PEK‹ BU K‹M‹N ESER‹?
Transkript
PEK‹ BU K‹M‹N ESER‹?
11/3/10 11:48 AM Page 1 7 TL (KDV dahil) Project1 KASIM-ARALIK 2010 SAYI:6 Y E fi ‹ L ‹ fi / Y E fi ‹ L Y A fi A M PEK‹ BU K‹M‹N ESER‹? Elektrikli Araçlar›n Gelece¤i Nas›l Yeflil Üniversite Olunur? Biyoyak›t Kar›n Doyurur mu? ‹nternet “Çevremizi” De¤ifltiriyor IMKB Sürdürülebilirlik Endeksi Geliyor Ekstremofilik Organizmalar ve Global Enerji Dengeleri Biyoçeflitlilik ve Ormanlar›n Gelece¤i Project1 11/3/10 11:48 AM Page 2 editor 06 10/27/10 4:51 PM Page 1 Bafllarken ‹¤neyi Kendimize Bat›rman›n Zaman›d›r Geçti¤imiz ay, Çevre Dostu Binalar Konseyi’nin BUILdIST Fuar› Arena toplant›lar› kapsam›nda, Radikal Gazetesinden Serkan Ocak, ntvmsnbc Yeflil Haber’den Ayzen Atalay ve Eko Yap› dergisinden Sevda Yayla’yla birlikte “Ekolojik Bilinçlenmede Medyan›n Rolü”nü tart›flt›k. Gerçekten önemli bir konu ekolojik bilinçlenme. Bas›n da bu bilinçlenmenin önemli bir parças›. ‹nsanlar›n küresel ›s›nmadan, iklim de¤iflikli¤inden haberdar olmalar›n› sa¤lamada önemli bir rolü var. Peki bu rolü ne kadar yerine getirebiliyoruz? Yan›t›n çok parlak olmayaca¤› aç›k. Birincisi bu Türkiye’de hâlâ bir uzmanl›k alan› de¤il. Serkan Ocak’›n da belirtti¤i gibi, di¤er ifllerin yan› s›ra yap›lan, neredeyse bir gönüllülük ifli. Daha ortada ne çevre gazetecileri ve muhabirleri var, ne de çevre yazarlar›. Konu hakk›nda yazanlar›n, konunun boyutlar›ndan ne kadar haberdar oldu¤u bile belli de¤il. Tart›flmada Ayzen Atalay’›n da vurgulad›¤› gibi, küresel ›s›nma ya da çevre felaketleriyle ilgili haberler, kamuoyu üzerinde ne yaz›k ki bir karamsarl›k ve umursamazl›k havas› bile yarat›yor olabilir. Her konuda oldu¤u gibi, “e¤itim flart” deniyor ama bu e¤itimin içeri¤i pek tart›fl›lm›yor. Ya yapt›¤›m›z haberler, yazd›¤›m›z yaz›lar, düflündü¤ümüzün tam tersine etkiler yarat›yorsa! Ya insanlar› “yapacak zaten bir fley yok, yand›k mahvolduk” noktas›na itiyorsa. Gerçekten esasl› bir tart›flma. Ve bu konuda yol almadan “ekolojik bilinçlenmede” de pek bir yol kat edemeyebiliriz. Bu tart›flman›n gelip dayand›¤› yer, çevre habercili¤inin, “felaket tellall›¤›” olarak da nitelendirilebilecek “kötü olaylar›n” aktar›m›yla s›n›rl› olup olmayaca¤›. Bunun yerine, çözümleri de göstermeye çal›flan, iyi örnek ve vakalar› ön plana ç›karmaya çal›flan bir habercilik anlay›fl› koyabilir miyiz? Koymal› m›y›z? Ya da flöyle soral›m, buz parças›n›n üstündeki yaln›z kutup ay›s› foto¤raflar› insanlar› küresel ›s›nma konusunda bilinçlendirdi mi, yoksa konunun bizimle alakas› olmad›¤›n›, çok uzaklarda, kutuplarda geçen bir hikâye oldu¤unu bilinçalt›m›za yerleflmesini mi sa¤lad›? Yan›t vermek zor… Bu say›m›z›n kapa¤› da bu tart›flman›n bir parças›. Greenpeace foto¤rafç›lar›ndan Daniel Beltra’n›n, Meksika körfezinde petrole bulanm›fl pelikanlar› gösteren bu foto¤raf›n› kapa¤a yerlefltirirken bir süre düflünmek zorunda kald›k. Bu imaj, insanlar› konuya ilgi göstermeye mi, yoksa korkutup konudan uzak durmaya m› itecek? Yoksa “bize ne bu pelikanlardan” m› dedirtecek? Bunu hep beraber görece¤iz. Bu konudaki tart›flman›n hem çevre habercili¤ini, hem de ekolojik bilinçlenmeye katk› sunmak isteyen herkesi ilerletece¤ine inan›yorum. Ekolojik bilinç ciddi bir ifl, hem de sadece gazetecilere b›rak›lmayacak kadar ciddi… Bar›fl DO⁄RU EKOIQ / KASIM 2010 1 icindekiler 06 10/27/10 4:58 PM Page 1 BZD Yay›nc›l›k ve ‹letiflim ad›na sahibi Zülfü Dicleli Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Zeynep Demirel [email protected] Genel Yay›n Yönetmeni Bar›fl Do¤ru [email protected] ‹çindekiler Art Direktör Özlem Sarar D. Editör Balkan Talu [email protected] Dan›flma Kurulu Ural Aküzüm - TEDMER ve Ar› Hareketi Baflkan› Coflkun Aral - ‹Z TV Genel Koordinatörü Banu Aydo¤an - Koç Bilgi Grubu Kurumsal ‹letiflim Direktörü, Koç Holding Çevre Koordinasyon Kurulu Üyesi, Yeflil Bilgi Platformu Yöneticisi F. Fatma Çelenk - Soyak Holding Kurumsal ‹letiflim Koordinatörü Behçet Envarl› - Türkiye Biliflim Vakf› Genel Sekreteri Sibel Sezer Eralp – REC, Bölgesel Çevre Merkezi Türkiye Direktörü Ça¤la Balc› Erifl - Demirer Holding Karbon Gelifltirme Müdürü Engin Güvenç - ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri Cavit Vardarl›lar - MESS Entegre Geri Kazan›m ve Enerji, Çevre Projesi Genel Müdürü Necla Zarakol - Zarakol ‹letiflim Yönetim Kurulu Baflkan› Yaz› Kurulu Edip Emil Öymen, Bar›fl Gencer Baykan, Serpil Ata Deniz Sözüdo¤ru 16 22 30 Bas›m Yeri: Tor Ofset San. Tic. Ltd. fiti. ‹mam Çeflme Caddesi NO: 26/2 Ayaza¤a/fiiflli-‹ST. Tel: (90) 212 -332 08 38 pbx Faks: (90) 212 -332 08 39 Da¤›t›m Turkuvaz Da¤›t›m Pazarlama A.fi. ‹ki ayda bir yay›nlan›r. Yerel Süreli Yay›n ISSN 1309-441-6 Kapak Foto¤raf› © Daniel Beltra / Greenpeace 48 Yeflil Üniversite Nas›l Olur? Herfleyin yeflili olur da üniversitelerin olmaz m›? Peki, ülkemizin üniversiteleri bu konuda neler yap›yor? ‹stanbul Bilgi, Bahçeflehir, Ege ve Özye¤in Üniversitesi EKOIQ’nun sorular›n› yan›tlad›. 40 “Global Compact, Uzun Bir Seyahat” BM Kalk›nma Program› Yöneticisi Hans›n Do¤an, Global Compact Sözleflmesini imzalayan flirketlerin ciddi bir taahhüt alt›na girdi¤ini söylüyor. 48 Biyoçeflitlilik Ormanlar› Nas›l Etkiler? 54 Ormanlar dünyan›n en büyük karbon tutaklar›. Durumun gayet fark›nda olan UPM, Global Biyoçeflitlilik Program›yla ormanlardaki biyoçeflitlili¤i korumay› ve artt›rmay› hedefliyor. 54 “Sürdürülebilir Ulafl›m Mümkün” Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi-Türkiye Direktörü Sibel Bülay, ‹stanbul, Antalya, Adapazar› ve Kocaeli’de yürütükleri projeleri EKOIQ’ya anlatt›. 58 Abone ‹liflkileri Neslihan Öztürk Yay›n Adresi BZD Yay›nc›l›k ve ‹letiflim Alemda¤ Caddesi, Yanyol Sokak, No: 5 SBK ‹fl Merkezi, B Blok Kat: 3 K›s›kl› – Üsküdar 34692 / ‹st. Tel: (90) 216 – 412 72 13 Faks: (90) 216 – 521 10 64 Dosya: Biyoyak›t Kar›n Doyurur mu? Biyoyak›tlar ilk olarak Bush döneminde gündeme geldi. Alt›na hücum bafllam›flt› ama tart›flmalar bitmedi. Ya biyoyak›tlar küresel bir g›da krizinin fitilini ateflliyorsa? Reklam Müdürü Semra Akyüz [email protected] Üretim Sorumlusu Ahmet Muhtar Sökücü ‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksi Kap›da ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i Genel Sekreteri Engin Güvenç, ‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksinin 2012’de ifllemde olaca¤›n›n müjdesini verdi. Redaksiyon fiöhret Baltafl Katk›da bulunanlar Nermin Uçar, Selim Talay, Mutlu Dinçer, Eren Dörmez 22 Timberland’›n 65 bin K›zg›n Çevreciyle Dans› 58 1 Haziran 2010 günü Timberland CEO’su Jeff Swartz’›n mailleri durmak bilmedi. Peki Swartz, 65 bin k›zg›n Greenpeace eylemcisine karfl› ne yapt›? Harvard Business Review’den aktar›yoruz… 64 Eflitlikçi Toplumlar Daha m› Çevreci? Optimist Yay›nlar›ndan ç›kan “Su Terazisi” kitab›, eflitlikçi toplumlar›n çevre koruma konusunda da baflar›l› oldu¤unu iddia ediyor. 68 Ekstremofilik Mikroorganizmalar ve Küresel Enerji Dengeleri Mikroskobik organizmalar dünyan›n enerji sorununa çözüm olabilir mi? Marmara Üniversitesi Endüstriyel Biyoteknoloji ve Sistem Biyolojisi Bölümünde çal›flan yetkin bir ekip “Mümkün” diyor. 68 icindekiler 06 10/27/10 4:58 PM Page 2 84 74 Petrol Kumard›r Bu foto¤raflar Meksika Körfezindeki felaketten sonra çekildi. BP’nin sondaj kuyusunda meydana gelen patlaman›n yaratt›¤› gerçek y›k›msa hâlâ tam olarak gün yüzüne ç›kmad›. 84 96 Tafl Devri Neden Sona Erdi? Türkçede karbon sorunu üzerine kaleme al›nm›fl ilk kitab›n yazar› Dr. R›za Kad›lar 150 milyar dolarl›k karbon piyasas›n› mercek alt›na al›yor. 98 ‹ZAYDAfi Yüzde Yüz Kapasiteye Ulaflt› ‹ZAYDAfi Genel Müdürü Muhammet Saraç, 14 y›ll›k geçmifli olan kurumun, kat› at›klar›n bertaraf›nda önemli bir yol kaydetti¤ini söylüyor. ‹nternet “Çevremizi” de De¤ifltirecek Atmosfer ve okyanus bilimci Gulio Boccaletti, internetin çevre sorunlar›n› ele al›fl biçimlerimizi nas›l de¤ifltirdi¤ini tart›fl›yor. 120 Ganj Nehrini Kim Ar›nd›racak? EKOIQ dostlar›ndan amatör gezgin Doktor Cüneyt Baflbu¤u gitti¤i memleketlere bir de ekolojik aç›dan bak›yor. ‹lk ziyaretgâh, Hindular›n kutsal Ganj Nehri… 124 II. Yeflil Tesisler Konferans› Odak Kurumsal taraf›ndan Türkiye’de sürdürülebilirlik ve çevre bilincinin artmas› için düzenlenen II. Yeflil Tesisler Konferans›na kat›l›m yo¤undu. Her say›da... 4 Haberler Almanya yenilenebilir enerjide istihdam rekoru k›r›yor. YEK tasla¤› nihayet gün ›fl›¤›na ç›k›yor. Çevre Deyince: Prof. Dr. Kriton Curi Bundan 14 y›l önce kaybetti¤imiz Prof. Dr. Kriton Curi çevre ve at›k konular›na dikkat çeken ilk bilim adam›yd›. Kendisini sayg›yla an›yor; sözü mesai arkadafllar›, dostlar› ve ö¤rencilerine b›rak›yoruz. 104 114 ‹BB Geridönüflüm Atölyesinde Hayal Gücüne S›n›r Yok Gaz bidonundan oturma grubu, kad›n çorab›ndan masa lambas›, klasörden abiye kad›n çantas› olur mu? Olur, e¤er inanm›yorsan›z ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n Koordinasyon Merkezinin Geridönüflüm Atölyesini acilen ziyaret edin. Sürdürülebilir Baflar› Öyküleri Birleflmifl Milletler Çevre Program› Yeflil Ekonomi Raporu, sürdürülebilir baflar› öykülerini aktar›yor. Elektrikli Araçlar›n Gelece¤i Bilimkurgu de¤il, gerçek: Elektrikli araçlar sokaklara ›s›n›yor. Peki, elektrikli araçlar›n yayg›nlaflmas›n› engelleyen önyarg›l› zihniyet nas›l afl›lacak? 90 108 82 Emil Edip Öymen Oscar’›n Yeflili, A¤ac›m›z Bildiriyor… 126 128 Yeflil Fuarlar Listesi Kitap “Ekotopya”, “Cassandra’ya ‹nanmak”, “Penguenlerin Buzlar› Erimesin”, “A¤açlar Yok Olmas›n”, “Yunuslar Yaflas›n” haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 4 Haberler Almanya’dan Yenilenebilir Enerjide ‹stihdam Rekoru K›r›ld› 3-E Kural› Uygulans›n Heinrich Böll Stiftung Derne¤i Türkiye Temsilcili¤i taraf›ndan haz›rlanan,“Türkiye’de Enerji Verimlili¤inin Durumu ve Yerel Yönetimlerin Rolü” raporu kamuoyuna sunuldu. Raporun "Türkiye'de Enerji Verimlili¤i" bölümünü yazan Yeflilgüç Enerji ve Çevre Dan›flmanl›¤› flirketi yöneticisi Tülin Keskin, Türkiye’nin enerji ihtiyac›n›n yüzde 92’sinin fosil yak›tlardan temin edildi¤ini söyledi. Marmara Belediyeler Birli¤i dan›flman› Halil Ünlü ise raporun “Enerji Verimlili¤i ve Yerel Yönetimler” bafll›kl› bölümünü sundu. Uluslararas› Enerji Ajans›n›n verilerine göre dünya enerjisinin yüzde 60 ila 80’lik bir bölümü kentlerde tüketiliyor. Kentlerdeki binalar (sanayi tesisleri, iflyerleri, konutlar) seragaz› emisyonlar›n›n en önemli kayna¤› olarak kabul ediliyor. Ünlü’nün enerji verimlili¤i için önerdi¤i çözümler aras›nda sürdürülebilir (eko kentler) kentler de bulunuyor. Sürdürülebilir kentler 3-E kural›na göre tasarlan›yor: Ekoloji, Ekonomi, Eflitlik. Halil Ünlü ayr›ca TOK‹’nin ihale etti¤i yap›m ve onar›m ifllerinde enerji verimlili¤i flart› koymas›n› öneriyor. 4 KASIM 2010 / EKOIQ Alman Çevre Bakanl›¤› taraf›ndan yap›lan bir çal›flmaya göre Alman yenilenebilir enerji sektöründe beklenenin üstünde bir istihdam art›fl› gerçekleflti ve çal›flan say›s› 340 bin kifliye ulaflt›. Çevre Bakan› Norbert Röttgen yapt›¤› aç›klamada bu yüksek rakam›n içinde proje dan›flmanl›¤›, üretim ve kurulum gibi birçok farkl› iflkolu bulundu¤unu belirtti. Rakamlar Avrupa’n›n en büyük ekonomi- si olan Almanya’da 2004 y›l›ndan bu yana sektördeki istihdam›n iki kattan daha fazla artt›¤›n› gösteriyor. 2020 y›l›nda bu rakam›n 500 bini bulmas› bekleniyor. 2000 y›l›nda ülkede yürürlü¤e giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklar› Yasas›n›n yürürlü¤e girmesinin ard›ndan ülkenin yenilenebilir enerji sektöründe h›zl› bir büyüme yaflanm›flt›. UPM, Dow Jones Sürdürülebilirlik ‹ndeksi’nde Ezinç Metal’den Renkli Radyatörler Sürdürülebilir ormanc›l›¤›n öncü flirketlerinden biri olan UPM, 2010-2011 y›llar› için Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’ne (DJSI) dahil edildi. DJSI, uzun zamand›r her sektörün global ve bölgesel sürdürülebilirlik liderlerini belirliyor. Hem Avrupa hem de Global Sürdürülebilirlik ‹ndeksi’ne seçilen UPM’in Türkiye Genel Müdürü Gülay Akkufl, UPM operasyonlar›n›n sürdürülebilirlik koflullar›n› sa¤lad›¤›n› vurgulad›. UPM ürünlerinin defalarca geri dönüfltürüldü¤ünü hat›rlatan Akkufl, firman›n biyoçeflitlili¤i artt›rd›¤›n› ve su kaynaklar›n› korudu¤unu söyledi. UPM ürünleri, yenilenebilir enerji kullan›larak üretiliyor. Enerji kayna¤› olarak da sürdürülebilir ormanlardan elde edilen karbonsuz biyokütle kullan›l›yor. Sun&Wind Energy dergisi taraf›ndan dünyan›n beflinci en büyük günefl enerjisi flirketi seçilen Ezinç Metal, yeni tasarlad›¤› Decoline radyatör serisiyle müflterilerinden büyük be¤eni topluyor. Renkli ve sempatik görüntüleri ile Decoline renkli radyatörler evlerde, ofislerde ve her türlü yaflam alan›nda estetik görüntüsüyle fark›n› ortaya koyuyor. Decoline serisi, alüminyum yap›lar› ve antikorozif kaplamalar› sayesinde uzun ömürlü bir kullan›m sunuyor. haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 5 haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 6 Haberler Enerjisa Okullar› Yeniliyor Türkiye elektrik pazar›n›n liderli¤ini hedefleyen Enerjisa, uygulama ve yap›m çal›flmalar› süren 1000 megawatt kurulu gücünde dokuz adet hidroelektrik santral› projesinin yer ald›¤› Seyhan ve Ceyhan Bölgesindeki okullar›n e¤itime elveriflli duruma getirilmesi için geçti¤imiz sene bafllatt›¤› faaliyetlerine devam ediyor. Geçen sene 13 ilkö¤retim okulu ve bir anaokulunun iç düzenleme ve restorasyonunu tamamlayan Enerjisa, bu y›l 4 ilkö¤retim okulunu daha yenileyerek ö¤rencilerin daha kaliteli e¤itim almas›na katk› sa¤lad›. Cancun’da Fiyasko Olmamal› Meksika’da y›l sonunda yap›lacak olan iklim de¤ifliklikleri müzakereleri arifesinde Avrupa Komisyonu ‹klim De¤iflikli¤i Politikalar› Baflkan› Artur RungeMetzger kat›l›mc› ülkeleri uyar›yor: “E¤er Cancun toplant›s›nda iklim de¤iflikli¤i konusunda ileriye dönük bir ad›m at›lamazsa di¤er dünya ülkeleri bu toplant›lar› anlams›z ve gereksiz olarak görecektir.” Çin’in Tianjin kentinde Birleflmifl Milletler taraf›ndan yürütülen iklim de¤iflikli¤i toplant›lar›n›n aç›l›fl›nda konuflan Metzger, di¤er ülkelerin uzlaflamayan aktörlere “Siz daha kendi aran›zda anlaflam›yorsan›z; niye sizi desteklemek için u¤raflal›m?”diye sorabileceklerini belirtti. Metzger’in yöneltti¤i elefltiriler Tianjin toplant›s›na kat›lan birçok üst düzey temsilci taraf›ndan paylafl›l›yor. Toplant› kat›l›mc›lar› Cancun toplant›s›n›n müzakereci, yönetici, gazeteci ve STK temsilcilerinin itibarlar›n› geri kazanmaya çal›flaca¤› bir konferans olaca¤›na iflaret ettiler. 6 KASIM 2010 / EKOIQ ‹klim De¤iflikli¤i Bünyemize de Zararl› ‹kinci Dünya Sa¤l›k Zirvesi bu y›l 10-13 Ekim tarihleri aras›nda Berlin’de topland›. Zirveye kat›lan bilim insanlar› aras›nda Nobel ödüllü sayg›n isimler de vard›. Toplant›n›n en önemli gündem maddelerinden biri de sa¤l›k ve iklim de¤iflikli¤i aras›ndaki iliflki oldu. Bu yaz Rusya’n›n baflkenti Moskova’da s›cakl›k 30 derecenin alt›na düflmedi ama bu dalgan›n etkileri konusunda hâlâ doyurucu bir bilgi yok. Öte yandan 2005 y›l›nda Bat› Avrupa’da yaflanan s›cak hava dalgas› s›ras›nda ço¤u yafll› 75 bin kifli hayat›n› kaybetmiflti. Postdam ‹klim Araflt›rmalar› Enstitüsünün Direktörü Hans Joachim Schellnhuber, ‹skandinavya, Kanada ve Sibirya gibi bölgelerin bu geliflmelerden kârl› ç›kabilece¤ini iflaret ederek, dünyan›n 2 derece daha ›s›nmas›n›n asl›nda güney ülkeleri için adaletsiz olaca¤›n› vurgu- lad›. Bangladefl’teki Dhaka Üniversitesi kamu sa¤l›¤› uzman› Timothy Evans ise, güneyde yaflanan adaletsizli¤e örnek olarak, topraklar›n tuzlanmas› sebebiyle sellerden etkilenen Bangladeflli çiftçilerin kendini besleme yeteneklerinin ortadan kalkt›¤›n› anlatt›. Son olarak ABD Ulusal Sa¤l›k Enstitüsü Direktörü Francis Collins, ABD’li bilim insanlar›n›n küresel ›s›nma tetikledi¤i hastal›klar konusunda yay›nlanan bir araflt›rmaya de¤indi. Araflt›rmada ast›m, kanser, kalp ve damar hastal›klar›, beslenme konusu, s›ca¤a ba¤l› ölümler, zihinsel kusurlar, nörolojik hastal›klar, dang hastal›¤› gibi enfeksiyonun neden oldu¤u rahats›zl›klar, suyla bulaflan hastal›klar, havayla ba¤lant›s› olan rahats›zl›k ve ölüm vakalar›n› detayl› olarak iflleyen bölümler bulunuyor. Yüzde 88’imiz Endifleliyiz Küresel pazar araflt›rma flirketi Synovate ve uluslararas› medya kuruluflu Deutsche Welle, küresel ›s›nma ve insanlar›n bu konudaki tav›rlar›n› incelen bir araflt›rma yay›nlad›. 18 ülkeden 13 bin kiflinin kat›ld›¤› araflt›rmaya göre Türkiye’de iklim de¤iflikli¤i konusunda endifle tafl›yanlar›n oran› yüzde 67 olurken, “bunun sadece do¤al olaylar döngüsünün bir parças›” oldu¤una inananlar›n oran›ysa yüzde 8 seviyesinde kald›. Kat›l›mc›lar›n yüzde 88’i, flirketlerin iklim de¤iflikli¤ini azaltma sorumlulu¤u bulundu¤unu ifade ederken, bu oran›n en yüksek oldu¤u ülkeler yüzde 98 ile Çin ve yüzde 94 ile Fransa oldu. Türkiye’de anketi yan›tlayanlar›n yüzde 81’i flirketlerin sorumlulu¤u oldu¤unu söyledi. Bunun nas›l yap›laca¤› sorusuna, kat›l›mc›lar›n yüzde 70‘i “enerji tasarrufu ve at›klar›n azalt›lmas›” ve yüzde 58‘i “yeflil ve etik kurallar çerçevesinde üretilmifl malzemeler kullan›lmas›n› sa¤lamak” yan›t›n› verdi. haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 7 haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 8 Haberler WWF’den K›rm›z› Alarm ‹klim De¤iflikli¤ine Dokunun WWF taraf›ndan yay›mlanan “Yaflayan Gezegen Raporu 2010”a göre ekolojik ayak izimiz iki kat›na ç›kt›. Çarp›c› veriler içeren rapor, insanl›¤›n do¤al kaynaklar üzerindeki talebinin neredeyse ›fl›k h›z›yla artt›¤›n›, dünyan›n sa¤layabilece¤inden yüzde 50 daha fazlas›n› tüketti¤imizi ortaya ç›kard›. Rapordaki en önemli göstergelerden biri olan Yaflayan Gezegen Endeksi, 2500 türün ve 8 bin popülasyonun ölçümlenmesiyle son 40 y›lda küresel ölçekte biyolojik çeflitlili¤in yüzde 30 azald›¤›n› tespit ediyor. Raporda ortaya ç›kan ekolojik ayak izi verilerine göre 40 y›l içinde do¤al kaynak talebimiz iki kat›na ç›kt›. Bu da, yaflam›m›z› sürdürmek için 2010 y›l›nda 1,5 gezegene ihtiyac›m›z oldu¤una iflaret ediyor. Bu flekilde devam edersek, tüketimimizi karfl›lamak için 2030 y›l›nda 2 gezegene, 2050 y›l›nda 2,8 gezegene ihtiyaç duyaca¤›z. Kifli bafl›na düflen ekolojik ayak izi s›ralamas›nda Türkiye, 154 ülke aras›nda 63. s›rada yer al›yor. Türkiye’nin lider enerji flirketlerinden Aygaz, “Yar›n Hava Nas›l Olacak?” isimli yeni çevre projesini, kamuoyuna duyurdu. Avrupa Birli¤i’nin 2010 y›l›n› “Hava Y›l›” ilan etmesiyle daha da önem kazanan Proje, iklim de¤iflikli¤i konusunda kamuoyu duyarl›l›¤›n› artt›rmay› amaçl›yor. Aygaz, bu proje çerçevesinde ziyaret etti¤i 11 ilde içinde “planetaryum” ve “sihirli küre” bulunan “Gökyüzü T›r›” kuracak. Aygaz, vatandafllar›n iklim de¤ifliklili¤ine dokunarak durumun vahametine ikna olmalar› ve harekete geçmelerini hedefliyor. 8 KASIM 2010 / EKOIQ Van, Kars, Trabzon, Samsun, Kastamonu, Eskiflehir, Antalya, ‹zmir ve Tekirda¤ gibi illerde birer hafta kalacak olan Gökyüzü T›r›’nda k›sa ad› REC olan, Bölgesel Çevre Merkezi taraf›ndan haz›rlanan e¤itimler de verilecek. Hava Nas›l Olacak Projesi, iklim de¤iflikli¤iyle ilgili kamuoyu fark›ndal›¤›n› ölçen araflt›rmalar›n sonuçlar›ndan do¤du. Ülkemizde ne yaz›k ki bu konudaki fark›ndal›k, hem dünya, hem de Avrupa ortalamalar›n›n alt›nda. Bu sebeple Aygaz gelecek üç y›l boyunca “Yar›n hava nas›l olacak?” sorusuyla, Türkiye’nin dört bir köflesini dolaflacak. YEK Tasla¤› Belli Oldu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤›, yaklafl›k 50 milyar dolar› bulmas› beklenen Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) tasar›s›n› nihayet somutlaflt›rd›¤› iddia ediliyor. Zaman gazetesinin ulaflt›¤› tasla¤a göre kilowatt/saat bafl›na günefl enerjisine 10, hidroelektrik ve rüzgâra 5.5, jeotermale 8, biyokütleye 14 Eurocent teflvik verilecek. Bakanl›¤›n hedeflerine göre 2020 y›l›na kadar 19 bin megavat rüzgâr, 13 bin megawatt hidrolik ve 1000 megavat günefl yat›r›m› yap›lmas› planlan›yor. Yat›r›m hedefi tutturuldu¤unda rüzgâr için 22 milyar Euro, hidrolik için 15 milyar Euro, günefl için 15 milyar Euro yat›r›m yap›lmas› gerekiyor ve toplam rakam da 50 milyar Euro'yu afl›yor. Günefl enerjisi yat›r›mc›lar› yeni kanunda 24 Eurocent’lik bir teflvik talep ediyor, Ekonomiden sorumlu Devlet Bakan› Ali Babacan ise 6 Eurocent’ten fazla teflvik vermeye yanaflm›yordu. Taslaktaki en büyük sürprizlerden biri de rüzgâr enerjisine verilen fiyat oldu. Rüzgâra ilk taslakta 6,5 Eurocent olarak belirlenen teflvikin 5,5’a çekilmesi rüzgâr yat›r›mc›lar› için dufl etkisi yaratt›. Rüzgâr yat›r›mc›lar› en az 7 Eurocent al›m garantisi istiyordu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Taner Y›ld›z, konuyla ilgili yapt›¤› aç›klamada, verdikleri teflviklerin yat›r›mlar için yeterli olaca¤›n› ifade ediyor. Y›ld›z, Türkiye’nin güneflten alaca¤› verimin birçok ülkeden daha fazla oldu¤unu hat›rlatarak öngörülen teflvik miktar›n›n makul ve gerçekleflebilir bir rakam oldu¤unu söyledi. haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 9 haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 10 Haberler Ekolojik Ar›lar Eskilerini Paylafl›yor Ö¤retmenler Soruyor: Karadeniz Nas›l Kurtulur? Sosyal paylafl›m deyince akl›m›za hemen facebook, twitter gibi örnekler geliyor. Biz biraz da yeflil paylafl›m sitelerinden söz edelim. Bu y›l›n mart ay›nda kurulmufl olan www.ecobee.com sitesi yeniden kullan›m konusuna yo¤unlaflm›fl. Sitede bebek malzemelerinden arabaya kadar her çeflit ürün ücretsiz olarak üye kullan›c›lar›n›n dikkatine sunuluyor. Siteye üye olmak da tamamen ücretsiz. Elden ç›karmak istedi¤iniz malzemeyi de siteye koyabiliyorsunuz, ihtiyaçlar›n›z için ilan da verebiliyorsunuz. Ayr›ca sitenin iflletiminde yenilenebilir enerji kullan›l›yor. Ecobees, ayn› zamanda a¤aç ekim kampanyalar›na da kat›l›yor. Peki, neden ar› diye soranlara da Einstein’›n meflhur sözünü hat›rlat›yorlar: “E¤er ar›lar ortadan kaybolursa insanlar sadece befl y›l dayanabilir.” Milli E¤itim Bakanl›¤› (MEB), Karadeniz’in Kirlili¤e Karfl› Korunmas› Komisyonu (BSC PS), WWF-Türkiye (Do¤al Hayat› Koruma Vakf›), Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program› (UNDP) ve Coca-Cola Her Damla De¤er Katar Projesi deste¤iyle haz›rlanan “Karadeniz E¤itim Kutusu”, bölgenin do¤as›n› tehdit eden sorunlar› mercek alt›na al›yor. Bölgede ilkö¤retim seviyesinde verilecek e¤itimlerle kirlilik ve afl›r› avlanma gibi nedenlerle bal›k stoklar›n›n yüzde 80’ini kaybetmifl olan Karadeniz’in sorunlar›na çözüm BAE’de Ekolojik Okul Seferberli¤i Birleflik Arap Emirlikleri dev bir eko-okul projesine haz›rlan›yor. Emirlik Tabiat Kuruluflu (EWS), WWF, E¤itim Bakanl›¤› ve HSBC Bankas› taraf›ndan ortak yürütülen program çerçevesinde HSBC Eko Okul ‹klim ‹nisiyatifi kuruldu. Program›n amac› iklim de¤iflikli¤i konusunda odaklanm›fl ve enerji verimlili¤i konusunda icraata geçmifl okullar aras›nda bir a¤ kurmak. Uluslararas› Çevre E¤itim Vakf› (FEE) ile ortak yürütülen program dünyan›n en büyük çevre e¤itim program› olma özelli¤ini tafl›yor. Bu okullardan mezun olan ö¤renciler eko komiteler kurarak okullar›n›n ekolojik niteli¤ini denetleyebilecekler. 10 KASIM 2010 / EKOIQ üretilebilecek yeni kuflaklar›n yetifltirilmesi amaçlan›yor. Karadeniz E¤itim Kutusunun yayg›nlaflt›r›lmas› için Rize’de 160 ö¤retmene e¤itim verildi. “Karadeniz E¤itim Kutusu”nda çocuklar›n e¤lenerek ve görerek ö¤renmeleri için, her derse yönelik aktivite planlar› ve birbirinden renkli oyun seçeneklerinin yan› s›ra Karadeniz’de yaflayan canl›lar› anlatan Karadeniz’de Yaflam Kartlar›, Karadeniz’de Yaflam Posteri, Karadeniz Haritas› ve Karadeniz E¤itim Kutusu CD’si yer al›yor. Yap›nca Al›flverifl, Al›yorum Çevre Dostu Fifl James Hansen Yerlilerle Eylemde 27 Eylül Pazartesi günü Washington Beyaz Saray önünde en kitlesel çevreci eylemlerden biri yap›ld›. Apalaçya yerlileri taraf›ndan düzenlenen “Apalaçya Aya¤a Kalk›yor” etkinlikleri kapsam›nda düzenlenen gösteriler s›ras›nda 100 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar aras›nda NASA Goddard Enstitüsünün müdürü, sayg›n iklimbilimci James Hansen de vard›. Apalaçya da¤lar›nda kömür madencili¤inin durdurulmas›n› isteyen göstericiler Beyaz Saray’› çevreleyen tel örgüleri terk etmeleri ça¤r›s›na yan›t vermeyince gözalt›na al›nd›lar. Aç›k havada ve da¤lar›n tepeleri kesilerek yap›lan kömür madencili¤i do¤aya ve insanlara büyük zarar veriyor. Avustralya merkezli bilgisayar donan›m› üreticisi Star Micronics do¤aya zarar vermeyen Star TSP 100 ECO pos yaz›c› modelini gelifltirdi ve sa¤ olsun literatürümüze çevre dostu fifl kavram›n› da soktu ve Star TSP 100 ECO yaz›c›lar›, ço¤u rakibine k›yasla yüzde 40’a kadar daha az enerji harc›yor. Bu yüzden TSP 100 ECO yaz›c›lar perakendecilerin karbon sal›mlar›n› azaltmas›na katk›da bulunuyor. Sunucu PC taraf›ndan do¤rudan "güç kontrolü" ile yönetilen TSP100 ECO, aktif olmad›¤›nda "uyku" moduna geçerek, gerekti¤inde 0,5 saniyeden daha k›sa sürede aç›l›yor. Böylece gereksiz enerji sarfiyat› da engellenmifl oluyor. Ayr›ca TSP100 ECO, Energy Star düflük güç tüketim düzeyine yönelik flartlar› karfl›layan ilk POS yaz›c›lardan biri olma özelli¤ine sahip. haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 11 haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 12 Haberler Sensiz Rekor da Olmaz, E¤irdir de Türkiye’nin ikinci büyük tatl› su rezervi olan E¤irdir Gölü, havzas›ndaki binlerce canl›yla beraber yok olma tehlikesiyle karfl› karfl›ya. Siemens Ev Aletleri iki y›l önce WWF ile bafllatt›¤› Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat projesini kitlesellefltirmek için bir ad›m daha at›yor. Siemens ve WWF www.sensizrekorolmaz.com sitesine girip foto¤raf›n› siteye yükleyen do¤aseverlerle en çok kiflinin etiketlendi¤i çevrimiçi foto¤raflarda Guinness rekorunu k›rmay› hedefliyor. En çok arkadafl›n› kampanyaya destek vermeye ikna eden 5000 kat›l›mc› ise, E¤irdir yak›nlar›ndaki Gelendost bölgesinde bir elma a¤ac› sahibi olacak. Siemens ve WWF-Türkiye'nin E¤irdir Gölü'nün ifl iflten geçmeden korunmas› için bafllatt›¤› "Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat" projesi, bilinenin aksine su zengini olmayan, su kaynaklar›n› kaybeden ve iklim de¤iflikli¤inin etkilerini yo¤un flekilde yaflayacak Türkiye’de sulak alanlar›n korunmas›n› hedefliyor. E¤irdir Gölü, kirlilik ve su seviyesindeki düflüfl nedeniyle her geçen gün do¤al zenginli¤inden bir parça daha kaybediyor. Tar›msal, endüstriyel ve evsel at›klar gölün su kalitesinde düflüfle ve ciddi boyutlarda kirlili¤e neden oluyor. 12 KASIM 2010 / EKOIQ WWF’ten Yeflil Ofis Program› WWF-Türkiye, iklim de¤iflikli¤iyle mücadele konusundaki çal›flmalar›n› ofis ölçe¤ine indirerek, bu mücadeleye kat›lmas›n› sa¤layan yeni bir Yeflil Ofis Program› bafllatt›. Ofislerin at›k ve masraflar›n› azaltmalar›n› sa¤layacak çevre politikalar› gelifltirmelerine ön ayak olan Projenin sorumlusu iletiflim sorumlusu Tu¤ba U¤ur kampanyayla ilgili bilgi verdi. 200’den Fazla Ofis Programa Bafllad› Yeflil Ofis Program› bugün perakendeden, kamuya, dan›flmanl›ktan e¤itime kadar çeflitli sektörlerde faaliyet gösteren 200’den fazla ofiste uygulan›yor. Henüz çok yeni olan programa kat›lmak isteyen ofislerle görüflmelerimiz devam ediyor. Yeflil Ofis Program›na kat›lmak isteyen ofisler, en baflta çal›flan say›s›na göre bir kat›l›m bedelini ödeyerek WWF-Türkiye ile bir sözleflme imzal›yor. Daha sonra her y›l Yeflil Ofis Program›n›n gelifltirilmesi için ofislerden belli bir aidat al›n›yor. Yeflil Ofis Program›n›n baflar›s›nda ofis çal›flanlar›n›n önemli bir yeri var. Dolay›s›yla gerek Yeflil Ofis Program›n›n iflleyifli, gerekse ofis içinde gerekli motivasyonun sa¤lanmas› için bir Yeflil Ofis Ekibi kuruluyor. Bu ekip, WWF-Türkiye ile ofis aras›nda bir köprü görevi görüyor. Yeflil Ofis Program› kapsam›nda gelifltirilecek politikalar enerji tasarrufu, ulafl›m ve malzemelerin verimli kullan›m› konu bafll›klar› alt›nda toplan›yor. Sözleflmenin imzalanmas›n› takiben Yeflil Ofis De¤erlendirme Formunu doldurarak ofisin mevcut durumunu tespit ediyor. Yeflil Ofis ekibi WWF-Türkiye ile iflbirli¤i yaparak ofis için somut hedefleri ve hangi göstergelerle izlenebilece¤i be- lirliyor. Yeflil Ofis Ekibi ayn› zamanda süreci takip ederek, program›n ofis içindeki uygulamas›n› da kontrol ediyor. Ofis Masraflar› Azalacak WWF-Türkiye, programa kat›lan ofislerle düzenli olarak bir araya gelerek yap›lan çal›flmalar› de¤erlendiriyor. Y›l sonunda ise ofisler, genel bir durum de¤erlendirmesi yaparak WWF-Türkiye’ye raporluyor. Hedeflerini gerçeklefltiren ofisler Yeflil Ofis Diplomas› almaya hak kazan›yor. Ofislerin Yeflil Ofis olabilmesi için bir y›l sonunda seçilen kriterlerin en az üç tanesinde, bir y›l›n verileriyle k›yasland›¤›nda, geliflme göstermesi gerekiyor. Bunu yerine getiremeyenlere bu iyilefltirmeyi yapabilmeleri için ek bir süre veriliyor. Verilen ek süre dahilinde ofis bir geliflme gösteremiyorsa, ilgili ofis program d›fl›nda b›rak›l›yor. Bireylerin ve flirketlerin; k›sacas› hepimizin do¤aya karfl› sorumluluklar› var. Yeflil Ofis Program›, herfleyden önce, ofislerin do¤aya karfl› sorumluluklar›n› yerine getirmelerine yard›mc› olan uzun soluklu bir uygulama. Program›n istenilen tasarruf hedeflerine ulaflmas› ve arzulanan davran›fl de¤iflikli¤ini yaratmas› için flirketlerin bu program› stratejik planlamalar›na dahil etmeleri ve sürdürülebilir k›lmalar› büyük önem tafl›yor. fiirketler, Yeflil Ofis Program›yla, do¤al kaynak kullan›m› konusunda fark›ndal›k yaratarak çal›flanlar›n›n tüketim al›flkanl›klar›n› ve yaflam tarz›n› bu yönde de¤ifltirmelerine destek oluyor. Yeflil Ofis Program› uzun vadede do¤aya duyarl› davranan bireylerin say›s›n›n artmas›nda flüphesiz etkili olacakt›r. Böylelikle flirketler sadece ofis masraflar›n› azaltmakla kalmayacak, kurumsal çal›flmalar›na ek bir de¤er katacak. haberler 06 10/27/10 3:10 PM Page 13 2 Milyon ‹stanbullu Sahile ‹ndi Yeflil fiirketler Zirveye Oynuyor Dünyan›n çeflitli ekonomi dergileri muhtelif flirket listeleri yay›nlarlar. Inc Dergisi de Eylül 2010 say›s›nda Inc 500 listesini yay›nlam›fl. Mevzubahis dökümün bizi ilgilendiren taraf› ise üç yeflil flirketin bu tabloda kendine yer açm›fl olmas›. Yaflanan küresel krize ra¤men yeflil flirketlerin y›k›lmay›p ayakta kalmas›ndan öte kârlar›n› yükseltmeyi de baflarm›fl olmas› umut ve memnuniyet verici bir olay. ‹flte huzurlar›n›zda Inc. dergisinin ilk 500 listesine girmeyi baflaran üç yeflil flirket: Gazelle: Listeye 24. s›radan giren Gazelle, eski elektronik eflyalar›n›z› üstüne para verip geri dönüfltürüyor. 1989 model, atsan at›lmaz, satsan sat›lmaz televizyonunuzu en son depoya m› att›n›z? Gazelle o döküntü televizyonunuzu al›yor, bir de üstüne para veriyor. Mercury Solar System: 2006 y›l›nda Mercury ilk kuruldu¤unda günefl enerjisi pek de popüler bir yat›r›m alan› de¤ildi. Gene de daha o zaman flirketin kurucular›ndan Jared Haines, yeni kuflak bir günefl enerjisi firmas› kuraca¤›z diye yola ç›kt›klar›n› söylüyor. Günefl enerjisi sektöründe rekabet k›z›flt›kça Mercury sürekli inovasyonlar yapt›. Mercury Solar System 500 flirket aras›nda 337. s›rada. Eco-Products: Geri dönüflümlü malzemeden yap›lma ofis malzemeleri üreten Eco Products’›n yirmi y›ll›k bir geçmifli var. Colorado’lu bir baba-o¤ul taraf›ndan kurulan flirketin 2009 cirosu 47,5 milyon dolar› buldu. Eco-Products son zamanlardaki en popüler ürünü geri dönüflümlü tek kullan›ml›k fincanlar›. fiirket, 297. s›rada. Üçüncü köprüye karfl› Yefliller Partisi taraf›ndan bafllat›lan “2 Milyon ‹stanbullu” kampanyas›n›n 2 Ekim’deki eyleminde ‹stanbullular ellerinde mumlarla bo¤az sahillerine ak›n etti. F›nd›kl›’da kampanya koordinatörü Serkan Köybafl›’n›n bas›n aç›klamas›n› okumas›yla bafllayan eylemde, Befliktafl, Ortaköy, Kad›köy, Salacak, Kuzguncuk, Sar›yer, Kireçburnu, Rumelihisar›, Arnavutköy, ‹stinye, Bostanc›, Bak›rköy sahilleri ve Galata Köprüsünün de aralar›nda bulundu¤u 23 noktada ‹stanbullular yaflad›klar› kente sahip ç›kt›klar›n› gösterdiler. Eylemde Befliktafl sahilinde Filor Uluk’un düzenledi¤i a¤aç defilesi, Befliktafl Çarfl› grubunun sloganlar›, Galata köprüsünde toplanan Greenpeace’in botunun F›nd›kl› sahiline yanaflarak açt›¤› “ormanlara dokunma” pankart›, Ortaköy’de Küresel Eylem Grubu taraf›ndan seslendirilen flark›lar büyük ilgi toplad›. Her say› için 203 fidan... EKOIQ Korusu 1015 Fidana Ulaflt› vitra ilan 05 10/27/10 3:13 PM Page 1 vitra ilan 05 10/27/10 3:13 PM Page 2 Engin güvenc 10/27/10 3:16 PM Page 16 Söylefli ‹MBK Sürdürülebilirlik Endeksi Kap›da 2004 y›l›ndan beri faaliyet gösteren ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i, ‹stanbul Menkul K›ymetler Borsas›yla birlikte çok önemli bir projeye imza atmaya haz›rlan›yor: ‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksi. Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyinin Türkiye aya¤› olan Derne¤in Genel Sekreteri Engin Güvenç, 2011 y›l›n›n endeksin test dönemi olaca¤›n› ama 2012’de flirketlerin rekabet de edebilece¤i bir finansal ürünle karfl›laflaca¤›m›z› vurguluyor. Bakal›m hangi flirketler h›zl› davranacak ve endeksin üst s›ralar›na t›rmanacak? Bunu baflaran ve tahmin edenin para da kazanaca¤›ndan hiç kuflkunuz olmas›n… Söylefli: Bar›fl Do¤ru Foto¤raflar: Özgür Güvenç 16 KASIM 2010 / EKOIQ Engin güvenc 10/27/10 3:16 PM Page 17 Sürdürülebilirlik Yeni Yeni Anlafl›l›yor ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i, 2004 y›l›nda kurulmufl, bir ifl dünyas› sivil toplum örgütüdür. Öncesinde 1,5 -2 y›ll›k bir kurulufl süreci yafland›. ‹lk aflamada uluslararas› kurulufllar›n Türkiye ofislerinin önemli bir katk›s› oldu. Türkiye’de o günlerde sürdürülebilir kalk›nma konusu gündemde de¤ildi. Pek çok kifli, hatta yöneticiler bile kavram›n içeri¤i hakk›nda pek bilgi sahibi de¤ildi. Ancak son 3-4 y›lda bu konuda bir k›p›rdanma bafllad›. Tabii sürdürülebilir kalk›nma çok genifl bir konu; bu konudaki bilinç belli bafll› baz› konulardan bafllayarak gelifliyor. Uluslararas› fiirketlerden Bafllad›k Biz yola yedi kurumsal üye ve befl gerçek kifliyle ç›kt›k. Sonra yavafl yavafl bir geliflme yaflad›k. Bugün 29 kurumsal üyemiz var. Yabanc› flirketler konunun zaten fark›ndayd› ancak Türk flirketlerinin kat›l›m›n›n oldukça yavafl gerçekleflece¤ini öngörüyorduk. Türk flirketlerinin, sürdürülebilirli¤i ifl stratejilerinin bir parças› haline getirmesinin, biraz da bu uluslararas› kurulufllar›n yol göstermesiyle olaca¤›n› düflündük. Kurumlar, sürdürülebilir kalk›nmay› stratejik olarak benimsedikleri anda, kendi ifl a¤lar›ndaki tüm kurum ve flirketlerin bu yaklafl›ma ne kadar uyum içinde olduklar›na bakmak zorundalar. Sadece kendi sorumluluklar› yok, tedarik zincirinin bütün halkalar›na bunu yaymak zorundalar. Dolay›s›yla bu yöntemin, Türkiye ifl dünyas›na sürdürülebilirli¤i yaymak için en pratik yol oldu¤unu düflündük. Risk Çok Büyük Sürdürülebilir kalk›nman›n özel sektör için önemi, di¤er paydafllardan çok daha büyük çünkü ciddi bir ifl “Büyük flirketler, ‘Ben bu standartlara uyarak ifl yap›yorum; e¤er siz de bu standartlara uymazsan›z sizinle ifl yapmam mümkün olmayacak’ dedi¤inde akan sular duruyor” kayb› riski sözkonusu. Dolay›s›yla aksi durumda, flirketin sürdürülebilirli¤i riske girebilir. Önce flirketin bu stratejiyi ö¤renmesi, özümsemesi ve benimsemesi gerekiyor. Ard›ndan bu süreç di¤er sosyal paydafllara, giderek tedarik zincirinin tüm parçalar›na do¤ru uzan›yor. Baz› Firmalar Çok Cesurca Davran›yor Kurumumuz, Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyinin 60 ülkeden oluflan bölgesel a¤›n›n bir üyesi. Ba¤›ms›z bir yap›m›z var ama karfl›l›kl› bilgi paylafl›m› temelinde çal›fl›l›yor. Tabii ki birçok ortak uluslararas› üyemiz var. Ayr›ca süreç içinde biz de Türkiye’den Dünya Konseyine Vizyon 2050 Çal›flmas› “Yeni ‹fl Olanaklar› Do¤uyor” Vizyon 2050 projesiyle, sürdürülebilirlik konular›nda bölgesel ve ülkesel riskleri masaya yat›raca¤›z ve flirketlerin/sektörlerin nas›l etkilenece¤ini görmeye çal›flaca¤›z. Tabii sonuç olarak da bu riskleri elimine etmek için neler yap›lmas› gerekti¤ini beraber arayaca¤›z. Bir tür beyin f›rt›nas› olacak. Dünya Konseyi bütün bu bölgesel toplant›larda konuflulanlar› toplay›p genel bir rapor haline getiriyor, dolay›s›yla Türkiye’nin sesini uluslararas› kamuoyuna duyurmak ve tafl›mak için iyi bir f›rsat oluyor. Ayr›ca Türkiye ARGE konusunda da gerçekten enteresan ç›k›fllar yapabiliyor. Bu toplant›larda sözkonusu çal›flma ve bulufllar›n Dünya Konseyine ve onun içinde yer alan 200’den fazla flirkete tafl›nmas› da son derece önemli. Konseyin ayn› zamanda bir ifl yapma platformu oldu¤unu da unutmayal›m. Türkiye’den sürdürülebilirlik alan›nda yap›lan çal›flma ve bulufllar› oraya tafl›mak da istiyoruz. ODTÜ S›f›r karbonlu tekne projesi Endüstriyel Tasar›m Bölümü’nden Dr. Hakan Gürsu ve Sözüm Do¤an’›n Industrial Design Awards’da ödül kazanan “s›f›r karbonlu tekne projesi Volitan” bunun bir örne¤i. Önümüzdeki dönemde bunlar›n say›s› artabilir. Ayn› flekilde tersi de geçerli. Örne¤in yurtd›fl›ndan flirketler çok s›k bir biçimde Türkiye’den partner bulmak için bize baflvuruyorlar. Biz de bunlar› üyelerimizle paylafl›yoruz, dolay›s›yla kat›l›mc›lar›m›z birinci elden ifl olanaklar›n› ö¤renmifl oluyorlar. EKOIQ / KASIM 2010 17 Engin güvenc 10/27/10 3:16 PM Page 18 Söylefli Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyi Baflkan› Björn Stigson, ‹MKB ile bafllat›lan Sürdürülebilirlik Kalk›nma Endeksi projesinin ifl dünyas› için önemini ve dünyadaki benzer çal›flmalar›n sonuçlar›n› konuflmak üzere Eylül ay›nda ‹stanbul’u ziyaret etti. “Türkiye’ye Özgü Bir Endeks Yarataca¤›z” ‹MBK Sürdürülebilirlik Endeksi için, de¤iflik pazarlardaki sürdürülebilirlik endekslerini ve çal›flma biçimlerini inceledik. Endeksler kurulurken neler yap›lm›fl; neler çal›flm›fl, neler çal›flmam›fl, hangi hatalara düflülmüfl, hepsini ele ald›k. Böylece hata yap›labilecek alan ve riskleri bafltan saptam›fl olduk. Çoklu paydafl yöntemini kullan›yoruz bu projede. Oldukça zor bir uygulama. Asl›nda bu konuda uluslararas› olarak belirlenmifl baz› kriterler var. ‹MKB ve dernek olarak bunlar› oldu¤u gibi al›p uygulayabilirdik ancak bunun pek sa¤l›kl› olmayaca¤›n› düflündük. Farkl› bak›fl aç›lar›n›n bu çal›flmada kendisine yer bulmas› gerekti¤ini düflündük ve bu endeksin tüm paydafllar›n› belirledik. Sonras›nda hepsinden dan›flman paydafllar› projeye davet ettik: Finanstan, kamudan, özel sektörden, sivil toplum kurulufllar›ndan dan›flmanlarla, tüm 18 KASIM 2010 / EKOIQ kriter belirleme workshop’lar›nda beraber çal›fl›yoruz. Hem uluslararas› kriterlerin hangilerinin Türkiye’ye uygun olup olmayaca¤›n› saptayaca¤›z, hem de buraya özgü kriterleri belirleyece¤iz ve projeye entegre edece¤iz. Endeksin ifllerli¤i aç›s›ndan bu çal›flman›n son derece önemli oldu¤unu düflünüyoruz. ‹MKB projesiyle ilgili olarak bir pazar araflt›rmas› yapt›k. 330 flirkete yolland›; anketler oldukça uzun olmas›na karfl›n hiç beklemedi¤imiz kadar çok geri dönüfl ald›k. Hiçbir zorunluluklar› olmamas›na karfl›n neredeyse flirketlerin dörtte üçü anketi yan›tlad›. Bu çok önemli bir gösterge. Ayr›ca ‹MKB’ye kay›tl› olmayan flirketlere de ulaflt›rd›k; onlardan da beklemedi¤imiz kadar yo¤un bir dönüfl ald›k. Bu durum, pazarda bu konuya dair geliflen bir ilgi oldu¤unu gösteriyor. Çok daha iyi yerlere gelece¤ine de inan›yoruz. üyeler göndermeye bafllad›k. Mesela Eczac›bafl› Holding bizden giden ilk üye oldu. Sonras›nda Borusan Holding de bu organizasyona kat›ld›. Amac›m›z bu say›y› art›rmak çünkü orada bu alanla ilgili çok ciddi bir know-how var. Bir de tabii onlar›n çok daha ciddi yapt›r›mlar› var. Firmalar Konseye girerek ciddi bir risk al›yorlar çünkü çok ciddi bir sorgulamaya kendilerini açm›fl oluyorlar. Gözler her zaman üzerlerinde toplan›yor, dolay›s›yla çok cesurca bir davran›fl sergilemifl oluyorlar. Ve bu cesaretin karfl›l›¤›n› hisse de¤erlerinin art›fl›na var›ncaya kadar da al›yorlar. O yüzden herkes hem kendisine, hem de tüm tedarik zincirine çok s›k› bir flekilde dikkat ediyor. Buna soyunan her firma art›k bir daha kendini rahat b›rakam›yor. De¤iflen e¤ilimleri, yeni süreçleri sürekli takip etmek zorunda kal›yorlar. Bizim de dernek olarak zaten hedefimiz bu… Lider ve öncü flirketlere bu bilgi ve deneyimi aktarmak. Biz misyonumuzu, “Türkiye’nin ve Türk ifl dünyas›n›n sürdürülebilir baflar›s›” fleklinde tan›mlad›k. Kendimizi, sosyal, ekonomik ve çevresel kaynaklar›n do¤ru yönetimi konusunda bir k›lavuz sivil toplum örgütü ve think-tank olarak görüyoruz. Sürdürülebilirlik için Üst Düzey Kat›l›m Gerekiyor Üye profilimiz oldukça üst düzey. Bafllang›c›ndan beri böyle idi. Direktör ve genel müdür düzeyinde bir kat›l›m var. Onlar›n bilgi birikimleri çok önemli. Bir kuruma sürdürülebilirli¤in entegre edilebilmesi için üst düzey bir kat›l›m ve kararl›l›k gerekiyor. Sürdürülebilirli¤in, risk, itibar, pazar potansiyeli anlam›nda flirketlere çok ciddi getirileri oldu¤unu ayr› ayr› düzeylere tek tek anlatmak oldukça zahmetli ve güç bir ifl ama üst düzeye bunu bir ke- Engin güvenc 10/27/10 3:16 PM Page 19 re benimsetti¤iniz zaman, süreç çok daha kolay iflliyor. Ve süreç bir kere bafllad› m› kendi kendine yürümeye devam ediyor. Raporlamada Hangi Yöntemi Kullanaca¤›z? Sürdürülebilirlik konusunda önemli bir ivmelenme var ancak di¤er yandan herkesin kafas›nda bir kar›fl›kl›k da var. Özellikle araçlar konusunda. Global Compact (Küresel ‹lkeler Sözleflmesi) ne? Millenium Development Goals (Biny›l Kalk›nma Hedefleri) ne? Sürdürülebilirlik Raporlamas› ne? GRI raporlamas› ne anlama geliyor? fiirketler “fiimdi ben bunun neresinden bafllayaca¤›m?” diye soruyor. Aralar›ndaki ba¤lant›lar konusunda kafalar çok kar›fl›k. Bu konuda üyelerimizi ve proje paydafllar›m›z› bilgilendirmeye çal›fl›yoruz. Sürdürülebilirlik çok genifl içerikli bir flemsiye. Sürdürülebilirli¤in ‹çinde Zaten Empati Var Sürdürülebilirli¤i de sadece kurumsal olarak görmüyorum; kiflisel olarak da bir de¤iflim gerektiriyor. Davran›fllar›m›zdan tutun da düflünce tarz›m›za kadar uzanan bir de¤iflim. Otomatikman empati yapmaya bafll›yorsunuz. fiirketlerin de ancak empati yaparak sürdürülebilirlik stratejilerini kurabileceklerini ve sürdürülebilirlik konusundan kazançl› ç›kabileceklerini düflünüyorum. Sosyal Sorumlulukla Kar›flt›r›l›yor Kuruluflumuzdan beri bizim temel amac›m›z bu konudaki fark›ndal›¤› art›rmak ve kavram› do¤ru anlam›yla insanlar›n bilincine oturtmak çünkü Türkiye’de çok s›k bir biçimde sosyal sorumlulukla kar›flt›r›l›yor. Fark›ndal›¤›n ve bilgi birikiminin art›rmas› flirketleri do¤ru uygulamaya yönlendirmek aç›s›ndan çok önemli. Aksi takdirde kurumlar›n içerisinde sadece ek bir maliyet olarak alg›lanabiliyor, halbuki bu süreç zaman içinde kendi kendini karfl›layan projelere dönüflüyor. Bir ifl dünyas› sivil toplum örgütü olmam›z nedeniyle bizim konuya bak›fl›m›z, öncelikle flirketlerin sürdürülebilirli¤i üzerine, ancak bu çal›flmalar do¤ru kurguland›¤›nda kesinlikle toplumun ve çevrenin yarar›na önemli faydalar do¤uruyor ve hatta ilerisine geçiyor. fiirketlerin ekonomik kazançlar›n› da destekliyor. Bu bir sorumlu ifl yapma tarz› ama sosyal sorumluluk de¤il. Asl›nda hem bizim hem de sürdürülebilir kalk›nma alan›nda çal›flan her kurum için, sosyal paydafllar son derece önemli. Bu anlamda kamu da büyük “Sürdürülebilirli¤i sadece kurumsal olarak görmüyorum; kiflisel bir de¤iflim de gerektiriyor” önem kazan›yor; dolay›s›yla belirli konularda kamu yönetimiyle de iletiflimimiz var. Kamuyla ‹liflkilerimizde Proaktifiz Kamuyla iliflkilerimizde bafl›ndan beri tabii ki proaktif davran›yoruz. Ama bu alanda da yavafl yavafl baflka türlü geliflmeler yaflan›yor. Ancak kamu, iklim ve enerji konusunda oldukça proaktif davran›yor. Bir de 2006-2008 y›llar›nda, Devlet Planlama Teflkilat›n›n AB ile beraber gerçeklefltirdi¤i, Sürdürülebilir Kalk›nman›n Sektörel Politikalara Entegrasyonu isimli bir projede çal›flt›k. Bu aralarda genifl paydafl kat›l›m›na imkan verebilecek flekilde iklim ve enerji çal›flmalar›na katk›da bulunmaya çal›fl›yoruz. IMKB Sürdürülebilirlik Endeksi 2012’de Sürdürebilirlik Endeksi için ‹MKB ile görüflmelerimiz -2005 y›l›ndaki ilk giriflimleri saymazsak- 2009 y›l›nda bafllad›. Endeksin proje lansman› ise 2010 A¤ustosu’nda gerçekleflti. 18 ay sonunda da bitirilmesi öngörüyor. Kriterleri 2011’in Ocak-fiubat ay›nda özel bir etkinlikle aç›klam›fl olaca¤›z. Ancak bundan sonras› daha zorlu geçecek diye düflünüyoruz. fiirketlere bu konuyla ilgili bilgilerinin art›r›lmas› ve endekse baflvuru yollar›n› bire bir görüflmelerle aktaraca¤›z. Ça¤r› tarihi tam olarak belirlenmedi. Önümüzdeki aylarda bunu da duyurmufl olaca¤›z. 2011 y›l› test çal›flmalar›yla geçecek ama 2012’den itibaren flirketlerin rekabet bile yapabilecekleri bir platforma dönüflecek. De¤iflik Endekslerden Yararlan›yoruz Sürdürülebilirlik çal›flmalar›n›n Return on Investment (Yat›r›m›n Geri Dönüflü) ismi de verilen Sürdürülebilirlik Endeksi modelini çeflitli uluslararas› endekslerde görmüfltük zaten: ÖrEKOIQ / KASIM 2010 19 Engin güvenc 10/27/10 3:16 PM Page 20 Söylefli ‹DSKD Üyeleri b AKÇANSA Ç‹MENTO SAN. T‹C. A.fi. b AK‹FER SU H‹ZMETLER‹ LTD. fiT‹. b BAfiKENT ELEKTR‹K DA⁄ITIM A.fi. b B‹L‹M ‹LAÇ SANAY‹‹ T‹CARET A.fi. b BOREAL GRUP SPONSORLUK DAN. H‹ZM. T‹C. LTD. fiT‹. b BORUSAN HOLD‹NG A.fi. b BP PETROLLER‹ A.fi. b BRIGHTWELL HOLDINGS B.V. b BR‹SA BR‹DGESTONE SABANCI LAST‹K SAN. VE T‹C. A.fi. “‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksini, derne¤imizin omurga projesi olarak görüyoruz. Ve bu nedenle bütün etkinliklerimizi bu projenin etraf›nda örgütlüyoruz” ne¤in Dow Jones ve FTSE4Good Endeksinde. fiimdi art›k Dow Jones bazl› olarak Güney Afrika, Johannesburg’da ve Kore’de de benzer endeksler kuruldu. Ancak Dow Jones bazl› olmayanlar da var. Bizim haz›rl›klar›n› sürdürdü¤ümüz endeks de -temel kriterlerden sapmamak kayd›yla- özgün bir çal›flma. ‹MKB Sürdürülebilirlik Endeksini, derne¤imizin omurga projesi olarak görüyoruz. Ve bu nedenle bütün etkinliklerimizi bu projenin etraf›nda örgütlüyoruz. ‹tibar Endeksine Dönüflebilir Bu endeks gerçekleflti¤inde, yat›r›mc› kurum veya kifliler, flirketlerin sadece ekonomik göstergelerine de¤il, çevresel ve sosyal riskleri nas›l yönettiklerine de bakabilecekler. fiirketler için ciddi bir itibar endeksine dönüflece¤ini tahmin ediyoruz. Yat›r›mc›lar, hangi y›lda hangi flirketin sürdürülebilirlik aç›s›ndan üst s›ralara t›rmand›¤›n› veya afla¤›ya do¤ru kayd›¤›n› görebilecek ve kararlar›n› verebilecekler. Bunu hem sektörel 20 KASIM 2010 / EKOIQ hem de genel Türkiye baz›nda izleyebilecekler. Zor Ama ‹mkans›z De¤il Gerçekten çok zor bir proje. Çok say›da paydafl› var ve ço¤u bu projenin içinde. Çoklu paydafl platformumuzda hem kamudan, hem flirketlerden hem de sürdürülebilirlik içindeki alt temalar üzerine yo¤unlaflan Kurumsal Yönetim Derne¤i gibi STK’lardan temsilciler var. Platformda tabii ki dünyadaki endeksler konusunda ciddi bir bilgi ve deneyime sahip uzmanlar da bulunuyor. Tüm bu sosyal paydafllardan elde edilen datalar belirli bir havuzda toplanacak ve ifllenecek. Bu konuda yap›lan pazar araflt›rmas›n›n raporu da Pricewatercooperhouse taraf›ndan yaz›l›yor. Bu datalar di¤erleriyle entegre edilecek ve sonras›nda yat›r›m k›sm› ele al›nacak. Türkiye’de hangi kriterlerin çal›fl›p çal›flmayaca¤› saptanacak. Bu aç›dan gerçekten çok kapsaml› ve zor bir proje ancak konunun alt bafll›klar›na hâkimseniz, gerçeklefltirilmesi o kadar da zor görünmemeye bafll›yor. b COCA COLA MEfiRUBAT PAZ. VE DANIfi. H‹ZMETLER‹ A.fi. b Ç‹MSA Ç‹MENTO SAN. VE T‹C. A.fi. b DEKON KONGRE VE TUR‹ZM A.fi. b DELOITTE & TOUCHE DANIfiMANLIK H‹ZM. b ECZACIBAfiI HOLD‹NG A.fi. b E & E GROUP b GOLDER ASSOCIATES MÜH. MÜfi. PROJE ‹TH. ‹HR. LTD. fiT‹. b H.Ö. SABANCI HOLD‹NG A.fi. b ‹LTEK ‹LET‹fi‹M VE TANITIM ‹fiLER‹ A.fi. b KORDSA GLOBAL b OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER- SABANCI AMBALAJ SAN. VE T‹C. A.fi. b P&G TÜKET‹M MALLARI SAN A.fi. b PRICEWATERHOUSECOOPERS DANIfi. H‹ZMETLER‹ LTD. fiT‹ b SET GROUP HOLD‹NG A.fi. b SHELL TÜRK‹YE b SOYAK HOLD‹NG A.fi. b TAV HAVAL‹MANLARI HOLD‹NG A.fi. b TNT EXPRESS TAfiIMACILIK T‹C. LTD. fiT‹. b VODAFONE TELEKOMÜN‹KASYON A.fi. Engin güvenc 10/27/10 3:16 PM Page 21 Ayr›ca genel olarak bakarsak Türkiye için yat›r›m platformunun iyilefltirilmesi ve dolay›s›yla yabanc› yat›r›mc›y› ülkeye getirme konusunda önemli bir faydas› olaca¤›n› düflünüyoruz. Zaten dünyada Birleflmifl Milletlerin Principle of Responsible Investment (Sorumlu Yat›r›m ‹lkeleri) konusu da gündemde. ‹MKB de bu sözleflmeyi imzalayan kurumlardan biri olarak kendi sorumluluklar› çerçevesinde çal›flmalar bafllatm›fl bulunuyor. Engin Güvenç Kimdir? ‹stanbul Üniversitesi ‹flletme Fakültesi mezunu olan Engin Güvenç, çeflitli ulusal ve uluslararas› flirketlerde kurumsal pazarlama, ifl gelifltirme, proje sat›fl ve yönetimi temelli yöneticilik görevlerini yürüttü. 2002 y›l›nda The SponsorX flirketini kuran Güvenç, Türkiye’de sponsorluk anlay›fl ve uygulamalar› alan›nda farkl› bir anlay›fl ile hizmet sunulmas›na öncülük etti. 2003 y›l›nda Fortune500 flirketlerinin de içinde yer ald›¤›, Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyi’yle (WBCSD) görüflmeleri takiben ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤iTürkiye’nin (SKD) kurulmas›na liderlik etti. Halen Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma ‹fl Konseyinin yerel a¤› içinde yer alan ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne¤i’nin (SKD) kurucu kurumsal üyesi ve Genel Sekreteri, Boreal Group Ltd. kurucu orta¤› ve yönetim kurulu üyesi olarak görevini yürütüyor. fiirketler Boykotlarla Karfl› Karfl›ya Kalabilir Art›k flirketlerin performanslar›, uluslararas› finans kurulufllar› taraf›ndan sadece ekonomik verilerle, yat›r›m ve kârl›l›kla de¤il, çevresel ve sosyal risklerini nas›l yönetti¤iyle de de¤erlendiriliyor. Bir flirket emisyon sal›mlar› yüzünden bir anda yok alabilir veya çeflitli boykotlar yüzünden ciddi itibar, müflteri ve pazar kayb›na u¤rayabilir. Endeks, flirketlere bütün bu riskleri nas›l yöneteceklerini ö¤retecek. Tabii bir yandan da bir iç motivasyon kazanacaklar. Endeks için çal›fl›rken kendi konumlar›n› görmüfl ve biraz önce sayd›¤›m›z bütün araçlar için girdi elde etmifl olacaklar. Endeksteki bütün sorular, çeflitli raporlamalarda da yer alan konular. Böylece flirketlere daha erken harekete geçebilme ve daha h›zlanabilme olana¤› sa¤lanacak. IMKB Endeksi, Yabanc› Yat›r›mc›y› Çekecek Unutmamak gerekir ki, IMKB Sürdürülebilirlik Endeksi, finansal piyasalar için ayn› zamanda bir ürün. Yani hem yat›r›m performanslar›n› de¤erlendirmifl hem de bu üründen bir gelir elde etmifl olacaklar. Noktalar› Birlefltir; Bütünü Gör Dernek olarak elimizdeki bilgi birikimini daha çok kifli ve kurumla paylaflmak istiyoruz. Her kat›lan üyenin, bilgi birikimini baflka bir noktaya tafl›d›¤› da apaç›k bir gerçek. Herkesin ifli farkl›, dolay›s›yla her kat›lan yeni üye eksik kalan noktalar› görüyor ve tamamlamaya bafll›yor. Bir tür “noktalar› birlefltir oyunu” gibi… Üst düzey yöneticilerle gerçeklefltirdi¤imiz vizyon toplant›lar› da çok önemli noktalar›n a盤a ç›kmas›n› sa¤l›yor. Hayat Modelimiz De¤ifliyor E¤er sürdürülebilirlikle buluflamazsak Türkiye olarak yüzde 80-90 ihtimalle, bu oyunun d›fl›nda kalaca¤›m›z› düflünüyorum. Ve baz› sektörler çok ciddi riskler tafl›yorlar. 2005 y›l›nda Dünya Konseyinde karbon kartlar› konuflulurdu. Her bireyin kotasyonu olacakt›. Karbon kart›n›zdaki limitler tükendi¤inde, mesela uçufl yapman›z mümkün olmayacakt›. Giderek bu noktaya gidiyoruz. E¤er karbon konusunda kendi kendimizi bir denetim alt›na almazsak, ilerde kendi özgürlüklerimizi ciddi bir flekilde s›n›rlamak zorunda kalaca¤›z. Emisyonlar zaten flu anda en büyük bask› unsuru. Özellikle sanayi yo¤un flirketlerde durumun vahametini gözlerimizle görüyoruz. Ama hayat modelimiz ve kültürümüz zor da olsa yavafl yavafl de¤ifliyor. m EKOIQ / KASIM 2010 21 biyo yakit 10/27/10 3:25 PM Page 22 Biyoyak›t DOSYA Biyoyak›t Kar›n Doyurur mu? Biyoyak›tlar, özellikle Bush hükümetinin de yo¤un gayretleriyle, iklim de¤iflikli¤iyle mücadele için ideal yenilenebilir enerji kaynaklar› aras›nda say›lmaya bafllad›. Biyoyak›t, do¤ru kullan›ld›¤› zaman, küresel ›s›nmayla mücadelede tutunacak bir dal olabilir mi, yoksa büyük flirketlerin sorumluluktan kaçabilmeleri için s›¤›nd›klar› yeni bir liman m›? Bunu biraz zaman, biraz da toplumsal mücadeleler belirleyecek... Yaz›: Balkan TALU 22 KASIM 2010 / EKOIQ biyo yakit 10/27/10 A 3:25 PM Page 23 frika k›tas›n›n endemik a¤açlar›ndan biri olan Shea a¤ac›, yöredeki çiftçilerin birço¤unun geçim kap›s› olmufl y›llar y›llar boyu. Ya¤›ndan sabun ve parfüm yap›lan, mahsulü de yenen Shea, özelikle Gana ve Senegal’de nice çiftçinin karn›n› doyurmufl. Ganal› çiftçi Sanatu Yaw, “Shea a¤açlar› sayesinde ben çocuklar›m› büyüttüm, okuttum. Ailemin karn›n› doyurdum” diyor. Fakat gelin görün ki bu sene pek mahsul alamam›fl Sanatu. Köyündeki a¤açlar kesilmifl. Boflalan tarlalarsa bir biyoyak›t kayna¤› olan Jathropa’ya ayr›lm›fl. Asl›nda biyoyak›tlar› tart›flma konusu haline getiren püf noktas› da Sanatu’nun hikayesinde gizli. Afrika ve Güney Asya’da birçok çiftçi Sanatu gibi ma¤dur olmufl durumda. Biyoyak›tlar son birkaç y›ld›r üzerine en çok konuflulan alternatif enerji kaynaklar›ndan biri. Bu kaynak özellikle ABD’de Bush hükümeti döneminde gündeme geldi. Kyoto Protokolü’ne imza atmakta direnen, bürokrat ve bakanlar›n›n birço¤u petrol flirketlerinin hissedarlar› olan Bush hükümeti iklim de¤iflikli¤iyle kendi yöntemleriyle mücadele edecekti. Bulunan ilk dahiyane çözüm biyoyak›t oldu. Biyoyak›t, dünyan›n di¤er ülkelerinde de h›zla benimsenmeye baflland›. ABD m›s›r ve soyadan, Brezilya flekerkam›fl›ndan, AB ülkeleri kanoladan biyoyak›t üretimini h›zland›rd›lar. Alt›na hücum bafllam›flt›. Biyoyak›tlar› cazibeli k›lan en önemli özelliklerden biri üretiminin çok pratik olmas›. Patates, mantar, m›s›r ve soya da dahil olmak üzere her türlü ya¤l› tohum biyoyak›t üretiminde kullan›labiliyor. Tar›m sektöründe y›llard›r geleneksel olarak kullan›lan saman, çim ve tezek gibi kaynaklar da biyoyak›ta örnek olarak gösterilebilir. Bu flekilde özellikle tar›m sektöründe, k›rsal bölgelerde çal›flanlar kolayl›kla kendi yak›tlar›n› kendileri üretebiliyorlar. Çiftliklerde üretilebilen bu yak›tlar atmosfere karbon salm›yorlar. fiekerkam›fl›, m›s›r, selüloz gibi kaynaklardan elde edilen benzin geleneksel arabalarda da kullan›labiliyor. Bu yüzden biyoyak›t otomotiv sektörünün de ifltah›n› fazlas›yla kabartm›fl durumda. Biyoetanol ad›yla an›lan yak›tlar hem benzinle kar›flt›r›larak hem de saf yak›t olarak kullan›labiliyor. Etanollü benzinin oktan de¤eri daha yüksek oldu¤u için arabalar›n yak›t performans› daha da art›yor. Günümüzde dünya ulafl›m sektörünün yüzde 1,8’i biyoyak›t kullanmaya bafllam›fl durumda. ‹sveç’in popüler spor araba markalar›ndan Koenigsegg 2008 y›l›ndaki Cenevre Otomobil Fuar›’nda CCXR modeliyle çevre dostu arabalar aras›nda en göz dolduran örnekler aras›nda an›l›yordu. Biyoyak›t Kuflaklar› Biyoyak›t teknolojilerinde art›k üçüncü kufla¤a kadar gelmifl bulunuyoruz. ‹lk kuflak biyoyak›t çeflitleri genel olarak tar›m ürünlerinden elde ediliyor. Biyoyak›tlara yönelik en ciddi itirazlar da bu yüzden yap›l›yor zaten. fiekerkam›fl›, soya, m›s›r, mantar ve ayçiçe¤i gibi normalde g›da olarak üretilmesi gereken tar›m ürünlerinin, özellikle ciddi bir g›da krizi de kap›dayken, s›rf yak›t hammaddesi olarak kullan›lmas› ciddi tart›flmalara yol aç›yor. ‹kinci kuflak biyoyak›tlar›n hammaddesi g›da olarak tüketilmiyor. En popüler hammaddeler aras›ndaysa bu¤day saplar›, selüloz, a¤aç ve biyoEKOIQ / KASIM 2010 23 biyo yakit 10/27/10 3:26 PM Page 24 Biyoyak›t DOSYA Biyoyak›tlar 2000’li y›llardan itibaren popüler olmaya bafllam›flt›. ABD m›s›r ve soyadan, Brezilya flekerkam›fl›ndan, Avrupa da kanoladan enerji üretiyordu. Alt›na hücum bafllam›flt›. kütle at›klar› say›l›yor. Biyohidrojen biyoetanol teknolojileri üzerinde de hâlâ çal›fl›l›yor. ‹kinci nesil biyoyak›tlarda en büyük s›k›nt›, selülozu biyoetanole dönüfltürürken yaflan›yor. Do¤al ortamda büyükbafl hayvanlar›n besinleri sindirip flekere dönüfltürdükleri sistem, laboratuvar ortam›nda selülozu flekere dönüfltürürken uygulan›yor. Laboratuvar ortam›nda üretilen fleker daha sonra fermente edilerek biyoetanole dönüfltürülüyor. Öte yandan selülozdan fleker üretim süreci epey zor ve zahmetli bir süreç. Her ne kadar sab›k ABD baflkan› George W. Bush, Dupont fabrikas›n› ziyaret edip selülozdan biyoyak›t üretiminin bayraktarl›¤›n› yapmaya çal›flt›ysa da yap›lan ifllem için sürekli yüksek ›s›ya ih24 KASIM 2010 / EKOIQ tiyaç duyulmas› biyoyak›t endüstrisinin genel ekonomik fizibilitesini olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak kabul ediliyor. ‹kinci ve daha ileri kuflak biyoyak›tlar, geliflmifl biyoyak›tlar aras›nda say›l›yor. Üçüncü kuflak biyoyak›t kaynaklar› aras›nda an›lan alglerse biyoyak›t sanayisi için epey parlak bir gelecek vaat ediyor. Tek hücreli canl›lar s›n›f›na giren algler, birinci nesil yak›tlar kategorisinde yer alan soyadan tam 30 kat daha fazla enerji üretebiliyor. Algler, kaynak olarak kullan›ld›¤›nda minimum hammadde girifliyle maksimum verim al›nabiliyor. Özellikle petrol fiyatlar›n›n tavan yapt›¤› ortamda tar›m arazisinde üretilen alglerin genel enerji endüstrisi için bir can simidi biyo yakit 10/27/10 3:26 PM Page 25 M›s›rdan elde edilen etanol, normalde g›da olarak üretilen m›s›r›n çok büyük bir bölümünün enerji kayna¤› olarak tüketilmesine yol aç›yor. olabilece¤i düflünülüyor. Birinci nesil yak›tlar›n aksine alg üretimi için çok fazla arazi tahsisi gerekmiyor. Örne¤in ABD petrol yerine alg üretimine yönelse yaklafl›k 38 bin kilometrekarelik bir alan›n (afla¤› yukar› Konya’n›n yüzölçümü kadar) yetece¤i iddia ediliyor. Bu rakam ABD’nin 2000 y›l›nda m›s›r üretimine ay›rd›¤› alan›n sadece yedide birine tekabül ediyor! Bilindi¤i gibi ABD’de biyoetanolün ço¤u m›s›r flekerinden elde ediliyor. M›s›rdan elde edilen etanol normalde g›da olarak üretilen m›s›r›n çok büyük bir bölümünün enerji kayna¤› olarak tüketilmesine yol aç›yor. Bu noktada çim, tar›msal at›klar, m›s›r saplar›, hatta a¤açlar çok daha elveriflli kaynaklar olarak ortaya ç›k›yor. Bu kaynaklarla çok daha az enerjiyle çok daha fazla biyokütle üretilebiliyor. Hollanda’n›n Palmiye Fiyaskosu Öte yandan a¤aç deyince burada küçük bir ibret vesikas› olarak Hollanda örne¤ini anmak laz›m. Birkaç y›l önce Hollanda, yenilenebilir enerji konusunda büyük yat›r›mlara giriflti. Özellikle palmiye yat›r›m›ndan elektrik üretimine Hollanda devleti büyük teflvikler ay›rd›. Hollanda büyük bir hevesle ifle koyuldu ama özellikle Malezya ve Endonezya’dan hiç iyi haberler gelmiyordu. Avrupa’dan gelen yo¤un palmiye ya¤› talebi Güneydo¤u Asya’da büyük çapta bir ormans›zlaflt›rmaya ve haddinden fazla kimyasal gübre kullan›m›na sebep olmufltu. Jathropha: Para A¤açtan Toplan›r m›? Bir varm›fl bir yokmufl. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde fakir bir memlekette bir bitki yetiflirmifl. Bir gün âlimler demifl ki bu bitki her derde devad›r. Sefalet günleri bitti gayr›. Jathropha’n›n hikâyesi kolayl›kla böyle bafllayabilirdi, kimse de yad›rgamazd› herhalde. Çok de¤il, befl y›l önce Güney Amerika ve Hindistan’da yetiflen Jathropha biyoyak›t sektörüne gönül verenler için yeni mucize kaynak olarak alk›flland›. Bir kere Jathropha g›da üretimi için elveriflsiz arazide yetiflebiliyordu. Kurakl›¤a ve zararl› böceklere karfl› da dayan›kl›yd›. Tah›l üretimini düflürüyorsunuz denemezdi çünkü tah›l oralarda zaten yetiflmiyordu. Bu arada özellikle Hindistan ve Tanzanya gibi azgeliflmifl veya geliflmekte olan ülkelerde tar›m sektöründe çal›flanlar için yeni bir istihdam alan› olacakt›. BP hemen kollar› s›vay›p Jathropha’ya 32 milyon sterlinlik kaynak ay›rd›. ‹lk alametler Hindistan’da bafllad›. Hektar bafl›na 3 ila 5 ton aras› tohum sadece 1,8 ton hasat verdi. Anlafl›ld› ki Jathropa öyle kurak toprakta falan yetiflmiyordu. Di¤er bitkiler gibi Jathropa için de verimli araziler gerekiyordu. Sebze bahçesini Jathropha bahçesine çeviren Kuzey Hindistanl› Raju Sona “Bize çok iyi bir pazar›n›z olacak dediler ama flimdi kimse Jathropha alm›yor. Elimde kalan tohumlar› att›m” diyor. Londra merkezli Karbon Ziraat Kredisi (CCF) kurumundan Jeff Reeves her ne kadar “Paray› a¤açtan toplayabilirsiniz” propagandas› yapsa da bu “mucize” bitkinin flehir efsaneleri aras›nda yerini almas›na ramak kald›. EKOIQ / KASIM 2010 25 biyo yakit 10/27/10 3:26 PM Page 26 Biyoyak›t DOSYA Biyoyak›t Kaynaklar› I. Kuflak Kaynaklar Ya¤l› tohum kategorisine giren bütün tohumlar bu kategoriye giriyor. Amerika k›tas›n›n genelinde özellikle m›s›r ve flekerkam›fl› kullan›l›yor. ABD m›s›rdan, Brezilya flekerkam›fl›ndan biyoyak›t elde ediyor. Geçen y›l itibariyle ABD tah›l›n›n yüzde 25’i etanol üretimi için kullan›ld›. Brezilya’da ise toplam hasat edilen yaklafl›k 648 milyon ton flekerkam›fl›n›n 355 milyon tonluk k›sm› etanol üretimi için ayr›l›yor. II. Kuflak Kaynaklar ‹kinci kuflak biyoyak›tlar a¤aç kabuklar›, talafl, meyve ve sebze posalar›, jathropha gibi g›da olarak kullan›lamayacak olan ürünlerden elde ediliyor. Bu endüstriyel bitkiler içindeki selüloz ve lignin fermente edilerek biyoetanole dönüfltürülüyor. ‹kinci kuflak yak›tlar›n sa¤lad›klar› enerji miktar› da daha fazla ama fermantasyon süreci epey zor ve zahmetli. III. Kuflak Kaynaklar Üçüncü kufla¤›n tipik örne¤i olan alglerin iki temel özelli¤i var. ‹lki, içme suyu kaynaklar›na zarar vermiyor. ‹kincisi tar›ma elveriflsiz arazide de yetiflebiliyor. Ayr›ca alglerin ikinci kuflak yak›tlardan 10 ila 100 kat daha fazla yak›t üretebildikleri düflünülüyor. Alglerin yetifltirilmesi için çok büyük araziler de gerekmiyor. Sadece iki araban›n s›¤abilece¤i bir alanda bile alg yetifltirebilece¤i söyleniyor. Gene de bu bilgilerin hiçbiri ticari olarak do¤rulanm›fl de¤il. Alglerle ilgili ikinci en büyük tereddüt ise yat›r›m ve üretim maliyetlerinin flimdilik çok yüksek olmas›. 26 KASIM 2010 / EKOIQ 2005 itibariyle ABD, ulafl›m›n yaklafl›k olarak yüzde üçünü biyoyak›ttan sa¤l›yor ama m›s›r üretiminin yüzde 13’ünü biyoyak›t üretimine tahsis etmek pahas›na. Milyonlarca hektar büyüklü¤ünde orman›n yok olmas›yla bölgedeki orangutan nesli de tehlike alt›na girmiflti. Daha önce g›da ve kozmetik için kullan›lan palmiye ya¤› art›k biyoyak›t olarak da kullan›lmaya bafllay›nca talep tavan yapm›flt›. Bu yüzden tam AB ülkeleri ulafl›m için kullan›lan yak›t›n yüzde 5,75’inin biyoyak›ttan sa¤lanmas› yönünde AB Biyoyak›t Direktifi yay›nlam›flken, söz konusu belgenin yeniden incelemeye al›nmas› zorunlulu¤u ortaya ç›kt›. Bu olay üzerine ‹ngiltere merkezli Biofuels Watch, “Biyoyak›tlar zaten bafl›ndan beri otomatik olarak yenilenebilir enerji say›lmamal›yd›” aç›klamas›n› yapt›. ‹kinci kuflak biyoyak›tlardan selülozun dönüfltürülmesiyle ilgili zorluklar ve üçüncü kuflak yak›t olarak büyük umutlar vaat eden alglerden ya¤ ç›karmak da zahmetli bir süreç. Teknolojinin geliflip yayg›nlaflmas› için biraz daha zamana ihtiyaç var gibi görünüyor. Bu yüzden biyoyak›t üreticileri hâlâ birinci kufla¤a dahil olan tar›m ürünlerini kullanabilmek için ara çözüm peflindeler. ABD Enerji Bakanl›¤› ayr›flt›r›labilme özelli¤i olan fungi mantarlar›n›n ve okaliptüs a¤açlar›n›n geneti¤ine müdahale edip daha ucuza etanol üretmenin yollar›n› ar›yor. ABD Enerji Bakanl›¤› ayn› zamanda Purdue Üniversitesiyle a¤açlar›n genlerine müdahale edip h›zl› büyümelerini sa¤layan bir araflt›rmaya da destek veriyor; böylece selülozdan etanol üretimini de ucuzlatmay› hedefliyor. Tah›l Stoklar›nda 53 Milyon Tonluk Düflüfl Biyoyak›tlar her ne kadar bizleri fosil yak›tlardan kurtaracak yenilenebilir enerji kaynaklar› aras›nda say›l›yorsa da bu kadar aceleci olunmamas› gerekti¤ine dair ciddi itirazlar var. Örne¤in 2005 itibariyle ABD, ulafl›m›n yaklafl›k olarak yüzde üçünü biyoyak›ttan sa¤l›yor ama m›s›r üretiminin yüzde 13’ünü biyoyak›t üretimine tahsis etmek pahas›na. Bu noktada en güncel biyo yakit 10/27/10 3:26 PM Page 27 sorulardan biri, dünya nüfusunu beslemek gibi bir misyona sahip tar›m üreticilerinin s›rt›na bir de enerji kayna¤› üretmek gibi bir yük bindirmenin ne kadar mant›kl› oldu¤u. Biyoyak›t üretmek için gerekli tah›llar›n ekimi haddinden fazla genifl sahalar gerektirebiliyor. 2008 y›l› itibariyle bafl gösteren g›da krizinin bafll›ca sebebi tah›l stoklar›nda 53 milyon tonluk bir düflüfl yaflanmas›. Biyoyak›t üretimi sebebiyle tükenen tah›l miktar› ise 100 milyon ton. Birçok uzman bu eksilmenin milyonlarca kiflinin beslenme bozukluklar› yaflamas›na sebep olabilece¤ini aç›kça ifade ediyor. Biyoyak›t için olsun olmas›n, tar›m için genifl sahalar›n kullan›lmas› toprak kirlili¤i gibi sorunlara da sebebiyet veriyor. Topra¤›n sürülmesi ve y›l›n birçok ay›nda ç›plak kalmas› erozyon gibi çok ciddi ekolojik tahribatlara neden oluyor. Bu sorunlar›n bertaraf edilmesi için tar›m arazilerinin dinlendirilmesi veya tar›msal faaliyetlerin yo¤unlu¤unun düflürülmesi gerekiyor. Hâlbuki birinci nesil biyoyak›t bitkileri tah›l fiyatlar›n› daha da yükseltti¤i gibi tam tersi daha da yo¤un ekim yap›lmas›na neden oluyor. Örne¤in ABD’de 2007 y›l›ndaki m›s›r ekiminin bir önceki y›la oranla yüzde 17 artmas›n›n tek nedeni biyoyak›t üretimi. Yo¤un tar›m faaliyetleri ya¤murdan kaçarken doluya tutulmaya da yol açabiliyor. Atmosfere karbon sal›m› yap›lmad›¤› do¤ru ama bu faaliyetler sonucu ortaya ç›kan azot oksitleri de hesaba katmak gerekiyor. Örne¤in sayg›n çevre yazarlar›ndan George Monbiot, tar›mda kullan›lan kimyasal gübreler sayesinde atmosfere sal›nan metan gaz›n›n fosil yak›tlar›n sald›¤› karbon gaz›ndan daha fazla küresel ›s›nmaya sebep oldu¤unu söylüyor. Bu verilere ra¤men ABD Tar›m Bakanl›¤›n›n 2009 y›l›nda yay›nlad›¤› rapora göre 2007 y›l›nda George W. Bush taraf›n- SHELL’den Biyoyak›t Hamlesi 2009 y›l›n›n Mart ay›nda y›ll›k strateji sunumlar›n› yapan Shell yöneticileri dinleyicilerine hafif çapta bir flok yaflatt›. Shell yönetimi, art›k günefl, rüzgâr ve hidroelektrik gibi kaynaklara yat›r›m yapmayacakt›. Shell bu yenilenebilir kaynaklar›n haddinden fazla pahal› oldu¤una karar vermiflti. Shell yenilenebilir enerji kaynaklar› aras›nda art›k sadece biyoyak›ta yat›r›m yapacakt›. Halihaz›rda dünyan›n en büyük birinci nesil yak›t kayna¤› al›c›lar›ndan olan Shell, yeni nesil kaynaklara a¤›rl›k verece¤ini ayr›ca vurgulad›. Dünyan›n sayg›n çevre STK’lar›ndan Friends Of Earth’ün elefltirilerine kulak t›kayan Shell geçmifl befl y›l içinde 150 milyar dolarl›k bütçesinin sadece 1,7 milyar dolar›n› yenilenebilir enerjiye ay›rm›fl bulunuyor. Guardian çevre editörü George Monbiot biyoyak›ta ayr›lan tar›m arazilerinde atmosfere sal›nan azot oksitlerin, fosil yak›tlar›n sald›¤› karbondan çok daha fazla sera gaz› birikimine sebep oldu¤unu söylüyor. Üstelik beslenme bozuklu¤una ba¤l› ölümlerin artm›fl olmas› da cabas›. dan bafllat›lan “Biyoyak›t Devrimi” sayesinde ABD tah›l üretiminin dörtte biri biyoyak›ta ayr›lm›fl. Biyoyak›t üretiminde bugün en geliflmifl olan ülke Brezilya. George W. Bush “Yak›t›m›z› sondajla ç›karmak yerine yetifltirece¤imiz günler de gelecek” mesaj›n› yayarken Brezilya alm›fl bafl›n› gitmiflti bile. 1964-1985 y›llar› aras›nda ülkeyi yöneten askeri cunta yönetimi 1970’lerdeki petrol krizinden sonra alternatif, yerli enerji kaynaklar› aramaya yöneldi. Motorlu araçlar›n yüzde 75’inin biyoetanole uyumlu oldu¤u Brezilya, 1980’lerin ortas›ndan beri biyoyak›ta yat›r›m yap›yor. fieker fiyatlar› art›p petrol fiyatlar› düfltükçe sivil hükümet biyoyak›t yat›r›mlar›na ara verdi ama 2000’li y›llardan itibaren petrol fiyatlar› istikrarl› olarak art›nca etanol üretimi tekrar h›z kazand›. Kaynak olarak a¤›rl›kl› biçimde flekerkam›fl› kullanan Brezilya bugün dünyan›n ikinci en büyük biyoyak›t üreticisi olarak an›l›yor. 2007 y›l›nda Bush’un Brezilya’y› ziyareti s›ras›nda imzalanan etanol anlaflmas›na göre ABD ile Brezilya Latin Amerika ve Karayipler’de flekerkam›fl›ndan etanol üretimini teflvik etmek için iflbirli¤i yapacakt›. ‹ki ülke ayn› zamanda birbirleriyle teknoloji paylaflacaklar ve uluslararas› standartlar› belirleyecekEKOIQ / KASIM 2010 27 biyo yakit 10/27/10 3:26 PM Page 28 Biyoyak›t DOSYA Türkiye’de Biyoetanol 22 Milyon Ton 3 Milyon Ton Tek hücreli canl›lar s›n›f›na giren algler, birinci nesil yak›tlar kategorisinde yer alan soyadan tam 30 kat daha fazla enerji üretebiliyor. lerdi. Bu anlaflma, g›da krizi elefltirilerinin de ›fl›¤›nda, Latin Amerika’daki di¤er sol hükümetlerin (özellikle Venezüella ve Bolivya) ciddi tepkilerine sebep oldu. Tam Latin Amerika yeni Sovyetler Birli¤i oluyor denirken Brezilya bütün flimflekleri üzerine çekti. Art›k “Dünya Sosyal Forumunun merkezi Porto Allegre de¤il, Caracast›r” deniyordu. Brezilya Devlet baflkan› Lula De Silva, kaynak olarak m›s›r kullanmad›klar›n› vurgulayarak “G›da krizinin sebebi biyoyak›tlar de¤il” aç›klamas›n› yapmak zorunda kald›. Brezilya kaynak olarak flekerkam›fl› kullan›yordu ama flekerkam›fl› üretimi için çok fazla su gerekiyordu. Üstelik Brezilya ya¤mur ormanlar›n› biyoyak›t üretimi için tar›ma açmak gibi tehlikeli bir yola da yöneliyordu. Ve Türkiye… Türkiye’de biyoyak›t üretimi, dünyayla koflut biçimde 2000’li y›llardan itibaren h›z kazand›. Özellikle üniversitelerde yap›lan çal›flma ve deneylerden h›zl› sonuçlar al›nd›. Biyodizel ve biyoetanol isimleri ilk defa 2003 y›l›nda 5015 Say›l› Petrol Piyasalar› Kanu28 KASIM 2010 / EKOIQ 160 Bin Ton Biyoetanol Kurulu Kapasite Benzin Tüketimi Türkiye Toplam Akaryak›t Tüketimi Türkiye’de Biyogaz 40 Bin MW 15 MW Biyogaz Kurulu Kapasite Toplam Elektrik Kurulu Kapasite nunda petrolle harmanlanan ürünler aras›nda yer ald›. Bu kanun kapsam›nda biyodizel ÖTV d›fl›nda tutuluyordu. Bu yüzden Türkiye’de biyoyak›ta yönelik yat›r›mlarda büyük bir art›fl yafland›. Bugün Türkiye’nin toplam 22 milyon tonluk akaryak›t tüketiminin 1,5 milyon tonluk bölümü biyodizel taraf›ndan karfl›lan›yor. 3 milyon tonluk benzin tüketimininse 160 bin tonu biyoetanolden geliyor. Son olarak kurulu olan 40 bin megawatt elektrik gücünün de 15 megawattl›k çok küçük bir bölümü biyogazdan temin ediliyor. Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birli¤i (ALB‹YOB‹R) Türkiye’nin mevcut tar›m potansiyeliyle AB’nin önemli biyoyak›t tedarikçileri aras›nda yer alabilece¤ini savunuyor. Türkiye biyodizel üretiminin ço¤unu d›flar›dan ithal etti¤i palmiye ya¤›ndan tedarik ediyor. Yerli kaynak olarak da ayçiçe¤i ve pamuk kullan›yor. Biyoyak›t kar›n doyurur mu, yoksa daha beter açl›¤a m› mahkum oluruz? Esas soru bu galiba. Bugün biyoyak›t, geleneksel olarak tar›m sektöründe oldukça fazla kullan›lan bir enerji kayna¤›. Bilumum bitkisel ve hayvansal at›klar k›rsal bölgelerde enerji kayna¤› olarak kullan›l›yor zaten. Biyoyak›tlarla ilgili tart›flma yaratan esas konu birinci kuflak yak›tlar. Dünya nüfusu artarken ve tar›ma uygun alanlar her geçen gün biraz daha tahrip olurken g›da üretimi için kullan›lmas› ekinlerin yakacak hasad› olarak görülmesi ne kadar anlaml›? Tart›flmayla ilgili kritik soru bu. George Monbiot biyoyak›t›n yeni mucize olarak görülmesinin sebebini büyük flirketlerin küresel ›s›nmada tafl›d›klar› sorumlulu¤u reddetmeleri ve iflin kolay›na kaçmalar› olarak görüyor. Öte yandan ikinci ve üçüncü kuflak teknolojiler gerçekten de gelece¤e dair umut veriyor. Belki de gereken sadece biraz daha sab›rd›r; bunu da her zamanki gibi zaman gösterecek… m biyo yakit 10/27/10 3:26 PM Page 29 y universite 10/27/10 3:33 PM Page 30 E¤itim Yeflil Üniversite Nas›l Olur? 30 KASIM 2010 / EKOIQ y universite 10/27/10 3:33 PM Page 31 Bilgi üretim merkezlerinin bafl›nda gelen üniversiteler de, sürdürülebilirle ilgili çal›flmalara h›z vermeye bafllad›lar. Çal›flmalar›n kapsam›, kampusun elektri¤inden geri dönüflüme, müfredattaki revizyondan araflt›rma projelerine kadar uzan›yor. Herkesin sorusuysa ayn›: Yeflil bir üniversite nas›l olmal›d›r? Sorular›m›z› Bahçeflehir, ‹stanbul Bilgi, Ege ve Özye¤in Üniversitesi yan›tlad›. EKOIQ / KASIM 2010 31 y universite 10/27/10 3:33 PM Page 32 E¤itim ‹ki Yeflil Üniversite: Harvard ve Cornell E ce Ayhan bir fliirinde flöyle sormufltu: “Düzayak çivit badanal› bir kent nas›l kurulur abiler?” Peki, binalar›yla, yerleflkesiyle, yollar›yla, enerji yönetimiyle çevre dostu bir üniversite nas›l kurulur? Asl›nda maddi yap›daki bu dönüflüm de yeterli de¤il. Sözkonusu olan bir üniversite yani toplumsal bilgi üretiminin en önemli merkezinden bahsediyoruz. O nedenle bir üniversitenin “yeflil” olmas› için “manevi ve düflünsel evreninin” de sürdürülebilirli¤e uygun olmas› gerekmez mi? Ders müfredatlar›ndan, ö¤rencilerin çevre kulüplerine, araflt›rma merkezleri ve enstitülerden araflt›rma projelerine, yay›nlara ve kamuoyuna dönük bilgilendirme çal›flmalar›na kadar uzanan bu “düflünsel evren” olmaks›z›n bir üniversiteye yeflil demek mant›kl› görünmüyor. Bu konuda dünyada çok say›da giriflim ve çal›flma var. Geçti¤imiz günlerde Yeflil Tesisler konferans›nda konuflan Almanya Trier Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Prof. Dr. Klaus Rick, Birkenfeld’deki kampuslar›n›n nas›l eko-endüstriyel bir parka dönüfltü¤ünü anlat›rken büyük bir hayranl›kla izledik. Üniversitelerinin 1996 y›l›ndan beri nas›l “S›f›r Karbon” unvan› tafl›d›¤›n› gu- 32 KASIM 2010 / EKOIQ rurla anlat›rken bizim akl›m›zdan tabii kendi üniversitelerimiz geçiyordu. Çevre Dersleri Geliyor Küçük bir kuflbak›fl› gözlem bile, bizim üniversitelerimizin de bu konuda harekete geçtiklerini gösteriyor. Binalar›n ne kadar çevre dostu oldu¤u da dikkate al›n›yor, alternatif enerji kaynaklar›n›n nas›l kullan›laca¤› da. Örne¤in Özye¤in Üniversitesi, Çekmeköy’de kuraca¤› yeni yerleflkesi için yeflil binalara verilen LEED sertifikas›n› almay› hedefliyor. 9 Eylül ve Uluda¤ Üniversitesi gibi e¤itim kurumlar› bünyelerinde Çevre Araflt›rma Merkezleri bar›nd›r›yor. Özye¤in Üniversitesi gibi Yüzy›l Üniversitesi de yak›n zamanda yeflil kampus kurma çal›flmalar›na bafllam›fl durumda. Devlet üniversitelerinden Mu¤la Üniversitesinin de yeflil kampus konusunda önemli ad›mlar att›¤›n› biliyoruz. Bilgi Üniversitesi, yak›n zamanda infla etmifl Santral Kampusunun enerji ihtiyac›n› yenilenebilir enerjiyle sa¤lamay› hedefliyor. Yenilenebilir enerji alan›ndaki çal›flmalara h›z verebilmek için Kadir Has, Bahçeflehir ve Bilgi gibi üniversiteler bünyelerinde Enerji Sistemleri Dünyada s›k› bir yeflil kampus yar›fl› bafllad›. Yeflil kampuslar konusunda öncü okullardan biri olan Harvard Üniversitesi 20062009 döneminde sera gaz› sal›mlar›n› yüzde 7 oran›nda düflürmeyi baflarm›fl; 2016 y›l›na kadar da seragaz› sal›mlar›n› yüzde 30 azaltmay› hedefliyor. Harvard’da, bu hedefi gerçeklefltirebilmek için sera gaz› azalt›m stratejilerini belirlemek üzere ö¤renci ve ö¤retim üyelerinden oluflan befl ayr› çal›flma grubu kurulmufl. ABD’nin di¤er bir köklü üniversitesi olan Cornell da, ö¤retim görevlileri ve ö¤rencileriyle el ele verip kampusunu yeflillendiriyor. Cornell taraf›ndan haz›rlanan ‹klim Eylem Plan›, ö¤retim üyeleri, çal›flanlar ve ö¤rencilerin dahil oldu¤u 700 kiflinin katk›lar›yla oluflturulmufl. Üniversitenin yeflil geliflim bölümü, yeflil alan planlamas› ve enerji planlamas› gibi alt bafll›klarla ilgileniyor. Alternatif ulafl›m, okulun ulaflt›rma bölümünün sürdürülebilir hale getirilmesi ve araç filosunun hem üniversite içinde hem de bölgede çevre dostu hale getirilmesi konusunda çal›fl›yor. Cornell Üniversitesi bünyesinde, baflta biyoyak›t olmak üzere, yenilenebilir kaynaklar ve karbon ofseti üzerine çal›flan birimler de var. y universite 10/27/10 3:33 PM Page 33 Mühendisli¤i bölümleri açt›lar. Bahçeflehir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Bahçeflehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araflt›rmalar Merkezi (BETAM), iklim de¤iflikli¤i, yeflil yakal›lar, çevreci sivil toplum kurulufllar› ve Türkiye Yeflil Kentler Endeksi gibi konularda araflt›rmalar yay›nl›yor. Bütün bu çal›flmalar›n sonuçlar›n› önümüzdeki dönemde görece¤iz. Belki bir de son olarak üniversite bünyelerindeki çevre kulüplerinden bahsetmek gerek. Birçok üniversitede kurulan bu kulüpler bugüne kadar, çevre konusunu genel bir protesto aktivistli¤i temelinde ele ald›lar. Ama önümüzdeki dönemde önlerine yeni bir misyon ç›kt›¤›n› söyleyebiliriz. Genel geçer protestolar, tepkiselci hareketler yerine, içinde bulunduklar› kurumu, yerleflkeyi, amfileri de¤ifltirmeyi hedefleyen; bunun için yönetimlerle müzakere eden ve çevre alan›n›n ihtiyaç duyaca¤› bilgi ve insan kayna¤›n›n geliflimine katk› sunan çevre kulüpleri, hem üniversitelerinin, hem de dünyan›n de¤iflimine katk› sunabilirler. Her fley bir ad›mla bafll›yor. Unutmay›n, sizin için küçük olan bu ad›mlar di¤er bireylerinkiyle birleflti¤inde, dünya için hiç de o kadar küçük olamayabilir… Çevreye Duyarl›, Enerji ve Su Tutumlu Bir Yerleflke Nas›l Olmal›d›r? Bir yerleflkeye, küçük bir kent gibi bak›labilir. Bir yerleflkenin çevreye duyarl› olabilmesi için bu duyarl›l›¤›n› girifl kap›lar›ndan itibaren hissettirmelidir. Girifl kap›s›ndan itibaren yeflil renk hakimiyeti görülebilmelidir. Yerleflkelerde insanlar› yormayan yürüme yollar› olmal› ve herkes ulaflmak istedi¤i binaya bu yürüme yollar›n› kullanarak ulaflmal›d›r. Bunun için girifl kap›lar›nda yer alt›nda veya yer üstünde do¤a ile uyumlu otoparklar olmal›d›r. Yürüme yollar› tartan pistler gibi olmal› ve her iki yan›nda yeflil alanlar, çiçekler ve a¤açlar bulunmal›d›r. Ya¤murdan korunmak için cam malzemeden korunaklar da yap›labilir. Yerleflke içinde trafik lambalar› kullan›lacak ise, bu lambalar günefl enerjisi ile çal›flmal›d›r. Yerleflkenin ayd›nlatmas› ise hem günefl hem de rüzgâr enerjisi ile yap›lmal›d›r. Ayd›nlatma için ise enerji verimlili¤i yüksek kompakt fluoresan lambalardan yararlan›lmal›d›r. Yerleflkede ve binalarda elektrik enerjisi gerektirecek cihaz kullan›m› için öncelikle enerji verimlili¤i yüksek cihazlar seçilmeli sonra günefl, rüzgâr, biyokütle ve do¤al gazdan yararlanma yollar› araflt›r›lmal›d›r. Yerleflke içinde günefl enerjisi ile çal›flan bir rayl› ulafl›m sistemi kurulabilir. Bisiklet yollar› yap›labilir. ‹nsanlar›n beslenme ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üzere besin de¤eri yüksek ev yemekleri yapan iflletmelere yer verilebilir. Mevsimsel meyve sat›fllar›n›n yan› s›ra yerleflke içinde gazete ve kitap sat›fl› yap›labilir. A¤açl›k bölgeler oluflturularak bu bölgelerde oturarak kitap okuma ve dinlenme ihtiyaçlar› için alanlar oluflturulabilir. Çeflitli spor amaçl› alanlar oluflturulabilir. Yerleflke içindeki binalar elden geçirilerek tüm binalar›n yal›t›ml› olmas› sa¤lanabilir. Gözü bozmayacak ve insan konforunu sa¤layacak renkte boyalar kullan›larak s›n›flar oluflturulabilir. S›n›flarda ergonomi ve akustik dikkate al›nmal›, taze hava ihtiyac› için havaland›rma, ›s›tma ve so¤utma yap›lmal›; binalarda insana ve do¤aya zarar vermeyen yüksek kaliteli boya ve yap› malzemeleri kullan›lmal›d›r. Yap› malzemeleri enerji tutumlu olmal›d›r. Binalar›n ve s›n›flar›n günefl ›fl›¤› ile do¤al olarak ayd›nlat›lmas› da önemlidir. Is›tmada günefl enerjisinden ve ayd›nlatmada günefl ›fl›¤›ndan en iyi flekilde yarar sa¤layan mimari yaklafl›m benimsenmelidir. K›fl aylar›nda günefl enerjisinden yararlanmak için binalar›n güney yönüne günefl seralar› kurulmal›d›r. Camlar, kaliteli çift cam olmal›d›r. Binalarda su ve elektrik kullan›m›nda otomasyona gidilmeli ve su kullan›m› ile ayd›nlatma, gerekti¤inde ve gerekti¤i kadar yap›lmal›d›r. Yeflil alanlar otomatik sulama sistemleriyle sulanmal› ve gerekti¤inde damla sulama tekni¤i kullan›lmal›d›r. Yerleflke ve bina içlerinde oluflacak elektromanyetik kirlili¤inin en alt seviyede olmas›na özen gösterilmelidir. Binalar›n ›s›tma ve so¤utma ihtiyaçlar› için önce çok iyi yal›t›m yap›lmal›, sonra mümkünse toprak kaynakl› ›s› pompalar› kullan›lmal›d›r. Yine mümkünse, yerleflke içindeki ›s›tma ve so¤utma merkezi sistem kullan›larak yap›lmal›d›r. Bunun için jeotermal enerjiden ve do¤al gazdan da yararlan›labilir. Ek enerji ihtiyaçlar› için günefl, biyokütle ve rüzgâr enerjisinden yararlan›lmal›d›r. Yal›t›ms›z boru sistemlerine yal›t›m yap›lmal›d›r. Binalarda kullan›lan bilgisayar sistemleri kullan›lmad›klar› zaman kapat›lmal›d›r. Bir yerleflke de mümkünse “yavafl flehir” kurallar› uygulanmal›d›r. Bu kapsamda Ege Üniversitesinde, Çevre Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma Merkezi arac›l›¤› ile ulusal ve uluslararas› konferanslar düzenlenmekte ve bilinçlendirme çal›flmalar› yap›lmaktad›r. Lisansüstü tez çal›flmalar› ile hem üniversitenin hem de Türkiye’nin çevre sorunlar› masaya yat›r›lmakta ve çözüm önerileri sunulmaktad›r. Günefl Enerjisi Enstitüsü arac›l›¤› ile ise biyokütle, biyogaz, günefl, jeotermal ve rüzgâr enerji üzerine çal›flmalar yap›lmakta ve yerleflkenin çeflitli bölgelerinde günefl ve rüzgâr enerjili trafik lambalar› ve ayd›nlatma cihazlar› kullan›lmaktad›r. Dr. Hüseyin GÜNERHAN Ege Ü. Çevre Merkezi Müdür Yrd. EKOIQ / KASIM 2010 33 y universite 10/27/10 3:33 PM Page 34 E¤itim Bahçeflehir Üniversitesi Çevre Araflt›rmalar› Merkezi Kurulacak ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler Bölümünün müfredat›ndaki Çevre Politikalar› dersinde Sürdürülebilirlik, Küresel ‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre Hareketleri ele al›n›yor. Ekonomi Bölümü’nde “Do¤al Kaynaklar ve Çevre Ekonomisi” dersi veriliyor. ‹klim De¤iflikli¤i konusunun müfredatta daha fazla yer almas› ve ileride yüksek lisans düzeyinde de de¤erlendirilmesi için çal›flmalar yap›l›yor. Müfredat d›fl›nda, çevreyle ilgili ortaya ç›kan yeni kavramlar› anlamak ve çevre-toplum iliflkisini incelemek sosyal bilimler alan›nda yap›lan araflt›rmalar›n say›s› art›yor. Örne¤in Bahçeflehir ve Bo¤aziçi üniversitelerince yürütülen TÜB‹TAK destekli “Türkiye’de Çevre Korumas› ve Politikalar›nda STK’lar›n Rolü” araflt›rma projesinde Çevre alan›nda çal›flan sivil toplum kurulufllar›n›n (STK) birbirleriyle olan iliflkileri, donörlerle olan iliflkileri, devletle olan iliflkileri ve ulusötesi aktörlerle olan iliflkileri ayr›nt›l› olarak, niteliksel araflt›rma yöntemleri kullan›larak incelendi. Ayr›ca, sosyal bilimlerde çevre konular›nda, ulusal ve uluslararas› nitelikte, bilimsel araflt›rma, uygulama, e¤itim ve ö¤retim, dokümantasyon ve veri çal›flmalar› yapmak, Türkiye ve dünyada çevre politikalar› ve ekonomisi uygulamalar›n› araflt›rmak, politika önerileri gelifltirmek, Avrupa Birli¤i Çevre Fasl›n›n takibi ve desteklenmesi için bir Çevre Araflt›rmalar› Merkezi kurulmas› planlan›yor. Betam’›n Araflt›rmalar› Bahçeflehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araflt›rmalar Merkezi (Betam) bünyesinde yeflil yakal›lar, organik tar›m, Türkiye’de çevre sorunlar›, çevreci sivil toplum ve örgütlenme, iklim de¤iflikli¤i, Kopenhag müzakere süreci, medyada çevre ve Türkiye’de ve dünyada gençli¤in çev34 KASIM 2010 / EKOIQ re olgusuna ve çevre sorunlar›na bak›fl› üzerine araflt›rmalar yay›nland›. 2008 Haziran’da “Türkiye’nin ‹klim De¤iflikli¤ine Uyum Kapasitesinin Gelifltirilmesi” Birleflmifl Milletler Ortak Program› bafllat›ld›. Ana faydalan›c›s› Çevre ve Orman Bakanl›¤› olan proje çerçevesinde yürütülen ve iklim de¤iflikli¤ine uyum stratejisinin ilkelerinin ve önceliklerin belirlenmesine bir zemin oluflturmay› hedefleyen çal›fltaylara Betam da bir temsilciyle kat›ld›. Enerji Sistemleri Mühendisli¤i 2006-2007 e¤itim y›l›nda ilk ö¤rencilerini alan Bahçeflehir Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisli¤i Bölümü’nde yenilenebilir enerji, konvensiyonel enerji ve enerji yönetimi alanlar›nda lisans düzeyinde Enerji Sistemleri Mühendisli¤i Lisans Program› yüksek lisans düzeyinde de Enerji ve Çevre Yönetimi Yüksek Lisans Program› yürütülüyor. Bölümdeki araflt›rmalar günefl, rüzgar, hidrojen, biyokütle, jeotermal enerjileri alanlar›nda yo¤unlafl›yor. Bu bölüm mezun olduktan sonra enerji alan›nda çal›flmay› düflünen yeflil yakal›lar için yerinde bir seçenek oluflturuyor. Antalya Günefl Evi Projesi Ekolojik mimari alan›nda Bahçeflehir Üniversitesinde çeflitli çal›flmalar yürütülüyor. Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bengü Uluengin’in projesini çizdi¤i Antalya Günefl Evi buna iyi bir örnek. Ekoev modeli oluflturacak günefl evinin tüm elektrik ihtiyac›n› günefl enerjisinden karfl›layacak ve su ihtiyac›n›n büyük bir bölümü ya¤mur eleme sistemlerinden sa¤lanacak. Günefl-ev’de elektrik tüketimi A+ s›n›f elektrikli aletler kullan›larak minimize edilecek ve ›s›tma, pasif iklimlendirme ve günefl mimarisine ek olarak yüksek verimli günefl kolektörleriyle karfl›lanacak. Çevre ve Enerji Kulübü Bahçeflehir Üniversitesi Çevre ve Enerji Kulübü, güncel çevre konular›n›n irdelendi¤i, konunun uzmanlar›n›n ve ö¤rencilerin kat›ld›¤› etkinlikler yap›yor. Geçti¤imiz y›llarda çevreci sivil toplum kurulufllar›n›n temsilcilerini ve yerel yöneticileri davet edip geri dönüflüm, temiz enerji ve iklim de¤iflikli¤i konular›nda çeflitli panel ve seminerler düzenlediler. y universite 10/27/10 3:33 PM Page 35 ‹stanbul Bilgi Üniversitesi Yeflil Elektrikten Küresel ‹lkeler Sözleflmesine ‹stanbul Bilgi Üniversitesi, F‹NA Enerji ile yapt›¤› anlaflma do¤rultusunda 1 fiubat 2010 tarihi itibariyle, tüm kampüslerinde yeflil elektrik kullanarak çevre konusunda önemli bir ad›m att›. Bu ad›m ayn› zamanda, B‹LG‹’nin yeflil elektrik kullan›lan kampüsleri Kufltepe, Dolapdere ve Santral’in önümüzdeki günlerde evsahipli¤i yapaca¤› çevre, sürdürülebilirlik ve enerji odakl› akademik ve sosyal faaliyetlere de temel oluflturuyor. Yap›lan anlaflma do¤rultusunda B‹LG‹’nin enerji tüketiminde, önemli bir tasarruf sa¤lanarak ekonomiye de katk›da bulunmas› öngörülüyor. Bu giriflim ayr›ca, karbon sal›n›m›n› önleyerek çevreye iliflkin kurumsal sosyal sorumlulu¤unu yerine getirmenin yan›s›ra B‹LG‹’nin küresel sorumlulu¤u konusunda da önemli bir örnek teflkil etmektedir. Ayr›ca, solar ve rüzgâr enerjisi gibi alternatif enerjilerin kullan›m olas›l›klar›n› da araflt›r›l›yor. Ö¤rencilerimizin, ö¤retim üyelerimizin ve idari personelimizin geri dönüflüm konusunda fark›ndal›k kazanmalar› için özel olarak tasarlanm›fl ve estetik aç›dan da Bilgi’nin kimli¤ine uygun geri dönüflüm kutular› bütün kampüslerimize yerlefltirildi. Yeflil Kampuslar ve Yeflil Ev Dolapdere kampusu Yeflil Bina konseptine uygun olarak çelik konstrüksüyonla infla edildi ve bu nedenle ödüller kazand›. Yeflil Bina konseptimizi di¤er kampüslere tafl›y›p s›f›r sera gaz› sal›m› ilkesinden hareketle SantralIstanbul Kampüsünde bir YEfi‹L EV infla etmeyi planl›yoruz. Yak›n zamanda Santral’de böyle bir bina ö¤rencilerimizin, araflt›rmac›lar›n, ifl çevrelerinin, mimarlar›n, mühendislerin ve yat›r›mc›lar›n dikkatine sunulacakt›r. Reklamc›l›k Ö¤rencilerinden Çevre Kampanyalar› Özellikle ö¤rencilerimizin çevre, enerji ve sürdürülebilirlik konular›nda donan›ml› olmalar› için ders program›m›za bu konularda özel modüller ekledik. Çevre uzmanlar›m›z bu modüllerle birlikte ö¤rencilerimizin donanmalar›na katk›da bulunacak ve çevreye uyumlu, bar›fl›k ö¤rencilerin yetifltirilmesine katk›da bulunacaklar. Ayr›ca, reklamc›l›k ö¤rencilerimiz ise çevre kampanyalar› haz›rlay›p bunlar› Üniversitenin kullan›m›na sunacaklar. fiu anda üç kampanya metni ve kurgusu haz›rlam›fl olan ö¤rencilerimizin yarat›c›l›¤› parmak ›s›rt›yor. Çevre Uygulama ve Araflt›rma Merkezi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araflt›rma Merkezimiz, YÖK izniyle geçti¤imiz ay kuruldu. Bundan böyle Çevre konusundaki çal›flmalar bu merkez taraf›ndan koordine edilecek ve disiplinleraras› bir yaklafl›mla konular ele al›nacak. Haliç ve çevresiyle bafllay›p ‹stanbul, Marmara, Türkiye, Karadeniz, Ortado¤u ve Orta Asya’ya ›fl›k saçan bir merkez olmay› planl›yoruz. Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Sertifika Program› Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik konusunda bir Temel E¤itim Sertifika Program› haz›rl›¤›m›z devam ediyor. Çok yak›n bir zamanda bu bilgiyi kamuoyu ile paylaflaca¤›z. Dört y›ldan buyana Bölgesel Çevre Merkezi (REC) ile Karadeniz Havzas›nda bulunan ülkelerde Sürdürülebilir Kalk›nman›n gerçekleflebilmesi için Yaz Seminerleri gerçeklefltirmekteyiz. Her y›l Karadeniz ülkelerinin ilgili bakanl›klar›ndan ve sivil toplum kurulufllar›n›n uzmanlar›n›n kat›l›m›yla on gün SantralIstanbul’da, on gün de Venedik Üniversitesinde olmak üzere bir okul düzenlemekteyiz. Böylelikle ‹stanbul’un çevre uzmanl›¤› konusunda bir hub olmas›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz. Müfredat da Yeflilleniyor Çevre ekonomisi, sürdürülebilirlik, yeflil mimari, yeflil mühendislik, sosyal sorumluluk, AB Çevre Politikalar›, Gerilla reklamc›l›¤›, küresel ›s›nma, iklim de¤iflikli¤i, çevresel göç gibi derslerimiz hali haz›rda mevcut. Mühendislik Fakültesi ve Mimarl›k Fakültesi henüz devreye girdi. Yak›nda Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik temas›n› iflleyen bir Yüksek Lisans Program›n›n devreye girmesi için haz›rl›klar›m›z› sürdürüyoruz. Küresel ‹lkeler Sözleflmesi ‹mzaland› Birleflmifl Milletler Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) ile birlikte Birleflmifl Milletler PRME ilkeleri (Principles of Responsible Management Education) imzac›s› olmam›z nedeniyle çevre konular›nda sorumlu bir e¤itim anlay›fl› sergilemek ve bu çerçevede davranmak konusunda Birleflmifl Milletlere taahhütte bulunmufl bir üniversite olarak çevreye ›fl›k saçmaya ve B‹LG‹L‹ bir toplumun yarat›lmas›na katk›da bulunmaya devam edece¤iz. EKOIQ / KASIM 2010 35 y universite 10/27/10 3:33 PM Page 36 E¤itim Ege Üniversitesi Çevre Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma Merkezi Sürekli ve Dengeli Kalk›nma ‹lkesini Benimsiyoruz Do¤al ve kültürel çevre de¤erleri üzerinde oluflan bask›lar sonucunda insano¤lu, geçmiflte ekonomik kalk›nman›n çevre üzerindeki bask›s›ndan kayg›lan›rken, flimdi ekolojik bask›lar›n, yani topra¤›n bozulmas›n›n, su, atmosfer, orman faktörlerinin ekonomik beklentiler üzerindeki etkilerinden kayg› duymaktad›r. Bunun sonucunda da ekoloji ve ekonomi birbirine giderek daha çok kenetlenmekte ve bu hem yerel, hem bölgesel, hem ulusal, hem de global çapta bir etkitepki a¤› haline dönüflmektedir. Günümüzde dünya, çevreye zarar vermeksizin kalk›nmay› sa¤layabilmenin ancak “sürekli ve dengeli kalk›nma” ilkesinin benimsenmesiyle mümkün olabilece¤inden hareketle, sürekli ve dengeli kalk›nma ile gelecek kuflaklar›n kendi gereksinimlerini karfl›layabilme yetene¤inden ödün verilmeksizin, bugünün gereksinimlerinin karfl›lanmas› gerekti¤ini benimsemifltir. Sonuçta, kalk›nmay› durdurmadan, refah› azaltmadan çevreyi ve do¤al kaynaklar› korumay› amaçlayan bu görüfl do¤rultusunda uluslararas› anlaflmalarla global hedefler saptan›rken, di¤er yanda bölgesel ölçekte ülkeler kendi yerel koflullar›ndan kaynaklanan sorunlar›n çözümüne yönelik politika, plan ve program çal›flmalar›n› bafllatm›fllard›r. Ulusal ve Uluslararas› Projeler Merkezimiz de kuruluflundan itibaren afla¤›da belirtilen hedefler do¤rultusun36 KASIM 2010 / EKOIQ da bugünün gereksinim ve beklentilerinin gelece¤in gereksinim ve beklentilerinden ödün vermeksizin karfl›lanmas›n›n yollar›n› aramak amac›na dayanan sürekli ve dengeli kalk›nma ilkesini benimseyerek çal›flmalar›n› ulusal ve uluslararas› ölçekli projelerle sürdürmektedir; • Çevre sorunlar› ile ilgili çeflitli alanlarda, bilimsel ve uygulamaya yönelik araflt›rmalar yapmak, sorunlar›n çözümü için teknikler gelifltirmek, kamu ve özel teflebbüse çevre sorunlar›yla ilgili projeler haz›rlamak ya da haz›rlatmak, standartlar belirlenmesinde katk›da bulunmak, bilimsel raporlar vermek, teknoloji transferi ve fizibilite raporlar› haz›rlanmas› konusunda teknik dan›flmanl›k hizmetleri yürütmek, • Yerel Yönetimler gibi uygulay›c› birimlere “Alan Kullan›m Kararlar›”na yönelik, Master Plan ve Projeler üretmek, • Üniversitenin farkl› birimlerinde, çevre sorunlar›n›n çözümü ile ilgili, çeflitli alanlarda yürütülen bilimsel ve tek- nik araflt›rma ve uygulamalar› teflvik etmek ve desteklemek, • Üniversitede çevre sorunlar› alan›nda araflt›rma ve uygulama yapacak ö¤retim eleman› ve ö¤renci yetiflmesini teflvik etmek, bunun gerçekleflmesi için gerekli ortam ve imkânlar› haz›rlamak, • Yurt içindeki ve d›fl›ndaki benzer kurulufl ve merkezlerle iflbirli¤i yapmak ve bilgi al›flveriflinde bulunmak, • Çevre sorunlar› alan›ndaki çal›flmalar› teflvik etmek, duyurmak, bilgi al›flveriflini h›zland›rmak ve kamuoyunu ayd›nlatmak amac› ile e¤itim programlar›, seminer, kurs ve konferanslar düzenlemek, gerekti¤inde bu çal›flmalarla ilgili sertifikalar vermek ve yay›nlar yapmak, • ‹lgi alan›na giren konularda, e¤itimö¤retim yapmak ya da görgü ve bilgi artt›rmak üzere k›sa ya da uzun süreli yurt içi ve yurt d›fl› iliflkilerde bulunmak, gibi hedefler bu kapsamda özetlenebilir. Bilinmektedir ki bu hedefler, her demokratik ortamda oldu¤u gibi ancak bilgi üretimiyle, yasama, yürütme, yarg›, medya ve sivil toplum örgütleri ile sa¤lanan birliktelik içinde ortaya konabilir ve ulafl›labilir. Bu yüzden Merkezimiz her konum ve koflulda çevre olgusunun do¤as›na uygun bir biçimde çok uzmanl› olarak bilgi üretimine ayr› bir özen göstermektedir. Böylece toplumu bilinçlendirme ve çevre bilincinin gelifltirilmesi çok daha gerçekçi olacakt›r. Günefl Enerjisi Enstitüsü: http://eusolar.ege.edu.tr/ y universite 10/27/10 3:33 PM Page 37 y universite 10/27/10 3:33 PM Page 38 E¤itim Özye¤in Üniversitesi Leed Sertifikal› Bir Kampus Özye¤in Üniversitesini 2008 y›l›nda maddi yönden eriflilebilir ve giriflimci bir araflt›rma üniversitesi olarak kurduk. Üniversitemizin büyük önem verdi¤i konulardan sürdürülebilir yaflam ve çevre kavramlar›n› bizzat ö¤retmeye ve kampüs hayat›na entegre etmeyi amaçl›yoruz. Hedefimiz infla edilmekte olan Özye¤in Üniversitesi Çekmeköy kampusunun bütün binalar›n›n çevre dostu binalara yönelik uluslararas› arenada kabul görmüfl bir sertifika sistemi olan LEED sertifikas›na sahip olmas›. Do¤al malzeme kullan›m›n›n ön plana ç›kt›¤› Özye¤in Üniversitesi Çekmeköy kampüsü binalar›n›n tan›mlay›c› özellikleri ›fl›k ve fleffafl›k olacak. Esnek ve modüler bir anlay›flla infla edilen kampus, kaynak ve iflletme maliyetlerinin ekonomik kullan›m›yla sürdürülebilirlik konusunda bir örnek teflkil edecek. Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM) Özye¤in Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM), 2009 y›l›nda Prof. Dr. M. P›nar Mengüç’ün Akademik Direktörlü¤ü’nde kuruldu. EÇEM, enerji, çevre ve ekonomi konular›n› bütüncül bir yaklafl›mla ele alan Türkiye’de kurulmufl ilk araflt›rma merkezi olma özelli¤ini tafl›yor. EÇEM üç ana konuya odaklanacak: 1) Yenilenebilir enerji kaynaklar› konusunda yürütece¤imiz nano ve mikro boyuttaki mühendislik çal›flmalar›; 2) endüstride enerjinin en üst düzeyde tasarruflu kullan›m›n› amaçlayan ›fl›n›mla ›s› aktar›m› prensiplerinin mühendislik tasar›m› ve uygulamalar›nda etkin kullan›m›na dönük araflt›rma ve uygulamalar ve 3) ‹stanbul gibi dinamik kentlerde sürdürülebilir yaflam ile ilgili konular› 38 KASIM 2010 / EKOIQ ele alacak ve iklim de¤iflikliklerinin gelecekteki enerji kullan›m› ve üretimini, çevresel ve ekonomik faktörler aç›s›ndan etkilerini inceleyecek kentsel çözümler alan›ndaki çal›flmalar. EÇEM ilk olarak ‹stanbul’un iklim de¤iflikliklerinin etkilerini ciddi biçimde hissedecek en büyük metropollerden biri olaca¤› öngörüsüyle S›f›r ‹stanbul 2050 ad› verilen girifliminde liderlik rolünü üstlendi. ‹stanbul'da bugünkü mevcut koflullar›n aynen devam edilece¤i varsay›l›rsa ve büyüme oran› herhangi bir plan ve kontrole tabi tutulmazsa, flehrin neden olaca¤› iklimsel etkiler, özellikle de dar bir Bo¤az ile Marmara Denizi'nden Karadeniz'e uzand›¤› dinamik bir alan üzerinde yer ald›¤› düflünülürse, oldukça fliddetli olacak. ‹stanbul'da meydana gelebilecek önemli bir de¤ifliklik, bütün bölgeyi ve Avrupa’y› etkileyebilir. S›f›r ‹stanbul 2050 çal›fltaylar›nda, enerji ihtiyaçlar›ndaki ciddi art›fl›n olas› etkilerini ve bunun yerel ve küresel iklim de¤ifliklikleri, kirlilik ve kentsel büyüme üzerindeki so- nuçlar›n› ve böyle bir de¤iflikli¤in neden olaca¤› sosyal problemler konunun paydafllar›n›n kat›l›m›yla ele al›n›yor. S›f›r ‹stanbul 2050 çal›fltaylar›n›n, do¤ru stratejiyi de¤erlendirebilmek için bütün paydafllar› bir araya getirecek bir köprü görevi görmesi hedefleniyor. ‹lki 2010 May›s ay›nda, üniversiteler ve ifl dünyas›n›n kat›l›m›yla düzenlenen S›f›r ‹stanbul 2050 çal›fltay› önümüzdeki aylarda düzenlenmeye devam edecek. Sektörlere Sürdürülebilirlik E¤itimleri Enerji, çevre ve ekonomi konular›n›n beraber ifllendi¤i bir ortam haz›rlanmas› ve sunulmas› aç›s›ndan EÇEM’in Özye¤in Üniversitesi’ndeki rolü oldukça önemli. EÇEM yeflil ifl sektörlerinde etkin rol alacak mühendislerin ve iflletme mezunlar›n›n Özye¤in bünyesinde e¤itimlerine katk›da bulunacak bir dizi seminerler düzenlemeyi amaçl›yor. Ayr›ca yak›n zamanda de¤iflik sektörlere sürdürülebilirlik üzerine e¤itimler vermeyi ve Yeflil Sertifika ile kat›l›mc›lar›n çabalar›n› de¤erlendirmeyi hedefliyoruz. m y universite 10/27/10 3:33 PM Page 39 hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 40 Söylefli BM Kalk›nma Program› Yöneticisi Hans›n Do¤an: “Global Compact, Uzun Bir Seyahat” 40 KASIM 2010 / EKOIQ hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 41 2000 y›l›nda Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’›n giriflimiyle bafllat›lan Global Compact (Küresel ‹lkeler Sözleflmesi-K‹S), firmalar›n kamuoyuna verdi¤i en sa¤lam taahhütlerden biri olarak kabul ediliyor. BM Kalk›nma Program› ‹stanbul Yöneticisi Hans›n Do¤an, K‹S metnini imzalayan Türkiyeli firmalar›n say›s›n›n 200’ü geçti¤ini anlat›yor. Ancak raporlama yapan firmalar›n say›s›n›n 59 olmas›, Türk flirketlerinin bu sürece hâlâ yeterince haz›r olmad›¤›n›n iflareti… Söylefli: Balkan TALU Foto¤raflar: Erhan ARIK EKOIQ / KASIM 2010 41 hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 42 Söylefli Küresel ‹lkeler Sözleflmesi (Global Compact) hakk›nda okurlar›m›za k› sa bir bilgi verebilir misiniz? 2000 y›l›nda bafllam›fl bir giriflim. ‹lk amac› flirketlerin daha sorumlu davranmalar›n› sa¤lamakt›. ‹kinci amaç da BM ve özel sektör aras›ndaki iliflkileri düzenlemekti. Kofi Annan’›n özel giriflimiyle kuruldu. Çal›flma flartlar›, çevre, yolsuzlukla mücadele, insan haklar› üst bafll›klar›n› içeren 10 temel ilke var. Bunun alt›na imza atan kurulufllar her y›l faaliyetlerini raporluyor. E¤er bunu yapamazlarsa sözleflme kapsam›ndan ç›kar›l›yorlar. Küresel ‹lkeler Sözleflmesinin (K‹S) flirketlere sa¤lad›¤› baz› avantajlar var. Bu yüzden dünyada 8 binden fazla flirket bu sözleflmeye imza att›. Nedir bu avantajlar? ‹lk olarak kurumsal sosyal sorumlukla ilgili dünyadaki ilk ve en büyük platform olma özelli¤i tafl›yor. Bu platformda di¤er flirketlerle etkileflim içine giriyorlar. Zirveler, toplant›lar yap›l›yor. Örne¤in üç y›lda bir yap›lan CEO’lar›n bir araya geldi¤i Liderler Zirvesi bu y›l Haziran ay›nda yap›ld›. Türkiye’den epey bir kat›l›m oldu. Toplamda 1200 yönetici vard›. Yoksullukla mücadele, çevre ve iklim de¤iflikli¤iyle ilgili konular ve etkileflim içindeki flirketlerin sürdürülebilirli¤i nas›l devam ettirebilecekleri konufluldu. Sonuçta flirketler sürdürülebilirli¤i sa¤lamak için eninde sonunda refah› art›r›c› ad›mlar atmak zorundalar. Eninde sonunda iklim de¤iflikli¤ine yönelik tedbir almak zorundalar. Çevre tahrip edilirse, kaynaklar tükenirse, yoksulluk artarsa tüketim azalaca¤› için bu flirketlerin varl›k sebebi de ortadan kalkar. fiirketler bu platformda hem kendi aralar›nda hem de hükümet ve STK’larla tart›fl›yorlar. Ayr›ca K‹S Ofisi taraf›n42 KASIM 2010 / EKOIQ “fiirketler iklim de¤iflikli¤i ile ilgili eninde sonunda tedbir almak zorundalar. Çevre tahrip edilirse, kaynaklar tükenirse, yoksulluk artarsa tüketim azalaca¤› için bu flirketlerin varl›k sebebi de ortadan kalkar.” dan yay›nlanan araflt›rma, rapor ve e¤itim çal›flmalar› var. Bunlar kurulufllar için yol gösterici olabiliyor. En son uluslararas› dan›flmanl›k flirketi Accenture taraf›ndan yay›nlanan bir araflt›rma var. 780 CEO ile bir anket çal›flmas› yapm›fl. Pozisyonu nedir, vizyonu nedir, kendi flirketlerini ne kadar kritik görüyorlar gibi sorulara cevap aran›yor. fiu ana kadar yap›lan anlaflmalar çer çevesinde Birleflmifl Milletlerin Biny›l Kalk›nma Hedefleri (Millenium Deve - lopment Goals-MDG) ne kadar tuttu rulabildi? K‹S’in amaçlar›ndan biri de bu zaten. Bir yandan kurumlar›n kendine çekidüzen vermelerini sa¤lamaya çal›fl›rken bir yandan da toplum ve çevreyle etkileflimlerini gelifltirmek için çaba sarfediyoruz. Kalk›nma hedeflerine ulaflmak için flirketlerin BM, STK’lar ve devletle iflbirli¤ine girme ça¤r›s› yap›l›yor. fiirketlerin tek bafl›na kalk›nma hedeflerine ulaflmada bir etkide bulunmas› beklenmiyor. Eskiden bu konularda sorumluluk devlete hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 43 ait olarak kabul edilirdi. Halbuki devletin böyle bir ifli kotarmak için yeterli kayna¤› ve bilgisi yok; yeterli etki alan›na sahip de¤il. ‹flbirli¤ini sa¤lamak gerekiyordu. MDG hedefleri zamana ba¤l› hedefler. Her devletin öncelikleri farkl›. Türkiye öncelik olarak önüne yoksullukla mücadeleyi koydu. Hedeflere ciddi anlamda ulafl›ld›. Devlet bu konuda ç›tay› yükseltti. Sözleflmede HIV AIDS ile ilgili de madde var ama bu Türkiye’nin öncelik s›ralamas›nda çok da üstte de¤il. En son Google Maps ve UNDP anlaflt›, mdgmonitor.org ad›yla bir site oluflturuldu. Art›k Google Map üzerinden ülkelerin durumunu takip etmek mümkün. fiu anda 2015 hedeflerine tam olarak ulaflmak mümkün görünmüyor zaten bence çok fazla iddial›yd› ama gene de MDG’nin devletler üzerinde bir etkisi oldu. Bir hedefe yönelme, projelendirme, zamana ba¤l› hareket etme, kaynak ay›rma, raporlama yapma gibi etkileri oldu. En önemlisi raporlama. Toplanan raporlarla bir bilgi birikimi olufluyor. Ölçümleme yap›labiliyor. Belki 2015’ten sonra bir ikinci faz aç›labilir. Global Compact’›n bu konudaki etkisini ölçmek zor ama flu anda 8 bin küsur firma taahhüt alt›na girmifl durumda. Bir fley yapt›klar› zaman raporluyorlar. Bu raporlar gayet fleffaf. Kurumlar›n web sitelerinden de indirilebiliyor. Firmalar daha önce de raporlamalar yap›yordu. Hissedarlar ve finansörler için raporlar haz›rlan›yordu. Biz bunu alt kattakilerin de görebilmesini sa¤l›yoruz. Raporlama yap›ld›¤›nda çeflitli gruplar flirketlerin ne yap›p ne yapmad›¤›n›, daha fazla neler yap›labilece¤ini görüyorlar. Baz› flirketlerin raporlar› çok c›l›z oluyor. Anlafl›l›yor ki o flirketler pek bir fley yapmam›fl. K‹S baya¤› iddial› ve kapsaml› bir me tin. Genel olarak, dünyada ve Türki - 10 Küresel ‹lke ‹nsan Haklar› 1 ‹fl dünyas›, ilan edilmifl insan haklar›n› desteklemeli ve bu haklara sayg› duymal› 2 ‹fl dünyas›, insan haklar› ihlallerinin suç orta¤› olmamal› Tüm dünyada 8 binden fazla flirketin imzalad›¤› Küresel ‹lkeler Sözleflmesi, 2000 y›l›nda, dönemin Birleflmifl Milletler Sekreteri Kofi Annan’›n giriflimleriyle oluflturuldu. Çal›flma Standartlar› 3 ‹fl dünyas›, çal›flanlar›n sendikalaflma ve toplu sözleflme özgürlü¤ünü desteklemeli 4 Zorla ve zorunlu iflçi çal›flt›rma uygulamas›na son verilmeli 5 Her türlü çocuk iflçi çal›flt›r›lmas›na son verilmeli 6 ‹fle al›m ve ifle yerlefltirmede ayr›mc›l›¤a son verilmeli Çevre 7 ‹fl dünyas›, çevre sorunlar›na karfl› ihtiyati yaklafl›mlar› desteklemeli 8 Çevresel sorumlulu¤u art›racak her türlü faaliyete ve olufluma destek vermeli 9 Çevre dostu teknolojilerin geliflmesini ve yayg›nlaflmas›n› desteklemeli Yolsuzlukla Mücadele 10 ‹fl dünyas›, rüflvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla savaflmal› ye’de bu anlaflmay› imzalayan kuru lufllar bu standartlara gerçek anlam da ne kadar uyuyorlar? Global Compact’› biz bir seyahat olarak görüyoruz. Bu yolculuk da bir son dura¤a ulafl›p bitmiyor. Herhangi bir flirketin “Benden art›k bu kadar” deme flans› yok. Baz› flirketler yolun bafl›nda, baz›lar› epey ilerledi. Örne¤in yak›n zamanda Pirelli yöneticileriyle tan›flt›m. Pirelli yo¤un bir flekilde tedarikçileriyle beraber çal›fl›p koflullar› iyilefltirmeye çal›fl›yor. 200 kiflilik kurumsal sosyal sorumluluk ekipleri olan flirketler var. Çin, Hindistan gibi ülkelere da¤›l›p koflullar› denetliyorlar. “Benim flirke- timde her fley mükemmel” demekle ifl bitmiyor. fiirketler sadece kendi içlerindeki mekanizmay› denetlemiyorlar. ‹fl iliflkisi içinde oldu¤un di¤er kurulufllar› da takip etmek zorundas›n. Tedarikçilerin durumu genel olarak daha kötü. Tedarik zinciri çok önemli bir sorun. fiirketler tedarik zincirlerini sürdürü lebilir hale getirmeye her zaman ikna olmayabiliyor. Özellikle ‹ngiltere, Hollanda, ‹sveç ve Norveç gibi ülkelerde çok önemli ad›mlar at›ld›. Önce iflçilerinin çal›flma flartlar›n› düzelttiler. Müflterilerine yönelik sa¤l›k ve hijyenle ilgili cidEKOIQ / KASIM 2010 43 hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 44 Söylefli di tedbirler alm›fllar. fiu anda Çin’deki tedarikçilerine kadar sorgulay›p denetliyorlar. At›klardan geridönüflüm yap›l›yor mu? Suyu nas›l kullan›yorlar? Art›k bunlara bak›l›yor. Kuzey Amerika’da da böyle firmalar var. Türkiye’de bu ortam çok h›zl› ilerliyor. Avantaj› Avrupa’yla yo¤un iliflkileri olmas›. Avrupal› al›c›dan o bask› geliyor. Önüne istedi¤i standartlar› koyuyor. “Kendini belgelendir, sertifikasyonu tamamla” diyorlar. O al›c›ya mal satmak isteyen dükkân›n› kapatmamak için bu de¤ifliklikleri yapmak zorunda kal›yor. Hele ki baz› endüstrilerde fiyat avantaj›m›z›n olmad›¤› da düflünülürse bunun kaç›n›lmaz bir yol oldu¤unu görebiliriz. Ma- dem fiyat› düflüremiyorsun, bari sorumlu flirketlerin dikkatini çekecek flekilde kaliteli ve sorumlu iflletme ol, deniyor. Türkiye’de bu normlar ne kadar benimsenmifl, içsellefltirilmifl durumda? Global Compact’›n hedeflerinden biri de her flirketin bu kurallar› içsellefltirmesi zaten. Bunu ne kadar yapabildikleri, yolculu¤a nereden bafllad›klar›na göre de¤ifliyor. Her flirketin faaliyet alan› ve co¤rafyas› baflka. Çevreye yapt›¤› bask› baflka, tüketiciyle olan iliflkisi baflka. Biz bir yandan da özel sektör ölçe¤inde bakabilmek için bir çaba içine girdik. Türkiye’de Global Compact Türkiye temsilcisi Y›l- “Do¤rudan müflteriye sat›fl yapan KOB‹’leri de tüketicilerin yönlendirmesi laz›m. Türkiye’de tüketici bilinci çok zay›f. Ucuz olsun da ne olursa olsun diyor” ‹mzalamak Kolay da… maz Argüden’in bafllatt›¤› bir hareket var. Sektörel çal›flma gruplar› oluflturuluyor. Otomotiv ve ilaç sektörüyle ilgili bir çal›flma yap›ld›. Bu sayede sektörel bazda koflullar ve ihtiyaçlar anlafl›lmaya çal›fl›l›yor. K‹S’lere imza atma konusunda Türki ye’deki son durum nedir? Türkiye’de 2009’dan beri 207 imzac› flirket var. Tabii, bu bir fley ifade etmiyor çünkü bunlar›n yaklafl›k 60 tanesi raporlamay› ya kesmifl ya da hiç yapmam›fl. Aktif üye olup raporlama yapmayanlar üyelikten ç›kar›l›yor. Sonuçta K‹S, gönüllülük esas›na dayan›yor ama gene de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, bir ceza de¤ilse de, bir yapt›r›m uygulamak gerekiyor. Rapor, bir gözetim mekanizmas› ayn› zamanda. E¤er imzac›lar› takip edemezseniz K‹S de elefltirilere aç›k hale gelir. “Bu kadar kurulufla imza att›r›yorsunuz, do¤ruyu yanl›fl› nas›l ay›rt ediyorsunuz” derler. Bu yüzden raporlamada bir tarih s›n›r› koyduk. ‹mzac›lar›n ne kadar› raporlama ya p›yor? 2009 y›l›nda raporlama yapan flirket say›s› 59’du. Argüden’in ekibi sektörel bazda araflt›rma yap›nca raporlamada dramatik bir art›fl görüldü. Mesela ilaç ve otomotiv sektörü toptan imza att›. Yeflil: Aktif Üyeler K›rm›z›: Raporlayan Üyeler Mavi: ‹lk ‹mzalayan Kurulufllar Küresel ‹lkeler Sözleflmesine imza atan 200’den fazla kurulufl olmas›na ra¤men bu kurulufllardan sadece 59’u raporlama yapm›fl durumda. Global Compact Türkiye temsilcisi 44 KASIM 2010 / EKOIQ Y›lmaz Argüden yönetimindeki bir ekibin sektörel bazda yapt›¤› çal›flmalardan sonra raporlama yapan kurulufllar›n say›s›nda dramatik bir art›fl yafland›. Peki, imzac›larla raporlayanlar ara s›nda neden bu kadar fazla fark var? fiirketler rapor yazmay› bilmiyor. Bununla ilgili verilen e¤itimler, bu ifli yapan dan›flmanl›k flirketleri, dernekler var. Global Reporting Initiative’in (GRI) Baflkan› özel olarak ça¤›r›ld›, flirketlere e¤itim verildi vs. ama birçok flirket y›lsonu geldi¤inde ne yazacaklar›n› hâlâ bilmiyor. Biz bu yüzden firmalara diyoruz ki, “Bafltan sisteminizi kurun, neye imza ataca¤›- hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 45 hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 46 Söylefli “fiirketler rapor yazmay› bilmiyor. Bunla ilgili verilen e¤itimler, bu ifli yapan dan›flmanl›k flirketleri, dernekler var. Global Reporting Initiative’in (GRI) Baflkan› özel olarak ça¤›r›ld› ama birçok flirket y›lsonu geldi¤inde ne yazacaklar›n›, ne anlatacaklar›n› hâlâ bilmiyor.” n›z› iyi bilin”. Gerekiyorsa eleman›n›z› yetifltirin. Ondan sonra taahhüt alt›na girin. Bu durum flirketlerin itibar›n› da zedeliyor. Düflünün, önce ortaya ç›k›yorsunuz, taahhüt alt›na giriyorsunuz. Sonra siliniyorsunuz. Bu yüzden bize ne yapt›¤›n› bilen lokomotif bir grup laz›m. Bu tarz öncü flirketler de yavafl yavafl ortaya ç›k›yor. Koç, Sabanc›, Do¤ufl, Borusan ve Eczac›bafl› gibi holdingler ölçü olmaya bafllad›. Mesela Koç Holding’in imza atmas›, taahhütlerinin bünyesindeki 117 firmay› birden kapsamas› anlam›na geliyor. Amsterdam’daki son GRI Konferan s›nda sürdürülebilirlik raporunun zo runlu tutulmas› tart›fl›ld›. Bu konuda ne düflünüyorsunuz? Böyle bir fleyi ancak devlet yapabilir ama bu, iflin ruhuna ters. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, zorunlulu¤un 46 KASIM 2010 / EKOIQ ötesinde yap›lan bir fley. Vergilerimizin karfl›l›¤›nda talep edebilece¤imiz bir fley de¤il. Ayr›ca, e¤er sürdürülebilirlik raporlar› zorunlu hale gelirse, flirketlerin bu konuda bo¤az› s›k›l›rsa bu sefer firmalar kendilerine yan yollar arar ve mesela Greenwash yapan flirket say›s› da artar. KOB‹’lerin yeni standart ve trendlere a y a k u y d u r m a s › n›n h e p d a h a z o r oldu¤u b i l i n i y o r . T ü r k i y e l i K O B ‹ ’ l e r i n bu konudaki performans› nas›l? Türkiye’de mecburen KOB‹’lere ulaflmak laz›m çünkü Türk ekonomisinin yüzde 99’unu KOB‹’ler oluflturuyor. Büyük firmalar›n tedarikçileri de KOB‹’ler. KOB‹’lere bu iflten para kazanabileceklerinin anlat›lmas› laz›m. Bunu anlatabilecek kurumlar ise büyük firmalar. Mesela Apple, bilgisayar donan›m› alan di¤er firmalar›n birkaç yüz bin çal›flan›na e¤itim ver- di. Böylece Apple rahatl›kla “Biz en çevre dostu bilgisayar firmas›y›z” diyebiliyor. E¤itimin maliyetini de Apple üstleniyor, hatta e¤itimciyi de Apple gönderiyor. Do¤rudan müflteriye sat›fl yapan KOB‹’leri de tüketicilerin yönlendirmesi laz›m. Türkiye’de tüketici bilinci çok zay›f. Ucuz olsun da ne olursa olsun diyor. Halbuki arz talep iliflkisi çerçevesinde belki de çevreye duyarl› mallar daha çok tüketildikçe o mal›n fiyatlar› da düflebilir. Avrupa tüketicisi bu anlamda daha bilinçli. Avrupal› tüketicilerinin yüzde 67’si pahal› olsa bile çevre dostu ürünü tercih ediyor. Bu a盤› kapamak için kamuya çok ifl düflüyor. Öbür türlü yerel üreticiler bu bofllu¤u suiistimal ediyor. Mallar›n›z Avrupa’da, Rusya’da kabul edilmiyor ama iç pazarda sat›l›yor. Tüketici de bu durumu 0-2 yafl grubu çocu¤u varsa umursuyor. Sonra gene unutuyor. m hansin dogan 10/27/10 3:47 PM Page 47 upm 10/27/10 3:50 PM Page 48 Yeflil Sektörler Biyoçeflitlilik, Ormanlar, iklim istikrar› aç›s›ndan son derece kritik bir gelece¤e sahip olan dünyan›n en büyük karbon tutaklar›. Ama bunun ne kadar fark›nday›z? Allahtan sürdürülebilir ormanc›l›k çal›flmalar›na son h›z devam eden firmalar da var. Finlandiya kökenli, dünyan›n 15 ülkesinde faaliyet gösteren uluslararas› bir flirket olan UPM, efli benzeri olmayan bir global biyoçeflitlilik program›yla, orman biyoçeflitlili¤ini korumay› ve art›rmay›, etkin odun üretimi sa¤lamay› ve sürdürülebilir ormanc›l›k alan›nda en iyi uygulamalar› teflvik etmeyi hedefliyor. *Bu yaz›, UPM’nin The Griffin dergisinden çevrilmifltir. 48 KASIM 2010 / EKOIQ Ormanlar› Nas›l Etkiler? B iyoçeflitlilik, en basit tan›mla, bizim ve genel olarak gezegenimizin dört bir yan›ndaki yaflam›n çeflitlili¤ini ifade etmek için kullan›l›yor. Ancak insanlar aç›s›ndan tafl›d›¤› yaflamsal önemi kavramak, pek çok kifli için temiz havan›n ya da suyun de¤erini görmek kadar kolay de¤il. Gerçekten de, nesli tükenmekte olan, i¤ne bafl›ndan küçük ve telaffuz edilmesi bile zor bir bilimsel isim tafl›yan garip bir böce¤in yaflam›m›z üzerinde nas›l bir etkisi olabilir ki? UPM Sürdürülebilir Ormanc›l›k Direktörü Timo Lehesvirta, “Sorumlulu¤un özü de zaten bu; yapt›¤›n›z fleyin an›nda sa¤layaca¤› kiflisel fayday› düflünmeden bir türü korumak gerekiyor” diyor. Yapt›¤› ifli “Biofore” yani “Biyolojik Ormanc›l›k” olarak tan›mlayan UPM, yeni orman endüstrisi ve ürünleri hakk›nda mümkün oldu¤unca genifl kapsaml› düflünmek zorunda. Lehesvirta, “Biyoçeflitlili¤i koruyarak flimdiki ve gelecek nesiller için ana faaliyet konumuz olan ifl alanlar›n› da korumufl oluyoruz” diye ekliyor. Yerli A¤aç Türlerini Korumak UPM, biyoçeflitlilik koruma program›n› uygulamaya 1990’l› y›llar›n sonunda Finlandiya’da bafllad› ve 2006 y›l›nda uluslararas› düzeye tafl›d›. fiirketin vizyonunu belirleyen unsur, her fleyin ötesinde, operasyonlar›n› iyilefltirme ve gelifltirme arzusu idi. Öte yandan, orman kullan›m›n›n etkileri konusunda paydafllar›n tafl›d›klar› kayg› da önemli bir faktör oldu. Lehesvirta, “STK’lar kendi üstlerine düfleni yap›yorlar; biz de bu alanda gerçek bir öncü olmak ve çevre tart›flmalar›na bilgi birikimimizle katk›da bulunmak istiyoruz” diyor. Biyoçeflitlilik program›, alt› ana alana odaklan›yor: Yerli a¤aç türleri, kuru a¤açlar, de¤erli yaflam ortamlar›, orman yap›s›, su kaynaklar› ve do¤al ormanlar. “Bu ana alanlara yönelik hedeflerimizle, ister yerli türlere dayal› ormanlar olsun, isterse plantasyon ormanlar olsun, her yerde faaliyet gösterebiliyoruz” diyor Lehesvirta. upm 10/27/10 3:50 PM Page 49 “Türler kendi aralar›nda rekabet ettiklerinde, hastal›klar ve zararl› böcekler, tek tür çeflitlili¤ine sahip monokültür ormanlara k›yasla daha az etkili oluyor.” EKOIQ / KASIM 2010 49 upm 10/27/10 3:50 PM Page 50 Yeflil Sektörler Biyoçeflitlilik Proje Örnekleri Finlandiya’da Buzultafllar Buzultafl, Avrupa ve Kuzey Amerika’da daha önce buzlarla kapl› olan bölgelerde görülen, buzullar›n b›rakt›¤› kum ve çak›ldan oluflan helezonik tepe anlam›na geliyor. Baz› özel buzultafl türleri, s›cak ortamlara ba¤›ml› oluyor ve a¤aç tepelerinin yaratt›¤› gölgeye dayanam›yor. UPM, a¤açlar›n neden oldu¤u gölgeyi minimum seviyeye indirmek amac›yla, a¤aç say›s› azalt›lm›fl ve dolay›s›yla daha s›cak buzultafl yaflam alanlar› yaratmak üzere belli noktalarda a¤açlar› kesiyor. Wales’te Ormangülü Yay›lmac› bir tür olan ormangülü (Rhododendron ponticum) ‹ngiltere’de yerli orman alanlar›n›n karfl› karfl›ya bulundu¤u en büyük 50 KASIM 2010 / EKOIQ tehditlerden birini oluflturuyor. Ormangülünün temizlenmesi, hayvanlar ve bitkilerin bulundu¤u yerli orman alanlar›n›n restorasyonunu teflvik ediyor, orman alanlar›nda topra¤›n durumunu iyilefltiriyor ve orman alan›ndaki do¤al ekolojik süreçlerin ifllemesini sa¤l›yor. ‹ngiltere’de Orman Tavu¤u Son y›llarda ‹ngiltere’deki orman tavuklar›n›n (Tetrao tetrix) say›s› h›zla düfltü. “K›rm›z› listede” yer alan bu kufl türüne yönelik olarak ‹ngiltere’de bir Biyoçeflitlilik Hareket Plan› gelifltirildi. Dört bölgede sürdürülen orman tavu¤unu kurtarma projeleri, lokal üreme nüfusunu yükseltmeyi ve orman tavuklar›n›n say›s›n› yüzde 10 art›rmay› hedefliyor. Biyoçeflitlilik Sa¤l›kl› Ormanlar Yarat›yor Finlandiya’da ormanc›l›k, ülkede buzul ça¤›ndan günümüze kadar hâkim olan yerli a¤aç türlerine dayan›yor. Ancak di¤er uçta, örne¤in ‹ngiltere’de, egzotik Sitka ladini ekilmesiyle oluflturulmufl ormanl›k alanlar bulunuyor. Burada UPM’nin hedefi, flirketin ormanlar›n› yeniden, özellikle nehir vadisindeki yaflam alanlar›nda yetiflen ve yüzy›llar önce nesli tükenen genifl yaprakl› yerli a¤açlardan ve bodur a¤aç türlerinden oluflturmak. Yerli a¤aç türleri, di¤er pek çok do¤al türün ba¤›ml› oldu¤u “temel türler” olarak kabul ediliyor. Program, Finlandiya’da, yerli türler konusunda, ticari ormanc›l›k nedeniyle bir kenara itilen, baflta hufl a¤ac› olmak üzere tüm genifl yaprakl›lar› ladin a¤›rl›kl› ormanlara yeniden kazand›rmay› hedefliyor. De¤iflim büyük ve ormanl›k alanlar üzerinde önemli bir etkiye sahip bulunuyor. Biyoçeflitlili¤in bir di¤er anahtar türü ise Aspen. Bu türün örnekleri, günümüzde, genetik ak›fl›n upm 10/27/10 3:50 PM Page 51 sa¤lanmas› için hasat esnas›nda rezerv a¤açlar olarak kesilmeden b›rak›l›yor. Karma türlerden oluflan ormanlar da odun üretiminde de¤er tafl›yor. Örne¤in ladin, daha iyi besleniyor ve hufl a¤ac› kök mantarlar›ndan do¤rudan faydalan›yor. Lehesvirta’ya göre biyoçeflitlilik, orman sa¤l›¤›na olumlu katk›da bulunuyor ve ormanlar›n iklim de¤iflikli¤ine uyum göstermesine yard›mc› oluyor: “Türler kendi aralar›nda rekabet ettiklerinde, hastal›klar ve zararl› böcekler, tek tür çeflitlili¤ine sahip monokültür ormanlara k›yasla daha az etkili oluyor.” Tek Bir Türü Geri Kazanmak UPM, Finlandiya, ‹ngiltere, ABD, Rusya ve Uruguay’da toplam olarak yaklafl›k 2,5 mil- yon hektarl›k orman alan›n›n sahibi ya da iflletmecisi. Biyoçeflitlili¤i teflvik etme hedefi tüm dünyada ortak olsa da, bunu baflarma yöntem ve araçlar› ülkeden ülkeye de¤ifliyor. Program, Uruguay hariç bu ülkelerin her birinde uygulanma aflamas›nda bulunuyor. Uruguay’da ise içinde bulundu¤umuz y›l boyunca flirketin plantasyon ormanlar›nda uygulanacak. Lehesvirta, Uruguay’da ya¤mur orman› bulunmad›¤›n›, dolay›s›yla bu tür ormanlara yönelik herhangi bir riskin ya da plan›n söz konusu olmad›¤›n›, asl›nda ülkedeki tüm do¤al ormanlar›n korundu¤unu da belirtiyor. UPM, yaln›zca biyoçeflitlilik program› kapsam›nda yer alan plantasyon ormanlarla ilgileniyor. Buna ek olarak, ülkedeki kamuya ait tüm do¤al ormanlar korunuyor. Nesli tükenmekte olan, i¤ne bafl›ndan küçük ve telaffuz edilmesi bile zor bir bilimsel isim tafl›yan garip bir böce¤in yaflam›m›z üzerinde nas›l bir etkisi olabilir ki? Karma türlerden oluflan ormanlar da odun üretiminde de¤er tafl›yor. Örne¤in ladin, daha iyi besleniyor, hufl a¤ac› ise kök mantarlar›ndan do¤rudan faydalan›yor. EKOIQ / KASIM 2010 51 upm 10/27/10 3:50 PM Page 52 Yeflil Sektörler Biyo ve orman sanayi entegrasyonunun yeni, sürdürülebilir ve inovasyona dayal› bir gelece¤e tafl›nmas›na liderlik eden UPM, ifl alan›n› üç ana birim üzerinden yürütüyor: Enerji ve Selüloz, Ka¤›t ve Tasarlanm›fl Ürünler. Yaklafl›k 23 bin çal›flana sahip olan grup, 15 ülkede üretim yap›yor. www.upmbiofore.com ve www.upm.com Tek bir türün baflar›yla geri kazan›ld›¤›n› görmek bile y›llar, bazen nesiller alabiliyor. Yine de araflt›rma projeleri, flimdiden çok k›sa sürede cesaret verici sonuçlar elde etmifl bulunuyor. 52 KASIM 2010 / EKOIQ UPM, ticari olarak yönetilen ormanlarda biyoçeflitlili¤in teflvik edilmesine yönelik yöntemler gelifltirmeyi hedefleyen çeflitli araflt›rma projeleri de yürütüyor. Bu çal›flmalar, yavafl ilerleyebiliyor; baflka bir deyiflle, tek bir türün baflar›yla geri kazan›ld›¤›n› görmek bile y›llar, bazen nesiller alabiliyor. Yine de araflt›rma projeleri, flimdiden çok k›sa sürede cesaret verici sonuçlar elde etmifl bulunuyor. Lehesvirta, örnek olarak UPM’nin kontrollü yakma projesinden bahsediyor. Bu projeyle, orman planl› ve kontrollü bir biçimde yak›larak yaflam alanlar› eski haline getiriliyor ve yeniden yarat›l›yor: “Baz› böcek türleri, yakma ifllemi esnas›nda dahi orman örtüsünü aflarcas›na v›z›ldamaya bafll›yor ve türlerin tepki süresinin birkaç saat kadar k›sa olabildi¤ini gösteriyor.” Araflt›rmaya ek olarak, program, biyoçeflitlili¤i izlemeye, e¤itime, paydafl dayan›flmas›na ve iletiflime de odaklan›yor. Lehesvirta, “‹zleme, sürekli olarak yap›l›yor ve bu, bize a¤aç türlerinin oran›, kuru a¤aç miktar›, hatta bireysel tür oluflumlar› hakk›nda de¤erli bilgiler veriyor. Yine de daha etkili bir global izleme sistemi üzerinde çal›flmaya devam ediyoruz” diyor. m upm 10/27/10 3:50 PM Page 53 www.msgenerji.com embarq 10/27/10 3:53 PM Page 54 Ulafl›m EMBARQ-SUM Türkiye Direktörü Sibel Bülay: “Sürdürülebilir Ulafl›m Mümkün” Karbon emisyonlar›n›n en büyük kaynaklar›ndan biri olan ulafl›ma sürdürülebilir çözümler bulmak mümkün mü? Dünya Kaynaklar› Enstitüsüne (World Resource Institute) ba¤l› Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi-Türkiye Direktörü Sibel Bülay, ‹stanbul, Antalya, Adapazar› ve Kocaeli’de belediyelerle birlikte yürüttükleri çal›flmalar hakk›nda EKOIQ’ya bilgi verdi. Emisyon envanterlerinden bisiklet yollar›na, otobüslere tak›lan filtrelerden trafik sinyalizasyonlar›na ve metrobüs hatlar›na kadar uzanan çal›flmalar, yeni kap›lar açacak gibi… 54 KASIM 2010 / EKOIQ EMBARQ projesiyle ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz? ABD’nin Washington DC kentinde 2002 y›l›nda kurulan EMBARQ-Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi, kâr amac› gütmeyen bir araflt›rma ve uygulama enstitüsüdür. Dünya Kaynaklar› Enstitüsü’ne (WRI) ba¤l› olarak çal›flan EMBARQ A¤›, flu anda Türkiye, Meksika, Brezilya, Hindistan ve Peru olmak üzere toplam befl merkezde çal›flmalar sürdürüyor. Ana hedefiyse çevre ve insan sa¤l›¤›n› tehdit eden ve küresel ›s›nmay› tetikleyen ulafl›m kaynakl› emisyonlar›n azalt›lmas›, ulafl›m›n yaflam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi. Bu amaçla kentiçi ulafl›m sorunlar›na sürdürülebilir çözümler gelifltirmeye ve insan odakl› ulafl›m proje ve politikalar› üretmeye çal›fl›yor. Türkiye’de SUM (Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi-Türkiye) ad›yla çal›fl›yorsunuz. Bu konuda biraz bilgi alabilir miyiz? Faaliyetlerine 2005 y›l›nda bafllayan EMBARQ-SUM Türkiye ise kentiçi ulafl›m sorunlar›na çözümler üretmek ve bu çözüm- embarq 10/27/10 3:53 PM Page 55 lerin uygulanabilmesi için yerel idarelere gerekli destek ve kaynak sa¤lamak için çal›flmalar sürdürüyor. SUM Türkiye’nin yetkinli¤i, Türkiye ve di¤er EMBARQ merkezlerindeki ekiplerin birden fazla bilim dal›nda uzman olmas› ve de¤iflik sorunlara uygun çözümler üretebilmesinde yat›yor. Ulafl›m ve planlama taraf›nda ulafl›m mühendisleri ve flehir planlamac›lar› yer al›rken, projelerin sürdürülebilirli¤i için çevre bilimleri ekibimiz her aflamada di¤er uzmanlarla birlikte çal›fl›yor. Türkiye’de flimdiye kadar hangi projeler üzerinde çal›flt›n›z, çal›flmaya de vam ediyorsunuz? ‹lk çal›flt›¤›m›z il ‹stanbul oldu. 2006 y›l›nda EMBARQ-SUM Türkiye ve Çevre Koruma Daire Baflkanl›¤› flehirdeki hava kirlili¤ini azaltmak için büyük bir giriflim bafllatt›. Bu çok aflamal› projenin ilk ad›m› 2006 y›l› sonbahar›nda gerçeklefltirilen emisyon envanteriydi. SUM-Türkiye ve ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi birlikte flehirdeki de¤iflik araç tiplerinden üç hafta boyunca veri toplad› ve bu araçlardan ç›kan emisyonlar›n hava kirlili¤ine olan katk›lar› ölçülerek ‹stanbul’da havay› en çok kirleten araçlar tespit edildi. Emisyon Envanterinin tamamlanmas›yla SUM-Türkiye, ‹stanbul yönetimine ulafl›m ve hava kirlili¤i aras›ndaki ba¤lant›y› kesin verilerle göstermifl oldu. Projede elde edilen bilgiler SUM-Türkiye ve ‹BB’nin ulafl›m kaynakl› hava kirlili¤ini azaltmak amac›yla düflük maliyetli çözümler için çal›flmalar›n›n da bafllang›c› oldu. Peki, en çarp›c› bulgu ne oldu bu çal›flmada? Envanter çal›flmas› sonucunda, ‹stanbul’da hava kirlili¤ine neden olan partikül maddelerin yüzde 90’›n›n otobüslerden kaynakland›¤› tespit edildi. Bunun üzerine SUM ve ‹ETT, emisyonlar› “Fatih Belediyesi’yle Tarihi Yar›mada’da toplumun kullan›m›na aç›k yaflam alanlar›n›n planlanmas› ve düzenlenmesini kapsayan bir projeyi hayata geçirdik” izlemek üzere Mart 2010’da bir pilot proje bafllatt› ve Euro 3 kategorisindeki iki otobüse dizel partikül filtreler (DPF) ve veri kay›t sistemi yerlefltirildi. ABD’de yerleflik emisyon test flirketi ISSRC, yedi ‹ETT otobüsünde emisyon testleri gerçeklefltirdi ve havayla tafl›nan partikül maddeler, karbondioksit, karbonmonoksit, nitrojen dioksit ve hidrokarbon emisyonlar› ölçüldü. Filtrelerin ›s› ve bas›nç de¤iflimlerini izlemek için DPF filtreleriyle birlikte veri kay›t sistemleri tak›ld›. Testler, DPF’lerin partikül madde emisyonunu yüzde 93, karbonmonoksit emisyonunu yüzde 83, toplam hidrokarbon emisyonlar›n› yüzde 92 azaltt›¤›n› ortaya koydu. Çal›flman›n sonucunda yay›nlanan ra- porun karfl›laflt›rmal› sonuçlar›n› www.sumturkiye.org’da bulabilirsiniz. EMBARQ olarak ‹stanbul’da baflka ça l›flmalar›n›z da oldu mu? Evet, Fatih Belediyesi’yle Tarihi Yar›mada’da toplumun kullan›m›na aç›k yaflam alanlar›n›n planlanmas› ve düzenlenmesini kapsayan bir projeyi hayata geçirdik. Proje Tarihi Yar›mada’da kamusal yaflam alanlar›n›n “insan odakl›” planlanmas›n› ve stratejik önerilerle iyilefltirilmesini amaçl›yor. EMBARQ Türkiye, Tarihi Yar›mada’da gerçekleflecek proje için Danimarka’n›n Kopenhag flehrinde kurulu dünyan›n en tan›nm›fl flehir planlama kurulufllar›ndan Gehl Architects ile birlikte çal›fl›yor. San›r›m bir çal›flman›z da Sakarya’da gerçeklefltiriliyor… SUM-Türkiye olarak, ulafl›mdan kaynaklanan emisyonlar› azaltma çal›flmalar› için Kas›m 2009’da Çevre Koruma Daire Baflkanl›¤› taraf›ndan SaEKOIQ / KASIM 2010 55 embarq 10/27/10 3:53 PM Page 56 Ulafl›m Kocaeli Büyükflehir Belediyesi Ulafl›m Dairesi yetkilileri ve otobüs kooperatif temsilcilerinden oluflan grup, “Meksika modelini” inceledi ve Kocaeli’de trafik s›k›fl›kl›¤›n›n ve emisyonlar›n azalt›lmas› için uygulanabilir oldu¤una karar verdi. Sakarya’n›n Bisiklet Güzergâhlar› Haz›r EMBARQ-SUM Türkiye ekibi, bir hafta boyunca Sakarya Ulafl›m Daire Baflkanl›¤›’ndan bir grup ile birlikte flehrin çeflitli noktalar›nda bisiklet say›mlar› gerçeklefltirdi. Ayr›ca flehrin birçok yerinde bisiklet kullan›c›lar›na yönelik 600’den fazla anket yap›ld›. Bu araflt›rma ana yollardaki bisiklet say›m›, bisiklet kullan›c›lar›na yönelik araflt›rma ve trafik kullan›m›n› saptamak üzere kalk›fl-var›fl yeri çal›flmas›n› kapsad›. Çal›flman›n sonuçlar› Ulafl›m Dairesi 56 KASIM 2010 / EKOIQ Baflkanl›¤› ve Sakarya Bisikletle Bütünleflik Ulafl›m Planlamas› çal›fltay ekibiyle paylafl›ld› ve pilot bisiklet yolunun geçece¤i olas› hatlar belirlendi. May›s 2010’dan itibaren EMBARQSUM Türkiye, Ulaflt›rma Daire Baflkanl›¤› ekibi ile I-CE liderli¤inde bisikletle bütünleflik ulafl›m planlamas› için üç çal›fltay daha gerçeklefltirdi. Çal›fltaylar›n sonunda Sakarya için bisiklet vizyonu oluflturuldu ve pilot bisiklet güzergâhlar› ile tasar›mlar› belirlendi. karya’ya davet edildik. SUM-Türkiye’nin yapt›¤› incelemeler sonucunda kentte bisiklet kullan›m›n›n yayg›n oldu¤u ve flehir merkezinde trafik yo¤unlu¤unu azaltmak için bisiklet altyap›s›n›n düzenlenmesi gereklili¤i ortaya ç›kt›. Bu kapsamda bisiklet altyap›s›n›n oluflturulmas› için Hollanda merkezli “Interface for Cycling” adl› STK’dan Tom Godefroij, Ocak 2010’da Sakarya’y› ziyaret etti. Godefroij yetkililere sundu¤u detayl› çal›flma plan›nda Sakarya’n›n bisiklet altyap› çal›flmas›na uygun oldu¤unu ve yo¤un bisiklet kullan›m talebinden dolay› bu çal›flman›n en k›sa sürede yap›lmas› gerekti¤ini belirtti. Ard›ndan Sakarya Büyükflehir Belediyesi Genel Sekreter Yard›mc›s› Metin Küçük ve Ulafl›m Dairesi Baflkan› Fatih Turan, SUM Türkiye’nin davetlisi olarak, Danimarka’n›n embarq 10/27/10 3:53 PM Page 57 Kopenhag ve ‹sveç’in Malmö flehirlerine ziyaretler yapt›lar. Ziyaretler s›ras›nda bu flehirlerdeki bisiklet ulafl›m› ve yayalaflt›rma uygulamalar› yerinde incelendi. ‹leri bir bisiklet altyap›s›na sahip olan Malmö’nün co¤rafi özellikleri ve yüzölçümü Sakarya ile benzerlikler gösterdi¤inden, güvenli ve iyi planlanm›fl bir bisiklet altyap›s›n›n flehrin ulafl›m›na olan katk›s› gözlendi. Antalya’da nas›l çal›flmaya bafllad›n›z? Antalya Büyükflehir Belediyesi’nden gelen talep üzerine, Antalya’ya ulafl›m altyap›s› ve uygulamalar›n› gözlemlemek ve de¤erlendirmek için ulaflt›rma yetkilileriyle toplant›lar gerçeklefltirdik. Bu toplant›larda, trafik sinyalizasyon çal›flmas› ve bisiklet altyap›s›n›n gelifltirilmesi olmak üzere flehir için iki öncelik saptand›. Bunlardan birincisi kavflak sinyalizasyonlar›ndaki iyilefltirmelerdi. Özellikle flehir halk›n›n s›kl›kla flikâyette bulundu¤u sorun olan kavflaklardaki sinyalizasyon hatalar›ndan kaynaklanan operasyon verimsizli¤i öncelikli olarak çal›fl›lmas› gereken konu olarak belirlendi. ‹lk ad›m olarak da en yo¤un ve sorunlu kavflaklardan biri olan Mevlana Kavfla¤›n›n pilot bir çal›flma yap›larak incelenmesine karar verildi. Çal›flma kapsam›nda kavflak operasyonlar› bilgisayarda modellenerek kavflaktaki faz süreleri, faz konfigürasyonu, kavfla¤›n fiziksel yap›s› ve yaya güvenli¤i gibi konular incelendi. Pilot çal›flman›n baflar›s› üzerine Antalya Ulafl›m Dairesi ve EMBARQ-SUM- Türkiye, birlikte daha kapsaml› bir çal›flma yapmaya ve sorunlu olan tüm kavflaklar›n pilot uygulamadaki yöntemler izlenerek incelenmesine karar verdiler. Antalya bisiklet altyap›s›n›n gelifltirilmesi içinse Bisikletle Bütünleflik Ulafl›m Planlamas› konulu ilk çal›fltay Haziran ay›nda gerçeklefltirildi. ‹kinci çal›fltaysa Ekim ay›nda yap›lacak. San›r›m bir de Kocaeli Belediyesiyle birlikte çal›fl›yorsunuz… Kocaeli Belediyesi mevcut otobüs sistemini yeniden yap›land›rma ve gerekli iyilefltirmeleri yapma karar›n› ald›ktan sonra, EMBARQ-SUM-Türkiye’yle irtibata geçti ve ortak bir veri toplama projesi üzerinde çal›flmalara baflland›. fiimdi toplanan veriler ve analizler ›fl›¤›nda, metrobüs koridoru uygulayarak flehrin otobüs sisteminin yeniden yap›land›r›lmas› için çal›fl›l›yor. Böylelikle mevcut otobüs, midibüs ve minibüs hatlar› iptal edilmifl ya da iyilefltirilmifl olacak. Bu yüzden Haziran 2010’da SUM-Türkiye, Kocaeli ulafl›m yetkililerini otobüs sisteminin yeniden yap›land›r›lmas›yla ilgili görüfl al›flveriflinde bulunmak üzere Meksika’ya davet etti. Kocaeli Büyükflehir Belediyesi Ulafl›m Dairesi yetkilileri ve otobüs kooperatif temsilcilerinden oluflan ve Guadalajara ile Mexico City’nin ulafl›m altyap›s›n› incelemek için Meksika’y› ziyaret eden grup, ba¤›ms›z minibüs yollar›n›n metrobüs ulafl›m sistemine (Bus rapid transit system) dönüfltürülmesine yönelik “Meksika modelini” inceledi ve Kocaeli’de trafik s›k›fl›kl›¤›n›n ve emisyonlar›n azalt›lmas› için uygulanabilir oldu¤una karar verdi. Kocaeli’nin kitle ulafl›m kooperatiflerinin yöneticileri, kent için daha iyi bir ulafl›m sistemi uygulamak amac›yla tek bir flirket çat›s›nda birleflme fikrine aç›klar. Taraflar aras› görüflme ve anlaflma süreci hâlâ devam ediyor. De¤iflik bir çal›flma yönteminiz var. Yerel yönetimlerin ihtiyaçlar›n› tespit edip, onlara göre projeler gelifltirmeye çal›fl›yorsunuz. Bu konuda da k›sa bir de¤erlendirme alabilir miyiz? SUM-Türkiye olarak stratejimiz yerel yönetimlerle iflbirli¤i içinde, özel sektörün teknik ve maddi deste¤i ve ilgili paydafllar›n katk›lar›yla sürdürülebilir ulafl›m çözümleri üretmek. Yerel sorunlar› Sibel Bülay Kimdir? EMBARQ- Sürdürülebilir Ulafl›m Merkezi Türkiye’nin direktörü olan Sibel Bülay, EMBARQ’a kat›lmadan önce, Ford Motor fiirketi’nde ürün gelifltirilmesi ve sürdürülebilirli¤i alan›nda yönetici olarak çal›flt›. 1974-1983 y›llar› aras›nda Orta Do¤u Teknik Üniversitesi Gaziantep kampusunda ö¤retim üyesi olarak çal›flan Bülay’›n Michigan Üniversitesi Makine Mühendisli¤i ve ‹flletme alanlar›nda iki master derecesi bulunuyor. yerel yönetimler ve paydafllarla birlikte belirliyor ve yerel çözümler üretiyoruz. Üretti¤imiz çözümlerle pilot projeler uyguluyor ve bu projeler sayesinde sürdürülebilir ulafl›m politikalar›n›n oluflmas›na veri sa¤l›yoruz. Ayr›ca bilgi ve uygulamalar›n di¤er kentlerle de paylafl›lmas› için destek veriyoruz. Yerel yönetimlerle yapt›¤›m›z projelerde yerel ekibin kapasitesinin art›r›lmas›na yönelik çal›flmalar›m›z da sürdürülebilirlik aç›s›ndan önem tafl›yor. Türkiye’deki kadroya ek olarak ABD, Meksika, Brezilya, Hindistan ve Peru’da bulunan di¤er EMBARQ Merkezlerindeki, konular›nda dünyan›n önde gelen uzmanlar› da SUM-Türkiye projelerinde görev al›yor ve gerekli deste¤i sa¤l›yorlar. m EKOIQ / KASIM 2010 57 timberland 10/27/10 3:56 PM Page 58 ‹fl Yönetimi *Bu yaz›, Harvard Business Review’un Eylül say›s›ndan çevrilmifltir. 58 KASIM 2010 / EKOIQ timberland 10/27/10 3:56 PM Page 59 Timberland’›n 65 Bin K›zg›n Çevreciyle Dans› G ününüzün nas›l geçece¤i, sabah bilgisayar›n›za düflen emaillerden bellidir. Erken kalkan biriyimdir -ço¤u zaman saat 4’teve galiba e-maillerimi herkesten önce kontrol ederim. 1 Haziran günü mailler bir türlü durmak bilmedi, ya¤d› da ya¤d›. ‹lk ald›¤›m mail Timberland’i insanlar› köle gibi çal›flt›rmakla, Brezilya’n›n ya¤mur ormanlar›n› yok etmekle, küresel ›s›nmay› h›zland›rmakla suçluyor ve bütün bunlar› da daha ilk cümlede ard› ard›na s›ral›yordu. ‹kinci mail, birincisi ile ayn› fleyleri söylüyordu, bir sonraki de ve daha sonra gelen de. Bu durum gün boyunca sürecekmifl gibi garip bir hisse kap›ld›m. Bu mailler, Greenpeace’in Amazon ormanlar›n›n yok edilmesiyle ilgili haz›rlad›¤› bir raporu okuyan, Greenpeace’i destekleyen insanlardan geliyordu. Rapor özetle flunu diyordu: A- Brezilya’da hayvan üreticileri Tan›nm›fl ifl dergisi Harvard Business Review’un Eylül 2010 say›s›nda yay›nlanan bir yaz› dikkatimizi çekti. Global ayakkab› markas› Timberland’›n CEO’su Jeff Swartz, Greenpeace’in kendilerine karfl› açt›¤› kampanyayla nas›l zor duruma düfltüklerini ve bu cendereden kurtulma hikâyelerini anlat›yordu. Büyük bir dürüstlük ve samimiyetle kaleme al›nm›fl yaz›n›n ülkemiz ifl insanlar› için de önemli bilgi ve deneyimler içerdi¤ini düflünüyor ve EKOIQ okurlar›yla paylafl›yoruz. Yaz›: Jeff SWARTZ, Timberland’in Baflkan› ve CEO’su otlak alanlar› açmak için orman› tahrip ediyor ve B- Burada beslenen hayvanlardan elde edilen deri muhtemelen ayakkab› yap›m›nda -Timberland ürünleri de dahil- kullan›l›yor. A ile B’yi toplay›nca C’yi elde ediyoruz; yani New Hampshire’daki ayakkab› üreticileri çevrenin kutsall›¤›na tecavüz ediyordu. Mailleri gönderenler, flirketleri boykot etmekten falan bahsetmiyordu ama “endiflelerini” dile getiriyordu. Bizi hem ormanlar›n yok edilmesinin önlenmesi hem de iklim de¤iflilikli¤i sorunlar›na “küresel ve kal›c› bir çözüm” bulmak için Greenpeace ile iflbirli¤i yapmaya davet ediyorlard›. CEO olarak, böyle k›zg›nl›kla yaz›lm›fl mailler almaya al›flk›n›m -ki bunlar›n ço¤u “Benim karfl› ç›kt›¤›m bir fleye destek veriyorsun, bu yüzden de sen sala¤›n tekisin” türünden maillerdir. Ama bunlar farkl›yd›. Bana gönderdikleri, Greenpeace’in sitesinden al›nma haz›r kal›p bir mesajd› ama oldukça iyi kaleme al›nm›fl ve içi dolu maillerdi. Ve benim çok bilmedi¤im bir mevzuya hâkim, yetkinli¤i ortada bir örgütten geliyordu. Sabah mahmurlu¤una ra¤men, durumun pek de parlak olmad›¤›n› görebiliyordum. O gün yap›lmas› gerekenleri bir tarafa b›rakt›m çünkü ortada ciddi bir mesele vard›. O sabah, flirketin teknoloji bölümünden, aktivistlerden gelen mailleri, elektronik posta kutumda tek bir dosya alt›na yönlendirmelerini istedim. Amac›m bu mailleri okumaktan kurtulmak de¤il, aksine her birine tek tek bir cevap gönderebilmekti. Gündemin ikinci konusu EKOIQ / KASIM 2010 59 timberland 10/27/10 3:56 PM Page 60 ‹fl Yönetimi nas›l bir cevap verilece¤iydi –sadece Greenpeace’in iddialar›na de¤il, birkaç hafta içinde say›s› 65 bini geçen maillere. Sonra düflündüm; e¤er bu kadar insan vaktini harcay›p, oturup mail at›yorsa bu durumdan hoflnut olmayan ama mail göndermeyen en az yar›m milyon insan daha olmal›yd›. Bu çok büyük bir rakamd› ve flirketimizin itibar› söz konusuydu. Maillere ilk tepkim k›zmak oldu. Timberland her türlü çevre sorunuyla ilgileniyordu ve ormanlar›n yok edilmesi de flirket olarak ilgilendi¤imiz konular›n en bafl›nda geliyordu. Çin’de milyonlarca a¤aç dikmifltik, dünyan›n birçok kentinde yeflillendirme çal›flmalar› yapm›flt›k. fiirketimizin logosu bir a¤açt›. fiirketimize karfl› bafllat›lan bu kampanya son derece komikti –tabii bu iddialara inanan ve bizden bu soruna kabul edilebilir bir çözüm bulmam›z› isteyen, say›lar› 65 bini geçen Greenpeace destekçisi için durum bu kadar komik de¤ildi. “Aksi takdirde” yollu, üstü kapal› bir tehdit de vard› maillerde. Greenpeace’in gazab›na u¤rayan flirketler hakk›nda ç›kan haberleri görmüfltük. Timberland’in de böyle bir gazaba u¤ramas›n› istemiyordum. Deriler Nereden Geliyor? Ekibimizden baz›lar›, çok da anlafl›l›r sebeplerle, bu konuyu bir an önce kapatmam›z ve bunun bir yolunu bulmam›z gerekti¤ini düflünüyordu –yani baflka türlü bu k›zg›n aktivistlerden nas›l kurtulacakt›k... Ürünlerimizde kullan›lan derinin sadece yüzde 7’si Brezilya’dan geliyordu, dolay›s›yla ormanl›k alanlar›n tahrip edilmesi ya da Greenpeace raporlar› gibi fleylerle bizi u¤raflt›rmayacak yeni bir kaynak bulmak zor de¤ildi. Bu seçenek giderek daha çekici geliyordu çünkü rakiplerimizden baz›lar› söz konusu bölgeden deri al›m›n› derhal durduracaklar›na dair aç›klamalar yap›yordu. Baz› arka60 KASIM 2010 / EKOIQ Dedem Timberland’in ilk fabrikas›nda makinelerden yerlere dökülen bobin ipliklerini toplar ve bu arada “bunlar›n hepsi para” derdi. dafllar “biz de ayn› fleyi yapal›m, ‘Tamam, oradan deri almayaca¤›z’ diyelim” fikrindeydi. Bu flirketin üçüncü kuflak yöneticisiyim. Kavgaya ilk dalacak olan ben de¤ilim ama e¤er bir konuyu oturup konuflmak gerekti¤ini düflünüyorsam da tabanlar› ya¤lay›p ortadan toz olmam – ki bu sefer söz konusu olan fley flirketimizin itibar› ve çevrenin korunmas› idi. Kabul etmek istemesem de Greenpeace meflru bir soru soruyordu: Timberland’in kulland›¤› deri nereden geliyordu? Kabul etmek istemedi¤im ikinci gerçek ise fluydu, bu sorunun cevab›n› biz de bilmiyorduk. O güne kadar bize -yani Timberland ve sektöre- bu soru sorulmam›flt› ve biz de kendimize bu soruyu sormam›flt›k. Elbette derinin nas›l elde edildi¤i umurumuzdayd›, yani inekten mi, keçiden mi domuzdan m›? Ama “hayvan kesimhaneye yollanmadan önce nerede beslenmiflti” sorusu? Ben çizmeler, botlar yapar›m, hayvan yetifltiricisi de¤ilim. Geceleri uykumu kaç›ran bir soru de¤ildi bu – yani Haziran ay›na kadar. Gerçek flu ki, derinin menfleini bulmak o kadar da kolay bir ifl de¤ildir. Deri, daha çok hayvan›n etiyle ilgilenen kesimhanelerin gözünde bir at›kt›r. Dünyan›n baz› yerlerinde deri yol kenarlar›nda sat›l›r. ‹laç ya da g›da maddelerinin aksine, derinin nereden geldi¤ini bulmak oldukça zordur. Bafl›m a¤r›s›n istemiyordum -ve bunu ekibime de söyledim- çünkü Greenpeace’in ortaya önemli bir soru att›¤›n› ve bu sorunun cevab›n› bulman›n da önemli oldu¤unu düflünüyordum. Ayr›ca bunun, flirketlerin rezil fleyler oldu¤unu, flirketler yak›l›p y›k›l›rsa dünyan›n daha güzel bir yer olaca¤›n› düflünen çevrecilerin kalbini kazanmam›za yard›m edecek bir konu oldu¤unu da fark etmifltim. Bu sorunla yüzleflecektim ve çevrecileri, e¤er ya¤mur ormanlar›n›n kurtar›lmas›na gerçekten yard›m etmek niyetindeyseler, Timberland gibi flirketlere yard›m etmeleri gerekti¤ine ikna etmek istiyordum. Onlara hem kârl› bir flirket olunabilece¤ini ve hem de çevreyle ilgili konulara sahip ç›k›labilece¤ini anlatmak istiyordum. timberland 10/27/10 3:56 PM Page 61 Sürdürülebilirli¤in Kayna¤› Greenpeace sorununa yaklaflma biçimimiz, sosyal paydafllar›n -ve çevre gibi konular›n- Timberland’in faaliyetlerinde nas›l bir rol oynad›¤›n› anlamam›za da yard›mc› olacakt›. Bu ayr›ca, Greenpeace gibi kendilerine has bir eylem tarz› olan örgütleri de daha iyi kavramam›z› sa¤layabilirdi. fiirketimizin çevreye duyarl›l›¤›, sadeli¤i, tutumlu davran›fl› esas alan, aç›k alanlarda giyilen ürünler üreten bir Amerikan firmas› olmas›ndan kaynaklan›yor. Dedem Timberland’in ilk fabrikas›nda makinelerden yerlere dökülen bobin ipliklerini toplar ve bu arada “bunlar›n hepsi para” derdi. Deriler fabrikaya kal›n yeflil k⤛tlara sar›l› olarak gelirdi. Dedem bu k⤛tlar› atmaz, onlardan patron ç›kart›rd›. Bu geridönüflüm iflini a¤açlar› korumak için de¤il, patron ka¤›d›na para vermemek için yapard›. Bugün biz daha az do¤al kaynak tüketmek için birçok fley yap›yoruz- dedem çok tutumlu bir adamd› ve biz de do¤aya daha az zarar vermek istiyoruz. Çevreye karfl› duyarl› olma yönünde gösterdi¤imiz çabalar ortada iken -fabrikalar›m›zda yenilenebilir enerji kullanmaktan üretti¤imiz ayakkab›la- r›n karbon izlerini hesaplamaya kadar- Greenpeace’in flirketimiz hakk›ndaki iddialar› çok da yenilir yutulur türden de¤ildi. Her üç ayda bir kere paydafllar›m›zla toplant›lar düzenleyerek insanlar›n flirketimiz hakk›ndaki sorular›n› ve elefltirilerini dinliyoruz. D›flar›dan birinin fikirlerini dinlemek bizim için faydal› oluyor. Greenpeace’in gerilla takti¤i -önce suçla, sonra konufl- bu yüzden bizim için bir hakarettir. Greenpeace’in uygulad›¤› gerilla taktikleri son derece etkili -ilk bafllarda bu konuda oldukça naif bir tavr›m vard›. Örgütün ya¤mur ormanlar›n› kurtarmaya çal›flt›¤›ndan hiç flüphem yok ama Greenpeace ayn› zamanda yeni üyeler kazanmaya ve üye aidatlar›n› toplamaya çal›flan bir örgüt. fiirketlere sald›rarak manflet olmak örgütün bu türden amaçlar›na ulaflabilme- “Greenpeace’in gazab›na u¤rayan flirketler hakk›nda ç›kan haberleri görmüfltük. Timberland’in de böyle bir gazaba u¤ramas›n› istemiyordum” sine hizmet ediyor. E¤er Greenpeace tedarik zincirinin ya¤mur ormanlar›na nas›l zarar verdi¤ini gerçekten de ö¤renmek isteyip bu konuda ayakkab› sektörü temsilcileriyle temasa geçmek isteseydi, onlar›n telefonlar›na cevap verecek biri mutlaka ç›kard›. fiirketlerin CEO’lar›n› bir toplant›ya davet edebilir, bir çözüm ortaya koyabilirdi. Ard›ndan da bir bas›n toplant›s› yap›labilir ve bütün övgüler de Greenpeace’nin hanesine yaz›l›rd›. Sanm›yorum ki bizim sektörden tek bir yönetici bile o bas›n toplant›s›nda yer almak istemesin. Ama flirketleri aramak, bas›n toplant›lar› düzenlemek, karalama kampanyalar› kadar çekici de¤il ve bas›n toplant›lar› falan Greenpeace’in üye say›s›n› art›rmaz. ‹lk maili ald›ktan birkaç saat sonra Greenpeace’i arad›k. Ama konuyla ilgili bilgi sahibi birinin bize geri dönmesi günler sürdü. Örgütün bizimle konuflmas›n› bekledi¤imiz süre içinde tedarikçilerimiz de baz› cevaplar bulmaya çal›flt›. Örgüt, hayvan yetifltiricilerinin ya¤mur ormanlar›ndaki a¤açlar› kaçak olarak kesti¤ini göstermek için Google Earth’ten al›nan, birkaç ay öncesine kadar ormanl›k arazi olup da flimdi hayvanlar›n otlad›¤› bir alana dönüflen yerlerin foto¤raflar›n› yay›nlad›. Tedarikçimizle yapt›¤›m›z görüflmelerde fark ettik ki, o da hayvanlar›n nerede otlat›ld›¤›n› bilmiyordu. Bu durumda Greenpeace hakl› olabilirdi. H›mm... Bekledi¤im cevap bu de¤ildi asl›na bakarsan›z. Sonra ekibime flu soruyu sordum: E¤er bizim tedarikçi, derilerini kulland›¤›m›z hayvanlar›n menfleini bilmiyorsa bunu biz ö¤renebilir miyiz? Hayvanlar›n nerede otlat›ld›¤›n› bulabilir miyiz? Mühendisler bunun zahmetli ama yap›labilir bir ifl oldu¤unu söyledi. Bu yap›n›n “tedarik zinciri” olarak adland›r›lmas›n›n bir nedeni var. Sistemin içinde birçok halka mevcut- hayvan yetifltiricileri, keEKOIQ / KASIM 2010 61 timberland 10/27/10 3:56 PM Page 62 ‹fl Yönetimi Neler Ö¤rendim? K›zg›n aktivistler size sald›rd›¤›nda, kollar›n›z› kavuflturup beklemeyin, aç›k fikirli olun. Onlar›n uygulad›¤› taktikleri kabul etmeyebilirsiniz ama kim bilir, belki de onlar, sizin kendinize sorman›z gereken, baz› meflru sorular soruyordur. E¤er tek bir ortak nokta bulabilirseniz -ki bizim durumumuzda bu ormanlar›n tahrip edilmesiydi- kavga edilecek de¤il, beraber çal›flabilecek bir alan da bulmufl olursunuz. Öte yandan, naiflik edip onlara kollar›n›z› aç›p kucaklamay›n. Tek bir hedefe ulaflmak için insanlar›n takip edece¤i çok farkl› yollar olabilir. Greenpeace’in hedefi hem yeni üyeler ve dolay›s›yla yeni üye aidat geliri kazanmak hem de dünyay› kurtarmak. E¤er durum bu olmasayd›, Greenpeace flirketleri aray›p bilgi ister, bafltan ç›kart›c› haberlerle manflet olmak için bu kadar çok u¤raflmazd›. Gerilimli durumlarda, gözleyin ve dinleyin. Böyle durumlar sizin kendi prensiplerinize -ayn› zamanda da ekibinizin, ifl ortaklar›n›z›n ve rakiplerinizin de kendi prensiplerinene kadar ba¤l› oldu¤unuzu gördü¤ünüz anlard›r. Bütün bunlar Brezilya’da ormanlar›n tahrip edilmesinin önüne geçti mi, bir fleyler de¤iflti mi? Jüri daha karar›n› vermedi ve belki de bir karara varmas› zaman alacak. Ama inan›yorum ki, flu ana kadar elde edilen sonuçlar›n bir de¤eri var ve Timberland’i daha sorumlu ve sürdürülebilir bir flirket yapma yolundaki çabalamaya devam ederken bu deneyimden ald›¤›m derslerin de bir anlam› var -ki ilk mail geldi¤inde de bu yolda yürüyordum, yar›n da bu yolda yürümeye devam edece¤im. 62 KASIM 2010 / EKOIQ simhaneler, tabakhaneler. Brezilya’daki sistem içinde bizim a¤›rl›¤›m›z çok az. Hakk›n› teslim edelim, Greenpeace de bunun fark›ndayd›. Bu yüzden sadece ayakkab› üreten flirketlerin pefline düflmedi; Wal-Mart da dahil olmak üzere bu ülkeden et sat›n alan flirketleri de hedef ald›. Brezilya’daki politikac›lar üzerinde bask› uygulad› ki siyasetçiler de kolluk kuvvetlerini göreve ça¤›rd›, onlar da kanunlar› ihlal eden çiftçilerin pefline düfltü. Bir Çözüm Üretmek Tedarik zincirindeki sorunlarla u¤raflmak haftalar alacakt› ve bu esnada bizim flirkete gönderilen 65 bin mesaja bir cevap yazmam›z gerekiyordu. Bill Clinton, “mevzu oylar› kazanmak oldu¤unda iki grup üstünde odaklan›n” der, “ hay›r diyenler ve karars›zlara.” Hay›r diyenler bize toptan karfl›d›r, onlar› kazanamazs›n›z, u¤rafl›p vakit kaybetmeyin. “Her seçimi” der Clinton, “kazand›ran ya da kaybettiren karars›zlard›r. Onlar›n oylar› için mücadele edin.” Karars›zlar› kazanabilece¤imiz bir çözüm ortaya koymam›z gerekti¤ini biliyorduk. Bunlar, bir ihtimal, evet bir ihtimal, bizim do¤ru bir fleyler yapmaya çal›flt›¤›m›z› anlayabilecek insanlard›. Bir maile cevap yazmak pek de zor bir iflmifl gibi görünmeyebilir ama bu ifli do¤ru dürüst yapmak için çok u¤raflt›k. Örne¤in, e¤er mail ‹talya’daki bir internet adresinden geliyorsa -mesaj ‹ngilizce yaz›lm›fl bile olsa- cevab› ‹talyanca yazd›k. Ve kaç kiflinin maillerimize cevap verdi¤ine bakt›k. Herkesin bize cevap yaz›p da “vay be, bu kadar mükemmel insanlar oldu¤unuzu fark etmemifltik” demesini beklemiyorduk. Ancak çabalar›m›z› takdir eden aktivistlerden bir cevap gelece¤ini umuyorduk. Ve baz›lar› gerçekten de öyle yapt›. Temmuz ay›na geldi¤imizde, tedarikçilerle yapt›¤›m›z çal›flmalarda, rakiplerimiz ve Greenpeace’le yapt›¤›m›z istiflarelerde ilerleme kaydetmifltik. Greenpeace, örgütün söylediklerini kabul etti¤imizi belirten bir bas›n aç›klamas› yapmam›z› bekliyordu ama bizim derdimiz asl›nda sorunun ne oldu¤unu anlamakt›. 22 Temmuz’da Nike firmas› Brezilya’da çal›flt›¤› tedarikçilerden, satt›klar› derilerin tahrip edilmifl orman arazilerinden gelmedi¤ini resmen teyit eden bir belge isteyece¤ini aç›klad›. Birkaç gün sonra biz de tedarikçilerimizle benzer bir anlaflma yapt›k. Bu anlaflmay› hayata geçirmek tahmin etti¤imizden çok ama çok daha zor oldu. Bizim tedarikçi firmay› daha büyük bir flirket sat›n alm›flt› ve bu yeni flirket iflleri yavafltan al›yordu. Ancak o da resmi onay almay› ve derilerin tahrip edilmifl orman arazilerinden gelmeyece¤ini garanti etti. 2009 Temmuz ay›n›n sonunda, Greenpeace’e bu konuya sektörün dikkatini çekmifl olmas› nedeniyle teflekkür etti¤imizi belirten bir bas›n aç›klamas› yapt›k. Greenpeace art›k zaferini ilan edebilirdi. Ama örgüt bir aç›klama yaparak, Timberland’in bu konunun çözümünde lider rolü oynad›¤›n› söyledi. Ve bu deneyimden gerçekten çok fley ö¤rendim. m timberland 10/27/10 3:56 PM Page 63 su terazisi s 10/27/10 4:00 PM Page 64 Kuram Hassas Denge: Daha Eflit, Dolay›s›yla Daha Çevreci(mi)! Gerçekten böyle olabilir mi? Sosyal eflitli¤i daha iyi sa¤layan toplumlar fliddet, ak›l hastal›klar›, ergen do¤umlar›, okul baflar›s›zl›¤›, hatta meme kanseri oranlar›nda çok daha iyi durumdalar. ‹flin ilginç taraf›, geçti¤imiz ay Optimist Yay›nlar› taraf›ndan bas›lan Su Terazisi kitab›na göre, eflitlikçi toplumlar çevre koruma aç›s›ndan da fersah fersah ötedeler. Dolay›s›yla, kalk›nma ve büyüme tart›flmalar›na yeni bir soluk getiren bu çal›flmaya, çevre ve sürdürülebilirlik aç›s›ndan bakmakta da s›n›rs›z fayda var… Yaz›: Mutlu D‹NÇER 64 KASIM 2010 / EKOIQ B undan bir y›l önce, baz› hastal›klar›n neden sadece belirli gruplar› etkiledi¤inin nedenlerini araflt›ran uzmanlar, uzun bir araflt›rma yolculu¤una ç›kmaya karar verdiler. Çeflitli üniversitelere ba¤l› bir ekip, uluslararas› verilerin ›fl›¤›nda, bugüne dek bir araya getirilmemifl kapsaml› sonuçlara ulaflt›lar. Akademik dergilerde yay›nlanmaya devam eden bulgular bir kitap haline getirildi ve k›sa sürede de Türkçe olarak yay›nland›. Geliflmifl ülkelerdeki eflitsizliklerin ölçülebilir etkiler yaratacak kadar büyük farkl›laflmalar do¤urdu¤unu kan›tlayan Su Terazisi, gelir farkl›l›klar› hakk›nda flafl›rt›c› fleyler söylüyor. Bugün, bir ülkenin belirli bir konudaki performans›na bakarak, baflka bir konuda ne kadar baflar›l› oldu¤unu tahmin edebilir durumday›z. Eflitsizlik ve sa¤l›k aras›ndaki iliflki kuflkuya yer b›rakmayacak kadar ortadayken, sa¤l›k aç›s›ndan kötü durumda olan bir ülkenin, ayn› zamanda nüfusunun daha büyük bir k›sm›n›n cezaevlerine kapat›ld›¤›n›, fliflmanl›k, okuryazarl›k oranlar›, ergen hamileli¤i, ruh hastal›klar›, matematik baflar›s›, kad›n›n statüsü vb. sorunlar aç›s›ndan da daha kötü durumda oldu¤unu, belirli bir isabet derecesiyle öngörebiliyoruz. Servet düzeyindeki farkl›l›klar›n üstüne, giyimde, estetik zevklerde, e¤itimde, benlik duygusunda ve s›n›f kimli¤inin tüm di¤er göstergelerinde ortaya ç›kan farkl›l›klar ekleniyor. Dünyan›n en zengin ülkeleri olarak konumlanan fakat ayn› zamanda eflitsizli¤in en derinden yafland›¤› ABD, ‹ngiltere, Portekiz, Yeni Zelanda ve Avustralya’da fliddet, ak›l hastal›klar›, su terazisi s 10/27/10 4:00 PM Page 65 ergen do¤umlar›, okul baflar›s›zl›¤›, hatta meme kanseri oranlar›, toplumsal eflitli¤i daha iyi sa¤lam›fl ülkelerdekinden kat kat yüksek… (Japonya, ‹sveç, Norveç ve Finlandiya karneleri en iyi ülkeler.) Bu noktada, gözler ekonomik büyümeden çok, sosyal refaha çevrilmek zorunda kal›yor. Eflitlik ve Sürdürülebilirlik Görünen o ki, önümüzdeki kufla¤›n yaflam süresi boyunca, politik gündemi küresel ›s›nman›n önüne geçme çabalar› belirleyecek. Daha fazla eflitlik ve karbon sal›m›n› azaltma politikalar› bir arada yürüyebilir mi? Eflitsizli¤in bir toplumu ne hale getirdi¤i, özellikle de rekabetçi tüketimi nas›l art›rd›¤› göz önüne al›n›rsa, bu ikisinin asl›nda birbirlerini tamamlad›klar›n› söylemek gayet mümkün. Elbette bu soruna çözüm getirmeyi amaçlayan her sistemin, zengin ve yoksul ülkeleri farkl› biçimde ele almas› gerekiyor. Y›ll›k kifli bafl› karbon üretimi 24 tonu bulan ABD gibi bir ülkenin, kifli bafl› karbon üretimi 1,6 ton olan Hindistan’la ayn› kefeye konulmas› imkâns›z. Ayn› zamanda zengin bir insan›n tüketimiyle ortaya ç›kan karbon sal›mlar›, ayn› toplumda yaflayan daha yoksul birine k›yasla on kat fazla olabiliyor. Yak›t tüketimini ve karbon sal›mlar›n› azaltan yeflil teknolojiler de¤iflimin zorunlu bir parças› olsa da, bunlar sorunu tek bafl›na çözemiyor. Yak›t tüketimini yar›ya indiren yeni kuflak bir araba motoru üretiliyor, ama bu durumda araba kullanmak daha ucuz oldu¤u için, sa¤lanan tasarruf kesinlikle baflka bir yere harcan›yor. Ayn› mant›k hemen her alanda geçerli. Enerjiyi daha verimli kullanan çamafl›r makineleri ya da daha iyi yal›t›lm›fl evler çevreye yararl› olsalar da; yal›t›m kalitesi artt›kça ›s›nma standartlar›n› yükseltiyor ve tasarruflu Eflitlikçi Toplumlar Daha Çok Geri Dönüfltürüyor* Daha eflit ülkeler kalk›nma yard›mlar›na daha çok harcama yaparlar ve bu ülkelerin Küresel Bar›fl ‹ndeksindeki skorlar› daha yüksektir. Bu, daha güçlü toplumsal sorumluluk duygusunun, çevre sorunlar›yla ilgili tutumlar üzerinde de etkili olabilece¤inin bir göstergesi. Avustralya’daki Planet Ark Kurulufl Vakf›ndan al›nan verilerle oluflturulan yukar›daki grafikte de görüldü¤ü gibi, daha eflitlikçi ülkelerde at›k dönüfltürme oranlar› genellikle daha yüksektir. *Konuyla ilgili bulgular›, grafikleri ve di¤er verileri Eflitlik Vakf›n›n internet sitesinden inceleyebilirsiniz: www.equalitytrust.org.tr Daha eflitlikçi ülkeler at›klar›n›n daha büyük bir k›sm›n› dönüfltürürler. Zengin ülkelerde sa¤l›k sorunlar› ve sosyal sorunlar ile eflitsizlik aras›nda yak›n iliflki vard›r. EKOIQ / KASIM 2010 65 su terazisi s 10/27/10 4:00 PM Page 66 Kuram ampuller kulland›kça, ›fl›klar› aç›k b›rakman›n çok da önemli olmad›¤›n› düflünmeye bafll›yoruz. Çünkü statü rekabeti, tüketimi körüklüyor. Ço¤umuz bunu, rekabetçi bir davran›fltan çok, bir tür savunma davran›fl› olarak gelifltiriyoruz: E¤er standartlar›m›z› yükseltmezsek herkesin gerisine düflece¤imizi ve etraf›m›zdaki her fleyin bizi ikinci s›n›f gösterece¤ini düflünüyoruz. Eflitsizlik statü rekabetini k›z›flt›r- d›kça, insanlar yar›flta kalmak için o kadar çok çabalamak zorunda kal›yor. Gerçek Yaflam Kalitesi Nas›l Ölçülür? Öykünme, statü rekabeti ya da basitçe herkese yetiflme telafl› tüketimi körükleyen önemli bir unsursa ve tüketicilik esas olarak sosyal görünüfl ve konumla ilgiliyse, bize bir yarar getirmedi¤i belli olmas›na ra¤men neden hâlâ ekonomik büyümenin peflinde oldu¤umuz sorusunun cevab› önem kazan›- ALI BEN ÇOK PAH EN D YERLER ‹KKAT AfiIRI D K ALIfiVER‹fi Ü Y Ü ‹B ÇEK‹C YAPIYORUM! ÇANTA ‹RER‹M BAHSE G ATIN S U BUN RANIZ A P K A ALAC ! YOKTUR Kitaptan: Politik Yetersizlik “Bir zamanlar politikaya, insanlar›n ekonomik koflullar›n› de¤ifltirerek sosyal ve duygusal refahlar›n› yükseltmenin bir yolu olarak bak›l›rd›. Ancak geride b›rakt›¤›m›z son yirmiotuz y›l içinde, büyük resimle olan ba¤lant›n›n ucunu kaç›rd›k. Bugün pek çok insan, psikososyal refah›n, herkese tek tek uygulanacak biliflsel davran›fl terapileri ya da ilk çocuklukta sa¤lanacak destek gibi, birey düzeyindeki çözümlere ya da dini de¤erlerin veya aile de¤erlerinin yeniden do¤rulanmas›na ba¤l› oldu¤unu düflünüyor. Oysa art›k biliyoruz ki, gelir da¤›l›m›, karar vericilere tüm toplumun psikososyal refah›n› art›rman›n bir yolunu sunmaktad›r. Politikac›lar›n elinde insanlara gerçekten faydal› olmak için bir f›rsat vard›r. Hükümetler ço¤u 66 KASIM 2010 / EKOIQ ülkede en büyük iflverenler olduklar› gibi, neredeyse tüm ekonomik ve sosyal politikalar›n da gelir da¤›l›m› üzerinde etkileri vard›r. Vergi ve sosyal yard›m politikalar› bunlar›n ilk akla gelenleridir. Asgari ücret yasalar›, e¤itim politikalar›, ulusal ekonomi yönetimi, iflsizlik düzeyleri, zorunlu tüketim ve lüks tüketim mallar›na uygulanan KDV ve sat›fl vergileri, kamu hizmeti tedarikleri, emeklilik politikalar›, miras vergileri, negatif gelir vergisi, temel gelir politikalar›, çocuk yard›m›, kademeli tüketim vergileri, endüstri politikas›, yeniden e¤itim programlar› ve daha birçoklar›… Gerekli politik iradeyi ayakta tutabilmek için, insanl›k tarihindeki en büyük dönüflümlerden birini yaratma görevinin kendi kufla¤›m›za düfltü¤ünü akl›m›zda tutmam›z gerekiyor.” yor. Daha fazla gelir elde etme arzusunun asl›nda sadece daha yüksek statüye duyulan bir arzu oldu¤u flu basit deneyle ortaya konmufl: ‹nsanlara, zengin bir toplumda baflkalar›ndan biraz daha yoksul olmay› m›, yoksa daha yoksul bir toplumda çok daha düflük bir gelirle yaflamay› ama baflkalar›ndan daha iyi durumda olmay› m› tercih edecekleri soruldu¤unda, kat›l›mc›lar›n yüzde ellisi, baflkalar›ndan daha iyi durumda yaflamak için gerçek gelirlerinin yar›ya yak›n bir k›sm›ndan vazgeçebileceklerini söylemifller. Bu sonuç statüye ne kadar de¤er verdi¤imizin aç›k bir göstergesi. Peki, bu kültürü nas›l dönüfltürebilir ve gezegene verdi¤imiz zarar›n azalt›lmas›n› nas›l mümkün k›labiliriz? Amerikal› sosyal ekolog ve liberal felsefeci Murray Bookchin’in söyledi¤i gibi, “Kapitalizmin büyümeyi s›n›rlamaya ‘ikna edilmesi’ bir insan›n nefes almay› b›rakmaya ‘ikna edilmesi’nden farks›z” ise, elimizden ne gelebilir? E¤er karbon sal›mlar›n› k›smak için zengin ülkelerdeki ekonomik büyümeyi ciddi ölçüde s›n›rlamam›z gerekiyorsa, fark›nda olmam›z gereken önemli bir nokta, bunun gerçek yaflam kalitesindeki iyileflmelerden vazgeçmemiz anlam›na gelmedi¤idir. Gerçek yaflam kalitesini, sa¤l›k, mutluluk, dostluk ve topluluk yaflam›yla ölçeriz ve as›l önemli olan da bunlard›r. Karbon sal›mlar›n› azaltma politikalar›n›n baflar›s›, daha genifl bir sosyal sorumluluk ve dayan›flma duygusuna ba¤l›d›r. Bulgular, daha eflit ülkelerin bu aç›dan da daha iyi durumda oldu¤unu gösterir. Daha eflit ülkelerde sosyal bütünlü¤ün ve güvenin daha yüksek oldu¤unu ve bunun da bir toplumsall›k ruhunu besledi¤ini biliyoruz. Küresel ›s›nmay› sadece maddi tatminlerimize s›n›rlar getiren yönüyle ele alan politikalar›n yan›na, bizi yeni ve daha esasl› yollara tafl›yacak eflitlikçi politikalar koymak zorunday›z. m su terazisi s 10/27/10 4:00 PM Page 67 ebru toksoy 10/27/10 4:02 PM Page 68 Bilim Ekstremofilik Mikroorganizmalar, Global Enerji Dengelerini De¤ifltirebilir mi? Gözle görülemeyecek küçüklükteki mikroorganizmalar, dünyan›n devasa enerji sorununa çözüm olabilir mi? Bu soruya “Evet, mümkün” diyen ve bunun için laboratuvarlar›nda hummal› bir çal›flma içine giren üç akademisyen ve master ö¤rencilerinden oluflan s›k› bir ekip ç›kt› karfl›m›za: Marmara Üniversitesi Endüstriyel Biyoteknoloji ve Sistem Biyolojisi ö¤retim üyesi Prof. Ebru Toksoy Öner, Yar. Doç. Dr. K. Yalç›n Ar¤a ve Dr. Faruk Küçükafl›k, enerji tar›m›n›n yerini alabilecek çal›flmalar›n› EKOIQ okurlar›na anlatt›. Söylefli: Bar›fl DO⁄RU Foto¤raflar: Özgür GÜVENÇ 68 KASIM 2010 / EKOIQ ebru toksoy 10/27/10 4:02 PM Page 69 Ekibinizin yapt›¤› çal›flmalar hakk›nda genel bir bilgi alabilir miyiz? Ebru Toksoy ÖNER: Endüstriyel Biyoteknoloji ve Sistem Biyolojisi (Industrial Biotechnology and Systems Biology, IBSB) araflt›rma grubumuzun çal›flma konular› biyoetanol ve mikrobiyal biyopolimer olmak üzere iki ana bafll›kta toplanabilir. Biyoetanol konulu çal›flmalar›m›z›n ana amac›, fazla enerji gerektiren konvansiyonel üretim proseslerine alternatif olabilecek, toplam üretim maliyetini azaltan yeni ve yenilikçi teknolojiler gelifltirmek. Bu do¤rultuda, gerek ekstremofilik mikroorganizmalarla gerekse farkl› Saccharomyces cerevisiae maya kültürleri ile çal›flmalar yürütüyoruz. Mikrobiyal biyopolimer ile ilgili çal›flmalardaki ana hedeflerimiz ise ekstremofilik mikroorganizmalardan üretti¤imiz ve endüstriyel öneme sahip biyopolimerlerin farkl› endüstriyel uygulamalardaki rolünün araflt›r›larak pazar potansiyelinin belirlenmesi ve ekonomik üretim sistemlerinin gelifltirilmesi. Peki, neden özel olarak ekstremofilik mikroorganizmalarla çal›fl›yorsunuz? ÖNER: Ekstremofiller, yaflamak için çok zor olan flartlar› sadece tolere etmeyen, ayn› zamanda optimum olarak bu do¤al flartlarda büyüyen mikroorganizmalar. Yüksek s›cakl›k, asidik, alkali veya a¤›r metal konsantrasyonu yüksek ortamlar, yüksek bas›nçlar ve afl›r› tuzlu ortamlar gibi insan hayat› için ekstrem olarak nitelendirilebilecek koflullar› do¤al kabul edip yaflayabilirler. Normal bir insan› öldürecek radyasyon dozunun befl bin kat›na dayan›kl›l›k gösteren ve 131oC s›cakl›kta yaflayabilen ekstremofilik mikroorganizmalar var. Ekstremofillerin bu yaflam ortamlar›, dünyan›n ilk olufltu¤u koflullara benzedi¤i için bu konudaki araflt›rmalar›n evrim ve Enerji Süperböcekleri Forbes’da Ekstremofillerden enerji üretimi bir süre önce, ünlü ekonomi dergisi Forbes’un da gündemindeydi. Haber metni aynen flöyle: “Oksijene ve günefl ›fl›¤›na ihtiyaç duymuyorlar. Asit havuzlar›nda ve bir insan› öldürebilecek radyasyonun befl bin kat daha fazlas›nda yaflayabiliyorlar. Metal soluyabiliyor, nükleer at›klar› yiyebiliyor, zehir içebiliyor ve hatta kendi yaralar›n› iyilefltirebiliyorlar. Bilim insanlar›, ekstremofiller ad›n› tafl›yan bu süperböceklerin yeni enerji ekonomisinin s›rr› olabilece¤ini düflünüyorlar.” uzaydaki farkl› hayat formlar› konular›nda da önemli bilgiler sa¤layaca¤› düflünülüyor. Günümüzde endüstride kullan›lan kimyasallar›n birço¤u, endüstriyel uygulamalar›n gerektirdi¤i ekstrem s›cakl›k, tuzluluk ve pH koflullar›nda özelliklerini koruyam›yorlar. ‹stenilen etkiyi göstermeleri için ise, yüksek miktarlarda ve s›k kullan›lmalar› gerekiyor. Bu da üretim maliyetlerini çok art›r›yor. Bu malzemelerin ektremofilik mikroorganizmalardan elde edilmifl olanlar› ise, ekstrem koflullara dayan›kl› olmalar›ndan dolay› endüstriyel flartlarda etkilerini koruyor ve dolay›s›yla az miktarda kullan›lmalar› yeterli oluyor. Dolay›s›yla üretim maliyetleri düflük seviyelerde kal›yor. Bu sebepten dolay› ekstremofilik mikroorganizmalar ve onlardan elde edilen enzim ve polimerlerin ticari önemi çok artt›. Di¤er yandan, ekstremofilik mikroorganizmalar›n üretti¤i enzim (ekstremozim) ve biyopolimerlerin üretildikleri ekstrem koflullarda fizikokimyasal özelliklerini korumalar›n› sa¤layan özel yap›lara sahip olduklar› düflünüldü ve bu konudaki çal›flmalar büyük önem kazanm›fld›. Hangi ekstremofilik mikroorganizmalarla çal›fl›yorsunuz? ÖNER: Çal›flmalar›m›zda kulland›¤›m›z ekstremofilik mikroorganizmalar farkl› kaynaklardan izole edilmifl ekstrem s›cak ortamlarda yaflayan termofiller ve yüksek miktarlarda tuz içeren ortamlarda yaflayan halofillerden oluEKOIQ / KASIM 2010 69 ebru toksoy 10/27/10 4:02 PM Page 70 Bilim “Enerji sorununa çözümler gelifltirmek için laboratuvar ortam›nda yapay canl›lar›n üretildi¤i günümüz teknolojisinin, çok yak›n bir zamanda tüm global enerji dengelerini de¤ifltirecek bir buluflla yeni bir vizyon kazanaca¤›n› düflünüyoruz” fluyor. Termofiller, Antarktika’daki Rittman Da¤›nda bulunan bir s›cak su kayna¤›ndan, ‹talya’n›n güneyindeki Stromboli adas›ndaki jeotermal topraklardan ve Bursa yak›nlar›ndaki do¤al s›cak su kaynaklar›ndan; Halofiller ise, Antarktika’daki bir tuz gölünden ve ‹zmir Çamalt› tuzlas›ndan izole ediliyor. Çal›flt›¤›m›z termofilik mikroorganizmalar›n üretti¤i amilaz enzimleri, global endüstriyel enzim piyasas›n›n üçte birini teflkil ediyor ve g›dadan biyoyak›ta kadar çok farkl› endüstriyel uygulamalar› var. Yüksek s›cakl›klarda aktivitelerini koruyabilen bu enzimler, özellikle deterjan endüstrisinde çok yayg›n kullan›l›yor. Çal›flmalar›m›z bu enzimlerin karakterizasyonu ve iyilefltirilmesi yan›nda biyoetanol üretim süreçlerindeki uygulanmas›n› da kaps›yor. Niflasta içeri¤i yüksek at›k kaynaklar›ndan biyoetanol üretimi gibi yeni jenerasyon biyoyak›t üretimi ifllemlerine uygunluklar› laboratuvar ortam›nda araflt›r›l›yor. Halofilik mikroorganizmalar ise mikrobiyal biyopolimer üretimi araflt›rmalar›nda kullan›l›yor. Bu mikroorganizmalardaki biyopolimer üretim mekanizmas›n›n sistem bazl› yaklafl›mla ayd›nlat›larak kontrol edilmesi ve bu yolla belli özelliklere sahip “ak›ll› biyopolimerler” üreten mikroorganizmalar›n, yani hücre fabrikalar›n›n gelifltirilmesi hedefleniyor. Ayn› za70 KASIM 2010 / EKOIQ manda halofillik mikroorganizmalardan kontrollü flartlarda levan biyopolimerinin de mikrobiyal üretimi ile ilgili çal›flmalar yap›l›yor. "Levan" konusunda biraz daha ayr›nt› l› bilgi alabilir miyiz? ÖNER: Levan, fruktoz ünitelerinden oluflan, çevreye dost ve biyobozunur bir fleker polimeridir. Ya¤ ve suda yüksek çözünürlük, kuvvetli yap›flkanl›k, biyo-uyumluluk ve film oluflturma gibi üstün özelliklere sahip bir biyopolimerdir. Kurakl›k ve dondurucu so¤uklara karfl› bitkiler taraf›ndan korunma amaçl› üretildi¤i bilinen bu fruktan polimerinin g›da, ilaç, kozmetik, boya, tekstil ve yap›flkan sanayilerinde farkl› uygulamalar› var. Levan yem ve yiyecek sanayisinde probiyotik ve hipokolesterolemi etkileriyle, kozmetikte hücre yenileyici, cilt nemlendirici ve iritasyon engelleyici etkileriyle, ilaç sanayisinde de kaplama materyali olarak büyük bir potansiyel oluflturuyor. Ayr›ca levan anti-tümör ajan› olarak ve ba¤›fl›kl›k sisteminin kuvvetlendirilmesinde de etkili ve ba¤›rsak floras›n› düzenledi¤i, kolesterolü düflürdü- ¤ü belirlendi. Birçok potansiyel uygulama alan› bulunan bu polimerin endüstriyel kullan›m›n›n önündeki tek engel, bakterilere ve bitkilere dayanan yüksek maliyetli üretim süreçleri. Levan›n üretim maliyetleri, ticari polimerin fiyat›na da yans›yor. Ayn› safl›ktaki ticari biyopolimerlerin fiyatlar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda, levan›n ne kadar pahal› bir polimer oldu¤u daha iyi anlafl›l›yor. Levan›n ortalama fiyat› 200 Euro/gram iken ksantan ve sodyum aljinat gibi üretim flartlar› standardize olmufl ucuz polimerlerin fiyat› 0.5-1 Euro/gram, biyoteknolojik önemi giderek artan ve pahal› olarak bilinen ticari pullulan›n fiyat› bile 5070 Euro/gram aras›nda de¤ifliyor. Bu sebeple, üretimiyle ilgili yap›lan her türlü iyilefltirmenin ekonomik de¤eri de çok büyük. Günümüzde, levan üretimine ticari ilgi yo¤unlaflt›. Dünyada endüstriyel olarak levan üretimini gerçeklefltiren çok az say›da flirket var ve halen üretim ekstremofilik olmayan kaynaklardan yap›l›yor. Literatürde, ekstremofilik bir mikroorganizma taraf›ndan levan üretimi ilk defa grubumuz taraf›ndan yay›nland›. Bu konudaki ebru toksoy 10/27/10 4:02 PM Page 71 çal›flmalar›m›zla, ekstremofilik bir mikroorganizman›n levan üretim sürecine sa¤lad›¤› avantajlar›, at›k kaynakl› üretim ile birlefltirerek üretim maliyetlerinde ciddi iyilefltirmeler sa¤land›. Dünyada bu konuda büyük bir yar›fl ol du¤unu tahmin ediyoruz. Bu konuda hangi a fl a m a d a s › n › z ? Ç a l › fl m a l a r › n › z ne zaman fiiliyata geçecek? ÖNER - Yalç›n AR ⁄A: Sistem biyolojisi, son on y›lda ortaya ç›km›fl ve 21. yüzy›l›n bilimi olarak adland›r›l›yor. Sistem biyolojisiyle gelen yeni dalgalar endüstriyel biyoteknoloji çal›flmalar›n› ivmelendirdi, k›sa vadede bu alanda önemli uygulamalara olanak sa¤lamaya bafllad›. Bu h›zla geliflen bir ortam›n rekabetçi olmas› da kaç›n›lmaz. Nitekim ekstremofilik organizmalar›n endüstriyel uygulamalar› üzerine çal›flmalar gerçeklefltiren Türkiye’de ve dünyada birçok araflt›rma grubu bulunuyor. Öte yandan, IBSB olarak, sistem bi- “Çal›flmalar›m›z›n yaflama geçmesi için akademisyen, sanayi ve ticaret iflbirli¤inin sa¤lanmas› çok önemli. Bu kapsamda sektörler ve disiplinleraras› iletiflim ve iflbirli¤ini gelifltirmeyi hedefleyen uluslararas› bir oluflumun temelleri at›ld›” Yar. Doç. Dr. K. Yalç›n Ar¤a: “Sistem Biyolojisi Sürdürülebilirli¤e Katk› Sa¤layacak” Günümüzde biyolojik araflt›rmalar esasl› bir de¤iflim geçiriyor. Bu de¤iflimin simgesi olan Sistem Biyolojisinde en basit bakterilerden insana kadar genifl bir spektrumdaki biyolojik sistemlerin gerek çevreleriyle gerekse de sistem içi dinamik etkileflimlerinin ayd›nlat›lmas› hedefleniyor. Bunun için, matematiksel ve istatistiksel yöntemler biyolojik veriler ile bütünlefltirilerek modeller gelifltirilir ve bu modeller kullan›larak karmafl›k dinamik biyolojik süreçlerin anlafl›lmas›, kontrolü ve gelifltirilmesi konular›nda yeni hipotezler üretilir. Sistem biyolojisi, son on y›lda oluflturdu¤u yeni dalgalarla birlikte yeni fikirler, yeni araçlar ve yeni veriler ortaya koyarak biyolojik araflt›rmalar› zenginlefltirdi. Sistem yaklafl›m› ile üretilen yüksek boyutlu veriler, analiz çal›flmalar›n› gözlemlenebilir ufkumuzun ötesine zorluyor ve 5-10 y›l gibi k›sa bir süre içerisinde, sa¤l›k hizmetlerinde, endüstriyel biyoteknolojide ve sürdürülebilir kalk›nmada ses getirecek, uygulanabilir ilerlemeler sunmas› bekleniyor. Araflt›rma grubumuz bünyesinde gerçeklefltirilen çal›flmalarda, ekstremofilik mikroorganizmalar›n metabolizmas›n› ayd›nlatan yüksek boyutlu modeller oluflturuldu. Oluflturulan modellerin bilgisayar ortam›nda benzetimi yoluyla biyopolimer ve biyoetanol üretim süreçlerinin verimlerini ve h›zlar›n› art›rmak amaçl› yeni üretim stratejileri gelifltiriliyor ve gelifltirilen hipotezler laboratuvarda test ediliyor. yolojisi yaklafl›mlar› ile ekstremofilik organizmalar›n endüstriyel biyoteknolojide kullan›m› aç›s›ndan Türkiye’deki tek araflt›rma grubuyuz. Gerek grubumuzun bilimsel altyap›s›, gerekse laboratuvar altyap›m›z ve gerçeklefltirdi¤imiz üst düzey uluslararas› yay›n ve projeler düflünüldü¤ünde; araflt›rma grubumuzun bu rekabetçi ortamda ayakta kalabilecek güç ve olgunlu¤a eriflti¤ini söyleyebiliriz. 5-10 y›l gibi k›sa bir süre içerisinde, sistem biyolojisinin sa¤l›k hizmetlerinde, endüstriyel biyoteknolojide ve sürdürülebilir kalk›nmada ses getirecek, uygulanabilir ilerlemeler sunmas› bekleniyor. Grubumuzun bu vadede hedefi, endüstriyel biyoteknolojide oluflmas› beklenen geliflmelerin gerçekleflmesi esnas›nda izleyici de¤il, bizzat gelifltirici ve uygulay›c› olabilmek. Bu do¤rultuda, farkl› endüstri sektörlerindeki problemlere üniversite ve sanayi ortakl›¤›nda çözüm üretmenin çok önemli oldu¤unu düflünüyoruz. Bizim çal›flmalar›m›z›n yaflama geçmesi için akademisyen, sanayi ve ticaret iflbirli¤inin sa¤lanmas› çok önemli. Bu kapsamda özellikle ekolojiyle ilgili konularda sektörler ve disiplinleraras› iletiflim ve iflbirli¤ini gelifltirmeyi hedefleyen uluslararas› bir oluflumun temelleri at›ld›; bizler de bunun hayata geçmesi için elimizden gelen tüm deste¤i sa¤l›yoruz. Bu çal›flmalar›n sonucunun, biyoetanol üretiminde, g›da krizini tetikleme tehlikesi tafl›yan enerji tar›m›n›n yerini alabilece¤ini düflünüyor musunuz? ÖNER: At›k kaynaklar›ndan yeni jenerasyon biyoyak›t üretim teknolojilerinin konvansiyonel teknolojilerin yerini alaca¤›n› düflünüyoruz. Son y›llarda bu konudaki geliflmeler h›zla ilerliyor ve bu teknolojik geliflmeler, insanlar›n ekolojik konularda gittikçe daha fazla bilinçlenmesiyle birleflerek ülkelerin EKOIQ / KASIM 2010 71 ebru toksoy 10/27/10 4:02 PM Page 72 Bilim Dr. Faruk Küçükafl›k: “Biyopolimerin Maliyetini Yedi Kat Düflürdük” Biyopolimerler maalesef yüksek üretim maliyetleri yüzünden hâlâ piyasada hak ettikleri gerçek yeri alam›yor. Bo¤aziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsünde tamamlad›¤›m doktora çal›flmalar›m kapsam›nda, levan polimerinin pazar potansiyelinin art›r›lmas› amac›yla, ekonomik ve çevreye duyarl› flekilde üretimi için farkl› at›k kaynaklar›n›n uygunlu¤unu araflt›rd›m. Üretim için, ekonomik aç›dan katma de¤eri çok az olan melas gibi endüstriyel tar›m yan ürünlerini ya da portakal posas› gibi tar›msal at›klar› kulland›k. Besin de¤eri bak›m›ndan çok zengin olan bu yan ürünler ve at›klar kullan›ld›¤›nda, piyasa de¤eri çok yüksek olan bu biyopolimerin mikrobiyal üretim miktar›n›n da oldukça önemli seviyelere ç›kt›¤› belirlenmifl durumda. Birim biyopolimer bafl›na üretim maliyetini flu an için bile 7 kattan fazla düflürmemiz bence çok önemli bir baflar›d›r. Devam eden çal›flmalar bize bu oran›n çok daha azalaca¤›n› gösteriyor ve bir mühendis olarak, bu olumlu sonuçlar›n faydal› bir endüstriyel ürüne dönüflmesinin emeklerimize de¤er kataca¤›n› düflünüyorum. IBSB Grubunda çal›flan doktora ö¤rencisi Deniz Köflebent’in Bioetanol Projesi için mikroskop alt›nda Saccharomyces cerevisiae yani maya hücreleri üzerinde çal›fl›rken çekti¤i bu foto¤raf, sanki bir mesaj gibi. Bakal›m ekstrem flartlarda yaflamay› baflarabilen bu mikroorganizmalar, ekstrem bir hal alm›fl olan enerji probleminin çözümüne katk› sa¤layabilecek mi? enerji politikalar›n› bile yönlendiren büyük bir güç yarat›yor. Bu gücün artmas› e¤itim ve araflt›rma ile mümkündür. fiu anda biyoetanol, petrol kaynakl› yak›tlara en iyi alternatif olarak kabul ediliyor. Ancak enerji sorununa farkl› çözümler gelifltirmek amac›yla laboratuvar ortam›nda yapay canl›lar›n üretildi¤i günümüz teknolojisinin, çok yak›n bir zamanda global enerji dengelerini bafltan afla¤› de¤ifltirecek bir buluflla yeni bir vizyon kazanaca¤›n› düflünüyoruz. Bir tahmin yürütmenizi istesek, e ks tremo fillerden enerji üretimi endüs triyel anlamda ve kapsaml› olarak ne zaman gerçeklefltirilebilir? Ne kadar büyük bir enerji kayna¤› olabilece¤ini tahmin ediyorsunuz? 72 KASIM 2010 / EKOIQ ÖNER: Ekolojik problemler, iklim de¤iflikli¤i, petrokimyasal enerji gibi sorunlara çözüm aray›fl› da ekstremofilik mikroorganizmalara fokuslanmay› tetiklemifl durumda. Son befl y›lda, Amerika’da bu mikroorganizmalar›n enerji üretimiyle ilgili araflt›rmalara büyük ölçekte fonlar ayr›lmaya baflland›. 2008 y›l›nda Forbes dergisinde yay›nlanm›fl olan bir makalede, “Energy Superbugs” olarak nitelendirilen ekstremofilik mikroorganizmalar›n yeni enerji ekonomilerinin oluflumunda kilit rol oynayaca¤› belirtildi. Tüm bu veriler göz önüne al›nd›¤›nda, ekstrem flartlarda yaflamay› baflarabilen bu mikroorganizmalar›n, ekstrem bir hal alm›fl olan enerji probleminin çözümünde büyük katk› sa¤layacaklar› kesindir. m ebru toksoy 10/27/10 4:02 PM Page 73 w w w. r e n e x - e x p o. c o m 09 - 12 ARALIK 2010 ‹STANBUL FUAR MERKEZ‹ / CNR EXPO / 1-3. Salon ECO Yenilenebilir Enerji Teknolojileri, Enerji Verimlili€i ve Yal›t›m Fuar› Düzenleyen Destekleyen Sektörel Bas›n Sponsoru Beybi Giz Plaza No.: 28 Kat: 2 Daire : 3-4 Maslak / ‹stanbul Tel : 0.212.2903333 Fax : 0.212.2903332 e-mail : [email protected] www.sodex.com.tr bp greenpeace 10/27/10 4:07 PM Çevre Koruma 74 KASIM 2010 / EKOIQ Page 74 10/27/10 4:07 PM Page 75 PETROL KUMARDIR Sistemin bu flekilde sürmesine izin vermenin bir cinayet oldu¤unu görmek için sadece foto¤raflara bakmak bile yeterli. 20 Nisan 2010’da Meksika körfezindeki BP’nin derin deniz petrol sondaj kuyusunda meydana gelen patlaman›n sonuçlar›n› araflt›ran Greenpeace Arctic Sunrise araflt›rma gemisinin ve bilim insanlar›n›n ortaya ç›kard›¤› son bulgular, felaketin gerçek sonuçlar›n›n hâlâ tam olarak ortaya konmad›¤›n› da gösteriyor. © Daniel Beltra / Greenpeace bp greenpeace Yaz›: Deniz SÖZÜDO⁄RU Greenpeace Akdeniz ‹letiflim Sorumlusu EKOIQ / KASIM 2010 75 bp greenpeace 10/27/10 4:07 PM Page 76 © Daniel Beltra / Greenpeace Çevre Koruma N isan ay›nda Meksika Körfezi’nde BP’nin “Deepwater Horizon” platformunun patlamas›n›n ard›ndan bütün gözler bölgeye ve petrol endüstrisine çevrildi. Yaklafl›k 205 milyon galon ham petrol denize kar›flt›. Peki, bu kaza ilk miydi? Hay›r. Son mu olacak? Petrol aramak için kazd›kça, daha fazla risk alaca¤›z. Her kaza oldu¤unda kendimize soruyoruz, nas›l önleyebilirdik diye. Önlemenin tek yolu, denizafl›r› petrol aramaktan vazgeçmek ve petrole olan ba¤›ml›l›¤›m›zdan kurtulmakt›r. Daha kaç hayatla, ekosistemle ve ekonomiyle kumar oynayaca¤›z? Art›k hatalar›m›zdan ders ç›karman›n ve fosil yak›tlar› afl›p, temiz enerjiye yüzümüzü dönmenin zaman› geldi. Aylarca petrol s›zan Körfez’de ekosistemin gerçekte ne kadar etki- lendi¤ini anlamak üzere Greenpeace, bir grup bilim insan›yla bölgeye gitti. Yaklafl›k üç ay önce Florida sahillerinden ayr›lan Greenpeace gemisi Arctic Sunrise’da bulunan ba¤›ms›z bilim insanlar› bölgede araflt›rmalar yap›yor. Keflif gezisinin farkl› aflamalar›nda farkl› bilim insanlar› kat›l›yor geziye ve her biri kendi uzmanl›k alan›na göre, deniz dibinden su yüzeyine, planktonlardan balinalara kadar ekosistemin tümünü inceliyor. Eylül ay›nda, gemideki araflt›rma ekibi, Mississippi yak›nlar›ndaki Horn Adas› k›y›lar›nda BP petrol felaketinden kalan petrole bölgede hâlâ rastland›¤›n› ispatlad›. Gemide bulunan Bilimsel Araflt›rmalar Koordinatörü Adam Walters ve Greenpeace Okyanus Kampanya Sorumlusu Phil Kline, kumda küçük delikler © Kate Davison / Greenpeace 76 KASIM 2010 / EKOIQ 10/27/10 4:07 PM Page 77 © Kate Davison / Greenpeace bp greenpeace Petrol Felaketleri Tarihi EKOIQ / KASIM 2010 © Kate Davison / Greenpeace Aylarca petrol s›zan Körfez’de ekosistemin gerçekte ne kadar etkilendi¤ini anlamak üzere Greenpeace, bir grup bilim insan›yla bölgeye gitti. b 1969 y›l›nda, Santa Barbara petrol s›z›nt›s› da Güney California’da Santa Barbara plajlar›na kadar bulaflan bir kazayd›. 10 günlük süre içinde, 80 bin -100 bin varil ham petrol yay›ld› ve 10 binden fazla kufl ölümüyle sonuçland›. Bu felaket 1970'li y›llar›n çevre hareketinin k›v›lc›m›d›r ve ony›llard›r süren U.S. Pasifik ve Atlantik k›y›lar› sondaj moratoryumu için bafllang›ç olmufltur. b Dünyan›n ikinci en büyük petrol s›z›nt›s›, Ixtoc I de BP derin deniz afeti gibi patlamayla, Meksika’daki Campeche Körfezinde meydana geldi. Bu olay iki mil derinde sondaj patlamas›yla Haziran 1979’da meydana gelen ve Mart 1980’e kadar kontrol alt›na al›namayan bir kazayd›. Faturas›: Üç milyon varil petrolün ekosisteme yay›lmas›. b Belki de dünyan›n en büyük petrol felaketi, Mart 1989’da Alaska’da gerçekleflen Exxon Valdez’di. Petrolün yay›lma zaman›, uzak ve muhteflem konumu, binlerce kilometre yay›lmas› yabani hayat zenginli¤i aç›s›ndan tam bir felaket oldu. Bu s›z›nt›n›n etkileri hâlâ gözle görülebilir ve insanlar ve bölgedeki hayvanlar taraf›ndan yirmi y›l sonra bile hissedilir durumda. 77 bp greenpeace 10/27/10 4:07 PM Page 78 Çevre Koruma Karadeniz de Körfeze Benzemesin 2 Eylül’de baflka bir petrol endüstrisi felaketi yine ayn› bölgede, Meksika Körfezinde meydana geldi. Vermillion 380 patlad›¤›nda 13 kiflinin yaflam›n› tehlikeye soktu. Geçti¤imiz on y›l içinde 69 kifli aç›k deniz petrol aramalar›nda öldü, 858 yang›n ve patlama vakas› oldu. Oysa Ekim bafl›nda ‹ngiltere hükümeti ülkenin karasular›nda ilk kez petrol aramas› yap›lmas›na izin verdi. Baflta Amerika olmak üzere, hükümetler petrole verdikleri teflviklere devam ettikçe kazalar sürüp gidecek. Amerikan hükümeti hâlâ, petrol aramak için çok büyük teflvikler verip, vergi indirimlerine gidiyor. Petrol arama alanlar› ve sondaj ekipmanlar› yüzde 9 gibi çok düflük bir rakamla vergilendiriliyor. Geçti¤imiz günlerde alt› ayl›¤›na yasaklanan aç›k deniz petrol arama faaliyetleri de, Amerika’daki parlamento seçimleri öncesinde yine bir seçim malzemesi olarak kullan›larak, kald›r›ld›. Okyanusun di¤er taraf›nda bunlar yaflan›rken, Türkiye’de de denizde petrol arama faaliyetleri art›yor. Karadeniz’de flu anda 12 sondaj çal›flmas› var. Chevron da Karadeniz’de üç petrol arama kuyusu açaca¤›n› aç›klad›. Oysa petrol flirketleri güvenlikten çok, kendi maddi ç›karlar›n› gözetiyor. Bu flirketler, Karadeniz’deki bal›kç›l›k, ekosistem veya yerel halk› zerre kadar umursam›yor. Hükümetin de tek yönlü bir politika benimseyerek yaln›zca petrol üretimine odaklanmas›, bizi geri dönüflü olmayan bir sürece sürüklüyor. Petrol üretimi yerine, tüketimini azaltmaya yönelik vizyon ve stratejileri benimsemek tek çözüm. Greenpeace, güvenli, petrole olan ba¤›ml›l›¤›ndan kurtulmufl bir Türkiye’ye inan›yor ve Karadeniz’in, Meksika Körfezinin kaderini paylaflmas›n› istemiyor. açt›klar›nda, yüzeyin yaklafl›k 30 santimetre derinli¤inde petrole bulanm›fl kum tabakalar›na ulaflt›lar. Horn Adas› k›y›lar›nda bulunan petrol, henüz s›z›nt›n›n temizleme operasyonunun yap›lmad›¤›n›n ve Körfez ekosisteminin tehlikede oldu¤unun aç›k bir göstergesiydi. 500 Kilometre Uzakta Petrol ‹zleri Ba¤›ms›z bilim insanlar›n›n kat›ld›¤› analiz sonuçlar›, Obama’n›n k›z›yla denizde yüzerken verdi¤i karelerden oldukça farkl›... Ekim ay›nda bile petrol kal›nt›lar›na, felaketin meydana geldi¤i yerin 300 mil (500 km) bat›s›nda ve suyun 1000 metre alt›nda rastland›. Bu araflt›rman›n “ba¤›ms›zl›¤›” ise, BP veya Amerikan hükümeti taraf›ndan fonlanmamas›ndan geliyor. Araflt›rma, yaln›zca petrolden kurtulmak gerekti¤ini düflünen bireylerin destekleriyle gerçeklefliyor. Dr. Rainer Amon, farkl› noktalardan deniz suyu örne¤i almak, sudaki © Daniel Beltra / Greenpeace 78 KASIM 2010 / EKOIQ 10/27/10 4:07 PM Page 79 © Daniel Beltra / Greenpeace bp greenpeace A¤›zdan al›nan petrol de ölümlere neden olabiliyor. Petrol, sindirildikten sonra ani ölümlere yol açmad›¤› durumlarda da, akci¤er ve üreme ile ilgili hastal›klara kap› aral›yor. çözünmüfl oksijen oran›n› tespit etmek için Arctic Sunrise gemisini bir araflt›rma platformu olarak kulland›. Teksas Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Oflinografi departmanlar›nda ö¤retim görevlisi olan Dr. Amon, araflt›rma sonuçlar›n› flu flekilde aktar›yor: “Ald›¤›m›z örneklerde belirgin oranda oksijen eksilmesi gözlemledik. E¤er kazan›n gerçekleflti¤i yerden 500 km uzakl›kta, deniz suyunda bir oksijen eksilmesi sözkonusuysa, bu yaln›zca petrol bulaflmas›yla olabilir. Bu da hükümetin aç›klad›¤› gibi petrokimyasallar git- ti söylemiyle ters düflüyor.” Doktor Amon’un araflt›rmas›ndan ayr› bir araflt›rma yürüten Cliff Nunnally, denizalt› ekolojisti olarak okyanus taban›nda 1300 metre derinlikte ve kazadan 8 km uzakl›kta dip tortusundan örnekler alarak inceledi. Yüksek oranda petrol kokan bu örnekler, on y›l önce ayn› yerde yap›lan araflt›rmalarla k›yaslanarak, bu ekosistemin flu anki konumu hakk›nda bilgi verecek. Bu da, Meksika Körfezi’nde deniz suyuna yüklü miktarda bulaflan petrolün etkilerini anlamam›z› sa¤layacak. Petrol Denize Kar›flt›¤›nda Neler Oluyor? Petrolün suya kar›flt›¤› zaman yaratt›¤› etkileri farkl› aflamalarla incelemek gerekiyor. S›zan petrolün uçucu organik k›s›mlar› buharlaflarak s›z›nt›n›n boyutunu yüzde 20-40 oran›nda azalt›yor. Suda çözünebilen bölümleri suya kar›fl›yor, geri kalan petrolün bir k›sm› derinlere inerken di¤er k›sm› da yüzeyde kal›yor. Çok uzun zaman içinde bu kal›nt›lar›n büyük bölümü çözülüyor olsa da, bu çözülme ancak on y›llara yay›lan uzun bir zaman diliminde gerçekleEKOIQ / KASIM 2010 79 bp greenpeace 10/27/10 4:07 PM Page 80 Çevre Koruma flebiliyor. Yüzeye yak›n yaflayan hayvanlar petrole bulan›yor ve kendilerini s›cak tutam›yorlar. Bu durum, nefes almak için yüzeye ç›kmak zorunda olan, özellikle yunus ve balinalar için de bir tehdit oluflturuyor. Kald› ki çözünerek suya kar›flan ve gittikçe görünmez hale gelen petrol de deniz yaflam›nda çok önemli bir yer tutan mikroorganizmalar taraf›ndan yutularak besin zincirinde bozulmalara neden olacak etkiler yarat›yor. Meksika Körfezinde pek çok farkl› tür deniz memelisi var; kambur balinalar ve denizay›lar› gibi nadir türler zaman zaman bölgede görülüyor. Nesli tehlikede olan Atlantik mavi yüzgeçli orkinoslar›n›n da say›l› üreme alanlar›ndan birisiydi Meksika Körfezi. Ayr›ca yaflam›n› burada sürdüren bir kaflalot (sperm whale) popülasyonu, katil balinalar ve pek çok farkl› yunus türü de var; petrolden etkilenmeleri, uzun vadede türün devaml›l›¤›n› riske sokacak. A¤›zdan al›nan petrol de ölümlere neden olabiliyor. Petrol, sindirildikten sonra ani ölümlere yol açmad›¤› durumlarda da, akci¤er ve üreme ile ilgili hastal›klara kap› aral›yor ve bu da ekosistemde uzun dönemli hasarlara neden oluyor. Petrol s›z›nt›lar› denizdeki larvalar için de ölümcül. Organik alt tabakalar› zehirleyen petrol, bal›klar›n besin zincirini etkiledi¤i için, s›z›nt›, bal›kç›l›k endüstrisini de farkl› flekillerde etkilemifl oluyor. Bu etkilerin, Körfez k›y›s› boyunca uzanan ticari bal›kç›l›k alanlar›na ve karides çiftliklerine ulaflmas› da olas›. Bu anlamda özellikle istiridye çiftlikleri tehdit alt›nda, çünkü yap›lar› nedeniyle istiridyelerin petrol partiküllerini, kimyasal seyrelticileri ve petrole bulanm›fl planktonlar› sindirmesi olas›. Bu nedenle Körfez’den elde edilen deniz ürünlerinin tüketi80 KASIM 2010 / EKOIQ © Todd Warshaw / Greenpeace Milyonlarca galon petrolün körfez sular›na s›zd›¤› aylar pek çok bal›k ve deniz memelisi için yumurtlama ve çiftleflme dönemiydi. © Mannie Garcia / Greenpeace 10/27/10 4:07 PM Page 81 © Mannie Garcia / Greenpeace bp greenpeace Greenpeace Neler Yapt›? 1. ‹lk ba¤›ms›z araflt›rma: Greenpeace’in bölgeye ça¤›rd›¤›, petrol s›z›nt›lar› konusunda deneyimli uzmanlar ve di¤er bilim insanlar› felaketin çevresel etkilerinin ba¤›ms›z bir de¤erlendirmesini yaparak bir rapor yay›nlad›lar. © Chuck Cook / Greenpeace 2. Yerel halkla çal›flma ve protestolar: Greenpeace, di¤er çevre gruplar›yla birlikte halk›n sesi olarak Baflkan Obama’y› felaket bölgesini flahsen ziyaret etmeye ve aç›k deniz petrol kuyular› hakk›nda duruflunu de¤ifltirmeye ça¤›ran bir mektup gönderdi. Dünyan›n çeflitli yerlerinde Greenpeace gönüllüleri taraf›ndan gösteriler düzenlendi. me sunulmadan önce dikkatli bir flekilde incelenmesi gerekiyor. BP petrol felaketi, gerçekleflti¤i zaman itibariyle de Körfez ekosistemi için y›k›c› etkiler oluflturdu. Milyonlarca galon petrolün körfez sular›na s›zd›¤› aylar pek çok bal›k ve deniz memelisi için yumurtlama ve çiftleflme dönemiydi. Bu dönemde pek çok türün, daha önce oluflturduklar› yuvalama alanlar›nda kal›yor olmas›, petrole maruz kalma sürelerini de uzatt›. Felaketin deniz ekosistemi üzerindeki tüm etkilerini flimdiden söylemek imkans›z olsa da, bölgenin çok say›da nadir ve tehlike alt›ndaki türe ev sahipli¤i yap›yor olmas›, Körfezin hassas ekosistemini korumaktaki aciliyetin alt›n› çiziyor. m 3. Politik bask›: Greenpeace, BP ve do¤ay› kirleten di¤er flirketlerin sorumlu tutulmas›, Amerikan Kongresi dahil pek çok karar vericinin harekete geçmesi için birebir görüflmeler gerçeklefltirdi. Bu görüflmelerde aç›k denizlerden petrol ç›kar›lmas›n›n yasaklanmas› ve petrol ba¤›ml›l›¤›n›n Enerji [D]evrimi yolu ile azalt›lmas› talepleri vurguland›. ABD’deki farkl› federal hükümet kurumlar›na yasal yollardan baflvurarak, felaketten sonra kullan›lan kimyasal seyrelticiler, hükümetin BP ve di¤er petrol flirketleriyle iletiflimi, deniz yaflam› üzerindeki etki ve petrol ç›karma güvenlik düzenlemelerinin duyurulmas›n› talep etti. 4. Do¤rudan eylemler: Gerçeklefltirilen do¤rudan eylemlerle tüm dünyan›n dikkatini petrol ba¤›ml›l›¤›n›n tehlikelerine çekti. Bu eylemlerde aç›k denizlerde petrol aranmas›na acilen bir yasak getirilmesi, fosil yak›tlara olan ba¤›ml›l›¤›n sona ermesi ve temiz enerjilerin desteklenmesi, iklim © Mannie Garcia / Greenpeace de¤iflikli¤inin önüne geçecek güçlü kanunlar ve uygulamalar oluflturulmas› ve Enerji [D]evriminin teflvik edilmesi gerekti¤i vurguland›. ‹lk eylemde, Greenpeace eylemcileri Londra’daki BP Genel Merkezi’ne ‘British Polluters’ (‹ngiliz Kirleticiler) yaz›l› bir bayrak ast›. Ard›ndan, Londra'daki 46 BP istasyonu, Greenpeace eylemcileri taraf›ndan kapat›ld›. Tüm istasyonlardaki petrol ak›fl›n› sa¤layan dü¤me kapat›ld› ve tekrar aç›lmamas› için güvenli bir flekilde söküldü. Bir istasyonda ise Greenpeace t›rman›flç›lar› BP'nin eski logosunu, çevreyi kirleten imaj›n› daha iyi yans›tan aday logolardan biri ile de¤ifltirdi. 5. BP logo yar›flmas›: Greenpeace, BP’nin çevreyi kirleten imaj›na daha uygun olacak yeni bir logo tasar›m› yar›flmas› bafllatt›. Üç ay önce bafllayan ve bu hafta içinde sonuçlanan yar›flmaya 2000’in üzerinde kat›l›m oldu; 25 binin üzerinde insan oy verdi. 6. Bölgede araflt›rma: Greenpeace gemisi Arctic Sunrise, ba¤›ms›z bir araflt›rma için üs görevi gördü. Üç ay önce Körfez’e giden gemideki bilim insanlar› denizalt› ekosistemi ve denizsuyu örnekleri alarak incelemelerde bulundu. EKOIQ / KASIM 2010 81 edip s6 10/27/10 4:09 PM Page 112 Oralar Oscar’›n Yeflili... Avustralyal› sanatç› Cate Blanchett ve yazar efli Andrew Upton, Sydney’de sahip olduklar› büyük tiyatro binas›n› bafltan afla¤›ya yeflil enerjiyle çal›fl›r hale getirdiler. Geçen yüzy›llardan kalma bir yük ambar› olan flimdiki tiyatro binas›, Sydney Liman›nda, bütün dünyan›n tan›d›¤› ünlü opera binas› ve Sydney Köprüsü’nün hemen oralarda, çok göz önünde. Cate ve Andrew, sineman›n geçici, ama tiyatronun kal›c› oldu¤una iman etmifl bilinçli ayd›nlar. Bu nedenle, tiyatrolar›n› canla baflla yönetiyor ve tarihi binas›n› koruyorlar. Binay› bundan sonra, çat›s›na konulan 2 bin günefl panelinden sa¤lanacak elektrik ›s›t›p, so¤utacak. Bu yeni teknolojinin, binadaki her tuvalete, her radyatöre, her muslu¤a, her ampule ulaflmas› için ayr›nt›l› bir yenileme yap›ld›. Su tasarrufu sa¤lamak amac›yla bütün musluklar›n debisi düflürüldü. Çat›dan akacak ya¤mur suyunu depolamak üzere bir düzenek kuruldu. Bu su, temizlikte ve bahçe sulamada kullan›lacak. Binada ortaya ç›kan bütün g›da ve yemek at›klar›, bina d›fl›nda bir yerde gübreye dönüfltürülecek. Ne kadar enerji kullan›ld›¤›n› gösteren bir sayaç, bütün müflterilerin görece¤i bir yere yerlefltirildi. Sayaç, enerji tasarrufunu gösteriyor. Ülkemizde henüz bilincine varamad›¤›m›z, akl›m›za bile getiremeyece¤imiz yo¤unlukta bir kurakl›k ve iklim de¤iflikli¤i yafl›yor Avustralya. Zaten hep kurakt›. Bu yüzden, suyun de¤erini bilen ve anlayan bir nüfustu. Sular› flar-flar kullanmayan, bunu önleyen sistemleri ve yasalar› vard›. 82 KASIM 2010 / EKOIQ Dünyada sadece Avustralya’da bulunan baz› bitki ve hayvan türleri, iklim de¤iflikli¤inden en önce etkilenecek ve belki yok olacak. Bu nedenle ülkede çevre bilinci had safhada. Zaten dünyada ilk ciddi yeflil hareket, Avustralya’n›n güneyinde, Tazmanya Adas›nda 1972’de bafllam›flt›. Buras› dünyan›n dibiydi, öte ucuydu ama çevrecilik, taa oralardan nerelere kadar yay›ld›... Avustralya’da, bu tarihsel ve kültürel özelli¤i nedeniyle bugün “‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre Bakanl›¤›” var. fiimdi, ülkenin en tan›nm›fl sanatç›lar›ndan biri, sahibi oldu¤u, kamuya aç›k bir mekanda enerji sorununa çözüm getiriyor. Bu, bir reklam de¤il: Cate’in evindeki dufl bile sadece 3 dakika akmaya ayarl›ym›fl. Evin bütün enerjisi güneflten sa¤lan›yormufl. Yani, milletin gözünü boyamak için yapm›yor tiyatrosundaki yenilemeyi. Dünya, sadece çok baflar›l› ve güzel de¤il, çevre sorunlar›na duyarl›, küresel ›s›nmay› özümsemifl olan bu sanatç›ya durup bakmak ve onu örnek almak durumunda... Avustralya hükümeti, tiyatro yenileme iflleminin, Sydney’de benzer çal›flmalara heves uyand›rmas›n› umuyor. Bu amaçla projeye 1.2 milyon Dolar verdi. Cate ve Andrew, kendi birikimlerinden ve sponsorlardan 3.3 milyon Dolar daha koydular. Ve bütün bu çabalar›n›, bir blog açarak orada anlatt›lar. edip s6 10/27/10 4:09 PM Page 113 Edip Emil ÖYMEN Eko ‹ndeks Bafll›yor Amerika’da 100 flirket, çevreye ne kadar sayg›l› olduklar›n› göstermek amac›yla Eco-Index ad›nda bir ölçüt kullanmaya karar verdi. Aralar›nda Nike, Levi Strauss, Timberland, Adidas, Columbia, Brooks Sports ve Target gibi markalar›n bulundu¤u flirketler, “nas›l” üretim yapt›klar›n› aç›klayacak. ‹lk kez bu kadar çok say›da ve dünyaca tan›nan flirket böyle bir uygulama için bir araya gelmifl bulunuyor. ABD’de biliflim ürünlerinin, çevreye en uygun koflullarda üretilmesini sa¤layan bir ölçüt 1992’den beri kullan›l›yor: ABD Çevre Koruma Kurumu (USEPA) taraf›ndan uygulanan “Enerji Y›ld›z›” (Energy Star). Bu, en az›ndan biliflim sektörü için yol gösterici. fiimdi, biliflim d›fl› flirketler de Eco -Index’le USEPA’y› örnek alacaklar. Lüks tüketim markalar› Eco-Index’te yok. Ve zaten bu sistem, tamamen beyana göre olacak. fiirket, hammadde tedarikçisine çevre korumayla ilgili sorular soracak. Kendi üretim sürecine dair bilgi verecek. Bütün bu data Eco-Index’te de¤erlendirilip, ortaya bir “yüzde” ç›kacak. fiirket, bu “yüzde”ye bakarak daha çevreci önlemler alabilir ya da almaz, kendi bilece¤i ifl. Ama tüketici, al›flverifl karar›n› Eco-Index’e bakarak verebilir. Örne¤in Timberland, tek bir ayakkab› üretiminde ne kadar karbondioksit yaratt›¤›n›n hesab›n› tutuyor. Bunu, ayakkab› kutular›na yaz›yor. Ayr›ca, kutulara “Siz, ne tür bir ayakizi b›rak›yorsunuz?” diye soran etiketler koyuyor. A¤ac›m›z Bildiriyor: “Nedir Bu Gürültü?” Brüksel’in güneyine düflen Cambre Korulu¤unda yüzy›ll›k bir gürgen a¤ac› teknoloji üssüne çevrildi: *Nem, ayd›nl›k gibi hava durumunu izleyen duyargalar *Karbondioksit ve ozon ölçümü *‹nce toz ve egzoz ölçümü *Mikrofon *Wi-fi verici *Web kameras› A¤açtaki duyargalar, toplad›klar› veriyi wi-fi ile bir merkeze gönderecek. Orada bu veriler yaz›, video, görüntü ve ses olarak de¤erlendirilecek. Yaz›lar ve ses, a¤ac›n web sitesine... Video, YouTube’a... Görüntüler, flickr’a... A¤ac›n Facebook ve twitter adresi de var. Amaç, herkese, a¤açlar›n maruz kald›¤› (asl›nda insanl›¤›n maruz kald›¤›) çevresel stres ö¤elerini yarat›c› bir flekilde anlatmak. A¤ac›n “düflünceleri” sosyal paylafl›m sitelerine gönderiliyor. A¤açtan elde edilecek her veri, bilgiye dönüfltürülecek. Bir koruda, görece korunakl› bir a¤ac›n “bile” maruz kald›¤› çevre stresinin öyküsü yaz›lacak. Ya¤murun sesini, sitede dinliyorsunuz. Ayn› zamanda, a¤ac›n bu konudaki “düflüncesi” kenarda yaz›yor! “Ya¤mur, yapraklar›m› y›k›yor.” A¤aç bazen flikayet ediyor. Trafi¤in yo¤un oldu¤u anlarda: “Trafikten hofllanm›yorum.” Ya da siren seslerinin ard›ndan: “Nedir bu gürültü?” EKOIQ / KASIM 2010 83 elektrikli dudut 10/27/10 Ulafl›m 84 KASIM 2010 / EKOIQ 4:10 PM Page 84 elektrikli dudut 10/27/10 4:10 PM Page 85 Önyarg›lar› Parçalamak ya da… Elektrikli Araçlar›n Gelece¤i Elektrikli araçlar›n gelece¤iyle ilgili ard› ard›na piyasa araflt›rmalar› yay›nlan›yor. Financial Times’›n Nielsen araflt›rma flirketine yapt›rd›¤› çal›flmaya göre, ABD ve ‹ngiltere’de tüketicilerin yüzde 75’i elektrikli araç almay› düflünüyor ama bu araçlar için konvansiyonel otomobillerin fiyat›ndan daha fazla para vermek istemiyorlar. Ünlü dan›flmanl›k flirketi Deloitte’un Ekim ay›nda yay›nlad›¤› araflt›rma raporundaysa, 2020 y›l›nda dünyada yaklafl›k 13 milyon elektrikli arac›n kullan›mda olaca¤› tahmin ediliyor. Ama her koflulda karbon sal›ms›z araçlar›n önündeki en büyük engel “zihniyet” gibi duruyor. Biliyorsunuz, önyarg›lar› parçalamak, atomu parçalamaktan daha zor... EKOIQ / KASIM 2010 85 elektrikli dudut 10/27/10 4:10 PM Page 86 Ulafl›m E lektrikli araçlar›n yayg›n bir flekilde kullan›lmas› fikri gerçekten çok heyecan verici. Bu, çevrenin korunmas› ad›na at›lm›fl büyük bir ad›m olacak, zararl› gazlar›n sal›n›m›, petrol tüketimi, petrole ba¤›ml›l›k azalacak. Ancak elektrikli araçlar›n kullan›m› ile ilgili baz› soru iflaretleri var ve bunlar›n büyük k›sm› da olay›n ekonomik boyutu. Bu yaz›da, elektrikli araçlar üzerine gelifltirilen baz› argümanlar›, dünyada yaflanan tart›flmalar› ana hatlar› ile ele almaya çal›flaca¤›z, bu parlak buluflun neden kolayca uygulamaya geçirilemedi¤ine bakaca¤›z. ‹lerleyen bölümlerde de görülece¤i gibi konu bir bak›ma “zihniyet meselesi.” Yani tüketicilerin davran›fl kal›pla- r›n› k›rabilme hadisesi; onlar› miyopluktan kurtar›p, konuya daha uzun vadeli bakabilmelerini sa¤layabilme mevzuu. Ancak, büyük iktisatç› Keynes’in “Uzun vadede hepimiz zaten ölmüfl olaca¤›z” laf›n› iktisat ilmi tedris etmeyen s›radan bir tüketici bile gündelik deneyimlerinden bilir ve “Bana ne 50 y›l sonras›ndan yahu!” der. Elektrikli araçlar›n geliflimi üzerine yap›lan araflt›rmalar›n da gösterdi¤i gibi, insanlar flu andaki k›sa vadeli maddi ç›karlar›n› daha uzun vadeli getirilerin önüne, hem de bir hayli önüne koyuyor. Dedi¤imiz gibi; konu bir zihniyet de¤iflimi oldu¤u kadar ekonomik bir veçheye de sahip. Yani bir maliyet-kâr hesab› yapmak gerekir ve görüldü¤ü kadar›yla otomobil flirketleri bu hesa- b› yapm›fl ve ortada kârl› bir durum gördüklerinden bu ifle çoktan soyunmufllar. Ancak sektörün dinamikleri ve yüzy›ll›k yerleflik düzen (otomobil kültürü diyelim biz buna) elektrikli araçlar gibi radikal bir de¤iflikli¤in hemen uygulamaya geçmesinin önünde engel teflkil ediyor. Zihniyet de¤iflimi yan›na, bir de bu yüzden, kamunun (maddi) deste¤ini koymak gerekiyor. Mesela Alman hükümeti 2020 y›l›nda bir milyon elektrikli arac›n kullan›mda olmas›n› planl›yor; bu rakam ABD’de yine bir milyon, Çin’de ise dört milyon. GM 2009’da iflas›n efli¤ine geldi¤inde Beyaz Saray yönetiminin flirkete destek sa¤lamas›n›n nedenlerinden bir tanesi de GM’nin gelifltirdi¤i elektrikle çal›flan Volt modeliydi. Alman hükümeti 2020 y›l›nda bir milyon elektrikli arac›n kullan›mda olmas›n› planl›yor; bu rakam ABD’de yine bir milyon, Çin’de ise dört milyon. 86 KASIM 2010 / EKOIQ elektrikli dudut 10/27/10 4:10 PM Page 87 Renault-Nissan flirketinin baflkan› Charles Ghosn 2020 y›l›na kadar Avrupa’daki her on yeni araçtan bir tanesinin elektrikle çal›flan otomobil olaca¤›n› öne sürüyor. Ancak, ekonomik gerçeklerle, olmas› gerekenler her zaman örtüflmüyor. Çevresel ya da sosyal aç›dan istenilir ve gerekli olanla, (ekonomik) hayat›n gerçekleri birbirinden uzak yerlere düflebiliyor. Elektrikli araçlar iyidir. bunu herkes kabul ediyor. Ancak elektrikli araçlar› kitlesel olarak kullan›ma sokmak (neticede bir metad›r bu) o kadar kolay de¤ildir. ‹nsanlar›n al›flkanl›klar›n›n neredeyse kemikleflti¤i otomobil gibi bir alanda yeni bir ürünü pazarlamak oldukça büyük bir risk. Tüketiciler bir ürünün ne kadar (mesela çevre için) faydal› oldu¤unu düflünse de bazen yüksek fiyatlar yüzünden onu talep etmeyebiliyor (k›sa vadeli ç›karlar uzun vadelilere galebe çal›yor). Elektrikli araçlar da bunun bir örne¤i. 1900’lerin Bafl›nda Elektrikli Araçlar Hemen herkes flu konuda hemfikir; elektrikli araçlar çevrenin korunmas› aç›s›ndan önemlidir (tabii bu noktada elektrikli araçlarda kullan›lacak enerjinin hangi kaynaklardan -nükleer mi, fosil yak›tlar m›, yenilenebilir kaynaklar m›- elde edilece¤i de önem kazan›yor). Asl›na bak›l›rsa elektrikle çal›flan araçlar, son y›llarda yo¤un olarak gündemde olmas›na karfl›n, yeni bir fley de¤il. 1890’lar›n sonlar›nda New York’ta bu araçlar›n taksi olarak kullan›ld›¤›n› görüyoruz. 1900’lerin bafl›nda ABD’de kullan›lan araçlar›n yüzde 38’i elektrikle, yüzde 22’si benzinle çal›fl›yordu. Temiz ve sessiz olmalar› sebebiyle tutulan, halk›n sevdi¤i araçlar- d› bunlar. Ancak, benzinle çal›flan araçlar›n daha uzun mesafeleri kat edebilmesi, petrolün eskisine k›yasla daha kolay ç›kar›lmas› ve petrol ürünlerinin da¤›t›m›n›n h›zlanmas› ve elbette Ford gibi flirketlerin kitlesel olarak benzinle çal›flan araçlar üretmesi (ki böylece otomobillerin fiyatlar› ucuzlad›) gibi sebeplerle elektrikli araçlar popülerli¤ini yitirdi. Ancak elektrikle çal›flan araçlar üzerindeki çal›flmalar, benzinli araçlar›n piyasadaki tekel konumuna ra¤men, daha sonraki y›llarda da devam etti. Bugün, aralar›nda Nissan, Toyota, GM, Renault, Mitsubishi gibi devlerin de bulundu¤u birçok flirket elektrikli araç modelleri üretiyor, yeni teknolojiler üzerinde çal›fl›yor. Renault-Nissan önümüzdeki iki y›l içinde elektrikle çal›flan dört Nissan ve iki Renault modelini piyasaya sürecek. Renault-Nissan flirketinin baflkan› Charles Ghosn 2020 y›l›na kadar Avrupa’daki her on yeni araçtan bir tanesinin elektrikle çal›flan otomobiller olaca¤›n›, Prius gibi hibrid modellerin de benzer bir piyasa pay›na sahip olaca¤›n› öngörüyor. Ghosn’a göre elektrikle çal›flan araçlar›n klasik otomobillerle, hükümet deste¤i olmaks›z›n rekabet edebilmesi için, her modelin üretimin rakam›n›n en az 500 bin civar›nda olmas› gerekiyor. EKOIQ / KASIM 2010 87 elektrikli dudut 10/27/10 4:10 PM Page 88 Ulafl›m Al›flkanl›klar, Menzil ve Ölçek Ekonomisi Peki, üreticilerin bu türden sorunlar› varken, tüketici taraf›nda durum ne? Nielsen araflt›rma flirketinin Financial Times için yapt›¤› bir çal›flma, ABD ve ‹ngiltere’de tüketicilerin yüzde 75’inin elektrikli araç almay› düflündü¤ünü ama bu araçlar için konvansiyonel otomobillerin fiyat›ndan daha fazla para vermek istemediklerini gösteriyor. ‹flin enteresan (belki de insan› karamsarl›¤a sürükleyen) taraf›, tüketicilerin elektrikli araçlar› çevre üzerindeki olumlu etkileri yüzünden de¤il, benzin masraflar›n›n azalaca¤› düflüncesiyle istiyor olmalar›. PricewaterhouseCooper’›n (PWC) 2009 y›l›nda yapt›¤› bir araflt›rma elektrikli araçlar›n›n fiyatlar›n›n normal araçlar›n fiyat›ndan 7 ila 20 bin Dolar daha fazla olaca¤›n› gösteriyor. Örnek verelim; Nissan’›n Leaf modelinin ABD’deki sat›fl fiyat› 25.280 Dolardan, ‹ngiltere sat›fl fiyat› 23.990 Pounddan bafll›yor. GM’nin Volt modeli piyasaya ABD’de 33.500 Dolardan, ‹ngiltere’de 25 bin Pounddan sürülecek. ‹nsanlar hayat› (ya da “h›zland›r›lm›fl hayat›” diyelim) yakalayabilmek için çok h›zl› hareket etmek istiyor (elektrikli araçlar klasik otomobillerden daha yavaflt›r), araba- Türkiye’nin ‹lk fiarj ‹stasyonu Saraçhane’de ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi (‹BB) ve Renault taraf›ndan imzalanan protokol kapsam›nda 2011 y›l›nda hizmete girecek olan elektrikli otomobiller için ilk ad›m at›ld› ve ‹stanbul’daki ilk flarj istasyonu ‹BB’nin Saraçhane’deki otopark›na konuldu. Tan›t›m toplant›s›nda konuflan ‹stanbul Enerji A.fi. Genel Müdürü Adnan Çelik, flarj altyap›s›n› kurmak için dört ayr› firmayla ba¤lant› kurduklar›n› aç›klad›. Elektrikli araçlara yönelik ‹stanbul’daki ilk dört flarj istasyonunun Cihangir, Bostanc›, Kad›köy ve Balmumcu’da kurulaca¤› da duyuruldu. Japonya’daki Yeni Enerji ve Endüstriyel Teknolojiler Gelifltirme Kurumu, mevcutlar›ndan 10 kat daha verimli çal›flan ve araçlar›n menzilini 1500 kilometreye ç›kartacak bataryalar üzerinde çal›fl›yor. 88 KASIM 2010 / EKOIQ lar› gece boyunca flarja takmak düflüncesi (benzin istasyonlar›nda depoyu doldurman›n 5 dakika sürmesiyle k›yas edildi¤inde) pek de hofllar›na gitmiyor. Tabii, saatte 250-300 km h›z yapan bir araban›n, saatte 30 km h›zla akan metropol trafi¤inde ne ifle yarad›¤›, bilmem kaç bin beygir gücündeki bu araçlar›n kaç beygirinin tampon tampona giden kent trafi¤inde kullan›ld›¤› gibi sorular sorulabilir ama tüketim ve gösterifl toplumunda böyle sorular anlams›z kalacakt›r. Araçlarda kullan›lan bataryalar›n fiyat› flu anda oldukça yüksek (arac›n fiyat›n›n üçte ikisi.) Bu bataryalarla kat edilebilecek mesafe 150 km civar›nda ve flu anda bu araçlar için gerekli altyap› da mevcut de¤il. Bütün bunlar, klasik otomobillerle k›yasland›¤›nda elektrikli araçlar› çekici olmaktan ç›kart›yor. Elektrikli araçlar›n üretimi kitlesel bir boyut kazand›¤›nda, ölçek ekonomileri devreye girecek ve bataryalar›n fiyat› kaç›n›lmaz olarak düflecek. Öncelikle bu kritik efli¤e ulaflabilmek, elektrikli araçlar için kitlesel bir pazar yaratabilmek gerekiyor. Japonya’daki Yeni Enerji ve Endüstriyel Teknolojiler Gelifltirme Kurumu, mevcutlar›ndan 10 kat daha verimli çal›flan ve araçlar›n menzilini 1500 kilometreye ç›kartacak bataryalar üzerinde çal›fl›yor. Kurumun amac› bu bataryalar› 2020 y›l›na kadar kullan›ma sokmak. Dan›flmanl›k flirketi Deloitte’›n yapt›¤› bir baflka araflt›rmaya göre Amerikal›lar›n dörtte üçü elektrikli araçlar›n menzili 300 mil olmad›¤› sürece böyle bir otomobil almay› düflünmüyor. Deloitte’›n araflt›rmas› ayr›ca elektrikli araçlar› almaya e¤ilimli tüketicilerin yeni teknolojilere h›zla adapte olan insanlar oldu¤unu gösteriyor. Bunlar da genellikle elektrikli dudut 10/27/10 4:10 PM Page 89 ortalaman›n üzerinde gelire sahip, genç insanlar. Bu modelleri büyük ihtimal ikinci arabalar› ve çevreye duyarl›l›klar›n›n bir göstergesi olarak kullanacaklar› belirtiliyor. 2020 Y›l›nda Kaç Elektrikli Araç Olacak? Deloitte’un Ekim ay›nda yay›nlad›¤› bir araflt›rma raporunda 2020 y›l›nda dünyada yaklafl›k 13 milyon elektrikli arac›n kullan›mda olaca¤› tahmini yap›l›yor (bu rakam› 2 milyon düzeyinde telaffuz eden araflt›rmalar da var.) Ancak yine ayn› araflt›rmada 2020 y›l›nda dünyada 100 milyon civar›nda arac›n sat›lmas› beklendi¤i belirtilerek, elektrikli araçlar›n pazar pay›n›n önümüzdeki on y›l içinde düflük seviyelerde kalaca¤›n›n alt› çiziliyor. ‹nsanlar›n çevreye karfl› duyarl›l›klar›ndaki art›fl›n, petrol fiyatlar› konusundaki endiflelerin tüketicileri elektrikli araçlara yöneltebilece¤i tahmini üzerinden elektrikli araçlar›n gelece¤inin parlak “‹smi Ankara Olsun” ‹stanbul’dan sonra flarj istasyonlar› için gereken altyap› için ad›m atan ikinci büyük flehir Ankara oldu. Renault Mais Afi ile “S›f›r Sal›ml› ‹flbirli¤i Haz›rl›k Program›”na imza atan Ankara Büyükflehir Belediyesi Ankara çap›nda elektrikli araç altyap›s› kurmak için dü¤meye bast›. ‹mza töreninde konuflan Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan› Melih Gökçek, elektrikli araçlar›n avantajlar›n› s›ralarken benzinli bir arac›n 100 kilometrede 25, mazotlu arac›n 18, elektrikli arac›n ise sadece 2,5 TL’lik bir tüketim yapt›¤›n› vurgulad›. Melih Gökçek, bu avantajlardan en çok taksicilerin yararlanaca¤›n› söyledi. Ankara Belediyesi, Renault Mais taraf›ndan üretilecek olan ikinci elektrikli araca Ankara ad›n›n verilmesini istiyor. LEED ve BREAM gibi çevredostu bina sertifikalar›nda, elektrikli arabalara park yeri önceli¤i veriliyor. oldu¤u düflünülüyor. Pike Research araflt›rma flirketi 2015 y›l›na kadar dünyada 3,2 milyon adet elektrikli araç sat›laca¤›n› öngörüyor ki bu da sat›fllarda 2010-2015 döneminde ortalama y›ll›k yüzde 106’l›k bir art›fla tekabül ediyor. Pike Research’e göre Çin en büyük elektrikli araç pazar› olacak. Çin’de 2015 y›l›na kadar yaklafl›k 900 bin elektrikli arac›n sat›lmas› bekleniyor; bu da dünyadaki toplam sat›fllar›n yüzde 27’sine karfl›l›k geliyor. Araflt›rmaya göre ABD’de ise 2015’e kadar 840 bin civar›nda elektrikli araç sat›lm›fl olacak. Enerji Sektörü ve Elektrikli Araçlar Elektrikli araçlarla otomotiv ve enerji sektörü aras›nda yak›n bir planlama, koordinasyon ve iflbirli¤i gerekiyor. Sistem yayg›nlaflt›¤›nda elektrik tüketimi artacak ve bu da enerji flirketleri için yeni bir kâr kap›s› demek. Öte yandan uzmanlar, elektrikli araçlar›n yayg›nlaflma h›z›n›n düflük olaca¤› gerçe¤inden hareketle, bu yeni nesil araçlardan kaynaklanan elektrik talebinde k›sa vadede bir patlama beklemiyor. Yine kimi uzmanlara göre elektrikli araçlar enerjiyi depolayan maki- neler gibi bir iflleve de sahip olacak ve örne¤in elektrik kesintisi gibi durumlarda (bataryalar› sayesinde) bir enerji kayna¤› olarak kullan›labilecek. Tabii bu da evlerde kullan›lan elektrik ak›m sistemlerinde baz› de¤ifliklikler yap›lmas›n› gerektirecek. Enel, EDF, RWE ve Vattenfall gibi birçok enerji flirketi otomotiv flirketleriyle iflbirli¤ine bafllad› bile. ‹talyan Enel, Daimler, Renault ve Piaggio ile elektrikli araç flarj istasyonu altyap›s› üzerine çal›fl›yor. ‹ngiliz EDF, flimdiden 85 istasyon kurmufl durumda ve 2012 Olimpiyatlar›na kadar Londra’ya 550 flarj noktas› açacak. Dedi¤imiz gibi, hem üretim taraf›nda hem de tüketiciler taraf›nda kapsaml› sorunlar bulunuyor. Tabii ortada bir “tavuk mu, yumurta m›” durumu oldu¤undan söz edebiliriz. Tüketiciler flu anda pahal› oldu¤u için uzak duruyor ama talep artmad›kça elektrikli araçlar›n maliyeti de düflmeyecek. E¤er hükümetler bu ifle as›l›r da bir flekilde fiyatlar›n düflmesi sa¤lan›r ve tüketicilerin zihniyeti de “yeflillenirse”, o zaman iflin arkas› gelecek ve belki de art›k otomobillere “çevre dostu” araçlar olarak bakabilece¤iz. m EKOIQ / KASIM 2010 89 geridonusum atolye 10/27/10 4:14 PM Page 90 Sivil Toplum ‹BB Kad›n Koordinasyon Merkezi Geridönüflüm Atölyesi BURADA HAYAL GÜCÜNE SINIR YOK Gaz bidonundan oturma grubu, kad›n çoraplar›ndan masa lambas›, deterjan fliflelerinden sehpa, klasörden abiye kad›n çantas› olur mu? Olur, tabii e¤er siz hayal ederseniz. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n Koordinasyon Merkezinin Geridönüflüm Atölyesi, “Çevre bilincine sahip toplumlar›n hiçbir zaman çöpü olmayaca¤›n›n” canl› kan›t› gibi… Yaz›: Bilge D‹CLEL‹ 90 KASIM 2010 / EKOIQ Foto¤raflar: Özgür GÜVENÇ geridonusum atolye 10/27/10 4:14 PM Page 91 Ç a¤layan Meydan›nda, inflaat› devam eden yeni adliye binas›n›n tam karfl›s›ndaki leylak renkli binalar hiç dikkatinizi çekti mi? ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n Koordinasyon Merkezi, bu binalarda ikamet ediyor. Ya¤murlu bir ‹stanbul gününde merkezin geridönüflüm konusundaki çal›flmalar›na tan›kl›k etmek üzere içeri giriyorum. Merkezin dan›flman› Emine Ç›nar Akal›n’›n hoflgeldin karfl›lamas› ya¤murun yol açt›¤› hoflnutsuzlu¤umu gideriveriyor. Emine Han›m, geridönüflüm atölyesi hakk›nda k›saca bilgi veriyor; anlatt›klar›n› gözlerimle görmem için o merak etti¤im mekâna, geri dönüflüm atölyesine yöneliyoruz. Kap›da bizi atölyenin neredeyse her fleyi olan Nurten Mamo karfl›l›yor. Ifl›klar yan›nca flafl›r›p kal›yorum. Etrafta gördü¤üm nesnelerin geridönüflümle herhangi bir ilgisi olabilir mi? Yoksa buras› bir antikac› dükkân› m›? Nurten Han›m’la sohbetimiz böyle bafll›yor. “Bol miktarda ba¤›fl geliyor. bir metre danteli bile atm›yorum. Kumafl, kurdele, ne bulursam, depoda bekletiyorum. Zaman içerisinde onlar›n bize bir faydas› oluyor” Nurten Mamo Emine Ç›nar Akal›n “Burada Geri Dönüflüm Yap›yoruz” Burada gördü¤ünüz her fley at›lan, kullan›lmayan nesnelerden yap›lm›fl süs eflyalar›d›r. Mesela bu, meyve kasas›ndan yap›lm›fl bir sehpa. Onun yan›ndaki tencereden yap›lm›fl bir sehpa. Di¤er yandaki ise deterjan kutular›ndan. Tabii at›k kumafllar ve benzeri malzemelerle özel bir tasar›m haline getiriyoruz. fiu oturma grubu gaz bidonlar›ndan yap›lm›flt›r. Buradaki boy aynas› da ütü masas›ndan tasarlanm›fl bulunuyor. Makyaj aynalar›m›z var; örne¤in fluradaki tost makinesi ve tavadan yap›lmad›r. Yan taraftaki makyaj aynas› ise, gazoz kapaklar› ve tavadan. fiu anda fazla bir fley kalmad›. Ramazan ay› boyunca Feshanede’ydik. Yüzlerce model vard›. Orada satt›k. Bunlar kalan örnek modeller. EKOIQ / KASIM 2010 91 geridonusum atolye 10/27/10 4:14 PM Page 92 Sivil Toplum Tost makinesi ve tavadan yap›lm›fl makyaj aynas› Tavadan yap›lm›fl saat Bir de enstrümanlar›m›z var. Eski bir sandalye kenar› veya sopan›n yard›m›yla flekillendiriyoruz. Antika gibi duruyorlar. Buradaki ürünlerin bir ikincisi yoktur. Hepsi farkl› farkl›d›r. Bu görmüfl oldu¤unuz kek kal›b›ndan, flu ise eski CD’lerden yap›lm›fl bir keman. 280 tane gazoz kapa¤›ndan yap›lma bir keman da vard›… Genelde evlerde kullan›lacak eflyalar tasarl›yoruz. Sehpalar, oturma gruplar›, abajurlar. Bak›n, burada bir abajurumuz var. Bayan çoraplar›ndan yap›lm›fl bir abajur bu. ‹çinde eski CD’ler var, CD’leri destek olarak kullan›yoruz. Mesela bunlar klasör ürünleri. Burada klasörden yap›lma bir çantam›z var. Bu da gene klasörden yap›lma bir abiye çantam›z. Burada hayal gücüne s›n›r yok! fiu da pofletlerden yap›lma bir aynam›z. “Hammaddeler Ba¤›fl Geliyor” Bol miktarda ba¤›fl geliyor. Bir metre danteli bile atm›yorum. Kumafl, kurdele, ne bulursam, depoda bekletiyorum. Zaman içerisinde onlar›n bize bir faydas› oluyor. Giysiler geliyor, ev eflyalar› geliyor. Bir parça dantel olabilir, bak›n burada boncuklar var. Burada bir püskül var, iplikler... Her fley ifle yar›yor. Her fleyi de¤erlendiriyoruz. Merkezimizde ay›klama yap›l›yor. 92 KASIM 2010 / EKOIQ Baflka ay›klama merkezlerini de geziyorum. Çünkü bu mekânlar› dolafl›rken gördü¤üm bir nesne akl›ma bir fley getiriyor. Örne¤in bir ara bol miktarda yo¤urt kovas› geldi. Genelde yo¤urt kovalar›ndan saks› yap›l›r. Ama bu gördü¤ünüz tabure, üç adet yo¤urt kovas›ndan yap›ld›. Tabii ki destekler yap›yoruz. Bunun içinde iskelet var. Bu tabure 150 kiloya kadar tartabiliyor. Bu çok özel bir ürün oldu¤u için bütün sergileri dolaflt›. O kadar kifli üzerine oturdu, hiçbir fley olmad›. Burada görmüfl oldu¤unuz her fley çok sa¤lamd›r. Ramazanda Feshane’de sergi aç›yoruz. Burada da uygulama yap›yoruz. Zaman zaman kermeslerimiz oluyor. Tabii, buraya gelip sat›n almak da mümkün. Hediye almak isteyenlere kap›m›z aç›k. Nas›l Bafllad›k? Bir kermesimiz olmufltu, kermesten sonra bir hayli malzeme eksikli¤imiz vard›. Malzemelerin bitti¤i noktada bafllad›m. Ne yapabilirim, nas›l yapabilirim derken bahçede dolafl›yordum. Hurdaya ayr›lm›fl tavalar vard›, bundan bir saat yapay›m dedim. Sonra bakt›m ki malzemeden çok fley yokmufl. Çorap sökü¤ü gibi geldi arkas›. Bütün bunlar› görenler, “Çok masraf yap›yorsunuz, ne gere¤i var?” diyor. Burada gördü¤ünüz her fley geridönüflüm. Tabii el eme¤i var. Do¤ru. Ama boyalar› bile sat›n alm›yoruz; elimizde ne varsa, onu kullan›yoruz. “Geridönüflümü Yaflarken Ö¤rendim” Üç buçuk y›l el sanatlar› ö¤retmenli¤i yapt›m. Bir temelim var, ama geridönüflümü hiçbir yerde ö¤renmedim, tamamen deneyimlerle ve yaflarken ö¤rendim. ‹lk bafllad›¤›m›zda bu kadar çok ürünümüz yoktu. Kaplar›n etraf›na kahve çekirdekleri yap›flt›rarak bafllam›flt›k. Sonra her fley de¤erlendirilmeye baflland›. Gördü¤ünüz flu bastonlardan sehpay› arkadafllarla iddiaya girerek yapt›m. “Bastondan da bir fley olur mu” demifllerdi. Ben de, “Evet yapaca¤›m, sehpa yapaca¤›m” dedim. Saat 12:00’de sehpa haz›rd›. geridonusum atolye 10/27/10 4:14 PM Page 93 Kad›n Koordinasyon Merkezi Baflkan› Özleyifl Topbafl: “Kad›nlar›m›z Burada Neler Yapabileceklerini Görüyorlar” ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kad›n Koordinasyon Merkezi’nin geridönüflüm konusundaki faaliyetleri bu özel atölyeyle s›n›rl› de¤il. Merkezin Baflkan› Özleyifl Topbafl geridönüflümün yap›ld›¤› bir baflka atölyeyi, dikifl atölyesini de görmemi istiyor. Birlikte dikifl atölyesine giderken Gelinlik Odas›na u¤ruyoruz. Buras› bir gelinlik dükkân› gibi; dört bir yanda bembeyaz gelinlikler as›l›. Gelinliklerin hikayesini Özleyifl Topbafl’dan dinleyelim: “‹htiyaç sahipleri merkeze baflvurur, üzerlerine uyan gelinli¤i seçer, giydikten sonra geri getirirler. Gelinlikler her seferinde temizlenir ve tekrar kullan›ma haz›r hale getirilir. Duvardaki büyük bir çerçevenin içinde bu gelinlikleri giyenlerin foto¤raflar›n› görebilirsiniz.” Birlikte, gülümseyen gelin ve damat foto¤raflar›na bak›yoruz. Gelinlikler genellikle bir kere giyilir. Y›llarca dolaplarda durup çürüyeceklerine neden tekrar ifle yaramas›nlar? Bu merkez gelinlik ba¤›fllamak için en uygun yerlerden biri. “Bafllad›¤›m›zdan bu yana çok büyük bir yol katettik. Buradan elde etti¤imiz gelirlerle farkl› sosyal projeleri hayata geçiriyoruz” Özleyifl Han›m’a Kad›n Koordinasyon Merkezi’nin nas›l kuruldu¤unu, kendisinin ne zamandan beri merkezin bafl›nda bulundu¤unu soruyorum. “Ben bu merkezle, eflim Büyükflehir Belediye Baflkan› olduktan sonra tan›flt›m” diye söze bafll›yor Özleyifl Han›m: “Buras› 1999’daki deprem döneminde kurulmufl. Gönüllülerin büyük katk›s›yla bafllayan çal›flmalar zamanla geliflmifl. Merkezimiz, kad›nla ilgili pek çok soruna çözüm üretmeyi amaçl›yor ve art›k resmi bir kimli¤e sahip. Kad›n Koordinasyon Merkezi, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin sosyal birimlerinden biri.” Geridönüflüm atölyesinin bulundu¤u binadan ç›k›p yan binaya geçiyoEKOIQ / KASIM 2010 93 geridonusum atolye 10/27/10 4:14 PM Page 94 Sivil Toplum Atölyeden ayr›lmadan önce, yaz› çizi iflleriyle hafl›r neflir biri olarak gözümü dikti¤im klasörden yap›lma abiye kad›n çantas›n› sat›n almay› da ihmal etmiyorum. Geridönüflümün Sosyal Merkezi Burada insanlar evlerinde olan pek çok fleyi nas›l de¤erlendirebileceklerini ö¤reniyorlar. Biz bunu bafllat›rken, birçok fleyi bir arada düflündük. Mesele sadece burada bizim bir fleyler üretmemiz de¤il. Kad›nlar›m›z geldikleri zaman kendileri de neler yapabileceklerini görüyorlar. Bu ifli ö¤renenler aras›nda, “ben de benzer fleyler yap›p sat›yorum” diyenler de var. En az›ndan bir yere götürece¤i hediyeyi yap›yor. Anadolu’dan gelenler de oluyor, burada ifli ö¤reniyorlar. Baflka belediyelerin temsilcileri de geldiler, benzerlerini kendi yörelerinde oluflturuyorlar. 94 KASIM 2010 / EKOIQ ruz. Bu arada Özleyifl Han›m heyecanla anlatmaya devam ediyor: “‹lk baflta böyle bir atölye (geridönüflüm) yoktu tabii; bu atölyeyi biz kurduk. Yap›lan bu çal›flmalar›n çok önemli oldu¤unu düflündü¤üm için elimden gelen deste¤i verdim. Bafllad›¤›m›zdan bu yana çok büyük bir yol katettik. Örne¤in flimdi görece¤iniz dikifl atölyesini kurduk. Burada da devaml› üretiyoruz. Ürünlerin büyük bir bölümü ihtiyac› olan ailelere ulaflt›r›l›yor. Ayr›ca kermesler için de üretim gerçeklefltiriliyor. Buradan elde etti¤imiz gelirlerle farkl› sosyal projeleri hayata geçiriyoruz.” Sonunda, gelen ba¤›fllar›n elden geçirildi¤i ve ifllevlerine göre ayr›flt›r›ld›¤› bölüme geliyoruz. Koli y›¤›nlar›n› görünce, ba¤›fllar›n merkeze nas›l ulaflt›¤›n› merak ediyorum. Ba¤›fl sahipleri kendileri mi getiriyorlar, yoksa Merkez taraf›ndan toplama sözkonusu mu? “Kendiniz de getirebilirsiniz” diyor Özleyifl Han›m: “Ama Merkezimi ararsan›z, seyyar araçlar›m›z gelip evinizden de alabilir. S›f›r ya da ikinci el, her türlü ba¤›fl al›n›yor. K›l›k k›yafet, mutfak eflyalar›, akl›n›za gelebilecek her fley. Bunlar›n hepsi de¤erlendiriliyor.” fiimdi girdi¤imiz mekân bir mefruflat ma¤azas›n› and›r›yor. Havlular, yolluklar, çarflaflar, perdeler… Özleyifl Han›m aç›klamalara devam ediyor: “Örne¤in çarflaf bölümleri kullan›lmaz hale gelmifl kanaviçeli tak›mlar geliyor. Kanaviçelerini ç›kar›yoruz; bunlar› havlu, yast›k ve çarflaf kenarlar›na monte ediyor ve kermeslerimizde sat›fla ç›kar›yoruz. Ya da ikinci eller geldi¤inde elden geçiriliyor, y›kanmas› gerekenler y›kan›yor, ütüleniyor, paketleniyor ve yepyeni hale getiriliyor.” Dikifl atölyesinin ütü ve paketleme bölümlerinin ard›ndan Özleyifl Han›m bir baflka odan›n önünde duruyor. Buras› çocuk eflyalar›na ayr›lm›fl. Havalar so¤udu¤u için yeni gelmifl k›fll›klar çoktan yeni sahiplerine ulaflt›r›lm›fl. Da¤›t›ma haz›r montlar, oyuncaklar ve giysiler de yeni sahiplerini bekliyor. Özleyifl Han›m ve ekibine teflekkür ederek merkezden ayr›l›yorum. Kulaklar›mda dünyaca ünlü bir çevreci olan Hintli bir kad›n›n, Dr. Vandana Shiva’n›n sözleri ç›nl›yor: “Çöp, her fleyi atmaya al›flm›fl toplumlar›n at›¤›d›r. Oysa çevre bilincine sahip toplumlar›n hiçbir zaman çöpü olamaz.” m geridonusum atolye 10/27/10 4:15 PM Page 95 riza kadilar 10/27/10 4:16 PM Page 96 Tan›t›m “Tafl Devri, ortada tafl kalmad›¤› için sona ermedi” Dr. R›za Kad›lar’›n kaleme ald›¤› “Karbon, F›rsat m›, Tehdit mi?” tüm dünyan›n tart›flt›¤› karbon sorunu üzerine Türkiye’de yaz›lm›fl ilk kitap olma özelli¤ini tafl›yor. “150 milyar dolarl›k karbon piyasalar› ve finansman modelleri Türkiye’ye neler sunuyor?” sorusuna yan›tlar arayan ve konu hakk›nda bilgi edinmek için halihaz›rdaki en derli toplu kaynak kabul edilebilecek kitab›n yazar› Kad›lar, EKOIQ’nun sorular›n› yan›tlad›. Kitab›n›z›n bafll›¤›yla bafllayal›m is t e r s e n i z . K a r b o n b i r t e h d i t m i , f›rsat m› sizce ? Hem tehdit, hem de f›rsat: E¤er bafl›m›z› kuma gömüp "aman bizden uzak dursun bu de¤iflim" deyip beklersek, yeni yat›r›m kararlar›m›zda, düzenlemelerimizde onu dikkate almazsak çok büyük bir "tehdit". Türk ekonomisi henüz birçok alan için çok genç ve yeni yat›r›mlara aç›k. E¤er bu konuyu dikkatli ele al›rsak o zaman da büyük bir "f›rsat". Özellikle enerji üretimi, çevresel düzenlemeler, ulafl›m, elektrik, sa¤l›k, su, tar›m ve ormanc›l›k gibi karbon sal›m› üzerinde büyük etki tafl›yan alanlarda çok kapsaml› bir yap›lanma içinde olan ülkemizde, karbon faktörü, bu konularda al›nacak kararlar içerisine do¤ru konumland›r›l›rsa da büyük bir "f›rsat". Sizi böyle bir kitab› yazmaya iten ne oldu? Neyi hedefliyorsunuz bu kitapla? Dünyayla her alanda bu kadar entegre olmufl, 1996'dan beri AB Gümrük 96 KASIM 2010 / EKOIQ Birli¤i içerisinde olan, son befl y›lda altm›fl milyar dolardan fazla do¤rudan yabanc› yat›r›m miktar› çekmifl, bankac›l›ktan sigortaya, enerjiden perakendeye kadar her alanda küresel oyunculara ev sahipli¤i yapan, hatta sosyo-kültürel alanlarda uluslararas› bir aç›l›m içinde olan ülkemizin, iklim de¤iflimi ve onun önemli bir alt bafll›¤› olan karbon sal›m› konular›nda dünyadan bu kadar izole kald›¤›n› fark edince, bu konuda kendi imkanlar›m ölçüsünde bir katk›da bulunmak istedim. Yani kitab›n amac› kamuoyumuz nezdinde bu alanda bir fark›ndal›k riza kadilar 10/27/10 4:16 PM Page 97 yaratmak ve konu hakk›nda Türkçe bir kaynak oluflturarak araflt›rmac›lara, kamu ve özel sektörümüzün mensuplar›na ve siyasi liderlerimize bilgi da¤arc›klar›n› gelifltirmeleri için katk›da bulunmak. Güzel bir ifade var tan›t›m metniniz de: “Tafl Devri, ortada tafl kalmad›¤› için sona ermedi .” Bunu biraz açar m›s›n›z? Yeni teknolojiler eskisi varl›¤›n› kaybetti¤i için girmedi hayat›m›za. Tarih boyunca hayat›n her alan›nda hep böyle olmufl. Buhar makinesiyle çal›flan gemilerin devreye girmesinin nedeni yelkenleri dolduracak rüzgarlar›n bitmesi de¤ildi. Bugüne bakt›¤›m›zda öncekilerden çok daha farkl› ve çarp›c› bir de¤iflikli¤in efli¤inde oldu¤umuzu görüyoruz. Sera gazlar›yla ne kadar yak›n bir iliflki içinde oldu¤umuzun, sera gazlar›n›n küresel ›s›nma ile birlikte geri dönüflü imkan- s›z zararlar verdi¤ini yavafl yavafl fark ediyoruz. Bu durumda süreci iyi takip etmek, sebep ve sonuçlar› iyi tahlil etmek büyük önem tafl›yor. Bu flekilde avantaj sa¤layan bireyler, flirketler, hatta ülkeler var. Sözün özü, karbonun hayat›m›z›n tam orta yerine konuflland›¤›n› kabullenmek ve önüne geçemeyece¤imiz yap›sal de¤ifliklikler gerçekleflmeden inisiyatifi ele almak durumunday›z. Türkiye bu durumun, yani kar bon bitmeden, karbonsuz eko nomiye geçmesi gerekti¤inin ne kadar fark›nda? Enerji sektöründeki flirketler ve özellikle yabanc› ortakl›klar› bulunan büyük gruplar konunun kesinlikle fark›nda. Di¤er sektörlerde flirketler konuyu uzaktan izliyor ama bir zorun- “Düflük karbonlu ekonomiye geçifl asl›nda çevresel kayg›lar›n çok ötesinde ekonomik, jeopolitik ve stratejik bir rekabet faktörüdür” luluk veya tehdit ortaya ç›kmad›kça fark›nda olmay› da pek istemiyor. Kamu, konuyu zaman zaman bas›ndan takip ediyor. Ülkemizi hiçbir yükümlülük almadan, bu konunun mümkün oldu¤unca d›fl›nda tutmaya gayret ediyorlar. Kamuoyu ise kesinlikle fark›nda de¤il. Tabii ki çevre ve sürdürülebilir kalk›nma bilinci h›zla art›yor ülkemizde. Ancak düflük karbonlu ekonomiye geçiflin asl›nda çevresel kayg›lar›n çok ötesinde ekonomik, jeopolitik ve stratejik bir rekabet faktörü oldu¤unu kesinlikle göremiyorlar. Bu nedenle de ne yaz›kt›r ki, düflük karbonlu ekonomiye geçifl süreciyle ilgili olarak siyasi liderlerimiz üzerinde bir kamuoyu, bürokrasi veya ifl dünyas› kaynakl› gerçek anlamda bir bask› ve yönlendirme bulunmuyor. m EKOIQ / KASIM 2010 97 kriton curi 10/27/10 4:18 PM Page 98 Anma Çevre Deyince Akla Hâlâ Onun Ad› Geliyor KR‹TON CUR‹ Türkiye’de çevre ve at›k konular›na dikkat çeken ilk isim olan Prof. Dr. Kriton Curi’yi, bundan 14 y›l önce 21 Ekim 1996 tarihinde kaybettik. Kat› At›k Türk Milli Komitesinin de kurucusu ve onursal baflkan› olan Curi’yi sayg›yla an›yor; sözü mesai arkadafllar›, dostlar› ve ö¤rencilerine b›rak›yoruz… Gerçek Bir Bilim ‹nsan› Gibi Yaflad› Ad›na çevre ödülleri da¤›t›lan Prof. Dr. Kriton Curi, 1945’te ‹stanbul’da do¤du. 1966 y›l›nda Robert Kolej ‹nflaat Mühendisli¤i bölümünü bitiren Curi, 1974 y›l›nda da ‹stanbul Teknik Üniversitesinden çevre mühendisli¤i konusunda doktor unvan›n› ald›. Ayn› y›l Bo¤aziçi Üniversitesi ‹nflaat Mühendisli¤i Bölümünde ö¤retim üyesi olarak göreve bafllayan Curi, 1980 y›l›nda doçentli¤e, 1988’de de çevre teknolojisi konusunda profesörlü¤e yükseldi. 1993-96 y›llar› aras›nda B.Ü. Çevre Bilimleri Enstitüsü Müdürlü¤ü, 1981-82’de B.Ü. ‹nflaat Mühendisli¤i Bölüm Baflkanl›¤›, 1980-82 ve 1993-96 y›llar› aras›nda B.Ü. Senato Üyeli¤i görevlerinde bulunan Prof. Dr. Kriton Curi, Kat› At›k Türk Milli Komitesinin kuruculu¤u ve baflkanl›¤›n› da yapt›. ‹smi Büyükada’da bir soka¤a, Kozyata¤›nda bir parka verilen, ad›na Büyükada’da bir Hat›ra Orman› kurulan bu büyük isim 21 Ekim 1996 tarihinde bir kalp krizi sonucu aram›zdan ayr›ld›. Haberin haz›rlanmas›ndaki katk›lar›ndan dolay› Prof. Dr. Günay Kocasoy’a sonsuz teflekkürler. Foto¤raflar KAKAD arflivinden al›nm›flt›r. 98 KASIM 2010 / EKOIQ kriton curi 10/27/10 4:18 PM Page 99 Kendisiyle “Çöp Profesörü” diye dalga geçen o bilim adam›n› hiç unutmad›m. Baflka bölümlerden kolay geçilecek ders arayan sosyal bilimler ö¤rencileri olarak kendimizi çetrefil “çevre sorunlar›n›n” göbe¤inde buluvermifltik. Ama Allahtan karfl›m›zda, a¤z›ndan bal damlayan, en ciddi ve teknik mevzular› f›kra tad›nda aktarabilen gerçek bir bilim adam› vard›. O adam Kriton Curi’ydi. 1995 y›l›nda, konunun uzmanlar› d›fl›nda neredeyse herkesin çevre sorunlar›ndan bihaber oldu¤u o dönemde, anfilere s›¤mayan genç zihinlere at›¤›n ne oldu¤unu anlatmaya çal›fl›p duruyordu: “At›k, yanl›fl yerdeki de¤erli maddeden baflka bir fley de¤ildir.” Çok sonralar› William McDonough gibi önemli bir araflt›rmac›dan “Beflikten Mezara” ilkesini okudu¤umda, “ben bunu zaten biliyordum” diye düflünmemi, o öngörülü bilim insan› sa¤lam›flt›. Bir sosyal bilim ö¤rencisi olmama karfl›n, konuya hem ilgi duymam›, hem de bir parça da olsa kavrayabilmemi sa¤layan müstesna bir yetene¤e sahipti Curi. Kendi alan›ndaki bilimsel yetene¤ini benim kavramam ve belirtmem yersiz olur ama iletiflim yetene¤i gerçekten kusursuzdu. Ayr›ca öngörüleri de… “Vahfli depolama yap›lan bu çöplükler patlayacak” sözü çok geçmeden gerçek oluyordu. At›k sorununun, baflat sorunlar›m›zdan biri haline gelece¤i iddias›n›n bugün kan›tlanmaya bile ihtiyac› yok. Herfley ortada… Hastane çöpünden gelen kesik organ parçalar›n› görünce “imdat” diye nas›l ba¤›rd›¤›n›, çöp alan›ndaki iflçilerin onu nas›l sakinlefltirdi¤i; neden çöp konteyn›rlar›n›n durmadan çöp suyunu ak›tt›klar›n›; bu suyun ne kadar tehlikeli oldu¤unu anlat›fl›n› bugün gibi hat›rl›yorum. Bugün hâlâ bu kadar y›l sonra (15 y›l dile kolay) ne zaman koyteyn›rlardan s›zan bir çöp suyu görsem, akl›ma Kriton Hoca geliyor. Çevremdekiler de b›kk›nl›kla, “tamam tamam Kriton Hocan söylemifl, bu suyun ne kadar tehlikeli oldu¤unu, biliyoruz” diyorlar. Bugün bir ekoloji dergisi haz›rl›yorsam; bunda onun pay› var. Ama sadece bunda m›? Türkiye’de at›k dönüflümü konusunda bir yol al›nm›flsa; bununla ilgili çal›flmalar yap›l›yor, genç akademisyenler konuya e¤iliyorsa, hepsinde Kriton Hoca’n›n mutlaka bir izi vard›r. ‹nsan ister istemez, 14 y›l önce, 1996 y›l›n›n bir Ekim gününde talihsiz bir flekilde yitirdi¤imiz Kriton Hoca bizden böylesine erken ayr›lmasayd›, çevre koruma alan›nda biraz daha ileride olaca¤›m›z› düflünmeden edemiyor. Ama bir yandan da, Kriton Hoca’y› anman›n en iyi yolu, b›kmadan usanmadan çevre konusunu gündeme getirmek, olumsuzluklara karfl› koymak, yap›lan her iyi fleyin arkas›nda durmak. ‹nan›yoruz ki, yüre¤i her daim nefle ile çarpan, her kötü fleyin iyi yan›n› görmek gibi özel bir yetene¤i olan Kriton Hoca da böyle isterdi… fiimdi sözü, bu önemli bilim adam›n› yak›ndan tan›yan mesai arkadafllar›na, ö¤rencilerine ve dostlar›na b›rak›yor ve önümüzdeki y›l, 15. Ölüm Y›ldönümünde O’nu çok daha büyük bir organizasyonla anmay› umut ediyoruz. Bar›fl Do¤ru S›rad›fl› bir bilim insan› ve ö¤retim görevlisi olan Kriton Curi, bazen bütün s›n›f› al›r Bo¤aziçi Üniversitesinin yeflilliklerine ç›kar›r, dersi do¤an›n göbe¤inde, esprilerle süsleyerek anlat›rd›. EKOIQ / KASIM 2010 99 kriton curi 10/27/10 4:18 PM Page 100 Anma “Miras› O Kadar De¤erli ki!” “Sevgiyle An›yorum” Kriton Curi ile birlikte ‹stanbul Belediyesi’nin Kompost Tesisleri ihalesini de¤erlendirmek üzere befl kiflilik bir heyetle birlikte 1985 y›l› Eylül ay›nda bat›ya do¤ru hareketle 24 günde dünyay› dolafl›p ‹stanbul’a do¤udan geri dönmüfltük. Bu çok enteresan seyahatle birbirimizi çok daha yak›ndan tan›ma f›rsat›m›z oldu. Avusturya, Almanya ve ‹ngiltere’den sonra ABD’ye, Kaliforniya’ya gitmek üzere uça¤a bindi¤imizde Kriton’u inan›lmaz bir heyecan bast›. Çünkü Kaliforniya’da ço¤u bizim s›n›ftan veya daha küçük s›n›flardan bir Robert Kolejliler kolonisi vard›. Bu gruba haber verilmiflti ve onlarla birlikte olacakt›k. Robert Kolejli grupla birlikte olmak kendisini fevkalade heyecanland›rm›flt›. Kendisini yat›flt›rmak çok zor oldu ve arkadafllar› gördü¤ümüzde Kriton inan›lmaz derecede mesuttu. Bu toplant›da Tamer ve Atilla Akkafl, Avram Ninyo, Zeki Kat›ran, Deniz Gürsoy ve di¤erleri ile birlikte olmufltuk. Kolejli olmak, çevreci olmak, ‹stanbullu olmak ve Adal› olmak Kriton için çok ayr› bir tutku idi. Marmara Bölgesinde de¤iflik belediye ve sivil toplum kurulufllar›na Kriton’un yapt›¤› program çerçevesinde gider baz› bilgilendirme çal›flmalar› yapard›k. Bu toplant›larda Fahir Borak Nükleer Enerji, Günay Kocasoy Su Kirlili¤i, ben Hava Kirli¤i ve Kriton genel konulara de¤inirdi. Kriton önce beni sonra Günay Han›m’› konuflturur ve kendisi konuflmas›na bafllarken “Benden önceki arkadafllar havadan sudan konufltular! fiimdi biz biraz çevre konular›na girelim” diye bafllar ve en ciddi konular› mizah ve kara mizah kar›fl›m› ile kitlelere mal ederdi. Kendisini sevgiyle anar›m. Prof. Dr. Ekrem EK‹NC‹ Ifl›k Üniversitesi Rektörü 100 KASIM 2010 / EKOIQ Zaman›n Feriköy Sanat ve Kültür Sevenler Derne¤i Baflkan› olarak azalmakta olan Rum cemaatinin ve gençlerinin daha entegre bir toplumda yaflamalar› gayretleri çerçevesinde, görünürlü¤ü art›ran ve kat›l›mc› bir imkan sa¤layan etkinlikleri gerçeklefltirmeye önem verirdim. 1990’lu y›llar›n bafl›nda Dünya Çevre Gününde Kriton Curi nezaretinde bir aç›k hava etkinli¤i yapmay› hedeflemifl idim. Rahmetli Hoca gibi, ben de Zo¤rafyon Lisesinden mezun idim. Kendisine telefon ile evden ulaflmaya çal›fl›yordum. Akflamlar› geç saatlere kadar denemelerim neticesiz kal›rken kendisinin Üniversitede çal›flmakta oldu¤unu daha sonra ö¤rendim. Nihayet Hocaya ulaflt›¤›mda K›nal›ada’daki evlerini babam Y. Mimar Vasil Vingas’›n infla etti¤ini söyledi ve gençli¤inde kendisiyle tan›fl›kl›¤›ndan dolay› bana sempati ile yaklaflt› ve hemen etkinli¤e katk› sa¤layaca¤›n› belirtti. Daha sonra fiile’de Belediyenin de ortak kat›l›m› ile aç›k havada Rum cemaati gençlerinin haz›r bulunaca¤› bir panel ve çevreye zarar vermeyen ambalajl› g›dalarla piknik yapmaya kara verdik. Çevre dostu Patrik Bartholomeos da bu gezide haz›r bulundu. Hocan›n arac›l›¤› ile Ankara’dan Kemal Anadol Bey ve hat›rlayamayaca¤›m bir bilim adam› daha geldi. Herfley mükemmel geçti, güle oynaya gidildi, ilk defa bir meydanda Rum cemaatine ait bir Dernek faaliyetini gerçeklefltirmifl olduk. Hep birlikte çevre dostu ürünlerle çay›rlarda piknik yapt›k ve ‹stanbul’a döndük. Kriton Curi o gün çifte mutluluk yafl›yordu. Hem ait oldu¤u cemaatin gençleri kendisinin al›fl›k olmad›¤› bir inisiyatife ön ayak olmufllard› hem de çevre bilinci için bir katk› daha yapm›flt›. Bu ortak çal›flma iliflkimizi güçlendirdi. Baflka projeler için hesaplar yaparken O aniden aram›zdan ayr›ld› ancak miras› o kadar de¤erli idi ki kendisi hala hizmetleri, hedefleri ve emekleriyle kalbimizde ve yaflam›m›zda. Daha sonra kurulan Kriton Curi Çevre Vakf›nda y›llarca görev ald›m. Ancak rahmetlinin ad›n› tafl›yan bu Vakfa maalesef arzu etti¤im kadar hizmet verememenin üzüntüsünü yafl›yorum. Umar›m bundan sonra Vakf›m›z toplumdaki yerini al›r. Kriton Curi’nin ruhu flad olsun. Selam ve sayg›lar›mla... Laki V‹NGAS / ‹fladam› kriton curi 10/27/10 4:18 PM Page 101 “Ona Çok fiey Borçluyum” Onu ilk kez 1968 yaz›nda Surveying dersinde asistanl›¤›m›z› yaparken tan›d›m. Kursun sonunda bize çok zor bir harita çizdirmiflti. Bizler de ondan intikam almak için (Kriton Abi’yi tan›yanlar onun “fl” harfini telaffuz ederken zorland›¤›n› bilirler) ondan “she sells, sea shells, on the sea shore” tekerlemesini söylemesini istemifltik. Bozulaca¤›n› ve çuvallayaca¤›n› sanm›fl, ama yan›lm›flt›k. Olay› hoflgörü ile karfl›lam›flt› ve olay sonras› bize verdi¤i “insanlar›n eksikliklerinin subjektif kavramlar oldu¤u” yönündeki ö¤üdü kulaklar›m›za küpe olmufltu. Bilahare Kriton Abi’nin ilk tez ö¤rencisi oldum. Mühendislik Binas›’n›n alt kat›nda, flu anda faaliyette olup olmad›¤›n› bilmedi¤im Hidrolik Laboratuar›nda tezimle ilgili deneyleri yaparken beraberce birçok kez sabahlam›flt›k. ‹nan›n bu özverinin seneler boyunca artarak bir insan›n kald›ramayaca¤› boyutlara geldi¤ini bizzat gözledim. Kriton Curi benim hocam, abim ve can dostumdu. Hocal›¤› kutsal bir meslek olarak telakki etmemi, ö¤rencilerime düflkünlü¤ümü ve özgüvenimi ona borçluyum diyebilirim. S. Giray VEL‹O⁄LU Yap› Kredi Sigorta Genel Müdürü Adalar Belediyesi, Kriton Curi’ye olan vefas›n› bir hat›ra orman› kurarak gösterdi. “Çevre Duyarl›l›¤›n›n Artmas›na Çok Önemli Katk›lar› Oldu” Beklenmedik bir flekilde aram›zdan ayr›lan de¤erli arkadafl›m Kriton Curi, çevre alan›ndaki çal›flmalar› yan›nda, insani de¤erleriyle de sadece bizlerde de¤il yurtd›fl›ndaki meslektafllar›nda da derin izler b›rakm›fl bir akademisyendi. Öyle ki vefat›ndan sonra, kayb›ndan duyduklar› üzüntüyü sayfalara s›¤d›ramayan en duygusal mektuplar yurtd›fl›ndaki dostlar›ndan gelmiflti. Kriton’un, bulundu¤u ortamda ilgi çeken, herkese yak›n bir duruflu vard›. Babacan bir tav›r ve tok bir sesle sundu¤u ders ve seminerlerinde anlatt›¤› anekdotlar nice gençleri çevre konular›na m›knat›s gibi çekmifltir. Robert Kolej’de yapt›¤› bir konuflmas›nda “Bir kifli için akl›n›zdan kötülük yapmak geçiyorsa kap›s›n›n önüne ufak bir çöp b›rak›n, oras› k›sa zamanda çöplük haline dönüflecektir” dedi¤i bugün bile ak›llardad›r. Kriton’un, gecesi gündüzü olmayan bir çal›flma sistemi vard› ve öyle olmak zorundayd›. Zira kat› at›k konusundaki faaliyetleri, üzerine ald›¤› sorumluluklar, ö¤rencileriyle olan çal›flmalar› ve onlara olan ilgisi, tan›nm›fll›¤› giderek artan boyutlardayd›. Akademik çal›flmalar›n sonuçlar›n›n toplumla paylafl›lmas›, toplumun refah›na ve yaflam kalitesine katk›s›, ancak toplumun bilinçlendirilmesi ve kat›l›m›yla anlam kazan›r. Kriton’un en önemli özelli¤i ve çabas› iflte bu noktada kendini göstermifltir: Toplumla kurdu¤u s›cak iletiflim ve çok yönlü diyalog. Üniversitemizde bafllatt›¤› ve gelifltirdi¤i çevre çal›flmalar›yla Kriton, toplumumuzda çevre duyarl›l›¤›n›n h›zla artmas›na ve bilinçlenmesine çok önemli katk›lar sa¤lam›flt›r. Halka çevre korumas›n› anlatabilmifl ve bunu önemsemifltir. Pek çok say›da belediye, kurum ve sivil toplum kuruluflu onun seminerlerini izleyerek, birlikte projelerde çal›flarak kat› at›k konusunda toplum bilincini artt›rmaya ve sorunlar›n› çözmeye odaklanabilmifllerdir. Prof. Dr. Gülay ALTAY B.Ü. ‹nflaat Mühendisli¤i Bölümü EKOIQ / KASIM 2010 101 kriton curi 10/27/10 4:18 PM Page 102 Anma Kriton Curi toplumun her kesimiyle iletiflim kurmay› becerebilen bir bilim insan›yd›. Bak›rköy Belediye Baflkan› Ali Talip Özdemir ve ifladam› Üzeyir Garih’le bir ödül töreninde (sa¤da) ve akademisyen arkadafllar›yla bir yurtd›fl› gezisinde (altta). Curi’nin ad›n›n verildi¤i soka¤›n aç›l›fl töreninde arkadafllar› ve kardefli (altta sa¤da). “Dünya ‹nsan›: Kriton Curi” Dr. Kriton Curi’yi, Türkiye’de çevre bilincinin oluflmas›, çevre sorunlar›n›n ülke gündemine tafl›mas› ve çevre konusunda yapt›¤› çal›flmalarla herkes tan›yor. O’nun ad›n› tafl›yan yap›tlar, parklar var. Vefal› yerel yönetimler onu gelece¤e tafl›yacak etkinlikler düzenliyorlar. Dostlar› O’nun ad›na bir vak›f kurdular, Kriton Curi’yi sonsuza dek yaflatmaya çal›fl›yorlar. Ancak O’nu yaflam›nda tan›ma olana¤› bulamam›fl gençler için, Kriton Curi’nin birkaç kiflisel özelli¤inden söz edece¤im. Kriton Bey, -biz ö¤rencileri ve yaflça küçük meslektafllar› O’na böyle hitap ederdik- çok samimi, nefleli ve esprili bir insand›. Ses tonu yüksek ve t›n›s› farkl›yd›. O’nun ve Demir Demirgil’in kampusa geldi¤i hemen anlafl›l›rd›. Kriton, içten ve sevecen bir dosttu. Ö¤rencilerinin ve arkadafllar›n›n sorunlar›n› paylafl›r, dertlerini dert edinirdi. Onu, ilk kez Mühendisli¤e girifl derslerinde “çizim dersi hocas›” olarak tan›d›k ve sevdik. Haks›zl›¤a tahammül edemez, kimden gelirse gelsin, yanl›fl uygulamalara karfl› ç›kard›. Güçlü bir mant›¤› vard›, itirazlar›n› gerekçeleriyle söyler, inatla fikirlerinin arkas›nda dururdu. Dürüst, samimi ve yapmac›ks›z oldu¤u için, 102 KASIM 2010 / EKOIQ duygusald› da. O’nu en çok üzen fleyler, kendisine ve baflkalar›na yap›lan haks›zl›klar oldu. O’nu k›ranlar art›k o görevlerde de¤iller, O’da art›k aram›zda de¤il, ama sevenlerinin kalbinde yafl›yor. Kriton Curi, ülkesini seven ve Türkiye Cumhuriyeti vatandafl› olmaktan gurur duyan biriydi. Askerli¤ini ö¤retim üyesi olarak Deniz Kuvvetlerinde yapt›. Denizci üniformas›n›n O’na ne kadar yak›flt›¤›n› hat›rl›yorum. Kriton Bey, organizasyon yetenekleri de güçlü biriydi. ‹nsanlar› bir araya getirmede ve belirli hedeflere yöneltmede baflar›l›yd›. Kendisini, 1981 y›l› Kas›m›nda AKM’de bir hafta süren Uluslararas› Atatürk Konferans›n›n haz›rl›klar›n› yürüten organizasyon komitesinde birlikte çal›fl›rken daha iyi tan›d›m. O inan›lmaz enerjisi ve detayc›l›¤›yla Kongrenin baflar›s›nda büyük pay sahibiydi. Günümüz Türkiye’sinde yaflanan sorunlar aç›s›ndan birçok yönden örnek al›nacak bir “insan”d›. Ülkemiz bilimine, gençlerin e¤itimine ve çevre bilincinin geliflmesine katk›lar› asla unutulmayacak. Dr. Mehmet KABASAKAL Okan Üniversitesi Ö¤retim Üyesi ve Rektör Dan›flman› kriton curi 10/27/10 4:18 PM Page 103 izaydas 10/27/10 4:20 PM Page 104 Kat› At›k ‹ZAYDAfi Genel Müdürü Muhammet Saraç: “Yüzde Yüz Kapasiteye Ulaflt›k” Yeflil giriflimlerde kamu geride mi kal›yor sorusu s›k s›k akla geliyor ama ‹zmit Belediyesi’nin 14 y›l önce kurdu¤u ve kat› at›klar›n bertaraf›nda tüm Türkiye’ye önderlik eden ‹ZAYDAfi, kamunun ve belediyelerin isterlerse neler yapabilece¤ine dair çok iyi bir örnek sunuyor. ‹ZAYDAfi Genel Müdürü Muhammet Saraç, yeni tesislerden depolama alanlar›na, rüzgâr türbinlerinden biyogaz tesislerine kadar uzanan yeni projelerini EKOIQ’ya anlatt›. 104 KASIM 2010 / EKOIQ Bize biraz ‹ZAYDAfi’la ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz? K›sa ad› ‹ZAYDAfi olan ‹zmit At›k ve Art›klar› Ar›tma Yakma ve De¤erlendirme A.fi., 1996 y›l›nda Entegre Çevre Projesi kapsam›nda ‹zmit Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan kuruldu. fiirketin yüzde yüzü Kocaeli Büyükflehir Belediyesi’ne ait. ‹ZAYDAfi’›n kurulma amac›, Çevre Kanunu’na uygun olarak evsel ve endüstriyel at›klar›n bertaraf›n› sa¤lamak. Bu çerçevede ‹ZAYDAfi Türkiye’deki ilk at›k bertaraf tesisi olarak bir taraftan bu at›klar›n bertaraf›n› sa¤larken di¤er taraftan elektrik üretiyor. ‹ZAYDAfi faaliyetleriyle ilgili tüm yasal gereklikleri ödün vermeden yerine getiriyoruz. Bu çerçevede, ISO 9001:2008, ISO 14001:2004 ve OHSAS 18001:2007 standartlar›na uygunluk belgelerine sahibiz. Ayr›ca, Türkiye Kalite Derne¤i-KALDER, Avrupa Yakma Tesisleri Birli¤i-EURITS, Kocaeli Sanayi Odas›-KSO ve Kocaeli Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i-KOS‹AD üyesiyiz. izaydas 10/27/10 4:20 PM Page 105 ‹ZAYDAfi’›n iflletti¤i tesislerle ilgili bilgi alabilir miyiz? Sanayiden kaynakl› tehlikeli endüstriyel tehlikeli at›klar›n yak›larak bertaraf edildi¤i Yakma Tesisimiz 35 bin ton/ y›l kapasiteye sahip. Tesisin çal›flma prensibi, endüstriden kaynaklanan yanabilir nitelikteki plastik at›klar, kullan›lm›fl ya¤lar, ilaç ve kozmetik at›klar›, petrokimya at›klar›, PVC, solvent, boya at›klar›, yap›flt›r›c› ve yap›flkanlar, ar›tma çamurlar› vb. tehlikeli at›klar ile klinik at›klar›n yak›larak bertaraf edilmesine dayan›yor. Tesise kabul edilen “Tehlikeli At›klar›n” beyan›, etiketlenmesi, tafl›nmas› ve bertaraf› Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n ilgili yönetmelikleri çerçevesinde yap›l›yor. ‹ZAYDAfi tesislerine, patlay›c› ve radyoaktif maddeler, mezbaha at›klar›, piller ve aküler kesinlikle kabul edilmiyor. Tehlikeli at›klar, laboratuvar taraf›ndan haz›rlanan günlük yakma menüleri do¤rultusunda, döner f›r›nda 921-1150 oC s›cakl›k aral›¤›nda ve ortalama 95-120 dakika kal›fl süresinde; son yakma odas›nda ise 923-1250 oC s›cakl›k aral›¤›nda ve minimum 2,5 saniye kal›fl süresinde yak›l›yor. Son yakma odas›ndan ç›kan gaz›n so¤u- “Sanayiden kaynakl› tehlikeli endüstriyel tehlikeli at›klar›n yak›larak bertaraf edildi¤i Yakma Tesisimiz 35 bin ton/y›l kapasiteye sahip” Biyogaz Tesisi: Hem Elektrik, Hem Gübre Kocaeli Büyükflehir Belediyesi, TÜB‹TAK MAM ve araflt›rmac› kurum olarak dört üniversite taraf›ndan 2007 y›l›nda bafllat›lan “Bitkisel ve Hayvansal At›klardan Biyogaz Üretimi ve Entegre Enerji Üretim Sistemlerinde Kullan›m›” projesi çerçevesinde ‹ZAYDAfi sahas›nda bir biyogaz ve enerji üretim tesisi kuruluyor. Yap›m› devam eden tesisin 2010 y›l›n›n sonlar›nda devreye al›nmas›n› planl›yoruz. Tesisten elde edilecek 155 metreküp/saat debideki biyogaz, 350 kW ›s› ve 350 kW elektrik üretim gücündeki kojenerasyon ünitesinde de¤erlendirilecek. Ç›kan ›s›n›n yüzde 30’luk k›sm› tesisin kendi ihtiyac›nda, kalan k›s›msa ihtiyaç duyulan di¤er birimlerde kullan›lacak. Üretilen elektrik ise flebekeye ba¤lant› yap›larak sat›lacak. Ayr›ca ifllenmifl materyal nihai olarak 30 ton/gün organik gübre elde edilecek. Elde edilen gübrenin, organik yap›s› itibariyle yabanc› ot tohumu içermemesi, su tutucu içeri¤i ve zengin mineral kaynakl› yap›s› sayesinde zirai kullan›ma oldukça elveriflli olacak. tulmas›yla buhar üretiliyor; elde edilen buhar da Türbin-Jeneratör Ünitesine gönderilerek maksimum 5,2 MW elektrik üretiliyor. Üretilen elektrik enerjisiyle tesisin ihtiyac› karfl›lan›yor; artan k›sm› ise ulusal sisteme sat›l›yor. Peki yakma ifllemi nedeniyle ç›kan gazlar konusunda nas›l bir prosedür uyguluyorsunuz? Yakma ifllemi sonucu oluflan at›k gaz içinde toz, CO, CO2, H2O, HCl, HF, NOx, O2, TOC (Toplam Organik Karbon) ve SO2 emisyonlar›n›n ölçümleri yap›l›yor. De¤erler, otomatik olarak kaydediliyor. Bu de¤erler ile Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan istenen yar›m saatlik ve günlük ortalamalar, kontrol odas›n›n yan› s›ra, bilgisayar a¤› arac›l›¤› ile; Kocaeli ‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü, Kocaeli Büyükflehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Baflkanl›¤› ve ‹ZAYDAfi Genel Müdürlü¤ü EKOIQ / KASIM 2010 105 izaydas 10/27/10 4:20 PM Page 106 Kat› At›k ‹ZAYDAfi’›n yeni hizmete soktu¤u At›k Al›m Gemisi, deniz araçlar›n›n at›klar›n› toplayarak ‹zmit Körfezinin kirlenmesini de önlüyor. taraf›ndan sürekli olarak takip edilebiliyor. Baca gaz› verilerimizi ayn› zamanda www.izaydas.com.tr web sitemizden de yay›nl›yoruz. Yap›lan analiz sonuçlar› da periyodik olarak raporlan›yor. Ölçümlerin; yasal de¤erlerin çok alt›nda emisyon sonuçlar› verdi¤ini söyleyebilirim. Biraz da düzenli depolama alanlar› n›zdan bahsedebilir misiniz? Düzenli depolama alanlar›nda, Kocaeli bölgesindeki evlerden kaynaklanan evsel at›klar ile sanayiden kaynakl› evsel ve depolanabilir nitelikteki tehlikeli at›klar depolanarak bertaraf ediliyor. Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan tahsis edilen 800 bin metrekarelik alan›n 367.007 metrekarelik bölümünde bulunan Solaklar Evsel ve Tehlikeli Kat› At›k Düzenli Depolama Alanlar› 1997 y›l›nda infla edildi. Evsel at›klar için 3.163.000 metreküp kapasiteli 6 adet lot, tehlikeli at›klar için 106 KASIM 2010 / EKOIQ Rüzgâr Türbinlerinden Temiz Enerji 969.919 metreküp kapasiteli bir adet lot bulunuyor. Düzenli depolama sahas›na kabul edilen evsel ve tehlikeli at›klar, at›¤›n cinsine uygun olan lottaki çal›flma alan›na aktar›l›yor. Kocaeli Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan Dilovas› ilçesinde yap›lan 32 bin metrekarelik lotun da iflletimi, 2007 y›l› itibariyle ‹ZAYDAfi’a verildi. Tesislere gelen at›klar ifl makineleri yard›m›yla serme/s›k›flt›rma ifllemleri uygulanarak üzeri koku ve olumsuz çevre flartlar›n› önlemek için ara örtü topra¤› ile kapat›l›yor. Geçirimsizlik tabakas› üzerinde yer alan drenaj sistemiyle toplanan çöp s›z›nt› sular› DAF (Ön Ar›t›m Tesisi) ünitesine gönderilerek ön ar›t›m› yap›l›yor ve bu ifllemin ard›ndan kolektör hatt› ile ‹SU’ya ait 42 Evler Evsel ve Endüstriyel At›k Su Ar›tma Tesisine gönderiliyor. Sahadan ç›kan at›k araçlar› tekerlek ve araç y›kama istasyonunda y›kanarak tesisi terk ediyor. ‹ZAYDAfi yenilenebilir enerji kaynaklar› konusunda da öncülük yap›yor. ‹zmit Solaklar ile Gebze’de Gaziler Da¤›na monte edilen 132 kW kapasiteli rüzgâr türbinleri, kentimizde rüzgâr enerjisinden de elektrik üretilebilece¤ini gösterdi. Her biri y›lda ortalama 100 bin kW saat enerji üretmektedir. Çöp Suyu da Ar›t›lacak Gelece¤e yönelik olarak, çöp s›z›nt› sular› ar›tma tesisinde çöp suyunun ar›t›l›p geri kazan›lmas› planlan›yor. Ar›t›lan suyun bahçe sulamada veya yol y›kamada kullan›lmas›n›n hedeflendi¤i Projenin ihalesi gerçeklefltirildi. izaydas 10/27/10 4:20 PM Page 107 “At›k yönetimi sektöründe, ‹ZAYDAfi olarak bulundu¤umuz konumun ve sorumluluklar›m›z›n fark›nday›z” Peki, bu at›klardan nas›l yararlan›l›yor? Evsel depolama sahas›nda oluflan gazlarsa dikey gaz bacalar›yla toplan›yor ve flare sistemleri ile yak›larak bertaraf ediliyor. Depolama sahalar›nda yap›lan fizibilite çal›flmalar›nda ve gaz ölçümlerinde 1,2 MW kapasiteli bir elektrik üretim santrali kurulmas› planland› ve Çöp Gaz›ndan (LFG) Elektrik Üretim Santrali Yap›m› ve ‹flletilmesiyle ilgili olarak May›s 2010’da bir ihale gerçeklefltirildi. ‹hale, evsel kat› at›klar›n düzenli olarak depoland›¤› Solaklar ve Dilovas› Kat› At›k Düzenli Depolama Alan›nda depolama sonras› a盤a ç›kan LFG’nin toplanmas›n›, ar›t›lmas›n›/so¤utulmas›n›, elektrik enerjisine dönüfltürülmesi için santralin kurulmas›n› ve iflletimini içeriyor. Yap-ifllet modeliyle yap›lacak bu tesisler sayesinde y›lda 80 bin ton karbondioksitin atmosfere sal›nmas› önlenmifl olacak. Tesisin yap›lmas› ve iflletilmesi 2011 y›l›n›n son çeyre¤ini, 2012 y›l›n›n bafllar›n› bulacak. Bu tür tesislerin ülkemize sa¤lad›¤› bir baflka avantaj da Kyoto Protokolü çerçevesinde, azalt›lan karbon emisyonu karfl›l›¤› “karbon kredisi” kazan›lmas›. Son olarak, eklemek istediklerinizi ö¤renebilir miyiz? At›k yönetimi sektöründe, ‹ZAYDAfi olarak bulundu¤umuz konumun ve sorumluluklar›m›z›n gere¤i olarak at›k üreticilerinin at›k bertaraf taleplerini h›zl› bir flekilde karfl›lamak ve gelifltirece¤imiz yeni uygulamalarla onlar›n maliyetlerini afla¤›ya çekecek tedbirler almak için yeni bir yap›lanma içerisindeyiz. Tüm dünyada ve ülkemizde etkili Evsel At›klar Bertaraf Edilecek Kocaeli bölgesinden günlük 1200 ton evsel at›k toplanarak, depolama sahalar›m›zda bertaraf ediliyor. Depolama sahalar›n›n kapasitelerinin dolmas›na çok az zaman kald›. Bu nedenle yeni depolama alanlar›na ihtiyac›m›z var. Di¤er taraftan AB müktesebat›na uyum çal›flmalar› çerçevesinde önümüzdeki y›llardan itibaren depolanan evsel at›k içerisindeki organik madde içeri¤inin azalt›lmas› gerekiyor. Dolay›s›yla depolama konusunda art›k farkl› bertaraf yöntemlerinin tercih edilmesi gerekiyor. Bu süreci beklemeden evsel at›klar› bertaraf edebilecek bir sistem oluflturmak için çal›flmalar bafllat›ld›. Yaklafl›k befl y›l sonra, evsel at›klar için bir bertaraf tesisi kurulmufl olacak. Akredite Laboratuvar Kuruluyor olan mevcut ekonomik flartlar› da dikkate alarak; at›k üreticilerine kolayl›klar sa¤lama amac›nday›z. Bu kapsamda yapm›fl oldu¤umuz çal›flmalar neticesinde mevcut kapasitemizi yüzde 100’e yak›n oranda kullan›labilir hale getirerek, at›k bertaraf fiyatlar›nda yüzde 30’lara varan ›skontolar yapm›fl durumday›z. At›k kabul kriterlerini kolaylaflt›rarak il fark› gözetmeksizin gelen tüm taleplere en h›zl› flekilde cevap veriyoruz. ‹ZAYDAfi olarak her zaman sektörün öncüsü ve yol göstericisi olmaya devam edece¤imizi söyleyebilirim. m Kabul etti¤imiz at›klar›n analizini yapt›¤›m›z laboratuvar›m›z› gelifltirerek, akredite edip d›flar›ya hizmet verebilecek duruma getirme yönünde çal›flmalar›m›z devam ediyor. Bu anlamda ekipman ihtiyaçlar› tamamlanm›fl durumda. E¤itimlerin tamamlanmas› ve yasal düzenleme aflamalar›ndan sonra, d›flar›ya hizmet verebilecek akredite bir laboratuvar haline gelecek. EKOIQ / KASIM 2010 107 gelismis ulke 10/27/10 4:28 PM Page 108 Dünyadan Sürdürülebilir Baflar› Öyküleri 108 KASIM 2010 / EKOIQ gelismis ulke 10/27/10 4:28 PM Page 109 Geliflmekte olan birçok ülkeden sürdürülebilirlikle ilgili baflar› öyküleri ya¤›yor. Birleflmifl Milletler Çevre Program› (UNEP) Yeflil Ekonomi Raporu, bu konuda öne ç›kan örnekleri toplad› ve dünya kamuoyuna sundu. Uganda’dan Brezilya’ya, Çin’den Kenya’ya kadar uzanan bu baflar› öykülerinden ç›kar›labilecek çok ders var. EKOIQ / KASIM 2010 109 gelismis ulke 10/27/10 4:28 PM Page 110 Dünyadan Ç‹N’DE YEN‹LENEB‹L‹R ENERJ‹ 2005 y›l›nda yürürlü¤e giren Yenilenebilir Enerji Yasas›, Çin’de sektörün geliflmesi aç›s›ndan çok önemli bir çerçeve sa¤lad›. Kanun, çok çeflitli teflvikler sunuyor: Yenilenebilir enerjinin desteklenmesi için bir kamu fonunun oluflturulmas›, ucuz arazi temini, yenilenebilir enerji projeleri için vergi indirimi sa¤lanmas›, enerji nakil hatlar›n› iflleten flirketlerin lisansl› yenilenebilir enerji üretim flirketlerinden al›m zorunlulu¤u gibi. Yat›r›m ve politika teflviklerinin bilefliminden oluflan bu uygulamalar hem rüzgâr hem de günefl enerjisi alan›nda önemli geliflmelerin kaydedilmesine neden oldu. Rüzgâr Enerjisi 100 Gigavata Ulaflabilir mi? 2005-2009 y›llar› aras›nda rüzgâr enerjisi üretim kapasitesi y›lda yüzde 100’den daha h›zl› bir art›fl gösterdi. 2009’da iflletmeye al›nan 13,8 GW’l›k kapasiteyle Çin, dünyan›n en fazla ek kapasite yaratan ülkesi oldu. Kurulu güç alan›nda ise ABD’den sonra ikinci s›rada geliyor. Çin hükümeti, 2020 y›l› kurulu güç kapasitesi hedefini 30 GW’tan 100 GW’a ç›kartt›. Devlet, yerli rüzgâr türbin imalat›n› teflvik etmek maksad›yla türbin teknolojisi alan›nda flirket ortakl›klar›n› ve teknoloji transferini teflvik eden politikalar uyguluyor, yerli imalat rüzgâr türbinlerinin kullan›m›n› zorunlu k›l›yor. Bilim ve Teknoloji Bakanl›¤› 1996’dan, yani yenilenebilir enerji fonunun kurulmas›ndan bu yana, rüzgâr enerjisi alan›nda ARGE çal›flmalar›n› sübvanse ediyor. Sinovel Wind, Goldwind Science and Technology ve DongFang Electric gibi yerli flirketlerin yeni kurulan tesisler içindeki paylar› giderek art›yor. 2008 y›l›na kadar yabanc› flirketlerin 110 KASIM 2010 / EKOIQ egemenli¤i alt›nda olan sektörde bu üç flirketin toplam piyasa pay› flu anda en az yüzde 50 seviyesinde. 2006 y›l›nda Çin Ulusal Kalk›nma ve Reform Komisyonu, Yenilenebilir Enerji Tarifeleri ve Maliyet Da¤›l›m› Geçici Tedbirler Yönetmeli¤ini, 2007’de de Yenilenebilir Enerji Ek Fiyat›yla ilgili Geçici Tedbirler Yönetmeli¤ini yay›nlad›. Yenilenebilir Enerji Yasas›yla birlikte haz›rlanan söz konusu bu yönetmeliklerin amac›, rekabetçi bir fiyatland›rma ortam› yaratmak suretiyle rüzgâr enerjisinden elde edilen elektri¤in fiyat›n› afla¤› çekmek. Günefl Enerjisinde Hedef 20 Gigavatt Dünyan›n en büyük fotovoltaik (PV) üreticisi olan Çin, 2009’da dünyadaki üretimin yaklafl›k yüzde 45’ini gerçeklefltiriyor. fiu ana kadar 160 MW gücünde PV sistemi kuruldu ve elektrik da¤›t›m flebekesine ba¤land›. 12 GW gücündeki daha büyük projeler ise ha- z›rl›k aflamas›nda ve böylece Çin, Asya ve dünyan›n bu alandaki en büyük pazarlar›ndan bir tanesi haline gelecek. Çin hükümeti, 2020 y›l› için koyulan 1,8 GW’l›k hedefin 20 GW’a revize edebilece¤ini aç›klad›. Çin, günefl enerjisinden s›cak su üretimi alan›nda da birinci konumda. Bu alanda dünyadaki üretim kapasitesinin yaklafl›k üçte ikisini elinde bulunduruyor. Çin’de konutlar›n yüzde 10’undan fazlas›, 160 milyon metrekareyi aflan kolektörlerle, s›cak su temininde günefl enerjisini kullan›yor. 11. Befl Y›ll›k Plan ve Yenilenebilir Enerji Program› çerçevesinde, 2007’de Günefl Enerjisi Termal Kullan›m› Teflvik Uygulama Plan› kabul edildi. Bu ulusal program dahilinde günefl enerjisiyle su ›s›tma sistemlerinin, hastane, okul, restoran ve yüzme havuzlar›nda kurulmas›na öncelik verildi. ‹stihdam 2009 y›l› sonu itibariyle, enerji sektörünün üretimi 17 milyar dolarl›k bir büyüklü¤e ulaflt› ve sektörde yaklafl›k olarak 1,5 milyon kifli istihdam ediliyor. Bunlar›n yaklafl›k 600 bini termal günefl enerjisi, 266 bini biyokütle, 55 bini PV panelleri ve 22 bini rüzgâr enerjisi üretiminde çal›fl›yor. Sadece 2009 y›l›nda, 300 bin yeni istihdam yarat›lm›fl durumda. gelismis ulke 10/27/10 4:28 PM Page 111 KENYA’DA TAR‹FE GARANT‹S‹ Tarife garantisi (TG), enerji flirketlerine ya da ulusal enerji flebekesini iflleten kamu flirketlerine yenilenebilir enerji kaynaklar›ndan, daha önceden belirlenmifl bir fiyattan -ki bu fiyat yenilenebilir enerji sektörüne yeni yat›r›mlar çekecek bir seviyededir- elektrik al›m zorunlulu¤u getiren bir politika uygulamas›d›r. Bu uygulama neticede belirlenmifl yenilenebilir enerji kaynaklar›ndan, mesela günefl, rüzgâr ve di¤er kaynaklardan, elektrik üreten flirketler için garantili bir piyasa yarat›r ve yapt›klar› yat›r›mlardan ciddi bir getiri elde etmelerini sa¤lar. TG uygulamas›, enerji flebekesine eriflim sa¤lama, uzun vadeli al›m garantisi ve kilovat saat bafl›na belirlenmifl bir fiyat gibi unsurlar› içerir. Kenya’n›n uygulad›¤› TG’nin üç amac› var: 1. Yenilenebilir Enerji alan›nda faaliyet gösteren yat›r›mc›lara bir yat›r›m garantisi ve piyasa istikrar› sunmak; böylece kaynak mobilizasyonu sa¤lamak. 2. Klasik ihale süreçlerini ortadan kald›rarak ifllem ve yönetim maliyetlerini azaltmak. 3. Yat›r›mc›lar› enerji santrallerini dikkatli bir flekilde iflleterek, maksimum getiriyi elde etmek için teflvik etmek. En az 20 y›ll›k bir al›m garantisi vererek Kenya Hükümeti bir yandan ülkenin sahip oldu¤u önemli bir kayna¤› harekete geçirmifl, öte yandan da ayn› derecede önemli olan ekonomik, çevresel ve sosyal politikalar› da uygulamaya koymufl oluyor. Ocak 2010’da Kenya TG politikas›n› gözden geçirdi ve üç yenilenebilir enerji kayna¤›n› daha uygulamaya da- hil etti: Jeotermal, biyogaz ve günefl enerjisi. Buna ilave elektrik al›m garantisi sözleflmelerinin süresi 15 y›ldan 20 y›la ç›kart›ld› ve mevcut rüzgâr, biyokütle ve küçük HES tesislerinden elde edilen elektrik için belirlenen sabit al›m ücreti de art›r›ld›. Beklenen Fayda Bu politikan›n sa¤layaca¤› faydalar flöyle s›ralanabilir: 1. Sera gazlar›n›n sal›m›n› azaltmak. 2. Enerji arz güvenli¤inin pekifltirilmesi, ülkenin ithal yak›tlara ba¤›ml›l›¤›n›n azalt›lmas›, dünyada fosil yak›tlar›n›n azalmas›ndan kaynaklanan sorunlarla ve bu k›tl›¤›n sonucu yaflanacak fiyat çalkant›lar›yla daha iyi bafla ç›kabilmek. 3. Ekonomik aç›dan rekabet gücünü ve istihdam› art›rmak. TG uygulamas› ilk baflta rüzgâr, biyokütle ve küçük HES santrallerini kaps›yordu ancak flimdi TG’nin kapsam›na jeotermal kaynaklar›n da dahil edilmesi düflünülüyor. TG politikas›n›n Kenya’da 1300 MW gücünde bir elektrik üretim kapasitesini harekete geçirece¤i tahmin ediliyor. E¤er bu tahmin gerçekleflirse, rezerv haddinin art›r›lmas› sayesinde ülkenin elektrik arz güvenli¤inde bir iyileflme sa¤lanm›fl olacak. Dahas›, enerji üretiminde kullan›lan kaynaklar görece daha az maliyetli yerli yak›tlardan olufltu¤u için, tüketicilerin harcamalar› da azalacak. Yenilenebilir kaynaklar›n kullan›ma al›nmas›yla birlikte ortaya üçlü bir fayda ç›kaca¤› tahmin ediliyor: ‹stihdam artacak, k›rsal kesimde yoksulluk azalacak ve flirketlerin gelirlerini art›rabilmesi yönünde f›rsatlar do¤acak. Kenya’n›n en büyük yenilenebilir enerji kaynaklar› k›rsal bölgelerdedir, dolay›s›yla TG politikas›n›n k›rsal bölgelerde istihdam› da art›rmas› bekleniyor. K›rsal bölgelerde, santrallerin inflas›, bunun yan›nda endüstriyel tar›m, özellikle de ülke tar›m›nda a¤›rl›¤a sahip fleker pancar› üretimi sayesinde istihdam da artacak. Kenya’n›n bat›s›nda “fleker hatt›” denilen bölgede fleker fabrikalar›n›n do¤rudan ve dolayl› olarak yaklafl›k 200 bin küçük çiftçi için geçim kap›s› yaratt›¤›; ayr›ca befl ila alt› milyon aras›nda insan›n do¤rudan ya da dolayl› olarak fleker fabrikalar›ndan fayda sa¤lad›¤› tahmin ediliyor. EKOIQ / KASIM 2010 111 gelismis ulke 10/27/10 4:28 PM Page 112 Dünyadan UGANDA’DA ORGAN‹K TARIM Uganda dünyan›n en az yapay gübre kullanan ülkesidir; Sahra-alt› Afrika’da zaten düflük olan ortalaman›n yüzde 2 daha alt›nda: Hektarda 1 kilo. Gübre kullan›m›n›n azl›¤›, tar›msal üretimde organik metotlar›n kullan›m›n› teflvik etmek için bir f›rsat sunuyor ki bu tam da Uganda’n›n uygulad›¤› politikad›r. Ekonomik, Sosyal ve Çevresel Faydalar Uganda nüfusunun yüzde 85’i tar›msal faaliyetlerle u¤rafl›yor. 2005-2006’da tar›m, milli gelirin yüzde 45’ini, ihracat›n yüzde 80’ini oluflturuyordu. Daha 1994 y›l›nda, az say›da da olsa baz› flirketler organik tar›m yapmaya bafllad›. 2003 y›l›na gelindi¤inde, Afrika’n›n en büyük, dünyan›n 13. en büyük organik tar›m yap›lan arazisine sahipti. 2004’te, Uganda’da toplam tar›m arazilerinin yüzde 2’sinden fazlas›nda, yaklafl›k 185 bin hektarl›k bir alanda, 45 bin çiftçi organik tar›m yap›yordu. 2007’deyse bu rakamlar, 296 bin hektarl›k bir alana ve 206.803 çiftçiye ulaflt›. Bu, 2002-2007 y›llar› aras›nda çiftçi say›s›nda yüzde 359, arazi baz›nda ise yüzde 60’l›k bir art›fla tekabül ediyor. Ugandal› organik üreticiler, bu ürünlerin ihracat›ndan önemli bir gelir elde eder hale geldiler. 2003-2004’ten 20042005 y›llar› aras›nda organik tar›m ürünleri ihracat› 3,7 milyon dolardan 6,2 mil112 KASIM 2010 / EKOIQ yon dolara yükseldi; 2007-2008 döneminde ise ihracat 22,8 milyon dolara ulaflt›. UNEP ve UNCTAD’›n yapt›¤› bir araflt›rmaya göre 2006 y›l›nda organik ananas, zencefil ve vanilyan›n üretici fiyatlar›, geleneksel tar›m ürünleri fiyatlar›ndan s›ras›yla yüzde 300, yüzde 185 ve yüzde 150 oran›nda daha yüksekti. Organik tar›m yoluyla Uganda sadece ekonomik kazan›mlar elde etmedi; ayn› zamanda iklim de¤iflikli¤inin olumsuz etkilerinin önlenmesine de ciddi katk›da bulundu. Organik tar›m faaliyetleri esnas›nda hektar bafl›na GHG (sera gaz›) emisyonu, konvansiyonel tar›mda ortaya ç›kan gaz emisyonundan yüzde 60 oran›nda daha azd›r. Ve birçok çal›flma gösteriyor ki organik tar›m alanlar› konvansiyonel tar›m alanlar›na göre hektar bafl›na 3-8 ton daha fazla karbon tutuyor. Tar›msal Dönüflüm Politikalar› Peki, Uganda bu baflar›lar› nas›l elde etti? Hangi politikalar› uygulad›? ‹lk olarak Uganda 2004 y›l›nda Organik Standartlar› kabul etti. 2007’de ise Bat› Afrika Birli¤inin bir üyesi olarak, UNEPUNCTAD taraf›ndan ortaklafla gelifltirilen bölgesel standartlar›, Bat› Afrika Organik Ürünler Standard›n› (EAOPS) kabul etti¤ini aç›klad›. Haziran 2009’da, hükümet Uganda Organik Tar›m Politikas› Tasla¤›n› kamuoyuna duyurdu. Taslak, çiftçilerin verimliliklerini art›rarak kendi kendini besleyen bir büyüme modeli yaratan Yoksullu¤u Azaltma Eylem Plan› hedeflerine ulaflman›n bir arac› olarak, organik tar›m›n desteklenmesi amac›yla vizyon, misyon ve hedefleri tan›ml›yordu. Söz konusu strateji dokuz politika alan›nda uygulamaya konuldu: 1. Tar›msal üretim sisteminin bir tamamlay›c›s› olarak organik tar›m›n teflviki. 2. Bir standart sistemi oluflturulmas›. 3. Lisanslama ve akreditasyon. 4. Araflt›rma faaliyetlerinin teflviki. 5. Teknolojik geliflimin sa¤lanmas› ve teknolojilerin yayg›nlaflt›r›lmas›. 6. Organik ürünler için yerel, ulusal ve uluslararas› pazarlar›n gelifliminin desteklenmesi. 7. E¤itim ve kurslar yoluyla enformasyon, bilgi ve becerinin gelifltirilmesi. 8. Hasat sonras› iflleme faaliyetlerinin gelifltirilmesi. 9. Koruma, depolama ve de¤er yaratma; do¤al kaynaklar›n sürdürülebilir bir flekilde kullan›m›; kad›nlar, gençler, fakirler ve muhtaçlar gibi özel gruplar›n kat›l›mlar›n›n sa¤lanmas›. K›saca özetlersek; Uganda belirli bir sorumluluk ald› -kimyasal girdilere eriflimi zaten s›n›rl›yd›- ve organik tar›m›n› gelifltirerek bu durumu karfl›laflt›rmal› bir üstünlük haline getirdi. gelismis ulke 10/27/10 4:28 PM Page 113 BREZ‹LYA’DA SÜRDÜRÜLEB‹L‹R fiEH‹R PLANLAMASI: CURITIBA fiehir planlamac›l›¤›n›n ana unsurlar›ndan bir tanesi hem kentsel yo¤unlu¤u hem de yeflil alanlar› koruyan “radyal lineer dalland›rma modeli”dir. Bu model -imar planlar› ve toplu tafl›mac›l›k altyap›s›ndan oluflan bir kombinasyon sayesinde- trafi¤in flehir merkezlerinden kayd›r›lmas›n›, meskenler, hizmet alanlar› ve sanayi tesislerinin radyal eksenler boyunca kurulmas›n› öngörür. Bol Toplu Ulafl›m ve Temiz Hava Karbon emisyonunun dünyadaki en büyük iki kayna¤›, ulafl›m ve binalar olarak kabul ediliyor. Bu iki alanda koordineli bir faaliyet hayata geçirilebildi¤inde, flehirler karbondioksit emisyonunun azalt›lmas› aç›s›ndan büyük f›rsatlar sunuyor. Entegre bir flehir planlamac›l›¤›n›n sonucu olarak, Curitiba, Brezilya’n›n toplu tafl›ma sisteminin en fazla kullan›ld›¤› (yolculuk edenlerin yüzde 45’i) ve havas› en temiz kentlerinden bir tanesi haline geldi. Peki, bu türden inisiyatiflerin yaratt›¤› ekonomik fayda ve kaynaklar›n verimli bir flekilde kullan›lmas› neler sa¤layabilir? 1,8 milyon nüfusu ve iktisadi geliflkinli¤iyle Brezilya’n›n Paraná eyaletinin en büyük kenti olan Curitiba, bu konuda en iyi örneklerden biri say›l›yor. Kentteki akaryak›t kullan›m› ülkenin di¤er büyük flehirlerine oranla yüzde 30 daha azd›r. Trafik s›k›fl›kl›¤›ndan kaynaklanan afl›r› benzin tüketimi -Curitiba için 2002 y›l›nda hesaplanan de¤er 1 milyon dolard›r- kifli bafl›na ifade edilirse Sao Paulo’dan 13 kat ve Rio de Janeiro’dan da 4 kat daha azd›r. Di¤er kentlere göre bu de¤erlerin düflük olmas›n›n nedeni yo¤un trafikte kaybedilen zaman›n Curitiba’da di¤er iki kente k›yasla s›ras›yla 11 ve 7 kat daha az olmas›d›r. Yapay Göllerle Su Kontrolü: 5 Kat Daha Ucuz Brezilya’n›n en büyük yedinci kenti olan Curitiba, uzun y›llar boyunca sel felaketleriyle karfl› karfl›ya kald›. Ancak sellerden etkilenmeye aç›k alanlar› çok say›da a¤ac›n dikildi¤i parklara dönüfltürmek ve sel sular›n› biriktirerek yapay göller oluflturmak suretiyle Curitiba, sel sorununu çözmeyi baflard›. Bu stratejinin maliyeti -ki buna gecekondularda oturanlar›n baflka bölgelere yerlefltirilmesi de dahildir- beton kanallar infla etmenin maliyetinden befl kat daha azd›r. Ayr›ca, bu stratejiyi uygulaman›n bir sonucu olarak çevredeki gayrimenkullerin de¤eri ve vergi gelirleri de büyük oranda artm›flt›r. Yerel yönetim, kirli havan›n kente gitmesini engellemek için rüzgâr›n yönünü de dikkate alarak, Curitiba Sanayi Kentini (CSK) flehrin bat›s›na kurdu. CSK çevreyle ilgili kurallar› çok s›k› bir flekilde uyguluyor ve çevreyi kirleten sanayi kollar›n›n faaliyet göstermesine kesinlikle izin vermiyor. 30 y›ll›k bir sürenin ard›ndan CSK bugün, aralar›nda BRT (Bus Rapid Transit-h›zl› otobüs) otobüslerini üreten firmalar›n ve bilgi teknolojisi flirketlerinin de bulundu¤u 700’den fazla flirketi bünyesinde bar›nd›r›yor. CSK do¤rudan 50 bin kifliye, dolayl› olarak da 150 bin kifliye istihdam sa¤l›yor ve eyaletin toplam ihracat›n›n yüzde 20’sini gerçeklefltiriyor. Curitiba kenti, ayr›ca at›k yönetimi altyap› sistemleri gelifltiriyor ve halk› at›klar›n birbirinden ayr›lmas› ve geri dönüflüm konusunda da bilinçlendiriyor. fiehirde yaflayanlar›n yüzde 70’i at›klar› geri dönüflüme veriyor; bu sayede kat› at›klar›n yüzde 13’ü flehirde geri dönüflüme tabi tutuluyor. Karfl›laflt›rma yapmak gerekirse, Brezilya’n›n bir baflka önemli kenti olan Sao Paulo’da bu oran sadece yüzde 1’dir. Neticede, Curitiba ak›lc› bir flehir planlamas›n›n gelecekte karfl› karfl›ya kal›nacak maliyetleri nas›l azaltt›¤›na; verimlili¤i, üretkenli¤i ve flehirde yaflayanlar›n hayat kalitesini nas›l art›rabilece¤ine dair herkese iyi bir örnek sunuyor. m EKOIQ / KASIM 2010 113 internet sy 10/27/10 4:32 PM Page 114 Makale ‹nternet “Çevremizi” de De¤ifltirecek Yaz›: Gulio BOCCALETTI, Fizikçi, atmosfer ve okyanus bilimcisi, McKinsey flirketinde araflt›rmac› ‹nternet, ekonomiden psikolojiye, kültürden siyasete her fleyi büyük bir h›zla alt üst ediyor. Sayg›n bir bilim adam› ve araflt›rmac› olan Gulio Boccaletti, bu muazzam kolektif bilgi flebekesinin, çevre sorunlar›n› ele al›fl biçimlerimizi de nas›l etkiledi¤ini paylafl›yor okuyucular›yla… 114 KASIM 2010 / EKOIQ O rtak eylem nas›l gelifltirilir, nas›l organize edilir ve dünyadaki çevre sorunlar› söz konusu oldu¤unda, bilim karar alma süreçlerini nas›l etkiler? ‹flte bu konulardaki fikrimi, bu sorulara verdi¤im cevaplar›, internet tamam›yla de¤ifltirdi. ‹nternetin öneminin üç noktada karfl›m›za ç›kt›¤›n› söyleyebiliriz. Birincisi, ortak bir eylem hatt› olufltururken karfl›lafl›lan sorunlar›n afl›lmas›na yard›m eden bir platform ifllevi görüyor. ‹kincisi, disiplinleraras› konular› bir süzgeçten geçirip ortak bilinci tek bir konu üzerinde yo¤unlaflt›rmam›za yard›m ediyor ve üçüncüsü bilimin üzerinde farkl› tür bir bask› yarat›yor. Çünkü internet, dünyada karfl›m›za ç›kan her sorunla u¤rafl›yor, her fley onun ilgi alan›na giriyor. Öncelikle, internetin bir platform olarak sundu¤u imkânlar üzerine bir fleyler söyleyelim. ‹çinde yaflad›¤›m›z dünyan›n ortak de¤erleri, zenginlikleri, varl›klar› -su kaynaklar›, atmosferdeki karbon, toprak ve okyanuslar, tropikal ormanlar vesaire- ulusal s›n›rlar›n ötesinde fleylerdir ve bu yüzden, bunlar›n idaresi ve kullan›m› ile ilgili internet sy 10/27/10 4:32 PM Page 115 kararlar›n tepeden inme ve merkezi olarak al›nmas› çok zordur. Ne var ki, yukar›da zikretti¤imiz bu dünya zenginlikleri ile alakal› konular›n hepsi enformasyon a¤lar›nda tart›fl›l›yor. Bu enformasyon a¤lar› -sadece bilgiye eriflimi sa¤laman›n ötesinde- e¤er uygun bir flekilde kullan›labilirse, bilgi ve eylemi bir araya getiren, buluflturan bir platform yaratma imkân›n› sunuyor. Dünyada çevre konusunda uygulanan politikalar›n birbirine uyumlu hale getirilmesi gibi k›sa vadeli kazan›mlar bir yana, dünyan›n hemen her yerinde vuku bulan fley tam da yukar›da anlatt›¤›m›z durumdur. Çevre Sorunlar›na Deva: ‹nternet fiirketler ve hükümetler çevre ile ilgili faydal› ifller yap›yorlar –ki buna genellikle “Yeflil Ekonomi” deniliyor- ve bahsetti¤imiz a¤lar› da bu amaçla kullan›yorlar. Bugün içinde yaflad›¤›m›z flöyle bir dünya: Pakistan’›n ‹ndus ovalar›nda devasa sulama sistemlerini kullanan ya da Avustral- “Bugün, Pakistan’›n ‹ndus ovalar›nda devasa sulama sistemlerini kullanan çiftçiler internet üzerinden ne kadar su kullanabileceklerini takip edebiliyor” ya’n›n Murray-Darlin havzas›nda yaflayan çiftçiler internet üzerinden ne kadar su kullanabileceklerini takip edebiliyor, bütün tar›m faaliyetlerini planlayabiliyorlar. Brezilya ya da Endonezya’da tropikal ormanlar› koruma programlar› -ki sera gaz› etkisini azaltman›n önemli unsurlar›nda biridir- dünyan›n farkl› bölgelerinde kullan›lan haritaland›rma tekniklerinden faydalan›larak haz›rlan›yor. ‹nternet platformlar›, daha verimli çal›flan, ak›ll› flebeke sistemleri kullan›larak enerjinin nas›l tüketilebilece¤ine dair milyonlarca fikri bir araya topluyor. Hava durumu ile ilgili bilgiler dünyan›n herhangi bir yerinde ifl- levsel amaçlarla kullan›labiliyor. Ve ilk defa, örne¤in okyanuslar›n karbon emilimini art›rmak gibi, dünya iklimine büyük çapl› müdahaleler yap›lmas› düflünülüyor. Bu tür fikirlerin gündeme gelebilmesinin nedeni internet vas›tas› ile dünyan›n küçüldü¤ünün ve herkesin bu tart›flmalara kat›labilece¤inin düflünülmesi. ‹flte bugün böyle bir dünyada yafl›yoruz. Ayr›ca, geride b›rakt›¤›m›z son on y›lda, internetin karfl› karfl›ya kald›¤›m›z gerçek sorunun ne oldu¤u konusunda ortak bir fikir, ortak bir bilinç yaratabildi¤ini de gördüm ve bu bana bir kez daha bilimin kitlelere ulaflt›¤›nda nas›l güçlü bir araç olabilece¤ini gösterdi. Kolektif Ak›l Nelere Kadir? Eskiden elimizde devasa bir veri ve teori y›¤›n› vard›, ancak bu veriler ve teoriler sadece ifli dünya ile ilgili araflt›rmalar yapmak olan bir avuç insan›n elinde toplanm›flt›. Biliminsanlar› tek bir hikâye ortaya ç›kartabilmek için EKOIQ / KASIM 2010 115 internet sy 10/27/10 4:32 PM Page 116 Makale “Bugüne kadar dünyaya en fazla bir saklama kab› ya da hayat›m›zda yer alan ama kendisi pek de¤iflmeyen bir fley gözüyle bak›l›yordu” 116 KASIM 2010 / EKOIQ çok say›da karmafl›k tablo, grafik, haritay› –mesela dünya üzerinde s›cakl›¤›n ve rüzgârlar›n da¤›l›m›, topraklar›n kullan›m›, jeoloji ve buzullarla ilgili tablolar› vesairebir araya getirip bu bilgi ve teori da¤›n› infla ettiler. Teorileri farkl› disiplinlerin çal›flmalar›na dayan›yordu ve dünyan›n nas›l bir yer oldu¤unu, daha da önemlisi yerkürenin dinamiklerinin nas›l iflledi¤ini ve nas›l de¤iflece¤ini anlamaya, aç›klamaya çal›fl›yordu. Bu büyük, meflakkatli ama eksik kalan, bir çabayd›. Ancak s›radan insanlar›n büyük bir k›sm› için bu çaban›n pek bir anlam› yoktu. 1958 Dünya Jeofizik Y›l› ilan edilmiflti –bir nevi; “haydi dünyaya küresel sorunlar pek bir anlam ifade etmiyordu; yerküreyi en fazla bir flirketin logosu olarak kullan›labilecek bir fley gibi görüyorlard›. Büyük boyutlarda say›s›z sürecin ve olay›n yafland›¤› ve bunlar›n iç içe geçti¤i bu gezegen birçok insan›n gündelik hayatlar›nda pek de önemsedi¤i bir fley de¤ildi. Dünyaya en fazla bir saklama kab› ya da hayat›m›zda yer alan ama kendisi pek de¤iflmeyen bir fley gözüyle bak›l›yordu ve neticede hep burada oldu¤u ve hiçbir yere gitmeyece¤i düflünülüyordu. Ancak küresel enformasyon a¤lar›n›n ortaya ç›kmas› ile birlikte bu durum tamamen de¤iflti. Herkes, verilere ve teorilere ulaflmaya bafllad›. Biliminsanlar›n›n yard›m› ve arac›l›¤› olmadan fikirler etrafta uçuflmaya ve insanlar tart›flmaya bafllad›. Ve dünyan›n farkl› özelliklerini gösteren renkli haritalardan, bin bir zorlukla oluflturulan veri setlerinden mürekkep bu bilgi ve veri da¤› birdenbire kimsenin mal› olmayan, herkesin keflfedebildi¤i interaktif bir alana dönüflüverdi. Gezegenimizin (ve bizim bir bakal›m, onu tan›yal›m” türünden bir olayd› bu- ancak o y›l dünyada olan hadiseler içinde insanlar›n akl›nda sadece Sovyetlerin Sputnik uydusunu uzaya f›rlatmas› kald› ki bu da gözleri dünyaya de¤il uzaya çeviren ve uzay yar›fl›n› bafllatan olayd›. On y›l önce bu alanda çal›flmaya bafllad›¤›mda yerbilimleri bölümü, fizik ve mühendislik disiplinlerinin en iyi ö¤rencilerini kendine çekmeye çal›fl›yordu. ‹flletme mast›r› yapan ö¤renciler için oynad›¤›m›z rolün) siyasi, sosyal ve ekonomik ç›karlar› temsil etti¤i bir aland› bu. ‹nternet sayesinde bu zamana kadar görülen en büyük sosyal fark›ndal›k ve sosyal bilinçlenme yafland›: ‹nsanlar, hükümetler, flirketler –hemen hemen ayn› anda- dünyan›n bir internet sy 10/27/10 4:32 PM Page 117 internet sy 10/27/10 4:32 PM Page 118 Makale “fiu anda karfl› karfl›ya kald›¤›m›z sorun, bilimin verece¤i cevaplar›n ve elbette sahip oldu¤umuz bilginin de, internet ortam›nda gündelik dile, pratik hayata tercüme edilirken yitip gitmemesidir” 118 KASIM 2010 / EKOIQ akademik soyutlamadan ibaret olmad›¤›n›, yerkürenin kendisi ile etkileflim içinde oldu¤umuz, gündelik faaliyetlerimizin onu etkiledi¤i ve onun da bizi etkiledi¤i bir varl›k oldu¤unun fark›na vard›. ‹nternet, post-modernizmin önemli düflünürlerinden Lyotard’›n “dünyan›n yeni bilgi kuram›” olarak adland›rabilece¤i, bireylerin de¤il kolektif akl›n tart›flarak üretti¤i bir fley yaratt›. Üç Kardefller: Ekonomi, Toplum ve Bilim Son olarak biraz da internetin bilim üzerindeki etkisine de¤inelim. Bir bilim adam› olarak yerbilimi disiplininin s›n›rlar›n›n ne oldu¤u kavrat›larak e¤itildim. Ki bu yaklafl›m insana en bafl›ndan gezegenin karmafl›k yap›s›ndan kaynaklanan baz› bilinmezlerin zaten var oldu¤u hissini veriyor. Ancak, binlerce yerbilimcinin çal›flmas› ve herkesin bilgiye ulaflabilmesinin neticesinde geliflen, kolektif bilinçte kristalize olan dünyaya dair yeni kavramsal yaklafl›m ve entegre model, bilimin yan›tlamak zorunda oldu¤u bir çok önemli soru ortaya at›yor. Yerkürenin bir araflt›rma nesnesi olmaktan ç›k›p, herkesin keflfetti¤i interaktif bir alan haline gelmesi ile birlikte bilim de daha ifllevsel ve uygulamaya dönük ifller yapmaya zorlan›yor –ki bu noktada ekonominin talepleri, toplumun sorunlar› ile bilim aleminin s›n›rlar› birbiri ile çat›flmaya bafll›yor. Rüzgâr tirbünlerinin nereye kurulaca¤›, rüzgâr ak›mlar›n›n tropikal bölgelerden kazand›¤› ivmenin büyük bir k›sm›n› nerede b›rakaca¤› sorusuna verilebilecek cevap ile alakal›d›r. Ya da hidroelektrik santrallerin altyap›lar›n›n ne kadar uygun, ne kadar sa¤lam oldu¤u dünyadaki hidrolojik çevrimin ne kadar kararl› bir yap›ya sahip oldu¤unu bilip bilmememize ba¤l›d›r. Karbonun tutulmas› ve saklanmas› do¤rudan jeoloji ve biyokimya bilgimizle alakal› bir konudur. ‹klim de¤iflikli¤i karfl›s›nda nas›l bir plan›m›z›n olmas› gerekir? Nereye ve neye yat›r›m yapmal›y›z? Hangi yeni teknolojileri kullanmam›z gerekir? Bunlar bilimin cevaplamas› gereken sorular. fiu anda karfl› karfl›ya kald›¤›m›z sorun, bilimin verece¤i cevaplar›n ve elbette sahip oldu¤umuz bilginin de, internet ortam›nda gündelik dile, pratik hayata tercüme edilirken yitip gitmemesidir. m internet sy 10/27/10 4:33 PM Page 119 Belediyeler Tedarikçilerini BEL‹ST’te Bulacak… Kent yaflam›n›n mimarlar› 16-19 Aral›k'ta CNR Expo'da… Belediyeler ile hizmet ald›klar› kurulufllar› bir araya getirecek olan Belist Avrasya Belediye Proje Tedarikçileri, Finans Çözümleri ve ‹haleleri Fuar›, 16-19 Aral›k 2010'da ‹stanbul CNR Expo Fuar Merkezi'nde düzenlenecek. Fuarda flehircilik alan›nda kullan›lan teknoloji ve donan›mlar sergilenecek. AB entegrasyon sürecinde çevre duyarl›l›¤› artarken belediyecilik alan›nda da çevre dostu ürün ve ekipmanlar giderek önem kazan›yor. “Çevre ve sürdürülebilir kalk›nma” temas› etraf›nda flekillenmesi planlanan fuar, belediye ve kamu kurulufllar›n›n ihtiyaçlar›na yönelik ürün ve hizmetleri üreten/ithal eden firmalarla yerli ve yabanc› ililçe belediye yetkililerini bir araya getirecek. ‹hale F›rsatlar› Belist'te Belist, yurtd›fl›ndan gelecek belediye ve sektör ziyaretçileri ile kat›l›mc›lar› buluflturarak ihracat ve ithalat imkânlar› sunacak. Fuar, belediyelerden kamu kurumlar›na, yerli ve yabanc› yap›inflaat sektörü firmalar›ndan müteahhit ve sanayicilere kadar genifl bir ziyaretçi profiline sahip. Sektörler aras› iliflkilerin ve al›flveriflin güçlenece¤i, ihale f›rsatlar›n›n yakalanaca¤› fuar dinamik bir ticaret atmosferi oluflturacak. 20 bin metrekare alanda düzenlenecek olan Belist'i 15 bin profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarda Öne Ç›kanlar Fuarda Türkiye'de flimdiye kadar kurulmufl en büyük boyutlu “gemi çocuk park›” ziyaretçilerin be¤enisine sunulacak. Ifl›kl› ve dekoratif havuzlar, joystick ile kontrol edilebilen ilaçlama makineleri fuar›n di¤er öne ç›kan ürünleri aras›nda yer al›yor. Fuara Ulusal ve Uluslararas› Destek Uluslararas› bir fuar olmay› hedefleyen Belist'e Çevre ve Orman Bakanl›¤›, Türk Dünyas› Belediyeler Birli¤i, Birleflmifl Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Do¤u ve Bat› Asya Bölge Teflkilat›, Türkiye Haz›r Beton Birli¤i, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve KOSGEB resmi destek veriyor. Fuara Türk Dünyas› Belediyeler Birli¤i'ne ba¤l› Türki Cumhuriyetler, Avrupa, Rusya, KKTC, Ortado¤u, Asya, Kuzey Afrika gibi bölgelerden pek çok ziyaretçi bekleniyor. Fuar ürün gruplar›: ‹nflaat ve ifl makineleri, araç üstü ekipmanlar›, hizmet araçlar› ve ticari araçlar, trafik, yol güvenli¤i ve ekipmanlar›, görüntüleme sistemleri ve ekipmanlar›, ayd›nlatma sistemleri, çevre sa¤l›¤›, at›k su ar›tma, çöp dönüflüm sistemleri, gaz, su ve enerji, yang›n ve güvenlik sistemleri, kent planlama, peyzaj ve kent mobilyalar›, spor ve e¤lence tesisleri ekipmanlar›, bankac›l›k, finans ve dan›flmanl›k, kent bilgi sistemleri, elektrik, elektronik, otomasyon. hindistan ganj 10/27/10 4:35 PM Page 120 Gezi Ganj Ruhlar› Ar›nd›r›yor Peki, Onu Kim Ar›nd›racak? 120 KASIM 2010 / EKOIQ hindistan ganj 10/27/10 4:35 PM Page 121 Çok okuyan bilir ama çok gezenleri de yabana atmamak laz›m. EKOIQ dostlar›ndan “amatör gezgin” Doktor Cüneyt Baflbu¤u’dan, gitti¤i farkl› co¤rafyalara bir de ekoloji aç›s›ndan bakmas›n› istedik. Yedikleri içtikleri onun olsun, ekoloji ve çevresel izlenimleri bize yeter. Baflbu¤u’nun ilk yaz›s› Hindular›n kutsal nehri Ganj üzerine. Keyifli okumalar… Yaz› ve Foto¤raflar: Cüneyt BAfiBU⁄U EKOIQ / KASIM 2010 121 hindistan ganj 10/27/10 4:35 PM Page 122 Gezi S abah daha gün do¤madan Ganj Nehri k›y›lar›na do¤ru yürümeye bafll›yoruz. Bir akflam öncenin kalabal›¤› sanki henüz terk etmemifl nehrin k›y›lar›n›. Buras›, Hindular›n kutsal kenti, Varanasi. Bir gece önce, yedi rahibin yönetti¤i; flark›lar›n, ilahilerin, çan seslerinin, ateflin efllik etti¤i; yaflanm›fl güne flükran ayininden, Aarti’den ç›kt›¤›m›zda, yaflad›¤›m›z olay›n zihnimizde b›rakt›¤› karmafl›k duygular, henüz tüm canl›l›¤›n› koruyor. Geceye hâkim olan, nehre duyulan sayg›n›n, flükran duygular›n›n, daha çok görsel ö¤elerle dile getirilmesiydi. Ayin alan›ndan birkaç yüz metre ötede yak›lan cenazelerden gelen koku, nehrin kokusuna kar›flt›¤›nda daha da a¤›rlafl›yor, sokak lambalar›n›n, lofl ›fl›klar›n, yanan meflalelerin ayd›nlatt›¤› ayin alan›na mistik kar›fl›mlar kat›yordu. Belki o kar›fl›m›n fark›nda olan sadece bizler, biz yabanc›lard›k. Hindular için, günlük yaflamlar›n›n bir parças› olan do¤al bir gün sonu ayiniydi. Ganj k›y›s›na vard›¤›m›zda, gün daha tam olarak ayd›nlanmam›flt›. Yan›k et kokusu ve nehirden yükselen a¤›r koku oradayd›. K›y›daki basamaklarda gecenin tüm çöplü¤ü aynen duruyordu. Bofl alanlarda uyuyanlar, gözlerini nehirden ay›rmadan oturan yafll›lar var. Yan›bafllar›ndaki çöp y›¤›nlar›ndan hiç gocunmadan önlerinde ak›p giden sulara bak›yorlar. K›y› gittikçe kalabal›klafl›yor; gelenler sahile do¤ru iniyorlar. O an, yüzy›llard›r tekrarlanan ayin bafll›yor. Yafll›, genç, çolukçocuk, suya girenler, bedenlerini tinsel ve fiziksel olarak ar›nd›rmak için, Ganj’›n sular›nda y›kanmaya bafll›yorlar. Ganj Nas›l Temizlenecek? Ganj, Hintçe ad›yla Ganga, Himalayalardan do¤an ve Bengal Körfezine dökülen, 2510 kilometre uzunlu¤unda bir nehir. Çevresindeki verimli alan122 KASIM 2010 / EKOIQ larda 300 milyondan fazla insan bar›n›yor. Kutsall›¤› çok eski dönemlerden kaynaklanan nehir boyunca, Hindular için önemli say›s›z hac yeri bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, içinde bulundu¤umuz Varanasi. Burada ölmek, neredeyse her Hindu’nun düflledi¤i bir olay. Hinduizmin, ölüm-reenkarnasyon döngüsünü, burada, Ganj k›y›s›nda öldüklerinde k›r›yorlar. Art›k yeniden yaflama gelmelerine gerek kalm›yor, külleri nehre at›ld›¤›nda, ruhlar› özgürlefliyor. K›y›da oturan, nehri seyreden yafll›lar bu k›y›larda ölmeyi düfl- lüyorlar asl›nda. Nehirde y›kananlar ise, bir yandan bedenlerinin, bir yandan da ruhlar›n›n ar›nd›¤›n› düflünüyorlar. Düflünmenin ötesinde buna tüm benlikleriyle inan›yorlar. ‹nançlar› o denli güçlü ki, kokusundan yan›nda uzun süre kalman›n olanakl› olmad›¤› bir suda saatlerce kal›yor, yüzlerini y›k›yor, a¤›zlar›n› çalkal›yorlar. Günümüzde, girilebiliryüzülebilir bir su için istenilen standart koli basili say›s› litrede 500’den düflük olmas› gerekirken, Ganj’›n ölçümlerinde bu say› litrede 1,5 milyon- hindistan ganj 10/27/10 4:35 PM Page 123 Girilebilir-yüzülebilir bir su için istenilen standart koli basili say›s› litrede 500’den düflük olmas› gerekirken, Ganj’›n ölçümlerinde bu say› 1,5 milyondan fazla ç›k›yor. Tüm hayat›n› Ganj’›n temizlenmesine adayan Profesör Mishra, nehrin temizlenmesi için gelifltirdi¤i projeleri otoritelere anlatmaya çal›fl›yor. dan fazla ç›k›yor. Nehrin baz› bölgelerinde kirlilik o denli fazla ölçülüyor ki, suda çözülmüfl oksijen saptanam›yor. Yüzy›llard›r ruhlar› ar›nd›ran, ar›nd›rmaya devam eden bir suyun, bu denli kirli olmas›, kirlili¤inin gittikçe artmas›, olay› bir Hindu olarak görmedikçe, anlamakta zorluk çekilen bir durum. 1970 y›l›ndan bu yana, tüm hayat›n› Ganj’›n temizlenmesine adam›fl, Sankat Mochan Vakf›n›n kurucusu Profesör Mishra, inanm›fl bir Hindu. Kirlili¤in fark›nda olan bir bilim adam› olarak nehirde büyüyen felaketin fark›nda olmas›na ra¤men, düzenli olarak suya girmeye ve kendisini ar›nd›rmaya devam ediyor. Bir taraftan da yerel ve merkezi otoritelere, nehrin temizlenmesi için gelifltirdi¤i projeleri anlatmaya çal›fl›yor. Mishra’n›n, 30 y›ld›r sözcülü¤ünü yapt›¤› proje e¤er bu seferinde de, hükümet taraf›ndan engellenmezse, önümüzdeki on y›l içinde, nehir temizlenmeye, kendini de ar›nd›rmaya bafllayacak. Yine de herkes temkinli yaklafl›yor hükümet taraf›ndan verilen onaya. Zira bir önceki proje, hükümet taraf›ndan son dakikada engellenmifl ve 32 yerde planlanan do¤al ar›tma sistemleri yerine, hükümet 5 ana kolektör yap›lmas›na karar vermifl. Yanl›fl seçimin üzerine, s›k meydana gelen elektrik kesintileri de eklenince, Ganj’da beklenen temizlenme gerçekleflmemifl. Kendini Ar›nd›ramasa da… Oysa flu anda nehrin k›y›s›nda y›kananlar›n, ruhlar›n› ar›nd›rmaya çal›flanlar›n, k›y›s›nda oturup küllerinin nehirde ak›p gitti¤ini düflleyenlerin, Ganj’›n te- miz ya da kirli olmas›yla pek ilgilendikleri yok. Onlar bu nehrin kutsal oldu¤una inanm›fllar, avuçlar›na ald›klar› suyla, o su sanki bir p›nardan akm›flças›na a¤›zlar›n› çalkalamakta sak›nca görmüyorlar. Uzaktan turuncu giysili insan topluluklar› gelmeye devam ediyor. Varanasi, Tanr› fiiva’n›n kenti, dolay›s›yla ço¤unluk, ayinlere fiiva’n›n rengi olan turuncu giysilerle geliyor, elbiselerini üzerlerinden ç›kartmadan kendilerini sulara b›rak›yor. Yavafl yavafl kentin ola¤an gürültüsü bask›n olmaya, binlerce korna sesi, sokak aralar›ndan nehre do¤ru yank›lanmaya bafll›yor. Sokaklarda trafi¤in ço¤almas›ndan rahats›z olan birkaç inek, merdivenlere iniyor, akflamdan kalan çöp y›¤›n› içinde yiyecek aramaya bafll›yor. K›y›daki tap›naklar›n tepelerinde yaflayan maymunlar, al›flk›n olmalar›na ra¤men, afla¤›daki kalabal›¤› merakl› gözlerle izliyor, tap›naklara tanr›lar için b›rak›lm›fl yiyecekleri nas›l ele geçireceklerinin hesaplar›n› yap›yor. Yandaki tap›na¤a, p›r›l p›r›l parlayan kumafllar içinde bir cenaze getiriyor yak›nlar›. K›y›daki haz›rlanm›fl platforma sayg›yla yerlefltiriyorlar cenazeyi. Daha sonra erkekler odun almaya gidiyor. Biraz sonra, odunlar yerlefltirilecek ve cenaze, aile fertlerinin yapaca¤› k›sa bir tören sonras›nda yak›lmaya bafllanacak. Gün boyunca baflka cenazeler de gelecek k›y›ya. Yak›lma ifllemleri bittikten sonra, küller nehre serpilecek. Yüzy›llard›r tekrarlananlara benzer bir gün bafll›yor Varanasi’de. Herkes biraz sonra günlük ifllerinin peflinden koflmaya bafllayacak. Akflam oldu¤unda, yaflad›klar› gün için tanr›lara teflekkür etmek amac›yla tekrar gelecekler Ganj k›y›lar›na. Kutsal Ganj, kendisini ar›nd›ramasa da, sular›nda y›kananlar› ar›nd›rmaya devam edecek. m EKOIQ / KASIM 2010 123 yt konferans 10/27/10 4:36 PM Page 124 Etkinlik Yeflile Odaklananlar II. Yeflil Tesisler Konferans›ndayd› Ç Odak Kurumsal taraf›ndan Türkiye’de çevresel sürdürülebilirli¤in ve çevre bilincinin artmas›na katk›da bulunmak amac›yla düzenlenen II. Yeflil Tesisler Konferans›, 5-6 Ekim tarihlerinde ‹stanbul Swissotel’de genifl bir kat›l›mla gerçekleflti. 124 KASIM 2010 / EKOIQ evreci uygulamalar alan›nda Türkiye’nin ve dünyan›n önde gelen isimleri, Odak Kurumsal taraf›ndan ilki geçti¤imiz y›l düzenlenen Yeflil Tesisler Konferans›’n›n ikincisinde de bir araya geldi. 5-6 Ekim tarihlerinde ‹stanbul Swissotel’de gerçekleflen konferansta, 40 uzman konuflmac› 30 farkl› oturumda, sürdürülebilir gelecek için yeflil ifl dünyas›n›n kurallar›n› konufltular ve yeflil tesislerin gelece¤i konusunda son geliflmeleri, yenilik ve uygulamalar› paylaflt›lar. Konferansa aralar›nda, dünyan›n en prestijli projesi olarak nitelendiri- len MASDAR City’nin Tedarik Zincirinden Sorumlu Baflkan Yard›mc›s› Richard Reynolds, UNDP Türkiye Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Program Müdürü Dr. Katalin Zaim, WWF (Do¤al Hayat› Koruma Vakf›) Türkiye Baflkan› Ak›n Öngör ve Uluslararas› Enerji Teknolojileri Merkezi (UNIDO-ICHET) Baflkan› Dr. Mustafa Hatipo¤lu gibi çevre ve sürdürülebilirlik alan›nda önde gelen isimler kat›ld›. Konuflmac›lar, kurumlarda düflük karbon kullan›m›, enerji verimlili¤i, yenilenebilir kaynaklar, ›s› tasarrufu & geri dönüflüm gibi kavramlar›, ifl planlama ve karar verme süreçleri- yt konferans 10/27/10 4:36 PM Page 125 nin ve günlük faaliyetlerin ayr›lmaz bir parças› haline getirmenin, “sürdürülebilirli¤in” en önemli flart› oldu¤unun alt›n› çizdiler. Konferansta, sanayi tesislerinden ofislere, otellerden konutlara, havaalanlar›ndan hastanelere, okullardan AVM’lere kadar tüm tesislerin yap› ve iflletim sürecinde “sürdürülebilir bir dünya için” al›nmas› gereken önlemler ve at›lmas› gereken ad›mlar masaya yat›r›ld›. Richard Reynolds Masdar’› Anlatt› Vitra, Siemens Ev Aletleri ve Schneider Electric gibi sürdürülebilirlik alan›nda öncü kurulufllar›n, çözüm ortaklar› olarak kat›ld›¤› II. Yeflil Tesisler Konferans› kapsam›nda, otel, hastane, okul, AVM, konut gibi tesis yöneticilerinin yan› s›ra, bu kurumlara hizmet ve ürün sunan tedarikçiler, teknik uzmanlar, devlet kurulufllar› ve STK’lar da bir araya gelerek yeflil tesisler oluflturmaya yönelik çal›flmalar›n›, fikir, deneyim ve baflar›l› uygulamalar›n› paylaflt›lar. Bilgi Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Fatofl Karahasan’›n moderatörlü¤ünü üstlendi¤i konferansta dünyan›n ilk ve tek “s›f›r karbon, s›f›r at›k flehri” olan MASDAR City’nin Tedarik Zincirinden Sorumlu Baflkan Yard›mc›s› Richard Reynolds, sürdürülebilir bir gelecek için gelece¤in kenti olarak tasarlanan MASDAR City projesinde kullan›lan malzeme ve teknik hizmetlerle tasarlanan projenin tüm detaylar›n› kat›l›mc›lar ile paylaflt›. Konferansta Çevre ve Orman Bakanl›¤› Çevre Yönetimi Genel Müdürü Vekili Dr. Mustafa fiahin, iklim de¤iflikli¤i ve düflük karbonlu kalk›nma konular›nda bilgi verirken; UNDP Türkiye Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Program Müdürü Katalin Zaim ise düflük karbon ekonomilerinde yat›r›m f›rsat ve alternatiflerini anlatt›. Sabanc› Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Prof. Dr. Melsa Ararat, Koç Holding Teknoloji ve Çevre Koordinatörü Doç. Dr. Orhan Alankufl ve UNDP ‹klim De¤iflikli¤i Proje Müdürü Bahar Ubay ise konferansta kurumlarda karbon yönetim stratejileri konusunda bilgi vererek örnekler üzerinden de¤erlendirmelerde bulundular. WWF (Do¤al Hayat› Koruma Vakf›) Türkiye Baflkan› Ak›n Öngör’ün sürdürülebilir yaflam hakk›nda görüfllerini paylaflt›¤›, Trier Üniversitesinden Prof. Dr. Klaus Rick’in Yeflil Kam- Dünyan›n ilk ve tek “s›f›r karbon, s›f›r at›k flehri” olan MASDAR City’nin Tedarik Zincirinden Sorumlu Baflkan Yard›mc›s› Richard Reynolds, projenin tüm detaylar›n› kat›l›mc›larla paylaflt›. pus uygulamalar›n› anlatt›¤› konferansta, Unilever Kurumsal ‹letiflim Direktörü Ebru fienel Erim de iklim de¤iflikli¤inden do¤an yeni f›rsatlar› de¤erlendirdi. II. Yeflil Tesisler Konferans›’nda FETOB Baflkan› ve LykiaGroup Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Silahtaro¤lu ise “sürdürülebilir” gelecek için turizm ve yeflil oteller aç›s›ndan bir de¤erlendirmede bulunarak LykiaGroup’un sürdürülebilir tesisler için temel ald›¤› çevreci ilkeleri ve gerçeklefltirdikleri uygulamalar› anlatt›. S›f›r Karbonlu Konferans Ana oturumlara paralel olarak düzenlenen Uygulama Kulvarlar› oturumlar›nda, Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤›, Çevre ve Orman Bakanl›¤›, Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› uzmanlar› yasalar›; uluslararas› kurulufllar standartlar›; kurumlar ise bu alandaki baflar›l› uygulamalar› kat›l›mc›larla paylaflma f›rsat› buldu. Yeflil Tesisler Konferans› bu y›l “Karbon Nötr” olarak gerçeklefltirildi. Konferans sonunda ortaya ç›kan CO2 emisyonlar› hesaplanarak akredite edilmifl gönüllü karbon sertifika al›mlar› ile denklefltirildi. Türkiye’de konferans alan›nda bir ilki gerçeklefltiren II. Yeflil Tesisler Konferans›’nda karbon ayak izi ölçümü ve karbon nötralizasyonu do¤rulamas› uluslararas› standartlara göre yap›ld›. Odak Kurumsal taraf›ndan düzenlenen II. Yeflil Tesisler Konferans›’n›n sponsorlar› aras›nda Artema, Vitra, Siemens Elektrikli Ev Aletleri, Schneider Electric, LykiaGroup ve Unilever gibi Türkiye’nin ve dünyan›n önde gelen kurulufllar›n›n yan› s›ra, pek çok bas›n ve hizmet kuruluflu da yer ald›. m EKOIQ / KASIM 2010 125 fuarlary 10/28/10 11:18 AM Page 126 Fuarlar Ocak-fiubat 2011 Yeflil Fuarlar ECORISMO 2011 / FRANSA (12-13 Ocak 2011) Fransa’n›n Nantes flehrinde gerçekleflen bu fuarda otelcilik, kampç›l›k ve catering endüstrisinde ekolojik çözümler için gelifltirilen yeni teknoloji ve ürünler sergileniyor. http://www.ecorismo.com/index.php?lang=anglais 2. ULUSAL ENERJ‹ VER‹ML‹L‹⁄‹ FORUMU / TÜRK‹YE (13-14 Ocak 2011) Ulusal Enerji Verimlili¤i Forumunun ilki 15 ve 16 Ocak 2009’da gerçekleflti. Enerji Bakanl›¤›, TÜB‹TAK, Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› gibi devlet kurulufllar›n›n da kat›l›m›yla toplanan Forum, yabanc› temsilciler, sivil toplum kurulufllar› ve enerji firmalar›ndan yo¤un ilgi gördü. Ulusal Enerji Verimlili¤i Hareketi taraf›ndan gerçeklefltirilen organizasyona 750'si kat›l›mc› firmalardan, 1600 kifli de ziyaretçi olmak üzere yaklafl›k 2400 davetli kat›ld›. ‹stanbul WOW Convention Center http://www.uevf.com.tr/uevf/turkce/ ULUSLARARASI YEfi‹L HAFTA FUARI / ALMANYA (21-30 Ocak 2011) Berlin’de düzenlenen bu fuar dünyan›n en büyük g›da, tar›m ve bahçecilik organizasyonu olarak biliniyor. Dünya tar›m sektörünün nabz›n› tutan bu fuar›n 85 y›ll›k bir geçmifli var. Bu yüzden Yeflil Hafta tar›m sektörünün en itibarl› fuarlar›ndan biri olarak kabul ediliyor. http://www1.messeberlin.de/vip8_1/website/Internet /Internet/www.gruenewoche/englisch/index.html 126 KASIM 2010 / EKOIQ MILLESIME BIO ORGAN‹K fiARAP FUARI / FRANSA (24-26 Ocak 2011) Fransa’n›n güneyindeki Montpellier bölgesinde organik üzümden flarap üreten ba¤ sahipleri taraf›ndan kurulan meslek örgütü AIVB-LR 1991 y›l›ndan beri faaliyet yürütüyor. Bugün AIVB-LR Güney Fransa’n›n en dinamik meslek kurufllar› aras›nda yer al›yor. http://www.millesime-bio.com/v2/english/aivb_lr.asp INNATEX 2011 ORGAN‹K TEKST‹L FUARI / ALMANYA (29-31 Ocak 2011) Organik tekstil ve sürdürülebilir moda konusunda öncü fuarlardan biri olan INNATEX, portfolyosuna her geçen y›l yeni ve genç markalar katarak büyüyor. Fuar Almanya’n›n Hofheim kentinde düzenleniyor. http://www.innatex.muveo.de/index.php?id=4 BIOFACH 2011 / ALMANYA (16-19 fiubat 2011) Almanya Nüremberg’de düzenlenen BIOFACH, Avrupa’n›n en büyük organik tar›m fuarlar› aras›nda zirveye oynuyor. http://www.biofach.de/en fuarlary 10/28/10 11:18 AM Page 127 kitap 06 10/27/10 4:40 PM Page 1 Kitap Gelecek Zaman›n Umut Dolu Tarihi Ekotopya Agora Kitapl›¤›, Ekim 2010 Agora Kitapl›¤›, Ernest Callenbach’›n dünyada yedi dile çevrilmifl olan Ekotopya adl› eserini Türk okurlar›yla buluflturuyor. Callenbach’›n roman› gelece¤e dair yeflil bir ütopyay› anlat›yor. Mallar›n öne ç›kmad›¤› Ekotopya’da zincirini kaybeden ya da lasti¤i patlayan bir bisiklet sürücüsünün etraf› an›nda yard›msever insanlarla doluyor. Zaman›n› cömertce kullanmay› seven Ekotopyal›lar tamirat ifllerini seviyor gibiler. Y›llard›r do¤al tarih üzerine eserler vermifl olan Callenbach gelece¤in umut dolu tarihini hikayelefltiriyor bizim için… Pesimistlerin Dünyas›nda Nas›l Optimist Olunur Cassandra’ya ‹nanmak Earthscan, Kas›m 2010 Cassandra’n›n hikâyesini bilirsiniz. Hani flu Apollon’un aflk›na karfl›l›k vermedi¤i için lanetlenen prensesi. Cassandra’n›n laneti gelece¤i görmek ve kimseyi inand›ramamak olmufltur. Paris ve Helen’in Truva’ya y›k›m getirece¤ini daha bafltan görmüfltür. Truva at›n› flehre sokmamak için nafile ç›rp›nm›flt›r. Kendi ölümünü görmüfl olmas› bile kâr etmemifltir. ‹flte Alan AtKisson bu karamsar tablodan iyimser bir tablo ç›karmaya çal›fl›yor. Nas›l m›? Cassandra’ya inanarak. AtKisson’un Cassandra’ya ‹nanmak kitab› ilk defa 1999 y›l›nda bas›ld›. Bu y›l Earthscan taraf›ndan tekrar bas›lan kitaba sevdi¤imiz yeflil gurulardan Paul Hawken, yazd›¤› önsözde “Bu kitap bir lanetleme de¤il, bir hay›r duas›” diyor. Paul Hawken’›n deyimiyle Cassandra’ya ‹nanmak insanl›¤a yapmas› ve yapmamas› gereken fleyler için yol gösteren bir verici. Umuda do¤ru yol almak için bir çeflit pusula. Belki de AtKisson, bilmeden Ümit Yaflar O¤uzcan’›n da kulaklar›n› ç›nlatarak, Ac›lar Denizi üstüne bir köprü kurup sürdürülebilir bir dünya için nas›l stratejik ad›mlar atabilece¤imizi anlat›yor bizlere. Penguenlerin Buzlar› Erimesin A¤açlar Yok Olmas›n Yunuslar Yaflas›n Hayy Kitap, Ekim 2010 Lola ve Evie dünyan›n haline çok üzülüyor… Kathryn Lamb taraf›ndan haz›rlanan Do¤ay› Kurtaranlar serisinin tan›t›m metni böyle bafll›yor. Yunuslar Yaflas›n’›n yay›nlanmas›yla birlikte, Hayy Kitap’›n Do¤ay› Kurtaranlar serisi üçüncü kitab›na ulaflt›. “Buzlar Erimesin”de Lola ve Evie bir yaz günü bahçelerinde bir penguen görünce pani¤e kap›l›yordu. “A¤açlar Yok Olmas›n”daysa ya¤mur ormanlar› için mücadele ediyordu. Lola ve Evie flimdi de “Yunuslar Yaflas›n” diyor. Dev bir akvaryuma okul gezisi yapan Lola ve Evie, bu sefer de plastik at›klar yüzünden risk alt›nda olan 128 KASIM 2010 / EKOIQ yunuslar için kollar› s›v›yorlar. O güzel flark›y› “Biz büyüyemeden kirlendi dünya” diye de¤ifltirmek zorunda kalmamak için Lola ve Evie’ye ne kadar kulak versek yeridir. Project1 11/3/10 11:49 AM Page 3 Project1 11/3/10 11:49 AM Page 4