PEK‹ BU K‹M‹N ESER‹?

Transkript

PEK‹ BU K‹M‹N ESER‹?
11/3/10
11:48 AM
Page 1
7 TL (KDV dahil)
Project1
KASIM-ARALIK 2010 SAYI:6
Y E fi ‹ L
‹ fi
/
Y E fi ‹ L
Y A fi A M
PEK‹ BU K‹M‹N ESER‹?
Elektrikli Araçlar›n Gelece¤i
Nas›l Yeflil
Üniversite Olunur?
Biyoyak›t Kar›n Doyurur mu?
‹nternet “Çevremizi” De¤ifltiriyor
IMKB Sürdürülebilirlik
Endeksi Geliyor
Ekstremofilik Organizmalar
ve Global Enerji Dengeleri
Biyoçeflitlilik ve Ormanlar›n Gelece¤i
Project1
11/3/10
11:48 AM
Page 2
editor 06
10/27/10
4:51 PM
Page 1
Bafllarken
‹¤neyi Kendimize Bat›rman›n Zaman›d›r
Geçti¤imiz ay, Çevre Dostu Binalar Konseyi’nin
BUILdIST Fuar› Arena toplant›lar› kapsam›nda, Radikal Gazetesinden Serkan Ocak, ntvmsnbc Yeflil
Haber’den Ayzen Atalay ve Eko Yap› dergisinden
Sevda Yayla’yla birlikte “Ekolojik Bilinçlenmede
Medyan›n Rolü”nü tart›flt›k. Gerçekten önemli bir
konu ekolojik bilinçlenme. Bas›n da bu bilinçlenmenin önemli bir parças›. ‹nsanlar›n küresel ›s›nmadan, iklim de¤iflikli¤inden haberdar olmalar›n› sa¤lamada önemli bir rolü var. Peki bu rolü ne kadar
yerine getirebiliyoruz?
Yan›t›n çok parlak olmayaca¤› aç›k. Birincisi bu Türkiye’de hâlâ bir uzmanl›k alan› de¤il. Serkan Ocak’›n
da belirtti¤i gibi, di¤er ifllerin yan› s›ra yap›lan, neredeyse bir gönüllülük ifli. Daha ortada ne çevre gazetecileri ve muhabirleri var, ne de çevre yazarlar›. Konu hakk›nda yazanlar›n, konunun boyutlar›ndan ne
kadar haberdar oldu¤u bile belli de¤il. Tart›flmada
Ayzen Atalay’›n da vurgulad›¤› gibi, küresel ›s›nma
ya da çevre felaketleriyle ilgili haberler, kamuoyu
üzerinde ne yaz›k ki bir karamsarl›k ve umursamazl›k havas› bile yarat›yor olabilir. Her konuda oldu¤u gibi, “e¤itim flart” deniyor
ama bu e¤itimin içeri¤i pek tart›fl›lm›yor. Ya yapt›¤›m›z haberler, yazd›¤›m›z yaz›lar, düflündü¤ümüzün tam
tersine etkiler yarat›yorsa! Ya insanlar› “yapacak zaten bir fley yok, yand›k mahvolduk” noktas›na itiyorsa.
Gerçekten esasl› bir tart›flma. Ve bu
konuda yol almadan “ekolojik bilinçlenmede” de pek
bir yol kat edemeyebiliriz.
Bu tart›flman›n gelip dayand›¤› yer, çevre habercili¤inin, “felaket tellall›¤›” olarak da nitelendirilebilecek “kötü olaylar›n” aktar›m›yla s›n›rl› olup olmayaca¤›. Bunun yerine, çözümleri de göstermeye çal›flan,
iyi örnek ve vakalar› ön plana ç›karmaya çal›flan bir
habercilik anlay›fl› koyabilir miyiz? Koymal› m›y›z?
Ya da flöyle soral›m, buz parças›n›n üstündeki yaln›z
kutup ay›s› foto¤raflar› insanlar› küresel ›s›nma konusunda bilinçlendirdi mi, yoksa konunun bizimle
alakas› olmad›¤›n›, çok uzaklarda, kutuplarda geçen
bir hikâye oldu¤unu bilinçalt›m›za yerleflmesini mi
sa¤lad›? Yan›t vermek zor…
Bu say›m›z›n kapa¤› da bu tart›flman›n bir parças›. Greenpeace foto¤rafç›lar›ndan Daniel Beltra’n›n, Meksika
körfezinde petrole bulanm›fl pelikanlar› gösteren bu foto¤raf›n› kapa¤a yerlefltirirken bir süre düflünmek zorunda kald›k. Bu imaj, insanlar› konuya ilgi göstermeye
mi, yoksa korkutup konudan uzak durmaya m› itecek?
Yoksa “bize ne bu pelikanlardan” m› dedirtecek?
Bunu hep beraber görece¤iz. Bu konudaki
tart›flman›n hem çevre habercili¤ini, hem
de ekolojik bilinçlenmeye katk› sunmak
isteyen herkesi ilerletece¤ine inan›yorum. Ekolojik bilinç ciddi bir ifl, hem de
sadece gazetecilere b›rak›lmayacak kadar ciddi…
Bar›fl DO⁄RU
EKOIQ / KASIM 2010
1
icindekiler 06
10/27/10
4:58 PM
Page 1
BZD Yay›nc›l›k ve ‹letiflim ad›na sahibi
Zülfü Dicleli
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Zeynep Demirel [email protected]
Genel Yay›n Yönetmeni
Bar›fl Do¤ru [email protected]
‹çindekiler
Art Direktör
Özlem Sarar D.
Editör
Balkan Talu [email protected]
Dan›flma Kurulu
Ural Aküzüm - TEDMER ve
Ar› Hareketi Baflkan›
Coflkun Aral - ‹Z TV Genel Koordinatörü
Banu Aydo¤an - Koç Bilgi Grubu Kurumsal ‹letiflim
Direktörü, Koç Holding Çevre Koordinasyon Kurulu
Üyesi, Yeflil Bilgi Platformu Yöneticisi
F. Fatma Çelenk - Soyak Holding Kurumsal ‹letiflim
Koordinatörü
Behçet Envarl› - Türkiye Biliflim Vakf› Genel Sekreteri
Sibel Sezer Eralp – REC, Bölgesel Çevre Merkezi
Türkiye Direktörü
Ça¤la Balc› Erifl - Demirer Holding Karbon Gelifltirme
Müdürü
Engin Güvenç - ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma
Derne¤i Genel Sekreteri
Cavit Vardarl›lar - MESS Entegre Geri Kazan›m ve
Enerji, Çevre Projesi Genel Müdürü
Necla Zarakol - Zarakol ‹letiflim Yönetim Kurulu
Baflkan›
Yaz› Kurulu
Edip Emil Öymen, Bar›fl Gencer Baykan, Serpil Ata
Deniz Sözüdo¤ru
16
22
30
Bas›m Yeri:
Tor Ofset San. Tic. Ltd. fiti.
‹mam Çeflme Caddesi NO: 26/2 Ayaza¤a/fiiflli-‹ST.
Tel: (90) 212 -332 08 38 pbx
Faks: (90) 212 -332 08 39
Da¤›t›m
Turkuvaz Da¤›t›m Pazarlama A.fi.
‹ki ayda bir yay›nlan›r. Yerel Süreli Yay›n
ISSN 1309-441-6
Kapak Foto¤raf›
© Daniel Beltra / Greenpeace
48
Yeflil Üniversite Nas›l Olur?
Herfleyin yeflili olur da üniversitelerin olmaz m›? Peki,
ülkemizin üniversiteleri bu konuda neler yap›yor?
‹stanbul Bilgi, Bahçeflehir, Ege ve Özye¤in Üniversitesi
EKOIQ’nun sorular›n› yan›tlad›.
40
“Global Compact, Uzun Bir Seyahat”
BM Kalk›nma Program› Yöneticisi Hans›n Do¤an,
Global Compact Sözleflmesini imzalayan flirketlerin
ciddi bir taahhüt alt›na girdi¤ini söylüyor.
48
Biyoçeflitlilik Ormanlar› Nas›l Etkiler?
54
Ormanlar dünyan›n en büyük karbon tutaklar›.
Durumun gayet fark›nda olan UPM, Global Biyoçeflitlilik
Program›yla ormanlardaki biyoçeflitlili¤i korumay› ve
artt›rmay› hedefliyor.
54 “Sürdürülebilir Ulafl›m Mümkün”
Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi-Türkiye Direktörü
Sibel Bülay, ‹stanbul, Antalya, Adapazar› ve Kocaeli’de
yürütükleri projeleri EKOIQ’ya anlatt›.
58
Abone ‹liflkileri
Neslihan Öztürk
Yay›n Adresi
BZD Yay›nc›l›k ve ‹letiflim
Alemda¤ Caddesi, Yanyol Sokak, No: 5 SBK ‹fl
Merkezi, B Blok Kat: 3 K›s›kl› – Üsküdar 34692 / ‹st.
Tel: (90) 216 – 412 72 13 Faks: (90) 216 – 521 10 64
Dosya: Biyoyak›t Kar›n Doyurur mu?
Biyoyak›tlar ilk olarak Bush döneminde gündeme
geldi. Alt›na hücum bafllam›flt› ama tart›flmalar bitmedi.
Ya biyoyak›tlar küresel bir g›da krizinin fitilini ateflliyorsa?
Reklam Müdürü
Semra Akyüz [email protected]
Üretim Sorumlusu
Ahmet Muhtar Sökücü
‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksi Kap›da
‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel
Sekreteri Engin Güvenç, ‹MKB Sürdürülebilirlik
Endeksinin 2012’de ifllemde olaca¤›n›n müjdesini verdi.
Redaksiyon
fiöhret Baltafl
Katk›da bulunanlar
Nermin Uçar, Selim Talay, Mutlu Dinçer, Eren Dörmez
22
Timberland’›n 65 bin K›zg›n
Çevreciyle Dans›
58
1 Haziran 2010 günü Timberland CEO’su Jeff
Swartz’›n mailleri durmak bilmedi. Peki Swartz, 65 bin
k›zg›n Greenpeace eylemcisine karfl› ne yapt›?
Harvard Business Review’den aktar›yoruz…
64 Eflitlikçi Toplumlar Daha m› Çevreci?
Optimist Yay›nlar›ndan ç›kan “Su Terazisi” kitab›,
eflitlikçi toplumlar›n çevre koruma konusunda da
baflar›l› oldu¤unu iddia ediyor.
68
Ekstremofilik Mikroorganizmalar ve
Küresel Enerji Dengeleri
Mikroskobik organizmalar dünyan›n enerji
sorununa çözüm olabilir mi? Marmara Üniversitesi
Endüstriyel Biyoteknoloji ve Sistem Biyolojisi
Bölümünde çal›flan yetkin bir ekip “Mümkün” diyor.
68
icindekiler 06
10/27/10
4:58 PM
Page 2
84
74 Petrol Kumard›r
Bu foto¤raflar Meksika Körfezindeki felaketten sonra
çekildi. BP’nin sondaj kuyusunda meydana gelen
patlaman›n yaratt›¤› gerçek y›k›msa hâlâ tam olarak
gün yüzüne ç›kmad›.
84
96 Tafl Devri Neden Sona Erdi?
Türkçede karbon sorunu üzerine kaleme al›nm›fl ilk
kitab›n yazar› Dr. R›za Kad›lar 150 milyar dolarl›k
karbon piyasas›n› mercek alt›na al›yor.
98
‹ZAYDAfi Yüzde Yüz Kapasiteye Ulaflt›
‹ZAYDAfi Genel Müdürü Muhammet Saraç, 14 y›ll›k
geçmifli olan kurumun, kat› at›klar›n bertaraf›nda
önemli bir yol kaydetti¤ini söylüyor.
‹nternet “Çevremizi” de De¤ifltirecek
Atmosfer ve okyanus bilimci Gulio Boccaletti,
internetin çevre sorunlar›n› ele al›fl biçimlerimizi
nas›l de¤ifltirdi¤ini tart›fl›yor.
120
Ganj Nehrini Kim Ar›nd›racak?
EKOIQ dostlar›ndan amatör gezgin Doktor Cüneyt
Baflbu¤u gitti¤i memleketlere bir de ekolojik
aç›dan bak›yor. ‹lk ziyaretgâh, Hindular›n kutsal
Ganj Nehri…
124
II. Yeflil Tesisler Konferans›
Odak Kurumsal taraf›ndan Türkiye’de sürdürülebilirlik
ve çevre bilincinin artmas› için düzenlenen II. Yeflil
Tesisler Konferans›na kat›l›m yo¤undu.
Her say›da...
4
Haberler Almanya yenilenebilir enerjide
istihdam rekoru k›r›yor. YEK tasla¤› nihayet gün
›fl›¤›na ç›k›yor.
Çevre Deyince: Prof. Dr. Kriton Curi
Bundan 14 y›l önce kaybetti¤imiz Prof. Dr. Kriton Curi
çevre ve at›k konular›na dikkat çeken ilk bilim
adam›yd›. Kendisini sayg›yla an›yor; sözü mesai
arkadafllar›, dostlar› ve ö¤rencilerine b›rak›yoruz.
104
114
‹BB Geridönüflüm Atölyesinde
Hayal Gücüne S›n›r Yok
Gaz bidonundan oturma grubu, kad›n çorab›ndan
masa lambas›, klasörden abiye kad›n çantas› olur mu?
Olur, e¤er inanm›yorsan›z ‹stanbul Büyükflehir
Belediyesi Kad›n Koordinasyon Merkezinin
Geridönüflüm Atölyesini acilen ziyaret edin.
Sürdürülebilir Baflar› Öyküleri
Birleflmifl Milletler Çevre Program› Yeflil Ekonomi
Raporu, sürdürülebilir baflar› öykülerini aktar›yor.
Elektrikli Araçlar›n Gelece¤i
Bilimkurgu de¤il, gerçek: Elektrikli araçlar sokaklara
›s›n›yor. Peki, elektrikli araçlar›n yayg›nlaflmas›n›
engelleyen önyarg›l› zihniyet nas›l afl›lacak?
90
108
82
Emil Edip Öymen Oscar’›n Yeflili,
A¤ac›m›z Bildiriyor…
126
128
Yeflil Fuarlar Listesi
Kitap “Ekotopya”, “Cassandra’ya ‹nanmak”,
“Penguenlerin Buzlar› Erimesin”,
“A¤açlar Yok Olmas›n”, “Yunuslar Yaflas›n”
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 4
Haberler
Almanya’dan Yenilenebilir Enerjide
‹stihdam Rekoru K›r›ld›
3-E Kural›
Uygulans›n
Heinrich Böll Stiftung Derne¤i
Türkiye Temsilcili¤i taraf›ndan
haz›rlanan,“Türkiye’de Enerji
Verimlili¤inin Durumu ve Yerel
Yönetimlerin Rolü” raporu
kamuoyuna sunuldu. Raporun
"Türkiye'de Enerji Verimlili¤i"
bölümünü yazan Yeflilgüç Enerji
ve Çevre Dan›flmanl›¤› flirketi
yöneticisi Tülin Keskin, Türkiye’nin
enerji ihtiyac›n›n yüzde 92’sinin
fosil yak›tlardan temin edildi¤ini
söyledi. Marmara Belediyeler
Birli¤i dan›flman› Halil Ünlü ise
raporun “Enerji Verimlili¤i ve Yerel
Yönetimler” bafll›kl› bölümünü
sundu. Uluslararas› Enerji
Ajans›n›n verilerine göre dünya
enerjisinin yüzde 60 ila 80’lik bir
bölümü kentlerde tüketiliyor.
Kentlerdeki binalar (sanayi
tesisleri, iflyerleri, konutlar)
seragaz› emisyonlar›n›n en önemli
kayna¤› olarak kabul ediliyor.
Ünlü’nün enerji verimlili¤i için
önerdi¤i çözümler aras›nda
sürdürülebilir (eko kentler) kentler
de bulunuyor. Sürdürülebilir
kentler 3-E kural›na göre
tasarlan›yor: Ekoloji, Ekonomi,
Eflitlik. Halil Ünlü ayr›ca TOK‹’nin
ihale etti¤i yap›m ve onar›m
ifllerinde enerji verimlili¤i flart›
koymas›n› öneriyor.
4
KASIM 2010 / EKOIQ
Alman Çevre Bakanl›¤›
taraf›ndan yap›lan bir
çal›flmaya göre Alman
yenilenebilir
enerji
sektöründe beklenenin
üstünde bir istihdam
art›fl› gerçekleflti ve çal›flan say›s› 340 bin kifliye ulaflt›. Çevre Bakan› Norbert Röttgen
yapt›¤› aç›klamada bu yüksek rakam›n içinde proje dan›flmanl›¤›, üretim ve kurulum
gibi birçok farkl› iflkolu bulundu¤unu belirtti. Rakamlar Avrupa’n›n en büyük ekonomi-
si olan Almanya’da
2004 y›l›ndan bu
yana sektördeki istihdam›n iki kattan
daha fazla artt›¤›n›
gösteriyor. 2020 y›l›nda bu rakam›n
500 bini bulmas›
bekleniyor. 2000
y›l›nda ülkede yürürlü¤e giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklar› Yasas›n›n yürürlü¤e girmesinin ard›ndan
ülkenin yenilenebilir enerji sektöründe h›zl› bir büyüme yaflanm›flt›.
UPM, Dow Jones
Sürdürülebilirlik
‹ndeksi’nde
Ezinç Metal’den
Renkli Radyatörler
Sürdürülebilir ormanc›l›¤›n öncü flirketlerinden biri olan
UPM, 2010-2011 y›llar› için Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’ne (DJSI) dahil edildi. DJSI, uzun zamand›r her sektörün global ve bölgesel sürdürülebilirlik liderlerini
belirliyor. Hem Avrupa hem de Global Sürdürülebilirlik ‹ndeksi’ne seçilen UPM’in
Türkiye Genel Müdürü Gülay Akkufl, UPM
operasyonlar›n›n sürdürülebilirlik koflullar›n› sa¤lad›¤›n› vurgulad›. UPM ürünlerinin
defalarca geri dönüfltürüldü¤ünü hat›rlatan
Akkufl, firman›n biyoçeflitlili¤i artt›rd›¤›n›
ve su kaynaklar›n› korudu¤unu söyledi.
UPM ürünleri, yenilenebilir enerji kullan›larak üretiliyor. Enerji kayna¤› olarak da sürdürülebilir ormanlardan elde edilen karbonsuz biyokütle kullan›l›yor.
Sun&Wind Energy dergisi taraf›ndan dünyan›n beflinci en büyük günefl enerjisi flirketi seçilen Ezinç Metal, yeni tasarlad›¤› Decoline radyatör serisiyle müflterilerinden büyük be¤eni topluyor. Renkli ve sempatik görüntüleri ile Decoline renkli radyatörler evlerde, ofislerde ve her türlü yaflam alan›nda
estetik görüntüsüyle fark›n› ortaya koyuyor. Decoline serisi, alüminyum yap›lar› ve
antikorozif kaplamalar› sayesinde uzun
ömürlü bir kullan›m sunuyor.
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 5
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 6
Haberler
Enerjisa
Okullar› Yeniliyor
Türkiye elektrik pazar›n›n liderli¤ini
hedefleyen Enerjisa, uygulama ve
yap›m çal›flmalar› süren 1000
megawatt kurulu gücünde dokuz
adet hidroelektrik santral› projesinin
yer ald›¤› Seyhan ve Ceyhan
Bölgesindeki okullar›n e¤itime
elveriflli duruma getirilmesi için
geçti¤imiz sene bafllatt›¤›
faaliyetlerine devam ediyor. Geçen
sene 13 ilkö¤retim okulu ve bir
anaokulunun iç düzenleme ve
restorasyonunu tamamlayan
Enerjisa, bu y›l 4 ilkö¤retim okulunu
daha yenileyerek ö¤rencilerin daha
kaliteli e¤itim almas›na katk› sa¤lad›.
Cancun’da
Fiyasko Olmamal›
Meksika’da y›l sonunda yap›lacak
olan iklim de¤ifliklikleri
müzakereleri arifesinde Avrupa
Komisyonu ‹klim De¤iflikli¤i
Politikalar› Baflkan› Artur RungeMetzger kat›l›mc› ülkeleri uyar›yor:
“E¤er Cancun toplant›s›nda iklim
de¤iflikli¤i konusunda ileriye
dönük bir ad›m at›lamazsa di¤er
dünya ülkeleri bu toplant›lar›
anlams›z ve gereksiz olarak
görecektir.” Çin’in Tianjin kentinde
Birleflmifl Milletler taraf›ndan
yürütülen iklim de¤iflikli¤i
toplant›lar›n›n aç›l›fl›nda konuflan
Metzger, di¤er ülkelerin
uzlaflamayan aktörlere “Siz daha
kendi aran›zda anlaflam›yorsan›z;
niye sizi desteklemek için
u¤raflal›m?”diye sorabileceklerini
belirtti. Metzger’in yöneltti¤i
elefltiriler Tianjin toplant›s›na
kat›lan birçok üst düzey temsilci
taraf›ndan paylafl›l›yor. Toplant›
kat›l›mc›lar› Cancun toplant›s›n›n
müzakereci, yönetici, gazeteci ve
STK temsilcilerinin itibarlar›n› geri
kazanmaya çal›flaca¤› bir
konferans olaca¤›na iflaret ettiler.
6
KASIM 2010 / EKOIQ
‹klim De¤iflikli¤i Bünyemize de Zararl›
‹kinci Dünya Sa¤l›k Zirvesi bu
y›l 10-13 Ekim tarihleri aras›nda
Berlin’de topland›. Zirveye kat›lan bilim insanlar› aras›nda Nobel ödüllü sayg›n isimler de vard›. Toplant›n›n en önemli gündem maddelerinden biri de sa¤l›k ve iklim de¤iflikli¤i aras›ndaki iliflki oldu. Bu yaz Rusya’n›n
baflkenti Moskova’da s›cakl›k
30 derecenin alt›na düflmedi
ama bu dalgan›n etkileri konusunda hâlâ doyurucu bir bilgi
yok. Öte yandan 2005 y›l›nda Bat› Avrupa’da
yaflanan s›cak hava dalgas› s›ras›nda ço¤u
yafll› 75 bin kifli hayat›n› kaybetmiflti. Postdam ‹klim Araflt›rmalar› Enstitüsünün Direktörü Hans Joachim Schellnhuber, ‹skandinavya, Kanada ve Sibirya gibi bölgelerin bu geliflmelerden kârl› ç›kabilece¤ini iflaret ederek,
dünyan›n 2 derece daha ›s›nmas›n›n asl›nda
güney ülkeleri için adaletsiz olaca¤›n› vurgu-
lad›. Bangladefl’teki Dhaka Üniversitesi kamu sa¤l›¤› uzman›
Timothy Evans ise, güneyde yaflanan adaletsizli¤e örnek olarak, topraklar›n tuzlanmas› sebebiyle sellerden etkilenen
Bangladeflli çiftçilerin kendini
besleme yeteneklerinin ortadan kalkt›¤›n› anlatt›.
Son olarak ABD Ulusal Sa¤l›k
Enstitüsü Direktörü Francis
Collins, ABD’li bilim insanlar›n›n küresel ›s›nma tetikledi¤i
hastal›klar konusunda yay›nlanan bir araflt›rmaya de¤indi. Araflt›rmada ast›m, kanser,
kalp ve damar hastal›klar›, beslenme konusu, s›ca¤a ba¤l› ölümler, zihinsel kusurlar,
nörolojik hastal›klar, dang hastal›¤› gibi enfeksiyonun neden oldu¤u rahats›zl›klar, suyla bulaflan hastal›klar, havayla ba¤lant›s›
olan rahats›zl›k ve ölüm vakalar›n› detayl›
olarak iflleyen bölümler bulunuyor.
Yüzde 88’imiz Endifleliyiz
Küresel pazar araflt›rma flirketi
Synovate ve uluslararas› medya
kuruluflu Deutsche Welle, küresel
›s›nma ve insanlar›n bu konudaki
tav›rlar›n› incelen bir araflt›rma
yay›nlad›. 18 ülkeden 13 bin kiflinin kat›ld›¤› araflt›rmaya göre
Türkiye’de iklim de¤iflikli¤i konusunda endifle tafl›yanlar›n oran›
yüzde 67 olurken, “bunun sadece
do¤al olaylar döngüsünün bir parças›” oldu¤una inananlar›n oran›ysa yüzde 8 seviyesinde kald›.
Kat›l›mc›lar›n yüzde 88’i, flirketlerin iklim de¤iflikli¤ini azaltma sorumlulu¤u bulundu¤unu ifade ederken, bu
oran›n en yüksek oldu¤u ülkeler yüzde 98
ile Çin ve yüzde 94 ile Fransa oldu.
Türkiye’de anketi yan›tlayanlar›n yüzde 81’i
flirketlerin sorumlulu¤u oldu¤unu söyledi.
Bunun nas›l yap›laca¤› sorusuna, kat›l›mc›lar›n yüzde 70‘i “enerji tasarrufu ve at›klar›n azalt›lmas›” ve yüzde 58‘i “yeflil ve etik
kurallar çerçevesinde üretilmifl malzemeler
kullan›lmas›n› sa¤lamak” yan›t›n› verdi.
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 7
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 8
Haberler
WWF’den
K›rm›z› Alarm
‹klim De¤iflikli¤ine Dokunun
WWF taraf›ndan yay›mlanan
“Yaflayan Gezegen Raporu
2010”a göre ekolojik ayak
izimiz iki kat›na ç›kt›. Çarp›c›
veriler içeren rapor, insanl›¤›n
do¤al kaynaklar üzerindeki
talebinin neredeyse ›fl›k h›z›yla
artt›¤›n›, dünyan›n
sa¤layabilece¤inden yüzde 50
daha fazlas›n› tüketti¤imizi
ortaya ç›kard›. Rapordaki en
önemli göstergelerden biri olan
Yaflayan Gezegen Endeksi,
2500 türün ve 8 bin
popülasyonun
ölçümlenmesiyle son 40 y›lda
küresel ölçekte biyolojik
çeflitlili¤in yüzde 30 azald›¤›n›
tespit ediyor. Raporda ortaya
ç›kan ekolojik ayak izi verilerine
göre 40 y›l içinde do¤al kaynak
talebimiz iki kat›na ç›kt›. Bu da,
yaflam›m›z› sürdürmek için
2010 y›l›nda 1,5 gezegene
ihtiyac›m›z oldu¤una iflaret
ediyor. Bu flekilde devam
edersek, tüketimimizi
karfl›lamak için 2030 y›l›nda 2
gezegene, 2050 y›l›nda 2,8
gezegene ihtiyaç duyaca¤›z.
Kifli bafl›na düflen ekolojik ayak
izi s›ralamas›nda Türkiye, 154
ülke aras›nda 63. s›rada yer
al›yor.
Türkiye’nin lider enerji
flirketlerinden
Aygaz,
“Yar›n Hava Nas›l Olacak?” isimli yeni çevre
projesini, kamuoyuna duyurdu. Avrupa Birli¤i’nin
2010 y›l›n› “Hava Y›l›” ilan
etmesiyle daha da önem
kazanan Proje, iklim de¤iflikli¤i konusunda kamuoyu duyarl›l›¤›n› artt›rmay›
amaçl›yor. Aygaz, bu proje
çerçevesinde ziyaret etti¤i
11 ilde içinde “planetaryum” ve “sihirli küre” bulunan “Gökyüzü T›r›” kuracak. Aygaz, vatandafllar›n iklim de¤ifliklili¤ine dokunarak durumun vahametine ikna
olmalar› ve harekete geçmelerini hedefliyor.
8
KASIM 2010 / EKOIQ
Van, Kars, Trabzon, Samsun, Kastamonu, Eskiflehir,
Antalya, ‹zmir ve Tekirda¤
gibi illerde birer hafta kalacak olan Gökyüzü T›r›’nda
k›sa ad› REC olan, Bölgesel
Çevre Merkezi taraf›ndan
haz›rlanan e¤itimler de verilecek. Hava Nas›l Olacak
Projesi, iklim de¤iflikli¤iyle
ilgili kamuoyu fark›ndal›¤›n› ölçen araflt›rmalar›n sonuçlar›ndan do¤du. Ülkemizde ne yaz›k ki bu konudaki fark›ndal›k, hem dünya, hem de Avrupa ortalamalar›n›n alt›nda. Bu sebeple Aygaz gelecek
üç y›l boyunca “Yar›n hava nas›l olacak?” sorusuyla, Türkiye’nin dört bir köflesini dolaflacak.
YEK Tasla¤› Belli Oldu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤›, yaklafl›k 50 milyar dolar› bulmas› beklenen Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) tasar›s›n› nihayet somutlaflt›rd›¤› iddia ediliyor. Zaman
gazetesinin ulaflt›¤› tasla¤a göre kilowatt/saat bafl›na günefl enerjisine 10, hidroelektrik ve rüzgâra 5.5, jeotermale 8, biyokütleye 14 Eurocent teflvik verilecek. Bakanl›¤›n hedeflerine göre 2020 y›l›na kadar
19 bin megavat rüzgâr, 13 bin megawatt
hidrolik ve 1000 megavat günefl yat›r›m› yap›lmas› planlan›yor. Yat›r›m hedefi tutturuldu¤unda rüzgâr için 22 milyar Euro, hidrolik için 15 milyar Euro, günefl için 15 milyar Euro yat›r›m yap›lmas› gerekiyor ve
toplam rakam da 50 milyar Euro'yu afl›yor.
Günefl enerjisi yat›r›mc›lar› yeni kanunda
24 Eurocent’lik bir teflvik talep ediyor, Ekonomiden sorumlu Devlet Bakan› Ali Babacan ise 6 Eurocent’ten fazla teflvik vermeye
yanaflm›yordu. Taslaktaki en büyük sürprizlerden biri de rüzgâr enerjisine verilen fiyat
oldu. Rüzgâra ilk taslakta 6,5 Eurocent olarak belirlenen teflvikin 5,5’a çekilmesi rüzgâr yat›r›mc›lar› için dufl etkisi yaratt›. Rüzgâr yat›r›mc›lar› en az 7 Eurocent al›m garantisi istiyordu. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakan› Taner Y›ld›z, konuyla ilgili yapt›¤›
aç›klamada, verdikleri teflviklerin yat›r›mlar için yeterli olaca¤›n› ifade ediyor. Y›ld›z,
Türkiye’nin güneflten alaca¤› verimin birçok ülkeden daha fazla oldu¤unu hat›rlatarak öngörülen teflvik miktar›n›n makul ve
gerçekleflebilir bir rakam oldu¤unu söyledi.
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 9
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 10
Haberler
Ekolojik Ar›lar
Eskilerini Paylafl›yor
Ö¤retmenler Soruyor: Karadeniz Nas›l Kurtulur?
Sosyal paylafl›m deyince akl›m›za
hemen facebook, twitter gibi
örnekler geliyor. Biz biraz da yeflil
paylafl›m sitelerinden söz edelim.
Bu y›l›n mart ay›nda kurulmufl olan
www.ecobee.com sitesi yeniden
kullan›m konusuna yo¤unlaflm›fl.
Sitede bebek malzemelerinden
arabaya kadar her çeflit ürün
ücretsiz olarak üye kullan›c›lar›n›n
dikkatine sunuluyor. Siteye üye
olmak da tamamen ücretsiz. Elden
ç›karmak istedi¤iniz malzemeyi de
siteye koyabiliyorsunuz,
ihtiyaçlar›n›z için ilan da
verebiliyorsunuz. Ayr›ca sitenin
iflletiminde yenilenebilir enerji
kullan›l›yor. Ecobees, ayn› zamanda
a¤aç ekim kampanyalar›na da
kat›l›yor. Peki, neden ar› diye
soranlara da Einstein’›n meflhur
sözünü hat›rlat›yorlar: “E¤er ar›lar
ortadan kaybolursa insanlar sadece
befl y›l dayanabilir.”
Milli E¤itim Bakanl›¤› (MEB),
Karadeniz’in Kirlili¤e Karfl› Korunmas› Komisyonu (BSC PS),
WWF-Türkiye (Do¤al Hayat›
Koruma Vakf›), Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program›
(UNDP) ve Coca-Cola Her Damla De¤er Katar Projesi deste¤iyle haz›rlanan “Karadeniz E¤itim
Kutusu”, bölgenin do¤as›n› tehdit eden sorunlar› mercek alt›na al›yor. Bölgede ilkö¤retim seviyesinde verilecek e¤itimlerle kirlilik ve afl›r› avlanma gibi nedenlerle bal›k stoklar›n›n yüzde 80’ini kaybetmifl olan Karadeniz’in sorunlar›na çözüm
BAE’de Ekolojik
Okul Seferberli¤i
Birleflik Arap Emirlikleri dev bir
eko-okul projesine haz›rlan›yor.
Emirlik Tabiat Kuruluflu (EWS),
WWF, E¤itim Bakanl›¤› ve HSBC
Bankas› taraf›ndan ortak yürütülen
program çerçevesinde HSBC Eko
Okul ‹klim ‹nisiyatifi kuruldu.
Program›n amac› iklim de¤iflikli¤i
konusunda odaklanm›fl ve enerji
verimlili¤i konusunda icraata
geçmifl okullar aras›nda bir a¤
kurmak. Uluslararas› Çevre E¤itim
Vakf› (FEE) ile ortak yürütülen
program dünyan›n en büyük
çevre e¤itim program› olma
özelli¤ini tafl›yor. Bu okullardan
mezun olan ö¤renciler eko
komiteler kurarak okullar›n›n
ekolojik niteli¤ini
denetleyebilecekler.
10
KASIM 2010 / EKOIQ
üretilebilecek yeni kuflaklar›n
yetifltirilmesi amaçlan›yor.
Karadeniz E¤itim Kutusunun
yayg›nlaflt›r›lmas› için Rize’de
160 ö¤retmene e¤itim verildi.
“Karadeniz E¤itim Kutusu”nda
çocuklar›n e¤lenerek ve görerek ö¤renmeleri için, her derse
yönelik aktivite planlar› ve birbirinden renkli oyun seçeneklerinin yan› s›ra Karadeniz’de yaflayan canl›lar› anlatan Karadeniz’de Yaflam Kartlar›,
Karadeniz’de Yaflam Posteri, Karadeniz Haritas› ve Karadeniz E¤itim Kutusu CD’si yer
al›yor.
Yap›nca Al›flverifl,
Al›yorum Çevre
Dostu Fifl
James Hansen
Yerlilerle Eylemde
27 Eylül Pazartesi günü Washington Beyaz
Saray önünde en kitlesel çevreci eylemlerden biri yap›ld›. Apalaçya yerlileri taraf›ndan düzenlenen “Apalaçya Aya¤a Kalk›yor”
etkinlikleri kapsam›nda düzenlenen gösteriler s›ras›nda 100 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar aras›nda NASA Goddard
Enstitüsünün müdürü, sayg›n iklimbilimci
James Hansen de vard›. Apalaçya da¤lar›nda kömür madencili¤inin durdurulmas›n›
isteyen göstericiler Beyaz Saray’› çevreleyen tel örgüleri terk etmeleri ça¤r›s›na yan›t vermeyince gözalt›na al›nd›lar. Aç›k havada ve da¤lar›n tepeleri kesilerek yap›lan
kömür madencili¤i do¤aya ve insanlara büyük zarar veriyor.
Avustralya merkezli bilgisayar donan›m›
üreticisi Star Micronics do¤aya zarar vermeyen Star TSP 100 ECO pos yaz›c› modelini gelifltirdi ve sa¤ olsun literatürümüze çevre
dostu fifl kavram›n› da soktu ve Star TSP 100
ECO yaz›c›lar›, ço¤u rakibine k›yasla yüzde
40’a kadar daha az enerji harc›yor. Bu yüzden TSP 100 ECO yaz›c›lar perakendecilerin
karbon sal›mlar›n› azaltmas›na katk›da bulunuyor. Sunucu PC taraf›ndan do¤rudan "güç
kontrolü" ile yönetilen TSP100 ECO, aktif olmad›¤›nda "uyku" moduna geçerek, gerekti¤inde 0,5 saniyeden daha k›sa sürede aç›l›yor. Böylece gereksiz enerji sarfiyat› da engellenmifl oluyor. Ayr›ca
TSP100 ECO, Energy
Star düflük güç tüketim düzeyine yönelik
flartlar› karfl›layan ilk POS
yaz›c›lardan
biri olma
özelli¤ine
sahip.
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 11
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 12
Haberler
Sensiz Rekor da
Olmaz, E¤irdir de
Türkiye’nin ikinci büyük tatl› su
rezervi olan E¤irdir Gölü,
havzas›ndaki binlerce canl›yla
beraber yok olma tehlikesiyle
karfl› karfl›ya. Siemens Ev Aletleri
iki y›l önce WWF ile bafllatt›¤›
Yedi Renkli Göle Yedi Renkli
Hayat projesini kitlesellefltirmek
için bir ad›m daha at›yor.
Siemens ve WWF
www.sensizrekorolmaz.com
sitesine girip foto¤raf›n› siteye
yükleyen do¤aseverlerle en çok
kiflinin etiketlendi¤i çevrimiçi
foto¤raflarda Guinness rekorunu
k›rmay› hedefliyor. En çok
arkadafl›n› kampanyaya destek
vermeye ikna eden 5000
kat›l›mc› ise, E¤irdir
yak›nlar›ndaki Gelendost
bölgesinde bir elma a¤ac› sahibi
olacak.
Siemens ve WWF-Türkiye'nin
E¤irdir Gölü'nün ifl iflten
geçmeden korunmas› için
bafllatt›¤› "Yedi Renkli Göle Yedi
Renkli Hayat" projesi, bilinenin
aksine su zengini olmayan, su
kaynaklar›n› kaybeden ve iklim
de¤iflikli¤inin etkilerini yo¤un
flekilde yaflayacak Türkiye’de
sulak alanlar›n korunmas›n›
hedefliyor. E¤irdir Gölü, kirlilik ve
su seviyesindeki düflüfl
nedeniyle her geçen gün
do¤al zenginli¤inden bir
parça daha kaybediyor.
Tar›msal, endüstriyel ve evsel
at›klar gölün su kalitesinde
düflüfle ve ciddi boyutlarda
kirlili¤e neden oluyor.
12
KASIM 2010 / EKOIQ
WWF’ten
Yeflil Ofis
Program›
WWF-Türkiye, iklim de¤iflikli¤iyle mücadele
konusundaki çal›flmalar›n› ofis ölçe¤ine indirerek, bu mücadeleye kat›lmas›n› sa¤layan yeni bir Yeflil Ofis Program› bafllatt›.
Ofislerin at›k ve masraflar›n› azaltmalar›n›
sa¤layacak çevre politikalar› gelifltirmelerine ön ayak olan Projenin sorumlusu iletiflim
sorumlusu Tu¤ba U¤ur kampanyayla ilgili
bilgi verdi.
200’den Fazla Ofis Programa Bafllad›
Yeflil Ofis Program› bugün perakendeden,
kamuya, dan›flmanl›ktan e¤itime kadar çeflitli sektörlerde faaliyet gösteren 200’den
fazla ofiste uygulan›yor. Henüz çok yeni
olan programa kat›lmak isteyen ofislerle görüflmelerimiz devam ediyor. Yeflil Ofis Program›na kat›lmak isteyen ofisler, en baflta çal›flan say›s›na göre bir kat›l›m bedelini ödeyerek WWF-Türkiye ile bir sözleflme imzal›yor. Daha sonra her y›l Yeflil Ofis Program›n›n gelifltirilmesi için ofislerden belli bir aidat al›n›yor.
Yeflil Ofis Program›n›n baflar›s›nda ofis çal›flanlar›n›n önemli bir yeri var. Dolay›s›yla
gerek Yeflil Ofis Program›n›n iflleyifli, gerekse ofis içinde gerekli motivasyonun sa¤lanmas› için bir Yeflil Ofis Ekibi kuruluyor. Bu
ekip, WWF-Türkiye ile ofis aras›nda bir köprü görevi görüyor.
Yeflil Ofis Program› kapsam›nda gelifltirilecek politikalar enerji tasarrufu, ulafl›m ve
malzemelerin verimli kullan›m› konu bafll›klar› alt›nda toplan›yor. Sözleflmenin imzalanmas›n› takiben Yeflil Ofis De¤erlendirme
Formunu doldurarak ofisin mevcut durumunu tespit ediyor. Yeflil Ofis ekibi WWF-Türkiye ile iflbirli¤i yaparak ofis için somut hedefleri ve hangi göstergelerle izlenebilece¤i be-
lirliyor. Yeflil Ofis Ekibi ayn› zamanda süreci
takip ederek, program›n ofis içindeki uygulamas›n› da kontrol ediyor.
Ofis Masraflar› Azalacak
WWF-Türkiye, programa kat›lan ofislerle düzenli olarak bir araya gelerek yap›lan çal›flmalar› de¤erlendiriyor. Y›l sonunda ise ofisler,
genel bir durum de¤erlendirmesi yaparak
WWF-Türkiye’ye raporluyor. Hedeflerini gerçeklefltiren ofisler Yeflil Ofis Diplomas› almaya hak kazan›yor. Ofislerin Yeflil Ofis olabilmesi için bir y›l sonunda seçilen kriterlerin en
az üç tanesinde, bir y›l›n verileriyle k›yasland›¤›nda, geliflme göstermesi gerekiyor. Bunu
yerine getiremeyenlere bu iyilefltirmeyi yapabilmeleri için ek bir süre veriliyor. Verilen ek
süre dahilinde ofis bir geliflme gösteremiyorsa, ilgili ofis program d›fl›nda b›rak›l›yor.
Bireylerin ve flirketlerin; k›sacas› hepimizin
do¤aya karfl› sorumluluklar› var. Yeflil Ofis
Program›, herfleyden önce, ofislerin do¤aya
karfl› sorumluluklar›n› yerine getirmelerine
yard›mc› olan uzun soluklu bir uygulama.
Program›n istenilen tasarruf hedeflerine
ulaflmas› ve arzulanan davran›fl de¤iflikli¤ini
yaratmas› için flirketlerin bu program› stratejik planlamalar›na dahil etmeleri ve sürdürülebilir k›lmalar› büyük önem tafl›yor.
fiirketler, Yeflil Ofis Program›yla, do¤al kaynak kullan›m› konusunda fark›ndal›k yaratarak çal›flanlar›n›n tüketim al›flkanl›klar›n›
ve yaflam tarz›n› bu yönde de¤ifltirmelerine
destek oluyor. Yeflil Ofis Program› uzun vadede do¤aya duyarl› davranan bireylerin say›s›n›n artmas›nda flüphesiz etkili olacakt›r.
Böylelikle flirketler sadece ofis masraflar›n›
azaltmakla kalmayacak, kurumsal çal›flmalar›na ek bir de¤er katacak.
haberler 06
10/27/10
3:10 PM
Page 13
2 Milyon ‹stanbullu
Sahile ‹ndi
Yeflil fiirketler Zirveye Oynuyor
Dünyan›n
çeflitli
ekonomi dergileri
muhtelif flirket listeleri yay›nlarlar.
Inc Dergisi de Eylül
2010 say›s›nda Inc
500 listesini yay›nlam›fl. Mevzubahis
dökümün bizi ilgilendiren taraf› ise üç
yeflil flirketin bu tabloda kendine yer açm›fl olmas›.
Yaflanan küresel krize ra¤men yeflil flirketlerin y›k›lmay›p ayakta kalmas›ndan öte
kârlar›n› yükseltmeyi de baflarm›fl olmas›
umut ve memnuniyet verici bir olay. ‹flte
huzurlar›n›zda Inc. dergisinin ilk 500 listesine girmeyi baflaran üç yeflil flirket:
Gazelle: Listeye 24. s›radan giren Gazelle,
eski elektronik eflyalar›n›z› üstüne para
verip geri dönüfltürüyor. 1989 model, atsan at›lmaz, satsan sat›lmaz televizyonunuzu en son depoya m› att›n›z? Gazelle o
döküntü televizyonunuzu al›yor, bir de üstüne para veriyor.
Mercury Solar
System: 2006 y›l›nda Mercury ilk
kuruldu¤unda günefl enerjisi pek
de popüler bir yat›r›m alan› de¤ildi. Gene de daha o
zaman flirketin
kurucular›ndan
Jared Haines, yeni
kuflak bir günefl
enerjisi firmas›
kuraca¤›z diye yola ç›kt›klar›n› söylüyor.
Günefl enerjisi sektöründe rekabet k›z›flt›kça Mercury sürekli inovasyonlar yapt›. Mercury Solar System 500 flirket aras›nda 337.
s›rada.
Eco-Products: Geri dönüflümlü malzemeden
yap›lma ofis malzemeleri üreten Eco Products’›n yirmi y›ll›k bir geçmifli var. Colorado’lu bir baba-o¤ul taraf›ndan kurulan flirketin 2009 cirosu 47,5 milyon dolar› buldu.
Eco-Products son zamanlardaki en popüler
ürünü geri dönüflümlü tek kullan›ml›k fincanlar›. fiirket, 297. s›rada.
Üçüncü köprüye karfl› Yefliller
Partisi taraf›ndan bafllat›lan “2
Milyon ‹stanbullu” kampanyas›n›n
2 Ekim’deki eyleminde
‹stanbullular ellerinde mumlarla
bo¤az sahillerine ak›n etti.
F›nd›kl›’da kampanya koordinatörü
Serkan Köybafl›’n›n bas›n
aç›klamas›n› okumas›yla bafllayan
eylemde, Befliktafl, Ortaköy,
Kad›köy, Salacak, Kuzguncuk,
Sar›yer, Kireçburnu, Rumelihisar›,
Arnavutköy, ‹stinye, Bostanc›,
Bak›rköy sahilleri ve Galata
Köprüsünün de aralar›nda
bulundu¤u 23 noktada
‹stanbullular yaflad›klar› kente
sahip ç›kt›klar›n› gösterdiler.
Eylemde Befliktafl sahilinde Filor
Uluk’un düzenledi¤i a¤aç defilesi,
Befliktafl Çarfl› grubunun
sloganlar›, Galata köprüsünde
toplanan Greenpeace’in botunun
F›nd›kl› sahiline yanaflarak açt›¤›
“ormanlara dokunma” pankart›,
Ortaköy’de Küresel Eylem Grubu
taraf›ndan seslendirilen flark›lar
büyük ilgi toplad›.
Her say› için
203 fidan...
EKOIQ
Korusu 1015
Fidana Ulaflt›
vitra ilan 05
10/27/10
3:13 PM
Page 1
vitra ilan 05
10/27/10
3:13 PM
Page 2
Engin güvenc
10/27/10
3:16 PM
Page 16
Söylefli
‹MBK Sürdürülebilirlik
Endeksi Kap›da
2004 y›l›ndan beri faaliyet
gösteren ‹fl Dünyas› ve
Sürdürülebilir Kalk›nma
Derne¤i, ‹stanbul Menkul
K›ymetler Borsas›yla
birlikte çok önemli bir
projeye imza atmaya
haz›rlan›yor: ‹MKB
Sürdürülebilirlik Endeksi.
Dünya Sürdürülebilir
Kalk›nma ‹fl Konseyinin
Türkiye aya¤› olan
Derne¤in Genel Sekreteri
Engin Güvenç, 2011
y›l›n›n endeksin test
dönemi olaca¤›n› ama
2012’de flirketlerin
rekabet de edebilece¤i
bir finansal ürünle
karfl›laflaca¤›m›z›
vurguluyor. Bakal›m
hangi flirketler h›zl›
davranacak ve endeksin
üst s›ralar›na
t›rmanacak? Bunu
baflaran ve tahmin
edenin para da
kazanaca¤›ndan hiç
kuflkunuz olmas›n…
Söylefli: Bar›fl Do¤ru
Foto¤raflar: Özgür Güvenç
16
KASIM 2010 / EKOIQ
Engin güvenc
10/27/10
3:16 PM
Page 17
Sürdürülebilirlik
Yeni Yeni Anlafl›l›yor
‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma
Derne¤i, 2004 y›l›nda kurulmufl, bir ifl
dünyas› sivil toplum örgütüdür. Öncesinde 1,5 -2 y›ll›k bir kurulufl süreci yafland›. ‹lk aflamada uluslararas› kurulufllar›n Türkiye ofislerinin önemli bir
katk›s› oldu. Türkiye’de o günlerde
sürdürülebilir kalk›nma konusu gündemde de¤ildi. Pek çok kifli, hatta yöneticiler bile kavram›n içeri¤i hakk›nda pek bilgi sahibi de¤ildi. Ancak son
3-4 y›lda bu konuda bir k›p›rdanma
bafllad›. Tabii sürdürülebilir kalk›nma
çok genifl bir konu; bu konudaki bilinç
belli bafll› baz› konulardan bafllayarak
gelifliyor.
Uluslararas› fiirketlerden Bafllad›k
Biz yola yedi kurumsal üye ve befl gerçek kifliyle ç›kt›k. Sonra yavafl yavafl
bir geliflme yaflad›k. Bugün 29 kurumsal üyemiz var. Yabanc› flirketler
konunun zaten fark›ndayd› ancak
Türk flirketlerinin kat›l›m›n›n oldukça yavafl gerçekleflece¤ini öngörüyorduk. Türk flirketlerinin, sürdürülebilirli¤i ifl stratejilerinin bir parças› haline getirmesinin, biraz da bu uluslararas› kurulufllar›n yol göstermesiyle
olaca¤›n› düflündük. Kurumlar, sürdürülebilir kalk›nmay› stratejik olarak benimsedikleri anda, kendi ifl a¤lar›ndaki tüm kurum ve flirketlerin
bu yaklafl›ma ne kadar uyum içinde
olduklar›na bakmak zorundalar. Sadece kendi sorumluluklar› yok, tedarik zincirinin bütün halkalar›na bunu
yaymak zorundalar. Dolay›s›yla bu
yöntemin, Türkiye ifl dünyas›na sürdürülebilirli¤i yaymak için en pratik
yol oldu¤unu düflündük.
Risk Çok Büyük
Sürdürülebilir kalk›nman›n özel sektör için önemi, di¤er paydafllardan
çok daha büyük çünkü ciddi bir ifl
“Büyük flirketler, ‘Ben bu
standartlara uyarak ifl
yap›yorum; e¤er siz de bu
standartlara uymazsan›z
sizinle ifl yapmam mümkün
olmayacak’ dedi¤inde akan
sular duruyor”
kayb› riski sözkonusu. Dolay›s›yla aksi durumda, flirketin sürdürülebilirli¤i riske girebilir. Önce flirketin bu
stratejiyi ö¤renmesi, özümsemesi ve
benimsemesi gerekiyor. Ard›ndan bu
süreç di¤er sosyal paydafllara, giderek tedarik zincirinin tüm parçalar›na do¤ru uzan›yor.
Baz› Firmalar Çok Cesurca
Davran›yor
Kurumumuz, Dünya Sürdürülebilir
Kalk›nma ‹fl Konseyinin 60 ülkeden
oluflan bölgesel a¤›n›n bir üyesi. Ba¤›ms›z bir yap›m›z var ama karfl›l›kl›
bilgi paylafl›m› temelinde çal›fl›l›yor.
Tabii ki birçok ortak uluslararas›
üyemiz var. Ayr›ca süreç içinde biz
de Türkiye’den Dünya Konseyine
Vizyon 2050 Çal›flmas›
“Yeni ‹fl Olanaklar› Do¤uyor”
Vizyon 2050 projesiyle,
sürdürülebilirlik konular›nda bölgesel
ve ülkesel riskleri masaya yat›raca¤›z
ve flirketlerin/sektörlerin nas›l
etkilenece¤ini görmeye çal›flaca¤›z.
Tabii sonuç olarak da bu riskleri
elimine etmek için neler yap›lmas›
gerekti¤ini beraber arayaca¤›z. Bir tür
beyin f›rt›nas› olacak. Dünya Konseyi
bütün bu bölgesel toplant›larda
konuflulanlar› toplay›p genel bir rapor
haline getiriyor, dolay›s›yla Türkiye’nin
sesini uluslararas› kamuoyuna
duyurmak ve tafl›mak için iyi bir f›rsat
oluyor. Ayr›ca Türkiye ARGE
konusunda da gerçekten enteresan
ç›k›fllar yapabiliyor. Bu toplant›larda
sözkonusu çal›flma ve bulufllar›n
Dünya Konseyine ve onun içinde yer
alan 200’den fazla flirkete tafl›nmas›
da son derece önemli. Konseyin ayn›
zamanda bir ifl yapma platformu
oldu¤unu da unutmayal›m.
Türkiye’den sürdürülebilirlik alan›nda
yap›lan çal›flma ve bulufllar› oraya
tafl›mak da istiyoruz. ODTÜ
S›f›r karbonlu tekne projesi
Endüstriyel Tasar›m Bölümü’nden Dr.
Hakan Gürsu ve Sözüm Do¤an’›n
Industrial Design Awards’da ödül
kazanan “s›f›r karbonlu tekne projesi
Volitan” bunun bir örne¤i.
Önümüzdeki dönemde bunlar›n
say›s› artabilir. Ayn› flekilde tersi de
geçerli. Örne¤in yurtd›fl›ndan flirketler
çok s›k bir biçimde Türkiye’den
partner bulmak için bize
baflvuruyorlar. Biz de bunlar›
üyelerimizle paylafl›yoruz, dolay›s›yla
kat›l›mc›lar›m›z birinci elden ifl
olanaklar›n› ö¤renmifl oluyorlar.
EKOIQ / KASIM 2010
17
Engin güvenc
10/27/10
3:16 PM
Page 18
Söylefli
Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyi Baflkan› Björn Stigson, ‹MKB ile bafllat›lan
Sürdürülebilirlik Kalk›nma Endeksi projesinin ifl dünyas› için önemini ve dünyadaki benzer
çal›flmalar›n sonuçlar›n› konuflmak üzere Eylül ay›nda ‹stanbul’u ziyaret etti.
“Türkiye’ye Özgü Bir Endeks Yarataca¤›z”
‹MBK Sürdürülebilirlik Endeksi için,
de¤iflik pazarlardaki sürdürülebilirlik
endekslerini ve çal›flma biçimlerini
inceledik. Endeksler kurulurken neler
yap›lm›fl; neler çal›flm›fl, neler
çal›flmam›fl, hangi hatalara düflülmüfl,
hepsini ele ald›k. Böylece hata
yap›labilecek alan ve riskleri bafltan
saptam›fl olduk. Çoklu paydafl
yöntemini kullan›yoruz bu projede.
Oldukça zor bir uygulama. Asl›nda bu
konuda uluslararas› olarak belirlenmifl
baz› kriterler var. ‹MKB ve dernek
olarak bunlar› oldu¤u gibi al›p
uygulayabilirdik ancak bunun pek
sa¤l›kl› olmayaca¤›n› düflündük.
Farkl› bak›fl aç›lar›n›n bu çal›flmada
kendisine yer bulmas› gerekti¤ini
düflündük ve bu endeksin tüm
paydafllar›n› belirledik. Sonras›nda
hepsinden dan›flman paydafllar›
projeye davet ettik: Finanstan,
kamudan, özel sektörden, sivil toplum
kurulufllar›ndan dan›flmanlarla, tüm
18
KASIM 2010 / EKOIQ
kriter belirleme workshop’lar›nda
beraber çal›fl›yoruz. Hem uluslararas›
kriterlerin hangilerinin Türkiye’ye
uygun olup olmayaca¤›n›
saptayaca¤›z, hem de buraya özgü
kriterleri belirleyece¤iz ve projeye
entegre edece¤iz. Endeksin ifllerli¤i
aç›s›ndan bu çal›flman›n son derece
önemli oldu¤unu düflünüyoruz.
‹MKB projesiyle ilgili olarak bir pazar
araflt›rmas› yapt›k. 330 flirkete yolland›;
anketler oldukça uzun olmas›na karfl›n
hiç beklemedi¤imiz kadar çok geri
dönüfl ald›k. Hiçbir zorunluluklar›
olmamas›na karfl›n neredeyse
flirketlerin dörtte üçü anketi yan›tlad›.
Bu çok önemli bir gösterge. Ayr›ca
‹MKB’ye kay›tl› olmayan flirketlere de
ulaflt›rd›k; onlardan da beklemedi¤imiz
kadar yo¤un bir dönüfl ald›k. Bu
durum, pazarda bu konuya dair
geliflen bir ilgi oldu¤unu gösteriyor.
Çok daha iyi yerlere gelece¤ine de
inan›yoruz.
üyeler göndermeye bafllad›k. Mesela
Eczac›bafl› Holding bizden giden ilk
üye oldu. Sonras›nda Borusan Holding de bu organizasyona kat›ld›.
Amac›m›z bu say›y› art›rmak çünkü
orada bu alanla ilgili çok ciddi bir
know-how var. Bir de tabii onlar›n
çok daha ciddi yapt›r›mlar› var. Firmalar Konseye girerek ciddi bir risk
al›yorlar çünkü çok ciddi bir sorgulamaya kendilerini açm›fl oluyorlar.
Gözler her zaman üzerlerinde toplan›yor, dolay›s›yla çok cesurca bir
davran›fl sergilemifl oluyorlar. Ve bu
cesaretin karfl›l›¤›n› hisse de¤erlerinin art›fl›na var›ncaya kadar da al›yorlar. O yüzden herkes hem kendisine, hem de tüm tedarik zincirine çok
s›k› bir flekilde dikkat ediyor. Buna
soyunan her firma art›k bir daha
kendini rahat b›rakam›yor. De¤iflen
e¤ilimleri, yeni süreçleri sürekli takip etmek zorunda kal›yorlar. Bizim
de dernek olarak zaten hedefimiz
bu… Lider ve öncü flirketlere bu bilgi
ve deneyimi aktarmak.
Biz misyonumuzu, “Türkiye’nin ve
Türk ifl dünyas›n›n sürdürülebilir baflar›s›” fleklinde tan›mlad›k. Kendimizi, sosyal, ekonomik ve çevresel kaynaklar›n do¤ru yönetimi konusunda
bir k›lavuz sivil toplum örgütü ve
think-tank olarak görüyoruz.
Sürdürülebilirlik için Üst Düzey
Kat›l›m Gerekiyor
Üye profilimiz oldukça üst düzey. Bafllang›c›ndan beri böyle idi. Direktör ve
genel müdür düzeyinde bir kat›l›m
var. Onlar›n bilgi birikimleri çok
önemli. Bir kuruma sürdürülebilirli¤in
entegre edilebilmesi için üst düzey bir
kat›l›m ve kararl›l›k gerekiyor. Sürdürülebilirli¤in, risk, itibar, pazar potansiyeli anlam›nda flirketlere çok ciddi
getirileri oldu¤unu ayr› ayr› düzeylere
tek tek anlatmak oldukça zahmetli ve
güç bir ifl ama üst düzeye bunu bir ke-
Engin güvenc
10/27/10
3:16 PM
Page 19
re benimsetti¤iniz zaman, süreç çok
daha kolay iflliyor. Ve süreç bir kere
bafllad› m› kendi kendine yürümeye
devam ediyor.
Raporlamada Hangi Yöntemi
Kullanaca¤›z?
Sürdürülebilirlik konusunda önemli
bir ivmelenme var ancak di¤er yandan
herkesin kafas›nda bir kar›fl›kl›k da
var. Özellikle araçlar konusunda. Global Compact (Küresel ‹lkeler Sözleflmesi) ne? Millenium Development Goals (Biny›l Kalk›nma Hedefleri) ne?
Sürdürülebilirlik Raporlamas› ne? GRI
raporlamas› ne anlama geliyor? fiirketler “fiimdi ben bunun neresinden
bafllayaca¤›m?” diye soruyor. Aralar›ndaki ba¤lant›lar konusunda kafalar
çok kar›fl›k. Bu konuda üyelerimizi ve
proje paydafllar›m›z› bilgilendirmeye
çal›fl›yoruz. Sürdürülebilirlik çok genifl
içerikli bir flemsiye.
Sürdürülebilirli¤in ‹çinde Zaten
Empati Var
Sürdürülebilirli¤i de sadece kurumsal
olarak görmüyorum; kiflisel olarak da
bir de¤iflim gerektiriyor. Davran›fllar›m›zdan tutun da düflünce tarz›m›za
kadar uzanan bir de¤iflim. Otomatikman empati yapmaya bafll›yorsunuz.
fiirketlerin de ancak empati yaparak
sürdürülebilirlik stratejilerini kurabileceklerini ve sürdürülebilirlik konusundan kazançl› ç›kabileceklerini düflünüyorum.
Sosyal Sorumlulukla Kar›flt›r›l›yor
Kuruluflumuzdan beri bizim temel
amac›m›z bu konudaki fark›ndal›¤›
art›rmak ve kavram› do¤ru anlam›yla
insanlar›n bilincine oturtmak çünkü
Türkiye’de çok s›k bir biçimde sosyal
sorumlulukla kar›flt›r›l›yor. Fark›ndal›¤›n ve bilgi birikiminin art›rmas›
flirketleri do¤ru uygulamaya yönlendirmek aç›s›ndan çok önemli. Aksi
takdirde kurumlar›n içerisinde sadece ek bir maliyet olarak alg›lanabiliyor, halbuki bu süreç zaman içinde
kendi kendini karfl›layan projelere
dönüflüyor. Bir ifl dünyas› sivil toplum
örgütü olmam›z nedeniyle bizim konuya bak›fl›m›z, öncelikle flirketlerin
sürdürülebilirli¤i üzerine, ancak bu
çal›flmalar do¤ru kurguland›¤›nda
kesinlikle toplumun ve çevrenin yarar›na önemli faydalar do¤uruyor ve
hatta ilerisine geçiyor. fiirketlerin
ekonomik kazançlar›n› da destekliyor. Bu bir sorumlu ifl yapma tarz›
ama sosyal sorumluluk de¤il.
Asl›nda hem bizim hem de sürdürülebilir kalk›nma alan›nda çal›flan her
kurum için, sosyal paydafllar son derece önemli. Bu anlamda kamu da büyük
“Sürdürülebilirli¤i sadece
kurumsal olarak
görmüyorum; kiflisel bir
de¤iflim de gerektiriyor”
önem kazan›yor; dolay›s›yla belirli konularda kamu yönetimiyle de iletiflimimiz var.
Kamuyla ‹liflkilerimizde Proaktifiz
Kamuyla iliflkilerimizde bafl›ndan
beri tabii ki proaktif davran›yoruz.
Ama bu alanda da yavafl yavafl baflka
türlü geliflmeler yaflan›yor. Ancak
kamu, iklim ve enerji konusunda oldukça proaktif davran›yor. Bir de
2006-2008 y›llar›nda, Devlet Planlama Teflkilat›n›n AB ile beraber gerçeklefltirdi¤i, Sürdürülebilir Kalk›nman›n Sektörel Politikalara Entegrasyonu isimli bir projede çal›flt›k.
Bu aralarda genifl paydafl kat›l›m›na
imkan verebilecek flekilde iklim ve
enerji çal›flmalar›na katk›da bulunmaya çal›fl›yoruz.
IMKB Sürdürülebilirlik
Endeksi 2012’de
Sürdürebilirlik Endeksi için ‹MKB ile
görüflmelerimiz -2005 y›l›ndaki ilk giriflimleri saymazsak- 2009 y›l›nda
bafllad›. Endeksin proje lansman› ise
2010 A¤ustosu’nda gerçekleflti. 18 ay
sonunda da bitirilmesi öngörüyor. Kriterleri 2011’in Ocak-fiubat ay›nda özel
bir etkinlikle aç›klam›fl olaca¤›z. Ancak bundan sonras› daha zorlu geçecek diye düflünüyoruz. fiirketlere bu
konuyla ilgili bilgilerinin art›r›lmas› ve
endekse baflvuru yollar›n› bire bir görüflmelerle aktaraca¤›z. Ça¤r› tarihi
tam olarak belirlenmedi. Önümüzdeki
aylarda bunu da duyurmufl olaca¤›z.
2011 y›l› test çal›flmalar›yla geçecek
ama 2012’den itibaren flirketlerin rekabet bile yapabilecekleri bir platforma dönüflecek.
De¤iflik Endekslerden
Yararlan›yoruz
Sürdürülebilirlik çal›flmalar›n›n Return on Investment (Yat›r›m›n Geri
Dönüflü) ismi de verilen Sürdürülebilirlik Endeksi modelini çeflitli uluslararas› endekslerde görmüfltük zaten: ÖrEKOIQ / KASIM 2010
19
Engin güvenc
10/27/10
3:16 PM
Page 20
Söylefli
‹DSKD Üyeleri
b AKÇANSA Ç‹MENTO
SAN. T‹C. A.fi.
b AK‹FER SU H‹ZMETLER‹ LTD. fiT‹.
b BAfiKENT ELEKTR‹K DA⁄ITIM A.fi.
b B‹L‹M ‹LAÇ SANAY‹‹ T‹CARET A.fi.
b BOREAL GRUP SPONSORLUK
DAN. H‹ZM. T‹C. LTD. fiT‹.
b BORUSAN HOLD‹NG A.fi.
b BP PETROLLER‹ A.fi.
b BRIGHTWELL HOLDINGS B.V.
b BR‹SA BR‹DGESTONE SABANCI
LAST‹K SAN. VE T‹C. A.fi.
“‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksini, derne¤imizin omurga
projesi olarak görüyoruz. Ve bu nedenle bütün
etkinliklerimizi bu projenin etraf›nda örgütlüyoruz”
ne¤in Dow Jones ve FTSE4Good Endeksinde. fiimdi art›k Dow Jones bazl›
olarak Güney Afrika, Johannesburg’da
ve Kore’de de benzer endeksler kuruldu. Ancak Dow Jones bazl› olmayanlar
da var. Bizim haz›rl›klar›n› sürdürdü¤ümüz endeks de -temel kriterlerden
sapmamak kayd›yla- özgün bir çal›flma. ‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksini,
derne¤imizin omurga projesi olarak
görüyoruz. Ve bu nedenle bütün etkinliklerimizi bu projenin etraf›nda örgütlüyoruz.
‹tibar Endeksine Dönüflebilir
Bu endeks gerçekleflti¤inde, yat›r›mc› kurum veya kifliler, flirketlerin sadece ekonomik göstergelerine de¤il,
çevresel ve sosyal riskleri nas›l yönettiklerine de bakabilecekler. fiirketler için ciddi bir itibar endeksine
dönüflece¤ini tahmin ediyoruz. Yat›r›mc›lar, hangi y›lda hangi flirketin
sürdürülebilirlik aç›s›ndan üst s›ralara t›rmand›¤›n› veya afla¤›ya do¤ru
kayd›¤›n› görebilecek ve kararlar›n›
verebilecekler. Bunu hem sektörel
20
KASIM 2010 / EKOIQ
hem de genel Türkiye baz›nda izleyebilecekler.
Zor Ama ‹mkans›z De¤il
Gerçekten çok zor bir proje. Çok say›da
paydafl› var ve ço¤u bu projenin içinde.
Çoklu paydafl platformumuzda hem kamudan, hem flirketlerden hem de sürdürülebilirlik içindeki alt temalar üzerine yo¤unlaflan Kurumsal Yönetim Derne¤i gibi STK’lardan temsilciler var.
Platformda tabii ki dünyadaki endeksler konusunda ciddi bir bilgi ve deneyime sahip uzmanlar da bulunuyor. Tüm
bu sosyal paydafllardan elde edilen datalar belirli bir havuzda toplanacak ve
ifllenecek. Bu konuda yap›lan pazar
araflt›rmas›n›n raporu da Pricewatercooperhouse taraf›ndan yaz›l›yor. Bu
datalar di¤erleriyle entegre edilecek ve
sonras›nda yat›r›m k›sm› ele al›nacak.
Türkiye’de hangi kriterlerin çal›fl›p çal›flmayaca¤› saptanacak. Bu aç›dan gerçekten çok kapsaml› ve zor bir proje ancak konunun alt bafll›klar›na hâkimseniz, gerçeklefltirilmesi o kadar da zor
görünmemeye bafll›yor.
b COCA COLA MEfiRUBAT PAZ. VE
DANIfi. H‹ZMETLER‹ A.fi.
b Ç‹MSA Ç‹MENTO
SAN. VE T‹C. A.fi.
b DEKON KONGRE VE TUR‹ZM A.fi.
b DELOITTE & TOUCHE
DANIfiMANLIK H‹ZM.
b ECZACIBAfiI HOLD‹NG A.fi.
b E & E GROUP
b GOLDER ASSOCIATES MÜH.
MÜfi. PROJE ‹TH. ‹HR. LTD. fiT‹.
b H.Ö. SABANCI HOLD‹NG A.fi.
b ‹LTEK ‹LET‹fi‹M VE TANITIM
‹fiLER‹ A.fi.
b KORDSA GLOBAL
b OLMUKSA INTERNATIONAL
PAPER- SABANCI AMBALAJ
SAN. VE T‹C. A.fi.
b P&G TÜKET‹M MALLARI SAN A.fi.
b PRICEWATERHOUSECOOPERS
DANIfi. H‹ZMETLER‹ LTD. fiT‹
b SET GROUP HOLD‹NG A.fi.
b SHELL TÜRK‹YE
b SOYAK HOLD‹NG A.fi.
b TAV HAVAL‹MANLARI
HOLD‹NG A.fi.
b TNT EXPRESS TAfiIMACILIK
T‹C. LTD. fiT‹.
b VODAFONE
TELEKOMÜN‹KASYON A.fi.
Engin güvenc
10/27/10
3:16 PM
Page 21
Ayr›ca genel olarak bakarsak Türkiye için yat›r›m platformunun iyilefltirilmesi ve dolay›s›yla yabanc› yat›r›mc›y› ülkeye getirme konusunda önemli
bir faydas› olaca¤›n› düflünüyoruz. Zaten dünyada Birleflmifl Milletlerin
Principle of Responsible Investment
(Sorumlu Yat›r›m ‹lkeleri) konusu da
gündemde. ‹MKB de bu sözleflmeyi imzalayan kurumlardan biri olarak kendi
sorumluluklar› çerçevesinde çal›flmalar bafllatm›fl bulunuyor.
Engin Güvenç Kimdir?
‹stanbul Üniversitesi ‹flletme
Fakültesi mezunu olan Engin
Güvenç, çeflitli ulusal ve
uluslararas› flirketlerde kurumsal
pazarlama, ifl gelifltirme, proje
sat›fl ve yönetimi temelli
yöneticilik görevlerini yürüttü.
2002 y›l›nda The SponsorX
flirketini kuran Güvenç,
Türkiye’de sponsorluk anlay›fl ve
uygulamalar› alan›nda farkl› bir
anlay›fl ile hizmet sunulmas›na
öncülük etti.
2003 y›l›nda Fortune500
flirketlerinin de içinde yer ald›¤›,
Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl
Konseyi’yle (WBCSD) görüflmeleri
takiben ‹fl Dünyas› ve
Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤iTürkiye’nin (SKD) kurulmas›na
liderlik etti. Halen Dünya
Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl
Konseyinin yerel a¤› içinde yer
alan ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir
Kalk›nma Derne¤i’nin (SKD)
kurucu kurumsal üyesi ve Genel
Sekreteri, Boreal Group Ltd.
kurucu orta¤› ve yönetim kurulu
üyesi olarak görevini yürütüyor.
fiirketler Boykotlarla
Karfl› Karfl›ya Kalabilir
Art›k flirketlerin performanslar›, uluslararas› finans kurulufllar› taraf›ndan sadece ekonomik verilerle, yat›r›m ve kârl›l›kla de¤il, çevresel ve sosyal risklerini
nas›l yönetti¤iyle de de¤erlendiriliyor.
Bir flirket emisyon sal›mlar› yüzünden
bir anda yok alabilir veya çeflitli boykotlar yüzünden ciddi itibar, müflteri ve pazar kayb›na u¤rayabilir. Endeks, flirketlere bütün bu riskleri nas›l yöneteceklerini ö¤retecek. Tabii bir yandan da bir iç
motivasyon kazanacaklar. Endeks için
çal›fl›rken kendi konumlar›n› görmüfl ve
biraz önce sayd›¤›m›z bütün araçlar için
girdi elde etmifl olacaklar. Endeksteki
bütün sorular, çeflitli raporlamalarda da
yer alan konular. Böylece flirketlere daha erken harekete geçebilme ve daha
h›zlanabilme olana¤› sa¤lanacak.
IMKB Endeksi, Yabanc› Yat›r›mc›y›
Çekecek
Unutmamak gerekir ki, IMKB Sürdürülebilirlik Endeksi, finansal piyasalar
için ayn› zamanda bir ürün. Yani hem
yat›r›m performanslar›n› de¤erlendirmifl hem de bu üründen bir gelir elde
etmifl olacaklar.
Noktalar› Birlefltir; Bütünü Gör
Dernek olarak elimizdeki bilgi birikimini daha çok kifli ve kurumla paylaflmak istiyoruz. Her kat›lan üyenin, bilgi birikimini baflka bir noktaya tafl›d›¤› da apaç›k bir gerçek. Herkesin ifli
farkl›, dolay›s›yla her kat›lan yeni üye
eksik kalan noktalar› görüyor ve tamamlamaya bafll›yor. Bir tür “noktalar› birlefltir oyunu” gibi… Üst düzey yöneticilerle gerçeklefltirdi¤imiz vizyon
toplant›lar› da çok önemli noktalar›n
a盤a ç›kmas›n› sa¤l›yor.
Hayat Modelimiz De¤ifliyor
E¤er sürdürülebilirlikle buluflamazsak
Türkiye olarak yüzde 80-90 ihtimalle,
bu oyunun d›fl›nda kalaca¤›m›z› düflünüyorum. Ve baz› sektörler çok ciddi
riskler tafl›yorlar. 2005 y›l›nda Dünya
Konseyinde karbon kartlar› konuflulurdu. Her bireyin kotasyonu olacakt›.
Karbon kart›n›zdaki limitler tükendi¤inde, mesela uçufl yapman›z mümkün olmayacakt›. Giderek bu noktaya
gidiyoruz. E¤er karbon konusunda
kendi kendimizi bir denetim alt›na almazsak, ilerde kendi özgürlüklerimizi
ciddi bir flekilde s›n›rlamak zorunda
kalaca¤›z. Emisyonlar zaten flu anda
en büyük bask› unsuru. Özellikle sanayi yo¤un flirketlerde durumun vahametini gözlerimizle görüyoruz. Ama
hayat modelimiz ve kültürümüz zor da
olsa yavafl yavafl de¤ifliyor. m
EKOIQ / KASIM 2010
21
biyo yakit
10/27/10
3:25 PM
Page 22
Biyoyak›t
DOSYA
Biyoyak›t Kar›n
Doyurur mu?
Biyoyak›tlar, özellikle Bush hükümetinin de yo¤un gayretleriyle,
iklim de¤iflikli¤iyle mücadele için ideal yenilenebilir enerji
kaynaklar› aras›nda say›lmaya bafllad›. Biyoyak›t, do¤ru
kullan›ld›¤› zaman, küresel ›s›nmayla mücadelede tutunacak bir
dal olabilir mi, yoksa büyük flirketlerin sorumluluktan
kaçabilmeleri için s›¤›nd›klar› yeni bir liman m›? Bunu biraz
zaman, biraz da toplumsal mücadeleler belirleyecek...
Yaz›: Balkan TALU
22
KASIM 2010 / EKOIQ
biyo yakit
10/27/10
A
3:25 PM
Page 23
frika k›tas›n›n endemik a¤açlar›ndan biri olan Shea a¤ac›,
yöredeki çiftçilerin birço¤unun geçim kap›s› olmufl y›llar y›llar boyu. Ya¤›ndan sabun ve parfüm yap›lan, mahsulü de yenen Shea, özelikle
Gana ve Senegal’de nice çiftçinin karn›n› doyurmufl. Ganal› çiftçi Sanatu
Yaw, “Shea a¤açlar› sayesinde ben çocuklar›m› büyüttüm, okuttum. Ailemin karn›n› doyurdum” diyor. Fakat
gelin görün ki bu sene pek mahsul alamam›fl Sanatu. Köyündeki a¤açlar kesilmifl. Boflalan tarlalarsa bir biyoyak›t
kayna¤› olan Jathropa’ya ayr›lm›fl.
Asl›nda biyoyak›tlar› tart›flma konusu haline getiren püf noktas› da Sanatu’nun hikayesinde gizli. Afrika ve
Güney Asya’da birçok çiftçi Sanatu gibi ma¤dur olmufl durumda. Biyoyak›tlar son birkaç y›ld›r üzerine en çok konuflulan alternatif enerji kaynaklar›ndan biri. Bu kaynak özellikle ABD’de
Bush hükümeti döneminde gündeme
geldi. Kyoto Protokolü’ne imza atmakta direnen, bürokrat ve bakanlar›n›n
birço¤u petrol flirketlerinin hissedarlar› olan Bush hükümeti iklim de¤iflikli¤iyle kendi yöntemleriyle mücadele
edecekti. Bulunan ilk dahiyane çözüm
biyoyak›t oldu. Biyoyak›t, dünyan›n
di¤er ülkelerinde de h›zla benimsenmeye baflland›. ABD m›s›r ve soyadan,
Brezilya flekerkam›fl›ndan, AB ülkeleri
kanoladan biyoyak›t üretimini h›zland›rd›lar. Alt›na hücum bafllam›flt›.
Biyoyak›tlar› cazibeli k›lan en önemli özelliklerden biri üretiminin çok pratik olmas›. Patates, mantar, m›s›r ve
soya da dahil olmak üzere her türlü
ya¤l› tohum biyoyak›t üretiminde kullan›labiliyor. Tar›m sektöründe y›llard›r geleneksel olarak kullan›lan saman, çim ve tezek gibi kaynaklar da biyoyak›ta örnek olarak gösterilebilir.
Bu flekilde özellikle tar›m sektöründe,
k›rsal bölgelerde çal›flanlar kolayl›kla
kendi yak›tlar›n› kendileri üretebiliyorlar. Çiftliklerde üretilebilen bu yak›tlar atmosfere karbon salm›yorlar.
fiekerkam›fl›, m›s›r, selüloz gibi kaynaklardan elde edilen benzin geleneksel arabalarda da kullan›labiliyor. Bu
yüzden biyoyak›t otomotiv sektörünün de ifltah›n› fazlas›yla kabartm›fl
durumda. Biyoetanol ad›yla an›lan yak›tlar hem benzinle kar›flt›r›larak hem
de saf yak›t olarak kullan›labiliyor.
Etanollü benzinin oktan de¤eri daha
yüksek oldu¤u için arabalar›n yak›t
performans› daha da art›yor. Günümüzde dünya ulafl›m sektörünün yüzde 1,8’i biyoyak›t kullanmaya bafllam›fl
durumda. ‹sveç’in popüler spor araba
markalar›ndan Koenigsegg 2008 y›l›ndaki Cenevre Otomobil Fuar›’nda
CCXR modeliyle çevre dostu arabalar
aras›nda en göz dolduran örnekler
aras›nda an›l›yordu.
Biyoyak›t Kuflaklar›
Biyoyak›t teknolojilerinde art›k üçüncü kufla¤a kadar gelmifl bulunuyoruz.
‹lk kuflak biyoyak›t çeflitleri genel olarak tar›m ürünlerinden elde ediliyor.
Biyoyak›tlara yönelik en ciddi itirazlar
da bu yüzden yap›l›yor zaten. fiekerkam›fl›, soya, m›s›r, mantar ve ayçiçe¤i
gibi normalde g›da olarak üretilmesi
gereken tar›m ürünlerinin, özellikle
ciddi bir g›da krizi de kap›dayken, s›rf
yak›t hammaddesi olarak kullan›lmas›
ciddi tart›flmalara yol aç›yor.
‹kinci kuflak biyoyak›tlar›n hammaddesi g›da olarak tüketilmiyor. En
popüler hammaddeler aras›ndaysa
bu¤day saplar›, selüloz, a¤aç ve biyoEKOIQ / KASIM 2010
23
biyo yakit
10/27/10
3:26 PM
Page 24
Biyoyak›t
DOSYA
Biyoyak›tlar 2000’li y›llardan itibaren popüler olmaya bafllam›flt›.
ABD m›s›r ve soyadan, Brezilya flekerkam›fl›ndan, Avrupa da kanoladan
enerji üretiyordu. Alt›na hücum bafllam›flt›.
kütle at›klar› say›l›yor. Biyohidrojen
biyoetanol teknolojileri üzerinde de
hâlâ çal›fl›l›yor. ‹kinci nesil biyoyak›tlarda en büyük s›k›nt›, selülozu biyoetanole dönüfltürürken yaflan›yor. Do¤al ortamda büyükbafl hayvanlar›n besinleri sindirip flekere dönüfltürdükleri sistem, laboratuvar ortam›nda selülozu flekere dönüfltürürken uygulan›yor. Laboratuvar ortam›nda üretilen
fleker daha sonra fermente edilerek
biyoetanole dönüfltürülüyor. Öte yandan selülozdan fleker üretim süreci
epey zor ve zahmetli bir süreç. Her ne
kadar sab›k ABD baflkan› George W.
Bush, Dupont fabrikas›n› ziyaret edip
selülozdan biyoyak›t üretiminin bayraktarl›¤›n› yapmaya çal›flt›ysa da yap›lan ifllem için sürekli yüksek ›s›ya ih24
KASIM 2010 / EKOIQ
tiyaç duyulmas› biyoyak›t endüstrisinin genel ekonomik fizibilitesini olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak
kabul ediliyor. ‹kinci ve daha ileri kuflak biyoyak›tlar, geliflmifl biyoyak›tlar
aras›nda say›l›yor.
Üçüncü kuflak biyoyak›t kaynaklar›
aras›nda an›lan alglerse biyoyak›t sanayisi için epey parlak bir gelecek vaat
ediyor. Tek hücreli canl›lar s›n›f›na giren algler, birinci nesil yak›tlar kategorisinde yer alan soyadan tam 30 kat
daha fazla enerji üretebiliyor. Algler,
kaynak olarak kullan›ld›¤›nda minimum hammadde girifliyle maksimum
verim al›nabiliyor. Özellikle petrol fiyatlar›n›n tavan yapt›¤› ortamda tar›m arazisinde üretilen alglerin genel
enerji endüstrisi için bir can simidi
biyo yakit
10/27/10
3:26 PM
Page 25
M›s›rdan elde edilen
etanol, normalde g›da
olarak üretilen m›s›r›n
çok büyük bir
bölümünün
enerji kayna¤› olarak
tüketilmesine yol aç›yor.
olabilece¤i düflünülüyor. Birinci nesil
yak›tlar›n aksine alg üretimi için çok
fazla arazi tahsisi gerekmiyor. Örne¤in ABD petrol yerine alg üretimine
yönelse yaklafl›k 38 bin kilometrekarelik bir alan›n (afla¤› yukar› Konya’n›n yüzölçümü kadar) yetece¤i iddia ediliyor. Bu rakam ABD’nin 2000
y›l›nda m›s›r üretimine ay›rd›¤› alan›n
sadece yedide birine tekabül ediyor!
Bilindi¤i gibi ABD’de biyoetanolün
ço¤u m›s›r flekerinden elde ediliyor.
M›s›rdan elde edilen etanol normalde
g›da olarak üretilen m›s›r›n çok büyük
bir bölümünün enerji kayna¤› olarak
tüketilmesine yol aç›yor. Bu noktada
çim, tar›msal at›klar, m›s›r saplar›,
hatta a¤açlar çok daha elveriflli kaynaklar olarak ortaya ç›k›yor. Bu kaynaklarla çok daha az enerjiyle çok daha fazla biyokütle üretilebiliyor.
Hollanda’n›n Palmiye Fiyaskosu
Öte yandan a¤aç deyince burada küçük bir ibret vesikas› olarak Hollanda
örne¤ini anmak laz›m. Birkaç y›l önce
Hollanda, yenilenebilir enerji konusunda büyük yat›r›mlara giriflti. Özellikle palmiye yat›r›m›ndan elektrik
üretimine Hollanda devleti büyük teflvikler ay›rd›. Hollanda büyük bir hevesle ifle koyuldu ama özellikle Malezya ve Endonezya’dan hiç iyi haberler
gelmiyordu. Avrupa’dan gelen yo¤un
palmiye ya¤› talebi Güneydo¤u Asya’da büyük çapta bir ormans›zlaflt›rmaya ve haddinden fazla kimyasal
gübre kullan›m›na sebep olmufltu.
Jathropha: Para A¤açtan Toplan›r m›?
Bir varm›fl bir yokmufl. Evvel zaman
içinde kalbur saman içinde fakir bir
memlekette bir bitki yetiflirmifl. Bir gün
âlimler demifl ki bu bitki her derde
devad›r. Sefalet günleri bitti gayr›.
Jathropha’n›n hikâyesi kolayl›kla böyle
bafllayabilirdi, kimse de yad›rgamazd›
herhalde. Çok de¤il, befl y›l önce
Güney Amerika ve Hindistan’da
yetiflen Jathropha biyoyak›t sektörüne
gönül verenler için yeni mucize
kaynak olarak alk›flland›. Bir kere
Jathropha g›da üretimi için elveriflsiz
arazide yetiflebiliyordu. Kurakl›¤a ve
zararl› böceklere karfl› da dayan›kl›yd›.
Tah›l üretimini düflürüyorsunuz
denemezdi çünkü tah›l oralarda zaten
yetiflmiyordu. Bu arada özellikle
Hindistan ve Tanzanya gibi azgeliflmifl
veya geliflmekte olan ülkelerde tar›m
sektöründe çal›flanlar için yeni bir
istihdam alan› olacakt›. BP hemen
kollar› s›vay›p Jathropha’ya 32 milyon
sterlinlik kaynak ay›rd›. ‹lk alametler
Hindistan’da bafllad›. Hektar bafl›na 3
ila 5 ton aras› tohum sadece 1,8 ton
hasat verdi. Anlafl›ld› ki Jathropa öyle
kurak toprakta falan yetiflmiyordu.
Di¤er bitkiler gibi Jathropa için de
verimli araziler gerekiyordu. Sebze
bahçesini Jathropha bahçesine
çeviren Kuzey Hindistanl› Raju Sona
“Bize çok iyi bir pazar›n›z olacak
dediler ama flimdi kimse Jathropha
alm›yor. Elimde kalan
tohumlar› att›m” diyor.
Londra merkezli Karbon
Ziraat Kredisi (CCF)
kurumundan Jeff Reeves
her ne kadar “Paray›
a¤açtan toplayabilirsiniz”
propagandas› yapsa da
bu “mucize” bitkinin
flehir efsaneleri aras›nda
yerini almas›na ramak
kald›.
EKOIQ / KASIM 2010
25
biyo yakit
10/27/10
3:26 PM
Page 26
Biyoyak›t
DOSYA
Biyoyak›t Kaynaklar›
I. Kuflak Kaynaklar
Ya¤l› tohum kategorisine giren
bütün tohumlar bu kategoriye
giriyor. Amerika k›tas›n›n
genelinde özellikle m›s›r ve
flekerkam›fl› kullan›l›yor. ABD
m›s›rdan, Brezilya
flekerkam›fl›ndan biyoyak›t elde
ediyor. Geçen y›l itibariyle ABD
tah›l›n›n yüzde 25’i etanol üretimi
için kullan›ld›. Brezilya’da ise
toplam hasat edilen yaklafl›k 648
milyon ton flekerkam›fl›n›n 355
milyon tonluk k›sm› etanol üretimi
için ayr›l›yor.
II. Kuflak Kaynaklar
‹kinci kuflak biyoyak›tlar a¤aç
kabuklar›, talafl, meyve ve sebze
posalar›, jathropha gibi g›da olarak
kullan›lamayacak olan ürünlerden
elde ediliyor. Bu endüstriyel
bitkiler içindeki selüloz ve lignin
fermente edilerek biyoetanole
dönüfltürülüyor. ‹kinci kuflak
yak›tlar›n sa¤lad›klar› enerji miktar›
da daha fazla ama fermantasyon
süreci epey zor ve zahmetli.
III. Kuflak Kaynaklar
Üçüncü kufla¤›n tipik örne¤i olan
alglerin iki temel özelli¤i var. ‹lki,
içme suyu kaynaklar›na zarar
vermiyor. ‹kincisi tar›ma elveriflsiz
arazide de yetiflebiliyor. Ayr›ca
alglerin ikinci kuflak yak›tlardan 10
ila 100 kat daha fazla yak›t
üretebildikleri düflünülüyor.
Alglerin yetifltirilmesi için çok
büyük araziler de gerekmiyor.
Sadece iki araban›n s›¤abilece¤i
bir alanda bile alg yetifltirebilece¤i
söyleniyor. Gene de bu bilgilerin
hiçbiri ticari olarak do¤rulanm›fl
de¤il. Alglerle ilgili ikinci en büyük
tereddüt ise yat›r›m ve üretim
maliyetlerinin flimdilik çok yüksek
olmas›.
26
KASIM 2010 / EKOIQ
2005 itibariyle ABD, ulafl›m›n yaklafl›k olarak yüzde
üçünü biyoyak›ttan sa¤l›yor ama m›s›r üretiminin yüzde
13’ünü biyoyak›t üretimine tahsis etmek pahas›na.
Milyonlarca hektar büyüklü¤ünde orman›n yok olmas›yla bölgedeki orangutan nesli de tehlike alt›na girmiflti.
Daha önce g›da ve kozmetik için kullan›lan palmiye ya¤› art›k biyoyak›t olarak da kullan›lmaya bafllay›nca talep
tavan yapm›flt›. Bu yüzden tam AB ülkeleri ulafl›m için kullan›lan yak›t›n
yüzde 5,75’inin biyoyak›ttan sa¤lanmas› yönünde AB Biyoyak›t Direktifi
yay›nlam›flken, söz konusu belgenin
yeniden incelemeye al›nmas› zorunlulu¤u ortaya ç›kt›. Bu olay üzerine ‹ngiltere merkezli Biofuels Watch, “Biyoyak›tlar zaten bafl›ndan beri otomatik
olarak yenilenebilir enerji say›lmamal›yd›” aç›klamas›n› yapt›.
‹kinci kuflak biyoyak›tlardan selülozun dönüfltürülmesiyle ilgili zorluklar
ve üçüncü kuflak yak›t olarak büyük
umutlar vaat eden alglerden ya¤ ç›karmak da zahmetli bir süreç. Teknolojinin geliflip yayg›nlaflmas› için biraz
daha zamana ihtiyaç var gibi görünüyor. Bu yüzden biyoyak›t üreticileri
hâlâ birinci kufla¤a dahil olan tar›m
ürünlerini kullanabilmek için ara çözüm peflindeler. ABD Enerji Bakanl›¤›
ayr›flt›r›labilme özelli¤i olan fungi
mantarlar›n›n ve okaliptüs a¤açlar›n›n geneti¤ine müdahale edip daha
ucuza etanol üretmenin yollar›n› ar›yor. ABD Enerji Bakanl›¤› ayn› zamanda Purdue Üniversitesiyle a¤açlar›n
genlerine müdahale edip h›zl› büyümelerini sa¤layan bir araflt›rmaya da
destek veriyor; böylece selülozdan
etanol üretimini de ucuzlatmay› hedefliyor.
Tah›l Stoklar›nda 53 Milyon
Tonluk Düflüfl
Biyoyak›tlar her ne kadar bizleri fosil
yak›tlardan kurtaracak yenilenebilir
enerji kaynaklar› aras›nda say›l›yorsa
da bu kadar aceleci olunmamas› gerekti¤ine dair ciddi itirazlar var. Örne¤in 2005 itibariyle ABD, ulafl›m›n yaklafl›k olarak yüzde üçünü biyoyak›ttan
sa¤l›yor ama m›s›r üretiminin yüzde
13’ünü biyoyak›t üretimine tahsis etmek pahas›na. Bu noktada en güncel
biyo yakit
10/27/10
3:26 PM
Page 27
sorulardan biri, dünya nüfusunu beslemek gibi bir misyona sahip tar›m
üreticilerinin s›rt›na bir de enerji kayna¤› üretmek gibi bir yük bindirmenin
ne kadar mant›kl› oldu¤u. Biyoyak›t
üretmek için gerekli tah›llar›n ekimi
haddinden fazla genifl sahalar gerektirebiliyor. 2008 y›l› itibariyle bafl gösteren g›da krizinin bafll›ca sebebi tah›l
stoklar›nda 53 milyon tonluk bir düflüfl
yaflanmas›. Biyoyak›t üretimi sebebiyle tükenen tah›l miktar› ise 100 milyon
ton. Birçok uzman bu eksilmenin milyonlarca kiflinin beslenme bozukluklar› yaflamas›na sebep olabilece¤ini
aç›kça ifade ediyor.
Biyoyak›t için olsun olmas›n, tar›m
için genifl sahalar›n kullan›lmas› toprak kirlili¤i gibi sorunlara da sebebiyet
veriyor. Topra¤›n sürülmesi ve y›l›n
birçok ay›nda ç›plak kalmas› erozyon
gibi çok ciddi ekolojik tahribatlara neden oluyor. Bu sorunlar›n bertaraf
edilmesi için tar›m arazilerinin dinlendirilmesi veya tar›msal faaliyetlerin yo¤unlu¤unun düflürülmesi gerekiyor. Hâlbuki birinci nesil biyoyak›t
bitkileri tah›l fiyatlar›n› daha da yükseltti¤i gibi tam tersi daha da yo¤un
ekim yap›lmas›na neden oluyor. Örne¤in ABD’de 2007 y›l›ndaki m›s›r ekiminin bir önceki y›la oranla yüzde 17 artmas›n›n tek nedeni biyoyak›t üretimi.
Yo¤un tar›m faaliyetleri ya¤murdan
kaçarken doluya tutulmaya da yol açabiliyor. Atmosfere karbon sal›m› yap›lmad›¤› do¤ru ama bu faaliyetler sonucu ortaya ç›kan azot oksitleri de hesaba katmak gerekiyor. Örne¤in sayg›n çevre yazarlar›ndan George Monbiot, tar›mda kullan›lan kimyasal gübreler sayesinde atmosfere sal›nan metan gaz›n›n fosil yak›tlar›n sald›¤› karbon gaz›ndan daha fazla küresel ›s›nmaya sebep oldu¤unu söylüyor. Bu verilere ra¤men ABD Tar›m Bakanl›¤›n›n
2009 y›l›nda yay›nlad›¤› rapora göre
2007 y›l›nda George W. Bush taraf›n-
SHELL’den Biyoyak›t Hamlesi
2009 y›l›n›n Mart ay›nda
y›ll›k strateji sunumlar›n›
yapan Shell yöneticileri
dinleyicilerine hafif çapta bir
flok yaflatt›. Shell yönetimi,
art›k günefl, rüzgâr ve
hidroelektrik gibi kaynaklara yat›r›m
yapmayacakt›. Shell bu yenilenebilir
kaynaklar›n haddinden fazla pahal›
oldu¤una karar vermiflti. Shell
yenilenebilir enerji kaynaklar› aras›nda
art›k sadece biyoyak›ta yat›r›m
yapacakt›. Halihaz›rda
dünyan›n en büyük birinci
nesil yak›t kayna¤›
al›c›lar›ndan olan Shell, yeni
nesil kaynaklara a¤›rl›k
verece¤ini ayr›ca vurgulad›.
Dünyan›n sayg›n çevre STK’lar›ndan
Friends Of Earth’ün elefltirilerine kulak
t›kayan Shell geçmifl befl y›l içinde
150 milyar dolarl›k bütçesinin sadece
1,7 milyar dolar›n› yenilenebilir
enerjiye ay›rm›fl bulunuyor.
Guardian çevre editörü
George Monbiot biyoyak›ta
ayr›lan tar›m arazilerinde
atmosfere sal›nan azot
oksitlerin, fosil yak›tlar›n
sald›¤› karbondan çok daha
fazla sera gaz› birikimine
sebep oldu¤unu söylüyor.
Üstelik beslenme
bozuklu¤una ba¤l› ölümlerin
artm›fl olmas› da cabas›.
dan bafllat›lan “Biyoyak›t Devrimi” sayesinde ABD tah›l üretiminin dörtte
biri biyoyak›ta ayr›lm›fl.
Biyoyak›t üretiminde bugün en geliflmifl olan ülke Brezilya. George W.
Bush “Yak›t›m›z› sondajla ç›karmak
yerine yetifltirece¤imiz günler de gelecek” mesaj›n› yayarken Brezilya alm›fl
bafl›n› gitmiflti bile. 1964-1985 y›llar›
aras›nda ülkeyi yöneten askeri cunta
yönetimi 1970’lerdeki petrol krizinden
sonra alternatif, yerli enerji kaynaklar› aramaya yöneldi. Motorlu araçlar›n
yüzde 75’inin biyoetanole uyumlu oldu¤u Brezilya, 1980’lerin ortas›ndan
beri biyoyak›ta yat›r›m yap›yor. fieker
fiyatlar› art›p petrol fiyatlar› düfltükçe
sivil hükümet biyoyak›t yat›r›mlar›na
ara verdi ama 2000’li y›llardan itibaren petrol fiyatlar› istikrarl› olarak art›nca etanol üretimi tekrar h›z kazand›. Kaynak olarak a¤›rl›kl› biçimde flekerkam›fl› kullanan Brezilya bugün
dünyan›n ikinci en büyük biyoyak›t
üreticisi olarak an›l›yor. 2007 y›l›nda
Bush’un Brezilya’y› ziyareti s›ras›nda
imzalanan etanol anlaflmas›na göre
ABD ile Brezilya Latin Amerika ve Karayipler’de flekerkam›fl›ndan etanol
üretimini teflvik etmek için iflbirli¤i
yapacakt›. ‹ki ülke ayn› zamanda birbirleriyle teknoloji paylaflacaklar ve
uluslararas› standartlar› belirleyecekEKOIQ / KASIM 2010
27
biyo yakit
10/27/10
3:26 PM
Page 28
Biyoyak›t
DOSYA
Türkiye’de Biyoetanol
22 Milyon Ton
3 Milyon Ton
Tek hücreli canl›lar
s›n›f›na giren algler, birinci
nesil yak›tlar kategorisinde
yer alan soyadan tam 30
kat daha fazla enerji
üretebiliyor.
lerdi. Bu anlaflma, g›da krizi elefltirilerinin de ›fl›¤›nda, Latin Amerika’daki
di¤er sol hükümetlerin (özellikle Venezüella ve Bolivya) ciddi tepkilerine
sebep oldu. Tam Latin Amerika yeni
Sovyetler Birli¤i oluyor denirken Brezilya bütün flimflekleri üzerine çekti.
Art›k “Dünya Sosyal Forumunun merkezi Porto Allegre de¤il, Caracast›r”
deniyordu. Brezilya Devlet baflkan› Lula De Silva, kaynak olarak m›s›r kullanmad›klar›n› vurgulayarak “G›da
krizinin sebebi biyoyak›tlar de¤il”
aç›klamas›n› yapmak zorunda kald›.
Brezilya kaynak olarak flekerkam›fl›
kullan›yordu ama flekerkam›fl› üretimi
için çok fazla su gerekiyordu. Üstelik
Brezilya ya¤mur ormanlar›n› biyoyak›t üretimi için tar›ma açmak gibi tehlikeli bir yola da yöneliyordu.
Ve Türkiye…
Türkiye’de biyoyak›t üretimi, dünyayla koflut biçimde 2000’li y›llardan itibaren h›z kazand›. Özellikle üniversitelerde yap›lan çal›flma ve deneylerden h›zl› sonuçlar al›nd›. Biyodizel ve
biyoetanol isimleri ilk defa 2003 y›l›nda 5015 Say›l› Petrol Piyasalar› Kanu28
KASIM 2010 / EKOIQ
160 Bin Ton
Biyoetanol
Kurulu
Kapasite
Benzin
Tüketimi
Türkiye
Toplam
Akaryak›t
Tüketimi
Türkiye’de Biyogaz
40 Bin MW
15 MW
Biyogaz Kurulu
Kapasite
Toplam Elektrik
Kurulu Kapasite
nunda petrolle harmanlanan ürünler
aras›nda yer ald›. Bu kanun kapsam›nda biyodizel ÖTV d›fl›nda tutuluyordu.
Bu yüzden Türkiye’de biyoyak›ta yönelik yat›r›mlarda büyük bir art›fl yafland›. Bugün Türkiye’nin toplam 22
milyon tonluk akaryak›t tüketiminin
1,5 milyon tonluk bölümü biyodizel taraf›ndan karfl›lan›yor. 3 milyon tonluk
benzin tüketimininse 160 bin tonu biyoetanolden geliyor. Son olarak kurulu olan 40 bin megawatt elektrik gücünün de 15 megawattl›k çok küçük bir
bölümü biyogazdan temin ediliyor. Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri
Birli¤i (ALB‹YOB‹R) Türkiye’nin mevcut tar›m potansiyeliyle AB’nin önemli biyoyak›t tedarikçileri aras›nda yer
alabilece¤ini savunuyor. Türkiye biyodizel üretiminin ço¤unu d›flar›dan ithal etti¤i palmiye ya¤›ndan tedarik
ediyor. Yerli kaynak olarak da ayçiçe¤i
ve pamuk kullan›yor.
Biyoyak›t kar›n doyurur mu, yoksa
daha beter açl›¤a m› mahkum oluruz?
Esas soru bu galiba. Bugün biyoyak›t,
geleneksel olarak tar›m sektöründe oldukça fazla kullan›lan bir enerji kayna¤›. Bilumum bitkisel ve hayvansal at›klar k›rsal bölgelerde enerji kayna¤› olarak kullan›l›yor zaten. Biyoyak›tlarla
ilgili tart›flma yaratan esas konu birinci kuflak yak›tlar. Dünya nüfusu artarken ve tar›ma uygun alanlar her geçen
gün biraz daha tahrip olurken g›da üretimi için kullan›lmas› ekinlerin yakacak hasad› olarak görülmesi ne kadar
anlaml›? Tart›flmayla ilgili kritik soru
bu. George Monbiot biyoyak›t›n yeni
mucize olarak görülmesinin sebebini
büyük flirketlerin küresel ›s›nmada tafl›d›klar› sorumlulu¤u reddetmeleri ve
iflin kolay›na kaçmalar› olarak görüyor. Öte yandan ikinci ve üçüncü kuflak
teknolojiler gerçekten de gelece¤e dair
umut veriyor. Belki de gereken sadece
biraz daha sab›rd›r; bunu da her zamanki gibi zaman gösterecek… m
biyo yakit
10/27/10
3:26 PM
Page 29
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 30
E¤itim
Yeflil
Üniversite
Nas›l Olur?
30
KASIM 2010 / EKOIQ
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 31
Bilgi üretim merkezlerinin bafl›nda gelen
üniversiteler de, sürdürülebilirle ilgili
çal›flmalara h›z vermeye bafllad›lar.
Çal›flmalar›n kapsam›, kampusun
elektri¤inden geri dönüflüme, müfredattaki
revizyondan araflt›rma projelerine kadar
uzan›yor. Herkesin sorusuysa ayn›: Yeflil bir
üniversite nas›l olmal›d›r? Sorular›m›z›
Bahçeflehir, ‹stanbul Bilgi, Ege ve Özye¤in
Üniversitesi yan›tlad›.
EKOIQ / KASIM 2010
31
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 32
E¤itim
‹ki Yeflil Üniversite:
Harvard ve Cornell
E
ce Ayhan bir fliirinde flöyle sormufltu: “Düzayak çivit badanal›
bir kent nas›l kurulur abiler?”
Peki, binalar›yla, yerleflkesiyle, yollar›yla, enerji yönetimiyle çevre dostu
bir üniversite nas›l kurulur? Asl›nda
maddi yap›daki bu dönüflüm de yeterli
de¤il. Sözkonusu olan bir üniversite
yani toplumsal bilgi üretiminin en
önemli merkezinden bahsediyoruz. O
nedenle bir üniversitenin “yeflil” olmas› için “manevi ve düflünsel evreninin” de sürdürülebilirli¤e uygun olmas› gerekmez mi? Ders müfredatlar›ndan, ö¤rencilerin çevre kulüplerine,
araflt›rma merkezleri ve enstitülerden
araflt›rma projelerine, yay›nlara ve kamuoyuna dönük bilgilendirme çal›flmalar›na kadar uzanan bu “düflünsel
evren” olmaks›z›n bir üniversiteye yeflil demek mant›kl› görünmüyor.
Bu konuda dünyada çok say›da giriflim ve çal›flma var. Geçti¤imiz günlerde
Yeflil Tesisler konferans›nda konuflan
Almanya Trier Üniversitesi Ö¤retim
Görevlisi Prof. Dr. Klaus Rick, Birkenfeld’deki kampuslar›n›n nas›l eko-endüstriyel bir parka dönüfltü¤ünü anlat›rken büyük bir hayranl›kla izledik.
Üniversitelerinin 1996 y›l›ndan beri nas›l “S›f›r Karbon” unvan› tafl›d›¤›n› gu-
32
KASIM 2010 / EKOIQ
rurla anlat›rken bizim akl›m›zdan tabii
kendi üniversitelerimiz geçiyordu.
Çevre Dersleri Geliyor
Küçük bir kuflbak›fl› gözlem bile, bizim
üniversitelerimizin de bu konuda harekete geçtiklerini gösteriyor. Binalar›n ne kadar çevre dostu oldu¤u da
dikkate al›n›yor, alternatif enerji kaynaklar›n›n nas›l kullan›laca¤› da. Örne¤in Özye¤in Üniversitesi, Çekmeköy’de kuraca¤› yeni yerleflkesi için
yeflil binalara verilen LEED sertifikas›n› almay› hedefliyor. 9 Eylül ve Uluda¤
Üniversitesi gibi e¤itim kurumlar›
bünyelerinde Çevre Araflt›rma Merkezleri bar›nd›r›yor. Özye¤in Üniversitesi gibi Yüzy›l Üniversitesi de yak›n
zamanda yeflil kampus kurma çal›flmalar›na bafllam›fl durumda. Devlet
üniversitelerinden Mu¤la Üniversitesinin de yeflil kampus konusunda
önemli ad›mlar att›¤›n› biliyoruz. Bilgi
Üniversitesi, yak›n zamanda infla etmifl Santral Kampusunun enerji ihtiyac›n› yenilenebilir enerjiyle sa¤lamay› hedefliyor.
Yenilenebilir enerji alan›ndaki çal›flmalara h›z verebilmek için Kadir
Has, Bahçeflehir ve Bilgi gibi üniversiteler bünyelerinde Enerji Sistemleri
Dünyada s›k› bir yeflil kampus
yar›fl› bafllad›. Yeflil kampuslar
konusunda öncü okullardan biri
olan Harvard Üniversitesi 20062009 döneminde sera gaz›
sal›mlar›n› yüzde 7 oran›nda
düflürmeyi baflarm›fl; 2016 y›l›na
kadar da seragaz› sal›mlar›n› yüzde
30 azaltmay› hedefliyor.
Harvard’da, bu hedefi
gerçeklefltirebilmek için
sera gaz› azalt›m stratejilerini
belirlemek üzere ö¤renci ve
ö¤retim üyelerinden oluflan befl
ayr› çal›flma grubu kurulmufl.
ABD’nin di¤er bir köklü
üniversitesi olan Cornell da,
ö¤retim görevlileri ve ö¤rencileriyle
el ele verip kampusunu
yeflillendiriyor. Cornell taraf›ndan
haz›rlanan ‹klim Eylem Plan›,
ö¤retim üyeleri, çal›flanlar ve
ö¤rencilerin dahil oldu¤u 700
kiflinin katk›lar›yla oluflturulmufl.
Üniversitenin yeflil geliflim bölümü,
yeflil alan planlamas› ve enerji
planlamas› gibi alt bafll›klarla
ilgileniyor. Alternatif ulafl›m,
okulun ulaflt›rma bölümünün
sürdürülebilir hale getirilmesi ve
araç filosunun hem üniversite
içinde hem de bölgede çevre
dostu hale getirilmesi konusunda
çal›fl›yor. Cornell Üniversitesi
bünyesinde, baflta biyoyak›t olmak
üzere, yenilenebilir kaynaklar ve
karbon ofseti üzerine çal›flan
birimler de var.
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 33
Mühendisli¤i bölümleri açt›lar. Bahçeflehir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Bahçeflehir Üniversitesi
Ekonomik ve Toplumsal Araflt›rmalar
Merkezi (BETAM), iklim de¤iflikli¤i,
yeflil yakal›lar, çevreci sivil toplum
kurulufllar› ve Türkiye Yeflil Kentler
Endeksi gibi konularda araflt›rmalar
yay›nl›yor.
Bütün bu çal›flmalar›n sonuçlar›n›
önümüzdeki dönemde görece¤iz. Belki bir de son olarak üniversite bünyelerindeki çevre kulüplerinden bahsetmek gerek. Birçok üniversitede
kurulan bu kulüpler bugüne kadar,
çevre konusunu genel bir protesto
aktivistli¤i temelinde ele ald›lar. Ama
önümüzdeki dönemde önlerine yeni
bir misyon ç›kt›¤›n› söyleyebiliriz.
Genel geçer protestolar, tepkiselci
hareketler yerine, içinde bulunduklar› kurumu, yerleflkeyi, amfileri de¤ifltirmeyi hedefleyen; bunun için yönetimlerle müzakere eden ve çevre alan›n›n ihtiyaç duyaca¤› bilgi ve insan
kayna¤›n›n geliflimine katk› sunan
çevre kulüpleri, hem üniversitelerinin, hem de dünyan›n de¤iflimine
katk› sunabilirler. Her fley bir ad›mla
bafll›yor. Unutmay›n, sizin için küçük
olan bu ad›mlar di¤er bireylerinkiyle
birleflti¤inde, dünya için hiç de o kadar küçük olamayabilir…
Çevreye Duyarl›, Enerji ve
Su Tutumlu Bir Yerleflke Nas›l Olmal›d›r?
Bir yerleflkeye, küçük bir kent gibi
bak›labilir. Bir yerleflkenin çevreye duyarl›
olabilmesi için bu duyarl›l›¤›n› girifl
kap›lar›ndan itibaren hissettirmelidir. Girifl
kap›s›ndan itibaren yeflil renk hakimiyeti
görülebilmelidir. Yerleflkelerde insanlar›
yormayan yürüme yollar› olmal› ve herkes
ulaflmak istedi¤i binaya bu yürüme
yollar›n› kullanarak ulaflmal›d›r. Bunun için
girifl kap›lar›nda yer alt›nda veya yer
üstünde do¤a ile uyumlu otoparklar
olmal›d›r. Yürüme yollar› tartan pistler gibi
olmal› ve her iki yan›nda yeflil alanlar,
çiçekler ve a¤açlar bulunmal›d›r.
Ya¤murdan korunmak için cam
malzemeden korunaklar da yap›labilir.
Yerleflke içinde trafik lambalar›
kullan›lacak ise, bu lambalar günefl
enerjisi ile çal›flmal›d›r. Yerleflkenin
ayd›nlatmas› ise hem günefl hem de
rüzgâr enerjisi ile yap›lmal›d›r. Ayd›nlatma
için ise enerji verimlili¤i yüksek kompakt
fluoresan lambalardan yararlan›lmal›d›r.
Yerleflkede ve binalarda elektrik enerjisi
gerektirecek cihaz kullan›m› için öncelikle
enerji verimlili¤i yüksek cihazlar seçilmeli
sonra günefl, rüzgâr, biyokütle ve do¤al
gazdan yararlanma yollar› araflt›r›lmal›d›r.
Yerleflke içinde günefl enerjisi ile çal›flan
bir rayl› ulafl›m sistemi kurulabilir. Bisiklet
yollar› yap›labilir. ‹nsanlar›n beslenme
ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üzere besin de¤eri
yüksek ev yemekleri yapan iflletmelere
yer verilebilir. Mevsimsel meyve
sat›fllar›n›n yan› s›ra yerleflke içinde
gazete ve kitap sat›fl› yap›labilir.
A¤açl›k bölgeler oluflturularak bu
bölgelerde oturarak kitap okuma ve
dinlenme ihtiyaçlar› için alanlar
oluflturulabilir. Çeflitli spor amaçl› alanlar
oluflturulabilir.
Yerleflke içindeki binalar elden geçirilerek
tüm binalar›n yal›t›ml› olmas› sa¤lanabilir.
Gözü bozmayacak ve insan konforunu
sa¤layacak renkte boyalar kullan›larak
s›n›flar oluflturulabilir. S›n›flarda ergonomi
ve akustik dikkate al›nmal›, taze hava
ihtiyac› için havaland›rma, ›s›tma ve
so¤utma yap›lmal›; binalarda insana ve
do¤aya zarar vermeyen yüksek kaliteli
boya ve yap› malzemeleri kullan›lmal›d›r.
Yap› malzemeleri enerji tutumlu olmal›d›r.
Binalar›n ve s›n›flar›n günefl ›fl›¤› ile do¤al
olarak ayd›nlat›lmas› da önemlidir.
Is›tmada günefl enerjisinden ve
ayd›nlatmada günefl ›fl›¤›ndan en iyi
flekilde yarar sa¤layan mimari yaklafl›m
benimsenmelidir. K›fl aylar›nda günefl
enerjisinden yararlanmak için binalar›n
güney yönüne günefl seralar›
kurulmal›d›r. Camlar, kaliteli çift cam
olmal›d›r.
Binalarda su ve elektrik kullan›m›nda
otomasyona gidilmeli ve su kullan›m› ile
ayd›nlatma, gerekti¤inde ve gerekti¤i
kadar yap›lmal›d›r. Yeflil alanlar otomatik
sulama sistemleriyle sulanmal› ve
gerekti¤inde damla sulama tekni¤i
kullan›lmal›d›r. Yerleflke ve bina içlerinde
oluflacak elektromanyetik kirlili¤inin en alt
seviyede olmas›na özen gösterilmelidir.
Binalar›n ›s›tma ve so¤utma ihtiyaçlar› için
önce çok iyi yal›t›m yap›lmal›, sonra
mümkünse toprak kaynakl› ›s› pompalar›
kullan›lmal›d›r. Yine mümkünse, yerleflke
içindeki ›s›tma ve so¤utma merkezi
sistem kullan›larak yap›lmal›d›r. Bunun
için jeotermal enerjiden ve do¤al gazdan
da yararlan›labilir. Ek enerji ihtiyaçlar› için
günefl, biyokütle ve rüzgâr enerjisinden
yararlan›lmal›d›r. Yal›t›ms›z boru
sistemlerine yal›t›m yap›lmal›d›r. Binalarda
kullan›lan bilgisayar sistemleri
kullan›lmad›klar› zaman kapat›lmal›d›r. Bir
yerleflke de mümkünse “yavafl flehir”
kurallar› uygulanmal›d›r.
Bu kapsamda Ege Üniversitesinde,
Çevre Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma
Merkezi arac›l›¤› ile ulusal ve uluslararas›
konferanslar düzenlenmekte ve
bilinçlendirme çal›flmalar› yap›lmaktad›r.
Lisansüstü tez çal›flmalar› ile hem
üniversitenin hem de Türkiye’nin çevre
sorunlar› masaya yat›r›lmakta ve çözüm
önerileri sunulmaktad›r. Günefl Enerjisi
Enstitüsü arac›l›¤› ile ise biyokütle,
biyogaz, günefl, jeotermal ve rüzgâr enerji
üzerine çal›flmalar yap›lmakta ve
yerleflkenin çeflitli bölgelerinde günefl ve
rüzgâr enerjili trafik lambalar› ve
ayd›nlatma cihazlar› kullan›lmaktad›r.
Dr. Hüseyin GÜNERHAN
Ege Ü. Çevre Merkezi Müdür Yrd.
EKOIQ / KASIM 2010
33
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 34
E¤itim
Bahçeflehir Üniversitesi
Çevre Araflt›rmalar› Merkezi Kurulacak
‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi’nde
Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler Bölümünün müfredat›ndaki Çevre Politikalar› dersinde Sürdürülebilirlik, Küresel
‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre Hareketleri ele
al›n›yor. Ekonomi Bölümü’nde “Do¤al
Kaynaklar ve Çevre Ekonomisi” dersi veriliyor. ‹klim De¤iflikli¤i konusunun müfredatta daha fazla yer almas› ve ileride
yüksek lisans düzeyinde de de¤erlendirilmesi için çal›flmalar yap›l›yor. Müfredat
d›fl›nda, çevreyle ilgili ortaya ç›kan yeni
kavramlar› anlamak ve çevre-toplum iliflkisini incelemek sosyal bilimler alan›nda
yap›lan araflt›rmalar›n say›s› art›yor. Örne¤in Bahçeflehir ve Bo¤aziçi üniversitelerince yürütülen TÜB‹TAK destekli “Türkiye’de Çevre Korumas› ve Politikalar›nda STK’lar›n Rolü” araflt›rma projesinde
Çevre alan›nda çal›flan sivil toplum kurulufllar›n›n (STK) birbirleriyle olan iliflkileri, donörlerle olan iliflkileri, devletle olan
iliflkileri ve ulusötesi aktörlerle olan iliflkileri ayr›nt›l› olarak, niteliksel araflt›rma
yöntemleri kullan›larak incelendi. Ayr›ca,
sosyal bilimlerde çevre konular›nda, ulusal ve uluslararas› nitelikte, bilimsel araflt›rma, uygulama, e¤itim ve ö¤retim, dokümantasyon ve veri çal›flmalar› yapmak,
Türkiye ve dünyada çevre politikalar› ve
ekonomisi uygulamalar›n› araflt›rmak,
politika önerileri gelifltirmek, Avrupa Birli¤i Çevre Fasl›n›n takibi ve desteklenmesi için bir Çevre Araflt›rmalar› Merkezi kurulmas› planlan›yor.
Betam’›n Araflt›rmalar›
Bahçeflehir Üniversitesi Ekonomik ve
Toplumsal Araflt›rmalar Merkezi (Betam)
bünyesinde yeflil yakal›lar, organik tar›m,
Türkiye’de çevre sorunlar›, çevreci sivil
toplum ve örgütlenme, iklim de¤iflikli¤i,
Kopenhag müzakere süreci, medyada çevre ve Türkiye’de ve dünyada gençli¤in çev34
KASIM 2010 / EKOIQ
re olgusuna ve çevre sorunlar›na bak›fl›
üzerine araflt›rmalar yay›nland›. 2008 Haziran’da “Türkiye’nin ‹klim De¤iflikli¤ine
Uyum Kapasitesinin Gelifltirilmesi” Birleflmifl Milletler Ortak Program› bafllat›ld›.
Ana faydalan›c›s› Çevre ve Orman Bakanl›¤› olan proje çerçevesinde yürütülen ve
iklim de¤iflikli¤ine uyum stratejisinin ilkelerinin ve önceliklerin belirlenmesine
bir zemin oluflturmay› hedefleyen çal›fltaylara Betam da bir temsilciyle kat›ld›.
Enerji Sistemleri Mühendisli¤i
2006-2007 e¤itim y›l›nda ilk ö¤rencilerini alan Bahçeflehir Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisli¤i Bölümü’nde yenilenebilir enerji, konvensiyonel enerji ve
enerji yönetimi alanlar›nda lisans düzeyinde Enerji Sistemleri Mühendisli¤i Lisans Program› yüksek lisans düzeyinde
de Enerji ve Çevre Yönetimi Yüksek Lisans Program› yürütülüyor. Bölümdeki
araflt›rmalar günefl, rüzgar, hidrojen, biyokütle, jeotermal enerjileri alanlar›nda
yo¤unlafl›yor. Bu bölüm mezun olduktan
sonra enerji alan›nda çal›flmay› düflünen
yeflil yakal›lar için yerinde bir seçenek
oluflturuyor.
Antalya Günefl Evi Projesi
Ekolojik mimari alan›nda Bahçeflehir
Üniversitesinde çeflitli çal›flmalar yürütülüyor. Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k
Fakültesi Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Bengü Uluengin’in projesini çizdi¤i Antalya Günefl Evi buna iyi bir örnek.
Ekoev modeli oluflturacak günefl evinin
tüm elektrik ihtiyac›n› günefl enerjisinden karfl›layacak ve su ihtiyac›n›n büyük
bir bölümü ya¤mur eleme sistemlerinden
sa¤lanacak. Günefl-ev’de elektrik tüketimi A+ s›n›f elektrikli aletler kullan›larak
minimize edilecek ve ›s›tma, pasif iklimlendirme ve günefl mimarisine ek olarak
yüksek verimli günefl kolektörleriyle karfl›lanacak.
Çevre ve Enerji Kulübü
Bahçeflehir Üniversitesi Çevre ve Enerji
Kulübü, güncel çevre konular›n›n irdelendi¤i, konunun uzmanlar›n›n ve ö¤rencilerin kat›ld›¤› etkinlikler yap›yor. Geçti¤imiz y›llarda çevreci sivil toplum kurulufllar›n›n temsilcilerini ve yerel yöneticileri
davet edip geri dönüflüm, temiz enerji ve
iklim de¤iflikli¤i konular›nda çeflitli panel
ve seminerler düzenlediler.
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 35
‹stanbul Bilgi Üniversitesi
Yeflil Elektrikten Küresel
‹lkeler Sözleflmesine
‹stanbul Bilgi Üniversitesi, F‹NA Enerji ile
yapt›¤› anlaflma do¤rultusunda 1 fiubat
2010 tarihi itibariyle, tüm kampüslerinde
yeflil elektrik kullanarak çevre konusunda önemli bir ad›m att›. Bu ad›m ayn› zamanda, B‹LG‹’nin yeflil elektrik kullan›lan
kampüsleri Kufltepe, Dolapdere ve Santral’in önümüzdeki günlerde evsahipli¤i
yapaca¤› çevre, sürdürülebilirlik ve enerji
odakl› akademik ve sosyal faaliyetlere de
temel oluflturuyor. Yap›lan anlaflma do¤rultusunda B‹LG‹’nin enerji tüketiminde,
önemli bir tasarruf sa¤lanarak ekonomiye de katk›da bulunmas› öngörülüyor. Bu
giriflim ayr›ca, karbon sal›n›m›n› önleyerek çevreye iliflkin kurumsal sosyal sorumlulu¤unu yerine getirmenin yan›s›ra
B‹LG‹’nin küresel sorumlulu¤u konusunda da önemli bir örnek teflkil etmektedir.
Ayr›ca, solar ve rüzgâr enerjisi gibi alternatif enerjilerin kullan›m olas›l›klar›n› da
araflt›r›l›yor.
Ö¤rencilerimizin, ö¤retim üyelerimizin ve idari personelimizin geri dönüflüm
konusunda fark›ndal›k kazanmalar› için
özel olarak tasarlanm›fl ve estetik aç›dan
da Bilgi’nin kimli¤ine uygun geri dönüflüm kutular› bütün kampüslerimize yerlefltirildi.
Yeflil Kampuslar ve Yeflil Ev
Dolapdere kampusu Yeflil Bina konseptine uygun olarak çelik konstrüksüyonla
infla edildi ve bu nedenle ödüller kazand›.
Yeflil Bina konseptimizi di¤er kampüslere
tafl›y›p s›f›r sera gaz› sal›m› ilkesinden hareketle SantralIstanbul Kampüsünde bir
YEfi‹L EV infla etmeyi planl›yoruz. Yak›n
zamanda Santral’de böyle bir bina ö¤rencilerimizin, araflt›rmac›lar›n, ifl çevrelerinin, mimarlar›n, mühendislerin ve yat›r›mc›lar›n dikkatine sunulacakt›r.
Reklamc›l›k Ö¤rencilerinden
Çevre Kampanyalar›
Özellikle ö¤rencilerimizin çevre, enerji ve
sürdürülebilirlik konular›nda donan›ml›
olmalar› için ders program›m›za bu konularda özel modüller ekledik. Çevre uzmanlar›m›z bu modüllerle birlikte ö¤rencilerimizin donanmalar›na katk›da bulunacak ve çevreye uyumlu, bar›fl›k ö¤rencilerin yetifltirilmesine katk›da bulunacaklar. Ayr›ca, reklamc›l›k ö¤rencilerimiz
ise çevre kampanyalar› haz›rlay›p bunlar›
Üniversitenin kullan›m›na sunacaklar. fiu
anda üç kampanya metni ve kurgusu haz›rlam›fl olan ö¤rencilerimizin yarat›c›l›¤›
parmak ›s›rt›yor.
Çevre Uygulama ve Araflt›rma Merkezi
Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araflt›rma Merkezimiz, YÖK izniyle
geçti¤imiz ay kuruldu. Bundan böyle Çevre konusundaki çal›flmalar bu merkez taraf›ndan koordine edilecek ve disiplinleraras› bir yaklafl›mla konular ele al›nacak.
Haliç ve çevresiyle bafllay›p ‹stanbul,
Marmara, Türkiye, Karadeniz, Ortado¤u
ve Orta Asya’ya ›fl›k saçan bir merkez olmay› planl›yoruz.
Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik
Sertifika Program›
Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik konusunda bir Temel E¤itim Sertifika Program› haz›rl›¤›m›z devam ediyor. Çok yak›n
bir zamanda bu bilgiyi kamuoyu ile paylaflaca¤›z. Dört y›ldan buyana Bölgesel Çevre Merkezi (REC) ile Karadeniz Havzas›nda bulunan ülkelerde Sürdürülebilir Kalk›nman›n gerçekleflebilmesi için Yaz Seminerleri gerçeklefltirmekteyiz. Her y›l
Karadeniz ülkelerinin ilgili bakanl›klar›ndan ve sivil toplum kurulufllar›n›n uzmanlar›n›n kat›l›m›yla on gün SantralIstanbul’da, on gün de Venedik Üniversitesinde olmak üzere bir okul düzenlemekteyiz. Böylelikle ‹stanbul’un çevre uzmanl›¤› konusunda bir hub olmas›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz.
Müfredat da Yeflilleniyor
Çevre ekonomisi, sürdürülebilirlik, yeflil
mimari, yeflil mühendislik, sosyal sorumluluk, AB Çevre Politikalar›, Gerilla reklamc›l›¤›, küresel ›s›nma, iklim de¤iflikli¤i, çevresel göç gibi derslerimiz hali haz›rda mevcut.
Mühendislik Fakültesi ve Mimarl›k Fakültesi henüz devreye girdi. Yak›nda Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik temas›n› iflleyen bir Yüksek Lisans Program›n›n devreye girmesi için haz›rl›klar›m›z› sürdürüyoruz.
Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ‹mzaland›
Birleflmifl Milletler Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) ile birlikte Birleflmifl Milletler PRME ilkeleri (Principles of Responsible Management Education) imzac›s› olmam›z nedeniyle çevre
konular›nda sorumlu bir e¤itim anlay›fl›
sergilemek ve bu çerçevede davranmak
konusunda Birleflmifl Milletlere taahhütte bulunmufl bir üniversite olarak
çevreye ›fl›k saçmaya ve B‹LG‹L‹ bir toplumun yarat›lmas›na katk›da bulunmaya devam edece¤iz.
EKOIQ / KASIM 2010
35
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 36
E¤itim
Ege Üniversitesi Çevre Sorunlar›
Uygulama ve Araflt›rma Merkezi
Sürekli ve Dengeli
Kalk›nma ‹lkesini
Benimsiyoruz
Do¤al ve kültürel çevre de¤erleri üzerinde oluflan bask›lar sonucunda insano¤lu,
geçmiflte ekonomik kalk›nman›n çevre
üzerindeki bask›s›ndan kayg›lan›rken,
flimdi ekolojik bask›lar›n, yani topra¤›n
bozulmas›n›n, su, atmosfer, orman faktörlerinin ekonomik beklentiler üzerindeki etkilerinden kayg› duymaktad›r.
Bunun sonucunda da ekoloji ve ekonomi
birbirine giderek daha çok kenetlenmekte ve bu hem yerel, hem bölgesel,
hem ulusal, hem de global çapta bir etkitepki a¤› haline dönüflmektedir.
Günümüzde dünya, çevreye zarar vermeksizin kalk›nmay› sa¤layabilmenin
ancak “sürekli ve dengeli kalk›nma” ilkesinin benimsenmesiyle mümkün olabilece¤inden hareketle, sürekli ve dengeli kalk›nma ile gelecek kuflaklar›n
kendi gereksinimlerini karfl›layabilme
yetene¤inden ödün verilmeksizin, bugünün gereksinimlerinin karfl›lanmas› gerekti¤ini benimsemifltir. Sonuçta, kalk›nmay› durdurmadan, refah› azaltmadan çevreyi ve do¤al kaynaklar› korumay› amaçlayan bu görüfl do¤rultusunda
uluslararas› anlaflmalarla global hedefler saptan›rken, di¤er yanda bölgesel ölçekte ülkeler kendi yerel koflullar›ndan
kaynaklanan sorunlar›n çözümüne yönelik politika, plan ve program çal›flmalar›n› bafllatm›fllard›r.
Ulusal ve Uluslararas› Projeler
Merkezimiz de kuruluflundan itibaren
afla¤›da belirtilen hedefler do¤rultusun36
KASIM 2010 / EKOIQ
da bugünün gereksinim ve beklentilerinin gelece¤in gereksinim ve beklentilerinden ödün vermeksizin karfl›lanmas›n›n yollar›n› aramak amac›na dayanan
sürekli ve dengeli kalk›nma ilkesini benimseyerek çal›flmalar›n› ulusal ve uluslararas› ölçekli projelerle sürdürmektedir;
• Çevre sorunlar› ile ilgili çeflitli alanlarda, bilimsel ve uygulamaya yönelik
araflt›rmalar yapmak, sorunlar›n çözümü için teknikler gelifltirmek, kamu ve
özel teflebbüse çevre sorunlar›yla ilgili
projeler haz›rlamak ya da haz›rlatmak,
standartlar belirlenmesinde katk›da bulunmak, bilimsel raporlar vermek, teknoloji transferi ve fizibilite raporlar› haz›rlanmas› konusunda teknik dan›flmanl›k hizmetleri yürütmek,
• Yerel Yönetimler gibi uygulay›c› birimlere “Alan Kullan›m Kararlar›”na yönelik, Master Plan ve Projeler üretmek,
• Üniversitenin farkl› birimlerinde,
çevre sorunlar›n›n çözümü ile ilgili, çeflitli alanlarda yürütülen bilimsel ve tek-
nik araflt›rma ve uygulamalar› teflvik etmek ve desteklemek,
• Üniversitede çevre sorunlar› alan›nda araflt›rma ve uygulama yapacak ö¤retim eleman› ve ö¤renci yetiflmesini teflvik etmek, bunun gerçekleflmesi için gerekli ortam ve imkânlar› haz›rlamak,
• Yurt içindeki ve d›fl›ndaki benzer kurulufl ve merkezlerle iflbirli¤i yapmak ve
bilgi al›flveriflinde bulunmak,
• Çevre sorunlar› alan›ndaki çal›flmalar› teflvik etmek, duyurmak, bilgi al›flveriflini h›zland›rmak ve kamuoyunu ayd›nlatmak amac› ile e¤itim programlar›,
seminer, kurs ve konferanslar düzenlemek, gerekti¤inde bu çal›flmalarla ilgili
sertifikalar vermek ve yay›nlar yapmak,
• ‹lgi alan›na giren konularda, e¤itimö¤retim yapmak ya da görgü ve bilgi artt›rmak üzere k›sa ya da uzun süreli yurt
içi ve yurt d›fl› iliflkilerde bulunmak, gibi
hedefler bu kapsamda özetlenebilir.
Bilinmektedir ki bu hedefler, her demokratik ortamda oldu¤u gibi ancak bilgi üretimiyle, yasama, yürütme, yarg›,
medya ve sivil toplum örgütleri ile sa¤lanan birliktelik içinde ortaya konabilir ve
ulafl›labilir. Bu yüzden Merkezimiz her
konum ve koflulda çevre olgusunun do¤as›na uygun bir biçimde çok uzmanl›
olarak bilgi üretimine ayr› bir özen göstermektedir. Böylece toplumu bilinçlendirme ve çevre bilincinin gelifltirilmesi
çok daha gerçekçi olacakt›r.
Günefl Enerjisi Enstitüsü: http://eusolar.ege.edu.tr/
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 37
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 38
E¤itim
Özye¤in Üniversitesi
Leed Sertifikal›
Bir Kampus
Özye¤in Üniversitesini 2008 y›l›nda
maddi yönden eriflilebilir ve giriflimci bir
araflt›rma üniversitesi olarak kurduk.
Üniversitemizin büyük önem verdi¤i konulardan sürdürülebilir yaflam ve çevre
kavramlar›n› bizzat ö¤retmeye ve kampüs hayat›na entegre etmeyi amaçl›yoruz. Hedefimiz infla edilmekte olan Özye¤in Üniversitesi Çekmeköy kampusunun bütün binalar›n›n çevre dostu binalara yönelik uluslararas› arenada kabul
görmüfl bir sertifika sistemi olan LEED
sertifikas›na sahip olmas›.
Do¤al malzeme kullan›m›n›n ön plana
ç›kt›¤› Özye¤in Üniversitesi Çekmeköy
kampüsü binalar›n›n tan›mlay›c› özellikleri ›fl›k ve fleffafl›k olacak. Esnek ve
modüler bir anlay›flla infla edilen kampus, kaynak ve iflletme maliyetlerinin
ekonomik kullan›m›yla sürdürülebilirlik
konusunda bir örnek teflkil edecek.
Enerji, Çevre ve Ekonomi
Merkezi (EÇEM)
Özye¤in Üniversitesi Enerji, Çevre ve
Ekonomi Merkezi (EÇEM), 2009 y›l›nda
Prof. Dr. M. P›nar Mengüç’ün Akademik
Direktörlü¤ü’nde kuruldu. EÇEM, enerji,
çevre ve ekonomi konular›n› bütüncül
bir yaklafl›mla ele alan Türkiye’de kurulmufl ilk araflt›rma merkezi olma özelli¤ini tafl›yor. EÇEM üç ana konuya odaklanacak: 1) Yenilenebilir enerji kaynaklar›
konusunda yürütece¤imiz nano ve mikro boyuttaki mühendislik çal›flmalar›; 2)
endüstride enerjinin en üst düzeyde tasarruflu kullan›m›n› amaçlayan ›fl›n›mla
›s› aktar›m› prensiplerinin mühendislik
tasar›m› ve uygulamalar›nda etkin kullan›m›na dönük araflt›rma ve uygulamalar ve 3) ‹stanbul gibi dinamik kentlerde
sürdürülebilir yaflam ile ilgili konular›
38
KASIM 2010 / EKOIQ
ele alacak ve iklim de¤iflikliklerinin gelecekteki enerji kullan›m› ve üretimini,
çevresel ve ekonomik faktörler aç›s›ndan etkilerini inceleyecek kentsel çözümler alan›ndaki çal›flmalar.
EÇEM ilk olarak ‹stanbul’un iklim de¤iflikliklerinin etkilerini ciddi biçimde
hissedecek en büyük metropollerden biri olaca¤› öngörüsüyle S›f›r ‹stanbul
2050 ad› verilen girifliminde liderlik rolünü üstlendi. ‹stanbul'da bugünkü mevcut koflullar›n aynen devam edilece¤i
varsay›l›rsa ve büyüme oran› herhangi
bir plan ve kontrole tabi tutulmazsa,
flehrin neden olaca¤› iklimsel etkiler,
özellikle de dar bir Bo¤az ile Marmara
Denizi'nden Karadeniz'e uzand›¤› dinamik bir alan üzerinde yer ald›¤› düflünülürse, oldukça fliddetli olacak.
‹stanbul'da meydana gelebilecek
önemli bir de¤ifliklik, bütün bölgeyi ve
Avrupa’y› etkileyebilir. S›f›r ‹stanbul
2050 çal›fltaylar›nda, enerji ihtiyaçlar›ndaki ciddi art›fl›n olas› etkilerini ve bunun yerel ve küresel iklim de¤ifliklikleri,
kirlilik ve kentsel büyüme üzerindeki so-
nuçlar›n› ve böyle bir de¤iflikli¤in neden
olaca¤› sosyal problemler konunun paydafllar›n›n kat›l›m›yla ele al›n›yor. S›f›r
‹stanbul 2050 çal›fltaylar›n›n, do¤ru
stratejiyi de¤erlendirebilmek için bütün
paydafllar› bir araya getirecek bir köprü
görevi görmesi hedefleniyor.
‹lki 2010 May›s ay›nda, üniversiteler
ve ifl dünyas›n›n kat›l›m›yla düzenlenen
S›f›r ‹stanbul 2050 çal›fltay› önümüzdeki
aylarda düzenlenmeye devam edecek.
Sektörlere Sürdürülebilirlik E¤itimleri
Enerji, çevre ve ekonomi konular›n›n beraber ifllendi¤i bir ortam haz›rlanmas› ve
sunulmas› aç›s›ndan EÇEM’in Özye¤in
Üniversitesi’ndeki rolü oldukça önemli.
EÇEM yeflil ifl sektörlerinde etkin rol alacak mühendislerin ve iflletme mezunlar›n›n Özye¤in bünyesinde e¤itimlerine
katk›da bulunacak bir dizi seminerler
düzenlemeyi amaçl›yor. Ayr›ca yak›n zamanda de¤iflik sektörlere sürdürülebilirlik üzerine e¤itimler vermeyi ve Yeflil
Sertifika ile kat›l›mc›lar›n çabalar›n› de¤erlendirmeyi hedefliyoruz. m
y universite
10/27/10
3:33 PM
Page 39
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 40
Söylefli
BM Kalk›nma Program› Yöneticisi
Hans›n Do¤an:
“Global
Compact,
Uzun Bir
Seyahat”
40
KASIM 2010 / EKOIQ
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 41
2000 y›l›nda Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’›n
giriflimiyle bafllat›lan Global Compact (Küresel ‹lkeler
Sözleflmesi-K‹S), firmalar›n kamuoyuna verdi¤i en sa¤lam
taahhütlerden biri olarak kabul ediliyor. BM Kalk›nma Program›
‹stanbul Yöneticisi Hans›n Do¤an, K‹S metnini imzalayan Türkiyeli
firmalar›n say›s›n›n 200’ü geçti¤ini anlat›yor. Ancak raporlama yapan
firmalar›n say›s›n›n 59 olmas›, Türk flirketlerinin bu sürece hâlâ
yeterince haz›r olmad›¤›n›n iflareti…
Söylefli: Balkan TALU Foto¤raflar: Erhan ARIK
EKOIQ / KASIM 2010
41
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 42
Söylefli
Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global
Compact) hakk›nda okurlar›m›za k› sa bir bilgi verebilir misiniz?
2000 y›l›nda bafllam›fl bir giriflim. ‹lk
amac› flirketlerin daha sorumlu davranmalar›n› sa¤lamakt›. ‹kinci amaç
da BM ve özel sektör aras›ndaki iliflkileri düzenlemekti. Kofi Annan’›n
özel giriflimiyle kuruldu. Çal›flma
flartlar›, çevre, yolsuzlukla mücadele, insan haklar› üst bafll›klar›n› içeren 10 temel ilke var. Bunun alt›na
imza atan kurulufllar her y›l faaliyetlerini raporluyor. E¤er bunu yapamazlarsa sözleflme kapsam›ndan ç›kar›l›yorlar. Küresel ‹lkeler Sözleflmesinin (K‹S) flirketlere sa¤lad›¤›
baz› avantajlar var. Bu yüzden dünyada 8 binden fazla flirket bu sözleflmeye imza att›.
Nedir bu avantajlar?
‹lk olarak kurumsal sosyal sorumlukla ilgili dünyadaki ilk ve en büyük
platform olma özelli¤i tafl›yor. Bu
platformda di¤er flirketlerle etkileflim içine giriyorlar. Zirveler, toplant›lar yap›l›yor. Örne¤in üç y›lda bir
yap›lan CEO’lar›n bir araya geldi¤i Liderler Zirvesi bu y›l Haziran ay›nda
yap›ld›. Türkiye’den epey bir kat›l›m
oldu. Toplamda 1200 yönetici vard›.
Yoksullukla mücadele, çevre ve iklim
de¤iflikli¤iyle ilgili konular ve etkileflim içindeki flirketlerin sürdürülebilirli¤i nas›l devam ettirebilecekleri
konufluldu. Sonuçta flirketler sürdürülebilirli¤i sa¤lamak için eninde sonunda refah› art›r›c› ad›mlar atmak
zorundalar. Eninde sonunda iklim de¤iflikli¤ine yönelik tedbir almak zorundalar. Çevre tahrip edilirse, kaynaklar tükenirse, yoksulluk artarsa
tüketim azalaca¤› için bu flirketlerin
varl›k sebebi de ortadan kalkar. fiirketler bu platformda hem kendi aralar›nda hem de hükümet ve STK’larla
tart›fl›yorlar. Ayr›ca K‹S Ofisi taraf›n42
KASIM 2010 / EKOIQ
“fiirketler iklim de¤iflikli¤i ile ilgili eninde sonunda tedbir
almak zorundalar. Çevre tahrip edilirse, kaynaklar
tükenirse, yoksulluk artarsa tüketim azalaca¤› için bu
flirketlerin varl›k sebebi de ortadan kalkar.”
dan yay›nlanan araflt›rma, rapor ve
e¤itim çal›flmalar› var. Bunlar kurulufllar için yol gösterici olabiliyor. En
son uluslararas› dan›flmanl›k flirketi
Accenture taraf›ndan yay›nlanan bir
araflt›rma var. 780 CEO ile bir anket
çal›flmas› yapm›fl. Pozisyonu nedir,
vizyonu nedir, kendi flirketlerini ne
kadar kritik görüyorlar gibi sorulara
cevap aran›yor.
fiu ana kadar yap›lan anlaflmalar çer çevesinde Birleflmifl Milletlerin Biny›l
Kalk›nma Hedefleri (Millenium Deve -
lopment Goals-MDG) ne kadar tuttu rulabildi?
K‹S’in amaçlar›ndan biri de bu zaten.
Bir yandan kurumlar›n kendine çekidüzen vermelerini sa¤lamaya çal›fl›rken bir yandan da toplum ve çevreyle etkileflimlerini gelifltirmek için
çaba sarfediyoruz. Kalk›nma hedeflerine ulaflmak için flirketlerin BM,
STK’lar ve devletle iflbirli¤ine girme
ça¤r›s› yap›l›yor. fiirketlerin tek bafl›na kalk›nma hedeflerine ulaflmada bir
etkide bulunmas› beklenmiyor. Eskiden bu konularda sorumluluk devlete
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 43
ait olarak kabul edilirdi. Halbuki devletin böyle bir ifli kotarmak için yeterli
kayna¤› ve bilgisi yok; yeterli etki alan›na sahip de¤il. ‹flbirli¤ini sa¤lamak
gerekiyordu. MDG hedefleri zamana
ba¤l› hedefler. Her devletin öncelikleri
farkl›. Türkiye öncelik olarak önüne
yoksullukla mücadeleyi koydu. Hedeflere ciddi anlamda ulafl›ld›. Devlet bu
konuda ç›tay› yükseltti. Sözleflmede
HIV AIDS ile ilgili de madde var ama bu
Türkiye’nin öncelik s›ralamas›nda çok
da üstte de¤il. En son Google Maps ve
UNDP anlaflt›, mdgmonitor.org ad›yla
bir site oluflturuldu. Art›k Google Map
üzerinden ülkelerin durumunu takip
etmek mümkün. fiu anda 2015 hedeflerine tam olarak ulaflmak mümkün
görünmüyor zaten bence çok fazla iddial›yd› ama gene de MDG’nin devletler üzerinde bir etkisi oldu. Bir hedefe
yönelme, projelendirme, zamana ba¤l›
hareket etme, kaynak ay›rma, raporlama yapma gibi etkileri oldu. En
önemlisi raporlama. Toplanan raporlarla bir bilgi birikimi olufluyor. Ölçümleme yap›labiliyor.
Belki 2015’ten sonra bir ikinci faz
aç›labilir. Global Compact’›n bu konudaki etkisini ölçmek zor ama flu
anda 8 bin küsur firma taahhüt alt›na
girmifl durumda. Bir fley yapt›klar›
zaman raporluyorlar. Bu raporlar gayet fleffaf. Kurumlar›n web sitelerinden de indirilebiliyor. Firmalar daha
önce de raporlamalar yap›yordu. Hissedarlar ve finansörler için raporlar
haz›rlan›yordu. Biz bunu alt kattakilerin de görebilmesini sa¤l›yoruz. Raporlama yap›ld›¤›nda çeflitli gruplar
flirketlerin ne yap›p ne yapmad›¤›n›,
daha fazla neler yap›labilece¤ini görüyorlar. Baz› flirketlerin raporlar›
çok c›l›z oluyor. Anlafl›l›yor ki o flirketler pek bir fley yapmam›fl.
K‹S baya¤› iddial› ve kapsaml› bir me tin. Genel olarak, dünyada ve Türki -
10 Küresel ‹lke
‹nsan Haklar›
1 ‹fl dünyas›, ilan edilmifl insan
haklar›n› desteklemeli ve bu haklara
sayg› duymal›
2 ‹fl dünyas›, insan haklar› ihlallerinin
suç orta¤› olmamal›
Tüm dünyada 8 binden fazla flirketin
imzalad›¤› Küresel ‹lkeler Sözleflmesi,
2000 y›l›nda, dönemin Birleflmifl Milletler
Sekreteri Kofi Annan’›n giriflimleriyle
oluflturuldu.
Çal›flma Standartlar›
3 ‹fl dünyas›, çal›flanlar›n
sendikalaflma ve toplu sözleflme
özgürlü¤ünü desteklemeli
4 Zorla ve zorunlu iflçi çal›flt›rma
uygulamas›na son verilmeli
5 Her türlü çocuk iflçi çal›flt›r›lmas›na
son verilmeli
6 ‹fle al›m ve ifle yerlefltirmede
ayr›mc›l›¤a son verilmeli
Çevre
7 ‹fl dünyas›, çevre sorunlar›na karfl›
ihtiyati yaklafl›mlar› desteklemeli
8 Çevresel sorumlulu¤u art›racak her
türlü faaliyete ve olufluma destek
vermeli
9 Çevre dostu teknolojilerin
geliflmesini ve yayg›nlaflmas›n›
desteklemeli
Yolsuzlukla Mücadele
10 ‹fl dünyas›, rüflvet ve haraç dahil
her türlü yolsuzlukla savaflmal›
ye’de bu anlaflmay› imzalayan kuru lufllar bu standartlara gerçek anlam da ne kadar uyuyorlar?
Global Compact’› biz bir seyahat olarak görüyoruz. Bu yolculuk da bir son
dura¤a ulafl›p bitmiyor. Herhangi bir
flirketin “Benden art›k bu kadar” deme flans› yok. Baz› flirketler yolun bafl›nda, baz›lar› epey ilerledi. Örne¤in
yak›n zamanda Pirelli yöneticileriyle
tan›flt›m. Pirelli yo¤un bir flekilde tedarikçileriyle beraber çal›fl›p koflullar› iyilefltirmeye çal›fl›yor. 200 kiflilik
kurumsal sosyal sorumluluk ekipleri
olan flirketler var.
Çin, Hindistan gibi ülkelere da¤›l›p
koflullar› denetliyorlar. “Benim flirke-
timde her fley mükemmel” demekle ifl
bitmiyor. fiirketler sadece kendi içlerindeki mekanizmay› denetlemiyorlar. ‹fl iliflkisi içinde oldu¤un di¤er kurulufllar› da takip etmek zorundas›n.
Tedarikçilerin durumu genel olarak
daha kötü.
Tedarik zinciri çok önemli bir sorun.
fiirketler tedarik zincirlerini sürdürü lebilir hale getirmeye her zaman ikna
olmayabiliyor.
Özellikle ‹ngiltere, Hollanda, ‹sveç ve
Norveç gibi ülkelerde çok önemli
ad›mlar at›ld›. Önce iflçilerinin çal›flma flartlar›n› düzelttiler. Müflterilerine yönelik sa¤l›k ve hijyenle ilgili cidEKOIQ / KASIM 2010
43
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 44
Söylefli
di tedbirler alm›fllar. fiu anda Çin’deki
tedarikçilerine kadar sorgulay›p denetliyorlar. At›klardan geridönüflüm
yap›l›yor mu? Suyu nas›l kullan›yorlar? Art›k bunlara bak›l›yor. Kuzey
Amerika’da da böyle firmalar var.
Türkiye’de bu ortam çok h›zl› ilerliyor. Avantaj› Avrupa’yla yo¤un iliflkileri olmas›. Avrupal› al›c›dan o bask›
geliyor. Önüne istedi¤i standartlar›
koyuyor. “Kendini belgelendir, sertifikasyonu tamamla” diyorlar. O al›c›ya mal satmak isteyen dükkân›n› kapatmamak için bu de¤ifliklikleri yapmak zorunda kal›yor. Hele ki baz› endüstrilerde fiyat avantaj›m›z›n olmad›¤› da düflünülürse bunun kaç›n›lmaz bir yol oldu¤unu görebiliriz. Ma-
dem fiyat› düflüremiyorsun, bari sorumlu flirketlerin dikkatini çekecek
flekilde kaliteli ve sorumlu iflletme ol,
deniyor.
Türkiye’de bu normlar ne kadar benimsenmifl, içsellefltirilmifl durumda?
Global Compact’›n hedeflerinden biri
de her flirketin bu kurallar› içsellefltirmesi zaten. Bunu ne kadar yapabildikleri, yolculu¤a nereden bafllad›klar›na göre de¤ifliyor. Her flirketin faaliyet alan› ve co¤rafyas› baflka. Çevreye yapt›¤› bask› baflka, tüketiciyle
olan iliflkisi baflka. Biz bir yandan da
özel sektör ölçe¤inde bakabilmek için
bir çaba içine girdik. Türkiye’de Global Compact Türkiye temsilcisi Y›l-
“Do¤rudan müflteriye sat›fl yapan KOB‹’leri de tüketicilerin
yönlendirmesi laz›m. Türkiye’de tüketici bilinci çok zay›f.
Ucuz olsun da ne olursa olsun diyor”
‹mzalamak Kolay da…
maz Argüden’in bafllatt›¤› bir hareket
var. Sektörel çal›flma gruplar› oluflturuluyor. Otomotiv ve ilaç sektörüyle
ilgili bir çal›flma yap›ld›. Bu sayede
sektörel bazda koflullar ve ihtiyaçlar
anlafl›lmaya çal›fl›l›yor.
K‹S’lere imza atma konusunda Türki ye’deki son durum nedir?
Türkiye’de 2009’dan beri 207 imzac›
flirket var. Tabii, bu bir fley ifade etmiyor çünkü bunlar›n yaklafl›k 60 tanesi
raporlamay› ya kesmifl ya da hiç yapmam›fl. Aktif üye olup raporlama yapmayanlar üyelikten ç›kar›l›yor. Sonuçta K‹S, gönüllülük esas›na dayan›yor ama gene de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, bir ceza de¤ilse
de, bir yapt›r›m uygulamak gerekiyor.
Rapor, bir gözetim mekanizmas› ayn›
zamanda. E¤er imzac›lar› takip edemezseniz K‹S de elefltirilere aç›k hale
gelir. “Bu kadar kurulufla imza att›r›yorsunuz, do¤ruyu yanl›fl› nas›l ay›rt
ediyorsunuz” derler. Bu yüzden raporlamada bir tarih s›n›r› koyduk.
‹mzac›lar›n ne kadar› raporlama ya p›yor?
2009 y›l›nda raporlama yapan flirket
say›s› 59’du. Argüden’in ekibi sektörel bazda araflt›rma yap›nca raporlamada dramatik bir art›fl görüldü. Mesela ilaç ve otomotiv sektörü toptan
imza att›.
Yeflil: Aktif Üyeler K›rm›z›: Raporlayan Üyeler Mavi: ‹lk ‹mzalayan Kurulufllar
Küresel ‹lkeler Sözleflmesine imza
atan 200’den fazla kurulufl olmas›na
ra¤men bu kurulufllardan sadece
59’u raporlama yapm›fl durumda.
Global Compact Türkiye temsilcisi
44
KASIM 2010 / EKOIQ
Y›lmaz Argüden yönetimindeki bir
ekibin sektörel bazda yapt›¤›
çal›flmalardan sonra raporlama yapan
kurulufllar›n say›s›nda dramatik bir
art›fl yafland›.
Peki, imzac›larla raporlayanlar ara s›nda neden bu kadar fazla fark var?
fiirketler rapor yazmay› bilmiyor. Bununla ilgili verilen e¤itimler, bu ifli
yapan dan›flmanl›k flirketleri, dernekler var. Global Reporting Initiative’in (GRI) Baflkan› özel olarak ça¤›r›ld›, flirketlere e¤itim verildi vs. ama
birçok flirket y›lsonu geldi¤inde ne
yazacaklar›n› hâlâ bilmiyor. Biz bu
yüzden firmalara diyoruz ki, “Bafltan
sisteminizi kurun, neye imza ataca¤›-
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 45
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 46
Söylefli
“fiirketler rapor yazmay› bilmiyor.
Bunla ilgili verilen e¤itimler,
bu ifli yapan dan›flmanl›k
flirketleri, dernekler var. Global
Reporting Initiative’in (GRI)
Baflkan› özel olarak ça¤›r›ld› ama
birçok flirket y›lsonu geldi¤inde
ne yazacaklar›n›, ne
anlatacaklar›n› hâlâ bilmiyor.”
n›z› iyi bilin”. Gerekiyorsa eleman›n›z› yetifltirin. Ondan sonra taahhüt alt›na girin. Bu durum flirketlerin itibar›n› da zedeliyor. Düflünün, önce ortaya ç›k›yorsunuz, taahhüt alt›na giriyorsunuz. Sonra siliniyorsunuz. Bu
yüzden bize ne yapt›¤›n› bilen lokomotif bir grup laz›m. Bu tarz öncü flirketler de yavafl yavafl ortaya ç›k›yor.
Koç, Sabanc›, Do¤ufl, Borusan ve Eczac›bafl› gibi holdingler ölçü olmaya
bafllad›. Mesela Koç Holding’in imza
atmas›, taahhütlerinin bünyesindeki
117 firmay› birden kapsamas› anlam›na geliyor.
Amsterdam’daki son GRI Konferan s›nda sürdürülebilirlik raporunun zo runlu tutulmas› tart›fl›ld›. Bu konuda
ne düflünüyorsunuz?
Böyle bir fleyi ancak devlet yapabilir
ama bu, iflin ruhuna ters. Kurumsal
Sosyal Sorumluluk, zorunlulu¤un
46
KASIM 2010 / EKOIQ
ötesinde yap›lan bir fley. Vergilerimizin karfl›l›¤›nda talep edebilece¤imiz
bir fley de¤il. Ayr›ca, e¤er sürdürülebilirlik raporlar› zorunlu hale gelirse,
flirketlerin bu konuda bo¤az› s›k›l›rsa
bu sefer firmalar kendilerine yan yollar arar ve mesela Greenwash yapan
flirket say›s› da artar.
KOB‹’lerin yeni standart ve trendlere
a y a k u y d u r m a s › n›n h e p d a h a z o r
oldu¤u b i l i n i y o r . T ü r k i y e l i K O B ‹ ’ l e r i n
bu konudaki performans› nas›l?
Türkiye’de mecburen KOB‹’lere ulaflmak laz›m çünkü Türk ekonomisinin
yüzde 99’unu KOB‹’ler oluflturuyor.
Büyük firmalar›n tedarikçileri de KOB‹’ler. KOB‹’lere bu iflten para kazanabileceklerinin anlat›lmas› laz›m.
Bunu anlatabilecek kurumlar ise büyük firmalar. Mesela Apple, bilgisayar donan›m› alan di¤er firmalar›n
birkaç yüz bin çal›flan›na e¤itim ver-
di. Böylece Apple rahatl›kla “Biz en
çevre dostu bilgisayar firmas›y›z” diyebiliyor. E¤itimin maliyetini de Apple üstleniyor, hatta e¤itimciyi de Apple gönderiyor. Do¤rudan müflteriye
sat›fl yapan KOB‹’leri de tüketicilerin
yönlendirmesi laz›m. Türkiye’de tüketici bilinci çok zay›f. Ucuz olsun da
ne olursa olsun diyor. Halbuki arz talep iliflkisi çerçevesinde belki de çevreye duyarl› mallar daha çok tüketildikçe o mal›n fiyatlar› da düflebilir.
Avrupa tüketicisi bu anlamda daha
bilinçli. Avrupal› tüketicilerinin yüzde 67’si pahal› olsa bile çevre dostu
ürünü tercih ediyor. Bu a盤› kapamak için kamuya çok ifl düflüyor.
Öbür türlü yerel üreticiler bu bofllu¤u
suiistimal ediyor. Mallar›n›z Avrupa’da, Rusya’da kabul edilmiyor ama
iç pazarda sat›l›yor. Tüketici de bu
durumu 0-2 yafl grubu çocu¤u varsa
umursuyor. Sonra gene unutuyor. m
hansin dogan
10/27/10
3:47 PM
Page 47
upm
10/27/10
3:50 PM
Page 48
Yeflil Sektörler
Biyoçeflitlilik,
Ormanlar, iklim istikrar›
aç›s›ndan son derece
kritik bir gelece¤e sahip
olan dünyan›n en büyük
karbon tutaklar›. Ama
bunun ne kadar
fark›nday›z? Allahtan
sürdürülebilir ormanc›l›k
çal›flmalar›na son h›z
devam eden firmalar da
var. Finlandiya kökenli,
dünyan›n 15 ülkesinde
faaliyet gösteren
uluslararas› bir flirket olan
UPM, efli benzeri
olmayan bir global
biyoçeflitlilik program›yla,
orman biyoçeflitlili¤ini
korumay› ve art›rmay›,
etkin odun üretimi
sa¤lamay› ve
sürdürülebilir ormanc›l›k
alan›nda en iyi
uygulamalar› teflvik etmeyi
hedefliyor.
*Bu yaz›, UPM’nin The Griffin
dergisinden çevrilmifltir.
48
KASIM 2010 / EKOIQ
Ormanlar›
Nas›l Etkiler?
B
iyoçeflitlilik, en basit tan›mla, bizim ve genel olarak gezegenimizin dört
bir yan›ndaki yaflam›n çeflitlili¤ini ifade etmek için kullan›l›yor. Ancak insanlar aç›s›ndan tafl›d›¤› yaflamsal önemi kavramak, pek çok kifli için temiz havan›n ya da suyun de¤erini görmek kadar kolay de¤il. Gerçekten de, nesli
tükenmekte olan, i¤ne bafl›ndan küçük ve telaffuz edilmesi bile zor bir bilimsel
isim tafl›yan garip bir böce¤in yaflam›m›z üzerinde nas›l bir etkisi olabilir ki?
UPM Sürdürülebilir Ormanc›l›k Direktörü Timo Lehesvirta, “Sorumlulu¤un
özü de zaten bu; yapt›¤›n›z fleyin an›nda sa¤layaca¤› kiflisel fayday› düflünmeden
bir türü korumak gerekiyor” diyor. Yapt›¤› ifli “Biofore” yani “Biyolojik Ormanc›l›k” olarak tan›mlayan UPM, yeni orman endüstrisi ve ürünleri hakk›nda mümkün oldu¤unca genifl kapsaml› düflünmek zorunda. Lehesvirta, “Biyoçeflitlili¤i
koruyarak flimdiki ve gelecek nesiller için ana faaliyet konumuz olan ifl alanlar›n› da korumufl oluyoruz” diye ekliyor.
Yerli A¤aç Türlerini Korumak
UPM, biyoçeflitlilik koruma program›n› uygulamaya 1990’l› y›llar›n sonunda Finlandiya’da bafllad› ve 2006 y›l›nda uluslararas› düzeye tafl›d›. fiirketin vizyonunu
belirleyen unsur, her fleyin ötesinde, operasyonlar›n› iyilefltirme ve gelifltirme
arzusu idi. Öte yandan, orman kullan›m›n›n etkileri konusunda paydafllar›n tafl›d›klar› kayg› da önemli bir faktör oldu. Lehesvirta, “STK’lar kendi üstlerine düfleni yap›yorlar; biz de bu alanda gerçek bir öncü olmak ve çevre tart›flmalar›na
bilgi birikimimizle katk›da bulunmak istiyoruz” diyor.
Biyoçeflitlilik program›, alt› ana alana odaklan›yor: Yerli a¤aç türleri, kuru a¤açlar, de¤erli yaflam ortamlar›, orman yap›s›, su kaynaklar› ve do¤al ormanlar. “Bu ana
alanlara yönelik hedeflerimizle, ister yerli türlere dayal› ormanlar olsun, isterse
plantasyon ormanlar olsun, her yerde faaliyet gösterebiliyoruz” diyor Lehesvirta.
upm
10/27/10
3:50 PM
Page 49
“Türler kendi aralar›nda rekabet ettiklerinde, hastal›klar ve
zararl› böcekler, tek tür çeflitlili¤ine sahip monokültür
ormanlara k›yasla daha az etkili oluyor.”
EKOIQ / KASIM 2010
49
upm
10/27/10
3:50 PM
Page 50
Yeflil Sektörler
Biyoçeflitlilik Proje Örnekleri
Finlandiya’da Buzultafllar
Buzultafl, Avrupa ve Kuzey
Amerika’da daha önce buzlarla
kapl› olan bölgelerde görülen,
buzullar›n b›rakt›¤› kum ve çak›ldan
oluflan helezonik tepe anlam›na
geliyor. Baz› özel buzultafl türleri,
s›cak ortamlara ba¤›ml› oluyor ve
a¤aç tepelerinin yaratt›¤› gölgeye
dayanam›yor. UPM, a¤açlar›n
neden oldu¤u gölgeyi minimum
seviyeye indirmek amac›yla, a¤aç
say›s› azalt›lm›fl ve dolay›s›yla daha
s›cak buzultafl yaflam alanlar›
yaratmak üzere belli noktalarda
a¤açlar› kesiyor.
Wales’te Ormangülü
Yay›lmac› bir tür olan ormangülü
(Rhododendron ponticum)
‹ngiltere’de yerli orman alanlar›n›n
karfl› karfl›ya bulundu¤u en büyük
50
KASIM 2010 / EKOIQ
tehditlerden birini oluflturuyor.
Ormangülünün temizlenmesi,
hayvanlar ve bitkilerin bulundu¤u
yerli orman alanlar›n›n
restorasyonunu teflvik ediyor,
orman alanlar›nda topra¤›n
durumunu iyilefltiriyor ve orman
alan›ndaki do¤al ekolojik süreçlerin
ifllemesini sa¤l›yor.
‹ngiltere’de Orman Tavu¤u
Son y›llarda ‹ngiltere’deki orman
tavuklar›n›n (Tetrao tetrix) say›s›
h›zla düfltü. “K›rm›z› listede” yer alan
bu kufl türüne yönelik olarak
‹ngiltere’de bir Biyoçeflitlilik Hareket
Plan› gelifltirildi. Dört bölgede
sürdürülen orman tavu¤unu
kurtarma projeleri, lokal üreme
nüfusunu yükseltmeyi ve orman
tavuklar›n›n say›s›n› yüzde 10
art›rmay› hedefliyor.
Biyoçeflitlilik Sa¤l›kl› Ormanlar Yarat›yor
Finlandiya’da ormanc›l›k, ülkede buzul ça¤›ndan günümüze kadar hâkim olan yerli
a¤aç türlerine dayan›yor. Ancak di¤er uçta,
örne¤in ‹ngiltere’de, egzotik Sitka ladini
ekilmesiyle oluflturulmufl ormanl›k alanlar
bulunuyor. Burada UPM’nin hedefi, flirketin
ormanlar›n› yeniden, özellikle nehir vadisindeki yaflam alanlar›nda yetiflen ve yüzy›llar önce nesli tükenen genifl yaprakl› yerli a¤açlardan ve bodur a¤aç türlerinden
oluflturmak.
Yerli a¤aç türleri, di¤er pek çok do¤al türün ba¤›ml› oldu¤u “temel türler” olarak kabul ediliyor. Program, Finlandiya’da, yerli
türler konusunda, ticari ormanc›l›k nedeniyle bir kenara itilen, baflta hufl a¤ac› olmak
üzere tüm genifl yaprakl›lar› ladin a¤›rl›kl›
ormanlara yeniden kazand›rmay› hedefliyor.
De¤iflim büyük ve ormanl›k alanlar üzerinde
önemli bir etkiye sahip bulunuyor. Biyoçeflitlili¤in bir di¤er anahtar türü ise Aspen. Bu türün örnekleri, günümüzde, genetik ak›fl›n
upm
10/27/10
3:50 PM
Page 51
sa¤lanmas› için hasat esnas›nda rezerv a¤açlar olarak kesilmeden b›rak›l›yor.
Karma türlerden oluflan ormanlar da odun
üretiminde de¤er tafl›yor. Örne¤in ladin, daha iyi besleniyor ve hufl a¤ac› kök mantarlar›ndan do¤rudan faydalan›yor. Lehesvirta’ya
göre biyoçeflitlilik, orman sa¤l›¤›na olumlu
katk›da bulunuyor ve ormanlar›n iklim de¤iflikli¤ine uyum göstermesine yard›mc› oluyor: “Türler kendi aralar›nda rekabet ettiklerinde, hastal›klar ve zararl› böcekler, tek tür
çeflitlili¤ine sahip monokültür ormanlara k›yasla daha az etkili oluyor.”
Tek Bir Türü Geri Kazanmak
UPM, Finlandiya, ‹ngiltere, ABD, Rusya ve
Uruguay’da toplam olarak yaklafl›k 2,5 mil-
yon hektarl›k orman alan›n›n sahibi ya da iflletmecisi. Biyoçeflitlili¤i teflvik etme hedefi
tüm dünyada ortak olsa da, bunu baflarma
yöntem ve araçlar› ülkeden ülkeye de¤ifliyor.
Program, Uruguay hariç bu ülkelerin her
birinde uygulanma aflamas›nda bulunuyor.
Uruguay’da ise içinde bulundu¤umuz y›l boyunca flirketin plantasyon ormanlar›nda uygulanacak. Lehesvirta, Uruguay’da ya¤mur
orman› bulunmad›¤›n›, dolay›s›yla bu tür ormanlara yönelik herhangi bir riskin ya da plan›n söz konusu olmad›¤›n›, asl›nda ülkedeki
tüm do¤al ormanlar›n korundu¤unu da belirtiyor. UPM, yaln›zca biyoçeflitlilik program›
kapsam›nda yer alan plantasyon ormanlarla
ilgileniyor. Buna ek olarak, ülkedeki kamuya
ait tüm do¤al ormanlar korunuyor.
Nesli tükenmekte olan,
i¤ne bafl›ndan küçük ve
telaffuz edilmesi bile zor
bir bilimsel isim tafl›yan
garip bir böce¤in
yaflam›m›z üzerinde nas›l
bir etkisi olabilir ki?
Karma türlerden oluflan ormanlar da
odun üretiminde de¤er tafl›yor.
Örne¤in ladin, daha iyi besleniyor,
hufl a¤ac› ise kök mantarlar›ndan
do¤rudan faydalan›yor.
EKOIQ / KASIM 2010
51
upm
10/27/10
3:50 PM
Page 52
Yeflil Sektörler
Biyo ve orman sanayi
entegrasyonunun yeni,
sürdürülebilir ve
inovasyona dayal› bir
gelece¤e tafl›nmas›na
liderlik eden UPM, ifl
alan›n› üç ana birim
üzerinden yürütüyor: Enerji
ve Selüloz, Ka¤›t ve
Tasarlanm›fl Ürünler.
Yaklafl›k 23 bin çal›flana
sahip olan grup, 15
ülkede üretim yap›yor.
www.upmbiofore.com ve
www.upm.com
Tek bir türün baflar›yla geri
kazan›ld›¤›n› görmek bile y›llar,
bazen nesiller alabiliyor.
Yine de araflt›rma projeleri,
flimdiden çok k›sa sürede cesaret
verici sonuçlar elde etmifl
bulunuyor.
52
KASIM 2010 / EKOIQ
UPM, ticari olarak yönetilen ormanlarda
biyoçeflitlili¤in teflvik edilmesine yönelik
yöntemler gelifltirmeyi hedefleyen çeflitli
araflt›rma projeleri de yürütüyor. Bu çal›flmalar, yavafl ilerleyebiliyor; baflka bir deyiflle, tek bir türün baflar›yla geri kazan›ld›¤›n›
görmek bile y›llar, bazen nesiller alabiliyor.
Yine de araflt›rma projeleri, flimdiden çok
k›sa sürede cesaret verici sonuçlar elde etmifl bulunuyor.
Lehesvirta, örnek olarak UPM’nin kontrollü yakma projesinden bahsediyor. Bu
projeyle, orman planl› ve kontrollü bir biçimde yak›larak yaflam alanlar› eski haline
getiriliyor ve yeniden yarat›l›yor: “Baz› böcek türleri, yakma ifllemi esnas›nda dahi orman örtüsünü aflarcas›na v›z›ldamaya bafll›yor ve türlerin tepki süresinin birkaç saat
kadar k›sa olabildi¤ini gösteriyor.”
Araflt›rmaya ek olarak, program, biyoçeflitlili¤i izlemeye, e¤itime, paydafl dayan›flmas›na ve iletiflime de odaklan›yor. Lehesvirta, “‹zleme, sürekli olarak yap›l›yor ve bu, bize a¤aç türlerinin oran›, kuru a¤aç miktar›,
hatta bireysel tür oluflumlar› hakk›nda de¤erli bilgiler veriyor. Yine de daha etkili bir
global izleme sistemi üzerinde çal›flmaya devam ediyoruz” diyor. m
upm
10/27/10
3:50 PM
Page 53
www.msgenerji.com
embarq
10/27/10
3:53 PM
Page 54
Ulafl›m
EMBARQ-SUM
Türkiye Direktörü
Sibel Bülay:
“Sürdürülebilir
Ulafl›m
Mümkün”
Karbon emisyonlar›n›n en büyük
kaynaklar›ndan biri olan ulafl›ma
sürdürülebilir çözümler bulmak mümkün
mü? Dünya Kaynaklar› Enstitüsüne
(World Resource Institute) ba¤l›
Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi-Türkiye
Direktörü Sibel Bülay, ‹stanbul, Antalya,
Adapazar› ve Kocaeli’de belediyelerle
birlikte yürüttükleri çal›flmalar hakk›nda
EKOIQ’ya bilgi verdi. Emisyon
envanterlerinden bisiklet yollar›na,
otobüslere tak›lan filtrelerden trafik
sinyalizasyonlar›na ve metrobüs hatlar›na
kadar uzanan çal›flmalar, yeni kap›lar
açacak gibi…
54
KASIM 2010 / EKOIQ
EMBARQ projesiyle ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz?
ABD’nin Washington DC kentinde 2002 y›l›nda kurulan EMBARQ-Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi, kâr amac› gütmeyen
bir araflt›rma ve uygulama enstitüsüdür. Dünya Kaynaklar›
Enstitüsü’ne (WRI) ba¤l› olarak çal›flan EMBARQ A¤›, flu anda Türkiye, Meksika, Brezilya, Hindistan ve Peru olmak üzere toplam befl merkezde çal›flmalar sürdürüyor. Ana hedefiyse çevre ve insan sa¤l›¤›n› tehdit eden ve küresel ›s›nmay› tetikleyen ulafl›m kaynakl› emisyonlar›n azalt›lmas›, ulafl›m›n
yaflam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi.
Bu amaçla kentiçi ulafl›m sorunlar›na sürdürülebilir çözümler gelifltirmeye ve insan odakl› ulafl›m proje ve politikalar›
üretmeye çal›fl›yor.
Türkiye’de SUM (Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi-Türkiye)
ad›yla çal›fl›yorsunuz. Bu konuda biraz bilgi alabilir miyiz?
Faaliyetlerine 2005 y›l›nda bafllayan EMBARQ-SUM Türkiye
ise kentiçi ulafl›m sorunlar›na çözümler üretmek ve bu çözüm-
embarq
10/27/10
3:53 PM
Page 55
lerin uygulanabilmesi için yerel idarelere gerekli destek ve kaynak sa¤lamak
için çal›flmalar sürdürüyor. SUM Türkiye’nin yetkinli¤i, Türkiye ve di¤er EMBARQ merkezlerindeki ekiplerin birden
fazla bilim dal›nda uzman olmas› ve de¤iflik sorunlara uygun çözümler üretebilmesinde yat›yor. Ulafl›m ve planlama
taraf›nda ulafl›m mühendisleri ve flehir
planlamac›lar› yer al›rken, projelerin
sürdürülebilirli¤i için çevre bilimleri
ekibimiz her aflamada di¤er uzmanlarla
birlikte çal›fl›yor.
Türkiye’de flimdiye kadar hangi projeler üzerinde çal›flt›n›z, çal›flmaya de vam ediyorsunuz?
‹lk çal›flt›¤›m›z il ‹stanbul oldu. 2006
y›l›nda EMBARQ-SUM Türkiye ve Çevre Koruma Daire Baflkanl›¤› flehirdeki
hava kirlili¤ini azaltmak için büyük bir
giriflim bafllatt›. Bu çok aflamal› projenin ilk ad›m› 2006 y›l› sonbahar›nda
gerçeklefltirilen emisyon envanteriydi. SUM-Türkiye ve ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi birlikte flehirdeki de¤iflik araç tiplerinden üç hafta boyunca
veri toplad› ve bu araçlardan ç›kan
emisyonlar›n hava kirlili¤ine olan katk›lar› ölçülerek ‹stanbul’da havay› en
çok kirleten araçlar tespit edildi.
Emisyon Envanterinin tamamlanmas›yla SUM-Türkiye, ‹stanbul yönetimine ulafl›m ve hava kirlili¤i aras›ndaki ba¤lant›y› kesin verilerle göstermifl oldu. Projede elde edilen bilgiler
SUM-Türkiye ve ‹BB’nin ulafl›m kaynakl› hava kirlili¤ini azaltmak amac›yla düflük maliyetli çözümler için çal›flmalar›n›n da bafllang›c› oldu.
Peki, en çarp›c› bulgu ne oldu bu çal›flmada?
Envanter çal›flmas› sonucunda, ‹stanbul’da hava kirlili¤ine neden olan partikül maddelerin yüzde 90’›n›n otobüslerden kaynakland›¤› tespit edildi. Bunun üzerine SUM ve ‹ETT, emisyonlar›
“Fatih Belediyesi’yle Tarihi
Yar›mada’da toplumun
kullan›m›na aç›k yaflam
alanlar›n›n planlanmas› ve
düzenlenmesini kapsayan bir
projeyi hayata geçirdik”
izlemek üzere Mart 2010’da bir pilot
proje bafllatt› ve Euro 3 kategorisindeki
iki otobüse dizel partikül filtreler (DPF)
ve veri kay›t sistemi yerlefltirildi.
ABD’de yerleflik emisyon test flirketi
ISSRC, yedi ‹ETT otobüsünde emisyon
testleri gerçeklefltirdi ve havayla tafl›nan partikül maddeler, karbondioksit,
karbonmonoksit, nitrojen dioksit ve
hidrokarbon emisyonlar› ölçüldü.
Filtrelerin ›s› ve bas›nç de¤iflimlerini izlemek için DPF filtreleriyle birlikte veri
kay›t sistemleri tak›ld›. Testler, DPF’lerin partikül madde emisyonunu yüzde
93, karbonmonoksit emisyonunu yüzde 83, toplam hidrokarbon emisyonlar›n› yüzde 92 azaltt›¤›n› ortaya koydu.
Çal›flman›n sonucunda yay›nlanan ra-
porun karfl›laflt›rmal› sonuçlar›n›
www.sumturkiye.org’da bulabilirsiniz.
EMBARQ olarak ‹stanbul’da baflka ça l›flmalar›n›z da oldu mu?
Evet, Fatih Belediyesi’yle Tarihi Yar›mada’da toplumun kullan›m›na aç›k
yaflam alanlar›n›n planlanmas› ve düzenlenmesini kapsayan bir projeyi hayata geçirdik. Proje Tarihi Yar›mada’da kamusal yaflam alanlar›n›n “insan odakl›” planlanmas›n› ve stratejik
önerilerle iyilefltirilmesini amaçl›yor.
EMBARQ Türkiye, Tarihi Yar›mada’da
gerçekleflecek proje için Danimarka’n›n Kopenhag flehrinde kurulu dünyan›n en tan›nm›fl flehir planlama kurulufllar›ndan Gehl Architects ile birlikte çal›fl›yor.
San›r›m bir çal›flman›z da Sakarya’da
gerçeklefltiriliyor…
SUM-Türkiye olarak, ulafl›mdan kaynaklanan emisyonlar› azaltma çal›flmalar› için Kas›m 2009’da Çevre Koruma Daire Baflkanl›¤› taraf›ndan SaEKOIQ / KASIM 2010
55
embarq
10/27/10
3:53 PM
Page 56
Ulafl›m
Kocaeli Büyükflehir Belediyesi Ulafl›m Dairesi yetkilileri ve otobüs kooperatif
temsilcilerinden oluflan grup, “Meksika modelini” inceledi ve Kocaeli’de trafik
s›k›fl›kl›¤›n›n ve emisyonlar›n azalt›lmas› için uygulanabilir oldu¤una karar verdi.
Sakarya’n›n Bisiklet Güzergâhlar› Haz›r
EMBARQ-SUM
Türkiye ekibi, bir
hafta boyunca
Sakarya Ulafl›m
Daire
Baflkanl›¤›’ndan
bir grup ile birlikte
flehrin çeflitli
noktalar›nda
bisiklet say›mlar›
gerçeklefltirdi.
Ayr›ca flehrin birçok yerinde bisiklet
kullan›c›lar›na yönelik 600’den fazla
anket yap›ld›. Bu araflt›rma ana
yollardaki bisiklet say›m›, bisiklet
kullan›c›lar›na yönelik araflt›rma ve
trafik kullan›m›n› saptamak üzere
kalk›fl-var›fl yeri çal›flmas›n› kapsad›.
Çal›flman›n sonuçlar› Ulafl›m Dairesi
56
KASIM 2010 / EKOIQ
Baflkanl›¤› ve
Sakarya Bisikletle
Bütünleflik Ulafl›m
Planlamas›
çal›fltay ekibiyle
paylafl›ld› ve pilot
bisiklet yolunun
geçece¤i olas›
hatlar belirlendi.
May›s 2010’dan
itibaren EMBARQSUM Türkiye, Ulaflt›rma Daire
Baflkanl›¤› ekibi ile I-CE liderli¤inde
bisikletle bütünleflik ulafl›m
planlamas› için üç çal›fltay daha
gerçeklefltirdi. Çal›fltaylar›n sonunda
Sakarya için bisiklet vizyonu
oluflturuldu ve pilot bisiklet
güzergâhlar› ile tasar›mlar› belirlendi.
karya’ya davet edildik. SUM-Türkiye’nin yapt›¤› incelemeler sonucunda
kentte bisiklet kullan›m›n›n yayg›n oldu¤u ve flehir merkezinde trafik yo¤unlu¤unu azaltmak için bisiklet altyap›s›n›n düzenlenmesi gereklili¤i ortaya ç›kt›. Bu kapsamda bisiklet altyap›s›n›n oluflturulmas› için Hollanda
merkezli “Interface for Cycling” adl›
STK’dan Tom Godefroij, Ocak 2010’da
Sakarya’y› ziyaret etti. Godefroij yetkililere sundu¤u detayl› çal›flma plan›nda Sakarya’n›n bisiklet altyap› çal›flmas›na uygun oldu¤unu ve yo¤un
bisiklet kullan›m talebinden dolay› bu
çal›flman›n en k›sa sürede yap›lmas›
gerekti¤ini belirtti. Ard›ndan Sakarya
Büyükflehir Belediyesi Genel Sekreter
Yard›mc›s› Metin Küçük ve Ulafl›m Dairesi Baflkan› Fatih Turan, SUM Türkiye’nin davetlisi olarak, Danimarka’n›n
embarq
10/27/10
3:53 PM
Page 57
Kopenhag ve ‹sveç’in Malmö flehirlerine ziyaretler yapt›lar. Ziyaretler s›ras›nda bu flehirlerdeki bisiklet ulafl›m›
ve yayalaflt›rma uygulamalar› yerinde
incelendi. ‹leri bir bisiklet altyap›s›na
sahip olan Malmö’nün co¤rafi özellikleri ve yüzölçümü Sakarya ile benzerlikler gösterdi¤inden, güvenli ve iyi
planlanm›fl bir bisiklet altyap›s›n›n
flehrin ulafl›m›na olan katk›s› gözlendi.
Antalya’da nas›l çal›flmaya bafllad›n›z?
Antalya Büyükflehir Belediyesi’nden
gelen talep üzerine, Antalya’ya ulafl›m
altyap›s› ve uygulamalar›n› gözlemlemek ve de¤erlendirmek için ulaflt›rma
yetkilileriyle toplant›lar gerçeklefltirdik. Bu toplant›larda, trafik sinyalizasyon çal›flmas› ve bisiklet altyap›s›n›n
gelifltirilmesi olmak üzere flehir için iki
öncelik saptand›.
Bunlardan birincisi kavflak sinyalizasyonlar›ndaki iyilefltirmelerdi. Özellikle flehir halk›n›n s›kl›kla flikâyette
bulundu¤u sorun olan kavflaklardaki
sinyalizasyon hatalar›ndan kaynaklanan operasyon verimsizli¤i öncelikli
olarak çal›fl›lmas› gereken konu olarak
belirlendi. ‹lk ad›m olarak da en yo¤un
ve sorunlu kavflaklardan biri olan Mevlana Kavfla¤›n›n pilot bir çal›flma yap›larak incelenmesine karar verildi.
Çal›flma kapsam›nda kavflak operasyonlar› bilgisayarda modellenerek kavflaktaki faz süreleri, faz konfigürasyonu, kavfla¤›n fiziksel yap›s› ve yaya güvenli¤i gibi konular incelendi. Pilot çal›flman›n baflar›s› üzerine Antalya Ulafl›m Dairesi ve EMBARQ-SUM- Türkiye,
birlikte daha kapsaml› bir çal›flma yapmaya ve sorunlu olan tüm kavflaklar›n
pilot uygulamadaki yöntemler izlenerek incelenmesine karar verdiler. Antalya bisiklet altyap›s›n›n gelifltirilmesi
içinse Bisikletle Bütünleflik Ulafl›m
Planlamas› konulu ilk çal›fltay Haziran
ay›nda gerçeklefltirildi. ‹kinci çal›fltaysa Ekim ay›nda yap›lacak.
San›r›m bir de Kocaeli Belediyesiyle
birlikte çal›fl›yorsunuz…
Kocaeli Belediyesi mevcut otobüs sistemini yeniden yap›land›rma ve gerekli
iyilefltirmeleri yapma karar›n› ald›ktan
sonra, EMBARQ-SUM-Türkiye’yle irtibata geçti ve ortak bir veri toplama projesi üzerinde çal›flmalara baflland›. fiimdi toplanan veriler ve analizler ›fl›¤›nda,
metrobüs koridoru uygulayarak flehrin
otobüs sisteminin yeniden yap›land›r›lmas› için çal›fl›l›yor. Böylelikle mevcut
otobüs, midibüs ve minibüs hatlar› iptal edilmifl ya da iyilefltirilmifl olacak.
Bu yüzden Haziran 2010’da SUM-Türkiye, Kocaeli ulafl›m yetkililerini otobüs
sisteminin yeniden yap›land›r›lmas›yla
ilgili görüfl al›flveriflinde bulunmak üzere Meksika’ya davet etti.
Kocaeli Büyükflehir Belediyesi Ulafl›m Dairesi yetkilileri ve otobüs kooperatif temsilcilerinden oluflan ve Guadalajara ile Mexico City’nin ulafl›m altyap›s›n› incelemek için Meksika’y› ziyaret
eden grup, ba¤›ms›z minibüs yollar›n›n
metrobüs ulafl›m sistemine (Bus rapid
transit system) dönüfltürülmesine yönelik “Meksika modelini” inceledi ve
Kocaeli’de trafik s›k›fl›kl›¤›n›n ve emisyonlar›n azalt›lmas› için uygulanabilir
oldu¤una karar verdi. Kocaeli’nin kitle
ulafl›m kooperatiflerinin yöneticileri,
kent için daha iyi bir ulafl›m sistemi uygulamak amac›yla tek bir flirket çat›s›nda birleflme fikrine aç›klar. Taraflar
aras› görüflme ve anlaflma süreci hâlâ
devam ediyor.
De¤iflik bir çal›flma yönteminiz var. Yerel yönetimlerin ihtiyaçlar›n› tespit
edip, onlara göre projeler gelifltirmeye
çal›fl›yorsunuz. Bu konuda da k›sa bir
de¤erlendirme alabilir miyiz?
SUM-Türkiye olarak stratejimiz yerel
yönetimlerle iflbirli¤i içinde, özel sektörün teknik ve maddi deste¤i ve ilgili paydafllar›n katk›lar›yla sürdürülebilir ulafl›m çözümleri üretmek. Yerel sorunlar›
Sibel Bülay Kimdir?
EMBARQ- Sürdürülebilir Ulafl›m
Merkezi Türkiye’nin direktörü olan
Sibel Bülay, EMBARQ’a kat›lmadan
önce, Ford Motor fiirketi’nde ürün
gelifltirilmesi ve sürdürülebilirli¤i
alan›nda yönetici olarak çal›flt›.
1974-1983 y›llar› aras›nda Orta Do¤u
Teknik Üniversitesi Gaziantep
kampusunda ö¤retim üyesi olarak
çal›flan Bülay’›n Michigan Üniversitesi
Makine Mühendisli¤i ve ‹flletme
alanlar›nda iki master derecesi
bulunuyor.
yerel yönetimler ve paydafllarla birlikte
belirliyor ve yerel çözümler üretiyoruz.
Üretti¤imiz çözümlerle pilot projeler
uyguluyor ve bu projeler sayesinde sürdürülebilir ulafl›m politikalar›n›n oluflmas›na veri sa¤l›yoruz. Ayr›ca bilgi ve
uygulamalar›n di¤er kentlerle de paylafl›lmas› için destek veriyoruz. Yerel yönetimlerle yapt›¤›m›z projelerde yerel
ekibin kapasitesinin art›r›lmas›na yönelik çal›flmalar›m›z da sürdürülebilirlik aç›s›ndan önem tafl›yor.
Türkiye’deki kadroya ek olarak ABD,
Meksika, Brezilya, Hindistan ve Peru’da
bulunan di¤er EMBARQ Merkezlerindeki, konular›nda dünyan›n önde gelen
uzmanlar› da SUM-Türkiye projelerinde görev al›yor ve gerekli deste¤i sa¤l›yorlar. m
EKOIQ / KASIM 2010
57
timberland
10/27/10
3:56 PM
Page 58
‹fl Yönetimi
*Bu yaz›, Harvard Business Review’un
Eylül say›s›ndan çevrilmifltir.
58
KASIM 2010 / EKOIQ
timberland
10/27/10
3:56 PM
Page 59
Timberland’›n 65 Bin
K›zg›n Çevreciyle Dans›
G
ününüzün nas›l geçece¤i, sabah bilgisayar›n›za düflen emaillerden bellidir. Erken kalkan biriyimdir -ço¤u zaman saat 4’teve galiba e-maillerimi herkesten önce
kontrol ederim. 1 Haziran günü mailler bir türlü durmak bilmedi, ya¤d› da
ya¤d›. ‹lk ald›¤›m mail Timberland’i
insanlar› köle gibi çal›flt›rmakla, Brezilya’n›n ya¤mur ormanlar›n› yok etmekle, küresel ›s›nmay› h›zland›rmakla suçluyor ve bütün bunlar› da daha
ilk cümlede ard› ard›na s›ral›yordu.
‹kinci mail, birincisi ile ayn› fleyleri
söylüyordu, bir sonraki de ve daha sonra gelen de. Bu durum gün
boyunca sürecekmifl gibi garip
bir hisse kap›ld›m.
Bu mailler, Greenpeace’in
Amazon ormanlar›n›n yok
edilmesiyle ilgili haz›rlad›¤› bir
raporu okuyan, Greenpeace’i
destekleyen insanlardan geliyordu. Rapor özetle flunu diyordu: A- Brezilya’da hayvan üreticileri
Tan›nm›fl ifl dergisi Harvard Business Review’un Eylül
2010 say›s›nda yay›nlanan bir yaz› dikkatimizi çekti.
Global ayakkab› markas› Timberland’›n CEO’su Jeff
Swartz, Greenpeace’in kendilerine karfl› açt›¤›
kampanyayla nas›l zor duruma düfltüklerini ve bu
cendereden kurtulma hikâyelerini anlat›yordu. Büyük bir
dürüstlük ve samimiyetle kaleme al›nm›fl yaz›n›n ülkemiz
ifl insanlar› için de önemli bilgi ve deneyimler içerdi¤ini
düflünüyor ve EKOIQ okurlar›yla paylafl›yoruz.
Yaz›: Jeff SWARTZ, Timberland’in Baflkan› ve CEO’su
otlak alanlar› açmak için orman› tahrip ediyor ve B- Burada beslenen hayvanlardan elde edilen deri muhtemelen ayakkab› yap›m›nda -Timberland
ürünleri de dahil- kullan›l›yor. A ile
B’yi toplay›nca C’yi elde ediyoruz; yani
New Hampshire’daki ayakkab› üreticileri çevrenin kutsall›¤›na tecavüz
ediyordu. Mailleri gönderenler, flirketleri boykot etmekten falan bahsetmiyordu ama “endiflelerini” dile getiriyordu. Bizi hem ormanlar›n yok edilmesinin önlenmesi hem de iklim de¤iflilikli¤i sorunlar›na “küresel ve kal›c›
bir çözüm” bulmak için Greenpeace ile
iflbirli¤i yapmaya davet ediyorlard›.
CEO olarak, böyle k›zg›nl›kla yaz›lm›fl mailler almaya al›flk›n›m -ki bunlar›n ço¤u “Benim karfl› ç›kt›¤›m bir fleye
destek veriyorsun, bu yüzden de sen
sala¤›n tekisin” türünden maillerdir.
Ama bunlar farkl›yd›. Bana gönderdikleri, Greenpeace’in sitesinden al›nma
haz›r kal›p bir mesajd› ama oldukça iyi
kaleme al›nm›fl ve içi dolu maillerdi. Ve
benim çok bilmedi¤im bir mevzuya hâkim, yetkinli¤i ortada bir örgütten geliyordu. Sabah mahmurlu¤una ra¤men,
durumun pek de parlak olmad›¤›n› görebiliyordum. O gün yap›lmas› gerekenleri bir tarafa b›rakt›m çünkü ortada ciddi bir mesele vard›. O sabah, flirketin teknoloji bölümünden, aktivistlerden gelen mailleri, elektronik posta
kutumda tek bir dosya alt›na yönlendirmelerini istedim. Amac›m bu mailleri okumaktan kurtulmak de¤il, aksine her birine tek tek bir cevap gönderebilmekti. Gündemin ikinci konusu
EKOIQ / KASIM 2010
59
timberland
10/27/10
3:56 PM
Page 60
‹fl Yönetimi
nas›l bir cevap verilece¤iydi –sadece
Greenpeace’in iddialar›na de¤il, birkaç
hafta içinde say›s› 65 bini geçen maillere. Sonra düflündüm; e¤er bu kadar insan vaktini harcay›p, oturup mail at›yorsa bu durumdan hoflnut olmayan
ama mail göndermeyen en az yar›m
milyon insan daha olmal›yd›. Bu çok
büyük bir rakamd› ve flirketimizin itibar› söz konusuydu. Maillere ilk tepkim k›zmak oldu. Timberland her türlü
çevre sorunuyla ilgileniyordu ve ormanlar›n yok edilmesi de flirket olarak
ilgilendi¤imiz konular›n en bafl›nda geliyordu. Çin’de milyonlarca a¤aç dikmifltik, dünyan›n birçok kentinde yeflillendirme çal›flmalar› yapm›flt›k. fiirketimizin logosu bir a¤açt›. fiirketimize karfl› bafllat›lan bu kampanya son
derece komikti –tabii bu iddialara inanan ve bizden bu soruna kabul edilebilir bir çözüm bulmam›z› isteyen, say›lar› 65 bini geçen Greenpeace destekçisi için durum bu kadar komik de¤ildi.
“Aksi takdirde” yollu, üstü kapal› bir
tehdit de vard› maillerde. Greenpeace’in gazab›na u¤rayan flirketler hakk›nda ç›kan haberleri görmüfltük. Timberland’in de böyle bir gazaba u¤ramas›n› istemiyordum.
Deriler Nereden Geliyor?
Ekibimizden baz›lar›, çok da anlafl›l›r
sebeplerle, bu konuyu bir an önce kapatmam›z ve bunun bir yolunu bulmam›z gerekti¤ini düflünüyordu –yani
baflka türlü bu k›zg›n aktivistlerden
nas›l kurtulacakt›k... Ürünlerimizde
kullan›lan derinin sadece yüzde 7’si
Brezilya’dan geliyordu, dolay›s›yla ormanl›k alanlar›n tahrip edilmesi ya da
Greenpeace raporlar› gibi fleylerle bizi
u¤raflt›rmayacak yeni bir kaynak bulmak zor de¤ildi. Bu seçenek giderek
daha çekici geliyordu çünkü rakiplerimizden baz›lar› söz konusu bölgeden
deri al›m›n› derhal durduracaklar›na
dair aç›klamalar yap›yordu. Baz› arka60
KASIM 2010 / EKOIQ
Dedem Timberland’in ilk fabrikas›nda makinelerden
yerlere dökülen bobin ipliklerini toplar ve bu arada
“bunlar›n hepsi para” derdi.
dafllar “biz de ayn› fleyi yapal›m, ‘Tamam, oradan deri almayaca¤›z’ diyelim” fikrindeydi. Bu flirketin üçüncü
kuflak yöneticisiyim. Kavgaya ilk dalacak olan ben de¤ilim ama e¤er bir konuyu oturup konuflmak gerekti¤ini
düflünüyorsam da tabanlar› ya¤lay›p
ortadan toz olmam – ki bu sefer söz
konusu olan fley flirketimizin itibar› ve
çevrenin korunmas› idi. Kabul etmek
istemesem de Greenpeace meflru bir
soru soruyordu: Timberland’in kulland›¤› deri nereden geliyordu? Kabul etmek istemedi¤im ikinci gerçek ise
fluydu, bu sorunun cevab›n› biz de bilmiyorduk. O güne kadar bize -yani
Timberland ve sektöre- bu soru sorulmam›flt› ve biz de kendimize bu soruyu
sormam›flt›k. Elbette derinin nas›l elde edildi¤i umurumuzdayd›, yani inekten mi, keçiden mi domuzdan m›? Ama
“hayvan kesimhaneye yollanmadan
önce nerede beslenmiflti” sorusu? Ben
çizmeler, botlar yapar›m, hayvan yetifltiricisi de¤ilim. Geceleri uykumu
kaç›ran bir soru de¤ildi bu – yani Haziran ay›na kadar.
Gerçek flu ki, derinin menfleini bulmak o kadar da kolay bir ifl de¤ildir. Deri, daha çok hayvan›n etiyle ilgilenen
kesimhanelerin gözünde bir at›kt›r.
Dünyan›n baz› yerlerinde deri yol kenarlar›nda sat›l›r. ‹laç ya da g›da maddelerinin aksine, derinin nereden geldi¤ini bulmak oldukça zordur. Bafl›m a¤r›s›n istemiyordum -ve bunu ekibime
de söyledim- çünkü Greenpeace’in ortaya önemli bir soru att›¤›n› ve bu sorunun cevab›n› bulman›n da önemli oldu¤unu düflünüyordum. Ayr›ca bunun,
flirketlerin rezil fleyler oldu¤unu, flirketler yak›l›p y›k›l›rsa dünyan›n daha
güzel bir yer olaca¤›n› düflünen çevrecilerin kalbini kazanmam›za yard›m
edecek bir konu oldu¤unu da fark etmifltim. Bu sorunla yüzleflecektim ve
çevrecileri, e¤er ya¤mur ormanlar›n›n
kurtar›lmas›na gerçekten yard›m etmek niyetindeyseler, Timberland gibi
flirketlere yard›m etmeleri gerekti¤ine
ikna etmek istiyordum. Onlara hem
kârl› bir flirket olunabilece¤ini ve hem
de çevreyle ilgili konulara sahip ç›k›labilece¤ini anlatmak istiyordum.
timberland
10/27/10
3:56 PM
Page 61
Sürdürülebilirli¤in Kayna¤›
Greenpeace sorununa yaklaflma biçimimiz, sosyal paydafllar›n -ve çevre gibi konular›n- Timberland’in faaliyetlerinde nas›l bir rol oynad›¤›n› anlamam›za da yard›mc› olacakt›. Bu ayr›ca,
Greenpeace gibi kendilerine has bir
eylem tarz› olan örgütleri de daha iyi
kavramam›z› sa¤layabilirdi.
fiirketimizin çevreye duyarl›l›¤›, sadeli¤i, tutumlu davran›fl› esas alan,
aç›k alanlarda giyilen ürünler üreten
bir Amerikan firmas› olmas›ndan kaynaklan›yor. Dedem Timberland’in ilk
fabrikas›nda makinelerden yerlere
dökülen bobin ipliklerini toplar ve bu
arada “bunlar›n hepsi para” derdi. Deriler fabrikaya kal›n yeflil k⤛tlara sar›l› olarak gelirdi. Dedem bu k⤛tlar›
atmaz, onlardan patron ç›kart›rd›. Bu
geridönüflüm iflini a¤açlar› korumak
için de¤il, patron ka¤›d›na para vermemek için yapard›.
Bugün biz daha az do¤al kaynak tüketmek için birçok fley yap›yoruz- dedem çok tutumlu bir adamd› ve biz de
do¤aya daha az zarar vermek istiyoruz. Çevreye karfl› duyarl› olma yönünde gösterdi¤imiz çabalar ortada iken
-fabrikalar›m›zda yenilenebilir enerji
kullanmaktan üretti¤imiz ayakkab›la-
r›n karbon izlerini hesaplamaya kadar- Greenpeace’in flirketimiz hakk›ndaki iddialar› çok da yenilir yutulur
türden de¤ildi. Her üç ayda bir kere
paydafllar›m›zla toplant›lar düzenleyerek insanlar›n flirketimiz hakk›ndaki sorular›n› ve elefltirilerini dinliyoruz. D›flar›dan birinin fikirlerini dinlemek bizim için faydal› oluyor. Greenpeace’in gerilla takti¤i -önce suçla,
sonra konufl- bu yüzden bizim için bir
hakarettir.
Greenpeace’in uygulad›¤› gerilla
taktikleri son derece etkili -ilk bafllarda bu konuda oldukça naif bir tavr›m
vard›. Örgütün ya¤mur ormanlar›n›
kurtarmaya çal›flt›¤›ndan hiç flüphem
yok ama Greenpeace ayn› zamanda
yeni üyeler kazanmaya ve üye aidatlar›n› toplamaya çal›flan bir örgüt. fiirketlere sald›rarak manflet olmak örgütün bu türden amaçlar›na ulaflabilme-
“Greenpeace’in
gazab›na u¤rayan flirketler
hakk›nda ç›kan haberleri
görmüfltük.
Timberland’in de böyle bir
gazaba u¤ramas›n›
istemiyordum”
sine hizmet ediyor. E¤er Greenpeace
tedarik zincirinin ya¤mur ormanlar›na nas›l zarar verdi¤ini gerçekten de
ö¤renmek isteyip bu konuda ayakkab›
sektörü temsilcileriyle temasa geçmek isteseydi, onlar›n telefonlar›na
cevap verecek biri mutlaka ç›kard›.
fiirketlerin CEO’lar›n› bir toplant›ya
davet edebilir, bir çözüm ortaya koyabilirdi. Ard›ndan da bir bas›n toplant›s› yap›labilir ve bütün övgüler de Greenpeace’nin hanesine yaz›l›rd›. Sanm›yorum ki bizim sektörden tek bir
yönetici bile o bas›n toplant›s›nda yer
almak istemesin. Ama flirketleri aramak, bas›n toplant›lar› düzenlemek,
karalama kampanyalar› kadar çekici
de¤il ve bas›n toplant›lar› falan Greenpeace’in üye say›s›n› art›rmaz.
‹lk maili ald›ktan birkaç saat sonra
Greenpeace’i arad›k. Ama konuyla ilgili bilgi sahibi birinin bize geri dönmesi günler sürdü. Örgütün bizimle
konuflmas›n› bekledi¤imiz süre içinde
tedarikçilerimiz de baz› cevaplar bulmaya çal›flt›. Örgüt, hayvan yetifltiricilerinin ya¤mur ormanlar›ndaki a¤açlar› kaçak olarak kesti¤ini göstermek
için Google Earth’ten al›nan, birkaç ay
öncesine kadar ormanl›k arazi olup da
flimdi hayvanlar›n otlad›¤› bir alana
dönüflen yerlerin foto¤raflar›n› yay›nlad›. Tedarikçimizle yapt›¤›m›z görüflmelerde fark ettik ki, o da hayvanlar›n
nerede otlat›ld›¤›n› bilmiyordu. Bu durumda Greenpeace hakl› olabilirdi.
H›mm... Bekledi¤im cevap bu de¤ildi
asl›na bakarsan›z. Sonra ekibime flu
soruyu sordum: E¤er bizim tedarikçi,
derilerini kulland›¤›m›z hayvanlar›n
menfleini bilmiyorsa bunu biz ö¤renebilir miyiz? Hayvanlar›n nerede otlat›ld›¤›n› bulabilir miyiz? Mühendisler
bunun zahmetli ama yap›labilir bir ifl
oldu¤unu söyledi. Bu yap›n›n “tedarik
zinciri” olarak adland›r›lmas›n›n bir
nedeni var. Sistemin içinde birçok halka mevcut- hayvan yetifltiricileri, keEKOIQ / KASIM 2010
61
timberland
10/27/10
3:56 PM
Page 62
‹fl Yönetimi
Neler Ö¤rendim?
K›zg›n aktivistler size sald›rd›¤›nda,
kollar›n›z› kavuflturup beklemeyin,
aç›k fikirli olun. Onlar›n uygulad›¤›
taktikleri kabul etmeyebilirsiniz ama
kim bilir, belki de onlar, sizin
kendinize sorman›z gereken, baz›
meflru sorular soruyordur. E¤er tek
bir ortak nokta bulabilirseniz -ki bizim
durumumuzda bu ormanlar›n tahrip
edilmesiydi- kavga edilecek de¤il,
beraber çal›flabilecek bir alan da
bulmufl olursunuz.
Öte yandan, naiflik edip onlara
kollar›n›z› aç›p kucaklamay›n. Tek bir
hedefe ulaflmak için insanlar›n takip
edece¤i çok farkl› yollar olabilir.
Greenpeace’in hedefi hem yeni
üyeler ve dolay›s›yla yeni üye aidat
geliri kazanmak hem de dünyay›
kurtarmak. E¤er durum bu olmasayd›,
Greenpeace flirketleri aray›p bilgi
ister, bafltan ç›kart›c› haberlerle
manflet olmak için bu kadar çok
u¤raflmazd›.
Gerilimli durumlarda, gözleyin ve
dinleyin. Böyle durumlar sizin kendi
prensiplerinize -ayn› zamanda da
ekibinizin, ifl ortaklar›n›z›n ve
rakiplerinizin de kendi prensiplerinene kadar ba¤l› oldu¤unuzu
gördü¤ünüz anlard›r.
Bütün bunlar Brezilya’da ormanlar›n
tahrip edilmesinin önüne geçti mi, bir
fleyler de¤iflti mi? Jüri daha karar›n›
vermedi ve belki de bir karara
varmas› zaman alacak. Ama
inan›yorum ki, flu ana kadar elde
edilen sonuçlar›n bir de¤eri var ve
Timberland’i daha sorumlu ve
sürdürülebilir bir flirket yapma
yolundaki çabalamaya devam
ederken bu deneyimden ald›¤›m
derslerin de bir anlam› var -ki ilk mail
geldi¤inde de bu yolda yürüyordum,
yar›n da bu yolda yürümeye devam
edece¤im.
62
KASIM 2010 / EKOIQ
simhaneler, tabakhaneler. Brezilya’daki sistem içinde bizim a¤›rl›¤›m›z
çok az. Hakk›n› teslim edelim, Greenpeace de bunun fark›ndayd›. Bu yüzden sadece ayakkab› üreten flirketlerin pefline düflmedi; Wal-Mart da dahil
olmak üzere bu ülkeden et sat›n alan
flirketleri de hedef ald›. Brezilya’daki
politikac›lar üzerinde bask› uygulad›
ki siyasetçiler de kolluk kuvvetlerini
göreve ça¤›rd›, onlar da kanunlar› ihlal
eden çiftçilerin pefline düfltü.
Bir Çözüm Üretmek
Tedarik zincirindeki sorunlarla u¤raflmak haftalar alacakt› ve bu esnada bizim flirkete gönderilen 65 bin mesaja
bir cevap yazmam›z gerekiyordu. Bill
Clinton, “mevzu oylar› kazanmak oldu¤unda iki grup üstünde odaklan›n”
der, “ hay›r diyenler ve karars›zlara.”
Hay›r diyenler bize toptan karfl›d›r,
onlar› kazanamazs›n›z, u¤rafl›p vakit
kaybetmeyin. “Her seçimi” der Clinton, “kazand›ran ya da kaybettiren karars›zlard›r. Onlar›n oylar› için mücadele edin.” Karars›zlar› kazanabilece¤imiz bir çözüm ortaya koymam›z gerekti¤ini biliyorduk. Bunlar, bir ihtimal, evet bir ihtimal, bizim do¤ru bir
fleyler yapmaya çal›flt›¤›m›z› anlayabilecek insanlard›. Bir maile cevap yazmak pek de zor bir iflmifl gibi görünmeyebilir ama bu ifli do¤ru dürüst yapmak için çok u¤raflt›k. Örne¤in, e¤er
mail ‹talya’daki bir internet adresinden geliyorsa -mesaj ‹ngilizce yaz›lm›fl
bile olsa- cevab› ‹talyanca yazd›k. Ve
kaç kiflinin maillerimize cevap verdi¤ine bakt›k. Herkesin bize cevap yaz›p
da “vay be, bu kadar mükemmel insanlar oldu¤unuzu fark etmemifltik”
demesini beklemiyorduk. Ancak çabalar›m›z› takdir eden aktivistlerden bir
cevap gelece¤ini umuyorduk. Ve baz›lar› gerçekten de öyle yapt›.
Temmuz ay›na geldi¤imizde, tedarikçilerle yapt›¤›m›z çal›flmalarda, rakiplerimiz ve Greenpeace’le yapt›¤›m›z istiflarelerde ilerleme kaydetmifltik. Greenpeace, örgütün söylediklerini kabul
etti¤imizi belirten bir bas›n aç›klamas›
yapmam›z› bekliyordu ama bizim derdimiz asl›nda sorunun ne oldu¤unu anlamakt›. 22 Temmuz’da Nike firmas›
Brezilya’da çal›flt›¤› tedarikçilerden,
satt›klar› derilerin tahrip edilmifl orman arazilerinden gelmedi¤ini resmen
teyit eden bir belge isteyece¤ini aç›klad›. Birkaç gün sonra biz de tedarikçilerimizle benzer bir anlaflma yapt›k.
Bu anlaflmay› hayata geçirmek tahmin etti¤imizden çok ama çok daha zor
oldu. Bizim tedarikçi firmay› daha büyük bir flirket sat›n alm›flt› ve bu yeni
flirket iflleri yavafltan al›yordu. Ancak o
da resmi onay almay› ve derilerin tahrip edilmifl orman arazilerinden gelmeyece¤ini garanti etti. 2009 Temmuz
ay›n›n sonunda, Greenpeace’e bu konuya sektörün dikkatini çekmifl olmas›
nedeniyle teflekkür etti¤imizi belirten
bir bas›n aç›klamas› yapt›k. Greenpeace art›k zaferini ilan edebilirdi. Ama örgüt bir aç›klama yaparak, Timberland’in bu konunun çözümünde lider
rolü oynad›¤›n› söyledi. Ve bu deneyimden gerçekten çok fley ö¤rendim. m
timberland
10/27/10
3:56 PM
Page 63
su terazisi s
10/27/10
4:00 PM
Page 64
Kuram
Hassas Denge:
Daha Eflit,
Dolay›s›yla Daha Çevreci(mi)!
Gerçekten böyle olabilir mi?
Sosyal eflitli¤i daha iyi
sa¤layan toplumlar fliddet, ak›l
hastal›klar›, ergen do¤umlar›,
okul baflar›s›zl›¤›, hatta meme
kanseri oranlar›nda çok daha
iyi durumdalar. ‹flin ilginç
taraf›, geçti¤imiz ay Optimist
Yay›nlar› taraf›ndan bas›lan Su
Terazisi kitab›na göre, eflitlikçi
toplumlar çevre koruma
aç›s›ndan da fersah fersah
ötedeler. Dolay›s›yla, kalk›nma
ve büyüme tart›flmalar›na yeni
bir soluk getiren bu çal›flmaya,
çevre ve sürdürülebilirlik
aç›s›ndan bakmakta da
s›n›rs›z fayda var…
Yaz›: Mutlu D‹NÇER
64
KASIM 2010 / EKOIQ
B
undan bir y›l önce, baz› hastal›klar›n neden sadece belirli gruplar› etkiledi¤inin nedenlerini araflt›ran uzmanlar, uzun
bir araflt›rma yolculu¤una ç›kmaya
karar verdiler. Çeflitli üniversitelere
ba¤l› bir ekip, uluslararas› verilerin
›fl›¤›nda, bugüne dek bir araya getirilmemifl kapsaml› sonuçlara ulaflt›lar.
Akademik dergilerde yay›nlanmaya
devam eden bulgular bir kitap haline
getirildi ve k›sa sürede de Türkçe olarak yay›nland›. Geliflmifl ülkelerdeki
eflitsizliklerin ölçülebilir etkiler yaratacak kadar büyük farkl›laflmalar do¤urdu¤unu kan›tlayan Su Terazisi,
gelir farkl›l›klar› hakk›nda flafl›rt›c›
fleyler söylüyor.
Bugün, bir ülkenin belirli bir konudaki performans›na bakarak, baflka
bir konuda ne kadar baflar›l› oldu¤unu
tahmin edebilir durumday›z. Eflitsizlik
ve sa¤l›k aras›ndaki iliflki kuflkuya yer
b›rakmayacak kadar ortadayken, sa¤l›k aç›s›ndan kötü durumda olan bir
ülkenin, ayn› zamanda nüfusunun daha büyük bir k›sm›n›n cezaevlerine kapat›ld›¤›n›, fliflmanl›k, okuryazarl›k
oranlar›, ergen hamileli¤i, ruh hastal›klar›, matematik baflar›s›, kad›n›n
statüsü vb. sorunlar aç›s›ndan da daha
kötü durumda oldu¤unu, belirli bir
isabet derecesiyle öngörebiliyoruz.
Servet düzeyindeki farkl›l›klar›n üstüne, giyimde, estetik zevklerde, e¤itimde, benlik duygusunda ve s›n›f
kimli¤inin tüm di¤er göstergelerinde
ortaya ç›kan farkl›l›klar ekleniyor.
Dünyan›n en zengin ülkeleri olarak
konumlanan fakat ayn› zamanda eflitsizli¤in en derinden yafland›¤› ABD, ‹ngiltere, Portekiz, Yeni Zelanda ve
Avustralya’da fliddet, ak›l hastal›klar›,
su terazisi s
10/27/10
4:00 PM
Page 65
ergen do¤umlar›, okul baflar›s›zl›¤›,
hatta meme kanseri oranlar›, toplumsal eflitli¤i daha iyi sa¤lam›fl ülkelerdekinden kat kat yüksek… (Japonya, ‹sveç, Norveç ve Finlandiya karneleri en
iyi ülkeler.) Bu noktada, gözler ekonomik büyümeden çok, sosyal refaha
çevrilmek zorunda kal›yor.
Eflitlik ve Sürdürülebilirlik
Görünen o ki, önümüzdeki kufla¤›n yaflam süresi boyunca, politik gündemi
küresel ›s›nman›n önüne geçme çabalar› belirleyecek. Daha fazla eflitlik ve
karbon sal›m›n› azaltma politikalar›
bir arada yürüyebilir mi? Eflitsizli¤in
bir toplumu ne hale getirdi¤i, özellikle
de rekabetçi tüketimi nas›l art›rd›¤›
göz önüne al›n›rsa, bu ikisinin asl›nda
birbirlerini tamamlad›klar›n› söylemek gayet mümkün.
Elbette bu soruna çözüm getirmeyi
amaçlayan her sistemin, zengin ve
yoksul ülkeleri farkl› biçimde ele almas› gerekiyor. Y›ll›k kifli bafl› karbon
üretimi 24 tonu bulan ABD gibi bir ülkenin, kifli bafl› karbon üretimi 1,6 ton
olan Hindistan’la ayn› kefeye konulmas› imkâns›z. Ayn› zamanda zengin
bir insan›n tüketimiyle ortaya ç›kan
karbon sal›mlar›, ayn› toplumda yaflayan daha yoksul birine k›yasla on kat
fazla olabiliyor.
Yak›t tüketimini ve karbon sal›mlar›n› azaltan yeflil teknolojiler de¤iflimin zorunlu bir parças› olsa da, bunlar
sorunu tek bafl›na çözemiyor. Yak›t tüketimini yar›ya indiren yeni kuflak bir
araba motoru üretiliyor, ama bu durumda araba kullanmak daha ucuz oldu¤u için, sa¤lanan tasarruf kesinlikle
baflka bir yere harcan›yor.
Ayn› mant›k hemen her alanda geçerli. Enerjiyi daha verimli kullanan
çamafl›r makineleri ya da daha iyi yal›t›lm›fl evler çevreye yararl› olsalar da;
yal›t›m kalitesi artt›kça ›s›nma standartlar›n› yükseltiyor ve tasarruflu
Eflitlikçi Toplumlar Daha Çok Geri Dönüfltürüyor*
Daha eflit ülkeler kalk›nma
yard›mlar›na daha çok harcama
yaparlar ve bu ülkelerin Küresel
Bar›fl ‹ndeksindeki skorlar› daha
yüksektir. Bu, daha güçlü toplumsal
sorumluluk duygusunun, çevre
sorunlar›yla ilgili tutumlar üzerinde
de etkili olabilece¤inin bir
göstergesi. Avustralya’daki Planet
Ark Kurulufl Vakf›ndan al›nan verilerle
oluflturulan yukar›daki grafikte de
görüldü¤ü gibi, daha eflitlikçi
ülkelerde at›k dönüfltürme oranlar›
genellikle daha yüksektir.
*Konuyla ilgili bulgular›, grafikleri ve
di¤er verileri Eflitlik Vakf›n›n internet
sitesinden inceleyebilirsiniz:
www.equalitytrust.org.tr
Daha eflitlikçi ülkeler at›klar›n›n
daha büyük bir k›sm›n›
dönüfltürürler.
Zengin ülkelerde sa¤l›k sorunlar›
ve sosyal sorunlar ile eflitsizlik
aras›nda yak›n iliflki vard›r.
EKOIQ / KASIM 2010
65
su terazisi s
10/27/10
4:00 PM
Page 66
Kuram
ampuller kulland›kça, ›fl›klar› aç›k b›rakman›n çok da önemli olmad›¤›n›
düflünmeye bafll›yoruz.
Çünkü statü rekabeti, tüketimi körüklüyor. Ço¤umuz bunu, rekabetçi
bir davran›fltan çok, bir tür savunma
davran›fl› olarak gelifltiriyoruz: E¤er
standartlar›m›z› yükseltmezsek herkesin gerisine düflece¤imizi ve etraf›m›zdaki her fleyin bizi ikinci s›n›f gösterece¤ini düflünüyoruz.
Eflitsizlik statü rekabetini k›z›flt›r-
d›kça, insanlar yar›flta kalmak için o
kadar çok çabalamak zorunda kal›yor.
Gerçek Yaflam Kalitesi Nas›l Ölçülür?
Öykünme, statü rekabeti ya da basitçe
herkese yetiflme telafl› tüketimi körükleyen önemli bir unsursa ve tüketicilik esas olarak sosyal görünüfl ve konumla ilgiliyse, bize bir yarar getirmedi¤i belli olmas›na ra¤men neden hâlâ
ekonomik büyümenin peflinde oldu¤umuz sorusunun cevab› önem kazan›-
ALI
BEN ÇOK PAH
EN
D
YERLER
‹KKAT
AfiIRI D
K
ALIfiVER‹fi
Ü
Y
Ü
‹B
ÇEK‹C
YAPIYORUM!
ÇANTA
‹RER‹M
BAHSE G
ATIN
S
U
BUN
RANIZ
A
P
K
A
ALAC
!
YOKTUR
Kitaptan: Politik Yetersizlik
“Bir zamanlar politikaya, insanlar›n
ekonomik koflullar›n› de¤ifltirerek
sosyal ve duygusal refahlar›n›
yükseltmenin bir yolu olarak bak›l›rd›.
Ancak geride b›rakt›¤›m›z son yirmiotuz y›l içinde, büyük resimle olan
ba¤lant›n›n ucunu kaç›rd›k. Bugün
pek çok insan, psikososyal refah›n,
herkese tek tek uygulanacak biliflsel
davran›fl terapileri ya da ilk çocuklukta
sa¤lanacak destek gibi, birey
düzeyindeki çözümlere ya da dini
de¤erlerin veya aile de¤erlerinin
yeniden do¤rulanmas›na ba¤l›
oldu¤unu düflünüyor. Oysa art›k
biliyoruz ki, gelir da¤›l›m›, karar
vericilere tüm toplumun psikososyal
refah›n› art›rman›n bir yolunu
sunmaktad›r. Politikac›lar›n elinde
insanlara gerçekten faydal› olmak için
bir f›rsat vard›r. Hükümetler ço¤u
66
KASIM 2010 / EKOIQ
ülkede en büyük iflverenler olduklar›
gibi, neredeyse tüm ekonomik ve
sosyal politikalar›n da gelir da¤›l›m›
üzerinde etkileri vard›r. Vergi ve sosyal
yard›m politikalar› bunlar›n ilk akla
gelenleridir. Asgari ücret yasalar›, e¤itim
politikalar›, ulusal ekonomi yönetimi,
iflsizlik düzeyleri, zorunlu tüketim ve lüks
tüketim mallar›na uygulanan KDV ve
sat›fl vergileri, kamu hizmeti tedarikleri,
emeklilik politikalar›, miras vergileri,
negatif gelir vergisi, temel gelir
politikalar›, çocuk yard›m›, kademeli
tüketim vergileri, endüstri politikas›,
yeniden e¤itim programlar› ve daha
birçoklar›…
Gerekli politik iradeyi ayakta tutabilmek
için, insanl›k tarihindeki en büyük
dönüflümlerden birini yaratma görevinin
kendi kufla¤›m›za düfltü¤ünü akl›m›zda
tutmam›z gerekiyor.”
yor. Daha fazla gelir elde etme arzusunun asl›nda sadece daha yüksek statüye duyulan bir arzu oldu¤u flu basit deneyle ortaya konmufl:
‹nsanlara, zengin bir toplumda baflkalar›ndan biraz daha yoksul olmay›
m›, yoksa daha yoksul bir toplumda
çok daha düflük bir gelirle yaflamay›
ama baflkalar›ndan daha iyi durumda
olmay› m› tercih edecekleri soruldu¤unda, kat›l›mc›lar›n yüzde ellisi, baflkalar›ndan daha iyi durumda yaflamak
için gerçek gelirlerinin yar›ya yak›n bir
k›sm›ndan vazgeçebileceklerini söylemifller. Bu sonuç statüye ne kadar de¤er verdi¤imizin aç›k bir göstergesi.
Peki, bu kültürü nas›l dönüfltürebilir
ve gezegene verdi¤imiz zarar›n azalt›lmas›n› nas›l mümkün k›labiliriz?
Amerikal› sosyal ekolog ve liberal felsefeci Murray Bookchin’in söyledi¤i
gibi, “Kapitalizmin büyümeyi s›n›rlamaya ‘ikna edilmesi’ bir insan›n nefes
almay› b›rakmaya ‘ikna edilmesi’nden
farks›z” ise, elimizden ne gelebilir?
E¤er karbon sal›mlar›n› k›smak için
zengin ülkelerdeki ekonomik büyümeyi
ciddi ölçüde s›n›rlamam›z gerekiyorsa,
fark›nda olmam›z gereken önemli bir
nokta, bunun gerçek yaflam kalitesindeki iyileflmelerden vazgeçmemiz anlam›na gelmedi¤idir. Gerçek yaflam kalitesini, sa¤l›k, mutluluk, dostluk ve topluluk yaflam›yla ölçeriz ve as›l önemli
olan da bunlard›r. Karbon sal›mlar›n›
azaltma politikalar›n›n baflar›s›, daha
genifl bir sosyal sorumluluk ve dayan›flma duygusuna ba¤l›d›r. Bulgular, daha
eflit ülkelerin bu aç›dan da daha iyi durumda oldu¤unu gösterir. Daha eflit ülkelerde sosyal bütünlü¤ün ve güvenin
daha yüksek oldu¤unu ve bunun da bir
toplumsall›k ruhunu besledi¤ini biliyoruz. Küresel ›s›nmay› sadece maddi tatminlerimize s›n›rlar getiren yönüyle ele
alan politikalar›n yan›na, bizi yeni ve
daha esasl› yollara tafl›yacak eflitlikçi
politikalar koymak zorunday›z. m
su terazisi s
10/27/10
4:00 PM
Page 67
ebru toksoy
10/27/10
4:02 PM
Page 68
Bilim
Ekstremofilik Mikroorganizmalar,
Global Enerji Dengelerini
De¤ifltirebilir mi?
Gözle görülemeyecek küçüklükteki mikroorganizmalar, dünyan›n devasa enerji
sorununa çözüm olabilir mi? Bu soruya “Evet, mümkün” diyen ve bunun için
laboratuvarlar›nda hummal› bir çal›flma içine giren üç akademisyen ve master
ö¤rencilerinden oluflan s›k› bir ekip ç›kt› karfl›m›za:
Marmara Üniversitesi Endüstriyel Biyoteknoloji ve Sistem Biyolojisi ö¤retim üyesi
Prof. Ebru Toksoy Öner, Yar. Doç. Dr. K. Yalç›n Ar¤a ve Dr. Faruk Küçükafl›k, enerji
tar›m›n›n yerini alabilecek çal›flmalar›n› EKOIQ okurlar›na anlatt›.
Söylefli: Bar›fl DO⁄RU Foto¤raflar: Özgür GÜVENÇ
68
KASIM 2010 / EKOIQ
ebru toksoy
10/27/10
4:02 PM
Page 69
Ekibinizin yapt›¤› çal›flmalar hakk›nda
genel bir bilgi alabilir miyiz?
Ebru Toksoy ÖNER: Endüstriyel Biyoteknoloji ve Sistem Biyolojisi (Industrial Biotechnology and Systems Biology, IBSB) araflt›rma grubumuzun çal›flma konular› biyoetanol ve mikrobiyal biyopolimer olmak üzere iki ana
bafll›kta toplanabilir. Biyoetanol konulu çal›flmalar›m›z›n ana amac›, fazla
enerji gerektiren konvansiyonel üretim proseslerine alternatif olabilecek,
toplam üretim maliyetini azaltan yeni
ve yenilikçi teknolojiler gelifltirmek.
Bu do¤rultuda, gerek ekstremofilik
mikroorganizmalarla gerekse farkl›
Saccharomyces cerevisiae maya kültürleri ile çal›flmalar yürütüyoruz.
Mikrobiyal biyopolimer ile ilgili çal›flmalardaki ana hedeflerimiz ise ekstremofilik mikroorganizmalardan üretti¤imiz ve endüstriyel öneme sahip biyopolimerlerin farkl› endüstriyel uygulamalardaki rolünün araflt›r›larak
pazar potansiyelinin belirlenmesi ve
ekonomik üretim sistemlerinin gelifltirilmesi.
Peki, neden özel olarak ekstremofilik
mikroorganizmalarla çal›fl›yorsunuz?
ÖNER: Ekstremofiller, yaflamak için
çok zor olan flartlar› sadece tolere etmeyen, ayn› zamanda optimum olarak bu do¤al flartlarda büyüyen mikroorganizmalar. Yüksek s›cakl›k, asidik, alkali veya a¤›r metal konsantrasyonu yüksek ortamlar, yüksek bas›nçlar ve afl›r› tuzlu ortamlar gibi insan hayat› için ekstrem olarak nitelendirilebilecek koflullar› do¤al kabul
edip yaflayabilirler. Normal bir insan›
öldürecek radyasyon dozunun befl bin
kat›na dayan›kl›l›k gösteren ve 131oC
s›cakl›kta yaflayabilen ekstremofilik
mikroorganizmalar var. Ekstremofillerin bu yaflam ortamlar›, dünyan›n
ilk olufltu¤u koflullara benzedi¤i için
bu konudaki araflt›rmalar›n evrim ve
Enerji Süperböcekleri
Forbes’da
Ekstremofillerden enerji üretimi bir
süre önce, ünlü ekonomi dergisi
Forbes’un da gündemindeydi. Haber
metni aynen flöyle: “Oksijene ve
günefl ›fl›¤›na ihtiyaç duymuyorlar.
Asit havuzlar›nda ve bir insan›
öldürebilecek radyasyonun befl bin
kat daha fazlas›nda yaflayabiliyorlar.
Metal soluyabiliyor, nükleer at›klar›
yiyebiliyor, zehir içebiliyor ve hatta
kendi yaralar›n› iyilefltirebiliyorlar. Bilim
insanlar›, ekstremofiller ad›n› tafl›yan
bu süperböceklerin yeni enerji
ekonomisinin s›rr› olabilece¤ini
düflünüyorlar.”
uzaydaki farkl› hayat formlar› konular›nda da önemli bilgiler sa¤layaca¤›
düflünülüyor.
Günümüzde endüstride kullan›lan
kimyasallar›n birço¤u, endüstriyel
uygulamalar›n gerektirdi¤i ekstrem
s›cakl›k, tuzluluk ve pH koflullar›nda
özelliklerini koruyam›yorlar. ‹stenilen etkiyi göstermeleri için ise, yüksek miktarlarda ve s›k kullan›lmalar›
gerekiyor. Bu da üretim maliyetlerini
çok art›r›yor. Bu malzemelerin ektremofilik mikroorganizmalardan elde
edilmifl olanlar› ise, ekstrem koflullara dayan›kl› olmalar›ndan dolay› endüstriyel flartlarda etkilerini koruyor
ve dolay›s›yla az miktarda kullan›lmalar› yeterli oluyor. Dolay›s›yla üretim
maliyetleri düflük seviyelerde kal›yor.
Bu sebepten dolay› ekstremofilik
mikroorganizmalar ve onlardan elde
edilen enzim ve polimerlerin ticari
önemi çok artt›.
Di¤er yandan, ekstremofilik mikroorganizmalar›n üretti¤i enzim (ekstremozim) ve biyopolimerlerin üretildikleri ekstrem koflullarda fizikokimyasal özelliklerini korumalar›n› sa¤layan özel yap›lara sahip olduklar› düflünüldü ve bu konudaki çal›flmalar büyük önem kazanm›fld›.
Hangi ekstremofilik mikroorganizmalarla çal›fl›yorsunuz?
ÖNER: Çal›flmalar›m›zda kulland›¤›m›z ekstremofilik mikroorganizmalar
farkl› kaynaklardan izole edilmifl ekstrem s›cak ortamlarda yaflayan termofiller ve yüksek miktarlarda tuz içeren
ortamlarda yaflayan halofillerden oluEKOIQ / KASIM 2010
69
ebru toksoy
10/27/10
4:02 PM
Page 70
Bilim
“Enerji sorununa çözümler
gelifltirmek için laboratuvar
ortam›nda yapay canl›lar›n
üretildi¤i günümüz
teknolojisinin, çok yak›n bir
zamanda tüm global enerji
dengelerini de¤ifltirecek bir
buluflla yeni bir vizyon
kazanaca¤›n› düflünüyoruz”
fluyor. Termofiller, Antarktika’daki
Rittman Da¤›nda bulunan bir s›cak su
kayna¤›ndan, ‹talya’n›n güneyindeki
Stromboli adas›ndaki jeotermal topraklardan ve Bursa yak›nlar›ndaki do¤al s›cak su kaynaklar›ndan; Halofiller
ise, Antarktika’daki bir tuz gölünden
ve ‹zmir Çamalt› tuzlas›ndan izole
ediliyor.
Çal›flt›¤›m›z termofilik mikroorganizmalar›n üretti¤i amilaz enzimleri,
global endüstriyel enzim piyasas›n›n
üçte birini teflkil ediyor ve g›dadan biyoyak›ta kadar çok farkl› endüstriyel
uygulamalar› var. Yüksek s›cakl›klarda aktivitelerini koruyabilen bu enzimler, özellikle deterjan endüstrisinde çok yayg›n kullan›l›yor. Çal›flmalar›m›z bu enzimlerin karakterizasyonu
ve iyilefltirilmesi yan›nda biyoetanol
üretim süreçlerindeki uygulanmas›n›
da kaps›yor. Niflasta içeri¤i yüksek
at›k kaynaklar›ndan biyoetanol üretimi gibi yeni jenerasyon biyoyak›t üretimi ifllemlerine uygunluklar› laboratuvar ortam›nda araflt›r›l›yor.
Halofilik mikroorganizmalar ise
mikrobiyal biyopolimer üretimi araflt›rmalar›nda kullan›l›yor. Bu mikroorganizmalardaki biyopolimer üretim
mekanizmas›n›n sistem bazl› yaklafl›mla ayd›nlat›larak kontrol edilmesi
ve bu yolla belli özelliklere sahip “ak›ll› biyopolimerler” üreten mikroorganizmalar›n, yani hücre fabrikalar›n›n
gelifltirilmesi hedefleniyor. Ayn› za70
KASIM 2010 / EKOIQ
manda halofillik mikroorganizmalardan kontrollü flartlarda levan biyopolimerinin de mikrobiyal üretimi ile ilgili çal›flmalar yap›l›yor.
"Levan" konusunda biraz daha ayr›nt› l› bilgi alabilir miyiz?
ÖNER: Levan, fruktoz ünitelerinden
oluflan, çevreye dost ve biyobozunur
bir fleker polimeridir. Ya¤ ve suda
yüksek çözünürlük, kuvvetli yap›flkanl›k, biyo-uyumluluk ve film oluflturma gibi üstün özelliklere sahip bir
biyopolimerdir. Kurakl›k ve dondurucu so¤uklara karfl› bitkiler taraf›ndan
korunma amaçl› üretildi¤i bilinen bu
fruktan polimerinin g›da, ilaç, kozmetik, boya, tekstil ve yap›flkan sanayilerinde farkl› uygulamalar› var. Levan
yem ve yiyecek sanayisinde probiyotik ve hipokolesterolemi etkileriyle,
kozmetikte hücre yenileyici, cilt nemlendirici ve iritasyon engelleyici etkileriyle, ilaç sanayisinde de kaplama
materyali olarak büyük bir potansiyel
oluflturuyor.
Ayr›ca levan anti-tümör ajan› olarak
ve ba¤›fl›kl›k sisteminin kuvvetlendirilmesinde de etkili ve ba¤›rsak floras›n› düzenledi¤i, kolesterolü düflürdü-
¤ü belirlendi. Birçok potansiyel uygulama alan› bulunan bu polimerin endüstriyel kullan›m›n›n önündeki tek
engel, bakterilere ve bitkilere dayanan
yüksek maliyetli üretim süreçleri. Levan›n üretim maliyetleri, ticari polimerin fiyat›na da yans›yor.
Ayn› safl›ktaki ticari biyopolimerlerin fiyatlar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda, levan›n ne kadar pahal› bir polimer oldu¤u
daha iyi anlafl›l›yor. Levan›n ortalama
fiyat› 200 Euro/gram iken ksantan ve
sodyum aljinat gibi üretim flartlar›
standardize olmufl ucuz polimerlerin
fiyat› 0.5-1 Euro/gram, biyoteknolojik
önemi giderek artan ve pahal› olarak
bilinen ticari pullulan›n fiyat› bile 5070 Euro/gram aras›nda de¤ifliyor. Bu
sebeple, üretimiyle ilgili yap›lan her
türlü iyilefltirmenin ekonomik de¤eri
de çok büyük.
Günümüzde, levan üretimine ticari
ilgi yo¤unlaflt›. Dünyada endüstriyel
olarak levan üretimini gerçeklefltiren
çok az say›da flirket var ve halen üretim ekstremofilik olmayan kaynaklardan yap›l›yor. Literatürde, ekstremofilik bir mikroorganizma taraf›ndan levan üretimi ilk defa grubumuz
taraf›ndan yay›nland›. Bu konudaki
ebru toksoy
10/27/10
4:02 PM
Page 71
çal›flmalar›m›zla, ekstremofilik bir
mikroorganizman›n levan üretim sürecine sa¤lad›¤› avantajlar›, at›k kaynakl› üretim ile birlefltirerek üretim
maliyetlerinde ciddi iyilefltirmeler
sa¤land›.
Dünyada bu konuda büyük bir yar›fl ol du¤unu tahmin ediyoruz. Bu konuda
hangi a fl a m a d a s › n › z ? Ç a l › fl m a l a r › n › z
ne zaman fiiliyata geçecek?
ÖNER - Yalç›n AR ⁄A: Sistem biyolojisi, son on y›lda ortaya ç›km›fl ve 21.
yüzy›l›n bilimi olarak adland›r›l›yor.
Sistem biyolojisiyle gelen yeni dalgalar endüstriyel biyoteknoloji çal›flmalar›n› ivmelendirdi, k›sa vadede bu
alanda önemli uygulamalara olanak
sa¤lamaya bafllad›. Bu h›zla geliflen
bir ortam›n rekabetçi olmas› da kaç›n›lmaz. Nitekim ekstremofilik organizmalar›n endüstriyel uygulamalar›
üzerine çal›flmalar gerçeklefltiren
Türkiye’de ve dünyada birçok araflt›rma grubu bulunuyor.
Öte yandan, IBSB olarak, sistem bi-
“Çal›flmalar›m›z›n yaflama
geçmesi için akademisyen,
sanayi ve ticaret iflbirli¤inin
sa¤lanmas› çok önemli. Bu
kapsamda sektörler ve
disiplinleraras› iletiflim ve
iflbirli¤ini gelifltirmeyi
hedefleyen uluslararas› bir
oluflumun temelleri at›ld›”
Yar. Doç. Dr. K. Yalç›n Ar¤a: “Sistem Biyolojisi
Sürdürülebilirli¤e Katk› Sa¤layacak”
Günümüzde biyolojik araflt›rmalar
esasl› bir de¤iflim geçiriyor. Bu
de¤iflimin simgesi olan Sistem
Biyolojisinde en basit bakterilerden
insana kadar genifl bir spektrumdaki
biyolojik sistemlerin gerek
çevreleriyle gerekse de sistem içi
dinamik etkileflimlerinin
ayd›nlat›lmas› hedefleniyor. Bunun
için, matematiksel ve istatistiksel
yöntemler biyolojik veriler ile
bütünlefltirilerek modeller gelifltirilir
ve bu modeller kullan›larak karmafl›k
dinamik biyolojik süreçlerin
anlafl›lmas›, kontrolü ve gelifltirilmesi
konular›nda yeni hipotezler üretilir.
Sistem biyolojisi, son on y›lda
oluflturdu¤u yeni dalgalarla birlikte
yeni fikirler, yeni araçlar ve yeni
veriler ortaya koyarak biyolojik
araflt›rmalar› zenginlefltirdi. Sistem
yaklafl›m› ile üretilen yüksek boyutlu
veriler, analiz çal›flmalar›n›
gözlemlenebilir ufkumuzun ötesine
zorluyor ve 5-10 y›l gibi k›sa bir süre
içerisinde, sa¤l›k hizmetlerinde,
endüstriyel biyoteknolojide ve
sürdürülebilir kalk›nmada ses
getirecek, uygulanabilir ilerlemeler
sunmas› bekleniyor. Araflt›rma
grubumuz bünyesinde
gerçeklefltirilen çal›flmalarda,
ekstremofilik mikroorganizmalar›n
metabolizmas›n› ayd›nlatan yüksek
boyutlu modeller oluflturuldu.
Oluflturulan modellerin bilgisayar
ortam›nda benzetimi yoluyla
biyopolimer ve biyoetanol üretim
süreçlerinin verimlerini ve h›zlar›n›
art›rmak amaçl› yeni üretim stratejileri
gelifltiriliyor ve gelifltirilen hipotezler
laboratuvarda test ediliyor.
yolojisi yaklafl›mlar› ile ekstremofilik
organizmalar›n endüstriyel biyoteknolojide kullan›m› aç›s›ndan Türkiye’deki tek araflt›rma grubuyuz. Gerek
grubumuzun bilimsel altyap›s›, gerekse laboratuvar altyap›m›z ve gerçeklefltirdi¤imiz üst düzey uluslararas›
yay›n ve projeler düflünüldü¤ünde;
araflt›rma grubumuzun bu rekabetçi
ortamda ayakta kalabilecek güç ve olgunlu¤a eriflti¤ini söyleyebiliriz. 5-10
y›l gibi k›sa bir süre içerisinde, sistem
biyolojisinin sa¤l›k hizmetlerinde, endüstriyel biyoteknolojide ve sürdürülebilir kalk›nmada ses getirecek, uygulanabilir ilerlemeler sunmas› bekleniyor. Grubumuzun bu vadede hedefi,
endüstriyel biyoteknolojide oluflmas›
beklenen geliflmelerin gerçekleflmesi
esnas›nda izleyici de¤il, bizzat gelifltirici ve uygulay›c› olabilmek. Bu do¤rultuda, farkl› endüstri sektörlerindeki problemlere üniversite ve sanayi ortakl›¤›nda çözüm üretmenin çok
önemli oldu¤unu düflünüyoruz. Bizim
çal›flmalar›m›z›n yaflama geçmesi için
akademisyen, sanayi ve ticaret iflbirli¤inin sa¤lanmas› çok önemli. Bu kapsamda özellikle ekolojiyle ilgili konularda sektörler ve disiplinleraras› iletiflim ve iflbirli¤ini gelifltirmeyi hedefleyen uluslararas› bir oluflumun temelleri at›ld›; bizler de bunun hayata geçmesi için elimizden gelen tüm deste¤i
sa¤l›yoruz.
Bu çal›flmalar›n sonucunun, biyoetanol üretiminde, g›da krizini tetikleme
tehlikesi tafl›yan enerji tar›m›n›n yerini alabilece¤ini düflünüyor musunuz?
ÖNER: At›k kaynaklar›ndan yeni jenerasyon biyoyak›t üretim teknolojilerinin konvansiyonel teknolojilerin yerini alaca¤›n› düflünüyoruz. Son y›llarda
bu konudaki geliflmeler h›zla ilerliyor
ve bu teknolojik geliflmeler, insanlar›n
ekolojik konularda gittikçe daha fazla
bilinçlenmesiyle birleflerek ülkelerin
EKOIQ / KASIM 2010
71
ebru toksoy
10/27/10
4:02 PM
Page 72
Bilim
Dr. Faruk Küçükafl›k:
“Biyopolimerin
Maliyetini Yedi Kat
Düflürdük”
Biyopolimerler maalesef yüksek
üretim maliyetleri yüzünden hâlâ
piyasada hak ettikleri gerçek yeri
alam›yor. Bo¤aziçi Üniversitesi
Çevre Bilimleri Enstitüsünde
tamamlad›¤›m doktora çal›flmalar›m
kapsam›nda, levan polimerinin
pazar potansiyelinin art›r›lmas›
amac›yla, ekonomik ve çevreye
duyarl› flekilde üretimi için farkl› at›k
kaynaklar›n›n uygunlu¤unu
araflt›rd›m. Üretim için, ekonomik
aç›dan katma de¤eri çok az olan
melas gibi endüstriyel tar›m yan
ürünlerini ya da portakal posas› gibi
tar›msal at›klar› kulland›k.
Besin de¤eri bak›m›ndan çok
zengin olan bu yan ürünler ve
at›klar kullan›ld›¤›nda, piyasa
de¤eri çok yüksek olan bu
biyopolimerin mikrobiyal üretim
miktar›n›n da oldukça önemli
seviyelere ç›kt›¤› belirlenmifl
durumda. Birim biyopolimer bafl›na
üretim maliyetini flu an için bile 7
kattan fazla düflürmemiz bence çok
önemli bir baflar›d›r. Devam eden
çal›flmalar bize bu oran›n çok daha
azalaca¤›n› gösteriyor ve bir
mühendis olarak, bu olumlu
sonuçlar›n faydal› bir endüstriyel
ürüne dönüflmesinin
emeklerimize de¤er kataca¤›n›
düflünüyorum.
IBSB Grubunda çal›flan doktora ö¤rencisi Deniz Köflebent’in Bioetanol Projesi için
mikroskop alt›nda Saccharomyces cerevisiae yani maya hücreleri üzerinde çal›fl›rken
çekti¤i bu foto¤raf, sanki bir mesaj gibi. Bakal›m ekstrem flartlarda yaflamay› baflarabilen
bu mikroorganizmalar, ekstrem bir hal alm›fl olan enerji probleminin çözümüne katk›
sa¤layabilecek mi?
enerji politikalar›n› bile yönlendiren
büyük bir güç yarat›yor. Bu gücün artmas› e¤itim ve araflt›rma ile mümkündür. fiu anda biyoetanol, petrol kaynakl› yak›tlara en iyi alternatif olarak
kabul ediliyor. Ancak enerji sorununa
farkl› çözümler gelifltirmek amac›yla
laboratuvar ortam›nda yapay canl›lar›n üretildi¤i günümüz teknolojisinin,
çok yak›n bir zamanda global enerji
dengelerini bafltan afla¤› de¤ifltirecek
bir buluflla yeni bir vizyon kazanaca¤›n› düflünüyoruz.
Bir tahmin yürütmenizi istesek, e ks tremo fillerden enerji üretimi endüs triyel anlamda ve kapsaml› olarak ne
zaman gerçeklefltirilebilir? Ne kadar
büyük bir enerji kayna¤› olabilece¤ini
tahmin ediyorsunuz?
72
KASIM 2010 / EKOIQ
ÖNER: Ekolojik problemler, iklim de¤iflikli¤i, petrokimyasal enerji gibi sorunlara çözüm aray›fl› da ekstremofilik mikroorganizmalara fokuslanmay›
tetiklemifl durumda. Son befl y›lda,
Amerika’da bu mikroorganizmalar›n
enerji üretimiyle ilgili araflt›rmalara
büyük ölçekte fonlar ayr›lmaya baflland›. 2008 y›l›nda Forbes dergisinde
yay›nlanm›fl olan bir makalede,
“Energy Superbugs” olarak nitelendirilen ekstremofilik mikroorganizmalar›n yeni enerji ekonomilerinin oluflumunda kilit rol oynayaca¤› belirtildi.
Tüm bu veriler göz önüne al›nd›¤›nda,
ekstrem flartlarda yaflamay› baflarabilen bu mikroorganizmalar›n, ekstrem
bir hal alm›fl olan enerji probleminin
çözümünde büyük katk› sa¤layacaklar› kesindir. m
ebru toksoy
10/27/10
4:02 PM
Page 73
w w w. r e n e x - e x p o. c o m
09 - 12 ARALIK 2010
‹STANBUL FUAR MERKEZ‹ / CNR EXPO / 1-3. Salon
ECO
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri, Enerji Verimlili€i ve Yal›t›m Fuar›
Düzenleyen
Destekleyen
Sektörel Bas›n Sponsoru
Beybi Giz Plaza No.: 28 Kat: 2
Daire : 3-4 Maslak / ‹stanbul
Tel : 0.212.2903333
Fax : 0.212.2903332
e-mail : [email protected]
www.sodex.com.tr
bp greenpeace
10/27/10
4:07 PM
Çevre Koruma
74
KASIM 2010 / EKOIQ
Page 74
10/27/10
4:07 PM
Page 75
PETROL
KUMARDIR
Sistemin bu flekilde sürmesine izin
vermenin bir cinayet oldu¤unu
görmek için sadece foto¤raflara
bakmak bile yeterli. 20 Nisan
2010’da Meksika körfezindeki
BP’nin derin deniz petrol sondaj
kuyusunda meydana gelen
patlaman›n sonuçlar›n› araflt›ran
Greenpeace Arctic Sunrise
araflt›rma gemisinin ve bilim
insanlar›n›n ortaya ç›kard›¤› son
bulgular, felaketin gerçek
sonuçlar›n›n hâlâ tam olarak
ortaya konmad›¤›n› da gösteriyor.
© Daniel Beltra / Greenpeace
bp greenpeace
Yaz›: Deniz SÖZÜDO⁄RU
Greenpeace Akdeniz ‹letiflim Sorumlusu
EKOIQ / KASIM 2010
75
bp greenpeace
10/27/10
4:07 PM
Page 76
© Daniel Beltra / Greenpeace
Çevre Koruma
N
isan ay›nda Meksika Körfezi’nde BP’nin “Deepwater
Horizon” platformunun patlamas›n›n ard›ndan bütün gözler
bölgeye ve petrol endüstrisine çevrildi. Yaklafl›k 205 milyon galon ham
petrol denize kar›flt›. Peki, bu kaza
ilk miydi? Hay›r. Son mu olacak?
Petrol aramak için kazd›kça, daha
fazla risk alaca¤›z. Her kaza oldu¤unda kendimize soruyoruz, nas›l
önleyebilirdik diye. Önlemenin tek
yolu, denizafl›r› petrol aramaktan
vazgeçmek ve petrole olan ba¤›ml›l›¤›m›zdan kurtulmakt›r. Daha kaç
hayatla, ekosistemle ve ekonomiyle
kumar oynayaca¤›z? Art›k hatalar›m›zdan ders ç›karman›n ve fosil yak›tlar› afl›p, temiz enerjiye yüzümüzü dönmenin zaman› geldi.
Aylarca petrol s›zan Körfez’de
ekosistemin gerçekte ne kadar etki-
lendi¤ini anlamak üzere Greenpeace, bir grup bilim insan›yla bölgeye
gitti. Yaklafl›k üç ay önce Florida sahillerinden ayr›lan Greenpeace gemisi Arctic Sunrise’da bulunan ba¤›ms›z bilim insanlar› bölgede araflt›rmalar yap›yor. Keflif gezisinin
farkl› aflamalar›nda farkl› bilim insanlar› kat›l›yor geziye ve her biri
kendi uzmanl›k alan›na göre, deniz
dibinden su yüzeyine, planktonlardan balinalara kadar ekosistemin
tümünü inceliyor.
Eylül ay›nda, gemideki araflt›rma
ekibi, Mississippi yak›nlar›ndaki
Horn Adas› k›y›lar›nda BP petrol felaketinden kalan petrole bölgede hâlâ rastland›¤›n› ispatlad›. Gemide
bulunan Bilimsel Araflt›rmalar Koordinatörü Adam Walters ve Greenpeace Okyanus Kampanya Sorumlusu Phil Kline, kumda küçük delikler
© Kate Davison / Greenpeace
76
KASIM 2010 / EKOIQ
10/27/10
4:07 PM
Page 77
© Kate Davison / Greenpeace
bp greenpeace
Petrol Felaketleri Tarihi
EKOIQ / KASIM 2010
© Kate Davison / Greenpeace
Aylarca petrol s›zan Körfez’de ekosistemin
gerçekte ne kadar etkilendi¤ini anlamak üzere
Greenpeace, bir grup bilim insan›yla bölgeye gitti.
b 1969 y›l›nda, Santa Barbara petrol
s›z›nt›s› da Güney California’da Santa
Barbara plajlar›na kadar bulaflan bir
kazayd›. 10 günlük süre içinde, 80
bin -100 bin varil ham petrol yay›ld›
ve 10 binden fazla kufl ölümüyle
sonuçland›. Bu felaket 1970'li y›llar›n
çevre hareketinin k›v›lc›m›d›r ve
ony›llard›r süren U.S. Pasifik ve
Atlantik k›y›lar› sondaj moratoryumu
için bafllang›ç olmufltur.
b Dünyan›n ikinci en büyük petrol
s›z›nt›s›, Ixtoc I de BP derin deniz afeti
gibi patlamayla, Meksika’daki
Campeche Körfezinde meydana
geldi. Bu olay iki mil derinde sondaj
patlamas›yla Haziran 1979’da
meydana gelen ve Mart 1980’e
kadar kontrol alt›na al›namayan bir
kazayd›. Faturas›: Üç milyon varil
petrolün ekosisteme yay›lmas›.
b Belki de dünyan›n en büyük petrol
felaketi, Mart 1989’da Alaska’da
gerçekleflen Exxon Valdez’di.
Petrolün yay›lma zaman›, uzak ve
muhteflem konumu, binlerce
kilometre yay›lmas› yabani hayat
zenginli¤i aç›s›ndan tam bir felaket
oldu. Bu s›z›nt›n›n etkileri hâlâ gözle
görülebilir ve insanlar ve bölgedeki
hayvanlar taraf›ndan yirmi y›l sonra
bile hissedilir durumda.
77
bp greenpeace
10/27/10
4:07 PM
Page 78
Çevre Koruma
Karadeniz de Körfeze Benzemesin
2 Eylül’de baflka bir petrol endüstrisi
felaketi yine ayn› bölgede, Meksika
Körfezinde meydana geldi. Vermillion
380 patlad›¤›nda 13 kiflinin yaflam›n›
tehlikeye soktu. Geçti¤imiz on y›l
içinde 69 kifli aç›k deniz petrol
aramalar›nda öldü, 858 yang›n ve
patlama vakas› oldu.
Oysa Ekim bafl›nda ‹ngiltere hükümeti
ülkenin karasular›nda ilk kez petrol
aramas› yap›lmas›na izin verdi. Baflta
Amerika olmak üzere, hükümetler
petrole verdikleri teflviklere devam
ettikçe kazalar sürüp gidecek.
Amerikan hükümeti hâlâ, petrol
aramak için çok büyük teflvikler verip,
vergi indirimlerine gidiyor. Petrol
arama alanlar› ve sondaj ekipmanlar›
yüzde 9 gibi çok düflük bir rakamla
vergilendiriliyor. Geçti¤imiz günlerde
alt› ayl›¤›na yasaklanan aç›k deniz
petrol arama faaliyetleri de,
Amerika’daki parlamento seçimleri
öncesinde yine bir seçim malzemesi
olarak kullan›larak, kald›r›ld›.
Okyanusun di¤er taraf›nda bunlar
yaflan›rken, Türkiye’de de denizde
petrol arama faaliyetleri art›yor.
Karadeniz’de flu anda 12 sondaj
çal›flmas› var. Chevron da
Karadeniz’de üç petrol arama kuyusu
açaca¤›n› aç›klad›. Oysa petrol
flirketleri güvenlikten çok, kendi maddi
ç›karlar›n› gözetiyor. Bu flirketler,
Karadeniz’deki bal›kç›l›k, ekosistem
veya yerel halk› zerre kadar
umursam›yor. Hükümetin de tek yönlü
bir politika benimseyerek yaln›zca
petrol üretimine odaklanmas›, bizi geri
dönüflü olmayan bir sürece
sürüklüyor. Petrol üretimi yerine,
tüketimini azaltmaya yönelik vizyon ve
stratejileri benimsemek tek çözüm.
Greenpeace, güvenli, petrole olan
ba¤›ml›l›¤›ndan kurtulmufl bir
Türkiye’ye inan›yor ve Karadeniz’in,
Meksika Körfezinin kaderini
paylaflmas›n› istemiyor.
açt›klar›nda, yüzeyin yaklafl›k 30
santimetre derinli¤inde petrole bulanm›fl kum tabakalar›na ulaflt›lar.
Horn Adas› k›y›lar›nda bulunan petrol, henüz s›z›nt›n›n temizleme operasyonunun yap›lmad›¤›n›n ve Körfez ekosisteminin tehlikede oldu¤unun aç›k bir göstergesiydi.
500 Kilometre Uzakta Petrol ‹zleri
Ba¤›ms›z bilim insanlar›n›n kat›ld›¤›
analiz sonuçlar›, Obama’n›n k›z›yla
denizde yüzerken verdi¤i karelerden
oldukça farkl›... Ekim ay›nda bile petrol kal›nt›lar›na, felaketin meydana
geldi¤i yerin 300 mil (500 km) bat›s›nda ve suyun 1000 metre alt›nda
rastland›. Bu araflt›rman›n “ba¤›ms›zl›¤›” ise, BP veya Amerikan hükümeti taraf›ndan fonlanmamas›ndan
geliyor. Araflt›rma, yaln›zca petrolden
kurtulmak gerekti¤ini düflünen bireylerin destekleriyle gerçeklefliyor.
Dr. Rainer Amon, farkl› noktalardan deniz suyu örne¤i almak, sudaki
© Daniel Beltra / Greenpeace
78
KASIM 2010 / EKOIQ
10/27/10
4:07 PM
Page 79
© Daniel Beltra / Greenpeace
bp greenpeace
A¤›zdan al›nan petrol de ölümlere neden olabiliyor. Petrol, sindirildikten
sonra ani ölümlere yol açmad›¤› durumlarda da, akci¤er ve üreme ile ilgili
hastal›klara kap› aral›yor.
çözünmüfl oksijen oran›n› tespit etmek için Arctic Sunrise gemisini bir
araflt›rma platformu olarak kulland›. Teksas Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Oflinografi departmanlar›nda
ö¤retim görevlisi olan Dr. Amon,
araflt›rma sonuçlar›n› flu flekilde aktar›yor: “Ald›¤›m›z örneklerde belirgin oranda oksijen eksilmesi gözlemledik. E¤er kazan›n gerçekleflti¤i
yerden 500 km uzakl›kta, deniz suyunda bir oksijen eksilmesi sözkonusuysa, bu yaln›zca petrol bulaflmas›yla olabilir. Bu da hükümetin
aç›klad›¤› gibi petrokimyasallar git-
ti söylemiyle ters düflüyor.”
Doktor Amon’un araflt›rmas›ndan
ayr› bir araflt›rma yürüten Cliff Nunnally, denizalt› ekolojisti olarak okyanus taban›nda 1300 metre derinlikte ve kazadan 8 km uzakl›kta dip
tortusundan örnekler alarak inceledi. Yüksek oranda petrol kokan bu
örnekler, on y›l önce ayn› yerde yap›lan araflt›rmalarla k›yaslanarak, bu
ekosistemin flu anki konumu hakk›nda bilgi verecek. Bu da, Meksika
Körfezi’nde deniz suyuna yüklü miktarda bulaflan petrolün etkilerini anlamam›z› sa¤layacak.
Petrol Denize Kar›flt›¤›nda
Neler Oluyor?
Petrolün suya kar›flt›¤› zaman yaratt›¤› etkileri farkl› aflamalarla incelemek gerekiyor. S›zan petrolün uçucu
organik k›s›mlar› buharlaflarak s›z›nt›n›n boyutunu yüzde 20-40 oran›nda azalt›yor. Suda çözünebilen
bölümleri suya kar›fl›yor, geri kalan
petrolün bir k›sm› derinlere inerken
di¤er k›sm› da yüzeyde kal›yor. Çok
uzun zaman içinde bu kal›nt›lar›n
büyük bölümü çözülüyor olsa da, bu
çözülme ancak on y›llara yay›lan
uzun bir zaman diliminde gerçekleEKOIQ / KASIM 2010
79
bp greenpeace
10/27/10
4:07 PM
Page 80
Çevre Koruma
flebiliyor. Yüzeye yak›n yaflayan hayvanlar petrole bulan›yor ve kendilerini s›cak tutam›yorlar. Bu durum,
nefes almak için yüzeye ç›kmak zorunda olan, özellikle yunus ve balinalar için de bir tehdit oluflturuyor.
Kald› ki çözünerek suya kar›flan ve
gittikçe görünmez hale gelen petrol
de deniz yaflam›nda çok önemli bir
yer tutan mikroorganizmalar taraf›ndan yutularak besin zincirinde
bozulmalara neden olacak etkiler
yarat›yor.
Meksika Körfezinde pek çok farkl›
tür deniz memelisi var; kambur balinalar ve denizay›lar› gibi nadir türler
zaman zaman bölgede görülüyor.
Nesli tehlikede olan Atlantik mavi
yüzgeçli orkinoslar›n›n da say›l› üreme alanlar›ndan birisiydi Meksika
Körfezi. Ayr›ca yaflam›n› burada sürdüren bir kaflalot (sperm whale) popülasyonu, katil balinalar ve pek çok
farkl› yunus türü de var; petrolden
etkilenmeleri, uzun vadede türün
devaml›l›¤›n› riske sokacak.
A¤›zdan al›nan petrol de ölümlere
neden olabiliyor. Petrol, sindirildikten sonra ani ölümlere yol açmad›¤›
durumlarda da, akci¤er ve üreme ile
ilgili hastal›klara kap› aral›yor ve bu
da ekosistemde uzun dönemli hasarlara neden oluyor. Petrol s›z›nt›lar›
denizdeki larvalar için de ölümcül.
Organik alt tabakalar› zehirleyen
petrol, bal›klar›n besin zincirini etkiledi¤i için, s›z›nt›, bal›kç›l›k endüstrisini de farkl› flekillerde etkilemifl
oluyor. Bu etkilerin, Körfez k›y›s› boyunca uzanan ticari bal›kç›l›k alanlar›na ve karides çiftliklerine ulaflmas›
da olas›. Bu anlamda özellikle istiridye çiftlikleri tehdit alt›nda, çünkü yap›lar› nedeniyle istiridyelerin petrol
partiküllerini, kimyasal seyrelticileri
ve petrole bulanm›fl planktonlar› sindirmesi olas›. Bu nedenle Körfez’den
elde edilen deniz ürünlerinin tüketi80
KASIM 2010 / EKOIQ
© Todd Warshaw / Greenpeace
Milyonlarca galon petrolün körfez sular›na s›zd›¤›
aylar pek çok bal›k ve deniz memelisi için
yumurtlama ve çiftleflme dönemiydi.
© Mannie Garcia / Greenpeace
10/27/10
4:07 PM
Page 81
© Mannie Garcia / Greenpeace
bp greenpeace
Greenpeace Neler Yapt›?
1. ‹lk ba¤›ms›z araflt›rma:
Greenpeace’in bölgeye ça¤›rd›¤›,
petrol s›z›nt›lar› konusunda deneyimli
uzmanlar ve di¤er bilim insanlar›
felaketin çevresel etkilerinin ba¤›ms›z
bir de¤erlendirmesini yaparak bir
rapor yay›nlad›lar.
© Chuck Cook / Greenpeace
2. Yerel halkla çal›flma ve
protestolar: Greenpeace, di¤er çevre
gruplar›yla birlikte halk›n sesi olarak
Baflkan Obama’y› felaket bölgesini
flahsen ziyaret etmeye ve aç›k deniz
petrol kuyular› hakk›nda duruflunu
de¤ifltirmeye ça¤›ran bir mektup
gönderdi. Dünyan›n çeflitli yerlerinde
Greenpeace gönüllüleri taraf›ndan
gösteriler düzenlendi.
me sunulmadan önce dikkatli bir flekilde incelenmesi gerekiyor.
BP petrol felaketi, gerçekleflti¤i
zaman itibariyle de Körfez ekosistemi için y›k›c› etkiler oluflturdu. Milyonlarca galon petrolün körfez sular›na s›zd›¤› aylar pek çok bal›k ve deniz memelisi için yumurtlama ve
çiftleflme dönemiydi. Bu dönemde
pek çok türün, daha önce oluflturduklar› yuvalama alanlar›nda kal›yor olmas›, petrole maruz kalma sürelerini de uzatt›. Felaketin deniz
ekosistemi üzerindeki tüm etkilerini
flimdiden söylemek imkans›z olsa
da, bölgenin çok say›da nadir ve tehlike alt›ndaki türe ev sahipli¤i yap›yor olmas›, Körfezin hassas ekosistemini korumaktaki aciliyetin alt›n›
çiziyor. m
3. Politik bask›: Greenpeace, BP ve
do¤ay› kirleten di¤er flirketlerin
sorumlu tutulmas›, Amerikan
Kongresi dahil pek çok karar vericinin
harekete geçmesi için birebir
görüflmeler gerçeklefltirdi. Bu
görüflmelerde aç›k denizlerden petrol
ç›kar›lmas›n›n yasaklanmas› ve petrol
ba¤›ml›l›¤›n›n Enerji [D]evrimi yolu ile
azalt›lmas› talepleri vurguland›.
ABD’deki farkl› federal hükümet
kurumlar›na yasal yollardan
baflvurarak, felaketten sonra
kullan›lan kimyasal seyrelticiler,
hükümetin BP ve di¤er petrol
flirketleriyle iletiflimi, deniz yaflam›
üzerindeki etki ve petrol ç›karma
güvenlik düzenlemelerinin
duyurulmas›n› talep etti.
4. Do¤rudan eylemler:
Gerçeklefltirilen do¤rudan eylemlerle
tüm dünyan›n dikkatini petrol
ba¤›ml›l›¤›n›n tehlikelerine çekti. Bu
eylemlerde aç›k denizlerde petrol
aranmas›na acilen bir yasak
getirilmesi, fosil yak›tlara olan
ba¤›ml›l›¤›n sona ermesi ve temiz
enerjilerin desteklenmesi, iklim
© Mannie Garcia / Greenpeace
de¤iflikli¤inin önüne geçecek güçlü
kanunlar ve uygulamalar oluflturulmas›
ve Enerji [D]evriminin teflvik edilmesi
gerekti¤i vurguland›.
‹lk eylemde, Greenpeace eylemcileri
Londra’daki BP Genel Merkezi’ne
‘British Polluters’ (‹ngiliz Kirleticiler)
yaz›l› bir bayrak ast›.
Ard›ndan, Londra'daki 46 BP
istasyonu, Greenpeace eylemcileri
taraf›ndan kapat›ld›. Tüm
istasyonlardaki petrol ak›fl›n› sa¤layan
dü¤me kapat›ld› ve tekrar aç›lmamas›
için güvenli bir flekilde söküldü. Bir
istasyonda ise Greenpeace
t›rman›flç›lar› BP'nin eski logosunu,
çevreyi kirleten imaj›n› daha iyi
yans›tan aday logolardan biri ile
de¤ifltirdi.
5. BP logo yar›flmas›: Greenpeace,
BP’nin çevreyi kirleten imaj›na daha
uygun olacak yeni bir logo tasar›m›
yar›flmas› bafllatt›. Üç ay önce bafllayan
ve bu hafta içinde sonuçlanan
yar›flmaya 2000’in üzerinde kat›l›m
oldu; 25 binin üzerinde insan oy verdi.
6. Bölgede araflt›rma: Greenpeace
gemisi Arctic Sunrise, ba¤›ms›z bir
araflt›rma için üs görevi gördü. Üç ay
önce Körfez’e giden gemideki bilim
insanlar› denizalt› ekosistemi ve
denizsuyu örnekleri alarak
incelemelerde bulundu.
EKOIQ / KASIM 2010
81
edip s6
10/27/10
4:09 PM
Page 112
Oralar
Oscar’›n
Yeflili...
Avustralyal› sanatç› Cate Blanchett ve
yazar efli Andrew Upton, Sydney’de
sahip olduklar› büyük tiyatro binas›n›
bafltan afla¤›ya yeflil enerjiyle çal›fl›r
hale getirdiler.
Geçen yüzy›llardan kalma bir yük
ambar› olan flimdiki tiyatro binas›,
Sydney Liman›nda, bütün dünyan›n
tan›d›¤› ünlü opera binas› ve Sydney
Köprüsü’nün hemen oralarda, çok göz
önünde. Cate ve Andrew, sineman›n
geçici, ama tiyatronun kal›c› oldu¤una
iman etmifl bilinçli ayd›nlar. Bu nedenle, tiyatrolar›n› canla baflla yönetiyor ve tarihi binas›n› koruyorlar.
Binay› bundan sonra, çat›s›na konulan 2 bin günefl panelinden sa¤lanacak
elektrik ›s›t›p, so¤utacak. Bu yeni teknolojinin, binadaki her tuvalete, her
radyatöre, her muslu¤a, her ampule
ulaflmas› için ayr›nt›l› bir yenileme yap›ld›. Su tasarrufu sa¤lamak amac›yla
bütün musluklar›n debisi düflürüldü.
Çat›dan akacak ya¤mur suyunu depolamak üzere bir düzenek kuruldu. Bu
su, temizlikte ve bahçe sulamada kullan›lacak. Binada ortaya ç›kan bütün
g›da ve yemek at›klar›, bina d›fl›nda bir
yerde gübreye dönüfltürülecek. Ne kadar enerji kullan›ld›¤›n› gösteren bir
sayaç, bütün müflterilerin görece¤i bir
yere yerlefltirildi. Sayaç, enerji tasarrufunu gösteriyor.
Ülkemizde henüz bilincine varamad›¤›m›z, akl›m›za bile getiremeyece¤imiz yo¤unlukta bir kurakl›k ve iklim
de¤iflikli¤i yafl›yor Avustralya. Zaten
hep kurakt›. Bu yüzden, suyun de¤erini bilen ve anlayan bir nüfustu. Sular›
flar-flar kullanmayan, bunu önleyen
sistemleri ve yasalar› vard›.
82
KASIM 2010 / EKOIQ
Dünyada sadece Avustralya’da bulunan baz› bitki ve hayvan türleri, iklim de¤iflikli¤inden en önce etkilenecek ve belki yok olacak. Bu nedenle ülkede çevre bilinci had safhada. Zaten
dünyada ilk ciddi yeflil hareket, Avustralya’n›n güneyinde, Tazmanya Adas›nda 1972’de bafllam›flt›. Buras› dünyan›n dibiydi, öte ucuydu ama çevrecilik, taa oralardan nerelere kadar yay›ld›... Avustralya’da, bu tarihsel ve kültürel özelli¤i nedeniyle bugün “‹klim
De¤iflikli¤i ve Çevre Bakanl›¤›” var.
fiimdi, ülkenin en tan›nm›fl sanatç›lar›ndan biri, sahibi oldu¤u, kamuya
aç›k bir mekanda enerji sorununa çözüm getiriyor. Bu, bir reklam de¤il: Cate’in evindeki dufl bile sadece 3 dakika
akmaya ayarl›ym›fl. Evin bütün enerjisi güneflten sa¤lan›yormufl. Yani, milletin gözünü boyamak için yapm›yor
tiyatrosundaki yenilemeyi.
Dünya, sadece çok baflar›l› ve güzel
de¤il, çevre sorunlar›na duyarl›, küresel ›s›nmay› özümsemifl olan bu sanatç›ya durup bakmak ve onu örnek almak durumunda...
Avustralya hükümeti, tiyatro yenileme iflleminin, Sydney’de benzer çal›flmalara heves uyand›rmas›n› umuyor. Bu amaçla projeye 1.2 milyon Dolar verdi. Cate ve Andrew, kendi birikimlerinden ve sponsorlardan 3.3 milyon Dolar daha koydular. Ve bütün bu
çabalar›n›, bir blog açarak orada anlatt›lar.
edip s6
10/27/10
4:09 PM
Page 113
Edip Emil ÖYMEN
Eko ‹ndeks Bafll›yor
Amerika’da 100 flirket, çevreye
ne kadar sayg›l› olduklar›n› göstermek amac›yla Eco-Index
ad›nda bir ölçüt kullanmaya karar verdi. Aralar›nda Nike, Levi
Strauss, Timberland, Adidas,
Columbia, Brooks Sports ve Target gibi markalar›n bulundu¤u
flirketler, “nas›l” üretim yapt›klar›n› aç›klayacak. ‹lk kez bu kadar çok say›da ve dünyaca tan›nan flirket böyle bir uygulama
için bir araya gelmifl bulunuyor.
ABD’de biliflim ürünlerinin,
çevreye en uygun koflullarda
üretilmesini sa¤layan bir ölçüt
1992’den beri kullan›l›yor: ABD Çevre Koruma Kurumu
(USEPA) taraf›ndan uygulanan “Enerji Y›ld›z›” (Energy
Star). Bu, en az›ndan biliflim sektörü için yol gösterici. fiimdi, biliflim d›fl› flirketler de Eco -Index’le USEPA’y› örnek alacaklar.
Lüks tüketim markalar› Eco-Index’te yok. Ve zaten bu sistem, tamamen beyana göre olacak. fiirket, hammadde tedarikçisine çevre korumayla
ilgili sorular soracak. Kendi üretim
sürecine dair bilgi verecek. Bütün bu
data Eco-Index’te de¤erlendirilip, ortaya bir “yüzde” ç›kacak. fiirket, bu
“yüzde”ye bakarak daha çevreci önlemler alabilir ya da almaz, kendi bilece¤i ifl. Ama tüketici, al›flverifl karar›n›
Eco-Index’e bakarak verebilir.
Örne¤in Timberland, tek bir ayakkab› üretiminde ne kadar
karbondioksit yaratt›¤›n›n
hesab›n› tutuyor. Bunu,
ayakkab› kutular›na yaz›yor. Ayr›ca, kutulara “Siz, ne
tür bir ayakizi b›rak›yorsunuz?” diye soran etiketler
koyuyor.
A¤ac›m›z Bildiriyor: “Nedir Bu Gürültü?”
Brüksel’in güneyine düflen Cambre Korulu¤unda yüzy›ll›k bir gürgen a¤ac› teknoloji üssüne çevrildi:
*Nem, ayd›nl›k gibi hava durumunu izleyen duyargalar
*Karbondioksit ve ozon ölçümü
*‹nce toz ve egzoz ölçümü
*Mikrofon
*Wi-fi verici
*Web kameras›
A¤açtaki duyargalar, toplad›klar› veriyi
wi-fi ile bir merkeze gönderecek. Orada bu
veriler yaz›, video, görüntü ve ses olarak
de¤erlendirilecek. Yaz›lar ve ses, a¤ac›n
web sitesine... Video, YouTube’a... Görüntüler, flickr’a... A¤ac›n Facebook ve twitter
adresi de var.
Amaç, herkese, a¤açlar›n maruz kald›¤› (asl›nda insanl›¤›n maruz kald›¤›)
çevresel stres ö¤elerini yarat›c› bir flekilde anlatmak. A¤ac›n “düflünceleri”
sosyal paylafl›m sitelerine gönderiliyor.
A¤açtan elde edilecek her veri, bilgiye
dönüfltürülecek. Bir koruda, görece korunakl› bir a¤ac›n “bile” maruz kald›¤›
çevre stresinin öyküsü yaz›lacak.
Ya¤murun sesini, sitede dinliyorsunuz. Ayn› zamanda, a¤ac›n bu konudaki
“düflüncesi” kenarda yaz›yor! “Ya¤mur,
yapraklar›m› y›k›yor.”
A¤aç bazen flikayet ediyor. Trafi¤in
yo¤un oldu¤u anlarda: “Trafikten hofllanm›yorum.” Ya da siren seslerinin ard›ndan: “Nedir bu gürültü?”
EKOIQ / KASIM 2010
83
elektrikli dudut
10/27/10
Ulafl›m
84
KASIM 2010 / EKOIQ
4:10 PM
Page 84
elektrikli dudut
10/27/10
4:10 PM
Page 85
Önyarg›lar› Parçalamak ya da…
Elektrikli
Araçlar›n
Gelece¤i
Elektrikli araçlar›n gelece¤iyle ilgili ard›
ard›na piyasa araflt›rmalar› yay›nlan›yor.
Financial Times’›n Nielsen araflt›rma
flirketine yapt›rd›¤› çal›flmaya göre, ABD
ve ‹ngiltere’de tüketicilerin yüzde 75’i
elektrikli araç almay› düflünüyor ama bu
araçlar için konvansiyonel otomobillerin
fiyat›ndan daha fazla para vermek
istemiyorlar. Ünlü dan›flmanl›k flirketi
Deloitte’un Ekim ay›nda yay›nlad›¤›
araflt›rma raporundaysa, 2020 y›l›nda
dünyada yaklafl›k 13 milyon elektrikli
arac›n kullan›mda olaca¤› tahmin
ediliyor. Ama her koflulda karbon
sal›ms›z araçlar›n önündeki en büyük
engel “zihniyet” gibi duruyor.
Biliyorsunuz, önyarg›lar› parçalamak,
atomu parçalamaktan daha zor...
EKOIQ / KASIM 2010
85
elektrikli dudut
10/27/10
4:10 PM
Page 86
Ulafl›m
E
lektrikli araçlar›n yayg›n bir
flekilde kullan›lmas› fikri gerçekten çok heyecan verici. Bu,
çevrenin korunmas› ad›na at›lm›fl büyük bir ad›m olacak, zararl› gazlar›n
sal›n›m›, petrol tüketimi, petrole ba¤›ml›l›k azalacak. Ancak elektrikli
araçlar›n kullan›m› ile ilgili baz› soru
iflaretleri var ve bunlar›n büyük k›sm›
da olay›n ekonomik boyutu. Bu yaz›da,
elektrikli araçlar üzerine gelifltirilen
baz› argümanlar›, dünyada yaflanan
tart›flmalar› ana hatlar› ile ele almaya
çal›flaca¤›z, bu parlak buluflun neden
kolayca uygulamaya geçirilemedi¤ine
bakaca¤›z.
‹lerleyen bölümlerde de görülece¤i
gibi konu bir bak›ma “zihniyet meselesi.” Yani tüketicilerin davran›fl kal›pla-
r›n› k›rabilme hadisesi; onlar› miyopluktan kurtar›p, konuya daha uzun vadeli bakabilmelerini sa¤layabilme
mevzuu. Ancak, büyük iktisatç› Keynes’in “Uzun vadede hepimiz zaten ölmüfl olaca¤›z” laf›n› iktisat ilmi tedris
etmeyen s›radan bir tüketici bile gündelik deneyimlerinden bilir ve “Bana
ne 50 y›l sonras›ndan yahu!” der. Elektrikli araçlar›n geliflimi üzerine yap›lan araflt›rmalar›n da gösterdi¤i gibi,
insanlar flu andaki k›sa vadeli maddi
ç›karlar›n› daha uzun vadeli getirilerin
önüne, hem de bir hayli önüne koyuyor. Dedi¤imiz gibi; konu bir zihniyet
de¤iflimi oldu¤u kadar ekonomik bir
veçheye de sahip. Yani bir maliyet-kâr
hesab› yapmak gerekir ve görüldü¤ü
kadar›yla otomobil flirketleri bu hesa-
b› yapm›fl ve ortada kârl› bir durum
gördüklerinden bu ifle çoktan soyunmufllar. Ancak sektörün dinamikleri
ve yüzy›ll›k yerleflik düzen (otomobil
kültürü diyelim biz buna) elektrikli
araçlar gibi radikal bir de¤iflikli¤in hemen uygulamaya geçmesinin önünde
engel teflkil ediyor. Zihniyet de¤iflimi
yan›na, bir de bu yüzden, kamunun
(maddi) deste¤ini koymak gerekiyor.
Mesela Alman hükümeti 2020 y›l›nda bir milyon elektrikli arac›n kullan›mda olmas›n› planl›yor; bu rakam
ABD’de yine bir milyon, Çin’de ise dört
milyon. GM 2009’da iflas›n efli¤ine
geldi¤inde Beyaz Saray yönetiminin
flirkete destek sa¤lamas›n›n nedenlerinden bir tanesi de GM’nin gelifltirdi¤i elektrikle çal›flan Volt modeliydi.
Alman hükümeti 2020 y›l›nda bir milyon elektrikli arac›n kullan›mda olmas›n› planl›yor;
bu rakam ABD’de yine bir milyon, Çin’de ise dört milyon.
86
KASIM 2010 / EKOIQ
elektrikli dudut
10/27/10
4:10 PM
Page 87
Renault-Nissan flirketinin
baflkan› Charles Ghosn
2020 y›l›na kadar Avrupa’daki
her on yeni araçtan bir
tanesinin elektrikle çal›flan
otomobil olaca¤›n›
öne sürüyor.
Ancak, ekonomik gerçeklerle, olmas› gerekenler her zaman örtüflmüyor. Çevresel ya da sosyal aç›dan istenilir ve gerekli olanla, (ekonomik) hayat›n gerçekleri birbirinden uzak yerlere düflebiliyor. Elektrikli araçlar iyidir. bunu herkes kabul ediyor. Ancak
elektrikli araçlar› kitlesel olarak kullan›ma sokmak (neticede bir metad›r
bu) o kadar kolay de¤ildir. ‹nsanlar›n
al›flkanl›klar›n›n neredeyse kemikleflti¤i otomobil gibi bir alanda yeni
bir ürünü pazarlamak oldukça büyük
bir risk. Tüketiciler bir ürünün ne kadar (mesela çevre için) faydal› oldu¤unu düflünse de bazen yüksek fiyatlar yüzünden onu talep etmeyebiliyor
(k›sa vadeli ç›karlar uzun vadelilere
galebe çal›yor). Elektrikli araçlar da
bunun bir örne¤i.
1900’lerin Bafl›nda Elektrikli Araçlar
Hemen herkes flu konuda hemfikir;
elektrikli araçlar çevrenin korunmas›
aç›s›ndan önemlidir (tabii bu noktada
elektrikli araçlarda kullan›lacak enerjinin hangi kaynaklardan -nükleer mi,
fosil yak›tlar m›, yenilenebilir kaynaklar m›- elde edilece¤i de önem kazan›yor). Asl›na bak›l›rsa elektrikle çal›flan
araçlar, son y›llarda yo¤un olarak gündemde olmas›na karfl›n, yeni bir fley
de¤il. 1890’lar›n sonlar›nda New
York’ta bu araçlar›n taksi olarak kullan›ld›¤›n› görüyoruz. 1900’lerin bafl›nda ABD’de kullan›lan araçlar›n yüzde
38’i elektrikle, yüzde 22’si benzinle çal›fl›yordu. Temiz ve sessiz olmalar› sebebiyle tutulan, halk›n sevdi¤i araçlar-
d› bunlar. Ancak, benzinle çal›flan
araçlar›n daha uzun mesafeleri kat
edebilmesi, petrolün eskisine k›yasla
daha kolay ç›kar›lmas› ve petrol ürünlerinin da¤›t›m›n›n h›zlanmas› ve elbette Ford gibi flirketlerin kitlesel olarak benzinle çal›flan araçlar üretmesi
(ki böylece otomobillerin fiyatlar›
ucuzlad›) gibi sebeplerle elektrikli
araçlar popülerli¤ini yitirdi. Ancak
elektrikle çal›flan araçlar üzerindeki
çal›flmalar, benzinli araçlar›n piyasadaki tekel konumuna ra¤men, daha
sonraki y›llarda da devam etti. Bugün,
aralar›nda Nissan, Toyota, GM, Renault, Mitsubishi gibi devlerin de bulundu¤u birçok flirket elektrikli araç modelleri üretiyor, yeni teknolojiler üzerinde çal›fl›yor.
Renault-Nissan önümüzdeki iki y›l
içinde elektrikle çal›flan dört Nissan ve
iki Renault modelini piyasaya sürecek.
Renault-Nissan flirketinin baflkan›
Charles Ghosn 2020 y›l›na kadar Avrupa’daki her on yeni araçtan bir tanesinin elektrikle çal›flan otomobiller olaca¤›n›, Prius gibi hibrid modellerin de
benzer bir piyasa pay›na sahip olaca¤›n› öngörüyor. Ghosn’a göre elektrikle
çal›flan araçlar›n klasik otomobillerle,
hükümet deste¤i olmaks›z›n rekabet
edebilmesi için, her modelin üretimin
rakam›n›n en az 500 bin civar›nda olmas› gerekiyor.
EKOIQ / KASIM 2010
87
elektrikli dudut
10/27/10
4:10 PM
Page 88
Ulafl›m
Al›flkanl›klar, Menzil ve Ölçek
Ekonomisi
Peki, üreticilerin bu türden sorunlar›
varken, tüketici taraf›nda durum ne?
Nielsen araflt›rma flirketinin Financial
Times için yapt›¤› bir çal›flma, ABD ve
‹ngiltere’de tüketicilerin yüzde 75’inin
elektrikli araç almay› düflündü¤ünü
ama bu araçlar için konvansiyonel
otomobillerin fiyat›ndan daha fazla
para vermek istemediklerini gösteriyor. ‹flin enteresan (belki de insan› karamsarl›¤a sürükleyen) taraf›, tüketicilerin elektrikli araçlar› çevre üzerindeki olumlu etkileri yüzünden de¤il,
benzin masraflar›n›n azalaca¤› düflüncesiyle istiyor olmalar›. PricewaterhouseCooper’›n (PWC) 2009 y›l›nda yapt›¤› bir araflt›rma elektrikli araçlar›n›n
fiyatlar›n›n normal araçlar›n fiyat›ndan 7 ila 20 bin Dolar daha fazla olaca¤›n› gösteriyor. Örnek verelim; Nissan’›n Leaf modelinin ABD’deki sat›fl
fiyat› 25.280 Dolardan, ‹ngiltere sat›fl
fiyat› 23.990 Pounddan bafll›yor.
GM’nin Volt modeli piyasaya ABD’de
33.500 Dolardan, ‹ngiltere’de 25 bin
Pounddan sürülecek. ‹nsanlar hayat›
(ya da “h›zland›r›lm›fl hayat›” diyelim)
yakalayabilmek için çok h›zl› hareket
etmek istiyor (elektrikli araçlar klasik
otomobillerden daha yavaflt›r), araba-
Türkiye’nin ‹lk fiarj
‹stasyonu Saraçhane’de
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi (‹BB)
ve Renault taraf›ndan imzalanan
protokol kapsam›nda 2011 y›l›nda
hizmete girecek olan elektrikli
otomobiller için ilk ad›m at›ld› ve
‹stanbul’daki ilk flarj istasyonu ‹BB’nin
Saraçhane’deki otopark›na konuldu.
Tan›t›m toplant›s›nda konuflan
‹stanbul Enerji A.fi. Genel Müdürü
Adnan Çelik, flarj altyap›s›n› kurmak
için dört ayr› firmayla ba¤lant›
kurduklar›n› aç›klad›. Elektrikli
araçlara yönelik ‹stanbul’daki ilk dört
flarj istasyonunun Cihangir, Bostanc›,
Kad›köy ve Balmumcu’da kurulaca¤›
da duyuruldu.
Japonya’daki Yeni Enerji ve Endüstriyel
Teknolojiler Gelifltirme Kurumu,
mevcutlar›ndan 10 kat daha verimli çal›flan
ve araçlar›n menzilini 1500
kilometreye ç›kartacak
bataryalar üzerinde
çal›fl›yor.
88
KASIM 2010 / EKOIQ
lar› gece boyunca flarja takmak düflüncesi (benzin istasyonlar›nda depoyu
doldurman›n 5 dakika sürmesiyle k›yas edildi¤inde) pek de hofllar›na gitmiyor. Tabii, saatte 250-300 km h›z
yapan bir araban›n, saatte 30 km h›zla
akan metropol trafi¤inde ne ifle yarad›¤›, bilmem kaç bin beygir gücündeki
bu araçlar›n kaç beygirinin tampon
tampona giden kent trafi¤inde kullan›ld›¤› gibi sorular sorulabilir ama tüketim ve gösterifl toplumunda böyle
sorular anlams›z kalacakt›r.
Araçlarda kullan›lan bataryalar›n fiyat› flu anda oldukça yüksek (arac›n fiyat›n›n üçte ikisi.) Bu bataryalarla kat
edilebilecek mesafe 150 km civar›nda
ve flu anda bu araçlar için gerekli altyap› da mevcut de¤il. Bütün bunlar,
klasik otomobillerle k›yasland›¤›nda
elektrikli araçlar› çekici olmaktan ç›kart›yor. Elektrikli araçlar›n üretimi
kitlesel bir boyut kazand›¤›nda, ölçek
ekonomileri devreye girecek ve bataryalar›n fiyat› kaç›n›lmaz olarak düflecek. Öncelikle bu kritik efli¤e ulaflabilmek, elektrikli araçlar için kitlesel bir
pazar yaratabilmek gerekiyor. Japonya’daki Yeni Enerji ve Endüstriyel Teknolojiler Gelifltirme Kurumu, mevcutlar›ndan 10 kat daha verimli çal›flan
ve araçlar›n menzilini 1500
kilometreye ç›kartacak
bataryalar üzerinde çal›fl›yor. Kurumun amac›
bu bataryalar› 2020 y›l›na kadar kullan›ma sokmak.
Dan›flmanl›k flirketi Deloitte’›n
yapt›¤› bir baflka araflt›rmaya göre
Amerikal›lar›n dörtte üçü elektrikli araçlar›n menzili 300
mil olmad›¤› sürece böyle bir
otomobil almay› düflünmüyor. Deloitte’›n araflt›rmas›
ayr›ca elektrikli araçlar› almaya
e¤ilimli tüketicilerin yeni teknolojilere h›zla adapte olan insanlar oldu¤unu gösteriyor. Bunlar da genellikle
elektrikli dudut
10/27/10
4:10 PM
Page 89
ortalaman›n üzerinde gelire sahip,
genç insanlar. Bu modelleri büyük ihtimal ikinci arabalar› ve çevreye duyarl›l›klar›n›n bir göstergesi olarak
kullanacaklar› belirtiliyor.
2020 Y›l›nda Kaç Elektrikli
Araç Olacak?
Deloitte’un Ekim ay›nda yay›nlad›¤›
bir araflt›rma raporunda 2020 y›l›nda
dünyada yaklafl›k 13 milyon elektrikli
arac›n kullan›mda olaca¤› tahmini yap›l›yor (bu rakam› 2 milyon düzeyinde
telaffuz eden araflt›rmalar da var.) Ancak yine ayn› araflt›rmada 2020 y›l›nda dünyada 100 milyon civar›nda arac›n sat›lmas› beklendi¤i belirtilerek,
elektrikli araçlar›n pazar pay›n›n önümüzdeki on y›l içinde düflük seviyelerde kalaca¤›n›n alt› çiziliyor. ‹nsanlar›n
çevreye karfl› duyarl›l›klar›ndaki art›fl›n, petrol fiyatlar› konusundaki endiflelerin tüketicileri elektrikli araçlara
yöneltebilece¤i tahmini üzerinden
elektrikli araçlar›n gelece¤inin parlak
“‹smi Ankara Olsun”
‹stanbul’dan sonra flarj istasyonlar›
için gereken altyap› için ad›m atan
ikinci büyük flehir Ankara oldu.
Renault Mais Afi ile “S›f›r Sal›ml›
‹flbirli¤i Haz›rl›k Program›”na imza
atan Ankara Büyükflehir Belediyesi
Ankara çap›nda elektrikli araç
altyap›s› kurmak için dü¤meye bast›.
‹mza töreninde konuflan Ankara
Büyükflehir Belediye Baflkan› Melih
Gökçek, elektrikli araçlar›n
avantajlar›n› s›ralarken benzinli bir
arac›n 100 kilometrede 25, mazotlu
arac›n 18, elektrikli arac›n ise sadece
2,5 TL’lik bir tüketim yapt›¤›n›
vurgulad›. Melih Gökçek, bu
avantajlardan en çok taksicilerin
yararlanaca¤›n› söyledi. Ankara
Belediyesi, Renault Mais taraf›ndan
üretilecek olan ikinci elektrikli araca
Ankara ad›n›n verilmesini istiyor.
LEED ve BREAM gibi çevredostu bina sertifikalar›nda,
elektrikli arabalara park yeri önceli¤i veriliyor.
oldu¤u düflünülüyor. Pike Research
araflt›rma flirketi 2015 y›l›na kadar
dünyada 3,2 milyon adet elektrikli
araç sat›laca¤›n› öngörüyor ki bu da
sat›fllarda 2010-2015 döneminde ortalama y›ll›k yüzde 106’l›k bir art›fla tekabül ediyor. Pike Research’e göre Çin
en büyük elektrikli araç pazar› olacak.
Çin’de 2015 y›l›na kadar yaklafl›k 900
bin elektrikli arac›n sat›lmas› bekleniyor; bu da dünyadaki toplam sat›fllar›n
yüzde 27’sine karfl›l›k geliyor. Araflt›rmaya göre ABD’de ise 2015’e kadar
840 bin civar›nda elektrikli araç sat›lm›fl olacak.
Enerji Sektörü ve Elektrikli Araçlar
Elektrikli araçlarla otomotiv ve enerji
sektörü aras›nda yak›n bir planlama,
koordinasyon ve iflbirli¤i gerekiyor.
Sistem yayg›nlaflt›¤›nda elektrik tüketimi artacak ve bu da enerji flirketleri
için yeni bir kâr kap›s› demek. Öte
yandan uzmanlar, elektrikli araçlar›n
yayg›nlaflma h›z›n›n düflük olaca¤›
gerçe¤inden hareketle, bu yeni nesil
araçlardan kaynaklanan elektrik talebinde k›sa vadede bir patlama beklemiyor. Yine kimi uzmanlara göre elektrikli araçlar enerjiyi depolayan maki-
neler gibi bir iflleve de sahip olacak ve
örne¤in elektrik kesintisi gibi durumlarda (bataryalar› sayesinde) bir enerji kayna¤› olarak kullan›labilecek. Tabii bu da evlerde kullan›lan elektrik
ak›m sistemlerinde baz› de¤ifliklikler
yap›lmas›n› gerektirecek. Enel, EDF,
RWE ve Vattenfall gibi birçok enerji
flirketi otomotiv flirketleriyle iflbirli¤ine bafllad› bile. ‹talyan Enel, Daimler,
Renault ve Piaggio ile elektrikli araç
flarj istasyonu altyap›s› üzerine çal›fl›yor. ‹ngiliz EDF, flimdiden 85 istasyon
kurmufl durumda ve 2012 Olimpiyatlar›na kadar Londra’ya 550 flarj noktas›
açacak.
Dedi¤imiz gibi, hem üretim taraf›nda hem de tüketiciler taraf›nda kapsaml› sorunlar bulunuyor. Tabii ortada
bir “tavuk mu, yumurta m›” durumu
oldu¤undan söz edebiliriz. Tüketiciler
flu anda pahal› oldu¤u için uzak duruyor ama talep artmad›kça elektrikli
araçlar›n maliyeti de düflmeyecek.
E¤er hükümetler bu ifle as›l›r da bir flekilde fiyatlar›n düflmesi sa¤lan›r ve tüketicilerin zihniyeti de “yeflillenirse”,
o zaman iflin arkas› gelecek ve belki de
art›k otomobillere “çevre dostu” araçlar olarak bakabilece¤iz. m
EKOIQ / KASIM 2010
89
geridonusum atolye
10/27/10
4:14 PM
Page 90
Sivil Toplum
‹BB Kad›n Koordinasyon Merkezi Geridönüflüm Atölyesi
BURADA HAYAL
GÜCÜNE SINIR YOK
Gaz bidonundan oturma grubu, kad›n çoraplar›ndan masa lambas›,
deterjan fliflelerinden sehpa, klasörden abiye kad›n çantas› olur mu?
Olur, tabii e¤er siz hayal ederseniz. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n
Koordinasyon Merkezinin Geridönüflüm Atölyesi, “Çevre bilincine sahip
toplumlar›n hiçbir zaman çöpü olmayaca¤›n›n” canl› kan›t› gibi…
Yaz›: Bilge D‹CLEL‹
90
KASIM 2010 / EKOIQ
Foto¤raflar: Özgür GÜVENÇ
geridonusum atolye
10/27/10
4:14 PM
Page 91
Ç
a¤layan Meydan›nda, inflaat›
devam eden yeni adliye binas›n›n tam karfl›s›ndaki leylak
renkli binalar hiç dikkatinizi çekti mi?
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n
Koordinasyon Merkezi, bu binalarda
ikamet ediyor. Ya¤murlu bir ‹stanbul
gününde merkezin geridönüflüm konusundaki çal›flmalar›na tan›kl›k etmek üzere içeri giriyorum. Merkezin
dan›flman› Emine Ç›nar Akal›n’›n hoflgeldin karfl›lamas› ya¤murun yol açt›¤› hoflnutsuzlu¤umu gideriveriyor.
Emine Han›m, geridönüflüm atölyesi
hakk›nda k›saca bilgi veriyor; anlatt›klar›n› gözlerimle görmem için o merak etti¤im mekâna, geri dönüflüm
atölyesine yöneliyoruz.
Kap›da bizi atölyenin neredeyse her
fleyi olan Nurten Mamo karfl›l›yor.
Ifl›klar yan›nca flafl›r›p kal›yorum. Etrafta gördü¤üm nesnelerin geridönüflümle herhangi bir ilgisi olabilir mi?
Yoksa buras› bir antikac› dükkân› m›?
Nurten Han›m’la sohbetimiz böyle
bafll›yor.
“Bol miktarda ba¤›fl geliyor.
bir metre danteli bile
atm›yorum. Kumafl,
kurdele, ne bulursam,
depoda bekletiyorum.
Zaman içerisinde onlar›n
bize bir faydas› oluyor”
Nurten Mamo
Emine Ç›nar Akal›n
“Burada Geri Dönüflüm Yap›yoruz”
Burada gördü¤ünüz her fley at›lan,
kullan›lmayan nesnelerden yap›lm›fl
süs eflyalar›d›r. Mesela bu, meyve kasas›ndan yap›lm›fl bir sehpa. Onun yan›ndaki tencereden yap›lm›fl bir sehpa. Di¤er yandaki ise deterjan kutular›ndan. Tabii at›k kumafllar ve benzeri
malzemelerle özel bir tasar›m haline
getiriyoruz.
fiu oturma grubu gaz bidonlar›ndan
yap›lm›flt›r. Buradaki boy aynas› da
ütü masas›ndan tasarlanm›fl bulunuyor. Makyaj aynalar›m›z var; örne¤in
fluradaki tost makinesi ve tavadan yap›lmad›r. Yan taraftaki makyaj aynas›
ise, gazoz kapaklar› ve tavadan.
fiu anda fazla bir fley kalmad›. Ramazan ay› boyunca Feshanede’ydik.
Yüzlerce model vard›. Orada satt›k.
Bunlar kalan örnek modeller.
EKOIQ / KASIM 2010
91
geridonusum atolye
10/27/10
4:14 PM
Page 92
Sivil Toplum
Tost makinesi ve
tavadan yap›lm›fl
makyaj aynas›
Tavadan
yap›lm›fl
saat
Bir de enstrümanlar›m›z var. Eski
bir sandalye kenar› veya sopan›n yard›m›yla flekillendiriyoruz. Antika gibi
duruyorlar.
Buradaki ürünlerin bir ikincisi yoktur. Hepsi farkl› farkl›d›r. Bu görmüfl
oldu¤unuz kek kal›b›ndan, flu ise eski
CD’lerden yap›lm›fl bir keman. 280 tane gazoz kapa¤›ndan yap›lma bir keman da vard›…
Genelde evlerde kullan›lacak eflyalar tasarl›yoruz. Sehpalar, oturma
gruplar›, abajurlar. Bak›n, burada bir
abajurumuz var. Bayan çoraplar›ndan
yap›lm›fl bir abajur bu. ‹çinde eski
CD’ler var, CD’leri destek olarak kullan›yoruz.
Mesela bunlar klasör ürünleri. Burada klasörden yap›lma bir çantam›z
var. Bu da gene klasörden yap›lma bir
abiye çantam›z. Burada hayal gücüne
s›n›r yok! fiu da pofletlerden yap›lma
bir aynam›z.
“Hammaddeler Ba¤›fl Geliyor”
Bol miktarda ba¤›fl geliyor. Bir metre
danteli bile atm›yorum. Kumafl, kurdele, ne bulursam, depoda bekletiyorum. Zaman içerisinde onlar›n bize bir
faydas› oluyor. Giysiler geliyor, ev eflyalar› geliyor. Bir parça dantel olabilir,
bak›n burada boncuklar var. Burada
bir püskül var, iplikler... Her fley ifle yar›yor. Her fleyi de¤erlendiriyoruz.
Merkezimizde ay›klama yap›l›yor.
92
KASIM 2010 / EKOIQ
Baflka ay›klama merkezlerini de geziyorum. Çünkü bu mekânlar› dolafl›rken gördü¤üm bir nesne akl›ma bir
fley getiriyor. Örne¤in bir ara bol miktarda yo¤urt kovas› geldi. Genelde yo¤urt kovalar›ndan saks› yap›l›r. Ama
bu gördü¤ünüz tabure, üç adet yo¤urt
kovas›ndan yap›ld›. Tabii ki destekler
yap›yoruz. Bunun içinde iskelet var.
Bu tabure 150 kiloya kadar tartabiliyor. Bu çok özel bir ürün oldu¤u için
bütün sergileri dolaflt›. O kadar kifli
üzerine oturdu, hiçbir fley olmad›. Burada görmüfl oldu¤unuz her fley çok
sa¤lamd›r.
Ramazanda Feshane’de sergi aç›yoruz. Burada da uygulama yap›yoruz.
Zaman zaman kermeslerimiz oluyor.
Tabii, buraya gelip sat›n almak da
mümkün. Hediye almak isteyenlere
kap›m›z aç›k.
Nas›l Bafllad›k?
Bir kermesimiz olmufltu, kermesten
sonra bir hayli malzeme eksikli¤imiz
vard›. Malzemelerin bitti¤i noktada
bafllad›m. Ne yapabilirim, nas›l yapabilirim derken bahçede dolafl›yordum.
Hurdaya ayr›lm›fl tavalar vard›, bundan bir saat yapay›m dedim. Sonra
bakt›m ki malzemeden çok fley yokmufl. Çorap sökü¤ü gibi geldi arkas›.
Bütün bunlar› görenler, “Çok masraf yap›yorsunuz, ne gere¤i var?” diyor. Burada gördü¤ünüz her fley geridönüflüm. Tabii el eme¤i var. Do¤ru.
Ama boyalar› bile sat›n alm›yoruz; elimizde ne varsa, onu kullan›yoruz.
“Geridönüflümü
Yaflarken Ö¤rendim”
Üç buçuk y›l el sanatlar› ö¤retmenli¤i
yapt›m. Bir temelim var, ama geridönüflümü hiçbir yerde ö¤renmedim, tamamen deneyimlerle ve yaflarken ö¤rendim. ‹lk bafllad›¤›m›zda bu kadar çok
ürünümüz yoktu. Kaplar›n etraf›na
kahve çekirdekleri yap›flt›rarak bafllam›flt›k. Sonra her fley de¤erlendirilmeye baflland›. Gördü¤ünüz flu bastonlardan sehpay› arkadafllarla iddiaya girerek yapt›m. “Bastondan da bir fley olur
mu” demifllerdi. Ben de, “Evet yapaca¤›m, sehpa yapaca¤›m” dedim. Saat
12:00’de sehpa haz›rd›.
geridonusum atolye
10/27/10
4:14 PM
Page 93
Kad›n Koordinasyon
Merkezi Baflkan›
Özleyifl Topbafl:
“Kad›nlar›m›z
Burada Neler
Yapabileceklerini
Görüyorlar”
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n Koordinasyon Merkezi’nin geridönüflüm konusundaki faaliyetleri bu
özel atölyeyle s›n›rl› de¤il. Merkezin
Baflkan› Özleyifl Topbafl geridönüflümün yap›ld›¤› bir baflka atölyeyi, dikifl
atölyesini de görmemi istiyor. Birlikte
dikifl atölyesine giderken Gelinlik
Odas›na u¤ruyoruz. Buras› bir gelinlik
dükkân› gibi; dört bir yanda bembeyaz
gelinlikler as›l›.
Gelinliklerin hikayesini Özleyifl Topbafl’dan dinleyelim: “‹htiyaç sahipleri
merkeze baflvurur, üzerlerine uyan gelinli¤i seçer, giydikten sonra geri getirirler. Gelinlikler her seferinde temizlenir ve tekrar kullan›ma haz›r hale
getirilir. Duvardaki büyük bir çerçevenin içinde bu gelinlikleri giyenlerin foto¤raflar›n› görebilirsiniz.”
Birlikte, gülümseyen gelin ve damat
foto¤raflar›na bak›yoruz. Gelinlikler
genellikle bir kere giyilir. Y›llarca dolaplarda durup çürüyeceklerine neden
tekrar ifle yaramas›nlar? Bu merkez
gelinlik ba¤›fllamak için en uygun yerlerden biri.
“Bafllad›¤›m›zdan bu yana
çok büyük bir yol katettik.
Buradan elde etti¤imiz
gelirlerle farkl› sosyal
projeleri hayata geçiriyoruz”
Özleyifl Han›m’a Kad›n Koordinasyon Merkezi’nin nas›l kuruldu¤unu,
kendisinin ne zamandan beri merkezin bafl›nda bulundu¤unu soruyorum.
“Ben bu merkezle, eflim Büyükflehir
Belediye Baflkan› olduktan sonra tan›flt›m” diye söze bafll›yor Özleyifl Han›m: “Buras› 1999’daki deprem döneminde kurulmufl. Gönüllülerin büyük
katk›s›yla bafllayan çal›flmalar zamanla geliflmifl. Merkezimiz, kad›nla ilgili
pek çok soruna çözüm üretmeyi amaçl›yor ve art›k resmi bir kimli¤e sahip.
Kad›n Koordinasyon Merkezi, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin sosyal
birimlerinden biri.”
Geridönüflüm atölyesinin bulundu¤u binadan ç›k›p yan binaya geçiyoEKOIQ / KASIM 2010
93
geridonusum atolye
10/27/10
4:14 PM
Page 94
Sivil Toplum
Atölyeden ayr›lmadan önce, yaz› çizi iflleriyle hafl›r neflir biri olarak gözümü dikti¤im
klasörden yap›lma abiye kad›n çantas›n› sat›n almay› da ihmal etmiyorum.
Geridönüflümün
Sosyal Merkezi
Burada insanlar evlerinde olan pek
çok fleyi nas›l de¤erlendirebileceklerini
ö¤reniyorlar. Biz bunu bafllat›rken,
birçok fleyi bir arada düflündük.
Mesele sadece burada bizim bir fleyler
üretmemiz de¤il. Kad›nlar›m›z geldikleri
zaman kendileri de neler
yapabileceklerini görüyorlar. Bu ifli
ö¤renenler aras›nda, “ben de benzer
fleyler yap›p sat›yorum” diyenler de var.
En az›ndan bir yere götürece¤i
hediyeyi yap›yor.
Anadolu’dan gelenler de oluyor,
burada ifli ö¤reniyorlar. Baflka
belediyelerin temsilcileri de geldiler,
benzerlerini kendi yörelerinde
oluflturuyorlar.
94
KASIM 2010 / EKOIQ
ruz. Bu arada Özleyifl Han›m heyecanla anlatmaya devam ediyor: “‹lk
baflta böyle bir atölye (geridönüflüm)
yoktu tabii; bu atölyeyi biz kurduk.
Yap›lan bu çal›flmalar›n çok önemli
oldu¤unu düflündü¤üm için elimden
gelen deste¤i verdim. Bafllad›¤›m›zdan bu yana çok büyük bir yol katettik. Örne¤in flimdi görece¤iniz dikifl
atölyesini kurduk. Burada da devaml›
üretiyoruz. Ürünlerin büyük bir bölümü ihtiyac› olan ailelere ulaflt›r›l›yor.
Ayr›ca kermesler için de üretim gerçeklefltiriliyor. Buradan elde etti¤imiz gelirlerle farkl› sosyal projeleri
hayata geçiriyoruz.”
Sonunda, gelen ba¤›fllar›n elden geçirildi¤i ve ifllevlerine göre ayr›flt›r›ld›¤›
bölüme geliyoruz. Koli y›¤›nlar›n› görünce, ba¤›fllar›n merkeze nas›l ulaflt›¤›n› merak ediyorum. Ba¤›fl sahipleri
kendileri mi getiriyorlar, yoksa Merkez
taraf›ndan toplama sözkonusu mu?
“Kendiniz de getirebilirsiniz” diyor Özleyifl Han›m: “Ama Merkezimi ararsan›z, seyyar araçlar›m›z gelip evinizden
de alabilir. S›f›r ya da ikinci el, her türlü
ba¤›fl al›n›yor. K›l›k k›yafet, mutfak eflyalar›, akl›n›za gelebilecek her fley.
Bunlar›n hepsi de¤erlendiriliyor.”
fiimdi girdi¤imiz mekân bir mefruflat ma¤azas›n› and›r›yor. Havlular,
yolluklar, çarflaflar, perdeler… Özleyifl Han›m aç›klamalara devam ediyor: “Örne¤in çarflaf bölümleri kullan›lmaz hale gelmifl kanaviçeli tak›mlar geliyor. Kanaviçelerini ç›kar›yoruz; bunlar› havlu, yast›k ve çarflaf
kenarlar›na monte ediyor ve kermeslerimizde sat›fla ç›kar›yoruz. Ya da
ikinci eller geldi¤inde elden geçiriliyor, y›kanmas› gerekenler y›kan›yor,
ütüleniyor, paketleniyor ve yepyeni
hale getiriliyor.”
Dikifl atölyesinin ütü ve paketleme
bölümlerinin ard›ndan Özleyifl Han›m
bir baflka odan›n önünde duruyor. Buras› çocuk eflyalar›na ayr›lm›fl. Havalar so¤udu¤u için yeni gelmifl k›fll›klar
çoktan yeni sahiplerine ulaflt›r›lm›fl.
Da¤›t›ma haz›r montlar, oyuncaklar ve
giysiler de yeni sahiplerini bekliyor.
Özleyifl Han›m ve ekibine teflekkür
ederek merkezden ayr›l›yorum. Kulaklar›mda dünyaca ünlü bir çevreci
olan Hintli bir kad›n›n, Dr. Vandana
Shiva’n›n sözleri ç›nl›yor: “Çöp, her fleyi atmaya al›flm›fl toplumlar›n at›¤›d›r.
Oysa çevre bilincine sahip toplumlar›n
hiçbir zaman çöpü olamaz.” m
geridonusum atolye
10/27/10
4:15 PM
Page 95
riza kadilar
10/27/10
4:16 PM
Page 96
Tan›t›m
“Tafl Devri, ortada tafl kalmad›¤›
için sona ermedi”
Dr. R›za Kad›lar’›n kaleme ald›¤› “Karbon, F›rsat m›,
Tehdit mi?” tüm dünyan›n tart›flt›¤› karbon sorunu üzerine
Türkiye’de yaz›lm›fl ilk kitap olma özelli¤ini tafl›yor. “150
milyar dolarl›k karbon piyasalar› ve finansman modelleri
Türkiye’ye neler sunuyor?” sorusuna yan›tlar arayan ve
konu hakk›nda bilgi edinmek için halihaz›rdaki en derli
toplu kaynak kabul edilebilecek kitab›n yazar› Kad›lar,
EKOIQ’nun sorular›n› yan›tlad›.
Kitab›n›z›n bafll›¤›yla bafllayal›m is t e r s e n i z . K a r b o n b i r t e h d i t m i , f›rsat
m› sizce ?
Hem tehdit, hem de f›rsat: E¤er bafl›m›z› kuma gömüp "aman bizden uzak
dursun bu de¤iflim" deyip beklersek,
yeni yat›r›m kararlar›m›zda, düzenlemelerimizde onu dikkate almazsak
çok büyük bir "tehdit". Türk ekonomisi henüz birçok alan için çok genç
ve yeni yat›r›mlara aç›k. E¤er bu konuyu dikkatli ele al›rsak o zaman da
büyük bir "f›rsat". Özellikle enerji
üretimi, çevresel düzenlemeler, ulafl›m, elektrik, sa¤l›k, su, tar›m ve ormanc›l›k gibi karbon sal›m› üzerinde
büyük etki tafl›yan alanlarda çok kapsaml› bir yap›lanma içinde olan ülkemizde, karbon faktörü, bu konularda
al›nacak kararlar içerisine do¤ru konumland›r›l›rsa da büyük bir "f›rsat".
Sizi böyle bir kitab› yazmaya iten ne oldu? Neyi hedefliyorsunuz bu kitapla?
Dünyayla her alanda bu kadar entegre olmufl, 1996'dan beri AB Gümrük
96
KASIM 2010 / EKOIQ
Birli¤i içerisinde olan, son befl
y›lda altm›fl milyar dolardan
fazla do¤rudan yabanc› yat›r›m miktar› çekmifl, bankac›l›ktan sigortaya, enerjiden perakendeye kadar
her alanda küresel oyunculara ev sahipli¤i yapan, hatta sosyo-kültürel alanlarda uluslararas› bir aç›l›m içinde olan ülkemizin,
iklim de¤iflimi ve
onun önemli bir alt
bafll›¤› olan karbon
sal›m› konular›nda dünyadan bu
kadar izole kald›¤›n› fark edince,
bu konuda kendi
imkanlar›m ölçüsünde bir katk›da bulunmak istedim. Yani
kitab›n amac› kamuoyumuz nezdinde bu
alanda bir fark›ndal›k
riza kadilar
10/27/10
4:16 PM
Page 97
yaratmak ve konu hakk›nda Türkçe
bir kaynak oluflturarak araflt›rmac›lara, kamu ve özel sektörümüzün
mensuplar›na ve siyasi liderlerimize
bilgi da¤arc›klar›n› gelifltirmeleri
için katk›da bulunmak.
Güzel bir ifade var tan›t›m metniniz de: “Tafl Devri, ortada tafl kalmad›¤›
için sona ermedi .” Bunu biraz açar
m›s›n›z?
Yeni teknolojiler eskisi varl›¤›n› kaybetti¤i için girmedi hayat›m›za. Tarih
boyunca hayat›n her alan›nda hep
böyle olmufl. Buhar makinesiyle çal›flan gemilerin devreye girmesinin nedeni yelkenleri dolduracak rüzgarlar›n bitmesi de¤ildi. Bugüne bakt›¤›m›zda öncekilerden çok daha farkl›
ve çarp›c› bir de¤iflikli¤in efli¤inde oldu¤umuzu görüyoruz. Sera gazlar›yla
ne kadar yak›n bir iliflki içinde oldu¤umuzun, sera gazlar›n›n küresel
›s›nma ile birlikte geri dönüflü imkan-
s›z zararlar verdi¤ini yavafl yavafl fark ediyoruz. Bu durumda
süreci iyi takip etmek, sebep ve
sonuçlar› iyi tahlil etmek büyük
önem tafl›yor. Bu flekilde avantaj sa¤layan bireyler, flirketler,
hatta ülkeler var. Sözün özü,
karbonun hayat›m›z›n tam orta
yerine konuflland›¤›n› kabullenmek ve önüne geçemeyece¤imiz yap›sal de¤ifliklikler gerçekleflmeden inisiyatifi ele almak durumunday›z.
Türkiye bu durumun, yani kar bon bitmeden, karbonsuz eko nomiye geçmesi gerekti¤inin
ne kadar fark›nda?
Enerji sektöründeki flirketler ve
özellikle yabanc› ortakl›klar›
bulunan büyük gruplar konunun kesinlikle fark›nda. Di¤er
sektörlerde flirketler konuyu
uzaktan izliyor ama bir zorun-
“Düflük karbonlu ekonomiye geçifl asl›nda
çevresel kayg›lar›n çok ötesinde
ekonomik, jeopolitik ve
stratejik bir rekabet
faktörüdür”
luluk veya tehdit ortaya ç›kmad›kça
fark›nda olmay› da pek istemiyor. Kamu, konuyu zaman zaman bas›ndan
takip ediyor. Ülkemizi hiçbir yükümlülük almadan, bu konunun mümkün
oldu¤unca d›fl›nda tutmaya gayret
ediyorlar. Kamuoyu ise kesinlikle fark›nda de¤il. Tabii ki çevre ve sürdürülebilir kalk›nma bilinci h›zla art›yor
ülkemizde. Ancak düflük karbonlu
ekonomiye geçiflin asl›nda çevresel
kayg›lar›n çok ötesinde ekonomik,
jeopolitik ve stratejik bir rekabet faktörü oldu¤unu kesinlikle göremiyorlar. Bu nedenle de ne yaz›kt›r ki, düflük karbonlu ekonomiye
geçifl süreciyle ilgili olarak
siyasi liderlerimiz üzerinde
bir kamuoyu, bürokrasi veya ifl dünyas› kaynakl› gerçek
anlamda bir bask› ve yönlendirme bulunmuyor. m
EKOIQ / KASIM 2010
97
kriton curi
10/27/10
4:18 PM
Page 98
Anma
Çevre Deyince Akla Hâlâ Onun Ad› Geliyor
KR‹TON CUR‹
Türkiye’de çevre ve at›k
konular›na dikkat çeken ilk
isim olan Prof. Dr. Kriton
Curi’yi, bundan 14 y›l önce
21 Ekim 1996 tarihinde
kaybettik. Kat› At›k Türk
Milli Komitesinin de
kurucusu ve onursal
baflkan› olan Curi’yi
sayg›yla an›yor; sözü mesai
arkadafllar›, dostlar› ve
ö¤rencilerine b›rak›yoruz…
Gerçek Bir Bilim
‹nsan› Gibi Yaflad›
Ad›na çevre ödülleri da¤›t›lan Prof. Dr.
Kriton Curi, 1945’te ‹stanbul’da do¤du.
1966 y›l›nda Robert Kolej ‹nflaat
Mühendisli¤i bölümünü bitiren Curi, 1974
y›l›nda da ‹stanbul Teknik
Üniversitesinden çevre mühendisli¤i
konusunda doktor unvan›n› ald›.
Ayn› y›l Bo¤aziçi Üniversitesi ‹nflaat
Mühendisli¤i Bölümünde ö¤retim üyesi
olarak göreve bafllayan Curi, 1980 y›l›nda
doçentli¤e, 1988’de de çevre teknolojisi
konusunda profesörlü¤e yükseldi.
1993-96 y›llar› aras›nda B.Ü. Çevre
Bilimleri Enstitüsü Müdürlü¤ü,
1981-82’de B.Ü. ‹nflaat Mühendisli¤i
Bölüm Baflkanl›¤›, 1980-82 ve 1993-96
y›llar› aras›nda B.Ü. Senato Üyeli¤i
görevlerinde bulunan Prof. Dr. Kriton Curi,
Kat› At›k Türk Milli Komitesinin
kuruculu¤u ve baflkanl›¤›n› da yapt›. ‹smi
Büyükada’da bir soka¤a, Kozyata¤›nda
bir parka verilen, ad›na Büyükada’da bir
Hat›ra Orman› kurulan bu büyük isim 21
Ekim 1996 tarihinde bir kalp krizi sonucu
aram›zdan ayr›ld›.
Haberin haz›rlanmas›ndaki katk›lar›ndan
dolay› Prof. Dr. Günay Kocasoy’a sonsuz
teflekkürler.
Foto¤raflar KAKAD arflivinden al›nm›flt›r.
98
KASIM 2010 / EKOIQ
kriton curi
10/27/10
4:18 PM
Page 99
Kendisiyle “Çöp Profesörü” diye dalga geçen o bilim adam›n›
hiç unutmad›m. Baflka bölümlerden kolay geçilecek ders
arayan sosyal bilimler ö¤rencileri olarak kendimizi çetrefil
“çevre sorunlar›n›n” göbe¤inde buluvermifltik. Ama Allahtan karfl›m›zda, a¤z›ndan bal damlayan, en ciddi ve teknik
mevzular› f›kra tad›nda aktarabilen gerçek bir bilim adam›
vard›. O adam Kriton Curi’ydi.
1995 y›l›nda, konunun uzmanlar› d›fl›nda neredeyse herkesin çevre sorunlar›ndan bihaber oldu¤u o dönemde, anfilere s›¤mayan genç zihinlere at›¤›n ne oldu¤unu anlatmaya
çal›fl›p duruyordu: “At›k, yanl›fl yerdeki de¤erli maddeden
baflka bir fley de¤ildir.” Çok sonralar› William McDonough gibi önemli bir araflt›rmac›dan “Beflikten Mezara” ilkesini okudu¤umda, “ben bunu zaten biliyordum” diye düflünmemi, o
öngörülü bilim insan› sa¤lam›flt›.
Bir sosyal bilim ö¤rencisi olmama karfl›n, konuya hem ilgi
duymam›, hem de bir parça da olsa kavrayabilmemi sa¤layan müstesna bir yetene¤e sahipti Curi. Kendi alan›ndaki bilimsel yetene¤ini benim kavramam ve belirtmem yersiz olur
ama iletiflim yetene¤i gerçekten kusursuzdu. Ayr›ca öngörüleri de…
“Vahfli depolama yap›lan bu çöplükler patlayacak” sözü
çok geçmeden gerçek oluyordu. At›k sorununun, baflat sorunlar›m›zdan biri haline gelece¤i iddias›n›n bugün kan›tlanmaya bile ihtiyac› yok. Herfley ortada…
Hastane çöpünden gelen kesik organ parçalar›n› görünce
“imdat” diye nas›l ba¤›rd›¤›n›, çöp alan›ndaki iflçilerin onu
nas›l sakinlefltirdi¤i; neden çöp konteyn›rlar›n›n durmadan
çöp suyunu ak›tt›klar›n›; bu suyun ne kadar tehlikeli oldu¤unu anlat›fl›n› bugün gibi hat›rl›yorum.
Bugün hâlâ bu kadar y›l sonra (15 y›l dile kolay) ne zaman
koyteyn›rlardan s›zan bir çöp suyu görsem, akl›ma Kriton
Hoca geliyor. Çevremdekiler de b›kk›nl›kla, “tamam tamam
Kriton Hocan söylemifl, bu suyun ne kadar tehlikeli oldu¤unu, biliyoruz” diyorlar.
Bugün bir ekoloji dergisi haz›rl›yorsam; bunda onun pay›
var. Ama sadece bunda m›? Türkiye’de at›k dönüflümü konusunda bir yol al›nm›flsa; bununla ilgili çal›flmalar yap›l›yor,
genç akademisyenler konuya e¤iliyorsa, hepsinde Kriton
Hoca’n›n mutlaka bir izi vard›r.
‹nsan ister istemez, 14 y›l önce, 1996 y›l›n›n bir Ekim gününde talihsiz bir flekilde yitirdi¤imiz Kriton Hoca bizden
böylesine erken ayr›lmasayd›, çevre koruma alan›nda biraz
daha ileride olaca¤›m›z› düflünmeden edemiyor.
Ama bir yandan da, Kriton Hoca’y› anman›n en iyi yolu,
b›kmadan usanmadan çevre konusunu gündeme getirmek,
olumsuzluklara karfl› koymak, yap›lan her iyi fleyin arkas›nda durmak. ‹nan›yoruz ki, yüre¤i her daim nefle ile çarpan,
her kötü fleyin iyi yan›n› görmek gibi özel bir yetene¤i olan
Kriton Hoca da böyle isterdi…
fiimdi sözü, bu önemli bilim adam›n› yak›ndan tan›yan
mesai arkadafllar›na, ö¤rencilerine ve dostlar›na b›rak›yor
ve önümüzdeki y›l, 15. Ölüm Y›ldönümünde O’nu çok daha
büyük bir organizasyonla anmay› umut ediyoruz.
Bar›fl Do¤ru
S›rad›fl› bir bilim
insan› ve ö¤retim
görevlisi olan
Kriton Curi,
bazen bütün
s›n›f› al›r Bo¤aziçi
Üniversitesinin
yeflilliklerine ç›kar›r,
dersi do¤an›n
göbe¤inde, esprilerle
süsleyerek anlat›rd›.
EKOIQ / KASIM 2010
99
kriton curi
10/27/10
4:18 PM
Page 100
Anma
“Miras› O Kadar De¤erli ki!”
“Sevgiyle An›yorum”
Kriton Curi ile birlikte ‹stanbul Belediyesi’nin Kompost Tesisleri ihalesini de¤erlendirmek üzere befl kiflilik bir heyetle birlikte 1985 y›l› Eylül ay›nda bat›ya do¤ru hareketle 24 günde
dünyay› dolafl›p ‹stanbul’a do¤udan geri dönmüfltük. Bu çok
enteresan seyahatle birbirimizi çok daha yak›ndan tan›ma f›rsat›m›z oldu. Avusturya, Almanya ve ‹ngiltere’den sonra
ABD’ye, Kaliforniya’ya gitmek üzere uça¤a bindi¤imizde Kriton’u inan›lmaz bir heyecan bast›. Çünkü Kaliforniya’da ço¤u
bizim s›n›ftan veya daha küçük s›n›flardan bir Robert Kolejliler kolonisi vard›. Bu gruba haber verilmiflti ve onlarla birlikte
olacakt›k. Robert Kolejli grupla birlikte olmak kendisini fevkalade heyecanland›rm›flt›. Kendisini yat›flt›rmak çok zor oldu ve arkadafllar› gördü¤ümüzde Kriton inan›lmaz derecede
mesuttu. Bu toplant›da Tamer ve Atilla Akkafl, Avram Ninyo,
Zeki Kat›ran, Deniz Gürsoy ve di¤erleri ile birlikte olmufltuk.
Kolejli olmak, çevreci olmak, ‹stanbullu olmak ve Adal› olmak Kriton için çok ayr› bir tutku idi.
Marmara Bölgesinde de¤iflik belediye ve sivil toplum kurulufllar›na Kriton’un yapt›¤› program çerçevesinde gider baz›
bilgilendirme çal›flmalar› yapard›k. Bu toplant›larda Fahir Borak Nükleer Enerji, Günay Kocasoy Su Kirlili¤i, ben Hava Kirli¤i ve Kriton genel konulara de¤inirdi. Kriton önce beni sonra
Günay Han›m’› konuflturur ve kendisi konuflmas›na bafllarken
“Benden önceki arkadafllar havadan sudan konufltular! fiimdi
biz biraz çevre konular›na girelim” diye bafllar ve en ciddi konular› mizah ve kara mizah kar›fl›m› ile kitlelere mal ederdi.
Kendisini sevgiyle anar›m.
Prof. Dr. Ekrem EK‹NC‹
Ifl›k Üniversitesi Rektörü
100
KASIM 2010 / EKOIQ
Zaman›n Feriköy Sanat ve Kültür Sevenler Derne¤i Baflkan› olarak azalmakta olan Rum cemaatinin ve gençlerinin daha entegre bir toplumda yaflamalar› gayretleri
çerçevesinde, görünürlü¤ü art›ran ve kat›l›mc› bir imkan sa¤layan etkinlikleri gerçeklefltirmeye önem verirdim. 1990’lu y›llar›n bafl›nda Dünya Çevre Gününde Kriton Curi nezaretinde bir aç›k hava etkinli¤i yapmay› hedeflemifl idim.
Rahmetli Hoca gibi, ben de Zo¤rafyon Lisesinden mezun idim. Kendisine telefon ile evden ulaflmaya çal›fl›yordum. Akflamlar› geç saatlere kadar denemelerim neticesiz kal›rken kendisinin Üniversitede çal›flmakta oldu¤unu daha sonra ö¤rendim. Nihayet Hocaya ulaflt›¤›mda K›nal›ada’daki evlerini babam Y. Mimar Vasil
Vingas’›n infla etti¤ini söyledi ve gençli¤inde kendisiyle
tan›fl›kl›¤›ndan dolay› bana sempati ile yaklaflt› ve hemen etkinli¤e katk› sa¤layaca¤›n› belirtti.
Daha sonra fiile’de Belediyenin de ortak kat›l›m› ile
aç›k havada Rum cemaati gençlerinin haz›r bulunaca¤›
bir panel ve çevreye zarar vermeyen ambalajl› g›dalarla
piknik yapmaya kara verdik.
Çevre dostu Patrik Bartholomeos da bu gezide haz›r
bulundu. Hocan›n arac›l›¤› ile Ankara’dan Kemal Anadol
Bey ve hat›rlayamayaca¤›m bir bilim adam› daha geldi.
Herfley mükemmel geçti, güle oynaya gidildi, ilk defa
bir meydanda Rum cemaatine ait bir Dernek faaliyetini
gerçeklefltirmifl olduk. Hep birlikte çevre dostu ürünlerle çay›rlarda piknik yapt›k ve ‹stanbul’a döndük.
Kriton Curi o gün çifte mutluluk yafl›yordu. Hem ait
oldu¤u cemaatin gençleri kendisinin al›fl›k olmad›¤› bir
inisiyatife ön ayak olmufllard› hem de çevre bilinci için
bir katk› daha yapm›flt›.
Bu ortak çal›flma iliflkimizi güçlendirdi. Baflka projeler için hesaplar yaparken O aniden aram›zdan ayr›ld›
ancak miras› o kadar de¤erli idi ki kendisi hala hizmetleri, hedefleri ve emekleriyle kalbimizde ve yaflam›m›zda.
Daha sonra kurulan Kriton Curi Çevre Vakf›nda y›llarca görev ald›m. Ancak rahmetlinin ad›n› tafl›yan bu Vakfa maalesef arzu etti¤im kadar hizmet verememenin
üzüntüsünü yafl›yorum. Umar›m bundan sonra Vakf›m›z toplumdaki yerini al›r.
Kriton Curi’nin ruhu flad olsun.
Selam ve sayg›lar›mla...
Laki V‹NGAS / ‹fladam›
kriton curi
10/27/10
4:18 PM
Page 101
“Ona Çok fiey Borçluyum”
Onu ilk kez 1968 yaz›nda Surveying dersinde asistanl›¤›m›z›
yaparken tan›d›m. Kursun sonunda bize çok zor bir harita
çizdirmiflti. Bizler de ondan intikam almak için (Kriton Abi’yi
tan›yanlar onun “fl” harfini telaffuz ederken zorland›¤›n› bilirler) ondan “she sells, sea shells, on the sea shore” tekerlemesini söylemesini istemifltik. Bozulaca¤›n› ve çuvallayaca¤›n› sanm›fl, ama yan›lm›flt›k. Olay› hoflgörü ile karfl›lam›flt›
ve olay sonras› bize verdi¤i “insanlar›n eksikliklerinin subjektif kavramlar oldu¤u” yönündeki ö¤üdü kulaklar›m›za
küpe olmufltu. Bilahare Kriton Abi’nin ilk tez ö¤rencisi oldum. Mühendislik Binas›’n›n alt kat›nda, flu anda faaliyette
olup olmad›¤›n› bilmedi¤im Hidrolik Laboratuar›nda tezimle
ilgili deneyleri yaparken beraberce birçok kez sabahlam›flt›k. ‹nan›n bu özverinin seneler boyunca artarak bir insan›n
kald›ramayaca¤› boyutlara geldi¤ini bizzat gözledim. Kriton
Curi benim hocam, abim ve can dostumdu. Hocal›¤› kutsal
bir meslek olarak telakki etmemi, ö¤rencilerime düflkünlü¤ümü ve özgüvenimi ona borçluyum diyebilirim.
S. Giray VEL‹O⁄LU
Yap› Kredi Sigorta Genel Müdürü
Adalar Belediyesi,
Kriton Curi’ye olan
vefas›n› bir hat›ra
orman› kurarak
gösterdi.
“Çevre Duyarl›l›¤›n›n Artmas›na
Çok Önemli Katk›lar› Oldu”
Beklenmedik bir flekilde aram›zdan ayr›lan de¤erli arkadafl›m Kriton Curi, çevre alan›ndaki çal›flmalar› yan›nda, insani de¤erleriyle de sadece bizlerde de¤il yurtd›fl›ndaki meslektafllar›nda da derin izler b›rakm›fl bir akademisyendi.
Öyle ki vefat›ndan sonra, kayb›ndan duyduklar› üzüntüyü
sayfalara s›¤d›ramayan en duygusal mektuplar yurtd›fl›ndaki dostlar›ndan gelmiflti.
Kriton’un, bulundu¤u ortamda ilgi çeken, herkese yak›n
bir duruflu vard›. Babacan bir tav›r ve tok bir sesle sundu¤u
ders ve seminerlerinde anlatt›¤› anekdotlar nice gençleri
çevre konular›na m›knat›s gibi çekmifltir. Robert Kolej’de
yapt›¤› bir konuflmas›nda “Bir kifli için akl›n›zdan kötülük
yapmak geçiyorsa kap›s›n›n önüne ufak bir çöp b›rak›n,
oras› k›sa zamanda çöplük haline dönüflecektir” dedi¤i bugün bile ak›llardad›r.
Kriton’un, gecesi gündüzü olmayan bir çal›flma sistemi
vard› ve öyle olmak zorundayd›. Zira kat› at›k konusundaki
faaliyetleri, üzerine ald›¤› sorumluluklar, ö¤rencileriyle
olan çal›flmalar› ve onlara olan ilgisi, tan›nm›fll›¤› giderek
artan boyutlardayd›.
Akademik çal›flmalar›n sonuçlar›n›n toplumla paylafl›lmas›, toplumun refah›na ve yaflam kalitesine katk›s›, ancak toplumun bilinçlendirilmesi ve kat›l›m›yla anlam kazan›r. Kriton’un en önemli özelli¤i ve çabas› iflte bu noktada
kendini göstermifltir: Toplumla kurdu¤u s›cak iletiflim ve
çok yönlü diyalog. Üniversitemizde bafllatt›¤› ve gelifltirdi¤i çevre çal›flmalar›yla Kriton, toplumumuzda çevre duyarl›l›¤›n›n h›zla artmas›na ve bilinçlenmesine çok önemli katk›lar sa¤lam›flt›r. Halka çevre korumas›n› anlatabilmifl ve
bunu önemsemifltir. Pek çok say›da belediye, kurum ve sivil toplum kuruluflu onun seminerlerini izleyerek, birlikte
projelerde çal›flarak kat› at›k konusunda toplum bilincini
artt›rmaya ve sorunlar›n› çözmeye odaklanabilmifllerdir.
Prof. Dr. Gülay ALTAY
B.Ü. ‹nflaat Mühendisli¤i Bölümü
EKOIQ / KASIM 2010
101
kriton curi
10/27/10
4:18 PM
Page 102
Anma
Kriton Curi toplumun her kesimiyle iletiflim
kurmay› becerebilen bir bilim insan›yd›.
Bak›rköy Belediye Baflkan› Ali Talip Özdemir
ve ifladam› Üzeyir Garih’le bir ödül töreninde
(sa¤da) ve akademisyen arkadafllar›yla bir
yurtd›fl› gezisinde (altta). Curi’nin ad›n›n
verildi¤i soka¤›n aç›l›fl töreninde arkadafllar›
ve kardefli (altta sa¤da).
“Dünya ‹nsan›: Kriton Curi”
Dr. Kriton Curi’yi, Türkiye’de çevre bilincinin oluflmas›, çevre sorunlar›n›n ülke gündemine tafl›mas› ve çevre konusunda yapt›¤› çal›flmalarla herkes tan›yor. O’nun ad›n› tafl›yan
yap›tlar, parklar var. Vefal› yerel yönetimler onu gelece¤e tafl›yacak etkinlikler düzenliyorlar. Dostlar› O’nun ad›na bir
vak›f kurdular, Kriton Curi’yi sonsuza dek yaflatmaya çal›fl›yorlar. Ancak O’nu yaflam›nda tan›ma olana¤› bulamam›fl
gençler için, Kriton Curi’nin birkaç kiflisel özelli¤inden söz
edece¤im.
Kriton Bey, -biz ö¤rencileri ve yaflça küçük meslektafllar›
O’na böyle hitap ederdik- çok samimi, nefleli ve esprili bir insand›. Ses tonu yüksek ve t›n›s› farkl›yd›. O’nun ve Demir Demirgil’in kampusa geldi¤i hemen anlafl›l›rd›. Kriton, içten ve
sevecen bir dosttu. Ö¤rencilerinin ve arkadafllar›n›n sorunlar›n› paylafl›r, dertlerini dert edinirdi. Onu, ilk kez Mühendisli¤e girifl derslerinde “çizim dersi hocas›” olarak tan›d›k
ve sevdik. Haks›zl›¤a tahammül edemez, kimden gelirse gelsin, yanl›fl uygulamalara karfl› ç›kard›. Güçlü bir mant›¤› vard›, itirazlar›n› gerekçeleriyle söyler, inatla fikirlerinin arkas›nda dururdu. Dürüst, samimi ve yapmac›ks›z oldu¤u için,
102
KASIM 2010 / EKOIQ
duygusald› da. O’nu en çok üzen fleyler, kendisine ve baflkalar›na yap›lan haks›zl›klar oldu. O’nu k›ranlar art›k o görevlerde de¤iller, O’da art›k aram›zda de¤il, ama sevenlerinin
kalbinde yafl›yor.
Kriton Curi, ülkesini seven ve Türkiye Cumhuriyeti vatandafl› olmaktan gurur duyan biriydi. Askerli¤ini ö¤retim üyesi
olarak Deniz Kuvvetlerinde yapt›. Denizci üniformas›n›n
O’na ne kadar yak›flt›¤›n› hat›rl›yorum.
Kriton Bey, organizasyon yetenekleri de güçlü biriydi. ‹nsanlar› bir araya getirmede ve belirli hedeflere yöneltmede
baflar›l›yd›. Kendisini, 1981 y›l› Kas›m›nda AKM’de bir hafta
süren Uluslararas› Atatürk Konferans›n›n haz›rl›klar›n› yürüten organizasyon komitesinde birlikte çal›fl›rken daha iyi
tan›d›m. O inan›lmaz enerjisi ve detayc›l›¤›yla Kongrenin baflar›s›nda büyük pay sahibiydi. Günümüz Türkiye’sinde yaflanan sorunlar aç›s›ndan birçok yönden örnek al›nacak bir “insan”d›. Ülkemiz bilimine, gençlerin e¤itimine ve çevre bilincinin geliflmesine katk›lar› asla unutulmayacak.
Dr. Mehmet KABASAKAL
Okan Üniversitesi Ö¤retim Üyesi ve Rektör Dan›flman›
kriton curi
10/27/10
4:18 PM
Page 103
izaydas
10/27/10
4:20 PM
Page 104
Kat› At›k
‹ZAYDAfi Genel Müdürü Muhammet Saraç:
“Yüzde Yüz Kapasiteye Ulaflt›k”
Yeflil giriflimlerde kamu geride mi
kal›yor sorusu s›k s›k akla geliyor
ama ‹zmit Belediyesi’nin 14 y›l önce
kurdu¤u ve kat› at›klar›n bertaraf›nda
tüm Türkiye’ye önderlik eden
‹ZAYDAfi, kamunun ve belediyelerin
isterlerse neler yapabilece¤ine dair
çok iyi bir örnek sunuyor. ‹ZAYDAfi
Genel Müdürü Muhammet Saraç,
yeni tesislerden depolama alanlar›na,
rüzgâr türbinlerinden biyogaz
tesislerine kadar uzanan yeni
projelerini EKOIQ’ya anlatt›.
104
KASIM 2010 / EKOIQ
Bize biraz ‹ZAYDAfi’la ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz?
K›sa ad› ‹ZAYDAfi olan ‹zmit At›k ve Art›klar› Ar›tma Yakma ve
De¤erlendirme A.fi., 1996 y›l›nda Entegre Çevre Projesi kapsam›nda ‹zmit Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan kuruldu. fiirketin
yüzde yüzü Kocaeli Büyükflehir Belediyesi’ne ait.
‹ZAYDAfi’›n kurulma amac›, Çevre Kanunu’na uygun olarak evsel ve endüstriyel at›klar›n bertaraf›n› sa¤lamak. Bu çerçevede
‹ZAYDAfi Türkiye’deki ilk at›k bertaraf tesisi olarak bir taraftan
bu at›klar›n bertaraf›n› sa¤larken di¤er taraftan elektrik üretiyor. ‹ZAYDAfi faaliyetleriyle ilgili tüm yasal gereklikleri ödün vermeden yerine getiriyoruz. Bu çerçevede, ISO 9001:2008, ISO
14001:2004 ve OHSAS 18001:2007 standartlar›na uygunluk belgelerine sahibiz.
Ayr›ca, Türkiye Kalite Derne¤i-KALDER, Avrupa Yakma Tesisleri Birli¤i-EURITS, Kocaeli Sanayi Odas›-KSO ve Kocaeli Sanayici
ve ‹fladamlar› Derne¤i-KOS‹AD üyesiyiz.
izaydas
10/27/10
4:20 PM
Page 105
‹ZAYDAfi’›n iflletti¤i tesislerle ilgili
bilgi alabilir miyiz?
Sanayiden kaynakl› tehlikeli endüstriyel tehlikeli at›klar›n yak›larak bertaraf edildi¤i Yakma Tesisimiz 35 bin
ton/ y›l kapasiteye sahip. Tesisin çal›flma prensibi, endüstriden kaynaklanan yanabilir nitelikteki plastik at›klar, kullan›lm›fl ya¤lar, ilaç ve kozmetik at›klar›, petrokimya at›klar›, PVC,
solvent, boya at›klar›, yap›flt›r›c› ve yap›flkanlar, ar›tma çamurlar› vb. tehlikeli at›klar ile klinik at›klar›n yak›larak bertaraf edilmesine dayan›yor.
Tesise kabul edilen “Tehlikeli At›klar›n” beyan›, etiketlenmesi, tafl›nmas› ve bertaraf› Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n ilgili yönetmelikleri çerçevesinde yap›l›yor. ‹ZAYDAfi tesislerine,
patlay›c› ve radyoaktif maddeler,
mezbaha at›klar›, piller ve aküler kesinlikle kabul edilmiyor.
Tehlikeli at›klar, laboratuvar taraf›ndan haz›rlanan günlük yakma menüleri do¤rultusunda, döner f›r›nda
921-1150 oC s›cakl›k aral›¤›nda ve ortalama 95-120 dakika kal›fl süresinde; son yakma odas›nda ise 923-1250
oC s›cakl›k aral›¤›nda ve minimum 2,5
saniye kal›fl süresinde yak›l›yor. Son
yakma odas›ndan ç›kan gaz›n so¤u-
“Sanayiden kaynakl› tehlikeli
endüstriyel tehlikeli at›klar›n
yak›larak bertaraf edildi¤i
Yakma Tesisimiz 35 bin
ton/y›l kapasiteye sahip”
Biyogaz Tesisi: Hem Elektrik, Hem Gübre
Kocaeli Büyükflehir Belediyesi,
TÜB‹TAK MAM ve araflt›rmac› kurum
olarak dört üniversite taraf›ndan 2007
y›l›nda bafllat›lan “Bitkisel ve
Hayvansal At›klardan Biyogaz Üretimi
ve Entegre Enerji Üretim
Sistemlerinde Kullan›m›” projesi
çerçevesinde ‹ZAYDAfi sahas›nda bir
biyogaz ve enerji üretim tesisi
kuruluyor. Yap›m› devam eden tesisin
2010 y›l›n›n sonlar›nda devreye
al›nmas›n› planl›yoruz. Tesisten elde
edilecek 155 metreküp/saat debideki
biyogaz, 350 kW ›s› ve 350 kW
elektrik üretim gücündeki
kojenerasyon ünitesinde
de¤erlendirilecek. Ç›kan ›s›n›n yüzde
30’luk k›sm› tesisin kendi ihtiyac›nda,
kalan k›s›msa ihtiyaç duyulan di¤er
birimlerde kullan›lacak. Üretilen
elektrik ise flebekeye ba¤lant›
yap›larak sat›lacak.
Ayr›ca ifllenmifl materyal nihai olarak
30 ton/gün organik gübre elde
edilecek. Elde edilen gübrenin,
organik yap›s› itibariyle yabanc› ot
tohumu içermemesi, su tutucu içeri¤i
ve zengin mineral kaynakl› yap›s›
sayesinde zirai kullan›ma oldukça
elveriflli olacak.
tulmas›yla buhar üretiliyor; elde edilen buhar da Türbin-Jeneratör Ünitesine gönderilerek maksimum 5,2 MW
elektrik üretiliyor. Üretilen elektrik
enerjisiyle tesisin ihtiyac› karfl›lan›yor; artan k›sm› ise ulusal sisteme sat›l›yor.
Peki yakma ifllemi nedeniyle ç›kan
gazlar konusunda nas›l bir prosedür
uyguluyorsunuz?
Yakma ifllemi sonucu oluflan at›k gaz
içinde toz, CO, CO2, H2O, HCl, HF,
NOx, O2, TOC (Toplam Organik Karbon) ve SO2 emisyonlar›n›n ölçümleri
yap›l›yor. De¤erler, otomatik olarak
kaydediliyor. Bu de¤erler ile Çevre ve
Orman Bakanl›¤› taraf›ndan istenen
yar›m saatlik ve günlük ortalamalar,
kontrol odas›n›n yan› s›ra, bilgisayar
a¤› arac›l›¤› ile; Kocaeli ‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü, Kocaeli Büyükflehir
Belediyesi Çevre Koruma Daire Baflkanl›¤› ve ‹ZAYDAfi Genel Müdürlü¤ü
EKOIQ / KASIM 2010
105
izaydas
10/27/10
4:20 PM
Page 106
Kat› At›k
‹ZAYDAfi’›n yeni
hizmete soktu¤u
At›k Al›m Gemisi,
deniz araçlar›n›n
at›klar›n›
toplayarak ‹zmit
Körfezinin
kirlenmesini de
önlüyor.
taraf›ndan sürekli olarak takip edilebiliyor. Baca gaz› verilerimizi ayn› zamanda www.izaydas.com.tr web sitemizden de yay›nl›yoruz. Yap›lan analiz sonuçlar› da periyodik olarak raporlan›yor. Ölçümlerin; yasal de¤erlerin çok alt›nda emisyon sonuçlar› verdi¤ini söyleyebilirim.
Biraz da düzenli depolama alanlar› n›zdan bahsedebilir misiniz?
Düzenli depolama alanlar›nda, Kocaeli bölgesindeki evlerden kaynaklanan
evsel at›klar ile sanayiden kaynakl›
evsel ve depolanabilir nitelikteki tehlikeli at›klar depolanarak bertaraf
ediliyor. Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan tahsis edilen 800 bin metrekarelik alan›n 367.007 metrekarelik
bölümünde bulunan Solaklar Evsel ve
Tehlikeli Kat› At›k Düzenli Depolama
Alanlar› 1997 y›l›nda infla edildi. Evsel
at›klar için 3.163.000 metreküp kapasiteli 6 adet lot, tehlikeli at›klar için
106
KASIM 2010 / EKOIQ
Rüzgâr Türbinlerinden
Temiz Enerji
969.919 metreküp kapasiteli bir adet
lot bulunuyor. Düzenli depolama sahas›na kabul edilen evsel ve tehlikeli
at›klar, at›¤›n cinsine uygun olan lottaki çal›flma alan›na aktar›l›yor. Kocaeli Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan Dilovas› ilçesinde yap›lan 32 bin
metrekarelik lotun da iflletimi, 2007
y›l› itibariyle ‹ZAYDAfi’a verildi. Tesislere gelen at›klar ifl makineleri yard›m›yla serme/s›k›flt›rma ifllemleri uygulanarak üzeri koku ve olumsuz çevre flartlar›n› önlemek için ara örtü
topra¤› ile kapat›l›yor. Geçirimsizlik
tabakas› üzerinde yer alan drenaj sistemiyle toplanan çöp s›z›nt› sular›
DAF (Ön Ar›t›m Tesisi) ünitesine gönderilerek ön ar›t›m› yap›l›yor ve bu ifllemin ard›ndan kolektör hatt› ile
‹SU’ya ait 42 Evler Evsel ve Endüstriyel At›k Su Ar›tma Tesisine gönderiliyor. Sahadan ç›kan at›k araçlar› tekerlek ve araç y›kama istasyonunda
y›kanarak tesisi terk ediyor.
‹ZAYDAfi yenilenebilir enerji
kaynaklar› konusunda da öncülük
yap›yor. ‹zmit Solaklar ile Gebze’de
Gaziler Da¤›na monte edilen 132
kW kapasiteli rüzgâr türbinleri,
kentimizde rüzgâr enerjisinden de
elektrik üretilebilece¤ini gösterdi.
Her biri y›lda ortalama 100 bin kW
saat enerji üretmektedir.
Çöp Suyu da Ar›t›lacak
Gelece¤e yönelik olarak, çöp s›z›nt›
sular› ar›tma tesisinde çöp suyunun
ar›t›l›p geri kazan›lmas› planlan›yor.
Ar›t›lan suyun bahçe sulamada veya
yol y›kamada kullan›lmas›n›n
hedeflendi¤i Projenin ihalesi
gerçeklefltirildi.
izaydas
10/27/10
4:20 PM
Page 107
“At›k yönetimi sektöründe,
‹ZAYDAfi olarak
bulundu¤umuz konumun ve
sorumluluklar›m›z›n
fark›nday›z”
Peki, bu at›klardan nas›l yararlan›l›yor?
Evsel depolama sahas›nda oluflan gazlarsa dikey gaz bacalar›yla toplan›yor
ve flare sistemleri ile yak›larak bertaraf
ediliyor. Depolama sahalar›nda yap›lan
fizibilite çal›flmalar›nda ve gaz ölçümlerinde 1,2 MW kapasiteli bir elektrik üretim santrali kurulmas› planland› ve Çöp
Gaz›ndan (LFG) Elektrik Üretim Santrali Yap›m› ve ‹flletilmesiyle ilgili
olarak May›s 2010’da bir ihale gerçeklefltirildi. ‹hale, evsel kat› at›klar›n düzenli olarak depoland›¤› Solaklar ve Dilovas› Kat› At›k Düzenli Depolama Alan›nda depolama sonras› a盤a ç›kan
LFG’nin toplanmas›n›, ar›t›lmas›n›/so¤utulmas›n›, elektrik enerjisine dönüfltürülmesi için santralin kurulmas›n› ve
iflletimini içeriyor. Yap-ifllet modeliyle
yap›lacak bu tesisler sayesinde y›lda 80
bin ton karbondioksitin atmosfere sal›nmas› önlenmifl olacak.
Tesisin yap›lmas› ve iflletilmesi 2011
y›l›n›n son çeyre¤ini, 2012 y›l›n›n bafllar›n› bulacak. Bu tür tesislerin ülkemize
sa¤lad›¤› bir baflka avantaj da Kyoto
Protokolü çerçevesinde, azalt›lan karbon emisyonu karfl›l›¤› “karbon kredisi” kazan›lmas›.
Son olarak, eklemek istediklerinizi ö¤renebilir miyiz?
At›k yönetimi sektöründe, ‹ZAYDAfi
olarak bulundu¤umuz konumun ve sorumluluklar›m›z›n gere¤i olarak at›k
üreticilerinin at›k bertaraf taleplerini
h›zl› bir flekilde karfl›lamak ve gelifltirece¤imiz yeni uygulamalarla onlar›n
maliyetlerini afla¤›ya çekecek tedbirler
almak için yeni bir yap›lanma içerisindeyiz. Tüm dünyada ve ülkemizde etkili
Evsel At›klar Bertaraf Edilecek
Kocaeli bölgesinden günlük 1200 ton
evsel at›k toplanarak, depolama
sahalar›m›zda bertaraf ediliyor.
Depolama sahalar›n›n kapasitelerinin
dolmas›na çok az zaman kald›. Bu
nedenle yeni depolama alanlar›na
ihtiyac›m›z var. Di¤er taraftan AB
müktesebat›na uyum çal›flmalar›
çerçevesinde önümüzdeki y›llardan
itibaren depolanan evsel at›k
içerisindeki organik madde içeri¤inin
azalt›lmas› gerekiyor.
Dolay›s›yla depolama konusunda art›k
farkl› bertaraf yöntemlerinin tercih
edilmesi gerekiyor. Bu süreci
beklemeden evsel at›klar› bertaraf
edebilecek bir sistem oluflturmak için
çal›flmalar bafllat›ld›. Yaklafl›k befl y›l
sonra, evsel at›klar için bir bertaraf
tesisi kurulmufl olacak.
Akredite Laboratuvar
Kuruluyor
olan mevcut ekonomik flartlar› da dikkate alarak; at›k üreticilerine kolayl›klar sa¤lama amac›nday›z.
Bu kapsamda yapm›fl oldu¤umuz çal›flmalar neticesinde mevcut kapasitemizi yüzde 100’e yak›n oranda kullan›labilir hale getirerek, at›k bertaraf fiyatlar›nda yüzde 30’lara varan ›skontolar yapm›fl durumday›z. At›k kabul kriterlerini kolaylaflt›rarak il fark› gözetmeksizin gelen tüm taleplere en h›zl›
flekilde cevap veriyoruz. ‹ZAYDAfi olarak her zaman sektörün öncüsü ve yol
göstericisi olmaya devam edece¤imizi
söyleyebilirim. m
Kabul etti¤imiz at›klar›n analizini
yapt›¤›m›z laboratuvar›m›z›
gelifltirerek, akredite edip d›flar›ya
hizmet verebilecek duruma getirme
yönünde çal›flmalar›m›z devam
ediyor. Bu anlamda ekipman
ihtiyaçlar› tamamlanm›fl durumda.
E¤itimlerin tamamlanmas› ve
yasal düzenleme aflamalar›ndan
sonra, d›flar›ya hizmet verebilecek
akredite bir laboratuvar haline
gelecek.
EKOIQ / KASIM 2010
107
gelismis ulke
10/27/10
4:28 PM
Page 108
Dünyadan
Sürdürülebilir
Baflar› Öyküleri
108
KASIM 2010 / EKOIQ
gelismis ulke
10/27/10
4:28 PM
Page 109
Geliflmekte olan birçok ülkeden
sürdürülebilirlikle ilgili baflar› öyküleri
ya¤›yor. Birleflmifl Milletler Çevre
Program› (UNEP) Yeflil Ekonomi Raporu,
bu konuda öne ç›kan örnekleri toplad› ve
dünya kamuoyuna sundu. Uganda’dan
Brezilya’ya, Çin’den Kenya’ya kadar
uzanan bu baflar› öykülerinden
ç›kar›labilecek çok ders var.
EKOIQ / KASIM 2010
109
gelismis ulke
10/27/10
4:28 PM
Page 110
Dünyadan
Ç‹N’DE YEN‹LENEB‹L‹R ENERJ‹
2005 y›l›nda yürürlü¤e giren Yenilenebilir Enerji Yasas›, Çin’de sektörün
geliflmesi aç›s›ndan çok önemli bir
çerçeve sa¤lad›. Kanun, çok çeflitli teflvikler sunuyor: Yenilenebilir enerjinin
desteklenmesi için bir kamu fonunun
oluflturulmas›, ucuz arazi temini, yenilenebilir enerji projeleri için vergi indirimi sa¤lanmas›, enerji nakil hatlar›n› iflleten flirketlerin lisansl› yenilenebilir enerji üretim flirketlerinden al›m
zorunlulu¤u gibi. Yat›r›m ve politika
teflviklerinin bilefliminden oluflan bu
uygulamalar hem rüzgâr hem de günefl enerjisi alan›nda önemli geliflmelerin kaydedilmesine neden oldu.
Rüzgâr Enerjisi 100 Gigavata
Ulaflabilir mi?
2005-2009 y›llar› aras›nda rüzgâr
enerjisi üretim kapasitesi y›lda yüzde
100’den daha h›zl› bir art›fl gösterdi.
2009’da iflletmeye al›nan 13,8 GW’l›k
kapasiteyle Çin, dünyan›n en fazla ek
kapasite yaratan ülkesi oldu. Kurulu
güç alan›nda ise ABD’den sonra ikinci
s›rada geliyor. Çin hükümeti, 2020 y›l›
kurulu güç kapasitesi hedefini 30
GW’tan 100 GW’a ç›kartt›. Devlet, yerli rüzgâr türbin imalat›n› teflvik etmek
maksad›yla türbin teknolojisi alan›nda flirket ortakl›klar›n› ve teknoloji
transferini teflvik eden politikalar uyguluyor, yerli imalat rüzgâr türbinlerinin kullan›m›n› zorunlu k›l›yor. Bilim
ve Teknoloji Bakanl›¤› 1996’dan, yani
yenilenebilir enerji fonunun kurulmas›ndan bu yana, rüzgâr enerjisi alan›nda ARGE çal›flmalar›n› sübvanse ediyor. Sinovel Wind, Goldwind Science
and Technology ve DongFang Electric
gibi yerli flirketlerin yeni kurulan tesisler içindeki paylar› giderek art›yor.
2008 y›l›na kadar yabanc› flirketlerin
110
KASIM 2010 / EKOIQ
egemenli¤i alt›nda olan sektörde bu üç
flirketin toplam piyasa pay› flu anda en
az yüzde 50 seviyesinde.
2006 y›l›nda Çin Ulusal Kalk›nma
ve Reform Komisyonu, Yenilenebilir
Enerji Tarifeleri ve Maliyet Da¤›l›m›
Geçici Tedbirler Yönetmeli¤ini,
2007’de de Yenilenebilir Enerji Ek Fiyat›yla ilgili Geçici Tedbirler Yönetmeli¤ini yay›nlad›. Yenilenebilir
Enerji Yasas›yla birlikte haz›rlanan
söz konusu bu yönetmeliklerin amac›, rekabetçi bir fiyatland›rma ortam› yaratmak suretiyle rüzgâr enerjisinden elde edilen elektri¤in fiyat›n›
afla¤› çekmek.
Günefl Enerjisinde Hedef 20 Gigavatt
Dünyan›n en büyük fotovoltaik (PV)
üreticisi olan Çin, 2009’da dünyadaki
üretimin yaklafl›k yüzde 45’ini gerçeklefltiriyor. fiu ana kadar 160 MW gücünde PV sistemi kuruldu ve elektrik
da¤›t›m flebekesine ba¤land›. 12 GW
gücündeki daha büyük projeler ise ha-
z›rl›k aflamas›nda ve böylece Çin, Asya
ve dünyan›n bu alandaki en büyük pazarlar›ndan bir tanesi haline gelecek.
Çin hükümeti, 2020 y›l› için koyulan
1,8 GW’l›k hedefin 20 GW’a revize edebilece¤ini aç›klad›.
Çin, günefl enerjisinden s›cak su
üretimi alan›nda da birinci konumda.
Bu alanda dünyadaki üretim kapasitesinin yaklafl›k üçte ikisini elinde bulunduruyor. Çin’de konutlar›n yüzde
10’undan fazlas›, 160 milyon metrekareyi aflan kolektörlerle, s›cak su temininde günefl enerjisini kullan›yor. 11.
Befl Y›ll›k Plan ve Yenilenebilir Enerji
Program› çerçevesinde, 2007’de Günefl
Enerjisi Termal Kullan›m› Teflvik Uygulama Plan› kabul edildi. Bu ulusal program dahilinde günefl enerjisiyle su
›s›tma sistemlerinin, hastane, okul,
restoran ve yüzme havuzlar›nda kurulmas›na öncelik verildi.
‹stihdam
2009 y›l› sonu itibariyle, enerji sektörünün üretimi 17 milyar dolarl›k bir
büyüklü¤e ulaflt› ve sektörde yaklafl›k
olarak 1,5 milyon kifli istihdam ediliyor. Bunlar›n yaklafl›k 600 bini termal
günefl enerjisi, 266 bini biyokütle, 55
bini PV panelleri ve 22 bini rüzgâr
enerjisi üretiminde çal›fl›yor. Sadece
2009 y›l›nda, 300 bin yeni istihdam
yarat›lm›fl durumda.
gelismis ulke
10/27/10
4:28 PM
Page 111
KENYA’DA
TAR‹FE
GARANT‹S‹
Tarife garantisi (TG), enerji flirketlerine ya da ulusal enerji flebekesini iflleten kamu flirketlerine yenilenebilir
enerji kaynaklar›ndan, daha önceden
belirlenmifl bir fiyattan -ki bu fiyat yenilenebilir enerji sektörüne yeni yat›r›mlar çekecek bir seviyededir- elektrik al›m zorunlulu¤u getiren bir politika uygulamas›d›r. Bu uygulama neticede belirlenmifl yenilenebilir enerji
kaynaklar›ndan, mesela günefl, rüzgâr
ve di¤er kaynaklardan, elektrik üreten
flirketler için garantili bir piyasa yarat›r ve yapt›klar› yat›r›mlardan ciddi bir
getiri elde etmelerini sa¤lar. TG uygulamas›, enerji flebekesine eriflim sa¤lama, uzun vadeli al›m garantisi ve kilovat saat bafl›na belirlenmifl bir fiyat gibi unsurlar› içerir.
Kenya’n›n uygulad›¤› TG’nin üç
amac› var: 1. Yenilenebilir Enerji alan›nda faaliyet gösteren yat›r›mc›lara
bir yat›r›m garantisi ve piyasa istikrar› sunmak; böylece kaynak mobilizasyonu sa¤lamak. 2. Klasik ihale süreçlerini ortadan kald›rarak ifllem ve yönetim maliyetlerini azaltmak. 3. Yat›r›mc›lar› enerji santrallerini dikkatli bir
flekilde iflleterek, maksimum getiriyi
elde etmek için teflvik etmek. En az 20
y›ll›k bir al›m garantisi vererek Kenya
Hükümeti bir yandan ülkenin sahip oldu¤u önemli bir kayna¤› harekete geçirmifl, öte yandan da ayn› derecede
önemli olan ekonomik, çevresel ve
sosyal politikalar› da uygulamaya koymufl oluyor.
Ocak 2010’da Kenya TG politikas›n›
gözden geçirdi ve üç yenilenebilir
enerji kayna¤›n› daha uygulamaya da-
hil etti: Jeotermal, biyogaz ve günefl
enerjisi. Buna ilave elektrik al›m garantisi sözleflmelerinin süresi 15 y›ldan 20 y›la ç›kart›ld› ve mevcut rüzgâr, biyokütle ve küçük HES tesislerinden elde edilen elektrik için belirlenen
sabit al›m ücreti de art›r›ld›.
Beklenen Fayda
Bu politikan›n sa¤layaca¤› faydalar
flöyle s›ralanabilir: 1. Sera gazlar›n›n
sal›m›n› azaltmak. 2. Enerji arz güvenli¤inin pekifltirilmesi, ülkenin ithal yak›tlara ba¤›ml›l›¤›n›n azalt›lmas›, dünyada fosil yak›tlar›n›n azalmas›ndan
kaynaklanan sorunlarla ve bu k›tl›¤›n
sonucu yaflanacak fiyat çalkant›lar›yla
daha iyi bafla ç›kabilmek. 3. Ekonomik
aç›dan rekabet gücünü ve istihdam›
art›rmak. TG uygulamas› ilk baflta rüzgâr, biyokütle ve küçük HES santrallerini kaps›yordu ancak flimdi TG’nin
kapsam›na jeotermal kaynaklar›n da
dahil edilmesi düflünülüyor.
TG politikas›n›n Kenya’da 1300 MW
gücünde bir elektrik üretim kapasitesini harekete geçirece¤i tahmin ediliyor. E¤er bu tahmin gerçekleflirse, rezerv haddinin art›r›lmas› sayesinde ülkenin elektrik arz güvenli¤inde bir iyileflme sa¤lanm›fl olacak. Dahas›, enerji üretiminde kullan›lan kaynaklar görece daha az maliyetli yerli yak›tlardan olufltu¤u için, tüketicilerin harcamalar› da azalacak. Yenilenebilir kaynaklar›n kullan›ma al›nmas›yla birlikte ortaya üçlü bir fayda ç›kaca¤› tahmin ediliyor: ‹stihdam artacak, k›rsal
kesimde yoksulluk azalacak ve flirketlerin gelirlerini art›rabilmesi yönünde
f›rsatlar do¤acak.
Kenya’n›n en büyük yenilenebilir
enerji kaynaklar› k›rsal bölgelerdedir,
dolay›s›yla TG politikas›n›n k›rsal bölgelerde istihdam› da art›rmas› bekleniyor. K›rsal bölgelerde, santrallerin
inflas›, bunun yan›nda endüstriyel tar›m, özellikle de ülke tar›m›nda a¤›rl›¤a sahip fleker pancar› üretimi sayesinde istihdam da artacak. Kenya’n›n
bat›s›nda “fleker hatt›” denilen bölgede fleker fabrikalar›n›n do¤rudan ve
dolayl› olarak yaklafl›k 200 bin küçük
çiftçi için geçim kap›s› yaratt›¤›; ayr›ca
befl ila alt› milyon aras›nda insan›n
do¤rudan ya da dolayl› olarak fleker
fabrikalar›ndan fayda sa¤lad›¤› tahmin ediliyor.
EKOIQ / KASIM 2010
111
gelismis ulke
10/27/10
4:28 PM
Page 112
Dünyadan
UGANDA’DA ORGAN‹K TARIM
Uganda dünyan›n en az yapay gübre kullanan ülkesidir; Sahra-alt› Afrika’da zaten düflük olan ortalaman›n yüzde 2 daha
alt›nda: Hektarda 1 kilo. Gübre kullan›m›n›n azl›¤›, tar›msal üretimde organik
metotlar›n kullan›m›n› teflvik etmek için
bir f›rsat sunuyor ki bu tam da Uganda’n›n uygulad›¤› politikad›r.
Ekonomik, Sosyal ve Çevresel Faydalar
Uganda nüfusunun yüzde 85’i tar›msal
faaliyetlerle u¤rafl›yor. 2005-2006’da tar›m, milli gelirin yüzde 45’ini, ihracat›n
yüzde 80’ini oluflturuyordu. Daha 1994
y›l›nda, az say›da da olsa baz› flirketler
organik tar›m yapmaya bafllad›.
2003 y›l›na gelindi¤inde, Afrika’n›n en
büyük, dünyan›n 13. en büyük organik tar›m yap›lan arazisine sahipti. 2004’te,
Uganda’da toplam tar›m arazilerinin
yüzde 2’sinden fazlas›nda, yaklafl›k 185
bin hektarl›k bir alanda, 45 bin çiftçi organik tar›m yap›yordu. 2007’deyse bu rakamlar, 296 bin hektarl›k bir alana ve
206.803 çiftçiye ulaflt›. Bu, 2002-2007
y›llar› aras›nda çiftçi say›s›nda yüzde
359, arazi baz›nda ise yüzde 60’l›k bir art›fla tekabül ediyor.
Ugandal› organik üreticiler, bu ürünlerin ihracat›ndan önemli bir gelir elde
eder hale geldiler. 2003-2004’ten 20042005 y›llar› aras›nda organik tar›m ürünleri ihracat› 3,7 milyon dolardan 6,2 mil112
KASIM 2010 / EKOIQ
yon dolara yükseldi; 2007-2008 döneminde ise ihracat 22,8 milyon dolara
ulaflt›. UNEP ve UNCTAD’›n yapt›¤› bir
araflt›rmaya göre 2006 y›l›nda organik
ananas, zencefil ve vanilyan›n üretici fiyatlar›, geleneksel tar›m ürünleri fiyatlar›ndan s›ras›yla yüzde 300, yüzde 185 ve
yüzde 150 oran›nda daha yüksekti.
Organik tar›m yoluyla Uganda sadece
ekonomik kazan›mlar elde etmedi; ayn›
zamanda iklim de¤iflikli¤inin olumsuz etkilerinin önlenmesine de ciddi katk›da
bulundu. Organik tar›m faaliyetleri esnas›nda hektar bafl›na GHG (sera gaz›)
emisyonu, konvansiyonel tar›mda ortaya
ç›kan gaz emisyonundan yüzde 60 oran›nda daha azd›r. Ve birçok çal›flma gösteriyor ki organik tar›m alanlar› konvansiyonel tar›m alanlar›na göre hektar bafl›na 3-8 ton daha fazla karbon tutuyor.
Tar›msal Dönüflüm Politikalar›
Peki, Uganda bu baflar›lar› nas›l elde etti? Hangi politikalar› uygulad›? ‹lk olarak Uganda 2004 y›l›nda Organik Standartlar› kabul etti. 2007’de ise Bat› Afrika Birli¤inin bir üyesi olarak, UNEPUNCTAD taraf›ndan ortaklafla gelifltirilen bölgesel standartlar›, Bat› Afrika Organik Ürünler Standard›n› (EAOPS) kabul etti¤ini aç›klad›. Haziran 2009’da,
hükümet Uganda Organik Tar›m Politikas› Tasla¤›n› kamuoyuna duyurdu.
Taslak, çiftçilerin verimliliklerini art›rarak kendi kendini besleyen bir büyüme
modeli yaratan Yoksullu¤u Azaltma Eylem Plan› hedeflerine ulaflman›n bir
arac› olarak, organik tar›m›n desteklenmesi amac›yla vizyon, misyon ve hedefleri tan›ml›yordu. Söz konusu strateji
dokuz politika alan›nda uygulamaya konuldu:
1. Tar›msal üretim sisteminin bir tamamlay›c›s› olarak organik tar›m›n teflviki.
2. Bir standart sistemi oluflturulmas›.
3. Lisanslama ve akreditasyon.
4. Araflt›rma faaliyetlerinin teflviki.
5. Teknolojik geliflimin sa¤lanmas› ve
teknolojilerin yayg›nlaflt›r›lmas›.
6. Organik ürünler için yerel, ulusal ve
uluslararas› pazarlar›n gelifliminin desteklenmesi.
7. E¤itim ve kurslar yoluyla enformasyon, bilgi ve becerinin gelifltirilmesi.
8. Hasat sonras› iflleme faaliyetlerinin
gelifltirilmesi.
9. Koruma, depolama ve de¤er yaratma;
do¤al kaynaklar›n sürdürülebilir bir flekilde kullan›m›; kad›nlar, gençler, fakirler ve muhtaçlar gibi özel gruplar›n kat›l›mlar›n›n sa¤lanmas›.
K›saca özetlersek; Uganda belirli bir
sorumluluk ald› -kimyasal girdilere eriflimi zaten s›n›rl›yd›- ve organik tar›m›n›
gelifltirerek bu durumu karfl›laflt›rmal›
bir üstünlük haline getirdi.
gelismis ulke
10/27/10
4:28 PM
Page 113
BREZ‹LYA’DA SÜRDÜRÜLEB‹L‹R fiEH‹R PLANLAMASI: CURITIBA
fiehir planlamac›l›¤›n›n ana unsurlar›ndan bir tanesi hem kentsel yo¤unlu¤u
hem de yeflil alanlar› koruyan “radyal lineer dalland›rma modeli”dir. Bu model
-imar planlar› ve toplu tafl›mac›l›k altyap›s›ndan oluflan bir kombinasyon sayesinde- trafi¤in flehir merkezlerinden
kayd›r›lmas›n›, meskenler, hizmet alanlar› ve sanayi tesislerinin radyal eksenler boyunca kurulmas›n› öngörür.
Bol Toplu Ulafl›m ve Temiz Hava
Karbon emisyonunun dünyadaki en büyük iki kayna¤›, ulafl›m ve binalar olarak kabul ediliyor. Bu iki alanda koordineli bir faaliyet hayata geçirilebildi¤inde, flehirler karbondioksit emisyonunun azalt›lmas› aç›s›ndan büyük f›rsatlar sunuyor. Entegre bir flehir planlamac›l›¤›n›n sonucu olarak, Curitiba,
Brezilya’n›n toplu tafl›ma sisteminin en
fazla kullan›ld›¤› (yolculuk edenlerin
yüzde 45’i) ve havas› en temiz kentlerinden bir tanesi haline geldi.
Peki, bu türden inisiyatiflerin yaratt›¤› ekonomik fayda ve kaynaklar›n verimli bir flekilde kullan›lmas›
neler sa¤layabilir? 1,8 milyon nüfusu
ve iktisadi geliflkinli¤iyle Brezilya’n›n
Paraná eyaletinin en büyük kenti
olan Curitiba, bu konuda en iyi örneklerden biri say›l›yor. Kentteki akaryak›t kullan›m› ülkenin di¤er büyük flehirlerine oranla yüzde 30 daha azd›r.
Trafik s›k›fl›kl›¤›ndan kaynaklanan
afl›r› benzin tüketimi -Curitiba için
2002 y›l›nda hesaplanan de¤er 1 milyon dolard›r- kifli bafl›na ifade edilirse Sao Paulo’dan 13 kat ve Rio de Janeiro’dan da 4 kat daha azd›r. Di¤er
kentlere göre bu de¤erlerin düflük olmas›n›n nedeni yo¤un trafikte kaybedilen zaman›n Curitiba’da di¤er iki
kente k›yasla s›ras›yla 11 ve 7 kat daha az olmas›d›r.
Yapay Göllerle Su Kontrolü:
5 Kat Daha Ucuz
Brezilya’n›n en büyük yedinci kenti
olan Curitiba, uzun y›llar boyunca sel
felaketleriyle karfl› karfl›ya kald›. Ancak sellerden etkilenmeye aç›k alanlar›
çok say›da a¤ac›n dikildi¤i parklara dönüfltürmek ve sel sular›n› biriktirerek
yapay göller oluflturmak suretiyle Curitiba, sel sorununu çözmeyi baflard›.
Bu stratejinin maliyeti -ki buna gecekondularda oturanlar›n baflka bölgelere yerlefltirilmesi de dahildir- beton
kanallar infla etmenin maliyetinden
befl kat daha azd›r. Ayr›ca, bu stratejiyi
uygulaman›n bir sonucu olarak çevredeki gayrimenkullerin de¤eri ve vergi
gelirleri de büyük oranda artm›flt›r.
Yerel yönetim, kirli havan›n kente
gitmesini engellemek için rüzgâr›n yönünü de dikkate alarak, Curitiba Sanayi Kentini (CSK) flehrin bat›s›na kurdu.
CSK çevreyle ilgili kurallar› çok s›k› bir
flekilde uyguluyor ve çevreyi kirleten
sanayi kollar›n›n faaliyet göstermesine kesinlikle izin vermiyor. 30 y›ll›k
bir sürenin ard›ndan CSK bugün, aralar›nda BRT (Bus Rapid Transit-h›zl›
otobüs) otobüslerini üreten firmalar›n
ve bilgi teknolojisi flirketlerinin de bulundu¤u 700’den fazla flirketi bünyesinde bar›nd›r›yor. CSK do¤rudan 50
bin kifliye, dolayl› olarak da 150 bin kifliye istihdam sa¤l›yor ve eyaletin toplam ihracat›n›n yüzde 20’sini gerçeklefltiriyor.
Curitiba kenti, ayr›ca at›k yönetimi
altyap› sistemleri gelifltiriyor ve halk›
at›klar›n birbirinden ayr›lmas› ve geri
dönüflüm konusunda da bilinçlendiriyor. fiehirde yaflayanlar›n yüzde 70’i
at›klar› geri dönüflüme veriyor; bu sayede kat› at›klar›n yüzde 13’ü flehirde
geri dönüflüme tabi tutuluyor. Karfl›laflt›rma yapmak gerekirse, Brezilya’n›n bir baflka önemli kenti olan Sao
Paulo’da bu oran sadece yüzde 1’dir.
Neticede, Curitiba ak›lc› bir flehir planlamas›n›n gelecekte karfl› karfl›ya kal›nacak maliyetleri nas›l azaltt›¤›na; verimlili¤i, üretkenli¤i ve flehirde yaflayanlar›n hayat kalitesini nas›l art›rabilece¤ine dair herkese iyi bir örnek
sunuyor. m
EKOIQ / KASIM 2010
113
internet sy
10/27/10
4:32 PM
Page 114
Makale
‹nternet
“Çevremizi” de
De¤ifltirecek
Yaz›: Gulio BOCCALETTI,
Fizikçi, atmosfer ve okyanus bilimcisi, McKinsey flirketinde araflt›rmac›
‹nternet, ekonomiden psikolojiye, kültürden
siyasete her fleyi büyük bir h›zla alt üst ediyor.
Sayg›n bir bilim adam› ve araflt›rmac› olan
Gulio Boccaletti, bu muazzam kolektif bilgi
flebekesinin, çevre sorunlar›n› ele al›fl
biçimlerimizi de nas›l etkiledi¤ini paylafl›yor
okuyucular›yla…
114
KASIM 2010 / EKOIQ
O
rtak eylem nas›l gelifltirilir, nas›l
organize edilir ve dünyadaki çevre
sorunlar› söz konusu oldu¤unda,
bilim karar alma süreçlerini nas›l etkiler?
‹flte bu konulardaki fikrimi, bu sorulara
verdi¤im cevaplar›, internet tamam›yla de¤ifltirdi. ‹nternetin öneminin üç noktada
karfl›m›za ç›kt›¤›n› söyleyebiliriz. Birincisi,
ortak bir eylem hatt› olufltururken karfl›lafl›lan sorunlar›n afl›lmas›na yard›m eden
bir platform ifllevi görüyor. ‹kincisi, disiplinleraras› konular› bir süzgeçten geçirip
ortak bilinci tek bir konu üzerinde yo¤unlaflt›rmam›za yard›m ediyor ve üçüncüsü
bilimin üzerinde farkl› tür bir bask› yarat›yor. Çünkü internet, dünyada karfl›m›za ç›kan her sorunla u¤rafl›yor, her fley onun ilgi alan›na giriyor.
Öncelikle, internetin bir platform olarak
sundu¤u imkânlar üzerine bir fleyler söyleyelim. ‹çinde yaflad›¤›m›z dünyan›n ortak
de¤erleri, zenginlikleri, varl›klar› -su kaynaklar›, atmosferdeki karbon, toprak ve
okyanuslar, tropikal ormanlar vesaire- ulusal s›n›rlar›n ötesinde fleylerdir ve bu yüzden, bunlar›n idaresi ve kullan›m› ile ilgili
internet sy
10/27/10
4:32 PM
Page 115
kararlar›n tepeden inme ve merkezi
olarak al›nmas› çok zordur. Ne var ki,
yukar›da zikretti¤imiz bu dünya zenginlikleri ile alakal› konular›n hepsi
enformasyon a¤lar›nda tart›fl›l›yor. Bu
enformasyon a¤lar› -sadece bilgiye
eriflimi sa¤laman›n ötesinde- e¤er uygun bir flekilde kullan›labilirse, bilgi ve
eylemi bir araya getiren, buluflturan
bir platform yaratma imkân›n› sunuyor. Dünyada çevre konusunda uygulanan politikalar›n birbirine uyumlu
hale getirilmesi gibi k›sa vadeli kazan›mlar bir yana, dünyan›n hemen her
yerinde vuku bulan fley tam da yukar›da anlatt›¤›m›z durumdur.
Çevre Sorunlar›na Deva: ‹nternet
fiirketler ve hükümetler çevre ile ilgili faydal› ifller yap›yorlar –ki buna genellikle “Yeflil Ekonomi” deniliyor- ve
bahsetti¤imiz a¤lar› da bu amaçla
kullan›yorlar. Bugün içinde yaflad›¤›m›z flöyle bir dünya: Pakistan’›n ‹ndus ovalar›nda devasa sulama sistemlerini kullanan ya da Avustral-
“Bugün, Pakistan’›n ‹ndus
ovalar›nda devasa sulama
sistemlerini kullanan
çiftçiler internet üzerinden
ne kadar su
kullanabileceklerini takip
edebiliyor”
ya’n›n Murray-Darlin havzas›nda yaflayan çiftçiler internet üzerinden ne
kadar su kullanabileceklerini takip
edebiliyor, bütün tar›m faaliyetlerini
planlayabiliyorlar. Brezilya ya da Endonezya’da tropikal ormanlar› koruma programlar› -ki sera gaz› etkisini
azaltman›n önemli unsurlar›nda biridir- dünyan›n farkl› bölgelerinde kullan›lan haritaland›rma tekniklerinden faydalan›larak haz›rlan›yor. ‹nternet platformlar›, daha verimli çal›flan, ak›ll› flebeke sistemleri kullan›larak enerjinin nas›l tüketilebilece¤ine dair milyonlarca fikri bir araya
topluyor. Hava durumu ile ilgili bilgiler dünyan›n herhangi bir yerinde ifl-
levsel amaçlarla kullan›labiliyor. Ve
ilk defa, örne¤in okyanuslar›n karbon
emilimini art›rmak gibi, dünya iklimine büyük çapl› müdahaleler yap›lmas› düflünülüyor. Bu tür fikirlerin
gündeme gelebilmesinin nedeni internet vas›tas› ile dünyan›n küçüldü¤ünün ve herkesin bu tart›flmalara
kat›labilece¤inin düflünülmesi. ‹flte
bugün böyle bir dünyada yafl›yoruz.
Ayr›ca, geride b›rakt›¤›m›z son on
y›lda, internetin karfl› karfl›ya kald›¤›m›z gerçek sorunun ne oldu¤u konusunda ortak bir fikir, ortak bir bilinç
yaratabildi¤ini de gördüm ve bu bana
bir kez daha bilimin kitlelere ulaflt›¤›nda nas›l güçlü bir araç olabilece¤ini
gösterdi.
Kolektif Ak›l Nelere Kadir?
Eskiden elimizde devasa bir veri ve
teori y›¤›n› vard›, ancak bu veriler ve
teoriler sadece ifli dünya ile ilgili araflt›rmalar yapmak olan bir avuç insan›n
elinde toplanm›flt›. Biliminsanlar› tek
bir hikâye ortaya ç›kartabilmek için
EKOIQ / KASIM 2010
115
internet sy
10/27/10
4:32 PM
Page 116
Makale
“Bugüne kadar dünyaya
en fazla bir saklama kab›
ya da hayat›m›zda yer
alan ama kendisi pek
de¤iflmeyen bir fley
gözüyle bak›l›yordu”
116
KASIM 2010 / EKOIQ
çok say›da karmafl›k tablo, grafik, haritay› –mesela dünya üzerinde s›cakl›¤›n ve rüzgârlar›n da¤›l›m›, topraklar›n kullan›m›,
jeoloji ve buzullarla ilgili tablolar› vesairebir araya getirip
bu bilgi ve teori
da¤›n› infla ettiler. Teorileri
farkl› disiplinlerin çal›flmalar›na dayan›yordu ve
dünyan›n nas›l bir yer oldu¤unu, daha da
önemlisi yerkürenin dinamiklerinin nas›l iflledi¤ini ve
nas›l de¤iflece¤ini anlamaya, aç›klamaya çal›fl›yordu. Bu büyük, meflakkatli
ama eksik kalan, bir çabayd›.
Ancak s›radan insanlar›n büyük bir
k›sm› için bu çaban›n pek bir anlam›
yoktu. 1958 Dünya Jeofizik Y›l› ilan
edilmiflti –bir nevi; “haydi dünyaya
küresel sorunlar pek bir anlam ifade
etmiyordu; yerküreyi en fazla bir flirketin logosu olarak kullan›labilecek
bir fley gibi görüyorlard›. Büyük boyutlarda say›s›z sürecin ve olay›n yafland›¤› ve bunlar›n iç içe geçti¤i bu
gezegen birçok insan›n gündelik hayatlar›nda pek de önemsedi¤i bir fley
de¤ildi. Dünyaya en fazla bir saklama
kab› ya da hayat›m›zda yer alan ama
kendisi pek de¤iflmeyen bir fley gözüyle bak›l›yordu ve neticede hep burada oldu¤u ve hiçbir yere gitmeyece¤i düflünülüyordu.
Ancak küresel enformasyon a¤lar›n›n ortaya ç›kmas› ile birlikte bu durum tamamen de¤iflti. Herkes, verilere ve teorilere ulaflmaya bafllad›. Biliminsanlar›n›n yard›m› ve arac›l›¤› olmadan fikirler etrafta uçuflmaya ve
insanlar tart›flmaya bafllad›. Ve dünyan›n farkl› özelliklerini gösteren
renkli haritalardan, bin bir zorlukla
oluflturulan veri setlerinden mürekkep bu bilgi ve veri da¤› birdenbire
kimsenin mal› olmayan, herkesin
keflfedebildi¤i interaktif bir alana dönüflüverdi. Gezegenimizin (ve bizim
bir bakal›m, onu tan›yal›m” türünden
bir olayd› bu- ancak o y›l dünyada
olan hadiseler içinde insanlar›n akl›nda sadece Sovyetlerin Sputnik uydusunu uzaya f›rlatmas› kald› ki bu da
gözleri dünyaya de¤il uzaya çeviren
ve uzay yar›fl›n› bafllatan olayd›. On y›l
önce bu alanda çal›flmaya bafllad›¤›mda yerbilimleri bölümü, fizik ve mühendislik disiplinlerinin en iyi ö¤rencilerini kendine çekmeye çal›fl›yordu.
‹flletme mast›r› yapan ö¤renciler için
oynad›¤›m›z rolün) siyasi, sosyal ve
ekonomik ç›karlar› temsil etti¤i bir
aland› bu.
‹nternet sayesinde bu zamana kadar görülen en büyük sosyal fark›ndal›k ve sosyal bilinçlenme yafland›:
‹nsanlar, hükümetler, flirketler –hemen hemen ayn› anda- dünyan›n bir
internet sy
10/27/10
4:32 PM
Page 117
internet sy
10/27/10
4:32 PM
Page 118
Makale
“fiu anda karfl› karfl›ya
kald›¤›m›z sorun, bilimin
verece¤i cevaplar›n ve
elbette sahip oldu¤umuz
bilginin de, internet
ortam›nda gündelik dile,
pratik hayata tercüme
edilirken yitip
gitmemesidir”
118
KASIM 2010 / EKOIQ
akademik soyutlamadan ibaret olmad›¤›n›, yerkürenin kendisi ile etkileflim içinde oldu¤umuz, gündelik faaliyetlerimizin onu etkiledi¤i ve onun
da bizi etkiledi¤i bir varl›k oldu¤unun
fark›na vard›. ‹nternet, post-modernizmin önemli düflünürlerinden Lyotard’›n “dünyan›n yeni bilgi kuram›”
olarak adland›rabilece¤i, bireylerin
de¤il kolektif akl›n tart›flarak üretti¤i
bir fley yaratt›.
Üç Kardefller: Ekonomi,
Toplum ve Bilim
Son olarak biraz da internetin bilim
üzerindeki etkisine de¤inelim. Bir bilim adam› olarak yerbilimi disiplininin
s›n›rlar›n›n ne oldu¤u kavrat›larak
e¤itildim. Ki bu yaklafl›m insana en bafl›ndan gezegenin karmafl›k yap›s›ndan kaynaklanan baz› bilinmezlerin
zaten var oldu¤u hissini veriyor. Ancak, binlerce yerbilimcinin çal›flmas›
ve herkesin bilgiye ulaflabilmesinin
neticesinde geliflen, kolektif bilinçte
kristalize olan dünyaya dair yeni kavramsal yaklafl›m ve entegre model, bilimin yan›tlamak zorunda oldu¤u bir
çok önemli soru ortaya at›yor.
Yerkürenin bir araflt›rma nesnesi olmaktan ç›k›p, herkesin keflfetti¤i interaktif bir alan haline gelmesi ile birlikte
bilim de daha ifllevsel ve uygulamaya
dönük ifller yapmaya zorlan›yor –ki bu
noktada ekonominin talepleri, toplumun sorunlar› ile bilim aleminin s›n›rlar› birbiri ile çat›flmaya bafll›yor. Rüzgâr
tirbünlerinin nereye kurulaca¤›, rüzgâr
ak›mlar›n›n tropikal bölgelerden kazand›¤› ivmenin büyük bir k›sm›n› nerede
b›rakaca¤› sorusuna verilebilecek cevap
ile alakal›d›r. Ya da hidroelektrik santrallerin altyap›lar›n›n ne kadar uygun,
ne kadar sa¤lam oldu¤u dünyadaki hidrolojik çevrimin ne kadar kararl› bir yap›ya sahip oldu¤unu bilip bilmememize
ba¤l›d›r. Karbonun tutulmas› ve saklanmas› do¤rudan jeoloji ve biyokimya bilgimizle alakal› bir konudur.
‹klim de¤iflikli¤i karfl›s›nda nas›l bir
plan›m›z›n olmas› gerekir? Nereye ve
neye yat›r›m yapmal›y›z? Hangi yeni
teknolojileri kullanmam›z gerekir?
Bunlar bilimin cevaplamas› gereken
sorular. fiu anda karfl› karfl›ya kald›¤›m›z sorun, bilimin verece¤i cevaplar›n
ve elbette sahip oldu¤umuz bilginin
de, internet ortam›nda gündelik dile,
pratik hayata tercüme edilirken yitip
gitmemesidir. m
internet sy
10/27/10
4:33 PM
Page 119
Belediyeler Tedarikçilerini
BEL‹ST’te Bulacak…
Kent yaflam›n›n mimarlar› 16-19 Aral›k'ta CNR Expo'da…
Belediyeler ile hizmet ald›klar› kurulufllar› bir araya getirecek olan Belist Avrasya Belediye
Proje Tedarikçileri, Finans Çözümleri ve ‹haleleri Fuar›, 16-19 Aral›k 2010'da ‹stanbul CNR
Expo Fuar Merkezi'nde düzenlenecek. Fuarda flehircilik alan›nda kullan›lan teknoloji ve
donan›mlar sergilenecek.
AB entegrasyon sürecinde
çevre duyarl›l›¤› artarken
belediyecilik alan›nda da çevre
dostu ürün ve ekipmanlar
giderek önem kazan›yor.
“Çevre ve sürdürülebilir
kalk›nma” temas› etraf›nda
flekillenmesi planlanan fuar,
belediye ve kamu kurulufllar›n›n
ihtiyaçlar›na yönelik ürün ve
hizmetleri üreten/ithal eden
firmalarla yerli ve yabanc› ililçe belediye yetkililerini bir
araya getirecek.
‹hale F›rsatlar› Belist'te
Belist, yurtd›fl›ndan gelecek
belediye ve sektör ziyaretçileri
ile kat›l›mc›lar› buluflturarak
ihracat ve ithalat imkânlar› sunacak.
Fuar, belediyelerden kamu
kurumlar›na, yerli ve yabanc› yap›inflaat sektörü firmalar›ndan müteahhit
ve sanayicilere kadar genifl bir ziyaretçi
profiline sahip. Sektörler aras› iliflkilerin
ve al›flveriflin güçlenece¤i,
ihale f›rsatlar›n›n
yakalanaca¤› fuar dinamik
bir ticaret atmosferi
oluflturacak. 20 bin
metrekare alanda
düzenlenecek olan Belist'i
15 bin profesyonelin
ziyaret etmesi
bekleniyor.
Fuarda Öne Ç›kanlar
Fuarda Türkiye'de flimdiye kadar kurulmufl en
büyük boyutlu “gemi çocuk park›”
ziyaretçilerin be¤enisine sunulacak. Ifl›kl› ve
dekoratif havuzlar, joystick ile kontrol
edilebilen ilaçlama makineleri fuar›n di¤er
öne ç›kan ürünleri aras›nda yer al›yor.
Fuara Ulusal ve
Uluslararas› Destek
Uluslararas› bir fuar olmay› hedefleyen
Belist'e Çevre ve Orman Bakanl›¤›, Türk
Dünyas› Belediyeler Birli¤i, Birleflmifl Kentler
ve Yerel Yönetimler Orta Do¤u ve Bat› Asya
Bölge Teflkilat›, Türkiye Haz›r Beton Birli¤i,
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve KOSGEB
resmi destek veriyor. Fuara Türk Dünyas›
Belediyeler Birli¤i'ne ba¤l› Türki
Cumhuriyetler, Avrupa,
Rusya, KKTC, Ortado¤u, Asya, Kuzey Afrika
gibi bölgelerden pek çok ziyaretçi
bekleniyor.
Fuar ürün gruplar›: ‹nflaat ve ifl makineleri,
araç üstü ekipmanlar›, hizmet araçlar› ve ticari
araçlar, trafik, yol güvenli¤i ve ekipmanlar›,
görüntüleme sistemleri ve ekipmanlar›,
ayd›nlatma sistemleri, çevre sa¤l›¤›, at›k su
ar›tma, çöp dönüflüm sistemleri, gaz, su ve
enerji, yang›n ve güvenlik sistemleri, kent
planlama, peyzaj ve kent mobilyalar›, spor ve
e¤lence tesisleri ekipmanlar›, bankac›l›k,
finans ve dan›flmanl›k, kent bilgi
sistemleri, elektrik, elektronik,
otomasyon.
hindistan ganj
10/27/10
4:35 PM
Page 120
Gezi
Ganj Ruhlar› Ar›nd›r›yor
Peki, Onu Kim Ar›nd›racak?
120
KASIM 2010 / EKOIQ
hindistan ganj
10/27/10
4:35 PM
Page 121
Çok okuyan bilir ama çok gezenleri de yabana atmamak laz›m.
EKOIQ dostlar›ndan “amatör gezgin” Doktor Cüneyt Baflbu¤u’dan,
gitti¤i farkl› co¤rafyalara bir de ekoloji aç›s›ndan bakmas›n› istedik.
Yedikleri içtikleri onun olsun, ekoloji ve çevresel izlenimleri bize yeter.
Baflbu¤u’nun ilk yaz›s› Hindular›n kutsal nehri Ganj üzerine. Keyifli okumalar…
Yaz› ve Foto¤raflar: Cüneyt BAfiBU⁄U
EKOIQ / KASIM 2010
121
hindistan ganj
10/27/10
4:35 PM
Page 122
Gezi
S
abah daha gün do¤madan Ganj
Nehri k›y›lar›na do¤ru yürümeye bafll›yoruz. Bir akflam
öncenin kalabal›¤› sanki henüz terk
etmemifl nehrin k›y›lar›n›. Buras›,
Hindular›n kutsal kenti, Varanasi. Bir
gece önce, yedi rahibin yönetti¤i; flark›lar›n, ilahilerin, çan seslerinin, ateflin efllik etti¤i; yaflanm›fl güne flükran
ayininden, Aarti’den ç›kt›¤›m›zda, yaflad›¤›m›z olay›n zihnimizde b›rakt›¤›
karmafl›k duygular, henüz tüm canl›l›¤›n› koruyor.
Geceye hâkim olan, nehre duyulan
sayg›n›n, flükran duygular›n›n, daha
çok görsel ö¤elerle dile getirilmesiydi.
Ayin alan›ndan birkaç yüz metre ötede
yak›lan cenazelerden gelen koku, nehrin kokusuna kar›flt›¤›nda daha da a¤›rlafl›yor, sokak lambalar›n›n, lofl ›fl›klar›n, yanan meflalelerin ayd›nlatt›¤› ayin
alan›na mistik kar›fl›mlar kat›yordu.
Belki o kar›fl›m›n fark›nda olan sadece
bizler, biz yabanc›lard›k. Hindular için,
günlük yaflamlar›n›n bir parças› olan
do¤al bir gün sonu ayiniydi.
Ganj k›y›s›na vard›¤›m›zda, gün daha
tam olarak ayd›nlanmam›flt›. Yan›k et
kokusu ve nehirden yükselen a¤›r koku
oradayd›. K›y›daki basamaklarda gecenin tüm çöplü¤ü aynen duruyordu. Bofl
alanlarda uyuyanlar, gözlerini nehirden ay›rmadan oturan yafll›lar var. Yan›bafllar›ndaki çöp y›¤›nlar›ndan hiç
gocunmadan önlerinde ak›p giden sulara bak›yorlar. K›y› gittikçe kalabal›klafl›yor; gelenler sahile do¤ru iniyorlar. O
an, yüzy›llard›r tekrarlanan ayin bafll›yor. Yafll›, genç, çolukçocuk, suya girenler, bedenlerini tinsel ve fiziksel olarak
ar›nd›rmak için, Ganj’›n sular›nda y›kanmaya bafll›yorlar.
Ganj Nas›l Temizlenecek?
Ganj, Hintçe ad›yla Ganga, Himalayalardan do¤an ve Bengal Körfezine
dökülen, 2510 kilometre uzunlu¤unda
bir nehir. Çevresindeki verimli alan122
KASIM 2010 / EKOIQ
larda 300 milyondan fazla insan bar›n›yor. Kutsall›¤› çok eski dönemlerden
kaynaklanan nehir boyunca, Hindular
için önemli say›s›z hac yeri bulunuyor.
Bunlardan en önemlisi, içinde bulundu¤umuz Varanasi. Burada ölmek, neredeyse her Hindu’nun düflledi¤i bir
olay. Hinduizmin, ölüm-reenkarnasyon döngüsünü, burada, Ganj k›y›s›nda öldüklerinde k›r›yorlar. Art›k yeniden yaflama gelmelerine gerek kalm›yor, külleri nehre at›ld›¤›nda, ruhlar›
özgürlefliyor. K›y›da oturan, nehri seyreden yafll›lar bu k›y›larda ölmeyi düfl-
lüyorlar asl›nda.
Nehirde y›kananlar ise, bir yandan
bedenlerinin, bir yandan da ruhlar›n›n
ar›nd›¤›n› düflünüyorlar. Düflünmenin
ötesinde buna tüm benlikleriyle inan›yorlar. ‹nançlar› o denli güçlü ki, kokusundan yan›nda uzun süre kalman›n olanakl› olmad›¤› bir suda saatlerce kal›yor, yüzlerini y›k›yor, a¤›zlar›n›
çalkal›yorlar. Günümüzde, girilebiliryüzülebilir bir su için istenilen standart koli basili say›s› litrede 500’den
düflük olmas› gerekirken, Ganj’›n ölçümlerinde bu say› litrede 1,5 milyon-
hindistan ganj
10/27/10
4:35 PM
Page 123
Girilebilir-yüzülebilir bir su için istenilen
standart koli basili say›s› litrede 500’den
düflük olmas› gerekirken, Ganj’›n
ölçümlerinde bu say› 1,5 milyondan fazla
ç›k›yor. Tüm hayat›n› Ganj’›n
temizlenmesine adayan Profesör Mishra,
nehrin temizlenmesi için gelifltirdi¤i
projeleri otoritelere anlatmaya çal›fl›yor.
dan fazla ç›k›yor. Nehrin baz› bölgelerinde kirlilik o denli fazla ölçülüyor ki,
suda çözülmüfl oksijen saptanam›yor.
Yüzy›llard›r ruhlar› ar›nd›ran, ar›nd›rmaya devam eden bir suyun, bu
denli kirli olmas›, kirlili¤inin gittikçe
artmas›, olay› bir Hindu olarak görmedikçe, anlamakta zorluk çekilen bir
durum. 1970 y›l›ndan bu yana, tüm
hayat›n› Ganj’›n temizlenmesine adam›fl, Sankat Mochan Vakf›n›n kurucusu Profesör Mishra, inanm›fl bir Hindu. Kirlili¤in fark›nda olan bir bilim
adam› olarak nehirde büyüyen felaketin fark›nda olmas›na ra¤men, düzenli
olarak suya girmeye ve kendisini ar›nd›rmaya devam ediyor. Bir taraftan da
yerel ve merkezi otoritelere, nehrin
temizlenmesi için gelifltirdi¤i projeleri
anlatmaya çal›fl›yor.
Mishra’n›n, 30 y›ld›r sözcülü¤ünü
yapt›¤› proje e¤er bu seferinde de,
hükümet taraf›ndan engellenmezse,
önümüzdeki on y›l içinde, nehir temizlenmeye, kendini de ar›nd›rmaya
bafllayacak. Yine de herkes temkinli
yaklafl›yor hükümet taraf›ndan verilen onaya. Zira bir önceki proje, hükümet taraf›ndan son dakikada engellenmifl ve 32 yerde planlanan do¤al ar›tma sistemleri yerine, hükümet 5 ana kolektör yap›lmas›na karar
vermifl. Yanl›fl seçimin üzerine, s›k
meydana gelen elektrik kesintileri de
eklenince, Ganj’da beklenen temizlenme gerçekleflmemifl.
Kendini Ar›nd›ramasa da…
Oysa flu anda nehrin k›y›s›nda y›kananlar›n, ruhlar›n› ar›nd›rmaya çal›flanlar›n, k›y›s›nda oturup küllerinin nehirde
ak›p gitti¤ini düflleyenlerin, Ganj’›n te-
miz ya da kirli olmas›yla pek ilgilendikleri yok. Onlar bu nehrin kutsal oldu¤una inanm›fllar, avuçlar›na ald›klar› suyla, o su sanki bir p›nardan akm›flças›na
a¤›zlar›n› çalkalamakta sak›nca görmüyorlar. Uzaktan turuncu giysili insan topluluklar› gelmeye devam ediyor.
Varanasi, Tanr› fiiva’n›n kenti, dolay›s›yla ço¤unluk, ayinlere fiiva’n›n rengi
olan turuncu giysilerle geliyor, elbiselerini üzerlerinden ç›kartmadan kendilerini sulara b›rak›yor.
Yavafl yavafl kentin ola¤an gürültüsü bask›n olmaya, binlerce korna sesi,
sokak aralar›ndan nehre do¤ru yank›lanmaya bafll›yor. Sokaklarda trafi¤in
ço¤almas›ndan rahats›z olan birkaç
inek, merdivenlere iniyor, akflamdan
kalan çöp y›¤›n› içinde yiyecek aramaya bafll›yor. K›y›daki tap›naklar›n tepelerinde yaflayan maymunlar, al›flk›n
olmalar›na ra¤men, afla¤›daki kalabal›¤› merakl› gözlerle izliyor, tap›naklara tanr›lar için b›rak›lm›fl yiyecekleri
nas›l ele geçireceklerinin hesaplar›n›
yap›yor.
Yandaki tap›na¤a, p›r›l p›r›l parlayan kumafllar içinde bir cenaze getiriyor yak›nlar›. K›y›daki haz›rlanm›fl
platforma sayg›yla yerlefltiriyorlar
cenazeyi. Daha sonra erkekler odun
almaya gidiyor. Biraz sonra, odunlar
yerlefltirilecek ve cenaze, aile fertlerinin yapaca¤› k›sa bir tören sonras›nda yak›lmaya bafllanacak. Gün boyunca baflka cenazeler de gelecek k›y›ya. Yak›lma ifllemleri bittikten sonra, küller nehre serpilecek. Yüzy›llard›r tekrarlananlara benzer bir gün
bafll›yor Varanasi’de. Herkes biraz
sonra günlük ifllerinin peflinden koflmaya bafllayacak. Akflam oldu¤unda,
yaflad›klar› gün için tanr›lara teflekkür etmek amac›yla tekrar gelecekler
Ganj k›y›lar›na.
Kutsal Ganj, kendisini ar›nd›ramasa
da, sular›nda y›kananlar› ar›nd›rmaya
devam edecek. m
EKOIQ / KASIM 2010
123
yt konferans
10/27/10
4:36 PM
Page 124
Etkinlik
Yeflile Odaklananlar
II. Yeflil Tesisler Konferans›ndayd›
Ç
Odak Kurumsal taraf›ndan
Türkiye’de çevresel
sürdürülebilirli¤in ve çevre
bilincinin artmas›na katk›da
bulunmak amac›yla
düzenlenen II. Yeflil
Tesisler Konferans›, 5-6
Ekim tarihlerinde ‹stanbul
Swissotel’de genifl bir
kat›l›mla gerçekleflti.
124
KASIM 2010 / EKOIQ
evreci uygulamalar alan›nda
Türkiye’nin ve dünyan›n önde
gelen isimleri, Odak Kurumsal
taraf›ndan ilki geçti¤imiz y›l düzenlenen Yeflil Tesisler Konferans›’n›n
ikincisinde de bir araya geldi. 5-6
Ekim tarihlerinde ‹stanbul Swissotel’de gerçekleflen konferansta, 40
uzman konuflmac› 30 farkl› oturumda, sürdürülebilir gelecek için yeflil ifl
dünyas›n›n kurallar›n› konufltular ve
yeflil tesislerin gelece¤i konusunda
son geliflmeleri, yenilik ve uygulamalar› paylaflt›lar.
Konferansa aralar›nda, dünyan›n
en prestijli projesi olarak nitelendiri-
len MASDAR City’nin Tedarik Zincirinden Sorumlu Baflkan Yard›mc›s›
Richard Reynolds, UNDP Türkiye
Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma
Program Müdürü Dr. Katalin Zaim,
WWF (Do¤al Hayat› Koruma Vakf›)
Türkiye Baflkan› Ak›n Öngör ve Uluslararas› Enerji Teknolojileri Merkezi
(UNIDO-ICHET) Baflkan› Dr. Mustafa
Hatipo¤lu gibi çevre ve sürdürülebilirlik alan›nda önde gelen isimler kat›ld›. Konuflmac›lar, kurumlarda düflük karbon kullan›m›, enerji verimlili¤i, yenilenebilir kaynaklar, ›s› tasarrufu & geri dönüflüm gibi kavramlar›,
ifl planlama ve karar verme süreçleri-
yt konferans
10/27/10
4:36 PM
Page 125
nin ve günlük faaliyetlerin ayr›lmaz
bir parças› haline getirmenin, “sürdürülebilirli¤in” en önemli flart› oldu¤unun alt›n› çizdiler.
Konferansta, sanayi tesislerinden
ofislere, otellerden konutlara, havaalanlar›ndan hastanelere, okullardan
AVM’lere kadar tüm tesislerin yap› ve
iflletim sürecinde “sürdürülebilir bir
dünya için” al›nmas› gereken önlemler ve at›lmas› gereken ad›mlar masaya yat›r›ld›.
Richard Reynolds Masdar’› Anlatt›
Vitra, Siemens Ev Aletleri ve Schneider Electric gibi sürdürülebilirlik alan›nda öncü kurulufllar›n, çözüm ortaklar› olarak kat›ld›¤› II. Yeflil Tesisler Konferans› kapsam›nda, otel, hastane, okul, AVM, konut gibi tesis yöneticilerinin yan› s›ra, bu kurumlara
hizmet ve ürün sunan tedarikçiler,
teknik uzmanlar, devlet kurulufllar›
ve STK’lar da bir araya gelerek yeflil
tesisler oluflturmaya yönelik çal›flmalar›n›, fikir, deneyim ve baflar›l›
uygulamalar›n› paylaflt›lar.
Bilgi Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Fatofl Karahasan’›n moderatörlü¤ünü üstlendi¤i
konferansta dünyan›n ilk ve tek “s›f›r
karbon, s›f›r at›k flehri” olan MASDAR
City’nin Tedarik Zincirinden Sorumlu
Baflkan Yard›mc›s› Richard Reynolds,
sürdürülebilir bir gelecek için gelece¤in kenti olarak tasarlanan MASDAR
City projesinde kullan›lan malzeme
ve teknik hizmetlerle tasarlanan projenin tüm detaylar›n› kat›l›mc›lar ile
paylaflt›.
Konferansta Çevre ve Orman Bakanl›¤› Çevre Yönetimi Genel Müdürü
Vekili Dr. Mustafa fiahin, iklim de¤iflikli¤i ve düflük karbonlu kalk›nma
konular›nda bilgi verirken; UNDP
Türkiye Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Program Müdürü Katalin Zaim
ise düflük karbon ekonomilerinde yat›r›m f›rsat ve alternatiflerini anlatt›.
Sabanc› Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Prof. Dr. Melsa Ararat, Koç
Holding Teknoloji ve Çevre Koordinatörü Doç. Dr. Orhan Alankufl ve UNDP
‹klim De¤iflikli¤i Proje Müdürü Bahar
Ubay ise konferansta kurumlarda
karbon yönetim stratejileri konusunda bilgi vererek örnekler üzerinden
de¤erlendirmelerde bulundular.
WWF (Do¤al Hayat› Koruma Vakf›)
Türkiye Baflkan› Ak›n Öngör’ün sürdürülebilir yaflam hakk›nda görüfllerini paylaflt›¤›, Trier Üniversitesinden Prof. Dr. Klaus Rick’in Yeflil Kam-
Dünyan›n ilk ve tek “s›f›r
karbon, s›f›r at›k flehri” olan
MASDAR City’nin Tedarik
Zincirinden Sorumlu Baflkan
Yard›mc›s› Richard Reynolds,
projenin tüm detaylar›n›
kat›l›mc›larla paylaflt›.
pus uygulamalar›n› anlatt›¤› konferansta, Unilever Kurumsal ‹letiflim
Direktörü Ebru fienel Erim de iklim
de¤iflikli¤inden do¤an yeni f›rsatlar›
de¤erlendirdi.
II. Yeflil Tesisler Konferans›’nda
FETOB Baflkan› ve LykiaGroup Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Silahtaro¤lu
ise “sürdürülebilir” gelecek için turizm ve yeflil oteller aç›s›ndan bir de¤erlendirmede bulunarak LykiaGroup’un sürdürülebilir tesisler için temel ald›¤› çevreci ilkeleri ve gerçeklefltirdikleri uygulamalar› anlatt›.
S›f›r Karbonlu Konferans
Ana oturumlara paralel olarak düzenlenen Uygulama Kulvarlar› oturumlar›nda, Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤›,
Çevre ve Orman Bakanl›¤›, Kültür ve
Turizm Bakanl›¤› ile Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanl›¤› uzmanlar› yasalar›; uluslararas› kurulufllar standartlar›; kurumlar ise bu alandaki baflar›l› uygulamalar› kat›l›mc›larla paylaflma f›rsat› buldu.
Yeflil Tesisler Konferans› bu y›l
“Karbon Nötr” olarak gerçeklefltirildi. Konferans sonunda ortaya ç›kan
CO2 emisyonlar› hesaplanarak akredite edilmifl gönüllü karbon sertifika
al›mlar› ile denklefltirildi.
Türkiye’de konferans alan›nda bir
ilki gerçeklefltiren II. Yeflil Tesisler
Konferans›’nda karbon ayak izi ölçümü ve karbon nötralizasyonu do¤rulamas› uluslararas› standartlara göre
yap›ld›.
Odak Kurumsal taraf›ndan düzenlenen II. Yeflil Tesisler Konferans›’n›n
sponsorlar› aras›nda Artema, Vitra,
Siemens Elektrikli Ev Aletleri,
Schneider Electric, LykiaGroup ve
Unilever gibi Türkiye’nin ve dünyan›n önde gelen kurulufllar›n›n yan› s›ra, pek çok bas›n ve hizmet kuruluflu
da yer ald›. m
EKOIQ / KASIM 2010
125
fuarlary
10/28/10
11:18 AM
Page 126
Fuarlar
Ocak-fiubat 2011 Yeflil Fuarlar
ECORISMO 2011 / FRANSA
(12-13 Ocak 2011)
Fransa’n›n Nantes flehrinde gerçekleflen bu fuarda
otelcilik, kampç›l›k ve catering endüstrisinde ekolojik
çözümler için gelifltirilen yeni teknoloji ve ürünler
sergileniyor.
http://www.ecorismo.com/index.php?lang=anglais
2. ULUSAL ENERJ‹ VER‹ML‹L‹⁄‹ FORUMU / TÜRK‹YE
(13-14 Ocak 2011)
Ulusal Enerji Verimlili¤i Forumunun ilki 15 ve 16 Ocak
2009’da gerçekleflti. Enerji Bakanl›¤›, TÜB‹TAK,
Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› gibi devlet kurulufllar›n›n da
kat›l›m›yla toplanan Forum, yabanc› temsilciler, sivil toplum
kurulufllar› ve enerji firmalar›ndan yo¤un ilgi gördü. Ulusal
Enerji Verimlili¤i Hareketi taraf›ndan gerçeklefltirilen
organizasyona 750'si kat›l›mc› firmalardan, 1600 kifli de
ziyaretçi olmak üzere yaklafl›k 2400 davetli kat›ld›.
‹stanbul WOW Convention Center
http://www.uevf.com.tr/uevf/turkce/
ULUSLARARASI YEfi‹L HAFTA FUARI / ALMANYA
(21-30 Ocak 2011)
Berlin’de düzenlenen bu fuar dünyan›n en büyük g›da,
tar›m ve bahçecilik organizasyonu olarak biliniyor. Dünya
tar›m sektörünün nabz›n› tutan bu fuar›n 85 y›ll›k bir
geçmifli var. Bu yüzden Yeflil Hafta tar›m sektörünün en
itibarl› fuarlar›ndan biri olarak kabul ediliyor.
http://www1.messeberlin.de/vip8_1/website/Internet
/Internet/www.gruenewoche/englisch/index.html
126
KASIM 2010 / EKOIQ
MILLESIME BIO ORGAN‹K fiARAP FUARI / FRANSA
(24-26 Ocak 2011)
Fransa’n›n güneyindeki Montpellier bölgesinde organik
üzümden flarap üreten ba¤ sahipleri taraf›ndan kurulan
meslek örgütü AIVB-LR 1991 y›l›ndan beri faaliyet
yürütüyor. Bugün AIVB-LR Güney Fransa’n›n en dinamik
meslek kurufllar› aras›nda yer al›yor.
http://www.millesime-bio.com/v2/english/aivb_lr.asp
INNATEX 2011 ORGAN‹K TEKST‹L FUARI / ALMANYA
(29-31 Ocak 2011)
Organik tekstil ve sürdürülebilir moda konusunda öncü
fuarlardan biri olan INNATEX, portfolyosuna her geçen y›l
yeni ve genç markalar katarak büyüyor. Fuar Almanya’n›n
Hofheim kentinde düzenleniyor.
http://www.innatex.muveo.de/index.php?id=4
BIOFACH 2011 / ALMANYA
(16-19 fiubat 2011)
Almanya Nüremberg’de düzenlenen BIOFACH,
Avrupa’n›n en büyük organik tar›m fuarlar› aras›nda
zirveye oynuyor.
http://www.biofach.de/en
fuarlary
10/28/10
11:18 AM
Page 127
kitap 06
10/27/10
4:40 PM
Page 1
Kitap
Gelecek Zaman›n
Umut Dolu Tarihi
Ekotopya
Agora Kitapl›¤›,
Ekim 2010
Agora Kitapl›¤›, Ernest Callenbach’›n dünyada yedi dile çevrilmifl olan Ekotopya adl› eserini Türk okurlar›yla buluflturuyor. Callenbach’›n roman› gelece¤e dair yeflil bir ütopyay› anlat›yor. Mallar›n öne ç›kmad›¤› Ekotopya’da zincirini kaybeden ya da lasti¤i patlayan bir bisiklet sürücüsünün etraf› an›nda
yard›msever insanlarla doluyor.
Zaman›n› cömertce kullanmay› seven Ekotopyal›lar tamirat ifllerini seviyor gibiler.
Y›llard›r do¤al tarih
üzerine eserler vermifl olan Callenbach
gelece¤in umut dolu
tarihini hikayelefltiriyor bizim için…
Pesimistlerin Dünyas›nda Nas›l Optimist Olunur
Cassandra’ya ‹nanmak
Earthscan, Kas›m 2010
Cassandra’n›n hikâyesini bilirsiniz. Hani flu
Apollon’un aflk›na karfl›l›k vermedi¤i için lanetlenen prensesi. Cassandra’n›n laneti gelece¤i görmek ve kimseyi inand›ramamak olmufltur. Paris ve Helen’in Truva’ya y›k›m getirece¤ini daha bafltan görmüfltür. Truva at›n›
flehre sokmamak için nafile ç›rp›nm›flt›r.
Kendi ölümünü görmüfl olmas› bile kâr etmemifltir. ‹flte Alan AtKisson bu karamsar tablodan iyimser bir tablo ç›karmaya çal›fl›yor. Nas›l m›? Cassandra’ya inanarak.
AtKisson’un Cassandra’ya ‹nanmak kitab› ilk defa 1999 y›l›nda bas›ld›.
Bu y›l Earthscan taraf›ndan tekrar bas›lan kitaba sevdi¤imiz yeflil gurulardan Paul Hawken, yazd›¤› önsözde “Bu kitap bir lanetleme de¤il, bir
hay›r duas›” diyor.
Paul Hawken’›n deyimiyle Cassandra’ya ‹nanmak insanl›¤a yapmas› ve
yapmamas› gereken fleyler için yol gösteren bir verici. Umuda do¤ru yol
almak için bir çeflit pusula. Belki de AtKisson, bilmeden Ümit Yaflar
O¤uzcan’›n da kulaklar›n› ç›nlatarak, Ac›lar Denizi üstüne bir köprü kurup sürdürülebilir bir dünya için nas›l stratejik ad›mlar atabilece¤imizi
anlat›yor bizlere.
Penguenlerin Buzlar› Erimesin
A¤açlar Yok Olmas›n
Yunuslar Yaflas›n
Hayy Kitap, Ekim 2010
Lola ve Evie dünyan›n haline çok üzülüyor… Kathryn Lamb
taraf›ndan haz›rlanan Do¤ay› Kurtaranlar serisinin tan›t›m
metni böyle bafll›yor. Yunuslar Yaflas›n’›n yay›nlanmas›yla
birlikte, Hayy Kitap’›n Do¤ay› Kurtaranlar serisi üçüncü
kitab›na ulaflt›. “Buzlar Erimesin”de Lola ve Evie bir yaz
günü bahçelerinde bir penguen görünce pani¤e
kap›l›yordu. “A¤açlar Yok Olmas›n”daysa ya¤mur ormanlar› için mücadele ediyordu. Lola ve Evie flimdi de “Yunuslar
Yaflas›n” diyor. Dev bir akvaryuma okul gezisi yapan Lola ve
Evie, bu sefer de plastik at›klar yüzünden risk alt›nda olan
128
KASIM 2010 / EKOIQ
yunuslar için kollar› s›v›yorlar. O güzel flark›y› “Biz
büyüyemeden kirlendi dünya” diye de¤ifltirmek zorunda
kalmamak için Lola ve Evie’ye ne kadar kulak versek
yeridir.
Project1
11/3/10
11:49 AM
Page 3
Project1
11/3/10
11:49 AM
Page 4

Benzer belgeler