TRAJEDİSİ`ne - Türk Metal Sendikası

Transkript

TRAJEDİSİ`ne - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL
MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI
TÜRK
MART 2012 | SAYI: 152
METAL
ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
Ulusal İstihdam
TRAJEDİSİ’ne
TÜRKMETAL
MART 2012 - SAYI: 152
HAYIR!
EDİTÖRDEN
BENİM
DERGİM,
BENİM
SENDİKAM...
Türk Metal Sendikası’nın yayın organı olan bu dergi, aynı zamanda bir “karşı
senaryodur”. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Şube Genel Kurullarımızın açış
konuşmalarında özetle, “Türkiye’de çalışanlara yönelik bir filmin tekrar tekrar sahneye
konulduğunu, 40 yıldır aynı filmin izletildiğini ve bu filmi artık çalışanların izlemek
istemediğini” belirtir. Türk Metal dergisi de, bu filmin senaryosuna karşı yazılmış bir
senaryodur. Bizim senaryomuzda, çalışanların hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi
için sorunların tespiti, çözümü ve uygulanma aşamasındaki gelişmeler vardır. Çalışanların
izlemek istediği şeyler vardır. O yüzden, Türk Metal dergisi, çalışanların ve özellikle metal
işçilerinin sesi, kulağı, gözü durumundadır.
Bu olgudan hareketle, dergimizin kalitesini ve çıtasını yükseltmeyi, Türkiye’nin en etkili
yayın organlarından biri haline getirmeyi kendimize görev sayıyoruz. Bunun için, Türkiye’de
etkili olan isimleri de dergimizde ağırlamaya devam ediyoruz. Ünlü bir konuk olarak Alev
Alatlı bu sayımızda yeraldı. Alev Alatlı çok derin bir bilgi birikimine sahip, yıllardır Türk
toplumunu anlatan, analiz eden, değerlendiren ve çarpıcı tespit ve fikirleriyle onlarca kitaba
imza atan büyük bir aydın. Alev Alatlı ile yaptığımız söyleşide, genel anlamda çalışanların
önündeki büyük engelleri konuştuk. Küreselleşmeden, çalışanlara yönelik tehditlerden ve
toplumdan konuştuk… Birbirinden değerli cevapları ve yorumlarıyla söyleşimiz bu ayki
sayfalarımızda.
Şube Genel Kurullarımızı yapmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede, açılış konuşmaları
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak tarafından yapılırken, Genel başkanımızın altını çizdiği
hususlar sayfalarımızda yer aldı. Genel Başkanımızın işaret ettiği konular çalışma hayatımızın
en büyük sorunları ve çözüm önerilerinden oluşuyor.
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nı düzenledik. Bu kurultaya her yıl olduğu gibi,
yine kurultayın sahipleri kadın işçiler damgasını vurdu. Metale şekil veren kadın işçilerimiz,
sorunlarını dile getirdi, daha fazla bilgilendi, bilinçlendi. Kurultayımıza ait haber ve
fotoğrafları sayfalarımızda bulabilirsiniz.
Her ay düzenli olarak yaptığımız “İşte Hayatımız” röportajlarında, bu ay ilk defa
İstanbul Anadolu Yakası Şubemizdeyiz. Siemens Fabrikası’ndan Nuray Serpici Akçay, bu
ayki dergimizin konuğu. Bizim Fabrikalarımız bölümünde ise Kocaeli Şubemiz yetkisindeki
iş yerlerinden Federal Mogul bulunuyor.
Mart ayında üzücü bir olayla karşılaştık. 11 inşaat işçisi, barındıkları yerde yaşamını
yitirdi. Bu konu ile ilgili Türk-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı Celal Tozan’ın yazısını ve Türkİş’in yaptığı açıklamayı sizlere sunuyoruz. Umarız bu son olur ve umarız bir daha böyle bir
acıyı yaşamayız.
Türk Metal dergisi bu ay da sizlerin ufkunu açacak, sizleri gelişmelerden haberdar edecek
ve sizlere hediye niteliğinde bir yayın olarak yine sizlerle birlikte. Nerede bir metal işçisi varsa
orada Türk Metal var ve nerede bir metal işçisi varsa onun için Türk Metal dergisi var…
Bu dergi bütün metal işçileri tarafından sahip çıkılan bir dergi ve bütün metal işçilerinin
tercümanı. Metal işçilerinin sendikası Türk Metal, metal işçilerinin dergisi Türk Metal…
Herkese iyi okumalar…
ürk
Ertan Gençt etal.org.tr
urk@turkm
ertangenct
İÇİNDEKİLER
4
I
YAZ
BAŞ
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası
Adına
Pevrul KAVLAK
SORUMLU YAZI İŞLERİ
MÜDÜRÜ
Bekir EROĞLU
TARİHİ VE BUGÜNÜ
ANLAMAK…
“Dünyayı bilmeyenler, dünyanın maskarası olur”
METAL
Dergimizin bu sayısına konuk olan, değerli aydın ve yazar
Alev Alatlı, bir söyleşisinde bunları söylerken, muhtemelen tarihin,
dünyayı ve zamanı bilmek için ne kadar önemli olduğunu da
vurguluyor.
Türklerin varoluş mücadelesi olan Milli Kurtuluş Savaşı’mızı
milletimizle birlikte gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün,
“Tarih yapmak, tarih yazmak kadar önemlidir” sözlerini
hatırladığımızda, tarih biliminin ‘hayati derecedeki önemi’ de
kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.
4
TÜRK
TÜRK METAL SENDİKASI
AYLIK YAYIN ORGANI
Mart 2012 | Sayı: 152
14
Pevrul KavlaK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
[email protected]
twitter.com/KavlakPevrul
Tarihi okumak ve tarihi anlamak, insana duygu ve düşünce
zenginliği veriyor. Tarih bilgisi ve sevgisi, insana, olaylara ve
gelişmelere, doğru zamanda, doğru zamanda ve doğru bir şekilde
bakma yeteneğini de kazandırıyor… Zaman içinde belki de tarihte
yaşanan olayların farkına varmakta, bu olayları ve gelişmeleri
doğru bir şekilde analiz edip, bugüne dair sonuçlar çıkarmakta
zorlanıyoruz. Bunda, bizlerin okuma alışkanlığındaki eksiklik
kadar, başvurduğumuz kaynakların zaman zaman doğru eksenden
kaymaları da rol oynuyor…
En azından bunu televizyonlardaki dizilerde ve yapılan sinema
filmlerinde görmek mümkün. Mesela Muhteşem Yüzyıl ismi
verilen dizide, Kanuni Sultan Süleyman’ın dehası yerine, Hürrem
Sultan’ın haremde çevirdiği dolaplar daha ön planda duruyor.
Kanuni’yi ve tarihi kişiliğini hareme indirgemek, tarihi saptırmaktan
başka bir işe yaramıyor. Ve daha da önemlisi, Türk Tarihi hakkında
kamuoyunu yanıltıyor. 12 ve daha yukarı yaştaki çocuklar bu diziyi
seyrettiklerinde, kafalarında oluşan tek algı ‘Harem’ oluyor.
Aynı şekilde Fetih filmi de öyle… Bu filmin büyük bütçelerle
yapılmış olması, bir samimiyet olarak kabul edilebilir… Ama
biz filmde, bir çağı kapatıp, yeni bir çağ açan Fatih Sultan
Mehmet’in yerine, Ulubatlı Hasan’ı seyrediyoruz. Elbette ki
burada Ulubatlı Hasan’ın bahsi geçmesi bizleri rahatsız etmiyor…
Ama, ‘Fetih’ dendiğinde ilk aklımıza gelen Fatih Sultan Mehmet
olmasına rağmen, Fetih filmi, belki bilerek, belki de bilmeyerek
bizleri bu algıdan uzaklaştırır gibi… Dolayısıyla, tarihi sevdirmek
uğruna gösterilen bu samimi çabaları ‘gayriciddi’ yorumlarından
kurtarmak gerekiyor.
HABER MÜDÜRÜ
Ertan GENÇTÜRK
ARAŞTIRMA
M. KEMAL ŞEN
13
36
40
50
YÖNETİM MERKEZİ
Türk Metal Sendikası Genel
Merkezi Basın Müşavirliği
Beştepe Mahallesi
Yaşam Caddesi 1. Sokak
No:7/A 06520
Söğütözü/ANKARA
Telefon: 0312 292 64 00
Faks: 0312 284 40 18
[email protected]
PRODÜKSİYON
CTCP REPROTEK
BASKI
Ziraat Gurup
Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası
Tesisleri İstanbul
Yolu Trafo Karşısı
Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ: 31 / 03 / 2012
YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli
YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
Dergimiz basın ahlak yasasına
uyar. Ayda bir yayımlanır ve
üyelerimize ücretsiz dağıtılır.
Bu ayın öne
çıkanları
Gelir adaletsizliğine
sendikalar son
verecek
SAYFA 28
Kıdem Tazminatı
Fonu’na geçit
verilmeyecek
SAYFA 29
ASLIYÜCE:
Türkiye’de artık
yeni bir sendikacılık
anlayışının zamanı
geldi
SAYFA 30
6 Sektörden haberler
8 Kadın ishtihdamında sınıfta kaldık
10 Dünyadan haberler
12 Türk-İş: Gerekli önlemlerin alınmaması,
iş kazalarını cinayet haline getirmektedir
47 Türk-İş Sendikacılık Akademisi açıldı
48 Ekonomi / Merve Özkan
56 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi
ve Teşkilatlandırma Eğitimi
58 Kitap ve sinema köşesi
60 Bulmaca
62 Çağmızın kâbusu kanser
63 Vardiyalı çalışanların uyku probleminin çözümleri
64 Türk Metal web sitesi, artık daha zengin bir içeriğe sahip
65 Bizden Haberler
Ulusal istihdam
TRAJEDİSİ’ne
HAYIR!
SAYFA 31
“Bir değil, on değil,
bin değiliz;
biz yüz binleriz”
SAYFA 35
YENİ BİR
KAVRAM/KURUM
ÇERÇEVE
SÖZLEŞME
SAYFA 44’TE
KONTEYNIR
OLSAYDI
ÖLMEYECEKLERDİ
SAYFA 54
I
Z
A
Y
Ş
A
B
TARİHİ VE BUGÜNÜ
ANLAMAK…
“Dünyayı bilmeyenler, dünyanın maskarası olur”
METAL
Dergimizin bu sayısına konuk olan, değerli aydın ve yazar
Alev Alatlı, bir söyleşisinde bunları söylerken, muhtemelen tarihin,
dünyayı ve zamanı bilmek için ne kadar önemli olduğunu da
vurguluyor.
Türklerin varoluş mücadelesi olan Milli Kurtuluş Savaşı’mızı
milletimizle birlikte gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün,
“Tarih yapmak, tarih yazmak kadar önemlidir” sözlerini
hatırladığımızda, tarih biliminin ‘hayati derecedeki önemi’ de
kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.
TÜRK
4
Pevrul KavlaK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
[email protected]
twitter.com/KavlakPevrul
Tarihi okumak ve tarihi anlamak, insana duygu ve düşünce
zenginliği veriyor. Tarih bilgisi ve sevgisi, insana, olaylara ve
gelişmelere, doğru zamanda, doğru zamanda ve doğru bir şekilde
bakma yeteneğini de kazandırıyor… Zaman içinde belki de tarihte
yaşanan olayların farkına varmakta, bu olayları ve gelişmeleri
doğru bir şekilde analiz edip, bugüne dair sonuçlar çıkarmakta
zorlanıyoruz. Bunda, bizlerin okuma alışkanlığındaki eksiklik
kadar, başvurduğumuz kaynakların zaman zaman doğru eksenden
kaymaları da rol oynuyor…
En azından bunu televizyonlardaki dizilerde ve yapılan sinema
filmlerinde görmek mümkün. Mesela Muhteşem Yüzyıl ismi
verilen dizide, Kanuni Sultan Süleyman’ın dehası yerine, Hürrem
Sultan’ın haremde çevirdiği dolaplar daha ön planda duruyor.
Kanuni’yi ve tarihi kişiliğini hareme indirgemek, tarihi saptırmaktan
başka bir işe yaramıyor. Ve daha da önemlisi, Türk Tarihi hakkında
kamuoyunu yanıltıyor. 12 ve daha yukarı yaştaki çocuklar bu diziyi
seyrettiklerinde, kafalarında oluşan tek algı ‘Harem’ oluyor.
Aynı şekilde Fetih filmi de öyle… Bu filmin büyük bütçelerle
yapılmış olması, bir samimiyet olarak kabul edilebilir… Ama
biz filmde, bir çağı kapatıp, yeni bir çağ açan Fatih Sultan
Mehmet’in yerine, Ulubatlı Hasan’ı seyrediyoruz. Elbette ki
burada Ulubatlı Hasan’ın bahsi geçmesi bizleri rahatsız etmiyor…
Ama, ‘Fetih’ dendiğinde ilk aklımıza gelen Fatih Sultan Mehmet
olmasına rağmen, Fetih filmi, belki bilerek, belki de bilmeyerek
bizleri bu algıdan uzaklaştırır gibi… Dolayısıyla, tarihi sevdirmek
uğruna gösterilen bu samimi çabaları ‘gayriciddi’ yorumlarından
kurtarmak gerekiyor.
Dünyada ve Türkiye’de sendikaların giderek çok uluslu
şirketlerin rayına girdiği bir süreçte, gerek haklarda, gerek
çalışma biçimlerinde, gerekse örgütlenmede ‘etkili örgüt’
olmanın ıska geçildiği bir dönemdeyiz... Sendikalar,
örgütlenme önüne konan engellerden şikayet ediyor ama
kimse şapkayı önüne koyup, “Biz ne yapabiliriz?” diye
düşünmek istemiyor.
Yeni bir şeyler üretmek için kafa yormayanlar, yeni bir
anlayışı hayata geçirme becerisini gösteremeyenler ise karşı
propaganda ile sendikal hareketi statükoya hapsetmeye,
emekçileri oyalamaya ve aldatmaya çalışıyor.
İşte Türk Metal, bir çıkış arayanlara, dayanışma arayışı
içinde olanlara, “Sosyal Sendikacılık” ile yol gösteriyor.
Biz Türk Metal olarak, bu anlayışı yeni ‘icat’ etmedik.
Küreselleşmenin, ‘yeni dünya düzeni’ olarak insanlara kabul
ettirilmeye başlandığı 90’lı yıllarda, çalışanlara ve sendikalara
karşı oluşan cepheleşmeye karşı, sendikaların da bir şeyler
yapması ve yeni bir anlayış ortaya koyması gereğinden
hareket ettik… Bu anlayışın esas unsuru olan metal işçilerinin
hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için sendika olarak
üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirken, metal
işçilerinin ailelerini de sorumluluk alanımızın içine aldık…
Metal işçilerinin ekonomik anlamda sağlıklı olmalarını
sağlayan sözleşmelerin yanı sıra, eş ve çocuklarıyla birlikte
metal işçilerini sosyal, kültürel ve psikolojik anlamda
destekledik.
Bunları yaparken, demokratik, katılımcı ve şeffaf bir
anlayışla, farklılıkları değil, ortak yanları bulmaya özen
gösterdik. Çünkü önemli olan, düşünce yapımız, dünyaya
bakışımız ne olursa olsun, sendikal örgütlenme ve güç birliği
açısından emekçilerin doğru adreste buluşmasıdır. Sadece
sendikal faaliyetler anlamında değil, iş güvencesi, iş güvenliği
ve demokratik bir ortam açısından en güvenilir ve doğru
adres, Türk Metal’dir. Bugün, metal işkolunda, büyük ve
güçlü bir sendikanın olmasından rahatsızlık duyanlar, ‘tek
marifetleri emekçileri işten çıkarmak olan’ piyonlarını
kullanarak, bu gücün, metal işçilerinin birliği ve bütünlüğü
yolunda ilerlemesini engellemeye çalışmaktadır. Tarihimize
dikkatle bakanlar, tıpkı Milli Kurtuluş Savaşı’mızda olduğu
gibi, işbirlikçi çevrelerin, metal işçilerinin huzur ve refahına
verdiği zararı da görecektir.
İşte bunun için, tarihi anlamak önemlidir. Tarihi
anlamamakta, görmemekte ısrar edildiği takdirde, tarih
tekerrür edecek ve yanılıp/yanıltılıp da başka adreslere
gidenler, pişman olacak ve bugün Osmanlı’yı arayanlar gibi,
“Biz Türk Metal’i ve sosyal sendikacılığı arıyoruz,
istiyoruz” diyeceklerdir. İşte önemli olan, doğru
adresin Türk Metal ve temsil ettiği sosyal
sendikacılık alanı olduğu bilince bugünlerde
sahip olabilmek ve böyle bir pişmanlığa
kendimizi mecbur ve mahkum
etmemektir.
5
TÜRK
Kanuni döneminde, Fatih döneminde, Yavuz döneminde
yaşayan insanlar, acaba ne kadar önemli olduklarının ve ne
kadar önemli olaylara tanık olduklarının farkında mıydı?.. Bu
soruya evet cevabı verilemediği muhakkak… Eğer farkında
olsalardı, bir zamanlar cihana hükmeden Türklerin geçtiği
topraklarda yaşayanlar , “Biz şimdi Osmanlı’yı, Osmanlı’nın
adaletini arıyoruz, istiyoruz” derler miydi?..
METAL
İŞTE BUNUN İÇİN, TARİhİ ANLAMAK ÖNEMLİdİR.
TARİhİ ANLAMAMAKTA, gÖRMEMEKTE ıSRAR
EdİLdİğİ TAKdİRdE, TARİh TEKERRüR EdEcEK
VE YANıLıp/YANıLTıLıp dA BAŞKA AdRESLERE
gİdENLER, pİŞMAN oLAcAK VE BUgüN
oSMANLı’Yı ARAYANLAR gİBİ, “BİZ TüRK
METAL’İ VE SoSYAL SENdİKAcıLığı ARıYoRUZ,
İSTİYoRUZ” dİYEcEKLERdİR. İŞTE ÖNEMLİ oLAN,
doğRU AdRESİN TüRK METAL VE TEMSİL ETTİğİ
SoSYAL SENdİKAcıLıK ALANı oLdUğU BİLİNcE
BUgüNLERdE SAhİp oLABİLMEK VE BÖYLE BİR
pİŞMANLığA KENdİMİZİ MEcBUR VE MAhKUM
ETMEMEKTİR.
N
E
D
R
Ö
T
K
E
S
gururumuz oldu
luluğu olarak, 2011 yılını büyük bir başarıyla tamamladıklarını anlatan Koç,
tüm risklere rağmen, 2012’ye topluluk olarak umutla ve hedeflere ulaşmanın mutluluğuyla girdiklerini ifade etti.
Mustafa Koç, Arçelik’in yurt dışı pazarında sürekli yükselen grafiği, global
marka olma yolundaki azmi, kriz döneminde bile iç talebi canlandırma yeteneğiyle, topluluğu gururlandırdığını ve heyecanlandırdığını vurguladı.
METAL
koç Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Koç, Arçelik’in, yurt
dışı pazarlarda gösterdiği başarılarla,
topluluk için gurur kaynağı olduğunu
söyledi. Mustafa Koç, Arçelik Türkiye
yetkili satıcılarının katılımıyla Antalya’da
gerçekleştirilen toplantının açılışında,
Euro bölgesi ekonomilerinde yaşanan sıkıntıların devam etmesi ve diğer bölgelere yayılmasının, dünya ekonomisi için
bir risk oluşturduğunu belirtti. Koç top-
TÜRK
6
Ford’un mucizevi
kurtuluşu kitaplaştırıldı
DünYa otomotiv devlerinden Ford’un
2006 yılında yaşadığı krizden kurtularak, bugünkü parlak günlerine ulaşması, kitap haline getirildi. ABD’de yakında piyasaya çıkması beklenen, Detroit News Otomotiv Editörü Bryce
G.Hoffman’ın kaleme aldığı kitap, “Amerikan
İkonu: Alan Mulally ve Ford Motor Company’yi
Kurtarma Savaşı” adını taşıyor. Kitapta, şirketin
iflastan dönüşü ve bugünkü mucizeyi nasıl yarattığının aşamaları anlatılıyor. Kitapta, 2006 ortalarında çok zor günler geçirmeye başlayan Ford’un,
küresel anlamda tasarruf önlemleri uyguladığı, iflastan dönüldüğü ve şirketi kurtarmak için çalışanların pek çok fedakârlıklar yaptığı belirtiliyor.
MKE’de
hızlı
yükseliş
TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nin
her türlü silah, mühimmat, roket ve patlayıcı madde ihtiyacını karşılamakla görevli Makina
Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE),
aralarında ABD ve Almanya’nın
da bulunduğu toplam 29 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bu
çerçevede, geçen yıl satış rekoru kıran MKE, en fazla satışı Suudi Arabistan’a yaptı. Kurum ayrıca, “Milli Tank Altay, Modern Milli
Piyade Tüfeği, Modern Makineli
Tüfek, Keskin Nişancı Tüfeği, Havadan Taşınabilir Otobüs” projelerinin de yeraldığı, toplam bütçesi 283 milyon lirayı bulan 127
ARGE projesi ile ilgili çalışmalarını da sürdürüyor.
Yaklaşık 1 milyon
200 bin çocuğa
ulaşan proje, 10
yıldır sürdürülen
örnek bir ekip
çalışması özelliğini
taşıyor.
RenaulT, 2002 yılında
Türkiye’de trafik kazalarında yaşamını
yitiren çocuklar için, “Sokakta İlk
Adımlar” yol güvenliği projesini
oluşturdu. Trafikte hayatını kaybeden
her 100 kişiden 26’sının çocuk olduğu
gerçeğinden hareketle Renault, trafik
uzmanları ve pedagogların geliştirdiği
çalışmasıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın
onayını aldı. Uygulama, 10 yılda 2
bin 653 okula ulaştı. Proje, geçen yıl
İstanbul’un tüm ilköğretim okullarını
kapsayacak şekilde genişletildi. Bu
yıl da, Tekirdağ’daki tüm ilköğretim
okullarında yaygınlaştırıldı. Yaklaşık 1
milyon 200 bin çocuğa ulaşan proje,
10 yıldır sürdürülen örnek bir ekip
çalışması özelliğini taşıyor.
METAL
Renault’tan eğitim desteği
TÜRK
7
Doğalgazlı MAN Otobüsler ile
Ankara’nın filosu güç kazanıyor
anKaRa Büyükşehir Belediyesi, bünyesine dünya fiyatlarının altında, doğalgazlı ve çevreci otobüsler ekliyor. Mevcut olan 1090 doğalgazlı araca, engelli asansörlü, klimalı ve
kameralı 250 Man Lion’s City CNG doğalgazlı körüklü otobüs ekleniyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih
Gökçek, otobüslerin alındığı şirketin MAN olmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, “Biz sanayinin Ankara’da gelişmesini istiyoruz. MAN fabrikası da Ankara’da. Dolayısıyla
bunlar Ankara’da imal ediliyor. Verdiğimiz paranın ciddi bir
kısmı Ankara’da kalıyor ve bu da bizi memnun ediyor” dedi.
A
S
I
K
A
KIS
Kadın istihdamında
sınıfta kaldık
METAL
TüRKiYe’De kadın istihdamındaki tablo düşündürücü boyutta. Türkiye, CEO
pozisyonunda olan kadın sayısı açısından dünyada ilk 5’e girerken, kadın istihdamında, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) sıralamasında en alt sırada yer
alıyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Yönetim Kurulu Başkanı
Gülden Türktan, Türkiye’nin, % 12’lik oranıyla, dünya çapında kadın CEO’lar arasında 5. sırada olduğunu belirtti. Türkiye’de 2006 yılında %21 olan kadın istihdam oranı, 2011 yılında % 27’ye yükseldi. Bu alanda artış varmış gibi gözükse de, Türkiye’de
her 3 kadından 2’si işsiz. AB’de kadınların iş gücüne katılım oranı %70’lerdeyken, bu
oran 2011 Haziran ayı verilerine göre % 51,2 seviyesinde.
TÜRK
8
Gelir dağılımı
eşitsizliğinde
üst sıradayız
Vatandaş en çok
kredi kartı borcunu
ödeyemiyor
eKonoMiK İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın
(OECD) “Büyümeye Geçiş
2012” raporu yayınlandı. Raporda Türkiye, gelir dağılımı adaletsizliği sıralamasında, OECD ortalamasına göre
üst sıralarda yeraldı. Rapora
göre Türkiye, Şili, İsrail, Meksika, Portekiz ve ABD ile birlikte, alttaki en eşitsiz bölümde
yer alıyor. Raporda ayrıca, gelir
dağılımının adaletsiz olduğu bu
ülkelerde, yoksulluk oranlarının
da yüksek olduğu belirtiliyor.
Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı’nın
(TÜSİAV) yaptığı ankette, Türk halkının
büyük çoğunlukla borçlu olduğu belirlendi.
Vakfın, 30-60 yaş arası 44’ü kadın toplam
774 kişiyle yaptığı ankette, katılımcılardan
%94’ünün borcu olduğu ortaya çıktı. Türk
Sanayici ve İş Adamları Vakfı Emlak Sektör
Kurul Başkanı ve Kamuoyu Araştırmaları
Anket Sorumlusu Salim Taşçı, ankete
katılan 15 kişinin “Borcunuz var mı?”
sorusuna “hayır” yanıtını verdiğini, 31
kişinin de soruyu yanıtsız bıraktığını
belirtti. Ankete katılanların en fazla
kredi kartı borcu olduğunu belirten
Taşçı, “346 kişi ile kredi kartı borcu
başı çekmekte, ev kredisi borcu
da 160 kişiyle ikinci sırada yer
almaktadır. Tüketici kredisi 86
kişiyle 3. sıradayken, 24 kişi de
araba kredisi borcu olduğunu
beyan etmiştir” dedi.
Vergide Avrupa’yı solladık
TÜRKİYE, sigara, alkollü içki, akaryakıt gibi
ürünlerden alınan vergi oranları (dolaylı vergi) açısından Avrupa ülkelerini geride bıraktı.
Türkiye’de toplam vergi gelirinin % 47,9’u dolaylı vergilerden oluşuyor. 2011 yılında, benzindeki
vergide (Katma Değer Vergisi-KDV ve Özel Tüketim Vergisi-ÖTV) 28 Avrupa ülkesi arasında,
% 60,4’lük vergiyle ilk sırada olan Türkiye, son
yapılan zamla litre fiyatı 4 lirayı aşan motorindeki vergilerle de, İngiltere ve İsveç’ten sonra
üçüncü sırada yer aldı.
TÜİK’in 2010 Yoksulluk Çalışması sonuçları açıklandı. Türkiye’de 2010 yılında 155 bine yakını 2,13 TL olmak üzere, 2 milyon 853 bin kişi, günlük harcaması 4,26 TL’nin altında bir gelirle geçiniyor. Kişi başı günlük harcaması, SGP’ye göre 2.15 doların altında kalan bireylerin 2009 yılında % 0,22 olan
oranı, 2010 yılında % 0,21’e, günlük kişi başı harcaması 4,3 doların altında
olanların oranı da % 4,35’ten, % 3,66’ya geriledi.
3 bin 800 şirket kuruldu,
bin şirket kapandı
Bu yıl Şubat ayında 3 bin 809 şirket kuruldu. Şirket sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 22,25 azaldı. Kapanan şirket sayısı ise % 9,56
arttı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), “2012 Şubat Ayına Ait
Kurulan ve Kapanan Şirket” istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 2012 yılı
Şubat ayında 3 bin 809 şirket kuruldu.
2011 yılı Şubat ayında ise bu rakam,
4 bin 899 idi. Aynı dönemde kapanan
şirket sayısı ise 910’dan 997’ya yükseldi. Öte yandan, Şubat ayında kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre %
27,54, kapanan şirket sayısı % 52,64
oranında azaldı.
Türkiye
büyümede
G-20 ikincisi
IMF ve OECD, ilk kez ortak
G-20 üç aylık toplu GSYH verilerini yayınladı. Buna göre, ilk sırada, ikinci çeyreğe göre %2,3’lük büyüme ile Çin yer alıyor. Türkiye ise,
2011’in üçüncü çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre %1,7’lik büyümeyle, G-20 ülkeleri arasında Japonya ile birlikte ikinci sırayı paylaşıyor.
9
TÜRK
2.9 milyon kişinin
günlük harcaması
4.26 TL’nin altında
BaşBaKan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de hane halkının yaklaşık %45’inin gelirinden fazla harcama yaptığını söyledi. Babacan,
“Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurtiçi Tasarrufları Rolü” konulu konferansta yaptığı konuşmada, “Harcama yaparken kazanarak mı
yapıyoruz, yoksa borçlanarak mı yapıyoruz? Bu çok temel bir konu. 95
milyarı bulmuş bir kredi hacmi artışı
var. Türk halkı daha kazanmadığı 95
milyarı, peşinen 2010-2011 yılı içerisinde harcamış. % 8,5 – 9’luk büyümenin bir kısmı oradan geliyor”
dedi. Bakan Babacan, yakın gelecekte, Türkiye’de yurtiçi tasarruf artırıcı
ve cari açığı azaltıcı önlemleri kamuoyuyla paylaşacaklarını da ifade etti.
METAL
Halkın
geliri
yetmiyor
5
METAL
DÜNYADAN
HABERLER
TÜRK
10
Gazete ilanıyla Genel Kurmay Başkanı aranıyor
Danimarka’dan bir ilk
DaniMaRKa Savunma Bakanlığı, ülkede yayın yapan gazetelere ‘genelkurmay başkanı aranıyor’ ilanı verdi. İlanda, liderlik
vasfı olan herkesin, rütbesine bakılmaksızın başvurabileceği ve bütün başvuruların gizli tutulacağı belirtildi. Yaklaşık 24 bin kişilik Danimarka ordusu-
1
na komutanlık yapmak isteyen 21 kişi
başvuruda bulundu. Genelkurmay başkanı olmak isteyen 21 aday, öncelikle ‘psikolojik testten’ geçirilecek, ardından da, seçici kurul tarafından yapılacak mülakata alınacaklar. Kurul, haziran ayında, ordunun en üst makamına
oturacak kişiyi belirleyecek.
Dünyanın en zengini Katar
Vladimir Putin
yeniden
Cumhurbaşkanı
2
3
Kişi başına milli gelir 88 bin dolara ulaştı
körFez ülkelerinden Katar, Amerikan Forbes dergisinin, kişi başına düşen gelir oranlarını
sıraladığı listede bir numaraya yerleşti. Toplam nüfusu 1,7 milyon olan ve
kişi başına 88 bin dolar geliri bulunan
Katar, sahip olduğu doğalgaz rezervleri ve artan petrol fiyatları sayesinde
dünyanın en zengini unvanını aldı.
Katar’ı, 81 bin dolarlık kişi başına düşen milli gelirle Lüksemburg takip
ediyor.
RuSYa’Da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini,
daha önce iki dönem bu görevi yürüten, son dört yıldır da Başbakan
olan Vladimir Putin kazandı. Oyların % 64’ünü alarak seçimi kazanan
Putin, “kazanacağız demiştik, kazandık” açıklamasında bulundu.
1
3
4
6
2
Fransa’da
işsizlik son 12
yılın zirvesinde
ChrIstIan Wulff
JOaChIM GauCK
Almanya Cumhurbaşkanı
Christian Wulff istifa etti
4
işaDaMı bir arkadaşından düşük faizli özel kredi alma ve basına sansür gerekçesiyle eleştirilere uğrayan
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff
istifa etti. Wulff, “Hata yaptım, ama her
zaman dürüst davrandım. Bana olan güve-
nin zedelendiğini gördüm, o nedenle istifa ediyorum” dedi. Ülkede daha sonra yapılan seçimde, iktidar ve muhalefet partilerinin desteğiyle Almanya’nın 11. Cumhurbaşkanlığına, Joachim Gauck seçildi.
Çin, büyüme
hedefini düşürdü
Başbakanı Wen Jia6 Çin
bao, 2012 yılına ait büyüme hedefini % 8’den % 7,5’e düşürdü. Wen, yıllık çalışma raporunu parlamentoya sunarken yaptığı konuşmada, “Güçlü ve istikrarlı
ekonomik gelişmeyi desteklemeyi,
fiyatları sabit tutup, toplam para ve
kredi arzını uygun seviyede tutarak
finansal risklere karşı koruma sağlamayı, ihtiyatlı ve esnek bir yaklaşım
göstermeyi amaçlıyoruz” açıklamasında bulundu.
11
TÜRK
FRanSa’Da işsizlik,
son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Giderek büyüyen işsizlik sorunuyla işsiz sayısı
Kasım’da 29 bin 900 kişi artışla, 2
milyon 850 bine ulaştı. İşsiz sayısı
2011 yılının başından bugüne %
5,2’lik bir artış gösterdi. Ülkede
işsizlik oranı, 2011 yılının üçüncü
çeyreğinde % 9,3’e yükseldi. İşsizlik oranındaki bu artış, 22 Nisan
ve 6 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, Sarkozy için olumsuz bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
METAL
5
KONFEDERASYON’DAN
METAL
Türk-İş:
Gerekli önlemlerin
alınmaması, iş
kazalarını cinayet
haline getirmektedir
TÜRK
12
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu,
11 Mart 2012 günü, İstanbul Esenyurt’ta bir AVM inşaatının
şantiyesinde, işçilerin kaldığı çadırda meydana gelen yangında
11 işçinin hayatını kaybetmesi üzerine bir açıklama yaptı.
T
ürk-İş Yönetim Kurulu açıklamasında, özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma ve esnek çalışma biçimlerinin, sağlıksız ve güvenliksiz bir çalışma hayatını
işçilere dayattığı belirtilerek, “Türkiye’de kayıt dışı ekonominin var olduğu bir yapıda, çalışanların hakları geriletilmekte,
esnek, güvenliksiz, güvencesiz, sigortasız ve kaçak işçi çalıştırma her geçen gün yaygınlaşmaktadır” denildi.
Son yıllarda Davutpaşa’daki patlamadan başlayarak,
Tuzla tersanelerinde, Bursa’nın Mustafakemalpaşa, Balıkesir’in Dursunbey,
Zonguldak’ın Karadon maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarında, Ankara’da OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde
meydana gelen patlamalarda,
Adana’nın Kozan ilçesinde baraj
kapağının patlaması sonucu oluşan iş felaketinde onlarca işçinin
hayatını kaybettiği hatırlatılan
açıklamada, şöyle denildi: “İstanbul Esenyurt’ta bir AVM inşaatının şantiyesinde işçilerin kaldığı çadırda çıkan yangın sonucunda, ilk belirlemelere göre 11 işçi feci
şekilde yanarak hayatını kaybetmiştir. Hiç
kuşkusuz gerekli önlemlerin alınmaması, bu tür
iş kazalarını cinayet haline getirmektedir.”
Türk-İş açıklamasında, Türkiye’de iş kazalarının bütün işkollarında yaygın olarak görüldüğü, ancak inşaat, metal ve
maden işkollarında kaza sayısının, kaza sıklık, ağırlık, ölüm ve
yaralanma oranının, diğer sektörlere nazaran çok yüksek olduğu kaydedilerek, inşaat, maden ve metal işkollarının iş kazaları açısından adeta yarış halinde olduğu, 2010 yılında inşaatta 475, madende 130, metalde 110 ve tekstil işkolunda 32
işçinin hayatını kaybettiği ifade edildi.
Konfederasyonun, iş kazalarının önlenmesi konusunda
çaba gösterdiği vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “TÜRK-İŞ olarak yıllardır, 4857 sayılı İş
Kanununun içinde yer alan değil, örneklerini, gelişkin AB ülkelerinde gördüğümüz
müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanununa ihtiyaç olduğunu dile getirdik ve talep ettik. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyince de kabul edilmesine ve hazırlanan iki politika belgesinde yer almasına rağmen, 2006 yılından bu yana İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılamamıştır. 15 Kasım 2011 tarihinde yapılan son Üçlü Danışma Kurulu toplantısında üzerinde anlaşma sağlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu,
metninde herhangi bir değişiklik yapılmadan Meclis’te bir an önce kabul edilmelidir.”
Türk İş açıklamasında, inşaat şantiyesinde hayatını kaybeden işçilere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı,
yaralanan işçilere de acil şifalar dilendi.
METAL
Türk Metal Sendikası Genel Yönetim Kurulu,
Özel Harekatçı 6 polisin kurulan pusu sonucu
şehit olması dolayısıyla bir açıklama yaptı.
TÜRK
Vatan hainleri amaçlarına 13
hiçbir zaman ulaşamayacak
A
çıklamada, Cudi Dağı’nda
teröristlerce güvenlik güçlerine kurulan hain pusunun
yanı sıra, Şırnak’ın Cizre ilçesinde de,
baharın, bereketin, kardeşliğin, barışın sembolü olan Nevruz Bayramı’nı
kutlamak yerine, provoke etmek isteyen, gözü dönmüş militanlar tarafından açılan ateş sonucu yaralanan polis memuru Ahmet Toprakoğlu’nun
da hastanede şehit düştüğü hatırlatıldı. Türk Metal Genel Yönetim Kurulu
açıklamasında, şöyle denildi:
“Bu ülkenin huzurunu ve birliğini bozmak isteyen eli kanlı teröristler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Ülkemizi bizler için koruyan ve bu yolda şehit düşen polislerimiz için Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.”
Türk Metal Genel Yönetim Kurulu, ayrıca, Afganistan’da görev
yapan ve bir helikopter kazasında şehit düşen 12 askerimiz için de
Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi…
KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak
Kadın İşçiler Kurultayı’nda
kadın delegelere seslendi:
METAL
Böyle gelmiş
ama böyle
gitmeyecek...
TÜRK
14
Kadın İşçiler Büyük
Kurultaylarının 17’ncisi, bu yıl
yine amacına uygun şekilde,
coşkuyla 7-10 Mart tarihlerinde,
Ankara Büyük Anadolu
Oteli’nde gerçekleştirildi
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara
www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz…
METAL
Oteli’nde gerçekleştirildi. Kurultaya bu yıl, yerli ve yabancı
700 kadın delege katıldı.
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nın açılış programına
çok sayıda işçi, sendikacı, işveren ve politikacı katıldı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu,
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilig, ILO Türkiye Direktörü Ümit
Efendioğlu, Türk-İş Genel Mali Sekreteri
Ergün Atalay, CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli, Koop-İş Sendikası
Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Sağlık-İş
Sendikası Genel Başkanı Hasan Öztürk,
Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı Yakup
Ömer Latifoğlu, MESS Genel Sekreteri İsmet
Sipahi, kurultaya katılan konuklar arasındaydı. Kurultay, iki gün boyunca www.turkmetal.org.tr sitemizden canlı olarak yayınlandı.
15
TÜRK
G
enel Başkanımız Pevrul Kavlak, Sendikamızın düzenlemiş olduğu Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nda
yaptığı konuşmada, “Üretirken kadını erkekle eşit
sayacaksın, ama sıra ücret vermeye geldiğinde eşit
olmayacak. Alınteri dökerken ‘erkekle eşitsin’
diyeceksin, ama sıra sosyal haklara gelince farklı olacak. Tezgâh başında, çalışma saatlerinde, performans ölçümlerinde ‘aynısınız’ diyeceksin, ama sıra yükselmeye, daha üst görevlere atamaya gelince, ‘dur’ diyeceksin... İşte düzen bu...
‘Böyle gelmiş böyle gider’ diyenler olabilir. Böyle gelmiş, ama böyle gitmeyecek” dedi.
Türk Metal Sendikamızın her yıl 8 Mart
haftasında düzenlediği, Kadın İşçiler Büyük Kurultaylarının 17’ncisi, bu yıl yine amacına uygun şekilde,
coşkuyla 7-10 Mart tarihlerinde, Ankara Büyük Anadolu
KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI
METAL
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın
r:
la
ık
şl
a
b
n
a
d
n
sı
a
şm
u
n
o
k
lış
açı
TÜRK
16
“Biz, Türk Metal olarak, Dünya
Kadınlar Günü’nü, yeniden
gerçek anlamına, hak ettiği
yere taşımaya kararlıyız”
8
Mart 1857’de, yani bundan tam 155 yıl önce
Amerika’da tekstil işçileri greve çıktı. Bu grevci işçilerin çoğunluğu kadındı. İstedikleri, ayrımcılığa son verilmesi, 12 saati aşan çalışma süresinin azaltılması, yani daha insanca bir yaşamdı. Sadece bu kadardı.
Bu kadar sade, bu kadar haklı ve bu kadar insancaydı… Ama polis greve müdahale etti. Çoğu kadın 129
işçi, olaylarda hayatını kaybetti. Onlar sadece kendileri
için değil, bizim için, hatta çocuklarımız için hayatlarını
hiçe saydılar. Onların, hayatları pahasına kazandığı haklar, şimdi bizim haklarımız oldu. Ölen işçi kadınlar ve
onların hatıraları bizim en değerli mirasımızdır. Anıları
önünde saygıyla eğiliyoruz.
Aradan tam 155 yıl geçti. Bugün, dünyanın her yerinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanıyor. Peki,
ama kaç kişi, bugünün anlamını biliyor? Kaç kişi, New
Yorklu kadın işçileri hatırlıyor? Kaç kişinin, onların mücadelesinden haberi var? Her değer gibi, Dünya Kadınlar Günü’nün de içi boşaltıldı, anlamı yok edildi. Basit
bir hediye alma, çiçek verme törenine dönüştürüldü.
Biz, Türk Metal olarak, Dünya Kadınlar Günü’nü, yeniden gerçek anlamına, hak ettiği yere taşımaya kararlıyız. Hafızamızda, emekçilerin hakları için canlarını
veren o kadın işçiler, aklımızda mücadele, gönlümüzde ise, insanca bir yaşam var. Kadın İşçiler 17. Büyük
Kurultayı’nı işte bu bilinçle gerçekleştiriyoruz.”
“Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek”
“Birleşmiş Milletler’e göre, dünyada yapılan işlerin
% 66’sı kadınlar tarafından görülüyor. Yani dünyanın
yükü, kadınların omuzunda. Ama kadınlar, dünyadaki
toplam gelirin sadece % 10’unu alıyor. Daha da içler acısı olan, kadınların dünyadaki mal varlığı oranı, sadece
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara
METAL
“Bu ayıp bize yeter”
“Dünya Ekonomik Forumu, her yıl kadın erkek eşitliği konusunda ülke raporları hazırlıyor. Bütün dünyada tartışmasız kabul
gören rapor bu yıl da yayınladı. Türkiye, kadın erkek eşitliği konusunda 135 ülke arasında 122’nci ; yani sonlarda… Oysa, Türk
kadınlarının dünyadaki yeri bu olmamalıydı. Kucağında bebeği
ile cepheye sırtında mermi taşırken, bebeği ölmesin diye üzerine kapanarak şehit olan Şerife Bacı’ya, 1920’de Anadolu’ya kaçarak, Kurtuluş Savaşı’na katılan Halide Edip’e, daha genç bir gelin
iken, Aziziye’de kahramanca savaşan Nene Hatun’a vefa borcumuzun karşılığı bu olmamalıydı. Ama daha da vahimi var. Türkiye, kadının ekonomiye katılımı ve iş bölümü konusunda 132. sırada… Sadece Suudi Arabistan, Pakistan ve Yemen’den daha iyi
durumdayız. Araştırma bununla da bitmiyor, ama devam etmeyeceğim. Daha fazla söze gerek yok, bu ayıp bize yeter. Bu kada-
rı bile, bize ne durumda olduğumuzu anlatmaya yeter. Bu kadarı
bile, bize neden ilerleme, gelişme, çağdaşlaşma yolunda tökezleyip durduğumuzu anlatmaya yeter.”
“Biz bu kaderi değiştireceğiz”
“Şimdi size, uzun yıllar önce yapılmış bir konuşmadan kısa
bir bölüm okumak istiyorum: İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Mümkün müdür ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin
bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin? Bu
sözler, büyük önder, Mustafa Kemal Atatürk’e ait… O, yıllar öncesinden ilerlemenin, atılımın, çağdaşlaşmanın rotasını çizdi. Kadının toplumsal yaşama ve ekonomiye katılmasının önündeki engelleri kaldırmak için atılım yaptı. Sonra? Ondan sonra, rotadan
çıktık ve bu hale geldik. Haksızlık yapmayalım. Evet, yıllar içinde kadınlara birçok hak verildi, yasa çıkarıldı. Hatta bir tanesi de
Meclisten çıkmak üzere. Bunun için, tüm kadın işçiler adına milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Ama biliyoruz ki, yasalar kadar uygulama da önemlidir. Hatta uygulanmıyorsa, kadın erkek
eşitliği teoriden pratiğe geçmiyorsa hiçbir önemi yoktur. Ne yazık ki, bugüne kadar, hep böyle oldu. Bazen Birleşmiş Milletler’e,
bazen Avrupa Birliği’ne, bazen ILO’ ya verilen sözleri yerine getirmek için yasalar çıkardık. Bu yasalar bazen oy almak için, bazen de samimiyetle çıkarıldı. Ama ya hiçbiri uygulanmadı ya da
pek azı hayata geçirilebildi. Kadınlara verilen haklar hep sözde
kaldı. Bu yüzden kadın, itildiği gölgeden güneşe çıkma şansını
hiç bulamadı. Kadın geride bırakıldığı için de, ne kadar gelişirsek
gelişelim, ülke olarak bir türlü istediğimiz sıçramayı yapamadık.
www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz…
17
TÜRK
% 1… İşte bizim itiraz ettiğimiz bu. Son verilmesini istediğimiz
haksız düzen bu. Üretirken kadını erkekle eşit sayacaksın, ama
sıra ücret vermeye geldiğinde eşit olmayacak. Alınteri dökerken
‘erkekle eşitsin’ diyeceksin, ama sıra sosyal haklara gelince farklı
olacak. Tezgâh başında, çalışma saatlerinde, performans ölçümlerinde ‘aynısınız’ diyeceksin, ama sıra yükselmeye, daha üst görevlere atamaya gelince ‘dur’ diyeceksin... İşte düzen bu.‘Böyle
gelmiş böyle gider’ diyenler olabilir. Böyle gelmiş, ama böyle gitmeyecek. Biz, ‘emek en yüce değerdir’ sözünü bir süs eşyası gibi
duvara asanlardan değiliz. Biz, bu sözü hayata geçirenlerdeniz.
Biz emek en yüce değerdir sözünü alın terimizle çeliğe nakış gibi
işleyenleriz. Biz Türk Metaliz. Biz Türkiye’deki, her 5 sendikalı işçiden biriyiz.”
KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI
Hak ettiğimiz yere gelemedik. Uygarlık tablolarında hep alt sıralara mahkûm olduk. Ama bu bizim kaderimiz değildir. Bizim kaderimiz, bu olamaz… Bu bizim kaderimizse, biz bunu değiştireceğiz.”
METAL
“Tezgâh başında eşitliği biz sağlayacağız”
TÜRK
18
“155 yıl önce New Yorklu kadın işçiler nasıl gözünü kırpmadan
mücadeleye atıldıysa, Bizler de Mustafa Kemal’in çizdiği rotada, açtığı bu yolda kadın erkek kol kola, yan yana, omuz omuza taviz vermeden ilerlemek zorundayız. Metal işçilerine sesleniyorum: Sizler bu yolun öncüsü olmalısınız. Biz, Türkiye’nin en büyük örgütlü gücüyüz.
Biz Türk Metal’iz. Biz emeğin ve ekmeğin temsilcisi, alın terinin bekçisiyiz. Başkasından bekleyemeyiz, tezgâh başında kadın erkek eşitliğini biz sağlayacağız.
Kadın erkek eşitliği, ilerleme, çağdaşlık, uygarlık demek. Yani kadın erkek eşitliği insan olmak demek... Kadın erkek eşitliği karanlıktan aydınlığa geçmek demek… Ama bakın, Türkiye’de kadınların yarıdan fazlası daha evliliklerin ilk gününde karanlığa gömülüyor. Daha
ilk günde, belki de hayatının en güzel gününde eşinden şiddet görüyor. Şehirlerde evli kadınların %20’si, köylerde ise % 75’i eşi tarafından şiddette maruz kalıyor. Aile içi suçların %90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor. Bu çok karanlık bir tablo… Biz, bu karanlıktan
kurtulmak için üzerimize düşen görevi biliyoruz. Türk Metal olarak,
üyemiz kadın işçilere, Türkiye’nin cefakâr kadınlarına, tüm dünyanın
çileli emekçi kadınlarına söz veriyoruz: Bu karanlık tabloyu düzeltmek
için üzerimize düşeni yapacağız. Eşitlik için gerekirse üretimden gelen
gücümüzü kullanacağız, gerekirse sosyal sendikacılığın öncüsü olarak
kaynaklarımızı bu alana seferber edeceğiz. Ve hepinize söz veriyorum,
kadın-erkek eşitliği konusunda kadınlarla birlikte erkek üyelerimizi de
kapsamlı bir eğitimden geçireceğiz. Bir yol bulacağız. Bu karanlıktan
kurtulmak için, kadının evinde huzur içinde yaşaması, işinde alın terinin karşılığını alması, toplumda hak ettiği yere gelmesi, siyasette söz
sahibi olması için bir yol bulacağız.”
“Bunu hep birlikte yapacağız”
“Bu yolun hangisi olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Uygarlığa, çağdaşlığa, aydınlığa giden yolun hangisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Ama bu yolun zor bir yol olduğunu da biliyoruz. Çünkü bu yolda
çok mücadele etmemiz gerekiyor. Çünkü bu yolda bazen geleneklerimizle, alışkanlıklarımızla, büyüklerimizle, bazen çıkarlarımızla, bazen
yasalarla, bazen de yazılı olmayan kurallarla kıyasıya mücadele etmemiz gerekiyor. Hem de korkmadan, çekinmeden, geri adım atmadan.
Bu yolda ancak böyle ilerleyebiliriz. Bunun için de yürek gerek... Ne
demiş büyük şair: ‘Yüreğin, kadını erkeği yoktur. Bir mert olanı vardır, bir de namert olanı. Namertlerin ne yapacağını iyi biliyoruz. Ama
mertler de en az namertler kadar cesur olmalı…’ Ya eve mahkûm edilmiş kadınların olduğu bir ülkede yaşayacağız ya da kadınların özgürce
çalışacağı bir ülkede. Ya aynı tezgâhta birlikte çalıştığımız kadın işçinin sömürülmesine seyirci kalacağız ya da onun hakları için mücadele
edeceğiz. Ya şiddetin ve nefretin konuşulduğu bir evde yaşayacağız, ya
da aşkın ve sevginin. Kısacası arkadaşlarım; Ya böyle gelmiş böyle gider diyeceğiz ya da yeni bir yol bulacağız. Ya karanlığa teslim olacağız,
ya da aydınlığa koşacağız. Bunu biz yapacağız, siz yapacaksınız, hep
beraber yapacağız... Örgütlü toplum yapacak... Sendikalar yapacak!”
Ekmeğinde emek
vardı, bir de alın
teri,
Geride bırakmış
tın artık, kederl
i
gü
nl
eri.
Gözlerin... Sözler
in... Çok güzeld
in
.
Hayretle sorard
ım kendime,
Nasıl boş kalırd
ı yüreğin?
Günlerden bir ak
şamüstüydü.
Üstümde cesareti
m yüklüydü.
Bir dakikanızı
alabilir miyim de
dim.
Sonra,
Bildiğim tüm gü
zel sözleri sana sö
yledim.
Aradan yıllar ge
çti.
Hep yanımda se
n vardın.
Bana yalnızlığı
yaşatmadın.
Sıcak yuvamızın
süsü oldu yavrul
arımız.
İnan, şimdi başla
yacak en güzel ça
ğlarımız
Sevgili eşim; Bun
u sana yazdım.
Bundan sonra da
yazacağım.
İster yakın, ister
uzak ol, fark etm
ez...
Seni hiçbir zam
an hatırlamayac
ağım.
Çünkü seni ben,
hiç unutmayacağ
ım.
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara
Kurultay’daki açılış konuşmaları
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu
Cinsiyet ayrımcılığı yıkılmalı
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu konuşmasında, kadınların paylaşımcılığın, bilginin ve fedakârlığın ilk
öğreticisi olduğunun altını çizerek, ‘’Kadının toplum hayatında oynadığı rolü belirtmek için cinsiyet ayrımcılığına
dayanan önyargıların yıkılmış olması gerekmektedir. Kadınların insan yerine bile konulmadığı toplumsal
anlayışların çok gerilerde bırakılması için büyük mücadeleler verilmiştir. Bütün bunlara rağmen günümüzde de o
karanlık dönemlerin kalıntılarına sahip çıkan anlayış ve uygulamalara rastlamak mümkündür’’ dedi.
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik
ILO Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu
Dünyanın çok gerisindeyiz
IlO Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu da konuşmasında, kadınların istihdamının önemini vurguladı.
Efendioğlu, dünyada güvensiz işlerde çalışan nüfusun 1,5 milyar olduğuna dikkat çekerek, bu rakamın çalışan
nüfusun yarısına eşit olduğunu belirtti. Kadınların küresel ölçekte iş gücüne katılma oranının %51 olduğunu
kaydeden Efendioğlu, Türkiye’nin bu konuda çok gerilerde olduğunu ifade etti.
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer
Kadına şiddet insan hakkı ihlalidir
Candan Yüceer, Meclis’te şu anda 77 kadın milletvekili olduğuna işaret ederek, 1935 yılında kadın
milletvekili sayısının 18 olduğunu belirtti. Her 3 kadından birinin şiddete uğradığını, 4 kadından birinin
hamilelik esnasında şiddete uğradığını söyleyen Yüceer, kadına şiddetin en sık rastlanan insan hakkı ihlali
olmasına rağmen, en az ceza verilen suç olduğunu kaydetti.
AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli
Kadınlar devletin himayesindedir
İlknur Denizli, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün yılın her gününde kadınların saygı ve sevgiyle
yaşayacağı günler olması dileğiyle başladığı konuşmasında; “Kadına siper olmalıyız. Kadınlara umut
olmalıyız. Biz bunun sorumluluklarının neyi gerektirdiğini biliyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Çalışmalarımız
her geçen gün artarak devam ediyor” dedi.
www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz…
19
TÜRK
TİSk Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik de, Türkiye nüfusunun %49,8’inin kadınlardan
oluşmasına rağmen, kadın istihdamının sadece %28,8 olduğunun altını çizerek, bunun yeterli olmadığını
söyledi. Kudatgobilik, Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisine girmesi için kadınların % 38-40 düzeyinde
istihdam edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kudatgobilik, kadın ve erkeğin, et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmaz
olduğunu da ifade etti.
METAL
Kadın ve erkek etle tırnak gibidir
KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI
Kurultay’daki delege konuşmaları
Avrasyalı Sendika Temsilcileri Adına Ferangiz Bayramova
Kadınların sesi hak sesidir, sizleri
hak uğrunda birleşmeye çağırıyoruz
tacİKİstan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Başkurdistan, Kırgızistan
ve KKTC’den gelen delegeler adına Ferangiz Bayramova bir konuşma yaptı. Bayramova konuşmasında,
“Burada sizlerle olmaktan yaşadığımız gurur ve heyecanı sözlerle ifade edemiyoruz. Dünyada barış olsun,
kan dökülmesin, çocukların gözyaşı akmasın, insanların ailelerinden uzak kalmadığı bir dünya olsun” dedi.
Bayramova konuşmasının sonunda kadın delegelere seslenerek; “Kadınlar sesi hak sesidir, sizleri hak uğrunda
bir yumruk gibi birleşmeye çağırıyoruz” dedi.
Melek Sönmez İstanbul Hey Tekstil İşyeri
METAL
Türk Metal, sendikalaşmanın ve
sendikanın önemini bize gösterdi
TÜRK
20
HeY Tekstil işyerinde işten atılan 420 arkadaşı adına konuştuğunu belirten Melek Sönmez, işveren
tarafından sürekli olarak taciz ve baskılara maruz kaldıklarını anlattı. Sönmez, “Bizim hatamız, 1500 işçiyken
örgütlenmememiz oldu. Sendikalar bize sendikalı olmanın önemini anlatmalıydı. Sendikalı olmanın getirdiği
kolaylık ile olmamanın getirdiği zorlukları bizlerle paylaşmalıydı. Eğer biz sendikalı olsaydık 420 işçi aynı anda kapı
önüne konmazdık. Bugün Türk Metal, sendikalı olmanın önemini ve sendikalaşmanın önemini bize gösterdi” dedi.
Bursa Şubeleri Delegesi Esra Ulukaya
Ey kahraman Türk kadını... Sen
omuzlarda yükselmeye layıksın
atatÜrK’Ün “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde, göklerde yükselmeye
layıksın” sözü ile konuşmasına başlayan Ulukaya şunları söyledi: “Atatürk’ün dediği gibi, kadınlarımız da âlim ve
mütefennin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta
erkeklerle beraber yürüyerek birbirlerinin yardımcısı olacaklardır. Peki gerçekten olabildiler mi? Bence hayır. Hala
günümüzde kadınları ikinci sınıf gören zihniyetler var. Kadınların hala erkek egemenliği altında ezildiklerini görebiliyoruz.
Zor kullanımlar ve dayak atmalar, aile içi şiddet had safhada… Kadın bizim anamız, kadın bizim bacımız, kadın bizim
yarimiz, kadın bizim varlığımız, kadın bizim baş tacımız... Size bir soru: eğer bu anlatılanların tam tersi bir durum olsaydı,
dünyada erkekler günü adı altında bir gün olur muydu? Haydi, bir düşünün bakalım. Eğer eşitlikse, bu eşitlik mi?”
Çerkezköy Şube Delegesi Pınar Güzel
Kadınların her türlü sorunlarının
çözüldüğü bir Türkiye istiyoruz
ÇerKezKÖY Şube delegeleri adına konuşan Pınar Güzel, kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin ve tacizlerin
önlenebilmesi için, zihniyetlerin eğitilmesi gerektiğini belirtti. Güzel, “Kadınların çalışma hayatına katılımı, istihdam
edilmediği, ilköğretim sonrasındaki eğitimlerin yetersizliği, meslek sahibi olmadıkları için iş gücüne de yeterli
katılımları olmamaktadır. Kadınlara yönelik meslek edindirmek için projeler oluşturup, bu proje doğrultusunda,
kadınlara eğitim vererek, meslek sahibi yaparak, çalışma hayatına hazırlamak gerekmektedir. Kadınlar meslek sahibi
olmadıkları için, kayıt dışı ve sosyal güvenlikten yoksun olarak çalıştırılmaktadır. Kadınların eğitim sağlık siyaset ve
toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmelidir” dedi.
İzmir Şubeleri Delegesi Elvidan Katı
Dünyada her şey kadınların eseridir
İzmİr Şubeleri adına konuşan Elvidan Katı, “Türkiye’de birçok kadının hor görüldüğü, gerek iş hayatında
gerekse de sosyal yaşamı içerisinde tacize veya şiddete uğradığı günümüzde örgütlü bir işyerinde çalışarak
her ortamda biz kadınlara sesimizi duyurma imkânı veren Türk Metal’in üyesi olmaktan gurur duyuyoruz”
dedi. Katı, konuşmasında, kadınlara uygulan şiddetin ve cinsel istismarın ana sebebi olarak kadının ekonomik
özgürlüğü olmamasını temel neden olarak gösterirken, Atatürk’ün bir sözünü hatırlatarak; “Dünyada her şey
kadının eseridir. Dünya var oldukça, kadınlar da her yerde olacaktır” dedi.
Kocaeli Şubeleri Delegesi İnce Özdemir
8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihi
yazan çileli kadınların öyküsüdür
Kadını anlatmaya kelimeler
bile kıfayetsiz kalır
İstanbul Şubeleri adına konuşan Yeşim Eren, “Doğumdan ölüme kadar, hayatın her anında rol
alan biz emekçi kadınlar, her zorluğun üstesinden geldiğimiz gibi, iyi bir eş ve iyi bir anne olmayı da her
zaman başarmışızdır” dedi. Kadını anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldığını belirten Eren, “Biz kadınlar
kıskanç, kaprisli ama sınırsızca seven… Öldüren de, çürüten de, rezil de eden vezir de eden… Eksik etek,
kaşık düşmanı… Erkeğinin baş tacı, gönül yoldaşı… Vefakâr, yüreği kocaman ve sımsıkı saran ve hayatı
kolaylaştıranız” şeklinde konuştu.
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara
www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz…
21
TÜRK
İstanbul Şubeleri Delegesi Yeşim Eren
METAL
Kocaelİ Şubeleri adına konuşan İnce Özdemir; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihi yapan çileli kadının
öyküsüdür. Bu öykünün kökeninde kadınların erkekle eşit biçimde, toplumsal yaşama, gelişmeye katılmak için
verdikleri mücadele yatmaktadır” dedi. Çalışma hakkının kadınların temel hakkı olduğunu belirten Özdemir,
kadınların sesini daha çok duyurmak için çalışması gerektiğini söyledi.
KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI
METAL
“Günümüz Kadınının Güncel
sorunları ve Çözüm Önerileri”
konulu panel gerçekleştirildi
TÜRK
22
Kadın İşçiler 17.Büyük Kurultayı çerçevesinde, MESS
Hukuk Müşaviri Erten Cılga moderatörlüğünde, Ankara
1. Aile Mahkemesi Hâkimi Zeynep Öksüzoğlu, Ankara
10. Aile Mahkemesi Hâkimi Nevin Birinci, Uludağ
Üniversitesi İİBF Yönetim ve Çalışma Psikolojisi
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serpil Aytaç ve Kocaeli
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Zehra Gönül Balkır’ın
katıldığı, “Günümüz Kadınının Güncel Sorunları ve
Çözüm Önerileri” konulu panel gerçekleştirildi.
Avukat Erten Cılga MESS Hukuk Müşaviri
Ülke nüfusumuzun % 49.8’i kadın
olmasına rağmen istihdam oranı % 28.9
KurultaYIn ikinci gününde gerçekleştirilen “Günümüz Kadınını Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri”
konulu panelin moderatörlüğünü yapan Avukat Erten Cılga, kadının istihdamdaki yerini değerlendirdi.
“Nüfusumuzun %49,8’ini biz kadınlar oluşturuyoruz. Yani neredeyse yarısını…Ancak 2011 yılı verilerine göre,
istihdam edilen nüfusun ancak %28,9’unu kadınlar oluşturuyor. Avrupa Birliği ülkelerinde ise, kadınların istihdam
içindeki oranı 2010 yılı verilerine göre %58,2. Yani bizimkinin iki katı. Ülkemizde yıllar itibariyle kadın istihdamı
artıyor olsa da, kadınların neredeyse %60’ının kayıt dışında çalışıyor olduğunu üzülerek söylemek zorundayız.”
Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır Kocaeli Hukuk Fakültesi Dk.
Kadınlar ucuz emek gücü olarak
kayıt dışı olarak çalıştırılıyor
Prof. Dr. Gönül Balkır, kadınların ucuz emek gücü olarak, kayıt dışı çalıştırılmalarının, soysal güvenlik
haklarının verilmemesinin, çalışma yaşamındaki en önemli sorunlardan birisi olduğunu belirtti. Balkır, “Genel
anlamda baktığımızda, kadının ucuz emekle kayıt dışı çalışması ya da ayrımcılıkla sorunlu çalışma yaşamına
katılması yanında, bir yandan da, kutsal analık ilişkisi arasında yalpalaması ve ister istemez, süreç içinde eve
kapanması, kadının çalışma yaşamından uzaklaşmasına, dışlanmasına yol açıyor” dedi.
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara
Zeynep Öksüzoğlu Ankara 1. Aile Mâhkemesi Hakimi
Amaç ne kadar kadını korumak
olsa da, kadına şiddet devam ediyor
anKara 1. Aile Mâhkemesi Hakimi Zeynep Öksüzoğlu, 4320 sayılı kanunu değerlendirdiği
konuşmasında şunları söyledi: “4320 sayılı kanun yasalaştı. Daha önce 4320’de ve onu değiştiren kanunda,
evli olan eşlerin ve aynı çatı altında yaşayan kişilerin korunması sağlanıyordu. Bu kanun kapsamı biraz
daha genişletildi. Bakanlık şimdi bu konunun alt yapısını oluşturmaya çalışıyor. Bu kanun tasarısında ben
de çalışmıştım. Kanunda Çocuk Esirgeme Kurumu ve belediyelere bir takım yeni yükümlülükler getiriliyor.
Kadın sığınma evleri, kadının eğitimi konusunda, şiddet uygulayan eşlerin tedavi edilmesi, şiddet
mağdurlarının ve çocuklarının barınma yerinin sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, iş yerinin ve iş
alanının değiştirilmesi, çalıştığı işyerinde sürekli eşinin tacizine uğruyorsa, aynı iş yerinin başka bir koluna
gönderilmesi, hayati tehlike varsa, emniyet tarafından koruma altına alınması sağlanması gibi maddeler var.
Fakat amaç ne kadar kadını korumak da olsa; ülkemizde maalesef kadına şiddet devam ediyor. Şiddetin en
önemli çözümü ise, şiddetin önüne geçmektir.”
Prof. Dr. Serpil Aytaç
Prof. Dr. Serpil Aytaç da konuşmasında, çalışma imkanı bulan kadınların karşı karşıya kaldığı
sorunlara değindi. “Çalışma hayatına giren kadınlar, çifte yükümlülük altına girmektedir. İstihdam imkânı
bulan, bir iş bulup da çalışmaya başlayan kadın, öncelikle iş hayatının tempolu ve hızlı yaşamına alışmaya
çalışıyor. Bir müddet sonra, iş dünyasının o tempolu ve hızlı yaşamına ayak uydurmaya başlıyor. O tempolu
ve hızlı yaşama alışmaya başladığında, hemen akabinde evlenip çocuk sahibi olduğu zaman, iş ve aile
dengesini kurmak için çaba sarf etmeye başlıyor. Çalışan kadınlar hem işlerinde yükselmek, başarılı olmak,
hem de ev işleri yemek, çocuk bakımı, hem de eşle ilişkiler konusunda üzerlerindeki sorumlulukları yerine
getirmek durumundadır. Çünkü, toplumsal rol gerekleri, kadından bu görevleri eksiksiz sürdürmesi, yani
süper kadın olmasını bekliyor. Kadının iş hayatında tüm koruyucu önlemlere karşılık, sırf kadın olmasından
kaynaklanan, psiko-sosyal sorunlarının ortaya çıkması kaçınılmaz. Burada da söyleyebileceğimiz en
önemli şey, kadın psikolojisini çok iyi anlamak bilmek, önce kendimizi tanımak ve mümkün olduğu kadar
çevremizdeki kişilere de bunu tanıtmaktır.”
Nevin Birinci Ankara 10. Aile Mâhkemesi Hakimi
Günümüz çalışma hayatında
maalesef kadının yeri çok az
anKara 10. Aile Mâhkemesi Hakimi Nevin Birinci, geçen yıl düzenlenen Kadın İşçiler 16. Büyük
Kurultayında da yer aldığını hatırlatarak, “Geçen yıldan bu yıla neler değişti diye düşündüm. Türkiye’de 1921
yılından beri kadınlar günü değişik hatlarda kutlanmaya başlanmış. Kadınların sorunları dile getirilmeye
başlanmış. Ancak bu bir kutlama günü gibi değerlendirilmiştir. Sadece bugünlerle kalmış detaylı sorunlar
görülememiş, çözüm yolları üretilememiştir. Anayasamızda kadın erkek eşit haklara sahiptir diye birçok
güzel bir metin vardır, Fakat, günümüz çalışma hayatında kadının yeri çok az. Halen çoğu önemli mevkilerde
kadın sayısı çok yetersiz. Halen meclisimizde kadınları temsil eden bir tek bakanımız var. Bu şekilde kadınları
güçlendirmemiz mümkün değildir.” dedi.
www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz…
23
TÜRK
Toplum kadına, süper
kadın rolünü yüklüyor
METAL
Uludağ Üniversitesi İİBF Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Kadın İşçİler 17. BüyüK Kurultayı
Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel:
Bu gün,‘Dünya Emekçi
Kadınlar Günü’ Olarak Anılmalı
Kadın İşçiler Büyük 17. Büyük Kurultayının ilk gününde, açılış
programının ardından, Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel’in verdiği,
“Kadın ve Sosyal Güvenlik Hakları” konulu bir panel gerçekleştirildi
METAL
S
TÜRK
24
osyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, “8 Mart
Dünya Kadınlar Günü”nün, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanması gerektiği söyledi. Tezel, “Bugün buradaysak o 129 şehit
kadın sayesindedir. O 129 kadının hatırına çıkan yasalar, onların talebiyle gücüyle birlik olduğumuz sendikalar sayesinde ayakta durabildiğimiz için buradayız” dedi. Tezel, “Dünyanın her yerinde
bu güne hala Dünya Kadınlar Günü
diyorlar. Lütfen sahip çıkalım. Lütfen o 129 kadının ruhunu yaşatın.
Onlar sayesinde sendikalar kanunu, toplu iş sözleşmeleri kanunu, iş kanunu ve sosyal güvenlik
kanunları çıktı. Onların hatırı için, dünya emekçi kadınlar günü olarak kutlamamız ve her yerde de dünya kadınlar günü değil “Dünya Emekçi Kadınlar
Günü” dememiz gerekiyor. O 129 kadının hatırına çıkan yasalar, onların talebiyle gücüyle birlik
olduğumuz sendikalar sayesinde ayakta durabildiğimiz sermayenin karşısında sesimizi çıkarabiliyor
ve bir yumruk oluyoruz.”
Ali Tezel, bir saatlik sunumunun
ardından, kadın delegelerin konuya
ilişkin sorularını da yanıtladı. Panel,
soru-cevap bölümüne delegelerin
aktif katılımı dolayısıyla, öngörülenden bir saat fazla sürdü.
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara
Kurultay sonuç Bildirgesi
şekilde üretmesini engellemektedir. Karar mekanizmalarında
yer almasında yolları kapamaktadır.
Tacizdir, mobingtir, düşük ücrettir. Fazla mesaidir. Esnek çalışmadır. Kadını meta olarak gören anlayış, aile içindeki
fiziksel şiddet olarak kendini gösterirken, bu anlayışın birçok
işyerindeki yaklaşımı ucuz işçiliktir. Şiddet, her beş kişiden birinin ruh sağlığı bozuk olan bir ülke için kaçınılmazdır. Aile
içi şiddet ise zincirin sadece bir halkasıdır. Ekonomik şiddet,
kültürel şiddet, sosyal şiddet ise kadınları kuşatan şiddet zincirinin diğer halkalarıdır.
Bu zincirin bir halkasını kırmak bir başlangıç olabilir ama yeterli olmaz. Önemli olan,
tüm kadınları bu zincirlerden kurtarmaktır. Önemli olan, düşünceleri kuşatan
zincirleri kırmaktır. İşte 8-9 Mart 2012
tarihlerinde toplanan Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı,
bu anlamda atılmış gerçekçi ve yürekli
bir adım olmuştur. Dileriz, bu yürekli duruş tüm sivil toplum örgütlerine örnek olur. Biz kadın metal işçileri olarak,
kadın konusundaki bu soylu ve onurlu yaklaşımın altında imzası olan büyük ve güçlü Türk Metal’in üyeleri
olmaktan onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Bu kurultayın
gerçekleşmesinde
emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. Yaşasın
dayanışmamız;
yaşasın
Türk
Metal diyoruz!
www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz…
25
TÜRK
D
ünyada ve Türkiye’de kadınlar, kendilerini kuşatan
sosyal ve kültürel zincirler nedeniyle ekonomik özgürlüklerine kavuşamıyor. Daha da acı olanı, bu durum
incitici bir gerçek olmasına rağmen, toplumların kaderinde
rol oynayan parlamenter irade tarafından, sonuç almaya yönelik bir şekilde ele alınamıyor.
Kadın sorunlarını sadece şiddete indirgemek ve şiddet örtüsü ile biz kadınların içinde bulunduğu diğer öncelikli sorunların üzerini örtmek, özellikle 3. dünya ülkelerinde bir
toplumsal alışkanlık haline gelmiş durumda. Ancak, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinin,
bu alışkanlığın etkisi altına girdiğini görmek,
biz kadınların aydınlık bir gelecek yolundaki umutlarını törpülüyor. Kadınların eşitlikçi özgürlükçü ve adaletli bir yapı içinde
yerini alması, aile içi şiddet tarafından engelleniyor. Biz bu engelin ortadan kaldırılması için çalışıyoruz.
Ancak, kadını toplumsal bir unsur olarak görmek yerine, meta olarak
kabul eden anlayışın, geleneklerimizin göreneklerimizin çatısı altına alınmasının doğru
olmadığını, yani şiddeti masumlaştıran gerekçelerin, yozlaşmanın ve çürümenin
sebep olduğunun da altını çiziyoruz. Kadınların tek problemi, aile içindeki şiddet
değildir. Kadın, sokakta,
eğitimde, sağlıkta ve soysal güvenlikte de şiddet
görmektedir. Kadın işyerinde de şiddet görmektedir. Bu şiddet,
kadının sağlıklı bir
METAL
Kadın İşçiler
17. Büyük
Kurultayı’nın
Sonuç
Bildirgesi,
Emine Kanlı
tarafından
okundu:
KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI
Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’na,
Avrasyalı Kadın Delegeler de katıldı
METAL
KADIN İşçiler 17. Büyük Kurultayına, Tacikistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Başkurdistan, Kırgızistan
ve KKTC’den toplam 51 delege katıldı. UAMİF
Genel Başkanı ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, kurultay öncesinde ve sonrasında yabancı delegeler ile bir araya gelerek, Avrasya ve
dünyadaki sendikal hareketin son durumu hakkında değerlendirmeler yaptı. Avrasyalı sendika
temsilcileri de, Türkiye’de ve bir Kadın Kurultayında olmaktan duydukları memnuniyeti, Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak’a ilettiler. Görüşmelerde UAMİF Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel
Mali Sekreteri Mehmet Soyupek de yer aldı.
TÜRK
26
Kadın delegeler Ata’nın huzurunda
KADIN İşçiler 17. Büyük Kurultay’ına katılan delegeleri temsilen 100 kişilik bir
heyet, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti.
İlk olarak Ulu Önder’in huzurunda saygı duruşunda bulunan heyet, daha sonra
Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu.
Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, kurultay delegeleri adına Anıtkabir Şeref Defteri’ne şunları yazdı: “Atam,
dünyada kadınların soysa-ekonomik ve kültürel anlamda yaşadığı sorunların kendini tekrarladığı günümüzde, Atatürk ilke ve
inkılâplarının değerlerini, kutladığımız her
dünya kadınlar gününde daha iyi idrak ediyoruz. Kadınların eşitlikçi, özgürlükçü ve
adaletli ve daha da önemlisi şiddetin olmadığı toplumsal bir yapıda yer almasında,
tüm sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünün bilicindeyiz. Türk Metal
Sendikası olarak, başta kadın metal işçileri olarak, Türk kadınlarının eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletli bir yapıya kavuşması,
inanıyoruz ki, Türkiye’nin refah, huzur ve
mutluluk içinde bir ülke olması için de elzemdir. Bizler Türk Metal Sendikası Kadın
İşçiler 17. Büyük Kurultayı delegeleri olarak, bu duygu ve düşüncelerle manevi huzuruna çıkmış bulunuyoruz. Türk kadını,
gösterdiğin yolda er geç çağdaş dünyadaki
yerini alacaktır. Biz Türk Metal olarak bu
gayretin sendikası olacağız.”
Murat Başaran ve Gülşen konserleri
KADIN İşçiler 17. Büyük Kurultayı açılış programı ve kurultay çerçevesinde gerçekleştirilen paneller, katılan delegelerden büyük ilgi gördü.
Kurultaya katılan delegeler, 8 Mart
akşamı Murat Başaran’ın, 9 Mart akşamı da Gülşen’in verdiği konserlerle
de gönüllerince eğlendiler.
www.turkmetal.org.tr
HABER
Bolu Şubesi 7. Olağan Genel Kurulu
Gelir adaletsizliğine
sendikalar son verecek
Bolu Şubemiz 7. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak, gelir adaletsizliğinin sorumlusunun
çok uluslu şirketler olduğunu belirterek, sömürü düzenine örgütlü
toplumun, özellikle sendikaların son vereceğini söyledi
METAL
G
TÜRK
28
enel Başkanımız Pevrul Kavlak,
Bolu Şubemizin, 3 Mart’ta Öğretmen Evi’nde yapılan 7. Olağan
Genel Kurulu açılış konuşmasında, küresel sermayenin, ekonomik ve sosyal açıdan toplumlara önemli zararlar verdiğini belirtti. Konuşmasında, 2008 ve 2009
yıllarına damgasını vuran ekonomik krizleri hatırlatan Genel Başkanımız Kavlak,
şöyle devam etti: “Bu kriz sırasında ülkeler batıyor dendi, bankalar çöküyor dendi, fabrikalar kapanıyor dendi… Kıyamet
kopuyor sandık…Küresel sermaye, kriz
boyunca ağladı durdu. Timsahlar, avlarını yerken sindirmeleri zor olduğu için
azap çekerler. Gözlerinden dökülen yaşlar, avlarını yerken yaşadıkları azabın sonucudur. Bunların ki de böyle. Kriz boyunca da, uluslararası sermaye, en büyük
pastayı yedi. Onların ağlamaları da işte
bu yüzden. Timsahın gözyaşları…Obama, Aralık ayı başında Kansas’ta, bu kriz
sonunda zenginlerin daha da zenginleştiğini söyledi. Krize rağmen, dünyadaki zenginlerin mal varlıkları 95 trilyon
avro oldu. Üstelik bunun içinde maaşlar ve gayrimenkuller yok. Türkiye’de de
benzer durum yaşandı. Patronlar, kriz
var diye ağlıyordu. Ama krizin yoğunlaştığı 2010 yılında bankalar 22 milyar
lira kar etti. Yine aynı yıl, en zengin 100
kişinin serveti, 87 milyar dolardan 104
milyar dolara çıktı. Ama tüm dünyada
işten çıkarmalar sonucu yoksulluğa terk
edilen 400 milyon insan kimsenin umurunda olmadı. Türküde dediği gibi; ‘Bu
dünyanın düzeni yok, merhameti yüreği
yok…’ Zengini daha zengin, fakiri daha
fakir yapan bir düzen bu… Bu düzene,
bu sömürüye kim son verecek? Örgütlü
toplum, sendikalar son verecek…”
Genel Kurul’da aday olmayan Bolu
Şube Başkanı Yusuf Uyman, Türk
Metal’in bir ferdi olmaktan her zaman gurur duyduğunu ve gurur duymaya da devam edeceğini belirtti. Genel Kurulda sözalan CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan
ve MHP İlçe Başkanı Sabri Şatıroğlu da,
Bolu Şubesi 7. Olağan Genel Kurulunun
işçi hareketine ve Türk Metal Sendikası
camiasına hayırlı olmasını dilediler. Genel Kurula, çok sayıda işveren temsilcisi,
sendikacı ve siyasi katıldı. Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, Bolu Arçelik Ürün Direktörü Adnan Tüfekçi, İnsan
Kaynakları Müdürü Ender Kubilay, Türk
–İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ve çok sayıda Şube Başkanının
katıldığı genel kurulda yapılan seçimler
sonucu, Şube Başkanlığına Özgür Elçi,
Şube Sekreterliğine Hakan Gülen, Şube
Mali Sekreterliği’ne de Vedat Ateş seçildi.
Bolu Şubesi 7. Olağan
Genel Kurulunda Divan
Başkanvekilliğini,
Genel Teşkilatlandırma
Sekreterimiz İsmail
Dursun yaptı.
sakarya Şubesi 10. Olağan Genel Kurulu
HABER
Sakarya Şubemiz
10. Olağan
Genel Kurulunda
konuşan Genel
Başkanımız
Pevrul Kavlak,
“Kıdem tazminatı,
Türk işçi hareketi
için, ya hep
ya hiç
davasıdır” dedi
S
akarya Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulu, 4 Mart’ta
Sakarya’da yapıldı. Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, genel kurulda yaptığı
konuşmada, kıdem tazminatının fona devrine kesinlikle karşı olduklarını vurguladı. Kıdem Tazminatı Fonuyla, çalışanların alın
terinin gasp edileceğine dikkat çeken Kavlak, “Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak Sakarya’dan
bir kez daha sesleniyorum: Kıdem tazminatına uzanan elleri kırarız. Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için, ya hep ya hiç davasıdır.” dedi. Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Kıdem Tazminatı Fonuyla, çalışanların alınteri gasp edilecektir.
Bu uygulama, işvereni bireysel yükümlükten kurtaracağı için,
çalışanların işten çıkarılması da kolaylaşacaktır. Çünkü, çalışanların bu saatten sonra kıdem tazminatı konusundaki muhatabı
fon olacaktır. Türkiye’nin fon karnesi zayıflarla doludur. Konut
Edindirme Yardımı, Tasarrufu Teşvik Fonu gibi bütün fonlar,
amaçları dışında kullanılmış, fonda biriken para pul olmuş, sonra da tasfiye edilmiştir. Kıdem Tazminatı Fonu da, çalışanlara,
geçmişteki fon uygulamalarının karanlık sonunu hatırlatmaktadır. Türk-İş Genel Kurulunda bu anlamda bir saldırıya cevap
vermek için hazırlanan önergeye, ilk imzayı sizin adınıza ben attım. Kabul edilen bu önerge ile kıdem tazminatına yapılacak bir
müdahale genel grev sebebi olacak! Türk-İş Genel Sekreteri ve
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak Sakarya’dan bir kez
daha sesleniyorum: Kıdem tazminatına uzanan elleri kırarız. Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için, ya hep ya hiç davasıdır...”
TÜRK
METAL
Kıdem
Tazminatı
Fonu’na geçit
29
verilmeyecek
Genel Kurulda, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki
Taçoğlu, MHP İl Başkanı Orhan Ünverdi, Türk-İş eski Genel
Başkanı Salih Kılıç, Sakarya Şubesi eski yöneticilerinden Recep
Demir, Otokar İşyeri Delegesi Erol Bülbül de yaptıkları konuşmalarda, çalışma hayatı ile ilgili konuları değerlendirdiler. Genel Kurula, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun,
Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak başta olmak üzere,
çok sayıda işveren temsilcisi ve Türk Metal Şube Başkanı katıldı. Sakarya 10. Olağan Genel Kurulunda, Şahin Kaya Şube Başkanlığına, Uğur Tellioğlu Şube Sekreterliğine ve Tamer Emekçi
Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi.
Sakarya Şubesi 10. Olağan Genel Kurulunda Divan
Başkanvekilliğini, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı.
HABER
Kayseri ve Çankırı Olağan Genel kurulları
ASlıYücE: Türkiye’de artık yeni bir
sendikacılık anlayışının zamanı geldi
K
METAL
ayseri Şubemizin 11. Olağan Genel Kurulu da, 11 Mart Pazar
günü Eras Otel’de yapıldı. Genel Kurula, sendikamız Genel Sekreteri Muharrem Aslıyüce ve Genel Eğitim
ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe’nin yanısıra, çok sayıda davetli de katıldı. Genel Kurul açılış konuşmasını yapan Genel Sekreterimiz Muharrem
Aslıyüce, Türkiye’de artık yeni bir sendikacılık anlayışının zamanının geldiğini
TÜRK
30
söyledi. Aslıyüce, “Biz, bu konuda üzerimize düşeni yaptık ve sosyal sendikacılık
dediğimiz çağdaş bir anlayışı uygulamaya koyduk. Biz, genel merkez ve şubelerimizle birlikte, hizmet İçin yola çıktık.
Hizmet ettik, yorulmadık... Bizim varlık
sebebimiz sizlersiniz” dedi. Kayseri Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunda, Ali Gökkaya Şube Başkanlığına, Kocabey Yemlik
Şube Sekreterliğine ve Mehmet Kıdemli Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi.
SOYUPEK: Sendikalaşma önündeki engeller
kaldırılmalı
Çankırı Şubemiz 2.Olağan
Genel Kurulunda konuşan
Sendikamız Genel Mali
Sekreteri Mehmet Soyupek,
sendikalaşmanın önündeki
tüm engellerin kaldırılması
gerektiğini söyledi
Ç
ankırı Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulu 10 Mart Cumartesi günü Büyük Otel’de yapıldı. Genel Kurula, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun’un yanısıra, Çankırı
Milletvekili Hüseyin Filiz, Belediye Başkanı İrfan Dinç ve çok sayıda davetli katıldı. Genel Kurulun Divan Başkanlığını da gerçekleştiren, Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek konuşmasında, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.
Soyupek, MKEK yöneticilerine de seslenerek, “Kırıkkale’deki makineler çürümek üzere. İktidardan ve muhalefetten destek bekliyoruz” dedi. Çankırı Şubesi 2. Olağan Genel Kurulunda, Aydın Akbaş Şube Başkanlığına, Faruk Güngör Şube Sekreterliğine ve Hasan
Öztürk de Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi.
HABER
Gebze Dilovası Şubesi 3. Olağan Genel Kurulu
Ulusal istihdam
TRAJeDİsİ’ne
HAyıR!
Gebze Dilovası Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak, hükümet tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin,
işçiler için bir ulusal istihdam trajedisi anlamına geldiğini söyledi
METAL
G
31
TÜRK
ebze Dilovası Şubemiz 3. Olağan
Genel Kurulu, 17 Mart tarihinde
yapıldı. Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, hükümet tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin, sözün
bittiği yer olduğunu belirterek, bu dayatmalardan vazgeçilmesini istedi. Genel
Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Bu
oyunu bozamazsak, bizler için yaşanacak
olan bir trajedidir. Ben buradan işverenlere seslenmek istiyorum. Bu ülkenin huzurunu bozmayın. Bu ülkede çalışma barışını bozmayın. Karlarınıza kar katmak
için ateşle oynamayın. Bu dayatmalardan
vazgeçin. Buradan hükümete seslenmek
istiyorum, Sayın Başbakana seslenmek
istiyorum; Bu ülkede zulüm yapanlardan hesap soracağınızı söyleyerek mağdurların, mazlumların, hakkı yenmişlerin oylarını aldınız. Hukuksuzluğa karşı
çıkacağınızı vaat ettiniz. Bugün bu ülkenin işçilerine zulüm yapılmak isteniyor.
Bu ülkede köle düzeni kurulmak isteniyor. Bu ülkeye işçi simsarlığı getirilmek
isteniyor. Bu ülkede bölgesel asgari ücrete geçilmek isteniyor. Kıdem tazminatı
yok edilmek isteniyor. Bu haliyle Ulusal
İstihdam Stratejisi bir zulümdür. Bu zulme son verin. Bu zulmü durdurun. Sayın
Başbakan, yeni dönemin ustalık dönemi
olduğunu söylemişti. Ustalık bozuk düzene meydan okumaktır. Bozuk düzene
son vermektir. Ustalık bu zulmü durdurmaktır. Gösterin ustalığınızı; bu zulme,
bu trajediye son verin. Biz artık, bu filmi
seyretmek istemiyoruz. 40 yıldır bize izletilen bu filme artık son verin…”
Genel Kurulda konuşan Dilovası
Şube Başkanı Uysal Altundağ, şube faaliyetlerine ilişkin bilgi verirken, Çolakoğlu Metalurji İnsan Kaynakları Yöneticisi
Mustafa Türker de konuşmasında, “çalışanlar ve fabrika olarak biriz” dedi. Genel Kurula, Darıca Kaymakamı Osman
Ateş, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi, Faruk Büyükkucak, Türk-İş Kocaeli Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, Tes-İş
Genel Mali Sekreteri Sedat Çokol katıldı.
Gebze Dilovası 3. Olağan Genel Kurulu
sonucu, Şube Başkanlığına Uysal Altundağ, Şube Sekreterliğine İhsan Çimen,
Şube Mali Sekreterliğine de Celil Yalanız seçildi.
Gebze Dilovası 3. Olağan
Genel Kurulunda Divan
Başkanvekilliğini, Genel
Sekreterimiz Muharrem
Aslıyüce yaptı.
HABER
Kocaeli Şubesi 3. Olağan Genel Kurulu
Türk Metal’in gücünü
göstermeye hazır olun
Kocaeli Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel başkanımız
Pevrul Kavlak, çalışma hayatını çok zor günlerin beklediğini ifade
ederek, herkesin mücadeleye hazır olması gerektiğini söyledi
METAL
K
TÜRK
32
ocaeli Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulu, 18 Mart Pazar
günü gerçekleştirildi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
hükümetçe hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin uygulamaya geçmesi halinde, sendikal bir düzeni sürdürmenin
mümkün olmayacağını dile getirdi. Kavlak konuşmasına şöyle devam etti: “Gördüğünüz gibi işçi hareketi çok zor bir döneme giriyor. Bu anlattıklarım gerçekleşirse, Ulusal İstihdam
Stratejisi hayata geçerse, artık sendikal bir düzeni sürdürmemiz mümkün değil. Buna hazırlıklı olmalıyız. Bu bizim için
ya hep ya hiç meselesidir. Ya sırtıdır, ya karnıdır. Bu büyük
bir mücadeledir. Bu mücadeleye hazır olmanızı istiyorum. Bu
mücadeleye kararlı olmanızı istiyorum. Unutma- yın, bu
mücadelenin öncüsü Türk Metal olacaktır. Bu
mücadeleye yüreğinizi koymanızı istiyorum. Tüm
üyelerimize sesleniyorum; Hazır olun... İşçinin
g ü cünü, Türk Metal’in gücünü göstermeye haz ı r
olun. Ulusal İstihdam Stratejisi, bizim için
sözün
bittiği yerdir. Çünkü bu bizim için Ulusal
İstihdam Trajedisidir.”
Kocaeli Şube Başkanımız Yakup
Yıldız da konuşmasında, örgütlenme
konusunda büyük bir çalışma başlatıldığını, yeni dönemde esas olarak Hyundai Otomotiv fabrikasında örgütlenme çalışmalarına ağırlık verileceğini belirtti.
Kocaeli Şubesi 3. Olağan
Genel kuruluna çok sayıda
işveren temsilcisi, sendikacı ve siyasetçi konuk katıldı. Genel Kurulda,
Şube
Başkanlığı’na
Yakup Yıldız, Şube
Sekreterliği’ne
Fahri
Canlar, Şube Mali
Sekreterliği’ne
Gökhan Mollaömeroğlu seçildi.
Kocaeli Şubesi 3. Olağan Genel Kurulunda Divan
Başkanvekilliğini, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı.
Kavlak, yaptığı
konuşmada, “Ulusal
İstihdam Stratejisi
hayata geçerse
artık sendikal bir
düzeni sürdürmemiz
mümkün değil” diye
konuştu.
Gölcük Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu
HABER
Büyüme, çalışanlara
yansımıyor
T
ürk Metal Sendikası Gölcük Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu, 24 Mart’ta yapıldı. Sendikamız Genel Başkanı Pevrul
Kavlak, Genel Kurulun açılış konuşmasında, büyüme rakamlarını değerlendirerek, “İtirazımız, ekonomideki gelişmelerin, büyüklüğünün bize, halka yansımaması” diye konuştu.
Konuşmasında, Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik yapının çalışanlar üzerindeki etkilerini sıralayan Kavlak,
değerlendirmelerini, devletin verdiği resmi rakamlar üzerinden
gerçekleştirdi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, ekonomik açıdan Yunanistan’ın içine düştüğü duruma da değinerek, şöyle devam etti: “Küreselleşme, son nefeslerini verirken, bizim ülkemizde acaba durum nasıl? Baktığımızda, peş peşe güzel açıklamalar
geliyor. Ekonomik büyüklük bakımından dünyadaki 15’nci büyük ülkeyiz diyorlar. Dış borcumuz, diğer ülkeleri kıskandıracak düzeyde diyorlar. Dış borcun azalması çok iyi. Çünkü dış
borç, bağımsızlık önünde bir engel. Yunanistan’ı gördük. Avrupa Birliği, yaptığı yardım karşılığında, Yunanistan’da devleti ve
ekonomiyi kontrol edecek. Bu durumda, Yunanistan’ın bağımsız bir ülke olduğunu söylemek çok zor. Bunlara da bir itirazımız
33
TÜRK
Gölcük Şubemiz 4. Olağan Genel
Kurulunda konuşan, Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak, büyümenin çalışanlara
yansımadığını belirterek, “Yaşama düzeyi
büyük olmadığı zaman, ekonomideki
büyüklüğün de bir anlamı yoktur” dedi
METAL
Gölcük Şubesi 4.Olağan Genel Kurulunda Divan
Başkanvekilliğini,
Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz
Yavuz Gökçe yaptı.
yok. Bizim itirazımız, ekonomideki gelişmelerin, büyüklüğünün
bize; halka yansımaması. Ekonomiyi biz taşıyoruz, biz büyütüyoruz. Ama büyüme bize yansımıyor. İşte, biz buna itiraz ediyoruz. Halkın yaşama düzeyi büyük olmazsa, ekonomideki büyüklüğün ne anlamı var? İktisadi gelişmeye giden yolda, sadece
büyüme yoktur. Eğitim vardır, verimlilik vardır, sosyal yapıda
iyileşme vardır.” .
Gölcük Şube Başkanımız Yücel Yücel de konuşmasında,
sendikalara olan güvenin son yıllarda iyice zayıfladığını belirterek, “Bugün, ancak Türk Metal gerçek sendikacılık yapmaktadır.
Sosyal sendikacılığın doğum yeri Türk Metal’dir” dedi.
Genel Kurula, CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Gölcük
Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Demir, Ford Otosan İnsan Kaynakları ve Kurumsal
İletişim Direktörü Nursel Ölmez Ateş, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Türk-İş İl Temsilcisi Adnan
Uyar ve sendikaların şube başkanları katıldı. Genel Kurulda, Yücel Yücel yeniden Şube Başkanlığına, Mehmet Şener Şube Sekreterliğine, Ömer Kayal da Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi.
HABER
İstanbul Şubesi 5. Olağan Genel Kurulu
METAL
İstihdam ayıplarımız
avantaj sayılıyor
TÜRK
34
İstanbul Şubemiz 5.
Olağan Genel Kurulunda
konuşan Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak,
Türkiye’nin istihdam
konusundaki ayıplarının,
dünyaya avantaj olarak
lanse edildiğini belirterek,
“Kendimizi ve halkımızı biz
böyle pazarlıyoruz” dedi
İ
stanbul Şubesi 5. Olağan Genel Kurulu 25 Mart’ta yapıldı.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Kurulun açılış konuşmasında, Türkiye’de, özellikle düşük istihdam ve geçim
koşullarının, çalışanları zor duruma düşürdüğünü vurguladı.
Konuşmasında, yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmek için hazırlanan, “Türkiye’nin Küresel Avantajları” isimli raporu eleştiren Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz yılın sonlarında, Odalar Birliği ile Amerikalı bir şirket tarafından ‘Türkiye’nin Küresel Avantajları’ başlıklı bir rapor yayınlandı. Raporda büyük bir iştahla, uluslararası
sermaye, Türkiye’ye davet edildi. Bu raporu incelerken, insan, ‘güleriz ağlanacak halimize’ demekten kendini alamıyor.
Bakın, raporda neler yazıyor? 73 milyonluk ve sürekli büyüyen nüfusun % 64’ü taze, yani çalışma çağında, eğitimli, genç.
Üstelik civar ülkelerde de çalışmaya hazır ve istekli...Hem Avrupa ülkeleri içinde en büyük işgücü, hem de en ucuzu...Sadece mavi yakalılar değil, kalifiye beyaz yakalı işçiler de sudan
ucuz...Türkiye, saatlik işgücü maliyeti 3 dolar ile en ucuz etiketini kimseye kaptırmazken, işgücü verimliliğinde en yüksek
artış ile rakiplerine fark atıyor. Yılda bir işçi en çok 4 ya da 5
gün ‘hastayım’ diye işe gelmiyor. Kendini kötü hissettiği zamanlarda bile, ‘hayatı pahasına’ işe geliyor. Uzun çalışma süreleriyle de en yakın rakibine bile 11 saatlik fark atan, açık ara
İstanbul Şubesi 5.Olağan Genel Kurulunda
Divan Başkanvekilliğini, Genel Mali
Sekreterimiz Mehmet Soyupek yaptı.
lider ülke! Bir de işsizler var. Hepsi, sapasağlam, çalışmak için
hazırda bekliyor. Bunlara bir kap yemek, bir tas su ver, saati 1
doların altında ücretle günde 20 saat çalıştır...İşte biz, kendimizi, halkımızı, çalışanları böyle pazarlıyoruz.”
İstanbul Şube Başkanı Tufan Şimşek de konuşmasında,
sendika olarak, sorunların çözümünün ancak ve ancak, Türk
sendikal hareketinin birliği ve gücüyle aşılacağına samimiyetle inandıklarını belirtti.
Genel Kurula, çok sayıda sendikacı ve işveren katıldı. Genel Kurulda söz alan konuklardan, İstanbul Aydın Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Ulusoy, Borusan İnsan Kaynakları Müdürü Harun Kilci, Arçelik İnsan Kaynakları Müdürü Oğuz Çileri, yaptıkları konuşmalarda, metal işçileri ile
buluşmaktan mutlu olduklarını ifade ederek, Genel Kurulun
hayırlı olmasını dilediler.
Genel Kurula tek listeyle gidilirken, Şube Başkanlığı’na
Tufan şimşek yeniden seçildi. Şube Sekreterliğine Ergün Cankurt, Şube Mali Sekreterliğine de Salih Gündür getirildi.
Çerkezköy Şubesi 10. Olağan Genel Kurulu
HABER
“Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şubesi olarak; metal işçisi üyelerimizin iş yerlerinde, en iyi çalışma koşullarını oluşturmanın yanı sıra; onların, aile olarak da, daha yüksek yaşam
standartlarına ulaşmasını sağlamak temel amacımız olmuştur”
dedi. Delegeler adına konuşan BSH işyerinden Pınar Güzel
ve Hema işyerinden Aykut Can, Türk Metal Sendikası ile hep
birlikte büyük ve güzel işlere imza atacaklarını dile getirdiler.
Hüppe AŞ Genel Müdürü Ömer Kalender de, Türk Metal ile birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduklarını, iş yeri
barışı, huzuru ve istikrar için sendikanın şart olduğunu, Türk
Metal’in de büyük hizmetler gerçekleştirdiğini ifade etti. Şubemiz yetkisindeki işyerlerinden 8 delege, bir şiirle sunum yaparak büyük alkış aldı.
Genel Kurulda, Murat Koçak Şube Başkanlığına, Melek
Tarak Şube Sekreterliğine, Yılmaz İnce de Şube Mali Sekreterliğine seçildi.
35
TÜRK
Ç
erkezköy Şubesi 10. Olağan Genel Kurulu 31 Mart tarihinde yapıldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, genel
kurulun açılış konuşmasında, Türk Metal Sendikası’nın
yaptığı hizmetleri anlattı. Türk Metal’in, gücünü üyelerinden
aldığını vurgulayan, Genel Başkanımız Kavlak, şöyle dedi:
“Biz, Cumhuriyet, devlet, millet ve demokrasi gibi en temel
değerleri aklında ve yüreğinde kutsal bir emanet olarak taşıyan ve koruyan bir sendikayız.
Biz, Türk Metal’iz.
Biz, Çerkezköy’deyiz, İstanbul’da, Bursa’yız. İzmir’de,
Ankara’da, Kayseri’deyiz.
Biz, nerede metal işçisi varsa ordayız.
Biz mücadeleyiz,
Biz dayanışmayız.
İnsana sevgiyiz, emeğe saygıyız.
Ahmet’iz, Mehmet’iz, Ayşe’yiz, Fatma’yız, Dostuz, kardeşiz, arkadaşız...
Bir değil, on değil, bin değiliz,
Biz yüz binleriz...
Biz, tek yüreğiz, tek bileğiz.
Vurduğumuz yerden ses getiririz…”
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
konuşmasını, delege ve konukların yoğun alkış ve sloganlarıyla tamamladı.
Genel Kurulda söz alan Çerkezköy
Şube Başkanımız Murat Koçak da, örgütlenmenin önemine dikkat çekerek,
Çerkezköy Şubemiz
10. Olağan Genel
Kurulunda konuşan
Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak, Türk
Metal’in büyük ve
güçlü teşkilat yapısına
vurgu yaparak,
“Bir değil, on değil,
bin değiliz, Biz yüz
binleriz... Biz, tek
yüreğiz, tek bileğiz.
Vurduğumuz yerden
ses getiririz” dedi.
METAL
Bir değil, on değil, bin
değiliz; biz yüz binleriz
RÖPORTaJ
METAL
ALEV ALATLI:
TÜRK
36
Çalışanların
pazarlık gücünü
“bilgi” birikimleri
belirleyecek!
“Hızla dijitalleşen, el emeğinin yerini robotların aldığı bir dünyadayız. Çalışanların pazarlık
gücünü ‘bilgi’ birikimleri belirleyecektir. Hasılı, bir işçi ancak ekonomik değeri yüz binlerce
doları bulan bir makineyle iyi geçinebildiği, işverenin yatırımını kollayabildiği sürece
kıymetlidir ve pazarlık marjı yükselir. Bu da ‘eğitim’ demektir; yüksek vasıflı işçi demektir.”
Röportaj: mustafa Kemal şEn
yi, bütünün huzuru için susmayı, hır çıkarmamayı teşvik eden
bir toplumdur. Bu toplum modelinde, zümre sadakatı esastır,
toplumun en aşağılık üyesi bile, aidiyeti nedeniyle korunur.
Hepimizin sıkça şahit olduğu bir örnek durum, normal koşullarda yüzüne bile bakılmaması gereken bir aile ferdinin tedip
edilmiyor olmasıdır. Bayram sofralarını hatırlayın, annelerimizin, en nobran, en nadan akrabalarımızı bile “amcandır, dayındır” diyerek, bizi tepki koymaktan vazgeçirme çabalarını hatırlayın. Bu tutum ülkemizde “bizdendir” korumacılığının altında yatan ulusal anlayışımızdır. Siyasetten, bürokrasiye kadar,
niteliği ne olursa olsun “bizden” olanı korumak, “bizden” olana yol vermek, ehliyeti gözetmemek, ahlâki ilkeleri “kötü kişi
olmamaya” feda etmek şeklinde tezahür eder. “Allahından bulsun” en belirgin tavrımız olarak ortaya çıkar. Ve, özde anacıl
topluma işaret eder. Çünkü kadınlar “şeref, haysiyet, ehliyet”
hatta “inanç” gibi soyut kavramlar için mücadele etmezler.
Hırsızdır, uğursuzdur, yetersizdir hatta vatan hainidir diye oğlundan vazgeçen ana yoktur. Kadınlar dünyanın hiçbir yerinde, örneğin “şeref”leri için de düello etmezler. Bir kadının diğer kadınla soyut bir kavram
uğruna mücadele ettiği de
görülmemiştir.
37
TÜRK
Yıllardır kitaplarınızda Türk toplumunun tahlilini yapıyorsunuz, size göre bu gün Türk toplumunun en temel sorunu - zaafı ile en büyük avantajı ve zenginliği nelerdir?
Türk toplumunun, aynı zamanda en büyük avantajı olan
zaafının, “anacıl” bir toplum olmasından kaynaklandığına inanırım. Şimdi söyleyeceğim, size fevkalâde radikal bir saptama
gibi gelebilir. Velâkin, genel kabulün aksine, ben bu ülkede
hâkim zihniyetin “kadınsı” olduğunu, toplumunun söylendiği
gibi “erkek egemen” bir toplum değil, “ana egemen” bir toplum olduğu kanısındayım. Yine genel kabulün aksine, kadınerkek ilişkilerinde esas alınan, karı-koca, yar-yaren, kız-erkek
arkadaş ilişkileri değil, “ana-oğul” ilişkileridir. Bu perspektiften bakıldığında, Türk erkeğinin “asıl yari” anasıdır. Eşi, sevgilisi vs., gönlünde anasından sonra yer tutar. Akademik sosyopsikolojik literatürde “ana,” ailenin, ocağın, geleneğin, törenin
temsilcisidir. Kız ya da erkek çocuklarını kanatlarının altına
alır, besleyip büyütürken fevkalâde korumacıdır. Toplumumuzun bu yapısı, ulusal bütünlüğümüzü sağlayan, siyasi veya ekonomik, en ağır buhranları mümkün olan en az sarsıntıyla atlatmamızı mümkün kılan yapılanmadır. Bu bağlamda, hiçbir sivil toplum örgütünün sağlayamayacağı dayanışmayı mümkün
kılar. Yeri gelmişken, Batı’da böyle değildir. Batı’da ananın korumacılığı, azamisinden buluğ çağı ile biter. Bizdeki askerden
dönen oğlunun sırtına havlu sokmaya çalışan ananın yerini,
eli ekmek tutan oğlundan kira talep eden ana modeli alır. Batı
toplumlarında kadın-erkek dayanışması “eşler” üzerindendir.
Sadece örf-adet, dini inanç değil, yasalarla da perçinlenir. Anaların, kayınvaldelerin aile bireyleri üzerindeki otoritesi marjinaldir. Bu söylediklerim, işin birinci faslı. Bizi asıl ilgilendiren, anacıl toplumun niteliğidir. Anacıl toplum, sükûneti, dayanışmayı, bağışlamayı esas alan, bu
çerçevede, olası haksızlıkları sineye çekme-
METAL
YAZAR VE düŞüNüR ALEV ALATLı İLE KüRESELLEŞMEdEN,
TopLUMdAN, SENdİKALAŞMAKTAN VE ÇALıŞANLARdAN KoNUŞTUK.
dERİN BİLgİ BİRİKİMİ VE UZAK gÖRüŞLüLüK SAhİBİ ALATLı İLE
ÇALıŞANLARıN UFKUNU AYdıNLATAcAK BİR SÖYLEŞİ YApTıK
METAL
RÖPORTaJ
TÜRK
38
Kadın evini, ocağını, huzurunu tehdit edecek mücadeleye girmez, durumu “idare” etmeyi seçer. Burada elbette
münferit olaylardan bahsetmiyorum. Münferit olaylar, ideolojik, dini çatışmalarda rol alan münferit kadınlar vardır, ancak sayıları dikkate alınamayacak kadar marjinaldir. Buraya
kadar anlattıklarımda vurguladığım, “soyut kavram”ların şeref, haysiyet, hak, hukuk gibi kavramlardan ibaret olmadığı
da açıktır. Şöyle düşünelim; “haysiyet” soyut bir kavramdır,
lâkin matematik de öyle. Türevler, entegraller de öyle. Fizik
de öyle. Ekonometri de öyle. Dünya medeniyet tarihi bize
bu söz konusu alanlarda kadınların olmadığını göstermektedir. Gerçekten de, dünya çapında kadın matematikçilere, fizikçilere, bestekârlara, ideologlara rastlanmamaktadır. Kadınlar, medeniyet tarihinde “muallim” olarak yerlerini alırlar ama “alim” olarak değil. Bu olgudan yola çıkarak, “anacıl toplumlar”ın, bir yandan korumacı/dayanışmacı tutumlarıyla yaşamı, günlük hayatı destekler, ayakta tutarken, diğer
taraftan da soyut ilkeleri yücelten, ilerleten erkeksi unsurları tırpanlamak gibi bir eğilimleri vardır. Oğullar, soyut mücadelelere ancak analarının izin verdiği ölçülerde katılırlar ve
sürdürürler. Bu “izin” elbette “saklı” bir izindir. Lâkin, kız
ya da erkek, çocuğunun sabahlara kadar meselâ keman çalmasını, meselâ problem çözmesini, meselâ ideolojik tartışmalar yapmasını, meselâ bisikletine atlayıp Türkiye’yi dolaşmasını teşvik etmek şöyle dursun, törpüleyen, hevesini kıran
ruhi, yani, anacıl ortam, bireyin kendi kanatlarıyla uçmasına,
evden, ocaktan kopmasına izin vermezken, en büyük zaafını
da beraberinde getirir: idare-i maslahatı açık çatışmaya tercih
eden bireyler. Hal böyle olunca, keskin, katı, tavizsiz mücadele beklentileri düş kırıklığı ile sonuçlanmaya mahkûmdur.
Küresel ve bölgesel ekonomik krizler üzerine TRT’de programlar yaptınız…Son küresel ekonomik krizde Anadolu’da
bir atölye işçisi bile bu krizden etkilendi. Kriz denince ilk önlem olarak işçi çıkarmak ve ücretleri dondurmak akla geliyor, sizce bu nasıl izah edilebilir?
“Küreselleşme” dediğiniz, liberal kapitalizmin küreselleşmesi, biricik değer sayılan sermayenin egemenliği önündeki engellerin, yani ulus-devletin, yani tek-tanrılı, yoksuldostu dinlerin ortadan kaldırılması sürecidir. Küreselleşme
sürecine toplumun her katmanında büyük bir hevesle katılan
Türkiye’nin krizlerde farklılaşması beklenemez.
Küreselleşme bugün ne boyutta? Tehditleri ve zararları ne noktaya geldi?
“Küreselleşme” aslında bir hüsnü tabirdir. İşin aslı, varsıl – dilerseniz “medeni” dünyanın ortak çıkarlarını kollamak
üzere işbirliği yapmalarından ibarettir. Hareket 1900’lü yılların başlarına kadar gider. Milyon dolar sermayeli ilk şirketin (ABD’de 1890larda kurulan) ortaya çıkmasından itibaren, zenginlerin ittifak arayışları Yuvarlak Masa Konferansları, Bilderberg Mutabakatları derken, bu günlere gelindi.
Bana sorarsanız, dönüşü de yoktur…
Ekonomi büyüyor, en hızlı büyüyen ekonomi oluyoruz,
ama bu büyümeden çalışanlara refah payı verilmek istenmiyor. Ücret artışları enflasyon artışı ile sağlanmak isteniyor her zaman. Bu, fakirliği, yoksulluğu standarda bağlamak değil midir?
Bakınız, kapitalizmde çalışan, sermayeye kazandırdığı ölçüde “sus payı” ile ödüllendirilendir. Seçtiğimiz ekonomik
sistemin kuralı budur. Meğer ki küreselleşen dünya yeni bir
ekonomik model geliştirsin, bu durum böyle sürecektir. Yapılabilecek tek şey, “sus payı” dediğim miktarın arttırılmasına çalışmaktır. Öte yandan, hızla dijitalleşen, el emeğinin
yerini robotların aldığı bir dünyadayız. Çalışanların pazarlık
gücünü “bilgi” birikimleri belirleyecektir. Hasılı, bir işçi ancak ekonomik değeri yüzbinlerce doları bulan bir makinayla iyi geçinebildiği, işverenin yatırımını kollayabildiği sürece
kıymetlidir ve pazarlık marjı yükselir. Bu da “eğitim” demektir; yüksek vasıflı işçi demektir.
Türkiye’de 1980 yılında 45 milyon nüfusa karşın 2,5
milyon sendikalı vardı… Bugün 75 milyon nüfusa karşılık
600-700 binler arasında sendikalı işçi sayısı… Çalışma hayatına yönelik bu kadar tehdit varken, sendikalı işçi sayısı
düşüyor, sonuçları ne olur?
Bir önceki sorunuza gönderme yaparsak; sendikalı işçi
sayısının düşüyor olmasını, Türkiye’nin herşeyden önce “küreselleşiyor” olmasıyla açıklamak gerekir diye düşünürüm.
Ancak, sendikaların üyelerinin vasıflarını başdöndürücü bir
hızla gelişen teknolojiyle uyum sağlayacak şekilde arttırma
gayretlerinin yetersiz kaldığı da bir vakıadır. Buna bir de anacıl toplumun zaaflarını eklersek, hızla ayrışan bir toplumla
karşı karşıyayız demektir.
Çalışma hayatını bekleyen büyük sorunlar var işçinin
gündeminde… Kıdem Tazminatı Fonunun getirilmek istenmesi, özel istihdam büroları ile işçi kiralanması, işsizlik
sigorta fonundan yararlanma şartlarının ağırlığı, kayıt dışılığın had safhaya ulaşması gibi… Sizce bu gelişmeler çalışanları nereye götürür?
Gelişmelerin çalışanları nereye götüreceği değil, çalışanların bu hususlarda neler yapabilecekleri önemlidir. Dışarıdan gazel okumak pahasına, sendikaların “lobi” faaliyetlerinde yetersiz kaldıklarını, kamuoyunu yanlarına çekecek, gerçekçi bilgilendirme, halkla ilişkiler faaliyetleri yürütemediklerini söylemek durumundayım. Kitleler çağının geride kaldığını düşünürseniz, günümüzde belirleyici olanın, bir sendikanın üye sayısı değil, teknolojik cevvaliyeti olduğunu teslim
edersiniz. Sorunlar, internet gibi, facebook gibi, twitter gibi
mecraların etkin kullanımı ile duyurulabilir. Yasaların yapımında genel kurula inmeden önce müdahale mümkündür.
Refah toplumunun oluşması için, bulunduğumuz noktada bugün bireysel ve toplumsal olarak, mutlaka okunması
gereken kitapları sıralamanız mümkün mü?
Refah toplumunun oluşması, bugün için çok uzun bir
sipariş. Bence, madem öyle işte böyle hesabı, sendikalar da
“küreselleşme” yoluna gitmeli! Demek istediğim, AB’deki,
ABD’dekİ sendikalarla bilgi alışverişine girilmeli, ortak tedbirler geliştirilmeli, adamların “know-how”ından yararlanılmalı derim. .
Son olarak, metal işçilerine söylemek istediğiniz bir şey
veya bir mesajınız var mı?
Kolay gelsin derim! Yeterince mesaj verdim sanki! Umarım birazcık yararlı olmuşumdur.
METAL
ALEV ALATLI
KİmDİR?
“Küreselleşme dediğiniz, liberal kapitalizmin küreselleşmesi, biricik değer sayılan sermayenin egemenliği önündeki engellerin, yani ulus-devletin, yani tek-tanrılı, yoksul-dostu dinlerin ortadan kaldırılması sürecidir. Küreselleşme sürecine toplumun her katmanında büyük
bir hevesle katılan Türkiye’nin krizlerde farklılaşması beklenemez.”
39
TÜRK
1944 İzmir doğumlu olan
Alev Alatlı, liseyi, Japonya’nın
başkenti Tokyo’da okudu.
Ekonomi & İstatistik lisansını
ODTÜ, Ekonomi & Ekonometri
Yüksek Lisansını Fulbright
bursu ile gittiği ABD,
Vanderbilt Üniversitesinden
(nashville,Tennessee) aldı.
Daha sonra felsefe
öğrenimine başlayan Alatlı,
doktora çalışmalarını new
Hampshire, Dartmouth
College’de sürdürdü. İlâhiyat,
Düşünce ve medeniyet
Tarihi üzerinde yoğunlaştı.
1974’de Türkiye’ye döndü,
İstanbul Üniversitesi İktisat
Fakültesi’nde öğretim
görevlisi, Devlet Planlama
Teşkilatı’nda da kıdemli
ekonomist olarak çalıştı.
California Üniversitesi
(Berkeley) ile ortak psikodilbilim çalışmaları yürüttü.
Cumhuriyet Gazetesi ile
birlikte “Bizim English”
adında bir dergi çıkaran
Alatlı, daha sonra Türk
Yazarlar Kooperatifinde
(YAzKO) başkan yardımcısı
olarak görev aldı. Alatlı’nın
30’dan fazla kitabı, onlarca
makalesi, röportaj ve
televizyon programları
bulunmaktadır.
UĞUR POLAT
[email protected]
METAL
İşte Hayatımız sayfalarında yeni bir yaşam hikâyesi ile
sizlerleyiz… İstanbul Anadolu Yakası Şubemizin yetkili olduğu
Siemens işyerinde çalışan Nuray Serpici Akçay, ailesi ve çalışma
arkadaşları ile dergimizin bu ayki sayfalarına konuk oldu.
TÜRK
40
Birliğimizi,
beraberliğimizi
güçlendirip,
sendikamıza
sahip çıkalım
METAL
“Siemens, hayatımın merkezinde. Ama o merkezin
en ön parçaları ve yaşam kaynağı ailemdir. Sendikam
Türk Metal ise hayatımın güvencesi ve sigortasıdır. Biz
Seimens’te sigorta üretiyoruz. Ama, bizim en büyük
sigortamızın Türk Metal olduğunu da iyi biliyoruz”
S
ıcak ve samimi bir ortamda başlayan röportajımızda Akçay’ın ilk sözü, “ben doğuştan Siemens’liyim”
oldu. Akçay, “Babam 34 yıllık çalışma hayatının ardından, 2008 yılında Siemens’ten emekli oldu. Ben ise
2005 yılında işbaşı yaptım. Bir bakıma bayrağı babamdan
aldım. Benim gibi babası ya da annesi Siemens’te çalışan
veya emekli olan çok sayıda arkadaşım var.” diyor.
“Siemens bana, iş, eş ve bir de çocuk verdi…”
Akçay, babasının Siemens işyerinde uzun yıllar çalışmasından dolayı fabrikayı çok iyi tanıdığını anlatıyor. Büro
Yönetim Sekreterliği mezunu olmasına rağmen, Siemens’te
çalışmayı çok istediğini ve bugün de burada çalışmaktan
çok mutlu olduğunu belirtiyor. Akçay, “En başta dediğim
gibi, ben de kızım da doğuştan Siemens’liyiz. Ben doğduğumda babam Siemens’teydi. Kızım dünyaya
geldiğinde, hem ben hem de babası Siemens’teydi. Kısacası
ben, Siemens’te doğdum, Siemens’te büyüdüm, Siemens’te
evlendim, Siemens’te çocuk sahibi oldum.” sözleriyle özetliyor her şeyi…
“Sigortamızın Türk Metal olduğunu biliyoruz”
Akçay, Siemens’le olan bu yakın bağını tüm içtenliği ile
bizlerle paylaşınca, biz de Siemens’in hayatının neresinde
olduğu sorduk: “Siemens benim hayatımın tam merkezinde diyebilirim. Hayatımın her anında evde, işte veya başka
bir yerde Siemens ile ilgili paylaşacak bir anım vardır” dedi.
Nuray Serpici Akçay’a, ailesini ve sendikasını da soruyoruz ve: “Siemens, az önce dediğim gibi hayatımın merkezinde, ama o merkezin en ön parçaları ve yaşam kaynağı
ailemdir. Sendikam Türk Metal ise hayatımın güvencesi ve
sigortasıdır. Biz Seimens’te sigorta üretiyoruz, ama bizim
TÜRK
41
en büyük sigortamızın Türk Metal olduğunu da
iyi biliyoruz.” yanıtını alıyoruz.
İşe başladığı ilk dönemlerde hiçbir sorun yaşamadığını ve fabrikaya çabucak alıştığını anlatan
Akçay, bunda en büyük payın babasına ait olduğunu da eklemeyi ihmal etmiyor. Nuray Akçay,
işe başlamadan önce tanıştığı dört arkadaşı ile halen Siemens’te birlikte çalışmaya devam ettiğini
sözlerine ekliyor.
“Kadınlar Günü’nü bu yıl ilk biz kutladık”
METAL
Siemens’te yedi yıldır çalıştığını belirten Akçay, “Bu yedi yıl içinde çok güzel anılarım oldu.
Fakat belki yeni olması ya da bir ilk olmasından dolayı olabilir, 8 Mart sabahı, gece vardiyasındayken tüm kadın arkadaşlarım, yaptıkları hamur işleri ile gece vardiyasına gelerek, işyerimizdeki yöneticilerimizin de, birliğimize, beraberliğimize gösterdiği hoşgörü sayesinde, güzel bir organizasyon yaparak, Dünya Kadınlar Günü’nü
kutladık. 2012 yılında Türkiye’de emekçi kadınların ilk gününü de kutlayan biz olduk” diye devam ediyor.
TÜRK
42
Simens’li kadın emekçiler,
2012 yılında Türkiye’de
8 Mart Dünya Kadınlar
Günü’nü kutlayan ilk
kadınların kendileri olduğu
nu belirtiyor…
“Biz örnek bir aileyiz…”
Eşi Yıldıray Akçay ile Siemens’te tanıştığını söyleyen Nuray Serpici Akçay, 16 aylık Mina
isimli bir kızları olduğunu anlatıyor. Biz de işyerindeki görüşmemizin ardından Akçay ailesinin
evine konuk oluyoruz ve Nuray Hanım’ın eşi ve
kızı ile tanışıyoruz. “Eşim ile evde tam bir dayanışma içindeyiz. Eşim Yıldıray ile ev işleri konusunda tam birliktelik içindeyiz. İkimiz de birbirimizin yorgunluğunu çok iyi biliyor ve birbirimizi
daha iyi anlıyoruz. Hayatı müşterek olarak görüyoruz. İşyerinde bu nedenle bizi örnek ailelerden
biri olarak gösteriyorlar.”
“20.45’te buluştuk…”
Akçay çiftinin birlikte paylaşamadığı tek
şey tuttukları takımlar. Yıldıray Akçay’ın
Fenerbahçe’yi, Nuray Hanım’ın ise Galatasaray’ı
tutması bir farklılık olsa da, çifti bir araya getiren
olay Fenerbahçe- Galatasaray arasında yaşanan
20.45 iddialaşması olmuş. Maç sonucu değerlendirmelerin yapıldığı bir ortamda birbirlerinin kafasına su şişesi atacak kadar gerilmişler. Ancak,
mutlu birliktelikleri de bu ortamda başlamış.
Birlikte zaman geçirmeyi çok sevdiklerini
söyleyen çift, akşamları ve hafta sonları sık sık dışarı çıktıklarını belirtiyor. Çift, ailece yay burcu
olduklarını ve yay burcunun pozitifliğini birbirlerine yansıttıklarını da ifade ediyor.
Röportajımızın sonuna gelirken, Nuray Serpici Akçay, metal işçilerine seslenerek, “Birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirip, sendikamıza sahip
çıkalım” dedi. Bizler de, şahidi olduğumuz mutluluklarının devam etmesini ve çiftin birlik ve beraberliklerinin daim olması dileklerimizi sunarak
röportajımızı tamamladık. Akçay çifti ile birlikteliğimiz sırasında bizleri yalnız bırakmayan Siemens İşyeri Temsilcimiz Emel Metin’e bir kez
daha teşekkür ediyoruz.
METAL
Akçay çiftinin birlikte paylaşamadığı tek şey tuttukları
takımlar. Yıldıray Akçay’ın Fenerbahçe’yi, Nuray
Akçay’ın ise Galatasaray tutması bir farklılık olsa da,
çifti bir araya getiren olay Fenerbahçe - Galatasaray
arasında yaşanan 20.45 iddialaşması olmuş. Maç
sonucu değerlendirmelerin yapıldığı bir ortamda,
birbirlerinin kafasına su şişesi atacak kadar gerilmişler.
Ancak, mutlu birliktelikleri de bu ortamda başlamış
TÜRK
43
Siemens İşyeri Temsilcimiz Emel Metin, evlerinde bizi konuk eden Akçay
çiftine, Genel Başkanımız tarafından gönderilen hediyeyi takdim etti.
MaKaLe
Yeni bir kavram/kurum
METAL
çeRçeVe
SÖZLeşMe
TÜRK
44
Çerçeve anlaşmaları, yabancıların “centilmen
anlaşması” dedikleri bir “İyi Niyet Anlaşmasıdır.”
Yani, “ söz mü?” sorusuna verilen, “erkek sözü”
yanıtı gibidir. Kamu kesiminde toplu iş sözleşmesinin
tarafları bellidir. Taraflar, işkolu esasına göre
kurulmuş işçi sendikası ile kuruluşunda işkolu esası
aranmayan kamu işveren sendikasıdır
Dr. Naci Önsal
anlaşma tutanağı, kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri genel
anlaşma protokolü, kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve
anlaşma protokolü” gibi ifadeler kullanılmıştır. Son yıllarda
“Çerçeve Anlaşma” ibaresi öne çıkmış, söz konusu metinler
literatürde de çerçeve anlaşma olarak tanımlanmıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı
Kanun Tasarı Taslağında yeni bir kavram olarak getirilen
“Çerçeve Sözleşmenin”, yukarıda kısaca anılan çerçeve
anlaşmalardan esinlenmiş olduğu, Taslak üzerinde yapılan
çalışmalarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının
ifadelerinden anlaşılmıştır.
Bakanlık, işçi konfederasyonları, kamu işveren sendikaları
ve hükümet arasında imzalanan çerçeve anlaşmalarını yasal
bir zemine oturtmayı düşünmüştür. Çerçeve anlaşmaları,
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Kamu
İşveren Sendikaları ve Hükümet arasında imzalanmakta,
aynı metin daha sonra Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu
(Hak-İş), Kamu İşveren Sendikaları ve Hükümet arasında bir
kez daha imzalanmaktadır. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları
Konfederasyonu (DİSK), kamu kesiminde örgütlü olmadığı
için benzer bir anlaşma imzalamamaktadır.
Çerçeve anlaşmaları, toplu iş sözleşmesi görüşmelerini
yürüten tarafların imzaladıkları, görüşmeleri anlaşarak
tamamladıklarını ve toplu iş sözleşmesini bu anlaşmaya
uygun şekilde yazıp imzalayarak bağıtlayacaklarını ortaya
koyan anlaşma (uzlaşma) tutanakları gibi yaptırımı olan
hukuk belgeleri değildirler.
Çerçeve anlaşmaları, yabancıların “centilmen anlaşması”
dedikleri bir “İyi Niyet Anlaşmasıdır.” Yani, “ söz mü?”
sorusuna verilen, “erkek sözü” yanıtı gibidir. Kamu
kesiminde toplu iş sözleşmesinin tarafları bellidir. Taraflar,
işkolu esasına göre kurulmuş işçi sendikası ile kuruluşunda
işkolu esası aranmayan kamu işveren sendikasıdır. Bizim
toplu iş sözleşmesi Kanunumuzda (ve Tasarıda da)
Konfederasyonların toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi yoktur.
Ayrıca, Hükümet adına imza koyan bakanların da toplu iş
sözleşmesi yapma ehliyeti bulunmamaktadır.
Böyle olduğu içindir ki, çerçeve anlaşmasının
imzalanmasını takiben, işçi sendikaları ile kamu işveren
sendikaları kendi aralarında, tarafı oldukları işyeri ya da
işletme toplu iş sözleşmelerini imzalamaktadırlar. Zaman
zaman tarafların çerçeve anlaşmasına uymayarak, aralarında
uyuşmazlığı sürdürdükleri, Yüksek Hakem Kurulu’na
gittikleri, hatta grev kararı alındığı bilinmektedir.
Ayrıca, “özel sektör” bu anlaşmaların dışındadır. Özel
sektörün de katılması temin edilebilse bu anlaşmalar, ulusal
düzeyde bir ücret politikası aracı olabilirlerdi. Taslağı
hazırlayan Bakanlığın böylesi düşünceler içinde olduğu ve
son Anayasa değişikliğinde Anayasa metninden çıkarılan,
“Aynı zamanda aynı işyerinde birden fazla toplu iş sözleşmesi
yapılamaz” düzenlemesinin yarattığı boşluğu doldurmak
istediği görülmüştür. Anayasadan çıkarılan ibare, bir işyeri ya
da işletme için ikinci bir toplu iş sözleşmesi yapılabilmesinin
yolunu açmıştır. Bu nedenle de, Türk-İş çerçeve sözleşme
üzerindeki tartışmalarda “İş Kolu Toplu İş Sözleşmesini”
savunmuş ve düzenlemenin aşağıdaki şekilde yapılmasını
istemiştir:
45
TÜRK
B
ilindiği gibi, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt
Kanunu üzerindeki çalışmalar, görece bir mutabakat
ile sonuçlanmıştır. Bu mutabakat içinde, iki Kanunun
birleştirilerek tek Kanun haline getirilmesi, adının da “Toplu
İş İlişkileri Kanunu” olması da bulunmaktadır. Türkiye
Büyük Millet Meclisinde, “Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu” ve “Alt Komisyonu” çalışmalarında,
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, Kanunun adının
değiştirilmesinin, “sendika” ve “grev” kelimelerini
(kavramlarını) unutturmayı amaçladığını ifade etmişler
ve Kanunun adının “Sendikalar, Toplu İş Sözleşmesi ve
Grev Kanunu” olmasını önermişlerdir. Bu öneri iktidar
milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir.
Genel Kurula aktarılan Kanun Tasarısı’nın, adından
başlayarak, tartışmalı birçok alan içereceği ne yazık ki
bilinmektedir. Normal koşullarda bu yazı yayımlandığında
Tasarı, Kanunlaşmış olacaktır. Genel Kurulda üzerinde
bir değişiklik olmayacağını düşündüğüm için, tartışmalı
alanlardan birisi olacağına inandığım “Çerçeve Sözleşme”
kavramı üzerinde durmak istiyorum.
Bilindiği gibi, kamu kesiminde 1989 yılından başlayarak
işçi sendikaları ile kamu işveren sendikaları arasında
bağıtlanacak toplu iş sözleşmeleri için toptancı bir yaklaşımla
hareket edilmiş, hükümeti temsilen de bakanların imza
koyduğu “anlaşma metinleri” düzenlenmiştir. Bu metinlerin
başında, “protokol, tutanak, kamu toplu iş sözleşmeleri
METAL
TÜRK-İş Genel Sekreter Yardımcısı
METAL
TÜRK
46
ÇERÇEVE SÖZLEŞME, ZoRUNLU BİR SÖZLEŞME dEğİLdİR.
İÇERİğİ BELİRLENMİŞTİR VE BU İÇERİK TASARıNıN TopLU İŞ
SÖZLEŞMESİ TANıMıNA dA UYMAMAKTAdıR
“İşkolu çerçeve sözleşmesi; bir işkolunda, o iş kolunda
çalışan sendika üyesi olsun olmasın tüm işçileri kapsayan;
o iş kolundaki en çok üyeye sahip işçi ve işveren sendikaları
arasında işkolu düzeyinde yapılan ve o iş kolundaki
işçilerin, mesleki eğitimleri, iş sağlığı ve güvenliği
önlemleri, asgari çalışma koşulları, ücretlerin asgari
düzeyini ve benzeri hususları içeren sözleşmedir.”
TİSK’in ve Bakanlığın itirazı sonunda da çerçeve
sözleşme; “Ekonomik ve Sosyal Konseyde temsil edilen
işçi ve işveren konfederasyonlarına üye işçi ve işveren
sendikaları arasında, işkolu düzeyinde yapılan sözleşme”
olarak tanımlanmıştır. Çerçeve sözleşme, sözleşmenin
tarafı olan işçi ve işveren sendikasının üyeleri hakkında
uygulanacak ve mesleki eğitim, iş sağlığı ve güvenliği,
sosyal sorumluluk ve istihdam politikalarına ilişkin
düzenlemeleri içerecektir.
TİSK ve Bakanlık, çerçeve sözleşmesinin içeriğinde
asgari çalışma koşulları, ücretlerin asgari düzeyi vb.
konuların yer almasına da karşı çıkmıştır.
Alt Komisyon çalışmalarında kavram, “Çerçeve
Toplu İş Sözleşmeleri” şeklinde düzeltilmiş, ancak Ana
Komisyonda tekrar “Çerçeve Sözleşme” şeklini almıştır.
Anlaşılan odur ki, Tasarı bu şekilde kanunlaşırsa ilk
tartışma, çerçeve sözleşmenin bir toplu iş sözleşmesi olup
olmadığı hususunda olacaktır. Çerçeve sözleşme, bir
toplu iş sözleşmesi değil, çerçeve anlaşmalarda olduğu
gibi, ihtiyari bir iyi niyet anlaşması ise, bu kez Anayasanın
verdiği ikinci toplu iş sözleşmesi yetkisinin nasıl
kullanılacağı tartışması devam edecektir.
Çerçeve sözleşme, zorunlu bir sözleşme değildir.
İçeriği belirlenmiştir ve bu içerik Tasarının toplu iş
sözleşmesi tanımına da uymamaktadır. Bu nedenle de, işçi
sendikası tarafından yapılan çağrıya işveren sendikasının
uymaması halinde uyuşmazlık çıkıp-çıkmadığı, uyuşmazlık
çıkmış ise arabuluculuk aşamasına geçilip geçilmeyeceği
ya da doğrudan grev kararı alınıp alınamayacağı hususları
tartışılacaktır.
Tasarının “Toplu iş sözleşmesi ve çerçeve sözleşmesinin
içeriği” maddesi ile “Toplu iş sözleşmesinin kapsamı
ve düzeyi” ve “Tanımlar” maddeleri birlikte okunarak
çerçeve sözleşme hakkında hüküm verilebilir. Bize göre,
Bakanlıkça yapılan düzenleme, çerçeve sözleşme “toplu iş
sözleşmesi değildir” diyebilmek için yapılmıştır. Ancak,
yukarıda özetle hatırlattığım hususlar dışında; toplu iş
sözleşmelerinde birbiriyle çatışan maddeler yanında, aidat
vb. birçok konuda da tartışma ortaya çıkacaktır.
HaBeR
Türk-İş, 1966 yılında başlattığı ve yüzlerce sendikacının
yetiştiği sendikacılık kolejini yeniden hayata geçirdi
İ
stanbul Aydın Üniversitesi ile ortaklaşa yürütülen ve Sendikacılık Akademisi adını alan eğitim programlarının ilki, 10
Mart tarihinde İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Florya yerleşkesinde başladı. Sendikacılık Akademisi ilk eğitim çalışmasını ise, Türk-İş Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Naci Önsal, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Ulusoy, Gelişim Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ali
İhsan Özeroğlu, Akademik Koordinatör Gülsüm Keske Vural
ve çok sayıda sendikacı kursiyerin katılımıyla gerçekleştirdi.
Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, 25 Mart Pazar günü İstanbul Aydın
Üniversitesi’nde eğitimlere başlayan ilk dönem
kursiyerleri ziyaret etti. Kavlak ziyarette, “Sendikacılık bilgileri ile donanmış, bilginin gücünü kullanan geleceğin sendikacılarının yetişe-
ceği Sendikacılık Akademisi yalnızca Türk-İş’in değil, Türk sendikacılığının da geleceği olacak” dedi.
Türkiye’de alanında önemli bir ihtiyacı karşılayan Sendikacılık Akademisi’nde, akademik bilgi ile donanmış geleceğin sendika yöneticilerinin yetiştirilmesi amaçlanıyor. Toplam 12 hafta ve
144 saat sürecek eğitim programında, İletişim, Hitabet, İkna ve
Propaganda, Yazım Bilgileri, Bildiri Hazırlama, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, Sosyal Güvenlik, Endüstri İlişkileri, Çalışma Psikolojisi, Devletin İşleyişi ve Kurumları, İş Sağlığı Güvenliği, Sivil Toplum Kuruluşları, Sosyal Siyaset, Çalışma Ekonomisi, Sendikacılık Tarihi, İşveren
Bilgileri-İşletme Hukuku, Uluslararası Sözleşmeler, Sendikalar Kanunu, İş Kanunu,
Muhasebe ve Çalışma Sosyolojisi alanlarında dersler verilecek.
47
TÜRK
Türk-İş Sendikacılık
Akademisi açıldı
METAL
Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak,
Sendikacılık Akademisi’nin ilk dönem kursiyerleri ile hatırı fotoğrafı çektirdi.
eKOnOMİ
TÜRK
METAL
Yoksullukla
48
mücadelenin
stratejisi
Küreselleşme süreciyle birlikte,
en zengin dönemini yaşadığı iddia
edilen dünyada, hem az gelişmiş
hem de gelişmiş ülkelerin en önemli
sorunlarından biri yoksulluktur
G
ünümüzün en önemli gündem maddelerinden birisi, ülkelerin refahı, kalkınma seviyesi ve gelişme oranlarıdır.
Yoksulluk, kalkınma sürecinde önemli bir faktördür.
Yoksulluk oranının düzeyi, o ülkenin gelişmişliği ile doğru orantılıdır. Küreselleşme süreciyle birlikte, en zengin dönemini yaşadığı iddia edilen dünyada, hem az gelişmiş hem de gelişmiş ülkelerin en önemli sorunlarından biri yoksulluktur. Tüm dünyada olduğu gibi, yoksulluk Türkiye’de de göz ardı edilemeyecek
bir sorundur.
Yoksulluğun tanımında farklılıklar olsa da, kavram ve bakış açısı olarak ortak paydalara rastlanmaktadır...1 “Yoksulluk
nedir?” sorusuna verilebilecek birçok yanıt bulunabilir. Yoksulluk; “açlıktır, eğitimsizliktir, barınacak bir evinin olmamasıdır,
hasta olmak ve tedavi olamamaktır, hiçbir işinin olmaması ya da
iyi bir işe sahip olamamaktır, kirli suyun sebep olduğu hastalık
nedeniyle çocuğunu kaybetmektir, gelecek korkusuyla yaşamak
ve çocuklarının geleceğinden endişe duymaktır, umutsuzluktur,
eşitsizliktir, özgür olamamaktır, siyasal yaşama katılamamaktır.”
(GÜNDOĞAN, N)
Literatürde mutlak yoksulluk, insani yoksulluk ve göreli
yoksulluk tanımlamaları vardır. Mutlak yoksulluk, kişilerin insan
olarak hayatlarını devam ettirememe, mutlak ihtiyaçlarını karşılayamama durumudur. Adam Smith’in tanımına göre, “temel
ihtiyaçlarını mutlak olarak karşılayabilen, ancak kişisel kaynakların yetersizliği yüzünden toplumun genel refah düzeyinin altında kalan ve topluma sosyal açıdan katılımları engellenmiş olanlar
Merve Özkan
Türkiye’de hal böyleyken, dünyada durum daha da içler acısı haldedir.4 Günde 100 bin insan açlık ve yan etkilerinden ölmektedir. Sadece 2000 yılında 36 milyon kişi bu nedenle yaşamını yitirmekte, her 6 dakikada bir, gerekli A vitamini alamadığı için bir insan kör olmakta, 6,2 milyar insandan 826 milyonu sürekli yetersiz beslenerek ve kronik açlık çekmektedir. 1 milyar insan temiz suya ulaşamamakta, 2,4 milyar kişi yeterli sağlık koşullarından yoksun kalmaktadır. Yılda 4 milyon insan ishalden ölürken, 1,1 milyon Afrikalı çocuk HIV virüsü taşımaktadır. Avrupa ile Afrika kıtaları arasında ortalama insan ömrü
bakımından tam 25 sene fark vardır. ABD ve AB ülkelerinde 1
yılda sadece parfümler için harcanan toplam parayla, tüm dünya nüfusunun açlık sorununun çözülebileceği söylenmektedir.
Tüm bu dünya gerçeklerine bakıldığında, sorunun ne kadar
önemli boyutlarda olduğu anlaşılmaktadır.(www.sosyalhizmetuzmani.org/)
Dünyada olduğu kadar, ülkemizde de yoksulluk büyük bir
sorundur. Gelir dağılımında adaletsizliğin son derece yüksek olduğu bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için yoksulluk, küçümsenemeyecek bir hal almaktadır. Yoksulluğun küresel bir boyutta ilerlediğini ve bunun için çözüm ve önlem paketlerinin en üst
seviyede alınması gerektiği açıktır. Uzun vadede çözüm sağlanabilecek olan bu küresel sorun çözüme yaklaştıkça, ülkenin, daha
bilinçli refah seviyesi, daha fazla eğitim oranına ulaşmasını sağlayacaktır. Ekonomi biliminin temel hedeflerinden biri, toplumların refahını arttırmaktır. Yoksullukla mücadele bizi bu amacımıza yaklaştıracaktır.
<< KAYNAKÇA VE DİPNOTLAR >>
n 1- ÜNDOĞAN,N.(2008).(http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/
kaynak/TUR/asomedya/ocak-subat2008/Dosya.pdf)
n 2-GÜNDOĞAN,N.(2008).(http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/
kaynak/TUR/asomedya/ocak-subat2008/Dosya.pdf) .
n 3-URAS,G.(2012).Yoksulluğun Farklı Tanımları Var
n 4-ARPACIOĞLU,Ö;YILDIRIM M. (2011)Dünyada ve Türkiye’de
Yoksulluğun Analizi (www.sosyalhizmetuzmani.org/)
n İnsani Yoksulluk Endeksi (Human Poverty Index) http://www.undp.
org.tr/Gozlem3.aspx?WebSayfaNo=1201#multiple
49
TÜRK
ise göreli yoksullardır.”2 İnsani Yoksulluk Endeksi (Human Poverty Index) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, “İnsani Yoksulluk” kavramını tanımlamıştır. İnsani yoksulluk, diğer
yoksulluk kavramlarıyla yakın bir bağ içinde olmasına rağmen,
ölçümü ve değerlendirmesi diğerlerine nazaran farklılıklar içermektedir. Daha çok yaşam beklentisi, eğitim, sağlık gibi kriterleri ele almaktadır. İnsani Yoksulluk İndeksi (Human Poverty
Index), (HPI-I) gelişmekte olan ülkeler için;
n 40 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı,
n Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin oranı,
n Sağlıklı içme suyuna sahip olmayanların oranı,
n Temel sağlık imkânlarından yoksun olan insanların oranı,
n 5 yaşın altında olan ve temel beslenemeyen nüfusun oranı,
İnsani Yoksulluk İndeksi (HPI-II) gelişmiş ülkeler için,
n 60 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı,
n OECD tarafından tanımlanan fonksiyonel cahillik oranı,
n yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı,
n uzun dönem işsizlik oranı,
hesaplamada kullanılan kıstaslardır.(GÜNDOĞAN, N)
Türkiye’de satın alma gücü paritesine göre, kişi başı 2,15
dolar ve 4,3 dolar sınırına göre yoksulluk oranları verilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’nun son olarak yayınlamış olduğu 2010 Yoksulluk Çalışması Sonuçlarında, nüfusumuzun % 3,66’sı, yaklaşık 2,6 milyon kişi, günlük 4,3 dolar sınırının altında bulunmaktadır. Yapılan araştırmaya göre, kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı, kentsel yerlerde yaşayanlara
oranla daha fazladır. Kırsal kesim yoksulluk oranı % 9,61 iken,
kentsel kesimde bu oran % 0,97’dir.
Türkiye’de yoksulluk oranı TUİK’in yapmış olduğu Gelir ve
Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerine göre, % 16,9’dur.
Bu oran, eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelire göre
hesaplanmaktadır. Kişi başı ortalama yıllık eşdeğer hane halkı
kullanılabilir geliri 9.735’dir.3 Ülke genelinde en düşük kişi başı
gelirden en yüksek gelire sıralamada en ortada yer alan (% 50’lik
kısım) gelir rakamı ‘medyan’ gelir olarak kabul ediliyor. Avrupa
Birliği medyan geliri % 60’lık baz alıyor ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre 16,9 milyon yoksulumuz bulunmaktadır.
METAL
[email protected]
BİZİM FaBRİKaLaRıMıZ
METAL
dünya otomotivinde
lider marka…
TÜRK
50
Otomotiv sektörünün tüm lider
markalarına orijinal ekipman
ve yedek parça üreten FederalMogul, yüksek kalite standartları
ile uzman çözümler sunmaktadır
Formetal Company, 1953’te Bearing
Company of America, 1955’te Bower
Roller Company, 1955’te de National
Motor Bearing Co. şirketlerini bünyesine kattı. 1956 yılında Fortune dergisinin en büyük 500 şirketler sıralamasında 350. sırayı alan Federal-Mogul,
bu dönemden sonra da üretim hacmini
büyüterek stratejik birleşmeler ve şirket
alımlarıyla hızla güçlendi.
Kuruluşunun 100.yılını 1999’da
kutlayan Federal-Mogul, 2000’li yıllara gelindiğinde, 13 yeni şirketi bünyesine dahil ederek büyümeye devam
etti. Yüzyılı aşan birikim ve deneyimiyle, teknolojiyi ve yüksek mühendislik
bilgisini harmanlayan Federal-Mogul,
günümüz otomotiv sektörünün liderleri arasında yer almaktadır. Otomotiv orijinal ve yedek parçaları sektöründe öncü rol oynayan Federal-Mogul,
Türkiye’deki piston, segman ve silindir gömleği üretim tesislerinin de katkısıyla, dünya otomotivine lider marka
olarak hizmet veriyor. Federal-Mogul
Corporation, 2010 yılında ulaştığı 6.2
milyar dolar cirosu ve 34 ülkede 43 bin
çalışanıyla dünyanın en prestijli otomobil markalarına yaşam veren teknolojiyi
üretiyor. Otomotiv sektörünün tüm lider markalarına orijinal ekipman ve yedek parça üreten Federal-Mogul, yüksek kalite standartları ile uzman çözümler sunmaktadır.
Federal Mogul Türkiye
51
TÜRK
Federal-Mogul’un
Avrupa’daki önemli
üretim tesislerinden
birisi olan İzmit
fabrikası, 63 dönüm
arazi üzerinde
30.000 metrekarelik
kapalı alana sahiptir.
Deneyimli teknik
kadrosu ile birlikte
yaklaşık 970
çalışanıyla İzmit
Tesisleri Daimler Car,
BMW, Opel, Renault,
Ford, Fiat, Iveco, VM
Motori, Volvo, Scania,
Perkins, JCB,
Caterpillar, Daimler
Truck, Bentley gibi
dünyanın en prestijli
Otomotiv markalarına
piston üretmektedir
METAL
U
luslararası sanayinin en önemli sektörü olan otomotivin doğduğu yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan Eyaletindeki Detroit kentinde, Federal-Mogul’un
temelleri atıldı. Dünya otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirecek
Federal-Mogul’un kökleri, 1899 yılında
Detroit’te kurulan Muzzy-Lyon şirketine uzanır. Muzzy-Lyon, motor yataklarında ana ulaşım olarak kullanılan Babbit metalini daha da geliştirerek, Mogul Motor yataklarının üretimine başladı. 1923’te bronz motor yatakları konusunda uzman olan Federal Bearing
ile birleşerek, adını 1924’te FederalMogul olarak değiştiren firma, 1946’da
FeDeRal-Mogul Türkiye’ye 1998 yılında geldi. O yıllarda Federal-Mogul’un
İngiliz T&N PLC şirketini satın almasıyla, Federal Mogul - Dereli Holding adı
altında, %50 Dereli Grubu, % 50 Federal - Mogul’un sahip olduğu yeni bir ortaklık gerçekleşti. Federal-Mogul Türkiye,
piston üretiminde Alman Nüral, segman
ve silindir gömleği üretiminde yine dünya
lideri Alman Goetze’nin en son
teknolojisini İzmit ve Sapanca’daki tesislerinde başarıyla uygulamaktadır. FederalMogul Türkiye, 2002 yılında başlayan yatırım projesiyle, 2010 yılı sonunda toplam 160 milyon Euro yatırım gerçekleştirmiştir. Bu yatırımlarla, faaliyet alanı içerisinde en son teknolojiyi Türkiye’ye
kazandıran Federal-Mogul, piston, gömlek ve segman kapasitesini her yıl daha
yükseğe taşımaktadır.
BİZİM FaBRİKaLaRıMıZ
METAL
Federal-Mogul İzmit
TÜRK
52
FeDeRal-Mogul’un
Avrupa’daki önemli üretim tesislerinden birisi olan İzmit Fabrikası, 63 dönüm arazi üzerinde 30.000 metrekarelik kapalı alana sahiptir. Deneyimli teknik kadrosu ile birlikte, yaklaşık 970 çalışanıyla İzmit Tesisleri, Daimler
Car, BMW, Opel, Renault, Ford,
Fiat, Iveco, VM Motori, Volvo,
Scania, Perkins, JCB, Caterpillar,
Daimler Truck, Bentley gibi dünyanın en prestijli otomotiv markalarına piston üretmektedir.
Fabrikada aynı zamanda,
Ford Otosan ve Oyak Renault
gibi otomotiv devlerine piston ve
piston pimi üretilerek, ülke otomotiv sanayine de önemli katkılar
verilmektedir. Federal-Mogul İzmit Üretim Tesislerinde ileri teknoloji barındıran, robot otomasyonuna sahip döküm makineleri,
talaşlı imalat tezgâhları ve kontrol
üniteleri kullanılmaktadır. 2002
yılında 2,4 milyon piston üreten
ve 2011 sonu itibariyle yıllık üretim kapasitesini 11.5 milyona çıkaran Federal Mogul İzmit Tesisleri, üretim yelpazesinde 600’den
fazla piston çeşidi vardır.
2002 yılında 2,4 milyon
olan piston üretimi 2011
sonu itibariyle yıllık 11.5
milyona çıkarıldı.
Geleceğin teknolojilerini kullanan Federal-Mogul Türkiye, çevreye
saygı konusunda da sektörün öncüsü olmayı sürdürmektedir
Federal-Mogul Sapanca
DoğaYla iç içe, 124 dönüm arazi üzerinde
26.000 metrekare kapalı alanda kurulu olan FederalMogul Türkiye’nin Sapanca tesisleri, 700 kişilik uzman
kadrosuyla dünyanın ünlü otomobil markaları için segman, segman taşıyıcı ve silindir gömleği üretiyor. Yıllık 30 milyon segman, 15 milyon segman taşıyıcı ve
8 milyon gömlek üretim kapasitesine ulaşan FederalMogul Sapanca tesisleri, başta BMW, Mercedes-Benz,
Volvo, AstonMartin, Volkswagen, Ford, Renault ve
Peugeot-Citroen olmak üzere, birçok tanınmış otomobil markasının orijinal ekipman silindir gömleği ve segman ihtiyacını karşılıyor.
Dünyada segman konusunda bir numara olan, Alman markası Goetze teknolojisini kullanan FederalMogul Türkiye Sapanca tesislerinde üretilen segmanlara uygulanan patentli özel uygulama ve kaplama teknolojileri, otomobil ve büyük hacimli motorların yüksek performansını sağlamaktadır.
kaplama yeteneğine sahip en önemli tesislerden biridir.
n Segman Taşıyıcı: Avrupa FederalMogul şirketleri segman taşıyıcısı taleplerini
karşılamak için, 2000 yılında Sapanca fabrikasında donanım ve tesis yatırımı gerçekleştirildi.
Artan talebi karşılamak için 2002 yılında kapasite artırım yatırımına geçildi. Sapanca Fabrikası
15 milyonluk segman taşıyıcı üretim kapasitesiyle
Goetze’nin en ileri proses teknolojilerine sahip en
önemli tesislerden biridir.
Federal Mogul’da çevre, kalite ve çalışanlar
TicaRi başarılarının yanında, Federal-Mogul
Türkiye’nin Sapanca ve İzmit’teki fabrikaları evsel atık,
ultrafiltrasyon, kimyasal arıtma ve toz emme tesisleriyle
doğal hayata ve çevre temizliğine özen gösteren işletmeler olarak örnek oluşturmaktadır. Federal-Mogul Sapanca ve İzmit tesisleri, doğanın korunduğu, ekolojik sisteme saygılı mimarileri ile örnek tesisler olarak adlandırılmaktadırlar. Üretimdeki ileri teknoloji arıtma tesislerinde de kullanılmaktadır. Federal-Mogul Türkiye, geri dönüşüm ve çevreye duyarlılık açısından örnek oluşturacak projelere imza atmaktadır. Otomotiv sektörünü geleceğe taşıyan yenilikçi misyonuyla, Federal-Mogul Türkiye, tasarım ve üretimin yanında, kalite, çevre ve çalışanlarının güvenliği konularında duyarlılığını, aldığı
sertifikalarla da belgeliyor. 1999 yılında ISO 9001 VE
QS 9000, 2001 yılında ISO 14001 ve 2002 yılında aldığı ISO/TS 16949 sertifikalarının ardından, 2004 yılında OHSAS 18001 belgesiyle başarısını bir kez daha
kanıtlayan Federal-Mogul Türkiye, kalite standartların-
da istikrarını yıllar boyunca sürdürmektedir. Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutan FederalMogul Türkiye, kalitesini, teslimattaki başarısını ve yüksek performansını, prestijli otomotiv firmalarından aldığı ödüllerle de ispatlıyor. Geleceğin teknolojilerini kullanan Federal-Mogul Türkiye, çevreye saygı konusunda
da sektörün öncüsü olmayı sürdürmektedir.
Federal-Mogul Türkiye bünyesinde, 1.265’i mavi
yakalı, 220’si de beyaz yakalı olmak üzere, toplam
1.485 personel çalışmaktadır.
Şirkette eğitime ve kişisel gelişime çok önem verilmektedir. Çalışanlar, yaptıkları işe, iyileştirme grupları kurarak ve öneriler vererek kol gücünün yanı sıra beyin gücü ile de katkı sağlamaktadır. Bu katkılar sonuçlandığında, hep birlikte onurlandırma esaslı kutlamalar
ve ödüllendirilmeler yapılmaktadır.
Ayrıca, şirket içi düzenlenen futbol turnuvası ve çalışanlarımızın ailelerinin de katılımıyla düzenlenen gezilerle sosyal kaynaşma sağlanmaktadır.
53
TÜRK
n Gömlek: Yine Goetze teknolojisi ile 1979 yılında kurulan silindir gömleği tesisleri, bugün 8 milyonluk üretim kapasitesiyle, Avrupa’nın
önde gelen tesislerinden birisidir. Orjinal ekipman ağırlıklı çalışan tesis, BMW,
Peugeot-Citroen, Daimler – Benz, Aston
Martin, Honda, MTU,
Volvo gibi markalara orijinal ekipman üretmektedir. Orjinal ekipman disiplini ve kalitesiyle üretilerek yedek parça pazarına sunulan silindir gömlekleri de Türkiye ve Avrupa’da en çok tercih edilen ürünlerin başında gelmektedir.
n Segman: Goetze teknolojisi ile 1979 yılında
segman üretimine başlayan Sapanca Fabrikası, bugün 5 bin adetlik yaşayan ürün çeşitliliği ile Türkiye ve dünyadaki belli başlı otomotiv üreticileri
ve yedek parça kullanıcılarına segman üretmektedir. Goetze, 100 yıllık bir deneyimle segman konusunda Avrupa’da en yüksek pazar payına sahip
teknoloji lideridir. Sapanca Fabrikası, 30 milyonluk segman üretim kapasitesiyle, Goetze’nin en
ileri proses teknolojileri ve patentli krom seramik
METAL
8 milyonluk üretim kapasitesi
MaKaLe
Konteynır olsaydı
ölmeyeceklerdi
METAL
Ülkemiz, ölümlü iş kazalarında Avrupa Birliği ülkeleri
arasında birinci, dünyada ise ikinci sırada yer alıyor
TÜRK
54
“KaRa liste katliamı”, “Naylon çadır
cehennemi”, “300 lira için öldüler”, “500
milyonluk inşaatta ucuz ölüm”, “Naylon çadır cehennemi”… Tüm bu başlıklar, Esenyurt’taki AVM inşaatının şantiyesinde çıkan yangında yaşamını yitiren
11 işçinin geçirdiği iş kazasıyla ilgili gazete haberlerinde yer aldı.
Aslında yazılı basında yer alan bu
başlıklar dahi, kazanın boyutunu ve
kasti bir nedenle meydana geldiğini
açıklıkla ortaya koymaktadır.
Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin kuralları tek çatı altında toplayan, işletmeleri, işlerin görüldüğü yerleri etkin olarak denetleme yetkisine sahip özerk denetim kurumunun kurulmasına olanak sağlayan yasal düzenlemenin
olmaması, işverenler ile işçilerin,
iş sağlığı ve güvenliği kültüründen yoksun oluşları da eklenince, katliam gibi iş kazalarının
meydana gelmesi kaçınılmaz
oluyor. Bunun sonucu olarak
da, ülkemiz ölümlü iş kazalarında Avrupa Birliği ülkeleri
arasında birinci, dünyada ise
ikinci sırada yer alıyor.
İnşaat işyerlerinde, şantiye alanı içerisinde yer alan işçi yatakhaneleri de
işyerinden sayılmaktadır. Mevcut mevzuatımız işverenleri, işyerlerinde, yasa ve yönetmeliklerin öngördüğü işçi sağlığı ve
güvenliği önlemlerini de almakla yükümlü tutmuştur. Ancak,
Esenyurt AVM inşaat işyerinde meydana gelen ve 11 işçimizin yaşamını kaybettiği vahim iş kazası, asıl işveren ile taşeron niteliğindeki alt işverenlerin inşaat işyerinde gerekli olan
iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadıkları gibi, bunları
Plastiğin etkin bir yanıcı madde olduğunun, plastik kaplı tek
çıkışlı çadırda yatan işçilerin olası bir yangından kurtulma
şanslarının hemen hemen olmadığının bilinmesine karşın,
işverenlerin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini
almadan işçileri böyle bir ortamda yatırmaları, kasti
hareketin varlığını açıkça ortaya koymaktadır.
CELAL TOZAN
TÜRK-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı
Basında yer alan haberlerin
tümünde “konteynır
olmadığı için” 11 işçinin
plastik kaplı çadırda,
feci şekilde yanarak
yaşamlarını kaybettikleri
açıkça belirtilmiştir
METAL
Sonuç olarak, asıl ve alt işverenler olayda Kuruma karşı sorumludur. Ölen işçilerin geride kalan hak sahiplerine karşı sorumludur. Asıl önemlisi, insanlığa karşı sorumlu olmalarıdır.
Vahim iş kazasında yaşamını kaybeden işçilerin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemiş olması, işverenleri sorumluluktan kurtarmayacaktır. Aksine sorumlulukları daha da ağırlaşacaktır. Kurum, yaşamını kaybeden işçilerin geride kalan hak
sahiplerine gelir bağlayacak ve yaptığı tüm giderleri işverenden alacaktır.
İşçilerin hak sahipleri maddi ve manevi kayıplarının giderilmesi için işveren hakkında dava açabileceklerdir. Ama tüm
bunlar, yaşamını kaybeden işçilerimizi geri getirmeyecektir.
Önemli olan, iş sağlığı ve güvenliğini tek çatı altında toplayıp, özerk yönetim yapısına sahip kurum tarafından işyerlerinin denetlenmesine olanak sağlayan, taşeronlaşmayı önleyen
ve sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıran düzenlemelerin ivedilikle yapılarak, iş kazalarının en aza indirilmesine ilişkin ortamın oluşturulmasıdır.
55
TÜRK
sağlayacak denetimin de yapılmadığını göstermektedir.
Nitekim, yazılı basından alıntı olan başlık dahi, iş kazasının
oluşunda işverenlerin kasıtlı davranışlarının olduğunu göstermektedir. Yazılı basında yer alan haberlerin tümünde “konteynır olmadığı için” 11 işçinin plastik kaplı çadırda, feci şekilde
yanarak yaşamlarını kaybettikleri açıkça belirtilmiştir.
Hukukumuzda kast, kusurun ağır derecesi olarak belirtilmiştir. Belli bir işi yürütürken hukuka aykırı olduğunun, meydana getireceği sonuçların bilinmesine rağmen, gerekli önlemleri almaması, gereken dikkatin gösterilmemesi olarak tanımlanmıştır. Plastiğin etkin bir yanıcı madde olduğunun, plastik
kaplı tek çıkışlı çadırda yatan işçilerin olası bir yangından kurtulma şanslarının hemen hemen olmadığının bilinmesine karşın, işverenlerin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadan işçileri böyle bir ortamda yatırmaları, kasti hareketin
varlığını açıkça ortaya koymaktadır.
Bir diğer önemli husus ise, bazı işçilerin kaçak çalıştırıldığı
ve Kuruma kazadan sonra bildirilmediğidir.
TüRK MeTaL/MeSS
ORTaK eĞİTİM PROJeSİ
2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de
gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız:
2 0 3 4
Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi
ve Teşkilatlandırma Eğitimi
20 Şubat – 24 Mart tarihleri arasına Ankara Büyük Anadolu Otel’de
yapılan, teşkilatlandırma ve ortak eğitimlere 673 üyemiz katıldı
METAL
Gebze 1, Gebze Dilovası ve
Çayırova şubelerimizden 72
kişinin katıldığı, Türk MetalMESS ortak eğitimi, 20-22
Şubat tarihleri arasında
gerçekleştirildi.
TÜRK
56
İzmir 1, İzmir 2 ve Manisa 1
Nolu şubelerimizden 75 kişinin
katıldığı, Türk Metal-MESS
Ortak eğitimi, 1 - 3 Mart tarihleri
arasında gerçekleştirildi
Bursa 3, Bursa Osmangazi ve Gemlik
şubelerimizden 76 kişinin katıldığı, Türk
Metal-MESS ortak eğitimi, 23-25 Şubat
tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Çerkezköy şubemizden
89 kişinin katıldığı,
Türk Metal-MESS
ortak eğitimi, 27-29
Şubat tarihleri arasında
gerçekleştirildi.
TüRK MeTaL/MeSS
ORTaK eĞİTİM PROJeSİ
Eskişehir, Bozüyük,
Sakarya, Kocaeli, Bolu ve
İskenderun şubelerimizden
91 kişinin katıldığı, Türk
Metal-MESS ortak eğitimi,
22-24 Mart tarihleri
arasında gerçekleştirildi.
METAL
Ereğli şubemizden
45 kişinin katıldığı,
Türk Metal-MESS
ortak eğitimi, 5 - 7
Mart tarihleri arasında
gerçekleştirildi.
İstanbul, İstanbul 1, İstanbul
Anadolu Yakası şubemizden 76
kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS
ortak eğitimi, 12-14 Mart tarihleri
arasında gerçekleştirildi.
TÜRK
57
Bursa Nilüfer, Bursa 2 ve Biga 1 Nolu
şubelerimizden 74 kişinin katıldığı, Türk
Metal-MESS ortak eğitimi, 19-21 Mart
tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Ankara 1, Ankara
3, Aksaray ve
İskenderun
şubelerimizden 75
kişinin katıldığı, Türk
Metal-MESS ortak
eğitimi, 15-17 Mart
tarihleri arasında
gerçekleştirildi.
KİTaP
EDİTöR: ASLI BAşARAn
TARİHİN HAFIZASI
Prof. Dr. Mehmet Özçelik
Yayınevi: Paradoks
Yayın Yılı: 2011
Sayfa Sayısı: 298
Kitap, yazarın son yıllarda verdiği
konferanslarda dile getirdiği görüşlerin
bir derlemesi niteliği taşıyor.
METAL
“’TaRih’’, son yıllarda kamuoyunun gündeminde yer
alan en önemli konulardan biri haline geldi. Yazılı ve görsel
medyada çok sık yer almaya başlayan, hatta birçok televizyon
dizisine kaynak olan tarihe ilişkin, ülke çapında düzenlenen panel ve konferanslar da büyük ilgi görüyor. Tarihe yönelik bu
yoğun ilgi, konuyu, arşivlerin tozlu raflarından veya bir grup
akademisyenin merakından daha önemli hale getirdi.
Tarihin Hafızası isimli kitap, yazarı Prof. Dr. Mehmet
Özçelik’in, son yıllarda verdiği tarih konulu konferanslarda dile
getirdiği görüşlerin bir derlemesi niteliği taşıyor. Kitap, tarihe
ve Türkiye’nin sosyo-politik konularına meraklı olanların ufkunu açacak nitelikte.
TÜRK
58
DUYGULARIN RENGİ
Kathryn Stockett
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviren: Ayça Sağlam
Türü: Roman
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 576 sayfa
Renkler ne kadar farklı olursa olsun,
duygular daima aynıdır. Farklı renkteki
ellerin birleştiği bu romanda yer alan
kadınları bir daha unutamayacaksınız.
KaYBolMuş ve adaletsiz bir dünya. Mississippi, Jackson;
1962. Siyah kadınlara, beyaz çocukların emanet edilebildiği, ancak gümüşleri parlatmaları konusunda güvenilmeyen bir dönem.
Skeeteri Aibleen ve Minny. Kimse arkadaş olacaklarına inanmadı. Her bir kadın başka bir gerçeğin peşindeydi. Ve bir araya geldiklerinde anlatılacak sıra dışı bir hikâyeleri oldu. Acıların, acıları
alaya almanın, değişimin ve umudun sonsuz zamanda yankılanacak evrensel hikâyesini mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz.
CAN
PAZARlARı
HİÇ SEVMEM
BABASI hastanede yatan Oğuz’un, yıllardır
içten içe sevdiği Ayşe başkasıyla evlenir. Deniz
ise işsiz, terk edilmiş ve hayattan umduğunu
bulamadığı için mutsuz bir kadındır. Oğuz
ve Deniz tesadüfen tanışırlar ve birbirlerine
iyi gelirler. Çekimleri Ege’nin Tire, Ödemiş,
Gökçen ve Birgi kasabalarında ve İstanbul’da
gerçekleştirilen film, yaşamlarında zorlu
dönemlerden geçen iki insanın birbirlerine
destek olma sürecini beyazperdeye taşıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Vizyon tarihi: 27 Nisan 2012
Yönetmen: Rezzan Tanyeli
Oyuncular: Melisa Sözen, Edhem Dirvana, Ayşen
Gruda, Ezgi Mola, Hasibe Eren, Umut Kurt
Tür: Dram
Yapım yılı: 2012
METAL
Vizyon tarihi: 11 Mayıs 2012
Yönetmen: Raşit Çelikezer
Oyuncular: Selen Uçer, Serdar Orçin, Yusuf Berkan
Demirbağ, Erkan Avcı, İdil Yener, Serhat Nalbantoğlu
Tür Dram
Süre: 105 dk
Yapım yılı: 2011
59
TÜRK
FİLMİN KÜNYESİ
Ayşe ve Cemal birbirlerini çok severek evlenmiş,
maddi açıdan iyi-kötü geçinen mutlu bir çifttir. Fakat bir
türlü çocukları olmaz. Normal yollardan çocuk sahibi olamayınca, Ayşe’nin karşı çıkışlarına rağmen, Cemal, yasa
dışı bir şekilde çocuk sahibi olur. Ayşe, Can adını verdikleri bu bebeği hiçbir zaman tam olarak sahiplenemez.
Diğer yandan, bu tutum yüzünden Cemal ile de arası gitgide açılacaktır. Cemal’in çabaları sonuç vermez, nihayetinde evi terk eder. Ayşe Can ile tek başına kalmıştır. Bir
yanda, tam annelik yapamadığı, başından da atamadığı
Can, diğer yanda ise tek düze hayattan duyduğu sıkıntı...
Bir gün karşısına yeniden birlikte olabileceği bir adam çıkınca, Ayşe, resmi olarak hala evli olduğu Cemal ile yüzleşmek için onun karşısına çıkar...
TÜRK
60
SAYı YERlEŞTİRME
METAL
E Ğ L E N C E
4 RAKAMLILAR
3573 – 7104
5 RAKAMLILAR
11390 – 91614
6 RAKAMLILAR
239770 – 359821
685120 – 736198
935133 - 981262
7 RAKAMLILAR
1016422 - 2125669
3269810 -3280158
6190231 - 6234949
6243906 - 7346718
9661624 - 9975722
8 RAKAMLILAR
38992636 - 45389265
50261459 - 71126395
73169452 - 86371546
9 RAKAMLILAR
317809233 – 300527264
10 RAKAMLILAR
1644896230 - 2671052962
GülüMSETEN TWİTlER
n Abi çok gezen mi bilir çok okuyan mı? - O otobüste yolculuk yaparken kitap okuyabilen insan var ya,
kesin en çok o biliyordur o.
n Öldürmeyen acı güçlendirir diye dolananlar; siz hiç ayak serçe parmağınızı sehpaya çarptınız mı?
n Kadınmış derler adamı deli eden. Sen ne dersen
de, yine kadındır deliyi de
adam eden.
n “Kadınlar çok kötü
araba kullanır, kaza yapanlara bak, hepsi kadın” diyen de,
“ikinci el araba alacaksan bayandan
al” diyen de aynı adam.
n Ayda 12 kilo verebilen bir kadın varsa, diyet
listesini aldıktan sonra anında kaç yanından. O
KADIN O AZİMLE DÜNYAYI ELE GEÇİRİR.
n Çakmaklar kesinlikle canlı. Bizim
bakmadığımız zamanlarda toplaşıp kaçtıkları bir yer var. Bu şekilde insan ırkını
delirterek yok edecekler.
n Ağzından çıkan sözlerin tatlı olmasına dikkat et,
ileride yemek zorunda kalabilirsin.
n Deveye ‘neden boynun
eğri’ diye sormuşlar; “Medula spinalisin merkezi ilk omurun
miyeli sinirlere yaptığı lokal baskıdan ötürü” demiş.
7
9
6
8
2
7
6
4
3
4
2
1
1
5
9
8
4
1 7
2
6
8
Meyvelerin bilinmeyen yararları
ÇoğuMuz portakal, greyfurt, havuç, mandalina
gibi vitaminli meyvelerin sağlığa faydalarını biliriz. Peki
diğer meyveler?
n Kavun: Kanı temizliyor ve antioksidan özelliği bulunuyor. Endişe ve uykusuzluğa iyi geliyor, bağırsak ve
cilt kanserine karşı tavsiye ediliyor.
n Karpuz: Böbreği temizliyor, astım, damar tıkanıklığı, diyabet, kolon kanseri ve kireçlenme gibi hastalıklara
iyi geliyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
n Çilek: Strese iyi geliyor, sakinleştirici
etkisi var. Sigara dumanının
etkilerini azaltıyor.
n Kiraz: 20 tanesinde, 12-25 miligram arası antosiyanin
maddesi bulunuyor ve
bu maddenin ağrı kesici etkisi aspirinden
on kat daha fazla.
n Armut: Bağırsak
hareketlerini düzenliyor
ve sinirleri yatıştırıyor.
n Kivi: Kivinin içeriğinde bol miktarda C vitamini bulunuyor. Lif açısından oldukça
zengin, bağırsakların yumuşamasını
sağlayarak sindirimi kolaylaştırıyor.
n Muz: Enerji verici.
n Ananas: Sindirim sistemine yardımcı olan enzimler içeriyor
n Üzüm: Kronik yorgunluğa, damar sertliğine iyi geliyor ve kötü kolestrolü azaltyor. Kanın temizlenmesini ve
vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlıyor.
n Şeftali: Sindirim sistemini rahatlatıyor. Kabızlığa iyi geliyor.
n Vişne: İçinde bulunan
ve meyveye kırmızı rengini veren antosiyanin, antioksidan
etkisi taşıyor. Hücrenin yaşlanmasını önlüyor.
n Nar: Bağışıklık sistemini
güçlendiriyor. Tansiyon düşürücü özelliğe sahip. Prostat
ve cilt kanserine karşı koruyucu özellik taşıyor.
n Kızılcık: Antioksidan
özelliğe sahip, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Akciğer
kanserini ve kalp rahatsızlıklarını
önleyici etkiye sahip. Vücutta iltahaplanmayı önlüyor.
METAL
2
2
9
5
61
TÜRK
SUDOKU BULMACA
4
SaĞLıK
çağımızın kâbusu kanser
METAL
Çağımızın en yaygın ve en korkulan hastalığı kanser hakkında yeterince
bilinçli miyiz? Hangi kanser nasıl belirtiler verir? Kanseri önlemek için
yapabileceğimiz bir şey var mı? Sizin için Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve
Dr. Mehmet Öz’ün yazılarından, kısa ama faydalı bir derleme hazırladık.
TÜRK
62
Meme Kanseri
Belirtileri
Pankreas Kanseri
Belirtileri
n İki meme arasında simetrinin
n Mide bölgesinde yemeklerle
ilgisiz, inatçı ağrı, dolgunluk,
rahatsızlık hissi,
n İştahsızlık ve kilo kaybı, ilerleyici
sarılık hali,
n Bulantı ve kusmalar, pankreatit
atakları,
n Bel ve sırt bölgesinde ağrılar,
karında şişlik.
n Prostat kanseri
n İdrar yapmada güçlük, Bel ve
sırt ağrıları,
n Geceleri daha sık idrara kalkma
zorunluluğu,
n Kesik kesik idrar yapma,
idrardan kan gelmesi,
n Tekrarlayan idrar yolu
enfeksiyonları
bozulması,
n Meme başında veya meme
cildinde içe doğru çekilme
oluşması,
n Meme cildinde portakal
kabuğuna benzer görünüm,
n Meme başında şekil veya yön
değişikliği, koltukaltında sertlik ya
da şişlik,
n Memede beklenmeyen şişme
veya büyüme artışı, elle bir sertlik
ya da kitle hissedilmesi
n Meme başından pembe-kırmızı
renkli akıntı gelmesi.
akciğer Kanseri
Belirtileri
n Öksürük, Kanlı balgam, ilerleyen
nefes darlığı,
n Sırtta, kürek kemikleri arasında
batıcı ve rahatsız edici ağrılar,
göğüs ağrısı,
n İştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı,
terleme ve yorgunluk.
Kalın Bağırsak
Kanseri Belirtileri
n Bağırsak alışkanlıklarının
değişmesi, özellikle kabızlık
yakınmasının sıklaşması,
n Sık tuvalete gitme ihtiyacı,
karında ağrı, şişkinlik,
n İzah edilemeyen kansızlık, kilo
kaybı ve halsizlik.
KORUNMAK İÇİN YAPılMASı GEREKENlER
Karaciğer, prostat, kolon ve pankreas
kanserlerinden korunmak için yapmanız
gerekenler:
n Domates, içerdiği yüksek likopen sayesinde
karaciğer ve prostat kanseri riskini azaltır.
n Soya, nohut, mercimek ve fıstık gibi
isoflavone içeren besinleri tüketmek de prostat
kanseri riskini düşürür.
n Karaciğer kanserini önlemek için sigaradan
ve pasif içicilikten uzak durmak gerekir.
n Özellikle erkeklere, multivitamin
seçimlerinde düşük E vitamini olanları tercih
etmelerini öneriliyor.
n Günlük aspirin alınması ve lif yönünden
zengin besinler tüketmek, kolon kanseriyle
mücadeleye yardımcı olur.
n Pankreas kanserine yakalanma riskini
azaltmak için, yağlı kırmızı et ve işlenmiş etten
uzak durmak gerekiyor.
n Akşam yemeklerinde kırmızı ve sarı
sebzelerin tüketilmesi de büyük önem taşıyor.
meme, yumurtalık, mide ve cilt
kanserlerini önlemenin yolları:
n Balık yağı ve omega 3 asitleri (DHA ve EPA)
ile günde üç bardak yeşil çay içmek, meme
kanserine yakalanma oranını düşürür. Haftada
en az iki kez brokoli ve brüksel lahanasını
tüketmeyi ihmal etmeyin.
n Cilt kanseri riskini azaltmak için, günde
iki bardaktan fazla alkol tüketilmemesi,
10-15 dakikadan daha uzun süre güneşte
kalınmaması, ayrıca vücuttaki benlerin düzenli
kontrol ettirilmesi de önemli unsurlardan biri.
n Mide kanserini önlemek için salamura,
füme ya da işlenmiş etlerden ve tuzlu, mayalı
yiyeceklerden uzak durmak gerekir.
Vardiyalı çalışanların
uyku probleminin çözümleri
kullanmaktan kaçının. Üç ana öğün,
üç ara öğün en sağlıklısıdır.
n Vardiyanız sırasında abur cubur atıştırmaktan kaçının, onun yerine mümkünse ara verdiğinizde kısa
bir yürüyüş yapın.
n Sabah saatinde işten çıktığınızda koyu renk camlı bir güneş gözlüğü kullanın. Güneş ışığında uzun süre
kalmanız, beyninizin gündüz komutlarını devreye sokmasına sebep olacaktır. Vardiya çıkışı televizyon izlemek, yiyecek ve içecek tüketmek, gazete okumak yerine yatağınıza girmeniz, daha sağlıklı bir uyku sağlayacaktır.
n Uyku ilaçlarından kaçının. Hiçbir uyku ilacı doğal uyku sağlamaz.
METAL
n Yatak odanızın sessiz, karanlık
ve serin olmasına dikkat edin. Ev içi
ve dışarıdan gelen gürültüleri engellemek için, gerekirse, silikondan kulak tıkacı kullanılmalıdır. Işığı tamamen engellemek için de uyku gözlükleri kullanılabilir.
n Telefonun sesi kapatılmalı, uykunun bölünmesi engellenmelidir.
Asla televizyon karşısında uyunmamalıdır.
n Uyurken odanızda evcil hayvanınızı bulundurmayın. Yatağınıza asla
almayın.
n Günün ana yemeği, vardiya sırasında olmak üzere, düzenli ve az miktarlarda yemek yiyin, yatarken çok
su içmeyin. Kahve, nikotin ve alkol
TÜRK
Ev hayatını kolaylaştıracak 63
püf noktaları
n Limon kabuklarını atmak yerine, güneşli bir yere koyarak
kurutursanız, özellikle isli ve yağlı mutfak eşyalarınızı ovarken
şaşırtıcı sonuçlar alabilirsiniz.
n Süte biraz karbonat eklemeniz, hem çabuk bozulmasını
engeller, hem de hazmı kolaylaştırır.
n Limon sert ise, kesmeden önce bir iki dakika sıcak suda
bekletin, hem kolay kesilecek hem de daha sulu olacak.
n Buzdolabınızın daha iyi soğutması için, raflardan birine
bir torba tuz koyun. Tuzun dolaptaki nemi aldığını göreceksiniz.
n Pirinç, fasulye, mercimek, kuru bakla ve benzerlerini saklarken böcek oluşmasını önlemek için, kavanoz ya da kutunun
içine iki-üç diş sarımsak koyun.
n Kabuklarını soyduğunuz meyvelerin kararmalarını önlemek için limonla ovmanız yeterli.
n Yemeğinizin tuzunu fazla kaçırdıysanız çözümü kolay,
tencerenizin içine birkaç parça çiğ patates atarsanız, patatesler
fazla tuzu çekecektir.
n Patates pişirirken, pişirme suyuna bir kaşık sirke koyun.
Hem rengi sapsarı kalır hem de daha lezzetli olur.
n Soğan soyarken gözlerinizin yaşarmaması için soğanı içi su
dolu bir tasın içinde soyun.
n Kızartma yaparken tavadaki yağın çatlayıp patlaması haklı olarak hepimizi ürkütür. Ama içine bir tutam tuz atarsanız, yağın patlamasını önlemiş olursunuz.
n Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek
için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın.
n Sebzelerinizi tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin.
Tuzlu su, sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.
n Çay ve kahve lekelerini bir tutam karbonatla silerek kolayca çıkartabilirsiniz.
n Yemeğinizi pişirirken tencerenizin dibi tuttuysa, bir gece
tuzlu suda bekletin. Tencereniz çok daha kolay temizlenecek.
n Karnabahar haşlarken, haşlama suyuna bir miktar süt eklerseniz hem karnabaharınız kar gibi beyaz olacaktır hem de kötü
kokusu yok olacaktır.
n Soğan soymaya başlamadan önce parmaklarınızı sirkeye
batırırsanız, soğan kokusunun elinize sinmediğini göreceksiniz.
n Kızartma yaptığınızda mutfağınıza koku yayılmasını istemiyorsanız, bir kapta sirkeli su kaynatmanız yeterli olacaktır.
HaBeR
Türk Metal Web sitesi, artık
daha zengin bir içeriğe sahip
METAL
Türk Metal
Sendikası’nın
resmi web sitesi
turkmetal.org.tr
en zengin içeriğe
sahip sendika
web sitesi
oluyor.
TÜRK
64
T
ürk Metal Sendikası tarafından hazırlanan kitapları ve
dergileri, internet sitemizden online olarak okuyabilir ya
da indirebilirsiniz. Türk Metal’in son 4 yıl içinde hazırladığı bütün kitaplar, web sitemize yüklendi. Ayrıca, internet
sitemizde Türk Metal sloganları, logoları da, yüksek çözünürlükte sunuldu. Her gün biraz daha kurumsallaşan ve çalışma
hayatının portalı haline gelen turkmetal.org.tr web sitesi, sunduğu bilgilerle de ışık tutuyor. Dergimizde son 1,5 yıldır yer
alan makaleler ve köşe yazıları da internet sitemizde yayınlanmaya başlandı. Türk Metal web sitesi, metal işçilerinin sesi, kulağı olmaya devam ediyor. Sitemiz yakında çok daha işlevsel ve
zengin bir site haline gelecek… Bizi izlemeye devam edin…
Türk MeTal SendikaSı’nı
sosyal medyadan da
Takip edebilirSiniz...
facebook.com/turkmetalsendikasi
twitter.com/KavlakPevrul
www.turkmetal.org.tr
ANKARA 1 NOLU ŞUBE
Mitaş işyerlerinde
sözleşme imzalandı
Sendikamız ile Mitaş Enerji T.A.Ş, Valmont-Mitaş Poligon A.Ş.,
Mitaş Galvaniz A.Ş.,Mitaş Çelik Yapılar
A.Ş., Mitaş Sac İşleme Merkezi A.Ş. işyerleri arasında sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 9 Mart’ta anlaşmayla
sonuçlandı. Şube Başkanımız Hasan Göçeroğlu, şube icra kurulu ile birlikte, Şubat 2012-31 Aralık 2014 döneminde geçerli olacak sözleşmenin getirileri hakkında üyelerimize ayrıntılı bilgi verdi.
METAL
AKSARAY 1 NOLU ŞUBE
TÜRK
66
Çocuklar için
ingilizce kursu
başladı
Sadece üyelere değil,
üyelerin eş ve çocuklarına yönelik
hizmet ilkesi çerçevesinde
şubemizce düzenlenen İngilizce
kursunun 2.kademesi, 11 Şubat’ta
başladı. Kursa, ilk kademeye katılan
180 üye çocuğu devam ediyor.
ÇAYIROVA ŞUBESİ
GÖLCÜK ŞUBESİ
Başkan Uça, işyeri
ziyaretlerini sürdürüyor
Kişisel Gelişim Semineri
Şube Başkanımız Bilal Uça, şubemizin yetkili
olduğu Döksan Basınçlı Döküm, Zatel Pres Döküm
ve Opsan Orjinal Saç Parça işyerlerini ziyaret etti.
Başkan Uça ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle sohbet
etti ve karşılaşılan sorunlar hakkında bilgi aldı.
Şubemiz yetkisindeki işyerlerinde çalışan
toplam 60 üyemiz, şubemizce düzenlenen ‘Kişisel
Gelişim Eğitim Seminerine’ katıldı. Şube toplantı
salonunda düzenlenen seminer, Şendağ Albayrak
tarafından verildi.
BİGA 1 NOLU ŞUBE
İçdaş
ziyaret
edildi
Şube Başkanımız Osman Akkurt,
Şube Sekreterimiz Rahmi Kocaoğlu,
Şube Mali Sekreterimiz Mehti Ayhan’la
birlikte, 23 Şubat’ta İçdaş işyerini ziyaret
etti. Başkan Akkurt ve beraberindekiler,
Termik Santral üç kumanda odası, Termik Santral Mekanik Bakım bölümü ve
Yatırım Hadde ve Çelikhane bölümlerinde çalışan üyelerimizle tezgahları başında
bir araya gelerek sohbet etti. Başkan Akkurt ayrıca, fabrikanın tadilatları devam
eden bazı bölümlerini de gezdi.
Şube Başkanımız Akkurt, İçdaş işyerine 5 Mart’ta gerçekleştirdiği
ziyarette de çalışanlarla bir araya gelerek, yaşanan enflasyon
farkının işçi ücretlerine yansıma oranlarına ilişkin bilgi verdi.
GEMLİK ŞUBESİ
Komvek Karoser’de grev kararı alındı
Şubemiz ile Komvek Karoser işyeri arasında yürütülmekte olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, arabulucu aşamasında
da anlaşma sağlanamaması üzerine, 23 Şubat’ta grev kararı alındı.
Grev kararı, 27 Şubat’ta işyerindeki ilan panosuna tutanakla asılarak üyelerimize duyuruldu. İşveren vekili ile yapılan görüşmelerde
bazı sosyal haklar ve ücret artışları konusunda anlaşılamamıştı. Alınan karar doğrultusunda da grev
hazırlıklarına başlandı.
67
TÜRK
Şubemiz tarafından, üyelerimizin çocuklarına yönelik geçen yıl düzenlenen kurslara bu
yıl da devam ediliyor. Bu çerçevede, toplam 110 İçdaş çalışanı
üye çocuğuna, Halk Eğitim Müdürlüğü eğitmenlerince ücretsiz İngilizce ve matematik kursu
başlatıldı. İlköğretim öğrencilerine yönelik kurslarda başarılı olan
öğrencilere sertifika da verilecek.
METAL
Çocuklar için matematik ve İngilizce kursu
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ
19 işyeri ziyaret edildi
Şube Başkanımız
Halil Faki Erdal, şubat
ayı boyunca şubemiz
yetkisinde olan toplam 19 işyerini ziyaret
etti. Başkan Erdal, ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle tezgahları başında bir araya geldi ve
karşılaştıkları sorunları dinledi.
Delphi’li yeni üyelerimiz şubemizi ziyaret etti
METAL
Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, sendikamız
bünyesine yeni katılan üyelerimize yönelik olarak başlatılan toplantılar çerçevesinde, Delphi’de yeni işbaşı
yapan üyelerimizle bir araya geldi. Başkan Erdal toplantıda, sendikamız, hedefleri ve çalışma hayatı konularında bilgiler verdi.
TÜRK
68
Taksim Mitingi
iStanbul Taksim Meydanı’nda,
Ermenilerin 1992 yılında gerçekleştirdiği Hocalı Katliamını protesto amacıyla 26
Şubat’ta yapılan mitinge, Türk-İş’e bağlı
sendikalar da katıldı. Mitinge, sendikamızı
temsilen, İstanbul Anadolu Yakası Şubesi,
diğer İstanbul şubelerinin başkanları ve üyeleri ile büyük bir katılım sağlandı. Bu arada, Azerbaycan İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı ve bağımsız milletvekili Settar
Mehbalıyev, mitingden bir gün önce şube
başkanlarımız ve Türk-İş Bölge Temsilcisi
Faruk Büyükkucak ile bir görüşme yaptı.
Baymak’ta bilgilendirme
Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, Sendikamız bünyesine yeni katılan Baymak Makine işyerini 28 Şubat’ta ziyaret etti. Başkan Erdal ziyarette, yetki belgesinin alınmasından sonra hazırlanan
toplu iş sözleşmesi taslağı hakkında çalışan üyelerimize ayrıntılı bilgi verdi.
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ
Görüşmeler
hakkında
bilgi verildi
Şube Başkanımız Halil Faki Erdal,
20 Mart’ta toplu iş sözleşmesi görüşmeleri
başlatılan Baymak işyerini 21 Mart’ta
ziyaret etti. Başkan Erdal ziyarette, çalışan
üyelerimizle tezgâhları başında bir araya
gelerek, sözleşme prosedürü hakkında
ayrıntılı bilgi verdi.
İş sağlığı ve güvenliği konulu tiyatro oyunu
Şubemiz yetkisindeki
Ford otomotiv Sanayi Yedek
Parça Deposu işyerinde, çalışma
hayatının en önemli konularından
olan, iş sağlığı ve güvenliğini
konu alan bir tiyatro gösterisi
sergilendi. Şube Başkanımız Halil
Faki Erdal’ın da katıldığı oyunda,
çalışan üyelerimiz rol aldı.
Siemens’ten sosyal yardım projesi
SiemenS çalışanları, işyerlerinde başlatmış
oldukları sosyal yardım projesi kapsamında, İstanbul
Valiliği Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Yakacık Hatice
Abbas Çocuk Yuvası’na yardımda bulundular.
Toplanan yardımda temin edilen, 49 çift ayakkabı,
60 adet sandalye, 15 adet
masa, 50 takım eşofman ve iç
çamaşırı, kırtasiye malzemesi,
bol miktarda oyuncakla, 1 adet
kesilip hazırlanmış kurban, yuva
yetkililerine teslim edildi.
69
TÜRK
Şubemiz yetkisindeki Arçelik
işyerinde geleneksel plaket töreni,
15 Mart’ta gerçekleştirildi.
Törene, Şube Başkanımız Halil
Faki Erdal’ın yanı sıra, Arçelik
işyeri yöneticileri de katıldı.
Törende, işyerinde 10 ve 20. yılını
tamamlayan üyelerimize plaketleri,
Başkan Erdal tarafından verildi.
METAL
Arçelik işyerinde plaket töreni yapıldı
BURSA 2 NOLU ŞUBE
Karsan’da Sürüş Teknikleri Eğitimi
Şubemiz yetkisindeki
Karsan’da, 28 Ocak’ta başlayan ve Türk Sürüş Akademisi tarafından verilen Güvenli
ve Defansif Sürüş Teknikleri
eğitimi tamamlandı. Fabrikanın tesislerinde gerçekleştirilen eğitime, toplam 400 çalışan katıldı. Eğitimler cuma
akşamları seminer salonunda
3 saatlik teorik eğitimle başladı ve hafta sonları da devam
etti. Eğitimlerini tamamlayanlara sertifika da verildi.
METAL
Karsan ailesi tiyatroda
TÜRK
70
Karsan çalışanları, Bursa Devlet
Tiyatrosu’nca sergilenen, İngiliz yazar Ray
Cooney’in “Karmakarışık” adlı oyununu aileleriyle
birlikte izledi. Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’nde
sergilenen komedi, izleyenlerden büyük alkış aldı.
Karsan’da geleneksel
plaket töreni yapıldı
Karsan’da geleneksel plaket töreni, 15
ve 16 Şubat tarihlerinde yapıldı. Firmada 10,
15 ve 20. yılını dolduran çalışanlara plaketleri,
bölümlerinde düzenlenen törenle verildi.
İSKENDERUN 1 NOLU ŞUBE
AK Parti İlçe Başkanı ziyaret edildi
Şube Başkanımız Çakır Varan, İskenderun’daki
Türk-İş’e bağlı sendikaların şube başkanları ile birlikte, göreve yeni seçilen İskenderun AK Parti İlçe Başkanı Uğur Feriz’i 2 Mart’ta ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Görüşmede, bölgeye ve
ülkeye ilişkin güncel konular ele alındı.
Kırıkkale Gençlik Spor
Kulübü konuğumuz oldu
isKenderun Demir Çelik Gençlik Spor
ile maç yapmak üzere İskenderun’a gelen Kırıkkale Gençlik Spor Kulübü yöneticileri ve sporcular, 10
Mart’ta Şube hizmet binamızı ziyaret etti.
GEBZE 1 NOLU ŞUBE
Şube yönetimi toplandı
Şube Yönetim Kurulu toplantısı, 15 Şubat’ta, şubemizin yetkili olduğu HP Pelzer Pimsa Otomotiv Sistemleri işyerinde yapıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan
ve Yönetim Kurulu üyeleri, toplantının ardından çalışan üyelerimizle
sohbet etti ve sorunlarını dinledi.
Özuğurlu Makine ve Rözmaş’a ziyaret
Şube Başkanımız Şeref
Özcan, şubemizin yetkili
olduğu ve sözleşme görüşmeleri
devam eden Özuğurlu Makina
Tic. ve San. A.Ş. işyerini
13 Şubat’ta ziyaret ederek,
çalışan üyelerimize bilgi verdi.
Başkan Özcan, yine sözleşme
görüşmeleri devam eden
Rözmaş Metal San. Tic. A.Ş.
işyerini de ziyaret ederek,
süreç hakkında çalışanları
bilgilendirdi.
Şube Başkanımız
Özcan, ziyaretlerde
sözleşme
görüşmelerine ilişkin
üyelerimize bilgi verdi.
Autoliv yöneticileri şubemizi ziyaret etti
autoliv Cankor Genel Müdürü Patrice
Colomb, Şube Başkanımız Şeref Özcan’ı ziyaret
etti. Ziyarette, fabrikadaki görev değişikliği
hakkında bilgi veren Genel Müdür Colomb,
fabrikanın İnsan Kaynakları Müdürlüğüne
getirilen Nurcan Bozkurt’u tanıştırdı. Görevini
tamamlayan eski İnsan Kaynakları Müdürü
Recep Yiğit de, Şube Başkamız ile vedalaştı.
71
TÜRK
Şubemiz tarafından
26 Şubat’ta, Türk Metal
Sendikası Pendik Kaynarca
Tesisleri’nde düzenlenen
moral yemeğine, ZF
SACHS işyerinde çalışan
üyelerimiz katıldı. Şube
Başkanımız Şeref Özcan’ın
da katıldığı yemekte
üyelerimiz gönüllerince
eğlendiler.
METAL
ZF SACHS çalışanları yemekte buluştu
MANİSA 1 NOLU ŞUBE
Manisa milletvekilleri
şubemizi ziyaret etti
ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve
Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ile
Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ,
25 Şubat’ta şubemizi ziyaret ederek, yapılan 2. Olağan Genel Kurulda yeniden seçilen
Şube Başkanımız Hüseyin Özben’e ve şube
yöneticilerine hayırlı olsun temennisinde bulundu. Görüşmede, kıdem tazminatı, sendika barajı, istihdam büroları gibi, çalışma hayatına ilişkin güncel konular da ele alındı.
CHP’li Özgür Özel’den şubemize ziya
ret
METAL
cHP Manisa Milletvekili Özgür
Özel, şubemizi ziyaret ederek, 11
Şubat’taki genel kurulda yeniden
seçilen Şube Başkanımız Hüseyin
Özben ve yöneticileri kutladı.
Görüşmede, çalışma hayatı ve güncel
gelişmeler ele alındı.
TÜRK
72
Kıdemlilere plaket verildi
Şubemizin yetkili
olduğu Valf San A.Ş.
işyerinde 10, 20 ve 30. yılını
dolduran çalışanlara, 15 Mart
günü düzenlenen bir törenle
plaketleri verildi. Plaket
törenine Şube Başkanımız
Hüseyin Özben de katılarak,
arkadaşlarımızı kutladı.
Geçmiş olsun ziyareti
Şube Başkanımız Hüseyin Özben ve
Yönetim Kurulu Üyemiz Ali Ensoylu, Valf
San. A.Ş.’de çalışırken iş kazası geçiren üyemiz
Mehmet Avcı’yı tedavi gördüğü hastanede
ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti.
Kabadağ’dan ziyaret
mHP Manisa Merkez İlçe Başkanı seçilen
Engin Kabadağ, 16 Mart’ta şubemizi ziyaret etti.
Ziyarette, bölge ve ülke sorunları ele alındı.
MANİSA 1 NOLU ŞUBE
Bosch’a kardeş okul
dan beri Manisa’da olduklarını söyleyerek, “Artık Manisalıyız. Manisa’da
olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Böyle güzel bir projeye öncülük eden herkese teşekkür ediyorum.”
dedi. 85.Yıl TBMM Çok Programlı Lisesi Müdürü Mustafa Örnek de,
Manisa’nın en önemli kurumlarından
olan Bosch’un, eğitim adına farkındalık yarattığını ifade etti. Konuşmaların ardından protokol imzalandı.
Bosch yatırımlara devam ediyor
TİS hakkında bilgi verdi
Şube Başkanımız Hüseyin Özben, 15
Mart günü şubemiz yetkisindeki Franke Mutfak
Sistemleri San. A.Ş. işyerini ziyaret etti. Başkan
Özben ziyarette, çalışan üyelerimize, devam
etmekte olan 2012–2014 Toplu İş Sözleşmesi
görüşmeleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
Baybatur ziyaret edildi
Şube Başkanımız Hüseyin Özben, icra kurulu ile birlikte
Ak Parti İl Başkanı Murat Baybatur’u 21 Mart günü ziyaret etti.
Görüşmede, gündemdeki işçi sorunları ve ülke gündemine ilişkin
konularda görüş alışverişinde bulunuldu.
boScH Termoteknik San. Tic. A.Ş
Teknik Genel Müdürü İrfan Bayrak, 20
yıldır Manisa’da üretim yapan firmanın,
yeni yatırımlar gerçekleştireceğini söyledi.
İrfan Bayrak, firmayla ilgili soruları
yanıtlarken, 2011 yılında dünyada en
fazla kombi üreten firma olduklarını
kaydederek, şöyle devam etti: “524
bin kombi üretimi ile dünya rekorunu
elimizde bulunduruyoruz. Bunun yanında,
Termoteknik üretimi yapan 27 kuruluş
içinde Bosch firması en iyi fabrika ödülünü
aldı. Son olarak ise kombi satışında ‘Satış
ödülü’ alan kuruluşumuz, üretiminin
%80’ini Avrupa’ya yapıyor. Ortadoğu, Şili
ve Çin en büyük pazarlarımız arasında.”
Bosch Termoteknik San. Tic. A.Ş olarak
yeni dönemde ısı pompaları üzerine
yatırım yapacakların belirten Bayrak, “20
yıldır Manisa’da üretim yapan firmamız, ısı
pompaları üzerine yeni yatırımlar yapacak.
Mevcut fabrikamızda yeni alanlar yaratarak
bu alan üzerine eğileceğiz” dedi.
METAL
proje kapsamında 200’e yakın okul ve
kurum arasında protokol imzaladığını belirterek, “Kurumlarla okul yöneticileri durum değerlendirmesi yapacak. Neler yapılabilir? Bunlar birlikte değerlendirilecek. Sosyal anlamda, kültürel anlamda neler yapılacak.
Okulun zaruri ihtiyaçları neler. Bunları okulla kurum kendi aralarında yapacak.” dedi. Bosch Ticari Genel Müdürü Klaws Peter Bredfeldf, 20 yıl-
73
TÜRK
“kardeŞ Okul Kardeş Kurum Projesi” kapsamında, Bosch Termoteknik San. ve Tic. A.Ş. ile 85.Yıl
TBMM Çok Programlı Lisesi arasında bir protokol imzalandı.
Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz tarafından gündeme getirilen
proje, okullarla kurumlar arasındaki bağları geliştirmeyi hedefliyor. Valilikte gerçekleştirilen imza törenine,
Vali Daşöz’ün yanı sıra İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy, Bosch
Ticari Genel Müdürü Klaws Peter
Bredfeldf, Teknik Genel Müdürü İrfan Bayrak, İnsan Kaynakları Müdürü Nilgün Esenli, Okul Müdürü
Mustafa Örnek katıldı. Manisa Valisi Daşöz, okullarla kurumlar arasında
kardeşliği geliştirmek adına başlatılan
BURSA 3 NOLU ŞUBE
Temsilciler
Meclisi
toplandı
Şubemiz Temsilciler Meclisi toplantısı, 15 Şubat’ta şube hizmet
binamızda gerçekleştirildi. Toplantıda
2011 yılının değerlendirilmesi yapıldı
ve bu yıla ilişkin hedefler ele alındı.
Delphi çalışanlarından şubemize ziyaret
METAL
delPHi Automotive çalışanları, şubemizi ziyaret etti.
Şube Başkanımız Mesut Gezer,
ziyarette, Delphi çalışanlarına
otomotiv sanayindeki gelişmeler
ve işyeri hakkında bilgiler verdi.
Başkan Gezer, sendika olarak daima çalışanların yanında olacaklarını da ifade etti.
TÜRK
74
Turnuvanın şampiyonu Duman Spor
GelenekSel Tofaş–
Türk Metal Sendikası Futbol
Turnuvası, 26 Şubat Pazar günü
yapılan final karşılaşmasıyla sona
erdi. Kasım ayında başlayan,
12 grupta 48 takımın mücadele ettiği turnuvada şampiyonluğu, Montaj Tüt takımını yenen
Duman Spor elde etti. Turnuva
üçüncüsü ise Süspansiyon takımı
oldu. Takımlar ödüllerini işyeri baştemsilcisi Zafer Öztürk’ün
elinden aldılar.
TOFAŞ A.Ş. ziyaret edildi
Şube Başkanımız Mesut
Gezer, şubemiz yetkisindeki
Tofaş A.Ş. işyerini 5 Mart’ta
ziyaret etti. Başkan Gezer
ziyarette, çalışan üyelerimizle
tezgâhları başında ve sendika
odasında sohbet etti.
GEBZE DİLOVASI ŞUBESİ
Diler Demir Filmaşin’de
yangın tatbikatı
diler Demir
Çelik Filmaşin
tesislerinde yangın
tatbikatı yapıldı.
Tatbikatta yangının
türüne göre müdahale
şekilleri ve diğer
konularda eğitim ve
uygulama yapıldı.
Diler Demir Filmaşin çalışanları da ziyaret etti
diler Demir
Filmaşin’de çalışan
üyelerimiz, 3.Olağan Genel
Kurul sonrası şubemizi
ziyaret ettiler. Ziyarette,
güncel konular ve yaklaşan
toplu sözleşme öncesi görüş
alışverişinde de bulunuldu.
BURSA 3 NOLU ŞUBE
Tiberina çalışanları şubemizi ziyaret etti
tiberina Otomotiv Ltd. Şti. işyerinde
çalışan üyelerimiz şubemizi 22 Mart Perşembe
günü ziyaret etti. Şube Başkanımız Mesut Gezer,
çalışma hayatındaki güncel konular hakkında
Tiberina işyerinde çalışan üyelerimize bilgi verdi.
75
TÜRK
Gebze Dilovası Şubemizin
3. Olağan Genel Kurulu
sonrası şubemize üyelerimizin
tarafından “Hayırlı Olsun”
ziyaretleri sürüyor. En son
Diler Demir Çelik çalışanları
şubemizi ziyaret ederek Şube
Başkanımız Uysal Altundağ ve
yeni seçilen yönetime başarı
dileklerini ilettiler.
METAL
Yeni seçilen yönetime ziyaretler sürüyor
ANKARA 3 NOLU ŞUBE
ADDS Dişli Dövme’de
sözleşme sevinci
METAL
Şubemiz yetkisindeki
ADDS Dişli Dövme Ltd.
Şti. işyerinde devam eden
ve 380 üyemizi ilgilendiren
2012 – 2014 dönemi toplu
iş sözleşmesi görüşmeleri
6 Mart’ta anlaşma
ile sonuçlandı. Şube
başkanımız Nihat Zengin,
işyerini ziyaret ederek,
üyelerimize sözleşme ile
elde edilen kazanımlar
hakkında bilgi verdi.
Helvacı ailesine bağşağlığı diliyoruz
Şube Başkanımız Nihat Zengin
ve şube Mali Sekreterimiz Yusuf
Yılmaz, Afganistan’da meydana
gelen helikopter kazasında şehit
düşen Salih Helvacı’nın evine taziye
ziyaretinde bulundu. Başkan Zengin,
şehidin babası olan, Man Türkiye
A.Ş.’den emekli Numan Helvacı ile,
aynı fabrikada halen çalışmakta olan
üyemiz Ersen Helvacı’ya, başsağlığı
diledi. Türk Metal olarak, merhuma
Allah’tan rahmet, kederli ailesine
sabırlar diliyoruz.
TÜRK
76
MAN Türkiye’de toplantı
Sendikamız ve Man Türkiye A.Ş.’nin davetlisi olarak, yurtdışından
ülkemize gelen MAN işyerlerinde yetkili sendikaların temsilcileri ile 19–20
Mart tarihlerinde bilgilendirme ve diyalog toplantısı yapıldı. Toplantıya,
Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek ve Şube başkanımız Nihat
Zengin de katıldı. Toplantıda, hem Man işyerlerinin genel durumu hem de
sendikaların faaliyetleri hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Toplantının
ardından, işyeri gezilerek, üretim faaliyetleri hakkında bilgi alındı.
KOCAELİ ŞUBESİ
8 Mart Dünya Kadınlar
Günü’nü kutladık
Şubemizin
yetkisindeki işyerlerinde,
8 Mart Dünya Kadınlar
Günü dolayısıyla kutlamalar
gerçekleştirildi. İşyerlerindeki
kadın üyelerimize, Dünya
Kadınlar Günü anısına
karanfil takdim edildi.
Yeni yönetimden Enpay’a ziyaret
Şube Başkanımız Yakup Yıldız ve yeni
yönetim kurulumuz, şubemiz yetkisindeki
Enpay Endüstiriyel Pazarlama işyerini ziyaret
etti. Başkan Yıldız, çalışan üyelerimizle bir
araya gelerek, sorunlarını dinledi.
SAKARYA ŞUBESİ
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
Şube Başkanımız Şahin
Kaya, Otokar, Arma Filtre ve
Noksel Çelik işyerlerine haftalık
ziyaretlerde bulundu. Başkan
Kaya ziyaretlerde, çalışan
üyelerimizle tezgahları başında
sohbet etti ve karşılaşılan sorunlar
hakkında bilgi aldı.
77
TÜRK
Şubemiz yetkisindeki
Enpay Endüstriyel Pazarlama ve Yatırım A.Ş. işyeri çalışanları, 18 Mart’ta yapılan
Şubemizin 3. Olağan Genel
Kurulu nedeni ile şubemizi
ziyaret ederek, Şube Başkanımız Yakup Yıldız’a hayırlı
olsun dileklerinde bulundu.
METAL
Çalışanlar şubemizi ziyaret etti
BURSA NİLÜFER ŞUBESİ
Sağlıklı bir yaşam diliyoruz
Şubemiz yetkisindeki
Oyak Renault’dan emekli
olan arkadaşlarımız için, 11
Şubat’ta bir veda yemeği
gerçekleştirildi. Yemeğe
katılan çalışma arkadaşlarımız
ile temsilcilerimiz, güzel bir
gece geçirdi. Emekli olan
arkadaşlarımıza, bundan
sonraki yaşamlarında sağlık
ve mutluluklar diliyoruz.
METAL
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı
TÜRK
78
Şubemiz yetkisindeki Major
SKT A.Ş., Tredin A.Ş., Mako A.Ş.,
Yazaki LTD. ŞTİ. işyerlerinde, 8
Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile kutlamalar gerçekleştirildi.
Şube Yöneticilerimiz, işyeri temsilcileri ile birlikte, işyerinde çalışan
kadın üyelerimize çiçek ve hediyelerini takdim ettiler.
Temsilciler Meclisimiz toplandı
Şubemiz Genişletilmiş
Temsilciler Meclisi
toplantısı 3 Mart’ta
yapıldı. Toplantıda,
işyerlerindeki son durum
ve örgütlenme konuları
ele alındı.
Alta işyeri ziyaret edildi
Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şubemiz
yöneticileri, Alta işyerini, 26 Mart günü ziyerat etti.
Başkan Biçer, ziyarette çalışan üyelerimizle tezgahları
başında bir araya geldi ve sorunlarını dinledi.
Oyak Renault ziyareti
Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şube
yöneticileri, 26 Mart’ta Oyak Renault işyerini de
ziyaret etti. Başkan Biçer ve beraberindekiler, çalışan
üyelerimizle sohbet etti.
www.turkmetal.org.tr
BASIN TEMSiLCiLERiNDEN
BURSA 2 NOLU ŞUBE
burSaSPor Teknik Direktörü Ertuğrul
Sağlam, Coşkunöz Holding Genel Koordinatörü
Cenk Yöney’i makamında ziyaret etti. Ertuğrul
Sağlam, Bursaspor’un efsane Teknik Direktörü
Nejat Biyediç’i anma gecesine verdiği destek
nedeniyle Coşkunöz Holding’e teşekkür etti. Cenk
Yöney’e Nejat Biyediç 16 yazılı Bursaspor forması
hediye eden Sağlam, üretim alanını da gezdi. Bu
arada, Nejat Biyediç’in formasını giydiği iki takım
olan Bursaspor ile Velez Mostar, Atatürk Stadı’nda
karşı karşıya geldi. Futbolseverlerin ücretsiz izlediği
karşılaşmayı Bursaspor 2–0 kazandı.
coŞkunöz Holding’in
amiral gemisi Metal Form AŞ
çalışanları, 2011 yılı başarılarını
coşku ile kutladı. Merinos Atatürk
Kongre ve Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen 10. Paylaşım
Gecesine, Şube Sekreteri Ersoy
Yenizağra ve Mali Sekreterimiz
Yalçın Civan da katıldı. Coşkunöz
Metal Form A.Ş. Genel Müdürü
Şükrü Tetik, yaptığı konuşmada,
çalışanları başarılarından dolayı tebrik
etti. Farklı kategorilerde 253 ödülün
sunulduğu gecede, Metal Form
pastası alkışlar eşliğinde kesildi.
79
TÜRK
Metal Form çalışanları, Işın Karaca ile coştu
METAL
Ertuğrul Sağlam,
Coşkunöz’ü ziyaret etti
Keyifli geçen akşam
yemeğinin ardından,
çalışanlar, Işın Karaca’nın
şarkılarıyla eğlendi.
Coşkunöz’de bowling turnuvası
coŞkunöz Holding şirketleri
çalışanlarının katılımı ile gerçekleştirilen üçüncü
Bowling Turnuvasına, toplam 102 takım katıldı.
Finalde 15 takımın yarıştığı turnuvada heyecanlı
ve neşeli dakikalar yaşandı. Turnuva sonunda,
dereceye giren takımlarla en skorer oyunculara
ödüller verildi. Yoğun iş temposundan biraz
olsun uzaklaşan çalışanlar, birlikte eğlenceli
saatler geçirmenin, dostça rekabet ortamında bir
araya gelmenin keyfini yaşadı.
Cevdet TONÇ
Coşkunöz Metal
Form Fabrikası
Bursa 2 Nolu Şube
Basın Temsilcisi
BOZÜYÜK ŞUBESİ
METAL
8 Mart
Dünya
Kadınlar
Günü
kutlaması
TÜRK
80
8 Mart Dünya Kadınlar
Günü, şubemiz yetkisindeki Artema A.Ş. işyerinde de kutlandı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
nedeniyle düzenlenen programa,
Fabrika Direktörü Oktay Pehlevan ve İnsan Kaynakları Yöneticisi Zeynep Yıldız Ünal da katıldı. Kutlamada Kadınlar Günü
pastası kesildi ve Şube Başkanımız Cemal Güney’in gönderdiği
çiçekler, işyeri baştemsilcisi tarafından kadın çalışanlarımıza takdim edildi.
Cevdet
TOĞRUL
Basın
Temsilcisi
BOLU ŞUBESİ
İlk ziyaret Arçelik
Pişirici Cihazlar’a
Şubemizin 3 Mart 2012 tarihinde yapılan
7.Olağan Genel Kurulunda göreve gelen, Şube
Başkanımız Özgür Elçi ile icra ve yönetim kurulu
üyeleri, Arçelik A.Ş Pişirici Cihazlar İşletmesini
ziyaret etti. Başkan Elçi ve beraberindekiler,
ziyarette çalışan üyelerimizle sohbet etti.
Ahmet
AKALIN
Basın
Temsilcisi
BURSA 3 NOLU ŞUBE
Delphi’de kutlama
Şubemiz yetkisindeki işyerlerinden Delphi
Automotive’de de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
dolayısıyla kadın üyelerimize hediyeler verildi.
Tamer
ŞAHİN
Basın
Temsilcisi
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
ALİ YÜCE
Çayırova Şubemiz yetkisinde olan Döksan Basınçlı Döküm Makina Sanayi ve
Tic. Ltd. Şti. işyerinde çalışan üyemiz Ali Yüce, 19 Şubat’ta hayatını kaybetti.
Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve
tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
FATİH KAYA
Ankara 1 Nolu Şubemiz yetkisindeki Arçelik A.Ş. işyerinde 2006 yılından bu
yana çalışan üyemiz Fatih Kaya (28), 6 Mart’ta hayatını kaybetti. Evli ve bir
çocuk babası olan merhum Fatih Kaya’ya Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi
olmak üzere yakınlarına, mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize
Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Bu dergi, sendikalı işçiler tarafından basılmıştır.

Benzer belgeler