TRAJEDİSİ`ne - Türk Metal Sendikası
Transkript
TRAJEDİSİ`ne - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI TÜRK MART 2012 | SAYI: 152 METAL ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ Ulusal İstihdam TRAJEDİSİ’ne TÜRKMETAL MART 2012 - SAYI: 152 HAYIR! EDİTÖRDEN BENİM DERGİM, BENİM SENDİKAM... Türk Metal Sendikası’nın yayın organı olan bu dergi, aynı zamanda bir “karşı senaryodur”. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Şube Genel Kurullarımızın açış konuşmalarında özetle, “Türkiye’de çalışanlara yönelik bir filmin tekrar tekrar sahneye konulduğunu, 40 yıldır aynı filmin izletildiğini ve bu filmi artık çalışanların izlemek istemediğini” belirtir. Türk Metal dergisi de, bu filmin senaryosuna karşı yazılmış bir senaryodur. Bizim senaryomuzda, çalışanların hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için sorunların tespiti, çözümü ve uygulanma aşamasındaki gelişmeler vardır. Çalışanların izlemek istediği şeyler vardır. O yüzden, Türk Metal dergisi, çalışanların ve özellikle metal işçilerinin sesi, kulağı, gözü durumundadır. Bu olgudan hareketle, dergimizin kalitesini ve çıtasını yükseltmeyi, Türkiye’nin en etkili yayın organlarından biri haline getirmeyi kendimize görev sayıyoruz. Bunun için, Türkiye’de etkili olan isimleri de dergimizde ağırlamaya devam ediyoruz. Ünlü bir konuk olarak Alev Alatlı bu sayımızda yeraldı. Alev Alatlı çok derin bir bilgi birikimine sahip, yıllardır Türk toplumunu anlatan, analiz eden, değerlendiren ve çarpıcı tespit ve fikirleriyle onlarca kitaba imza atan büyük bir aydın. Alev Alatlı ile yaptığımız söyleşide, genel anlamda çalışanların önündeki büyük engelleri konuştuk. Küreselleşmeden, çalışanlara yönelik tehditlerden ve toplumdan konuştuk… Birbirinden değerli cevapları ve yorumlarıyla söyleşimiz bu ayki sayfalarımızda. Şube Genel Kurullarımızı yapmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede, açılış konuşmaları Genel Başkanımız Pevrul Kavlak tarafından yapılırken, Genel başkanımızın altını çizdiği hususlar sayfalarımızda yer aldı. Genel Başkanımızın işaret ettiği konular çalışma hayatımızın en büyük sorunları ve çözüm önerilerinden oluşuyor. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nı düzenledik. Bu kurultaya her yıl olduğu gibi, yine kurultayın sahipleri kadın işçiler damgasını vurdu. Metale şekil veren kadın işçilerimiz, sorunlarını dile getirdi, daha fazla bilgilendi, bilinçlendi. Kurultayımıza ait haber ve fotoğrafları sayfalarımızda bulabilirsiniz. Her ay düzenli olarak yaptığımız “İşte Hayatımız” röportajlarında, bu ay ilk defa İstanbul Anadolu Yakası Şubemizdeyiz. Siemens Fabrikası’ndan Nuray Serpici Akçay, bu ayki dergimizin konuğu. Bizim Fabrikalarımız bölümünde ise Kocaeli Şubemiz yetkisindeki iş yerlerinden Federal Mogul bulunuyor. Mart ayında üzücü bir olayla karşılaştık. 11 inşaat işçisi, barındıkları yerde yaşamını yitirdi. Bu konu ile ilgili Türk-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı Celal Tozan’ın yazısını ve Türkİş’in yaptığı açıklamayı sizlere sunuyoruz. Umarız bu son olur ve umarız bir daha böyle bir acıyı yaşamayız. Türk Metal dergisi bu ay da sizlerin ufkunu açacak, sizleri gelişmelerden haberdar edecek ve sizlere hediye niteliğinde bir yayın olarak yine sizlerle birlikte. Nerede bir metal işçisi varsa orada Türk Metal var ve nerede bir metal işçisi varsa onun için Türk Metal dergisi var… Bu dergi bütün metal işçileri tarafından sahip çıkılan bir dergi ve bütün metal işçilerinin tercümanı. Metal işçilerinin sendikası Türk Metal, metal işçilerinin dergisi Türk Metal… Herkese iyi okumalar… ürk Ertan Gençt etal.org.tr urk@turkm ertangenct İÇİNDEKİLER 4 I YAZ BAŞ YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bekir EROĞLU TARİHİ VE BUGÜNÜ ANLAMAK… “Dünyayı bilmeyenler, dünyanın maskarası olur” METAL Dergimizin bu sayısına konuk olan, değerli aydın ve yazar Alev Alatlı, bir söyleşisinde bunları söylerken, muhtemelen tarihin, dünyayı ve zamanı bilmek için ne kadar önemli olduğunu da vurguluyor. Türklerin varoluş mücadelesi olan Milli Kurtuluş Savaşı’mızı milletimizle birlikte gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Tarih yapmak, tarih yazmak kadar önemlidir” sözlerini hatırladığımızda, tarih biliminin ‘hayati derecedeki önemi’ de kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor. 4 TÜRK TÜRK METAL SENDİKASI AYLIK YAYIN ORGANI Mart 2012 | Sayı: 152 14 Pevrul KavlaK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı [email protected] twitter.com/KavlakPevrul Tarihi okumak ve tarihi anlamak, insana duygu ve düşünce zenginliği veriyor. Tarih bilgisi ve sevgisi, insana, olaylara ve gelişmelere, doğru zamanda, doğru zamanda ve doğru bir şekilde bakma yeteneğini de kazandırıyor… Zaman içinde belki de tarihte yaşanan olayların farkına varmakta, bu olayları ve gelişmeleri doğru bir şekilde analiz edip, bugüne dair sonuçlar çıkarmakta zorlanıyoruz. Bunda, bizlerin okuma alışkanlığındaki eksiklik kadar, başvurduğumuz kaynakların zaman zaman doğru eksenden kaymaları da rol oynuyor… En azından bunu televizyonlardaki dizilerde ve yapılan sinema filmlerinde görmek mümkün. Mesela Muhteşem Yüzyıl ismi verilen dizide, Kanuni Sultan Süleyman’ın dehası yerine, Hürrem Sultan’ın haremde çevirdiği dolaplar daha ön planda duruyor. Kanuni’yi ve tarihi kişiliğini hareme indirgemek, tarihi saptırmaktan başka bir işe yaramıyor. Ve daha da önemlisi, Türk Tarihi hakkında kamuoyunu yanıltıyor. 12 ve daha yukarı yaştaki çocuklar bu diziyi seyrettiklerinde, kafalarında oluşan tek algı ‘Harem’ oluyor. Aynı şekilde Fetih filmi de öyle… Bu filmin büyük bütçelerle yapılmış olması, bir samimiyet olarak kabul edilebilir… Ama biz filmde, bir çağı kapatıp, yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet’in yerine, Ulubatlı Hasan’ı seyrediyoruz. Elbette ki burada Ulubatlı Hasan’ın bahsi geçmesi bizleri rahatsız etmiyor… Ama, ‘Fetih’ dendiğinde ilk aklımıza gelen Fatih Sultan Mehmet olmasına rağmen, Fetih filmi, belki bilerek, belki de bilmeyerek bizleri bu algıdan uzaklaştırır gibi… Dolayısıyla, tarihi sevdirmek uğruna gösterilen bu samimi çabaları ‘gayriciddi’ yorumlarından kurtarmak gerekiyor. HABER MÜDÜRÜ Ertan GENÇTÜRK ARAŞTIRMA M. KEMAL ŞEN 13 36 40 50 YÖNETİM MERKEZİ Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü/ANKARA Telefon: 0312 292 64 00 Faks: 0312 284 40 18 [email protected] PRODÜKSİYON CTCP REPROTEK BASKI Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ: 31 / 03 / 2012 YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY YAYIN DİLİ: TÜRKÇE Dergimiz basın ahlak yasasına uyar. Ayda bir yayımlanır ve üyelerimize ücretsiz dağıtılır. Bu ayın öne çıkanları Gelir adaletsizliğine sendikalar son verecek SAYFA 28 Kıdem Tazminatı Fonu’na geçit verilmeyecek SAYFA 29 ASLIYÜCE: Türkiye’de artık yeni bir sendikacılık anlayışının zamanı geldi SAYFA 30 6 Sektörden haberler 8 Kadın ishtihdamında sınıfta kaldık 10 Dünyadan haberler 12 Türk-İş: Gerekli önlemlerin alınmaması, iş kazalarını cinayet haline getirmektedir 47 Türk-İş Sendikacılık Akademisi açıldı 48 Ekonomi / Merve Özkan 56 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi ve Teşkilatlandırma Eğitimi 58 Kitap ve sinema köşesi 60 Bulmaca 62 Çağmızın kâbusu kanser 63 Vardiyalı çalışanların uyku probleminin çözümleri 64 Türk Metal web sitesi, artık daha zengin bir içeriğe sahip 65 Bizden Haberler Ulusal istihdam TRAJEDİSİ’ne HAYIR! SAYFA 31 “Bir değil, on değil, bin değiliz; biz yüz binleriz” SAYFA 35 YENİ BİR KAVRAM/KURUM ÇERÇEVE SÖZLEŞME SAYFA 44’TE KONTEYNIR OLSAYDI ÖLMEYECEKLERDİ SAYFA 54 I Z A Y Ş A B TARİHİ VE BUGÜNÜ ANLAMAK… “Dünyayı bilmeyenler, dünyanın maskarası olur” METAL Dergimizin bu sayısına konuk olan, değerli aydın ve yazar Alev Alatlı, bir söyleşisinde bunları söylerken, muhtemelen tarihin, dünyayı ve zamanı bilmek için ne kadar önemli olduğunu da vurguluyor. Türklerin varoluş mücadelesi olan Milli Kurtuluş Savaşı’mızı milletimizle birlikte gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Tarih yapmak, tarih yazmak kadar önemlidir” sözlerini hatırladığımızda, tarih biliminin ‘hayati derecedeki önemi’ de kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor. TÜRK 4 Pevrul KavlaK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı [email protected] twitter.com/KavlakPevrul Tarihi okumak ve tarihi anlamak, insana duygu ve düşünce zenginliği veriyor. Tarih bilgisi ve sevgisi, insana, olaylara ve gelişmelere, doğru zamanda, doğru zamanda ve doğru bir şekilde bakma yeteneğini de kazandırıyor… Zaman içinde belki de tarihte yaşanan olayların farkına varmakta, bu olayları ve gelişmeleri doğru bir şekilde analiz edip, bugüne dair sonuçlar çıkarmakta zorlanıyoruz. Bunda, bizlerin okuma alışkanlığındaki eksiklik kadar, başvurduğumuz kaynakların zaman zaman doğru eksenden kaymaları da rol oynuyor… En azından bunu televizyonlardaki dizilerde ve yapılan sinema filmlerinde görmek mümkün. Mesela Muhteşem Yüzyıl ismi verilen dizide, Kanuni Sultan Süleyman’ın dehası yerine, Hürrem Sultan’ın haremde çevirdiği dolaplar daha ön planda duruyor. Kanuni’yi ve tarihi kişiliğini hareme indirgemek, tarihi saptırmaktan başka bir işe yaramıyor. Ve daha da önemlisi, Türk Tarihi hakkında kamuoyunu yanıltıyor. 12 ve daha yukarı yaştaki çocuklar bu diziyi seyrettiklerinde, kafalarında oluşan tek algı ‘Harem’ oluyor. Aynı şekilde Fetih filmi de öyle… Bu filmin büyük bütçelerle yapılmış olması, bir samimiyet olarak kabul edilebilir… Ama biz filmde, bir çağı kapatıp, yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet’in yerine, Ulubatlı Hasan’ı seyrediyoruz. Elbette ki burada Ulubatlı Hasan’ın bahsi geçmesi bizleri rahatsız etmiyor… Ama, ‘Fetih’ dendiğinde ilk aklımıza gelen Fatih Sultan Mehmet olmasına rağmen, Fetih filmi, belki bilerek, belki de bilmeyerek bizleri bu algıdan uzaklaştırır gibi… Dolayısıyla, tarihi sevdirmek uğruna gösterilen bu samimi çabaları ‘gayriciddi’ yorumlarından kurtarmak gerekiyor. Dünyada ve Türkiye’de sendikaların giderek çok uluslu şirketlerin rayına girdiği bir süreçte, gerek haklarda, gerek çalışma biçimlerinde, gerekse örgütlenmede ‘etkili örgüt’ olmanın ıska geçildiği bir dönemdeyiz... Sendikalar, örgütlenme önüne konan engellerden şikayet ediyor ama kimse şapkayı önüne koyup, “Biz ne yapabiliriz?” diye düşünmek istemiyor. Yeni bir şeyler üretmek için kafa yormayanlar, yeni bir anlayışı hayata geçirme becerisini gösteremeyenler ise karşı propaganda ile sendikal hareketi statükoya hapsetmeye, emekçileri oyalamaya ve aldatmaya çalışıyor. İşte Türk Metal, bir çıkış arayanlara, dayanışma arayışı içinde olanlara, “Sosyal Sendikacılık” ile yol gösteriyor. Biz Türk Metal olarak, bu anlayışı yeni ‘icat’ etmedik. Küreselleşmenin, ‘yeni dünya düzeni’ olarak insanlara kabul ettirilmeye başlandığı 90’lı yıllarda, çalışanlara ve sendikalara karşı oluşan cepheleşmeye karşı, sendikaların da bir şeyler yapması ve yeni bir anlayış ortaya koyması gereğinden hareket ettik… Bu anlayışın esas unsuru olan metal işçilerinin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için sendika olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirken, metal işçilerinin ailelerini de sorumluluk alanımızın içine aldık… Metal işçilerinin ekonomik anlamda sağlıklı olmalarını sağlayan sözleşmelerin yanı sıra, eş ve çocuklarıyla birlikte metal işçilerini sosyal, kültürel ve psikolojik anlamda destekledik. Bunları yaparken, demokratik, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla, farklılıkları değil, ortak yanları bulmaya özen gösterdik. Çünkü önemli olan, düşünce yapımız, dünyaya bakışımız ne olursa olsun, sendikal örgütlenme ve güç birliği açısından emekçilerin doğru adreste buluşmasıdır. Sadece sendikal faaliyetler anlamında değil, iş güvencesi, iş güvenliği ve demokratik bir ortam açısından en güvenilir ve doğru adres, Türk Metal’dir. Bugün, metal işkolunda, büyük ve güçlü bir sendikanın olmasından rahatsızlık duyanlar, ‘tek marifetleri emekçileri işten çıkarmak olan’ piyonlarını kullanarak, bu gücün, metal işçilerinin birliği ve bütünlüğü yolunda ilerlemesini engellemeye çalışmaktadır. Tarihimize dikkatle bakanlar, tıpkı Milli Kurtuluş Savaşı’mızda olduğu gibi, işbirlikçi çevrelerin, metal işçilerinin huzur ve refahına verdiği zararı da görecektir. İşte bunun için, tarihi anlamak önemlidir. Tarihi anlamamakta, görmemekte ısrar edildiği takdirde, tarih tekerrür edecek ve yanılıp/yanıltılıp da başka adreslere gidenler, pişman olacak ve bugün Osmanlı’yı arayanlar gibi, “Biz Türk Metal’i ve sosyal sendikacılığı arıyoruz, istiyoruz” diyeceklerdir. İşte önemli olan, doğru adresin Türk Metal ve temsil ettiği sosyal sendikacılık alanı olduğu bilince bugünlerde sahip olabilmek ve böyle bir pişmanlığa kendimizi mecbur ve mahkum etmemektir. 5 TÜRK Kanuni döneminde, Fatih döneminde, Yavuz döneminde yaşayan insanlar, acaba ne kadar önemli olduklarının ve ne kadar önemli olaylara tanık olduklarının farkında mıydı?.. Bu soruya evet cevabı verilemediği muhakkak… Eğer farkında olsalardı, bir zamanlar cihana hükmeden Türklerin geçtiği topraklarda yaşayanlar , “Biz şimdi Osmanlı’yı, Osmanlı’nın adaletini arıyoruz, istiyoruz” derler miydi?.. METAL İŞTE BUNUN İÇİN, TARİhİ ANLAMAK ÖNEMLİdİR. TARİhİ ANLAMAMAKTA, gÖRMEMEKTE ıSRAR EdİLdİğİ TAKdİRdE, TARİh TEKERRüR EdEcEK VE YANıLıp/YANıLTıLıp dA BAŞKA AdRESLERE gİdENLER, pİŞMAN oLAcAK VE BUgüN oSMANLı’Yı ARAYANLAR gİBİ, “BİZ TüRK METAL’İ VE SoSYAL SENdİKAcıLığı ARıYoRUZ, İSTİYoRUZ” dİYEcEKLERdİR. İŞTE ÖNEMLİ oLAN, doğRU AdRESİN TüRK METAL VE TEMSİL ETTİğİ SoSYAL SENdİKAcıLıK ALANı oLdUğU BİLİNcE BUgüNLERdE SAhİp oLABİLMEK VE BÖYLE BİR pİŞMANLığA KENdİMİZİ MEcBUR VE MAhKUM ETMEMEKTİR. N E D R Ö T K E S gururumuz oldu luluğu olarak, 2011 yılını büyük bir başarıyla tamamladıklarını anlatan Koç, tüm risklere rağmen, 2012’ye topluluk olarak umutla ve hedeflere ulaşmanın mutluluğuyla girdiklerini ifade etti. Mustafa Koç, Arçelik’in yurt dışı pazarında sürekli yükselen grafiği, global marka olma yolundaki azmi, kriz döneminde bile iç talebi canlandırma yeteneğiyle, topluluğu gururlandırdığını ve heyecanlandırdığını vurguladı. METAL koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Arçelik’in, yurt dışı pazarlarda gösterdiği başarılarla, topluluk için gurur kaynağı olduğunu söyledi. Mustafa Koç, Arçelik Türkiye yetkili satıcılarının katılımıyla Antalya’da gerçekleştirilen toplantının açılışında, Euro bölgesi ekonomilerinde yaşanan sıkıntıların devam etmesi ve diğer bölgelere yayılmasının, dünya ekonomisi için bir risk oluşturduğunu belirtti. Koç top- TÜRK 6 Ford’un mucizevi kurtuluşu kitaplaştırıldı DünYa otomotiv devlerinden Ford’un 2006 yılında yaşadığı krizden kurtularak, bugünkü parlak günlerine ulaşması, kitap haline getirildi. ABD’de yakında piyasaya çıkması beklenen, Detroit News Otomotiv Editörü Bryce G.Hoffman’ın kaleme aldığı kitap, “Amerikan İkonu: Alan Mulally ve Ford Motor Company’yi Kurtarma Savaşı” adını taşıyor. Kitapta, şirketin iflastan dönüşü ve bugünkü mucizeyi nasıl yarattığının aşamaları anlatılıyor. Kitapta, 2006 ortalarında çok zor günler geçirmeye başlayan Ford’un, küresel anlamda tasarruf önlemleri uyguladığı, iflastan dönüldüğü ve şirketi kurtarmak için çalışanların pek çok fedakârlıklar yaptığı belirtiliyor. MKE’de hızlı yükseliş TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nin her türlü silah, mühimmat, roket ve patlayıcı madde ihtiyacını karşılamakla görevli Makina Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE), aralarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu toplam 29 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bu çerçevede, geçen yıl satış rekoru kıran MKE, en fazla satışı Suudi Arabistan’a yaptı. Kurum ayrıca, “Milli Tank Altay, Modern Milli Piyade Tüfeği, Modern Makineli Tüfek, Keskin Nişancı Tüfeği, Havadan Taşınabilir Otobüs” projelerinin de yeraldığı, toplam bütçesi 283 milyon lirayı bulan 127 ARGE projesi ile ilgili çalışmalarını da sürdürüyor. Yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuğa ulaşan proje, 10 yıldır sürdürülen örnek bir ekip çalışması özelliğini taşıyor. RenaulT, 2002 yılında Türkiye’de trafik kazalarında yaşamını yitiren çocuklar için, “Sokakta İlk Adımlar” yol güvenliği projesini oluşturdu. Trafikte hayatını kaybeden her 100 kişiden 26’sının çocuk olduğu gerçeğinden hareketle Renault, trafik uzmanları ve pedagogların geliştirdiği çalışmasıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayını aldı. Uygulama, 10 yılda 2 bin 653 okula ulaştı. Proje, geçen yıl İstanbul’un tüm ilköğretim okullarını kapsayacak şekilde genişletildi. Bu yıl da, Tekirdağ’daki tüm ilköğretim okullarında yaygınlaştırıldı. Yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuğa ulaşan proje, 10 yıldır sürdürülen örnek bir ekip çalışması özelliğini taşıyor. METAL Renault’tan eğitim desteği TÜRK 7 Doğalgazlı MAN Otobüsler ile Ankara’nın filosu güç kazanıyor anKaRa Büyükşehir Belediyesi, bünyesine dünya fiyatlarının altında, doğalgazlı ve çevreci otobüsler ekliyor. Mevcut olan 1090 doğalgazlı araca, engelli asansörlü, klimalı ve kameralı 250 Man Lion’s City CNG doğalgazlı körüklü otobüs ekleniyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, otobüslerin alındığı şirketin MAN olmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, “Biz sanayinin Ankara’da gelişmesini istiyoruz. MAN fabrikası da Ankara’da. Dolayısıyla bunlar Ankara’da imal ediliyor. Verdiğimiz paranın ciddi bir kısmı Ankara’da kalıyor ve bu da bizi memnun ediyor” dedi. A S I K A KIS Kadın istihdamında sınıfta kaldık METAL TüRKiYe’De kadın istihdamındaki tablo düşündürücü boyutta. Türkiye, CEO pozisyonunda olan kadın sayısı açısından dünyada ilk 5’e girerken, kadın istihdamında, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) sıralamasında en alt sırada yer alıyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan, Türkiye’nin, % 12’lik oranıyla, dünya çapında kadın CEO’lar arasında 5. sırada olduğunu belirtti. Türkiye’de 2006 yılında %21 olan kadın istihdam oranı, 2011 yılında % 27’ye yükseldi. Bu alanda artış varmış gibi gözükse de, Türkiye’de her 3 kadından 2’si işsiz. AB’de kadınların iş gücüne katılım oranı %70’lerdeyken, bu oran 2011 Haziran ayı verilerine göre % 51,2 seviyesinde. TÜRK 8 Gelir dağılımı eşitsizliğinde üst sıradayız Vatandaş en çok kredi kartı borcunu ödeyemiyor eKonoMiK İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) “Büyümeye Geçiş 2012” raporu yayınlandı. Raporda Türkiye, gelir dağılımı adaletsizliği sıralamasında, OECD ortalamasına göre üst sıralarda yeraldı. Rapora göre Türkiye, Şili, İsrail, Meksika, Portekiz ve ABD ile birlikte, alttaki en eşitsiz bölümde yer alıyor. Raporda ayrıca, gelir dağılımının adaletsiz olduğu bu ülkelerde, yoksulluk oranlarının da yüksek olduğu belirtiliyor. Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı’nın (TÜSİAV) yaptığı ankette, Türk halkının büyük çoğunlukla borçlu olduğu belirlendi. Vakfın, 30-60 yaş arası 44’ü kadın toplam 774 kişiyle yaptığı ankette, katılımcılardan %94’ünün borcu olduğu ortaya çıktı. Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Emlak Sektör Kurul Başkanı ve Kamuoyu Araştırmaları Anket Sorumlusu Salim Taşçı, ankete katılan 15 kişinin “Borcunuz var mı?” sorusuna “hayır” yanıtını verdiğini, 31 kişinin de soruyu yanıtsız bıraktığını belirtti. Ankete katılanların en fazla kredi kartı borcu olduğunu belirten Taşçı, “346 kişi ile kredi kartı borcu başı çekmekte, ev kredisi borcu da 160 kişiyle ikinci sırada yer almaktadır. Tüketici kredisi 86 kişiyle 3. sıradayken, 24 kişi de araba kredisi borcu olduğunu beyan etmiştir” dedi. Vergide Avrupa’yı solladık TÜRKİYE, sigara, alkollü içki, akaryakıt gibi ürünlerden alınan vergi oranları (dolaylı vergi) açısından Avrupa ülkelerini geride bıraktı. Türkiye’de toplam vergi gelirinin % 47,9’u dolaylı vergilerden oluşuyor. 2011 yılında, benzindeki vergide (Katma Değer Vergisi-KDV ve Özel Tüketim Vergisi-ÖTV) 28 Avrupa ülkesi arasında, % 60,4’lük vergiyle ilk sırada olan Türkiye, son yapılan zamla litre fiyatı 4 lirayı aşan motorindeki vergilerle de, İngiltere ve İsveç’ten sonra üçüncü sırada yer aldı. TÜİK’in 2010 Yoksulluk Çalışması sonuçları açıklandı. Türkiye’de 2010 yılında 155 bine yakını 2,13 TL olmak üzere, 2 milyon 853 bin kişi, günlük harcaması 4,26 TL’nin altında bir gelirle geçiniyor. Kişi başı günlük harcaması, SGP’ye göre 2.15 doların altında kalan bireylerin 2009 yılında % 0,22 olan oranı, 2010 yılında % 0,21’e, günlük kişi başı harcaması 4,3 doların altında olanların oranı da % 4,35’ten, % 3,66’ya geriledi. 3 bin 800 şirket kuruldu, bin şirket kapandı Bu yıl Şubat ayında 3 bin 809 şirket kuruldu. Şirket sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 22,25 azaldı. Kapanan şirket sayısı ise % 9,56 arttı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), “2012 Şubat Ayına Ait Kurulan ve Kapanan Şirket” istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 2012 yılı Şubat ayında 3 bin 809 şirket kuruldu. 2011 yılı Şubat ayında ise bu rakam, 4 bin 899 idi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı ise 910’dan 997’ya yükseldi. Öte yandan, Şubat ayında kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre % 27,54, kapanan şirket sayısı % 52,64 oranında azaldı. Türkiye büyümede G-20 ikincisi IMF ve OECD, ilk kez ortak G-20 üç aylık toplu GSYH verilerini yayınladı. Buna göre, ilk sırada, ikinci çeyreğe göre %2,3’lük büyüme ile Çin yer alıyor. Türkiye ise, 2011’in üçüncü çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre %1,7’lik büyümeyle, G-20 ülkeleri arasında Japonya ile birlikte ikinci sırayı paylaşıyor. 9 TÜRK 2.9 milyon kişinin günlük harcaması 4.26 TL’nin altında BaşBaKan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de hane halkının yaklaşık %45’inin gelirinden fazla harcama yaptığını söyledi. Babacan, “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurtiçi Tasarrufları Rolü” konulu konferansta yaptığı konuşmada, “Harcama yaparken kazanarak mı yapıyoruz, yoksa borçlanarak mı yapıyoruz? Bu çok temel bir konu. 95 milyarı bulmuş bir kredi hacmi artışı var. Türk halkı daha kazanmadığı 95 milyarı, peşinen 2010-2011 yılı içerisinde harcamış. % 8,5 – 9’luk büyümenin bir kısmı oradan geliyor” dedi. Bakan Babacan, yakın gelecekte, Türkiye’de yurtiçi tasarruf artırıcı ve cari açığı azaltıcı önlemleri kamuoyuyla paylaşacaklarını da ifade etti. METAL Halkın geliri yetmiyor 5 METAL DÜNYADAN HABERLER TÜRK 10 Gazete ilanıyla Genel Kurmay Başkanı aranıyor Danimarka’dan bir ilk DaniMaRKa Savunma Bakanlığı, ülkede yayın yapan gazetelere ‘genelkurmay başkanı aranıyor’ ilanı verdi. İlanda, liderlik vasfı olan herkesin, rütbesine bakılmaksızın başvurabileceği ve bütün başvuruların gizli tutulacağı belirtildi. Yaklaşık 24 bin kişilik Danimarka ordusu- 1 na komutanlık yapmak isteyen 21 kişi başvuruda bulundu. Genelkurmay başkanı olmak isteyen 21 aday, öncelikle ‘psikolojik testten’ geçirilecek, ardından da, seçici kurul tarafından yapılacak mülakata alınacaklar. Kurul, haziran ayında, ordunun en üst makamına oturacak kişiyi belirleyecek. Dünyanın en zengini Katar Vladimir Putin yeniden Cumhurbaşkanı 2 3 Kişi başına milli gelir 88 bin dolara ulaştı körFez ülkelerinden Katar, Amerikan Forbes dergisinin, kişi başına düşen gelir oranlarını sıraladığı listede bir numaraya yerleşti. Toplam nüfusu 1,7 milyon olan ve kişi başına 88 bin dolar geliri bulunan Katar, sahip olduğu doğalgaz rezervleri ve artan petrol fiyatları sayesinde dünyanın en zengini unvanını aldı. Katar’ı, 81 bin dolarlık kişi başına düşen milli gelirle Lüksemburg takip ediyor. RuSYa’Da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini, daha önce iki dönem bu görevi yürüten, son dört yıldır da Başbakan olan Vladimir Putin kazandı. Oyların % 64’ünü alarak seçimi kazanan Putin, “kazanacağız demiştik, kazandık” açıklamasında bulundu. 1 3 4 6 2 Fransa’da işsizlik son 12 yılın zirvesinde ChrIstIan Wulff JOaChIM GauCK Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff istifa etti 4 işaDaMı bir arkadaşından düşük faizli özel kredi alma ve basına sansür gerekçesiyle eleştirilere uğrayan Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff istifa etti. Wulff, “Hata yaptım, ama her zaman dürüst davrandım. Bana olan güve- nin zedelendiğini gördüm, o nedenle istifa ediyorum” dedi. Ülkede daha sonra yapılan seçimde, iktidar ve muhalefet partilerinin desteğiyle Almanya’nın 11. Cumhurbaşkanlığına, Joachim Gauck seçildi. Çin, büyüme hedefini düşürdü Başbakanı Wen Jia6 Çin bao, 2012 yılına ait büyüme hedefini % 8’den % 7,5’e düşürdü. Wen, yıllık çalışma raporunu parlamentoya sunarken yaptığı konuşmada, “Güçlü ve istikrarlı ekonomik gelişmeyi desteklemeyi, fiyatları sabit tutup, toplam para ve kredi arzını uygun seviyede tutarak finansal risklere karşı koruma sağlamayı, ihtiyatlı ve esnek bir yaklaşım göstermeyi amaçlıyoruz” açıklamasında bulundu. 11 TÜRK FRanSa’Da işsizlik, son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Giderek büyüyen işsizlik sorunuyla işsiz sayısı Kasım’da 29 bin 900 kişi artışla, 2 milyon 850 bine ulaştı. İşsiz sayısı 2011 yılının başından bugüne % 5,2’lik bir artış gösterdi. Ülkede işsizlik oranı, 2011 yılının üçüncü çeyreğinde % 9,3’e yükseldi. İşsizlik oranındaki bu artış, 22 Nisan ve 6 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, Sarkozy için olumsuz bir gelişme olarak değerlendiriliyor. METAL 5 KONFEDERASYON’DAN METAL Türk-İş: Gerekli önlemlerin alınmaması, iş kazalarını cinayet haline getirmektedir TÜRK 12 Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu, 11 Mart 2012 günü, İstanbul Esenyurt’ta bir AVM inşaatının şantiyesinde, işçilerin kaldığı çadırda meydana gelen yangında 11 işçinin hayatını kaybetmesi üzerine bir açıklama yaptı. T ürk-İş Yönetim Kurulu açıklamasında, özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma ve esnek çalışma biçimlerinin, sağlıksız ve güvenliksiz bir çalışma hayatını işçilere dayattığı belirtilerek, “Türkiye’de kayıt dışı ekonominin var olduğu bir yapıda, çalışanların hakları geriletilmekte, esnek, güvenliksiz, güvencesiz, sigortasız ve kaçak işçi çalıştırma her geçen gün yaygınlaşmaktadır” denildi. Son yıllarda Davutpaşa’daki patlamadan başlayarak, Tuzla tersanelerinde, Bursa’nın Mustafakemalpaşa, Balıkesir’in Dursunbey, Zonguldak’ın Karadon maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarında, Ankara’da OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde meydana gelen patlamalarda, Adana’nın Kozan ilçesinde baraj kapağının patlaması sonucu oluşan iş felaketinde onlarca işçinin hayatını kaybettiği hatırlatılan açıklamada, şöyle denildi: “İstanbul Esenyurt’ta bir AVM inşaatının şantiyesinde işçilerin kaldığı çadırda çıkan yangın sonucunda, ilk belirlemelere göre 11 işçi feci şekilde yanarak hayatını kaybetmiştir. Hiç kuşkusuz gerekli önlemlerin alınmaması, bu tür iş kazalarını cinayet haline getirmektedir.” Türk-İş açıklamasında, Türkiye’de iş kazalarının bütün işkollarında yaygın olarak görüldüğü, ancak inşaat, metal ve maden işkollarında kaza sayısının, kaza sıklık, ağırlık, ölüm ve yaralanma oranının, diğer sektörlere nazaran çok yüksek olduğu kaydedilerek, inşaat, maden ve metal işkollarının iş kazaları açısından adeta yarış halinde olduğu, 2010 yılında inşaatta 475, madende 130, metalde 110 ve tekstil işkolunda 32 işçinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Konfederasyonun, iş kazalarının önlenmesi konusunda çaba gösterdiği vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “TÜRK-İŞ olarak yıllardır, 4857 sayılı İş Kanununun içinde yer alan değil, örneklerini, gelişkin AB ülkelerinde gördüğümüz müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa ihtiyaç olduğunu dile getirdik ve talep ettik. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyince de kabul edilmesine ve hazırlanan iki politika belgesinde yer almasına rağmen, 2006 yılından bu yana İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılamamıştır. 15 Kasım 2011 tarihinde yapılan son Üçlü Danışma Kurulu toplantısında üzerinde anlaşma sağlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, metninde herhangi bir değişiklik yapılmadan Meclis’te bir an önce kabul edilmelidir.” Türk İş açıklamasında, inşaat şantiyesinde hayatını kaybeden işçilere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralanan işçilere de acil şifalar dilendi. METAL Türk Metal Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Özel Harekatçı 6 polisin kurulan pusu sonucu şehit olması dolayısıyla bir açıklama yaptı. TÜRK Vatan hainleri amaçlarına 13 hiçbir zaman ulaşamayacak A çıklamada, Cudi Dağı’nda teröristlerce güvenlik güçlerine kurulan hain pusunun yanı sıra, Şırnak’ın Cizre ilçesinde de, baharın, bereketin, kardeşliğin, barışın sembolü olan Nevruz Bayramı’nı kutlamak yerine, provoke etmek isteyen, gözü dönmüş militanlar tarafından açılan ateş sonucu yaralanan polis memuru Ahmet Toprakoğlu’nun da hastanede şehit düştüğü hatırlatıldı. Türk Metal Genel Yönetim Kurulu açıklamasında, şöyle denildi: “Bu ülkenin huzurunu ve birliğini bozmak isteyen eli kanlı teröristler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Ülkemizi bizler için koruyan ve bu yolda şehit düşen polislerimiz için Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.” Türk Metal Genel Yönetim Kurulu, ayrıca, Afganistan’da görev yapan ve bir helikopter kazasında şehit düşen 12 askerimiz için de Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi… KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI Genel Başkanımız Pevrul Kavlak Kadın İşçiler Kurultayı’nda kadın delegelere seslendi: METAL Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek... TÜRK 14 Kadın İşçiler Büyük Kurultaylarının 17’ncisi, bu yıl yine amacına uygun şekilde, coşkuyla 7-10 Mart tarihlerinde, Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde gerçekleştirildi Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz… METAL Oteli’nde gerçekleştirildi. Kurultaya bu yıl, yerli ve yabancı 700 kadın delege katıldı. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nın açılış programına çok sayıda işçi, sendikacı, işveren ve politikacı katıldı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilig, ILO Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu, Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay, CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli, Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Öztürk, Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı Yakup Ömer Latifoğlu, MESS Genel Sekreteri İsmet Sipahi, kurultaya katılan konuklar arasındaydı. Kurultay, iki gün boyunca www.turkmetal.org.tr sitemizden canlı olarak yayınlandı. 15 TÜRK G enel Başkanımız Pevrul Kavlak, Sendikamızın düzenlemiş olduğu Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, “Üretirken kadını erkekle eşit sayacaksın, ama sıra ücret vermeye geldiğinde eşit olmayacak. Alınteri dökerken ‘erkekle eşitsin’ diyeceksin, ama sıra sosyal haklara gelince farklı olacak. Tezgâh başında, çalışma saatlerinde, performans ölçümlerinde ‘aynısınız’ diyeceksin, ama sıra yükselmeye, daha üst görevlere atamaya gelince, ‘dur’ diyeceksin... İşte düzen bu... ‘Böyle gelmiş böyle gider’ diyenler olabilir. Böyle gelmiş, ama böyle gitmeyecek” dedi. Türk Metal Sendikamızın her yıl 8 Mart haftasında düzenlediği, Kadın İşçiler Büyük Kurultaylarının 17’ncisi, bu yıl yine amacına uygun şekilde, coşkuyla 7-10 Mart tarihlerinde, Ankara Büyük Anadolu KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI METAL Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın r: la ık şl a b n a d n sı a şm u n o k lış açı TÜRK 16 “Biz, Türk Metal olarak, Dünya Kadınlar Günü’nü, yeniden gerçek anlamına, hak ettiği yere taşımaya kararlıyız” 8 Mart 1857’de, yani bundan tam 155 yıl önce Amerika’da tekstil işçileri greve çıktı. Bu grevci işçilerin çoğunluğu kadındı. İstedikleri, ayrımcılığa son verilmesi, 12 saati aşan çalışma süresinin azaltılması, yani daha insanca bir yaşamdı. Sadece bu kadardı. Bu kadar sade, bu kadar haklı ve bu kadar insancaydı… Ama polis greve müdahale etti. Çoğu kadın 129 işçi, olaylarda hayatını kaybetti. Onlar sadece kendileri için değil, bizim için, hatta çocuklarımız için hayatlarını hiçe saydılar. Onların, hayatları pahasına kazandığı haklar, şimdi bizim haklarımız oldu. Ölen işçi kadınlar ve onların hatıraları bizim en değerli mirasımızdır. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Aradan tam 155 yıl geçti. Bugün, dünyanın her yerinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanıyor. Peki, ama kaç kişi, bugünün anlamını biliyor? Kaç kişi, New Yorklu kadın işçileri hatırlıyor? Kaç kişinin, onların mücadelesinden haberi var? Her değer gibi, Dünya Kadınlar Günü’nün de içi boşaltıldı, anlamı yok edildi. Basit bir hediye alma, çiçek verme törenine dönüştürüldü. Biz, Türk Metal olarak, Dünya Kadınlar Günü’nü, yeniden gerçek anlamına, hak ettiği yere taşımaya kararlıyız. Hafızamızda, emekçilerin hakları için canlarını veren o kadın işçiler, aklımızda mücadele, gönlümüzde ise, insanca bir yaşam var. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nı işte bu bilinçle gerçekleştiriyoruz.” “Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek” “Birleşmiş Milletler’e göre, dünyada yapılan işlerin % 66’sı kadınlar tarafından görülüyor. Yani dünyanın yükü, kadınların omuzunda. Ama kadınlar, dünyadaki toplam gelirin sadece % 10’unu alıyor. Daha da içler acısı olan, kadınların dünyadaki mal varlığı oranı, sadece Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara METAL “Bu ayıp bize yeter” “Dünya Ekonomik Forumu, her yıl kadın erkek eşitliği konusunda ülke raporları hazırlıyor. Bütün dünyada tartışmasız kabul gören rapor bu yıl da yayınladı. Türkiye, kadın erkek eşitliği konusunda 135 ülke arasında 122’nci ; yani sonlarda… Oysa, Türk kadınlarının dünyadaki yeri bu olmamalıydı. Kucağında bebeği ile cepheye sırtında mermi taşırken, bebeği ölmesin diye üzerine kapanarak şehit olan Şerife Bacı’ya, 1920’de Anadolu’ya kaçarak, Kurtuluş Savaşı’na katılan Halide Edip’e, daha genç bir gelin iken, Aziziye’de kahramanca savaşan Nene Hatun’a vefa borcumuzun karşılığı bu olmamalıydı. Ama daha da vahimi var. Türkiye, kadının ekonomiye katılımı ve iş bölümü konusunda 132. sırada… Sadece Suudi Arabistan, Pakistan ve Yemen’den daha iyi durumdayız. Araştırma bununla da bitmiyor, ama devam etmeyeceğim. Daha fazla söze gerek yok, bu ayıp bize yeter. Bu kada- rı bile, bize ne durumda olduğumuzu anlatmaya yeter. Bu kadarı bile, bize neden ilerleme, gelişme, çağdaşlaşma yolunda tökezleyip durduğumuzu anlatmaya yeter.” “Biz bu kaderi değiştireceğiz” “Şimdi size, uzun yıllar önce yapılmış bir konuşmadan kısa bir bölüm okumak istiyorum: İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Mümkün müdür ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin? Bu sözler, büyük önder, Mustafa Kemal Atatürk’e ait… O, yıllar öncesinden ilerlemenin, atılımın, çağdaşlaşmanın rotasını çizdi. Kadının toplumsal yaşama ve ekonomiye katılmasının önündeki engelleri kaldırmak için atılım yaptı. Sonra? Ondan sonra, rotadan çıktık ve bu hale geldik. Haksızlık yapmayalım. Evet, yıllar içinde kadınlara birçok hak verildi, yasa çıkarıldı. Hatta bir tanesi de Meclisten çıkmak üzere. Bunun için, tüm kadın işçiler adına milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Ama biliyoruz ki, yasalar kadar uygulama da önemlidir. Hatta uygulanmıyorsa, kadın erkek eşitliği teoriden pratiğe geçmiyorsa hiçbir önemi yoktur. Ne yazık ki, bugüne kadar, hep böyle oldu. Bazen Birleşmiş Milletler’e, bazen Avrupa Birliği’ne, bazen ILO’ ya verilen sözleri yerine getirmek için yasalar çıkardık. Bu yasalar bazen oy almak için, bazen de samimiyetle çıkarıldı. Ama ya hiçbiri uygulanmadı ya da pek azı hayata geçirilebildi. Kadınlara verilen haklar hep sözde kaldı. Bu yüzden kadın, itildiği gölgeden güneşe çıkma şansını hiç bulamadı. Kadın geride bırakıldığı için de, ne kadar gelişirsek gelişelim, ülke olarak bir türlü istediğimiz sıçramayı yapamadık. www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz… 17 TÜRK % 1… İşte bizim itiraz ettiğimiz bu. Son verilmesini istediğimiz haksız düzen bu. Üretirken kadını erkekle eşit sayacaksın, ama sıra ücret vermeye geldiğinde eşit olmayacak. Alınteri dökerken ‘erkekle eşitsin’ diyeceksin, ama sıra sosyal haklara gelince farklı olacak. Tezgâh başında, çalışma saatlerinde, performans ölçümlerinde ‘aynısınız’ diyeceksin, ama sıra yükselmeye, daha üst görevlere atamaya gelince ‘dur’ diyeceksin... İşte düzen bu.‘Böyle gelmiş böyle gider’ diyenler olabilir. Böyle gelmiş, ama böyle gitmeyecek. Biz, ‘emek en yüce değerdir’ sözünü bir süs eşyası gibi duvara asanlardan değiliz. Biz, bu sözü hayata geçirenlerdeniz. Biz emek en yüce değerdir sözünü alın terimizle çeliğe nakış gibi işleyenleriz. Biz Türk Metaliz. Biz Türkiye’deki, her 5 sendikalı işçiden biriyiz.” KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI Hak ettiğimiz yere gelemedik. Uygarlık tablolarında hep alt sıralara mahkûm olduk. Ama bu bizim kaderimiz değildir. Bizim kaderimiz, bu olamaz… Bu bizim kaderimizse, biz bunu değiştireceğiz.” METAL “Tezgâh başında eşitliği biz sağlayacağız” TÜRK 18 “155 yıl önce New Yorklu kadın işçiler nasıl gözünü kırpmadan mücadeleye atıldıysa, Bizler de Mustafa Kemal’in çizdiği rotada, açtığı bu yolda kadın erkek kol kola, yan yana, omuz omuza taviz vermeden ilerlemek zorundayız. Metal işçilerine sesleniyorum: Sizler bu yolun öncüsü olmalısınız. Biz, Türkiye’nin en büyük örgütlü gücüyüz. Biz Türk Metal’iz. Biz emeğin ve ekmeğin temsilcisi, alın terinin bekçisiyiz. Başkasından bekleyemeyiz, tezgâh başında kadın erkek eşitliğini biz sağlayacağız. Kadın erkek eşitliği, ilerleme, çağdaşlık, uygarlık demek. Yani kadın erkek eşitliği insan olmak demek... Kadın erkek eşitliği karanlıktan aydınlığa geçmek demek… Ama bakın, Türkiye’de kadınların yarıdan fazlası daha evliliklerin ilk gününde karanlığa gömülüyor. Daha ilk günde, belki de hayatının en güzel gününde eşinden şiddet görüyor. Şehirlerde evli kadınların %20’si, köylerde ise % 75’i eşi tarafından şiddette maruz kalıyor. Aile içi suçların %90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor. Bu çok karanlık bir tablo… Biz, bu karanlıktan kurtulmak için üzerimize düşen görevi biliyoruz. Türk Metal olarak, üyemiz kadın işçilere, Türkiye’nin cefakâr kadınlarına, tüm dünyanın çileli emekçi kadınlarına söz veriyoruz: Bu karanlık tabloyu düzeltmek için üzerimize düşeni yapacağız. Eşitlik için gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanacağız, gerekirse sosyal sendikacılığın öncüsü olarak kaynaklarımızı bu alana seferber edeceğiz. Ve hepinize söz veriyorum, kadın-erkek eşitliği konusunda kadınlarla birlikte erkek üyelerimizi de kapsamlı bir eğitimden geçireceğiz. Bir yol bulacağız. Bu karanlıktan kurtulmak için, kadının evinde huzur içinde yaşaması, işinde alın terinin karşılığını alması, toplumda hak ettiği yere gelmesi, siyasette söz sahibi olması için bir yol bulacağız.” “Bunu hep birlikte yapacağız” “Bu yolun hangisi olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Uygarlığa, çağdaşlığa, aydınlığa giden yolun hangisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Ama bu yolun zor bir yol olduğunu da biliyoruz. Çünkü bu yolda çok mücadele etmemiz gerekiyor. Çünkü bu yolda bazen geleneklerimizle, alışkanlıklarımızla, büyüklerimizle, bazen çıkarlarımızla, bazen yasalarla, bazen de yazılı olmayan kurallarla kıyasıya mücadele etmemiz gerekiyor. Hem de korkmadan, çekinmeden, geri adım atmadan. Bu yolda ancak böyle ilerleyebiliriz. Bunun için de yürek gerek... Ne demiş büyük şair: ‘Yüreğin, kadını erkeği yoktur. Bir mert olanı vardır, bir de namert olanı. Namertlerin ne yapacağını iyi biliyoruz. Ama mertler de en az namertler kadar cesur olmalı…’ Ya eve mahkûm edilmiş kadınların olduğu bir ülkede yaşayacağız ya da kadınların özgürce çalışacağı bir ülkede. Ya aynı tezgâhta birlikte çalıştığımız kadın işçinin sömürülmesine seyirci kalacağız ya da onun hakları için mücadele edeceğiz. Ya şiddetin ve nefretin konuşulduğu bir evde yaşayacağız, ya da aşkın ve sevginin. Kısacası arkadaşlarım; Ya böyle gelmiş böyle gider diyeceğiz ya da yeni bir yol bulacağız. Ya karanlığa teslim olacağız, ya da aydınlığa koşacağız. Bunu biz yapacağız, siz yapacaksınız, hep beraber yapacağız... Örgütlü toplum yapacak... Sendikalar yapacak!” Ekmeğinde emek vardı, bir de alın teri, Geride bırakmış tın artık, kederl i gü nl eri. Gözlerin... Sözler in... Çok güzeld in . Hayretle sorard ım kendime, Nasıl boş kalırd ı yüreğin? Günlerden bir ak şamüstüydü. Üstümde cesareti m yüklüydü. Bir dakikanızı alabilir miyim de dim. Sonra, Bildiğim tüm gü zel sözleri sana sö yledim. Aradan yıllar ge çti. Hep yanımda se n vardın. Bana yalnızlığı yaşatmadın. Sıcak yuvamızın süsü oldu yavrul arımız. İnan, şimdi başla yacak en güzel ça ğlarımız Sevgili eşim; Bun u sana yazdım. Bundan sonra da yazacağım. İster yakın, ister uzak ol, fark etm ez... Seni hiçbir zam an hatırlamayac ağım. Çünkü seni ben, hiç unutmayacağ ım. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara Kurultay’daki açılış konuşmaları Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu Cinsiyet ayrımcılığı yıkılmalı Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu konuşmasında, kadınların paylaşımcılığın, bilginin ve fedakârlığın ilk öğreticisi olduğunun altını çizerek, ‘’Kadının toplum hayatında oynadığı rolü belirtmek için cinsiyet ayrımcılığına dayanan önyargıların yıkılmış olması gerekmektedir. Kadınların insan yerine bile konulmadığı toplumsal anlayışların çok gerilerde bırakılması için büyük mücadeleler verilmiştir. Bütün bunlara rağmen günümüzde de o karanlık dönemlerin kalıntılarına sahip çıkan anlayış ve uygulamalara rastlamak mümkündür’’ dedi. TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik ILO Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu Dünyanın çok gerisindeyiz IlO Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu da konuşmasında, kadınların istihdamının önemini vurguladı. Efendioğlu, dünyada güvensiz işlerde çalışan nüfusun 1,5 milyar olduğuna dikkat çekerek, bu rakamın çalışan nüfusun yarısına eşit olduğunu belirtti. Kadınların küresel ölçekte iş gücüne katılma oranının %51 olduğunu kaydeden Efendioğlu, Türkiye’nin bu konuda çok gerilerde olduğunu ifade etti. CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer Kadına şiddet insan hakkı ihlalidir Candan Yüceer, Meclis’te şu anda 77 kadın milletvekili olduğuna işaret ederek, 1935 yılında kadın milletvekili sayısının 18 olduğunu belirtti. Her 3 kadından birinin şiddete uğradığını, 4 kadından birinin hamilelik esnasında şiddete uğradığını söyleyen Yüceer, kadına şiddetin en sık rastlanan insan hakkı ihlali olmasına rağmen, en az ceza verilen suç olduğunu kaydetti. AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli Kadınlar devletin himayesindedir İlknur Denizli, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün yılın her gününde kadınların saygı ve sevgiyle yaşayacağı günler olması dileğiyle başladığı konuşmasında; “Kadına siper olmalıyız. Kadınlara umut olmalıyız. Biz bunun sorumluluklarının neyi gerektirdiğini biliyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Çalışmalarımız her geçen gün artarak devam ediyor” dedi. www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz… 19 TÜRK TİSk Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik de, Türkiye nüfusunun %49,8’inin kadınlardan oluşmasına rağmen, kadın istihdamının sadece %28,8 olduğunun altını çizerek, bunun yeterli olmadığını söyledi. Kudatgobilik, Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisine girmesi için kadınların % 38-40 düzeyinde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kudatgobilik, kadın ve erkeğin, et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmaz olduğunu da ifade etti. METAL Kadın ve erkek etle tırnak gibidir KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI Kurultay’daki delege konuşmaları Avrasyalı Sendika Temsilcileri Adına Ferangiz Bayramova Kadınların sesi hak sesidir, sizleri hak uğrunda birleşmeye çağırıyoruz tacİKİstan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Başkurdistan, Kırgızistan ve KKTC’den gelen delegeler adına Ferangiz Bayramova bir konuşma yaptı. Bayramova konuşmasında, “Burada sizlerle olmaktan yaşadığımız gurur ve heyecanı sözlerle ifade edemiyoruz. Dünyada barış olsun, kan dökülmesin, çocukların gözyaşı akmasın, insanların ailelerinden uzak kalmadığı bir dünya olsun” dedi. Bayramova konuşmasının sonunda kadın delegelere seslenerek; “Kadınlar sesi hak sesidir, sizleri hak uğrunda bir yumruk gibi birleşmeye çağırıyoruz” dedi. Melek Sönmez İstanbul Hey Tekstil İşyeri METAL Türk Metal, sendikalaşmanın ve sendikanın önemini bize gösterdi TÜRK 20 HeY Tekstil işyerinde işten atılan 420 arkadaşı adına konuştuğunu belirten Melek Sönmez, işveren tarafından sürekli olarak taciz ve baskılara maruz kaldıklarını anlattı. Sönmez, “Bizim hatamız, 1500 işçiyken örgütlenmememiz oldu. Sendikalar bize sendikalı olmanın önemini anlatmalıydı. Sendikalı olmanın getirdiği kolaylık ile olmamanın getirdiği zorlukları bizlerle paylaşmalıydı. Eğer biz sendikalı olsaydık 420 işçi aynı anda kapı önüne konmazdık. Bugün Türk Metal, sendikalı olmanın önemini ve sendikalaşmanın önemini bize gösterdi” dedi. Bursa Şubeleri Delegesi Esra Ulukaya Ey kahraman Türk kadını... Sen omuzlarda yükselmeye layıksın atatÜrK’Ün “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde, göklerde yükselmeye layıksın” sözü ile konuşmasına başlayan Ulukaya şunları söyledi: “Atatürk’ün dediği gibi, kadınlarımız da âlim ve mütefennin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirlerinin yardımcısı olacaklardır. Peki gerçekten olabildiler mi? Bence hayır. Hala günümüzde kadınları ikinci sınıf gören zihniyetler var. Kadınların hala erkek egemenliği altında ezildiklerini görebiliyoruz. Zor kullanımlar ve dayak atmalar, aile içi şiddet had safhada… Kadın bizim anamız, kadın bizim bacımız, kadın bizim yarimiz, kadın bizim varlığımız, kadın bizim baş tacımız... Size bir soru: eğer bu anlatılanların tam tersi bir durum olsaydı, dünyada erkekler günü adı altında bir gün olur muydu? Haydi, bir düşünün bakalım. Eğer eşitlikse, bu eşitlik mi?” Çerkezköy Şube Delegesi Pınar Güzel Kadınların her türlü sorunlarının çözüldüğü bir Türkiye istiyoruz ÇerKezKÖY Şube delegeleri adına konuşan Pınar Güzel, kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin ve tacizlerin önlenebilmesi için, zihniyetlerin eğitilmesi gerektiğini belirtti. Güzel, “Kadınların çalışma hayatına katılımı, istihdam edilmediği, ilköğretim sonrasındaki eğitimlerin yetersizliği, meslek sahibi olmadıkları için iş gücüne de yeterli katılımları olmamaktadır. Kadınlara yönelik meslek edindirmek için projeler oluşturup, bu proje doğrultusunda, kadınlara eğitim vererek, meslek sahibi yaparak, çalışma hayatına hazırlamak gerekmektedir. Kadınlar meslek sahibi olmadıkları için, kayıt dışı ve sosyal güvenlikten yoksun olarak çalıştırılmaktadır. Kadınların eğitim sağlık siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmelidir” dedi. İzmir Şubeleri Delegesi Elvidan Katı Dünyada her şey kadınların eseridir İzmİr Şubeleri adına konuşan Elvidan Katı, “Türkiye’de birçok kadının hor görüldüğü, gerek iş hayatında gerekse de sosyal yaşamı içerisinde tacize veya şiddete uğradığı günümüzde örgütlü bir işyerinde çalışarak her ortamda biz kadınlara sesimizi duyurma imkânı veren Türk Metal’in üyesi olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Katı, konuşmasında, kadınlara uygulan şiddetin ve cinsel istismarın ana sebebi olarak kadının ekonomik özgürlüğü olmamasını temel neden olarak gösterirken, Atatürk’ün bir sözünü hatırlatarak; “Dünyada her şey kadının eseridir. Dünya var oldukça, kadınlar da her yerde olacaktır” dedi. Kocaeli Şubeleri Delegesi İnce Özdemir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihi yazan çileli kadınların öyküsüdür Kadını anlatmaya kelimeler bile kıfayetsiz kalır İstanbul Şubeleri adına konuşan Yeşim Eren, “Doğumdan ölüme kadar, hayatın her anında rol alan biz emekçi kadınlar, her zorluğun üstesinden geldiğimiz gibi, iyi bir eş ve iyi bir anne olmayı da her zaman başarmışızdır” dedi. Kadını anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldığını belirten Eren, “Biz kadınlar kıskanç, kaprisli ama sınırsızca seven… Öldüren de, çürüten de, rezil de eden vezir de eden… Eksik etek, kaşık düşmanı… Erkeğinin baş tacı, gönül yoldaşı… Vefakâr, yüreği kocaman ve sımsıkı saran ve hayatı kolaylaştıranız” şeklinde konuştu. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz… 21 TÜRK İstanbul Şubeleri Delegesi Yeşim Eren METAL Kocaelİ Şubeleri adına konuşan İnce Özdemir; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihi yapan çileli kadının öyküsüdür. Bu öykünün kökeninde kadınların erkekle eşit biçimde, toplumsal yaşama, gelişmeye katılmak için verdikleri mücadele yatmaktadır” dedi. Çalışma hakkının kadınların temel hakkı olduğunu belirten Özdemir, kadınların sesini daha çok duyurmak için çalışması gerektiğini söyledi. KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI METAL “Günümüz Kadınının Güncel sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu panel gerçekleştirildi TÜRK 22 Kadın İşçiler 17.Büyük Kurultayı çerçevesinde, MESS Hukuk Müşaviri Erten Cılga moderatörlüğünde, Ankara 1. Aile Mahkemesi Hâkimi Zeynep Öksüzoğlu, Ankara 10. Aile Mahkemesi Hâkimi Nevin Birinci, Uludağ Üniversitesi İİBF Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serpil Aytaç ve Kocaeli Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Zehra Gönül Balkır’ın katıldığı, “Günümüz Kadınının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu panel gerçekleştirildi. Avukat Erten Cılga MESS Hukuk Müşaviri Ülke nüfusumuzun % 49.8’i kadın olmasına rağmen istihdam oranı % 28.9 KurultaYIn ikinci gününde gerçekleştirilen “Günümüz Kadınını Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu panelin moderatörlüğünü yapan Avukat Erten Cılga, kadının istihdamdaki yerini değerlendirdi. “Nüfusumuzun %49,8’ini biz kadınlar oluşturuyoruz. Yani neredeyse yarısını…Ancak 2011 yılı verilerine göre, istihdam edilen nüfusun ancak %28,9’unu kadınlar oluşturuyor. Avrupa Birliği ülkelerinde ise, kadınların istihdam içindeki oranı 2010 yılı verilerine göre %58,2. Yani bizimkinin iki katı. Ülkemizde yıllar itibariyle kadın istihdamı artıyor olsa da, kadınların neredeyse %60’ının kayıt dışında çalışıyor olduğunu üzülerek söylemek zorundayız.” Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır Kocaeli Hukuk Fakültesi Dk. Kadınlar ucuz emek gücü olarak kayıt dışı olarak çalıştırılıyor Prof. Dr. Gönül Balkır, kadınların ucuz emek gücü olarak, kayıt dışı çalıştırılmalarının, soysal güvenlik haklarının verilmemesinin, çalışma yaşamındaki en önemli sorunlardan birisi olduğunu belirtti. Balkır, “Genel anlamda baktığımızda, kadının ucuz emekle kayıt dışı çalışması ya da ayrımcılıkla sorunlu çalışma yaşamına katılması yanında, bir yandan da, kutsal analık ilişkisi arasında yalpalaması ve ister istemez, süreç içinde eve kapanması, kadının çalışma yaşamından uzaklaşmasına, dışlanmasına yol açıyor” dedi. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara Zeynep Öksüzoğlu Ankara 1. Aile Mâhkemesi Hakimi Amaç ne kadar kadını korumak olsa da, kadına şiddet devam ediyor anKara 1. Aile Mâhkemesi Hakimi Zeynep Öksüzoğlu, 4320 sayılı kanunu değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi: “4320 sayılı kanun yasalaştı. Daha önce 4320’de ve onu değiştiren kanunda, evli olan eşlerin ve aynı çatı altında yaşayan kişilerin korunması sağlanıyordu. Bu kanun kapsamı biraz daha genişletildi. Bakanlık şimdi bu konunun alt yapısını oluşturmaya çalışıyor. Bu kanun tasarısında ben de çalışmıştım. Kanunda Çocuk Esirgeme Kurumu ve belediyelere bir takım yeni yükümlülükler getiriliyor. Kadın sığınma evleri, kadının eğitimi konusunda, şiddet uygulayan eşlerin tedavi edilmesi, şiddet mağdurlarının ve çocuklarının barınma yerinin sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, iş yerinin ve iş alanının değiştirilmesi, çalıştığı işyerinde sürekli eşinin tacizine uğruyorsa, aynı iş yerinin başka bir koluna gönderilmesi, hayati tehlike varsa, emniyet tarafından koruma altına alınması sağlanması gibi maddeler var. Fakat amaç ne kadar kadını korumak da olsa; ülkemizde maalesef kadına şiddet devam ediyor. Şiddetin en önemli çözümü ise, şiddetin önüne geçmektir.” Prof. Dr. Serpil Aytaç Prof. Dr. Serpil Aytaç da konuşmasında, çalışma imkanı bulan kadınların karşı karşıya kaldığı sorunlara değindi. “Çalışma hayatına giren kadınlar, çifte yükümlülük altına girmektedir. İstihdam imkânı bulan, bir iş bulup da çalışmaya başlayan kadın, öncelikle iş hayatının tempolu ve hızlı yaşamına alışmaya çalışıyor. Bir müddet sonra, iş dünyasının o tempolu ve hızlı yaşamına ayak uydurmaya başlıyor. O tempolu ve hızlı yaşama alışmaya başladığında, hemen akabinde evlenip çocuk sahibi olduğu zaman, iş ve aile dengesini kurmak için çaba sarf etmeye başlıyor. Çalışan kadınlar hem işlerinde yükselmek, başarılı olmak, hem de ev işleri yemek, çocuk bakımı, hem de eşle ilişkiler konusunda üzerlerindeki sorumlulukları yerine getirmek durumundadır. Çünkü, toplumsal rol gerekleri, kadından bu görevleri eksiksiz sürdürmesi, yani süper kadın olmasını bekliyor. Kadının iş hayatında tüm koruyucu önlemlere karşılık, sırf kadın olmasından kaynaklanan, psiko-sosyal sorunlarının ortaya çıkması kaçınılmaz. Burada da söyleyebileceğimiz en önemli şey, kadın psikolojisini çok iyi anlamak bilmek, önce kendimizi tanımak ve mümkün olduğu kadar çevremizdeki kişilere de bunu tanıtmaktır.” Nevin Birinci Ankara 10. Aile Mâhkemesi Hakimi Günümüz çalışma hayatında maalesef kadının yeri çok az anKara 10. Aile Mâhkemesi Hakimi Nevin Birinci, geçen yıl düzenlenen Kadın İşçiler 16. Büyük Kurultayında da yer aldığını hatırlatarak, “Geçen yıldan bu yıla neler değişti diye düşündüm. Türkiye’de 1921 yılından beri kadınlar günü değişik hatlarda kutlanmaya başlanmış. Kadınların sorunları dile getirilmeye başlanmış. Ancak bu bir kutlama günü gibi değerlendirilmiştir. Sadece bugünlerle kalmış detaylı sorunlar görülememiş, çözüm yolları üretilememiştir. Anayasamızda kadın erkek eşit haklara sahiptir diye birçok güzel bir metin vardır, Fakat, günümüz çalışma hayatında kadının yeri çok az. Halen çoğu önemli mevkilerde kadın sayısı çok yetersiz. Halen meclisimizde kadınları temsil eden bir tek bakanımız var. Bu şekilde kadınları güçlendirmemiz mümkün değildir.” dedi. www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz… 23 TÜRK Toplum kadına, süper kadın rolünü yüklüyor METAL Uludağ Üniversitesi İİBF Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Kadın İşçİler 17. BüyüK Kurultayı Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel: Bu gün,‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ Olarak Anılmalı Kadın İşçiler Büyük 17. Büyük Kurultayının ilk gününde, açılış programının ardından, Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel’in verdiği, “Kadın ve Sosyal Güvenlik Hakları” konulu bir panel gerçekleştirildi METAL S TÜRK 24 osyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nün, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanması gerektiği söyledi. Tezel, “Bugün buradaysak o 129 şehit kadın sayesindedir. O 129 kadının hatırına çıkan yasalar, onların talebiyle gücüyle birlik olduğumuz sendikalar sayesinde ayakta durabildiğimiz için buradayız” dedi. Tezel, “Dünyanın her yerinde bu güne hala Dünya Kadınlar Günü diyorlar. Lütfen sahip çıkalım. Lütfen o 129 kadının ruhunu yaşatın. Onlar sayesinde sendikalar kanunu, toplu iş sözleşmeleri kanunu, iş kanunu ve sosyal güvenlik kanunları çıktı. Onların hatırı için, dünya emekçi kadınlar günü olarak kutlamamız ve her yerde de dünya kadınlar günü değil “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dememiz gerekiyor. O 129 kadının hatırına çıkan yasalar, onların talebiyle gücüyle birlik olduğumuz sendikalar sayesinde ayakta durabildiğimiz sermayenin karşısında sesimizi çıkarabiliyor ve bir yumruk oluyoruz.” Ali Tezel, bir saatlik sunumunun ardından, kadın delegelerin konuya ilişkin sorularını da yanıtladı. Panel, soru-cevap bölümüne delegelerin aktif katılımı dolayısıyla, öngörülenden bir saat fazla sürdü. Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı ile ilgili fotoğraf ve videolara Kurultay sonuç Bildirgesi şekilde üretmesini engellemektedir. Karar mekanizmalarında yer almasında yolları kapamaktadır. Tacizdir, mobingtir, düşük ücrettir. Fazla mesaidir. Esnek çalışmadır. Kadını meta olarak gören anlayış, aile içindeki fiziksel şiddet olarak kendini gösterirken, bu anlayışın birçok işyerindeki yaklaşımı ucuz işçiliktir. Şiddet, her beş kişiden birinin ruh sağlığı bozuk olan bir ülke için kaçınılmazdır. Aile içi şiddet ise zincirin sadece bir halkasıdır. Ekonomik şiddet, kültürel şiddet, sosyal şiddet ise kadınları kuşatan şiddet zincirinin diğer halkalarıdır. Bu zincirin bir halkasını kırmak bir başlangıç olabilir ama yeterli olmaz. Önemli olan, tüm kadınları bu zincirlerden kurtarmaktır. Önemli olan, düşünceleri kuşatan zincirleri kırmaktır. İşte 8-9 Mart 2012 tarihlerinde toplanan Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı, bu anlamda atılmış gerçekçi ve yürekli bir adım olmuştur. Dileriz, bu yürekli duruş tüm sivil toplum örgütlerine örnek olur. Biz kadın metal işçileri olarak, kadın konusundaki bu soylu ve onurlu yaklaşımın altında imzası olan büyük ve güçlü Türk Metal’in üyeleri olmaktan onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz. Bu kurultayın gerçekleşmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. Yaşasın dayanışmamız; yaşasın Türk Metal diyoruz! www.turkmetal8mart.com adresinden ulaşabilirsiniz… 25 TÜRK D ünyada ve Türkiye’de kadınlar, kendilerini kuşatan sosyal ve kültürel zincirler nedeniyle ekonomik özgürlüklerine kavuşamıyor. Daha da acı olanı, bu durum incitici bir gerçek olmasına rağmen, toplumların kaderinde rol oynayan parlamenter irade tarafından, sonuç almaya yönelik bir şekilde ele alınamıyor. Kadın sorunlarını sadece şiddete indirgemek ve şiddet örtüsü ile biz kadınların içinde bulunduğu diğer öncelikli sorunların üzerini örtmek, özellikle 3. dünya ülkelerinde bir toplumsal alışkanlık haline gelmiş durumda. Ancak, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinin, bu alışkanlığın etkisi altına girdiğini görmek, biz kadınların aydınlık bir gelecek yolundaki umutlarını törpülüyor. Kadınların eşitlikçi özgürlükçü ve adaletli bir yapı içinde yerini alması, aile içi şiddet tarafından engelleniyor. Biz bu engelin ortadan kaldırılması için çalışıyoruz. Ancak, kadını toplumsal bir unsur olarak görmek yerine, meta olarak kabul eden anlayışın, geleneklerimizin göreneklerimizin çatısı altına alınmasının doğru olmadığını, yani şiddeti masumlaştıran gerekçelerin, yozlaşmanın ve çürümenin sebep olduğunun da altını çiziyoruz. Kadınların tek problemi, aile içindeki şiddet değildir. Kadın, sokakta, eğitimde, sağlıkta ve soysal güvenlikte de şiddet görmektedir. Kadın işyerinde de şiddet görmektedir. Bu şiddet, kadının sağlıklı bir METAL Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’nın Sonuç Bildirgesi, Emine Kanlı tarafından okundu: KADIN İŞÇİLER 17. BÜYÜK KURULTAYI Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı’na, Avrasyalı Kadın Delegeler de katıldı METAL KADIN İşçiler 17. Büyük Kurultayına, Tacikistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Başkurdistan, Kırgızistan ve KKTC’den toplam 51 delege katıldı. UAMİF Genel Başkanı ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, kurultay öncesinde ve sonrasında yabancı delegeler ile bir araya gelerek, Avrasya ve dünyadaki sendikal hareketin son durumu hakkında değerlendirmeler yaptı. Avrasyalı sendika temsilcileri de, Türkiye’de ve bir Kadın Kurultayında olmaktan duydukları memnuniyeti, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a ilettiler. Görüşmelerde UAMİF Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek de yer aldı. TÜRK 26 Kadın delegeler Ata’nın huzurunda KADIN İşçiler 17. Büyük Kurultay’ına katılan delegeleri temsilen 100 kişilik bir heyet, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti. İlk olarak Ulu Önder’in huzurunda saygı duruşunda bulunan heyet, daha sonra Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu. Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, kurultay delegeleri adına Anıtkabir Şeref Defteri’ne şunları yazdı: “Atam, dünyada kadınların soysa-ekonomik ve kültürel anlamda yaşadığı sorunların kendini tekrarladığı günümüzde, Atatürk ilke ve inkılâplarının değerlerini, kutladığımız her dünya kadınlar gününde daha iyi idrak ediyoruz. Kadınların eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletli ve daha da önemlisi şiddetin olmadığı toplumsal bir yapıda yer almasında, tüm sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünün bilicindeyiz. Türk Metal Sendikası olarak, başta kadın metal işçileri olarak, Türk kadınlarının eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletli bir yapıya kavuşması, inanıyoruz ki, Türkiye’nin refah, huzur ve mutluluk içinde bir ülke olması için de elzemdir. Bizler Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 17. Büyük Kurultayı delegeleri olarak, bu duygu ve düşüncelerle manevi huzuruna çıkmış bulunuyoruz. Türk kadını, gösterdiğin yolda er geç çağdaş dünyadaki yerini alacaktır. Biz Türk Metal olarak bu gayretin sendikası olacağız.” Murat Başaran ve Gülşen konserleri KADIN İşçiler 17. Büyük Kurultayı açılış programı ve kurultay çerçevesinde gerçekleştirilen paneller, katılan delegelerden büyük ilgi gördü. Kurultaya katılan delegeler, 8 Mart akşamı Murat Başaran’ın, 9 Mart akşamı da Gülşen’in verdiği konserlerle de gönüllerince eğlendiler. www.turkmetal.org.tr HABER Bolu Şubesi 7. Olağan Genel Kurulu Gelir adaletsizliğine sendikalar son verecek Bolu Şubemiz 7. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, gelir adaletsizliğinin sorumlusunun çok uluslu şirketler olduğunu belirterek, sömürü düzenine örgütlü toplumun, özellikle sendikaların son vereceğini söyledi METAL G TÜRK 28 enel Başkanımız Pevrul Kavlak, Bolu Şubemizin, 3 Mart’ta Öğretmen Evi’nde yapılan 7. Olağan Genel Kurulu açılış konuşmasında, küresel sermayenin, ekonomik ve sosyal açıdan toplumlara önemli zararlar verdiğini belirtti. Konuşmasında, 2008 ve 2009 yıllarına damgasını vuran ekonomik krizleri hatırlatan Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Bu kriz sırasında ülkeler batıyor dendi, bankalar çöküyor dendi, fabrikalar kapanıyor dendi… Kıyamet kopuyor sandık…Küresel sermaye, kriz boyunca ağladı durdu. Timsahlar, avlarını yerken sindirmeleri zor olduğu için azap çekerler. Gözlerinden dökülen yaşlar, avlarını yerken yaşadıkları azabın sonucudur. Bunların ki de böyle. Kriz boyunca da, uluslararası sermaye, en büyük pastayı yedi. Onların ağlamaları da işte bu yüzden. Timsahın gözyaşları…Obama, Aralık ayı başında Kansas’ta, bu kriz sonunda zenginlerin daha da zenginleştiğini söyledi. Krize rağmen, dünyadaki zenginlerin mal varlıkları 95 trilyon avro oldu. Üstelik bunun içinde maaşlar ve gayrimenkuller yok. Türkiye’de de benzer durum yaşandı. Patronlar, kriz var diye ağlıyordu. Ama krizin yoğunlaştığı 2010 yılında bankalar 22 milyar lira kar etti. Yine aynı yıl, en zengin 100 kişinin serveti, 87 milyar dolardan 104 milyar dolara çıktı. Ama tüm dünyada işten çıkarmalar sonucu yoksulluğa terk edilen 400 milyon insan kimsenin umurunda olmadı. Türküde dediği gibi; ‘Bu dünyanın düzeni yok, merhameti yüreği yok…’ Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir düzen bu… Bu düzene, bu sömürüye kim son verecek? Örgütlü toplum, sendikalar son verecek…” Genel Kurul’da aday olmayan Bolu Şube Başkanı Yusuf Uyman, Türk Metal’in bir ferdi olmaktan her zaman gurur duyduğunu ve gurur duymaya da devam edeceğini belirtti. Genel Kurulda sözalan CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve MHP İlçe Başkanı Sabri Şatıroğlu da, Bolu Şubesi 7. Olağan Genel Kurulunun işçi hareketine ve Türk Metal Sendikası camiasına hayırlı olmasını dilediler. Genel Kurula, çok sayıda işveren temsilcisi, sendikacı ve siyasi katıldı. Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, Bolu Arçelik Ürün Direktörü Adnan Tüfekçi, İnsan Kaynakları Müdürü Ender Kubilay, Türk –İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ve çok sayıda Şube Başkanının katıldığı genel kurulda yapılan seçimler sonucu, Şube Başkanlığına Özgür Elçi, Şube Sekreterliğine Hakan Gülen, Şube Mali Sekreterliği’ne de Vedat Ateş seçildi. Bolu Şubesi 7. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanvekilliğini, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun yaptı. sakarya Şubesi 10. Olağan Genel Kurulu HABER Sakarya Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, “Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için, ya hep ya hiç davasıdır” dedi S akarya Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulu, 4 Mart’ta Sakarya’da yapıldı. Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, genel kurulda yaptığı konuşmada, kıdem tazminatının fona devrine kesinlikle karşı olduklarını vurguladı. Kıdem Tazminatı Fonuyla, çalışanların alın terinin gasp edileceğine dikkat çeken Kavlak, “Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak Sakarya’dan bir kez daha sesleniyorum: Kıdem tazminatına uzanan elleri kırarız. Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için, ya hep ya hiç davasıdır.” dedi. Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Kıdem Tazminatı Fonuyla, çalışanların alınteri gasp edilecektir. Bu uygulama, işvereni bireysel yükümlükten kurtaracağı için, çalışanların işten çıkarılması da kolaylaşacaktır. Çünkü, çalışanların bu saatten sonra kıdem tazminatı konusundaki muhatabı fon olacaktır. Türkiye’nin fon karnesi zayıflarla doludur. Konut Edindirme Yardımı, Tasarrufu Teşvik Fonu gibi bütün fonlar, amaçları dışında kullanılmış, fonda biriken para pul olmuş, sonra da tasfiye edilmiştir. Kıdem Tazminatı Fonu da, çalışanlara, geçmişteki fon uygulamalarının karanlık sonunu hatırlatmaktadır. Türk-İş Genel Kurulunda bu anlamda bir saldırıya cevap vermek için hazırlanan önergeye, ilk imzayı sizin adınıza ben attım. Kabul edilen bu önerge ile kıdem tazminatına yapılacak bir müdahale genel grev sebebi olacak! Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak Sakarya’dan bir kez daha sesleniyorum: Kıdem tazminatına uzanan elleri kırarız. Kıdem tazminatı, Türk işçi hareketi için, ya hep ya hiç davasıdır...” TÜRK METAL Kıdem Tazminatı Fonu’na geçit 29 verilmeyecek Genel Kurulda, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Taçoğlu, MHP İl Başkanı Orhan Ünverdi, Türk-İş eski Genel Başkanı Salih Kılıç, Sakarya Şubesi eski yöneticilerinden Recep Demir, Otokar İşyeri Delegesi Erol Bülbül de yaptıkları konuşmalarda, çalışma hayatı ile ilgili konuları değerlendirdiler. Genel Kurula, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak başta olmak üzere, çok sayıda işveren temsilcisi ve Türk Metal Şube Başkanı katıldı. Sakarya 10. Olağan Genel Kurulunda, Şahin Kaya Şube Başkanlığına, Uğur Tellioğlu Şube Sekreterliğine ve Tamer Emekçi Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi. Sakarya Şubesi 10. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanvekilliğini, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı. HABER Kayseri ve Çankırı Olağan Genel kurulları ASlıYücE: Türkiye’de artık yeni bir sendikacılık anlayışının zamanı geldi K METAL ayseri Şubemizin 11. Olağan Genel Kurulu da, 11 Mart Pazar günü Eras Otel’de yapıldı. Genel Kurula, sendikamız Genel Sekreteri Muharrem Aslıyüce ve Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe’nin yanısıra, çok sayıda davetli de katıldı. Genel Kurul açılış konuşmasını yapan Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, Türkiye’de artık yeni bir sendikacılık anlayışının zamanının geldiğini TÜRK 30 söyledi. Aslıyüce, “Biz, bu konuda üzerimize düşeni yaptık ve sosyal sendikacılık dediğimiz çağdaş bir anlayışı uygulamaya koyduk. Biz, genel merkez ve şubelerimizle birlikte, hizmet İçin yola çıktık. Hizmet ettik, yorulmadık... Bizim varlık sebebimiz sizlersiniz” dedi. Kayseri Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunda, Ali Gökkaya Şube Başkanlığına, Kocabey Yemlik Şube Sekreterliğine ve Mehmet Kıdemli Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi. SOYUPEK: Sendikalaşma önündeki engeller kaldırılmalı Çankırı Şubemiz 2.Olağan Genel Kurulunda konuşan Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek, sendikalaşmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi Ç ankırı Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulu 10 Mart Cumartesi günü Büyük Otel’de yapıldı. Genel Kurula, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun’un yanısıra, Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz, Belediye Başkanı İrfan Dinç ve çok sayıda davetli katıldı. Genel Kurulun Divan Başkanlığını da gerçekleştiren, Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek konuşmasında, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Soyupek, MKEK yöneticilerine de seslenerek, “Kırıkkale’deki makineler çürümek üzere. İktidardan ve muhalefetten destek bekliyoruz” dedi. Çankırı Şubesi 2. Olağan Genel Kurulunda, Aydın Akbaş Şube Başkanlığına, Faruk Güngör Şube Sekreterliğine ve Hasan Öztürk de Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi. HABER Gebze Dilovası Şubesi 3. Olağan Genel Kurulu Ulusal istihdam TRAJeDİsİ’ne HAyıR! Gebze Dilovası Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, hükümet tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin, işçiler için bir ulusal istihdam trajedisi anlamına geldiğini söyledi METAL G 31 TÜRK ebze Dilovası Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulu, 17 Mart tarihinde yapıldı. Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, hükümet tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin, sözün bittiği yer olduğunu belirterek, bu dayatmalardan vazgeçilmesini istedi. Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Bu oyunu bozamazsak, bizler için yaşanacak olan bir trajedidir. Ben buradan işverenlere seslenmek istiyorum. Bu ülkenin huzurunu bozmayın. Bu ülkede çalışma barışını bozmayın. Karlarınıza kar katmak için ateşle oynamayın. Bu dayatmalardan vazgeçin. Buradan hükümete seslenmek istiyorum, Sayın Başbakana seslenmek istiyorum; Bu ülkede zulüm yapanlardan hesap soracağınızı söyleyerek mağdurların, mazlumların, hakkı yenmişlerin oylarını aldınız. Hukuksuzluğa karşı çıkacağınızı vaat ettiniz. Bugün bu ülkenin işçilerine zulüm yapılmak isteniyor. Bu ülkede köle düzeni kurulmak isteniyor. Bu ülkeye işçi simsarlığı getirilmek isteniyor. Bu ülkede bölgesel asgari ücrete geçilmek isteniyor. Kıdem tazminatı yok edilmek isteniyor. Bu haliyle Ulusal İstihdam Stratejisi bir zulümdür. Bu zulme son verin. Bu zulmü durdurun. Sayın Başbakan, yeni dönemin ustalık dönemi olduğunu söylemişti. Ustalık bozuk düzene meydan okumaktır. Bozuk düzene son vermektir. Ustalık bu zulmü durdurmaktır. Gösterin ustalığınızı; bu zulme, bu trajediye son verin. Biz artık, bu filmi seyretmek istemiyoruz. 40 yıldır bize izletilen bu filme artık son verin…” Genel Kurulda konuşan Dilovası Şube Başkanı Uysal Altundağ, şube faaliyetlerine ilişkin bilgi verirken, Çolakoğlu Metalurji İnsan Kaynakları Yöneticisi Mustafa Türker de konuşmasında, “çalışanlar ve fabrika olarak biriz” dedi. Genel Kurula, Darıca Kaymakamı Osman Ateş, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi, Faruk Büyükkucak, Türk-İş Kocaeli Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, Tes-İş Genel Mali Sekreteri Sedat Çokol katıldı. Gebze Dilovası 3. Olağan Genel Kurulu sonucu, Şube Başkanlığına Uysal Altundağ, Şube Sekreterliğine İhsan Çimen, Şube Mali Sekreterliğine de Celil Yalanız seçildi. Gebze Dilovası 3. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanvekilliğini, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı. HABER Kocaeli Şubesi 3. Olağan Genel Kurulu Türk Metal’in gücünü göstermeye hazır olun Kocaeli Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel başkanımız Pevrul Kavlak, çalışma hayatını çok zor günlerin beklediğini ifade ederek, herkesin mücadeleye hazır olması gerektiğini söyledi METAL K TÜRK 32 ocaeli Şubemiz 3. Olağan Genel Kurulu, 18 Mart Pazar günü gerçekleştirildi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, hükümetçe hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin uygulamaya geçmesi halinde, sendikal bir düzeni sürdürmenin mümkün olmayacağını dile getirdi. Kavlak konuşmasına şöyle devam etti: “Gördüğünüz gibi işçi hareketi çok zor bir döneme giriyor. Bu anlattıklarım gerçekleşirse, Ulusal İstihdam Stratejisi hayata geçerse, artık sendikal bir düzeni sürdürmemiz mümkün değil. Buna hazırlıklı olmalıyız. Bu bizim için ya hep ya hiç meselesidir. Ya sırtıdır, ya karnıdır. Bu büyük bir mücadeledir. Bu mücadeleye hazır olmanızı istiyorum. Bu mücadeleye kararlı olmanızı istiyorum. Unutma- yın, bu mücadelenin öncüsü Türk Metal olacaktır. Bu mücadeleye yüreğinizi koymanızı istiyorum. Tüm üyelerimize sesleniyorum; Hazır olun... İşçinin g ü cünü, Türk Metal’in gücünü göstermeye haz ı r olun. Ulusal İstihdam Stratejisi, bizim için sözün bittiği yerdir. Çünkü bu bizim için Ulusal İstihdam Trajedisidir.” Kocaeli Şube Başkanımız Yakup Yıldız da konuşmasında, örgütlenme konusunda büyük bir çalışma başlatıldığını, yeni dönemde esas olarak Hyundai Otomotiv fabrikasında örgütlenme çalışmalarına ağırlık verileceğini belirtti. Kocaeli Şubesi 3. Olağan Genel kuruluna çok sayıda işveren temsilcisi, sendikacı ve siyasetçi konuk katıldı. Genel Kurulda, Şube Başkanlığı’na Yakup Yıldız, Şube Sekreterliği’ne Fahri Canlar, Şube Mali Sekreterliği’ne Gökhan Mollaömeroğlu seçildi. Kocaeli Şubesi 3. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanvekilliğini, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce yaptı. Kavlak, yaptığı konuşmada, “Ulusal İstihdam Stratejisi hayata geçerse artık sendikal bir düzeni sürdürmemiz mümkün değil” diye konuştu. Gölcük Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu HABER Büyüme, çalışanlara yansımıyor T ürk Metal Sendikası Gölcük Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu, 24 Mart’ta yapıldı. Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Genel Kurulun açılış konuşmasında, büyüme rakamlarını değerlendirerek, “İtirazımız, ekonomideki gelişmelerin, büyüklüğünün bize, halka yansımaması” diye konuştu. Konuşmasında, Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik yapının çalışanlar üzerindeki etkilerini sıralayan Kavlak, değerlendirmelerini, devletin verdiği resmi rakamlar üzerinden gerçekleştirdi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, ekonomik açıdan Yunanistan’ın içine düştüğü duruma da değinerek, şöyle devam etti: “Küreselleşme, son nefeslerini verirken, bizim ülkemizde acaba durum nasıl? Baktığımızda, peş peşe güzel açıklamalar geliyor. Ekonomik büyüklük bakımından dünyadaki 15’nci büyük ülkeyiz diyorlar. Dış borcumuz, diğer ülkeleri kıskandıracak düzeyde diyorlar. Dış borcun azalması çok iyi. Çünkü dış borç, bağımsızlık önünde bir engel. Yunanistan’ı gördük. Avrupa Birliği, yaptığı yardım karşılığında, Yunanistan’da devleti ve ekonomiyi kontrol edecek. Bu durumda, Yunanistan’ın bağımsız bir ülke olduğunu söylemek çok zor. Bunlara da bir itirazımız 33 TÜRK Gölcük Şubemiz 4. Olağan Genel Kurulunda konuşan, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, büyümenin çalışanlara yansımadığını belirterek, “Yaşama düzeyi büyük olmadığı zaman, ekonomideki büyüklüğün de bir anlamı yoktur” dedi METAL Gölcük Şubesi 4.Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanvekilliğini, Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. yok. Bizim itirazımız, ekonomideki gelişmelerin, büyüklüğünün bize; halka yansımaması. Ekonomiyi biz taşıyoruz, biz büyütüyoruz. Ama büyüme bize yansımıyor. İşte, biz buna itiraz ediyoruz. Halkın yaşama düzeyi büyük olmazsa, ekonomideki büyüklüğün ne anlamı var? İktisadi gelişmeye giden yolda, sadece büyüme yoktur. Eğitim vardır, verimlilik vardır, sosyal yapıda iyileşme vardır.” . Gölcük Şube Başkanımız Yücel Yücel de konuşmasında, sendikalara olan güvenin son yıllarda iyice zayıfladığını belirterek, “Bugün, ancak Türk Metal gerçek sendikacılık yapmaktadır. Sosyal sendikacılığın doğum yeri Türk Metal’dir” dedi. Genel Kurula, CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Demir, Ford Otosan İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü Nursel Ölmez Ateş, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Türk-İş İl Temsilcisi Adnan Uyar ve sendikaların şube başkanları katıldı. Genel Kurulda, Yücel Yücel yeniden Şube Başkanlığına, Mehmet Şener Şube Sekreterliğine, Ömer Kayal da Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi. HABER İstanbul Şubesi 5. Olağan Genel Kurulu METAL İstihdam ayıplarımız avantaj sayılıyor TÜRK 34 İstanbul Şubemiz 5. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türkiye’nin istihdam konusundaki ayıplarının, dünyaya avantaj olarak lanse edildiğini belirterek, “Kendimizi ve halkımızı biz böyle pazarlıyoruz” dedi İ stanbul Şubesi 5. Olağan Genel Kurulu 25 Mart’ta yapıldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Kurulun açılış konuşmasında, Türkiye’de, özellikle düşük istihdam ve geçim koşullarının, çalışanları zor duruma düşürdüğünü vurguladı. Konuşmasında, yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmek için hazırlanan, “Türkiye’nin Küresel Avantajları” isimli raporu eleştiren Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yılın sonlarında, Odalar Birliği ile Amerikalı bir şirket tarafından ‘Türkiye’nin Küresel Avantajları’ başlıklı bir rapor yayınlandı. Raporda büyük bir iştahla, uluslararası sermaye, Türkiye’ye davet edildi. Bu raporu incelerken, insan, ‘güleriz ağlanacak halimize’ demekten kendini alamıyor. Bakın, raporda neler yazıyor? 73 milyonluk ve sürekli büyüyen nüfusun % 64’ü taze, yani çalışma çağında, eğitimli, genç. Üstelik civar ülkelerde de çalışmaya hazır ve istekli...Hem Avrupa ülkeleri içinde en büyük işgücü, hem de en ucuzu...Sadece mavi yakalılar değil, kalifiye beyaz yakalı işçiler de sudan ucuz...Türkiye, saatlik işgücü maliyeti 3 dolar ile en ucuz etiketini kimseye kaptırmazken, işgücü verimliliğinde en yüksek artış ile rakiplerine fark atıyor. Yılda bir işçi en çok 4 ya da 5 gün ‘hastayım’ diye işe gelmiyor. Kendini kötü hissettiği zamanlarda bile, ‘hayatı pahasına’ işe geliyor. Uzun çalışma süreleriyle de en yakın rakibine bile 11 saatlik fark atan, açık ara İstanbul Şubesi 5.Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanvekilliğini, Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek yaptı. lider ülke! Bir de işsizler var. Hepsi, sapasağlam, çalışmak için hazırda bekliyor. Bunlara bir kap yemek, bir tas su ver, saati 1 doların altında ücretle günde 20 saat çalıştır...İşte biz, kendimizi, halkımızı, çalışanları böyle pazarlıyoruz.” İstanbul Şube Başkanı Tufan Şimşek de konuşmasında, sendika olarak, sorunların çözümünün ancak ve ancak, Türk sendikal hareketinin birliği ve gücüyle aşılacağına samimiyetle inandıklarını belirtti. Genel Kurula, çok sayıda sendikacı ve işveren katıldı. Genel Kurulda söz alan konuklardan, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Ulusoy, Borusan İnsan Kaynakları Müdürü Harun Kilci, Arçelik İnsan Kaynakları Müdürü Oğuz Çileri, yaptıkları konuşmalarda, metal işçileri ile buluşmaktan mutlu olduklarını ifade ederek, Genel Kurulun hayırlı olmasını dilediler. Genel Kurula tek listeyle gidilirken, Şube Başkanlığı’na Tufan şimşek yeniden seçildi. Şube Sekreterliğine Ergün Cankurt, Şube Mali Sekreterliğine de Salih Gündür getirildi. Çerkezköy Şubesi 10. Olağan Genel Kurulu HABER “Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şubesi olarak; metal işçisi üyelerimizin iş yerlerinde, en iyi çalışma koşullarını oluşturmanın yanı sıra; onların, aile olarak da, daha yüksek yaşam standartlarına ulaşmasını sağlamak temel amacımız olmuştur” dedi. Delegeler adına konuşan BSH işyerinden Pınar Güzel ve Hema işyerinden Aykut Can, Türk Metal Sendikası ile hep birlikte büyük ve güzel işlere imza atacaklarını dile getirdiler. Hüppe AŞ Genel Müdürü Ömer Kalender de, Türk Metal ile birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduklarını, iş yeri barışı, huzuru ve istikrar için sendikanın şart olduğunu, Türk Metal’in de büyük hizmetler gerçekleştirdiğini ifade etti. Şubemiz yetkisindeki işyerlerinden 8 delege, bir şiirle sunum yaparak büyük alkış aldı. Genel Kurulda, Murat Koçak Şube Başkanlığına, Melek Tarak Şube Sekreterliğine, Yılmaz İnce de Şube Mali Sekreterliğine seçildi. 35 TÜRK Ç erkezköy Şubesi 10. Olağan Genel Kurulu 31 Mart tarihinde yapıldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, genel kurulun açılış konuşmasında, Türk Metal Sendikası’nın yaptığı hizmetleri anlattı. Türk Metal’in, gücünü üyelerinden aldığını vurgulayan, Genel Başkanımız Kavlak, şöyle dedi: “Biz, Cumhuriyet, devlet, millet ve demokrasi gibi en temel değerleri aklında ve yüreğinde kutsal bir emanet olarak taşıyan ve koruyan bir sendikayız. Biz, Türk Metal’iz. Biz, Çerkezköy’deyiz, İstanbul’da, Bursa’yız. İzmir’de, Ankara’da, Kayseri’deyiz. Biz, nerede metal işçisi varsa ordayız. Biz mücadeleyiz, Biz dayanışmayız. İnsana sevgiyiz, emeğe saygıyız. Ahmet’iz, Mehmet’iz, Ayşe’yiz, Fatma’yız, Dostuz, kardeşiz, arkadaşız... Bir değil, on değil, bin değiliz, Biz yüz binleriz... Biz, tek yüreğiz, tek bileğiz. Vurduğumuz yerden ses getiririz…” Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, konuşmasını, delege ve konukların yoğun alkış ve sloganlarıyla tamamladı. Genel Kurulda söz alan Çerkezköy Şube Başkanımız Murat Koçak da, örgütlenmenin önemine dikkat çekerek, Çerkezköy Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulunda konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk Metal’in büyük ve güçlü teşkilat yapısına vurgu yaparak, “Bir değil, on değil, bin değiliz, Biz yüz binleriz... Biz, tek yüreğiz, tek bileğiz. Vurduğumuz yerden ses getiririz” dedi. METAL Bir değil, on değil, bin değiliz; biz yüz binleriz RÖPORTaJ METAL ALEV ALATLI: TÜRK 36 Çalışanların pazarlık gücünü “bilgi” birikimleri belirleyecek! “Hızla dijitalleşen, el emeğinin yerini robotların aldığı bir dünyadayız. Çalışanların pazarlık gücünü ‘bilgi’ birikimleri belirleyecektir. Hasılı, bir işçi ancak ekonomik değeri yüz binlerce doları bulan bir makineyle iyi geçinebildiği, işverenin yatırımını kollayabildiği sürece kıymetlidir ve pazarlık marjı yükselir. Bu da ‘eğitim’ demektir; yüksek vasıflı işçi demektir.” Röportaj: mustafa Kemal şEn yi, bütünün huzuru için susmayı, hır çıkarmamayı teşvik eden bir toplumdur. Bu toplum modelinde, zümre sadakatı esastır, toplumun en aşağılık üyesi bile, aidiyeti nedeniyle korunur. Hepimizin sıkça şahit olduğu bir örnek durum, normal koşullarda yüzüne bile bakılmaması gereken bir aile ferdinin tedip edilmiyor olmasıdır. Bayram sofralarını hatırlayın, annelerimizin, en nobran, en nadan akrabalarımızı bile “amcandır, dayındır” diyerek, bizi tepki koymaktan vazgeçirme çabalarını hatırlayın. Bu tutum ülkemizde “bizdendir” korumacılığının altında yatan ulusal anlayışımızdır. Siyasetten, bürokrasiye kadar, niteliği ne olursa olsun “bizden” olanı korumak, “bizden” olana yol vermek, ehliyeti gözetmemek, ahlâki ilkeleri “kötü kişi olmamaya” feda etmek şeklinde tezahür eder. “Allahından bulsun” en belirgin tavrımız olarak ortaya çıkar. Ve, özde anacıl topluma işaret eder. Çünkü kadınlar “şeref, haysiyet, ehliyet” hatta “inanç” gibi soyut kavramlar için mücadele etmezler. Hırsızdır, uğursuzdur, yetersizdir hatta vatan hainidir diye oğlundan vazgeçen ana yoktur. Kadınlar dünyanın hiçbir yerinde, örneğin “şeref”leri için de düello etmezler. Bir kadının diğer kadınla soyut bir kavram uğruna mücadele ettiği de görülmemiştir. 37 TÜRK Yıllardır kitaplarınızda Türk toplumunun tahlilini yapıyorsunuz, size göre bu gün Türk toplumunun en temel sorunu - zaafı ile en büyük avantajı ve zenginliği nelerdir? Türk toplumunun, aynı zamanda en büyük avantajı olan zaafının, “anacıl” bir toplum olmasından kaynaklandığına inanırım. Şimdi söyleyeceğim, size fevkalâde radikal bir saptama gibi gelebilir. Velâkin, genel kabulün aksine, ben bu ülkede hâkim zihniyetin “kadınsı” olduğunu, toplumunun söylendiği gibi “erkek egemen” bir toplum değil, “ana egemen” bir toplum olduğu kanısındayım. Yine genel kabulün aksine, kadınerkek ilişkilerinde esas alınan, karı-koca, yar-yaren, kız-erkek arkadaş ilişkileri değil, “ana-oğul” ilişkileridir. Bu perspektiften bakıldığında, Türk erkeğinin “asıl yari” anasıdır. Eşi, sevgilisi vs., gönlünde anasından sonra yer tutar. Akademik sosyopsikolojik literatürde “ana,” ailenin, ocağın, geleneğin, törenin temsilcisidir. Kız ya da erkek çocuklarını kanatlarının altına alır, besleyip büyütürken fevkalâde korumacıdır. Toplumumuzun bu yapısı, ulusal bütünlüğümüzü sağlayan, siyasi veya ekonomik, en ağır buhranları mümkün olan en az sarsıntıyla atlatmamızı mümkün kılan yapılanmadır. Bu bağlamda, hiçbir sivil toplum örgütünün sağlayamayacağı dayanışmayı mümkün kılar. Yeri gelmişken, Batı’da böyle değildir. Batı’da ananın korumacılığı, azamisinden buluğ çağı ile biter. Bizdeki askerden dönen oğlunun sırtına havlu sokmaya çalışan ananın yerini, eli ekmek tutan oğlundan kira talep eden ana modeli alır. Batı toplumlarında kadın-erkek dayanışması “eşler” üzerindendir. Sadece örf-adet, dini inanç değil, yasalarla da perçinlenir. Anaların, kayınvaldelerin aile bireyleri üzerindeki otoritesi marjinaldir. Bu söylediklerim, işin birinci faslı. Bizi asıl ilgilendiren, anacıl toplumun niteliğidir. Anacıl toplum, sükûneti, dayanışmayı, bağışlamayı esas alan, bu çerçevede, olası haksızlıkları sineye çekme- METAL YAZAR VE düŞüNüR ALEV ALATLı İLE KüRESELLEŞMEdEN, TopLUMdAN, SENdİKALAŞMAKTAN VE ÇALıŞANLARdAN KoNUŞTUK. dERİN BİLgİ BİRİKİMİ VE UZAK gÖRüŞLüLüK SAhİBİ ALATLı İLE ÇALıŞANLARıN UFKUNU AYdıNLATAcAK BİR SÖYLEŞİ YApTıK METAL RÖPORTaJ TÜRK 38 Kadın evini, ocağını, huzurunu tehdit edecek mücadeleye girmez, durumu “idare” etmeyi seçer. Burada elbette münferit olaylardan bahsetmiyorum. Münferit olaylar, ideolojik, dini çatışmalarda rol alan münferit kadınlar vardır, ancak sayıları dikkate alınamayacak kadar marjinaldir. Buraya kadar anlattıklarımda vurguladığım, “soyut kavram”ların şeref, haysiyet, hak, hukuk gibi kavramlardan ibaret olmadığı da açıktır. Şöyle düşünelim; “haysiyet” soyut bir kavramdır, lâkin matematik de öyle. Türevler, entegraller de öyle. Fizik de öyle. Ekonometri de öyle. Dünya medeniyet tarihi bize bu söz konusu alanlarda kadınların olmadığını göstermektedir. Gerçekten de, dünya çapında kadın matematikçilere, fizikçilere, bestekârlara, ideologlara rastlanmamaktadır. Kadınlar, medeniyet tarihinde “muallim” olarak yerlerini alırlar ama “alim” olarak değil. Bu olgudan yola çıkarak, “anacıl toplumlar”ın, bir yandan korumacı/dayanışmacı tutumlarıyla yaşamı, günlük hayatı destekler, ayakta tutarken, diğer taraftan da soyut ilkeleri yücelten, ilerleten erkeksi unsurları tırpanlamak gibi bir eğilimleri vardır. Oğullar, soyut mücadelelere ancak analarının izin verdiği ölçülerde katılırlar ve sürdürürler. Bu “izin” elbette “saklı” bir izindir. Lâkin, kız ya da erkek, çocuğunun sabahlara kadar meselâ keman çalmasını, meselâ problem çözmesini, meselâ ideolojik tartışmalar yapmasını, meselâ bisikletine atlayıp Türkiye’yi dolaşmasını teşvik etmek şöyle dursun, törpüleyen, hevesini kıran ruhi, yani, anacıl ortam, bireyin kendi kanatlarıyla uçmasına, evden, ocaktan kopmasına izin vermezken, en büyük zaafını da beraberinde getirir: idare-i maslahatı açık çatışmaya tercih eden bireyler. Hal böyle olunca, keskin, katı, tavizsiz mücadele beklentileri düş kırıklığı ile sonuçlanmaya mahkûmdur. Küresel ve bölgesel ekonomik krizler üzerine TRT’de programlar yaptınız…Son küresel ekonomik krizde Anadolu’da bir atölye işçisi bile bu krizden etkilendi. Kriz denince ilk önlem olarak işçi çıkarmak ve ücretleri dondurmak akla geliyor, sizce bu nasıl izah edilebilir? “Küreselleşme” dediğiniz, liberal kapitalizmin küreselleşmesi, biricik değer sayılan sermayenin egemenliği önündeki engellerin, yani ulus-devletin, yani tek-tanrılı, yoksuldostu dinlerin ortadan kaldırılması sürecidir. Küreselleşme sürecine toplumun her katmanında büyük bir hevesle katılan Türkiye’nin krizlerde farklılaşması beklenemez. Küreselleşme bugün ne boyutta? Tehditleri ve zararları ne noktaya geldi? “Küreselleşme” aslında bir hüsnü tabirdir. İşin aslı, varsıl – dilerseniz “medeni” dünyanın ortak çıkarlarını kollamak üzere işbirliği yapmalarından ibarettir. Hareket 1900’lü yılların başlarına kadar gider. Milyon dolar sermayeli ilk şirketin (ABD’de 1890larda kurulan) ortaya çıkmasından itibaren, zenginlerin ittifak arayışları Yuvarlak Masa Konferansları, Bilderberg Mutabakatları derken, bu günlere gelindi. Bana sorarsanız, dönüşü de yoktur… Ekonomi büyüyor, en hızlı büyüyen ekonomi oluyoruz, ama bu büyümeden çalışanlara refah payı verilmek istenmiyor. Ücret artışları enflasyon artışı ile sağlanmak isteniyor her zaman. Bu, fakirliği, yoksulluğu standarda bağlamak değil midir? Bakınız, kapitalizmde çalışan, sermayeye kazandırdığı ölçüde “sus payı” ile ödüllendirilendir. Seçtiğimiz ekonomik sistemin kuralı budur. Meğer ki küreselleşen dünya yeni bir ekonomik model geliştirsin, bu durum böyle sürecektir. Yapılabilecek tek şey, “sus payı” dediğim miktarın arttırılmasına çalışmaktır. Öte yandan, hızla dijitalleşen, el emeğinin yerini robotların aldığı bir dünyadayız. Çalışanların pazarlık gücünü “bilgi” birikimleri belirleyecektir. Hasılı, bir işçi ancak ekonomik değeri yüzbinlerce doları bulan bir makinayla iyi geçinebildiği, işverenin yatırımını kollayabildiği sürece kıymetlidir ve pazarlık marjı yükselir. Bu da “eğitim” demektir; yüksek vasıflı işçi demektir. Türkiye’de 1980 yılında 45 milyon nüfusa karşın 2,5 milyon sendikalı vardı… Bugün 75 milyon nüfusa karşılık 600-700 binler arasında sendikalı işçi sayısı… Çalışma hayatına yönelik bu kadar tehdit varken, sendikalı işçi sayısı düşüyor, sonuçları ne olur? Bir önceki sorunuza gönderme yaparsak; sendikalı işçi sayısının düşüyor olmasını, Türkiye’nin herşeyden önce “küreselleşiyor” olmasıyla açıklamak gerekir diye düşünürüm. Ancak, sendikaların üyelerinin vasıflarını başdöndürücü bir hızla gelişen teknolojiyle uyum sağlayacak şekilde arttırma gayretlerinin yetersiz kaldığı da bir vakıadır. Buna bir de anacıl toplumun zaaflarını eklersek, hızla ayrışan bir toplumla karşı karşıyayız demektir. Çalışma hayatını bekleyen büyük sorunlar var işçinin gündeminde… Kıdem Tazminatı Fonunun getirilmek istenmesi, özel istihdam büroları ile işçi kiralanması, işsizlik sigorta fonundan yararlanma şartlarının ağırlığı, kayıt dışılığın had safhaya ulaşması gibi… Sizce bu gelişmeler çalışanları nereye götürür? Gelişmelerin çalışanları nereye götüreceği değil, çalışanların bu hususlarda neler yapabilecekleri önemlidir. Dışarıdan gazel okumak pahasına, sendikaların “lobi” faaliyetlerinde yetersiz kaldıklarını, kamuoyunu yanlarına çekecek, gerçekçi bilgilendirme, halkla ilişkiler faaliyetleri yürütemediklerini söylemek durumundayım. Kitleler çağının geride kaldığını düşünürseniz, günümüzde belirleyici olanın, bir sendikanın üye sayısı değil, teknolojik cevvaliyeti olduğunu teslim edersiniz. Sorunlar, internet gibi, facebook gibi, twitter gibi mecraların etkin kullanımı ile duyurulabilir. Yasaların yapımında genel kurula inmeden önce müdahale mümkündür. Refah toplumunun oluşması için, bulunduğumuz noktada bugün bireysel ve toplumsal olarak, mutlaka okunması gereken kitapları sıralamanız mümkün mü? Refah toplumunun oluşması, bugün için çok uzun bir sipariş. Bence, madem öyle işte böyle hesabı, sendikalar da “küreselleşme” yoluna gitmeli! Demek istediğim, AB’deki, ABD’dekİ sendikalarla bilgi alışverişine girilmeli, ortak tedbirler geliştirilmeli, adamların “know-how”ından yararlanılmalı derim. . Son olarak, metal işçilerine söylemek istediğiniz bir şey veya bir mesajınız var mı? Kolay gelsin derim! Yeterince mesaj verdim sanki! Umarım birazcık yararlı olmuşumdur. METAL ALEV ALATLI KİmDİR? “Küreselleşme dediğiniz, liberal kapitalizmin küreselleşmesi, biricik değer sayılan sermayenin egemenliği önündeki engellerin, yani ulus-devletin, yani tek-tanrılı, yoksul-dostu dinlerin ortadan kaldırılması sürecidir. Küreselleşme sürecine toplumun her katmanında büyük bir hevesle katılan Türkiye’nin krizlerde farklılaşması beklenemez.” 39 TÜRK 1944 İzmir doğumlu olan Alev Alatlı, liseyi, Japonya’nın başkenti Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ, Ekonomi & Ekonometri Yüksek Lisansını Fulbright bursu ile gittiği ABD, Vanderbilt Üniversitesinden (nashville,Tennessee) aldı. Daha sonra felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını new Hampshire, Dartmouth College’de sürdürdü. İlâhiyat, Düşünce ve medeniyet Tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’de Türkiye’ye döndü, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı’nda da kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi (Berkeley) ile ortak psikodilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi ile birlikte “Bizim English” adında bir dergi çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAzKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı. Alatlı’nın 30’dan fazla kitabı, onlarca makalesi, röportaj ve televizyon programları bulunmaktadır. UĞUR POLAT [email protected] METAL İşte Hayatımız sayfalarında yeni bir yaşam hikâyesi ile sizlerleyiz… İstanbul Anadolu Yakası Şubemizin yetkili olduğu Siemens işyerinde çalışan Nuray Serpici Akçay, ailesi ve çalışma arkadaşları ile dergimizin bu ayki sayfalarına konuk oldu. TÜRK 40 Birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirip, sendikamıza sahip çıkalım METAL “Siemens, hayatımın merkezinde. Ama o merkezin en ön parçaları ve yaşam kaynağı ailemdir. Sendikam Türk Metal ise hayatımın güvencesi ve sigortasıdır. Biz Seimens’te sigorta üretiyoruz. Ama, bizim en büyük sigortamızın Türk Metal olduğunu da iyi biliyoruz” S ıcak ve samimi bir ortamda başlayan röportajımızda Akçay’ın ilk sözü, “ben doğuştan Siemens’liyim” oldu. Akçay, “Babam 34 yıllık çalışma hayatının ardından, 2008 yılında Siemens’ten emekli oldu. Ben ise 2005 yılında işbaşı yaptım. Bir bakıma bayrağı babamdan aldım. Benim gibi babası ya da annesi Siemens’te çalışan veya emekli olan çok sayıda arkadaşım var.” diyor. “Siemens bana, iş, eş ve bir de çocuk verdi…” Akçay, babasının Siemens işyerinde uzun yıllar çalışmasından dolayı fabrikayı çok iyi tanıdığını anlatıyor. Büro Yönetim Sekreterliği mezunu olmasına rağmen, Siemens’te çalışmayı çok istediğini ve bugün de burada çalışmaktan çok mutlu olduğunu belirtiyor. Akçay, “En başta dediğim gibi, ben de kızım da doğuştan Siemens’liyiz. Ben doğduğumda babam Siemens’teydi. Kızım dünyaya geldiğinde, hem ben hem de babası Siemens’teydi. Kısacası ben, Siemens’te doğdum, Siemens’te büyüdüm, Siemens’te evlendim, Siemens’te çocuk sahibi oldum.” sözleriyle özetliyor her şeyi… “Sigortamızın Türk Metal olduğunu biliyoruz” Akçay, Siemens’le olan bu yakın bağını tüm içtenliği ile bizlerle paylaşınca, biz de Siemens’in hayatının neresinde olduğu sorduk: “Siemens benim hayatımın tam merkezinde diyebilirim. Hayatımın her anında evde, işte veya başka bir yerde Siemens ile ilgili paylaşacak bir anım vardır” dedi. Nuray Serpici Akçay’a, ailesini ve sendikasını da soruyoruz ve: “Siemens, az önce dediğim gibi hayatımın merkezinde, ama o merkezin en ön parçaları ve yaşam kaynağı ailemdir. Sendikam Türk Metal ise hayatımın güvencesi ve sigortasıdır. Biz Seimens’te sigorta üretiyoruz, ama bizim TÜRK 41 en büyük sigortamızın Türk Metal olduğunu da iyi biliyoruz.” yanıtını alıyoruz. İşe başladığı ilk dönemlerde hiçbir sorun yaşamadığını ve fabrikaya çabucak alıştığını anlatan Akçay, bunda en büyük payın babasına ait olduğunu da eklemeyi ihmal etmiyor. Nuray Akçay, işe başlamadan önce tanıştığı dört arkadaşı ile halen Siemens’te birlikte çalışmaya devam ettiğini sözlerine ekliyor. “Kadınlar Günü’nü bu yıl ilk biz kutladık” METAL Siemens’te yedi yıldır çalıştığını belirten Akçay, “Bu yedi yıl içinde çok güzel anılarım oldu. Fakat belki yeni olması ya da bir ilk olmasından dolayı olabilir, 8 Mart sabahı, gece vardiyasındayken tüm kadın arkadaşlarım, yaptıkları hamur işleri ile gece vardiyasına gelerek, işyerimizdeki yöneticilerimizin de, birliğimize, beraberliğimize gösterdiği hoşgörü sayesinde, güzel bir organizasyon yaparak, Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık. 2012 yılında Türkiye’de emekçi kadınların ilk gününü de kutlayan biz olduk” diye devam ediyor. TÜRK 42 Simens’li kadın emekçiler, 2012 yılında Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan ilk kadınların kendileri olduğu nu belirtiyor… “Biz örnek bir aileyiz…” Eşi Yıldıray Akçay ile Siemens’te tanıştığını söyleyen Nuray Serpici Akçay, 16 aylık Mina isimli bir kızları olduğunu anlatıyor. Biz de işyerindeki görüşmemizin ardından Akçay ailesinin evine konuk oluyoruz ve Nuray Hanım’ın eşi ve kızı ile tanışıyoruz. “Eşim ile evde tam bir dayanışma içindeyiz. Eşim Yıldıray ile ev işleri konusunda tam birliktelik içindeyiz. İkimiz de birbirimizin yorgunluğunu çok iyi biliyor ve birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Hayatı müşterek olarak görüyoruz. İşyerinde bu nedenle bizi örnek ailelerden biri olarak gösteriyorlar.” “20.45’te buluştuk…” Akçay çiftinin birlikte paylaşamadığı tek şey tuttukları takımlar. Yıldıray Akçay’ın Fenerbahçe’yi, Nuray Hanım’ın ise Galatasaray’ı tutması bir farklılık olsa da, çifti bir araya getiren olay Fenerbahçe- Galatasaray arasında yaşanan 20.45 iddialaşması olmuş. Maç sonucu değerlendirmelerin yapıldığı bir ortamda birbirlerinin kafasına su şişesi atacak kadar gerilmişler. Ancak, mutlu birliktelikleri de bu ortamda başlamış. Birlikte zaman geçirmeyi çok sevdiklerini söyleyen çift, akşamları ve hafta sonları sık sık dışarı çıktıklarını belirtiyor. Çift, ailece yay burcu olduklarını ve yay burcunun pozitifliğini birbirlerine yansıttıklarını da ifade ediyor. Röportajımızın sonuna gelirken, Nuray Serpici Akçay, metal işçilerine seslenerek, “Birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirip, sendikamıza sahip çıkalım” dedi. Bizler de, şahidi olduğumuz mutluluklarının devam etmesini ve çiftin birlik ve beraberliklerinin daim olması dileklerimizi sunarak röportajımızı tamamladık. Akçay çifti ile birlikteliğimiz sırasında bizleri yalnız bırakmayan Siemens İşyeri Temsilcimiz Emel Metin’e bir kez daha teşekkür ediyoruz. METAL Akçay çiftinin birlikte paylaşamadığı tek şey tuttukları takımlar. Yıldıray Akçay’ın Fenerbahçe’yi, Nuray Akçay’ın ise Galatasaray tutması bir farklılık olsa da, çifti bir araya getiren olay Fenerbahçe - Galatasaray arasında yaşanan 20.45 iddialaşması olmuş. Maç sonucu değerlendirmelerin yapıldığı bir ortamda, birbirlerinin kafasına su şişesi atacak kadar gerilmişler. Ancak, mutlu birliktelikleri de bu ortamda başlamış TÜRK 43 Siemens İşyeri Temsilcimiz Emel Metin, evlerinde bizi konuk eden Akçay çiftine, Genel Başkanımız tarafından gönderilen hediyeyi takdim etti. MaKaLe Yeni bir kavram/kurum METAL çeRçeVe SÖZLeşMe TÜRK 44 Çerçeve anlaşmaları, yabancıların “centilmen anlaşması” dedikleri bir “İyi Niyet Anlaşmasıdır.” Yani, “ söz mü?” sorusuna verilen, “erkek sözü” yanıtı gibidir. Kamu kesiminde toplu iş sözleşmesinin tarafları bellidir. Taraflar, işkolu esasına göre kurulmuş işçi sendikası ile kuruluşunda işkolu esası aranmayan kamu işveren sendikasıdır Dr. Naci Önsal anlaşma tutanağı, kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri genel anlaşma protokolü, kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolü” gibi ifadeler kullanılmıştır. Son yıllarda “Çerçeve Anlaşma” ibaresi öne çıkmış, söz konusu metinler literatürde de çerçeve anlaşma olarak tanımlanmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı Kanun Tasarı Taslağında yeni bir kavram olarak getirilen “Çerçeve Sözleşmenin”, yukarıda kısaca anılan çerçeve anlaşmalardan esinlenmiş olduğu, Taslak üzerinde yapılan çalışmalarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının ifadelerinden anlaşılmıştır. Bakanlık, işçi konfederasyonları, kamu işveren sendikaları ve hükümet arasında imzalanan çerçeve anlaşmalarını yasal bir zemine oturtmayı düşünmüştür. Çerçeve anlaşmaları, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Kamu İşveren Sendikaları ve Hükümet arasında imzalanmakta, aynı metin daha sonra Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), Kamu İşveren Sendikaları ve Hükümet arasında bir kez daha imzalanmaktadır. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), kamu kesiminde örgütlü olmadığı için benzer bir anlaşma imzalamamaktadır. Çerçeve anlaşmaları, toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürüten tarafların imzaladıkları, görüşmeleri anlaşarak tamamladıklarını ve toplu iş sözleşmesini bu anlaşmaya uygun şekilde yazıp imzalayarak bağıtlayacaklarını ortaya koyan anlaşma (uzlaşma) tutanakları gibi yaptırımı olan hukuk belgeleri değildirler. Çerçeve anlaşmaları, yabancıların “centilmen anlaşması” dedikleri bir “İyi Niyet Anlaşmasıdır.” Yani, “ söz mü?” sorusuna verilen, “erkek sözü” yanıtı gibidir. Kamu kesiminde toplu iş sözleşmesinin tarafları bellidir. Taraflar, işkolu esasına göre kurulmuş işçi sendikası ile kuruluşunda işkolu esası aranmayan kamu işveren sendikasıdır. Bizim toplu iş sözleşmesi Kanunumuzda (ve Tasarıda da) Konfederasyonların toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi yoktur. Ayrıca, Hükümet adına imza koyan bakanların da toplu iş sözleşmesi yapma ehliyeti bulunmamaktadır. Böyle olduğu içindir ki, çerçeve anlaşmasının imzalanmasını takiben, işçi sendikaları ile kamu işveren sendikaları kendi aralarında, tarafı oldukları işyeri ya da işletme toplu iş sözleşmelerini imzalamaktadırlar. Zaman zaman tarafların çerçeve anlaşmasına uymayarak, aralarında uyuşmazlığı sürdürdükleri, Yüksek Hakem Kurulu’na gittikleri, hatta grev kararı alındığı bilinmektedir. Ayrıca, “özel sektör” bu anlaşmaların dışındadır. Özel sektörün de katılması temin edilebilse bu anlaşmalar, ulusal düzeyde bir ücret politikası aracı olabilirlerdi. Taslağı hazırlayan Bakanlığın böylesi düşünceler içinde olduğu ve son Anayasa değişikliğinde Anayasa metninden çıkarılan, “Aynı zamanda aynı işyerinde birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz” düzenlemesinin yarattığı boşluğu doldurmak istediği görülmüştür. Anayasadan çıkarılan ibare, bir işyeri ya da işletme için ikinci bir toplu iş sözleşmesi yapılabilmesinin yolunu açmıştır. Bu nedenle de, Türk-İş çerçeve sözleşme üzerindeki tartışmalarda “İş Kolu Toplu İş Sözleşmesini” savunmuş ve düzenlemenin aşağıdaki şekilde yapılmasını istemiştir: 45 TÜRK B ilindiği gibi, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu üzerindeki çalışmalar, görece bir mutabakat ile sonuçlanmıştır. Bu mutabakat içinde, iki Kanunun birleştirilerek tek Kanun haline getirilmesi, adının da “Toplu İş İlişkileri Kanunu” olması da bulunmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde, “Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu” ve “Alt Komisyonu” çalışmalarında, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, Kanunun adının değiştirilmesinin, “sendika” ve “grev” kelimelerini (kavramlarını) unutturmayı amaçladığını ifade etmişler ve Kanunun adının “Sendikalar, Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Kanunu” olmasını önermişlerdir. Bu öneri iktidar milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir. Genel Kurula aktarılan Kanun Tasarısı’nın, adından başlayarak, tartışmalı birçok alan içereceği ne yazık ki bilinmektedir. Normal koşullarda bu yazı yayımlandığında Tasarı, Kanunlaşmış olacaktır. Genel Kurulda üzerinde bir değişiklik olmayacağını düşündüğüm için, tartışmalı alanlardan birisi olacağına inandığım “Çerçeve Sözleşme” kavramı üzerinde durmak istiyorum. Bilindiği gibi, kamu kesiminde 1989 yılından başlayarak işçi sendikaları ile kamu işveren sendikaları arasında bağıtlanacak toplu iş sözleşmeleri için toptancı bir yaklaşımla hareket edilmiş, hükümeti temsilen de bakanların imza koyduğu “anlaşma metinleri” düzenlenmiştir. Bu metinlerin başında, “protokol, tutanak, kamu toplu iş sözleşmeleri METAL TÜRK-İş Genel Sekreter Yardımcısı METAL TÜRK 46 ÇERÇEVE SÖZLEŞME, ZoRUNLU BİR SÖZLEŞME dEğİLdİR. İÇERİğİ BELİRLENMİŞTİR VE BU İÇERİK TASARıNıN TopLU İŞ SÖZLEŞMESİ TANıMıNA dA UYMAMAKTAdıR “İşkolu çerçeve sözleşmesi; bir işkolunda, o iş kolunda çalışan sendika üyesi olsun olmasın tüm işçileri kapsayan; o iş kolundaki en çok üyeye sahip işçi ve işveren sendikaları arasında işkolu düzeyinde yapılan ve o iş kolundaki işçilerin, mesleki eğitimleri, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri, asgari çalışma koşulları, ücretlerin asgari düzeyini ve benzeri hususları içeren sözleşmedir.” TİSK’in ve Bakanlığın itirazı sonunda da çerçeve sözleşme; “Ekonomik ve Sosyal Konseyde temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarına üye işçi ve işveren sendikaları arasında, işkolu düzeyinde yapılan sözleşme” olarak tanımlanmıştır. Çerçeve sözleşme, sözleşmenin tarafı olan işçi ve işveren sendikasının üyeleri hakkında uygulanacak ve mesleki eğitim, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk ve istihdam politikalarına ilişkin düzenlemeleri içerecektir. TİSK ve Bakanlık, çerçeve sözleşmesinin içeriğinde asgari çalışma koşulları, ücretlerin asgari düzeyi vb. konuların yer almasına da karşı çıkmıştır. Alt Komisyon çalışmalarında kavram, “Çerçeve Toplu İş Sözleşmeleri” şeklinde düzeltilmiş, ancak Ana Komisyonda tekrar “Çerçeve Sözleşme” şeklini almıştır. Anlaşılan odur ki, Tasarı bu şekilde kanunlaşırsa ilk tartışma, çerçeve sözleşmenin bir toplu iş sözleşmesi olup olmadığı hususunda olacaktır. Çerçeve sözleşme, bir toplu iş sözleşmesi değil, çerçeve anlaşmalarda olduğu gibi, ihtiyari bir iyi niyet anlaşması ise, bu kez Anayasanın verdiği ikinci toplu iş sözleşmesi yetkisinin nasıl kullanılacağı tartışması devam edecektir. Çerçeve sözleşme, zorunlu bir sözleşme değildir. İçeriği belirlenmiştir ve bu içerik Tasarının toplu iş sözleşmesi tanımına da uymamaktadır. Bu nedenle de, işçi sendikası tarafından yapılan çağrıya işveren sendikasının uymaması halinde uyuşmazlık çıkıp-çıkmadığı, uyuşmazlık çıkmış ise arabuluculuk aşamasına geçilip geçilmeyeceği ya da doğrudan grev kararı alınıp alınamayacağı hususları tartışılacaktır. Tasarının “Toplu iş sözleşmesi ve çerçeve sözleşmesinin içeriği” maddesi ile “Toplu iş sözleşmesinin kapsamı ve düzeyi” ve “Tanımlar” maddeleri birlikte okunarak çerçeve sözleşme hakkında hüküm verilebilir. Bize göre, Bakanlıkça yapılan düzenleme, çerçeve sözleşme “toplu iş sözleşmesi değildir” diyebilmek için yapılmıştır. Ancak, yukarıda özetle hatırlattığım hususlar dışında; toplu iş sözleşmelerinde birbiriyle çatışan maddeler yanında, aidat vb. birçok konuda da tartışma ortaya çıkacaktır. HaBeR Türk-İş, 1966 yılında başlattığı ve yüzlerce sendikacının yetiştiği sendikacılık kolejini yeniden hayata geçirdi İ stanbul Aydın Üniversitesi ile ortaklaşa yürütülen ve Sendikacılık Akademisi adını alan eğitim programlarının ilki, 10 Mart tarihinde İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Florya yerleşkesinde başladı. Sendikacılık Akademisi ilk eğitim çalışmasını ise, Türk-İş Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Naci Önsal, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Ulusoy, Gelişim Merkezleri Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ali İhsan Özeroğlu, Akademik Koordinatör Gülsüm Keske Vural ve çok sayıda sendikacı kursiyerin katılımıyla gerçekleştirdi. Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, 25 Mart Pazar günü İstanbul Aydın Üniversitesi’nde eğitimlere başlayan ilk dönem kursiyerleri ziyaret etti. Kavlak ziyarette, “Sendikacılık bilgileri ile donanmış, bilginin gücünü kullanan geleceğin sendikacılarının yetişe- ceği Sendikacılık Akademisi yalnızca Türk-İş’in değil, Türk sendikacılığının da geleceği olacak” dedi. Türkiye’de alanında önemli bir ihtiyacı karşılayan Sendikacılık Akademisi’nde, akademik bilgi ile donanmış geleceğin sendika yöneticilerinin yetiştirilmesi amaçlanıyor. Toplam 12 hafta ve 144 saat sürecek eğitim programında, İletişim, Hitabet, İkna ve Propaganda, Yazım Bilgileri, Bildiri Hazırlama, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, Sosyal Güvenlik, Endüstri İlişkileri, Çalışma Psikolojisi, Devletin İşleyişi ve Kurumları, İş Sağlığı Güvenliği, Sivil Toplum Kuruluşları, Sosyal Siyaset, Çalışma Ekonomisi, Sendikacılık Tarihi, İşveren Bilgileri-İşletme Hukuku, Uluslararası Sözleşmeler, Sendikalar Kanunu, İş Kanunu, Muhasebe ve Çalışma Sosyolojisi alanlarında dersler verilecek. 47 TÜRK Türk-İş Sendikacılık Akademisi açıldı METAL Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Sendikacılık Akademisi’nin ilk dönem kursiyerleri ile hatırı fotoğrafı çektirdi. eKOnOMİ TÜRK METAL Yoksullukla 48 mücadelenin stratejisi Küreselleşme süreciyle birlikte, en zengin dönemini yaşadığı iddia edilen dünyada, hem az gelişmiş hem de gelişmiş ülkelerin en önemli sorunlarından biri yoksulluktur G ünümüzün en önemli gündem maddelerinden birisi, ülkelerin refahı, kalkınma seviyesi ve gelişme oranlarıdır. Yoksulluk, kalkınma sürecinde önemli bir faktördür. Yoksulluk oranının düzeyi, o ülkenin gelişmişliği ile doğru orantılıdır. Küreselleşme süreciyle birlikte, en zengin dönemini yaşadığı iddia edilen dünyada, hem az gelişmiş hem de gelişmiş ülkelerin en önemli sorunlarından biri yoksulluktur. Tüm dünyada olduğu gibi, yoksulluk Türkiye’de de göz ardı edilemeyecek bir sorundur. Yoksulluğun tanımında farklılıklar olsa da, kavram ve bakış açısı olarak ortak paydalara rastlanmaktadır...1 “Yoksulluk nedir?” sorusuna verilebilecek birçok yanıt bulunabilir. Yoksulluk; “açlıktır, eğitimsizliktir, barınacak bir evinin olmamasıdır, hasta olmak ve tedavi olamamaktır, hiçbir işinin olmaması ya da iyi bir işe sahip olamamaktır, kirli suyun sebep olduğu hastalık nedeniyle çocuğunu kaybetmektir, gelecek korkusuyla yaşamak ve çocuklarının geleceğinden endişe duymaktır, umutsuzluktur, eşitsizliktir, özgür olamamaktır, siyasal yaşama katılamamaktır.” (GÜNDOĞAN, N) Literatürde mutlak yoksulluk, insani yoksulluk ve göreli yoksulluk tanımlamaları vardır. Mutlak yoksulluk, kişilerin insan olarak hayatlarını devam ettirememe, mutlak ihtiyaçlarını karşılayamama durumudur. Adam Smith’in tanımına göre, “temel ihtiyaçlarını mutlak olarak karşılayabilen, ancak kişisel kaynakların yetersizliği yüzünden toplumun genel refah düzeyinin altında kalan ve topluma sosyal açıdan katılımları engellenmiş olanlar Merve Özkan Türkiye’de hal böyleyken, dünyada durum daha da içler acısı haldedir.4 Günde 100 bin insan açlık ve yan etkilerinden ölmektedir. Sadece 2000 yılında 36 milyon kişi bu nedenle yaşamını yitirmekte, her 6 dakikada bir, gerekli A vitamini alamadığı için bir insan kör olmakta, 6,2 milyar insandan 826 milyonu sürekli yetersiz beslenerek ve kronik açlık çekmektedir. 1 milyar insan temiz suya ulaşamamakta, 2,4 milyar kişi yeterli sağlık koşullarından yoksun kalmaktadır. Yılda 4 milyon insan ishalden ölürken, 1,1 milyon Afrikalı çocuk HIV virüsü taşımaktadır. Avrupa ile Afrika kıtaları arasında ortalama insan ömrü bakımından tam 25 sene fark vardır. ABD ve AB ülkelerinde 1 yılda sadece parfümler için harcanan toplam parayla, tüm dünya nüfusunun açlık sorununun çözülebileceği söylenmektedir. Tüm bu dünya gerçeklerine bakıldığında, sorunun ne kadar önemli boyutlarda olduğu anlaşılmaktadır.(www.sosyalhizmetuzmani.org/) Dünyada olduğu kadar, ülkemizde de yoksulluk büyük bir sorundur. Gelir dağılımında adaletsizliğin son derece yüksek olduğu bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için yoksulluk, küçümsenemeyecek bir hal almaktadır. Yoksulluğun küresel bir boyutta ilerlediğini ve bunun için çözüm ve önlem paketlerinin en üst seviyede alınması gerektiği açıktır. Uzun vadede çözüm sağlanabilecek olan bu küresel sorun çözüme yaklaştıkça, ülkenin, daha bilinçli refah seviyesi, daha fazla eğitim oranına ulaşmasını sağlayacaktır. Ekonomi biliminin temel hedeflerinden biri, toplumların refahını arttırmaktır. Yoksullukla mücadele bizi bu amacımıza yaklaştıracaktır. << KAYNAKÇA VE DİPNOTLAR >> n 1- ÜNDOĞAN,N.(2008).(http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/ kaynak/TUR/asomedya/ocak-subat2008/Dosya.pdf) n 2-GÜNDOĞAN,N.(2008).(http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/ kaynak/TUR/asomedya/ocak-subat2008/Dosya.pdf) . n 3-URAS,G.(2012).Yoksulluğun Farklı Tanımları Var n 4-ARPACIOĞLU,Ö;YILDIRIM M. (2011)Dünyada ve Türkiye’de Yoksulluğun Analizi (www.sosyalhizmetuzmani.org/) n İnsani Yoksulluk Endeksi (Human Poverty Index) http://www.undp. org.tr/Gozlem3.aspx?WebSayfaNo=1201#multiple 49 TÜRK ise göreli yoksullardır.”2 İnsani Yoksulluk Endeksi (Human Poverty Index) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, “İnsani Yoksulluk” kavramını tanımlamıştır. İnsani yoksulluk, diğer yoksulluk kavramlarıyla yakın bir bağ içinde olmasına rağmen, ölçümü ve değerlendirmesi diğerlerine nazaran farklılıklar içermektedir. Daha çok yaşam beklentisi, eğitim, sağlık gibi kriterleri ele almaktadır. İnsani Yoksulluk İndeksi (Human Poverty Index), (HPI-I) gelişmekte olan ülkeler için; n 40 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı, n Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin oranı, n Sağlıklı içme suyuna sahip olmayanların oranı, n Temel sağlık imkânlarından yoksun olan insanların oranı, n 5 yaşın altında olan ve temel beslenemeyen nüfusun oranı, İnsani Yoksulluk İndeksi (HPI-II) gelişmiş ülkeler için, n 60 yaşın altında yaşam beklentisi olanların oranı, n OECD tarafından tanımlanan fonksiyonel cahillik oranı, n yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı, n uzun dönem işsizlik oranı, hesaplamada kullanılan kıstaslardır.(GÜNDOĞAN, N) Türkiye’de satın alma gücü paritesine göre, kişi başı 2,15 dolar ve 4,3 dolar sınırına göre yoksulluk oranları verilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’nun son olarak yayınlamış olduğu 2010 Yoksulluk Çalışması Sonuçlarında, nüfusumuzun % 3,66’sı, yaklaşık 2,6 milyon kişi, günlük 4,3 dolar sınırının altında bulunmaktadır. Yapılan araştırmaya göre, kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı, kentsel yerlerde yaşayanlara oranla daha fazladır. Kırsal kesim yoksulluk oranı % 9,61 iken, kentsel kesimde bu oran % 0,97’dir. Türkiye’de yoksulluk oranı TUİK’in yapmış olduğu Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerine göre, % 16,9’dur. Bu oran, eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelire göre hesaplanmaktadır. Kişi başı ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri 9.735’dir.3 Ülke genelinde en düşük kişi başı gelirden en yüksek gelire sıralamada en ortada yer alan (% 50’lik kısım) gelir rakamı ‘medyan’ gelir olarak kabul ediliyor. Avrupa Birliği medyan geliri % 60’lık baz alıyor ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre 16,9 milyon yoksulumuz bulunmaktadır. METAL [email protected] BİZİM FaBRİKaLaRıMıZ METAL dünya otomotivinde lider marka… TÜRK 50 Otomotiv sektörünün tüm lider markalarına orijinal ekipman ve yedek parça üreten FederalMogul, yüksek kalite standartları ile uzman çözümler sunmaktadır Formetal Company, 1953’te Bearing Company of America, 1955’te Bower Roller Company, 1955’te de National Motor Bearing Co. şirketlerini bünyesine kattı. 1956 yılında Fortune dergisinin en büyük 500 şirketler sıralamasında 350. sırayı alan Federal-Mogul, bu dönemden sonra da üretim hacmini büyüterek stratejik birleşmeler ve şirket alımlarıyla hızla güçlendi. Kuruluşunun 100.yılını 1999’da kutlayan Federal-Mogul, 2000’li yıllara gelindiğinde, 13 yeni şirketi bünyesine dahil ederek büyümeye devam etti. Yüzyılı aşan birikim ve deneyimiyle, teknolojiyi ve yüksek mühendislik bilgisini harmanlayan Federal-Mogul, günümüz otomotiv sektörünün liderleri arasında yer almaktadır. Otomotiv orijinal ve yedek parçaları sektöründe öncü rol oynayan Federal-Mogul, Türkiye’deki piston, segman ve silindir gömleği üretim tesislerinin de katkısıyla, dünya otomotivine lider marka olarak hizmet veriyor. Federal-Mogul Corporation, 2010 yılında ulaştığı 6.2 milyar dolar cirosu ve 34 ülkede 43 bin çalışanıyla dünyanın en prestijli otomobil markalarına yaşam veren teknolojiyi üretiyor. Otomotiv sektörünün tüm lider markalarına orijinal ekipman ve yedek parça üreten Federal-Mogul, yüksek kalite standartları ile uzman çözümler sunmaktadır. Federal Mogul Türkiye 51 TÜRK Federal-Mogul’un Avrupa’daki önemli üretim tesislerinden birisi olan İzmit fabrikası, 63 dönüm arazi üzerinde 30.000 metrekarelik kapalı alana sahiptir. Deneyimli teknik kadrosu ile birlikte yaklaşık 970 çalışanıyla İzmit Tesisleri Daimler Car, BMW, Opel, Renault, Ford, Fiat, Iveco, VM Motori, Volvo, Scania, Perkins, JCB, Caterpillar, Daimler Truck, Bentley gibi dünyanın en prestijli Otomotiv markalarına piston üretmektedir METAL U luslararası sanayinin en önemli sektörü olan otomotivin doğduğu yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan Eyaletindeki Detroit kentinde, Federal-Mogul’un temelleri atıldı. Dünya otomotiv sektörünün geleceğini şekillendirecek Federal-Mogul’un kökleri, 1899 yılında Detroit’te kurulan Muzzy-Lyon şirketine uzanır. Muzzy-Lyon, motor yataklarında ana ulaşım olarak kullanılan Babbit metalini daha da geliştirerek, Mogul Motor yataklarının üretimine başladı. 1923’te bronz motor yatakları konusunda uzman olan Federal Bearing ile birleşerek, adını 1924’te FederalMogul olarak değiştiren firma, 1946’da FeDeRal-Mogul Türkiye’ye 1998 yılında geldi. O yıllarda Federal-Mogul’un İngiliz T&N PLC şirketini satın almasıyla, Federal Mogul - Dereli Holding adı altında, %50 Dereli Grubu, % 50 Federal - Mogul’un sahip olduğu yeni bir ortaklık gerçekleşti. Federal-Mogul Türkiye, piston üretiminde Alman Nüral, segman ve silindir gömleği üretiminde yine dünya lideri Alman Goetze’nin en son teknolojisini İzmit ve Sapanca’daki tesislerinde başarıyla uygulamaktadır. FederalMogul Türkiye, 2002 yılında başlayan yatırım projesiyle, 2010 yılı sonunda toplam 160 milyon Euro yatırım gerçekleştirmiştir. Bu yatırımlarla, faaliyet alanı içerisinde en son teknolojiyi Türkiye’ye kazandıran Federal-Mogul, piston, gömlek ve segman kapasitesini her yıl daha yükseğe taşımaktadır. BİZİM FaBRİKaLaRıMıZ METAL Federal-Mogul İzmit TÜRK 52 FeDeRal-Mogul’un Avrupa’daki önemli üretim tesislerinden birisi olan İzmit Fabrikası, 63 dönüm arazi üzerinde 30.000 metrekarelik kapalı alana sahiptir. Deneyimli teknik kadrosu ile birlikte, yaklaşık 970 çalışanıyla İzmit Tesisleri, Daimler Car, BMW, Opel, Renault, Ford, Fiat, Iveco, VM Motori, Volvo, Scania, Perkins, JCB, Caterpillar, Daimler Truck, Bentley gibi dünyanın en prestijli otomotiv markalarına piston üretmektedir. Fabrikada aynı zamanda, Ford Otosan ve Oyak Renault gibi otomotiv devlerine piston ve piston pimi üretilerek, ülke otomotiv sanayine de önemli katkılar verilmektedir. Federal-Mogul İzmit Üretim Tesislerinde ileri teknoloji barındıran, robot otomasyonuna sahip döküm makineleri, talaşlı imalat tezgâhları ve kontrol üniteleri kullanılmaktadır. 2002 yılında 2,4 milyon piston üreten ve 2011 sonu itibariyle yıllık üretim kapasitesini 11.5 milyona çıkaran Federal Mogul İzmit Tesisleri, üretim yelpazesinde 600’den fazla piston çeşidi vardır. 2002 yılında 2,4 milyon olan piston üretimi 2011 sonu itibariyle yıllık 11.5 milyona çıkarıldı. Geleceğin teknolojilerini kullanan Federal-Mogul Türkiye, çevreye saygı konusunda da sektörün öncüsü olmayı sürdürmektedir Federal-Mogul Sapanca DoğaYla iç içe, 124 dönüm arazi üzerinde 26.000 metrekare kapalı alanda kurulu olan FederalMogul Türkiye’nin Sapanca tesisleri, 700 kişilik uzman kadrosuyla dünyanın ünlü otomobil markaları için segman, segman taşıyıcı ve silindir gömleği üretiyor. Yıllık 30 milyon segman, 15 milyon segman taşıyıcı ve 8 milyon gömlek üretim kapasitesine ulaşan FederalMogul Sapanca tesisleri, başta BMW, Mercedes-Benz, Volvo, AstonMartin, Volkswagen, Ford, Renault ve Peugeot-Citroen olmak üzere, birçok tanınmış otomobil markasının orijinal ekipman silindir gömleği ve segman ihtiyacını karşılıyor. Dünyada segman konusunda bir numara olan, Alman markası Goetze teknolojisini kullanan FederalMogul Türkiye Sapanca tesislerinde üretilen segmanlara uygulanan patentli özel uygulama ve kaplama teknolojileri, otomobil ve büyük hacimli motorların yüksek performansını sağlamaktadır. kaplama yeteneğine sahip en önemli tesislerden biridir. n Segman Taşıyıcı: Avrupa FederalMogul şirketleri segman taşıyıcısı taleplerini karşılamak için, 2000 yılında Sapanca fabrikasında donanım ve tesis yatırımı gerçekleştirildi. Artan talebi karşılamak için 2002 yılında kapasite artırım yatırımına geçildi. Sapanca Fabrikası 15 milyonluk segman taşıyıcı üretim kapasitesiyle Goetze’nin en ileri proses teknolojilerine sahip en önemli tesislerden biridir. Federal Mogul’da çevre, kalite ve çalışanlar TicaRi başarılarının yanında, Federal-Mogul Türkiye’nin Sapanca ve İzmit’teki fabrikaları evsel atık, ultrafiltrasyon, kimyasal arıtma ve toz emme tesisleriyle doğal hayata ve çevre temizliğine özen gösteren işletmeler olarak örnek oluşturmaktadır. Federal-Mogul Sapanca ve İzmit tesisleri, doğanın korunduğu, ekolojik sisteme saygılı mimarileri ile örnek tesisler olarak adlandırılmaktadırlar. Üretimdeki ileri teknoloji arıtma tesislerinde de kullanılmaktadır. Federal-Mogul Türkiye, geri dönüşüm ve çevreye duyarlılık açısından örnek oluşturacak projelere imza atmaktadır. Otomotiv sektörünü geleceğe taşıyan yenilikçi misyonuyla, Federal-Mogul Türkiye, tasarım ve üretimin yanında, kalite, çevre ve çalışanlarının güvenliği konularında duyarlılığını, aldığı sertifikalarla da belgeliyor. 1999 yılında ISO 9001 VE QS 9000, 2001 yılında ISO 14001 ve 2002 yılında aldığı ISO/TS 16949 sertifikalarının ardından, 2004 yılında OHSAS 18001 belgesiyle başarısını bir kez daha kanıtlayan Federal-Mogul Türkiye, kalite standartların- da istikrarını yıllar boyunca sürdürmektedir. Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutan FederalMogul Türkiye, kalitesini, teslimattaki başarısını ve yüksek performansını, prestijli otomotiv firmalarından aldığı ödüllerle de ispatlıyor. Geleceğin teknolojilerini kullanan Federal-Mogul Türkiye, çevreye saygı konusunda da sektörün öncüsü olmayı sürdürmektedir. Federal-Mogul Türkiye bünyesinde, 1.265’i mavi yakalı, 220’si de beyaz yakalı olmak üzere, toplam 1.485 personel çalışmaktadır. Şirkette eğitime ve kişisel gelişime çok önem verilmektedir. Çalışanlar, yaptıkları işe, iyileştirme grupları kurarak ve öneriler vererek kol gücünün yanı sıra beyin gücü ile de katkı sağlamaktadır. Bu katkılar sonuçlandığında, hep birlikte onurlandırma esaslı kutlamalar ve ödüllendirilmeler yapılmaktadır. Ayrıca, şirket içi düzenlenen futbol turnuvası ve çalışanlarımızın ailelerinin de katılımıyla düzenlenen gezilerle sosyal kaynaşma sağlanmaktadır. 53 TÜRK n Gömlek: Yine Goetze teknolojisi ile 1979 yılında kurulan silindir gömleği tesisleri, bugün 8 milyonluk üretim kapasitesiyle, Avrupa’nın önde gelen tesislerinden birisidir. Orjinal ekipman ağırlıklı çalışan tesis, BMW, Peugeot-Citroen, Daimler – Benz, Aston Martin, Honda, MTU, Volvo gibi markalara orijinal ekipman üretmektedir. Orjinal ekipman disiplini ve kalitesiyle üretilerek yedek parça pazarına sunulan silindir gömlekleri de Türkiye ve Avrupa’da en çok tercih edilen ürünlerin başında gelmektedir. n Segman: Goetze teknolojisi ile 1979 yılında segman üretimine başlayan Sapanca Fabrikası, bugün 5 bin adetlik yaşayan ürün çeşitliliği ile Türkiye ve dünyadaki belli başlı otomotiv üreticileri ve yedek parça kullanıcılarına segman üretmektedir. Goetze, 100 yıllık bir deneyimle segman konusunda Avrupa’da en yüksek pazar payına sahip teknoloji lideridir. Sapanca Fabrikası, 30 milyonluk segman üretim kapasitesiyle, Goetze’nin en ileri proses teknolojileri ve patentli krom seramik METAL 8 milyonluk üretim kapasitesi MaKaLe Konteynır olsaydı ölmeyeceklerdi METAL Ülkemiz, ölümlü iş kazalarında Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinci, dünyada ise ikinci sırada yer alıyor TÜRK 54 “KaRa liste katliamı”, “Naylon çadır cehennemi”, “300 lira için öldüler”, “500 milyonluk inşaatta ucuz ölüm”, “Naylon çadır cehennemi”… Tüm bu başlıklar, Esenyurt’taki AVM inşaatının şantiyesinde çıkan yangında yaşamını yitiren 11 işçinin geçirdiği iş kazasıyla ilgili gazete haberlerinde yer aldı. Aslında yazılı basında yer alan bu başlıklar dahi, kazanın boyutunu ve kasti bir nedenle meydana geldiğini açıklıkla ortaya koymaktadır. Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin kuralları tek çatı altında toplayan, işletmeleri, işlerin görüldüğü yerleri etkin olarak denetleme yetkisine sahip özerk denetim kurumunun kurulmasına olanak sağlayan yasal düzenlemenin olmaması, işverenler ile işçilerin, iş sağlığı ve güvenliği kültüründen yoksun oluşları da eklenince, katliam gibi iş kazalarının meydana gelmesi kaçınılmaz oluyor. Bunun sonucu olarak da, ülkemiz ölümlü iş kazalarında Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinci, dünyada ise ikinci sırada yer alıyor. İnşaat işyerlerinde, şantiye alanı içerisinde yer alan işçi yatakhaneleri de işyerinden sayılmaktadır. Mevcut mevzuatımız işverenleri, işyerlerinde, yasa ve yönetmeliklerin öngördüğü işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini de almakla yükümlü tutmuştur. Ancak, Esenyurt AVM inşaat işyerinde meydana gelen ve 11 işçimizin yaşamını kaybettiği vahim iş kazası, asıl işveren ile taşeron niteliğindeki alt işverenlerin inşaat işyerinde gerekli olan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadıkları gibi, bunları Plastiğin etkin bir yanıcı madde olduğunun, plastik kaplı tek çıkışlı çadırda yatan işçilerin olası bir yangından kurtulma şanslarının hemen hemen olmadığının bilinmesine karşın, işverenlerin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadan işçileri böyle bir ortamda yatırmaları, kasti hareketin varlığını açıkça ortaya koymaktadır. CELAL TOZAN TÜRK-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı Basında yer alan haberlerin tümünde “konteynır olmadığı için” 11 işçinin plastik kaplı çadırda, feci şekilde yanarak yaşamlarını kaybettikleri açıkça belirtilmiştir METAL Sonuç olarak, asıl ve alt işverenler olayda Kuruma karşı sorumludur. Ölen işçilerin geride kalan hak sahiplerine karşı sorumludur. Asıl önemlisi, insanlığa karşı sorumlu olmalarıdır. Vahim iş kazasında yaşamını kaybeden işçilerin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemiş olması, işverenleri sorumluluktan kurtarmayacaktır. Aksine sorumlulukları daha da ağırlaşacaktır. Kurum, yaşamını kaybeden işçilerin geride kalan hak sahiplerine gelir bağlayacak ve yaptığı tüm giderleri işverenden alacaktır. İşçilerin hak sahipleri maddi ve manevi kayıplarının giderilmesi için işveren hakkında dava açabileceklerdir. Ama tüm bunlar, yaşamını kaybeden işçilerimizi geri getirmeyecektir. Önemli olan, iş sağlığı ve güvenliğini tek çatı altında toplayıp, özerk yönetim yapısına sahip kurum tarafından işyerlerinin denetlenmesine olanak sağlayan, taşeronlaşmayı önleyen ve sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıran düzenlemelerin ivedilikle yapılarak, iş kazalarının en aza indirilmesine ilişkin ortamın oluşturulmasıdır. 55 TÜRK sağlayacak denetimin de yapılmadığını göstermektedir. Nitekim, yazılı basından alıntı olan başlık dahi, iş kazasının oluşunda işverenlerin kasıtlı davranışlarının olduğunu göstermektedir. Yazılı basında yer alan haberlerin tümünde “konteynır olmadığı için” 11 işçinin plastik kaplı çadırda, feci şekilde yanarak yaşamlarını kaybettikleri açıkça belirtilmiştir. Hukukumuzda kast, kusurun ağır derecesi olarak belirtilmiştir. Belli bir işi yürütürken hukuka aykırı olduğunun, meydana getireceği sonuçların bilinmesine rağmen, gerekli önlemleri almaması, gereken dikkatin gösterilmemesi olarak tanımlanmıştır. Plastiğin etkin bir yanıcı madde olduğunun, plastik kaplı tek çıkışlı çadırda yatan işçilerin olası bir yangından kurtulma şanslarının hemen hemen olmadığının bilinmesine karşın, işverenlerin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadan işçileri böyle bir ortamda yatırmaları, kasti hareketin varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Bir diğer önemli husus ise, bazı işçilerin kaçak çalıştırıldığı ve Kuruma kazadan sonra bildirilmediğidir. TüRK MeTaL/MeSS ORTaK eĞİTİM PROJeSİ 2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız: 2 0 3 4 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi ve Teşkilatlandırma Eğitimi 20 Şubat – 24 Mart tarihleri arasına Ankara Büyük Anadolu Otel’de yapılan, teşkilatlandırma ve ortak eğitimlere 673 üyemiz katıldı METAL Gebze 1, Gebze Dilovası ve Çayırova şubelerimizden 72 kişinin katıldığı, Türk MetalMESS ortak eğitimi, 20-22 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. TÜRK 56 İzmir 1, İzmir 2 ve Manisa 1 Nolu şubelerimizden 75 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS Ortak eğitimi, 1 - 3 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi Bursa 3, Bursa Osmangazi ve Gemlik şubelerimizden 76 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 23-25 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Çerkezköy şubemizden 89 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 27-29 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. TüRK MeTaL/MeSS ORTaK eĞİTİM PROJeSİ Eskişehir, Bozüyük, Sakarya, Kocaeli, Bolu ve İskenderun şubelerimizden 91 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 22-24 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. METAL Ereğli şubemizden 45 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 5 - 7 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. İstanbul, İstanbul 1, İstanbul Anadolu Yakası şubemizden 76 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 12-14 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. TÜRK 57 Bursa Nilüfer, Bursa 2 ve Biga 1 Nolu şubelerimizden 74 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 19-21 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. Ankara 1, Ankara 3, Aksaray ve İskenderun şubelerimizden 75 kişinin katıldığı, Türk Metal-MESS ortak eğitimi, 15-17 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. KİTaP EDİTöR: ASLI BAşARAn TARİHİN HAFIZASI Prof. Dr. Mehmet Özçelik Yayınevi: Paradoks Yayın Yılı: 2011 Sayfa Sayısı: 298 Kitap, yazarın son yıllarda verdiği konferanslarda dile getirdiği görüşlerin bir derlemesi niteliği taşıyor. METAL “’TaRih’’, son yıllarda kamuoyunun gündeminde yer alan en önemli konulardan biri haline geldi. Yazılı ve görsel medyada çok sık yer almaya başlayan, hatta birçok televizyon dizisine kaynak olan tarihe ilişkin, ülke çapında düzenlenen panel ve konferanslar da büyük ilgi görüyor. Tarihe yönelik bu yoğun ilgi, konuyu, arşivlerin tozlu raflarından veya bir grup akademisyenin merakından daha önemli hale getirdi. Tarihin Hafızası isimli kitap, yazarı Prof. Dr. Mehmet Özçelik’in, son yıllarda verdiği tarih konulu konferanslarda dile getirdiği görüşlerin bir derlemesi niteliği taşıyor. Kitap, tarihe ve Türkiye’nin sosyo-politik konularına meraklı olanların ufkunu açacak nitelikte. TÜRK 58 DUYGULARIN RENGİ Kathryn Stockett Yayınevi: Pegasus Yayınları Çeviren: Ayça Sağlam Türü: Roman Yayın Yılı: 2012 Sayfa Sayısı: 576 sayfa Renkler ne kadar farklı olursa olsun, duygular daima aynıdır. Farklı renkteki ellerin birleştiği bu romanda yer alan kadınları bir daha unutamayacaksınız. KaYBolMuş ve adaletsiz bir dünya. Mississippi, Jackson; 1962. Siyah kadınlara, beyaz çocukların emanet edilebildiği, ancak gümüşleri parlatmaları konusunda güvenilmeyen bir dönem. Skeeteri Aibleen ve Minny. Kimse arkadaş olacaklarına inanmadı. Her bir kadın başka bir gerçeğin peşindeydi. Ve bir araya geldiklerinde anlatılacak sıra dışı bir hikâyeleri oldu. Acıların, acıları alaya almanın, değişimin ve umudun sonsuz zamanda yankılanacak evrensel hikâyesini mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz. CAN PAZARlARı HİÇ SEVMEM BABASI hastanede yatan Oğuz’un, yıllardır içten içe sevdiği Ayşe başkasıyla evlenir. Deniz ise işsiz, terk edilmiş ve hayattan umduğunu bulamadığı için mutsuz bir kadındır. Oğuz ve Deniz tesadüfen tanışırlar ve birbirlerine iyi gelirler. Çekimleri Ege’nin Tire, Ödemiş, Gökçen ve Birgi kasabalarında ve İstanbul’da gerçekleştirilen film, yaşamlarında zorlu dönemlerden geçen iki insanın birbirlerine destek olma sürecini beyazperdeye taşıyor. FİLMİN KÜNYESİ Vizyon tarihi: 27 Nisan 2012 Yönetmen: Rezzan Tanyeli Oyuncular: Melisa Sözen, Edhem Dirvana, Ayşen Gruda, Ezgi Mola, Hasibe Eren, Umut Kurt Tür: Dram Yapım yılı: 2012 METAL Vizyon tarihi: 11 Mayıs 2012 Yönetmen: Raşit Çelikezer Oyuncular: Selen Uçer, Serdar Orçin, Yusuf Berkan Demirbağ, Erkan Avcı, İdil Yener, Serhat Nalbantoğlu Tür Dram Süre: 105 dk Yapım yılı: 2011 59 TÜRK FİLMİN KÜNYESİ Ayşe ve Cemal birbirlerini çok severek evlenmiş, maddi açıdan iyi-kötü geçinen mutlu bir çifttir. Fakat bir türlü çocukları olmaz. Normal yollardan çocuk sahibi olamayınca, Ayşe’nin karşı çıkışlarına rağmen, Cemal, yasa dışı bir şekilde çocuk sahibi olur. Ayşe, Can adını verdikleri bu bebeği hiçbir zaman tam olarak sahiplenemez. Diğer yandan, bu tutum yüzünden Cemal ile de arası gitgide açılacaktır. Cemal’in çabaları sonuç vermez, nihayetinde evi terk eder. Ayşe Can ile tek başına kalmıştır. Bir yanda, tam annelik yapamadığı, başından da atamadığı Can, diğer yanda ise tek düze hayattan duyduğu sıkıntı... Bir gün karşısına yeniden birlikte olabileceği bir adam çıkınca, Ayşe, resmi olarak hala evli olduğu Cemal ile yüzleşmek için onun karşısına çıkar... TÜRK 60 SAYı YERlEŞTİRME METAL E Ğ L E N C E 4 RAKAMLILAR 3573 – 7104 5 RAKAMLILAR 11390 – 91614 6 RAKAMLILAR 239770 – 359821 685120 – 736198 935133 - 981262 7 RAKAMLILAR 1016422 - 2125669 3269810 -3280158 6190231 - 6234949 6243906 - 7346718 9661624 - 9975722 8 RAKAMLILAR 38992636 - 45389265 50261459 - 71126395 73169452 - 86371546 9 RAKAMLILAR 317809233 – 300527264 10 RAKAMLILAR 1644896230 - 2671052962 GülüMSETEN TWİTlER n Abi çok gezen mi bilir çok okuyan mı? - O otobüste yolculuk yaparken kitap okuyabilen insan var ya, kesin en çok o biliyordur o. n Öldürmeyen acı güçlendirir diye dolananlar; siz hiç ayak serçe parmağınızı sehpaya çarptınız mı? n Kadınmış derler adamı deli eden. Sen ne dersen de, yine kadındır deliyi de adam eden. n “Kadınlar çok kötü araba kullanır, kaza yapanlara bak, hepsi kadın” diyen de, “ikinci el araba alacaksan bayandan al” diyen de aynı adam. n Ayda 12 kilo verebilen bir kadın varsa, diyet listesini aldıktan sonra anında kaç yanından. O KADIN O AZİMLE DÜNYAYI ELE GEÇİRİR. n Çakmaklar kesinlikle canlı. Bizim bakmadığımız zamanlarda toplaşıp kaçtıkları bir yer var. Bu şekilde insan ırkını delirterek yok edecekler. n Ağzından çıkan sözlerin tatlı olmasına dikkat et, ileride yemek zorunda kalabilirsin. n Deveye ‘neden boynun eğri’ diye sormuşlar; “Medula spinalisin merkezi ilk omurun miyeli sinirlere yaptığı lokal baskıdan ötürü” demiş. 7 9 6 8 2 7 6 4 3 4 2 1 1 5 9 8 4 1 7 2 6 8 Meyvelerin bilinmeyen yararları ÇoğuMuz portakal, greyfurt, havuç, mandalina gibi vitaminli meyvelerin sağlığa faydalarını biliriz. Peki diğer meyveler? n Kavun: Kanı temizliyor ve antioksidan özelliği bulunuyor. Endişe ve uykusuzluğa iyi geliyor, bağırsak ve cilt kanserine karşı tavsiye ediliyor. n Karpuz: Böbreği temizliyor, astım, damar tıkanıklığı, diyabet, kolon kanseri ve kireçlenme gibi hastalıklara iyi geliyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. n Çilek: Strese iyi geliyor, sakinleştirici etkisi var. Sigara dumanının etkilerini azaltıyor. n Kiraz: 20 tanesinde, 12-25 miligram arası antosiyanin maddesi bulunuyor ve bu maddenin ağrı kesici etkisi aspirinden on kat daha fazla. n Armut: Bağırsak hareketlerini düzenliyor ve sinirleri yatıştırıyor. n Kivi: Kivinin içeriğinde bol miktarda C vitamini bulunuyor. Lif açısından oldukça zengin, bağırsakların yumuşamasını sağlayarak sindirimi kolaylaştırıyor. n Muz: Enerji verici. n Ananas: Sindirim sistemine yardımcı olan enzimler içeriyor n Üzüm: Kronik yorgunluğa, damar sertliğine iyi geliyor ve kötü kolestrolü azaltyor. Kanın temizlenmesini ve vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlıyor. n Şeftali: Sindirim sistemini rahatlatıyor. Kabızlığa iyi geliyor. n Vişne: İçinde bulunan ve meyveye kırmızı rengini veren antosiyanin, antioksidan etkisi taşıyor. Hücrenin yaşlanmasını önlüyor. n Nar: Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tansiyon düşürücü özelliğe sahip. Prostat ve cilt kanserine karşı koruyucu özellik taşıyor. n Kızılcık: Antioksidan özelliğe sahip, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Akciğer kanserini ve kalp rahatsızlıklarını önleyici etkiye sahip. Vücutta iltahaplanmayı önlüyor. METAL 2 2 9 5 61 TÜRK SUDOKU BULMACA 4 SaĞLıK çağımızın kâbusu kanser METAL Çağımızın en yaygın ve en korkulan hastalığı kanser hakkında yeterince bilinçli miyiz? Hangi kanser nasıl belirtiler verir? Kanseri önlemek için yapabileceğimiz bir şey var mı? Sizin için Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve Dr. Mehmet Öz’ün yazılarından, kısa ama faydalı bir derleme hazırladık. TÜRK 62 Meme Kanseri Belirtileri Pankreas Kanseri Belirtileri n İki meme arasında simetrinin n Mide bölgesinde yemeklerle ilgisiz, inatçı ağrı, dolgunluk, rahatsızlık hissi, n İştahsızlık ve kilo kaybı, ilerleyici sarılık hali, n Bulantı ve kusmalar, pankreatit atakları, n Bel ve sırt bölgesinde ağrılar, karında şişlik. n Prostat kanseri n İdrar yapmada güçlük, Bel ve sırt ağrıları, n Geceleri daha sık idrara kalkma zorunluluğu, n Kesik kesik idrar yapma, idrardan kan gelmesi, n Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları bozulması, n Meme başında veya meme cildinde içe doğru çekilme oluşması, n Meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm, n Meme başında şekil veya yön değişikliği, koltukaltında sertlik ya da şişlik, n Memede beklenmeyen şişme veya büyüme artışı, elle bir sertlik ya da kitle hissedilmesi n Meme başından pembe-kırmızı renkli akıntı gelmesi. akciğer Kanseri Belirtileri n Öksürük, Kanlı balgam, ilerleyen nefes darlığı, n Sırtta, kürek kemikleri arasında batıcı ve rahatsız edici ağrılar, göğüs ağrısı, n İştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, terleme ve yorgunluk. Kalın Bağırsak Kanseri Belirtileri n Bağırsak alışkanlıklarının değişmesi, özellikle kabızlık yakınmasının sıklaşması, n Sık tuvalete gitme ihtiyacı, karında ağrı, şişkinlik, n İzah edilemeyen kansızlık, kilo kaybı ve halsizlik. KORUNMAK İÇİN YAPılMASı GEREKENlER Karaciğer, prostat, kolon ve pankreas kanserlerinden korunmak için yapmanız gerekenler: n Domates, içerdiği yüksek likopen sayesinde karaciğer ve prostat kanseri riskini azaltır. n Soya, nohut, mercimek ve fıstık gibi isoflavone içeren besinleri tüketmek de prostat kanseri riskini düşürür. n Karaciğer kanserini önlemek için sigaradan ve pasif içicilikten uzak durmak gerekir. n Özellikle erkeklere, multivitamin seçimlerinde düşük E vitamini olanları tercih etmelerini öneriliyor. n Günlük aspirin alınması ve lif yönünden zengin besinler tüketmek, kolon kanseriyle mücadeleye yardımcı olur. n Pankreas kanserine yakalanma riskini azaltmak için, yağlı kırmızı et ve işlenmiş etten uzak durmak gerekiyor. n Akşam yemeklerinde kırmızı ve sarı sebzelerin tüketilmesi de büyük önem taşıyor. meme, yumurtalık, mide ve cilt kanserlerini önlemenin yolları: n Balık yağı ve omega 3 asitleri (DHA ve EPA) ile günde üç bardak yeşil çay içmek, meme kanserine yakalanma oranını düşürür. Haftada en az iki kez brokoli ve brüksel lahanasını tüketmeyi ihmal etmeyin. n Cilt kanseri riskini azaltmak için, günde iki bardaktan fazla alkol tüketilmemesi, 10-15 dakikadan daha uzun süre güneşte kalınmaması, ayrıca vücuttaki benlerin düzenli kontrol ettirilmesi de önemli unsurlardan biri. n Mide kanserini önlemek için salamura, füme ya da işlenmiş etlerden ve tuzlu, mayalı yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Vardiyalı çalışanların uyku probleminin çözümleri kullanmaktan kaçının. Üç ana öğün, üç ara öğün en sağlıklısıdır. n Vardiyanız sırasında abur cubur atıştırmaktan kaçının, onun yerine mümkünse ara verdiğinizde kısa bir yürüyüş yapın. n Sabah saatinde işten çıktığınızda koyu renk camlı bir güneş gözlüğü kullanın. Güneş ışığında uzun süre kalmanız, beyninizin gündüz komutlarını devreye sokmasına sebep olacaktır. Vardiya çıkışı televizyon izlemek, yiyecek ve içecek tüketmek, gazete okumak yerine yatağınıza girmeniz, daha sağlıklı bir uyku sağlayacaktır. n Uyku ilaçlarından kaçının. Hiçbir uyku ilacı doğal uyku sağlamaz. METAL n Yatak odanızın sessiz, karanlık ve serin olmasına dikkat edin. Ev içi ve dışarıdan gelen gürültüleri engellemek için, gerekirse, silikondan kulak tıkacı kullanılmalıdır. Işığı tamamen engellemek için de uyku gözlükleri kullanılabilir. n Telefonun sesi kapatılmalı, uykunun bölünmesi engellenmelidir. Asla televizyon karşısında uyunmamalıdır. n Uyurken odanızda evcil hayvanınızı bulundurmayın. Yatağınıza asla almayın. n Günün ana yemeği, vardiya sırasında olmak üzere, düzenli ve az miktarlarda yemek yiyin, yatarken çok su içmeyin. Kahve, nikotin ve alkol TÜRK Ev hayatını kolaylaştıracak 63 püf noktaları n Limon kabuklarını atmak yerine, güneşli bir yere koyarak kurutursanız, özellikle isli ve yağlı mutfak eşyalarınızı ovarken şaşırtıcı sonuçlar alabilirsiniz. n Süte biraz karbonat eklemeniz, hem çabuk bozulmasını engeller, hem de hazmı kolaylaştırır. n Limon sert ise, kesmeden önce bir iki dakika sıcak suda bekletin, hem kolay kesilecek hem de daha sulu olacak. n Buzdolabınızın daha iyi soğutması için, raflardan birine bir torba tuz koyun. Tuzun dolaptaki nemi aldığını göreceksiniz. n Pirinç, fasulye, mercimek, kuru bakla ve benzerlerini saklarken böcek oluşmasını önlemek için, kavanoz ya da kutunun içine iki-üç diş sarımsak koyun. n Kabuklarını soyduğunuz meyvelerin kararmalarını önlemek için limonla ovmanız yeterli. n Yemeğinizin tuzunu fazla kaçırdıysanız çözümü kolay, tencerenizin içine birkaç parça çiğ patates atarsanız, patatesler fazla tuzu çekecektir. n Patates pişirirken, pişirme suyuna bir kaşık sirke koyun. Hem rengi sapsarı kalır hem de daha lezzetli olur. n Soğan soyarken gözlerinizin yaşarmaması için soğanı içi su dolu bir tasın içinde soyun. n Kızartma yaparken tavadaki yağın çatlayıp patlaması haklı olarak hepimizi ürkütür. Ama içine bir tutam tuz atarsanız, yağın patlamasını önlemiş olursunuz. n Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın. n Sebzelerinizi tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin. Tuzlu su, sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler. n Çay ve kahve lekelerini bir tutam karbonatla silerek kolayca çıkartabilirsiniz. n Yemeğinizi pişirirken tencerenizin dibi tuttuysa, bir gece tuzlu suda bekletin. Tencereniz çok daha kolay temizlenecek. n Karnabahar haşlarken, haşlama suyuna bir miktar süt eklerseniz hem karnabaharınız kar gibi beyaz olacaktır hem de kötü kokusu yok olacaktır. n Soğan soymaya başlamadan önce parmaklarınızı sirkeye batırırsanız, soğan kokusunun elinize sinmediğini göreceksiniz. n Kızartma yaptığınızda mutfağınıza koku yayılmasını istemiyorsanız, bir kapta sirkeli su kaynatmanız yeterli olacaktır. HaBeR Türk Metal Web sitesi, artık daha zengin bir içeriğe sahip METAL Türk Metal Sendikası’nın resmi web sitesi turkmetal.org.tr en zengin içeriğe sahip sendika web sitesi oluyor. TÜRK 64 T ürk Metal Sendikası tarafından hazırlanan kitapları ve dergileri, internet sitemizden online olarak okuyabilir ya da indirebilirsiniz. Türk Metal’in son 4 yıl içinde hazırladığı bütün kitaplar, web sitemize yüklendi. Ayrıca, internet sitemizde Türk Metal sloganları, logoları da, yüksek çözünürlükte sunuldu. Her gün biraz daha kurumsallaşan ve çalışma hayatının portalı haline gelen turkmetal.org.tr web sitesi, sunduğu bilgilerle de ışık tutuyor. Dergimizde son 1,5 yıldır yer alan makaleler ve köşe yazıları da internet sitemizde yayınlanmaya başlandı. Türk Metal web sitesi, metal işçilerinin sesi, kulağı olmaya devam ediyor. Sitemiz yakında çok daha işlevsel ve zengin bir site haline gelecek… Bizi izlemeye devam edin… Türk MeTal SendikaSı’nı sosyal medyadan da Takip edebilirSiniz... facebook.com/turkmetalsendikasi twitter.com/KavlakPevrul www.turkmetal.org.tr ANKARA 1 NOLU ŞUBE Mitaş işyerlerinde sözleşme imzalandı Sendikamız ile Mitaş Enerji T.A.Ş, Valmont-Mitaş Poligon A.Ş., Mitaş Galvaniz A.Ş.,Mitaş Çelik Yapılar A.Ş., Mitaş Sac İşleme Merkezi A.Ş. işyerleri arasında sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 9 Mart’ta anlaşmayla sonuçlandı. Şube Başkanımız Hasan Göçeroğlu, şube icra kurulu ile birlikte, Şubat 2012-31 Aralık 2014 döneminde geçerli olacak sözleşmenin getirileri hakkında üyelerimize ayrıntılı bilgi verdi. METAL AKSARAY 1 NOLU ŞUBE TÜRK 66 Çocuklar için ingilizce kursu başladı Sadece üyelere değil, üyelerin eş ve çocuklarına yönelik hizmet ilkesi çerçevesinde şubemizce düzenlenen İngilizce kursunun 2.kademesi, 11 Şubat’ta başladı. Kursa, ilk kademeye katılan 180 üye çocuğu devam ediyor. ÇAYIROVA ŞUBESİ GÖLCÜK ŞUBESİ Başkan Uça, işyeri ziyaretlerini sürdürüyor Kişisel Gelişim Semineri Şube Başkanımız Bilal Uça, şubemizin yetkili olduğu Döksan Basınçlı Döküm, Zatel Pres Döküm ve Opsan Orjinal Saç Parça işyerlerini ziyaret etti. Başkan Uça ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle sohbet etti ve karşılaşılan sorunlar hakkında bilgi aldı. Şubemiz yetkisindeki işyerlerinde çalışan toplam 60 üyemiz, şubemizce düzenlenen ‘Kişisel Gelişim Eğitim Seminerine’ katıldı. Şube toplantı salonunda düzenlenen seminer, Şendağ Albayrak tarafından verildi. BİGA 1 NOLU ŞUBE İçdaş ziyaret edildi Şube Başkanımız Osman Akkurt, Şube Sekreterimiz Rahmi Kocaoğlu, Şube Mali Sekreterimiz Mehti Ayhan’la birlikte, 23 Şubat’ta İçdaş işyerini ziyaret etti. Başkan Akkurt ve beraberindekiler, Termik Santral üç kumanda odası, Termik Santral Mekanik Bakım bölümü ve Yatırım Hadde ve Çelikhane bölümlerinde çalışan üyelerimizle tezgahları başında bir araya gelerek sohbet etti. Başkan Akkurt ayrıca, fabrikanın tadilatları devam eden bazı bölümlerini de gezdi. Şube Başkanımız Akkurt, İçdaş işyerine 5 Mart’ta gerçekleştirdiği ziyarette de çalışanlarla bir araya gelerek, yaşanan enflasyon farkının işçi ücretlerine yansıma oranlarına ilişkin bilgi verdi. GEMLİK ŞUBESİ Komvek Karoser’de grev kararı alındı Şubemiz ile Komvek Karoser işyeri arasında yürütülmekte olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, arabulucu aşamasında da anlaşma sağlanamaması üzerine, 23 Şubat’ta grev kararı alındı. Grev kararı, 27 Şubat’ta işyerindeki ilan panosuna tutanakla asılarak üyelerimize duyuruldu. İşveren vekili ile yapılan görüşmelerde bazı sosyal haklar ve ücret artışları konusunda anlaşılamamıştı. Alınan karar doğrultusunda da grev hazırlıklarına başlandı. 67 TÜRK Şubemiz tarafından, üyelerimizin çocuklarına yönelik geçen yıl düzenlenen kurslara bu yıl da devam ediliyor. Bu çerçevede, toplam 110 İçdaş çalışanı üye çocuğuna, Halk Eğitim Müdürlüğü eğitmenlerince ücretsiz İngilizce ve matematik kursu başlatıldı. İlköğretim öğrencilerine yönelik kurslarda başarılı olan öğrencilere sertifika da verilecek. METAL Çocuklar için matematik ve İngilizce kursu İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ 19 işyeri ziyaret edildi Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, şubat ayı boyunca şubemiz yetkisinde olan toplam 19 işyerini ziyaret etti. Başkan Erdal, ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle tezgahları başında bir araya geldi ve karşılaştıkları sorunları dinledi. Delphi’li yeni üyelerimiz şubemizi ziyaret etti METAL Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, sendikamız bünyesine yeni katılan üyelerimize yönelik olarak başlatılan toplantılar çerçevesinde, Delphi’de yeni işbaşı yapan üyelerimizle bir araya geldi. Başkan Erdal toplantıda, sendikamız, hedefleri ve çalışma hayatı konularında bilgiler verdi. TÜRK 68 Taksim Mitingi iStanbul Taksim Meydanı’nda, Ermenilerin 1992 yılında gerçekleştirdiği Hocalı Katliamını protesto amacıyla 26 Şubat’ta yapılan mitinge, Türk-İş’e bağlı sendikalar da katıldı. Mitinge, sendikamızı temsilen, İstanbul Anadolu Yakası Şubesi, diğer İstanbul şubelerinin başkanları ve üyeleri ile büyük bir katılım sağlandı. Bu arada, Azerbaycan İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı ve bağımsız milletvekili Settar Mehbalıyev, mitingden bir gün önce şube başkanlarımız ve Türk-İş Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ile bir görüşme yaptı. Baymak’ta bilgilendirme Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, Sendikamız bünyesine yeni katılan Baymak Makine işyerini 28 Şubat’ta ziyaret etti. Başkan Erdal ziyarette, yetki belgesinin alınmasından sonra hazırlanan toplu iş sözleşmesi taslağı hakkında çalışan üyelerimize ayrıntılı bilgi verdi. İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ Görüşmeler hakkında bilgi verildi Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, 20 Mart’ta toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlatılan Baymak işyerini 21 Mart’ta ziyaret etti. Başkan Erdal ziyarette, çalışan üyelerimizle tezgâhları başında bir araya gelerek, sözleşme prosedürü hakkında ayrıntılı bilgi verdi. İş sağlığı ve güvenliği konulu tiyatro oyunu Şubemiz yetkisindeki Ford otomotiv Sanayi Yedek Parça Deposu işyerinde, çalışma hayatının en önemli konularından olan, iş sağlığı ve güvenliğini konu alan bir tiyatro gösterisi sergilendi. Şube Başkanımız Halil Faki Erdal’ın da katıldığı oyunda, çalışan üyelerimiz rol aldı. Siemens’ten sosyal yardım projesi SiemenS çalışanları, işyerlerinde başlatmış oldukları sosyal yardım projesi kapsamında, İstanbul Valiliği Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Yakacık Hatice Abbas Çocuk Yuvası’na yardımda bulundular. Toplanan yardımda temin edilen, 49 çift ayakkabı, 60 adet sandalye, 15 adet masa, 50 takım eşofman ve iç çamaşırı, kırtasiye malzemesi, bol miktarda oyuncakla, 1 adet kesilip hazırlanmış kurban, yuva yetkililerine teslim edildi. 69 TÜRK Şubemiz yetkisindeki Arçelik işyerinde geleneksel plaket töreni, 15 Mart’ta gerçekleştirildi. Törene, Şube Başkanımız Halil Faki Erdal’ın yanı sıra, Arçelik işyeri yöneticileri de katıldı. Törende, işyerinde 10 ve 20. yılını tamamlayan üyelerimize plaketleri, Başkan Erdal tarafından verildi. METAL Arçelik işyerinde plaket töreni yapıldı BURSA 2 NOLU ŞUBE Karsan’da Sürüş Teknikleri Eğitimi Şubemiz yetkisindeki Karsan’da, 28 Ocak’ta başlayan ve Türk Sürüş Akademisi tarafından verilen Güvenli ve Defansif Sürüş Teknikleri eğitimi tamamlandı. Fabrikanın tesislerinde gerçekleştirilen eğitime, toplam 400 çalışan katıldı. Eğitimler cuma akşamları seminer salonunda 3 saatlik teorik eğitimle başladı ve hafta sonları da devam etti. Eğitimlerini tamamlayanlara sertifika da verildi. METAL Karsan ailesi tiyatroda TÜRK 70 Karsan çalışanları, Bursa Devlet Tiyatrosu’nca sergilenen, İngiliz yazar Ray Cooney’in “Karmakarışık” adlı oyununu aileleriyle birlikte izledi. Ahmet Vefik Paşa Sahnesi’nde sergilenen komedi, izleyenlerden büyük alkış aldı. Karsan’da geleneksel plaket töreni yapıldı Karsan’da geleneksel plaket töreni, 15 ve 16 Şubat tarihlerinde yapıldı. Firmada 10, 15 ve 20. yılını dolduran çalışanlara plaketleri, bölümlerinde düzenlenen törenle verildi. İSKENDERUN 1 NOLU ŞUBE AK Parti İlçe Başkanı ziyaret edildi Şube Başkanımız Çakır Varan, İskenderun’daki Türk-İş’e bağlı sendikaların şube başkanları ile birlikte, göreve yeni seçilen İskenderun AK Parti İlçe Başkanı Uğur Feriz’i 2 Mart’ta ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Görüşmede, bölgeye ve ülkeye ilişkin güncel konular ele alındı. Kırıkkale Gençlik Spor Kulübü konuğumuz oldu isKenderun Demir Çelik Gençlik Spor ile maç yapmak üzere İskenderun’a gelen Kırıkkale Gençlik Spor Kulübü yöneticileri ve sporcular, 10 Mart’ta Şube hizmet binamızı ziyaret etti. GEBZE 1 NOLU ŞUBE Şube yönetimi toplandı Şube Yönetim Kurulu toplantısı, 15 Şubat’ta, şubemizin yetkili olduğu HP Pelzer Pimsa Otomotiv Sistemleri işyerinde yapıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan ve Yönetim Kurulu üyeleri, toplantının ardından çalışan üyelerimizle sohbet etti ve sorunlarını dinledi. Özuğurlu Makine ve Rözmaş’a ziyaret Şube Başkanımız Şeref Özcan, şubemizin yetkili olduğu ve sözleşme görüşmeleri devam eden Özuğurlu Makina Tic. ve San. A.Ş. işyerini 13 Şubat’ta ziyaret ederek, çalışan üyelerimize bilgi verdi. Başkan Özcan, yine sözleşme görüşmeleri devam eden Rözmaş Metal San. Tic. A.Ş. işyerini de ziyaret ederek, süreç hakkında çalışanları bilgilendirdi. Şube Başkanımız Özcan, ziyaretlerde sözleşme görüşmelerine ilişkin üyelerimize bilgi verdi. Autoliv yöneticileri şubemizi ziyaret etti autoliv Cankor Genel Müdürü Patrice Colomb, Şube Başkanımız Şeref Özcan’ı ziyaret etti. Ziyarette, fabrikadaki görev değişikliği hakkında bilgi veren Genel Müdür Colomb, fabrikanın İnsan Kaynakları Müdürlüğüne getirilen Nurcan Bozkurt’u tanıştırdı. Görevini tamamlayan eski İnsan Kaynakları Müdürü Recep Yiğit de, Şube Başkamız ile vedalaştı. 71 TÜRK Şubemiz tarafından 26 Şubat’ta, Türk Metal Sendikası Pendik Kaynarca Tesisleri’nde düzenlenen moral yemeğine, ZF SACHS işyerinde çalışan üyelerimiz katıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan’ın da katıldığı yemekte üyelerimiz gönüllerince eğlendiler. METAL ZF SACHS çalışanları yemekte buluştu MANİSA 1 NOLU ŞUBE Manisa milletvekilleri şubemizi ziyaret etti ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ile Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, 25 Şubat’ta şubemizi ziyaret ederek, yapılan 2. Olağan Genel Kurulda yeniden seçilen Şube Başkanımız Hüseyin Özben’e ve şube yöneticilerine hayırlı olsun temennisinde bulundu. Görüşmede, kıdem tazminatı, sendika barajı, istihdam büroları gibi, çalışma hayatına ilişkin güncel konular da ele alındı. CHP’li Özgür Özel’den şubemize ziya ret METAL cHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, şubemizi ziyaret ederek, 11 Şubat’taki genel kurulda yeniden seçilen Şube Başkanımız Hüseyin Özben ve yöneticileri kutladı. Görüşmede, çalışma hayatı ve güncel gelişmeler ele alındı. TÜRK 72 Kıdemlilere plaket verildi Şubemizin yetkili olduğu Valf San A.Ş. işyerinde 10, 20 ve 30. yılını dolduran çalışanlara, 15 Mart günü düzenlenen bir törenle plaketleri verildi. Plaket törenine Şube Başkanımız Hüseyin Özben de katılarak, arkadaşlarımızı kutladı. Geçmiş olsun ziyareti Şube Başkanımız Hüseyin Özben ve Yönetim Kurulu Üyemiz Ali Ensoylu, Valf San. A.Ş.’de çalışırken iş kazası geçiren üyemiz Mehmet Avcı’yı tedavi gördüğü hastanede ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Kabadağ’dan ziyaret mHP Manisa Merkez İlçe Başkanı seçilen Engin Kabadağ, 16 Mart’ta şubemizi ziyaret etti. Ziyarette, bölge ve ülke sorunları ele alındı. MANİSA 1 NOLU ŞUBE Bosch’a kardeş okul dan beri Manisa’da olduklarını söyleyerek, “Artık Manisalıyız. Manisa’da olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Böyle güzel bir projeye öncülük eden herkese teşekkür ediyorum.” dedi. 85.Yıl TBMM Çok Programlı Lisesi Müdürü Mustafa Örnek de, Manisa’nın en önemli kurumlarından olan Bosch’un, eğitim adına farkındalık yarattığını ifade etti. Konuşmaların ardından protokol imzalandı. Bosch yatırımlara devam ediyor TİS hakkında bilgi verdi Şube Başkanımız Hüseyin Özben, 15 Mart günü şubemiz yetkisindeki Franke Mutfak Sistemleri San. A.Ş. işyerini ziyaret etti. Başkan Özben ziyarette, çalışan üyelerimize, devam etmekte olan 2012–2014 Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Baybatur ziyaret edildi Şube Başkanımız Hüseyin Özben, icra kurulu ile birlikte Ak Parti İl Başkanı Murat Baybatur’u 21 Mart günü ziyaret etti. Görüşmede, gündemdeki işçi sorunları ve ülke gündemine ilişkin konularda görüş alışverişinde bulunuldu. boScH Termoteknik San. Tic. A.Ş Teknik Genel Müdürü İrfan Bayrak, 20 yıldır Manisa’da üretim yapan firmanın, yeni yatırımlar gerçekleştireceğini söyledi. İrfan Bayrak, firmayla ilgili soruları yanıtlarken, 2011 yılında dünyada en fazla kombi üreten firma olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “524 bin kombi üretimi ile dünya rekorunu elimizde bulunduruyoruz. Bunun yanında, Termoteknik üretimi yapan 27 kuruluş içinde Bosch firması en iyi fabrika ödülünü aldı. Son olarak ise kombi satışında ‘Satış ödülü’ alan kuruluşumuz, üretiminin %80’ini Avrupa’ya yapıyor. Ortadoğu, Şili ve Çin en büyük pazarlarımız arasında.” Bosch Termoteknik San. Tic. A.Ş olarak yeni dönemde ısı pompaları üzerine yatırım yapacakların belirten Bayrak, “20 yıldır Manisa’da üretim yapan firmamız, ısı pompaları üzerine yeni yatırımlar yapacak. Mevcut fabrikamızda yeni alanlar yaratarak bu alan üzerine eğileceğiz” dedi. METAL proje kapsamında 200’e yakın okul ve kurum arasında protokol imzaladığını belirterek, “Kurumlarla okul yöneticileri durum değerlendirmesi yapacak. Neler yapılabilir? Bunlar birlikte değerlendirilecek. Sosyal anlamda, kültürel anlamda neler yapılacak. Okulun zaruri ihtiyaçları neler. Bunları okulla kurum kendi aralarında yapacak.” dedi. Bosch Ticari Genel Müdürü Klaws Peter Bredfeldf, 20 yıl- 73 TÜRK “kardeŞ Okul Kardeş Kurum Projesi” kapsamında, Bosch Termoteknik San. ve Tic. A.Ş. ile 85.Yıl TBMM Çok Programlı Lisesi arasında bir protokol imzalandı. Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz tarafından gündeme getirilen proje, okullarla kurumlar arasındaki bağları geliştirmeyi hedefliyor. Valilikte gerçekleştirilen imza törenine, Vali Daşöz’ün yanı sıra İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy, Bosch Ticari Genel Müdürü Klaws Peter Bredfeldf, Teknik Genel Müdürü İrfan Bayrak, İnsan Kaynakları Müdürü Nilgün Esenli, Okul Müdürü Mustafa Örnek katıldı. Manisa Valisi Daşöz, okullarla kurumlar arasında kardeşliği geliştirmek adına başlatılan BURSA 3 NOLU ŞUBE Temsilciler Meclisi toplandı Şubemiz Temsilciler Meclisi toplantısı, 15 Şubat’ta şube hizmet binamızda gerçekleştirildi. Toplantıda 2011 yılının değerlendirilmesi yapıldı ve bu yıla ilişkin hedefler ele alındı. Delphi çalışanlarından şubemize ziyaret METAL delPHi Automotive çalışanları, şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Mesut Gezer, ziyarette, Delphi çalışanlarına otomotiv sanayindeki gelişmeler ve işyeri hakkında bilgiler verdi. Başkan Gezer, sendika olarak daima çalışanların yanında olacaklarını da ifade etti. TÜRK 74 Turnuvanın şampiyonu Duman Spor GelenekSel Tofaş– Türk Metal Sendikası Futbol Turnuvası, 26 Şubat Pazar günü yapılan final karşılaşmasıyla sona erdi. Kasım ayında başlayan, 12 grupta 48 takımın mücadele ettiği turnuvada şampiyonluğu, Montaj Tüt takımını yenen Duman Spor elde etti. Turnuva üçüncüsü ise Süspansiyon takımı oldu. Takımlar ödüllerini işyeri baştemsilcisi Zafer Öztürk’ün elinden aldılar. TOFAŞ A.Ş. ziyaret edildi Şube Başkanımız Mesut Gezer, şubemiz yetkisindeki Tofaş A.Ş. işyerini 5 Mart’ta ziyaret etti. Başkan Gezer ziyarette, çalışan üyelerimizle tezgâhları başında ve sendika odasında sohbet etti. GEBZE DİLOVASI ŞUBESİ Diler Demir Filmaşin’de yangın tatbikatı diler Demir Çelik Filmaşin tesislerinde yangın tatbikatı yapıldı. Tatbikatta yangının türüne göre müdahale şekilleri ve diğer konularda eğitim ve uygulama yapıldı. Diler Demir Filmaşin çalışanları da ziyaret etti diler Demir Filmaşin’de çalışan üyelerimiz, 3.Olağan Genel Kurul sonrası şubemizi ziyaret ettiler. Ziyarette, güncel konular ve yaklaşan toplu sözleşme öncesi görüş alışverişinde de bulunuldu. BURSA 3 NOLU ŞUBE Tiberina çalışanları şubemizi ziyaret etti tiberina Otomotiv Ltd. Şti. işyerinde çalışan üyelerimiz şubemizi 22 Mart Perşembe günü ziyaret etti. Şube Başkanımız Mesut Gezer, çalışma hayatındaki güncel konular hakkında Tiberina işyerinde çalışan üyelerimize bilgi verdi. 75 TÜRK Gebze Dilovası Şubemizin 3. Olağan Genel Kurulu sonrası şubemize üyelerimizin tarafından “Hayırlı Olsun” ziyaretleri sürüyor. En son Diler Demir Çelik çalışanları şubemizi ziyaret ederek Şube Başkanımız Uysal Altundağ ve yeni seçilen yönetime başarı dileklerini ilettiler. METAL Yeni seçilen yönetime ziyaretler sürüyor ANKARA 3 NOLU ŞUBE ADDS Dişli Dövme’de sözleşme sevinci METAL Şubemiz yetkisindeki ADDS Dişli Dövme Ltd. Şti. işyerinde devam eden ve 380 üyemizi ilgilendiren 2012 – 2014 dönemi toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 6 Mart’ta anlaşma ile sonuçlandı. Şube başkanımız Nihat Zengin, işyerini ziyaret ederek, üyelerimize sözleşme ile elde edilen kazanımlar hakkında bilgi verdi. Helvacı ailesine bağşağlığı diliyoruz Şube Başkanımız Nihat Zengin ve şube Mali Sekreterimiz Yusuf Yılmaz, Afganistan’da meydana gelen helikopter kazasında şehit düşen Salih Helvacı’nın evine taziye ziyaretinde bulundu. Başkan Zengin, şehidin babası olan, Man Türkiye A.Ş.’den emekli Numan Helvacı ile, aynı fabrikada halen çalışmakta olan üyemiz Ersen Helvacı’ya, başsağlığı diledi. Türk Metal olarak, merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyoruz. TÜRK 76 MAN Türkiye’de toplantı Sendikamız ve Man Türkiye A.Ş.’nin davetlisi olarak, yurtdışından ülkemize gelen MAN işyerlerinde yetkili sendikaların temsilcileri ile 19–20 Mart tarihlerinde bilgilendirme ve diyalog toplantısı yapıldı. Toplantıya, Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek ve Şube başkanımız Nihat Zengin de katıldı. Toplantıda, hem Man işyerlerinin genel durumu hem de sendikaların faaliyetleri hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Toplantının ardından, işyeri gezilerek, üretim faaliyetleri hakkında bilgi alındı. KOCAELİ ŞUBESİ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık Şubemizin yetkisindeki işyerlerinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kutlamalar gerçekleştirildi. İşyerlerindeki kadın üyelerimize, Dünya Kadınlar Günü anısına karanfil takdim edildi. Yeni yönetimden Enpay’a ziyaret Şube Başkanımız Yakup Yıldız ve yeni yönetim kurulumuz, şubemiz yetkisindeki Enpay Endüstiriyel Pazarlama işyerini ziyaret etti. Başkan Yıldız, çalışan üyelerimizle bir araya gelerek, sorunlarını dinledi. SAKARYA ŞUBESİ İşyeri ziyaretleri devam ediyor Şube Başkanımız Şahin Kaya, Otokar, Arma Filtre ve Noksel Çelik işyerlerine haftalık ziyaretlerde bulundu. Başkan Kaya ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle tezgahları başında sohbet etti ve karşılaşılan sorunlar hakkında bilgi aldı. 77 TÜRK Şubemiz yetkisindeki Enpay Endüstriyel Pazarlama ve Yatırım A.Ş. işyeri çalışanları, 18 Mart’ta yapılan Şubemizin 3. Olağan Genel Kurulu nedeni ile şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız Yakup Yıldız’a hayırlı olsun dileklerinde bulundu. METAL Çalışanlar şubemizi ziyaret etti BURSA NİLÜFER ŞUBESİ Sağlıklı bir yaşam diliyoruz Şubemiz yetkisindeki Oyak Renault’dan emekli olan arkadaşlarımız için, 11 Şubat’ta bir veda yemeği gerçekleştirildi. Yemeğe katılan çalışma arkadaşlarımız ile temsilcilerimiz, güzel bir gece geçirdi. Emekli olan arkadaşlarımıza, bundan sonraki yaşamlarında sağlık ve mutluluklar diliyoruz. METAL 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı TÜRK 78 Şubemiz yetkisindeki Major SKT A.Ş., Tredin A.Ş., Mako A.Ş., Yazaki LTD. ŞTİ. işyerlerinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile kutlamalar gerçekleştirildi. Şube Yöneticilerimiz, işyeri temsilcileri ile birlikte, işyerinde çalışan kadın üyelerimize çiçek ve hediyelerini takdim ettiler. Temsilciler Meclisimiz toplandı Şubemiz Genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı 3 Mart’ta yapıldı. Toplantıda, işyerlerindeki son durum ve örgütlenme konuları ele alındı. Alta işyeri ziyaret edildi Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şubemiz yöneticileri, Alta işyerini, 26 Mart günü ziyerat etti. Başkan Biçer, ziyarette çalışan üyelerimizle tezgahları başında bir araya geldi ve sorunlarını dinledi. Oyak Renault ziyareti Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şube yöneticileri, 26 Mart’ta Oyak Renault işyerini de ziyaret etti. Başkan Biçer ve beraberindekiler, çalışan üyelerimizle sohbet etti. www.turkmetal.org.tr BASIN TEMSiLCiLERiNDEN BURSA 2 NOLU ŞUBE burSaSPor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Coşkunöz Holding Genel Koordinatörü Cenk Yöney’i makamında ziyaret etti. Ertuğrul Sağlam, Bursaspor’un efsane Teknik Direktörü Nejat Biyediç’i anma gecesine verdiği destek nedeniyle Coşkunöz Holding’e teşekkür etti. Cenk Yöney’e Nejat Biyediç 16 yazılı Bursaspor forması hediye eden Sağlam, üretim alanını da gezdi. Bu arada, Nejat Biyediç’in formasını giydiği iki takım olan Bursaspor ile Velez Mostar, Atatürk Stadı’nda karşı karşıya geldi. Futbolseverlerin ücretsiz izlediği karşılaşmayı Bursaspor 2–0 kazandı. coŞkunöz Holding’in amiral gemisi Metal Form AŞ çalışanları, 2011 yılı başarılarını coşku ile kutladı. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 10. Paylaşım Gecesine, Şube Sekreteri Ersoy Yenizağra ve Mali Sekreterimiz Yalçın Civan da katıldı. Coşkunöz Metal Form A.Ş. Genel Müdürü Şükrü Tetik, yaptığı konuşmada, çalışanları başarılarından dolayı tebrik etti. Farklı kategorilerde 253 ödülün sunulduğu gecede, Metal Form pastası alkışlar eşliğinde kesildi. 79 TÜRK Metal Form çalışanları, Işın Karaca ile coştu METAL Ertuğrul Sağlam, Coşkunöz’ü ziyaret etti Keyifli geçen akşam yemeğinin ardından, çalışanlar, Işın Karaca’nın şarkılarıyla eğlendi. Coşkunöz’de bowling turnuvası coŞkunöz Holding şirketleri çalışanlarının katılımı ile gerçekleştirilen üçüncü Bowling Turnuvasına, toplam 102 takım katıldı. Finalde 15 takımın yarıştığı turnuvada heyecanlı ve neşeli dakikalar yaşandı. Turnuva sonunda, dereceye giren takımlarla en skorer oyunculara ödüller verildi. Yoğun iş temposundan biraz olsun uzaklaşan çalışanlar, birlikte eğlenceli saatler geçirmenin, dostça rekabet ortamında bir araya gelmenin keyfini yaşadı. Cevdet TONÇ Coşkunöz Metal Form Fabrikası Bursa 2 Nolu Şube Basın Temsilcisi BOZÜYÜK ŞUBESİ METAL 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlaması TÜRK 80 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, şubemiz yetkisindeki Artema A.Ş. işyerinde de kutlandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen programa, Fabrika Direktörü Oktay Pehlevan ve İnsan Kaynakları Yöneticisi Zeynep Yıldız Ünal da katıldı. Kutlamada Kadınlar Günü pastası kesildi ve Şube Başkanımız Cemal Güney’in gönderdiği çiçekler, işyeri baştemsilcisi tarafından kadın çalışanlarımıza takdim edildi. Cevdet TOĞRUL Basın Temsilcisi BOLU ŞUBESİ İlk ziyaret Arçelik Pişirici Cihazlar’a Şubemizin 3 Mart 2012 tarihinde yapılan 7.Olağan Genel Kurulunda göreve gelen, Şube Başkanımız Özgür Elçi ile icra ve yönetim kurulu üyeleri, Arçelik A.Ş Pişirici Cihazlar İşletmesini ziyaret etti. Başkan Elçi ve beraberindekiler, ziyarette çalışan üyelerimizle sohbet etti. Ahmet AKALIN Basın Temsilcisi BURSA 3 NOLU ŞUBE Delphi’de kutlama Şubemiz yetkisindeki işyerlerinden Delphi Automotive’de de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın üyelerimize hediyeler verildi. Tamer ŞAHİN Basın Temsilcisi VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI ALİ YÜCE Çayırova Şubemiz yetkisinde olan Döksan Basınçlı Döküm Makina Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. işyerinde çalışan üyemiz Ali Yüce, 19 Şubat’ta hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. FATİH KAYA Ankara 1 Nolu Şubemiz yetkisindeki Arçelik A.Ş. işyerinde 2006 yılından bu yana çalışan üyemiz Fatih Kaya (28), 6 Mart’ta hayatını kaybetti. Evli ve bir çocuk babası olan merhum Fatih Kaya’ya Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere yakınlarına, mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu dergi, sendikalı işçiler tarafından basılmıştır.