1 AVRUPA BİRLİĞİ`NİN ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI

Transkript

1 AVRUPA BİRLİĞİ`NİN ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ZEYTĐN VE ZEYTĐNYAĞI REFORMU
VE TÜRKĐYE’NĐN TOPLULUK MÜKTESEBATINA UYUMU
Evren GÜLDOĞAN
183. Sokak No. 14/3 35280 Hatay/ĐZMĐR
[email protected]
ÖZET
Avrupa Topluluğu Ortak Tarım Politikası Haziran 2003’te gerçekleştirilen Fischler Reformu
sayesinde üretim ile bağlantısız ve çapraz uyuma tabi olarak destekleme yapan ve
modülasyon aracılığıyla kırsal kalkınmaya güç veren bir yapı kazanmıştır. Bu doğrultuda
zeytincilik sektörüne ilişkin yeni düzenlemeler Nisan 2004’te Topluluk’un tüm Akdeniz
ürünlerini kapsayan bir reform paketinin bir parçası olarak kabul edilmiş ve 2005 yılı sonunda
yürürlüğe girmiştir. Böylelikle sektörde 1997 yılında Avrupa Komisyonu tarafından
hazırlanan bir rapor ile başlayan reform çalışmaları kademeli bir şekilde tamamlanmış,
zeytinyağı mevzuatı modernleştirilmiş ve basitleştirilmiştir. Reform kapsamında zeytinyağı
üretim yardımının yerini tek çiftlik ödemesi ve zeytin üreticisi Üye Devletler’in isteğine bağlı
olarak zeytinliklerin muhafaza edilmesi için ilave yardım almıştır. Zeytincilik sektörünün
desteklenmesi için tahsis edilen toplam bütçede bir değişikliğe gidilmemiştir. Sıvı ve katı
yağlar ortak piyasa düzeni yerine yeni oluşturulan zeytinyağı ve sofralık zeytin ortak piyasa
düzeni kapsamında sektörde özel stoklama yardımı ve işletmeci örgütlerinin üretim kalitesinin
geliştirilmesi ve zeytinciliğin çevreye olan etkilerinin iyileştirilmesi gibi alanlarda hazırladığı
çalışma programlarının finanse edilmesi uygulamalarına devam edilecektir. Buna karşılık
üretim iadesi ve ihracat iadesi sistemlerine, bu uygulamalara artık gerek duyulmaması
nedeniyle son verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği’ne katılım süreci çerçevesinde Topluluk müktesebatını
ve dolayısıyla söz konusu düzenlemeleri üstlenme yükümlülüğünün altına girmiştir. Bu
amaca yönelik olarak hem 2003 yılında hazırlanan Ulusal Program’da hem de bunun yerine
hazırlanmakta olan Ulusal Plan’da mevzuat uyumu ve mevzuatın uygulanması için idari
kapasite geliştirmeye yönelik bazı tedbirler öngörülmektedir. Bu tedbirlerin arasında entegre
idare ve kontrol sistemi ile uyumlu bir zeytincilik coğrafi bilgi sistemi kurulması, ulusal
zeytinyağı standartlarının Topluluk ile uyumlu hale getirilmesi, organoleptik değerlendirme
için tadım panelleri oluşturulması ve sektörel örgütlenme kapasitesinin geliştirilmesi yer
almaktadır. 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun Nisan 2006’da Resmi Gazete’de yayınlanarak
yürürlüğe girmesi ile uyum çalışmaları açısından önemli bir adım atılmıştır. Söz konusu
tedbirlerin hayata geçirilmesi ile Türk zeytincilik sektöründe önemli değişiklikler meydana
gelecek, kalite ve katma değer konularında büyük ilerleme sağlanacaktır.
Anahtar sözcükler:
Avrupa Birliği, Ortak Tarım Politikası, Fischler Reformu, zeytinyağı ve
sofralık zeytin ortak piyasa düzeni, Avrupa Birliği’ne uyum süreci.
1
EUROPEAN UNION’S OLIVE AND OLIVE OIL REFORM
AND TURKEY’S ADOPTION OF THE COMMUNITY ACQUIS
Evren GÜLDOĞAN, MA
183. Sokak 14/3 35280 Hatay/ĐZMĐR
[email protected]
ABSTRACT
European Community’s Common Agricultural Policy has gained a structure that gives
support that is de-coupled from production and subject to cross-compliance and strengthens
rural development via modulation thanks to the Fischler Reform of June 2003. In this context
new regulations on the olive oil sector were adopted in April 2004 as a part of a reform
package covering all Mediterranean products of the Community and came into force in late
2005. Thus the reform process of the sector that had started in 1997 with a report prepared by
the European Commission was completed by stages and the olive oil legislation is
modernized and simplified. As a part of the reform olive oil production aid is replaced by the
single farm payment and the additional aid for maintenance of olive groves which is optional
for the olive producing Member States. The total budget earmarked for supporting the olive
sector is left intact. Schemes for private storage aid and financing of work programmes in
fields such as the development of the production quality and improvement of the
environmental impact of olive cultivation developed by operators’ organisations will continue
under the newly established olive and olive oil common market organisation that replaces
common organisation of the market in oils and fats. However production refund and export
refund schemes are discontinued as they are no longer needed.
Republic of Turkey is under the obligation to adopt the Community acquis and therefore the
regulations in question, in the context of its accession process to the European Union. Both
the Turkish National Programme prepared in 2003 and the National Plan under preparation
that will replace it puts forward certain measures for harmonization of legislation and
development of administrative capacity for the application of the legislation in order to
achieve this objective. These measures include the establishment of an olive geographical
information system compatible with the integrated administrative and control system,
alignment of the national olive oil standards with the Community, formation of tasting panels
for organoleptic assessment and the development of the organisational capacity of the sector.
The entry into force of the Law No 5488 on Agriculture in April 2006 is an important step for
the alignment process. As the measures in question are also realized Turkish olive sector is
going to experience important changes and major progress in terms of quality and value added
will be achieved.
Keywords:
European Union, Common Agricultural Policy, Fischler Reform, olive
and olive oil common market organisation, alignment to the European
Union.
2
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ZEYTĐN VE ZEYTĐNYAĞI REFORMU
VE TÜRKĐYE’NĐN TOPLULUK MÜKTESEBATINA UYUMU
I.
Giriş
Avrupa Birliği’nin (AB) Ortak Tarım Politikası’nda (OTP)1 Haziran 2003’te kabul edilen ve
genellikle Fischler Reformu olarak adlandırılan bir tedbir paketi ile önemli değişiklikler
gerçekleştirilmiş, OTP üretim ile bağlantısız ve çapraz uyuma tabi olarak destekleme yapan
ve modülasyon aracılığıyla kırsal kalkınmaya güç veren bir yapı kazanmıştır. Piyasa
ekonomisine ve tarım politikasıyla ilgili çağdaş ana akım söylemlere daha uygun düşen bu
yaklaşım doğrultusunda Nisan 2004’te Topluluk’un Akdeniz ürünlerine ve bu çerçevede
zeytincilik sektörüne ilişkin düzenlemeleri de reform kapsamına alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti AB’ye katılım süreci çerçevesinde Topluluk müktesebatını ve
dolayısıyla zeytincilikle ilgili söz konusu düzenlemeleri üstlenme yükümlülüğünün altına
girmiştir. Önümüzde yıllarda Türkiye’nin ulusal zeytincilik politikalarını belirleyecek
etkenlerin başında AB’ye uyum meselesi gelecektir.
AB’nin zeytincilik alanındaki
düzenlemelerinin Fischler Reformu’nun ışığı altında incelenmesi ulusal politikaların
planlanması açısından elzemdir.
Đkinci bölümde OTP’deki reform ihtiyacı ve çalışmaları ile Fischler Reformu’nun ana
unsurları kuramsal hususlar dikkate alınarak incelenmektedir. Bu bölüm aracılığıyla OTP’nin
karmaşıklığına ve çağdaş tarım politikası anlayışına dikkat çekilmesi de hedeflenmektedir.
Üçüncü bölümde AB’nin zeytincilik politikasının tarihsel gelişimi, reform ile destekleme
sisteminde gerçekleştirilen değişiklikler ve diğer önemli düzenlemeler irdelenmektedir. Bir
sonraki bölümde Türkiye’nin Topluluk zeytincilik politikasını üstlenmek için gerçekleştirmesi
gereken mevzuat uyumu ve idari yapılanma gerekli hukuksal çerçeve dahilinde ortaya
konulduktan ve bunların beklenen etkileri tartışıldıktan sonra son bölümde çalışmanın
üzerinden geçilmektedir.
II.
OTP’de Fischler Reformu
A.
OTP’de Reform Đhtiyacı ve Çalışmalarının Gelişimi2
Avrupa entegrasyonunun çıkış noktası Đkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’sında barış,
güvenlik ve ikincil olarak ekonomik büyüme elde edilmesi amacıyla bilhassa Alman ve
Fransız ekonomilerinin entegre edilmesi olarak özetlenebilir3. Bu doğrultuda Avrupa
Ekonomik Topluluğu kurulurken sanayileşmiş Almanya ve tarımsal Fransa arasında ticari bir
denge sağlanması amacıyla oluşturulan gümrük birliği OTP ile desteklenmiştir. Dolayısıyla
OTP savaş sonrası yaşanan kıtlıklar ve kırsal kesimin siyasal gücünün korumacı bir gelenekle
birleşmesiyle ortaya çıkan Alman ve Fransız tarım politikalarını model olarak almıştır (Grant
1997, 63-68; Howarth 2000, 4-5). Dolayısıyla OTP’nin özünü, tarımsal verimliliğin
arttırılması gibi pek itiraz götürmeyecek genel hedefler sıralayan Avrupa Topluluğunu kuran
Andlaşma Madde 33’te değil, tarımsal bir “Avrupa Kalesi” inşa eden Stresa Konferansı’nda
1
Bu çalışmada Avrupa entegrasyonu yazınında genelde izlenen tutum benimsenerek hukuksal açıdan fark
taşımalarına karşın AB ve Topluluk terimleri eşanlamlı olarak kullanılmaktadır.
2
Türkçe yazında OTP’nin ilkeleri ve tarihsel gelişimiyle ilgili birçok çalışma bulunmaktadır. Burada
çoğunlukla birbirine benzeyen söz konusu çalışmalardan farklı olarak temel siyasal ve ekonomik dinamiklerin
altı çizilmektedir.
3
Ayrıntılı bilgi için bakınız: (Dinan 1999).
3
saptanan ilkelerde aramak gerekmektedir: tarım ürünleri için bir tek pazar olması, Topluluk
tercihi ve mali dayanışma.
Nitekim Rieger (2000) OTP’nin esas amacının Avrupalı çiftçilerin bir refah rejimi kapsamına
alınması olduğunu, dolayısıyla OTP’ye bir sosyal politika olarak bakılması gerektiğini
belirtmektedir. Gerçekten de OTP güçlü bir “kavranmış liberalizm” (embedded liberalism)
(Ruggie, 1983) örneğidir. Ancak diğer politika hedeflerinden yalıtılmış bir dikey politika
olarak görülmemelidir. OTP’nin tarihsel gelişimi boyunca hedef fonksiyonu yeni değişkenler
ve artan kısıtlamalarla karşı karşıya kalmıştır.
OTP 1962 yılında Topluluk bütçesinin bir parçası olan Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve
Garanti Fonu’nun oluşturulması4 ve hububat sektöründe ilk ortak piyasa düzeninin (OPD)
yürürlüğe girmesiyle operasyonel hale gelmiştir. Politika Avrupalı çiftçilerin gelirlerinde,
başta üretilen emtia olmak üzere bir dizi etkene göre değişen oranlarda artış sağlamanın
ötesinde tarımsal üretimde verimlilik artışını teşvik etmiş, tarımsal piyasalarda istikrar
sağlamış ve Topluluk’u birçok üründe kendine yeterli, hatta ihracatçı hale getirmiştir.
Ancak OTP’nin bu amaca yönelik olarak kullandığı politika araçları tarımsal piyasaları tahrif
etmiş ve bazı olumsuz refah etkileri yaratmıştır. Bu politika araçları OPD’ler arasında ve
zaman içerisinde büyük ölçüde farklılaşmış ve değişik terimlerle adlandırılmış olsalar bile
esas olarak taban fiyat uygulamalarıdır (Baldwin ve Wyplosz 2004, 212-215). 1960’lı
yıllarda buğday için kullanılan temel destekleme sistemi stilize bir örnek haline gelmiştir ve
Şekil 1’de gösterilmektedir.
Şekil 1
OTP Stilize Destekleme Sistemi
Fiyat
Topluluk arzı
F4
Hedef fiyat
F3
Eşik fiyat
F2
Müdahale fiyatı
F1
Dünya piyasası
fiyatı
Topluluk talebi
M1
M2
M3
M4
Miktar
Kaynak: Gibbons’tan (1999, 283) uyarlanmıştır.
4
(AT) 1290/2005 sayılı Tüzük (11.08.2005, OJ L 209/1) doğrultusunda bu fon yerini 2007 yılından itibaren
Avrupa Tarımsal Garanti Fonu ve Avrupa Kırsal Kalkınma Tarımsal Fonu’na bırakacaktır.
4
F1 dünya piyasası fiyatını göstermektedir. Serbest ticaret koşulları altında kuramsal olarak
Topluluk piyasası fiyatı ile dünya piyasası fiyatı birbirine eşit olacak, Topluluk talebi M3,
Topluluk arzı ise M2 olarak gerçekleşecek ve M3-M2 miktarında ithalat yapılacaktır. OTP
çerçevesinde toptan satış aşaması için bir hedef fiyat (F4) ve bu fiyattan temsili bir Topluluk
gümrük kapısından iç piyasaya nakliyat masrafları düşülerek bir eşik fiyat (F3) belirlenir.
Topluluk tercihi ilkesi doğrultusunda eşik fiyatın altında ithalat yapılmasının engellenmesi
amacıyla gümrük kapılarında dünya piyasası fiyatı ile eşik fiyat arasındaki farka (F1-F3) denk
bir değişken gümrük resmi uygulanır. Topluluk arzı M4’e tırmanır, talep M1’e düşer ve ithalat
ortadan kalkarken Topluluk’ta M4-M1 miktarında bir arz fazlası başgösterir. Fiyatların hedef
fiyat seviyesine yakın tutulması için eşik fiyatın bir parça altında olan ve taban fiyat işlevi
gören bir müdahale fiyatı (F3) belirlenir. Piyasa fiyatları bu seviyeye düşerse Topluluk
tarafından müdahale alımları yapılır ve arz fazlası stoklanır5 (Gibbons 1999, 283-284).
Anlaşılacağı üzere stilize haliyle OTP (karar-alıcılar açısından bakıldığında) birtakım faydalar
getirmesine karşılık tüketici refahını olumsuz etkilemekte, müdahale alımları nedeniyle kamu
bütçesi üzerinde bir yük yaratmakta ve üretim faktörlerinin Topluluk içinde ve dışında
optimal dağılımını engellemektedir. Optimal hükümet müdahalesi sağlayan birinci en iyi
araçlar (Corden 1989, 9-33) kullanmaktan uzaktadır.
Dolayısıyla yıllar geçtikçe OTP üzerinde güçlü bir reform baskısı oluşması şaşırtıcı değildir.
Topluluk analiz birimi olarak ele alındığında bu baskının farklı dönemlerde ortaya çıkan
nedenleri endojen ve eksojen olarak ikiye ayrılabilir. Endojen nedenler OTP’nin Topluluk
bütçesini (teknolojik gelişme sayesinde verimliliğin ve arz fazlaların artmasıyla giderek daha
fazla) sıkıştırması, karmaşıklığının, yaşanan büyük yolsuzlukların ve 1996 BSE krizi gibi gıda
güvenliği sorunlarının OTP’nin imajını zedelemesi, Topluluk’un bölgesel politika ve özellikle
(gıda krizlerinin de etkisiyle) OTP’nin tersine üreticilere değil, tüketicilere odaklı olan gıda
politikası gibi farklı alanlarda benimsediği hedeflerin ve Avrupa kamuoyundan çevrenin
korunması ve kalkınma gibi konularda gelen yeni taleplerin OTP’yle çelişmesi, buna karşılık
çiftçi lobisinin etkisinin göreceli olarak azalması6 ve Avrokratların zihniyet yapısının
değişmesi olarak sıralanabilir. Eksojen nedenler ise uluslararası ticaret müzakereleri7 (ve
ikincil olarak Dünya Ticaret Örgütü ihtilafların çözümü mekanizması kapsamında verilen
kararlar) ile Topluluk’un genişleme sürecinin OTP’nin sürdürülebilirlik maliyetini
yükseltmesidir (Hasha 1999, 7-10; Peterson ve Bomberg 1999, 122-145; Grant 1997, 74-82).
Topluluk OTP’de belirli dönemlerde reform çalışmaları gerçekleştirerek söz konusu baskıları
azaltmayı hedeflemiştir. Đlk reform denemesi OTP’nin operasyonel hale gelmesinden kısa bir
süre sonra, 1968 yılında gündeme gelen ve fiyatların desteklenmesi yerine üretimin yeniden
yapılandırılmasını öngören Mansholt Planı’dır. O dönemde siyasal fizibilitesi bulunmayan bu
girişim başarısız olmuş, ancak 1972 yılında bazı yapısal politika direktiflerinin kabul
edilmesinin önünü açmıştır (Grant 1997, 70-71).
Buna karşılık Topluluk yine 1968 yılında rafine şeker için bir kota sistemi getirilmesiyle
farklı OPD’lerde arz fazlalarının veya bunların bütçesel etkilerinin kısıtlanmasına yönelik
tedbirler almaya başlamıştır. OTP’nin sorunlarının temporal değil, yapısal olduğunu gösteren
5
Dünya piyasasında arz açığı olması halinde buna alternatif olarak Topluluk ve dünya piyasaları arasındaki
fiyat farkına denk bir ihracat iadesi verilebilir.
6
Elliott ve Heath (2000) ile Hasha (1999) baskı gruplarının OTP reformu konusunda etkin olduğunu
savunmakta, Kay (2000) ise buna karşı gelmekte Topluluk kurumlarının söz sahibi olduğunu belirtmektedir.
7
Uluslararası ticaret müzakerelerinin Uruguay Raundu’nun genel bir değerlendirmesi için bakınız: Schott
(1994). Uruguay Raundu sonucunda akdedilen Tarım Anlaşması için bakınız: Josling (1994).
5
bu tedbirler 1980’li yıllara kadar ferdi OPD’ler dahilinde yapılan ve eşgüdümlü olmayan
değişiklikler olarak kalmış ve OTP’ye yönelik kapsamlı bir reforma dönüşmemiştir. 1980’ler
endojen ve eksojen baskı unsurlarının yoğunlaştığı ve çakıştığı bir dönemdir. Genellikle 1983
yılında yağı alınmış süt tozu müdahale stoklarının bir milyon tona yaklaşması üzerine bir
sonraki yıl getirilen süt kotası sistemi ilgilendirdiği sektörün büyüklüğü ve etkinliği göz
önüne alınarak ilk önemli reform olarak anılmaktadır. Oysa 1982 yılında birçok tarımsal
ürüne ilişkin olarak, aşıldıklarında fiyat desteklemesinin kendiliğinden azalmasına neden olan
garanti eşiklerinin, yani bir çeşit otomatik istikrarlaştırıcının kabul edilmesi nitelik açısından
reform tanımlamasına daha uygundur.
OTP’nin geçirdiği dört büyük reformdan ilki ise 1986 yılında Đspanya ve Portekiz’in
Topluluk’a katılımı ve 1987 yılında Tek Avrupa Senedi’nin yürürlüğe girmesini takiben 1988
yılında kabul edilmiştir. Bu reform ile otomatik istikrarlaştırma araçları güçlendirilmiş,
ayrıca doğrudan üretimin azaltılmasına yönelik tedbirler de alınmıştır. Öncelikle mali
disiplinin sağlanması amacıyla OTP’nin fiyat garantisi harcamalarının artış hızı Topluluk’un
gayrı safi yurtiçi hasılasının artış hızının % 75’i ile sınırlandırılmıştır. OPD’lerin birçoğunda
azami garantilenmiş miktar uygulamasına geçilmiştir. Nadas, arz fazlası olmayan ürünlere
geçiş, tarımsal arazilerin ağaçlandırılması gibi uygulamalar desteklenmiştir (Gibbons 1999,
290; Hasha 1999, 9-10).
Ancak 1988 reformu özellikle et ve süt ürünleri olmak üzere bazı kilit öneme sahip
sektörlerde arz fazlalarının önünü alamamıştır. Aynı dönemde 1986 yılında başlayan
uluslararası ticaret müzakerelerin Uruguay Raundu tarımsal sübvansiyonlar nedeniyle bir
darboğaza girmiş, ihracatının % 80’den fazlası sınai mallardan oluşan Topluluk önceliklerini
gözden geçirmek durumunda kalmıştır. OTP’nin ikinci büyük reformuna yol açan MacSharry
Planı 1991 yılında müzakerelerin dondurulduğu bir ortamda masaya konulmuş ve zorlu bir
süreç sonucunda 1992 yılında karara bağlanmıştır. Kabul edilen düzenlemeler özellikle
Fransa’nın direnmesi nedeniyle özgün plana göre oldukça yumuşatılmış olmalarına rağmen
genellikle MacSharry Reformu olarak adlandırılmaktadır. Reformun ana unsurları önemli
sektörlerde fiyat desteklerinin ciddi oranlarda azaltılması, ekili ürünlerde “telafi edici
ödemeler” adı altında doğrudan gelir desteği uygulamasına geçilmesi ve nadasın
desteklenmesi gibi agro-çevresel uygulamalara verilen desteğin arttırılmasıdır. Reform
Topluluk’un Uruguay Raundu’nda elini rahatlatarak bir anlaşmayı mümkün kılmıştır8
(Baldwin ve Wyplosz 2004, 230-231; Gibbons 1999, 290-292; Patterson 1997).
MacSharry Reformu çeyrek asır önce Mansholt Planı’nın hedeflediği amaca ulaşarak
OTP’nin temel destekleme sistemini değiştirmiştir. Bu nedenle OTP tarihinde bir dönüm
noktasıdır. Gündem 2000 ve Fischler Reformları, MacSharry’nin açtığı yoldan ilerlemiştir.
Gündem 2000 Topluluk’un çokyıllı bir dönem boyunca gerçekleştirilecek harcamaların
önceden saptanan sınırlar dahilinde tutulmasını, böylelikle bütçe disiplini sağlanmasını ve
ayrıca orta vadede izlenecek politikaların ana hatlarının belirlenmesini temin eden planlama
araçları olan mali perspektiflerinden üçüncüsünün adıdır. Avrupa Komisyonu 1997 ve 1998
yıllarında 2000-2006 dönemini kapsayacak olan Gündem 2000’e dair önerilerini Avrupa
Birliği Konseyi’nin 1995 yılındaki talebi doğrultusunda genişleme sürecini göz önünde
tutarak hazırlamış, bu çerçevede OTP, ekonomik ve toplumsal kaynaşma ve katılım öncesi
yardımlar ile Topluluk bütçesinin finansmanı konularını ele almıştır. Gündem 2000’in ana
unsurları 1999 Berlin Avrupa Zirvesi’nde karara bağlanmış, kısa bir süre sonra da Avrupa
8
OTP’de Tarım Anlaşması’na uyum sağlanması için gerekli değişiklikler (AT) 3290/94 sayılı Konsey Tüzüğü
(31.12.1994, OJ L 349/105) ile gerçekleştirilmiştir.
6
Parlamentosu konuyla ilgili kurumlararası anlaşmayı kabul etmiştir (Commission 2000, 103107). Gündem 2000’in OTP’yle ilgili temel hükümleri fiyat garantisi harcamaların mevcut
seviyesinin reel olarak muhafaza edilmesi, fiyat desteklerinin daha da azaltılarak ağırlığın
doğrudan ödemelere kaydırılması, Üye Devletler’e doğrudan ödemeleri çapraz uyuma ve
istihdama dayalı olarak modülasyona tabi tutma seçeneği tanınması ve ekonomik ve
toplumsal kaynaşma tedbirleriyle uyumlu bir kırsal kalkınma politikası geliştirilmesidir.
Kırsal kalkınma artık OTP’nin “ikinci sütunu” olacaktır (Pezaros 1999, 6-11).
B.
Fischler Reformu
Fischler Reformu Gündem 2000’in ikinci perdesi olarak kabul edilebilir. Zira her iki reform
hem Santer hem de Prodi Komisyonlarında tarımdan sorumlu olan Franz Fischler tarafından
hazırlanmıştır. Ancak Fischler Gündem 2000’de destekleme konusundaki hedeflerine
ulaşamamış, özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın çabalarıyla reform sulandırılmıştır.
Komiser buna karşılık reform paketine OTP’nin orta vadede tetkik edilmesine yönelik
hükümler ilave ederek reform için yeni bir fırsat penceresi yaratmıştır (Swinnen 2001).
Orta Vadeli Tetkik 2002’de (Commission 2002), konuyla ilgili yasal öneriler ise bazı
değişikliklerle bir sonraki yıl (Commission 2003a) yayınlanmış ve etki analizleri ile
desteklenmiştir (Commission 2003b). Büyük tartışmalara neden olan reform önerileri yine de
kısa bir sürede karara bağlanmıştı (Council 2003).
Fischler Reformu esas olarak MacSharry Reformu’nun getirdiği doğrudan ödeme ve Gündem
2000’in getirdiği çapraz uyum ve modülasyon düzenlemelerini geliştirmiştir. Yeni doğrudan
gelir desteği uygulaması tek ödeme sistemi (single payment scheme) diye adlandırılmaktadır.
Bu sistemde çiftçilere verilen ödemeler üretim miktarından bağlantısız (decoupled) (Bakınız:
Anderson 2004, OECD 2001a) hale getirilmiştir. Her Üye Devlet için tarihsel bir referans
dönemi üzerinden doğrudan ödemelere ilişkin ulusal tavanlar saptanmıştır. Sadece faal
çiftçilere yapılacak olan ödemeler çerçevesinde hakedişler esas olarak referans miktarların
ekili hektarlara bölünmesiyle belirlenmekte olup bazı sektörler için aynı mantığa dayanan
farklı yöntemler kullanılacaktır. Fischler Reformu tek ödeme sisteminde Üye Devletler’e
büyük bir esneklik sağlamaktadır. Bu kapsamda gerekli görülen durumlarda bazı ürünler için
kısmi bağlantısızlaştırmaya (partial decoupling) gidilmesi mümkün olacaktır.
Reformun ikinci ana unsuru çapraz uyumdur (cross-compliance) (Bakınız: Christensen ve
Rygnestad 2000). Gündem 2000’de Üye Devletler’in isteğine bağlı tutulan çapraz uyum
zorunlu hale getirilmiştir. Buna göre çiftçilerin tek ödeme sistemi altında yardım hak etmesi
iyi tarım uygulamaları çerçevesinde ve Topluluk direktifleri tarafından ortaya konulan
zorunlu çevrenin korunması, kamu, hayvan ve bitki sağlığı ve hayvan gönenci kurallarına
uygun üretim yapmasına bağlı olacaktır. Bu konuda çiftçilere destek olması için çiftlik
danışmanlık sistemi oluşturulmuştur (Farmer ve Swales 2004, Kristensen ve Primdahl 2004).
Fischler Reformu’nun son unsuru modülasyondur. Çapraz uyum gibi modülasyon da
Gündem 2000’de isteğe bağlıyken zorunlu hale getirilmiştir. Modülasyon destekleme
kaynaklarının kırsal kalkınmaya aktarılması anlamına gelmektedir. En küçük çiftçiler hariç
tutulmak üzere tüm hakedişlerden belirli bir oranda kesinti yapılması ve hasıl olan tutarın
kısmen Üye Devletler arasında tekrar dağıtılarak kırsal kalkınma projelerinin finansmanında
kullanılması hükme bağlanmıştır.
7
Çapraz uyum ve modülasyon çağdaş tarım politikası anlayışında ve bu çerçevede uluslararası
ticaret müzakerelerinde merkezi bir yere sahip olan tarımın çokişlevliliği kavramına (Bakınız:
Harvey 2003, OECD 2001b, Commission 1999), yani tarımsal faaliyetlerin olumlu
dışsallıkları, yani piyasa mekanizması tarafından dikkate alınmayan birtakım faydaları
bulunduğu görüşüne uygun düzenlemelerdir.
Fischler Reformu’nun ekonomik etkileri farklı ekonometrik modellerle incelenmiştir
(Balkhausen et al. 2005). Çalışmalarda kullanılan model tipleri, parametreler ve veriler aynı
olmadığından varılan sonuçlarda da farklılıklar görülmektedir. Ancak genel olarak Fischler
Reformu’nun Topluluk’ta toplam refahı arttıracağı bulunmuştur (Örneğin bakınız: OECD
2004).
Fischler Reformu’nun Doha Kalkınma Gündemi, yani uluslararası ticaret müzakerelerinin
Doha Raundu kapsamındaki Đleri Tarım Müzakereleri (Bakınız: Josling 2005) bağlamında
değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim Swinbank ve Daugbjerg (2006) müzakerelerin
reformun ana nedeni olduğunu düşünmekte, Nedergaard (2006) ise Fischler’in politika
girişimciliğinin de önemli olduğunu hatırlatmaktadır. Kutas’ın (2006) ortaya koyduğu üzere
Fischler Reformu sayesinde Topluluk’un Doha Raundu çerçevesinde yerel desteklemelere
dair herhangi bir sıkıntısı kalmamakla birlikte Dijck ve Faber’in (2003) belirttiği üzere
üçüncü ülkelerin talep ettiği tarife indirimleri sorun yaratmaya devam etmiş ve müzakereler
2006 yılının Temmuz ayında dondurulmuştur.
Gerek uluslararası ticaret müzakerelerinin durumu gerekse de OTP’nin yarattığı kamu
kaynaklarının boşa harcanması gibi temel sorunların hala ortadan kalkmamış olması (HM
Treasury ve DEFRA 2005) OTP’de reform ihtiyacının sürmekte olduğunu göstermektedir.
Üye Devletler tarafından tek çiftlik ödemesine dair 2007/2008’de gerçekleştirilmesi planlanan
tetkikler sonucunda yeni değişiklikler gündeme gelmesi söz konusudur (Thurston 2006).
III.
Topluluk Zeytin ve Zeytinyağı Düzenlemelerinde Reform
A.
Topluluk’un Zeytinyağı Politikasının Tarihsel Gelişimi
OTP kapsamında Topluluk’un kuzeyindeki Üye Devletler’in yoğunlaştığı hububat, et ve süt
ürünleri gibi “temel” emtialar ile güney bölgelerine has (zeytinyağı, tütün, pamuk) veya bu
bölgelerin ağırlık sahibi olduğu (yaş meyve ve sebze, çiçekler ve süs bitkileri) gibi ürünler
arasında her zaman bir ayrım olagelmiş, birinci gruba daha fazla desteklemede bulunulmuş,
daha çok ilgi gösterilmiştir (Pezaros 1998, 8). Dolayısıyla güney ürünleri OTP dahilinde bir
parça marjinal kalmıştır.
Topluluk’un kurucu üyelerinden sadece Đtalya’nın önemli bir zeytinyağı üreticisi (ve
tüketicisi) olması bir zeytinyağı politikası oluşturulmasını zorlaştırmıştır. Zeytinyağı diğer
sıvı ve katı yağlarla birlikte ele alınmış, ancak bu durum son derece farklı ürün ve çıkarların
bağdaştırılmasını gerektirmiştir. Konsey 1964 yılında oluşturulacak düzenlemelerin esaslarını
ortaya koyan 128 sayılı Đlke Kararı’nı, 1966 yılında ise sıvı ve katı yağlar OPD’sini kuran
136/66/AET sayılı Tüzük’ü kabul etmiştir (Quaranta ve Rotunda 2002, 28). Böylelikle
zeytinyağı (ve pirina yağı) için hububat sektörü örnek alınarak bir destekleme sistemi
oluşturulmuştur. Bu sistemin Şekil 1’de gösterilen stilize sistemden farkı hedef fiyatın yanı
sıra eşik fiyatın üzerinde olan bir temsili piyasa fiyatı da içermesi, yani taban fiyat
uygulamasını güçlendirmesidir. Ayrıca yıllık zeytinyağı üretimi belirli bir miktarın altında
olan küçük üreticiler için ağaç başına yardım verilmesi karara bağlanmıştır.
8
1981’de Yunanistan’ın, 1986’da ise Đspanya ve Portekiz’in katılımı Topluluk’u dünyanın en
büyük zeytinyağı üreticisi ve tüketicisi haline getirmiş ve zeytinyağı politikasının önemini
arttırmıştır. OTP tarafından kapsanan diğer sektörlerde olduğu gibi zeytinyağında da ciddi
arz fazlaları başgöstermiştir. Ayrıca sektörde ciddi yolsuzluklar gerçekleşmiş (Court of
Auditors 2000) ve OTP’nin teşvik ettiği zeytincilik uygulamalarının çevre üzerinde olumsuz
etkileri gözlemlenmiştir (Beaufoy 2001).
Topluluk zeytinyağı düzenlemelerinin getirdiği sorunlara ilk aşamada pozitif, sonra negatif,
son olarak ise karma bir tepki göstermiştir. Zeytinyağı politikasında ilk önemli değişiklik
1978 yılında (AET) 1562/78 sayılı Tüzük (07.07.1978, OJ L 185/1) ile gerçekleştirilmiş,
zeytinyağı tüketiminin arttırılması için tüketim yardımı verilmesi, zeytinyağı üretiminin
kalitesini arttırmaya ve pazarlanmasına yardımcı olmaya yönelik önlemler alınması, sektörde
üretici örgütleri ve birlikleri kurulması ve gerekli olduğunda bunlara özel stoklama yardımı
verilmesi hükme bağlanmıştır. Topluluk’un üçüncü genişlemesini takiben kabul edilen
(AET) 1915/87 sayılı Tüzük’le (03.07.1987, OJ L 183/7) ise arz fazlasının kısıtlanması için
üretim ve stoklama sistemleri gözden geçirilmiş ve azami garantilenmiş miktar uygulaması
getirilmiştir.
MacSharry Reformu ile yağlı tohumların ekili ürünler için oluşturulan ortak destekleme
sistemine dahil edilmesi sonrasında tamamen zeytinyağına yönelik bir düzenleme haline gelen
sıvı ve katı yağlar OPD’sinde 1998 yılında reform nitelemesini hakeden değişiklikler
meydana gelmiştir. Komisyon (1997) konuyla ilgili yayınladığı raporda sektörün sorunlarını
ele aldıktan sonra üretim yardımı sistemi üzerinde yoğunlaşmıştır. Buna göre Topluluk’un
zeytinyağına tahsis ettiği bütçenin yaklaşık % 90’ını kullanan üretim yardımı sistemi kaliteyi
göz önünde bulundurmamakta ve sadece üretilen miktarın arttırılmasına yönelik bir teşvik
oluşturmaktaydı. Yardım sisteminde bazı idari sorumlulukları olan üretici örgüt ve birlikleri
de verimli çalışmamaktaydı. Komisyon’un reform önerisi ise sektörde normal ve küçük
üreticiler için uygulanmakta olan farklı yardım sistemlerinin birinin tüm üreticileri
kapsayacak şekilde genişletilmesinden ibaretti.
Tüketim yardımının da kaldırılması
öngörülmekteydi.
Konsey kapsamlı bir istişare sürecini müteakiben (AT) 1638/98 sayılı Tüzük’le (28.07.1998,
L 210/32) küçük üreticiler için yardım ve tüketim yardımı sistemlerinin kaldırmış,
denetlemelerin etkin kılınması amacıyla bir zeytincilik coğrafi bilgi sistemi (CBS)9
oluşturulmasını karara bağlamış, 1 Mayıs 1998’den sonra dikilen zeytin ağaçları ve bunlardan
elde edilen ürünleri yardım harici bırakmış, azami garantilenmiş miktarı ulusal garantilenmiş
miktarlara (UGM) bölmüş, Üye Devletler’e bu miktarların bir kısmını o tarihe kadar fiyat
desteklemesi yapılmayan sofralık zeytinciliğin desteklenmesi için tahsis etme seçeneğini
tanımış10, eşik fiyat ve müdahale fiyatını kaldırarak sektörde müdahale alımlarına son vermiş
ve piyasada sıkıntı yaşanan durumlarda sadece özel stoklama yardımı verilmesine
hükmetmiştir. Görüldüğü üzere Konsey yeni bir OPD’nin temellerini atmakla beraber
136/66/AET sayılı Tüzük’ü yürürlükte bırakmıştır. Bunun temel nedeni karmaşık bir yapıya
sahip olan zeytinyağı sektörüne dair ayrıntılı istatistiklerin bulunmamasıdır. Nitekim Konsey
Komisyon’dan gerekli bilgileri toplayarak 2000 yılında bir sonraki yıl yürürlüğe girmesi
öngörülen yeni bir OPD için önerilerini arz etmesini istemiştir.
9
CBS’ler uzaktan algılamaya dayalı olarak coğrafi veya mekansal bilgiyi kaydeden, saklayan, analiz eden ve
istenildiğinde sunan donanım ve yazılım kurulumlarıdır (Doğan 2000).
10
Topluluk OTP haricinde tutulan ender ürünlerden biri olan sofralık zeytine yönelik ilk tedbirleri, bu ürünün
üretim ve tüketiminde gözlenen artışlar üzerine (AET) 1332/92 sayılı Tüzük (27.05.1992, L 145/1) aracılığıyla
almıştır. Buna göre sofralık zeytincilikle iştigal eden üretici örgütlerinin bazı faaliyetleri desteklenmiştir.
9
Komisyon özellikle coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama yöntemlerine dayanan birçok
çalışma ve denetim yürütmüştür (Olistat, Olisig, Oliarea, Olicount, Olicount 2000, Oliarea ve
Geomatics). Ancak 2000 yılı geldiğinde hem elde edilen bilgiler bir reform önerisi
hazırlamak için yeterli seviyeye ulaşmamış hem de zeytin üreticisi Üye Devletler (AT)
1638/98 sayılı Tüzük altındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyi henüz başaramamış
olduğundan Komisyon (2000) OPD’nin reformuna dair önerileri için iki pazarlama yılı ilave
süre talep etmiş, bununla birlikte (Konsey’in karşısına “eli boş” çıkmamak için) diğer
düzenlemelerden bağımsız olarak karara bağlanması mümkün olan kalite konusunda sektörde
alınması gereken tedbirlere ilişkin önerilerini ortaya koymuştur. Bunun sonucunda kabul
edilen (AT) 1513/2001 sayılı Tüzük (26.07.2001, L 201/4) ile zeytinyağı standartları
değiştirilmiş ve (OTP terminolojisine yeni bir terim eklenerek) onaylanacak işletmeci
örgütleri tarafından sektörde idari kapasite ve kalitenin geliştirilmesine yönelik olarak
hazırlanacak çalışma programlarının Topluluk tarafından finanse edilmesi kararlaştırılmıştır.
Konsey Komisyon’un talep ettiği iki pazarlama yılını üçe çıkartmış, böylelikle sektörde
reformun Orta Vade Tetkiki sonrasına bırakılmasını sağlamıştır. (AT) 1513/2001 sayılı
Tüzük doğrultusunda kabul edilen uygulama tüzükleriyle analiz yöntemleri ve pazarlama
standartlarında da birtakım yeniliklere gidilmiştir.
B.
Yeni Zeytincilik Destekleme Düzenlemeleri
Konsey (2003) Fischler Reformu’nu karara bağlarken Topluluk’un Akdeniz ürünlerine ilişkin
reform önerilerinin de 2003 yılının ilerleyen aylarında masaya getirilmesini talep etmiştir.
Komisyon Eylül ayında (2003c) yayınladığı bir Bildirim ile zeytinyağı, tütün ve pamuk
sektörlerinde sürdürülebilir bir tarımsal model yaratılması amacıyla bu ürünlerin tek ödeme
sistemine entegre edilmesini önermiştir11. Bu çerçevede zeytinyağı sektörüne dair toplanmış
bulunan bilgilere dayanan ayrıntılı bir rapor da yayınlanmıştır (Commission 2003d). Kasım
2003 tarihinde Brüksel’de bir seminer düzenlenerek sektör temsilcileriyle istişarede
bulunulması (Commission 2003e) ve Tarım Bakanları Konseyi’ndeki ilk görüşmeleri takiben
konuyla ilgili yasal öneriler bazı değişikliklerle ve şerbetçiotu reformuna dair önerilerle
birlikte kabul edilmiştir (Commission 2003f).
Konsey (2004) Fischler Reformu’nun bu ikinci ayağını Nisan 2004’te karara bağlamıştır.
Komisyon’un önerileri neredeyse tamamen kabul edilmiş, yalnız yeni zeytinyağı
düzenlemelerinin 1 Kasım 2005’ten itibaren uygulanması, böylelikle taraflara bir yıllık bir
geçiş süreci tanınması uygun görülmüştür. Reform amacıyla iki tüzük kabul edilmiştir.
Bunlardan ilki olan (AT) 864/2004 sayılı Tüzük (Düzeltisi: 09.06.2004, L 206/20) (AT)
1782/2003 sayılı Tüzük’te Akdeniz ürünlerinin tek ödeme sistemine entegre edilmesi ve 1
Mayıs 2004’te gerçekleşen genişlemeye ilişkin değişikliklerde bulunmaktadır.
Yeni zeytincilik destekleme düzenlemelerinin değerlendirilebilmesi için öncelikle yürürlükten
kaldırılan zeytinyağı üretim yardımı sistemine kısa bir göz atılması gerekmektedir. Eski
sistemde üretim yardımının seviyesi, zeytincilerin eline geçmesi hedeflenen tutar olan üretim
hedef fiyatı ile serbest piyasadaki fiyatları yansıtması gereken, ancak uygulamada sadece
siyasal olarak belirlenen temsili piyasa fiyatının arasındaki fark olarak saptanmaktaydı.
Kurumsal fiyatlar olarak adlandırılan bu rakamlar 1998 yılında yapılan reform sonucunda
1998/99 ila 2004/2005 pazarlama yılları için Tablo 1’de gösterilen şekilde dondurulmuştur.
11
Bu öneri Komisyon’un bir danışmanlık şirketine hazırlattığı, zeytinyağı sektörü düzenlemelerine ilişkin ex
post değerlendirme raporunun görüşlerine de uygundur (ADE 2000).
10
Tablo 1
Zeytinyağı Üretim Yardımı Sisteminde Kurumsal Fiyatlar (EUR/100 kg.)
Fiyat veya yardım
Üretim Hedef Fiyatı
Temsili Piyasa Fiyatı
Üretim Yardımı
Fiyat veya yardım tutarı
383,77
251,52
132,25
Kaynak: 136/66/AET sayılı Tüzük’ün konsolide metni
Tablo 2
Zeytinyağı Üretim Yardımı Sisteminde UGM ve Azami Toplam Yardımlar
Üretici Üye Devlet
Đspanya
Fransa
Yunanistan
Đtalya
Portekiz
Slovenya
Kıbrıs
Malta
Toplam
UGM (ton)
760.027
3.297
419.529
543.164
51.244
400
6.000
150
1.777.261
Azami toplam yardım
(EUR)
1.005.135.708
4.360.283
554.827.103
718.334.390
67.770.190
533.000
7.995.000
199.875
2.350.427.673
Kaynak: 136/66/AET sayılı Tüzük’ün konsolide metni ve yazarın hesaplamaları
Ayrıca üretici Üye Devletler’e UGM diye adlandırılan üretim kotaları tahsis edilmiş,
dolayısıyla belirli bir Üye Devlet’teki üreticilerin alabileceği azami toplam yardım
belirlenmiştir. Bir Üye Devlet’in üretiminin UGM’sini geçtiği durumda zeytinyağı üretim
yardımının birim tutarı orantısal olarak azaltılmaktadır. Bu nedenle her pazarlama yılı için
üretim miktarları ve üretim yardımı birim tutarları hesaplanarak Komisyon tüzükleri
aracılığıyla ilan edilmiştir. Bu sistem Tablo 2’de gösterilen şekilde Topluluk’un toplam
zeytincilik destekleme bütçesini 2,35 milyar Euro ile sınırlamıştır.
Zeytinciliğin tek ödeme sistemine entegre edilmesi amacıyla normalde olduğu gibi bir değil,
zeytincilik destekleme bütçesi ve ferdi zeytincilere verilecek ödemeler için olmak üzere iki
ayrı referans dönemi saptanmıştır. Zeytin ağacının güçlü bir alternansa sahip olması
nedeniyle toplam üretim yardımı tutarlarının bir yıldan ötekine dalgalandığı göz önüne
alınarak destekleme bütçesinin saptanması için 2000 ila 2002 yılları referans dönemi olarak
kabul edilmiştir. Böylelikle zeytincilik destekleme bütçesinde bir indirime gidilmemiştir.
(AT) 864/2004 sayılı Tüzük bu bütçe dahilinde azami toplam yardımların, en az % 60 olmak
üzere Üye Devletler tarafından belirlenecek bir yüzdesinin tek ödeme sistemine aktarılmasını,
geriye kalanının ise ulusal zarfları oluşturmasını hükme bağlamaktadır. Ulusal zarflar tek
ödeme sistemi altında mevcudiyetleri tehlikeye girecek, ancak çevresel veya toplumsal bir
öneme sahip bulunan ve bu açıdan kategorilere ayrılabilecek olan zeytinliklerin muhafaza
edilmesi için ilave bir prim verilmesi amacıyla kullanılacaktır (0,3 hektardan küçük
zeytinliklere sadece tek çiftlik ödemesi verilecektir.). (AT) 1782/2003 sayılı Tüzük Madde
110i (4) Üye Devletler’e bütçelerinin bir kısmını onaylanmış işletmeci örgütleri tarafından
11
Tablo 3
Referans Döneminde Üretim Yardımı Birim Tutarları (EUR/100 kg.)
Pazarlama
yılı
1999/2000
2000/01
2001/02
2002/03
Đlgili Tüzük
(Celex No)
32001R1415
32002R1271
32003R1221
32004R1299
Đspanya
Portekiz
Đtalya
Fransa
130,40
93,91
63,75
103,43
130,40
130,40
130,40
130,40
101,78
130,40
100,45
102,85
130,40
130,40
130,40
130,40
Yunanistan
118,56
114,76
130,40
118,35
Kaynak: Đlgili tüzükler
Tablo 4
Fiktif Bir Đtalyan Zeytincisinin Tek Ödeme Sistemi Altında Hakedişinin Hesaplanması
Pazarlama Yılı
Üretima
(kg)
1999/2000
2000/01
2001/02
2002/03
a
b
c
Üretim Yardımı
(EUR/100 kg.)
101,78
130,40
100,45
102,85
Toplam
Ortalama
x 0,95c
579
Alınan Yardımb
(EUR)
589,31
755,02
581,61
595,50
2.521,44
630,36
598,84
Đtalyan işletmelerinin ortalama üretim miktarıdır (Commission 2003d, 28).
Đkinci ondalığa yuvarlanmıştır.
Đtalya kalite önlemleri için % 5 oranında bir tahsisat yapmaktadır (Lobianco ve Esposti 2006, 9).
Kaynak: Yazarın hesaplamaları
yürütülecek kalite önlemlerinin finansmanına tahsis etme seçeneği de tanınmıştır. Đtalya ve
Yunanistan kalite önlemleri için % 5’lik bir tutarı tahsis ederek, Portekiz ise herhangi bir
kesinti yapmaksızın % 100 bağlantısızlaştırmayı seçerken Đspanya % 6,4’lük bir ulusal zarf
oluşturmuştur. Ayrıca Madde 69 ile Üye Devletler’e çevrenin korunması, kalitenin
iyileştirilmesi ve ürünün pazarlanması açısından önem taşıyan yetiştirme yöntemleri (örneğin
ekolojik tarım) için ürün bütçesinin azami % 10’u kadar yapılacak bir kesintiyle finanse
edilecek olan ilave ödemeler yapılması seçeneği tanınmaktadır. Bu amaçla zeytincilik
bütçesinde Yunanistan % 4, Portekiz ise % 10’luk bir kesinti uygulamaktadır (Lobianco ve
Esposti 2006, 9).
Zeytincilere verilecek olan tek ödemelerinin tutarlarının hesaplanması için referans dönemi
1999/2000 ila 2002/2003 pazarlama yıllarını kapsamaktadır. Tablo 3’te üretici Üye
Devletler’de bu dönemde verilen üretim yardımı birim tutarları gösterilmektedir. Bir
zeytincinin hakedişi söz konusu pazarlama yıllarında elde ettiği mahsul miktarının aynı yıllar
için saptanan üretim yardımı birim tutarları ile çarpılması, elde edilen rakamların
ortalamasının alınması ve ilgili üretici Üye Devlet’in aldığı kararlar doğrultusunda bir
katsayıyla çarpılması sonucunda saptanacaktır. Tablo 4’te fiktif bir Đtalyan zeytincisi için tek
çiftlik ödemesi hakedişinin nasıl hesaplandığı gösterilmektedir. Üye Devletler zeytincilerin
12
yardım başvurularını entegre idari ve kontrol sistemi ve bununla uyumlu olan zeytincilik
CBS’si ile kontrol edecektir.
Yeni zeytincilik destekleme düzenlemelerin toplumsal refah üzerinde olumlu bir etkisi olması
beklenmektedir (Borresch et. al. 2005).
C.
Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Ortak Piyasa Düzeni
Fischler Reformu’nun ikinci ayağı kapsamında kabul edilen diğer mevzuat olan (AT)
865/2004 sayılı Tüzük (Düzeltisi: 09.06.2004, L 206/37) sıvı ve katı yağlar OPD’sini
yürürlükten kaldırmış, bunun yerine zeytinyağı ve sofralık zeytin OPD’sini kurmuştur. Diğer
yağlar herhangi bir OPD’ye girmeyen tüm ürünleri kapsayan ve genel gümrük, dış ticaret ve
Devlet yardımları hükümlerini ihtiva eden (AET) 827/68 sayılı Tüzük’e ilave edilmiştir.
(AT) 865/2004 sayılı Tüzük’ün düzenlediği konular kalite gereklilikleri ve pazarlama
standartları, özel stoklama yardımı, işletmeci örgütleri ve çalışma programları ile dış ticaret
hükümleridir. Zeytinyağı ve pirina yağına ilişkin kalite gereklilikleri Tüzük’ün ekinde ve
bunlara tekabül eden fiziko-kimyasal nitelikler ve ilgili analiz yöntemleri (AET) 2569/1991
sayılı Tüzük’te (11.07.1999, OJ L 248/1), Madde 5’te hükme bağlanan pazarlama
standartlarına dair ayrıntılı kurallar ise (AT) 1019/2002 sayılı Tüzük’te (13.07.2002, OJ L
155/27) yer almaktadır.
Özel stoklama yardımı zeytinyağı piyasasında fiyatların düşmesi nedeniyle sıkıntı yaşanması
durumunda arzın düzenlenmesi amacıyla kullanılması öngörülen tek emniyet mekanizmasıdır.
Fiyatların natürel sızma zeytinyağı için 1.779 Euro/ton, natürel birinci zeytinyağı için 1.710
Euro/ton ve her ilave asidite derecesi için 36,7 Euro/ton azaltılmak üzere 2º asiditesi olan
lampant zeytinyağı için 1.524 Euro/ton seviyesinin altına düşmesi durumunda inter alia, diğer
durumlarda ise komitoloji prosedürü (Commission 2001) aracılığıyla hayata geçirilmektedir.
Yardım Üye Devletler tarafından onaylanan kurumlara pazarladıkları zeytinyağını stoka
çekmeleri karşılığında verilmektedir. Konuyla ilgili ayrıntılı kurallar (AT) 2153/2005 sayılı
Tüzük (24.12.2005, L 342/39) ile ortaya konulmuştur. Topluluk mevcut haliyle özel stoklama
yardımını 1998 yılından beri sadece bir kez vermiştir.
Zeytinyağı ve sofralık zeytin OPD’sinde işletmeci örgütleri terimi Üye Devletler tarafından
onaylanmış üretici örgütleri, branş örgütleri veya sektördeki işletmecilerin diğer örgütlerini ve
bunların birliklerini kapsamaktadır. Bu örgütlerin piyasanın izlenmesi ve idaresi, çevrenin
korunması, üretim kalitesinin iyileştirilmesi, ürün kalitesinin izlenmesi, sertifikalandırılması,
muhafaza edilmesi ve özellikle nihai tüketicilere sunulan mallara ilişkin olarak denetlenmesi
ile bu faaliyetlere dair halkla ilişkiler kampanyaları üzerine hazırlayacakları çalışma
programları isteyen Üye Devletler (yani Đtalya ve Yunanistan) tarafından finanse
edilebilecektir. Ayrıntılı hükümler (AT) 2080/2005 sayılı Tüzük’te (20.12.2005, L 333/8) yer
almaktadır.
OPD dış ticaret düzenlemeleri konusunda spesifik bir hüküm ihtiva etmemektedir.
Topluluk’a zeytinyağı ithalatı bir ithalat lisansı alınmasına tabi kılınmıştır. Ortak Gümrük
Tarifesi’nde yer alan ve Tablo 5’te gösterilen gümrük resimleri Topluluk’a yeterli zeytinyağı
arzını temin etmek için gerekli olması durumunda (Bunun ihtimali yok denecek kadar azdır.)
Komisyon tarafından askıya alınacak, diğer konularda Dünya Ticaret Örgütü kuralları geçerli
olacaktır. Topluluk’un zeytinyağı ithalat rejimi, birçok ülkeye muhtelif preferanslar
tanınmasına rağmen fazla korumacıdır (Drogué 2006, 15-16).
13
Tablo 5
Ortak Gümrük Tarifesinde Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Gümrük Resimleri
Kombine
nomenklatür kodu
Tanımlama
Bölüm 7 − Yenilebilir Sebzeler ile Belirli Kökler ve Yumrular
0709
Diğer sebzeler, taze veya soğutulmuş
0709 90
− Diğer:
0709 90 31
− − − Yağ üretimi dışındaki kullanımlar için(1)
0709 90 39
− − − Diğer
0710
0710 80
0710 80 10
0711
0711 20
0711 20 10
0711 20 90
Sebzeler (pişirilmemiş veya buharla veya suda
haşlanarak pişirilmiş),dondurulmuş:
− Diğer sebzeler:
− − Zeytinler:
Geçici olarak saklanmış (örneğin kükürt dioksit
gazıyla, tuzlu suda, kükürtlü suda veya diğer
saklayıcı çözeltilerde), ancak bu durumda
doğrudan tüketim için uygun olmayan sebzeler
− Zeytinler:
− − Yağ üretimi dışındaki kullanımlar için
− − Diğer
Konvansiyonel
gümrük resmi
oranı (%)
4.5
13.1 €/
100 kg./net
15.2
6.4
13.1 €/
100 kg./net
Bölüm 15 − Hayvani veya Nebati Sıvı ve Katı Yağlar ve Bunlardan Elde Edilen Ürünler; Hazırlanmış
Yenilebilir Katı Yağlar; Hayvani Veya Nebati Vakslar
1509
Zeytinyağı ve fraksiyonları, rafine edilmiş veya
değil, ama kimyasal olarak modifiye edilmemiş
1509 10
− Natürel:
1509 10 10
122.6 €/
− − Natürel lampant zeytinyağı
100 kg./net
1509 10 90
124.5 €/
− − Diğer
100 kg./net
134.6 €/
1509 90 00
− Diğer:
100 kg./net
1510 00 10
Rafine edilmiş veya değil, ama kimyasal olarak
modifiye edilmemiş, sadece zeytinlerden elde
edilen, bu yağlar veya fraksiyonları ile 1509
başlıklı yağlar veya fraksiyonlarının paçalları
dahil, diğer yağlar ve fraksiyonları:
1510 00 10
110.2 €/
− Ham yağlar
100 kg./net
1510 00 90
160.3 €/
− Diğer
100 kg./net
Kaynak: (AT) 119/2005 sayılı Tüzük (28.10.2005, OJ L)
(AT) 865/2004 sayılı Tüzük’te zeytinyağı ihracat ve üretim iadesi uygulamalarına yer
verilmemiştir. Đhracat iadesi uygulamasının amacı üretim yardımı sistemi nedeniyle Topluluk
ve dünya zeytinyağı piyasaları arasında oluşan fiyat farkını kapatarak zeytinyağı ihracatını
mümkün kılmaktı. Fiyatların yakınlaşması ve Tarım Anlaşması doğrultusunda ihracat
iadelerinin bir geçiş dönemi boyunca sınırlandırılmasının bir sonucu olarak 2000 yılından beri
14
zeytinyağı için ihracat iadesi verilmemekteydi. Yeni destekleme düzenlemelerinin üretim ile
bağlantısız olması ise ihracat iadesi uygulamasının gerekçesini ortadan kaldırmaktaydı.
Dolayısıyla bu uygulamaya son verilmesi şaşırtıcı değildir. Üretim iadesi ise zeytinyağı
kullanan konserve imalatçılarına zeytinyağı ile diğer nebati yağlar arasındaki fiyat farkının bir
kısmını karşılamaya yönelik bir yardım verilerek tüketimin teşvik edilmesine yönelik bir
düzenlemeydi. Komisyon (2003f, 7) tüketicilerin artık zeytinyağı konusunda yeteri kadar
bilinçlendiğini ve bu ürün için ilave bir ücret ödemeye hazır olduğunu belirterek söz konusu
düzenlemenin gereksiz hale geldiğini savunmuştur. Üretici Üye Devletler’den gelen itirazlara
rağmen bu uygulamaya son verilmiştir.
Gerçekleştirilen reform sonucunda zeytincilik sektörüne ilişkin OPD göreceli olarak basit
düzenleme haline gelmiştir. Ancak yeni OPD halefi kadar uzun ömürlü olmayacaktır.
OTP’nin Lizbon Stratejisi dikkate alınarak basitleştirilmesi çalışmaları çerçevesinde ve son
yıllarda gözlemlenen yataylaşma eğilimi doğrultusunda (Commission 2005a, 2005b) 21 farklı
OPD’nin kısa vadede tek bir yatay enstrüman halinde toplanması planlanmaktadır. Bu
çalışma zeytincilik düzenlemelerine bir değişiklik getirmeyecektir.
Gerek destekleme düzenlemeleri gerekse de OPD’nin Komisyon’un (2000) arzu ettiği üzere
kalite unsuruna ağırlık verdiği görülmektedir. Ancak bu konuda Üye Devletler’e esneklik
sağlanması (kısmi bir yeniden ulusallaştırılma) kalite tedbirlerinin etkinliğini eskisine göre
azaltacaktır.
D.
Zeytincilik Politikasını Doğrudan Etkileyen Diğer Tarımsal Yatay Düzenlemeler
Topluluk’un tarımsal ve genel yatay düzenlemelerinin tamamı zeytincilik politikasını
etkilemektedir. Ancak tarımsal ürünler ve gıda maddelerinin promosyonu ve isimlerinin
korunması zeytinciliği doğrudan etkileyen düzenlemelerdir.
Bazı tarımsal ürünlerin ve gıda maddelerinin tüketiminin teşvik edilmesi için promosyon ve
bilgilendirme amaçlı tedbirler alınmasına OTP’nin ilk yıllarında gerek duyulmamış, bunlar
zamanla oluşan arz-talep dengesizliklerini gidermek için gündeme gelmiştir. Bu çerçevede
teşvik edilen ürünlerin başında zeytinyağı vardır. Topluluk hem iç piyasasında hem de bir
dönem Uluslararası Zeytinyağı Konseyi aracılığıyla olmak üzere üçüncü ülkelerde promosyon
kampanyaları yürütmektedir. Başlangıçta sıvı ve katı yağlar OPD’si kapsamında bulunan bu
kampanyalar OTP’nin yataylaşma süreci sonucunda artık tüm ürünler için ortak kurallar
çerçevesinde düzenlenmektedir.
Tarımsal ürünler ve gıda maddelerinin isimleri coğrafi işaretler (ve zeytinyağı sektörünü
ilgilendirmeyen geleneksel spesiyalite garantileri) aracılığıyla korunmaktadır. Coğrafi işaret
belirli bir coğrafi alanla anılan bir ürünün bu niteliğinin korunma altına alınmasını sağlayan
bir sınai mülkiyet hakkıdır (Yalçıner 2000, 225). AB’de coğrafi işaretlerin korunan menşşe
tayini ve korunan coğrafi işaret adları altında Topluluk seviyesinde korunmasına MacSharry
Reformu’yla eşzamanlı olarak 1992 yılında başlanmıştır. Bu durum OTP’nin ilgi odağının
nicelikten niteliğe kaydığını göstermektedir. Nitekim coğrafi işaret uygulamaları Komisyon
tarafından kalite politikası olarak adlandırılmaktadır. Uygulamada Üye Devletler arasında
büyük farklılıklar olmakla ve elde edilen sonuçlar birçok diğer değişkene bağlı bulunmakla
beraber coğrafi işaretlerin üreticiler ve kırsal kalkınma açısından faydalı olduğu
görülmektedir (Barjolle ve Slyvander 2000). Topluluk birçok zeytinyağı ve sofralık zeytine
coğrafi işaret vermiş bulunmaktadır.
15
IV.
Türkiye’nin Topluluk Zeytincilik Düzenlemelerine Uyumu
A.
Türkiye’nin Topluluk Müktesebatını Üstlenme Süreci
Türkiye Topluluk’la kurulmasından kısa bir süre sonra resmi ilişkilere başlamış, 1963 yılında
imzalanan Ankara Anlaşması ile taraflar arasında bir ortaklık tesis edilmiştir (Bakınız: Birand
2005, Özen 2002). Ankara Anlaşması bu ortaklık ilişkisinin hazırlık, geçiş ve son olmak
üzere üç aşamadan ibaret olmasını, son aşamanın Türkiye’nin Topluluk’a katılımı ile
neticelenmesini öngörmüştür. Ancak Türkiye bunu yeterli görmeyerek 1987 yılında ayrı bir
üyelik başvurusunda bulunmuştur. Komisyon’un bu konuda 1989 yılında verdiği görüş
Türkiye’nin üyeliğe ehil olduğu, ancak üyelik müzakerelerinin henüz başlayamacağı şeklinde
olmuş, Türkiye’nin başvurusu böylelikle rafa kaldırılmıştır.
Soğuk Savaş’ın sona ermesini takiben merkezi ve doğru Avrupa ülkeleri AB’ye üyelik
talebinde bulunmuştur. AB 1993 Kopenhag Zirvesi’nde bu ülkeleri dikkate alarak bazı üyelik
kriterleri saptamıştır.
Kopenhag Kriterleri siyasi, ekonomik ve hukuksal şartlardan
oluşmaktadır. Hukuksal kriter Topluluk müktesebatının üstlenilmesini gerektirmektedir.
Türkiye 1999 Helsinki Zirvesi’nde AB’ye aday ülke olarak ilan edilmiş ve Kopenhag
Kriterleri’ni üstlenme yükümlülüğü altına girmiştir. Siyasi kriterlerin karşılanmasını takiben
Aralık 2004’te taraflar arasında katılım müzakerelerine başlanmıştır (Bakınız: Ülgen 2005).
Ekonomik ve hukuksal kriterlerin üstlenilmesi ise müzakerelere tabi olarak katılıma kadar ve
gerekli olduğunda katılım sonrasında da devam edecektir. Zaman zaman Türkiye’nin kendine
has özellikleri bazı Avrupalı politikacılar tarafından siyasal nitelikli açıklamalarla
vurgulamasına karşın katılım süreci Brüksel ve Ankara tarafından legalistik bir yaklaşımla ele
alınmaktadır.
Bu doğrultuda Topluluk tarafından (AT) 390/2001 sayılı Tüzük (28.02.2001, OJ L 58/1)
altında Türkiye için katılım öncesi yardımlar ve katılım ortaklıkları belirlenmektedir.
Kamuoyunda katılım ortaklığı belgesi olarak tanınan katılım ortaklıkları bir aday ülkenin
AB’ye uyum amacıyla farklı politika alanlarında kısa ve orta vadede atması gereken adımları
sıralayan metinlerdir. Aday ülkeler katılım ortaklıklarına Ulusal Programlar ile yanıt
vermektedir. Türkiye 2000 Katılım Ortaklığı’na istinaden 2001/2129 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı (24 Mart 2001 tarih ve 24352 Mükerrer sayılı Resmi Gazete), 2003 Katılım
Ortaklığı’na cevaben ise Komisyon’un kapsamlı eleştirileri dikkate alınarak (ABGS 2003)
hazırlanan 2003/5930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (24 Temmuz 2003 tarih ve 25178
Mükerrer sayılı Resmi Gazete) ile Ulusal Programlar kabul etmiştir. Komisyon ile yapılan
müzakereler sonucunda 2005 Katılım Ortaklığı’na karşılık olarak hazırlanacak yeni planlama
belgesinin Ulusal Programların aksine müktesebat uyumuna ilişkin ayrıntılı taahhütler
içermemesi, bunun yerine idari kapasitenin güçlendirilmesine yönelik hedef ve ihtiyaçlara
odaklanması ve Ulusal Plan adını taşımasına karar verilmiştir (ABGS 2006).
B.
Zeytincilik Düzenlemelerinin Üstlenilmesi için Öngörülen Tedbirler ve Beklenen
Etkileri
Belirli bir sistematiği bulunmayan 2001 Ulusal Programı’nda zeytinciliğe özgü herhangi bir
hüküm yoktur. Buna karşılık zeytinyağı 2003 Ulusal Programı’nın tarım bölümünde
OPD’lerin kurulması önceliği kapsamında bir ana unsur olarak yer almaktadır. Topluluk’un
zeytincilik mevzuatına uyum ve mevzuatın uygulanması için idari kapasitenin geliştirilmesi
amacıyla birçok faaliyet planlanmıştır. Fakat bu faaliyetler arasından hayata geçirilen
16
olmamıştır. Fischler Reformu’nun ikinci ayağı sonucunda ise 2003 Ulusal Programı büyük
ölçüde güncelliğini yitirmiştir. Zeytinyağı sektörünün (Temmuz 2006 sonu itibariyle)
hazırlanmakta olan Ulusal Plan’da tekrar ele alınması öngörülmektedir12.
Katılıma kadar (kısa veya orta vadede) veya katılımla birlikte Topluluk’un zeytincilik
düzenlemelerinin üstlenilmesi için alınması gereken tedbirler bir zeytincilik CBS’si
kurulması, ulusal zeytinyağı standartlarının Topluluk ile uyumlu hale getirilmesi, sektörde
özel depolama yardımı verilmesi ve işletmeci örgütleri tarafından kalite önlemleri
uygulanması için gerekli yasal alt yapının oluşturulması ile Topluluk’un zeytinyağı ithalat
rejiminin benimsenmesi şeklinde sıralanabilir.
Bu çerçevede zeytincilik sektöründe (ve genel olarak) AB’ye uyum konusunun, sadece
Topluluk müktesebatının üstlenilmesine yönelik bürokratik bir süreç olarak değil, ulusal
politikaların AB ile karşılaştırma (benchmarking) yapılarak gözden geçirilmesi ve
geliştirilmesi için bir fırsat olarak kabul edilmesinin daha faydalı olacağı belirtilmelidir. Bu
doğrultuda faydalı görülen uygulamalar katılım sürecinden bağımsız olarak ve gerekirse
ulusal kaynaklar kullanılarak hayata geçirilmelidir. Standartlara uyum, özel depolama
yardımı ve işletmeci örgütlerinin çalışma programlarının finansmanı bu kapsamda ele
alınmalıdır.
Standartlara uyum konusunda aşamalı bir ilerleme söz konusudur. TS 341 ve TS 342
standartları ile Türk Gıda Kodeksine ilişkin olarak yapılan düzenli toplantılarda AB ve diğer
uluslararası standartlar gözden geçirilerek Türk standartları güncellenmektedir. Örneğin hali
hazırda AB standartlarına K270 açısından uyum ele alınmaktadır. Bu alanda yapılması gereken
çalışmalar Topluluk’un benimsediği adlandırma ve tanımlamaları ile fiziko-kimyasal
niteliklere ve pazarlama standartlarına tam uyum sağlanması, (AET) 2568/91 sayılı Tüzük’te
bulunan karar-alma şemalarının Türk Gıda Kodeksi ve TS 342’ye ilave edilmesi, numune
alım yöntemlerinde değişikliğe gidilmesi ve en önemlisi organoleptik değerlendirme amacıyla
zeytinyağı tadım panellerinin kurularak akredite edilmesinden oluşmaktadır. Adlandırma ve
tanımlamalar ile fiziko-kimyasal niteliklere tam uyum sektördeki oyuncuların önünü
görebilmesi amacıyla belirli bir takvime bağlanması kaydıyla katılıma kadar ertelenebilir. Bu
alandaki diğer uyum çalışmaların kısa ve orta vadede gerçekleştirilmesi sektör için faydalı
olacaktır. Zeytinyağı tadım panelleri konusunda idari kapasitenin eğitim ve ulusal düzeyde
TÜRKAK, uluslararası düzeyde Uluslararası Zeytinyağı Konseyi tarafından akreditasyon
sağlanması aracılığıyla oluşturulması gerekmektedir.
5488 sayılı Tarım Kanunu’nun (25.04.2006 tarih ve 26419 sayılı Resmi Gazete) yürürlüğe
girmesi OTP kapsamındaki destekleme düzenlemeleri ve OPD’lerin diğer hükümlerine uyum
için gerekli yasal dayanağı sağlamıştır.
Tarım Kanunu’nun tarımsal desteklemelerin uygulama esaslarına ilişkin 20’nci maddesinde
tüm ödemelerin entegre idare ve kontrol sistemi (EĐKS) kullanılarak yapılması hükme
bağlanmaktadır13. AB’de zeytincilik CBS’si EĐKS’nin bir parçasını oluşturmaktadır.
Dolayısıyla EĐKS’ye ilişkin olarak hazırlanacak bir yönetmelikle zeytincilik CBS’si
kurulması da hükme bağlanabilir. Bu konudaki çalışmalara yüksek maliyetli olması ve uzun
sürede tamamlanabilmesi nedeniyle bir an evvel başlanması yerinde olacaktır. Zeytincilik
CBS’sinin mevcut ulusal yardımlar için de denetleme amacıyla kullanılabileceği ve 2005
Katılım Ortaklığı’nda tarım ve kırsal kalkınma başlığı altında orta vadede EĐKS’nin bilhassa
12
13
Yazar bu çalışmalara katılmış bulunmaktadır.
Đkinci geçici maddeye göre EĐKS kurulana kadar mevcut çiftçi kayıt sistemi esas alınacaktır.
17
arazi parsellerinin teşhis edilmesine yönelik olarak kurulmasına devam edilmesi talep edildiği
göz önüne alınarak katılım öncesinde, orta vadede hayata geçirilmesi gerektiği
değerlendirilmektedir.
5488 sayılı Kanun’un tarımsal destekleme araçlarına ilişkin 19’uncu maddesi diğer
destekleme ödemeleri arasına özel depolama yardımı ve kalite desteğini de katmıştır.
Böylelikle bu konularda kabul edilecek Bakanlar Kurulu kararları ve uygulama esasları
tebliğleri aracılığıyla zeytinyağı sektöründe depolama yardımı verilmesi ve işletmeci
örgütlerinin finanse edilmesinin önü açılmıştır. 5200 sayılı Lisanslı Depoculuk Kanunu (17
Şubat 2005 tarih ve 25730 sayılı Resmi Gazete) özel depolama yardımı verilmesi için
onaylanacak kuruluşlara ilişkin bir referans temin ederken kooperatifler, tarımsal üretici
birlikleri, ihracatçı birlikleri ve sektördeki muhtelif örgütlenme girişimleri işletmeci örgütü
tanımlamasına girmektedir. Dolayısıyla bu uygulamaların kısa vadede hayata geçirilmesinin
önünde bir engel bulunmamaktadır. Ancak sektörel örgütlenmenin proje geliştirme ve
uygulama kapasitesi oluşturması gerekmektedir.
Topluluk’un zeytinyağı ithalat rejimi Türkiye tarafından katılım sonucunda kendiliğinden
üstlenilecektir. Bu konuda katılıma kadar bir uyum çalışması yapılmasına gerek olmamakla
beraber (AT) 1345/2005 sayılı Tüzük (17.08.2005, OJ L 212/13) doğrultusunda zeytinyağı
ithalat lisanslarına dair bir ulusal mevzuatın hazırda bulundurulması gerekmektedir.
Henüz gündemde olmayan tarım ve kırsal kalkınma faslındaki müzakerelerde ise Türkiye’ye
mümkün olduğu kadar büyük bir UGM tahsis edilmesi için çaba gösterilmelidir. Katılım
sonrasında bu UGM üzerinden saptanacak zeytincilik destekleme bütçesinden (AT)
1782/2003 sayılı Tüzük Madde 69 ve 110i altında sektörde kalitenin geliştirilmesi amacıyla
kesintiler yapılması elzemdir; çünkü zeytinyağı sektöründe kalitenin önemi giderek
artmaktadır ve Türkiye’de ürün kalitesinin geliştirilmesi ve korunmasına yönelik sistematik
tedbirler uygulanmamaktadır. Ulusal zarf oluşturulması konusunda karar verilmeden önce ise
Türkiye’deki zeytinliklerin yapısal nitelikleri konusunda daha ayrıntılı bilgi toplanması
gerekmektedir. Bu amaçla kapsamlı ve sağlıklı istatistikler derlenmesi faydalı olacaktır.
Ele alınan tedbirlerin hayata geçirilmesi Türkiye zeytincilik sektöründe kalitenin ve
dolayısıyla katma değerin artmasını sağlayacaktır. Ancak OTP’ye uyum ve katılım Türkiye
tarımı için ideal bir politika seti sunmamaktadır (Günaydın 2004). Dolayısıyla yukarıda
belirtildiği üzere ulusal tarım politikalarının sadece Topluluk müktesebatının üstlenilmesi
süreci çerçevesinde ele alınmaması lazımdır. Zeytinyağı sektörünün geliştirilmesi için gerekli
olduğu ölçüde ulusal tedbirler tasarlanmalı, kalitenin yanı sıra üretim hacmi ve verimliliğin de
arttırılması temin edilmelidir. Bu kapsamda zeytinliklerin yaygınlaştırılıp, ekstraksiyon
tesislerinin ise toplulaştırılıp modernleştirilmesi, iç ve dış piyasalarda zeytinyağı tüketiminin
promosyon ve bilgilendirme kampanyaları aracılığıyla desteklenmesi, ihracatın yeni
bağlantılar oluşturulması ve teşviklerin doğru işletmelere yönlendirilmesiyle arttırılması ve
sektörde sağlıklı coğrafi işaretler verilmesinin sağlanması akla gelmektedir.
V.
Sonuç
OTP piyasaları tahrif eden politika araçları kullandığından zamanla olumsuz etkiler yaratmış,
bazı diğer endojen ve eksojen nedenlerin de devreye girmesiyle bir dizi reforma tabi
tutulmuştur. Bunlardan sonuncusu 2003 yılında gerçekleştirilen Fischler Reformu’dur. Bu
reform ile destekleme üretim ile bağlantısız ve çapraz uyuma tabi hale getirilmiş, modülasyon
aracılığıyla kırsal kalkınma güçlendirilmiştir. Fischler Reformu’nun 2004’te karara bağlanan
18
ikinci ayağı ile Akdeniz ürünleri de bu kapsama alınmıştır. Ayrıca zeytinyağı ve sofralık
zeytin için özel stoklama yardımı ve işletmeci örgütleri tarafından hazırlanan çalışma
programlarının finanse edilmesi gibi hükümler içeren yeni bir OPD oluşturulmuştur.
Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci çerçevesinde OTP kapsamındaki zeytincilik düzenlemelerini
üstlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla alınması gereken başlıca tedbirler bir zeytincilik
CBS’si kurulması, ulusal zeytinyağı standartlarının Topluluk ile uyumlu hale getirilmesi ve
özel depolama yardımı ve işletmeci örgütleri uygulamaları için gerekli yasal alt yapının
oluşturulmasıdır. AB’ye uyum çalışmalarının ulusal tedbirlerle bir arada yürütülmesi
durumunda Türkiye zeytinciliğinde üretim, verim ve kalite artışı aracılığıyla büyük bir
gelişme sağlanması mümkündür.
Kaynakça
ABGS. 2003. Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine Đlişkin Türkiye Ulusal
Programını Güncelleştirme Çalışmaları. Ankara. Erişim: <http://www.abgs.gov.tr>.
[Alıntılama: 01.04.2003].
ABGS. 2006. 2006 Yılı “Ulusal Plan” Hazırlık Çalışmaları. Ankara.
ADE. 2002. Evaluation des impacts des principales mesures de l’OCM dans le secteur de
l’huile d’olive:
Volume I ─ Rapport Final.
Brüksel.
Erişim:
<http://europa.eu.int/comm/agriculture/eval/reports/oliveoil/index_fr.htm>.
[Alıntılama: 15.09.2004].
Anderson, F. C. A. 2004. “Decoupling: The Concept and Past Experiences”. SLI Working
Paper 2004: 1. IDEMA Deliverable No. 1. Lund: Swedish Institute for Food and
Agricultural Economics.
Erişim:
<http://www.sli.lu.se/idema/idemahome.asp>.
[Alıntılama: 15.07.2006].
Barjolle, Dominique ve Bertil Sylvander. 2000. PDO and PGI Products: Market, Supply
Chains and Institutions. FAIR 1 – CT 95 – 0306. Final Report. Protected Designations
of Origin and Protected Geographical Indications in Europe: Regulation or Policy?
Recommendations. Commission of the European Communities.
Baklhausen, O., M. Banse, H. Grethe ve S. Nolte. 2005. “Modelling the Effects of Partial
Decoupling on Crop and Fodder Area as well as Ruminant Supply in the EU: Current
State and Outlook”. 89th EAAE Seminar için hazırlanan tebliğ. Parma.
Baldwin, R. and C. Wyplosz. 2004. The Economics of European Integration. United
Kingdom: McGraw-Hill Education.
Beaufoy, G. 2001. EU Policies for Olive Farming: Unsustainable on All Accounts.
Palermo: WWF Europe ve Birdlife International.
Birand, M. A. 2005. 31 Temmuz 1959’dan 17 Aralık 2004’e Türkiye’nin Büyük Avrupa
Kavgası. Đstanbul: Doğan Kitap.
Borresch, R., A. Kavallari ve P. M. Schmitz. 2005. “CAP Reform and the Mediterrenean
EU-Member States”. XIth Congress of the EAAE için hazırlanan tebliğ. Kopenhag.
Christensen, T. ve H. Rygnestad. 2000. “Environmental Cross Compliance: Topics for
Future Research”. SJFI Working Paper No. 1/2000. Danish Institute of Agricultural
and Fisheries Economics.
Commission of the European Communities. 1997. COM(1997) 57 final. Note to the Council
of Ministers and to the European Parliament on the olive and olive oil sector (including
economic, cultural, regional, social and environmental aspects), the current common
market organisation, the need for reform and the alternatives engaged. Brüksel.
Commission of the European Communities. 1999. Contribution of the European Community
on the Multifunctional Character of Agriculture. Brüksel.
19
Commission of the European Communities. 2000. COM(2000) 855 final. Commission
Report to the Council and the European Parliament on the quality strategy for olive oil
and Proposal for a Council Regulation amending Regulations No. 136/66/EEC and
(EC) No 1638/98 as regards the extension of the period of validity of the aid scheme and
the quality strategy for olive oil. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2000. The Community Budget: The Facts in
Figures. Lüksemburg: Office for Official Publications of the European Communities
Commission of the European Communities. 2001. Agricultural Committees. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2002. COM(2002) 394 final. Communication
from the Commission to the Council and the European Parliament: Mid-Term Review
of the Common Agricultural Policy. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2003a. COM(2003) 23 final. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2003b. Reform of the Common Agricultural
Policy. A Long-Term Perspective for Sustainable Agriculture. Impact Analysis.
Brüksel.
Commission of the European Communities. 2003c. COM(2003) 554 final. Communication
from the Commission to the Council and the European Parlıament: accomplishing a
sustainable agricultural model for Europe through the reformed CAP - the tobacco,
olive oil, cotton and sugar sectors. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2003d. Working paper of the DirectorateGeneral for Agriculture: The olive oil and table olives sector. Brüksel. Erişim:
<http://europa.eu.int/comm/agriculture/index_en.htm>. [Alıntılama: 01.10.2003].
Commission of the European Communities. 2003e. IP/03/1514. “Reform of raw tobacco,
olive oil and cotton regime: Commissioner Fischler consults with sector.” Brüksel.
Erişim: <http://europa.eu.int/news>. [Alıntılama: 10.11.2003].
Commission of the European Communities. 2003f. COM(2003) 698 final. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2005a. COM(2005) 509 final. Communication
from the Commission on Simplification and Better Regulation for the Common
Agricultural Policy. Brüksel.
Commission of the European Communities. 2005b. COM(2005) 535 final. Communication
of the Commission to the European Parliament, The Council, The European Economic
and Social Committee and the Committee of the Regions: Implementing the Community
Lisbon Programme: A Strategy fot the Simplification of the Regulatory Environment.
Brüksel.
Corden, Max. 1989. Trade Policy and Economic Welfare. Oxford: Clarendon Press.
Council of the European Union. 2003. 10272/03 (Presse 164). “2516th Council Meeting –
Agriculture and Fisheries”. Lüksemburg.
Council of the European Union. 2004. 8401/04 (Presse 112). “2575th Council Meeting –
Agriculture and Fisheries”. Lüksemburg.
Court of Auditors. 2000. “Special Report 11/2000 on the support scheme for olive oil,
accompanied by Commission’s replies”. Official Journal of the European Communities
C 215/1, 27.07.2000.
Dijck, P. v. ve G. Faber. 2003. “CAP Reform and the Doha Development Agenda”.
Discussion Paper Series Nr: 04-03. Utrecht: Tjalling C. Koopmans Research Institute.
Erişim: <http://www.koopmansinstitute.uu.nl>. [Alıntılama: 15.07.2006].
Dinan, D. 1999. Ever-Closer Union: An Introduction to the European Union, 2nd Edition.
London: Macmillan.
Doğan, H. M. 2000. “Tarımda Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama”. Cinetarım,
23 (3): s. 20-22.
20
Drogué, S. 2006. “The EU Olive Oil Policy, Recent Evolutions and Perspectives”. Working
Papers 2006/01. Paris: UMR Economie Publigue.
Elliott, M. ve A. Heath. 2000. “The Failure of CAP Reform: A Public Choice Analysis”.
Whetstone, L. (ed.). Reforming the CAP. Oxford: IEA: s. 42-48.
Farmer, M. ve V. Swales. 2004. The Development and Implementation of Cross Compliance
in the EU 15: An Analysis. London: Institute for European Environmental Policy.
Gibbons, J. 1999. “The Common Agricultural and Fisheries Policies”. McDonald, F. ve S.
Dearden (ed.). European Economic Integration. 3rd Edition. United States: Addison
Wesley Longman Limited: s. 281-301.
Grant, W. 1997. The Common Agricultural. Basingstoke: Macmillan.
Günaydın, G. 2004. “Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası Türkiye Tarım Sektörü için Bir
Çıkış Yolu Olabilir mi?”. Tarım ve Mühendislik 69-70-71: s. 10-24.
Harvey, D. R. 2003. “Agri-Environmental Relationships & Multi-functionality: Further
Considerations”. The World Economy 26 (5): s. 705-725.
Hasha, G. 1999. “The European Union’s Common Agricultural Policy: Pressures for
Change – An Overview”. Economic Research Service/USDA. The European Union’s
Common Agricultural Policy: Pressures for Change. Washington, D.C.: s. 5-14.
HM Treasury ve DEFRA. 2005. A Vision for the Common Agricultural Policy. Londra:
HM Treasury.
Howarth, R. 2000. “The CAP: History and Attempts at Reform.” Whetstone, L. (ed.).
Reforming the CAP. Oxford: IEA: s. 4-10.
Josling, T. (ed.). 1994. “The Uruguay Round Agreement on Agriculture: An Evaluation”.
Commissioned Paper No. 9. The International Agricultural Trade Research Consortium.
Josling, T. 2005. “The WTO Agricultural Negotiations: Progress and Prospects”. Choices
20 (2): s. 131-136.
Kay, A. 2000. “Towards a Theory of the Reform of the Common Agricultural Policy”.
European Integration online Papers (4) No. 9. Erişim: <http://eiop.or.at>. [Alıntılama:
15.07.2006].
Kristensen, L. ve J. Primdahl. 2004. “Potential for Environmental Cross-Compliance to
Advance Agri-Environment Objectives”. Danish Centre for Forest, Landscape and
Planning, The Royal Veterinary and Agricultural University.
Kutas, G. 2006. “EU Negotiating Room in Domestic Support after the 2003 CAP Reform
and Enlargement”. Working Paper. ICONE ve GEM. Erişim: <http://gem.sciencespo.fr/index.html>. [Alıntılama: 15.07.2006].
Lobianco, A. ve R. Esposti. 2006. “The Regional Model For Mediterrenean Agriculture”.
IDEMA Deliverable No. 17. Lund: Swedish Institute for Food and Agricultural
Economics.
Erişim: <http://www.sli.lu.se/idema/idemahome.asp>.
[Alıntılama:
15.07.2006].
Nedergaard, P. 2006. “The 2003 Reform of the Common Agricultural Policy: Against all
Odds or Rational Explanations?” Journal of European Integration 38 (3): s. 203-223.
Patterson, L. A. 1997. “Agricultural Policy Reform in the European Community: A ThreeLevel Game Analysis”. International Organization 51 (1): s. 135-165.
Peterson, J. ve E. Bomberg. 1999. Decision-Making in the European Union. London:
Macmillan Press Ltd.
Pezaros, P. 1998. “An Introduction to the Common Agricultural Policy: Principles,
Objectives and Orientations”. Options Mediterraneenness. Paris: CIHEAM.
Pezaros, P. 1999. “The Agenda 2000 CAP Reform Agreement in the Light of the Future EU
Enlargement”. Working Paper 99/W/02. Maastricht: European Institute of Public
Administration.
21
Rieger, E. 2000. “The Common Agricultural Policy: Politics against Markets”. Wallace, H.
ve W. Wallace (ed.). Policy-making in the European Union. New York: Oxford
University Press: s. 179-210.
Ruggie, J. G. 1983. “International Regimes, Transactions, and Change: Embedded
Liberalism in the Postwar Economic Order”. S. D. Krasner (ed.). International
Regimes Ithaca, NY: Cornell University Press.
OECD. 2001a. Decoupling: A Conceptual Overview. Paris.
OECD. 2001b. Multifunctionality: Towards an Analyical Framework. Paris.
OECD. 2004. Analysis of the 2003 CAP Reform. Paris.
Özen, Ç. 2002. Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği ve Tam Üyelik Süreci Üzerine
Etkileri. Ankara: Ceylan Kitabevi.
Schott, J. J. 1994. The Uruguay Round: An Assessment. Washington, D.C.: Institute for
International Economics.
Swinbank, A. ve C. Daugbjerg. 2006. “The 2003 CAP Reform: Accommodating WTO
Pressures”. Comparative European Politics 4: s. 47-64.
Swinnen, J. F. M. 2001. “A Fischler Reform of the Common Agricultural Policy?”.
Working Document No. 173. Brüksel: CEPS.
Thurston, J. 2006. “Capping the CAP: The Effect of Payment Limits on EU Farm
Subsidies”. Erişim: <http://www.farmsubsidy.org>. [Alıntılama: 15.07.2006].
Ülgen, S.. 2005. AB ile Müzakerelerin El Kitabı: Ne Bekliyoruz, Ne Olacak? Đstanbul:
Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Yalçıner, Uğur G. 2000. Sinai Mülkiyet’in Đlkeleri. Ankara: Yalçıner Danışmanlık ve Dış
Ticaret Ltd. Şti.
22