PDF Anahtar Mart 2016 - Global Cleantech Innovation Programme

Transkript

PDF Anahtar Mart 2016 - Global Cleantech Innovation Programme
MART 2016
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN
AYLIK YAYIN ORGANIDIR
MART 2016 YIL: 28 SAYI: 327
Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.
ISSN: 1300-2414
Yayın Türü: Yerel Süreli
Türkçe - İngilizce
SAHİBİ
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA
GENEL MÜDÜR
Anıl YILMAZ
GENEL KOORDİNATÖR
Dilek BİRBİL
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Cangül TOSUN
YAZI KURULU
Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA
İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU
Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU
WEB SİTESİ SORUMLUSU
Aytunç AYHAN
FOTOĞRAFLAR
Hakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM
DAĞITIM SORUMLUSU
Mehtap EMRE
(312) 467 55 90 / 331
[email protected]
Anahtar dergisinin PDF dosyalarını her ay
düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini
istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp
[email protected] adresine boş bir e-posta
atabilirsiniz.
Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler
yazarlarına aittir.
YÖNETİM YERİ
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No:5
Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)
Faks: (312) 427 30 22
Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected]
İnternet: http://vgm.sanayi.gov.tr
http://anahtar.sanayi.gov.tr
GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA
Fulya KOÇ
BASKI
ELMA TEKNİK BASIM MATBAACILIK
İvedik OSB Matbaacılar Sitesi 1516/1 Sok.
No:35 Yenimahalle-ANKARA
Tel:(312) 229 92 65 Faks:(312) 231 67 06
BASILDIĞI TARİH
Anahtar dergisinin MART 2016 sayısı
29.02.2016 tarihinde basılmıştır.
Küresel iklim değişikliği tehdidi ile mücadele amacıyla Fransa’da gerçekleştirilen Paris
İklim Konferansı, 12 Aralık 2015 tarihinde 195 ülke tarafından birlikte oluşturulan
Paris Anlaşması ile neticelendi. Küresel emisyonların yaklaşık % 55’ini temsil eden
en az 55 ülkenin taraf olması ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi hedeflenen anlaşmaya
göre, emisyonların azaltılması ve küresel sıcaklık artışının 2 derece ile sınırlı tutulması
hedefleniyor. Bu ana hedef için ticaret, üretim, teknoloji, sanayi, enerji vb. pek çok
alanda da hedeflerin belirlenmesi gerekmektedir.
TÜİK verilerine göre 2013 yılında toplam CO2 emisyonlarının % 82,2’si enerjiden,
% 17,6’sı endüstriyel işlemlerden kaynaklanmıştır. Dolayısıyla, Paris Anlaşması
çerçevesinde küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadele etmek
üzere, düşük karbon ekonomisine geçiş, yeşil büyüme, temiz enerjiler gibi politikaların
yanısıra, enerji verimliliğinin sağlanması için yürütülecek çalışmalar daha da önem
kazanacaktır.
Ülkemizde enerji yoğunluğu, OECD ülkelerinin yaklaşık 1,5 katı, Japonya ve
Almanya’nın ise yaklaşık 2 katıdır. Yani birim mal veya hizmet üretmek için OECD
ülkelerinde kullanılanın 1,5 katı, Japonya’da kullanılan enerjinin 2 katı enerji sarf
edilmektedir.
2012 yılında ülkemizde toplam nihai enerjinin % 35’ini sanayi kesimi tüketmiştir. Ancak
şunu biliyoruz ki, sanayide yıllık enerji israfımız en az 6 Milyon TEP (Ton Eşdeğer Petrol)
olarak gerçekleşmektedir. Sanayide toplam enerji tasarruf potansiyelimiz % 20’ler
civarındadır.
2007 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ile bu alanda önemli adımlar
atılmış ve çok sayıda yeni düzenleme ve kural getirilmiştir. Enerji alanındaBilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı olarak sanayide enerji verimliliğini artırmak için bir dizi çalışma
yürütmekteyiz. Çalışmalarımız 10. Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programlarından
biri olan “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı” altında Bakanlığımız
koordinasyonunda yürütülen “Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması” bileşenine
dayanıyor.
“Enerji Verimliliği” temasıyla hazırladığımız bu sayıda, Bakanlığımız tarafından
enerji verimliliği alanında yürütülen faaliyetlerin yanı sıra, Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Yenilenebilir Enerji
Genel Müdürlüğü, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği ve Dünya Bankasının
faaliyet, proje ve desteklerine yer verdik. Makale ve yazılarıyla bu sayının zengin
içeriğinin oluşturulmasında emeği geçen tüm kuruluşlara ve değerli uzmanlarına
teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Anıl YILMAZ
Genel Müdür
MART 2016
İÇİNDEKİLER
10
16
04
İmalat Sanayinin 2003-2012 Döneminde
Bölgesel Düzeyde Etkinliği ve
Enerji Performansı
Dr. Yücel ÖZKARA
10
Enerji Verimliliği Kurum Yapılanması
Üzerine Değerlendirme
Jas SINGH- Yasemin ÖRÜCÜ 16
Enerji Verimliliğini Ülkemizde Nasıl
Geliştirebiliriz?
Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın
Enerji Verimliliği Alanında Yürüttüğü
Çalışmalar
Gözde BOSNALI
Sanayide Kullanılan 7,5 KW ve Üzeri AC
Motorlara İlişkin Envanter Çalışması
Oğuzhan SOY
20
26
30
20
34
38
40
30
4
Uluslararası Enerji Verimliliği Projeleri:
KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi
Saniye KESER
KOBİ’ler İçin KOSGEB Enerji Verimliliği
Çalışmaları
Dr. Mehmet Görkem GÜRBÜZ
Sanayide Enerji Verimliliği ve
San-Ver Projesi Mevcut Durum Analizi
Gökhan ALTUN - Onur YANARTAŞ
Beyza KÜÇÜK - Rukiye BOZAN
Temiz Teknolojiler Girişimcilik Programı
3.Yılında
MART 2016
46
Projeler
50
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
52
Haber
54
Temiz Üretim (Eko-Verimlilik)
58
Energy Efficiency
61
Bölgesel Verimlilik İstatistikleri
Regional Productivity Statistics
62
Sanayi Göstergeleri
Industry Indicators
63
Bilim ve Teknoloji Göstergeleri
Science And Technology Indicators
64
Ulusal ve Uluslararası Verimlilik
İstatistikleri
National And International Productivity
Statistics
40
50
55
5
MART 2016
MAKALE
İMALAT SANAYİNİN 2003-2012 DÖNEMİNDE
BÖLGESEL DÜZEYDE ETKİNLİĞİ VE ENERJİ PERFORMANSI
Dr. Yücel ÖZKARA / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Ülkelerin ana hedeflerinden biri olan
ekonomik gelişme ve kalkınma, ekonominin
yönetimi açısından hep ön planda
olagelmiştir. Refah artışının yanında bu
artışın dengeli dağılımı toplumsal gelişme
ve sosyal refah için gereklidir. Dağılımın
mekansal boyutu olarak bölgesel düzeyde
de ekonomik gelişmenin doğru yansıtılması,
bölgesel farklılıkların azaltılması için
önem arz etmektedir. Bölgesel gelişmişlik
farklarının tüm boyutları ile irdelenmesi
hangi faktörlerin ne oranda bölgesel
gelişmişliğe etki ettiğinin bilinmesi
bakımından ilgi çekmektedir.
Ekonomik gelişmenin sürdürülebilirliği,
orta dönemde verimlilik artışları
ile sağlanabileceğinden; verimlilik,
ekonomik büyümenin en temel yapıtaşını
oluşturmaktadır. Verimlilik artışı, bu
bağlamda üretim kaynaklarının etkin
kullanımlarının bir sonucu olarak
karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin ekonomik
büyüme düzeylerinin farklılaşmasının
altında yatan temel neden verimlilik
düzeylerinin farklılığından ileri gelmektedir
(Altıok ve Tuncer, 2013). Benzer
şekilde, imalat sanayinin bölgeler arası
gelişmelerinde gözlenen farklılıkların
nedenleri arasında da bölgelerin verimlilik
farklılıkları bulunmaktadır. Bu nedenle
bölgesel gelişmenin sürdürülebilir biçimde
sağlanması amacıyla, lokomotif sektör
olan imalat sanayinde, bölgesel düzeyde
verimlilik değişimlerinin ölçülmesi ve
bileşenlerinin belirlenmesi, bölgesel
gelişmenin sürdürülebilmesi açısından
karar vericilere yön verecektir. Bölgesel
gelişmişlik seviyelerinin sürdürülebilir
bir düzlemde artması ve az gelişmiş
bölgelerin diğer bölgelere yakınsaması,
teknolojik gelişme temelinde yaşanacak
6
verimlilik artışları ile olacaktır. Bölgelerin
rekabetçiliğini, istihdamı ve sanayi
yapısını geliştirecek bölgesel politikalar,
etkinlik ve verimlilik ölçümünün katkısıyla
tasarlanmalıdır.
İmalat Sanayinin Önemi
İmalat sanayi, istihdam ve üretim
artışındaki azımsanmayacak katkısı
nedeniyle ekonomilerin kalkınma ve
büyüme sürecindeki itici gücü olarak
nitelendirilmekte ve gelişmekte
olan ülkeler için ayrı bir konumda
bulunmaktadır. Çünkü imalat sanayi,
sanayi kesiminde teknolojik ve yönetsel
bilginin ortaya çıktığı, uyumlaştırıldığı ve
ekonominin diğer kesimlerine aktarıldığı
yegâne sanayi sektörü olmasından dolayı,
tüm ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın
anahtar sektörüdür. Örneğin, imalat
sanayinin geliştirdiği teknolojilerden
tarımsal makinalar ve zirai ilaç, gübre
gibi kimyevî maddeler tarımda; iletişim
araçları, bilgi teknolojileri ve ulaştırmaya
dönük makina ve teçhizatlar hizmet
sektöründe verimliliğin artışına doğrudan
etki etmektedir. Tüm bu yönleriyle imalat
sanayi, kalkınma, refah artışı ve ekonomik
gelişme için kilit rol oynamaktadır.
İmalat sanayinin ekonomi içinde bahsedilen
bu rolü, Türkiye için de geçerlidir. Tüm
teknolojik seviyelerde sanayileşmenin
sağlanması ve erişilen bu yapıyla ortaya
çıkan refahın hem diğer sektörlerde
hem de mekansal anlamda tüm ülkede
uygun biçimde bölüşümünün sağlanması,
sürdürülebilir, dengeli ve dinamik bir
kalkınma sürecini ortaya çıkaracaktır.
Türkiye’de imalat sanayinin 2012 yılı
itibarıyla ekonomi içindeki yerine bakılacak
olursa imalat sanayi, çalışanlar sayısının
% 27,3’ünü, girişim sayısının ise % 12,7’sini;
üretim değerinin % 45,4’ünü ve faktör
maliyetiyle katma değerin % 33,7’sini
oluşturmaktadır (TÜİK, 2014a). 2012 yılında
imalat sanayinin cari fiyatlarla gayri safi
yurt içi hasıladaki payı ise % 15,5 olmuş
(TÜİK, 2014b), toplam ihracattaki payı
ise % 93,9 olarak gerçekleşmiştir (TÜİK,
2013). Bu haliyle ihracatın çok büyük bir
kısmını; ekonomik üretimin ise yaklaşık
olarak yarısını tek başına ortaya koyan
imalat sanayinde, bu üretimin etkin ve
verimli biçimde yapılması sonucu elde
edilecek kaynak tasarrufu ve bununla
birlikte gerçekleşecek üretim artışları, ülke
ekonomisine oldukça büyük katkı sunacaktır.
MART 2016
İmalat sanayinin toplam ekonomiye
katkısını ortaya koyan Tuncer ve Özuğurlu
(2004)’nun çalışmasındaki bulgulara
göre toplam ekonominin çoklu faktör
üretkenliğine en fazla katkıyı % 34 ile
imalat sanayi sağlamaktadır.
Parametrik Olmayan Etkinlik Ölçümü
Ülkeler, sektörler ya da bölgeler arası
performans karşılaştırmaları yoluyla
ekonomi ya da sanayi politikalarının
hedeflerinin belirlenmesine yönelik pek
çok çalışma ve araştırma literatürde yer
almaktadır. Üretim sistemlerinde girdi
ve çıktıların iyi bir şekilde modellenmesi
ile benzer karar verme birimlerinin
(KVB) etkinlik ölçümleri ve performans
karşılaştırmaları pek çok yöntem ile
yapılabilmektedir. Bu yöntemlerin başında
Veri Zarflama Analizi (VZA) gelmektedir.
VZA, ekonometrik modellerde olduğu
gibi önceden tanımlı bir üretim
fonksiyonuna ihtiyaç duymamakta ve
kolay uygulanabilmektedir. Bu yönüyle
VZA, etkinlik ölçümü çalışmalarında
oldukça yaygın kullanılan bir yöntem
olarak karşımıza çıkmaktadır. VZA,
modellenen üretim sistemini ölçüm
biriminden bağımsız olarak tek bir
performans ölçüsü ile değerlendirmeye
imkân sağladığı için oldukça kullanışlıdır.
Zira sistemin performansını tek bir
girdi ve çıktı üzerinden ölçen kısmi
faktör göstergeleri (iş gücü verimliliği,
enerji yoğunluğu vb.) sistem hakkında
tek boyutta bilgi sunmakta ve bu
sebeple eksik değerlendirmelere yol
açabilmektedir. Tek boyutlu bilgi içeren bu
tür göstergeler temel alınarak hazırlanan
politikalar ise istenilen düzeyde başarılı
olamamaktadır. Veri zarflama analizi
uygulamalarında tercih edilen girdi
ve çıktıların modellenmek istenilen
üretim sistemini sağlıklı biçimde temsil
etmesi önemlidir. Aksi halde, tek boyutlu
bilgi içeren göstergelerde olduğu gibi
performans ölçümü ve kıyaslamada hatalı
değerlendirmeler ortaya çıkabilir. Özellikle
makro düzeydeki etkinlik ölçümlerinde
üretim sisteminin iş gücü, sermaye stoku
ve enerji gibi temel
faktörlerinin birlikte
analiz edilmesi, toplam
faktör bakış açısıyla
etkinlik ölçümünün
yapılabilmesini
sağlayarak sistemin
bütününe ilişkin bilgi
içeren performans
değerlerini ortaya
çıkarmaktadır.
VZA’yı tercih eden enerji
ve çevre araştırmalarının
sayısında son dönemde
oldukça büyük artış
görülmektedir (Zhou
ve diğerleri, 2008).
Firma düzeyinde yapılan
etkinlik ölçümleri ile
karşılaştırıldığında, ülke
ve bölge düzeyindeki
çalışmaların sayısı
belirgin biçimde fazladır.
Hu ve Wang (2006)’ın çalışmasında Çin’in
bölgeleri, toplam faktör bakış açısıyla
analiz edilmiş ve bölgelerin etkinlikleri
hesaplanmıştır. Çalışmada, sermaye
stoku, iş gücü ve enerji girdi olarak; GSYİH
ise çıktı olarak ele alınmıştır. Benzer
yaklaşımdaki etkinlik ölçümlerini OECD
üyesi olan ve olmayan ülkeler için Chien
ve Hu (2007); Japonya’nın bölgeleri için
ise Honma ve Hu (2008) yapmıştır. Xiaoli
ve diğerleri (2014) ise sermaye, iş gücü ve
enerjiyi girdi; katma değeri çıktı olarak ele
almışlar ve Çin sanayisinde, hem bölgeler
hem de sektörler düzeyinde etkinlik
değişimlerini incelemişlerdir.
Türkiye için yapılmış çalışmalara
bakıldığında 2001 yılından önceki
dönemleri içeren gerek ekonomi ya
da sektör genelinde gerekse iller ve
bölgeler düzeyindeki çalışmaların yaygın
olduğu görülmektedir. Bu çalışmalardan
bazıları, Deliktaş (2002), Yavuz (2003),
Tuncer ve Özuğurlu (2004), Büyükkılıç
ve Yavuz (2005), Yalama ve Sayım (2008)
olarak verilebilir. Özellikle mülga Milli
Prodüktivite Merkezi’nin yayımladığı
Verimlilik Raporları da dikkate değerdir.
2001 yılı öncesinde literatürdeki Türkiye
ile ilgili çalışmaların niceliksel fazlalılığın
başlıca nedeni, söz konusu dönemde
Devlet İstatistik Enstitüsü (2005 yılı
itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumu, TÜİK)
tarafından üretilen oldukça kapsamlı
veri kümeleridir. Bu veriler arasında
hem kamu-özel kesim ayrımında işletme
bazında verilerin, hem de sermaye
stokuna dair vekil değişken olarak ele
alınabilecek verilerin olması, kısmi faktör
göstergelerinden daha kapsayıcı bilgiler
sunan toplam faktör göstergelerini elde
edebilme olanağını araştırmacılara
sağlamıştır. 2002 yılından sonraki dönemde
ise AB uyum süreci ile Türkiye’de yeni
bir istatistik sisteminin kurulmasından
dolayı bu veri kümelerinde kırılma
yaşanmıştır. Bu nedenle, araştırmacılar
için 2002 yılı ve sonrası dönemde özellikle
iller ve bölgeler düzeyindeki çalışmalar
için büyük bir kısıtlılık ortaya çıkmıştır.
Aşağıdaki tabloda, literatürde Türkiye için
VZA ile yapılan seçilmiş bazı çalışmalar
verilmektedir.
7
MART 2016
MAKALE
İMALAT SANAYİNİN 2003-2012 DÖNEMİNDE BÖLGESEL DÜZEYDE ETKİNLİĞİ
VE ENERJİ PERFORMANSI
Tablo 1. Türkiye’yi Konu Alan Seçilmiş Etkinlik Ölçümü Çalışmaları
Yazar
Analiz Dönemi
Model Türü
Uygulama Türü
Deliktaş (2002)
1990-2000
Yavuz (2003)
1998
Türkiye’nin iller düzeyinde imalat
sanayi ve alt kolları
Radyal
Etkinlik analizi
(Tuncer & Özuğurlu, 2004)
1980-2000
Türkiye İBBS Düzey 1 Bölgeleri
Parametrik yöntem
Etkinlik ve verimlilik ölçümü
(Büyükkılıç & Yavuz, 2005)
1994-2001
Türkiye’nin imalat sanayi ve
alt kolları
Radyal
Malmquist endeks
(Yalama & Sayım, 2008)
2005
İMKB’ye kote imalat sanayi
kuruluşları
Radyal
Finansal rasyolarla etkinlik
ölçümü
(Örkcü & Bal, 2012)
2003
Türkiye’nin illeri
Radyal
Etkinlik ölçümü
(Şimşek, 2011)
1995-2008
Türkiye ve 24 OECD ülkesi
Aylak temelli
Çevresel performans ve
TFV analizi
Literatüre bakıldığında, 2002 yılı
sonrasında Türkiye’de bölgesel düzeyde
özellikle imalat sanayi için yapılan
çalışmalar arasında, üretim sistemini
toplam faktör bakış açısıyla ele alan;
sermaye, iş gücü ve enerji gibi temel
üretim kaynakları üzerinden VZA yöntemi
ile etkinlik ölçümü yapan bir çalışma
olarak Özkara ve Atak (2015)’ın çalışması
öne çıkmaktadır. Bu çalışma ayrıca,
imalat sanayinin enerji performansını ve
tasarruf potansiyelini bölgesel düzeyde
tespit etmesi ile literatüre önemli bir katkı
sağlamaktadır. Bu makalenin devamında,
sözü edilen yazarların çalışmasındaki
önemli bulgular aktarılmaktadır.
İmalat Sanayinde İBBS Düzey 2
Bölgelerinin Performansları
Özkara ve Atak (2015)’ın çalışmasında
dört farklı VZA modeli kullanılarak
etkinlik ölçümü yapılmıştır. Her bir
VZA modeli, etkinlik ölçümü için imalat
sanayi üretimini farklı bir açıdan ele
almakta ve bunun neticesinde hesaplanan
etkinlik sonuçları değişebilmektedir. Bu
kısımda, ilgili çalışmanın iki modeline
dair sonuçlara yer verilmektedir. Bu
VZA modelleri, ilgili çalışmada yer alan
temel CCR modeli ile enerji tasarrufu
potansiyelini maksimize eden ve CCR
8
Karar Verme Birimleri
Türkiye’nin iller düzeyinde imalat
sanayi ve alt kolları
Radyal
Malmquist endeks
modeli gibi radyal yapıda olan modeldir.
İki modelin arasındaki temel fark, farklı
girdi ve çıktıları etkinlik ölçümünde farklı
biçimde ele almaları ve enerji tasarrufu
potansiyelini hesaplayan modelin ayrıca
istenmeyen çıktı olarak CO2 emisyonunu
zayıf atılabilirlik varsayımı altında
hesaba katmasıdır. Bunun yanında
üretim sistemindeki tüm temel girdileri
içermesinden dolayı yazarların bu
çalışmasındaki etkinlik ölçümü toplam
faktör bakış açısını içermektedir. Tablo
2’de bu etkinlik ölçüm modellerinde
kullanılan girdi ve çıktılar verilmektedir.
Her iki model de girdi odaklı olarak ele
alınmıştır. Böylece modeller, karar verme
birimlerinin mevcut çıktı miktarının,
mümkün olan en az girdi miktarı ile
üretilmesini sağlamak amacıyla kurulmuş
ve çözümler elde edilmiştir.
Türkiye’nin İstatistiki Bölge Birimleri
Sınıflaması (İBBS) Düzey 2’de yer alan 26
adet bölgenin imalat sanayinin etkinlik
skorları 2003-2012 dönemindeki her yıl için
hesaplanmıştır. İlgili dönemde bölgelerin
performanslarını genel olarak kıyaslamak
adına, 2003-2012 yıllarını kapsayan on
yılın ortalama etkinlik değerleri Şekil 1’de
verilmektedir. Yapısı ve girdi-çıktı tercihi ile
CCR modeli ekonomik performansı; enerji
tasarrufu potansiyelini maksimize eden
diğer model ise emisyonları da hesaba
katarak enerji girdisi üzerinden etkinlik
ölçtüğü için bütünleşik çevre ve enerji
performansını ifade etmektedir.
Tablo 2. Etkinlik Ölçüm Modellerinde Tercih Edilen Girdi ve Çıktılar
CCR Modeli
Enerji Tasarrufu Potansiyelini
Maksimize Eden Model
Sermaye Stoku
Girdi
Girdi (Sabitlenmiş)
İstihdam
Girdi
Girdi (Sabitlenmiş)
Elektrik
Girdi
Girdi
Üretim Değeri
Çıktı
Çıktı
CO2
-
İstenmeyen Çıktı
MART 2016
Şekil 1. Bölgelerin 2003-2012 Dönemindeki Ortalama Etkinlik Skorları
TR10-İstanbul bölgesinin imalat sanayi,
her iki modelde de tüm yıllar için etkin
durumdadır. Bu bölgeyi takip eden
TR42-Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu,
Yalova ile TR51-Ankara bölgelerinin imalat
sanayi en iyi ikinci ve üçüncü performansa
sahiptirler. En düşük performans CCR
modeline göre TRA1-Erzurum, Erzincan,
Bayburt; diğer modele göre ise
TRA2-Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan bölgesinde
görülmüştür.
İmalat Sanayinde Ulusal ve Bölgesel
Düzeyde Enerji Tasarrufu Potansiyeli
Girdi odaklı veri zarflama analizi
modelleri, aynı miktardaki çıktıyı
üretecek en az girdi bileşimini sonuç
olarak verdiği için, enerji girdisi özelinde
hesaplanan iyileştirme miktarları aslında
israf edilen enerji miktarı bilgisini karar
vericilere sunmaktadır. Böylece her
bir bölge düzeyinde imalat sanayinin
israf ettiği elektrik enerjisinin tükettiği
elektrik miktarına oranı, elektrik enerjisi
özelinde enerji tasarrufu potansiyelini
vermektedir. Bölgesel düzeyde elektrik enerjisi
dışında diğer enerji tüketimlerine dair veri
bulunamadığı için, sözü edilen çalışmada
imalat sanayinin enerji tüketimini temsil etmek
üzere elektrik enerjisi tüketimi kullanılmıştır.
Literatürde enerji tasarrufu potansiyelini
sabitlenmiş sermaye ve iş gücü girdileri ile
istenmeyen çıktılar yoluyla maksimize eden
model olarak geçen VZA modeli (Wang, Yu,
& Zhang, 2013), CCR modelinin sonuçlarıyla
kıyaslandığında, İBBS Düzey 2 bölgelerinin
enerji tasarrufu potansiyelini daha yüksek
oranlarda hesaplayabilmektedir. Analiz
döneminin tamamı göz önüne alındığında
Türk imalat sanayinin enerji tasarrufu
potansiyeli CCR modeline göre % 26,1 olarak
hesaplanmakta; tasarruf potansiyelini
maksimize eden diğer model sonucuna göre
ise bu oran % 28,7 olarak bulunmaktadır.
Yıllar itibarıyla bakıldığında ise her bir
model sonucuna göre ulusal düzeyde imalat
sanayinin enerji tasarrufu potansiyeli Şekil
2’de verilmektedir. Şekilde yer alan sütunların
tamamı ilgili yıldaki imalat sanayinin toplam
elektrik tüketimini, koyu renkli kısımlar
ise ilgili yılda bölgelerin imalat sanayinin
Şekil 2. İmalat Sanayinde Yıllar İtibarıyla Miktar Olarak Elektrik Tüketimi ve Tasarruf Potansiyeli
9
MART 2016
MAKALE
İMALAT SANAYİNİN 2003-2012 DÖNEMİNDE BÖLGESEL DÜZEYDE ETKİNLİĞİ
VE ENERJİ PERFORMANSI
Şekil 3. Enerji Tasarrufu Potansiyelini Maksimize Eden Modele Göre Bölgelerin Ortalama Tasarruf Potansiyelleri
10
MART 2016
etkin olarak kullanmayarak israf ettiği
elektrik tüketiminin toplam miktarını
göstermektedir. 2009 yılı enerji tasarruf
potansiyelinin analiz döneminde en düşük
oranda gerçekleştiği yıl olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu yılda CCR modeline
göre % 17,7; enerji performansını ölçen
diğer modele göre ise % 22,2 oranında
tasarruf potansiyeli hesaplanmıştır.
Enerji tasarrufu potansiyelinin en yüksek
gerçekleştiği yıl ise yine sırasıyla % 35,2 ve
% 36,5 oranları ile 2006 yılı olmuştur.
Şekil 3 ise bölgelerin analiz dönemi
genelinde ortalama olarak ne oranda
enerji (elektrik) tasarrufu potansiyelinin
olduğunu göstermektedir. Verilen bu
şekilde, sütunların tamamı bölgelerin
analiz dönemindeki on yıllık toplam
elektrik tüketimini, sarı renkli kısımlar
ise israf edilen elektrik enerjisi toplamını
göstermektedir. Şeklin en sol tarafında ise
bölgelerin bu iki parametreye bağlı olarak
hesaplanan enerji tasarrufu potansiyeli
büyükten küçüğe sıralı olarak verilmiştir.
Veri zarflama analizi ile göreli etkinlik
ölçümü yapıldığından dolayı en iyi ya da
başka bir deyişle etkin bölgelerde tasarruf
potansiyeli ortaya çıkmamaktadır. Bu
nedenle etkinlik skorlarının verildiği bir
önceki kısımdan da hatırlanacağı üzere
TR10-İstanbul bölgesinin imalat sanayi
girdi ve çıktı bileşimi ile diğer bölgelere
rol model olduğu için bu bölgede tasarruf
oranı sıfır olarak karşımıza çıkmaktadır.
Örneğin TR31-İzmir bölgesinin imalat
sanayinin girdi-çıktı yapısı, TR10-İstanbul
bölgesi ile kıyaslandığında elektrik
enerjisini ortalama % 26,5 oranında
israf ederek yani etkin olmayan biçimde
tüketmektedir.
Sonuç
Burada incelenen çalışmadan elde edilen
bulgular, imalat sanayini bölgesel düzeyde
etkinlik ve enerji tasarrufu açısından
anlamaya yardımcı olacak ve imalat
sanayinde bölgesel düzeyde uygulanacak
politikalara katkı sunacaktır. Türkiye’de
bölgesel gelişmişlik farklılıklarının
7. Özkara, Y., & Atak, M. (2015). Regional
total-factor energy efficiency
and electricity saving potential of
manufacturing industry in Turkey.
Energy, 495-510.
8. Şimşek, N. (2011). Türkiye’nin Çevresel
Enerji Etkinliği ve Toplam Faktör
Verimliliği: Karşılaştırmalı Bir Analiz.
Ege Akademik Bakış, 11(3), 379-396.
9. Tuncer, İ., & Özuğurlu, Y. (2004, Aralık).
Türkiye Ekonomisinde Büyüme ve
Sektörel Üretkenlik Analizleri: Bölgesel
Karşılaştırmalar 1980-2000. Mayıs 31,
2010 tarihinde http://www.tek.org.tr.
adresinden alındı
10.TÜİK. (2013). Türkiye İstatistik Kurumu
Dış Ticaret İstatistikleri Haber Bülteni.
URL: http://tuik.gov.tr/ZipGetir.
do?id=13428&class=onceki,
11.TÜİK. (2014a). Türkiye İstatistik
Kurumu Yıllık Sanayi ve Hizmet
İstatistikleri, 2012 Haber Bülteni,
Kaynaklar
Tablo-1: Ekonomik faaliyetlere
1. Altıok, M., & Tuncer, İ. (2013). Türkiye
(Programcılık ve yayıncılık faaliyetleri,
İmalat Sanayinde Yapısal Değişim
finans ve sigorta faaliyetleri hariç)
ve Üretkenlik: 1980–2008 Dönemi.
göre bazı temel göstergeler. URL:
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
http://tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.
Dergisi, 13(2).
do?id=16181,
2. Büyükkılıç, D., & Yavuz, İ. (2005). İmalat
12.TÜİK. (2014b). Türkiye İstatistik
Sanayiinde Toplam Faktör Verimliliği
Kurumu İktisadi Faaliyet Kollarına
- Teknik Değişim, Teknik Etkinlik
Göre Cari Fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi
(1994-2001). Ankara: Milli Prodüktivite
Hasıla, NACE Rev. 2. URL: http://www.
Merkezi .
tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_
3. Chien, T., & Hu, J.-L. (2007).
id=2217,.
Renewable energy and macroeconomic
13.Xiaoli, Z., Rui, Y., & Qian, M. (2014).
efficiency of OECD and non-OECD
China’s total factor energy efficiency
economies. Energy Policy, 35(7).
of provincial industrial sectors. Energy,
4. Deliktaş, E. (2002). Türkiye özel sektör
65, 52-61.
imalât sanayiinde etkinlik ve toplam
faktör verimliliği analizi. ODTÜ Gelişme 14.Yalama, A. ve Sayım, M. (2008). Veri
Zarflama Analizi ile İmalat Sektörünün
Dergisi, 29(3-4), 247-284.
Performans Değerlendirmesi. Dokuz
5. Honma, S., & Hu, J.-L. (2008). TotalEylül Üniversitesi İktisadi ve İdari
factor energy efficiency of regions in
Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(1), 89-107.
Japan. Energy Policy, 36(2), 821-833.
15.Yavuz, İ. (2003). Verimlilik ve Etkinlik
6. Örkcü, H., & Bal, H. (2012). A New
Ölçümüne Yeni Yaklaşımlar ve İllere
Approach To Cross Efficiency In
Göre İmalat Sanayiinde Etkinlik
Data Envelopment Analysis and
Karşılaştırmaları. Ankara: Milli
Performance Evaluation of Turkey
Prodüktivite Merkezi.
Cities. Gazi University Journal of
Science, 25(1), 107-117.
giderilmesi ve bölgesel gelişmenin
daha dengeli bir yapıya kavuşması için,
ekonominin üretken gücü olan imalat
sanayinin bölgesel düzeyde etkinliğinin
artırılması önemlidir. Etkinliği artan bir
imalat sanayi, kaynaklarını israf etmeden
kullanarak orta ve uzun dönemde ortaya
koyacağı tasarruf ve birikimler yoluyla
yatırımlarını ve kapasitesini artırabilecek
ve bunun yanında hem rekabetçiliğini
hem de büyümesini sürdürebilecektir.
Çevreye duyarlı ve verimliliği yüksek bir
sanayi yapısı, özellikle orta ve az gelişmiş
bölgelerin kalkınmasında önem arz
etmektedir. Bu nedenle, başta kalkınma
ajansları olmak üzere bölgesel düzeyde
politika geliştiren kurumlar tarafından,
özellikle bu bölgelerde yenilikçiliğe ve
teknoloji geliştirmeye dayalı, katma
değerli üretim desteklenmelidir.
11
MART 2016
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ KURUM YAPILANMASI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME
Jas SINGH- Yasemin ÖRÜCÜ / Dünya Bankası
10. Kalkınma Planının
aralarında enerji verimliliği
de bulunan birçok odak
alanı için ayrıntılı eylem
planları yayınlanmıştır.
Enerji Verimliliği
Eylem Planı belgesinde
‘Yenilenebilir Enerji
Genel Müdürlüğü’nün
(YEGM) diğer kurum
ve kuruluşların enerji
verimliliği faaliyetlerini de
yönlendirecek ve koordine
edecek daha güçlü bir
yapıya kavuşturulması”
öngörülmektedir.
Türkiye’nin rekabet
gücünü önemli ölçüde
artırabilecek potansiyele
sahip olan enerji verimliliği
politikalarını programatik
ve etkin bir şekilde
kullanabilmek ve kurumsal
kapasitenin güçlendirilmesi
için bu iyileştirmelere ihtiyaç duyulmakla
birlikte, yönetişim, bağımsızlık ve
hesap verebilirlik konularında paralel
iyileştirmelerin kaydedilebilmesi için ilave
çabalar gerekecektir.
Dünya Bankası 2014-15 yıllarında,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile istişare
içerisinde ‘Enerji Verimliliği Kurumsal
İncelemesi’ çalışmasını gerçekleştirmiştir.
İncelemenin temel amacı Türkiye’nin
enerji verimliliği (EV) politikalarını
ve programlarını yönetme yeteneğini
geliştirmek ve böylelikle açıklanan ulusal
enerji verimliliği hedeflerini tutturmasına
katkıda bulunmak olmuştur. İnceleme
kapsamında, uluslararası deneyim ve en
iyi uygulamalar ışığında Türkiye’de enerji
1
2
12
verimliliği alanında rol ve sorumluluklar
da dâhil olmak üzere mevcut kurumsal
yapının ayrıntılı bir değerlendirmesi
yapılmıştır. Bu yazıda yer alan bilgiler, söz
konusu inceleme sonucunda hazırlanan
raporun1 özetini, dolayısıyla kurumsal
seçenekleri ve önerileri içermektedir.
Kurumsal Yapıların ve İyi Uygulamaların
Uluslararası İncelemesi
Dünya Bankası, 2013 yılında yürütülen
bir çalışma ile2 27 gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkede 2 ila 30 yıllık enerji verimliliği
program ve kurumlarını incelemiştir.
İnceleme kapsamında yedi ayrı kurumsal
model belirlenmiştir. Buna gore, 1990’larda
yapılanma geniş kapsamlı ulusal enerji
kurumları iken, son on yılda bunların yerini
enerji verimliliği ve ilgili temiz enerji
yatırımları üzerinde odaklanan
ihtisaslaşmış, özerk kurum veya kamuya
ait şirket statüsünde kurulan uygulayıcı
kurumlar almaya başlamıştır. Çalışma
sonucunda ‘başarılı’ enerji verimliliği
yapılanmalarının belirli ortak niteliklere
sahip oldukları gözlenmiştir. Buna göre
bu kurumlar genellikle özerk ve esnektir,
görünür ve hesap verebilirdir, uygun
personel ve kaynağa sahiptir ve çeşitli
paydaşlar ile iş birliği yapabilmektedir.
Türkiye’de Mevcut Sistemin
Değerlendirilmesi ve Bulguların Özeti
Dünya Bankası, başarılı enerji verimliliği
programlarına ilişkin geliştirdiği
çerçeveye dayalı olarak Türkiye’nin
genel enerji verimliliği programının bir
değerlendirmesini yapmıştır, bu
Türkiye Cumhuriyeti: Enerji Verimliliği Kurumsal İncelemesi, Dünya Bankası, Mayıs 2015.
Gelişmekte Olan Ülkelerde Talep Tarafı Enerji Verimliliği Uygulaması için Kurumsal Yönetişimin Geliştirilmesi, Dünya Bankası, 2011.
MART 2016
değerlendirme aynı zamanda kamu ve
özel sektör paydaşları ile mülakatlardan
elde edilen bulguları da içermektedir.
Politika Çerçevesi
Türkiye’de enerji verimliliğine ilişkin
politika çerçevesi makul derecede
güçlü ve uluslararası iyi uygulamalara
dayanmaktadır. Enerji Verimliliği Kanunu
ve daha sonra çıkarılan yönetmelikler
enerji kullanan tüm anahtar sektörleri
kapsamaktadır; kurumsal görev, yetki,
sorumluluklar, hedefler, uygulama
mekanizmaları, teşvikler, cezalar
ve fiyatlandırma hususları nispeten
açık bir şekilde belirlenmiştir. Ancak,
EİE’nin kapatılması sonrasında, Enerji
Verimliliği Kanununun gözden geçirilmesi
ve güncellenmesi, EİE’ye verilen
sorumlulukların YEGM de dâhil olacak
şekilde ilgili Bakanlık birimlerine ve
kuruluşlarına resmi olarak yeniden tevdi
edilmesi gerekmektedir. Bakanlıkların
enerji verimliliği programlarının
desteklenmesine ilişkin rolleri yeterli
derecede açık değildir ve bu durum enerji
verimliliği programı oluşturulmasında
bazı kurumsal çakışmalara ve rekabete
yol açmıştır. Ayrıca halen, politika
çerçevesinin tamamlanabilmesi ve mevcut
politika ve düzenlemelerin sistematik
bir şekilde uygulanabilmesi için bazı
ikincil mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç
duyulmaktadır.
ihtiyaç duyulmaktadır. Bilgilendirme
kampanyaları başarılı bir şekilde
uygulanmıştır, ancak kampanyaların
zamanla etkinliğini kaybettiği
görülmektedir.
Veri ve Bilgiler
Mevcut mevzuatta genel olarak veri
toplama ve bilgilendirmeye ilişkin
kurumsal roller tanımlanmıştır. Büyük
kullanıcıların enerji tüketim bilgilerinin
toplanması ve bu bilgiler için veri
tabanlarının geliştirilmesi ve tutulması
sorumluluğu birincil olarak YEGM’ne
verilmiştir. Bununla birlikte, raporlama
yükümlülüklerinin yerine getirtilmesi,
veri işlenmesi ve analizi, karşılaştırma
ve sektörel analiz kabiliyetlerinin
geliştirilmesi gibi alanlarda kapasitenin
güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Ayrıca, başarılı uygulama örneklerinin
tekrarlanabilmesi için, uygulama
deneyimlerine ilişkin (örnek uygulama
incelemeleri, finansman türleri, örnek
sözleşme taslakları başta olmak
üzere) bilgi toplayacak sistemlerin
geliştirilmesine ve finansman ve
uygulamanın daha fazla desteklenmesine
yönelik programların geliştirilebilmesine
Teşvikler ve Uygulama Desteği
Çeşitli teşvik uygulamaları ve teknik
yardım programları geliştirilmiştir ve
bunlar çalışır durumdadır, ancak program
planlama ve uygulama fonksiyonlarının
tümü (piyasa etütleri, program tasarımı,
uygulama planları, izleme ve raporlama,
değerlendirme ve program yeniden
tasarımı gibi) uygulanmamaktadır. Çoğu
teşvik uygulaması daha büyük sanayi
tüketicilerini hedeflemekle birlikte,
fonlar her zaman istenilen düzeyde
kullandırılamamıştır. Kamu tesislerini,
ticari binaları veya konut sektörünü
spesifik olarak hedefleyen veya enerji
verimliliği danışmanlık şirketleri (EVD)
gibi yeni mekanizmalara yönelik teşvik
programları bulunmamaktadır. Çeşitli
durumlarda bazı teknik yardım girişimleri
bulunmakla birlikte, bunların çoğunun
donörler tarafından finanse edilen, birkaç
yıl sonra kademeli olarak uygulamadan
kaldırılacak geçici nitelikte programlar
13
MART 2016
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ KURUM YAPILANMASI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME
olduğu görülmektedir. Son kullanıcılara
kapsamlı teknik, finansal ve uygulamaya
ilişkin bilgi sağlayacak fonksiyonel EV
bilgilendirme merkezleri, web siteleri veya
uygun diğer araçlar bulunmamaktadır.
İzleme ve Değerlendirme
Türkiye’de izleme ve değerlendirme (İ-D)
fonksiyonları tam olarak geliştirilmiş
ve faaliyete geçirilmiş değildir. Bazı
İ-D fonksiyonları planlanmış veya
politikalarla belirlenmiştir, ancak
bunlara ilişkin resmi değerlendirme
raporları bulunmamaktadir. Ulusal
düzeyde belirlenmiş hedefler mevcuttur
ancak hedeflerin uygunluğu, uygulama
maliyetleri, finansman kaynakları, vs.
14
hakkında yapılan analizler oldukça
sınırlıdır. Nispi öncelik sıralamalarını
veya enerji tasarrufu potansiyellerini
belirlemeye yönelik sektör veya alt
sektör hedefleri belirlenmemiştir. Öte
yandan, ulusal hedefler doğrultusunda
kaydedilen ilerlemenin nasıl ölçüleceğini
ve ne aralıklarla raporlanacağını
belirlemeye yönelik olarak kabul edilmiş
bir metodolojinin bulunmadığı da
görülmektedir.
Program ve proje düzeyinde, bunların
etkilerini veya etkinliğini belirlemeye
yönelik belirlenmiş değerlendirme ve
ölçüm–doğrulama metodolojileri veya
planları bulunmamaktadır.
Piyasa Segmenti Bazında Değerlendirme
Türkiye’deki mevcut durum piyasa
segmentleri bazında da incelenmiştir.
Örnegin küresel deneyim göstermektedir ki,
fiyat sinyallerine ve teşviklere cevap veren
özel sektörün aksine, kamu sektörünün
motive edilmesi daha karmaşıktır.
Genel olarak politika üzerine daha fazla
odaklanmak gerekir, enerji verimliliği
iyileştirmeleri uygulamalarını daha kolay ve
daha az riskli hale getirmek için destekleyici
programlara da ihtiyaç duyulur. Başarılı
programların önemli bir unsuru kamu ihale
düzenlemelerinin ve prosedürlerinin; (a)
en düşük ilk maliyet yerine yaşam döngüsü
maliyetleri ve (b) kamu kurumlarının enerji
faturalarını düşürmeleri halinde bütçe
MART 2016
davranışsal eylemsizliğe yol açan yüksek
risk algısı bunlardan bazılarıdır.
Dünya Bankası’nın ve diğer uluslararası
finansal kuruluşların deneyimleri
kamunun engellerden bazılarını ortadan
kaldırmalarına olanak tanıyacak çeşitli
finansman seçeneklerinin mevcut
olduğunu göstermektedir.
Uluslararası tecrübe, konut sektöründe
enerji verimliliği iyileştirmelerinin
desteklenmesine yönelik dört ana
finansman seçeneğine işaret etmektedir:
(a) enerji verimliliği döner sermayeleri,
(b) ticari banka finansmanı ile uygulanan
kredi hatları, (c) kısmi kredi veya risk
garantileri, (d) kamu hizmet şirketlerinin
yükümlülükleri. Diğer sektörlerde olduğu
gibi, dört seçeneğin her biri altındaki
seçimlerin, tasarım özelliklerinin ve
sunulan ürünlerin ülke koşullarına göre
tasarlanması gerekmektedir.
ödeneklerinin azaltılmamasını sağlayacak
bir bütçeleme düzenlemesi üzerinde
odaklanarak uyarlanmasıdır.
Finansman seçenekleri ile ilgili olarak,
uluslararası deneyimler önemli potansiyel
ve cazip geri ödeme sürelerine rağmen,
bazı piyasa başarısızlıklarının enerji
verimliliği finansmanını engellediğini
göstermektedir; örneğin, (a) kredi değerliği
olan kamu kurumlarının ve belediyelerin
sayısının sınırlı olması, (b) düşük veya sınırlı
borçlanma kapasitesi; (c) yüksek işlem
maliyetlerine yol açan küçük proje ölçekleri,
(d) yüksek kaliteli EV proje tekliflerini
hazırlamak için bütçe kapasitesinin ve
teknik kapasitenin sınırlı olması, (e)
Türkiye için Anahtar Kurumsal İlkeler
Türkiye enerji verimliliğini desteklemek
için sağlam bir politika çerçevesi ile güçlü
programların ve kurumların oluşturulması
bakımından övgüye değer bir iş yapmış
olmasına rağmen, ulusal programının
etkin uygulama düzeyine taşınmasına
yardımcı olmak için ilave iyileştirmelere
ihtiyaç duyulmaktadır. Kurumsal
düzenlemelere bilgi girdisi sağlayacak bazı
ana ilkeler şunlardır:
1. Türkiye görünür ve bağımsız bir
enerji verimliliği birimi kurmayı
değerlendirmelidir.
2. Bu enerji verimliliği birimi geniş
temsilli bir yönetim kurulu ile en etkin
şekilde faaliyet gösterecek şekilde
oluşturulmalıdır.
3. Enerji verimliliği birimi, enerji
verimliliği alanında devletin ana
uygulama kolu olarak hizmet
vermelidir.
4. Enerji verimliliği birimi tüm program
fonksiyonlarını geliştirecek ve idame
ettirecektir — piyasa analizinden
program formülasyonuna, uygulamaya
ve değerlendirmeye, kamu program
planlarına ve değerlendirme
raporlarına kadar.
5. Yönetim ekibi, yönetim kurulunun
periyodik kurum performans
incelemelerine tabi olmalıdır;
personeli işe alma ve işten çıkarma,
iyi performansı ödüllendirme
esnekliklerine sahip olmalıdır.
6. Bu yeni enerji verimliliği birimi, kamu
ve konut sektörleri gibi hâlihazırda
yetersiz hizmet verilen piyasaları acil
bir şekilde ele alabilmek için çaba
göstermelidir.
Türkiye için Kurumsal Seçenekler
Bu proje sırasında gerçekleştirilen
değerlendirmeler temelinde, Türkiye için
potansiyel seçenekler olarak aşağıdaki
modeller belirlenmiştir (Tablo 1). Burada
sunulan seçeneklerin, tamamen yeni bir
birimin kurulmasından ziyade YEGM’nin
olası bir yeniden yapılandırması olarak
değerlendirilebileceğini vurgulamak gerekir.
Bu çalışma kapsamında gelecekteki
enerji verimliliği birimi olarak hizmet
vermek üzere ya bir bağımsız yasal kurum
ya da bir kamu-özel sektör ortaklığı
(KÖO) girişimi oluşturması tavsiye
edilmektedir. Her iki seçenek de uygun
özel sektör katkısı ve etkisiyle yeterince
güçlü bir bağımsızlık sağlayacaktır. Yeni
EV biriminin ana rolü EV programları
bakımından devletin uygulayıcı kolu olarak
hizmet vermek olacaktır.
Programlama bakımından, mevcut her
bir EV programının kurul tarafından
onaylanması ve program uygulama
planının açık bir strateji ile birlikte
hazırlanması ve onaylandıktan sonra
kamuoyuna açıklanması gerekecektir.
Birim faaliyete geçtikten sonraki altı aylık
süre içerisinde, ana sektörlerin her birine
yönelik — sanayi, kamu, konut —strateji ve
planları geliştirilmelidir.
15
MART 2016
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ KURUM YAPILANMASI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME
Kurulda EV sorumluluğu bulunan tüm
kamu kurumlarının yer aldığı geniş bir
temsil yapısı olacaktır. Seçilen sektör
derneklerinden, bankalardan, tüketici
gruplarından, akademik kuruluşlardan
ve sivil toplumdan temsilcilerin de
katılımı değerlendirilmelidir. Kurulun ana
sorumluluğu, yönetim ekibinin atanması
ve yenilenmesi, stratejik belgeler,
yıllık bütçelerin ve çalışma planlarının
onaylanması, tüm yeni program
planlarının onaylanması, ilerleme ve
değerlendirme raporlarının gözden
geçirilmesi ve EV kurumunun etkili bir
şekilde faaliyet göstermesini sağlayacak
diğer görevler de dâhil olmak üzere enerji
verimliliği biriminin gözetiminde olacaktır.
Program düzeyindeki kararların
çoğunluğu kurul tarafından alınacağı
için, Enerji Verimliliği Koordinasyon
Kurulu (EVKK) muhtemelen Başbakanlık
başkanlığında bakanlıklar arası
koordinasyon, politika formülasyonu
ve güncellemeleri, düzenlemelerin
uygulanması gibi konular üzerinde
odaklanan daha üst düzeyde bir EV
Politikası Komitesi’ne dönüştürülebilir. Bu
Komite aynı zamanda yeni programlama
çalışmaları, yeni düzenlemelere ilişkin
kamuoyu bilgilendirme ihtiyaçları, vs.
bakımlarından EV biriminin kuruluna
tavsiyelerde bulunabilir.
Sonuç
Dünyada geniş kapsamlı enerji
kurumlarından bağımsız yapılara sahip
daha ihtisaslaşmış kurumlara doğru bir
geçiş eğilimi gözlenmektedir. Bu durum
karar vermeyi, yetişmiş personelin elde
tutulmasını, ihtisaslaşmış becerilere
erişimi ve program uygulamasını
kolaylaştırmaktadır. Başarılı ülkeler ve
modeller arasında EV kurumlarının piyasa
etütleri, veri toplama ve veri analizi,
program planlaması ve formülasyonu,
program uygulaması ve idaresi,
program değerlendirmesi ve raporlama
fonksiyonları genel olarak benzerdir.
Birçok kurum hem etkilerin ölçülmesi,
hem de kamu kaynaklarının kullanımında
Tablo 1. Türkiye için Kurumsal Seçenekler
16
Seçenek
Açıklama
Uluslararası Örnekler
1
ETKB bünyesinde enerji verimliliği alanına özel bir genel müdürlük
(EVGM) kurulması
• Vietnam: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
bünyesindeki EV Dairesi
2
ETKB’ye bağlı olan, kurul üyeleri kamudan gelen Bağımsız bir EV
kurumu
•
•
•
•
3
Birden fazla bakanlık altında çalışan (örn. ETKB, BSTB, ÇŞB), kurul
üyeleri kamudan-özel sektörden gelen bağımsız bir EV birimi
• Fransa: ADEME
• Avusturya Enerji Ajansı
4
•
•
Enerji Verimliliği alanında faaliyet gösterecek, kurul üyeleri kamudan
•
gelen Kamu İktisadi Teşebbüsü
•
•
5
Kurul üyeleri kamudan-özel sektörden gelen bağımsız yasal kurum
•
•
•
•
6
Enerji Verimliliği alanında faaliyet gösterecek, hissedarları ve kurul
üyeleri kamu - özel sektörden gelen Kamu-Özel Sektör Ortaklığı
• Almanya: dena
• Polonya Ulusal Tasarruf Ajansı
7
Tüm program fonksiyonları performansa dayalı sözleşmeler
kapsamında özel sektörce yerine getirilen küçük idari kurum
• ABD: Eyalet EV şirketleri
• Güney Afrika: Eskom standart teklif
programı
Hindistan: Elektrik Bakanlığı’na bağlı BEE
Rusya: Enerji Bakanlığı’na bağlı REA
Tayland: Enerji Bakanlığı’na bağlı DEDE
Meksika: Enerji Bakanlığı’na bağlı CONUEE
Kore Cum.: KEMCO
Güney Afrika: NEEA
Finlandiya: Motiva
Norveç: ENOVA
İspanya: IDAE
İngiltere: EST
Japonya Enerji Tasarrufu Merkezi
İrlanda Sürdürülebilir Enerji Kurumu
Sri Lanka Sürdürülebilir Enerji Kurumu
MART 2016
Başarılı EV kurumları genellikle özerk ve
esnektir, görünür ve hesap verebilirdir,
uygun personel ve kaynağa sahiptir ve
çeşitli paydaşlar ile iş birliği yapmaktadır.
Elbette spesifik bir model seçimi siyasi bir
karar olacaktır, bununla birlikte mümkün
olan en kısa süre içerisinde bir seçeneğin
seçilmesi ve bir geçiş planının uygulamaya
konması tavsiye edilmektedir. Bu raporda
belirtilen küresel deneyimin yansıtıldığı
ilkelere göre yapılması halinde, sonuçta
açıklanan ulusal EV amaç ve hedeflerinin
başarılmasını hızlandıracak gelişmiş bir
EV kurumsal yapısı ve artan program
performansı elde edilecektir.
maliyet etkinliğin sağlanması için hesap
verebilirlik konusunda daha fazla baskıya
maruz kalmaktadır.
Kamu ve özel sektörün temsil edildiği
yönetim kurulları daha yaygın hale gelerek
daha geniş yelpazeye yayılan paydaşların
kurum çalışmalarını etkilemesine olanak
tanımaktadır. Yönetim kurulları aynı
zamanda yaklaşımlar konusunda uzlaşı
oluşturulmasına, kuruluşların birbirlerine
katkıda bulunmalarına, performans
raporları ve incelemeleri yoluyla daha
fazla hesap verebilirlik sağlanmasına
yardımcı olmaktadır. Politika
formülasyonuna ve program tasarımına
özel sektör katkısı ve özel sektörün
uygulamaya katılımı önemlidir. Diğer
yandan, EVD’ler sanayi, ticaret ve kamu
sektörü piyasalarına hizmet verilmesine
yardımcı olabilecek hizmet sunum
mekanizmalarından birisidir, ancak bunun
için tek mekanizma olmadığı gibi, bu
mekanizma bir “sihirli kurşun” da değildir.
EVD gelişimi uzun vadeli bir kararlılık
gerektirir ve karmaşık bir süreçtir.
Öncelikle kamu sektörüyle başlamanın,
daha basit iş modelleri üzerinde
odaklanmanın ve EVD’leri finansörler
olarak değil hizmet sağlayıcılar olarak
geliştirmenin etkili yaklaşımlar olduğu
ortaya konulmuştur.
17
MART 2016
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÜLKEMİZDE NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?
Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği
Enerji verimliliği sadece artan enerji
maliyetleri ve cari açık konuları üzerine
odaklı çalışmalarla kısıtlanabilecek
bir konu değildir. Enerji Verimliliği aynı
zamanda Türkiye’nin enerji arz güvenliğini
sağlamasına, büyümeyi sürdürmesine,
rekabetçiliğine, çevreyi korumasına ve
iklim değişikliğini azaltmasına yardımcı
olacaktır. Türkiye için arz istikrarını
sağlamak amacıyla talep
tarafında enerji verimliliğini
artırmak kritik öneme
sahiptir.
Enerji verimliliğinde
atılacak somut
adımlar, Türkiye’nin
rekabetçiliği ve uzun
vadeli sürdürülebilir
ekonomik büyümesi
için hayati
öneme sahiptir.
Enerjinin etkin
kullanılmaması
işletmeler için
yüksek maliyet
anlamına gelir,
dolayısıyla enerji
verimliliğinde
sağlanacak iyileşmeler
Türkiye’nin küresel
ekonomide rekabetçiliğini
koruyabilmesi için temel
bir gerekliliktir. Enerjinin
yönetilememesi aynı zamanda
daha fazla kamu kaynağının enerjiye
harcanması, bir başka deyişle ulusal
bütçeden enerji harcamaları için daha
fazla pay aktarılması anlamına gelir.
İklim değişikliğinin etkisini azaltmak
artık gelişmiş ülkelerde ve özellikle ABD
ve AB ülkelerinde öncelikli politikadır.
Ülkemizde kişi başına düşen sera gazı
emisyonları hala düşük olmasına rağmen,
18
Türkiye‘deki toplam sera gazı emisyonları
artış oranı gelişmekte olan ülkeler
arasında üst seviyelerdedir.
teşvik etmeye yönelik düzenleyici ve
kurumsal çerçevelerin oluşturulması
bakımından önemli adımlar atılmış,
Ulusal Enerji Verimliliği Stratejisi, enerji
verimliliği yatırımlarının tespit edilmesi ve
uygulanması için kurumsal ve mali destek
sağlanmasına yönelik bir politika ortaya
koymuştur. Kalkınma Bakanlığı’nın
hazırladığı Ulusal Planlarda da
Enerji Verimliliği başlığına önem
verildiği görülmüştür.
Enerji Verimliliği ve
Yönetimi Derneği
(EYODER), yapılan
tüm çalışmalara
rağmen alınacak
çok yol olduğuna
inanmaktadır.
EYODER, somut
öneriler-çözümler
üzerinde tartışmak
ve “ortak akılla”
hareket etmek
gerekliliği,
koordineli, doğru ve
hızlı hareket etmek
mecburiyeti olduğunu
düşünmektedir.
EYODER’in 2010 yılından
bu yana sektörün en
önemli oyuncularından
olan EVD (Enerji Verimliliği
Danışmanlık Şirketi)
şirketlerini temsil eden bir sivil
toplum örgütü olarak pazarda
karşılaştığı sorunlar ve bunlara yönelik
çözüm önerileri aşağıda özetlenmiştir.
Türkiye enerji verimliliği mevzuatı ve
düzenlemesi alanlarında güçlü başlangıç
adımlarını atmış olup, artık enerji
verimliliği alanındaki güçlü potansiyeli
kullanmak üzerine odaklanmanın
zamanı gelmiştir. Enerji verimliliğini
1. Enerji Yönetimi Bilincinin Olmaması
Enerjinin tüm kullanıcılara yeterli, kaliteli,
sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir
olarak ulaştırılması, enerji politikalarının
üretimden tüketime bütünsel yaklaşımla
ele alınması ve yönetilmesi gerekmektedir.
MART 2016
Devlet, arz güvenliği için gerekli önlemleri,
orta ve uzun vade beklenti ve olasılıkları
göz önüne alınarak ve mümkün olduğunca
yerli kaynakları önceliklendirerek
belirlemeli ve kriz durumları için
uygulanabilir Acil Eylem Planları
hazırlamalıdır. Talep artış tahminleri ve
buna bağlı enerji planlamalarının; enerji
arzını artırarak karşılanması şeklindeki
klasik yaklaşım (megawat) yerine, düşük
karbon, yerli kaynak, yerli teknoloji, Ar-Ge
ve istihdam artışı sağlayacak olan enerji
verimliliğini baz alan talep tarafı yaklaşımı
(negawatt) çerçevesinde yapılması ve
yenilenebilir enerjinin de desteklenmesi
gereklidir.
Enerji yöneticisi sertifikalı uzman
sayısı zamanla artış gösterse bile
işletmelere enerji verimliliği anlamında
olumlu yansıması olmamıştır. Başta
bilgi ve deneyim eksikliği olmak üzere
çeşitli nedenlerle belgelerin işlevlerini
yeterince yerine getiremediği açıktır.
Zaten birçok görevi üstlenmiş durumda
olan enerji yöneticilerinin birinci önceliği
üretimi yetiştirmek olmakta, enerjinin
etkin yönetimi için yapmaları gereken
faaliyetleri gerçekleştirememektedir.
Bir diğer sorun ise üst yönetime enerji
verimliliği konusunu aktaramamalarıdır.
Yönetmeliklerle VAP desteklerinden
yararlanmak için ISO 50001 Enerji Yönetim
Sistemi zorunluluğu getirilmiş olması, bu
alanda atılmış en somut adımlardandır.
2. Katılımcı Yapılanma
Enerji Verimliliği uygulamalarının tamamı
tüm aktörlerin katılımı ve katkısını
gerektirmektedir. Enerji Verimliliği
Kanununun yayımlanmasından bugüne
çok sayıda yönetmelik yürürlüğe girmiştir.
Gerek mevzuat hazırlık aşamasında ve
gerekse uygulama aşamasında, daha
fazla görüş alışverişine ve iş birliğine
ihtiyaç vardır. Yönetmelikler taslak
aşamasında paylaşılmakta ancak
yönetmeliklerle ilgili görüşler göz önüne
alınmamaktadır. Mevzuatın hazırlığı ve
uygulamaların izlenmesinde de katılımcı
bir süreç, koordinasyon ve danışma yapısı
oluşturulmalıdır. Uygulama sürecindeki
her türlü aksaklığın Enerji Verimliliğinin
önündeki engel olduğu unutulmamalı,
mevzuat piyasa dinamiklerine uygun olarak
güncellenmelidir. EVD şirketlerindeki bilgi
birikimi değerlendirilmeli, yetişmiş ve
nitelikli insan gücü ve sektörel birikimleri
atıl duruma sokulmamalı, şirketlerin
deneyimleri ve hafızaları yok edilmemelidir.
İşlemeyen bir yapının karmaşanın
büyümesini kolaylaştıracağı açıktır.
Diğer yandan enerji verimliliği konusunu
sahiplenme, hedef koyma, sonuçları
takip etme, tarafları koordine etme gibi
konularda devletteki parçalı yapı, yaratılan
etkiyi sınırlandırmakta ve hatta bazen
olumsuzluklara yol açmaktadır. Dünya
Bankası tarafından hazırlanan raporda
da dikkat çekilen bu konu dikkatlerden
kaçmamalı, Enerji Verimliliği konusu,
güçlü, esnek, yetkili ve hızlı aksiyon
alabilecek bir kurum tarafından bütüncül
bir anlayışla yönetilmelidir.
19
MART 2016
MAKALE
ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÜLKEMİZDE NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?
3. Enerji Yoğunluğunun İzlenmesi
Türkiye, enerji yoğunluğu açısından,
gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında;
gelişmiş ülkelere göre bir birim GSYH
üretimi için 2 ila 4 katı enerji tüketimiyle
“enerji yoğun” ekonomilerden birisi olarak
değerlendirilmektedir. Kanun çıkmasına
ve yeni yapılanmalara rağmen, Türkiye’nin
enerji verimliliğinde durumu net olarak
halen bilinmemektedir.
Sektörel enerji yoğunluğu
hedefleri belirlenmeli ve
izlenmelidir. Hedeflere
ulaşabilmek için
gerekirse vergi artışları
gibi yaptırımlar ve/
veya destekler hayata
geçirilmelidir.
Enerji tasarrufu potansiyeli
yüksek olan sanayi ve
bina sektörlerinde enerji
ve enerji tüketimini
etkileyen hususlarda çeşitli
istatistiklerin düzenli
olarak toplanması ve
enerji verimliliğiyle ilgili
göstergelerin izlenmesi
gerekmektedir. EVD
şirketlerinin yaptığı etüt
çalışmaları bu konuda
önemli bir kaynaktır.
Etütlerin zorunlu hale
getirilmesi, YEGM’in
belirlenmiş güçten fazla
enerji tüketen endüstriyel
ve ticari işletmelere
hatırlatma yazısı
göndermesi bu konuda
atılmış en somut adımdır. Bu adımın bir
sonraki aşaması izlenirliğinin sağlanması
ve uygulamanın yapılması olmalıdır.
Sonuçlar mutlaka sayısal olarak izlenmeli
ve daha etkin sonuçlar için gerektiğinde
politikada güncellemeler yapılmalıdır.
Verilerin düzenli olarak izlenmesi devletin
tüm kurumlarında enerji verimliliği
politikasının benimsenmesine yardımcı
olacaktır. Enerji verimliliği mevzuatının
20
öngördüğü cezalar konusunda da
istikrarlı olunmalıdır. Cezai yaptırımların
uygulanmaması, iyi niyetli olmayan
fırsatçılara yaramaktadır.
4. Enerji Verimliliği Piyasasının Sorunları
Ülkemizde yerli sermaye ile kurulmuş
olan Enerji Verimliliği Danışmanlık
Şirketlerinin know-how, beceri seviyesi,
bilgi ve iletişim alanındaki modern
teknolojiye erişimi ve bu teknolojinin
EVD yapılanmaları oluşmuş, ancak bu
firmaların enerji verimliliği alanındaki
global know-how’larının ülkemize
transferi, Türkiye’deki pazarın yeterince
olgunlaşamaması nedeniyle sınırlı
seviyede kalmıştır.
EVD şirketleri kuruluşlarından itibaren
kendi sektörlerinin gelişmesi için çeşitli
faaliyetlerde bulunmuş, devlete konu
ile ilgili destek vermişlerdir. Bu süreçte
mevzuat değişiklikleri
nedeniyle istikrarsızlığının
hakim olduğu bir ortamda
faaliyet göstermek zorunda
kalmışlardır. Enerji
verimliliğinin artırılması
ve sürdürülebilir bir enerji
sistemi oluşturulması
amacıyla; ekonominin
her sektöründe
enerji yoğunluğunun
düşürülmesi, enerji
verimliliğinin yükseltilmesi,
enerji verimliliği alanında
sağlıklı bir iç pazar
yaratılması ancak Enerji
Verimliliği danışmanlık
şirketlerinin güçlenmesiyle
mümkündür.
Piyasanın yaygınlaşması
isteniyorsa engeller
kaldırılmalı, bilgi
ve tecrübeye dayalı
oluşumların önü
açılmalıdır.
sağladığı avantajlardan faydalanma
kabiliyeti, yabancı şirketlerden daha az
seviyede değildir. Aksine Avrupa’nın
6. büyük ekonomisi olan ülkemiz şirketleri
yurt dışında iş yapan inşaat şirketlerinde
görüleceği üzere bu konuda da söz sahibi
olabilecek kapasitededir.
Diğer yandan ülkemizde faaliyet gösteren
yabancı sermayeli üretici firmaların
Yönetmelikte belirtilen
EVD olma koşulları ile
piyasanın gerçekliği örtüşmemektedir.
Pazardaki enerji verimliliği hizmetlerine
olan talep seviyesi, EVD şirketlerinin
mevzuat gereği istenen nitelikli iş gücü
istihdamını neredeyse imkânsız hale
getirmekte, bu ise EVD şirketlerinin
kurumsal kapasitelerini artırmalarına
engel olmaktadır.
MART 2016
5. Kamu Desteklerindeki Uygulama
Sorunları
Verimlilik artırıcı projeler (VAP) ve gönüllü
anlaşma süreci karmaşık ve oldukça
yavaştır. Etüt, eğitim ve danışmanlık için
kullanılabilen KOSGEB desteklerinde ve
diğer finansman kaynakları için izlenen
süreç ve bürokratik işlemler sektörden
görüş alınarak uygulanabilir/ulaşılabilir
şekilde değiştirilmelidir.
Yapılan enerji etüt proje, VAP ve
uygulamaların doğru olup olmadığını
kontrol için, basit ve kolay uygulanabilir
“ölçme ve doğrulama” standartları,
metodolojisi bir an önce ortaya konmalıdır.
Türkiye’de Enerji Verimliliği
sektörünün sağlıklı gelişimini
sağlamaya yardımcı olmak, enerji
verimliliği, enerji yönetimi, enerji
yöneticiliği ve EVD şirketlerinin
toplum içinde anlaşılması, toplumun
bilinçlenmesi ve hizmete güvenilmesi
için girişimlerde bulunmak, toplumunsektörün bu alandaki çıkarlarını
korumak, enerji verimliliği sektörü ile
özel ve kamu kuruluşları arasındaki
ilişkileri düzenleyici esasları tespit etmek
amacı ile araştırmalar yapmak, enerji
verimliliği esaslarını ve standartlarını,
enerji yönetimi işletme usul ve kurallarını
ülkemiz koşullarına uyarlamak, ülkede
yaymak ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır.
YEGM etütler ve etkileri konusunda
analizler yapmalı ve kamuoyu ile
paylaşmalıdır.
Hizmetlerin elle dokunulamama,
bölünememe, fiyatlandırılamama,
stoklanamama, mekanik kontrol
süreçlerine elverişsiz olma,
yüz yüze ilişkilerle üretilme
gibi özelikleri nedeniyle hizmet
kalitesinin nasıl ölçüleceği
tartışma konusu olmaktadır.
Bu nedenle ölçüm ve raporlama
hizmetlerinin bir standarda
oturtulması gerekmektedir.
Enerji Verimliliğini artıracak projelerin
kamu, sivil toplum kuruluşları ve
özel sektör tarafından sahiplenilmesi
gerekmektedir. Yanlış enerji verimliliği
uygulamalarından kaynaklanan olumsuz
algıların önüne geçilmesi için ise kamunun
gerekli önlemleri alması gerekmektedir.
Enerji konusunda çalışan herkesin
uzun vadeli bakış açısına sahip olması,
hedeflerini belirlemesi ve kaynakları
hedeflere göre yönlendirebilmesi, hesap
verme sorumluluğu ve saydamlık içinde
çalışabilmesi gerekmektedir.
EYODER Hakkında
Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği
(EYODER), kurulduğu 2010 yılından bu
yana enerji verimliliği sektörünün sağlıklı
olarak gelişmesi için çalışan bir sivil
toplum örgütüdür.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ DANIŞMANLIK
ŞİRKETLERİNİN TEMSİL EDİLDİĞİ
TÜRKİYE’DEKİ TEK YAPILANMADIR.
6. Amacı
İlgili mevzuata uygun olarak yetkili Enerji
Verimliliği Danışmanlık (EVD) Firmalarını
bir araya getirmek ve böylece
21
MART 2016
MAKALE
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NIN
ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR
Gözde BOSNALI / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Gelişmiş ülkelere kıyasla “enerji yoğun”
ekonomilerden biri olan ve nihai enerji
tüketiminin yaklaşık % 34’ünün, net
elektrik tüketiminin ise % 47,2’sinin sanayi
sektöründe gerçekleştiği ülkemizde,
sanayide enerji verimliliği alanında
yapılabilecek iyileştirmeler kaynak verimli
ve sürdürülebilir bir üretim yapısına
geçişin sağlanmasında önemli potansiyel
taşımaktadır. İşletmelerin üzerindeki en
büyük yüklerden birinin enerji maliyetleri
olması ve ülkemizin enerji açısından büyük
oranda dış ülkelerin arzına bağlı bir yapı
sergilemesi, enerji verimliliği konusunu
öncelikli bir alan hâline getirmiştir. Bu
bağlamda Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı (BSTB), ilgili mevzuat, üst
politika ve strateji belgeleriyle belirlenmiş
eylemlerin yürütülmesi yoluyla sanayide
enerji verimliliğinin artırılmasına
yönelik çalışmalarda bulunmaktadır.
Bu makalede, bu politika belgeleri
özetlenerek söz konusu faaliyetler detaylı
olarak açıklanmaktadır.
Enerjinin verimli kullanılmasının
sağlanması ve etkin bir enerji verimliliği
programının uygulanması, enerji
maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün
hafifletilmesi, enerji verimliliği konusunda
bir bilinç oluşturulmasıyla uluslararası
yükümlülüklerin yerine getirilmesi
kapsamında genel politikaları ve idari
çerçeveyi 2007 yılında yürürlüğe giren 5627
sayılı “Enerji Verimliliği Kanunu” ve ilgili
yönetmelikleri belirlemektedir. Bu kanunu
dayanak alarak, seçilmiş bazı sektör ve
alanlarda enerji verimliliğini iyileştirmeye
yönelik çalışmalar yürütülmesi, mevcut
bazı uygulamaların yaygınlaştırılması,
örnek uygulamaların duyurularak kamuoyu
bilincinin yükseltilmesi ve nihayetinde talep
22
yönetimine katkıda bulunulması amacıyla
2012 yılında “Enerji Verimliliği Strateji
Belgesi (2012-2023)” yürürlüğe girmiştir.
Sanayide Enerji Verimliliği alanında
bir diğer önemli ulusal politika belgesi
niteliğindeki Onuncu Kalkınma Planı’nın
Öncelikli Dönüşüm Programlarından biri
olan “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi
Programı”dır.
Söz konusu program kapsamındaki 3.
Bileşen: Sanayide Enerji Verimliliğinin
Artırılması’na ilişkin olup bileşen
kapsamındaki eylemlerin yürütülmesinden
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
MART 2016
sorumludur. Bileşen kapsamında yer alan
politikalar aşağıdaki gibidir:
Politika 1: Düşük verimli AC elektrik
motorlarının daha yüksek verimli
olanlarıyla değiştirilmesi,
Politika 2: KOBİ’lerin enerji verimliliği
konusundaki eğitim, etüt ve danışmanlık
hizmetlerinin desteklenmesine yönelik
mekanizmaların iyileştirilmesi,
Politika 3: Enerji verimliliği alanındaki
teknolojilerin ve iyi uygulama örneklerinin
KOBİ’lerde yaygınlaştırılması.
motorlarının daha yüksek verimli
olanlarıyla değiştirilmesidir. Bu çerçevede
Verimlilik Genel Müdürlüğü, “Sanayide
Kullanılan Düşük Verimli AC Elektrik
Motorlarının Daha Yüksek Verimli
Olanlarıyla Değiştirilmesi” olarak başlık
verilen politikayı bir program çerçevesinde
yürütme kararı almıştır.
“Sanayide Elektrik Motorlarının
Dönüşümü Programı”nın amacı, “Türk
sanayisinin enerji verimli üretim yapmasına
ve karbon salınımının azaltılmasına katkı
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülecek olan bu program kapsamında
gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler 5
ana bileşen etrafında oluşturulmuştur:
1. Sanayide kullanılan 7,5 kW ve üzeri
AC motorlarına ilişkin envanterin
çıkarılması,
2. Enerji verimli elektrik motorlarına
ilişkin mevzuatın ve denetim
mekanizmalarının güçlendirilmesi,
3. Sanayideki elektrik motorlarının
dönüşümünün hızlandırılması
için finansal destek modellerinin
geliştirilmesi,
4. Elektrik motoru üreticilerinin teknoloji
düzeylerinin ve üretim kapasitesinin
geliştirilmesi,
5. İşletmelerde enerji verimli motorlara
ilişkin farkındalığın artırılması.
Program kapsamda, sanayicilerimize
yönelik destek ve teşvikler, sanayicimizi
bu konuda bilgilendirecek eğitimler,
üretilecek kılavuzlar ve mevzuatla
belirlenecek asgari enerji performans
standartları, hedeflenen dönüşümün
gerçekleştirilmesinde önemli birer araç
olarak kullanılması öngörülmektedir.
Bu politika bileşenleri altındaki ilgili
eylemler Bakanlığımız koordinasyonunda
ve Türkiye Sanayi Strateji Belgesi
(2015-2018) ve Verimlilik Stratejisi ve
Eylem Planı (2015-2018) belgelerindeki
tamamlayıcı eylemlerle uyumlu olarak
yürütülmektedir.
Bu bileşen kapsamındaki en önemli
politika başlığı, düşük verimli AC elektrik
sağlamak üzere üretimde kullanılan
bağımsız ve akuple 7.5 kW ve üzeri
elektrik motorlarının verimli motorlarla
değiştirilmesi ve gerek elektrik motoru
üreticileri gerekse nihai kullanıcıların
teknolojik gelişiminin desteklenmesi”dir.
“Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik
Motorlarının Dönüşümü Programı” çok
taraflı ve katılımcı bir bakış açısı ile uzun
vadede nihai hedeflerine ulaşabilecektir.
Bu bileşenlere ilişkin yürütülen:
• Sanayide kullanılan elektrik motorları
envanteri,
• KOBİ’lerde enerji verimli elektrik
motorlarının kullanımının teşvik
edilmesi projesi (GEF),
• Sanayide kullanılan verimsiz elektrik
motorlarının dönüşümü Kayseri pilot
projesi,
• Denetim faaliyetleri,
• Motor test laboratuvarı,
• Bilinçlendirme faaliyetleri
kapsamında yürütülen çalışmalar aşağıda
özetlenmiştir.
23
MART 2016
MAKALE
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NIN
ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR
Yapılan analizler sonucu mevcut stoktaki
AC motorların verimlilik durumlarının
beklenenden düşük olduğu göze
çarpmaktadır. Motor Dönüşüm Programı
ile hedeflenen verimlilik seviyesi olan IE 3
sınıfına ait motorların % 1’lik seviyeye bile
ulaşamadığı ve IE 1 verim sınıfına sahip
motorların toplam motorlar içerisinde
% 60’tan fazla paya sahip olduğu
gözlemlenmiştir.
Ön analiz işlemi akabinde çalışmaların
sürdüğü detaylı analiz bölümünde ise
elektrik motorlarının sanayi tüketimindeki
payı, tasarruf potansiyelleri, dönüşüm
maliyeti, yatırım geri dönüş süreleri hem
ülke geneli hem de sektörel-bölgesel olarak
analiz edilecek ve söz konusu rapor nihai
hale getirilerek “Motor Envanteri Raporu”
adı altında motor dönüşüm programının
en önemli girdisi olarak ilgili kurum ve
kuruluşların hizmetine sunulacaktır.
1. Sanayide Kullanılan Elektrik
Motorlarının Envanterinin Çıkarılması
Projesi
Onuncu Kalkınma Planı Öncelikli
Dönüşüm Programlarından biri olan
“Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi
Programı” altında yer alan “Sanayide
Enerji Verimliliğinin Artırılması” bileşeninin
koordinasyonu Ekim 2014’ten bu yana
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülmektedir. Bu bileşen kapsamındaki
en önemli politika başlığı, düşük verimli
AC elektrik motorlarının daha yüksek
verimli olanlarıyla değiştirilmesidir. Bu
çerçevede Verimlilik Genel Müdürlüğü,
“Sanayide Kullanılan Düşük Verimli AC
Elektrik Motorlarının Daha Yüksek Verimli
Olanlarıyla Değiştirilmesi” olarak başlık
verilen politikayı bir program çerçevesinde
yürütme kararı almıştır.
24
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülecek olan bu program kapsamında
yer alan faaliyetler içerisinde öncelikli
olarak “Sanayide kullanılan 7,5 kW ve
üzeri AC motorlarına ilişkin envanter
çıkarılması” eyleminin gerçekleştirilmesi
planlanmıştır. Bu doğrultuda; toplam 62
ilde yer alan ve sayısal olarak önceden
belirlenen imalat sektörlerine ilişkin
faaliyet gösteren 887 sanayi işletmesine
ait motor envanteri bilgileri, BST İl
Müdürlüklerinin çalışmaları sonucu
elde edilmiş ve analiz çalışmalarına
başlanmıştır.
Ön analiz raporu kapsamında
işletmelerden alınan AC (alternatif
akım) ve DC (doğru akım) motor verileri
incelenerek yerli-ithal üretim oranı,
ortalama güç, verimlilik durumu vb.
sonuçlar elde edilmiş, ayrıca mevcut
stokta yer alan motor sayısı ve buna
ilişkin temel veriler hesaplanmıştır.
2. KOBİ’lerde Enerji Verimli Elektrik
Motorlarının Kullanımının Teşvik
Edilmesi Projesi
KOBİ’lerde kullanılan elektrik motorlarının
piyasa dönüşümü ile verimli hale
getirilmesini amaçlayan Proje teklifi Bilim,
Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı Verimlilik
Genel Müdürlüğü ile UNDP tarafından
hazırlanarak Küresel Çevre Fonu’na (GEF)
sunulmuş ve projenin uygulama projesi
olarak detaylandırılması GEF tarafından
Haziran 2015’de onaylanmıştır.
Proje ortakları arasında Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı (YEGM), Birleşmiş
Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Türk
Standartları Enstitüsü, KOSGEB, Ankara
Sanayi Odası, İstanbul Sanayi Odası ve
yerli motor üreticileri yer almaktadır.
MART 2016
“KOBİ’lerde Enerji Verimli Elektrik
Motorlarının Kullanımının Teşvik
Edilmesi Projesi”; KOBİ’lerde kullanılan
verimsiz elektrik motorlarının piyasa
dönüşümü ile daha verimli hale
getirilmesini sağlamak üzere aşağıdaki
beş ana bileşenden oluşmaktadır:
• Türkiye’de yeni ve mevcut motorların
enerji verimli hale getirilmesi için ilgili
yasal çerçevenin güçlendirilmesi,
• Elektrik motoru sektörü için uygun
yönetişim ve bilgi altyapısının
geliştirilmesi,
• Türk Standartları Enstitüsü (TSE) test
laboratuarlarının test imkânlarının
geliştirilmesi,
• Motor dönüşümüne yönelik mali
destek modellerinin geliştirilmesi ve
uygulanması,
• Kapsamlı farkındalık ve eğitim
programı uygulanması.
Toplam süresi 5 yıl olarak belirlenen ve
3,75 milyon dolarlık kısmı GEF katkısı
olmak üzere kurumların ayni katkıları ile
yaklaşık 30 milyon dolar bütçeye sahip
olan Proje 2016 yılı sonu itibarıyla
başlayacak olup, 5 yıl sürecektir.
3. Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik
Motorlarının Dönüşümü Kayseri Pilot
Projesi
Türkiye imalat sanayinde yer alan
işletmelerde kullanılmakta olan verimsiz
elektrik motorlarının verimli olanlar ile
değiştirilmesi yoluyla ülke düzeyinde
elektrik enerjisi tasarruf ve verimliliğin
sağlanması amacıyla başlatılan “Sanayide
Kullanılan Verimsiz Elektrik Motorlarının
Dönüşümü Programı” kapsamında
Verimlilik Genel Müdürlüğü ve KOSGEB
işbirliği ile “Sanayide Kullanılan Verimsiz
Elektrik Motorlarının Dönüşümü Destek
Kredisi Programı” adı altında yeni bir
kredi faiz desteği program tasarlamıştır.
Bu çerçevede, ilgili destek programının
Kayseri OSB’de faaliyette bulunan, Enerji
tarafları olan KOSGEB, BSTB ve Kayseri
OSB Müdürlüğü (KOSBM) arasında protokol Verimliliği Etüt Çalışması yürütmüş
veya etüt çalışması yaptıracak KOBİ’ler
Ekim 2015 tarihinde imzalanmıştır.
faydalanabilecektir.
Pilot proje kapsamında KOBİ’lerin mevcut
Ayrıca, her KOBİ uygulanacak kredi faiz/
verimsiz elektrik motorlarını IE3 ve üzeri
kar payı desteğinden yeterli KOSGEB
elektrik motorları veya değişken hız
kaynağı olması ve Banka’nın uygun
sürücüsü ile teçhiz edilmiş IE2 motorlar
görmesi halinde kredi üst limitini aşmamak
ile değiştirmeleri amaçlanmaktadır.
Verimsizleri ile değiştirilen verimli elektrik kaydı ile birden fazla yararlanabilecektir.
Program hakkında bilgi almak için KOBİ’ler
motorları sayesinde işletmelerin daha az
KOSGEB ve Kayseri Organize Sanayi Bölge
enerji ile daha çok üretim yapabilmeleri
Müdürlüğü’ne başvurulabilecektir. Program
ve böylece daha çok kazanç elde etmeleri
2016 yılı sonuna kadar geçerli olacaktır.
öngörülmektedir.
Kredi Faiz Desteği Programına göre
KOSGEB’in belirlediği bankalar tarafından
sağlanacak kredi ile KOBİ başına en
fazla 300.000 TL tutarında, 1 yıl geri
ödemesiz geri kalanı 3’er aylık eşit
taksitler halinde toplam 36 ay vadeli
ve Banka tarafından talep edilmesi
durumunda %80’i KGF tarafından
teminatlı kredi kullandırılacaktır.
KOBİ’lere kullandırılacak kredinin faizi
KOSGEB tarafından karşılanacaktır. Pilot
proje kapsamında uygulanan kredi faiz
desteğinden KOSGEB Veri Tabanında
yer alan ve KOBİ Beyannamesi onaylı,
4. Denetim Faaliyetleri
10. Kalkınma Planı Sanayide Enerji
Verimliliğinin Geliştirilmesi Eylem
Planları kapsamında Sanayi Ürünleri
ve Denetimi Genel Müdürlüğü Elektrik
Motorları ile ilgili denetimleri öncelikli
faaliyetleri arasına almıştır. Bu çerçevede,
öncelikle bir pilot denetim projesi kurgusu
oluşturulmuştur.
Test sonuçlarına göre pilot denetim
esnasında elde edilen tecrübeler ışığında;
kontrol listeleri ile denetim usul ve esasları
25
MART 2016
MAKALE
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NIN
ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR
gözden geçirilecek olup idari yaptırımlarla
ilgili çalışmaların sonuçlandırılmasının
ardından il müdürlüklerine denetim
talimatı verilecektir.
birliği geliştirilmesi hedefleri çerçevesinde doğrulanması amacıyla TSE’de bir elektrik
faaliyetler planlanmıştır.
motoru test laboratuvarının kurulmasına
yönelik piyasa araştırması ve fizibilite
5. Elektrik Motorları Test Laboratuvarı
çalışmaları başlatılmıştır.
Elektrik motorlarına yönelik olarak
ithalatta ve iç piyasada yürütülecek
denetim faaliyetlerinin; Ekonomi
Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
ile Türk Standartları Enstitüsü yetkililerin
yer alacağı alt bir çalışma grubu
oluşturularak Sanayi Ürünleri
Güvenliği ve Denetimi Genel
Müdürlüğü koordinasyonunda
sürdürülmesi
kararlaştırılmıştır.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
(BSTB) ile kamu ve sektör temsilcileri
arasında yapılan toplantılar neticesinde
Elektrik motoru
denetim sürecinin iç
piyasa denetimleri ve
ithalat denetimleri
olmak üzere iki
aşamada yürütülmesi
planlanmıştır. Buna
göre denetim sürecinin
tüm yönleri ile
alınarak; denetçilerin
uzmanlaştırılması;
denetçilerin bu ürün
grubu ile ilgili denetim
kapasitesinin geliştirilmesi
ve uzman denetçi havuzu
oluşturulması; iç piyasa
denetimleri ile ilgili iyi denetim
modeli kurulması; ithalat/gümrük
denetimleri ile ilgili usul esaslar
oluşturulması; uygunluk değerlendirmesi
sürecinin ortaya konması, laboratuvar
alt yapısının yeterliliğinin incelenmesi;
sektörün mevzuata uygunluk seviyesinin
ve uyumla ilgili sorunlarının tespit
edilmesi, uygunluk seviyesinin artırılması
için denetimlerin araç olarak kullanılması;
sektörel analiz yapılması (piyasa aktörleri,
piyasaya arz akışı, kullanıcı profili ve şekli,
ürün profili ve kullanım miktarları) ve
sektör ile Bakanlığın denetimden sorumlu
birimi arasında ortak bir anlayış ve iş
26
Bu aşamada 2014 Şubat ayında TSE
tarafından tamamlanan fizibilite çalışmasına
istinaden laboratuvar kurulumu için ihale
süreci başlatılmış ve güç aralığı 0,7590 kW olan Motor Deney Laboratuvarı,
Mart 2015 tarihinde, TSE (Gebze) Kalite
Kampüsü Elektroteknik Laboratuvarı
Müdürlüğünde tesis edilmiştir.
Laboratuvar, kabul testleri
sonrası Ağustos 2015 tarihinde
aktif olarak çalışmalarına
başlamış bulunmaktadır.
Ayrıca bu süreç içerisinde
TÜRKAK Akreditasyon
denetiminden başarı ile
geçmiş ve konusunda
ilgili standartlardan
akreditasyonunu
tamamlamıştır.
6. İşletmelerde Enerji
Verimli Motorlara
İlişkin Farkındalığın
Artırılması/
Bilinçlendirme ve
Kapasite Geliştirme
Faaliyetleri
üretici laboratuvarları dışında ülkemizde
bu testleri yapabilecek bir laboratuvar
bulunmadığı, etkin bir piyasa denetimi
yapılamayacağı ve sonuç olarak bilhassa
ithal elektrik motorları bağlamında
sektörün problemler ile karşılaşma
ihtimali tespit edilmiştir. BSTB’nin enerji
verimliliği çalışmaları kapsamında
elektrik motorlarının verimlilik sınıflarının
“Sanayide Elektrik Motorlarının
Dönüşümü Programı” kapsamında
öncelikle kullanıcılar olmak üzere
üreticiler, kamu ve özel kesimdeki
tüm ilgili tarafların bilinçlendirilmesi
ve bu dönüşümün getireceği faydaların
aktarılmasına yönelik etkinliklerin
yürütülmesi Programın temel bir ayağını
oluşturmaktadır.
Bilinçlendirme ve kapasite geliştirmeye
yönelik etkinlikler, başta işletmeler
olmak üzere Organize Sanayi Bölgeleri,
Sanayi Odaları, Sektör Birlikleri, Meslek
Kuruluşları ve konunun politika ve
MART 2016
yaptırım düzeyindeki paydaşı olan ilgili kamu
kurumlarını hedef almaktadır. Bir diğer yandan
söz konusu dönüşümün gerçekleştirilmesinde
finansal destek mekanizmalarının
oluşturulması temel bir bileşen olarak
görüldüğünden KOSGEB, Kalkınma Bankası,
Kalkınma Ajansları ve TURSEFF gibi finansal
destek ve teşvik sağlayan kuruluşlar da
Programın katılımcı bakış açısında önemli
paydaşlar olarak görülmektedir.
Verimlilik Genel Müdürlüğü bu doğrultuda
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı taşra
teşkilatı olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji
İl Müdürlüklerine yönelik bilinçlendirme
etkinlikleri düzenlemektedir. Ayrıca Organize
Sanayi Bölge Müdürlüklerinde düzenlenen
konuya ilişkin toplantılar, konferanslar ve
paneller ile daha kapsamlı bilinçlendirme
etkinlikleri yürütülmektedir. İşletmeler
düzeyinde ise uygulanacak pilot çalışmalar
ile elde edilen faydanın ortaya koyulması ve
iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması
amaçlanmaktadır.
odakları ve bu alanda ilgili yasal ve
idari düzenlemelere yer verilmiştir.
Söz konusu kitapçıklar; 120 OSB,
motor üreticileri, EVD’ler, envanter
çalışmasına katılım sağlayan yaklaşık
1.000 firma ve 81 BST İl Müdürlüğü ile
ilgili kurum ve kuruluşlara dağıtılmıştır
(20.000 adet).
Kitapçığa şu bağlantıdan
ulaşılabilmektedir:
http://www.temizuretim.gov.tr/Files/
ElektrikMotorlar_brosur.pdf
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülen bilinçlendirme faaliyetleri arasında,
motor üreticileri ile bilinçlendirme toplantıları;
elektrik motorları ve temiz üretim alanında
VGM tarafından gerçekleştirilen çalışmaların
sunulduğu konferans, panel, seminer vb.
etkinliklere katılım sağlanması, üniversitelerde
“Sanayide Enerji Verimliliği” konulu
konferanslar düzenlenmesi, Verimlilik Haftası
kapsamında panel, çalıştay vb. etkinlikler yer
almaktadır.
Bu çalışmalara ek olarak, sanayide verimsiz
elektrik motorlarının dönüşümü konusunda
bilinç ve farkındalığın artırılmasına
yönelik “Elektrik Motorları ve Verimlilik”
başlıklı bir kitapçık hazırlanmıştır. Elektrik
Motorları ve Verimlilik kitapçığında;
elektrik motorları hakkında genel bilgiler,
yüksek verimli motorların kullanımının
artırılmasının sağlayacağı faydalar, konuya
ilişkin iyi uygulamalar, elektrik motorlarının
kullanıldığı sistemlerde enerji verimliliği
27
MART 2016
MAKALE
SANAYİDE KULLANILAN 7,5 KW VE ÜZERİ AC MOTORLARA İLİŞKİN
ENVANTER ÇALIŞMASI
Oğuzhan SOY / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Ülkemizde sanayi elektrik tüketiminin
yaklaşık % 70’i, toplam net elektrik
tüketiminin % 36’sı üç fazlı asenkron
elektrik motor sistemlerinden
kaynaklanmaktadır. Verimsiz elektrik
motorlarının yüksek teknolojili ve verimli
olan yenileriyle değiştirilmesi temelinde
yapılacak bir dönüşüm ile imalat sanayi
elektrik tüketiminde kayda değer bir
düşüş sağlanmasının mümkün olduğu
öngörülmektedir.
Onuncu Kalkınma Planı Öncelikli
Dönüşüm Programlarından biri olan
“Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi
Programı” altında yer alan “Sanayide
28
Enerji Verimliliğinin Artırılması”
bileşeninin koordinasyonu Ekim 2014’ten
bu yana Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülmektedir. Bu bileşen
kapsamındaki en önemli politika başlığı,
düşük verimli AC elektrik motorlarının
daha yüksek verimli olanlarıyla
değiştirilmesidir. Bu çerçevede Verimlilik
Genel Müdürlüğü, “Sanayide Kullanılan
Düşük Verimli AC Elektrik Motorlarının
Daha Yüksek Verimli Olanlarıyla
Değiştirilmesi” başlıklı verilen politikayı
bir program çerçevesinde yürütme kararı
almıştır.
Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM)
tarafından yürütülecek olan bu program
kapsamında yer alan faaliyetler içerisinde
öncelikli olarak “Sanayide kullanılan 7,5
kW ve üzeri AC motorlarına ilişkin envanter
çıkarılması” eyleminin gerçekleştirilmesi
planlanmıştır. Söz konusu envanter
çalışması; saha analizi, son 10 yıla ilişkin
üretim ve ithalat verileri adı altında üç ayrı
bileşen olarak 2015 yılında yürütülmeye
başlanmıştır.
Saha Analizi
Mevcut stokta kullanılan 7,5 kW ve üzeri
AC ve DC motorlara ilişkin verilerin
elde edilmesi amacıyla, toplam 62 ilde
MART 2016
Saha çalışmasında aktif bir role sahip
Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü
personeli için konuya ilişkin 28 Mayıs 2015
tarihinde Ankara’da bir tam günlük eğitim
düzenlenmiştir. Teknik bilgiler, işletme
seçimi, seçilen işletmeler ile yapılacak
görüşmeler, motor etiketi okunması
ve “Motor Envanteri Bilgi Formunun”
doldurulmasına ilişkin esasların yer
aldığı eğitim sonrasında söz konusu
personel, görev yaptıkları illerde
envanter çalışmasına katılacak
işletmeleri belirleyerek Verimlilik Genel
Müdürlüğü’nün onayına sunmuştur.
İşletme seçiminde; daha önce VGM
tarafından örneklem metoduyla
oluşturulan işletme listesi esas alınarak
enerji verimliliği konusunda ilgili ve
tecrübeli, rakip firmaları konuya ilişkin
özendirebilecek prestije sahip ve ISO 50001
Enerji Yönetim Sistemi sertifikası olan
işletmeler tercih edilmiştir.
Grafik 1. Sektörlere Göre Motor Verim Sınıflarının Dağılımı
yer alan ve imalat sanayiinde faaliyet
gösteren, yıllık elektrik tüketimi 50 TEP1
ve üzeri olan 887 sanayi işletmesine
ait motor envanteri bilgileri, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüklerinin
çalışmaları sonucu elde edilmiş ve analiz
çalışmalarına başlanmıştır.
Söz konusu çalışmalar öncesinde ilk
olarak motor bilgilerinin yer aldığı
“Motor Envanteri Bilgi Formu”, sektörle
ilgili çeşitli uzmanların da incelemesi
sonucunda tasarlanmıştır. Söz konusu
formun gönderileceği işletmeler
belirlenirken 2013 Sanayi Sicil Sisteminde
yer alan tüm işletmeler örneklem metodu
kullanılarak bulunduğu il ve faaliyet
gösterdiği sektör bakımından sıralanmış,
her il ve sektöre belirli katsayılar
atanmıştır. Bu katsayılar sonucunda 23
adet imalat sektörü ve 62 ilin kapsandığı
bir işletme listesi elde edilmiştir.
1
Grafik 2. Güç Aralıklarına Göre Motor Verim Sınıflarının Dağılımı
TTEP(Ton Eşdeğer Petrol)=Enerji kaynaklarının tek birim ile ifade edilmesini sağlayan ve bir birimi 11.626 kWh değerine tekabül eden enerji birimidir.
29
MART 2016
MAKALE
SANAYİDE KULLANILAN 7,5 KW VE ÜZERİ AC MOTORLARA İLİŞKİN
ENVANTER ÇALIŞMASI
sınıflı motorların piyasadaki hâkimiyeti
göze çarpmaktadır. Motor dönüşüm
programının doğrultusunda, kullanımının
yaygınlaşmasının hedeflendiği IE 3 verim
sınıfının ise % 1’den az bir dilimi kapsadığı
görülmektedir. Sektörler açısından
bu durum incelendiğinde ise “İçecek
ürünlerinin imalatı (11 no’lu NACE kodu)”,
“Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri
imalatı (16 no’lu NACE kodu)” ve “Kauçuk
ve plastik ürünlerin imalatı (22 no’lu NACE
kodu)” sektörlerinde kullanılan elektrik
motorlarının daha çok IE 2 verim sınıfına
sahip olduğu tespit edilmiştir. Diğer imalat
sektörleri için yine IE 1 verim sınıfına
sahip motorların sektöre hâkim olduğu
gözlemlenmiştir (Bkz. Grafik 1).
Grafik 3. Sektörlere Göre Motorlarda Değişken Hız Sürücüsü Kullanımı
2015 Temmuz-Ağustos döneminde
gerçekleştirilen saha çalışmaları sonucu
toplam 887 işletmeye ait motor envanteri
bilgileri derlenerek Verimlilik Genel
Müdürlüğü bünyesinde toplanmış ve analiz
çalışmaları için düzenlenmiştir.
Söz konusu süreçte önemli konularda
veri eksikliği yaşanmış olsa da alternatif
yollar izlenerek analize hazır bir veri seti
oluşturulmuştur.
Yapılan analizler sonucu hem ülke
geneli hem de sektörel-bölgesel bazda
motor verimliliği, yaşı, menşei, yeniden
sarım durumu2, değişken hız sürücüsü3
kullanımı gibi önemli kalemlere ilişkin
sonuçlar ortaya konmuş ve bu sonuçlar
doğrultusunda elektrik motoru dönüşüm
programı için çok kıymetli girdiler elde
edilmiştir. Konuyla ilgili tüm analizleri
içerisinde barındıracak “Motor Envanteri
Raporu” 2016 yılı ilk çeyreğinde
Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından
yayınlanacaktır. Bununla birlikte, söz
konusu sonuçlar içerisinden büyük önem
arz eden birtakım grafikler ise bu makalede
okurlara sunulmuştur.
İmalat sektörlerinde4 kullanılan 7,5
kW ve üzeri AC motorların verimlilik
durumu incelendiğinde, IE 1 verim
Motorun en önemli karakteristik verisi
olan güç (kW) değeri açısından verimlilik
dağılımının incelendiği Grafik 2’de yer alan
sonuçlar ise güç değeri önemli olmaksızın
piyasada yer alan motorların IE 1 verim
sınıfında olduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte IE 2 verim sınıfının
dağılım içindeki payının yüksek güçlü
motorlarda daha fazla olduğu tespit
edilmiştir.
Motor verimini artırıcı ekipmanlar
içerisinde en fazla paya sahip olan
değişken hız sürücüsü kullanımı
da envanter çalışması kapsamında
analiz edilmiştir. Özellikle değişken
yük gerektiren proseslerde verimlilik
faktörünü % 30 ila % 50 değerlerine kadar
artıran söz konusu ekipmanın kullanımı
hem sektörel hem de motor gücü temel
alınarak incelenmiştir.
Grafik 3 incelendiğinde, imalat
sektörlerinin büyük bir kısmında değişken
hız sürücüsü kullanılan elektrik motoru
oranının % 50’yi aşmadığı görülmektedir.
Elektrik motorlarında meydana gelen yanma olayı sonucu, motor içerisindeki sargılar tekrar sarılmaktadır. Sıklıkla uygulanan bu metot motor verimini önemli ölçüde
düşürmektedir.
3
Sanayide yer alan birçok proseste motor ile birlikte değişken hız sürücüsü(Frekans Konventörü) kullanımı önerilmektedir. Motorun hızını proses ihtiyacına göre optimum
seviyeye ayarlayan bu cihaz, motor verimliliğini önemli ölçüde artırmaktadır.
4
Envanter analizi kapsamında yapılan sektörel çalışmalarda NACE Rev.2 sektör tanımlamaları kullanılmıştır.
2
30
MART 2016
Grafik 4. Güç Aralıklarına Göre Motorlarda Değişken Hız Sürücüsü Kullanımı
Grafik 4’de yer alan analiz sonuçlarında
ise motor güç değeri farkı olmaksızın
değişken hız sürücüsü kullanımının yine
% 50’lik seviyelere ulaşmadığı tespit
edilmiştir.
Sonuç ve Değerlendirme
Ülkemiz imalat sanayisinde kullanılan
7,5 kW ve üzeri AC elektrik motorlarına
ilişkin yapılan envanter çalışması
önümüzdeki dönemlerde düzenlenecek,
elektrik motorlarında verimlilik konusuyla
ilişkili tüm proje ve programlara girdi
oluşturacak seviyede ve yeterlilikte
hazırlanmıştır.
Yapılan saha çalışmaları ve analiz
süreçleri esnasında işletmelerin
konuya olan ilgisizliği ve bilgi eksikliği,
veri yetersizliği gibi birçok problemle
karşılaşılmıştır. Söz konusu problemler
ülkemizde enerji verimliliği bilinç ve
farkındalığının henüz oluşmadığını ve
bu konuyla ilgili çalışmalar yapılması
gerektiğini ortaya koymaktadır. Söz
konusu bilincin artırılmasına ilişkin VGM
tarafından “Elektrik Motorlarında Enerji
Verimliliği” kitapçığı hazırlanarak ilgili
kurum ve kuruluşlara gönderilmiştir.
Envanter verilerinin analizi esnasında
karşılaşılan veri eksikliği ise alternatif
metotlarla giderilerek, verilerin
mümkün olduğunca sağlıklı sonuçlar
ortaya çıkarması için gerekli çalışmalar
yapılmıştır. Söz konusu eksiklikler, enerji
verimliliğine ilişkin ulusal ve kapsamlı bir
veri tabanının oluşturulmasının önemini
bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Son olarak yapılan analizler sonucunda
sahada kullanılmakta olan elektrik
motorlarının verimlilik durumunun
olumlu seviyelerde olmadığı, ülkemiz
sanayisinin elektrik tüketiminin büyük bir
kısmının verimsiz şekilde harcanmasına
sebep olduğu tespit edilmiştir. Konuyla
ilgili yapılacak çalışmaların öncelikle
eski ve verimsiz motorların değişimini
özendiren pilot projelerle hayat
bulması ve daha sonra sürdürülebilir bir
dönüşüm projesi kimliğine bürünmesi
gerekmektedir.
Motor dönüşümünün fayda-maliyet
açısından optimum seviyede olmadığı
durumlarda ise verim artırıcı ekipman
kullanımını (başta değişken hız sürücüsü
olmak üzere soft starter, harmonik filtre
vb.) yaygınlaştıracak proje ve programlar
yürütülmelidir. İşletmeler söz konusu
cihazlara ilişkin bilgilendirilmeli ve bu
cihazların yerli üretimi teşvik edilerek
ekonomik ulaşılabilirlikleri artırılmalıdır.
Elektrik motorlarının verimliliğine ilişkin
yapılacak tüm iyileştirmeler, sanayi
ile birlikte ülkemizin enerji verimliliği
politikalarına büyük bir etki yaparak
sürdürülebilir kalkınma adına geleceğe
daha umutla bakmamızı sağlayacaktır.
31
MART 2016
MAKALE
ULUSLARARASI ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİ:
KOBİ’LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ
Saniye KESER / Uzman Yardımcısı (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Genel Müdürlüğü)
1.Giriş: Enerji Verimliliği Projeleri
Enerji verimliliği, ülkemizin enerji politikası
bileşenleri içerisinde gerek arz güvenliği
gerekse çevresel kaygılar nedeniyle
giderek artan öneme sahip bir bölümü
oluşturmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı (ETKB) enerji verimliliği alanında
pek çok faaliyet ve projeyi eş zamanlı
olarak yürütmektedir. Bu çalışmalarda,
ETKB kendi kaynaklarının yanı sıra çeşitli
uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan
kaynaklardan da
yararlanmaktadır. Ayrıca
diğer Bakanlıkların
da kendi görev ve
sorumluluk alanlarına
giren konularda enerji
verimliliği projeleri
bulunmaktadır.
ETKB tarafından
yürütülen uluslararası
projelerden başlıcaları
şöyledir:
• Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmelerde
(KOBİ) Enerji
Verimliliği Projesi
(GEF1 hibesi ve
IBRD2 kredisi)
• Türkiye Enerji
Sektörü Projesi Faz
1 Enerji Verimliliği Bileşeni (IPA3 fonu)
• Sanayide Enerji Verimliliğinin
Artırılması Projesi (GEF/UNDP4)
• Binalarda Enerji Verimliliğinin
Artırılması Projesi (GEF/UNDP)
Bilindiği üzere, enerji verimliliğine ilişkin
görevler ETKB çatısı altındaki Yenilenebilir
Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) tarafından
yürütülmektedir. Yukarıda bahsi geçen
Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması
Projesi ile Binalarda Enerji Verimliliğinin
Artırılması Projesi YEGM tarafından
yürütülen projelerdir. İlk iki projenin
uygulama birimleri ise ETKB Dış İlişkiler
ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü (DİAB)
bünyesindedir. Ancak enerji verimliliği
Şekil 1. Proje Bileşenleri ve Bütçenin Dağılımı
alanındaki tüm projeler YEGM ile
koordineli bir şekilde yürütülmektedir.
Burada DİAB tarafından yürütülen
KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi
hakkında detaylı bilgi verilecektir.
GEF: Global Environment Facility/Küresel Çevre Fonu
IBRD: International Bank for Reconstruction and Development/Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası
3
IPA: Instrument for Pre-accession Assistance/Katılım Öncesi Yardım Aracı
4
UNDP: United Nations Development Programme/Birleşmiş Milletler Kalınma Programı
1
2
32
2. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Enerji
Verimliliği Projesi
2.1. Proje Hakkında Genel Bilgi
KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi, GEF
ve IBRD tarafından finanse edilen bir
projedir. Hibe Anlaşması 6 Mayıs 2013
tarihinde imzalanan ve 22 Temmuz 2013
tarihinde yürürlüğe giren projenin kapanış
tarihi 28 Eylül 2018’dir.
Projenin amacı ticari
bankaların enerji
verimliliği kredilerinin
artırılması yoluyla
KOBİ’lerde enerji
kullanımında verimliliği
artırmaktır. Projeye,
GEF 3,64 milyon
dolarlık hibe, IBRD ise
201 milyon dolarlık
kredi sağlamaktadır.
Bu projede, GEF
hibesi Dünya
Bankası tarafından
aktarılmaktadır. Şekil
1’de bütçenin dağılımı
görülmektedir.
Şekil 1’de görüldüğü
üzere Projenin
1. bileşeni üç kamu
bankası tarafından yürütülmektedir. Bu
bileşende bankalar KOBİ’lerin enerji
verimliliği projelerine kredi aktarmaktadır.
Ayrıca kredi kayıp rezervi oluşturulması ve
proje geliştirme, değerlendirme ve izleme
faaliyetleri için GEF hibesinin bir kısmı
bankalara ayrılmıştır.
MART 2016
Şekil 2. Danışmanın Niteliklerine Dayalı Seçim Yöntemi
Projenin ETKB tarafından yürütülen kısmı
2. bileşendir. Bu bileşende yer alan çeşitli
danışmanlık hizmetleri ile lojistik destek,
proje yönetimi gibi hizmetler tamamen
GEF hibesiyle finanse edilmektedir. Proje
kapsamında DİAB bünyesinde bir Proje
Uygulama Birimi (PUB) kurulmuştur.
2.2. Projede Yer Alan Danışmanlık
Hizmetleri
Projede üç adet danışmanlık hizmeti yer
almaktadır. Danışmanlık hizmeti alımlarında
Dünya Bankası’nın “Danışmanın Niteliklerine
Dayalı Seçim” yöntemi kullanılmıştır. Bu
yöntemle yapılan satın almalarda öncelikle,
yayınlanan ilan ile ilgililerin İlgi Beyanı
toplanmıştır. İlgi beyanları YEGM ve DİAB
personelinden oluşturulan bir komisyon
tarafından değerlendirilerek sıralama
yapılmış ve birinci sırada yer alan firmalar
teknik ve finansal tekliflerini vermeye davet
edilmiştir. Tekliflerin değerlendirilmesi
neticesinde, tekliflerin iş tanımı gereklerini
karşıladığı tespit edildikten sonra firma
müzakereye davet edilmiştir. Müzakereler
neticesinde ise anlaşmaya varıldığı takdirde
firma ile sözleşme imzalanmıştır. Yöntem
Şekil 2’de özetlenmiştir.
Şekil 2’de özetlenen yöntem ile ETKB
sorumluluğundaki 2. bileşende yer alan üç
danışmanlık hizmeti de neticelendirilmiş
ve danışman firmalar çalışmalarına
başlamıştır. Danışmanlık hizmetleriyle
ilgili detaylı bilgi Tablo 1’de yer almaktadır.
Tablo 1. Proje Kapsamındaki Danışmanlık Kontratları
Kontrat Adı
Firma
Başlama
Bitiş
MENR-CS-01.a KOBİ’lerde ve
Enerji Verimliliği Danışmanlık
Şirketleri (EVD) nde Enerji
Verimliliği ve Enerji Verimliliği
Finansmanı Konularında
Bilincin Artırılması
G&G Yön. Dan. ve Tic. Ltd.
Şti. (Lider) (Türkiye), Motiva
Services (Ortak) (Finlandiya),
Exergia Energy and
Environment Consultants SA
(Ortak) (Yunanistan) ve Onur
Enerji Ltd. Şti. (Ortak) (Türkiye)
Ortaklığı
Ağustos
2015
Kasım
2016
MENR-CS-02 Politika Boşluk
Analizi (Gap Analizi) ve
Enerji Verimliliği Program
Değerlendirmesi
Montgomery Watson Harza
(MWH) Mühendislik ve
Müşavirlik Ltd.Sti. (Lider)
(Türkiye) ve Wuppertal
Institute Climate, Environment
and Energy (Ortak) (Almanya)
Ortaklığı
Şubat
2015
Şubat
2016
MENR-CS-03 Enerji Hizmet
Firmaları için Enerji
Performans Sözleşmeleri
Rehberi Hazırlanması ve Vaka
Çalışması Geliştirilmesi
Econoler (Kanada)
Haziran
2015
Haziran
2016
33
MART 2016
MAKALE
ULUSLARARASI ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİ: KOBİ’LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ
2.2.1. MENR-CS-01.a KOBİ’lerde ve
EVD’lerde Enerji Verimliliği ve Enerji
Verimliliği Finansmanı Konularında
Bilincin Artırılması
Kısa adıyla bilinçlendirme kontratı
kapsamında temel amaç, özellikle
KOBİ’lerin enerji verimliliği ve enerji
verimliliği finansmanı konularında bilinç
düzeyinin artırılmasıdır. Kontrat kapsamında
iletişim ihtiyaçlarının belirlenmesiyle
beraber mevcut program ve ürünlerin
değerlendirilmesi, iletişim stratejisinin
tasarlanması, iletişim materyallerinin
geliştirilmesi, geliştirilen strateji ve
materyallerin test edilmesi ve etkililiğinin
değerlendirilmesi ve katılımcı geribildirimi
ve değerlendirmelerine dayanarak gerekli
değişikliklerin yapılması yer almaktadır.
Enerji verimliliği yatırımları her ne kadar
kendini finanse eden yatırımlar olsa da
ilk yatırım maliyetlerinin karşılanması
konusunda özellikle KOBİ’ler önemli
sıkıntılar yaşamaktadır. İncelemeler
neticesinde görülmektedir ki KOBİ’lerin
yaptırdığı ön etüt veya etütlerde yer alan
tedbirler yatırıma dönüşmemektedir.
Bunun nedenlerinin belirlenerek, enerji
verimliliği konusundaki bilinç ve isteklilik
seviyesinin artırılması ile bilinçlendirmeye
yönelik materyallerin bu danışmanlık
34
hizmeti sonucunda ortaya çıkması
beklenmektedir.
Bu kontrat, araştırma, tasarım ve
planlama ile uygulama olmak üzere üç
ana bölümden oluşmaktadır. Mevcut
durumda ilk aşama olan araştırma
aşaması tamamlanmak üzeredir.
2.2.2. MENR-CS-02 Politika Boşluk
Analizi (Gap Analizi) ve Enerji Verimliliği
Program Değerlendirmesi
Politika boşluk analizi kontratı, KOBİ’ler
konunun merkezinde olacak şekilde genel
bir mevzuat ve program değerlendirmesini
kapsamaktadır. Kontrat kapsamında
sağlanacak hizmetler kısaca şöyledir:
1. Türkiye’de enerji verimliliği için
politika boşluk analizi çalışmasının
yürütülmesi ve politika ve kurumsal
açıdan eksikliklerin giderilmesine
yönelik adımların geliştirilmesi,
2. KOBİ’lerde enerji verimliliğinin
sağlanmasına yönelik yürürlükte olan
bilgilendirici ve teşvik edici devlet
politikalarının gözden geçirilmesi, etki
analizlerinin yapılması ve süreçlerin
değerlendirilmesi ile bu politikaların
etkilerinin artırılmasına yönelik
tavsiyelerin geliştirilmesi.
Politika boşluk analizinden elde edilen
sonuçlara yönelik olarak tavsiyelerin
geliştirilmesinin yanı sıra mevcut
programların değerlendirilmesi, enerji
verimliliği konusunda somut gelişmeler
kaydedilmesi açısından oldukça önem
arz etmektedir. Bu şekilde sonraki
dönemde programların etkisinin
artırılmasına yönelik çalışmalar
gerçekleştirilebilecektir.
Proje kapsamında başlayan ilk kontrat
olan politika boşluk analizi kontratı
tamamlanmak üzeredir. 28 Ocak
2016 tarihinde elde edilen bulguların
ve önerilerin paylaşıldığı ve bunlara
yönelik olarak paydaşların görüş ve
değerlendirmelerinin alındığı bir yuvarlak
masa toplantısı gerçekleştirilmiştir. Final
raporu bu toplantıda alınan görüşler
doğrultusunda şekillendirilecektir.
2.2.3. MENR-CS-03 Enerji Hizmet
Firmaları için Enerji Performans
Sözleşmeleri Rehberi Hazırlanması ve
Vaka Çalışması Geliştirilmesi
Bu kontratta ise enerji verimliliği
finansmanının geliştirilmesine yönelik
çalışmalar yer almaktadır. Ayrıca, diğer
sektörlere örnek teşkil etmesi açısından
kamu binaları piyasasına yönelik de bir
MART 2016
• Enerji verimliliği alanında yer alan
başka bir önemli sorun ise “izleme
ve değerlendirme” konusundaki
eksikliklerdir. Türkiye geneline ait
enerji verimliliği ile ilgili kapsamlı ve
güvenilir bir veritabanı gerekmektedir.
Konulan enerji verimliliği hedeflerine
yönelik olarak gelişmelerin izlenip
değerlendirilmesi açısından bu konu
önem oluşturmaktadır. Ayrıca EVD
piyasasına yönelik enerji verimliliği
yatırım projeleri için de izleme ve
değerlendirme mekanizmasının
geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
kısım bulunmaktadır. Kontrat kapsamında
sağlanacak hizmetler aşağıdaki gibidir:
1. Enerji hizmetleri piyasasının
değerlendirmesi ve başarılı modellerin ve
yaygın engellerin belirlenmesi,
2. Vaka çalışmalarının geliştirilmesi,
3. Rehber, örnek belge/sözleşmelerin
geliştirilmesi ve
4. Türkiye’de kamu binalarına yönelik
piyasa değerlendirmesi.
Kontratta EVD piyasası ve kamu binaları
piyasasına yönelik olmak üzere iki ana
bileşen bulunmaktadır. Enerji verimliliği
yatırımlarının teşviki açısından vaka
çalışmaları ve doküman şablonlarının
geliştirilmesi gibi piyasaya yönelik daha
somut çıktıların olduğu bir kontrattır.
Mevcut durumda bahsi geçen iki bileşen
eşzamanlı olarak yürütülmektedir. Kamu
binaları bileşeni kapsamında 16 Şubat
2016 tarihinde ilgili paydaşların davet
edildiği bir çalıştay gerçekleştirilmiştir.
2.2.4. İlk Bulgular
Projede yer alan üç danışmanlık hizmeti de
henüz tamamlanmamıştır. Çalışmalardaki
bulguların nihai halde olmaması nedeniyle
sonuçlar paylaşılamamaktadır. Ancak
şu ana kadar proje kapsamında çeşitli
görüşmeler yapılmış, ara raporlar
hazırlanmış ve çeşitli paydaşların katılım
sağladığı toplantılar yoluyla görüşler
alınmıştır. Bu süreçte elde edilen bilgiler
ışığında öne çıkan konular genel hatlarıyla
aşağıda yer almaktadır.
• Sanayide enerji verimliliğinin en
önemli sorunu yapılan etütlerde
belirlenen önerilerin uygulamaya
geçmeyişidir. KOBİ’ler/sanayiciler etüt
sonrasında enerji verimliliği yatırımına
yönelmemektedir. Bunun ise başta
gelen nedeni finansmana erişimde
yaşanan sıkıntılardır. Bu sorunu
aşmakta bilinçlendirme çalışmaları her
ne kadar önemli görülse de Türkiye’de
gözlemlenen en önemli boşluk enerji
performans sözleşmelerinin yer
aldığı bir enerji hizmetleri piyasasının
gelişmemiş olmasıdır.
• Örnek teşkil etmesi ve belirlenen
2023 hedeflerine ulaşılması
için kamu binalarında enerji
verimliliği yatırımlarının artırılması
gerekmektedir. Kamu binalarında
enerji performans sözleşmeleriyle bu
yatırımların gerçekleştirilebilmesinin
önünde yatan engellerin kaldırılması
için de kamuda satın almalarla ilgili
mevzuat değişiklikleri gerekmektedir.
3. Genel Değerlendirme
Özellikle iklim değişikliğinin dünya
gündeminde geniş yer tutması ve enerji
sektörünün sera gazı emisyonlarındaki
büyük rolü nedeniyle enerji verimliliği hem
ülkelerin hem de uluslararası kuruluşların
öncelik verdiği konulardan biridir.
Kendi kendini ödeyen yatırımlar olması
sebebiyle de enerji verimliliği yatırımları
diğerlerine göre cazip olmaktadır.
Ancak, istenilen etkinin sağlanabilmesi
için politik sahiplenme de oldukça
önemlidir. Yürütülen projelerden elde
edilen çıktılar dikkate alınarak atılacak
adımlar sektördeki dönüşüm için önem
taşımaktadır. Ulusal ve uluslararası tüm
projelerde yapılan toplantılar ve üretilen
raporlardan sonra sektör somut adımlar
beklemektedir.
Bir başka önemli değerlendirme konusu
ise yürütülen projelerde ve sonrasında
atılacak adımlarda tüm kurum ve
kuruluşların iş birliği ve koordinasyon
içinde hareket etmesidir. Ancak bu şekilde
Türkiye’ye giren uluslararası fonlar daha
verimli şekilde kullanılabilecek ve projeler
amaçlarına ulaşabilecektir.
35
MART 2016
KOSGEB ÇALIŞMALARI
KOBİ’LER İÇİN KOSGEB ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI
Dr. Mehmet Görkem GÜRBÜZ / Enerji Projesi Koordinatörü-Uluslararası İlişkiler Müdür V. (KOSGEB)
KOBİ’lerin de enerji verimliliği,
yenilenebilir enerji ve çevre
uygulamaları ile ilgili projelerinin
desteklenmesi için KOSGEB (Küçük
ve Orta İşletmeleri Geliştirme İdaresi
Başkanlığı) çalışmalarını sürekli olarak
sürdürmektedir.
KOSGEB tarafından uygulanan projeler ile,
KOBİ’lerin ekonomide rekabet gücünün
artırılması, enerji kaynaklarında dışa
bağımlılığının azaltılması ve çevrenin
korunabilmesi amacıyla; işletmelerin enerji
tüketiminin ve üretim süreçlerinin izlenerek
ürün ve proseslerin iyileştirilmesi, enerjinin
etkin kullanılması, israfın önlenmesi ve
enerji maliyetlerinin KOBİ’ler üzerindeki
yükünün hafifletilmesi, enerji verimliliği,
yenilenebilir enerji, temiz üretim (ekoverimlilik) ve endüstriyel simbiyoz
Dünyada su, gıda ve enerji temini giderek
zorlaşmaktadır. Dünya nüfusunun,
2040 yılında 8 milyara ulaşacağı tahmin
edilmektedir. Kaynakların giderek
sınırlandığı dünyamızda, büyüyen
ekonomik refaha rağmen, sosyal ve
çevresel sistemleri kontrol etmek
büyük önem arz etmektir. Bu çerçevede,
sanayide çevre dostu ürünlerin üretilmesi,
çevreye duyarlı teknolojilerin kullanılması,
süreçlerin geliştirilmesi ve endüstriyel
kirliliği azaltma yönünde tedbirlerin
alınması zorunlu hale gelmiştir.
Günümüzde sanayi tesislerinde üretim
tekniklerinin geliştirilmesi, ileri
teknolojilerin uygulanması, enerjinin
verimli kullanılması vb. çalışmalara yönelik
yapılacak yatırımların programlamasının
yapılması, mevcut en iyi tekniklerin imalat
sanayinin sektörlerine tanıtılması ve
uygulama maliyetlerinin sektörel bazda
belirlenmesi önem kazanmıştır.
36
MART 2016
uygulamalarının yaygınlaştırılması,
üretim girdilerinin etkin kullanılması,
atık yönetimi, çevrenin korunması ve
sektörel gelişime katkı sağlanması
amaçlanmaktadır.
Türkiye küresel ısınmanın potansiyel
etkileri açısından risk grubu ülkeler
arasındadır. Atmosferdeki sera gazı
birikimlerinin artışına bağlı olarak
gelecekte gerçekleşebilecek bir
iklim değişikliğinin Türkiye’de neden
olabileceği çevresel ve sosyo-ekonomik
etkiler; tarım alanlarının ve çeşitliliğin
azalması, ekonomik yapının değişmesi,
çevre kirliliği, su ihtiyacının artması
ve enerji ihtiyacının artması şeklinde
değerlendirilmektedir. Yaşamsal
boyutunun yanı sıra başta enerji, sanayi,
ulaştırma, tarım ve ticaret olmak üzere
tüm ekonomik faaliyetlerde, iklim
değişikliğinin olumsuz etkileri en yoğun
şekilde hissedilmektedir.
Enerji verimliliğinin artırılması,
yenilenebilir enerji kullanımının
etkinleştirilmesi ve çevresel uygulamalar;
enerji güvenliğine, iklim değişikliği
etkilerinin azaltılmasına ve ekonomiye
olan katkıları nedeniyle istihdam üzerine
de olumlu etkiler yaratmaktadır.
Türkiye’nin en önemli sorunlarının
başında enerjide arz güvenliğini sağlamak
gelmektedir. Yapılan projeksiyonlara
göre hızlı bir büyüme içerisinde bulunan
ülkemizin 2014 yılında yaklaşık 125 milyon
TEP olan toplam birincil enerji tüketiminin,
2023 yılında yüzde 90 oranında artarak
yaklaşık 220 milyon TEP’e ulaşması
beklenmektedir. Birincil enerji talebimizin
sektörlere göre dağılımı incelendiğinde;
yüzde 27’sinin sanayi, yüzde 26’sının konut
ve hizmet sektörü, yüzde 14’ü ulaştırma
ve yüzde 24’ünün çevrim sektöründe
kullanılmış olduğu görülmektedir. Birincil
enerji talebi içerisinde doğal gazın
payı yüzde 32, kömürün payı yüzde 31,
petrolün payı yüzde 26, hidrolik enerjinin
payı yüzde 4 ve diğer yenilenebilir enerji
kaynaklarının payı yüzde 7’dir.
Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke
konumundadır. Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin 2014
yılındaki ithalatı yaklaşık 255 milyar
doları bulurken, bu miktarın yaklaşık 56
milyar dolarlık bölümünü “enerji ithalatı”
oluşturmaktadır.
Başka bir deyişle ülke olarak ithalat için
ödediğimiz her 100 doların 1/5’ini enerji
ürünleri için harcamaktayız. Cari açıktaki
en büyük faktör olan enerji ithalatına son
10 yılda ödenen miktar ise yaklaşık 400
milyar dolardır. Enerjide büyük ölçüde
dışa bağımlı olan Türkiye’nin, ithalat
faturasının önümüzdeki dönemde büyük
oranda artması beklenmektedir. 37
MART 2016
KOSGEB ÇALIŞMALARI
KOBİ’LER İÇİN KOSGEB ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI
Tablo 1. Ön-Etüt Etüt Raporları Bulguları-Örnek İşletme Verisi
Enerji alanında ortaya konulacak projeler
sonucunda yeni teknoloji ve çözümlerin
geliştirilmesine ve kullanımına destek
olmak, tasarım, mühendislik ve yenilik
yaratma kabiliyetini desteklemek,
verimlilik ve rekabet gücünün artırılmasını
sağlamak için bu programın yürütülmesi
amaçlanmaktadır.
Üretime yönelik esnek yapıları ve yeni
teknolojilere kolay adapte olabilmeleri
KOBİ’lere rekabet avantajı sağlayacaktır.
Bu ise, gerçekçi bir planlama ve doğru
kurgulanmış destek mekanizmaları ile
mümkün olacaktır. Söz konusu planlamaların
sağlıklı şekilde yapılabilmesi için öncelikle
KOSGEB’in konuya ilişkin kapasitesinin
geliştirilmesi ihtiyacı doğmuştur.
Enerji Verimliliği konusunda, KOSGEB
uluslararası iş birlikleri kapsamında,
UNDP, UNIDO ve Fransız Kalkınma Ajansı
ile iş birliği içinde bulunmaktadır.
Enerji Verimliliği’ Projesi ve UNDP ve
UNIDO ile yürütülen iş birliği kapsamında,
“Türkiye’de Sanayide Enerji Verimliliğinin
İyileştirilmesi Projesi” başarılı bir şekilde
devam etmektedir.
sağlanarak, Türkiye’de enerji verimliliğinin
artırılması amaçlanmaktadır. KOSGEB’in
ayni katkı ve katılımlarıyla 3 Milyon
EURO’luk toplam bütçesi olan proje 2016
yılı içinde tamamlanacaktır.
Projeler kapsamında, Türkiye’de
faaliyet gösteren KOBİ’lerin enerji
verimliliği uygulamalarına, düşük
karbon enerji kullanımlarına ve çevresel
performanslarının iyileştirilmesine katkı
sağlanarak, Türkiye’de enerji verimliliğinin
artırılması amaçlanmaktadır.
Projenin Amacı
Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin
enerji verimliliği uygulamalarına, düşük
karbon enerji kullanımlarına ve çevresel
performanslarının iyileştirilmesine katkı
sağlayarak Türkiye’de enerji verimliliğinin
artırılması olarak belirlenmiştir.
Türkiye’de KOBİ’lerde Enerji
Verimliliğinin Artırılması Projesi (AFD)
Fransız Küresel Çevre Fonu finans
katkıları ile yürütülen “Türkiye’de
KOBİ’lerde Enerji Verimliliği’ Projesi 2013
yılı Haziran ayı itibarıyla başlamıştır.
Projenin Temel Hedefleri
• KOSGEB’in enerji verimliliği konusunda
kurumsal kapasitesinin artırılması,
• KOBİ’ler için Enerji Verimliği gösterim
projelerinin uygulanmasıyla enerji
verimliliği pazarının gelişmesine katkı
sağlanması,
• KOBİ’lerde enerji verimliliği
farkındalığını artırarak KOBİ’lerin
enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve
rekabet gücünün artırılmasına katkı
sağlanmasıdır.
Proje kapsamında, Türkiye’de faaliyet
gösteren KOBİ’lerin enerji verimliliği
uygulamalarına, düşük karbon
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ile iş birliği enerji kullanımlarına ve çevresel
içerisinde yürütülen ‘Türkiye’de KOBİ’lerde performanslarının iyileştirilmesine katkı
38
MART 2016
2015 Yılı Faaliyetleri
KOSGEB, KOBİ’lerde enerji verimliliğinin
geliştirilmesine yönelik olarak, Fransız
Kalkınma Ajansı (AFD) ile iş birliği
içerisinde yürüttüğü “Türkiye’de
KOBİ’lerde Enerji Verimliliği” projesi
kapsamındaki çalışmalarına 2015 yılında
devam etmiştir. KOBİ’lere yönelik ön-etüd
ve detaylı etüt çalışmaları, pilot iller olan
Ankara, Kocaeli, Antalya ve Bursa’da
sürdürülmüştür.
• AFD tarafından KOSGEB’e gönderilen
“Q7-Q10” 3 aylık faaliyet raporları
değerlendirilmiş ve sonuçlar ilgili
kuruma aktarılmıştır.
• “KOSGEB Enerji Strateji Dokümanı”
ve “Eylem Planları” ile ilgili çeşitli
toplantılar gerçekleştirmiştir.
• 25 Haziran 2015 tarihinde Lyon’da
AERE ve KOSGEB yetkilileri ile proje
uzmanlarının katılımıyla KEET Tool
(KOSGEB Enerji Verimliliği Veritabanı)
üzerine geliştirme toplantısı yapılmıştır.
• 08.09.2015 tarihinde, “Enerji Verimliliği
Projesi” değerlendirme toplantısının
üçüncüsü, KOSGEB Başkanlık Binası
Konferans salonunda, Enerji Verimliliği
Danışmanları ve Banka Temsilcilerinin
katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
• 20-21 Ekim 2015 tarihlerinde 4.
Değerlendirme Toplantısı Lyon/
Fransa’da yapılmıştır.
• 10 Aralık 2015 tarihinde 2. Danışma
Kurulu Toplantısı (İlgili Bakanlık
ve Kuruluş Temsilcileri) Ankara’da
yapılmıştır.
• 29 Aralık 2015 tarihinde Enerji
Verimliliği Proje Ekibi ile Ankara’da
toplantı yapılmıştır. “KOBİENVER” ismi
ile web sayfası için alan adı alınmıştır.
Proje için web sayfası İngilizce ve
Türkçe olarak hazırlanmıştır.
• Projenin görünürlüğünü sağlamak
ve tanıtımını yapmak amacıyla, proje
içerisinde gerçekleştirilecek farklı
faaliyetlerde kullanılmak üzere
taslak broşür İngilizce ve Türkçe
olarak hazırlanmıştır. Web sitesi
yayına alınmıştır. Enerji Verimliliği
Projesi ile ilgili iletişim planı taslağı
Resim 1. İşletme Örnek Foto
Resim 2. İşletme Örnek Foto
hazırlanmıştır. Enerji Verimliliği Projesi
ile ilgili tanıtım materyalleri taslakları
hazırlanmıştır.
• Bu çerçevede Proje başlangıcından
itibaren, toplamda, 46 ön-etüd
çalışması ve 4 adet detaylı etüt
çalışması gerçekleştirilmiştir
(Ankara’da 16 ön etüt ve 1 adet detaylı
etüt, Antalya’da 4 ön etüt, Kocaeli’nde
4 ön etüt, Bursa’da 22 tane ön etüt ve 3
adet detaylı etüt gerçekleştirilmiştir).
• 04-05 Şubat 2016 tarihlerinde 5.
Değerlendirme Toplantısı Ankara’da
yapılmıştır.
Yapılan etütler genel olarak
değerlendirildiğinde, KOBİ’lerin
enerji giderlerini % 10-30 arasında
azaltmalarının mümkün olduğu
söylenebilmektedir. KOBİ’lerde yapılan
ön etüt çalışmalarında birim parça ve ton
üretim başına enerji maliyetinin % 3-30
arasında düşürülebileceği görülmüştür.
İşletmelerde yapılan etütlerde görüldüğü
üzere, yalıtım yapılmamış veya yalıtımı
eskimiş sıcak bir yüzeyden ortama
doğru ısı kayıpları meydana gelmektedir.
Yalıtımın yenilenmesi veya onarılmasıyla
birlikte bu kayıpların % 90’ının önüne
geçmek mümkündür.
KOSGEB, KOBİ’lerin çeşitli enerji tasarruf
tedbirleri ve enerji verimli teknolojiler
kullanması yönünde teşvik edilmesi ve
kapasitelerinin artırılması sonucunda,
enerjiyi daha etkin kullanmaları yoluyla,
enerji verimliliğinin artırılmasını
amaçlayan projeler ile etkin işleyen bir
enerji verimliliği piyasası oluşturulmasına
katkı sağlamayı hedeflemektedir.
39
MART 2016
SAN-VER PROJESİ
SANAYİDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE
SAN-VER PROJESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ
Gökhan ALTUN - Onur YANARTAŞ - Beyza KÜÇÜK - Rukiye BOZAN / İkitelli OSB Enerji Yönetim Birimi
İkitelli OSB Enerji Yönetim Birimi
Enerji verimliliği; binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işletmelerde ise üretim
kalitesi ve miktarının düşüşüne yol
açmadan, birim hizmet veya ürün miktarı
başına enerji tüketiminin azaltılmasıdır.
Yani aynı işi daha az enerji harcayarak
yapmaktır.
Ülkemizde tüketilen enerjinin büyük
bir bölümü fosil yakıt kaynaklıdır. Hızlı
nüfus artışı, konfor standartlarının
yükselmesi, sanayi ve teknolojideki
gelişmeler ile birlikte enerji tüketimleri
de artmaktadır. Enerji tüketiminin artışı
ülkemizin sahip olmadığı petrol, doğal gaz
gibi dışa bağımlı olduğumuz kaynaklara
yapılan harcamaları da ciddi oranda
arttırmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin
enerji ithal bağımlılığı 2012 yılı
itibarıyla % 71,5 oranındadır. Yani
tüketilen enerjinin yerli üretimle
karşılanan oranı % 28,5’ tir.
2012 yılı itibarıyla Türkiye’nin
toplam ithalat harcamaları ise
236 milyar Dolardır (Kaynak:
PETFORM). Bu harcamaların
yaklaşık 60 milyar Doları enerji
ithalatı için kullanılmıştır. Toplam
ithalat harcamaları içerisinde enerji
ithalat payı yaklaşık % 25 oranındadır.
Ülkemizin 2013 yılı cari işlemler açığının
65 milyar Dolar (Kaynak: TCMB) olduğu
göz önüne alınacak olursa, cari açık
miktarı enerji ithalatına ödenen para ile
hemen hemen eşdeğerdir. Bu durum
enerjinin verimli kullanılması ve yerliyenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık
verilmesi gerektiğini açıkça ortaya
koymaktadır.
40
Endüstriyel işletmelerde enerji maliyetleri
çoğu zaman tesislerin kârına eşit veya
daha yüksek orandadır. İyi organize
olmuş bir sanayi tesisinde enerjinin
verimli kullanılmasıyla satın alınan
enerji miktarında önemli ölçüde azalma
olmakta, maliyetler düşmekte ve kârlılık
payı artmaktadır. Sanayi sektöründe %
20 oranında enerji tasarruf potansiyeli
mevcuttur. Endüstriyel işletmelerdeki
üst yönetimler, enerji maliyetlerinin
azaltılmasını yeni bir kaynak olarak
görmelidirler. Bu kaynağı elde edebilmek
için enerji yönetim programları
hazırlamalıdırlar. Genel olarak sanayide
enerji yönetiminin uygulanması; enerji
muhasebesini ve enerji tüketimlerinin
sürekli ölçülmesini gerektirmektedir.
İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından
desteklenen ve İkitelli Organize Sanayi
Bölgesi Başkanlığı tarafından 01.09.2014–
01.09.2015 tarihleri arasında yürütülen
SAN-VER (Sanayide Enerji Verimliliği) projesi
ile sanayide enerji verimliliği uygulamalarını
yaygınlaştırmak ve endüstriyel işletmeler
ile hizmet binalarının enerji maliyetlerini
düşürerek gerek İkitelli OSB’de gerekse
İstanbul’da bulunan firmaların hem ulusal
hem de uluslararası rekabette avantajlı
konumda olmalarını sağlamak ve sera
gazı salınımlarını azaltmak hedeflenmiştir.
Proje kapsamında sanayi tesisleri ve
yönetim binalarındaki enerji verimliliği
ile ilgili gözlemler ve noktasal ölçümler
yapılarak bu ölçümlerin analiz
edilebilmesi için enerji verimliliği
etüt cihazlarının bulunduğu bir ön
etüt merkezi kurulmuştur. İkitelli
OSB’de faaliyet gösteren işyerlerinde
çalışan 50 mühendise enerji
verimliliği uygulamaları konusunda
kapasitelerinin geliştirilmesini
sağlayacak enerji yöneticisi
eğitimleri, bölgedeki firmalarda
çalışan 71 adet idari ve teknik
personele dünyada ve
Türkiye’ de enerji verimliliği ile
ilgili örnek uygulamaların anlatıldığı
eğitimler, yine bölgede yer alan firmalarda
çalışan 644 kişiye enerji verimliliği ile ilgili
farkındalık eğitimleri verilmiştir. Ayrıca
8 adet kamu hizmet binasında enerji
verimliliği ön etütleri yapılmıştır.
SAN-VER projesi faaliyetlerinden ‘’Mevcut
durum analizinin yapılması’’ konu
başlığı altında İkitelli Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki 100 adet küçük ölçekli ve
9 adet büyük ölçekli tesis olmak üzere
toplamda 109 firmada mevcut durum
analizleri yapılmıştır. 100 adet küçük ölçekli
sanayi tesisinde kısa süreli gerçekleştirilen
MART 2016
enerji verimliliği çalışmaları ile sanayiciye
kısa vadede tasarruf sağlayabilecekleri
bilgiler verilmiştir. Mevcut durum analizleri
kapsamında ön etüt çalışmaları yapılan 9
adet büyük ölçekli firmada enerji verimliliği
potansiyellerini ortaya koymak amacıyla
enerji verimliliği ön etüt çalışmaları
yapılmıştır. Ön etüt çalışmaları kapsamında
endüstriyel tesisler bünyesinde bulunan
ve enerji harcayan sistemler incelenmiş,
gerekli görülen noktalarda enerji verimliliği
etüt cihazları ile ölçümler yapılmış ve
hesaplamalara temel teşkil etmek üzere
yetkililerden gerekli bilgiler alınmıştır.
Endüstriyel tesislerde genel olarak basınçlı
hava sistemleri, havalandırma sistemleri,
elektrik motorları, ısıtma-soğutma
sistemleri, aydınlatma sistemleri, tesisat
sistemleri, pompa ve fan sistemleri ile ilgili
incelemeler yapılmıştır.
• Atık ısı geri kazanım sistemlerinin
kullanılmadığı,
• Verimsiz aydınlatma armatürleri
kullanıldığı,
• Eski tip düşük verimli elektrik
motorlarının kullanıldığı,
• Elektrik motorlarının gereğinden daha
fazla kapasitelerde seçildiği,
• Kayış kasnak mekanizmalı havalandırma
fanlarında periyodik olarak kasnak
gerginlik ve aşınma kontrollerinin
yapılmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan çalışmalar sonucunda işletmelerin
birçoğunda;
Yapılan çalışmalarda sanayi sektöründe
enerji verimliliği ile ilgili ciddi bilgi
eksiklikleri olduğu görülmüştür. Sanayicimiz
enerjiyi verimli kullanması durumunda
üretim maliyetlerinin de düşeceğinin
farkındadır. Bazı tesislerin enerji verimliliği
ile ilgili birtakım çalışmalar yaptıkları
görülmüştür. Fakat hiç çalışma yapmayan
tesis sayısı bir hayli fazladır. İşletmelerde
birinci öncelik üretime verildiğinden enerji
verimliliği çalışmalarına gereken önemin
verilmediği tespit edilmiştir. Verimlilikle
ilgili yapılabilecek iyileştirmelerin
üretimin aksayacağına neden olacağının
düşünülmesi, maddi kaynak yetersizliği,
enerji yönetimi konusunda firma
• Kompresör sistemlerinde ihtiyaçtan
daha yüksek basınçta hava kullanıldığı,
• Kompresör odalarının ve kompresör
yerleşimlerinin uygun olmadığı,
• Basınçlı hava hatlarında hava
kaçaklarının olduğu,
• Kompresör periyodik bakımlarının
yapılmadığı,
• Sıcak su ve buhar kazanı yüzeylerinde
ve tesisat hatlarında ısı yalıtımlarının
yapılmadığı,
• Brülör hava-yakıt oranı ayarlarının
uygun olmadığı,
Enerji verimliliği gözlem ve ölçüm
çalışmalarının sonucunda ön etüt yapılan
9 adet işletmede ortalama % 5’lik enerji
tasarruf potansiyeli olduğu (toplam 951.728
TL/yıl tasarruf potansiyeli) ve yapılacak
iyileştirmeler ile yıllık 2490 ton CO2
salınımının azaltılabileceği hesaplanmıştır.
yöneticilerinin ve çalışanlarının bilgi
eksiklikleri, gerekli bilinçlendirme ve
farkındalık çalışmalarının yetersiz oluşu
gibi sebeplerden dolayı sanayicinin enerji
verimliliği çalışmalarını yeteri kadar
yapamadığı tespit edilmiştir.
Kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel
sektör işbirlikleri ile enerjinin yoğun olarak
tüketildiği organize sanayi bölgelerinde
enerji verimliliği konusunda gerekli
bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının
artırılması, bünyesinde 50’den fazla
işletme olan OSB’lerde kurulması zorunlu
olan enerji yönetim birimlerinin teknik
bilgi ve becerilerinin artırılması, bazı
sanayiciler tarafından hazırlanan enerji
verimliliği uygulama projelerinin finansal
açıdan kolayca desteklenmesi ve mevcut
prosedürlerin basitleştirilmesi ile sanayi
sektöründe enerji verimliliği çalışmalarının
yapılmasının sağlanacağı, enerji
tüketimlerinin azalacağı ve bununla beraber
büyük bir bölümü enerji tüketimlerinden
dolayı meydana gelen sera gazı
salınımlarının azalmasıyla enerji tüketiminin
çevreye olan zararlı etkilerinin de azalacağı
düşünülmektedir. Unutulmamalıdır ki en
ucuz enerji, verimli kullanılan enerjidir.
41
MART 2016
TEMİZ TEKNOLOJİLER
TEMİZ TEKNOLOJİLER GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI 3.YILINDA
Global Cleantech Innovation Programme
(GCIP) Türkiye’de, Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı himayelerinde ve TÜBİTAK’ın ev
sahipliğinde, Birleşmiş Milletler Sınai ve
Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ile 2014 yılında
yürütülmeye başlandı.
“Gelecek Vaat Eden Temiz Teknoloji İş
Fikirlerini arıyor, kaynak sağlıyor ve
teşvik ediyoruz” sloganı ile Türkiye’nin
de aralarında bulunduğu 7 ülkede
sürmekte olan programda, başta Eğitim ve
Mentorluk destekleri olmak üzere, Tanıtım
ve Sermayeye Ulaşım kilit aktiviteleri ile
ülkemizdeki temiz teknoloji girişimlerini
destekleniyor.
Ulusal ve uluslararası olmak üzere
iki farklı aşamada yürütülen ve
içeriğinde bir de yarışma barındıran
GCIP hızlandırıcı programında
başarılı ekipler Kasım ayındaki Global
Girişimcilik Haftasında San-Francisco’da
düzenlenen Global Forum’da hem çeşitli
aktivitelere katılıyor hem de diğer ülke
ekipleri ile yarışma olanağı buluyor.
Bu sayıda GCIP-Türkiye 2015 programında
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Özel ödülünü kazanan TYT Enerji ile
Ulusal Birinci ve San-Francisco Global
Forum’da en iyi ikincilik (Best Runner Up)
ödülünü alan Pozitif Enerji’nin girişimcilik
hikâyelerine yer veriyoruz.
POZİTİF ENERJİ
www.positivenerji.com/
Soner HACIHALİLOĞLU
Pozitif Enerji Kurucu Ortağı
1- Sizce Pozitif Enerjiyi sektörde
faaliyet gösteren benzeri diğer
firmalardan ayıran özellik nedir?
Pozitif Enerji Temmuz 2014 yılında
enerji alanında 8 yıllık bir tecrübeye
42
sahip 3 mühendis tarafından Marmara
Üniversitesi Göztepe Kampüsü Teknoloji
Merkezinde KOSGEB Ar-Ge desteği ile
kuruldu. Kurucuların özellikle enerji
verimliliği alanında ulusal ve uluslararası
alanda proje ve operasyon yöneticiliği
yapmış olması bu alanda mevcut
teknolojilerin hangi yönden eksik olduğunu
ve pazarın neye ihtiyacı olduğunu görmeleri
bu projeye başlamalarında en büyük etken
oldu.
Pozitif enerji olarak ilk yola çıkarken
aslında piyasanın enerji ve sayaç uzaktan
okuma sistemi üzerine odaklandık. Bu
teknolojinin akıllı binalarda kullanılacak
olan bir sistem olduğundan yola çıktık.
Ancak daha sonra sahada 100’ün üzerinde
bina yöneticisi ve otomasyon mühendisi ile
yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde
gerçek ihtiyacın cihazları uzaktan açıp
kapamak veya enerji tüketimini ölçmek
değil gün içinde enerjinin nasıl
tüketildiğini analiz etmek olduğunu
anladık. Kendi buluşumuzda ısrar
etmek yerine piyasanın neye ihtiyacı
olduğunu görerek projemizin yönünü
değiştirdik. Bu noktadan sonra
özellikle ticari binalarda ve zincir
mağazalarda bu teknolojinin kabul
oranı çok hızlı bir şekilde olumlu yönde
değişti. Bu aşamadan sonra en önemli
ikinci aşamamız sistemi satmak yerine
kiralama modeline geçmemiz oldu.
Bu tür sistemlerde esas olan
enerji tasarrufu yaptırmak. Bütün
firmalar ilk yatırım maliyetini
düşürmek için çok büyük
çalışmalar yapıyor. Bizim iş
modelimiz ile firmalar yeni bir
bütçe ayırmak yerine sistemi
kiralayarak yapmış oldukları
enerji tasarrufu üzerinden
sistemin maliyetini ödedikleri
için bu yöntem cazip bir sistem
halini almıştır.
2- Girişimcilik yolculuğunuzda şu
ana kadar hangi aşamaları geride
bıraktınız?
Tüm bu girişimcilik süreçlerden geçerken
fark ettiğimiz en büyük sıkıntı Türkiye’de
MART 2016
girişimciler için uygun hızlandırıcı
programların eksikliği olmuştur. Yeni
bir firma kurarken yatırımcı ile nasıl
görüşme yapılır, nasıl sunum yapılır, yol
haritası ve iş planı nasıl hazırlanır? Bu tür
önemli ayrıntıları öğreten bir merkezin
olmamasının eksikliğini çok hissettik.
Tam bu noktada E-Tohum Programında
ilk 15’e seçilerek bu alanda önemli bir
eksikliğimizi tamamladık. 2014 yılında
Lüksemburg hükümetinin İnovasyon
haftası etkinliğinde Türkiye’den en iyi
teknoloji girişimcisi seçildik. Bu bizim
aldığımız ilk uluslararası ödül oldu. Daha
sonra Avrupa Birliği Bulut ödüllerinde
(Eurocloud) İnovasyon alanında en iyi 3
firma arasına girdik. Bu başarılarımız
sonucunda şu anda IBM – Microsoft ve
Amazon gibi firmaların enerji veri analizi
alanında seçilmiş ortak firması olduk.
Positive Enerji olarak 2015 yılında
Avusturya merkezli enerji alanında
yatırım yapan bir yatırım grubundan
ilk yatırımımızı aldık. Bu yatırım ile
EnerjiSA’nın eski CEO‘su Bernhard
Raberger ilk yatırımcı olarak Pozitif
Enerjiye ortak oldu. Ardından 2015 yılının
son aylarında “Şirket Ortağım” liderliğinde
bir yatırım grubu ile ikinci tur yatırımımızı
da alarak ekibi ve firmayı daha da
güçlendirdik.
Ekibimiz şu anda 3 mühendis ile ArGe çalışmalarını devam ettirmektedir.
Yılsonuna doğru toplam 12 kişilik
bir ekip ile gerek Türkiye’de gerekse
Avrupa ve MENA bölgelerine açılmayı
hedeflemekteyiz.
gösterdik. Bu bizim uluslararası alanda
aldığımız en büyük ödül oldu.
GCIP programına katıldığımız EnBeacon
projesi; enerji tüketim noktalarını,
insan davranışlarını, bina kullanım
alışkanlıklarını ve çevresel faktörleri
3- GCIP-2015 Türkiye Programında ulusal gerçek zamanlı analiz eden sürdürebilir
bir enerji yönetim sistemidir. Kısaca
ve uluslararası arenada derece aldığınız
EnBeacon, binanın yaşam döngüsünde
projenizden bahseder misiniz?
Enerji verimliliği kategorisinde katıldığımız gerçek zamanlı, 7/24 çalışan ve bina
GCIP programında 2015 yılı ulusal birincisi / kurum yöneticilerine sanal enerji
ve GCIP’nin uluslararası aşaması olan San danışmanlığı yapan bir donanım ve yazılım
Fransisco’da gerçekleşen Global Forum’da sistemi bütünüdür.
ikinci (Best Runner-up) olma başarısını
Günümüzde gelişen bulut teknolojisi ve
nesnelerin interneti teknoloji ile artık Ticari
ve konut binaları insanlardan bağımsız
çalışan nesneler olmaktan çıkıp insanlar
ile iletişime geçen ve beraber çalışan bir
varlık haline geldi. Binalardan alınan enerji
tüketimi bilgisi ve verisi son kullanıcıların
anlayacağı hale geliyor. Akıllı ve yaşayan
binaların zamanı geldi.
Akıllı enerji analizi teknolojisi ile binaların
yapısı, kullanım alışkanlıkları ve çevre
şartları gerçek zamanlı analizler ve karar
destek sistemi ile bina kullanıcılarına
binanın hayat döngüsünün nasıl olduğu
43
MART 2016
TEMİZ TEKNOLOJİLER
TEMİZ TEKNOLOJİLER GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI 3.YILINDA
ilk adım olarak Berlin merkezli Avrupa’nın
en büyük Cleantech Merkezlerinden biri
olan Berlin Cleantech Hub’da yerimizi
almak ve firmanın Avrupa merkezini
açmak için çalışmalara başladık. Bunun
yanında stratejik bir pazar olarak
gördüğümüz MENA bölgesinde stratejik
ortak ile projelerimize başlamak istiyoruz.
hakkında bilgi vermektedir. Bu sayede
enerjiyi ne kadar değil NASIL tükettiklerin
görebilmekteler ve kayıp, kaçak noktalarını
tespit edip otomasyon sistemini daha doğru
yönetebilmektedirler.
Yararları
• Kolay ve Verimli Yönetim: Enerji
Analizi teknolojisi ile gerçek zamanlı
veri analizi ile binanızda kurulu olan
sistemler ile her zaman iletişimde
kalmanız sağlanacak ve sistemin
analizi sunulacaktır.
• Enerji Tüketim Analizi: ısı, nem,
CO2, ışık sensörü ile binadaki
enerji yoğunluk analizi yapılacak
ve enerji tüketim alışkanlıklarını
tespit edeceksiniz. Bu sayede
kurulu otomasyon sisteminin sabit
senaryosuna bağlı kalmadan sürekli
44
analiz ile enerji tüketim noktalarını
görmüş olacaksınız.
• Prediktif Analiz: Mevcut enerji
profilinize ve bina kullanım
alışkanlıklarına göre mevcut enerji
tüketiminize göre ileriye dönük hava
durumuna enerji piyasası fiyatlarına
ve enerji profilinize göre enerji tüketim
tahmini oluşturacak ve bütçenizde
buna uygun planlama yapmanız
sağlanacak.
4- Aldığınız bu dereceler girişimcilik
yolculuğunuzun sonu mu, yoksa yeni
başka hedefleriniz de var mı?
Pozitif Enerji’nin hedefi Enerji Analizi
alanında hem donanım hem de bulut
tabanlı bir veri analizi platformuna
sahip olan global bir ‘Sürdürebilir Enerji
Yönetimi’ firması olmak. Şu anda bu yönde
5- Temiz Teknoloji alanında çalışan diğer
girişimcilerinde 2016 ve devam eden
yıllarda GCIP süreçlerinde yer almalarını
önerir misiniz?
Bizce, GCIP’nin diğer hızlandırıcı
programlardan en önemli farkı bir gün
sunum yapıp ertesi gün ödül verilen bir
program olmaktan öte geliştirilen projenin
pazarlama stratejisi, iş planı, finansal
tablolar ve hedef /pazar strateji ile birlikte
bir bütün olarak ele alınan bir program
olması. Bu niteliği ile klasik bir yarışma
olmaktan daha öte, girişimcinin ciddi bir
iş geliştirme sürecine dâhil edildiği mini
MBA tadında bir hızlandırıcıdır. Özellikle
GCIP kapsamında uluslararası mentorler
ile yaptığımız görüşmeler Pozitif Enerji’yi
global bir oyuncu olma yolunda daha hızlı
adımlar atmaya yöneltmiştir. Bu bizce
Türkiye’deki teknoloji girişimcilerinin
ihtiyaç duyduğu en önemli noktadır.
TYT ENERJİ - www.tytenergy.com/tr
Cemil Cihan ÖZALEVLİ
TYT Enerji Kurucu Ortağı
1- TYT Enerji kimdir ve ne yapar?
TYT, rejeneratif, yani kaynakların hem
sürdürülebilir hem de yenilenebilir
olduğu bir geleceğe ulaşmak için farklı
enerji üretim sistemlerini birleştiren
teknolojiler geliştiren inovatif bir teknoloji
ve Araştırma-Geliştirme şirketidir. TYT
ekibi olarak, YGA’da (Young Guru Academy)
tanıştık. Harvard’ın global ortağı olan
YGA, sosyal bilinçli liderler yetiştirmek
vizyonuyla 2000 yılında Türkiye’de
kurulan uluslararası bir liderlik okulu.
YGA’da sosyal sorumluluk projelerinde
aktif olarak sorumluluk alan gönüllüler
teknik bilgilerini de geliştirme fırsatı
MART 2016
buluyor. Şirketimizin vizyonu, daha iyi
bir Türkiye ve daha iyi bir dünya hayali
ile bir araya gelen YGA gönüllülerinden
oluşan ekibimizin vizyonu ile örtüşüyor.
Birlikte başarma ikliminin hakim olduğu
şirketimizde, hatalar gelişim
için çok değerli deneyimler
olarak görülüyor. “Bensiz”
inovatörlerin bir araya geldiği
TYT ekibinde, ne yapıldığından
çok kiminle, neden ve nasıl
yapıldığına odaklanıyoruz.
2- Ekibin bir araya geldiği
günden itibaren nasıl bir
süreçten geçilerek bu
günlere geldi?
TYT ekibi 2012’de bir araya
geldi. Bir araya geldiğimiz
günden itibaren çeşitli
projeleri hayata geçirdik.
TÜBİTAK desteği ile
tamamladığımız ilk proje
olan GeoSolar’da, jeotermal
enerji ile yoğunlaştırılmış
güneş enerjisini birlikte
kullanarak dünyada bir ilke
imza attık. GeoSolar’da,
Aydın’ın Germencik
ilçesinde bulunan Gümüşköy
Jeotermal Enerji Santrali’ne
yoğunlaştırılmış güneş
enerjisi sistemi entegre ettik.
İkinci projemiz HydroSolar
ise fotovoltaik (PV) panellere
alternatif kurulum alanları
yaratmak üzerine olan, yüzer
güneş enerjisi sistemleri
üzerine. Kurduğumuz sistem
Türkiye’de türünün ilk
örneği oldu. Enerji depolama
alanında ise, YGA ile ısı
enerjisi depolama üzerine
bir proje yürüttük. Bu proje
sonucunda çıkan ürün
sayesinde, güneş enerjisi
sistemi yardımıyla üretilen
enerjiyi termal batarya
içerisinde ısı enerjisi olarak depolayabilen
bir sistem geliştirdik. Soğutma veya ısıtma
için kullanılabilen bu sistem, süt soğutma
merkezlerinden soğuk hava depolarına
kadar birçok alanda fayda sağlayacak bir
proje oldu. Kaynağı kitlesel fonlama ile
yaratılan projenin ilk fazı tamamlandı,
ikinci fazının ise Nisan 2016’da
tamamlanması bekleniyor. Çalıştığımız üç
alanın da iki ortak özelliği var. Birincisi,
hepsinde güneş enerjisini
kullanıyoruz. İkincisi ise
farklı bir teknoloji ile güneş
enerjisini destekliyoruz.
Güneş enerjisinin eksik
kaldığı yerde, diğer
teknolojiler tamamlayıcı
rol üstleniyor. Her şeyden
önemlisi, hep birlikte dünyada
hem sürdürülebilir hem de
yenilenebilir gelecek için bir
adım daha atmış oluyoruz.
3- Bundan sonrası için
hedefleriniz neler?
Bugüne kadar birçok
kilometre taşına ulaştık,
bundan sonraki süreçte ise
HydroSolar’ı daha yaygın
hale getirmek istiyoruz. Kara
ve çatı kurulumlarına göre
daha çok verim elde eden
HydroSolar’ın yaygınlaşması
için Zorlu Enerji ile birlikte
yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
Haziran 2016’da Zorlu Enerji
Grubu’na ait Erzincan’da
bulunan Tercan Hidroelektrik
Santrali’nde 60 kW’lık bir
yüzer güneş enerjisi sistemi
kurulumu yapacağız. Projede
ince film güneş paneli
kullanılacak ve bu anlamda
dünyada ince film teknolojisi
ile kurulan ilk yüzer sistemi
hayata geçirmiş olacağız.
Ondan sonraki süreçte ise
HydroSolar’ın yüzdürücü
plastik aksanlarının üretimi
için bir hedefimiz var. Şu an
projede kullanılan aksanları
farklı alt yüklenicilerden
temin ediyoruz ancak bizim
45
MART 2016
TEMİZ TEKNOLOJİLER
hedefimiz yüzdürücü altyapının kendi
üretimimiz olması. Bu altyapıyı şirketimiz
bünyesinde kurmak için 2017’nin ilk
çeyreğinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Teknoyatırım destek programına
başvurmayı planlıyoruz.
4-GCIP’de yer aldığınız aynı zamanda
“Bilim, Sanayi ve Teknoloji Özel Ödülü”nü
kazandığınız iş fikriniz ve bu iş fikrini
taşımak istediğiniz yer neresi?
GCIP’e su rezervuarlarına güneş enerjisi
sistemi kurulabilmesini sağlayan,
HydroSolar projemiz ile başvurduk.
HydroSolar’ın ilk prototipi olarak Mersin’in
Mut ilçesinde bulunan Azmak 2 HES’te
kurulan 10 kW’lık sistemi TÜBİTAK
desteği ile geliştirdik. Ar-Ge
çalışmalarına Eylül
2013’te başladığımız
ve Ekim 2014’te
devreye aldığımız
HydroSolar
Türkiye’de kurulan
ilk yüzer güneş
enerjisi sistemi
oldu. Kurulum
sırasında edindiğimiz
deneyimler doğrultusunda,
HydroSolar tasarımımızı yeniledik
ve çok daha maliyet etkin ve çevreye
duyarlı bir tasarım ortaya çıkardık. Bu
tasarım ile de Türk Patent Enstitüsü’ne
patent başvurumuzu yaptık.
HydroSolar projesi, güneş enerjisi
alanında yaptığımız çalışmalar sırasında
sahada karşılaştığımız problemlere
çözüm ararken ortaya çıktı. İlk problem
panellerin sıcaklık artışı ile verim
kaybı yaşaması. PV güneş panelleri,
teknolojisinden dolayı 250�C’de
optimum verimde çalışıyor. Özellikle yaz
günlerinde, panellerin sıcaklığı 500�C’nin
üzerine çıkıyor ve verimlilik % 17’den
% 13’lere kadar düşüyor. Işınımın en
yüksek olduğu yaz dönemlerinde, düşük
verimde enerji üretimi sağlanıyor. İkinci
problem ise uygun arazi bulma zorluğu.
Türkiye’nin % 36’sı tarım arazisi. Bu
46
TEMİZ TEKNOLOJİLER GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI 3.YILINDA
arazilere doğal olarak güneş enerjisi
sistemi kurulumu mümkün değil. Kalan
arazilerin de çoğunlukla dağlık, engebeli
alanlarda ve elektrik iletim hatlarına
uzak olduğunu gördük. Birçok şirkette
çalışan mühendislerin, sahada arazi
aramak için mesai harcadığını biliyoruz.
Üçüncü problem ise, güneş enerjisi
sistemleri ile ilgili
değil ama bizce daha
önemli. Dünyanın yaşadığı
su problemi günden güne
büyüyor. Coğrafyamızdaki birçok
ülkede yaşamı daha güç hale getiriyor. The
New York Times’tan Thomas Erdbrink’in
yaptığı habere göre Suriye’nin 10 yıl
önce yaşamaya başladığı gibi, İran da
bugün su problemi yaşamaya başlıyor.
Sadece yerüstü değil aynı zamanda
yeraltı su kaynaklarının da azalması,
büyük bir probleme yol açabilir. Sadece
Ortadoğu değil ABD’de de bu problem
mevcut. Los Angeles’ta bulunan içme
suyu rezervuarında buharlaşmayı % 80
oranında azaltmak için, plastik gölge
topları kullanıldı, proje için 34,5 milyon
dolar harcandı. HydroSolar ise tüm bu
problemlere çözüm sunuyor:
• Su yüzeyine kurulan güneş panelleri,
su kaynaklı soğutma sayesinde
tasarım veriminde çalışıyor ve elektrik
üretimi, kara kurulumlarına
göre yıllık % 15’e kadar
artış gösteriyor.
•Hidroelektrik santral,
arıtma tesisleri, sulama
havuzları gibi tüm
su rezervuarlarına
kurulabilen HydroSolar,
arazi gereksinimini
ortadan kaldırıyor. Bu aynı
zamanda, arazi tesviyesi ve
konstrüksiyon kurulumu gibi
maliyetleri de ortadan
kaldırmış oluyor. Kurulan
yüzer güneş enerjisi
sistemi güneş
ile direkt teması
kestiği için, kurulu
olduğu alanda
buharlaşmayı %60
azaltıyor.
•
Sistemin en
önemli katkılarından
biri de kurulum
sürelerinin, kara
kurulumlarına göre üç kat
daha kısa sürmesi. Böylece
sistem yatırım maliyetleri
düşüyor.
5- Orta ve uzun vadede kendinizi
nerede görüyorsunuz?
Bu sistem Türkiye’de yaygın olarak
kullanılmıyor ve biz bu sistemi Türkiye
içinde ve dışında yaygınlaştırmak istiyoruz.
Geliştirdiğimiz sistem, devlete ekstra bir
maliyet çıkarmadan, yenilenebilir enerji
alanındaki iki önemli engeli ortadan
kaldırıyor. Türkiye’de yaygın olarak
MART 2016
kullanılmamasının sebepleri, Türkiye’nin
mevcut elektrik iletim ve dağıtım
altyapısının ne yazık ki yenilenebilir enerji
kaynaklarındaki süreksizliği kaldırabilecek
düzeyde olmaması ve aynı zamanda trafo
merkezlerinin mevcut kapasitesinin daha
yüksek kurulumlara imkân sağlamaması.
Altyapının ve trafo merkezlerinin
yenilenmesi için gereken kaynağın
yüksek olması da, yenilenebilir enerji
kapasitesinin artışını sınırlandırıyor. Fakat
Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında
özel şirketlerin büyük bir iştahının
bulunduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz yıl
içerisinde açılan 600 MW’lık lisans
çağrısına gelen 9000 MW’lık başvurudan
bunu kolaylıkla görebiliyoruz. Yani trafo
merkezi kapasitesi problemi çözüldüğünde
ve mevcut altyapının kullanımı verimli
hale getirildiğinde yenilenebilir enerji
sistemi kullanımı kesinlikle artacaktır.
Bugün Türkiye’de kurulu olan HES’lerin
tamamını inceledik. Su rezervuarı olan
ve yüzeyine HydroSolar kurulabilecek
santralların toplam kapasitesi 18.000
MW. Bu kapasitenin tamamı için de trafo
merkezi kapasitesi ayrılmış ve altyapısı
tamamlanmış. Son 10 yılın verilerini
incelediğimizde, bu HES’lerin yıl boyunca
% 40 oranında kullanıldığını görüyoruz.
Yani su olmadığında HES’ler çalışmıyor ve
su yaz aylarında olmuyor. Bizim önerimiz,
GES’leri farklı arazilere kurmak yerine,
HES rezervuarlarına kurup, mevcut
altyapıyı kullanmak. Bu şekilde iletim hattı
ve trafo merkezi kapasitesi kullanımını
% 40’tan % 60’a çıkarmış olacağız.
Bu kolay çözüm, devlete de enerji
yatırımcılarına da büyük kazanımlar
getiriyor. Bu sistem sayesinde iletim
hatlarındaki kararsızlık azaltılmış olacak
ve yenilenebilir enerji uygulamalarının önü
açılacak. Bunun yapılabilmesi için, EPDK,
Enerji Bakanlığı ve TEİAŞ tarafından
bazı mevzuatlarda değişikliğe gidilmesi
gerekiyor. Bu konuda da yetkili kişilere
görüşlerimizi bildirdik.
Dünyadaki yüzer güneş enerjisi
sistemlerinden en büyük farkımız, HES’leri
odak noktasına koymamız. Tüm sistem
HES’lerdeki su seviyesi değişimine ve
bahar aylarında yaşanabilen taşkınlara
uygun şekilde tasarlanıyor. Türkiye’de
bulunan 18.000 MW’lık HES kapasitesi,
aslında 18.000 MW’lık GES kapasitesi
demek. Kapasite faktörünü % 40’tan
% 60’a çıkaracak olan bu sistem, devleti
de 2,5 milyar lira yatırım yapmaktan
kurtarıyor. Gördüğünüz gibi Türkiye’de
inanılmaz bir potansiyel var. Biz orta
vadede Türkiye’de bu sistemlerin
sayısını artırmayı ve Türkiye’nin enerjide
bağımsızlığını kazanması için elimizden
gelen katkıyı vermeyi hedefliyoruz. Uzun
vadede ise, coğrafyamızda su problemi
yaşayan ve yenilenebilir enerji yatırımlarını
artırmak isteyen ülkelere HydroSolar’ı
ihraç etmeyi amaçlıyoruz.
47
MART 2016
PROJELER
TURİZME REKABETÇİ YAKLAŞIM
Rekabetçi Sektörler Programı ile
bölgelerin rekabet gücünün artırılması
için o bölgelerde öne çıkan sektörlere
yönelik projeler desteklenmektedir. Farklı
sektörleri bünyesinde bulundurması
nedeni ile çatı program özelliğini taşıyan
program, bir yandan lisanslı depo ya da
lojistik merkezi kurulmasına, diğer yandan
finansal araçların geliştirilmesini öte
yandan sürdürülebilir turizmin gelişmesini
destekleyen geniş kapsamlı bir program.
Program 2007-2013 yıllarını kapsayan
ilk dönemde kişi başı milli geliri Türkiye
ortalamasının yüzde 75’in altında kalan
43 ilde 60’a yakın projeyi desteklemek
üzere tasarlandı. Bu kapsamda Mardin,
Siirt, Erzurum, Erzincan, Kars, Şanlıurfa,
Adıyaman, Ardahan ve Rize illerine yönelik
turizm odaklı projeler Program tarafından
desteklenmek üzere kabul edildi. Program
kapsamında 8 adet turizm projesi için
toplam 63,3 milyon Avro kaynak ayrıldı;
projeler bu kaynaklarla hayata geçiriliyor.
Turizm, ülkemizin milli gelirinin önemli
bir kalemidir. Ancak ülkemizde turizm
denince akla sahil turizmi gelmekte
ve turizm gelirlerinin önemli bir
kısmını bu alan oluşturmaktadır. Sahil
turizmi yılın sadece belli dönemlerinde
gerçekleşebilmektedir. Çeşitlilik yaratarak
turizmde gelirleri sürekli kılarak ve ayrıca
nispeten geri kalmış illerimizdeki kültürel
mirası turizme kazandırarak ve doğa
sporları imkânlarını geliştirerek bölgeleri
kalkındırmak hem ülkemizin hem de
bölgelerimizin rekabet gücünü artıracaktır.
Bölgelerde rekabet gücünü artırmak
için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından yürütülen programlardan biri
de Rekabetçi Sektörler Programı. Türkiye
Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği mali iş
birliği anlaşması çerçevesinde uygulamaya
konan 900 milyon avro bütçeli program
turizm projelerine de destek sağlıyor.
48
Mardin’de Sürdürülebilir Turizm Projesi
Rekabetçi Sektörler Programının
desteklediği turizm sektöründe, Mardin
projesi göz dolduruyor. Mardin, M.Ö
4500 yıllarından bugüne uzanan tarihi,
ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetin
günümüze kadar korunan kültürel mirası
ve inanç turizmiyle sadece Türkiye’nin
değil, dünyanın ilgisini çeken bir kent.
Mardin Sürdürülebilir Turizm Projesi,
yaklaşık 9,2 milyon Avroluk bütçe ile hayata
geçirildi. Proje ekibi tarafından hazırlanan
kapsamlı Turizm Strateji Planı’nın son
derece somut hedefleri bulunuyor: 2023
yılına kadar ziyaretçi sayısında yüzde 100,
ortalama konaklama süresinde yüzde 10 ve
turistlerin harcamalarında yüzde 35 artış
sağlanması gibi.
Gerçekleştirilen faaliyetlerde Mardin’deki
muazzam kültürel mirasın ve doğal
varlıkların korunmasına önem verildi.
Turizm sektöründe rekabetçiliği ve
bunun getireceği ekonomik avantajları
artırmayı amaçlayan projeyle Mardin sit
MART 2016
alanı içerisinde bulunan 1. Cadde’nin
kuzey ve güney taraflarında bulunan
dükkânların cepheleri renove edilerek
fiziksel turizm altyapısı iyileştirildi. Toplam
664 dükkanda kepenk, tente ve doğrama
sistemleri değiştirilerek, cephe yüzeyleri
ve yan yüzeyler mimari dokuya uygun
olarak iyileştirildi ve görüntü kirliliğinden
arındırıldı.
Mardin Markalaşıyor, Turizm Hizmet
Kalitesi Artıyor
Proje kapsamında kentteki turizm
işletmelerine başta gıda üretimi ve
servis becerileri olmak üzere hizmet
kalitesinin iyileştirilmesi ve farkındalığın
artırılması amacıyla çeşitli konularda
eğitimler verildi. Restoran işletmeleri,
otel tur operatörleri, tur rehberleri ve
turizm enformasyon memurlarına yönelik
eğitimler düzenlendi.
Siirt’te Turizm Tillo ile Atağa Geçiyor
Evliyalar diyarı Güney Doğu Anadolu’daki
medrese kültürünün önemli
merkezlerinden biri olan Tillo, Siirt’te
turizm sektörünün canlandırılmasında
öncü rol oynayacak. Turizm Sektörünün
Canlandırılması Projesi ile kentin
sosyo-ekonomik gelişmesine yeni bir ivme
kazandırılması amaçlanıyor.
Sufi Yolu olarak da bilinen ve Siirt
merkezine altı kilometre mesafede yer
alan Tillo, her yıl 12 bin turist tarafından
ziyaret ediliyor. Program çerçevesinde Siirt
Projesine 3.2 milyon Avro kaynak ayrıldı.
Proje kapsamında Tillo’yu ziyaret eden
turistlerin kullanacağı tesisin yapımı ve
yenilenmesi, şehrin atmosferine ve çevre
düzenlemesine uygun olarak sokakların
ışıklandırmalarının
yapılması, bazı sokak
ve meydanların
restorasyonu,
Tillo’daki türbe
ve mezarlıkların
bulunduğu bölgeyi
çevreleyen
duvarların onarılarak
düzenlenmesi,
tanıtım faaliyetleri
çerçevesinde ise
Tillo’nun “Batıdan
Doğuya Uzanan
Sufi Yolu” teması
kullanılarak
bilinirliğinin
artırılması,
ekinoks günlerinde
etkinliklerin düzenlenmesi ve çeşitli
aktivitelerle desteklenmesi sağlanıyor.
Turizme ‘Koridorlar’ Açılıyor
Doğudaki bu çeşitlilik, sadece Siirt ile
kalmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın
“Türkiye Turizm Stratejisi 2023’’
kapsamında 8.8 milyon Avro bütçe ile
turizmde çeşitlilik sağlanması ve tüm
yıla yayılması amacıyla, doğal ve kültürel
değerlerin farklı turizm taleplerini
karşılaması ve çeşitlendirilmesi
için turizm sektöründe “koridorlar”
oluşturulması yönünde çalışmalar
yürütülüyor. “Erzurum, Erzincan ve
Kars Kış Turizmi Koridoru” Projesi ile
yeni turizm girişimlerinin kurulması
ve turizm sektöründe faaliyet gösteren
KOBİ’lerin rekabet gücünün artırılması
hedefleniyor. Proje kapsamında Erzurum,
Erzincan ve Kars’ta “Turizm Bilgilendirme
Merkezleri” kurulacak. Merkezlerden
tur operatörleri, seyahat acentaları,
yatırımcı ve girişimciler kış turizmiyle ilgili
bölgede gerçekleştirebilecekleri yatırımlar
hakkında danışmanlık hizmeti alabilecek,
turistlere ise halkla ilişkiler hizmeti
verilecek.
49
MART 2016
PROJELER
TURİZME REKABETÇİ YAKLAŞIM
Kış Turizmi Eylem Planı
Valilikler, Belediyeler, Kalkınma
Ajansları, altyapı birlikleri, sivil toplum
kuruluşları ve ilgili meslek birliklerinin
destek verdikleri projeyle kış turizminin
geliştirilmesi, pazarlama, tanıtım,
markalaşma ve özendirme faaliyetlerinin
gerçekleşmesi ve sonuç olarak turist
sayısının artırılması amaçlanıyor. Projenin
bir diğer hedefi ise kış turizmi eylem
planının ihtiyaçlara göre hazırlanması,
pazarlama ve tanıtım stratejisinin
belirlenmesi, bölgeye olan ilginin ve
yatırımların artırılması oluşturuyor. Bu
bağlamda, uluslararası bir kış turizmi
kongresi düzenlenecek.
Ardahan’a Kış Sporları Merkezi
Kurulacak
Ardahan-Yalnızçam Kış Turizmi
Altyapısının İyileştirilmesi Projesi
kapsamında, kış turizmi potansiyelinden
yararlanmak ve bölgenin kalkınmasına
katkı sağlamak amaçlanıyor. 6.3 milyon
Avro bütçeye sahip projede Uğurludağ’da
kış sporları merkezi için bir telesiyej
hattının kurulması planlanıyor. Kurulacak
telesiyej tanıtımı ve genel anlamda kış
sporları ve turizmin tanıtılması için
teknik yardım hizmet alımı da yapılacak.
Proje ile Ardahan’a gelecek turistlerin
bölgede yerleşik olan KOBİ’lerin gelirlerini
artırması bekleniyor.
Karadeniz’in Oksijen Deposu Kaçkar
Dağları Milli Parkı Şahlanacak
Karadeniz’de de turizm ile ilgili faaliyetlere
destek veriliyor. Kaçkar Dağları Milli
Parkı, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın
sayılı oksijen parkurlarından biri olarak
niteleniyor. Dünya Vahşi Yaşamı Koruma
Forumu’nun Avrupa’da korunması gereken
100 ormandan biri olarak ilan ettiği
Kaçkar Dağları Milli Parkı, Türkiye’de
1994 yılında doğal park unvanına kavuştu.
İlginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı,
zengin doğası, florası, endemik bitkileri ve
hayvanları, dağları ve ormanlarıyla dağ ve
kış sporları açısından da büyük bir ekoturizm potansiyeline sahip.
50
Panpark Ağına Katılacak
Program bünyesindeki Kaçkar Dağları
Milli Parkında Sürdürülebilir Turizmi
Geliştirme Projesinin bütçesi 3,5 milyon
Avro. Projenin amacı Kaçkar Dağları
Milli Parkını uluslararası standartlara
kavuşturmak, dünya milli parklar ağına
entegrasyonunu sağlayarak Panpark
özelliğine kavuşması ve bu şekilde parkın
doğal dengesi bozulmadan turizme
kazandırılması olarak belirlendi.
Kars Tarihi Kimliğiyle Canlanıyor
Tarihi Kimliği ile Kars Kenti Projesi, 9.6
milyon Avro bütçe ile hayata geçiriliyor.
Bu Proje ile Kars ilinin tarihi sokak ve
caddelerde iyileştirmeler yapılması,
eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinin
gerçekleşmesi, gerekli strateji
belgelerinin hazırlanması, tanıtımpromosyon faaliyetlerinin düzenlenmesi
hedefleniyor.
MART 2016
Nemrut Dağı Anıtsal Heykelleri
Binlerce yıldır güneşin en güzel doğduğu
kent olarak anılan Adıyaman, M.Ö. 69
yılında kurulan Kommagene Uygarlığı’na
ev sahipliği yapıyor. Adıyaman, zengin
arkeolojik varlıkları ve kültürel
zenginliğiyle dünyanın önemli turizm
merkezlerinden biri olma
potansiyeli taşıyor.
amaçlanmakta. Proje kapsamında
gerçekleştirilecek faaliyetler arasında
Urfa ilindeki tarihi sokak, cadde ve
meydanlardaki sokak aydınlatmalarının
ve sokak mobilyalarının yapılması,
tarihi binalarda cephe iyileştirmeleri ve
çevre düzenlemeleri yapılarak mevcut
Kommagene Nemrut Turizm
Odaklı Canlandırma Projesi
yaklaşık 7 milyon Avro
bütçesiyle Adıyaman’da
turizm alanında faaliyet
gösteren işletmeler, kamu
kurumları, sivil toplum
örgütleri ve Adıyaman
halkının turizm sektöründe
daha aktif yer alması ve proje
kapsamında geliştirilecek
altyapıyla bölgeye daha fazla
turist çekilmesini amaçlıyor.
Proje kapsamında Nemrut
Dağı Milli Parkı’nda yer alan
11 farklı noktada yaya yolları
ve ışıklandırmalar, peyzaj
gibi altyapı düzenlemelerinin
yapılması ve turistlerin
kullanımına sunulan bazı
tesislerin yenilenmesi
çalışmaları yürütülecek.
Dünya turizminde 6’ncı sırada bulunan
Türkiye, her yıl ziyaretçi sayısını istikrarlı
şekilde artırarak önemli bir başarıya imza
atıyor. Ancak bu gelişme, Türkiye’nin
turizm potansiyelinden yeterli derecede
yararlandığını göstermiyor. 2015 Dünya
Ekonomik Forumu’nun Seyahat ve Turizm
Rekabet Endeksi’ne göre
Türkiye, 141 ülke arasında 44.
sırada yer alıyor. Türkiye’nin
sahip olduğu tarihi, kültürel
ve doğal değerler göz
önüne alındığında çok
daha üst sıralara çıkması
mümkün görülüyor. Bunun
için ülkede turizmin 12
aya yayılması ve özellikle
potansiyelin çok gerisinde
kalan kış turizminin farklı
bölgelerde geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılması büyük
önem taşıyor. Rekabetçi
Sektörler Programı verdiği
desteklerle bölgelerin turizm
potansiyellerini hayata
geçirilmesine olanak sunuyor.
Öte yandan proje kapsamında
bölgede turizm alanında
faaliyet gösteren işletmelere
turistik ürün tasarımı ve
pazarlaması konularında
bir dizi eğitim verilerek,
yeni ürünler ile piyasanın
zenginleştirilmesi
öngörülüyor.
Göbeklitepe İnsanoğlunun Bilinen En
Erken Dönem Anıtı
Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor
Projesi kapsamında yaklaşık 9.6
milyon Avro bütçe ile bölgenin turizm
potansiyelinin güçlendirilmesi
binalara işlev kazandırılması ve son
olarak Göbeklitepe ören yeri arkeolojik
kazı alanının üst örtüsünün yapılması
Göbeklitepe Arkeolojik Alanı’nı da içeren
bir Alan Yönetim Planı geliştirmek yer
almakta.
51
MART 2016
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER*
Ayağınızın Altına Yeni Teknoloji
Yeni geliştirilen pedal düzeneğiyle
sürüş destek sistemlerine bir teknoloji
daha katıldı. Bosch aktif gaz pedalı adı
verilen sistem birçok kolaylık sağlama
potansiyeline sahip.
Özyeğin Üniversitesi Sürdürülebilirlik
Konusunda Dünyaya Örnek Oldu
İlk defa bir Türk üniversitesi Küresel
Üniversite Liderleri Forumu’nun en iyi
örnek vaka çalışmalarının yer aldığı yıllık
raporun bir parçası oldu.
• Hafif titreşim, gaz pedalı üzerinde
basıncı azaltabiliyor ve yanlış yönde
giden sürücüleri uyarabiliyor.
• Yüzde 7’ye kadar daha az yakıt
tüketimi.
• Navigasyon sistemine bağlı
pedal, keskin virajlarda
uyarıyor.
• Online veriler, gerçek
zamanlı uyarı işlevini mümkün
kılıyor.
Bugüne kadar, bu temel kural
hakkında yapılabilen tek şey yavaş
sürmek ve ekonomik sürüş dersleri
almaktı. Ancak Bosch, aktif gaz pedalı
şeklinde bir teknik yardımcı geliştirdi:
hafif titreşim, gaz pedalındaki ayağa
hafifçe dokunarak ters şeride geçtikleri
konusunda sürücüleri uyarıyor. Aktif
gaz pedalı, sürücülerin gaz pedalına
oldukça hafif basmasına da yardımcı
oluyor. Pedaldan alınan geribildirim, yakıt
tüketimini yüzde 7’ye kadar azaltmayı
sağlıyor. Ve CO2 emisyonları da aynı şekilde
azalıyor. Gaz pedalının şanzıman gibi diğer
otomobil işlevleri ile bağlantılı olması
bunu sağlıyor. Bugüne kadar sürücülerin
vites değiştirmenin en iyi zamanı ile ilgili
aldıkları en iyi gösterge, kontrol paneli
üzerindeki küçük oklar şeklindeydi.
Aktif gaz pedalı, en iyi vites değiştirme
zamanını hissedilir bir şekilde belirtme
seçeneğine sahip (http://otomobil.mynet.
com/teknoloji/ayaginizin-altina-yeniteknoloji-834).
üniversite’ alanında örnek teşkil eden
vaka çalışmalarını paylaştı. Özyeğin
Üniversitesi de dünyadan en iyi örnek vaka
çalışmalarının yer aldığı bu yıllık raporun
bir parçası oldu.
Özyeğin Üniversitesi, üniversitelerin
kurumsal ortaklarla iş birliği halinde
sürdürülebilirlik becerilerini nasıl
geliştirdikleri ve kapasitelerini nasıl
artırdıklarını ele alan “Kapasite Artırımı”
ve ”En İyi Uygulamalar için İnovasyon”
konulu seçili vaka çalışmaları ile kabul
edilen 19 üniversiteden biri oldu. Bu
üniversiteler arasında University of Oxford,
Harvard University, Princeton University,
Yale University, University of CaliforniaBerkeley, University of British Columbia,
Technical University of Denmark,
Hong Kong University of Science and
Technology gibi dünyanın saygın
üniversiteleri yer aldı.
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş
olarak kurulan “Uluslararası
Sürdürülebilir Kampüs Ağı”,
sürdürülebilirliği kampüs operasyonları,
eğitim-öğretim ve araştırma ile
bütünleştirmek için el ele vermiş
20’yi aşkın ülkeyi ve 80 üyeyi temsil
eden, dünyanın lider üniversiteler ve
yüksekokullarından oluşuyor (http://www.
dunya.com/).
Davos’ta gerçekleşen 2016 Dünya
Ekonomik Forumu (DEF) görüşmelerinde,
Uluslararası Sürdürülebilir Kampüs Ağı
(ISCN) ile DEF’in akademik platformu
olan Küresel Üniversite Liderleri
Forumu, dünyanın lider üniversiteleri
tarafından sunulan ve ‘sürdürülebilir
Fransız Şirketten Patentli Solar Otoyol
Duyurusu
Fransa’nın en büyük yol inşaat firması
(otoyol, demir yolu, sinyalizasyon vb.)
Colar, Fransa Solar Enerji Enstitüsü ile
birlikte geliştirdiği ve patentlediği solar yol
teknolojisini gün yüzüne çıkardı.
Fransız yol yapım şirketi Colar, yol
için tasarlanmış özel güneş panelleri
sayesinde kurulum alanlarından tasarruf
* Bu sayfalar; Avrupa Birliği Uzmanları Gökhan Gökçeoğlu, Neriman Bozca, Tuba Demir Doğan ve Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Halil Arslan tarafından hazırlanmıştır.
52
MART 2016
edilmesini sağlayarak bu konuda
önemli bir başarıya imza attı.
Günümüzde özel cetveller ya da
makinelerle bu alfabeyi kullanmak
mümkünken dijital açıdan sıkıntılar
Firma Wattway ismini verdiği
yaşanıyor. Dijital yazıyı Braille
solar yol teknolojisinin yaklaşık
alfabeye çeviren cihazlar mevcut,
20 m² alana kurulumuyla elde
ancak bunlar hem oldukça pahalı
edilecek elektrik enerjisinin
hem de her seferinde sadece tek
ortalama bir evin günlük ihtiyacını
satır gösterebiliyorlar. Bu da kitap
37.2 ile Ege ilk sırada, yüzde 36.9 ile
karşılayacağını iddia ediyor.
ya da makale okumak isteyenler için
Marmara, yüzde 15.2 Akdeniz, yüzde 7.8
5 yıllık Ar-Ge çalışmasının sonucunda
işi oldukça zorlaştırıyor. Öte yandan grafik,
İç Anadolu, yüzde 1.70 Karadeniz ve yüzde
ortaya çıktığı belirtilen Wattway’in
tablo gibi bir sayfada gösterilecek verilerin
avantajları arasında yollara döşenmesi için 0.58 ile Güneydoğu Anadolu olarak tespit
tek satırla gösterilebilmesi imkânsız.
edildi. Raporda, işletmede olan santrallerin Dolayısıyla dijital ortam Braille alfabesi
mevcut yolların sökülerek yeniden özel
Balıkesir, İzmir, Manisa, Hatay, Osmaniye,
yolların inşa edilmesinin gerekmemesi
kullanıcıları açısından hâlâ sıkıntılarla dolu.
Çanakkale, İstanbul, Aydın, Mersin, Kırşehir, Bunu fark eden Michigan Üniversitesinden
olduğuna vurgu yapılıyor. Yüksek
Afyon, Kayseri, Uşak, Kırklareli, Sivas,
mühendislik çabaları gerektirmeden
öğretim üyeleri Sile O’Modhrain, Brent
Bursa, Amasya, Bilecik, Tokat, Tekirdağ,
mevcut yol yüzeylerine uygulanabildiği
Gillespie ve doktora öğrencisi Alexander
Muğla, Adıyaman, Kahramanmaraş ve
belirtilen teknolojinin, fiyat bilgisi henüz
Russomanno, geliştirdikleri sistemle
Edirne’de olduğu belirtiliyor.
paylaşılmadı. Colar’ın, Fransız Hükümeti
Braille alfabesiyle yazılmış bir sayfayı
ile beraber yürüttüğü saha testlerinin
gösterebilmeyi umuyorlar. Yeni geliştirilen
devam ettiği belirtilirken Wattway’in içinde Lisanslı RES’lerde Marmara Bölgesi
sistem, ekrandaki kabartılı noktaları
Yoğunlukta
bulunduğumuz yılın ilerleyen aylarında
iğneli yapıyla oluşturmak yerine tablet
İnşaası başlamamış 88 adet lisanslı RES’in benzeri bir ekranda mikro-akışkan ya da
satışa sunulacağı tahmin ediliyor (http://
toplam kurulu gücü 3.144 MW’ı bulurken,
www.donanimhaber.com/).
küçük miktarlarda likitin/gazın balonumsu
bölgelere göre dağılımında 1.412 MW ile
kabarcıkları doldurması ve boşaltmasının
Marmara ilk sırada, 780 MW ile Ege ikinci, dikkatli şekilde yönetilmesiyle sağlanıyor.
Rüzgarda Kurulu Güç 4.718 MW Oldu
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) 352 MW ile de İç Anadolu bölgesi üçüncü
sırada yer aldı. İllere göre dağılımında ise
her yıl hazırladığı rüzgar istatistik raporu
Daha önce benzeri dokunmatik cihazlar
456 MW ile Çanakkale ilk sırada gelirken,
yayınlandı. Raporda 2015 yılı içinde 956
üzerinde çalışılsa da bu çalışma Braille
onu 369 MW ile İstanbul, 303 MW ile İzmir için geliştirildiği duyurulan ilk sistem. Ekip,
MW’lık santralin işletmeye alınarak
ve 236 MW ile Konya izliyor (http://www.
toplamda 4.718 MW’a ulaşıldığı belirtildi.
çalışmanın birkaç yıl içinde ticari olarak
tureb.com.tr/tr/tureb-basin-bildirisi/591İşletmedeki rüzgâr enerjisi santrallerinin
piyasaya sürülebilecek hale geleceğini
tureb-08022016-basin-bildirisi#ag2016).
kurulu güç bakımından yüzde 74’ü Ege
tahmin ediyor. Cihazın kör bireylere
ve Marmara bölgelerinde bulunuyor. İller
yardımcı olmasının yanı sıra başka
Braille Alfabesinin Kullanıldığı
bazındaki sıralama bu yılda değişmedi.
alanlarda da kullanım alanları bulacağı
Dokunmatik Dinamik Ekranlar Geliyor
Balıkesir’in 923 MW ile birinci olduğu
öngörülüyor (https://gaiadergi.com).
19’uncu yüzyılda askeri
raporda, 807 MW ile İzmir ikinci, 574 MW
sistemlerden esinlenilerek
ile Manisa üçüncü sırada yer alıyor.
kör bireyler için geliştirilen
Braille alfabesi, kullanıcının
Ülkemizdeki toplam rüzgar kurulu gücü,
parmaklarıyla kabartı
2012’de 2.312 MW iken, 2013 yılında
halindeki noktalara dokunarak
2.958 MW, 2014 yılında 3.762 MW olarak
belirtiliyor. 2015 yılı sonu itibarıyla toplam yazılanları okumasını sağlıyor.
Braille alfabesi her birinde
rüzgâr kurulu gücü 4.718 MW kapasiteye
üç nokta içeren iki paralel
ulaşırken, inşası devam eden 61 RES’in
satırın oluşturduğu altı noktalı
toplam kurulu gücü 1.868 MW’ı buluyor
ızgara bir yapıda kelimelerin,
karakterlerin oluşturulmasına
İşletmedeki RES’ler daha çok Ege’de
dayanıyor.
İşletmedeki RES’lerin kurulu güç
bakımından bölgelere dağılımında yüzde
53
MART 2016
HABER
AR-GE REFORM PAKETİ YASALAŞTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
onayladığı araştırma ve geliştirmenin
yanı sıra tasarımı da teşvik kapsamına
alan 6676 sayılı “Araştırma ve Geliştirme
Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun” 26 Şubat 2016 tarihinde Resmi
Gazete’de yayımlandı.
Tasarım merkezlerinde çalışan tasarım
personelini kapsamına alan kanunla,
çalışan personelin niteliğini artırmak
amacıyla doktora, yüksek lisans ve lisans
mezunları için farklı oranlarda gelir vergisi
istisnası getirilecek. Bunun yanında temel
bilim alanları mezunlarının istihdamı
da teşvik edilecek. Yükseköğretim
öğrencilerine verilen burs, kredi ve
her türlü nakdi yardımlara ilişkin
ödemeler, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından
yapılacak. Ulusal ve uluslararası düzeyde
düzenlenen bilimsel yarışmalarda ilk 3’e
giren öğrencilere, ilgili dallardaki lisans
programlarına yerleştirilmelerinde ek
puan uygulanarak bilim alanında başarılı
öğrenciler teşvik edilecek. ve hizmetinden yararlanılacak diğer
kişiler için yapılacak harcamalar, KOSGEB
bütçesinden gerçekleştirecek. Bakanlık, kira üst limitlerini
belirleyebilecek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
gerekli görmesi halinde teknoloji
geliştirme bölgelerindeki kira üst
limitlerini belirleyebilecek. Teknoloji
geliştirme bölgesiyle ilgili başvurular
kurucu heyetin yanı sıra yönetici şirket
tarafından da yapılacak. Oluşturulacak değerlendirme kurulu,
başvuruları değerlendirecek. Kurulda,
Bakanlık Bilim ve Teknoloji Genel
Müdürünün başkanlığında, Maliye, Çevre
ve Şehircilik ile Kalkınma Bakanlıkları,
YÖK, TÜBİTAK, TOBB, KOSGEB ve teknoloji
konusunda faaliyet gösteren bir özel
kuruluştan birer temsilci yer alacak. Bölge, en fazla 3 yıl içerisinde faaliyete
geçirilecek Bölge kuruluş kararının Resmi Gazete’de
yayımlanması tarihinden itibaren; yönetici
şirketin kuruluşu bir yıl içerisinde
sonuçlandırılacak ve bölge en fazla 3 yıl
İhtisas geliştirme bölgeleri oluşturuluyor içerisinde faaliyete geçirilecek.
aynı sektör grubunda ve bu sektör
grubuna dâhil alt sektörlerde faaliyet
Teknoloji geliştirme bölgelerinde, yabancı
gösteren girişimcilerin yer aldığı
uyruklu Ar-Ge personelinin yanı sıra
tematik teknoloji geliştirme bölgeleri
tasarım personeli de yer alacak. olarak “İhtisas teknoloji geliştirme
Ar-Ge projelerinin daha kısa sürede ve
bölgeleri” oluşturuluyor. Bu bölgedeki
daha düşük maliyetle tamamlanarak
girişimcilerin Katma Değer Vergisi Kanunu ticarileşmeye hazır hale gelmesi için
kapsamındaki teslim ve hizmetleri,
proje kapsamında yurt dışından yapılacak
KDV’den istisna olacak. alımlar gümrük vergisi, her türlü fon,
damga vergisi ve harçtan müstesna
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri
tutulacak. Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığınca (KOSGEB) desteklenen
Yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinde olduğu
araştırma ve geliştirme, tasarım ve yenilik gibi, ülke açısından stratejik önemi haiz
faaliyetlerine ilişkin görevlendirilen
olan tasarım faaliyetlerinden elde edilen
öğretim elemanları ile kamu görevlileri
kazançlar da 31 Aralık 2023’e kadar gelir
54
ve kurumlar vergisinden muaf tutulacak. İhtisas teknoloji geliştirme bölgelerinde
çalışan tasarım personelinin görevleri ile
ilgili ücretleri de 31 Aralık 2023’e kadar
her türlü vergiden istisna tutulacak. Bursiyerler de sigortalı sayılacak Kamu kurum ve kuruluşları tarafından
desteklenen projelerde görevli bursiyerler
de sigortalı sayılacak. Kanunla, tasarım personelinin görevleri
ile ilgili ücretleri de gelir vergisi stopajı
teşviki kapsamına alınıyor. Ar-Ge ve
tasarım personelinin, hak kazanılmış hafta
tatili ve yıllık ücretli izin süreleri ile ulusal
bayramlar ve genel tatil günlerine isabet
eden ücretleri istisna kapsamına alınarak,
personelin daha esnek çalışmasına olanak
sağlanıyor. Ar-Ge, tasarım ve yazılım personelinin
yüksek lisans ve doktorada geçirdiği
sürelerin gelir vergisi stopajı kapsamında
değerlendirilmesi için Bakanlar Kuruluna
yetki verilecek. TÜBİTAK-Marmara
Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest
Bölgesinde çalışan tasarımcı personelinin
ücretleri de Gelir Vergisi istisnası
kapsamına alınacak. Teknogirişim sermayesi desteği Kanunla, teknogirişim sermayesi
desteğinin, girişimcilerin ihtiyaçlarına
göre daha etkin bir şekilde verilebilmesine
yönelik olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığına yetki veriliyor. Teknoloji alanında orijinal bir fikri olan
ancak bunu hayata geçirecek yeteri kadar
finansmana sahip olmayan girişimcilerin
finansmana erişimi kolaylaştırılacak. Bu
kapsamda, girişimcilere tahsis edilen
desteklerin belirli bir bölümü Gelir ve
Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde
indirim konusu yapılabilecek. MART 2016
Öğretim elemanlarından Ar-Ge veya
tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen
faaliyetlerde araştırmacı, tasarımcı ya da
idari personel olarak hizmetine ihtiyaç
duyulanlar, üniversite yönetim kurullarının
izniyle tam zamanlı veya yarı zamanlı
olarak görevlendirilebilecek. Bu kapsamda görevlendirilen öğretim
elemanlarına yapılacak ödemeler, döner
sermaye kesintisinden etkilenmeyecek.
Tam zamanlı görevlendirilecek personele
kurumlarınca aylıksız izin verilecek. Türk Tasarım Danışma Konseyinin
önerileri doğrultusunda, tasarım
yarışmalarında sergilenen tasarımların
tescil giderleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı bütçesine konulacak ödenek
imkânları çerçevesinde geri ödemesiz
olarak desteklenebilecek. Rekabet öncesi işbirliklerine proje
bedelinin yüzde 50’sine kadar olan kısmı
geri ödemesiz olarak desteklenebilecek. Tasarım faaliyetlerinde bulunanların
aldıkları destekler, özel fon hesabı
uygulamasından yararlanabilecek.
Ar-Ge projesi kapsamında yurt dışından
yapılacak alımlar, Gümrük Vergisi, her
türlü fon, Damga Vergisi ve harçtan
müstesna tutulacak.
Ar-Ge ve tasarım imkân ve kapasiteleri
kısıtlı olan özellikle küçük ve orta ölçekli
işletmeler, sözleşme çerçevesinde
siparişe dayalı olarak Ar-Ge veya tasarım
merkezlerinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve
tasarım harcamalarının belirli bir kısmını
beyanname üzerinden indirim konusu
yapabilecek. Ar-Ge ve tasarım personelinin merkezde
yürüttüğü projelerle doğrudan ilgili
olmak şartıyla, merkez dışındaki bu
faaliyetlere ilişkin ücretleri ile yüksek
lisans ve doktorada geçirilen sürelerin
Gelir Vergisi stopajı teşviki kapsamında
değerlendirilmesine yönelik Bakanlar
Kuruluna yetki veriliyor. Tasarım
personelinin görevleri ile ilgili ücretleri
üzerinden hesaplanan sigorta primi
işveren hissesinin yarısının bütçeden
karşılanmasına imkân sağlanıyor. Yerindelik ve denetim faaliyetleri Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerine
ilişkin yerindelik ve denetim faaliyetleri
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından yapılacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
“bilişim sektörünün rekabet gücünü
artırmak için gerekli çalışmaları
yapmak, kamu bilişim projelerini tedarik
edecek firmaları; taşımaları gereken
yeterlik veya standartlar doğrultusunda
yetkilendirmek, teknik içerikli kriterler
uyarınca yetkilendirmeyi iptal etmek
Damga vergisinden müstesna olacak veya geçici olarak durdurmak, kamu
Tasarım faaliyetlerine ilişkin olarak
bilişim projelerine ilişkin sözleşmelerin
düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden
yürütülmesinde kamu kurumlarının ve
müstesna tutulacak. yüklenicilerin başta kalite ve güvenlik
yeterlik veya standartlar olmak üzere
Temel bilimler alanlarında en az lisans
uyacakları usul ve esasları belirlemekle”
derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam
görevli olacak. eden Ar-Ge merkezlerine, bu personelin
her birine ödedikleri aylık ücretin o yıl
için uygulanan asgari ücretin aylık brüt
tutarı kadar olan kısmı, iki yıl süreyle
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
karşılanacak.
55
MART 2016
TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK)
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇEVRE PROGRAMI (UNEP) TARAFINDAN HAZIRLANAN
“KAMUDA SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK PROGRAMI KAZANÇLARININ
ÖLÇÜLMESİ VE YAYGINLAŞTIRILMASI RAPORU” YAYIMLANDI
İlknur FROLET / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP)
2016 yılı başında “Kamuda Sürdürülebilir
Tedarik Programının kazançlarının
incelendiği ve tartışıldığı bir rapor
yayımlamış bulunmaktadır.
Rapor, hem 2014 yılında
başlatılan programın farklı
ülkelerde nasıl uygulandığının
bir dökümünü yapmakta, en
önemlisi de bundan sonrası
için programın getirdiği
faydaların sayısallaştırılıp
ölçülebilmesi ve böylelikle
karşılaştırılabilir olması
adına bir kılavuz çerçevesi
geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Sürdürülebilir Tedarik (SPP),
kuruluşların mal, hizmet, iş ve
kamu hizmetleri ihtiyaçlarını
karşılarken ödedikleri paranın
karşılığını sadece kuruluşun
değil toplum ve ekonominin
de yararına olacak şekilde
alacakları ve aynı zamanda
çevreye verilen zararı en aza
indirecekleri bir yönetim süreci
olarak tanımlanmaktadır. SPP,
sürdürülebilir kalkınmanın üç
temeli (ekonomik, çevresel
ve toplumsal) arasında en
uygun dengenin kurulmasını
amaçlar. Sürdürülebilir
Tedarik yerine kullanılan
farklı sürdürülebilir satın
alma terimleri de bulunmaktadır: Yeşil
Satın Alma (GPP), Çevresel Olarak Tercih
Edilir Satın Alma (EPP), Sosyal Sorumlu
Satın Alma (SRP) ve Sorumlu Satın Alma
(RP). Kamuda tedarik ise devlet kurum
56
kuruluşları için mal ve hizmet alımını
tanımlamaktadır. İktisap, satın alma gibi
terimler de kullanılabildiği gibi bunlar
birbirleri yerine de kullanılabilmektedir.
olumsuz etkilerin azaltılması için şemsiye
bir terim olarak kullanılmaktadır. Sözü
edilen tüm bu terimler UNEP raporunda
“kamuda sürdürülebilir tedarik
programının kazançlar” ya
da kısaca “SPP kazançları”
terimleri ile ifade edilmektedir.
Kamuda Sürdürülebilir
Tedarik (SPP) 10 Yıllık Çerçeve
Programı, dünya çapında
sürdürülebilir satın alma
uygulamalarını destekleyen
küresel ve çok paydaşlı
bir platformdur. Birleşmiş
Milletler Çevre Programı
(UNEP), Sürdürülebilir
Tedarik (SPP) 10 Yıllık Çerçeve
Programı’nı Kore Çevresel
Sanayi ve Teknoloji Enstitüsü
(KEITI) ve Sürdürülebilirlik
için Yerel Yönetimler
(ICLEI) ile koordineli olarak
yürütmektedir.
Kazanç ya da fayda ile kast edilen ise
bir program ve eylemlerinin sonuç ve
çıktılarını belirtmekte olup ekonomik,
toplumsal ve çevresel koşulların
iyileştirilmesi ve bunlar üzerindeki
Sürdürülebilir Tüketim ve
Üretim Kalıpları için 10
Yıllık Çerçeve Programlar
(10YFP), Rio +20’nin somut
ve operasyonel bir çıktısıdır.
10 YFP, hem gelişmiş hem
de gelişmekte olan ülkelerde
sürdürülebilir tüketim ve
üretim kalıplarına geçişi
hızlandırmak amacıyla
uluslararası iş birliğini olanaklı kılan
küresel bir çerçevedir. Gelişmekte olan
ülkelere kapasite geliştirme, teknik ve
finans gibi konularda destek sağlarken
tüm ülke ve paydaşları inovasyon ve
MART 2016
iş birliğine özendirmektedir. UNEP, 10
YFP’nin sekretaryasını yürütmektedir.
Kamuda Sürdürülebilir Tedarik Programı
(SPP), 10 YFP’nin altı programından biridir
ve 1 Nisan 2014 yılında başlatılmıştır.
Programın spesifik amaçları: a)
SPP konusundaki bilgiyi artırmak ve
sürdürülebilir tüketim ve üretim için bir
araç olarak etkili kullanımını sağlamak,
aynı zamanda yeşil ekonomiler ve
sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek,
b) Artan iş birliği ve kapasite artırma
araçlarına daha kolay ulaşılabilmesi
ve SPP uzmanları aracılığıyla SPP’nin
sahada uygulanmasını desteklemek
olarak tanımlanmıştır. Programın vizyonu,
hükümetlerin tam desteği ile kamu
satın almalarında ve buna bağlı tedarik
zincirlerinde çevresel, ekonomik ve
toplumsal boyutların göz önüne alındığı
bir dünyadır. SPP’nin uygulanması,
uygulama ve etkilerinin değerlendirilmesi,
engellerin belirlenerek yenilikçi
çözümlerin geliştirilmesi ve özel sektör ile
iş birliği yapılması 2016-2017 yılları için
iş planını oluşturmaktadır. UNEP’in bu
raporu dünyadaki uygulamaların gözden
geçirilmesi ile gelecek için bir kılavuz
çerçevesi geliştirilmesini amaçlamaktadır.
Kamuda Sürdürülebilir Tedarik
Kazançları Neden Ölçülmeli ve
Yaygınlaştırılmalıdır?
Kamu ajanları sahip oldukları satın
alma gücünü sürdürülebilir kalkınmayı
desteklemek ve yeşil ekonomilere geçiş
için olumlu bir araç olarak giderek daha
fazla kullanmaktadırlar. Hükümetler
neredeyse yirmi yıldır yeşil satın alma
programları yürütüyor olsalar da,
bu programların getirdiği kazançları
ölçmek ve sonuçları yaygınlaştırmak için
standart ve kapsayıcı bir metodolojinin
oluşturulduğunu söylemek mümkün
değildir. Sürdürülebilir satın alma
ve çevresel, ekonomik ve toplumsal
kazançlar arasındaki ilişki mantıklı
görünse de uygulama sonuçlarını
dokümente etmek ve kolay anlaşılır
şekilde ifade etmek konusunda zorluklar
bulunmaktadır. SPP sıklıkla ekonominin
güçlendirilmesi, sürdürülebilir tüketim
ve üretim modellerinin özendirilmesi,
iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması,
sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi
ve ekonomik rekabet edebilirliğin
artırılmasına ilişkin politika hedefleriyle
bağlantılandırılmaktadır.
Kamu kuruluşları için SPP programlarının
potansiyel kazançlarının özet bir listesine
aşağıda yer verilmiştir:
Çevresel Kazançlar:
• Sera gazı emisyonlarının azaltılması,
• Enerji, su ve yakıt tüketiminin
azaltılması,
• Atıkların azaltılması,
• İyileştirilmiş hava kalitesi,
• Kaynakların etkin kullanımı,
• Zararlı madde kullanımının azaltılması,
• Biyoçeşitliliğin korunması.
Toplumsal Kazançlar:
• Yeni iş olanaklarının yaratılması,
• İş sağlığı ve güvenliğinin iyileştirilmesi,
• Toplumsal içerilmenin iyileştirilmesi,
• Yerel kişi ve işletmelere ekonomik
fırsat yaratılması,
• Adil ve eşit ticaret,
• İşle alımlarda fırsat eşitliği,
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerin
desteklenmesi.
Ekonomik Kazançlar:
• Maliyetlerin azalması,
• Yenilikçiliğin özendirilmesi,
• Yerel ekonomik gelişme,
57
MART 2016
TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK)
• Sürdürülebilir mal ve hizmetler için
pazar yaratılması,
• Gelirlerin artırılması,
• Risklerin azaltılması.
SPP ayrıca, yenilikçi ve sürdürülebilir
ürünler için talep yarattığı
için potansiyel olarak uygun
teknolojiler ve yenilikçi çözümler
için yeni pazarlar da yaratmaya
katkıda bulunmaktadır. SPP’nin
daha fazla kullanılmasını
sağlamanın yollarından biri
de bu kazanımları ölçmek ve
faydalarını yaygınlaştırmaktır. Hem
uygulamaların gerçekleştirildiği
kurumlarda daha fazla destek
görmesi ve sürdürülmesi hem
de daha kapsamlı politika
hedeflerine bu tedbirlerin
yansıtılması için bu iletişim kritik
önemdedir. Paydaşların menfaat
ve endişelerine cevap verebilmek,
vatandaşlara vergilerinin nasıl
kullanıldığı konusunda hesap
verebilirlik ve politika hedeflerine
ulaşma oranları bu şekilde
mümkün olabilecektir. Bu ölçüm
ve çıktılar SPP yürütücülerinin de
yön ve kapsam belirlemelerine
yardımcı olacaktır. SPP’nin etkin
bir biçimde uygulanması, veri
sorunları, yöntem ve kazanımların
yaygınlaştırılması için paylaşılan
bir çerçevenin olmayışı nedeniyle
yavaşlayabilmektedir. Diğer
yandan, paydaşların ihtiyaçlarına
göre ölçümler yapabilmek
kolay değildir ve mevcut ölçme
yöntemleri ve kazançları
hesaplama yaklaşımları
bulunsa da bütün olarak
bakıldığında bunların parçalı bir
görünüm sunduğu ve bazen de
birbirleriyle çeliştiği görülmektedir. Veri
temini konusunda da ayrıca sorunlar
yaşanmaktadır. Bu çerçevede SPP
programlarının gelişimini izleyebilmek,
konuyu kamuoyuna net bir şekilde
aktarabilmek ve iç ve dış paydaşları
58
konuya dâhil edebilmek noktasında
sıkıntılar yaşanmaktadır.
Raporda kamu ajanları tarafından
ölçülmesi ve yaygınlaştırılması beklenen
SPP program kazançları arasında sayılan
• Azalan operasyonel, tamir bakım ve
yerine koyma maliyetleri,
• Azalan enerji, su ve yakıt tüketim
maliyetleri,
• Azalan atık bertaraf maliyetleri,
• Azalan iş sağlığı ve güvenliği
maliyetleri,
•Azalan yasal giderler ve sigorta
maliyetleri.
Kamu kurum ve kuruluş
tedarikçileri satış yapacakları
kuruluş ile imzaladıkları sözleşme
uyarınca bazı anahtar çevresel
kriterlere uyduklarını belgelemek
ve raporlamak durumundadırlar.
Genellikle tedarikçilerden ürün
çeşit ve modellerini, sürdürülebilir
ürünlerle sürdürülebilir olmayan
ürünlerin fiyat, maliyet ve
adetlerini, eko-etiket sertifikalarını
raporlamaları beklenmektedir.
Tedarikçi tarafından sağlanan bu
tür veriler de SPP kazançlarının
ölçümünde kullanılmaktadır.
Mevcut Uygulamaların
Değerlendirilmesi ve Bir Kılavuz
Çerçevesi Geliştirilmesi
Yukarıda sıralanan nedenlerle,
UNEP raporunda SPP kazançlarını
ölçmek amacıyla uygulanan
mevcut yöntemler bir literatür
taraması ile belirlenmiş, bunlar
arasındaki boşluk ve tutarsızlıkları
incelenmiş, bu alanda çalışan
profesyonellerle var olan
yöntemler değerlendirilmiş ve bir
kılavuz hazırlayabilmek için gerekli
anahtar kavramların dökümü
yapılmıştır.
Kılavuz çerçevesinin amacı
devlet kuruluşlarına SPP
ve anılan kamu sektörüne özel ve azalması programlarını ve eylemlerini uygularken
beklenen maliyet kalemleri ise şu şekilde
yarattıkları kazançları planlamak,
sıralanabilir:
ölçmek ve yaygınlaştırabilmek için
• Azalan ilk maliyet,
izleyebilecekleri aşamaları adım adım
• Azalan toplam sahip olma maliyeti,
tasarlanmış bir kılavuz sunmaktır. Daha
• Azalan yaşam döngüsü maliyetleri,
önce belirtildiği gibi, ölçüm ve sonuçların
MART 2016
yaygınlaştırılmasında zorluklarla
karşılaşılmaktadır ve programın süresi
boyunca göz önüne alınması gereken çok
çeşitli faktörler bulunmaktadır. Kılavuzla
yapılmaya çalışılan ise bu konudaki
yöntem ve stratejileri kapsayacak
şekilde geniş çerçeveli ve özellikle bu
konudaki programlara yeni başlayan
devlet kuruluşlarının ihtiyaçlarını
karşılayabilecek kadar esnek bir yaklaşım
ortaya koymaktır.
• Program tasarımı,
• Programa bağlı kalınması ve
programın uygulamaya alınması,
• Analiz,
• Planlama,
• Uygulama stratejilerinin belirlenmesi
ve uygulanması,
• Sonuçların raporlanması
• Ek stratejik değerlendirmeler.
Raporda önerilen SPP kazançlarının
ölçülmesi ve yaygınlaştırılması için
Değerlendirmeler sonucunda ortaya konan hazırlanmış taslak bir çerçeveye yer
kılavuz çerçevesi ise şu başlıklardan
verilmiştir. Şekilde bu çerçeve ve adımları
oluşmaktadır:
görülmektedir.
• Vizyon belirlenmesi,
• Paydaşların listelenmesi,
Şekil 1. Çevresel, Toplumsal ve Ekonomik Koşullar
59
MART 2016
SUMMARY
ENERGY EFFICIENCY
Energy Efficiency in Industry and Current
Situation in San-Ver Project
In line with one of the activities of
SAN-VER Project, analysis of current
situation of total 109 enterprises in
İkitelli Organized Industrial Zone has
been completed. It was seen that there
is a serious lack of information about
energy efficiency in the industry sector.
The industrialists are aware of the fact
that efficient energy use helps decreasing
production costs. Although some of the
firms make some studies about energy
efficiency, the majority of the enterprises
haven’t made any studies. Since
enterprises give priority to production
process, they do not give the necessary
concern to energy efficiency studies. The
observed reasons of inadequate energy
efficiency applications was the lack of
financial resources, the lack of knowledge
on energy efficiency, the thought that
productivity enhancement projects will
cause an interruption in the production
process.
Efficiency and Energy Performance of
Manufacturing Sector on a Regional Basis
for 2003-2012 Period
The results of the project will help
understand the efficiency and energy
performance of the manufacturing sector
on a regional basis and contribute to
regional policies. The improvement of
the efficiency of manufacturing sector
on the regional basis is crucial for the
elimination of differences in regional
development and making regional
development more balanced. A more
efficient industry will save resources and
in the mid and long term will not only
increase investment and capacity but also
60
maintain its competitiveness and growth.
An environmentally conscious and highly
productive industry plays a critical role
in the development of underdeveloped
regions. Therefore the production of high
value added goods based on innovation
and technology development must be
supported in those regions by regional
policy makers such as Development
Agencies.
Energy Efficiency Studies Undertaken
by the Ministry of Science, Industry and
Technology
Energy efficiency improvements in the
industry sector has a huge potential
for the transition to a more resource
productive and sustainable production
pattern in Turkey which is an “energy
intensive” economy compared to
developed countries and 34% of final
electricity consumption and 47,2% of
net electricity consumption is observed
in the industry. Since energy costs is a
big burden on the enterprises and since
Turkey is highly dependent on energy,
energy efficiency is one of the top priority
issues. In this context Ministry of Science,
Industry and Technology is undertaking
energy efficiency studies in the industry
via actions defined by law, policy papers
and strategy documents.
Global Cleantech Innovation Programme
(GCIP) in its 3Rd Year
Global Cleantech Innovation Programme
(GCIP) has started to be conducted in
Turkey with UNIDO, under the aegis
of Ministry of Science, Industry and
Technology, TUBITAK being the host. Clean
technology startups are being supported
with the programme via key activities
like advertising, access to funds, training
and mentorship in 7 countries including
Turkey. The very best startups will have
the chance to join several activities and
competitions in the Global Forum to be
held in San Francisco in November which
is organized in national and international
levels.
Energy Efficiency Studies Undertaken
by Small and Medium Enterprises
Development Organization (KOSGEB)
The projects carried out by KOSGEB are
aiming at improving the competitiveness,
decreasing the level of energy dependency,
improving the productions and processes
of enterprises by monitoring the
consumption of energy and production
processes. In addition efficient use of
energy, waste prevention, lowering the
burden of energy costs on enterprises,
renewable energy projects, cleaner
production, industrial symbiosis, efficient
use of inputs, waste management,
environmental protection are also targeted
by the projects. Within the context of
the projects supports are provided for
energy efficiency implementations, low
carbon energy uses, improvements of
environmental performance of SMEs
in order to improve energy efficiency in
Turkey. KOSGEB is aiming at contributing
the formation of a more efficient energy
market through projects in SMEs.
Inventory Study Regarding 7,5 kW AC
Motors Used in the Industry
Inventory Study Regarding 7,5 kw AC
Motors Used in the Industry sector of
Turkey is conducted to be an input for
all the projects and programmes to
be prepared on the subject of electric
MART 2016
motors in the upcoming periods. A list
of problems was faced during the field
and analysis phases such as the lack
of interest and knowledge of firms and
inadequacy of data. Such problems show
that the awareness on the issue of energy
efficiency is still weak and a lot of practice
should be done on the subject. “Energy
Efficiency in Electric Motors” brochure
was printed by the Directorate General
for Productivity and sent to organizations
relevant to this issue.
How Can Energy Efficiency
Be Improved in Turkey
Energy efficiency is not an issue that can
be limited to subjects of increasing energy
costs and current account deficits. It is
an issue related to the safety of energy
supply of the country, economic growth,
competitiveness, environmental protection
and climate change. It is critical for
Turkey to improve energy efficiency on the
demand side in order to provide stability of
the supply.
Substantial steps taken towards energy
efficiency are vital for the competitiveness
and sustainable growth of Turkish
economy. Since inefficient use of energy
means higher costs for the firms, energy
efficiency improvements are essential for
Turkey’s international competitiveness in
the global markets. Uncontrollable use of
energy also means more consumption of
public resources on energy in other words
more funds from public budget being
reserved for energy spendings.
61
MART 2016
62
N
N
P
S
TR31
TR22
N
P
TR32
P
S
M
TR33
P
S
TR10
TR21
TR22
TR31
TR32
TR33
TR41
TR42
TR51
TR52
TR61
TR62
TR63
S
36,6
I
I
TR61
P
TR41
P
I
N
S
TR52
N
İstanbul
Tekirdağ, Edirne, Kırklareli
Balıkesir, Çanakkale
İzmir
Aydın, Denizli, Muğla
Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak
Bursa, Eskişehir, Bilecik
Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova
Ankara
Konya, Karaman
Antalya, Isparta, Burdur
Adana, Mersin
Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye
P
P
TR51
TR81
N
S
S
TR42
P
5,9
P
N
TR62
P
TR71
M
S
I
TR71
TR72
TR81
TR82
TR83
TR90
TRA1
TRA2
TRB1
TRB2
TRC1
TRC2
TRC3
Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir
Kayseri, Sivas, Yozgat
Zonguldak, Karabük, Bartın
Kastamonu, Çankırı, Sinop
Samsun, Tokat, Çorum, Amasya
Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane
Erzurum, Erzincan, Bayburt
Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan
Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
Van, Muş, Bitlis, Hakkari
Gaziantep, Adıyaman, Kilis
Şanlıurfa, Diyarbakır
Mardin, Batman, Şırnak, Siirt
B
C
D
E
F
G
H
I
J
L
M
N
P
Q
R
S
Source : TurkStat, VGM-Regional Productivity Statistics
I
S
15,7
İBBS TR Düzey 2 Bölge Sınıflaması - NUTS Level 2 Regional Classification
Kaynak: TÜİK, VGM-Bölgesel Verimlilik İstatistikleri
P
S
N
P
P
9,8
S
6,0
S
13,5
7,5
22,5
TR10
6,2
11,5
9,6
27,9
16,3
31,8
19,3
10,9
11,2
7,5
12,8
24,8
17,9
6,2
13,6
24,6
11,3
13,9
17,9
10,7
26,9
13,8
13,3
10,2
8,0
TR21
25,1
S
TR82
S
P
10,3
P
P
I
S
S
P
N
TR63
TR72
N
S
N
TR90
TRC1
S
P
S
P
P
P
S
N
N
TRC2
TRB1
TRA1
N
S
TRB2
N
P
N
S
R
P
P
I
S
12,1
0 - 40.000 TL
40.000 - 80.000 TL
80.000 - 120.000 TL
120.000 - 160.000 TL
160.000 - 200.000 TL
TR Düzey 2 bölgelerinin çalışan kişi başına ciro değeri (Sektörler Toplamı)
The turnover per employee value of NUTS 2 regions (Total Sectors)
TRC3
P
S
TRA2
11,2
Mining and quarrying
Manufacturing
Electricity, gas, steam and air conditioning supply
Water supply; sewerage, waste management and remediation activities
Construction
Wholesale and retail trade; repair of motor vehicles and motorcycles
Transportation and storage
Accommodation and food service activities
Information and communication
Real estate activities
Professional, scientific and technical activities
Administrative and support service activities
Education
Human health and social work activities
Arts, entertainment and recreation
Other service activities
NACE Rev.2 Sanayi ve Hizmet Sektörleri Sınıflaması - NACE Rev. 2 Industrial and Service Sector Classification
N
TR83
10,4
Madencilik ve taş ocakçılığı
İmalat
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı
Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri
İnşaat
Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı
Ulaştırma ve depolama
Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri
Bilgi ve iletişim
Gayrimenkul faaliyetleri
Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler
İdari ve destek hizmet faaliyetleri
Eğitim
İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri
Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor
Diğer hizmet faaliyetleri
L
16,1
7,2
13,7
14,0
13,7
4,9
11,2
16,2
10,1
5,1
23,6
8,8
4,7
10,6
10,9
13,5
The lowest three sectors based on turnover per employee value according to economic activity sections in NUTS 2 regions, 2012 (Nace Rev. 2) (1000 TL)
10,3
12,7
13,9
13,8
13,8
9,3
20,5
20,9
İBBS TR Düzey 2 Bölgelerinde Ekonomik Faaliyet Kısımlarına Göre Çalışan Başına Ciro Bazında En Düşük Üç Sektör, 2012 (Nace Rev. 2) (1000 TL)
5,8
8,8
11,3
11,1
10,0
13,5
12,0
16,2
16,1
13,2
8,6
11,8
11,4
9,7
11,9
12,3
İBBS TR The
Düzey
2 bölgelerinde
Ekonomik
faaliyet
kısımlarına
göre
çalışan
ciro
bazında
en in
düşük
sektör,2012
2012(Nace
(Nace
2) (1000
Lowest
Three Sectors Based
on Turnover
per Employee
Value
According
to başına
Ecconomic
Activity
Sections
NUTSüç
2 Regions,
Rev.Rev.
2) (1000
TL) TL)
MART 2016
BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / REGIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
63
MART 2016
SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS
MAKALE
Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)
Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)
DEĞERLENDİRMEfgfgfgfgflkglfglfkgflkglfkglklfkglfkglkgflkgflglgklkglfgkflgkflkgl
Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)
Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)
64
Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey
MART 2016
BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS
Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde 1000 Çalışan Başına Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2014)
Total R&D Personnel Per Thousand Total Employment in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2014)
Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2014)
Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2014)
Kaynak: TÜİK, OECD MSTI - Source: TURKSTAT, OECD MSTI
Türkiye’ de ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2002 - 2014)
Total R&D personnel in selected OECD Countries and Turkey (Full time equivalent) (2002 - 2014)
Türkiye’ de Ar-Ge İnsankaynağı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2014)
Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey (Full time equivalent) (2014)
Kaynak: TÜİK, OECD MSTI - Source: TURKSTAT, OECD MSTI
65
MART 2016
ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ
NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler
Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data
Resmi statistik
Kalite Belgesi
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey
Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları /
Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries
66
Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri ve EUROSTAT - Source: National Productivity Statistics of Turkey and EUROSTAT

Benzer belgeler