ ا? َاﻟ ْ َﻔ ﱡ ْ َــﻆ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﺘ َ َ أaـ ﻻ َ َﺟﻨَــﺎ َز ٍة َﻗC َ ِ ّ َ ِــﻢ ﺑ ْ ُﻛaـ ُِ ﻜ ُ أ َ َﻻ أ ُ ْﺧ:ــﺎل ِ ﺎد ِ ِ ِﻋﺒY ُﻛﻢ ﺑِ َﺨaِ ُا = ْﺧ ّ ِ ﻒ ُذ واﻟﻄ ْﻤ َﺮ ْﻳ ِﻦ َﻻ ُﻳ ْﺆﺑَ ُ ﻪ ُ ﻴﻒ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﺘَ ْﻀ َﻌ ُ ﻟﻀ ِﻌ ا? َا ﱠ َ ْ ْ ُ ِ َ ﻟ َ ُﻪ ﻟ َﻮ أ َ ْﻗﺴﻢ َﻋ .ا َﻷَﺑَ ﱠﺮ ُه َ َ ْ 13. Burada halkadan mecaz olarak onur ve flerefi kastedilmifltir. Tevâzu’ edenin izzet ve flerefini Allah yüceltir. Kibirlenenlerin ise onur ve flerefini k›rar, alçalt›r. 65 Huzeyfe (r.a.)’den; dedi ki; Resûlullah (s.a.s.) ile berâber bir cenâzede bulunduk. Buyurdular ki: “Size Allâh’›n kullar›n›n en flerli olan›n› bildireyim mi? Kaba ve kibirli oland›r.” “Size Allah’›n kullar›n›n en hay›rl› olan›n› bildireyim mi? O zay›f ve alçak gönüllü, eski iki gömle¤e sâhip, kendisine ehemmiyet verilmeyen kimsedir. E¤er Allah’a (herhangi bir fley için) yemin etse, Allah (onu) kendisine ihsân eder.” (‹bn Hanbel, V, 407) ِ ِ ِا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ َ َ إِ َذا ﻧ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ﻈ َﺮ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ123. ّ = ِ ِ ِ ِ ِ ِ ُ ْاﳋ ْﻠﻖ َﻓ ْﻠ َﻴﻨ َ ْ ْاﳌَﺎل َوC َﻣ ْﻦ ُﻓ ّﻀ َﻞ َﻋ َﻠ ْﻴـﻪs= َأ َ َﺣ ُﺪ ُﻛ ْﻢ إ َﻣ ْﻦ ُﻫ َﻮ أ َ ْﺳ َﻔ َ ﻞs= ﻈ ْﺮ إ .ِﻣﻨْ ُﻪ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Biriniz malda, yarat›l›flta ve evlâtta kendisinden üstün olana (de¤il), kendisinden afla¤› olana baks›n.” (Buhârî, Rikak, 30, 7, 187) ِ ِ ِ َﻣﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ْﻦ َر ُﺳـﻮل ا ْ َﻋ124. ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ = ِ ٍ ِ ِ ٍ ِ ْ َ E اﺿ َ ﻊ ـﻮ ﺗ ﺎ ﻣ و ا ـﺰ ﻋ ﻻ ﱠ إ ﻮ ﻔ ﻌ ﺑ ا ـﺪ ﺒ ﻋ ا د ا ز ﺎ ﻣ و ـﺎل ﻣ ﻦ ﻣ ﺔ ـ ﻗ ﺻ َﺪ َ َ َ َ َ ًّ َ ـﺖ َ َﻧﻘ ْ َﺼ َ ً َْ ُ َ َ ََ َ ْ ِِِ .ا ُ ﺪ إ ﱠﻻ َر َﻓ َﻌ ُﻪE أ َ َﺣ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Sadaka, maldan bir fleyi azaltmaz. Allahu Teâlâ, bir kulun flerefini (baflkalar›n›) aff› sebebiyle mutlaka yükseltir. Allah için tevâzu eden kimseyi de mutlaka yükseltir.” (Müslim, Birr, 69, III, 2001) 66 َﺎل َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻓﻘ َ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰsَ ِﻞ إE ﺎء َر ُﺟ ُ ﺻ ﱠ َ َو َﺟ: َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة125. = ِ ِ ِ ِ ِ ِ ُ َ اﳉ َْ s ﻴﺖ ﻣﻨْ ُﻪ َﻣﺎ َﺗ =ﺮى َﺣﺘﱠﻰ َ َﻳـﺎ َر ُﺳ ُ ُل َوأ ْﻋﻄBـ َ ّﻞ ُﺣﺒE ﻮل ا إ ّﻧﻰ َر ُﺟ ﺐا َ ﱠ ِ اك ﻧَﻌـ أَو ﺑِ ِﺸ =ﺴ ِﻊ ﻧَﻌـ أ َ َﻓ ِ ِ ِـﺪ ﺑE ﻣﺎ ُا ِﺣـﺐ أ َ ْن ﻳ ُﻔـﻮ َﻗﻨﻰ أَﺣ ِaْ ـﻦ اﻟ ِْﻜ ﻤ َ َ َ ْ ْ ْ ْ ـ ﱡ َ َ = =ْ ِ ِ وﻟ ِ=ﻜ =ﻦ اﻟ.=ذ ِﻟ َﻚ? َﻗ َﺎل َﻻ َ َ َ .ﺎس ﻨ اﻟ ﻂ ﻤ ﻏ و ﻖ اﳊ ﺮ ﻄ ﺑ ﻦ ﻣ a ْﻜ ﱠ ﱠ َ َ َ َ َ ْ َ َْ َ ﱠ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a bir adam geldi ve flöyle sordu: – Yâ Resûlullah! Ben, güzelli¤i seven bir adam›m, gördü¤ün (kadar da) bana (güzellik) verildi, öyle ki, bir kimsenin, ayakkab›lar›n›n ba¤› ile (de olsa) benden üstün olmas›n› sevmem. Kibirden midir bu? Resûlullah (s.a.s.): – Hay›r, kibir (büyüklenmek, kendini be¤enmek), hakk› kabûl etmemekten, azmaktan ve insanlar› hakir görmekten (ibaret) dir, buyurdu. (Ebû Dâvud, Libas, 29, IV, 352) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ٍ ¡ ِ ﻋَـﻦ ِﻋﻴ126. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ِ ﺎض ﺑْ ِﻦ َ ـﻮل ا َ ْ َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ﺎر َر ِ ِ ﺪ َﻋ = أ َ َﺣ ٍﺪ َو َﻻ َﻳﺒْﻐﻰE اﺿ ُﻌﻮا َﺣﺘﱠﻰ َﻻ َﻳ ْﻔ َﺨ َﺮ أ َ َﺣ َ أ َ ْن َﺗ َﻮs َ إ ﱠن ا أ َ ْو =ﺣـﻰ إ َ ﱠ = .ﺪ َﻋ = أ َ َﺣ ٍﺪE أ َ َﺣ Iyaz b. Himar (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ bana, tevâzû etmenizi bildirdi! Sak›n kimse kimseye övünmesin, kimse kimseye zulmetmesin.” (Müslim, Cennet, 64, III, 2198, 2199) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ: َﻗ َﺎﻻBَ ﺿﻰا َﻋﻨْﻬ ِ ٍ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ﻮل ا ُ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ َﺳﻌﻴﺪ َوأَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َر127. َُ ُ ﺻ ﱠ = = = 67 ِ َاﻟ ِْﻌ ﱡ:ــﻞ ِ ْ َواﻟ ِْﻜ،ار ُه ـﻦ ــﺰ َو َﺟ ﱠ ُ َﻳﻘ:َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ ا َﻋ ﱠ ْ َﻓ َﻤ،ــﺎء ِر َد ُاء ُه ُ ــﺰ إ َز ُ ُــﻮل ُ َﻳaــ ِ َُﻳﻨ .ﺎز ُﻋﻨﻰ َﻋ ﱠﺬﺑْﺘُ ُﻪ ِ ور =واه ِاﺑ ِﻦ ﻣـﺎﺟ َﺔ و ِ ِـﻪ ِﻣـﻦ ﺣﺪwﻴ ِ wﺻC ﺎن ٍ ـﻦ ِﺣﺒ ِ ﺑ ا ﺎل َ َو ْﺣ َﺪ ُه َﻗ:ﻳـﺚ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َ ْ َ ﱠ ْ َ َ َ ْ ُ ََ َ = = = = ِ ِ ُ رﺳ ِ َ ـﺎر َك َو َﺗ َﻌ ُ َﻳa َاﻟ ْﻜ ْـ،sـﺎ ـﺎء َ َﻗ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻮل ا َ َا َﺗﺒ َُ ُ ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ِ َﻓﻤﻦ ﻧَﺎ َز َﻋﻨﻰ و،ﻈﻤ ُﺔ إِ َزارى ِ اﻟﻨﱠCِ َﻗ َﺬ ْﻓﺘُ ُﻪBَ اﺣ ًﺪا ِﻣﻨْ ُﻬ .ﺎر ْ َ َ َ َواﻟ َْﻌ،ِر َداﺋﻰ َ = = = olundu: Resûlullah Ebû Hüreyre ve Ebû Said (r.anhümâ)’den rivayet (s.a.s.) buyurdular ki: “Allahu Azze ve Celle: ‘‹zzet onun örtüsü ve büyüklük de ridâs›d›r.14 Kim bana (bunlarda) ortakl›k etme¤e kalk›fl›rsa, ona azâb ederim’ buyurur.” (‹bn Hanbel, II, 248, Müslim, Birr, 136, III, 2023) ‹bn-i Mâce ve ‹bn-i Hibbân Sahih’inde yaln›z Ebû Hüreyre’den rivâyetlerinde: Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Allahu Teâlâ: ‘Büyüklük ridâm, azamet de örtümdür. Kim bunlardan birisinde bana ortakl›¤a kalk›fl›rsa, onu Cehennem’e atar›m.’ buyurmufltur.” (‹bn Mâce, Zühd, 16, II, 1397; ‹bn Hibban, Birr, 328, II, 35) ِ ٍ ـﺎرﺛَ َﺔ ﺑ ِﻦ و ْﻫ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ أ َ َﻻ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َ ْ ِ َﻋ ْﻦ َﺣ128. ُ ـﺐ َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠ ِ َ ـﻒ ﻟ َﻮ أ َ ْﻗﺴـﻢ َﻋ ٍ ﻴﻒ ﻣ َﺘ َﻀ ِﻌ ٍ ﺿﻌ ِ ُﻛ ْـﻢ ﺑِﺄ َ ْﻫaُ ِ ُا ْﺧ َ ْ ـﻞ ;ا َﻷَﺑَ ﱠﺮ ُه َ اﳉﻨﱠ ِﺔ ُﻛ ﱡـﻞ ّ ُ َ َ ْ ٍ ﺎر ُﻛ ﱡﻞ ُﻋ ُﺘ = ّ ٍﻞ ﺟﻮ ِ ُﻛ ْﻢ ﺑِﺄ َ ْﻫ ِﻞ اﻟﻨﱠaُ ِ أ َ َﻻ ُا ْﺧ ٍِﻜ ْ اظ ُﻣ ْﺴ َﺘ .a َ ﱠ Hârise b. Vehb (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: 14. Ridâ ve örtü kelimeleri mecaz olarak kullan›lm›flt›r. Mânâ, izzet ve kibriyâ (büyüklük, ululuk ve fleref) Allah’a mahsustur, demektir. 68 “Size cennetlik olanlar› haber vereyim mi? Her zay›f, alçak gönüllü kimsedir ki, e¤er Allah’a yemin etse,15 Allah ona ihsan eder. Size Cehennemlik olan kimseleri de haber vereyim mi? Cefâ (eziyet) eden (vefas›z) ve kaba, kibirli olan (büyüklenen) kimsedir.” (Müslim, Cennet, 47, III, 2190) ِ ٍ َﻋﻦ أَﺑﻰ ﺳﻌ129. ُ ﻴﺪ ا ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ُﻛﻨﱠﺎ َﻣ َﻊ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ:ـﺎل ْ َ ُ ﺻ ﱠ ُ ﳋ ْﺪ ِر ِّى َرﺿ َﻰ = = ِ ِ ِ ِ ِ ُ ْ َ َ ْ َ َ ْ ُ ، َواﳌﺘَﻜﺒّ ُﺮو َن،ـﺎرو َن ُ اﳉﺒﱠC ُ ﺎر ﻓﻘَـﺎﻟ َـﺖ اﻟﻨﱠ ُ إ ْﺣﺘَ ﱠﺠﺖ اﳉﻨﱠـﺔ َواﻟﻨﱠ:َﻗ َـﺎل ﺎر ﱠ َ ْ َو َﻗـﺎﻟ َِﺖ :Bَ ا ﺑَﻴْﻨَ ُﻬ َ ﺎء اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴ ِﻠﻤ َ َﻓﻘ، َو َﻣ َﺴﺎﻛﻴﻨُ ُﻬ ْـﻢWـ ُ C ُ َﻀﻰ اﳉﻨﱠـ ُﺔ ِ ﱠ ُ ﺿ َﻌ َﻔ = ِ = ِﻚ ِ ِ ِ ِ ُ َ ّ َ َ ْ إِﻧﱠ َﻚ ﺎر َﻋﺬاﺑﻰ أ َﻋﺬ ُب ﺑ ﻨ اﻟ ـﻚ ﻧ إ و ، ﺎء َ أ ﱠ ﱠ َ ْ اﳉﻨﱠ َﺔ َر َ َ ُ ¡ﺘـﻰ أ َ ْر َﺣ ُﻢ ﺑ َﻚ َﻣ ْﻦ = = ُ ﺎء َو ِﻟ ِﻜ َﻠﻴْـ . َﻋ َ ﱠ ِﻣ ْﻠ ُﺆ َﻫﺎBَ ﻜ ُ َََﻣ ْﻦ أ Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) ile bir arada bulunuyorduk. Resûlullah buyurdu ki: “Cennet ile Cehennem, delil getirerek birbirine üstünlük taslad›lar. Cehennem: – (Ben senden üstünüm, çünkü) cebbarlar (zor kullananlar, zorbalar), mütekebbirler (büyüklenenler) hep bendedir dedi, Cennet: – (Hay›r ben daha üstünüm, çünkü) mütevâz›’ (alçak gönüllü) Müslümanlar ve yoksullar bendedir, dedi. Allâhu Teâlâ, aralar›nda flöyle hükmetti: – Ey cennet, sen benim rahmetimsin, dilediklerime seninle rahmet ederim. – Ey Cehennem, sen de benim azâb›ms›n, diledi¤ime seninle azâb ederim. Her ikinizi de doldurmak bana âittir.” (Müslim, Cennet, 36, III, 2187) 15. Burada Allah’a yemin etse demek, ondan bir fley istese onu verir, duâs›n› da kabul eder demektir. 69 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َﺳ َﻠ َﻤ َﺔ ﺑْ ِﻦ ْاﻷ َ ْﻛ َﻮ ْع َر130. َ ْ Cِ ﺐ ْ ﺐ ﺑِﻨَ ْﻔ ِﺴ ِﻪ َﺣﺘﱠﻰ ُﻳ .ﻳﻦ َ اﳉﺒﱠﺎر َ َﻜﺘ ُ اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ َﻳ ْﺬ َﻫ َﻻ َﻳ َﺰ ُال ﱠ = Seleme b. el-Ekva‘ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: “‹nsan, nefsi (peflinde) cebbarlar (zorbalar) aras›nda yaz›lana kadar sürüklenir.” (Tirmizî, Birr, 61, IV, 362) ِ اﻟ ْ َﺘﻘ=ـﻰ َﻋﺒ ُﺪ:¡ ِﻦ ﺑ ِﻦ َﻋـﻮ ٍف َﻗ َﺎل ِ ا ﺑْ ُﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ ْ َﻋ131. ْ = ْ اﻟـﺮ ـﻦ أَﺑﻰ َﺳ َﻠ َﻤـ َﺔ ﺑْ ِﻦ َﻋﺒْﺪ ﱠ ْ ْ ِ ﺎص ر ِ ا ﺑﻦ = َﻋﻤ ِﺮو ﺑ ِﻦ اﻟ ْﻌ ِ ، ﱠﺪ َﺛﺎwَ ا َﻋﻨْ ُﻬ ْﻢ َﻋ َ اﻟ ْـ َﻤ ْﺮ َو ِة َﻓ َﺘ ـﻰ ﺿ َ ْ ْ ُ ْ َو َﻋﺒْ ُﺪ ُ َ َ ِ ِ ِ ﺛُـﻢ ﻣ َﻀﻰ َﻋﺒ ُـﺪ ِ ا ﺑْ ُﻦ َﻋ ْﻤ َﻗ َﺎل ﻟ َ ُﻪ،ـﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ َﻳﺒْـﻜـﻰ ُ ْـﺮو َوﺑَﻘ َﻰ َﻋﺒْ ُﺪ ا ﺑ ْ َ ﱠ ِ =ﻫ َـﺬا ﻳﻌ ِﻨـﻰ = َﻋﺒ َـﺪ،ـﻦ? َﻗ َﺎل ِ ِ ¡ َ ْا ﺑ ﻦ َ ﻞ; َﻣـﺎ ُﻳﺒْ ِﻜE َر ُﺟ = ْ اﻟـﺮ َْ ْ ﻴـﻚ َﻳـﺎ أَﺑَﺎ َﻋﺒْـﺪ ﱠ ِ َ َﻋﻤ ٍﺮو َز َﻋﻢ أ َ ﱠﻧـ ُﻪ ﺳ ِﻤﻊ رﺳ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َ ن:ُـﻮل ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ ﻮل ا َ َ ْ َُ َ َ ُ ﺻ ﱠـ ِ اﻟﻨﱠCِ ا ِﻟ َﻮ ْﺟ ِﻬ ِﻪ ٍ ْ َﺎل َﺣﺒﱠ ٍﺔ ِﻣ ْﻦ َﺧ ْﺮ َد ٍل ِﻣ ْﻦ ِﻛ .ﺎر ُ َﻗ ْﻠﺒِ ِﻪ ِﻣﺜْﻘC ُ َﻛﺒﱠ ُﻪa = Ebû Seleme b. Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den; dedi ki: – Abdullah b. Ömer (r.a.) ve Abdullah b. Amr ibni’l-Âs (r.a.) Merve’de karfl›laflt›lar, konufltular. Sonra Abdullah b. Amr gitti. Abdullah b. Ömer ise a¤layarak orada kald›. Bir adam ona dedi ki: – Seni a¤latan nedir yâ Ebâ Abdurrahman? O da dedi ki: – (Abdullah b. Amr’› kastederek:) ‹flte fludur. Resûlullah (s.a.s.)’› flöyle söylerken iflitti¤ini söylüyor: – Kalbinde hardal tânesi kadar kibirden (bir fley) bulunan kimseyi Allâhu Teâlâ yüzüstü sürükleyerek Cehennem’e atar. (Ahmed b. Hanbel, II, 215) 70 ِ َﻋـﻦ َﻗﺘَـﺎ َد َة َﻋـﻦ ﺻ ْﻔـﻮ132. ِ J ِ ْان ﺑ ﻒ ْ ُ ـﻦ َ ـﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َﻛ ْﻴ ً أ َ ﱠن َر ُﺟـ:زE ــﺮ ْ َ ْﻼ َﺳـﺄ َ َل اﺑ َ َ ْ ِ َ ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ ـﺎل َﻳ ْﺪﻧُﻮ َ اﻟﻨﱠ ْﺠ =ﻮى َﻗCِ ُـﻮل ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ ﻮل ا َُ َ ْ َ ُ ﺻ ﱠ ِ ُ أَﺣ ُـﺪ ُﻛﻢ ِﻣـﻦ رﺑِ ِـﻪ ﺣﺘﱠـﻰ ﻳ َﻀﻊ َﻛﻨَ َﻔـ ُﻪ َﻋ َﻠﻴ ِـﻪ َﻓﻴﻘ ـﺖ َﻛ َـﺬا َو َﻛ َﺬا َ َ َ َّ ْ ْ َ َ ُﻮل َﻋﻤ ْﻠ َ ْ ِ ُ و ﻳﻘ،ُﻮل ﻧَﻌـﻢ ُ ُـﻮل ﻧَ َﻌ ْـﻢ َﻓ ُﻴﻘ ّ َِﺮ ُر ُه ﺛُ ﱠـﻢ َﻳﻘ ُﻮل ُ ﺖ َﻛ َـﺬا َو َﻛ َﺬا َﻓ َﻴﻘ َ َ ْ َ ُ َﻓ َﻴﻘ َ ُـﻮل َﻋﻤ ْﻠ ِ .اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ َﻓﺄَﻧَﺎ أ َ ْﻏﻔِ ُﺮ َﻫﺎ ﻟ ََﻚ اﻟ َْﻴ ْﻮ َم ﱡCِ ت َﻋ َﻠ ْﻴ َﻚ ُ ªْ َ إِ ّﻧﻰ َﺳ Safvan b. Muhriz (r.a.)’den; bir adam ‹bn-i Ömer’e: Sen Resûlullah (s.a.s.)’a necvâ (gizli konuflma hakk›nda) nas›l konufltu¤unu iflittin? diye sordu. O da dedi ki: “Sizden biriniz Rabb›na o derece yaklafl›r ki, O’nun himâyesi alt›na girer; (Allah ona): Sen flunu flunu yapt›n der; o da: Evet, der. Yine: Sen flunu flunu yapt›n, der; o da: Evet, der. Onu ikrar ettirdikten sonra (Allah) ona der ki: Ben senin dünyada suçlar›n› örttüm. Bugün de onlar› sana ba¤›fllayaca¤›m.” (Buhâri, Edep, 60, VII, 89) 71 VI R‹Y (‹K‹ YÜZLÜLÜK, GÖSTER‹fi, SAHTE DAVRANIfi) HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ َ ْ َﻋ133. =ا َﻳ ُﺔ:ــﺎل َ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ = ِ ِ ِ ِ ِ ِاﻟ ْـ ُﻤﻨَــﺎﻓ َ ُ َ َ َ َ َ َ َ ـﻒ َو إذا ا ْؤﲤ ـﻦ َ إذا َﺣ ﱠـﺪ:ث E ﻼ َ َو إذا َو َﻋ َـﺪ أ ْﺧﻠ،ث ﻛــﺬ َب َ ـﻖ ﺛَـ .َﺧﺎ َن Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Münaf›¤›n16 üç alâmeti vard›r: Konufltu¤u zaman yalan söyler, sözünde durmaz ve kendisine bir fley emanet edildi¤inde emanete h›yânet eder.” (Buhârî, ‹man, 24, I, 14) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ134. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ َﻗBـ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤﺮو َرﺿ ِ وﻣﻦ َﻛـﺎ َﻧﺖ ﻓ،ﻴﻪ َﻛـﺎ َن ﻣﻨَﺎﻓِﻘًـﺎ َﺧ ِﺎﻟﺼـﺎ ِ أَرﺑـﻊ ﻣﻦ ُﻛـﻦ ﻓ:َوﺳ ﱠﻠـﻢ ﺔE ﻴـﻪ َﺧ ﱠﻠ ْ ََ ً َ ْ ﱠE َْ َ َ ْ ُ = = ِ ِ ِ ِ ِ ٍ َ َ َو إِ َذا،ث َﻛ َﺬ َب ﺪ ﺣ ا ذ إ ;ﺎ ﻬ ﻋ ﺪ ﻳ ﻰ ﺘ ﺣ ﺎق ﻔ ﻧ ﻦ ﻣ ﺔ َ َ ﱠ َ َ ََ َﱠ ْ E ﺖ ﻓﻴﻪ َﺧ ﱠﻠ ﻣﻨْ ُﻬ ﱠ ْ ـﻦ َﻛﺎ َﻧ = ِ ِ َ َ َ َ .ﺎﺻ َﻢ َﻓ َﺠ َﺮ ﺧ ا ذ إ و ، ﻒ ﻠ ﺧ أ ﺪ ﻋ و ا ذ إ َ َﻋ َ َ َ َ ْ َ َ َ َو،ﺎﻫ َﺪ َﻏ َﺪ َر Abdullah ibn-i Amr (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 16. ‹ki yüzlü, d›fl görünüflü müslüman olmakla birlikte gerçekte inanmayan, inkarc› kimse. 72 “Dört fley var ki, (bunlar) kimde bulunursa hâlis (gerçek, noksans›z) münâf›kt›r. Kimde bunlardan bir tânesi varsa onu terk edinceye kadar, nifaktan (münaf›kl›ktan) bir hasleti (huy, özellik) vard›r. (Bunlar:) Konufltu¤u zaman yalan söyler, antlaflt›¤› vakit antlaflmay› bozar, söz verdi¤i zaman sözünde durmaz, düflmanl›k etti¤i zaman afl›r› gider.” (Müslim, ‹man, 106, I, 78) ِ ِ ْـﻦ اﺑ ِ َﻋ135. ِ ِ أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒBـ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ َﻣﺜ َُـﻞ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِــﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ــﻰ َ ـﻦ ُﻋ َﻤ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ّ َ ــﺮ َرﺿ ِ ْ اﻟ ْ َﻐﻨَ َﻤW ِ اﻟ ْـ ُﻤﻨَـﺎﻓِ ِﻖ َﻛ َﻤﺜ َ ِ =ﻫ ِـﺬ ِه َﻣ ﱠﺮ ًة َو إsَ ِ إYُ َﺗﻌ،Wـ s َ ْ ََـﻞ اﻟﺸﱠ ِﺎة اﻟ َْﻌـﺎﺋ ِ َـﺮ ِة ﺑ = .=ﻫ ِﺬ ِه َﻣ ﱠﺮ ًة ‹bn-i Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdular: “Münaf›k, iki sürü aras›nda dolaflan (yabanc›) bir koyun gibidir, bazen bu sürüye, bazen de öteki sürüye gider.” (Müslim, S›fatu Münafikîn, 17, III, 2146) ِ ِ ِ ِ ِ ـﺎس ِﻻﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ E َ ُاﻧ: ﱠﻤـﺪ ﺑْ ِﻦ َز ْﻳـﺪ ﺑْ ِﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َﻋ ْﻦ َاﺑِﻴـﻪ َﻗ َﺎلJَ ُ َﻋ ْﻦ136. َ ِاﻧﱠﺎ ﻧَ ْـﺪ ُﺧ ُـﻞ َﻋ َـ ُﺳ ْﻠ َ ف َﻣﺎ ﻧَـﺘَـ ْ ﻜ ﱠﻠ ُـﻢ إِ َذا َﺧ َـﺮ ْﺟﻨَـﺎ ِﻣ ﻦ ُ ﻄﺎﻧِﻨَـﺎ َﻓـﻨَـﻘ َ ﻼ َ ُـﻮل ِﺧـ . ُﻛﻨﱠﺎ ﻧَ ُﻌ ﱡﺪ َﻫﺎ ﻧِ َﻔﺎ ًﻗﺎ: َﻗ َﺎل،ِﻋﻨْ ِﺪ ِﻫ ْﻢ Muhammed bin Zeyd’den: Bâz› kimseler, Muhammed’in dedesi Abdullah bin Ömer (r.anhüm)’e dediler ki: – Biz, sultan›m›z›n huzûruna gireriz, yan›ndan ç›kt›¤›m›z vakit, içimizde olan›n aksini söyleriz. (Bu nas›l olur?) Abdullah bin Ömer: – Biz Peygamberimiz’in zaman›nda bunu nifâk alâmeti sayard›k, demifltir. (Buhârî, Ahkâm, 27, VIII, 115) 73 ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أَﻧﱠ ُﻪ ﺳ ِﻤﻊ رﺳ ِ :ُﻮل ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ ﻮل ا ْ َﻋ137. َُ َ َ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َر = ِ ِ ِ اﻟﻨﱠ ِ ْ ﺎس ُذواﻟ َْﻮ ْﺟ َﻬ ِ ّ َ ِا ﱠن . اﻟ ﱠﺬى َﻳﺄْﺗﻰ =ﻫ ُﺆﻻَء ﺑِ َﻮ ْﺟ ٍﻪ َو =ﻫ ُﺆﻻَء ﺑِ َﻮ ْﺟ ٍﻪW = = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular: “‹nsanlar›n en fenas›, birine ayr›, di¤erine de ayr› görünen iki yüzlü insanlard›r.” (Buhâri, Ahkam, 27, VIII, 115) ِ َ ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ:ﺎص ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ َﻋﻦ ﺳﻌ ِـﺪ ﺑ ِﻦ أَﺑـﻰ و ﱠﻗ138. ﺻ ﱠ َ َ ﻮل ا ْ ْ َ ْ ُ َ َ َُ ُ ْ َ = ِ ِ ِ ْ ِ ُ ﺎﻣـﺔ َوﻟ َ ُ ﻪ ُ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻳﻘ ﱡC Wْ ذو اﻟ َْـﻮ ْﺟ َﻬ:ُﻮل َ َاﻟـﺪﻧْﻴَﺎ َﻳـﺄﺗﻰ َﻳ ْـﻮ َم اﻟ ْﻘﻴ ُ = ِ وﺟﻬ ٍ َﺎن ِﻣ ْﻦ ﻧ .ﺎر َ ْ َ Sa’d bin Ebî Vakkas (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle dedi¤ini duydum: “Dünyada iki yüzlü olanlar, k›yâmet gününde, ateflten iki yüzlü oldu¤u hâlde diriltilecektir.” (Buhârî, Edep, 52, VII, 87) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ ِ ِ ﱠ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ْ َﻋ139. ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َرﺿ³ر ﺑْـﻦ َﻳﺎBـﻦ َﻋ ِ َاﻟﺪﻧْﻴﺎ َﻛﺎ َن ﻟ َ ُﻪ ﻳﻮم اﻟ ِْﻘﻴﺎﻣ ِﺔ ِﻟﺴﺎﻧ ِ ٍ َﺎن ِﻣ ْﻦ ﻧ .ﺎر َ ﱡCِ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن ﻟ َ ُﻪ َو ْﺟ َﻬﺎن َ َ َ ََْ Ammar b. Yâsir (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Dünyada iki yüzlü olan›n, K›yâmet gününde ateflten iki dili olacakt›r.” (Ebû Dâvud, Edep, 39, V. 191) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ٍ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ﻮل ا ْ َﻋ140. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ أَﻧَـﺲ َر 74 ِ ٍ َ ِﻣ ْﻦ ﻧW ِ ْ َﺎﻣ ِﺔ ِﻟ َﺴﺎﻧ ِ ْ ََذا ِﻟ َﺴﺎﻧ .ﺎر َ َا ﻟ َ ُﻪ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘﻴ ُ َﺟ َﻌ َﻞW Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: “(Dünyâda) iki dilli olan, yâni birine ayr›, di¤erine ayr› konuflan kimseye, k›yâmet gününde Allâhu Teâlâ, ateflten iki dil verecektir.” (Taberânî, Evsat, 8880, IX, 409) ِ ُ َﺧـﺮج َﻋ َﻠﻴﻨَﺎ رﺳ: َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ﺳﻌ ٍﻴﺪ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل141. ا َ ـﻮل ا َ ُ َ َ َُ ْ َ َ ُ ﺻ ﱠ = = ِ ِ ِ َ ُﻛ ْـﻢ ﺑaُ أ َ َﻻ أ ُ ْﺧ:َـﺎل B َ اﻟـﺪ ﱠﺟ َﺎل َﻓﻘ ﻴﺢ ﱠ َ ـﻦ ﻧَـ َﺘ َﺬا َﻛ ُـﺮ اﻟ ْـ َﻤﺴ ُ wْ ََﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َوﻧ = ِ ِ اﻟـﺪﺟ ِ ُ ف َﻋ َﻠﻴ َ َﻓﻘ،َ َ ُﻗ ْﻠﻨَـﺎ ﺑ:ﺎل َﻗ َﺎل َﺎل ﻜ ْﻢ ﻋﻨْـﺪى ﻣ َﻦ اﻟ ْـ َﻤﺴﻴ ِﺢ ﱠ ﱠ ْ ُ ُﻫ َـﻮ أ َ ْﺧ َﻮ = = ِ َِْ ِّ ِ َ ّ ـ ﺻ ـﻦ ﻳ ﺰ ﻴ ﻓ ـﻰ ﻠ ﺼ ﻳ ـﻞ ﺟ اﻟﺮ ُـﻮم ﻼ َﺗ ُﻪ ِﳌَـﺎ ُﻳ =ـﺮى ِﻣ ْﻦ ُ َ َ َ ُ ّ ُ َ ُ ُ أ َ ْن َﻳﻘ َ ﱠ،ـﻰ اﻟﺸ ْﺮ ُك اﳋﻔ ﱡ َ َﻧ .ﻈ ِﺮ َر ُﺟ ٍﻞ Ebû Saîd (r.a.)’den; biz Mesih Deccal’dan bahsederken Resûlullah (s.a.s.) ç›kageldi ve: – Bana göre Deccal’dan17 daha korkuncunu size bildireyim mi? buyurdu. Biz de: – Evet, bildir yâ Resûlullah, dedik. Resûlullah (s.a.s.): – Gizli flirktir. O da, namaz k›lan adam›n, baflkas› görüyor diye namaz›n› gösterifl için süslemesi (daha a¤›r k›lmas›) d›r, buyurdu. (‹bn Mâce, Zühd, 21, II, 1406) 17. Çok yalan söyleyen, K›yamet yaklaflt›¤›nda zuhur edecek ve yer yüzünde fitne fesat ç›karacak yarat›k. 75 ٍ َﻋـﻦ أَﺑـﻰ ﺳﻌ142. ِ ِاﳋ ْـﺪ ِر ِّى َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ ُ ْ ﻴـﺪ ـﻦ ُﻳ َﺴ ِّﻤ ْﻊ ْ َ ـﻰ ْ َﻣ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ُ ﺻ ﱠـ ّ = ِ .ﻳﺴ ِﻤ ِﻊ ا ﺑِ ِﻪ =وﻣﻦ ﻳﺮاء ﻳﺮ ِاء ا ﺑِﻪ ّ َ ُ َُ َ َُ ْ ََ ُ ُ Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ameli ile süm’ay› (baflkas›na duyurmay›) kastedene, Allâhu Teâlâ süm’a cezâs›n›, riya (baflkas›na gösterifl) edene de riya cezâs›n› verir.” (‹bn Mâce, Zühd, 21, II, 1407) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ143. َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر = ُ ﻼﺛًـﺎ َو َﻳ ْﺴ َﺨ ُ َﻂ ﻟ ُ ﺿـﻰ ﻟ َـ ﺿﻰ = َﻳ ْـﺮ:ﻼﺛًﺎ = َﻳ ْـﺮsـﺎر َك َو َﺗ َﻌ َﺎ َ ﻜ ْـﻢ ﺛَـ َ ﻜ ْﻢ ﺛَـ َ َا َﺗﺒ َ ِ ﺒ ِﻞwِﺼﻤـﻮا ﺑ ِ ِ ِ ْ ﻜ ْـﻢ أ َ ْن َﺗ ْﻌﺒُ ُﺪو ُه َو َﻻ ُﺗ ُ ﻟ َـ ا َ¨ﻴ ًﻌﺎ ُ ـ ُﻛﻮا ﺑِـﻪ َ ْﻴـﺌًﺎ َوأ َ ْن َﺗ ْﻌ َﺘ َْ = ُ َو َﻳ ْﺴ َﺨ.ا أ َ ْﻣ َـﺮ ُﻛ ْﻢ ُ ـﻂ ﻟ َـ ﻜ ْﻢ ﻗ َﻴﻞ َ َ َوأ َ ْن َﺗﻨ،َو َﻻ َﺗ َﻔ ﱠﺮ ُﻗـﻮا ُ ـﻮا َﻣ ْﻦ َو ﱠﻻ ُهwُ ﺎﺻ = ِ ِ ﺎل و َﻛﺜْﺮ َة اﻟﺴ َﺆ .ال َ َِو َﻗ َﺎل َو إ َ ﺿ ﺎﻋ َﺔ ْاﳌ َ َ َ ﱡ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ, sizin için üç (fley)den râz› olur ve size üç (fley)den dolay› k›zar. Raz› oldu¤u fleyler: 1- Ona ibâdet edip flirk (ortak) koflmaman›z, 2- Toplu oldu¤unuz hâlde Kur’an’a sar›l›p tefrikadan kaçman›z, 3- Allâhu Teâlâ’n›n bafl›n›za âmir k›ld›¤› kimselerin sözünü dinlemenizdir. K›zd›¤› fleyler: 76 1- Dedikodu, 2- Lüzumsuz yerlerde mal› israf, 3- Fazla soru sormakt›r.” (Ahmed b. Hanbel, II, 367) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ف َ ـﻦ َ ﱠـﺪ ِاد ﺑْ ِﻦ أ َ ْو ٍس َﻗ َ إِ ﱠن أ َ ْﺧ َﻮ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻮل ا ْ َﻋ144. َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ ـﻮل َﻳ ْﻌﺒُ ُـﺪو َ ن ُ ـﺖ أ َ ُﻗ ُ َﻣـﺎ أ َ َ¯ َ ﱠـﻮ ُ ُ أ َ َﻣـﺎ أَﻧّـﻰ ﻟ َْﺴ،اك ﺑِـﺎ َ ْ ف َﻋ =ـ أ ُ ﱠﻣﺘـﻰ َا ْﻻ ِ = Y ِ ْ ًﻻ ِﻟ َﻐBَ َ ْﻤ ًﺴﺎ َو َﻻ َﻗ َﻤ ًﺮا َو َﻻ = َوﺛَـﻨًﺎ َوﻟ ِ=ﻜ ْﻦ أ َ ْﻋ .ا َوَ ْﻬ َﻮ ًة ِﺧ ْﻔ َﻴـ ًﺔ fieddâd b. Evs (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ümmetim için korktu¤um fleylerin en korkuncu Allah’a flirk (ortak) koflmakt›r. Dikkat edin, ben, günefle taparlar, aya taparlar, puta taparlar demiyorum. Ancak Allah’tan baflkas› için yap›lan ameller ve gizli flehveti (kastediyorum).” (‹bn Mâce, Zühd, 21, II, 1406) ِ ُ رﺳsَ ِـﺎل َﻋ ِﻬ َﺪ إ ِ ٍ َﻋﻦ َﻋ ِﻠ145. َ أ َ ْن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ﻻ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ﻮل ا ْ َُ ﱠ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َرﺿ َﻰ ّ .ﻖE ِﻦ َو َﻻ ُﻳﺒْ ِﻐ َﻀﻨﻰ ِا ﱠﻻ ُﻣﻨَﺎﻗE ُِﺒﱠﻨﻰ ِا ﱠﻻ ُﻣ ْﺆ ِﻣ = = Ali (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Bana ancak mü’min olan kimse muhabbet eder, ve bana ancak münâf›k olan kimse bu¤z (nefret, içten düflmanl›k) eder.” (Nesâî, ‹man, 20, VIII, 117) ِ ِ َﺳ ِﻤ َﻊ اﻟﻨﱠﺒ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻣ146. ُ ـﻮﺳﻰ َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠ ﱡ = 77 ِ ﻄﺮ َ ﻜﺘُ ْﻢ أ َ ْو َﻗ ْ ﻼ ُﻳﺜْﻨﻰ َﻋ َـ َر ُﺟ ٍﻞ َو ُﻳ ْ َـﺎل أ َ ْﻫ َﻠ ﻄ ْﻌﺘُ ْﻢ َ اﻟ ِْـﻤ ْﺪ َﺣ ِﺔ َﻓﻘCِ ﻳـﻪ ً َر ُﺟ = = .اﻟﺮ ُﺟ ِﻞ ﻇَ ْﻬ َﺮ ﱠ Ebû Mûsâ (r.a.)’dan, Resûlullah (s.a.s.): Bir adam›n (di¤er) bir adam› övdü¤ünü ve övmede de çok ileri gitti¤ini iflitince: “Siz (adam›) helâk ettiniz veyâhut da adam›n belini k›rd›n›z”, buyurdu. (Buhârî, Edep, 54. VII, 87) 78 VII HASED (KISKANÇLIK, ÇEKEMEMEZL‹K) HAKKINDA HAD‹SLER ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل ﻻ َ ـﻮل ا ْ َﻋ147. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َر = ِ ٍ ِ ِ َْ ِ َ ُ َﺘ ِﻤ ُﻊ² C ﻻ َ و ـﻢ ﻨ ﻬ ﺟ ـﺢ ﻴ ﻓ و ، ا ﻴـﻞ ﺒ ﺳ C ﺎر ﺒ ﻏ ـﺪ ﺒ ﻋ ف ـﻮ َْ َ َ َ ْ ُ َ َﱠ َ E َ ْ َ ْ َﺟC َﺘﻤ ُـﻊ² = = = .اﳊﺴﺪ ِ ﺟﻮ َ ْف َ =ﻋﺒْ ٍﺪ َاﻻ ُ َ َ ْ ُن َوBﻳ ْ َ = Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allah yolunda katland›¤› toz ile Cehennem alevi, bir kulun içinde birleflmez. ‹man ile hased de bir kulun içinde yerleflmez.” (‹bn Hibban, X, 466) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ ِ َﻋﻦ َﻋﺒ ِـﺪ148. ٍ ـﻦ َﻛ ْﻌ ِ ْا ﺑ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ـﻮل ا ْ ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﺐ َﻋ ْﻦ أَﺑﻴـﻪ َر = ِ ْ َﻏﻨَ ٍﻢ ﺑِﺄ َ ْﻓﺴ َﺪ َ َـﺎ ِﻣﻦC ﻼ ِ ـﺎن ﺟﺎﺋِﻌ ِ ِ َ اﳊ ْﺮ ِص َﻋ َ ﺎن أ ُ ْر ِﺳـ َ َ َ َ َﻣﺎ ذ ْﺋﺒ:َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ = ِ َ ْاﳌ ِ دC اﳊ َﺴ ِﺪ َ ْ ﺎل َو .ﻳﻦ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴ ِﻠ ِﻢ = = Abdullah b. Kâ’b babas›ndan (r.a.) rivâyetine göre, Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Bir koyun a¤›l›na giren iki aç kurdun onlara zarar›, hased ve mala düflkünlü¤ün Müslüman›n dinine verdi¤i zarardan daha çok de¤ildir.” (Tirmizî, Zühd, 43, IV, 588) 79 ِ ِ َﻋ149. َد ﱠب:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ـﻦ ﱡ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ِ ﺑْ ِﻦ اﻟ ْ َﻌ ﱠـﻮام َِرﺿ َﻰYْ َاﻟﺰﺑ َ ْ ﺎء ِﻫـﻰ َ ْ ﻜ ْﻢ َا ُ ﻜ ْـﻢ َد ُاء ْاﻷ ُ َﻣ ِﻢ َﻗﺒْ َﻠ ُ ْإِﻟ َﻴ ُ ﲢ ِﻠ ﻖ ﻀ ﻐ ْﺒ ﻟ ا و ـﺪ ﺴ ﳊ ُ اﳊ ِﺎﻟﻘَـ ُﺔ َﻻ أ َ ُﻗ ْ َ ﻮل ْ َ ُ َ َ َ ُ َ ِ ْ َ اﻟﺸﱠ ﻌﺮ وﻟ ِ=ﻜﻦ َ ْ َواﻟ ﱠـﺬى ﻧَ ْﻔﺴﻰ ﺑِﻴَ ِﺪ ِه َﻻ َﺗ ْﺪ ُﺧ ُﻠﻮا،ﻳﻦ اﳉﻨﱠ َﺔ َﺣﺘﱠﻰ ْ َ َْ َ ّﲢﻠ ُﻖ اﻟﺪ = = ُ َ ـﺖ َذا ُﻛ ْـﻢ ﻟ َ ِﻜ ْـﻢ ﺑ ُ ُ أ َ َﻻ =أُﻧَﺒﱢﺌ،ﲢـﺎﺑﱡـﻮا ﻜ ْ ﻢ َ َ ُﺗـ ْﺆ ِﻣﻨُـﻮا َو َﻻ ُﺗـ ْﺆ ِﻣﻨُـﻮا َﺣﺘﱠـﻰ ُ ِ ُﻳﺜْﺒBـ ُ َﻼ َم ﺑَﻴْﻨ .ﻜ ْﻢ َ اﻟﺴ أ َ ْﻓﺸُ ﻮا ﱠ Zübeyr b. Avvâm (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Size, sizden evvelkilerin hased ve düflmanl›k hastal›¤› sirâyet etti. ‹flte bu, t›rafl edip kaz›yand›r. Saçlar› t›rafl eder demiyorum fakat dini (meziyetleri) kaz›y›p kökünden yok eder. Beni yaflatma ve öldürme kudretine sahip olan (Allah)’a yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de mü’min(-i kâmil) olamazs›n›z. Bunu size sa¤layacak fleyi size haber vereyim mi? Aran›zda selam› ço¤alt›n.” (Tirmizî, K›yame, 56, IV, 664) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ٍ َ ْ َا:ــﺎل ﳊ َﺴ ُﺪ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ150. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ أَﻧَـﺲ َر ِﻄﻔ ِ َاﳊﺴﻨ ْ َﺗﺄBَ ـﺎت َﻛ ْ َ َ ْ ﻰء َ َ ْ ُ ُ اﳋﻄﻴﺌَ َ ﺔ ﺗ ﺔ ﻗ ﺪ اﻟﺼ و . ـﺐ ﻄ اﳊ ﺎر ﻨ اﻟ ﻞ ﻛ ُ ﱠ ُ َ ﱠ َ َ ُ َ َ ْ َﻳﺄ ْ ُﻛ ُﻞ ُ =ِ ِ ﻼ ُة ﻧُﻮر ْاﳌ ُ ْﺆ ِﻣ ِﻦ و ِﻄﻔ َُ ﻰء ْاﳌ .ﺎر ﺔ ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠE ﺎم ُﺟﻨﱠ ّ َ ﺎر َو ﱠ ُ َ اﻟﺼ َ ﺎء اﻟﻨﱠ ُ اﻟﺼ َﻴ ُ ْ ُﻳBَ َﻛ Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Atefl odunu yedi¤i (yakt›¤›) gibi, hased de iyilikleri yer (yok eder). Su, atefli söndürdü¤ü gibi sadaka da kötülükleri söndürür (yok eder). Namaz mü’minin nurudur. Oruç da Cehennem’den koruyan bir siperdir (kalkand›r).” (‹bn-i Mâce, Zühd, 22, II, 1408) 80 ﻮل ِ ـﻚ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎلُ :ﻛﻨﱠـﺎ ﺟ ُﻠﻮﺳـﺎ ﻣـﻊ رﺳ ِ ـﺲ ﺑ ِ ِ ٍ ِ ا َ 151.ﻋ ْ ـﻦ أَﻧَ ْ ـﻦ َﻣـﺎﻟ َ َ ُ ُ ً َ َ َُ ﻜ ْـﻢ َر ُﺟ Eـﻞ ِﻣ ْﻦ أ َ ْﻫ ِ َـﺎلَ :ﻳ ْ ـﻞ ْ َ اﻻ َن َﻋ َﻠ ْﻴ ُ اﳉﻨﱠ ِ ﺔ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ َ ﻄ ُﻠ ُﻊ ْ = َ ﺻ ﱠـ ُ اﻻﻧْ َﺼ ِ ﺎر َﺗﻨْ ُ َﻓ َ ـﻒ ِ ْ ﺿﻮﺋ ِ ِـﻪ َﻗ ْﺪ َﺗ َﻌ ﱠﻠ َﻖ ﻧَ ْﻌ َﻠ ْﻴ ِﻪ C ﻄ َﻠ َـﻊ َر ُﺟ Eﻞ ِﻣ َﻦ ْ َ ﳊ َﻴﺘُ ُﻪ ِﻣ ْﻦ ُو ُ ﻄ ُ = ـﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ـَ Bﻛـﺎ َن اﻟ ْ َﻐ ُﺪ َ ـِ Bلَ ،ﻓ َﻠ ﱠ َﻳ ِـﺪ ِه اﻟﺸﱢ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢِ :ﻣﺜ َْﻞ ﻗ َ ـﻰ َ ﺻ ﱠـ ُ ﱡ ـﻚَ ،ﻓ َ وَ ،sﻓ َﻠ ﱠ اﻟﺮ ُﺟ ُـﻞ ِﻣﺜ َْﻞ اﻟ ْـ َﻤ ﱠﺮ ِة ْاﻷ ُ َ ﺚ ـَ Bﻛﺎ َن اﻟ ْ َﻴ ْـﻮ ُم اﻟﺜ ِﱠﺎﻟ ُ ﻄ َﻠ َﻊ =ذ ِﻟ َ =ذ ِﻟ َ ـﻚ ﱠ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِﻣﺜ َْﻞ َﻣﻘَـﺎﻟ َِﺘ ِﻪ أ َ ْﻳ ًﻀﺎَ ،ﻓ َ اﻟﺮ ُﺟ ُ ﻞ َﻗ َ ـﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ ﻄ َﻠ َـﻊ =ذﻟ َﻚ ﱠ ﺻ ﱠ ُ ِ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢَ .ﺗﺒِ َﻌ ُﻪ َﻋﺒْ ُﺪ ﺎم اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ َﻋ = ﻣﺜ ِْﻞ َﺣﺎﻟـﻪ ْاﻷ َ ﱠولَ ،ﻓ َﻠ ﱠَ Bﻗ َ ﺻ ﱠـ ُ ـﺮو ﺑ ِﻦ اﻟْﻌ ِ ِ ﺖ أ َ ْن َ ﻻ ـﺎص َﻓﻘ َ ـﺖ أَﺑﻰَ ،ﻓـﺄ َ ْﻗ َﺴ ْﻤ ُ َـﺎل :إِﻧﱢﻰ َﻻ َﺣ ْﻴ ُ ا ﺑْ ِﻦ َﻋ ْﻤ ٍ ْ َ = ِ ﺖ . أ َ ْد ُﺧ َﻞ َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ ﺛَ َ ﻼﺛًـﺎَ ،ﻓ ِﺈ ْن َرأ َ ْﻳ َ ـﺖ أ َ ْن ُﺗ ْﺆ ِو َﻳﻨـﻰ إِﻟ َْﻴ َﻚ َﺣﺘﱠـﻰ َﲤْﻀ َﻰ َﻓ َﻌ ْﻠ َ ِ ِ= َ ـﺲ َﻓ َ ﺎت َﻣ َﻌـ ُﻪ ﺗِ ْﻠ َﻚ اﻟ ﱠﻠ َﻴ ِ َ ﺎs ﺑ ﻪ ـ ﻧ أ ث ّﺪ ُ ﱠ ﻜﺎ َن َﻋﺒْ ُـﺪ ا ُ َ ُ َ َ َﻗ َﺎل ﻧَ َﻌ ْـﻢَ .ﻗ َﺎل أَﻧَ E ث َﻓ َﻠـﻢ ﻳـﺮ ُه ﻳﻘ ِ ِ ـﻦ اﻟ ﱠﻠ ْﻴ ِ ـﺐ َﻋ َ اﻟﺜﱠـ َ ُﻮم ﻣ َ ـﺎر َﺗ َﻘ ﱠﻠ َ ـﻞ َ ْﻴﺌًـﺎ َﻏ ْ َ Yأَﻧﱠـ ُﻪ إ َذا َﺗ َﻌ ﱠ ﻼ َ ْ َ َ َ ُ ِ ِ ِ ﻼ ِة اﻟ ْ َﻔ ْﺠ ِ ـﺮَ .ﻗ َﺎل َﻋﺒْ ُﺪ ُﻮم ِﻟ َﺼ َ ا َﻋ ﱠـﺰ َو َﺟ ﱠﻞ َو َﻛ ﱠ ََ aﺣ ّﺘ=ـﻰ َﻳﻘ َ ﻓ َـﺮاﻪ َذ َﻛ َﺮ َ ِ ــ Bﻣ َﻀ ِ أَﺳ َﻤ ْﻌـ ُﻪ َﻳﻘ ُ ِ ث ﻟ ََﻴ ٍ ـﺎل ﻼ ُ ـﺖ اﻟﺜﱠـ َ ـYاَ ،ﻓ َﻠ ﱠ َ ـ Yأَﻧّــﻰ َ ْ ْ اَ :ﻏ ْ َ ُـﻮل إ ﱠﻻ َﺧ ْ ً و ِﻛ ْﺪت أ َ ْن =أَﺣﺘَ ِﻘﺮ َﻋﻤ َﻠ ُﻪ ُﻗ ْﻠﺖ :ﻳﺎ َﻋﺒ َﺪ ِ َﻳ ُ ا ِاﻧّﻰ َْ Wأَﺑﻰ ﻜ ْﻦ ﺑَ ْﻴﻨﻰ َوﺑَ ْ َ ْ َ َ َ ُ ُ َ ْ = ـﻮل = ِ ِ ِ ﱠ ــ ﺻ ا ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠ =ﻠ َ ـﻢ ـﺖ َر ُﺳ َ َ ـﺐ َو َﻻ ُﻫ ْﺠ Eـﺮ َوﻟ =ﻜ ْ ــﻦ َﺳﻤ ْﻌ ُ َﻏ َﻀ E ُ اﻻ َن رﺟ ِ E ث ِﻣ َـﺮ ٍ ـﻦ أ َ ْﻫ ِ ارَ :ﻳ ْ ــﻊ َﻋ َﻠ ْﻴ ُ ــﻞ ْ َ اﳉﻨﱠ ِ ـﺔ َﻳﻘ ُ ﻼ َ ُــﻮل ﻟ َ َـﻚ ﺛَــ َ ــﻞ ﻣ ْ ﻜ ُـﻢ ْ = َ ُ ﻄ ُﻠ ُ 81 ِ ت أ َ ْن ٍ ث ِﻣ َـﺮ ُ ْآو َى إِﻟ َْﻴ َﻚ ِﻷَﻧ َ َﻓ ﻈ َـﺮ َﻣـﺎ َﻋ َﻤ ُﻠ َﻚ َ ﻼ َ ـﺖ اﻟﺜﱠ ُ َﻓـﺄ َ َر ْد.ار َ ْـﺖ أَﻧ َ ﻄ َﻠ ْﻌ ُ اﻟ ﱠﺬى ﺑَ َﻠ َﻎ ﺑِ َﻚ َﻣﺎ َﻗ َﺎل َر ُﺳBَ َﻋ َﻤ ٍﻞ َﻓYَ َﻓﺄ َ ْﻗﺘَ ِﺪ َى ﺑِ َﻚ َﻓ َﻠ ْﻢ أ َ َر َك َﺗ ْﻌ َﻤ ُﻞ َﻛﺜ ﻮل = = ِ ِ ِ َ ﱠ َ َ ﺖ َد َﻋﺎﻧﻰ ﱠﻴ ﻟ و Bـ ﻠ ﻓ ﺖ ﻳ أ ر ﺎ ﻣ ﻻ ﱠ إ ـﻮ ﻫ ﺎ ﻣ : ُ َ ا ُ ْ َ َ ْ َ َ ُ ﺻ ﱠ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل = َ ﻧَ ْﻔﺴــﻰ ِﻷ َ َﺣ ٍـﺪ ِﻣC أَﻧّـﻰ َﻻ أ َ ِﺟ ُـﺪYــ ـﻦ َ َﻓﻘ َ ــﻮ إِ ﱠﻻ َﻣـﺎ َرأ َ ْﻳ َ ْ ـﺖ َﻏ َ َﻣـﺎ ُﻫ:َـﺎل = = َ َ ٍ =َ ِ َ ْاﳌُﺴ ِﻠﻤ َـﺎل َﻋﺒْ ُ ﺪ َ َﻓﻘ.ا إِ ﱠﻳﺎ ُه ْ ُ أ ْﻋﻄـﺎ ُهYْ ﻏﺸًّ ﺎ َو َﻻ أ َ ْﺣ ُﺴ ُـﺪ أ َ َﺣ ًﺪا َﻋـ َﺧWـ ِ ِ= ِ .ﻴﻖ ُ ﺖ ﺑِ َﻚ َو ِﻫ َﻰ اﻟ ﱠﺘﻰ َﻻﻧُﻄ ْ =ﻫﺬه اﻟ ﱠﺘﻰ ﺑَ َﻠ َﻐ:ا = = = Enes b. Mâlik (r.a.)’den; dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) ile beraber oturuyorduk. Buyurdular ki: “fiimdi size cennetliklerden bir adam ç›kagelecektir.” Bir de (bakt›k ki,) Ensardan, abdest suyu sakal›ndan damlayan ve ayakkab›lar›n› sol eline asm›fl bir adam ç›kageldi. Ertesi gün olunca, Resûlullah (s.a.s.) yine evvelki gibi söyledi. Bu adam gene birincide oldu¤u gibi ç›kageldi. Üçüncü gün olunca, Resûlullah Efendimiz gene (evvelki) söyledi¤i gibi buyurdu. Gene ayn› adam ilk hâli gibi ç›kageldi. Resûlullah (s.a.s.) kalk›nca, Abdullâh b. Amr o adam› tâkib etti ve (ona) dedi ki: – Ben babamla münakafla ettim, üç gün onun yan›na girmeyece¤ime yemin ettim. E¤er sen beni bu zaman geçinceye kadar yan›nda al›koymay› (uygun) görürsen öyle yap. (Adam): – Evet, dedi. Enes dedi ki: Abdullâh sözüne devamla flöyle anlat›yor: – Onunla berâber bu üç geceyi geçirdi. Fakat gece kalkt›¤›n› görmedi. Ancak sabah namaz›na kadar her uyand›kça Allâhu Teâlâ’y› zikretti ve tekbir getirdi. Abdullâh dedi ki: – Onun hay›rdan baflka bir fley söyledi¤ini iflitmedim. Üç gün geçince sanki onun amelini küçük görür gibi dedim ki: 82 – Ey Allah’›n kulu, babam ile benim aramda bir ayr›l›k ve anlaflmazl›k yoktur. Fakat Resûlullah (s.a.s.)’›n senin için üç kere, (fiimdi size cennetliklerden bir adam ç›kagelecektir) dedi¤ini iflittim. Üç defas›nda da sen ç›kageldin. Senin yan›nda kalmay› ve amelinin ne oldu¤unu görmek istedim. Böylece sana uymak (arzu ediyordum). Fakat büyük bir amel iflledi¤ini görmedim. Seni; Resûlullah Efendimizin söyledi¤i mertebeye yükselten nedir? dedi ki: – fiu gördü¤ünden baflkas› de¤ildir. Ben dönünce, bana seslendi ve dedi ki: – O senin gördü¤ün fleyden baflkas› de¤ildir. Ancak ben müslümanlardan hiçbir kimseye (kalbinde bir hîle ve kin tutmam ve Allâh’›n verdi¤i herhangi bir hay›rdan dolay› hiçbir kimseye asla hased etmem.) Bunun üzerine Abdullâh: – ‹flte seni (o dereceye) ulaflt›ran budur, dedi. (Ahmed b. Hanbel, III, 166) ِ َ ﻚ أ َ ﱠن رﺳ ٍ َﻋﻦ أ َ َﻧ ٍﺲ ﺑ ِﻦ ﻣ ِﺎﻟ152. ﻻ َ َﻻ َﺗﺒَﺎ َﻏ ُﻀﻮا َو:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا ْ َ ْ َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ﲢـﺎﺳ ُـﺪوا و َﻻ َﺗ َـﺪاﺑـﺮوا و ُﻛـﻮ ُﻧـﻮا ِﻋﺒـﺎ َد َو َﻻ َِ ﱡـﻞ ِﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ٍﻢ أ َ ْ ن،ا إِ ْﺧ َـﻮا ًﻧـﺎ َ ُ َ َ َ َ ََ .ٍث َا ﱠﻳﺎم َ ﻼ َ َ ُﺠ َﺮ أ َ َﺧﺎ ُه َﻓ ْﻮ َق ﺛ َْ Enes b. Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Birbirinize hiddetlenmeyin, düflmanca davranmay›n, birbirinize hased etmeyin, k›skanmay›n, birbirinize arka çevirmeyin: Ey Allah’›n kullar›, kardefl olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardefli ile darg›n durmas› helâl olmaz.” (Buhârî, Edep, 57, VII, 88) ِ ِ ِ َﻣﺎ ِﻣ ْﻦ ﻧَﺒِ ﱟﻰ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َرﺿ َﻰ153. 83 ِ ِ ِ ٍ ِ ــﻮ ـﺎب ْ َ ار ﱡﻳـﻮ َن َوأ ْ أ ُ ﱠﻣــﺔ َﻗﺒْـ إِ ﱠﻻ َﻛـﺎ َن ﻟ َــ ُﻪ ﻣC ا ُ ﺑَ َﻌﺜَـ ُﻪ َ ـﻦ أ ُ ﱠﻣﺘـﻪ َﺣ E wَ ﺻ = = ﻮف E ـﻒ ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌ ِـﺪ ِﻫ ْﻢ ُﺧ ُﻠ ُ َﻳـﺄ ْ ُﺧ ُﺬو َن ﺑِ ُﺴﻨﱠ ِﺘ ِـﻪ َو َﻳ ْﻘﺘَ ُﺪو َن ﺑِـﺄ َ ْﻣ ِﺮ ِه ﺛُ ﱠـﻢ إِ ﱠ َﻬﻧﺎ َ¯ ْ ُﻠ ـﺎﻫ َﺪ ُﻫ ْـﻢ ﺑِ َﻴ ِﺪ ِ ه َ َﻳﻘُﻮﻟ ُـﻮ َن َﻣ َﺎﻻ َﻳ ْﻔ َﻌ ُﻠـﻮ َن َو َﻳ ْﻔ َﻌ ُﻠﻮ َن َﻣ َ ـﺎﻻ ُﻳ ْﺆ َﻣ ُـﺮو َن َﻓ َﻤ ْﻦ َﺟ ِ ِ ِ ِ ِ ﺎﻫ َـﺪ ُﻫ ْﻢ ﺑِ َﻘ ْﻠﺒِ ِ ﻪ َ ـﻦ َو َﻣ ْﻦ َﺟ َ ـﻦ َو َﻣ ْﻦ َﺟ E ﺎﻫ َـﺪ ُﻫ ْﻢ ﺑِﻠ َﺴﺎﻧـﻪ َﻓ ُﻬ َﻮ ُﻣ ْﺆﻣ E َﻓ ُﻬ َﻮ ُﻣ ْﺆﻣ ِ ْ ﻦ َوﻟ َ ْﻴ َﺲ َو َراء =ذ ِﻟ َﻚ ِﻣ َﻦE َﻓ ُﻬﻮ ُﻣ ْﺆ ِﻣ َ اﻹ . ِن َﺣﺒﱠ ُﺔ َﺧ ْﺮ َد ٍلBﻳ َ َ Abdullâh (r.a.)’dan, Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Benden önceki ümmetlerde Allah’›n gönderdi¤i hiçbir peygamber yoktur ki, ümmetinden ona uyan havârileri, sünnetini kabûl eden ve emirlerine uyan adamlar› olmas›n. Bunlardan sonra yapmad›klar›n› söyleyen, emredilmedikleri fleyleri iflleyen kimseler gelir. Kim ki bunlarla eli ile mücâdele ederse, o mü’mindir, ve kim ki diliyle mücadele ederse mü’mindir, ve kim ki onlarla kalbiyle mücâdele ederse o da mü’mindir. ‹flte, bunun ötesinde imandan bir hardal tanesi kadar bir fley yoktur.” (Müslim, ‹man, 80, I, 70) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ َﻋ ْﻦ154. َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠ ُ ﺿ ُﻤ َﺮ َة ﺑْ ِﻦ ﺛَ ْﻌ َﻠﺒَـ َﺔ َرﺿ َﻰ .ﺎﺳ ُﺪوا ْ َ ٍ َﻣYْ ﺎس ﺑِ َﺨ َ wَ ﺎ َﻳ َﺘ ُ َﻻ َﻳ َﺰ ُال اﻟﻨﱠ Zamüre b. Sa’lebe (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹nsanlar, hasedlik yapmad›kça hay›r üzeredirler.” (Taberânî, Kebîr, 8157, VIII, 309) ِ ﻮل ِ ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ155. ا! أ َ ﱡى َ ﻴـﻞ َﻳـﺎ َر ُﺳ َ ﻗ: َﻗ َـﺎلBا َﻋﻨْ ُﻬ َـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤـﺮو َرﺿ = 84 ِ اﻟﻨﱠ ِ ﺻ ُﺪ ِ ﺻ ُﺪ ُ ﺎس أ َ ْﻓ َﻀ ُﻞ? َﻗ َﺎلُ :ﻛ ﱡﻞ َ ْ وق وق اﻟ ﱢﻠ َﺴﺎنَ ،ﻗﺎﻟ ُﻮا َ ﻮم اﻟ ْ َﻘ ْﻠ ِﺐ َ ُﻤ ُ ـﺐ? َﻗ َﺎلُ :ﻫـﻮ اﻟﺘﱠ ِﻘﻰ اﻟﻨﱠ ِﻘـﻰ َﻻ إِﺛْﻢ ﻓ ِ اﻟ ﱢﻠﺴ ِ ﻮم اﻟ ْ َﻘ ْﻠ ِ ـﺎن ﻧَ ْﻌ ِﺮ ُﻓـ ُﻪ َﻓ َْ َ B ﻴﻪ ، ﻤ ُ َ َ ُ َ ﱡ ﱡ = َو َﻻ ﺑَ ْﻐ َﻰَ ،و َﻻ ِﻏ ﱠﻞَ ،و َﻻ َﺣ َﺴ َﺪ . Abdullah bin Amr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a: – Yâ Resûlullah, insanlar›n en üstünü kimdir? diye soruldu. (Resûlullah (s.a.s.): “Her temiz kalpli ve do¤ru sözlü olanlard›r.” buyurdu. وق اﻟﻠﱢﺴ ِ ْ َ nedir? diye sordular. ﺎن( Ashab ْﺐ( َ › biliyoruz ﻮم اﻟ ْ َﻘﻠ ْ )ﺻ ُﺪ ُ َ ) ُﻤ ُ Resûlullah: “O, tertemiz ve onda günah, serkefllik (bafl ”kald›rmak), aldatma ve çekememezlik olmayan (kalb)dir. cevab›n› verdi. )(‹bn Mâce, Zühd, 24, II, 1320 ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ َ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ :إِ ﱠﻳﺎ ُﻛ ْﻢ ـﻮل ا َ َُ ﺻ ﱠ ُ َ 156.ﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر َ ُ = اﳊـﺪ ِ ﱠ َواﻟ ﱠ ـﻦ أ َ ْﻛ َـﺬ ُب ْ َ ﻻ ﲡ ﱠﺴ ُﺴﻮاَ ،و َ ﻈ اﻟ ـﻦ َﻓ ِـﺈ ﱠن ﻳـﺚ َو َﻻ َ َ ﲢ ﱠﺴ ُﺴـﻮاَ ،و َﻻ َ َ ﱠ ﻈ ﱠ = ـﺪاﺑﺮوا ،و ُﻛـﻮﻧُﻮا ِﻋﺒـﺎ َد ِ ا إِ ْﺧ َﻮاﻧًـﺎ َﻛ َ B ََ ـﺎﺳ ُﺪواَ ،و َﻻ َﺗﺒَـﺎ َﻏ ُﻀﻮاَ ،و َﻻ َﺗ َ َ ُ َ َ ﲢ َ ﻈ ِﻠ ُﻤ ُﻪَ ،و َﻻ َ ْ أ َ َﻣ َﺮ ُﻛ ْﻢ .أ َ ْﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ُﻢ أ َ ُﺧـﻮ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ِﻢ َﻻ َﻳ ْ ِﻘ ُﺮ ُهَ .اﻟﺘﱠﻘ =ْﻮى ُ ¥ﺬﻟ ُ ُﻪَ ،و َﻻ َ ْ ﺻ ْﺪ ِر ِه .ﺑِ َْ wﺴ ِﺐ َا ْﻣ ِﺮ ٍ ىء ﺎر إِ ََ s =ﻫ ُﻬﻨَـﺎَ ،اﻟﺘﱠﻘ =ْﻮى =ﻫ ُﻬﻨَﺎَ ،اﻟﺘﱠﻘ =ْﻮى =ﻫ ُﻬﻨَـﺎ َوأََ َ ِ ِﻘ َـﺮ أ َ َﺧﺎ ُه ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ َـﻢُ .ﻛ ﱡﻞ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠـ ِﻢ َﻋ َـ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ِﻢ َﺣ َـﺮ Eام َد ُﻣ ُ ﻪ اﻟـ أ َ ْن َ ْ ﻣ َﻦ ﱠ ﱢ ﺿ ُﻪ َو َﻣﺎﻟ ُ ُﻪ . َو ِﻋ ْﺮ ُ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Sû-i zandan (yersiz töhmetten, kötü zandan) sak›n›n›z, zira sû-i zan, sözlerin en yalan›d›r, (aran›zda) câsusluk yap85 may›n, gizli hâller ve kusurlar› araflt›rmay›n, düflmanl›k etmeyin, birbirinize hased etmeyin, birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize düflmanl›k etmeyin. Ey Allah’›n kullar›, Allah’›n size emretti¤i gibi kardefl olun. Müslüman, müslüman›n kardeflidir; ona zulmetmez, ona yard›m› kesmez, onu hor görmez. -Gö¤süne iflâret ederek:- Takvâ iflte buradad›r, takvâ iflte buradad›r, takvâ iflte buradad›r. Müslüman kardeflini hor görmek, fler (kötülük) bak›m›ndan kifliye yeter. Her Müslüman›n, di¤erine kan›, ›rz› ve mal› haramd›r.” (Buharî, Edep, 57, 58, VII, 88, 89; Müslim, Birr, 32, III, 1986) ِ ِ ِ ٍ ِ ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ َﻗ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل َ َر ُﺳﻮل اs ـﺎل ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﻧَﺲ ﺑْ ِﻦ َﻣـﺎﻟﻚ َرﺿ َﻰ157. = ِ ْ ﻳﺎ ﺑﻨَـﻰ إِ ْن َﻗ َـﺪرت َﻋ =ـ أ َ ْن ُﺗﺼﺒِـﺢ و ُﲤ ﺴ ـﺶ ِﻷ َ َﺣ ٍﺪ ـﻚ ِﻏ ﱞ َ ِ َﻗ ْﻠﺒC ـﺲ َ ْ َ َ ْ َ ْـﻰ ﻟ َﻴ َ َ ُ ﱠ = .َﻓﺎ ْﻓ َﻌ ْﻞ Enes b. Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “(Enes’e hitaben:) Evlâd›m, gücün yetti¤i kadar kalbinde kimseye karfl› kötü bir fley olmaks›z›n sabahlamaya, akflamlamaya çal›fl.” (Tirmizî, ‹lim, 16, V, 46) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ ـﻦ َﺳ C َﻻ َﺣ َﺴ َﺪ إِ ﱠﻻ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ْ ﺎ ٍ َﻋ ْ َﻋ158. ُ َ َ ـﻦ أَﺑﻴـﻪ َﻗ ُ ﺻ ﱠـ =ِ ِ ِـﻞ =ا َﺗﺎ ُه ا= اﻟْﻘُـﺮ =ا َن َﻓﻬـﻮ ﻳﻘُـﻮم ﺑE رﺟWَـ ِ ْ ِاﺛْﻨَﺘـ ِ ﱠ .ﺎر ـﺎء اﻟﻨﱠ َﻬ ﻧ ا و ـﻞ ﻴ ﻠ اﻟ ـﺎء ﻧ ا ـﻪ َ = َ = َ ُ ُ َ ْ ْ َ ُ ُ َ َ َ ِ ا َﻣ ًﺎﻻ َﻓ ُﻬ َﻮ ُﻳﻨْﻔِ ُﻘ ُﻪ =اﻧَﺎء اﻟ ﱠﻠ ْﻴ ِﻞ َو =اﻧَﺎء اﻟﻨﱠ َﻬ .ﺎر ُ ﻞ =ا َﺗﺎ ُهE َو َر ُﺟ َ َ Sâlim, babas›ndan rivâyet etti. Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ancak iki kifliye hased18 (g›pta) edilebilir: Biri, Allâhu Teâlâ kendisine Kur’an (ö¤renmesini) nasib etmifl, o da gece 18. Burada hasedden maksat, bu nîmetlere ermifl olan kimselerden nîmetin yok olmas›n› taleb de¤il ancak bu güzel nîmetlere kendisinin de ulaflmas›n› temennî- 86 ve gündüz bununla meflgul olur. Di¤eri, Allâhu Teâlâ kendisine mal vermifl, o da bunu gece ve gündüz (Allah yolunda) sarfeder.” (‹bn Mâce, 22, II, 1408) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﻮد َﻗ َﺎل ٍ ا ﺑ ِﻦ ﻣﺴﻌ ِ ِ َﻻ َﺣ َﺴ َﺪ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا ُ ْ َ ْ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ159. َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ّ اﳊ ِ ْ َ اﺛْﻨCِ إِ ﱠﻻ َ ـﺎﻻ َﻓ َﺴ ﱠﻠ َ ْ Cِ ﻜ ِﺘ ِـﻪ َ ﻄ ُﻪ َﻋ َـ َﻫ َﻠ ﻞE ـﻖ َو َر ُﺟ ً ا َﻣ ُ ـﻞ =ا َﺗـﺎ ُهE َر ُﺟWـ ْ ا ِﺣ .ﻜ َﻤ ًﺔ َﻓ ُﻬ َﻮ َﻳﻘْﻀﻰ ِ َ|ﺎ َو ُﻳ َﻌ ِّﻠ ُﻤ َﻬﺎ ُ =ا َﺗﺎ ُه = Abdullah ‹bn-i Mes’ûd (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ancak iki kifliye hased edilebilir: Biri, Allâhu Teâla kendisine mal vermifl ve onu, bu mal› hak yoluna sarfa sevketmifl, di¤eri Allâhu Teâlâ kendisine ilim vermifl, o da bununla amel ediyor ve (baflkalar›na da) ö¤retiyor.” (‹bn Mâce, Zühd, 22, II, 1407) 87 dir. VIII KANAAT HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل : ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َ ﺻ ﱠ ُ َ 160.ﻋ ْﻦ ﻣﻘ َْﺪاد ﺑْ ِﻦ َﻣ ْﻌﺪى َﻛ ْﺮ ٍب َرﺿ َﻰ ُ ﻼ ِ َﻣﺎ َﻣ َﻸ َ =ا َد ِﻣ ِ ا ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْ ﺻ ْﻠﺒَ ُﻪ ت ُﻳﻘ ْﻤ َﻦ ُ ﻄ ٍﻦ ﺑِ َْ wﺴ ِﺐ اﺑْ ِﻦ =ا َد َم أ َ َﻛ َ E ﺎء َ ًّ ـﻰ و َﻋ ً ﱞ ﺎﻣ ِﻪ وﺛُ ُﻠ ِ E ﺚ ِﻟ َ ِ ﺚ ِﻟﻨَ َﻔ ِﺴ ِﻪ . Jﺎﻟ َ َﺔ َﻓﺜُ ُﻠ E اﺑِ ِﻪ َوﺛُ ُﻠ E َﻓ ِﺈ ْن َﻛﺎ َن َﻻ َ َ ﻄ َﻌ َ ﺚﻟ َ َ Mikdâd b. Ma’dî Kerb (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), flöyle buyurdu: “Âdem o¤lu, karn›ndan daha zararl› bir kap doldurmam›flt›r. Belini do¤rultacak kadar birkaç lokma kifliye yeter. Mutlakâ (çok) yemek gerekiyorsa, (karn›n› üçe bölmeli) üçte birini yeme¤e, üçte birini suya, di¤er üçte birini de ”nefesi için ay›rs›n (bofl tutsun). )(Tirmizî, Zühd, 47, IV, 590 ـﺎل رﺳ ُ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢَ :ﻣ ْﻦ ﻮل ا َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎلَ :ﻗ َ َ ُ ﺻ ﱠ ُ َ 161.ﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ ُ = ﻻ ِء اﻟ ْ َ ﻜ ِﻠ َِ Bت َﻓ َﻴ ْﻌ َﻤ ُﻞ ِ|ِ ﱠﻦ أ َ ْو ُﻳ َﻌ ِّﻠ ُﻢ َﻣ ْﻦ َﻳ ْﻌ َﻤ ُﻞ ِ|ِ ﱠﻦ? ُﻗ ْﻠ ُ ﺖ ﺆ ﻫ َﻳـﺄ ْ ُﺧ ُﺬ َﻋﻨّﻰ = ُ َ = ﻮل ِ ـﻖ ْاﳌ َ َِ w اَ ،ﻓـﺄ َ َﺧ َـﺬ ﺑِ َﻴﺪى َو َﻋ ﱠـﺪ ًَْ ¹ﺴـﺎ َو َﻗ َﺎلِ :ا ﱠﺗ ِ ـﺎر َم َﺗ ُ ﻜ ْﻦ أ َ َﻧـﺎ َﻳـﺎ َر ُﺳ َ = ﻜﻦ أ َ ْﻏﻨَﻰ اﻟﻨﱠ ِ ِ ﺎسَ ،وأ َ ْﺣ ِﺴ ْﻦ إِ َ s ا ﻟ ََﻚ َﺗ ُ ْ أ َ ْﻋﺒَ َﺪ اﻟﻨﱠﺎسَ ،و ْ ار َض ﺑِ ََ Bﻗ َﺴ َـﻢ ُ ِ ﻜﻦ ﻣ ْﺆ ِﻣﻨًـﺎ وأ َ ِﺣ ِ ِ َﺟ ِ ـﻚ َﺗ ُ ﻜ ْﻦ ُﻣ ْﺴ ِﻠ ًَ ،Bو َ ﻻ ﺐ ِﻟﻨَ ْﻔ ِﺴ َ ﺐ ﻟﻠﻨﱠـﺎس َﻣﺎ ُﲢ ﱡ َ ﱠ ـﺎر َك َﺗ ُ ْ ُ اﻟﻀ َِ wﻚ َﻓ ِﺈ ﱠن َﻛﺜْﺮ َة ﱠ ِ ِ ُﺗ ْ ﺐ . ﻜﺜِ ِﺮ ﱠ اﻟﻀwﻚ ُﲤ ُ ﻴﺖ اﻟ ْ َﻘ ْﻠ َ َ = 88 Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – fiu kelimeleri, onlar ile amel etmek veya onlar ile amel edecek olana ö¤retmek için benden kim almak (ö¤renmek) ister? Bunun üzerine; – Ben, Yâ Resûlullah, dedim. Resûlullah elimden tutarak befl fleyi sayd› ve buyurdu ki: – Haramdan sak›n! ‹nsanlar›n en çok ibâdet edeni olursun. Allâhu Teâlâ’n›n sana ay›rd›¤›na râz› ol! ‹nsanlar›n en zengini olursun. Komfluna iyilik et! (Gerçek) mü’min olursun. Kendin için sevdi¤ini, insanlar için de sev! (Hakiki) Müslüman olursun. Çok gülme! Çünkü fazla gülmek, kalbi öldürür. (Tirmizî, Zühd, 2, IV, 551) ِ ُ ْ أُﻧ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ﻈ ُﺮوا َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ162. ِ ﻣﻦ أَﺳ َﻔ َ=ـﻞsَ ِإ ِ ُ ـﻦ ُﻫ َـﻮ َﻓ ْﻮ َﻗ َ ُ ﻜ ْـﻢ َﻓ ِـﺎﻧﱠ ُﻪ أ َ ْﺟ َـﺪ ُر أ َ ﱠﻻ َﺗ ْﺰ َد ُروا ﻣ s إ ﻻ َ و ﻢ ﻜ ﻨ ﻣ ْ ْ َ َ ْ ْ ْ َ ِ ﻧِﻌﻤ َﺔ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ .ﻜ ْﻢ َْ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: “(Dünyal›kta) sizden afla¤› olana bak›n›z! (Yoksa) sizden yüksek olana bakmay›n›z! Zirâ size lây›k olan, sizin üzerinizdeki Allâh’›n nimetini hor görmemenizdir.” (Tirmizî, K›yamet, 58, IV, 666) ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ َ ْ َﻋ163. ﻟ َْﻴ َﺲ ِﻻﺑْ ِﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َن َرﺿBْـﻦ ُﻋﺜ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻜﻨُ ُﻪ َوﺛَ ْﻮب ُﻳ َـﻮ ُ ـﺖ َﻳ ْﺴ ارى َﻋ ْﻮ َر َﺗ ُ ﻪ E ﺑَ ْﻴ، ﺳ َﻮى =ﻫـﺬه ْاﳋ َﺼﺎلC =ا َد َم َﺣ ﱞﻖ E َُ اﳋﺒْ ِﺰ َو ْاﳌ ُ =ْ ﻒ .ﺎء ُ َو ِﺟ ْﻠ 89 Osman (r.a.)’dan, Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Âdem o¤lunun flu nimetlerden baflkas›nda (flikâyete) hakk› yoktur. (onlar da) Oturaca¤› ev, avret yerlerini örten giyecek elbise, kuru ekmek ufa¤› ve (içece¤i) sudur.” (Tirmizî, Zühd, 30, IV, 572) ِ ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِ ِ ِ ْ َﻋ164. :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َرﺿYّـﻦ َﻋﺒْﺪ ا ﺑْـﻦ اﻟﺸﱠ ﺨ = َ ﺔ َوﺗِ ْﺴ ُﻌﻮ َن َﻣ ِﻨﻴﱠـ ًﺔ إِ ْن أ َ ْﺧE َﺟﻨْﺒِ ِـﻪ ﺗِ ْﺴ َﻌsَ َِﻣﺜ َُﻞ اﺑْ ِﻦ =ا َد َم َو إ ﻄﺄ َ ْﺗ ُﻪ ْاﳌَﻨَـﺎ َﻳﺎ َو َﻗ َﻊ .ِ ْا ِ َﺮمCِ Abdullâh b. fiahhîr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: “fiu insan o¤lunun hâli (yok mu) etrâf›n› doksandokuz musibet (çevirmifltir). Bunlardan kurtulursa (devâs› olmayan) ihtiyarl›k (musibetine) düfler.” (Tirmizî, K›yamet, 22, IV, 636) ِ ِ ِ ْ ُ ـﻦ ِ ﻋَﻦ َﻋﺒ ِﺪ165. ِ ْا ﺑ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰBَ ا َﻋﻨْ ُﻬ ْ ْ ُ ﺻ ﱠ ُ ﺴ ٍﻦ َﻋ ْﻦ أَﺑﻴﻪ َرﺿ َﻰJ = ِ ﺟﺴ ِﺪ ِه ِﻋﻨْ َﺪ ُه ُﻗﻮت ﻳﻮ ِﻣ ﻪC Cﺑِ ِـﻪ ﻣﻌ ًﺎ³ ِ ِ ُ ْ ﻣﻦ أَﺻﺒﺢ ِﻣﻨ:َﻗ َـﺎل ََْ ْ َ َ ُ ْ C ﻜ ْﻢ =اﻣﻨًﺎ َ َ َْ ُ = = َ َﻓ .اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ َ ﺣBَ ﻜﺄَﻧﱠ ت ﻟ َ ُﻪ ﱡ ْ ﻴﺰ = Ubeydullah b. Muhsin, babas› (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Sizden biriniz, günlük yiyece¤ini bulur ve vücudu s›hhatta oldu¤u hâlde (tehlikelerden) emin olursa, (bütün) dünya kendisine verilmifl gibidir.” (Tirmizî, Zühd, 34, IV, 574) 90 IX KEZMÜ’L-GAYZ (ÖFKEY‹ YENME) HAKKINDA HAD‹SLER ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َﻋ166. َﻣـﺎ ِﻣ ْﻦ ُﺟ ْـﺮ َﻋ ٍﺔ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠ ِ ﺪ اﺑ ِﺘ َﻐﺎء وﺟ ِﻪE ﻈﻤﻬﺎ َﻋﺒ ٍ ِ ِ ِ ِ َ أَﻋ .ا ْ َ َ ْ ْ َ َ َ ﻈ ُﻢ أ َ ْﺟ ًﺮا ﻋﻨْ َﺪ ا ﻣ ْﻦ ُﺟ ْﺮ َﻋﺔ َﻏ ْﻴﻆ َﻛ ‹bn-i Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Bir kulun yaln›z Allâh’›n r›zâs›n› gözeterek öfkesini yenmesinden Allah kat›nda ecri daha büyük bir amel yoktur.” (‹bn Mâce, Zühd, 18, II, 1401) ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ﻟ َﻴْ َﺲ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ167. ّ = ِ ِ ِ ِ ِ ِ ْ .اﻟ ِْﻐﻨ=ﻰ َﻋ ْﻦ َﻛﺜ َْﺮة اﻟ َْﻌ َﺮض َوﻟ =ﻜ ّﻦ ﻏﻨَﻰ اﻟﻨﱠﻔﺲ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), flöyle buyurmufltur: “Zenginlik, mal çoklu¤u ile de¤ildir. As›l zenginlik, gönül zenginli¤idir.” (Tirmizî, Zühd, 40, IV, 586) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻋ168. :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ = ِ اﻟﻀﻌ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ ُ ْ َ ﻦ ﻣ ﺆ اﳌ ﻦ ﻣ ا s إ ﺐ ﺣ أ و Y ﺧ ى E ْ ُﻛ ّ ٍﻞ َﺧCﻴﻒ َو Y ﱠ ْ َ َ َ ﱡE ْ َ أ َ ْﳌ ُ ْﺆﻣ ُﻦ اﻟْﻘ َِﻮ ﱡ = = 91 ِ ُﻗ ْـﻞ َﻗ َﺪر،ـﻚ َاﻣﺮ ِ ِ إِ ْﺣ ا َو َﻣﺎ ُ E ْ َ َ َﻓﺈ ْن َﻏ َﻠﺒ،ـﺮ ْص َﻋ = َﻣـﺎ َﻳﻨْ َﻔ ُﻌ َﻚ َو َﻻ َﺗ ْﻌ ِﺠ ْـﺰ ِ ِ ﻄ َ َﻓ ِﺈ ﱠن اﻟ ﱠﻠ ْﻮ َﺗ ْﻔﺘَ ُﺢ َﻋ َﻤ َﻞ اﻟﺸﱠ ْﻴ.ﺎك َواﻟ ﱠﻠ ْﻮ .ﺎن َ ﺎء َﻓ َﻌ َﻞ َو ا ﱠﻳ َ َ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allah kat›nda hepsinde hay›r olmakla berâber, kuvvetli mü’min zay›f mü’minden daha hay›rl› ve sevimlidir. Sana menfaat sa¤layacak fleye sar›l, Allâh’tan yard›m dile, âcizlik gösterme, bir felâkete u¤rad›¤›nda, “Keflke ben, flunu flunu yapsayd›m” deme, ancak: “Allah böyle takdir etti; O, diledi¤i gibi yapar” de (ve kendini teselli et, gevflekli¤e düflme) zirâ, “keflke flöyle böyle yapsayd›m,” demen fleytan ifline yol açar.” (‹bn Mâce, Zühd, 14, II, 1395) ِ ِ ِ َﻣـﺎ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ َﻗ َـﺎل َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن َر ُﺳ َ ا ْ َﻋ169. ُ ﺻ ﱠـ َ ــﻮل ُ ــﻰ َ ــﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َرﺿ ُ ــﻮب ﻓﻴ اك َ َﻗ،ﻜ ْـﻢ? ُﻗ ْﻠﻨَــﺎ اﻟ ﱠـﺬى َﻻ ُﻳــﻮﻟ َُـﺪ ﻟ َــ ُﻪ َ ـﺲ َذ َﺗ ُﻌ ﱡ َ ْ ﻟ َﻴ:ـﺎل ــﺪو َن ﱠ َ اﻟـﺮ ُﻗ = = ِ ِ ِ ـﺎﻟـﺮ ُﻗ َْ اﻟـﺮ ُﺟ ُـﻞ اﻟ ﱠـﺬى َ ـﺎل َﻓ Bـ َ َﻗ،ـﻦ َوﻟ َِـﺪ ِه َ ﻴْﺌًـﺎ ْ ُﻳﻘ ﱢَـﺪ ْم ﻣ ﺑِ ﱠ ـﻮب َوﻟ =ﻜﻨﱠـ ُﻪ ﱠ = ُ اﻟـ َﻋـ َﺔ ﻓﻴ َ ْـﺎل ﻟ َﻴ ﺲ ﻪ ـ ﻋ ـ ﻳ ﻻ َ ى ﱠـﺬ ﻟ ا ﻜ ْـﻢ? ُﻗ ْﻠﻨَﺎ َ َﻗ،ـﺎل ُ اﻟـﺮ َﺟ ُ ُ ْ َ ﱢ َ َ َﺗ ُﻌ ﱡـﺪو َن ﱡ = = .ﺑِ =ﺬ ِﻟ َﻚ َوﻟ ِ=ﻜﻨﱠ ُﻪ اﻟ ﱠﺬى َﻳ ْﻤ ِﻠ ُﻚ ﻧَ ْﻔ َﺴ ُﻪ ِﻋﻨْ َﺪ اﻟ ْ َﻐ َﻀ ِﺐ = Abdullâh (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: – Sizce (rekub) nedir? – Çocu¤u olmayand›r, dedik. Resûlullah (s.a.s.): – (Rekub) o de¤il. (Rekub), hayat›nda çocuklar›ndan hiçbiri ölmeyendir” buyurdu. (Yine Resûlullah (s.a.s.):) – Sizce pehlivanl›k nedir? buyurdu. – Adamlar›n güreflte yenemedikleri kimsedir, dedik. Resûlullah (s.a.s.): 92 – Pehlivanl›k o de¤il, (pehlivan) hiddet ân›nda kendine hâkim oland›r, buyurdu. )(Müslim, Birr, 106, III, 2014 ــﺎل رﺳ ُ ِ ــﺪ ِ َ 170.ﻋــﻦ َﻋﺒ ِ ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِــﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢَ :ﻣـﺎ َﺗ ُﻌ ﱡـﺪو َن ا َﻗ َ ــﻮل ا َ ْ ْ ــﺎلَ :ﻗ َ َ ُ ــ ُ اﻟـ َﻋـ َﺔ ﻓﻴ ُ ـﺎلَ :ﻻَ ،وﻟ ِ=ﻜﻨﱠ ُ ﻪ ـﺎلَ .ﻗ َ اﻟـﺮ َﺟ ُ ـ ُﻋ ُﻪ ﱢ ﻜ ْﻢ? َﻗـﺎﻟ ُـﻮاَ :اﻟ ﱠـﺬى َﻻ َﻳ ْ َ ﱡ َ = = اﻟ ﱠﺬى َﻳ ْﻤ ِﻠ َﻚ َﻧ ْﻔ َﺴ ُﻪ ِﻋﻨْ َﺪ اﻟ ْ َﻐ َﻀ ِﺐ . = Abdullâh (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz: – (Sizce) pehlivanl›k nedir? diye sordu. Onlar da: – Adamlar›n yenemedi¤i kimsedir, dediler. Resûlullah (s.a.s.): – Hay›r, gerçek pehlivan, k›zg›nl›k an›nda nefsine hâkim oland›r, buyurdu. )(Ebu Davud, Edep, 3, V, 139 ¡ ِﻦ ﺑ ِﻦ أَﺑﻰ ﻟ َﻴ = َﻋﻦ ﻣﻌ ِ ِ ﻼ ِن ِﻋﻨْ َﺪ ﺐ َر ُﺟ َ ْ َُ ْ اﻟـﺮ ْ = ْ َ 171.ﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ ﱠ ـﺎذ ﺑْ ِﻦ َﺟﺒَ ٍﻞ َﻗ َﺎل :إِ ْﺳ َﺘ ﱠ = ِ ِ َ َ ُ َ ﻳﺪا َﺣ ﱠﺘﻰ ُﺧ ﱢﻴ َ ﻞ ﺪ َ ـﺎ ﺒ ﻀ ﻏ ﺎ ﺪ ﺣ أ ﺐ ﻀ ﻐ ﻓ ﻢ َ َ َ ً َ َ ُ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ َ ً ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َ ﺻ ﱠ ُ = ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ : sأ َ ﱠن أَﻧْ َﻔ ُﻪ َﻳ َﺘ َﻤ ﱠﺰ ُع ِﻣ ْﻦ ِ ﱠﺪ ِة َﻏ َﻀﺒِ ِـﻪَ ،ﻓﻘ َ َﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ ﺻ ﱠ ُ إَﱠ ُ ²ﺪ ِﻣ َﻦ اﻟ ْ َﻐ َﻀ ِ ﺐ َﻋﻨْ ُﻪ َﻣـﺎ َ ِ إِﻧﱢـﻰ َﻷ َ ْﻋ َﻠ ُﻢ َﻛ ِﻠ َﻤ ًﺔ ﻟ َْـﻮ َﻗ َ َ َﺎل َﻣﺎ ـﺐَ .ﻓﻘ َ ﺎﺎ ﻟ ََـﺬ َﻫ َ ُـﻮلَ :اﻟ =ﻠّﻬـﻢ إِﻧّـﻰ أ َ ُﻋـﻮ ُذ ﺑِ َ ِ ـﻮل ِ ِ ـﻦ اﻟﺸﱠ ْﻴ َ ﺎن ﻄ ِ ـﺎلَ ،ﻳﻘ ُ ا? َﻗ َ ـﻰ َﻳـﺎ َر ُﺳ َ ـﻚ ﻣ َ ُ ﱠ ﻫ َ ِ= َ Jﻚ َو َﺟ َﻌ َﻞ َﻳ ْﺰ َدا ُد َﻏ َﻀﺒًﺎ . اﻟﺮﺟﻴﻢَِ ،ﻗ َﺎلَ :ﻓ َﺠ َﻌ َﻞ ُﻣ َﻌﺎ Eذ َﻳﺄ ْ ُﻣ ُﺮ ُه َﻓﺄَﺑ=ﻰ َو َ ﱠ = Abdurrahmân b. Ebî Leylâ, Muâz b.Cebel (r.a.)’den rivâyetine göre: – Resûlullah (s.a.s.)'›n huzûrunda iki kifli birbirlerine hakaret 93 ettiler. Biri çok hiddetlendi, hattâ hiddetinden burnu parçalanacak gibi geldi bana. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz flöyle buyurdu: – Gerçekten ben bir kelime bilirim ki, onu söylese muhakkak hiddet ve öfkesi giderdi. Muâz sordu: – Nedir o yâ Resûlullah? Muâz, (devam ile) Resûlullah’›n “Ey Allah›m! Kovulmufl fleytan›n flerrinden Allah’a s›¤›n›r›m” (duâs›d›r), dedi¤ini söyledi. (Bu duây› okumas› için) Muâz, o flahsa emretmeye bafllad› ise de (o adam) imtinâ etti ve kaç›nd›, hiddeti daha fazla ço¤almaya bafllad›. (Ebu Davud, Edep, 4, V, 139) ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ْ َﻋ172. َ َﻛـﺎ َن اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ:ا َﻋﻨْ َﻬـﺎ َﻗـﺎﻟ َْﺖ ُ ـﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ اﻟـﺮ ُﺟ ْ ُـﻮل َﻛ َـﺬا َوﻟ ِ=ﻜ ﻦ ُ ﻼ ٍن َﻳﻘ ُ َ َﻳﻘ ُْـﻞ َﻣـﺎ ﺑ َ ـﺎل ُﻓ ْ َ ـﻞ اﻟﺸﱠ ْﻰ ُء إ َذا ﺑَ َﻠ َﻐـ ُﻪ َﻋ ِﻦ ﱠ .ُﻮل َﻣﺎ ﺑَ ُﺎل أ َ ْﻗ َﻮامٍ َﻳﻘُﻮﻟ ُﻮ َن َﻛ َﺬا َو َﻛ َﺬا ُ َﻳﻘ Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.), bir kimsenin (uygunsuz) söz söyledi¤ini duydu¤unda: “Filâncaya ne oluyor da flöyle diyor” demez, ancak: “fiu insanlara ne oluyor ki, flöyle flöyle diyorlar” derdi. (Ebû Dâvud, 5/143, No: 4788, Edeb, 6) ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺻﻨَ َـﻊ اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ :ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َﻗـﺎﻟ َْﺖ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ َ َﻋ ْﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ َﺔ َرﺿ173. ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َ ﻢ َ م َﻓﺒَ َﻠ َﻎ =ذﻟ َﻚ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰE َ ْﻴﺌًﺎ َﻓ َﺮ ﱠﺧ َﺺ ﻓﻴﻪ َﻓﺘَﻨَ ﱠﺰ َه َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ ْﻮ ُ ﺻ ﱠ = ِ َْ ا ﺛُ ﱠﻢ َﻗ َﺎل َﻣﺎ ﺑَ ُﺎل أ َ ْﻗ َـﻮامٍ َﻳﺘَﻨَ ﱠﺰ ُﻫﻮ َن َﻋ ِﻦ اﻟﺸﱠ ﻰ ِء أ َ َﻓ َﺨ ﺻﻨَ ُﻌ ُﻪ ـﺪ ﻤwَ ﺐ َﻓ َ َ ﻄ َ ْ ِ ِا إِﻧﱢﻰ َﻷ َ ْﻋ َﻠﻤﻬﻢ ﺑ ِ َﻓﻮا .ﺎ َوأََ ﱡﺪ ُﻫ ْﻢ ﻟ َ ُﻪ َﺧﺸْ َﻴ ًﺔ ُُْ َ 94 Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.), bir fley yapm›flt› ve yap›lmas›na da müsaade etmiflti. Buna ra¤men baz› kimseler bundan çekindiler. Bu hâl, Resûlullah’a ulafl›nca (aya¤a kalkarak) hutbe irâd edip, Allâh’a hamd ettikten sonra flöyle buyurdular: “fiu insanlara, ne oluyor ki, benim yapt›¤›m bir fleyi yapmaktan çekinirler. Allâh’a yemin ederim ki, gerçekten ben, onlardan daha iyi Allâh’› bilir ve onlardan daha çok O’ndan korkar›m.” (Buhârî, Edep, 72, VII, 68) ِ ٍ ِ ْ َن ﺑBـ َ ـﻦ ُﺳ َﻠ ْﻴ ﻼ ِن ِﻋﻨْ َـﺪ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ َ ـﺐ َر ُﺟ ْ َﻋ174. ُ اد َرﺿ َﻰº َ ُ ـﻦ إِ ْﺳﺘَ ﱠ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل اﺟ ُﻪ ُ ِﲢ َﻤ ﱡـﺮ َﻋ ْﻴﻨَـﺎ ُه َو َﺗﻨْﺘَﻔ ْ َ ـﺎ َ ُ ا َﻋ ْﻠﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓ َﺠ َﻌ َـﻞ أ َ َﺣ ُﺪ ُ ـﺦ أ َ ْو َد َ ُ ﺻ ﱠـ ِ ُ َـﺎل رﺳ ِ »إِﻧﱢﻰ َﻷ َ ْﻋ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َ ف َﻛ ِﻠ َﻤ ًﺔ ﻟ َْـﻮ َﻗ ﺎﺎ ُ ـﺮ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻓﻘ ُ ﺻ ﱠـ ِ َ ـﺎ ِﻣـﻦ اﻟﺸﱠ ﻴ ِ ِ ُﺪ أ َ ُﻋـﻮ ُذ ﺑ² ِ َ ﺐ َﻋﻨْـ ُﻪ اﻟ ﱠـﺬى َ اﻟـﺮﺟﻴـ ِﻢ َﻓﻘ َﺎل ْ َ َ =ﻫ َـﺬا ﻟ ََـﺬ َﻫ ﻄﺎن ﱠ = ٍ ُاﻟﺮﺟ ُﻞ َﻫ ْﻞ َﺗﺮى ﺑﻰ ِﻣ =ﻦ ﺟﻨ .ﻮن ُ ْ ُ ﱠ = = Süleymân b. Surad (r.a.)’dan: Resûlullah (s.a.s.)'›n huzurunda iki kifli birbirlerine hakaret ettiler. Birisinin (hiddetten) gözleri k›pk›rm›z› oluyor ve flah damarlar› flifliyordu. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Gerçekten ben bir kelime bilirim ki, onu söylese muhakِ ﻄ ِ ِ ِ ـﺎن اﻟـﺮﺟ َ ـﻦ اﻟﺸﱠ ْﻴ kak hiddet ve öfkesi giderdi. O da (ﻴﻢ َ ) َا ُﻋـﻮ ُذ ﺑِـﺎ ﻣKoﱠ vulmufl fleytandan Allah’a s›¤›n›r›m.” = sözüdür.” O kimse (bunu Resûlullah (s.a.s)’dan ifliten ve okumas› için kendisine tavsiyede bulunan flahsa:) Bende delilik mi gördün? dedi. (Müslim, Birr, 109, III, 2015) 95 ِ َ ﻴـﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ـﺎذ َﻋـﻦ أَﺑ ٍ ـﻦ ﻣﻌ ِ ـﻦ َﺳ ْﻬ َﻣ ْﻦ:ــﺎل َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻮل ا ْ ْ َﻋ175. َ ُ ِ ْـﻞ ﺑ َُ ُ ﺻ ﱠـ = ِس ِ ِ َ ً ﻈ َﻢ َﻏ ْﻴ َ َﻛ ا َﻋ ﱠﺰ َو َﺟ ﱠـﻞ َﻋ َ ُر ُؤ ُ ر َﻋ َـ أ ْن ُﻳﻨْﻔ َﺬ ُه َد َﻋـﺎ ُهE ﻈـﺎ َو ُﻫ َـﻮ َﻗﺎد ِ ِ َ اﳋ ِ ُ ْ ا ِﻣ َﻦ َ ُ ﺎﻣ ِﺔ َﺣﺘﱠﻰ َْ .ﺎء َ ﻼﺋ ِﻖ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ ُ ُهYَ ﱢ¥ َ َاﳊﻮر َﻣﺎ Sehl b. Muâz, babas› (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Yapmaya gücü yetti¤i hâlde öfkesini yenen kimseyi, Allâhu Teâlâ k›yâmet günü mahlûkat›n bafl›nda ça¤›r›r ve hûrilerden diledi¤ini seçmekte muhayyer k›lar.” (Ebû Dâvud, Edep, 3, V, 137) ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ C َﺗﺒَ ﱡﺴ ُﻤ َﻚ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ َذ ﱟر َرﺿ َﻰ176. = ِ ِﻜ =ـﺮ ِ ِ ـﻚ َﻋ َ َ ْـﻦ اﻟ ْـ ُﻤﻨ َ E َ ُﺻ َـﺪﻗـﺔ َوأ ْﻣ ُـﺮ َك ﺑـﺎﻟ ْـ َﻤ ْﻌ ُـﺮوف َو َ ْﻬﻧﻴ َ ﻴـﻚ ﻟ َ َو ْﺟ ِـﻪ أَﺧ َ َـﻚ ِ ﺔ وﺑ َكE ﻼ ِل ﻟ ََﻚ ﺻ َﺪ َﻗ ِ أَرC ﺔ =و إِرَ ﺎ ُد َك اﻟﺮﺟ َﻞE ﺻ َﺪ َﻗ ﻠﺮ ُﺟ ِ ﻞ ﻟ اﻟﻀ ض ﱠ َ َ َ ُ ﱠ َ َ ﱠ ْ ْ َ ُ َ = ِ اﻟﺮ ِد ِ َ َ¼ اﻟ ْﺒ ْ اﳊ َﺠ َـﺮ َواﻟﺸﱠ ْﻮ َﻛـ َﺔ َواﻟ َْﻌ َ ْ ـﻚ ﻈ َـﻢ َﻋ ِﻦ َ ُﺔ َو إِ َﻣـﺎﻃَﺘE ﺻ َـﺪ َﻗ َ ـ ﻟ َ َـﻚ ﱠ ِ ﻄﺮ اﻟ ﱠ .ﺔE ﺻ َﺪ َﻗ َ َدﻟ ِْﻮ أَﺧC ﺔ َوا ْﻓ َﺮا ُﻏ َﻚ ِﻣ ْﻦ َدﻟ ِْﻮ َكE ﺻ َﺪ َﻗ َ ﻴﻚ ﻟ ََﻚ َ ﻳﻖ ﻟ ََﻚ = = = Ebû Zer (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) buyurdu: “Kardeflinin yüzüne gülümsemen senin için sadakad›r, iyilikler ile emretmen ve kötülüklerden nehyetmen sadakad›r, bir kimseye yolunu kaybetti¤i yerde yol göstermen sadakad›r, a’mâya k›lavuzluk yapman senin için sadakad›r, yoldan tafl›, dikeni ve kemi¤i gidermen senin için sadakad›r, kendi kovandan kardeflinin kovas›na boflaltman sadakad›r.” (Tirmizî, Birr, 39, IV, 341) 96 X TEVEKKÜL HAKKINDA HAD‹SLER ِ َ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ:ـﺎل ِ :ُﻮل ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ ﻮل ا ُ َ ُ ْ َ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ْﻦ َﺟـﺎﺑِ ٍﺮ َرﺿ َﻰ177. ِ ِﻈﻦ ﺑ ِ ْ ُ ﻜﻢ إِ ﱠﻻ و ُﻫﻮ ِ .ﺎ ﺴ ُﻦ اﻟ ﱠ ﱠ َ َ ْ ُ ْﺪ ﻣﻨE َﻻ َﻳ ُﻤﻮ َﺗ ﱠﻦ أ َ َﺣ Câbir (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’› flöyle söylerken iflitti¤ini söyledi: “Sizden biriniz mutlaka Allah’a hüsn-i zan19 ederek ölsün.” (‹bn Mace, Zühd, 14, II, 1395) ِ ــﻮل ِ ٍ َ َﻋ178. ا أ َ ْﻋ ِﻘ ُﻠ َﻬـﺎ َ ــﺎل َﻳـﺎ َر ُﺳ َ ﻼ َﻗ ً أ َ ﱠن َر ُﺟـ:ا َﻋﻨْـــ ُﻪ ْ ُ ــﻰ َ ــﻦ أﻧَــﺲ َرﺿ . ِا ْﻋ ِﻘ ْﻠ َﻬﺎ َو َﺗ َﻮ ﱠﻛ ْﻞ:َوأ َ َﺗ َﻮ ﱠﻛ ُﻞ أ َ ْو أُﻃْ ِﻠ ُﻘ َﻬﺎ َوأ َ َﺗ َﻮ ﱠﻛ ُﻞ َﻗ َﺎل Enes (r.a.)’den; bir adam Resûlullah (s.a.s.)’a: – Yâ Resûlullah, onu (deveyi) ba¤lay›p da m› (Allah’a) tevekkül20 edeyim, yoksa sal›p da m› tevekkül edeyim? diye sordu. Resûlullah (s.a.s.): 19. Allâh’a hüsn-i zan etmek, flirkten baflka diledi¤i bütün günahlar› affedece¤ine yakînen inanmak ve rahmetinden ümit kesmemektir. 20. Tevekkülün mânâs›: Allah’a i’timâd etmek, O’na güvenmek ve Allâh’›n her fleye kâdir oldu¤una ve kanunlar› çerçevesi dâhilinde, kulun bütün ifllerini görece¤ine kefil oldu¤una inanarak can ve gönülden O’na ba¤lanmakt›r. Meselâ, s›cak ve so¤uktan korunmak için elbise giymek, açl›k ve susuzluktan kurtulmak için yemek yemek, su içmek, çocuk kazanmak için evlenmek, tarladan mahsul almak için tohum ekmek, meyve alabilmek için a¤aç dikmek, bir kânûn-› 97 – Onu (deveni) ba¤la da öyle tevekkül et, buyurdu. (Tirmizî, K›yamet, 60, IV, 668) ِ َ ُـﻮل ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ ِ َ اﳉﻴﺸَ ﺎﻧِـﻰ َﻗ ا َ ـﻮل ا ُ ـﺎل َﺳﻤ ْﻌ ْ َ ْ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ َﲤﻴـ ٍﻢ179. ُ َ ُ ْ َ ُ ﺖ ُﻋ َﻤ َـﺮ َﻳﻘ ُ ﺻ ﱠ = = ِ ِ ِ َ ُ ﻜ ْـﻢ َﺗ َﻮ ﱠﻛ ْﻠﺘُ ْـﻢ َﻋ َـ ا َﺣ ﱠﻖ َﺗ َـﻮ ﱡﻛﻠـﻪ ﻟ ََﺮ َز َﻗ ُ ﻟ َْـﻮ أﻧﱠ:ُﻮل َ ﻜ ْـﻢ َﻛ B ُ َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻳﻘ ِ َ ِوح ﺑ َﻳ ْﺮ ُز ُق اﻟ ﱠ .ﻄﺎﻧًﺎ ُ َﺎﺻﺎ َو َﺗ ُﺮ ً ¹ َﺗ ْﻐ ُﺪوYَ ْ ﻄ Ebû Temim el-Ceyflânî, Ömer (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.)’›n flöyle buyurdu¤unu iflitmiflti: “Sizler, Allâh’a gere¤i gibi tevekkül etseydiniz, (sabahleyin) aç olarak gidip (akflamleyin) tok olarak dönen kuflu r›z›kland›rd›¤› gibi, elbette sizi de r›z›kland›r›rd›.” (‹bn Mâce, Zühd, 14, II, 1394) ilâhîdir. Bunlardan birini elde edebilmek için esbâb›na sar›lmak, gere¤ini yapmak flartt›r. Çünkü kânûn-› ilâhî böyledir. Ekmeden biçmek, yemeden doymak, evlenmeden çocuk sahibi olmak, Allah’›n kanunlar›na ayk›r›d›r. Evet, Allâh her fleye kâdirdir, diledi¤ini yapar. Ekmeden biçmeden de bu¤day› halkeder, fakat her fleyi bir kânuna raptetmifltir. Varl›k âlemindeki her fley bu kânun gere¤ince yürür. Kânun hilâf› olan fleyler, hârikulâde olan fleylerdir. Bu hadîs-i flerîfte Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz bütün bunlara iflâret ederek: Sizler, Allâh’a gere¤i gibi tevekkül etseydiniz; kufllar gibi siz de r›z›kland›r›l›rd›n›z, buyuruyor. Bu da aç›kça gösteriyor ki, tevekkül etmek için çal›flmak flartt›r. Zira kufllar, r›z›klanmalar› için yuvalar›nda yat›p durmuyorlar, sabahleyin erkenden kar›nlar›n› doyurmak için yuvalar›n› terk edip dere tepe dolaflarak Allah’›n, kendileri için halketti¤i r›zk› aray›p buluyorlar. Bizler de Allah’a tevekkül ederek, çal›flmam›z›n semeresini mutlakâ bize ihsân edece¤ine inanarak, kufllar›n dolafl›p r›z›klar›n› arad›klar› gibi çal›fl›p r›zk›m›z› arayacak olursak, Cenâb-› Hak bizi de onlar gibi r›z›kland›racakt›r. fiu hâlde tevekkül, Allah’›n emirlerine can ve gönülden ba¤lanmak ve ondan ayr›lmamakt›r. Allahu Teâlâ çal›flmay› emreder. Tevekkül eden, çal›flmay› aslâ terk edemez. Çünkü tembelli¤i isteyen nefistir. E¤er çal›flmay› terkedip tembellik etse, Allah’›n emrinden uzaklafl›p nefsin havas›na uymufl olur ki, hakîkî tevekkülden tamamen uzaklaflm›fl olur. Öyle ise tevekkül, yukar›da aç›kland›¤› gibi, Allah’›n emri oldu¤u için bütün sebeplere gücünün yetti¤i kadar sar›lmak ve bu çal›flmas›n›n neticesinden tees- 98 XI HIRS HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ أ َ ْﻋ َﺬ َر:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ ََﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ180. = ٍ ِ َ َ . َﺳﻨَ ًﺔW َ ْاﻣ ِﺮىء أ ﱠﺧ َﺮ أ َﺟ َﻠ ُﻪ َﺣﺘﱠﻰ ﺑَ ﱠﻠ َﻐ ُﻪ ﺳﺘﱢsَ ِا إ ُ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ, ecelini te’hir edip altm›fl yafl›na ulaflt›rd›¤› bir kimsenin: (Müsâade etsen flöyle böyle yapard›m, gibi) mazeretlerini dinlemez.” (Buhârî, Rikak, 5, VII, 171) ِ ِ ِ ِ ﱠ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ْ َﻋ181. َ ـﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َرﺿ َﺧـﻂ اﻟﻨﱠﺒ ﱡ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ ﻗ َﺎل ِ ً ﻄ ِ اﻟ ْـﻮﺳCِ ﻄﺎ ِ ﻂ َﺧ ُ ﻂ ُﺧ ﺎر ًﺟﺎ ِﻣﻨْ ُﻪ َو َﺧ ﱠ ًّ ﻂ َﺧ ﻄﺎ ُﻣ َﺮﺑﱠ ًﻌﺎ َو َﺧ ﱠ ًّ َﺧ ﺎرا ً ﻄﺎ ﺻ َﻐ ََ ِ اﻟ ْـﻮﺳCِ ـﻂ ِﻣـﻦ ﺟـﺎﻧِﺒِ ِـﻪ اﻟ ﱠـﺬى ِ اﻟ ْـﻮﺳCِ =ﻫ َـﺬا اﻟ ﱠـﺬىsَ ِإ ـﺎل =ﻫ َـﺬا َ ـﻂ َو َﻗ َ ْ ََ ََ = = ِْ E Jُ اﻹﻧْ َﺴﺎ ُن َو =ﻫ َﺬا أ َ َﺟ ُﻠ ُﻪ E ﺎط ﺑِ ِﻪ َو =ﻫ َﺬا اﻟ ﱠﺬى ُﻫ َﻮ َﺧﺎ ِر ج َ ﻴﻂ ﺑِ ِﻪ أ َ ْو َﻗ ْﺪ أ َ َﺣ = ِ= ﻂ ُ اﳋ َ َﻓ ِﺈ ْن أ َ ْﺧ،اض ُ ْ أ َ َﻣ ُﻠ ُﻪ َو =ﻫ ِـﺬ ِه ﻄـﺄ َ ُه =ﻫ َﺬا َ َﻬﻧﺸَ ـ ُﻪ =ﻫ َﺬا ُ اﻻ ْﻋ َـﺮ َ ْ ـﺎر ّ ُ ﻄ ُ اﻟﺼ َﻐ َ َو إِ ْن أ َ ْﺧ .ﻄﺄ َ ُه =ﻫ َﺬا َ َﻬﻧﺸَ ُﻪ =ﻫ َﺬا Abdullâh (r.a.) dedi ki: Peygamber (s.a.s.), yere bir dörtgen çizdi. Dörtgenin ortas›na, onu bir kenar›ndan keserek d›flar› ç›kan bir çizgi çekti. 99 sür duymay›p ona raz› olmakt›r. Ortadaki bu çizginin iki yan›ndan ona do¤ru birtak›m küçük çizgiler daha çizdi. Sonra çizgileri göstererek flöyle buyurdu: “fiu insan, flu da onu kuflatan (veya “kuflatm›fl olan”) ecelidir. Dörtgeni keserek d›flar› ç›kan, insan›n arzular›d›r. Ortadaki çizgiye yönelik küçük çizgiler, dert ve ›st›raplard›r. ‹nsan, bu dertlerin birinden kurtulsa, öteki gelip çarpar. fiundan kurtulsa, beriki gelip yakalar.” (Buhârî, Rikak, 4, VII, 171; Tirmizî, K›yamet, 22, IV, 635) ِ ِ ِ ﺻﺎﺑَ ْﺘ ُﻪ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ َ َ َﻣ ْﻦ أ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َرﺿ َﻰ182. ِ ِـﺎس َ ُﺗﺴ ﱠـﺪ َﻓﺎ َﻗ ُﺘـ ُﻪ وﻣﻦ أَﻧْ َـﺰ َ َـﺎ ﺑ ِ ﺔ َﻓـﺄَﻧْ َﺰ َ َـﺎ ﺑِﺎﻟﻨﱠE َﻓﺎ َﻗـ ا ﻟ َ ُ ﻪ َ َﺎ أ َ ْو ْ ََ َ ْ ُ ـﻚ ِ ﺎﺟ ٍﻞ أ َ ْو ِﻏﻨًﻰ َﻋ ِ ﺑِﺎﻟ ِْﻐﻨَﻰ إِ ﱠﻣﺎ ﺑِ َﻤﻮ ٍت َﻋ .ﺎﺟ ٍﻞ ْ Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim, yoksul düfler de (Allah’› unutarak) insanlara baflvurur ve onlardan yard›m istemeye kalk›fl›rsa, yoksulluktan kurtulamaz. Allah’a ilticâ edip (s›¤›n›p) O’ndan yard›m dileyene, Allâhu Teâlâ sür’atle bir genifllik verir. (Bu da:) Ya acele bir ölümle veya acele bir zenginlikle olur.” (Ebû Dâvud, Zekât, 28, II, 296) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل ﻻ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر183. = ِ C ِ َ ﺎﺑﺎYﻜﺒ ِ ُاﻟﺪﻧْﻴﺎ وﻃ ِ ِ ْ ﻮل ْ َ .اﻷ َ َﻣ ِﻞ ﺐ ﺣ C W ﺘ ـ ﻨ ﺛ ا ْ ﺐ اﻟ َ َْ َ َ ُ ّ ﱡ ًّ ُ َﻳ َﺰ ُال َﻗ ْﻠ = = = Ebu Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Yafll› olanlar›n gönlü (kalbi) iki fleyde daima gençtir. (Onlar da:) Dünya sevgisi, uzun emeldir.” (Buhârî, Rikak, 5, VII, 171) 100 ِ أَى اﻟﻨﱠ،ا ِ ﻮل ِ ْ َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ﺑ184. ﺎس َ ﻼ َﻗ َﺎل َﻳﺎ َر ُﺳ ً أ َ ﱠن َر ُﺟ:ا َﻋﻨْ ُﻪ ﱡ ُ ﻜ َﺮ َة َرﺿ َﻰ = ِ َ :? َﻗ َﺎل َﻓﺄ ﱡى اﻟﻨﱠﺎس َ ﱞ: َﻗ َﺎل. َﻣ ْﻦ ﻃَ َﺎل ُﻋ ْﻤ ُﺮ ُه َو َﺣ ُﺴ َﻦ َﻋ َﻤ ُﻠ ُﻪ:? َﻗ َﺎلYE ْ َﺧ .ﺎء َﻋ َﻤ ُﻠ ُﻪ َ َﻣ ْﻦ ﻃَ َﺎل ُﻋ ْﻤ ُﺮ ُه َو َﺳ Ebu Bekre (r.a.)’den; bir adam: – Yâ Resûlullah, insanlar›n en hay›rl›s› kimdir? diye sordu. Resûlullah (s.a.s.), buyurdu ki: – Ömrü uzun ve ameli güzel oland›r (Bu sefer de): – ‹nsanlar›n en kötüsü kimdir? dedi. Resûlullah (s.a.s.); – Ömrü uzun ve ameli kötü oland›r, buyurdu. (Tirmizî, Zühd, 22, IV, 566) ِ ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ٍ َﺮ ُم اﺑْ ُﻦ َ ﻮل ا ْ َﻋ185. َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ أَﻧَﺲ َر ْ َ :ا َﻋ َﻠﻴْﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِ ْ و،ﺎل ِ ِ ِ ِ ِ .اﳊ ْﺮ ُص َﻋ َ اﻟ ُْﻌ ُﻤ ِﺮ َ َ َا ْﳊ ْﺮ ُص َﻋ َ ْاﳌ:ﺐ ﻓﻴﻪ اﺛْﻨَـﺘَﺎن =ا َد َم َو َﻳﺸ ﱡ = Enes (r.a.), anlat›yor; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Âdemo¤lu ihtiyarlad›kça onda iki fley gençleflir: Mala karfl› h›rs ve hayata karfl› h›rs.” (Tirmizî, Zühd, 28, IV, 570; ‹bni Mâce, Zühd, 27. II, 1415) ِ ٍ َ َﻋ186. ِ ﱠ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْــ ُﻪ َﻗ ْ َ ـﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ َ ـﻦ أ َﻧــﺲ َرﺿ َﺧـﻂ اﻟﻨﱠﺒ ﱡ:ــﺎل ً ﻄﻮ ُ ُﺧ ِ ْ » =ﻫ َﺬا:َﺎل َ ُﻫ َﻮ َﻛ =ﺬ ِﻟ َﻚ إِ َذا َﺟBَ َ َﻓﺒَ ْﻴﻨ.اﻻ ْﻧ َﺴﺎ ُن َو =ﻫ َﺬا أ َ َﺟ ُﻠ ُﻪ ﺎء َ ﻃﺎ َﻓﻘ اﳋ ﱡ َْ .اﻻ ْﻗ َﺮ ُب َْ ﻂ 101 Enes (r.a.) flöyle dedi; Peygamber (s.a.s.), yere birtak›m çizgiler çizdi. Sonra da çizgileri göstererek flöyle buyurdu: “Bunlar insan›n istek ve arzular›, flu da onun ecelidir. ‹nsan hayâl içinde yaflay›p giderken bir de bakar ki, en yak›n ölüm çizgisi karfl›s›na gelivermifl.” (Buhârî, Rikak, 4, VII, 171) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ إِ َذا:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ187. َ ـﻦ أ ُ َﺳ ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ــﺎﻣـ ُﺔ َرﺿ ِ ﻄﻌ ِ َوأَﻧْ ُﺘ ْـﻢ ِ َ|ﺎ، َو إِ َذا َو َﻗ َـﻊ ﺑِﺄ َ ْر ٍض،ـﻮﻫﺎ َ ـﻮن ﺑِﺄ َ ْر ٍض َﻓ َـﻼ َﺗ ْﺪ ُﺧ ُﻠ ُ َﺳﻤ ْﻌ ُﺘ ْـﻢ ﺑِﺎﻟ ﱠ .ﲢ ُﺮ ُﺟﻮا ِﻣﻨْ َﻬﺎ ْ َ َﻓ َﻼ Üsâme (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.), flöyle buyurdu: “Bir yerde veba oldu¤unu duydu¤unuz vakit, o yere gitmeyin. Bu hastal›k bir yerde ç›kar, siz de orada bulunursan›z, ondan kaçmak için o yerden ayr›lmay›n›z.” (Buhârî, T›bb, 30, VII, 20, 21; Enbiyâ, 50, Hiyel, 13; Müslim, Selâm 92, II, 1737) ِ ُ َﻛـﺎ َن رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ َﻗـﺎﻟ َﺖ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ إِ َذا َ ﻮل ا َ ُ َ ـﻦ أ ُ ﱡم َﺳ َﻠ َﻤ َﺔ َر ْ َﻋ188. ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ ا َﺗﻮ ﱠﻛ ْﻠﺖ َﻋ َـ ِ ﺑِﺴـ ِﻢ:َﺧـﺮ َج ِﻣ ْﻦ ﺑ ْﻴ ِﺘ ِـﻪ َﻗ َﺎل َاﻟ =ﻠّ ُﻬ ﱠﻢ إِﻧﱠﺎ ﻧَ ُﻌـﻮ ُذ ﺑِ َﻚ ِﻣ ْﻦ أ َ ْن.ا َ ُ َ َ ْ ِ َ أَو ﻧ،ﻧَ ِﺬ ﱠل ْ ُ أ َ ْو ﻧ،ﻀ ﱠﻞ . َﻬ َﻞ َﻋ َﻠ ْﻴﻨَﺎ² ْ ُ أ َ ْو، أ َ ْو ﻧَ ْﺠ َﻬ َﻞ،ﻈ َﻠ َﻢ ْ Ümmü Seleme (r.anhâ)'dan; Resûlullah (s.a.s.), evinden ç›k›nca flöyle buyurdu: “Allah’›n ad›yla Allah’a tevekkül ettim. Allah›m! Zillete düflmekten, dalâlete (sap›kl›¤a) düflmekten, zulme u¤ramaktan, cahillikten, hakk›m›zda cehâlete düflülmüfl olmas›ndan sana s›¤›n›r›z.” (Tirmizî, Daavât, 35, V, 490, 3423; Ebû Dâvud, Edeb, 112, V, 328, 5094) 102 XII ANA-BABA HAKLARI HAKKINDA HAD‹SLER ِ ٍ ِ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ َﻋ ِ ِ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْﻦ َﻋ ْﻤﺮو َرﺿ189. ِ ﺳ َﺨ+ ﻂ اﻟﺮب ِِ .ﻂ اﻟ َْﻮ ِاﻟ ِﺪ َ ِر+ اﻟﺮ ﱢب َ ِر َ ﺿﺎ ﱠ ﺿﺎ اﻟ َْﻮاﻟﺪ َو َﺳ َﺨ ُ ﱠ ﱢ * * Abdullâh b. Amr (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allah’›n r›zas›, (anne) ve baban›n r›zâs›ndad›r. Allah’›n gazab› da (anne ve) baban›n gazab›ndand›r.” (Tirmizî, Birr, 3, IV, 311) ِ َ ﺳـﺄَﻟ ْﺖ رﺳ:ﻮد ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ٍ ِ ِ ا َ ﻮﻻ ُ َ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْ ِﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌ190. َُ ُ َ ُ ﺻ ﱠ ِ ِ ِ :ﺖ َا ﱠ: ا? َﻗ َﺎل9َ ِﺐ إ ُ ُﻗ ْﻠ.ﻟﺼ َـﻼ ُة َﻋ * َو ْﻗﺘ َﻬﺎ َﻋ َﻠﻴْﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ أ َ ﱡى اﻟ َْﻌ َﻤ ِﻞ أ َ َﺣ ﱡ ِ ِ ﻴﻞ ِ ْ َا: ﺛُ ﱠﻢ أ َ ﱡى? َﻗ َﺎل:ﺖ ِ َﺳﺒ+ ﳉ َﻬﺎ ُد .ا ُ ُﻗ ْﻠ. ﺑِ ﱡﺮ اﻟ َْﻮاﻟ َﺪ ْﻳ ِﻦ:ﺛُ ﱠﻢ أ َ ﱡى? َﻗ َﺎل * * Abdullâh b. Mes’ud (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’a: – Allah kat›nda en iyi amel nedir? diye sordum. Resûlullah (s.a.s.): – Vaktinde k›l›nan namaz, buyurdu. – Sonra hangisi? dedim. Resûlullah (s.a.s.): – Anneye, babaya iyilik ve itâat etmektir, buyurdu. – Sonra hangisi? dedim. Resûlullah (s.a.s.): – Allah yolunda savaflt›r, buyurdu. (Buhârî, Edep, 1, VII, 69) 103 ِ ﻮل ِ ا! َﻣﺎ َﺣ ﱡﻖ َ َﻳـﺎ َر ُﺳ: أ َ ﱠن َر ُﺟ ًﻞ َﻗ َﺎل:ا َﻋﻨْ ُﻪ َ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُا َﻣ191. ُ ـﻰ َ ﺎﻣ َﺔ َرﺿ * ِ ِ .ﺎر َك َ ُ :ﺎ? َﻗ َﺎلO َ اﻟ َْﻮ ِاﻟ َﺪ ْﻳ ِﻦ َﻋ * َوﻟ َﺪ ُ َﺎ َﺟﻨﱠﺘُ َﻚ َوﻧO Ebû Ümâme (r.a.)’den; bir adam, Resûlullah (s.a.s.)’a: – Anne baban›n, çocuklar› üzerindeki hakk› nedir? diye sordu. Resûlullah (s.a.s.): – Onlar (senin) ya Cennetin, ya da Cehennemindir, buyurdu. (‹bn Mâce, Edep, I, II, 1208) ِ َ ـﻞ رﺳP أ َ *ﺗﻰ رﺟ: َﻋ ْﻦ أَﻧَ ٍـﺲ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل192. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ﻮل ا ُ َ َ َُ ُ َ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ ْ ْ َﺘ ِﻬـﻰUَ إِﻧّـﻰ أ:َـﺎل ْ ـﻰ ِﻣ ﻦ َ َﻗ.اﳉ َﻬـﺎ ُد َو َﻻ أ َ ْﻗ ِﺪ ُر َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َ َﻓﻘ،َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﺎل َﻫ ْـﻞ ﺑَﻘ * ِ ِ ِ َﻗﺎﺑ:ـﺎل ـﺖ *ذ ِﻟ َﻚ َ َﻗ. أُﻣّﻰ:ـﺎل َ ﺪ? َﻗP ـﻚ أ َ َﺣ َ َو ِاﻟ َـﺪ ْﻳ َ َﻓ ِﺈ َذا َﻓ َﻌ ْﻠ، ﺑِ ﱢﺮ َﻫـﺎ+ ـﻞ ا * * ِ [ .ﺪP ﺎﻫ َ ُ ﺮ َوP ﺎج َو ُﻣ ْﻌ َﺘ ِﻤ ﺖ َﺣ ﱞ َ َْﻓﺄَﻧ Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a bir adam geldi ve: – Ben savaflmak istiyorum, fakat buna da gücüm yetmiyor” dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Anne ve babandan kimse kald› m›? buyurdu. Adam: – Annem var, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Ona hizmet etmekle Allah’›n huzuruna ç›k. Bunu yaparsan hem Hac, hem Umre yapm›fl, hem de mücâhid olmufl olursun, buyurdu. (Ebû Ya’lâ, Müsned, V,175 No: 2760; Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, III, No: 2936, 434-435) ِ ِ ٍ ِ ـﻦ أ َ ْﻫ ِﻞ اﻟ َْﻴ َﻤ 9* ِﺎﺟ َﺮ إ َ ـﻦ َﻫ ْ أ َ ﱠن َر ُﺟ ًﻼ ﻣ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ ُ َﻋ ْﻦ َاﺑـﻰ َﺳﻌﻴـﺪ َرﺿ َﻰ193. * 104 * ِ ِ ِ ـﺪ ﺑِـﺎﻟ َْﻴ َﻤP َﻫ ْـﻞ ﻟ ََﻚ أ َ َﺣ:َـﺎل :ـﻦ? َﻗ َﺎل َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ َ َر ُﺳـﻮل ا ُ ﺻ ﱠ ِ َﻓ ِﺈ ْ ن،َ ﺎﺳﺘَـﺄ ْ ِذ ْ ُﻬﻧ َ أ َ ِذﻧَـﺎﻟ ََﻚ? َﻗ: َﻗ َﺎل.اى َ أَﺑَ َﻮ ْ َﻓ،َ ﺎر ِﺟ ْـﻊ إﻟ َْﻴ ِﻬ ْ َﻓ: َﻗ َﺎل. َﻻ:ـﺎل ِ أ َ ِذﻧَﺎﻟ ََﻚ َﻓﺠ .ﺎO َ ُ ` َو إِ ﱠﻻ َﻓ ِ ﱠ،ﺎﻫ ْﺪ َ Ebû Saîd (r.a.)’den: Yemen ahâlisinden bir adam, yurdunu b›rakarak Resûlullah (s.a.s.)’a geldi. Resûlullah (s.a.s.): – Yemen’de kimsen var m›? diye sordu. Adam: – Annem, babam var dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Sana müsâade ettiler mi? buyurdu. Adam: – Hay›r! dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Öyle ise onlara dön de onlardan müsâade iste, müsâade ederlerse savafl, etmezlerse onlara hizmet et! buyurdu. (Ebû Dâvud, Cihad, 32, III, 39) ِ ِ ـ َﺔ ﺑْ ِﻦ ُﻣ َﻌbَ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ﻃَ ْﻠ194. ﺻ ﱠ َ ﺖ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ ُ أ َ َﺗ ْﻴ: ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ﺎو َﻳ َﺔ ﱡ ُ اﻟﺴ َﻠﻤﻰ َرﺿ َﻰ * * ِ ?ﻴﻞ ا ِ ِ ِ ْ ﻳﺪ ِ ِ ِ َﺳﺒ+ اﳉ َﻬﺎ َد ُ ْ َ ﱠ ر أ ﻰ ﻧ ّ إ ! ا ﻮل ﺳ ر ﺎ ﻳ : ﺖ ﻠ ﻘ ُ ﻓ ، ﻢ ﻠ َ ُ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ َُ َ ُ ُ * ِ * اﻟ َْﺰ ْ م:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ * َـﻢ َ َﻗ. ﻧَ َﻌ ْﻢ:ـﺖ َ َﻗ َ ـﻰ ُ ? ُﻗ ْﻠP أ ُ ﱡﻣ َﻚ َﺣ ﱠﻴـﺔ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠ ـﺎل اﻟﻨﱠﺒ ﱡ َ ْ ِر ْﺟ َﻠ َﻬﺎ َﻓﺜ ﱠَﻢ .ُاﳉﻨﱠﺔ Talha b. Muâviye Es-Sülemî (r.a.)’den: Resûlullah (s.a.s.)’a geldim ve: – Yâ Resûlullah! Ben Allah yolunda savaflmak istiyorum, dedim. Resûlullah (s.a.s.): – Annen sa¤ m›d›r? buyurdu. – Evet, dedim. Resûlullah (s.a.s.): 105 – Aya¤›na sar›l, Cennet oradad›r, buyurdu. (Taberânî, Kebîr, VIII, 311, Hadis No:8162) ِ ﻮل ِ رﺳ9َ ِﻞ إP ﺟﺎء رﺟ: ا ﺑ ِـﻦ َﻋ ْﻤ ٍﺮو ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ َﻗ َـﺎل ِ ِ ا ُ َ َ َ ْ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ195. ُ َ َ َُ ِ ِ ﺖ أَﺑَ َﻮ ﱠ ى َ َﻓﻘ،ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ُ ْﺠ َﺮة َو َﺗ َﺮ ْﻛiﺖ أُﺑَﺎﻳِ ُﻌ َﻚ َﻋ َ ْا ُ ْ ِﺟﺌ:َﺎل ُ ﺻ ﱠ ِ ﻳﺒ ِﻜﻴ َ ْﻜ ُﻬ َ َﻛ َ أَﺑ ْ bِ ﺿ .َ ﻜﻴْﺘَ ُﻬ َ ﺎن َﻓﻘ ْ َ ار ِﺟ ْﻊ إِﻟ َﻴْ ِﻬ َ َﻓﺄ َ َْ ْ :َﺎل Abdullâh b. Amr (r. anhümâ)’dan: Resûlullah (s.a.s.)’a bir adam geldi ve flöyle sordu: – Yâ Resûlullah! Yurdumu terk ederek sizin emrinize girmeye geldim. Annemi ve babam› da a¤layarak b›rakt›m. Resûlullah (s.a.s.): – Öyle ise, onlara dön de, a¤latt›¤›n gibi onlar› güldür, buyurdu. (Ebû Dâvud, Cihad, 32, III, 39) ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ِ 9َ ِﻞ إP ـﺎء َر ُﺟ ُ ـﻰ َ َﺟ:ا َﻋﻨْ ُﻬ َـ َﻗ َﺎل َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤـﺮو ﺑْﻦ اﻟ َْﻌـﺎص َرﺿ196. ِ اﳉﻬ ِ ِ ِ أ َ َﺣ ﱞ:َــﺎل ـﻰ َ َﻓﻘ،ـﺎد َ ِ ْ +ِ ــﺎﺳﺘَـﺄ ْ َذﻧَــ ُﻪ َ ــﻰ ا ْ ا َﻋ َﻠﻴْــﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓ ُ ﺻ ﱠـ ﻧَﺒ ﱢ ِ َﻗ َﺎل ﻓ ِﻴﻬ َ َﻓﺠ. ﻧَﻌﻢ:اك? َﻗ َﺎل .ﺎﻫ ْﺪ َ َو ِاﻟ َﺪ َ َْ Abdullah b. Amr ‹bni’l-Âs (r. anhümâ)’dan: * Resûlullah (s.a.s.)’a bir adam geldi ve Allah yolunda cihâd için izin istedi. Resûlullah (s.a.s.) da: “Annen, baban sa¤ m›?” buyurdu. Adam: “Evet” dedi. Resûlullah (s.a.s.): “Onlara hizmet et, ikramda bulun!”21 buyurdu. (Buhârî, Cihad, 138, IV, 18) 21. Hadîs-i flerîften anlafl›ld›¤› gibi, anne babaya hizmet etmek, onlara ikram ve ihsanda bulunmak, Allah yolunda mücâhede etmek kadar fazîletlidir. Anne baban›n r›zâs›n› kazanan, Allah yolunda savaflan kimse kadar sevab kazan›r. 106 ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ِ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ 9َ ِـﻞ إP أ َ ْﻗﺒَ َـﻞ َر ُﺟ:ــ ْ َﻋ197. ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْــﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤــﺮو ﺑْـﻦ اﻟ َْﻌــﺎص َرﺿ ِ ِ ِ ْ ِ ْﺠـﺮ ِة َوi أُﺑَـﺎﻳِ ُﻌ َﻚ َﻋ َـ ْا:َـﺎل ِ اﳉ َﻬ ﺎد َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻓﻘ َ َر ُﺳﻮل ا َ ُ ﺻ ﱠـ ِ أَﺑﺘَ ِﻐﻰ ْاﻷَﺟﺮ ِﻣﻦ ﺑَ ْ ﻞ. ﻧَ َﻌ ْﻢ:ﺪ َﺣ ﱞﻰ? َﻗ َﺎلP َﻓ َﻬ ْﻞ ِﻣ ْﻦ َو ِاﻟ َﺪ ْﻳ َﻚ أ َ َﺣ: َﻗ َﺎل.ا َ َ ْ ْ ِ َﻓﺘَﺒﺘَ ِﻐﻰ ْاﻷَﺟـﺮ ِﻣـﻦ:ـﺎل َ ِـﺎر ِﺟ ْﻊ إ 9 َ َﻗ. ﻧَ َﻌ ْـﻢ:ـﺎل َ ا? َﻗ َ ُ ِﻛ َـﻼ َ َ ْ ْ َ ـﺎ َﻗO ْ َﻓ:ـﺎل ِ ِ .َ ﺒَﺘَ ُﻬbْ ﺻ ُ َﻓﺄ َ ْﺣﺴ ْﻦ،َواﻟ َﺪ ْﻳ َﻚ Abdullâh b. Amr ‹bni’l-Âs (r. anhümâ)’dan: Resûlullah (s.a.s.)’a bir adam ç›kageldi ve dedi ki: – Yâ Resûlallah, mükâfat›n› Allah’tan dilemek üzere hicret ve cihâd için emrinize girmek istiyorum. Resûlullah (s.a.s.): – Anan babandan sa¤ olan var m›? buyurdu. Adam: – Evet, hatta ikisi de sa¤d›r, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Sen Allah’tan ecir mi istiyorsun? buyurdu. Adam: – Evet, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Öyle ise, anne ve babana (ebeveynine) dön de onlar›n gönüllerini al, (kendilerine güzel hizmet et!) buyurdu. (Müslim, Birr, 6, III, 19) ِ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻋ ﱡﻔﻮا:ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ْ َﻋ198. ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ * ِ ﻋﻦ ﻧِﺴ ِ ِ ِ َ ُ ُ ُ ُ ْ َو َﻣ،ﺎءﻛ ْـﻢ َﺗ َ ﱡ`ﻛ ْﻢ أﺑْﻨَـﺎ ُؤﻛ ْﻢ ﻦ آﺑ وا ﺮ ﺑ و . ـﻢ ﻛ ؤ ﺎ ﺴ ﻧ ﻒ ﻌ ﺗ ـﺎس ﻨ اﻟ ﺎء ﱠ َ ﱡ ُ َ ُ ْ َ َ ْ َ َ َ ﱡ ِ ْ ﻘًّـﺎ َﻛﺎن أَوﺑbُـ ِ ﺼ ًـﻼ َﻓ ْﻠﻴﻘْﺒ ْﻞ *ذ ِﻟ َﻚ ﻣـ ِ َأ َ َﺗـﺎ ُه أ َ ُﺧﻮ ُه ﻣﺘَﻨ ْ َ َﻳ ْﻔ َﻌ ْﻞt t ّ ُ ْ َ ﻄ ًـﻼ َﻓﺄ ْن ُْ َ َ َ َ ْ َ َﻳ ِﺮ ْد َﻋ .اﳊ ْﻮ ِض Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Baflkalar›n›n kad›nlar›na karfl› nâmuslu ve iffetli olun ki, 107 sizin kad›nlar›n›z da nâmuslu ve iffetli olsunlar. Anne ve baban›za iyilik edin ve ihsanda bulunun ki, çocuklar›n›z da size karfl› itaatl› ve hürmetkâr olsunlar. Bir kimseye, kardefli, hakl› olsun haks›z olsun, özür dileyerek gelirse, onu kabûl etsin; flâyet kabûl etmezse, (âhirette) Havz-› Kevser’e yanaflamaz.” (Hakîm, IV, 154) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ ِ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋـﻦ اﺑْـﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ199. ِ ُ ﻒ ﻧِ َﺴﺎ ُؤ .ﻛ ْﻢ َو ِﻋ ﱡﻔﻮا َﺗ ِﻌ ﱠ،ﺎء ُﻛ ْﻢ َﺗ َ ﱡ` ُﻛ ْﻢ أَﺑْﻨَﺎ ُؤ ُﻛ ْﻢ َ َﺑ ﱡﺮوا *اﺑ ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Anne, baban›za iyilik edin ve ihsanda bulunun ki, çocuklar›n›z da size itaat etsin ve sayg› göstersinler. ‹ffetli ve namuslu olun ki, kad›nlar›n›z da iffetli ve namuslu olsunlar.” (Taberânî, 1006, II, 8) ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ أَﻧﱠـ ُﻪ أ َ َﺗﻰ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ: َﻋ ْﻦ ُﻛ َﻠ ْﻴ ِﺐ ﺑْ ِـﻦ َﻣﻨْ َﻔ َﻌ َﺔ َﻋ ْﻦ َﺟ ﱢﺪ ِه200. ُ ﺻ ﱠ ِ َ ﻳــﺎ رﺳ:َـﺎل َ ـﻚ َو أ َ َﺧ ـﺎك َ ـﻦ أَﺑَ ﱡـﺮ? َﻗ َ ـﺎك َو أ ُ ْﺧ َﺘ َ ــﺎل أ ُ ﱠﻣ َ َـﻚ َو أَﺑ ْ ـﻮل ا َﻣ ُ َ َ َ َﻓﻘ ِ ِ اك َﺣ ﱞﻖ َو .ﺔP َ ﺻﻮﻟ َ َو َﻣ ْﻮ َﻻ َك اﻟ ﱠﺬى َﻳ َذ ُ ﻢ َﻣ ْﻮP ﺐ َو َرﺣ P اﺟ * * Küleyb b. Menfaa, dedesinden rivâyetine göre; O, Resûlullah (s.a.s.) Efendimize geldi de: – Yâ Resûlullah, kime iyilik ve ihsanda bulunay›m? dedi. Resûlullah (s.a.s.), flöyle buyurdu: – Annene, babana, k›z kardefline, erkek kardefline ve bunlardan sonra gelen yak›nlar›na ve (sende) hakk› bulunan ve ziyâreti flart olan (kimse)lere. (Ebu Davud, Edep, 129, V, 351) 108 ِ َ َ َ ُ َﻋ ِﻦ اﺑْ َﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َر ِﺿ َﻰ201. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ أ َﺗﻰ اﻟﻨﱠﺒ ﱠ:ا َﻋﻨْ ُﻬ ﻗ َـﺎل ً ﺖ َذﻧْﺒًﺎ َﻋﻈ ْ َﺎل َﻫ ْﻞ ﻟ ََﻚ ِﻣ ﻦ َ ِﻣ ْﻦ َﺗ ْﻮﺑَ ٍﺔ? َﻓﻘ9 ﻴ َﻓ َﻬ ْﻞ َ ﻞ َﻓﻘP َر ُﺟ ُ َْﺎل إِﻧّﻰ أ َ ْذﻧَﺒ ِ َﻓ ﱠ: َﻗ َﺎل، ﻧَ َﻌ ْﻢ: َﻓ َﻬ ْﻞ ﻟ ََﻚ ِﻣ ْﻦ * َﺧﺎﻟ ٍَﺔ? َﻗ * َﺎل: * َﻗ َﺎل، َﻻ:أ ُ ّمٍ? َﻗ َﺎل .` َﻫﺎ ‹bn-i Ömer (r. anhümâ)’dan: Resûlullah (s.a.s.)’e bir adam geldi de; – Ben büyük bir günah iflledim, benim için bir tevbe (imkân›) var m›? dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Annen var m›? buyurdu. Adam: – Hay›r, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Teyzen var m›? buyurdu. Adam: – Evet, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Ona iyilik et, buyurdu. (Tirmizî, Birr, 6, IV, 309) ِ ـﺎز ٍب ر ِ ـﻦ َﻋ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِ ْْـ` ِاء ﺑ ِ َﻋ202. :ـﺎل ـﻰ ﺿ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻰ َ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َ ــﻦ اﻟ ّ َ ْ ﳋﺎﻟ َ ُﺔ ﺑِ َﻤﻨْ ِﺰﻟ َِﺔ َ ْ َأ .ِاﻷ ُ ّم Berâ’ b. Âzib (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Teyze, anne makâm›ndad›r.”22 (Buhârî, Megazî, 43, V, 87) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬ َ َﻗ َﺎل ِ إِ ﱠن: ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا ُ ُ َ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ َر203. َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ﺻ َﻠ ُﺔ اﻟ ْﺮﺟ ِﻞ أ َ ْﻫ َﻞ و ِّد أَﺑ ِ ِ`ِْ أَﺑﺮ اﻟ .ﻴﻪ ﺑَ ْﻌ َﺪ أ َ ْن ُﻳ َﻮﻟـّ َِﻰ ُ ﱠ ُ ّ َﱠ * 22. Teyze, kendisine izzet, ikrâm gösterilmek, iyilik ve ihsanda bulunulmak bak›m›ndan anne gibidir. Yoksa mîras bak›m›ndan de¤ildir. 109 ‹bn-i Ömer (r. anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹yiliklerin en iyisi, kifli, (babas›n›n) yerini ald›ktan sonra, baba dostlar›n›n âilesini ziyâret (le ilginin devam) etmesidir.” (Müslim, Birr, 4, III, 1979) ِ َ ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ:ــﺎل ِ ْـﻦ ِاﺑ ﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ْ َﻋ204. َ ـﻮل ا ُ َ ُ ْ َ َ ــﻦ ُﻋ َﻤ َــﺮ َﻗ ُ ــ ِ ﺻ َﻠ ُﺔ اﻟ ْﻮﻟ َِﺪ أ َ ْﻫ َﻞ و ﱢد أَﺑ ِ `ِْ إِ ﱠن أَﺑﺮ اﻟ:ُﻮل .ﻴﻪ ُ َﻳﻘ ُ َ َﱠ ﱢ * ‹bn-i Ömer (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)'›n: “‹yiliklerin en iyisi, evlâd›n, baba dostlar›n›n efrâd›na ilgi göstermesidir.” buyurduklar›n› iflittim. âile (Tirmizî, Birr, 5, IV, s. 313; Müslim, Birr, 11-13, III, 1979) ِ َﻗ ِﺪﻣﺖ ْاﳌَﺪﻳﻨَ َﺔ َﻓﺄ َ َﺗﺎﻧﻰ َﻋﺒ ُﺪ: َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ﺑﺮ َد َة َﻗ َﺎل205. :َﺎل َ ا ﺑْ ُﻦ ُﻋ َﻤ َﺮ َﻓﻘ ُ ْ ُْ ْ * * ِ ـﻮل ِ * ﺳ:ـﺎل َ ْ ُ َ ُ ﺻ ﱠ ا ا ﺳ ر ـﺖ ﻌ ﻤ ﻗ ، ﻻ َ : ـﺖ ﻠ ﻗ ﺎل ﻗ ? ـﻚ ﺘ ﻴ َ َ َ َ ُ ْ أ َ َﺗt َ ُ َ ِ أ َ َﺗ ْـﺪرى َُ ُ ْ َ ِ ` ِه َﻓ ْﻠﻴ ِ ِ ﺼ ْﻞ إِ ْﺧ َﻮا َن أَﺑ ﻴﻪ ُ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ * َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ ْ َﻣ:ُﻮل َ ِ ْ َﻗ+ ﺐ أ َ ْن َﻳﺼ َﻞ أَﺑَﺎ ُه ـﻦ أ َ َﺣ ﱠ * ِ َ أَﺑﻴﻚ إِ َ*ﺧﺎء وود َﻓﺄَﺣﺒﺒﺖ أَن أ ﺻ َﻞ َ ْ َ َو إِ ْن َﻛﺎ َن ﺑ،ﺑَ ْﻌ َﺪ ُه َ َ ْ َ أَﺑﻰ ُﻋ َﻤ َﺮ َوﺑ ْ ُ َْ ْ َ ُ ﱞP * * .*ذ ِﻟ َﻚ Ebû Bürde (r.a.)’den: Medine’ye vard›¤›nda, Abdullah b. Ömer bana geldi ve: “Sana ne için geldim biliyor musun?” dedi. Ben de: “Hay›r” dedim. (O:) Resûlullah (s.a.s.)’dan: “Kabrinde babas›n› ziyâret etmek isteyen, babas›ndan sonra onun arkadafllar›n› ziyâret etsin.” buyurdu¤unu iflittim, dedi. “Babam Ömer ile senin baban aras›nda kardefllik ve sevgi vard› da onun için ziyaret etmek istedim.” dedi. (‹bn Hibban, II, Hadis no: 432, 175) 110 ِ َﻗ: َﻗﺎﻟ َْﺖ َاﺳ َـء ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ َﻬﺎ206. ِ ْ ﺖ َﻋ َ أ ُ ِّﻣﻰ َو ِﻫﻰ ُﻣ َﻋ ْﻬ ِﺪ+ ﺔP َﻛ ﻣ ﺪ ْ ُ َ َ ُ ْ َ ﱠ َ * ِ ﱠ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِ ﻪ َ ﺖ َر ُﺳ َ ـﻮل ا َ َر ُﺳﻮل ا ُ ـﺎﺳﺘَ ْﻔﺘَ ْﻴ ْ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻓ ُ ﺻ ُ ﺻ ﱠـ ِ َ ﺔ أ َ َﻓـﺄP اﻏﺒِـ ِ وﺳ ﱠﻠﻢ َﻓ ُﻘ ْﻠـﺖ إِ ﱠن أ ُ ِﻣـﻰ َﻗ ِـﺪﻣﺖ و ِﻫـﻰ ر ، ﻧَ َﻌ ْﻢ:ـﺎل َ ﺻ ُﻞ أُﻣّـﻰ? َﻗ ُ ّ َ َ َ َ َ َ ْ َ * ِ ﺻ أُﻣ ِ .ﻚ ﱠ Esmâ (r.anhâ)’dan: * Annem müflrike oldu¤u hâlde (benden bir fley istemek için) geldi. Ben de Resûlullah (s.a.s.)’a: “Annem geldi, görüflmek istiyor, onunla görüfleyim mi?” diye sordum. Resûlullah: “Evet, annen ile görüfl!” buyurdu.23 (Buhârî, Hibe, 29, III, 142) ِ ِ ِ َ ﺻ ﱠ َ َر ُﺳـﻮل ا9َ ِﺎء إ ُ ـﻰ َ ـﻞ َﺟP َر ُﺟ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل َ َﻋ ْﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ207. * ِ ــﻖ اﻟﻨﱠ ِ ِ َ َ ﱠ ِ ْﺴbُ ِــﺎس ﺑ ــﻦ ﺣ أ ــﻦ ﻣ ! ا ـــﻮل ﺳ ر ــﺎ ﻳ َــﺎل ﻘ ﻓ ــﻢ ﻠ ﺳ َ َ َ ْ َ ﱡ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴــﻪ َو َُ َ ُ :ـﻦ? َﻗ َﺎل َ َﻗ، أ ُ ﱡﻣ َﻚ:ـﺎل َ ـﻦ? َﻗ َ َﻗ، أ ُ ﱡﻣ َﻚ:ـﺎل َ ﺎﺑَﺘـﻰ? َﻗbَ ﺻ ْ ـﺎل ُﺛ ﱠﻢ َﻣ ْ ُﺛ ﱠﻢ َﻣ:ـﺎل َ * .ﻮك َ ُ أَﺑ: ﺛُ ﱠﻢ َﻣ ْﻦ? َﻗ َﺎل: َﻗ َﺎل،أ ُ ﱡﻣ َﻚ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a bir kifli geldi de: – Yâ Resûlallah, iyi muâmele ve ihsân›ma en çok lây›k olan kimdir? (En çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?) dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Annene, buyurdu. Adam: – Sonra kime, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Annene, buyurdu. Adam: 23. Hadîs-i flerif, anne ve baba kâfir de olsalar, onlara karfl› nezâketli davranman›n, iyilik ve ihsanda bulunman›n dinî bir vazîfe oldu¤una delâlet ediyor. Ve Allah’a isyân olmayan emirlerine itâat›n lüzûmunu bildiriyor. 111 – Sonra kime, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Annene, buyurdu. Adam: – Sonra kime, dedi. Resûlullah (bu defa da): – Sonra babana, buyurdular. (Buhârî, Edep, 2, VII, 69) ِ ﻮل ِ ِ ِ َ َﻋـﻦ ِﺰ ﺑ ِﻦ ﺣﻜﻴ ٍﻢ َﻋ208. ا َ ﺖ َﻳﺎ َر ُﺳ ْ َ ْ َْ ْ ُ ُﻗ ْﻠ:ا َﻋﻨْ ُﻪ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑﻴﻪ َﻋ ْﻦ َﺟ ّﺪه َرﺿ * * * ــﻢ ْاﻷ َ ْﻗ َـﺮ َب َ ــﻦ أَﺑَ ﱡـﺮ? َﻗ َ ــﻢ أ ُ ﱠﻣ َ ــﻢ أ ُ ﱠﻣ َ أ ُ ﱠﻣ:ــﺎل َ َــﻢ أَﺑ ْ َﻣ ﺛُ ﱠ،ـﺎك ﺛُ ﱠ،ـﻚ ﺛُ ﱠ،ـﻚ ﺛُ ﱠ،ـﻚ ِ ُ ـﺎل رﺳ ْ َﻓ ـﻞ َﻣ ْﻮ َﻻ ُ هP ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻻ َﻳ ْﺴﺄ َ ُل َر ُﺟ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ،ـﺎﻷ َ ْﻗ َﺮ َب ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ ِ ِ ـﺎﻣ ِﺔ َﻓ ْﻀ ُﻠ ُﻪ اﻟ ﱠﺬى َ ﻣ ْﻦ َﻓ ْﻀ ٍﻞِ ُﻫ َـﻮ ﻋﻨْ َﺪ ُه َﻓ َﻴ ْﻤﻨَ ُﻌ ُﻪ إِ ﱠﻳـﺎ ُه إِ ﱠﻻ ُدﻋ َﻰ ﻟ َ ُﻪ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ * .ﺎﻋﺎ أ َ ْﻗ َﺮ َع ً ُ َﺠU َﻣﻨَ َﻌ ُﻪ Behz. b. Hakîm, babas› vas›tas›yla dedesinden (r.a.) rivâyetine göre flöyle demifltir: – Yâ Resûlullah, kime iyilik ve ihsanda bulunay›m? Resûlullah (s.a.s.): – Annene, sonra annene, sonra annene, sonra babana, sonra (da) s›ras› ile yak›nlar›na. Bir kimse, yak›n›ndan, ondaki mal›n fazlas›ndan bir fley istese, o da ona vermese, k›yâmet günü, -vermedi¤i o fazla mal- onun için yavuz bir y›lan olur (ve ona azâb eder), buyurmufltur. (Ebu Davud, Edep, 129, V, 351; Tirmizî, Birr, 1, IV, 309) ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ َ ْ َﻋ209. َر ِﻏ َﻢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ * ِ ِ َ َ َ َ َﻣ ْﻦ أ ْد َر:ﻮل ا? َﻗ َﺎل ك َ ﻗ َﻴﻞ َﻣ ْﻦ َﻳﺎ َر ُﺳ.أَﻧْ ُﻔ ُﻪ ﺛُ ﱠﻢ َر ِﻏ َﻢ أﻧْ ُﻔ ُﻪ ﺛُ ﱠﻢ َرﻏ َﻢ أﻧْ ُﻔ ُﻪ * َ ْ َﻳ ْﺪ ُﺧ ِﻞt َْ ﺎ أ َ ْو ِﻛ َﻠ ْﻴ ِﻬ َ ﺛُ ﱠﻢO .َاﳉﻨﱠﺔ َ ُ َو ِاﻟ َﺪ ْﻳ ِﻪ ِﻋﻨْ َﺪ اﻟ ِْﻜ َ`ِ أ َ َﺣ َﺪ 112 Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – Burnu sürtülsün, yine burnu sürtülsün, yine burnu sürtülsün.24 – Kimin, yâ Resûlallah? denildi. – Ana, babas›ndan birinin veya ikisinin ihtiyarl›k ça¤›na yetiflip de sonra cennete giremeyenin, buyurdu. (Müslim, Birr, 9, III, 1978) ِ َ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ِ ِ ا َ ﻮل ا َُ ُ ْ َ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َﻣﺎﻟـﻚ ﺑْ ِﻦ َﻋ ْﻤ ٍﺮو اﻟْﻘ َُﺴ ْى َر210. ِ ﻣﻦ أ َ ْﻋﺘَ َﻖ ر َﻗﺒ ًﺔ *ﻣ ْﺆ:ُﻮل ُِ ﺖ َﻓ ِﻬﻰ ﻓِ َﺪا َؤ ُه ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠ َ ً .ﺎر ﻧ ﺎ ﻛ ﺔ ﻨ ﻣ َ َ ْ َ ُ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ ُ َ َ َ ْ Mâlik b. Amr el-Kuseyrî (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤unu iflittim, diyor: “Kim ki müslüman bir köleyi azâd eder, bir müslüman esiri hürriyetine kavuflturursa bu, onun cehennemden kurtulmas›na sebep olur.” (Ebu Davud, ‹tk, 14, IV, 275) ِ ﻄ ِ َ أ َ ﱠن رﺳ:ـﺎر ٍ ـﻦ َﻳ َﺴ ِ ْـﺎء ﺑ َ ـﻦ َﻋ َﺳـﺄَﻟ َ ُﻪ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ْ َﻋ211. َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ﻮل اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ إِﻧّﻰ َ ا أ َ ْﺳ َﺘﺄ ْ ِذ ُن َﻋ * أُﻣّﻰ? َﻓﻘ َ َﺎل َﻳﺎ َر ُﺳ َ ﻞ َﻓﻘP َر ُﺟ َﻗ َﺎل ﱠ.َﺎل َﻧ َﻌ ْﻢ * * ِ ﻮل .ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِا ْﺳ َﺘﺄ ْ ِذ ْن َﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎ ُ ـﺎل َر ُﺳ َ َو َﻗ، اﻟ ْﺒَ ْﻴ ِﺖ+ِ َﻣ َﻌ َﻬﺎ ّ * ا َﺻ ُ ِ ُ َـﺎل رﺳ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َﻓﻘ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻓﻘ،اﻟـﺮ ُﺟ ُـﻞ إﻧّـﻰ َﺧـﺎد ُﻣ َﻬـﺎ َـﺎل ﱠ ُ ﺻ ﱠـ ِ* ِ ِ .ﺎﺳ َﺘﺄ ْ ِذ ْن َﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎ َ ﺐ أ َ ْن َﺗ َﺮ ا ْﺳ َﺘﺄْذ ْن َﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎ أ َ ُﲢ ﱡ ْ َﻗ َﺎل َﻓ.اﻫﺎ ُﻋ ْﺮ َﻳﺎ َﻧﺔً? َﻗ َﺎل َﻻ 24. Burnu yere sürtülsün demek, rezil ve rüsvây olsun, hakîr olsun demektir. fiüphesiz ki, ebeveynin r›zâs›n› kazanmak, cennete girmek için en büyük bir vesîledir. Onlar›n hizmete en çok muhtaç olduklar› zaman da ihtiyarl›k ça¤›d›r. Bu zamanda onlara hizmet etmeyerek büyük f›rsat› kaç›ranlara ve dolay›s›yla Cennet’e giremeyenlere Resûlullah (s.a.s.): (Yaz›klar olsun!) buyurmufltur. 113 Atâ b. Yesâr’dan; Resûlullah (s.a.s.)’a bir kifli flöyle sordu: – Yâ Resûlallah, annemin yan›na girmek için kendisinden müsâade isteyeyim mi? Resûlullah (s.a.s.): – Evet (izin al, öyle gir) dedi. Adam: – Fakat bir evde oturuyoruz. Resûlullah (s.a.s.): – Olsun, yine müsâade iste, buyurdu. Adam: – Ama hizmetini ben görüyorum, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Olsun, yine izin almadan yan›na girme, onu ç›plak görmek ister misin? buyurdu. Adam: – Aslâ. Resûlullah (s.a.s.): – O hâlde izin alarak gir, buyurdular. (Muvatta, ‹stizan, 1, II, 963) ِ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ اﻟ ﱡ212. ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺖ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ ُ َرأ َ ْﻳ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﻄ َﻔﻴْ ِﻞ َرﺿ َﻰ ُ ﺻ ﱠ * ِﺖ ِ ٍ ِ ِ ِ ِ ِ َ َ َ ْ َ ْ ْ َ ْ ُ ْ ْ َ َﻳﻘ ِْﺴ ُﻢ إذ أﻗﺒَﻠ،م أ ْ ُﻞ َﻋﻈ َﻢ اﳉ ُﺰورP ﳊ ً ﺑِﺎﳉ ْﻌ َﺮاﻧَﺔ َوأﻧَـﺎ َﻳ ْﻮ َﻣﺌﺬ ﻏ َﻼ ِ ِ َة ﺣﺘﱠﻰ َدﻧP َ اﻣـﺮأ َ َﺎم إِﻟ َﻴْ َﻬﺎ َﻓﺒَ َﺴ ﺎiَ َ ﻂ َ ﺖ ﻣ َﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ َ َ ْ ْ َ ا َﻋ َﻠﻴْـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻓﻘ ُ ﺻ ﱠ ِ *ﻫ: َﻓ ُﻘ ْﻠــﺖ ﻣـﻦ ِﻫــﻰ? َﻓﻘَــﺎﻟ ُـﻮا،ــﻪ ِ ِر َداء ُه َﻓﺠ َﻠﺴـﺖ َﻋ َﻠﻴ ــﺬ ِه أ ُ ﱡﻣــ ُﻪ اﻟ ﱠﺘـﻰ ْ ُ ْ ْ َ َ َ َ َ * .ﺿ َﻌﺘْ ُﻪ َ أ َ ْر Ebu’t-Tufeyl (r.a.)’den: Resûlullah (s.a.s.)’›, Ci’râne’de (Mekke ile Taif aras›nda bir yer) et taksim ediyorken gördüm. O vakit ben çocuktum, deve kemiklerini tafl›rd›m. (Bakt›m ki;) bir kad›n ç›kageldi, do¤ru Resûlullah (s.a.s.)’a yaklaflt›. Resûlullah (s.a.s) da onu karfl›lad› ve onun oturmas› için abas›n› yere serdi, o da üzerinde oturdu. Bunun üzerine: “Bu kimdir” diye sordum. Oradakiler: “Bu, Onu (Resûl-i Ekrem’i) emzirendir. (Yani Resûlullah (s.a.s.)'›n süt annesidir.)” dediler. (Ebu Davud, Edep, 120, V, 132) 114 ِ َﻋـﻦ أَﺑﻰ أُﺳﻴ ٍﺪ ﻣ213. ِ ِ ـﺎﻟ ِ ْﻚ اﺑ ـﻞ ِﻣ ْﻦ ﺑَﻨﻰ َﺳ َﻠ َﻤ َﺔP ﺎء َر ُﺟ ْ َ ـﻦ َرﺑ َ ْ َ ﻴﻌ َﺔ ﱠ َ َو َﺟ:اﻟﺴﺎﻋـﺪى * * * * ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ َ َ ـﺎ ﺑـﻪ ﺑَ ْﻌO ـﺪ َ َﻳـﺎ َر ُﺳ:َـﺎل َ َﻓﻘ َ ُ ء أﺑَ ﱡـﺮP ـﻰ ْ ـﻰ ﻣ ْ َU ـﻦ ﺑ ّـﺮ أﺑَ َـﻮ ﱠى َ ـﻮل ا! َﻫ ْـﻞ ﺑَﻘ ِ َ و إِﻳ َﻔﺎء ﺑِﻌﻬiُ َ ﻧَﻌﻢ َاﻟﺼ َﻼ ُة َﻋ َﻠﻴ ِﻬ َ و ْاﻹِﺳ ِﺘ ْﻐ َﻔـﺎر:ـﺎل ﺎO َ ِ ﻮد ُُ P َﻣ ْﻮ ِِ َ? َﻗ َ َ ْ ﱠ َ ُ ْ َ ْ ِ ِ ِ ِ ﺻ َﻠ ُﺔ ِ ﻳﻘ ِﻬ َ و ِ ﺎ و إِ ْﻛﺮام ﺻﺪO .َ ِِ ﻮﺻ ُﻞ إِ ﱠﻻ َ اﻟﺮﺣ ِﻢ اﻟ ﱠﺘﻰ َﻻ ُﺗ َ ُ َ َ َ ﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌﺪ َ ﱠ * * Ebu Üseyd Mâlik b. Rebîa es-Sâidî’den: Benî Seleme kabilesinden bir adam geldi de: “Yâ Resûlullah, anne ve babam›n ölümlerinden sonra, onlara yapabilece¤im bir iyilik var m›?” diye sordu. Resûlullah (s.a.s.): “Evet, onlar için ma¤firet dilemek, vasiyetlerini ve taahhüdlerini yerine getirmek, yak›nl›¤› onlar vas›tas› ile olan (amca, hala, day›, teyze gibi) kimseleri ziyâret etmek ve onlar›n dostlar›na ikramda bulunmakt›r” buyurdu. (‹bn Mâce, Edep, 2, II, 1209) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ ِ ٍ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ أﻧَـﺲ ﺑْﻦ َﻣـﺎﻟﻚ َرﺿ214. ِ ِر ْزﻗِ ِـﻪ َﻓ ْﻠﻴــ` و ِاﻟ َـﺪﻳ ِـﻪ وﻟ ْﻴ+ ـﺮ ِه و ﻳ َـﺰا َد ﺼ ْﻞ ْ َﻣ ُ َ ِ ُﻋ ْﻤ+ ُه أ َ ْن ُﻳ َﻤ ﱠﺪ ﻟ َـ ُﻪ َ َ ْ َ َ َﱠ ـﻦ َ ﱠ * * . ُﻪ َ ِ َر Enes b. Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “R›zk›n›n ço¤almas›n› ve ömrünün uzamas›n› isteyen, anne ve babas›na ihsan ve ikramda bulunsun ve akrabâlar›n› ziyâret etsin.” (Ahmed b. Hanbel, 3, 156) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ٍ ِ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ215. َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﻦ ُﻣ َﻌﺎذ ﺑْ ِﻦ أَﻧَﺲ َر ِ ِ ِ ُﻋ ْﻤ+ ا .ﺮ ِه ُ ﺑَ ﱠﺮ َواﻟ َﺪ ْﻳﻪ ﻃُﻮﺑ*ﻰ ﻟ َ ُﻪ َزا َد * 115 Muaz b. Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ebeveynine itâat eden, ikram ve ihsanda bulunana ne mutlu! Allah, onun ömrünü art›rs›n.” (Taberânî, Kebîr, XX, Hadis no: 447, s. 199) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ َ ْ َﻋ216. َ َو:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ﻻ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ ﺛ ْـﻮﺑَـﺎن َرﺿ ِ اﻟﺪ َﻋ ِ ِ ِ ِ ِ ُ َﻳـﺰ َﺮ ُ مbْ اﻟـﺮ ُﺟ َﻞ ﻟ َ ُﻴ إ ﱠن ﱠ،ﺎء ُ َو َﻻ َﻳ ُﺮ ﱡد اﻟْﻘ ََـﺪ َر إ ﱠﻻ ﱡ،`ْ اﻟ ُْﻌ ْﻤـﺮ إ ﱠﻻ اﻟ ﱡ+ ﻳﺪ ِ* ّ اﻟﺮ ْز َق ﺑِ ﱠ .ﺎﻟﺬﻧْ ِﺐ ُﻳﺼﻴﺒُ ُﻪ * Sevbân (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kifli, iflledi¤i günahtan ötürü r›z›ktan mahrûm olur (geçim darl›¤›na u¤rar). Kaderi (mukadder olan musibeti) ancak dua durdurur. Ömrü, ancak (ebeveyne) itâat ve güzel ahlâk artt›r›r (uzat›r).” (‹bn Mâce, Fiten, 22, II, 1334) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ َﻋـﻦ َﻋﺒ ِﺪ217. »إِ ﱠن ِﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ َﻗ،ا ﺑْ ِﻦ َﻋ ْﻤ ٍﺮو َ ﻮل ا ْ ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ِ ـﻮل ِ َ ْ أ َ ْﻛـ`ِ اﻟ َ ا! َﻛ ْﻴ ﻒ َ ﻴـﻞ َﻳـﺎ َر ُﺳ َ اﻟـﺮ ُﺟ ُـﻞ َو ِاﻟ َـﺪ ْﻳ ِﻪ« ﻗ َ ﻜﺒَـﺎﺋ ِﺮ أ َ ْن َﻳ ْﻠ َﻌ ـﻦ ﱠ َ * ِ َ َ ،ـﺐ أَﺑَﺎ ُه ﺴ ﻴ ﻓ ـﻞ ﺟ ـﺎﻟـﺮ ﺑ أ ﻞ َ اﻟـﺮ ُﺟ ُﻞ َو ِاﻟ َـﺪ ْﻳ ِـﻪ? َﻗ ُ ُ َﻳ ْﻠ َﻌ اﻟـﺮ ُﺟ َ ﱠ ُ َ ُ ﱡ ـﺎل » َﻳ ُﺴ ﱡ ـﻦ ﱠ ـﺐ ﱠ «.ﻦ أ ُ ﱡﻣ ُﻪ ُ ﺐ أ ُ ﱠﻣ ُﻪ َﻓ َﻴ ْﻠ َﻌ َو َﻳ ُﺴ ﱡ Abdullah b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “En büyük günahlardan birisi de kiflinin anne ve babas›na lanet etmesi (kiflinin onlara sövmesi) dir.” Denildi ki: “Yâ Resûlullah, kifli, ebeveynini nas›l lânetler? (söver)” Resûlullah (s.a.s.): “Adam (baflkas›n›n) babas›na lanet eder (söver), o da onun babas›na lânet eder (söver); baflkas›n›n annesine 116 lânet eder (söver), o da onun annesine lânet eder (söver).” buyurdu. (Buhârî, Edep, 4, VII, 68) ِ ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ـ َة َﻋ ِ َﻋ218. ُ ا َﺣ ﱠـﺮ َم َﻋ َﻠ ْﻴ ﻜ ْﻢ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ َ ـﻦ ْاﳌُﻐ َ إ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل ّ * ِ ِ ِ ِ ُ َ ُـﻮق ْاﻷ ُ ﱠﻣ َﻬــﺎت َو َﻣﻨْ َـﻊ َو َﻫـﺎت َو َوأ ْ َد اﻟ ْﺒَﻨَـﺎت َو َﻛــﺮ َه ﻟ َ ُﻋﻘ َ ﻴـﻞ َو َﻗ ـﺎل َ ﻜ ْـﻢ ﻗ * ِ َ ﺎﻋ َﺔ ْاﳌ ِ و َﻛﺜْﺮ َة اﻟﺴ َﺆ .ﺎل َ ِال َو إ َ ﺿ َ َ ﱡ Mu¤îre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ, anaya-babaya asi olman›z›, vermeniz icab eden fleyi vermemenizi, hakk›n›z olmayan fleyi istemenizi, k›z çocuklar›n› canl› canl› gömmenizi haram k›ld› ve sizin için dedi-koduyu, çok soru sormay› ve (lüzumsuz yere) mal sarfetmeyi (isrâf› da ) hofl görmez.” (Buhârî, Edep, 6, VII, 70) ِ ﻮل ِ ِ ْ َـﻦ ﺑْ ِﻦ أَﺑـﻰ ﺑ ا ُ ـﺎل َر ُﺳ َ َﻗ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل * ْ اﻟـﺮ ْ ﻜ َﺮ َة َﻋ َ ْ َﻋ219. ـﻦ َﻋﺒْ ُﺪ ﱠ ُ ـﻦ أَﺑﻴـﻪ َرﺿ َﻰ * * ِ ﻮﻻ ِ ِ ﻜﺒَـﺎﺋ َ ْ ﻜ ْـﻢ ﺑِـﺄ َ ْﻛ َ`ِ اﻟ ُ ُ أ َ َﻻأُﻧَﺒِّﺌ: ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ . َ ـﺮ? ُﻗ ْﻠﻨَﺎ ﺑَ *ـ َﻳـﺎ َر ُﺳ َ َ ﺻ ﱠـ ِ ِاك ﺑ ِ َ َﻗ ِ ُـﻮق اﻟ َْﻮ ِاﻟ َﺪ ْﻳ ُ ﺎ َو ُﻋﻘ أ َ َﻻ:َﺎل َ ـﻦ َو َﻛﺎ َن ُﻣ ﱠﺘ ِﻜﺌًـﺎ َﻓ َﺠ َﻠ َﺲ َﻓﻘ ُ َ ْ َا ْﻹ:ـﺎل ِ اﻟﺰ ِ اﻟﺰ َ ُ َﻓ َ َز َال َﻳﻘ،ور ُ ﺖ َﻻ َﻳ ْﺴ .ﺖ َ َﻬﺎ َد ُة ﱡU َو،ور َو َﻗ ْﻮ ُل ﱡ ُ ﻜ ُ ﺎ َﺣ ّﺘ*ﻰ ُﻗ ْﻠiُﻮ Abdurrahman (r.a.) b. Ebî Bekr’e babas›ndan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – Size en büyük günahlar› haber vereyim mi? Biz de: – Evet Yâ Resûlallah (bildir), dedik. Resûlullah (s.a.s.): – Allah’a flirk koflmak, anne ve babaya âsi olmakt›r, buyurdu. Resûlullah buraya kadar anlatt›klar›n› yaslanm›fl vaziyette anlat›rken, burda do¤rularak oturdu ve devamla; 117 – Dikkat! Bilhassa yalan konuflmak, yalan flâhitli¤i; dikkat! Yalan konuflmak; dikkat! Yalan flâhitli¤i yapmaktan korununuz, diyerek durmadan (o derece) tekrar ediyordu ki, sözünü kesmeyece¤ini sand›k. (Buhârî, Edep, 6, VII, 71) ِ ِ َ َﻋ220. ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ; َﻋ َ ﺔP َ ﺛَ َـﻼﺛ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل ﻻ َ ـﻰ ْ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ ﺛ ْﻮﺑَـﺎن َرﺿ ِ ِ ِ َاﻟﺸّ ِ ـﺮ ُك ﺑ:ــﻞ ِ ُــﻮق اﻟ َْـﻮ ِاﻟ َـﺪ ْﻳ ُ ـﺎ َو ُﻋﻘ َ ار ِﻣ ـﻦ P ـﻦ َﻋ َﻤ َﻳﻨْ َﻔ ُـﻊ َﻣ َﻌ ُﻬ ﱠ ُ َواﻟ ْﻔ َـﺮ،ــﻦ ْ ِ اﻟﺰﺣ .ﻒ ْ ﱠ Sevbân (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Üç fley vard›r ki, bunlar ile yap›lan amelin faydas› olmaz: 1- Allaha flirk koflmak, 2- Anne ve babaya asi olmak, 3- Muhârebe meydan›ndan kaçmak”. (Taberânî, Hadis no: 1420, II, 95) ِ َ أ َ ﱠن رﺳ،ـ ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ221. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤـﺮو ﺑْـﻦ اﻟ َْﻌﺎص َرﺿ ِ ﺔ َﻻﻳﻨْﻈـُـﺮP َ ﺛَ َـﻼﺛ:ﻋ َﻠﻴ ِـﻪ وﺳ ﱠﻠﻢ َﻗ َـﺎل ِ ُ َاﻟ َْﻌ:ـﺎﻣ ِﺔ ـﺎق ﺑِ َﻮ ِاﻟ َـﺪ ْﻳ ِﻪ َ َ َ ْ َ َ ا اﻟ َْﻴ ِﻬ ْـﻢ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ ُ ُ َ َ ْ َو ْاﳌ ُ ْﺪ ِﻣ ُﻦ .اﳋ ْﻤ ِﺮ َواﻟ ْ َﻤﻨﱠﺎ ُن ﺑِ َ أ ُ ْﻋ ِﻄ َﻰ Abdullâh b. Amr ‹bni’l-Âs (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Üç kifli vard›r ki, k›yamet günü Allâhu Teâlâ, onlara (rahmet nazar› ile) bakmaz: 1- (Anne ve babas›na) asi olan, 2- Devaml› içki içen, 3- Verdi¤ini bafla kakan.” (Ahmed b. Hanbel, II, 134) 118 ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ﺻ ﱠ ْ َـﻦ َاﺑـﻰ ﺑ ُﻛ ﱡﻞ:ــﺎل َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻰ ْ َﻋ222. َ ﻜ ُ ــ ُ ـﻰ ّ َ ــﺮ َة َرﺿ * ِ ِ ِ ِ ِ ِ ُاﻟﺬﻧ ِ ،ُﻮق اﻟ َْﻮ ِاﻟ َﺪ ْﻳﻦ َ ـﺎﻣﺔ إ ﱠﻻ ُﻋﻘ ﱡ َ َﻳ ْﻮمِ اﻟ ْﻘ َﻴ9َ ﺎء إ ُ ﻮب ُﻳ َﺆ ﱢﺧ ُـﺮ َ َU ا ﻣﻨْ َﻬﺎ َﻣﺎ ِ َ َ اﳊﻴ ِﺎة َﻗﺒ َﻞ ْاﳌ ِ ِ ِ ِ .ت ْ َ َ ْ +ِ ا ُﻳ َﻌ ﱢﺠ ُﻠ ُﻪ ﻟ َﺼﺎﺣﺒِﻪ َ َﻓﺈ ﱠن Ebû Bekr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ, bütün günahlardan dilediklerinin (cezâs›n›) k›yâmet gününe kadar erteler. Yaln›z ana ve babaya yap›lan isyân›n cezâs›n› Allâhu Teâlâ sâhibine, ölmeden önce de dünyâda verecektir.” (Hakîm, IV, 156) ِ ُ ْ َﻋ ْﻦ َﻋ ْﻤ ٍﺮو ﺑْ ِﻦ ُﻣ ﱠﺮ َة223. ﺻ ﱠ َ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ9َ ِﻞ إP ﺎء َر ُﺟ ُ اﳉ َﻬﻨﻰ َرﺿ َﻰ َ َﺟ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل * ِ ِ ِ ِ َ َوأ َ ﱠﻧ،ا ﻚ َ ـﺎر ُﺳ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ ُ َ ﻬ ْـﺪU ـﻮل ا َ َﻳ:َـﺎل ُ ت أ َ ْن َﻻ إﻟ َـ َﻪ إ ﱠﻻ ُ ِ َ رﺳ ِ ـﺖ َز َﻛﺎ َة َﻣ َْ ﺖ ،ـﺖ َر َﻣ َﻀﺎ َن َ َو،ـﻮل ا ُ َو،9ـﺎ ُ ﺻ ﱠﻠ ْﻴ ُ ﺻ ْﻤ ُ َوأ َ ﱠد ْﻳ،ـﺲ َ اﳋ ْﻤ َُ ِ َ ّـﺎت َﻋ * *ﻫ َﺬا َﻛـﺎ َن َﻣ َﻊ اﻟﻨﱠﺒِﻴ َ َﻓﻘ َ َـﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ َﻣ ْﻦ َﻣ:ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ُ ﺻ ﱠ * َ ِ ِ ِ ِ و َ ﺎﻣ ِﺔ *ﻫ ُﻳ َﻌ ﱠﻖtﺎ َ اﻟﺼﺪّﻳﻘ ّ َ ْ ُﺐ أ ْ ﺻﺒُ َﻌ ْﻴﻪ َﻣ َ َو َﻧ َﺼ،ﻜ َﺬا َ َواﻟﺸﱡ َﻬ َﺪاء َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘ َﻴ * *ِ ِ .َواﻟ َﺪ ْﻳﻪ Amr b. Mürre el-Cühenî (r.a.)’den: Bir kifli Resûlullah (s.a.s.)’a gelerek: – Yâ Resûlallah! Allah’tan baflka ibâdete lây›k kimse olmad›¤›na, Allâhu Teâlâ’n›n birli¤ine, senin de Allah’›n Resûlü oldu¤una flehadet ettim, befl vakit namaz› k›ld›m, mal›m›n zekât›n› verdim ve Ramazan-› fierif orucunu da tuttum, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Anne ve babas›na âsi olmamak flart›yla, bu durumda 119 ölenler k›yâmet gününde, Peygamberler, s›ddîklar ve flehitler ile -yanyana iki parma¤›n› kald›r›p (göstererek)- böylece yanyana berâber bulunurlar, buyurdu. (‹bn Hibban, VIII, Hadis no: 3438, 223-224) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ َ ْ َﻋ224. :ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ * ِ أَرﺑـﻊ ﺣ ﱞﻖ َﻋ َـ َ ْ ا أ َ ْن َﻻ ُﻳ ْﺪ ِﺧ َﻠ ُﻬ ُـﻢ ُﻣ ْﺪ ِﻣ ُﻦ: َو َﻻ ُﻳـﺬﻳ َﻘ ُﻬ ْﻢ ﻧَﻌﻴ َﻤ َﻬـﺎ،َاﳉﻨﱠﺔ َ P َْ * ِ ِ ِ .ﺎق ِﻟ *ﻮ ِاﻟ َﺪﻳﻪ ِ ّ َو *ا ِﻛ ُﻞ،اﳋ ْﻤ ِﺮ َْ ﱡ ْ َ اﻟﺮﺑَﺎ َو *اﻛ ُﻞ َﻣﺎل اﻟ ْﻴَﺘﻴ ِﻢ ﺑِ َﻐ ِْ َﺣ ﱡﻖ َواﻟ َْﻌ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Dört kifli vard›r ki, Allâhu Teâlâ onlar› Cennet’e koymayacak ve onlara Cennet’in ni’metlerini tatt›rmayacakt›r. Bunlar: 1- Devaml› içki kullanan, 2- Ribâ yiyen, 3- Haks›z yere yetim mal› yiyen, 4- Anne ve babas›na âsî olanlard›r.” (Hakîm, II, 37) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ إِ ﱠن:ا َﻋ ْﻠﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ225. * ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ َ ْ + اﻟﺮ ُﺟ َﻞ ﻟ ُ َْ َﻓ ُﻊ َد َر َﺟﺘُ ُﻪ َ ﺎﺳﺘ ْﻐ َﻔﺎر َوﻟ َﺪ ك ُ ُﻮل أﻧﱠﻰ *ﻫ َﺬا? َﻓ ُﻴﻘ ُ اﳉﻨﱠﺔ َﻓ َﻴﻘ ﱠ ْ َﺎل ﺑ .ﻟ ََﻚ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kiflinin Cennette derecesi yükselir.” Adamca¤›z: “Bu nereden geldi?” diye sorar. Kendisine: “Çocu¤unun senin için isti¤fâr etmesinden (ba¤›fllama dilemesinden)dir” denir. (‹bn Mâce, Edep, 1, II, 1207) 120 ِ ِ ِ َ ـﻦ ﻣﻌﺪى َﻛﺮ ٍب أ َ ﱠن رﺳ ا َ ﻮل ا ْ َ ِ ْ َﻋ ِﻦ ْاﳌِﻘ َْﺪامِ ﺑ226. َُ ْ ُ ﺻ ﱠ َ إ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل * ِ ِ ِ ِ ُ ا ُﻳﻮﺻﻴ ُ ﻜ ْﻢ ﺑﺂﺑَﺎﺋ ُ ا ُﻳﻮﺻﻴ ُ ِﻜ ْﻢ ﺑِﺄ ُ ﱠﻣ َﻬﺎﺗ ُ ُﻳﻮﺻﻴ ﻜ ْ ﻢ َ إ ﱠن،ﻜ ْﻢ َ ﻜ ْﻢ َﺛ َﻼ ًﺛﺎ إ ﱠن * * ِ ﺑِ ْﺎﻷ َ * ْﻗ َﺮ ِب َﻓ ْﺎﻷ َ ْﻗ َﺮ .ب Mikdâm b. Ma’dî Kerb (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allahu Teâlâ; size annelerinize iyilik etmenizi ve hizmette bulunman›z› tavsiye eder.” Bunu üç defa tekrarlad›. – Allahu Teâlâ, size, babalar›n›za iyilik etmenizi ve hizmette bulunman›z› tavsiye eder. – Allahu Teâla size, derecesine göre yak›nlar›n›za ikramda bulunmay› emir ve tavsiye eder.” (‹bn Mâce, Edep, 1, II, 1208) 121 XIII ÇOCUK HAKLARI HAKKINDA HAD‹SLER ِ ـﺲ ﺑ ِﻦ ﻣ ٍ ـﺎﻟ ِ ِ ِ ٍ َ ـﻦ اﻟﻨﱡﻌ ِ ِ اﳊ َ ْ َﻋ ِﻦ227. ث َﻋ ِﻦ ُ ّ ِـﺪ َ ُ ـﻚ ُ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﺳﻤ ْﻌ ْ ِ ْـﺎرث ﺑ َ ْ َـﺖ أَﻧ ُ ـن َرﺿ َﻰ ِ ِ ِ . ْﻢ َ اﻟﺮ ُﺳﻮل ﱠ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َوأ َ ْﺣﺴﻨُﻮا أ َ َد، أ َ ْﻛ ِﺮ ُﻣﻮا أ َ ْو َﻻ َد ُﻛ ْﻢ:ا َﻋ َﻠﻴْﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل Hâris b. Nu’mân (r.a.)’›n Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyetine göre; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Çocuklar›n›za hofl muâmelede (davran›flta) bulunun ve onlar› güzel terbiye edin.” (‹bn Mâce, Edep, 3, II, 1211) ِ ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬﻢ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِِ ِ َﻋ ْﻦ أ َ ﱡﻳ228. ا َ ﻮل ا ُ َ ْ ُ ُ َ ﻮﺳﻰ َﻋ ْﻦ أَﺑﻴﻪ َﻋ ْﻦ َﺟ ّﺪه َر * ﻮب ﺑْ ِﻦ ُﻣ ُ ﺻ ﱠ * ِ ِ ٍ ٍ ٍ َ َ ْ .ﻞ أﻓ َﻀ َﻞ ﻣ ْﻦ أ َدب َﺣ َﺴﻦbْ َﺪ َوﻟ ًَﺪا ﻣ ْﻦ ﻧP َﻞ َو ِاﻟbَ َ َﻣﺎ ﻧ:َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل Eyyüb b. Musâ vâs›tas› ile dedesi (r.anhüm)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Hiçbir baba, çocu¤a, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermifl olamaz.” (Tirmizî, Birr, 33, IV, 338) ِ َ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ َﺟـﺎﺑِ ِﺮ ﺑْ ِﻦ َﺳ ُﻤ َﺮ َة َر229. ِ ِ .ٍِﺼﺎع َ ِ ﻟ َ ُﻪ ﻣ ْﻦ أ َ ْن َﻳﺘَ َﺼ ﱠﺪ َق ﺑP ْ اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ َوﻟ ََﺪ ُه َﺧ َﻷ َ ْن ُﻳﺄ َ ّد َب ﱠ Câbir b. Semüre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 122 “Adam›n, çocu¤unu güzel terbiye etmesi, bir ölçek (bu¤day) sadaka vermesinden daha hay›rl›d›r.” (Tirmizî, Birr, 33, IV, 337) ِ َ ـﺎل رﺳ ِ ِ ُْ ٍ َ ْ َﻋ230. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑـﻰ َﺳﻌﻴـﺪ اﳋ ْـﺪر ﱡى َرﺿ * * ٍ ِ ِ َ َ َ َ ـﻦ َﻓ َﻠـ ُ ﻪ ﻬ َﻴ ﻟ إ ـﻦ ﺴ ﺣ أ و ـﻦ ﻬ ﺟ و ز و ـﻦ د ﺄ ـ ﻓ ـﺎت ﻨ ﺑ ث ـﻼ ﺛ ـﺎل ـﻦ َﻋ َ َ َ َ َ ﱠَُ ﱠ َ ﱠ َ ُ ﱠ َ ْ َ َ ْ ﱠ ْ َﻣ:َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َْ .اﳉﻨﱠ ُﺔ Ebû Said el Hudri (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim ki, üç tâne k›z çocu¤u yetifltirir, güzel terbiye eder, everir ve onlara iyilikte bulunursa, onun için cennet vard›r.” (Ebû Dâvud, Edep, 120, 121, V, 355) ِ َ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ ٍ ِ ْ َﻋ ْﻦ ِاﺑ231. َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ َﻋﺒﱠﺎس َرﺿ َﻰ ِ ُﻳ ْﺆﺛِ ْﺮ َوﻟ ََـﺪ ُه َﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎ َﻗ َﺎل َﻳ ْﻌ ِﻨﻰt ْ ََﻛـﺎﻧ ْ َ ﺖ ﻟ َ ُﻪ أُﻧْﺜ*ـﻰ َﻓ َﻠ ْﻢ َﻳﺌ ْﺪ َﻫﺎ َو ْ َ ُِﻨْ َﻬـﺎ َوt َ ْ ﻮر أ َ ْد َﺧ َﻠ ُﻪ ﱡ .َاﳉﻨﱠﺔ َ اﻟﺬ ُﻛ ‹bn-i Abbâs (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kimin k›z çocu¤u olup da, onu canl› canl› (mezara) gömmez, ona hakâret etmez ve erkek çocu¤unu ona tercih etmezse, Allâhu Teâlâ o kimseyi Cennet’e koyar.” (Ebû Dâvud, Edep, 120, 121, V, 354) ِ ِ ِ َﻋﻦ ُﻋﻤـﺮ ﺑ ِﻦ َﻋﺒ ِـﺪ اﻟ ْﻌﺰ232. َ ِ اﻟﺼ ﺎﳊ ُﺔ َ ْ ْ َ َ ْ َز َﻋ َﻤﺖ ْاﳌ َ ْـﺮأ َ ُة ﱠ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل ُ ﻳـﺰ َرﺿ َﻰ * ِ ﻮل ﱠ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َذ ات ﺻ ا ﺳ ر ج ـﺮ ﺧ َ َ َ ْ ﺖ َﺣﻜﻴ ٍﻢ َﻗﺎﻟ ُ َْﺧ ْﻮﻟ َـ ُﺔ ﺑِﻨ ُ َ َ َ َﺖ ُ * ِ ِ ِ ِ ِ َ ُ ﺘ ﻨ ﺑ إ ــﻰ ﻨ اﺑ ــﺪ ﺣ أ ـﻦ ﻀ ــﻢ ﻟـَﺘـُﺒَ ِ ّﺨ ُﻠـﻮ َ ن ﻜ ﻧ إ ُـﻮل ﻘ ﻳ ــﻮ ﻫ و ـﻪ ُ َ َ ﱠ َ َ ُ َ ْ ْ ْ َ َ P ــﻮ ُْ َﺘ ْ َ َﻳ ْـﻮمٍ َو ُﻫ ِ ﺎن ِ ُ ﲡ ِ ّﻬ ُﻠﻮ َن َو إِﻧﱠ .ا َ ُ ﲡﺒِّﻨُﻮ َن َو َ ُ َو َ ْ ﻜ ْﻢ َﳌ ِ ْﻦ َر 123 Ömer b. Abdi’l-Aziz (r.a.)’den; Sâliha bir kad›n olan Hakîm k›z› Havle dedi ki: Resûlullah (s.a.s.), k›z›n›n o¤ullar›ndan biri kuca¤›nda (oldu¤u hâlde) d›flar› ç›karken: “Siz Allâh’›n kokular›ndan (nimetlerinden) oldu¤unuz hâlde ne yaz›k ki, anne ve baban›z sizin için cimrili¤e, korkakl›¤a ve cehâlete düflerler (haks›zl›k ederler).”25 buyurdu. (Tirmizî, Birr, 11, IV, 317) ِ ُ َﻛﺎ َن رﺳ: َﻋ ْـﻦ ُاﺳﺎﻣـ َﺔ ﺑ ِﻦ َز ْﻳ ٍـﺪ ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬ َـ233. ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َ ـﻮل ا ْ َ َ ُ َ َ َُ ُ ﺻ ﱠ ِ وﺳ ﱠﻠـﻢ ﻳـﺄ ْ ُﺧ ُـﺬﻧــﻰ َﻓﻴﻘ ِْﻌ ُـﺪﻧـﻰ َﻋ *ـ َﻓ ِﺨ َ ْ ــﺬ ِه َو ُﻳﻘ ِْﻌ ُـﺪ ـﻦ َﻋ *ـ َﻓ ِﺨ ِـﺬ ِ ه َ اﳊ َﺴ َ َ َ َ ُ * * ﱠ ُ َ .َ ُﻬ ﻢ ﻬ ﻠ اﻟ ُﻮل ﻘ ﻳ ﻢ ﺛ ﻬ ﻤ ﻳﻀ ْاﻷ ُ ْﺧ *ﺮى ﺛُ ﱠﻢ ُ ُ َ ُﻬ َ َﻓ ِﺈﻧّﻰ أ َ ْر ْ َ ار ُ ُ َ ُ ﱡ ﱠ ْ ﱠ * Üsâme b. Zeyd (r.anhümâ)’dan: Resûlullah (s.a.s.), beni al›p (bir) dizine, (torunu) Hasan’› da öteki dizine al›p oturturdu. Sonra onlar› ba¤r›na basard› da, “Allâh’›m! sen bunlara rahmet et (ac›). Zira ben onlara merhamet ediyorum” diye duâ ederdi. (Buhârî, Edep, 22, VII, 76) ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺎء أ َ ْﻋ َـﺮاﺑِ ﱞﻰ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ َ َﺟ:ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َﻗ َـﺎل َ َﻋ ْﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ َﺔ َرﺿ234. ِ أ َ ُﺗﻘَﺒِ ُﻠـﻮ َن:َﺎل َ اﻟﺼﺒْ َﻴﺎ َن َﻓ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َ ﻢ َ ـ ﻧُﻘَﺒِّ ُﻠ ُﻬ ْﻢ َﻓﻘ َ َﻓﻘ َ َـﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ ّ ّ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ .َﺔ َ ْ اﻟﺮ ا ﻣ ْﻦ َﻗ ْﻠﺒِ َﻚ ﱠ ُ أ َ َو أ َ ْﻣﻠ ُﻚ ﻟ ََﻚ أ َ ْن ﻧَ َﺰ َع Âifle (r.anhâ)’dan: Resûlullah (s.a.s.)’a bir bedevî Arap gelerek dedi ki: 25. Yâni size mal b›rakaca¤›z diye infaktan kaç›n›rlar, sizi düflünerek savafltan geri kal›rlar ve yine sizin için haktan uzaklaflarak câhilâne hareketlerde bulunurlar, demektir. 124 – Siz çocuklar› öper misiniz? Biz ise onlar› öpmeyiz. Resûlullah (s.a.s.): – Allah, senin kalbinden merhameti ç›kard›¤› (na göre) ben ne yapay›m? (ben senin kalbine merhamet verecek de¤ilim), buyurmufltur. (Buhârî, Edep, 18, VII, 75) ِ ِ ُْ ٍ ِ ِا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ َ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ َﻋ ْﻦ أﺑـﻰ َﺳﻌﻴـﺪ اﳋ ْﺪر ﱡى َرﺿ235. * * ِ َﺎن أَو أ ُ ْﺧﺘ ِ ٍ ٍ َث ﺑﻨ ﺎن َﻓﺄ َ ْﺣ َﺴ َﻦ ُ ﺎت أ َ ْوﺛَ َﻼ ْ َث أ َ َﺧ َﻮات أ َ ْو إِﺑْﻨَﺘ َ ُ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن ﻟ َـ ُﻪ ﺛَ َﻼ َ ْ ا ﻓ ِﻴﻬ ﱠﻦ َﻓ َﻠ ُﻪ .ُاﳉﻨﱠﺔ ُ َ ﺒَﺘَ ُﻬ ﱠﻦ َوا ﱠﺗﻘَﻰbْ ﺻ * Ebû Saîd-i Hudrî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kimin üç k›z›, veya üç k›z kardefli veyahut da iki k›z› veya iki k›z kardefli olup da geçimlerini güzel sa¤lar, onlar hakk›nda Allah’tan korkarsa, onun için Cennet vard›r.” (Tirmizî, Birr, 13, IV, 320) ِ َـﻢ ْاﻷَﺣﻨ ة َﻣ َﻌ َﻬﺎP َ ﺖ َﻋ *ـ َﻋـﺎﺋِﺸَ ـ َﺔ ْاﻣ َـﺮأ َ ـﻒ َﻗ ْ ِ ّ ﺻ ْﻌ َﺼ َﻌـ َﺔ َﻋ َ ـﻦ ْ َﻋ236. ْ َد َﺧ َﻠ:ــﺎل ِ ﻄﺖ ُﻛ ﱠـﻞ و ٍ ِ َإِﺑﻨَﺘ َ ﺎ َﻓﺄ َ ْﻋiَ َ ـﺎن اﺣ َﺪ ٍة ِﻣﻨْ ُﻬ َ َﲤ ْ َﺮ ًة ﺛُ ﱠ ﻢ َ ﻄﺘْ َﻬﺎ ﺛَ َـﻼ ْ َ ث َﲤ َ َﺮات َﻓﺄ َ ْﻋ َ ْ ِ ﺻ َـﺪ َﻋ َِـﺖ َﻓــﺄ َ َﺗـﻰ اﻟﻨﱠﺒ َ ـ َ ـﺖ اﻟ ْﺒَــﺎﻗِﻴَـ َﺔ ﺑَﻴْﻨَ ُﻬ َ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ ـﻢ ﻟ ـﺎ ﻗ َ ـﻰ َ ْ ُ ﺻ ﱠـ ﱡ ِ َ ْ ﺖ ﺑِ ِﻪ .اﳉﻨﱠ َﺔ َ ﱠﺪﺛْﺘُ ُﻪ َﻓﻘbَ َﻓ ْ َﺎل َﻣﺎ َﻋ َﺠﺒُﻚ? ﻟَﻘ َْﺪ َد َﺧ َﻠ Ahnef’in amcas› Sa’saa (r.a.)’dan; flöyle diyor: Âifle (r.anhâ)’n›n evine, yan›nda iki k›z çocu¤u bulunan bir kad›n geldi. Âifle, ona üç hurma verdi. (Kendisi yemeyerek) kad›n çocuklar›na birer hurma verdikten sonra üçüncü hurmay› da yine çocuklar›na böldü. Âifle, diyor ki: – Sonra Resûlullah (s.a.s.) geldi, durumu ona arz ettim. Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: 125 – Niçin flafl›yorsun? Bu sâyede o kad›n da Cennet’e girer. (‹bn Mâce, Edep, 3, II, 1210) ِ ة ﻣﻌﻬﺎ اﺑﻨَ َﺘP َ ـﺖ اﻣـﺮأ ِ َد َﺧ َﻠ: َﻋ ْـﻦ َﻋـﺎﺋِﺸَ َﺔ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ َﻬـﺎ َﻗـﺎﻟ َْﺖ237. .ﺎiَ َ ـﺎن ُ َ َ ْ َََ َ ْ ِ ِ َ ـ َﲤ ْ َﺮ ٍة َﻓـﺄ َ ْﻋ َ ْ َـﺎﻫﺎ َﻓﻘ ََﺴ َﻤ ْﺘ َﻬـﺎ ﺑ َ ﻄ ْﻴ ُﺘ َﻬﺎ إِ ﱠﻳ َ ْ َ ْﻰ ًءا َﻏU ُﺗ ْﺴﺄ َ ُل َﻓ َﻠ ْـﻢ َﲡ ْﺪ ﻋﻨْـﺪى * ْ ِ ِ ِ َ َ ُ َ ﻓ ـﺖ ﺟ ـﺮ ﺨ ﻓ ـﺖ ﺎﻣ ﻗ ـﻢ ﺛ ـﺎ ﻬ ﻨ ﻣ ُ ﺻ ﱠ ا ـﻰ ﺒ ﻨ اﻟ ـﻞ ﺧ ﺪ َ َ ْ ﱠ َ َ ْ َ َ َ ﱡ ْ َ َﺗـﺄ ُﻛ ْﻞ َ ﱠt ْ َ اﺑْﻨَ َﺘ ْﻴ َﻬـﺎ َو ِ ِ ِ َ ـ` ُﺗـ ُﻪ َﻓﻘ ِ ِ ْ ـ ِﻣ ﻦ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ْ َ َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﺄ َ ْﺧ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻣﻦ اﺑْ ُﺘ َﺎل اﻟﻨﱠﺒ ﱡ ِ َ*ﻫ ِﺬ ِه اﻟ ْﺒﻨ ِ ﺎت ﺑِﺸَ ﻰ ٍء ُﻛ ﱠﻦ ﻟ َ ُﻪ ِﺳ ْ ًا ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠ .ﺎر َ ْ Âifle (r.anhâ)’dan; flöyle buyuruyor: Yan›nda iki k›z çocu¤u bulunan bir kad›n evime geldi ve benden (yiyecek) bir fley istedi. (Ne yaz›k ki) bende tek bir hurmadan baflka bir fley yoktu. Kad›n ald›¤› bu hurmay› iki k›z çocu¤una bölüfltürdü ve kendi a¤z›na bir fley koymad›. Sonra da kalkt› gitti. Resûlullah (s.a.s.) gelince, bunu kendisine anlatt›m. Resûlullah (s.a.s.): “Kimin k›z çocuklar› olur (ve onlar› geçindirmekte sab›r ve tahammül gösterir)se, onlar, onun için Cehennem’e siper olurlar” buyurdu. (Buhârî, Zekât, 10, II, 114, 115) ِ ـﺲ ﺑ ِﻦ ﻣ ٍ ـﺎﻟ ِ ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ ِ ﺦP َ ْﻴU ـﺎء ُ ـﻚ َﻳﻘ ْ َﻋ238. ُ ـﺎل َﺳﻤ ْﻌ َ ْ َـﺖ أَﻧ ُ َ ـﻦ َز ْرﺑـﻰ َر َ َﺟ:ُـﻮل * ِ ِ َ َ َ َ َ َ ﱠ َ ﱠ َ ا َﻋﻠﻴْﻪ َو َﺳﻠ َﻢ ﻓﺄﺑْﻄﺄ اﻟْﻘ َْﻮ ُم َﻋﻨْ ُﻪ أ ْن ُﻳ َﻮ ّﺳ ُﻌﻮا ﻟ َ ُﻪ ﻓﻘ َﺎل ُ ُﻳﺮ َ ﻳﺪ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ ُ ﺻـ ِ ﻟ َﻴ:اﻟ *ﻨﱠﺒِـﻰ ﺻ ﱠـ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ ـﻧَﺎ و ُﻳ َـﻮ ﱢﻗ ْ ﺮ َ َﻳ ْﺮ َﺣ ْـﻢt ْ ـﺲ ﻣﻨﱠﺎ َﻣ َ ﱡ ْ َ ـﻦ َ ْ َ َ َ ْ ُ َ ﺻﻐ * .َﻛﺒ َﻧَﺎ * Zerbî (r.a.)’den; Enes b. Malik’in flöyle dedi¤ini iflittim: 126 Yafll› bir zât, Resûlullah (s.a.s.)’› görmek için geldi. Oradakiler a¤›r al›p da ihtiyara yer vermekte geciktiler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.): “Küçü¤üne ac›mayan, büyü¤üne sayg› göstermeyen bizden de¤ildir.” buyurdular. (Tirmizî, Birr, 15, IV, 321) ِ ُ َﻗﺒ َـﻞ رﺳ: َﻋ ْـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫـﺮ ْﻳـﺮ َة ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل239. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ﻮل ا ُ َ َ َ َ َُ ﱠ ُ ﺻ ﱠـ * ِ و ِﻋﻨْ َﺪ ُه ْاﻷ َ ْﻗﺮع ﺑﻦ ﺣـﺎﺑِ ٍﺲ اﻟﺘﱠﻤ ِ ٍ َ ْ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻴﻤ ﱡﻰ َﺟ ِﺎﻟ ًﺴﺎ َﻓﻘ َﺎل ﻋ ـﻦ ﺑ َ َ ُْ ُ َ َ ّ َ ْ اﳊ َﺴ َﻦ ِ َﻋ ْ ًة ِﻣﻦ اﻟ ْﻮﻟ َِﺪ ﻣﺎ َﻗﺒ ْﻠ9 إِ ﱠن ِ ُ ﻈﺮ إِﻟ َﻴ* ِﻪ رﺳ ﺻ ﱠ َ ﻮل ا ُ َ َ َ َ ﱠ ُ َ ْ َ َ َﺖ ﻣﻨْ ُﻬ ْﻢ أ َ َﺣ ًﺪا َﻓﻨ * . َﻣ ْﻦ َﻻ َﻳ ْﺮ َﺣ ُﻢ َﻻ ُﻳ ْﺮ َﺣ ُﻢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ﺛُ ﱠﻢ َﻗ َﺎل ُ Ebû Hüreyre (r.a.)’den: Bir gün Resûlullah (s.a.s.), Ali (r.a.)’in o¤lu Hasan (r.a.)’› öptü. Akra‘ b. Hâbis et-Teymî de huzûrunda bulunuyordu. (Bunu görünce:) – Benim on tane o¤lum oldu¤u hâlde hiç birini öpmedim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), ona bakt›, sonra da: “Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 18, VII, 75) ِ َد َﺧ ْﻠـﺖ َﻋ َ أُم ﺳ َﻠﻤ َﺔ ر:ا ْاﳌ َ ْﺨ ُﺰوﻣـﻰ َﻗ َﺎل ِ ـﻦ َﻋﺒ ِﺪ ِ َﻋ ِﻦ اﳌ ُ ﱠ240. ﺿ َﻰ ْ ِ ْﻄﻠ ِﺐ ﺑ ُ َ َ َ ﱢ ِ * ا َﻋﻨْﻬﺎ َزو ِج اﻟﻨﱠﺒِ ِﻰ ﺻ ﱠـ ا َﻋ َﻠﻴ َ ﱠ َﻳﺎ ﺑُﻨَ ﱠﻰ أ َ َﻻ أ ُ َﺣ ّ ِﺪﺛُ َﻚ:َـﺖ ﻟ َﺎ ﻘ ﻓ ﻢ ﻠ ﺳ و ﻪ َ ّ ْ ْ َ ُ َ َ َ ْ ُ ِ ِ ِ ـ ﺳ ِﻤﻌ ِ . ﺑَ *ـ َﻳـﺎ أ ُ ﱠﻣ ْﻪ:ﺖ َ ـﻦ َر ُﺳـﻮل ا ْ ﺖﻣ ُ ْ َ َ ِﺑ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ? ُﻗ ْﻠ ُ ﺻ ﱠ ِ َ َﻗﺎﻟ َـﺖ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ * َﻣ ْﻦ أَﻧْ َﻔ َـﻖ َﻋ:ُـﻮل ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ َ ـﻮل ا َُ ُ ْ َ ْ ُ ﺻ ﱠ 127 ٍ أَو َذاوا َﺗـﻰ َﻗـﺮاﺑ،ــ ِ ْ َ ــﺔ ِ ْ َﺑِﻨْﺘ َ ـﺐ اﻟﻨﱠ َﻔﻘَــ َﺔ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻬ ـ َﺣﺘﱠـﻰ َ َ ْ َ ْ ِ ْ َ أ َ ْو أ ُ ْﺧﺘ،ـ ُ ﺘَﺴ ِ ﻳ ْﻐ ِﻨﻴﻬ َ ِﻣﻦ َﻓ ْﻀ ِﻞ ِ ﻜﻔِ َﻴ ُﻬ َ َﻛﺎﻧَﺘَﺎ ﻟ َ ُﻪ ِﺳ ْ ًا ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠ ْ ا أ َ ْو َﻳ .ﺎر ْ َُ ُ Muttalib b. Abdullâh el-Mahzûmî’den; Resûlullah (s.a.s.)’›n zevcesi Ümmü Seleme (r.anhâ)’n›n huzûruna girdim. (Bana:) – O¤lum, Resûlullah (s.a.s.)’dan iflitti¤imi sana söyleyeyim mi? (dedi.) – Evet (buyur), anneci¤im, (dedim). – Resûlullah (s.a.s.)’› flöyle söylerken iflittim, dedi: “Bir kimse, iki k›z çocu¤una, yâhud iki k›z kardefline, yâhut da akrabas›ndan iki k›za, sevâb›n› Allah’tan dileyerek, Allâh’›n lütfu ile ihtiyaçlar› kalmay›ncaya kadar veya onlara yetecek miktarda infakta bulunursa, ona Cehennem’den perde olurlar.” (Ahmed b. Hanbel, VI, 293) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ َْ ٍ َ ْ َﻋ241. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑـﻰ َﺳﻌﻴـﺪ اﳋ ْـﺪر ﱡى َرﺿ * * ٍ ِ ِ َ َ َ َ ـﻦ َﻓ َﻠـ ُ ﻪ ﻬ َﻴ ﻟ إ ـﻦ ﺴ ﺣ أ و ـﻦ ﻬ ﺟ و ز و ـﻦ د ﺄ ـ ﻓ ـﺎت ﻨ ﺑ ث ـﻼ ﺛ ـﺎل ـﻦ َﻋ َ َ َ َ َ ﱠَُ ﱠ َ ﱠ َ ُ ﱠ َ ْ َ َ ْ ﱠ ْ َﻣ:َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َْ .اﳉﻨﱠ ُﺔ Ebû Saîdi’l-Hudri (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim, üç k›z çocu¤u bak›p, büyütür ve onlar› güzel terbiye eder, onlar› evlendirir ve onlara ihsanda bulunursa, onun için Cennet vard›r.” (Ebû Dâvud, Edeb, 130, Hadis no: 5147, V, 355) 128 XIV KARI-KOCA HAKLARI HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِ َﻋ ْﻦ َﻋ ْﻤ242. ِ ِا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﺮو ﺑْ ِﻦ ْاﻷ َ ْﺣ َـﻮص َرﺿ َﻰ ّ ِ ـﺎء ُﻛﻢ ﺣﻘًّـﺎ و ِﻟ ِﻨﺴ ِ ﻜـﻢ ﻋ * ﻧِﺴ ِ ُ ﻜ ْـﻢ َﺣﻘًّﺎ َﻓـﺄ َ ﱠﻣﺎ َﺣ ﱡﻘ ُ ﺎء ُﻛ ْﻢ َﻋ َﻠ ْﻴ ﻜ ْﻢ َ َ َ ْ َ َ ْ ُ َ أ َ َﻻ إ ﱠن ﻟ ِ ْ ﻜ ْﻢ َﻣ ْﻦ َﺗـ ُ َUـﻦ ُﻓ ُﺮ ُ ِ َﻋ * ﻧِ َﺴﺎﺋ ُ ِ ﺑُ ُﻴﻮﺗ+ َو َﻻ َﻳﺄ ْ َذ ﱠن،ﻜ َﺮ ُﻫﻮ َن ﻜ ْ ﻢ َ ﻜ ْﻢ َﻓ َﻼ ُﻳﻮﻃ ْﺌ ِ* ِ ْ ُ ﻜـﻢ أ َ ْن ْ ـﻦ َﺗ ـﻦ أ َ َﻻ َو َﺣ ﱡﻘ ُﻬ ﱠ،ﻜ َـﺮ ُﻫـﻮ َن ْ َﻣ ﻛ ْﺴ َـﻮ ِِ ﱠ+ ـﻦ ﲢﺴﻨُـﻮا إِﻟ َْﻴ ِﻬ ﱠ ْ ُ ـﻦ َﻋ َﻠ ْﻴ * ِ وﻃَﻌ .ﺎﻣ ِﻬ ﱠﻦ َ َ Amr b. el-Ahvas (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Dikkat ediniz, sizin kar›lar›n›z üzerinde, kad›nlar›n›z›n da sizin üzerinizde haklar› vard›r. Sizin kar›lar›n›z üzerindeki hakk›n›z, hofllanmad›¤›n›z kimseleri minderinize oturtmamalar› ve hofllanmad›¤›n›z kimselerin evinize girmesine izin vermemeleridir. Dikkat ediniz, onlar›n da sizin üzerinizdeki haklar›, giyim ve yiyeceklerini iyi bir flekilde sa¤lamakt›r.” (Tirmizî, Rada, 11, III, 467) ِ َ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ﻊP َ أ َ ْرﺑ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ﻮب َر َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ أ َ ﱡﻳ243. * ِ اك واﻟ ِ و،ﻄﺮ ِ ْ َا: ِ ﱡ َ .ﺎح ﻜ ﻨ ﻮ اﻟﺴ ﻌ ﺘ اﻟ و ، ﺎء ﻨ ﳊ ﻠ ﺳ ّ ﱠ َ ُ ﱠ ُ َ َ ّ َ ُ َ َ ُ َ ﻣ ْﻦ ُﺳﻨَ ِﻦ ْاﳌ ُ ْﺮ * Ebû Eyyûb (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: 129 Dört fley Peygamberlerin sünnetlerindendir: “K›na yak›nmak, koku sürünmek, misvâk kullanmak (difl temizlemek) ve evlenmek.” (Tirmizî, Nikâh, 1, III, 391) ِ َ ـ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ244. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤـﺮو ﺑْـﻦ اﻟ َْﻌـﺎص َرﺿ ِ َ ِ اﻟﺼ .ﺎﳊ ُﺔ َو َﺧ ْ ُ َﻣﺘَﺎ ِع ﱡ،ﺎع ا ﱠن ﱡ:َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل اﻟﺪﻧْﻴَﺎ ْاﳌ َ ْﺮأ َ ُة ﱠ P َاﻟﺪﻧْﻴَﺎ ُﻛ ﱡﻠ َﻬﺎ َﻣﺘ Abdullah b. Amr b. el-Âs (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Dünya varl›k dünyas›d›r. En hay›rl›s› da sâliha kad›nd›r.” (Nesei, Nikâh, 15, VI, 69; Müslim, Rada, 64, 1467) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ٍ ِ ِ ِ ْ َﻋ245. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ا ﺑْـﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌﻮد َرﺿ ِ َـ اﻟﺸﱠ ﺒ ِ ـﺎب! َﻣ َ اﺳ َﺘ ُ ْـﺎع ِﻣﻨ ـﺎء َة َﻓ ْﻠ َﻴ َﺘ َـﺰ ﱠو ْج َﻓ ِـﺈﻧﱠ ُﻪ َ ﻄ ْ ـﻦ َ َ َﻳـﺎ َﻣ ْﻌ:َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ َﻜ ُـﻢ اﻟ ْﺒ ِ ِ ِ ِ َ َأ َ َﻏ ﱡﺾ ِﻟ ْﻠﺒ ﺎﻟﺼ ْﻮمِ َﻓ ِﺈﻧﱠ ُﻪ ﻟ َ ُ ﻪ َﻳ ْﺴ َﺘﻄ ْﻊ َﻓ َﻌ َﻠ ْﻴﻪ ﺑِ ﱠt ْ َو َﻣ،ِ َوأ َ ْﺣ َﺼ ُﻦ ﻟ ْﻠ َﻔ ْﺮج ْ َ ـﻦ ِ .ﺎء P و َﺟ Abdullâh b Mes’ud (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Gençler! ‹çinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek, gözleri (haramdan) daha çok korur, zinadan daha çok muhâfaza eder. Gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun. Çünkü orucun flehveti k›ran bir özelli¤i vard›r.” (Buhârî, Nikâh, 2, VI, 117) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ٍ َﻣ ْﻦ َر َز َﻗ ُﻪ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ﻮل ا ْ َﻋ246. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ أ َ َﻧﺲ َر ِ َﻓ ْﻠ َﻴ ﱠﺘ،ـﺮ د ِﻳﻨ ِـﻪ ِ ﻄ ْ َU + ا ْ َU َﻓﻘ َْﺪ أ َ َﻋـﺎ َﻧـ ُﻪ َﻋ *ـ،ًـﺎﳊـﺔ َِ ﺻ ﻄ ِ ﺮ َ ا ْاﻣ َـﺮأ َ ًة َ ـﻖ ُ * * .اﻟ ْﺒَﺎﻗﻰ * 130 ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ إِ َذا َﺗ َـﺰ ﱠو َج اﻟ َْﻌﺒْ ُﺪ َﻓﻘ َِﺪ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ُ َ َ ِر َوا َﻳﺔ اﻟ ْﺒَ ْﻴ َﻬﻘـﻰ َﻗ+َو ُ ﺻ ﱠـ * * ِ ِ ِ ِ ِ ْ َاﺳﺘ . اﻟﻨﱢ ْﺼﻒ اﻟ ْﺒَﺎﻗﻰ+ ا َ ﻜ َﻤ َﻞ ﻧ ْﺼ ْ َ َﻓ ْﻠ َﻴﺘﱠﻖ،ﻒ اﻟﺪّﻳﻦ * * Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Allâhu Teâlâ bir kimseye sâliha bir kad›n nasib ederse, ona dininin yar›s›nda yard›m etmifl olur. Arta kalan yar›s›nda da Allah’tan korksun ve kendini korusun.” (Taberânî, Evsat, I, Hadis no: 976, 522) Enes taraf›ndan Beyhakî rivâyetinde ise, Resûlullah (s.a.s.): “Kul evlendi¤i vakit dininin yar›s›n› tamamlam›fl olur. Art›k geri kalan yar›s›nda da Allâh’a karfl› gelmekten kaç›ns›n.” buyurdular, fleklinde gelmifltir. ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ247. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻧ َﺠ ْﻴـ ٍﺢ َر * َْ ﺛُ ﱠﻢ،ﻮا ِﻷ َ ْن َﻳﻨْ ِﻜ َﺢ َﻳﻨْ ِﻜ ْﺢ َﻓ َﻠ ْﻴ َﺲ ِﻣﻨﱢﻰt ً َﻛﺎ َن ُﻣ Ebû Nüceyh (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Evlenmeye muktedir olup da evlenmeyen benden de¤ildir. ” (Taberânî, el-Mu‘cemu’l-Evsat, I, Hadis no: 993, 524) ِ ٍ ِ ِ ِ َ َ ـﻊ َﻣ ْﻦP َ أ َ ْرﺑ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬ أ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ َ َﻋﻦ اﺑْـﻦ َﻋﺒﱠـﺎس َرﺿ248. ِ ﺎﻛﺮا و ِﻟﺴﺎﻧًﺎ َذ ِ ِ ِ اﻛ ًﺮا أ ُ ْﻋ ِﻄ َﻴ ُﻬ ﱠﻦ َﻓﻘ َْﺪ أ ُ ْﻋ ِﻄ َﻰ َﺧ ْ َ ﱡ َ َ ً َU َﻗ ْﻠﺒًﺎ:اﻟﺪﻧْ َﻴـﺎ َو ْاﻵﺧ َﺮة ِ وﺑ َﺪﻧًﺎ َﻋ َ اﻟ ْﺒ َﻼ ِء ﺻﺎﺑِﺮا و َزوﺟ ًﺔ َﻻ َﺗﺒﻐ . ﻧَ ْﻔ ِﺴ َﻬﺎ َو َﻣ ِﺎﻟ ِﻪ+ ﻴﻪ َﺣ ْﻮﺑًﺎ َ ْ َ ً َ َ ََ ْ * * ‹bn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Dört (haslet vard›r ki, bunlar) kimde bulunursa, dünyâ ve âhiretin hayr› kendisine verilmifl olur: fiükreden kalp, zikre131 den dil, belâya sabreden beden, kocas›na ve mal›na h›yanet etmeyen kad›n.” (Taberânî, Evsat, 8, Hadis no: 7208, 103) ِ ٍ ْ ﻳـﻦ َﻳ ﻜ ِﻨ ُـﺰو َن َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ ْ َو َﻋ249. َ َواﻟ ﱠـﺬ:َـﺖ ْ ﻟ َ ﱠﻤـﺎ ﻧَ َـﺰﻟ:ــﺎل ُ ــﻰ ْ َـﻦ ﺛ َ ــﻮﺑَـﺎن َرﺿ * ِ ِ ﱠ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ + َ َﻗ.َـﺐ َواﻟ ْﻔِ ﱠﻀـﺔ َ ُﻛﻨﱠـﺎ َﻣ َﻊ َر ُﺳـﻮل ا:ـﺎل َ اﻟﺬ َﻫ ُ ﺻ ﱠـ * ِ ﺑﻌ ِ ـﺾ أ َ ْﺳ َﻔ ِ ْـﺎﺑِ ِﻪ أُﻧbَ ﺻ ﱠ+ِ َﺖ ﻟ ْ َﻮ.اﻟـﺬ َﻫ ِﺐ َواﻟ ْﻔِ ﱠﻀ ِـﺔ َ َﻓﻘ،ﺎر ِه ْ َ َـﺎل ﺑَ ْﻌ ُﺾ أ ْ ـﺰﻟ َْ ِ ِ ِ ِ َ ـ َﻓﻨَﺘﱠ ِﺨ ـﺐ َ َﻓﻘ:ــﺬ ُه P َو َﻗ ْﻠ،ــﺮ P ن َذاﻛP َـﺎل أ َ ْﻓ َﻀ ُﻠــ ُﻪ ﻟ َﺴـﺎ P ْ َﻋﻠ ْﻤﻨَـﺎ أ َ ﱡي ْاﳌَــﺎل َﺧ ِ َU َ ِﺔ ُﺗﻌﻴﻨُ ُﻪ َﻋ * إP َﺔ ُﻣ ْﺆ ِﻣﻨP َو َز ْو َﺟ،ﺮP ﺎﻛ .ﻳﻧِ ِﻪ * Sevbân (r.a.)’den: “Alt›n ve gümüfl y›¤an...” mealindeki ayet nâzil oldu¤unda, Resûlullah (s.a.s.) ile bir yolculukta idik. Sahâbeden birisi: (Ayet) Alt›n ve gümüfl hakk›nda nâzil oldu, “Mal›n hangisinin daha hay›rl› oldu¤unu bilsem de onu edinsem” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Onun en iyisi, zikreden dil, flükreden kalb, imân›n› kuvvetlendirmekte kendisine yard›m eden mü’mine kad›n.” (Tirmizî, Tefsîr u Kur’an, 9, V, 277) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ250. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ * ِ ِ ِ ِ َﺳﺒ+ َا ْﳌ ُ َﺠﺎﻫ ُـﺪ:ﺔ َﺣ ﱞـﻖ َﻋ َ ا َﻋ ْـﻮ ُ ُﻬﻧ ْﻢP َﺛَ َـﻼﺛ َ ُ َو ْاﳌ،ﻴﻞ ا ﺐ اﻟ ﱠﺬى ُ ﻜـﺎ َﺗ * * * .ﺎف ِ ﻳﺪ ْاﻷ َ َداء واﻟﻨﱠ َ ﻳﺪ اﻟ َْﻌ َﻔ ُ ﺎﻛ ُﺢ اﻟ ﱠﺬى ُﻳﺮ ُ ُﻳﺮ َ َ * * * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Üç kimse (vard›r ki), onlar, Allâh’›n yard›m›n› hak etmifllerdir: Allah yolunda mücâhede eden, âzâd olmas› 132 için deruhte etti¤i (üstlendi¤i) paray› ödemek isteyen köle, ”iffetini korumak için evlenen kimse. )(Tirmizî, Fedailul Cihad, 20, IV, 184 ـﻂ إِ َ 9ﺑﻴ ِ َ 251.ﻋ ْﻦ أَﻧَ ِـﺲ ﺑ ِـﻦ ﻣ ِـﺎﻟ ٍﻚ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل :ﺟﺎء ﺛَ َـﻼﺛَ ُﺔ ر ْﻫ ٍ ﻮت ْ َ ُُ َ َ ُ َ َ َ ِ ِ ِ ﺻ ﱠ ُ ا ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳ ْﺴﺌَ ُﻠـﻮ َن َﻋ ْﻦ ﻋﺒَـﺎ َدة اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َ أ َ ْز َوا ِج اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َ ﺻ ﱠ ُ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢَ ،ﻓ َﻠ ﱠ ﱡﻮﻫـﺎ َﻓﻘَﺎﻟ ُﻮاَ :وأ َ ْﻳ َﻦ ﻧَ ُْ bﻦ ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ـ أ ُ ْﺧ ِ ُ`وا َﻛﺄ َ ﱠ ُﻬﻧ ْﻢ َﺗﻘَﺎﻟ َ ِ ا ﻟ َـ ُﻪ َﻣﺎ َﺗﻘ ﱠَـﺪ َم ِﻣ ْﻦ َذﻧْﺒِ ِـﻪ َو َﻣﺎ َﺗـﺄ َ ﱠﺧ َﺮ . َ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢَ ،ﻗ ْـﺪ َﻏ َﻔ َﺮ ُ ﺻ ﱠـ ُ ِ ﺻ ُ ﻮم َﻗ َ ﺻـّ اﻟ ﱠﻠ ْﻴ َـﻞ أَﺑَ ًـﺪاَ .و َﻗ َﺎل َ آﺧ ُـﺮ :أَﻧَـﺎ أ َ ُ ـﺎل أ َ َﺣ ُـﺪ ُﻫ ْﻢ :أ َ ﱠﻣـﺎ أَﻧَـﺎ َﻓ ِـﺈﻧّﻰ أ ُ َ اﻟـﺪﻫﺮ و َﻻ أ ُ ْﻓ ِﻄـﺮ أَﺑـﺪا .و َﻗـﺎل * آﺧ ُـﺮَ :وأَﻧَـﺎ أ َ ْﻋ َﺘ ِ ـﺎء َﻓ َـﻼ أ َ َﺗ َﺰ ﱠو ُ ج ﺴ ﻨ اﻟ ل ـﺰ ُ ُ َ ً َ َ َ ﱢ ﱠ ْ َ َ َ َ أَﺑ ًـﺪاَ .ﻓﺠـﺎء رﺳ ُ ِ َـﺎل :أَﻧْ ُﺘ ُـﻢ اﻟْﻘ َْﻮ ُم ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْﻢ َﻓﻘ َ ـﻮل ا َ َ َ َ َُ ﺻ ﱠ ُ ا إِﻧّـﻰ َﻷ َ ْﺧﺸَ ـﺎ ُﻛـﻢ ِ ِ اﻟ ﱠـﺬﻳـﻦ ُﻗ ْﻠ ُﺘـﻢ َﻛ َـﺬا و َﻛ َـﺬا ،أَﻣـﺎ و ِ َوأ َ ْﺗﻘَـﺎ ُﻛ ْـﻢ ﻟ َ ُﻪ ، َ َ َ َ ْ ْ ﻟ ِ*ﻜ *ﻨّﻰ :أَﺻـﻮم ،وأ ُ ْﻓ ِﻄﺮ ،وأُﺻّ ،وأَر ُﻗ* ُـﺪ ،وأ َ َﺗ َﺰوج اﻟ ِ ﺴ ﻨ ـﺎءَ ،ﻓ َﻤ ْﻦ َر ِﻏ َ ﺐ ّ ُ ُ َ ُ َ َ َ ْ َ ﱠ ُ َ َ * * َﻋ ْﻦ ُﺳﻨﱠﺘﻰ َﻓ َﻠ ْﻴ َﺲ ِﻣﻨّﻰ . * * Enes b. Mâlik (r.a.)’den; flöyle anlat›yor: Üç kifli Resûlullah (s.a.s.)’›n zevcelerinin evlerine giderek Peygamber (s.a.s.)’in ibadetinden sordular, vaktâ ki Resûlullah )(s.a.s.)’›n ibâdeti onlara haber verildi, bunu (kendileri için az›msad›lar ve: – Biz, Resûlullah (s.a.s.) gibi nerede olabiliriz? Allâhu Teâlâ, geçmifl ve gelecek günahlar›n› ba¤›fllam›flt›r, dediler. Bunun üzerine birisi: – Ben devaml› olarak geceleri sabaha kadar namaz k›laca¤›m, di¤eri: 133 – Ben hiç fas›la vermemek üzere bütün sene oruç tutaca¤›m, bir di¤eri: – Ben de asla evlenmeyecek ve kad›nlar ile münâsebette bu- lunmayaca¤›m” dedi. Resûlullah (s.a.s.), onlar›n yan›na gelince: – fiöyle, flöyle diyen kimseler siz misiniz? Dikkat edin, vallahi ben sizden daha fazla Allah’tan korkar ve (fenal›ktan) korunurum! Fakat buna ra¤men hem oruç tutar›m, hem yerim, hem namaz k›lar›m, hem yatar›m ve hem de kad›nlarla evlenirim. Binâenaleyh sünnetimden yüz çeviren benden de¤ildir, buyurdu. (Buhârî, Nikâh, 1, VI, 116) ِ َ ﺿــﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ﺻ ﱠ :ـﺎل َ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ252. َُ ُ ــ ُ َ ـﻦ أَﺑــﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر * ِ ِ َﻓﺎﻇْ َﻔﺮ ﺑِ َﺬ. و ﻟﺪ ِﻳﻨﻬﺎ،ﺎiَ ِ ـ َ ُْﺗﻨ َ ﳉ َ ِ ﳊ َﺴﺒِ َﻬﺎ َو َ ِ ﺎ َوiﺎ َ ِ َ ِﳌ:ٍـﺢ ْاﳌ َ ْﺮأ َ ُة ِﻷ َ ْرﺑَﻊ ات ُ ﻜ َ َ ْ * ِ ّاﻟﺪ .اك َ ﺖ َﻳ َﺪ ْ َﻳﻦ َﺗ ِﺮﺑ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kad›n (genellikle) dört (haslet) için nikah edilir: Mal› için, soyu için, güzelli¤i için ve dini için. Sen dindar olan› tercih et ki, ellerin topraklans›n (hay›r bulas›n).” (Buhârî, Nikâh, 15, VI, 123) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ ُْ ٍ َ ْ َﻋ253. ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ أﺑـﻰ َﺳﻌﻴـﺪ اﳋ ْـﺪر ﱡى َرﺿ * * ِ ِ ِ ِ ِ ِﻳﻦ َ َ َ َ َ َ * َ ّﺎ ﻓ َﻌﻠﻴْ َﻚ ﺑﺬات اﻟﺪiﺎ¤ َ َ ﺎ َوi ِا ﱠن ْاﳌ َ ْﺮأ َة ُﺗﻨْﻜ ُﺢ َﻋـ دﻳﻨ َﻬﺎ َو َﻣﺎ:َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ * * .اك َ ﺖ َﻳ َﺪ ْ ََﺗ ِﺮﺑ Ebû Said el-Hudri (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Muhakkak ki kad›n, dini, mal› ve güzelli¤i için nikahlan›r. Sen dindar olan› seç ki, elin bereket bulsun.” (Tirmizî, Nikâh, 4, III, 396) 134 ِ ـﻮل ا ﺻ ﱠـ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ َﻗ:ـﺎل َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ُ ُ ـﺎل َر ُﺳ ْ َﻋ254. ُ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ * ِ ِ ِ َ ِ إ .ﺎر ُﻛ ْﻢ ﻟ ِﻨ َﺴﺎﺋ ِ ِـﻬ ْﻢ َ أ َ ْﻛ َﻤ ُﻞ ْاﳌ ُ ْﺆ ِﻣﻨ ُ ﺎر ُﻛ ْﻢ ﺧ َﻴ ُ َوﺧ َﻴ،ﻳﻧًﺎ أ َ ْﺣ َﺴﻨُ ُﻬ ْﻢ ُﺧ ُﻠﻘًﺎ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Mü’minlerin imanca en mükemmeli, ahlâkça en güzel olan›d›r. En hay›rl›n›z, kad›nlar›na karfl› en iyi davranan›zd›r.” (Tirmizî, Rada, 11, III, 466) ِ :ُﻮل ُ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ أَﻧﱠـ ُﻪ َﻛﺎ َن َﻳﻘ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ْ َﻋ255. َ ـﻦ أَﺑﻰ أ ُ َﻣ ُ ﺻ ﱠـ ُ ﺎﻣـ َﺔ َرﺿ َﻰ * ٍ ِ ِ ِ َِ ﺻ ﺎﳊ ٍﺔ َ اﺳﺘَ َﻔﺎ َد ْاﳌ ُ ْﺆﻣ ُﻦ ﺑَ ْﻌ َﺪ َﺗﻘ َْﻮى ا َﻋ ﱠـﺰ َو َﺟ ﱠﻞ َﺧ ْ ًا ﻟ َ ُﻪ ﻣ ْﻦ َز ْو َﺟﺔ ْ َﻣﺎ ِ َ َ َو إِ ْن ﻧ،ـﺎﻋﺘْـ ُﻪ ، َو إِ ْن أ َ ْﻗ َﺴ َـﻢ َﻋ َﻠﻴْ َﻬـﺎ أَﺑَ ﱠـﺮ ْﺗ ُﻪ، ْﺗ ُﻪ َ َإِ ْن أ َ َﻣ َـﺮ َﻫﺎ أَﻃ ﻈ َـﺮ إﻟ َﻴْ َﻬـﺎ َ ﱠ ِ َ . ﻧَ ْﻔ ِﺴ َﻬﺎ َو َﻣ ِﺎﻟ ِﻪ+ ﺘْ ُﻪbَ ﺎب َﻋﻨْ َﻬﺎ ﻧَ َﺼ َ و إ ْن َﻏ، * Ebû Ümame (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle söylerdi: “Mü’min kifli için, Allâhu Teâlâ’n›n emirlerine sar›l›p nehyetti¤i fleylerden kaç›nmadan sonra en faydal› fley iyi bir zevcedir ki söyledi¤ini tutar. Yüzüne bakarsa gönlü aç›l›r, kendisine yemin verdirecek olursa sözünden caymaz. Kocas›n›n bulunmad›¤› zamanda iffetine (kocas›na) ve mal›na h›yânet etmez.” (‹bn Mâce, Nikâh, 5, I, 596) ِ ﻋ256. ِ ُ ﺳ ِﻤﻌﺖ رﺳ:ـﺎل ِ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا ْ َ ُ َ ُ ْ َ َ ـ َﻗ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ َﻰ ِ ِ ِ ُ ُﻛ ﱡﻠ:ُــﻮل ـﻦ ُ َﻳﻘ P ُـﺎم َرا ٍع َو َﻣ ْﺴﺌ P ُــﻢ َرا ٍع َو َﻣ ْﺴﺌ ْ ــﻮل َﻋ ْ ـﻮل َﻋ ْ ﻜ ُ َا ْﻹِ َﻣ،ــﻦ َرﻋ ﱠﻴﺘــﻪ ِ ِ ِ ِ ﺑَ ْﻴ+ َو ْاﳌ َ ْـﺮأ َ ُة،ـﻦ َر ِﻋ ﱠﻴ ِﺘ ِـﻪ ﺖ P ُ أ َ ْﻫ ِﻠ ِـﻪ َو َﻣ ْﺴﺌ+ اﻟـﺮ ُﺟ ُـﻞ َرا ٍع ْ ـﻮل َﻋ َو ﱠ،َرﻋ ﱠﻴﺘـﻪ * * 135 ِ ﻣ+ ﺎدم ِ َ ْ و،ﺔ َﻋﻦ ر ِﻋﻴ ِﺘﻬـﺎP ﺔ و ِﻫﻰ ﻣﺴﺌُـﻮﻟ َـP اﻋﻴـ ِ ـﺎل َﺳ ﱢﻴ ِﺪ ِه َرا ٍع َ َ ْ َ ﱠ َ ُ اﳋ ْ َ َ َ َ َز ْو ِﺟ َﻬﺎ َر * ُ َو ُﻛ ﱡﻠ،ﻮل َﻋ ْﻦ َر ِﻋ ﱠﻴ ِﺘ ِﻪ ُ ﻜ ْﻢ َرا ٍع َو ُﻛ ﱡﻠ .ﻮل َﻋ ْﻦ َر ِﻋ ﱠﻴ ِﺘ ِﻪ P َُو ُﻫ َﻮ َﻣ ْﺴﺌ P ُﻜ ْﻢ َﻣ ْﺴﺌ ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤unu iflittim, diyor: “Hepiniz çobans›n›z ve hepiniz çobanl›¤›n›zdan (elinizin alt›ndakinden) sorumlusunuz: Âmir, çoban (koruyucu) dur ve çobanl›¤›ndan (maiyyetinden) sorumludur. Kifli ailesinin koruyucusu ve eli alt›nda olanlardan sorumludur. Kad›n, eflinin evinin koruyucusudur, eli alt›nda bulunanlardan sorumludur. Hizmetçi, efendisinin mal›n›n koruyucusudur ve eli alt›nda bulunanlardan sorumludur. Hepiniz çobans›n›z ve (her biriniz) çobanl›¤›ndan (emri alt›nda bulunanlardan) sorumlusunuz.” (Buhârî, Itk, 18, III, 125) ِ ُ َﻗـﺎل رﺳ:ـﺎل ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ257. َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ ﺑُ َـﺮ ْﻳ َﺪ َة َرﺿ ِ ِ ﻟ َﻴ ٍ ـﺮ ِ ـﺐ َﻋ َـ ْاﻣ ْ ِـﻒ ﺑ َز ْو َﺟﺘَـ ُﻪ أ َ ْو¥ َ ـﻦ َﺣ َﻠ ْ َو َﻣ،ـﺎﻷ َ َﻣـﺎﻧَـﺔ ْ ـﺲ ﻣﻨﱠــﺎ َﻣ َ ـﻦ َﺧﺒﱠ َ ْ .َﳑ ْ ُﻠﻮ َﻛ ُﻪ َﻓ َﻠﻴْ َﺲ ِﻣﻨﱠﺎ Büreyde (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ’dan baflkas›na yemin eden, bizden de¤ildir. Kar› ile kocas›n›n veya efendi ile kölesinin aras›n› açan, bizden de¤ildir.” (Ahmed b. Hanbel, V, 352) ِ ِ ِـ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ْ َﻋ ْﻦ ِاﺑ258. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ أَﺑْ َﻐ ُﺾ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ َﻰ ّ ِ 9َ ِاﳊ َﻼ ِل إ ا َﻋ ﱠﺰ َو َﺟ ﱠﻞ اﻟ ﱠ َْ .ﻄ َﻼ ُق 136 ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allah kat›nda, helâl olan fleylerin en sevimsizi eflini ”boflamak (talâk) t›r. )(‹bn Mâce, Talak, 1, I, 656; Ebu Davut, Talak, 3, II, 631-632 259.ﻋ ِ ـﺎلَ :ﻗ َﺎل رﺳ ُ ِ ٍ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل : ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا َ َ ْ َُ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ اﺑْ ِﻦ َﺳﻌﻴـﺪ َرﺿ َﻰ ُ * ا ﻳـﻮم اﻟ ِْﻘﻴ ِ ِ ﻈ ِﻢ ْ َ ِ ِ ِ ـﻦ َا ْﻋ َ اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ ُﻳ ْﻔﻀـﻰ إِ َْ 9اﻣ َﺮأَﺗِ ِﻪ إِ ﱠن ﻣ ْ اﻻ َﻣـﺎﻧَﺔ ﻋﻨْ َﺪ َ ْ َ َ َ ﺎﻣـﺔ ﱠ * و ُﺗ ْﻔﻀﻰ ِإﻟ َﻴ ِﻪ ،ﺛُﻢ ﻳﻨْ ُ ِ َﻫﺎ . َ ﱠ ْ ﱠ َ ُ * ‹bn Saîd (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “K›yamet günü Allah kat›nda (zayi edildi¤inde günah›n›n a¤›rl›¤› bak›m›ndan) en büyük emanetlerden biri, kiflinin ›efliyle birlikte –içli d›fll›– olduktan sonra onun s›rr›n ”(baflkas›na) yaymas›d›r. )(Ahmed b. Hanbel, III, 69 ـ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ :أ َ ﱠن رﺳ َ ِ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ﻟ ﱠَ َ 260.ﻋ ْ ـﻮل ا َ ـﻦ َﻋ ِ ّ ٍ َ َ ُ َُ ﺻ ﱠـ ُ ٍ ِ ٍ َزوﺟـ ُﻪ َﻓ ِ ـﻦ أ َ َدمٍ َﺣﺸْ ُـﻮ َﻫـﺎ ﻟ P ﻴـﻒ ـﺎﻃ َﻤـ َﺔ ﺑَ َﻌ َ ـﺚ َﻣ َﻌـ ُﻪ ﺑِ َﺨﻤﻴ َﻠـﺔ َو ِو َﺳـﺎ َدة ﻣ ْ ﱠ َ * و ِﺳﻘ ٍ َﻓﻘ َ * ِ ِ ﺎﻃﻤ َﺔ َذات ﻳﻮمٍ و ِ َﺎء َو َﺟ ﱠﺮ َﺗ ْ ِ ا ﻟَﻘ َْﺪ َﺳﻨَ ْﻮ ُ ت َﺎل َﻋ ِ ﱞ ﻟ َﻔ َ َو َر َﺣﻴَ ْ ِ َ َ َْ َ ِ ﻜﻴـﺖ ﺻ ْﺪرىَ .ﻗ َﺎل و َﻗ ْـﺪ ﺟﺎء ا أَﺑ ِ ﺎك ﺑِ َﺴﺒْ ٍ ـﻰ َﻓﺎ ْذ َﻫﺒﻰ َﺣﺘّ*ﻰ ﻟَﻘَﺪ ا ْUﺘَـ َ ْ ُ َ َ َ َ ُ َ * ِ ِ ِ اى َﻓـﺄ َ َﺗ * ِ ﺖ ﺖ َﺣﺘّ*ـﻰ َ َ َﺖ َوأَﻧَـﺎ َوا َﻗ ْـﺪ ﻃَ َbﻨْ ُ َﻓ ْﺴﺘَ ْﺨﺪﻣﻴـﻪ َﻓﻘَـﺎﻟ ْ [ َﻠ ْ ـﺖ َﻳ َﺪ َ اﻟﻨﱠﺒِﻰ * ِ َـﺖ ِﺟﺌْ ُ ﺖ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ َ ﱠ َ ـﺎء ﺑِﻚ أ َ ْى ﺑُﻨَـﻴﱠـﺔَُ .ﻗﺎﻟ ْ ﺻ ﱠـ ُ َﺎل َﻣـﺎ َﺟ َ َﺎل َﻣـﺎ َﻓ َﻌ ْﻠ ِﺖَ .ﻗـﺎﻟ ْ َﺖ ـﺖ َﻓﻘ َ َﻷ ُ َﺳ ِّﻠ َـﻢ َﻋ َﻠﻴْ َ اﺳﺘَ ْbﻴَ ْ ﺖ أ َ ْن َﺗ ْﺴـﺄَﻟ َ ُﻪ َو َر َﺟ َﻌ ْ ـﻚ َو ْ 137 ا و ِ ـﻮل ِ ﻴﻌﺎ َﻓﻘ َ ِ ا ﻟَﻘ َْﺪ ـ َﻳﺎ َر ُﺳ َ اﺳﺘَ َْ bﻴ ْﻴ ُ َ ﺖ أ َ ْن أ َ ْﺳـﺄَﻟ َ ُﻪ َﻓـﺄ َ َﺗ ْﻴﻨَـﺎ ُه ًَ ¤ ْ َـﺎل َﻋ ﱞ ﻜﻴـﺖ ﺻ ْـﺪر *ى .و َﻗـﺎﻟ َـﺖ َﻓ ِ َ َ ُ ﻨ b ﻃ ـﺪ ﻗ ﺔ ـ ﻤ ﺎﻃ ـﺖ َﺣ ّ*ﺘﻰ ْ ْ َ ت َﺣ ّﺘ*ﻰ ا ْUﺘَ َ ْ ُ َ َﺳﻨَ ْـﻮ ُ َ ُ ْ َ ﻮل ِ ا َﺎل َر ُﺳ ُ ا ﺑِ * َﺴﺒْ ٍﻰ َو َﺳ َﻌ ٍـﺔ َﻓﺄ َ ْﺧ ِﺪ ْﻣﻨَـﺎَ .ﻓﻘ َ ََ [ َﻠ ْ ﺖ َﻳ َﺪ َ ﺎء َك ُ اى َو َﻗ ْـﺪ َﺟ َ ــ وأ َ َدع أ َ ْﻫ َـﻞ اﻟﺼ ﱠﻔ ِ ــﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ و ِ ِ ــﺔ َﺗ ْ ا َﻻ أ ُ ْﻋﻄﻴ ُ ﻄ َـﻮى ﱡ ﻜ َ َ ُ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ َ َ َ َ ﺻ ﱠـ ُ ـﻮﻬﻧﻢ َﻻ أ َ ِﺟ ُﺪ ﻣﺎ أُﻧْﻔِ ُﻖ َﻋ َﻠﻴ ِﻬﻢ وﻟ * ِ َ ﺑُ ُ ﻴﻌ ُﻬ ْﻢ َوأُﻧْﻔِ ُﻖ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ أَﺛْ َ َ ُﻬﻧ ْﻢ . ﺑ أ ـﻰ ﻨ ّ *ﻜ ُ ْ ْ َ َ ﻄ ُُْ * ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َ *ﻢ َو َﻗ ْﺪ َد َﺧ َﻼ َ +ﻗﻄﻴ َﻔ ِﺘ ِﻬ َ إِ َذا َﻓ َﺮ َﺟ َﻌﺎ َﻓﺄ َ َﺗ ُ َ ـﺎOﺎ اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ ﺻ ﱠ ُ * * َﻏ ﱠ ﺖ أ َ ْﻗ َـﺪ ُاﻣ ُﻬ َ َو إِ َذا َﻏ ﱠ ـ َﺗ َ ﻄ َﻴـﺎ أ َ ْﻗ َﺪ َاﻣ ُﻬ َ ـ َﺗ َ وﺳ ُﻬ َ ﻜﺸﱠ َﻔ ْ ﺖ ﻄ ْ ﻜﺸﱠ َﻔ ْ ـﺖ ُر ُء َ ﻜ َ ﻜـﺎﻧَ ُ َــﺎل َﻣ َ وﺳ ُﻬ َ ـ` ُﻛ َ ــ ﺑِ َﺨ ْـٍ ِﻣ ﱠ ـ ــ .ﺛُ ﱠـﻢ َﻗ َ َـﺎرا َﻓﻘ َ ـ َﻓﺜ َ ُر ُء ُ ــﺎل أ َ َﻻ أ ُ ْﺧ ِ ُ ِ َﺎل َﻛ ِﻠ َ َﺳـﺄَﻟْﺘُ َ اﻟﺴ َﻼ ُم ـﻧـﻰَ .ﻗ َ ـﻦ ِﺟ ْـ` ُ ـﺎﻻ ﺑَ *ـَ .ﻓﻘ َ ت َﻋ ﱠﻠ َﻤﻨ ِﻴﻬ ﱠ ـ P ﻳـﻞ َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ ﱠ ـ *ا و َ ْ * ِ ٍ َــﺎل ُﺗ *ﺴﺒِِ b ـﺎن ُ +دﺑُ ِ ـﺮ ُﻛ ّ ِ ـا َو ُﺗ َ ﻜﺒِّ َـﺮ ِ ان ـﻞ َ ﺻ َـﻼة َﻋ ْ ً َ َﻓﻘ َ َ ّ َ ﲢ َﻤ َـﺪان َﻋ ْ ً ـا و إِ َذا أَو ﻳﺘُ * َ إِ * 9ﻓِﺮ ِ ﻜ َ اُ U ا َـﺪا َﺛ َﻼ ًﺛﺎ ـ َﻓ َﺴﺒِّ َbﺎ َﺛ َـﻼ ًﺛﺎ َو َﺛ َـﻼﺛ َ َو ْ َ َ ْ َﻋ ْ ً َ َ * . َو َﻛﺒِّ َﺮا أ َ ْرﺑَ ًﻌﺎ َوﺛَ َﻼﺛ َ َوﺛَ َﻼﺛ َ * * Hz. Ali (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)’tan flöyle rivayet etmifltir: Hz. Peygamber (s.a.s.), k›z› Hz. Fat›ma’y› evlendirdi¤inde, çeyiz olarak ona kadife bir örtü, içine hurma lifi doldurulmufl deri bir yast›k, iki el de¤irmeni, bir su k›rbas› ve iki testi verdi. Hz. Ali, bir gün Hz. Fat›ma’ya: – Allah'a yemin olsun ki, bitkin düfltüm, gö¤üslerim a¤r›d›. Allah, babana esirler verdi. Gitsen de ondan bir hizmetçi istesen! deyince Hz. Fat›ma: – Yemin olsun ki, de¤irmenle un ö¤ütmekten benim de elle138 rim kabard›, dedi ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yan›na geldi. Hz. Peygamber (s.a.s.): – Niçin geldin yavrucu¤um, deyince Hz. Fat›ma: – Sadece hâlinizi sormak için geldim, diyerek iste¤ini söylemeye utand› ve geri döndü. Hz. Ali, Ne yapt›n? deyince Hz. Fat›ma: ‹stemeye utand›m, dedi. Bu defa beraberce Hz. Peygamberin huzuruna geldiler. Hz. Ali, Allah Resûlüne, “bitkin düfltüm, gö¤üslerim a¤r›d›.” dedi. Hz. Fat›ma da “De¤irmenle un ö¤ütmekten benim de ellerim kabard›. Cenab-› Hak, sana esirler ve bolluk ihsan etti. Bize hizmetçi verir misin?” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.): – Ehl-i Suffe (evleri olmad›¤› için Hz. Peygamber'in mescidinde yat›p kalkan sahabiler) açl›ktan k›vran›rken onlar› b›rak›p da size veremem. Onlara verecek bir fley bulam›yorum. Yaln›z flu esirleri sat›p paras›n› onlara harcayaca¤›m, dedi. Onlar da geri döndüler. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Ali ile Hz. Fat›ma’n›n evlerine gitti. Onlar yat›yorlard›. Örtüleri ile bafllar›n› örtseler ayaklar› aç›l›yor, ayaklar›n› örtseler bafllar› aç›l›yordu. Hemen do¤ruldular, Hz. Peygamber (s.a.s.), “kalkmay›n” dedi ve sonra; – Benden istedi¤iniz fleyin daha hay›rl›s›n› size söyleyeyeyim mi? dedi. Onlar da “buyur” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.): – Her namaz›n arkas›ndan 10 defa Sübhanallah, 10 defa Elhamdülillah, 10 defa Allahü Ekber; yatarken de 33 defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah ve 34 defa Allahü Ekber, deyiniz. Bunlar› bana Cebrail (a.s.) ö¤retmifltir, buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, I, 106, 850) ِ ِ ـﺖ َز ْﻣ َﻌ َﺔ ﻟ َْﻴ ًﻼ ْ َﻋ261. ْ ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َﻗـﺎﻟ ُ ْـﺖ َﺳ ْﻮ َد ُة ﺑِﻨ ْ َﺧ َﺮ َﺟ:َـﺖ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َرﺿ ِ ِ ِ َ آﻫﺎ ُﻋﻤﺮ َﻓﻌﺮ َﻓﻬـﺎ َﻓﻘ ْ َﻓ َﺮ َﺟ َﻌ، َﻋ َﻠ ْﻴﻨَﺎ ﺖ َ ْ ﺎﺳ ْﻮ َد ُة َﻣـﺎ َ¨ ْ َﻔ َ َ َ ُ َ َ َﻓ َﺮ َ َﺎل إﻧﱠﻚ َوا َﻳ 139 ِ ِ ِ اﻟﻨﱠﺒ9َ ِإ ُﺣ ْﺠ َـﺮﺗﻰ+ ـﻚ ﻟ َـ ُﻪ َو ُﻫ َـﻮ َ ت *ذ ِﻟ َ ـﻰ ْ ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓ َـﺬ َﻛ َﺮ ُ ﺻ ﱠـ ّ * ُﻮل َﻗ ْﺪ أ َ * ِذ َ ن ُ َﻳ ِﺪ ِه ﻟ ََﻌ ْﺮ ًﻗـﺎ َﻓﺄُﻧْ ِﺰ َل َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َﻓ ُﺮﻓِ َـﻊ َﻋﻨْ ُﻪ َو ُﻫ َﻮ َﻳﻘ+ َو إِ ﱠن،َﻳﺘَ َﻌﺸﱠ ﻰ ُ ﳊ َﻮاﺋ ِ ِﺠ َ ِ ﻜ ﱠﻦ أ َ ْن َ¨ ْ* ُﺮ ْﺟ َﻦ ُ َ ا ﻟ .ﻜ ﱠﻦ ُ Âifle (r.anhâ)’dan; flöyle anlat›yor: Sevde bint-i Zem’a (r.anhâ) (Hz. Peygamberin efli) bir gece (bâz› ihtiyâc› için) soka¤a ç›km›flt›. (fiiflman bir kad›n oldu¤u için kolayca tan›nabiliyordu). Ömer (r.a.) de kendisini gördü, tan›d› ve: – Vallâhi gözümüzden kaçmad›n (tan›d›k seni) dedi. (Buna can› s›k›lan) Sevde (flikâyet etmek üzere) Resûlullah (s.a.s.)’a müracaat etti. Resûlullah (s.a.s.) da benim evimde akflam yeme¤i yiyordu ve elinde bir kemikli et vard›. Sevde durumu anlat›nca, bu s›rada vahiy nâzil oldu. Hemen Peygamber Efendimiz bafl›n› kald›rarak flöyle buyurdu: “‹htiyac›n›z için d›flar› ç›kman›za müsâade edilmifltir.” (Buhârî, Nikâh, 115, VI, 159-160) ِ ـﻮل ِ ِ ا َﻣـﺎ َﺣ ﱡﻖ َ َﻳـﺎ َر ُﺳ:َــﺖ ْ َﻋ262. ْ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗـﺎﻟ ُ ـﻰ َ ـﻦ ُﻣ َﻌـﺎو َﻳــ َﺔ اﻟْﻘُﺸَ ْـى َرﺿ * ِ ِ َﻄ ِﻌﻤﻬــﺎ إِ َذا ﻃ ِ ــﺔ أَﺣ ِ َزوﺟ ْ ْ ــﺖ َو َﺗ َ ــﻮﻫـﺎ إِ َذا ﻤ ﻌ ﺗ : ــﺎل ﻗ !ــﺪﻧَــﺎ َﻋ َﻠ ْﻴــﻪ َ ُ َ ﻜ ُﺴ َُ َ َ ْ َ ْ ِ ْ ﺖ َو َﻻ َﺗ . اﻟ ْﺒَ ْﻴ ِﺖ+ِ ُﺠ ْﺮ إِ ﱠﻻ َ ا ْﻛﺘَ َﺴ ْﻴ ْ َ © ِب اﻟ َْﻮ ْﺟ َﻪ َو َﻻ ُﺗﻘَﺒﱢ ْﺢ َو َﻻ Muâviyetü’l-Kufleyrî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a: – Ey Allah’›n Resûlü! Kad›n›n erkek üzerindeki hakk› nedir? diye sordum. Resûlullah (s.a.s.): – Yedi¤inden onu yedir, giydi¤inden de onu giydir. Yüzüne vurma, kötü söz de söyleme. Küstü¤ünüzde de ancak evinizin içinde yataklar›n›z› ay›r›n, buyurdu. (Ebû Dâvud, Nikâh, 42, II, 606) 140 ِ َﻻ َﻳ ْﻔ َﺮ ْك:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ263. * ِ ِ ِ ِ ِ .آﺧ َﺮ َ إ ْن َﻛﺮ َه ﻣﻨْ َﻬﺎ ُﺧ ُﻠﻘًﺎ َرﺿ َﻰ ﻣﻨْ َﻬﺎ،ًﻦ ُﻣ ْﺆ ِﻣﻨَﺔP ُﻣ ْﺆ ِﻣ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹man eden bir erkek iman etmifl bir kad›na (ondaki hofluna gitmeyecek bir ahlâktan dolay›) bu¤z etmesin (k›zmas›n). (Çünkü) onun bir huyundan hofllanm›yorsa, di¤erinden hofllanabilir.” (Müslim, Rada, 61, II, 1091) ِ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ264. ِ ﺎ وﻟ *ْﻴﻮمِ ْاﻵ ِﺧ ِﺮ َﻓ َﻼﻳﺆذى ﺟﺎره واﺳﺘﻮﺻﻮا ﺑِﺎﻟﻨﺴ ِ ِ ...ﺎء َﺧ ْ ًا ْ ُ ُ َْ ْ َ َُ َ َﱢ ْ َ َ ُِﻳ ْﺆﻣ ُﻦ ﺑ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allah’a ve Ahiret gününe inanan, komflusuna eziyet etmesin. Kad›nlara, ö¤ütleri iyi bir flekilde yap›n, onlara karfl› iyi davran›n…” (Buhârî, Nikâh, 80, VI, 145) ِ ٍِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ إِ َذا أَﻃَ َﺎل:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ْ َﻋ265. ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ َﺟـﺎﺑﺮ َرﺿ ْ أ َ َﺣ ُﺪ ُﻛ ُﻢ اﻟ ْ َﻐ ْﻴﺒَ َﺔ َﻓ َﻼ َﻳ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َ ﻢ َ َو َﻛﺎ َن اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ.ﻄ ُﺮ ْق أ َ ْﻫ َﻠ ُﻪ ﻟ َْﻴ ًﻼ ُ ﺻ ﱠ ِْ َ ْ ِ ِ ً ُ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ـﻰ ـﻰ ﱠ ُ ﺻ ﱠـ َ َﻳﻜ َـﺮ ُه أ ْن َﻳﺄﺗ َو َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ.اﻟـﺮ ُﺟ ُـﻞ أ ْﻫﻠ ُﻪ ﻃ ُـﺮﻗـﺎ َ ﻜﻰ َﲤ ْ َﺘ ِﺸ ُِ َ َ ﱠ َ ِ ُ ﱠ ﺪbِ ـﻂ اﻟﺸﱠ ِﻌﺜَ ُﺔ َو َﺗ ْﺴ َﺘ ْ أ ْﻣﻬﻠـﻮا َﺣ ﱠﺘﻰ َﺗ ْﺪ ُﺧﻠـﻮا ﻟ َْﻴ ًﻼ ﻟ:َو َﺳﻠ َـﻢ ﻗ َﺎل .ْاﳌُﻐﻴﺒَ ُﺔ * Câbir (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 141 “Sizden biriniz uzun zaman hariçte (evinden uzakta) kal›rsa, dönüflünde gece vakti habersiz eve girmesin.” Çünkü, Resûlullah (s.a.s.), (uzun zaman uzakta kalan) kimsenin habersiz âilesi yan›na gece gelmesini hofl görmezdi. Yine Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “(Evinizden uzun zaman uzak kald›¤›n›zda) evinize dönerken gece ans›z›n eve girmeyiniz. (Aileniz) saçlar›n› taras›n, düzeltsin, yap›lmas› gereken temizlikleri yaps›n.” (Müslim, Rada, 57, II, 1088) ِ َ ُﺣﺒﱢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ِ ُ َﻋﻦ أَﻧَ ٍﺲ َﻗ َﺎل; َﻗ َﺎل رﺳ266. اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ ِﻣ َﻦ ﱡ9 َ ﻮل ا ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ﺐإ َ ﱠ ِ ﺎء َواﻟ ﱠ .اﻟﺼ َﻼ ِة ﱠ+ِ ﺐ َو ُﺟﻌ َﻞ ُﻗ ﱠﺮ ُة َﻋ ْﻴﻨﻰ ُ ﻄ ﱢﻴ ُ اﻟﻨﱢ َﺴ * Enes (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Bana dünyadan; kad›n, güzel koku sevdirilmifl, namaz gözümün nuru k›l›nm›flt›r.” (Nesâî, Iflretü’n-Nisâ, 36, VII, 61) 142 XV YAKINLARI GÖZETMEK HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ُه َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ267. َﻣ ْﻦ َ ﱠ:ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َِ ﺼ ْﻞ ر ِ أَﺛَ ِﺮ ِه َﻓ ْﻠﻴ+ ِر ْزﻗِ ِﻪ وأ َ ْن ﻳﻨْﺴﺄ َ ﻟ َ ُﻪ+* ﻂ ﻟ َ ُﻪ َ أ َ ْن ُﻳﺒْ َﺴ . ُﻪ َ َ ُ َ َ * * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “R›zk›n›n genifl, ömrünün uzun olmas›n› arzu eden (akrabalar›n› ziyaret etsin) onlarla olan ba¤lant›s›n› devam ettirsin.” (Buhârî, Edep, 12, VII, 72) ِ ٍ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِ ِ * ْ اﻟﺮ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻰ ْ َﻋ268. ـﻦ َﻋﺒْ ُـﺪ ﱠ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ ﺑْـﻦ َﻋ ْـﻮف َرﺿ ِ ـﻦ َﺧ َﻠﻘْﺖ ﺎiَ َ ْﺖ ُ َﻳﻘ ُ * ْ اﻟﺮ ُ َ َﻘﻘUاﻟﺮﺣ َـﻢ َو ُ ﱠ ا َوأ َ َﻧﺎ ﱠ ُ أ َ َﻧـﺎ:9ا َﺗ َﻌ َﺎ ُ َﻗ َﺎل:ُـﻮل ِ َ ﺻ ْﻠ ُﺘ ُﻪ َو َﻣ ْﻦ َﻗ .ﻄ َﻌ َﻬﺎ ﺑَ َﺘ ﱡﺘ ُﻪ َ ﺻ َﻠ َﻬﺎ َو َ َﻓ َﻤ ْﻦ َو،اﺳﻤﻰ ْ ﻣ ِﻦ * Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ buyuruyor ki: “Allah” Ben’im, “Râhman” Ben’im, ‘rahim’i yaratt›m, onu kendi ismimden türettim. Bundan dolay› akrabâl›k haklar›n› gözetenlere Ben de rahmet ederim. Bunu gözetmeyenlerden de rahmetimi keserim.” (Tirmizî, Birr, 9, Hadis no: 1908, IV, 315) 143 ِ ـﻮل ِ ا أ َ ْﺧ ِ ْ`ﻧﻰ َ ـﺎل َﻳﺎ َر ُﺳ َ ﻼ َﻗ ً أ َ ﱠن َر ُﺟ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ ْ َﻋ269. ُ ـﻮب َرﺿ َﻰ َ ـﻦ أَﺑﻰ أ َ ﱡﻳ * * ِ ٍ ﺑِ َﻌ َﻤ َ ْ ـﻞ ُﻳ ْﺪ ِﺧ ُﻠﻨﻰ ُ ﺻ ﱠ ا ُ َﺎل َر ُﺳ َ َﺎل اﻟْﻘ َْﻮ ُم َﻣـﺎﻟ َ ُﻪ َﻣﺎﻟ َـ ُﻪ َﻓﻘ َ اﳉﻨﱠـ َﺔ َﻓﻘ َ ﻮل ا ِ ِ ْ أَرب ﻣــﺎﻟ َـ ُﻪ َﺗﻌﺒ ُـﺪ ا َﻻ ُﺗ:* َﻋ َﻠﻴ ِـﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ ﻼ َ ة َ اﻟﺼـ ﻴـﻢ ﱠ ُْ َ P َ َ َ َ ْ ُ َ ْﻴﺌًـﺎ َو ُﺗﻘU ـ ُك ﺑِـﻪ َ ِ َﻛﺄَﻧﱠ ُﻪ َﻛﺎ َن َﻋ * ر. َذر َﻫﺎ.ﺼ ُﻞ اﻟﺮ ِﺣﻢ ِ اﻟﺰ َﻛﺎ َة و َﺗ ِ .اﺣ َﻠ ِﺘ * ِﻪ َ َو ُﺗ ْﺆﺗﻰ ﱠ َ ْ َ ﱠ Ebû Eyyûb (r.a.)’den; bir kifli, Resûlullah (s.a.s.)’a: – Beni Cennet’e koyacak bir ameli bana haber ver, dedi. Orada bulunanlar: – Buna ne oluyor, buna ne oluyor? di(ye taaccüblerini ifâde et)tiler. Resûlullah (s.a.s.): – ‹htiyâc› var ki soruyor, flafl›racak ne var (dedikten sonra:) Allâh’a ibadet eder, O’na hiçbir fley ortak koflmaz, namaz› do¤ru k›lar, zekât› verir, yak›nlar›n› ziyâret edersin. Sanki devenin üstünde imifl gibi- B›rak onu,26 buyurdu. (Buhârî, Kitabu’z-Zekât, 1, II, 109) ِ ِ ِ ِ ِ ﻟـﺮ ِﺣ ُﻢ َ ـﻰ ْ َﻋ270. ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َا ﱠ:ا َﻋ َﻠﻴْﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل ا َﻋﻨْ َﻬـﺎ َﻋـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ َ ـﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َرﺿ َ ﻄ َﻌﻨﻰ َﻗ َ ا َو َﻣ ْﻦ َﻗ .ا ُ َﺗﻘ،ﺔ ﺑِﺎﻟ َْﻌ ْﺮ ِشP ُﻣ َﻌ ﱠﻠ َﻘ َ ﺻ َﻠﻨﻰ َو َ ُﻮل َﻣ ْﻦ َو ُ ﻄ َﻌ ُﻪ ُ ﺻ َﻠ ُﻪ * * Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz flöyle buyurmufltur: – Rahm27, (sanki) arfla as›l› (imifl gibi) Allah’›n rahmetine s›¤›nm›flt›r. O (flöyle) söyler: 26. Sanki Peygamber Efendimiz deve üzerinde imifl, adam da devesinin yular›ndan tutup bu suâli sormufl gibi Resûl-i Ekrem bu cevâb› verdikten sonra: Art›k b›rak deveyi (yoluna devam etsin), buyurmufltur. 27. Rahm, s›la-i rahm, akrabâ ve yak›nlarla ilgilenmek demektir. Ayn› zamanda anne rahmini de ifade etmektedir. 144 – Beni (s›la-i rahmi) gözeten kimseye Allah rahmet etsin. Beni (s›la-i rahmi) terk edenden de Allah, rahmetini kessin. (Müslim, Birr, 6, Hadis no: 17, III, 1981) ِ ِ ْ ـ ﺑ ِﻦ ﻣ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل ﻻ َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ْ َﻋ271. ُ ْ ِ ْ َـﻦ ُﺟﺒ ُ ﺻ ﱠـ ُ ﻄﻌـ ِﻢ َرﺿ َﻰ ِ اﳉﻨﱠ َﺔ َﻗ َ ْ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ .ﺎﻃ ُﻊ َر ِﺣ ٍﻢ Cübeyr b. Mut’im (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “S›la-i rahm etmeyen (yak›nlar› ile ilgilerini kesen) kimse Cennet’e giremez.” (Müslim, Birr, Hadis no: 19, III, 1989) ِ ﻮل ِ َ ْ ﻋ272. 9 ا! إِ ﱠن َ ـﺎل َﻳﺎ َر ُﺳ َ ﻼ َﻗ ً أ َ ﱠن َر ُﺟ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ ُ ـﻰ َ َـﻦ أﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ * * ِ وأُﺣ،ﻄﻌــﻮﻧـﻰ ِ َ َـﻦ إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْـﻢ َو ُﻳﺴﻴﺌُـﻮ َن إِ ﱠ َوأ َ ْﺣ ُﻠ ُـﻢ،9 ﺴ ﻘ ْ ﻳ و ـﻢ ُ ْ َ ُ َ َ ْ َﻗ َـﺮاﺑَــ ًﺔ أَﺻ ُﻠ ُﻬ ِ * َ َﻓﻘ،َ ¬ﻬ ُﻠﻮ َن َﻋ َ * ﺖ َﻓ ﻜﺄَﻧﱠ َ ُﺗ ِﺴ ﱡﻔ ُﻬ ُﻢ اﻟ ْـ َﻤ ﱠ ﻞ َ ْ َ َﻋﻨْ ُﻬ ْﻢ َو َ ﺖ َﻛ َ ُﻗ ْﻠ َ ْ ﻟ َﺌ ْﻦ ُﻛﻨ:َﺎل ﱠ ِ ِ .ﺖ َﻋ * *ذ ِﻟ َﻚ َ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ َﻣﺎ ُد ْﻣP َو َﻻ َﻳ َﺰ ُال َﻣ َﻌ َﻚ ﻣ َﻦ ا ﻇَﻬ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; bir kifli, Resûlullah (s.a.s.)’a: – Yâ Resûlullah! Benim yak›nlar›m var. Ben onlar› ziyâret ederim, onlar bana gelmez. Ben onlara iyilik ederim, onlar bana kötülük eder. Ben onlara yumuflak davran›r›m, onlar bana câhillik eder (kaba davran›rlar). Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – E¤er dedi¤in gibi isen, onlara k›zg›n kül yediriyor gibisin, (yâni senin yapt›¤›n iyili¤e karfl›) onlar›n kötülü¤ü kendi aleyhlerinedir. Sen böyle davrand›¤›n müddetçe, Allâhu Teâlâ sana yard›mc› olur ve seni onlardan korur. (Müslim, Birr, 6, Hadis no: 22, III, 1982) 145 ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎلَ :ﺗ َﻌ ﱠﻠ ُﻤﻮا ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َ َ 273.ﻋ ْ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ ُ * ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺒﱠ Pﺔ ِْ +اﻷ َ ْﻫ ﻞِ َ ﺎﻣ ُ ِﻣ ْﻦ أَﻧْ َﺴﺎﺑِ ُ اﻟﺮﺣ ِﻢ َ َ ﻜ ْﻢ َﻣﺎ َﺗﺼ ُﻠﻮ َن ﺑﻪ أ ْر َﺣ َ ﻜ ْﻢ َﻓﺈ ﱠن ﺻ َﻠ َﺔ ﱠ ﻣﺜْﺮا Pة ِْ +اﳌ َ ِ ﺎل َﻣﻨْ َﺴﺄ َ Pة ِْ +اﻷ َ َﺛ ِﺮ . َ َ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “S›la-i rahmi ne ile (ve nas›l) yapaca¤›n›z› büyüklerinizden ö¤reniniz. Çünkü s›la-i rahm, akraba aras›nda sevgi, ”malda çokluk, ömürde ise berekettir. )(Tirmizî, Birr, 49, Hadis no: 1979, IV, 351 ِ ِ ِ ِ ِ ا ـﻰ َ َ 274.ﻋ ْ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل :إ ﱠن َ ا ُﻋﻨْـ ُﻪ َﻋﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ * ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ َ ْ َ َ َ َﺧ َﻠ َﻖ ْ َ َـﺎم اﻟ َْﻌﺎﺋ ِ ِ ﺬ ﻘ ﻣ ا ﺬ ﻫ ـﻢ ﺣ اﻟﺮ َﺖ ﻟ ـﺎ ﻗ ﻪ ﻘ ﻠ ﺧ ـﻦ ﻣ غ ﺮ ﻓ ا ذ إ ﻰ ﺘ ﺣ َ اﳋ ْﻠ َـﻖ َ ﱠ ْ َ ﱠ ُ * َ ُ ﺻ َـﻞ ﻣﻦ وﺻ َﻠ ِ أ َ ْن أ َ ِ ﺑِ َ ِ ﻚ َوأ َ ْﻗ َ ﻄ َﻊ َﻣ ْ ﻦ ﺿَْ ﻴﻌ ِﺔ َﻗ َﺎل ﻧَ َﻌ ْـﻢ أ َ َﻣﺎ َﺗ ْﺮ َ َ ْ َ َ ـﻚ ﻣ َﻦ اﻟْﻘَﻄ َ * َﻗ َ ِ ﻮل ِ ـﺎل َﻓﻬﻮ ﻟ ِ ِ * ﱠ َ َ ب ﺎر ﻳ ﺑ َﺖ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِ ﻪ ﺻ ا ﺳ ر ـﺎل ﻗ . َﻚ ﻗ ُ َ َ َ َُ ُ َُ ﻄ َﻌﻚَ .ﻗـﺎﻟ ْ َ َ َ ّ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢَ :ﻓﺎ ْﻗ َﺮأُوا إِ ْن ِUﺌْ ُﺘ ْﻢ َﻓ َﻬ ْـﻞ َﻋ َﺴ ْﻴ ُﺘ ْﻢ إِ ْن َﺗ َﻮﻟ ْﱠﻴ ُﺘ ْﻢ أ َ ْن ُﺗ ْﻔ ِﺴ ُﺪوا ِْ +اﻷ َ ْر ِ ض َو ُﺗﻘ ِ ّ ــﺎﻣ ُ ــﻢ َوأ َ ْﻋ *ﻤـﻰ ﻜ ْـﻢ ُاوﻟ ِ*ﺌ َ ا َﻓـﺄ َ َ ــﻚ اﻟ ﱠـﺬ َ ﺻ ﱠﻤ ُﻬ ْ ﻳــﻦ ﻟ ََﻌﻨَ ُﻬ ُ َﻄ ُﻌــﻮا أ َ ْر َﺣ َ ــﻢ ُ * ﺎر ُﻫ ْﻢ . أَﺑْ َﺼ َ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – Allâhu Teâlâ, mahlûkât› yarat›p yaratma iflini bitirdi¤inde; rahm (yak›nl›k, lisân-› hâl ile) dedi ki: – Bu (huzurunda duruflum), ayr›l›k firkat›ndan sana )s›¤›nanlar›n durufludur. (Allahu Teâlâ: 146 – Evet, seni ziyaret edene rahmet etmeme, seninle ilgisini kesenden rahmetimi kesmeme râz› olmaz m›s›n? buyurdu. (Rahm): – Evet râz›y›m yâ Rab, dedi. (Allâhu Teâlâ:) – ‹flte bu senin (hakk›n) d›r, buyurdu. Resûlullah (s.a.s.): – ‹sterseniz, “Nas›l, döner de yeryüzünde bozgunculuk ç›kar›r ve akrabâl›k ba¤lar›n› keser misiniz? Böyle olanlar o kimselerdir ki, Allah onlar› lânetlemifl de duygular›n› alm›fl ve gözlerini kör etmifltir” (Muhammed, 47/22) âyetini okuyunuz, buyurdu. (Buhârî, Edeb, 13, III, 72) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ َاﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر275. ِ *َِﻛﺎ َن ﻳ ْﺆ ِﻣـﻦ ﺑ ِ اﻻ ِﺧ ْ ـﺮ َﻓ ْﻠ ُﻴ ِ ِ َو َﻣ ْﻦ َﻛـﺎ َن ُﻳ ْﺆ ِﻣ ُﻦ ﺑ،ﺿ ْﻴ َﻔ ُﻪ ﺎ * ْ ِﺎ َواﻟ َْﻴ ْﻮم َ ﻜ ِﺮ ْم ُ ُ ِ ِ ِ ِـ ُﻪ وﻣـﻦ َﻛـﺎ َن ﻳـ ْﺆ ِﻣـﻦ ﺑ ِ اﻻ ِﺧ ِ اﻻ ِﺧ ـﺮ * ْ َِواﻟ َْﻴ ْـﻮم * ْ ِـﺎ َواﻟ َْﻴ ْـﻮم ْ َ َ َ ـﺮ َﻓ ْﻠ َﻴﺼ ْـﻞ َر ُ ُ ِ .ﺖ ْ َﻓ ْﻠ َﻴﻘ ُْﻞ َﺧ ْ ًا أ َ ْو ﻟ َﻴ ْﺼ ُﻤ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim Allah’a ve âhiret gününe iman etmifl ise misafirine ikram etsin (a¤›rlas›n). Kim Allah’a ve ahiret gününe iman etmifl ise s›la-i rahm etsin (yak›nlar› ile ilgilensin). Kim Allah’a ve âhiret gününe iman etmifl ise, (ya) hay›rl› söz söylesin veya sussun.” (Müslim, ‹man, 19, IV, 68) ِ ا َﻋ ْﻠﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺻﺎﻧﻰ َﺧﻠ ِﻴ َ أ َ ْو:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ َز ٍّر َرﺿ َﻰ276. ُ ﺻ ﱠ * * ِ * َ ِ ٍ ِ ِ َ َ ُ ـﻦ ُﻫ َﻮ َﻓ ْـﻮﻗﻰ َوأ َ ْن َا ْﻧ ُ * َ ْ ﻈ َ ﺮ ﻣ 9 إ ﺮ ﻈ ﻧ أ ﻻ َ ن أ ـﻰ ﺎﻧ ﺻ و أ : اﳋ ْ َ َ ْ ْ ـﻦ َ ﺑِﺨ َﺼﺎل ﻣ َ ْ ْ * * 147 ِ و ﱡ ﺻﺎﻧﻰ َ َﻣ ْﻦ ُﻫ َﻮ ُدوﻧﻰ َو أ َ ْو9* ِإ َ اﻟﺪﻧُ ّ ِﻮ ﻣﻨْ ُﻬ ْﻢ َوأ َ ْو َ ِ ﺐ اﻟ ْـ َﻤ َﺴﺎﻛ ّ ِ bُ ِﺻﺎﻧﻰ ﺑ * * * ِ ِ +ِ ﺎف ِ ا ﻟ َْـﻮ َﻣ َﺔ َﻻ *ﺋ ِ ٍﻢ َ ﺻـﺎﻧﻰ أ َ ْن َﻻ أ َ َﺧ َ ت َوأ َ ْو ْ أ َ ْن أَﺻ َـﻞ َرﻰ َو إِ ْن أ َ ْدﺑَ َﺮ * َ ْ ـﻮل َ ﺻـﺎﻧـﻰ أ َ ْن أ ُ ْﻛﺜِ َـﺮ ِﻣ ْﻦ ﻻ َ ﺻـﺎﻧـﻰ أ َ * ْن أ َ ُﻗ َ َوأ َ ْو َ اﳊ ﱠـﻖ َو إِ ْن َﻛـﺎ َن ُﻣ ًّـﺮا َوأ َ ْو * .اﳉﻨ ِﺔ ِ ِﺣﻮ َل و َ *ﻻ ُﻗﻮ َة إِ ﱠﻻ ﺑ ِ ُﺰ ِﻣ ْﻦ ُﻛﻨP ْﺎ َﻓ ِﺈ ﱠ َﻬﻧﺎ َﻛﻨ ﻮز ْ َ ﱠ َ ْ َ ﱠ Ebû Zer (r.a.)’den: Halîlim ve en çok sevdi¤im Resûlullah (s.a.s.), bana iyilikten bâz› hasletler tavsiye etti: 1- (Dünyâl›kta) kendinden üstün olana bakmay›p benden daha afla¤›da olana bakmay›, 2- Yoksullar› sevip onlara yaklaflmay›, 3- Arka çevirseler bile yak›nlar›ma s›la-i rahm (ziyaret) yapmay›, 4- Allah ald›rmamay›, r›zâs› u¤runda yericilerin yermesine 5- Ac› olsa da do¤ruyu ve hakikat› söylemeyi, 6- Cennet hazinelerinden bir hazine oldu¤u için, “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâh” demeyi, tavsiye buyurmufltur. (‹bn-i Hibbân, Sahih, Hadis no: 449, II, 194) ِ ِ ِ إِﻧﱠ ُﻪ َﻣ ْﻦ:ـﺎiَ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ْ َﻋ277. ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َا ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ َ ـﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ َﺔ َرﺿ ِ اﻟﺮ ْﻓ ِ ّ ﻈـ ُﻪ ِﻣ َﻦ ـﻖ َﻓﻘ َْﺪ أ ُ ْﻋ ِﻄﻰ َﺣ ﱠ أ ُ ْﻋ ِﻄﻰ َﺣ ﱠ ،اﻻ ِﺧ َﺮ ِة * ْ اﻟـﺪﻧْ َﻴﺎ َو ﻈـ ُﻪ ِﻣ ْﻦ َﺧ ِْ ﱡ َ َ ِ ّ ان ِ ـﻖ ﻳﻌ ِﻤــﺮ ِ و ِ ُ ﺻ َﻠــ ُﺔ اﻟــﺮ ِﺣــ ِﻢ َو ُﺣﺴ ِ ــﻮ ُ ْ ــﻦ َ اﻟــﺪ َﻳ ـﺎر ُ ار أ َ ْو ُﺣ ْﺴ َ َ ّ َ ُ ِ اﳋ ُﻠ ْ ﱠ َ ـﻦ ْاﳉ ِ ﻳﺪ . ْاﻷ َ ْﻋ َ ِر+ِ ان َ َو َﻳﺰ * Âifle (r.anhâ)’den; Resûlullah (s.a.s.), kendisine flöyle buyurmufltur: 148 “Kime yumuflak huyluluktan nasibi verilmiflse, dünyâ ve âhiret iyili¤inden de verilmifl demektir. Akrabal›k ba¤lar›n› gözetmek, iyi komfluluk ve güzel ahlâk, ülkeyi imar eder ve ömrü bereketlendirir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 159) ِ ِ ﺻ ﱠ ْ ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َﻗﺎﻟ َ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ9َ ِﻞ إP ﺎم َر ُﺟ ُ ٍﺐ َرﺿ َﻰiَ َ َﻋ ْﻦ ُد ﱠر َة ﺑِﻨْﺖ أَﺑـﻰ278. َ َﻗ:َـﺖ * ِ ا أَى اﻟﻨﱠ ِ ـﻮل ِ ِ ْ َ َ P ْ ـﺎس َﺧ ﺳ ر ـﺎ ﻳ َـﺎل ﻘ ﻓ `ـ ﻨ اﳌ ـ ﻋ ﻮ َ َ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َو ُﻫ ﱡ َُ َ ُ َْ ِ َـﺎل ﺻ ﱠـ ا َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠـﻢ َﺧـ اﻟﻨﱠ َـﺎﻫ ْـﻢ َو *ا َﻣ ُـﺮ ُﻫ ْﻢ ُ ـﺎس أ َ ْﻗ َـﺮ ُؤ ُﻫ ْﻢ َوأ َ ْﺗﻘ َ َ َﻓﻘ ُْ َ َ َ ْ ُ ِ ِ ﺑِ ْﺎﳌَﻌﺮ َ ْﺎﻫ ْﻢ َﻋ ِﻦ ْاﳌُﻨ .ﻠﺮ ِﺣ ِﻢ ُ وف َوأ َ ْ َﻬﻧ َ ﻜ ِﺮ َوأ َ ْو ُْ ﺻ ُﻠ ُﻬ ْﻢ ﻟ ﱠ Dürre bint-i Ebi Leheb (r.anhâ)’dan rivayete göre flöyle dedi: Adam›n biri Resûlullah (s.a.s.)'a geldi. (Bu esnada) Resûlullah (s.a.s.) minberde idi. Adam dedi ki: – Ya Resûlullah! ‹nsanlar›n en hay›rl›s› kimdir? Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdular: – ‹nsanlar›n hay›rl›s›; (Kur’an’›) çok okuyan, en takval› olan, iyili¤i emreden ve kötülükten sak›nd›ran ve s›la-i rahimde bulunan kiflidir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 432) ِ ِ ِ ْ ُ ُ َﻋ279. ِ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ْ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ َﻬﺎ أ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ َ ﺔ َرﺿP َـﻦ أ ﱡم ﻛﻠﺜُﻮمٍ ﺑﻨْـﺖ ُﻋﻘْﺒ ِ ﻜ ِ ِ َ ْ اﻟﺮ ِﺣ ِﻢ اﻟ . ِﺢUﺎ اﻟﺼ َﺪ َﻗﺔ ﱠ أ َ ْﻓ َﻀ ُﻞ ﱠ اﻟﺼ َﺪ َﻗ ُﺔ َﻋ * ذى ﱠ Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Sadakan›n en k›ymetlisi, içinde düflmanl›k hisleri tafl›149 yan fakat bunu a盤a ç›karamayan akrabâya verilen sadakad›r.” (Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, XXV, Hadis no: 204, 171) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل; ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ْ َ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر280. * ِ ـﺮه; َﻓ ْﻠﻴ ِ ِ ِ َ َ َ َ َ َ ْ ﺼ ـﻞ ﺛ أ + ﻪ َـ ﻟ ﺄ ـ ﺴ ﻨ ﻳ ن أ و ، ـﻪ ﻗ ز ر + ﻪ َـ ﻟ ـﻂ ﺴ ﺒ ﻳ ن أ ه ُ َﻳﻘ ْ ْ ُ َ ُ ْ َ ُ ْ َﻣ:ُـﻮل َ َ ْ ُ ْ ُ ـﻦ َ ﱠ * * * * . ُﻪ َ ِ َر Ebu Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.s)'tan iflittim; buyurdular ki: “Kim, r›zk›n›n geniflletilmesini, ecelinin uzat›lmas›n› isterse s›la-i rahim yaps›n.” (Buhârî, Edeb, 12, VII, 72) ِ ِ ِ ِ ِ اﻟﺮﺑﱠ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ﺎب َﻋ ْﻦ َﻋ ّﻤ َﻬﺎ َﺳ ْﻠ َن ﺑْ ِﻦ َﻋﺎﻣ ٍﺮ َﻳﺒْ ُﻠ ُﻎ ﺑِﻪ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َﻋ ِﻦ ﱠ281. ُ ﺻ ﱠ ِ ْ َ َﻓ ِﺈ ﱠن،Pﻄ َﺮ أ َ َﺣ ُﺪ ُﻛ ْﻢ َﻓ ْﻠ َﻴ ْﻔ ِﻄ ْﺮ َﻋ * َﲤ ْ ٍﺮ َﻓ ِﺈ ﱠﻧ ُﻪ ﺑَ َﺮ َﻛﺔ َ »إِ َذا أ َ ْﻓ ﺎء ُ َ َ¬ ْﺪ َﲤ ْ ًﺮا َﻓ ْﺎﳌt ِ ِ ِ ﻟﺼ َـﺪ َﻗـ ُﺔ َﻋ َـ ْاﳌ ِ ْﺴﻜـ َ َ ـﻰ َﻋ * ِذى َ ـﻮر َو َﻗ َا ﱠ:ـﺎل P َﻓـﺈ ﱠﻧـ ُﻪ ﻃَ ُﻬ َ َوﻫ.Pﺻ َـﺪﻗـﺔ * ِ ﺔ وP ﺎن ﺻ َﺪ َﻗ ِ ِ ِ .«Pﺻ َﻠﺔ َ اﻟﺮﺣ ِﻢ ﺛﻨْ َﺘ َ ﱠ Rabbab, amcas› Selman ‹bni Âmir (r.anhümâ)'den; Resûlullah (s.a.s) buyurdu ki: “Sizden biriniz iftar etti¤inde hurma ile iftar etsin. Çünkü o berekettir. E¤er hurma bulamazsa su ile (iftar etsin) çünkü o temizdir. Yoksula bir fley vermek sadakad›r. Akrabaya bir fley vermenin ise iki sevab› vard›r. Birisi sadaka sevab›, di¤eri de akrabay› görüp gözetme sevab›d›r.” (Tirmizî, Zekât, 26, III, 46) 150 ِ ِ ِــﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ َ ْ َﻋ282. إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ــﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ * ِﻚ ِ ِ ِ ِ َ َو َﻣ ْﻦ َﻗ،ﺻ ْﻠﺘُ ُﻪ ﻄ َﻌ َ َﻓﻘ،ﻦ * ْ اﻟـﺮ َ ﺻ َﻠﻚ َو َ ا َﻣ ْﻦ َو ﺔ ﻣ َﻦ ﱠP َاﻟﺮﺣ َﻢ ُﺳ ْﺠﻨ ﱠ ُ َﺎل َ َﻗ .ﻄ ْﻌﺘُ ُﻪ Ebu Hüreyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Rahim (akrabal›k), Allah’›n rahmetinin eserlerindendir. Allah buyurdu: Kim bu ba¤› korursa, Allah ona merhamet eder. Kim onu kopar›rsa, Allah da ondan ihsan ve rahmetini keser.” (Buhârî, Edeb, 13, VII, 73) ِ ٍ ِ َ ْ َﻋ ِﻦ283. ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﺟ ِﺎﻟ ًﺴـﺎ ﺑَ ْﻌ َﺪ ُ َﻛـﺎ َن اﺑْ ُﻦ َﻣ ْﺴ ُﻌـﻮد َرﺿ َﻰ:اﻻ ْﻋ َﻤـﺶ َﻗ َﺎل ِ أُﻧْ ِﺸ ُﺪ ا َﻗ:َﺎل ٍ ﺣ ْﻠﻘ+ اﻟﺼﺒ ِﺢ َ ـﺎﻃ َﻊ َر ِﺣ ٍﻢ ﻟ ُ ﺎم َﻋﻨﱠﺎ َﻓ ِـﺈﻧﱠﺎ ﻧُﺮ ﻳﺪ َ َﻓﻘ،َـﺔ َ ْ ﱡ َ َــ َﻗ َ * ِ * ِ ﺔ ُدو َن َﻗP ﲡ ِ .ﺎﻃ ِﻊ َر ِﺣ ٍﻢ َ َ اﻟﺴ َء ُﻣ ْﺮ اب ﱠ َ َو إ ﱠن أَﺑْ َﻮ،أ َ ْن ﻧَ ْﺪ ُﻋ َﻮ َرﺑﱠﻨَﺎ A’mefl (r.a.)’den; flöyle anlat›yor: ‹bn-i Mes’ud (r.a.), sabah namaz›n› müteâkip bir (ilim) halkas›nda oturmufltu. – Allah için and verdiririm ki, yak›nlar› ile ilgilerini kesenler aram›zda bulunmas›nlar (gitsinler). Çünkü Rabbimize duâ etmek istiyoruz. Akrabâs› ile ilgisini kesenlere gök (rahmet) kap›lar› kapal›d›r, dedi. (Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, IX, Hadis no: 8793, 158) ِ ِ ِْ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ ْ َﻋ284. َ أَﻧﱠـ ُﻪ َﺳﻤ َـﻊ اﻟﻨﱠﺒِ ﱠﻰ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ َ ـﻦ ُﺟﺒَ ْـ ﺑْـﻦ ُﻣﻄﻌ ْﻢ َرﺿ ِ اﳉﻨﱠ َﺔ َﻗ َ ْ َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ:ُﻮل .ﻊP ﺎﻃ ُ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻳﻘ 151 Cübeyr b. Mut’im (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤unu iflitmifltir: “Akrabalar› ile ilgisini kesenler Cennet’e giremez.” (Buhârî, Edeb, 11, III, 72) ِ ِ َ َ ﺔP َﻼﺛ ﻻ * َ ﺛ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ْ َﻋ285. * ـﻦ أَﺑﻰ ُﻣ ُ ﺻ ﱠ ُ ﻮﺳـﻰ َرﺿ َﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ ِ ّ ﺎﻃﻊ اﻟﺮ ِﺣ ِﻢ وﻣﺼ ِ اﳋﻤ ِﺮ و َﻗ ِ ﻣ ْﺪ:َاﳉﻨﱠ *ﺔ ِ P َ ْ . ِﺮbْ ﺎﻟﺴ ﺑ ق ﺪ ﻦ ﻣ َ َُ ﱢ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻠﻮ َن ْ َ ُ ُ ْ َ ُ ﱠ Ebû Mûsâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Üç kifli Cennet’e giremez: 1- ‹çkiye müptelâ olan, 2-Akrabalar› ile alakas›n› kesen, 3- Sâhir (büyücü) leri tasdik edip onlara inanan.” (‹bn-i Hibbân, Sahih, Hadis no: 5346, XII, 165) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻮل ا ْ َﻋ286. ْ ا َﻋﻨْ َﻬــﺎ َﻗـﺎﻟ ُ َ َ َﻗ:َـﺖ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ ـﻦ َﻋـﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َرﺿ ِ ِ ِ ـ ﺛَــﻮاﺑـﺎ َاﻟ َ ْ ُع ـﻰ ً َ ِ ْ اﳋ ْـ` َوﺻ َﻠـ ُﺔ ﱠ ﱡ َ ْ َأ ُع ﱠ ﱢ َ ْ َ َوأ،ِاﻟـﺮﺣـﻢ ُ اﻟـ ُﻋﻘُـﻮﺑَـ ًﺔ اﻟ ْﺒَ ْﻐ .اﻟﺮ ِﺣ ِﻢ َ َو َﻗﻄ ﻴﻌ ُﺔ ﱠ * Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Mükâfat›na en çabuk eriflilecek hay›rlar, iyilik ve s›la-i rahm (akrabay› ziyaret)dir. Cezâs› en sür’atli görülen fenal›klar da zulüm ve akrabâ ile alâkay› kesmektir.” (‹bn-i Mâce, Sünen, Zühd, 23, Hadis no: 4212, 2, 1408) ِ ﻟ َﻴﺲ اﻟ ْﻮ:ا ﺑ ِـﻦ َﻋ ْﻤ ٍﺮو َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِـﻰ َﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َوﺳ ﱠﻠﻢ َﻗ َـﺎل ِ ِ اﺻ ُﻞ َ َ ْ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ287. ُ َ َ ْ ّ ِ وﻟ ِ*ﻜﻦ اﻟ ْﻮ،ﺊ ِ َ ُ ﺑِ ْﺎﳌ َ اﺻ ُﻞ اﻟ ﱠﺬى إِ َذا َﻗ .ﺻ َﻠ َﻬﺎ ُ ِ ﺖ َر َ ُﻪ َو ْ ﻄ َﻌ َ ﻜﺎﻓ ِ َ ﱠ * 152 Abdullah bin Amr (r.a.)'dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Akrabadan gelen iyili¤e misliyle karfl›l›k veren kimse, tam manas›yla akrabas›yla ilgi kurmufl de¤ildir. Gerçek s›la (ilgilenme), kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.” (Buhârî, Edep, 15, VII, 73) ِ َ ﺛُﻢ ﻟ َﻘﻴﺖ رﺳ: َﻋ ْـﻦ ُﻋﻘْﺒ َﺔ ﺑ ِﻦ َﻋ ِﺎﻣ ٍـﺮ ر ِﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َـﺎل288. ا َ ﻮل ا ْ َ ُ َ َ ﱠ َُ ُ ُ ﺻ ﱠ * ِ ا! أ َ ْﺧ ِ`ﻧـﻰ ﺑِ َﻔـﻮ ِ ـﻮل ِِ ِ اﺿ ِ ﻞ َ ـﺖ َﻳـﺎ َر ُﺳ ُ ت ﺑِ َﻴﺪه َﻓ ُﻘ ْﻠ ُ َﻓـﺄ َ َﺧ ْـﺬ،َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ْ * ِ ِ ﻄﻌ َﻚ وأ َ ْﻋ َوأ َ ْﻋ ِﺮ ْض،ﻂ َﻣ ْﻦ َﺣ َﺮ َﻣ َﻚ َ َﻓﻘ،ْاﻷ َ ْﻋ َ ِل َ َ َ َﻳﺎ ُﻋﻘْﺒَ ُﺔ ﺻ ْﻞ َﻣ ْﻦ َﻗ:َﺎل (.ﻒ َﻋ ﱠﻤ ْﻦ ﻇَ َﻠ َﻤ َﻚ ُ اﻋ ْ َو: رواﻳﺔ² )و.َﻋ ﱠﻤ ْﻦ ﻇَ َﻠ َﻤ َﻚ Ukbe b. Amir (r.a.)’den; flöyle anlat›yor: .... Sonra Resûlullah (s.a.s.) ile karfl›laflt›m, (mübârek) elinden tuttum da kendisine: – Yâ Resûlallah, bana amellerin faziletlilerinden haber ver, dedim. Resûlullah (s.a.s.) bana: – Ey Ukbe! Seni ziyâret etmeyeni sen ziyâret et, sana vermeyene sen ver, sana zulmedenden uzaklafl.28 Di¤er bir rivâyette: “Sana zulmedeni affet”, buyurmufllard›r. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 82) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َ ـﻮل ا ْ َﻋ289. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ * ِِ ِ ِ َ ْ ا ﺣ َﺴﺎﺑًـﺎ َﻳﺴ ًا َوأ َ ْد َﺧ َﻠ ُﻪ .ﺘﻪ P ﻼ َ ْ اﳉﻨﱠـ َﺔ ﺑِ َﺮ َ ﺛَـ ث َﻣ ْﻦ ُﻛ ﱠ َ ـﻦ ﻓﻴﻪ َﺣ ُ ﺎﺳﺒَـ ُﻪ * ِ * ِ ﻮل ِ َ َ ﻧ أ ﻰ ﺑ ﺄ ﺑ ا ﺳ ر ـﺎ َ ﺖ َوأُﻣّـﻰ? َﻗ َﺎل ُﺗ ْﻌﻄﻰ َﻣ ْﻦ َﺣ َﺮ َﻣ ﻚ َ ْ َ ُ َ َو َﻣﺎ ﻫ َﻰ َﻳ:َﻗﺎﻟ ُﻮا * * * 28. Burada “Sana zulmedenden uzaklafl” demek, onun zulmüne karfl›l›k verme, sen do¤ru yolda ol, sabret, demektir. 153 ِ ِ ِ ِ ،ﻄ َﻌ َﻚ َو َﺗ ْﻌ ُﻔﻮ َﻋ ﱠﻤ ْﻦ ﻇَ َﻠ َﻤ َﻚ َ ـﻦ َﻗ ا ْ َو َﺗﺼ ُﻞ َﻣ َ ﻓـﺈ َذا َﻓ َﻌ ْﻠ ُ ﺖ *ذﻟ َﻚ ُﻳ ْﺪﺧ ُﻠ َﻚ َْ .اﳉﻨﱠ َﺔ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Üç (haslet) kimde bulunursa, Allah Teâlâ onun hesâb›n› kolayca yapar ve rahmeti ile onu Cennetine kor.” Ashab: – Anam›z, babam›z sana fedâ olsun, onlar nedir yâ Resûlullah? diye sordular. Resûlullah (s.a.s.): – Seni mahrum edene senin vermen, sana gelmeyene senin gitmen, sana zulmedeni de affetmendir. Bunlar› yapt›¤›n vakit Allah seni Cennet’e kor, buyurmufllard›r. (Hakîm, 2/518) ِ ٍ ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ أ َ ﱠﻧ ُﻪ َﻗ َﺎل َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ْﻦ َﺳﻌﻴﺪ ﺑْ ِﻦ َز ْﻳـﺪ َرﺿ َﻰ290. ِ ْ ِﻣـﻦ أَرﺑـﻰ اﻟﺮ *ﺑـﺎ ِ ْ ِﻋ ْﺮ ِض اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴ ِﻠـ ِﻢ ﺑِ َﻐ+ ﻄـﺎﻟ َـ َﺔ َ اﻻ ْﺳ ِﺘ َو إِ ﱠن *ﻫ ِﺬ ِ ه،ـ َﺣ ﱟـﻖ َﱢ َْ ْ * ِ ِ ِ َ ـﻦ َﻗ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ * ْ اﻟـﺮ َ ﺔ ﻣP ُ ْﺠﻨَـU اﻟـﺮﺣ َـﻢ ْ َﻓ َﻤ،ـﻦ َﻋ ﱠـﺰ َو َﺟ ﱠـﻞ ـﻦ ﱠ ﱠ ُ ﻄ َﻌ َﻬـﺎ َﺣ ﱠـﺮ َم َْ .اﳉﻨﱠ َﺔ Saîd b. Zeyd (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Haks›z olarak müslüman›n ›rz›na, nâmus ve flerefine dil uzatmak en büyük günahlardand›r. Ve flu rahm (akraba ile ilgilenmek kelimesi), Aziz ve Celil olan Rahmân’dan türemifltir. Kim ki, akrabas›yla ilgisini keserse (s›la-i rahm yapmazsa) Aziz ve Celil olan Allah, Cennet’i ona haram eder.”29 (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 190) 29. Rahm kelimesi, Allâh’›n Rahmân s›fat›ndan türemifl bir kelimedir. Akrabâlar ile ilgi, birbirlerine karfl› sevgi ve merhametin bir sonucudur. Yak›nlar›na merhamet etmeyeni Allâhu Teâlâ, –ancak Allâh’›n rahmeti ile girilecek olan– Cennet’e sokmaz. 154 ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َ ْ َﻣﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ﻮل ا ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋ ْﻦ أﺑـﻰ ﺑَﻜ َﺮ َة َرﺿ291. * ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ْـﻦ َذﻧ ِ َ اﻟـﺪﻧْ َﻴـﺎ َﻣ َـﻊ َﻣـﺎ ﱡ+ ا ﻟ َﺼـﺎﺣﺒـﻪ اﻟ ُْﻌﻘُـﻮﺑَـ َﺔ ْ ﻣ ُ ـﺐ أ َ ْﺟ َـﺪ َر أ ْن ُﻳ َﻌ ﱢﺠ َـﻞ ِ ِ اﻻ ِﺧﺮ ِة ِﻣﻦ اﻟ ْﺒ ْﻐ ِﻰ و َﻗﻄ .اﻟﺮ ِﺣ ِﻢ َ َ َ َ َ * ْ +ِ َﻳ ﱠﺪﺧ ُﺮ ﻟ َ ُﻪ ﻴﻌﺔ ﱠ * Ebû Bekre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ahiretteki cezas›ndan baflka, dünyada da günah sahibine acele olarak cezâs›n› Allâhu Teâlâ’n›n verece¤i günahlardan, zulüm ve s›la-i rahmi kesmekten (akraba ile ilgilenmemekten) daha büyü¤ü yoktur.”30 (Tirmizî, K›yâmet, 57, Hadis no: 2511, IV, 664) 30. Taberânî, rivâyetinde; “S›la-i rahmi kesmekten, h›yânetten ve yalandan daha büyü¤ü yoktur. Sevâb› peflin verilen iyiliklerden birisi de s›la-i rahmdir. Hattâ bir ev halk› fâcir olduklar› hâlde s›la-i rahm sâyesinde mal ve say›lar› ço¤al›r” fleklindedir. 155 XVI MÜSLÜMANLARIN B‹RB‹R‹NE KARfiI GÖREVLER‹ HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ َ ــ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ ْــﻦ اﺑ ِ َﻋ292. ﺻ ﱠ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ـﺎل َ ــﻢ َﻗ َ ـﻮل ا َ ا َﻋ َﻠﻴْـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َُ َ ـﻦ ُﻋ َﻤ ُ ــ ُ ـﻰ َ ــﺮ َرﺿ ِ ﺣﺎﺟ ِﺔ أَﺧ+ ﻣﻦ َﻛﺎ َن،ﻈ ِﻠﻤ ُﻪ و َﻻ ﻳﺴ ِﻠﻤـ ُﻪ ِ ِ ﻴﻪ َ َ ْ َ ُ ْ ُ َ ُ ْ َاﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﻠ ُﻢ أ َ ُﺧﻮ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﻠ ِﻢ َﻻ َﻳ * * ِ ِ ﺣ+ َﻛﺎ َن ا ا َﻋﻨْـ ُﻪ ِ َﺎ ج ـﻦ ُﻣ ْﺴ ِﻠـ ٍﻢ ُﻛ ْـﺮﺑَ ًﺔ َﻓ ﱠـﺮ ْ ـﻦ َﻓ ﱠﺮ َج َﻋ ْ ـﺎﺟﺘـﻪ َو َﻣ َ َ ُ َ ُ ِ وﻣﻦ ﺳ َ ﻣﺴ ِﻠ ً ﺳ َ ُه ا ﻳﻮم اﻟ،ُﻛﺮﺑ ًﺔ ِﻣﻦ * ُﻛﺮ ِب ﻳﻮمِ اﻟ ِْﻘﻴﺎﻣ ِﺔ .ﺎﻣ ِﺔ ﻴ ْﻘ َ َ ََْ ُ َ َ ْ ُ َ َ ْ ََ َ َ َْ َ ْ َْ ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Müslüman müslüman›n kardeflidir. Ona ne zulmeder, ne de onu yaln›z b›rak›r. Kim, kardeflinin ihtiyac›n› giderirse, Allah da o kimsenin ihtiyac›n› giderir. Kim, bir müslüman›n s›k›nt›s›n› giderirse, Allâhu Teâlâ da o kimsenin k›yâmet s›k›nt›lar›ndan birini giderir. Kim, bir müslüman›n (ay›b›n›) örterse, k›yâmet gününde Allâhu Teâlâ da onun ay›plar›n› örter.” (Buhârî, Mezalim, 3, IV, 159) ِ ِ ِ َ ْ َﻋ293. َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ ِ ﻧَ ﱠﻔـﺲ َﻋـﻦ ﻣ *ﺴ ِﻠـ ٍﻢ ُﻛﺮﺑـ ًﺔ ِ ﱠ ُ ْ ا َﻋﻨْ ُﻪ ُﻛ ْـﺮﺑَـ ًﺔ ِﻣ ﻦ ـﺲ ﻔ ﻧ ـﺎ ﻴ ﻧ اﻟـﺪ ب ﺮ ﻛ ـﻦ ﻣ َ ْ ﱡ َ َْ َ ْ ْ ُ ْ َ ُ َ ِ ُﻛﺮ ِب ﻳﻮمِ اﻟ ِْﻘﻴ ٍ ِ َﻋ * ُﻣ ْﻌµـ +ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ ﱡ+ِ µ َ َ ُ µ َْ َ َ َو َﻣ ْﻦ َﻳ ﱠ،ـﺎﻣﺔ َ اﻟـﺪﻧْ َﻴﺎ َﻳ ﱠ 156 اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ * ْ اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ َو ﱡ+ِ َو َﻣ ْﻦ َﺳ َ َ َﻋ * ُﻣ ْﺴ ِﻠ ٍﻢ،اﻻ ِﺧ َﺮ ِة ﱡ+ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ ﱡ ُ َ َ اﻟﺪﻧْ َﻴﺎ َﺳ ِ َﻋﻮ ِن أَﺧ+ َﻋﻮ ِن اﻟ ْﻌﺒ ِﺪ ﻣﺎ َﻛﺎ َن اﻟ ْﻌﺒ ُﺪ+ وا،اﻻ ِﺧﺮ ِة .ﻴﻪ َْ َ َْ ُ َ َ * ْ َو ْ ْ * * * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim, bir müslüman›n dünya s›k›nt›lar›ndan birisini giderirse, Allâhu Teâlâ da onun k›yâmet s›k›nt›lar›ndan bir s›k›nt›s›n› giderir. Kim, dünyada darda (güçlükte) kalm›fla kolayl›k gösterirse, Allahu Teâlâ da ona dünya ve âhirette kolayl›k gösterir. Kim, bir müslüman›n dünyada bir ay›b›n› örterse, Allahu Teâlâ da dünya ve ahirette onun kusurlar›n› örter. Kul, mü’min kardeflinin yard›m›nda bulundukça, Allah da onun yard›mc›s›d›r.” (Müslim, Zikr, 11, III, 2074) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬ َ أ َ ﱠن رﺳ ِ َ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱡ ْﻌ294. :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا ُ ُ َ ـ َن ﺑْ ِﻦ ﺑَﺸٍ َر َُ ُ ﺻ ﱠ * ِ ُ َﺗـﻮ ِّاد ِﻫـﻢ و َﺗــﺮ+ ـ َ ْ ا ِﻬ ْـﻢ َو َﺗ َﻌـﺎﻃُﻔِ ِﻬ ْـﻢ َﻣﺜ َُـﻞ اﳉ َﺴ ِـﺪ إِ َذا ُ َﻣﺜ َ َــﻞ اﻟ ْـ ُﻤـ ْﺆ ِﻣﻨ َ َ ْ َ * * ِ * ِ اﳉﺴ ِ اﻋﻰ ﻟ َ ُﻪ ﺳﺎﺋ ِ ُ ْ ﺎﻟﺴ َﻬ ِﺮ َو َ ْ .اﳊ ﱠﻤﻰ ﺑ ﺪ ﺮ ﺪ ﺗ ﻮ َ * َ ﱠ َ ُ َ P ْ ﺘَﻜﻰ ﻣﻨْ ُﻪ ُﻋ ْﻀUا Nu’man ‹bn-i Beflîr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Mü’minler, birbirlerini sevmekte, birbirlerine ac›makta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta oldu¤unda, di¤er uzuvlar da bu sebeple uykusuzlu¤a ve ateflli hastal›¤a tutulurlar.”31 (Müslim, Birr, 18, VI, 1999) 31. Herhangi bir uzva gelen bir hastal›¤›n ›zd›râb›, o uzuvda kalmay›p vücûdun di¤er uzuvlar›nda da tesiri oldu¤u gibi, bir müslümana gelen s›k›nt›n›n da di¤er müslümanlarda te’sîri görülür. 157 ِ ِ ِا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ َاﻟ ْـ ُﻤ ْﺆ ِﻣ ُﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ْ َﻋ295. * ـﻦ أَﺑﻰ ُﻣ ُ ﺻ ﱠ ُ ﻮﺳﻰ َرﺿ َﻰ ّ ِ ِﻟ ْﻠﻤ ْﺆ ِﻣ ِﻦ َﻛﺎﻟ ْﺒﻨْ*ﻴ ََ أ .ﺻﺎﺑِ ِﻌ ِﻪ َ ْ ََ ﺒﱠ َﻚ ﺑUﺎن َﻳﺸُ ﱡﺪ ﺑَ ْﻌ ُﻀ ُﻪ ﺑَ ْﻌ ًﻀﺎ َو ُ َ ُ Ebû Mûsâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz, parmaklar›n› birbirine geçirerek: “Mü’min, mü’min için bir binâ gibidir.32 Biri di¤erini destekler (kuvvetlendirir).” buyurdular ve parmaklar›n› birbirine geçirdiler (ellerini kenetlediler). (Müslim, Birr, 18, VI, 1999) ِ َ ﺳ ِﻤﻌـﺖ رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ْ َ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر296. * ٍ ِ ِ ِ ِ َ َ ً َ َ ُﺟ ْﺰ ًءا ُ َﻳﻘ َ ـﺔ ﻣﺎﺋَﺔ ُﺟ ْﺰء ﻓﺄ ْﻣ َﺴ َﻚ ﻋﻨْ َﺪ ُه ﺗ ْﺴ َﻌﺔ َوﺗ ْﺴﻌ َ ْ اﻟﺮ ا ﱠ ُ َﺟ َﻌ َﻞ:ُﻮل * ِ ُ ْ اﺣـﺪا َﻓ ِﻤﻦ *ذ ِﻟـﻚ َ ْ اﺣ ُﻢ اﳋ ْﻠ ُـﻖ َﺣﺘﱠﻰ ََ اﳉ ْﺰء َﻳ َ ْ ً ِ ْاﻷ َ ْر ِض ُﺟ ْﺰ ًءا َو+ِ َوأَﻧْ َـﺰ َل َ ـ .َﺗ ْﺮ َﻓ َﻊ اﻟ ْ َﻔ َﺮ ُس َﺣﺎﻓِ َﺮ َﻫﺎ َﻋ ْﻦ َوﻟ َِﺪ َﻫﺎ َﺧﺸْ ﻴَ َﺔ أ َ ْن ُﺗﺼﻴﺒَ ُﻪ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’› flöyle söylerken iflittim: “Allâhu Teâlâ, rahmeti yüz parçaya böldü de doksan dokuzunu kendisinde b›rakt›, bir parças›n› yere indirdi. ‹flte o bir parça ile, yarat›klar birbirlerine karfl› merhametli olurlar. Hatta k›srak at da yavrusuna de¤er (de eziyet verir) korkusu ile t›rna¤›n› kald›rarak (onu ezmemeye) dikkat eder.” (Müslim, Tevbe, 4, 6, 2108) 32. Binân›n ayakta durabilmesi için, bütün parçalar›n›n s›k› s›k›ya birbirine ba¤lanmas› gerekti¤i gibi topyekûn ‹slâmiyet’in de pâyidâr olmas› için müslüman fertlere düflen, vazîfelerini hakk›yla yapmalar› ve samîmî olarak birbirlerine destek olmalar› gerekir. Aksi hâlde ‹slâmiyet, ba¤lant›s› olmayan binâlar gibi çökmeye mahkûmdur. 158 ِ ٍ ِ ِ َ ِ ِ ِ ْ َﻋ297. :ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬ َﻋﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ َ ـﻦ َﻋﺒْﺪ ا ﺑْـﻦ َﻋ ْﻤﺮو َرﺿ ُ + ـﻦ ْ َ ـﻮا أ َ ْﻫ َـﻞ ْاﻷ َ ْر ِض َﻳ ْـﺮ ُ َ ار * ْ اﻟــﺮ ُ َ اـﻮ َن َﻳ ْـﺮ ُ ِ ﻟـﺮ ْ ﻜ ْـﻢ َﻣ ُ ْ ـﻦ ُﻬ ُـﻢ ﱠ َا ﱠ * .اﻟﺴ َ ِء ﱠ Abdullâh b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Yerdekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsinler.” (Tirmizî, Birr, 16, Hadis no: 1924, IV, 324) ِ ِ ِ ِ ِ َﻋ ْﻦ َﺟـﺮ298. ِ ْﻳﺮ ﺑ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ َﻋﺒْ ُـﺪ ا َرﺿ َﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ * .َﻣ ْﻦ َﻻ َﻳ ْﺮ َﺣ ُﻢ َﻻ ُﻳ ْﺮ َﺣ ُﻢ Cerir b. Abdullâh (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Tirmizî, Birr, 12, Hadis no: 1911, IV, 318) ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬ َ أ َ ﱠن رﺳ ِ ٍ ﻟ َْﻴ َﺲ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا ُ ُ َ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ َﻋﺒﱠﺎس َر299. َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ﻳﺮﺣﻢ ﺻﻐﻧَﺎ و ﻳﻮ ّﻗِﺮ َﻛﺒـﻧَﺎ و ﻳﺄْﻣﺮ ﺑِﺎﻟ ْـﻤﻌﺮtَ ِﻣﻨﱠـﺎ ﻣﻦ ِ وف َو َﻳﻨْ َﻪ َﻋ ﻦ َُْ ُْ َ َ َ ْ َُ َ َ َ ْ َ َْ ْ ْ َ * * َ اﻟ ْـ ُﻤﻨْـ .ﻜ ِﺮ ‹bn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize ta’zimde (sayg›da) bulunmayan ve iyilikle emredip, kötülükten men’etmeyen (al›koymayan) bizden de¤ildir.” (Tirmizî, Birr, 15, Hadis no: 1919, IV, 321) 159 ِ ٍ َ َﻋ300. ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ َﻣـﺎ أ َ ْﻛ َﺮ َم:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ْ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ أﻧَـﺲ َرﺿ ِ ِِِ ِ ْ ا ﻟ َ ُﻪ َﻣ ْﻦ ُﻳ .ﻜ ِﺮ ُﻣ ُﻪ ِﻋﻨْ َﺪ ِﺳ ِﻨّ ِﻪ ُ َ ْﻴ ًﺨﺎ ﻟﺴﻨّﻪ إ ﱠﻻ َﻗ ﱠﻴ َﺾU ﺎب َ ﱞU Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Genç bir kimse bir ihtiyara -yafll›l›¤›ndan dolay›- ikrâm ederse, Allah da ihtiyarl›¤›nda (mükâfat olarak) ona ikrâm edecek bir kimse ihsân eder.” (Tirmizî, Birr, 75, Hadis no: 2022, IV, 372) ِ ِ ِ ٍ ِ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل ﻻ َ َﻋ ْﻦ َر ُﺳﻮل ا،ا َﻋﻨْ ُﻪ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ َز ْﻳﺪ ﺑْ ِﻦ ﺛَﺎﺑِﺖ َرﺿ َﻰ301. ِ ﺣﺎﺟ ِﺔ أَﺧ+ ﺣﺎﺟ ِﺔ اﻟ ْﻌﺒ ِﺪ ﻣﺎ َدام+ ﻳ َﺰ ُال ا .ﻴﻪ َ َ َ َ َْ َ َ ُ َ * * * Zeyd b. Sâbit (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kul, mü’min kardeflinin ihtiyac›n› gidermeye devam ettikçe, Allâhu Teâlâ da onun ihtiyâc›n› giderir.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, V, Hadis no: 4801, 118) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ َﻗ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ َﻰ302. ِ ِ َ ِ ــﻞ َﺧ ْﻠﻘًـﺎ َﺧ َﻠ َﻘﻬـﻢ ِِ ـﺎس إِﻟ َﻴْ ِﻬ ْـﻢ + َﻋ ﱠـﺰ َو َﺟ ﱠ ْ ُ ُ ﳊ َـﻮاﺋـ ِﺞ اﻟﻨﱠـﺎس َﻳ ْﻔ َـﺰ ُع اﻟﻨﱠ * ِ اب ِ اﻻ ِﻣﻨُﻮ َن ِﻣ ْﻦ َﻋ َﺬ .ا * ْ أُوﻟ ِ*ﺌ َﻚ،َﺣ َﻮاﺋ ِ ِﺠ ِﻬ ْﻢ ‹bn-i Ömer, (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allahu Teâlâ’n›n (insanlar aras›nda) bir k›s›m yarat›klar› vard›r ki, onlar› insanlar›n ihtiyaçlar› (n› gidermek) için yaratm›flt›r. ‹nsanlar ihtiyaçlar›nda onlara müracaat ederler. ‹flte Allâh’›n azâb›ndan emin olanlar onlard›r.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, XII, Hadis no: 13334, 274) 160 ِ َ ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ُﺗ ْﻔ َﺘ ُﺢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َر303. ِ اﳋﻤ ِ ْ اﳉﻨﱠ ِـﺔ * ﻳـﻮم ِ ْ ـﻞ َﻋﺒْ ٍـﺪ َﻻ ُﻳ ِ ْ َاﻻﺛْﻨ ِّ ﻜ ُ ﻴـﺲ َﻓ ُﻴ ْﻐ َﻔ ُﺮ ِﻟ َ ْ َو َﻳ ْـﻮ َم ُ ك َ ْ َ َ ْ اب ُ أَﺑْ َﻮ ِ ِ ِﺑ َـﺎل أَﻧْ ِﻈ ُﺮوا ُ َﻓ ُﻴﻘ،ـﺎء َ ْ * َـﺖ ﺑَ ْﻴﻨَـ ُﻪ َوﺑ ً َ ْﻴﺌًﺎ إِ ﱠﻻ َر ُﺟـU ـﺎ ْ َﻼ َﻛـﺎﻧ ُ َﻨbْ َU أَﺧﻴـﻪ * َ َﺣﺘﱠﻰ َﻳ ْﺼ،*ﻫ َﺬ ْﻳ ِﻦ َ أَﻧْ ِﻈ ُﺮوا *ﻫ َﺬ ْﻳ ِﻦ َﺣﺘﱠﻰ َﻳ ْﺼ،ﺎbَ ﻄ ِﻠ ِ أَﻧْ ِﻈ ُﺮوا *ﻫ َﺬ ْﻳ،ﺎbَ ﻄ ِﻠ ﻦ َ َﺣﺘﱠﻰ َﻳ ْﺼ .ﺎbَ ﻄ ِﻠ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Pazartesi ve perflembe günleri Cennet kap›lar› aç›l›r. Allâh’a flirk koflmayan her kulun günâh› ba¤›fllan›r. Ancak kendisiyle (mü’min) kardefli aras›nda düflmanl›k bulunan kifli (nin günâh›) ba¤›fllanmaz ve flöyle denir: “Onlar, bar›fl›ncaya kadar ba¤›fllanmalar›n› bekletiniz, onlar bar›fl›ncaya kadar ba¤›fllanmalar›n› bekletiniz, onlar bar›fl›ncaya kadar ba¤›fllanmalar›n› bekletiniz.” (Müslim, Birr, 11, VI, 1987) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ِ َﻣﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ْ َﻋ304. ْ ا َﻋﻨْ َﻬـﺎ َﻗـﺎﻟ ُ َ َ َﻗ:َﺖ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َرﺿ َﻰ ِ ْ َﺘ ﱠﺪت إِﻟ َﻴ ِـﻪ ﻣ ْﺆﻧَـ ُﺔ اﻟﻨﱠUا َﻋ ﱠﺰ وﺟ ﱠـﻞ َﻋ * َﻋﺒ ٍـﺪ إِ ﱠﻻ َا ِ ﻈﻤﺖ ﻧِﻌﻤـ ُﺔ ،ﺎس َ َ َ ْ ْ َ ُ َﻋ ُ ْ ْ ْ ِ ِ ِ ِ ِ ْ َ tَ وﻣﻦ ِ ﻠﺰو ِ ِ .ال َ َﻓﻘ َْﺪ َﻋ ﱠﺮ َض ﺗ ْﻠ َﻚ اﻟﻨّ ْﻌ َﻤ َﺔ ﻟ ﱠ،ﻤ ْﻞ ﺗ ْﻠ َﻚ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺆﻧَ َﺔ ﻟﻠﻨﱠﺎس ْ ْ ََ Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Bir kulun üzerinde Allah’›n nimeti ço¤ald›kça, o kimseye karfl› insanlar›n külfeti de artar. ‹nsanlar›n o külfetlerine katlanmayan kimse, o nimeti yok olmaya sunmufl olur.” (Tergib, 3/391, No: 6; Kenz, 6/347, No: 15994) 161 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ُﻛ ﱡﻞ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َﺮ َة َر305. ِ ﻄ ُﻠـﻊ ﻓ ِ ـﺎس َﻋ َﻠﻴ ِ ﻼﻣـﻰ ِﻣﻦ *اﻟﻨﱠ ْ ُ َ ٍ P َﻳ ْﻌ ِﺪ ُ ل:ـﺲ ﻤ اﻟﺸﱠ ﻴﻪ ﺗ م ﻮ ﻳ ـﻞ ﻛ ﺔ ﻗ ـﺪ ﺻ ﻪ ﱠ َ َ ُ َ ْ َ َ َ ُﺳـ ُ ْ َْ * ِْ ِ ْ َاﻻﺛْﻨ أ َ ْو َﻳ ْﺮ َﻓ ُﻊ ﻟ َ ُﻪ، ِﻤ ُﻠ ُﻪ َﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎbْ َﻓ َﻴ، َداﺑﱠ ِﺘ ِﻪ+ اﻟﺮ ُﺟ َﻞ ُ ﺔ َو ُﻳﻌP ﺻ َﺪ َﻗ َ ْ َﺑ َ ﱠ * * ِﻜ ِ ْ ﻜ ّ ِﻞ َﺧ ﱠ ُ ِ َوﺑ،Pﺻ َـﺪ َﻗﺔ َ ُ ُ ْ ﻟ ا و ﻄ َﻮ ٍة َﻳ ْﻤﺸﻴ َﻬﺎ ﺔ ﺒ ﻴ ﻄ اﻟ ﺔ ﻤ ﻠ َ ََﻋ َﻠ ْﻴ َﻬﺎ َﻣﺘ َ ﺎﻋ ُﻪ َ َّ َ َ ،Pﺻ َـﺪ َﻗﺔ * ِ َ اﻟﺼ9َ ِإ ِ ﻄﺮ ﻴﻂ ْاﻷ َ َذى َﻋ ِﻦ اﻟ ﱠ ُ َو ُﻳﻤ،Pﺻ َﺪ َﻗﺔ .ﺔP ﺻ َﺪ َﻗ َ ﻳﻖ َ ﻼة ﱠ * * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹nsan›n her bir eklemi için her Allah’›n günü bir sadaka vermek gerekir: ‹ki kiflinin aras›n› bulman, (haklar›nda adaletle hükmetmen) bir sadakad›r. Bir kimseye bine¤ine binerken yard›mc› olman veya yükünü hayvan›na yüklemesine yard›m etmen bir sadakad›r. Güzel bir söz söylemek sadakad›r. Namaza giderken att›¤›n her ad›ma bir sadaka sevab› vard›r. Gelip geçenleri rahats›z eden bir fleyi yoldan al›p atman bir sadakad›r.”33 (Müslim, Zekât, 16, I, 699) ِ ِ ِ َ ْ َﻋ306. ا َ ـﺖ أَﺑَـﺎ اﻟْﻘَـﺎﺳـ ِﻢ ُ َﺳﻤ ْﻌ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ * ِ ِ ِ ِ ِ ِ ُ ْ ﺐ *ﻫﺬه َ اﻟﺼﺎد َق اﻟ ْـ َﻤ ْﺼ ُﺪ َﻻ ُﺗﻨْ َﺰ ُ ع:ُﻮل ُ اﳊ ْﺠ َﺮة َﻳﻘ َ وق َﻋ َﻠ ْﻴﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ﱠ َ ﺻﺎﺣ .َ ِﻘ ٍّﻰU ُﺔ إِ ﱠﻻ ِﻣ ْﻦ َ ْ اﻟﺮ ﱠ 33. ‹nsan›n vücûdunda pek çok ek yeri vard›r. Onun hareket etmesi bu eklere ba¤l›d›r. Bu eklemler hareket etmezse, insan hiçbir fley yapamaz; onun için de her gün onlar›n flükrünü edâ etmek îcâb eder. Her iyi hareket Allâh’a bir flükür olaca¤›ndan, eklemleri say›s›nca sadaka vermesi gerektir, denilerek yapaca¤› iyi iflleri her gün yapmas›, dâima iyi ifllerle u¤raflmas› bildirilmektedir. 162 Ebû Hüreyre (r.a.)’den: Do¤ru olan ve do¤rulu¤u kabûl edilen (Ravza-i fierife’ye iflâret ederek): fiu odan›n sâhibi Ebü’l-Kâs›m (Resûlullah (s.a.s.)'› flöyle söylerken iflittim: “Rahmet, ancak (her türlü fenâl›¤› yapan) flakîden çekip al›n›r.” (Tirmizî, Edeb, 58, IV, 136) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ا ﺑ ِﻦ ُﻋ َﻤـﺮ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬ َـ َﻗ َـﺎل ِ ِ ا ْ َﻋ307. َ ـﻮل ا ْ ـﻦ َﻋﺒْـﺪ ُ َ َ َ َُ ُ ﺻ ﱠ ِ ﺎﻟﻨّﻌـ ِﻢ ِﻟـﻤﻨَﺎﻓِ ِﻊ اﻟ ِْﻌﺒ ِ ِ ِ إِ ﱠن:َﻋ َﻠﻴ ِﻪ وﺳ ﱠﻠﻢ ﺎد ُﻳ ِﻘ ﱡﺮ ُﻫ ْﻢ ﻓﻴ َﻬﺎ ْ أ َ ْﻗ َﻮ ًاﻣﺎ َ َ ِاﺧ َﺘ ﱠﺼ ُﻬ ْﻢ ﺑ َ َ َ َ ْ * . َﻏ ِْ ِﻫ ْﻢ9َ ِﺎ إiَ َ ﱠﻮbَ ﻮﻫﺎ ﻧَ َﺰ َﻋ َﻬﺎ ِﻣﻨْ ُﻬ ْﻢ َﻓ َ َﻓ ِﺈ َذا َﻣﻨَ ُﻌ،ُﻮﻫﺎ َ َﻣﺎ ﺑَ َﺬﻟ Abdullah b. Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allâhu Teâlâ’n›n, kullar›n›n faydalanmalar› için özel nimetler verdi¤i birtak›m kullar› vard›r. Onlar bu nimetleri gere¤i gibi sarfettikleri müddetçe, Allah bu nimeti onlarda devam ettirir. Onlar, bu nimetleri (gerekli yerlerde sarftan) uzaklaflt›klar›nda Allâhu Teâlâ da bu nimetleri onlardan alarak baflkalar›na verir.” (Silsile-i Ahadis, Sahiha, No: 1692, IV, 264) َﺳ َﻔ ٍﺮ َﻣ َﻌ ُﻪ َﻓﺎَ َﺧ َﺬ+ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﺎب اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ْ َ َﻛﺎ َن أ308. ُ ﺻ ﱠ ُ bَ ﺻ * ِ ِ ﺑﻌ ُﻀﻬﻢ ِﻣـﻦ أَﺧ َ ﺎﺳﺘَ ْﻴﻘ ِ ﻮل ا ُ َـﺎل َر ُﺳ َ َـﻆ َﻓ َﻔ ِﺰ َع َﻓﻘ ً ْﻴـﻪ َﺣﺒ ْ ُْ َْ ْ ـﻢ َﻓP ﻼ َو ُﻫ َـﻮ ﻧَﺎﺋ * .ً َﻻ َِ ﱡﻞ ِﻟـ ُﻤ ْﺴ ِﻠ ٍﻢ أ َ ْن ُﻳ َﺮ ﱢو َع ُﻣ ْﺴ ِﻠ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ُ ﺻ ﱠ Ashab-› Kiram, Peygamber (s.a.s.) ile birlikte bir seferde idiler. Onlardan birisi uyuyan bir kardeflinin ipini (flaka için) çekip al›rken o uyan›verdi. Korku ve heyecâna düfltü. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.): 163 “Bir müslüman›n, bir müslüman› korkutmas› ve heyecana düflürmesi helâl olmaz” buyurdu. (Tirmizî, Fiten, 3, IV, 462) ِ ِ َ َ ِ ِ َﻣ ْﻦ:ــﺎل َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ ا ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬـ أ ﱠن ﻧَﺒ ﱠ َ َﻋـﻦ اﺑْـﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ309. ِ ِ ﺣ+ أ َ َﻋﺎ َن َﻋﺒ ًﺪا .اﻻ ْﻗ َﺪ ُام ُ َﺎﻣ ُﻪ َﻳ ْﻮ َم َﺗ ُﺰ َ ْ ول َ َ َ ﺎﺟﺘﻪ ﺛَﺒﱠ َ ا ﻟ َ ُﻪ َﻣﻘ ْ ُ ﺖ * ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim, bir kula ihtiyâc› an›nda yard›m ederse, ayaklar›n kayd›¤› (k›yâmet) gün (ün) de Allâhu Teâlâ onun makâm›n› sâbit k›lar.” (Tergib, 3/392, No: 10) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َﺎل ِ ٍ َﻣ ْﻦ َﻣﺸَ ﻰ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ّﻠ َﻢ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ َﻋ ْﻦ أ َ َﻧﺲ َر310. ِ ِ ِ ﺣ+ ْ ﻜ ﱢـﻞ َﺧ ُ ِا ﻟ َـ ُﻪ ﺑ ،ـ َﺣ َﺴﻨَ ًﺔ َ ﻄ َـﻮ ٍة َﺳﺒْﻌ َ َ َ ـﺎﺟـﺔ أَﺧﻴـﻪ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴﻠـ ِﻢ َﻛ َﺘ ُ ﺐ * * ِ * َﻓ ِـﺈ ْن ُﻗ،ـﺚ َﻓـﺎر َﻗ ُﻪ ِ ِ ْ ﻀ َﻴ ﺖ َ ﺎ َﻋﻨْـ ُﻪ َﺳﺒْﻌ َ َ َو َ ُ أ َ ْن َﻳ ْـﺮ ِﺟ َـﻊ ﻣ ْﻦ َﺣ ْﻴ9َ ـ َﺳ ﱢﻴ َﺌ ًﺔ إ َ َو إِ ْن َﻫ َﻠ َﻚ ﻓ،ﺎﺟ ُﺘـ ُﻪ َﻋ * *َﻳ َﺪ ْﻳ ِﻪ َﺧ َﺮ َج ِﻣ ْﻦ ُذ ُﻧﻮﺑِ ِـﻪ َﻛ َﻴ ْﻮ َم َوﻟ ََﺪ ْﺗ ُﻪ أ ُ ﱡﻣ ُﻪ ﻴ َ َﺣ * ٍ ِﺣ َﺴ ِ ْ اﳉﻨﱠ َﺔ ﺑِ َﻐ َ ْ *ذ ِﻟ َﻚ َد َﺧ َﻞ .ﺎب َ ْ َﺑ Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Müslüman kardeflinin ihtiyâc›n› gidermek maksad› ile giden bir kimse için, Allâhu Teâlâ, onun ayr›ld›¤› yere dönünceye kadar, her bir ad›m›na yetmifl sevab yazar ve yetmifl (küçük) günâh›n› yok eder. Onun vâs›tas›yla ifl görülürse, anas›ndan do¤du¤u gün gibi günah›ndan ç›km›fl olur. (fiayet) o esnada ölecek olursa, hesab görmeden Cennet’e girer.” (Ebu Ya’lâ, Müsned, 5/175, No: 2789) 164 ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ﺿـﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ َﻗـﺎﻟ َﺖ ِ ِ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـﻮل ا َ ُ َ ـﻦ َﻋﺎﺋﺸَ َﺔ َر ْ َﻋ311. َُ ُ ﺻ ﱠ ٍ ﻄ ِ َﻛـﺎ َن وﺻ َﻠـ ًﺔ ِﻷَﺧ ٍ ّ ِ َﻣﺒْ َﻠـ ِﻎ ﺑ+ ـﺎن َ ِذى ُﺳ ْﻠ9َ ِﻴـﻪ اﻟ ْـ ُﻤ ْﺴ ِﻠـ ِﻢ إ ِ أ َ ْو َﺗ ْﻴﺴـ،ـﺮ ْ ُ * ِ اط ﻳــﻮم * اﻟ ِْﻘﻴـﺎﻣ ِ َﻋﺴــٍ أ َ َﻋـﺎﻧَــ ُﻪ *ا َﻋ *ـ إِﺟــﺎ َز ِة اﻟـ ِ ــﺔ ِﻋﻨْ َـﺪ َد ْﺣ ـﺾ َ َ َ َْ َ َ ﱢ ُ * .ْاﻷ َ ْﻗ َﺪا ِم Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Müslüman kardeflinin, hay›rl› bir ifle muvaffak olabilmesi veya zor bir iflini kolaylaflt›rmak için selâhiyetli kimselere arac›l›kta bulunan kifliye, Allâhu Teâlâ, ayaklar›n kayd›¤› k›yâmet gününde s›rât› geçmek için yard›m eder.” (‹bn-i Hibbân, Sahih, II, Hadis no: 530, 287) ِ و،ا َﻻ ﻳ ْﺆ ِﻣﻦ ِ و: أ َ ﱠن اﻟﻨﱠﺒِﻰ َﺻ ﱠ ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َوﺳ ﱠﻠﻢ َﻗ َﺎل،ٍ َﻋ ْـﻦ أَﺑﻰ ُ ْﻳﺢ312. ا َ َ َ ُ ُ َ ُ َ ﱠ * ِ ِ ِ ِ ْ َ ُ ـﻮل ا ﻗ َﺎل » َاﻟ ﱠـﺬى َﻻ َﻳﺄ َﻣ ﻦ َ ـﻦ َﻳﺎ َر ُﺳ ْ ﻗ َﻴﻞ َو َﻣ.ـﻦ ُ َوا َﻻ ُﻳ ْﺆﻣ،ـﻦ ُ َﻻ ُﻳ ْﺆﻣ * * .«ﺎر ُه ﺑَ َﻮاﻳِ َﻘ ُﻪ ُ َﺟ Ebu fiureyh (r.a.)'dan; Nebî (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Vallahi iman etmifl olamaz, vallahi iman etmifl olamaz, vallahi iman etmifl olamaz” sahabilerden biri de; “Kim iman etmifl olmaz ey Allah’›n Resûlü?” diye sorunca, Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz: “Kötülü¤ünden, komflusunun emin olmad›¤› kimse” cevab›n› vermifllerdir. (Buhârî, Edeb, 29, VII, 78) ِ ِ َ َﻋ * ُﻛ ّ ِﻞ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ْ َﻋ313. * ـﻦ أَﺑﻰ ُﻣ ُ ﺻ ﱠ ُ ﻮﺳـﻰ َرﺿ َﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ * ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ َ َ َ َ َ َ َﻳ ْﻌﺘَﻤ ُـﻞ ﺑﻴَ َـﺪ ْﻳـﻪ ﻓﻴَﻨْﻔ ُ ﻊ:ـﺎل َ َ¬ ْـﺪ? ﻗt َ ُﻣ ْﺴﻠـ ٍﻢ َ أ َرأ ْﻳ: ﻗـﺎﻟ ُـﻮا.Pﺻ َـﺪ َﻗـﺔ ْ ﺖ إ ْن 165 ـ َذا َ َﻳ ْﻔ َﻌ ْـﻞ َا ْو َﻳ ْﺴﺘَ ِﻄ ْـﻊ? َﻗt ُ ُﻳﻌ:ـﺎل ْ َ َﻓ ِــﺈ ْن: َﻗـﺎﻟ ُـﻮا،ﻧَ ْﻔ َﺴـ ُﻪ َو َﻳﺘَ َﺼ ﱠـﺪ ُق ِ ِ اﳊـﺎﺟ ـﺮ ُ َﻳـﺄ ْ ُﻣ:* ـﺎل َ َﻳ ْﻔ َﻌ ْـﻞ? َﻗt َ َﻗ.ـﻮف َ ــﺔ اﻟ ْـ َﻤ ْﻠ ُﻬ َ َْ ْ َ َﻳ ْﺴﺘَﻄ ْـﻊ َا ْوt ْ َ َﻓ ِـﺈ ْن:ـﺎل ِ ّ ـﻦ ﱠ ِ ُﻳ ْﻤ ِﺴ ُﻚ َﻋ:ـﺎل َ ْ ِﺑ اﻟ َﻓ ِـﺈ ﱠ َﻬﻧﺎ َ َﻳ ْﺴﺘَ ِﻄ ْـﻊ َا ْو َﻳ ْﻔ َﻌ ْﻞ? َﻗt ْ َ إِ ْن: َﻗـﺎﻟ ُﻮا.ِْ ـﺎﳋ .ﺔP ﺻ َﺪ َﻗ َ Ebû Musâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – Her müslüman, sadaka vermelidir. Denildi ki: – Ya bulamazsa? (Ne yapar Yâ Resûlullah?) Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: – Elleriyle çal›fl›r; hem kendine bakar hem de tasadduk eder. (O flah›s): – Ya (çal›flmaya) muktedir de¤il ise? (Ne yapar?) dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Yard›ma muhtâç olan mazlûma yard›m eder, buyurdu. Ebu Mûsâ diyor ki: Resûlullah (s.a.s.)’a: – Ya (buna da) muktedir de¤il ise? (Ne yapar?) diye soruldu¤unda, Resûlullah (s.a.s.): – ‹yilikle yâhud hay›r ile emreder, buyurdu (O flah›s): – Ya (buna da) gücü yetmezse? dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Kendisini kötülükten al›kor, zirâ o da sadakad›r, buyurdu. (Müslim, Kitabu’z-Zekât, 16, I, 699) ِ »ﻳـﺎ ﻧ:ُـﻮل ِ َ َ َﻗ،ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة ﺎء ﺴ َ ـﻰ ْ َﻋ314. َ ُ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻳﻘ ُ ﺻ ﱠـ َ َ ـﺎل ﻛـﺎ َن اﻟﻨﱠﺒ ﱡ * ٍ ِ ِ ِ ِ ِ َ ةP ﺎر .«َ ﺎةU ﺎ َوﻟ َْﻮ ﻓ ْﺮﺳ َﻦ ْ َ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ َ ِت َﻻ َ ﺎر َ ﳉ َ ﲢﻘ َﺮ ﱠن َﺟ Ebu Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyuruyordu: “Ey müslüman han›mlar! T›rnak ucu kadar da olsa, sak›n ha, komflu komfluyu hakir görmesin!” (Buhârî, Edeb, 30, VII, 78) 166 ِ َ أ َ ﱠن رﺳ:ـ ِﻊ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪUـﺎ ِ ﺎر ْاﳌُﺠ ِ ِ ـﺎض ﺑ ِ َﻋـﻦ ِﻋﻴ315. ا َ ُ َ ـﻦ َ ْ َ ـﻮل ا ْ ُ َ َ َُ ُ ﺻ ﱠ ٍ ﻄ P ـﺎن ُﻣﻘ ِْﺴ َ ُذو ُﺳ ْﻠ:Pﻼﺛَـﺔ َ ْ َوأ َ ْﻫ ُـﻞ:ـﺎل P ـﻂ ُﻣﺘَ َﺼ ّ ِﺪ ق َ َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َ اﳉﻨﱠ ِـﺔ ﺛَـ ِّ ﻜ ُ ﻴﻖ اﻟ ْ َﻘ ْﻠ ِﺐ ِﻟ ،ﻴﻒ P َو َﻋﻔ،ٍـﻞ ِذى ُﻗ ْﺮﺑ*ﻰ َو ُﻣ ْﺴ ِﻠﻢ ُ ﻴﻢ َرﻗ P ﻞ َرﺣP َو َر ُﺟ،ـﻖP ُﻣ َﻮ ﱠﻓ * ٍ ﻒ ُذو ِﻋﻴ ِ َﻗ َﺎل * َوأ َ ْﻫ ُﻞ اﻟﻨﱠ.* ـﺎل ﻴﻒ اﻟ ﱠـﺬى َﻻ َزﺑْ َﺮ ﻟ َ ُ ﻪ ُ اﻟﻀﻌ ﱠ:P َْﺴﺔ¹َ ـﺎر P ُﻣﺘَ َﻌ ّ ِﻔ َ * ْ َ اﳋﺎﺋ ِ ُﻦ اﻟ ﱠﺬى َﻻ َ ْ * َو.ﻼ َو َﻻ َﻣ ًﺎﻻ ُ ﻳﻦ ُﻫ ْﻢ ﻓﻴ *ﻔﻰº ً ﻜ ْﻢ َﺗﺒَ ًﻌﺎ َﻻ َﻳﺒْﺘَ ُﻐﻮ َن أ َ ْﻫ َ اﻟ ﱠﺬ * * * ِ ِ ِ َ ﱠ ﺒ ﺼ ﻳ ﻻ َ ــﻞ ﺟ ر و ، ﻪ ـ ﻧ ـﺎ ﺧ ﻻ ﱠ إ ق د ن إ و ــﻊ ﻤ ﻃ ﻪ َ ــﺢ َو َﻻ ُﻳ ْﻤﺴـﻰ إِ ﱠﻻ َو ُﻫ ـﻮ P َ َ ْ ُ َ ُ َ َ ُ ْ ُ َ P َ ُ ﻟ َـ ِ ـﻚ وﻣ ِ ّ ﻜ ِـﺬ *ب و ِ ِ º َُ ُ اﻟﺸﻨْﻈ ـ َ ـﺎﻟ َ ـﺎد ُﻋ ْ ـﻚ َﻋ َ َ َ ْ ــﺮ اﻟ ْﺒُ ْﺨ َـﻞ أ َ ِو اﻟ َ َ َ ــﻦ أ َ ْﻫﻠ َ ـﻚ َو َذ َﻛ * .ﺎش ُ bاﻟ ْ َﻔ ﱠ Iyaz b. H›mâru’l- Mücâfliî (r.a.)’›n rivâyetine göre; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Cennet ehli, üç kimsedir: 1- Âdil olup, sadaka veren ve muvaffak olan kudret ve sulta sâhibi insan, 2- Her müslümana ve yak›nlar›na karfl› yumuflak kalpli olan kimse, 3- Kalabal›k aile sahibi oldu¤u hâlde durumundan flikâyet etmeyen fakirdir. Cehennem’e girecekler de befl s›n›ft›r. (Bunlar:) 1- fiunun bunun peflinden tak›l›p giden, dünya ve ahirete yarayacak ifllerde bulunmayan zay›f ve hafif ak›ll› kimseler, 2- Az da olsa, gördü¤ü her fleye göz diken hâinler, 3- Akflam, sabah (gece-gündüz) baflkas›n›n mal ve can›na hile düflünenler, 4- Cimrilik edip yalan konuflanlar, 167 5- Çirkin ve kaba söz ve hareketlerde bulunanlard›r.” (Müslim, Cennet, 116, Hadis no: 63, III, 2197) ِ ـﻦ َﻋﺒ ِﺪ ِ ِ َﺔ ﺑْ ِﻦ َﺳ ْﻬbَ ا َوأَﺑَﺎ ﻃَ ْﻠ ﻮل َ اﻻﻧْ َﺼﺎرى َﻳﻘ ُ َﻗ َﺎل َر ُﺳ:ُﻮﻻ ِن َ ْ ـﻞ ُ َﺳﻤ ْﻌ316. ْ ِ ْﺖ َﺟﺎﺑِ ٍﺮ ﺑ * ِ ِ ِ ِ ٍ ـﻦ ْاﻣ ِﺮ ٍﻦ ِ »ﻣـﺎ ِﻣ َْ ¥ ً ﺻ ﱠ ُـﺬ ُل ْاﻣ َـﺮأ ً ُﻣ ْﺴﻠـ ﻋﻨْ َـﺪ َﻣ ْـﻮﻃº َ ا ُ ــ َ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ِ ُﺗﻨْﺘَﻬ ُﻚ ﻓ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َﻣ ْﻮ ِﻃ ٍﻦ+ ا ُ ﻴﻪ ُﺣ ْـﺮ َﻣﺘُ ُﻪ َو ُﻳﻨْﺘَﻘ َ ُ َـﺺ ﻓﻴﻪ ﻣ ْﻦ ﻋ ْـﺮﺿﻪ إ ﱠﻻ َﺧ َﺬﻟ َـ ُﻪ * * * ِ ِ ِ ِﻴﻪ ِ ٍ ِ ِ ً َﻣ ْـﻮﺿ ٍﻊ ُﻳﻨْﺘَﻘ َُﺺ ﻓ+ ُﻣ ْﺴﻠ ُِ ﱡ ُ ُ ْ َﻳﻨ¥ َو َﻣﺎ ﻣـﻦ ْاﻣﺮ، َﺗ ُﻪ َ ْ ُﺐ ﻓﻴـﻪ ﻧ *ِ ِ *ِ * ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ـﺐ ُ ــﺮﺿـﻪ َو ُﻳﻨْﺘَ َﻬ ْ ﻣ ْ ــﻚ ﻣ َﻣ ْـﻮﻃــﻦ ُ ﱡ+ ا ْ ـﻦ ﻋ ْ ـﻦ ُﺣ ُ ــ ُه َ َ َــﺮ َﻣﺘـﻪ إ ﱠﻻ ﻧ * «.ﺗِ ِﻪ َ ْ ُﻧ Câbir b. Abdullah ve Ebû Talha b. Sehl el-Ensârî’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Bir kimse, Müslüman bir kardefline, iffetinin noksanlaflaca¤› ve hürmetinin yok olaca¤› bir yerde (flekilde ve mevzuda) yard›m›n› keserse, Allâhu Teâlâ ona, kendi yard›m›n› arzu etti¤i bir yerde yard›m elini uzatmaz. Bir kimse müslüman bir insana namusunun zedelenece¤i, iffet ve flerefinin yok olaca¤› bir yerde yard›m ederse, Allâhu Teâlâ da ona, yard›m›n› arzu etti¤i bir yer (ve zaman) da muhakkak yard›m eder.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 30; Ebu Davud, Edeb, 41, Hadis no: 9884, V, 197) ِ َﻋـﻦ ﻣﻌ317. ِ اﳉ َﻬﻨـﻰ َﻋ ِ ْﺎذﺑ ُ ْ ـﻦ أ َ َﺳ ِﺪ ﻰ َ َ »ﻣ ْﻦ َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ َُ ْ ُ ﺻ ﱠـ َ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل * ِ ً ا َﻣ َﻠ ْ َ ﻤﻰ ﺎﻣ ِ ﺔ َ »ﺑَ َﻌ:ُﻣ ْﺆ ِﻣﻨًﺎ ِﻣ ْﻦ ُﻣﻨَﺎﻓِ ٍﻖ« َا َرا ُه َﻗ َﺎل ْ َ ﻜﺎ َ َﳊ َﻤ ُﻪ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘﻴ ُ ﺚ * ٍ َ وﻣـﻦ رﻣـﻰ ﻣﺴ ِﻠ ً ﺑِﺸ،ـﺎر ﺟﻬﻨـﻢ ِ ِ َـﻦ ﻧ ُ َ ﻴْﻨَـ ُﻪ ﺑِ ِـﻪ َﺣﺒَ َﺴ ُﻪU ﻳـﺪ ا ﻣ ﱠ ُ ـﻰء ُﻳـﺮ ْ َ َ ْ َ ُ َ َ َ ْ َ ْ ِ ْ َﻋ َ ِﺟ9َﺗ َﻌ َﺎ ْ َ َﺟ َﻬﻨﱠ َﻢ َﺣﺘﱠﻰµ «* . ُﺮ َج ِﻣ ﱠﻤﺎ َﻗ َﺎلº 168 Muâz b. Esed el-Cühenî’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: Bir kimse, bir mü’mini bir münâf›ktan korursa, onu [Resûlullah (s.a.s.)'›] bizzat gördüm. Buyurdular ki: “Allâhu Teâlâ, k›yâmet gününde Cehennem ateflinden onun etlerini korumak için bir melek gönderir. Ve bir kimse bir müslümana herhangi bir fleyle atar (söz söyler) ve o fley ile ay›planmas›n› isterse, Allâhu Teâlâ onu dedi¤i fleylerden ç›k›p (temizleninceye) kadar Cehennem köprüsü üzerinde b›rak›r (hapseder).” (Ebû Dâvud, Edeb, 41, Had.no: 4883, V, 196) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ْ َﻻ ُﺗ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ﻈ ِﻬ ِﺮ َ ـﻦ ْاﻷ َ ْﺳﻘ َْﻊ َﻗ َ ﻮل ا ُ ْـﻦ َواﺛ َﻠ َﺔ ﺑ ْ َﻋ318. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ .ﻴﻚ َ ا َو َﻳﺒْﺘَﻠ َ اﻟﺸﱠ َ َﺗ َﺔ ِﻷَﺧ ُ َ ْ َ ﻴﻚ َﻓ ُ ُﻪ * * Vâsile b. el-Eska‘ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Kardeflin için (kötülük günlerinde) sevinç gösterme, yoksa Allâhu Teâlâ ona rahmet eder, seni de (ondaki belâya) u¤rat›r.” (Tirmizî, 54, IV, Hadis no: 2506, 662) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﻦ ﺟﺒ ٍﻞ َﻗ َﺎل ِ َﻣ ْﻦ َﻋ ﱠ َ أ َ َﺧﺎ ُه:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َ َ ِ ْ َﻋ ْﻦ ُﻣ َﻌﺎذ ﺑ319. َُ ُ ﺻ ﱠ .ﺖ َﺣﺘﱠﻰ َﻳ ْﻌ َﻠ َﻤ ُﻪ ْ َﻳ ُﻤt ْ َ ﺑِ َﺬﻧْ ٍﺐ Muâz ‹bn-i Cebel (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Bir kimse kardeflini bir kusur ile ay›plarsa, o kusuru ifllemeden, o kimse ölmez.” (Tirmizî, 53, IV, Hadis no: 2505, 661) ِ ُ ـﺎل رﺳ » ُﻛ ﱡﻞ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ِﻢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ْ َﻋ320. ُ َ َ َﻗ: َﻗ َﺎل،ـﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة ُ ﺻ ﱠـ * 169 ٍ ْﺴ ِﺐ ْاﻣ ِﺮbَ ِ ﺑ،ﺿ ُﻪ َو َد َﻣـ ُﻪ اﻟﺘﱠﻘ *ْﻮى *ﻫ ُﻬﻨَـﺎ ¥ ُ ام َﻣـﺎﻟ ُ ُﻪ َو ِﻋ ْـﺮP َﻋ َـ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ِﻢ َﺣ َﺮ ِ «. ِﻘ َﺮ أ َ َﺧﺎ ُه ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ َﻢ ْ َ اﻟ أ َ ْن ﻣ َﻦ ﱠ ﱢ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Her müslüman›n di¤er müslümana mal›, ›rz› ve kan› haramd›r. ‹flte takva buradad›r (diyerek kalbini gösterdi). ‹nsana, kötülük bak›m›ndan, müslüman kardeflini küçük görmesi yeter.” (Müslim, Birr, 18, Hadis no: 1927, IV, 325) 170 XVII GIYBET HAKKINDA HAD‹SLER ِ ُ ﺳ ِﺌ َـﻞ رﺳ:ــﻦ أَﺑـﻰ ﻣـﻮﺳـﻰ َﻗ َـﺎل ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ أ َ ﱡى ْ َﻋ321. َ ـﻮل ا * ُ َُ ُ ُ ﺻ ﱠـ ِ . أ َ ْﻓ َﻀ * ُﻞ? َﻗ َﺎل ﻣﻦ ﺳ ِﻠﻢ ْاﳌُﺴ ِﻠﻤﻮ َن ِﻣﻦ ِﻟﺴﺎﻧِ ِﻪ و ﻳ ِﺪه َ ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠﻤ َ َ َ ْ ُ ْ َ َ ْ َ * Ebû Mûsa (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’dan flöyle soruldu: – Müslümanlar›n en faziletlisi kimdir? Buyurdular ki: – Elinden ve dilinden müslümanlar›n emin oldu¤u kimsedir. (Müslim, ‹man, 14, Hadis no: 66, I, 66) ِ ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ ـﺐ أَﻧّﻰ َ ـﻮل ا ْ َﻋ322. ْ ـﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َﻗـﺎﻟ ُ َ َ َﻗ:َﺖ ُ ﺻ ﱠ َﻣﺎ أُﺣ ﱡ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ * َ َﺣ . َﻛ َﺬا َو َﻛ َﺬا9 ﺖ ِا ْﻧ َﺴﺎ ًﻧﺎ َوأ َ ﱠن ُ ﻜ ْﻴ * Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Ben herhangi bir insana benim de fluyum, buyum vard›r, demeyi sevmem.”34 (Ebu Davud, Edeb, Bab 40, Hadis no: 4875, V, 192) ِ ﺎخ ر ٍ اﺣ َﻠ َﺘـ ُﻪ ﺛُ ﱠﻢ َﻋ َﻘ َﻠ َﻬﺎ ﺛُ ﱠﻢ َد َﺧ َﻞ َ َ َـﺎء أ َ ْﻋ َﺮاﺑِ ﱞﻰ َﻓﺄَﻧ َ َﺟ: َﻗ َﺎل، َﻋ ْـﻦ ُﺟﻨْ ُﺪب323. ِ ا ﺻ َـ ا َﻋ َﻠﻴ ِ ـﻮل ِ ـﻒ رﺳ َﻓ َﻠ ﱠ،ــﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ْاﳌ َ ْﺴ ِﺠ َـﺪ َﻓ َﺼ ﱠ َ ـ َﺳ ﱠﻠ ـﻢ َ ْ ُ ُ َ َ ــ َﺧ ْﻠ 34. ‹nsanlar kendi fazîletlerini baflkalar›n›n noksanlar›yla k›yaslamak sûretiyle belirtmek isterler. Kendi iyili¤ini anlatabilmek için baflkalar›ndan bahsetmek g›ybettir. 171 ِ ِ ِ ِ ُ رﺳ ُﺛ ﱠﻢ،ﺐ َ ﻮل ا َ ﺛُ ﱠـﻢ َرﻛ، أ َ *ﺗﻰ َراﺣ َﻠﺘَـ ُﻪ َﻓﺄَﻃْ َﻠ َﻘ َﻬﺎ،ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َُ ُ ﺻ ﱠ * ِ ْ ﱠﻤ ًـﺪا َو َﻻ ُﺗ ُ َـﺎل َر ُﺳ ﻮل َ َﻓﻘ، ِﺘﻨَـﺎ أ َ َﺣ ًﺪ ْ َ ار َ ُ ﻨﻰ َو َ ْ َر+ ْك ْ َاﻟﻠّ ُﻬ ﱠـﻢ:ﻧَﺎ َدى *ِ * ِ َ َ َ َْ َ أ،ـ ُه ﱠ َﺗ ْﺴ َﻤ ُﻌﻮاt ﻌ ﺑ م أ ﻞ ﺿ أ ـﻮ ﻫ ن ُـﻮ ﻟ ُﻮ ﻘ ﺗ أ » ـﻢ ﻠ ﺳ و ﱡ َ َ َ ُ َ ا َ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴﻪ ُ ﺻ ﱠـ ُ َ ْ َ * .* َ ﺑ: َﻣﺎ َﻗ َﺎل?« َﻗﺎﻟ ُﻮا9َ ِإ Cündüb (r.a.)’den; dedi ki: – Bir A’râbi (köylü) geldi, devesini çökertti, sonra ba¤lad›, mes-cide girdi ve Resûlullah (s.a.s.)’›n arkas›nda namaz k›ld›. Resûlullah (s.a.s.) selâm verince, devesine geldi ve onu çözdü, sonra bindi ve sonra da; – Yâ Rab, bana ve Muhammed’e rahmet eyle ve bizim rahmetimize (baflka) bir kimseyi ortak etme, diye nidâ etti. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: – O mu, yoksa, devesi mi daha çok dalâlettedir (yolunu flafl›rm›flt›r), söyler misiniz? Onun dediklerini duymad›n›z m›? – Evet, duyduk, dediler.35 (Müslim, Kihac, 47, I, 935) ِ ُ ــﺎل رﺳ » َﻳﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ َ َﻗ،ــﻦ أَﺑـﻰ ﺑَ ْـﺮ َز َة ْاﻷ َ ْﺳ َﻠﻤـﻰ َ ـﻮل ا ْ َﻋ324. ُ َ َ َﻗ:ـﺎل ُ ﺻ ﱠـ * * ِ َﻳ ْﺪ ُﺧt َ ِـﻞ ْاﻹ َْ ـ َﻣ ْﻦ َآﻣ َﻦ ﺑِ ِﻠ َﺴـﺎﻧِ ِﻪ َو َ َﻻ َﺗ ْﻐ َﺘـﺎﺑُﻮا ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠﻤ،ﻳ ُن َﻗ ْﻠﺒَ ُﻪ َ َ َﻣ ْﻌ * ِ ِ ِ َو َﻻ َﺗ ﱠﺘﺒِ ُﻌـﻮا َﻋﻮ َر ِ َﻓ ِـﺈﻧﱠ ُﻪ َﻣ،اِ ْـﻢ ْ َو َﻣ،ا َﻋ ْﻮ َر َﺗـ ُﻪ ﻦ ُ ـﻦ ا ﱠﺗﺒَ َﻊ َﻋ ْـﻮ َراِ ْﻢ َﻳ ﱠﺘﺒـ ِﻊ ْ ِ «. ﺑَ ْﻴ ِﺘ ِﻪ+ ُﻪbْ ا َﻋ ْﻮ َر َﺗ ُﻪ َﻳ ْﻔ َﻀ ُ َﻳ ﱠﺘﺒ ِﻊ * Ebû Berze el-Eslemî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: 35. Burada, genifl ve flümûllü olan Allâh’›n rahmetini daraltm›fl olmas› bak›m›ndan, Resûl-i Ekrem, bu adam› hayvandan daha afla¤› derekeye (en afla¤› kat) düfltü¤ünü bildirmekle bu gibi insanlar›n hatal› oldu¤unu anlatm›fl oldu. 172 “Ey dili ile iman edip, hakiki iman kalbine girmemifl olan kiflilerin toplulu¤u! Sak›n müslümanlar› g›ybet etmeyiniz ve onlar›n ay›plar›n›n pefline düflmeyiniz. Zira bir kimse onlar›n ay›plar› pefline düflerse, Allâhu Teâlâ da onun ay›b›n› ortaya kor. Allâhu Teâlâ bir kimsenin ay›b›n› ortaya koymak isterse, onu evinde de rezil, (periflan) eder.” (Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4879, V, 194) ِ ُ ﻣـﺮ رﺳ:ـﺎس ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻬ َـ َﻗ َـﺎل ٍ َﻋـﻦ ِاﺑ ِﻦ َﻋﺒ325. ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ﻮل ا ْ ْ ﱠ ُ َ َ َُ َ ﱠ ُ ﺻ ﱠـ ِ ـﺎن وﻣﺎ ﻳﻌ ِّـﺬﺑ ِ ِ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻋ َـ َﻗ ْ َ` ْﻳ َ َﺎل إِ ﱠ ُﻬﻧ َﻛﺒـٍ أ َ ﱠﻣﺎ *ﻫ َﺬا+ ﺎن َ ـﻦ َﻓﻘ َ َ ُ َ َ َـ ﻟ َﻴُ َﻌ ﱢﺬﺑ ِ ِ ﻜـﺎ َن َﻻ ﻳﺴ َﺘ َ َﻓ َ ـﻦ ﺑَ ْـﻮ ِﻟ ِﻪ َوأ َ ﱠﻣـﺎ *ﻫ َـﺬا َﻓ ﻜـﺎ َن َﻳ ْﻤﺸﻰ ﺑِ *ـﺎﻟﻨﱠﻤﻴ * َﻤ ِـﺔ ﺛُ ﱠـﻢ َد َﻋﺎ ْ ـ ﻣ ُ ْ َ ِ اﺣ ًﺪا و َﻋ * * *ﻫ َﺬا و ِ * َﻓ َﻐﺮس َﻋ * *ﻫ َﺬا و ٍ ﺑِ َﻌﺴ اﺣ ًﺪا َ َ َ َ َ ِ ْ َﻴﺐ َرﻃْ ٍﺐ َﻓﺸَ ﱠﻘ ُﻪ ﺑِﺎﺛْﻨ َ ُ ﺛُ ﱠﻢ * َﻗ َﺎل ﻟ ََﻌ ﱠﻠ ُﻪ . َﻳ ْﻴﺒَ َﺴﺎtﺎ ُ ﱠﻔº ْ َ ﻒ َﻋﻨْ ُﻬ َ َﻣ ‹bn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; dedi ki: Resûlullah (s.a.s.), iki mezara u¤rad›. Buyurdular ki: “Bu iki kabir (içinde olanlar) gerçekten azâb ediliyorlar. Bu, büyük bir günah içinde olduklar› için de¤il; flu (kabirdeki) idrardan sak›nmazd›. fiu (kabirdeki) ise ko¤uculuk yap›p gezerdi.” Sonra yafl bir hurma dal› istedi. Onu ikiye böldü. Birini bir kabre, di¤erini öteki kabre dikti. Ve: “Bunlar kuruyuncaya kadar azablar› hafifleyece¤i umulur.”36 buyurdular. (Buhârî, Vudu‘, 1055, I, 61) ِ ُ ـﺎل رﺳ ٍ ِ ِ »ﻟ ﱠَـ ُﻋ ِﺮ َج:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ْ َﻋ326. ُ َ َ َﻗ: َﻗ َﺎل،ـﻦ أ َ َﻧﺲ ﺑْ ِﻦ َﻣـﺎﻟﻚ ُ ﺻ ﱠ 36. G›ybetten ve idrâr›n bulaflmas›ndan sak›nmaman›n büyük günah say›lmalar›, halk›n bunlara ald›r›fl etmemelerine göredir. Dolay›s›yla, g›ybet büyük günahlardan oldu¤u gibi, dirhemden fazla olan idrâr›n beden veya elbiseye bulaflmas› da namaza mânîdir. Yafl a¤ac›n azâb› hafifletmesi, Kur’ân-› Kerîm’de beyan buyuruldu¤u gibi, her fleyin Allâh’› tesbih etmesi sebebiyledir. 173 ٍ bُــﻢ أَﻇْ َﻔـــﺎر ِﻣــﻦ ﻧiُ َ ٍﺑــﻰ ﻣــﺮرت ﺑِﻘَــﻮم ْ َ ــﺎس ــﻢ ْ ــﻮﻫ ُﻬ َ ِﻤﺸُ ــﻮ َن ُو ُﺟº ُ ْ َ َ َ ْ P ْ ْ ِ ِ ِ ﻳـﻦ َ ﻳـﻞ? َﻗ ُ `ــ ُ * َو َ *ﻫـ ُﺆﻻَء اﻟ ﱠـﺬ:ـﺎل ْ َﻣ:ـﺖ ُ َﻓ ُﻘ ْﻠ،ــﻢ ْ ور ُﻫ َ ﺻ ُـﺪ ْ ـﻦ *ﻫـ ُﺆﻻَء َﻳـﺎ ﺟ * ِ أ َ ْﻋﺮ+ ﺎس و ﻳﻘَﻌﻮ َن ِ ُ ُ َﻳﺄ ْ ُﻛ ُﻠﻮ َن «.*اﺿ ِﻬ ْﻢ ُ َ َ ﻮم اﻟﻨﱠ َ َ ﳊ * Enes b. Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Ben Mi’râca ç›kar›l›nca birtak›m insanlara u¤rad›m. Onlar›n bak›rdan t›rnaklar› vard›. (Onunla) yüzlerini ve gö¤üslerini t›rmal›yorlard›. Dedim ki: – Ey Cibril, kimdir bu insanlar! (Cebrail) dedi ki: – Bunlar insanlar›n etlerini yiyen37 ve ›rzlar› (namuslar›) pefline düflen kimselerdir. (Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4878, V, 194) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:اﺑﻦ ُﻫﺮ ﻳـﺮ َة َﻗ َﺎل ِ َ »إِ ﱠن ِﻣ ْﻦ أ َ ْﻛ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ِ َﻋ327. ` َ ـﻮل ا َُ َ ْ َ ِ ـﻦ ُ ﺻ ﱠ ِ َ ْ اﻟ َ اﺳ ِﺘ َ ْ َو ِﻣ َﻦ اﻟ، ِﻋ ْﺮ ِض َر ُﺟ ٍﻞ ُﻣ ْﺴ ِﻠ ٍﻢ ﺑِ َﻐ ِْ َﺣ ّ ٍﻖ+ ﻄﺎﻟ َ ُﺔ ْاﳌ َ ْﺮ ِء ﻜﺒَﺎﺋ ِ ِ ﺮ ْ ﻜﺒَﺎﺋ ِﺮ * ِ «.ﺎﻟﺴﺒﱠ ِﺔ اﻟﺴﺒﱠـ َﺘﺎن ﺑِ ﱠ ﱠ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Muhakkak kebâirin (büyük günahlar›n) en büyüklerinden birisi de, kiflinin, müslüman bir adam›n ›rz›na haks›z yere dil uzatmas›d›r. Bir sövmeye karfl›l›k iki kere (ard arda) sövmek de büyük günahlardand›r.” (Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4877, V, 193) ِ ِ ِ ِ َﻋﻦ ﺳﻌ328. ِ ِ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ،ـﻦ َز ْﻳ ٍﺪ ِ ْﻴﺪ ﺑ اﻟﺮﺑَﺎ َ ـﻰ َ ْ ُ ﺻ ﱠ »إ ﱠن ﻣ ْﻦ أ َ ْرﺑَﻰ ﱢ:ا َﻋ َﻠﻴْﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ ّ * َ ْاﻹ ِْﺳ ِﺘ «. ِﻋ ْﺮ ِض ْاﳌ ُ ْﺴ ِﻠ ِﻢ ﺑِ َﻐ ِْ َﺣ ﱟﻖ+ ﻄﺎﻟ َ َﺔ * 37. Burada, (insanlar›n etlerini yiyen) sözüyle, Kur’ân-› Kerîm’deki, “Bir k›sm›n›z di¤erlerini g›ybet etmesin, sizin herhangi biriniz ölü olarak kardeflinin etini yemeyi sever mi?” âyetinde g›ybetin insanlar›n etlerini yemeye benzetildi¤ine iflâret edilmektedir. Böylece g›ybet edenlerin azablar›n›n fliddeti belirtilmektedir. 174 Saîd b. Zeyd (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Azâb› en çok artt›ran günahlardan birisi de müslüman›n ›rz›na (namus, onur ve haysiyetine) haks›z yere dil uzatmakt›r.” (Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4876, V, 193) ِ ُﻗ ْﻠ: َﻗـﺎﻟ َﺖ،َ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋِﺸَ ﺔ329. َﺣ ْﺴﺒُ َﻚ ِﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ ْ َ ﺖ ﻟﻠﻨﱠﺒِ ﱢﻰ ُ ُ ﺻ ﱠ ِ »ﻟَﻘ َْـﺪ ُﻗ ْﻠ:َﺎل ﺖ َ َﻓﻘ،ـ ًة َ َﻗ،ﺻﻔِ ﱠﻴ َﺔ َﻛ َـﺬا َو َﻛ َﺬا َ َ َﺗ ْﻌﻨﻰ َﻗﺼ:ـﺎل َﻏ ْ ُ ُﻣ َﺴ ﱠـﺪ ُد * َ * ِ ِ َ ،ـﺖ ﻟ َ ُﻪ إِﻧْ َﺴﺎﻧًﺎ ﻴ ﻜ ﺣ و : َﺖ ْ َﻛﻠ َﻤ ًﺔ ﻟ َْﻮ ُﻣ ِﺰ َﺟ ُ ْ َ َ ْ « ﻗﺎﻟ. ِﺮ َﳌ َ َـﺰ َﺟﺘْ ُﻪbْ َـﺖ ﺑِ َء اﻟ ْﺒ ِ َ ﺐ أَﻧّﻰ َﺣ «. َﻛ َﺬا َو َﻛ َﺬا9 ﺖ إِﻧْ َﺴﺎﻧًﺎ َوأ َ ﱠن َ َﻓﻘ ُ ﻜ ْﻴ »ﻣﺎ أُﺣ ﱡ َ :َﺎل * * Âifle (r.anhâ)’dan; flöyle anlat›yor; Resûlullah (s.a.s.)’a: – Safiyye’nin flu flu kusurlar› (ve hele) boyunun k›sa olmas› sana yeter, dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Öyle bir söz konufltun ki, (onun günah› cisimlenip) denize at›lsa, denizi buland›r›r ve kokuturdu, buyurdu. Âifle (r.anhâ): – Yine Resûlullah (s.a.s.)’a bir insandan bahsetmifltim. Resûlullah (s.a.s.): – Bana dünyâl›ktan birçok fley verilse de kimseyi kötülükle anmay› sevmem, buyurdular.38 (Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4875, V, 192) ِ ُ َﻋـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫــﺮ ﻳـﺮ َة أ َ ﱠن رﺳ330. ﺻ ﱠ أ َ َﺗ ْـﺪ ُرو َن َﻣـﺎ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻮل ا ْ َُ َ ْ َ ُ ــ * ِ ِ ِ َ َ ْ ـ َﻳ َ ـﺎك ﺑ َ ﻜ َـﺮ ُه ﻗ ﻴـﻞ َ ا َو َر ُﺳـﻮﻟ ُـ ُﻪ أ ْﻋ َﻠ ُـﻢ َﻗ َ ـﺎل ذ ْﻛ ُـﺮ َك أ َﺧ ُ اﻟ ْﻐ ْﻴﺒَـ ُﺔ َﻗـﺎﻟ ُـﻮا * 38. Bu hadîs-i flerîfte, baflka insanlar›n yarat›l›fllar›ndaki noksanl›klardan bahsetmenin uygun olmayaca¤› ifâde ediliyor. 175 ِ ـﺎل إِ ْن َﻛـﺎ َن ﻓ ُـﻮل َﻓﻘ َِﺪ ُ ﻴـﻪ َﻣـﺎ َﺗﻘ َ ـﻮل َﻗ ُ أَﺧـﻰ َﻣـﺎ أ َ ُﻗ+ ـﺖ إِ ْن َﻛـﺎ َن َ أ َ َﻓ َـﺮأ َ ْﻳ * ِ* ﻜ *ﻦ ﻓ .ﻴﻪ َﻓﻘ َْﺪ َ َﺘﱠ ُﻪ ْ ُ َﻳt ْ َ ا ْﻏﺘَﺒْﺘَ ُﻪ َو إِ ْن * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – G›ybet nedir, biliyor musunuz? diye sordular. Ashâb: – Allah ve Resûlü bilir, dediler. (Resûlullah:) – Kardeflini hofluna gitmeyen fleylerle anmand›r, buyurdu. Birisi: – Dedi¤im fleyler kardeflimde varsa ne buyurursunuz? dedi. Resûlullah (s.a.s.): – Söyledi¤in e¤er onda varsa, onu g›ybet etmifl olursun; ve e¤er yoksa iftira etmifl olursun, buyurdular. (Müslim, Birr, 20, III, 2001) ِ ِ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ إِ َذا َﻗ َﺎل:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒِ ِّﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َﺮ َة َرﺿ َﻰ331. * ُ ﺎس َﻓ ُﻬ َﻮ أ َ ْﻫ َﻠ .ﻜ ُﻬ ْﻢ ُ اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ َﻫ َﻠ َﻚ اﻟﻨﱠ ﱠ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah flöyle buyurmufltur: “Bir adam, insanlar helâk oldu, dedi¤i vakit, o, onlar›n en çok helâk olan›d›r.”39 (Müslim, Birr, Bab 41, VI, 2024) ِ ُ َﻋﻨْﻬﺎ َﻗﺎﻟ َـﺖ َﻗ َﺎل رﺳ9ـﺎ ِ ِ :ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا َ * ا َﺗ َﻌ ْ َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ْﻦ َﻋﺎﺋﺸَ ـ َﺔ َرﺿ َﻰ332. ِ ﻜﻢ َﻓ َﺪ ُﻋﻮ ُه و َﻻ َﺗﻘَﻌﻮا ﻓ ِ .ﻴﻪ َ ﺎت َ إِ َذا َﻣ ُ َ ْ ُ ُﺻﺎﺣﺒ * Âifle (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 39. Bu sözü, ac›nmak sûretiyle söylemekte beis yoktur; fakat kendini be¤enmek ve insanlar› küçük görmek sûretiyle söylerse, helâk olanlar›n bafl›nda geleni kendisi oldu¤unda flüphe yoktur. 176 “Arkadafl›n›z öldü¤ü zaman onu b›rak›n, g›ybetini yapmay›n.”40 (Ebû Dâvud, 50, Hadis no: 4899, V, 206) ِ ِ َ َ إِ ﱠﻳﺎ ُﻛ ْﻢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ أ ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱠ َ َﻋ ْﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ333. * ِ ِ وﺳﻮء َذ ِ ِ َ ْ ات اﻟ ْﺒَ ْ َﻓﺈ ﱠ َﻬﻧﺎ .اﳊﺎﻟ َﻘ ُﺔ َ ُ َ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹ki kifli aras›n› bozmaktan son derece sak›n›n, çünkü böyle hareket eden, dini yok eder.” (Tirmizî, K›yamet, 56, Hadis no: 2508, IV, 663) ِ ِ ِ ِ ِ َﻻ ُﻳﺒَ ِّﻠ ُﻐﻨﻰ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱢ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْﺪ ا َرﺿ334. * ِ ٍ ِ ُ ﺐ أَن أ َ ْﺧ ُـﺮ َج إِﻟ َْﻴ ﻜ ْﻢ َوأ َ َﻧﺎ ْ ـﺎﺑﻰ َﻋbَ ﺻ ْ َ ـﺪ ﻣ ْﻦ أP أ َ َﺣ َ ْﻴ ًﺌـﺎ َﻓ ِﺈﻧّـﻰ أُﺣ ﱡU ـﻦ أ َ َﺣﺪ * * .ﺳﻠﻴﻢ اﻟﺼﺪ ِر ْ َ ُ ﱠ * Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Ashâb›mdan bir kimse, herhangi bir kimseden aleyhimde söylenmifl sözü bana getirmesin; zirâ ben sizin karfl›n›za sâlim kalbli olarak ç›kmay› severim.” (Ebû Dâvud, Edeb, 33, Hadis no: 4860, V, 183) ِ َ ُﻗ ْﻠـﺖ ﻳﺎ رﺳ:ـﺎذ ﺑ ِـﻦ َﺟﺒ ٍﻞ ر ِﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َـﺎل ِ ـ`ﻧﻰ ْ َﻋ335. ْ ـﻦ ُﻣ َﻌ ُ َ َ َ َُ َ ُ ْ ِ ـﻮل ا أ َ ْﺧ * ِ و ﻳﺒ،َاﳉﻨﱠﺔ ِ ِ ٍ ﺑِﻌﻤ ِ ـﺎﻋ ُﺪﻧـﻰ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠ ْ ْـﺖ َﻋ ﻦ ََ َ »ﻟَﻘ َْـﺪ َﺳﺄَﻟ:ـﺎر? َﻗ َﺎل َ ُ َ َ ْ ـﻞ ُﻳ ْﺪﺧ ُﻠﻨـﻰ * ِ ِ ِ ْ ا َﻻ ُﺗ * ا َﺗ َﻌ ُ ك ُ ُهµ َ َﺗ ْﻌﺒُ ُﺪ: َﻋ َﻠ ْﻴﻪ9ـﺎ َ َﻋ *ـ َﻣ ْﻦ َﻳ ﱠP َو إ ﱠﻧ ُﻪ ﻟ ََﻴﺴ،ٍَﻋﻈﻴـﻢ * * 40. Hayatta olanlar› g›ybet ettikten sonra onlardan helâll›k almak mümkündür; ölü için böyle fley düflünülmez. Ayn› zamanda hayattaki akrabalar› da müteessir olur. Bunun için ölünün kötülüklerini de¤il, iyiliklerini anmak, hem insânî ve hem de ‹slâmî bir vazîfedir. 177 ﺖ ﻮم َر َﻣ َﻀﺎ َن َو َ ُ اﻟﺼ َﻼ َةَ ،و ُﺗ ْﺆﺗِﻰ ﱠ ﻴـﻢ ﱠ ﲢ ﱡﺞ اﻟ ْﺒَ ْﻴ َ ﺑِﻪ ْ َUﻴﺌًﺎَ ،و ُﺗﻘ ُ اﻟﺰ َﻛـﺎ َةَ ،و َﺗ ُﺼ ُ ﻄﻌﺖ * إِﻟ َﻴ ِ إِ *ِ ِ ِ َ َ َ َ َ ُ َ ْ * د أ ﻻ َ أ » : ﺎل ﻗ ﻢ ﺛ ، ﻴـﻼ ﺒ ﺳ ﻪ اﺳ ن ﻟﺼ ْﻮ ُ م ا ? اﳋ اب ﻮ ﺑ أ ﻋ ﱡﻚ ﻟ َ ً َ َ ُ َ ﱠ ﱠ ْ ْ َ ْ َ ْ َْ ـ ﻳ ْ ِ ﺟﻨﱠـﺔَ ،.Pاﻟﺼ َـﺪ َﻗــ ُﺔ َﺗ * ْ ِ ـﻰء ْ َ ﺻ َـﻼ ُ ة ـﺎرَ ،و َ اﳋﻄﻴﺌَـ َﺔ َﻛ َ ُ ﱠ ُ ـﺎء اﻟﻨﱠ ُ ـﻰء ْاﳌ َ ُ ﻄﻔ ُ ﻄﻔ ُ * اﻟـﺮﺟ ِﻞ ِﻣـﻦ ﺟﻮ ِ ﻮ ْـﻢ َﻋ ِﻦ ْاﳌ َ َﻀ ِ ف اﻟ ﱠﻠ ْﻴ ِ * ﻨ ﺟ ـﺎ+ ﺠ ﺘ ﺗ ) : ﻼ ﺗ ـﻞ« ﺛُ ﱠـﻢ ـﺎﺟ ِﻊ( َ ُ َ َ َ ﱠ ُ َ ُ ُُ ْ َ ْ ـ` َك ﺑِ َـﺮأ ْ ِ س ــﺪ ُةُ .[١٦ :ﺛ ﱠـﻢ َﻗ َ ﻟﺴ ْﺠ َ َﺣ ّﺘ*ـﻰ ﺑَ َﻠ َـﻎ ) َﻳ ْﻌ َﻤ ُﻠـﻮ َن( ] َا ﱠ ـﺎل» :أ َ َﻻ أ ُ ْﺧ ِ ُ ﺎﻣ ِـﻪ« ُﻗ ْﻠﺖ ﺑ * ﻳـﺎ رﺳ َ ِ ـﻮد ِه ،و ِذرو ِة ﺳﻨَ ِ ْاﻷَﻣ ِﺮ ،و ُﻋﻤ ِ »رأ ْ ُ س ْ َ ُ ﻮل اَ :ﻗ َﺎلَ : ُ َ َ َُ َ َْ َ ـﺮ ْاﻹِﺳ َﻼم و َﻋﻤﻮ ُد ُه اﻟﺼ َﻼ ُة .و ِذرو ُة ﺳﻨَ ِ ﺎﻣ ِﻪ ْ ِ اﳉ َﻬﺎ ُد« ﺛُ ﱠﻢ َﻗ َﺎل» :أ َ َ ﻻ ﱠ ْاﻷ َ ْﻣ ِ ْ ُ َ ُ َ َْ َ ـﻮل ِ اَ .ﻓﺄ َ ْﺧ َـﺬ ﺑِ ِﻠ َﺴـﺎﻧِ ِ ﻪ ـﺖ :ﺑَ * َﻳـﺎ َر ُﺳ َ ـ` َك ﺑِ ِﻤ َﻼ ِك *ذ ِﻟ َ ـﻚ ُﻛ ﱡﻠـ ُﻪ?« ُﻗ ْﻠ ُ أ ُ ْﺧ ِ ُ ا و إِﻧﱠـﺎ َﳌُـ َﺆ ِ ـﻮل ِ اﺧ ُـﺬو َن ﺑِ َ ﺖَ :ﻳـﺎ َر ُﺳ َ َﻗ َ ـﻒ َﻋ َﻠ ْﻴ َ ـﺎلُ » :ﻛ ﱠ ـﻚ *ﻫ َـﺬا« ُﻗ ْﻠ ُ َ ـﺎس ِ +اﻟﻨﱠ ِ ـﻚَ ،و َﻫ ْـﻞ َﻳ ُ ﻧَـﺘَـ َ ـﺎر َﻋ * ـ ﻜ ﱠﻠ ُـﻢ ﺑِ ِـﻪ? َﻓﻘ َ ـﻚ أ ُ ﱡﻣ َ َـﺎل :ﺛَ ِﻜ َﻠﺘْ َ ﻜ ﱡ ـﺐ اﻟﻨﱠ َ وﺟ ِ ﻮﻫ ِﻬ ْﻢ إِ ﱠﻻ َﺣ َﺼﺎﺋ ِ ُﺪ أَﻟ ِْﺴﻨَ ِﺘ ِـﻬ ْﻢ?« . ُ ُ Muâz ‹bn Cebel (r.a.) flöyle dedi: – Ya Resûlullah! Bana, beni cennete girdirecek, cehennemden uzaklaflt›racak bir ifl (amel) söyle, dedim. Resûlullah (s.a.s.): – Çok büyük bir fley istiyorsun. Ancak bu, Allah'›n kolay k›ld›¤› kifli için pek kolayd›r: Hiçbir fleyi ortak koflmadan yaln›zca Allah'a kulluk edersin. Namaz› dosdo¤ru k›lars›n. Zekât› verirsin. Ramazan orucunu tutars›n. Gücün yeter, imkân bulabilirsen haccedersin” buyurdu. Sonra sözüne devamla: “fiimdi sana hay›r kap›lar›n› haber vereyim mi?: Oruç kalkand›r. Sadaka, suyun atefli söndürmesi gibi günah›n azâ178 b›n› söndürür. Kiflinin gece yar›s› k›ld›¤› namaz da günah› söndürür” buyurdu. Bundan sonra Resûlullah (s.a.s.): “Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ettikleri için vücutlar› yataklar›ndan uzak kal›r ve kendilerine verdi¤imiz r›z›ktan Allah yolunda harcarlar. Yapt›klar›na karfl›l›k olarak, onlar için ne mutluluklar sakland›¤›n› hiç kimse bilemez” [Secde sûresi (32), 16, 17] âyetini okudu. Daha sonra Resûl-i Ekrem flöyle buyurdu: – Sana bütün ifllerin bafl›n›, ana dire¤ini ve doruk noktas›n› bildireyim mi? Ben: – Evet, bildiriniz Ya Resûlallah! dedim. – ‹flin bafl› ‹slâm, dire¤i namaz, doru¤u cihadd›r, buyurdu. Sonra: – Sana bütün bunlar›n k›vam›n›n kendisine ba¤l› oldu¤u fleyi (can damar›n›) bildireyim mi? dedi. Ben: – Evet, bildir Ya Resûlallah! dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber dilini tuttu ve: – fiunu koru! buyurdu. Ben: – Ya Resûlallah! Biz konufltuklar›m›zdan da sorgulanacak m›y›z? dedim. – Annen yoklu¤una yans›n ey Muaz! ‹nsanlar› yüzüstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir! buyurdu. (Tirmizî, ‹man, 8; ‹bni Mâce, Fiten, 12, II, 1314, 3973) ِ اﻟﺪر َد ِاء ر ِ ِا َﻋﻨْ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ َ ْ َﻋ336. َﻣ ْﻦ َر ﱠد:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َﺎل ـﻰ ﺿ َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ ُ ّ َ َ ْ ـﻦ أﺑﻰ ﱠ * ِ . ر ﱠد ا َﻋﻦ وﺟ ِﻬ ِﻪ اﻟﻨﱠﺎر ﻳﻮم اﻟ ِْﻘﻴﺎﻣﺔ،ﻴﻪ ِ ﺧ َ َﻋ ْﻦ ِﻋ ْﺮ ِض أ ْ َ ْ ُ َ َ َ ََْ َ * Ebû’d-Derdâ (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'›n flöyle buyurdu¤unu rivayet etmifltir: “Kim, kardeflinin ›rz ve namusunu savunursa, Allah da k›yamet günü onu cehennemden muhafaza eder.” (Tirmizî, Birr, 20, IV, 327) 179 XVIII KOMfiULUK HAKKINDA HAD‹SLER ِ ُ ـﺎل رﺳ ـﻦ َﻛﺎ َن َ َﻗ،ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َ ـﻮل ا ْ َﻋ337. ْ »ﻣ ُ َ َ ـﺎل; َﻗ ُ ﺻ ﱠـ َ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ * ِ ِ وﻣﻦ َﻛﺎ َن ﻳ ْﺆ ِﻣﻦ ﺑ،اﻻ ِﺧ ِﺮ َﻓ َـﻼ ﻳ ْﺆ ِذ ﺟﺎر ُه ِ ِ ِ ِﺎ َواﻟ َْﻴ ْﻮم ْ م ﻮ ْﻴ ﻟ * ُ ُ ْ ََ َ َ ُ ْ َ ُﻳ ْﺆﻣ ُﻦ ﺑِﺎ َوا ِ ِ وﻣـﻦ َﻛـﺎ َن ﻳـ ْﺆ ِﻣﻦ ﺑ،ﺿﻴ َﻔ ُﻪ ِ ﻜ ِ اﻻ ِﺧ ِ اﻻ ِﺧ ْ ـﺮ َﻓ ْﻠ ُﻴ ْ ـﺮ َﻓ ْﻠ َﻴﻘ ُﻞ *ْ * ْ ِـﺎ َواﻟ ْﻴَ ْـﻮم ُ ُ ْ َ َ ْ َ ـﺮ ْم ِ .«ﺖ ْ َﺧ ْ ًا أ َ ْو ﻟ َـﻴ ْﺼ ُﻤ Ebu Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Kim Allah’a ve ahiret gününe inan›yorsa komflusuna eziyet etmesin; Kim Allah’a ve ahiret gününe inan›yorsa komflusuna iyilik etsin; Kim Allah’a ve ahiret gününe inan›yorsa ya hay›r söylesin, yahut sussun!” (Buhârî, Edeb, 31, VII, 79) ِ َ أ َ ﱠن رﺳ، َﻋﻦ أَﺑـﻰ ُﻫﺮ ﻳﺮ َة338. َ ْ َﻻ َﻳ ْﺪ ُﺧ ُﻞ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َـﺎل اﳉﻨﱠ َﺔ َ ﻮل ا ْ َُ َْ َ ُ ﺻ ﱠـ * ِ .ﺎر ُه ﺑَ َﻮاﺋ َﻘ ُﻪ ُ َﻣ ْﻦ َﻻ َﻳﺄ ْ َﻣ ُﻦ َﺟ Ebu Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: “Kötülü¤ünden komflusunun emin olmad›¤› kimse cennete giremez.” (Müslim, ‹man, 73, I, 68) 180 XIX HAYVAN HAKLARI HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟﻨﱠﺒ َ ْ َﻋ339. َ َ ﺑَ ْﻴﻨ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ أﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ * ٍ ﻄــﺮ َ ْ َﺘ ﱠـﺪ َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ اﻟ َْﻌUﻳـﻖ ا َ ِـﻞ َﻳ ْﻤﺸـﻰ ﺑP َر ُﺟ ـﺶ َﻓ َـﻮ َﺟ َـﺪ ﺑِ ْﺌ ًـﺮا َﻓﻨَ َـﺰ َل ﻓﻴ َﻬـﺎ ُ ﻄ * * * ِ ِ َ َﻓ َ ـﻦ اﻟ َْﻌ َ َﻓﻘ،ﻄ ِﺶ َﺎل ُ ﺐ َﻳ ْﻠ َﻬ َ ـﺚ َﻳﺄ ْ ُﻛ ُـﻞ اﻟﺜ *ﱠﺮى ﻣ P َب ﺛُ ﱠـﻢ َﺧ َﺮ َج َﻓ ِـﺈ َذا َﻛ ْﻠ َ ﺐ ِﻣ َﻦ اﻟ َْﻌ َ ْ اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ ﻟَﻘ َْﺪ ﺑَ َﻠ َﻎ *ﻫ َﺬا اﻟ ﻄ ِﺶ ِﻣﺜ ُْﻞ اﻟ ﱠﺬى َﻛﺎ َن ﺑَ َﻠ َﻎ ﺑﻰ َﻓﻨَ َﺰ َل َ ﻜ ْﻠ ﱠ * ِ ﻜـ ُﻪ ﺑِﻔ َ َ َ ْ ﻴﻪ َﻓ َﺴﻘَﻰ اﻟ َ اﻟ ْﺒِ ْﺌ َـﺮ َﻓ َﻤ َﻸ َ ُﺧ ﱠﻔ ُﻪ ﺛُ ﱠﻢ أ َ ْﻣ َﺴ ا *ﻟ َ ُﻪ َﻓ َﻐ َﻔ َ ﺮ ﺮ ﻜ َﺸ ﻓ ـﺐ َ ﻜ ْﻠ ُ َ * ِ ﻮل ِ ُﻛ ّ ِﻞ َذ+ َﺎل َﻧ َﻌ ْﻢ ات َ اﻟ ْﺒَ َﻬـﺎﺋ ِ ِﻢ أ َ ْﺟ ًﺮا َﻓﻘ+ِ ا َو إِ ﱠن ﻟَﻨَﺎ َ َﻗﺎﻟ ُﻮا َﻳﺎ َر ُﺳ.ﻟ َـ ُﻪ * .ﺮP َﻛﺒِ ٍﺪ َرﻃْﺒَ ٍﺔ أ َ ْﺟ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: – Bir adam, bir yolda giderken çok susam›flt›. Bir kuyu buldu. Oraya indi ve suyunu içti, sonra ç›kt›. Bir de (dilini ç›karm›fl) soluyan ve susuzluktan çamur yalayan bir köpek gördü. Adam (kendi kendine), “fiu köpek de benim gibi son derece susam›flt›r” dedi ve kuyuya indi. Mestini doldurdu. Ve a¤z›na tutarak köpe¤e içirdi. Allâhu Teâlâ, onun bu iflini kâbul etti. Bundan dolay› da o adam› affetti. Dediler ki: – Yâ Resûlallah, hayvanlarda da bizim için ecir var m›d›r? Resûlullah (s.a.s.): 181 – Evet, her yafl ci¤er sâhibi olanda (diri olanda bizim için) ecir vard›r, buyurdular. (Müslim, Selam, 41, II, 1761) ِ ِ ِ ِ ِ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َ ُﻛﻨﱠـﺎ َﻣ َﻊ َر ُﺳـﻮل ا:ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َـﺎل ُ ـﻰ ُ ﺻ ﱠ َ َﻋ ْﻦ َﻋﺒْـﺪ ا َرﺿ340. ِ ﺮ ًة ﻣﻌﻬﺎ َﻓﺮ َﺧ َ َﺳ َﻔ ٍﺮ َﻓﺎ ْﻧ+ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ِ ْﺖ ُ ﺎن َﻓﺄ َ َﺧ ْﺬ ت َ ﳊ ُ ـﺎﺟﺘﻰ َﻓ َﺮأ َ ْﻳ ُ ﻄ َﻠﻘ ْ ََ َ َﺖ ُﱠ *َ َ ِ َﻓـﺮ َﺧﻴ *ﻬﺎ َﻓﺠﺎ َﺋ ِ َﻓ َﺠﺎء اﻟﻨﱠﺒ،ـﺖ ُﺗ َﻌ ﱢﺮ ُش ُ ْ ﻠ ﻌ ﺠ ﻓ ة ﺮ ﻤ اﳊ ـﺖ ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِ ﻪ ُ ﱠ َ ـﻰ ْ َ َ َ َْ ْ َ ُ ﺻ ﱠ َ ﱡ َو َرأَى َﻗ ْـﺮ َﻳ َ ﺔ، َﻣ ْﻦ َﻓ َﺠ َـﻊ *ﻫ ِﺬ ِه ﺑِ َـﻮﻟ َِـﺪ َﻫﺎ ُر ﱡدوا َوﻟ ََـﺪ َﻫـﺎ إِﻟ َْﻴ َﻬﺎ:َـﺎل َ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻓﻘ إِ ﱠﻧ ُﻪ َﻻ َﻳﻨْﺒَﻐﻰ: َﻗ َﺎل، ُﻦbْ َﺎل َﻣ ْﻦ َﺣ ﱠﺮ َق *ﻫ ِﺬ ِه? ُﻗ ْﻠﻨَﺎ َﻧ َ َﻓﻘ،ﺎﻫﺎ َ ََﻧ ْﻤ ٍﻞ َﻗ ْﺪ َﺣ ﱠﺮ ْﻗﻨ * ِ أ َ ْن ُﻳ َﻌ ﱢﺬب ﺑِﺎﻟﻨﱠ ِ ﺎر إِ ﱠﻻ َرب اﻟﻨﱠ .ﺎر ﱡ َ Abdullâh (r.a.)’dan; flöyle anlat›yor: Resûlullah (s.a.s.) ile bir seferde bulunuyorduk. Bir ihtiyâc›m için ayr›lm›flt›m. (Orada) iki yavrusu olan bir serçe kuflu gördüm ve yavrular›n› ald›m. Serçe, gelerek, yana yak›la yavrular› için ç›rp›nmaya (ba¤›rmaya) bafllad›. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) gelerek: – Bu kuflu yavru ac›s› ile s›zland›ran kimdir? Yavrusunu kendisine iâde edin, buyurdu. Yine (Resûlullah s.a.s.), yakt›¤›m›z bir kar›nca yuvas›n› görünce: – Bunu kim yakt›? diye sordu. Biz: – Biz yakt›k, dedik. Resûlullah (s.a.s.): – Atefl ile azap, ancak ateflin Rabbi olan Allah’a mahsustur (böyle yapmay›n), buyurdu. (Ebû Dâvud, Cihad, 122, Hadis no: 2675, III, 126) ِ ِ َ ــ أ َ ﱠن رﺳ ِ ِ ْــﻦ اﺑ ِ َﻋ341. ﺻ ﱠ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ـﺎل َ ــﻢ َﻗ َ ـﻮل ا َ ا َﻋ َﻠ ْﻴـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َُ َ ـﻦ ُﻋ َﻤ ُ ــ ُ ـﻰ َ ــﺮ َرﺿ 182 ٍ ِ ِ ِ ُ َ ،ﺎر ﻻ ْ َﻓ َﺪ َﺧ َﻠ،ﺖ ْ ﻫ ﱠـﺮة َﺣﺒَ َﺴﺘْ َﻬﺎ َﺣ ّﺘ*ﻰ َﻣـﺎ َﺗ+ ةP َ »ﻋ ّـﺬﺑْﺖ ْاﻣ َﺮأ َ ـﺖ ﻓﻴ َﻬﺎ اﻟﻨﱠ * ِ إِ ْذ ِﻫـﻰ ﺣﺒﺴﺘْﻬـﺎ و َﻻ،ِﻫــﻰ أَﻃْﻌﻤﺘْﻬـﺎ و*ﺳ َﻘﺘْﻬـﺎ ْ ـﻰ َﺗ َـﺮ َﻛﺘْ َﻬـﺎ َﺗـﺄ ْ ُﻛ ُـﻞ ِﻣ ـﻦ ﻫ َ َ َ َ ََ َ َ َ َََ َ َ ِ َﺣﺸ .«ﺎش ْاﻷ َ ْر ِض َ ‹bni Ömer (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Bir kad›n ölünceye kadar hapsetti¤i bir kedi yüzünden azâb edildi ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvan› hapsetti¤inde ona bir fley yedirmemifl, içirmemifl, yerdeki haflereleri yemesine bile izin ve imkân vermemiflti.” (Buhârî, Enbiyâ, II, 54; Müslim, Selâm, 151, 152, Birr, 133, 134) ِ ُ ـﺎل رﺳ ِ َﻋﻦ َﻋﺒ ِـﺪ342. ٍ ا ﺑْ ِﻦ َﻋ ْﻤ َﻣ ْﻦ َﻗ َﺘ َﻞ:ا َﻋ َﻠﻴْ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ﻮل ا ْ ْ ُ َ َ ـﺮو َﻗ َﺎل; َﻗ ُ ﺻ ﱠـ ِ ِ َ ﻮرا َﻓ .ﺎﻣ ِﺔ َ َا َﻋ ﱠﺰ َو َﺟ ﱠﻞ َﻋﻨْ َﻬـﺎ َﻳ ْﻮ َم اﻟ ْﻘﻴ ً ُﻋ ْﺼ ُﻔ ُ ـ َﻓ ْﻮ َﻗ َﻬﺎ ﺑِ َﻐ ِْ َﺣ ّﻘ َﻬـﺎ َﺳﺄ َ َل ِ ـﻮل َ َﻬـﺎ َﻓﺘَﺄ ْ ُﻛ َﻠ َﻬﺎ َو َﻻ َﺗ ْﻘbَ َـﺎل َﺣ ﱡﻘ َﻬﺎ أ َ ْن َﺗ ْﺬﺑ ﻄ ْ ﻊ َ ا َﻓ َ َﺣ ﱡﻘ َﻬﺎ َﻗ َ ﻗ َﻴﻞ َﻳﺎ َر ُﺳ * .َرأ ْ َﺳ َﻬﺎ َﻓ ُ ْ *ﻣﻰ ِ َﺎ Abdullah ‹bn Amr (r.a.)'dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “Cenâb-› Hakk, haks›z olarak bir serçeyi öldürenden k›yamet gününde hesap soracakt›r.” Ona; - Ya Resûlullah hakk› nedir? diye sorulunca; Hz. Peygamber: – Hakk›, bafl›n› kopar›p atmak de¤il, kesip yemendir, buyurdu. (Nesâî, Dahaya, 42, VII, 239) 183 XX YET‹MLERE ‹Y‹ MUÂMELE ED‹LMES‹ HAKKINDA HAD‹SLER ِ ُ َﻗ َﺎل; َﻗ َﺎل رﺳ، َﻋﻦ أَﺑﻰ ُﻫﺮ ﻳـﺮ َة343. » َﻛﺎﻓِ ُﻞ اﻟ َْﻴﺘﻴ ِﻢ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ﻮل ا ْ َُ َ ْ َ ُ ﺻ ﱠ * * ِ اﳉﻨﱠ ِ ِ ﻟ َ ُﻪ أَو ِﻟ َﻐ ِ ِ َ َ ْ َ ُ ْاﻟﺮاوى َو ُﻫ َـﻮ َﻣ ِﺎﻟ ُﻚ ﺑ ﻦ ﺎر َU أ و « ـﺔ + ﺗ ﺎ ﻬ ﻛ ـﻮ ﻫ و ﺎ ﻧ ْ َ َ َ ُ َ َ َ ه أ َ َ ﱠ ْ ْ * ٍ * ﺎﻟﺴﺒﱠﺎﺑَ ِﺔ َواﻟ ُْﻮ ْﺳ .ﻄﻰ أ َ َﻧﺲ ﺑِ ﱠ Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kendi yetimini veya baflkas›na ait bir yetimi himâye eden kimseyle ben, cennette flöyle yanyana bulunaca¤›z.” Hadisin râvisi Mâlik ‹bni Enes; –Peygamber (s.a.s.)'in yapt›¤› gibi– iflaret parma¤›yla orta parma¤›n› gösterdi. (Müslim, Zühd, 42, III, 2287) ِ ِ َ أ َ ﱠن رﺳ، َﻋﻦ أَﺑﻰ ُﻫﺮ ﻳﺮ َة344. اﻟﺴﺒْ َﻊ َ ـﻮل ا ْ ْ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل َُ َْ َ ُ ﺻ ﱠ »اﺟ َﺘﻨﺒُﻮا ﱠ * ِ ِـﺎل » َاﻟﺸّ ِ ـﺮ ُك ﺑ ِ ِ ْاﳌُـﻮﺑِﻘ َ ُ ﺮbْ اﻟﺴ و ـﺎ ﻗ ـﻦ ﻫ ـﺎ ﻣ و ا ﻮل ﺳ ر ـﺎ ﻳ ﻴـﻞ ﻗ «َـﺎت َ َ َ ََ ُ ﱠ َ ﱢ ْ َُ َ * ِ ِ َ ْ ِا ِإ ﱠﻻ ﺑ اﻟﺮﺑَﺎ ﺎﳊ ﱢـﻖ َوأ َ ْﻛ ُﻞ َﻣـﺎل اﻟ َْﻴﺘﻴ ِﻢ َوأ َ ْﻛ ُـﻞ ﱢ ُ َو َﻗ ْﺘ ُﻞ اﻟﻨﱠ ْﻔـﺲ اﻟ ﱠﺘﻰ َﺣ ﱠـﺮ َم ِ َﺎت اﻟ ْ َﻐﺎﻓِ َﻼ ِت ْاﳌ * ُ ْﺆ ِﻣﻨ ِ َﺼﻨbُف ْاﳌ ِ * واﻟ ﱠﺘﻮﻟ ّ ِـﻰ ﻳﻮم ﱠ .«ﺎت َ ْ ُ اﻟﺰ ْﺣﻒ َو َﻗ ْﺬ ََْ َ َ Ebû Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurdu: “‹nsan› mahveden yedi günahtan kaç›n›n: Ey Allah’›n el184 çisi, bu yedi günah nedir? diye sorduklar›nda, Peygamberimiz: “Allah’a ortak koflmak, efsun (sihir, büyü) yapmak, Allah’›n öldürülmesini haram k›ld›¤› bir kimseyi haks›z yere öldürmek, yetim mal› yemek, riba (faiz) yemek, düflmana hücum an›nda savafltan kaçmak, namuslu, kendi hâlinde mü’min kad›nlara zina iftiras› yapmakt›r.” (Buhârî, Vesâya, 23, III, 195, T›b 48; Müslim, ‹man, 38) ِ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻋ ُ ْ َﺧ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ْ َﻋ345. ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َـﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ ّ * ِ ِ ٍ ِ ٍ ِ ِ ِ ﻴﻢ ﺘ ﻳ ﻴﻪ ﻓ ﺖ ﻴ ﺑ ﻤ ﻠ ﺴ ﻤ ﻠ ﺴ ﻤ ْـ ﻟ ا + ﺖ ﻴ ﺑ َ و ، ﻪ َﻴ ﻟ إ ﻦ ﺴ َ ْ ُ P ْ َ َ ْ اﻟ ْـ ُﻤ+ِ ﺑَ ْﻴﺖ َْ ُْ َ ُ ْ َ ﱡP َ * * ِ ِ * * ِ .ﺎء إﻟ َْﻴﻪ P ْﺑﻴ P ﺖ ﻓﻴﻪ َﻳﺘ ُ ﻴﻢ ُﻳ َﺴ * * Ebu Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Müslüman toplum içinde en hay›rl› aile yuvas›, içinde bir yetimin bar›nd›r›ld›¤› ve ona iyi davran›ld›¤› yuvad›r. Müslüman toplum içinde en kötü aile yuvas›, bir yetimin bar›nd›r›ld›¤› esnada ona kötü davran›ld›¤› yuvad›r.” (‹bn-i Mâce, Edeb, 6, Hadis no: 3679, II, 1213) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ إِ ﱠن:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ َ َﻗ َ ﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ َﻋ ِﻦ اﺑْ ِﻦ ُﻋ َﻤ َـﺮ َرﺿ َﻰ346. ِ ِ ِ ْ ﻴﻢ ُﻣ .مP ﻜ َﺮ P ا ﺑَ ْﻴ9َ ِﺐ اﻟ ْﺒُ ُﻴﻮت إ P ﺖ ﻓﻴﻪ َﻳﺘ أ َ َﺣ ﱠ * * ‹bn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Allah kat›nda en sevimli ev, içinde yetime ikrâm olunan evdir.” (Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, XII, Hadis no: 13434, 296) ِ ِ ِ َ َU ﻼ ﺻ ﱠ ً أ َ ﱠن َر ُﺟ:ا َﻋﻨْـ ُﻪ ْ َﻋ347. َ َر ُﺳﻮل ا9َ ِﻜـﺎ إ ُ ـﻦ أَﺑـﻰ ُﻫ َﺮ ْﻳ َـﺮ َة َرﺿ َﻰ * 185 ِ ِ َﻗﺴـــﻮ َة َﻗ ْﻠﺒ:ــﻪ وﺳ ﱠﻠــﻢ ِ ــﺢ َرأ ْ َس اﻟ َْﻴﺘﻴــ ِﻢ َوأَﻃْ ِﻌــ ِﻢ َ ــﻪ َﻓﻘ ْ ْاﻣ َﺴ:َــﺎل ُ َ ْ َ َ َ ا َﻋ َﻠ ْﻴ * . َ اﻟ ِْـﻤ ْﺴﻜ * Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Bir adam, Resûlullah (s.a.s.)’a, kalbinin kat›l›¤›ndan flikâyet etti. Resûlullah (s.a.s.) da: “Yetimin bafl›n› okfla, zavall› fakirleri yedir” buyurdu. (Ahmet b. Hanbel, Müsned, II, 263) ِ ِ ِــﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ا َﻋ ﺻ ﱠ َ ِ ِ َ ﺻ ْﻔ ـﺎل َ َﻗ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِــﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َ ـﻰ َ ـﻦ ْ َﻋ348. ُ ــ ُ ــﻰ ّ َ ــﻮان ﺑْــﻦ ُﺳﻠ ْﻴـ ٍﻢ َرﺿ ِ ﻴﻞ ِ َﻛﺎﻟ ْـﻤﺠ ِ اﻟﺴﺎﻋﻰ َﻋ َ ْاﻷ َ ْر َﻣ َﻠ ِﺔ َواﻟ ِْـﻤ ْﺴﻜ ِ َﺳﺒ+ ﺎﻫ ِﺪ ا أ َ ْو َﻛﺎﻟ ﱠﺬى َ ُ ﱠ * * * * * .ُﻮم اﻟ ﱠﻠ ْﻴ َﻞ ﻘ ﻳ و ﺎر ﻬ ﻨ اﻟ ﻮم ﱠ ُ َ َ َ َ ُ َﻳ ُﺼ Safvân b. Süleym (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Dul ve yetimlere yard›m eden kimse, Allah yolunda cihâd eden veya gündüzleri oruç, geceleri ibâdetle geçiren kimse gibidir.” (Müslim, Kitabu’z-Zühd, 2, VI, 2286) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ ٍ ِ ِ َ ا َﻋﻨْ ُﻬ :ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ـ َﻗ َ ـﻮل ا َُ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ َ َﻋـﻦ اﺑْـﻦ َﻋﺒﱠﺎس َرﺿ349. ِ َ َـﺎل ﺛ َو َﻏ َﺪا،ـﺎر ُه َ َﻣ ْﻦ َﻋ َ َو،ﺎم ﻟ َْﻴ َﻠـ ُﻪ ْ ﻼﺛَـ ًﺔ ﻣ َﻦ ْاﻷ َ ْﻳ َﺘـﺎمِ َﻛﺎ َن َﻛ َﻤ َ ﺎم َ َﻬﻧ َ ﺻ َ ـﻦ َﻗ ِ ِ ﺳﺒ+ِ ﺎﻫﺮا ﺳﻴ َﻔ ُﻪ ِ َ ْ +ِ ﺖ أَﻧَﺎ َو ُﻫ َﻮ َ اﳉﻨﱠ ِﺔ إِ ْﺧ َﻮاﻧًﺎ َﻛ َ َو َر ُ ْ َو ُﻛﻨ،ﻴـﻞ ا ْ َ ً َU اح َ * ِ ِ ِ ْ أ َ ﱠن َﻫﺎ َﺗ َ اﻟﺴﺒﱠﺎﺑَ َﺔ َواﻟ ُْﻮ ْﺳ .ﻄﻰ ْ ُ أ ُ ْﺧ َﺘﺎن َوأَﻟ َْﺼ َﻖ أ ﺻﺒُ َﻌ ْﻴﻪ ﱠ ‹bn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: 186 “Yetimlerden üç kifliye yard›mda bulunan kimse, gündüzünü oruçlu, gecesini ibâdetle geçiren, sabah erkenden k›l›c›n› çekerek Allah yolunda (savafla) giden kimse gibidir.” Resûlullah (s.a.s.) orta ve iflâret parmaklar›n› bitifltirerek: “fiu ikisi (bir arada) kardefl olduklar› gibi, ben ve o, Cennet’te (ayn› flekilde bir arada bulunan) iki kardefl gibiyiz.” buyurmufltur. (‹bn-i Mâce, Edeb, 6, Hadis no: 3680, II, 1213) ِ َ ﺿـﻰ ا َﻋﻨْـ ُﻪ أ َ ﱠن رﺳ ِ ﻦ ْ َﻣ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻮل ا ْ َﻋ350. َ ـﻦ أَﺑـﻰ أ ُ َﻣ َُ ُ ﺻ ﱠ ُ َ ـﺎﻣ َﺔ َر * ٍ ِ ِ ِ ِ ِ ْ َ ْﻌ َـﺮة َﻣ ﱠﺮU ُﻛ ّـﻞ+ ـ ُﻪ إ ﱠﻻ َﻛـﺎ َن ﻟ َ ُﻪbْ َﻳ ْﻤ َﺴt ت َ َﻣ َﺴ ْ َ ـﺢ َﻋ * َرأْس َﻳﺘﻴـ ٍﻢ * ِ ﻳﺘﻴﻤ ٍـﺔ أَو ﻳﺘ*ﻴـ ٍﻢ9* ِ وﻣـﻦ أَﺣﺴﻦ إ،ـﺎت ُ ـﺖ أَﻧَﺎ ﻨ ﻛ ه ﺪ ﻨ ﻋ ْ ْ ُ َ َ ْ َ َ َ َ ْ ْ َ َ P ََﻋ َﻠ ْﻴ َﻬـﺎ َﻳ ُﺪ ُه َﺣ َﺴﻨ ُ ِ * أُﺻﺒﻌﻴ ِ ْ اﳉﻨﱠ ِﺔ َﻛ َﻬﺎ َﺗ َ ﻟﺴﺒﱠﺎﺑَ *ِﺔ َواﻟ ُْﻮ ْﺳ َ ْ +ِ َو ُﻫ َﻮ .ﻄﻰ ا : ﻪ َ ْ َ ُ ْ َ ْ َ َو َﻓ ﱠﺮ َق ﺑ، ﱠ Ebû Ümâme (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Kim ki, yaln›z Allah r›zâs› için bir yetimin bafl›n› okflarsa, kendisine elinin de¤di¤i saçlar say›s›nca sevab verilir. Kim yan›nda bulunan yetime iyi davran›rsa, onunla ben Cennet’te flöyle yanyana bulunaca¤›z”, diyerek parmaklar› aras›ndan flahâdet parma¤› ile orta parma¤›n› iflâret ederek göstermifltir. (Ahmed b. Hanbel, V, 250) ِ ِ اﻋ ِ ٍ ِ ِ ِ ـﺎل اﻟﻨﱠﺒِ ﱡﻰ َ ا َﻋﻨْـ ُﻪ َﻗ َﺎل; َﻗ ُ ـﻰ َرﺿ َﻰ َ ُ َﻋ ْﻦ أَﺑـﻰ351. ّ ْﻳ ٍﺢ ُﺧ َـﻮ ْﻳﻠـﺪ ﺑْﻦ َﻋ ْﻤـﺮو اﻟ ْ ُﺨ َﺰ * ِ اﻟﻀﻌﻴﻔ . اﻟ َْﻴﺘﻴ ِﻢ َو ْاﳌ َ ْﺮأ َ ِة َاﻟ *ﻠّ ُﻬ ﱠﻢ إِﻧّﻰ ُا َﺣ ّ ِﺮ ُج َﺣ ﱠﻖ ﱠ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ُ ﺻ ﱠ * * * * Ebû fiüreyh Huveylid ‹bni Amr el-Huzâ’î (r.a.)'den; Peygamber (s.a.s.) flöyle buyurdu: 187 “Allah›m! ‹ki zay›f kimsenin, yetimle kad›n›n hakk›n› yemekten herkesi fliddetle sak›nd›r›yorum.” (Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, ‘‹flretü’n-Nisâ, 64, V, 363; ‹bni Mâce, Edeb, 6) ِ ٍ ِ ِـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ِ ـ َﻋ ِ ِ ْ َﻋ352. َ ا َﻋﻨْ ُﻬ َﻣ ْﻦ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َـﻢ َﻗ َـﺎل َ ـﻰ ُ ﺻ ﱠـ ُ ـﻰ ّ َ ـﻦ اﺑْﻦ َﻋﺒﱠـﺎس َرﺿ ِ َ ﺎﻣ ِﻪ و ِ ِ ً َﻗﺒ َﺾ ﻳﺘ ِ َ ْاﳌُﺴ ِﻠﻤ َ ْ ا اﳉﻨﱠ َﺔ أَﻟ ْﺒَ ﱠﺘ َ ﺔ َ َ ْ ِ ْ َﻴ ﻣ ْﻦ ﺑ ُ اﺑِﻪ أ َ ْد َﺧ َﻠ ُﻪ َ َ ﻃَ َﻌ9َ إ * * .إِ ﱠﻻ أ َ ْن َﻳ ْﻌ َﻤ َﻞ َذﻧْﺒًﺎ َﻻ ُﻳ ْﻐ َﻔ ُﺮ ‹bn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “Müslümanlar aras›ndan bir yetimi al›p da yeme¤ine ve içmesine ifltirak ettireni Allah muhakkak Cennet’e kor. Ancak afv› mümkün olmayan günah ifllemifl olmas›n.” (Tirmizí, Birr, 14, Hadis no: 1918, IV, 320) 188 XXI ARABULUCULUK HAKKINDA HAD‹SLER ِ ِ ِ ِ ْ ُ ُ و َﻋ353. ِ َ ِ ا َ ـﻰ ْ َ ُ ﺻ ﱠ ُ ـﻰ َا ﱠن اﻟﻨﱠﺒ ﱢ،ا َﻋﻨْ َﻬﺎ َ ـﻦ أ ﱡم ﻛﻠﺜُﻮم ﺑﻨْـﺖ ُﻋﻘْﺒَ َﺔ ﺑْـﻦ أﺑـﻰ ُﻣ َﻌ ْﻴﻂ َرﺿ * ِ ْ َ اﺛْﻨ ْ َﻳt . ِﻟ ُﻴ ْﺼ ِﻠ َﺢ َ ْ َﻜ ِﺬ ْب َﻣ ْﻦ ﻧَ *ﻤﻰ ﺑ ْ َ :َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َﻗ َﺎل : ِر َوا َﻳ ِﺔ+َو * ِ اﻟﻨﱠ ِ َ ْ ﻟ َﻴﺲ ﺑِﺎﻟ .َﺎل َﺧ ْ ًا أ َ ْو ﻧَ *ﻤﻰ َﺧ ْ ًا َ ﺎس َﻓﻘ َ ْ َﺻ َﻠ َﺢ ﺑ ْ َ ﻜﺎذ ِب َﻣ ْﻦ أ َ ْ Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe b. Ebi Muayt (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: “‹ki kifli aras›n› bulmak (düzeltmek) için söz götüren, yalanc› de¤ildir (yâni yalanc› say›lmaz).” Di¤er bir rivâyette: “‹nsanlar aras›n› bulan, yalanc› de¤ildir. (Zirâ o) ya hay›r söyledi veyâhut da hay›r› ulaflt›rd›.” (Ebû Dâvud, Kitabu’l-Edeb, 58, V, 218, Hadis no: 4920) ِ ُ َﻗ َﺎل رﺳ:ـﺎل ِ ِ َﻋﻦ أَﺑﻰ ﱠ354. أ َ َﻻ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َ ا َﻋﻨْ ُﻪ َﻗ َ ﻮل ا ْ َُ ُ ﺻ ﱠ ُ اﻟﺪ ْر َداء َرﺿ َﻰ * ِ ﻀ َﻞ ِﻣﻦ َدرﺟ ِﺔ اﻟﺼﻴﺎمِ واﻟﺼ َﺪ َﻗ ِ َ * َ ُ ﺻ َﻼ ح إ : ﺎل ﻗ . ﺑ :ُﻮا ﻟ ﺎ ﻗ ? ﺔ َ َ أ ُ ْﺣ ِ ُ` ُﻛ ْﻢ ﺑِﺎَ ْﻓ ْ ﱢ َ َ ﱠ َ َ ْ َ ِ َ ِ َ ِ َ ْ ِﻫﻰ َ َِ ِ .اﳊ ِﺎﻟ َﻘ ُﺔ َ ْ َ ﻓﺈ ﱠن ﻓ َﺴﺎ َد ذات اﻟ ْﺒ،ْ َذات اﻟ ْﺒ Ebu’d-Derdâ (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyurmufltur: – Size oruç ve sadakadan sevap bak›m›ndan daha üstün bir fleyi haber vereyim mi? 189 – Evet (buyur yâ Resûlallah!) dediler. Resûlullah (s.a.s.): – ‹ki kifli aras›n› düzeltmek (dir). Zirâ, iki kifli aras›n›n bozulmas›, (dinî meziyetleri) kökünden kaz›r. (Yâni dini meziyetleri kaybettirir.) buyurmufltur. (Ebû Dâvud, Edeb, 58, V, 218, Hadis no: 4919) ِ ﺎﺟﺮ ِ َ و َﻛﺎﻧ:ﺿﻰ ا َﻋﻨْﻬﺎ ِ ِ اﻟﻼﺗﻰ ات ْاﻷ َ ﱠو ِل ﱠ ْ َ َ ُ َ َﻋ ْﻦ أ ُ ﱡم ُﻛ ْﻠﺜُﻮمٍ ﺑِﻨْﺖ ُﻋﻘْﺒَ َﺔ َر355. َ ِ ﺖ ﻣ َﻦ ْاﳌ ُ َﻬ * ِا ﺻ ﱠـ ا َﻋ َﻠﻴ ﻪ ِ ـﻮل ِ ِ َ ﺑَـﺎ َﻳ ْﻌ َ ـﺖ َر ُﺳ َ ــﻰ َ ْ أ َ ﱠ َﻬﻧـﺎ َﺳﻤ َﻌ:ا َﻋ َﻠ ْﻴ ِـﻪ َو َﺳ ﱠﻠ َــﻢ ْ ُ ُ ﺻ ﱠـ ـﻦ اﻟﻨﱠﺒ ﱠ ِ اﻟﻨﱠ َ ْ ُﻮل ﻟ َْﻴ َﺲ اﻟ ُﻮل َﺧ ْ ًا ُ ﺎس َو َﻳﻘ ُ َو َﺳ ﱠﻠ َﻢ َو ُﻫ َـﻮ َﻳﻘ َ ْ َاب اﻟ ﱠﺬى ُﻳ ْﺼ ِﻠ ُﺢ ﺑ ُ ﻜ ﱠﺬ * َ ـﻰ ٍء ِﻣ ﱠU + ـﺺ ُ ُـﻮل اﻟﻨﱠ ﺎس ﺧ ـﺮ ُ ــ َﻳﻘ ﱠ ُ َ أ َ ْﺳ َﻤ ْـﻊ ُﻳt ْ ـا َﻗـﺎﻟ ْ َ َـﺖ َو ً ْ َو َﻳﻨْﻤـﻰ َﺧ ْ * * ِ اﻟﻨﱠ ِ َ ْ َا:ﻼ ٍث اﻟﺮ ُﺟ ِ ﻞ ُ ـﺎس َو َﺣﺪ َ ْ َﻼ ُح ﺑ َ ﺻـ َ ﺛَـ+ ب إِ ﱠﻻP َﻛ ِﺬ ْ ﳊ ْﺮ ُب َو ْاﻻ ﻳـﺚ ﱠ * * .ﻳﺚ اﻟ ْـ َﻤ ْﺮأ َ ِة َز ْو َﺟ َﻬﺎ ُ ْاﻣ َﺮأ َ َﺗ ُﻪ َو َﺣﺪ * Resûlullah (s.a.s.)’a ilk biat edenlerden Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) flöyle buyuruyordu: “Hayra niyet ederek ve hay›r söyleyerek insanlar›n aras›n› düzelten (ve bunun için icâb›nda yalan da söyleyen) kimse yalanc› de¤ildir.” (Ümmü Gülsüm:) ‹nsanlar›n, üç fleyden baflka hiçbir fleyde yalan söylemelerine Resûlullah (s.a.s.)’›n müsâade etti¤ini iflitmedim. (Bunlar:) Harp, insanlar›n aras›n› bulmak ve kiflinin kar›s›yla konuflmas› ve kad›n›n kocas›yla konuflmas›d›r, dedi.41 (Müslim, Birr, 27, VI, 2011) 41. Muhârebe esnâs›nda harekât›n› gizlemek ve harp hîlelerine baflvurmak gibi fertler, âileler, kabîle ve milletler aras›n› bulmakta konuflulan yalanlar, kar›n›n kocas›na, sen çok iyisin, kocan›n kar›s›na seni çok seviyorum, gibi iltifatlar› bu kabildendir. Ordu, bir milletin kalesidir. Y›k›ld›¤› vakit millet mahvolur. Kar› koca ise, cemiyet kendilerinden teflekkül eden ilk toplumdur. Bunlar›n aralar›nda samîmiyet bulunursa, kendilerinden, hay›rl› ve cemiyete fâideli evlâtlar yetiflir. Binâenaleyh amme menfaati nazara al›narak bu hususlarda bazen gerçekleri gizlemeye cevâz verilmifltir. 190 KAYNAKÇA 1. Beyhakî, Ebu Bekir Ahmed b. Hüseyin (v. 458 /1066), esSünenü’l-Kübrâ, I-XI, Beyrut-1994. 2. Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. ‹smail (v.256/870), el-Camiu’s-Sahîh, I-VIII, Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1981. 3. Ebû Dâvûd, Süleyman b. el-Efl’as-es-Sicistânî (v.275/889) es-Sünen, I-V Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1981. 4. Ebû Ya’lâ, Ahmed b. Ali b. el-Müsenna et-Temimi (v. 307/919), Müsned D›meflk-1973. 5. Hâkim, Ebû Abdullah en-Neysabûrî (v.405/1014), elMüstedrek alâ’s-Sahîhayn, I-II, Beyrut ts. 6. ‹bn Hanbel, Ahmed b. Muhammed (v. 241/855), Müsned, I-VI, Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1982. 7. ‹bn Hibban, Muhammed b. Ahmed Ebu Hâtim el-Bustî (v.354/965), es-Sahîh, I-XVIII, Beyrut-1993. 8. ‹bn Mâce, Muhammed b. Yezîd el-Kazvinî (v. 273/887), es-Sünen, I-II, Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1981 9. Malik b. Enes (v.179/795), el-Muvatta’, tah. M. Fuad Abdulbâkî, ‹stanbul-1981. 10. Müslim, Ebû’l-Hüseyn Müslim b. Haccâc (v. 261/875), elCâmiu’s-Sahîh, I-VI, Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1981. 11. Nesâî, Ebu Abdurrahman Ahmed b. fiuayb (v.303/915), es-Sünen, I-VIII, Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1981. 12. Elbanî, Muhammed Nas›rüddin, Silsiletü’l- Ehadisi’aSahiha, I-VIII, Riyad-1995. 13. Taberânî, Ebû’l-Kas›m Süleyman b. Ahmed (v. 360/971), el-Mu’cemû’s-Sa¤îr, Kahire ts. 191 14. ________ el-Mu’cemû’l-Evsat, I-XI, Riyad-1985. 15. ________ el-Mu’cemû’l-Kebîr, I-XXVI, Beyrut-1993. 16. Tirmizî, Ebu ‹sâ Muhammed b. ‹sâ (v. 279/892), es-Sünen, I-V, Ça¤r› Yay›nlar›, ‹stanbul-1981. 192