rhodococcus equi pnömonisi ders notu

Transkript

rhodococcus equi pnömonisi ders notu
TAYLARIN RHODOCOCCUS EQUİ PNÖMONİSİ
Rhodococcus equi pnömonisi 1-6 aylık tayların purulent bronkopneumoni ile
karakterize infeksiyonudur. Rhodococcus equi ilk kez 1923 yılında Magnusson tarafından
isveç’te infekte bir taydan purulan bronkopnömoninin etkeni olarak izole edilmiş ve
Corynebacterium equi olarak isimlendirilmiştir. Ancak sonradan morfolojik özellikleri ve
lipid yapısındaki farklılıklar nedeniyle Rhodococcus cinsi içine dahil edilmiştir.
Etiyoloji:
Rhodococcus equi Gram pozitif, hareketsiz, sporsuz, pleomorfik bir bakteridir.
Aerob ve mikroaerob koşullarda, 37°C de 24-48 saat içinde ürer. Kanlı agarda 24 saat
sonra koloniler tipik su damlası görünümündedir, 48 saat inkubasyondan sonra oldukça
büyük, non-hemolitik, krem renkli mukoid koloniler şeklini alırlar. İnkubasyon süresi 34 gün kadar uzatılırsa, kolonilerin rengi pembeleşir. β-lizin üreten Staphylococcus aureus
ile yapılan CAMP testi sonucunda kürek şeklinde hemoliz oluşturur. Katalaz, üreaz ve
nitrat redüksiyonu pozitif olan etken diğer biyokimyasal özellikleri yönünden negatiftir.
Yapılan moleküler çalışmalar Rhodococcus equi’ nin virulan, intermediate virulan
ve avirulan olmak üzere en az üç virulens seviyesine sahip olabileceğini göstermiştir.
Virulan R. equi suşları 85kb, 87 kb ya da 90 kb’lık büyük bir plazmide sahiptir. Bu
plazmidler 15-17 kDa’lık virulens ile ilişkili protein (VapA) antijeninin ekspresyonundan
sorumludur. Yapılan moleküler çalışmalar ile günümüzde 12 virulans plazmidi
saptanmıştır (85 kb Tip I, II, III, IV; 87 kb Tip I, II, III; 85 kb Tip I, II, III, IV, V). Bu
plazmidini kaybeden R.equi hem makrofajlardan kaçma özelliğini hem de pnömoni
oluşturma yeteneğini kaybeder. Intermediate suşlarda 20 kDa’luk başka bir virulansla
ilişkili VapB antijeni ve bunu kodlayan 79 ile 100 kb’lık plazmidler taşımaktadırlar (Bu
intermediate virulan suşlar domuzlardan izole edilmektedir). Avirulan Rhodococcus equi
suşlarının bu antijen ve plazmidlere sahip olmadığı saptanmıştır.
Araştırmalar taylardaki doğal infeksiyonun sadece bir virulans plazmidi
bulunduran virulan R. equi suşları tarafından oluşturulduğunu ve infekte tayların trakea
aspiratlarından izole edilen izolatların hemen hemen tümünün virulan R. equi olduğunu
ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda, infekte taylardan ve toprak
1
örneklerinde 85 kb tip I plazmid , toprak izolatlarında ayrıca 87 kb tip I plazmid taşıyan
R. equi izole edilmiştir.
Epidemiyoloji
Hastalık 1-6 aylık tayları etkilemekle birlikte özellikle 1-3 aylık taylarda daha
şiddetli seyretmektedir. Üç aylıktan küçük tayların infeksiyona daha duyarlı olmasında;
immun sistemlerinin henüz tam gelişmemesi, maternal antikorlarının yokluğu, maruz
kaldıkları viral ya da paraziter infeksiyon gibi faktörlerin rol oynayabileceği
düşünülmektedir. Hastalığın morbiditesi % 5-17 ve mortalitesi de % 80 civarlarındadır.
İnfeksiyon genellikle sporadik seyirli olmakla birlikte belirli at çiftliklerinde
endemiktir. İnfeksiyonun bu şekilde farklı bölgelerde farklı seyirleri, izolatların
virulanslarındaki farklılıkların yanında bakım koşulları ve ısı, toz, toprak pH’sı gibi
çevresel farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Hastalığın prevelansında önemli olan
başlıca faktörlerden biri dış çevre ısısıdır; en iyi üreme ısısının 30C olduğunu, 20C de
üremenin azaldığını ve dış ortamın 10C olduğu durumlarda üremenin durduğu
belirtilmektedir.
İkinci önemli faktör de topraktaki at dışkısı konsantrasyonudur.
Hastalığın endemik seyrettiği çiftliklerin virulan Rhodococcus equi ile daha fazla
kontamine olduğu saptanmıştır.
İnfeksiyon kaynakları- saçılma yolları:
Taylar yaşamlarının ilk üç ayı süresince infeksiyona çok duyarlı oldukları için, bu
dönemde tayların dışkılarındaki Rhodococcus equi miktarı en yüksek düzeye
ulaşmaktadır. İnfekte taylar dışkıları ile birlikte çok fazla miktarda etkeni çevreye
saçarlar. Pnömonik taylar kontamine tükrüğü yuttukları için, yutulan bakteri
bağırsaklarında çoğalır ve dışkı ile saçılır.
R. equi atların bulunmadığı çevrelerden de izole edilebilmesine karşın atların
dışkılarında bulunan uçucu yağ asidleri etkenin üremesini artırdığı için bu hayvanların
bulunduğu yerlerde R. equi fazla miktarda bulunur.
Ekolojik çalışmalar bir toprak organizması olan Rhodococcus equi’ nin at yetiştirme
çiftliklerinin çevresinde yaygın olarak bulunduğunu göstermiştir. Rhodococcus equi’ nin
toprak yüzeyinde çok fazla miktarda bulunduğu oysa toprağın 30 cm ya da daha fazla
altında hemen hemen hiç bakteri bulunmadığı belirlenmiştir.
2
Bulaşma yolları:
Etken kontamine toz partiküllerinin solunumu ile bulaşarak, pnömonik
infeksiyonun oluşumunda önemli rol oynar. Sindirim yoluyla bulaşma daha az oranda
gerçekleşmektedir.
Etkenin çoğalmasında çevre ısısının da önemli rolü olduğu için vakaların büyük
çoğunluğu ilkbahar aylarında ortaya çıkar. Türkiye’de tay doğumlarının olduğu aylara
da bağlı olarak, olguların özellikle Nisan-Ağustos ayları arasında arttığı görülmektedir.
Hayvanların yağışlı dönemlerde uzun süreli olarak bokslarda kapalı kalması, yüksek
nem hastalığın çıkışında hazırlayıcı faktörler arasındadır.
Klinik Bulgular:
Hastalığın 2 klinik formu saptanmıştır; pnömonik form ve intestinal form.
Pnömonik form : Taylarda R. equi infeksiyonlarının en önemli belirtisi
bronkopnömonidir. Hastalığın erken dönemlerinde sadece solunum oranında ve vücut
ısısında hafif artışlar olabilir ancak bu klinik belirtiler çoğunlukla ya önemsenmez ya da
gözden kaçar. Bu da hastalığın ilerlemesine neden olur. Hasta tayların çoğu iyi vücut
kondüsyonuna sahip olmalarına ve analarını emmelerine karşın hastalığın çok şiddetli
seyrettiği taylarda ağırlık kaybı olabilir. Böyle taylar çoğunlukla ölü bulunurlar.
Hastalığın ilerlediği durumlarda iştah azalması, hafif letarji, taşipne, burun deliklerinin
hızla açılıp kapanması ile karakterize solunum artışı, hırıltılı solunum ve öksürük dikkati
çeker. Vücut ısısı genellikle 38.8-40°C olmasına karşın 41.5°C’ e kadar yükselebilir.
Vakaların büyük kısmında burun akıntısı yoktur.
Gerek akut gerekse kronik formun seyrettiği tayların oskultasyonunda akciğer
sesleri oldukça değişir ve bu bulgular üst solunum yollarından gelen seslerle
karıştırılabilir.
Taylar
soluk
alıp
verme
sırasında
dinlendiğinde,
çoğunlukla
kranioventral olarak yerleşmiş lezyonların bulunduğu bölgelerde çıtırtı sesi duyulabilir.
Daha şiddetli vakalarda akciğerlerdeki abselerin yaygınlaşması ve birleşmesi nedeniyle
akciğer sesleri azalır.
İntestinal form: İntestinal form daha az oranda şekillenmektedir. Bu formda
görülebilen klinik belirtiler; ateş, iştahsızlık, depresyon, ağırlık kaybı, kolik ve diaredir.
3
R. equi pnömonisi şekillenen taylarda bazen değişik klinik belirtiler de ortaya
çıkabilmektedir. Vakaların yaklaşık 1/3’inde özellikle tibiotarsal eklemlerde polisinovit
görülür. Etkenin akciğerlerden kanla yayılması sonucunda bazı taylarda septik artrit ve
osteomiyelit oluşabilir. Bu durumdaki taylarda arpalama ve etkilenen bölgede şişme
görülür. Bazı taylarda ülseratif lenfanjit, selülit ve subkutan abselerin şekillendiği
bildirilmiştir. Diğer ender görülen belirtiler uveit, panoftalmit, nefrit, hepatik ve renal
abse oluşumlarıdır.
Taylardaki infeksiyonun dışında ender olmakla birlikte erişkin atlarda da
pnömoni ve abort olguları rapor edilmiştir.
TANI
Taylarda Rhodococcus equi
pnömonisinin tanısı için klinik, bakteriyolojik +
moleküler ve serolojik incelemelerin birlikte yürütülmesi önerilmektedir.
a) Klinik tanı
R. equi pnömonisi çok genç tayların hastalığı olduğu için, özellikle 3 aylığa kadar
olan taylarda gözlenebilecek klinik belirtiler tanı için önemli ipucudur ve erken klinik
tanı tamamen Veteriner Hekiminin deneyimine bağlıdır. Ancak hastalığın erken
dönemlerinde çoğu kez belirgin klinik belirtiler görülmediği ya da gözden kaçabildiği
için hastalık ilerleyerek tayların ölümüyle sonuçlanır. Bu durumda postmortal muayene
ile birlikte bakteriyolojik inceleme yapılarak ancak ölüm sonrası tanı konulabilmektedir.
İnfeksiyon şüphesi bulunan vakalarda, plazma fibrinojen konsantrasyonunu
içeren tam kan sayımı yapılmalıdır. Hiperfibrinojemi önemli bir laboratuvar bulgusudur.
Torasik radyografi pnömoninin şiddetini saptamada kullanışlıdır. Üç aylıktan küçük
taylarda nodüler akciğer lezyonlarının radyografi ile saptanması R. equi pnömonisinin
önemli göstergesidir.
b) Nekropsi bulguları:
Pneumonik form : Akciğerlerde yaygın pyogranülomatöz abseler dikkati çeker.
İntestinal form: Mezenterik lenf nodüllerinde granulomatoz ve suppuratif yangı
ile birlikte ülseratif enterokolit görülür.
c) Laboratuvar Tanı:
Rhodococcus equi ile kontamine çiftliklerde yaşayan taylar padoğa çıkarıldıklarında
trakeaları toprağın solunumu sırasında devamlı olarak virulan ve avirulan Rhodococcus
4
equi’ ye maruz kalır. Bu nedenle canlı, şüpheli taylarda infeksiyonun kesin tanısı için en
değerli yöntem, trakeal aspirat sıvısının alınması ve kültür yapılarak Rhodococcus equi’nin
izolasyonudur. Ölü taylardan ise özellikle lezyonlu akciğerlerden, eğer intestinal formu
söz konusu ile bağırsaklardan alınan örneklerden ekimler yapılmalıdır.
Trakeal aspiratlardan virulan Rhodococcus equi ’yi hızla saptamak amacıyla PCR
geliştirilmiştir. Bu yöntemin spesifik ve sensitif olmasının yanısıra standart
prosedürlerden daha kısa sürede sonuç verdiği saptanmıştır.
Serolojik tanı yöntemleri içinde ELISA yüksek sensitivitesi nedeniyle infeksiyonun
erken tanısını sağlayan en iyi yöntemdir. Bu konuyla ilgili olarak yapılan araştırmalarda,
özellikle endemik çiftliklerde infeksiyonun en erken tanısı için, 30 ve 45 günlük taylardan
alınan serumların ELISA ile incelenmesi sonucunda erken tanı konulmaktadır. Ancak
serolojik testler, klinik bulgular ve bakteriyolojik incelemeler ile birlikte yapıldığında
daha anlamlı olacağı unutulmamalıdır.
Epidemiyolojik çalışmalar açısından bölgedeki virulan suşların dağılımının
saptanması da önemlidir ki bu amaçla toprak örnekleri de incelenmelidir.
Tanı amacıyla yapılan testler hakkında detaylı bilgi laboratuvar uygulama notlarında
verilmiştir.
Tedavi
Hastalığın erken tanısı prognoz açısından çok önemlidir. Eritromisin ve rifampisin
kombinasyonu, gentamisin-penisilin ve sefalotin ya da gentamisin-penisilin ve rifampin
kombinasyonları, imipenem ve vankomisin kombinasyonları ile uzun süreli ( 4-9 hafta
arası) tedavi önerilmektedir. Ancak son yıllarda antibiyotik kullanımının artmasına bağlı
olarak özellikle makrolid ve rifampin dirençli suşlar rapor edilmektedir.
Koruma ve kontrol
Genel Önlemler
İnfeksiyon kaynağı olan pnömonik tayların diğer taylardan ayrılması, tayların
bulunduğu kapalı ortamda havalandırmanın en iyi şekilde sağlanması, tayların egzersiz
yaptığı ve gezdirildiği padok zemininin alt üst edilmesi, toz kalkmasını minimum
düzeye indirmek için kumlu ya da toprak alanların çayırla kaplanması ya da sulanması,
padoktaki gübrelerin düzenli olarak uzaklaştırılması gereklidir.
5
Hastalığın görülmediği bir çiftlikteki taylı kısraklar aşım için infekte bir çiftliğe
gönderilmemelidir. Çünkü böyle kısraklar geri döndüklerinde infekte bir tay
getirebilirler.
Hayvanlarda helmintlere yönelik tedbirlerin alınması da önerilmektedir. Bu
şekilde hayvanlarda kaliteli kolostrum oluşmasına katkı sağlandığı ve genç tayların daha
etkili bir pasif bağışıklık elde edebildiği vurgulanmaktadır.
Erken tanı
Hastalığın erken tanısı infeksiyonun kontrolü açısından önemli bir faktördür.
Bunun için tayların klinik muayenelerinin düzenli olarak yapılması, taylar doğduktan
sonra 30. ve 45. günlerde kan serumlarının alınarak ELISA ile incelenmesi, seropozitif
taylardan trakeal aspirasyon sıvısı alınarak kültür yapılması ya da PCR ile incelenmesi
önerilmektedir. Hastalık saptanan taylarda zaman geçirmeden tedaviye başlanmalıdır.
İmmunizasyon
Arjantin’ de geliştirilen Rhodovac aşısı gebe kısraklara 2 doz halinde uygulanarak
yavruya maternal antikor geçişi sağlanmaktadır. 1. doz doğuma 45 gün kala, 2. doz
doğuma 15 gün kala uygulanır. Yavru doğduktan sonra anneden geçen maternal
antikorların koruyuculuk süresi yaklaşık 2 aydır.
Daha sık önerilen uygulama, koruma amacıyla taylara doğumdan sonra
hiperimmun plazma da verilmesidir.
Ancak hastalığı önlemede immunizasyon tek başına yeterli
olmamaktadır.
Mutlaka genel önlemlerinde alınması gereklidir.
Önerilen okumalar:
Özgür NY, İkiz S, Bağcıgil AF, Carioğlu B, Akay Ö, Ilgaz A, Takaı S: Marmara
Bölgesi' nde yarış atı yetiştirilen haralardaki taylarda
Rhodococcus equi
infeksiyonunun ELISA ile erken tanısı üzerine çalışmalar. Turkish Journal of
Veterinary & Animal Science 2002; 26: 1427-1434
Ozgur NY, Ikız S, Bagcıgıl F, Carıoglu B, Ilgaz A, Takaı S. Rhodococcus equi
pneumonia in a mare in Turkey. Veterinary Record, 2002; 151: 613
6
Nakamura Y., Nishi H., Katayama Y., Niwa H., Matsumura T., Anzai T.,
Ohtsu Y., Tsukano K., Shimizu N., Takai S. Abortion in a througbred mare
associated with an infection with avirulent Rhodococcus equi. Veterinary Record
2007; 161:342-346.
7

Benzer belgeler