Prestij Fabrikası

Transkript

Prestij Fabrikası
SARTEN
WORLD
2012 / 04
Sarten Ambalaj iç iletişim yayınıdır
4 ayda bir yayınlanır
Sarten Karacabey
Dairy Pak
Prestij
Fabrikası
* Polisan CEO’su Erol Mizrahi’den yeni dönem büyüme planları
* Kozmetikte doğal trend * Yeni Türk Ticaret Kanunu ne getirecek?
www.sarten.com.tr
Editör
Kaliteyle geçen 40 yıl
2012 yılı bizim için özel bir yıl... Sarten World’ün geçtiğimiz sayısında da paylaştığımız
gibi 40’ıncı yılımızı kutluyoruz. Biz kurumsallaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen
bir aile şirketiyiz. 70’li yılların başında kurucumuz Yusuf Sarıbekir’in başlattığı
serüvenimizde, 40 yılı geride bıraktık. Bu 40 yılda, çalışarak, daima işimize yatırım
yaparak büyüdük. Bugün ambalaj sanayiinde Türkiye’nin en büyüklerinden biriyiz.
Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’dan Ortadoğu’ya geniş bir coğrafyada faaliyetlerimizi
sürdürüyoruz. Dünyanın önde gelen gıda, kozmetik ve endüstriyel ambalaj üreticilerine
hizmet veriyoruz. İhracat rakamlarımız hızla büyüyor. Biz ambalajın süpermarketiyiz.
2020’ye kadar 1 milyar dolar cirolu bölgesel bir dev olmak istiyoruz. Bu hedefimize siz
değerli çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle birlikte ulaşacağız.
Geride bıraktığımız 40 yılı kendimizi sürekli geliştirerek, büyümemize ivme
kazandırarak, sunduğumuz ürün ve hizmetleri çeşitlendirerek geçirdik. Bunda elbette ki
bizimle birlikte bu serüveni paylaşan müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve çalışanlarımızın
payı büyük. Ancak kaliteli üretim anlayışının Sarten sürdürülebilirliğinde anahtar rol
oynadığı da bir gerçek.
Sarten, kurulduğu ilk günden bu yana kaliteli ürün ve hizmet sunumuyla müşterilerine
hizmet vermeyi başarmış bir şirket. Kaliteli üretim anlayışımız, mevcut müşterilerimizin
bize daha fazla bağlanmasını, potansiyel müşterilerimizle de yollarımızın kesişmesini
sağlamış durumda. Sarten ailesi olarak kalitede ulaşılacak bir sınır olmadığı
görüşündeyiz. Bu nedenle kendi içimizde sürekli bu alanda çalışmalar yapıyor, yeni
projeler üretiyoruz. Amacımız ise sektörümüzde kaliteli hizmet ve ürün anlayışımızla fark
yaratmak ve bu anlamda rekabet avantajı sağlamak.
Biz Sarten ailesi olarak uzun yıllardır “hız, kalite, uygun fiyat ve çevre” odaklı bir
felsefeyle hareket ediyoruz. Bu felsefemiz gelecek stratejimizin de ana hatlarını
oluşturacak. Önümüzdeki 40 yıllara da bu anlayışla ulaşacağız...
Sarten World’ün dördüncü sayısıyla karşınızdayız. Keyifle okuyacağınızı ümit ediyoruz.
Saygılarımızla
Sarten World
Yayın Kurulu
2012/04 - SARTEN WORLD
1
İçindekiler
KÜNYE
06
İmtiyaz sahibi
04 Sarten’den haberler
34 Doğru beslenme sırları
Ambalajın ay yıldızları açıklandı
Sarten’den kalite atağı
Sektörünün öncüsü oldu
Sarkap fabrika müşterilere eğitim verdi
Kurumsal diyetisyenlik ve kişisel özel diyet danışmanlığıyla
tanınan Diyetisyen Canan Aksoy, doğru beslenme için soframızdan
eksik etmememiz gereken gıda gruplarını anlattı.
06 Prestij fabrikası
38 40. yıl etkinlikleri devam ediyor
Sarten Karacabey Dairy Pak, geçtiğimiz mart ayında
faaliyetine başladı. Fabrikada, başta süt ve süt ürünleri
olmak üzere Türkiye’nin büyük şirketlerine yönelik üretim yapılıyor.
Sarten Ambalaj, kuruluşunun 40. yılı nedeniyle kendi iç müşterileri
olan Sarten ailesine yönelik etkinliklerine kurumsal piknik
organizasyonuyla bir yenisini daha ekledi.
12 “Amacımız rekabet avantajı sağlamak”
40 Bursa’nın camileri
Teknoloji artık sektör bağımsız herkesin önceliği...
Sarten de kuruluş aşamasından bugüne kadar geliştirdiği
bilgi işlem teknolojileriyle rekabetin gerisinde kalmamayı amaçlıyor.
12
16 “5 yılda 2 kat büyüyeceğiz”
Boya sektörünün önde gelen oyuncularından
Polisan’ın CEO’su Erol Mizrahi’nin gelecek hedefleri
oldukça iddialı. 5 yılda 2 kat büyüme planı üzerine
şirketi yapılandırmış durumda.
20 “Kontrollü büyümeyi seviyoruz”
Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olan Bursa,
inanç turizmiyle de ön planda. Yaklaşık 1620 adet camisiyle bu alanda
görkemli yapılara ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasından
Bursa Ulu Cami, Gazi Orhan Camii ve Yeşil Cami’yi inceledik.
42 Sürdürülebilir çevre için geri kazanım
ÇEVKO Vakfı, 2011 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 400 bin
ton ambalaj atığının geri kazanımını sağladı.
Geri kazanılan ambalaj atıklarının ekonomiye olan katkısı
yaklaşık 1 milyar TL değerinde.
44 Güneşi geç batan ülke
Burcu Gıda, Balıkesir’in önemli gıda şirketlerinden biri.
Onlarca kategoride 400 çeşit ürünü var. 58 ülkeye ihracat yapıyor.
Şirketin kaptan köşkünde oturan Burcu Gıda Genel Müdürü
Cemil Bahadır’la şirketinin hızlı büyüme sürecini,
iş yapma felsefesini konuştuk. .
46 “Devir” görücüye çıktı
48 English Summary
24 Doğal kozmetik
Sektörün önde gelen oyuncularından CreaCosmetic,
Biocura ve Gata Kimya, kozmetikteki yeni trendleri dergimize anlattı.
Her 3 firmanın temsilcisi de doğal ürünlerin payının sektör
içinde artacağını düşünüyor.
28 “Farkımız müşteri odaklı fiyatlandırma”
Dünyada endüstriyel yağ sektörünün önde gelen oyuncularından
LTD BSV-CHEM son dönemde geliştirdiği yeni ürünleriyle ön planda.
Şirketin CEO’su Valery Proshyn, sektördeki en büyük farklılıklarını
ve gelecek döneme ilişkin planlarını anlattı.
34
38
SARTEN Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş. adına
Zeki Sarıbekir
Yayın Kurulu
Zeki Sarıbekir
Zeren S. Güzelbahar
Banu Bayıksel
Ebru Tayman
Editörler
Banu Bayıksel, Ebru Tayman
Ayşe Işık, Nesrin Kaya
Tasarım
Tolga Çoruh
Fotoğraf
Çağrı Kılıçcı
Baskı
Karagön Ofset ve Matbaacılık
Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti.
Cemal Nadir Sok. No:24
Eminönü/Cağaloğlu - İstanbul
Tel: 0212 511 27 29
İletişim
Müjde Kösemen
SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
Merkez
Tel : +90 212 275 76 60
Faks : +90 212 272 34 17
Adres :
Barbaros Bulvarı, No:68/7 34349
Balmumcu İstanbul / TÜRKİYE
E-mail : [email protected]
www.sarten.com.tr
SARTEN
WORLD
30 “Rekabet gücü artacak”
2
31 yıldır iş dünyasına denetim, vergi ve mali hukuk, danışmanlık
ve eğitim alanlarında hizmet veren PwC’nin Türkiye Denetim Hizmetleri
Ortağı Burak Özpoyraz’la yeni Türk Ticaret Kanunu’nu konuştuk.
SARTEN WORLD - 2012/04
2012/04 - SARTEN WORLD
3
Sarten’den Haberler
WD 40
DENETİMLERİ
KALİTEYİ
GÖSTERDİ
Sarten Silivri
Fabrikası dünyanın
değişik yerlerinde
dolum yaptıran
WD 40 şirketine
kutu üretebilmesi
için şirketin
kendisi tarafından
denetlendi. Yüksek
standartlara
sahip ve büyük
miktarlarda üretim
yapan şirket,
daha önce iki
kez denetimden
başarıyla geçen
Sarten Silivri
Fabrikası’nı sistem
denetimini yapmak
üzere 23-24
Temmuz tarihinde
ziyaret etti. Üç
başarılı denetim
sonrasında Sarten,
çalışılabilecek
şirketler listesine
girmeye hak
kazandı. Şirketle
Sarten’in 2013
yılında çalışmaya
başlaması
hedefleniyor.
SARTEN
WORLD
4
SARTEN WORLD - 2012/04
ŞAMPİYONADAKİ
YERİNİ
GÜÇLENDİRDİ
SARTEN ROSUPAK FUARI’NDA
S
arten, 18-22 Haziran
2012 tarihleri arasında
Moskova’da düzenlenen ve
dünyanın pek çok ambalaj
T
emmuz ayında gerçekleştirilen Işıklar
Dünya Offshore 225 Şampiyonası’nın
6’ncı yarışı Van-Erciş Grand Prix’inin lideri
şampiyonada hegemonyasını devam
ettiren ECI Cosmetics Men takımı oldu.
Sarten’in teknelerine sponsor olduğu Kerem
Tuncer-Alpay Akdilek ikilisi 36.13.062’lik
zamana imza atarak şampiyonadaki yerini
güçlendirdi. Tuncer ve Akdilek ikilisi üst üste
birincilik alarak sezon başı itibarıyla 6’ncı
kupalarını almış oldu.
SEKTÖRÜNÜN
ÖNCÜSÜ
fuarına katıldı. Sarten’in yeni
ve teknolojik ürünleri büyük
ilgi gördü. Rusya’nın ticari
konumu itibarıyla katılan
şirketler açısından büyük
önem taşıyan fuarda Sarten’in
ürünlerine ilgi büyüktü.
S
arten, uzun dönemli başarının kalite
ve çalışan memnuniyeti olduğu
gerçeğinden yola
çıkarak şirket başkanı
Zeki Sarıbekir’in ve üst
yönetimin imzaladığı
bir kalite bağlılık
duyurusu hazırladı.
Sarten bünyesinde
kalite farkındalığı ve
duyarlılığını geliştirmek için KALİTEM A isimli
bir çalışma da yine üst yönetimin liderliğinde
başlatıldı. Bu çalışma kapsamında önce şirket
çalışanlarının ağzından “A Kalite” hedefini
arten Ambalaj, her yıl yayınlanan
500 Büyük Sanayi Kuruluşu
sonuçlarına göre, 2010 yılında 127’nci
sırada yer alırken, 2011 yılında 126’ncı
sıraya yerleşti. Türkiye’nin en büyük 500
özel şirketinin 13 yıldır sıralandığı Capital
500 sıralamasında ise Sarten Ambalaj,
ambalaj kategorisinde tüm rakiplerini
geride bırakmayı başardı. 2010 yılına
göre cirosal anlamda yüzde 32,1 büyüme
gerçekleştirerek Türkiye’nin en büyük
özel kuruluşları listesinde 240’ıncı sırada
yer almasıyla dikkat çekti.
AMBALAJIN AY YILDIZLARI AÇIKLANDI
T
2012 Uluslararası Ambalaj
SARTEN’DEN KALİTE ATAĞI
S
SE ve Ambalaj Sanayicileri Derneği
tarafından düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları
2012 yarışması sonuçlandı. Düzenlenen
törenle, Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nın
şirketinin katıldığı Rosupak
ödülleri sahiplerini buldu. 3 Eylül
2012’de Four Seasons Hotel’de yapılan
ödül töreninde Sarten,
ambalaj malzemeleri
ve satış sonrası
sergileme, sunum ve
muhafaza ürünleri
kategorilerinde
2 farklı ödül almayı
başardı. Sarten, Sarkap
fabrikasında üretilen Gold Kimya
Kapaklı Ayakkabı Cilası ile gümüş,
Petpak fabrikasında üretimi yapılan Akaş
Akbalık Pet Jeep Kavanoz’la bronz ödül
almaya hak kazandı.
dile getiren, ortaya çıkarılan ürün ve hizmet
kalitesinin aynı zamanda çalışanın kalitesi
olduğunu vurgulayan bir kısa
film hazırlandı.
Bu film, uyumu ve takım
çalışmasını vurgulayan bir
başka kısa filmle birlikte her
seviyedeki Sarten çalışanına
gösteriliyor.
Kalitem A kampanyası
boyunca tüm Sarten fabrikalarında
çalışanlarla yoğun bir etkileşim sağlanması,
afişler hazırlanması, iyileştirme çalışmaları
başlatılması amaçlanıyor.
SARTEN
ÖĞRENCİLERLE
BULUŞTU
Sarten, mayıs
ayında Silivri
Belediyesi’nin
düzenlediği
kariyer günleri
etkinliğine
katıldı. Özellikle
yeni mezunların
büyük ilgi
gösterdiği
etkinlikte Sarten
yetkilileri,
öğrencilere
ve kariyerini
ambalaj
sektöründe
devam ettirmek
isteyen kişilere
bilgi verdi. 3
gün süren
etkinlikte Sarten,
çoğunluğu
üniversite
mezunu olan
toplamda 39
kişiden cv topladı.
SARKAP FABRİKA MÜŞTERİLERE EĞİTİM VERDİ
S
arten, Sarkap
fabrikasındaki eğitim
salonunda müşterilerine,
kavanoz kapakla konserve
kutuları kapsayan üretim
ve dolum işlemleri eğitimi
verdi. 33 farklı şirketten,
117 çalışanın katıldığı
eğitim, Sarten’in kalite
standartlarına verdiği
önemi bir kez daha gösterdi.
Sarten, verdiği bu eğitimlerle
hem mevcut müşterilerini
etkilemeyi hem de potansiyel
müşterileri kendisine
yönlendirmeyi başardı.
SARTEN
WORLD
2012/04 - SARTEN WORLD
5
Üretim&Teknoloji / Sarten Karacabey Dairy Pak
Prestij
Fabrikası
Sarten Karacabey Dairy Pak,
geçtiğimiz mart ayında faaliyetine
başladı. Fabrikada, başta süt ve
süt ürünleri olmak üzere Türkiye’nin
büyük şirketlerine yönelik üretim
yapılıyor. Sarten Ambalaj Plastik
Ambalajlar Direktörü Ziya Lekesiz,
“Karacabey’de böyle bir yatırımın
yapılması, müşterilerimize yakın
olma ve böylece onların isteklerine
daha hızlı ve etkin çözümler getirme
avantajı getirdi” diyor.
Lekesiz’e göre Karacabey Dairy
Pak, Sarten’in 40 yıllık deneyiminin
sonucu olarak kurulan bir prestij
fabrikası.
B
Karacabey Dairy Pak’a BRC ve
TESCO standartlarında üretim
yapabilmesi için yaklaşık 10 milyon
dolarlık bir yatırım yapıldı.
6
SARTEN WORLD - 2012/04
ursa Karacabey, Sarten için çok
önemli bir ilçe. Çünkü Karacabey’de
Türkiye’nin önemli gıda üreticilerinin üretim tesisleri bulunuyor. Bu nedenle
Sarten, bu bölgedeki ilk fabrikası olan Sarten Karacabey’de, 1997’den bu yana Tat,
Tamek, Dardanel, Tukaş gibi Türkiye’nin
önde gelen gıda şirketleri için teneke kutu
üretiyor. Sarten Karacabey Dairy Pak ise
Sarten’in Türkiye’deki 9 fabrikasından biri.
Mart 2012’de faaliyete başlayan, açılışı Mayıs 2012’de yapılan fabrika, daha çok süt
ve süt ürünlerindeki yüksek kalite ve hijyen standartlarını karşılamak üzere kuruldu. Yani bir anlamda uzman bir fabrika. Süt
ve süt ürünleri kategorisinde Nestle, Yörsan, Sütaş, Pınar, Sek gibi Türkiye’nin
2012/04 - SARTEN WORLD
7
Üretim&Teknoloji / Sarten Karacabey Dairy Pak
“Sarten
Karacabey
Dairy Pak,
bugün
dünyada
kullanılan en
iyi makineleri,
yardımcı
tesisleriyle
ve altyapısıyla
rakiplerinden
daha üstün
konumda.”
HANGİ
PROJELER
GÜNDEMDE?
TASARRUF PROJELERİ
Dairy Pak’ta bir süredir
enerji tasarruf projeleri
gündemde. Bu projeler
sonucunda enerjide
şimdiden yüzde 15’lik bir
tasarruf sağlandı.
SARTEN
WORLD
Sarten ekibi Karacabey
Dairy Pak açılışında bir
araya geldi.
Sarten Karacabey Dairy Pak’da şu
anda yıllık 8 bin 500 ton PP hammadde işleme kapasitesi mevcut.
Bu kapasitenin 2013 yılında 10 bin
tona çıkarılması planlanıyor.
önemli şirketlerine hizmet veren Karacabey
Dairy Pak’a BRC ve TESCO standartlarında üretim yapabilmesi için yaklaşık 10 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı.
Sarten Ambalaj Plastik Ambalajlar Direktörü Ziya Lekesiz, yatırım için Karacabey’in
seçilmesinin nedenini şöyle anlatıyor:
“Karacabey, gıda üretimi yapan müşterilerimizin yoğun olduğu bir bölge. Bu bakımdan
Karacabey’de böyle bir yatırımın yapılması
müşterilerimize yakın olma ve böylece onların isteklerine daha hızlı ve etkin çözümler getirme avantajı getirdi. Müşterilerimizle
bir iş ortağı anlayışıyla çalışmamızı sağladı.”
Sarten bu yatırımıyla daha önce farklı lokasyonlarda üretilen enjeksiyon ambalaj ve
kapakları, daha yüksek standartlarda, uzman ve deneyimli bir mühendis ve teknisyen kadrosuyla ve altyapısıyla bir araya getirmeyi amaçlıyor. Böylece düşük maliyetli, daha kaliteli ve hijyenik bir üretim ortamı sağlamak da planlar arasında.
8
SARTEN WORLD - 2012/03
KAPASİTE ARTIRILACAK
Fabrikada şu anda yıllık 8 bin 500 ton
PP hammadde işleme kapasitesi mevcut.
Bu kapasitenin 2013 yılında 10 bin tona çıkarılması planlanıyor. Sarten Ambalaj Plastik Ambalajlar Direktörü Ziya Lekesiz, hedeflerini şöyle anlatıyor:
“Karacabey fabrikamızda çok deneyimli
ve konusunda uzmanlaşmış bir ekip oluşturuldu ve BRC standartlarında bir üretim
anlayışı hedeflendi. Amacımız, müşterilerimizin beklentilerini aşan bir hizmet anlayışıyla ucuz, kaliteli ve tam zamanında
ve çevreci bir üretim gerçekleştirmek ve
böylece Türkiye’de tercih edilen bir ambalaj üreticisi olmak.”
Şu anda Karacabey Dairy Pak’ta 20 beyaz yakalı ve 58 kişi mavi yakalı olmak üzere toplam 78 kişi istihdam ediliyor. Bugün
6 gün 24 saat faaliyet gösteren fabrikada,
3 vardiya çalışma yapılıyor. Yıl sonuna kadar ise 4 vardiyalı sisteme (7 gün/24
TAKIM ÇALIŞMALARI
Ayrıca Kaizen,
SMED, süreç analizleri
ve yalın üretim gibi
konularda takım
çalışmaları da yapılıyor.
Koruyucu ve önleyici
bakım çalışmalarıyla
duruş zamanlarını en
aza indirgemek de
hedeflerimiz arasında yer
alıyor.
SARTEN
WORLD
2012/03 - SARTEN WORLD
9
Üretim&Teknoloji / Sarten Karacabey Dairy Pak
“Karacabey
fabrikasında
amacımız,
müşterilerimizin
beklentilerini
aşan bir hizmet
anlayışıyla
ucuz, kaliteli ve
tam zamanında
ve çevreci
bir üretim
gerçekleştirmek
ve böylece
Türkiye’nin
tercih ettiği
ambalaj üreticisi
olmak.”
SARTEN
WORLD
saat) geçilmesi planlanıyor. Her vardiya, bir
ekip liderinin sorumluluğunda çalışmalarını sürdürüyor.
Ziya Lekesiz, “Yeni fabrikamızda kadroları oluştururken önceliği eski çalışanlarımıza verdik” diyor ve ekliyor: “Onların en
iyilerini bir araya getirdik. Dışarıdan konusunda başarısını kanıtlamış, deneyimli insanları da kadrolarımıza aldık. Bu konuda
eğitim ve deneyim konularına en üst düzeyde önem verdik.”
YENİ HEDEFLER
Sarten Karacabey Dairy Pak’ta yeni kalıp ve makinelerin de devreye alınmasıyla birlikte yüzde 85’in üzerinde bir kapasite kullanımı yakın zamanda gerçekleştirilecek. 2013 yılında yeni makine ve kalıp
yatırımlarıyla fabrikanın pazar payının ikiye katlanması hedefleniyor. Önümüzdeki 5
yılda Dairy Pak’ın yeni yatırımlarla ve ürün
gamıyla konusunda lider konuma ulaşması
planlanıyor. Kapasite kullanımında ise yüz10
SARTEN WORLD - 2012/03
de 90 seviyelerine ulaşma hedefi mevcut.
Ziya Lekesiz, “Artan hizmet kalitesi ve hızıyla ambalaj kullanıcılarının bir numaralı
tercihi olacağız” diyor.
Dairy Pak’ın Sarten’in 40 yıllık deneyiminin sonucu olarak kurulan bir prestij fabrikası olduğunu söyleyen Lekesiz, “Sarten, burada oluşturduğu BRC standartlarına uygun üretim anlayışını en kısa zamanda diğer fabrikalarına da uyarlamayı
hedefledi” diyor.
Makine parkının büyütülmesi planlanan
fabrikada, ürün yelpazesinin artırılması için
de yeni projeler üzerinde çalışılıyor.
FARK NEREDE?
Sarten Karacabey Dairy Pak fabrikasını benzerlerinden ayıran pek çok önemli
özelliği var. Ziya Lekesiz’e göre en önemli özelliği, konusunda deneyimli ve uzman
insan kaynakları. Yönetici, bunun yanı sıra
fabrikanın, bugün dünyada kullanılan en iyi
makineleri, yardımcı tesisleriyle ve altyapı-
sıyla rakiplerinden daha üstün bir konumda olduğunu belirtiyor. Fabrikayı rakip fabrikalardan ayıran farkları ise Ziya Lekesiz,
şöyle anlatıyor:
“İnsan kaynaklarımız, Avrupa ve Japon
menşeili makine parkımız, modern altyapı
ve yardımcı tesislerimiz üretimde bizi rakiplerimizin bir adım önüne çıkarıyor. Sarten olarak müşteri odaklı yaklaşımlarımız
ve müşterilerimiz gibi düşünebilme becerilerimiz sayesinde onlara rakiplerimizin sunamadığı hizmeti verebiliyoruz.” S
Zeki Lekesiz, “Yeni
fabrikamızda kadroları
oluştururken önceliği eski
çalışanlarımıza verdik”
diye konuşuyor.
TÜRK EKONOMİSİNE ÖNEMLİ KATKI
AÇILIŞA FİKİR ÖNDERLERİ KATILDI
Mayıs ayında fiilen üretime başlayan
Sarten Dairy Pak’ın açılışına pek çok
bürokrat ve fikir önderi katıldı. Açılışa,
AK Parti Bursa Milletvekilleri Önder
Matlı ve Hüseyin Şahin, Karacabey
Kaymakamı Dursun Balaban, Karacabey
Belediye Başkanı Ergün Koç, Silivri
Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı
Kadir Baran, Silivri Belediye Meclis
Üyesi İnci Aydar, Silivri Belediyesi
Başkan Koordinatörü Mehmet Has,
Silivrili işadamları, ambalaj sektörü
meslek kuruluşları başkan ve
temsilcileri, Sarten Holding yöneticileri
ile Bursa ve Karacabey protokol üyeleri
katıldı.
HEDEF İSTİKRARLI BÜYÜME Kürsüye
ilk olarak çıkan Sarten Ceo’su Zeki
Sarıbekir, Türk ambalaj sektöründe
önemli yere sahip olan Sarten’in
istikrarlı bir şekilde büyümeğe devam
edeceğinin mesajını verdi. Bursa
Milletvekilleri Önder Matlı ve Hüseyin
Şahin ile Kayacabey Kaymakamı
Dursun Balaban ve Belediye
Başkanı Ergün Koç ayrı ayrı kürsüye
gelerek, artan fabrika sayısının Türk
ekonomisine katkısından bahsetti ve
Karacabey’e yapılan yatırımdan dolayı
Sarıbekir ailesine teşekkür ettiler.
2012/03 - SARTEN WORLD
11
Departmanlarımız / Bilgi işlem
Teknolojideki değişim ambalaj
sektörüne de yansımış durumda.
Bunun bilincinde olan Sarten
Ambalaj, hammadde tedariği,
satın alma yönetimi, üretim, satış
ve satış sonrası hizmetlerinde
teknolojinin nimetlerinden
faydalanıyor. Bunu da güçlü bilgi
işlem kadrosuyla gerçekleştiriyor.
Tüm bu süreçlerin her birinde etkin
rol oynayan departman, 15 yıldır
bilgi işlem müdürü Salim Selçuk
“Amacımız
rekabet
avantajı
sağlamak”
Tonta’ya emanet. Tonta, bilgi
işlem departmanının geleceğe
yönelik hedeflerini, “Sarten’in
her zaman rekabetin önünde
olmasını sağlamak ve sektördeki
lider konumunu pekiştirmesini
sürdürmek” olarak özetliyor.
T
eknoloji artık sektör bağımsız herkesin önceliği... Sarten Ambalaj da kuruluş aşamasından bugüne kadar geliştirdiği bilgi işlem teknolojileriyle rekabetin gerisinde kalmamayı amaçlıyor. Sarten
Ambalaj’ın bilgi işlem departmanı ise 15 yıldır Salim Selçuk Tonta’ya emanet. 6 kişilik
tecrübeli kadrosuyla hizmet veren bilgi işlem
departmanı, Sarten Ambalaj’ın hammadde
tedariği, sipariş, satın alma yönetimi, üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerinin verilmesi konularında operasyonlar yürütüyor.
Sarten Ambalaj, bulunduğu sektör ve yaptığı iş nedeniyle kapsamlı ve detaylı iş yapma sürecine sahip. Tüm bu süreçlerin her birinde bilgi işlemin nimetlerinden faydalanan
şirket, yönetim sistemlerinin sürekliliğini, süreçlerin etkin olarak kullanılmasına ve
12
SARTEN WORLD - 2012/04
2012/04 - SARTEN WORLD
13
Departmanlarımız / Bilgi işlem
“Son 5 yıl
içinde
yaptığımız
BT yatırımı
2,5 milyon
dolar. Bunun
1,7 milyon
dolarlık kısmı
ERP sisteminin
alınması,
geliştirilmesi
ve donanım
yapısı için
harcandı.”
SARTEN
WORLD
Salim Selçuk Tonta, Sarten’in rekabetçi olmasını sağlamak için çalıştıklarını söylüyor.
geliştirilmesine teknolojik altyapısıyla katkı
sağlıyor. Tonta, Sarten Ambalaj içinde yer
alan departmanların iş yapış şekillerini belirleyici çalışmaların içinde bilgi sistemlerinin yer aldığını söylüyor.
İŞLEMLER TEK ÇATI ALTINDA
Sarten bilgi işlem departmanı oldukça
geniş bir yelpazede hizmet veriyor. Tonta, bilgi yönetim sistemleri sipariş yönetimi, malzeme ihtiyacının belirlenmesi, satın alma yönetimi, üretim planlama, üretim, satış, lojistik ve finansal işlem süreçlerinin verimli, etkin, hızlı, doğru ve sistematik bir biçimde yapılmasını sağladıklarını
söylüyor. Bunun yanında müşteri ilişkileri
yönetim sistemleriyle de müşteri memnuniyetini hedeflediklerini belirtiyor.
Bilgi işlem, Sarten’in tüm BT teknik altyapısının sürekliliğini de sağlıyor. Kullanıcı tarafında teknik problemlerin çözümleri, sunucu altyapısının bakım ve onarımı,
network altyapısının sürekliliğinin sağlanması bunlara sadece birkaç örnek. Şirke14
SARTEN WORLD - 2012/03
tin kullandığı programlara gelince... Salim
Selçuk Tonta, Sarten’in hızla değişen koşullara hızla cevap verebilmek, acil siparişler,
yeni ürünlerin üretim programına alınması, fiyat optimizasyonu gibi değişen pazar
koşullarını, beklenmeyen arızalar gibi üretim koşullarını yönetmek üzere 2008 yılında Microsoft Dynamics AX ERP yazılımını kullanmaya başladığını söylüyor.
Tonta’ya göre işletmelerin doğru stratejik karar vermesinde kullandığı en değerli
kaynak işletmenin elinde olan veri. Bu nedenle ERP sistemleri büyük önem taşıyor.
ERP sistemleri sayesinde tüm işlemler tek
çatı altında toplanıyor ve tüm modüllerin
birbiriyle tam entegre olması sağlanıyor.
Tonta, “Etkin kullanılan bir ERP sistemi şirketin tüm kararlarının etkin verilmesine neden olacaktır” diye konuşuyor.
Sarten Ambalaj’da malzeme girdi aşamasından, üretim, satış, finansal işlemler ve
satış sonrası işlemlerde tüm departmanlarda Axapta kullanılıyor. Mail trafiği ise Microsof Exchange ve Blackberrry sunucuları
üzerinde yönetiliyor. Günümüzün en önemli konularından biri olan bilgi güvenliği ve
sürekliliği aşamalarında Symantec, Trend
Micro, Mcafee ve Checkpoint kullanılıyor.
Aynı şekilde ERP sistemi kullanıcı bilgisayarları ve bunlar üzerinde güvenlik yazımları bu network yapısıyla İstanbul merkez
üzerinden çalışıyor.”
MÜŞTERİYİ DİNLİYORUZ
Salim Selçuk Tonta, CRM tarafında Axapta üzerinde mevcut olan yapıyı geliştirdiklerini söylüyor. “2012 yılının başında ‘Müşterinin Sesi’ adını verdiğimiz projemizle müşterilerimizle etkin bir iletişimi amaçladık”
diye konuşuyor ve ekliyor:
“Şirketlerin web sitesi oluşturmasıyla
ürün, hizmet, haber, duyuru ve daha bir
çok alanda müşterilerine daha hızlı ve kolay ulaşabilmesi verimliliklerini artırıyor.
Müşterinin sesi projemizde yeni yıl itibarıyla güncellemiş olduğumuz web sitemize
müşterilerimizin şikayet, öneri ve görüşlerinizi iletebileceği ‘Müşterinin Sesi’ bölümünü ekledik ve bunu Axapta üzerinde geliştirdiğimiz CRM ile bütünleştirdik. Müşterilerimizin web sitemizden yapacağı tüm bildirimler pazarlama, kalite ve üretim gibi ilgili departmanlara anında iletiliyor.
Sarten Ambalaj’ın özellikle son yıllardaki ölçek büyümesine paralel bilgi işlemin
de yükü artıyor.
Tonta, sürekli gelişen ve büyüyen bir şirketin bilgi işlemini nasıl yönettiklerini ise
şöyle anlatıyor:
“Sarten sürekli büyümesinin yanı sıra
coğrafi konum olarak da önemli bir alana
yayılmış durumda. Adana, Manisa, Ayvalık, Karacabey, Gemlik, Çorlu ve Silivri gibi
coğrafi olarak birbirinden uzak şehirlerde
fabrikalara sahip. Bunu yönetebilmek için
2001 yılında merkezi yapıya geçtik ve tüm
fabrikalarımızı data hatlarıyla İstanbul merkeze bağladık. 2008 ve 2010 yılında yaptığımız revizyonla tüm data bağlantılarımızı 10 mgb. radyo link ve fiber optik bağlantılara çevirdik. Tüm internet, mail hizmeti İstanbul merkez üzerinden veriliyor.
ŞEFFAF SATIN ALMA SAĞLANDI
Bilgi işlem departmanı özellikle son yıllarda yaptığı projelere hız vermiş durumda. Tonta, tüm departmanlara yönelik pek
çok proje yapıldığını söylüyor. Ancak Sarten Ambalaj’ın tamamını ilgilendirmesi ve
bir departmanın iş süreçlerinin etkinliğini
artırması açısından satın alma projesinin
önemli olduğunu belirtiyor. Projenin detaylarını ise şöyle anlatıyor:
“Proje iki aşamadan oluşuyor. İlk aşamada satın alma onay yetki sistemi oluşturulurken ikinci aşamada merkezi satın alma
prensiplerinin belirlenmesi ve uygulanması çalışmaları yapıldı.
Proje haziran ayının başında her iki aşamasıyla uygulamaya alındı ve şu an süreçler çalışıyor.
Bu projeyle satın alma prensiplerinin şartlarına uygun modern ve bilimsel bir ortamda rekabetçi, şeffaf bir satın alma yönetimi gerçekleştirdik.”
Sarten Ambalaj bilgi işlem teknolojilerine ayırdığı bütçeyle de dikkat çekiyor. Tonta, sistemlerin geliştirilmesine yapılan yatırımların süreceğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Sistemlerin bir gelişme içinde sürekli olmasından yola çıkan Sarten, bu amaçla gerekli yatırımları yaptı ve yapmaya devam edecek. Biz verimli, etkin ve kârlı çalışıyoruz. Bu sistemi ölçecek ve yönlendirecek sistemlere sahip olmamız da gerekli.
Son 5 yıl içinde yaptığımız BT yatırımı 2,5
milyon dolar. Bunun 1,7 milyon dolarlık kısmı ERP sisteminin alınması, geliştirilmesi
ve donanım yapısı için harcandı. Değişen
koşullara uygun olarak daha detaylı analizler istiyoruz ve yeni projelerle şirketimizin ihtiyaçlarını karşılıyoruz.” S
5 BAŞLIKTA
SARTEN
DÜNYASINDA
BT’NİN ÖNEMİ
1 Bilgi teknolojilerinde
ileride olmak Sarten’e maliyet
tasarrufu, üretim zamanının
azalması, verimlilik artışı,
kalitenin artması ve müşteri
memnuniyetinde artış olarak
geri dönüyor.
2 Aynı zamanda daha iyi
kaynak yönetimi, iyileştirilmiş
karar verme ve yatırımların
yönlendirilmesi de söz konusu
oluyor.
3 Değişen pazar koşullarını
yöneterek şirketin kendine
rekabetçi avantaj sağlaması
da yine bilgi teknolojileriyle
mümkün.
4 Kendi sektörümüzde ürünü
rekabetçi fiyatla üretmeyi,
müşterilerimize zamanında
ve kaliteli ürün vermeyi
hedefliyoruz. Bu noktada
hedeflere ulaşmamızda bilgi
teknolojilerini kullanıyoruz.
5 Neyi, hangi maliyetle, ne
zaman, ne kadar üreteceğimiz,
ne zaman sevk edeceğimiz
ve süreçlerin etkinliği bilgi
teknolojileriyle yönetilebiliyor.
SARTEN’İN TEKNOLOJİ FARKI NEREDE?
l GELECEĞİ GÖRÜYORUZ Sarten
ne istediğini bilen ve geleceği gören
bir şirket. Kuruluşundan itibaren
bilgi yönetim sistemlerini zamanın
şartlarına uygun olarak kullanmaya
başlamış ve IBM As/400 ile ERP
süreçlerine girmiştir.
l BT’YE İNANIYORUZ 2000
yılında As/720 sistemine geçiş
ve bunun merkezileştirilmesiyle
hızlanan süreç, 2008 yılında Axapta
kullanımıyla devam etti. Sarten, bilgi
işlem teknolojilerine inanıyor. Şirket
yönetiminin vazgeçilmez bir parçası
olarak görüyor ve bu konuda sürekli
yatırım yapıyor.
l YATIRIM BÜYÜK AVANTAJ
Yaklaşım olarak teknolojik değişim
ve gelişime açık olan şirketimizin
bu konuda bilinçli adımlar atarak
geleceğe yatırım yapmasını büyük
bir avantaj olarak görüyorum.
2012/03 - SARTEN WORLD
15
Müşterilerimiz / Boya sektörü
“5 yılda 2 kat büyüyeceğiz”
Polisan, boya sektörünü domine
eden 4 önemli oyuncudan biri.
Sektörde yarattığı pek çok ilkle
ön planda... Polisan CEO’su Erol
Mizrahi ise uzun zamandır şirketin
kaptan köşkünde oturuyor. Yeni
döneme ilişkin önemli hedeflere
sahip olan Mizrahi, yatay ve dikey
büyüme stratejileri olduğunu
söylüyor. Mevcut işlerinin yanı
sıra yeni faaliyet alanlarındaki
atılımlarla da yollarına devam
edeceklerinin sinyallerini
veriyor ve “5 yıllık süreçte
şirket büyüklüğümüzü 2 katına
çıkaracağız” diyerek pazardaki
iddiasını ortaya koyuyor.
P
olisan, 2 milyar dolarlık Türkiye boya
pazarının önde gelen oyuncularından
biri. Sektörde yarattığı ilklerle ön planda olan şirketin kaptan köşkünde Erol Mizrahi
oturuyor. Mizrahi’nin yeni döneme ilişkin iddialı hedefleri mevcut. 5 yıllık bir süreçte şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkarma planları olduğunu söylüyor. Sektördeki farklarını, “Hızlı karar alıyoruz, ezber bozmaktan çekinmiyoruz. ‘Her karar kendi koşullarında doğrudur’
felsefesini güdüyoruz, değişime ayak uyduruyoruz” şeklinde özetliyor.
Şirket olarak global krizden fazla etkilenmediklerini belirten Mizrahi, “Kriz yönetiminde oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Polisan, her krizde büyük adımlar atarak büyüdü.
Krizde zafiyet yaşamamak adına aldığımız birçok tedbirin içinde en önemlisinin gelir ve gider bütçelerimizin hassas takibi olduğunu ifade edebilirim” diye konuşuyor.
Boya sektörünün önde gelen oyuncularından Polisan’ın CEO’su Erol Mizrahi’yle Polisan’ın
performansını, gelecek hedeflerini ve mevcut
yatırımlarını konuştuk:
16
SARTEN WORLD - 2012/04
YENİ FIRSATLAR
NEREDEN GELECEK?
l İlk “yağlı boya” muadili su bazlı
parlak son kat boyası ile insan
sağlığına önem veren, çevreci ve
yenilikçi kimliğimizi ortaya koyduk.
l Sektörün ilk fabrika üretimi ile
aynı kaliteyi sağlayan su bazlı mix
makinesini geliştirdik.
l Sektörün ilk 7 özellikli iç, 9
özellikli dış cephe boyalarını
geliştirdik.
l Bu saydıklarım nice ilklerimiz ve
yeniliklerimiz arasındaki sektörde
devrim niteliği taşıyanlardır.
Türkiye boya üretimi konusunda Avrupa ve
dünyada kaçıncı sırada yer alıyor? Toplam pazarın büyüklüğü nedir?
Dünya boya pazarının büyüklüğü 35 milyon
ton, yani 107 milyar dolar olup, yüzde 40’ını
Asya, yüzde 32’sini ise Avrupa pazarı oluşturuyor. Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı büyük üreticisi
konumunda. 2 milyar dolar seviyesindeki Türkiye boya sektörü, dünya pazarlarından yüzde 2’lik pay alıyor.
Sizin Polisan olarak pazardaki mevcut konumunuz nedir?
Polisan, sektörü domine eden 4 önemli şirketten biri. Pazar payımızı da sürekli artırıyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki sektörde bu
4 şirketin pazar payları da birbiriyle paralellik
sergiliyor ve yüzde 20 seviyelerinde.
Polisan’ın ana faaliyet alanını dekoratif boyalar olarak ifade edebiliriz. Biz özellikle iç cephe
segmentinde Elegans, dış cephede ise Exelans
ile sektöre örnek olduk. Bu alanlarda 2 marka
çıkardık ve bu markalar sayesinde boyayı tüketiciye daha iyi anlatmayı başardık diyebilirim.
Geçen yılı ne kadarlık bir ciroyla kapattınız?
Hedeflerinizi gerçekleştirebildiniz mi? Bu yıl
sonu hedefiniz nedir?
Holding olarak 2011 ciromuz yaklaşık 600
milyon TL seviyelerindeydi. Global ekonomik
durgunluğa rağmen 2012 yılında ciromuzu minimum yüzde 15 artırma hedefimiz mevcut.
Sektörün önde gelen oyuncularından birisi
olarak teklifler alıyor musunuz? Bunlara nasıl bakıyorsunuz?
İstikrarlı, sürekli ve kârlı büyüme grafiği ile
Polisan Holding şirketlerimizin her biri ayrı ayrı
global dev oyuncuların ilgi odağı durumunda
ve bu devam edecektir diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz aylarda Polisan Holding’e bağlı Polisan Kimya Sanayi ile Averis GmbH (Almanya) & Averis AS (Norveç) arasında genleşebilir polistiren imalatı amacıyla lisans, mühendislik ve Ar-Ge katılım anlaşmaları imzalandı. Bu sayede Polisan, bir kimya şirketi olmanın avantajını kullanarak, sektöründe fark yarattı. Köpüğün hammaddesinin üretimine soyundu. Yapılacak yatırımla ilk aşamada 60 bin
ton/yıl EPS üretimi hedefliyoruz. Diğer iştiraklerimize de benzer şekilde ilgi yoğun ve görüşmelerimiz devam ediyor.
Erol Mizrahi, Polisan’ın
pazarı domine eden
4 oyuncudan biri olduğunu
söylüyor.
2012/04 - SARTEN WORLD
17
Müşterilerimiz / Boya sektörü
erol mizrahi,
“hızlı karar
alıyoruz,
ezber
bozmaktan
çekinmiyoruz”
diyor.
tüketicimize çağdaş ve sağlıklı ürünler sunmak, ülke ekonomimize ihracatçı bir sektör
konumu kazandırarak mevcut AB entegrasyon sürecine sektörel bazda katkı yapmak”
şeklinde özetleyebiliriz.
Önemli bir girişimci olan Necmettin Bitlis
Bey’le uzun yıllardır birlikte çalışıyorsunuz...
Bunun size katkıları neler oldu?
Kurucumuz ve yönetim kurulu başkanımız
Necmettin Bey, Türkiye’nin ilk sanayicilerinden olup zekası ve cesareti ile birçok ilke imza
atmış, çevreye son derece duyarlı örnek ve
yön veren bir girişimcidir. Bizler, profesyonel
kadrolar olarak kendisinden almış olduğumuz
öğretilerle şirket kültürünü oluşturduk ve geliştirdik. Çalışanlarımız, müştrilerimiz, tedarikçilerimiz ve temasta bulunduğumuz tüm kurumlarla oluşturduğumuz ilişki modeli şirketimizin en önemli gücüdür.
Sektörde home cosmetics kavramını yaratmak
adına çalışmalar yapıyordunuz. Bu çalışmaların neresindesiniz?
SARTEN
WORLD
2008 yılında uygulamaya başladığımız pazarlama konsepti “Home Cosmetics” ile hedef kitlemizi kadın tüketiciler olarak belirledik. “Home Cosmetics” ismi dünyada Polisan
adına tescilli.
“Home Cosmetics” kavramını detaylandıracak olursak; “Home Cosmetics” sloganı, Polisan Boya’nın uzun dönem stratejisinin temelini oluşturan bir unsur. Evlerde boyama kararını veren özellikle kadın tüketiciye erişimi
hedefleyen ve bu hedefe giderken de kadınların değişmeyen gündemi ve önceliğini oluşturan “çekicilik ve kozmetik” ögelerinin kullanımı “Home Cosmetics” ile inşa edilecek yolun
ilk kilometre taşları. Özetle markamızın diğer
boyalara göre farklılaşması ve boyama süre-
cine karar veren kadın tüketicilerin renk dışında marka tercihinde de belirleyici olması
ve tercihini Polisan Boya’dan yana kullanmasını hedefliyoruz.
Boya tüketimini artırmak adına yaptığınız
çalışmalar neler? Şu anda boya tüketiminde
Türkiye’de durum nedir?
Gelişmiş ülkelerde yıllık 20-25 kg seviyelerinde olan kişi başı boya tüketimi Türkiye’de 12 kg
seviyesindedir. Polisan’ın faaliyetinin ağırlığını oluşuturan dekoratif boyalarda ise kişi başı
boya tüketimi 7 kg civarındadır.
Boya bilincini ve tüketimini artırmaya yönelik Polisan’ın da üyesi olduğu BOSAD (Boya
Sanayicileri Derneği), 2003 yılından beri faaliyetlerini sürdürüyor. BOSAD’ın kuruluş amacını “Türk boya sanayisinin gelişimine katkıda bulunmak, ulusal boya tüketimini artırarak
POLİSAN’IN PAZARDAKİ YERİ
l Polisan, sektörü domine eden 4
önemli şirketten biri konumunda. Pazar
payımızı da sürekli artırıyoruz.
l Sektörde bu 4 şirketin pazar payları
da birbiriyle paralellik sergiliyor ve
yüzde 20 seviyelerinde.
l Holding olarak 2011 ciromuz
yaklaşık 600 milyon TL
seviyelerindeydi.
l Global ekonomik durgunluğa
rağmen 2012 yılında ciromuzu
18
SARTEN WORLD - 2012/03
minimum yüzde 15 artırma hedefimiz
mevcut.
l İstikrarlı, sürekli ve kârlı
büyüme grafiği ile Polisan Holding
şirketlerimizin her biri ayrı ayrı global
dev oyuncuların ilgi odağı durumunda
ve bu devam edecektir.
l Hızlı karar alıyoruz, ezber
bozmaktan çekinmiyoruz, “Her
karar kendi koşullarında doğrudur”
felsefesini güdüyoruz, değişime ayak
uyduruyoruz.
Mevcut rekabeti düşündüğünüzde ön
plana çıkmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Hızlı karar alıyoruz, ezber bozmaktan çekinmiyoruz. “Her karar kendi koşullarında
doğrudur” felsefesini güdüyoruz, değişime
ayak uyduruyoruz.
Yaşanan kriz sizi nasıl etkiledi? Bu krizin
etkilerini az hissetmek için ne tür önlemler aldınız?
Şirket olarak kriz yönetiminde oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Polisan, her
krizde büyük adımlar atarak büyüdü. Krizde zafiyet yaşamamak adına aldığımız birçok tedbirin içinde en önemlisinin gelir ve
gider bütçelerimizin hassas takibi olduğunu
ifade edebilirim.
Son dönemde artan konut talebi ve arzı boya
sektörüne bir etkide bulundu mu?
lişim, şans ve tesadüfün eseri değil. Profesyonel kadrolarla birlikte doğru zamanda yapılan
doğru işlerin bir sonucu. Tam profesyonel yönetim organizasyonu çerçevesinde inşa edilen kurumsal ve şeffaf yapımızı daha da pekiştirmek adına halka arz sürecine karar verdik. Yurtiçi taleplerde, bireysel yatırımcılarda
5 katına varan talep fazlalığı kurumumuza ve
markalarımıza duyulan güvenin bir göstergesi.
Yeni inşaatların toplam satışlar içindeki
payı yüzde 5-10 civarındadır. Dolayısıyla konut talebi ve arzındaki değişimler boya pazarını çok fazla etkilemez. Tüm mevcut binaların 4 yılda bir kez boyandığını göz önüne alacak olursak yenileme pazarındaki dalgalanmalar boya sektörünü daha çok etkiler.
Halka arz sonrası elde edilen kaynak ise işletme sermayesi ihtiyacında ve planlanan yatırımların finansmanında kullanıldı.
Son 1 yıldaki hallka arzlar arasında yerli yatırımcılardan en yüksek talebi Polisan aldı.
Bunu neye bağlıyorsunuz?
Önümüzdeki döneme yönelik hedefleriniz neler? Bundan 5 yıl sonra Polisan Holding’i nerede göreceğiz?
1920’li yıllarda Malatya’da Bitlis Ailesi’nin
başlattığı kumaş ticareti girişimi bugün çatısı altındaki 7 güçlü iştirak şirketi ve 1000’i
aşkın çalışanı ile Türkiye’nin öncü ve güçlü
holding şirketleri arasında yerini aldı. Bu ge-
Yatay ve dikey büyüme stratejilerimiz mevcut. Hem mevcut işlerimizi büyüteceğiz hem
de yeni faaliyet alanlarındaki atılımlarımızla
5 yıllık bir süreçte şirket büyüklüğümüzü 2 katına çıkaracağız. S
Erol Mizrahi, yenileme
pazarındaki dalgalanmaların
boya sektörünü çok
etkilediğini savunuyor.
Halka arz sonrası elde ettiğiniz kaynağı nasıl kullandınız?
2012/03 - SARTEN WORLD
19
Müşterilerimiz / Gıda sektörü
“Kontrollü büyümeyi seviyoruz”
Burcu Gıda, Balıkesir’in önemli gıda şirketlerinden biri. Onlarca kategoride 400 çeşit ürünü var. 58 ülkeye
ihracat yapıyor. Şirketin genel müdürü Cemil Bahadır, en önemli önceliklerinin dürüstlük ve kalite olduğunu
söylüyor. “Kontrollü büyümeyi seviyoruz” diyen Bahadır, 2012’nin iyi geçtiğini ve hedefleri 12’den vuracaklarını
belirtiyor. Üçüncü fabrikaları için yatırım çalışmalarının sürdüğünü anlatan Cemil Bahadır, 2016’da bu
fabrikanın devreye gireceğine dikkat çekiyor.
büyümek isterken ortaklarımız olanı korumayı
tercih ediyordu. Biz iki kardeş risk alıp ortaklarımızla yolu ayırdık ve hisselerin tamamını satın
alarak 1993 yılında şirketin tümüne sahip olduk.
Tüm hisseleri alma nedeniniz hızlı büyümek
miydi?
Ticarette bence biraz cesaret lazım. Ben o cesareti kullandım diyebilirim. Bu nedenle satın almayı gerçekleştirdik.
*Aldığınızda bu müessesede ne üretiliyordu?
Sadece küçük miktarda hazır yemek, konserve üretimi vardı. Eski koşullarda konserve üretimi yapılıyordu. Bir günde toplam 5-6 ton salça
üretiliyordu. Yani günde aşağı yukarı 50 ton domates işleniyordu. Bugün, şirketimizde 1300 ton
domates işliyoruz. 1800-2000 ton domates da
Bergama’daki tesislerimizde işleniyor. Tüm tesislere toplamda baktığımızda, bir günde 4000-4500
ton domates işleme kapasitesine sahibiz.
“Büyük bir
cesaretle
üretim
merkezimize
yatırım yapıp
büyüttük.
Türkiye’nin
birçok yerine
yayılmış bir
satış ağına
sahip olduk.”
Hızlı büyüdüğünüzü söylediniz. Büyürken nasıl
zorluklar yaşadınız?
Sektöre çok yabancıydık. Hiç gıda üretimi yapmamıştık. Ancak buna karşılık alım ve satımı çok
iyi bilen, pazarlamaya hakim bir kültürden geliyorduk. Üretimi bilmememiz zayıf noktamızdı.
2-3 yıl sonra başka arkadaşlarımızın benzer tesislerini gezerken farklılıkları görüp bunlara dikkat etmeye başladım. Büyük bir cesaretle bu üretim merkezine yatırım yapıp büyüttük. Türkiye’nin
birçok yerine yayılmış bir satış ağına sahip şirket
konumuna geldik. Çünkü iyi bir pazarlama altyapısına sahiptik.
Siz bu pazarlama tecrübesini nasıl edininiz?
Bakkallıktan edindik. Lisede okurken küçük bir
bakkal dükkanımız vardı. Daha sonra bunu büyütüp bir markete ve hiper markete dönüştürdük.
Yani Hakkari’de bayağı büyüdük.
O dönemler mesela bir öğretmenin Hakkari’ye
B
urcu Gıda, Balıkesir, Burhaniye’de sırtını
oksijen deposu Kazdağlar’a, önünü Ege
Denizi’ne dayayan dünyanın en güzel
coğrafyalarından birinde, en taze ve doğal sebzelerini iki fabrikasında işleyerek ürettiği 400 çeşit ürünü ülkemizin dört bir yanına ve dünyanın
58 ülkesine ihraç eden bir gıda üretim firması….
Bir aile şirketi olan Burcu Gıda Cemil Bahadır tarafından, bakkallık döneminin heyecanı, titizliği ve heyecanı ile yönetiliyor. Yönetim kurulu başkanlığını oğlu Müjdat Bahadır’a devir eden
Bahadır, üretimin her aşamasında halen bulunmayı ihmal etmiyor. Kontrollü büyümeyi tercih
eden, hazır bulunan iki fabrikasına 2014 yılında
20
SARTEN WORLD - 2012/04
3’üncü fabrikayı dahil etmeyi planlayan Burcu
Gıda’nın kurucusu Cemil Bahadır, önceliklerinin
sadece büyümek olmadığını söylüyor. Dürüstlük
ve kaliteli büyümenin kendileri için önemli olduğuna vurgu yapıyor.
Burcu Gıda Genel Müdürü Cemil Bahadır, şirketinin hızlı büyüme sürecini, iş yapma felsefesini dergimize anlattı:
Burcu Gıda ne zaman kuruldu? Nasıl bir kuruluş öykünüz var?
Şirketimiz 1989’da kuruldu. İlk aldığımız işletme
küçük, 600 metrekarelik bir müesseseydi. 1992’de
mevcut ortaklarımızla büyümenin zor olabileceğini anladık. Biz risk alarak kontrollü bir şekilde
SARTEN
WORLD
tayini çıkmış. Ona gelirken diyorlardı ki “Giderken
yumurtanı, sucuğunu götür. Orada bir şey bulamazsın.” O öğretmen, Hakkari’ye gelip bizim markete uğradığında her şeyin olduğunu görüp şaşırıyordu. Kardeşim Lezgin Bahadır’la birlikte tek
bir marketle Doğu Anadolu’da iyi bir etki yarattık. Çünkü mal tedarik etmediğimiz kapı, çadır,
köy, fabrika yoktu. Mal almak için her yere gidiyorduk. Bugün bu noktaya gelmemizde o dönemde edindiğimiz tecrübenin ve yarattığımız itibarın payı büyük. Çok dürüst ticaret yaptık. Aldığımız her malın bedelini önce nasıl ödeyeceğimizi düşündük. Hesabımızı iyi bildik. Büyük bir sermayemiz olmamasına rağmen istikrarlı bir ödeme
sistemi yaratarak kredibilitemize yatırım yaptık.
Hangi esnafın kapısını çalsak ardına kadar kapılar bize açılıyordu. Keza büyük fabrikalar için de
geçerliydi bu durum. Bütün bunların tek bir nedeni vardı: Babamızın bize aktardığı dürüstlük sermayesiyle oldu bunlar. O dürüstlük bugün bizim
hazinemiz oldu.
“ÜRÜNÜN 3’TE 1’İNİ AMBALAJ OLUŞTURUR”
Ambalaj ve ürün arasında nasıl bir ilişki var?
Ambalaj ürünün 3’te 1’ini oluşturur.
İşçilik, hammadde ve ambalaj
ürünün maliyetini oluşturur. Ambalaj
bu nedenle çok önemli. Son yıllarda
ambalajda çok kaliteli üretimler
yapıldı. Tenekeye yepyeni bir yön
verildi. Ambalaj, vitrinde bir manken
gibi kullanılmaya başlandı. Gıdanın
en doğrusu tenekenin içinde olandır.
Daha sağlıklıdır. Sarten, tenekeyi
Türkiye’ye ve sektöre sevdirdi. Şekil
verdi, yön verdi, göze getirdi, vitrin
yaptı.
Sarten Ambalaj ile işbirliğimiz ne zaman başladı?
1992 yılında tanıştık. O günden
bugüne ayrılmadık. Biz şirket
olarak çalıştığımız bir ortağımızdan
memnunsak kolay kolay
değiştirmiyoruz. Hızlı yürümen
gerekiyorsa sana en iyi hizmeti
getirenle çalışıyorsun. Macera
aramaya gerek yok. Sarten ile biz hiç
macera yaşamadık. Bize her zaman
iyi hizmet sundular. Her zaman
kaliteli hizmet ulaştırdılar. Hata
yaptılar, hatalarını düzeltmek için
ellerinden geleni yaptılar. Bunlar
bizim için önemli şeyler. Yani hiç
hatasız bir firma arayışımız olmadı.
Sarten bugün benim gözümde
sadece Türkiye’de değil dünyada
önemli bir yere sahip. Ambalaj
konusunda dünyada ciddi bir kurum.
2012/04 - SARTEN WORLD
21
Müşterilerimiz / Gıda sektörü
“Biz her zaman
çok dürüst
ticaret yaptık.
Aldığımız
her malın
bedelini nasıl
ödeyeceğimizi
düşündük.
Hesabımızı iyi
bildik.”
Peki istediğiniz yerlerde var mısınız?
Varız. Ama “Yeterli mi” derseniz, hayır değil.
Ama ben şöyle düşünüyorum. İstediğin yerlerde olursan kazan-kazan oluyor. Gittiğiniz kişiler de memnun oluyor. Bu sefer o memnun kişinin çevresindekilere de ulaşma şansı doğuyor.
İhracatınız da var. Nerelere gidiyorsunuz?
Kapasitemizin 3’te 1’ini ihraç ediyoruz.
Ortadoğu’da, birçok Avrupa ülkesinde, Afrika ve
Amerika’nın belli yerlerinde varız. 58 ülkeyi aştık.
Hedefinizde neler var?
Ben ülke sayısını dikkate almıyorum. Bizim hedefimiz, üretimimizin yüzde 50’sini ihraç etmek.
Ama Türkiye pazarı bizim için çok önemli. Türkiye, çok ciddi bir pazar. Bunu iyi değerlendirmek
istiyoruz. Bu pazarda iyi bir noktaya geldiğinizde
ihracat kapıları da size açılıyor. Türkiye’de mütevazı, iyi bir pazarımız var. Buraya biz ne kadar
iyi hizmet götürürsek yurtdışı pazarımızın da o
ölçüde büyüyeceğine inanıyorum.
SARTEN
WORLD
Burcu Gıda ile ilgili biraz bilgi verir misiniz? Nasıl bir üretim tesisiniz var?
4000-4500 ton günlük domates işliyoruz.
Sektöre baktığınızda da bunun iyi bir rakam olduğunu görürsünüz. Bu kadar büyük miktarı ancak pazarın olunca işleyebilirsin.
Bunun dışında biz kaliteye daha ilk günden
çok önem verdik. Tüketicinin her şikayetini birinci önceliğimiz olarak aldık. Esas hedefimiz de bu
oldu. Çünkü bizim en önemli sermayemiz, birincisi dürüstlük, ikincisi kalitedir. Bilgimiz dahilinde
her zaman en kaliteli ürünü tüketicimize ulaştırmaya çalıştık. Kalitenin sonu yok. Çalışarak her
gün daha iyi üretimin, daha kaliteli üretimin peşinden koştuk. Tüketicimiz de bu çabamızı gördü.
Şirketiniz yılda ortalama ne kadar büyüyor?
Geride bıraktığımız dönemlerde zaman zaman sıkıntılar yaşadık, duraklama dönemlerine girdik. Ama geldiğimiz noktada bu kalite
anlayışımız bizi ayakta tuttu. Biz öne çıkmayı
çok seven bir grup değiliz. Eğer geldiğin noktayı hak ediyorsan zaten seni öne çıkarırlar. Tüketicinin seni öne çıkarması lazım. Bu da yaptığın işin niteliğiyle ilgilidir. Kapasitene, büyüklüğüne bağlı değildir.
Türkiye’nin her yerinde ürünleriniz bulunuyor mu?
Girmek istediğimiz her yerde varız. Gideceğimiz yere hizmet götürebileceksek oraya gidiyoruz. Her rafta görünmek gibi bir kaygımız yok.
“WEB SİTEMİZ BİZİ TÜKETİCİYE YAKINLAŞTIRDI”
Online satış da yapıyorsunuz. Bunun size
nasıl bir getirisi oldu?
Çok enteresan bir web sitesi hazırladık.
Hem tüketiciye zamanında ulaşabilmek
hem de isterse tüketicinin bu site
aracılığıyla alışveriş yapmasını sağlamak
istedik.
İmalatı ilk yaptığımız yere, yani Körfez
bölgesindeki fabrikamıza satış reyonları
kurduk. Bunun büyük faydasını gördük.
Çünkü buraya alışveriş yapmaya
22
SARTEN WORLD - 2012/03
gelen tüketicimizle iletişim kurduk,
görüşlerini aldık. Kalitemizi artırmamıza
büyük katkısı oldu. Çünkü çalıştığınız
distribütör, toptancı veya dağıtıcı,
tüketici şikayetlerinin tümünü sana
iletmiyor. İşte bu web sitesi bu anlamda
bize yardımcı oldu. Tüketicilerimizin
beklenti ve şikayetlerini doğrudan alma
şansımız oldu.
Tabii eskiden bu kadar çok iletişim
kaynağı yoktu. Dolayısıyla tüketicinin
bilgi ve şikayetlerine bu kadar kolay
ulaşılamıyordu. Bugün tüketiciden
daha hızlı dönüş alabiliyorsunuz. Ben
hiçbir zaman tüketici şikayetlerinden
korkmadım. Benim ekibim de korkmadı.
Ben her gelen şikayeti sevinerek
karşıladım. Çünkü bunların her biri
benim için bir bilgi kaynağıydı. Siz eğer
gelen şikayeti düzeltebiliyorsanız önemli
olan budur. Tüketicinin isteklerini,
beklentilerini yerine getirirken
kalitemizi de hızla artırdık.
Biz kontrollü büyümeyi seviyoruz. Yönetim
olarak şirketin dışına çıkmıyoruz. Çok ağır ve zor
bir sektördeyiz. İşlerimiz çok zor. Çünkü tarladan
gelen ürünleri, kurumsal bir yapının içine sokmanın bedelleri ağırdır. Eskiden daha büyük sorunlar vardı. Ama yeni yasalarla daha bir düzene
girdi. Çiftçiler de sanayiciler de daha bilinçlendi.
Siz sözleşmeli çiftçilerle mi çalışıyorsunuz?
Tabii. Sözleşme de yapıyoruz. Yine de çiftçiyle çalışırken çok dağınık bir sistemde işler
yürüyor. Dünyada domates kalitesi iyi olan 3
ülke var. Amerika ve Türkiye domates kalitesi
ve tadıyla dünyada ayrı bir yere sahiptir. Çin
salçası ortaya çıkınca Türkiye biraz sıkıntıya
girdi. Ancak kalitesi düşük olunca Türkiye salçası yerini korudu.
Siz ağırlıklı olarak yurtdışına salça mı ihraç ediyorsunuz?
Konserve, hazır yemek, soslar, mayonez gibi
çeşitli ürünler ihraç ediyoruz.
2011’i nasıl geçirdiniz?
Geçen yıl satışlarda hedeflerimizi neredeyse yakaladık. 1-2 puan hedeflerin altında kaldık. Kapasite artırma yatırımları yaptık. Çanakkale tarafında ikinci bir fabrikayı 49 yıllığına kiraladık. 2016 için üçüncü bir fabrikanın temellerini ve altyapısını hazırlıyoruz.
Bu yatırımımız İzmir’e yakın bir bölgede olacak. 2016’da devreye girmesini planlıyoruz.
“Kaliteye ilk günden
büyük önem verdik.
Tüketicinin her
şikayetini birinci
önceliğimiz olarak
aldık.”
Bazı sektörlerden 2012’de sıkışıklık, durgunluk sinyalleri geliyor. Sizin sektörünüzde durum nedir?
2012’de, 2011 yılında yapılan hatalar nedeniyle sektörümüz sıkışıklık yaşıyor.
Ne gibi hatalar bunlar?
Yanlış üretim, piyasayı tam araştırmadan,
bilmeden ürün üretmek bu hatalardan biri.
Biri bezelye üretiyorsa herkes aynı şeyi üretmeye başlıyor. Sektördeki en büyük sorun bu.
2012, 2011’den çok daha verimli bir yıl. Geçen
yıl yapılan hatalar etkisini bu yıl gösterdiği
için sıkıntı yaşanıyor. Maliyetin altında satış
yapılıyor. 2012, bence iyi bir yıl. Hedeflerin
12’den vurulabileceği bir yıl. Biz de hedefleri 12’den vurmak istiyoruz. S
Peki Burcu Gıda denince akla en çok gelen kategori hangisi?
Burcu Gıda denince, bence tüketici kaliteli bir
mal aldığını düşünüyor. Burcu Gıda, şeker paketleyip onu da satsa kaliteli olacağı biliniyor. Esas
farkımız da bu. Ürün portföyü içinde ise salça
en büyük kategorimizi oluşturuyor.
Benim büyüklük hedefim yok. Büyüklük hedefi, değerli tüketicidir. Tüketici yönünü sana çevirirse, en büyük sermaye budur.
2012/03 - SARTEN WORLD
23
Müşterilerimiz / Kozmetik
“KÜÇÜK
PERAKENDECİLERİN
YERİNİ
AVM’LER ALDI”
A
li Eker, 44 yıldır kozmetik sektöründe çalışıyor. Şirketi Aromel Kozmetik, 2000’li yılların yükselen şirketlerinden biriydi. Daha sonra Aromel’i Evyap’a
satarak yeni bir şirket kurdu. CreaCosmetic ile yola devam eden Ali Eker, sektörü
yakından tanıyan bir isim.
Kozmetiğin gıdadan sonraki en iyi sektör olduğunu söyleyen Ali Eker, “Kozmetik dünyanın en iyi sektörlerinden biridir.
Krizden en az etkilenen alanlar arasında yer alır. İnsanların umuda, morale ihtiyaçları var. 1999 yılında İstanbul’da büyük deprem olduğunda Bursa’daki distribütörümüz 22 bin saç tokası sattı. Bu rekor bir satıştı. Çünkü insanların eşyaları
enkaz altında kaldı. Bu örnek, kozmetiğin
işlevini anlatması açısından ilginçtir. Biz
Chicco ile toplantıdayken Bosna Hersek
barışı imzalandığında sadece Chicco’dan
6 milyon dolara yakın ürün alındı. O küçücük nüfus için bu inanılmaz bir rakam
Yani sektör çok iyi” diye konuşuyor.
FİYAT REKABETİ
Gata Kimya Kozmetik Sanayi A. Ş.
Genel Müdürü Tevfik Tezcan,
Crea Cosmetic Solutions Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eker
Biocura Yönetim Kurulu Üyesi Turhan Çelik
“Doğal” kozmetik
Bilinçli tüketici, hemen hemen her sektörde taşları yerinden oynatıyor. Doğal, bitkisel ve organik ürünlere
doğru bir yönelme söz konusu. Kozmetik sektörü de bu değişimden payını alıyor. Henüz payı küçük olsa
Yine de Türkiye’de kozmetik sektörünün iyi kullanılmadığı kanaatinde olan
Ali Eker, fiyat bazlı rekabetin gelişmenin önündeki en büyük engel olduğunu
düşünüyor.
İşadamı, Türkiye’de sektörün kendi içinde inanılmaz bir rekabet içinde olduğunu
söylüyor ve şöyle konuşuyor:
“Türkiye, dünyanın aerosol ihtiyacının
yüzde 9’unu karşılamasına rağmen inanılmaz rekabet var. Fiyat bazlı bir rekabet
mevcut. Burada en büyük lokomotif görevini Sarten görüyor. Şu anda Türkiye’de
40’ın üzerinde aerosolcu var. Bana göre
Sarten olmasa hiç kimse bir şey yapamaz. Bu alanda Sarten, ihtiyacın yüzde
65’ini karşılıyor.”
da kozmetik sektöründe trendler, doğal ürünlerden yana gelişiyor. Sektörün önde gelen oyuncularından
DEĞİŞİM SÜRÜYOR
CreaCosmetic, Biocura ve Gata Kimya, kozmetikteki yeni trendleri dergimize anlattı. Her 3 firmanın
Kozmetikteki en büyük yeniliğin dağıtımda yaşandığını anlatan Ali Eker, geç-
temsilcisi de doğal ürünlerin payının sektör içinde artacağını düşünüyor.
24
SARTEN WORLD - 2012/04
CREA
COSMETIC
NASIL
KURULDU?
“Aromel Kozmetik’i 2006’nın
sonunda ortak anlaşmazlığı
sebebiyle Evyap’a sattık.
Daha sonra 1 yıllık bir boşluk
süreci yaşadık. Sonrasında
ise CreaCosmeticSolutions’ı
kurduk. Bu şirketimizde
private label üretim
yapıyoruz. Yani yurtdışındaki
yabancı firmalar için
burada dolum yapıyoruz,
gönderiyoruz. İstanbul
firmalarına göre çok büyük
bir şirket değiliz. Orta
ölçeğin biraz altındayız.
Biz bu işi geçmişten gelen
adımızla yapıyoruz. Daha
da büyümek istemiyoruz.
Hacmimizi 20-22 milyon
adete çıkarsak yeterli olur.
Şu an yıllık 16 milyon
adetteyiz. 4 yılda bu adetlere
ulaşmak başarılı bir sonuç.
Kalite olarak en iyilerden
biriyiz. Müşteri kaybetmek
pahasına kalitemizden ödün
vermiyoruz.”
mişte sektörün en büyük destekçilerinin
Anadolu’daki ve büyük şehirlerdeki küçük
perakendeciler olduğunu söylüyor. Bu perakendeciler, AVM’lerin ve organize perakendenin yükselişe geçmesiyle yavaş yavaş yok oldu. Bir araştırmaya göre kozmetik ihtiyacının yüzde 82’si AVM’lerden
karşılanıyor. Küçük perakendecilerin kapanmasının yerli üreticilere olumsuz etkilediğini düşünen Ali Eker, “AVM’lerin yükünü kaldırmak çok zor. Böyle ciddi bir sıkıntı var” diyor.
Müşteri taleplerinde de değişim yaşandığını söyleyen işadamı, sektördeki erkek ürünlerinin payının hızla artarak yüzde 38-39’lara yükseldiğine dikkat çekiyor.
TALEP DEĞİŞİYOR
Türkiye’deki tüketicinin hem kaliteli hem
ucuz ürün istediğini söyleyen Eker, ayrıca
marka olan ürünü de ucuza alma talebi olduğunu söylüyor. Bu isteğin de markaların
imitasyonlarının yapılmasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Ali Eker, “Türkiye pazarında 1 EDP’ye karşılık 4 deodorant satılıyor. Türkiye’de deodorant satışları yıllardır yukarı çıkmıyor. Şampuan tüketimi
az. Türkiye’de Ankara’yı geçtikten sonra
kozmetik tüketimi düşüyor. Türkiye’de kullanım oranları gelir düzeyine paralel olarak da artmıyor. Selektif ürün alanlar da
Avrupa’ya gidiyor” diye konuşuyor. İşadamı dünyada doğal ürünlere doğru bir yönelme da olduğuna dikkat çekiyor.
2012/03 - SARTEN WORLD
25
Müşterilerimiz / Kozmetik
“DOĞAL OLAN MALİYETLİDİR”
O
“UZUN
DÖNEMLİ
PLANLAR
YAPIYORUZ”
“Gata, üretiminin yüzde
95’ini ihraç eden bir
firmadır. Bundan dolayı
tüm değerlendirmelerimizi
dünyadaki sektörel ve
ekonomik gelişmelere
göre yapıyoruz. Gata
olarak en önemli
özelliğimiz, hızlı karar
alıp uygulayabilmemizdir.
Uzun zamandır dünyayı
etkileyen ekonomik
kriz, bizleri de etkiliyor
ve bize uzun dönemli
planlar yaptırıyor. Yıl sonu
hedeflerini hesaplamaktan
çok dünyanın ekonomik
gidişatına göre stratejiler
belirlemenin daha doğru
olacağı düşüncesindeyiz.
2013 yılı hedeflerimiz
gelişmek, geçmişte
gelişirken yaptığımız
hatalardan arınmış,
ekonomik, güçlü, dinamik,
yenilikçi ve rekabetçi
özelliğimizi korumaktır. Bu
özelliklerimizden dolayı
piyasadaki rakiplerimizden
büyük ölçüde sıyrılıyoruz.”
“ÜRÜNLERİMİZİN ÇEVRECİ
OLMASINA ÖZEN GÖSTERİYORUZ”
G
ata Kimya Kozmetik Sanayi, 2006 yılında İzmir’de kuruldu. Deneyimli kadrosu ve geniş ürün yelpazesiyle önemli bir
yere sahip olan firma, üretiminin yüzde
95’ini ihraç ediyor.
Dünyadaki trendleri ve gelişmeleri bu
doğrultuda yakından izliyor. Şirketin genel
müdürü Tevfik Tezcan, kozmetik sektöründe trendin, çok daha çevreci, çok daha doğal ve her şeyden önce çok daha hesaplı
fiyatların hakim olacağı ürünler yönünde
olduğunu söylüyor. Tezcan, “Gata, aerosol
olarak üretilen ürünlerin imalatı üzerine
hizmet veriyor. Çevreye ve sağlığa duyarlılığın gün geçtikçe arttığı, insanların bedenlerine ve doğaya zarar veren gazları
içeren ürünlerden uzak durmaları konusunda bilinçlendiği bir dünyada yaşıyoruz. Bundan dolayı da ürettiğimiz ürünlerin çevreci ve mümkün olduğunca doğal
olmasına özen gösteriyoruz. Bu konulara
hassasiyet gösteren firmaların yeni trendi yakalamış olacağı kanaatindeyiz” diyor.
BİRLEŞMELER HIZ KAZANACAK
Kozmetik sektöründe uluslararası firmalar arasında birleşmelerin hız kazanacağını söyleyen Tevfik Tezcan, yerli ve yabancı şirketler arasında da birleşmelerin
gündeme geleceğine düşünüyor. Tezcan,
“Önümüzdeki dönemde gündeme gelecek
26
SARTEN WORLD - 2012/04
tel ekipmanları, beyaz eşya gibi çeşitli
sektörlerde faaliyet gösteren Biocura,
2008 yılındaki krizden sonra sektör arayışına girdi. Şirketin yönetim kurulu üyesi
Turhan Çelik, çeşitli araştırmalardan sonra kozmetikte karar kıldıklarını söylüyor.
Çünkü kozmetik sektörünün ivmesinin hep
yukarı doğru olmasının onları etkilediğini anlatan Çelik, bütün firmaların yapısını
incelediklerini ve esnek üretim modeliyle
sektörün her alanında faaliyet göstererek
başarılı olabileceklerini gördüklerini söylüyor. Bu mantaliteyle yola çıkan Biocura ve
ekibi 480 çeşit ürün üretiyor. Bu nedenle Çelik ve ekibi, sektörün nabzını iyi tutuyor. Konvansiyonel pazarınTürkiye’de giderek büyüdüğünü söyleyen Çelik, bilinçlenen tüketiciyle birlikte sektörün de değiştiğine dikkat çekiyor.
BİLİNÇLİ TÜKETİM
olan uluslararası firmaların yerli firmalarla gerek fason üretim gerek birleşme,
satın alma veya ortak olma eğilimlerinin
artmasını yerli firmaların çok efektif değerlendirmeleri gerektiği düşüncesindeyiz” diye konuşuyor.
SÜREKLİ GELİŞİM
“Bizim gibi uluslararası pazarlarda
iş yapan firmaların Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem vermesi, kaliteden
ödün vermeden dünyadaki güncel trendi takip etmesi, sürekli yenilenmesi ve
ürün gamını geliştirmesi gerekiyor” diyen Tevfik Tezcan, şöyle devam ediyor:
“Gata olarak biz, ürünlerimizdeki gelişmelerimizi sürdürürken markalaşmanın
bir gereği olarak ürün gamımızı da zenginleştiriyoruz. Bu yılın sonunda Lumberjack markalı kadın ve erkek parfüm
ve deodorantı piyasaya süreceğiz. Lumberjack parfümlerimizi Fransa’da ürettirip dünya pazarlarına kazandırırken deodorantlarını da İzmir’de yerleşik fabrikamızda üretip yurtdışı ve yurtiçi piyasalara süreceğiz. Bunun yanı sıra doğal
ve çevre dostu GreenPasion serimize ait
ürünlerimizin üretimi tüm hızıyla devam
ediyor. 2013 yılında bu serideki ürün gamımızı daha da genişletecek çalışmalarımızın en son aşamasına gelmiş olacağız.”
Biocura Yönetim Kurulu Üyesi Turhan
Çelik, bilinçli tüketim doğrultusunda doğala doğru sektörde bir yönelmenin başladığını düşünüyor ve bunu şöyle anlatıyor:
“Mesela oda spreyi. Artık insanlar, bu
ürünleri çocuklarının odasına koymuyor.
Üzerinde bebek resmi olsa dahi kullanmıyorlar. Daha seçiciler. Doğal ürünlere doğru bir yönelme var ama bu ürünlerin toplam pazar içinde yüzde 1,8-2 gibi bir payı
var. Bu payın da her yıl yaklaşık 2 kat büyümesi bekleniyor.”
Doğal ürünlerin sektördeki payının artmasının kişilerin gelir seviyesi ve yaşam
standardıyla alakalı olduğuna dikkat çeken
Çelik, “Her doğal ürünüm diyen de doğal olmuyor. Bilgi kirliliği var. Kurduğumuz www.
cozumsensin sitemiz de bu kirliliği ayırt etmeye hizmet eden sektöre yönelik bir portal olacak. Bir anlamda bir sosyal sorumluluk projesi diyebiliriz” diye konuşuyor.
EKSTRA MALİYET
Sektörde 1.434 kadar kayıtlı kozmetik
şirketinin olduğuna ve bir o kadar da kayıt
dışı üreticinin varlığına dikkat çeken Turhan
Çelik, bu durum ve sektördeki fiyat baskısının bazı üreticilerin yanlış kanallara yönelmesine yol açtığını söylüyor. Bu nedenle
sektörün yüzde 100 doğal ürünlere yöneldiğini düşünmenin yanlış olacağını ekliyor.
Doğal ürünlere yönelmenin maliyetli bir
süreç de olduğunu söyleyen Çelik, “Doğal
olanı saklamak zordur. Doğal olanı taşımak zordur. Doğal olanı üretmek zordur.
Bütün bunlar da ekstra maliyet demek”
diye konuşuyor.
Doğal ürünlere yönelişin standartlarla
ilgili olduğuna dikkat çeken Çelik, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:
“Bugün hala ülkemizin belli yerlerinde,
hayatlarında hiç deodorant kullanmamış
insanlar var. Fesleğeni odasında sineklere
çare olsun diye kullananlar, ısırgan otunu
üzerine sürüp beni sivrisinek ısırmasın diyen insanlarımız mevcut. Evet, pazar çok
büyük ama daha bölgesel pazar bile tam
oturmuş değil. Dolayısıyla ilk önce bölgesel
pazar büyüyecek, yaşam standardının yükselmesine paralel olarak da organik ve doğal ürünler büyüyecek diye düşünüyorum.”
“BIOCURA
EMEKLEME
DÖNEMİNDE”
“Kozmetiğin hemen
hemen her alanında 480
çeşit ürün üretebilen
bir tesisimiz var. Hem
kendi markalarımız var
hem de başka markalara
üretim yapıyoruz. Bizim
ana stratejimiz bölgesel
tedarikçi olmaktır. Yani
bir marketin kozmetik
raflarındaki ürünleri,
A’dan Z’ye tek merkezden
tedarik edebileceği, içinde
lojistik hizmeti de olan bir
şirket olmak istiyoruz. Bu
yönde de ilerliyoruz. A101,
BİM, Koçtaş gibi güçlerle
yurtdışında ise zincir
mağazalarla çalışıyoruz.
İtalya, Fransa, İspanya,
Hollanda, Kuveyt gibi
ülkelerle iş yapıyoruz.
Bugün yüzde 15-20 gibi
bir ihracat oranımız
var. Bu bizim için iyi
bir rakam. Çünkü daha
şirketimiz emekleme
döneminde. İstanbul’da
ilk konsept mağazamızı
açtık. Adı shopnature.
Burada sektöre farklı
bir yaklaşım getirmek
istiyoruz. Şu anda www.
cozumsensin.com diye
deneme yayınında olan
bir portalımız var. 6 aydır
deneme yapıyoruz. Üye
toplamaya çalışıyoruz.”
2012/04 - SARTEN WORLD
27
Yurtdışı Müşterilerimiz / Endüstriyel yağ
“Farkımız müşteri
odaklı fiyatlandırma”
Dünyada endüstriyel yağ
sektörünün önde gelen
oyuncularından LTD BSV-CHEM
son dönemde geliştirdiği yeni
ürünleriyle ön planda. Şirketin
CEO’su Valery Proshyn, sektördeki
en büyük farklılıklarının yüksek
kalite ve düşük fiyatlı teklif
vermeleri olduğunu söylüyor.
Rekabet çi fiyat verebilmelerini
ise entegre süreçlerine bağlıyor
ve “Müşteri odaklı fiyatlandırma
bizi sektörde güçlü kılan en büyük
farkımız” diye konuşuyor.
L
TD BSV-CHEM, endüstriyel yağ sektörünün önde gelen oyuncularından biri...
Şirketin CEO’su Valery Proshyn, kendilerini sektörde güçlü kılan özelliklerinin müşteri odaklı fiyatlandırma olduğunu söylüyor.
Bunun dışında yüksek kalite ve düşük fiyat
teklifi vermelerinin de kendilerine avantaj
sağladığını düşünüyor. LTD BSV-CHEM’in en
fazla Rusya ve eski Sovyet ülkelerine hizmet
sunduğunu belirten Proshyn, yakın gelecekte Türkiye’ye yatırım yapmak gibi bir planları olmadığını da sözlerine ekliyor.
Şirketlerinin mevcut krizden de pek fazla etkilenmediğine değinen Proshyn, “Biz
Avrupa’daki müşterilerimizle direkt çalışmıyoruz. Bu da bizim riskimizi minimize ediyor”
diye konuşuyor.
LTD BSV-CHEM’in CEO’su Valery Proshyn ile
şirketin mevcut performansını, güçlü oldukları pazarları ve sektörlerindeki farklılıklarını konuştuk:
28
SARTEN WORLD - 2012/04
Pek çok farklı sektöre hizmet sunuyorsunuz? Bu sektörlere sunduğunuz yenilikçi
ürünleriniz neler?
Şirketimiz çok geniş bir ürün çeşit portföyüne sahip. Havacılık sektörü için yağlar,
hidrolik yağlar, soğutucular için yağ grupları, ayrıca metal işlemeler için özel yağlar
üretiyoruz. Bunun yanı sıra farklı kimyasal
ürün üretimi de gerçekleştiriyoruz. Mevcut
portföyümüzde sizin de belirttiğiniz gibi çok
farklı sektöre hizmet sunuyoruz.
“sahip
olduğumuz
entegre
üretim
sürecimiz,
bize maliyet
avantajı
sağlıyor.”
Halihazırda operasyonunuz olan alanlar ve
ülkeler hangileri? Hangi ülkeler sizin cironuzdan daha fazla pay alıyor?
En fazla Rusya ve eski Sovyet ülkelerine
hizmet sunuyoruz diyebilirim. Bu bölgelerdeki tüketicilerin ihtiyaçlarına çözüm üretiyoruz. Son zamanlarda ise bizim açımızdan
uzak mesafe olarak görülen Hindistan ve
Çin gibi ülkelerin piyasalarına giriş yapıyoruz. Bu ülkelerin tüketim açısından oldukça
önemli bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bu pazarlara yönelik çalışmalarımız hızlı şekilde sürüyor.
Sizi rakiplerinizden farklı kılan yönleriniz
neler? Pazardaki en güçlü yönleriniz nedir?
Bizi pazarda güçlü kılan en önemli özelliğimizin müşteri odaklı fiyatlandırma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun yanında
yüksek kalite ve düşük fiyat teklifi vermemiz de bize avantaj sağlıyor.
Biz tüketicinin ne istediğini çok iyi analiz edebiliyoruz. Yeni ürünler ortaya çıkarırken de bu
konuya son derece önem veriyoruz. Tüketicinin beklentileri uyarınca bu süreci yönetiyoruz. Müşterinin ne istediğini nihai müşteriyle birebir temasta olduğumuz için bizzat öğreniyor ve işe ondan sonra başlıyoruz. Yeni
ürünlerle ilgili piyasa araştırmasını da yine
müşterilerimizle yapıyoruz. Gereken ön çalışmaları onlarla yürütüp daha sonra ürünümüzü piyasaya sunuyoruz.
SARTEN
WORLD
Dünyada yaşanmakta olan kriz sizi nasıl etkiledi?
Bu kriz Avrupa merkezli olduğu için bizi fazla
etkilemedi diyebilirim. Biz Avrupa’daki müşterilerimizle direkt olarak çalışmıyoruz, bu
sayede riskimiz de minimize olmuş oluyor.
Rekabetçi fiyat vermeyi nasıl başarıyorsunuz peki?
Türkiye’de şu anda faaliyette değilsiniz. İleride bir yatırım yapma planınız olabilir mi?
Bu bizim için aslında oldukça kolay diyebilirim. Çünkü son derece entegre bir üretim
sürecine sahibiz. Bu da bize maliyet avantajı sağlıyor. Sonuçta hammadde üretimiyle başlayıp, nihai ürüne kadar tam bir üretim sürecine hakimiz ve bu döngüyü kendi
içimizde yönetebiliyoruz.
Türkiye pek çok nedenden dolayı bizim açımızdan şu anda potansiyel bir pazar değil. En
azından yakın gelecekte Türkiye’de bir şube
açma hedefimiz yok.
Sektörünüzde önemli bir yeriniz var. Bu büyüklüğe ulaşmanızdaki en büyük sır nedir
size göre?
Bizim için insan kaynağı çok önemli. Şirketimizin en değerli varlığı da kendi geleceğine güvenen güler yüzlü insan kaynağı diyebilirim. Şirketimizdeki her çalışan firmamızın organik şekilde gelişmesini hedefliyor.
Bu da bize güç katıyor ve büyümemize ivme
kazandırıyor.
İnovatif ürünler özelinde baktığımızda oldukça dinamik bir yapıya sahipsiniz. Ürün geliştirme sürecinizden biraz bahseder misiniz?
“SARTEN’LE ÇALIŞMAK ÇOK KOLAY”
l ÇOK SAYIDA TEKLİF
ALDIK Sarten’le işbirliğimiz
2007 yılında başladı. O zaman
biz 17lt (madeni yağ) teneke
kutu tedarikçisi arıyorduk.
Çok sayıda teklif aldık.
Ancak Sarten bizim numune
talebimize cevap veren
nerdeyse tek şirket oldu.
l MÜŞTERİ İSTEKLERİNİ
DİNLİYOR İşbirliğimiz
hakkında çok şey
söyleyebilirim... En önemli olan
hususlar ise Sarten her zaman
müşteri isteklerini dinlemiş
ve müşterinin karşısına çıkan
sorunlarına anlayışla yaklaşıp
mutlaka iki şirket için en
kazançlı çözüm yollarını
sunmuştur. Sarten’le çalışmak
her zaan çok hoş ve kolay
diyebilirim.
2012/04 - SARTEN WORLD
29
Türk Ticaret Kanunu
“Rekabet gücü artacak”
P
ricewaterhouseCoopers (PwC), 158 ülkedeki 169 bin çalışanıyla bir dünya devi.
1981’de Türkiye pazarına giriş yapan şirket İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa ofislerinde
çalışan 1.250’nin üzerindeki uzmanıyla Türk iş
dünyasına hizmet veriyor. PwC, Türk şirketlerine denetim hizmetleri, vergi ve mali hukuk
hizmetleri, danışmanlık hizmetleri ve eğitim
hizmetleri sunuyor. PwC Türkiye Denetim Hizmetleri Ortağı Burak Özpoyraz, “Türkiye’de hizmet sunduğumuz tüm süre boyunca her şeyden önce müşterilerimizle sağlam ve güvene
dayalı ilişkiler kurduk. Bunun dışında günlük
yönetim kararları, uzun vadeli vizyonların belirlenmesi ve uygulanması konusunda da onlara destek oluyoruz” diyor.
Peki Türk şirketleri, PwC’dan ağırlıklı olarak ne tür hizmetler talep ediyor? Şirketlerin taleplerinin kendi ajandalarına göre farklılık gösterdiğine dikkat çeken Özpoyraz, “Bazen strateji ve yönetim danışmanlığı ön plana
çıkarken bazen olası bir halka arz veya iş birleşmesi veya satın alma sebebiyle halka arz
ve bağımsız denetim hizmetlerimiz ön plana
çıkabiliyor” diyor ve ekliyor:
“Yurtdışında şirket kuruluşundaki vergi yapılandırması ve transfer fiyatlandırması konuları da önem arz ediyor. Türkiye’de yerleşik şirketler, son aylarda doğal olarak Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olabilmek adına bizden hizmet talep ediyor. Bu hizmetleri de genel anlamda ifade etmem gerekirse organizasyonel yapı, iç denetim, mali işler, bilgi teknolojileri ve hukuk alanlarında değerlendirmeler
olarak paylaşabilirim.”
YENİ DÖNEM
13 Ocak 2011 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve
14 Şubat 2011 tarihinde resmi gazetede yayımla-
“Uluslararası
Finansal
Raporlama
Standartları’na
uyumlu Türkiye
Muhasebe
Standartları’na
uygun
hazırlanmış
ve bağımsız
denetimden
geçmiş mali
tabloların, Türk
şirketlerini
uluslararası
lige
hazırlayacağı
şüphesiz.”
SARTEN
WORLD
nan Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK) 1 Temmuz 2012’den itibaren yürürlüğe girdi. Yeni kanun, şirketler dünyasına pek çok önemli değişim
getiriyor. Şirketlerin bu yeni kanuna uyum sağlamasında PwC gibi şirketler kritik rol oynuyor.
Yeni TTK’nın şirketlerin kurumsallaşmasına,
şeffaflaşmasına ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasına olumlu katkılar yapacağını söyleyen
Burak Özpoyraz, “Bu değişim, Türk şir-
TTK’NIN KURUMSAL YÖNETİM YAKLAŞIMI NASIL?
PricewaterhouseCoopers (PwC), dünyaca ünlü bir danışmanlık şirketi. 31 yıldır iş dünyasına denetim, vergi ve mali
hukuk, danışmanlık ve eğitim alanlarında hizmet sunuyor. PwC Türkiye Denetim Hizmetleri Ortağı Burak Özpoyraz,
son aylarda şirketlerin yeni Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olabilmek için hizmet talep ettiklerini söylüyor. Ona
göre yeni kanun şirketlerin kurumsallaşmasına, şeffaflaşmasına ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasına olumlu katkı
sağlayacak. Özpoyraz, “Bu değişim, Türk şirketlerinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırarak daha kolay
l ŞEFFAFLIK Yeni kanunun kurumsal
yönetim yaklaşımı, 4 ana temel üzerine
oturuyor. Bunlar: Şeffaflık, adillik, hesap
verilebilirlik ve sorumluluk. Bu 4 ana temel,
kurumsal yönetim öğretisinde evrensel
nitelikte.
l HESAP VERİLEBİLİRLİK Adillik,
menfaatler dengesi kurularak ve nesnel
adaletle sağlanıyor. Hesap verilebilirlik,
yönetim kurulu raporlarında, bilgi akışında,
geniş bilgi ve inceleme haklarında
somutlaştırılıyor. Sorumluluk ise hesap
verilebilirliğe paralel olarak düzenleniyor.
Pay sahiplerine tanınan dava, aktif ve
pasif bilgi alma, inceleme hakları, kolay
işleyen hukuki mekanizmalar eşliğinde
oluşturuluyor. Azlık hakları listesi
zenginleştiriliyor ve imtiyazlı paylar
sınırlandırılıyor.
l DİĞER YENİLİKLER NELER? Yönetim
kurulunda pay sahipleri grupları ile
azlığın temsil edilmesi olanakları
artırılıyor. Sermaye Piyasası Kurulu’na
kurumsal yönetim kodeksi yapma tekeli
veriliyor. Bu yetki, kodeksin güncelliğini
ve dinamizmini sağlayacak. Halka açık
yönetim kuruluna kurumsal yönetim
raporu yayımlamak zorunluluğu
getiriliyor. Organlarda profesyonelliğe
ve uzmanlaşmaya vurgu yapılıyor. Türk
Ticaret Kanunu’nun güncellenmesi,
Türkiye’nin ticari yaşamını ve Türk
şirketlerini derinden etkileyecektir.
sermaye, kredi ve ortak bulabilme imkanına kavuşmasına yardımcı olacak” diye konuşuyor.
30
SARTEN WORLD - 2012/04
2012/04 - SARTEN WORLD
31
Türk Ticaret Kanunu
DENETİM ZORUNLULUĞU
Yeni TTK, tüm şirketlere bağımsız denetim yükümlülüğü getiriyordu. Ancak 6335
sayılı yeni TTK değişiklik kanunu ile kanunun 397’nci maddesine eklenen yeni bir fıkra ile bağımsız denetime tabi şirketlerin Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceği belirtildi. Burak Özpoyraz, “Bakanlar Kurulu kararı çıkana kadar TTK’yla hangi şirketlerin
bağımsız denetime tabi olacağını halihazırda öngöremiyoruz. Belki kademeli bir geçiş
olabilir, bekleyip göreceğiz” diyor.
Ancak henüz netleşmese de bağımsız denetim, iş dünyasında çok önemli bir konu.
Çünkü bağımsız denetimden geçen bir şirketin, sadece mali tabloları değil, bunların
oluşumunda yer alan mali ve finansal raporlama sistemi ve beraberinde operasyonla ilgili süreçlerin tamamı da denetleniyor. Özpoyraz’a göre bu durum, şirketlerin daha disiplinli bir şekilde, tutarlı ve
sağlıklı mali bilgi üretebilme ivmesini hızlandıracak. Özpoyraz, “Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları ile uygun hazırlanmış ve bağımsız denetimden geçmiş
mali tabloların, Türk şirketlerini uluslararası lige hazırlayacağı ve uluslararası bir
kabul sürecine de dahil edeceği şüphesiz”
diye devam ediyor.
YENİ ZORUNLUKLAR
“Yeni TTK şirketlerin
kurumsallaşmasına,
şeffaflaşmasına ve
sürdürülebilirliğinin
sağlanmasına olumlu katkı
yapacak.”
32
SARTEN WORLD - 2012/03
ketlerinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırarak daha kolay sermaye, kredi
ve ortak bulabilme imkanına kavuşmasına
yardımcı olacak. Aynı zamanda yabancı yatırımcılar için de güvenilir bir yatırım ortamı sunacak” diyerek yeni kanunun önemine dikkat çekiyor.
Yeni kanunun özellikle yönetim kurulu üyeliği bağımsız üye sayısı, iç ve bağımsız denetim mekanizması, finansal planlama, şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumlulukların dağılımı, yönetim kurulunun yetki ve görevleri, risk yönetimi gibi konularda Türk ticaret
hayatına çok önemli değişiklikler getireceğini söylüyor.
Burak Özpoyraz, yeni kanun ile gelen yükümlülükleri ise şöyle anlatıyor:
“Tek üyeli yönetim kurulu olanağı Türk
hukukuna kazandırıldı. Yönetim kurulu
üyesinin görevine başlayabilmesi için pay
sahibi olması şartı kaldırıldı. Tüzel kişinin
de yönetim kurulu üyesi olabilmesi olanağı sağlandı.
Profesyonel yönetim kurulu açılımı gerçekleştirildi. Pay sahibi gruplarının yönetim kurulunda temsil edilebilmesinin kanuni altyapısı oluşturuldu. Yönetim kuruluyla icra kavramları arasındaki farkı ortaya koyan sistem
hükme bağlandı. İç denetim açısından ise
yeni TTK, iç denetim ve risk yönetimi konusunda önemli kriterlere yer veriyor. Aslına
bakılırsa TTK’nın iç denetimle ilgili getirdiği
düzenlemelerin, şirketlerin kurumsallaşma
yönünde atacağı adımlar için genel çerçeveyi ortaya koyduğunu görüyoruz.”
KURUMSALLAŞMA GELİŞECEK
Yeni kanunun 366’ncı maddesinde kurumsal yönetim ilkelerine vurgu yapılıyor. Buna
göre yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek,
kendisine sunulacak konularda rapor hazırla-
mak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim
amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin
de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar
kurabilecek. Özpoyraz, buradaki iç denetim
vurgusu ile madde 378 ile pay senetleri borsada işlem gören şirketler için zorunlu hale
gelen “Riskin Erken Teşhisi Komitesi”nin
oluşturularak risklerin erken saptanması ve
yönetimi için sistemin oluşturulmasının risk
yönetimi ve iç denetim kavramlarını şirketlerin operasyonlarının bir parçası haline getireceğini düşünüyor.
Burak Özpoyraz, “Kanundaki buna benzer
iç denetim ve risk yönetimi hakkında öngörülen yapılar, iç denetim mesleğinin ve aslında şirketlerdeki kurumsallaşmanın gelişmesi
adına önemli gelişmeler. Yeni kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte de bu konuların hızlı bir şekilde ele alınarak şirketlerde hayata
geçirileceğini düşünüyoruz” diye konuşuyor.
İLGİ NE DÜZEYDE?
Peki Türkiye’deki şirketler, halka açık
olanlar hariç bırakıldığında bağımsız denetime yeterince önem veriyor mu? Burak
Özpoyraz, “Mali tablolarını bağımsız denetimden geçirmekle yükümlü olan şirketler
dışında kalanların, bağımsız denetim süreci ile ilgili tecrübelerinin az olduğu veya
bağımsız denetime az ilgi gösterdiklerini
söylememizin pek uygun olmayacağı düşüncesindeyim” diye konuşuyor. Çünkü ona
göre bu kategoriye giren şirketlerin önemli bir bölümü, faaliyet gösterdikleri iş kolları, iş hacimleri, yabancı ortaklarının ihtiyacı, yabancı ortak arayışı, olası bir iş birleşmesi, kendilerine kredi temin eden kuruluşların beklentileri, katıldıkları ihale süreçleri ve bunlara benzer birçok sebep paralelinde bağımsız denetim sürecini bir şekilde yaşıyor. Özpoyraz, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:
“Bu gruba giren şirketlerin tamamı, bağımsız denetimden geçmiş olan mali tablolarını halka açık şirketlerde olanın aksine
kamuyla paylaşmıyor olduklarından dolayı
şeffaflıktan da uzaklaşmış gibi bir intiba veriyor. Bağımsız denetime hiçbir hal ve şartta
tabi olmamış şirketlerimizin, özellikle Türk
ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ’lerin sayısını da kesinlikle göz ardı edemeyiz. Bu
durumun, şeffaf olmaya az ilgi göstermekten ziyade, büyüyen ve dünyayla bütünleşen Türkiye ekonomisinde alınan ticari
pozisyonun, yatırım kararlarına, büyümeye, yönetim bakış açısına, kurumsallaşma
hedefine getirmiş olduğu konsantrasyon
ve misyon olduğundan bahsedebiliriz.” S
“Türkiye’de yerleşik şirketler, son aylarda doğal olarak Türk Ticaret
Kanunu ile uyumlu olabilmek adına bizden hizmet talep ediyor.”
“SARTEN’LE UZUN YILLARDIR
BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ”
l ORTAKLARIMIZIN SAYISI
ARTIYOR Öncelikle Türkiye
ekonomisinin büyüme trendinin
devam ettiği, Türkiye’ye olan
ilginin ve yatırım iştahının zaman
içerisinde arttığı, Türkiye’de iş
yapış şeklinin de zaman içinde
değişmekte veya değişmek
zorunda olduğu bir gerçek.
Bunun yanında aile şirketi
yapılanmasından daha ziyade
kurumsallaşmayı ön plana
çıkarmak ihtiyacı tespitlerinde
buluşursak ifade etmek isterim
ki burada uzun soluklu olarak yer
almak isteyen, hedeflerini koymuş,
bu doğrultuda daha kurumsal
olmak isteyen, operasyonel
ve finansal raporlama riskini
olabildiğince minimal seviyelere
indirmek isteyen şirketlerle bizim
iş ortaklıklarımız da son yıllarda
doğal olarak artıyor.
l SARTEN’LE ORTAKLIĞIMIZ
PwC olarak Sarten ile çok uzun
yıllara dayanan bir iş ortaklığımız
var. Bu uzun süreçte vergi ve mali
hukuk hizmetleri ve denetim
hizmetleri öncelikli olmak üzere pek
çok farklı konuda bir araya gelmiş
olsak da süreklilik anlamında
bakarsak Sarten’in bağımsız
denetçisi olarak görev yapıyoruz.
2012/03 - SARTEN WORLD
33
LIFE STYLE
Doğru beslenme sırları
İş yaşamı oldukça stresli. Araştırmalar
Canan Aksoy’a
göre stres doğru
beslenmeyle
dengelenebilir.
uzun yürüyüşlerin, düzenli
egzersizlerin stresi azaltmada oldukça
etkili olduğunu gösteriyor. Ancak
bunu doğru beslenmeyle desteklemek
şart. Kurumsal diyetisyenlik ve
kişisel özel diyet danışmanlığıyla
tanınan Diyetisyen Canan Aksoy,
doğru beslenme için soframızdan
eksik etmememiz gereken 5 gıda
grubu olduğunu söylüyor ve bunları
şöyle sıralıyor: “Ekmek veya tahıllar,
sebzeler, meyveler, proteinler ve
süt, yoğurt gibi kalsiyum zengini
ürünler.” Aksoy’a göre bu gruptaki
gıda ürünlerini dengeli bir şekilde
tüketilmesi önemli. Diyetisyen
Canan Aksoy’dan doğru beslenmenin
detaylarını öğrendik. İşte o detaylar…
S
ağlıklı beslenme son dönemin en popüler konularından. Bu alanda pek çok
uzman da mevcut. Diyetisyen Canan
Aksoy ise bu alanda farkını ispat etmiş bir
isim. Kurumsal diyetisyenlik yapan Aksoy,
kişisel diyet danışmanlığıyla da tanınıyor.
Aksoy, son dönemde insanların çalışma ortamı ve dış etkenler nedeniyle stresli günler
geçirdiğine dikkat çekiyor. Bu durumun bile
doğru beslenmeyle dengelenebileceğine vurgu yapıyor. Doru beslenme için sofralarda mutlaka bulunması gereken ürünleri, ekmek veya
tahıllar, sebze, meyve, protein ve kalsiyum
bakımından zengin ürünler olarak özetliyor.
34
SARTEN WORLD - 2012/04
Aksoy stres durumunda immün sisteminin baskılanmasına ise özellikle dikkat çekiyor. Bu yüzden C ve A vitaminlerine ihtiyacın arttığına değiniyor ve ekliyor:
“Taze meyve ve sebzeleri, salatalık malzemelerini her öğünde soframızda bulundurmak stresle mücadeleyi kolaylaştırır. Yüksek
miktarda kafain tüketimi de stres mekanizmasının tetikler. Bu nedenle önerilen kafain miktarı günde 2 fincan kahve veya 4 bardak çay olabilir.”
Canan Aksoy, sağlıklı ve doğru beslenme
formülünü, sofralarımızda mutlaka bulundurmamız gereken ürünleri dergimize anlattı:
STRES NASIL ETKİLER?
“Hem İstanbul’da yaşamak hem de çalışma ortamlarımız oldukça stresli. Stresin beslenmemiz üzerinde iştah artırıcı ya da azaltıcı etkilerini görebiliyoruz. Stresle bazı bireyler daha fazla yiyerek baş ederken bazılarında ise iştah azalması görülüyor. Stres altında bazı hormonlarımızın çalışmasında farklılıklar olabilir. Kortizol ve tiroid hormonlarının artması, uyku düzeni ve iştah mekanizmasında değişikliklere yol açarken azalan
endorfin ve serotonin salgısı şekerli besinlere karşı ilgiyi artırabiliyor. Serotonin hormonunu artırmak için triptofandan yüksek
Canan Aksoy, “Ambalajlar
olmasa pek çok
besine sağlıklı şekilde
ulaşamayacaktık” diye
konuşuyor.
2012/04 - SARTEN WORLD
35
LIFE STYLE
HANGİ
ÜRÜNLERDEN UZAK
DURMALI?
Rafine edilmiş,
şeker içeren,
yüksek tuz içeren,
katı yağlar,
kızartılmış
besinler, salam,
sucuk, sosis
gibi nitrit nitrat
içeren şarküteri
ürünleri gibi
besinlerden
özellikle uzak
durmalıyız.
SARTEN
WORLD
besinler tüketilmesini öneriyorum. Örneğin
tavuk, hindi, yumurta, süt, kuru baklagiller,
muz, sarımsak gibi… Endorfin hormon salgısını artırmak içinse kompleks karbonhidrat yani sebze, meyve, kuru meyveler, kuru
baklagiller, makarna gibi gıdaların tüketilmesini tavsiye ederim.
Stres durumunda immün sistem baskılanır. Bu yüzden de C ve A vitaminlerine ihtiyacımız artar. Bu yüzden de taze meyve ve
sebzeleri, salatalık malzemelerini her öğünde soframızda bulundurmak stresle mücadelemizi kolaylaştırır. Yüksek miktarda kafein tüketimi stres mekanizmasını tetiklediği için kafein tüketimin sınırlandırılması
gerekir. Önerilen kafein miktarı, bu dönemde günde 2 fincan kahve veya 4 bardak çay
olabilir. Düzenli egzersiz veya uzun yürüyüşler yapmanın stresten korunabilmenin en iyi
yollarından biri olduğu pek çok çalışmayla
desteklenmiştir.
NASIL BESLENMELİYİZ?
Değişen besin teknolojisiyle beraber marketlerdeki rafları çok çeşitli yiyecek ve içecek-
ler kaplamaya başladı. Daha fazla rafine (saflaştırılmış) edilmiş, daha şekerli, daha tuzlu
besinler tüketmeye başladık.
Ancak sağlık için soframızda 5 besin grubuna yer vermemiz gerekir:
İlk grupta, ekmek veya tahıl grubu diye adlandırdığımız kan şekerimizi düzenleyen ve B
vitaminlerinin çoğunu karşıladığımız grup yer
alır. Bu gruptaki besinleri tüketirken tam taneli
olanlara daha fazla yer vermek gerekir. Beyaz
ekmek yerine tam buğday veya çavdar ekmeği, pirinç yerine bulgur veya frik pirinci gibi.
İkinci grup sebze grubudur. Sebzeler,
vitamin-mineral ve posa ihtiyacımız için her
mevsim soframızda yer vermemiz gereken
besinlerdir. Bu grubu tüketirken öncelikle sezondakileri tüketmeye gayret etmeliyiz. Pişirirken de az yağ veya sıvı yağ kullanmamız
sağlımız için daha olumlu olur.
Üçüncüsü meyve grubudur. Meyveler de tıpkı sebzeler gibi posa-vitamin-mineral ve antioksidant öğeler açısından zengindir. Meyve
tüketirken de sezonundaki meyveleri tüketmek ve çeşitliliğe yer vermek önemlidir. Her
meyve ve sebzenin içinde farklı farklı vitamin
DENGELİ
BESLENMENİN PÜF
NOKTASI
ve mineraller olduğunu unutmamalıyız. Tek
tip meyve veya sebzeyle beslenmek hep aynı
tip vitamin ve mineralleri almamızı sağlarken
bazı vitamin-mineralleri hiç almıyor olduğumuz anlamına gelecektir.
Dördüncüsü süt-yoğurt, yani kalsiyum grubudur. Süt ve yoğurt, kalsiyum alımımız için
en temel besinlerdir. Kalsiyum, kemik sağlığımız için olduğu kadar tansiyonumuzu düzenlemek için de gerekli olan en önemli mineraldir. Yetişkinlerin süt ve yoğurdun yağsız olanlarını tercih etmesi, doymuş yağı daha az aldıkları anlamına geleceği için tercih sebebidir.
Son gruptaysa et-tavuk-balık-yumurta ve
peynirin olduğu proteinler yer alır. Protein,
kaslarımızın temel yapısını oluşturur ve protein içeren besinlerden aynı zaman da demir,
fosfor gibi vücudumuz için önemli mineralleri de sağlarız.
AMBALAJ ÇOK ÖNEMLİ
Pek çok besini artık ambalaj içinde satın
alıyoruz. Bazen ambalajların güzelliği sayesinde bazı yiyecekler daha çok gözümüze ilişiyor veya seçim yaparken tercihlerimizi değiştirebiliyor. Ambalajlar olmasa pek çok besine, sağlıklı bir şekilde ulaşma imkanımız olmayacaktı. Ambalajlar olmasa pek çok besini
evde korurken de zorluk çekecektik. Ambalajlar olmasa aldığımız yiyecekler hakkında bu
kadar detaylı bilgiye sahip olabilme şansımız
da olmayacaktı. Besinin bize ulaşırken izlediği yolda sağlıklı kalabilmesi için bazı besinlerde ambalajlama elzemdir, olmazsa olmazdır.
Gıda ambalajlarının başlıca işlevi, besinleri tüketiciye ulaşana kadar korumasıdır. Ambalajlar gıdayı uygun bir bariyer oluşturarak,
mikropların gıdalara geçmesini engelleyerek
bozulmadan korur. Ambalaj malzemesi yeterli
uygunlukta olmadığında gıdalar nem, oksijen,
ısı geçişiyle de bozulabilir. Burada ambalajlar
gıdaların dış çevreyle bağlantısını keserek gıdanın korunmasını sağlar. Ambalajlar aynı zamanda gıdaların başka gıdalarla temasını koruduğu gibi kimyasal ajanlardan korunmasını da sağlar. Sağlımızı korumak için güvenilir gıda tüketmemizi uygun ambalaj sağlar.
Paketlenmiş gıda satın alırken öncelikle
üretim ve son kullanma tarihine dikkat edilmeli. Bazı ürünlerde son kullanma tarihi yerine raf ömrü şeklinde de bir ibare olabilir. Etiket üzerinde TSE veya ithal ürünse Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ibaresi mutlaka bulunmalıdır. Üretici firmanın yeri, adresi, telefon bilgileri mutlaka olmalıdır. İçindekiler bilgisi mutlaka etiketlenmenin içine konulmalıdır.” S
Türkiye’de sağlıklı
beslenmeyi
anlatmak için
besin yoncası
denilen basit
bir sistemi
anlatıyoruz.
Tabağımızı 4
eşit parçaya
böldüğümüzde
her bir bölümü
farklı besin
gruplarıyla
doldurarak
tüketirsek
dengeli beslenme
sağlamış oluruz.
SARTEN
WORLD
BUNLARA DİKKAT ETMELİYİZ...
l Katı yağ (bitkisel hidrojenize yağ şeklinde yazılmış
olabilir) içeren ürünlerden kalp-damar, kolesterol ve
yüksek tansiyon hastaları uzak durmalı.
l Şeker, glikoz, mısır şurubu yazan besinlerden insülin
rezistansı olanlar ve diyabet hastaları tüketmemeli.
l Nitrit, nitrat içeren besinler yüksek kanserojen içeriği
yüzünden tüketilmemeli.
l Besin intoleransı olanlar etiketleri mutlaka iyice
okumalı, tolere edilmeyen fenilalanin-aspartam-gluten
içeren ürünler kullanmamalı.
36
SARTEN WORLD - 2012/03
l Tuz içeriği yüksek besinler (etiketlemede sodyum
olarak geçer) tansiyon ve böbrek hastaları için zararlı
olduğundan tercih edilmemeli.
l Monosodyum glutamat içeren besinlerden gebe-emzikli
kadınlar ve çocuklar uzak durmalı.
l Enerji sınırlaması yapan bireylerin etiketlerdeki enerji
kısmını dikkatlice okuması; bir paket mi yoksa 100
gramın enerjisi mi belirtilmiş olduğu konusunda dikkatli
davranmaları gerekir.
2012/03 - SARTEN WORLD
37
Kurumsal
40. yıl etkinlikleri
devam ediyor
Sarten Ambalaj, kuruluşunun 40. yılı nedeniyle kendi iç müşterileri olan Sarten ailesine yönelik
etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Kurumsal piknik organizasyonu düzenleyerek Sarten
çalışanlarının bir araya gelmesini ve tek bir kültür etrafında hareket etmesini amaçlayan Sarten, piknik
organizasyonlarından ilkini genel merkeze yönelik olarak haziran ayında Polonezköy’de gerçekleştirdi.
S
arten Ambalaj, 40 yıllık serüvenine pek
çok ilki sığdırmayı başarmış bir şirket.
Yıllar içinde üretimini geliştirmesi, kapasitesini artırmasıyla dikkat çekti. Kurduğu
fabrikalar, ekonomiye önemli katkılar sağladı. Şu anda ise şirket, sadece Türkiye’ye değil
Avrupa’dan Ortadoğu’ya kadar geniş bir ağa
üretim yapmasıyla dikkat çekiyor.
Sarten, kuruluşunun 40. yılını görkemli etkinliklerle kutluyor. Bunlardan birisi de kurumsal piknik etkinliği. İlki merkez çalışanlarına
yönelik düzenlenen etkinlik, haziran ayında
Polenezköy’de gerçekleştirildi. Piknik organizasyonunun eylül ayında da fabrikalarda devam ettirilmesi planlanıyor.
Sarten Ambalaj’ın tüm yönetim kurulu
üyelerinin ve yönetim kurulu başkanı Zeki
Sarıbekir’in katıldığı etkinlikte çeşitli oyunlar
ve aktiviteler düzenlendi. Canlı langırt, tavla turnuvaları, ip çekme gibi oyunlar oynandı. Oyunlarda başarılı olanlara ödüller ve hediyeler de verildi.
Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir’in
konuşmasıyla başlayan etkinlikte çalışanlar keyifli
saatler geçirdi.
Çalışanlar, tavla turnuvaları, ip çekme, canlı
langırt gibi aktivitelere aileleriyle katıldı.
38
SARTEN WORLD - 2012/03
Organizasyonda Sarten’e emeği geçmiş çalışanlara plaket verilmesi
dikkat çekiciydi. Sarten Ambalaj’da 10, 15, 20, 25, 30, 35 ve 40 yıldır
çalışan kişiler bu vesileyle onurlandırılmış oldu. Çalışanlar arasında
Sarten Ambalaj’ın kuruluşundan bu yana görev alan isimler de yer aldı.
2012/03 - SARTEN WORLD
39
Gezi / Bursa Camileri
Bursa’nın Camileri
Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olan Bursa, inanç turizmiyle de ön planda. Yaklaşık 1620 adet
camisiyle bu alanda görkemli yapılara ev sahipliği yapıyor. Önde gelen pek çok cami arasından ise özellikle
Bursa Ulu Cami, Gazi Orhan Camii ve Yeşil Cami, mimari yapısı ve tarihi özellikleriyle ön plana çıkıyor.
En Görkemlİ Camİ
U
lu Cami, Bursa’nın en görkemli ve en önemli tarihi yapılarından
biri olarak kabul ediliyor. Ulu Camii, Osmanlı Devleti’nin
dördüncü hükümdarı I. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında
yaptırılıyor. Rivayete göre Sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı
kazanmak için Tanrı’ya yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştı.
Zaferden sonra damadı Emir Sultan’ın önerisiyle 20 cami yerine 20
kubbeli tek bir cami yaptırmaya karar verdi. Caminin zaferden elde
edilen ganimetle yapılması planlandı. 1402 ’deki Ankara Savaşı’nda
sultanın esir düşmesinden sonra Timur camiyi ahır olarak kullandı.
1403 yılında Moğol Şeyhi Emir Bedrüddin yaktırdı, 1413 yılında
Karamanoğlu Mehmet Bey’in kuşatması sırasında cami tekrar
yandı. Onarımı, Bayezıd’ın oğlu 1. Mehmet gerçekleştirdi ve cami
1421 yılında ibadete tekrar açıldı. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük
depremde 17 kubbesi çöken cami, onarım görerek 1862 yılında tekrar
ibadete açıldı; 1889 yangınında da hasar gördü.
Bursa Ulu Camii, aslen zaviye olarak yapılan, sonradan cami olarak
kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen çok ayaklı cami şemasının
en klasik ve anıtsal örneklerinden biri. Dikdörtgen planlı cami,
yaklaşık 5 bin metrekare boyutlarında, 20 kubbe ile örtülü. Sekizgen
kasnaklara oturan kubbeler mihrap duvarına dik beş sıra halinde
dizilmiş durumda.
BURSA’NIN SON CEMAAT YERİ
S
ultan Orhan Cami, 1339 yılında
II. Osmanlı Sultanı Orhan Bey
tarafından yaptırılmış Bursa’nın önde
gelen camilerinden biri.
Bursa’da yan mekanlı veya ters
T planlı olarak nitelenen cami
planlarının erken örneklerinden
biri olarak biliniyor. Bursa’da son
cemaat yeri de ilk kez burada ortaya
çıkmış. Yığma taş, kesme taş ve tuğla
örülmüş olan caminin beş bölümlü
son cemaat yeri ortada üç küçük
kubbe, yanlarda birer aynalı tonoz ile
örtülü. Cephelerde tuğla rozet, güneş
kursu, iki katlı kirpi saçaklarla zengin
bir görünüm kazandırılmış durumda.
Camide Bizans sütun ve sütun
başlıkları gibi devşirme malzemelerin
yer alması, arkaik bir hava yaratıyor.
Camide yer alan motiflerin oldukça
sade olması da dikkat çekici. Mihrap
üzerinde farklı ve göz alıcı alçı
süslemeler yer alıyor.
Girişten mihrap ekseni üzerinde
peş peşe iki mekan bulunuyor.
Oldukça büyük kemerle ikiye ayrılan
bu mekanlardan ikincisine üç
basamakla çıkılabiliyor. Mihrabın da
yer aldığı bu mekan ibadete ayrılmış
durumda. Bu mekanların üzerleri
sekizgen kasnağa oturmuş iki büyük
kubbe ile örtülü.
Caminin iç kısmında pencere
sayısı oldukça az. Bu da camiye loş
bir görünüm kazandırıyor. İbadet
mekanının yanındaki bölümler
duvarlarla ayrılıyor. Dar geçitlerin
yardımıyla bu duvarların birbirleriyle
bağlantıları sağlanıyor. Bu bölümlerin
devletin idari işlemleri veya
mahkeme salonu olarak kullanıldığı
düşünülüyor.
Ulu Cami, çok ayaklı
cami şemasının klasik
örneklerinden biri.
Sultan Orhan Cami, T planlı camilerin erken
örneklerinden biri.
ÇİNİ KAPLAMALARIYLA ÜNLÜ CAMİ
B
ursa Yeşil Cami, Bursa’da ilk dönem Osmanlı mimarisinin önemli
örnekleri arasında yer alıyor. Caminin ünü, çini kaplamalarından
geliyor. Bursa Yeşil Cami ve külliyesinin çini süslemeleri, ilk dönem
Osmanlı sanatında çininin ulaştığı düzeyi sergilemesi açasından da
önemli.
Cami, adını verdiği Yeşil semtinde yer alıyor. “Yeşil” adını, bir
zamanlar minarelerinde bulunan yeşil renk ağırlıklı süslemelerinden
aldığı düşünülüyor. Halen aktif olarak kullanılan caminin kapasitesi 2
bin kişi civarında.
Kuzey cephe ortasındaki taç kapısında bulunan Arapça kitabeye
göre caminin mimarı Hacı İvaz Paşa, bitirildiği tarih ise Aralık 1419...
Yapının dikkat çeken nakkaşlarını ise “Nakkaş Ali” olarak da bilinen
İlyas Ali yapmış. Süslemelerinin tamamlandığı tarih 1424 olarak
biliniyor. Osmanlı sultanlarından Çelebi Mehmet’in emri ile yapılan
cami; Sultan’ın ölümü üzerine II. Murad devrinde tamamlanmış.
40
SARTEN WORLD - 2012/04
2012/04 - SARTEN WORLD
41
Çevre
Sürdürülebilir çevre için geri kazanım
2011 Yılı Tasarruf Özeti
Çevresel Etki Birim
Ağaç Kesiminin Önlenmesi (adet) ÇEVKO Vakfı, 2011 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 400 bin ton ambalaj atığının geri kazanımını sağladı. Geri
kazanılan ambalaj atıklarının ekonomiye olan katkısı yaklaşık 1 milyar TL değerinde. Vakıf sürdürülebilir
bir geri kazanım sisteminin oluşturulması, sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve yaygınlaştırılması için de
çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
2.728.500
Fosil Yakıt Tasarrufu (m )238.098
3
Su Tasarrufu (m3)4.269.300
Depolama Alanı Tasarrufu (m3)2.409.000
Sera Gazı ( Co2) Salınımının Önlenmesi (m3)481.800
Toplam Tasarruf ( Tl ) 1.052.424.000
400 BİN TONLUK GERİ KAZANIM
G
ündelik hayatımızda çok sık kullandığımız, cam, metal, plastik, kompozit ve
kağıt/karton ambalajlar, bizler içindeki ürünleri keyifle, afiyetle, sağlıkla tükettikten
sonra da işe yaramaya devam ediyor. Aslında
onlar, çöp değil. Çünkü ambalaj atıkları, geri
dönüşüm sistemine kazandırıldıklarında, çeşitli
faydalarla hayatımıza katkı sağlamaya devam
ediyor. Bizlere, enerji tasarrufu, doğal kaynakların korunması, temiz ve sağlıklı bir çevre, güzel bir gelecek olarak geri dönüyorlar.
İşte birkaç örnek:
•
•
•
•
•
•
42
SARTEN WORLD - 2012/04
670 adet metal ambalajın geri dönüşümü sonucu bir adet bisiklet elde edilebilir.
Sadece 1 metal içecek kutusunun geri dönüşümünden elde edilen enerjiyle 100 vatlık bir ampul 20 saat çalıştırılır.
Geri dönüştürülen 1 ton cam atık ile 100
litre petrol tasarrufu sağlanır.
Geri dönüştürülen 1 ton kağıt/karton atıkla 17 ağacın hayatı kurtulur.
Plastik ambalaj ve atıklarının geri dönüşümünden, elyaf içeren tekstil ürünleri,
atık su boruları ve marley gibi malzemeler üretilir.
Kompozit ambalaj atıklarının geri dönüşümünden, karton koliler, yalıtım malzemeleri ve mobilya gibi ürünler üretilir.
ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, Türkiye’de ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımı için
sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla, 1991 yılında ülkemizin 14 önde gelen sanayi kuruluşunun girişimleriyle kuruldu. Vakit kâr amacı
gütmüyor. ÇEVKO Vakfı bugün, içlerinde Sarten Ambalaj’ın da olduğu 55 üyesiyle faaliyetini sürdürüyor.
ÇEVKO Vakfı, bugünkü adıyla T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluş ilan edildiği 2005 yılından bu yana ambalajlı ürün piyasaya süren firmaların cam, metal, plastik, kağıt, kompozit ambalaj türlerinde geri kazanım yükümlülüklerini devralmaya devam ediyor.
ÇEVKO Vakfı, üstendiği yükümlülüğü yerine getirirken yerel yönetimlerle ve lisanslı şirketlerle işbirliği içinde çalışıyor. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriyor.
ÇEVKO Vakfı, 2011 yıl sonu itibarıyla yaklaşık
400 bin ton ambalaj atığının geri kazanımını
sağladı. Geri kazanılan ambalaj atıklarının ekonomiye olan katkısı yaklaşık 1 milyar TL değerinde. ÇEVKO Vakfı sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin oluşturulması, sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
•
•
•
•
•
da 1 aracın 65 milyon km. yol gitmesine
yetecek miktarda benzine denktir.
Yaklaşık 33 bin ton CO2 emisyonunun
açığa çıkması engellendi. Bu da 1 uçağın
dünyanın çevresini 1650 kez dönmesi sonucu açığa çıkan CO2 miktarıdır. Geri kazanımı sağlanan 109 bin ton plastik ambalaj atığıyla;
1,74 milyon varil petrol tasarrufu sağlandı. Bu da 6 milyon aracın bir depo benzin
miktarına denktir.
629 milyon kwh elektrik tasarrufu sağlandı. Bu da yaklaşık 228 bin ailenin yıllık
elektrik tüketim miktarına denktir. Geri
kazanımı sağlanan 27 bin ton metal ambalaj atığıyla;
7,9 milyon litre benzin tasarrufu sağlandı.
80 bin metreküp düzenli depolama alanından tasarruf edildi. Bu da yaklaşık 11 futbol sahası büyüklüğüne denktir.
Bir metal içecek
kutusunun geri
dönüşümüyle bir ampul
20 saat çalışıyor
ÇEVKO kâr amacı
gütmeyen bir kuruluş.
ÇEVKO VAKFI’NIN ÇEVREYE KATKISI
Geri kazanımı sağlanan 147 bin ton kağıt/karton ambalaj atığı ile;
•
•
•
2,5 milyon yetişkin ağacın kesilmesi önlendi. Bu da 25 bin dönüm ormanlık alana denktir.
4 milyar litre su tasarrufu sağlandı. Bu da
İstanbul’un ortalama 2 günlük su ihtiyacına denktir. Geri kazanımı sağlanan 103 bin
500 ton cam ambalaj atığıyla;
65 bin varil petrol tasarrufu sağlandı. Bu
2012/04 - SARTEN WORLD
43
48 Saatte Dünya / İskoçya
Güneşi geç batan ülke
“Bu yolculuk boyunca, yemyeşil İskoçya manzarasının tadını çıkardık. Haziran ayı olmasına rağmen hava
15-16 derecelerde, kapalı ve ara sıra yağmurluydu. Bu doğa şartları ülkenin başlıca geçim kaynağının tarım
ve hayvancılık olduğunu bize gösterirken bu bölgeye giden ziyaretçilere yanlarında muhakkak şemsiye
bulundurmalarını da tavsiye ederiz.”
n Selin Kantarcı, İrem Özsürücü
İ
“15-16 derece olan hava,
kapalıydı ve ara sıra
yağmur yağdı.”
44
SARTEN WORLD - 2012/03
ngiltere pazarının en büyük aerosol müşterilerinden birini ziyaret için Glasgow’a olan
yolculuğumuz direkt uçuş olmamasından
dolayı İstanbul Atatürk Havaalanı’ndan Londra aktarmalı olarak başladı.
Heathrow Havaalanı, İngiltere’nin 2012’de
olimpiyatlara ev sahipliği yapmasından ötürü konuyla ilgili dekore edilmişti. Heathrow,
İngiltere’nin en büyük havaalanı olmasından
ötürü ziyaretçilerine bekleme sürelerince alışveriş, restoran, çeşitli pub ve lounge’ları ile alternatifler sunuyor ve bekleme sürecini bile oldukça da keyifli kılıyor diyebiliriz. Toplam 7,5 saat
süren yolcuğumuzun sonunda, havalanından
taksiyle 20 dakika uzaklıkta bulunan, şehir merkezindeki otelimize 19: 30’da vardık. Müşterimizin tavsiyesi ile gittiğimiz Carlton George Otel,
şehri bizim gibi ilk defa ziyaret eden yabancılar için, gerek bulunduğu konum gerek odaların rahatlığı açısından biçilmiş kaftandı. Otelimiz ve odalarımız İskoçya’ya özgü kilt eteğinin
deseninde yatak örtüsü, halı ve perdelerle dekore edilmiş durumdaydı. Her odada İskoç viskisi, rom ve vodka bulunan özel dolaplarda ikram mevcuttu.
Akşam yemeğimizi yemeden evvel şehir merkezinde güzel bir yürüyüş yaptık, Çiçek Pasajı’nı
andıran “Merchant Square” adında, üstü kapalı bölgedeki restoranlardan o saatte tek yemek
servisi olan Metropolitan Restaurant’da akşam
yemeğimizi yedik. Fiyatlar her bütçeye uygundu. Bu gezi sırasında hepimize ilginç gelen konular ise saat 22:30 olmasına rağmen havanın
kararmamış olması, sokakların neredeyse terk
edilmiş kadar tenha olması, çoğu restoranın
saat 21:00’den sonra mutfaklarını kapatması
ve bu saatten sonra yanlızca içki servisine devam edilmesiydi. Bizim gibi restoranların geç
saatlere kadar hizmet verdiği bir ülkeden gelen ziyaretçilerin bu konuya dikkat etmesinde
fayda var. Yemek sonrasında otelimize dönüp
ertesi günkü toplantı için son hazırlıkları yaptık.
Ertesi sabah, otelin çatı katındaki güzel Glasgow manzarasına karşı kahvaltımızı yaptıktan
sonra toplantımız için yola çıktık. Müşterimizin
fabrikası araba ile Glasgow’a 80 dakika mesafede bulunan Irvine’daydı. Bu yolculuk boyun-
ca, yemyeşil İskoçya manzarasının tadını çıkardık. Haziran ayı olmasına rağmen hava 15-16 derecelerde, kapalı ve ara sıra yağmurluydu. Bu
doğa şartları ülkenin başlıca geçim kaynağının
tarım ve hayvancılık olduğunu bize gösterirken
bu bölgeye giden ziyarteçiler yanlarında muhakkak şemsiye bulundurmalarını da tavsiye ederiz.
Toplantı sırasında, İskoçya’ya özgü Short Bread kurabiyeleri ikram edildi ve bizler de dönüş
yolunda kendimize bunlardan almayı ihmal etmedik. Kesinlikle tavsiye ediyoruz.
İyi geçen toplantı sonunda, havalanında kendimizi güzel bir yemekle ödüllendirdik. Amsterdam aktarmalı döndüğümüz İskoçya yolculuğumuzu da böylelikle tamamlamış bulunduk.
İskoçya’yı diğer ülkelerden farklı kılan özelliği şüphesiz, geç batan güneşi ve yemyeşil doğasıydı. S
“Geç batan güneşi
ve yemyeşil doğası
İskoçya’yı farklı kılıyor.”
2012/03 - SARTEN WORLD
45
Sinema
“Devir” görücüye çıktı
Sarten Ambalaj’ın katkılarıyla usta yönetmen Derviş Zaim’in son filmi Devir görücüye çıktı. Zaim’in
yeni filmi öncekilerden oldukça farklı. İlk kez profesyonel olmayan oyuncular ve hazır olmayan
senaryoyla çalışan Zaim, farklı bir işe imza attı. Beşiktaş The Plaza Otel’de düzenlenen basın
toplantısında filmi kamuoyuna tanıtan Zaim, çekimlerin 8 ay gibi bir süre aldığını belirtti. Film için
Burdur’un Kefenni İlçesi’nin Hasanpaşa Köyü’ne 4 kez gittiklerine dikkat çeken Zaim, filmin köyde uzun
süredir devam eden bir geleneği konu aldığını sözlerine ekledi.
U
sta yönetmen Derviş Zaim’in son filmi “Devir” görücüye çıktı. Çekimlerine 2011 Ağustos ayında başlanan film,
Beşiktaş The Plaza Otel’de düzenlenen basın
toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Filmin başrol oyuncularından Ali Özel, normal hayatında çobanlık yaptığından sürüsünü babasına
emanet edip İstanbul’a gelerek basın toplantısına katıldı.
Düzenlenen toplantıda konuşan Derviş Zaim,
filmin çekimlerinin uzun bir zaman aldığına dik46
SARTEN WORLD - 2012/03
OYUNCULAR KÖY HALKI
KENDİ HAYATINI OYNADI
Derviş filminde bütün oyuncular köy halkından
oluşuyor. “Ali Çoban” rolündeki Ali Özel koyunlarını babasına emanet ederek toplantıya katıldı.
Derviş Zaim, profesyonel olmayan oyuncularla çalışmanın hem zor hem de kolay yanları
olduğuna vurgu yaptı.
“Profesyonel oyuncunun yerel halkla kimyasının uyuşması bu kadar kolay olmaz” diye
konuştu. Filmi çekerken kendisinin büyük zevk
aldığını aktaran Zaim, “Filmin ne kadar seyirci
alacağı, ne kadar gişe yapacağı gibi konularda bir şey söylemek istemem. Her filmin kendi göbek bağı vardır, o bağı kendi kesecektir”
diye konuştu. Zaim, filmin ne zaman gösterime gireceğinin dağıtım firmasının yapacağı çalışmanın ardından netleşeceğini de sözlerine ekledi.
Filmde başrollerden birini paylaşan Ali Özel, ilk
defa kamera karşısına geçmenin büyük heyecan
yarattığını söyledi. Yine de kendi hayatını oynadığı için çok zorlanmadığını kaydetti. Özel’in uzun
vadede profesyonel oyunculuk yapmak gibi bir
niyeti de yok. Yine de bu konuda açık kapı bırakan Özel, “Memleketten kopmayı istemiyorum,
ancak ileride ne olur bilemem” şeklinde konuştu.
Filmde rol almaya başladıktan sonra arkadaşlarının “Artist mi oluyorsun” şeklinde şaka yaptığını ifade eden Ali Özel, bu sözlere fazla kulak
asmayarak çalışmaya devam ettiğini de anlattı.
Devir filmi, 31. İstanbul Uluslararası Film Festivali Köprü Buluşmalar Yapım Aşaması’na katıldı.
Film ayrıca 17-23 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek 19. Adana Altın Koza Film Festivali’nde
de yarışacak.
kat çekti. Film için Burdur’un Kefenni İlçesi’nin
Hasanpaşa Köyü’ne 4 kez gidildiğini belirten
Zaim, filmin köyde uzun süredir devam eden
bir geleneği konu aldığını kaydetti.
Zaim, filmin daha önce yaptıkları projelerden
farklı olduğunu da sözlerine ekledi. Zaim profesyonel olmayan oyuncular ve hazır olmayan
senaryoyla çalışarak kendi alanında da önemli
bir ilke imza attı. Tecrübeli yönetmen, “Devir”in
kendi kariyerinde çok zevk aldığı, aynı zamanda
zorlandığı bir film olduğuna da değindi.
2012/03 - SARTEN WORLD
47
English Summary
Factory / Sarten Karacabey Dairy Pak
Prestige Factory
Sarten Karacabey Dairy Pak started its activities in the last March. In the factory, milk and
milky productions are coming first, production for the great companies of Turkey is being
realized. Ziya Lekesiz, the director of Sarten Package and Plastic Packages, says that:
“Making such an investment in Karacabey, brought the advantage of being close to our
customers and finding rapid and effective solutions to their problems.” According to Lekesiz,
Karacabey Dairy Pak is a prestige factory as the result of a 40 year experience.
B
ursa Karacabey is a very important
town for Sarten. Because there
are important food producers’s and
production establishments in Karacabey.
That’s why Sarten, in its own factory
Sarten Karacabey, is producing tin
box for Tat, Tamek, Dardanel, Tukaş
since 1997, which are important food
companies of Turkey.
Sarten Karacabey Dairy Pak is one of
the 9 factories of Sarten in Turkey. The
factory started its activities on March
2012 and its formal opening realized on
May 2012. It was founded up to respond
the high quality and hygiene standards
in milk and milky
productions. It is an expert factory.
Karacabey Dairy Pak is giving service
to important companies of Turkey
like Nestle, Yörsan, Sütaş, Pınar, Sek
in the category of milk and milky
productions. About 10 million dollar
valued investment has been realized
for Karacabey Dairy Pak for it to make
production in the standards of BRC and
TESCO. The director of Sarten Package
and Plastic Packages
Ziya Lekesiz is telling why Karacabey
had been chosen for investment as
follows:
“Karacabey is a place where our
customers who are making food
production are intensive. That’s why
such an investment in Karacabey gave
us the advantage of satisfying the
needs of our customers and finding
solutions fast to their problems. It
gave us the opportunity of working
with our customers with a business
partner perception. Sarten is aiming
to produce injection package and
covers, which were being produced
in the different places before. It is
aiming to bring together the things
needed for production; an expert and
experienced engineer and technician
team and substructure in a higher
quality. So, lower costed, more qualified
and hygienic production environment
is being tried to be realized. This is also
being planned.”
THE CAPACITY WILL BE INCREASED
The factory has a capacity of 8.500
tons PP raw material processing per
year. This capacity is being planned to
be increased to 10.000 tons.
The director of Sarten Package and
Plastic Packages Ziya Lekesiz is telling
their aims as follows:
“A very experienced and experted
team on their subjects have been
composed and a production perception
in the BRC standarts have been aimed.
Our aim is to be a preferable package
producer in Turkey by supplying
a cheap, qualified, on time and
environmentalist production.”
20 white – collar and 58 blue collar,
totally 78 workers are being employed
now in Karacabey Dairy Pak. Today, the
factory is working 24 hours in 6 days
in 3 shifts. Until the end of the year,
it is being aimed to pass 7 days / 24
hours, 4 shifts system.
Every shifts are working under the
responsibility of a team leader. Ziya
Lekesiz says that: “When we were
constructing our new staff teams,
we have given the priority to our
old workers. We brought the best
ones together. We added successful,
experienced people to our personal
list. We have given importance at the
top level to the subjects like education
and experience.”
48
SARTEN WORLD - 2012/03
2012/03 - SARTEN WORLD
49
English Summary
Our Customers/Painting Sector
We Will Double Our
Growth In 5 Years
Polisan is one of the most important 4 player dominating the painting sector. It’s on the front with many
first things it created in the sector…The Ceo of Polisan, Erol Mizrahi has been sitting in the pilothouse of
the company for a long time. He has important goals belonging to the new period. He says that they have
vertical and horizontal growth strategies. He is giving the signals of the leaps in the new activity areas
with the existing affairs. He is displaying his claim in the market by saying “we are going to double our
company growth in the following 5 year period.”
P
olisan is one of the towering players
of the painting sector in Turkey
which has a 2 billion dollars market.
The company is in the front with the
first things it has created in the sector.
Erol Mizrahi is sitting in the pilothouse
of the company. He has strong goals
belonging to the new period. He says
that they have a plan, which will be used
to double the company growth in the
following 5 years. He is summarizing
their differences in the sector with
this statement: “We are deciding fast,
we are not abstaining from destroying
the memorized patterns. We have a
philosophy; every decision is right in its
own conditions. We are fixing ourselves
according to the changes.”
We have talked to Erol Mizrahi, CEO
of Polisan which is one of the most
important players in the painting sector,
the performance, existing investments
and future goals of Polisan:
What is the place of Turkey about paint production in the Europe and in
the world? What is the growth of the
total market?
The world paint market is 35 million
tons, that is 107 Billion dollars. % 40 of
it is composed of Asia Market and %
32 of it is composed of Europe Market.
Turkey is the 6th great consumer.
Turkey paint market is about 2 Billion
Dollars and has a share of % 2 in the
world market.
advantage of being a chemistry
company. It started to the bubbles
raw material production. With the
investments in the first stage, we
are aiming 60 thousand tons / year
EPS production. The interest to our
other participations is also high
as the same as the others and our
negotiations are going on.
What is your goals belonging to the
following period? Where will we see
Polisan Holding after 5 years?
We have horizontal and vertical
growth strategies. We will both make
our existing businesses bigger and
double our company growth in a 5
year period with our leaps in the new
activity areas
What is your existing position in the
market as Polisan?
Polisan is one of the most 4 important
companies dominating the sector. We
are permanently increasing our market
share. I want to indicate especially that
all of these four companies’ shares are
parallel to each other and are about 20
percent levels.
The main activity area of Polisan can
be described as decorative paints. We
became example to the sector with
Elegans in the inner front segment
and Exelans in the outer front. We have
created two trade marks in these areas
and I can say that we have succeeded
to tell paint to the customer thanks to
these trade marks.
What was your revenue last year?
What is your target for the end of
this year?
As the holding, our revenue was
about 600 million TL in 2011. Despite
the global recession, we have a goal to
increase our 2012 revenue minimum
% 15.
As one of the most important players
of the sector, do you receive offers and
what is your reaction to these?
Polisan holding companies with
their stable and profitable growth
graphics are, desperate to each
other, focused by the great global
players and I think that this situation
will continue. In the proceeding
months, a license, engineering and
R & D agreement between Polisan
Chemistry Industry and Averis
GmbH (Germany) & Averis AS
(Norway) aiming the expandable
polystyrene production. Thanks to
this agreement, Polisan has made
difference in its sector by using the
50
SARTEN WORLD - 2012/03
2012/03 - SARTEN WORLD
51
English Summary
OUR CUSTOMERS/ FOOD INDUSTRY
Controlled Growing
Burcu Food is one of the important food companies of Balıkesir. It has 400 kinds of products in different categories. It has an export to 58 countries. Cemil Bahadır,
the general manager of the company, says that their priority is honesty and quality. He says that: “We love controlled growing. We will reach our targets, 2012
passed very well. Our investment works are going on for the third factory. This factory will start to work in 2016.”
was bought. Today, the establishment
became a 4000 – 4500 tons of tomato
processing capacity foundation. The
general manager of the company, Cemil
Bahadır, says that they have no target
like becoming great. He says they give
much importance to the quality and
honesty and they are in the preparation
of founding the third company which
will start to work in 2016.
Burcu Food General Manager Cemil
Bahadır told the rapid growing prcess
of his company and his business
philosophy to our magazine:
When was Burcu Food founded? What
is your foundation story?
Our company has been founded in
1989. Our friends had bought it. It was
a small, 600 meter square business.
We decided in 1992 and became the
partners of the company. In 1993 we
bought the whole share of the company.
What was this business producing
when you bought it?
B
urcu Food is one of the important
food companies of Balıkesir. It
has 400 kinds of products in different
categories like canned food, tomato
paste, package food. The company
has an export to 58 countries. It has
an employment to avarage 250 – 300
people. This figure may chage a bit up
52
SARTEN WORLD - 2012/03
to the seasonal workers in the summers.
Burcu Food is a family company. The
company has come to today with the
efforts of Cemil and Lezgin Bahadır
brothers. Today, the president of the
company is Müjdat Bahadır, the son of
Cemil Bahadır. The company was able
to process 50 tons of tomato when it
Only package food with little amount
and canned food production existed.
There were canned food productions
in the old conditions. 5 – 6 tons of
tomato paste was being produced
per day. That is, 50 tons of tomatos
were being processed. Today, we are
processing 1300 tons of tomato in our
company. 1800 – 2000 tons of tomato
are being processed in our Bergama
establishments. When we have a look
at all of our establishments, we can
say that we have a capacity of 4000
– 4500 tons of tomato processing. If
our partners in those days could see
this potential, they were going to be
in a great surprise. It became good for
them to be departed, because as the
business is getting bigger and bigger,
being departed is becoming too much
difficult. Our partners made goodness
both for themselves and us.
not made food production ever. Despite
this difficulty, we had been coming from
a culture, which had been dominant
to marketing and had known buying
and selling very well. Non – knowing
the production was our weak point.
Our biggest mistake was that we had
not known what we had been buying.
After 2 – 3 years, when I was looking
round he similar establishments of our
friends, I became aware that we had not
bought a production center but we had
bought a chicken coop. We don’t know
making or selling of canned food. With
a great bravery, we made investments
to this production center and made it
bigger. We became a company, which
has a selling network all around Turkey.
Because we had a very good marketing
substructure.
How much is your company growing
as average?
We like controlled growing. We, as
the management, are not going out
of the company. We are operating in a
very difficult sector. Our affairs are very
difficult. Because the costs of inserting
the products from the agricultural
fields into an institutional structure
are heavy. We had greater difficulties in
old times. But it became more regular
with the new laws. Both farmers and
industrial producers have become more
conscious.
You said that you had grown fast. What
kinds of difficulties had you had during
your growth?
We were new in the sector. We had
2012/03 - SARTEN WORLD
53
English Summary
P
ricewaterhouseCoopers (PwC) is a
worldwide giant in 158 countries
with its 169 thousand workers. The
company entered the Turkish Market
in 1981. It is giving service with more
than 1250 experts to the Turkish
business life in its offices in İstanbul,
Ankara, İzmir and Bursa. PwC is giving
service to the Turkish companies in the
fields of supervision, tax, fiscal law
and education. Burak Özpoyraz, The
Partner of PwC Turkey Supervision
Services, says that: ”We have first
made hard and confidential relations
with our customers during our services.
In addition to this, we are supporting
them in the daily administrative
decisions and to determine the long
term visions and to apply them.”
the new Turkish Trade Law will help
the companies to be institutionalized,
to be transparent and its continuity. This
change will help the Turkish Companies
increase their competition force in the
international markets and help them find
capital, credit and partner. Besides, it will
give a suitable investment environment
fort he foreign investors. He is stressing
the importance of the new law. He says
that the new trade law will bring very
important changes to the Turkish Trade
Life in the subjects of becoming member
to the administration board, inner and
outer supervision mechanism, financial
planning, transparency, accountability,
the distribution of the responsibilities,
the authorities and the duties of
the administration boards and risk
administration.
THE OBLIGATION OF SUPERVISION
The new Turkish Trade Law is bringing
an independent supervision obligation to
the all companies. But a new paragraph
is added to the 397th article of the 6335
no. New Turkish Trade Law, according to
this arrangement it is determined that
the council of ministers is authorized
to determine the companies which
are obligated to receive independent
supervision. Burak Özpoyraz says that:
“We can not predict which companies
will receive the obligation of receiving
independent supervision until the
council of ministers’ decision will be
clear. Maybe a gradual passage may be.
We will wait and see.” But although it is
not clear yet, independent supervision
is very important subject in the business
life. Because, not only the fiscal
tables of an independent supervised
company is being supervised, but
also the fiscal and financial reporting
system in the foundation of these and
with it, all of the processes about the
operation are also being supervised.
According to Poyraz, this situation
will accelerate the consistent and
healthy fiscal information production
of the companies as a more disciplined
style. Özpoyraz adds that the fiscal
tables; which are in accordance with
the International Financial Reporting
Standarts, prepared in accordance
with Turkish Accounting Standarts
and independently supervised; will
prepare the Turkish companies to
the international league and will no
doubt implicate into an international
acceptance process.
What kind of services do the Turkish
companies demand from PwC?
Turkish Trade Law
THE COMPETITION
FORCE WILL INCREASE
PricewaterhouseCoopers (PwC), is a famous consultancy company worldwide. It is giving service to
the business world in the fields of supervision, tax, fiscal law and education. Burak Özpoyraz, The
Partner of PwC Turkey Supervision Services, says that the companies demanded service in the last
months to be in accordance with the new Turkish Trade Law. According to him, the new law will be
positive about the subjects like company institutionalization, transparency and continuity. Özpoyraz
says that: “This change will help Turkish companies find opportunities about credit, capital and
partner finding by increasing their competitive powers in the international markets
54
SARTEN WORLD - 2012/03
Özpaoyraz says that the demands of
the companies may differ from each
other according to their agendas
and adds: “Sometimes strategy and
administration consultancy comes
first, sometimes initial public offering
or business merger or independent
supervision services may be in the first
plan”. He says that: “Out of Turkey, in
abroad, tax configuration and transfer
pricing are very important too. The local
companies in Turkey are demanding
service from us in the last months
about being in accordance with the new
Turkish Trade Law. I can summarize
these services as organizational
structure, inner supervision, fiscal
affairs, information technologies, and
law affairs services.
NEW TERM
The new Turkish Trade Law has ben
accepted on 13 January 2011 in the
Turkish Great National Assembly. It
was published in the Formal Newspaper
on 14 February 2011 and has come into
effect on 1 July 2012. The new law brings
many important changes to the world
of the companies. The companies like
Pwc are playing critical roles for the
companies to be in accordance with
the new law. Burak Özpoyraz says that
2012/03 - SARTEN WORLD
55
English Summary
Department
OUR AIM IS TO HAVE
COMPETITION ADVANTAGE
The changes in the technology has also reflected to the package sector. Sarten package is aware of
this fact and uses the benefits of technology in the raw material supply, buying administration, selling
and services after selling. The data processing department which is playing effective role in all these
processes, has been given under the responsibility of Salim Selçuk Tonta for 15 years. Tonta is summarizing
the future goals of the data processing department as follows: “To make the Sarten always be in front of
the competition and make continue the hardening of the leadership position in the sector.
T
he technology sector is primary for
everybody now. Sarten package is also
aiming not to be behind the competititon
with the data processing technologies from
the beginning of its foundadion to today.
The data processing department has been
given under the responsibility of Salim
Selçuk Tonta for 15 years.
The data processing department is giving
service with its 9 – 6 peroned team. The
department is organizing the operations
about Saren Package’s raw material supply,
buying administration, selling and services
after selling subjects. Sarten package
has detailed and comprehensive business
making process because of the sector it is
in and the business it makes. The company
is benefiting from the avantages of the
technology in everyone of these processes.
It is assisting the continuity of the
administration systems, the effective usage
of the processes and their improvment with
its technological substructure.
THE OPERATIONS ARE ON ONE HAND
Data processing is supplying the
continuity of all BT technique substructure.
The solution of the tecnical problems in the
side of the user, the controll and fixing the
server substructure, the supplying of the
continuity of the network substructure are
a few examples.
When we want to talk about the programs
company use, we can say these: Salim Selçuk
Tonta is saying that Microsoft Dynamics AX
ERP software started to be used in 2008
to respond the rapidly changing conditions
of Sarten. Market conditions like rgent
orders, taking the new products to the
production program, the price optimization;
production conditions like unexpected
accidental failures are aimed to be managed
by this software.
According to Tonta, the most valuable
source of the companies they have, is the
data used in the right strategic decision
making. That’s why ERP systems have
great importance. Thanks to the ERP
Systems, all of the operations are being
collected on one hand and it is ensured for
all of the modules to be integrated exactly
with each other. Tonta is saying that: “An
effective used ERP System causes all of the
decisions of the company be determined
effectively.”
56
SARTEN WORLD - 2012/03

Benzer belgeler

Karacabey - Sarten Ambalaj

Karacabey - Sarten Ambalaj önemli bir ilçe. Çünkü Karacabey’de Türkiye’nin önemli gıda üreticilerinin üretim tesisleri bulunuyor. Bu nedenle Sarten, bu bölgedeki ilk fabrikası olan Sarten Karacabey’de, 1997’den bu yana Tat, ...

Detaylı

Polisan - Superbrands

Polisan - Superbrands tanınan Diyetisyen Canan Aksoy, doğru beslenme için soframızdan eksik etmememiz gereken gıda gruplarını anlattı.

Detaylı