Ümraniye Metrosu`nda çalışmalar devam ediyor

Transkript

Ümraniye Metrosu`nda çalışmalar devam ediyor
Gazetemiz;
Anadolu Yakasý
Gazeteciler Derneði
Üyesidir
Bölgenin En Ýstikrarlý Gazetesi
Gerçek Medya Her Hafta
Baský ve abonelerine PDF mail
daðýtýmýyla 18.000 adet tiraja
ulaþýyor onbinlerce kiþi
tarafýndan okunuyor!
Haftalýk
Bölge Gazeteniz
28 EKIM 2014
• YIL: 11 • SAYI: 321
0216. 398 88 83 - 0542. 524 65 64
www.gercekmedya.com
[email protected]
Ümraniye Metrosu’nda çalışmalar
devam ediyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam
eden Üsküdar- Ümraniye-Dudullu-Çekmeköy ve
Sancaktepe Metrosu için çalışmalar aralıksız sürüyor.
Tek yönde saatte 45 bin yolcu taşıyacak olan Metro ile
bölge trafiği de rahatlamış olacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından yapımı devam eden
Üsküdar- Ümraniye-Dudullu-Çekmeköy ve Sancaktepe Metrosu için
çalışmalar aralıksız sürüyor. Tek
yönde saatte 45 bin yolcu taşıyacak
olan Metro ile bölge trafiği de rahatlamış olacak.
Gelişmiş tüm ülkelerde olduğu
gibi, ülkemizde de en önemli sorunların başında trafik geliyor. Motorlu
taşıt sayısının hızlı bir şekilde artması,
karayollarının kaldıramayacağı trafik
yoğunluğuna sebep olurken, kentsel
nüfusun ve sürücü oranın artması da
trafiğin akışını olumsuz yönde etkiliyor. İstanbul’ un 39 İlçesi arasında
660 bin nüfus sayısıyla 3.sırada yer
alan Ümraniye, ilçedeki trafik sorununu Metro’ nun tamamlanmasının
ardından önemli oranda çözüme
kavuşturacak. SAYFA 05’ te
Ünlü iş adamı Sultanbeyli’de kaza yaptı
Başkan adayları
Soylu ile buluşuyor
Yaklaşan kongre öncesi AK
Parti'de heyecan her geçen gün
artıyor. Temayülde en çok oy alan
üç isim, İstanbul İl Başkanı Aziz
Babuşcu'nun ardından bugün de
teşkilatlanmadan sorumlu Genel
Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu
ile görüşüyorlar. Temayülde en
fazla oy alan adaylardan birisi olan
Av. Serkan Kaya, görüşmeye davet
edilmedi. Süleyman Soylu, 30
Ekim Perşembe günü İstanbul İl
Başkanlığı'nda başkan adayları;
Erkan Gül, Avukat Murat
Türkyılmaz ve Salih Varlıbaş'la tek
tek görüşecek. 04’TE
Sultanbeyli'de, motosikletle kaza yapan ünlü Armatör
Kahraman Sadıkoğlu, kaldırıldığı Marmara Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. TEM yolu
Sultanbeyli Mevkii'nde saat 17.00 sıralarında, ünlü armatör Kahraman Sadıkoğlu'nun kullandığı motosiklet kaza
yaparak bariyerlere çarptı. Kazada yaralanan Sadıkoğlu,
Ambulansla Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil
Servisi'ne götürüldü. Burada yapılan ilk müdahalesinin
ardından Sadıkoğlu, Yoğun Bakım Ünitesi'ne alındı.
Sadıkoğlu'nun tedavisi sürüyor. Armatör Kahraman
Sadıkoğlu 1989 yılında, Atatürk'e ait Savarona yatını 49
yıllığına kiralayarak adını duyurmuştu.
Türkmen, “İşin
çevrecilikle,
yeşille,Validebağ
Korusu ile
alakası yok!
Validebağ Korusu'nun yanında yapımına başlanan camiyle
ilgili basın toplantısı yapan Üsküdar Belediye Başkanı
Hilmi Türkmen, “Vatandaşın talebiyle, tapulu arsamıza
ruhsatlı cami yapıyoruz. İşin çevrecilikle duyarlılıkla alakası yok, Validebağ ile alakası yok” dedi. 05’TE
02
HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA
28 EKİM 2014
HABER
Bir lisan bir adam
iki lisan iki adam
Prof. Dr. Ata Atun
Beyefendi anlatıyor:
Türk düşmanlığı tohumları"yla,
21.yüzyıla girmiş olmamıza
rağmen halen azalmış değil.
Sizi Rum zannedip söyledikleri
ile Türk olduğunuzu fark edip
söyledikleri arasında taban
tabana zıtlıklar var. Biri içten
gelen gerçek duygular, diğeri
de yapmacık, göstermelik
olanı.
2003-2004 Annan Planı görüşmeleri döneminde ortak çalışma ve barış kültürünü aşılamak için ABD'ye davet edilen
Kıbrıslı Türk ve Rum kadınlar
arasında yer alan bir kadın
okurumun bana, açık adı ve
soyadı ile emil vasıtasıyla yazılı
gönderdiği bir anısı, Rumların
yüreklerindeki bu olumsuz
duygunun hangi boyutta olduğunu gözlerimin önüne sermişti.
Kendi aralarında sürdürdükleri
bir sohbet sırasında, söz
konusu okurumun çok iyi
düzeyde Rumca bildiğinin farkında olmayan Rum katılımcı
kadının, okurumun yüzüne
baka baka ve gülümseyerek,
yanındaki Rum arkadaşına
Rumca hitaben "fırsatını bulunca bunların hepsinin
$x%X&?#’ eceğiz" sözleri,
okurumda düş kırıklığıyla beraber travma yaratmış, arkadaşı
olarak geçinen Rum kadınının
da içindeki gerçek düşünceleri
ortaya koymuştu.
Okurum, "binlerce kilometreyi
boşuna geldiğimi o an fark
ettim" diye sonlandırmıştı bana
gönderdiği mesajını.
Sayın Atun’ un bu anlatımında
ben de 56 sene evveline atıf
yapacağım bir anı’ mı tahattur
ettim. Efendim merhum ortanca ağabeyim Zeki Bey, ismi
gibi zeki ve zenne kundura
zenaatkarı olarak ultra bir
ustaydı. Kraliçe Sürreya ve
Farah Diba’ nın, Kraliçe
Elizabeth’ in, nice meşhur
zevatın ayakkabılarını, Merhum
Hesap Uzmanı Semih Tanca
Beyefendinin kurucusu olduğu
Tanca Mağazasının adına imal
ederdi. Ayakkabının isforması
esnasında da (Z) damgasını
vururdu.
Solon Lumburidis adlı gerçekten iyi bir kunduracı olan bu
zat ağabeyime hem mesleği
hem de “ bir lisan, bir
adam/iki lisan adam” anlayışında bir şahsiyet olup,
Rumcayı da ağabeyime
konuşma seviyesinde değilse
de, konuşulanı anlama yeterliliği sağlayacak şekilde bellemesinde, annem merhumenin
mükemmel Rumcasının zihinlerimizde bıraktığı Rumca ifadeler, Rumca konuşama yan
fakat Rumca söylenenleri anlama kabiliyetini kazanan ağabeyim,
Etyemez’ deki Dr. Salim
Ahmet(Çalışkan) Bey’ in konağındaki ikametgahımıza gecenin son seferi olan Yedikule /
Bahçekapı tramvayı ile dönerken, ben, Zeki Ağabey’ im,
vatman, biletçi ve de iki kişi
vardı.
O arada ağabeyimin renkten
renge girdiğini anladım. Ne
oluyor? Dedim demedim ağabeyimin o iki kişinin başına
dikilip “ gamato iftavro” dediğini ve bir tanesine okkalı bir
şamar attığını gördüm.
Cümbüş başladı. Etyemez’ e
gelince adamları bırakıp.
Tramvay’ dan indik.
Ağabeyime, niçin bu adamları
hırpaladık? Diye sorduğum da
milletimize, dinimize ve de biri,
diğerine bizi gösterip anamızı
kalayladığından, merhum biraderim, teessüflerini belirten
şamarı yerleştirivermişti bütün
bunlara binaen...
Evet Sevgili Prof. Dr. Ata Atun
Beyefendi sanmayalım ki,
Yunan Megalo ideası, siyonizmin bir temadisi değildir! Rum
palikaryasının ısrarlı olduğu
düşmanlık ideolojisidir bu
Megalo ideası!. İflah olmazlar,
sık sık köteklenmeleri derde
devadır! Arayı uzun tutarsan,
kaşıntıları huzursuzluk sebebine kadar varır! Fiemanillah.
DOSTLAR VE HATIRALAR
26.Kasım.2006’ da vefat
eden Tevfik Rıza Çavuş anısına.
Meşrep, mezhep ve meslek taassubundan arınmış ve ülke insanını sadece kardeş olarak kucaklayan Milli Görüş siyasi
hareketinin bir adına da “ Mühendisler
hareketi” olduğunu biliyor muydunuz?
Bu ismin verilmesine sebep Genel
Başkanının Profesör ve mühendis olması
ve etrafında çeşitli yardımcılık görevleri
alanların onun yetiştirdiği mühendis talebeleri olmalarından kaynaklanıyordu.
Bunun yanı sıra Milli Görüş’ ün ilk siyasi
çıkışı ve oluşum dönemlerinde (bu gün
de gençler büyük bir katılımı sağlamışlardır) gençlerin bu kadro içinde yer almaları ve çalışmalarının büyük katkısı olmuştur. Zira “ gençliğe dayanmayan bir hareket mesafe alamaz ve genişleyemezdi.”
Ben bir makine mühendisi, Tevfik Rıza
Çavuş ise inşaat mühendisi idi ve yüksek
öğrenim yaptığımız yıllarda aynı okulun
öğrencileri olarak tanışmıştık. 1969 da Milli
Görüş hareketinin siyasi platformda çalışmaya başlaması ve benim 1974’ de MSP
(Milli Selamet Partisi) Gençlik kolları Genel
Başkanlığını yaptığım yıllarda Akıncılar
Derneği kurulmuş ve Genel Başkanlığına
Tevfik Rıza Çavuş getirilmişti. İki Genel
Başkan olarak değişik vesilelerle birçok
kereler görüşme imkânı bulmuştuk.
Tevfik Rıza, çalışkan, gayretli ve fedakâr
bir arkadaşımızdı. Hepiniz de biliyorsunuz ki dernek çalışmaları, yürütenine her
hangi bir maddi menfaat vermezken,
yürütücülerinin derneğin ayakta kalması
ve çalışmalarında hedefine ulaşabilmesi
için birçok maddi fedakârlıkta bulunmaları gerekiyordu. Eğer Akıncılar ve Akıncı
Gençlik dernekleri toplumda adlarını
duyurmuşlar, kendilerine toplum içerisinde yer edebilmişlerse, bu ancak Tevfik
Rıza ve onun gibilerin yaptıkları fedakârane çalışmalarından olmuştur.
Tevfik’ le bir başka müşterekliğimiz de
vardı ki, onunla biz İstanbul’ daki
İskender Paşa camisi eski imamlarından
Mehmet Zahit Koktu hazretlerinin (r.a)
irşat ve tavsiyelerini takip ediyor, onu
seviyor ve onun vaizlerinden feyz almaya
çalışıyorduk. Bu sebeple zaman zaman
İstanbul’ a gider, Hoca efendimizin sohbetine katılır verdiği derslerini dinlerdik.
ÖNEMLİ BİR HATIRA
12.Eylül.1980 de bir askeri harekât yapılmış, ülkemizin, insanlarımızın ve özellikle
gençlerimizin sevgi ve kardeşliği için çalışan gençlik kuruluşlarının yöneticileri olarak bizler de tutuklanmış ve “ gözetim
Beyaz Mercedes’li korsan!
En büyük 3 kitap korsanından N. Delibaş’ın, hapse girip girmeyeceğine karar verilecek
olan dosyası Yargıtay’dayken bile korkusuzca korsan kitap bastığı ortaya çıktı. Beyaz bir
Mercedes’i makam aracı olarak kullanan Delibaş, yüksek yargıdan bile çekinmiyor.
Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi kısa bir süre önce tarihi bir karara imza
atarak Delibaş’ı, 1 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri
tarafından Başakşehir İlçesi’ ne
bağlı Şahintepe Mahallesi’ nde
gece gerçekleştirilen operasyonda, piyasa değeri 2.5 milyon lira
olan korsan kitap ele geçirildi.
Korsan kitapla mücadele örgütü
Türkiye Basım Yayın Meslek
Birliği’ ne gelen bir ihbarı değerlendiren Güvenlik Şube ekipleri,
savcılığın talimatı üzerine, Şahintepe Mahallesi’ nde önceden belirlenen adrese baskın düzenledi.
Korsan kitaplar basılırken suçüstü
yapan polis, matbaa işçilerine
işyeri sahibini sordu. İşçiler, işyeri
sahibinin 34 AHM .. plakalı beyaz
Mercedes’ li N. Delibaş, olduğunu
söyledi. Bu isim polisler için hiç de
yabancı değildi. Bunun üzerine
polis, işçilerin verdiği numaradan
Delibaş’ ı aradı. Telefonunu açan
Delibaş, polislere işyerine geleceğini söyledi ama daha sonra
kayıplara karıştı.
Bunun üzerine işyerinde arama
yapan polis ekipleri; Pegasus,
Artemis, Sistem, Everest, Arkadya,
Doğan Kitap ve Destek
Yayınları’ na ait 39 bin adet kitap
kapağı, 700 adet basılmış kitap,
117 bin adet basılmak üzere katlanmış forma olmak üzere toplam
156 bin 700 adet korsan ürün ele
geçirdi. El konulan korsan ürünler
ile matbaa ve diğer ekipmanlar
korsan kitap depolarına götürüldü.
Operasyonda ele geçirilen korsan
malzemelerin piyasa değerinin 2.5 milyon lira olduğu bildirildi.
YARGITAY’ DAN DA KORKMUYORLAR
Olayla ilgili soruşturma sürerken
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği
Genel Sekreteri Av. Melahat Boran,
önemli açıklamalarda bulundu.
Av. Boran’ ın açıklaması şöyle:
“ Yakalandıktan sonra sürekli serbest bırakılan korsanlar, kaldıkları
yerden devam ediyor. Korsan kitap
piyasasının en büyük organizatörlerinden N. Delibaş da bunlardan
biri. Kısa bir süre önce Bakırköy 1.
Fikri ve Sınai Haklar Ceza
Mahkemesi tarihi bir karara imza
atarak Delibaş’ ı 1 yıl hapis cezasına çarptırdı. Karara itiraz edip
Yargıtay’ a temyiz başvurusu
yapan Delibaş’ ın yine boş durmayarak korsan kitap basımına ara
vermediği ortaya çıktı. Bakırköy ve
Küçükçekmece’ de aynı suçtan
çok sayıda davası bulunan
Delibaş, aynı bölgede faaliyetlerini
sürdürüyor. Şahintepe operasyonu, bir türlü hapis cezaları infaz
edilemeyen korsancıların
Yargıtay’ da dosyası beklerken
bile korkusuzca korsana devam
ettiğini ispatlamıştır. Takdir
Yargıtay’ ın... ”
KORSANIN FİNANSÖRÜ KİM?
Her biri milyon lira değerinde
matbaa yakalatmasına rağmen
korsanların maddi açıdan hiç
sarsılmadan yeni matbaalarla,
yeni mekanlarda işlerini sürdürdüğüne dikkati çeken Av.
Boran, “ Her operasyonda, bir
yayınevinin sermayesi kadar
ürün ve matbaa ele geçirilmesine rağmen korsanlar maddi
açıdan etkilenmiyor. Bu sistemin parasal kaynağının daha
derinlerde mutlaka araştırılması
gerekiyor ” dedi.
altına” alınmıştık. Ben, ihtilalin yapıldığı
zaman Türkiye Kur’ an Kursları
Federasyonu Genel Başkanlığını yürütüyordum. Beni, 20.Ekim gecesi saat
2’ de Ankara’ daki evimden alan emniyet güçleri, bir gün Ankara’ da beklettikten sonra, aynı günün gecesi Konya’ ya
getirmişler ve bir gün sonra da Meram
yolu üzerinde bulunan “ Bando taburu” nun 50 kişilik koğuşlarından birine
koymuşlardı. Beni kader, yıllar önce ayrıldığım köyüme kadar getirmiş, Meram’ ın
Lalebahçe köyünün beş vakit okunan
ezanlarını askeri Bando taburunun koğuşunda dinler hale gelmiştim.
Koğuşta kimlerin olduğunu araştırınca da,
ilk gördüğüm şahıs Konya Vaizlerinden
Abdullah Büyük hoca olmuştu. Sonra ilgili
ilgisiz birçok insanın yanı sıra, lise öğretmenlerinden Nevzat Arabacı’ yı ve
Fransızca öğretmeni Metin Köse’ yi ve
bitişik koğuşta Tevfik Rıza Çavuş’ u
görmüştüm. “ Dostlarla, acılar bile mutluluğa dönüşür” kaidesince bizleri tutuklayanların bize yapacakları uygulamayı hep
birlikte beklemeye başlamıştık.
13.KASIM.1980
Günlerden 14.Kasım.1980. Konya’ da
ikamet eden kardeşim Mustafa, eşi ile
birlikte bizi ziyaret etmek için Bando
taburuna gelmiş ancak içeriye alınmamış. Benim çamaşırlarımı bir gazeteye
paketleyerek görevli askerler vasıtasıyla
bana göndermiş.
Benim, gazeteden çok içindeki çamaşırlara ilgim olduğundan, onları aldım ve
gazeteyi “ rasgele bir gazete” anlayışıyla
ve haberleri eskimiş bile olsa arkadaşlarım istifade ederler diye bitişik koğuştaki
Tevfik Rıza’ ya verdim. Tevfik Rıza, gazetenin “ Milli Gazete” olduğunu görünce
önce tarihine bakmış. Onun aynı günün
gazetesi olduğunu görünce de haberler
ve yazılar tazedir diye daha dikkatli okumaya başlamış. Bir de ne görsün;
“ Sevdiğimiz ve saydığımız büyük âlim
Mehmet Zahit Koktu Hazretlerinin (dün)
13.Kasım.1980 de vefat etmiş olduğunu” öğrenmiş.
Arkadaşlara; “ galiba Nevzat beyin bu
vefattan haberi yok. Çünkü gazeteyi
bana getirdiğinde hoca efendimizin vefatını olduğunu bilseydi, onu bizlere de
söylerdi” demiş. Meğer kardeşim
Mustafa, bizlere hoca efendimizin vefat
haberini ulaştırabilmek için o günün
gazetesi içene çamaşırlarımı sararak
gönderme yolunu seçmiş. Tevfik Rıza
daha sonra bizim koğuşa gelerek duru-
mu bildirdi. Hepimiz büyük bir üzüntü
yaşadık. Zira biliyorduk ki; “ Âlimin
ölümü, âlemin ölümü gibidir” ve yerlerinin doldurulması çok zordur.
Bir gün sora İstanbul’ da yapılan büyük
cenaze merasimine biz de katılamadık,
Ankara’ da Komanda tugayında tutuklu
bulunan Prof. Dr. Necmettin Erbakan
hocamız da…
BİR SORGULAMA
Metin Köse, lise Fransızca öğretmeni.
Akıncılara seminer ve dersler verdiği için
yakalanmış ve gözetim altına alınmış.
Önce onu sorguya aldılar. Metin beyin
hüviyet tespitinde onun Fransızca öğretmeni olduğunu gören savcı, kendinin de
Fransızca bilmesi üzerine Metin beyle
biraz Fransızca konuşmuşlar. Sonra
savcı bey; “ Hayret, siz aydın bir kişisiniz
de bu dini kuruluşların içerisinde ne işiniz
var?” Sonra ilave etmiş; “ Ben sizleri birkaç hacı hoca toplandı, bu çalışmaları
onlar yapıyor zannediyordum” demiş.
Metin köse, savcını bu sözlerine karşı;
“ Savcı bey, bizim arkadaşlarımızın hepsi
aydın kişilerdir. Mesela, Akıncılar Derneği
Genel Başkanı Tevfik Rıza Çavuş İnşaat
Mühendisidir ve elinizdedir. Kur’ an
Kursları Federasyonu Genel Başkanı
Nevzat Laleli, Makine Mühendisidir ve
oda elinizdedir” demiş.
Metin Köse daha sonra koğuşa dönünce savcı ile geçen olayı anlatarak,
“ yakında siz de soruşturmaya alınırsınız.
Savcı beyin durumunu bilin” diyerek
haber verdi.
80 ihtilalinden önce Milli Görüş hareketi
değişik parti adlarıyla (MSP ve RP) siyasi
çalışmalarıyla 1974 ve 1977 yıllarında
kurulan hükümetlerde koalisyon ortağı
olarak Kıbrıs Barış harekâtıyla ağır sanayi
hamlelerini yürütmüştü. İhtilalden sonra
bu hareket bitmedi, Hürriyet gazetesini
bir gün büyük puntolarla verdiği gibi;
“ Refah partisinin önlenemez yükselişi”
devam etti. 1996 yılında ise Başbakanlığı
da alan Milli görüş’ ün Doğru yol partisiyle kurduğu hükümette, Cumhuriyet
tarihinin ilk denk bütçesini hazırladı,
Havuz sistemini kurarak devletin borçlanma ihtiyacını ortadan kaldırdı. Bir ay gibi
kısa bir zaman da Amerika ve diğer Batılı
ülkelerinin hiçbirinin içinde bulunmadığı
ve adına D–8 denilen sekiz ülkenin katıldığı ilk “ İslam ülkeleri birliğini” kurdu.
Bütün bunlar, önüne çeşitli engeller
konan bir davanın “ hak dava olduğunu” tarih boyunca bütün insanlığa haykıracaktır.
Ümraniye’liler, Kızılay
Hizmet Binası’na kavuşacak
Ümraniye Belediyesi 10 yılda yaptığı 200’ün üzerinde kalıcı
esere her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyor. Atatürk
Mahallesi’nde yapımına karar verilen Kızılay Hizmet Binası,
kısa zamanda tamamlanarak hizmete açılacak.
Ümraniye Belediyesi 10
yılda yaptığı 200’ ün
üzerinde kalıcı esere her
geçen gün yenilerini
eklemeye devam ediyor.
Atatürk Mahallesi’ nde
yapımına karar verilen
Kızılay Hizmet Binası,
kısa zamanda tamamlanarak hizmete açılacak.
Türkiye’ de her yıl binlerce insan, kaza ya da
hastalık sonucunda kan
bulamadığı için hayatını
kaybediyor. Buna karşılık yapılan araştırmalar,
yaklaşık 72 milyon insanın yaşadığı Türkiye’ de
yıllık kan bağış oranının,
nüfusun %1i kadar
olduğunu gösteriyor.
Oysaki kan bağışı, kan
bekleyen binlerce insanın hayatını kurtarmanın
yanı sıra, bağış yapan
kişinin sağlığını da
olumlu yönde etkiliyor.
Bu bağlamda Ümraniye
Belediyesi, vatandaşların kan ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve kan bağışı yapabilmeleri için
Kızılay Hizmet Binası’ nı
kısa zamanda tamamlayıp hizmete açacak.
2014 Temmuz ayında
proje hazırlıklarına başlanan Ümraniye Kızılay
Hizmet Binası, 383 m²
alandan oluşuyor.
Kızılay hizmet binasının
zemin katında Kan
Alma, Doktor ve Teknik
Odaları bulunuyor. 1.
katında 5 idari odası
bulunan binanın çatı
katında ise dinlenme ve
toplantı odası yer alıyor.
Kısa sürede tamamlanacak olan Ümraniye
Kızılay Hizmet Binası
bölge insanına hizmet
verecek.
28 EKİM 2014
HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA
HABER
03
Beykoz’da iş yapılıyor ama
denetim yok!
İstanbul'un İncisi adıyla anılan, son yıllarda gerçekleştirdiği 'imar' hamleleriyle yalnızca mesken değil iş dünyası için de bir cazibe merkezine dönüşen Beykoz, denetimsizliğin mağduriyetini yaşıyor.
Beykoz'un Vitrini olarak bilinen
ve her gün çevre illerden gelen
binlerce çalışanı konuk eden
Rüzgarlıbahçe ve Kavacık, yol
çalışmalarının ardından adeta bir
çöplüğü andırıyor. Yeni yapılan
asfaltlar çöküyor, kaldırım taşları
aydınlatma direklerinin dibinde
birikiyor ve en önemlisi de semtimiz adeta 'çamur deryası' görünümüyle kötü bir şöhrete mecbur bırakılıyor.
Dost Beykoz ise soruyor: Son
yılların en büyük yatırımını
Beykoz'a gerçekleştiren ve çalışmalarda 'titiz olmasıyla bilinen'
İBB Başkanı Mimar Kadir
Topbaş, bu gerçeklerin ne kadarını biliyor? Siyaset üstü konuşmaları ve 250 bin Beykozluyu
kucaklayan açıklamalarla, son
döneminde Beykoz'a bayram
havası yaşatan, tıpkı Sayın
Topbaş gibi vatandaşlarının
sorununu saatlerce ve sabırla
dinlemekten imtina etmeyen
Belediye Başkanımız Sayın Yücel
Çelikbilek, yapılan işlerin denetlenmesine ne kadar hâkim olabiliyor? Beykoz'a yönelik bu kötü
şöhret kazandırma işinin perde
arkasında ne var?Denetimsizlik
mi yoksa Belediyelere yönelik bir
'art niyet' mi?
Esnaf ve vatandaşlar, mağduriyetini dile getirdi
Beykoz'un Vitrini
Rüzgarlıbahçe ve Kavacık esnafı
Dost Beykoz aracılığıyla kaygılarını dile getirdi. Gerçekleştirilen
asfalt ve kaldırım yenileme çalışmalarından memnun olmadıklarını kaydeden Kavacık esnafı,
daralan yollardan ve çamur deryasına dönen caddelerden şikâyet etti. Adına 'gider' denilen
ızgaraların daha önce olduğu
halde, yeni kaldırım çalışması
sonrası tekrar konulmadığını ve
üstünün kapatıldığını; dolayısıyla
AK Parti İlçe Teşkilatlarının
kongre tarihleri belli oldu
da mağdur olduklarını anlatan bir
esnaf, yağan yağmur sonrası dükkân
önünün gölete döndüğünü söyledi.
Kavacık ve
Rüzgarlıbahçe’ de
aracıyla birlikte
gelen vatandaşlar
ise park ettikleri
yerde ya su birikintisinin ya da çamurun
içine basarak araçtan inmek zorunda
kaldıklarına dikkat
çekti. Dost Beykoz ise çamur
deryasından kaçmaya çalışan bir
vatandaşı, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken görüntüledi.
Kavacık'ta yeni yapılan yol ayrımı
ve İBB tarafından gerçekleştirilen kazı çalışması sonrası, yaya
yolunun sonu'çamurdan bataklığa' çıkmaya başladı. Bundan
habersiz yaya geçiş yerinden
geçen vatandaşlar ise kötü
sürprizle karşılaştı ve 'hoplaya
zıplaya' karşı kaldırıma geçmek
zorunda kaldı.
Rüzgârlıbahçe'de asfalt çöktü!
Caddelerin çamura bulanması
yetmez gibi yeni yapılan asfaltlar
da zaman ilerledikçe sorun
olmaya başladı. Kavacık'ta gerçekleştirilen çalışmalar sonrası
asfaltlar çökünce, düz yolda
seyreden araçlar su birikintileriyle boğuşmak zorunda kaldı.
Rüzgarlıbahçe’ de ise çöken
asfalt görenleri hayretler içerisinde bıraktı. Yaklaşık 40 santim
kadar yerin dibine çökerek, tehlikeli bir hâl alan çukura düşmemek için sürücüler büyük çaba
harcadı. Bir esnafın ise reklâm
tabelasını derin çukura koyarak,
dikkatsiz olabilecek sürücüleri
uyarmaya çalıştığı görüldü.
Haber: dostbeykoz.com
2015 yılında yapılacak olan Genel
seçimler öncesi
İlçe Kongrelerini
gerçekleştirecek
olan AK Parti İlçe
Teşkilatlarında kongre tarihleri belli
oldu. Sultanbeyli
AK Parti İlçe
Teşkilatı 16 Kasım
2014 Pazar günü
saat 15.00'te kongresini gerçekleştirecek. Kongre
Kapalı spor salonunda yapılacak.
İlçe Başkanlığına
Ali Sevinç'in devam
edeceği kulislerde
konuşuluyor. İkinci
bir listenin çıkıp
çıkmayacağı ise
şimdilik bilinmiyor.
Sultanbeyli 16
Kasım 2014 Saat:
15.00
Kartal, 22 Kısım
2014 Saat: 15.00
Maltepe, 16 Kasım
2014 Saat: 11.00
Tuzla, 15 Kasım
2014 Saat: 15.00
04
HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA
HABER
28 EKİM 2014
Başkan adayları
Soylu ile buluşuyor
AK Parti Pendik İlçe Başkanlığı'na aday olan ve
temayülde en fazla oy alan adaylar; Erkan Gül,
Av. Murat Türk Yılmaz ve Salih Varlıbaş
Süleyman Soylu ile bir araya geliyor.
Yaklaşan kongre öncesi Pendik AK Parti'de heyecan her geçen gün artıyor. Temayülde en çok oy
alan üç isim, İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu'nun
ardından bugün de teşkilatlanmadan sorumlu
Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ile görüşüyorlar. Temayülde en fazla oy alan adaylardan
birisi olan Av. Serkan Kaya, görüşmeye davet edilmedi. Süleyman Soylu, 30 Ekim perşembe günü
İstanbul İl Başkanlığı'nda başkan adayları; Erkan
Gül, Avukat Murat Türkyılmaz ve Salih Varlıbaş'la
tek tek görüşecek.
Muhtemelen bu üç isimden birisi 16 Kasım'daki
kongrede AK Parti Pendik İlçe Başkan Adayı olarak açıklanacak. İl Başkanlığı belirlenen adaydan
başka bir ismin kongrede aday olarak yarışmasını
kati olarak istemiyor. Bütün teşkilatın belirlenen
aday etrafında birleşmesini önemsiyor.
Genel Merkez tarafından onaylanan ve İstanbul İl
Başkanlığı tarafından belirlenen adayın karşısına
başka bir ismin çıkması durumunda ise ilçe kongresi iptal edilecek ve ilçe başkanı atamayla belirlenecek.
İl Başkanı Aziz Babuşçu kaynaklı edindiğimiz bilgiye göre, özellikle Pendik'te tek adayın dışında bir
listenin çıkmasına kesinlikle müsamaha gösterilmeyecek. Pendik'te birlik ve beraberliğin sağlanması amacıyla bu hususun altı kalın çizgilerle çiziliyor. H aber: Ümit Kahyaoğlu - Pendik
Anadolu Yakası
belediye
başkanlarından
Can’a nezaket
ziyareti
Anadolu Yakası Belediye Başkanları Ümraniye
Belediye Başkanı Hasan Can’ı makamında
ziyaret etti.
Anadolu Yakası Belediye Başkanlarından Çekmeköy
Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Sancaktepe Belediye
Başkanı İsmail Erdem, Sultanbeyli Belediye Başkanı
Hüseyin Keskin ve Pendik Belediye Başkanı Salih
Kenan Şahin Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ ı
makamında ziyaret etti. Konukları ile bir süre sohbet
eden Başkan Hasan Can, Anadolu yakasında bulunan
komşu ilçelerin değerli Belediye Başkanlarına nezaket
ziyaretleri için teşekkür etti.
28 EKİM 2014
HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA
GÜNDEM
05
Ümraniye Metrosu’nda çalışmalar
devam ediyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından
yapımı devam eden Üsküdar- ÜmraniyeDudullu-Çekmeköy ve Sancaktepe
Metrosu için çalışmalar aralıksız sürüyor.
Tek yönde saatte 45 bin yolcu taşıyacak
olan Metro ile bölge trafiği de rahatlamış
olacak.
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından yapımı
devam eden ÜsküdarÜmraniye-Dudullu-Çekmeköy ve Sancaktepe Metrosu
için çalışmalar aralıksız
sürüyor. Tek yönde saatte 45
bin yolcu taşıyacak olan
Metro ile bölge trafiği de
rahatlamış olacak.
Gelişmiş tüm ülkelerde oldu-
ğu gibi,
ülkemizde de en
önemli
sorunların
başında
trafik
geliyor.
Motorlu
taşıt
sayısının
hızlı bir
şekilde artması, karayollarının kaldıramayacağı trafik
yoğunluğuna sebep olurken,
kentsel nüfusun ve sürücü
oranın artması da trafiğin
akışını olumsuz yönde etkiliyor. İstanbul’ un 39 İlçesi
arasında 660 bin nüfus sayısıyla 3.sırada yer alan Ümraniye, ilçedeki trafik sorununu
İstihdam Merkezi’nden,
Ümraniyelilere iş olanağı
Metro’ nun tamamlanmasının ardından önemli oranda
çözüme kavuşturacak.
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından 2012
yılında yapımına başlanan
Üsküdar, Ümraniye, Çekmeköy ve Sancaktepe Metro
İnşaat çalışmaları tüm hızıyla
devam ediyor. Anadolu
yakasının trafik sorununa
önemli ölçüde çözüm getirecek olan bu projedeki Metro
hattının uzunluğu 17 kilometre olacak. Üsküdar
vapur iskelesi önünden başlayacak olan Metro,
Altunizade Capitol Alışveriş
Merkezi, Çamlıca, Kısıklı,
Ümraniye, Dudullu Şile Yolu
Kavşağı ve Çekmeköy
güzergâhında çalışacak.
Delme tünel teknolojisi ile
yapılan Metro da toplam 16
adet istasyon bulunuyor. Tek
yönde saatte 45 bin yolcu
taşıyacak olan Metro’ nun
ortalama seyahat süresi 27
dakika olacak.
Ümraniye sınırları içerisinde
Ümraniye, Çarşı,
Yamanevler, Çakmak,
Ihlamurkuyu, Altınşehir,
İmam Hatip Lisesi, Dudullu
ve Necip Fazıl olmak üzere
Metro’ nun 9 istasyonu
bulunuyor. Çalışmalar sırasında trafiğe kapalı olan
Fatih Sultan Mehmet caddesi’ nin tek şeridi ise trafiğe
açıldı. Çalışmaların sürdüğü
bir başka yer olan Ümraniye
Santral mevkii ise yakın
zamanda tek şerit olarak trafiğe açılacak.
Ümraniye Belediyesi İstihdam Merkezi, Ümraniye’de ikamet eden ve iş bulmakta zorlanan
vatandaşlara iş imkânı sunmaya devam ediyor.
2014 yılı içerisinde İstihdam merkezine başvuran vatandaşlar arasından birçok kişinin çeşitli
firmalarda iş başı yapması sağlandı.
Ümraniye Belediyesi İstihdam Merkezi, Ümraniye’ de
ikamet eden ve iş bulmakta zorlanan vatandaşlara iş
imkânı sunmaya devam ediyor. 2014 yılı içerisinde
İstihdam merkezine başvuran vatandaşlar arasından birçok kişinin çeşitli firmalarda iş başı yapması sağlandı.
Ümraniye Belediyesi birçok alan da hayata geçirdiği
projeler ile hizmet yürüyüşüne devam ediyor. Klasik
Belediyecilikte olduğu gibi Sosyal Belediyecilik alanında
da hizmetlerini sürdüren Ümraniye Belediyesi, Türkiye İş
Kurumu ile birlikte yürüttüğü ve Belediye bünyesinde
kurulan İstihdam Merkezi ile Ümraniye’ de ikamet eden
ve iş bulmakta zorlanan vatandaşlara iş olanağı sunuyor.
Ümraniye Belediyesi İstihdam Merkezi, insan odaklı
anlayışı ile sürdürdüğü hizmet yolunda, işe ihtiyacı olan
vatandaşları bölgedeki işletmelerle bir araya getirerek,
uygun bir iş bulmalarında aracılık ediyor! İşsizlik başvurusu
yapan bireyler meslekleri doğrultusunda bölge işletmelerinden alınmış olan uygun iş pozisyonlarına yönlendirilerek,
firmalarla görüşmeleri sağlanıyor. Kariyer değerlendirmeleri
ve kariyer planlamasını bir arada yapan İstihdam Merkezi,
kariyer danışmanlığı hizmeti de sunuyor.
Türkmen, “İşin çevrecilikle, yeşille, Validebağ
Korusu ile alakası yok!
Validebağ Korusu'nun yanında yapımına başlanan camiyle ilgili basın
toplantısı yapan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen,
“Vatandaşın talebiyle, tapulu arsamıza ruhsatlı cami yapıyoruz. İşin
çevrecilikle duyarlılıkla alakası yok, Validebağ ile alakası yok” dedi.
Üsküdar Belediye Başkanı
Hilmi Türkmen, Üsküdar'da
Validebağ Korusu'nun bitişiğindeki yapımına başlanan caminin inşaatına bir
grup vatandaşın tepki göstermesiyle ilgili basın toplantısı düzenledi. “ Ruhsatlı
cami inşaatına engel oluyorlar”
Hayır, sever bir vatandaş
tarafından yapılan cami
inşaatının 167 pafta 1313
ada ve 197 parsel den
oluştuğunu uygulamanın
imar planında dini tesis
olarak geçtiğini bildirerek
“ Burada oturan sakinlerin
cami inşaatı talepleri
olmuştur. Hayırsever bir
vatandaşımızda bu ihtiyacı
üstlenmiştir. 24.09.2014
tarihinde belediyemiz tarafından inşaat ruhsatı verilmiştir. Arsanın mülkiyeti
Üsküdar Belediyesi’ ne aittir ve planda cami alanı
olarak ayrılmıştır. İnşaatın
koruya taşacak hiçbir yanı
yoktur. Tamamen korudan
ve yollardan çekme mesafelerine uyulmuş, ruhsata
bağlı bir cami projesidir.
Mahkeme kararlarına rağmen yapılan bir çalışma
yoktur. İnşaatın yapımını
durduracak herhangi bir
yargı kararı da yoktur”
açıklaması yapıldı
KAMUOYU YANILTILIYOR
Caminin başka bir ilçede
yapılması durumunda bu
kadar gündeme gelmeyeceğini vurgulayan Başkan
Türkmen şöyle konuştu:
“ Bu cami örneği Silivri'de,
Kağıthane'de yapılsa ülke
gündemine oturmazdı. Ama
Üsküdar olunca ve bu yer
de Validebağ'da olunca
gündeme oturuyor.
Gündem olmasında hiçbir
sorunumuz yok. Ama bu
konuları çarptırarak kamuoyunu yanıltmak isteyenler
var.
TAPULU ARSAMIZA RUHSATLI CAMİ YAPIYORUZ
'Cami inşaatı ile doğaya
zarar veriliyor' iddiaları var.
Üsküdar Belediyesi,
'Validebağ Korusu'nda cami
yapıyor, yeşili katlediyor'
haberleri yapılıyor. Caminin
Validebağ Korusu ile alakası yok. Bilerek Validebağ'a
çekiyorlar. Cami korunun
dışında Altunizade
Mahallesi Davutpaşa
Sokak'ta, mülkiyeti belediyemize ait alanda. Planda
'dini tesis alanı' olarak geçiyor ve ruhsatlı bir cami
yapıyoruz. Türkiye'de camilerin yüzde 85'i neredeyse
kaçaktır. Ama biz burada
ruhsatlı, projesi tasdikli
cami yapıyoruz. Ruhsatlı
olmasına rağmen bu kadar
kıyamet kopuyor, bir de
ruhsatsız olsa ne olurdu?
Mahallenin yüzde 80'i yıllardır buraya bir cami yapılmasını istiyordu. Biz de
yasal süreçlerini tamamladık. Bu cami bizim bütçemizle yapılmıyor. Bu cami o
mahallenin sakinlerinin ve
hayırseverlerin bütçesiyle
yapılıyor.”
bizim bu alanımızı otopark olarak kullanıyorlardı. Ne çevreciliği.
Otoparklarını ellerinden
alıyoruz. Bu milletin
malını sen otopark olarak kullanamazsın.
Otoparkları elden gidiyor bir de cami olunca
ezan olunca bunlar değişiyor. Vatandaşın talebiyle
tapulu arsamıza ruhsatlı
cami yapıyoruz. İşin çevrecilikle duyarlılıkla alakası
yok, Validebağ ile alakası
yok. Mahalle arası sokaktaki tapulu yerimiz” dedi.
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNACAĞIZ
Başkan Türkmen,
“ Yürütmeyi durdurma
kararı alındığı” yönündeki
iddialara ise, “ Bize henüz
bir mahkeme kararı ulaşmış
değil. Tepki gösteren grup
üyeleri, 'mahkemeye müracaat ettik cami inşaatının
durdurun' diyorlar. Ben de
bir hukukçuyum.
Mahkemeye müracaat edildi diye çalışma durdurulmaz. Biz idarecilerin her
türlü işi yargıya açıktır.
Mahkeme 'durdurun derse'
biz de gereğini yapar ve
durdururuz. Eylemci grup
belediyemize ait araçlara
zarar verdiler ve inşaatın
çalışmasını engellediler. Bu
şahıslar hakkında, görevimizi aksattıkları için suç
duyurusunda bulunacağız”
dedi.
Y›l : 11 Say›: 321
‹mtiyaz Sahibi ve Yaz› ‹þleri Müdürü
ÖMER FARUK GERÇEK
O ARAZİYİ OTOPARK OLARAK KULLANIYORLARDI
Cami yapımına tepki gösteren grupla yaptığı görüşmenin detaylarıyla ilgili de
bilgi veren Başkan
Türkmen, “ Bana geldiler,
gelir gelmez 'camiye karşı
değiliz, yapıya karşıyız'
dediler. Bölgede cami yok.
Kimse bize çevre duyarlılığı
edebiyatı yapmasın. Cami
inşaatını mahallelilerin
yüzde 80'i istiyor, yüzde
20'si istemiyor. Karşı çıkanlar tamamen menfaatleri
doğrultusunda hareket ediyor. Bunlar sahtekar çevreciler, bunlar Çamlıca
Camii'ne de karşı çıktılar.
Bunların menfaatlerine
dokunduk. 10 yıldır bedava
Genel Yay›n ve Reklam Koordinatörü
HAKAN ERDEM
F. Kurumsal Tanýtým ve Müþteri Temsilcisi
ÞÜKRÜ KAYA
F. Reklam ve Tanýtým Sorumlularý
HARUN ÇETÝN - HASAN TAÞKIN
F. Spor Servisi
Melih ÖZTÜRK - Turgay TOKEL - Erdem SAĞOLAN
Hukuk Dan›þman›
AV. MEHMET TOPKAYA
Tasarým
GERÇEK MEDYA
Dað›t›m Sorumlusu
HASAN TAÞKIN
A.Gazi Mah. Ferah Cad. Ipekyolu Sk. 9/1 Sultanbeyli / ‹STANBUL
(0216) 398 88 83 - (0542) 524 65 64
www.gercekmedya.com
[email protected]
Bask›: GERÇEK VÝZYON GAZETESÝ BASKI TESÝSLERÝ
A. Gazi Mah. Ferah Cad. Ýpekyolu Sk. No: 9 Sultanbeyli / ‹STANBUL
Yay›n Türü: Yerel Süreli - Bask› Tarihi: 2 8.10.2014
Gazetemiz bas›n ahlak kurallar›na uymaya söz vermiþtir.
Köþe yaz›lar›ndan doðan hukuki sorumluluk yazarlara aittir.
*Tanýtým amacýyla ücretsizdir
06
HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA
28 EKİM 2014
HABER
Türkiye bu coğrafyanın tek kurtuluş reçetesidir!
[email protected]
Değerli Dostlar,
Günlerdir yaşanan olayları
gözlemliyor ve anlamlandırmaya
çalışıyorum.
En sık kullanılan kelime: İhanet
O kadar sık duymaya başladık ki
bu kelimeyi,
artık içerdiği
anlamın gücü
ve etkisi yetersiz kalıyor.
Kelimelerin de
yüzü eskiyor!
Peki, ne oldu?
Neden eski
düzeni değişÝSA
tirmemize,
DOÐAN
hakların iadesini vermemize,
daha yumuşak bir yönetim anlayışı benimsememize... vs rağmen Kürt vatandaşlarımızı devlet
ile kucaklaştıramıyoruz?
Acaba geç mi kaldık geçmişin
günahlarını telafi etmekte?
Geçmişin baskıcı, otoriter, hak
tanımaz anlayışları bir Kürt neslinin Türk düşmanı, devlet düşmanı olarak büyümesine sebep
olmuş olabilir mi?
80 ve 90’ ların Kürt çocukları
bugün sokakları ateşe veriyorlar!
Peki neden?
Bu çocukları bu kadar canavar
yapan şeyler sadece geçmişimizin kötü hatıraları mı?
Elbette ki hayır!
Başka etkenler de var elbette.
En önemlilerinden biri ekonomiktir. Türkiye’ nin eğitimsiz, niteliksiz kesiminin ekseriyetini Kürtler
oluşturur. Kısacası refah seviyesi
ne kadar düşükse o toplumu
sokaklara dökmek o kadar
kolaydır.
İşte bu yüzden sokaklarda hep
fakir çocuklarını görürsünüz!
Türkiye büyüdükçe, değerlendikçe içimizdeki hastalıklarımız,
kusurlarımız da birileri için
değerleniyor.
İşte Kürt vatandaşlarımızı başkaları için değerli kılan da bu:
Türkiye’ nin tekerine konacak her
takoz başkaları için değerlidir.
Bu takozun yok edilmesi için
dengeli bir refah dağılımının sağlanması şarttır. Herkes bunun farkında ama birileri yol, okul,
havaalanı, hastane... vs gelmesin
diye türlü engeller çıkarıyor.
Adeta Kürt halkının geri kalmışlığa mahkum edilmesi isteniyor.
Bölge kalkındıkça sokakları yakacak insan bulmak zorlaşacak!
Dünya haritasını şöyle bir açın ve
bulunduğumuz coğrafyayı inceleyin.
Türkiye nerede duruyor?
Batı’ sında Demokrasi,
Doğusunda Otokrasi olan bir
köprü gibi demokrasiden otokrasiye, otokrasiden demokrasiye
doğru eğilimlerin olduğu karma
bir sistemin içinde yaşıyoruz.
Batı, bizim ne tam olarak
demokrasi ne de tam olarak
otokrasi ile yönetilmemizi istiyor.
İstedikleri bir köprü vazifesi
görüp, arada bir yerde durmamız, ihtiyaçları olduğunda kullanılmamızdır.
Neden Doğumuzda demokrasi
ile yönetilen bir ülke yok?
Cevabı Batımızda neden otokrasi
yok ile aynı aslında!
Batı için otokrasi Nazi katliamlarını doğuran kötü hatıralar barındırır. Bu nedenle otokrasiyi kendilerinden uzaklarda, rahat kullanabilecekleri coğrafyalarda kullanıyorlar.
Ortadoğu için demokrasi kurtuluş reçetesidir. Ama sahip olduğu yeraltı zenginlikleri neniyle
halkın tercihlerine bırakılamayacağı için Batı’ nın demokrasiye
müsaade etmeyeceği aşikardır.
Sömürge dönemi isim değiştirip
emperyalizm olmuştu.
Emperyalizm ise isim değiştirip
küreselleşme adını aldı.
Dostlar,
Sömürgecilik hala devam ediyor!
Türkiye sömürgecilik kuşağının
üzerinde yer aldığı için bu kadar
değerli.
Eğer Türkiye’ de demokrasi
istikrar kazanırsa, Doğu için
model olmakla kalmayıp,
Ortadoğu için “ yapabiliriz! “
inancı yeşermeye başlar
İşte bu inanç, en tehlikeli silahlardan daha tehlikelidir Batı için!
Oysa Türkiye için planlanan şey
arada bir şeydi. Yarı demokrasi
yarı otokrasi temelinde istikrarsız,
yönünü kaybetmiş, ne Batı’ sı
için ne de Doğu’ su için model
olamayacak kadar karmaşık bir
yapı öngörülmüştü.
Türkiye ise sadece köprü olmak
için değil aynı zamanda konaklama, ticaret, sanayi, kültür merkezi de olmak istiyor. Türkiye böyle
isterken, Batı sömürgelerine
yakın güçlü bir Türkiye istemiyor.
Son günlerde olan olayları bu
bakış açısı üzerinden düşünmenizi rica ediyorum.
Nasıl ki Saddam zulmünden yüz
binlerce Kürt Türkiye’ ye sığınmıştı, bugün de tek sığınılacak
kucak Türkiye’ dir!
Neden?
Neden insanlar zalimlerin zul-
münden Türkiye’ ye sığınıyorlar?
Sorgulayın bir tarih hafızanızı?
Kim ne kadar algı operasyonu
yaparsa yapsın, tarihin bu topraklarda verdiği mesaj açıktır:
Türk milleti düşmanına dahi
aman demişse şefkatle muamele eder!
Bizi tarihimizde güçlü kılan şey
sadece savaşçılığımız değildi,
medeniyet anlayışımızdı.
Bize türlü sıfatlar addedebilirler,
bizi türlü suçlarla küçük düşürmeye çalışabilirler ama yarın
üzerimize yapışmayan çamurlar
kuruyup, tel telk dökülürken gerçeğin ışığında tarihin hafızası
yeniden canlanacaktır.
Biz sabırlı, metanetli bir milletiz!
Bizi güçlü kılan da bizim bu tür
karakteristik özelliklerimizdir.
Bizi suça, karanlığa, kaosa zorlayanlara inat doğru yoldan ayrılmayacağız!
Biz bu coğrafyanın tek kurtuluş
reçetesiyiz!
---------Türkiye’ de mesleği eylemci
olan bir kitle var. Bu kitle her
hadisede sokaklara çıkıyor, yakıyor, yıkıyor, sonra da gelecek
eylem sırasına kadar normal
hayatlarına geri dönüyorlar.
Son olan olaylarda da görüldüğü
gibi ünlü Fransız yazar Le
Bon’ nun kitle psikolojisi tezi bir
kez daha geçerliliğini göstermiş
oldu: Kitlelerin hareketinde insanilik değil, hayvanilik hakimdir.
Bir öğretmenin, Hakimin, savcının nasıl ki statlarda kendi takımları için tribünlere uyup kötü sözler söylemesi dışarıdan bakana
garip geliyorsa, işte sokakları
yağmalayanların da benzer kitle
psikolojileri vardır. Kitle hareketlerinde insanların statüsü, bilgisi,
görgüsü önemli değildir, kitle
tüm bu tekil özelliklerden bağımsız olarak hayvani güdülerle
hareket eder.
İşte bu yüzden kitle hareketleri
tehlikelidir. Çünkü kitlenin ne
istediğini tespit edemezsiniz,
zaten ortak bir istek de olmaz.
Tek çözüm yolu kitlelerin büyümesini engelleyerek, zamanla
küçülüp marjinalleşmesini beklemektir.
Eğer kitleler sürekli büyüyorsa
bu artık halk hareketi olma yoluna girer. Gezi’ de bu denendi,
hem de bir çok sembol, ikon,
söylem, kutsal kullanılarak.
Şimdi gelelim Kobani bahanesiyle barbarlık yapanlara!
Barbar diyorum, çünkü okulları,
müzeleri, hatta hastaneleri
yakanları, vatandaşların arabalarını, iş yerlerini talan edenleri
başka bir şekilde izah edemiyorum.
Geçmişteki devlet politikalarının
verdiği acıları anlıyoruz, anladık.
Ama devlet, hükümet geçmişi
silmeye çalışırken yapılan bu
barbarlıklar geçmişi bu kez ters
manada akıllara getirtiyor.
Tıpkı İsrail’ in yaptığı gibi!
Nasıl ki Nazi zulmünden dolayı
Dünya Yahudilere mağdur
gözüyle bakıp onları anlamaya
çalışırken, İsrail’ in yapmış olduğu zulümler Yahudilere gösterilen bu iyi anlayışın sona ermesine ve aksine geçmişi reva görecek derecesinde yorumlanmasına sebep olmuştur, Kürtler de
benzer davranışları sergiliyorlar.
Mağdurluk bir yere kadar anlayış
sağlar!
Sanki tüm bu barbarlıklar Türkleri
Kürtlere karşı nefret uyandırmak
için yapılmış!
Bunun Kürde faydası olmadığı
gibi aksine zararı var!
Operasyonun iki yüzü var: Türk
Kürt’ ten, Kürt de Türk’ ten nefret etsin, birbirlerinden kopsunlar!
HDP artık açık bir karar vermelidir. Hem çözüm süreci deyip
hem de AK Partiyi, hükümeti firavun yerine koyamazsınız.
Evet, bölgedeki tek siyasal rakipleri AK Partidir. Bu nedenle de
varlık sebeplerinin yok olması
karşılığında gelecekteki yerleri
için endişelenebilirler. Ama bu
endişeyi Kürt halkının menfaatlerinin ötesine taşımaları hem onlar
için hem de Türkiye için bir
sorundur.
Kobani’ de sivil yokken nasıl
oluyor da hala soykırım endişesi
duyuluyor?
Türkiye koridor açsın, silahların
geçişine izin versin?
Kime?
PKK’ lı teröristlere!
Siz bu ülkeyle dalga mı geçiyorsunuz?
Siz Türkiye’ yi dün kurulan bir
devlet mi zannediyorsunuz?
Hem PKK ne zaman bir yeri geçmek için koridora ihtiyaç duymuş
ki?
Mesele şu: O bölgede bir insan
dahi kalmasa Kobani’ nin kaybını bölgede yaşayan Kürtler üzerinde farklı göstermektir. Yani ipe
un serilip sorumluluğu Türkiye
üzerine yıkmak istiyorlar. Bu algı
ile bir Kürt toprağının kaybedilmesinin dramatik sonuçlarından
Türkiye sorumlu tutulacaktır.
Nasıl birileri Türkiye dışındaki
Türkmenler için hükümeti sorumlu tutuyorlarsa, aynı oyun Türkiye
dışındaki Kürtler için de söz
konusu!
Zaten Batı medyasında bu tür
algı çalışmalarını uzun zamandır
görüyoruz.
Özellikle Alman medyasında net
bir Türkiye karşıtlığını görebilirsiniz.Batı medyası her zaman
olduğu gibi yaşanları farklı perspektiften görüp,değerlendiriyor.
Bir tane resim ve ya yazı göremezsiniz ki, Kürt eylemciler
okulları, Müzeleri yakıp yıktılar,
yağma yaptılar!
Onlar sadece Kobani üzerinden
Kürtlerin eylem yaptığını, Türk
polisinin de onlara karşı koyduğunu yazıyorlar.
Yani tipik Yahudi taktiği!
Masumiyet üzerinden Kürtlere
sempati, Türklere kötü gözle
bakılmasını sağlayan algı çalışmaları!
Buradan Kürt kardeşlerime şunu
söylemek istiyorum:
Almanya, Fransa ....sizi siz olduğunuz için değil, Türkiye’ ye takoz
olmanız konusunda menfaatlerine yaradığınız için seviyorlar.
Yani, Türkün kötülüğüyle doğru
orantıda sizi seviyorlar!
Türk Kürk’ ün, Kürt de Türk’ ün
alternatifi, tersi, düşmanı değildir!
Aksine tarih boyunca yan yana
olmuşlardır, birbirinin tamamlayıcısıdırlar!
Yakın tarihimizdeki kötü hatıraların mimarları da yine o Osmanlı
sonrası Türkiye’ yi planlayan
Batı’ dır.
Batı’ nın tarihi planlarında Kürt
ve Türk bir arada olmamalı tezi
yatmaktadır.
Kitabın ilk sayfasından okumazsanız, son sayfalardaki yazanları
derinlemesine anlayamazsınız.
İki insan küser, er ya da geç
onlarca yıl geçse de barışırlar.
Biz 1000 yıl beraber yan yana
yaşamışken aramıza Fransız ve
Alman’ ın girmesiyle bu kadim
beraberliği tarihin çöplüğüne
atabilir miyiz?
Atamayız!
Çünkü kaderimiz bir!
Batı’ nın son yıllardaki bu yoğun
anti Türk algı çalışmalarının gelecekte daha nasıl oyunlar göreceğimiz konusunda tahmini bir
şeyler söylüyor olmalıdır.
Buna bugünden daha hazır bir
şekilde hazırlanmalı ve cevap
verebilmeliyiz!
Batı, tarihte de olduğu gibi
sebepsiz yere sevmez!
Hayat ve imtihan’a dair
[email protected]
İnsan, şüphesiz ki yaratılmışların en şereflisi, en
üstünüdür. Kısacası eşref-i
mahlûkattır. Allah, insanı yarattı
ve
diğer
yarattığı bütün
canlı ve cansız
ne varsa onun
emrine amade
kıldı. Güneş, ay,
yıldız, bitkiler,
h a y v a n l a r,
denizler, balıkREÞÝT
lar,
akarsular
CANÝK
her şey insanoğlunun emrine ve istifadesine sunulmuştur.
Peki, insan oğluna bu kadar
imkanlar sunulacak ta bunun
karşılığında bir şeyler istenmeyecek mi? Yani hesaba çekilmeyecek mi? Her şey bu dünyada başlayıp, bu dünya da mı
bitecek. Ye, iç, gez, eğlen,
evlen, para kazan, harca, zengin ol, fakir ol, mazlum ol, zalim
ol, işçinin alın terinin karşılığını
verme, tefeci ol, hırsız ol, yetimin hakkını ye ve sonunda bir
hesap verilmesin. Bu, mümkün
değil
Şüphesiz ki insan, hiç yokken
ana rahminde çeşitli evrelerden
geçerek belirli bir süre kaldıktan (hayat sürdükten) sonra
dünyaya gelmekte, dünyada da
takdir edilen süre kadar yaşadıktan sonra ölüp kabre konulmakta, kıyametle birlikte kabir
hayatı sona ermekte ve büyük
hesap günü başlamaktadır. O
hesap gününde ; “ Kim zerre
miktar hayır yapmışsa onu
görür, kim de zerre miktar şer
işlemişse onu görür” (Zilzal/78).
Yapılan her işte, her faaliyette
mutlak surette bir gaye bir
amaç vardır. Kişinin doktor
olmasının bir amacı, hastanın
hastaneye
gitmesinin
bir
amacı, telefon kullanmanın bir
amacı, ABD’ nin Irak’ ı işgal
etmesinin bir amacı vardır.
İnsanoğlunun da yaratılmasının
ve dünyaya gönderilmesinin
mutlak surette bir amacı vardır.
Cep telefonu imal eden bir
firma, bu telefonu insanların
hizmetine sunarken nasıl kullanılması gerektiği ile ilgili de bir
kullanım kılavuzu vermektedir.
Bu kullanım kılavuzundaki
temel amaç, hiç kuşkusuz ki
cep telefonunun en iyi şekilde
nasıl kullanılacağı, özellikleri,
kapasitesi, tuşların görevleri vs.
detaylı olarak bilgi vermektir.
Anlamadığımız veya ilave bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda ise
anlayan birisine veya yetkili
servisine sorarız.
Yüce Yaradan insanoğlunu
yaratacak, dünyaya gönderecek, ona hayat alanı sunacak,
güneş, ay, yıldız, bitkiler, hayvanlar, yer üstü ve yer altı ne
varsa ona hizmet edecek ve
onun emrinde olacak. Onun
hayatiyeti için tatlı su sunacak,
bulutlar yağmur getirecek,
sonra da başıboş mu bırakılacak? Tıpkı buz dolabını, cep
telefonunu imal eden firmanın
bu ürünlerin yanında kullanım
kılavuzu verdiği gibi Yüce
Yaratıcı da zamanla kitap ve bu
kitapları insanlara bildiren peygamberler (En son olarak
Peygamberimize
Kur’ an-ı
Kerim indirilmiş ve dolayısıyla
önceki dinlerin hükmü de
geçersiz kılınmıştır) göndermiştir. İsteyen bu peygamberlere
inanmış istemeyen ise inanmamıştır. Ama sonuç itibariyle hiç
kimse öbür tarafa gitmeye
engel olamamıştır ve olamayacaktır. Mahkeme-i kübrada
mutlak surette hesabı önüne
getirilecektir. O gün artık durumu kötü olanlar için çok geç
olacaktır.
Dünya hayatı iyi ile kötünün,
doğru ile yanlışın, samimi olan
ile riyakarın, helal ile haramın,
dürüst ile yalancının velhasıl
hak ile batılın mücadelesidir.
Hakkın karşısında mı olduk
yanın damı olduk, adil mi olduk
fasık mı olduk, mazlumun
yanında mı olduk zalimin yanında mı?
Kur’ an-ı
Kerimde
,
“ Andolsun ki sizi biraz korku
ve açlık; mallardan, canlardan
ve ürünlerden biraz azaltma
(fakirlik) ile deneriz. (Ey
Peygamber!) Sabredenleri müjdele” denilmektedir (Bakara
155).
Ayette belirtildiği üzere insan
hayatında bir takım olaylarla
imtihan edilmektedir. Zenginlik
verilip fakirleri gözetip gözetmediği, zekatını verip vermediği, yetki verildiğinde maiyetindekilere adil davranıp davranmadığı, fakirleştirildiğinde, hastalandığında, başına bir olay
geldiğinde nasıl bir tavır içerisinde olacak. İsyankâr mı olacak yoksa bunun kendisi için,
günahlarına bir kefaret olarak
imtihan olduğu bilinci ile sabır
mı
edecek?
Sabrederse
Cennetle müjdeleneceği ifade
edilmektedir.
Basit bir ifade ile insan, iradesi dışında yaratıldı ve dünyaya gönderildi. Allah onun rızkını
verdi. Ona özgür bir irade
verdi. Ona iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı, hayrı ve şerri,
hakkı
ve
batılı
bildirdi.
Bildirilenlerden yapılması isteneni yapanlar, yapılması istenmeyeni de yapmayanlar cennete, aksini yapanlar da cehenneme gideceklerdir.
Bu gün dünyada cereyan
eden olaylara baktığımızda
İslam dinini insanlara kötü göstermek için algı operasyonu
yapıldığı, bir takım terörist
grupların yaptığı eylemleri
İslam’ a
mal
ederek
İslamafobya
oluşturulmaya
çalışıldığı görülmektedir.
Halbuki Allah “ Biz seni
ancak âlemlere rahmet olarak
gönderdik”
demektedir.
(Enbiya/107).
Rahmet; merhamet, acımak,
esirgemek, bağışlamak anlamına gelmektedir.
Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor:
"Resulullah (s.a.v) buyurdular
ki: "Allah, rahmeti yüz parçaya
böldü. Bundan doksan dokuz
parçayı kendine ayırdı. 1’ ini de
yeryüzüne indirdi. Bu tek cüzden nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlûkat birbirlerine
karşı merhametli davranır. At,
yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır."
Allah bizleri ağır bir imtihana
tabi tutmasın ve rahmetiyle
kuşatsın.
28 EKİM 2014
HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA
SPOR
Tokatköyspor çoştu bir kere!
İstanbul 1.Amatör Lig 13.grupta
Tokatköyspor, Ortaçeşme stadında
Sultantepespor'u konuk etti.
Oldukça çekişmeli geçen mücadelede bolca gol vardı.
Karşılaşmaya oldukça
tutuk başlayan
Tokatköyspor, bunun cezasını kalesinde 2 gol görerek
ödedi ve soyunma odasına
boynu bükük girdi. Devre
arasında soyunma odasında her ne konuşulduysa o
Tokatköyspor gitti yerine
sanki başka takım geldi.
Murat perdeyi açtı
Dakikalar 55'i gösterdiğinde sahneye murat çıktı ve
farkı bire indiren golü
kaydetti. Bu golden
hemen 4 dakika
sonra bu sefer
Samet topu ağlara
gönderdi ve karşılaşmaya eşitlik geldi.
Yakaladığı beraberlikten
sonra galibiyet neden olmasın diye saldıran ev sahibi
ekipte, 65.dakikada Yasin
Tokatköyspor'u 1 farkla öne
geçirdi. Maç artık bu skorla
bitti denirken, bu kez sahneye oyuna sonradan dahil
olan Furkan çıktı ve takımını
2 farkla öne geçirmeyi
başardı. 4-2. Bu sonuçlardan sonra Tokatköyspor
altın değerinde 3 puanı
hanesine yazdırırken,
Kartalgücü'nün üstünde yer
alıp, bir diğer rakibi
Taçspor'u da yakalamış
oldu. Haber: Melih ÖZTÜRK
İstanbul Süper Amatör Lig 6.grup mücadelesinde alt sıralardan kurtulmak isteyen
İstanbulspor, Namık Sevik Stadı'nda, grup lideri Güngörenspor'u konuk etti. Haftaya
namağlup giren konuk ekip ikinci yarıda oynadığı etikli futbolla karşılaşmadan 3-1 galip
ayrıldı ve liderliğini devam ettirdi.
verdi. Bu pozisyonda İstanbulspor
teknik heyet ve futbolcularının penaltı
itirazları sonucu
değiştirmedi.
61.dakikada ani
gelişen
Güngörenspor atağında kaleciyi
çalımlayan tecrübeli
golcü Murat Dilek
boş pozisyonda
Erdi'ye vermek yerine kaleye vurdu,
top üstten auta
gitti.
Jeneriklik gol
Karşılaşmanın
67.dakikasında sol
kanattan Mert'in ortasında golcü oyuncu
Erdi'nin yarım volesi
günün başarılı ismi
Cemil'i çaresiz bıraktı
1-1. 76.dakikada
gelişen
Güngörenspor atağında sağ kanattan
ceza sahasına giren
Muhammed'in yerden ortası Sercan'ın
eline çarpınca mücadelenin hakemi
Deniz Hasanoğlu
penaltı noktasını gösterdi. Topun başına
geçen Murat Dilek
topu ağlara göndererek konuk ekibi 2-1
öne geçirdi.
Sultanbeyli Belediyespor
Bursa’da farklı mağlup
Bölgesel Amatör Lig 9. Grupta zirveyi zorlayan
Mudanyaspor, geriye düştüğü maçta iki kanat oyuncusu
Ali ve Ramazan ile grubun güçlü ekibi Sultanbeyli
Belediyespor’u 4-1 yenerek averajla ikinci sıraya oturdu.
Güngörenspor tam gaz
Mücadelenin ilk
tehlikeli atağı konuk
ekipten geldi.
15.dakikada
Özgür'ün uzun
pasına hareketlenen Erdi'nin aşırtma
vuruşu direkten geri
geldi. 23.dakikada
ev sahibi ekipten
Serkan'ın sert
şutunda genç kaleci Eyüp topu kornere çeldi. İlk yarının
son dakikasında
Hakan Denizci'nin
kafa ille indirdiği
topu önüne alan
Samed Ali'nin sert
şutu ağlarla buluştu
1-0. İlk yarı ev sahibi ekibin üstünlüğü
ile tamamlandı.
Karşılaşmanın
60.dakikası oyunun
dönüm noktası
oldu. Özgür ile
kaleci Eyüp anlaşmazlığında topu
önünde bulan
Samed Ali kaleci
Eyüp'ü geçmeye
çalışırken yerde
kaldı. Tartışmaya
açık pozisyonda
mücadelenin hakemi Deniz
Hasanoğlu, Samed
Ali'nin kendini yere
bıraktığını düşündü
ve devam kararı
81.dakikada ev sahibi ekibin kazandığı frikikte topun
başına Hüseyin geçti.
Hüseyin'in vuruşu az farkla
auta çıktı. Mücadelenin
86.dakikasında
İstanbulspor defansının
arkasına hareketlenen Erdi
kaleci Cemil'i geçerek topu
ağlara gönderdi ve karşılaşmanın skorunu belirleyen gole imza attı 1-3.
Mudanyaspor başarılı ve maçın
yıldız oyuncusu Ali, Sultanbeyli’ nin
defansına maç boyunca zor anlar
yaşatırken, Ali bu başarısını attığı 3
gol ile taçlandırdı.
Karşılaşmaya hızlı başlayan konuk
ekip henüz 10.dakikada sağdan
ortalanan topa kale önünde yükselen
Cenk takımını 1-0 öne geçirdi. Yediği
golün ardından ataklarını sıklaştıran
Mudanyaspor, beklediği golü Ali’ nin
ayağında 22.dakikada buldu. Bu
dakikada Ramazan sağdan indi sol
kanattan Ali’ yi gördü, Ali’ nin şutu
durumu 1-1 yaptı.
Golden sonra rakibini kendi
sahasına hapseden Mudanyaspor,
Ali’ nin 38.dakikada attığı golle 2–1
üstünlüğe ulaştı. Hız kesmeyen
Kırmızı-Yeşilliler, 40.dakikada bir kez
daha sahneye çıkan Ali takımının ve
kendisinin 3’ üncü golünü attı.
Devre Mudanyaspor’ un 3-1’ lik
galibiyetiyle tamamlandı.
İkinci yarıya da hızlı başlayan
Mudanyaspor,
51.dakikada
Ramazan’ ın ceza sahasında
düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı
Mücadele boyunca bizlerden yardımını esirgemeyen saha komiserimiz
Sayın Zafer Çatalkaya'ya
teşekkür ederiz. HaberFotoğraf: Erdem SAĞOLAN
Reşitpaşa 90’da güldü
İstanbul Süper Amatör Lig 3.grup 8.hafta karşılaşmasında Reşitpaşa ile
Küçükköy Sarıyer Belediyesi Çayırbaşı stadında karşı karşıya geldiler.
Küçükköy taraftarlarının takımlarını bu zorlu deplasmanda yalnız bırakmadıkları karşılaşmayı Reşitapaşa 90.dakikada İlyas’ın attığı golle 1-0 kazandı.
Karşılaşmanın başından
sonuna kadar müthiş bir çekişmeye sahne olan mücadelenin
27.dakikasında
Küçükköy’ den Serhat’ ın
İlyas’ a müdahalesine karşılaşmanın hakemi direkt kırmızı
kart çıkardı. Bu pozisyona hem
saha içinden hem de tribünlerden itirazlar geldi. Küçükköy
futbolcuları hakemin etrafını
sararak kırmızı kartın yanlış
olduğu yönünde itiraz etselerde karar değişmedi ve
Küçükköy bu dakikadan sonra
mücadeleye 10 kişi devam
etmek zorunda kaldı. İlk yarı
da her iki takımda yakaladıkları
şansları değerlendiremedi ve
karşılaşmanın ilk yarısı 0-0
sona erdi.
07
İkinci yarıya baskılı başlamak
isteyen Reşitpaşa karşısında
dirençli bir Küçükköy gördü. 10
kişi ile mücadele eden deplasman ekibi kontra ataklarla tehlikeli olmaya çalıştı. Reşitpaşa ise
1 kişi üstün olmanın avantajını iyi
kullanamadı. Karşılaşmanın ikinci yarısının büyük bölümü orta
saha mücadelesi şeklinde geçti.
İki takımda beraberliğe razı bir
oyun ortaya koyarken, karşılaşmanın 90.dakikasında ani gelişen ev sahibi ekip atağında
defanstan Yunus topu uzaklaştırdı. Top İlyas’ ın önünde kaldı.
İlyas kaleci ile karşı karşıya kaldı
ve soğukkanlı bir vuruşla topu
filelere göndererek Reşitpaşa’ yı
1-0 öne geçirdi.
Bu golden sonra Küçükköy
cephesinden
Hakeme tepkiler yükseldi.
Hakemin karşılaşma
boyunca tüm takdir haklarını
Reşitpaşa lehine kullandıklarını
iddia eden Küçüköy cephesinden hakemlere tepkiler dinmek
bilmedi. Küçükköy cephesi
rakipleri Reşitapaşa'yı tebrik
ederken, herhangi bir olay
olmadan stadtan ayrıldılar.
Haber-Fotoğraf: Turgay TOKEL
İsmail önce kaleciye nişanladı,
dönen topu İsmail kafayla
tamamlayarak takımının 4’ üncü
golünü attı. Bu golden sonra rahatlayan Poyraz rakibine çok az
pozisyon vererek maçı 4-1
kazanmasını bildi ve puanını 11’ e
çıkararak averajla ikinci sıraya
yerleşti.
SAHA: Mudanya
HAKEMLER: Onur Güneş (5), Ali
Aydoğdu (7). Celal Ertaş (7).
MUDANYASPOR: Tugay (7),
Mehmet (6), İbrahim (7), Özgür (7),
Bülent (7), Arif (7), Ramazan 8
(Sinan 6), Mesut (8), Bartu 6
(Abdullah 6), İsmail (8), Ali 8 (Özgür
6).
SULTANBEYLİ BELEDİYESPOR:
Ayhan Dk.15 sakatlandı (B. İbrahim
4), Emrah (5), Cihan (5), Halim (5),
Erol (5), Gökhan (5), Caner (5),
Hakan 4 (Mehmet 4), Okan 4
(Ömer 4), Cenk (5), K. İsmail (5)
GOLLER: Dk.22-38-40 Ali, Dk.51
İsmail (Penaltı) (Mudanyaspor),
Dk.10
Cenk
(Sultanbeyli
Belediyespor)

Benzer belgeler

SINGLE_Layout 1 - gerçek medya gazetesi

SINGLE_Layout 1 - gerçek medya gazetesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden Üsküdar- Ümraniye-Dudullu-Çekmeköy ve Sancaktepe Metrosu için çalışmalar aralıksız sürüyor. Tek yönde saatte 45 bin yolcu taşıyacak olan ...

Detaylı

SINGLE_Layout 1 - gerçek medya gazetesi

SINGLE_Layout 1 - gerçek medya gazetesi Gazetemiz; Anadolu Yakasý Gazeteciler Derneði Üyesidir

Detaylı