Dizayn İnfo Sayı

Transkript

Dizayn İnfo Sayı
Dizayn Grup tarafından yayımlanmaktadır. • Aralık 2014 • Sayı:26
Dizayn Grup
Sadakat Projesi ile
farkını ortaya koydu
1987 yılında araştırma geliştirme faaliyetleri yapmak üzere kurulan Dizayn Grup, 1991 yılında ilk
Ar-Ge çıktısı olan molekül yapısı özel dizayn edilmiş PPR boru ve ek parçaları üretmeyi başarmıştır.
Zaman içerisinde boru ve elemanlarının üretim ve satışıyla özdeşleştiği için “Dizayn” markası
boru markası olarak konumlanmış ve Ar-Ge şirketimiz “MirAr-Ge” ismiyle bağımsız bir yapıya
kavuşturulmuştur.
Dizayn Grup, Mir Ar-Ge şirketimiz ve diğer iştiraklerimiz ile birlikte 2010 yılı itibaryla holding çatısı
altında toplanmıştır.
Mir Ar-Ge, Mir Holding toplam cirosunun yüzde 6’sını Ar-Ge faaliyetlerinde kullanarak, holding
bünyesindeki tüm şirketleri dünyada farklı bir yere oturtabilmeyi başarmıştır.
Korige boru, PP atık su borusu, PE 100 temiz su borusu, PEX yerden ısıtma boruları, PE 80 doğal
gaz borusu gibi Türkiye’de birçok ilki üreten Dizayn Grup, arkasındaki Ar-Ge desteğiyle sektöründe ve
hatta dünyada birçok ilke de imza atmıştır. Ortadan folyolu Oksi Plus Kombi Borusu, plastik ve metalli
patentli sistem moleküler bağ ile bağlı PPR ek parçalar ve dünyada ilk kez Dizayn Grup tarafından
üretilen 1.600 mm çapta PN 12,5 basınçta PE 100 boru bunlara sadece birkaç örnektir.
Dizayn Grup’un ürün portföyünde 4 binin üzerinde ürün ve 23 ayrı sistem
bulunmaktadır.
ÜSTYAPI ÜRÜN GRUBU
•
•
•
•
•
•
Bina içi temiz su sistemleri
Bina içi atık su sistemleri
Bina içi ısıtma tesisat sistemleri
Radyatör ürün grubu
Metalli sistemler (Sarı Metal)
Kombi
ALTYAPI ÜRÜN GRUBU
•
•
•
•
İçme suyu sistemleri
Kanalizasyon sistemleri
Doğalgaz sistemleri
Ön izolasyonlu şehir ısıtma sistemleri
TARIMSAL SULAMA ÜRÜN GRUPLARI
•
•
•
Damla sulama sistemleri
Yağmurlama sulama sistemleri
Sondaj boruları
E Dİ T ÖR DE N
Hep daha güzele...
İhsan Aksu
Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
Dizayn Grup’un değerli dostları, merhaba.
Kurumsal çizgimize daha uygun bir yayın hazırlamak amacıyla verdiğimiz
zorunlu bir aranın ardından tekrar birlikteyiz. Umarız, küçük içerik değişiklikleriyle sunduğumuz dergimizi sizler de beğenir ve sahiplenirsiniz. Son iki yılda
müşterilerimiz tarafında çizdiğimiz yeni yolu, dergimizi de yenileyerek pekiştirmek istedik.
Diğer yandan, ülkemiz de kendi yolunu çiziyor. 80’li yıllardan itibaren içine girdiğimiz dışa açılma süreciyle birlikte Türkiye; içine kapalı, kendi yağıyla
kavrulan bir ülke değil artık. İhracatını 150 milyar dolar seviyesine ulaştırmış,
dünyada ayak basılmadık ülke bırakmamış, küresel sistemin her geçen gün
daha önemli bir parçası haline gelen, bölgesinin ise çok önemli bir aktöründen
söz ediyoruz, “Türkiye” derken...
Azgelişmiş ülkeler ligini terk ederken, gözünü zirvelere diken bir Türkiye,
yalnızca ekonomik alandaki başarılarıyla değil; kültürde, sanatta, teknolojide,
bilimde ve demokrasi alanında da uygar dünyanın bir parçası olmanın mücadelesi içinde.
Dizayn Grup, bu bağlamda kendine düşen görevleri layıkıyla yerine getiriyor olmanın haklı gururunu yaşıyor. Elbette ki gerek ülke gerekse de sektör
olarak daha almamız gereken çok yol var. Ancak, 500’e yakın çalışanı, her yıl
artan cirosu ve ihracatıyla Dizayn Grup, ekonomiye sağladığı katma değerin
yanı sıra Ar-Ge’ye yaptığı yoğun yatırımlar sonucu inovatif ürünleriyle sektöründe ülkesini yurt dışında da başarıyla temsil etmenin sorumluluğunu taşıyor.
Ne var ki, yıllardır yakındığımız haksız rekabetten dolayı sektördeki kârlılık
oranları henüz istenen düzeylerde değil. Denetimsizlik yüzünden piyasada yer
bulmaya devam eden kalitesiz ve bu kalitesizlik avantajıyla fiyatları dip noktada
olan ürünler nedeniyle ürünlerimizi kendi gerçek değerlerinde satarken zorlanmıyor değiliz. Ekonomiyle olduğu kadar insan sağlığıyla da doğrudan ilgili
olan sektörümüz ürünlerinin minimum da olsa belirli standartlara bağlanması
zorunluluğu, kendisini her geçen gün artan bir oranda hissettiriyor.
Ancak tüm bunlara rağmen, ekonomik veriler açısından sıkıntılı başlayan
2014’te bile Dizayn Grup olarak çok iyi bir yol kat ettik. Artık tüm Türkiye sathında daha geniş bir satış kadrosuyla hizmet veriyoruz. İhracat - iç satış dengesinde ise yüzde 45 - 55 aralığında optimum bir nokta yakalamış durumdayız.
15 milyonluk nüfusuyla her firma için en büyük pazar konumunda olan
İstanbul’a önümüzdeki dönemde daha fazla ağırlık vereceğiz. Bu çerçevede
İstanbul’u üç bölgeye ayırdık. Bu bölgelerde kurulan pazarlama ekiplerimiz, Dizayn Grup ürünlerini bayi ve müşterilerimize tanıtmak için canla başla çalışıyor
olacaklar.
Tabii ki İstanbul’la yetinmiyoruz. Yurt çapında tüm noktalara nüfuz etme
arzumuz var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 3. Bölge müdürlüğümüzü oluşturduk. Antalya bölgesi için de bir bölge müdürümüz var artık. Önümüzdeki dönemde daha sınırlı bölgelerde daha yoğun ve daha yakın hizmet
veriyor olacağız.
Bayi ve müşterilerimizle olan diyaloğumuzu ise daha da derinleştirecek
“Sadakat Sistemi” gibi yeni kanallar geliştirdik. Sosyal medyadaki girişimlerimizle de destekleyeceğimiz bu yeni kanallarla insanların kalplerine de ulaşmaya
çalışacağız.
Dizayn Grup, herkesin de farkında olduğu gibi yalnızca plastik boru üreten
bir firma değildir. Bir “teknoloji üreticisi” olarak Ar-Ge çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de tüm hızıyla sürdüreceğiz. Hedefimiz, hem uzun ömürlü hem de
sağlıklı ve inovatif ürünlerle ulusal kalkınma sürecimize destek olmak...
Gerek ülke gerekse de özel sektör olarak hep “daha güzelini” başardığımız
günleri birlikte kucaklayacağımızdan hiçbir şüphemiz yok.
Saygı ve sevgilerimizle...
ARALIK 2014 • SAYI:26
1
2
İÇ İN DE Kİ L E R
Dizayn Grup Adına
İmtiyaz Sahibi
İhsan Aksu
1
Yazı İşleri Müdürü/Sorumlu Müdür
Savaş Özgür
27
Yayın Kurulu
Savaş Özgür
Anna Ulak
Fatih Güler
Yayın Türü/Aralığı
YEREL SÜRELİ / İKİ AYDA BİR
Yönetim Yeri
Atatürk Mah. İnönü Cad. No:6 Kıraç
Esenyurt İstanbul
T: 0212 886 57 41
F: 0212 886 51 93
facebook.com/dizayngroup
twitter.com/dizayngroup
www.dizayngrup.com
[email protected]
Yayına Hazırlık
Genel Yönetmen
Gürhan DEMİRBAŞ
Genel Yönetmen Yardımcısı
Eser SOYGÜDER YILDIZ
Görsel Yönetmen
Hakan KAHVECI
Editör
Ertuğrul KAYSERILIOĞLU
İletişim
Yazı İşleri: 0212 440 27 80
Pazarlama: 0212 440 27 65
[email protected]
Baskı
Dünya Yayıncılık A.Ş.
“Globus” Dünya Basınevi
100. Yıl Mahallesi, 34440
Bağcılar-İstanbul
Tel: 0 212 440 24 24
NOT: Reklamlar, reklam veren şirketin
sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı
ve fotoğraflar Dizayn Grup’un izni alınarak, kaynak
belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir.
Dizayn İnfo Dergisi, Dizayn Teknik Boru ve Elemanları
San. ve Tic. A. Ş.’nin (Dizayn Grup)
ücretsiz, süreli yayınıdır.
8
6
Bizden Haberler 3
Fuarlar - Seminerler 4
Sosyal Medya 5
Ürün / RTP Boru 6
Kapak / Sadakat Projesi 8
12
Bayi Röportajı / Sema İnşaat 12
Makale / Bütünleşik Ar-Ge 16
Teknoloji / Mobil Üretim 20
Alternatif Pazarlar / Romanya
22
Kültür-Sanat 26
22
B İ Z DE N H A B E R L E R
5 bin kişiye istihdam sağlayacak
DİZAYN’IM Mağazaları, büyük ilgi gören ilk mağazasından sonra
ikinci mağazasını Başakşehir’de açtı.
T
ürkiye’nin en yaygın yapı marketi olma hedefiyle yola
çıkan DİZAYN’IM Mağazaları, ev yenilemede ihtiyaç duyulan tüm ürünleri bir arada sunan, geniş ürün yelpazesi ve toptan fiyatına perakende satışlarıyla büyük ilgi gören ilk
mağazasından sonra ikinci mağazasını Başakşehir’de açtı. “Benim Evim, Benim Dizayn’ım” sloganıyla, mahallelerde, özellikle
kadınların ev yenileme, dekorasyon, ufak tadilat ihtiyaçlarına
özgün, pratik ve hesaplı bir şekilde cevap vermeyi amaçlayan
“DİZAYN’IM”, ikinci mağazasını 6 Mayıs 2014 günü yapılan özel
bir törenle gerçekleştirdi.
Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, törende, kaybolan mahalle kültürünü yaşatmaya katkı
sunmanın yanı sıra mahalle ekonomisine de katkı yapacak yeni
bir konseptle bu alana giriş yaptıklarını, Dizayn’ım adlı kaliteli ve
ucuz yapı market/ev yenileme zincirlerinin ağırlıklı olarak kadınlara ve profesyonellere hitap edeceğini belirtti.
“Toplam alan büyüklüğü 300 ila 600 metrekare arasında
olacak bu mağazalarla, ilk etapta 10, ardından 100, devamında da 500 ve 1000 şube psikolojik sınırını aşmayı hedefliyoruz.
1000 adet rakamına ulaştığımızda toplamda 5 bin kişiye istihdam sağlayacağız” diye konuşan Mirmahmutoğulları, “En ucuz
bizde olacak diye bir iddiamız yok. Müşteride kaliteyi değerinde
aldığı hissi uyanmalı” dedi.
Mağazada 5 bin, dijitalde 50 bin çeşit ürün
Mağaza raflarında 5 bin, dijital raflarda 59 bin ürün yer alacak. Mağazalarda, raflardan, 13 ana kategori ve 112 alt kategoride 5 bin çeşit ürün alınabilecek. Ürünlerin tamamı TSE ve
elektrikli ürünler CE belgeli olacak. Dijital mağazada ise 50 bin
çeşit ürün sergilenecek ve pek çok banyo, mutfak ve WC alternatifleri olacak. Dijital mağazadan piyasa fiyatlarının altında, pek
çok ürün temin edilebilecek.
“Dizayn Bina Çözümleri” yaklaşımının geliştirdiği ve patenti kendilerine ait olan, yenilenebilir enerji ile evlerin ısıtma ve
soğutma ihtiyacını mükemmel bir şekilde çözen teknolojisi ve
farklı birçok ürün de bu mağazalarda müşterilerle paylaşılıyor.
DİZAYN’IM zincirlerinde satış sonrası hizmet de verilecek. Islak
hacimlerin renovasyonu, banyo ve mutfak kurulumu yapılacak.
Hatta çilingir hizmeti, anahtar kopyalama, batarya kaçağı giderme, batarya değişimi, cam takılması, çerçeve yapılması, matkap
isleri, elektrik tesisatı, su kaçak tespiti gibi evlerde sıkça yaşanan sorunlara da çözümler sunulacak.
Ortaya konan konseptle, dünyada da benzeri olmayan bir
çalışmaya imza attıklarını söyleyen Mirmahmutoğulları, önce İstanbul Avrupa yakasına, sonra Asya yakasına, daha sonra da
tüm Türkiye ve dünyaya açılma hedeflerinin olduğunu” söyledi.
ARALIK 2014 • SAYI:26
3
4
BİZD EN HA BERLER
Dizayn Grup
SODEX 2014’te tarih yazdı!
2014 yılında özellikle yurtdışı fuarlarına katılan Dizayn Grup,
İstanbul'da düzenlenen SODEX 2014'te büyük bir başarıya imza attı.
D
izayn Grup’un fuar takvimi, önceki yıllarda olduğu gibi
2014’te de hayli yoğun bir tempoyla devam ediyor. Neredeyse tamamı yurtdışında yapılan bu fuarlar içinde en
etkililerinden biri ise genel katılımların aksine yurtiçindeki bir fuar
oldu: ISK-SODEX 2014… Dizayn Grup, SODEX 2014 Fuarı ile
birlikte markasını paydaşlarıyla çok daha sıkı ilişkiler içinde, ürün
ve hizmet çeşitliliğini çok daha etkili ve Dizayn’a özgü yenilikleri
çok daha ön planda gösterebilme şansını elde etti.
Bayi temsilcilerinin de Dizayn ekibiyle birlikte standda ev sahipliği yaptığı fuarda, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında
gelen konuklar ağırlandı. Konukların kendilerini rahat hissetme-
lerini sağlamak amacıyla özel olarak tasarlananan standda, güçlü iş ilişkilerinin yanı sıra yakın dostluklar da kuruldu.
Fuarın açık olduğu dört gün boyunca en kalabalık bölge haline gelen Dizayn Grup standının ziyaretçileri, uygulama masasında ürünleri bire bir test etme olanağı buldu. Ürün panellerinde çeşitli ürünlerin özelliklerini inceleyen konuklar, “Akış Verim
Standları” önünde de Dizayn farkına bizzat tanıklık etti.
SODEX 2014 Fuarı’ndaki standda bu yıl misafir olarak yer
alan “Dizayn Bina Çözümleri” firmasının duvardan ve tavandan
ısıtma ve soğutma panellerini sergilediği “Soğuk Oda” ve “Sıcak
Oda” da ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.
B İ Z DE N H A B E R L E R
Dizayn Grup sosyal
medyada da öncü
Dizayn Grup'un resmi Facebook
sayfası ve Twitter hesabında, şirket
ve sektörle ilgili en güncel gelişmeler
sıcağı sıcağına takipçilerle paylaşılıyor.
S
ektörün öncüsü Dizayn Grup, sosyal medyada da
öncülüğünü sürdürüyor. Dizayn Grup, firma hakkındaki tüm haberleri, yeni ürün ve hizmetleri, sosyal sorumluluk projelerini ve sektörle ilgili gelişmeleri Facebook
sayfasından paylaşıyor. Dizayn Grup’un Facebook sayfasında aynı zamanda farklı zamanlarda düzenlenen kampanyalarla da takipçilere ve sektör temsilcilerine çeşitli hediyeler
dağıtılıyor.
Gerek yurtiçi gerekse yurtdışından, ev hanımlarından
akademisyenlere kadar farklı kesimlerden ve farklı yaş
gruplarından takipçileri olan Dizayn Grup Facebook sayfasında çoğunluğu bayiler, tesisat ustaları, mimar ve mühendisler oluşturuyor.
Dizayn Grup, sosyal medyanın en çok kullanılan diğer
bir mecrası olan Twitter’da da kısa ve öz bilgilerle takipçilerini her tür gelişmeden haberdar ediyor.
Twitter ve Facebook sayfalarını beğenen takipçiler, Dizayn Grup hakkındaki en güncel haberlere ulaşmanın yanı
sıra sürpriz hediyelerle de karşılaşma olanağı buluyor.
Dizayn PPR Kaynak Makinesi
ile kaynak yaparken,
boru ve ek parçayı çevirmeye
gerek yoktur.
Hatta bu önerilmez.
Makinenin üzerindeki
delikten eriyik malzeme
çıkmaya başladığında boru
ve ek parçayı paftadan
çevirmeden
çıkarabilirsiniz.
AYIN SORUSU
RTP Boru’nun ismindeki
RTP’nin açılımı nedir?
İpucu: Dizayn Group Facebook sayfasında da bilgileri paylaşılan
Dizayn RTP Boru, katmanlı yapısındaki özel teknoloji sayesinde
200 bar’a kadar basınca dayanabiliyor.
Ayın sorusuna verilecek doğru yanıtı ad,
soyad ve telefon bilgileri birlikte kaynak@
dizayngrup.com adresine gönderen ilk
10 kişiden biri siz olun, patentli Dizayn PPR
Kaynak Makinesi ve paftalarının içinde olduğu Dizayn Mini Kaynak Seti’ni kazanın.
Katılmak için son tarih:
31 Aralık 2014
* Yarışmaya 18 yaşından küçükler, Mir Holding ve bağlı şirketlerinin çalışanları ile onların yakınları katılamazlar;
katılıp kazansalar dahi hediyeleri verilmez. Dizayn Grup’un önceden haber vermeden kampanyayı durdurma hakkı saklıdır.
ARALIK 2014 • SAYI:26
5
6
ÜR ÜN TANIT IM
Dizayn RTP ile çelik b
Termoplastik dış katman
Özel geliştirilmiş
ara katman
Termoplastik
iç katman
Dizayn RTP Boru
Dizayn RTP Borular, ısı yalıtımı gerektiren hatlar için, çelik boruların
“yüksek basınç dayanımı” ile plastik boruların “kimyasal dayanımını”
birleştirerek, bir devri sona erdiriyor.
T
ermoplastik malzemeden üretilen “Dizayn RTP Borular”,
çelik boruların saltanatını sona erdirdi. En az çelik borular
kadar güçlü ama onlardan çok daha uzun süre dayanan
Dizayn RTP Borular ile birlikte metal boruların en büyük sorunu
olan korozyon artık sorun olmaktan çıktı. Dahası, yüksek Dizayn
teknolojisi nedeniyle yüksek basınç gerektiren hatlarda metal
boru kullanma zorunluluğu da geçerliliğini yitirdi. Çünkü Dizayn
RTP Borular, 315 mm çapa kadar 200 bar basınç dayanımı sağlıyor. Daha büyük çaplar için de muadillerinden daha iyi çözümler sunabiliyor.
Plastik boruların esneklik, kimyasal dayanım, korozyona
dayanım ve kolay uygulama avantajlarını Dizayn teknolojisi eşliğinde yüksek basınç ve yüksek sıcaklık dayanımı ile birleştiren
Dizayn RTP Borular, özel projeler için en iyi çözümü ortaya koyuyor.
Üç katmanlı olarak tasarlanan RTP Borular, özel geliştirilmiş
olan “sürekli sarım fiber glass” orta katmanı sayesinde ihtiyaca
göre PN 15 ile PN 200 arasında basınç dayanımlarında üretilebiliyor. Dizayn RTP Borular, üretim ve uygulama süreçlerini kısaltarak, hem maliyetleri düşürüyor hem de projeler için gerekli
süreleri azaltıyor.
Neden RTP Boru?
Akışkanların ısı ve basıncına dayanım sunan RTP Borular,
akışkan taşıyan hatlar için tasarlanmış termoplastik kompozit
borulardır. Orta katmandaki sürekli sarımlı fiber glass katman ısı
ve basınca karşı dayanım sağlarken; iç ve dış katmanları oluşturan termoplastik katmanlar kompozit yapı için uygulama kolaylığı, yüksek kimyasal dayanım, birleştirme ve diğer işlemler için
güven gibi faydalar sunuyor.
Ü R Ü N TA NI T I M
boru devri kapanıyor!
DİZAYN RTP BORULAR İLE ÇELİK VE
DİĞER TERMOPLASTİK BORULARIN KARŞILAŞTIRMASI
ÖZELLİK
ÇELİK BORU
TERMOPLASTİK
BORU
DİZAYN RTP BORU
Esneklik
+
+
+
Korozyon Dayanımı
+
+
+
Kimyasal Dayanım
+
+
+
Yüksek Basınca Dayanım
-
-
+
Hafiflik
+
+
+
Kaynak Kolaylığı
+
+
+
İç Duvar İçin Sürtünme Katsayısı
-
+
+
Sıcaklık Dayanımı
+
-
T
Büyük İç Çap
+
-
+
Daha Az Dirsek İhtiyacı
-
+
+
Yıpranma Zamanı
-
-
+
Bükülme, Kangala Sarılabilme (125 mm’ye
kadar)
-
+
+
Jeotermal RTP Borular
TASARIM GEREKÇELERİ
Isı yalıtımının (ısıtma ya da soğutma) önemli olduğu
akışkan taşıması uygulamalarında kullanılmak üzere ise
yine Dizayn RTP teknolojisi kullanılarak “Dizayn Jeotermal
RTP Borular” geliştirildi. Jeotermal RTP Borular, ısı yalıtımı
gerektiren hatlar için, çelik boruların “yüksek basınç dayanımı” ile plastik boruların “kimyasal dayanımını” bir araya
getiriyor.
Poliüretan (İzolasyon katmanı)
Jeotermal RTP Boru sisteminin ortasında yer ayan
poliüretan katman sayesinde akışkan taşınması sırasında
akışkanın ısısı neredeyse birebir korunur (ısıtma ve soğutma hatlarında). Ayrıca, proje gerekliliklerine göre izolasyon katmanı taş yünü, cam yünü ya da diğer malzemelerle de oluşturulabilir. Dizayn Jeotermal Boru sisteminde,
müşteri ihtiyacına göre standart kalınlıklar yerine daha
kalın izolasyon katmanları yapılabilir.
Kılıf
boru
Yalıtım
katmanı
Kılıf Boru (HDPE)
Kılıf boru, izolasyon malzemesini ve taşıyıcı boruyu
zemin suyu, nem ve mekanik etkilerden korumak için yapılmış polietilen bir koruyucu katman olarak tasarlandı ve
üretildi.
Dizayn
RTP Boru
Dizayn Jeotermal RTP Boru
ARALIK 2014 • SAYI:26
7
8
KAPAK D OSYA SI
Dizayn Grup
‘Sadakat Projesi‘
ile farkını ortaya
koydu
Sadakat Sistemi uygulaması ile bayilerimiz,
diğer iş ortaklarımız ve ustalarımız,
aldıkları her ürün karşılığında kazandıkları
“Dizayn Puan”larla kampanya bitimini
beklemeden istedikleri hediyeleri alabiliyor.
KA PA K DO S YASI
D
izayn Grup, sektöründe yine bir ilke imza atıyor.
“Sadakat Sistemi” ile Dizayn müşterileri artık
anında hediye kazanabiliyor. Kampanyayla birlikte
müşteriler, kampanya bitimini beklemeden, istediği hediyeyi seçebiliyor.
Bilindiği gibi geleneksel kampanyalarda, bayilere belli
miktar alımlar karşılığında ne hediye kazanacakları duyurulur, bayiler de yıl içinde ya da kampanyada belirlenen
dönem içinde yapacakları alımlara karşılık firmaya teminat
verir ve karşılık gelen hediyeleri kazanır. Ancak bu kampanyalarda sınırlı sayıdaki hediye için çok uzun süreler
beklemek gerekebilir.
Dizayn Grup’un getirdiği sistemin dayandığı “Dizayn
Puan” uygulamasında ise bayilerin yanı sıra onların çalıştıkları alt bayiler, müşteriler ve ustalar, aldıkları her Dizayn
Grup ürünü karşılığında anında “Dizayn Puan” kazanıyor.
Bu puanlarla müşteriler, “dizayn-hediye.com” internet
sitesine girerek, yüzlerce hediye arasından dilediğini
seçtikten sonra kampanya bitimini beklemeden çok kısa
sürede hediyelerini teslim alabiliyor.
Dizayn Grup Genel Müdür
Yardımcısı İhsan Aksu, konuyla
ilgili sorularımızı yanıtladı...
Kampanyanın ötesinde, sadakat sistemi nedir,
neyi hedefler?
Sadakat sistemlerini, marka ve ürüne bağlılığı artırmak
ve marka ile düzenli müşterileri arasında bir iletişim köprüsü kurmak adına oluşturulan ödüllendirme sistemleri
olarak tanımlayabiliriz. Sisteme kayıtlı müşterilerin sistem
içinde kalarak, marka ile olan ilişkileri devam ettiği sürece,
sistem dışında kalanlara göre farklı avantajlardan yararlanması sağlanıyor. Tabii bu basit olarak ürün alımı karşılığında hediye vermek olarak algılanmamalı. Belirli kurallar
içinde kalmadan bunu yapan birçok firma mevcut. Belirli
kurallar dâhilinde ve kayıtlı olarak aynı şartları sağlayan
herkese açık sistemlerdir sadakat sistemleri. Sistemden
sağlanan avantajlar bazen fiziki hediyeler olabilirken,
bazen de başka kimsenin ulaşamayacağı hizmetleri kapsıyor. Uçuş mili kazandıran kart benzeri yapıların müşterilerine hava limanlarında belli salonlarda bekleme avantajı
sunması, sadakat sistemleri içinde edinilebilecek fiziki
hediye dışındaki avantajlara bir örnek olarak gösterilebilir.
Ülkemizde farklı sektörler içinde sadakat sistemleri
yıllardır uygulanıyor. Ancak, Dizayn Grup, kendi sektörü
içinde bir ilke imza atarak distribütörlerinden ustalara
kadar sunduğu bu sistemi hayata geçirdi. “Dizayn Puan”
olarak adlandırdığımız bu sistem ile Dizayn ürünlerinin
ticaretini yapan ya da kullanan bayi, perakendeci ve son
kullanıcıların markamıza olan teveccühlerinin ödüllendirmeyi hedefledik. Dizayn Puan sistemi, yukarıda sayılan
tüm paydaşların gönüllerini de fethederek, işbirliğimizin
uzun soluklu ve keyifli hale gelmesini hedefliyor.
ARALIK 2014 • SAYI:26
9
10
KAPAK D OSYA SI
Kampanyayla ilgili somut hedefler ortaya konmuş
muydu?
Sadakat sistemi, satış sistemimizin yeniden yapılanmasını
amaçlayan büyük projenin bir parçası olarak doğdu. Projenin
uzun vadeli olarak hazırlanmış bulunan yol haritasında tabii ki
somut hedefleri bulunan farklı adımlar mevcut.
Büyük projenin bir parçası olan sadakat sistemimizin de
kendi içerisinde somut hedeflere sahip birkaç adımı bulunuyor. İlk adım, bayi ve alt bayilere yönelik alt yapının kurulması
ve faaliyete geçmesiydi. Bu aşama başarı ile tamamlandı.
Ardından perakendeci ve son kullanıcıların sisteme dâhil edilmesi geliyordu ki, bu kısım yeni başladı ve hızla ilerliyor.
Dizayn Puan sistemi ile ortaya konulan hedeflerden biri de
müşteri memnuniyetini en üst seviyelere çıkarabilmek. Bunun
en güzel örneği, bağlantı karşılığında verilen tatil hediyeleridir.
Artık müşterilerimiz, alımları karşılığında anında kazandıkları
puanlarla bağlantı sonunu beklemeden istediği tatili seçebiliyor ve bizim onlara vereceğimiz tarihleri beklemeden istediği
tarihe göre planlamasını kendi yapabiliyor. Dizayn Puan
sistemi içinden dizayn-hediye.com web sitesine girip birkaç
tıkla bunu yapabiliyorlar.
Tatil dışında da yüzlerce seçenek sunuyoruz. Sistemin getirdiği en büyük avantajlardan biri de bu... Önceden açıklanan
belirli hediyelerle sınırlı kalmak zorunda değil Dizayn Puan
üyeleri. dizayn-hediye.com web sitesi üzerinde yayımlanan
yüzlerce ürün içerisinden dilediklerini seçebiliyorlar. Seçtikleri
fiziki hediyeler 10 iş günü gibi çok kısa sürelerde adreslerine
teslim ediliyor. Bu hizmetlerin sağlanmasında Türkiye’nin
önde gelen e-ticaret ve teknoloji marketlerinden destek
alıyoruz. Tabii ileride bu seçenekleri artırıp, dizayn-hediye.com
dışında da avantajlar sunuyor olacağız.
Kampanya ilgi gördü mü, bayilerin tepkisi ne oldu?
Beklentilerin üzerinde ilgi gördü diyebiliriz. İlk önce sisteme mesafeli bakan az sayıda bayimiz bile sonradan avantajlarını ve kolaylıklarını fark edip ilgi göstermeye başladı.
Somut sonuçlar gelmeye başladı mı? Sonuçlardan
memnun musunuz?
Sonuçlar bizi son derece memnun etti diyebiliriz. Hatta
öyle ki, sistemin başlangıçta ön göremediğimiz pek çok
avantajını da sonuçlarla birlikte keşfettik. Bunları fırsat olarak
görüyoruz ve ileride etkin şekilde kullanacağız. Bizi asıl mutlu
eden, bayilerimizin bu işi çok kısa sürede benimsemiş olması… Onlardan aldığımız geri bildirimler sistemin çok kısa sürede yaygınlaşacağını ve müşteri memnuniyetinin hızla arttığını
gösteriyor. Üstüne katarak ilerliyor olacağız. Müşterilerimizden
aldığımız geri bildirimler bir yandan da sistemin gelişimine
katkıda bulunuyor. Örneğin, hediye anlamında keşke bu da
olsaydı dedikleri ürünleri çok kısa sürede sistemin içine dahil
edebiliyoruz. Müşterilerimizin ürün dışı ihtiyaçlarına da çok
kısa sürelerde yanıt verebiliyoruz.
Bu kampanya firmanızın hangi biriminin sorumluluğunda yürütülüyor?
Şu anda Satış ve Pazarlama’nın ortak sorumluluğunda - işbirliğinde yürütülüyor. Her birimin sistemin işleyişinde
sorumlu olduğu alanlar belirlendi. Bir elmanın iki yarısı olarak
gördüğümüz Satış ve Pazarlama birimlerimiz her zaman
olduğu gibi bu projede de ortak çalışıyor. Dizayn Grup’taki
bu anlayış diğer tüm işler için de geçerli olduğundan Satış ve
Pazarlama’nın üst yönetimi de Genel Müdür Yardımcısı olarak
bendenizde toplanmış durumda. Zaten bu iki bölümü, birbirinden çok ayrı işler yapan iki farklı yapı olarak görmüyoruz.”
KA PA K DO S YASI
Bizi asıl mutlu eden,
bayilerimizin bu
işi çok kısa sürede
benimsemiş olması…
Onlardan aldığımız geri
bildirimler sistemin
çok kısa sürede
yaygınlaşacağını
ve müşteri
memnuniyetinin hızla
arttığını gösteriyor.
Üstüne katarak
ilerliyor olacağız.
Müşterilerimizden
aldığımız geri
bildirimler bir yandan
da sistemin gelişimine
katkıda bulunuyor.
Neden böyle bir kampanyaya
ihtiyaç duyuldu?
Hediye tesliminde
dikkat edilecek noktalar
“Aslında buna bir kampanya, yani geçici bir fırsat
sunumu gibi bakmamak gerekir. Biz de sektörümüzdeki
birçok firma gibi ana distribütörlere ve onlar aracılığı ile
alt satış noktalarına alışverişleri karşılığında çeşitli ödüller
veriyorduk. Zaten uzun süredir farklı biçimlerde uygulanmakta olan ödül sistemini daha pratik ve düzenli hale
getirmek istedik. Böylece, kuralların önceden tanımlı
olduğu, herkese açık, kimin ne karşılığında ne kazanacağının net belli olduğu bir sistemi hayata geçirdik. Ayrıca,
Dizayn Puan sayesinde projenin üçüncü aşamasında
hayata geçirilecek şekilde, ustalarla işbirliği hedefini
de gerçekleştirebiliyor olacağız. Artık tesisat ustaları da
Dizayn Grup markası ile bire bir ilişki kurup satın aldığı
ürünler karşılığında hediyeler kazanma imkânı bulacak.
Dizayn Puan, ürünlerimizi bir şekilde kullanan tüm paydaşları bir çatı altında toplama ve tümünü ödüllendirebilme fırsatı sunuyor.”
Hediye olarak talep edilen ürünlerle ilgili teslim anı ve
sonrasında yaşanabilecek sorunları en aza indirmek için
aşağıdaki önerilere dikkat etmekte yarar bulunuyor.
• Hediye ürün teslimatlarında, kargo teslim fişini imzalamadan önce kargo kolisi hasarlı olan hediyeler teslim
alınmamalı ve kargo görevlisine iade edilmelidir. Tersi
durumda ürünle ilgili iade ve değişim yapılamaz.
• Ürünün orijinal kutusu içinden çıkan Garanti Belgesi
ve irsaliye atılmamalıdır. Bu belgeler, garanti süresi
boyunca yaşanabilecek arıza durumlarında yetkili
servislere ibraz edilmesi gereken belgelerdir.
• Beyaz eşya gibi ağır ürünlerin kargo taşımacılığı daire
kapısına değil, apartman kapısına kadar yapılır.
• Beyaz eşya ve TV gibi kurulum gerektiren ürünlerin
kurulumu yetkili servis tarafından yapılmalıdır.
• Talep edilen ürünler stoklarda kalmamış ise muadil
ürün gönderimi yapılabilir.
ARALIK 2014 • SAYI:26
11
12
BAYİ R ÖPORTA J
“Dizayn’la ilişkilerimiz
o kadar güçlü ki
ortak olduğumuzu
düşünenler bile oldu”
Sema İnşaat Malzemeleri Üretim Pazarlama A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı Osman Uzun, 1995'teki
ilk kuruluş yıllarından bu yana firmasının Dizayn
Grup bayiliğini yaptığını hatırlatarak, kurulan bu
ilişkinin günlük çıkarların ötesinde, belirli değerlere
dayandığını vurguluyor. İki kuruluş arasında oluşan
hukukun, piyasadaki dalgalanmaların kolaylıkla
atlatılmasına olanak tanıdığını belirten Uzun,
Ar-Ge'deki öncü rolü nedeniyle Dizayn Grup'un
aynı zamanda bir teknoloji firması olduğuna dikkat
çekiyor. Dizayn Info'nun bu sayısının konuğu olan
Osman Uzun, sorularımızı yanıtladı...
Öncelikle sizi tanımak isteriz; ne iş yapıyorsunuz, ticaret hayatınız nasıl
başladı, kaç yıldır ticaretle uğraşıyorsunuz?
Biz bir aile şirketiyiz. Yaklaşık 25 yıllık geçmişi olan bir firmayız. Ağırlıklı olarak yapı ve doğal
gaz malzemeleri sektöründe çalışıyoruz. Ayrıca küçük çaplı da olsa bir üretim mecramız da var.
Sulama hortumları imal ediyoruz. Ama işimiz yüzde 80-90 oranında pazarlama ağırlıklı. Dizayn
Grup ile 20 yıllık bir bayilik ilişkimiz var; ilk kuruluş yıllarından itibaren birlikteyiz. En önemli
satış kalemlerimizden birini de distribütörlüğünü yapmış olduğumuz Dizayn Grup’un ürünleri
oluşturuyor zaten. Yani plastik malzeme grubu... Perakende satışımız çok sınırlı, daha çok toptan
pazarlama alanında faaliyet gösteriyoruz. Müşterilerimiz arasında müteahhitler, nalburlar, doğal
gaz taahhüt firmaları var. Doğal gaz malzeme grubunda perakende satışlarımız da olabiliyor.
B AY İ R Ö PORTAJ
13
KORİGE BORULAR
ÇOK ÖNEMLİ
KOLAYLIKLAR GETİRDİ
Size göre, Dizayn Grup’un
şimdiye kadar ürettiği en iyi ürün
ya da ürün grubu hangisidir?
Bence Korige boruların, özellikle
kullanım kolaylığı sağlaması açısından
çok önemli bir yeri var. Bilirsiniz, eskiden
belediyeler iç içe geçen beton boruları
kullanırdı. Bu borular hantal ve ağır oldukları
için çok büyük ölçülerde olamazdı. Korige
boruların piyasaya sunulması, bence çok
önemli bir aşamadır. Tabii ki, sayabileceğim
birçok ürün var ama Dizayn Grup’un benim
en çok dikkatimi çeken tepe ürünü odur
bence. Çünkü korige borular 6 metre
boyunda, oysa beton boruları bu ölçüde
üretmeniz mümkün değil. Dolayısıyla
maliyet, taşıma, montaj, kullanım açılarından
ciddi kolaylıklar sağlıyorlar. Farklı firmalar bu
boruları Dizayn’dan sonra ürettiler.
ARALIK 2014 • SAYI:26
14
BAYİ R ÖPORTA J
Dizayn kritik anlarda kritik malzemeler
üretir! Folyolu boru bunlardan biridir.
Kalorifer tesisatlarında kullanılan plastik
boruların sıcaklığa dayanımını artıran,
tesisata oksijen girişini önleyerek
tesisattaki tüm cihazların ömrünü uzatan,
ortadan alüminyum folyolu borulardır
bunlar. Dizayn Grup, bu boruları üreterek,
hem montaj sürecinde işçinin işini son
derece kolaylaştırdı hem de ısı kaybının
önemli ölçüde önüne geçti.
Dizayn Grup ve onun ürünleriyle ilk nasıl ve
ne zaman tanıştınız?
Dizayn Grup aslında kendi sektöründe, yani plastik boru
sektöründe üretime başlayan ilk üç firmadan biri. Bildiğiniz
gibi, Türkiye’de plastik boru kullanılmadan önce metal, galvaniz borular kullanılıyordu, ki onlar eski binalarda hala varlığını
sürdürüyor. İşte o malzemenin yarattığı birçok sorun nedeniyle piyasa zaten bir arayış içindeydi. Bu süreçte yurt dışından
ese rüzgarların da etkisiyle plastik boru üretimine başlandı.
Öncelikle, zemin altına döşenen PEX boruların ve onların
parçalarının üretimine başlandı. Daha sonra her tür plastik
üretimine girildi. Bizim Dizayn Grup ile tanışma sürecimiz de
bu plastik boru üretimine başlamasından sonra oldu. Daha
önce farklı üretici firmalarla diyaloglarımız vardı ama Dizayn
üretime başladığı andan itibaren ilk gözağrımız olan bir firma
oldu.
Şirketin başında benden önce abim Yusuf Bey vardı.
Ben 2001 yılından itibaren firmaya katıldım. Dolayısıyla onun
zamanından, yani 1994-95 yıllarından beri Dizayn Grup’la
ilişkimiz sağlam bir temele oturmuş durumda. İlişkilerimiz,
ürettiği malzemelerdeki gelişmeye de paralel bir biçimde
genişleyerek, kesintisiz devam etti. Elbette ki, piyasada
yaşanan dalgalanmalara bağlı olarak acı-tatlı hatıralarımız var
ama hiç kopmadık. Çünkü bizim Dizayn Grup’la olan ilişkimiz
özel bir ilişkidir. Bazı insanlar bu duruma bakarak, bizim sanki
Dizayn’la gizliden gizliye bir ortaklık ilişkimiz olduğunu bile
düşünebildi. Neden bu kadar uzun bir birliktelik, neden farklı
alternatifleri denemiyoruz diye... Kısacası, biz bir aile gibiyiz
Dizanyn’la.
Dizayn Grup ile çalışmanın avantajları, diğer
markalardan öne çıkan bir farklılığı var mı?
Dizayn Grup kendi sektöründe hep ilklerin firması oldu.
Birçok malzemeyi Türkiye’ye ilk tanıtan, geliştiren, üreten,
piyasaya süren firma hep Dizayn olmuştur. Örneğin mobil
sistem... Bunu da ilk yapan firma Dizayn Grup’tur. Keza
altyapıda, kanalizasyonlarda kullanılan “korige” denilen
boruyu da Türkiye’ye ilk getiren firma yine Dizayn’dır.
PE 100 dediğimiz yüksek yoğunluklu içme suyu borularını da
yine Dizayn getirmiştir. 20 mm çaptan 1600 mm çapa kadar
değişen ölçülerdeki bu boruları Türkiye’ye hediye eden, bu
çapta üretebilen yine Dizayn Grup’tur. Yani Dizayn, klasiğe
oynayan, “belli standartlarda kalalım” diyen bir firma olmadı
hiç. Hep “daha yeni ne üretebiliriz” diye düşünen, yenilikçi bir
tarafı olan, vizyonu olan ve ürettiği ürünü de nitelikli üreten
bir firma oldu. Mesela atık su boruları... Bu borular Türkiye’de
Dizayn’dan önce PVC hammaddeden üretilirdi. PVC hammadde, içinde tebeşir tozu dediğimiz kalsit’in dolgu malzemesi olarak kullanıldığı, dolayısıyla ortaya çıkan ürünün sıkıntılı
olduğu bir malzemedir. Sağlıksız bir malzeme olduğu için
Avrupa’da kullanılmaz, yanıcılığı fazladır vs... Dizayn Yönetim
Kurulu Başkanı İbrahim Bey, bu konuda hep “Türkiye’ye layık
bir boru üretelim” diye düşünen bir insan. Bu nedenle baştan
itibaren bayilerin de çok sıkı baskısına rağmen PVC boruları
hiç üretmedi. Dizayn bu alanda PP diye tabir ettiğimiz “polipropilen” boruları üretti. Bunlar yüzde 30 daha sessiz, zehirli
gaz üretmeyen borulardır.
Kısacası hem yenilikçi hem ürettiği ürüne nitelik katan,
bu anlamda da yeri geldiğinde fedakarlıktan geri durmayan
bir firma oldu Dizayn Grup. İşin açıkçası, Dizayn’ın bu vizyonu
bizi de cezbetti. Tabii ki bu durumun maliyet açısından
rakiplere göre bir dezavantaj oluşturabildiği dönemler oldu.
Rakipler daha “ucuz” ürünlerle piyasaya çıkabiliyor ve bizi
satış noktasında geri bıraktırabiliyordu. Ama biz de vazgeçmedik; “bu ürünlerin belirli bir kaliteli düzeyi var, bundan
taviz vermeyeceğiz” dedik. Çünkü bir satıcı olarak siz de her
malzemeyi satmak istemiyorsunuz. Sizin de bir çizginiz var
ve o çizgiye uygun ürünler satmak istiyorsunuz. O ürünlerin
avantajlarının yanında dezavantajları da olabilir, sizin bunun
yolunu, yordamını bir şekilde oluşturmanız gerekir. Sonuçta
Dizayn’ın bu ürün ve kalite çizgisi belli bir kesimin beğenisini
topladı, bu da bizim avantajımız oldu diyebilirim.
Şöyle bir örnek de verebilirim. Dizayn kritik anlarda kritik malzemeler üretir. Oksi Plus olarak adlandırılan folyolu boru bunlardan biridir. Kalorifer tesisatlarında kullanılan plastik boruların
sıcaklığa dayanımını artıran, tesisata oksijen girişini önleyerek
tesisattaki tüm cihazların ömrünü uzatan, ortadan alüminyum
folyolu borulardır bunlar... Dizayn Grup, bu boruları üreterek,
hem montaj sürecinde işçinin işini son derece kolaylaştırdı
hem de ısı kaybının önemli ölçüde önüne geçildi. Bu nedenle
çok tutulan bir ürün oldu bu borular piyasada.
Dizayn’ın şimdilerde ise piyasa ortalamalarına göre farklı,
estetik bir tasarıma sahip ve de yüksek kalitede ürünler sunan
yeni nesil Dizayn PPR serisi var. Bu seriyle Dizayn, rakiplerine
fark atmış durumda bence. Çok da beğeniliyor piyasada. Yani
bu tür avantajları var Dizayn Grup’la çalışmanın...
Müşteri gözüyle Dizayn Grup’un kalitesi ve
bilinirliği ne durumda? Sizce müşteri neden
Dizayn Grup’u seçiyor?
Dizayn’ın müşteri gözündeki imajı her zaman olumlu
olmuştur. Elbette ki farklı düşünenler vardır ama rakiplerinden
daha iyi ürün ürettiği konusunda genel bir kanı vardır diyebilirim. Kaliteyle doğru orantılı olarak maliyetler biraz artsa bile,
müşterideki Dizayn Grup’un anlamlı ve kaliteli ürün üreteceğine dair algı, bu farkı tahammül edilebilir kılıyor. Şunu da söylemek isterim; bu algıyı yıkmak da o kadar kolay değil. Tek tük
hadiseler, müşterideki Dizayn Grup imajını sarsamıyor.
B AY İ R Ö PORTAJ
Sizce, Dizayn Grup plastik boru ve ek parçaları üretmiyor olsaydı, ne iş yapardı?
Dizayn Grup’a ilişkin genel algımız teknoloji üretmesi
yönünde. Nitekim şirketin yönetim kurulu başkanı İbrahim Bey
de bu zihniyette, mühendis zihniyetinde olan bir insandır. Hatta
şunu da vurgulamak isterim; hadiselere hep mühendis gözüyle
bakmanın bazen dezavantajları da olur. Yani siz bir ürüne
kilitlenirseniz, o ürün gerçekten başarılı olabilir, fakat piyasa
sizin o yaklaşımınızı kendi beklentileriyle bağdaştıramayabilir.
Maliyet açısından bakıp çok anlamlı görmeyebilirler. Ya da
bizdeki “neme lazımcılık” anlayışının bir uzantısı olarak, “şu şu
ürün böyle de olsa idare eder, bize bir şey olmaz” diyebilir ve
kalite açısından daha azla yetinmek isteyebilirler... Ama İbrahim
Bey’in literatüründe bu yoktur. Bir şey üretilecekse “nitelikli”
üretilecektir. PVC boruları üretmemesinin de altında yatan aynı
mantıktır mesela.
Dolayısıyla, Dizayn Grup boru üretmeseydi bir şekilde
teknoloji üreten bir firma olurdu diye düşünürüm. Zaten bünyesinde iddialı bir Ar-Ge ekibi olmasının yanı sıra ayrıca “Beyin
göçüne karşı beyin gücünü destekliyoruz” diye bir kampanyası
var. Gençlere yönelik bu kampanya ile Dizayn, “bir projen varsa
getir, destekleyelim” diyor. Yalnızca plastik boru üzerinden değil de Türkiye’ye katkı sağlayabilecek her tür yüksek teknoloji
ürününe ağırlık verecek bir firma olarak düşünürüm Dizayn
Grup’u.
Gelecek için öngörüleriniz neler? Dizayn Grup
ile işbirliğiniz daha da gelişebilir mi?
Biz plastik boru işine Dizayn ile başladık, öyle de devam
edeceğiz. Dizayn Grup’u bırakmak, farklı bir firmayla devam
etmek gibi bir düşüncemiz yok. Biz firma olarak da ben kişisel
Dizayn’ın şimdilerde piyasa ortalamalarına göre
farklı, estetik bir tasarıma sahip ve de yüksek
kalitede ürünler sunan yeni nesil Dizayn PPR
serisi var. Bu seriyle Dizayn, rakiplerine fark atmış
durumda bence. Çok da beğeniliyor piyasada.
olarak da Dizayn Grup’la aramızda gelişen hukuka inanıyoruz.
Hayatın sadece çıkarlar üzerine inşa edilmediğine inanan
insanlarız biz. Çıkarlarınız sizi farklı noktalara doğru yönlendirse bile eğer inandığınız bir takım “değerler” varsa, ki bu bir
karakter meselesidir aynı zamanda, siz o değerler yönünde
ilerlersiniz. Biz firma olarak hiçbir firmayla günlük çıkarlara
dayalı diyaloglar kurmadık. Her şeyden önce, çalıştığımız
firmayla yaklaşım itibarıyla uyuşabilir miyiz diye baktık. Tabii
ki bir alışveriş içinde olduğunuz insanları yüzde 100 sevmek
zorunda değilsiniz ama ticari değerler, ticari ilişki biçimleri,
hukuk geliştirme tarzları gibi konularda asgari bir mutabakatı
hedefledik. Olaylara günlük çıkarların ötesinde bir ufukla
baktık ve kalıcı ilişkiler kurmaya çalıştık. Pek çok firmayla da
bunu başarabildik. İşte bu hukuku en sağlam şekilde kurabildiğimiz firma Dizayn Grup’tur. Onun içindir ki, bu 20 yıllık
süreçte Dizayn Grup bayisi olarak birçok firma geldi geçti ama
biz kaldık. Çünkü o firmalar günlük karlılıklarına göre hareket
ettiler. Ama biz başka bir markanın bayisi olursak daha mı çok
kazanırız diye bir hesabın içinde girmeden Dizayn Grup’la çalışmaya devam ettik. Biz bu diyalogdan genel olarak memnunuz.
Dolayısıyla gelecekte de bu işi devam ettirdikçe Dizayn Grup’la
diyaloğumuzu daha da geliştirmeye yönelik çalışmak gibi bir
hedefimiz var. Bu konuda bizim açımızdan bir muğlaklık yok.
ARALIK 2014 • SAYI:26
15
16
MAKAL E
Bütünleşik AR-GE
ve teknoloji yöneticiliği
Ülkemizin gelişmiş ülkeler
sınıfında yer alabilmesi için
teknoloji geliştirmeye ve
yenilikçi ürünler üretmeye
şiddetle ihtiyacı vardır.
Ancak ve ancak, politika ve
stratejilerimizi bu yönde
geliştirmeye başladığımız
zaman, ülkemizin içinde
bulunduğu sosyal, kültürel
ve ekonomik koşulları da
iyileştirme yolunda bir adım
atmış oluruz.
Dr. Zafer GEMİCİ
Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., Genel
Müdür Yardımcısı, AR-GE Koordinatörü
G
ünümüzde inovasyonun sağladığı ekonomik
büyümeden hem firmaların hem de dolayısıyla
toplumların fayda sağlaması amacıyla Ar-Ge
yapmak, tartışılmaz derecede önem arz etmektedir.
Daha 1930’lu yıllarda ünlü Avusturyalı ekonomist
Joseph Schumpeter, inovasyonu ekonominin ve gelişmenin itici gücü olarak tanımlamış ve inovatif faaliyetler sonucunda ekonomilerin yeniden şekilleneceğini
öngörmüştür. Gerçekten de hızla değişen müşteri
tercihleri ve ihtiyaçları, teknolojik gelişmeler, farklılaşan iş dünyası dinamikleri ve artan rekabet nedeniyle
inovasyon yapmak bir zorunluluk halini almıştır.
Bugün inovasyonun gerekliliği herkes tarafından kabul
edilmekle birlikte, nasıl yapılması gerektiği konusunda
hem iş dünyası hem de akademik çevreler bir konsensüse varmış değildir. Ancak her ne şekilde gerçekleştiriliyor olursa olsun inovasyon çıktısı elde edebilmek
amacıyla Ar-Ge sürecinin çok önemli bir yeri vardır.
MA KA L E
Ar-Ge’nin önemi
Hayatımızın her aşamasında yer alan Ar-Ge çalışmaları doğrudan insan yaşamıyla ilgilidir.
Ar-Ge, ülkelerin, toplumların mevcudiyetini ve yaşam kalitesini dert edinir.
Japonya, Kore ve İsrail gibi ülkeler Ar-Ge’ye verdikleri önem sonucu başarılı Ar-Ge politikaları
geliştirerek toplumlarının refah seviyesini kat kat artırmayı başarmışlardır.
Baş döndürücü bir hızla değişimin yaşandığı günümüzde,
zengin ülkelerle fakir ülkeler arasındaki farklar giderek artmaktadır. Teknolojiyi elinde bulunduran ve böylelikle gelişmiş bir
sanayiye sahip olan ülkeler, üçüncü dünya ülkelerini her geçen
gün kendilerine daha fazla bağımlı hale getirmektedir. Ülkemizin bu gelişmiş ülkeler sınıfında yer alabilmesi için teknoloji
geliştirmeye ve yenilikçi ürünler üretmeye şiddetle ihtiyacı
vardır. Ancak ve ancak, politika ve stratejilerimizi bu yönde geliştirmeye başladığımız zaman, ülkemizin içerisinde bulunduğu
sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları da iyileştirmek yolunda
bir adım atmış oluruz.
Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi ve ekonomik olarak tam bağımsız bir ülke olabilmesinin yolu Ar-Ge’den
geçmektedir. Sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir
toplum olabilmek ve bu anlamda farklılaşabilmek için Ar-Ge’ye
dayalı ekonomi politikaları uygulanmalıdır. Bu nedenle de
Ar-Ge, yönetim stratejimizin bir parçası değil, bizzat stratejimiz
olmalıdır. Burada kısaca Ar-Ge’nin ne olduğundan bahsetmek
gerekiyor. Kimilerine göre Ar-Ge yeni bir ürün üretmek olarak
düşünülürken, kimilerine göre ise salt bilimsel çalışmalar yapmak olarak algılanmaktadır. Genel kabul gören bir tanım olarak
Ar-Ge, bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak amacıyla, sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen, sıra dışı üretken çaba
ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımıdır.
Bazı Ar-Ge faaliyetlerinde hedef yeni bir ürün geliştirmek
veya geliştirilmesine bilimsel altyapı sağlamaktır. Ar-Ge, mevcut
bir ürünün daha etkin ve ucuz üretilmesi ya da hiç üretilmemiş
ama ileride üretilmesi planlanan, pazarda öncü olmak amacıyla
herhangi bir alanda araştırmaya kaynak ayırmaktır. Ar-Ge, özel
çalışma gerektiren, kamu, özel sektör ve üniversitelerde yapılabilen yine özel bir faaliyettir. Ar-Ge, adından da tam olarak
anlaşıldığı gibi; önce bir araştırma, henüz bulunmamışı bulma
ve sonra da bilgiyi veya bir ürünü geliştirme veya yenilemeyi
içerir.
Ar-Ge’nin önemi
Hayatımızın her aşamasında yer alan Ar-Ge çalışmaları
doğrudan insan yaşamıyla ilgilidir. Ar-Ge, ülkelerin, toplumların
mevcudiyetini ve yaşam kalitesini dert edinir. Japonya, Kore ve
İsrail gibi ülkeler Ar-Ge’ye verdikleri önem sonucu başarılı ArGe politikaları geliştirerek toplumlarının refah seviyesini kat kat
artırmayı başarmışlardır.
Dünyada yaşanan krizler incelendiğinde ortaya ilginç bir
sonuç çıkmaktadır. Ar-Ge’nin krizlerden etkilenmeyip aksine
kriz zamanlarında daha çok getiri sağlayan bir faaliyet alanı
olduğu görülmektedir. Bu nedenle de Ar-Ge’nin verimsiz bir
yatırım olduğu, harcanan kaynağın boşa gideceği zihniyeti
terk edilmelidir. Zira Ar-Ge yatırımlarına harcanan paranın kısa
vadede olmasa bile orta ve uzun vadede çok daha fazlasıyla
geri döndüğü kanıtlanmış bir gerçektir.
Bu durumda, “iyi bir Ar-Ge için neler yapmak gerekir”
sorusu önem arz etmektedir. Her şeyden önce “bekleyelim,
önce ekonomik istikrar sağlansın, daha sonra Ar-Ge yaparız”
yaklaşımı bir an önce terk edilmelidir. Zira Türkiye’nin daha
fazla beklemeye tahammülü yoktur.
Bütünleşik Ar-Ge ve teknoloji yönetimi
Son zamanlarda Ar-Ge yönetimini de içine alan “teknoloji yönetimi” kavramı bir üst kavram olarak kullanılmaktadır.
Sadece araştırma ve geliştirme faaliyetleri yapmak rekabette
günümüzün hızlı değişen yenilikçi ürünlerine cevap vermek
için yeterli olamamaktadır. Amaç; daha hızlı bir şekilde daha
inovatif ürünler pazara sunabilmek olmalıdır. Bu nedenle Ar-Ge
departmanlarının ürünlerini bir adım daha iyileştirme çalışmaları ne zaman ne de maddi imkânlar açısından yeterli seviyede
çıktı sağlamamaktadır. Bu nedenle, teknoloji yönetiminin içerisinde yer alan aşağıdaki konularda da firmaların yetkin olması
son derece önemlidir.
• Teknolojik Planlama
• Teknolojik Öngörü
• Teknoloji İzleme ve Değerlendirme
• Ar-Ge Yönetimi
• Proje Yönetimi
• Teknoloji Pazarlama
• Ürün Geliştirme ve Yönetimi
• Teknoloji Stratejileri
• Teknoloji Satınalma
• Teknoloji Transferi
• Teknoloji Entegrasyonu
• Teknoloji ve Organizasyonel Değişimlerin Yönetimi
• Bilgi Yönetimi
• Fikri Mülkiyet Hakları
• İnovasyon ve Teknoloji Sistemleri
• Risk sermayesi
• Üniversiteler, araştırma kuruluşları ile işbirlikleri
Tüm bu faaliyetler, M. J. Gregory (1995) tarafından tarif edilen ve aşağıda şematik olarak gösterilen beş adımın içerisine
yerleştirilebilmektedir. Türkiye’nin hedeflediği Ar-Ge kapasitesine ulaşabilmesi için bu beş adımı bir bütün olarak yürütebilen
Ar-Ge firmalarına ihtiyacı vardır.
ARALIK 2014 • SAYI:26
17
18
MAKAL E
Bütünleşik Ar-Ge ve katma değeri
A grubu çok zor bulunuyor ve kıymetli. B ve C ile aynı şekilde değerlendirilmemeli.
A
Bütünleşik (holistic)
Ar-Ge yapanlar
B
Teknoloji yönetiminin beş adımı olarak belirtilen bu faaliyetleri “Bütünleşik Ar-Ge” olarak da tarif etmek mümkündür.
Bunlardan herhangi birinin eksik olması bugünün gelişmiş
teknoloji arenasında rekabet etmeyi imkânsız kılacaktır. Zira
gelişmiş toplumlar bu enstrümanları son derece etkin bir
şekilde kullanmaktadır. Aşağıdaki şekilden de görüldüğü gibi
az sayıda olan, bütünleşik Ar-Ge faaliyetleri yürütebilen firmalar,
daha büyük katma değer oluşturmaktadırlar.
Destekler ve bütünleşik Ar-Ge yöneticiliği
Son yıllarda Türkiye’de Ar-Ge’ye artan bir oranda teşvik
sağlandığı gözlemlenmektedir. Geçmişle kıyaslandığında bu
eğilim çok net bir şekilde görülmektedir. 2003 yılında verilen
teşviklerin toplamı 640.000.000 TL iken 2010 yılında bu rakam
1.743.000.000 TL’ye çıkmıştır. 1983 – 2004 yılları arasında
9 kez toplanabilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK),
2004 – 2014 yılları arasında yılda iki kez olmak üzere toplam
18 kez Başbakan’ın başkanlığında toplanmış ve ülkenin “teknoloji yönetimi” politikalarında çok önemli kararlar alınmıştır.
Bu gelişmeler son derece heyecan verici ve aynı zamanda da
gelecek adına umutlandırıcıdır. Bu durum Türkiye’nin artık bilgi
üreten bir ekonomiye sahip olacağına dair önemli işaretler içermektedir. İçinde Ar-Ge çalışmalarını destekleyecek inisiyatifi
dolu dolu barındıran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın
varlığı, bu konudaki önemli göstergelerdendir. 2006 yılında
Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan UTB (Uluslararası Teknoloji
Birliği) uzun yıllardır böyle bir bakanlığın Türkiye’nin teknoloji
gündemini ve önceliklerini belirlemesi açısında son derece
önemli olduğunu savunmuştur. (www.utb.org.tr).
Ar-Ge’ ye verilen teşviklerin daha da artırılacağı hemen
hemen her gün dillendirilmektedir. Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından ayrılan teşvik bütçesinin 2023 yılında çok
Ü
Teknoloji Yönetiminin beş temel adımı
(Gregory Framework)
B
Ğ
KLÜ
C
ÜYÜ
C
Özendirme Ar-Ge’si
yapanlar
A
RB
B
Bir Ar-Ge departmanı
olarak faaliyet gösteren
ve fakat tamamlayıcı
Ar-Ge yapanlar
E
DEĞ
MA
KAT
A
C
daha yüksek seviyelere çıkarılacağı görülmektedir. Buna göre
2023 yılı Ar-Ge harcamalarının gayrisafi milli hasıladaki oranının
yüzde 3 olacağı belirtilmektedir. Gayrisafi milli hasılanın da 2
trilyon USD olarak hedeflendiği dikkate alındığında Ar-Ge için
ayrılması düşünülen rakamın ne kadar büyük olduğu görülmektedir. Üstelik bu rakamın en az üçte ikisinin (bugünün
tersine) özel sektör tarafından harcanması planlanmaktadır.
Peki, ama bu nasıl mümkün olacaktır? Özel sektör bunu
yapabilecek kabiliyette midir? Altyapısı, özellikle de insan
kaynakları yeterli midir? Bu konuda şimdiden bir yol haritası
çizmek gerekmez mi?.. İnsan kaynağına yatırım yapmak Ar-Ge
bilincini oluşturmak için öncelikli hedeflerden olmalıdır. Bu çerçevede teknoloji yönetimi konusunda eğitimler teşvik edilmeli,
firmaların Ar-Ge tepe yöneticileri teknoloji yönetimi konusunda
çeşitli lisansüstü ve/veya sertifika programlarına yönlendirilmelidir. Bu eğitimler öncelikli olarak desteklenmelidir. Zira teknoloji yönetimini bilen insan kaynağının yürüteceği Ar-Ge projeleri
çok daha başarılı olacaktır. Bu sayede teşvikler de daha etkin
olarak kullandırılabilecektir.
Desteklemede önemli olan bir diğer husus da teşviklerin
verildiği firmaların önceliklendirilmesi gerekliliğidir. Ayrılan
teşvik bütçesinin her başvuran firma ya da projeye az da olsa
dağıtılması büyük hedeflerin gerçekleştirilmesi ve istenilen
sıçramanın yapılabilmesi için yeterli değildir. Bu tarz bir destek,
piramidin altında yer alan firmaları özendirmek amaçlı destekler olarak kalacaktır. Ya da adımsal iyileştirmeler yapan,
ürünlerini bir adım daha iyileştiren firmaları bir müddet daha
motive edecektir. Elbette ki bu desteklere de ihtiyaç vardır.
Fakat katma değer maalesef çok azdır. Yıkıcı inovasyona gidecek, alışkanlıkları değiştirecek, yeni Facebook, yeni Google ya
da yeni Apple’lar oluşturacak firmaları bu şekilde çıkarabilmek
mümkün değildir. Hedeflenen Ar-Ge kapasitesine ve dolayısıyla çıktısına ve ihracat rakamına ulaşmak ise hiç mümkün
olmayacaktır.
MA KA L E
Oysa tüm bunlar, piramidin tepesinde yer alan, bütünleşik
Ar-Ge yapan firmaların seçilmesi ve bunların mütemadiyen
desteklenmesi ile mümkün olabilir. Türkiye’deki herkesin, son
derece hızlı koşanların olduğu bir maratona katılması mümkün değildir. Maratona katılacakların seçilmesi, bu maratona
hazırlanması ve sürekli olarak desteklenmesi gerekmektedir.
Özetle, uzun zaman önce Ar-Ge yolculuğuna başlamış ve ArGe’ye çok büyük kaynaklar ayıran gelişmiş ve büyük firmalarla
rekabet edebilecek firmalara ihtiyaç vardır. Destekleme mekanizmaları bu rekabette yer alabilecek firmaları oluşturabilmeyi
başarmalıdır. Kore örneğinde olduğu gibi bu firmalar, güdümlü
destekleme mekanizmaları ile desteklenerek dünya devlerinin
yer aldığı birinci ligde önde koşabilecek firmalar haline getirilmelidir. Bugün Samsung, LG, Hyundai, gibi markalar uluslararası arenada boy gösteren hepimizin bildiği Koreli firmalardır.
Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş. örneği
Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., birçok farklı disiplinde
araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten, teknoloji üreten,
ürün geliştiren ve gerektiğinde başlangıç şirketi (spin-off) kurarak bunları ticarileştiren ve/veya bu teknolojileri satan, üniversite sanayi işbirliğini etkin bir şekilde yürüten ve bugün
yüzün üzerinde patenti olan, özetle “bütünleşik”
Ar-Ge yapan bir Ar-Ge firmasıdır. Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş. bu yapısıyla adeta
bir enstitü gibi çalışmaktadır.
Öte yandan Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., geliştirdiği
teknolojilerin daha etkin olarak ticarileştirilmesi amacıyla aşağıdaki şekilde de tarif edildiği gibi gerçek ölçekli prototip üretimi,
ön seri üretim aşamalarını da bünyesinde gerçekleştirmektedir. Bu sayede teknolojinin rüştünü ispatlaması sağlanmakta,
üretim esnasında gerekli olan iyileştirmeler yapılabilmekte ve
müşterinin ihtiyaç duyabileceği tüm teknik dokümanlar oluşturulabilmektedir. Hatta Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., henüz
endüstriyel aşamaya geçmeden önce tanımlı müşteriler geliştirerek, Ar-Ge çıktılarının ilk ve ön satışlarını da kendisi yaparak
ürünün müşteri beklentilerine uygun olup olmadığını yakından
izlemekte, beklenti eksikliklerinin bizatihi kendi bünyesinde
giderilmesi ihtiyacını karşılamakta, kısaca pazar performansını
da incelemektedir.
Bununla beraber Mir Teknoloji Holding rüştünü ispat eden
tüm teknolojilerin ilk gerçek ölçekli yatırımcısı olmaktadır. Bu
sayede geliştirilen teknolojilerin yüzde 100 pazarla buluşturulması da modellenmiş olmaktadır. Projelerin, teknolojilerin
ve/veya ürünlerin ölüm vadisine düşürülmeden müşterilerle
buluşturulması kurulan bu modelle etkin bir şekilde realize
edilmektedir.
Stratejik görülen herhangi
bir konuda Ar-Ge çalışması
yürütülmek istendiğinde
farklı disiplinlerden oluşan
bölümlerden ilgili uzmanların olduğu bir proje
ekibi kurulmaktadır.
Bu ekip gerekli alt
yapıların oluşturulmasını ve işbirliklerinin geliştirilmesini
proje kapsamında
planlamaktadır.
Ayrıca proje için gerekli olan finansman
da baştan plana
dâhil edilmektedir.
Kurulan sistem sayesinde Mir Araştırma
ve Geliştirme A.Ş.’de,
Türkiye’de çok yaygın
olarak görüldüğü gibi,
şirketlerin Ar-Ge departmanlarında yapılan, ağırlıklı
olarak ürün geliştirme ve/veya
adımsal iyileştirme (incremental improvement) çalışmaları
değil bütünleşik (holistic) Ar-Ge
çalışmaları yapılmaktadır. Bu
sayede ticarileştirme aşamasına
kadar A’dan Z’ye tüm faaliyetler
Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş.
tarafından yürütülebilmektedir.
ARALIK 2014 • SAYI:26
19
20
TE KN OL OJİ
Dizayn Mobil (Yerinde)
Üretim Sistemi:
İnovasyonun gücü artıyor,
maliyetler düşüyor.
D
ünyada ilk kez Dizayn Grup’un kullandığı ve bir benzeri
olmayan korige sarmal boru mobil üretim sistemi, büyük
avantajlar sağlamaya devam ediyor. Üretim ve özellikle
nakliye maliyetlerinden büyük kazançlar sağlayarak, ülke ekonomisine artı değer katan “Dizayn Grup Mobil Üretim Tesisi”,
ortadan kaldırdığı enerji giderleriyle de çevrenin korunmasına
katkıda bulunuyor.
Önceki yıllarda Sivas, Çorum ve Sinop’ta kullanılan, 2013
yılından bu yana da Ordu’daki bir proje için kullanılmakta
olan bu görkemli teknoloji sayesinde yüklenici firmaların gider
kalemlerinde büyük düşüş sağlanıyor. Dizayn Grup’un yerinde
üretim teknolojisi sayesinde nakliye masrafı büyük oranda ortadan kalkıyor ve proje maliyetinde büyük bir düşüş sağlanıyor.
Mobil üretim tesisi 2,5 metre çapa kadar boruları yerinde üretilebildiği için özellikle HES projelerinde ihtiyaç duyulan büyük
çaplı korige sarmal borular müşteriye anında teslim edilebiliyor.
Mobil Üretim Tesisi ile Dizayn Grup’un proje sahiplerine
ve yüklenicilerine sağladığı önemli avantajlardan biri de montaj
maliyetlerindeki düşüş olarak ortaya çıkıyor. Nakliye zorunluluklarından dolayı en fazla 10 metre uzunlukta üretilebilen korige
sarmal borular, Dizayn Grup Mobil Üretim teknolojisi ile 100
metre uzunluğa kadar üretilebiliyor. Bu sayede diğer masraf-
Dizayn Grup’un
mobil üretim
teknolojisi, işverenin
ve yüklenici firmaların
taşıma ve montaj
maliyetlerini ciddi
oranda düşürürken,
ülke ekonomisine ve
çevrenin korunmasına
da önemli katkılar
sağlıyor.
ların yanı sıra montaj masrafları de önemli miktarda azalıyor.
Ayrıca, bu ürünlerin nakliyesi sırasında söz konusu olan fire
verme riski de yerinde üretimle ortadan kaldırılmış olurken, onlarca tırın yüklenmesi ve boşaltılması için gerekli yüzlerce saatlik
zamandan da tasarruf edilmiş oluyor.
Bu tür projelerde tasarrufu sağlanan önemli bir gider
kalemi de dışa bağımlı olduğumuz petrol ürünlerinin daha az
kullanılması... Onlarca adet tırın yüzlerce kilometrelik yolda
harcayacağı tonlarca litre mazottan hem ülke ekonomisi hem
de proje maliyetleri adına tasarruf ediliyor. Mobil üretim tesisinin
sağladığı avantajla bu tırların yollara çıkması engellenerek
hem oluşturacakları trafik hem de bu tırların seyahati sırasında
atmosfere salınacak zehirli egzoz gazlarının önüne geçilmiş
oluyor.
Odağındaki insana hizmet anlayışı ile sektöründe sürekli
olarak yeniliklere imza atan Dizayn Grup, mobil üretim teknolojisiyle sayesinde hem proje sahiplerine hem de çevreye büyük
katkı sağlıyor. Ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayan
Dizayn Grup Mobil Üretim teknolojisi, birçok projede hem işverenin hem de yüklenici firmaların elini güçlendiriyor. Çevrenin
korunmasına sağladığı katkı ile de önemini katlayan Dizayn
Grup Mobil Üretim Tesisi ile geleceği üretiyor.
T E KNOL O J İ
altyapı ilanı
EKİM 2014 DİZAYNINFO
21
22
ALTER N ATİF PA Z A RLA R
:
e
k
l
ü
n
a
ğ
o
d
n
e
d
n
i
r
e
Küll
A LT E R NAT İ F PA Z A R L AR
Ekonomisi kabuk değiştiriyor
P
olonya’dan sonra Orta Avrupa’nın ikinci en büyük
piyasası olan Romanya, bir Avrupa Birliği ülkesi olmasının yanı sıra, yaklaşık 1000 kilometrelik bir alanda
200 milyon tüketiciye ulaşan çok önemli ticaret yolları
ve merkezlerin kavşağında bulunuyor. Karadeniz ve Tuna
bağlantılarıyla Avrupa ve Ortadoğu arasında coğrafi yerleşim
açısından oldukça stratejik bir konumda bulunan Romanya
için Tuna Nehri, paha biçilemez bir öneme sahip.
Çok partili, iki kamaralı meclis sistemine dayalı Romanya’da parlamento; “Senato” ve “Temsilciler Meclisi”nden oluşuyor. Seçimlerin dört yılda bir yapıldığı ülkede 9 Aralık 2012’de
gerçekleştirilen son genel seçimlerden Victor-Viorel Ponta
önderliğindeki USL galip çıktı. Ponta’nın liderliğinde oluşturulan kabine, 21 Aralık 2012’den bu yana görevini sürdürüyor.
Ülkenin idari yapısı ise eyaletler, kentler ve komünlerden
oluşuyor. Romanya’da 41 eyalet ve bunlara ek olarak eyalet
statüsüne sahip başkent Bükreş, 83’ü belediye statüsüne
sahip 263 kent ve 2685 komün (13.285 köy ile birlikte) bulunuyor.
1989’da sosyalist sistemin çöküşünden sonra serbest
piyasa sistemine adapte olmaya başlayan Romanya, hızlı bir
ekonomik yeniden yapılanma ve özelleştirme sürecine girdi.
Yaşamın her alanında birçok reform yapılırken, hisselerinin
çoğu devlet kontrolü altında bulunan bütün kuruluşlar hızlı
bir biçimde özelleştirildi, tarım ve sanayi sektörlerinin GSYİH
içindeki payı giderek azaldı ve ülkedeki hayat standardının
yükseltilmesi yönünde politikalar uygulamaya konuldu. Bu
reformlarla birlikte 2012 yılında tarımın GSYİH’daki payı yüzde
10,3, sanayinin 37,3 ve hizmetlerin 54,9 olarak gerçekleşti. 1
Ocak 2007 itibarıyla da ülkenin Avrupa Birliği üyesi olması ise
Romanya’yı daha cazip hale getirdi.
Romanya gerek nüfusu gerek yüzölçümü itibariyle bölgede
önemli bir ülke. Küresel mali kriz öncesi yaklaşık on yıllık dönemde, AB pazarlarındaki yüksek talep, iç tüketim ve yatırımlar
sayesinde düzenli bir ekonomik büyüme gösteren Romanya,
2008 yılında AB’nin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Ancak
küresel mali krizin Romanya ekonomisini olumsuz etkilemeye
başlaması üzerine, 2009 yılında hükümet ile IMF arasında AB
Komisyonu ve Dünya Bankası destekli, 20 milyar avroluk bir
“stand-by” anlaşması imzalandı. Alınan tedbirler ülkenin makro
ekonomik değerlerini olumlu etkiledi ve ekonomi yüzde 0,31
küçüldüğü 2011 yılından itibaren tekrar büyümeye başladı.
2013 yılında yüzde 3,5 olan büyüme oranı ile Romanya AB
üyeleri arasında en yüksek orana ulaşan ülke oldu.
ARALIK 2014 • SAYI:26
23
24
Romanya ayrıca doğal ve tarihi
güzellikleriyle her yıl milyonlarca
turist çekmekte ve bu turistler de
ülke ekonomisine önemli katkılar
sağlamakta. Turizm halen ülkenin
en dinamik ve hızlı büyüyen sektörü.
Dünya Gezi ve Turizm Konseyi’ne
göre Romanya turizm alanında en
hızlı büyüyen dördüncü ülke.
ALTER N ATİF PA Z A RLA R
İhracat ve ithalat hızla artıyor
1990’lı yıllarda ihracatta tekstil, giyim, ayakkabı gibi hafif sanayi sektörlerinin ön plana çıktığı Romanya’da, sermaye yoğun ürünlerin ihracattaki
payı diğer geçiş dönemindeki ülkelere göre oldukça düşük düzeyde kaldı.
Bununla beraber ülkenin ihracat yapısı son yıllarda orta düzeyde teknolojik
ürünlere doğru kayma gösteriyor.
Türkiye’den Romanya’ya yapılan ihracatta ise sanayi ürünlerinin payı
yüksek olduğu gibi ihraç edilen ürünlerin miktarı ve çeşidi de sürekli artış
gösteriyor. İnşaat sektörünün büyüme hızının yükseldiği son yıllarda inşaat
malzemeleri en önemli ihraç kalemlerinden biri oldu. Ülkede hayat standardının yükselmesine paralel olarak taşıt araçları, oto yan sanayi ürünleri,
beyaz eşya, hazır giyim, mobilya ev tekstili ürünleri gibi tüketiciye yönelik
ürünlerin ihracatı da artmış durumda.
Romanya’nın mart 2009 itibarıyla en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında
İtalya, Almanya, Fransa, Türkiye, Macaristan, İngiltere, Avusturya, Norveç,
Bulgaristan ve İspanya sayılabilir. Ülkenin başlıca ihraç ürünleri şöyle:
• Makine ve mekanik cihaz, elektrikli ev aletleri, ses ve görüntü cihazları
• Adi metaller ve adi metallerden eşya
• Kumaş, örme ve dantelli tekstil malzemelerinden konfeksiyon ürünleri
• Ulaşım araçları
• Mineral ürünler (ham petrol, ve petrol ürünleri, kömür,çimento, tuz vb.)
• Plastikler ve mamulleri; kauçuk ve mamulleri
Romanya’nın ithalatında ise aynı tarih itibarıyla Almanya, İtalya, Macaristan, Fransa, Rusya Federasyonu, Türkiye, Avusturya, Hollanda, Polonya,
Çin gibi ülkeler başı çekiyor. Romanya’nın başlıca ithal ürünleri de şöyle
sıralanıyor:
• Makine ve mekanik cihaz, elektrikli ev aletleri,ses ve görüntü cihazları
• Ulaşım araçları
• Mineral ürünler (ham petrol, ve petrol ürünleri, kömür,çimento, tuz vb.)
• Adi metaller ve adi metallerden eşya
• Kumaş, örme ve dantelli tekstil malzemelerinden konfeksiyon ürünleri
• Kimyasal ürünleri
Ülke pazarında reklam ve promosyon faaliyetlerinin yanı sıra uzun
dönem kredi olanaklarıyla satış yapılması ve satış sonrası hizmetler için yerli
ortaklarla işbirliği yapmak tüketici tercihlerini belirleyen önemli unsurlar arasında yer alıyor. Rumen tüketiciler için fiyat ve ödeme koşullarının, kaliteden
daha ağırlıklı yer tuttuğu gözlemleniyor.
İkili ilişkiler artık
“stratejik” düzeyde
T
ürkiye ile Romanya arasındaki ilişkiler,
Devlet Başkanı Traian Basescu’nun 2011
Aralık ayında Türkiye’ye yaptığı ziyarette
imzalanan Stratejik Ortaklık Belgesi’yle “stratejik ortaklık” düzeyine yükseltildi. Türkiye,
Romanya’nın Balkanlar’daki en büyük ticaret
ortağı olduğu için ekonomik ilişkiler, Romanya
ile işbirliğinin önemli bir boyutunu oluşturuyor.
TÜİK verilerine göre 2012 yılında 5,7 milyar dolara ulaşan iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2013
yılında 6,2 milyar dolar civarında gerçekleşti. Bu
çerçevede Romanya, Türkiye tarafından 20142015 döneminde hedef ülkelerden biri olarak
belirlendi. Romanya’ya yönelik ihracat ise 2013
yılı itibarıyla 2,6 milyar dolar düzeyinde.
Ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi
bakımından en büyük avantajı ise uzun süredir
Romanya’da bulunan ve yerel çalışma şartlarına
alışmış çok sayıda Türk işadamının varlığı oluşturuyor. Türkiye’nin, üçüncü ülkeler üzerinden
gelenlerle beraber Romanya’da 5 milyar doların
üzerinde yatırımı bulunuyor. Bu rakamlarla Türkiye, değer itibarıyla Romanya’da en fazla yabancı
sermaye yatırımı yapan on birinci ülke, yatırımcı
sayısı itibarıyla da üçüncü ülke konumunda. Bu
durum, Türk yatırımlarının nispeten küçük ölçekli
yatırımlar olduğunu gösteriyor. Birçoğu KOBİ
statüsünde olan 7 binin üzerinde Türk firması
toptan ve perakende ticaret, imalat ve hizmetler
alanında faaliyet gösteriyor. Bunlar arasında
tarımsal ve gıda maddeleri üretimi de dahil
olmak üzere önemli imalat ve inşaat yatırımları,
basın yayın, eğitim, internet hizmetleri ve sağlık
yatırımları yer alıyor. Romanya’da ayrıca iki Türk
bankası bulunuyor.
A LT E R NAT İ F PA Z A R L AR
Resmi Adı:�����������������������������Romanya
Yönetim Şekli:�����������������������Parlamenter Cumhuriyet
Başkent:���������������������������������Bükreş
Nüfus:��������������������������������������22.2 milyon
Yüzölçümü:����������������������������238,291 km2
Konuşulan Diller:�����������������Romence (resmi dil), Macarca,
Roman dili, diğer azınlık dilleri
Önemli Kentleri:�������������������Köstence, Timisoara, Yaş (Iasi),
Galati, Craiova, Cluj-Napoca,
Braşov
Din :������������������������������������������Hıristiyan (yüzde 87 Ortodoks,
yüzde 6,8 Protestan, yüzde 5,6
Katolik), Diğer (yüzde 0,6)
Para Birimi:����������������������������Romen Leyi
GSMH:�������������������������������������133,5 milyar avro (2012)
Kişi Başı GSYİH:�������������������8820 Dolar
Etnik Yapı:������������������������������Romen yüzde 88.6, Macar yüzde
6.5, Roman yüzde 3.3, Ukraynalı
yüzde 0.3, Alman yüzde 0.2, Rus
yüzde 0.1, Türk-Tatar yüzde 0.2,
Diğer yüzde 0.5
Üyesi Olduğu Kuruluşlar����� BM, AB, NATO, AGİT, AK, KEİ,
IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret
Örgütü, Avrupa Yatırım ve İmar
Bankası (EBRD), Merkezi Avrupa
Girişimi (MAG)
Bunlara dikkat!
R
omanya’ya seyahat edecek normal pasaport
sahibi Türkiye vatandaşlarının seyahat amaçlarına uygun vize almaları gerekiyor. Romanya Avrupa Birliği ülkesi olmasına rağmen, henüz
Schengen Alanı’na dahil değil. Ancak, 1 Şubat 2014
tarihinde yürürlüğe giren bir düzenlemeyle geçerli
Schengen vizesi veya ikamet tezkeresi hamili yabancıların Romanya’ya giriş vizesine ihtiyaç duymadan
girebilmeleri ve son 180 gün içerisinde 90 günü
aşmayacak şekilde ülkede ikamet edebilmelerine
olanak sağlanmış durumda. Türkiye vatandaşları da
bu olanaklardan yararlanabiliyor.
Romen sınır makamları, gerekli giriş vizeleri
bulunsa veya vizeden muaf olsalar dahi Türkiye
vatandaşlarından sınır kapısında sağlık sigorta
poliçesi ile kendilerini davet edenler tarafından düzenlenmiş davetiyelerin asıllarını isteyebilmekte, otel
rezervasyonlarını kontrol edebilmekte, ayrıca ülkede
bulunulacak süre zarfında geçimlerini sağlayacak
maddi imkanlara sahip olup olmadıklarını sorgulayabilmekte. Bu nedenle, bu tür kanıtlayıcı belgeler ile
yeterince nakit para veya kredi kartının bulundurulması önem taşıyor.
Romanya’ya kendi özel araçlarıyla seyahat
edeceklere ”rovignette” adı verilen elektronik otoyol
geçiş kartlarını da sınır kapılarında mutlaka satın
alarak araçlarının ön camlarına takmaları ve ülkenin
trafik kurallarına uymaları tavsiye ediliyor. Ayrıca,
Romanya’da sağlık hizmetleri tatminkar düzeyde
olmadığından, yaptırılacak sağlık sigortalarının
ambulans uçakla nakle imkan verecek teminatlar
içermesine özen gösterilmesi gerekiyor.
Romanya hakkında bilgi alınabilecek
yararlı adresler
Romanya Ticaret ve Sanayi Odası
Romanya Büyükelçiliği
Romanya İhracatı Geliştirme Ve Yatırım Ajansı
Romanya Türk İşadamları Derneği (TİAD)
T.C. Bükreş Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği
ARALIK 2014 • SAYI:26
25
26
KÜLTÜR - SA NAT
.KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTA
M
“ENDGAME: ÇAĞRI”
PROJESİ
KİTAP FUARI’NDA
Yazar: James Frey
Yayınevi: Pena Yayınları
Pena Yayınları, ABD’li yazar James
Frey’in şimdiden dünyada fenomen
olmaya aday kitap dizisinin ilk romanı
“Endgame: Çağrı”yı Türkçe olarak,
7 Ekim’de dünyada 38 ülkeyle aynı
anda yayımlanmasıyla birlikte kitap
Türkiye’de büyük ilgi gördü. Kitabın ilk
baskısı iki günde tükendi. Endgame:
Çağrı, kitapçıların ardından
33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda
okurlarıyla buluştu.
Endgame, bir kitap olmanın ötesinde;
sinema, bilgisayar oyunu, sosyal ağlar,
bir dizi hikâye ve sayısız interaktif
uygulamayı kapsayan yapısıyla, çok
kapsamlı bir proje aynı zamanda.
BİN GÖZLE SEVDİK
BİRBİRİMİZİ
HER ŞEYDEN ÖNCE İNANÇ
VARDI!
KUYU VE
SARKAÇ
Yazar: Şebnem Şenyener
Yayınevi: Labirent Yayınları
İstanbul’da iki “yaka”, iki “kara” öykü:
Sedir ve Divan. Ortaköy ve Kandilli.
Tavus kuşları, kuşlarla kendi dilinde
sohbet eden bir dedektif. Sanat tarihi
kaçakçılığı ve bu kovalamacanın içinde
Cevriye’nin aşkı, Yusuf... Şebnem
Şenyener, ustaca kurguladığı dili, olay
örgüsü ve Osmanlı’ya varan tarihi
kesitleriyle tadı damaklarda kalacak bir
edebi ziyafet sunuyor okurlara. Ve onları
şu soruyla baş başa bırakıyor: Suç, en
saf haliyle de suç mudur?
Yazar: Yonca Eldener
Yayınevi: Altın Kitaplar
Yonca Eldener, “Göbekli Tepe
Muhafızı” ile okuru, Anadolu’nun en
derin ve kadim gizemlerinin fısıldandığı,
gizemli inançlarla tek tanrılı dinlerin
harmanlandığı ve insanlık tarihinin
baştan yazıldığı bir mabedin sırlarına
ortak etmeye hazırlanıyor. Yazarın ilk
romanı olan Göbekli Tepe Muhafızı ile
yaşadığımız toprakların derinlerinde
gizlenen kadim bilgeliğe giden yolun
sır kapılarını aralıyor. Romanın öyküsü
kısaca şöyle: Milas’ta kalan son Musevi
olan bilgisayar korsanı Kamil, dil bilimci
annesi Eren’i defnettikten sonra onun
sırlarla dolu çalışmalarını incelerken,
kendisini dünyanın ilk mabedi Göbekli
Tepe’de bulacaktır…
Yazar: Edgar Allan Poe
Yayınevi: Can Yayınları
Kuyu ve Sarkaç, Edgar Allan Poe
külliyatının en önemli örneklerini
içeren bir seçki. “Şehrazat’ın Bin
İkinci Masalı”, “Morgue Sokağı
Cinayetleri”, “Gammaz Yürek”,
“Usher Evi’nin Çöküşü”, “Kara Kedi”
ve diğerlerinden oluşan derlemede;
dehşet, delilik, şiddet ve doğaüstü
güçler hüküm sürüyor.
Poe’nun kâh fantastik kâh gotik
kâh gizemli ama her daim ustalıkla
yazılmış öykülerinden oluşan Kuyu
ve Sarkaç, yazarın eşsiz dilini ve
insanın içinde pusuda bekleyen
karanlığı ortaya koymayı öyle bir
başarıyor ki...
..SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA.
Uzun Yol 5
Aralık'ta vizyonda
Yönetmen: Nihat Seven,
Oyuncular: Hakan Yufkacıgil
Nil Günal Ahmet Özarslan
Murat Muslu Bora Cengiz
BAFTA tarafından İngiltere’nin Yabancı Dildeki En İyi Film dalında
Oscar aday adayı gösterilen Nihat
Seven’in Uzun Yol filmi, büyük
gişe beklentili filmlerin arasında
sinemacılardan beklediği talebi
görememesi üzerine vizyon tarihini değiştirdi. Avrupa’da dikkatleri
çeken film, Türkiye’de de festivallerde de izleyicinin büyük ilgisini
kazanmıştı. Vizyonu 5 Aralık’a
ertelenen ödüllü film, İngiltere’de
gördüğü talebin Türkiye’deki sinemalardan da gelmesini bekliyor.
Malatya'da
sinema bayramı!
Malatya Valiliği ve Malatya Kayısı
Araştırma - Geliştirme ve Tanıtma
Vakfı tarafından; Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma
Fonu, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve İnönü Üniversitesi’nin
destekleri ile bu yıl beşincisi
gerçekleştirilecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali
(MUFF), 21 Kasım Cuma günü
perdelerini açıyor.
Dünyanın dört bir yanından nitelikli yapımları seyirciyle buluşturacak olan festival, hem Malatya’ya,
hem de Türkiye’ye yarışma heyecanının yanı sıra, etkinlikleriyle de
sinema dolu bir hafta yaşatacak.
Festival, 27 Kasım gecesi Ödül
Töreni’yle sona eriyor.
Arkeolojinin
27
ME S S -en
ME Vbüyük
İŞBİRLİĞİ
keşiflerinden biri Göbeklitepe
AP...KİTAP...
MÜZİK...MÜZİK...MÜZİK...
MÜZ
...
SEZEN AKSU
Yeni ve Yeni Kalanlar
Türk pop müziğin en başarılı
sanatçılarından olan Sezen Aksu,
“Yeni ve Yeni Kalanlar” isimli yeni
çalışmasıyla hayranlarına tekrar
“merhaba” diyor. Oğlu Mithat
Can’ın besteleriyle harmanlanan
toplam beş parçalık yeni maxi
single, daha şimdiden müzikseverlerden tam not almış gibi görünüyor.
YÜKSEK SADAKAT
IV
İlk çıktıkları günden
bu yana Türk rock
müziğine bambaşka
bir renk katan Yüksek
Sadakat, dördüncü
stüdyo albümü “IV“
ile tekrar hayranlarının karşısına çıkıyor.
Grubun yeni vokalisti
Selçuk Sami Cingi ile taze kan bulan grubun bu yeni
çalışmasında, keyifle dinlenebilecek toplam 11 parça
yer alıyor. Albüm, rock müzik severlerin beklentilerini
fazlasıyla karşılayacak bir yapım.
SONNY ROLLINS
Road Shows
Vol.3
Dünyadaki sayılı tenor
saksafon virtüözlerinden, Grammy ödüllü caz
efsanesi Sonny Rollins’in
ünlü canlı performans serisi
albümlerinin üçüncüsü
olan “Road Shows Vol.3”,
müzikseverlerle buluşuyor. Toplam altı parçadan oluşan
albüm, sanatçının 2001-2012 yılları arasında kaydedilen performanslarından derlenerek hazırlandı. Albüm,
piyasaya çıktığı günden itibaren yarattığı ilgiliyi hâlâ
üzerinde barındırıyor.
NEIL YOUNG
A Letter
Home
Hayranlarının yıllardır
merakla beklediği, rock
müziğinin büyük ismi,
unutulmaz şarkıların
sahibi Kanadalı müzisyen Neil Young’un, bir
süredir üzerinde çalıştığı yeni albümü “A Letter Home”,
geçtiğimiz günlerde piyasadaki yerini aldı. Tüm dünyada albüm satışları milyonlara ulaşmış olan sanatçının
bu yeni çalışması da müzik tarihinin gelmiş geçmiş en
başarılı çalışmaları arasına gireceğe benziyor.
10 yıl önce bir çiftçi tarafından
tesadüfen keşfedilen Göbeklitepe antik tapınağı, dünyanın en eski tapınak
merkezi olarak kabul ediliyor. Göbeklitepe’nin önemi, tarlasını karasabanla
sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye
götüren bir çiftçi sayesinde anlaşıldı.
Bu kaya parçası, bilim dünyasını hayrete düşüren bir dizi keşfe yol açarken,
yapılan kazılarda, 11 bin yıl önce insan
eliyle toprağa gömülmüş bir tapınak ve
dev taş anıtlar bulundu. Mısır Piramitleri bile 4.500 yaşında olduğu için Göbeklitepe, dünyanın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri konumuna yükseldi. Göbeklitepe ayrıca,
şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcı - toplayıcı
toplumların, bir tapınak inşa edebildiğini gösteren ilk örnek.
Operanın yaşayan efsanesi
Domingo İstanbul’a geliyor!
Tarih: 19 Ocak 2015
Yer: Ülker Sports Arena
Dünyanın en önemli sahnelerinde yarım yüzyılı aşkın kariyeri boyunca, 140’tan fazla rol
seslendiren, 3.600’ü aşkın performans gerçekleştiren, 100’ü
aşkın albüm çalışmasına imza
atan, dokuz Grammy ödülü sahibi İspanyol tenor Plácido Domingo, zengin repertuvarını 19
Ocak 2015 Pazartesi akşamı
Ülker Sports Arena’da İstanbullu müzikseverler için seslendirecek. Son olarak 30 Ekim akşamı Londra’da gerçekleştirilen
iTunes festivalinin kapanış konseri ve geçtiğimiz ay yayımladığı Akdeniz şarkılarını içeren “Encanto del Mar” albümüyle
izleyicileri büyüleyen Domingo, ilerleyen yaşına rağmen aktif
sanat hayatıyla “operanın kralı” unvanını koruyor. Plácido
Domingo, klâsik operanın 40’ı aşkın baştenor rolünde unutulmaz performanslara imza attı.
Tarih ve sanatseverler Urartu
Takıları Sergisi’nde buluşuyor
Tarih: 22 Mayıs 2014 - 31Temmuz 2015
Yer: Rezan Has Müzesi, Kadir
Has Üniversitesi Cibali
Kadir Has Üniversitesi Rezan Has Müzesi Koleksiyonu’nun önemli bir parçasını
oluşturan yaklaşık 1100 parçalık Urartu takıları, 22 Mayıs
2014’te tarih ve sanatseverlerle
buluştu. Bank of America Merrill
Lynch’in küresel ölçekli Sanatı
Koruma Projesi kapsamında
destek verdiği Urartu Takıları
Sergisi, dünyada alanındaki en geniş koleksiyonlardan biri
olma niteliği taşıyor. Doğu Anadolu’ya özgü bir uygarlığa
sahip olan Urartu Krallığı’na ait takıların yer alacağı sergide,
MÖ 8. ve 7. yüzyıl’a ait iğneler, yüzükler, küpeler, bilezikler,
fibulalar, kemer ve kemer parçaları, adak levhaları, pazıbentler, boyunluklar, kolyeler, saç spiralleri ve pektoral yer alıyor.
EKİM 2014 DİZAYNINFO
28
PR ATİK BİLGİ
Kış geldi:
Tesisatınız soğuklarda donmasın!
Kış soğukları tesisatlar için donma ve çatlama gibi önemli kayıplara yol açıyor. Bu tür
sorunların önüne geçilebilmesi için Dizayn teknolojisiyle üretilen PPR borularının,
usülüne uygun montajlanması gerekiyor.
T
üm ustalar için kış mevsiminin ortak
sorunu soğuklardır. Soğuk hava ve
tesisatların içinde kalan sulardan kaynaklanan sorunlar, hem emeklerinizin boşa
gitmesine hem de artı masrafa neden oluyor.
Tüm bu riskleri minimuma indirmek için
benzersiz Dizayn teknolojisiyle üretilen Yeni
Nesil Dizayn PPR Serisi boru ve ek parçaları
kullanmak, en doğru çözüm.
Tabii, çözüm için yalnızca bu tercih yeterli
değil. Bu tarz sorunlarla karşılaşmamanız
için PPR Boru kullanımında dikkat edilmesi
gereken noktalar var. Bunlar özetle şöyle
toparlanabilir:
Patlamalar ve çözüm önerileri
Evdeki su tesisatları ve kombi tesisatları
gibi sistemlerde su, uzun süre akmadan
duruyorsa ve bina içindeki sıcaklık düşmeye
başlamışsa tehlike var demektir. Durgun
su +4°C’de donmaya başlar ve 0°C’de
tamamen donarak buz halini alır. Tesisattaki su homojen bir şekilde donduğunda,
Dizayn PPR borular suyun donma sırasında
oluşturduğu yaklaşık yüzde 10’luk genleşmeyi tolere eder ve donmuş su (buz) borularda
patlamaya neden olmaz. Çelik, beton, duktilfont, PVC boruların tamamı, yüzde 10’luk
genleşmeyi tolere edemediği için bu borular
patlayabilir, eksene paralel çatlayabilir.
Ancak, su genelde homojen donmaz.
Yani, suyun tamamı aniden buza dönüşmez.
Suyun tamamının aynı anda donup aynı anda
çözünmediği durumlarda, “donmuş” suyun
“donmamış” suya yapmış olduğu basınç
nedeniyle boru içinde oluşan basınca hiçbir
PPRC boru dayanamayacağı gibi dayanabilecek bir boru türü de yoktur. Dizayn PPR boruların anlık basınç dayanımı 120 bara kadar
çıkmaktadır . “Donmuş” suyun “donmamış”
suya yaptığı basınç (Piston Etkisi) ise 20003000 bar civarındadır.
Bu basınç, dev binalar büyüklüğündeke
kayaları bile parçalayabilecek güçtedir. Kaya
çatlakları arasına giren sonbahar yağmuru
suları, kış ile birlikte en dış kısmından itibaren
donmaya başlar. Donmuş su donmamış
suya doğru ilerler. Bu ilerleme, sıvıların
sıkıştırılamaz olduğu prensibinden hareketle,
yukarıda sözünü ettiğimiz 2000 - 3000 bar
gibi basınçları oluşturur. İşte bu basınçlar dev
kayaları parçalar.
Bu nedenle, tesisatların içinde test sonrası
su bırakılmamasına özen gösterilmesi ve
standartlara uygun ham maddelerden yapılmış PPRC borular kullanılması çok önemlidir.
Birçok önemli kuruluştan kalite sertifikası
olan, TSE belgeli Dizayn Grup, ürünlerini yüzde 100 PPRC hammaddeden üretmektedir.
Tesisatın donma tehlikesine karşı korunması
gerekliliği, Dizayn PPR Kataloğu’nda açık bir
şekilde, çözümüyle beraber belirtilmiştir:
“PPR boru tesisatları donma tehlikesine
karşı korunmalıdır. Donma riskinin olduğu bölgelerde yalıtım yapılmalıdır. Tesisat
kullanılmayacak ise tesisattaki su boşaltılmalı
ve boruların donma neticesinde oluşacak
yüksek basınçlar nedeni ile zarar görmesi
engellenmelidir.”
Çatlamalar ve çözüm önerileri
Özellikle soğuk havalarda ortaya çıkan bir
başka tehlike de boruların çatlamasıdır. Bu
durum uygulama öncesi oluşur ve dikkat
edilmezse ilerleyen zamanlarda borularda
sızıntılara ve daha da kötüsü patlamalara
neden olabilir. PPRC hammaddeden üretilen
borular, malzeme yapısı gereği 0°C’de
camsı özellik göstermeye başlar ve kırılganlık hassasiyeti daha fazla ortaya çıkar. Bu
nedenle, şantiyede vb. montaj işlemi yapan
ustalarımıza, tesisatın uzun ömürlü olabilmesi için sorumluluklar düşmektedir. PPR
boruların kullanımında (taşıma, uygulama vb.)
her zaman özen gösterilmelidir, ancak soğuk
havalarda bu çok daha önemlidir.
PPR ürünlerimiz “polimer zincirleri”nden
oluşmaktadır. Polimer zincirlerinin uzun mesafeli hareketleri, başka bir deyişle segmental
hareketleri ise “camsı geçiş sıcaklığı”na
erişildiğinde durmaktadır. Artık bu noktadan
sonra polimer, sert ve camsı davranışa geçer;
cam gibi küçük darbelerle kırılabilir hale gelir.
Polipropilen (PPR) gibi polimerler, düşük
sıcaklıklarda sertleşerek camsı hale gelir ama
yüksek sıcaklıklarda daha esnek haldedir.
Yüksek sıcaklıklardan bu sıcaklığa doğru
yaklaşıldıkça malzemenin kırılganlığı artar.
Bu sebepten dolayı polipropilenin kullanım
sıcaklığı, bu camsı geçiş sıcaklığının üzerinde
olmalıdır. Yüksek sıcaklıklara çıkıldığında ise
malzemenin esnekliği artar, yani kırılması
zorlaşır. Kullanım sıcaklığında üst nokta ise
malzemenin erimeye başladığı ilk sıcaklıktır. Yani, polipropilenden mamul ürünler
“camsı geçiş sıcaklığı” ile erimeye başladığı
ilk sıcaklık arasında kullanılabilir. Normal
hava şartlarında kırılma göstermeyip, soğuk
havalarda bu davranışı göstermesinin sebebi
tam olarak budur.
Şantiye ortamında borulara standardın
üzerinde bir darbe gelmiş olma ihtimali göz
önünde bulundurularak, sıva yapılmadan
önce hattın basınç testine tabi tutulması
ve basınç testi sonrasında muhafaza altına
alınması için de hemen sıva ile kapatılması
gerekmektedir.
Özellikle soğuk havalarda, PPR ürünlerin
uygulamadan önce boru uçlarından 5’er santim olacak şekilde ve keskin bıçak ağızlı bir
boru makasıyla kesilmesi, bu sorunla karşılaşılmasının önüne geçmede yararlı olacaktır.
Çünkü borularda çatlama genellikle boruların
uç kısımlarında (nadiren de orta kısımlarında)
oluşur. Bunun nedeni ise boruların taşınma
esnasında en kolay darbe aldığı yerin uç
kısımlar olmasıdır. Ayrıca, boruların soğuk
havalarda simit şeklinde taşınması da iç gerilme oluşturur ve orta kısımlarda çatlamalara
neden olabilir.
PPR BORULARIN KELEPÇE ARALIKLARI (cm)
BORU ÇAPI (mm)
Sıcaklık farkı
(0C)
0
20
30
40
50
60
70
2025324050637590110125
60
50
50
50
50
50
50
80 100135150160170180200210
60 75 100110120130140150160
60 75 100110120130140150160
60 70 90 100110120130140150
60 70 90 100110120130140150
55 65 85 100110120130140150
50 60 80 90 100110120130140
PPR boru ve ek parçalarının kaynak yöntemine ilişkin ayrıntılı bilgi için lütfen internet sitemizi ziyaret ediniz.
Kayaları bile çatlatan soğuklarda tesisatlar ekstra özen ister.
Dizayn Yeni Nesil PPR Serisi’ni kullanın;
donma ile gelen tehlikelere karşı tesisatınızı koruyun.
ARALIK 2014 • SAYI:26
Dizayn PPR Ek Parçalar,
benzersiz ve kompakt tasarımı ile
sürtünme kuvvetinde %30 azalma sağlar.
virajlarda
hız kesmeyen teknoloji
ilanı
gözlerinizle
görün!
dizayngrup.com
/dizayngroup

Benzer belgeler