Dişhekimi 52. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Transkript

Dişhekimi 52. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi
haber
1
haber
2
dişhekimi
dişhekimi
haber
3
haber
4
dişhekimi
dişhekimi
haber
5
editör
dişhekimi
Merhaba,
Gün geçmiyor ki, sağlık çalışanlarına
yönelik bir şiddet haberi basında ve
sosyal medyada yer almasın. Pekii
ne oldu da, özellikle son yıllarda sağlık çalışanları şiddetin boy
hedefi haline geldi? Sorumuzun
yanıtına çeşitli yönlerden yanıt aradığımız dosyamızı ilgiyle okuyacağınızı
umuyoruz.
Özlem KEKEÇ
[email protected]
Tam gün Yasası uygulamada sınıfta kaldı. Bildiğiniz üzere Anayasa
Mahkemesi’nin verdiği karara göre
üniversite hastanelerinde görevli
doktorlar dahil, bütün öğretim elemanlarının mesai saatleri sonrasında
özel muayenehanelerinde çalışmalarının önünde bir engel kalmadı. Buna
rağmen çeşitli illerimizde İl Sağlık
Müdürlüklerine başvuran meslektaşlarımıza izinleri geri verilmiyor ve
mahkeme kararı uygulanmıyor.
Kamuda çalışan uzman meslektaşlarımızın maruz kaldığı haksız uygulama sürüyor. 14.02.2013 tarihli
Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından döner sermaye ödemelerindeki
düşük kat sayı düzenlemesinin yeni
yönetmelikte de devam ettiği görül-
6
dü. İzmir Dişhekimleri Odası bu
haksız düzenlemenin iptali istemiyle
dava açtı.
Sevkle özelde tedavi olan hastaların ödemelerinde yaşanan tutarsız
uygulamaları yargıya taşıyan İzmir
Dişhekimleri Odası, SGK tarafından eksik ödeme yapılarak mağdur olan bir hasta adına açtığı
alacak davasını kazandı. Dava,
SGK’nın keyfi uygulamalarına maruz
kalan diğer hastalar için emsal niteliğinde.
30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu, kliniğinde eleman çalıştıran
meslektaşlarımızı yakından ilgilendiriyor. Bu yasa ile ilgili olarak tüm merak
ettiklerimizi TDB Merkez Yönetim
Kurulu Mustafa Oral’a sorduk.
Bu sayımızdaki hobi röportajımızın
konuğu Denizli’den. Çeşitli ağaç
türlerini deneyerek birbirinden güzel
ahşap heykeller yapan meslektaşımız Kazım Müftüler ile bu güzel
uğraşısı hakkında konuştuk.
Yeniden buluşana dek sevgiyle kalın
dişhekimi
haber
içindekiler
dişhekimi
24
12 Sağlık sistemi
HEKİME ŞİDDET DOSYASI
Dişhekimi
gözetimi
olmadan
beyazlatma
yapan
merkezleri
halk ile hekimi
karşı karşıya mı
getiriyor?
KAPATTIRAMIYORUZ
Sağlık çalışanlarına şiddet her geçen gün artıyor,
sağlık çalışanları bozulmuş sağlık sisteminin
buna sebep olduğunu düşünüyor.
Yargı, özele sevklerde
hastaya yapılan
eksik ödemeyi
haksız buldu:
SGK’dan
alınarak
hastaya
ödenmesine karar verdi
Serbest çalışan meslektaşlarımızı yakından ilgilendiren
30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek İş Sağlığı
ve Güvenliği Kanunu ile ilgili olarak TDB Merkez Yönetim
Kurulu üyesi meslektaşımız Mustafa Oral ile görüştük:
18
26
EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI
Uluslararası
Bilimsel Kongre ve Sergisi
Tam Gün
20 BiLMECESi
Anayasa Mahkemesi iptal etti ancak, İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran
meslektaşlarımıza izinleri geri verilmiyor ve mahkeme kararı uygulanmıyor
Reklam İndeksi
AlphaBio............................. 58 - 59
Basmacı Dental..........................63
BEGO.................................. 10 - 11
Biofocus.....................................69
CNR Expo..................................39
Denta Solaris...............................2
International Scientific Congress and Exhibition
Lykia World • Ölüdeniz / Fethiye
26-28 Nisan 2013
32
GC.................... 72 - Arka kapak içi
GSK...................................... 7 - 21
İpana Oral-B........................ 19 - 29
İpana Pro Expert..........................1
Lider Diş....................................35
Nobel.........................Ön kapak içi
Nucleos......................................47
Haber Sorumlusu
Erdal BİLİCİ
Sahibi
İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na
Yönetim Kurulu Başkan›
İlkay Karademirci Ülkü
Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü
Özlem Kekeç
Yay›n Kurulu
İlkay Karademirci Ülkü, Özlem Kekeç
8
19. EBDO Kongresi
başarılı geçti
Görsel Yönetmen
Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU
Baskı
Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.
Candere Yolu No: 23
Ayazağa - İSTANBUL
Tel: 0.212 289 24 24
Faks: 0.212 289 07 87
Ortotek................................... 3 - 5
PraticOSS.....................................9
Sarp Dental.................................4
Sirona................................. 48 - 49
Smyras.......................................25
Toros Dental....................... 40 - 41
Ünaldı Medikal............Arka Kapak
Bas›m Tarihi:
Haziran 2013
Yay›n Türü:
Yayg›n Süreli Yay›n
İletişim Adresi
Anadolu Caddesi 40,
Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir
Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571
Faks 0.232 461 3759
[email protected]
Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir.
Dergimiz 22.600 adet basılarak, Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi
son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r.
haber
10
dişhekimi
dişhekimi
haber
11
şiddet dosyası
dişhekimi
HEKİME ŞİDDET DOSYASI
Sağlık sistemi
halk ile hekimi
karşı karşıya mı
getiriyor?
Sağlık çalışanlarına şiddet her geçen gün artıyor,
sağlık çalışanları bozulmuş sağlık sisteminin
buna sebep olduğunu düşünüyor.
Sağlık çalışanları her geçen gün ülkenin dört bir
yanında daha çok şiddete maruz kalıyor. Sağlık
çalışanları siyasetçiler, yöneticiler tarafından küçük
düşürüldüklerini, hedef gösterildiklerini bunların
sonucunda bozuk bir sağlık sistemi, tedavi olamayan hastalar, çalışanlara yönelmiş öfke ve şiddet olduğunu savunuyorlar. Eylemlerde tek bir ağızdan,
‘’Bu şartlarda iyi hekimlik, diş hekimliği, hemşirelik,
ebelik, teknisyenlik yapamıyoruz’’ diyerek seslerini
duyurmaya çalışıyorlar.
Komisyon raporuna göre; her saat başı
bir sağlık çalışanı şiddet görüyor
Artan şiddet nedeniyle ve sağlık emekçilerinin tepkisi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sağlık personelinin uğradığı ve her geçen gün artan
şiddet olaylarının araştırılması amacıyla bir komisyon kuruldu. TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik
Şiddeti Araştırma Komisyonu raporuna göre, son
altı ayda kayda geçen olayların yüzde 33’ü acil servislerde yaşandı. Şiddete maruz kalanların yüzde
56’sı kadın, yüzde 44’ü ise erkek. Saldırganlar ise
“ genel itibariyle hasta yakını, erkek, 30 yaş altı,
12
eğitimsiz, işsiz.”
Komisyonda bazı dikkat çeken konu başlıkları şöyle:
Şiddetin yüzde 33’ünü fiziksel,
yüzde 67’sini sözlü saldırı
Komisyon raporunda geçen yıl hayata geçirilen ve
şiddet gören sağlık çalışanlarının şikâyetlerini ilettiği ‘beyaz kod’ birimine son altı ayda 4 bin 342
vaka bildirildi. Bunların yüzde 33’ünü fiziksel, yüzde 67’sini ise sözlü saldırılar oluşturuyor. Şiddete
maruz kalanların yüzde 56’sı kadın, yüzde 44’ü ise
erkek. Olayların yüzde 33’ü acil servislerde, yüzde
31’i polikliniklerde, yüzde 16’sı da klinik servislerde
yaşandı. Şiddet uygulayanların genel profili ise şu
şekilde: “Hasta yakını, erkek, 30 yaş altı, eğitimsiz,
gelir düzeyi düşük, işsiz kişiler. Ayrıca alkol-madde
bağımlıları ve psikiyatrik bozuklukları olanlar var.”
Şiddet olaylarının yüzde 79’u
acil servislerde yaşanıyor
Komisyon, Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik
şiddetle ilgili Ocak 1999-Temmuz 2010 tarihleri
arasında yapılmış 29 bilimsel çalışmayı gözden ge-
dişhekimi
çirdi. Yapılan bu bilimsel çalışmalara göre devlet
hastaneleri, acil servis hizmetleri ve poliklinikler
sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en fazla görüldüğü yerler. Raporda diğer dikkat çekici konu başlıkları ise şöyle: Sağlık çalışanlarının büyük bir bölümü sözel şiddeti rapor etmiyor, Doktorların artan
iş yükü de şiddetin nedenleri arasında, “Ambulans
geç kaldı!” haberleri, şiddeti artırıyor, Verilen cezalar caydırıcılıktan uzak.
Tekirdağ/Çorlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Hekime “Gerizekalı” diyen
hasta yakınına 11 ay 20 gün
hapis cezası verdi
Fatma K. dişini tedavi ettirmek üzere oğlunu diş
hekimi Merve Metin’e getirir. Ancak çocuk çok
korktuğu ve ağladığı için meslektaşımız dişi bir türlü çekemez ve hastanın annesi Fatma K.’ya oğlunu bir pedagoga götürmesini tavsiye eder. Bunun
üzerine Fatma K, meslektaşımıza şu sözleri sarf
eder: “Nasıl doktorsun, ben diş hekiminin yanında
çalıştım, diş hekimliği böyle yapılmaz, insan diye ortalıkta dolaşıyorsun, gerizekalı.”
Açılan davada hakim “kamu görevlisine hakaret”
suçundan sanık Fatma K’ya 1 yıl hapis cezası verdi.
Sanığın eylemi alenen işlediğine dikkat çeken hakim, cezayı 1/6 oranında artırarak 1 yıl 2 ay hapis
cezasına ardından sanığın duruşmadaki iyi halini
dikkate alarak 11 ay 20 gün hapis cezasına indirdi.
şiddet dosyası
Sağlık personelinin son 3 ayda
kayda geçen diğer şiddet örnekleri:
25.05.2013: Denizli Devlet Hastanesi’nde görev
yapan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Tuncay
Özer, bir hasta yakını tarafından hastane çıkışında
takip edilerek minibüs durağında darp edildi. Tuncay Özer’in dudak kısmına 5 dikiş atılırken, 10 gün
rapor verildi.
23.05.2013: Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde görev yapan Doç. Dr. Ömer Faruk Aydın, Yasin
Akyüz adlı hasta yakını tarafından tartaklandı. Doç.
Dr. Ömer Faruk Aydın’ın gözünün alt kısmına dikiş
atılırken, saldırgan Aydın gözaltına alındı.
22.05.2013: Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)
Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde çalışan asistan
doktor Mehmet Uluşahin, hasta serviste tedavi gören bir kalp hastasının yakınları tarafından kafasına
atılan sert cisimle yaralandı.
12.04.2013: Tunceli Devlet Hastanesi Göz Doktoru
Ayşe İdil Çakmak, çocuğunu acile getiren kadın tarafından, sözlü ve fiziki şiddet gördü.
28.03.2013: İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevliler, bir hasta yakını tarafından darp edildi.
14.03.2013: Bilecik’te 112 Acil Servis Başhekimi
Dr. Ali Kaya, muayene ettiği epilepsi hastası olduğu
iddia edilen kişinin fiziki saldırısına uğradı.
23.02.2013: Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan
Hastanesi’nde doktorlara kızan bir hasta yakını,
hastanenin acil servis kapısından otomobille girdi.
13
şiddet dosyası
07.02.2013: Ağrı Devlet Hastanesi’nde görev yapan 7 aylık hamile nöroloji uzmanı Nevroz Ünlü,
poliklinikte muayene yaptığı sırada hasta yakını olduğu öğrenilen F.E. adlı kişinin saldırısına uğradı.
Sağlık çalışanlarına şiddete ceza yağdı,
ancak cezalar caydırıcı değil
Antalya’da sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı
2012’den bu yana açılan davalarda 17 ceza kesildi. Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesi amacıyla
kurulan ‘Beyaz Kod’ birimine iletilen vakalar adliyeye iletilerek, ibretlik cezaların ortaya çıkmasına sebep oldu. Antalya Sağlık İl Müdürlüğü’nden alınan
bilgilere göre 2012’den bu yana 17 ceza kesilirken,
dişhekimi
bunların genelinde ‘sağlık çalışanına hakaret etme
gerekçesiyle 7.080 TL adli para cezası’ bulunuyor.
Bunun yanında hemşire ve bayan doktorlara ağır
hakaretlerde bulunan bazı kişilere ise 11 ay 20 gün
hapis cezası kesildiği aktarıldı.
Ankara’da ise Sağlık Müdürlüğü, web sayfasında
yayınladığı bir duyuru ile hukuki yardım verilen
şiddet mağduru sağlık çalışanlarının sonuçlanan
davaları hakkındaki bilgileri kamuoyu ile paylaştı.
Ankara Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemeleri’nde
hekime yönelik şiddet yüzünden açılan “sağlık çalışanına sözel şiddet, görevli memura hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar
verme” ile ilgili 4 davanın adli para cezası ile sonuçlandığı bildirildi.
Hekime şiddetin psikolojik analizi
Son zamanlarda en büyük sosyal sorunlarımızdan biri
olan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve cinayetlerin
sebeplerini İstanbul’da mesleğini sürdüren Uzman Psikolog Serhat Yabancı’ya sorduk. İçtenlikle sorularımızı
yanıtlayan Yabancı, son zamanlarda yaşanan şiddet
olayları ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu.
Hekime şiddet neden arttı, sebepleri neler. Hastalar hekimi mecburi çalışanı gibi mi görüyor?
Şiddetin artış nedenlerinin başında, sistemsel aksamanın uygulayıcı olan sağlık personeline mal edilmesidir.
Bunun yanında, özel hastanelerin artması, özel hastanelere ulaşmanın kolaylaşmasına bağlı olarak, hizmet
alanın özel-devlet arasındaki farkı görüp, devlette çalışana karşı öfke duymasına neden olmaktadır. Bunun
yanında, hastaların ve yakınlarının kendini yetersiz ve
güçsüz hissetmelerini şiddet ile bastırmaya ve bu güçsüzlüğü şiddet ile hissetmemeye çalışmasıdır. Hasta yakını kendini kanıtlamak için süreci hızlandırmak ister.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin büyük çoğunluğunu hasta yakınları gösterir. Hasta yakını, hastaneye
önyargı ile gelir. Zaten devlete bağlı sağlık kuruluşlarının işlerini iyi yapmadıkları konusunda emin olduğu
önyargıları vardır. Bu nedenle, en basit bir bekletmeyi
önyargısının haklılığına kanıt olarak görür. Hasta yakını, hekimi mecburi çalışanı gibi görmese de devlet hastanesinde her hakka sahip olduğunu düşünür.
Sağlık çalışanlarını bu konuda nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sağlık çalışanları, onlarca hastayla uğraşırken duyarsız14
laşmaya sürüklenir. Çalışan kişi işlerini yaparken, normal bir yüz ifadesi ile durur. Hasta yakını bunu ilgisizlik
olarak yorumlar. Hatta ‘ben bu kadar acı çekerken o
gülüyor, çayını içiyor’ diyebilir. Oysa çalışanlar, duyarsız
oldukları için değil, işlerinin sistematikleşmesi nedeniyle ‘alışmış’ davranışlar ve duygular yaşarlar. Bu sağlık
çalışanı ile hastaları karşı karşıya getiren en büyük etkenlerden biridir.
Sağlık politikaları hasta ile hekim arasındaki ilişkiyi bu kadar şiddete yönelik bir konuma nasıl
getiriyor?
Politikaların önemi büyüktür. Halka daha iyi hizmet
vermeye çalışmak aynı sayıda personelle mucize yaratmak değil, sistemsel gelişimi sağlamaktır. Yönetim
işin kalitesini, personelin yeterliliğini ve iş gücü sayısını
arttırmak yerine, yetersizliği personelin davranış ve tutumlarına bağlayarak kendini temize çıkarmaya çalışmamalıdır.
dişhekimi
Bakan Müezzinoğlu; ‘’Yasal
düzenleme çalışmalarımız
devam ediyor’’
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına ilişkin sorulan sorulara yanıt veren Müezzinoğlu, bu tür vakaların kendilerini çok rahatsız ettiğini kaydetti.
Vatandaşlardan sağlık çalışanlarına sahip çıkmasını
isteyen Müezzinoğlu, şöyle dedi: “Bu toplumsal duyarlılığı birinci derecede önemsiyorum. Çünkü vatandaşımız en zor ve en çaresiz anında kendisini, evladını, annesini, eşini ve en yakınını hekime teslim ediyor.
O teslim etiğimiz hekim ve hemşireye göz bebeğimiz gibi bakmalıyız ki onun mağduriyeti topluma bir
mağduriyet olarak dönmesin. Dolayısıyla hekime ve
şiddet dosyası
hemşireye taciz veya saygıyı aşan cümlelere, fiili hareketlere asla toleransımız, müsamahamız olmaz. Bu
anlamda son 15 gündür yasal düzenleme çalışmalarımız devam ediyor. Ümit ediyorum önümüzdeki
hafta bunları tamamlayacağız ama biz hastayla hekim arasına kanunların veya güvenlik güçlerinin girmesini çok arzu etmiyoruz. Çünkü bu meslek öyle bir
meslek ki kadınımız eşine söyleyemediğini hekimine
söylüyor, evladımız annesine babasına söyleyemediğini hekimine veya hemşireye söylüyor. Dolayısıyla bu
kadar yakın iletişimin olması gereken bir mesleğin
arasına kanunları veya güvenlik güçlerini koymayı
açıkçası çok arzu etmiyoruz ama bu arzu etmiyoruz
dememiz hekimlerimizi veya hemşirelerimizi sahipsiz
bırakacağız anlamına da gelmez. Dolayısıyla her türlü
düzenlemeyi de yapacağız.”
17 Nisan’da Dr. Ersin Arslan’ı
anmak için G(ö)rev deydiler
Sağlık çalışanları görevi başında hasta yakını
tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan’ı anmak
ve sağlık çalışanlarına şiddete dur demek amacıyla, ölüm yıl dönümü olan 17 Nisan 2013 tarihinde “Böyle Sağlık Sistemi Olmaz, Bu Şiddet
Sona ERSİN” vurgusuyla, sağlıkta şiddete karşı
g(ö)revdeydiler. İzmir Tabip Odası; İzmir Eczacı Odası; İzmir Diş Hekimleri Odası; SES İzmir
Şubesi; Türk Sağlık Sen 1 ve 2 nolu Şube-Üniversite Şubesi; Genel Sağlık İş İzmir Şubesi; İzmir Aile Hekimleri Derneği ve Türk Hemşireler
Derneği İzmir Şubesi tarafından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ortak eylem ve
basın açıklaması yapıldı. Saat 10’da hastanelerde toplanan sağlık çalışanları, Dr. Ersin Arslan’ı
anmak için saygı duruşunda bulundu.
15
şiddet dosyası
dişhekimi
Meslektaşımız Raziye Yavuz Gültekin
“Sistem, hastaya hiç bir şekilde
bekletilmeyeceğini empoze ediyor”
Hasta yakınları tarafından saldırıya uğrayan ve parmakları kırılan Diyarbakır Bismil Diş Hastanesi’nde
görevli diş hekimi Raziye Yavuz Gültekin, olay nedeniyle bileğinde oluşan çatlak ve parmağındaki hasar
nedeniyle çalışamaz duruma geldiğini ve psikolojisinin bozulduğunu söyledi.
Dişhekimi Dergisi’ne konuşan Gültekin, “Bence bu
tür şiddet olayları genel anlamda bir kaç sebepten
kaynaklanıyor. Bunlardan biri sağlık sistemindeki
hata ve çelişkilerdir. Hastalara iyi hizmet verilmesi istenirken aynı zamanda hekimlerin çalışma koşulları
göz ardı ediliyor. Bizler çok sayıda hastaya kısa sürede hizmet vermeye zorlanıyoruz, bu da hasta ile
yeterli iletişimi kurmamızı engelliyor. Bununla birlikte
hastalar üzerinde oluşturulan “yapmak zorunda”,
“bakmak zorunda” politikası nedeniyle işler içinden
çıkılmaz bir hal alıyor. Örneğin; bu yeni getirilen mhrs
sistemiyle randevu alıp gelen hastalar bizlere büyük sıkıntılar yaratıyor. O esnada
hatlıkla başvuruyorlar, yani cesaHastalara iyi hizmet
içerde bir diş kırığı vakası olduğunret alıyorlar.
da hastanın beklemeye tahamErkek egemen bir toplumda
verilmesi istenirken aynı
müllü olmuyor çünkü sistemyaşıyoruz ve kadının topzamanda
hekimlerin
çalışma
koşulları
de ona randevu saatinde içeri
lumdaki değeri maalesef
alınacaksın ve bekletilmeyeortadır. Benim olayımda
göz ardı ediliyor. Hastalar üzerinde
ceksin diye empoze ediliyor.
da adamın üstten yakoluşturulan “yapmak zorunda”,
Bu da bizim için sıkıntıya selaşımı bunu göstermek“bakmak zorunda” politikası
bep oluyor” dedi.
tedir. Kadın olduğum için
Diğer bir etkenin piyasada diş
bana hakaret etme hakkınedeniyle işler içinden çıkılmaz
hekimi adı altında diplomasız
nı buluyor kendinde. Saldıbir hal alıyor.
çalışan şahısların hastaları yanlış bilranlardan birinin kadın olması
gilendirmesi ile yaşandığını belirten Razihniyeti değiştirmiyor. Kadının
ziye Yavuz Gültekin; ‘’Alveoler kret ile kökü kasavunmasızlığından ve güçsüzlüğünden
rıştırıp hastaları yanlış yönlendiriyorlar. Benim maruz cesaret alıyorlar. Çalıştığımız binada güvenlik görevlisi
kaldığım olayda da böyle bir durum söz konusudur. bulunmamaktaydı. Bu nedenle olay sırasında şahısları
Bu tür yerlerin daha iyi denetlenmesi, cezai yaptırım- uzaklaştırmaya çalışanlar benim mesai arkadaşlarımlarının olması bizim bu anlamda yaşadığımız prob- dı. Olay nedeniyle bileğimde oluşan çatlak ve parmalemleri bir nebze de olsa azaltacaktır. Ayrıca yaşanan ğımdaki hasar nedeniyle çalışamaz duruma geldim ve
şiddet olaylarından sonra şiddet gösteren tarafların psikolojim bozuldu. Aynı durumla karşılaşma korkugerçek anlamda cezai bir yaptırıma maruz kalmama- sunu hala taşıyorum. Bu tür olaylar ancak daha iyi bir
sı bu tür olayları tetikliyor. Hasta ve hasta yakınları sağlık sistemi ve şiddete başvuran bireylere uygulananasıl olsa cezası yok diye bu tür şiddet olaylarına ra- cak hukuki yaptırımlarla engellenebilir’’ dedi.
16
şiddet dosyası
dişhekimi
Hamile doktoru bile dövdüler
Ağrı Devlet Hastanesi’nde görev yapan
7 aylık hamile nöroloji uzmanı Nevroz
Ünlü, poliklinikte hasta yakını olduğu
öğrenilen kişinin saldırısına uğradı.
Yaşadıklarını anlatan Nevroz Ünlü olayın bir anda geliştiğini onun öncesinde
hasta yakını ile herhangi bir tartışma
dahi yaşanmadığını belirtirken; ‘’Kimi
zaman tartışmalar yaşanabiliyor ancak
ilk kez böyle bir şey başıma geldi. Has-
ta yakını acilen hastaya bakmamı istedi. Ben de, poliklinikte hasta bakma
saatinin geçtiğini, hasta alamayacağımızı ancak acil servise yönlendireceğimizi söyledim. O sırada hasta yakını
sözlü sataşmalara başladı, daha sonra
da karnıma tekme atarak beni darp
etti.’’ dedi. Ünlü’nün kendisinin ve
karnındaki bebeğinin sağlık durumunun iyi olduğunu belirtildi..
Sağlık çalışanlarının
güvenliği için güç birliği
Sağlıkta şiddetin arttığı bugünlerde www.
saglikcalisanisagligi.org sitesi çatısı altında
biraraya gelen sağlık çalışanları, Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 4. Ulusal Kongresi’nin
hazırlığı içinde.
“Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 4. Ulusal
Kongresi” 16-17 Kasım 2013 tarihlerinde
Ankara’da yapılacak. Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Abdülkadir
Noyan Konferans Salonu’nda yapılacak
kongre, sağlık çalışanlarının sağlığı çalışma grubunu oluşturan Devrimci Sağlık İş
Sendikası, Petrol-İş Sendikası, Sağlık ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk
Diş Hekimleri Birliği, Türk Ebeler Derneği,
Türk Eczacılar Birliği, Türk Hemşireler Derneği, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği,
Anestezi Teknisyen ve Teknikerleri Derneği
ve Türk Tabipleri Birliği’nin ortak çalışmasıyla düzenlencek.
Sitede yapılan açıklamada şu görüşlere yer
verildi: “Sağlık çalışanları ve hastalar açısından sağlık ortamının kaosa dönüştüğü
bugünlerde sağlık çalışanları açısından
çalışma ortamları ve koşulları gittikçe
kötüleşiyor. Taşeron çalışma koşulları
yaygınlaşırken sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet olayları da artmakta. ‘Sağlık Çalışanlarının Sağlığı’ mücadele hattı
sağlık alanına özgü daha önce yapılmış
olan çalışmaları ve bu çalışmaları gerçekleştiren sağlık meslek kurumlarını bir
araya getirmek amacıyla oluşturulmuştur. Bu birlikteliğin sağlık çalışanlarının
sağlığı konusunda daha etkin mücadele
sürdüreceği öngörülmüştür.”
17
haber
dişhekimi
Yargı, özele sevklerde
hastaya yapılan
eksik ödemeyi
haksız buldu:
SGK’dan
alınarak
hastaya
ödenmesine karar verdi
Sevkle özelde tedavi olan hastaların ödemelerinde yaşanan tutarsız
uygulamaları yargıya taşıyan İzmir Dişhekimleri Odası, SGK tarafından eksik
ödeme yapılarak mağdur olan bir hasta adına açtığı alacak davasını kazandı.
Sosyal Güvenlik Hakları gereğince tedavi için Kamu
sağlık kuruluşlarına başvuran hastalar, tedavilerinin
bu kurumlarca yapılamaması üzerine özel sağlık kuruluşlarına sevk ediliyor ancak ödemelerdeki tutarsızlık nedeniyle mağdur durumda kalıyorlardı.
Bu hastalardan biri olan Servet Taş, Odamıza hukuki destek talebi ile başvurmuş ve Oda avukatımızın
desteği ile İzmir 1. İş Mahkemesi’nde SGK’ya karşı
alacak davası açılmıştı.
Söz konusu dava, geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. İzmir 1. İş Mahkemesi E. 2012/279- K. 2013/170 sayılı
kararı ile hastaya yapılan eksik ödemenin SGK’dan
alınarak hastaya ödenmesine karar verdi.
Mahkeme, kararın gerekçesinde; Asgari Ücret Tarifesi uygulamasını Rehber Tarife uygulamasına dönüş-
18
türen 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin
58/12. Maddesinin, Anayasa Mahkemesi tarafından
iptal edildiğine vurgu yaparak, “ ..Rehber Tarife’nin
de Asgari Ücret Tarifesi’ndeki yaklaşımla en düşük
maliyetler ve ücret tutarı üzerinden belirlenmiş olduğunu; sigortalıdan bulunduğu yerleşim merkezindeki en düşük ücretli tedavi olanağını araştırıp bilmesinin beklenemeyeceğini; bu tür bir tedavi hizmetinin
sağlık hakkı yönünden doğru bir yaklaşım olduğunun kabul edilemeyeceğini, çok düşük değerli tedavi
hizmetlerinin sağlığa uygun şekilde olacağını iddia
etmenin mümkün olmadığını gerekçe göstererek,
davacının 2007 yılı Asgari Ücret Tarifesi’ni esas alan
ve Rehber Tarife yönünden de değerleri aşmayan
isteminin kabulüne karar verdi. Böylelikle SGK’nın
keyfi uygulamalarının hukuka aykırılığı mahkeme kanalıyla da kanıtlanmış oldu.
dişhekimi
haber
19
tam gün
dişhekimi
“Tam Gün”
BiLMECESi
Anayasa Mahkemesi iptal etti ancak, İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran
meslektaşlarımıza izinleri geri verilmiyor ve mahkeme kararı uygulanmıyor
İzmir’in Menemen ilçesinde Kamuda çalışan bir meslektaşımız Anayasa Mahkemesi’nin
Tam Gün İptali Kararı’nın ardından İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvurdu. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin
kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasının üzerinden 6 ay geçmemesi sebebiyle iptal edilen
özel muayenehanesinde çalışma iznini geri alamadı.
Anayasa Mahkemesi, tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların
sadece bir sağlık kurum ve kuruluşunda mesleklerini icra etmelerine izin veren yasa hükmünü oy
çokluğuyla iptal etti. Buna göre, üniversite hastanelerinde görevli doktorlar dahil bütün öğretim
elemanlarının mesai saatleri sonrasında özel muayenehanelerinde çalışmalarının önünde bir engel
kalmadı. Ancak İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran
meslektaşımız olumsuz yanıt alınca hakkını hukuki yoldan aramak için odamız aracılığıyla mahkemeye başvurdu. 20 yıldır devlet memuru olarak
görev yapan meslektaşımız dergimize yaptığı açıklamada, tam gün yasasından maddi ve manevi
olarak fazlasıyla etkilendiğini belirtirken; ‘’Tam
gün yasa taslağı söylentisi 5-6 yıl önce çıkmıştı.
Gerçekleşeceği aklıma bile gelmezdi. Bende bu
ülkede insanların kazanılmış haklarının korunacağı ilkesi hakimdi. Ancak muayenehanemde hastamı tedavi ederken Sağlık Müdürlüğü çalışanının
aniden içeri girip çalışma belgemin iptal edildiğini
söyleyerek bir anda muayenehanemi kapatması
20
ile yanıldığımı anladım.‘Yarın tabelanızı kaldırın,
muayenehaneyi de açmayın’ sözüyle hastam ve
ben öylece kaldık. Böyle bir yasa çıksa dahi uygulaması böyle olmamalıydı’’ dedi.
“Mesai sonrası sağlık hizmeti
vermenin ne sakıncası olabilir?”
Hükümetin bu yasanın çıkış sebebi olarak hekimin çalıştığı kurumu suiistimal etmesi olarak gösterdiğini sözlerine ekleyen meslektaşımız; ‘’Hatanın kişiye özel olduğunu düşünüyorum hatayı
kim yaptıysa o cezalandırılmalı, herkes suiistimal
edebilir diye herkesi cezalandırmak niye. Kurunun
yanında yaş da yanar mantığıyla hareket etmek
işin kolayına kaçmaktır. Mesai sonrası sağlık hizmeti vermenin bir sakıncası yoktur. Bu ülkede sağlık sektörü haricinde birçok meslek dalında kişiler devlet memuru olsa dahi kayıt dışı gelir elde
ediyor. Ben mantıklı kurallara dayanan kayıt altına
alınmış performanstan yanayım ama çalışmam engelleniyor. Bunun durdurulması için tüm hukuki
haklarımı kullanacağım’’ dedi.
dişhekimi
haber
21
uzmanlık
dişhekimi
Döner Sermaye Ek Ödemesi Yönetmeliği’nde;
Uzman dişhekimlerine uygulanan katsayı
oranlarının iptali için dava açtık
İzmir Dişhekimleri Odası 14 Şubat 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve Sağlık Bakanlığı Türkiye
Kamu Hastaneleri Kurumu Personeline Döner Sermayeden Yapılacak Ek Ödeme Oranlarının belirlendiği yönetmelikte, uzman dişhekimlerine uygulanan
katsayının iptali istemiyle dava açtı.
Düşük katsayı düzenlemesi
yeni yönetmelikte de devam ediyor
12.05.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikte; uzman tabip ve uzman dişhekimleri için
2.00 katsayısı getirilmişken 06.07.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile bu katsayı
1.30‘a düşürülmüştü. Bu düşüşün iptali için Konak
Diş Hastanesi’nde çalışan bir grup uzman dişhekimi tarafından dava açılmıştı ve bu davanın haberini
daha önceki sayılarımızda yer vermiştik.
Söz konusu dava sürmekte iken 14.02.2013 tarihli
Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik yürürlüğe
girdi ve düşük kat sayı düzenlemesinin yeni yönetmelikte de devam ettiği görüldü. İzmir Dişhekimleri
Odası bu haksız düzenlemenin iptali istemiyle dava
açtı. İzmir Dişhekimleri Odası tarafından, Yönetmeliğin bazı hükümlerinin eşitliğe aykırı olduğu, haksızlık
yarattığı iddialarıyla açılan davada, şu hususlara yer
verildi:
3 Katsayıya yönelik düzenleme yapılırken uzman
dişhekimi personelin unvanı, görevi, çalışma
şartları ve süresi ile hizmete katkısının dikkate
alınmadığına
3 Tavan ek ödeme esas katsayısı 7 olarak belirlenmiş olmasına karşın kadro unvan katsayısında
indirime gidilmiş olması nedeni ile tavan ödemenin yapılmasının pratik olarak imkansız hale
geldiğine
3 Sağlık hizmetlerinin daha iyi yerine getirilebilmesi
için uzmanlık faaliyetleri teşvik edilirken uzman
dişhekimliği bakımından aksi bir düzenleme
yapılmasının hukuka aykırı olduğuna.
3 Önceden 2.00 olan değerin 1.30 ‘a düşürülmesinin nedeni ve amacı konusunda mevzuatta
hiçbir açıklama getirilmediğine
3 Kanun ile tanınmış hakkın yönetmelik ile geri
alındığına vurgu yapılarak yönetmeliğin uzman
dişhekimlerine uygulanan katsayı yönünden iptali
istendi.
Endodonti Uzmanı Özge Gülmez;
“Katsayıların düşük olması dişhekimliği
mesleğine yapılan büyük haksızlık”
Kamuda çalışan meslektaşımız Özge
Gülmez uzman dişhekimlerine uygulanan katsayı oranlarının iptali için yargı
yoluna başvuran hekimlerimizden.
Dişhekimi Dergisi’ne yaptığı açıklamada Gülmez, katsayıların düşük olmasının zaten çok zor olan diş hekimliği
mesleğine yapılan büyük bir haksızlık
olduğunu belirtirken sözlerine şöyle
devam etti: ‘’Katsayılar düşerken diş
hekimlerine dayatılan performans ta-
22
ban ve tavan katsayılarının değişmemesi ile daha çok sayıda “iş” yapılması
anlamında diş hekimi üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Bu kadar zor bir
mesleğin gittikçe düşen katsayılarla
değerlendirilmesi büyük bir haksızlıktır. Hekimler entegre sistemi içinde
belli sayıda dolgu, protez, çekim ve
benzeri tedavileri yürüttüğünde elde
edilen belli oranlarla hesaplama yapılmaktadır. Puanlama sistemi yerine
dişhekimi
daha uygun bir maaş olmasını ve bunun diş hekiminin emekliliğine yansıtılmasını istiyoruz.”
Tavan puanına ulaşmak imkansız
Her bir uzmanlık dalında puanlamalarda çok büyük
değerlendirme eksiklikleri olduğunu da vurgulayan
Gülmez; ‘’Özellikle bazı uzmanlık dallarında tedavi
puanları daha çok eksiklikler içermektedir. Örneğin
endodonti dalında çalışan bir uzman diş hekiminden
yardımcı eleman verilmeden , gerekli malzeme sağlanmadan, çalışma ortamının ve randevuların ayarlanmasıyla ilgili düzenlemeler olmadan, her türlü
tedaviyi yürütmesi beklenebilmektedir. Bir endodonti
uzmanının, puanlamadaki eksikler, uzman olmasına
rağmen katsayısının çok düşük olması ve buna karşın
tavan puanının çok yüksek tutulması ve diğer nedenlerden dolayı tavan puanına ulaşması olanaksız gibi-
uzmanlık
dir. Puan düşüklüğü hastaneye getirisi olmayan bir
dal olarak değerlendirilmesi ile sonuçlanarak diğer
dallardan da ‘iş’ yapması konusunda baskı yapılabilmektedir’’ dedi.
Haksızlığın hukuk yoluyla giderileceğini umuyoruz
Endodonti uzmanı Özge Gülmez, açılan davaların
olumlu sonuçlanacağını ve tüm bu haksızlıkların en
kısa zamanda giderileceğini umduklarını söylerken;
‘’Hekimlik sanat olarak yapılması gereken bir meslektir. Mevcut performans sistemi hekimler için çok
yıpratıcı olmaktadır. Hastayla hekim arasına girilmiştir. Hekimlerin yıpranmalarının bir bedeli de yoktur.
Biz hekimlerin yıpranma paylarının hesaba katılmasını, mevcut performans sisteminden vazgeçilmesini,
emeklilik yaşının ve emeklilik maaşlarının iyileştirilmesini özlemle bekliyoruz’’ dedi.
Uzman Diş hekimleri atamaları başlıyor mu?
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlıkta Buluşma Noktası adlı sitede bu konuda yanıt arayan dişhekimlerine;
çalışmaların tamamlandığı ,Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğinin
yayınlanmasına müteakip atamaların yapılacağı söyleniyor ancak tarih belli değil.
2 yılı aşkın bir süredir kadro atamalarını bekleyen
uzman dişhekimleri isyan ediyor. Kadro ataması
bekleyen ve özlük haklarından yararlanamayan
uzman dişhekimleri sosyal medya aracılığıyla biraraya gelerek Sağlıkta BuluşmaNoktası sitesi aracılığıyla Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’ndan
yanıt istedi. Yanıt bakan Müezzinoğlu’ndan gelmedi ancak tüm dişhekimlerine gelen ortak cevapta yatak ve kadro standartları yönetmeliğinin
yayaınlanması ile atamaların yapılacağı belirtildi.
500’den fazla uzman dişhekimi
haklarından yararlanamıyor
6 Nisan 2011 tarihinde kabul edilen 6225
Sayılı Kanunla diş hekimliğinde uzmanlık
branşları belirlendi. Yasanın kabulünden sonra
uzmanlık belgelerinin tescili bir kaç ay içerisinde
Bakanlık tarafından yapılarak, hak edenlere uzman diş hekimi diplomaları verilmişti.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde hali hazırda 2 bin uzman diş hekimi kadrosu bulunuyor. Buna rağmen
2 yılı aşkın bir süredir kadro atamaları yapılmadığından Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışmakta
olan 500 den fazla uzman diş hekimi özlük haklarından yararlanamıyor.
Uzman diş hekimi açığı bulunduğu ve Sağlık Bakanlığında sayıca azınlıkta olmalarına rağmen,
bünyesinde bulunan kadro atamaları yapılmadığı
için de 2 yılı aşkın bir süredir yeni uzman diş hekimlerinin alımı da gerçekleştirilemiyor.
Sağlık Bakanlığı dışındaki resmi kurumlarda çalışan diğer uzman diş hekimleri kadrolarını alıp
özlük haklarını elde ederken Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan ve atama bekleyen uzman diş hekimleri de aynı hassasiyetin kendileri için de gösterilmesini beklediklerini ifade ediyorlar.
“Yatak ve kadro standartları
yönetmeliği” bekleniyor
Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan uzman dişhekimleri sosyal medya aracılığıyla biraraya gelerek,
Sağlıkta Buluşma Noktası adı altında yayın yapan
www.sbn.gov.tr adresine Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na iletilmek üzere sıkıntılarını
dile getiren mail gönderdiler. Maillere gelen cevapta; Tüm branşlarda Doktoralı Diş Hekimlerinin
istihdamına yönelik standart kadro ve mevzuat
çalışmaları tamamlanmış olduğu, Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları
Yönetmeliğinin yayınlanmasına müteakip doktoralı diş hekimleri için atama ve yerleştirme takvimi açıklanacağı belirtildi. Ancak yönetmeliğin ne
zaman yayınlanacağı bu söylenenlerin ne zaman
uygulanacağı ile ilgili herhangi bir tarih verilmedi.
23
haber
dişhekimi
Dişhekimi gözetimi olmadan beyazlatma yapan merkezleri
KAPATTIRAMIYORUZ
Bursa Dişhekimleri Odası’nın girişimleri ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün duyarlı davranması ile kapatılan beyazlatma
merkezleri, İzmir’de her türlü girişimimize rağmen kapatılmıyor. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü “herhangi bir işlem
yapmama” şeklindeki anlaşılmaz tavrını sürdürüyor.
Önceki sayılarımızda ‘’Çifte Standart’’ başlığıyla ele
aldığımız haberimizde diş beyazlatma merkezlerinin
Bursa’da Bursa Dişhekimleri Odası’nın girişimleriyle
kapatıldığını ancak İzmir’de tüm girişimlerimize rağmen çalışmaya devam ettiğini duyurmuştuk. Merkezlerin halen faaliyette olması sebebiyle, odamız
tarafından yargı yoluyla kapatılması için girişimlerde
bulunulmuştu. Ancak yargı yolunda da çifte standart
uygulanması şaşkınlık yarattı.
Hukuki açıdan da çifte standart
Odamız Hukuk Servisi durumla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Aylardır süren yazışmalar ve sözlü bildirimlerimize
karşın bir gelişme sağlanamaması üzerine her iki
işyerinin işletmecisi ve çalışanları hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştuk.
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, White Smile
yetkilileri hakkında 1219 sayılı yasaya muhalefetten iddianame düzenledi; Yargılama Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. Ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Smile Center
yetkilileri hakkında 1219 sayılı yasaya muhalefet edildiğine dair yeterli delil ve emare bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verdi.
Oysa söz konusu işlemin tıp bilimi açısından, meslek
içi özel eğitimi olan hassas bir tedavi türü olduğunu
Yasa
ne
diyor
24
ve söz konusu iş yerinde hekim olmayanlarca bu işlemin yapıldığını noter vasıtasıyla tespit ettirmiştik.
Yeterli delilin mevcut bulunmadığına ilişkin görüşü
kabul edemeyeceğimizi vurgulayarak yaptığımız itiraz ise kabul edilmedi. Yine İzmir ili Karşıyaka ilçesinde faaliyet gösteren aynı nitelikteki bir iş yeri için
Müvekkil Oda adına suç duyurusunda bulunulması ve kovuşturma başlatılmasına rağmen, diğer bir
savcılık tarafından aynı nitelikteki bir işletme için kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesi
anlaşılır değildir. Hukuki açıdan yaşanan bu çifte
standart ve halkın sağlığı ile oynayan ancak bir
türlü hukuki yollarla kapanamayan işyerlerinin
halen faaliyette olması endişe verici boyuttadır.
Son olarak, Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılıp idari
dava açılması yolu denenecektir.”
1219 sayılı yasanın “Kişisel çıkar amacı olmasa bile diplomasız
olarak diş hekimliği mesleğine ilişkin herhangi bir muayene veya
müdahale yapan, diş hekimliği klinik hizmetleri ile ilgili iş yeri
açanların meslek icraları durdurulur. Bu kimseler hakkında üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasına
hükmolunur” biçimindeki 41. maddesi ile açıkça dişhekimi olmayan kişilerin diş hekimliği ile ilgili işyeri açmaları ve ağızda müdahalede bulunmaları yasaklanmış ve cezai yaptırıma bağlanmıştır.
dişhekimi
haber
25
röportaj
dişhekimi
“İş sağlığı konusunda
yeni bir süreç başlıyor”
Serbest çalışan meslektaşlarımızı yakından ilgilendiren 30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek İş Sağlığı
ve Güvenliği Kanunu ile ilgili olarak TDB Merkez Yönetim Kurulu üyesi meslektaşımız Mustafa Oral ile görüştük:
Bu yasa nasıl ortaya çıktı, Avrupa Birliği Uyum
Yasaları ile ilgisi var mı?
30 Haziran 2012’de yayınlanarak 30 Aralık 2012’de
yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun ortaya çıkmasında 3 önemli faktör bulunmaktadır.
Birincisi; daha önceki 4857 Sayılı İş Kanunu’nun yetersizliği. Bu kanun sadece işverenlerle sözleşmeye
dayanarak çalışan “işçi”leri kapsamaktaydı ki “işçi”
kavramı değiştirilerek “çalışan” olmuştur. Diğer çalışanlar kapsam dışında kaldığı için. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanamıyordu. Bu açığın
kapatılması için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardı.
6331 Sayılı Kanun bazı eksiklerine rağmen, tüm çalışanları kapsadığı için bu önemli açığı kapatmıştır.
26
İkincisi; ülkemizde son yıllarda toplu ölümlerle sonuçlanan iş kazalarının artması da yasanın
çıkmasında etkili olmuştur. İstanbul’da bir AVM
inşaatındaki, Adana Kozan barajındaki, Kahramanmaraş’taki, Zonguldak kömür ocaklarındaki,
Davutpaşa maytap imalathanesindeki toplu ölümlerle sonuçlanan iş kazaları 5 yıldır Meclis’te beklemekte olan yasanın çıkmasını hızlandırmıştır.
Üçüncüsü; Avrupa Birliği’nin baskıları. Avrupa
Birliği’ne tam üyelik için başvurduğumuz 3 Ekim
2005 tarihi itibariyle Avrupa Birliği İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına uyum çerçevesinde birçok uluslararası sözleşmelere imza atmak zorunda kaldık.
Bu zorunluluk da yasanın çıkmasında önemli rol
oynamıştır.
dişhekimi
röportaj
Neleri değiştirecek bu yasa?
Ülkemizde iş kazaları sonucu meydana gelen ölüm
olayları, sakatlanmalar ve iş görememezlik oldukça
yüksek rakamlardadır. Bu anlamda dünya sıralamasının başlarında bulunuyoruz. Avrupa birincisiyiz.
SGK’nın 2009 yılı verilerine göre ülkemizde yılda ortalama 176 iş kazası yaşanmakta, bu kazalar sonucu
3 kişi hayatını kaybetmekte, 5 kişi de iş göremez hale
gelmektedir. Bu istatistiklere yansımayan, kayıt dışı iş
kazaları ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybedenleri de ilave edersek olayın boyutları oldukça
vahimdir. İş kazası ve meslek hastalıkları sonucu meydana gelen ekonomik kayıp ise GSYİN ‘nin( gayri safi
yurtiçi hasıla) % 4’ü kadar olduğu tahmin edilmekte
ve yıllık maliyet 44 Milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Manevi kayıpların telafisi ise mümkün değildir.
İşte bu mevcut tablonun değişmesi gerekmektedir.
Yasa, içinde bulundurduğu yaptırımlar, cezalar ve
eğitim programlarıyla ülkemizde iş sağlığı konusunda belli bir süreç alsa da koruyuculuğun ön planda
olduğu bir kültürün oluşmasını sağlayacaktır. Böylece
mevzuatın, uyulması gereken bir zorunluluk olarak
algılanması yerine, sağlık ve güvenliği destekleyici bir
araç olarak görülmesini sağlayacaktır.
yapmak zorundalar. Bunları TDB ve Odamız’ın web
sitelerinde bulabilirsiniz. Formlar doldurulup çalışanınız ve kendinizce imzalanıp saklanacak. Zaman
içinde Risk Değerlendirmesi’ndeki Hayır’lar Evet’e
dönüştürecek şekilde önlemler alınarak riskler en aza
indirilecek hatta tamamen kaldırılacaktır. Tabii bunu
sorumlu olarak işveren yapacaktır.
Böylece belki de yıllardır farkında bile olmadığımız
birçok iş risklerini görmüş ve ortadan kaldırmış olacağız. Bazı önlemleri almada zorluklarımız olabilir.
Örneğin, dış kapıların dışarı açılması gibi.
Yasa, çalışana göre hazırlandığı için tek başına çalışan meslektaşlarımızın kendisinin yaşayabileceği risklere dokunulmamış olması da başka bir eksiklik. Meslektaşım yalnız çalışsa bile bu Risk Değerlendirmesini
kendi adına yapmalı ve bilgilenmelidir. İş Sağlığı ve
Güvenliğini bilmeyen meslektaşım kalmamalı.
Aynı şekilde doğalgaz sistemi olan yan yana iki bina
düşünelim. Birisinde çalışanı (kapıcı-görevli) var diğerinde yok. Her iki binadaki riskler o binalarda yaşayanlar için farklı olmamasına rağmen sadece çalışanı
olan bina Risk Değerlendirmesi’ni yapacaktır. Çalışanla birlikte aynı riskleri taşıyanların da korunması ve bu
kültürün içinde olması gerekir
Bu yasa meslektaşlarımızın çalışma yaşamına
nasıl yansıyacak?
Muayenehanesinde tek başına hizmet sunan yani
yanında çalışanı olmayan meslektaşlarımız bu yasanın kapsamı dışında kalmışlardır. Ancak yanında bir
kişi bile olsa çalışanı olan meslektaşlarımız yasanın
gereklerini yerine getirmek zorundalar. Bunların başında da Risk Değerlendimesi ve Acil Durum Planı’nı
Dişhekimi muayenehanelerinin tehlikeli sınıfa
dahil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk bakışta muayenehanelerin tehlikeli sınıfta gözükmesi yadırganabilir. Ancak kullandığımız sarf malzemeleri Tehlikeli Sınıflar Tebliği’nde yer alan Nace
Kodları Listesinde 86.23.01 kodunda gösterilmiştir. Ayrıca çoğu meslektaşımın kompresörüne bağlı
basınçlı hava tankı bulunmakta. Meslek hastalıkları
27
röportaj
dişhekimi
yönünden de özellikle kan ve tücek kişi ve kurumların özelkürükle bulaşanlar yönünden
liklerini tanımlamakta ve
oldukça risk altında olduğudüzenlemektedir.
muz unutulmamalıdır. Tüm
Yönetmeliğin 13.maddebunlar göz önünde businin b fıkrasında eğitimi
lundurulduğunda çalışma
verebilecek
kurumlar
alanlarımızdaki alınması gearsında Kamu Kurumu
reken önlemler küçümsenNiteliğindeki
Meslek
memeli, tehlikeli sınıfta
Kuruluşları gösterilmekte
olmamız yadırganmaancak tehlikeli işyerlerinde
malıdır.
eğitim verebileceklerin özelOdalar bu konuda
liklerinde de B sınıfı belgeye saeğitim verebilecekhibi olması aranmaktadır. Meslek
ler mi? Olursa bu
Kuruluşları böyle bir belgeye sahip
nasıl uygulanacak?
değiller. Bu nedenle meslek kuru6331 Sayılı Kanun’a göre
luşları eğitmen olamamaktadır.
50’nin altında çalışanı olan
Yasa, on kişiden az çalışanı olan
tehlikeli işyerlerinde iş sağlığı ve
tehlikeli işyerlerinde iş sağlığı ve
güvenliği hizmetleri 30 Haziran
güvenliği ile ilgili hizmetlerin yeİş kazalarında Avrupa
2013 tarihinde yürürlüğe giriyor.
rine getirilmesinde ki muayenebirincisiyiz. SGK’nın
Muayenehaneler bu kapsamdahaneleri de kapsıyor, devlet katkı
dır. Yine bu yasaya dayanarak 15
sağlar diyor. Ancak bu katkı ile
2009 yılı verilerine göre
Mayıs 2013 tarihinde çıkarılan
ilgili düzenleme henüz çıkmadı.
ülkemizde yılda ortalama
Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği
176 iş kazası yaşanmakta,
Eğitimlerinin Usul ve Esasları HakÖzetlersek;
bu kazalar sonucu 3 kişi
kında Yönetmeliğe göre tehlikeli
Çalışma hayatı, istihdamdan çasınıftaki işyerlerinde eğitim, işyeri
lışma şartlarına, sosyal güvenhayatını kaybetmekte, 5
hekimi veya B sınıfı belgeye sahip
likten mesleki eğitime ,iş sağlığı
kişi de iş göremez hale
iş güvenliği uzmanı tarafından veve güvenliğinden yurtdışında
gelmektedir. Buna kayıt
rilebilecek. 3 yıllık geçici süre için
çalışanın haklarına kadar topluC sınıfı belgesi olan uzmanlardan
mun geniş bir kesimini yakından
dışı iş kazalarını ve meslek
da hizmet satın alınabilecek. Yöilgilendiren, aynı zamanda ulusal
hastalıkları sonucu hayatını
netmelikteki bu maddelere göre
ve uluslararası düzeyde ele alınkaybedenleri de eklersek
Odalar bu eğitimi veremeyecekması gereken bir konu. Konuya
olayın
boyutları
oldukça
ler. Ancak Odalar bir işyeri hekimi
ilişkin Anayasa’mızda, Birleşmiş
veya yukarıdaki koşullara sahip bir
Milletler İnsan Hakları Evrensel
vahimdir.
işyeri güvenlik uzmanı ile anlaşaBeyannamesi’nde ve Avrupa Birrak üyelerine (meslektaşlarımıza)
liği Ortak Mevzuatı’nda birçok
eğitimleri sağlayabilir.
hükümler bulunmaktadır. AyrıBu programların uygulanmasında işveren yani mes- ca çalışma şartları ve biçimleri hızla değişmektedir.
lektaşlarımız sorumlu olacaklar. Programların detay- Olumsuzluklar ise ülke ekonomisini oldukça olumları da tehlike sınıfına ve çalışan sayısına bağlı değiş- suz etkileyebilmektedir. Tüm bu nedenlerle çalışma
mektedir.
hayatının uluslararası standartlarda iyileştirilmesi ve
korunması bunun toplumlarda bir kültüre dönüştüAna hatlarıyla İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim rülmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki bu anlamda atıYönetmeliği’nden bahseder misiniz?
lacak adımları eksiklerine rağmen desteklemek gereYönetmelik, çalışanlara verilecek iş sağlığı ve gü- kir. Konuya ilişkin bilgilerime katkı sağlayan; A sınıfı İş
venliği eğitimlerinin usul ve esaslarını, bu konudaki Güvenliği Uzmanı Sayın Bahri Kaplan’a, İşçi-İşveren
işverenin ve çalışanın sorumluluklarını, eğitim ko- İlişkisi Uzmanı Sayın Salih Yanık’a ve TDB Av. Sayın
nularını, sürelerini ve hazırlanmasını, eğitimi vere- Mustafa Güler’e teşekkür ederim.
28
dişhekimi
haber
29
haber
30
dişhekimi
dişhekimi
haber
31
haber
dişhekimi
EGE BÖLGESİ
DİŞHEKİMLERİ ODALARI
EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI
Uluslararası
Bilimsel Kongre ve Sergisi
International Scientific Congress and Exhibition
Lykia World • Ölüdeniz / Fethiye
26-28 Nisan 2013
19. EBDO Kongresi
Başarılı Geçti
Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları’nın 19. Uluslararası
Bilimsel Kongre ve Sergisi 26-28 Nisan tarihleri arasında
yoğun katılımla Fethiye Lykia World Otel’de gerçekleştirildi.
32
dişhekimi
19. Kongre
Canlı sunumlar
yine ilgi topladı
Kongre, iki ayrı salona paylaştırılan farklı konulardaki sunumlar, farklı disiplinlerde akademisyenlerin
bir araya gelmesiyle oluşturulan paneller ve hasta
üzerinde yapılan canlı uygulamalar ile gerçekleştirildi. Ayrıca bilimsel program kapsamında, meslektaşlarımıza pratik fayda sağlayacak konularda
kurslar da düzenlendi. Kongrede ilk gün mesleki
sorunların ele alındığı bir forum da yer aldı.
19. EBDO kongrede ilk kez katılımcı hekimler, ilginç
buldukları vakalarını sözlü sunumla aktardılar. Kongrenin Bilimsel Komitesi, en iyi sunuma ödül verdi.
Kongre, ilk günkü açılış konuşmalarının ardından
iki salonda bilimsel oturumlarla başladı. “TME:
Gelenek ve Gelecek” başlığı altında Prof. Dr. Birgül Özpınar, Prof. Dr. Erdoğan Çetingül, Doç. Dr.
Tonguç Sülün, Doç. Dr. Enis Güray, Yard. Doç. Halil
Erçağ ve Dr. Serdar Gözler’in sunumlarının yer aldığı bir panel yapıldı. Daha sonra Prof. Dr. Koray
Oral, “Bruksizmde Tanı ve Tedavi”, Prof. Dr. Yahya
Tosun “Serbest Diş Hekimliğinde Ortodonti” konularını içeren sunumlarını gerçekleştirdiler. Diğer salonda ise günün ilk oturumunda Dr. Nejat Nizam’ın
“Muayenehane Pratiğinde Yumuşak Doku Şekillendirmesi” adlı sunumu gerçekleştirildi. Daha sonra
“Estetik Bölgede İmplantasyon Öncesi ve Sonrası
Yumuşak Doku Şekillendirmesi” ve Doç. Dr. Muhittin Toman’ın “Basamaklı Diş Kesimi” konularındaki
canlı sunumlar ile program devam etti. Gün sonunda ise mesleki sorunların ele alındığı forum yapıldı.
Kongrenin ikinci günü, Doç. Dr. Bülent
Gökçe’nin “Sabit Protezlerde Ölçü Teknikleri” sunumu ve Elif Özcan Dulundu ile Duygu
Karaosmanoğlu’nun “Porselen Laminalarda
Simantasyon ve Bitim” adlı canlı sunumları ile başladı. Sonrasında, Doç. Dr. Baybora
Kayhan’ın “Kök Kanal Tedavisinde Karşılaşılan
Prosedürel Problemler ve Çözüm Önerileri” ve
Prof. Dr. Şükrü Kandemir ile Serhat Arslan’ın
“Serbest Diş Eti Greftleri - Kök Yüzey Örtülemede Minimal İnvaziv Teknikler Modifiye Koronele Çekilen Tünel Teknikleri” sunumları ile
devam edildi. Ardından Prof. Dr. Cüneyt Karabuda tarafından “Sinüs Liftingleri”, Doç. Dr.
Tonguç Sülün tarafından da “TME Muayenesi” çatısı altında canlı sunumlar yapıldı. Diğer
salonlarda ise, Prof. Dr. Selim Pamuk, “CAD/
CAM Uygulamaları” Prof. Dr. Aslan Gökbuget
;“İmmediat İmplantasyon” konularına değindi. Kongrenin en ilgi çekici konularından olan
“Dermal Dolgu ve Botoks” sunumunu Dr. Yasemin Amato gerçekleştirdi. Amato, teorik sunumun ardından bir gönüllü üzerinde botoks
ve yüz dolgusu uygulaması yaptı. İkinci gün
son olarak Doç. Dr. Yalçın Çiftçi “Osseointegrasyon Protetik Üst Yapı ve Başarı”, Prof. Dr.
Michael Hülsmann ise “Ni-Ti Döner Aletlerle
Kök Kanallarının Şekillendirilmesi” konulu sunumlarını gerçekleştirdiler.
Kongrenin son günü katılımcı hekimler kendi
sunumlarıyla “Vaka Tartışması” yaptı. Diğer
salonda ise Dr. Şeyma Davidson Kaban “Kanal İrrigasyon Solüsyonları” adlı sunumunu
gerçekleştirdi. Kongrenin son bilimsel oturumunda Prof. Dr. Şebnem Türkün ve Doç. Dr.
Arzu Aykor “Lamina: Kompozit Mi, Porselen
Mi?” konusunu, karşılıklı görüşler sunarak ele
aldıkları bir sunum gerçekleştirdiler.
33
19. Kongre
dişhekimi
Kurslar verimli geçti
Kongre kapsamında, ilgi çeken konularda kurslar
da gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ertuğrul Sabah, çocuk
diş hekimliğinde ortodontinin sınırları, süt dişlerinin erken kaybı ve yer tutucular konularının yer
aldığı “Erken Ortodontik Uygulamalar” kursunu,
Dr. Murat Karabıyık, “Dijital Gülümseme Tasarımı
ve Porselen Lamina” başlığı altında gülüş tasarımı
ve porselen laminalar hakkındaki kursu, Dr. Mehmet Emin Kaval ise “Kök Kanallarının Ni-Ti Döner
Aletlerle Şekillendirilmesi ve Kanal Boyu Tespitinde
Elektronik Foramen Bulucuların Kullanımı” kursunu
katılımcı hekimlerimiz için gerçekleştirdi. Meslektaşlarımız yeni bilgileri öğrenme ve bunları pratik
yaparak desteklendirme fırsatı buldular.
Plaj partisinde yorgunluk atıldı
Kongre sadece bilimsel ortamıyla değil sosyal imkanları, eğlenceli etkinlikleri ile de meslektaşlarımızın beğenisini kazandı. İkinci
gün bilimsel programların ardından katılımcılar plaj partisinde
buluştu. Eğlenceli geçen partide
katılımcılar bilimsel program ve
kursların yorgunluğunu atma
şansı buldular. Parti sırasında ayrıca poster sunumlarında dereceye giren meslektaşlarımız ilan
34
edilerek, plaketleri sunuldu.
Kongre boyunca otelin sosyal
etkinliklerinden de yararlanan
meslektaşlarımız, eşleri ve arkadaşlarıyla güzel bir haftasonu geçirme şansını bulduklarını
ifade ettiler. Kongrenin son etkinliği çeşitli firmaların desteğiyle yapılan çekiliş oldu. Kurada
isimleri çıkan pek çok meslektaşımız firmaların çeşitli hediyeleriyle kongreden ayrıldılar.
dişhekimi
haber
35
röportaj
dişhekimi
Prof. Dr. Koray Oral:
“Kitabımla
klinisyen
meslektaşlarıma
rehber olmayı
umuyorum”
Yeditepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Oral’ın 40 yıllık mesleki
birikimini aktardığı “Bruksizm Tanı ve Tedavi” adlı
kitabı geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Oral ile, dişhekimliği alanında önemli bir boşluğu dolduran kitabıyla ilgili görüştük.
Nasıl bir rahatsızlık Bruksizm? Epidemiyolojik
bir hastalık mı yoksa fizyolojik bir olay mı?
Bruksizmin epidemiyolojik bir hastalık mı, yoksa
fizyolojik bir olay mı olduğu yıllarca sorgulanmıştır.
Parafonksiyonların tam anlamıyla hastalık kavramına uymaması ve kimi durumlarda “fonksiyonel
olaylar” olarak yorumlanması, meselenin öneminin
algılanmasında diş hekimlerini de etkilemektedir.
Olaya bilimsel olarak eğildiğimizde sorunun zannedildiği kadar küçük olmadığı görülür.
Bruksizm, çiğneme kaslarının gece ve/veya gün
boyu sürdürdüğü aktiviteyle meydana gelen diş
gıcırdatmaları ve sıkmaları olarak tanımlanır. Dişler
arasında çiğneme kaslarının kasılması sonucu oluşan devamlı temas “diş sıkması” olarak adlandırılırken, çiğneme işleminin ağız ortamında herhangi
bir madde olmaksızın ritmik olarak devam etmesi
36
“diş gıcırdatmasını” tanımlar. Rastlandığı kişilerce
çoğunlukla fark edilmeyen bruksizmin, rutin muayenedeki görülme sıklığının çok yüksek olması nedeniyle, klinik belirtilerinin erken saptanması önem
taşır.
Sağlık bilimlerinde unutulmaması gerekenin “rahatsızlığı değil, rahatsızlığın meydana gelmemesini
sağlamak için gerekenin yapılması” sloganı dünya
hekimliğinin önem verdiği konudur. Diş gıcırdatma
ve sıkma eylemlerinin hastalar tarafından ayrımsanmadığı ve şikayet unsuru edilmediğinden dolayı
dikkati çekmediği söylenebilir. Ne var ki bu eylemlerin, ileride çeşitli rahatsızlıklara neden olabilecek
potansiyele sahip fonksiyonel anomaliler oldukları
tartışma götürmeyen bir gerçektir. Ağız içi ve dışı
belirtilerine dikkat edildiğinde erken tanının konmasının ve önlemlerin alınmasının halk sağlığına ve
ekonomiye katkısı da açıktır.
Klinik deneyimlerinize dayanarak Bruksizmin
TME hastalıklarının oluşumundaki rolünü
oran olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bruksizmin çiğneme sisteminde değişiklikler meydana getirdiği (dişlerde aşınmalar, çiğneme kas-
röportaj
dişhekimi
larında ve TME içi dokularında değişiklikler vs.)
gerçektir. Bruksizmin TME rahatsızlıklara etkinliği
üzerine değişik fikirler ileri sürülmüştür. Meslek hayatımın 40 yıldan fazla bir süresini sadece TME’le ilgili araştırmalar ve eğitimine ayırmış olmam, bu tür
hastaların tanı-tedavisinde klinisyen olarak da çalışmamdan dolayı, bruksizmin TME rahatsızlıklarında
primer olmasa da sekonder etkenlerin en önemlisi
olduğunu ve bazı vakalarda primer etken haline
gelebileceği kanısını bende geliştirdi. Bu nedenle Son yıllarda çok araştırmalara rastlanmaktaysa da
TME Rahatsızlıkları üzerine yazmakta olduğum ki- klinisyen diş hekimlerine yarar sağlayacak kitabın
taba ara vererek hastalar farkında olmasa dahi,
olmaması gerçekten şaşırtıcı
ağız içi dokularında
ve aynı zamanda üzücü.
belirtileri gözlenebiKitabın yazılımı yaklaşık 2 yıl
len ve erken tanının
sürdü ve son araştırmaları
konmasıyla meydana
kapsamasını sağlamak amagelebilecek
soruncıyla yeni yayınlar kontrol
ların
önlenmesinin
edilerek gerektiğinde dümümkün olabileceğne
zeltmeler yapıldı. Bruksizm
inandığımdan soruna
Tanı ve Tedavi kitabı klinisdikkati çekmek amayen diş hekimlerine rehber
cıyla “Bruksizim Tanı
olmayı amaçlamaktaysa
ve Tedavi” kitabını yazda, konuyla ilgili detaylı
ma ihtiyacı duydum.
bilgilere ulaşımı sağlamak
Kitabın bazı bölümlerde
amacıyla hipotezlere daileri sürdüğüm fikirlerin
yalı teorileri özetleyerek
bir kısmının otoritelerin
karşılaştırma imkanını da
hipotezleriyle aynı çizgisağlamaya çalıştım.
de olmadığı görülecektir.
Diş hekimlerinin kolayca
Leonardo da Vinci’nin bekullanabileceği bilgileri
lirttiği gibi “Tartışmalarda
içermesine ek görsel olabir otoritenin fikrini öne
bilmesi için konulacak
süren kişi, aklından çok
vaka resimlerine özen
belleğini çalıştırmış olur”.
gösterirken bruksizmle
Bu nedenle kitabı yazarken
ilgili değişik 24 ayrı vaka açıkbelleğimi çalıştırdığım kadar
lamasıyla sorunun bilimsel yöGünümüze kadar yapılan
kendi fikirlerimi ve tecrübeme
nünü kliniksel önemiyle bağdayanan verileri de yansıtmabruksizmle ilgili kitap
daştırmaya çalıştım.
ya dikkat ettiğimi belirtmek
sayısını PubMed’te
isterim.
Bruksizmin önlenmesi ya
da zarar vermeden önce
araştırdığımda sadece 4
Bildiğimiz kadarıyla brukerken tanı konması kokitabın yazılmış olduğunu
sizm ile ilgili olarak ilk kez
ruyucu diş hekimliği ile
bu kadar kapsamlı bir kimümkün müdür?
görmek sürpriz oldu. Son
tap yayınlandı. Ne kadar
Bruksizmin
önlenmesinin
yıllarda çok araştırmalara
zamandır bu kitap projesi
mümkün olduğunu gösteren
üzerinde çalışıyorsunuz?
herhangi bir bilimsel kanıt gürastlanmaktaysa da
Günümüze kadar yapılan
nümüze kadar bulunamamışklinisyen diş hekimlerine
bruksizmle ilgili kitap sayısını
tır. Ancak zararlarını önlemek
PubMed’te
araştırdığımda
için erken tanının konulması
yarar sağlayacak kitabın
sadece 4 kitabın yazılmış ololayın kontrol edilmesini sağolmaması gerçekten
duğunu görmek sürpriz oldu.
lıyacağı kesindir. Erken tanı-
şaşırtıcı ve aynı
zamanda üzücü.
37
röportaj
dişhekimi
EBDO’nun son kongresinde bir sunumunuz vardı.
Bruksizmin çağdaş
Ayrıca kitabınız da satışbir hastalık olarak
taydı. Gerek sunumunuz
gerekse kitabınıza mesalgılanması zor.
lektaşlarımızın
ilgisini
Aslında hastalık olarak
nasıl buldunuz? Kitapla
ilgili geri dönüşler alıyor
algılanmasının bile
musunuz?
doğru olmadığını
Verdiğim kurslarda ve bilimdüşünüyorum. Olayın
sel kongrelerde bu konuya
olan ilgilinin çokluğu beni
parafonksiyon olarak
memnun ediyor. Diş hekimi
ele alınması gerektiği
Kitabınızda bruksizmin antolmayan ancak bruksizm
ve ortaya çıkaracağı
ropolojik olarak da değersorunlu birkaç bireyin de kolendiriyorsunuz. Bruksizm
nuşmama katıldıktan sonra
rahatsızlıkların
antropolojik kökeni olan bir
bana kendilerini tanıtıp soru
önlemesini gerektiren
hastalık mı, yoksa çağdaş
sorması ve memnuniyetlerini
bir fenomen olduğu
yaşamın ortaya çıkardığı
belirtmesi süpriz oldu. Buhastalıklarından biri mi? Dişnun dışında pek çok sayıda
kanısındayım.
hekimliği ne zamandan beri
diş hekimi konuşmalarımdan
bu rahatsızlığı konuşuyor ve
sonra daha uzun
üzerinde çalışıyor?
süreli ve kapsamlı
Yayınlar izlendikurs vermemi isğinde bruksizim
temeleri konuya
insanlık tarihiyle
önem verilmesieş olarak meydanin gerekliliğini
na gelmiş bir olay
bir kez daha
olarak görülüyor.
ortaya koydu.
Çağdaş bir hastalık
Bir günlük kursolarak algılanması
larda, müracat
zor. Aslında hastasayısının salon
lık olarak algılankapasitesinden çok olması
masının bile doğru
nedeniyle, bazı meslektaşlarıolmadığını düşünüyorum. Olamız katılamadıklarından şikayın parafonksiyon olarak ele alınması gerektiği ve yet ettiler ve tekrar vermemi istediler Bu sonuçlar diş
ortaya çıkaracağı rahatsızlıkların önlemesini gerek- hekimlerinin konuya ilgisinin oldukça fazla olduğunu
tiren bir fenomen olduğu kanısındayım.
gösteren işaretler olduğunu düşünüyorum. Kitabı
Bruksizmi, diş sıkma ve gıcırdatma olarak ele aldı- alan meslektaşlarımdan çok olumlu dönüşler almakğımızdan, ağız içi dokularında görülen değişiklik- tayım. Kitabı basımında gerçekten özen gösteren Qulere dikkat edilmesinin şart olduğu kesin. Ancak entessence firmasında kitabın düzenlemesinde çok
unutulmaması gereken önemli husus bu görüntü- emeği geçen Dilek Deveci ve yardımlarını esirgemelerin (dişlerde) salt bruksizm sonucu olmadığının yen Dr. Ertuğrul Çetinkaya’ya teşekkür etmek isterim.
bilincinde olarak ayırıcı tanının saptanması içinde Yayınevi kitaba ilginin fazla olduğu belirtti. Bildiği gibi
gereken bilgiye sahip olunması. Dişler üzerinde bilimsel kitaplar hiçbir zaman kazanç amaçlı yaklagörülecek doku kayıplarının etiyolojisi kesin olarak şımlar olmamıştır. Birikimler gerekli şekilde aktarılmasaptanmadan tedavi uygulamasına başlanmasının dığında bunların ulaşacağı son durak sadece toprak
zararlı sonuçlar vereceği kesin. Kitapda ayırıcı tanı olduğundan, bilgi ve görüşlerimizi geleceğe aktarmayapılmasındaki detayları belirtirken görsel olarak ve nın verdiği “faydalı olma” duygusunu algılamayı, bu
vaka raporlarını ilave ederek zararlı etkilerini gös- mazoşistik yaklaşımı açıklayan tek unsur olarak düşütermeye çalıştım.
nüyorum.
nın konulmasında uygulanması
gereken muayene esaslarını
kitabımda kapsamlı tutmaya
çalıştım. Hernekadar yazılanlar önemliysede, görsel olarak
klinik görüntüleri yansıtacak
resimlerin önemini de kavradığımdan çekimlerinde özen
gösterdim. Belirtilerin ve görsel
faktörlerin klinisyen diş hekimlerinin erken tanı koymasında
faydalı olacağını düşünüyorum.
38
dişhekimi
haber
39
haber
40
dişhekimi
dişhekimi
haber
41
haber
dişhekimi
Meslektaşımız Serdar Sıralar’ın
stand up gösterileri devam ediyor
Dergimiz köşe yazarlarından, meslektaşımız Serdar
Sıralar’ın, ilk kez 2010 yılında Adana Diş hekimleri
Odası’nın davetlisi olarak sunduğu “Diş hekimi olmak” isimli mesleki stand up gösterisi, gördüğü ilgi
sonucunda, çok daha genişlemiş bir içerikle devam
ediyor. UMG Biohorizons İmplant firmasının sponsorluğunun ardından, İstanbul dışında birçok Anadolu
şehrinde ve Kıbrıs’daki meslektaşlarımız da gösterileri izleme fırsatını buldular. Bölgesel kongreler, bahar
şenlikleri, Oda faaliyetleri, Diş hekimliği günü kutlamaları, TDB Öğrenci Kongresi, özel diş hekimliği firma sunumları, fakülteler, diş hekimi yardımcıları ve
diş teknisyenleri seminerleri ve daha birçok mesleki
organizasyonlarda diş hekimliği mesleğinin mizahi
yanlarını sergileyen Dt. Serdar Sıralar, bu gösterilerin
ardından yine sponsoru aracılığıyla basımı gerçekleştirilen “ORALMORAL” isimli kitabını katılımcılara
ücretsiz olarak imzalıyor. Ülkemizde diş hekimliğine
yeni bir boyut kazandıran meslektaşımızı kutluyor,
başarılarının devamını diliyoruz.
Dişhekimi Dergisi’nin yeni köşe yazarlarından
Ortodonti Uzmanı Dişhekimi Müge Sandıkçıoğlu
TÜYAP Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzaladı
Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından, Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile bu yıl 18.’si düzenlenen
İzmir Kitap Fuarı’nda dergimiz
sürekli yazarı ve meslektaşımız
Müge Sandıkçıoğlu okuyucularıyla
buluştu. Yaklaşık 400 yayınevi ve
sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen fuarda; “Diş ile Düş
Arasında” adlı kitabı başta olmak
üzere diğer kitaplarını da imzalayan Sandıkçıoğlu duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sandıkçıoğlu
yakın dostlarının da yalnız bırakmadığı etkinlikte okuycularıyla bol bol
sohbet etme fırsatı da buldu.
42
haber
dişhekimi
Her bağış, bir gülüş
Ege Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi 2.sınıf öğrencilerinden 50
kişilik bir grup, topluma hizmet
uygulamaları dersi kapsamında
“organ bağışı” konusunda hem
kendileri bilgilenmek, hem toplumu bilgilendirmek amacıyla
“Her Bağış, Bir Gülüş” adı altında
sosyal sorumluluk projesinde çalışmalara başladı.
Organ bağışının Türkiye’nin ve
birçok ülkenin en önemli sağlık
sorunlarından biri olmayı sürdürdüğünü çeşitli haberler ve istatistiklerden takip ettiklerini belirten
öğrenciler ve öğretim üyeleri;
‘’Sadece ülkemizde 20 bin kişinin böbrek, pankreas, akciğer,
karaciğer ve kalp için organ nakli
beklediğine dikkat çektiler. Öğrenciler E.Ü. Organ Bağışı Komitesinde çalışan Uzman doktorlar
tarafından bilgilendirilerek, bu
konuda toplumu bilinçlendirme
ve konunun önemini kamuoyuna duyurmak için çeşitli broşür
ve afişler hazırladılar. Prof.Dr Murat Türkün konuyla ilgili olarak,
TRT’nin hazırladığı Uluslar arası
23 Nisan Çocuk Şenliği haftasında İzmir Fuarında da bu konuda
çalışmalar yaptıklarını belirterek;
‘’ Fakültemiz içerisinde açtığımız
organ bağış masalarıyla da çalışmalarımıza devam ettik. Çünkü biz de bu projeyle ailemize,
çevremize, yerelimize ulaşmayı
hedefimiz olarak seçtik.Öğrencilerimizle bireysel sorumluluklarımız yanı sıra, sosyal sorumluluklarımızın olduğunu unutmuyoruz
ve biz artık hep “Her bağış, bir
gülüş.” diyoruz, umutlu nesiller
hayal ediyoruz’’ dedi.
Anne adaylarına
ağız ve diş sağlığı eğitimi
İzmir Dişhekimleri Odası Toplum Ağız Diş Sağlığı
Komisyonu anne adaylarına ağız diş sağlığı eğitimi verdi
İzmir Dişhekimleri Odası bünyesinde kurulan Toplum Ağız
Diş Sağlığı Komisyonu anne
adaylarının ve bebeklerinin
ağız diş sağlığını geliştirmek
amacıyla gerçekleştirdikleri
projeyi tamamladı. Bornova
Belediyesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim dalı ve Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
Pedodonti ve Periodontoloji
anabilim dallarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirilen proje-
de anne adayları kendileri ve
doğacak bebeklerinin ağız
ve diş sağlığı ile ilgili eğitildi. İzmir Dişhekimleri Odası
Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ece
Eden önderliğinde bir araya
gelen gönüllü dişhekimleri ileride daha sağlıklı dişlere sahip
nesiller yetiştirmek için anne
adaylarına bu dönemde kendi
ağız diş sağlıkları ile bebeğin
gelişimine ait bilgiler içeren
bir eğitim verdiler.
43
hobi röportaj
> Özlem Kekeç
dişhekimi
Denizli’de yaşamını sürdüren meslektaşımız Kazım
Müftüler ahşapla harikalar yaratıyor. Çeşitli ağaç
türlerini deneyerek birbirinden değişik figürler çalışan
Müftüler ile bu güzel uğraşısı hakkında konuştuk.
Nasıl başladınız? Ne kadar zamandan beri bu
sanatla uğraşıyorsunuz?
Çocukluğumdan beri bıçaklarla tahta yontmak gibi
bir merakım vardı. Hayatımın belli dönemlerinde çeşitli ahşap denemelerim olmuştu hep. Tahta kaşık,
sigara ağızlığı, ekmek kesme tahtası bunlardan bazılarıydı. Ama bu yaptıklarım bana göre basit olan
şeylerdi. İki yıl kadar önce yenilemek için bahçedeki
yaşlı bir gülü söktüm. Oldukça güzel ve büyükçe bir
kök çıktı. Ben de bu kökü atmayıp beklettim ve bir
sene kadar önce o gül kökünü yontmaya başladım.
Sonra bu basit kökten güzel bir kadın heykeli ortaya çıktı. Hoşuma gitti. Ondan sonra ahşap heykel
konusunu biraz araştırmaya başladım, birkaç parça
daha alet edindim. Böylece heykel anlamında başlamış oldum.
Günde ne kadar zamanınızı ayırıyorsunuz?
Bu işe günde belirli ve planlı bir zaman ayırmıyorum.
Sadece boş vakitlerimde uğraşıyorum. Evimde eskiden beri bir atölye denebilecek müsait alanım vardı
zaten. Ama bir yıldır muayenehanemde de boş olan
bir odanın bir köşesini atölyem yaptım ve işimden
boş kaldığım anlarda bu hobimle uğraşıyorum.
44
dişhekimi
Çalışmalarınız için çoğunlukla hangi ağaç türünü kullanıyorsunuz? Nereden elde ediyorsunuz?
Demin de bahsetmiştim ilk yaptığım heykel bahçemdeki gülün kökündendi. Daha sonra da özellikle doğa gezilerimden topladığım kurumuş dallar
ağaç kökleri gibi ağaç parçalarını kullandım. Keman ustası bir arkadaşımın verdiği ıhlamur ağacını
kullandım. Marangozlardan bulduğum işe yaramayan tahta parçalarını kullandım. Bunlar çam ,kavak
gibi ağaçlardı.Son yaptığım heykel keresteci bir arkadaşımın benim için bulduğu limba ağacındandı.
Ardıç,abanoz,ceviz,mazı,kiraz,cennet elması,erik
gibi daha birçok ağaç türlerini denedim ve denemeye devam ediyorum.Ama bu işin en kullanışlı
ağacı ıhlamur.Şimdilik çeşitli yerlerden bulduğum
ağaç türlerini deniyorum.
hobi röportaj
Ahşabın kendi deseninin de eserlere katkısı
olur kuşkusuz. Bu anlamda yontunun görselliğine en çok katkı sağlayan ağaç türü sizce
hangisi?
Tabii ahşabın sıcak bir malzeme oluşunun temelinde doğal dokusu ve damarlarının deseni vardır.
Yontma ve şekillendirme
için hangi gereçleri kullanıyorsunuz?
Eski bir merakım olduğundan önceden beri çakılarım vardı. Bir de 1992’de almış olduğum güzel
bir hobi setim vardı. Ama bir yıl önce internetten
bulduğum profesyonel amaçlı değişik bıçakların
birebir modellerini çıkarıp kendim yapmaya başladım. Türkiye’de bu konuda üretim yapan bir yer
yok. Aletleri ya yurtdışından edinmelisiniz ya da
kendi imkanlarınızla yapmanız gerekiyor. Bu arada
dişhekimliği laboratuar gereçlerini de sıkça kullanıyorum.
45
haber
Ama her ağacın damar yapısı belirgin değildir. Ihlamur kavak gibi ağaçlar daha homojen yapıdadırlar.
Bazı çam türlerinde damar yapısı belirgin ve düzgündür. Ceviz düzgün olmayan karışık desenlere
sahiptir. Ardıç da öyle. Damar yapısı ve odun rengi
homojen olmayan bu ağaç türlerinin ham görselliği
oldukça güzeldir ama bu türler de genellikle zor
işlenirler.
Siz hangi ağaçları çalışmayı daha
çok seviyorsunuz?
Ben bu işin başlarında olduğum için birçok ağacı
deniyorum. Ihlamur en keyiflisi ve yontulurken çok
hoş bir kokusu da vardır. Ardıç da öyle.
Ama şimdilik özel bir ağaçla çalışmaya
yönlenmiş değilim.
Figürleri oluştururken nelerden
esinleniyorsunuz?
Bazı figürler tamamen benim hayal ürünüm. Öyle ki hiçbir planlama yapmadan
sadece tahtayı yontmaya başlayıp daha
sonra bir şekle dönüşen çalışmalarım var.
Bunun dışında gözüme estetik gelen bir
fotoğraf gördüğümde bunu da heykele
dönüştürebiliyorum. Bazen de dünyada
bu işle ilgilenen insanların çalışmalarından
örnek aldıklarım oluyor.
Herhangi bir sergi çalışmanız oldu mu?
Hayır, hiç sergi çalışmam olmadı. Eskiden
yaptığım çalışmaları ya birilerine verir ya
da oraya buraya atar unuturdum. Kendimce değersiz buluyordum herhalde. Ama
bir yıldır yaptığım heykelleri evde işyerimde
gören insanlar çok beğenmeye başladılar.
Sonra heykellerimi internette bir paylaşım
sitesinde arkadaşlarımın görüşüne sundum
ve tahmin etmediğim kadar övgüler aldım
ki bu beni çok motive etti. Şimdi bende bir
sergi açma fikri oluşmaya başladı. Yeterli
46
dişhekimi
miktara ulaşabilirsem bir sergi açmayı planlıyorum.
Ama biraz daha bu işi disipline etmem gerektiğini
düşünüyorum. Geliştirmek için araştırmaya ve çalışmaya devam ediyorum.
Ahşap sanatta olduğu kadar mimaride, ev ve
iş gereçlerinde, süslemelerde de çok kullanılmış. Ama günümüzde eski görkemli günlerini
yaşamıyor gibi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya nüfusunun hızla artması ağaç miktarının yetersiz kalmasına sebep oluyor ve ağacı da pahalı
bir malzeme haline getiriyor. Bu gün ahşap bir ev
yapmak diğerlerine göre çok daha pahalı. Mobilya gibi yaşam gereçlerinde de masif
ağaç pahalı kalıyor. Kaliteli bir ahşap dokunun oluşması belki yüzlerce yıl sürüyor. Belki eskisi kadar çok
kullanılmıyor ama laminat parke gibi
ucuz olan ve ahşabı taklit eden malzemeler çokça kullanılıyor.
Bu güzel uğraşınızla ilgili projeleriniz ya
da hedefleriniz var mı?
Öncelikle belli bir disiplinle kendimi geliştirmem
gerekiyor. Şimdilik sadece daha güzel işler yapabilmeyi hedefliyorum. Sonra bir sergi olabilir. Daha sonrasını bilemiyorum. Hayallerim var
ama bakacağız bakalım.
Örnek aldığınız ya da bu uğraşı sayesinde
tanışıp feyz aldığınız sanatçılar var mı?
Henüz çevremde bu uğraşı sayesinde tanışıp
feyz aldığım kimse yok.
Ülkemizde bu tür uğraşların durumu hepimizce malumdur. Ama özellikle Kanada ve
ABD’de sadece ahşap oyma (woodcarving)
ile ilgili okullar, dernekler, gruplar sayılamayacak kadar çok. Türkiye’de de güzel çalışmaları olanlar mutlaka vardır. Ama organize
olmadıklarından benim haberim yok.
dişhekimi
haber
47
haber
48
dişhekimi
dişhekimi
haber
49
haber
dişhekimi
A’dan Z’ye İmplantoloji Kursu
son aşamayla tamamlandı
kçı
Dr. Tolga Bıça
Dr. Buket Han
Prof. Dr. Fatih
A’dan Z’ye İmplantoloji Kursu’nun ilk
iki aşaması kasım ve ocak aylarında gerçekleştirilmişti. Kursun son bölümü yine İzmir
Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirilerek tamamlandı. Doç. Dr. Fatih Arıkan, Doç. Dr. Zekai Yaman,
Dr. Buket Han, Dr. Tolga Bıçakçı eğitmenliğinde gerçekleştirilen 3
zamanlı kursun son aşaması iki gün sürdü. Kursun ilk gününde; İmplant uygulamalarında anatomik ve sistematik komplikasyonlar,
cerrahi komplikasyonlar anlatılırken kursa katılan hekimlerin hastaları üzerinde metal prova uygulamaları gerçekleştirildi. İkinci gün kursa
katılanların hasta üzerinde dentin prova uygulamaları, protetik
komplikasyonların anlatımı ve implant üstü protez simantasyonu konuları anlatıldı. Kasım ayında başlayarak yaklaşık 6 ay sonra
tamamlanan kurs sonunda kursa katılan hekimler sertifika sahibi oldu.
50
Arıkan
haber
dişhekimi
Anterior kompozit restorasyonlar
kursu ilgi gördü
r Çehreli
Prof. Dr. Zafe
“Anterior Kompozit Restorasyonlarda Renk, Şekil ve
Parlaklık Kursu” İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirildi. Prof. Dr. Zafer Çehreli
eğitmenliğinde gerçekleştirilen
kursa yoğun katılım oldu.
Bir günlük kursun teorik bölümünde anterior kompozit uygulamalarına genel bir bakış,
adezyon perspektifinden anterior kompozit uygulamaları, taba-
kalama tekniği ve renk uyumu,
anatomik şekillendirme ve parlatma konuları anlatıldı. Kahve
ve yemek arası sonrası gerçekleştirilen pratik bölümünde ise
model üzerinde uygulamalar yapıldı. Pratik uygulamanın ardından sonuçların değerlendirildiği
bir tartışma platformu oluşturuldu. Başarılı geçen kursa katılan meslektaşlarımıza sertifika
verildi.
KATILIMCI GÖRÜŞLERİ
Melih Erkul
(Bursa) Bursa’dan katılıyorum kursu kendi
adıma yararlı
buldum. İzmir’i
tercih etmemin
sebebi Prof. Dr.
Zafer Çehreli
hocamızdır. Bu
kursta detaylı bilgiler edindim
ve bir çok soruya cevap aldım.
Hands on uygulamalarında edindiğimiz bilgileri pratiğe dönüştürmek açısından yararı tartışılmaz.
Hüseyin Murat
Kapkap
(Ankara)
Kurs çok faydalı,
Prof. Dr. Zafer
Çehreli çok
önemli bir isim,
onun için bu
kursa katıldım. Bu kursa katılmamda kursun İzmir Diş hekimleri Odası’nda olmasının da etkisi
büyük. Eksikleri tamamladığımı
düşünüyorum, kısacası her şey dört
dörtlük yerine oturdu diyebilirim.
Berna Atıcı
(Muğla)
Bu kursların yararına inanıyorum
özellikle anterior
kompozitlerle
ilgili önemli detaylar öğrendim,
eksiklikleri giderdim. Ayrıca Prof. Dr.
Zafer Çehreli hocamızın detaylı ve
açıklayıcı anlatımından da memnun
kaldım. Bu tür kursları bilgileri pekiştirmek ve püf noktaları edinmek
açısından faydalı buluyorum.
51
haber
dişhekimi
İnce krestal kemikte
genişletme tekniği ile
implant uygulamaları
kursu yapıldı
Prof. Dr. Tolga
rtega
Dr. Holmes O
52
Fikret Tözüm
Odamız konferans salonunda gerçekleştirilen “İnce Krestal Kemikte Genişletme Tekniği ile İmplant Uygulamaları
Kursu” başarıyla tamamlandı. Bir günlük
kursta Doç. Dr. Bora Bağış, Prof. Dr.
Tolga Fikret Tözüm ve İspanya’dan
Dr. Holmes Ortega eğitmen olarak yer
aldı. Kursun ilk bölümünde Doç. Dr. Bora
Bağış, implant üstü protetik planlamayı anlattı. Ardından Prof. Dr. Tolga
Fikret Tözüm, Peri implantitis teşhisi
ve tedavisi konusunu sundu. Öğleden
sonra gerçekleştirilen ikinci bölümde
İspanya’dan özel olarak gelen Dr. Holmes
Ortega ilk olarak implant cerrahisinde
Bone Expansion tekniği, son olarak
Bone Expansion tekniğindeki endikasyon ve komplikasyonları anlattı.
haber
dişhekimi
KATILIMCI GÖRÜŞLERİ
Mehmet Kayaalp (Trabzon):
Kursta çok faydalı ve farklı bilgileri yakalama şansı buldum. Bilgi
paylaşımı oldukça güzel özellikle
hocaların ilgisi beni memnun etti.
Bazı püf noktaları bundan sonra yapacağım uygulamalarda çok
büyük yardımcı olacak, bu açıdan
çok memnunum. Daha önce başka şehirlerde ödediğimiz meblağlar ortada, o yüzden İzmir’i tercih
ettim. İzmir’in bu konuda hem hesaplı hem daha
ayrıntılı kurs programı olduğunu düşünüyorum.
Zekeriya
Taşdemir
(Kayseri): Ben Kayseri Erciyes
Üniversitesi’nden geldim. Özellikle İzmir’de gerçekleştirilen
kursların kapsamlı olduğunu
duymuştum. Sunum gayet güzeldi, bilgilendiriciydi. Kursa katılan eğitmenlerden sorularımıza
detaylı olarak cevap aldık. Özellikle Prof. Dr. Tolga Fikret Tözüm’ün sunumu gayet
iyiydi, açıklayıcı anlatım tarzı vardı. Emeği geçenlere
teşekkür ederim.
Necati Kançeltik (Denizli):
Ben Denizli’den geliyorum, kurstan püf noktaları edindik ancak
tam donanımlı bilgiler olduğunu
düşünmüyorum. Bu konuda bir
eleştiride bulunacağım; bu kurslarda bir şey yapabilmek için ciddi
alt yapınız olması lazım. Yoksa ben
geleyim bu kursları bitirip bir şeyleri tam öğreneyim
demek mümkün değil. Anlatılan konularda temel
bilginiz yoksa anlatılanlar havada kalıyor. Benim için
yeterli mi evet yeterli ancak ben bir çok kursa katıldım eksik olan bilgileri başka bir kursta ayrıntılı
öğrendim şansım bu sanırım.
Ali Saraç (Trabzon) :
Trabzon’dan geldim şu an
cerrah arkadaşımla kendim
implant uygulaması yapıyorum. Bu kursta implant adına
yeni bilgiler edindik, ufkumuz
açıldı diyebiliriz. İzmir’e ilk
kez geliyorum firma aracılığı
ile geldim. Ancak İzmir Dişhekimleri Odası’nın eğitime
ne kadar önem verdiği konusunda bir fikrim vardı. Bir çok implant kursuna
katıldım. Bu kursta daha yeni bilgiler öğrendiğimi
söyleyebilirim.
Doç. Dr. Bora
Bağış
53
haber
dişhekimi
İmplantoloji kursu
başarı ile tamamlandı
Prof. Dr. Uğur Tekin
Doç. Dr. Ali G
ürkan
54
“İmplantoloj Kursu” geniş
bir katılımla İzmir Diş hekimleri
Odası’nda gerçekleştirildi. İki gün
süren kursta Prof. Dr. Uğur Tekin, Doç. Dr. M.Cemal Akay,
Doç. Dr. Bülent Gökçe ve Doç.
Dr. Ali Gürkan eğitimci olarak
yer aldı. Eğitimin ilk günü sabah
bölümünde implantolojide anatomik oluşumlar ve sınırlar, implant
planlamasında yumuşak ve sert
doku prensipleri anlatıldı. Öğleden sonra ise güncel alveoler
kret ogmentasyon teknikleri,
aşırı maksiller posterior bölgede kısa implantlar mı? Güncel
nt Gökçe
Doç. Dr. Büle
haber
dişhekimi
mal Akay
Doç. Dr. M. Ce
sinüs lifting mi? konuları sunuldu. İkinci gün ise sabah bölümünde implant destekli protezlerde planlama, ölçü teknikleri
ve ölçü materyalleri, yapım aşamaları anlatıldı. Öğleden sonraki
ikinci ve son bölümde dental
implant ve kret ogmentasyonlarında ortaya çıkan
komplikasyonlar ve çözümler,
periimplantitis ve güncel tedavi yöntemleri anlatıldı. Gün
sonunda konularla ilgili tartışma
bölümüyle kurs tamamlandı.
KATILIMCI GÖRÜŞLERİ
İrfan Cebeci (Kocaeli): Kurs
benim için başarılı geçti, konular doyurucuydu. Bizim klinikte
karşılaşabileceğimiz problemler
ve komplikasyonlar üzerine duruluyor. Biz bunları uyguladığımız
zaman tedavilerde sorunla karşılaşmıyoruz. Hocaların anlatımı da
gayet güzel, biz ne istediğimizi biliyoruz, onlar da
ne anlatmaları gerektiğini biliyorlar gayet güzel bir
uyum var. Ben çok faydasını gördüm diğer kurslara
da geleceğim.
Murat Öztürk (Kırıkkale): Kursu
konu itibari ile seçerek gelmiştim.
Bir çok kurs ve kongreye gittim ancak bu kursta daha çok soruya cevap buldum. Kurs eğitmenleri hocalarımız hepsi alanında deneyimli
insanlar, bunu bu kursla görmüş oldum. Burayı tercih etmemin sebebi
Ege Bölgesi Dişhekimleri odalarının çalışmalarının
daha bilimsel ve eğitici olması. İmplanta başlamam
buradaki kurslar sayesinde oldu. Bu yüzden hasta
sayımda da gözle görülür artış oluyor.
55
haber
dişhekimi
Perşembe Akşamı Seminerleri
2012-2013 sezonunu kapattı
Dr. Ufuk Tiyanşan
Prof. Dr. Bülent Kurtiş
Doç. Dr. Erhan Çömlek
oğlu
56
İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirilen Perşembe Akşamı
Seminerleri 2012-2013 sezonu
son seminer ile tatile girdi. Yeni
tedavi yöntemlerinin de anlatıldığı ve tartışıldığı, önümüzdeki
sezona kadar ara verilecek olan
son seminerlerde 28 Mart akşamı Prof. Dr. Ece Eden ‘’7’den
70’e koruyucu uygulamalar’’ konusunda sunumunu gerçekleştirdi. 4 Nisan’da Doç. Dr. Erhan
Çömlekoğlu ‘’En az komplikasyon için hangi olguda hangi ölçü
maddesini hangi yöntemle kullanmalıyım?’’ konusu ile ilgili bilgiler verdi. 18 Nisan’da Prof. Dr.
Bülent Kurtiş “Piezzo cerrahide
sistem ile kuron boyu uzatma,
kök diş çekimi’’ ve “Üst çenede
ince kretli tek diş eksikliklerinde
piezo ile implant kavitesi açılması
ve implant yerleştirilmesi” konularını anlattı.
dişhekimi
haber
2 Mayıs’ta Dr. Haşmet Gökdeniz “İleri cerrahide piezoyla implant yapımı’’, 9 Mayıs’ta Prof. Dr. M. Kemal Çalışkan, “Endodontik Tedavi Görmüş Dişlerde
fiber post uygulamaları”, 16 Mayıs’ta “Muayenehane pratiğinde laser ve implant uygulamaları’’ adlı sunumu, diş hekimi Ufuk Tiyanşan ve Erkut Akçalı
gerçekleştirdi. Sezonun son seminerinde ise Prof. Dr.
Murat Türkün, Doç. Dr. Övül Kümbüloğlu, Doç.
Dr. Muhittin Toman, ‘’Ön bölge estetik uygulamalarda son trendler’’ konusunda bilgiler verdiler.
Dr. Haşmet Gökdeniz
Prof. Dr. Murat Türkün,
Doç. Dr. Övül Kümbüloğlu, Doç. Dr. Muhittin Toman
Prof. Dr. M. Kemal Çalış
kan
Prof. Dr. Ece Eden
57
haber
58
dişhekimi
dişhekimi
haber
59
oral-moral
dişhekimi
Diş hekiminin telefonu
Serdar SIRALAR
[email protected]
Muayenehanesi olan diş hekimleri
bilir; kapıyla telefon hep aynı anda çalar. Hele bir de üst ikinci büyük azının
kanalını genişletiyor ya da alt gömük
yirmiliği boncuk boncuk terleyerek
eleve ediyorsan, kapı ziliyle telefonun
melodileri birleşip resmen Londra
senfoni orkestrası beyninin orta yerinde cenaze marşını çalıyormuş gibi
hissettirir. Asistanın (tekse) ekartörü
bırakır gider. Kulağında telefon kapıyı
açar. Böylesine kritik bir anda kapıyı
çalan genellikle siparişi yanlış adrese
getiren pizzacı çocuktur. Peki ya telefondaki?
Asistanın sesine kulak kabartırsın.
Kapıdakine “Yanlış kardeşim, biz sipariş vermedik”. Telefondakine “Doktor
bey şu an ameliyatta. Ben yardımcı
olayım”. Kısa bir sessizlik. “Anlıyorum
ama doktor bey gerçekten çok meşgul. Bana söyleyin ileteyim”. Az sonra, tam sen gömük yirmiliği azıcık
yükseltmişken telefonu kulağına dayar. “Eski arkadaşınız Metin bey. Meşgul olduğunuzu söyledim ama ısrarla
çok önemli, hayati bir konu dedi”.
“Alooo!” dersin merakla. İki elin
kandadır. “Alo, abi naber?”der. “İyi
Metin’cim, hayırdır ne oldu?”. “Ya
abi bi sesini duyiim dedim. Nasılsın?”
İşte bu yüzden yine tüm meslek-
60
taşlarım için yemedim, içmedim bir
buluş yaptım. Artık bu sorun yaşanmayacak. Telesekreter. Evet, artık
asistanınız ekartörü bırakıp gitmeyecek. Telefon çaldığında benim hazırladığım telesekreter devreye girecek.
Hadi bakalım, görelim biri muayenehanemizi aradığında ne ile karşılaşacak.
- Zııııırııııııın!
- Yanlış bir numara tuşladınız… Şaka
şaka, ha ha ha, yüzünüzün halini bir
görmeliydiniz…
- Merhaba. Kliniğimize hoş geldiniz.
For English, first you must learn English.
- Görüşmelerimiz ruh sağlığımı korumak amacıyla kayıt edilmemektedir. Aynı şeyleri tekrar tekrar dinleyemeyeceğim.
- Dişiniz ağrıyorsa 1’i, sallanıyor
ama ağrımıyorsa 2’yi, sızlıyorsa 3’ü,
kamaşıyorsa 4’ü, buradayım diyorsa
5’i, anlatamayacağım bir his diyorsanız 6’yı tuşlayınız.
- Kayıp aparey ya da çalıntı protez
için 155’i tuşlayınız.
- “İmplant kısırlık yapar mı?” diye
soracaksanız ahizeyi kafanıza üç kere
vurunuz. Hala aynı soruyu sorma mo-
dişhekimi
oral-moral
dundaysanız 182 (Ruhsal bunalım danışma) tuşlayınız.
- Sadece “Abi naber?” diyecekseniz 7’yi deneyin,
olmadı 77 veya 777 falan, ne bileyim tuşlarla oynayın işte.
- Dahili numarayı biliyorsanız, harbi yalan söylüyorsunuuuuuuuuz. Çünkü dahili numara yok. Sizi
gidi siziiii.
- “Diş temizletmek zararlıymış, dişlerin minesi
çiziliyormuş. Öyle mi ya hakkaten?” diye soracaksanız, “Aradığınız kişiye ulaşılamamaktadır. Lütfen
daha sonra da aramayınız”.
- “Ön dişlerim lamine kaplansa daha güzel olur
mu?” diyorsanız, ben görmeden ne diyebilirim ki.
Cep telefonunu ağzınıza sokup resim çekiniz ve
mms atınız.
- Randevu alacaksanız 8’i, randevu verecekseniz
cep numaramı tuşlayınız.
- Yanağınız şiştiyse yıldız tuşuna, içiniz şiştiyse cd
çaların tuşuna basınız (Ankara’nın bağları, iyi gelir).
- “O kadar fırçalıyorum yine de çürüyor” diyecekseniz, fırçanızın sapıyla kulağınızı kaşıyınız.
-
- “Şu airatörün sesine hala bir çare bulamadınız
mı?” demek için 69’u, “Yaptırdığım implant havaalanı güvenliğinde öter mi?” demek için 110’u
(Yangın vaaaar, diye bağırmak istiyorum) yumruklayınız.
- Siz en iyisi, SSS (Saçma Sapan Sorular) için telefonun kapatma tuşunu tuşlayınız.
- “25 yıl önce yaptığın dolgu düştü” diyecekseniz
nereyi isterseniz orayı tuşlayınız. “Geçen gün çektiğiniz dişin yerini dilimle kurcalıyorum, orada kök
kalmış” diyecekseniz telefonunuzu en yakın duvara
fırlatınız.
- “Komple dişi kaça yapıyon?” diyecekseniz
112’yi tuşlayınız. Çünkü artık dayanamayacağım,
kafa göz gireceğim size.
- Tuşlamak çok hoşunuza gittiyse istediğiniz kadar istediğiniz numarayı tuşlayınız.
- Telefonunuzun tuşlarını söküp, sabah 1 akşam
1 tuşu tok karnına yutunuz.
Diş hekimi olmak zor, biliyorum. Ama ne yapalım, kader işte. Madem bu işe girdik, kendimizi
korumamız lazım. Akli dengemizi korumak için bu
telesekreter çok işe yarar bence…
61
diş ile düş arasında
dişhekimi
Dizi dizi diziler
Müge SANDIKÇIOĞLU
Her yıl program listelerine eklenip/çıkan ve reyting savaşlarında yerini alan
bir sürü yeni dizi piyasaya sürülüyor. Senaryosunda kendini bulan/bulamayan
büyük bir kitle televizyona kilitleniyor.
Bunların üçü beşi “deneme izlemesi”
sonrasında, aile meclisinden onay alırsa
her güne ayrı planlanıyor. “Tamam, bu
dizi bize uyar,” onaylamasından geçebilenler, müdavimlerine fındık fıstık eşliğinde koltuktaki yerleri doldurtuyor. Bir
kere de sardı mı, bir sonraki bölüm için
bir hafta nasıl beklenecek merakları,
bir akşam sonraki başka dizide yerle bir
oluyor. Böylece her akşam yeniden doğuluyor (Seyirci bir “Zümrüd-ü Anka”).
Ertesi günlerde ise, konu komşuyla,
mesai arkadaşlarıyla, eş dostla “ayy
gördün mü, dün Kuzey nasıl da aşkını
ilân etti!?” ya da “şu Hürrem de az şıllık
değil,” veya “Ne çektin be Cemile!” (iki
dizinin birbirine karışmış hali), minvalinde sohbetlere tat tuz haline geliyor.
Bunlar iyi hoş tamam ama o araya giren reklâmlar yok mu! Reklâm koyma
gerekliliğine hiç girmeyeceğim; ucunda
ciddi maddiyat var… Ama ben burada,
araya girmesinin amaç ve etkilerini hafif mizahi bir açıdan yazacağım:
Acaba bu kadar sık ve uzun reklâmların
olmasındaki amaç, dizilerdeki yoğun
(!) heyecana biraz ara verip, seyircinin
kalp sağlığını mı düşünmektir? Üst üste
gelen ve “yok artık!” dedirten olayları
izleyen insanlara biraz ara verdirip, nabız atışlarının normale dönmesini mi
beklemektir? Ya da yoğun (!) komedi
yüzünden katıla katıla ölebilecek vatandaşlarımıza bir nefes aldırmak mıdır?
“İki tur at gel, rahatlarsın,” diyen bir
kanal yönetimi gerçekten de takdire
şayan olurdu.
Bu sık reklâm olayının topluma yönelik vahim olumsuzlukları var bence.
Bir kere dikkat dağınıklığına yol açıyor.
Tam konsantre olunmuş, jönümüzün
ağzından çıkacak tek kelimeye kilitlenilmişken, “TC kimlik numaranızı” isteyen
62
bir bankanın bol kepçeden verdiği krediler araya giriyor. İnsanın o anda, dizide parasızlıktan evlenemeyen gençlere
kredi çekesi geliyor. Tam Survivor’daki
ödül oyununda, açlıklarını bastırmak
için kazanacakları yemeği hayal ederek
koşturan yarışmacıları izlerken, “açken
sen sen değilsin,” veya “pizzanız yirmi
dakikada kapınızda,” diyen bir ses duyuluyor. Seyirci parasızlık ve açlığa kendini tam da adapte etmiş, empatiler
diyarının kralı olmuşken, bu ne şimdi?
İkincisi, lafı yarıda kalan dizi kahramanı,
seyircide sözü kesilmiş insan izlenimi bırakmaz mı? Zaten dinlemeyi bilmeyen
bir halkız; bir de her akşam bunun canlı
örneklerini izletiyorlar. Olmaz kardeşim! Bırak adam ya da kadın konuyu
bir toparlasın di mi ama…
Üçüncüsü,
dizide
hüzün/hüsran,
reklâmda dünyanın en mutlu insanları… İşte buna şoklama ya da pastörizasyon denir. Bir soğuk, bir sıcak, hem
de aniden… Gözünde yaşla kalakalan
seyirci, bir anda dizi dizi sitelerdeki
pek bir ucuza olduğu iddia edilen dairelerdeki musmutlu aileleri izlemeye
mahkûm ediliyor. Duygu geçişlerinin en
süratlisine maruz kalan mağdur seyirci
aniden şizofren olur maazallah; evlerden ırak!
Reklâmlar her zaman olumsuz etki
yapmaz sayın okur! Aslında çağımızın en yaygın hastalıklarından olan
Alzheimer’a bir önlemdir aldıkları. Bir
zihin jimnastik merkezi, bir fikir AVM’si,
bir beyin fırtınası operasyonudur hedefledikleri. Oturduğunuz yerden hafızayı canlı tutmanızı, beyin hücrelerine
idman yapmanızı sağlıyorlar. Konudan
konuya atlama tutarsızlığımıza destek
veriyorlar. Tuvalet molası verdirerek,
toplumun prostat ve sistit olma oranlarının düşmesine yardımcı oluyorlar;
yoksa herkes hasta olurdu.
Daha ne istiyoruz?
dişhekimi
okur mektubu
63
mavi köşe
dişhekimi
Gölgeler ıslanmaz
Ma­vi­sel YE­NER
[email protected]
www.maviselyener.com
64
İki katlı, eski yüzlü evin kapısına dayanmış olan sardunyalar güneş ışınlarının
tümünü gülümseyerek kucaklıyordu.
Melek, onları aralayarak kapıya ulaştı.
Aylardır oraya kimsenin uğramadığı belliydi. Çantasından anahtarı çıkarıp kilide
sokmaya çalıştı, elleri titriyordu. Paslı
anahtar kilide bir türlü uymuyordu. Eşiğe
çöküverdi. “Bu ev beni böyle mi karşılayacaktı?” diye düşündü.
Yüreği acıyordu. On iki saat yol teperek
geldiği kıyı kasabasında yapayalnızdı ve
anahtar kilide uymuyordu. Gövdesine taş
fırlatan sapanın anlamını çözmeye çalışan bir kuş gibi, umarsızlıkla bezginliğin
karıştığı sınırda durdu öylece.
Yaşamı boyunca sağaltamadığı yarası
yeniden kanamaya başladı. Elindeki buz
gibi anahtar avcunu yakarken, belleğinin
kozaya aldığı anılar, onu terk eden ilk erkeğin evinin eşiğine ağıyordu.
Yüzünü hiç görmediği, sesinin ezgisini
hiç bilmediği, asla bağışlamadığı bir erkek: Babası. Aşkların mutluluk getirmeyeceğini öğreten ilk kişi. Ona acıyı, özlemi dokuyan insan...
Eve giremezse nasıl kavuşabilirdi onu
yıllardır bekleyen mektuplara? Nasıl barışırdı yitik çocukluğuyla?
Uzunca bir süre sardunyalara takılı kaldı gözleri. Sonra, anahtarı yeniden denemeye karar verdi.
Anahtar kilit ile buluştu, hantal kapı gıcırdayarak açıldı bu kez. Melek, derin bir
soluk alıp kapının aralığından içeri baktı.
Birden gözleri irileşti, şaşkınlık ile korku
yumaklaştı içinde. İki elinde mumlar tutan, başı hafifçe kapıya dönük görkemli
melek heykeli, Melek’in karşısında duruyordu. Heykel, bakışsız gözleriyle süzdü
onu. Melek, sekize, ona, bine bölündüğünü, ufalandığını duyumsadı. Ürperdi!
İçeri girdi ama kapıyı örtmedi.
Melek yontusundaki ağdan sarkan
örümcek, evdeki tek yaşam belirtisiydi.
Unutulmuşluğun sindiği, tozlu, uğul-
tulu, yüksek tavanlı, küf kokulu bu ev,
ayrıntılarla doluydu. Tek başına yaşayan
bir erkeğin nasıl olup da bunca ayrıntıyla
uğraştığına şaştı.
Ölü bir farenin kurumuş bedeni salonun ortasında yatıyordu. Melek’in midesi bulandı.
Patlıcan moru kadife koltuklar, oymalı
yemek masası, gramofon, işlemeli saten yastıklar, duvardan fışkırır gibi duran ürkünç geyik başı... Hepsi bir çırpıda
Melek’in üstüne yığıldı sanki. Ağzı, burnu, gözleri toz doldu. Yarı açık perdeler,
dışarıdaki engin denizi muştuluyordu.
Tozlu sehpanın üstünde duran fotoğrafa ilişti gözü. Kıpırtılı kumral saçlar, geniş alın, ela gözler... Fotoğrafı milimetrik
karelere ayırdı zihninde. Her kareyi tek
tek soludu. Yıllardır kafasını kurcalayan
sorunun yanıtını bulmuştu. Yüzü, fotoğraftaki yüze çok benziyordu. Yitirdiği
gölgesini bulmuş gibi sevindi. Demek,
üst dudağını ileri iten tavşan dişlerini de
ondan almıştı. İlk kez kendine bu kadar
benzeyen birini görüyordu. Boğazına bir
yumruk tıkandı, ateş bastı bedenini.
Fotoğraftaki gözlerle göz göze gelebilmek için çabaladı… Sonunda başardı.
Ölüm birleştirebilmişti ikisinin bakışlarını. Tutundu o gözlere, salıncağa binmiş
çocuklar gibi havalara havalara uçurdu
kendini.
“Albümlerimde neden yoksun baba?”
diye haykırmak geldi içinden. Fotoğrafın
üstüne bir damla yaşın düşmesiyle irkildi. Fotoğrafı elinden bırakmadan kendini
terasa attı. Yüreğindeki irini Akdeniz’e
akıttı.
Uzun uzun seyretti kayalıkları döven
denizi. Sonra, bahçede duran kayık ilişti
gözüne. Kimbilir kaç kez balığa çıkmıştı
babası bu kayıkla, kimbilir kaç kez çakırkeyif olunmuştu Akdeniz’e karşı.
Denize yansıyan gölgelere baktı. Ne
güzel, gölgeler hiç ıslanmıyordu... Tıpkı
“kendi olmayan” insanlar gibi...
dişhekimi
Ya babası nasıl biriydi? Hep “gölge” olup asla ıslanmayan mı, yoksa yaşamın ayrıntılarının sırılsıklam
ıslattığı biri mi?
Babasının yaşantısının ipuçlarını gündelik yaşamın
sıradan nesnelerinde arıyordu. Hepsi birer imge olarak usuna düşüyordu. Sonra da anlam bulmaya çalışıyordu her birine. “Ne olursunuz dillenin, dillenin
hadi! Anlatın babamı bana...” diye haykırıp, nesneleri sarsmak, tekmelemek geliyordu içinden.
Taş merdivenlerden ikinci kata yel gibi çıktı. Belki de
oradaydı “Canım kızım...” diye başlayan mektuplar.
“Seni bağışlayacağım baba, onları okuduğumda
bağışlayacağım seni... Biliyorum...”
HHH
Merdivenin karşısındaki duvardaki yağlıboya tabloda, uçuşan kızıl saçlı, yarı çıplak bir kadın vardı. Diri
göğsüne sarılmış gibi duran ahtapot iğrenç görünüyordu. Resmin altında babasının imzasını görünce içi
bir kez daha düğümlendi. Bu kadın kimdi? Babası
neden onun resmini yapmıştı?
Yatak odası olduğu anlaşılan odaya girdiğinde,
babasının uyku kokusunu duyumsadığını imgeledi.
Kedi gibi, odanın her köşesini koklamasına karşın,
küf kokusu dışında bir koku alamadı.
Yatağın üstüne oturdu. Kimbilir kaç kez düşmüştü
burada babasının düşlerine. Yoksa tablodaki kızıl saçlı, yuvarlak kalçalı kadınla bu yatakta sevişmiş miydi
babası? Belli belirsiz bir kıskançlık duyumsadı. Elleri
yüzüne kapandı...
Çocuk Melek’i anımsadı birden. Belleğinin yırtmacından, komşuları Varlık Hanım sızıverdi dışarı.
Varlık Hanım, “Kızlar babalarına düşkün olurlar, bizim Ayşe de öyle...” diye konuştuğunda, bu cümlenin yüreğine saplanan acısını günlerce solurdu Melek. O zamanlar sekiz yaşlarında var yoktu. Ayşe’nin
babasına olan düşkünlüğü yüreğini burkardı hep.
Onlar parka gelince nasıl da ıssız kalırdı park.
Babasını asla sormadı hiç kimseye. Bilir gibi yaptı
her şeyi. Oysa tek öğrendiği, “baba” denilen şeyin
pazarda satılmadığıydı. Onu da bilmez gibi yapardı
hep.
“Melek pazara gidiyorum, ne getireyim sana?”
“Baba getir...”
HHH
Yatağın üstünde tespihböceği gibi kıvrılıp kalmıştı.
Varlık Hanım’ı, küçük Melek’i geldikleri yere yolladı.
Yatağın karşısında asılı duran aynaya takıldı gözü.
Kimbilir kaç kez bakmıştı babası aynadaki yansısının
kızına benzeyen ayrıntılarına.
Yatak odasındaki tahta masanın üstündeki kâğıtlar,
kitaplar, kurumuş boyalar, fırçalar, çakmak... Her
nesne sonsuzluğa açılan bir kapı gibi görünüyordu
Melek’e. Babasının yaşamıyla ilgili tüm ayrıntıları yakalamak istiyordu. Pencereye tırmanmış mor begonvilleri onun gözüyle görmeye çalıştı. Evdeki rutubet
kokusunu onun burnuyla kokladı, onun elleriyle kendi yüzünü okşadı, okşadı...
Babasının ona yazdığı mektupları bulma umuduyla
çalışma masasının çekmecesini açtı. Geçmişi karıştırmaya başladı. Bir babanın iki yaşındayken terk ettiği
kızına, mektuplar aracılığı ile de olsa söyleyecek sözleri olmalıydı. Onu bir kez olsun aramamasının nedenlerini açıklamış olmalıydı. Ölümü ile kızına kalan
bu eve saklamış olmalıydı yanıtları. Melek bunu biliyordu, emindi. Yüreğindeki derin uçurumu doldurabilecek tek şey, babasının ona bıraktığı mektuplardı.
Çekmeceyi hırpalarcasına deşeledi. Çoğu, evin terasından çekilmiş, çekmeceye gelişigüzel tıkılmış günbatımı fotoğrafları... Babasının neden günbatımlarını
dondurup sakladığını bilmek istedi. Günbatımı, ayrılık demekti Melek için. Peki, ya babası için ne anlamı
vardı?
Gazete kesikleri, ince dişli bir tarak, tükenmiş tükenmezkalemler... Nice sonra fotoğrafların altında
Küçük Prens’i ayrımsadı. Demek babası da bu kitabı
severdi. Derin bir iç çekişle kitabı açtı, önüne çıkan
ilk tümceyi okudu:
“Şimdi biraz teselli olmuş gibiyim. Tam değilse
bile... Ama biliyorum gezegenine döndü. Çünkü gün
ışıdığında vücudunu bulamadım.”
Melek, iç çekişlere tutunamadı artık, böğüre böğüre ağlamaya başladı. Sesi, evin tenhasında yankılanıyordu.
Çılgın gibi dört dönmeye başladı evi. Her yanı eşelemek, aranıp dolanmak, kendisi için bırakılmış o mektupları bulmak, bir yerlere sıkışmış bir iz ayrımsamak
istiyordu. Boğulacak gibi oldu.
Kapının önüne zor attı kendini. Eşiğe oturdu, göklerce ağladı, derdini sardunyalara döktü. İçine döndü, babasından gelen “gen”lerine sevgi yolladı. Günbatımı yaklaşıyordu.
Dün bu saatlerde tanımıyordu babasını, şimdi az
da olsa koklamıştı onu. İçerideki melek yontusuyla
bakıştı bir süre.
Dinginleştikten sonra kapının eşiğinden kalktı, hiç
yazılmamış mektupları aramak için eve yeniden girdi.
65
haber
dişhekimi
Inlab Sistemi
Dijital Laboratuar
Dönemi
Dr. Barış Ünlü
Ortodonti Uzmanı
ISCD sertifikalı Cerec Eğitmeni
Başarının anahtarı iletişimdedir. Bahsettiğim iletişim hekimler, protez laboratuarları ve dental
teknikerler arasındaki iletişimdir. Yeteneklerinizi
tam anlamıyla ortaya çıkarmak için, daha net
ölçülere , daha çabuk ve kaliteli üretime ve daha
çok dinlenmeye ihtiyacımız var. Hem hekimler
olarak, hem de teknikerler olarak. İşte teknoloji
tam burda devreye giriyor.
Bugün sizlere sirona inlab 4.2 nin yapabildiklerini anlatmaya çalışacağım. Sirona inlab sisteminin, diğer cad cam sistemlerinden farkı, kullanıcı
dostu olan yazılımıdır. Bugün itibari ile cad cam
sistemlerinde hekim ve tekniker ile en çok iletişimde olan yazılım inlab SW 4.2 dir. Yapısı itibari ile bir sinterleme fırını (Infire Htc) , bir model
tarayıcı (Ineos x5) ve kesme ünitesinden (Inlab
MC XL) oluşan Inlab sistemi, tekniker için geniş
hareket alanı sağlar.
66
Ineos X5
dişhekimi
haber
Kamelya 2-3 D:2
Ataşehir / İstanbul 34758
T: 216 455 98 88 F: 216 455 26 49
www.orto-tek.com
Öyle bir kesme makinası düşünün ki, metal veya
zirkon blok farketmesin.
Öyle bir kullanıcı dostu program düşünün ki, full
ağız zirkon veya metal alt yapı yapabilsin, implantüstü kişiye özel zirkon veya metal abutment
kesebilsin.
Öyle bir sinterleme fırını düşünün ki 10 dakika
içinde tek kron Incoris zirkon veya 60 dakika
içinde 3 üye zirkon köprüyü sinterleyip, porselen
yığımına hazırlasın.
Öyle bir sinterleme fırını düşünün ki, argon gazı
yardımı ile 60 üyeye kadar aynı anda hem metal, hem de zirkon sinterlesin.
Bütün bunları anlatıyorsun, güzel ama sistem
çok pahalıdır diyeceksiniz. Teknolojik sistemlere yatırım yaparken, önünüzü görmek isterseniz,
mutlaka uzun süreli garanti programlarını da birlikte satın alın. 3 sene içinde de aldığınız sistemi
değiştirmeyi planlayın. Bu kadar yatırıma girmeye gerek yok derseniz, kron başına maliyetiniz
20 euro civarındadır.
Infire Htc
BU BİR İLANDIR.
Hastalarımıza 18 aydır bu kaliteyi sunuyoruz.
Şimdi de hekim arkadaşlarımız ile bunu paylaşmak istedik.
Inlab MC XL
67
ödüllü bulmaca > Sinan ŞAHAN
dişhekimi
1
2
3
SOLDAN SAĞA
1
1-Değişken, kararsız-İnsanlardan nefret 2
eden (kimse). 2- Mitoloji - Akdeniz de tu- 3
ristik bir ada - Gümrük vergisi ödenmemiş 4
malların korunduğu bir tür depo. 3- Kaliteli 5
bir vermut çeşidi - (Tıp) içine içinde anlamı 6
veren önek-Sinirler. 4- İtalya da şehir - Gö- 7
8
ğüs kafesinin sağ ve soldaki yassı kemikleri- 9
Geminin, zinciri toplayıp demirini kaldırma- 10
ya hazır olması. 5- Aşama - Silisyumdioksit 11
- Kundaklı yay. 6- Bir nota - Boyun eğen an- 12
lamında - İlave - M.Ö 150 de Kafkasya da 13
kurulan ermeni krallığı-Sivasın bir ilçesi.7- 14
Ezme işini yapan-İskambilde birli - Sosyalist 15
arap partisi - Tok olmayan - İslam öncesi 16
Arabistan da bereket tanrıçası. 8- Mısra 17
18
sonlarında, görevleri aynı olan eklerin, ya
19
da anlamları aynı olan sözcüklerin tekrar- 20
lanmasına denir - Geviş getiren hayvanla- 21
rın midelerinin üçüncü bölümü - Bir cetvel
türü. 9- Göz kapağındaki kıllar - Yaprakları
salata olarak yanan baharlı bitki - Tümör
- Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya
yarayan araç. 10- Kafkas sıradağlarının kuzey ve güney
yamaçlarına yayılmış dağlık bölge - Cet-Yabancı - Geniş
koltuk.11- Yanardağ ifrazatı - Uğraş - Deriden su kabı
- Ayak sesi.12- Cips yapımında kullanılan şeker ve yağ
karışımı sentetik madde - Yorgo önadlı gazeteci yazar
- Bal.13- Otlak Gazetecinin haber konusunda diğer
meslektaşlarından önce davranması - Dilemma.14- Eski
Yunan mitolojisinde yer alan yarı keçi yarı insan varlık
- Öşür - Küçük deniz feneri. 15- Orta kulak iltihabı - Olmayacak şeylerden korkan - Bir proto - onkogen ailesi
adı ve bunları kodlayan gen - Kuzeybatı Afrika da devlet
16- Tanrı - Hint fıstığı - Uzaklık anlatır - (Tersi) uzakta,
uzakça - Hayvansal gıda. 17- Ayakkabı altına çakılan demir - Bir iş için harcanan beden ve kafagücü - Bir erkek
ismi - Kişisel. 18- Utanma - Piston-(Simge) Argon - Takım. 19- Gemi yolu - Münasebet-İnisiyasyondan geçmiş
kişi. 20- Müslüman ülkelerde oturan yunan asıllı kimse - Aktarma, taşıma- Bir işi veya bir malı birçok istekli
arasından en uygun koşullarda kabul edene bırakma,
eksiltme veya arttırma işlemi - Avuç içi. 21- Boyu büyümek - (Eskidil) Sakınma, çekinme. Vahşi binek hayvanı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1- İçine elektrik enerjisi yığılan alet - Demir gülle atan
bir top türü - Yüz. 2- Askeri merkez - Ödün-(Eskidil) Akıtma - Saldırı. 3- Bir erkek ismi - (Tıp) İyileşmesi imkansız,
geri dönüşümsüz - Kalça kemiği. 4- TNF inhibitörü olarak rol oynayarak tümör nekrotize edici faktörün (TNF)
4
5
6
7
8
9
10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
birleşmesi ile otoimmün hastalıkları tedavi eden bir ilaç
- Zamanı ölçmeye yarayan alet - Bahçe çevresine çekilen
tahta duvar. 5- Hz.Muhammed’in inzivaya çekildiği mağara - İlişkinlik - İri gövdeli at türü. 6- Geri, arka - (Simge)
Samaryum - Yapma, etme - Bir bayan adı - Beyaz. 7- Bir
sayı - Bağışlama - (Tıp)hekimin sebep olduğu. 8- Küba
da bulunan Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan
verimli topraklara sahip vadi - Sert ve katı madde - Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15. yy’dan itibaren
Balkanlar’ın güneyine verilen ad. 9- Bir kuş türü - Engel - Koruyucu sağlam başlık - Ekilmiş olan.10- (Simge)
Lityum - Akıl-Miras - Küçük kanal. 11- Alt,aşağı - İsviçre
de bir akarsu - Nehir - Sözleşme. 12- (Halk dili) Baştankara (kuş) - Rütbeli er - Tarihsel. 13- Nikolay Vasilyeviç
Gogol’ün Ukrayna Kazakları’nın 15. yüzyıldaki yaşamlarını, savaşlarını ve zaferlerini destansı bir dille anlattığı
romanı - (Eski dil) Ter - Lahza.14- İnce örtü - (Simge)
Berkelyum - Dekarın onda biri olan yüzey ölçüsü - Kurosawa soyadlı yönetmenin önadı - Yükselme, yücelme.
15- Valide - (Tersi) Kanun - (Kısaltma)İnsan Kaynakları
- (Eski dil) Gemi - 16- (Briç) Sanzatu - Kırmızı - Menfaat
- Dahil - Bir nota. 17- İki ucundan iple yere koşut olarak
asılı demir ya da sağlam ağaçtan yapılmış asılma aracı
- 1948 doğumlu “Her şey Bitmiştir Artık”, “Aşkın Gözü
Kör mü” şarkılarıyla ünlü kadın Türk pop müzik sanatçısı
- İlkel deniz taşıtı.18- Tek enstrümanla tek işinin verdiği
konser - Çanakkalenin bir ilçesi - Yelkeni direkten aşağıya alma.19- Saydam olmayan - (Eski dil) Tertip eden,
sıralayan - Vedia - Islak.20- Meksikanın en aktif yanardağı - Unutmamak için parmağa bağlanan ip.
BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA;
Paşa Dental Firması tarafından SHOFU Süper
Snap - Polisaj Trial Kit hediye edilecektir.
68
dişhekimi
haber
69
duyuru
dişhekimi
Başsağlığı
Geçmiş Olsun
Meslektaşlarımızdan;
Meslektaşlarımızdan;
> Prof. Dr. Kahraman Gündüz Güzel,
> Uğur Yapar’ın babası,
> Candan Aktan’ın annesi,
> Ömer Peker’in annesi,
> Dr. Yücel öktem’in annesi,
> Armağan Akgül’ün annesi
> Mehmet şengün’ün babası,
> Cezmi özcan’ın annesi,
> Fevzi Karaca’nın amcasının oğlu,
Reyhanlı’daki patlamalarda,
> Mustafa Oral’a
Asuman Karadede’nin eşine
vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı dileriz...
Rahatsızlıklarınıdan dolayı geçmiş olsun diliyoruz.
Satılık ve Kiralık
> 1441 sokak nimet han kat:6/601 Alsancak/İzmir
adresinde tam donanımlı devren kiralık muayenehaneİletişim: Dr. Adalet Erişkin 0532 477 39 28
51. sayıdaki bulmacanın çözümü
51. say› bulmacam›z› çözerek
hediye kazanan meslektaşlarımız;
> Atilla Göktür / İzmir
> Prof.Dr. Hayriye Sönmez / Ankara
> Zehra Çimen / İzmir
> İsmail Karapınar / Mersin
> Ayla Tanzer Kulalıgil / İzmir
> Ufuk İşman / Antalya
> Ercüment Çaycı / Amasya
> İ. Muzaffer Baloğlu / Gaziantep
> İkbal Zeybek / İzmir
> Nuhan Bayhan / İzmir
> Aypınar İlçiz / İzmir
> Faruk H. Mercan / İstanbul
> Zeynep Çok İlhan / İzmir
> Ömer Faruk İlhan / İzmir
> Orhan Karakoç / Balıkesir
> Hülya Doyurum / İzmir
> Figen Civek Özyurt / İzmir
> Neşe Erdun / İzmir
> Esra Özatay / İzmir
> Nadire Tamkan / İzmir
Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını
istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz.
70
dişhekimi
> Dişhekimi Mete Ağaoğlu
karikatür
> Dergimize katkıları olan Meslektaşımız Mete Ağaoğlu’na bu karikatürü,İzmir Fuarı 1.Ulusal
Karikatür Yarışması’nda İzmir’i Sevenler Platformu “Eflatun Nuri” Özel Ödülü’nü kazandırdı.
71
haber
72
dişhekimi

Benzer belgeler

Dişhekimi 50. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Dişhekimi 50. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yay›n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571 Faks 0.232 461 3759 izdo@dishek....

Detaylı

Dişhekimi 47. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Dişhekimi 47. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası isteyen Müezzinoğlu, şöyle dedi: “Bu toplumsal duyarlılığı birinci derecede önemsiyorum. Çünkü vatandaşımız en zor ve en çaresiz anında kendisini, evladını, annesini, eşini ve en yakınını hekime te...

Detaylı